AVUSTURYA KT SAT OKULU NUN TAR HSEL GEL M VE METODOLOJ S (Piyasa, 2004, Say :11, 1-29) Prof. Dr. Turan Yay *

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AVUSTURYA KT SAT OKULU NUN TAR HSEL GEL M VE METODOLOJ S (Piyasa, 2004, Say :11, 1-29) Prof. Dr. Turan Yay *"

Transkript

1 AVUSTURYA KT SAT OKULU NUN TAR HSEL GEL M VE METODOLOJ S (Piyasa, 2004, Say :11, 1-29) I. Giri. Prof. Dr. Turan Yay * 20. yüzy l 21. yüzy la balayan içinde yaad m z son on y ll k dönemde gelimi ya da gelimekte olan bir çok ülkede finansal krizler yaanmas na, kriz sözcüü günlük yaam m z n neredeyse mütemmim cüzü olmas na ramen, hakim (neoklasik)iktisad n sert çekirdei, 1930 larda ya da 1970 lerde yaananlar n tersine, bundan etkilenmedi. Somut yaamdaki krizin iktisatç n n norm dünyas n sarsamad n n en aç k kan t, içinde yaad m z dönemde 1980 lerin ateli iktisat okullar tart malar na pek rastlanmamas. Formalist devrim y llar olarak adland r lan 1950 lerde, Marshallc mikroiktisad n yerini alan genel denge teorisi, yeni refah iktisad, tam rekabet artlar ve oyun teorisi bütünü olarak ifade edebileceimiz Walrasc (Neoklasik) Arat rma Program, 1980 lerin sonunda makroiktisattaki tart malar da Yeni Klasik-Yeni Keynesci Sentez ile yat t rd. Ancak bu, hakim iktisat (Walrasc Arat rma Program ) d nda iktisat yap lm yor anlam na gelmiyor. Bu balamda, 1980 lerde neoklasik/walrasc iktisad n temel kavramlar n eletirme üzerine odaklanmakla birlikte, giderek ç kard klar dergilerle ve yay nlad klar kitaplarla yarat c ve yenilikçi arat rma programlar na dönüen iktisat okullar ndan da söz edebiliriz. 9te Walrasc -olmayan iktisat yapan bu okullar n en önemlilerinden biri Avusturya 9ktisat Okuludur (Dier ikisi Post-Keynesci ve Kurumcu 9ktisat Okullar.). Çal mam z n ikinci bölümünde Avusturya Okulunun tarihsel geliimi, üçüncü bölümünde metodolojik ilkeleri ele al nacak, sonuç bölümünde ise Okulun son y llarda ön plana ç kan temel tart ma konular na deinilecektir. II. Tarihsel Geli.im Günümüzün Avusturya Okulu taraftarlar, düünsel kökenlerinin ç k noktas olarak Carl Menger'i ( ) gösterirler. Bu nedenle Avusturya 9ktisat Okulu (A9O)'nun doum tarihi olarak Carl Menger'in Politik ktisadn lkeleri (Grundsatze der Volkwirthschafslehre) adl kitab n n yay n y l (1871) kabul edilir. Ancak belirtilmesi gereken, Menger bu kitab ile birlikte bir kamu görevlisi iken Viyana Üniversitesi'ne öretim üyesi olarak girmi (ve zamanla kürsü bakanl na getirilmi) ise de farkl bir iktisat okulu kurmak gibi bir niyeti yoktu (Loasby,1991:41). Amac iktisat teorisini, klasik öretiden farkl l klar içeren daha salam temellere oturtmakt. Kitab n n, özellikle o dönemde Almanya'da hâkim bir yakla m olan ve klasik öretiye yönelttii eletirileri paylaaca n sand Wilhelm Roscher bakanl ndaki (Knies, Hildebrand, Schmoller gibi iktisatç lardan oluan) Alman Tarihçi Okulu'nca ilgi göreceini umuyordu (ki kitab n Roscher'e atfetmiti). Ne var ki Alman Tarihçi Okulu'nun kitab n görmezlikten gelmesi ve yaln zca kötü teoriye deil her türlü teoriye kar ç karak tarihsel çal malar (tarihçi yöntemi/iktisat tarihini) vurgulayan yakla m kar s nda, üç cilt olarak düündüü ilk kitab n b rakarak iktisad n metodolojik temellerini ele ald Politik ktisat ve Sosyolojinin Problemleri (1883) 'ni yazmaya yönelmitir. 9te uluslararas iktisatç lar dünyas nda Avusturya Okulu ad n n ilk defa duyulmas, Menger'in bu ikinci kitab yla Alman Tarihçi Okulu (özellikle Gustav Schmoller) ile giritii metodoloji tart malar s ras nda olmutur. Dolay s yla 1870'li ve 1880'li y llar, deyim * Y ld z Teknik Üniversitesi, 9ktisadi ve 9dari Bilimler Fakültesi, (turanyay.org / yay@yildiz.edu.tr) 1

2 yerindeyse Avusturya Okulu'nun kuluçka dönemi olarak adland rabiliriz: 9ktisat disiplinin önemli dönüm noktalar ndan biri olan ve marjinalist devrim y llar olarak adland r lan bu dönemin ba nda yaln zca Menger'in kendisi (ve düünceleri) varken, dönemin sonunda düüncelerinden etkilenen iki genç iktisatç Friedrich von Wieser( ) ve Eugen von Böhm-Bawerk( ) ile birlikte oluturduu çekirdek kadro bir yanda, yetitirdii örencileri dier yanda, farkl bir okul oluturmay baarm t r. Günümüzde Menger, Wieser ve Böhm-Bawerk Avusturya Okulu'nun ilk kua olarak kabul edilmektedir. Böylece Menger bir yandan Avusturya Okulu'nun temellerini atarken, bir yandan da ilk kitab nda ortaya koyduu düünceleri ile 1870'lerin marjinal fayda devriminin yarat c lar ndan biri olmutur. Dier ikisi ise, bilindii gibi W.S.Jevons (Politik ktisat Teorisi,1871) ile L.Walras (Politik ktisadn Temelleri,1874)'d r. 9ktisatç lar bir düüncenin ayn anda birden fazla iktisatç taraf ndan (birbirlerinden habersizce) ortaya konmas na, çoklu devrim e, örnek olarak marjinal fayda devrimini gösterirlerse de, bu benzetmeyi bir ilk yakla m olarak kabul etmek ve düünce sistemlerindeki farkl l klara dikkat etmek gerekir (Loasby,1991:41). Gerçekten de marjinal devrimin iktisadi düünceye getirdii temel yenilik, marjinal fayda ilkesinde gizil olan sübjektif de:er teorisidir. Bu yenilikle birlikte, mallar n deerinin klasiklerde olduu gibi maliyetlerin bir fonksiyonu olarak alg lanmas yerine, tüketicilerin sübjektif deerlendirmelerince belirlendii kabul görmütür. Sübjektivizm her üçünde de temel öe olmas na ramen, Jevons, Walras ve Menger, sübjektivizm ve iktisad n arat rma program n n içerii konusunda farkl görülere sahiptirler. Walras için önemli olan birbirinden ba ms z çok say da faaliyetin yönlendirdii bir ekonomide faaliyetler aras ndaki tutarl l n gösterilmesidir. Bu amaçla, bireysel marjinal faydan n talebi belirledii tam rekabet piyasalar nda genel dengenin formülasyonu temel arat rma program olmutur. 9ktisatç n n ii, bireysel davran lar incelemek deil, bireysel mübadelelerin otomatik olarak nas l uyutuunu kefetmek olmal d r. Denilebilir ki bu yakla m 1950 lerden sonra (via Arrow-Debreu) mikro iktisat teorisine hâkim olmu, iktisad n temel sorunsal dengenin varl n n, tekliinin ve istikrarl l n n matematiksel ispat na indirgenmitir. Jevons, 9ngiliz faydac (utuliteryan) felsefe geleneinden hareketle marjinal fayda ilkesine dayanan bir deer teorisi gelitirirken, birey ve toplumun temel iktisadi probleminin varolan kaynaklar n verili amaçlar aras nda etkin da l m olduunu vurgulam t r. Böylece iktisat teorisinin ilgi oda n n, büyüme sorunundan iyi tan mlanm bir sistemde optimizasyon sorununa kaymas na yard mc olmutur. Ancak Jevons için de teorinin amac, bireyin davran lar n incelemek deil, bireylerin toplam n (an aggregate of individuals) ele almak olmal d r. Menger'in temel sorunsal ise, ne ''milletlerin zenginli:i'' ne de piyasa sisteminin tutarl l yd. Önemli olan, insan ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlar n teminine yönelik bilinçli/iradi giriimleri ifade eden bireysel insan faaliyeti (individual human action) idi. Bu nedenle iktisad n konusu amaçl insan faaliyeti ve sonuçlar, analizin temeli ise metodolojik bireycilik olmal yd. Menger, iktisadi faaliyetleri, neden-sonuç (cause and effect) ilkesi yard m yla birbirini izleyen nedensellikler zinciri eklinde aç klamaya çal r: Bu nedensellik zincirinin balang ç noktas (temel neden) olan insan ihtiyaçlar ndan hareketle, bireysel ihtiyaçlar n (ki kiisel/sübjektiftir) ve ihtiyaçlar n kar lanma yollar n n alg lanmas n n nas l olup ta baz nesnelerin mal olarak s n flanmas na neden olaca n ; baz mallar n neden iktisadi 2

3 mal say laca n ve bunlara nas l deer atfedilebileceini; baz mallar n neden deiime konu olaca n ve deiim deerini belirleyen unsurlar n neler olduunu; bir kimsenin sahip olduklar ile yetinmektense mübadele ile ihtiyaçlar n daha etkin salamas n anlamas n n insanlar nas l satmak üzere mal üretmeye ve biriktirmeye yönelteceini; mübadeleyi kolaylat rd ndan ve mübadele sürecinin bir sonucu olarak baz mallar n nas l mübadele arac -paraya dönütüünü sistematik olarak aç klar (Bkz.Loasby, 1991). Görüldüü gibi Menger'in sübjektivizmi, bu nedensellik zincirinin hemen ba nda kar m za ç kmaktad r. Bir nesnenin mal say labilmesi onun insan n kiisel ihtiyaçlar n kar lama fiziki nitelii yan nda, insan n bu ihtiyaçlar n gidermeye yönelik bilgiye sahip olmas na da bal d r. Sübjektivizmle bilgi aras ndaki bu balant, Menger'in düüncesinde sübjektivizm öesinin Jevons ta olduu gibi yaln zca iktisadi büyüklüklerin incelenebilmesi için metodolojik bir ilk ad m olmad, aksine temel bir inceleme konusu olduunu göstermektedir. Menger'in teorisinde de marjinalizm ve fayda kavramlar vurgulan rsa da bunlar n alg lan biçimleri farkl d r. Walras ve Jevons'da bir deikenin ''marjinal de:eri'' ile kastedilen, o deikenin ''toplam''ndaki anl k deime oran idi. Menger ise iktisatta matematiin kullan lmas na kar olduundan soyut deikenlerle çal yordu. Avusturyal lar için marjinal fayda ve ondaki azalmalar, yaln zca bireyin psikolojik zevklerini deil, ayn zamanda bu zevklere atfettikleri ölçülemeyen (ordinal) önemi de ifade ediyordu. Neoklasik iktisatta deer, sübjektif (fayda) ve objektif (fiziki maliyet) artlarca belirlenirken, Menger'de yaln zca veri bir mal ve/veya üretim olanaklar çerçevesinde yaayan tüketicilerin faaliyetlerince belirlenir. Maliyet ise gelecekte daha fazla tercih edilen bir duruma geçebilmek için, gelecekteki muhtemel faydaya kar l k bugünkü özveriyi ifade eder. Öte yandan dierlerinin aksine Menger, daha ilk kitab nda marjinal fayda deer teorisi ile marjinal verimbölüüm teorisinin balant s n kurmutu. Onun sermaye mallar (high order goods) teorisi, klasik iktisatç lar n emek-maliyet-deer teorisini (mallar n deeri, üretiminde kullan lan emek ve dier girdilerin maliyetince belirlenir) tersine çevirmitir: üretim faktörleri ve girdilerin deeri, bunlarla üretilen tüketim mallar na tüketicilerin atfettii deer taraf ndan belirlenir (Kirzner,1987). Böhm-Bawerk, Menger'in sübjektif deer teorisinin gelitirilmesine ve yay lmas na yard mc olduu gibi, sermaye ve faiz teorisine de önemli katk larda bulunmutur. Her ne kadar sermaye ve faiz teorisinin Avusturyen nitelii konusunda tart malar varsa da, Böhm- Bawerk, zaman tercih oran kavram n iktisada kazand r rken üretimin zaman boyutunu da vurgulam t r: Bir kere tüketim ve üretim kararlar na zaman boyutu kat ld nda, faiz olgusunu aç klamak kolayd. Üretim zaman ald ndan ve iktisadi bireyler imdiki geliri gelecekteki gelire yeleyeceklerinden, sermaye kullanan üretim süreci, önceki dönemlerde cari ç kt s n n bir k sm n "zaman-tüketen/dolambaçl " üretim süreçlerine yat ran kiilere kar salamaktan geri kalmayacakt r. Wieser iktisada alternatif f rsat maliyeti kavram n kazand r rken, Menger'in emekliliinden sonra kürsü bakan olan Böhm-Bawerk, 1914'de ölene kadar sermaye teorisi çal malar ve Marksist emek deer teorisine yönelttii eletirileri ile I. Dünya Sava öncesinde Viyana Üniversitesini Avusturya Okulu'nun dünyaca mehur merkezi haline getirdi. Ayn dönemde Okulun ikinci kua da ortaya ç km t r: Böhm-Bawerk'in örencisi Hans Mayer, Ludwig von Mises ve Joseph Schumpeter. 3

