TÜRKİYE DE BEŞİKTAŞ TAN BAŞKA TAKIMDA OYNAMAM Sondakika Gazetesinin Magazin Turu,

Transkript

1 SAYFA 01 TÜRKİYE DE BEŞİKTAŞ TAN BAŞKA TAKIMDA OYNAMAM Sondakika Gazetesinin Magazin Turu, bu hafta da dop dolu kalecilerinden olan olan Beşiktaş ın Beşiktaş ın kalecisi kalecisi Tolga Tolga Dünya nın Dünya nın sayılı sayılı kalecilerinden Zengin; Sondakika Sondakika Gazetesinden Gazetesinden Yavuz YavuzAtalay a Atalay a konuştu. konuştu. Bir Bir Zengin; davette bir bir araya araya gelen gelen Zengin Zengin ile ileatalay; Atalay; derin derin sohbet sohbet etti. etti. davette Trabzonspor döneminden döneminden Beşiktaş Beşiktaş dönemine dönemine ve ve Beşiktaş ta Beşiktaş ta Trabzonspor ki ki mevcut mevcut duruma duruma kadar kadar birçok birçok konuyu konuyu konuşan konuşan başarılı başarılı file file bekçisi bekçisi Zengin; Zengin; Trabzonspor Trabzonspor camiasına camiasına da da mesaj mesaj gönderdi. gönderdi. Tolga Zengin; Zengin; Camiaya Camiaya değil, değil, bazı bazı kişilere kişilere kırgınım kırgınım dedi. dedi. Tolga ÖZEL RÖPORTAJ Yavuz ATALAY KIRMIZI SARI Problem yokmuş! Beşiktaş ın Milli Kalecisi Tolga Zengin; Sondakika Gazetesine konuştu SON TRANSFERİM OLUR İNŞALLAH Trabzonspor dan transferimle ilgili çok fazla konuşmak istemiyorum aslında. O kulübe neler verdiğimi herkes biliyor. Ki benim verdiklerim bir şey değildir o kulübün bana verdiklerini her seferinde söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Ondan dolayı ben kulübüm zarar görmesin insanlar zan altında kalmasın diye bende basın açıklaması yaptım üstün körü de olsa bazı şeyleri söyledim. Transferimin kulübün menfaatleri doğrultusunda yapıldığını açıkladım. Bana söylenenleri hiçbir zaman söylemedim, konuşmadım. Türkiye' de futbol oynayacaksam bu kulüp Beşiktaş'tır. Başka kulüpte de ne olursa olsun oynamam. >>> S.8-9 MAVI Güzel oyuncu Merve Boluğur önceki gün alışveriş için Zorlu Center Avm deydi. Alışverişe yalnız gelen Merve Boluğur'a Murat Dalkılıç sorulunca "Murat ın işleri bu aralar çok yoğun az önce beraberdik fakat o stüdyoya geçti. Her şey yolunda eskisinden çok daha mutlu ve huzurluyuz arkadaşlar hiçbir problem yok" dedi. hepsi ve daha fazlası >>>S.2 TRABZONSPOR A KIRGIN DEĞİLİM Trabzonspor ile yaşanan yol ayrılığına ilişkin de konuşan Zengin; Benim Trabzonspor'a hiçbir zaman kırgınlığım küskünlüğüm olamaz. Şahıslara olabilir ama bunu kulübe mal edemem. Orası benim üst kimliğimdir. Şu an içinde Beşiktaş böyle dedi. SERENAY SARIKAYA Evleneceğim kişi ile benim fotoğrafımı çekmeyin!!! TARİHTEN BİR KİŞİ İSMİ FATİH, ŞANI SULTAN 16 Mart 2014 Pazar Sondakika Gazetesinin Tarihten Bir Kişi köşesinin bu haftaki konuğu, İstanbul Fatih i: Fatih Sultan Mehmed 2 de İzmir Emiyeti nde artçı depremler devam ediyor EMNİYET EMNİYETTE Mİ e y e l a Müdah m a v e d 17 Aralık ve 7 Ocak tarihlerindeki operasyonların ardından başlatılan İç temizlik operasyonlarından İzmir de nasibini aldı. Geçtiğimiz günlerde 223 komiser ve polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Şimdi ise, şube müdürlerinin EMNİYETTE DEĞİŞİME DEVAM İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ndeki görev değişiklikleri, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 17 Aralık 2013'te yaptığı yolsuzluk operasyonundan bir gün sonra başladı ve 7 Ocak 2014'teki liman operasyonundan sonra da devam etti. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'nde, 17 Aralık ve 7 Ocak tarihlerindeki operasyonların ardından başlayan tayin dalgasına yenileri eklendi. İki gün önce toplam 223 komiser ve polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Bugün de beşi şube müdürü, ikisi şube müdür yardımcısı ve ikisi emniyet amiri olmak üzere dokuz kişinin daha görev yeri değişti. İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve ardından çeşitli birim ve rütbelerdeki yaklaşık bin 500 polisin görev yeri değiştirildi. Ayrıca İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay görevden alınarak yerine Sami Uslu atandı. Uslu, 33 gün sonra alınarak yerine Celal Uzunkaya getirildi. DİĞER İLLERDE DE DURUM AYNI İzmir de yaşanan deprem, diğer illerde de yaşanıyor. Resmi Gazete'de yayımlanan atama ve görevlendirme kararlarına göre, Giresun Emniyet Müdürü Hikmet Bulak, Muğla Emniyet Müdürü Ahmet Akbal, Sivas Emniyet Müdürü Selçuk Kızılay ve Van Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul, başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alındı. Giresun Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Uğur Öztürk, Muğla Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Veysal Tipioğlu, Sivas Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Turgay Çalışkan ve Van Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Mahmut Karaaslan atandı. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar görevlendirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine ise Ömer İlhan Güneş getirildi. S.7 Yasama da sende yürütme de Afyon mitinginde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi, diyerek Başbakan Recep TAyyip Erdoğan a seslendi. S.16 Musevilere tapu piyangosu İzmir Musevi Cemaati Vakfı, mal varlıklarına kavuştu. 18'i havra, 4'ü dükkan olmak üzere mezarlık ve arazilerin bulunduğu 25 gayrimenkul ve eserin geri verilmesi talebinde bulunan İzmir Musevi Cemaati, 15'inin tapusunu aldı. Tapusu alınan mallar arasında 11 havra bulunuyor. İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Sami Azar, İzmirli Musevilerin 1492 yılında İspanya'dan kovulan Sefarad Yahudileri olduğunu anlatan Azar, çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere Türkiye'deki Musevilerin sayısının bin civarında olduğunu, İzmir'de de yaklaşık 350 aileye mensup bin 100 civarında Musevi'nin bulunduğunu, vurguladı. S.7 Öğrenciler, üniversitede olay çıkardı Dokuz Eylül Üniversitesi Dokuzçeşmeler Yerleşkesindeki Yabancı Diller Yüksekokulu önünde bir araya gelen bir grup öğrenci, yürüyüşün ardından basın açıklaması yaptı. Öğrenciler, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre, ''vatana ihanet'' suçundan idam cezasına çarptırılan ve AB uyum yasaları ile idam cezası kaldırıldığı için İmralı Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'la ilgili "Öcalan'a özgürlük" imza kampanyası standı açtı. Pankartların ve posterin kaldırılmasını isteyen polis ekiplerine, öğrencilerin taş ve sopalarla karşılık vermesi üzerine çevik kuvvet ekipleri, gruba müdahale etti. Çıkan arbedede 9 kişi gözaltına alındı. S.3 Vatandaş ücretsiz seyahatte Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, 10 milyon kişinin ücretsiz seyahat ettiğini savundu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar: "65 yaş üstü yaşlılarımız, engellilerimiz, engellilerimize refakat eden bir kişi, şehit yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere yaklaşık 10 milyon kişi artık ücretsiz seyahat ediyor" dedi. Hotar, parti olarak büyük önem verdikleri yaşlı ve engellilere yönelik başlattıkları çalışmanın, yayımlanan yönetmelik ile karşılığını bularak hayata geçirildiğini belirtti. S.7 NEFES YETMEDİ A A k n s m d 15

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 16 Mart 2014 Pazar Yavuz ATALAY TARİHTEN BİR KİŞİ: FATİH SULTAN MEHMED II. Mehmed veya Fatih Sultan Mehmed Yedinci Osmanlı padişahı. Sultan II. Murad ve Hüma Hatun un oğludur. İstanbul'u fethetmesinden sonra Ebû ʾl-Feth ve daha sonraki asırlarda Fâtih lakabıyla anılmıştır. Ayrıca döneminde Avrupa'da Büyük Türk (Grand Sondakika Gazetesi, bu hafta sizler için Fatih Sultan Mehmed i sütunlarına taşıdı. Fatih Sultan Mehmed i bir de bizden okuyun Arda Turan triplerde Arda Turan, adının bir dönem aşk iddialarına karıştığı Aslıhan Doğan ile nispet pozu verdi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'a gelen Arda Turan'ın eski ran, sosyetik güzelle bu samimi pozu verip eski aşkına nispet yaptı. YORUM: Şimdi Arda cım; bi adam bi takım tutar. Öyle; sevdiğin kişiyle evlenemiyorsan her şeye rağmen evlenmemektir. Öbür türlü, nişanlısı Sinem Kobal'dan küçükken Fenerbahçeliydim, sen ona, o intikamı acı oldu! Yıldız futbolcu, Kobal'ın Muratcan Ak- akar, Trabzonspor benim için tıkça; ya kolumu kessen Sarı-Kırmızı sana trip atdoğan'la yeni bir aşka yelken hep özel olmuştur, Kartal a sen açmasına öfkelendi. İstanbul'a sevgim zaten vardı, gibi şeylere kazanırsın, geldiğinde gecelere dalan Arda gerek yok! Bu söylemlere Türk ya o Ama Turan, bir dönem adının aşk Futbolunda da rastlıyor, Türk ikiniz de dedikodularına karıştığı Aşkında da Aşk farklı bişeydir. Sabırdır, beklemektir hatta kazanamazsınız Aslıhan Doğan'la buluştu. Tu- Turco) olarak da zikredilmiştir. İstanbul'un fethi, Orta Çağ ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olmuştur. Bundan dolayı Fatih, "çağ açan hükümdar" olarak da tanınır. İstanbul'un fethinden sonra Kayser-i Rum unvanını da kullanmaya başlamıştır. İstanbul'un fethiyle 1000 yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu son bulmuştur. Fatih, çıkardığı yasalarla devleti önemli ölçüde yeniden biçimlendirmiştir. İstanbul un Fethi Mehmed kuşatma hazırlıklarına 1451 sonlarında başladı. Boğaz ın Anadolu yakasında büyük dedesi Bayezid in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı nın inşa emrini verdi. İmparator Konstantinos Mehmed e hisarın yapımı için kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek için elçiler gönderdi ancak Mehmed elçileri kabul etmedi. İmparator en son 1452 nin Haziran ayında barış görüşmeleri için bir kere daha elçilerini gönderdi ancak Mehmed elçileri yine reddetti. Bunun anlamı savaştı. Hisar 1452 ninağustos ayında tamamlandı. Böylece boğazın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğazdan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı sonlarında ödeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Söz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dökümcüsü tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisindenkonstantinopolis in surlarını yıkabilecek güçte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da "Ne Konstantinopolis, ne de Babil in surlarının karşı koyabileceği bir top yapabileceğini" söylemişti. Öte yandan bu gelişmeler karşısında İmparator Konstantinos Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bunlar sonuçsuz kaldı. Yalnızca Cenova 1452 nin Kasım ayında yardım göndermeye karar verdi ve Giovanni Giustiniani komutasında 700 asker taşıyan Ceneviz kadırgaları 26 Ocak 1453 te Konstantinopolis e vardı. İmparator Konstantinos, Giovanni Giustiniani yi kara kuvvetlerinin başkumadan yaptı. Kostantinopolis teki asker sayısı civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Daha evvel 700 İ- talyanı taşıyan yedi Girit ve Venedik gemisi Şubat ayında şehirden kaçmıştı. BELKİ DE PROBLEM:Yavuz ATALAY Bayılıyorum bu saçmalıklara Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy çifti, Rumeli Kavağı ndaki bir balıkçıda arkadaşlarını bir araya getirdi. Bir yandan yemek yiyen bir yandan da sohbet eden ekip, mekânda iki saat kaldı. Sarıkaya ve Ulusoy, birlikte görüntülenmemek için restoranı ayrı ayrı terk etti. YORUM: Evleneceğin kişiyle birlikte poz vermemek de nedir? Laz mısınız? Bayılıyorum ya bu şekillere Sinem in acısı büyükmüş Sinem Kobal ve Fahriye Evcen birlikte alışveriş yaparken görüntülendi... İki ünlü oyuncu Fahriye Evcen ve Sinem Kobal Akmerkez AVM de görüntülendi. Kobal, muhabirlere 'Acımız büyük böyle bir günde konuşulur mu?' diyerek Berkin Elvan için üzüntüsünü dile getirdi. Sokaklarda kol kola yürüyen iki oyuncunun samimi tavırları objektiflere Demet Akalın ın yeni mesleği Demet Akalın, önceki gün Bebek'te yaşam koçu Şeyda Çoşkun'la buluştu. Kızı Hira'ya hamileliğinde 25 kilo alan Demet Akalın, önceki gün Bebek'te yaşam koçu Şeyda Çoşkun'la buluştu. Kalan 10 kilo fazlasını vermeye çalıştığını söyleyen Akalın; gazetecilerle yaptığı sohbette, Gülben Ergen'e ideal bir eş aradığını söyledi: "Gülben'e adam gibi adam bulamadık. Okan'ın memleketine bakıyoruz; bulursam hemen götüreceğim." YORUM: Demet Akalın ın her açıklaması, her söylemi beni şaşırtmıştır. Bir insan, kendi işi dışında her işe karışır mı, arkadaş! Karışır Canlı örneği: Demet Akalın Sayın Akalın, a- yarlama işleri lisede kaldı. Ben, sen liseyi geçtin diye biliyorum yansıdı. YORUM: Bak bak bak Sinem in acısı büyükmüş. Berkin Elvan a yas tutuyormuş. Sinem, hastaneye kaç defa gittin; bi de bana da Magazin Turu problemin olmamasıdır Güzel oyuncu Merve Boluğur önceki gün alışveriş için Zorlu Center Avm deydi. Alışverişe yalnız gelen Merve Boluğur'a Murat Dalkılıç sorulunca "Murat ın işleri bu aralar çok y- oğun az önce beraberdik fakat o stüdyoya geçti. Her şey yolunda eskisinden çok daha mutlu ve huzurluyuz arkadaşlar hiçbir problem yok" dedi. YORUM: Merve, problem yok diyip duruyorsunuz Bu ayrılıklar niye oluyor acaba? Bundan öncekiler için de problem yok diyordun ama ayrıldın. Merak ediyorum Acaba, problem; problemin olmamasında mı..? VİZYONA GİRECEKLER Transformers : Kayıp Çağ Nuh: Büyük Tufan Üç yıl önce Chicago'da yaşanan savaşın Ölümcül bir sel felaketi dünyadaki tüm yaşamı tehdit ardından, Autobot'lar NEST'in yardımlarıyla ettiğinde Hz. Nuh Tanrı'dan aldığı kutsal bir emir Deception'ları yok etmeye devam ediyorlardır. Ancak öte yandan Skyquake bir aster- gemiye her canlı türünden örnekleri alarak insan ve doğrultusunda bir gemi inşa etmeye başlar. Bu devasa oit parçası nedeniyle ölen Deception'ları canlı hayatının devamlılığını emniyet altına alacaktır. yeniden hayata döndürmektedir. Öncelikli amaçlarından bir diğeri de eşi Naamah ile Megatron'un ölmesi ve Cybertron'un da ağır bir şekilde hasar görmetarmaktır. Öte yandan yaşadıkları yerde bulunan insan- oğulları Ham, Shem ve arkadaşı Ila'nın hayatlarını kursiyle birlikte Deception'ların kontrolü lar Nuh'un planını öğrenip onu öldürmeye yelteneceklerdir. Ancak Nuh ne pahasına olursa olsun ürkütücü Skyquake'e kalmıştır. Artık son teknoloji ürünü silahları 'Trypticon'ı tasarlamalarıyla birlikte hem Pentagon hem de mudunu korumaya ve bu zorlu bir şekilde yükselmekte olan su seviyesine karşı u- Amerikan ordusu görevi yerine getirmeye çalışacaktır. için büyük bir tehdit haline gelmişlerdir. Nuh rolünde Akademi Autobot'lar ve Ödüllü Russell Crowe'u i- NEST dünyayı olası zlediğimiz filmde Crowe'a Jennifer Connelly, Emma Watson bir kaostan kurtarabilmek için hızlıca ve Anthony Hopkins gibi isimler hareket etmek ve geç eşlik ediyor. Filmin yönetmeni ise olmadan Deception'ları durdurmak leyici karşısına çıkan ünlü yönet- en son Black Swan filmiyle iz- zorundadır. men Darren Aronofsky. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise en az idi. Ayrıca Mehmed yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünerek bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara girişine vardı. Osmanlı ordusu 23 Mart ta Edirne - den hareket etti ve 2 Nisan da Konstantinopolis e vardı. Aynı gün Haliç in girişi zincirle kapatıldı. Karargâhını Romanus kapısının karşısına Maltepe ye kuran Mehmed son kez teslim çağrısında bulundu ama imparator reddetti. 6 Nisan sabahı ilk saldırı başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü. İmparator Konstantinos, Giustinani ile birlikte Romanus kapısını savunuyordu. Şehzade Orhan da Marmara kıyısındaki kıtalardan birini yönetiyordu. 20 Nisan günü Papa nın gönderdiği üç Ceneviz gemisi ve Sicilya dan gelen bir Rum yük gemisi şehrin açıklarında belirdi. Marmara denizinde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde dört gemi Haliç e girmeyi başardı. Donanmasını bir şekilde Haliç e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmed gemilerini karadan geçirmeye karar verdi. Bugünkü Dolmabahçe den Kasımpaşa ya uzanan güzergaha kalaslar döşendi ve 70 kadar gemi silindirler üstünde22 Nisan sabahında Haliç e indirildi. Böylece Haliç in kontrolü Osmanlıların eline geçti. Öte yandan kuşatmanın yedinci haftasında Osmanlılar hâlâ kesin bir sonuç alamamıştı. Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmed i teslim çağrısı yapmaya ikna etti ancak imparator teklifi yine reddetti. Bunun üzerine Mehmed 24 Mayıs ta ayın 29 unda karadan ve d- enizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu. Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa düzenledi. Osmanlı ordusu 29 Mayıs ın ilk saatlerinde taaruza başladı. Osmanlılar son taaruzu üç dalga halinde gerçekleştirdiler. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdılar, ardından Anadolu birlikleri onların yerini aldı. Son olarak öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında büyük moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet s- abah saatlerinde Osmanlı askerleri "Kerkoporta" adlı kapıdan içeri girmeyi başardılar ve kapının üzerindeki burca Osmanlı sancağını diktiler. Mehmed fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Ayasofya ya giderek namaz kıldı ve min-bad (bundan sonra) tahtım İstanbul'dur diye buyurdu. Şehir zorla alınmıştı, bu yüzden dinî hukuka göre yağmalanabilirdi.[kaynak belirtilmeli] Yağma üç gün sürdü.[kaynak belirtilmeli]imparator Konstantinos'un akıbeti meçhuldür. Kimi kaynaklar cesedinin bulunamadığını söylerken, Babinger gibi bazı tarihçiler imparatorun cesedinin mor ayakkabılarından teşhis edildiğini yazar. Alphonse Lamartine eserinde imparatorun cesedinin bulunduğunu ve Fatih'in Konstantin için Hristiyan usulü cenaze töreni düzenlediğini belirtir. Şehzade Orhan ise keşiş kılığında şehri terketmeye çalışırken yakalanıp idam edildi. Fatih şehrin ticaret merkezi olan Galata dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı. Rum Patrikhanesi nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni Patrikhanesi kurdurdu. II. Mehmed İstanbul u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı. Yıl: 3 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Mart 2014 Pazar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Mart Şubat Pazar Perşembe Gümbet te ev güme gidiyordu Gümbet Mahallesi'nde iki katlı evin alt katında çıkan yangın, ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü Bodrum'da iki katlı evde çıkan yangın, ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü. Gümbet Mahallesi Kaktüs Sokak'ta Ayşe Kara'ya ait iki katlı evin alt katında, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın, evin büyük bölümünü sardı. Bölgede devriye yapan polis ekiplerinin haber vermesi üzerine olay yerine gelen Bodrum ve Konacık belediyelerine bağlı itfaiye ekipleri, yangına kısa sürede müdahale etti. Yangın sırasında evde bulunmayan ev sahipleri, komşuların haber vermesi üzerine geldi. Evinin yandığını gören Ayşe Kara, sinir krizi geçirdi. Kara, gazetecilere yaptığı açıklamada, yangın sırasında evde olmadıklarını belirterek, "Gelinime gitmiştim. Evimin yandığı haberini alınca geldim. Nasıl çıkmış bilmiyorum. İçeride kimse yoktu" dedi. Yangında evde hasar meydana geldi. Polis ekipleri, yangının çıkış nedeni ile ilgili inceleme yaptı.(aa) Dokuz Eylül de arbede İzmir'deki izinsiz gösterilerde gözaltına alınan 41 kişi, serbest bırakıldı İstanbul'daki Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında yaralandıktan sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan için İzmir'de yapılan eylemlerde gözaltına alınan 41 kişi, serbest bırakıldı. Kentte dün yapılan gösterilerde gözaltına alınan 41 kişinin, emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Bu kişiler hakkında "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet", "Polise mukavemet", "Kamu mallarına zarar vermek" suçlamalarıyla düzenlenecek evrakın ise İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği kaydedildi. Öte yandan, Dokuz Eylül Üniversitesi Dokuzçeşmeler Yerleşkesindeki Yabancı Diller Yüksekokulu önünde bir araya gelen bir grup öğrenci, yürüyüşün ardından basın açıklaması yaptı. Öğrenciler, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre, ''vatana ihanet'' suçundan idam cezasına çarptırılan ve AB uyum yasaları ile idam cezası kaldırıldığı için İmralı Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'la ilgili "Öcalan'a özgürlük" imza kampanyası standı açtı. Pankartların ve posterin kaldırılmasını isteyen polis ekiplerine, öğrencilerin taş ve sopalarla karşılık vermesi üzerine çevik kuvvet ekipleri, gruba müdahale etti. Çıkan arbedede 9 kişi gözaltına alındı. (AA) CHP yi taşladılar Turgutlu ilçesinde CHP konvoyuna düzenlenen taşlı saldırıda 1'i polis, 2 kişi yaralandı Turgutlu ilçesinde CHP konvoyuna düzenlenen taşlı saldırıda birisi polis, 2 kişi yaralandı. Otomobilin çarptığı motosiklet sürücüsü hayatını kaybetti Nazilli de otomobilin çarpması sonucu yaralanan motosiklet sürücüsü, hayatını kaybetti. Bilal Akçeşme yönetimindeki 03 EE 586 plakalı otomobil, Hürriyet Caddesi'ndeki kavşakta Kemal Demir'in kullandığı 09 NB 497 plakalı motosikletle çarpışmış, kazada yaralanan Kemal Demir, olay yerine gelen ambulansla Nazilli Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Demir in cenazesi, öğle namazına müteakip Koca Cami'de kılınan cenaze namazının ardından Nazilli de toprağa verildi. (AA) İzmir'de iş yerinin asma tavanı çöktü Konak ilçesinde bir iş yerinin asma tavanı çöktü, olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Bulvarı numara 73'te bulunan bir restoranın asma tavanı çöktü.tarihi binada müşterilerin bulunduğu sırada meydana gelen olayda ölen ya da yaralanan olmadı. (AA) CHP Turgutlu Belediye Başkan adayı Dr. Cengiz Ulman, İstasyonaltı mahallesindeki vatandaşları ziyarete gitti. İddiaya göre Ulman, Kervanyolu bitimindeki tren yolunun alt kısmında konuşma yaptığı sırada CHP konvoyu küçük yaşta çocukların taşlı saldırısına maruz kaldı. Ulman, saldırıyla ilgili şunları söyledi: Biz İstasyonaltı mahallesine hiçbir partinin gidemediği 2 bin kişilik bir kalabalıkla gittik. Ben bütün kahvehanelere girerek herkesle tokalaştım. İlçe başkanımızın konuşmasından sonra ben de yaklaşık 6 dakikalık bir konuşma yaprak 4 projemi anlattım. Orası özel bir yer, orada saatlerce kalıp konuşma yapamazsın. Ardından biz olay yerinden ayrıldık. Benim konuşmam sırasında herhangi bir taş atılmadı, sonradan öğrendim ki konvoy çok uzun olduğu için konvoyun arkasına yaşlarında bir grup çocuk taş atmış. Bu taşlardan bir tanesi polis memurumuzun ensesine isabet etmiş, bir tanesi de partili bir vatandaşımızın ayağına denk gelmiş. Ben daha sonra ilçe başkanımızla birlikte yaralanan polis memurunu ziyaret edip geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Olayda yaralanan polis memuru M.Y'nin Turgutlu Devlet Hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu edildiği öğrenildi. (AA) Belediye otobüsü ile midibüs çarpıştı: 1 ölü, 15 yaralı Karşıyaka ilçesinde belediye otobüsü ile fabrika işçilerini taşıyan midibüsün çarpışması sonucu 1 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren fabrikaya işçi götüren Adnan Erman yönetimindeki 35 S plakalı servis minibüsü, İsmet Yenilmez'in kullandığı 35 UK 566 plakalı belediye otobüsüyle Bostanlı semtindeki Hasan Ali Yücel Bulvarı üzeri Beşikçioğlu Camii karşısındaki trafik ışıklarında çarpıştı. Kazada fabrika işçisi Gamze Buran (25) hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı. Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı. (AA

4 16 Mart 2014 Pazar Selçuk Belediyesinin İzmir Büyükşehir Belediyesi desteğiyle yöre çiftçisinin ürünlerinin değer kazanarak, dünya pazarlarına açılmasını sağlamak amacıyla yaptırılan soğuk hava deposu ve ticaret kompleksi tamamlandı İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Peter Moore, eşi Maggie Moore ve İzmir Konsolosu William Buttigieg, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) nı ziyaret etti. EBSO Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu nun evsahipliği yaptığı ziyarette, iki ülke arasındaki ilişkilerin arttırılması için vize kolaylığı üzerinde duruldu. Gökçüoğlu, özellikle iş dünyası temsilcilerinin İngiltere ye yapacağrı seyahatlerde karşılaştığı vize engeline dikkat çekti. İngiltere nin yeşil pasaporta dahi vize istediğini hatırlatarak, İki ülke arasında ticaret hacmi 15 milyar doları buluyor. İzmir - den İngiltere ye 500 milyon dolarlık ihracat yapılırken ithalat ise 160 milyon dolar seviyesinde. Bu rakamı daha yukarılara çekebilmek için iş dünyası temsilcileri ve yeşil pasaport sahipleri için İngiltere - den vize kolaylığı ve mevcut vize sisteminde esneklik talep ediyoruz. dedi. Büyükelçi Moore ise vize sistemindeki itirazların farkında olduğunu ve görevi boyunca bunun çözümü konusunda çalışacağını dile getirdi. İ- ki ülke arasındaki güçlü ticari, ekonomik ve sosyal ilişkilere vurgu yaparak, çoğunluğu Ege Bölgesi nde olmak üzere 40 binin üzerinde İngiliz vatandaşının Türkiye de yaşadığını, her yıl 2,5 milyonun üzerinde kişinin de turist olarak ziyaret ettiğini belirterek, Vize konusunun çözümü için elimden geleni yapacağım. Özellikle yeşil pasaport konusundaki talebinizi ilgili makamlara ileteceğim. İngiltere nin kapıları, iş dünyası temsilcilerine her zaman açıktır. şeklinde konuştu. Önümüzdeki günlerde 43 yıllık İngiltere İzmir Konsolosluğu görevinden emekli olacak Buttigieg için de göreve devam talepleri bulunduğunu, onun ise yerini genç bir diplomata bırakmaya kararlı olduğunu ifade e- den Büyükelçi Moore, Yıllar önce bir film vardı, Özgür Willie isminde. Biz de William Buttigieg için Özgür Willie kampanyası düzenledik. dedi. Ziyaretin sonunda Başkan Yardımcısı Gökçcüoğlu, Konsolos Buttigieg ve Büyükelçi Moore a birer plaket takdim etti. (CİHAN) Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, Türkiye'de işsizlik oranlarının 2002 yılından bugüne kadar ciddi şekilde düştüğünü bildirerek, "2007'den 2013'e kadar, bugün Amerika'nın nüfusu bizden 4 kat fazla olmasına rağmen, biz Amerika'dan yaklaşık 4,9 milyon daha fazla kişi istihdam yaptık'' dedi. Cantimur, Kredi ve Yurtlar Kurumu Simav Yurt Müdürlüğü'nde katıldığı konferansta, öğrencilere yönelik yaptığı konuşmada, diplomanın insanı cahillikten kurtardığını fakat adam yapamadığını söyledi. Türkiye'nin en büyük sıkıntılarından birinin de hükümetlerin ömrünün kısa olması olduğunu gösteren Cantimur, şöyle konuştu: ''1950 ile 2002 yılları arasındaki bir hükümetin ömrü, sadece 15 ay ile sınırlıydı. 15 ay süre ile sınırlı bir hükümetin uzun vadeli politikalar belirlemesi, ciddi yapısal reformlar yapması mümkün değil. Ülkeyi düze çıkarması mümkün değil. Bu süre zarfı da ancak kavga ile geçer yılından 2013 yılına kadar bir hükümet, tek parti, 135 aydan beri iktidarda. Hakikaten bir siyasi istikrar ve ekonomik istikrar söz konusu oldu. (AA) Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Satıcı: "2014 yılında artış ivmesinin hızlanacağını tahmin ediyoruz"

5 1Şubat 16 Mart Pazar Perşembe Türkiye, ocakta sanayi üretiminde yüzde 7,3'lük artışla verileri açıklanan AB üyesi 21 ülkeden 19'unu geride bıraktı. Sanayi üretimi, ocakta geçen yılın aynı ayına göre AB'de yüzde 2,4, Avro Bölgesi'nde yüzde 2,1 arttı. ABN AMRO Avrupa ve Orta Doğu Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Dijkhuizen,"Sanayi üretimindeki artış Türkiye'nin dış ve politik risklere karşı dayanıklılığını gösteriyor" şeklinde konuştu Sanayi üretimi, ocakta geçen yılın aynı ayına göre Avrupa Birliği'nde (AB) yüzde 2,4, Avro Bölgesi'nde yüzde 2,1 artarken, Türkiye yüzde 7,3'lük artışla verileri açıklanan AB üyesi 21 ülkeden 19'unu geride bıraktı. AA muhabirinin AB İstatistik Kurumu (Eurostat) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, AB ülkelerinde sanayi üretimi ocakta aylık bazda 0,1, yıllık bazda yüzde 2,4 arttı. Aynı dönemde Avro Bölgesi'nde de sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0,2 azalırken, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 2,1 artış gösterdi.türkiye'de sanayi üretimi, ocakta aylık bazda da yıllık bazda da Avrupa ortalamasının üzerinde arttı. Bu dönemde ülkenin sanayi üretimi, bir önceki aya göre yüzde 1,1, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 7,3 artış kaydetti. Avrupa'da sanayi üretimi ocakta, enerji üretimindeki gerilemeye bağlı olarak beklenmedik şekilde düşerken, üretimin aylık bazda en fazla düştüğü ülkeler yüzde 10,7 ile Letonya, yüzde 6.4 ile Hollanda, yüzde 3,5 ile Finlandiya ve yüzde 2,8 ile Litvanya oldu. Fransa'da da sanayi üretimi ocakta yüzde 0,3 geriledi. AB'nin yeni üyesi Hırvatistan sanayi üretiminde önde Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum kesimi, Avusturya, Slovenya ve Slovakya'nın ocak ayı sanayi üretimi verilerinin yayınlanmadığı AB ülkeleri arasında sanayide aylık bazda en hızlı büyüme yüzde 5,4'le Hırvatistan, yüzde 4,3 ile Estonya ve yüzde 3,1 ile Macaristan'- da gerçekleşti. AB'nin büyük ekonomilerinden İtalya'da üretimde yüzde 1, Almanya'da yüzde 0,4, İspanya'da yüzde 0,2 ve İngiltere'de yüzde 0,1 artış görüldü. AB ülkeleri arasında yıllık bazda sanayi üretiminin en hızlı arttığı ülkeler yüzde 12,7 ile Lüksemburg, yüzde 10.5 ile Romanya, yüzde 6,4 ile Polonya, yüzde 6,1 ile Macaristan oldu. Aynı dönemde Türkiye yıllık yüzde 7,3 büyüme oranıyla istatistikleri açıklanan 21 AB ülkesinden 19'unu geride bıraktı. Avrupa ülkelerinde yıllık bazda sanayi üretimi en fazla düşen ülke ise yüzde 12 ile Malta oldu. Üretim Letonya'da yüzde 11, Litvanya'da yüzde 7,6 ve Finlandiya'da yüzde 7,1 geriledi. "Avrupa sanayide kırılgan bir yapıya sahip" Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ABN AMRO Avrupa ve Orta Doğu Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Arjen van Dijkhuizen, sanayi üretimindeki artışın Türkiye'nin dış ve politik risklere karşı dayanıklılığını gösterdiğini ifade etti. Dijkhuizen, Türkiye'nin sanayi üretiminde elde ettiği bu yükselişin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini kaydetti. IHS Global Insight Avrupa ve İngiltere Başekonomisti Howard Archer ise ocak ayına ilişkin sanayi üretiminin Avrupa'da hayal kırıklığına sebep olduğunu belirterek, Fransa ve Hollanda'nın Avrupa genelinde sanayi üretiminin düşmesine sebep olan ülkeler arasında olduğuna dikkati çekti. Capital Economics Avrupa Ekonomisti Jessica Hinds ise Avrupa'nın sanayide kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ve verilerin Avrupa'nın ekonomik iyileşmeden uzak olduğunun kanıtı olduğunu dile getirdi. Hinds, deflasyonun Avrupa için risk teşkil eden bir unsur olmaya devam edeceğini söyledi. (AA) Ekonomik büyümenin önemli göstergelerinden biri olan Sanayi Üretimi Endeksi, Ocak ayında, 1 ay öncesine göre yüzde 1,1, bir yıl öncesine göre ise yüzde 7,3 büyüdü. Ancak TL nin değer kaybettiği, faizlerin yükseldiği bir dönemde sanayi üretimindeki artışın dikkat çekici olduğunu vurgulayan ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Arda Coşar, böyle bir dönemde sanayi üretimi endeksinin yükselmesinin çelişki olduğunu öne sürdü. ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Arda Coşar, son dönemde açıklanan ekonomik verilerin ekonomide durgunluk sinyali verirken, O- cak ayı sanayi üretim verisinin piyasalara umut olduğunu söyledi. Resmi verilere göre mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2014 Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 1,1 büyürken, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,3 büyüdü. Bununla birlikte 2013 yıl sonu ve 2014 başında TL'nin değer kaybederken, piyasa faizlerin yükseldiğini, Merkez Bankası'nın da TL de görülen değer kaybını sınırlamak için politika faizini sert bir şekilde yükselterek yüzde 4,5 seviyesinden yüzde 10 seviyesine çektiğini dile getiren Coşar, "Faizlerin yükseldiği, aynı zamanda TL nin değer kaybettiği, iç ve dış ekonomik ve siyasi risklerin yükseldiği bu dönemde Ocak ayında sanayi üretimi nasıl yükseldi? Sanayi üretiminde görülen artışı değerlendirmek için diğer güncel veriler ile beraber ele almak gerekir." i- fadelerini kullandı. (CİHAN) Türkiye'deki uluslararası sermayeli şirket sayısı yılları arasında 8 kat artarak 36 bin 950'ye yükseldi. Uluslararası sermayeli şirketlerin illere göre dağılımına bakıldığında İstanbul'un 21 bin 973 adet ile birinci sırada yer aldığı görülüyor Bankacılık sektörünün 2014 yılı ocak ayı kar rakamlarını değerlendiren TBB Başkanı Aydın, "Ocak ayındaki bu kar düşüşü geçicidir, yılın kalan bölümünde bankacılık sektörü para kazanacaktır. Ama karlar azalacaktır. Bu zaten beklenen bir sonuç" diye konuştu

6 16 Mart 2014 Pazar AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, kıyıları amatör denizciliğe açmak için ciddi hazırlıklar yapıldığını, başka türlü amatör denizciliğin geliştirilemeyeceğini belirtti Çeşme Yelken Kulübü'nce düzenlenen toplantıya katılan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, "Hayat İzmir", "Yüzyılın Şehircilik Hareketi" projeleri içerisinde denizciliğe, deniz sporlarına, amatör denizciliğe yönelik ciddi çalışmaların olduğunu belirtti. Denizciliği sevdirmek, d- enizci bir ülke ve millet olmak için büyük gayret gösterdiklerini dile getiren Yıldırım, bakanlığı sırasında da ilk dokunuşu denizciliğe yaptıklarını, tüm teknelere yakıtı ucuzlattıklarını, balıkçılığın 3 kat büyüdüğünü, deniz taşımacılığının yüzde 90'ını kontrol eden 30 ülke içerisinde Türkiye'nin 15. sırada yer aldığını anlattı. Türkiye'nin denizcilikte itibarının çok arttığını vurgulayan Yıldırım, 10 yıl öncesinde sadece 8-10 bin amatör denizci belgesi varken bugün bu rakamın 100 binin üzerine çıktığına işaret etti. Yıldırım, "Türkiye'de amatör denizcilik istediğimiz y- erde değil. Kıyıları amatör denizcilere açacağız. Bununla ilgili ciddi hazırlık yapıldı. Başka türlü amatör denizciliği geliştiremeyiz. Denizle iç içe olan bir ülke d- enizcilikten uzak kalamaz" diye konuştu. Çeşme Yelken Kulübü Başkanı Özlem Akdurak da "Tünelin ucunda bir ışık gördük. Biz bu adımı 35 yıldır bekliyorduk. Buna önem verdiğiniz için minnettarız" dedi. Akdurak, daha sonra Yıldırım'a Çeşme Yelken Kulübü Şeref Üyeliği belgesi takdim etti. Boş laf üretmedik, Türkiye nin geleceğini inşa ettik AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Biz bu ülkenin, büyük Atatürk ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için her şeyi yaptık. Toplantılarda Atatürk posterinin arkasına saklanarak boş laf etmedik dedi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu nun İzmir Ödemiş te gerçekleştirdiği açılış ve temel atma töreninde konuşan AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, İzmir de yol ve su yatırımlarına ilişkin önceki hükümetlerin ve yerel belediyelerin yetersiz kaldığını belirtti. Biz söylemeyiz, yaparız AK Parti iktidarı döneminde birçok projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Yıldırım; şöyle konuştu: Biz hizmetleri açan anahtarlı dağıtanlardanız. Çift anahtar vaat edenlerden değiliz. Ödemiş borcunu İstiklal Mücadelesinde fazlasıyla ödedi. Şimdi sıra biz de. Bu ovalarda eğer bakanımız imdada yetişmeseydi sondaj suları ancak 250 metreden çıkarılabiliyordu. Bırakın suyu toprak tuzlanmaya kurumaya başlamıştı. Ödemişlileri susuz bırakamam dedi İzmir in bereketli topraklarının şimdi suyla buluştuğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi: "Bazıları biri bin yapar biz hizmetlerde bini bir yaparak anlatıyoruz. Bizim farkımız bu. Zaman yok hizmet çok. Yapıp bitirdiğimiz, işleyen ama açamadığımız hizmetimiz çok. Açmaya vaktimiz olmadı. Ödemiş in içme suyu ihtiyacını belediyenin karşılaması gerekir ama belediyenin böyle bir dermanı da vizyonu da yok. Bunların elinde belediyeler bırakın iş yapmayı, geri geri gider. Rahmanlar Barajı için bunlarda tık yok. İki yıl sonunda bakanım baktı ki, sizi daha fazla bekleyemem keyfiniz gelecek diye Ödemişlileri susuz bırakamam dedi ve harekete geçti. Onlar sözünü versinler, biz yapıyoruz Ödemiş in ilçelerle olan bağlantısını sağlayacak yol yapım çalışmalarına ilişkin bilgi veren Yıldırım; sözlerini şöyle sürdürdü: Yolları yapacağız diye siyaset yaptılar. Gelen söz verdi, giden söz verdi. Sonra biz geldik. İzmir Türkiye nin bir numaralı tarım ve hayvancılık şehri. İzmir içinde de Ödemiş süt üretiminin merkezidir. Onun için Ödemiş İzmir yolunun 30 k- ilometresi bitti. Köprüler yapılıyor, istinat duvarları alt yapı çalışmaları devam ediyor. İki yıla kalmaz Torbalı'dan Kiraz a kadar yol kaymak gibi tertemiz olacak. Bitecek ve hizmete girecek. Tam 230 trilyon. Bugün bu millet barış içinde huzur içinde yaşıyorsa Ödemişli Efeler sayesinde yaşıyor. Ruhları şad olsun. Size yeni Ödemiş Aydın Köşk yolu. Ödemiş - Nazilli yolu, Ödemiş Salihli yolları da programa alınıyor. Yürü, Ödemiş durmak yok. Boş laf etmedik, Türkiye nin geleceğini inşa ettik AK Parti nin 11 yıllık iktidarlığı süresince yatırımlarda Atatürk ün muasır medeniyetler sözünü yol haritası edindiklerini anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 11 yılda AK Parti iktidarının baraj sayısı 68. Maliyeti 60 katrilyon. Önceden Avrupa devlet başkanlarının karşısında el bağlıyorlardı. Biz sadece barajlara katrilyon yatırımı yaptık. Yolları hastaneleri sayarsanız rakamlar gider. 700 katrilyon. Bu ülkenin geleceğini inşa ettik. Biz bu ülkenin büyük Atatürk ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için her şeyi yaptık. Toplantılarda Atatürk posterinin arkasına saklanarak boş laf etmedik. Atatürkçülük y- ol, baraj ve hızlı tren yapmaktır. Yüzyıllık siyasetin yollarını ayağa kaldırmaktır. Atatürkçülük Marmaray yapmaktır. Hava meydanları yapmaktır, hava yolunu halkın y- olu yapmaktır. Akıl yollarını inşa etmektir. Hizmetleri yapa yapa vatandaşın ayağına getirdik. Bugünlere geldik. Atatürk, bu millete efendilik sökmez bu milletin efendisi millettir diyor. Laf üreten değil hizmet üretendir diyor. İzmir 10 yıldır bitmeyen metronun hikayesini dinliyor. Ama artık Yıldırım hızıyla ardı ardına gelen hizmetleri dinleyecek. (AA) MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Milli Eğitim Bakanlığı nın 28 Şubat taki ikna odalarını hatırlatan sorgu odalarına tepki gösterdi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Allah şahit, bu memlekette her kim bu milletin devletin bir kuruşuna el uzattı, göz dikti, o gözü de oyarız, eli de kırarız, sonuna kadar gideriz. Verilmeyecek hesabımız yoktur" dedi. Çameli ilçesini ziyaret ederek Cumhuriyet Meydanı nda halka hitap eden Zeybekci, Denizli de ne söz verdilerse yerine getirdiklerini söyledi. Denizli nin vizyon kent olduğunu belirten Zeybekci, "Belediyecilik bizim işimiz. Dünyanın en başarılı belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Biz onun çıraklarıyız. Biz ondan öğrendik. AK belediyeciliği ne demek ondan öğrendik" dedi. Zeybekci, Kazlıçeşme'de 2 milyon kişi ile yapılan mitingi, bazı kanallar aracılığıyla "İstanbul'da hükümeti protesto için 2 milyon kişi toplandı" yalanıyla dünyaya duyurduklarını dile getirdi. (AA)

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Mart Şubat Pazar Perşembe Atama, istifa ve görev değişikliği furyası devam ediyor ATAMALARDAN İZMİR DE NASİBİNİ ALDI MHP adayının yolsuzluk imalı PANKARTLARI PARÇALANDI İzmir de MHP nin Buca İlçe Belediye başkan adayı Levent Çizmeli ye ait, Yolsuzluğa rüşvete dur de! Artık yeter. Şimdi MHP Zamanı yazan 200 e yakın seçim pankartı parçalandı. Pankartta adayın fotoğrafının bulunduğu bölüme dokunulmazken, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına gönderme yapan dolar dolu ayakkabı kutusu ve saat resmi bulunan bölüme zarar verilmesi dikkat çekti. MHP Buca İlçe Başkanı Ali Karakuş, pankartları parçalayan kişilerin AK Parti Buca İlçe Teşkilatı mensupları olduğunu, iktidar partisinin ilçe başkanının aracının da bu kişilerce kullanıldığını iddia etti. MHP olarak kimsenin pankartına karışmadıklarını, aynı şeyi diğer partilerden de istediklerini ifade eden Karakuş, Dün gece bir arkadaşımızın üzerine araba sürdüler. Plakayı emniyete verip şikayetçi de olduk. Bu işi yapanların AK Partililer olduğundan eminiz. AK Parti nin Buca Belediye başkan adayı Cemil Şeboy un yeğeni bizzat gelip benden özür diledi. diye konuştu. Yaklaşık 200 pankarta zarar verildiğini, aynılarından 200 tane daha sipariş ettiğini belirten Karakuş, Tekrar koyacağız. Sizi niye bizim pankartlarımız rahatsız ediyor? Yolsuzluğa, rüşvete dur diyelim çağrısı yaptık, üzerlerine alındılar. iddiasında bulundu. (CİHAN) 17 Aralık ve 7 Ocak tarihlerindeki operasyonların ardından başlatılan İç temizlik operasyonlarından İzmir de nasibini aldı. Geçtiğimiz günlerde 223 komiser ve polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Şimdi ise, şube müdürlerinin İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'nde, 17 Aralık ve 7 Ocak tarihlerindeki operasyonların ardından başlayan tayin dalgasına yenileri eklendi. İki gün önce toplam 223 komiser ve polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Bugün de beşi şube müdürü, ikisi şube müdür yardımcısı ve ikisi emniyet amiri olmak üzere dokuz kişinin daha görev yeri değişti. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ndeki görev değişiklikleri, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin 17 Aralık 2013'te yaptığı yolsuzluk operasyonundan bir gün sonra başladı ve 7 Ocak 2014'teki liman operasyonundan sonra da devam etti. İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve ardından çeşitli birim ve rütbelerdeki yaklaşık bin 500 polisin görev yeri değiştirildi. Ayrıca İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay görevden alınarak yerine Sami Uslu atandı. Uslu, 33 gün sonra alınarak yerine Celal Uzunkaya getirildi. İki gün önce de 223 komiser ve polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Polis memurlarının ağırlıklı olarak Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele, Organize Suçlarla Mücadele, Mali Suçlarla Mücadele, Narkotik Suçlarıyla Mücadele ve Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görevli olduğu öğrenildi. (CİHAN) Giresun, Muğla, Sivas ve Van Emniyet Müdürleri değişti Giresun Emniyet Müdürlüğüne Uğur Öztürk, Muğla Emniyet Müdürlüğüne Veysal Tipioğlu, Sivas Emniyet Müdürlüğüne Turgay Çalışkan ve Van Emniyet Müdürlüğüne Mahmut Karaaslan atandı. Resmi Gazete'de yayımlanan atama ve görevlendirme kararlarına göre, Giresun Emniyet Müdürü Hikmet Bulak, Muğla Emniyet Müdürü Ahmet Akbal, Sivas Emniyet Müdürü Selçuk Kızılay ve Van Emniyet Müdürü Ümit Yurdakul, başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alındı. Giresun Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Uğur Öztürk, Muğla Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Veysal Tipioğlu, Sivas Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Turgay Çalışkan ve Van Emniyet Müdürlüğüne Polis Başmüfettişi Mahmut Karaaslan atandı. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar görevlendirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine ise Ömer İlhan Güneş getirildi. (AA) 10 MİLYON KİŞİ ÜCRETSİZ SEYAHAT EDİYOR Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, 10 milyon kişinin ücretsiz seyahat ettiğini savundu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar: "65 yaş üstü yaşlılarımız, engellilerimiz, engellilerimize refakat eden bir kişi, şehit yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere yaklaşık 10 milyon kişi artık ücretsiz seyahat ediyor" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, hükümet olarak yaptıkları düzenlemeyle, 65 yaş üstü yaşlılar, engelliler, engellilere refakat eden bir kişi, şehit yakınları ve gaziler dahil olmak üzere yurt genelindeki yaklaşık 10 milyon kişinin artık ücretsiz seyahat etmeye başladığını söyledi. Hotar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AK Parti Sosyal İşler Başkanlığı'nca yapılan çalışma neticesinde, yaşlı ve engellilerin seyahatine yönelik olarak bazı illerde ücretsiz, bazı illerde yüzde 50, bazılarında yüzde 75 gibi olan uygulamalar ve bu uygulamaların oluşturduğu eşitsizliklerin tespit edildiğini anlattı. Konu ile ilgili çalışmalar ve çözüm önerilerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a aktarıldığını ve Erdoğan'ın talimatıyla ilgili bakanlık ile ortak bir çalışma yürütüldüğünü belirten Hotar, "Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği"nin bir süre önce yürürlüğe girmesiyle birlikte artık ücretsiz seyahat döneminin başladığını ifade etti. Hotar, parti olarak büyük önem verdikleri yaşlı ve engellilere yönelik başlattıkları çalışmanın, yayımlanan yönetmelik ile karşılığını bularak hayata geçirildiğini belirtti. Nükhet Hotar, şöyle konuştu: "Türkiye genelindeki belediyelerin ulaşım hizmetlerinde engelliler, yaşlılarımız, şehit yakınları, gazi ve yakınları için farklı uygulamalar vardı. Bu konuda çok şikayet alıyorduk. Çalıştaylar yaptık, tarafları topladık. Sonucu Başbakanımıza ilettik. Sayın Başbakanımız da bu konulara olan duyarlı yaklaşımıyla konuyu ilgili bakanlığa iletti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürütüldü. Daha sonra bu kanun haline dönüştü ve yönetmeliği çıkararak uygulamaya girdi. Artık Türkiye genelinde standart bir uygulama getirdik. 5 milyonun üstünde 65 yaş üstü nüfusumuz var. 65 yaş üstü yaşlılarımız, engellilerimiz, engellilerimize refakat eden bir kişi, şehit yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere yaklaşık 10 milyon kişi artık ücretsiz seyahat ediyor." AK Parti'nin icraatını CHP'li belediye sahiplendi Vatandaşlardan, AK Parti hükümetinin gerçekleştirmiş olduğu ücretsiz ulaşım hakkını CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sahiplendiğine yönelik şikayetler aldıklarını kaydeden Hotar, şöyle devam etti: "Büyükşehir Belediyesi böyle bir uygulama çıkarmış artık ücretsiz taşınacakmışız' diye söyleyenler oldu. Biz de belediyeyi aradık. Bir takım yetkilileri ve sekreteryayı. Onlar da sosyal belediyecilik anlayışı gereği bundan sonra ücretsiz ulaşım imkanının sağlandığını söylediler. Siz bundan ne anlarsanız anlayın. Vatandaşlara sanki kendi yaptıkları bir hizmetmiş gibi sunuyorlar. Hatta belediye kart parasını iade etmek üzere bir çağrıda bulundu. Tabi o parayı da verirken yine kendi uygulamalarının olduğunu söylerler." (AA) MUSEVİ CEMAATİNE TAPU PİYANGOSU İzmir Musevi Cemaati Vakfı, yasal düzenlemenin ardından, aralarında 18'i havra, 4'ü dükkan olmak üzere iadesini istediği mallarından 15'inin tapusunu aldı. Vakfa iade edilen mallar arasında 11 havra bulunuyor İzmir Musevi Cemaati Vakfı, mal varlıklarına kavuştu. 18'i havra, 4'ü dükkan olmak üzere mezarlık ve arazilerin bulunduğu 25 gayrimenkul ve eserin geri verilmesi talebinde bulunan İzmir Musevi Cemaati, 15'inin tapusunu aldı. Tapusu alınan mallar arasında 11 havra bulunuyor. İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Sami Azar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmirli Musevilerin 1492 yılında İspanya'dan kovulan Sefarad Yahudileri olduğunu anlatan Azar, çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere Türkiye'deki Musevilerin sayısının bin civarında olduğunu, İzmir'de de yaklaşık 350 aileye mensup bin 100 civarında Musevi'nin bulunduğunu vurguladı. Vakıflar Kanunu'nun çıktığı 1936 yılında İzmirli Yahudiler müracaat etmediği için vakıflara ait mallarının tüzel kişilik kazanamadığını, İzmir Musevi Cemaati'nin 13 Aralık 2011'de tüzel kişilik kazanmasıyla ibadethaneler başta olmak üzere taşınmazları vakıf şemsiyesi altında bir araya getirmenin önünün açıldığını söyleyen Azar, "Yerlerimiz tapuda sahipsiz olarak görünüyordu. Havalarımız tapuda 'Musevi cemaati ibadethane' şeklinde görünüyordu. Tüzel kişilik kazandıktan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne müracaat ettik" dedi. "İade edilen 15 eserden 11'i havra" Vakfın tescilinin ardından 25 eserin iadesi talebinde bulunduklarını kaydeden Sami Azar, tapusunu aldıkları 15 eser arasında 11'i havra, 2'si dükkan, 1 arsa ve mezarlığın bulunduğunu dile getirdi. "Mülkiyeti bize geçen ibadethaneler İzmir'in birer kültürel mirasıdır, bu amaçla değerlendirilecek" diyen Azar, tapusunu aldıkları havralardan 9'unun tarihi Kemeraltı çarşısında bulunduğunu, sırt sırta vermiş 5 havranın bulunduğu dünyadaki tek şehrin İzmir olabileceğini ifade etti. İzmir'in de bu avantajını iyi kullanması gerektiğini söyleyen Azar, "Prag'da aynı bölgede bulunan 3 havra var. Bir birlerinden uzak olmasına rağmen en çok dini turist çeken yerlerden biridir. İzmir'de sırt sırta vermiş 5 havranın olması daha büyük bir potansiyeli barındırıyor. Buna benzer bir durum başka hiç bir yerde yok. İzmir'de 5 havranın aynı yerde olmasını gözünüzde canlandırın. Her biri düzeltilmiş olmasının oluşturacağı potansiyeli düşünmek bile zor" diye konuştu. Kemeraltı'ndaki 9 havranın 3'ünün kullanılır durumda olduğunu, 6'sının metruk halde bulunduğunu anlatan Azar, şunları söyledi: "Bütün gücümüzde bunları yeniden ayağa kaldırmak istiyoruz. İzmir'in Türkiye'nin kültür hazinesi olarak kabul ettiğimiz bu yerleri kurtarmak için çalışıyoruz. Büyük bir proje şeklinde ele alacağız. Havraların tamamının yeniden ibadethane halinde hizmet vermesi hem getireceği yükü kaldıramayız, hem de dolduracak cemaatimiz yok. Aynı noktada olan havralardan çökmek üzere olan 3'ünü de restore ederek ibadethane, yahudi kültür merkezi, sergi bölümü, müze şeklinde hizmete alacağız. Bu 5 eser turizme kazandırılırsa İzmir'e çok büyük bir artı değer sağlar." "Çalıştayla yol haritasını belirleyeceğiz" Sami Azar, havralar için mayıs ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, yerel yöneticiler, üniversiteler ile yurt içi ve dışından bilim insanlarının katılımıyla bir çalıştay düzenleyeceklerini, çalıştayda havralar için yol haritasını belirleyeceklerini, hangi havranın ne amaçla kullanılmasını belirledikten sonra restorasyon çalışmalarına başlayacaklarını ifade etti. Bu eserlerin İzmir'in kültür ve turizmine büyük katkısının olacağına inandığını belirten Azar, "Bunları ayağa kaldırmak için fon nasıl bulacaksınız. Çok ciddi kaynak lazım. Tüzel kişiliğimizi kazanmadan önce bunları düşünmüştük. O dönem, gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gerekse İzmir Valiliği'ne sunduğumuz projeler çok beğenilmiş ve arkasında olacaklarına dair sözler verilmişti. Bu yerler için Türkiye içindeki fonların yanı sıra dünyadaki bütün fonlara başvuracağız" dedi. (AA)

8 SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 2014 Pazar 17Mart Şubat 2013 Perşembe 8 GÜNCEL 16 SONDAKiKA GAZETESİ >> SiYAH MAVi KIRMIZI SARI 2014 Pazar 17Mart Şubat 2013 Perşembe 9 GÜNCEL 16 A Milli Takım ve Beşiktaş ın kalecisi Tolga Zengin; Sondakika Gazetesine konuştu ÖZEL RÖPORTAJ YAVUZ ATALAY FUTBOLU BEŞİKTAŞ TA BIRAKACAĞIM Dünya nın sayılı kalecilerinden olan Beşiktaş ın kalecisi Tolga Zengin; Sondakika Gazetesinden Yavuz Atalay a konuştu. Bir davette bir araya gelen Zengin ile Atalay; derin sohbet etti. Trabzonspor döneminden Beşiktaş dönemine ve Beşiktaş ta ki mevcut duruma kadar birçok konuyu konuşan başarılı file bekçisi Zengin; Trabzonspor camiasına da mesaj gönderdi. Tolga Zengin; Camiaya değil, bazı kişilere kırgınım dedi. Y.Atalay: Kaleci olmasaydın ne olmak isterdin? Tolga Zengin: Öğretmen olmak isterdim. Y.Atalay: Tavsiye etmem... Öğretmenleri pek sevmem ben. En çok sorulan sorulardan biri, Artvin doğumlusun ama 29 numaralı formayı kullanıyorsun neden? Tolga Zengin: Anne baba memur olunca devlet nerde görev verirse orda doğuyorsun. Aslen kütüğüm Torul'da ama 22 senedir Trabzon'dayım. Y.Atalay: Maçlardan önce sana uğur getirdiğine inandığın bir şey yapıyor musun, yanına bir şey alıyor musun? Tolga Zengin: Dua ediyoruz, maça çıkıyoruz yanıma bir şey almıyorum. Y.Atalay: Çok hırslı görünüyorsun, maçta sürekli bağırıyorsun. Bu motivasyonu nasıl sağlıyorsun? Tolga Zengin: Her zaman konsantre ve dikkatli olmamız lazım. Bunun içinde o an oyunda kalabilmek için uyarmamız lazım. Oyundan dikkati dağıttığında oyundan kopuyorsunuz. Y.Atalay: Kendine örnek aldığın kaleci kim? Tolga Zengin: Türkiye'de tabiî ki Rüştü abi. Yurt dışında Wandersar. Y.Atalay: Tv'den izlediğimizde oyuna topu sokarken haydi diyoruz ama olmuyor neden? Tolga Zengin: Benim veya taraftarın haydi demesiyle olmuyor. Televizyon beni gösteriyor. Öndeki adam nerde? Sen topu at diyorsun ama adam topu istemiyor. Hiçbir zaman herkesi mutlu edemezsin. Y.Atalay: Rüştünün veliahdı Tolga açıklaması üzerinde baskı yaratıyor mu? Tolga Zengin: Yok neden yaratsın ki. Türkiye de örnek alınabilecek birtek Rüştü var. Y.Atalay: Avrupayı düşünüyor musun? Tolga Zengin: Evet ama önce TRABZONSPOR Bazı şeyleri aşmam gerekiyor. Kolaya kaçıp, Avrupa ya kaçmamak lazım. Fatih abi bunu başardı. Y.Atalay: Kalecilikte 30 yaş altı mı üstü mü daha avantajlıdır? Tolga Zengin: Kalecilik yetenekten çok, en büyük artı tecrübe... Bu da maç oynayarak oluyor. 30'una kadar maç oynamadıktan sonra 30'undan sonra maç oynamanın bir anlamı yok. Rüştü'ye bakın, genç kalecilere bakın olmayacak goller yer. Onlardan ders çıkartmak önemlidir. Trabzonspor da Trabzonspor da camiaya camiaya değil değil kişilere kırgınım kırgınım kişilere Y.Atalay: En çok eksik gördüğün şunu yetiştirmem gerekiyor dediğin şey ne? Tolga Zengin: Her yönden ayaklar olsun kuvvet olsun yetiştirmek gerek. Geçen sene ayaklarda sorun vardı, aştığımı düşünüyorum. Ama hiçbir zaman nokta yoktur. Ben iyiyim, yeterim, dediğinde bittiğin ve düşüşe başladığın noktadır. Ben hiçbir zaman yeterim demeyeceğim ve üzerine bir şey koymaya çalışacağım. Y.Atalay: Beşiktaş dönemine gelelim. Stat hakkında neler düşünüyorsun? Tolga Zengin: Ben çok uğura, şansa inanan bir oyuncu değilim daha çok kader kısmet derim. Olimpiyat Stadı'nın bize uğurlu geldiği söyleniyor. Neticede başka bir statta da olsak o oyunu yine oynadık. Madem burada oynayacağız adapte olmamız gerekiyor. Sağ olsun taraftarımız bizi çok olumlu etkiliyor. Her maça geliyorlar. Ortalama bin kişiye oynuyoruz. Bu maçta bir rekor kırılacak inşallah. Dediğim gibi şartları değiştiremiyorsak buna ayak uyduracağız. Y.Atalay: Beşiktaş, son transferim olur inşallah demiştin. Tolga Zengin: Transferim konusunda konuşursam zor durumda kalırlar. 10 sene bir camiaya hizmet etmiş bir oyuncu için başka bir kulübe transfer olmak zor. Bu süreçte hakkımda çok fazla şey yazıldı söylendi. Ama er ya da geç gerçekler ortaya çıkacaktır. Benim vicdanım rahat. Yoksa bende konuşsam çok farklı şeyler söylerim. Ama kimseyi zor durumda bırakmak istemiyorum. Trabzonspor'da olayları bilip, şahit olup, olayları yaşayan kişiler var ve hala takımda görev yapan kişiler bunlar. O kulübe neler verdiğimi herkes biliyor. Ki benim verdiklerim bir şey değildir o kulübün bana verdiklerini her seferinde söylüyorum. Ondan dolayı ben kulübüm zarar görmesin insanlar zan altında kalmasın diye bende basın açıklaması yaptım üstün körü de olsa bazı şeyleri söyledim. Transferimin kulübün menfaatleri doğrultusunda yapıldığını açıkladım. Bana söylenenleri hiçbir zaman söylemedim, konuşmadım. Türkiye' de futbol oynayacaksam bu kulüp Beşiktaş'tır. Başka kulüpte de ne olursa olsun oynamam. Y.Atalay: Trabzonspor a kırgınlığın var mı? Tolga Zengin: Benim Trabzonspor'a hiçbir zaman kırgınlığım küskünlüğüm olamaz. Şahıslara olabilir ama bunu kulübe mal edemem. Orası benim üst kimliğimdir. Şu an içinde Beşiktaş böyle. Y.Atalay: Bilic ile aran nasıl? Tolga Zengin: Milli takımdan dönüşte idmana geldim. Yoğun maç trafiğinden izin yapamamıştım. Transfer olduğumdan beri ailemi sadece 1 kez görme fırsatım oldu. Annemle telefonda konuştuk. Sesi kötü geliyordu beni özlediği belliydi. Benim de canım sıkıldı. Hocam benim o halimi görünce sebebini sordu bende anlattım. Maçtan sonra izin olursa bir günde olsa ailemi görmeye gideceğim dedim. Bilic hoca da bana, "Ailenin yanına git anneni gör. Kafanın rahat olması çok önemli dedi. Bu kadar güzel bir yaklaşım doğal olarak güzel sonuçlar çıkarıyor. Birbirine yakınlaşma kenetlenme oluyor. verdiği tahammülsüzlük var. Bunun baskısı hem taraftarda hem kulüpte var. Dönem dönem kötü oynadığımız zaman taraftarın baskısı var. Etkisi tabi oluyor. Seyircilerimiz tam destek verseydi, birçok maçı alırdık. Y.Atalay: Milli takımda şuanda oynayabilecek düzeyde olduğunu düşünüyor musun? Tolga Zengin: Geçen sene kaleci sakatken çağrıldım ama bende omzumdan sakat olduğum için gidemedim. Beni hazır görenler var ki beni oraya layık görüyorlar. Y.Atalay: Şanssız bir GS maçımız vardı, ne yazık ki, o maçı aklından çıkartabildin mi? Tolga Zengin: Hayatta her şey bir anı... Yeri geldi mi aklına gelince tatlı bir tebessüm yapıyorsun bu bir gerçek Y.Atalay: O maçtan sonra ümitsizliğe kapıldın mı? Tolga Zengin: Hayır Çünkü her şey kader kısmet... Benim için şanstı. İyi değerlendiremedim belki. O maça kadar iyi olup o maçta tökezleyebilirdim. Kötü bir başlangıç yaptım sonra çıkışa geçtim. Böylesi daha iyi ama birden zirveye çıkmaktansa yavaş yavaş çıkmak daha iyi Emin adımlarla çıkmak güzel. Camia çok destek verdi onunla birlikte aştık. Y.Atalay: Maçlarda çok çabuk Y.Atalay: Annenin vefatı bizleri çok üzdü. Tekrar başın sağolsun. Görüşmüştük o dönemde Tolga Zengin: Allah razı olsun. İlk arayanlardan biriydin Yavuz. Sağolasın. İnsanın gerçek dost bulması çok zor Y.Atalay: Bana yaptığın iyilikleri unutmam mümkün değil. Senin yaptığını yapacak futbolcuyu geçtim- insan tanımıyorum. Adam gibi adam olmak, sana has bi laf. Tolga Zengin. Allah razı olsun. Y.Atalay: Köprü meselesini sorayım. Bi kaç yerde duydum. Köprüden kaçak mı geçmişsin? Tolga Zengin: Uzun yıllar Trabzon'da yaşayıp İstanbul'a gelince alışmam biraz zaman aldı. İlk geldiğim zaman, köprüden geçiş için kart almamıştım. Gittim HGS almaya. Postanede yoktu. Dedim köprüden alırım. Köprüye girdim çok kalabalıktı. Yani kalem bile yoktu, bir kalem için 15 kişi sıra bekliyor. Dedim burada bize sıra gelmez. Karşıya da geçmem lazım mecbur. Köprüden kaçak geçtim ama sonra cezamı ödedim. Y.Atalay: Uzun yıllar Trabzonspor'un kalesini koruyabileceğini düşünüyor muydun? Tolga Zengin: Şenol hocadan sonra uzun yıllar koruyan kaleci gelmedi. İyi bir şans yakalamıştım. Tabi bu arada kaleci gelebilir gidebilir. Y.Atalay: İnşallah kalıcı olan sen olursun Tolga Zengin: İnşallah Y.Atalay: Trabzonlu olarak, Trabzon'da oynamak çok zor. Tolga Zengin: Tabi onun hazzı çok farklı. Tuttuğun takım. Sevdiğin takım. Tribünde yaşananları bildiğin için başarmak zor oluyor ve başardığında da hazzı farklı olur Y.Atalay: Peki şampiyonluğa oynayan bir takımın kalecisinin bir çok şeyi aşmış olması ve ben yeterim demesi gerekmiyor mu? Tolga Zengin: Eğer bir kaleci ben yeterim, demişse o onun bittiği andır. Dünya nın neresinde olursa olsun. Hiçbir zaman yeterim diyemez. Herkesin bir şans, kısmet faktörü vardır. Y.Atalay: Ziya hocanın sana çok büyük güveni vardıö Tolga Zengin: Neticesinde sen bir şey vermeden, kimse seni orda tutamaz. Bu hocanın değil taraftarın kulübü. Belli bir yerden sonra camiadan dolayı belli bir yerden sonra sen iyi değilsen seni orda kimse tutamaz. Y.Atalay: O dönem Ziya hocanın istifasıyla ilgili ne düşünmüştün? Tolga Zengin: Alıştık birileri gidiyor, birileri geliyor. Çok güzel ve çok zor günlerimiz geçti neticesinde hocamızdır. Üzerimizde hakkı çoktur. İki taraf içinde hayırlısı olur dilerim. Y.Atalay: Az öncede bahsettik, Trabzonspor'un gerçek sahibi taraftar. Ama maçlarda taraftar olduğunda takım oynamıyor oynayamıyor. Neden? Tolga Zengin: Şöyle bir durum var. 24 senenin moralin bozuluyor neden? Tolga Zengin: Her insanın bir yapısı var neticesinde. İnsanlara anlatamıyorsun çoğu zaman. Bizde işimize yansıtmamalıyız ama bunu da yaşın getirdiği olgunlukla aşıyorsun. Y.Atalay: Gol yediğinde veya hata yaptığında bu sende hırs mı yaratıyor? Moral bozukluğu maç sonrasında da devam mı ediyor? Yoksa nasıl mı yaranıcam ben bu taraftara diye düşünüyorsun? Tolga Zengin: Yaranmak gibi bir şey yok. Trabzon küçük yer herkes birbirini biliyor. Hata oluyor ama ona takılmamak lazım. Orda ne yapabilirdim diye düşünüyorsun. O pozisyonda onu değil de ne yapmam gerekirdi diye düşünüyorsun. Onları düşünerek doğruyu bulman lazım... Pozisyon bitti aman bırak bu hatayı deyip geçmemek lazım. İnsanlar hata yaparak gelişir. İnişli çıkışlı olması lazım... Duraklama çıkış olacak ki bazı şeyleri görebileceksin. Y.Atalay: Trabzon basınının üzerine çok geldiğini düşünüyor musun? Bir ara üzerine çok gelmişlerdi seninde moralin bozulmuştu. Tolga Zengin: Bizi seven veya beğenmeyen insanlar var. Bu gayet doğal ama eleştirilerin boyutu çok önemli... Ben çıktım kötü oynuyorsun dediklerinde ben A milli takıma çağrıldım. Şu da bir gerçek dışarıdan bakıldığında değerin daha iyi anlaşılıyor. İçinde olduğunda çok fark edemiyorsun. Eleştiri olmadan insan gelişmez. Şu da var başlarda gerçekten çok moralim bozuluyordu. Ama bakıyorsun senin hatanı kolluyor. Senin iyi yaptığını yazmıyor. İçim rahat olduktan sonra gerisi çok önemli değil. Ben kendimi biliyorum bizi bilen biliyor. Benim için kulüpte kaleci değil yazısı var diyenler bile vardı. Bize kaleci diyenler anlamıyor demek ki kulüpte. Anlattın mı takıyorsun anlamına geliyor. Basit şeyler. Hayat devam ediyor. Y.Atalay: Türkiye'de en çok korktuğun forvet kim? Tolga Zengin: Öle bir takıntım uğurum yok. Y.Atalay: Türkiye'de en çok beğendiğin forvet kim veya kimdi? Tolga Zengin: Benim için en iyi forvet Fatih abiydi.(fatih Tekke) Y.Atalay: Bizim insanımız kendi insanıyla uğraşmayı seviyor, yıkıcı bir şey yapıyor? Tolga Zengin: Çok genele vurmamak lazım. Ben insanların arasında çok dolaşıyorum. Her zaman her yerde beni görebilirsiniz. İnsanlarla konuşunca öyle değil. Ama insanlarda geçim sıkıntısı iş sıkıntısı sana yansıyor. Onları da dinlemek anlamak lazım Y.Atalay: Dışarıdan hep şöyle görünüyor. Futbolcularla taraftarın arasında sanki uçurum var. Ama sana baktığımda; ben futbolcuyum ben Trabzonsporluyum havası yoktu sende. Tolga Zengin: Biz ne kadar bu camianın parçasıysak taraftarda bir parçası olmazsa olmazı... En az bizim kadar önemli. İnsanları fazla gözünde büyütmemek lazım Neticesinde bizde insanız. Her insan gibi yaşıyoruz. Benim abim öğretmen çoğu kişinin de abisi öğretmen. Ben öle futbolcuyum diye farklı hayatım var diyemem. Ben gider Fatih Mahallesinde arkadaşlarla otururum. Etrafında gerçek dost bulmak zor Özelliklede bir yerlere geldikten sonra Şu da bir gerçek kötü skorlardan sonra futbolcular dışarı çıkmak istemiyor. Bizim insanımızda bazı şeyleri öğrenmek istiyor.7 maçta 1 puan aldığımız zamanda kimse çıkmak istemezken ben kahvede oturuyordum. Adam soruyor, niye böyle oldu diye. Adama anlatıyorsun durumu o gidiyor 1 kişiye, 1 kişi, 10 kişiye 10 kişi 100 kişiye söyler bir etkileşim oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız taraftarla futbolcu arasında bir kopukluk olmasıdır. Ben kötü bi maçtan sonra çıkar dışarı dolaşırım ama dışardan gelen bir insan çekiniyor. Beni bilen biliyor. Ben de kendimi biliyorum. Skor kötü oldu mu yanlış olaylardan korunmamız çekinmemiz lazım. Hem taraftar hem de futbolcu açısından. Çok destek verildi. Şu an ki duruma bakıldığında eskisine nazaran daha çok destek veriliyor. 24 yıldır gelmeyen bir şampiyonluk var. Bu şehirde sadece Trabzonspor var. Başka bir şey yok. Y.Atalay: Maçı kaybettiğimizde taraftar takıma saldırmayı geçiriyor içinden. Tolga Zengin: Evet bu var ama futbolcuyla konuştuğunda oturur beraber ağlarsın. Karşılıklı konuştuğunda çok farklı... Sen sadece Trabzonspor'un yenilmesin kahroluyorsun. Bak ben bi TS'nin yenilmesine kahroluyorum. Annem babam Trabzonlu ona kahroluyorsun. Konuşamıyorsun. Yeri geliyor baban hepinizi kovmak gerek diyor. Bir şey diyemiyorsun. İşin bu senin işinde başarısızsın. Daha da sayarım sana. Üzülmeyeninde işi yoktur böyle bir durumda aramızda. Y.Atalay: Taraftardan beklediğin istediğin ne? Tolga Zengin: Şunu bilmek gerekiyor. Bu Trabzonspor ne bir başkanın ne hocanın ne de futbolcunundur. Trabzonspor'a küsmemek gerekiyor. Trabzonspor kötü oynamaz. Orda futbolcular kötü oynar. Sen burada Trabzonspor'a sahip çıkacaksın. Bu bir gerçek. Gelenler mutlaka gider ama o iki renk kalır. Bordo ve mavi. Y.Atalay: Bizde şöyle bir şey var. Bir kötü olay oldu mu tüm iyi olayları siliyoruz. Tolga Zengin: Bizde bizde diyoruz hep kötüyü görüyoruz. Öyle değil artık. Taraftarımız artık çok bilinçli. Ama gelin 2 sövelim rahatlayalım diye maça gelenlerde var yok değil. Ama gelirsin maça önüne adam gibi adamlarda düşer. Y.Atalay: Tribünde bayanların artmasını ister misin? Tolga Zengin: Tabi ki isterim. Önce küfürü kesmemiz lazım. İster istemez bende nişanlımın maça gitmesini istemiyorum. Çünkü küfür var. Haa kimse kimseyi dağa kaldıracak değil. Ben küfür etmiyorsam sevdiğimin yanında kimseye de ettirmem. Kimsenin de ağzını kapatamıyorsun. Avrupa'ya bakıyorsun adamlar maça geliyor medenice tepki koyuyor. İstanbul'da kadroda olmasak da tribünden maçı izlerken karısının yanında küfür edeni gördük. Tam sövmeye hazırlanırken pardon abla diyerek. Başka yere gidip söveni de gördük. Ama Trabzon'a baktığımızda bizim bayanımız kaldırmaz bu lafları. Tutucudur. Böylede olması gerekir Y.Atalay: Tribüne çağırdığımızda gelmiyorsun bazı zamanlar neden? Tolga Zengin: Ya şöyle bir şey var. Sahaya ısınmak için çıkıyorsun. Müzik oluyor. Sesten taraftarın kimi çağırdığını duyamıyorsun isimler karışıyor. Tolga diyorsanız bize Ayman olarak gelebiliyor. Isınıyorsun kafan dolu. Tribüne çağrılıyorsam giderim. Gitmezsem saygısızlık yapmış gibi hissederim kendimi. Geldiğimizde tribüne yumruk yapmamızı istiyorlar. Ama ben yapmam bana uygun değil. Haa yapan var saygı duyarım. Ben elimi kalbimin üzerine koyarım benim için bu daha anlamlıdır. Herkesin kişiliği farklıdır. Bana da saygı duymak gerekir. Y.Atalay: Taraftar ateşli futbolcu istiyor. Bizde öyle kim var? Tolga Zengin: Hasan Üçüncü var ama değeri bilinmiyor. Hüseyin var zamanında değeri bilinmedi. Şimdi baş üstünde taşınıyor. Hasan Üçüncü dediğimiz kişi Bursa maçında tekmeye kafayla giren bir futbolcu. Nerdeyse kör oluyordu. Kimileri Hasanla Hüseyin ile olmaz bu işler diyor. Zihniyet değişmeli. Trabzonspor'un sıkıntısı Hasanların Hüseyinlerin azalması Y.Atalay: Trabzonspor taraftarlarında basınında şöyle bir düşünce var? Fatih Terimin Trabzonspora karşı bir tepkisinin olduğunu düşünüyorlar. Tolga Zengin: Şimdi Fatih hocanın ne düşündüğünü bilemeyiz. Karşımızdaki insanın ne düşündüğünü bilemeyiz. Erdinç'i almaması onun kararı bize laf söylemek düşmüyor. Y.Atalay: Tolga cım Teşekkür ediyorum, zaman ayırdın. Güzel bir sohbetti. Görüşememiştik de uzun zamandır. Tolga Zengin: Konuştuklarımızı hep röportaj olarak yayınlıyorsun Yavuz. Daha konuşmayacağım seninle. (Kahkaha) Y.Atalay: Abi, malzeme yok valla. Tolga Zengin: Her zaman kardeşim Benden forma almıştın bi ara imzalı, ne oldu o? (Gülüyor) Y.Atalay: Röportaj, bana mı döndü şimdi. Tolga Zengin: Neyi nereye döndüreceğim belli olmaz biliyorsun. Ne oldu o forma? Y.Atalay: Sorma da abi Tolga Zengin: (Kahkaha) Sormuyorum Yavuz um. Tamam

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Mart Şubat Pazar Perşembe İKİ haftadır geziyorum. Habertürk televizyonundan rica ettiler, Seçime kadar adayları tanıtmak için seçim özel Teke Tek leri yapar mısın? diye. Seve seve dedim. Aylardır paslanmıştık doğrusu. Ruhsuz bir şekilde oturup duruyordum. Gezersem canlanırım dedim. Attım kendimi Anadolu yollarına. Diyarbakır dan çok etkilendim mesela. Nasıl bir canlılık gelmiş anlatamam. Huzur içinde bir kent olmuş. Başta BDP herkes, terörsüz ortamın, barışın gözünün içine bakıyor bozulmasın diye. Önümüzdeki hafta da yine yollarda olacağım. Gittiğim yerlerde vatandaşlarla sohbet ediyoruz. Herkesin merak ettiği şey seçim sonuçları. Fatih ALTAYLI HABERTÜRK GAZETESİ Daha doğrusu, AK Parti yüzde kaç alır? sorusunun yanıtını merak ediyorlar. Meraklıların Sandıktan çıkacak oran önemli değil kendi tahminleri de var elbet. Yüzde 50 ila yüzde 22 arasında değişen tahminler. Benim tahminimi soranlara ise çok açıkça, Hiçbir fikrim yok diyorum. Çünkü son iki ay içinde acayip şeylere tanık oldum. Damarını kessen kanında ampul akacak diye düşündüğüm bazı AK Parti sempatizanlarının AK Parti den ne kadar nefret ettiğine, Fethullah Gülen in abdest suyunu şifa diye içmeye hazır olanların Gülen Cemaati ne kin kustuğuna şahit oldum. O yüzden de hiçbir fikrim yok. Üstelik de bazılarını çok etkileyen ses kayıtlarının pek çok yerde hiçbir şey ifade etmediğini, pek çok yere ise henüz ulaşmadığını gördüm. Bu yüzden de 30 Mart ta kim kaç oy alır, hiçbir fikrim yok. Ve aslına bakarsanız seçimde kimin hangi oranda oy olacağını da hiç merak etmiyorum. Çünkü kimin hangi oyu alacağının Türkiye için de, iktidar için de bir önem taşımadığını biliyorum. AK Parti yönetimi sürekli olarak, Sandıktan açık ara önde çıkacağız, oyumuzu artıracağız diyor. Sandıktan AK Parti nin açık ara önde çıkması bile Türkiye açısından bir şey ifade etmiyor. Çünkü şurası çok net ki, AK Parti nin alacağı oyun yüksekliği veya alçaklığı Türkiye ye bir artı getirmeyecek. Olacak şey değil ya, diyelim ki AK Parti oyların yüzde 70 ini aldı. Bana göre hiçbir anlamı yok. Çünkü eğer Başbakan, kendisine oy vermeyen yüzde 30 a karşı kategorik bir tepki geliştirecek ve sürekli söylendiği gibi bunlarla sert bir hesaplaşmaya girecekse ve o yüzde 30, eğer AK Parti den daha doğrusu Başbakan dan bugünkü ölçülerde nefret edecekse ve Başbakan da eylemleriyle ve söylemleriyle bu nefreti besleyecekse Türkiye ye huzur falan gelmez. Tam aksine cepheleşme artar. AK Parti yüzde 70 oy alsa bile geri kalan 22.5 milyon kişi ülkeyi yönetilemez hale getirir. Baskıyla, polis gücüyle, çıkarılacak yasalarla bu 22.5 milyon baskılansa bile sonuç fark etmez. AK Parti yüzde 70 değil, yüzde 50 oy alırsa bu sayı 38 milyon karşıt demektir. Yüzde 40 oy alırsa 45.5 milyon karşıt ortaya çıkacak demektir. Hain, düşman, dinsiz, lobi gibi tanımlamalarla bunca insanı dışlayamazsınız. Dışlarsanız ülkeyi yönetilebilir olmaktan çıkarırsınız. Bu nedenle ben sandıktan çıkacak oy oranını hiç ama hiç önemsemiyorum. Türkiye yi huzura götürecek şey sandıktan çıkacak oran değil, seçimden sonra Başbakan ın ağzından çıkacak sözlerdir. Tabii tam tersi de söz konusudur. O sözler huzursuzluğu da doruğa çıkarabilir. Cephe kuruldu mu gençler ölür BİR çocuğu uğurlarken, bir genci kaybettik. Gençler bilemese de, bizim kuşak çok genci kaybettiği için bilir, toplumda huzursuzluk arttı mı, gençler ölür öncesi günde ortalama 20 genç ölürdü. Çünkü cepheleşme vardı. Cepheler kuruldu mu, gençler ölür. Kaçınılmazdır. Burak Can kardeşimizin ölümü de bu cepheleşmenin sonucudur ve büyük ihtimalle bu cepheleşmeden medet umanların işlediği bir cinayettir. Burak Can ın babasının aslında çok anlam ifade eden cümlesinde belirttiği gibi Burakcan ı öldüren kurşun karanlıktan geldi. O karanlığın içinde neyin ve kimin saklandığını bilmek mümkün değil. Bu bir örgüt olabilir. Ama o örgüt nedir, kimdir, içinde kimler cirit atar, karanlık içinde onu da bilmek mümkün değildir. Türkiye bugün kötü niyetli tüm dış güçlerin, küçük bir tahrikle karıştırabileceği, minik bir fitille ateşleyebileceği bir hale gelmişse, asıl sorun budur. Bana sorarsanız, farklı yerlerde bazı parti binalarına yönelik saldırılar ile Burak Can a atılan kurşunun içinden çıktığı karanlık, aynı karanlıktır. Mehmet BARLAS Siyasete ilgi duyan bir çocuğa "Büyüyünce ne olacaksın" diye sorduğunuzda "Ben büyüyünce muhalif olacağım" cevabını alsaydınız ne yapardınız? Bu çocuğa dilinizin döndüğü ve aklınızın erdiği kadar, siyaset hakkında bilgiler vermeye çalışırdınız. - Evladım muhalefet bir meslek değil bir konumdur... Siyasi partiler de siyasetçiler de seçimlerde kazanıp iktidar olmak için muhalif olurlar. Bu nedenle iktidara alternatif siyasi partiye "Ana Muhalefet" denir. Eğer muhalif olmak değişken bir konum değil de kalıcı bir statü olsaydı, bu durumda "Ana Muhalefet Partisi" yerine "Kronik Muhalefet Partisi" kavramı kullanılırdı siyaset sözlüklerinde... "Büyüyünce muhalif olacağım" diyen çocuğa anlatmaya çalıştıklarınız bir yerde, Türk çok partili demokrasisinin kısa tarihinin de değerlendirilmesine yol açabilir. Seçimden ne bekliyorlar? Bırakalım çocukların büyüyünce ne olmak istedikleri meselesini... Bunlar büyüklerin gülmesinden öteye fazla anlam taşımazlar. Tiyatroyu seven bir çocuğun "Büyüyünce tiyatro eleştirmeni olacağım" ya da uçmayı ve uçakları seven bir çocuğun "Büyüyünce uçaksavar silahlarıyla uçakları düşüreceğim" demesi sizi güldürmez mi? Peki, önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde siyasi partilerimiz sandıktan ne bekliyorlar? Başbakan Erdoğan "AK Parti seçimlerden birinci parti olarak çıkmazsa ben hemen Genel Başkanlığı bırakırım" diyor. Ana muhalefet partisi olan CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor bu konuda? "CHP seçimlerden birinci parti olarak çıkmazsa Genel Başkanlığı bırakırım" benzeri bir söylemin bugüne kadar seslendirildiğini duyan var mı? Gülen genel başkan mı? Böyle bir şeyin olamayacağına kendi partilileri de o kadar inanmış ki, kimse seçimlerden birinci parti olarak çıkmak üzerine sözler söylemiyor. Bunun yerine "Seçimlerden sonra Mustafa Sarıgül'ü mü yoksa Metin Feyzioğlu'nu mu Genel Başkan yapsak" sorunsalı üzerinde çeşitlemeler yapılıyor. Duymadık ama herhalde Cemaat Holding ile CHP'nin dayanışmasına bakarak "Seçimlerden sonra Fethullah Gülen'i ABD'den getirip CHP'ye Genel Başkan yapsak" diyenler de vardır... Hatta belki bazıları "Kemalizm" ile "Gülenizm"i birleştirmek için CHP'nin "6 Ok"una bir 7'nci oku eklemeyi ve bunu da "Kasetçilik" olarak isimlendirmeyi bile düşünüyorlardır. Seçmene Yeni Türkiye'ye dönük projeler sunmak yerine sokak eylemlerine veya hem ahlak hem de yasa dışı dinlemelere bel bağlayan kronik ana muhalefet CHP'nin hastalığını teşhis etmek kolay değil... Kendilerini "Beyaz Türk aristokrasisi" olarak gören iki kuşak öncesi Anadolu esnafının buldumcuk torunları, bu partiyi oyuncak ettiler. Artık CHP'ye teşhis koymak kolay değil... Böyle bir fıkra da vardır ya... İki tıp öğrencisi, önlerinde bacaklarını açarak, küçük adımlarla iki büklüm yürüyen şalvarlı ve yaşlı köylünün rahatsızlığı üzerinde iddialaşmışlar. Biri "Bu adamda bel fıtığı var" demiş, diğeri de "Hayır, bu bir lumbago vakası" diye iddia etmiş. İhtiyarın yanına gidip, "Senin rahatsızlığın fıtık mı, lumbago mu" diye sormuşlar. İhtiyar acı acı gülmüş. - Üçümüz de bilemedik... Ben de gaz sanmıştım, altıma ettim, demiş. Bekir ÇOŞKUN Sözcü Gazetesi SABAH GAZETESİ Yavuz ATALAY Düşe kalka dizin kanar Yol bitmemişse Durmayacaksın * Dolaplarımı boşalttım Son kez baktım boş çekmecelere Veda etmeye vakit bulamadığım okurlarımın ilk günlerde getirdikleri çiçekler birer ağaca dönüşmüş, son kez suyuna baktım saksıların Hüzünlerin ve mutlulukların en yakın tanığı masamla vedalaştım Üzerinde kaç damlanın izi vardır, hiç saymamıştım Sokağı gören sırdaşım pencereden son kez baktım boş köşe başına (..) Ve yepyeni bir gazete Yüz binlerce yeni okur İşte burası, yeni sayfam Yeni dostlar Arkadaşlarım Durmadan koşuşturan genç kadrolar Ortalık alev alev yanarken, hani kolları ile gözlerini kapatıp ateşe dalan korkusuz itfaiyeciler gibi her biri Mevzuubahis memleketse Durmayacaksın * İstediğin aydınlıksa eğer, gerektiğinde güneşe karşı kar taneleri gibi eriyeceksin Derelere süzülüp, ırmaklara karışıp Nehirde damla olacaksın Ya da İki yanaktan süzülen iki damla Hiç fark etmez Denizler damlalardan oluşur Durmayacaksın * Zor günler bu günler Bir millet, kaybettiği hukukunu, güvenini, benliğini, kimliğini, huzurunu, ideallerini, umutlarını geri istiyor Bir ulus şaşırdığı yolunu bulmak için ayakta * İki gecedir kimse uyumadı Bir ülkenin anneleri aynı anda ağlar mı?.. Ağladı * Böyle gecelerde nedense geç doğuyor güneş Umutlarını geri istiyorsan, korkusuz, başın dik, onurlu, güven içinde Uygar dünyanın yüzü ak, başı dik insanı Özgürlük, barış, sevgi, huzur istiyorsan Bekleme Gecikiyorsa, sen güneşe doğru yürü Durmayacaksın Soner YALÇIN SÖZCÜ GAZETESİ Bizim Mahalle de herkes şaşkınlıkla soruyor: Bu kadar yolsuzluk-hırsızlık ortaya çıktı, AKP sandıktan nasıl hâlâ birinci parti çıkacak? Dedim ki dün nasıl çıktı ise yine öyle olacak. Ben de AKP ye oy vereceğim dedim. Nasıl mı? Şöyle Türkiye nüfusunun yüzde 10 luk en zengin tabakası ülke gelirlerinin 31.1 ini alırken, en yoksul tabakası yüzde 10 un payı sadece yüzde 2.2 de kalıyor. Türkiye de 12 milyon 225 bin kişi, aylık 376 lira gelirle yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Bu Sahra Afrikası na eşit de milyar dolar olan Türkiye nin toplam dış borcu, 2013 sonunda milyar dolara fırladı de ekmeğin kilosu 1.03 TL, 1 litre benzin fiyatı 1.66 TL,1 litre motorin fiyatı 1.30 TL ve 1 kw/saat elektrik fiyatı 15.8 kuruş idi. Bugün; ekmek 4 lira, benzin 5.12 lira, motorin 4.65 lira, elektrik 37 kuruş! Oyum AKP ye 2002 de mutfak tüpü 15 TL idi, şimdi 75.5 TL de Ankara da doğalgaz 37 kuruştu şimdi liraoldu. Güya kimse hastanelere para ödemeyecekti. Türkiye de kişi başı sağlık harcaması 1996 da 186 dolariken bu fiyat geçen yıl doları aştı. Nüfusun yüzde 85.9 u evden uzakta bir haftalık tatil yapamıyor. Nüfusun yüzde 78.8 i yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamıyor. Türkiye nin cari açığı son 10 yılda 76 kat arttı de cari fazlalık veren Türkiye nin açığı, 2013 Mayıs ında 7.5 milyar dolara ulaşırken, yıllık bazda da 53.6 milyar dolara ulaştı. Cari açık miktarı olarak 193 ülke içinde 189. sıradayız. * * * * Türkiye de köle bile var Türkiye her 100 kişiden 40 ı sigortasız çalışıyor. Türkiye İş Bulma Kurumu na başvuran kişi sayısı 2013 te 2 milyon 747 bin kişi. İşçi ölümlerinde Avrupa birincisiyiz yılında bin 235 işçi hayatını kaybederken, bu rakam 2014 ün ilk iki ayında 152 oldu. Her 5 köylüden 3 ü haciz kıskacında. İcra dosya sayısı 2002 de 6 milyon idi, şimdi 15 milyon. Vatandaşların bankalara borcu 2002 yılında 47 milyar lira iken, 2013 yılı mayıs itibariyle 890 milyar liraya ulaştı. Ferdi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 1 milyon 82 bin 684 kişi. Nüfusun yüzde 61.3 ünün borcu var. Türkiye de 110 bin ile 130 bin arasında köle olduğunu biliyor muydunuz? 162 ülke arasında kölelikte sıralamamız 90 ıncı. İnsani gelişmişlik sıralamasında Tanzanya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Andora, Ermenistan, Ekvator, Barbados vs arkasından geliyoruz. (Oran; 12 Eylül askeri darbesi döneminde yüzde 1.85 iken, arasında yüzde 0.95 oldu!) 136 ülkeyi kapsayan kadın erkek eşitsizliğinde Türkiye 124 üncü ülke. (Suudi Arabistan ı geçtik; onlar 127 nci sırada!) Türkiye de 15 yaş üstü kadınların yüzde 12 si okuma yazma bilmiyor. Üniversite mezunu yüzde 9. Türkiye ortalama eğitim süresiyle 187 ülke arasında 127 nci. Türkiye milli gelirinin yüzde 2.9 u eğitime gidiyor. Arap coğrafyasında bu rakam 3.9, Küba da 12.9, Moldova da 9.1. Kendinden en az 31 yaş büyük erkeklerle evlenen yaşları arasındaki kızların sayısı 7 milyon 163 bin 931. Türkiye de 15 yaş altı gelinlerin resmi sayısı 181 bin 36 kişi. AKP döneminde kadına şiddet yüzde 1400 arttı yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220,ırza geçme ve çocuklara cinsel taciz suçları yüzde 125 oranında arttı Ȯyum AKP ye * * * * Hedef, yolsuzlukta dünya birinciliği Küresel barış endeksi sıralamasında 162 ülke arasında 134 üncüyüz. İki yıl önce 127 nci idik. (İsrail, Irak ve Suriye den biraz iyiyiz!) Yolsuzluk ve rüşvet sıralamasında 176 ülke arasında 56 ncı sıradaydık. Tabii bu 2012 endeksi. Ayakkabı kutuları, para sayma makineleri ve ortaya saçılan tapelerle sıranın en üstüne çıkacağımızdan eminim! Sayısal Loto, 10 Numara, İddia, Süper Loto, Kazı Kazan, Ganyan, Şans Topu gibi bahis oyunları AKP döneminde başlatıldı ve devlet eliyle veya izniyle oynatılan kumarda Türkiye dünya üçüncüsü oldu. Bayii sayısı 7 kat arttı. Basın özgürlüğünde 195 ülke arasında 120 nci sıradayız. Dünyada hapishanelerinde en çok gazeteci bulunan ülkeyiz. İnternet kullanımı özgürlüğünde Angola, Kırgızistan, Tunus, Ruanda, Kampoçya, Libya, Nijerya, Malezya vs. bizden daha özgür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin hüküm verdiği 64 milyon Euro luk tazminatın yüzde 40 ını Türkiye ödedi. En çok dava açılarak kara listeye giren ülke Türkiye oldu. (16 bin 900 başvuru) Daha Suriye ye gireceğiz, İran la savaşacağız. Dünyayı fethedeceğiz. Polis sayısı 130 binden 270 bine çıkarıldı. Dünya ikincisi olduk. Necip Hablemitoğlu nun katili hâlâ bulunamadı; Berkin in, Ali İsmail in ve diğer çocuklarımızın da!.. Hrant Dink i öldürenlerin arkasındaki derin yapı ortaya çıkarılamadı. Çünkü: Yol yaptılar!..

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 GÜNCEL7 16 Şubat Mart Perşembe Pazar CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal İzmir de konuştu BAYKAL: HERKESİN DUR DEMESİ LAZIM CHP Eski Genel Başkanı Baykal: "Milletimizin bugüne kadar hangi siyasi anlayışta olursa olsun, hangi tercihi takip etmiş olursa olsun, herkesin Türkiye'nin bu gidişatın sorumlularına 'dur' demesine ihtiyaç var. Ülke bugüne kendiliğinden gelmedi. Çok uzun süreden beri Türkiye olarak kendi kendimizle, tarihimizle uğraşıyoruz. Birbirimize nefret şırınga etmeye çalışıyoruz" Kocaoğlu: Hangi hayalin peşindesin? İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan adayı Kocaoğlu: "Miting iznimizi iptal ederek aynı gün, aynı meydanı, aynı saatte AKP adayına verdiler. Mitingi iptal ettirerek Bergama'da seçim kazanacağını mı sanıyorsun, hangi hayalin peşindesin?" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Belediye Başkan Adayı Aziz Kocaoğlu, Bergama'da yapacakları mitingin izninin iptal edidiğini ve aynı gün, aynı saatte meydanın AK Parti adayına verildiği savunarak, "Mitingi iptal ettirerek Bergama'da seçim kazanacağını mı sanıyorsun, hangi hayalin peşindesin?" dedi. Urla'da düzenlenen mitingde konuşan Aziz Kocaoğlu, Bergama'da da 17 Mart'ta miting düzenlemek için 26 Şubat tarihinde başvuru yaptıklarını ve bunun kabul edildiğini belirtti. İznin iptal edildiğini öne süren Kocaoğlu, "Bergama da ilçe birimimiz 26 Şubat tarihinde, 17 Mart ta miting yapmak için müracaat ediyor. İlçe seçim kurulu ilk önce izin veriyor, sonra yetkim değil diye Kaymakamlığa yönlendiriyor. Kaymakamlık da mitingi iptal ediyor. Niye iptal ettin? AKP adayı o saatte aynı meydanda miting yapmak istedi, Vali de buradan talimat verdi. Mitingi iptal ettirerek Bergama'da seçim mi alacağını sanıyorsun? Hangi hayalin peşindesin? Mücadele yürekli insanların işidir" diye konuştu. "Uydurma projelerle yola çıktılar" İzmir halkının palavraya, tehdide, aba altından sopa göstermeye gelemeyeceğini ve kül yutmayacağını söyleyen Kocaoğlu, "Seçime 16 gün kala havlu attılar, iş bitti. Uydurma projelerle yola çıktılar. Pilleri bitti. İnandırıcı değiller. Sözünden dönemeyen adamın sözüne güvenilir. 'Belediye başkanı oldu yan geldi yattı' diyorlar. 10 sene de yaptıklarımızı bağıra bağıra anlatıyoruz. Siz ne yaptınız? Beklediniz, İzmirliye 'oy ver hizmet yaparız' dediniz. Önce hizmeti yapacaksın. Ben diz çökmeyeceğim, İzmir'e hizmet için sen diz çökeceksin" ifadesini kullandı. Manipülasyonlardan bıktığını da ifade eden Aziz Kocaoğlu, Kadifekale'deki 2 bin 500 konutun Uzundere'ye taşınmasında AK Parti iktidarının hiç emeği ve desteği olmadığını savundu. CHP Urla Belediye Başkan Adayı Sibel Uyar da başta Berkin Elvan ın annesi olarak tüm çocuğunu kaybetmiş annelere başsağlığı diledi. Uyar, kadın siyasetçilerin önünü açmak için 10 kat fazla çalışmak zorunda olduğunu da ifade etti. (AA) Kiğılı'dan AK Partili adaya destek Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı ve Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Abdullah Kiğılı, AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Savaş'ın kent için büyük şans olduğunu söyledi Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı ve Fenerbahçe Kulübü Başkan Vekili Abdullah Kiğılı, AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş'ın kent için büyük bir şans olduğunu söyledi. Forum Aydın'da seçim çalışmalarını sürdüren AK Partili a- daya destek veren Kiğılı, "Mustafa kardeşim uzun yıllardır dostumdur. Yılllardır devlete olan hizmetini çok iyi biliyoruz. Memleketi Aydın'a hizmet etmek istiyor. Mustafa Savaş, Aydın için büyük bir şanstır" dedi. Mustafa Savaş'ın AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanması durumunda kentlilerin güleceğini belirten Abdullah Kiğılı, "Kendisi son derece reformist, fevkalade tecrübelidir. Ben de bugün kendisine destek vermeye ve mutluluğunu görmeye geldim. Fenerbahçe Kulübü adına da geldim. A- daylığının hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Allah utandırmasın" diye konuştu. "Fenerbahçe camiasını yanımızda hissetmek ayrı bir güçtür" Kiğılı'ya desteğinden dolayı teşekkür eden Savaş ise "Abdullah Ağabey yanımıza gelerek bize güç ve destek verdi. Ayrıca Fenerbahçe camiasını yanımızda hissetmek ayrı bir güçtür. Çalışmalarımız devam ediyor. Çarşıda, pazarda çok büyük bir coşku var. İnşallah 30 Mart akşamı bu coşku, bu heyecan zaferle sonuçlanacak. 30 Mart'tan sonra da Aydın hak ettiği yere kavuşacak. Biz o kaybolan yılları, 30 Mart'tan sonra telafi etmeye başlayacağız" dedi. (AA) CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili D- eniz Baykal, "Milletimizin bugüne kadar hangi siyasi anlayışta olursa olsun, hangi tercihi takip etmiş olursa olsun, herkesin Türkiye'nin bu gidişatın sorumlularına 'dur' demesine ihtiyaç var" dedi. Baykal, Karşıyaka Nikah Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında, memleketin çok önemli bir siyasal dönemeçte olduğunu belirtti. Yerel seçimlerin Türkiye'nin geleceği noktasında belirleyici olduğunu kaydeden Baykal, ülkenin yüksek gerilim tuzağının içine çekildiğini söyledi. Ülkenin her geçen gün çok kaygı verici bir ayrışmanın, kamplaşmanın, kutuplaşmanın etkisi altına sürüklendiğini söyleyen Deniz Baykal, "Türkiye bu gerilim tuzağından kendisini mutlaka kurtarabilmelidir. Yüksek gerilim tuzağı Türkiye'yi kuşatmaya başlamıştır" dedi. Ülkenin zaman zaman çeşitli dış faktörlerden kaynaklanan tehditlere, husumetlere maruz kalmasının doğal olduğunu, bugün ise tehlikenin ülke içinde şekillendirildiğini kaydeden Deniz Baykal, "Türkiye buraya uzun süreden beri izlenen politikalar sonucunda geldi. Ülkenin ayrıştırılması, kamplaştırılması ve kutuplaştırılması bugünkü aşamalara bizi getirdi. Eğer müdahale edilmezse bu gelişmenin sonu hiç iyi değildir. Artık sokağın hareketlenmenin ötesine geçtik sokakta kan aktığı günlerdeyiz" diye konuştu. "Birilerinin duruma el koyması gerek" Birilerinin yüksek gerilim tuzağına el koyması gerektiğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti: "Etnik kimlikle ilgili farklılaşmalar, dünya görüşünden kaynaklanan farklılaşmalar bunlar toplumsal yaşamın demokrasinin doğal gerekleridir. Elbette böyle olacak ama o ayrışmaların çok tehlikeli bir yere sürüklenmesi, kamplaşmaya, kutuplaşmaya yönelmesi kabul edilemez. Pek çok insanımız ciddi tedirginlik içinde. Biz de bu tedirginlikleri yaşıyoruz yılından beri ülkemizi böyle tehlikelere karşı u- yarmaya çalıştım ama bugün durum çok ciddidir." Ülkede değişime ihtiyaç olduğunu savunan Baykal, "Anlayışların değişeceğine dair bugüne kadar olumlu işaret göremedik. Ortaya çıkan tablo sürecin sahip ve sorumlularını düşündürmeye kaygılandırmaya başlamamış. Buna tanık oluyoruz. Daha evlatlarımıza yönelik üzüntülerimizi dahi ifade edebilir noktada olmadığımızı görüyorum çok acı bir manzara" dedi. "Değiştirmenin yolu seçimler olmalıdır" Ülkedeki en yüksek otoritenin karmaşaya müdahale etmesi gerektiğini söyleyen Deniz Baykal, o yüksek iradenin de milli irade olduğunu söyledi. Süreçten tek çıkış yolunun milli iradenin bu tablo karşısında gidişatı onaylamaması olduğunu savunan Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her geçen gün durum ülke için üzüntü verici hale geldiği halde düşünülecek neden yokmuş gibi aynı hırsla yollara devam ediliyor. Bu seçimden sonra sürdürülemez, sürdürülmemelidir. Milletimizin bugüne kadar hangi siyasi anlayışta olursa olsun, hangi tercihi takip etmiş olursa olsun, herkesin Türkiye'nin bu gidişatın sorumlularına 'dur' demesine ihtiyaç var. Ülke bugüne kendiliğinden gelmedi. CHP Grup Başkanvekili İnce, Afyonkarahisar'da: "Eğer CHP'nin 4 bakanının fezlekesi olsaydı, genel başkanın konuşmaları internette böyle gezseydi, ben Dinar'a gelseydim beni taşlardınız. Sokmazdınız buraya. Bunlara niye ses çıkar mıyorsunuz? Bunu CH- P'liler yapmış olsaydı, vallahi cuma çıkışı CHP'nin ilçe binasını taşlardı bunlar. Bunlara, bu sandıkta dersini verelim. Beraber verelim" CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Eğer CHP'nin 4 bakanının fezlekesi olsaydı, genel başkanın konuşmaları internette böyle gezseydi, ben Dinar'a gelseydim beni taşlardınız. Sokmazdınız buraya. Bunlara niye ses çıkar mıyorsunuz? Bunu CH- P'liler yapmış olsaydı, vallahi cuma çıkışı CHP'nin ilçe binasını taşlardı bunlar. Bunlara, bu sandıkta Çok uzun süreden beri Türkiye olarak kendi k- endimizle, tarihimizle uğraşıyoruz. Birbirimize nefret şırınga etmeye çalışıyoruz." Türkiye'nin hastalık ortamını aşması için millete görev düştüğünü söyleyen Baykal, vatandaşın gerilimi ve kamplaşmayı reddetmesi gerektiğini dile getirdi. Ülkenin sokulduğu tartışmanın sokaklarda kan akmasına neden olduğunu da savunan Deniz Baykal, "Bir an önce bunu durduralım. Bu Türkiye'ye özgü bir olay değil, Ortadoğu'da, Ukrayna'da ne gibi sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Ülkenin yumuşamaya i- htiyacı var, yumuşatıcı olması gerekenler tam tersini yapıyorlar. Bu denklemi Türkiye değiştirmelidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri Belediye başkan adaylarının belirlenmesine yönelik eleştirileri de değerlendiren Baykal, "Suçlamalar yerinde de olabilir ama o dönem bitti. Önümüzde seçimler var, Türkiye var. Ben o tartışmaları hepimizin geride bırakması gerektiğine i- dersini verelim. Beraber verelim" dedi. İnce, Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde partisinin ilçe başkanlığını ziyaret etti. Dinar'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren İnce, CHP Dinar Belediye Başkan Adayı Ceyhun Erkan için destek istedi. İnce, Türkiye'nin soyulduğunu öne sürerek, bu paranın Dinarlı'nın, Yalovalı'nın, Adanalı'nın olduğunu söyledi. Türkiye'de yolsuzluğun hep olduğunu ancak böylesini ilk defa gördüklerini ifade eden İnce, "Hükümetler, seçime yakın işçiye, memura, esnafa birtakım kanunlar çıkardılar ki oy almak için, değil mi? Siz 3 aydır işçiye, köylüye memura onları ilgilendiren bir kanun çıktığını gördünüz mü? Neyle ilgileniyorlar, HSYK, MİT, internet... Hep kendini kurtarmak için" diye konuştu. nanıyorum" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adının da bazı gazetelerde yer almasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Deniz Baykal, şöyle konuştu: "Konumuz Cumhurbaşkanlığı değil, yerel seçimler. Yerel seçimlerden sonra Cumhurbaşkanlığı konusu gelecek elbette toplumun etkin siyasi partileri başta olmak üzere arayışlarını ifade edeceklerdir. O süreç yaşanarak çözüme kavuşur. Böyle bir düşünceyi değerli bir gazeteci arkadaşımızın dile getirmiş olması benim için onur vericidir. Böyle düşünen yurttaşlarıma teşekkür ederim. Konu kişilerin kendi tercihleriyle şekillendirilecek bir konu değil. Cumhurbaşkanlığı herkesin onurla sahipleneceği bir görevdir. Bu bir toplumsal olaydır. İyi niyetli gözlemcilerin yaptığı değerlendirmelerle nihai aşamaya gelecek bir konu değil. Türkiye'ye yakışan bir Cumhurbaşkanı için hepimiz çalışırız." Türkiye'de siyasi parti liderleri ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk arasında ikilem ortaya konmaması gerektiğini kaydeden Baykal, "Böyle kıyaslamalar toplumu rahatsız eder, hepimizin bunlardan uzak durmak gerekir" dedi. Cemaat CHP yakınlaşması iddiaları Bir basın mensubunun sorusu üzerine "cemaat ve CHP yakınlaşması iddiasını" değerlendiren Deniz Baykal, şunları kaydetti: "CHP sadece benim zamanında değil, benden sonra da Atatürk ilkelerine değer veren laik sosyal bir partidir. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Seçim şartları içinde, güncel siyasetin y- ol açtığı çatışmalar, gerginlikler siyasi partilere çeşitli hareket olanakları sunar ve o hareket olanaklarını siyasi partiler değerlendirirler. Atatürk ve laikliğe şimdi her zamankinden çok ihtiyaç var. İşbirliği yapıyor dediğimiz insanlar da 'laiklik Türkiye'nin temel şemsiyesiymiş' diyorlar." Büyük Önder Atatürk'ün kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini de söyleyen Baykal, "İşbirlikleri dediğimiz olaylar Türkiye'nin birbirini anlaması, tanıması birbirine ihtiyacını görmeye başlamasıdır. Şartlar öyle gelişti ki birileri benim ona da buna da CHP'ye de Atatürk'e de ihtiyacım var diye düşünmeye başladılar. Biz birbirimize mecburuz." Partide yanlışlık yapanlar olabilir" İzmir'deki bazı belediye başkanlarının yeniden aday gösterilmemesine ilişkin soruyu da yanıtlayan Baykal, "Partide yanlışlık yapanlar olabilir bunu en iyi bilenlerden biri benim. Olur böyle işler, olur böyle işler. Hedefimiz partimiz, memleketimiz. Komplo teorilerine inanmam herkes elindeki yetkiyi kendi değerlendirmesine göre kullanıyor birileri kurban oluyor" ifadesini kullandı. Aday gösterilmeyen belediye başkanlarının parti değiştirmesini de değerlendiren Baykal, "Önemli olan ideolojik çizgidir. İdeolojik çizgi siyasi temel doğrultu budur. İdeolojik kimlik temel noktadır" dedi. Baykal, İstanbul ve Ankara'daki yerel seçim sonuçlarına ilişkin olarak da "Partimiz hazırlandı, geliyor. Umarım sevindirici sonuçlar alırız" dedi. (AA) MUHARREM İNCE: BENİ TAŞLARDINIZ Süleyman Demirel'in 6 kere gittiğini ve 7 kere de geldiğini aktaran İnce, şunları kaydetti: "Bir siyasi parti iktidar da muhalefet de olur. Bakın bunlar, iktidar değil, bunlar hükümet değil, bunlar çete olmuş, çete... Çünkü hükümetten düşerlerse, başlarına nelerin geleceğini biliyorlar. Onun için korkuyorlar. Çok iyi biliyorlar ki yüce divanda bunları yargılayacağız. Bunlar haramzade. Bunlar haram yediler. Eğer CHP'nin 4 bakanının fezlekesi olsaydı, genel başkanın konuşmaları internette böyle gezseydi, ben Dinar'a gelseydim beni taşlardınız. Sokmazdınız buraya. Bunlara niye ses çıkar mıyorsunuz? Bunu CHP'liler yapmış olsaydı, vallahi cuma çıkışı CHP'nin ilçe binasını taşlardı bunlar. Bunlara, bu sandıkta dersini verelim. Beraber verelim. Hangi partili olursanız olun, bu memleketin evladıyız." (AA) Tarihi şifahaneye ziyaretçi akını Zafer Kalkınma Ajansı desteğiyle CBÜ tarafından hazırlanan ''500 yıllık Şifahane Tıp Tarihi Müzesi ile Hayat Buluyor'' adlı proje tamamlandı Zafer Kalkınma Ajansı desteğiyle Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) tarafından hazırlanan "500 yıllık Şifahane Tıp Tarihi Müzesi ile Hayat Buluyor" adlı proje tamamlandı. Proje kapsamında hizmete açılan müzeyi 2 ayda 23 bin kişi ziyaret etti. Tarihi müzedeki proje kapanış töreninde konuşan CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, şifahanenin daha önce atıl durumda olduğunu, sadece festivalde mesir karma töreni için kullanıldığını belirtti. Tarihi binanın Tıp Tarihi Müzesi'ne dönüşmesi için tahsis talebinde bulunduklarını kaydeden Pakdemirli, "Tıp tarihi içinde yer alan mesir macunu, Manisa nın markalarından biri. (AA)

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Mart 2014 Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe "Biber gazı yasaklansın" TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, biber gazının ölümcül olduğunu iddia ederek, kullanımının yasaklanmasını istedi Türk Mimar Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Kimya Mühendisleri O- dası (KMO), biber gazının ölümcül olduğunu ileri sürerek, kullanımının yasaklanmasını istedi. Kimya Mühendisleri Odası'nın İzmir'deki Ege Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Saadet Çağlın, polisin toplumsal olaylara müdahalesinde kullanılan biber gazının kimyasal silahlar sınıfında olduğunu ileri sürdü. Bu gazın, 1993 yılında imzalanan Kimyasal silahlar konvansiyonuna göre göz yaşartıcı gazlar sınıflandırmasında y- er aldığını ve 'kimyasal silah' olarak nitelendirildiğini savunan Çağlın, "Sözleşme uyarınca toplumsal olaylarda, kitlenin kontrolü amacıyla kullanılan biber gazı dahil olmak üzere kimyasal gazları silah olarak kullanmak kesinlikle yasaktır" dedi. Biber gazının astım, zatürre gibi solunum yolu hastalığı olanlarda daha çok etki oluşturduğunu beliren Çağlın, "Ayrıca bu gazın etkisi, kalp sorunu ve tanı konmamış anevrizması olanlarda, çocuklarda, yaşlı ve bağışıklık sistemi yetmezliği olanlarda ve gebelerde daha belirgindir" diye konuştu. Biber gazı kullanımının, Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı olduğunu iddia eden Çağlın, "İnsan Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center hakları ihlal ediliyor. Özellikle alerjik bünyeli kişiler, astım, KOAH ve benzeri solunum yolu hastalıkları olanlar ve kalp hastaları risk altında" ifadelerini kullandı. (AA) Berkin Elvan için İstanbul'a yürüyorlar Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında yaralanan Elvan için Antalya'dan 8 Mart'ta yola çıkan grup, onun tedavi gördüğü hastanede ölümünün ardından "Adalet Yürüyüşü" adını verdikleri eylem kapsamında Sandıklı ilçesine u- laştı Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında yaralanan Berkin Elvan için İstanbul'a gitmek üzere Antalya'dan 8 Mart'ta y- ola çıkan 6 kişi, onun tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmesinin ardından "Adalet Yürüyüşü" adını verdikleri eylemlerini sürdürüyor. Sandıklı ilçesinde mola veren gruptakiler adına gazetecilere açıklama yapan Mehmet Ali Uğurlu, 8 Mart'ta Antalya'da Attalos Heykeli önünde başlattıkları ve 740 kilometre sürmesini planladıkları yürüyüşün 230 kilometresini tamamlandıklarını bildirdi. Yürüyüşlerinin 8'inci gününde Sandıklı'ya ulaştıklarını belirten Uğurlu, "Berkin Elvan'a adalet istiyoruz. Berkin Elvan'ı vuran polisler yakalansın diye başlattığımız yürüyüşümüzdeki hedefimiz, Berkinimizin yattığı İstanbul'daki hastaneye gitmekti ama iki gün sonra Berkinimiz şehit düştü. Adalet arayışımız, Berkinimizi vuran polisleri ortaya çıkarıncaya kadar devam edecek. Bu yürüyüş, İstanbul'dan sonra farklı şekillere bürünerek devam edecek" diye konuştu. Yolda rastladıkları kişilerden olumlu tepkiler aldıklarını anlatan Uğurlu, sürekli olarak ihtiyaçlarının sorulduğunu, karşılaştıkları ilgiden memnun olduklarını söyledi. Uğurlu ve arkadaşları Ahmet Gündüz, Yoldaş Güneş, Bülent Karadaş, Keçel Türkkan, Devrim Zongur, kısa süreli molanın ardından yollarına devam etti. (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 17 16 Mart Şubat Pazar Perşembe Masaj ve Doğal Terapiler Derneği Başkanı Ayçeman, "Diyelim ki vücudunuzda gribal enfeksiyon var. O zaman masaj olmaz. Vücutta bir enfeksiyon veya iltihabi durum varsa enfeksiyonun yayılma riski yüksek olur, çünkü masaj kan dolaşımını hızlandırır" diye konuştu Masaj ve Doğal Terapiler Derneği (MADOTED) Başkanı Nihat Ayçeman, gribal enfeksiyon geçiren kişilerin masaj yaptırmaması gerektiğini belirterek, "Vücutta bir enfeksiyon veya iltihabi durum varsa enfeksiyonun yayılma riski yüksek olur, çünkü masaj kan dolaşımını hızlandırır" dedi. Nihat Ayçeman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, masajın eğitimsiz kişiler tarafından yapılmasının birçok riski beraberinde getireceğine dikkati çekti. Türk insanında profesyonel kişilere masaj yaptırma alışkanlığı olmadığını anlatan Ayçeman, masajın ya kişilerin yakınlarınca ya da berber veya kuaförlerde çalışanlarca yapıldığını söyledi. Kontrolsüz şekilde yapılan masajın felç riski taşıdığının altını çizen Ayçeman, "Örneğin berber, misafirlerini memnun etmek için bir jest yapıyor. Kontrolsüz boyun kıtlatıyor. Bu, çok ciddi bir manipülasyon. Hasar meydana getirme riski yüksek. Fıtıklaşma veya kireçlenme başlangıcı varsa sinir üzerinde bası varsa bu hareket felce kadar götürebilir. Sinirler hasar görebilir. İnce kaslar zedelenebilir" diye konuştu. Basit bir masaj gibi görünse de insan vücuduyla oynamanın, dokuları ellemek ve değişik baskılar yapmanın zararları olacağını belirten Ayçeman, "Biz dışarıdan sadece deriyi görüyoruz. Altında damarlar, sinirler, zarlar, kaslar var. Bunlara sert ve zorlayıcı uygulamalar yapılırsa tahriş olma, zedelenme riski yüksek olur. Bilinçsizce yapılan masaj o an için rahatlatabilir ama sonra sıkıntı oluşturabilir. Bilinçsizce, rastgele masaj doğru değil" i- fadesini kullandı. "Masaj her zaman faydalı değil" Ayçeman, bilinçli bir masaj ustasının kişiye önce vücudunda masajın zararlı olma ihtimali olan konuları sorduğunu kaydetti. "Masaj her zaman faydalıdır" denemeyeceğinin altını çizen Ayçeman, "Masajın zararlı olabileceği durumlar da vardır. Bu durumları göz önünde bulundurup elemek lazım" dedi. Ayçeman, şunları söyledi: "Diyelim ki vücudunuzda gribal enfeksiyon var. O zaman masaj olmaz. Enfeksiyonlu ve yüksek ateşli durumlarda, kırık çıkık ve benzeri durumlarda, deri tahrişlerinde, yara berelerde masaj yapılmaz. Bunları göz önüne almayan bir kişi bilinçli davransa bile yine zarar getirebilir. Çünkü bu durumlarda masaj, faydadan çok zarar getirir. Her zaman her durumda masaj yapılmaz. Bunu ancak ciddi eğitim almış kişi anlar. Vücutta bir enfeksiyon veya iltihabi durum varsa enfeksiyonun yayılma riski yüksek olur, çünkü masaj kan dolaşımını hızlandırır. Masaj yapılan bölgede ısı meydana geliyor, doğal olarak orada damarlar genişliyor ve kanlanma artıyor. Diyelim ki enfeksiyonlu bölge masaj yapılan bölgeye yakın. Dolaşımı hızlandırdığınız için vücutta var olan enfeksiyon vücuda hızla yayılır. Yani enfeksiyonun vücudun diğer bölgelerinde dolaşma veya yayılma riski yüksek olduğu için enfeksiyonlu durumda masaj yapmak doğru değil."ayçeman, bazı vatandaşların kendilerini yakınlarına çiğneterek rahatladığını hatırlattı. Bu uygulamanın daha çok Asya toplumlarında görüldüğünü ifade eden Ayçeman, sözlerini şöyle tamamladı: "Çiğneme de riskli. Baba eve gidiyor. Y- orgunluk var, (Hadi hanım çık sırtımı çiğne). Çiğnerken nereye basılmaması gerektiği bilinemiyor. O an için rahatlama yaratıyor a- ma ince damarlar, sinirlerin, zarların ne kadar hassas yapıda olduğu bilinmiyor, zedelenme oluşabiliyor. İğne ucu gibi başlayarak zedelenmeler birikiyor. Kişi iki, üç günde bir kendisini yeniden çiğnetmek ihtiyacı duyuyor. İşte bu hasarlar birikerek devam eder ve deri altında, kaslar arasında kalıntılar bırakır. Halk arasında denildiği gibi kulunç oluşmaya, kaslarda spazmlar meydana gelmeye başlar. Kemik çıkıntılarının olduğu yerde baskı olursa kemik üzerindeki zarlarda yırtıklar oluşur, tutulmalar yayılır. Kişi, ilerleyen zamanlarda o bölgelerde sıkıntı yaşar."(aa) Masaj ve Doğal Terapiler Derneği Başkanı Ayçeman, "Masaj yapılan bölgede ısı meydana geliyor, doğal o- larak orada damarlar genişliyor ve kanlanma artıyor. Diyelim ki enfeksiyonlu bölge masaj yapılan bölgeye yakın. Dolaşımı hızlandırdığınız için vücutta var olan enfeksiyon vücuda hızla yayılır. Yani enfeksiyonun vücudun diğer bölgelerinde dolaşma veya yayılma riski yüksek olduğu için enfeksiyonlu durumda masaj yapmak zararlı" dedi. ERÜ Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkılıç, "İnsanlarımızın çok azı göz tansiyonunu ölçtürüyor. Aslında belirli aralıklarla yapılması gereken göz kontrollerini bile dikkate alan insan sayımız çok az. Bir kere bile olsa bir insanın göz tansiyonu taramasından geçmiş olması bizim için çok önemli" dedi Sevilen ve önemsenen sanatçı, sporcu ya da öğretmenlerin sigara veya alkol kullanmasının, öğrenciler üzerinde özendirici etkiye yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Pekşen, "Sevilen, önemsenen sanatçı, sporcu ve öğretmenlerin sigara ile alkol kullanmasının öğrenciler üzerinde özendirici etkiye yol açtığını kaydettik" dedi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nca gerçekleştirilen çalışmada, sevilen ve önemsenen sanatçı, sporcu ya da öğretmenlerin sigara veya alkol kullanmasının, öğrenciler üzerinde özendirici etkiye yol açtığı belirlendi. Çalışmayı yürüten OMÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Pekşen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Samsun'da örgün eğitim v- eren 40 lisede 468 kız ve 483 erkek öğrenci üzerinde anket uygulaması gerçekleştirdiklerini söyledi. Araştırmada, sigara ve alkol kullanımı ile ilgili ilginç sonuçlar elde ettiklerine dikkati çeken Pekşen, şöyle devam etti: "Kız öğrencilerde sigara içmeme oranı yüzde 75,21 çıkarken, erkeklerde ise yüzde 64,39 o- larak belirlendi. Öğrencilerin sınıfları ilerledikçe yaşamı boyunca sarhoş olma ve sigara kullanma oranlarının istatistiksel olarak anlamlı biçimde arttığını belirledik. Ayrıca sevilen, önemsenen sanatçı, sporcu ve öğretmenlerin sigara ile alkol kullanmasının öğrenciler üzerinde özendirici etkiye yol açtığını kaydettik. Bu nedenle, toplumda iz bırakan ve örnek olan kişilerin daha dikkatli olmaları gerekmekte."pekşen, okul döneminde sağlığın gelişmesini engelleyen önemli riskler bulunduğunu, bu risklerin başında ise tütün, alkol ve bağımlılık yapan maddelerin yer aldığını vurguladı. Ergen yaş grubunda sağlığın olumlu yönde sürmesi için en iyi ortamı okulların oluşturduğuna değinen Pekşen, şöyle devam etti: "Sigara kullanımının önlenmesinde, okullarda uygulanan sigara karşıtı eğitim programları etkili olmakta. ABD Hastalık Önleme ve Tedavi Merkezi'nce sigara karşıtı eğitim programı uygulanan okullarda sigara içen öğrencilerin oranının diğer okullara göre yüzde 20 daha az olduğu bildirilmiştir. Gelişmiş ülkelerde periyodik olarak yapılan çalışmalarla, ergenlerin sigara ve alkol içme durumları yakından izlenmekte. Bu ülkelerde son 20 yılda ergenler arasında sigara ve alkol içme oranında artış eğiliminin durduğu ve hatta hafif bir azalmanın da başladığı bildirilmekte."türkiye'de sigara içme sıklığının yetişkinlerde yüzde 33,4, gençlerde yüzde 6,9 olduğunu dile getiren Pekşen, "Yapılan çalışmalarda sigara bağımlısı olan erişkinlerin çoğunun bu alışkanlığı 18 yaşından önce kazandıkları saptandı. Son yıllarda Türkiye'de öğrencilerle yapılan araştırmalar, madde kullanım yaygınlığının bölgelere ve maddenin türüne göre değişmekle birlikte genel o- larak artış gösterdiğini ortaya koymakta" ifadelerini kullandı.risk faktörlerinin belirlenmesinin, koruyucu çalışmaların yapılması açısından önem kazandığını vurgulayan Pekşen, "Sigara, alkol ve diğer uyuşturucu maddelerle tanışma yaşı bireyin hem fiziksel hem de p- sikososyal sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir. Çünkü riskli sağlık davranışlarının kazanılması ergen döneminde başlayıp yetişkinlikte devam etmekte. Sigarayı erken yaşlarda denemek, erişkin yaşlarda sigara içiciliğinin kuvvetli bir belirleyicisidir. Bir kez sigara içmeyi deneyenlerin yüzde 75'inin sürekli sigara içicisi olduğu söylenebilir" diye konuştu.(aa)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 SPOR7 16 7ubat Mart Perşembe Pazar UltrAslan dan Sosyal Sorumluluk Projesi UltrAslan taraftar grubu, kuruluşunun 13. yılında 'Bir Dilek Tutun Geliyoruz' adlı sosyal sorumluluk projesine imza atarak topladığı yardımları köy okullarına ulaştırdı. 27 Ocak 14 Şubat tarihleri arasında gerçekleşen ve Türkiye nin her yerinden binlerce Galatasaray taraftarından gelen yardımlar doğrultusunda 26 okulda binlerce öğrenciye giyim ve kırtasiye malzemeleri toplandı. Toplanan yardımlar, taraftarlarında çoşkulu katılımıyla Türk Telekom Arena dan belirlenen köy okullarına tırla ulaştırılmak için yola çıktı. Konuyla alakalı açıklama yapan UltrAslan Genel Koordinatörü Veysel Giley, "13. Yaşına giren UltrAslan olarak, temsilciklerimiz vasıtalarıyla belirlenen ve ihtiyacı olan köy okullarına yardımlarda bulunmak istedik. Ve ilk tırımızı milyonlarca Galatasaray taraftarı adına yola çıkarttık. Ben Türkiye nin her tarafından bu sosyal sorumluluk projesine yardımda bulunan Galatasaray taraftarlarına ve ilk tırın ulaşımı konusunda bize yardımcı olan Alican Ulusoy a teşekkür ederim." dedi. (CİHAN) Wushu da Elif ikinci oldu Wushu da; kızlar A Grubu Changquan dalında milli sporcu Elif Akyüz ikinci oldu Antalya'da düzenlenen 5. Dünya Gençler Wushu Şampiyonası'nın ilk gününde, Kızlar A Grubu Changquan dalında milli sporcu Elif Akyüz ikinci oldu. 54 ülkeden 400'den fazla sporcunun katıldığı şampiyonada, sporcular farklı dallarda mücadele etti. 23 sporcunun yer aldığı Kızlar A Grubu Changquan dalında Malezya'dan Ying Ting Loh birinci, Türk Milli Takımı'ndan Elif Akyüz ikinci, ABD'den Emily Xinyu Fan ise üçüncü oldu. Sanda'da ise 52 kiloda Gamze Fazlıoğlu, Çin Milli Takımı'ndan Wei Qing Cao'ya, Yunus Gültekin de Fel Qin'e elendi. 60 kiloda Mihriban Burçin Aygır ise Ukraynalı rakibi Olena Osmyrko'yu mağlup ederek bir üst tura yükseldi. Kızlar C Grubu Changquan dalında ise birinci ABD'den Robin Mia Tıan, ikinci Makao'dan Macsi Fan Hung, üçüncü de İran'dan Monireh Panah oldu. Bu kategoride mücadele eden Türk Milli Takımı sporcuları Yağmur Şişman 10, Hilal Feyza Capoğlu ise 17'nciliği elde etti. Şampiyona 19 Mart'a kadar devam edecek. (AA) AKHİSAR IN AVRUPA AŞKI Spor Toto Süper Lig'de geçen sezon lige tutunmayı başaran Ege temsilcisi, ligdeki ikinci sezonunda Avrupa kupalarına gitme hakkına ulaşmak için mücadele ediyor. Akhisar Belediyespor Basın Sözcüsü Acar: "Takımın performansı bizi buraya taşıdı, kalan 10 haftada en iyi sonuçları almak istiyoruz" dedi TRABZONSPOR: HUKUKİ İŞLEM BAŞLATILMIŞTIR "Başkanımızın 17 Aralık soruşturması kapsamında gözaltına alındığına ilişkin haberler tekrarlanmaktadır. Bu ve benzeri haberleri yapanlar hakkında hukuki işlem başlatılmıştır" Trabzonspor Kulübü, Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu'nun 17 Aralık'ta gözaltına alındığına ilişkin haberlerin tekrarlandığını, bu ve benzeri haberleri yapanlar hakkında hukuki işlem başlatıldığını açıkladı. Bordo-mavili kulübün internet sitesinden yapılan açıkalamada, Hacıosmanoğlu'nun gözaltına alındığına yönelik iddiaların daha öncede kulüp tarafından yalanlandığı anımsatılarak, "Başkanımızın 17 Aralık soruşturması kapsamında gözaltına alındığına ilişkin haberler tekrarlanmaktadır. Bu tür haberler o dönemde çıkmış ve tarafımızca yalanlanmış olmasına rağmen bugün yine olmayanı, olmuş gibi gösterenler bunun bedelini hukuki zeminde ödeyecektir" dedi. (AA) Spor Toto Süper Lig'de son 10 haftaya 35 puanla 6. sırada giden Akhisar Belediyespor, ligdeki ikinci sezonunda Avrupa kupalarına gitmek için mücadele ediyor. Sezon başında hedefini ilk 10 sıra olarak açıklayan teknik direktör Hamza Hamzaoğlu'nun mütevazı ekibi, ligde bu sezon aldığı başarılı sonuçlarla son 10 haftaya 6. sırada girdi. Bu sezon kendi evinde aldığı başarılı sonuçlarla dikkati çeken Akhisar Belediyespor, iç sahada maç başına yakaladığı 2,27 puan ortalamasıyla ligde şimdiye kadar oynanan maçlarda kendi evinde en başarılı 5. ekip konumunda bulunuyor. Kalan 10 haftada 6 maçını kendi evinde oynayacak Akhisar Belediyespor, yarın saat 16.00'da Medical Park Antalyaspor'u konuk edecek. Bu müsabakanın ardından deplasmanda Beşiktaş'a konuk olacak Ege temsilcisi, daha sonra sırasıyla Çaykur Rizespor, Eskişehirspor, Kardemir Karabükspor (D), Kayserispor, Torku Konyaspor (D), Fenerbahçe, Sivasspor (D) ve Kasımpaşa ile mücadele edecek. Akhisar Belediyespor, Alman internet sitesi Transfermarkt'ın verilerine göre toplam 17 milyon 525 bin avroluk kadro değeriyle Elazığspor'dan (13 milyon 850 bin avro) sonra ligde en mütevazı kadroya sahip konumunda bulunuyor. Akhisar İlçe Stadı'nın yeterli kriterlere sahip olmaması nedeniyle kendi evindeki maçlarını Manisa 19 Mayıs Stadı'nda oynamak zorunda kalan Akhisar Belediyespor, gelecek sezonun ikinci devresinde maçlarını Akhisar'da oynamayı planlıyor. Geçen hafta içinde temel atma töreni yapılan Akhisar Arena'nın inşaatının tamamlanması halinde Manisa temsilcisi maçlarını gelecek sezonun ikinci yarısından itibaren Akhisar'da oynayabilecek. - Basın sözcüsü İbrahim Evren Acar Akhisar Belediyespor Basın Sözcüsü İbrahim Evren Acar, ligde kalma hedefiyle başladıkları sezonda iyi sonuçlarla ligin üst sıralarına tırmandıklarını söyledi. Bu doğrultuda kendilerinden beklentinin de arttığını kaydeden Acar, şöyle konuştu: "Takımın performansı bizi buraya kadar taşıdı, kalan 10 haftada en iyi sonuçları almak istiyoruz. Sezon sonundaki konumumuza göre taraftarımıza Avrupa kupası heyecanı yaşatabiliriz. Gerek yönetim, gerek teknik ekip gerekse futbolcular olarak hedeflerimiz var. Bunları gerçekleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." (AA) Kupada dörtlü finale yükselen Royal Halı Gaziantep, 11. kez sahibini bulacak kupada bunu başaran 4. Türk takımı oldu. Beşiktaş İntegral Forex'in 2 sezon önce müzesine götürdüğü kupada Pınar Karşıyaka geçen yıl kupayı finalde kaybetti FIBA EuroChallenge Kupası'nda dörtlü finale yükselmeyi başaran Royal Halı Gaziantep, bunu başaran 4. Türk ekibi oldu. Basketbolda sezonunda FIBA Avrupa Ligi, 'dan itibaren FIBA EuroCup ve 'dan sonra da FIBA Avrupa Challenge Kupası HAYAL DEĞİL ROYAL adıyla sürdürülen organizasyonda Türk takımları üst üste 3. kez, toplamda 4. defa dörtlü finale yükseldi. Royal Halı Gaziantep, çeyrek finalde Belarus ekibi Tsmoki'yi her 2 maçta da 1 sayı farkla yenerek dörtlü finale çıktı. Türk temsilcisi dörtlü final ilk maçında İtalyan temsilcisi Reggio Emilia ile karşılaşacak. 4. Türk ekibi Beşiktaş İntegral Forex'in sezonunda Macaristan'da oynanan dörtlü finalde Fransız ekibi Elan Chalon'u yenerek mutlu sona ulaştığı organizasyonda geçen yıl Pınar Karşıyaka, İzmir'deki dörtlü finalde Rus ekibi Krasnye Krylia'ya yenilerek ikinci olmuştu. Bu kupada 'te dörtlü finale çıkan Fenerbahçe ise İstanbul'daki organizasyonda 4.'lüğü elde etmişti. En çok kazananlar Ruslar Geçen yıl İzmir'deki dörtlü finalde Rus temsilcisi Krasnye Krylia'nın kazandığı kupada şimdiye kadar Rus ekipler 3, İspanyol temsilcileri 2'şer kez mutlu sona ulaşırken, Almanya, İtalya, Letonya, Slovenya ve Türk takımları da 1'er kez kupayı müzesine götürdü. Diğer müsabakalar Perfumerias Avenida: 54 - Galatasaray Odeabank: 75 Basketbolda, FIBA Kadınlar Avrupa Ligi 2. tur ikinci maçında Galatasaray Odeabank, deplasmanda İspanyol ekibi Perfumerias Avenida'yı yenerek, 8'li finallere yükseldi. Salamanca kentindeki karşılaşmada ilk periyodu 16-12, devreyi de Türk ekibi önde kapattı. Üçüncü çeyreği de üstün bitiren Türk temsilcisi, müsabakayı da kazandı. İstanbul'daki ilk maçı da kazanan Galatasaray Odeabank, 8'li finallerde mücadele etme hakkını elde etti. Karşılaşmada, Türk ekibinden Zelious 22 sayılık performansıyla maçın en skorer ismi oldu. İspanyol temsilcisinde de Robinson 15 sayıyla takımının en skorer ismi olarak dikkati çekti. Beretta Famila: 74 - Kayseri KASKİ: 61 Serinin üçüncü maçı 19 Mart Çarşamba günü Kayseri'de oynanacak. Basketbolda, FIBA Kadınlar Avrupa Ligi 2. tur ikinci maçında Kayseri KASKİ, deplasmanda İtalyan ekibi Beretta Famila'ya yenildi. Bu sonuçla seride durum 1-1 oldu. Schio kentinde oynanan karşılaşmada, ilk periyodu Kayseri KASKİ önde kapatmasına rağmen devreyi İtalyan temsilcisi önde bitirdi. Üçüncü çeyrekte, Beretta Famila'nın üstünlüğünde sona erdi. İtalyan ekibi maçı da kazanarak, seriyi üçüncü maça taşıdı. Kupada serinin üçüncü maçı 19 Mart Çarşamba günü Kayseri'de oynanacak. Karşılaşmada, Kayseri KASKİ'de Sanders ürettiği 18 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. İtalyan ekibinde ise Macchi 16 sayıyla takımının en skorer ismi olmayı başardı. (AA)

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Mart Şubat Pazar Perşembe Anadolu nun NEFESİ YETMEDİ Anadolu Efes, Basketbol THY Avrupa Ligi Top 16 E Grubu'ndaki 10. maçında Yunanistan'ın Panathinaikos takımına normal süresi tamamlanan maçta, uzatma devresi sonunda yenildi. Anadolu Efes, Basketbol THY Avrupa Ligi Top 16 E Grubu'ndaki 10. maçında Yunanistan'ın Panathinaikos takımına normal süresi tamamlanan maçta, uzatma devresi sonunda yenildi. Grupta son 4 maç kala 8. yenilgisini alan Anadolu Efes'in son 4 takım arasına kalıp bir üst tura çıkma şansı da oldukça azaldı. Karşılaşmaya hızlı başlayan konuk ekip, ilk dakika içinde 5-0 üstünlük yakaladığı mücadelede 4. dakikada 9-3 öne geçti. İlerleyen sürede temposu düşük kalan maçta rakibine oranla daha organize oynayan lacivert-beyazlı takım, 7-0'lık bir seriyle 8. dakikada üstünlüğü eline (10-9) geçirdiyse de konuk ekip son saniyeleri, Diamantidis'in güzel pasında pota altında Lasme'nin smacıyla iyi değerlendirip ilk periyodu önde tamamladı. İkinci periyotta 13. dakikayı önde geçen Panathinaikos karşısında, üst üste Bjelica'nın üçlüğü ve Kerem Gönlüm'ün basket faulden kazandırdığı sayılarla 6-0'lık seri yapan Anadolu Efes, 14. dakikada öne geçti. Mücadelede tekrar geriye düşen lacivert-beyazlı ekibe, ikinci çeyreğin başarılı ismi Bjelica ve Vasileiadis'in sayıları 17. dakikada 24-19'luk üstünlüğü getirdi. Skorun iki takım lehine iki kez değiştiği son bölümde Batiste'in pota altında bulduğu sayıyla öne geçen Yunan ekibi, ilk yarıyı da bu sonuçla önde tamamladı. Üçüncü periyotta dengeli geçen ilk dakikaların ardından Vasileiadis ile bir üçlük bir de hızlı hücumdan olmak üzere üst üste 5 sayı üreten Anadolu Efes, 25. dakikada öne geçti. Gordon'un faul atışlarından kazandırdığı bir sayı ile 26. dakikada üstünlüğünü 37-31'e taşıyan lacivert-beyazlı ekip, bitime 39 saniye kalana kadar üstünlüğü elinde tuttu. Konuk takım, bu dakikada Batiste'in serbest atışlarla eşitlediği skoru, 12 saniye kala Wright'ın basketiyle 44-42'ye getirdi ve 3. periyot yine Panathinaikos üstünlüğüyle geçildi. Anadolu Efes 32. dakikada Birkan Batuk'un 3'lüğüyle öne geçerek, son periyoda iyi başladı. Planinic'in ürettiği sayılarla oyunda kalarak skor üstünlüğünü elinde tutan ev sahibi takım, son dakikaya önde girdi. Panathinaikos bitime 18 saniye kala Maciulis'in üçlüğüyle skoru eşitledi ve normal süre de bu skorla tamamlandı. Uzatma devresini savunmada ve hücumda daha dikkatli oynayarak 11-6 kazanan Panathinaikos, mücadeleden galip ayrıldı. Yunan ekip, bu sonuçla grupta 5. galibiyetini alırken, iki galibiyeti bulunan Anadolu Efes 8. yenilgisini yaşadı. Bu sezon Top 16 turunda Atina'da yapılan maçı da Yunan ekibi 78-64'lük skorla kazanmıştı. Anadolu Efes Başantrenörü Aggelou: "İyi takımlara karşı iyi oynayıp sonunda kaybetmek üzücü" Panathinaikos Başantrenörü Alvertis: "Hücumda iyiydik ve hücum ribaundlarında üstünlük sağladık" Anadolu Efes Başantrenörü Vaggelis Aggelou, THY Avrupa Ligi Top 16 Turu E Grubu'nda Yunanistan'ın Panathinaikos takımı karşısında yenildikleri maçta iyi oynadıklarını ancak istedikleri sonucu alamadıklarını söyledi. Aggelou, Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, iyi takımlara karşı iyi oynayıp sonunda kaybetmenin üzücü olduğunu belirterek, mücadeleyi şöyle değerlendirdi: "Bu maçı kaybetmemizin ana etmenlerinden birisi hücum ribaundlarıydı. Verdiğimiz ribaundlar maçı kaybetmemizde etken oldu. İyi şansları değerlendiremedik ve sayı bulamadık. Oyuncularımı ve teknik heyeti tebrik etmek istiyorum. Panathinaikos'u da tebrik ederim, buraya problemlerle geldiler ve kazanmayı bildiler. Umarım biz de bu kaybettiğimiz maçlardan sonra edindiğimiz tecrübelerle maç Grupta bundan sonraki durumu nasıl değerlendirdiği sorusuna Aggelou, "Zor bir grup. İkincilik ve dördüncülük için grupta büyük çekişmeler yaşanacağını düşünüyorum" diye cevap verdi. Argiris Pedoulakis'in görevine son verilmesinin ardından takımın başına geçen Panathinaikos'un efsane ismi Fragiskos Alvertis ise ilginç bir maç olduğunu ve Anadolu Efes'i uzatmalarda yenmeyi başardıklarını ifade etti. Oyuncularının son saniyeye kadar savaştığını anlatan Alvertis, "Hücumda iyiydik ve hücum ribaundlarında üstünlük sağladık. Takımımın önünde uzun bir takvim var. Her maçın sonunda daha fazla gelişeceğimizi düşünüyorum. Oyuncularımı sarf ettikleri efordan dolayı tebrik ediyorum" diye konuştu. Maçın temposunun özellikle ilk yarıda düşük kalmasıyla ilgili bir soru üzerine Alvertis, "Bunu değiştirmek için çalıştık ancak çok fazla sayı bulamadık. Zor bir dönemden geçiyoruz. Gittikçe daha fazla ritim kazanacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı. (AA) GAZİEMİR İŞLETME ŞEFLİĞİ TEKKETEPE YANGIN GÖZETLEME KULESİ VE CENNETÇEŞME EKİP BİNASI ONARIM MENDERES ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ Gaziemir İşletme Şefliği Tekketepe Yangın Gözetleme kulesi ve Cennetçeşme Ekip Binası onarım yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Atıfbey Mahallesi Akçay Cad GAZİEMİR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : menderesisl@ogm.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2- İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 adet Gözetleme kulesi ve 1 adet Ekip Binası onarım işi Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Gaziemir Şefliği Tekketepe Kule ve Cennetçeşme Ekip Binası c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 45 (Kırkbeş) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Menderes Orman İşletme Müdürlüğü Akçay cad. no:258 Gaziemir b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sanatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: tarih ve sayılı Resmi gazetede yayımlanan Yapım işlerinde benzer iş grupları tebliğinde yer alan BIII. Grup Bina İşleri benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İhale konusu iş veya benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri; İnşaat mühendisliğidir 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı T.C Ziraat Bankası Gaziemir Şubesi nolu hesaba doküman bedeli yatırıldıktan sonra İşletme Muhasebe servisinden adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e- imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Menderes Orman İşletme Müdürlüğü İhale Birimi adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Sondakika 16/3 Basın: 3208 Resmi İlanlar: de TIBBİ MALZEME SATIN ALINACAKTIR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI EGE ÜNİVERSİTESİ 20 KALEM MUHTELİF TIBBİ MALZEME MESH POLIPROPILENE, İĞNE BİYOPSİ, ENJEKTÖR 50CC PERFUZOR CİHİÇİN VB alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir, ihaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: ihale Kayıt Numarası : 2014/ idarenin a) Adresi : ANKARA CAD BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : donersermaye@mail.ege.edu.tr ç) ihale dokümanının görülebileceği internet : adresi (varsa) 2-ihale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 20 KALEM MUHT. TIBBİ MALZ. MESH POLIPROPILENE, İĞNE BİYOPSİ, ENJEKTÖR 50CC PERFUZOR CİH.İÇİN VB. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Taşınır Kayıt Kontrol Birimi Bornova-İZMİR c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip verilecek işe başlama talimatının tebliğinden itibaren işe başlanacak ve 15 gün içinde sipariş miktarı teslim edilmek kaydıyla malzemenin tamamı tarihine kadar peyderpey teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ege Üniversitesi Döner Sermaye işletme Müdürlüğü (İhale Salonu) Bornova/İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerintamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: 1) Teklif edilen ürün, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası'na (TITUBB) kayıtlı ve T.C.Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olmalıdır. 2) Malzemeyi teklif eden firma; üretici, ithalatçı veya bayi olarak TITUBB da kayıtlı olmalı ve kayıtlı olduğuna dair belgeyi ibraz etmelidir Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: 1) istekliler, İhale Komisyonunca incelenmek üzere 1. ve 2. kalemler için İhale kalemlerinden herhangi biri için en az 1 (bir) adet ürün numunesini ve tüm ölçülerin belirtildiği ürünü tanıtan broşür/katalog, vb., ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini, broşür/katalog, vb. teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. 1-1) 3., 4., 6., 7., 10., 11., 16., 17., 18., 19. kalemler için İstekliler, ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin numunelerini, ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. 1-2) 5., 8., 9., 12., 13., 14., 15., 20. kalemler için istekliler, ihale Komisyonunca incelenmek üzere teklif ettikleri ürünlere ilişkin numunelerini ve varsa numunenin değerlendirilmesi için gerekli araçları ihale saatine kadar komisyon adına teslim alacak olan Malzeme Planlama Birimi'ne (Teklif cetvelinin fiyatsız bir örneği ile birlikte) teslim edeceklerdir. Numuneler için herhangi bir ücret talep edilmeyecek olup, numunelerini ve varsa numunenin değerlendirilmesi için gerekli araçları teslim etmeyen istekliler ihale komisyonunca değerlendirme dışı bırakılacaktır. 2) İstekliler tekliflerini elektronik ortamda adresinden (ihale Bildirim Yazılımı (IBY) hazırlayarak cd.disc,usb v.b.) idareye sunacaklardır. Ayrıca, elektronik ortamda sunacakları teklif cd'sinin bilgisayar çıktısını da alarak teklifleriyle birlikte sunacaklardır Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya Özel sağlık sektörlerine muhtelif tıbbi malzeme satışı işi benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Üniversitesi Döner Sermaye işletme Müdürlüğü Bornova-İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bornova- İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZ YİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 16/3 Basın: 3172 Resmi İlanlar: de An Pan

15 SAYFA 16 Afyon mitinginde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi, basın ve medyada sabahtan akşama kadar 'RTE dizisi' ile evi meşgul, kamuoyunu meşgul ediyor, toplumu meşgul ediyor. Böyle bir durumda bu kadar kuvvet güç alanını genişletme açısından Recep Tayyip Erdoğan'ı çılgına çevirmiştir. Böyle bir güç çılgınlığı her şeyi 'ben ben' dedirtmeye başlamıştır. O zaman demokrasiyi yavaş yavaş askıya alıp diktatörlüğe doğru giden bir yola doğru kaymaya başlamıştır" dedi Mart 2014 Pazar MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ: YASAMA DA SENDE YÜRÜTME DE MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi, basın ve medyada sabahtan akşama kadar 'RTE dizisi' ile evi meşgul, kamuoyunu meşgul ediyor, toplumu meşgul ediyor. Böyle bir durumda bu kadar kuvvet güç alanını genişletme açısından Recep Tayyip Erdoğan'ı çılgına çevirmiştir. Böyle bir güç çılgınlığı her şeyi 'ben ben' dedirtmeye başlamıştır. O zaman demokrasiyi yavaş yavaş askıya alıp diktatörlüğe doğru giden bir yola doğru kaymaya başlamıştır" dedi. Bahçeli, partisince Afyonkarahisar'daki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, MHP Başkanlık divanı üyeleri, milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimleri için Türkiye'yi ilçe ilçe il il gezdiklerini ifade etti. Bugün de Afyonkarahisar'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Bahçeli, "Bu, ucu görünmeyen kalabalık, bu coşku, bu heyecan şimdiden Afyon için bir işaret veriyor. Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Afyon'da bu şekilde kucaklanması, Milliyetçi Hareket Partisi'nin gurur duyduğu olayların başında geliyor. Tekrar hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diye konuştu. Bahçeli, 30 Mart Pazar günü milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, mahalli idareler seçimlerinin gerçekleştirileceğini anımsatarak, bu seçimlerin Türkiye için çok önem arz ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sorunların yoğunlaştığı bir ortamda, Türkiye'nin yine iç ve dış tehditlerle karşılaştığı bir dönemde, milletimizin sosyal dokusunun zedelendiği üniter ve milli devlet anlayışımızın sarsıldığı, toprak bütünlüğümüzün bölünmenin eşiğine getirildiği bir süreçte Türkiye, 3 önemli siyasi olayla karşı karşıya bulunmaktadır. Bunların ilki 30 Mart mahalli idare seçimlerdir. Bu seçimlere 25 siyasi partimiz katılmaktadır seçim çevresinde seçimler gerçekleştirilecektir. Bu seçimler, demokrasimizin vazgeçilmez unsurları kabul edilen siyasi partilerimizin demokratik haklarını kullanma ve demokratik bir yerleşim içinde bulunma arzusu ile Türkiye'nin siyasi kültürüne de çok yüksek bir katkı sağlayacaktır. Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları kabul ettiğimiz siyasi partilerimize ve onların değerli adaylarına Milliyetçi Hareket Partisi olarak başarılar diliyoruz." "Türk siyasi hayatında güzide bir yeri bulunan ilkeli, dürüst, siyaset anlayışı ile köklü ve gelenekli bir siyasi kurum olan MHP, davamızın yetiştirdiği değerli arkadaşlarımızla bu hakkını kullanıyor ve bu yarışa katılıyor" diyen Bahçeli, bu seçimlerin MHP için çok önemli görüldüğünü bildirdi. Bazı yerlerde özellikle de Türkiye'nin gelişmiş illerinde ve büyük şehirlerinde, hep bu iki siyasi partiden bahsedildiğini dile getiren Bahçeli, "Şimdi Afyon'dan herkese sesleniyorum. Ne AKP ne CHP ille de MHP diyoruz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine yanıt verdiğini ve "Sen bir yavru muhalefetsin, ne zaman iktidar olacaksın da bunları yaptıracaksın?" diye sorduğunu aktaran Bahçeli, şöyle devam etti: "Sen nasıl iktidar oldun, iç ve dış odakların desteği ile... Biz Milliyetçi Hareketiz, iç ve dış odaklı bağımlı bir iktidar olamayız. Ama inanıyorum ki bu aziz millet bu gidişata bir yerde 'dur' diyecek, 'artık yeter' diyecek ve Milliyetçi Hareket'e koşacak. O zaman Milliyetçi Hareket Partisi'nin iktidarında, zaten şimdi bir panik halindesin, korkulu yaşıyorsun her gün de saldırıyorsun. Şimdi kalkmış Milliyetçi Hareket Partisi'ne hakaretlerini sürdürüyor. Milliyetçi Hareket Partisi'nden niye korkuyorsun? Yeri geldiği zaman Meclis'te ağlıyorsunuz. Ülkücü'yü istismar ediyorsunuz, bu kadar ağlama olunca o zaman söyledim şimdi var mıdır bilmiyorum ama Afyon'da veya başka yerde 50 NC kamyonlar vardı size biraz mendil göndereyim diye söyledim. Bu nedir, neyin istismarıdır. Başörtüsünü istismar ediyorsun, gözyaşını istismar ediyorsun, analar ağlamasın diye istismar ediyorsun fakat her yerde inandığın ve verilen görevi yerine getirmeyi de sinsi sinsi yerine getiriyorsun. Özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerimiz size sesleniyorum, biraz araştırın, biraz düşünün, biraz sağ ile sol ile görüşün, Türkiye nereye gidiyor? Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi nereye götürüyor. Bunu tespit etmek önce size düşer çünkü sizin iradenizle Recep Tayyip Erdoğan, tek başına iktidar olmuştur." Kuvvetler ayrılığının birinci maddesinin yasama, ikincisinin yürütme ve üçüncüsünün de yargı olduğunu belirten Bahçeli, millet iradesi ile yasamada sayısal çoğunluğun Başbakan Erdoğan'da olduğunu, dolayısıyla yürütmenin de tek başına hükümet kurma yetkisinin de Erdoğan'a geçtiğini söyleyerek, şu ifadelere yer verdi: "Böylelikle kuvvetler ayrılığının hem yasama hem yürütmesinde varsın. Bu sana bir güç verdi. İktidar oldun. Devleti yönetme yetkisi sende oldu. İstediğin yasayı Meclis'ten çıkartıyor, istediğin yasa değişikliğini Meclis'te yapıyorsun. Sonra da bazı kurumlara el attın. O kurumları ele geçirmeye çalıştın özellikle de bazı sivil toplum kuruluşlarında ya dayanışma içinde oldu ya da bazılarını talimatınla kurdurttun. Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla da sosyal müesseselerde etkili olmaya çalıştın. Ama senin gözün iki tane yerdeydi, birisi kuvvetler ayrılığının üçüncüsü olan yargı, diğeri de basın ve medya idi. Çünkü basın ve medya da demokra- tik toplumlarda dördüncü kuvvet olarak algılanmaktadır. "MHP haklı çıktı" Bahçeli, 2010 yılında TBMM'de hiç kimse ile istişare edilmeden birkaç danışmanın, birkaç hükümet yetkilisinin bilgisi ile 28 maddelik bir anayasa değişikliğinin komisyona getirildiğini aktaran Bahçeli, şunları bildirdi: "Oradan sonra da Genel Kurul'a indi ve Genel Kurul'da 330'u aşkın bir rakamla bu halk oylamasına sunulmak üzere, kamuoyu oylamasına sunuldu. Kamuoyu oylamasında, Milliyetçi Hareket Partisi 'hayır' oyu kullandı. İçinizden de bazı çevreler 'Neden 'hayır' oyu kullanıyoruz, bu anayasa değişikliğinde ne var?', bazıları liberal sosyal demokrat ve aydın vesaire olanlar da 'Bu anayasa değişikliği bize yetmez ama şimdilik 'evet' diyelim' demiş oldu. Sonuç ne oldu MHP haklı çıktı. Çünkü neden, burada iki tane gizli gündem maddesi vardı. Bu iki tane milletimizin önüne kurulmuş, tuzak vardı. Bunlardan bir tanesi Anayasa Mahkemesinin yapısı ve üyelik sayısının arttırılması, bu başarıldı. Çünkü buna ihtiyaçları vardı, her zaman faaliyetlerinin üstüne bir zırh geçirmek istiyorlardı, onu da Anayasa Mahkemesinin birkaç defa kapatılmasının korkusu ile böyle bir şeye muhatap olmamak için bu yapıyı değiştirdiler. Arkasından Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesine dışarıdan kontrollü bir şekilde egemen olmaya başladı. İkinci gizli gündem ise HSYK idi. Bu HSKY'daki yeniden düzenlemelerle yargı yani 3. kuvvet kuşatıldı. Daha sonraki gelişmeler doğrultusunda da bu siyasallaştırıldı. En son Meclis'te çıkan yasayla da bugün AKP'leştirilmiş durumdadır." "Bir 'Alo Fatih' modası çıktı" "İşte 3 kuvvetler ayrılığında egemen olan Recep Tayyip Erdoğan kafasında bir de basın ve medya vardı" diyen Bahçeli, şöyle konuştu: "Basın ve medyanın bazı unsurları iktidarla barışık iş birlikçi olmakla kendilerinin daha iyi hizmette bulunacağına inanırlar, artık hangi çıkar peşinde koşuyorlarsa onu da elde ederek varlıklarını sürdürürler. Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı çok etkilemiştir. 'Madem bu basın böyledir, öyleyse kendi basınımı da kurdurtturayım, basın ve medyada kendi yapım söz konusu olsun' diyerek yandaş basını oluşturduğu gibi yanaşma basını kontrol altına aldı. Daha sonra basın üzerinde etkisini artırırken bazı kavramlar da ortaya çıktı. Vakti ne kadar boştur bilemiyorum ama televizyonların hepsini yakından takip ediyor. Bakmış ki televizyondan bir tanesinde 1-2 dakika MHP'nin bir değerlendirmesini dinlemiş. Hemen açıyor, 'Alo' diyor. Arkasından bakın vatandaşa ne kadar tesir etmiş, Fatih'i de vatandaş tamamlıyor, bir 'Alo Fatih' modası çıktı. Karşısında ise bir cevap. Azarlama, kınama talimatları aldıktan sonra bir kibar söz, 'emrin olur efendim.' Böylelikle de uzaktan kumandalı bir basını da etki altına almış oldu. Şimdi hep beraber düşünelim. Yasama sende, yürütme sende, yargı sana hizmet eder hale geldi, basın ve medyada sabahtan akşama kadar 'RTE dizisi' ile evi meşgul, kamuoyunu meşgul ediyor, toplumu meşgul ediyor. Böyle bir durumda bu kadar kuvvet güç alanını genişletme açısından Recep Tayyip Erdoğan'ı çılgına çevirmiştir. Böyle bir güç çılgınlığı her şeyi 'ben ben' dedirtmeye başlamıştır. O zaman demokrasiyi yavaş yavaş askıya alıp diktatörlüğe doğru giden bir yola doğru kaymaya başlamıştır. Recep Tayyip Erdoğan, bu güçle şımarmıştır, şaşırmıştır, Türkiye'yi artık tek adam olan ben yönetebilirim, bunun içinde zaman zaman başkanlık sistemini getirmek başka yönlere katılmak suretiyle de diktatörlüğe heves etmiştir. Bunun sonucunda işte Türkiye bugünkü felakete gelir hale gelmiştir." Bahçeli, partisince Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik meselelerinin çok olduğunu ifade etti. Afyonkarahisar'ın, Türkiye'nin ortasında bir yer olduğuna işaret eden Bahçeli, doğuya, batıya, güneye, kuzeye giden yol kavşağı olan ilde işsizlik olduğunu savundu. İnsanların gündelik yevmiyeyle bir gün çalışıp 3 gün işsiz şekilde geçinmesinin çok büyük sıkıntıyı da beraberinde getireceğini belirten Bahçeli, bunun da bazı ailelerde çok büyük tahribat yapacağını ve yuvaların yıkılmasına sebebiyet vereceğini söyledi. Bahçeli, 88 günden bu yana Türkiye'nin tek bir gündemi bulunduğunu, bu gündemin de "yolsuzluk ve rüşvet sorgulaması" olduğunu belirterek, bunun ayrıntılarını 88 günden beri herkesin anlattığını dile getirdi. Bahçeli, şunları söyledi: "Tekrarında fayda yok ama önemli bazı konuları vurgulamak gerekmektedir. Yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasından sonra Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan paniklemiştir, şaşırmıştır, korkmaya başlamıştır. Bu, acaba nereye kadar gider endişesiyle birdenbire bir gerçeği ortaya çıkarmıştır. 'Yapacağım bir tek şey var; bu yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasını önce reddetmeliyim sonra kaynağına inmeliyim. Sonra da kaynağını kurutup hem benimle beraber çalışanları hem kendi aileme uzanan yolları kesmeliyim ve bunu başımızdan savmalıyız' gibi bir düşünceye girmiştir." MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti: "Şimdi Sayın Başbakan'a bir soru daha soruyorum; saat ile arasında 17 Aralık günü bir savcının kolluk kuvvetlerine verdiği talimatla 41 eve baskın yaparak bazı kişileri tutuklaması sonucu bilgi sana intikal ettiği zaman birden panikleyerek oğlun Bilal'i aradın mı, aramadın mı? Bu 41 kişi içerisinde sana yakınlık derecesi nedir, en iyi sen bilirsin. Bunların içerisinde bir belediye başkanı var mı? Bunların içerisinde bir banka genel müdürü var mı? Bunların içerisinde 4 bakanın rüşvet ve yolsuzluktan dolayı suçlandığı çocukları var mı? Bunların içerisinde sizin döneminizde sermayeye kavuşup haramla beslenen iş adamları var mı? Bunların içerisinde İran'dan gelen neydiği belirsiz bir kişi var mı? Peki bunlar aniden savcı kıyımıyla, savcıların görevinin değişimiyle, 8 bin polis memurunun dağıtılmasıyla 28 valinin yer değiştirilmesiyle ilişkili olarak 74 günden bu yana ne çabuk çıktılar? İşte 17 Aralık, 74. gün bunların hepsi tahliye oldu. Neden bu kadar acele ettin? Bazı davalar, bu hakim ve savcılar tarafından 6-7 yıldan beri devam ederken bir davanın sorgulaması bitip suçları belirlendikten sonra gerekçesi 7 aydan beri yazılmamışken sen 74 günden bugüne bunların hepsini nasıl dışarı aldın? Senin buradaki korkun neydi? Acaba bu İran'dan gelen kara para aklama ve altın kaçakçılığıyla nam salmış, Türkiye'de bakan çocuklarını avcunun içine almış, rüşvet ve yolsuzlukla kendine bağlamış, dolayısıyla 4 bakanı da hizmete sunmuş bu kişi, acaba içerideyken sana bir haber mi gönderdi? Ne dedi acaba sana? 'Beni kurtarmazsanız yakarım sizi' mi dedi? Bunların da açıklığa kavuşması lazım." Bahçeli, 17 Aralık'ta yaşananların ardından bir kriz yönetiminin Başbakanlık'ta oluşup oluşmadığını, bazı bakanlar, uzmanlar, bilim insanlarıyla beraber bir kriz yönetimi için bir algılama yönetiminin tartışılıp tartışılmadığını sordu. "Bu yolsuzluk ve rüşvetin algılanmasını başka yöne çekmek için kendinizi buradan sıyırmak için nasıl tavsiyeler aldınız? İlk mitinginiz Ordu'da bu gerekçeyle mi başladı? Bunu incelemek lazım. Bunu araştırmak lazım" diyen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın algı yönetimiyle kendini kurtarmaya çalıştığını savundu. Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına değinen Bahçeli, şöyle devam etti: "(Bu konuşma, benim değil, bu bir montajdır) diyor. Ne varsa reddediyor. Sayın Başbakan, nereye kadar reddedeceksin. Bir gün bunların hepsi ortaya çıktığı zaman ne yapacaksın? Sayın Başbakan, şimdi montaj tabirini kullanıyor. 2 kavram ileri sürmüşler. Böyle böyle olursa buna komplo diyeceksin. Böyle böyle olur su yüzüne çıkarsa buna da montaj diyecek, reddedeceksin. Sonra bunları yapanları bir kişinin veya grubun üzerine yıkacaksın. Bunu üzerine yıkarken de bazı kavramlar, yakışmayan, hele hele bir başbakana yakışmayan ifadeler..." Bahçeli, "Tam 88 günden bu yana bu milleti aldatıyorsun, bu milleti kandırıyorsun. Gerçeğin üzerine gitmiyorsun. Hala daha yolsuzluk ve rüşvetin kimler tarafından nasıl yapıldığını bir türlü kabullenemiyorsun. Meclis'e fezleke geliyor, 'gönder' diyorsun. Şimdi gelmiş, okunsun mu okunmasın mı tartışması var. Türkiye, bir hukuk devleti değil mi?" dedi. Bahçeli, Türkiye'de her konunun hukuki yönden araştırılıp kim haklı kim haksız ortaya çıkması gerektiğini belirtti. "Biz, DHKP-C'nin ne olduğunu biliriz" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, MHP ve DHKP-C ile ilgili ifadelerine tepki gösteren Bahçeli, Erdoğan'ı bu iddiaları ispatlamaya davet etti. Bahçeli, şöyle devam etti: "Biz, DHKP- C'nin ne olduğunu biliriz. Ne maksatla kurulduğunu bilenlerdeniz. Kimin denetiminde olduğunu da bilenlerdiniz. Sen kalkıp da şimdi Milliyetçi Hareket Partisi ile DHKP-C'yi iş birlikçi şey yapıyorsun. Televizyonda her konuyu özellikle de baba-oğul-aile muhabbetini montaja bağlıyorsun." "Recep Tayip Erdoğan, artık bittin. Bazı televizyon dizilerinde gençler kendi aralarında konuşurken 'bittin' diyor ya onun gibi artık Recep Tayip Erdoğan bittin. Siyasi ömrün tükendi" diyen Bahçeli, "Yolsuzlukla rüşvetin altında kalacaksın. Kime ne iftira ediyorsan, kime ne şekilde saldırıyorsan bunların hepsinin hesabını vereceksin. Kendine dikkat et" dedi. Son günlerde ölümle sonuçlanan sokak olaylarına değinen Bahçeli, "Hepsi bu vatanın evlatlarıdır. Kim olursa olsun bunların hepsi aziz milletimizin evlatlarıdır, çocuklarımızdır. Hakk'ın rahmetine kavuşanlara Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyoruz. Ailelerine başsağlığı diliyoruz" ifadelerini kullandı. Sağduyu çağrısı yaptı Milletin bu olaylardan ders çıkarmasını dileyen Bahçeli, "Türkiye, sosyal yönden kargaşaya gidiyor. Kamplaşma, cepheleşme, iç kavga tahrik ediliyor. Türkiye'de bu sosyal kargaşa, genelde bir toplumsal hareketliğe dönüşürse o zaman Türkiye çok büyük riskler altına girer ve felakete sürüklenir" diye konuştu. Bahçeli, şunları söyledi: "Hepimiz hangi partiden olursak olalım bu milletin aziz evlatlarıyız. Tunus, Mısır, Suriye gibi, geçmişte Endonezya gibi, yakın günlerde Ukrayna gibi olmayalım. Türkiye'de sosyal kargaşa, önce yavaş yavaş hareketlenir arkasından hızlanır, arkasından da süreklilik kazanırsa büyük ayrışmaya, bölünmeye, çatışmaya doğru ülkeyi götürür. Türkiye'de bunu körükleyenler, etnik temelli bölünmeyi tercih edenler, kışkırtanlar var. Mezhep temelli ayrışmayı körükleyenler ve tahrik edenler var. Bunun haricinde birçok yönüyle diğer sorunlarımız var. Bunlar için çok dikkatli olmalıyız. Bunları 17 Aralık'tan beri söyleyip duruyorum ama şimdi görülmeye başladı." Son günlerde 2 toplumsal olayda 2 vatan evladının Hakk'ın rahmetine kavuştuğunu anımsatan Bahçeli, bu yaşananların ülkede paniğe ve kaosa neden olduğunu belirterek, "Sorunu demokrasi içerisinde çözelim. Milli irade çözüm için gerekeni yapacak bilgiye, berekete, kabiliyete sahiptir. Sandıkla sokak arasında sarkaç gibi sallanıp durmayalım" dedi. "Sokak karanlıktır, sokak kirlidir. Sokaktaki kim kimdir bilinmez. Hele hele zifiri karanlıkta hiçbir şey anlaşılmaz. Gençlerimiz sokağa heves etmesinler. Sokakta bulunmayı bir üstünlük, beceri gibi zannetmesinler, bunlar gençliğin felaketi olur" diyen Bahçeli, "Öyleyse sokak yerine demokrasinin bir müessesi olan seçimin oy verme aracı, sandıktır. Sokak yerine sandığı tercih etmeliyiz" ifadesini kullandı. Demokrasi içerisinde kalmak, yasal çerçevede bulunmak kaydıyla her türlü eylemin yapılabileceğini belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Sokak yerine sandığa doğru koşalım. Peki sandığa vardık, ne yapacağız. Bir oy pusulası var, bu pusulanın sonunda 3 hilali göreceksiniz. O zaman gönül gözüyle bir değerlendirme yapın. Bu kurada en son 3 hilal çıktığına göre, Türkiye'nin şu karma karışık ortamında, kamplaşma, kaos, krizin yaşandığı bir ortamda en son ümidim 3 hilal sensin demektir. En son ümidiniz oy pusulasında 3 hilal olarak duruyor." Bahçeli, Afyonkarahisar Belediye Başkan edayı Fatih Çetinkaya'ya destek istedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mitingin ardından Afyonkarahisar'dan ayrıldı. (AA)