~SHA, YIL: LII, SAYI: 11, G m The Qurrl' In Early Islamic History
|
|
- Direnç Toner
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 6zet: Ozgiin ad], "77ze Qurrd' In Early Islamic History" olan bu makalede, "kurr3" kavramlnln etimolojik yaplsl incelenmektedir. Yazar, makaleyi kaleme ahrken her ne kadar bize qok yah zamanlarda yapllan (M. A. fjabw ve G. Martin Hinds'e ait) iki palrqmadan yola q~kmlg olsa bide; kendisinin as11 esin kaynagb Islh Tarihi eserlerinde anlatdan hldiselerdif heden beri Miisliimanlar araslnda "kurr6" kelirnesinin "K-R-E (=okuma)" kokiinden Mredipi ydniindeki diigiincenin gene1 kabul gdmesi dolayls~yla onun "Kur'an okuyucularl" ve beraberinde "takvl ehli kimselcr" olarak bilinip benimsenmesi bir yana; yam bu araqhmasmda oldukqa cesur bir tavir talunarak radikal bir teori ortaya koymaktadlr: Gefeneksel sdylemin aksiie, "kurrvnm mengei "K-R-Y (karye)" harflerine dayanmaktadlr ve bu haliyle "ku&", ''k6ylc1ler, bedevi (giiqebe)ler, aq~kgas~ "gayr-i medeni (g6rgosilz) insanlar" vb. manalara gelmektedir. Buna gdre "ku& ile "kur-3" terirnlerinin eganlamh sdzcakler oldugunu savunan yazar, tarihsel olaylar ve onlann yorumlama ek olarak, Kur'an'da gegen "karye" lafizlanmn ne gekilde (olumlu-olumsuz), nerede (mew-medeni sgrelerde) ve hangi baglamda (oven-yeren) kullandd~klar~ hususunu da idd&mi temellendirmek iqin delil saymaktadu. Netice itibzriyle; elindeki verilerden, "ku&nm ka~dlg~ olarak biraz da qagday~cl, kiipiik dngiificii ve hakket iperici bdylesi bir sonuq 91- karan yazann bu tezi, her koplda tartlgmaya aplktlr. Anahtar Kelimeler: Kur'an, Kufl, Kur'an okuyuculan, Rarye, Kt& Koyliiler, (31, Medine, Kentlider The Qurrl' In Early Islamic History Sommary: In this present study, which was originally titled 'The Qurrri' in Early Islamic History", the etymology of the concept of "qurril" is discussed. Although the author was oriented by two current studies (by M. A. Shaban and G. Martin Hinds) he basically inspired from the historical episodes which took place in the sources of Islamic History. It is widely accepted view among Muslims that the word ''qufiii" was derived from the Arabic root of "Q-R-E (=reciting)" the meaning of which was taken as "Qur'an reciters" or "pious people". In opposition to this traditional understanding, the author puts forward a new radical theory in this study. He assumes that the root of the word "qurrv was derived from "K-R-Y (qarydvillage)" and in this sense the word "qu~ means "villager, nomadic bedouin)^" and in particular "uncivilized (i.e. rude) people" etc. in its etymological background. The author claims that the word "quri2' is the synonymous of the word "qurrii". Besides the historical argument? and their interpretations the author also depends his arguments on the verses of the Qur'an. In this respecf he evaluates how the repeated words were used (with positive or negative connotations), where they were revealed (in Mecca or Madina), and in which context (praising or condemning) they were employed. Briefly, the meaning which carries pejorati\-e, impolite and inferior connotations given by the author to the elymology of the word "qum is open for further discussion. Keywords: Qur'rin, Qufl, Qur'h reciters, Qaiya, Qur& Ah1 al-qurwillagers, BldiydDesert, MadinalCity, Ah1 al-mudun1city people. Dr., Cumhuriyet Oniversitesi il2hiyat FakClltesi Ogretim Garevlisi, Sivas. (alemde cumhuriyet edu.tr) ~SHA, YIL: LII, SAYI: 11, G m
2 İLK DEVİR İSLAM TARİI-IİNDE KURRA' KA VRAMI Oldukça yakın döneme ait basılı iki eserde, ilk devir Müslüman tarihi metinlerinde geçen kumi' teriminin iki çelişkili yorurrıuyla karşılaştım. Son zamanlara kadar bu kavram, genel olarak 'Kur'an okuyuculan' anlamında ele alınmıştır. Bahsettiğim iki çalışma, M. A Şaban'ın İslam Tarihi (H.J32/M ) 'ne Yeni Bir Yonım 2 'u ile G. Martin Hinds'in (Miliidf) Yedinci Yüzyıl Ortalarında Kufe 'nin Politik Müttefikleri ve Onların Arkaplan? adlı araştırmalandır. Şaban, lmm:l 'nın; Kiif-Ra-Hemze kökünden değil de, Kiif-Ra-Ya' kökünden türemiş bir tabir olduğunu düşünür ve onu, ehlü '1-kurdnm bir eşanlarnlısı olan 'köylüler' olarak tefsir eder. Şaban'ın ileri sürdüğü delil etkileyici 4 ; ancak bana göre bu konuyla ilgili daha pek çok şey söylenebilir. Diğer taraftan Hinds daha muhafazakar bir görüşü destekler ve bu terimi 'Kur'an okuyuculan' olarak te'vil eder. Bununla birlikte o, onlara yeni bir boyut kazandınr 5 Hiç kimse, ilk devir İslfun tarihinde hem 'köylüler' in, hem de 'Kur' an okuyuculan'nın kurra' kavramının karşılığı oldukları konusundaki varsayıma meydan okuyarnaz. Bu makalenin amacı, kurra' deyiminin farklı bağlarnlardaki manalanna çözüm getirmektir. Bu arada Şaban'ın önerdiği yorum, yeniden gözden geçirilecektir. Tartışmaya başlamak için en uygun tarihi olay müseyyerfin 6 adlı bir grupla ilgilidir. Bunlar, dönemin valisi Said b. el-as tarafından 33/653'te Küfe'den kovulan insanlardır. Bu hikayenin birçok versiyonu vardır ki; bunların ikisinden biri, Seyfb. Ömer ve Vakı.di'ninrivayeti ile Tabeıi'de; diğeri ise, Ebı1 Mihnefin 7 rivayeti ile Belazun'de nakledilıniştir. Bu üç anlatımda; Said' in, Küfe'den küçük bir grubu, fetbedilen toprakların 8 ganimetinin dağılıını konusunda kendisiyle -kabul edilemez bir biçimde- tartıştıklanndan dolayı sürgün ettiği hususunda birbirleriyle aşağı-yukan mutabakat arzeder. Said Osman'a, onları sürgün etme izni isternek için bir yazı gönderir. Sözün burasında Ebu Mihneften bir alıntı yapmak istiyorum: "Kı1fe'yi, Malikel-Eşter ve onun şu anda burada bulanan arkadaşlan yüzünden zabt edemiyorum. Onlar; yani kurra' olarak bilinen bu kişiler, biraz aptallar." Seyf in rivayetinde de, bu insanlara atıfta bulunmak için kurra ' kelimesi yer alınaktadır; Vakı.di'nin bu bölümle ilgili metııi ise, bir kesintiye uğramıştır. Osman Said'e, onları Suriye'ye, Maviye'nin yanına göndermesini tavsiye etti. Ardından Osman Muaviye'ye bir mektup yazarak onu şu tarzda uyardı (Seyfin aktarımı): "Kı1fe sakinleri sana, doğuştan sorun çıkanna huylan olan birkaç kişi gönderiyor; onların gözünü yıldır v.e onlarla sıkı mücadele et... " (Bu uyan üzerine) Muaviye onları karşısına aldı ve onlarla münil.kaşa etti. Yine Seyfin bildirimine göre o şöyle dedi: İslam döneminde onur (şeref) elde ettiniz, (başka) insanlan(n sahip olduğu bir hayli yer) fethettiniz, onlar..n makam ve mevkilerini ele. geçirdiniz. Aldığım duyuma göre, Kureyş' e karşı sizde bir nefret oluşmuş; fakat eğer O (Peygamber) onlardan olmasaydı, sizler önceden olduğunuz gibi zelil bir şekilde [esl9. meskenlerinize] dönerdiniz." Onlar münazaralarında gayr-i medelli olarak davrandıklaiında -ki; Vakı.cfi'ye göre onlar, Maviye'nin sakalım tuttular Muaviye çok öfkelendi ve onlardan birini ciddi bir şekilde azarladı. (Sety'in haberi): "Sana gelince Şa'şa'; senin köyün (karyetüke) bütün Arap köylerinin en fenası, (çürümüş, kokuşmuş) en iğrenç bitkiler 9 orada, en berbat vadiye sahip, işledikleri günahlar sebebiyle adı kötüye çıkmış, en kalitesiz komşulan olan, gururun 140 NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ 2003
3 hiqbir vakit konaklarnadigi bir yerdir, eger bir adam rezillik iqinde oraya yagamaya giderse, ondan dolay1 o lnarur ve bu da onun gohreti igin bir aylp sa*&. Bu koyiin sakiden en agagilk isimlere (lakaplara) ve en seviyesiz ciamatiara sahip olrnuglardrr... " vs. Soma Muaviye Osman'a yazarak miiseyyenina dair hissettiklerini bildirmigtir. Seyf in naklinde; "adamlar bana geldiler; ne beyinleri, ne de dinleri var. tslb onlan bell broblem), takvl da serkeg (sarhog) yap-. Asla Allah'i istemiyorlar, sagma-sapan konuguyorlar. Ilgdendikleri tek gey; ehlii 'z- zjn~me'~ zenginlerilni qekememeleri, yani onlann ma1 varmw Eclskanmalan] yltztlnden bq1 (huzh) bozmakh. Bu mektubun, VSllu&nin kaydettigi varyantmda && sdzciikler bdw: "Sen Qani Osman), bana geytvyn dili ve onun dikte ettirmesiyle konugan insanlar gbnderdin". Onlar, min hbeli 'l-kur'an (Kur'an tarafindan, yani Kur'an yandaglan) olduklw -soyleyerek- geldilerl*." & anda bu met$ Kur 'an kelimesinden nilrm atmak siiretiyle min Rrbeli 'l-kurd, bani) 'koylerden' bigiminde okuyarak dtizeltmek istedim. Fakat agagida ele ahcak diger argiiman Qmt)lardan dolayi bu d$iinceden vazgeqmek zorunda kalacaktm. Hal bijyle olunca, eger bu satm literal (law) anlqla ahrsak, onu 'Kur'an adm' olarak terciirne etmemiz gerekecektedir. Bu degerlendirmeye gore onlar, kendilerbi Kur'an'a kg1 ozel bir bulunanlar -veya, hatta gerqek manada Kur'an okuyanlar- olarak giirdiikleri anlaghyor. Bununla birlikte bu olayln farwl aqlklamalannda, Kur'an okumay bii tarafa b~rae;m; Kur'an'm kendine neredeyse hemen hiq referans olrna&@na bakhrsa, bu, ihtimal dahilinde g6riiheyebilir. Bu dowdur, zira Seyf in versiyonunda biz, Muaviye'nin bu insanlan sadece bir defa ziyaret ettigine ve onlan, birbirlerine Kur'an okumayi ogretirken gordirgilne rastlanzi3. Diger taraftan onlar, iiylesine aptal ve som insan)lar olarak agagllanu ve onlann atalannin alq&@ hataslz olarak oyle bir vurgulanu -ki, pasajdaki kaye sozcugiini.i hat&-; bu nedenle bende onlan, Kur'an bilgileri yiizifnden diger miislilman-kardqlerine sosyal acjidan omek olabilecek segkin bir insan srntfr olarak deg& genellikle &glanan gapulcu bir ha& tabakasi olarak goxme temliyulii baggosterdi. Dahas~; metin, onlar kurrd' olarak isinjlefldirilirler der; aksine onlar kurr6 'dzrlar demez. Bu noktada bende,?abm'm onerisine uyma; yani kurr8' kelimesini, sanki KBJRd-Yd' kokenliymig gibi algrlama ve onu 'koylirler' olarak gevirme e- a@ bast^ (Bir) kigi (qhp goyle bir soru) sorabilir: Simdiye kadar herkes tarafmdan skga kull& bu tabirin, pratikte Kur'an okuyuculan' adwda ele ahmas1 gerqeginin izah~ nedir (veya nasd yapdacaktx)? Bu terime aym anda her iki manay tagiyabilrne imkam verebilecek muhtemel bagka bir b* aqisi var mdrr?, Saban, krrrrci 'run, bizzat kendilerinin gitgide 'azalmakta olan prestijlerbi yukseltmek iqin' takmd~klan bu iinvarun daha da kamuqklqmasm tegvik etmig olabilecekleri gijrilgiinir ileri siirei4. Ne yavk ki gaban, bu cazip qbzihn iqin bir delil ortaya koymaz. Bununla birlime ben, fbn E'sem'in KitGbibli '1-Fiifilh adh eserinde aym olayln aqlklamasmdan esinlenerek yapllacak bir metin kritiginde, bunun orada da.destekiendigi sonucunu qlkanyonun. fbn E'sem'in sonradan bir hikayeye dijniig~rdirgil'~ bu aqdclama, gegitli milewer tarahdan nakledilen de&- gik rivayetlere16 dayandmh. Boylece fbn E'sem, Said b el-&'m yeni atamg bir vali olarak KEife'ye nasll girdigini ve kendileriyle vakit geqirmek igin segkinler (eyrdj ile Kur'an okuya- HA, YIL III,SAYI: 11, GUZ 2003
4 İLK DEVİR İSLAMTARİHİNDE KURRA' KA VRAMI bilenleri nasıl davet ettiğini anlatır ki, o bu konuda şöyle demişti: "... Benim en çok sevdiğim kimseler Kur'an'ı çok güzel okuyanlardır." İbn E'sem'i.n, öyküsünü anlatırken, belirgin olarak 'okuyucular' karşılığında kullandığı kumi' kelimesi ÜZerinde tökezlediği gayet açıktır. Yukarıda balısedilen sözlü münazaradan soma Said Osman'a şunu yazmıştır: "el-eşter'in yanında bulunan bazı insanlar 'yez'amünii ennehüm el-kurrii' ve-hüm es-silftha n (kendilerine kurrtı' süsü veriyorlar; halbuki onlar [gerçekte] aptal (veya clllıil)dirler. İbn E'sem'i.n, kendisine iletilen bu mektubun metnini köklü olarak değiştirmiş olabileceği kanaatinde bulunabilmemiz için hiçbir gerekçe yoktur. Üstelik metnin ifade tarzı, yukanda alıntısını yaptığımız EbU Mihnef versiyonu tarafindan da hemen hemen desteklenir vaziyettedir. Lügat manasıyla alındığında bu cümle şu anlama gelir: O insanlar, yani kurrtı ', başkalarının kendilerini Kur 'an okuyucuları olarak düşünmelerini arzu/adı/ar; fakat onların gösterişe dayalı tutumları genel kabul gönnemiştir. Onlar sürüldukten soma, onların ardında Küfe'de kalan diğer kurra'-daşlar, Osman'a mektup yazarak çok sayıda kardeşlerinin sütgüne gönderildiğinden şikayet ederler. Öteki kayııaklardan (Ebu Mihnef, Belazuri) biliyoruz ki; buradaki imzalar, Kilfe('nin)-kurra 'sı olarak bilineniere aittir ki, bunların isimleri gizli tutulmuştur. Bununla birlikte İbn E'sern, onun notunu şöyle kaydeder: ".. Min kura (köyler) ehlü 'l-kılfe 17 " Başka bir deyişle; burada tarihçiyi, oldukça net bir şekilde, gayet iyi bilinen 'köylüler'(deyimi) ile imza sahiplerine atıfta bulunmakta olduğunu görüyoruz. Osman mektubu okuduktan soma, o mektubu kendisine getiren şalısa şu soruyu sordu: "Bu mektubu kinıler (nasıl kimseler) yazdı?" Mektubu getiren de, ki, biz onun Kfife kumi 'sından biri olduğunu biliyoruz; yine güya [bir Kur' an okuyucusul taklidini sürdürerek ona şöyle cevap verdi: "Onlar Kfife sakinlerinin iyileri (sulehii'sı), güzel Kur'an okuyucuları (kurra'sı), dindar (müttaki) ve değerlilerinden (ji1dala'sından) olan insanlardır 18." Acaba ben; İbn E'sem'in rivayetini.n, o günlerde kurrtı' lıalii 'köylüler' olarak biliniyordu; ancak önceden Şaban tarafindan belirtildiği ÜZere onlar, insanların kendilerini Kur'an okuyucuları olarak algılamalarını sağlamak için çok uğraşıyariardı tezini isbata dair gerekli veriyi sunduğu yönündeki neticeyi elde etmede lıaklı çıkmış oldum mu 19? Bu kişilerin Kur' an okuyuculan olnıadıklanyla ilgili teoriyi destekleyen henüz sulgün yüzüne çıkmamış 20 (ve burada zikredilmeyen) daha bir sürü kanıt bulunmaktadır. Müseyyen1nun meşhur reisi Malik el-eşter' in, savaşa gitmeden önce askerlerine hitap ederken Kur'an'ın, insanlan ateşleyici (heyecanlandıran, galeyana getiren ve harekete geçiren) ayetlerine hiç başvurmaması tuhaf değil midir 21. Diğer ünlü bir Kur' an okuyucusu olan Yez1d b. Kays da böyle yapmamıştır 22 Ote yandan Ali, konuşmasını Kur'an'dah pek çok alıntılarla süsler. Bununla beraber biz, hiçbir yerde el-haris b. Abdilialı el-a'ver ve Alkame b. Kays en-nehai dışında sözu edilen kurrtı'dan hiç kimseyi Kur'an('ın) kıraatiyle birebir ilişki içinde bulaınıyoruz 23 Kım-ii' kelimesi, 'köylüler' anlamına gelir şeklindeki iddiayı savunulabilir varsayarak şu soru sorulnıalıdır: Neden 'köylüler', yani kıtrrii' veya ehlü '1-kurii, İslam'da bu kadar kötü bir ün kazanınışlardır? Niçin onlar aptal, cahil ve düşük seviyeli insanlar olarak nitelendirilmişlerdir? Ve gerçekte onlar kinılerdir? Lisanil 'l-arab'daki KRY maddesi; kmyetiin ('köy, kasaba') kelimesini.n, kiirin ('silkin') ile birlikte biidiyetün ('çöl') ve orada oturan badinin zıt anlarnlısı ol- 142 NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ 2003
5 G. H. A. JUYNBOLL/YUSUF ALEMDAR duğunu belirtir. Bizler bu karşıtlıkta, Arapların yerleşik hayat ile göçebe yaşam tam arasındaki -uçurumu andıran- ikilemi kolayca anlanz. Buna rağmen, yine de hiçbir şey, karyenin kötü bir şöhreti temsil ettiğini göstermez. Öte yandan, Kur' an' a baktığımızda tamamen bundan farklı bir şey buluruz. Karye sözcüğü, çoğul u kur ii ile birlikte Kur' an' da elli yedi defa geçmektedir ki, bunların eliisi açıkça olumsuz anlam taşıyan bir bağlamda yer almaktadır. Bunlar, örneğin çoğunlukla; Mekke, Sodoın, Antioch (Antakya) ve Şuayb'in şehirleri olan Ad ve Semıld gibi inançsız, dik başlı ve günahkar insanların kentlerini dile getirmek için kullanılmıştır. Mekke, kutsallık içeren Ümma 'l-kurii ismini; yani 'köylerin anası' adını taşımaktadır. Çünkü orası, müslüman yorum-bilim (tefsir ve te'vil)ine göre; o ehla 'l-kurii İım kzblesi, hac için toplanma yeri ve bütün köylerin en fazla saygı gösterilenidir. Bu şekillenmenin gerekçesi olarak iki ayrı neden ileri sürolınüştür: (1) Çünkü yeryüzü onun altında (kalan bir seviyede) konuınlandınlınıştır; ve (2) yine çünkü, ilk ev orada inşa edilmiştir 24 Kelimenin, Medelli surelere göre Mekld surelerde olumsuz anlamda geçme oranı, dörtte bir nibetindedir. Kur'an'da medine lafzının sıklığını araştırdığımızda, onun da Mekld surelerde iki kez menfi manada kullanıldığını görürüz ki, bunlardan biri kayda değer özelliktedir. (XXXVI. Sılre, 20. ayet). Zira orada ayet isyankar bir karyenin eşanlamlısı olarak yer alır. Medine kelimesi Mekld surelerin tümünde dokuz kere geçer. Bu da, Muhammed'in bu sözcüğü Hicretten önce bildiğinin bir isbatıdır. Hicreti müteakiben, ki; Muhammed'in misyonu iki karyede, yani Mekke ve Tilif'te başarısızlığa uğramanın akabinde O, Yesrib'e yerleşti. İşte o zamandan sonra medine kelimesi artık Kur'an'da olumsuz anlamda kullanılmaz oldu. Medine teriminin Muhammed'in politik düşüncesindeki önemi, zannediyorum fizerinde durduğumuz tartışmadan birazcık sapınayı mazur görür ki; yine de bu ayrıntı, konumuzia yakından ilgilidir. Muhammed, hayatında medine lafzını ilk duyduğunda, kendi ana dilinde onu, karye sözcüğünün müteradifi olarak düşündüğünü farzedebiliriz. Farklı bir şekilde söylemek gerekirse; Mekke'deki Arapların, sakinlerini sürekli oturmalda zaman geçirmeye alıştıran yerleşim birimini ifade etmek için telaffuz ettikleri karye deyimi; Muhammed' e göre, Arap olmayanların kullandıkları medine kelimesinin eş-anlamlısı idi. Bu sözcük, belki de Arapça'ya Ararnice'den Yahudiler ve/veya Hristiyanlar tarafından sokulmuştur. Genel olarak söylemek icabederse; insanlar kendi ana-dillerinden olan bir kavramın başka bir dildeki -veya en azından diğer bir dil grubuna ait- karşıtını, ikisinin de kendi günlük konuşma dillerinin bir parçası olan ve aynı manaya gelen iki lafızdan daha kolay tanıyabiliyorlardı. Yine biz, medine kelimesinin bilinen artı bir anlama sahip olduğunun; yani ilaveten 'hü.kümranlık alanı' manasma geldiğinin Muhammed'in gözünden kaçmadığını varsayabiliriz 25. Bu ek anlamı Muhammed' e öğretme payesinin, Yesrib Yahudilerine verilmesi gerektiği netmiş gibi gözükebilir; ancak Mekke'deki Yahudilerin veya Hristiyanların; zamanında onu bu kelimeyle tanıştırdıkları daha inandırıcı gelmektedir. Kaldı ki, çağulu meddin ile birlikte medine sözcüğü, oldukça yoğun biçimde Mekld surelerde geçmektedir ve biri hariç, her seferinde Yahudi ve Hristiyan efsanelerine dayalı bir kontekste ortaya çıkması çok dikkat çekicidir. Bahsettiğimiz gibi, Hicretten soma bu lafzın menfi manası tamamen NÜSHA, YIL: ill, SAYI: 11, GÜZ
6 İLK DEVİR İSL.A:rvi TARİHİNDE KURRA' KA VRAMI kaybolmuştur. Muhammed, medine kelimesinin aynı zamanda 'egemenlik bölgesi' anlamını taşıdığını farkettikten sonra; bu sözcük, kendine ait rolü, O'nun kavram dünyasi6nda oynamaya başlamıştır. Bu rol aşağıdaki şekilde yeniden kurgulana bilir. Muhammed 'hakimiyet salıası'nın ne manaya geldiğini tam olarak kavrayarnarnış olabilir; lakin O bunu, İliihl bir korkuyla ve bilalıere de illıarnla doldurmuş olabilir. Bir ara O'na, Yesrib'irı çok uzaklarından gelen birkaç kabile mensubu yaklaştı. Yesrib Araplarına göre Peygamber'irı Mekke'deki vaazları, kdhinler sınıfinın bir temsilcisinin aktivitilerinden öte bir şey ifade etmiş olmamalıydı. Bir dava olarak İslfun'ın, onların nezdinde pek fazla önemi yoktu. Fakat onlar Muhammed' e karşı, bir insanın, tavsiye ve öğütlerine güvendiği bir gelecek okuyııcusuna (geleceği gören, anlayan ve yorunılayan; yani gelecekten haber veren bir kişiye) gösterdiği saygıyı içten içe hissetıneye başlamışlardı. Evs ve Hazrec kabileleri, bu Mekkeli kiilıinirı ara-bulucu (fıakemi 1 olarak bir fonksiyon ifa etmesi yönünde müdahalede buluıınıasını istediklerinde, Muhammed bu teklifi kabul etti ve söylentilere göre de E vs ve Hazrec müzakerecilerinin derhal İslam' a girmelerini sağladı. Olasıdır ki, bu aşamada O, diğer arnillerin yanısıra aşağıdaki iki sebepten ötürü çok memnun kalmıştır: (1). Kabileler arasında hakem olma rolünün getirdiği sosyal statü, O'nun Mekke'de elde edebileceği herhangi bir mevkiden daha üstüııdü. Bu durunı, O'nun, irisanları kendi dinine irıandırmayı daha da kolaylaştıracak olması anlamına gelmiştir. (2) Yesrib'de, Mekke'de yaşayan Yahudilerin aksirıe, kendilerirıe ait karyelerde oturan pek çok yahudi buluıınıaktaydı. Bu Yahudi karyel erini, şu veya bu şekilde kendisirıe ait bir 'hükümranlık alanı', bir medine (site devleti) fikrini gerçekleştirebileceği yerler olarak aklından geçirmiş olamaz mı? Ve eğer Yahudi karyelerindeki politik yapılarona tatmin edici bir görüntü verecek idiyse, yargıçlık (şeflik) yapmak adına Arap karyelerinden ibaret olan kendi toplumunu oluşturma aşamasında, o politik yapıyı bir örnek olarak kullanamaz mıydı? Hatta Muhammed'in, Yalıudilerinki de dahil Yesrib'irı bütün karyelerinden meydana gelen ~eniş bir 'egemenlik bölgesi' -ki, O, bu deyirnin içini nasıl doldurınsa doldursun 8 - yaralına düşüncesiyle de flört etmiş (irtibat kurmuş) olabilir. Bu fikir sadece bir tahminden ibaret değildir. Muhammed'irı, her halükarda kendini, bir kez daha Y esrib' irı Y alıudi kabilelerini yönetecek bir Y alıudi peygamberi olarak hissettiği, en azından kendini bu role güç-bela hazırlamaya muktedir olabileceği zehabına kapıldığı akılda tutulmalıdır. Bunun dışında O, aynı zamanda Arap kabilelerinin hakenıliğilliderliği işlevini yerine getirmiş olacaktı. Muhammed'irı Yahudilerle olan ilk ciddi temasında O, onlarla; Arapların ve Yahudilerin ortak atası ve monoteizm (tek tanrılı dirı)irı kurucu-önderi olması hasebiyle İbrahim'irı konumunu tartıştığı söylenir. O sırada Yalındiler O'na gülmüşler ve O'nu yeni bir Yahudi peygamberi olarak tanınıayı reddetmişlerdir. Bu durum IV. Sıire'nin 150. ayetinde tam da şöyle tasvir edilir: "Bizler (yani Yahudiler), (peygamberlerden/-irı) bazılarına irıanıyor, bazılarına irıanmıyoruz 29." Yirıe Arap kabilelerinden O'na bağlanıp bağlanamama hususunda karar vererneyen ve müntiflkiln diye bilirıen ZÜinre de; Muhammed'irı, peygamberliği ile ilgili planla- 144 NÜSHA, YIL: lll, SA YI: 11, GÜZ 2003
7 G. H. A. JUYNBOLL/WSUF ALEMDAR nn~ bozmqlarh. Bizler; baghca amacb Mekke'yle etkili bir gekilde rekabet etmek olan Muhamrned'in,Yesrib'de kurmaya ekonomik birlikte3', nledine terimini d~giinuken aklmdan gegmig ohas1 muhtemel gonlken iltopik politikarun sezintilerini farkedebilkk. Konudan bifaz aynhgtan soma karye ile ilgili degerlendimeye yeniden baglanabilir. Biyografisinden izledigimiz kadanyla, Muhammed Yesrib'e yerlegtikten sonre polit& ekonomik ve din? alanlann cfigmda, bir de etkin sosyal motiflerle beslenmigtir. Bununla birlikte, BuhWden31 nakledilen agagda verilecek bir hadiste belirtildigi gibi; Yesrib, 6 bagtan beri Muhammed'in gcimde Mekke'ye benzer bir karye gibidk "Umirfii bi-karyatin te'kiilil'l-kura"' (Bana [diger kayeleri yiyen] bir ka7yeye s~@mam emrolundu). Daha sonraki ylllarda Med?netii7n-Neb?, Yesrib a h yerini ahup ve medine kelimesi, yukanda mllzakere edilen ve Ariimice olan yan anlarm. Qmda, kmyeden bagka bir mana ifade etmeye baglamqtu: Bu, qagida yer alan Ibn Hanbel'den rivayet edilen bir sozle desteklenir. Bir adam bagka birine sorar: "E-fi medinetin feskiinil ev fi kayetin? Kdle: Ld, belp karyetin" (Bir medinede mi, yoksa bir karyede mi oturuyorsunuz? 0 da cevaben goyle dedi: Hayx, bir karyede37. 'Oteki kayeleri yutan karye' d&i, bizim, gergekte Medine diye adlanducfig m karyeler grubunda neyin tesis edildiginin harika bir fotojjmfin~ gizer. Bizler, Arap ve Yahudi kabilerhin far& iskan yerlerini, farkh karyeler olarak tasavvur etmeliyiz. Bunla biri veya bunlardan kiigiik bir grup, yakmmda bulunan digerleri ikzerinde bir hegemonya (sdta/baslu) hqtur. Ked bizler, Kur'an ve Hadis yorumlanndan, Mtdmmned ve onun takip~ileri tarahdan 'yutulan (hi&- medilen)' bir karyeyi nasd resmedebilecegjmizin aglk ipuph elde edebiliriz. Bu, Medine'den iki mil mesafede (uzakllkta) bulunan ve gegmi;;te Muhammed'in yagaq@ bir Yahudi kabilesi olan Nadir karyesi ile alakah (bir olay)du. LIX. SCre 14. iyeti3 Beyaflnin tefsiriyle3' qoyle der: "Onlar Cyani Yahudiler ve miindfklar) gayet muhkem bir gekilde kqa- gehirlerin dig& [Arapgasi: hwan muhassanetin] Cyani etrafi surlarlana-girig kapdan [dilrzib] ve gukurlarlhendekler [handdik] ile giiglenddmq; veya dwarlann arkasmdan34 (yani Fendilerinin] bzel yagama olan agm dilqkiidilklerinden dolaji3') size karg~ bilyiik giig oluqturarak, yani birlegrniq ve anlagmq olarak savapnayacaklar. Onlann kendi aralannda cesaretleri yuksek diizeydedir ve sen onlan mimefik saruzsm; halbuki odann kalpleri da&mktx. Bu boyledir, giinkii onlann anlaylglan hth." Bizler, (qimdi burada) adea Muaviye, Osman ve Said b. el-k'm; kendilerini kurrd' diye niteleyen insanlan ag;a@layarak, onlan Willc dqiiriicti konupnalm igeren ve yukandal-ya kaydedilerek smulan metni yeniden dinliyor gibi degil miyiz? Liscinii '1-Arab'dan anlagd&@ kadanyla; karye kelimesi, az once karet edildig iizere be& '901' stizcil@niin kaq1t.1 olarak ele h. Bundan yola glkarak bizler, karye sakinlerinin daha y&sek bir sosyal stave sahip olduklan ve bir anlamda da hcizlr, 'yerli' smfmdan olduklan sonucunu g~karabiliriz. Taberi'de; bir grup koyliiniln, yerlegik hayat yagamayan bagka bir (bedevi) gruba; kendilerinin diger koyliilerle muharebede, gogebelerden daha yetenekli oldukulann~ soylediklerine dair bir rivayet bulunmaktah. Bedeviler de koyliilerin aksine, kendilerinin savagm nasd bir gey oldugunu bildiklerini ~o~lerler.~~ &e yandan, Peygamber'e isnad edilen bir hadisin bildirdigine gore; ehlii 'I-kurci, yerlegik ol- HA, YIL: Ill, SAYI: 11, Gm
8 İLK DEVİR İSLAM TARİHİNDE KURRA' KA VRAMI ınayan (çöle ait) gelenekle özdeşleştirilir. Peygamber, kertenkele yemenin, karaviyun 39 ile eş-değer mesabede olduğunu belirtmiştir. Nitekim ehlü '1-kurii, yani (mesko.n malıallerden uzak yerlerde) yalnız ama yerleşik hayat yaşayanlar (dıyii)4f! ile çöl gezginleri kertenkele yerler; şehir insanı (ehlü '1-müdün) ise bunu yapmaz 41. Kişi neredeyse karaviyun kelimesinde, bir modem Mısır deyimi olan beledinin öncül habercisini tanır gibidir. Ben, Küfe gibi bir kentin, aynen Medine gibi şehir merkezinin çevresine doğru serpilmiş karyelerin veya karye öbeklerinin bulunduğunu söyleme riskine giriyorum 42 Medine'den Küfe'ye kayan insanlara, karyelerdeki yerleşim birimleri gösterildi. Örneğin; müseyyeriin Küfe'ye döndüklerinde, zamanın valisi Ebu Müsa el-eş'arl onları tekrar oraya yerleştirdi (ve-sekkene Ebü Müsii'n-niii~. Benzer şekilde, Muhammed' in; Kaynuka, Nadir ve Kureyza Yahudi kabilelerinin karyelerde terkettikleri yerleri, çöl ehlinden yeni ihtidii etmiş olanlara tahsis etmiş olması çok manidar gözilküyor. Muhammed, kuvveti ancak kendi takipçilerini, kendine yakın bir çeverede güçlü ve organize bir topluluk olarak tutma yoluyla elde edebileceğinin tam bilincinde olmalıdır. Yerieşik olmayan her şeyin, neden Mekke'de olduğundan daha etkili bir biçimde, yerleşik hayat tarzından daha düşük seviyede sayılına sebebi, muhtemelen budur. Önceki Yahudi karyelerinin yeni sakinleri, son zamanlara kadar gezgin olduklarından; ki zaten, göçebe yaşam sitilinin özelliklerinin çoğu kendilerinde görülür 44 ve sezilir 45 idi; İslam'a girmiş olmalarına rağmen kendilerine yukarıdan bakılınaktaydı. Ve artık ehlil 'l-kurii deyimi (veya Şaban'ın iddiasını ve gerideki sayfalarda sunulan ilave delilleri kabul edersek) kurrii' terimi, küçük düşürücü bir anlam kazanmış, Kur'an diline eklenmiş ve sosyal mülahazalarla canlı tutulmuştur. Bundan böyle karyelerin sakinleri, ister yerleşik hayat yaşasın, isterse yaşamasın; onların sosyal statüleri, Medine yerlileri tarafindan hor-hakir görülmüştür 46. Şu ana dek, kurrii' kavramının yorumunun ne kadar karışıkılığa sebep olduğunu gördük. İslam tarilıinde ortaya çıkan çeşitli metinlerde kumi' diye bilinen kesimle ilgili önemli bir hadise daha vardır. O bağlamda terimin ne anlam ifade ettiğini görmek ilginç olabilir. Sözkonusu olayların zamanı, bizim yukarıda şimdiye değin üzerinde durduğumuz İsliim tari1ıinin oldukça erken bir devrinden, Muhammed'in prestijinin henüz doruk noktasına ulaşmadığı bir dönemden alınmıştır. Bu vak'a, Uhud savaşından hemen sonra Hicretin 4. yılında Bi'r-i Meüne'de katledilen -kırk veya yetmiş- müslüınan(lar)la alakalıdır. Onlar, Muhammed tarafindan -W. Montgomery Watt'ın kullandığı tabirle- 'misyonerler' olarak, kendilerine İslam davasını anlatmak (tanıtmak) amacıyla bir kabileye gönderilınişlerdi. Aniden pusudan saldırıya uğramalarının ardından, ikisi hariç hepsi şehit olınuşlardı 47. Bu hadiseyle ilgilenen ilk devir Müslüman araşth-nıacılardan birkaçma müracaat ettiğimizde, bu şehitleri dile getirmek için kullanılan ifadelerin çeşitli metinlerde çok farklı olduğunu görüyoruz. İbn İshiik (ö. 150/767) -çoklu isniid-: Min hıyeri '1-milslimin {Müslümanların en iyilerinden); ve: Müsemmeynd min hıyeri '1-müslimin (Onlar en iyi müslümanlar olarak isimlendirildiler) 48. Viikıdi (ö. 207 /823) -çoklu isniid-: Şebiibetiin yüsemmevne '1-laırrii' (Kurrii' olarak adlandırılan genç insanlar) NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ 2003
9 G. H. A. JUYNBOLL/YUSUF ALEMDAR İbn Sa' d (ö. 230/845) -çoklu isnad-:. 1. Vakı.dl ile aynı, 2. Ve-kanü yüd'avne fina '1-kurra' (Aramızda kurra' olarak çağınlırlardıi 0. Halife b. Hayyat (ö. 240/854): İbn ish8.k ile aynı 51 Belazun (ö. 279/892): Enstibü '1-Eşraf'ında bir niteleme yok. Ya'kG.bi' (ö. 284/897) -isnadsız-:... Ve-neferan min eshtibihi fi tis 'atin ve 'ışrfne (aynıyla iktibas) ammetühüm bedriyun (... Çoğu Bedir savaşında yer almış asha.bındarı yirmi dokuz (aynen alıntı) kişilik bir grupi 2 Taberi (ö. 3 10/923) -çoklu isnad-: Müsemmeyna min heyeri 'l-müslimfn (Müslümanların en iyileri olarak isimlendirilmişlerdii 3 Hadfs koleksiyonlarında bazıları, yukanda henüz zikredilenlere az-çok benzeyen nitelendirmeler buluruz. Örneğin; İbn Barıbel 'irımüsned'irıde şunu okuruz: Künna müsemmfhimü '1-kurra'fi zemtinihim (O günlerde biz onları kurra' olarak çağınrdık) 54. Diğer taraftan, bu tor vasıflandınnalarda çok yüceitici ekler de buluruz. Mesela; Yukalü lehümü '1-kurra' (Kendilerine kurra' denilirdi) ve soma aşağıdaki tasvir eklenir:... Geceler boyunca birlikte Kur' an okudular ve onun ÜZerinde (onu anlamaya) çalıştılar. Gündiizleri demescide su taşırlardı. Yirıe onlar, ehlü 's-suffe ve fakiriere yiyecek temirı etmek içirı odun toplayıp satarlardı" 55 Bu örneklerden yola çıkarak, önceki haberlerde yar alan kurra' kavramını Kur' an okuyuculan olarak tefsir etmenin, İbn Hanbel' den nakledilen son metne rağmen, muhtemelen yanlış olduğu netlik kazanmış olabilir. Yirıe de her halükarda son metne ilişkirı çeşitli akıl yürütmeler dikkate alınmalıdır. Su!fe ehlinirı tarihselliği, en azındarı onların çok fakir kimseler olduğu gerçeği, Watt tarafındarı şüpheyle karşılarıır 56 İlgili rivayet; belki de ilk etapta yapılan nakillerden epey s oma oluşturulan (daha doğrusu kurgulanan) bir tarihin, tarihi' olmayan abartılarla süslemniş ve takvaya büründürülmüş bir uydurmasıdır (senaryosudur). Bu fikir, Vakı.di''ye ait yukanda verilen alıntının devarnı tarafındarı da desteklenir. Bu devam, 'kurra olarak çağınlan' gençlerin bir tanıtımıdır ki, bu, İbn Hanbel'deki rivayete çok benzer. Onun, kurra'nııı orijinal eski tasviri olabileceğini düşündüğüm için, (burada) bir tercümesini vereceğim ki, onun temelirıde İbn Barıbel'deki anlatım vardır; işte o gelişti ve şimdiki şeklini aldı. Vakıdl'de şöyle der: "Akşam olduğunda birlikte ders çalışmak ve namaz kılmak içirı Medirıe'nirı bir yerine giderlerdi. GündÜZ olduğunda ise, Allah Resillü (S.A V.)'ne mahsus odalara (O'nun hücrelerine) tatlı su taşır ve yakacak odun toplarlardı. Y akınlan, onların mescitte kaldıklarını düşünürken; mescitteki kişiler de, onların akrabalarıyla birlikte kaldıklarını zannederlerdi." Bu açıklamada da belli olduğu gibi; Medirıeli arkadaşlarının kafasında, onların belirgin olarak ikamet yerlerinin neresi olduğu (tam olarak nerelerde yatıp-kalktıklan) ve geçirımek içirı ne yaptıklan doğrultusundaki sorularla ilgili kuşku ortaya çıkmıştır. Sonuçta bu izahtan; onların, yaşamlarını hizmet etmekle kazanan, açıkçası ticaret ve tanmla ilişkisi olmayan sade bir grup olduklan anlaşılıyor. Dahası, o dönemlerde kendilerine Kur'an okuyuculan şerefini kazandıracak biçimde Kur'an'ın tamamını veya çoğunu ezberei-den okuyabilecek kırk -veya yetıniş- kişirıin bulunmasının mümkün olmadığı da belirtilmelidir. Aynca Muhamırıed'in, ashabındarı -önde gelen- Kur'an okuyuculan takımını, hep bir- NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ
10 İLK DEVİR İSLAM TARİHİNDE KURRA' KA VRAMI likte tehlikeli bir göreve gönderecek kadar dikkatsiz davran(a)mayacağını da hesaba kattığımclan, buna hiç ihtimal vermiyorum. Hadi bir an için tartışma gereği diyelim ki, onlan gönderdi. Peki neden kaynaklarda, o kadar fazla miktarda Kur'an bilgisinin ziyan edildiğine dair hiçbir emare yok? Muhammed niçin kendi nezdinde özel yerleri olan seçkin sınıfının o kadar üyesinin hayatını mahvetsin? Bütün bunlara ilaveten, o şehitlerin vefatlarının Bi'r-i Mefuıe'de vukil bulduğu yaygın kanaat olarak biliniyor gözijkmesine rağmen, onlardan hiçbirinin, biyografi sözlüklerinde (tabakat ve teracim kitaplarında) Kur'an bilgisine sahip birileri olarak bahsedilmemesinin garipliği de ayrıca münakaşa edilebilir. İbn Hacer 57, Vaia.df 8 'nin zikrettiği on dokuz kişiden sadece ikisine, İslam'ı, ötekilere nispeten önceden kabul edenler olarak vurgu yapar; geri kalan çoğu ise, zaten hicretten soma Müslünıan olmuştur. İbn Hacer, İslam'a girişi, Uhud savaşından sonra gerçekleşen yalnızca birinin ismine yer verir ki; bu da onun, Bi'r-i Mefuıe'de ölümle karşılaşmadan evvel geçirdiği sadece dört ay demektir (Müslüman olarak yaşadığı dört aya tekabül etmektedir) 59 Peki şayet bu kumi ', Kur' an okuyuculan değil idiyseler, kimlerdi onlar? (Yoksa) Onlar 'köylüler' miydi? Diğer bir söyleyişle; bu kitle, Muhamrned'in, Medine'yi meydana getiren muhtelif karyelerde kendilerine oturma-yerleri tahsis ettiği somadan Müslünıan olan insanlardan mı oluşuyordu? Son derece şüpheli olmasına rağmen; kaynaklarda ismi geçmeyen, fakat her şartta sayılarının abartılmış olarak kırk veya yetmiş olarak gösterilen Bi'r-i Mefuıe' de öldürülmüş insanların durumu böyle olabilir. Kaynaklarda adı bulunanlardan on ikisi Hazrec kabilesinden, üçü Evs'ten, dördü de sırasıyla Gatafan, Süleyrn, Kinane ve Huziü'dendirler. Bu son dört kişi, gerçekte yukanda açıklanan 'köylüler' anlamındaki kurrii' tanımının çağrıştırdığı mananın karşılığı ile örtüşebilir. Hazrec ve Evslilere gelince; her şeyden önce onlar, Muhammed'in ticaret ortaklığını talep etmiş kabilelere mensup bulunan ve Ensar olma şerefini elde edip de Yesrib'de O'nun önde gelen arkadaş çevresini oluşturan Zünıre olmasma rağmen; Muhammed Yesrib'e gelmeden evvel ve karyeler grubunu, yani Yesrib'i, ki; bununla, yukanda açıklandığı ÜZere, ne anlam kastederse etsin; Medfnetü 'n-n ebi'ye tahvile teşebbüs etmeden önceki karye sakinlerinden başkalan değillerdi. İbn Hacer'in İsdbe'sinde, Vaia.d1 tarafından sözü edilen kurrd'nın tümü içerisinden hiç kimse vasat düzeyde bir övgüden daha fazla (normalin üstünde) bir övgüyle metlıedilmez. Onların çoğu bir satırda geçiştirilrniştir 60. Tüm bu argürnanlar, bütün halinde kurrd' tabirinin 'köylüler' olarak te'vili lehine işaret etmektedir. İbn Sa'd'ın Tabakat'ında geçen bir rivayette, kelimeyi bundan başka bir şekilde anlamak ~eredeyse imkansızdır: İnne ünt1.sen min harnka kurrd 'iküm yez 'amımd enne hzdabe 'l-lihd hartim (Sizin kurrd'nızın en ahmaklarından bazılan, sakailan boyamanın hararn olduğunu iddia ediyorlar. m ı, p. 150). Hzytinı 'l-müslimfn deyimi, belki de 'iyi, adıl Müslünıanlar' anlamından öte başka bir mana taşımaz. Nitekim burada hzytir sözcüğü,. onların sosyal arkaplanlarından ziyade inançlarının güçlülüğü ile bağlantılı olan yüceltmeye yönelik bir şeye karşılık gelir. Lakin, yukanda şimdiye kadar söylenenler bir tarafa; bizler, kurrd' terinlinin yorumuyla ilgili kannaşıklığın nasıl ortaya çıktığını hala bilmiyoruz. Bundan dolayı 'köylüler' kelimesinin 'Kur' an okuyuculan' anlamına tıpatıp uyup-uyrnadığı veya en azından onunla ilgisi olup olmadığı sorusu, haklı bir sorudur. Bu soruya cevap vermek tehlikeli bir görevdir. Çünkü; en azından benim öngördüğüm kadanyla, onun hakkında, ÜZerine bir teori inşa edilebilecek 148 NÜSHA, YIL: ill, SA YI: 11, GÜZ 2003
11 G. H. A. JUYNBOLL/YUSUF ALEMDAR sonuca ulaştıncı hiçbir dayanak bulunmamak-tadır. Bununla birlikte ben, çok dikkatli bir şekilde dile getirmem gereken bir teori denemesine girişeceğim. Bu teori, aşağıdaki kanaatlerden kaynaklanmıştır. Bi'r-i Mei'ıne' de ku mı' olarak şöbret bulan kırk -veya yetmiş- kişi katiedildiğinde bir vahiy gönderilmiştir. Bu vahyin, bir ara Kur'an'ın bir parçası olduğu düşünülmüştür. Ondan sorıra da bu, ya neshedildi veya unutuldu 6 ı. Kur'an'da yer almayan bu vahiy şöyle der: Belliğhü anna kavmena anna (kad) lekl'na rabbena fe-radıye anna ve-erdana veya diğer bir varyanrta ve-radina anhü (Kavmimize bizderi bahsederek deyin ki, biz Rabbimize kavuştuk; O bizden razı oldu, bizi de razı etti veya biz de O'ndan razı olduk 62 ). Nihai' tahlilde bu metnin nesh edilmesi, kesinlikle büyüleyici bir etkiye sahip değildir. Hakikaten bu metni, Kur'an'ın herhangi bir konteks (yer)ine yerleştirmek zordur. Bu cümleyi, Bi'r-i Mei'ıne'de ölümle yüz yüze gelmiş ve yakınları içirı son bir mesaj bırakan kurbanların itlıir kelamları olarak değerlendirmekten başka bir seçenek de yoktur. Sözün tonu biraz ağırdır ve ister İslam öncesi kahinin ciddi nitelikli tililveti olsun, isterse Müslümanların liderinin sıkça Tanrı'dan aldığını itiraf ettiği İlam vahiylerin kıraati olsun; bu metnin 'okuma' olarak bilinen şeyle yakından alakalı bir şey (içerik)e dönüşmesi düşünülemez değildir. Yukarıda da değinildiği gibi, iki insan ölümden k-urtuldu ve kötü haberi getirdikleri Medirıe'ye döndüler. Anlatıldığırıa göre o bilginin kendisirıe iletilınesinin ertesi günlerinde, bu alçak katil Mulıarrırned, lere karşı Tanrı'nın gazabının ÜZerlerine yağması içirı uzunca bir süre epeyce yalvarınıştı 63 Söylediklerinde olumlu bir kanıt olmadığını bilen bir irısanırı gerekli bütün sağduyusuna sahip olarak ben; belki de şehitlerin, yani Bi'r-i Mei'ı.ne'deki kurra 'nın, Mulıarrırned'irı sürekli beddualarıyla yakın ilişki içerisirıde ve ciddi bir tarzda ifade edilen, veya denilebilir ki 'okunan' bu son sözleri, İlam vahyin, yani okunan bir metnin bir parçası haline gelen kur 'an olarak tasarlanınış olabileceği görüşünü talırnin ediyorum. Bilahare, olayın ardından geçen uzun zamandan sonra, kurra' kelimesinin 'köylüler' biçinllndeki orijinal karşılığı bu bağlarnda kaybalarak Kur'an'ın bir parçası olduğu varsayılan bir şeyirı okunmasına yönelik irtibat, kelimenirı K.RE kökünden geldiği şeklinde yarılış anlaşılınasına yol açmıştır. Esiisen 'köylüler' anlamına gelen kurra ' kavramının yan anlanıı olan 'Kur' an okuyucuları' manasını kazandığı fikrini, bu zayıf deliller temelinde formüle etıneye cesaret etmiş bulunuyorum. 1 Aslında "The Qurrii' In Early Islamic History" isimli bu makale, Journal of the Economic and Social History oftlıe Orient, c. XVI, sy. II-III, Leiden 1973, s 'da İngilizce olarak yayımlanmıştır. Makaleyi Türkçe'ye aktarırken orijinaline sadık kalınaya özen gösterdik. Ancak tasarrufta bulunmaktan kaçınamadığımız üç noktayı burada belirtmekte yarar görüyoruz: 1. Yazar, makalede geçen dipnotlan numaralandırırken sayfalan bağımsız olarak ele almış ve her bir sayfaya 1 'den başlayarak müstakil dipnot numaralan verme yöntemini benimserniştir. Biz ise buna uymadık ve makaleyi bir bütün olarak değerlendirdik Bu bütüncüllük içerisinde, makalede yer alan tüm dipnotlan, -kendimizin ilaveleriyle birliktebaştan sona seri numaratandırma sistemiyle kodlamayı yeğledik. Ancak şu kadar var ki, bizim ekiediğimiz notlann sonuna parantez içerisinde çeviren (çev.) kaydını koyduk.. NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ
12 2. Motamot terciimede kaqdqllan slklchk ve anlqllmazllk sorunlannl qmak; dolay~s~yla peviriye &CI& ve anlqilabilirlik dzelligi kazandlrmak amaclyla, maellifin tercih ettigi noktalama igaretleri ve iisliiptan biraz sapma egiliminde bulunduk. Bdyle bir inisiyatif kullanarak, terciime, Tiirkpe imli kurallan ve ifade &I gozetilerek kaleme almdl. Zua, bununla hitap edecegimiz gene1 (Tiirk) okuyucu kitlesinin mentalitesini dagiinmek gibi bir zo~nlulugumuz vardl. 3. Bunlann dqmda bir de, anlattm, dolay~slyla konuyu daha anlqllabilir lulmak ipin bau ifadeleri apmak ve aplklamak adlna -ciimlenin aluglm bomayacak gekilde- uygun parantez-ipi gerhler kullanma yoluna bwrduk ve bunu ana metnin konteksi ipinde yapbk. Cambridge ' UMES, , s 'de. Bkz. s. 23 ve 51, dzellikle 1. not. 'Bkz. s. 358 vd. Keiime anlaml; "siirgiin edilenler, gdpebe hayatl yqayanlar ve kaba-saba insanlar" demek olan "miiseyyeriin"; aynl zamanda Mezhepler Tarihi'nde "kaderiyye" diye bilinen "kadercu alum mensuplan (kaderien)" manasma da gelmektedir. ( pev.) Bkz. Taberi, Anneals (literemrde Taberi Tarihi diye bilinen Kronikler) ed. M. 5. de Goeje, Leiden , I, s ve Bellzuri, Ensdbii'l-Eqr& V, ed. S.D.F. Goitein, &rail 1936, s Not: Yerine g6re "tab', negr, basun-yay~m"; yerine gdre de "tahkikini yapan ve yaylna hawdayan kigi" anlamlama gelen "edition/editor7' sdzcagiina degigtirmeyi uygun bulmadlk ve oldugu gibi klsaca "Eled." olarak buakbk. (pev.) Bkz. Ya'kiibi, Tarih, ed. M. Th. Houtsma, Leiden 1883, II, s. 173 vd. Arap~asl: enteniihd nebfen; bnii'l-esb, eel-kdmilji't-tdrih, ed. C. J. Tornberg, Leiden , III,s. 1 I O'da nebten yerine beyten olarak geper. 10 S6zliikte, "boyunduruk altmda bulunan halk tabakasi" manasma gelen "zimme eh1i"nin hukuk terminolojisindeki kar~dlgl; "herhangi bir Islh memleketinde meskiin (ikhet den) ve -bir pegit vergi olan- 'harac'atabi tutulan gayr-i mtislim vatanda&x"du. (pev.) 11 Bu betimlemede, falcllar araahgyla konuplan ruhlar, ciddi olarak arumsanmldlr, bkz. Julius Wellhausen, Resfe Arabischen Heiden-, ikinci baslq Berlin 1897, s. 134,2. not. 12Hind~ taraftndan da ahnb yap~lm$r, s U Bkz. I, s 'Kur'an' kelimesi bulunmamasma ragmen, bana gdre baglam, kastedilenin slradan bir- okuma dersi olmadlgln~ ap~klamaktadtr. l4 ~ kz. s II, S Bunun bir listesi ipin bkz. c. II, s. 147 vd., Haydarabad l7 11, S la 11, S * Ebii Mihnefin gu riviiyeti ipin bkz. Taberi, I, s. 3369; aralannda kurrd' olarak isimlendirilen pek pok kiginin bulundugu Hiiricilere kar3.1 ALi'nin bizzat kendisi aglr bir dil kullanml~tlr:... el-miierimine 'Nezine leysi bi-kurrd 'in li 'I-Kur'an...(.. Xur'an okuyuculan olmayan miicrirnler...). Yine bkz. Ibn Hanbel, Miimed, Kahire 1313, III, s Sonraki kaynaklarda da yer alan kurrd' ile ilgili bu kanglkllfji gdzlemleyebiliriz. &a&da fbn Mice'nin Siinen (ed. M. Fuad AbdiilbM, I, s. 94, hd. no:.256)'nden allnan rivayet, hurrd' kefimesiyle bu baglamda ne ffir insanlann kastedildigi konusunda baz!.spektilesyodara yo1 apar mahiyettedir:... Yd Reslilellah, ve-men yedhuliihii? Kdle: U'idde Ii'l-kurrd'i'lmurd'ind bi-e'mdlihin~ Ye-imje njin abiadi 'I-kurd'i ila'llahi'llezme yezicnine 'I-iinrerd'e [...I el-ewereti. (Ey Allah'ln Peygamberi buraya lyani cehennemin en alt tabakasma] kim gerecek? 0 dedi ki; orash klerini riy2 (g6sterig) ipin yapan kurrd' ivin hazirlanml$~r. Gerpekten de despotik emirleri (zorba ydneticileri) ziyaret edenler Tann'nln en nefiet ettigi kuwci'dandlr.) 20 Latince bir ifade olan "e silentio"nun; "sessiz-sakin, gizli-sakl~ sdylenmeyen, apga mha, YIL: III, SAYI: 11, Gm 2003
13 G. H. A. JUYNBOLL/YUSUF ALEMDAR vurulmayan, kanşmayan, esrarengiz, sır dolu, gizemli" vb. manalan bulunmaktadır. (çev.) 2 ı Örneğin bkz. Taberi, L s Bkz. Nasr b. Müzahim, Vak'at Sıjjin, ed. Abdüsselam M. Harun, ikinci b;ıskı, Kahire 1382, s. 247 vd. 23 İbnü'l-Cezeri, Das Biograplıisclıe Lexicon der Koranlelırer (=Gtiyetü'n-Nilıtiye fi Taba5dti'l-Kumi'),ed. G. Bergstrasserve O. Pre1zl, Leipzig , no: 923 ve Beydavl, Envdru 't-tenzil ve Esrdru 't-te 'vi1, ed. H. O. Fleischer, Leipzig , I, s. 299 (VL 92). 25 Bkz.EI ı'den alınmıştır, madina maddesi (Buhl). 26 Almanca bir deyim olan "Gedankenwelf'in asıl anlamı; "fikir/düşünce dünyası, akılizibin yapısı, bilgi-sezgi birikimi" dir. Ancak biz tercümenin siyak-sibakına daha uygun düşeceği kanaatiyle yukandaki karşılığı vermeyi tercih ettik. (çev.) 27 Kdlıinlere, iki çarpışan güç arasına girmeleri ve onların arasını bulmalan için müracaat edilirdi; bkz. Toufic Fahd, La DivinationArabe (Arap İldlıiyatı)..., Strasbourg 1966, s.ll8. 28 'Constitution of Medina (Medine'nin Yasal Düzeni)', bkz. W. Montgomery Watt, Mulıammad at Medina, Oxford 1956, s Benim argomanıma gölge düşürdüğü için Arberry'nin tercümesinden alıntı yapmadım. 30 Bkz. Şaban, s. ll vd., onu 'Commonwealth (siyasi birlik)' olarak isirnlendirir. ;ı Feddilü'l-Medine, 2. Bu hadisin sahih olup olmadığı mühim değil. Bu, tarihsel olarak konuşmak gerekirse, yeterince makul olan peygamberin mentalitesini yansıtır. 32 XXXIII. Süre, 13. ayet, Yesrib'in bir isim olarak 6/627 yılı gibi geç tarihlerde hala kullanımda olduğunu is bat etmesine rağmen. " 3 İbn Han be~ Müsned, Kahire 1313, VI, s Bkz. Richard Bel~ MW, XXXVIII, 1948, s 'deki Sürat al-haşr; A Study ofits Composition adlı çalışmasında sürenin sadece Benu Nadir'le ilgili olmadığını düşünür. 35 Ed. Fleischer, IL s. 323; krş. Taberi. Tefsir, ~ire , XXVIII, s. 47 vd. 36 Şimdiye kadarki betirnleme, hru-i hazırda Tahran'ı andıran bir şehrin varoşlarındaki yangezginlerin yerleşim birimlerine uymaktadır; yine bkz. The CambridgeHistory oflran, c. I, Cambridge 1968, s. 425 vd. Uhud savaşı sırasında Medine'nin birtasviriiçin bkz. Vakıöı, K el-meğdzi, ed. J. M. B. Jones, I, s. 210, satır Burada III Bakara Süresi, 96. ayetine telınih vardır. (çev.) 38 Taberi, Ls. 1946, yine Şaban'da verilmiştir, s. 23. Hadis literatüründe ortaya çıktığı gibi, sonraki yıllarda gezgin ve yerleşikler arasındaki ikilem genişletilnıiştir. İbn Miice, Sünen, ed. M. Fuad Abdülbiikl, Kahire 1952, Alıktim 13; ve Ebu Daviid, Sünen, ed. M. Muhyiddln Abdüllıamld, Kahire (±1935), IIL s. 306'da der ki; bir bedev':nin sdlıibü'l-karyeye karşı şahittiği kabul edilmez. 39 R. P. A Dozy, Supplement aux Dictionnaires Arabes, qarya maddesinde şöyle der: Karaviyun={a.o.) Elılü '1-bddiye. 40 Büyük ve kalabalık kentlerin dışında ve uzağında köy, mezra gibi taşrarıın kırsal kesimlerinde toplumdan uzak, sanki tek başlarına {münzevlla-sosyal) hayat sürenler. (çev.) 4 ı Lisdnü'l-Arab, kry maddesi, İbnü'I-Eslr'in en-nihtiyefi Garibi'I-Hadis ve'l-eser, bkz. ed. Mahmud et-teniihl ve Tiihir ez-ziivl, Kahire , IV, s. 57'den iktihas edilerek. 42 Yine bkz. Middle Eastem Cities. A Symposiuin..., ed. Ira M. Lapidus, Berkeley ve Los Angeles 1969, s. 34, 64. sayfa ile karşılaştırarak. 43 Belazuri, Ensdbü'l-Eşrtif, V, s Örneğin; yukanda bahsedildiği şekilde kertenkelelerin tüketimi ile krş. 45 Bkz. Taberi, I, s. 2909, satır 15, s. 2913, satır 12 ve s. 2920, satır 8. Buralarda onlann yanlış veya akla yatkın olmayan biçimlerdeki ifadeleri defalarca ve farklı kelimelerle vurgulanır. 46 Medinelkaryenin zıt anlamlılan hakkında daha fazla bilgi için okura Midelle Eastem Cities, ed. I. M. Lapidus, s ve s: 'deki iki çalışma tavsiye olunur. NÜSHA, YIL: III, SA YI: 11, GÜZ
14 İLK DEViR İSLAM TARİHİNDE KURRA' KA VRAMI 47 Siyasi arkaplanın daha iyi bir sunumu için bkz. Watt, Muhammad at Medina, s. 31 vd. Watt'ın 'ınissionary ( misyonerlik/din tebliğciliği)' sözüne iştirak edilmeyebilir. Ben şahsen 'eınissary (muhbir/istihbaratçı)' sözcüğünü tercih ederdim. Konumuzia ilişkili olmasına rağmen, bu meseleyle derinlemesine ilgilenmek uzun yer alabilir. 48 İbn Hişaın, Sire, ed. F. Wüstenfeld, Göttingen , s. 648 vd. 49 Vil.kıdi, Kittibii'/-Meğdzi, ed. J. M. B. Jones, London 1966, I, s İbn Sa'd, Kitiibü't-Tabaktiti'I-Kebir (aslında Kübrti olmalıydı), ed. E. Sachan a.o., Leiden , II ı, s. 36 ve ı Halife b. Hayyat, Tarih, ed. el-ekrem ed-dıya' el-ömeri, Necef 1967, s. 38 s 2 Tarih, Il, s. 75. SJ I, s Miisned, Kahire 1313, III, s ss Müsned, III, s. 270; Müsliın, ed. M. Fuad Abdülbiiki, Kahire , ID, s s 6 Bkz. El2, ah/ as-suffa maddesi. s 1 Amir b. Füheyre, bkz. İbn Hacer, e/-isiibefi Temyi's-Sahiibe, Kahire 1939, II, s ve Nlifı' b. Büdeyl, krş. III, s s 8 Kittibü'I-Meğdzı: I, s. 352 vd. 59 İbn Hacer, ei-isiibe, Il, s Bi'r-i Meftne'den sonraki girişim olan Gazvetü'r-Reci'de; Mumammed, Ashabından diğer bir kısım insanı, Müslüman olınalan için çöldeki gezgin (bedevi) bir kabileye gönderıniştir. Bkz. Vil.kıdi, s Bu Sahabiler, kurrii' olarak arnlmamışlardır ve İbn Hacer'in İstibe'sinde de, Kur'an 'la ilgili herhangi özel bir bilgiye sahip olduklanna dair bir listeye dahil edilıneınişlerdir. 61 Bkz. İbn Sa d, II ı, s. 38, satır ıı. 62 Bkz. İbn Sa' d, II ı, s. 38; Vil.kıdi, I, s. 350; yine bkz. Nöldeke 1 Schwally, Geschichte des f?oriins, I, s Bkz. Müsllin, I, s NÜSHA, YIL: ill, SA YI: 11, GÜZ 2003
Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI
Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak
DetaylıRahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI
15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI Müslümanlarla yaptıkları antlaşmaya ilk ihanet eden Yahudi kabilesi Kaynukâ'oğullarıdır.
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıMERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص
MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir
Detaylı5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ
5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği
DetaylıKURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ
KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya
DetaylıKur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok
Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere
DetaylıSORU : CEVAP: SORU: CEVAP:
SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle
DetaylıO, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.
İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.
Detaylı"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir
DetaylıOrucun Manevi Hayatımıza Katkıları
Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine
DetaylıKURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)
KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece
DetaylıBirinci İtiraz: Cevap:
Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci
DetaylıPEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler
DetaylıÝslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)
ve referanslar ve elbette tarihsel ve entelektüel ardalan ileri derecede önemlidir. Çünkü genelde Batýlý kavramlar, kendilerinde ne olduklarý na bakýlmaksýzýn (aslýnda akademik ve entelektüel bir soruþturmanýn
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli
Detaylı6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI
1- Soru: Allah ın insanlar arasından seçip vahiy indirdiği kişiye ne ad verilir? Cevap: Peygamber/Resul/Nebi denir. 2- Soru: Kuran da peygamber hangi kelimelerle ifade edilmektedir? Cevap: Resul ve nebi
DetaylıAynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.
Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıEHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.
EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha
DetaylıİLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür
İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü
DetaylıOrucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.
Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.
DetaylıSUNUMUN ÖNEMİ VE SUNUM TÜRLERİ
Ünite 1 SUNUMUN ÖNEMİ VE Öğr. Gör. Şadiye Nur GÜLEÇ SUNUŞ VE ÖNEMİ Eğitim ve/veya meslek yaşamımız boyunca başarımızın önemli bir kısmı, yazılı, sözlü ve görsel iletişimi ne derece iyi yapabildiğimiz ile
DetaylıAcaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?
Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası
DetaylıDersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ
Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Tarihi Öğretim Yılı Dönemi Sırası 2014-2015 2 1 B GRUBU SORULARI 12.Sınıflar Öğrencinin Ad Soyad No Sınıf Soru 1: Aşağıdaki yer alan ifadelerde boşluklara
DetaylıKadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)
Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı
DetaylıŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU
e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB202 4 2+0 2 3
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB202 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü
DetaylıKPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü
On5yirmi5.com KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü Kaç gündür bir 'vitamin' sorusudur gidiyor. İşte geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS sorularında yer alan 'vitamin' sorusu ve çözümü... Yayın
DetaylıSadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.
AHMAK DOST Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. İyilik zannıyla topluma,tüm değerlere,insanlığa karşı kötülük işlemektedir. İbrahim Peygamberden yana olduğunu
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin
DetaylıAcaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?
Question Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır? Kur an-ı Kerim'in tahrif edilmediğinin delilleri nedir? Answer: Kur an-ı Kerim in tahrif edildiğini
Detaylıİslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.
Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı
DetaylıDil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri
Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze
DetaylıHikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.
Sitti Cemili ve Meryem im Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. Sitti Cemili den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça da onun adı Sitti yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim,
DetaylıRahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER
15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER Müşriklerle İlişkiler - İlk Seriyyeler ve Gazveler Gazve: Hz. Peygamber in katıldığı bütün seferlere gazve (ç.
DetaylıSabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)
Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH 427 7 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin
DetaylıOkul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14
Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH 102 2 4+0 4 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu
DetaylıAllah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.
İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara
DetaylıGerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]
Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru
DetaylıKUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106
KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106 Surenin Adı: Kureyş sûresi, adını, Kur an da geçtiği tek yer olan ilk âyetinden alır. Kureyş kelimesi iki köke nispet edilir. Birincisi; köpek balığı anlamına gelen
Detaylı> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik
KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH 202 4 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze / Zorunlu
DetaylıSpor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ
Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Hz. Peygamber döneminde insanların hayat tarzı, fazladan bir spor yapmayı gerektirmeyecek kadar ağırdı. Çölde ticaret kervanlarıyla birlikte yapılan seferler,
DetaylıAna Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te
9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır
DetaylıYahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya
VAHYE DAYALI DİNLER YAHUDİLİK Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya nispetle verilmiştir. Yahudiler
DetaylıHilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin
Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح
DetaylıARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI
ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI 1. Âyetlerin yazımında Resm-i Osmânî esas alınacaktır. Diğer metinlerde ise güncel Arapça imlâ kurallarına riâyet edilecek, ancak özel imlâsını
DetaylıYard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı
Adı Soyadı: Mustafa KARATAŞ Ünvanı: Doç.Dr. Ana Bilim Dalı: Hadis Ana Bilim Dalındaki Konumu: Öğretim Üyesi E-Posta: mkaratas@istanbul.edu.tr Web: www.mustafakaratas.com ÖĞRENİM DURUMU VE AKADEMİK ÜNVANLAR
Detaylıİslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen
İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu
Detaylı(1) BÜYÜK PEYGAMBER (S.A.A) KONULU, BÜYÜK YARIŞMA
(1) BÜYÜK PEYGAMBER (S.A.A) KONULU, BÜYÜK YARIŞMA Birinci Ehlibeyt (a.s) Kültür ve Sanat Festivaline Davet Kısa Filmler ve İngilizce Kitap Yazımı bölümlerinde Büyük Peygamber (s.a.a) konulu ve büyük hediyeli
DetaylıHANGİ MAKALE HANGİ DERGİYE?
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ-SENATURK MAKALE HAZIRLAMA VE SUNUM KURSU 11 Ocak 2013 HANGİ MAKALE HANGİ DERGİYE? Bahadır M. GÜLLÜOĞLU Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ÇALIŞMA İÇİN DOĞRU
DetaylıAvrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية
Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim
DetaylıİÇİNDEKİLER GİRİŞ...1
İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 A. GENEL BİLGİLER...1 1. Tarihin Faydası ve Önemi...3 2. Kur an ve Tarih...4 3. Hadis ve Tarih...5 4. Siyer ve Meğâzî...6 5. İslâm Tarihçiliğinin Doğuşu ve Gelişmesi...6 B. İSLÂM
DetaylıT.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.
T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI Ersin KABAKCI Yüksek Lisans Tezi Çorum 2013 W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY
Detaylıtellidetay.wordpress.com
Acele karar vermeyin Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanıyormuş. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını
DetaylıIMAGE OF THE PROPHET MUHAMMAD IN THE WEST -A STUDY OF MUIR, MARGOLIOUTH AND WATT- BATI DA PEYGAMBER MUHAMMED (S.A.S.) İMAJI *
IMAGE OF THE PROPHET MUHAMMAD IN THE WEST -A STUDY OF MUIR, MARGOLIOUTH AND WATT- BATI DA PEYGAMBER MUHAMMED (S.A.S.) İMAJI * (Jabal Muhammad Buaben, The Islamic Foundation, Leicester, UK. (İngiltere),
DetaylıRussell ın Belirli Betimlemeler Kuramı
Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından
DetaylıKADIKÖY ANADOLU LİSESİ
KADIKÖY ANADOLU LİSESİ KÜTÜPHANECİLİK KULÜBÜ OKUMA ANKETİ 1 İÇİNDEKİLER Kapsam 3 Sınırlamalar 3 Giriş 4 Anket 5 Bulgular 7 Analiz/Değerlendirme 9 Öneriler 10 2 KAPSAM Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencilerinin
Detaylı11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi
11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi
DetaylıANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?
ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? Prof. Dr. Mukim SAĞIR ÖZET Bu makalede ana dil ve ana dili terimlerinin kullanımları üzerinde durulacaktır. Aralarında nüans olan bu iki terimin Türkçe ve Türk Dili öğretiminde
DetaylıRahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI
15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI Uhud savaşından dört ay sonra meydana gelen Bi r-i Maûne fâciası ndan sağ kurtulan
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI
KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI
Detaylı1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAP DİLİ VE EDEBİYATI I İLH 103 1 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu
DetaylıGıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)
Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,
DetaylıMANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)
MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) Hipokratik-Galenik Tıp ekolunun devamı Cerrahi teknikler bilinmesine rağmen, yüksek enfeksiyon riski nedeniyle zorunlu haller dışında pek uygulanmıyor Tam olarak hangi
DetaylıGençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ
Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Programları 1. HAFTA SIYER NEDIR? Siyeri nasıl okuyalım? Niçin Peygamber gönderilmiştir? Hz. Peygamber i sevmek ve hayatının bilinmesi gerekliliğini
DetaylıTAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla
TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde
DetaylıAzrail in Bir Adama Bakması
Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen
DetaylıHz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken
Kerbela Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken ve dış tehlike belirtileri de baş gösterince
DetaylıBirden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid
Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza
DetaylıSIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)
SIFATLAR ÖN ADLAR (Sıfatlar) Varlıkları niteleyen, onların durumlarını açıklayan, onları değişik yollarla belirten kelimelere ön ad (sıfat) denir. Ön ad, isim soylu bir kelimedir. Bir isim başka bir ismi
DetaylıBuyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.
BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise
DetaylıSevgili dostum, Can dostum,
Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.
Detaylıkar;a bir isyan ba~latml~lar ve isyan tapmagm Ylkllmasl ile sonuc;:lanml~tj. Bu isyanm neticesinde, onlann M.S. 73 Yllmda Masada'da ugradjl
DetaylıSAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN
SAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN İnsanların bir dinin çevresinde toplanmalarını sağlayan inanç, onların Tanrı nın dürüstlüğüne olan güvenlerinden kaynaklanır. Tanrı yalan söyleyemez. Yalan
DetaylıKur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır
Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar
DetaylıHÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI
HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com
DetaylıMelih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
Detaylı1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.
İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.
DetaylıYaz l Bas n n Gelece i
Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda
Detaylı(b) Bir kanıtlamadır. Burada (çünkü) bir öncül belirticidir ve kendisinden sonra gelen yargının öncül olduğunu gösterir.
A-Grubu 1. Soru (B-Grubu 3. Soru ile aynı) Not: bu soruda öncül ve sonuçları sınavda istendiği gibi, verilen boş kağıda açıkça yazmayanlar ve soru kağıdı üzerinde altını çizmek vb. yöntemlerle gösterenlerin
DetaylıPEK OKULLARI 2A KASIM. İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur!
PEK OKULLARI 2A 2018 2019 KASIM İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur! 2.SINIF HAT BİLGİSİ ÜNİTE ADI: OKULUMUZDA HAT / EVİMİZDE HAT AÇIKLAMALAR Okulda iletişim
DetaylıRecep in İlk Üç Orucunun Fazileti
Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler
DetaylıYazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular
24.00/24.02 Güz Dönemi, 2005 Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular Bir Ödevi yazmaya başlamadan önce, hazırladığınız taslağınızı, bir de şu soruları aklınızda tutarak gözden
Detaylıİlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 3 Siyer 3 Ahlak 3 İlmihal 1 Siyer 1 Ahlak 1 İlmihal 2 Siyer 2 Ahlak 2 İlmihal 2 Siyer 3
İçindekiler İlmihal 1 Öğretici Notları...4 Siyer 1 Öğretici Notları... 38 Ahlak 1 Öğretici Notları... 56 İlmihal 2 Öğretici Notları... 98 Siyer 2 Öğretici Notları...114 Ahlak 2 Öğretici Notları...148 İlmihal
DetaylıGENÇLİK EĞİTİM PROGRAMLARI
İstanbul 2018 GENÇLİK EĞİTİM PROGRAMLARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 ÜNİVERSİTE PROGRAMLARI...11 KULLUK VE SORUMLULUK BİLİNCİ... 13 KAVRAMLAR... 21 PEYGAMBERLER TARİHİ... 31 SİYER-İ NEBİ... 41 TEFSİR (KUR
DetaylıKur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu
Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî
DetaylıNARSİSİSTİK KİŞİLİK ENVANTERİ (NKE-16) TÜRKÇE UYARLAMASI
NARSİSİSTİK KİŞİLİK ENVANTERİ (NKE-16) TÜRKÇE UYARLAMASI Nil Demet Güngör ve Fatma Ülkü Selçuk Mart 2015 Sosyal Bilimler Araştırma ve Eğitim Laboratuvarı (SAEL), Atılım Üniversitesi Kaynak Gösterimi: Güngör,
Detaylı11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma
KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.
DetaylıKURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI
KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI Kasım 2007 İÇİNDEKİLER Metodoloji I. Araştırmanın Metodoloji ve Örneklemin Yapısı II. Örneklemin Mezhep Bağlılığı ile İlgili Yapısı III. Dindarlık Algısı IV. Din
Detaylı3. SINIF II. SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ
3. SINIF II. SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ TEMA Kim Olduğumuz ÜNİTE ADI Bütünün Parçasıyım TARİH 28 Ekim 6 Aralık 2013 SORGULAMA HATLARI Ait Olduğumuz Gruplar İnanç ve Değerler İnanç ve Değerlerin Davranış
Detaylıİçindekiler. 1PERESE adalet
İçindekiler Acaba Ben...2 Adaletli Biri Aranıyor...4 Sen Olsaydın Ne Gelirdi Diline?...5 Dilekçe...6 Kurumsal Adalet...7 Adalete Yardım Edenler...8 Duruşma Salonu...10 Problem Çözüyoruz...12 Logo Puanlama
DetaylıLİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)
Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,
DetaylıNihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.
T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 20, Sayı: 2, 2011 s. 209-213 Kitap Tanıtımı Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s. Hanifi ŞAHİN
Detaylı1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri değildir?
DİN KÜLTÜRÜ 6. SINIF 1. ÜNİTE TEST 1 1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri a)hz. İbrahim b)hz. Yunus c)hz. Şit d)hz. Adem 2- Varlıklar hakkında düşünerek Allah ın varlığına ve
Detaylı