4 Avusturya Okulu'nun ikinci kua ndan, örencileri üzerinde en etkili olan Mises olmutur. Mises'in ilginçlii Avusturya okulunun ''müstesna'' bir üyesi olmas yd : Hiç bir zaman Viyana Üniversitesi nden bir maa yada profesörlük titri almad ; Viyana Ticaret Odas nda verdii özel seminerlerle (privatseminar) ve para teorisi, konjonktür teorisi, sosyalizmde iktisadi hesaplama sorunu, metodoloji konular nda yapt çal malar ile uluslararas bir üne kavutu. Mises in bu çal malar ndaki katk lar n ; marjinal fayda teorisini para talebinin aç klanmas na uygulamas, konjonktür dalgalar konusunda Wicksellyen kümülatif süreç teorisini gelitirmesi ve fiyatlar genel düzeyinin istikrar n salayan para politikas n n ayn zamanda iktisadi faaliyet düzeyinin de istikrar n salayamayabileceini göstermesi, sosyalist iktisadi planlama teorisinde, etkin kaynak da l m n salayacak iktisadi hesaplaman n / planlaman n rekabetçi piyasa düzeni (n kurumsal çerçevesi) olmaks z n baar lamayaca n öne sürmesi eklinde s ralayabiliriz. Ayr ca Menger'in a priorist metodolojisini en uç duruma kadar gelitirdiini de söyleyebiliriz (Moos,1976:3-4). 1920'li y llar n sonlar na doru Avusturya Okulu'nun üçüncü kua n oluturan ve sonradan mehur olacak F.A.Hayek, F.Maclup, O.Morgenstern, Gottfried von Haberler, P.N.Rosenstein-Rodan gibi iktisatç lar yetimitir. Ayn dönemde 9ngiliz iktisatç s (Lord) Lionel Robbins Viyana Üniversitesinde bulunmu ve Avusturya Okulu'nun görülerini, 1932'de yay mlad ktisat Biliminin Do:as ve Önemi Üzerine Bir Deneme kitab ile Anglo- Amerikan iktisat yaz n na tan tm t r. 1931'de Robins'in Hayek'i, deyim yerinde ise, Cambridge ile olan rekabette LSE'ye destek vermek üzere daveti, Avusturya Okulu görülerinin 9ngiliz iktisatç lar (yaz l 9ngilizce iktisat) dünyas na yay lmas na neden olmutur. Bu dönemde Avusturya Okulu nun dünya ölçeinde tan nmas nda, 20. yüzy l n en önemli iki iktisat teorisi tart mas rol oynam t r: 9lki, Mises in 1920 lerde K ta Avrupa Sosyalistleri (Barone) ile Almanca, Hayek in 1930 larda Anglo-Saxon sosyalist iktisatç larla (Dickonson, Lange) 9ngilizce olarak yapt ünlü sosyalist hesaplama tart@mas. 9kincisi ise, Hayek in 1930 lar n hemen ba nda, Keynes ve Sraffa ile giritii 1929 Dünya Krizi nin aç klanmas na ve çözümüne yönelik konjonktür teorisi tart mas. 1930'lu y llar n ikinci yar s, Avusturya Okulu için ''trajik'' bir dönemdir. Hayek'in LSE'de verdii dersler, yay mlad kitaplar ve Keynes ve Sraffa ile giritii tart malar, bir anda Hayek ve Avusturya Okulu görülerini popüler k lm sa da bu h zl ç k n h zl düüü olmutur. L. M. Lachmann n ifadesi ile ''1933 baharnda LSE'ye geldi:imde bütün önemli iktisatçlar Hayekçi idi. 1930'larn sonlarnda ise Hayek LSE'deki odasnda yalnzd'' (Lachmann, 1990). Hayek; Keynes'le giritii depresyonun nedenleri ve çözüm önerileri konusundaki tart may kaybettikten sonra, 1940'lara kadar konjonktür teorisini rafine etmeye çal m, giderek neoklasik iktisad n piyasa, rekabet, denge gibi temel kavramlar n sorgulay c çal malara yönelmitir. 1950'de Chicago Üniversitesine sosyal düünce profesörü olarak atanmas ile ilgisi çok büyük ölçüde siyaset felsefesi ve psikolojiye kaym t r. Mises ise, Nazi etkisiyle Viyana dan ayr lmak zorunda kalm, 'döneminde Cenova Üniversitesi nde ders vermi ve sonra Amerika'ya göç etmitir. Mises'in ard ndan, üçüncü kuak iktisatç lar da politik ya da baka nedenlerle ''ba@ka sulara'' (Amerika) sürüklenmiler ve Avusuturya Okulu K ta Avrupas nda resmen susmutur(bkz.rothbard, 1988). Mises in kendisi de bu dönemde Avusturya Okulu nun temel fikirlerinin neoklasik iktisat taraf ndan büyük ölçüde içselletirildiini ve neoklasik iktisattan farkl bir Avusturya Okulu nun kalmad n n savunulmas n n yanl olmayaca n ileri sürer (Mises, 1969). Bunun 4

5 bir kan t olarak F. Maclup un 9kinci Dünya Sava öncesi Avusturya 9ktisat Okulu'nun temel ilkelerini s ralad ansiklopedi makalesini gösterebiliriz (aktaran, Kirzner, 1987): (i)metodolojik Bireycilik: Politik ya da ideolojik bireycilikten farkl olarak, iktisadi olgular, yaln zca bireylerin faaliyetlerine inilerek anla labilir. (ii)metodolojik Sübjektivizm: Bireylerin faaliyetleri, onlar n bilgisine, alg lamalar na ve bekleyilerine bavurularak anla labilir. (iii)marjinalizm: Karar al c lar n kar lat klar iktisadi büyüklüklerdeki (magnitudes) olas deimeler önemlidir. (iv)(azalan Marjinal) Faydan n talep ve dolay s yla piyasa fiyatlar üzerindeki etkisi. (v)frsat Maliyeti: 9ktisadi kararlar etkileyen maliyetler, verimli kaynaklar n belirli bir amaç için kullan lmas nedeniyle vazgeçilen alternatifler deil, fakat alternatif f rsatlardan en önemlisidir. (vi)tüketim ve Üretimin Zaman Yaps: Zaman tercihlerini ve üretim sürecinin dolambaçl l n n (roundaboutness) yaratt verimlilii ifade eder. 1950'li y llar n ba nda, Avusturya Okulu ikinci ve üçüncü kuak iktisatç lar n n neredeyse tamam ABD Üniversitelerinde akademik faaliyetlerini sürdürmekle birlikte (Fritz Maclup, John Hopkins ve Princeton da; Oskar Morgenstern Princeton da; Gottfried Haberler, Harvard da; Paul Rosenstein-Rodan MIT de), Avusturya 9ktisat Okulu nun fikirleri (hem Amerikan iktisatç lar dünyas ndan hem de eski örencilerinden soyutlanm bir ekilde) yaln zca Mises in New York Üniversitesi ndeki seminerlerinde (ve 1949 da yay mlad Human Action kitab nda) ya yordu (Vaughn, 1994 : 92). Her ne kadar Avusturya 9ktisad na katk s sonradan anla lacaksa da Hayek in bu dönemdeki [özellikle Individualism and Economic Order, (1948)daki] yaz lar, iktisat metodolojisi, siyaset felsefesi ve psikoloji üzerine younlam t. Genç Kuak Avusturya Okulu 9ktisatç lar ndan Peter Boettke ye göre, Avusturya Okulu nun Neoklasik 9ktisattan farkl l, (Maclup un aksine) asl nda II. Dünya Sava sonras nda da Mises (1949)ve Hayek(1948) in kitaplar nda ve Sosyalist Hesaplama Tart malar na ilikin fikirlerinde sürüyordu (Boettke, 2002). Bunlar n kefi ve neoklasik iktisada alternatif bir paradigma oluturma çabas ise Avusturya Okulu nun yeniden canlanma dönemi olarak adland r labilir. Bu balamda Okulun dördüncü kua olarak Mises in örencileri Israel Kirzner ve Murray Rothbard, Hayek in LSE den örencisi Ludwig Lachmann ; beinci kuak olarak Gerald O Driscol, Mario Rizzo, Don Lavoie, Roger Garrison, Lawrence White, Walter Block, Hans-Herman Huppe ve Joseph T. Salerno yu, alt nc kuak olarak da George Selgin, Peter Boettke, Steve Horwitz, David Prychitko yu sayabiliriz. Avusturya Okulu günümüzde büyük ölçüde üç akademik kurumda varl n sürdürmektedir: New York Üniveristesi, Mises Enstitüsü (Auburn Üniversitesi) ve George Mason Üniversitesi. Avusturya Okulu nun 1970 lerin ba nda yeniden canlanma süreci, beraberinde Okul un (neoklasik iktisattan) ay r c nitelikleri, hangi çekirdek ilke ya da kavramlarla tan mlan p, gelitirilmesi gerektii konusunda Avusturyen 9ktisatç lar aras nda bir dizi tart ma yaratm t r. Ancak bu tart malar n özü ve en önemlisi, Mises in fikirleri ile Hayek in fikirlerinin türde (homogenize or de-homogenize) kabul edilip edilemeyecei, Hayek in görülerinin Mises in görülerinin tamamlay c s m yoksa ondan bir sapma m olduu konusundad r. Söz konusu bu tart ma, Okul un canlanmas nda önemli rol oynayan Avusturya Okulu na ilikin Institute of Human Studies taraf ndan her y l bir kere olmak üzere y llar nda düzenlenen üç konferansta su yüzüne ç km t r. 5

6 Otuzun üzerinde iktisatç n n kat ld ilk konferansta tebli veren kiiler s ras yla; NY Üniversitesi nde Mises in örencisi/asistan olan, O nun dan manl nda tezini yazan ve sonras nda ayn üniversitede Avusturyen Seminerler ve doktora program sürdüren Israel Kirzner; Mises in derslerini izleyen ve O ndan etkilenmekle birlikte doktoras n Joseph Dorfman dan manl nda Columbia Üniversitesi nden alan Murray Rothbard ve nihayet 1930 larda LSE de Hayek in asistanl n yapan, doktora derecesini Alman tarihçisi Werner Sombart dan manl nda Berlin Üniversitesi nden alan, Güney Afrika da çal makla birlikte, Kirzner in Avusturyen Doktora Program nda part-time dersler veren Ludvig Lahmann d. 9kinci konferansa bu üç isim yan nda, yukar da beinci kuak olarak tan mlad m z daha genç iktisatç lar konumac olarak kat lm t (Bkz. Vaguhn, 1994; Salerno, 2002). Sözkonusu üç konferans teblileri bir anlamda Avusturya Okulu nun take-off aamas diyebileceimiz iki kitaba dönümütür: E.G. Dolan, The Foundations of Modern Austrian Economics (1976), L.M. Spadoro New Directions in Austrian Economics (1978) Konferanslardan günümüze uzanan dönemde Avusturya Okulu nun geliimini ele alan üç çal ma arac l yla sözkonusu tart may özetlemek mümkün (Vaughn, 1994; Rothbard, 1992; Salerno, 2002): Rothbard n ba n çektii bir grup iktisatç ya göre, Avusturya Okulu nun düünsel geliiminin bir ( doru ) kanad Menger-Böhm-Bawerk-Mises ve Rothbard çizgisini izlerken, ikinci yan lt c ve tehlikeli (Rothbard, 1992:118) kanat ise Menger-Wieser-Hayek-Kirzner-Lahmann çizgisini izlemektedir. Rothbard n yan lt c ve tehlikeli gördüü, Hayek in tamamen irrasyonel bir ekilde evrilmi kurallar, bilgi, planlar ve kendiliinden düzen paradigmas, Lahmann n ultra-sübjektivist ya da nihilist paradigmas ve Kirzner n piyasa süreci paradigmas d r! Doru Avusturyen paradigma ise yaln zca Mises in praxelogy paradigmas d r ve yaln zca onun üzerine ina edilebilir. Bu yakla ma göre Mises in parexology yakla m n n yükselie geçii Rothbard n Man Economy and State (1962) i ile balam sa da, sözkonusu konferanslar n ard ndan Hayek-Kirzner n piyasa süreci ile Lahmann n belirsizlik analizinin ön plana ç kmas ile bir süre arka planda kalm sa da, 1982 de Mises Enstitüsünün kurulmas ve Review of Austrian Economics ve sonradan Quarterly Journal Of Austrain Economics dergilerinin yay nlanmas ile tekrar yükselie geçmitir. Salerno ya göre Avusturya Okulu nun yükseliinde Hayek in Nobel 9ktisat Okulu nu 1974 de almas n n rolü büyütülmemelidir. Hayek-Kirzner-Lahmann çizgisinde olduu görülen Vaughn a göre ise, Avusturya 9ktisad n n yükseliinde Hayek in ödül almas kadar, Kirzner n Competition and Entreprenuership(1974), Hicks in Capital and Time: A Neo-Austrian Theory (1973), Shakle n Epistemics and Economics (1972)kitaplar n n yay mlamas önemli rol oynam t r. Vaughn a göre, Rothbard n kitab, büyük ölçüde Mises in Human Action kitab n n kitlelere tan t lmas ve daha anla l r hale getirme çabas olmakla birlikte pek orjinallii olmayan bir çal mayd. Rothbard bu anlama iktisadi yaz lar ndan çok Liberterian felsefe boyutu ile an lmal yd. Kirzner ise neokasik piyasa dengesi analizine kar piyasa süreci kavram ndan hareketle, Hayek in bilginin da l m ve koordinasyonu, bir keif süreci olarak rekabet kavram ile Mises in giriimci teorisini birletirmeye çal yordu. Kirzner kararlar n belirsizlik alt nda al nd n vurgulasa da, belirsizlii ve zaman faktörünü en çok vurgulayan ve özellikle Avusturya sermaye teorisi üzerinde younlaan Lachmann a göre piyasa sürecinin dengeye yöneleceini söylemek mümkün deildir(vaughn, 1994). Avusturya Okulu yaz n nda önemli çal malardan bir dieri de G.P.O Driscol ve M. Rizzo nun The Economics of Time and Ignorance (1985) kitab d r. Vaughn a göre, bu kitaptan sonra Avusturya 9ktisad n zaman ve bilgisizlik iktisad olarak tan mlamak yanl olmayacakt r(vaughn, 1994:134). Avusturya Okulu nu sübjektivist ve piyasa süreci düünce 6

7 okulu olarak tan mlayan O Driscol ve Rizzo ya göre, 19. yüzy l fiziinin mekanistik bir modeli olarak neoklasik iktisat, art k yararl katk lar n n s n r na varm t r. Bu nedenle iktisad n kökenleri sosyal fizik ten çok felsefi iktisat la tan mlanmal d r. 9ktisat reel zaman ve radikal bilgisizliin/belirsizliin yaratt problemlerle uramal d r. Dolay s yla bu iki kavram, bireylerin kararlar yla ilgili sübjektivizm (alg ve bekleyi farkl l ), eksik bilgi, içinde faaliyet gösterilen kurumlar n (piyasa ve devleti) nitelii, bireylerin faaliyetlerinin koordinasyonu ve giriimcilik gibi konu ya da problemlerle birlikte düünülmelidir(o Driscol ve Rizzo, 1995). Söz konusu bu çal ma, Avusturya Okulu nun benzer kavramlar önemseyen Post Keynesyen ve Kurumcu Okullarla ilikisini art rm t r. Bu çal ma günümüzde Avusturya Okulu nu tan mlayan temel ögeleri de belirlemitir: i) metodolojik bireycilik ve sübjektivizm, ii) deiim ajan ile deiimin ayarlanma süreci (giriimci ve piyasa süreci) üzerine odaklanm bir analiz, iii) kendiliinden düzen için gerekli (ya da ona var lmas n engelleyen) kurumsal artlar n incelenmesi. Boettke ye göre, sözkonusu bu temel ögeler; halen üzerinde çeitli tart malar olsa da, bunlar n felsefi temelleri [Kantç apriorism (Mises), eletirel rasyonalizm (Hayek), Aristotelci essentialism (Rothbard)] farkl olsa da Avusturya Arat rma Program n tan mlar (Boettke, 1998:3). III. OKULUN METODOLOJ9K GÖRÜ[LER9 Avusturya Okulu'nun metodolojik görülerinin kökeni Menger'e dayansa da, as l Mises ve Hayek taraf ndan gelitirilen ya da temsil edilen iki ana Avusturya metodolojik çizgisinden söz edilebilir: S ras yla, Mises'in yaln zca aksiyomatik mant kullanarak testedilebilirlie kar ç kan praxeology yakla m ve Hayek'in sosyal bilimlerin kendine has niteliklerini unutmayan ve fakat testedilebilirlie de kar ç kmayan temkinli yanl@lamaclk olarak adland rabileceimiz yakla m. III.1. Praxeology Praxeology, Mises'in gelitirmi olduu, iktisad n tamamen aksiyomatik mant a dayal teorilerden olumas n ve fakat yanl lanabilirliin/ampirik testedilebilirliin gereksizliini savunan metodolojik bir yakla md r. Mises'e göre, praxeology insan faaliyetinin genel bilimidir (the science of human action); iktisat ise, bu bilimin bir alt dal d r. Praxeology'nin temel ç k noktas, ''insanolu eylemde/faaliyette bulunur'' postülas d r: 9nsanolunun faaliyeti amaçl d r; bireyler amaçlar n gerçekletirmek için araçlar aras nda seçim yaparlar. Bir baka ifade ile insanlar n eylemleri amaçs z ya da refleksif davran lar deildir. Öte yandan bireyin amaçl eylemde bulunmas postülas, neoklasik iktisattaki, kar lat tercihler demeti hakk nda tüm bilgiye sahip, zevkleri veri, tercihleri aras nda tutarl l k olan, zaman ve zevklerdeki deimelerin kendisine d sal kabul edildii rasyonel bireyle de kar t r lmamal d r. Ancak bireyin kendini daha iyi durumda sayaca bir amac seçmesi ve seçtii araçlar n bu amaç için uygun olduunu düünmesi, bunlar n a posteriori böyle olaca anlam na gelmez. Dolay s yla sonuçta amaçlanan n gerçeklememesi oldukça mümkündür. Öte yandan gerçek dünyada tüm faaliyetler zaman n içinde gerçekletirilir. Bütün faaliyetler imdi balar, yak n ya da uzak bir amaca varmak için gelecee yönelir. Eer bireyin tüm istekleri ayn anda gerçekleseydi faaliyete gerek olmayacakt. Yine birey, belirsiz ya da belirli olmayan dünyada daha iyi duruma geçebilmek için faaliyette bulunur. Tam bilgiye sahip olsayd durumunda bir deiiklik olmayabilirdi. Ayr ca bireyin kulland 7

8 araçlar n bireyin isteklerine görece k t olduunu ifade eder. Bir baka ifade ile kaynaklar a r bol olsayd, insanlar an nda isteklerini kar layacaklar ndan faaliyete gerek kalmayacakt. Dolay s yla k t kaynak ya da mallar faaliyet amac d rlar. Ve nihayet her eyin an nda kar land bir ortamda yine de k t olan bir ey olacakt r: zaman. Bir faaliyete girimek, dierinden vazgeçmeyi gerektirir (Rothbard,1976/a). Görüldüü gibi söz konusu bu sonuçlara, ''insanolu faaliyette bulunur'' temel önermesinden vard k. Yap lan, temel önermenin, sözel-tümdengelim (verbal deduction) yöntemiyle sonuçlar na ulamak ilemidir. Söz konusu bu ilemin en iyi örnei, tüm iktisadi sistemin tek bir temel önermeden ç kar ld Mises'in Human Action kitab d r. Temel önerme gerçek (kendiliinden doru) olduundan, ç kar lan sonuçlar da dorudur (Eer A, B'ye neden oluyorsa ve A doruysa, O halde B'de dorudur). Mises'in savunduu bu aksiyomatik-dedüktif yöntemin iki önemli noktas, sözeltümdengelim süreci ve önermelerin epistemolojik statüsüdür. Praxeology'de kullan lan tümdengelim süreci, fizik biliminkinden farkl d r. Pozitivistler/empirisistler, fizik biliminin bir ''model bilim''e dönütüünü ve kulland yöntemin sosyal ya da fiziki tüm bilimlere uygulanmas gerektiini savunurlar. Fizik biliminin kulland mant k, matematiksel mant kt r. Fizikte önermeler ve dolay s yla sonuçlar tamamen formeldir ve veri gerçekleri/olaylar öndeyileyebildikleri ölçüde bir ilevsel anlam kazan rlar. Praxeologyde ya da insan faaliyetinin analizinde, tam tersine, önermeler kendiliinden doru ve anlaml say l rlar. Sonuçta birbiri ard na gelen her sözel dedüksiyon doru ve anlaml d r. Sözel önermelerin önemli özellii herbirinin anlaml olmas d r; matematik sembollerin ise kendi ba na bir anlamlar yoktur. Önermelerin epistemolojik statülerine gelince, Mises, faaliyet kavram n n tüm deneylere a priori olduunu savunur; ''Neden-sonuç'' kanunu gibi, insanolunun mant ksal yap s n n önemli ve gerekli niteliklerinden birisidir. Mises'in bu metodolojik görüü, ''kafa kar t r c, kullan s z'', ''iktisatç n n iinin inkar '' (Samuelson), ''bilimin ruhuna ayk r '' gibi eletiriler alm t r. Ancak burada belirtilmesi gereken odur ki, iktisatta ampirik test kriterinin kald r lmas ne kadar yanl sa, iktisad yaln zca ampirik olarak testedilebilir teorilerden ibaret görmek de o kadar yanl t r. Hayek'in praxeology konusundaki yakla m tart mal d r. T.Hutchison, Hayek'in metodolojik çal malar n n, Mises'in etkisinde (Hayek I) ve Mises'in görülerinin b rak larak Popper'in etkisinde (Hayek II) yaz lm çal malar olarak iki döneme ayr labileceini öne sürerken; Norman Barry, Hayek'in testedilebilirlii reddeden praxeolgy ile Popperyen yanl lamac l birletirmeye çal t n söyler. Bizim de kat ld m z bir baka yorum ise, Hayek, Popperyen yakla ma ilgi duysa da, bir sosyal bilim olan iktisad n konusu gerei yüksek derecede ampirik nitelikte bir bilim olamayaca n, sosyal bir teorinin iinin, insan faaliyetinin spesifik-belirli bir yönü ve sonuçlar yla deil, sosyal yaam n genel model/kal plar n n (pattern) ileyi ilkelerini saptamak olmas gerektiini ve bu süreçte öndeyinin de genel ve negatif nitelikte olabileceini savunur (Hutchison,1983:216; Barry,1979:40; Gray, 1986 :17-20). III.2. Sübjektivizm Yukar da da söz ettiimiz gibi sübjektivizm kavram, iktisat literatrüne 1870'lerin 8

9 marjinal fayda devrimi ile birlikte girmitir. Ancak, Menger ve Avusturyal lar d nda, kavram tüketicilerin zevkler alan n ifade eder. Avusturya Okulunun amac ise bu kavram n iktisattaki kullan m alan n geniletmektir. Onlara göre sübjektivizm, iktisadi aç klaman n temellerini oluturan boyutlardan biri (Buchanan,1983) ve bir iktisat metodolojisidir. Bu metodoloji sayesinde, zaman, belirsizlik, giriimcilik, kurumlar gibi iktisadi aç klaman n önemli öeleri analiz edilir. Avusturya okulu sübjektivizmi, iktisad n, hereyden önce, nesneler ve objektif büyüklükler aras ndaki ilikilerle deil; insanlar n nesnelerle, insanlar n insanlarla giritikleri ilikilerle, insanlar n seçim/tercihte bulunmas na yol açan düünceleriyle ilgilenmesi gerektiini öne sürer (O'Driscol ve Rizzo,1985:18). 9nsanolunun faaliyetlerinin nesneleri çounlukla objektif olgular deil, fakat insanlar n bu olgularla ilgili düünceleridir. Dolay s yla, sübjektivizm, mana (meaning) alan yla, insanlar n amaçlar, planlar, deerlendirmeleri, bekleyileri alan yla ilgilidir. Bu nedenle sosyal (yada doal) bilimlerde objektifliin olamayaca görüü ile bir tutulmamal d r. Söylenen yaln zca, ''iktisadn nesnesi insanlarn ne dü@ündükleridir'' eklinde ifade edilebilir. Bu ifadenin ise iktisat teorisi için önemli ç karsamalar vard r (Shand;1984:3): Bir mal n deerinin objektif standard diye bir ey yoktur; ''fiyat'', ''maliyet'' gibi kavramlar somut-maddi terimlerle deil insanlar n ne düündükleri ile tan mlan r. Bu husus, y llar önce ölmü bir ressam n çad r bezi üzerine yapm olduu bir resmin y llar sonra niçin milyonlarca liraya sat labildiini aç klar. Avusturya Okulu ayn husustan hareketle, klasik iktisatç lar n, Marxist üretim kaynaklar teorisinin ve Sraffa'n n ba n çektii neo-ricardocu sermaye teorisinin, insanlar n onlar hakk ndaki deerlendirmelerini hesaba katmaks z n, bir mal yada hizmetin deerinin üretiminde mündemiç emek miktar nca belirlendii, mallar n mallarla üretildii eklindeki aç klamalar na kar ç kar (Buchanan, 1983; Shand,1990:20). Yine Avusturya Okulu, neoklasik (Walrasgil) iktisad, sübjektivizmi, ''aç klanm tercihler'' talep teorileriyle, bireylerin (ve toplumun) ''tercihler haritas ''n n ç kar labilecei görüü ile, iktisat teorisinin d na atmakla suçlar. Avusturya Okulu iktisatç lar aras nda sübjektivizm kavram üzerinde en fazla duran Lachmann olmutur. O'na göre sübjektivizm, kaç r lan f rsatlar cinsinden ''maliyet''i tan mlarken olsun, bireylerin zaman-tercihlerinin ifadesi eklinde piyasa faiz haddinin tan mlanmas nda olsun, yaam n her yan na yay lm t r. Ancak kavram n iktisat teorisinde yanl kullan m na da rastlanmaktad r. Avusturya Okulu iktisatç lar buna örnek olarak, neoklasik teorinin, tüketiminde rekabet olmayan ve kiilerin d lanamad eklinde tan mlanan kamusal mallar n kamulat r lmas teorik aç klamas n gösterir. Neoklasik teoriye göre, ayd nlatma ya da kapasite alt çal an köprü gibi kamu hizmetleri bir kez üretildiklerinde ilave bir kiinin bu hizmetlerden yararlanmas n n maliyeti s f r olaca ndan, bu hizmetlerin özel kesim eliyle ve belirli bir fiyatla sunulmas, etkin kaynak da l m n bozacakt r; dolay s yla bu hizmet kamulat r lmal d r. Avusturya Okulu bu görüü, marjinal maliyet kavram n yanl anlamas, maliyetin sübjektif niteliini kavrayamamas eklinde eletirir: Hizmetten yararlanan ilave kiinin maliyetinin s f r olmas n n, köprünün ina karar ile bir ilgisi yoktur. Köprünün inas ile ilgili as l karar, yat r m an nda kendini gösteren paran n yat r labilecei dier f rsatlar n, köprünün inas lehine reddedilmesi anlam nda sübjektiftir. Köprü sahibi için baz objektif veriler bulunsa da faaliyetin nihai ak yönü sübjektif olarak seçilir (Shand,1990:24). Avusturya Okulu ikisatç lar ndan O'Driscol ve Rizzo (1985: ), sübjektif analizin özelliklerini dört noktada toplarlar : (i) Sübjektivist 9ktisatç ; amaçlara, bilgiye, bekleyilere, ve s n rlamalara sahip hayali bir bilincin modelletirilmesi ile oluturulan bir düünce/zihin 9

10 (mind) yöntemi kullan r. Zihin, aç klanm olan olguyla anla labilir bir iliki içinde tan mlan r. Bu yöntem, tüm davran lar bilinen s n rlamalar alt nda sürekli fayda maksimizasyonu eklinde modelletiren neoklasik tercihler-teorik analizini içerdii gibi dier amaçl faaliyetleri de (giriimcilik, ilke-izleyen davran gibi) içerdiinden daha genitir. (ii) Zihni yap, gerçek yaamda tan mlan r. Gerçek zaman ya da daha aç kças zaman n geçiinin sübjektif alg lanmas, ortadan kald r lamaz-belirsizlikle, sürecin-tersinmezliiyle ve süreklibilgi-ak yla ilikilendirilir. Haber ak m, yaln zca bireyin varolan bilgi stounu art rmaz, fakat ayn zamanda baz bilgilerini de geçersiz k lar. Sürekli bilgi ak m, hem bireyin bilgisinin eksikliini hem de bu bilginin eskiyebilecei gerçeini ifade ettiinden, enformasyon dengesine asimptotik yakla m önler. (iii) 9ktisadi ajanlar, pasif karar al c lar olarak deil, yarat c karar al c lar olarak kabul edilir. Bu yarat c l k iktisadi modellerin öndeyi kapasitelerini s n rlasa da teorik nihilizm anlam na da gelmez. (iv) Farkl bireylerin farkl bilgiye sahip olduu kabul edilir. Enformasyon farkl l, ademi merkezi ekonomik yap lar n doal bir niteliidir. Piyasa sürecinde bilginin bir bireyden dierine aktar m da önemlidir. Neoklasik iktisat bilginin farkl l n, gözlemcinin bilgisi ile gözlenenin (iktisadi ajan n) bilgisinin farkl l n önemsemez; ya özde sayar ya da yaln zca modelin yap s nca belirlenen objektif bilgiye yöneleceini varsayar. Avusturya Okulu'nun sübjektivizmi, özellikle iktisat politikas ç karsamas aç s ndan eletirilir. 9ktisatç n n gelecee yönelik belirli öngörülerde bulunmas n salayacak objektif verilere dayanan modeller gelitirmesi mümkün deilse, iktisat politikas na yönelik bir ey yapmamas ve 'dükkân kapamas '' gerekir eklinde bir Avusturyen sonuç ç karmak üphesiz doru deildir. Örnein, bir köprü yap m ya da çevre kirliliini düzenleyici bir kanun ç kar lmas nda iktisatç n n yapaca ey, üphesiz, tamamen doru olmasa da fayda ve maliyetlerin deerlendirilmesindense, hiç bir eyin ölçülemeyeceini söyleyip durmak olmayacakt r. Vurgulanmak istenen, eldeki verilerden hareketle kararlar oluturulurken, olaanüstü genellemelerden kaç n lmas ve ekonominin yönetilebilecei konusundaki bekleyilere kukuyla yakla lmas d r (Shand, 1990: 27-28). III.3. Metodolojik Bireycilik Metodolojik bireycilik, gruplar hakk ndaki tüm önermelerin, bu gruplar ve onlar n ilikisini oluturan bireylerin davran lar na ilikin önermelere indirgenebileceini öne sürer. Metodolojik bireyciliin z dd olan metodolojik holism ise amaçlar ve ihtiyaçlar olan ve olaylara neden olan sosyal bütünlerin varl n n kabulu görüünü ifade eder. Bir baka ifade ile, iki yakla m, ''ekonomi'', ''devlet'', ''kalabal k'' gibi olgular tan mlamak için ''sosyal bütünleri'' oluturan bireylere bavurmak daima gerekli midir? Bir sosyal bütünün (komite) onu oluturan üyelerden farkl kollektif bir mant var m d r? gibi sorulara verdikleri yan tlarla birbirinden ayr l rlar. Metodolojik bireycilik, yukar daki kavramlar n holist kullan m n n, hem tamamlanmam hem de iktisad anlamay yan lt c ifadeler olduunu öne sürer. Buradan hareketle, neoklasik sentez makroiktisad n n iktisadi büyüklükler aras ndaki ilikileri ele almas n eletirirler. Ayr ca metodolojik bireycilikten, arat rma biriminin, toplumdan soyutlanm ç kar peinde koan (homoeconomicus) birey olmas gerektii anla lmamal d r. Birey toplumun içine doan, ondan etkilenen gerçek bireydir. Kavram daha çok bireyin topluma ilikin bilgisinin s n rl olduunu ifade eder. Metodolojik holizm yanl lar ise, metodolojik bireyciliin sosyal bilimlerin arat rma alan n s n rlad n, sosyal bütünlükleri (örnein senfoni orkestras ) inkar ettiini, öne 10

11 sürerler. III.4. Amaçlanmayan Sonuçlar ya da Kendiliinden (Spontane) Kurumlar Avusturya Okulu metodolojisinde önemli bir yer tutan kendiliinden düzen (spontaneous order) yada kendiliinden kurumlar kavram, Avusturya Okulu'nun gelitirmi olduu sosyal kurumlar n evrim teorisini ifade eder. Bu teoriye göre, devlet, dil, yasa, para, piyasa gibi kurumlar insanlar n belirli temel ilkelerden hareketle bilinçli olarak ürettikleri kurumlar deil, insanl k tarihinin belirli bir aamas nda amaçlanmaks z n ortaya ç km tesadüfi kurumlard r. Bu teoriyi gelitiren düünürlerden biri olan Adam Ferguson'un ifadesi ile, uluslar, insan tasarmnn(design) de:il, insan faaliyetinin sonucu olan tesadüfi kurumlardr (Aktaran, Barry,1979:6). 9te, sosyal bilimlerin ve onun bir alt dal olan iktisad n yan tlamas gereken soru, insanlar n kurmay yada oluturmay düünmedikleri ve bu amaçla belirli bir çaba göstermedikleri halde ortaya ç km olan bu kurumlar n nas l olup ta toplumun refah na katk da bulunduklar d r. Avusturya Okulu iktisatç lar ndan özellikle Hayek'in sosyal felsefesinde önemli bir yer tutan bu teorinin kökenleri, bir taraftan 18.yüzy l 9ngilteresinde Bernard Mandeville, David Hume, Adam Smith, Adam Ferguson gibi düünürlerin geliirdii düünce okuluna, dier yandan da Avusturya Okulu'nun kurucusu Carl Menger'e dayan r. Avusturya Okulu'nun kurumlara ilikin bu görüünün kar s nda ise, 17. ve 18. yüzy llarda K ta Avrupas na hakim olmu, Frans z Devrimi düünürlerinin (Ansiklopedistler, Rousseau, Voltaire, Condercet) gelitirmi olduu ve Kartezyen Rasyonalizm(Cartesian Rationalism) olarak adland r lan düünce vard r. Eski Yunan (Plato)'a kadar uzanan, Hegel ve Marx taraf ndan da sürdürülen bu düünceye göre, dünya doal ve insan-yap s eylerden oluur. Bir baka ifade ile, bu dikotomiye göre yeryüzündeki herey, ya doald r (insandan, insan istek ve faaliyetlerinden tamamen ba ms zd r) ya da insan-yap s (insan amaç ve tasar m n n ürünü olmas anlam nda), yapayd r. Tarih boyunca insanlara yararl olan tüm sosyal kurumlar, insanlar n bilinçli olarak oluturduklar, insan mant n n ürünü olan kurumlar olmutur ve de böyle olmal d r. Denilebilir ki, gelenek, adet ve tarih gibi sosyal kurumlar küçümseyen ve yaln zca insan tasar m n n ürünü olan kurumlar önemseyen bu düünce, giderek insan akl n n yeni bir toplumun kurulmas na yeterli olaca inanc na dönümütür. 9ngiliz siyaset bilimci Norman Barry'e göre kurumlara ilikin bu düüncenin 17. ve 18. yüzy llarda K ta Avrupas n etkisi alt na almas nda o dönemde gelitirilmi olan rasyonel doal hukuk felsefesi, Descardes'in rasyonalist epistemolojisi ve Bentham' n klasik 9ngiliz faydac l önemli rol oynam t r. Rasyonel doal hukuk teorisyenlerine göre, baz balang ç ilkelerinden hareketle bir ahlaki normlar seti oluturulabilir ve bu normlar, yaam deneylerini dikkate almaks z n yasal bir düzende uygulamaya konabilir. Bu görü, Voltaire'in daha iyi bir yasal sistemin kurulmas için atlmas gereken ilk adm, kendili:inden olu@anlar da dâhil olmak üzere varolan tüm yasalarn yaklmasdr. sözü ile özetlenir. Görü, tüm yasalar n gayesi belirli amaçlar yerine getirmek olan kadiri-mutlak (hükümdar)ca ç kar lmal d r önermesi ile tamamlan r. Descartesci rasyonalist epistemolojinin mutlak dorunun arat r lmas üzerindeki vurgusu ise, iktisat ve toplumsal bilimlerde fiziin ilkelerinin kullan lmas n savunan bilimcilik (scientism) yakla m n n yayg nlamas na neden olmutur (Barry,1979). Avusturya Okulu'nun, kurumlara ilikin kartezyen rasyonalizm görüüne ya da sosyal felsefesine yönelttii eletiriler büyük ölçüde Hayek'in gelitirmi olduu bilgi teorisine dayan rsa da bunu bir sonraki alt-bölüme b rakarak Avusturya Okulu'nun eletirilerini u ekilde s ralayabiliriz: Kartezyen rasyonalizm, yeryüzündeki eyleri ikili bir s n flamaya 11

12 (doa-ürünü, insan-amaçlar n n-ürünü) tabi tutarken, insanlar n sosyal yaamlar nda önemli rol oynayan üçüncü tip kurumlar dikkate almazlar. Bunlar yukar da sözünü ettiimiz insanlar n belirli amaçlar n n sonucu olmayan, insan faaliyetlerinin sonucu, amaçlanmaks z n ortaya ç kan spontane kurumlard r. 9kinci olarak, Avusturya Okulu insan akl n n ve bilgisinin s n rl olduunu kabul ederken, kartezyen rasyonalizm mutlak doru/bilgi aray ile insan akl n n hereyi (sosyal ve iktisadi olaylar ) doru olarak anlayabileceini ve buna dayanarak olaylara yön verilebileceini savunur. Bu son noktan n uzant s ise, sosyal bilimlerin de ele ald konular, t pk fizik bilimler gibi ölçülebilir bütüncül kavramlar ve yöntemlerle aç klayabileceidir. Hayek bu görüleri, toplumsal mühendislik ve sosyalist planlama düüncelerinin temelleri olarak görür ve eletirir. Hayek kendiliinden (spontane) kurum ya da düzenlerin evrimini biyolojik evrim teorisine benzetir. Hereyden önce, kendiliinden düzen insan faaliyetinin ürünüdür; ancak bu düzenin alaca biçim, belirli bir yönetim ilkeleri sistemine bal çok say daki bireylerin karma k ilikilerinin oluturduu faaliyet biçimince (mode) ekillenir. Bir baka ifade ile, farkl ilkeler sistemi, farkl kendiliinden düzenlerin ortaya ç kmas na yol açar. Yan tlanmas gereken, yönetim ilkelerinin (rules of conduct) nas l ortaya ç kt, bunlar n bir nesilden dierine nas l aktar ld ve tarihin içinde nas l dönüüme(mutasyona) urad sorular d r. Hayek'e göre, yönetim ilkelerine ilikin insan bilgisi, bilinç-ötesi (beyond consciousness) bir nitelie sahiptir. 9lk ilkeler sistemi, tarih-öncesi insan n korunma içgüdüsünden domutur. Bu dönemde küçük insan topluluklar n n varl n sürdürmesi topluluk üyelerinin ibirliini gerektirdiinden, dayan ma ve dierkâml k (alturism) ilk yönetim ilkeleri olmutur. Söz konusu bu ilkeler sisteminin nesiller aras nda aktar m, toplam nüfustan ba ms zca bireysel (aile) düzeyde gerçekleir. 9lkeler sisteminin dönüümü ise, doal seleksiyon süreci gibidir ve bir bütün olarak nüfuz düzeyinde gerçekleir. 9te Hayek'in tezine göre, bu tarih-öncesi çada insanlar toplumun sahip olduu baz kaynaklar özel mülkiyet olarak tutmaya karar verdiklerinde, birey yeni bir kültüre geçmitir. Bu yeni kültür ve ilkeler sisteminin eskisinin yerini almas, yeni kültürün insanlara salad refah ve bollua bal d r. Piyasa kültürü ya da düzeninin ortaya ç k da salad refah ve nüfus art ile aç klanabilir (Ionnides,1992). Spontane kurumlar ya da spontane toplum düzeni kavram n n sosyal felsefe boyutu ya da sonuçlar da önemlidir. Yan tlanmas gereken soru, spontane düzen fikrinin bireysel özgürlükle uyuup uyumayaca ya da spontane düzen fikrinin liberal bir içerii olup olmad d r. Hayek'e göre, ''sosyal politikan n, insan tasar m n n deil, çok say da insan n faaliyetlerinin ürünü olan düzenli yap lar n varl n n kefiyle balad n söylemek bir abart olmayacakt r'' (Hayek,1982(I):36-37). Siyaset Bilimci John Gray (1986: ) bu ifadenin, Hayek'in spontane düzen kavram n içinde yaad m z karma k toplumsal ve iktisadi olgular dünyas n aç klay c bir çerçeve olarak kulland n gösterdiini belirtir. Eer Gray'in bu saptamas n doru kabul edersek, spontane düzen kavram n n normatif bir boyutu olmad n (value free), dolay s yla liberal bir nitelii olmad sonucuna varmam z gerekir. Bunun bir göstergesi olarak, spontane düzen ve görünmez-el düüncesinden hareketle klasik liberalizmin tasvip etmedii modern devletçiliin yükseliini aç klayabiliriz: refah devletinin ortaya ç kmas, toplumun çeitli kesimlerinin baz özel problemlerine küçük-küçük (piecemeal) ve plans z çözümler üretilmesinin sonucudur. Kamusal Tercihler Okulu da, her ne zaman özgür toplumun anayasal çerçevesinin politikac lar n oy rekabeti yüzünden deiiklii söz konusu olursa, devlet müdahalesinin artaca n öne sürer. Çünkü devletin her müdahalesi, her refah program, toplumun bir kesimine yarar salayacakt r. Böyle olunca baar s z da olsa hiç bir program uygulamadan kald r lamayacakt r. Sonuç, herkesin herkesle yasal düzeyde savaa giritii bir düzen olacakt r. Dolay s yla spontane düzen anlay, liberalizm öncesi toplumlar n geliimi kadar, liberal toplumdan uzaklamalar da ifade eder. Bu durumda 12

13 özgürlük, spontane düzenin doal bir parças deilse, bunlar n birbiriyle uyumlu olduunu nas l söyleyebiliriz? Avusturya Okulu'ndan Rothbard ve Kamusal Tercihler Okulu'ndan Buchanan spontane düzen tezinin özgürlük kavram için bir temel salamad n aksine özgürlük kavram n kar t rd n öne sürerler (Gray,1986:122). Hayek ise, spontane kurumlar n geliimini biyolojik evrim teorisine benzetirse de, bir evrim kanunu olmad n, kültürel evrimin zorunlu olarak özgür topluma yol açaca n n söylenemeyeceini belirtir (Bkz.Hayek,1982(2):23 24). Spontane düzen fikri iki ekilde özgürlüe destek olabilir: 9lki, negatif bir savunmayla, sosyal yaamda yap c planlaman n (constructivist planning) ya da rant-kollaman n (rent-control) baar s n n s n rl olduunu ve kendi kendini yok edeceini göstermekle, ikincisi ise, sosyal düzenin hiyerarik bir yap ya sahip olmad n n gösterilmesiyle, spontane düzenin liberalizmi destekledii savunulabilir. K saca, kanun hakimiyeti alt nda özgürlüün istikrarl -hukuki bir çat s kurulduunda, gönüllü mübadeleden oluan spontane düzen liberal bir içerie bürünür. III.5. Bilgi ve Zaman n Önemi Avusturya Okulu'nun iktisadi ve politik görülerine temel tekil eden metodolojik yakla m nda, bilgi, örenme, bilginin toplum içinde (bireyler aras nda) yay lma süreci (via fiyatlar ve kurumlar), bilim adam n n bilgisi ile iktisadi/sosyal aktörlerin/bireylerin bilgisinin farkl l, zaman ve belirsizlik gibi kavramlar da önemli yer tutar. Avusturya Okulu bilgi teorisinin ç k noktas, insanolunun (bireyin) bilgisinin s n rl olduu, eksik-bilgiye(ignorance) sahip olduudur. Söz konusu bu eksik-bilgi teknolojik gelime ile a labilecek ampirik bir sorun deil, felsefi bir tezdir. Toplum ve ekonomi hakk ndaki bilgilerin temel nitelii, toplumun bireyleri aras nda da lm olmas ve tek bir kii ya da merkezi kurum taraf ndan toplan p bir araya getirilememesidir. Yine bu bilgi, somutspesifik olaylara ilikin olmay p genel nitelikte eylerdir. Zaman içinde bir yandan topluma ilikin bilgiler artarken, bir yandan toplumun giderek karma klamas, teknolojideki gelimeler, bireyin bilgisini de azalt r. Avusturya 9ktisat Okulu bu bilgi teorisi ile insanlar n içinde yaad klar iktisadi ve sosyal sistemleri anlayabilmelerinde akli yetilerinin doal s n r na iaret eder (Barry,1979: 10). Hayek bu görüü desteklemek için The Sensory Order kitab nda psikolojiye ait Gödel Teoremi'ne bavurur: Bir sosyal sistemin tutarl l, sistem içinden kan tlanamaz; dolay s yla, rasyonel süreçlerde ifade edilemeyecek, fark na var lamayacak kurallar ya da bilgilerin varl unutulmamal d r (Shand,1984.8). 9te iktisad n temel sorunsallar ndan biri de bu balamda ortaya ç kmaktad r: ''Nas l olur da tek bir kii taraf ndan toplanamayan fakat binlerce ya da milyonlarca bireylerde ayr ayr bulunan büyük bilgi y n ndan yaralanarak bütün bir iktisadi faaliyet düzeni baar l r?'' (Hayek,1967:91-92). 9nsanlar n toplum ya da ekonomiye ilikin bilgilerini nas l elde ettiklerini Hayek psikolojinin teorik temellerinden hareketle aç klamaya çal r. Hayek için önemli olan objektif fiziki dünya ile duyular m zla alg lad m z görüngü (phenomenal) dünyas aras ndaki iliki ve farkl l kt r. 9nsanolu kendisinin d ndaki iktisadi ve sosyal dünyaya ilikin bilgileri, tek tek olaylar eklinde deil insan zihninin ürettii belirli genellemeler ve s n flamalar eklinde alg lar/elde eder. 9nsanolunun kafas ndaki zihni düzen, zihin taraf ndan üretilen, insanlar n giritii bir dizi ilikileri yans tan görüngü dünyas na ait bir düzendir; bu düzen sübjektif olsa da kullan s z deildir. Bir kii için doru ya da farkl olan, bir baka kii için de ayn anlama gelebileceinden, bu düzenle ilgili genel önermelerde bulunulabilir. Böylece zihni düzen evrimci bir süreçte ortaya ç kar. Merkezi sinir sistemi, d dünya ile ilgili tecrübelerden, ba nt lar mekanizmas arac l yla bir ''dünya haritas '' üretir. Bir baka ifade ile d dünyadaki bir olaya ilikin bilgimiz yaln zca o olaya dayanmaz, daha önceki deneylerimiz 13

14 arac l yla önceden sahip olduumuz ba nt lara da dayan r. Dolay s yla bu ba nt lar mekanizmas bir örenme sürecini de ifade eder (Barry, 1979:12). Hayek'in teorik psikolojiye dayand rd bu bilgi teorisinin bal ca özelliklerini u ekilde s ralayabiliriz: bu teoriye göre zihni dünya sübjektif olduundan deneysel bilimlerin yöntemlerine indirgenemez; dolay s yla zihni dünyan n fiziki süreçler olarak aç klanabilecei ve gözlemlenebilir ampirik olgulara indirgenebileceini savunan behaviorismden ayr l r. Yine bu teoriye göre, dünya teorilerle anla labilir; zihnin yapt s n flamalar yanl ç kabilir ve örenme sürecinin yard m yla yeniden s n fland r labilir. Ancak burada önemli olan yeniden s n flaman n zihni bir süreç olmas d r. Bununla kastedilen, tüm bilgimizin deneyin sonucu olmad, zihnin tabula rasa olmad, (geçmi deneylerin ürünü olan) birtak m araçlarla donat lm olduudur. 9te tüm zihinsel/duyusal deneylerimizin dorulayaca baz genel ilkeler vard r ki bu ilkeler hakk ndaki bilgimiz d dünya ile ilgili bilgimizi oluturur. Görüngü dünyas sübjekif olduundan, aç klama, belirli s n flamalara dayal genel, ilkesel aç klamalard r. Bu nitelii ile, fizik bilimlerinin sabiteler dünyas nda geçerli olan ve spesifik olaylara ilikin öngörüler yapabilen aç klamalar ndan ayr l r (Barry, 1979:13). Hayek'in bilgi teorisi, bilginin nitelii, insanlar aras nda yay lma süreci, Avusturya Okulu'nun Walrasgil mikroekonomik analize (genel denge teorisi) ve sosyalist sistemde fiyatlama ve planlama görülerine getirdii eletirilerin çekirdeini oluturur. 9ktisad n (ve dier toplumsal bilimlerin) verilerini (data) oluturan bireysel ve toplumsal bilgi stoku, insanlar aras nda fiyatlar ve kurumlar arac l yla yay l r. Avusturya Okulu'nun bilgi kavram ile ilgili olarak önemle vurgulad noktalardan biri de, iktisad n konusunun sübjektif nitelii ile sübjektivist yöntemin kar t r lmamas gerekliliidir. Onlara göre, sübjektivist yöntemle objektif bilim tamamen tutarl d r; sübjektivist yöntemle pekala objektif bilim yap labilir. Bunun için iki noktan n ele al nmas gerekir: 9lki, bilim adam n n bilgisi (bilimsel bilgi) ile sokaktaki adam n (iktisadi ajan n) bilgisinin farkl l d r. Bilim adam, insan faaliyetinin bütününü ve genellikle amaçlanmayan sonuçlar n arat r r ve bunun bilgisine sahiptir (Hayek buna objektif veriler der). 9ktisadi ajan ise kendisi ile ilgili bilgi parças ile ura r (Sübjektif veriler) ve bu alg lama/bilgiden hareketle kendisine ait baz ayarlamalarda bulunur. Sözgelimi vergilerdeki bir deimenin sermaye, emek, tüketici üzerindeki etkisi/yükü iktisatç n n bilgisini oluturur. Birey ise, tasarruf sahibi olarak, ayn tasarruf oran n sürdürmeli mi, yoksa yat r m portföyünü deitirmeli mi sorusuna, içi olarak ücretlerdeki deimelere kar l k iini deitirmeli mi, tüketici olarak tüketim sepetini deitirmeli mi sorular na yan t arar ve onun için bu bilgiler önemlidir. Bilim adam n n bilgisi de, çok say da teorilerin bulunmas, ihtiyac tam kar layamamas gibi nedenlerle birey için belirsizlik yarat r. 9kinci önemli nokta ise, sübjektif manan n (meaning) objektif biliminin yap labileceidir ki bu sübjektivist yönteme kar l k gelir. Bu yöntemde, somut sonuçlar ve s n rlamalarla ura lmaz; en soyut düzeyde idealize rasyonel yap lar kurulmaya, bireylerin içinde bulunduklar öznel durumu aan bir tercih/seçim mant n n gelitirilmesine çal l r. Uygulama düzeyinde bilim adam bireyin düüncelerini aç klamalar na ekleyebilir. K saca, iktisad n konusunun sübjektif nitelii/içerii (zevkler, olaylara ilikin bekleyiler, alg lamalar, bilgiler) gözlenemez ise de, bunlar hakk nda bireylerin davran lar nca kontrol edilebilen, anla labilir ilikiler kurulabilir: objektif bilim.(o'driscol ve Rizzo, 1985:42-44) Avusturya Okulu iktisatç lar Neoklasik iktisad n ''zaman'' kavram n alg lama/yorumlama biçimini de eletirirler. Neoklasik iktisatta Newtoncu zaman (Newtonian time) söz konusudur. Buna göre zaman, bir çizgi/hat boyunca görülen deimelerle gösterilir ya da sembolize edilir. Farkl tarihler, çizgi parçac klar (kesit zaman) (discrete time) ya da 14

15 noktalar (sürekli zaman) (continuous time) dizisi eklinde tasvir edilir. Her iki durumda da zaman tamamen bir uzay ya da mekana benzetilir ve uzay/mekan için doru olan her eyin zaman için de doru/geçerli olduu kabul edilir. Newtoncu zaman n belli bal özelliklerini u ekilde s ralayabiliriz: Homojenlik: Burada uzamsal/uzaysal zaman (spratialized time) yaln zca geçici bir durumdur. T pk bir çizgideki bo nokta gibi, deimelerle dolmay bekleyecektir. Ancak deiim söz konusu olmad nda zaman içeriinden ba ms z olarak geçecektir. Bir baka ifade ile zaman n geçiminde örenme olgusu olmad ndan bu, statik bir teoridir. Arrow-Debreu modelinde tüm kararlar ilk gün al n r ve zaman n geçmesi ve bu esnada bireylerin bir eyler örenerek kararlar n deitirmesi olgusu yoktur. Matematiksel Süreklilik: Bu, birbirini izleyen anlar n sürekliliinden çok, sürekli bölünebilirlii ifade eder. Burada zaman ne kadar böleceimiz ve nereden birletireceimiz önemli deildir. Zaman n her an birbirinden ba ms zd r ve birbirine dokunmaz. Genel denge teorisinde tüm ayarlamalar sonsuz h zda gerçekleir ve tüm kaynaklar sonsuz ak c l a sahiptir. Bu durumda ayarlamalar anl k ise ne deiime gerek vard r ne de dinamik sorunlar n çözümü meselesi vard r. Nedensel Hareketsizlik (Causal Inertness): Zaman n geçmesinin bir sonuç üretmemesi, homojenliin bir baka ifadesidir. Sistemin ilk anki durumu deime için gerekli her eyi içerir, zaman buna bir ey eklemez (O'Driscol ve Rizzo, 1985:54-55). Avusturya Okulu iktisatç lar ise Reel ya da Sübjektif zaman kavram n benimserler. Zaman, statik sübjektif bir kavram deil, yeni deneylerin dinamik ve sürekli ak m d r. Bu ak m, zaman n içinde deildir; zaman n kendisidir ya da onu oluturur. Zaman n geçiini bu ak m d nda tecrübe edemeyiz; ya yeni bir ey olmal ya da zaman durmal d r. Reel zaman n özellikleri ise unlard r: Dinamik Devamllk: Bir melodinin tek bir notas n duymak, melodinin/müziin tad na varmak, anlamak, yaamak için yeterli deildir. Fiili tecrübe/deney matematik noktadan farkl bir eydir. Bir müzik parças n deitirmeden, iptal etmeden sürekli bölmek mümkün deildir. Reel zaman n dinamik yap s n n iki temel nitelii, an (memory) ve bekleyi (expectation)dir. Bugün, dier zaman periyotlar ile bireyin alg lamalar arac l yla birleir. Heterojenlik: Bireyin an lar, her birbirini izleyen zaman n en küçük birimi olan an deitirir. Zaman geçtikçe bireyin an lar sürekli zenginleir ve böylece yaad sübjektif görü noktas sürekli deiir. Reel zaman n her an yenidir. Nedensel Etkinlik: Bu heterojenlikten doar. Fiziki deiimden farkl olarak zaman n geçii yeniliin kayna d r. An lar n çoalmas dünyaya bak aç m z deitirir. Zaman nedensel olarak kudretli (potent) ve yarat c d r. Bu tüm iktisadi sürecin intikaline ve bilginin büyümesine yol açmas demektir. K saca zaman tersinmezdir; önceye dönü yoktur. Zaman n geçii yarat c deerlendirmeye yol açarken, süreç öngörülemeyen deiimler dourabilir. Dolay s yla, deterministik modellerde olduu gibi süreç veri faktörlere yaln zca bir uyumu ifade etmez. Deime gerçekse, tamamen deterministik olamaz; bir sürpriz alan olmal d r (O'Drisco ve Rizzo,1985:60-62). Reel zaman, bireyler planlar n yaparken, eylemde bulunurken yeni tecrübeler elde 15

16 ettiklerinden önemlidir. Yeni tecrübeler (deneyler/deneyimler) deterministik-olmayan biçimde yeni bilgilere yol açar. Bireyler bu yeni bilgilerine dayanarak gelecee ilikin planlar n, eylemlerini deitirirler. Böylece iktisadi sistem tamamen içsel (endogenous) güçlerce sürdürülür. Bir baka ifade ile, zaman geçtikçe bilgimiz de deieceinden ekonominin doal durumu, durgunluk/hareketsizlik deil, deiimdir. Gerçek belirsizlik (genuine uncertainty) kavram n n iki önemli nitelii, bir faaliyetin tüm olas sonuçlar n n liste halinde s ralanamayaca ve belirsizliin tamamen içsel olmas d r. Bu niteliklerden ilki, yenilik ve gerçek sürprizi ifade eder ve neoklasik belirsizlik kavram n n nitelii olan bilinen olas l klar n s ralanmas (ya da a rl kland r lmas )na kar d r. 9kincisi ise, piyasa sürecinin özünü oluturur ve sistemdeki deimeyi yarat r. Dolay s yla deime olgusunun olmamas reel zamanla uyumaz; tam koordinasyon, tam denge Newtoncu bir kavramd r. Reel zaman, hakiki belirsizlik, denge, iktisadi sistemin analizinde önemli ilevi olan deikenlerdir ve bu nedenle, belirsizlik ve reel zaman kavramlar na uygun olarak yeniden tan mlanmal d r. IV. Sonuç Yerine Yukar da ele ald m z metodolojik ilkeler, Avusturya Okulu nun hakim iktisat yakla m neoklasik iktisad n hem mikroiktisat hem da makroiktisat aya na yönelttii eletirilerin ç k noktalar d r. Diyebiliriz ki neoklasik iktisad n soyut denge kavram üzerinde odaklamas, analizinde zaman ve belirsizliin, giriimcinin olmamas ve gerçekten uzak tam rekabet artlar na dayanmas gibi Avusturya Okulu eletirilerinin büyük ölçüde taraftar toplad n, aralar nda farklar olmak üzere benzer eletirilerin Post Keynesci ve Kurumcu 9ktisat Okullar nca da öne sürüldüünü söyleyebiliriz. Bu anlamda neoklasik iktisad n 2000 li y llardaki yenilenme sürecinde Avusturya Okulu eletirilerinin de pay olaca n söyleyebiliriz. Avusturya Okulu nun yaayan, dinamik bir arat rma program olmas n n bir göstergesi de, art k yaln zca neoklasik iktisad n eletirisine odaklanman n ötesine geçmesi, kendi arat rma program n gelitirmeye (Thomas Kuhn un ifadesi ile kendi kutular n doldurma ya) yönelmesidir. Bu balamda önemli gördüümüz çal malardan baz lar n u ekilde s ralayabiliriz: Her eyden önce 20. yüzy l n en önemli tart mas diyebileceimiz, sosyalist hesaplama tart@mas üzerine Lavoie(1985) nin çal mas n n ard ndan, Boettke nin (2000, 2001) yay nlar n belirtmek gerekir. Günümüzde art k Avusturya Okulu nun tart man n nihai galibi olduunu söyleyen (Avusturyen-olmayan) iktisatç lar n (örnein Mark Blaug) bulunmas n n d nda, bu iktisatç lar n çal malar, iktisadi sistemlerin kar lat r lmas ve geçi ekonomilerinin sorunlar na ilikin de teorik çerçeve salamaktad r. Kirzner n neoklasik iktisada yönelttii denge üzerinde a r younlama ve giriimci teorisinin olmamas eletirisinin büyük ölçüde kabul edildii söylenebilir. Ayni çizgide Avusturya Okulu firma teorisini gelitirmeye yönelik çal malar da sürmektedir (Lewin ve Phelan, 2000; Dulbecco ve Garrouste, 1999). Son y llar n moda konular ndan bilgi ekonomisi tart malar n n taraflar ndan birinin Avusturya Okulu (konuya ilikin iktisat literatüründeki ilk önemli makaleleri yazan n da Hayek) olduunu söyleyebiliriz: Joseph E. Stiglitz ve G. Akerlof a Nobel 9ktisat Ödülü kazand ran, piyasalarda iktisadi karar al c lar n asimetrik bilgiye sahip olmas n n yaratt bir 16

17 tak m davran müevviklerinin (ahlaki risk ve ters seçim), piyasa baar s zl klar yarataca ve ekonomiyi etkinlikten uzaklat raca görüünün en ciddi alternatifi, Hayek in eksik bilgi, Mises ve Kirzner n giriimci ve piyasa süreci kavramlar na dayanan ve bilgi farkl l n n kapitalizmi etkinlik ve dengeye yönelteceini savunan Avusturyen bilgi teorisidir. Limon problemi, son y llarda ç gibi büyüyen internet sektöründe geçersiz kalmaktad r (Bkz., Boettke, 2002b; Steckbeck ve Boettke, 2001). Ve nihayet Roger Garrison Time and Money(2000) kitab ile, Keynesci-Monetarist emek piyasas temelli makro modellerine kar l k sermaye temelli makroiktisat modeli gelitirirken, ayn zamanda Yeni Klasik ve Reel Konjonktür teorilerine de önemli eletiriler getirmektedir. Kaynakça Backhouse, R.E. (2000): Austrian Economics and The Mainstream: View from the Boundary, The Quarterly Journal of Austrian Economics, 3(2), Barry, N. P. (1979): Hayek's Social and Economic Philosophy, London: Macmillan Blaug, M. (1997): Not Only An Economist, Edward Elgar Blaug, M. (1999): The Formalist Revolution or What Happened to Orthodox Economics After World War II?, R.E. Backhouse ve J. Creedy, From Classical Economics to the Theory of the Firm, Edward Elgar, Boettke, P. (1998): Is There an Intellectual Market Niche for Austrian Economics?, Review of Austrian Economics, 11, 1-4 Boettke, P. (2000): Socalism and the Market: the Socialist Calculation Debate Revisited, 9 volumes, London: Routledge Boettke, P. (2001): Calculation and Coordination: Essays on Socialism and Transitional Political Economy, London:Routledge Boettke, P. (2002): Information and Knowledge: Austrian Economics in Seaaarch of Its Uniqueness, Review of Austrian Economics, 15(4), Boettke, P. ve P. Leeson (2002): The Austrian School of Economics: Buchanan, J.M. (1983): ''The Domain of Subjective Economics: Between Predictive Science and Moral Philosophy'', I.M. KIRZNER (ed.): Method, Process and Austrian Economics: Essays in Honor of Ludwig von Mises, Lexington Books, 7-20 Dulbecco, P. ve P.Garrouste (1999): Towards an Austrian Theory of the Firm, Review of Austrian Economics, 12, Garrison, R.W.(1986):''From Lachmann to Lucas: On Institutions, Expectations and Equilibrating Tendencies'', I.M.KIRZNER (ed.) (1986): Subjectivism, Intelligibility and Economic Understanding, Macmillan,

18 Gray, J. (1986):Hayek on Liberty, Second Edition, Basil Blackwell Hayek, F.A.(1948): Individualism and Economic Order, London and Chicago Hayek,F.A. (1967): Studies in Philosophy, Politics and Economics, Routledge-Kegan Paul Hayek,F.A. (1982):Law, Legislation and Liberty, Complete Edition in New One-Volume Paperback Hayek,F. A. (1989):The Fatal Conceit, The Errors of Socialism, W.W. Bartley III, The University of Chicago Press Hutchison,T.W.(1983):''Austrians on Philosophy and Method Since Menger'', The Politics and Philosophy of Economics, Basil Blackwell, Ioannides, S. (1992): The Market, Competition and Democracy, Edward Elgar Kirzner, I.M. (1973): Competiton and Entrepreneurship, The University Of Chicago Press Kirzner, I. M. (1976):''Equilibrium versus Market Process'', E.DOLAN (ed.): The Foundations of Modern Austrian Economics, Institute of Human Studies, Menlo Park, California, Kirzner, I. M.(1983): Method, Process and Austrian Economics: Essays in Honor of Ludwig von Mises, Lexington Books Kirzner, I. M. (1987):''Austrian School of Economics'', The New Palgrave Dictionary of Economics, Cilt 1, Kirzner, I. M.(1997): Entrepreneurial Discovery and the Competitive Market Process:An Austrian Approach, Journal of Economic Literature, XXXV (1), Lavoie,D. (1985):Rivalry and Central Planning, Cambridge University Press Lewin,P. ve S.E.Phelan (2000): An Austrian Theory of the Firm, Review of Austrian Economics, 13, Littlechild, S.C.(1983):''Equilibrium and the Market Process'', Kirzner(1983) içinde Loasby, B.J. (1991): ''The Austrian School'', D. MAIR ve A.G. MILLER, (ed.) (1991): A Modern Guide to Economic Thought, Edward Elgar, Mises, L.von (1949): Human Action, Scholar s Edition, The Ludwig von Mises Institute, 1998 Mises, L.von (1949): The Historical Setting of the Austrian School of Economics, Institute of Human Studies Moss, L.S. (1976): ''The Monetary Economics of Ludwig von Mises'', L.S.MOSS (ed.) (1976):The Economics of Ludwig von Mises: Toward a Critical Reappraisal, Sheed and Ward Inc., Kansas City,

19 O'Driscol, G.P (1977): Economics as a Coordination Problem, Sheed Andrews and McNeel Inc, O'Driscol ve M.J.Rizzo (1985): The Economics of Time and Ignorance, Oxford O'Driscol, G.P. ve M.J.RIZZO (1986):''Time in Economics'', I.M.Kirzner(ed.): Subjectivism Intelligibility and Economic Understanding, Macmillan O Driscol and M.J. Rizzo (1995): The Economics of Time and Ignorance, Routledge, 2.Editon Reekie, W.D. (1984): Markets, Entrepreneurs and Liberty: An Austrian View of Capitalism, New York, St. Martin's Rothbard, M.N. (1976/a):''Praxeology:The methodology of Austrian economics'' E.Dolan (ed.) :The Foundations of Modern Austrian Economics, Institute of Human Studies, Menlo Park, California, Rothbard, M.N. (1976/b): ''The Austrian Theory of Money'', E.Dolan (ed.1976) içinde, Rothbard, M.N. (1978): ''Austrian Definitions of the Supply of Money'', L.M.Spadora (1978): New Directions in Austrian Economics, ss Rothbard, M.N. (1988): Ludwig von Mises: Scholar, Creator, Hero, Ludwig Von Mises Institute Rothbard, M.N. (1992): The Present State of Austrian Economics, The Logic of Action I: Method, Money and Austrian Scholl, Edward Elgar, 1997, içinde, Salerno, J.T. (2002): The Rebirth of Austrian Economics In Light of Austrian Economics, The Quarterly Journal of Austrian Economics, 5(4), Shand, A.H. (1984): The Capitalist Alternative: An Introduction to Neo-Austrian Economics, Wheatsheaf Books Shand, A.H. (1990):Free Market Morality, Routledge Steckbeck, M. ve P. Boettke (2001): Akerlof Problems, Hayekian Solutions Vaughn, K.I. (1994): Austrian Economics in America:the Migration of a Tradition, Cambridge Un. Pres YAY, T. (1993):F.A. Hayek'te 2ktisadi Dü4ünce, Bursa:Ezgi Kitapevi YAY, T. (1994):''F.A. Hayek'in 9ktisat Anlay '', Hayek'te Serbest Piyasa ve Özgür Toplum, ANAP Bilimsel Yay nlar Dizisi:3,

AVUSTURYA EKONOMİSİ. Yazan: Deborah L. Walker Çeviren: İrfan KALPALI. Tarihçesi

AVUSTURYA EKONOMİSİ. Yazan: Deborah L. Walker Çeviren: İrfan KALPALI. Tarihçesi AVUSTURYA EKONOMİSİ Yazan: Deborah L. Walker Çeviren: İrfan KALPALI Tarihçesi Avusturya Ekonomi Okulu, Carl Menger'in 1871 yılında yayımlanan " İktisat İlkeleri" adlı eserinden gelmektedir. Menger'in öğrencilerinden

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri Mikroekonomik Analiz I IKT701 1 3 + 0 6 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih, Talep, Maliyet, Üretim, Kar, Arz.

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. Soru : Din nedir? Din, Allah tarafından gönderilmiştir. Peygamberler

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

IKTI 102 24 Şubat, 2011 Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü DERS NOTU 01 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ NOMİNAL VE REEL ÇIKTI İSTİHDAM VE İŞSİZLİK

IKTI 102 24 Şubat, 2011 Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü DERS NOTU 01 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ NOMİNAL VE REEL ÇIKTI İSTİHDAM VE İŞSİZLİK DERS NOTU 01 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ NOMİNAL VE REEL ÇIKTI İSTİHDAM VE İŞSİZLİK Bugünki dersin içeriği: I. MAKROEKONOMİK ANALİZE GENEL BİR BAKIŞ... 1 1. GİRİŞ... 1 2. MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ... 2 3. MAKROEKONOMİNİN

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

Konu 4 Tüketici Davranışları Teorisi

Konu 4 Tüketici Davranışları Teorisi Konu 4 Tüketici Davranışları Teorisi Hadi Yektaş Zirve Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı Güz 2012 1 / 93 Hadi Yektaş Tüketici Davranışları Teorisi İçerik 1 2 Kayıtsızlık Eğrisi Analizi Tüketici

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

Y = 29,6324 X 2 = 29,0871 X 3 = 28,4473 y 2 = 2,04 x 2 2 = 0,94 x 2 3 = 2,29 yx 2 = 0,19 yx 3 = 1,60 x 2 x 3 = 1,06 e 2 = 0,2554 X + 28,47 X 3-0,53

Y = 29,6324 X 2 = 29,0871 X 3 = 28,4473 y 2 = 2,04 x 2 2 = 0,94 x 2 3 = 2,29 yx 2 = 0,19 yx 3 = 1,60 x 2 x 3 = 1,06 e 2 = 0,2554 X + 28,47 X 3-0,53 EKONOMETR DERS ÇALIMA SORULARI SORU : 1 1980-1994 y llar aras ndaki Türkiye Özel Yat r m (Y), Reel Mevduat Faiz Oran (X ) ve GSMH (X 3 ) verilerinden hareketle a*a+ daki ortalamadan farklara göre ara sonuçlar

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Levent ÖZBEK Fikri ÖZTÜRK Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü Sistem Modelleme ve Simülasyon Laboratuvarı 61 Tandoğan/Ankara

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM Varlıkların zihindeki tasarımı kavram olarak ifade edilir. Ağaç, kuş, çiçek, insan tek tek varlıkların tasarımıyla ortaya çıkmış kavramlardır. Kavramlar genel olduklarından

Detaylı

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA A. DENEYİN AMACI : Protoboard kullanımını öğrenmek ve protoboard üzerinde basit direnç devreleri kurmak. B. KULLANILACAK ARAÇ VE MALZEMELER : 1. DC güç kaynağı, 2. Multimetre, 3. Protoboard, 4. Değişik

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ATAÇ Bilgilendirme Politikası ATAÇ Bilgilendirme Politikası Amaç Bilgilendirme politikasının temel amacı, grubun genel stratejileri çerçevesinde, ATAÇ İnş. ve San. A.Ş. nin, hak ve yararlarını da gözeterek, ticari sır niteliğindeki

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 22-11-2013 Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU İş bu rapor, Galata Yatırım A.Ş. tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu nun 12/02/2013 tarihli ve 5/145 sayılı kararında yer alan; payları ilk kez halka

Detaylı

BÜLTEN Tarih: 02.06.2008

BÜLTEN Tarih: 02.06.2008 Kültür Mah. 1375 Sk. No:25 Cumhuruiyet hanı K:5 35210 Alsancak - zmir-turkey Tel : + 90 232 464 16 16.. Fax: + 90 232 421 71 92. e-mail : info@psdisticaret.com..tr BÜLTEN Tarih: 02.06.2008 SAYI :2008-046

Detaylı

Bankacılık Sektörü: Aylık Gelimeler

Bankacılık Sektörü: Aylık Gelimeler Hisse Senedi / Sektör Görünümü 08/02/2011 Bankacılık Sektörü: Aylık Gelimeler Bilançolar zorlu bir yıla hazırlanıyor Bankacılık sektörü Aralık ayında 1.564 milyon TL net kar elde etti. BDDK nın yayımladıı

Detaylı

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I İLİŞKİSEL PAZARLAMA 31 MAYIS 2014 K O R A Y K A R A M A N

Detaylı

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu:

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu: S İ R K Ü L E R R A P O R Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15 Konu: 396 Sıra Numaralı VUK Genel Tebliği ile Ba ve Bs formlarına ilişkin uygulamada değişiklikler yapıldı. Özet: 4 Şubat 2010 tarihli Resmi Gazete

Detaylı

Bölümlerimiz. İletişim Bilimleri Bölümü. Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü. Gazetecilik Bölümü

Bölümlerimiz. İletişim Bilimleri Bölümü. Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü. Gazetecilik Bölümü Bölümlerimiz İletişim Bilimleri Bölümü Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Gazetecilik Bölümü İletişim Bilimleri Bölümü Lisans programı 2012-2013 yılında 60 öğrenciyle

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 30 Temmuz 2012 ĐÇĐNDEKĐLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU YENİ MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ÖNERİSİ BANKA BİRLEŞME VE DEVİRLERİ Dr. Mehmet GÜNAL Ankara, Haziran 2001 ÖNSÖZ Türkiye

Detaylı

İKİNCİ ÖĞRETİM AVUSTURYA İKTİSAT OKULU

İKİNCİ ÖĞRETİM AVUSTURYA İKTİSAT OKULU İKİNCİ ÖĞRETİM AVUSTURYA İKTİSAT OKULU GİRİŞ İktisat tarihi içinde okul tanımlaması yapılırken, büyük ölçüde sosyolojik bir perspektift bakılmaktadır. Yani belli bir görüşü savunan çok sayıda iktisatçının

Detaylı

İZMİR. 5.2.2010. Muhasebe Müdürlüğüne,

İZMİR. 5.2.2010. Muhasebe Müdürlüğüne, Sayı: YMM.03.2010-18 Konu: 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Form Ba ile Form Bs Bildirimlerinin 2010 Yılı ve Müteakip Yıllarda Verilmesine İlişkin İZMİR. 5.2.2010 Muhasebe Müdürlüğüne, 04.02.2010

Detaylı

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU İhsan ÇULHACI Giriş Siyasi tarih disiplininde Almanya nın siyasal birliğinin sağlanması ve kuruluş yılı 1871 olarak kabul edilmekle birlikte, Almanya Sayıştayı,

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1 BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ DENEY SORUMLUSU Arş.Gör. Şaban ULUS Haziran 2012 KAYSERİ

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

ÖĞRENME FAALĠYETĠ 7. 7. GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER

ÖĞRENME FAALĠYETĠ 7. 7. GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER ÖĞRENME FAALĠYETĠ 7 AMAÇ ÖĞRENME FAALĠYETĠ 7 Bu faaliyette verilen bilgiler ile hazırlamıģ olduğunuz belgeye uygun baģvuruları (Ġçindekiler Tablosu, Dipnot/sonnot, Ģekil tablosu, resim yazısı vb.) hatasız

Detaylı

Bölgeler kullanarak yer çekimini kaldırabilir, sisli ortamlar yaratabilirsiniz.

Bölgeler kullanarak yer çekimini kaldırabilir, sisli ortamlar yaratabilirsiniz. Bölge (Zone) Bölge nesnesi kullanılarak tapınak çevresinde gölgeli, ürpertici bir ortam yaratılmış. Yine bölge nesnesi kullanılarak mağara ortamının karanlık olması sağlanmış. Bu da ortamının gerçekliği

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA. Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA. Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir. Gereğini arzederim. M. Akif HAMZAÇEBİ İstanbul Milletvekili 1 GENEL GEREKÇE

Detaylı

Entelektüel sermaye; Organizasyonun. faaliyetini sürdürebilmesini sağlayan maddi olmayan varlıkların tümüdür. (Brooking, 1996). ( Edvinsson, 1996).

Entelektüel sermaye; Organizasyonun. faaliyetini sürdürebilmesini sağlayan maddi olmayan varlıkların tümüdür. (Brooking, 1996). ( Edvinsson, 1996). Prof. Dr. Gökhan ÖZER Azmi TUNÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tarafından 5-7 Mayıs 2011'de İzmir'de düzenlenen 10. Ulusal İşletmecilik Kongresinde Sunulmuştur. Entelektüel sermaye; zenginlik yaratmak üzere

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2 İÇİNDEKİLER 1. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.1. GİRİŞ... 2 1.2. NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2 1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ... 2 1.3.1. ÖRNEK OLAY (DURUM ÇALIŞMASI) YÖNTEMİ...

Detaylı

Kalite Güvence ve Standartları

Kalite Güvence ve Standartları Dersin İşlenişi Kalite Güvence ve Standartları KONULAR (%) Standardizasyon Kalite ve Kalite Kavramları Kalite Güvence, TKY Mesleki Standartlar 30 10 45 15 GİRİŞ 1. Standardizasyonun gelişim sürecini 2.

Detaylı

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DERS GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DERS GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DERS GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...i BİRİNCİ BÖLÜM...1 Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar...1 Amaç...1 Kapsam...1 Dayanak...1 Tanımlar...1 İKİNCİ BÖLÜM...2

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM Enerjinin Önemi Enerji, Dünyamızın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Türkiye nin son otuz yılda enerji talebi yıllık ortalama %8 artış göstermiştir.ülkemiz elektrik enerjisinin

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 Ekim 2014 İÇİNDEKİLER Giriş... 2 Dünya da Uluslararası Doğrudan Yatırım Trendi... 3 Yıllar

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 28 Aralık 2012 İÇİNDEKİLER Ara Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların

Detaylı

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET: PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Sefer BÜTÜN EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET: Mülkiyeti kamuya ait işletme hakları özel sektöre devredilmemiş

Detaylı

15.402 dersinin paketlenmesi

15.402 dersinin paketlenmesi 15.402 dersinin paketlenmesi 1 Büyük Resim: 2. Kısım - Değerleme A. Değerleme: Serbest Nakit akışları ve Risk 1 Nisan Ders: Serbest Nakit akışları Değerlemesi 3 Nisan Vaka: Ameritrade B. Değerleme: AOSM

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi:

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi: arastirma@burganyatirim.com.tr +90 212 317 27 27 3 Kasım 2014 Fiyat Tespit Raporu Görüşü Burgan Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından hazırlanmış olan bu rapor, A.Ş. için hazırlanmış olup 31 Ekim 2014

Detaylı

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö G R ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö rencilerin Türkçe ö renirken yapt anla malardan dolay,

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Değerli konuklar, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında düzenlediğimiz Kurumsal Yönetim konulu toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 11 Aralık 2001 tarihli Bakanlar

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR

UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR Sosyal Güvenlik Nedir? Sosyal güvenlik, bireylerin ve ailelerin ekonomik ve sosyal risklerle karşılaşmaları

Detaylı

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı Overview Understanding Economic Growth: A Macro-level, Industrylevel, and Firm-level Perspective

Detaylı

NSAN KAYNAKLARI VE ÇALI MA L K LER TEZL

NSAN KAYNAKLARI VE ÇALI MA L K LER TEZL NSAN KAYNAKLARI VE ÇALI MA L K LER TEZL 1. Yar y l Dersin Kodu Seçmeli Dersler Dersin Ad Kredi Teori Uygu lama Sosyal Bilimlerde Ara t rma Yöntemleri 3 3 0 nsan Kaynaklar Planlamas 3 3 0 Küreselle me ve

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES 1 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl Tel: (286) 218452 Faks: (286) 218451 E-posta: strateji@comu.edu.tr http://strateji.comu.edu.tr/

Detaylı

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU 02 Kasım Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU Williams henüz karar faiz artırımı kararı yok dedi San Francisco FED Başkanı John Williams FED in son toplantısının ardından Aralık ayından bahsetmesinin

Detaylı

ASHOKA VAKFI 1 OCAK - 31 ARALIK 2014 HESAP DÖNEMİNE AİT FİNANSAL TABLOLAR VE BAĞIMSIZ DENETÇİ RAPORU

ASHOKA VAKFI 1 OCAK - 31 ARALIK 2014 HESAP DÖNEMİNE AİT FİNANSAL TABLOLAR VE BAĞIMSIZ DENETÇİ RAPORU 1 OCAK - 31 ARALIK 2014 HESAP DÖNEMİNE AİT FİNANSAL TABLOLAR VE BAĞIMSIZ DENETÇİ RAPORU 31 ARALIK 2014 TARİHİ İTİBARİYLE BİLANÇO Aktifler 31 Aralık 2014 Dönen varlıklar Hazır değerler 740.363 Bankalar

Detaylı

22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980

22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980 Tebliğ Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 37 Özet Finansal Tablolara Đlişkin Rapor Vermek Üzere Yapılan Denetimler (BDS 810) Hakkında 22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980 TEBLĐĞ Kamu Gözetimi,

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. 27 Şubat 2016 ÜNSPED GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE LOJİSTİK HİZMETLER A.Ş. Kurumsal Yönetim Notu: 7.30 Priv. YÖNETİCİ ÖZETİ ÜNSPED Gümrük Müşavirliği ve

Detaylı

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf DERS 1 Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek DÜZEY: 3. Sınıf Kazanımlar: 1. İnsanların benzer ve farklı fiziksel özellikleri ve buna bağlı olarak farklı ihtiyaçları olduğunu fark eder. 2. Engellilerin toplumsal

Detaylı

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Dr. Halil Yurdugül Hacettepe Üniversitesi Eitim Fakültesi yurdugul@hacettepe.edu.tr Motivasyon: Proje tabanl bir öretim sürecinde örencilerin

Detaylı

İMKB DE İŞLEM SIRALARI KAPATILAN ŞİRKET HİSSE SENETLERİNİN ALIŞ/SATIŞINA İLİŞKİN ESASLAR BÖLÜM I KAMUYU AYDINLATMA BİLGİ FORMLARI

İMKB DE İŞLEM SIRALARI KAPATILAN ŞİRKET HİSSE SENETLERİNİN ALIŞ/SATIŞINA İLİŞKİN ESASLAR BÖLÜM I KAMUYU AYDINLATMA BİLGİ FORMLARI İMKB DE İŞLEM SIRALARI KAPATILAN ŞİRKET HİSSE SENETLERİNİN ALIŞ/SATIŞINA İLİŞKİN ESASLAR BÖLÜM I KAMUYU AYDINLATMA BİLGİ FORMLARI KAMUYU AYDINLATMA BİLGİ FORMLARININ İSTENMESİ Madde 1 Borsa da işlem gören

Detaylı

ALTINYILDIZ MENSUCAT VE KONFEKS YON FABR KALARI A.. 30 HAZ RAN 2010 TAR H NDE SONA EREN ALTI AYLIK ARA DÖNEME A T YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU

ALTINYILDIZ MENSUCAT VE KONFEKS YON FABR KALARI A.. 30 HAZ RAN 2010 TAR H NDE SONA EREN ALTI AYLIK ARA DÖNEME A T YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU . 30 HAZ RAN 2010 TAR H NDE SONA EREN ALTI AYLIK ARA DÖNEME A T YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU Ç NDEK LER 1.Yönetim Kurulu 2. Denetim Kurulu 3. Sektörel Geli meler 4. Sat lar 5. Yat r mlar 6. Temel Rasyolar

Detaylı

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Zeki Aslan YILDIZLAR NASIL OLUŞUR? Yıldız nedir sorusunu insanlık yüz binlerce belki de milyonlarca yıldır soruyordu? Fakat yıldızların fiziksel doğası ve yaşam çevrimleri ancak 1900 lü yıllardan sonra

Detaylı

3- Kayan Filament Teorisi

3- Kayan Filament Teorisi 3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 SİRKÜ : 2016/09 KAYSERİ Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 04.03.2016 tarih ve 29643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi 1 Seri No.lu Genel Tebliğinde Değişiklik

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

Sorular. İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir?

Sorular. İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir? Sorular İşletmeler neden önemlidir? İşletme öğrencisi ne olur? İşletme bölümünde kazandırılmak istenen nedir? Paydaş gözüyle işletme nasıl tanımlanabilir? Yöneticilik doğuştan mı geliyor? Yönetim bilgisi

Detaylı

İ.Esenyurt Üniv.2016 Yüksek Lisans / Bahar Dönemi Yönetimde Yeni Gelişmeler Sunum 02. Hazırlayan; Erkut AKSOY

İ.Esenyurt Üniv.2016 Yüksek Lisans / Bahar Dönemi Yönetimde Yeni Gelişmeler Sunum 02. Hazırlayan; Erkut AKSOY 1 Yönetimde Yeni Gelişmeler Yalın Organizasyonlar Sunumu; Erkut AKSOY Kaynak; Öğrenci No.:1432110032 2016 Bahar Dönemi Yüksek Lisans III.Dönem YALIN ORGANİZASYONLAR ZASYONLAR; Daha önceki konularda değindiğimiz

Detaylı

OPERATÖRLER BÖLÜM 4. 4.1 Giriş. 4.2. Aritmetik Operatörler

OPERATÖRLER BÖLÜM 4. 4.1 Giriş. 4.2. Aritmetik Operatörler BÖLÜM 4. OPERATÖRLER 4.1 Giriş Turbo Pascal programlama dilinde de diğer programlama dillerinde olduğu gibi operatörler, yapılan işlem türüne göre aritmetik, mantıksal ve karşılaştırma operatörleri olmak

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi DÜNYADA VE TÜRK YEDE ENERJ VE KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, PROJEKS YONLAR VE EM SYONLAR Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi Dünya Dünya Kömür Rezervi Bölge Görünür Ç kar labilir Rezervler (Milyon

Detaylı

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir?

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir? Sık Sorulan Sorular? TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir? TEDAŞ dışında elektrik alabilmeniz için Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu'nun belirlediği

Detaylı

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Yrd.Doç.Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ Orman Endüstri Makinaları ve İşletme Anabilim Dalı 1. Proje Konusunun

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MART 2016 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ

Detaylı

Psikolojiye Giriş. Gözden geçirme oturumları. Evrim ve Akılcılık Ders 10. Pazartesi, 26/02, 16.00-18.00 Salı, 27/02, 18.00-20.00

Psikolojiye Giriş. Gözden geçirme oturumları. Evrim ve Akılcılık Ders 10. Pazartesi, 26/02, 16.00-18.00 Salı, 27/02, 18.00-20.00 Gelecek Çarşamba Yapılacak Sınav (olası dağılım) Psikolojiye Giriş Evrim ve Akılcılık Ders 10 Giriş: 4 Beyin: 9 Freud: 9 Skinner: 9 Bilişsel Gelişim: 9 Dil: 9 Algı/Dikkat: 9 Bellek: 9 Aşk: 7 Evrim: 4 Akılcılık:

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı