İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI"

Transkript

1 M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GENÇ AKADEMİSYENLER İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUM 1-2 MAYIS İSTANBUL Editör Yrd. Doç. Dr. Sami ERDEM İstanbul 2009

2 M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226 ISBN Sertifika No: Kitabın Adı Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Editör Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem Sempozyum Düzenleme Kurulu Prof. Dr. İlyas Çelebi (Başkan) Yrd. Doç. Dr. Sami Erdem (Koordinatör) Yrd. Doç. Dr. Gülgûn Uyar (Koordinatör Yrd.) Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay (Teknik Hazırlık) Ar. Gör. Ali Ayten (İletişim) Dizgi-Mizanpaj Dr. Muhammed Abay Kapak Tasarım Yrd. Doç. Dr. Aziz Doğanay Baskı/Cilt Yazın Basın Yayın Matbaa Turizm Tic. Ltd. Şti. Sertifika No: Basım Mayıs İSTANBUL Bu eserin bütün hakları İFAV a aittir. Yayınevinin izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. İsteme Adresi M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınları Mahir İz Cad. No: 2 Bağlarbaşı Üsküdar İSTANBUL Tel: Faks: bilgi@ilahiyatvakfi.com

3 İslâm Öncesi Arap Toplumunda Emân Uygulamaları Büşra Boztepe Kaya Giriş Hz. Peygamber in hayatına dair kaynakların aktardığı birçok önemli toplumsal hâdisenin emân kavramıyla doğrudan ilişkili olduğu rahatlıkla söylenebilir. İlk müslümanlara yönelik Mekke dönemindeki baskılardan Medine dönemindeki savaşlara kadar, çeşitli kişi ve toplulukların farklı mahiyet ve önemdeki ilişkilerinde emânın belirleyici ve dönemin bütün taraflarınca kabul edilen bir role sahip olması, bu kavramın İslâm öncesi Arap tarihinde köklü bir kurum olduğuna işaret etmektedir. Bu çalışmanın hedefi, tek bir boyut, amaç, fonksiyon ve sonuca sahip olamayacak kadar karmaşık emân kurumunun Câhiliye olarak adlandırılan dönem özelinde bir yandan yapısına ve özellikle de siyasî, iktisâdî, sosyolojik ve dinî yönlerine ışık tutmak, diğer yandan söz konusu dönem içindeki tarihî seyrini ortaya koymaktan ibarettir. Tarihî bir kavram ve kurumu ele alırken hem sistematik hem de kronolojik açıdan incelemek gerekeceği ve bu boyutlardan herhangi birini ihmal etmenin yapılacak çalışmanın en esaslı nakîsalarından birini teşkil edeceği gerçeğinden hareketle, bu tebliğde her iki boyut da işlenmeye çalışılacaktır. Buna göre çalışmanın birinci bölümde sistematik olarak emânın muhtevası, yapısı ve fonksiyonları ele alınacak, ikinci bölümde ise Arap toplumunda emânın tarihî seyrini ortaya konulacaktır. Birinci Bölüm I- Emân ve İlgili Kavramlar İslâm öncesi Arap toplum yapısının temel unsurlarından olan emân e-m-n kökünden türemiş bir isim olarak güvence 1 anlamına gelmektedir. Zaman içinde şekillenen emân kelimesi belirli bağlamlarda ve çeşitli kavramlarla irtibatlı olarak kullanılagelmiştir. Dolayısıyla anlam sahası daralan emân kavramı Câhiliye döneminde bir kişi veya topluluk tarafından sağlanan yahut Câhiliye toplumu tarafından var kabul edilen can ve mal güvenliği ve bu güvenliğe bağlanan hak ve sorumluluklar ve bu güvenliği teşkil eden süreci ifade 1 Ebû Abdurrahman el-ferâhîdî Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, nşr. Mehdi Mahzûmî, İbrâhim Semerrâ, Beyrut 1988, I, 108; Ebü l-kasım İsmail b. Abbâd b. Abbas Talekânî İbn Abbâd, el-muhît fî l-luğâ, nşr. Muhammed Hasan Ali Yasin, Beyrut t.s., X, 413; Ebü l-hasan Ali b. İsmail İbn Sîde,, el-muhkem ve l- Muhîtü l-a zam fî l-luğâ, nşr. Yahya el-hişâb, Abdülfettâh Seyyid Avazullah, Kahire 1996, XII, 151; Ebü l-hüseyin Ahmed İbn Fâris, Mücmelü l-luğâ, nşr. Zübeyr Abdülmuhsin, Beyrut t.s., I, 102; İbn Manzûr, Lisânü l- Arab, nşr. Emin Muhammed Abdülvehhâb, Muhammed es-sadık el-ubeydî, Beyrut 1997, XIII, 21; Ebû Mansur Muhammed b. Ahmed el-herevî Ezherî, Tehzîbü l-luğâ, nşr. Abdüsselam Muhammed Harun, Kahire t.s., XV, Bu fiil hakkında İbn Fâris in birisi bir başkasına emân verdiğinde onun emânını tasdik etmek ve İbn Manzûr un başkasının emânını tasdik etmek anlamlarını kaydetmesi de güvenliği sağlama anlamının kapsamına girmektedir.

4 732 Büşra Boztepe Kaya etmektedir. 2 Kabile sistemi dışında hiçbir toplumsal birliğin varlığından söz edilemeyen bu yapıda kabile veya onu temsil eden güçlerin kapsamının ve hâkimiyet alanlarındaki değişimlerin temel tezahürü emân kavramına karşılık gelmektedir. Fert, içinde doğduğu ve mensubu olduğu kabilenin emânı altında kabul edilir ve söz konusu kabilenin hâkimiyeti altında olan alandan çıkmasıyla kabilesinin kendisi üzerindeki emânı da ortadan kalkar. Bu durumda can ve mal güvenliği tehlike altına giren ferdin, güvenliğini sağlayacak başka bir kabileye müracaat etmesi gerekmektedir. Böyle bir ferdin emân talebini kabul eden kabile, bu kabulün ortaya çıkaracağı bütün sonuçların mesuliyetini de kabul etmektedir ki, bu, nihaî noktada aslında kabile açısından bir tür güç gösterisinden ibarettir. Bu sebeple Câhiliye döneminde emânını yitiren ferde emân vermek bir övünme vesilesi haline gelmiştir. Kabilesinin toprakları dışında kaldığı için geçici olarak emân ihtiyacı içinde olan misafirin korunması kabilenin şerefi olarak görülür. Emân talep edene emân vermemek ise yüz kızartıcı bir durum olarak kabul edilir. Zira bu durum kişinin güçsüzlüğünü ya da korkaklığını kabul etmesi anlamına gelir. Bu sebeple fert kendisine saldıran düşmanından bile emân talep edebilir ve bu talebine karşılık alabilir. 3 Üstelik emân vermek, kabile yapısının üstünde bir yapının olmadığı, dolayısıyla hem farklı kabilelerin mensupları arasında hem de kabileler arasındaki ihtilafı çözecek bir merciin bulunmadığı bir coğrafyada, güçsüz ve mazlum olanların sığınabileceği bir mekanizma sağlamaktadır. Emân uygulamaları zaman, mekân, taraflar, muhteva ve sonuçlar açısından çeşitli kısımlara taksim edilebilir. Emân geçici olabildiği gibi süresiz de olabilmekte, tarafları kişiler olabildiği gibi kabileler de olabilmektedir. Arap yarımadasının belli bölgeleri emân açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Emânların yolculuk, emân yitirme, düşmanlara karşı caydırıcı güç kazanma, mazlumlara yardım etme, kabileler arası ticaret, Arap yarımadasının dışına ticaret gibi çeşitli sebepleri sıralanabilir. Emân verenin nesebine dahil olma, emân verenin mirasçısı olma gibi çeşitli hususlar ise emânın sonuçları arasındadır. Emân uygulamaları için kullanılan merkezi terim emân kelimesi olmakla birlikte, civâr, hilf, asabe, neseb ve himâ gibi bir dizi kelimenin de ele alınan kaynaklarda aynı ya da yakın anlamlara sahip olduğu görülmektedir. İlgili tarihi kaynaklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde civâr kelimesinin, getirdiği hak ve sorumluluklar açısından emân ile aynı anlayış ve uygulamalara tekabül ettiği 4, ancak civârın mekânla daha çok bağlantılı bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Zaman içinde civârın mekân boyutu zayıflayarak emân ve himâye ile aynı anlamda kullanılmıştır. 5 2 Emân kelimesinin bu anlamı kazanmasının ardından, emânla doğrudan bağlantılı çeşitli kullanımlar hakkında bu kelimenin kökünden bir takım fiiller türetilmiştir. Meselâ "iste mene ileyh birinin emânına dahil olmak ve te mîn birine emân vermek demektir. bk. İbn Manzûr, Lîsan, XIII, 22. Emân isteyen kimseye müste min, emân verilene müste men, emân verene de müemmin denir. bk. Nebi Bozkurt, Eman, DİA, XI, s Ebû Muhammed Cemâleddin Abdülmelik İbn Hişâm, es-sîretü n-nebevî, nşr. Süheyl Zekkâr, Beyrut 1992, II, 381; Muhammed b. Sa,d ez-zührî İbn Sa d, Kitab et-tabakât el-kebîr nşr. Ali Muhammed Ömer, Kahire 2001, I, Cevâd Ali, el-mufassal fî Târîhi l- Arab Kable l-islâm, Beyrut 1973, IV, 362; Ahmet Önkal, Civâr, DİA, VIII, Nitekim Kays ın umre için Benî Bedr el-fezârî nin civârını alarak yola çıkması, bu kavramın mekan boyutunu yitirerek emân ile eş anlamlı hale geldiğini gösterebilir. bk. Ahmed b. Yahya b. Câbir el-

5 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 733 Kabile sisteminin hâkim olduğu bu topraklarda emân denilince akla gelen bir diğer kavram, fertlerin kabilelere olan yakınlık ilişkisini kan bağı ya da hilf ve itk gibi yollarla sağlayan neseb 6 kelimesidir. Kişi kan bağı ile yahut hilf ve itk gibi bir takım akitlerle kabileye bağlı ve onun emânı altında kabul edilmekte, ancak kendisinde görülen herhangi bir kötü gidişat nedeniyle de kabilesinin nesebinden ihraç edilebilmektedir. Hal olarak adlandırılan bu uygulama kişinin üzerinden kabilesinin sağlamış olduğu emânın kaldırılması anlamına gelmektedir. 7 Emân ile ilgili olduğu görülen bir diğer kavram ise insanın erkek yakınlarının oluşturduğu topluluk anlamına gelen asabe 8 kelimesidir. Emân altındaki ferdin herhangi bir suç işlemesi durumunda, asabe bu suçun eşit derecede muhatabı sayılmakta, şayet bu suç bir cinayetse maktulün yakınlarının gerek kan davalarının 9 gerekse diyet taleplerinin muhatabı kabul edilmektedir. 10 Emânını yitiren kişi diyetini ödeyecek kişileri de yitirmektedir. Sonradan emân alan kişinin diyetinin, kabileye kan bağı ile bağlı olan kişinin diyeti ile eşit Belâzürî, Ensâbü l-eşrâf, nşr. Riyad Zirikli, Süheyl Zekkâr, Beyrut 1996, XII, 187; Ayrıca bk. Cevâd Ali, el-mufassal, IV, Fayda, Bedevi, DİA, V, 311; a. mlf., Ensâb, DİA, XI, Ensâb geleneğinde sosyal ve politik bağlar birbirlerine bağlı fertlerin ve ailelerin tek bir nesebe mensup kabul edilmesi nesebin kan bağından ibaret olmadığını göstermektedir. Donner a göre Ensâb geleneğinde kabileye sonradan katılmış fertler ve ailelerin gerçekte bağlı oldukları kökler unutulmuş ve sanki kabile tek bir ortak atadan geliyormuş gibi sunulmuştur. Fred McGraw Donner, The Bakr b. Wa il Tribes and Politics in Northeastern Arabia on the Eve of Islam, Stvdia Islamica, LI (1980), 9. Arap kabilelerinin neseble ilgili kayıtları bu sebeple geriye doğru gittikçe sembolik bir hal almaktadır. Zira bir çok örnekte bazı kabileler geçmişte tek bir babadan türemiş gibi sunulmasına rağmen, aslında bu toplulukların kan bağları farklı olabilmekte ve politik ittifaklar amacıyla kabileler ortak atalar keşfedebilmektedir. Meselâ Nizâr, Mudar ile Rebia kabilelerinin ortak atası olarak keşfedilmiştir. Keza Kudâa da bu amaçla, aslında öyle olmadığı halde, Kahtân ın soyuna dahil edilmiştir. bk. Donner, The Bakr b. Wa il, s Ayrıca bk. Recep Şentürk - Casim Avcı, Kabile, DİA, XXIV, 30; Fayda, Bedevi, DİA, V, bk. Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1214; İbn Sîde, Muhkem, I, 281; İbn Manzûr, Lisân, I, ; Ezherî, Tehzîb, II, Yukarıdaki kaynaklarda bu kelime için verilen, kişinin kelâle sinden babası ve oğlu dışında kalan ve miras taksiminden geriye kalanın farklı oranlarda aralarında paylaştırıldığı erkek vârisleri anlamının İslâm târîhinin ilk asırlarında şekillendiği âşikârdır. bk. İbn Sîde, Muhkem, I, 281; İbn Manzûr, Lisân, I, 602, 606; M. Akif Aydın, Aile, DİA, II, bk. İbn Haldûn, Ebû Zeyd Veliyyüddin Abdurrahmân b. Muhammed, Mukaddime, nşr. Süleyman Uludağ, İstanbul 1983, I, İbn Haldûn, Mukaddime, II, , ; Ebü l-meâli Cemaleddin Mahmûd Şükrî el-âlûsî, Bülûğu l-ereb fî Ma rifeti Ahvâli l- Arab, nşr. Muhammed Behcet Eseri, Beyrut: Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye, t.s., II, 369; Cevâd Ali, el-mufassal, IV, 393; Adem Apak, Asabiyet ve Erken Dönem İslâm Siyasî Tarihindeki İzleri, İstanbul 2004, s Cevâd Ali, el-mufassal, V, 597; Ahmet Savran, Kenan Demirayak, Câhiliye Döneminde Arap Edebiyatı Târîhi, Erzurum 1993, s. 19. İslâm medeniyetinde, diyetle mükellef olan akrabalar ile mirastan pay alan erkek akrabalar hakkında iki ayrı terim geliştirilmiş ve ilkine âkile denirken, diğerine asabe adı verilmiştir. Câhiliye döneminde her iki kelime de mevcut olmakla beraber, bu iki kelimenin yukarıdaki gibi terimleştiği görülmemektedir. İslâm medeniyetinde âkilenin diyet sorumluluğu ancak kasıt unsuru bulunmayan bir öldürme veya yaralama hadisesinde geçerliyken, Câhiliye devrinde suçta kasıt unsuru bulunup bulunmadığına bakılmadığı gibi, bu kelimenin kabile mensuplarından kimleri kapsadığı belirsizdi. Hazma Aktan, Akile, DİA, II, s. 248.

6 734 Büşra Boztepe Kaya olmadığı anlaşılmaktadır. 11 Lügatte engel olmak, korumak, uzaklaştırmak, himâye etmek 12 anlamlarına sahip olan himâ kavramının emân ile ilişkisi ise kişinin bir kavim veya kişiden himâye talebinde bulunması 13 şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ancak himâ kavramında emân ve civârın gerçekleştirilebilmesi için gerekenin yapılması noktasına vurgu vardır. Emân ve civâr bir hali ifade ederken, himâ bu halin ortaya çıkmasını sağlama fiilini ima etmektedir. Câhiliye devrinde yardımlaşma, dayanışma ve himâye amacıyla yapılan anlaşma ve ittifaklar için kullanılan hilf kavramı, 14 bu anlaşmayı akdeden taraflara getirdiği hak ve sorumluluklar açısından, emân ve civâr kavramlarına büyük ölçüde benzemektedir. Nitekim bir kabileyle savunma ve yardımlaşma amaçlı hilf anlaşması yapan kişi, o kabilenin mensubu gibi kabul edilmektedir. 15 Güçsüz olduğu için himâye altına giren halîf, hâmisinin ölümü halinde, onun mirasından altıda bir pay almaktadır. 16 Belli bir süreyle sınırlı hilflerde ise fert, kabilenin veya kabiledeki güçlü bir kişinin himâyesi altına girmektedir. Hilf iki veya daha fazla kabile arasında yapılabildiği gibi, 17 bir kabile ile o kabileye mensup olmayan bir fert veya aile arasında yahut iki kişi arasında da yapılabilmektedir Ahmed Ali Salih, Târîhu l-arabi l-kadîm ve l-bi seti n-nebeviye, Beyrut 2003, s. 169; Murat Sarıcık, İslâm Öncesi Dönemde Câhiliye Kültürü, Isparta 2002, s ; Apak, Asabiyet, s. 33; M. Abdülkâdir Harîsât, el-asabiyyetü l-kabeliyye fî Sadri l-islâm, Amman 2005, s İbn Abbâd, el-muhît, III, 230; İbn Sîde, Muhkem, III, 347, 348; İbn Manzûr, Lisân, XIV, Kelimenin bu anlamından doğan kısmen farklı bir kullanım için bk. İbn Manzûr, Lisân, XIV, Hamiyye kavmini koruyan kişi veya topluluk (İbn Abbâd, el-muhît, III, 230; İbn Sîde, Muhkem, III, 348; İbn Manzûr, Lisân, XIV, 199; Ezherî, Tehzîb, V, 275), hâmi l-humeyyâ kavmini veya çevresindekileri koruyan kişi (İbn Abbâd, el-muhît, III, 231; Ezherî, Tehzîb, V, 275) anlamına gelmektedir. Aynı kökten türeyen hamâ ve ahmâ fiilleri de buna uygun olarak korumak anlamını taşır. İbn Sîde, Muhkem, III, 348; İbn Abbâd, el-muhît, III, Nitekim Hz. Peygamber in Tâif dönüşünde Mutim b. Adiyy in emânını alarak Mekke ye girmesini işleyen bir şiirde Allah Rasulü nü ahdine ve emânına aldın ifadesi kullanılmaktadır. bk. İbn Hişâm, es-sîre, I, 406. Aşağıda işlenecek olan Nu mân b. Munzir in Ukâz a göndereceği kervana emân verme hadisesini aktaran bazı kaynaklar da buradaki emanı himâye olarak kaydederler. bk. İbnü l-esîr, el- Kâmil, I, ;Cevad Ali,, el-mufassal, III, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, I, ; İbn Sîde, Muhkem, III, 261; İbn Manzûr, Lisân, IX, 53. Kelimenin fiil hali ve diğer kullanımları için bk. Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, I, 415; İbn Sîde, Mu cem, III, 261; İbn Manzûr, Lisân, IX, 53; Ezherî, Tehzîb, V, Ezherî, Tehzîb, V, Tyan, Hilf, EI 2, III, 308; Nadir Özkuyumcu, Hilf, DİA, XVIII, 29; bk. Ali Bakkal, İslâm Öncesi Câhiliye Çağı Hukuku, s Meselâ Abdulmuttalib in ölümünün ardından onun halîfi olan bir kişiye, Abdulmuttalib in çocuklarının önce mirastan pay vermeye yanaşmaması, fakat daha sonra mirasçılar arasına dahil etmeleri hakkında bk. İbn Habîb, Ebû Ca fer Muhammed b. Ümeyye el-bağdâdî, Münemmak, nşr. Hurşit Ahmed Farûk, Beyrut 1985, s Meselâ Benî Esed ve Gatafânlılar ın kendi aralarında yardımlaşma ve dayanışma üzere akitleştikleri için ahlâf olarak adlandırılması, Benî Esed ve Taylılar ın ve Fezare ile Esedliler in de birbirlerine halîf olmaları ve Gatafânlılar ın Benî Esed ve Tay kabilesi ile anlaşmasından sonra bu kabilelerin ehâlîf diye meşhur olması hakkında bk. İbn Sa d, Ebû Abdullah Muhammed b. Sa'd b. Meni' Zührî, Kitab et- Tabakât el-kebîr, nşr. Ali Muhammed Ömer, Kahire 2001, I, 77; Cevâd Ali, el-mufassal, IV, Meselâ Sümâme b. Seyf b. Câriye b. Salît ile Yerbû arasındaki hilf için bk. Belâzürî, Ensâb, XII, 204; Mersed b. Ebi Mersed in Mekke ye sığınıp Hamza b. Abdülmuttalib in halîfi olması için bk. İbn Habîb, İbn Habîb, Münemmak, s Hz. Peygamber in hicretten sonra Muhacirle Ensar arasında kurduğu kardeşlik bağını (muâhât) İbn Manzûr un hilf olarak nitelemesi de burada zikredilmelidir. İbn Manzûr, Lisân, IX, 53.

7 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 735 Câhiliye devrinde yapılan hilflerin savunma, yol güvenliğini sağlama ve zayıf fertlere yönelik zulmü önleme şeklinde üç temel hedefi olduğu söylenebilir. 19 Savunma amaçlı hilfler zayıf olan kabilelerin daha güçlü olan kabilelerle anlaşması, hatta ona iltihak etmesi şeklinde gerçekleştiği gibi böyle bir zayıflık söz konusu olmadan kabilelerin düşmanlarına karşı müttefik arayışı neticesinde akdedilmiş de olabilir. 20 Ticaret kervanlarının kabilelerin hâkimiyeti altındaki topraklardan güvenlik içinde ve kılavuzluk ve iaşe gibi çeşitli hizmetleri alarak geçme talepleri neticesinde hilf akdedilmesi de yaygın olan bir durumdur. 21 Nitekim en meşhur hilf olan Îlâf 22 ile Kureyş kabilesi yarımada dâhilinde güvenlik içinde çeşitli kabilelerin mallarını sevk etmiş ve topraklarından geçtiği kabilelere belli ücretler ödeyerek kendileriyle çeşitli anlaşmalar yapmıştır. 23 Hilfleri ortaya çıkaran saiklerden biri de zayıfa yönelik zulmü önleme düşüncesidir. 24 Yapısı itibariyle diğer hilflere benzemekle beraber, bu hilf türünde hilfi veren kişi ya da kabilenin kendi çıkarlarını ön planda tutmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu hilflerin en tanınmış örneği olan Hilfu l-fudûl e dair başlıca tarihî kayıtlar da bunun zayıfa yönelik herhangi bir yardıma indirgenemeyeceğini göstermektedir. Emânın velâ ile ilişkisi çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu noktada civâr alan ve hilf akdedenlere mevlâ denmekte iken kölesini azâd eden efendi ile azâd edilen köle arasındaki velâ ilişkisi de emân kapsamındadır. Zira bu ilişki neticesinde azâd edilen köle, efendisinin kabilesine mensup sayılmakta ve bu kabilenin emânı altında yaşamaktadır. Ayrıca gerek köle azâdı gerek hilf akdi ile ortaya çıkan velâ ilişkisi, aynı zamanda taraflardan birinin diğerinin nesebine dahil olmasıyla sonuçlanabilmektedir. Öte yandan misafirlik ve konaklama (nezîl) gibi bir arkadaşlık yahut tanışıklık ilişkisi, misafirlere verilen kısa süreli emânı ihtiva etmektedir. 25 Son olarak emân ile ilişkili olan ahd kavramına değinmemiz uygun olacaktır. Ahd kelimesinin lügat anlamları da bu kelimenin emânla birden fazla şekilde bağlantılı olduğunu göstermektedir. Ahdin kesin biçimde verilen söz, 26 yemin, 27 vasiyet 28 anlamları emân 19 bk. Cevâd Ali, el-mufassal, IV, 328, V, 313, 333; Fayda, Bedevi, DİA, V, Âlûsî, Bulûğu l-ereb, I, 162; Cevâd Ali, el-mufassal, IV, 335; Apak, Asabiyet, s Cevâd Ali, el-mufassal, IV, 328, V, 313; Fayda, Bedevi, DİA, V, Îlâf, kaynaklarda emân, habl, isam, ahd ve hilf kelimeleriyle nitelenmektedir. M. J. Kister, Mecca and Tamim: Aspect of Their Relations, Studies in Jahiliyya and Early Islam, Londra 1980, s Ebû Ca fer Muhammed b. Ümeyye İbn Habîb, Beyrut-Haydarabad 1361, Muhabber, s. 62; Cevâd Ali, Mufassal, VII, 302, 304, 305; Hamidullah, İlaf, DİA, XXII, 63; Kister, Mecca and Tamim, s Özkuyumcu, bu tür hilflerin göre savunma amaçlı hilflerden daha yaygın olduğunu ileri sürmektedir. bk. Nadir Özkuyumcu, Hilf, DİA, XVIII, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, III, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, III, 1984; İbn Fâris, Mücmel, III-IV, 936; İbn Sîde, Muhkem, XII, ; İbn Manzûr, Lisân, XV, 409; Ezherî, Tehzîb, XV, 448; Harîsât, el-asabiyyetü l-kabeliyye fî Sadri l- İslâm, s Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1302; İbn Manzûr, Lisân, III, 311; Ezherî, Tehzîb, I, İbn Sîde, Muhkem, I, 63; İbn Manzûr, Lisân, III, 311; Ezherî, Tehzîb, I, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1301; İbn Sîde, Muhkem, I, 63; Ezherî, Tehzîb, I, 135.

8 736 Büşra Boztepe Kaya verme ile, anlaşma 29 ve tanıma 30 anlamları ise hilf kavramları ile kesişmektedir. Ahid zimmet anlamına geldiği gibi 31 emân anlamında da kullanılmaktadır. 32 İslâm devletinin hâkimiyeti altında yaşayan ve daha ziyade ehl-i zimmet olarak nitelenen gayrimüslimler hakkında da ehlu l-ahd terimi kullanılmıştır. 33 II- Emânın Yapısı A. Emân ın Teşekkülü Nihai tahlilde emân, Câhiliye dönemi Arap toplumunun inanç ve kabullerine göre şekillenmiş, güvence ve yardımlaşmayı temin etmeye yönelik bir tasarruf olarak nitelenebilir. Emân iki tarafın karşılıklı iradelerinin söz konusu olduğu bir akit olarak görüldüğü gibi dönemin belli inanç ve kabullerine göre şekillenmiş bir takım davranış kalıplarının tek taraflı olarak gösterilmesiyle meydana gelen ve ikinci bir tarafın rızası, kabulü ve taahhüdüne ihtiyaç bırakmayan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Emânın teşekkülü esnasında sözlü beyandan ziyade emân talep etmek ve emân vermek anlamına gelen bir takım davranış kalıpları ön plandadır. Tarafların sözlü beyanı ise emânın teşekkülü esnasında değil, teşekkül etmiş emânın ilan edilmesi noktasında önem taşımaktadır. B. Emân ın İlanı ve Alametleri Emân teşekkül ettikten sonra gerek yakın gerek uzak çevrelerin bu emâna göre davranmalarını temin için ilan edilmesi gerekmektedir. Bu ilanların daha çok hac ve panayırlar gibi kalabalık mekânlarda, farklı kabile mensuplarının haberdar olacağı şekilde yapılması tercih edilmektedir. 34 Emân alan kişinin sahip olduğu emânı temsilen bazı alametler taşıdığı da kaynaklarda belirtilmektedir. Câhiliye döneminde yazılı kültürün çok gelişmemiş olmasına rağmen bazı müellifler, emânın yazılı olabildiğini, hatta yolculuk sırasında emân sağlayan ve meliklerin ya da kabile reislerinin mührünü taşıyan anlaşma metinlerinin yolcular tarafından taşındığını ifade etmektedirler. 35 C. Emân ın Sebepleri Emân uygulamaları genel olarak incelendiğinde bu uygulamaların ardında yatan sebeplerin altı kısımda incelenebileceği görülmektedir. Sefer, savaş, hilf, hal, panayır ticareti ve 29 Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1302; İbn Fâris, Mücmel, III-IV, 634. Ahiduke senin anlaştığın, sözleşme yaptığın kimse demektir. Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1302; İbn Abbâd, el-muhît, I, 112; İbn Sîde, Muhkem, I, 63 İbn Manzûr, Lisân, III, 313. el-uhde, anlaşma yapan iki taraf arasındaki alım satım ve hilf yazışması demektir. İbn Fâris, Mücmel, III-IV, 634; İbn Sîde, Muhkem, I, 63; İbn Manzûr, Lisân, III, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1302; Ezherî, Tehzîb, I, 136, İbn Fâris, Mücmel, III-IV, 634; İbn Manzûr, Lisân, III, 311; Ezherî, Tehzîb, I, Halîl b. Ahmed, Kitabü l-ayn, II, 1301; İbn Fâris, Mücmel, III-IV, 634; İbn Manzûr, Lisân, III, 311; Ezherî, Tehzîb, I, Küçük, Abdurrahman, Ahid, DİA, I, 532; Ezherî, Tehzîb, I, Cevâd Ali, el-mufassal, IV, 360; Önkal, Civâr, DİA, VIII, Cevâd Ali, el-mufassal, V, 331; Nebi Bozkurt, Emân, DİA, XI, 75.

9 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 737 hac olarak adlandırabileceğimiz bu sebepler, aynı zamanda muhteva ve sonuçları itibariyle emân uygulamaları arasında bir takım farklılıkların oluşmasına da yol açmıştır. Câhiliye döneminde kişi kabilesinin hâkim olduğu topraklar dahilinde emân altında kabul edilmekteydi. Bu sınırların dışına çıkmayı amaçlayan her türlü yolculuk ise emânın bulunmadığı bir hali ifade ediyordu. Bu nedenle yolculuğa çıkanların yol güzergâhı üzerinde bulunan kabilelerden emân alması bir zorunluluktu. 36 Aksi taktirde yolcunun can ve mal güvenliği tehlikeye girmekte ve emân almadan yapılan bu yolculuk, kabile hâkimiyetine meydan okuma, hatta onu yok sayma olarak algılanmaktaydı. Sefer için alınan emân sayesinde Arap yarımadasında para ve mal akışının kabilelerin ve meliklerin hâkim oldukları topraklara yani neredeyse bütün Arap yarımadasına ulaşabilmesi mümkün oluyordu. Nitekim Îlâf müessesesinin varlığı da bu anlamda bir sefer emânına dayanmaktaydı. Câhiliye döneminde gerek kabileler arası, gerekse kabile ile fert ya da bir topluluk arasında meydana gelen çatışmalar da emân ihtiyacını ortaya çıkarmaktaydı. Bu çatışmalarda yenilen yahut yenileceğini ya da zayıf düşeceğini anlayan taraf emân arayışına girmekteydi. Bir çatışmanın sonucu yahut bir başka çatışmanın sebebi olan emânların bir çoğu hilf ve ahidle ilgili olmakta, aralarında hilf ve ahid olduğuna dair bir kayda rastlanmayan kabile veya fertlerin girdikleri çatışmalardan dolayı emân almaları kadar, doğrudan çatışma eseri olmayan bazı hilflerin emân verme vesilesi olması da hilf kavramını müstakil bir emân sebebi olarak görmemizi sağlamaktadır. 37 Mensubu olduğu kabilenin emânı altında olan fert, büyük bir suç işlediğinde yahut ahlaksız bir davranış sergilediğinde kabilesi tarafından üzerindeki emân kaldırılmaktaydı ki, buna kabileden ihraç anlamında hal denirdi. 38 Kabilesinden ihraç edilen şahıs ise can ve mal güvenliğini temin etmek için emân arayışı içine girerdi. Başka bir kabileden emân alan şahıs artık bu kabileye nisbet edilir ve onun emânı altında hayatına devam ederdi. 39 Arap yarımadasında hac amacıyla yapılan yolculuklar ve orada kalış, ayrı bir emân sebebi olarak değerlendirilebilir. Haram aylarda hac ya da dac 40 için yola çıkan kişi, bu niyetini belli etmek ve güvenliğini temin etmek için işaretlenmiş kurbanlıkları yanına alarak ihrama girerdi. Şayet böyle kurbanlıklar bulamaz ve tek başına olursa kurbanlıklara has işaretleri kendisi takar ve yola çıkardı. Bu teamüllere uymadan Mekke ye girerse haram aylara hürmet etmeyenlerin yağmasıyla karşılaşabilirdi. 41 Umre yapmak isteyenlerin de sefer emânı alarak yola çıkması ve Harem bölgesine geldiğinde buranın ahalisinden emân 36 bk. Cevâd Ali, el-mufassal, V, Muhammed Ahmed Câdu l-mevlâ - Ali Muhammed-Ebü l-fazl İbrahîm el-bicavî, Eyyâmü l- Arab fî l- Câhiliyye, Kahire t.s., s H ûli, çok suç işlemiş genç demektir. Ezherî, Tehzîb, I, 164. Halî ise işlediği suçlardan dolayı yakınlarının ve velilerinin kendisiyle hiç bir alakalarının kalmadığını ve işlediği suçların da sorumluluğunu kabul etmedikleri kişi anlamına gelmektedir. Ezherî, Tehzîb, I, Ezherî, Tehzîb, I, Hacılar veya tüccarların yardımcıları anlamına gelen dac kelimesi, haram aylarda ticaretle uğraşan kimseler için kullanılan bir terimdir. Bunlar evlerinden çıkarken hac yerine ticaret için çıkarlardı ve hac yerlerinde diğer insanlardan farklı yerlerde dururlardı. Ebû Abdullah Muhammed b. İshâk b. Abbâs Fakîhî, Ahbâru Mekke fî Kadîmi d-dehr ve Hadîsihi, nşr. Abdülmelik Abdullah, Beyrut t.s., IV, ; İbn Manzûr, Lisân, II, 227, Mustafa S. Küçükaşçı, Câhiliyeden Emevîlerin Sonuna Kadar Harameyn, İstanbul 2003, s

10 738 Büşra Boztepe Kaya alması gerekmekteydi. 42 Daha ziyade haram aylarda kurulan panayırlara katılmak isteyenler de bu mekânlara gelmek üzere panayır emîni olan kabile reisinden emân almak durumundaydı. Bu şekilde almış olduğu emân, onun yol güvenliğini ve memleketine emniyet altında dönmesini temin etmekteydi. D. Emân ın Tarafları Emânın taraflarını hem emân alan hem de emân veren açısından kabile ve fert olarak iki kısımda değerlendirmek mümkündür. Kabileler diğer kabilelere ve fertlere emân verebilmektedir. Kabilelerin fertlere verdikleri emânın en sık rastlanan türü, kabilenin hâkimiyet sahasına girmek isteyen yolculara verilen emândır. 43 Kabilesinden ihraç edilmiş olan şahısın başka bir kabileden emân alması bu çerçevede değerlendirilebileceği 44 gibi, kabilelerin fertlere verdiği emânın siyasi ve iktisadi bir nüfuz vesilesi olduğu da dikkat çekmektedir. Mekke de alınan emânlar da kabilenin verdiği emân kısmında değerlendirilebilir. Zira Câhiliye döneminde Mekke, talep edenlere emân sağlayan önemli bir merkez konumundadır. Kaynaklarda kişinin bir başkasına verdiği emân ile kabilenin verdiği emân arasındaki ayırım oldukça muğlâktır. Zira kabile adına verilen emânlar da zaman zaman o kabilenin mensubu bir kişi tarafından verilmiş olarak kaydedilmiştir. 45 Böyle bir durumda ferdin verdiği emân, kabilesi tarafından da kabul edilmektedir. Emân veren şahsın Arap olması zorunlu değildir. Zira Îlâf ta Hâşim ve kardeşleri Arap olmayan devletlerle anlaşma yapmış ve onlardan emân almışlardır. 46 Kabilesi içinde önemli bir mevkie sahip kadınların 47 da emân verebildikleri ve emân alma hususunda şairlerin büyük bir nüfuza sahip oldukları da anlaşılmaktadır. E. Emân ın Zamanı ve Mekânı Emân uygulamalarında tarafların umumiyetle zaman sınırlamasında bulunmadıkları görülmektedir. Emânlar tarafların getirdikleri bazı özel şartlar haricinde süresiz akitlerdir. Ancak misafir emânı 48 ile ortak bir düşman, ganimet ya da intikam gibi hedeflerden ötürü yapılan hilflerde belli bir süre tayin edildiği anlaşılmaktadır. 49 Câhiliye döneminde haram aylar yarımadada emânın tesis edildiği özel bir zaman dilimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta bu aylarda kişi babasının katiline dahi rastlasa ona 42 Meselâ umre için Benî Bedr el-ferâzî nin verdiği himaye (civâr) ile yola çıkılması hakkında bk. Belâzürî, Ensâb, XII, Farklı bir görüş için bk. Cevâd Ali, el-mufassal, VII, Meselâ Ebû Yeksûm ile Kureyş arasında karşılıklı rehine almalar sonucu, her iki tarafın diğer tarafa mensup tüccarların emânlarını kaldırılması hakkında bk. Belâzürî, Ensâb, IX, Ca du l-mevlâ, Eyyâmü l-arab, s ; İbrahim el-bicâvî, Eyyâmü l-arab, s Cevâd Ali, el-mufassal, V, Ebü l-kasım Hüseyin b. Ali Vezir el-mağribî, el-inâs fî İlmi l-ensâb, nşr.ibrahim Ebyârî, Kahire 1980, s Ayrıca şair Dirâr b. Hattâb ın Devsli Ümmü Gaylan adlı bir kadından civâr alması hakkında bk. İbn Habîb, Münemmak, s Cevâd Ali, el-mufassal, IV, Salih, Târîhu l-arabi l-kadîm, s. 196; Tyan, Hilf, EI 2, III, 308.

11 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 739 saldırmaz, kötü bir söz bile söylemezdi. 50 Bu durum bedeviler için de geçerliydi 51. Panayırlar ve çeşitli harem bölgeleri ise gelen herkesin güvenliğini temin eden genel emân mekânları olarak kabul edilirdi. 52 F. Emân ın Sonuçları Emânın doğrudan sonuçları arasında kabile ya da kabilenin önde gelen üyesinin verdiği emân sayesinde o kabile sahası dahilinde, panayırlar ve harem bölgelerinde teşekkül eden emân, haram aylarda bu mekânlara girmekle kişinin can ve mal güvenliğini temin etmektedir. Belirli şekillerde alınan emânlar, ayrıca taraflar arasında mirasçı olabilme, nesebe dahil olma emân veren tarafın topraklarındaki kaynakları kullanma gibi bir takım haklar doğurmaktaydı. Emân kendisine emân verilen kişinin yakın ailesini de kapsamaktaydı. Bazı emânlar geçiş ücreti ve panayır öşürleri gibi maddi bir karşılığı gerektiriyordu. Emânın dolaylı sonuçlarına gelince, bunlar, emân verilen kişi bir başka kişi ya da toplulukla hilf akdettiğinde, emân alanın halîflerinin de bu emândan yararlanabilmesi, 53 emân alan kişinin bu kabile tarafından evlendirilmesi, emânın taraflarından biri diğerinin canına ya da malına zarar verirse hem karşı tarafın cezalandırması hem de toplumun ihanetle suçlamasıyla karşılaşması şeklinde sıralanabilir. Kendisinden emân talep edilen kişi ya da kabilenin bu talebi kabul etmesinin bir zorunluluk gibi sunulmasına 54 rağmen emân taleplerinin reddedildiğine dair kayıtlar, bu hükmün umumi bir kural olmadığını göstermektedir. 55 Emânın, özellikle de farklı emânların doğurduğu sonuçların birbirleriyle çatışması halinde, nasıl davranılacağı hakkında umumi bir kuralın geliştirilmediği anlaşılmaktadır. İkinci Bölüm I. Hz. İbrahim den Kusay a Kadar Olan Dönemde Emân Uygulamaları Mekke kuzey-güney doğu-batı ticaret yollarının kesişim noktasında yer almaktadır. İbrahim in Hacer ile İsmail i 56 burada bırakmasının ardından zemzemin çıkması ile bölgeden geçen kervanların dikkatini çeken vadi, kısa sürede yerleşim yeri haline gelmiştir. 57 Öncelikle kuzeyden göç eden Amalik kabilesi burada bulunan sudan kullanmak üzere Hacer den emân istemiş 58 ve şehrin kuzeyine yerleşmişlerdir. Arabistan ın güneyindeki kuraklık nedeniyle Yemen den göç eden Cürhümlüler ise buraya kadar gelmiş ve aynı 50 Haram aylarla ilgili saldırmazlık kuralını tanımayan kabile ve diğer topluluklar için bk. Cevâd Ali, el- Mufassal, VIII, Algül, Haram Aylar, DİA, XVI, Ömer Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, Beyrut 1984, s Meselâ bk. Belâzürî, Ensâb, I, Cevâd Ali, el-mufassal, IV, Gelen emân taleplerinin reddedildiğine dair bir örnek için bk. Ca du l-mevlâ, Eyyâmü l-arab, s Hacer ve İsmail hakkında bk. İbn Hişâm, es-sîre, I, İbrahim in İsmail ve Haceri bu topraklara nasıl getirdiği hakkında Kur ân-ı Kerîm de herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Konu hakkındaki açıklamalar daha çok Tevrat a dayanmaktadır. bk. Tekvin XVI/14, XXI/ İbn Hişâm, es-sîre, I, 39; Ebü l-hasan Ali b. Hüseyin b. Ali el-mes ûdî, Murûcu z-zeheb ve Meâdînü l- Cevher, nşr.m. Muhyiddin Abdülhamid, Beyrut 1987, II, 46-47; Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s. 109.

12 740 Büşra Boztepe Kaya şekilde Hacer den suyunu kullanmak üzere emân istemişlerdir. 59 Bunun üzerine şehrin güneyine yerleşen Cürhümlüler ile kuzeyini yer edinen Amalikler şehre giriş çıkışları kontrol etmiş ve geçiş ücreti tahsil etmişlerdir. 60 İbrahim in burada Kâbe yi inşa edip insanları hacca davet etmesinin 61 ardından şehrin ticarî güzergâh üzerindeki önemine ilaveten dinî önemi de artmış ve bu durum Amalik ve Cürhüm kabileleri arasında siyasî çekişmelere sebep olmuştur. Nihayet İsmail ile akrabalık kuran Cürhümlüler bu mücadeleyi kazanıp Amalikleri buradan sürmüşler 62 ve yaklaşık şehrin M.Ö deki kuruluşundan M.Ö. 200 de Huzâalıların idareyi ele geçirmelerine kadar şehrin idaresini ellerinde tutmuşlardır. 63 Huzâalılar Seylü l-arîm hadisesi nedeniyle Yemen den kuzeye göç etmiş ve bölgeye geldiklerinde Cürhümlülerden kendilerine bir otlak bulana kadar emân vermelerini talep etmişlerdi. 64 Cürhümlülerin bu taleplerini reddetmeleri üzerine izin versinler ya da vermesinler burada konaklayacaklarını bildiren Huzâalılar Kinâne ve Gubşân kabileleri ile ittifak kurarak Cürhümlülere saldırmış ve bunun sonunda Cürhümlüler değerli eşyalarını kuyulara gömerek şehri terk etmek zorunda kalmışlardır. 65 Bu esnada Huzâalıların lideri Rebîa b. Hâris, Cürhümlülerin son liderinin kızı ile evlenerek siyasî hâkimiyetini kan bağıyla da güçlendirmiştir. 66 Bu evlilikten doğan Amr b. Luhây zemzem kuyusunun kapatılmasıyla azaldığını düşündüğü ilgiyi yeniden canlandırmak için Kâbe ye her kabileye ayrı bir put 59 İbn Hişâm, es-sîre, I, 71-72; Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, Ebü l-velid Muhammed b. Abdullah b. Ahmed el-ezrakî, Kitabu Ahbâru Mekke, nşr. Ferdinand Wüstenfeld, Von Leipzig 1958, I, 85. Cürhümlüler buraya gelmelerinin ardından kısa bir sürede çoğalarak Mekke ve beytin idaresini ellerine aldılar. Bunlar Mekke nin üst kısmındaki Kuaykıan bölgesinde yerleşmiş (Ezrakî, Ahbâru Mekke, I, 85; Fakîhî, IV, 129) Amalikalar ın Sümeyda başkanlığındaki Katura kolu ise şehrin alt kısmındaki Ecyadeyn bölgesine yerleşmişlerdi (Ezrakî, Ahbâru Mekke,I, 85; Fakîhî, Ahbâru Mekke, IV, 129; Mesudî, Murûcu z-zeheb, I, 49-50, II, 161; İbnEbü l-fidâ İmadüddin İsmail b. Ömer Kesîr, el-bidâye ve n-nihâye, Beyrut 1981, I, 184). 61 Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, İbn Hişâm, es-sîre, I, 125, 130; İbnü l-kelbî, Putlar Kitabı, trc. Beyza Düşüngen, Ankara 1969, s. 26; Ezrakî, Ahbâru Mekke, I, 82; Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim İbn Kuteybe, Kitâbü l-meârif, nşr.servet Ukkâşe, Kahire 1981, s. 34; Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, 47, 49-50; Ebü l-kasım Abdurrahman b. Abdullah b. Ahmed Suheylî, Ravzu l-unuf, nşr. Abdurrahman Vekîl, I, 51; İbnü l- Verdî, Ebû Hafs Zeynüddin Ömer b. Muzaffer b. Ömer, Târîhu İbnü l-verdî, nşr. Ahmed Rift Bedrâvî, Beyrut 1970, I, 16; İbn Kesîr, Bidâye, I, 155, 185; İbn Haldûn, Târîh, Beyrut 1999, II, 380; Önkal, Cürhüm DİA, VIII, bk. İbn Kesîr, Bidâye, I, 185; M. Sabri Küçükaşçı, Mekke, DİA; XXVIII, 556; Hasen İbrahim Hasen, Târîhu l-islâm, trc. İsmail Yiğit, Sadreddin Gümüş, İstanbul 1985, I, 45; Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s İbn Hişâm, es-sîre, I, 9; Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, 173; İbn Kesir, Bidâye, I, 189; Âlûsî, Bulüğu l- Ereb, I, 222; Yemen den kuzeye yapılan göçler hakkında bk. Âlûsî, Bulüğü l-ereb, III, Ebû Saîd Abdülmelik b. Kureyb b. Ali Asmaî, Târîhu l-arab Kable l-islâm, nşr. Muhammed Hasan Ali Yasin, Bağdat 1959, s. 86; İbn Hişâm, es-sîre, I, 132; İbn Kuteybe, Meârif, s ; Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, 173; İbn Kesîr, Bidâye, I, 185; İbn Haldûn, Târîh, II, 34-35; Önkal, Cürhüm, DİA, VIII, 138; Önkal, Huzaa, DİA, XVIII, 431; Neşet Çağatay, İslam Öncesi Arap Târîhi ve Câhiliye Çağı, Ankara 1971, s İbnü l-kelbî, Putlar Kitabı, s. 27; Fakîhî, Ahbâru Mekke, V, 140; Çağatay, İslam Öncesi Arap Târîhi ve Câhiliye Çağı, s. 86; Salih Derâdike, Îlâfu Kureyş, Dirasât Târîhiyye, Ürdün Üniversitesi 1984, XVII- XVIII, s. 53.

13 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 741 dikmiş, 67 böylece bir yandan Mekke şehrinin emânını elinde tutup Araplar arasında önemli siyasî güçlerden biri olma sıfatını korurken, diğer yandan her kabileye ait puta atfedilen kutsallık sayesinde Mekke nin emân talep edilen bir yer olma hüviyeti kuvvetlendirmiştir. Cürhümlüler ile Huzâalılar arası mücadelede tarafsız kalmayı tercih eden İsmailoğulları ise şehrin idaresini ele geçiren Huzâalılardan emân alarak hayatlarına devam etmişlerdir. 68 Huzâalılar 300 yahut 500 yıl kadar şehrin idaresini ellerinde tutmuş, 69 daha sonra Huzâa lideri Huleyl in kızı ile evlenen Kusay ile şehrin idaresi Kureyşlilere geçmiştir. 70 II. Kusay Dönemi Emân Uygulamaları İslâm öncesi Arap yarımadasında emân uygulamalarına genel bir bakış, bizi Mekke merkezinde gelişen bir seyre götürecektir. Kabileler arası siyasî birliğin olmadığı bu topraklarda güney-kuzey, doğu-batı arası ticarî faaliyetler süreklilik arz etmektedir. Mekke bu yolların kesişim noktasında yer alır. Kimi dönemler Bizans ve Sâsânîler in bölge ticaret yolları üzerinde nüfuz mücadelelerine sahne olan bu topraklarda İbrahim in Kâbe yi inşa etmesiyle farklılık kazanan Mekke, Kusay ın Huzâalıları Kudâa ve Bizans ile yapmış olduğu ittifak neticesinde şehirden çıkarması ve Kureyşlileri Mekke hareminde toplaması ile yarımadada güçlü bir siyasî, ticarî ve dinî merkez haline gelmiştir. Kâbe ve Mekke idaresini ve bu vesileyle bölgede emânı tesis etme görevini kendinde toplayan Kusay, hac menâsikini düzenleyerek Cürhümlüler in söktüğü Hacerü l-esved i çıkarıp yerine koymuş, 71 Mekke de kararların alındığı, nikâhların kıyıldığı, savaş sancaklarının muhafaza ve teslim edildiği ve istişarelerin yapıldığı bir merkez olarak Dâru n-nedve yi kurmuş, 72 Kâbe ve Mekke ile ilgili olan kıyâde, livâ, hicâbe, sikâye ve rifâde görevlerini elinde toplamıştır İbnü l-kelbî, Putlar Kitabı, s. 27; İbn Hişâm, es-sîre, I, 81-82; Belâzûrî, Ensâb, I, 41; Mes ûdî, Murûcü z- Zeheb, II, 173; İbn Kesir, Bidâye, I, 189; Âlûsî, Bulüğ, III, 71; Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, nşr. Salih Tuğ, İstanbul 1990, I, Ezrakî, Ahbâru Mekke, I, 96. Kureyşin İsmailoğullarından olduğu hakkında bk. Ebû Ca fer İbn Muhammed b. Cerîr b. Yezîd et-taberî, Târîhu t-taberî, nşr. Muhammed Ebü l-fazl İbrahim, Kahire t.s., II, Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, İbn Hişâm, es-sîre, I, 130; Mes ûdî, Murûcü z-zeheb, II, 175; Taberî, Târîh, II, 255, ; İbn Kesîr, Bidâye, I, 18; Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s. 111; Çağatay, İslam Öncesi Arap Târîhi ve Câhiliye Çağı, s. 80; Fektûr Sehhâb, İlâfu Kureyş Rıhletü ş-şitâi ve s-sayf, Beyrut 1992, s Ateş, Kusay, DİA, XXVI, Cevâd Ali, Mufassal, I, 401; Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s. 112; Derâdike, Îlâfu Kureyş, s. 53; Daru nnedve: Kusay zamanından beri Kâbe nin kuzeyinde bulunur ve şehrin ileri gelenleri toplanırdı. Genellikle Kâbe nin yakınında olan bu yerde hürmetine uygun olarak işler yerine getirilirdi. Fakat Daru nnedve herhangi bir bina değildi. Bilakis o Abdüddâr oğullarından olan hükümdarlara tahsis edilmiştir. Onu daha sonra İkrime b. Amir b. Hişâm b. Muaviye b. Ebi Süfyan a bin dinar vermek karşılığında tevarüs etti. Kureyş bir iş görüşülecekse Daru n-nedve de hallederlerdi. Burası şeyhler meclisine benzer tartışmalar, mühim işler hakkındaki araştırmalar ki harb iştiraklari gibi ya da ittifaklar ve muahedeler yahut da kafileleri techiz ve tanzim işleri burada görüşülürdü. İbn Cüreyc ve İbn İshâk ın belirttiğine göre ona ancak Kureyş ten kırk yaşına girenler dahil olabilirdi.kusay ın bütün çocukları ve muahidleri ona girmişlerdir. Salih, Târîhu l-arabi l-kadîm, s İbn Sa d, Tabakat, I,

14 742 Büşra Boztepe Kaya Mekke ye gelen hacılardan verdiği hizmetin bir karşılığı olarak bir vergi ihdas edip 74 Mekke de su kuyuları açtırmıştır. 75 Çeşitli kabilelere yaptığı görev taksimatıyla onların Mekke ye bağlılığını sağlamıştır. Böylece Arap kabileleri arasında sistemli bir birlik teşkil etmesi ve harem bölgesinde emân verme hakkına sahip en önemli kişi olması sebebiyle Arap yarımadasının tarihinde belirleyici bir konuma yükselmiştir. 76 Kusay ın kendilerini Mekke de toplamasıyla Kureyşliler yarı göçebelikten yerleşik hayata geçtiler. Kusay ve sonrasında oğlu Abdümenâf ve Muttalip Mekke ve çevresinde bedevi bir hayat süren Ehâbişlerle aralarında emânı tesis etmek üzere ittifak anlaşmaları yaptı. 77 Huzâalılar ise Mekke de yerleşik yaşama devam ettiler. Kusay ın Kureyş kabilesi ve müttefiklerini Mekke ve çevresinde toplaması, onlara bölgenin idaresi konusunda yetkiler vermesi, kabilesi arasında Mekke yi kısımlara ayırması, bazı kabileleri diğer bazılarına üstün kılıp bir takım imtiyazlar vermesi, Mekke de çıkan anlaşmazlıklar için bir çözüm mercii ve çeşitli kararların alındığı bir meclis oluşturmasıyla bu şehir, tüm Arap yarımadasında emânın tesis edildiği önemli bir merkez haline geldi. 78 Bu döneme kadar yarımadanın kuzeyi ve güneyinde çeşitli birlikler halinde yaşayan Arap kabileleri ancak Bizans ve Sâsânî gibi büyük devletlerin himâyesi altında ve onlardan izin almaları durumunda yol güvenliklerini temin edebiliyorlardı. 79 Kusay la birlikte Mekke de siyasî bir birliğin oluşturulması, ticaret yollarının kesiştiği bu bölgenin önemini daha da artırmıştır. 80 Kurulan bu siyasî birliğin Bizans ve Sâsânî himayesinden uzak Arap unsurlar tarafından tesis edilmesi ise ayrıca önemi haizdir. III. Hâşim Döneminden İslâm ın Gelişine Kadar Emân Uygulamaları Îlâf öncesinde Bizans ve Sâsânî vassalı olan Arap devletleri Arap kabilelerinden kendilerine bir takım müttefikler ve muhafızlar edinirlerdi. 81 Bu vassalların Arap kabilelerine himâye vererek yarımada dâhilinde nüfuz ve kuvvetlerini artırdıkları ve himâye karşılığında kabilelerden belli vergiler aldıkları bilinmektedir. 82 Arap yarımadasında ticaret kervanları kuvvetli birliklerin himâyesine verilmek suretiyle sefer esnasındaki emân problemi çözülmekteydi. Ancak tüm tedbirlere rağmen kafilelerin bir takım saldırılara maruz kalmaları muhtemeldi. Huzâalıların hâkimiyeti döneminde Mekke ahalisi panayırlardaki ticarî 74 İzzeddin Ebü l-hasan Ali b. Muhammed b. Abdülkerim İbnü l-esîr, el-kâmil fî t-târîh, Beyrut 1979, II, 18-21; Hâmidullah burada şehir ahalisi müstesna Mekke ye gelen herkesten Kusay ın öşür aldığını, ancak bu verginin daha sonraki dönemde kim tarafından toplandığının kesin olarak bilinmediğini ifade eder. Hâmidullah, İslam Peygamberi, II, Belâzurî, Ensâb, I, Ateş, Kusay b. Kilâb, DİA, XXVI, Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s. 113; Küçükaşçı, Mekke, DİA, XXVIII, İbn Hişâm, es-sîre, I, ; İbn Kuteybe, Meârif, s Âlûsî, Bulûğu l-ereb, I, Sehhâb, Îlâf, s İbn Hişâm, es-sîre, I, 43; İbn Habîb, Muhabber, s ; Ahmed b. Ebî Ya kûb b. Ca fer el-mağribî Ya kûbî, Târîh-i Ya kûbî, nşr. Apuo E.J. Brill, Viris Clarissimis/ De Literis Orientalibus Meritissimis, M.J. De George (Er), W. Wright, Hunc Librum 1969, Beyrut 1960, I, ; Corci Zeydan, el- Arab Kable l-islâm, Beyrut t.s., s. 122; Ahmed Emîn, Fecru l-islâm, Mısır 1996, s. 26; Bizans Kayseri Iraklılar ın ve Hire hükümdarı Münzir in düşmanlıklarından hudutlarını korumak için Şam beldesi Araplarından amiller bulundurmaktaydı. Cevad Ali, Mufassal, III, Sâlih, Târîhu l-arabi l-kadîm, s. 146; Cevâd Ali, Mufassal, V,

15 Genç Akademisyenler İlahiyat Araştırmaları Sempozyumu 743 faaliyetleri aşmayan dışa kapalı bir faaliyet içindeydi. Kusay ın Mekke idaresini ele geçirmesinin ardından bölgede Huzâalıların etkisi azalmaya başlamış 83 ve Mekkeliler daha geniş bir sahada ticarî faaliyet göstermeye başlamışlardı. Kaynaklarda Himyerlilerin bölgedeki nüfuzunu kaybetmesinin hemen ardından Mekke de kıtlığın baş gösterdiği ve Îlâf a bunun ardından bir çözüm olarak başvurulduğu belirtilmektedir. 84 Hâşim, Îlâf öncesi oluşan kıtlıktan Mekke halkını kurtarabilmek için Bizans imparatoru ile Kureyşliler adına bir ticaret anlaşması yapmış 85 ve buna delâlet etmek üzere bir emân belgesi almıştır. Ardından Hâşim in kardeşleri Muttalip, Himyer melikiyle, Abdüşems, Habeş Necâşisi ile ve Nevfel, İran Kisrâsı ile benzer anlaşmalar yapıp dönüş yolu üzerindeki kabilelerle de emân anlaşması imzalamışlardır. 86 Bu anlaşmalar neticesinde Kureyşliler anlaşma yaptıkları bu kabilelerin kervanlarını Bizans topraklarına götürüp getireceklerini ve kârına dokunmayacaklarını belirtmiş, bunun karşılığında Kureyş kervanlarının yol üzerindeki güvenliğini temin etmek ve Mekke ahalisinin geçimini sağlamak üzere kendilerinden vergiler almıştır. 87 Îlâf a göre kabileler ya belli bir vergi verir ya da kervanların elde ettiği kârdan Mekkelilere hisse ayrılırdı. Böylelikle Kureyşliler yarımadanın dört bir yanına güven içinde ulaşabileceklerdi. 88 Bu durum herhangi bir güvenlik ihlalinde Arap kabilelerinin toplu ya da ferdî olarak Kureyş e müracaat etmelerine sebep olacaktı. Böylesi bir durumda ya Mekke Haremi ne sığınılır, ya Kureyşlilere yapılan bir çağrı ile emân talebinde bulunulur yahut da Kureyş e mensup birinin civârına girilerek ona halîf olunurdu. 89 Kureyş in yarımadada siyasî, ticarî ve dinî açılardan sağlamış olduğu üstünlük Yemen de bulunan Ebrehe yi rahatsız etmiş ve kendi bölgesine bir Kâbe yaptırarak insanları buraya çağırmasına, ardından bir hadiseyi bahane ederek Mekke ye gelip Kâbe yi yıkma girişiminde bulunmasına neden olmuştur. Ebrehe nin kaybettiği siyasî ve ticarî nüfuzu dinî 83 İbn Habîb, Muhabber, s ; Yakubî, Târîh, I, 242, ; Cevâd Ali, Mufassal, VII, İbn Habîb, Muhabber, s , ; Yakubî, Târîh, I, ; Emîn, Fecru l-islâm, s. 24; Kallek, Cengiz, Hz. Peygamber sav Döneminde Devlet ve Piyasa, İstanbul 1992, s. 4; Sâlih, Târîhu l- Arabi l-kadîm, s İbn Habîb, Muhabber, s. 162; a. mlf. Münemmak, s. 33; Kister, Hâşim in ticarete Mekke fakirlerini de dahil etmesinin onların da Îlâf sonunda ortaya çıkan gelirlerden doğrudan istifade etmesini sağladığını belirtmektedir. bk. Kister, Mecca and Tamim, s İbn Sa d, Tabakât, I, 75-76; İbn Habîb, Muhabber, s.162,163; Münemmak, s ; Belâzürî, Ensâb, I, 66; Taberî, Târîh, I, 1089; İbnü l-esîr, el-kâmil, II, 16; Mutahhar b. Tâhir el-makdisî, Kitâb el-bed ve t- Târîh, nşr. İbrahim Ebyârî, Kahire 1980, s. 177; Âlûsî, Bulûğu l-ereb, III, 389; Cevâd Ali, Mufassal, VII, 287, 288, 301, 307; Ferrûh, Târîhu l-câhiliyye, s. 113; Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 247; Muhammed Hamidullah, İlaf, DİA, XXII, Derâdike, Îlâfu Kureyş, s. 55; Sâlih, Târîhu l-arabi l-kadîm, s ; Cevâd Ali, Mufassal, IV, 20, 68; M. Şemseddin Günaltay, İslam Öncesi Araplar ve Dinleri, nşr. Mahfuz Söylemez, Ankara 1997, s ; Kister, Câhız dan aldığı bir rivâyete göre Îlâf ın sadece bir kâr dağıtımı olmadığını aynı zamanda bir vergi toplama ameliyyesine sahip olduğunu da belirtir. Çünkü bu vergi ile Mekke ve Mekke pazarları yağmacı ve düşman kabilelerin saldırılarından korunmaktadır. Kister buradan toplanan verginin muhilluna karşı Mekke müttefiki olan Temimlilerden oluştuğu anlaşılan bir tür kabileler arası milis gücün desteklenmesi amacıyla sarf edilmiş olabileceğini belirtir. bk. Kister, Mecca and Tamim, s İbn Sa d, Tabakât, I, 75-76; İbn Habîb, Muhabber, s.162,163; Münemmak, s ; Belâzürî, Ensâb, I, 66; Taberî, Târîh, I, 1089; İbnü l-esîr, el-kâmil, II, 16; Makdisî, Târîh, s. 177; Âlûsî, Bülûğu l-ereb, III, 389; Cevâd Ali, Mufassal, VII, 287, 288, 301, 307; Hamidullah, İslam Peygamberi, s. 247; Muhammed Hamidullah, İlaf, DİA, XXII, Cevâd Ali, Mufassal, VII, 289.

16 744 Büşra Boztepe Kaya açıdan geri alma çabası hüsranla son bulan bir girişim olarak haram aylar ve harem alanına hürmetsizlik olarak fil hadisesiyle tarihe geçmiştir. Sonuç Emân İslâm öncesi dönemde siyasî birliğe sahip olmayan Arap yarımadasında fert ve toplulukların asgari can ve mal güvenliğini sağlayarak birbirleriyle ve yarımada dışıyla ilişki kurabilmelerini mümkün kılan temel kurumdur. Buna göre emân kavramı muhteva ve işlev itibariyle hilf, velâ ve civâr gibi kavramları kapsamaktadır. Emân, kabileler arası anlaşmalar gibi siyasî, panayırlar gibi ticarî, hac gibi dinî ve şairlik gibi kültürel sahalardaki güçlerin iktidarlarını tahvil ettikleri ve kurumlaştırdıkları en önemli araçtır. Emân sayesinde çeşitli güçler iktidarlarını, kendi hâkimiyetleri altında bulunmayan fert ve topluluklara yaymakta ve böylece yarımadada hayatın akışı sağlanabilmekteydi. Kaynaklarda emân ile ilgili bilgilerin Hz. İbrahim dönemine kadar götürülebilmesi, bu kavramın Arap toplum yapısının oluşumunda ne kadar köklü bir yere sahip olduğunun bir işaretidir. Arap kabileleri arasında sosyal hayatın güvenliği emân sayesinde temin edilmiş ve siyasî, ticarî, dinî ve kültürel ilişkiler emân kurumuna bağlı bir şekilde gelişme göstermiştir. Arap yarımadasında öncelikle Bizans ve Sâsânî himâyesinde sağlanan yol güvenliği Kusay ın siyasî birliği sağlamasıyla kısmen temin edilmiş daha sonra yaşanan kriz dönemine ise Hâşim ve kardeşlerinin yapmış oldukları Îlâf anlaşmaları yaşanan bir dizi probleme kesin çözüm sunmuştur. Mekkeliler ve özellikle Kureyşliler yapmış oldukları îlâf anlaşmaları ile yarımada topraklarında emânın kurumlaşması ve ticarî ve sosyal hayatın güven içinde devamını sağlamasında büyük ölçüde etkin olmuşlardır. Hz. Peygamber in nübüvvetinin özellikle Mekke döneminde emânın bu çalışmada tasvir edilen birçok yönüyle var olduğu görülmektedir. İlk müslümanlardan bazılarının kabileleriyle ilişkilerinin kesilmesi nedeniyle emân aramaları, Mekke dışında yaşayan bazı kabile reislerinden aldıkları emân ile Mekke de yaşayabilmeleri, emânı olmayanların çeşitli eziyet ve işkencelere maruz kalmaları, Mekke nin halîfi olan kabilelere mensup müslümanlara Mekkeliler in dokunmaması, bu dönemde görülen uygulamaları arasındadır.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 A. GENEL BİLGİLER...1 1. Tarihin Faydası ve Önemi...3 2. Kur an ve Tarih...4 3. Hadis ve Tarih...5 4. Siyer ve Meğâzî...6 5. İslâm Tarihçiliğinin Doğuşu ve Gelişmesi...6 B. İSLÂM

Detaylı

DİNİ İÇERİKLİ EKONOMİK BİR KAVRAM: HUMS (İslâm Öncesi Mekke nin Ticari İlişkileri Yönüyle)

DİNİ İÇERİKLİ EKONOMİK BİR KAVRAM: HUMS (İslâm Öncesi Mekke nin Ticari İlişkileri Yönüyle) Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt: VIII / 1, s. 75-91 HAZİRAN-2004, SİVAS DİNİ İÇERİKLİ EKONOMİK BİR KAVRAM: HUMS (İslâm Öncesi Mekke nin Ticari İlişkileri Yönüyle) Ünal KILIÇ Anahtar

Detaylı

9. DERS/ 05 Aralık 2014. Hz. PEYGAMBER ( S.A.S. ) dönemi. Prof.Dr. Adem APAK

9. DERS/ 05 Aralık 2014. Hz. PEYGAMBER ( S.A.S. ) dönemi. Prof.Dr. Adem APAK 2015-2014 Ders Yılı Siyer Mektebi Müfredatı Hz. Peygamber (sas) Dönemi Siyer coğrafyası Hz. PEYGAMBER ( S.A.S. ) dönemi Siyer Coğrafyası nın Sosyal ve Siyasal hayatı 9. DERS/ 05 Aralık 2014 Prof.Dr. Adem

Detaylı

Soyu. Hz. Peygamber (S. A. V.) İN. CASİM AVCI Doç. Dr., Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Soyu. Hz. Peygamber (S. A. V.) İN. CASİM AVCI Doç. Dr., Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi CASİM AVCI Doç. Dr., Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hz. Peygamber (S. A. V.) İN Soyu Hz. Peygamber (s. a. v.) kendi soyunu 21. kuşaktan atası olan Adnan a kadar saymış ve bundan sonra Hz. İsmail

Detaylı

İSLÂM ÖNCESİ DÖNEMDE MEKKE İDARE SİSTEMİ VE SİYASETİNİN OLUŞUMU

İSLÂM ÖNCESİ DÖNEMDE MEKKE İDARE SİSTEMİ VE SİYASETİNİN OLUŞUMU T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ Cilt: 10, Sayı: 1, 2001 ss. 177-194 İSLÂM ÖNCESİ DÖNEMDE MEKKE İDARE SİSTEMİ VE SİYASETİNİN OLUŞUMU ÖZET Adem APAK * Milattan önce beşinci asırda kurulan Mekke,

Detaylı

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU XII. TEFSİR AKADEMİSYENLERİ KOORDİNASYON TOPLANTISI KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU (22-23 MAYIS 2015 / SİVAS) Editör Prof. Dr. Hasan KESKİN Yrd. Doç. Dr. Abdullah DEMİR Sivas 2016 Cumhuriyet Üniversitesi

Detaylı

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan. Sevgili Peygamberimiz 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre dir. Doğduktan sonra 4 yaşına

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 1.5 EKONOMİK DURUM 1.5. Ekonomik Durum Arabistan ın ekonomik hayatı tabiat şartlarına, kabilelerin yaşayış tarzlarına bağlı olarak genellikle;

Detaylı

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Hz. Peygamber döneminde insanların hayat tarzı, fazladan bir spor yapmayı gerektirmeyecek kadar ağırdı. Çölde ticaret kervanlarıyla birlikte yapılan seferler,

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11 İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11 İslâm Dini nin Bazı Özellikleri... IGMG Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş Eğitim Başkanlığı İÇİNDEKİLER Ders Kitapları Serisi Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11

Detaylı

www.ludwigsburgonuokuyor.com Sayfa 1

www.ludwigsburgonuokuyor.com Sayfa 1 1. Efendimizin (sav) altı kuşak önceki atası olan, Kureyş in de atası olarak bilinen kişi kimdir? a) Kusay İbn-i Kilab b) Abdulmuttalib c) Kaab bin Malik d) Haris bin Hisam e) Miktat bin Numan 2. Kabe

Detaylı

PROF. DR. İRFAN AYCAN ÖZGEÇMİŞ

PROF. DR. İRFAN AYCAN ÖZGEÇMİŞ PROF. DR. İRFAN AYCAN ÖZGEÇMİŞ Doğum Yeri ve Tarihi : Bolu/Gerede 1961 Lisans : 1982 Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yüksek Lisans : 1985 Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora :

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça BEDİR SAVAŞI Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI Nedenleri Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI Nedenleri Kaynakça Sonuçları Bedir savaşın en önemli nedeni Müslümanları hicrete zorlayan Kureyşlilerin, hicret

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER Müşriklerle İlişkiler - İlk Seriyyeler ve Gazveler Gazve: Hz. Peygamber in katıldığı bütün seferlere gazve (ç.

Detaylı

Doç.Dr. NİZAMETTİN PARLAK

Doç.Dr. NİZAMETTİN PARLAK Doç.Dr. NİZAMETTİN PARLAK ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1964 ERZİNCAN T: 446225193040421 F: nparlak@erzincan.edu.tr

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Siyer-i Nebi ne demektir? Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan ölümüne kadar geçen hayatı içindeki yaşayışı, ahlâkı, âdet ve davranışlarını inceleyen ilimdir.

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI Uhud savaşından dört ay sonra meydana gelen Bi r-i Maûne fâciası ndan sağ kurtulan

Detaylı

-İslâm Hukukunda Sosyal Sorumluluk -Âkıle Örneği

-İslâm Hukukunda Sosyal Sorumluluk -Âkıle Örneği -İslâm Hukukunda Sosyal Sorumluluk -Âkıle Örneği Önsöz İnsanın maddî ve mânevî varlığını korumak, insan için sürekli daha iyi olanı gerçekleştirmeyi hedeflemek düşüncesi bütün çağlarda ve mekânlarda hukuk

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Programları 1. HAFTA SIYER NEDIR? Siyeri nasıl okuyalım? Niçin Peygamber gönderilmiştir? Hz. Peygamber i sevmek ve hayatının bilinmesi gerekliliğini

Detaylı

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR Önce biz sorduk kpss 2 0 1 8 50 Soruda 25 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı 2013 2014 2015 2016 2017 ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR Komisyon ÖABT SOSYAL BİLGİLER TAMAMI ÇÖZÜMLÜ ÇIKMIŞ SORULAR

Detaylı

6. TEBLİĞ HZ. PEYGAMBER İN MEKKE DÖNEMİ FAALİYETLERİ

6. TEBLİĞ HZ. PEYGAMBER İN MEKKE DÖNEMİ FAALİYETLERİ 6. TEBLİĞ HZ. PEYGAMBER İN MEKKE DÖNEMİ FAALİYETLERİ Mehmet Ali KAPAR Peygamberliğin Gelişi ve Da vet İslâm öncesi dönemde, risâlet sonrası getirdiği prensiplere aykırı davranışı olmayan Hz. Peygamber,

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HUDEYBİYE İLE MEKKE NİN FETHİ ARASINDAKİ GELİŞMELER

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HUDEYBİYE İLE MEKKE NİN FETHİ ARASINDAKİ GELİŞMELER 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HUDEYBİYE İLE MEKKE NİN FETHİ ARASINDAKİ GELİŞMELER Hudeybiye Barış Antlaşması ile Mekke'nin fethi arasında geçen iki yıla yakın bir zaman zarfında Hz. Peygamber

Detaylı

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) Hipokratik-Galenik Tıp ekolunun devamı Cerrahi teknikler bilinmesine rağmen, yüksek enfeksiyon riski nedeniyle zorunlu haller dışında pek uygulanmıyor Tam olarak hangi

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular İÇİNDEKİLER Takdim. 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... Dinin Çeşitleri... İslâm Dininin Bazı Özellikleri... I. BÖLÜM 11 11 11 II. BÖLÜM İman İmanın Tanımı... İmanın Şartları... Allah'a İman... Allah

Detaylı

MEKKÎ SURELER BAĞLAMINDA KUR AN DA İNFAK-ZEKAT İLİŞKİSİ

MEKKÎ SURELER BAĞLAMINDA KUR AN DA İNFAK-ZEKAT İLİŞKİSİ T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TEFSİR BİLİM DALI MEKKÎ SURELER BAĞLAMINDA KUR AN DA İNFAK-ZEKAT İLİŞKİSİ Ali ÇİFTCİ DOKTORA TEZİ Danışman Prof.

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 26.05.2014 Adres : İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İcadiye-Bağlarbaşı Caddesi, No: 40 34662 Üsküdar/İstanbul Telefon E-posta : : 2164740860-1226 Doğum

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HZ HATİCE İLE EVLİLİĞİ

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HZ HATİCE İLE EVLİLİĞİ 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HZ HATİCE İLE EVLİLİĞİ Ficar savaşları ve Hılful Fudul olaylarından sonra, Hz. Muhammed (s.a.s.) in yirmi beş yaşında iken Hatice ile evlendiği yıla kadar

Detaylı

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN Konular *Abbasiler *Me mun döneminden Mu temid dönemine kadar Mu temid Döneminden İtibaren Kaynaklar: *Hakkı Dursun Yıldız, Şerare Yetkin, Abbasiler, DİA, I, 1-56. * Philip

Detaylı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 11 ÖNSÖZ 13 G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 B r nc Bölüm KLASİK İSLÂMÎ PARADİGMA ve ORYANTALİST PARADİGMA 25 I. ORYANTALİST PARADİGMA ve KURUCU

Detaylı

3. HAFTA. : Mekkî Dönem ve Tevhîdî Mücadele 2. HAFTA

3. HAFTA. : Mekkî Dönem ve Tevhîdî Mücadele 2. HAFTA 3. HAFTA KONU 2. HAFTA : Mekkî Dönem ve Tevhîdî Mücadele KONUŞMACI : Cenk AĞ Hz. Peygamber in amacı; toplumda ikilik çıkarmak değil, inananları zalim kişilerin sultasından kurtarıp Allah ın hakimiyeti

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İslam Tarihinde Ehl-i Beyt Hareketleri II. Ders No : 8110020028 : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 0 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI

22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI 22:40 AYETİNİN KURAN DAKİ KOORDİNATLARI 1 1-) 22. SURE HACC SURESİ - 22nci ENLEMDE GEÇEN HACC BÖLGESİ 2-) 22 (HACC) 40 ve 22 (HACC) 41 AYETLERİNİN 22:40 ve 22:41. BOYLAM İLE İLİŞKİSİ Suudi Arabistan 13

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

CÂHİLİYE DÖNEMİNDE YARGI SİSTEMİ

CÂHİLİYE DÖNEMİNDE YARGI SİSTEMİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 17:1 (2012), SS. 153-170. CÂHİLİYE DÖNEMİNDE YARGI SİSTEMİ Justice System in the Period of Jahiliyya Ankara Üniversitesi SBE. Doktora Öğrencisi E-posta: mnecatibaris@hotmail.com

Detaylı

ORGANİZATÖR Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi halitcalis@hotmail.com (+90332) 323 82 50 /80 72

ORGANİZATÖR Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi halitcalis@hotmail.com (+90332) 323 82 50 /80 72 DÜZENLEME ve BİLİM KURULU Prof. Dr. Ahmet Saim ARITAN Prof. Dr. Ali ÖZEK Prof. Dr. Halit ÇALIŞ Prof. Dr. Bedreddin ÇETİNER Prof. Dr. Orhan ÇEKER Prof. Dr. H. Tekin GÖKMENOĞLU Prof. Dr. Saffet KÖSE Prof.

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

GÜNÜMÜZE YANSIMALARIYLA Hz. PEYGAMBER İN MUASIRLARIYLA MÜNASEBETLERİ-1. Yardımlaşma ve Dayanışma Açısından Hz. Peygamber ve Ashâbı

GÜNÜMÜZE YANSIMALARIYLA Hz. PEYGAMBER İN MUASIRLARIYLA MÜNASEBETLERİ-1. Yardımlaşma ve Dayanışma Açısından Hz. Peygamber ve Ashâbı H M GÜNÜMÜZE YANSIMALARIYLA Hz. PEYGAMBER İN MUASIRLARIYLA MÜNASEBETLERİ-1 Yardımlaşma ve Dayanışma Açısından Hz. Peygamber ve Ashâbı TARTIŞMALI İLMÎ TOPLANTI PROGRAM - DAVETİYE 21-22 NİSAN 2018 Cumartesi

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri İslam ve Hemşirelik Savaşta Kadınların Görevleri Savaşta Yaralı Bakımı Kahraman Kadın Savaşçılar Ümmü Habibe Kahraman Havle Hastabakıçısı Rufeyde Hasta Bakım

Detaylı

DİNÎ SÖYLEMİN ÖNEMİ. Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 16/18 EKİM 2015 TOPLUMSAL BİRLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE

DİNÎ SÖYLEMİN ÖNEMİ. Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 16/18 EKİM 2015 TOPLUMSAL BİRLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE TOPLUMSAL BİRLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE DİNÎ SÖYLEMİN ÖNEMİ Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 16/18 EKİM 2015 CUMA-CUMARTESİ-PAZAR GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ KONGRE ve KÜLTÜR MERKEZİ KAMPÜS / GAZİANTEP

Detaylı

İnsan Kaynakları Muhasebesi. Doç. Dr. Uğur Kaya

İnsan Kaynakları Muhasebesi. Doç. Dr. Uğur Kaya İnsan Kaynakları Muhasebesi Doç. Dr. Uğur Kaya İstanbul - 2013 Yayın No : 3016 İşletme-Ekonomi Dizisi : 633 1. Baskı Aralık 2013 İSTANBUL ISBN 978-605 - 333-043 - 1 Copyright Bu kitabın bu basısının Türkiye

Detaylı

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU 2016-2017 ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TEST: 16 1. Hac ibadeti ne zaman farz olmuştur? A) Hicretin 9. yılında B) Hicretin 6. yılında C) Mekke nin fethinden

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB 05 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

MEKKE NİN SİYASAL YAPISININ OLUŞUM SÜRECİNDE KUSAY B. KİLÂB

MEKKE NİN SİYASAL YAPISININ OLUŞUM SÜRECİNDE KUSAY B. KİLÂB 103 MEKKE NİN SİYASAL YAPISININ OLUŞUM SÜRECİNDE KUSAY B. KİLÂB Cahit KÜLEKÇİ * Öz: İslâmiyet ten önce Hicaz da herhangi bir siyasi birlikten bahsetmek neredeyse mümkün değildir. Kabileler, emir ya da

Detaylı

İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ-1

İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ-1 İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ-1 TAR103U KISA ÖZET DİKKAT Buarada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1. ÜNİTE İslamiyet Öncesi Arabistan ARABİSTAN IN COĞRAFİ

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS. 226 652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Eski İran da Din ve Toplum (M.S. 226-652) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü: Prof. Dr. Mustafa Demirci HİKMETEVİ

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

ALAN BİLGİSİ YAYINLARI. SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ/ ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Yılmaz POLAT

ALAN BİLGİSİ YAYINLARI. SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ/ ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Yılmaz POLAT i ALAN BİLGİSİ YAYINLARI ALAN BİLGİSİ YAYIN NO. : 07 ISBN : 978-605-860-467-4 Güncellenmiş 3. Basım, Mart 2014 SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ/ ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Yılmaz POLAT Yazarlar: Doç. Dr.

Detaylı

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI (1) En Nisa Sûresi: 11. (2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84. (3) El Mavsili-A.g.e. C:

Detaylı

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken Kerbela Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken ve dış tehlike belirtileri de baş gösterince

Detaylı

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Mikat Sınırları Kâbe (Beytullah) Makam-ı İbrahim Safa ve Merve Tepeleri Zemzem Kuyusu Arafat Müzdelife Mina 1 Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Mekke deki Önemli Ziyaret Mekânları

Detaylı

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı :Muammer BAYRAKTUTAR 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Görevi : Öğretim Üyesi/Dekan Yrd. 4. Görev Yeri : Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 5. İletişim : muammerbayraktutar@hotmail.com

Detaylı

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Asıl adı: Abdülkadir Nesebi: Seyyid( Hazreti Hüseyin(R.A) ın Efendimizin Soyundandır) Doğum yeri ve tarihi:m.1897/h.1315,muş un Bulanık İlçesi Abri(Esenlik)Köyü

Detaylı

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir. UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, Kars 2014

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, Kars 2014 Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 2, Kars 2014 KUREYŞ SÛRESİNİ HZ. İBRAHİM İN DUASI BAĞLAMINDA OKUMAK Osman KARA * Özet Kur ân ın tarihi olaylara atıfta bulunduğu ayetleri doğru anlayabilmek

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Nurettin Gemici - Doç.Dr. Adil Şen SİYER

Editörler Prof.Dr. Nurettin Gemici - Doç.Dr. Adil Şen SİYER Editörler Prof.Dr. Nurettin Gemici - Doç.Dr. Adil Şen SİYER Yazarlar Prof.Dr. Mustafa Kılıç Doç.Dr. Cahid Kara Dr.Öğr.Üyesi Aysun Yaşar Dilek Dr.Öğr.Üyesi Recep Erkocaaslan Dr.Öğr.Üyesi Yılmaz Çelik Editörler

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 12 Sayı 1 Ocak-Haziran 2012 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2012 (12/1) Ocak-Haziran

Detaylı

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013 Kur ân ve Sünnete Göre TEMEL İNSAN HAKLARI Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 22-23 ARALIK 2013 BAĞLARBAŞI KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ Tertip Heyeti: Prof. Dr. Ali ÖZEK Prof. Dr. Salih TUĞ Prof.

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

HILFU L-FUDÛL CEMİYETİ

HILFU L-FUDÛL CEMİYETİ Giriş HILFU L-FUDÛL CEMİYETİ Hz. Muhammed in (sav) peygamberlik öncesi hayatı ile ilgili bilgilerimiz son derece azdır. Onun kırk yıllık bu döneminde iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar bir dizi

Detaylı

II. ULUSLARARASI HELÂL ÜRÜN EKONOMİSİ SEMPOZYUMU

II. ULUSLARARASI HELÂL ÜRÜN EKONOMİSİ SEMPOZYUMU II. ULUSLARARASI HELÂL ÜRÜN EKONOMİSİ SEMPOZYUMU (GİYİM-KUŞAM) 6-7 MART 2016 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYE GİRİŞ Tarih boyunca insan, bedenini başkalarının bakışlarından saklayan kıyafetten arî olmamıştır.

Detaylı

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM GİRİŞ Birinci Bölüm Suçların Sınıflandırılması ikinci Bölüm Temel Kavramlar I. KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI... 5 II. SİLAH KAVRAMI... 8

Detaylı

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ?

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ? İLAM AKADEMİ İLAM Akademi programı 2005 yılından itibaren Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı bünyesinde Arapça, İslami İlimler, İmamet ve Hitabet Seminerleri vermektedir. Lisans dönemi öğrencilerine yönelik İslami

Detaylı

KABİLECİLİK ANLAYIŞININ HZ. ALİ DÖNEMİ SİYASİ GELİŞMELERİNE ETKİSİ

KABİLECİLİK ANLAYIŞININ HZ. ALİ DÖNEMİ SİYASİ GELİŞMELERİNE ETKİSİ T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI KABİLECİLİK ANLAYIŞININ HZ. ALİ DÖNEMİ SİYASİ GELİŞMELERİNE ETKİSİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Hazırlayan Yasemin

Detaylı

Fadıl Ayğan. Eylül 2015

Fadıl Ayğan. Eylül 2015 Önsöz İnancı oluşturan temel unsurlardan biri olan nübüvvet, aynı zamanda dinler arası tartışmaların ve teolojik ilişkilerin ana konularından birini teşkil eder. Son ilâhî mesajı tebliğ eden Hz. Peygamber

Detaylı

5. Kureyş kabilesinin önde gelenlerinden olup İslâm a düşmanlığından dolayı peygamberimizin ''bilgisizlerin önderi'' dediği kişi kimdir?

5. Kureyş kabilesinin önde gelenlerinden olup İslâm a düşmanlığından dolayı peygamberimizin ''bilgisizlerin önderi'' dediği kişi kimdir? 1. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde ilkokullar arası düzenlenen bu yarışmada sorumlu olduğunuz kitabın adı aşağıdakilerden hangisidir? A) Peygamberimi Seviyorum B) Peygamberimi Öğreniyorum

Detaylı

ALAN BİLGİSİ YAYINLARI. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ / ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Abdullah ŞAHİN

ALAN BİLGİSİ YAYINLARI. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ / ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Abdullah ŞAHİN ALAN BİLGİSİ YAYINLARI ALAN BİLGİSİ YAYIN NO. : 05 ISBN : 978-605-860-465-0 Güncellenmiş 3. Basım, Ocak 2014 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ / ALAN BİLGİSİ Editör: Doç. Dr. Abdullah ŞAHİN Yazarlar:

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER SOSYAL BİLGİLER KONU:ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİ (Büyük)Asya Hun Devleti (Köktürk) Göktürk Devleti 2.Göktürk (Kutluk) Devleti Uygur Devleti Hunlar önceleri

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZGEÇMİŞ ADI SOYADI: ÖMER FARUK HABERGETİREN DOĞUM YERİ VE TARİHİ: ŞANLIURFA/03.04.1968 ÖĞRENİM DURUMU: DOKTORA DERECE ANABİLİM DALI/BİLİM DALI 1 LİSANS SELÇUK İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2 YÜKSEK LİSANS 3 DOKTORA

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088. Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088. Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088 Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H Editör Doç.Dr. Casim AVCI Yazarlar Prof.Dr. Hüseyin ALGÜL

Detaylı

HZ.ALİ(KURAN-I NATIK)(NECEF)

HZ.ALİ(KURAN-I NATIK)(NECEF) HAŞİMİ OĞULLARI Page 1 Generation 1 1. ABDULMUTTALİP (~ FATIMA ) (~ HALE ) (~ SEMRA ) (~ NÜTEYLE ) (~ LÜBNİ ) 2. I ABDULLAH 3. II EBU TALİP(ABD MENAF) III BERRA IV ATİKE V ERVA VI BEYZA VII ZÜBEYR 4. VIII

Detaylı

Peygamber Efendimiz (sav) in Ticaret Ahlâkı

Peygamber Efendimiz (sav) in Ticaret Ahlâkı Peygamber Efendimiz (sav) in Ticaret Ahlâkı Derin Tarih: Hz. Muhammed (sav) Özel Sayısı ndan alıntılanmıştır. Peygamber Efendimiz (sav) in Ticaret Ahlakı ve Hz. Hatice (ra) annemiz ile ortakılığı (mudarebe)

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL. İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya ISBN 978-605-4829-05-7 869 sayfa, 45 TL. VII. yüzyılın başlarında kadim medeniyet havzalarında canlılığını neredeyse kaybetmiş olan felsefe,

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 10 Sayı 1 Ocak-Haziran 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

) ı-ı {b Hz. ibrahim SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi. Editör Prof. Dr. Ali BAKKAL Ekim Islam Aı aşmm:darı Merk. Dem. No: Tas.

) ı-ı {b Hz. ibrahim SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi. Editör Prof. Dr. Ali BAKKAL Ekim Islam Aı aşmm:darı Merk. Dem. No: Tas. -~). \ 1 ~7 "''""'-~.._...- / ~... ) ) ı-ı {b 1 lll 1 1 lll 1. Hz. ibrahim SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi Editör Prof. Dr. Ali BAKKAL. TY~~I~tl P'lb'tiH~ Islam Aı aşmm:darı Merk KUtUphaneı-i Dem. No: Tas. No:

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088. Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088. Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2054 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1088 Anadolu Üniversitesi lâhiyat Önlisans Program LK DÖNEM SLÂM TAR H Editör Yrd.Doç.Dr. Casim AVCI Yazarlar Prof.Dr. Hüseyin ALGÜL

Detaylı

ŞANLIURFA ULUSLARARASI XI. KUTLU DOĞUM SEMPOZYUMU

ŞANLIURFA ULUSLARARASI XI. KUTLU DOĞUM SEMPOZYUMU ŞANLIURFA ULUSLARARASI XI. KUTLU DOĞUM SEMPOZYUMU SEMPOZYUM BAŞKANLIĞI Prof. Dr. Murat AKGÜNDÜZ (Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı) İhsan AÇIK (Şanlıurfa İl Müftüsü) SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU

Detaylı

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 MÜCADELE AHLAKI KENDI LIDERININ KALEMINDEN BANGSAMORO MÜCADELESI Mücadele Ahlakı Kendi Liderinin

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı