Eflatunpınar Kaya Anıtı, UNESCO Kalıcı Listesi peşinde

Transkript

1 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama programı kapsamında Başkan Zolan'ın makam koltuğuna oturan minik Menemencioğlu, "İlk önce kantin denetlerim dedi Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı, günlük devriye ve denetim görevlerini daha hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirebilmek için bisikletli zabıta timleri kurdu. Turizm kenti imajına uygun sportif görünümleriyle de beğeni toplayan bisikletli zabıtalar, şimdilik Kordon da Pasaport-Alsancak Limanı arasındaki bölgede görev yapıyor. Önümüzdeki günlerde ekip sayısının artırılarak, görev bölgelerinin de genişletilmesi planlanıyor. devamı14 te Abdullah Lelik yazdı 25 Nisan 2014 Cuma > 8 de Film ve dizilerdeki reklamları önlemek amacıyla yapılan buzlamadan şikayetçi olan Ekonomi Bakanı Zeybekci, konuyu son Bakanlar Kurulu toplantısında da dile getirdi. Zeybekci, "Bu yasağın mantığı yok" dedi Gaziemir de bu yıl 17. si düzenlenen Uluslararası Çocuk Şenliği nin ikinci gününde konser veren Sıla, müthiş performansıyla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı. devamı 2 de Beş yıl boyunca birlikte çalışacağı 113 mahalle muhtarıyla bir araya gelen Başkan Pekdaş, Sizlerin belediye ile olan işbirliğine çok önem veriyor ve değerli buluyoruz. Mahallenizdeki sıkıntılar nelerdir, mahallenizde şiddet gören kadın var mı, aç uyuyan çocuğumuz var mı? Bütün bunları sizler bizlere ulaştıracaksınız ve çözüm üreteceğiz" dedi. devamı 14'te Ege'nin incileri Marmaris ve Bodrum, milyonlarca yabancı turistin olduğu gibi Türklerin de ilgisini çekiyor. TÜİK verilerine göre, bu hayalin peşinde koşanlar nedeniyle sahil ilçeleri Marmaris ve Bodrum'da yaşayan her 3 kişiden 2'si başka bir ilden geldi İlçede ikamet edenlerin arasında çok sayıda Aydın, İstanbul, İzmir ve Ankara doğumlunun bulunması dikkati çekiyor. Bodrum'da yaşayanların da yüzde 34'ü Muğla doğumlu. Bu ilçede ikamet eden yüzde 66'lık başka memleket doğumluların çoğunluğunu da Aydın, İstanbul ve İzmir oluşturuyor. devamı 16 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 25 Nisan 2014 Cuma Eflatunpınar Kaya Anıtı, UNESCO Kalıcı Listesi peşinde UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne giren son 13 alandan biri olan, Geç Hitit döneminde Kral 4. Tutalya tarafından Beyşehir ilçesinde yaptırılan Eflatunpınar Kaya Anıtı'nda hedef, dünya mirasları kalıcı listesine girmek. İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, yaptığı açıklamada, Dünya Miras Merkezince gerçekleştirilen değerlendirme toplantısı sonucunda Türkiye'den 13 alanın geçici listeye alındığını anımsattı. Müstakil olarak Konya'dan Eflatunpınar Kaya Anıtı'nın, genel olarak ise Konya'da bulunan Anadolu Selçuklu Medreseleri'nin listeye girdiğini ifade eden Çıpan, bu durumun memnuniyet verici olduğunu dile getirdi. Eflatunpınar Kaya Anıtı gibi müstesna bir eserin listeye alınmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Çıpan, anıtın bulunduğu alandaki çalışmalara devam edeceklerini anlattı. Çıpan, bölgede geçen yıl çevre düzenleme çalışması yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu: "Anıtın çevresindeki alanla ilgili kamulaştırma çalışması devam ediyor. Muhtemelen önümüzdeki 2 hafta içinde çalışma sonuçlanacak. İlgili komisyonlar kuruldu, görüşmeler sağlandı. Kamulaştırma çalışması tamamlandıktan sonra daha geniş ölçekte bir projeyi hazırlayıp hayata geçireceğiz." Anıt ve çevresinin tarihi açıdan çok önemli olduğuna dikkati çeken Çıpan, bugüne kadar hem pınarın kendisi hem de havuzun iyi sayılabilecek derecede korunduğunu kaydetti. 30 yıl öncesine kadar bir takım kazı çalışmaları gerçekleştirildiğini bildiren Çıpan, şöyle devam etti: "Geçen yıl nitelikli bir proje uygulandı. Uygulamanın üzerinden 1 yıl geçince mevsim şartları nedeniyle etrafta çıkan otlar, ziyaretçilerin bıraktığı atıklar ve havuzun yosun tutmasıyla çalışmalar geriye gidiyor. Kamulaştırma çalışmasının ardından bölgeye kalıcı güvenlik elemanı konulacak. Ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere rehberlik edilecek. Ziyaretçilerin sosyal ihtiyaçlarını karşılayacakları alanlar oluşturulacak." Bu alanların aday listede yer almasıyla farklı bir sürecin başladığına işaret eden Çıpan, "Bu eserler şüphesiz zamanı gelince kalıcı listede yerini alacaktır. Önemli olan süreci iyi takip etmek ve alanlardaki çalışmaların takipçisi olmak" dedi. - Eflatunpınar Kaya Anıtı Sadıkhacı beldesine 4 kilometre mesafedeki Eflatunpınar Hitit Anıtı, MÖ 1200 yıllarında Geç Hitit döneminde Kral 4. Tutalya tarafından yaptırıldı yılından bu yana 3,5 metre yüksekliğinde bilinen yapının, Konya Müze Müdürlüğü tarafından ve yıllarında yapılan kazılar sonucu 7 metre yüksekliğinde olduğu belirlenmişti. Anıta bağlantılı o- larak yapılan 30 metreye 34 metre boyutlarında kutsal havuzun da bulunduğu ortaya çıkarılmıştı. Anıtın cephesinde ise 19 taş blok üzerinde çeşitli figürler yer alıyor. İzmirli Sıla ya kavuştu Şenliğin 2. gününde sahne alan Sıla şarkıları ve sahne şovuyla Gaziemirlileri adeta büyüledi.konserde, sanatçının vokalistleride solo performanslarıyla seyirciden tam not aldı. Gaziemir de bu yıl 17. si düzenlenen Uluslararası Çocuk Şenliği nin ikinci gününde konser veren Sıla, müthiş performansıyla sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatarak, onların kalbini bir kez daha çaldı. Hareketli ve duygusal parçalarıyla hayranlarına müzik dolu bir gece yaşatan ünlü sanatçı, sahne ekibiyle birlikte sahneye koyduğu performansla seyirciyi büyüledi. Sahnede fırtına gibi esen Sıla nın parçalarına, soğuk havaya rağmen, İzmir in dört yanından gelen ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu yaklaşık 20 bin kişi eşlik etti. Ünlü sanatçının hayranları, sanatçıya duydukları sevgiyi haykırarak anlatmaya çalıştı. Konser arasında sahneye çıkan Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, Sıla ya semt evi kursiyerlerinin kurslarda ürettikleri Lale şeklindeki bir hediye ve çiçek sunarak teşekkür etti. Sıla ise, şenliği düzenlediği ve kendisini hemşehrileriyle buluşturduğu için Başkan Şenol a teşekkür etti. Yaklaşık iki saat sahnede kalan Sıla, seyirciye unutamayacakları bir gece yaşattı. (HABER MERKEZİ) Tarihi medresede dökülen taşların yeri sıvalarla dolduruluyor Erzurum un en köklü tarihi eserlerinden biri olan Yakutiye Medresesi, ilgisizlikle karşı karşıya. Tarihi medresenin dış kısmındaki taşlar dökülürken dökülen taşların yeri sıvalarla dolduruluyor. Taşların dökülmesine sebep, tarihi medresenin etrafında düzenlenen etkinlikler gösteriliyor. Tarihi medresede meydana gelen tahribatın, çevresinde yapılan etkinliklerden kaynaklandığı ileri sürülürken söz konusu etkinliklerde yeterli derecede gerekli korumanın yapılmadığı belirtildi. Çetin Kara isimli bir vatandaş, Erzurum un en köklü tarihi eserlerinden biri olan Yakutiye Medresesi'nin onarıma alınması ve tarihi medreseye sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi. Kara, Yakutiye Medresesi Erzurum da tarihi bakımdan en köklü tarihi eserlerden biri bu yüzden bu tarih esere sahip çıkılmasını dökülen taşların yeniden onarılmasını istiyoruz. Başka şehirlerden Erzurum'a gelenlerin ilk uğrak yerleri arasında olan medrese, maalesef hak ettiği bakımı göremiyor. Medresenin taşları dökülürken çatlamalar belki zamanla kırıklar oluşacak. Önemli bir tarihi esere karşı takınılan bu vurdumduymazlığı anlamak mümkün değil. Burada yapılan çeşitli etkinlikler sesten dolayı tarihi esere zarar veriyor. Geçmiş dönemlerde tarihi medresede onarım yapıldı. Ama çok iyi şekilde yapıldığı söylenemez. Yetkilileri bu konuda görev yapmaya davet ediyorum. Tarihi eserler bizim geçmişimizdir. Geçmişini bilmeyenler geleceğini de bilemezler. diye konuştu. Tarih Bölümü öğrencilerinden Kadir Liman ise medresenin etrafında düzenlenen etkinliklerin özenle seçilmesi gerektiğini savunarak Medrese dünya çağında yeri olan bir tarihi eserdir. Bununla ilgili çalışmalarım var. Burada düzenlenen etkinliklerin önemine göre bu alan tahsis edilmeli. Yoksa bu tarihi eserimiz gerçekten yok olup gitmeye mahkum olur. şeklinde konuştu. (CİHAN) Aya Yorgi Kilisesi'ne ziyaretçi akını Ortodoks cemaatince hac ritüeli gerçekleştirilen Büyükada'daki Aya Yorgi Kilisesi, çeşitli milletlere mensup kişilerin akınına uğradı. Büyükada'ya deniz yoluyla ulaşanlar, iskeleden fayton ve bisiklet ile ya da yürüyerek Aya Yorgi Kilisesi'nin mesire bölümüne geldi. Buradan da yaya olarak "Azap Yokuşu"nu katederek kiliseye ulaştı. Ziyaretçiler, satın aldıkları mumları çevreye ve kilisenin içindeki bölüme dikerek dua etti. Dileklerini kağıda dökenler ise bunları kilisede bulunan dilek kutusuna attı. Bazı kişiler, Azap Yokuşu'ndaki bir ağaca bağladıkları ipi çöze çöze hiç konuşmadan dua edip kiliseye yürüyerek, dileklerinin gerçekleşmesini istedi. Yol boyunca ilahiler söylenerek vatandaşlar kiliseye davet edildi. Geçen yıl Aya Yorgi Kilisesi'ni ziyaret ederek dileklerinin gerçekleştiğini ifade eden bazı kişiler, çevrede şeker dağıttı. Çevredeki ağaçlara çaput bağlayanların, şekerleri dizerek isteklerini kağıda yazdıkları ya da şeklini çizdikleri görüldü. Bu arada Büyükada'ya gitmek için yoğun talep olması üzerine Şehir Hatları da ek vapur seferleri düzenledi. Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Nisan 2014 Cuma Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Nisan Şubat Cuma Perşembe Baba, bebeği evde ölüme terk eden anneden şikayetçi oldu Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde 2 aylık bebeğini evde tek başına bırakarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklanan öğretmen anne ikinci kez hakim karşısına çıktı. Zanlı annenin bebeğinin babası olduğu iddia edilen polis memuru T.A.'nın avukatı, duruşmaya müdahil olarak katıldı. Avukat Yunus Ercan, tutuklu bulunan anneden şikayetçi oldu Olay, geçen yıl ekim ayı içerisinde Gölcük ilçesinde meydana gelmişti. Gölcük'teki bir ilkokulda sınıf öğretmeni olan anne Seçil M.D. (35) iddiaya göre, 'Berk' ismini verdiği 2 aylık bebeğini evde tek başına bırakarak 9 günlük Kurban Bayramı tatiline gitmişti. Bebek evde açlıktan ölmüştü. Anne Seçil M.D. tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Berk bebeğin cenazesi ise DNA tespit çalışmalarının ardından 15 günlük süre içinde öğretmenin ailesi tarafından da teslim alınmayınca, kasım ayında Gölcük'teki 17 Ağustos Deprem Mezarlığı'nda bulunan kimsesizler mezarlığına defnedilmişti. Kocaeli Adliyesi'nde Seçil M.D.'nin iddianamesi hazırlandı. İddianamede, şüpheli anne Seçil M.D. için 20 yıldan 25 yıla kadar hapis talep edilmişti. Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame, Kocaeli 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Davayla ilgili ikinci duruşma Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, Seçil M.D., babası, kız kardeşi ve avukatı Murat Yaman yanı sıra ölen bebeğin babası olduğu iddia edilen polis memuru T.A.'nın avukatı Yunus Ercan katıldı. Avukat Yunus Ercan, davaya müdahil ve sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi. Adana'da görevli polis memuru T.A.'nın talimatla alınan ifadesi mahkeme başkanı tarafından okundu. T.A. ifadesinde sanık ile internette tanıştığını ve samimiyet kurduğunu söyledi. T.A., sanığı ailesiyle tanıştırmak için Adana'ya davet ettiğini, bu süre zarfında sanığın isteğiyle cinsel ilişkiye girdiklerini anlattı. T.A., Seçil M.D.'nin hamileliğinden ya da doğumundan haberi olmadığını, yapılan babalık testinin ardından öğrendiğini söyledi. Bu yüzden mağdur edildiğini ileri süren T.A., sanıktan şikayetçi olduğunu aktardı. T.A., ayrıca sanıkla evlenmeyi düşündüğünü ancak taraflar arasındaki kültür farkları nedeniyle ailesinin bu duruma karşı çıktığını, bunu da Seçil M.D.'ye söylediğini dile getirdi. T.A.'nın ifadesine i- tirazda bulunan sanık avukatı Murat Yaman, "Hamilelikten haberi olmaması doğru değil. Müvekkilimin ifadelerine göre T.A. birçok kez Gölcük'e geldi. Ama hamileliği anladığında telefonlara çıkmadı. Kardeşi de müvekkilimi tehdit etti." iddiasında bulundu. Olayın bu noktaya gelmesinde T.A.'nın da payının olduğunu belirten Yaman, "Bir baba olarak çocuğuna sahip çıkmadı." dedi. T.A.'nın ifadelerine itiraz eden sanık Seçil M.D. de Adana'da iki hafta kaldığını belirterek, "T.A.'ya birçok kez evlilik dışı çocuk sahibi olmak istemediğimi söyledim. Ama buna rağmen isteğim dışında birkaç kez ilişkiye girdik." ifadelerini kullandı. Tatil dönüşünde T.A.'nın kendisine karşı tavırlarının değiştiğini dile getiren sanık, T.A.'nın Gölcük'e geldiğini ve burada hamile olduğunu yüzüne karşı söylediğini ileri sürdü. T.A.'nın maktulün babası olması nedeniyle duruşmaya katılmasına karar veren mahkeme başkanı, Adli Tıp Kurumu nun raporuna göre de sanığın cezai ehliyetinin yerinde olduğunu belirtti. Sanık avukatı Yaman da rapora itiraz ederek, yazılı olarak itiraz dilekçesi sunacaklarını beyan etti. Duruşmada tanıklar da dinlendi. Kuaför N.Ş., sanığı işi nedeniyle uzun süredir tanıdığını belirterek, "Bebekten, doğumdan bir süre sonra haberim oldu. 2 kez bakmamı istedi, ben de kabul ettim." dedi. Sanığın bakımlı olduğunu belirten N.Ş., şöyle devam etti: "Sık sık saçını boyatmaya gelirdi. Bir ara uzun süre seyrek gelmeye başladı. Geldiğinde de hemen fön çektirip gidiyordu. Karnında şişlik vardı ama hastalıktan olduğunu söylemişti. Hamile olduğunu hiç düşünmedim. Sanık bir gün geldiğinde elinde evraklar vardı. 'Evleneceğim, belgeleri kargoya verip geliyorum' dedi. Bir süre sonra da geldi." Sanığın bayramda ailesinin yanına gideceğini bildiğini belirten Ş. "Bebeği kime bırakacağını söylemedi. Bebeğin kimden olduğunu da söylemedi. Ben de sormadım." ifadelerini kullandı. Aile hekimi Dr. N.Ç. de tanık ifadesinde sanığı 2011 yılı mayıs ayından itibaren tanıdığını ifade etti. N.Ç., "Hamilelikten haberim yoktu. Bir gün Gölcük Devlet Hastanesinden bebeğin aşı fişi geldi. Böyle bir bebek kaydımız olmadığı için hemşire bana tanıyıp tanımadığımı sordu. Tanıdığımı belirttim ve telefondan aradık. Ulaşamadık ve hemşireyle birlikte evine gittik. Orada da olmayınca komşularına sorduk. Yalnız yaşadığını öğrenince kapıya not yazıp gittik." Ardından yaptığı araştırmalarla sanığın cep telefonu numarasına u- laştığını belirten Ç., 1 Ekim de bebeği getirmesi konusunda anlaştıklarını söyledi. Sanığın 1 Ekim de sağlık ocağına gelmediğini ifade eden Ç., "2 Ekim de tek başına geldi. Bebeğe özel hastanede baktırdığını söyledi. Ertesi gün de bebeğiyle birlikte geldi." diye konuştu. Mahkeme heyeti tanık olarak bildirilen A.Ş.'nin bir sonraki duruşmaya getirilerek dinlenmesine, T.A.'nın CMK'nın 28'inci maddesi uyarınca ölen bebeğin babası olması nedeniyle duruşmaya katılmasına ve sanık Seçil M.D.'nin tutukluluğunun devamına karar verdi. Dava, 10 Haziran 2014 tarihine ertelendi. (CİHAN) Manisa motosiklet kazası: Kask takmayan 2 kişi öldü Manisa da meydana gelen motosiklet kazasında, kask takmayan iki kişi hayatını kaybetti. Akhisar istikametine gitmekte olan 29 yaşındaki Cemal Bilgilol idaresindeki 34 AB 4046 plakalı motosiklet, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Manisa-Akhisar karayolunun 3. kilometresinde, sağ taraftaki bariyerlere çarptı. Motosiklet hurdaya dönerken sürücüsü Bilgilol hayatını kaybetti. Motosikletin arkasında bulunan ve ağır yaralanan 36 yaşındaki Ahmet Erkal da kaldırıldığı Manisa Devlet Hastanesi nde kurtarılamadı. Bilgilol ve Erkal, otopsi için Manisa Devlet Hastanesi morguna gönderildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. (CİHAN) Aile hekimlerine nöbet genelgesi yargıya taşındı Türk Sağlık-Sen, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının hastanelerde mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat nöbet tutmasını öngören genelgenin iptali için Danıştay'a dava açtı. Sendika, ayrıca çalışma sürelerinde bir üst sınır olmamasının da Anayasa'ya aykırı olduğu belirterek, genelgenin iptalini istedi Türk Sağlık-Sen aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının hastanelerde mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat, ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet tutmasını öngören genelgenin iptali için Danıştay'a dava açtı. Dava dilekçesinde, genelgeye dayanak olan kanunun nöbeti düzenleyen ilgili hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine götürülme talebi de yer aldı. Dilekçede aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına nöbet getirilmesi düzenlemesi ile yasa koyucu tarafından normal çalışma saatlerinin dışında ''hizmetin gereği de olmayan bir çalışma şekline gidildiği'' ifade edildi. Mesai dışı çalışmanın, mali haklarla ilişkilendirilerek aile sağlığı çalışanlarının üst sınırı da olmayan fazla çalışmaya zorlandığı iddia edilen dilekçede, söz konusu düzenlemenin Anayasa'nın 50 maddesinde yer alan ''Dinlenmek çalışanların hakkıdır'' hükmüne aykırı olduğu belirtildi. DÜZELTME İLANI YAZLIK İŞ ELBİSESİ VE AYAKKABI ALIMI İZBETON İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BETON ASFALT ENERJİ ÜRETİM VE DAĞITIM TESİSLERİ SUS KANALİZASYON TİCARET VE SANAYİ A.Ş. İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : ANKARA ASFALTI NO: 385 NALDÖKEN BORNOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik posta adresi : izbeton@izbeton.com.tr 2- İptaI edilen ihalenin ilanının yayımlandığı a) Kamu İhale Bülteninin tarih ve sayısı : - b) Gazetenin adı ve tarihi : SON DAKİKA 09/04/2014 (yayımlanmış ise) 3- Düzeltme Tarihi : 25/04/ İptal nedeni veya nedenleri İZBETON A.Ş. YAZLIK İŞ ELBİSESİ VE AYAKKABI ALIMI İŞİ 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edileceği ilan edilmiştir. Ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 26 ncı maddesine göre aşağıdaki hususlarda düzeltme ilanı yayımlanmasına karar verilmiştir. Başvuruların/Tekliflerin hazırlanması ve sunulmasında düzeltilen maddelerin esas alınması gerekmektedir. ESKİ HALİ 3- İhalenin b)tarihi ve saati : :00 YENİ HALİ 3- İhalenin b) Tarihi ve saati : :00 Sondakika 25/4 Basın: 4965 Resmi İlanlar: de AMENAJMAN BAŞMÜHENDİSLİĞİNİN ENVANTER ÇALIŞMASINDA YARDIMCI OLMAK ÜZERE AŞÇI VE ARAZİ İŞÇİLİĞİ İLE ŞOFÖRLÜ MİNİBÜS KİRALAMA HİZMET ALIMI İŞİ MENDERES ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ Amenajman Başmühendisliğinin Envanter çalışmasında yardımcı olmak üzere aşçı ve arazi işçiliği ile şoförlü minibüs kiralama Hizmet alımı işi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Atıfbey Mahallesi Akçav Cad GAZİEMİR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : menderesisl@ogm.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi 2- İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 8 adet arazi işçisi, 2 adet aşçı ve 2 adet şoförlü minibüs Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Urla, Karaburun, Seferihisar, Gaziemir ve Güzelbahçe Orman İşletme Şeflikleri c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Menderes Orman İşletme Müdürlüğü Akçav cad. no:258 Gaziemir b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Orman işleri için pikap kiralama ve orman yangınıyla mücadele işçisi hizmet alımı işleri 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı T.C Ziraat Bankası Gaziemir Şubesi nolu hesaba doküman bedeli yatırıldıktan sonra İşletme Muhasebe servisinden adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e- imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Menderes Orman İşletme Müdürlüğü İhale Birimi adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez Sondakika 25/4 Basın: 4907 Resmi İlanlar: de

4 SAYFA 4 SONDAKiKA GAZETESİ >>4 KONOM 25 Nisan 2014 Cuma Demir çelik ihracatçıları,enerji fiyatlarında AB normları istiyor Genel kurulda konuşan Birlik Başkanı Şahin, 2013 yılında dünyada yaşanan küçülme ve ihracat yaptıkları ülkelerdeki demir çelik yatırımları sebebiyle pazarlarında daralma olduğunu söyledi. İç piyasada da yerel seçimler sebebiyle durgunluk yaşandığını belirten Şahin, sektörün işlem hacminin umulanın altında kaldığına dikkat çekti. Şahin, Demir çelik sektörünün girdi maliyetleri arasında ikinci sırada yer alan enerji maliyetlerinde de Avrupa Birliği (AB) normlarının uygulanmasını istiyoruz. dedi. Demir çelik tesislerinin yüzde 65 kapasiteyle üretim yaptığını dile getiren Şahin, 2012 yılında 36,5 milyon ton olan demir çelik üretimi, 2013 yılında 34,5 milyon ton seviyesinde kaldı. Tesisler halen yüzde 65 kapasiteyle çalışıyor. Özellikle enerji maliyetlerinin en üst seviyede olduğu puant saat uygulanan saatleri arasında tesisler üretimlerini durduruyor. Yeni dönemde yeni pazarlar bularak. bu küçülen pazarları genişletme adına dış ticaret departmanlarımız yoğun çaba sarf edecek. Afrika, yeni pazar olarak görünüyor. İç piyasanın da seçimden sonra hareketlenmesini umuyoruz. diye konuştu. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği nin olağan genel kurul toplantısında, İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Halil Şahin başkanlığa yeniden seçildi. Petkim Petrokimya Holding A.Ş. ve Terbay İnşaat Mimarlık Müh. End. Tur. San. ve Tic. A.Ş. ise yönetime yeni giren firmalar oldu. Birliğin 2014 yılı bütçesi, 3 milyon 190 bin lira olarak kabul edildi YÜKSEK MALİYETLE İHRACAT YAPMAKTA ZORLANACAĞIZ Türkiye de üç çeşit enerji tarifesi olduğuna işaret eden Halil Şahin, şöyle devam etti: Gündüz, gece ve puant tarifeleri var. Gece tarifesinde enerjinin kilowat saati 7 kuruşken gündüz tarifesi kuruş, puant tarifesi ise 30 kuruşa kadar çıkıyor. Demir çelik sektöründe, hurdadan sonra en büyük maliyet kalemi enerji. Enerji Bakanlığı, AB normlarını Türkiye de sanayi sektörüne uygulamıyor. AB normlarında dört tane enerji tarifesi var. Bu tarifelerde az kullanıcısıyla büyük kullanıcıda yüzde arası fiyat farkı var. Bizde bu oran, yeni yeni yüzde 16 seviyesine çıktı. Bir de rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için girdi maliyetlerimizin onların seviyesine çekilmesinde ciddi yarar var. Aksi takdirde mevcut pazarlarımızı korumakta, ihracat yapmakta zorlanacağız. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı na, Halil Şahin in temsilci olduğu İZMİR DEMİR ÇELİK Sanayi A.Ş. yeniden seçildi. Yönetim Kurulu şu firmalardan oluştu: AR-DE DEMİR ÇELİK Paz. ve Tic.Ltd.Şti., ER-BAKIR Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş., KARDEMİR Haddecilik San. ve Tic.A.Ş.,KOCAER Haddecilik San. ve Tic.A.Ş., NORM CIVATA San. ve Tic.A.Ş.,ÖZKAN DEMİR ÇELİK Sanayii A.Ş., PETKİM Petrokimya Holding A.Ş., TELMA Tel. San. ve Tic. Ltd.Ş., TERBAY İnşaat Mimarlık Müh. End.Tur.San. ve Tic. A.Ş., TOYAS Dış Ticaret A.Ş. Denetim Kurulu nda ise: AYES ÇELİK Hasır ve Çit Sanayi A.Ş., GÜVEN HADDECİLİK San. ve Tic. A.Ş., KARAT Takı ve Mücevherat San. ve Tic. A.Ş. firmaları yer aldı. (CİHAN) Kayseri Mobilya Fuarı açıldı Kayseri Mobilya Fuarı (KMOB) Dünya Ticaret Merkezi nde düzenlenen törenle açıldı. 50 bin ziyaretçinin beklendiği fuara ilk kez Malezya'dan da 24 firma katılarak mobilya ürünlerini sergilemek için stant açtı. Mısır'ın Kahire Ticaret Odası Başkanı Akram El Shefei'de kalabalık heyetle açılışa katıldı TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından, Kayseri Sanayi Odası, Kayseri Ticaret Odası, Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Kayseri Marangozlar, Mobilyacılar ve Döşemeciler Odası'nın sağladıkları destek ve işbirlikleri ile Kayseri Dünya Ticaret Merkezinde fuar açılışı yapıldı. Açılışa Vali Orhan Düzgün, AK Parti il Başkanı Ömer Dengiz, ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hasan Yetim, Kayseri Sanayi Odası başkanı Mustafa Boydak, Mısır'ın Kahire Ticaret Odası başkanı Akram El Shefei' ve çok sayıda mobilya firması yöneticisi katıldı. Birlikte kurdele kestiler. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle fuar açılış kurdelesinin kesimine iki çocuk da katıldı. Açılışta konuşan Kayseri Valisi Orhan Düzgün, mobilya fuarının önemine işaret ederek, ''Ekonomik gücü, sanayi ve ticari altyapısı ile Türkiye'nin özellikle mobilya sektöründe üretim üssü konumuna u- laşan Kayseri, milyonlarca dolarlık iş hacmi yaratıldı. Türk firmalarının yurt dışına gittiğimizde bayiliklerini ve şubelerini görünce çok mutlu oluyoruz." dedi. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Alan, mobilya fuarında stant açan firmaların üst düzeyde kaliteli ve çok yeni modeller sergilediğini ifade etti. Boydak, mobilya firmalarının gelecek adına ülkenin ihracattan daha büyük pay alması adına önemli olduğunu söyledi. Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri nin gelecek adına 7 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmasında mobilya sektörünün lokomotif görev üsteleneceğine işaret etti. Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Alan, Kayseri'nin yeni mobilya üretim alanı oluşturduğu ve bu alanın sektöre önemli canlılık getireceğini ifade etti. Tüyap Fuarcılık Yapım Şirketi Anadolu Fuarcılık Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Kayseri Mobilya Fuarı'na ilk kez Malezya'dan 24 firmanın katıldığını, Mısır'ın Kahire Ticaret Odası yetkililerinin de fuar için Kayseri'ye özel olarak geldiklerini söyledi. Konuşmaların ardından açılış yapıldı ve fuar alanı gezildi. (CİHAN) İzmir de sürü yönetimi eğitimi başladı Küçükbaş hayvancılığın yaygınlaştırılması a- arasındaki İzmir de, eğitimlerin ilki Karaburun da 25 kişiyle başladı. Eğitimden önce kazandıracak bu projeyi desteklemekten mutlu- kurum olarak çobanlık işine mesleki bir statü macıyla hayata geçirilen "Sürü Yönetimi Elemanı Benim" projesinin İzmir ayağı, Karaburun ilçesinde başladı. Çobanlar eğitimden geçirilecek, sertifika alanlar sürü yönetimi elemanı o- larak istihdam edilecek. düzenlenen töreninde konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Güldal, yıl sonuna kadar 16 ilçede 33 kurs daha açmayı planladıklarını söyledi. luk duyduklarını ifade etti. Teklif edilen yüksek maaşlara rağmen hayvancılıkla uğraşanların çoban bulamamaktan şikayetçi olduğunu, açtıkları kurslarla bu ihtiyacı karşılamayı hedeflediklerini dile getirdi. Proje Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Eğitimden geçecek 820 kişinin sürü yönetimi Milli Eğitim Bakanlığı, İŞKUR, Türkiye Ziraat elemanı olarak istihdam edilmesini hedeflediklerini, eğitimlerin 15 gün süreceğini kaydetti. İŞKUR olarak 400 bin lira ayırdıklarını belirtti. Kabak, protokol dahilinde İzmir e eğitim için Odaları Birliği ve Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinin ortaklığında, küçükbaş Eğitimlerin Halk Eğitim merkezleri aracılığıyla hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı 51 ilde İŞKUR DAN ÇOBAN EĞİTİMİ İÇİN İZMİR E verileceğini ifade eden İl Milli Eğitim Müdürlüğü Hayat Boyu Öğrenme Şube Müdürü yürütülecek. 400 BİN LİRA DESTEK Yaklaşık 11 bin kişinin eğitimden geçeceği projeyle kalifiye sürü yönetimi elemanları yetiştirilecek. Projesinin yürütüleceği iller Eğitim boyunca kursiyerlerin İŞKUR tarafından sigortalanarak günlük ücret ödeneceğini kaydeden İŞKUR İl Müdürü Kadri Kabak ise Hüseyin Akpınar ise kurslara devam zorunluluğu olduğunun altını çizerek, sonunda başarılı olanlara sertifika verileceğini söyledi. (CİHAN) TZOB: Büyükşehirler artık tarımda da büyük Türkiye Ziraat Odaları Birliği (T- ZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sanayide, hizmetler, inşaat sektöründe olduğu gibi artık tarımda da ağırlığın büyükşehirlerde olduğunu vurgulayarak, Türkiye de üretilen buğdayın yüzde 58,6 sı, arpanın yüzde 53,5 i, mısırın yüzde 84,9 u, domatesin yüzde 76,1 i, patatesin yüzde 46,8 i, kuru soğanın yüzde 63,8 i, nohudun yüzde 50,1 i, tütünün yüzde 80,7 si büyükşehirlerde üretiliyor. dedi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, 2012 yılında çıkarılan Büyükşehir yasasıyla büyükşehir belediye sayısının il nüfusu 750 binin üzerinde olan illerin de dahil edilmesiyle 16 dan 29 a, daha sonra Ordu ilinin kapsama alınmasıyla 30 a çıkarıldığını, 2004 yılından bu yana İstanbul ve Kocaeli de uygulanan büyükşehir belediye sınırının ilin mülki idare sınırı olması uygulamasının 28 büyükşehir için de geçerli hale getirildiğini bildirdi. Şemsi Bayraktar, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile yasanın İstanbul ve Kocaeli nin yanı sıra, diğer 28 büyükşehirde de fiilen uygulamaya girdiğini, bu illerdeki bütün köylerin, beldelerin, ilçe ve büyükşehir belediyelerine bağlı mahalleler haline geldiğini belirtti. 30 büyükşehir belediyesinde 2012 yılı sonunda 58 milyon 53 bin 547 olan nüfusun 2013 yılı sonunda 58 milyon 999 bin 801 e yükseldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: ''30 büyükşehirde il ve ilçe merkezlerinde yaşayan 47 milyon 650 bin 285 nüfus, kanuni düzenlemeyle 58 milyon 999 bin 801 olan il nüfusu seviyesine çıktı yılı sonunda 10 milyon 403 bin 262 olan belde ve köy nüfusu ise, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimiyle belde ve köylerin hukuki statüleri sona erdiği için sıfıra indi. Kırsaldaki bu nüfus mahalle kapsamında ilçe belediyelerine, ilçe belediyeleri de büyükşehir belediyelerine bağlandılar. Türkiye nüfusunun 59 milyonunun yaşadığı 30 büyükşehirde hukuken bir tane bile belde ve köy kalmadı. 59 milyonla ülke nüfusunun yüzde 77 sini kapsayan Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van dan oluşan 30 büyük şehirin hemen hepsi tarımın da en önemli merkezleri konumunda. TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 56,8 İ BÜYÜKŞEHİRLERDE 30 büyükşehir belediyesinin 135 milyon 270 bin 869 dekar tarım alanı bulunduğunu, bunun 238 milyon 106 bin 715 dekar olan Türkiye toplam tarım arazilerinin yüzde 56,8 ini oluşturduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti: "30 büyükşehir belediyesi, 156 milyon 180 bin 591 dekar olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekilen alanların 84 milyon 813 bin 229 dekarını, 41 milyon 475 bin 865 dekar olan nadas alanlarının 20 milyon 594 bin 862 dekarını, 8 milyon 84 bin 876 dekar olan sebze bahçeleri alanının 5 milyon 646 bin 647 dekarını, 32 milyon 320 bin 346 dekar olan meyveler, içecek ve baharat bitki alanlarının 24 milyon 177 bin 709 dekarını, 45 bin 37 dekar olan süs bitkileri alanının 38 bin 422 dekarını sınırları içinde barındırıyor. Bu iller, tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekilen alanların yüzde 54,3 üne, nadas alanlarının yüzde 49,7 sini, sebze bahçelerinin yüzde 69,8 üne, meyveler, içecek ve baharat bitki alanlarının yüzde 74,8 ine, süs bitkileri alanlarının yüzde 85,3 üne sahip durumda. Bu büyükşehirler, sanayide, hizmetler, inşaat sektörlerinde olduğu gibi artık tarımda da ağırlığa sahipler. ÖNEMLİ TARIMSAL ÜRÜNLERDE BÜYÜKŞEHİRLERİN PAYI Türkiye de üretilen buğdayın yüzde 58,6 sının, arpanın yüzde 53,5 inin, mısırın yüzde 84,9 unun, domatesin yüzde 76,1 inin, patatesin yüzde 46,8 inin, kuru soğanın yüzde 63,8 inin, nohutun yüzde 50,1 sinin, tütünün yüzde 80,7 inin büyükşehirlerde üretildiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: "22 milyon 50 bin tonluk buğday üretiminin 12 milyon 923 bin 484 tonunu, 7 milyon 900 bin tonluk arpa üretiminin 4 milyon 228 bin 695 tonunu, 5 milyon 900 bin tonluk mısır üretiminin 5 milyon 9 bin 963 tonunu, 11 milyon 820 bin tonluk domates üretiminin 8 milyon 996 bin 991 tonunu, 3 milyon 948 bin tonluk patates üretiminin 1 milyon 847 bin 363 tonunu, 1 milyon 904 bin 846 tonluk kuru soğan üretiminin 1 milyon 214 bin 606 tonunu, 506 bin ton olan nohut üretiminin 253 bin 605 tonunu, 90 bin tonluk tütün üretiminin ise 72 bin 654 tonunun 30 büyükşehir tarafından karşıladı. Türkiye üretilen 365 bin tonluk çavdarın 165 bin 315 tonunu, 235 bin tonluk yulafın 108 bin 368 tonunu, 3 milyon 128 bin 450 tonluk elmanın 1 milyon 55 bin 682 tonunu 30 büyükşehir üretiyor. HAYVANCILIKTA DA AĞIRLIK BÜYÜKŞEHİRLERDE Büyükşehirlerin hayvancılıkta da ağırlığa sahip olduğunu bildiren Bayraktar, ''Ülkede bulunan büyükbaş hayvanların yüzde 51 i, küçükbaş hayvanların yüzde 53,6 sı büyükşehirlerde. Türkiye de üretilen balın yüzde 69,4 ünü, koyun-keçi sütünün yüzde 54,4 ünü, inek-manda sütünün yüzde 49,6 sını 30 büyükşehir karşıladı.'' dedi. Türkiye de 2013 yılı rakamlarına göre 14 milyon 532 bin 848 olan büyükbaş (sığır, manda) sayısının 7 milyon 412 bin 699 başının, 38 milyon 509 bin 795 olan küçükbaş (koyun-keçi) sayısının 20 milyon 655 bin 504 başının büyükşehirlerde olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: ''Türkiye üretilen 94 bin 694 ton balın, 65 bin 749 tonu, üretilen 16 milyon 252 bin 856 ton olan inekmanda sütünün 8 milyon 52 bin 866 tonu, 1 milyon 516 bin 753 ton olan koyun-keçi sütünün 824 bin 418 tonu büyükşehirlerde üretiliyor. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNE ÇOK BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR Tarımın bu kadar ağırlıklı olduğu 30 büyükşehirde seçilen büyükşehir belediye başkanlarına çok büyük bir görev düşüyor. Tarımı ajandalarının en başına yazacaklar. Büyükşehir belediye başkanları, bu illerde tarımın zarar görmesini önlemek, tarım topraklarını korumak, tarımı geliştirmek için yeni projeler, uygulamalar ortaya koymak, eğitim çalışmalarını, tarımda örgütlenmeyi, üretilen tarım ürünlerinin pazarlamasını desteklemek zorundalar. Belediyelerin, meclislerinde karar alırken, mevzuatı uygularken çiftçilerin çok düşük oranda yer aldığı şehir nüfusunun ekseriyette olduğu geleneksel uygulamaları terk etmeleri, bitkisel ve hayvansal üretime zarar vermemeleri hayati önem taşımaktadır. Bu büyükşehirlerimizde tarım hasar alırsa, tarım toprakları korunmazsa, üretim sürdürülemezse bundan sadece bu iller değil, tüm ülke etkilenir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği o- larak tarıma yapılacak her hizmete sonuna kadar destek olduk, destek olmaya da devam edeceğiz. Bu çerçevede tarım konusunda büyükşehir belediyeleriyle de işbirliğine hazırız.'' Tarımın dünyada gittikçe artan öneminin ortada olduğunu bildiren Bayraktar, ''Bu ortamda, tarımda çok büyük potansiyeli olan Türkiye, rahatlıkla öne çıkabilir. Gıdaya ihtiyacı olan Ortadoğu, Kuzey Afrika, Rusya başta olmak üzere dünyada gıda açığını kapatacak ülkeler arasında yer alabilir. Tarım ve gıda üretimi ve ihracatını çok büyük miktarlarda artırılabilir. Rahatlıkla 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla ve 40 milyar dolarlık tarım ve gıda ihracatına u- laşılabilir. Yeter ki yapısal sorunlar çözülsün, tarıma destek sürdürülsün.'' dedi. (CİHAN)

5 SAYFA 5 SONDAKiKA GAZETESİ >>5 EKONOMİ Nisan Şubat Cuma Perşembe İpekböcekçiliğine olumsuz hava koşulları darbesi İlkbahar aylarında etkili olan dolu ve kırağı gibi olumsuz hava koşullarının, bazı bölgelerde ipekböceğinin beslendiğini dut yapraklarının kalitesini bozması ve kurutması nedeniyle yaş koza rekoltesinde ortalama yüzde düşüş bekleniyor Türkiye'de, geçen yıl 120 tonu bulan yaş koza üretiminin, bu yıl ton dolayında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Kozabirlik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İsmail Aydın, AA muhabirine, ipekböceği tohumlarının nisan ayı başında dağıtıldığı Akdeniz Bölgesi'nde, tırtıllarını beslemelerinin yapıldığını, bu sürecin Ege'de bir hafta sonra başlayacağını, Marmara ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise ipekböceği yumurtalarının mayıs başında dağıtılacağını söyledi. İklim koşullarının ilkbahar aylarında çıkan taze dut yapraklarını doğrudan etkilediğini, bunun da tırtılların beslenme süreçlerine yansıdığını vurgulayan Aydın, bu sene dolu ve kırağı yüzünden ipekböceklerinin beslenme sıkıntısının ortaya çıktığını anlattı. - Dut yapraklarını dolu, kırağı vurdu Yoğunluğu bölgelere göre değişen bu tür sıkıntıların hemen her üretim bölgesinde yaşandığı bilgisini veren Aydın, şöyle konuştu: "Bu sene Alanya'da sezon başlamadan bir hafta önce görülen dolu, dut yapraklarına bayağı zarar verdi. Birçok üretici normalde 3 kutu besliyorsa bunu 2-2,5'a indirdi. Alanya bölgesinde yüzde 10 civarında bir kayıp var ama Diyarbakır bölgesinde zayiat çok fazla görünüyor. Orada daha sezon başlamadı a- ma 3'te bir, yaklaşık yüzde 30 civarında bir düşüş bekleniyor. Yani bölgelerde yüzde civarında düşüş olacak. Ocak-şubat döneminde havalar çok sıcak gittiği için dut ağaçları erken yaprak çıkardı. Mesela mart ayının sonunda Diyarbakır bölgesinde kar yağdı, ondan hemen sonra kırağı oldu. Kırağıdan dolayı yapraklar taze olduğu için kurudu, soldu."aydın, geçen yıl üreticilere 5 bin 200 kutu civarında ipekböceği yumurtası dağıttıklarını, bu sene ise bunun 4 bin bin olmasını beklediklerini dile getirdi. Yaş koza üretim miktarına değinen Aydın, "Türkiye'nin geçen yıl yaş koza üretimi 120 ton civarındaydı. Bu sene tahminimiz; olumsuz hava koşulları yüzünden 110 ton, en kötü ihtimalle 100 tonun altına düşmeyi beklemiyoruz. Yaş koza rekoltesinde yüzde düşüş olacak gibi görünüyor" ifadesini kullandı. - "Verilen fiyat, bugün dünya fiyatlarının yaklaşık iki katının üzerinde" İsmail Aydın, yaş koza destekleme fiyatlarının yüzde 50 arttığına işaret ederek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu sene kilo başına yaş kozaya verilen desteği 20 liradan 30 liraya çıkardığını bildirdi. Kozabirlik olarak üreticilere ilave 5 lira ödeme yaptıklarını aktaran Aydın, "Birinci sınıf yaş koza, geçen yıl 24,5 liradan alınırken bu sene 35 liradan alınacak. Bir üretici sadece 40 günde 10 bin liraya kadar para kazanabilir" diye konuştu. Bu yıl, "Kısa sürede para kazanmak ister misin? O zaman sen de ipekböceği besle" s- loganını kullandıklarını söyleyen Aydın, üreticilerin ipekböceği tohumlarını alması ile ürünü teslim etmesi arasında sadece gün olduğunu belirtti. Bu sürenin, tarımsal üretim için çok kısa olduğunu dikkati çeken Aydın, şunları kaydetti: "En fazla 30 güne kadar besleme süresi vardır. Bu, iyi beslerseniz 25 güne kadar inebilir. 10 gün de kozasını örme dönemi vardır. 40'ıncı gün bunu teslim edersiniz. Ayrıca birçok tarım ürününde fiyatın ne olacağı belli değil, satacağınızdan da emin değilsiniz. Burada koza düşük kaliteli bile olsa düşük kalite ile birinci sınıf arasında sadece 5 lira fiyat farkı var. Bugün 'ezik' dediğimiz koza 30 liradan, iyisi 35 liradan alınıyor. Burada 'Ürünümü satamayacağım' derdi yok. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sezon bittiği zaman destekleme parasını 1-1,5 ay için içinde gönderiyor. Verilen fiyat, bugün dünya fiyatlarının yaklaşık iki katının üzerinde." Aydın, bu sene 20 yıl aradan sonra üreticilere ilk kez deneme amaçlı sonbahar beslemesi (ağustos sonu, eylül başı) yaptırmayı planladıklarını sözlerine ekledi. Olumsuz hava şartları çiftçiyi mağdur etti Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Cabbar Sekman, geçen haftalarda gerçekleşen kuvvetli rüzgar, fırtına ve dolu gibi olumsuz hava şartlarından dolayı çiftçinin mağdur olduğunu belirtti. Sekman, bu durumdan en çok karpuz, patates ve domatesin etkilendiğini ifade etti. Erkenci karpuzun gördüğü zararları anlatan Cabbar Sekman, Bende çiftçilikle uğraşıyorum. Karpuz, kavun ve narenciye bahçemiz var. Karpuzla, kavunu sera olarak açık şekilde erkenci, geççi yapıyoruz. Erkenci karpuz kum olan yerlerde genellikle ocak ayında ekiliyor. Bu yıl hava şartları iyi gidince erken ekildi. Ama geçtiğimiz haftalardan yaşanan olumsuz hava şartlarından dolayı sera örtüsü doldu, Martın 10'u 15'i gibi üstü komple açıldı. dedi. Çukurova Bölgesinde mart ayının 30'unda büyük bir fırtına olduğunu hatırlatan Sekman, Karpuz, kavun, domates, patates ve narenciye bahçeleri çiçek dönemindeydi ve bu fırtınadan çok etkilendi. Bayağı bir hasar oldu bölgemizde. Bir gün boyunca saatte 75 kilometreyi bulan çok kuvvetli rüzgarlar esti. Onun akabinde 31 Mart günü de ovamızda don riski oldu. Hava sıcaklığı eksiye düştü. Ondan 2 gün sonrada erkenci karpuzun yetiştiği kum bölgesinde d- eniz taraflarında çok şiddetli dolu zararı oldu. Şuan ovamızda karpuz, patates ve domateste ciddi kayıplar, zararlar var. Narenciye ise rüzgar gülleri sayesinde daha az hasar gördü. A- ma yine de çiçek dökülmeleri oldu. Şuan yeni yeni toparlanıyoruz. ifadelerini kullandı. ZİRAAT BANKASI KREDİLERİ ERTELENMELİ Bu durumdan zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası ndan aldığı kredilerin ertelenmesi gerektiğini kaydeden Adana Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Cabbar Sekman, Çünkü bunlar yüksek maiyetlerle, gübre mazot gibi masraflı işçilikle yapılan şeyler. Bu konuyu çiftçiler olarak dilekçe toplayıp yetkililere bildireceğiz. dedi. (CİHAN) Türk iş çevrelerindeki yüksek insan kalitesi ABD'li yatırımcılara büyük güven veriyor! Citi Küresel Hükümetlerle İlişkilerden Sorumlu Yönetici Direktörü Charles Johnston, Türkiye'nin iş dünyası ve hükümetiyle yeni sermaye piyasası yasası gibi ekonomik reformları devam ettirmesi durumunda İstanbul'un finansal merkez olarak geleceğinin çok parlak olacağını belirtti. Johnston, New York'ta düzenlenen "İstanbul: Bölgesel Merkez, Küresel Aktör" isimli forum dizisinin ikinci etkinliğinin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Türkiye'deki yatırım ortamını değerlendiren Johnston, ülkedeki yatırım ortamının çok umut vadedici olduğunu söyleyerek, "Türk ekonomisinin temelleri çok sağlam. Bu sağlamlık, finansal kriz ve küresel ekonomik durgunluk döneminde ekonominin ayakta durmayı başarmasıyla tescil edilmiş oldu" dedi. Son dönemde Türk iş adamlarının kalitesinin önemli ölçüde artmasının da ekonomiye olumlu katkıları olduğunu vurgulayan Johnston, Türk iş çevrelerindeki yüksek insan kalitesinin, ABD'li ve diğer yabancı yatırımcılara büyük güven verdiğine dikkati çekti. Johnston, istikrar ve ileriyi görebilir olmanın Türk ekonomisine duyulan güvende kilit faktörler olduğunu da kaydederek, "Tabi ki her şeyin mükemmel olduğunu söylemiyoruz ancak her geçen yıl daha da iyiye gidiş var. İstanbul da bu iyi gidişe büyük katkı sağlıyor" diye konuştu. - "İstanbul'un geleceği parlak" Johnston, İstanbul'un finans merkezi olma yönündeki çabalarına da değinerek, İstanbul'un mevcut durumda da finans piyasasında önemli bir konum elde ettiğini söyledi. Özellikle İstanbul'un coğrafi açıdan bir çok noktaya ulaşım kolaylığının olması, alt yapısı ve Türkiye'nin insan sermayesinin önemli avantajlar olduğunu ifade eden Johnston, İstanbul'un uluslararası finans merkezleri sıralamasında ortalarda yer aldığını hatırlattı. Johnston, "İstanbul kendisini ispatlama konusunda büyük mukavemet gösteriyor. İş dünyası, hükümetle birlikte çalışarak yeni sermaye piyasası yasası gibi ekonomik reformları devam ettirirse, İstanbul'un finansal merkez olarak geleceği çok parlak" ifadelerini kullandı. Uluslararası yatırımcılara da seslenen Johnston, Türkiye'nin yatırımlar için önemli fırsatlar ve kazançlar sunduğunu da sözlerine ekledi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) kredi kartına taksit sınırlaması getirmesinin ardından taksitli harcamalar, 2014 mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17 geriledi. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) 2014 mart ayı verilerine göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 1 Şubat'tan itibaren kredi kartıyla taksitli işlemlere sınırlama getirmesinden sonra bu yılın mart ayında, geçen yılın aynı ayına göre kredi kartları ile yapılan taksitsiz ödemeler büyümesini sürdürürken, taksitli ödemeler azaldı. Kartlar ile yapılan ödeme tutarları incelendiğinde mart ayında kredi kartları ile yapılan ödemeler geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6 arttı ve 31,3 milyar liradan 33,2 milyar liraya yükseldi. Aynı dönemde banka kartı ile yapılan ödemeler de yüzde 35 artarak, 1,7 milyar liradan 2,3 milyar liraya ulaştı. Taksit sınırlamasına yönelik düzenlemenin kredi kartı ile yapılan taksitli ödemeler üzerindeki etkisi mart ayında da devam etti. Mart ayındaki taksitli ödeme rakamları incelendiğinde, 2013 yılının aynı ayına göre yüzde 17 daralma olduğu ve taksitli ödeme tutarının 8,2 milyar liradan 6,8 milyar liraya gerilediği görüldü. Aynı dönemde taksitsiz ödemeler ise yüzde 14 artışla 23,1 milyar liradan 26,3 milyar liraya çıktı. Taksitli ödemelerdeki düşüş, toplam kartlı ödemeler içinde taksitin payının azalmasına neden oldu. Buna göre Ocak 2014 te yüzde 31 e kadar yükselen taksitli ödemelerin toplam kredi kartı ödemeleri içerisindeki payı mart ayında yüzde 21 e geriledi. Bu oran geçen yılın mart ayında yüzde 26 düzeyindeydi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 28 Mart itibarı ile bireysel kredi kartları bakiyesi 28 Şubat'a göre yüzde 3 azalarak, 81,1 milyar liradan 78,6 milyar liraya geriledi. Aynı dönemde bireysel kredi kartı taksitli bakiyesi ise yüzde 7 daralarak 43,9 milyar liradan 40,7 milyar liraya indi. Taksitli bakiyenin toplam bireysel kredi kartı bakiyesi içerisindeki payı ise 28 Şubat'ta yüzde 54,2 düzeyinde iken 28 Mart'ta yüzde 51,8 e düştü. Türkiye deki toplam kredi kartı sayısı mart sonunda 57,3 milyon adet olurken, banka kartı sayısı da 102 milyon adedin üzerine çıktı. Geçen yılın aynı dönemine göre banka kartı sayısındaki artış oranı yüzde 9 ve kredi kartındaki artış yüzde 3 oldu. POS sayısı mart sonunda 2,3 milyona ve ATM sayısı ise önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13 artarak 42 binin üzerine çıktı. Taksitli ödemeler mart ayında yüzde 17 azaldı Türkiye'ye 53 yeni santral Bu yılın ilk 3 ayında 30 ilde 650 megavat kurulu güce sahip 53 santral elektrik üretimine başladı. Türkiye'nin elektrik üretimindeki kurulu gücü 64 bin 612 megavata u- laştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, enerjide arz güvenliğini sağlamak ve yerli kaynak kullanımını artırmayı hedefleyen Türkiye'de, yılın ilk çeyreğinde yeni enerji yatırımları devreye girdi. Buna göre yılın ilk 3 ayında 53 yeni elektrik santrali üretime başladı. Böylece Türkiye'nin kurulu gücüne 650,80 megavatlık ilave oldu. Böylece Türkiye'nin toplam kurulu gücü 64 bin 612 megavata ulaştı. Türkiye'nin elektrik kurulu gücünde geçen yılın mart ayı sonundaki kurulu güce oranla yüzde 12'lik artış gerçekleşti. Bu yıl devreye alınan santrallerin 27'si hidroelektrik santrallerinden (HES), 14'ü rüzgar enerjisi santrallerinden (RES), 8'i doğalgaz santrallerinden oluşuyor. Santrallerin 21'i ocak, 20'si şubat, 12'si mart ayında üretime geçti.

6 SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> 6 GÜNCEL Nisan Şubat Cuma Perşembe Küçük başkandan büyük hedef BİR KOLTUKTA İKİ ÇOCUK BAŞKAN 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila nın koltuğuna oturan Kars Halil Atila İlkokulu 4. Sınıf Öğrencisi Eylül Eda Beşe, büyüyünce belediye başkanı olmak istediğini söyledi. Koltuğa oturur oturmaz Bornova için yapacağı projeleri de açıklayan küçük başkan Beşe, Daha güzel Bornova için çalışacağım dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Bornova da coşkulu etkinliklerle kutlandı. Kutlamalara, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila nın geçici o- larak koltuğunu devrettiği, Kars Halil Atila İlkokulu 4. Sınıf Öğrencisi Eylül Eda Beşe renk kattı. Koltuğa oturur oturmaz önce özel kalem müdürünü arayarak birlikte geldiği arkadaşlarına meyve suyu ısmarlayan Beşe, daha sonra projelerini bir bir açıkladı. Büyüyünce belediye başkanı olmak istediğini söyleyen Eylül Eda Beşe, Arkadaşlarım için oyun parkları spor tesisleri yapmak istiyorum. Engelli olan öğrencilere yardım etmek, ihtiyacı olan öğrencilere burs verilmesi gerekir. Okul sayısını artırmak, herkesin sağlıklı olması için hastaneler açmak istiyorum. Belediye başkanı olursam Bornova için elimden gelen herşeyi yapacağım dedi. Beşe nin konuşması arkadaşlarından alkış alırken, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila öğrencilerin belediye çalışmaları hakkındaki bütün sorularını yanıtladı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nün Bornova Cumhuriyet Meydanı nda düzenlediği çelenk törenine de katıldı. Atila, Suphi Koyuncuoğlu Ortaokulu tarafından düzenlenen resmi kutlama etkinliğinin ardından, CHP Bornova İlçe Başkanlığı ve Atatürkçü Düşünce Derneği nin Cumhuriyet Meydanı ndaki çelenk koyma etkinliklerinde de yer aldı. Başkan Atila, katıldığı etkinliklerde çocukların büyük ilgisiyle karşılaştı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nı gelecek yıllarda daha büyük bir coşku içinde kutlamak üzere hazırlıklar yaptıklarını hatırlatan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Bizler küçükken şanslıydık. Bu bayramı daha heyecanlı yaşıyorduk. Önümüzdeki yıldan itibaren bu coşkuyu tıpkı geçmişteki gibi yaşatacağız. Çocuk meclisleriyle yarının büyüklerine söz hakkı vereceğiz. 23 Nisan ı festival havasında kutlayacağız dedi. (HABER MERKEZİ) Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, makamını İmam Hatip öğrencisi Elif Hilal Turan ve Cemil Akyüz Ortaokulu öğrencisi Berke Yücel e devretti Her iki çocuk başkan da sokaklardaki engellerin kaldırılmasını, özürlü vatandaşların daha rahat yaşayabileceği sosyal ortamlar yaratılmasını istedi. Başkan Akpınar Eşitlik ilkesini gözettik ve bu kez iki çocuğumuza birden koltuğu devrettik. Çocuklarımızın geleceğini düşünerek hizmet üreteceğiz dedi. ENGELLERİ KALDIRIN Makamda gerçekleştirilen törene veliler ve okul yöneticileri de katıldı. Akpınar dan koltuğu devralan çocuk başkanlar, projelerini anlattı ve ilgili müdürlere talimatlar verdi. İmam Hatip Ortaokulu 5 nci sınıf öğrencisi Elif Hilal Turan Kent genelindeki sarı çizgiler artmalı. Engellilerin rahatça gezebilecekleri sokaklar yaratılmalı. Yeşil alanlar çoğaltılmalı dedi. Cemil Akyüz Ortaokulu öğrencisi Berke Yücel ise engeli dostu bir kent yaratılmasını istedi. Yücel, parkların ve sokakların temiz tutulmasının önemli olduğunu da söyledi. Makamı çocuklara devreden Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar ise Bu kenti kadınlarla, gençlerle ve çocuklarla yöneteceğimi söylemiştim. İlk adımı bu şekilde attık. Bundan sonra sadece 23 Nisan da değil, her zaman birlikte olacağız. İnsanlarımızın mutluluğu için hizmet edeceğim dedi. Karşıyaka Belediyesi nin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirdiği 22. Uluslararası Karşıyaka Çocuk Şenliği ne katılan öğrenciler İzmir Doğal Yaşam Parkı nı gezdi. Gün boyu hayvanlarla iç içe olan yabancı çocuklar, piknik yapıp eğlendi. Karşıyaka Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında engelli çocuklar için ayrı bir kutlama hazırladı. Özel eğitim kurumları öğrencilerinin katıldığı program İskele önünde başladı. Karşıyaka Belediye Bandosu eşliğinde ellerinde dövizler ile yürüyüşe geçen çocuklar, Kaymakamlık önünde kurulan platformda gösteriler yaptı. Dans gösterisi yapıp halk oyunu oynayan öğrenciler, şarkılar söyleyerek yeteneklerini sergiledi. (HABER MERKEZİ) Çeşmeli minikler, 23 Nisan'ı büyüklere de 'bayram' etti Buca da 23 Nisan coşkusu Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Buca nın çeşitli noktalarında düzenlenen törenlerle kutlandı. Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, çocuklara bayram armağan eden tek lider olan Atatürk e teşekkür etti. Buca daki törenler Çevik Bir Meydanı nda Atatürk Anıtı na çelenk sunma ile başladı. Ardından Buca Stadı nda kutlamalar gerçekleştirildi. Buca daki çeşitli okulların öğrencilerinin dans ve folklor gösterileri sunduğu törene Kaymakam Şenol Bozacıoğlu, Garnizon Komutanı Ulaştırma Kıdemli Albay Metin Önal, Belediye Başkanı Levent Piriştina, İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık ve çok sayıda vatandaş katıldı. Çocukların büyük alkışla izlenen gösterilerini fotoğraflamak isteyen veliler adeta birbirleriyle yarıştı. Başkan Piriştina, daha sonra Yeşilbağlar Mahallesi nde belediye tarafından düzenlenen Çocuk Şenliği ne katıldı. Çeşitli gösterilerin sunulduğu şenlikte çocukların bayramını kutlayan Başkan Piriştina, Bugün çok mutluyuz. Yarının geleceği siz çocuklara çok güveniyoruz. Dünyada çocuklara bir bayram armağan eden tek lider olan Yüce Atatürk e çok teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Sevgili çocuklar, bugün sizin, tadını çıkarın diye konuştu. Kutlamalar ilçenin çeşitli noktalarında devam etti. (HABER MERKEZİ) 23 Nisan'ı gün boyu süren etkinliklerle kutlayan turizm cenneti Çeşme'de, minikler okuduğu şiir ve hazırladıkları birbirinden renkli dans gösterileri ile büyükleri bayramlarına dahil etti. Turizm cenneti Çeşme'de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, coşku ile kutlandı. Sabah saatlerinde Çeşme Sıdıka-Kelami Ertan Lisesi önünde oluşturulan kortej, bando öncülüğünde Çeşme Çarşısı üzerinden Cumhuriyet Meydanı'na u- laştı. Törenlere, Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel, Garnizon Komutanı Binbaşı Yücel Ercan, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akif Aktaş, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Vehbi Koç, Çeşme Belediyesi Meclis üyelerinin yanı sıra siyasi partilerin ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşları yöneticileri, öğrenciler ve çok sayıda Çeşmeli katıldı İnancının göstergesi Çeşme'deki kutlamalar Mehmet Akpınar Ortaokulu'nda düzenlenen etkinlikle devam etti. Minik öğrencilerin, şiirleri, çaldığı melodiler, birbirinden renkli modern ve halk oyunları gösterileri ile devam eden etkinlikte konuşan Çeşme Milli Eğitim Müdürü Ahmet Vehbi Koç, Atatürk'ün 23 Nisan'ı çocuklara armağan etmesinin, onlara, ülkenin g- eleceğine duyduğu tartışılmaz güven ve inancın göstergesi olduğunu belirtti. Çocukların yüzlerinde gülümsemenin, pırıltının her şeyden değerli olduğunu söyleyen Koç, "Çocuklarımızın hedeflerini ve hayallerini gerçekleştirmek için elimizden geleni yapmaya hazırız" dedi. Türkiye'nin ve dünyanın en büyük servetinin ve en değerli kaynağının çocuklar olduğunu belirten Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ise, dünyanın umudunun ve geleceğinin çocukların minik ellerinde olduğunu söyledi. Dünyada çocuklara ithaf edilen yegane bayramın ülkemizde kutlandığını da vurgulayan Başkan Dalgıç, "Bugün burada gösterileriyle bayramlarına bizleri de dahil eden çocuklar, yarın bizlerin görevlerini üstlenen ve bayrağı bizlerden devralan kişiler o- lacaklar. O gün gelene kadar ise onların mutlu etmek, hayallerinin gerçekleşmesini sağlamak bizim görevlerimizin en önemlisidir" şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ) Başkan İnce, çocuklarla bayram kutladı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 94. yıldönümü Güzelbahçe'de de törenlerle kutlandı. Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, ilk ve orta dereceli okulların bahçelerinde veya belediye spor salonları ile belediye amfi tiyatrosunda gerçekleştirdiği kutlamalara katıldı.okullardaki kutlamalarda çocuklar günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yaptı, şiirler okudu, oyunlar oynadı, gösteriler sergiledi. Çeşitli okulların gerçekleştirdiği törenlere kısa süreli de olsa katılarak çocukların bayramını kutlayan Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Eskiden ne güzel hep birlikte bayramı stadyumda kutluyorduk. İki yıldır okullar kendi salonlarında, bahçelerinde kutluyor. Daha geniş katılımlı kutlamaların yapılacağı günler diliyorum dedi. Çocuklara kitap dağıtan Başkan İnce daha sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili olarak şu mesajı verdi: Egemenliğin kayıtsız şartsız u- lusa ait olduğu bir dönemin başlangıcı olarak 23 Nisan 1920, u- lus egemenliğine dayanan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulması sürecinde atılan en önemli adımdır. 23 Nisan 1920 de açılan ve devrimlerin gerçekleştirilmesinde yaşamsal rol üstlenmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokratik rejimimizin temel kurumudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, özgürlük, eşitlik ve adaletin egemen olabilmesinin ancak ulusal egemenlikle mümkün olabileceğine duyduğu inançla,tbmm'nin açıldığı 23 Nisan gününü barışın, sevginin, umudun, kardeşliğin ve aydınlık geleceğimizin güvencesi çocuklarımıza armağan etmiştir. Çocuklarımızın ölmediği bir Türkiye özlemiyle, dünyadaki tek çocuk bayramı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum. (HABER MERKEZİ)

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Nisan Şubat Cuma Perşembe YSK'ya rağmen kazanacağız CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Yalova'da belediye başkanını Yalova'da yaşayanlar seçer, Yüksek Seçim Kurulu ndaki hakimler değil" dedi İnce, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla partisince düzenlenen fener alayına katılmak için geldiği kentte, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman ile Cumhuriyet Meydanı'nda seçim o- tobüsü üzerinden vatandaşlara s- eslendi. Adayları Salman'ın, Yalovalıların gönlünü aldığını ve bir daha seçileceğine inandığını dile getiren İnce, "Bugün yine, yeni, yeniden diyoruz. Bu sefer belediye başkanımızı 20 yıllığına seçeceğiz. 30 Mart'ta 5 yıllığına seçtik. Sonra İlçe Seçim Kurulu'na gittiler, bir 5 yıl daha seçildik. Etti mi sana 10 yıl. Sonra İl Seçim Kurulu'na gittiler, bir 5 yıl daha orada da seçtik. Etti mi 15 yıl. Sonra Yüksek Seçim Kurulu'na gittiler. Yalova'da belediye başkanını Yalova'da yaşayanlar seçer, Yüksek Seçim Kurulu'ndaki hakimler değil" diye konuştu. Yalova'da 1 Haziran'daki seçimi kazanacaklarını savunan İnce, şöyle konuştu: "Bugün Yalova'da mağdur olanlar sadece CHP'liler değildir. Yalova'da mağdur olanlar, Vefa Salman arkadaşıma oy veren Yalovalılardır, 28 bin kişidir. Geçmişte, 1994'te İbrahim Uzun belediye başkanı olmuştu, seçim iptal oldu. Sonra İbrahim Uzun oylarını artırarak geldi. Vefa Salman'da da aynısı olacak. Sağcısının, solcusunun, doğulusunun, batılısının, Alevi'sinin, Sünni'sinin, ülkücüsünün, ulusalcısının, AKP'lisinin, CHP'lisinin, kadının, erkeğin oyunu aldık. Bütün ittifaklara rağmen Yalova'da 28 bin oyla seçilmiş belediye başkanımızın görev yapıp, yapmamasına Yalova olarak karar verilecek. Kimse kimsenin hakkını yemeyecek, kardeş kavgası olmayacak, yetim hakkı yenmeyecek. Bu ülkede demokrasi olacak, milli iradeye herkes saygı gösterecek. 10 sene belediye başkanlığı yapacaksın, sonra gelip yenileceksin. Sonra da Ankara'da çadır kurup ağlayacaksın, oradan seçim alacaksın. 28 bin değil, 38 bin alacağız bu sefer." Konuşmanın ardından İnce ve partililer, meşalelerle Cumhuriyet, Fatih, İsmet Acar ve İstanbul caddelerinde yürüdü. Milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil millet fertlerinin bileşkesinden ibarettir CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Sandıktan çıktım ne istersem yaparım anlayışı, ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz. Çünkü ulusal egemenlik, sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram değildir. Egemenlik en son ferdine kadar bütün ulusundur" diye konuştu Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin kuruluşunun 94. yıl dönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, cumhuriyetin, bütün dünyaya bir bayram hediye edecek kadar ufku geniş, ulusal egemenliği baş tacı yapacak kadar halkına güvenen ve saygı duyan devrimci kadroların ve ruhun eseri olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal e atıfla söylemek isterim ki ulusal egemenliğin ışığı karşısında zincirler erimiş, taç ve tahtlar batmış ve yok olmuştur" diye konuştu. Cumhuriyeti kuran devrimci kadroların ulusal egemenlik kavramıyla neyi ifade ettiklerini iyi anlamak gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, günümüzde bu kavramı çarpıtarak bir dikta rejimi kurmaya kalkışanların, öncelikle Mustafa Kemal Atatürk ün, 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir de yaptığı konuşmayı iyi öğrenmeleri gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün, "Milli emeller, milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir" sözlerini anımsattı. Bir halkın var olma mücadelesini bağımsızlıkla taçlandırmış Meclis'in fikri hür, vicdanı hür üyelerinin bugün de zorlu bir mücadele içine girdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu zorlu mücadelenin halkın egemenliğini yansıtan gerçek bir demokrasi ve özgürlüklerle taçlanacağından eminim" dedi. Ulusal egemenliğin çoğulcu bir rejim, temsilde adalet ve hukukun üstünlüğü meselesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Çoğunluğun güçlü, güçlünün de haklı olduğu; yurttaşların baskı, korku, yasaklar, kin, yoksulluk ve istikrarsızlık tehditleriyle yönlendirildikleri bir sistem çoğulcu değildir. 'Sandıktan çıktım ne istersem yaparım' anlayışı, ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz. Çünkü ulusal egemenlik, sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram değildir. Egemenlik en son ferdine kadar bütün ulusundur. Sayısal çoğunluğu egemenlik olarak anlamak ve kullanmaya kalkışmak ulusal i- radenin inkarıdır, istismarıdır. Böyle bir yönetim tarzına demokrasi ve cumhuriyet kelimeleri de yakışmamaktadır. Demokrasi, özgür yurttaşların, özgür medyanın, oy sandığına hapsolmayan bir iktidar anlayışının rejimidir. Demokrasi, iktidarların, egemenliğin kaynağı olan halka belirli aralıklarla ve sandıktan sandığa değil, her gün hesap verdikleri bir rejimin adıdır. Uygulanan yüzde on seçim barajı, ulusal egemenliği hiçe sayan, yurttaşlarımızın tercihlerini görmezden gelerek temsiliyet haklarını çalan ve iktidarda kalmak için her şeyi reva gören bir çarpık zihniyetin ürünüdür. Ne var ki, seçim barajını düşürmeyi, son derece adaletsiz temsil sonuçları yaratacak yeni bir seçim sistemini kabul etme şartına bağlamak, millet egemenliğine açık bir saygısızlıktır. Kayıtsız, şartsız millete ait olan egemenlik, milletin iradesini gasp etmek ve toplumun belirli unsurlarını dışlamak için bir silah gibi kullanılamaz." "Meclisimizin, bütçe denetim yetkileri elinden alınmıştır" Üstünlerin hukukunun egemen olduğu yerde, milletin egemenliğinin olmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Halkımızın ulusal egemenliği yasama, yürütme ve yargı organları aracılığıyla kullandığını biliyoruz. Yürütme organına bu yetkiyi tek başına kullan denmemiştir, denmeyecektir" diye konuştu. Tarafsız ve bağımsız yargının olmadığı, yasama organının etkisizleştirildiği bir düzeni sürdürmenin, ulusal egemenliğin kaynağı olan milleti hiçe saymak anlamına geldiğini kaydeden Kılıçdadaroğlu, "Toplumu ve hasımlarını sindirmek için özel mahkemeler oluşturanlar, kararlarını beğenmedikleri zaman Anayasa Mahkemesi'ne bile meydan okuyanlar ve yolsuzluk soruşturmalarına hukuku dinamitleyerek cevap verenler sadece Anayasa yı değil u- lusal egemenliği de çiğnemektedirler" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Kuvvetler ayrılığını ayak bağı olarak görenler, halkın iradesine saygı duyduklarını nasıl iddia edebilirler? Bu bayram günündeki burukluğumuzun sebebi de bunlardır. Üzülerek ifade edeyim ki, varlığını ve saygınlığını hukuk ve meşruiyet ilkelerine bağlılığına borçlu olan Meclisimizin, bütçe denetim yetkileri elinden alınmıştır. İki yıl önce bu parlamentoda, bugün yaptığım konuşmamdaki bir ifadeyi tekrar bilginize sunmak isterim: Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme tarihi bu Meclisin yetkilerini savunma ve genişletme tarihidir. Bugün dahi bu yüce Meclis'in yetkilerine göz dikenler bu hususu hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar." "Kin ve nefret değil sevgi ve dürüstlük" 23 Nisan'ın aynı zamanda, dünya çocuklarına armağan edilmiş ilk ve tek bayram olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, özgürlüğe, eşitliğe ve bilime bağlı olan toplumların, Mustafa Kemal in işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirebileceğini ifade etti. Çocukların ufkunu kin ve nefretle değil sevgi ve dürüstlükle çizilmesi halinde ülkenin kalkınacağını ve ilerleyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz çocuklarımızı bilime dayalı; sevgiyle dolu, nefretten uzak, yüzünü geleceğe dönmüş bir eğitim sistemiyle yetiştirmek istiyoruz. Biz çocuklarımızı küreselleşen dünyaya uyumlu, haberleşme ve iletişim olanaklarını etkin bir şekilde kullanan ve yaşadıkları dünyayı sorgulayan bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki özgür ve eşit bir gelecek, özgürce yetişen nesillerle mümkündür" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasını, "Bu yıl, grubum adına, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nı, temel hak ve özgürlükleri için canlarını feda eden gençlerimizin ve bir sabah evinden çıkarak Türkiye halkının kalbine gömülen Berkin Elvan ın güzel anısına adıyorum" ifadeleriyle tamamladı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, "Dikta rejiminden bahsedenlerin öncelikle dönüp aynaya bakmasını tavsiye ederim. Milletin iradesine saygılı olmak durumundayız. Asıl saygısızlık, milletin iradesini hiçe sayan, sandığı, seçimi hiçe sayanlardır" dedi. Bunun üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise "Sayın Başbakan konuşmasında muhalefet partilerini dış odaklarla işbirliği yapmakla itham etti. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, genel bir değerlendirme yaptı. Herhangi bir parti ismi zikretmedi" diye konuştu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de özel bir gündemle toplandıklarını hatırlatarak, "Başka gündemlerden farklı bir müzakere yapıyoruz. Bu hassasiyeti takdirlerinize sunuyorum. Lütfen bugün bayram olduğunu hesaba katarak, birbirimizi kırmadan, incitmeden düşüncelerimizi ifade edersek, bayramın anlamına da uygun olacaktır" uyarısında bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilen özel birleşimindeki konuşmasına ilişkin, "Bir daha böyle ölümler olmasın diye konuşmamı Berkin Elvan'a adadım, grubum adına. dedi. Oyumuz az değil ama eleştirmek zorundayız CHP'nin yerel seçim komisyonu üyesi ve yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, komisyona yönelik eleştirilere, "Kendi adıma özeleştiri yapıyorum. Sadece eleştiri getirenler de k- endi illerinde, bölgelerinde eksik gedik bıraktılar mı üzerinden bir özeleştiri yaparlarsa, bu özeleştiri sürecinin toplamı parti ve ülke için daha doğru sonuçlar doğurabilir" diye yanıt verdi Günaydın, parti içinden komisyona gelen eleştirilere yönelik soruları yanıtladı. Adayların geç belirlendiği eleştirilerini katılmadığını belirten Günaydın, "Eğer herhangi bir ilde, il başkanı, belediye başkanı, milletvekili, adaylar, PM üyeleri aynı fikirdeyse, komisyon olarak bunları üstlenip, bir denetlemeden sonra gereğini yapmaktan başka bir amacımız olmadı, olamaz. Ancak herhangi bir ilde ilgili siyasi aktörler arasında görüş farklılıkları varsa onları çözmek için bir zaman, enerji harcamak gerekti, biz bunu yaptık" diye konuştu. Partinin, belediye meclis üyelikleriyle ilgili genelge yolladığına işaret eden Günaydın, buna göre, ilde il, ilçe başkanı, milletvekili, ilgili PM üyesi, belediye başkan adayının, belediye meclis üyeleri konusunda bir uzlaşı arayıp, bunun sonrasında oluşacak listenin genel merkeze gönderilmesi gerektiğini anlattı. Cumartesi en geç saat 17.00'ye kadar listenin ulaştırılması gerektiğini ifade e- den Günaydın, "Pazartesini salıya bağlayan gece, yani 10 saat sonra, ilçe seçim kuruluna listenin teslim edilmesi gerektiğini bildiğiniz saatte, ilçe başkanı ve belediye başkan adayı gelip, 'Hiçbir konuda mutabık değiliz' diyorsa ve böyle uzlaşı listesi gelmiyorsa, siz o uzlaşı listesini orada, arkadaşlarınızı ikna ederek yaptırmak zorundasınız. 'Ben oraya liste gönderdim ama bu liste o- raya girmedi' diyerek, hiç kimse işinden ve sorumluluğundan kurtulamıyor. Yapılması gereken bir uzlaşıyla o listeleri oluşturmaktı" diye konuştu. Ön seçim sonuçlarına uyulmadığı yönelik eleştirilerine de yanıt veren Günaydın, CHP'nin, 108 yerde, sonuçlarına uymak zorunda olduğu ön seçim yaptığını söyledi. Günaydın, ön seçimlerin tamamına uyulduğunu ifade ederek, ancak İstanbul, Adana ve Hatay'da ilk birinciyi değil, başvuran aday sayısına göre, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinciyi arayan seçimler yaptıklarını anlattı. Günaydın, bu ilk beş, dört, üç ve ikiler arasından da ilave yöntemlerle aday araştırması yapılacağının genelgeyle bağlandığını kaydederek, "Bu yerlerde birinci neden atanmadı?" sorusunun doğru olmadığını, genelgede bunun yapılmayabileceğinin yer aldığını vurguladı. Eleştirilerde haklı olan yerlerin bulunduğunu dile getiren Günaydın, " 6 yerde, bu ön elemeye girmeyen insanlardan belediye başkan adaylaştırması oldu. Bu eleştiriyi hak eden bir durumdur. Bunun da hangi gelişmeler sonucunda ortaya çıktığını azıcık tabloyu izleyen herkes kolaylıkla tahmin edecektir" dedi. "Günde 18 saat çalıştık" Günaydın, anketlere yönelik olarak ise şunları söyledi: "174 yerde aday araştırması yapıldı. Aday anket uyumlu ve uyumsuz olan yerler vardır. Buradaki analizleri de teker teker PM'de yapmışızdır. CHP'nin kazanacağını öngördüğümüz yerlerde yüzde 90'ın üzerinde CHP kazandı, CHP'nin kaybedeceğini anketlerin gösterdiği yerde ancak yüzde 10'a kadar kazanması söz konusu oldu. Anketlerin hata payı içinde bu kamuoyu araştırmalarının, parti adaylaştırma sürecinde yol gösterici olduğu görülmektedir. Bin 400 belediye başkanı, 22 bin belediye meclis üyesi ve bin 200 il genel meclisi üyesinin seçiminin normal, rahat, olağan bir süreç olmayacağı açıktır. Biz bu süreçte günde 18 saat çalıştık. Ama 'Ben neden orada yokum, benim desteklediğim insan orada neden yok' üzerinden yapılan eleştirilere, doğru yanıt verebilmeniz mümkün değil. Bir yerde 10 aday, 30 aday varsa biri aday olacaktır, geriye kalanlar da kendisinin neden olmadığını sorgulayacaktır. En doğru seçimler her zaman yapılmıştır denilemez. Siyaset az hatayla yapılabilirse zaten başarılı sonuçlar doğurabilir. Bu çerçeve içinde biz de elimizden geleni yaptık, sonuçlar ortadır." "Oyu küçümsememek gerekir" CHP'nin son seçimlerde aldığı oyu küçümsememek gerektiğini belirten Günaydın, "Antalya, Mersin, Ordu'- nun kaybedilmesini, Ankara ve Adana'nın alınamamasını nasıl açıklayacaksınız?" sorusunun sorulabileceğini kaydetti. AK Parti'nin çıkardığı yasayla 30 ilin büyükşehir kapsamına alındığına işaret eden Günaydın, AKParti'nin, 20, 30 ya da 50 kilometre yarıçapında olan seçimleri, il geneline yaymayı, o ilde yaşayan bütün nüfusun oy kullanmasını sağlamayı amaçladığını söyledi. Günaydın, AK Parti'nin kısa vadede hak etmediği bir seçim galibiyeti elde etmek isteğini o dönemde anlattıklarını dile getirdi.

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Şubat Nisan Perşembe Cuma SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Nisan Şubat Cuma Perşembe SIZINTI Abdullah LELİK ADALETLİ OLMAK BİR FAZİLETTİR ''Allah'ım! Bizi suret-i haktan görünüp, yalancı ve hileci bulunmaktan koru!'' Bu bir dua ve bu duaya amin diyorum. Yakın bir dostum üğradı, Melih Gökçek onu bulunduğu görev den almış. Yıllarca onun en yakını ve en üst görevlerde çalıştı. Bulunduğu her görevi layıkı ile en iyi ve güzel şekilde yapmıştır. Takdir ve tebrik almıştır. Dürüstlüğüne, çalışkanlığına hiç kimse bir söz söyleyemez. Bir zamanlar Fethullah Hocaefendiye yakın olmak veya öyle bilinmeyi düşündüğünden bazı arkadaşları yakınında ve önemli görev lerde tutan Melih Başkan, şimdi onlardan hiç kimseyi bırakmadandarmadagın etmeye başlaış. Peki, bu arkadaşların görevlerinde, işlerinde, mesleklerinde bireksikliği, noksanlığı mı vardı ki, sağa sola sürülüyorlar? Bunların çok kötü alışkanlıkları mı vardı ki görevlerinden alınarak alt kadro lara gönderiliyorlar? Hayır, bunların hiç birine olumsuz bir yük yüklemek mümkün değildir. Aldığımız haberlere göre, Melih Gökçek hizmet hareketine yakın gördüğü herkesi madur etmek için elinden gelen her şeyi yapacak. Hak, hukuk tanımadan, vebal gözetmeden yapılan işi ve işlemi Kainatın yaratıcısının koyduğu mobeseler her an kaydediyorlar. Zamanı geldiğinde seyredilecek olan çekimleri hiç kimse inkar edemeyecektir. ''Demiri demirle dövdük, biri sıcak biri soğuktu. İnsanı, insanla kırdırdık, biri aç biri toktu'' diyor Pir Sultan Abdal ''Zaman gösterdi ki Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz deği'' Bediuzzam Hz. böyle diyor anlayana. Arkadaşlarımızın sabır ve metanetine hayran olmamak mümkün de ğildir. Önem vermiyorlar, üzülmüyorlar. ''Biz hiç bir yanlışlık, hiç bir kanunsuzluk yapmadık'' diyorlar. Sabırdan söz etmişken aklıma çok önemli bir hadise, yaşanmış birolay geldi. Sizlerle paylaşmayı istedim. Olayı birlikte okuyalım: Resulüllah'ın (a.s.m.) huzuruna gelen bir zat, Komşusunu şikayet te bulundu. ''Komşum bana eziyet ediyor ve benim huzurumu bozuyor'' dedi. Peygamberimiz o zata ''Sabır et ve komşunun gürültüsüne patırtısına aldırma, belki gidişatını değiştirir'' buyurdu. Aynı adam bir süre sonra yine huzura gelerek, şikayetini tekrarladı. Allah'ın Resulü o adama bu kez ''Tahammül et'' buyurdu. Adam üçüncü kez Peygamberimizin huzuruna gelerek, ''Ya Resulallah, benim bu komşum gidişatını düzeltmiyor. Beni ve ailemi rahatsız etmek için gerekenlerin hepsini yapmaya devam ediyor'' dedi. Resul-i Ekrem (a.s.m.) bu defa o adama şöyle dedi. '' Cuma günü ev eşyalarını dışarı çıkar, yoldan gelip geçen halk görsün. Halk sana ''Niçin ev eşyalarını dışarı döktün?'' diye soracaklar. Sen, 'Kötü komşumun elinden' diyerek şikayetini bütün halka söyle'' dedi. Şikayetçi, söylenenlerin aynısını yapmış. Eziyet eden komşu ise: Peygamberimiz ''Daima tahammül et'' diyecek diye hayal ediyordu. Halbuki daima, zulmün def edilmesi, hukukun müdafası hususunda, İslamiyetin, mütecavize saygı göstermeyeceğini bilmiyordu. Böylelikle her kesin huzurunda ve önünde rezil olacağını anlayan eziyetçi komşu adam, konuyu öğrenince yalvarıp, yakarmaya başladı ve adamın eşyalarını evine taşımasını rica etti. Ayrıca bir daha komşusunu incitecek şekilde bir hareket yapmayacağına da söz verdi. Peki, personelini, halkını inciten, onlara eziyet eden kişi ve kimselere ne demeli? Onları Allah'a (c.c.) havale etmek yeter. Liderler TBMM'nin 94. açılış yıl dönümü resepsiyonunda konuştu Tek gayemiz ülkemizin sıkıntıya girmemesidir! TBMM'nin 94. açılış yıl dönümü resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, "Ülkemizi herhangi bir sıkıntıya sokmayacak nihai kararımızı veririz, adımı atarız" dedi Bugün yayımladığı 1915 olaylarına ilişkin mesajının geniş yankı uyandırdığının belirtilmesi üzerine Başbakan Erdoğan, ABD'nin yapacağı açıklamaya bakacaklarını ama farklı birşey beklemediğini, temennisinin aynı istikamette olduğunu söyledi. ABD'nin yapacağı açıklamanın normalleşme sürecini hızlandırmasını dileyen Erdoğan, Almanya mahkemesinin verdiği bir karar olduğunu hatırlatarak, "Her alanda işi normalleşmeye götürelim diyoruz" dedi. Ortadoğu'daki Hamas-Fetih buluşması ve İsrail ile Türkiye arasındaki görüşmelerde temennisinin yılında önemli adımların atılması yönünde olduğunu belirten Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun büyük gayret içinde çalıştığını söyledi. Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine de Dağlık Karabağ meselesinin öncelikli konuları arasında yer aldığını vurgulayarak, "Dağlık Karabağ meselesi çözülmeden bizim iktidarımızda, o konuda 'evet' diyemeyiz. Orada ciddi bir haksızlık var, Karabağ meselesi çözülmesi lazım" ifadelerini kullandı. El Fetih ve Hamas arasındaki görüşmelerde anlaşmaya varıldığını ifade eden Erdoğan, "Anlaştılar, bu akşam bir telefon görüşmesi yapacağız, detayları hakkında kendilerinden bilgi alacağım. Aradılar, buraya geldiğim için görüşemedim, akşam görüşeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bir soru üzerine de yarın AK Parti Büyük Kongre delegeleriyle istişare toplantısı olduğunu anımsatarak, daha sonra da Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeleriyle çalışacağını ve ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya gelerek, konuyu değerlendireceğini söyledi. Erdoğan, "Ülkemizi herhangi bir sıkıntıya sokmayacak nihai kararımızı veririz, adımı atarız" dedi. Bir gazetecinin "sizin kişisel olarak gönlünüzden geçiyor mu?" sorusuna da Başbakan Erdoğan, "Senin gönlünden ne geçiyor, bir vatandaş olarak" dedi. Erdoğan, "Ben şimdi istişarelerimi yapıyorum, hepsi bunların istişareye dayalı olacak. Bundan önceki de istişareler neticesinde oldu. Türkiye genelinde geniş kapsamlı kamuoyu araştırmaları yaptık, onun neticesinde kararımızı verdik. Bugün de yine en geniş anlamda istişarelerimizi yapacağız, ondan sonra da nihai kararı verelim ki ülkemizde herhangi bir kaosa fırsat vermeden en güzel şekilde, en ideal şekilde seçimimizi gerçekleştirelim" diye konuştu. Dar bölge seçim sistemine ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu: "Bugün yine kürsüde barajı konuştular. Onlara sorun 'Sayın Başbakan diyor ki yüzde 5 barajla daraltılmış bölge sistemi, alternatif bir sistem daha çalışıyoruz, barajı tamamen Davutoğlu, TBMM'nin 94. açılış yıl dönümü resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin yaptığı açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, son 4, 5 yıllık sürecin takip edildiğinde bugün yapılan açıklamanın, bu sürecin doğal bir sonucu veya bir parçası olduğunun rahatlıkla görülebileceğini ifade etti. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bazıları için bir sürpriz niteliği taşımış olabilir ama bizim tarihe bakışımız, tarih içindeki olayları değerlendirme biçimimiz ve yaşanılan savaşlar her ne gerekçeyle yaşanmış olursa olsun, acıların insanlığın acısı olduğu konusundaki insani ve evrensel bakış açımız herkesin malumu. 2009'da Ermenistan ile protokoller imzalandığı gün eğer bir konuşma imkanı, o zaman biz karşılıklı birer açıklama yapmak istemiştik. O günde bu muhtevaya benzer bir açıklama planlamıştık. Çünkü adil hafıza ve bu temelde bütün kayıpların etnik ve dini temeli gözetilmeksizin, ayrımı gözetilmeksizin, bütün kayıpların aynı ölçüde insanlık kaybı olarak değerlendirilmesine dönük tutumumuz açık. Zaten Sayın Başbakınımızın ve Meclimizin 2005 yılında yaptığı çağrıda bunun bir parçasıydı. Dolayısıyla bunun konjonktürel bir boyutu yok. Bugün bazı yorumlar gördüm. Bu açıklamanın yapılacağını sadece ve sadece sayın Başbakanımız ve Dışişleri Bakanlığımız ile kaldıralım, dar bölge sistemi. 550 bölge, 550 milletvekili, buyurun. Ben alternatifler getiriyorum ama bunlarda alternatif var mı? Yok. Biz bu alternatiflerin nerelerde uygulandığını onu da söylüyoruz, Avrupa'nın birçok ülkelerinde daraltılmış bölge sistemi var, İngiltere, ABD dar bölge sistemini uyguluyor. Şu anda arkadaşlarım çalışmalarını sona erdirmek üzereler, simülasyonları yapıyorlar, ondan sonra da biz nihai kararımızı verip, ona göre bu sistemlerden biriyle gireceksek bunu Meclis'e aktaracağız. Yok aynen gidelim diyorsak, 10 barajı duruyor, o zaman onunla gideriz. Mesele burada ideal olanı yakalamak ve ülkemizde daha katılımcı bir demokrasi anlayışı getirebilmek." Muhalefetin seçim sistemine desteği olmazsa bu düzenlemeyi tek başlarına getirebileceklerini belirten Erdoğan, bu düzenlemenin anayasa ile alakalı olmadığını, sadece yasal düzenleme gerektirdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanlığına adaylığına ilişkin anket olup olmadığı sorusuna Erdoğan, şu ana kadar bir anket çalışması yaptırmadığını belirtti. Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine de İsrail ile Türkiye arasındaki tazminatlara ilişkin görüşmelerin devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, Suriye sınırları içerisindeki Türkiye toprağı Süleyman Şah Türbesi'ne yardım götüren konvoyun Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından alıkonulduğu iddialarının hatırlatılması üzerine de "Hayır, hayır. Şu anda generaller burada, böyle birşey yok. Yarım saat, bir saat öncesine kadar böyle birşey yoktu, şu anda olduysa haberim yok" diye konuştu. Twitter'ın buzladığı hesaplara ayarlar değiştirilerek giriş yapıldığının belirtilmesi üzerine de Erdoğan, "Ben düşüncemi söyledim, verdikleri sözleri yerine getirdiler, getirdiler. Getirmedikleri takdirde aynı yerdeyiz biz, gereğini yaparız. Yapabildiğimiz kadarıyla. Bazıları diyor ki 'kapatsanız da girebiliyorlar' falan ama herşeyden önce bir vergi kaçakçısı şirket Türkiye'de faaliyet gösteremez, ofisi yok, faaliyet gösteremez, gereği neyse o yapılır. Olay artık tek yönlü değil, birçok yönlü" değerlendirmesinde bulundu. -1 Mayıs kutlamaları Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'na ilişkin sendikaların talepleri ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'- nun da "hükümetin tansiyonu yükselttiğine" dair açıklamaları olduğunun hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Tansiyonu başta anamuhalefet partisinin genel başkanı yükseltiyor. Sendika dediğimiz zaman Türkiye'de sadece DİSK, KESK yok, sadece onların paslaştığı sendikalar yok. Türkiye'nin en büyük sendikası TÜRK-İŞ, ikinci sırada HAK-İŞ. TÜRK-İŞ 'Kadıköy'de yapacağız' diyor, HAK-İŞ 'Kayseri'de yapacağım' diyor. Memur-Sen memurlar arasında bir numaralı sendika, Kamu-Sen bunlarla beraber hareket etmiyor. Sağolsun anamuhalefetin genel başkanı diyor ki '2010'de bir olay oldu mu?' diyor. Bunlar galiba bakar kör, olmadı olur mu? O zaman HAK-İŞ'ten şu andaki genel başkanı yanılmıyorsam o zaman kolu kırılmıştı, Mustafa Kumlu o zaman sahneden mi atılmıştı, öyle bir durum oldu. Gerek Kumlu, gerekse HAK-İŞ'in genel başkanı darbe yiyenlerden oldu. Bunlar olayları takip etmiyorlar, herkesi kör-sağır zannediyorlar. Biz, biliyoruz ki bu işte üzmenin anlamı yok, huzur içinde gelirsin Yenikapı'da gel mitingini yap. Her türlü ulaşım var, metro, deniz var, otobüsler var. O gün ücretsiz olarak bütün taşıma işlerini de yapabiliriz dedik. Ama kalkıp burası 'kutsal meydanımızdır' diyorlar ki böyle birşey yok. Böyle bir kutsiyet herhangi bir meydana zaten atfedemeyiz, burası tüm milletindir, tüm İstanbullularındır, böyle bir bayramı kimsenin kimseye zehir etmeye hakkı yok. Miting alanını belirleyecek merci mülki amirdir, talepler geldikten sonra değerlendirmesini yapar, ondan sonra miting alanı olarak 'buyrun size Yenikapı, Maltepe' der. Bu yıl son olarak Kadıköy'de yapılacak, bundan sonra da Kadıköy'de yok. Niye? Çünkü, gerçekten esnafımızın, halkımızın rahatsız olacağı yerleri bizim artık kaldırmamız lazım. AK Partili belediyelere şunu da söyledik, 'sizler uygun, butik meydanlar' yapın. Onlar şimdi yeni planlamalarında bu tür şeylerin hazırlıklarını da yapıyorlar." Erdoğan, yasaları çiğneyenlere karşı devletin yapılması gereken neyse bunu yaptığını, sorumluluk mevkinde bulunanlar olarak da sorumluluklarının bilinciyle hareket ettiklerini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin İstanbul'a 2 büyük meydan yaptığını, mitinglerin oralarda yapılabileceğini belirten Erdoğan, "Ama dert başka, dert; yasaları çiğnemek olduğu zaman, kusura bakmayın... Kimsenin, kimsenin özgürlük alanına girmeye hakkı yoktur, bu bir özgürlük mücadelesi olmaz, bu bir bayram olmaz. Bugünü tatil günü ilan eden biziz, bu iktidar. Bugüne kadar gelen iktidarlar bunu ilan etmedi, her türlü şeyi vereceksin ama bunlar hala..." diye konuştu. Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'- nun Taksim kararının idari bir karar olduğu yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de "Zaten onlar neyin yasaları çiğnemek olduğunu, neyin olmadığını hala anlamış değil" ifadelerini kullandı. Başbakanlık'tan çok dar, bir kaç kişilik bu metin üzerinde çalışan arkadaşlar ilgiliydi. Metin daha önce hazırlanmış." Davutoğlu, "Bu metin ne zaman hazırlanmaya başlandı?" sorusu üzerine, bütün bu süreç içinde bir planlama yaptıklarını ifade ederek, onların detaylarına girmek istemediğini söyledi. Son yurt dışı seyahatine giderken Başbakan ile bu konuda istişarede bulunduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi: "Son çalışmaları yaptık, sayın Başbakanımıza arz ettik, uygun gördüler. Dün akşam itibariyle metne son şeklini vermiştik. Türkiye hiçbir açıklamayı, hiçbir siyasi pozisyonu herhangi bir baskı altında yapmaz ve almaz. Kesinlikle hiçbir konjonktürel boyutu yok. Tamamiyle 2005'ten beri Meclisimizin ortak açıklamasına, o günden bugüne takip ettiğimiz siyasi anlayışa, tarihi olaylara yaklaşımımıza bakarsanız bunu görürsünüz. O bakımdan tamamiyle bu şekilde değerlendirilmesi icap eder. Tarih siyahlardan ve beyazlardan oluşmaz, gri bir alanda herkesin geçmiş acıları paylaşabilme erdemini göstermesi lazım. Aslında bugün yapılan açıklama aynı zamanda bir çağrıdır. Biz nasıl ortak coğrafyayı yıllarca paylaştığımız Ermeniler ile onların acılarını paylaşmak şeklinde bir yaklaşım benimsemişsek, aynı yaklaşımın bütün taraflarca benimsenmesi tarihi bir çatışma alanı olmaktan çıkartır. Ortak sevinçlerimizin, ortak başarılarımızın ki bin yıllık Anadolu tarihinin 900 yılı Türkler'in, Ermeniler'in ortak başarılarıyla, eserleriyle doludur. O başarılara o eserlere ve o tarihin pozitif yönüne atıfta bulunarak, geleceği inşa edebiliriz. Bu çağrımız ümit ederiz ki karşılığını bulur. Biliyorum yurt dışından gelen tepkilerde de bunun sürpriz mahiyetinde bir etkisi oldu. Ama bizim bu açıklamayı sayın Başbakanımızın yapma iradesini MAFYAYI Bahçeli:"Dar bölge etnik ayrımcılığı, körükleyebilir" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dar arzuluyorlar. Diğer partiler de olsun ama bölge seçim sisteminin etnik ayrımcılığı, etkin olan bu iki parti olsun. İngiltere, ABmafyayı körükleyebilecek tehlikeli bir sistem olduğunu söyledi. TBMM'nin 94. açılış Bahçeli, yönetimde istikrarın tek parti ikti- D'de olduğu gibi bir sistem..." dedi. yıl dönümü resepsiyonunda gazetecilerin darıyla olmayacağını kaydederek, sorularını yanıtlayan Bahçeli, dar bölge "Anayasa'da bir cümledir. Çoğu kişi de ne seçim sisteminin Türkiye'ye uygun olmadığını, daraltılmış bölgenin biraz daha tikrar, temsilde adalet. Onlar koalisyon anlama geldiğini bilmiyor. Yönetimde is- makul olduğunu ifade etti. Bahçeli, "Dar dönemlerine karşı üretilmiş bir kavramdır. bölge çok tehlikeli. Etnik ayrımcılığı, Koalisyonlar çok uzun ömürlü olmamıştır, mafyayı körükleyebilir. İstanbul da 3 bölge projelerini uygulayamamıştır. Dolayısıyla 87 milletvekili var. 87 bölge yaparsan bir işverenler, hayatını kurmak isteyenler yerden Trabzonlu, bir yerden Giresunlu, bir geleceğini görememiş, bu istikrarsızlıktan yerden Kastamonulu gelir. Partide disiplin rahatsız olmuştur. Yönetimde istikrar kalmaz. 'Ben seçildim, geldim' der" diye olursa önemli bir şey, olması da lazım" konuştu. Dar bölge seçim sisteminin yüksek siyasi kültür gerektirdiğini ifade eden koalisyonun 3.5 yıl süren DSP-MHP-ANAP diye konuştu. Devlet Bahçeli, en uzun Bahçeli, seçmenin kime oy vereceğini koalisyonu olduğunu anımsattı. MHP'nin bilmesi gerektiğini belirtti. Bahçeli, Cumhurbaşkanı adayını bir an önce açıklaması konusunda beklenti olduğunun ifade "Mesela şu an Kerkük ve Erbil'de yapılan seçimler Türkiye'dekinden çok daha vasıflı. edilmesi üzerine, Bahçeli, "Olabilir. Herkes Listeyi yazmış, kim varsa resimlerini, bilgilerini koyuyor, şarkılarla reklamını abı var; her sese kulak vereceksin, kulağı MHP'yi bekliyor. Bunun çok güzel bir cev- yapıyor" diye konuştu. Dar bölgede kimseye kaptırmayacaksın" dedi. Bu arada amacın iki partili sistem oluşturmak Bahçeli, sohbet arasında bazı gazetecilerin olduğunu belirten Bahçeli, "Genelde iki isteği üzerine cep telefonlarıyla "selfie" fotoğraf çekti. partili parlamenter sistemi 1980'den beri Davutoğlu: Ümit ederiz ki çağrımızın karşılığı gelir! Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarıyla ilgili mesajına ilişkin, "Tarih siyah ve beyazlardan oluşmaz. Gri bir alanda herkesin, geçmiş acıları paylaşabilme erdemini göstermesi lazım. Aslında bugün yapılan aynı zamanda bir çağrıdır. Bu çağrımız ümit ederiz ki karşılığını bulur" dedi gösterirken ki tutumu da son yıllardaki zaten açık olan tutumumuz da aşikardır. Benim Erivan'a giderken verdiğim mesajda, daha önceki birçok çalışmalarda da zaten bu çizgimiz son derece açıktır. Bu çizginin esası 2005'te TBMM'nin yaptığı ortak açıklamadır. Bu çerçevede biz ümit ederiz herkes böylesine evrensel ve kuşatıcı bir dil benimser. Çatışmacı değil, barışcıl bir dil kullanır ve yeni bir tarihi birlikte yazarız. Ümidimiz o." "Ermeni diasporası tek bir sesten oluşmuyor" Gazetecilerin, Ermeni diasporasının açıklamanın ardından "ambalaj" ifadelerini kullandığını belirtmesi üzerine Davutoğlu, son yıllarda Ermeni diasporasıyla birçok görüşmeler yaptığını, bundan sonra da yapacağını vurguladı. Ermeni diasporasının tek bir sesten oluşmadığına, onun içinde de tartışmalar, birçok farklı yaklaşımlar bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bizimle çok rahat konuşabilen yurt dışında Ermeni dostlarımız oldu. Bunları çok rahat paylaşabildiğimiz. Ben evvelki sene Büyükelçiler Konferansı'nda... Şimdi onlar unutulduğu için bu adım sanki konjonktürel görülüyor. İki sene önce Fransa'da bu konular tartışılırken, Büyükelçiler Konferansı'nda, 'bizim için yabancı diaspora yoktur. Anadolu'dan göçen herkes bizim diasporamızdır' demiştim. Şimdi bütün o sürecin devamı. Diasporayı da tek bir kutuptan, tek bir yaklaşımdan ibaret görmemek lazım. Bazen çok sesi çıkanlar azınlığı temsil eder. Sessiz çoğunluk aslında o mesajı alır ama konuşma ihtiyacı hissetmez. Bu tür durumlarda en sertlik yanlıları en çok sesi çıkanlar olur. Bütün taraflarda böyledir. Halbuki toplumun genelinin, Türkiye için de bu geçerli, Ermeni toplumu için de geçerli. Genelinin böyle bir "Kendi Cumhurbaşkanı adayımız olacak" HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, "Kendi Cumhurbaşkanı adayımızın olacak. Başkasının adayıyla ilgilenmiyoruz" dedi. TBM- M'nin 94. açılış yıl dönümü resepsiyonunda gazetecilerle sohbet eden Kürkçü, Pazartesi günü BDP'den istifa edip HDP'ye katılacak milletvekilleriyle ilgili işlemleri Meclis'te yapacaklarını kaydetti. Pazartesi günü HDP Genel Merkezi'nde tören de düzenleneceğini ifade eden Kürkçü, BDP'de, Ağrı Belediye Başkan adayı, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile Genel Başkan Selahattin Demirtaş'ın kalacağını kaydetti. Kürkçü, Demirtaş'ın HDP'ye katılmasının da mümkün olabileceğini belirterek, bunun önünde yasal bir engel bulunmadığını bildirdi. Kürkçü, "Büyük bir heyecanla onların gelmesini bekliyorum" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunu kendi içlerinde henüz tartışmadıklarını ifade eden Kürkçü, "Ancak belli olan bir şey var, o da bizim kendi Cumhurbaşkanı adayımızın olacağı. Başkasının adayıyla ilgilenmiyoruz" diye konuştu. uzlaşıdan yana olduğunu ben biliyorum. Diasporanın genelinin de bu uzlaşıdan yana olduğunu biliyorum. Hrant Dink rahmetli katledildiğinde, öldürüldüğünde o zaman Türkiye'ye gelen Ermeni diasporası liderlerinin nasıl büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını biliyoruz. Çünkü o zihinlerdeki Türkiye ile zihinlerdeki Türk toplumu ile, karşılaştıkları Türk toplumu aynı değildi. Şimdi biz bu yolla aslında zihinlerdeki o prangaları da kırıyoruz. Tarihin ve tarihe yaklaşım biçimindeki yanlışlıkların prangalarını kırmaya çalışıyoruz. Birinci Dünya Savaşı büyük acıların yaşandığı dönemlerdir. Yeni Zelanda, Avustralya, 36 ülkenin savunma bakanı şu anda Türkiye'de, Çanakkale Savaşı dolayısıyla. Bunların üzerinden bir dostluk inşa ediliyorsa bin yıla yakın aynı toprağı aynı mekanı komşular olarak paylaşmış Türkler ve Ermeniler'in de bir barış inşa etmesi zor değil. Çağrımız, sayın Başbakınımızın bugün açıklamasıyla yapılan çağrı aynı zamanda hem ortak ve insancıl bir yaklaşım sergileyelim çağrısıdır ama aynı zamanda geleceğe dönük olarak da birlikte bir gelecek inşa edelim çağrısıdır. Onun için bu çağrının ben havada kalmayacağına eminim. Ermeni diasporasının büyük çoğunluğunun da bu çağrıyı paylaştığına eminim. Ama o büyük çoğunluktansa ilk tepkiyi verenler daha sertlik yanlıları olur. Onu da doğal görmek lazım." Türkiye gençliği Gediz Üniversitesi'nde FİKİRLERİYLE MÜCADELE EDECEK Gediz Üniversitesi, devlet adamlarının yetişmesindeki payı sebebiyle "liderlerin oyunu" olarak bilinen münazarayı ülke geneline taşıdı. Türkiye nin önde gelen 80 lisesinden 400 öğrenci, dört gün boyunca beyin fırtınası estirecek. Kazanan ekip, İtalya Parlamentosu na gidecek Gediz, İzmir çapında düzenlediği liseler arası münazara şampiyonasını, bu defa Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle ülke geneline yaydı. Düşünen, düşündüğünü ifade edebilen, görüşlerini savunabilen, toplum önünde konuşabilen, iletişim gücü yüksek, kendine güvenen gençler yetiştirmek amaçlı organizasyon büyük ilgiyle karşılandı. Münazaraya Galatasaray, Beşiktaş, Kabataş, Fatih ve Amerikan kolejleriyle fen liseleri gibi ülkenin önde gelen okulları başvurdu. Türkiye genelindeki 80 liseden 400 öğrenci ve öğretmenleri, 2-5 Mayıs 2014 arasında Gediz Üniversitesi nde buluşacak. Okulları temsil eden ekipler eğitimden dış politikaya, şiddetten adalete memleket ve dünya meseleleri üzerine görüşlerini açıklayıp fikirlerini yarıştıracak. Jüride 25 üniversiteden, ulusal ve uluslararası münazara Buca nın köyleri sağlıklı suya kavuştu şampiyonalarında derece sahibi öğrenciler görev alacak. Takımlar, savundukları ya da karşı çıktıkları görüş hakkındaki bilgisine, hitabet gücüne, vücut dilini kullanma becerisine ve ikna kabiliyetine göre değerlendirilecek. Turnuvayı birincilikle tamamlayarak şampiyonluk kupasını kaldıran öğrenciler ve öğretmeniyle en iyi konuşmacı seçilen yarışmacı, İtalya Parlamentosu na götürülecek. Yarışma sırasında sosyal medyayı en iyi kullanan ise mini tablet bilgisayarla ödüllendirilecek. Sürpriz etkinliklerin olacağı, ünlü isimlerin de renk katacağı şampiyonaya başvurular, 25 Nisan Cuma günü sona erecek. Ayrıntılı bilgi, "liderlerinoyunu.gediz.edu.tr" adresli internet sitesinden alınabilir. Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Buca nın Belenbaşı, Kıraklar, Karaağaç, Doğancılar köyleri ile Menderes in Bulgurca Köyü, İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü nün 2.1 milyon liralık yatırımıyla sağlıklı şebekeye kavuştu. Eskiyen borular nedeniyle yeterli su alamayan 5 köyün sıkıntısı sona erdi Arızalara teknolojik takip le 354 milyon m³ tasarruf sağlandı İzmir suyuna sahip çıkıyor 11 ilçenin su şebekesini uzaktan okuma ile yakın takibe alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, su arıza ve kayıplarını asgariye indirerek 6 yılda 354 milyon metreküp su tasarrufu sağladı. Projeye, şebekeleri yenilenen Yeni Foça ve Menemen ilçeleri de eklendi. Şimdi hedef tüm ilçeler. Su tasarrufu ve yeni su kaynakları yaratma çalışmalarına büyük önem veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Su kayıplarını en aza indirme hedefinde önemli mesafeler kaydetti. 11 ilçede oluşturduğu 392 izole sayaç bölgesi ile su arızalarına ve kayıplarına GPRS li uzaktan okuma sistemiyle müdahale eden İZSU, Su Kayıpları Projesi ni genişletti yılı sonunda Yeni Foça Mahallesi ile Menemen ilçesinde de izole sayaç bölgeleri oluşturularak sisteme dahil edildi. Şebeke yenileme çalışması yapılan tüm yerleşim yerlerinde izole sayaç bölgeleri oluşturacaklarını söyleyen İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, 2014 yılında da çalışmalarımıza hız vererek çevre yerleşimlerde yeni izole sayaç bölgeleri oluşturuyoruz. Hedefimiz tüm ilçeleri sisteme dahil ederek su kayıplarını en az düzeye indirmek diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Dr. Seyfullah Çevik, yaptığı açıklamada fikirlerin yarıştığı şampiyonanın, geleceğin liderlerinin yetişmesi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Çevik, şöyle konuştu: Türkiyemiz'in dünyayı bilen ve anlayan, her platformda fikirlerini ifade edebilecek özgüvene, bilgiye sahip gençlere ihtiyacı var. Ülkemizi daha iyi noktalara ancak böyle nesiller taşıyabilir. Liderlik okulu olarak gördüğümüz münazara turnuvasını, işte bu nedenle önemsiyoruz ve destekliyoruz. Şampiyonaya katılarak lider olma yolunda belki de ilk adımı atan liselileri, öğretmenlerini ve bu organizasyonu düzenleyen Gediz Üniversitesi Münazara Kulübü öğrencilerini kutluyorum. (CİHAN) İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü nün ilçe merkezleri ve köylerde sürdürdüğü alt yapı yatırımları devam ediyor. İZSU, Buca nın Belenbaşı, Kırıklar, Karaağaç, Doğancılar köyleri ile Menderes Bulgurca Köyü nde sürdürdüğü şebeke yenileme çalışmalarını tamamladı. 2 milyon 107 bin liralık yatırımla 5 köyde toplam 43 kilometre uzunluğunda içme suyu hattı ve 12 kilometre uzunluğunda da iletim hattı yenilendi. Buca nın Doğancılar Köyü ne 2, Kırıklar Köyü ne 6, Belenbaşı Köyü ne 10 ve Karağaaç Köyü ne 5 kilometre uzunluğunda şebeke döşendi. Bulgurca Köyü ndeki şebeke imalatı ise 20 kilometre oldu. Doğancılar Köyü nde yeni yapılan su deposundan içme suyu şebeke hatlarının tamamlanması ile birlikte su sıkıntısı yaşayan Kırıklar ve Belenbaşı Köyü ne de su aktarıldı. Sağlıklı şebekeye kavuşan Buca köyleri kesintisiz su almaya başladı. Şebeke arızaları nedeniyle su sıkıntısı yaşayan Menderes Bulgurca Köyü nde de içme suyu hatlarının yenilendi, önümüzdeki günlerde yeni hat devreye girecek. İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, Nif Dağı ndan gelen kaynak suyunu kullanan ancak eskiyen su borusundaki kaçaklar nedeniyle yeterli su alamayan köylerde alt yapı yatırımı başlattık. Öncelikle kaynaktan gelen suları toplamak için yetersiz kalan Doğancılar daki dağıtım deposunun yerine 50 metreküplük yeni bir su deposu yaptık. Depo ile kaynak arasında yer alan iletim hattını baştan sona yeniledik. 21 kilometrelik iletim hattı yenilenirken, kaynak suyunun boruya alındığı tesisler de büyütüldü. Belenbaşı, Doğancılar, Kırıklar ve Karağaç köylerinin içme suyu şebekesini yeniledik. Bu köylerimize özellikle su sıkıntısının yaşandığı yaz aylarında sağlıklı ve kesintisiz su verilmiş olacak dedi. Bol suya kavuşan Buca nın Kırıklar Köyü Muhtarı Mahmut Özçiftçi, Nif Dağı ndan gelen kaynak suyumuz vardı ancak bunu yeteri kadar kullanamıyorduk. Köylülerimiz çok sıkıntı çekiyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin hazırladığı proje sonrası yapılan yatırımla artık köyümüz bol suya kavuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ne teşekkür ediyoruz diye konuştu. Kırıklar Köyü nde yaşayan kadınlar ise gün içinde sık sık susuz kaldıkları günlerin geride kaldığını belirterek, verilen hizmetten büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. (HABER MERKEZİ)

9 Nisan Perşembe 2014 Cuma Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nda Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyelerini başkanlık makamında misafir etti. Sevil Kaynak İlkokulu öğrencisi Efekan Menemencioğlu ile temsili olarak koltuğunu paylaşan Başkan Zolan, küçüklerin bayramını kutladı Denizli Şehirlerarası otobüs terminalinde 6 gün boyunca sergilenecek olan "ÇOCUK GÖZÜYLE KAMİL KOÇ" resim sergisine büyük ilgi gösteren Denizli halkı, "Bu tür organizasyonların belli aralıklarla böyle yerlerde yapılması çok güzel olacaktır.." ifadeleri kullandı Otobüs terminalinde yolculuk yapmak isteyenlerin birinci durağı olan resim sergisindeki yapılan resimlerde büyük beğeni topladı. Resim sergisinde çocukların çizmiş oldukları resimlerin, ünlü ressamları aratmayacak şekilde olması da çok dikkat çekti. Denizli Otogar terminalindeki bu organizasyonun bir ilk olması da, ayrı bir önem kattı. Kamil Koç Denizli Otogar Müdürü Orhan Şahin " Denizli'miz çok büyüdü ve çok gelişti. Bu tür organizasyonların belli başlı merkezlerinden birisi oldu. Denizli otogar terminalinde de bir ilk olması bize gurur ve onur verdi. Emeği geçen tüm Kamil Koç çalışanlarımıza da teşekkürlerimizi sunuyorum."ulaştırma sektörünün öncü firması Kâmil Koç yine çok özel bir çalışmaya imza attı. Firma, Mart ayı boyunca Denizli İzmir arası sefer yapan otobüslerde minik yolcularına boya kalemi ve resim kağıdı armağan etti. Çocuklar, Kamil Koç un konforlu otobüslerinde seyahat ederken bir yandan da yolculuk izlenimlerini anlattıkları resimler yaptılar. Kamil Koç un çok sayıda minik yolcusunun yaptığı resimler, Çocuk Gözüyle Kamil Koç adı altında Nisan günlerinde Türkiye nin en büyük ulaşım komplekslerinden biri olan ve Mart ayında açılışı yapılan Denizli Şehirlerarası Otobüs Terminali nde sergiliyor..kamil Koç un minik yol arkadaşlarının çizdiği resimlerin yer aldığı serginin açılışı 18 Nisan Cuma günü Denizli Otogarında yapıldı. Açılışı TB- MM Plan Bütçe Komisyon Üyesi Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Emniyet Müdür Yardımcıları, D- enizli İl Nüfus Müdürü ve Kamil Koç Pazarlama ve Online Satış Direktörü Ekrem Özcan çocuklarla birlikte yaptı. Açılış konuşmasını yapan Özcan, sergiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları dile getirdi; Kamil Koç 88 yıldır ülkemizde hizmet veriyor. Hizmeti, sadece bir yerden alıp bir yere ulaştırmadan ziyade; yolculukta ve yolculuk sonrasında da yol arkadaşlığımızın devam etmesi şeklinde görüyoruz. Bu açıdan, geleceğimiz olan çocuklarımızın gerek kültürel gerek sosyal gelişimlerine katkıda bulunmayı da önemsiyoruz. Bugün açılışını yaptığımız Çocuk Gözüyle Kamil Koç Resim Sergisi ile de bunu hedefliyoruz. Bu sergi ile, çocuklarımızın sanata olan ilgilerini artırmanın yanında bizler de çocuklarımızın engin hayal güçleriyle otobüslerimizde çizdikleri resimleri bir arada görme fırsatını yakalamış oluyoruz. Ailelerin ve çocuklarımızın bu güzel ilgileri karşısında, önümüzdeki günlerde birçok şehirde daha sergi açmayı planlıyoruz.açılışı yapan isimlerden TBMM Plan Bütçe Komisyon Üyesi Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel de D- enizli ye yakışan modern bir otobüs terminalini halkımıza buluşturmanın mutluluğunu geçen ay içerisinde yaşamıştık. Bu modern tesise yakışan bir faaliyeti de, birikimi ve kalitesi ile burada gerçekleştiren Kamil Koç a ne kadar teşekkür etsek azdır. Eğitime ve sosyal faaliyetlerin içerisinde olduğunu yakından takip ettiğimiz Kamil Koç a teşekkürlerimizi sunuyoruz dedi.açılışa katılan Denizli Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci ise, Kamil Koç gibi büyük bir firmanın insanları bir yerden bir yere taşımanın ötesinde çocuklar için böyle bir etkinlik içinde olması çok önemli bir hareket. Ve bu hareketin çocuklarımız için olması ayrıca bizleri çok mutlu etmiştir. Geleceğimiz olan çocuklarımız için yapılan tüm organizasyonların destekçisi olmaya devam edeceğiz. Bu etkinliği 23 Nisan gibi önemli bir gün ile de birleştirdiği ve Denizli de gerçekleştirdiği için Kamil Koç a ve yöneticilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. dedi.

10 SAYFA 11 Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Siyasi rekabet, gerilim tirajların tavan yapmasına sebeb olmuştu. Seçim sonrası tirajlar tepetakla gidiyor.. Seçimden bugüne yaklaşık tiraj kaybı yaşandı ve erime devam ediyor.. En büyük kayıp Zaman da.. 1,5 milyona doğru giderken, 1 milyona geriledi.. 2. sıradaki Hürriyet, 3. sıraya geriledi.. Son hafta itibarı ile olan toplam tiraj mayıs sonunda 4,5 milyona, bir ay sonra da yaz etkisi ile 4 milyona kadar gerileyebilir.. Mart sonunda toplam tiraj idi.. 20 Ocak ta Zaman tiraj göstermişti.. 2. sıradaki Posta nın tirajı Zaman ın yarısı bile değil Hürriyet, Sözcü ve Sabah aynı grubta: 300 bin bandında bin bandından kimse yok bandında, yani ve üzeri 9 gazete var, spor gazeteleri dışında.. Spor gazetelerinin günlük toplam tirajı e yakın bandında 6 gazete var. Gerisi in altında.. SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Nisan Şubat Cuma Perşembe Tirajlar tepetaklak Son bir hafta içinde 1000 in üzerinde, spor gazetesi dışında tiraj artışı sağlayan gazete yok.. En yüksek kayıp ile Zaman, ardından ile Gözcü. Karşı bir haftada tirajının dörtte birini kaybederek, oransal anlamda en fazla tiraj kaybeden gazete oldu ve kapandı.. Zaman gazetesinin normalleşme sürecinde tirajının yarıya yakınını kaybetmesi bekleniyor.. Okul, dershane ve yurtlarla ilgili zorunlu abonelik dönemi mayıs sonunda, haziran ortalarında bitecek.. Firmaların toplu abone dönemi ve kamudaki alımlar da operasyonlara bağlı olarak bitebilir.. 1. grubta yaklaşık civarında kamu ve kurumsal alım var.. Yani tiraj üstünde böyle bir kamu alımı sözkonusu. Zaman ve Hürriyet bu grubta e yakın bir tiraja sahip.. 2. grubta bu rakam seviyesinde. 3. grubta Havayolu şirketlerinin tek başına alımı bile, en alttakinin normal toplam tirajının üzerinde.. Bir de promosyon / zorunlu abone sistemi var ki, belli partilerin desteklediği gazeteler dışında Zaman ilk sırada yer alıyor.. Parti ve cemaata dayalı bazı gazetelerin tirajının yaklaşık yarısının zorunlu, toplu, kurumsal alım olduğu tahmin ediliyor.. Haziran ortalarında hem okulların tatil olması, hem de yaz tatiline dayalı ciddi bir tiraj kaybı yaşanacak. Ağustos ortalarında ise, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından gazetelerin gerçek tirajları ortaya çıkacak.. Bu sonuçlardan yazılı basının can çekişmekte olduğunu söylemek mümkün.. Toplam tiraj; spor basınını da dışarıda tutarsanız, 3 milyona kadar gerileyebilir.. Bugünkü 5 milyon seviyesindeki tiraj, zaten önümüzdeki bir iki ay içinde 4,5 milyona gerileyecektir.. Sporu da çıkarsanız 4 milyon bin civarında bir toplu alım, kurumsal, kamu alımı olduğunu düşünüyorum, toplam tiraj içinde.. Yaklaşık bin de promosyon nitelikli alım var.. Bir o kadar da spor mediası deseniz.. 4 milyon üzerinden hesaplarsanız, zaten geriye 2,5 milyon gazete kalıyor.. İşin kötü yanı ne biliyor musunuz, bu gazetelerin en az okunan sayfaları, kültür-sanat, dış politika ve ekonomi.. En çok okunan sayfaları ise spor, magazin ve sağlık sayfaları.. Ve aktüalite tabii ki! Toplamda 40 günlük gazete var.. En yüksek tirajla Zaman 1 miyonluk tirajı ile birinci. Hürses 1187 tirajı ile sonuncu. Son 10 gazetenin tirajı civarında. İlk 10 ise seviyesinde. İlk 10 zaten yaklaşık toplam tirajın yarısına sahip. Sadece Zaman paraleli toplam tirajın dörtte birine, Doğan grubu diğer dörtte birine sahip. Dörtte biri de AK Parti çizgisinde.. Zaman ve Doğan grubu toplam tirajın yarısına sahip, bu arada.. AK Parti yaklaşık oyların yarısını alsa da, mediadaki gücü, tiraja vurulduğunda daha düşük.. %40 ın altında.. Türkiye nin en eski gazetesi Cumhuriyet en pahalı gazete ve bandında.. Sol-Sosyalist gazetelerin tirajı; Taraf tirajı ile sola dahil edilirse civarında.. Dindarların talep ettiği, dini kimlik ve tercihlerin, hassasiyetlerin öne çıktığı gazetelerin tirajı ise civarında.. Tabii bunlar arasında 1 milyon tiraj Zaman a ait! Durum bu.. Bu konuda okura, gazete sahiplerine, çalışanlara, yazarlara, STK lara ve devlete büyük sorumluluklar düşmektedir.. Yoksa bu gidişle yazılı basın önümüzdeki 3-5 sene içinde dibe vurur.. İlk milletvekili seçiminden sonra kriz başlar.. Mahalli gazetelerin durumu da daha iyi değil bu arada. Onu da belirtelim.. Gazetelerin tirajları kadar inanılırlıkları ve ciddiyeti de tartışmalı hale geldi. Media tetikçiliği, kiralık kalemler, sahibinin sesi parayı verenin düdüğü çaldığı Reklam şantajcılığı ile, tehdit ve şantaj ya da iş takibi için araç olarak kullanılan bu iş ahlaki bir iş olmaktan çıkıyor giderek.. Durum bu, biliyorum anlattığım şeyler iç açıcı şeyler değil. Sonunda herkes layık olduğu gibi bir iktidara ve layık olduğu gibi bir gazeteye sahip oluyor.. Biz kendimizi değiştirmedikçe de bu işler düzelmeyecek.. Allah cahil bir topluluğa yardım etmeyecek, onların işini kolaylaştırmayacak çünki. Arz ederim efendim. Selâm ve dua ile Ortak Acı Taha AKYOL HÜRRİYET GAZETESİ BAŞBAKAN Erdoğan, 1915 olayları dolayısıyla Ermenilere hitaben bir taziyet mesajı yayınladı. Bu tarihimizde bir ilktir. Ekim 2009 da Ermenistan la ilişkileri düzeltmek ve soykırım iddialarını tarihçilere tevdi etmek üzere iki protokol imzalamıştı. Taziyet bildirisi, aynı siyasetin Türkiye açısından devamı niteliğindedir. Bu konuya iç politika gözlüğüyle değil, iki millet arasındaki derin duygusal sorunun nasıl çözülebileceği açısından bakmak gerekir. HEPİMİZİN ORTAK ACISI Fehmi KORU STAR GAZETESİ Başbakan Tayyip Erdoğan ın 99 yıl önce yaşanan olaylar üzerine yayınladığı, genel hatlarıyla o dönemin şartlarını hatırlatan ve alınan tehcir kararının üzücü sonuçlarına işaret edip taziye sunan mesajı, hiç kuşkusuz, sembolik olmaktan öte, tarihi bir gelişme... Yalnızca 24 Nisan için bir mesaj yayınlanmış olsaydı, bu bir sembolik girişim olurdu; ancak Başbakan Erdoğan ın itinayla seçilmiş sözcüklerle örülü mesajı bundan ileri bir öneme sahip... İlk kez, bir büyük acıyı, hak ettiği ölçüde, Türk devleti adına paylaşıyor Başbakan Erdoğan... Elbette acılar sözlerle ve mesajlarla hemen giderilemez; ancak bugüne kadar kulak tıkanılan, acıları başkalarının paylaşmasını bile rahatsız edici bulan bir yaklaşım sergilendiği düşünülürse, bu mesajın olağanüstü cesur bir hamle olduğu anlaşılacaktır. Her ülkenin tarihinde göğüs kabartıcı olaylar yanında üzerinde pek durulmak istenmeyen yönler de vardır. Hemen her sayfası kahramanlıklarla dolu tarihimizin en karanlık sayfalarından biri Birinci Dünya Savaşı nın hırgürü içerisinde alınmış olan tehcir tedbiridir. Uzun asırlar boyu yanyana yaşamış etnik unsurlardan birini ait olduğu topraklardan koparıp farklı yörelere sürmek, zamanında Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Halkı da, halkın seçtiklerini de aşağılayan ve siyasetin kaderinin seçim sandıkları ile değil de türlü çeşitli komplolarla ve hatta yasadışı eylemlerle, darbelerle belirlenmesinden yana olan kesime "Beyaz Türkler" denildiğini biliyoruz. Gezi eylemleri ile başlayıp, Aralık dostmodern darbe girişimlerine dayanan süreçte, "Beyaz Türkler"in arasına kendilerini "Cemaatçi" olarak niteleyen ve renkleri sürekli değişen Gülen Örgütü'nün ileri gelenleri ve ileri gidenleri de katıldılar. Bu yeni oluşum 30 Mart yerel seçimlerine şimdiye kadar hiç denenmemiş ittifaklar kurarak girdi. Mesela CHP'nin Beyaz Türkleri, "Kemalizm"i "Gülenizm"e monte etmeyi bile denediler. Geçmiş komplolarda ve darbe girişimlerinde de başarısız olan Beyaz Türkler, 30 Mart yerel seçimlerinden de yenilgi ile çıktılar. Bu arada şimdiye kadar hep güçlünün ve galiplerin yanında duran Gülen örgütü, kaderini Beyaz Türkler'e bağladığı için, o da yenildi. Tarihte olandan özür dilendi, artık önümüze bakalım parlak bir fikir görünmüş olabilir... Sonuçta, varlık-yokluk davasına dönüşeceğini fark ettikleri bir savaşta önleyici tedbir olarak düşünülmüştü tehcir... Yanlış bir düşünceydi ve yanlış da uygulandı. Yüzüncü yıldönümü vesilesiyle şu sıralarda yeniden hatırlanan Birinci Dünya Savaşı nda on milyondan fazla insanın hayatını kaybettiğini de unutmayalım. İşin en çarpıcı yönü, tehcir kararının açtığı rahnelerin en gözle görünür olduğu dönemde bile pekâlâ dışa vurulabilen üzüntü hislerinin, olayların üzerinden bayağı bir süre geçtikten sonra unutturulmaya çalışılması ve giderek umursamazlığa saplanılmasıdır. Yaşananlardan toplumu oluşturan bireyler derin üzüntü duyarken, o bireyleri temsil eden devletin umursamaz tavra bürünmesi, konuyu Ermeniler açısından ulusal bir davaya ve Türkiye için de uluslararası bir soruna dönüştürdü. Dün yayınlanan türden bir özür mesajı çok görüldüğü için yıllardır her türlü siteme ve suçlamaya açık tuttuk kendimizi; her 24 Nisan öncesi ve sonrasında başka ülkelerle kavga etmemiz gerekti. Enerjimizi tüketen çabalar yüzünden kimbilir neler kaybettik... Trajedilere duyarsız insanlardan oluşan bir Artık "beyaz" değil "mor Türkler"i izleyeceğiz Yine morardılar Şimdi Gülen örgütünün de içinde bulunduğu bu ittifakın rengi artık "Beyaz" olamaz... Halkın seçimleri karşısında sürekli yenilen bu kesime artık "Mor Türkler" demek daha doğru olacaktır. Ama belli ki Mor Türkler, kalkışmalarını Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar sürdürmeye de kararlılar. 1 Mayıs'ta Taksim'de eylem koyma kararının da bu çerçevede ele alınması aklın gereğidir... Bu arada kendisini fesheden BDP'nin son Genel Başkanı Demirtaş'ın da "Barış Süreci"ni kimlerin sabote ettiğini ve Öcalan'ın "Sakın Gezi'ye katılmayın" uyarısını unuttuğunu ve "Taksim'de olacağız" dediğini duyduk. Demek ki "Mor Türkler"in arasında bulunmaya özenen ve renkleri tam belli olmayan Kürtler de varmış... Ve hepimiz biliyoruz ki Mor Türkler ne yaparlarsa yapsınlar, onlar değil, halkın çoğunluğu yeni Cumhurbaşkanını seçecektir... toplum olarak da göründük... Keşke çok daha önce böyle bir mesaj yayınlanabilseydi. Yeter mi? Biliyorum, bu cesur adımı kıyasıya eleştirecekler kadar, mesajın sözcüklerine takılıp yeterli bulmayanlar da çıkacaktır. Hükümet iki taraftan da yaylım ateşi karşısında kalabilir. Oysa iki taraf da yanılıyor. Gecikmiş bir mesaj bu ve daha önce ifadesinden sakınılmış hisleri doğru aktarıyor... Neredeyse bir asır önce meydana gelmiş olayın travmasını hâlâ üzerinden atamamış dünyanın dört bir tarafında yaşayan Ermeniler Başbakan Erdoğan ın mesajını doğru değerlendirmeliler. Ermenistan devleti de... Hem kişisel, hem de devlet adına verilen mesaj toplumun yüreğinde duyduğu samimi hisleri yansıtıyor. Umarım, tarihin hep aynı sayfasını okuyup birbirimize husumet beslemekten kurtulur, işbirliği yollarını aramaya başlarız Temel'in avcılık macerasını bilir misiniz? Ava gidenler bir arada Temel, dört arkadaşı ile ava çıkmış. Bir delik görmüşler ileride. Temel "Yere yatın, tavşan çıkacak delikten" demiş. Yatıp nişan almışlar ve çıkan tavşanı vurmuşlar. Birazdan ileride bir kovuk görmüşler. Temel "Yatın, kovuktan tilki çıkacak" demiş. Yatıp nişan almışlar ve tilkiyi de vurmuşlar. İlerlemişler. Karşılarına kocaman bir delik çıkmış bir tepenin ortasında. Temel "Yatın, bu delikten çok büyük bir hayvan çıkacak" demiş. Ertesi gün gazetelerde "Demiryolu tünelinin ağzında raylara yatan dört avcıyı tren ezdi" diye bir haber çıkmış. Görebildiğimiz kadarıyla, halkın kararının bir kez daha çıkacağı tünelin ağzında, raylara yatan avcılara katılmaya hevesli olanlar az değil Başbakan ın açıklamasına hâkim olan perspektif, Birinci Dünya Savaşı yıllarının Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve diğer milyonlarca Osmanlı vatandaşı için acılarla dolu bir dönem olduğu vurgusudur. Nitekim bildiride adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar denilmektedir. Ermenilerin yaşadığı acılar da aynı genel perspektiften ele alınıyor: Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir. Bildirinin son cümlesi şöyle: Aynı dönemde benzer koşullarda yaşamını yitiren, etnik ve dini kökeni ne olursa olsun tüm Osmanlı vatandaşlarını rahmet ve saygıyla anıyoruz. Bildiride olaylar için hepimizin ortak acısı denilmesini ve insani duyarlık çağrısı yapılmasını doğru buluyorum. Benim 2009 da yayınladığım belgeselin ve kitabın da adı 1915, Ortak Acı, Türkler ve Ermeniler di. İÇ POLİTİKA GÖZLÜĞÜ Konuyla ilgili duruşlarımıza göre, Başbakan ın bildirisinde eksikler, fazlalar bulabiliriz. Fakat unutmamak gerekir ki, ortada çözüm yoluna konulması gereken bir Türk-Ermeni sorunu vardır, uluslararası hale gelmiştir. Bir çırpıda değil, karşılıklı adımlarla çözüme ulaşılabilecektir. Ermeniler bizi kesti söylemi çoktan demode olduğu gibi, soykırım dayatması da çözüme engel olmaktadır. Türkiye nin hem soykırım ı reddeden, hem dönemin acılarına anlayışla yaklaşan bir perspektif ortaya koyması, sözlerini daha etkili hale getirecektir; bunun örnekleri az değildir. Bildiri tek taraflı da değildir, Ermeni milliyetçilerine de tarihten husumet çıkarmayı... acıların yarıştırılmasını... Türkiye karşıtlığı için bir bahane olarak kullanılmasını... siyasi çatışma konusu haline getirilmesi için çağrı yapılmıştır. Göreceksiniz, dünya diplomasi camiasında bildirinin Türkiye lehine etkileri olacaktır. YARAYI SARMA ZAMANI Şimdi, Ermenistan ve Diyaspora söylemini yumuşatmalı, kavga sebebi olan soykırım terimi yerine uzlaşılabilir başka kavramlar geliştirmelidir. Fransız Anayasa Konseyi nin ardından, Perinçek davası dolayısıyla AİHM nin verdiği 17 Aralık 2013 tarihli karar da soykırım kavramının geniş yorumlanamayacağını gösterdi. Tarih araştırmalarında da Kim kimi kesti? dehlizinden çıkılarak yeni perspektifler gelişiyor: Bunlardan Edward J. Erickson un 2013 te yayınlanan Ottomans and Armenians, A Study in Counterinsurgency adlı akademik eseri bilhassa önemlidir. Ermeni silahlı örgütlerinin 1880 lerde başlayıp Birinci Dünya Savaşı nı fırsat bilerek silahlı isyan ları tırmandırmaları ve Osmanlı nın isyan bastırma metodu olarak tehcir uygulaması ve yaşanan facialar... Müslümanlar ve Ermeniler asırlar boyu gerçekten etle tırnak gibi yaşadıkları için, çatışmaları iki taraf için de korkunç facialara yol açtı... Yaraları sarmanın zamanı çoktan geldi. Artık taraflar dillerini yarayı sarma dikkatiyle kullanmalı

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Eşini kaybeden emekli hemşire Firdevs Yıldırım ve eşinden boşanan emekli öğretmen Mustafa Ergeldi, huzurevinde kesişen yollarını nikahla birleştirerek ikinci baharı yaşamaya başladı. Manisalı Firdevs Yıldırım ve Safranbolulu Mustafa Ergeldi, AA muhabirine, uzun yıllar farklı şehirlerde yaşadıklarını, 60 yaşından sonra yalnız kaldıklarını, Narlıdere Huzurevi Yaşlık Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne yerleşme kararı aldıklarını anlattı. E- mekli hemşire Firdevs Yıldırım, eşini kaybettikten ve oğlunu evlendirdikten sonra y- erleştiği huzurevinin etkinliklerinde Mustafa Ergeldi ile tanıştığını, evlenme kararı aldıklarını söyledi. Evliliğin ilk dönemlerinde huzurevi dışındaki tanıdıklarının tepkisinden çekindiğini ve bir süre sakladıklarını ifade eden Firdevs Yıldırım, şimdi ise sabahları "günaydın" diyebileceği bir hayat arkadaşına kavuştuğu için mutlu olduğunu dile getirdi. Nişan yüzüklerini 23 Nisan 2013'te taktıklarını ve eylül ayında da evlendiklerini anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: "Benim tansiyon ve kemik erimesi rahatsızlıklarım var ama biz hastalıklarımızı konuşmuyoruz. Allah'a şükrediyorum. Huzurevindeki arkadaşlarımızdan evlendiğimizi hiç saklamadık. Onlar zaten bizi birbirimize yakıştırıyordu hatta bizi 'çifte kumrular' olarak adlandırdılar. Huzurevi yöneticilerinin katıldığı bir oda nikahı ile evlendik. Biz zaten birbirimize yakışıyorduk. Her şeyin bir zamanı var. İkinci baharı yaşamak güzel. Çocuklarımız büyüdü, sorumluluğumuz kalmadı. -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Huzurevinde kalmayı sürdürüyoruz ve mutlu bir hayat sürüyoruz." 25 Nisan 2014 Cuma 66 yaşında aşk başkadır! Eşini kaybeden emekli hemşire Firdevs Yıldırım ve eşinden boşanan emekli öğretmen Mustafa Ergeldi huzurevinde kesişen yollarını nikahla birleştirerek ikinci baharı yaşamaya başladı. 66 yaşındaki damat Ergeldi,"Huzurevi unutma evi gibi. Dışarıda olanlar buraya gönderdiklerini unutuyor, buradakiler de anılarını unutuyor ama biz birbirimizi unutmuyoruz" dedi "Evlenmemizin şart olduğunu söyledi" Emekli Türkçe öğretmeni Mustafa Ergeldi, 3 çocuk ve 5 torunuyla mutlu bir hayatı olduğunu, ilerleyen yaşlarında da sakin bir hayat için huzurevine geldiğini belirtti. Huzurevinde arkadaşlık eden, etkinliklere birlikte katılan kadın ve erkeklerin olduğunu söyleyen Mustafa Ergeldi, "Firdevs, arkadaşlığımız ilerleyince, evlenmemizin şart olduğunu söyledi. Burada arkadaşlık yapanlar var ama 'ben o tür bir arkadaşlık düşünmüyorum' dedi. Biz de evlendik. Sevgi olmayınca birliktelik olmaz. Biz birbirimizi bulduk. Sevgiyi birbirimizde yakaladık" dedi. Prostat sorunu olduğunu ancak sağlık problemleri yerine hayatın güzellikleriyle ilgilendiğini ve "anı yaşamaya gayret ettiğini" söyleyen Ergeldi, "Huzurevi unutma evi gibi. Dışarıda olanlar buraya gönderdiklerini unutuyor, buradakiler de anılarını unutuyor ama biz birbirimizi unutmuyoruz" diye konuştu. Ergeldi, 60 yaşından sonra sevginin önemini daha iyi anladığını ve eşine sık sık "seni seviyorum" dediğini de ifade eden Mustafa Ergeldi, doğum günü için eşine yazdığı şiiri çiçeklerle hediye ettiğini, gelecek yıllarını da mutluluk ve sağlıkla geçirmeyi istediğini ifade etti. İzmir'deki 7 sendika da Taksim'e gidecek Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç, Türkiye nin temel sorunlarının çözülmesi talebinin öne çıktığı kitlesel ve birleşik bir İzmir 1 Mayıs için yine kol kola hazırlanıyoruz. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, yağma ve talana karşı çıktığımızı, hırsızların ve siyasal uzantılarının peşini bırakmayacağımızı göstermek için haydi 1 Mayıs a. dedi. İzmir de Türk-İş, DİSK, KESK, TM- MOB, TTB, Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş üyeleri, Konak Meydanı'nda toplanarak ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Türk-İş Bölge Temsilcisi Karakoç, 1 Mayıs'ların bugün her zamankinden daha fazla önem kazandığını belirterek şunları kaydetti: Kıdem tazminatımız başta olmak üzere tüm haklarımız hedefte. Ödünç işçilik uygulamalarıyla köle pazarları oluşturulmak isteniyor. Yasa tanımazlıkla kölece çalışmanın dayatılması işçi sağlığı ve iş güvenliği ortadan kaldırılıyor. ILO kaynaklarına göre her yıl 1,2 milyon çalışan, iş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla hayatını kaybetmektedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her gün ortalama üç çalışanın, iş kazalarında hayatını kaybettiği ifade edilmektedir. Türkiye nin aydınlık geleceği için, başta parasız eğitim ve sağlık hakkı olmak üzere herkesin kamu hizmetlerinden eşit ve parasız yararlanması için, taşeron ve sözleşmeli çalışmanın yasaklanması, Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center herkesin kadrolu istihdam edilmesi için, madenler ve elektrik santralleri başta olmak üzere özelleştirmelere son verilmesi için, işçi cinayetlerinin, işten atmaların son bulması için, kadın cinayetlerine, kadınlara yönelik şiddet ve tacize son verilmesi, istihdamda kadın emeğine daha çok yer verilmesini haykırmak için, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, yağma ve talana karşı çıktığımızı, hırsızların ve siyasal uzantılarının peşini bırakmayacağımızı göstermek için haydi 1 Mayıs a. Yaşasın birlik mücadele dayanışma bayramı 1 Mayıs. Basın açıklamasının ardından sendika üyeleri, tarihî Kemeraltı Çarşısında esnaf ve diğer vatandaşlara 1 Mayıs bildirileri dağıttı. (HABER MERKEZİ) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 25 Şubat Nisan Perşembe Cuma Bazı çocuklar rahatsızlıklarını dile getirmiyor, aileler de fark edemediği zaman çocukların derse ilgisi azalıyor. Zekâsında bir sorun olmadığı halde göstermesi gereken başarısının çok arkasında kalıyor. İlkokul çağına gelen her çocuğun mutlaka göz hekimine götürülmesi gerektiğini belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Murat Moray, bu muayenede her iki gözün ayrı ayrı kontrol edilmesi gerektiğini belirtiyor Göz tembelliği (ambliyopi), toplumda çokça rastlanan, adı çok geçen, fakat az bilinen bir problem. Fark edilmesi oldukça güç ve fark edildiği zaman da genellikle tedavi için geç kalınmış oluyor. Göz tembelliği zamanında tanı konulduğunda tedavisi en kolay hastalıklardan biri. Göz tembelliği gözün sinir tabakasını ve sinir yollarını ilgilendirmeyen bir hastalıktan kaynaklanıyor. Göz tembelliği kişinin görmesini herhangi bir şekilde artıramaması olarak tanımlanıyor. Yani gözün öndeki kırıcı ortamlarından görüntü bir şekilde sinir tabakasına ulaşamıyor ya da bulanık olarak oluşuyorsa kişi de göz tembelliği meydana geliyor. Göz tembelliğine sebep olan durumların bir an önce ortadan kaldırılması ve görme sinirinin uyarılmaya başlanması büyük önem taşıyor. Dr. Murat Moray, göz tembelliğinin başlıca nedenlerini şöyle sıralıyor: Şaşılık olması, doğuştan katarakt bulunması, iki göz arasında bir numaradan fazla fark ya da her bir gözde ayrı ayrı yüksek astigmat, miyop veya hipermetrop olması, kornea, iris, lens ve vitreus gibi gözün kırıcı ortamlarının anormal pozisyonda olmaları ile ilgili diğer hastalıkların varlığı, göz kapağı hastalıkları da görme eksenini kapayarak göz tembelliğini oluşturuyor. Göz tembelliğinin tedavisine ne kadar erken başlanırsa sonuç o denli başarılı oluyor. diyen Dr. Moray, şu bilgileri veriyor: En başarılı sonuçlar 6 yaşına kadar alınıyor. Göz tembelliği tanısı zamanında konulduğu takdirde sağlam göz kapatılarak beyne bulanık gören gözün de gördüğü sinyali veriliyor ve kademeli olarak gözdeki görme yeteneğinin düzeltilmesi hedefleniyor. Daha sonra gözlük verilerek iki gözün de sağlıklı olarak kullanılması sağlanıyor. Göz tembelliğinde görme potansiyeli olmasına rağmen görme sistemi çeşitli nedenlerden dolayı normal gelişimini sağlayamıyor. Özellikle tek gözdeki göz tembelliği belirti vermediği için bu sorunun aile tarafından fark edilmesi genellikle mümkün olmuyor. Ancak detaylı göz muayenesinde göz doktoru tarafından tespit edilebiliyor. Göz muayenesinin belli bir yaşının bulunmadığının altını çizen Moray, şöyle devam ediyor: Şikâyeti olan çocuk hangi yaşta olursa olsun muayene edilebiliyor. Çocukların hiçbir şikâyeti olmasa bile 1-3 yaşlarına kadar en az bir defa göz muayenesinden geçmiş olmaları gerekiyor. Erken tespit edilen göz tembelliğinde başarı oranı iki kat artıyor. Göz tembelliğinin tedavisi iyi gören gözün belirli zamanlarda kapatılıp tembel gözün görme seviyesinin artırılması esasına dayanıyor. Göz tembelliğinin tedavisinde cerrahi yöntem kullanılmıyor. Tüm bunların yanı sıra ortoptik tedavi adı verilen ve özel cihazlarla yapılan göz egzersizleriyle de göz tembelliği kısmi de olsa tedavi edilebiliyor. Dr. Moray, ortoptik tedavi yöntemi için ise şunları dile getiriyor: Bu tedavi yönteminde, gözün derinlik hissi kazanması planlanıyor ve bu tedavi yapılan bazı özel egzersizlerden oluşuyor. Özel aletlerle ve görüntü teknikleri ile yapılan çalışmalara dayanan bu yöntemde hastada ne şekilde iyileştirilmek isteniyorsa tedavi ona göre planlanarak uygulanıyor. Örneğin, üç boyutlu görme ve derinlik hissi kazandırılmak istenen bir hasta bu hedefe yönelik özel görüntü teknikleri ile çalıştırılıyor. Eğer hastanın tembel olan her iki gözünün performansı artırılmak isteniyor ise bunun için özel farklı egzersizler de kullanılıyor. (CİHAN) Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ünlü, "Uyku apne sendromu hastalığı tedavi edilmediği zaman uzun dönemde hiper tansiyon, kalp yetmezliği, kalp ritim bozuklukları, inme, diyabet hastalığına yatkınlık, trafik ve iş kazaları gibi sonuçlara yol açıyor" dedi. Adana Başkent Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yüreğir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Metin Özalay, göğüs veya bel bölgelerinde görülen ve omurganın yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkan skolyoz hastalığı hakkında uyarılarda bulundu Ebeveynlerin oyalansın diye ekranlara mahkum ettikleri çocuklar büyük risk altında. Bir dönem televizyon başında uzun zaman geçiren çocuklar ekran tehdidinden kurtulamıyor.

13 25 Nisan,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, 2014 Cuma İzmir Büyükşehir Belediyesi nin İzmirdeniz projesi kapsamında başlattığı kıyı düzenleme çalışmaları sürüyor. Bir yandan da kentin yenilenen siluetine uygun olarak, zabıta hizmetleri modern bir anlayışla şekillendiriliyor. ABD ekonomisinin krizden çıktığına yönelik işaretlerin arttığını belirten uzmanlar, likitide bolluğunun sonunun geldiğini vurguluyor. Hazine arazisi kıyağı iddiaları reddeden Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, hazine arazisinin usulsüz kiralandığına dair yapılan haberlerin hiçbir ahlaki değere, vicdana, akla, hukuka ve gazetecilik ilkelerine uymadığını öne sürdü Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), kendisine kiralık Hazine arazisi kıyağı yapıldığı yönündeki haberleri yalanladı. 17 Nisan 2014 tarihli Takvim Gazetesi nde 'Paralel Kıyak' başlığı ile ve yine aynı tarihli S- abah Gazetesi nde 'TUSKON a kıyağa izin yok' başlığı ile bir Hazine arazisinin usulsüz kiralandığına dair yapılan haberlerin hiçbir ahlaki değere, vicdana, akla, hukuka ve gazetecilik ilkelerine uymadığı vurgulandı. Haberin yapılış biçiminden amacının halkı bilgilendirmek değil, insanları ve kurumları karalamak olduğunun açıkça anlaşıldığını kaydeden TUSKON, söz konusu iddiayı yalanladı. TUSKON'dan konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada şöyle denildi: "Öncelikle haberin sahibi gazeteler, konu hakkında Konfederasyonumuzdan görüş alma zahmetine bile girme gereği duymayarak, temel gazetecilik ilkelerine uymamıştır. Son dönemdeki yayın politikası göz önünde bulundurulduğunda Konfederasyonumuzdan görüş alınmamasının yalan ve iftira içerikli yayın yapma yönünde bilinçli bir tercih olduğu değerlendirilmektedir. Türk milleti ferasetiyle bu tür iftiralara prim vermediği gibi, haberin yapılış biçiminden amacının halkı bilgilendirmek değil, insanları ve kurumları karalamak olduğu açıkça anlaşılmaktadır.haberlere konu olan Hazine arazinin kiralanmasına dair süreç aşağıdaki şekilde gerçekleşmiştir: 1. Söz konusu arazi Konfederasyonumuza doğrudan ya da bedelsiz kiralanmamıştır. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından talep sahibi kişilerin katılımıyla ihale düzenlenmiş ve Konfederasyonumuz açık artırma neticesinde yıllık 1,6 milyon TL kira bedeli ile en yüksek teklifi sunarak ihaleyi kazanmış ve araziyi 49 yıllığına kiralamak için hak sahibi olmuştur. İhale, bahse konu araziye ilgi duyan herkesin katılımına açık olarak icra edilmiştir.2. İhale süreci sonrasında, benzer diğer kamu arazisi tahsislerinde olduğu gibi, i- haleyi kazanan tüzel kişilik olarak Konfederasyonumuz ve İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı arasında bir sözleşme imzalanmıştır.3. Söz konusu sözleşmede arazide inşaata başlamak için gerekli plan ve projelerin üretilmesi, belediyeler nezdinde gerekli inşaat izinlerinin alınması vb. inşaat öncesi süreçlerin yürütülmesi için her yıl uzatılmak şartıyla 4 yıla kadar ön izin süresi hakkı tanınmıştır. Bu çerçevede 26 Aralık 2012 tarihinde 2013 yılı için ön izin süresinin uzatılması amacıyla İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı na başvurulmuş ve başvurumuz olumlu neticelenmiştir. Karara istinaden gerekli tüm teminatlar da idareye ödenmiş bulunmaktadır yılı boyunca inşaat projemiz için gerekli imar planı tadilat ve inşaat ruhsatı başvuruları süreci arazinin bulunduğu Bahçelievler İlçe Belediyesi tarafından onaylanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilmiştir. Proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonunca da incelenmiş ve Büyükşehir Belediye Meclis gündemine girmek üzere beklemektedir.5. Başka kamu kurumlarından kaynaklanan gecikmeler nedeniyle, sözleşmede 4 yıla kadar uzatılabileceği yazılı olan ön iznin, 2014 yılında da uzatılması için 3 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı na başvuru yapılmıştır. Valilik ise cevabında, 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesini ilgi tutarak, süre uzatım işleminin Başbakanlık onayına tabi olduğunu, Başbakanlığın tarih ve 87 sayılı görüşü ile uygun görülmediğinin bildirildiği, bu nedenle de, süre uzatımı verilemeyeceğini bildirerek başvurumuzu reddetmiştir.6. Öncelikle belirtmek isteriz ki, bu işlemin iptali istemi ile tarafımızca bir idari dava ikame edilmiş olup, ilgili yargı merciinde görülmeye devam etmektedir. Öte yandan, süreçte de bahsettiğimiz üzere, haberde belirtilenin aksine ihale sürecinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İdarenin ihaleyi pazarlık usulü ile yapmasında hukuka aykırılık olduğu iddiası, tamamen 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri çarpıtılarak ve eksik gösterilerek verildiğinden haber yalan haber niteliğindedir. Söz konusu yasanın ilgili hükümleri uyarınca, ihale sürecinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı aşikârdır, ayrıca, Başbakanlığın ön izin süresinin uzatılması talebinin reddinde dahi ihalenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği gibi bir gerekçe gösterilmemiştir, çünkü ihale usulüne uygun o- larak yapılmıştır. Bu nedenle, anılan gazetede yapılan haberin yalan haber niteliğinde olması bir yana haberin veriliş biçimi tamamen kurumuzu yıpratmaya ve karalamaya yönelik olduğundan haberi yayımlayan sorumlu kişiler hakkında her türlü yasal yola başvurulacaktır. Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur." (CİHAN) Birinci Dünya Savaşı yıllarında Gelibolu da Türklere karşı savaşan Avustralyalı asker Sydney Harrie Skinner in 1915 te ailesine yazdığı mektup, Çanakkale Savaşı nın dehşetini bir kez daha ortaya koyuyor. Avustralya basınında ilk kez yayınlanan mektupta, o dönem 22 yaşında olan Sydney Harrie Skinner ın gözlemleri trajik ifadelerle yer alıyor

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Nisan Şubat Cuma Perşembe Cezalı bir takım olarak Avrupa Sağlam: kupalarında oynamak istemiyoruz Eskişehirspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, gelecek sezon Avrupa kupalarında olacaklarsa bunu şehir, takım ve taraftar bütünlüğü içerisinde gerçekleştirmeleri gerektiğini söyledi. Sağlam, "Senede bir kaç maç ceza alan bir kulübün taraftarı olarak Avrupa kupalarında oynamak istemiyoruz." dedi Eskişehirspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Vali Hanefi Demirkol Tesisleri'nde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Tecrübeli Çalıştırıcı, "Süper Lig'de kalan 4 maçımızda birbirinden zorlu geçecek. Tabi bunların ilkini Kayseri Erciyesspor ile oynayacağız. Bir taraftan küme düşme sıkıntısı çeken bir takım ve beraberinde o mücadeleyi yapan takımları ilgilendirirken Bizim içinde ligde daha üst sıralara çıkabilme adına önemli bir karşılaşma olacak. Bu hafta ligde biraz daha yukarıya çıkmak zorundayız. Geçtiğimiz haftalarda gereksiz puan kayıpları yaşadık. Kalan 4 haftayı da iyi şekilde değerlendirip ligi en iyi yerde bitirmeye çalışacağız." diye konuştu. Profesyonel Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından kendilerine veren cezaları da değerlendiren Sağlam, şöyle devam etti: "Hedefi Avrupa kupaları olan ve bu hedef doğrultusunda çok önemli adımlar atan bir takımız biz. Eğer biz önümüzdeki İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KADİFEKALE VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN İLAN sene Avrupa kupalarında oynayacaksak şehir, kulüp ve taraftar bütünlüğü içerisinde gerçekleştirmemiz lazım. Senede bir kaç maç ceza alan bir kulübün taraftarı olarak Avrupa kupalarında oynamak istemiyoruz açıkçası. Taraftarımız kendilerini biraz daha kontrol etmek zorundalar. Bunu bir kaç defa duydum. 'İşte bize ediyorlar biz de ediyoruz" böyle bir şey yok. Biz Eskişehirspor isek o zaman diğerlerinden farklı olmak zorundayız. Her küfür edene küfür ile karşılık vermemek zorundayız. Kendimizi kontrol edip, takımımıza zarar vermemek zorundayız. Ekonomik sıkıntı içerisinde olan bir takımın ceza yememesi gerekiyor. İşte Bu önümüzdeki maçlarda taraftarımızdan yoksun olarak bu maçlarımızı oynuyoruz. Bu da farklı bir sıkıntı o yüzden bu tür konularda biraz daha kendimizi kontrol etmemiz lazım." "BİR SÖZ SÖYLEDİYSEK HEP ARKASINDA DURDUK" Sezon sonunda takımdan ayrılacak mısınız? şeklindeki soruya Sağlam, "Ayrılacağımız ve gideceğimiz yönünde çok ciddi bir şekilde haberler yapıldı. şimdide sezon sonuyla alakalı haberler yapılıyor. Bizi bu ülkede insanlar tanıyor ve biliyor. Bir söz söylediysek bununda hep arkasında olduk. Şu anda böyle bir şey kesinlikle yok." diye cevap verdi. (CİHAN) Vergi Dairemize kayıtlı aşağıda vergi numarası, ad ve soyadları (unvanları) yazılı mükelleflere isimleri hizalarında gösterilen tebliğ evrakları mükelleflerin bilinen adreslerde gerek posta yolu ile gerekse memur vasıtasıyla tebliğ edilmek istenmesine rağmen 213 sayılı V.U.K.nun 103.maddesindeki şartlar oluşması nedeniyle ilan yoluyla tebliğ yapılması gereği hasıl olmuştur. Bu nedenle sözkonusu tebliğ evrakları Dairenin ilan asmaya mahsus panosuna tarihinde asılmıştır. İş bu tebliğ evrakları askıya çıkarıldığı tarihi izleyen 15 günlük süre sonunda ilan edilmiş sayılacaktır. Muhatapların ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde Müdürlüğümüze bizzat veya vekaletine haiz vekili vasıtasıyla müracaat etmeleri ve yahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı, aksi halde bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilanen tebliğ olunur. SIRA VERGİ NO ADI SOYADI DÖNEMİ VERGİ / CEZA TÜRÜ VERGİ CEZA ADRES BEYZADELER OTOMOTİV LTD. ŞTİ. 2008/1-12 KURUMLAR V,VERGİ ZIYAI 8.739,00 TL 8.739,00 TL BOZYAKA MAH SK No:44 KARABAĞLAR / İZMİR BEYZADELER OTOMOTİV LTD. STİ. 2008/1-12 K.GEÇİCİ V, VERGİ ZİYAI 8,739,00 TL 8.739,00 TL BOZYAKA MAH SK No:44 KARABAĞLAR / İZMİR BEYZADELER OTOMOTİV LTD ŞTİ. 2008/2 KDV,VERGİ ZİYAI 5.997,60 TL 5.997,60 TL BOZYAKA MAH SK No:44 KARABAĞLAR / İZMİR BEYZADELER OTOMOTİV LTD. ŞTİ. 2008/3 KDV,VERGİ ZİYAI 1.867,50 TL 1.867,50 TL BOZYAKA MAH SK No:44 KARABAĞLAR / İZMİR GÜLPAMUKLAR İNŞ. MAK TAAH GIDA SAN İTC. LTD. ŞTİ. 2008/1-12 KURUMLAR V,VERGİ ZİYAI 3.401,60 TL 3.401,60 TL YENİÇAMLIK MAH SOKAK NO:36 KARABAĞLAR/İZMİR GÜLPAMUKLAR İNŞ. MAK. TAAH GIDA SAN. İTC. LTD. ŞTİ. 2008/10-12 K.GEÇİCİ V, VERGİ ZİYAI 3.401,60 TL 3.401,60 TL YENİÇAMLIK MAH SOKAK NO:36 KARABAĞLAR/İZMİR GÜLPAMUKLAR İNŞ. MAK TAAH GIDA SAN İTC. LTD. ŞTİ. 2008/12 KDV, VERGİ ZİYAI 3.061,44 TL 3.061,44 TL YENIÇAMLIK MAH SOKAK NO:36 KARABAGLAR/İZMİR Sondakika 25/4 Basın: 4846 Resmi İlanlar: de Beşiktaş, Sivasspor maçı hazırlıklarını sürdürdü Beşiktaş, Spor Toto Süper Ligde bu hafta deplasmanda Sivasspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını bu sabah yaptığı idmanla sürdürdü. BJK Nevzat Demir Tesisleri nde teknik direktör Slaven Bilic yönetiminde gerçekleştirilen antrenman ısınma koşuları ile başladı. Daha sonra 5 e 2 top çalışması yapan oyuncular, idmanı yarım sahada yaptıkları çift kale maçla tamamladı. Çalışmaya tedavi olan Manuel Fernandes, Ersan Gülüm, Cenk Gönen ve sağ üst adalesinde ağrısı olan Mustafa Pektemek katılmadı. Jermaine Jones, Veli Kavlak, İsmail Köybaşı, Ömer Şişmanoğlu salonda bireysel çalışırken Gökhan Töre ve Tomas Sivok sahada bireysel çalıştı. Sakatlıkları geçen Dany Nounkeu ve Atiba Hutchinson takımla birlikte çalışmalara başladı. Altyapı oyuncularından Engin Yıldız, Samet Semiz, Tugay Eyiol, Furkan Yaman, Tugay Kaya, Ömer Faruk Kaya, Veysel Sapa ve Enes Fidayeo siyah-beyazlıların çalışmasında yer aldı. Beşiktaş, Sivasspor maçı hazırlıklarına yarın yapacağı antrenmanla devam edecek. (CİHAN) POLYESTER YEDEK PARÇA SATIN ALINACAKTIR ESHOT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MAL ALIM İHALELERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ 41 KALEM POLYESTER YEDEK PARÇA alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : İnönü Mah. Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: Gediz BUCA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : malihaleleri@eshot.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 41 KALEM POLYESTER YEDEK PARÇA ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Yüklenici polyester yedek parçalarını, İdaremizin İnönü Mahallesi, Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı, No: BUCA-İZMİR adresinde bulunan Makine ve Malzeme İkmal Dairesi Başkanlığı Merkez Ambarına teslim edecektir. c) Teslim tarihi : Yüklenici, sözleşme konusu polyester yedek parçalarını, sözleşme tarihinden itibaren 120 (yüz yirmi) takvim günü içinde İdarenin İnönü Mahallesi, Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı, No: BUCA-İZMİR adresinde bulunan Makine ve Malzeme İkmal Dairesi Başkanlığı Merkez Ambarı'na teslim edecektir. Kısmi teslimat yapılabilir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Eshot Genel Müdürlüğü / İnönü Mahallesi Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: Buca/İZMİR b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Bu İhalede, her türlü otomotiv yedek parça, polyester malzeme, oto karoser malzemeleri satışı benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Eshot Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı, Gelirler Şube Müdürlüğü İnönü Mah.Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No:500 K.: Buca/İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Eshot Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı / İnönü Mahallesi Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No:500 Kat:Zemin Buca/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3"ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 25/4 Basın: 4894 Resmi İlanlar: de BİLGİSAYAR DONANIMI MALZEMELERİ SATIN ALINACAKTIR UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ 2014 Yılı Bilgisayar Donanımı Malzemeleri Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Inciralti Kampüsü Mithatpasa Caddesi BALÇOVA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : dsi@deu.edu.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 28 Kalem Bilgisayar Donanımı Malzemesi Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Bilgi İşlem Deposu c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasını müteakip idare tarafından yüklenicinin kendisine veya tebligat için gösterdiği adrese yapılacak işe başlama talimatının tebliğinden itibaren verilen siparişe istinaden tarihine kadar Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Bilgi İşlem Deposuna yapılacaktır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Mithatpaşa Cad. No İnciraltı Balçova İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: Teknik şartnameye cevap yazısı ihale dosyasında bulunacaktır.teknik şartnamelerde istenen bilgi ve belgeler ihale dosyasında bulunacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Dokuz Eylül Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Satmalına Birimi adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Mithatpaşa Cad. No İnciraltı Balçova İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 25/4 Basın: 4816 Resmi İlanlar: de SİGARA İÇMEK SAĞLIĞA ZARARLIDIR

15 SAYFA 16 Elektrik direğinin üzerine kulübe yaptı Amasra ilçesinde 20 metre yüksekliğindeki direğin üzerine yapılan kulübe ilgi çekiyor. Uğurlar köyünde yoldan yaklaşık 20 metre yükseklikteki evde yaşayan Mustafa Toprakdelen (45), daha önce aşçılığını yaptığı inşaat şirketinden aldığı elektrik direğiyle evinin önüne kulübe yaptı. Evin önüne kadar uzanan "T" şeklindeki demir direğin üzerine 6 metrekarelik sac yerleştiren Toprakdelen, çatısını yaptığı, zeminini tahtayla kapladığı kulübeye masa ve sandalye koydu. Toprakdelen'in misafirlerini ağırladığı kulübe, görenlerin ilgisini çekiyor Nisan 2014 Cuma Bakan Zeybekci, ekrandaki Büyük yanlış! buzlamadan şikayetçi Film ve dizilerdeki reklamları önlemek amacıyla yapılan buzlamadan şikayetçi olan Ekonomi Bakanı Zeybekci, konuyu son Bakanlar Kurulu toplantısında da dile getirdi. Zeybekci : "Ekonomik realitelerle asla bağdaşmıyor. Bırakın onlar görüntüye alınsın, bırakın kullanılsın, bırakın onlar ekonomik değer olarak o filmleri desteklesin" dedi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, film ve dizilerdeki reklamları önlemek amacıyla yapılan buzlanmadan şikayetçi. Bu konuyu son Bakanlar Kurulu toplantısında da dile getiren Zeybekci, "Ekonomik realitelerle asla bağdaşmıyor" dedi. Zeybekci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mozaikleme görüntülerinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını ifade etti. Filmlerde kullanılan arabaların markalarının kapatılmaya çalışıldığını dile getiren Zeybekci, komik havayolları isimlerinin montajla uçakların üzerine yerleştirildiğini söyledi. Zeybekci, "Bırakın onlar görüntüye alınsın, bırakın kullanılsın, bırakın onlar ekonomik değer olarak o filmleri desteklesin. Filmleri veya bu tarz çalışmaları desteklemek istemiyor muyuz?" diye sordu. "Gayrimeşru tarafı yok" Gizli reklam eleştirilerinin anımsatılması üzerine Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bırak girsin. ABD filmlerine bakıldığında ürün yerleştirmelerini öyle bir koyarlar ki... ABD filmlerinde, dinsel temaları, ABD bayrağını kaç yere öyle güzel yerleştirirler, ürün yerleştirmeleri... İlla o film içinde aile toptan bir markete gider, sepeti doldururcasına alışverişi yaptırırlar ki insanlar alışveriş yapsın diye. Orada ürünleri, markaları yerleştirirler. Bunun gayrimeşru bir tarafı yok." "Türk ürünlerinin bilinirliği artsın" Bunun ekonomiye katkısı olup olmayacağına yönelik soruyu Zeybekci, "Tabii ki. Bizim kültür coğrafyasında tüketim alışkanlıklarını belirleme hedefimiz var. O filmlerin içine onları yerleştireceğim ki o filmlerin, dizilerin gösterildiği coğrafyada Türk ürünlerinin bilinirliği, tanınırlığı artsın. Türk markalarının tanıtımı olsun, Türkiye'deki turizm bölgelerinin, THY'nin tanıtımı olsun" diye yanıtladı. Zeybekci, buna dair bir düzenleme olup olmayacağına yönelik konuyu takip ettiklerini sözlerine ekledi. MARMARiS VE Bodrum'da yaşayanların çoğu göçle gelmiş Türkiye'de son yıllarda binlerce kişi, şehrin trafiğinden ve iş stresinden bunalanların ortak düşüncesi olan "her şeyi arkada bırakıp bir sahil kasabasına y- erleşme" hayalini gerçekleştirdi. Bu hayalin peşinde koşanlar nedeniyle sahil ilçeleri Marmaris ve Bodrum'da yaşayan her 3 kişiden 2'si, başka bir ilden geldi. Türkiye'nin gözde turizm merkezleri Sekiz hasta sınırı felç edecek Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından 10 Nisan 2014 tarihli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları konulu bir genelgenin yayınlandığını hatırlatan Güven, genelgede bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimi için günlük en fazla 8 saat üzerinden fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamasının kuruma fatura edileceğini, uygulamanın birden fazla kurumda çalışan hekim için de geçerli olduğunu belirtti. 8 HASTA SINIRI CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Güven, genelgenin diğer sınırlamalarını şöyle ifade etti: Genelgede birfizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimi ve bir CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, Özel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan hekimlere günde 8 A grubu felçli hasta bakma sınırı getirilmesine ilişkin sorularını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik e yöneltti. Güven, uygulama ile zaten 6 ay bekletilen hastaların bekleme süresinin iki yıla çıkacağını savunarak AKP nin engelli dostluğu seçimden sonra bitti dedi arasında bulunan "Ege'nin incileri" Marmaris ve Bodrum, milyonlarca yabancı turistin olduğu gibi Türklerin de ilgisini çekiyor. Birçok kişi, turizm sektöründe çalışmak için bu ilçelere yerleşirken, birçoğu da şehrin trafiğinden ve iş stresinden bunalanların ortak düşü olan "sahil kasabasına yerleşme" hayalini gerçekleştirdi. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarından derlediği bilgilere göre, son yıllarda insan kalabalığı gözle görülür artış gösteren bu iki ilçeden Marmaris'in 5 yıl önce 76 bin 820 olan nüfusu yaklaşık 9 bin artarak 85 bin 801'e yükseldi. 5 yıl önce 114 bin 498 olan Bodrum'un nüfusu ise 26 bin 218 artarak 140 bin 716'yı buldu. Marmaris'te Muğla doğumluların sayısı 29 bin 583 kişi olurken, Bodrum'da ise bu sayı 49 bin 596 olarak belirlendi. Her 3 kişiden 2'si başka memleketten Bu rakamlara göre, Marmaris'te yaşayanların sadece yüzde 34'ü Muğla doğumlu. Geriye kalan neredeyse 3 kişiden 2'si Türkiye'nin değişik illerinde doğduktan sonra Marmaris'e yerleşenlerden fizyoterapist için A grubu denilen felçli, spastik hasta bakma işlemlerinden günlük en fazla 8 hastanın; A ve B grubundaki işlemlerden günlük toplam en fazla 12 hastanın; C grubundaki işlemlerden günlük en fazla 32 hastanın; C ve D grubundaki işlemlerden ise günlük toplam en fazla 64 hastanın işlemi kuruma fatura edilebilecektir deniliyor. ARTIK 2 YIL BEKLEYECEKLER Türkiye de her yıl yeni 125 bin nörolojik hastalıkların olduğu, bunların yarısının fizik tedaviye ihtiyaç duyduğu bilgisini veren Güven, Ancak kamu ve özel kurumların Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon yatağı toplam sayısı 2 bin 750 dir. Hâlihazırda bile kamuda hastalar tedavi olmak için 6 ay bekletilmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından 2008 yılından bu yana yeni Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi açılmasına da izin verilmediğini biliyoruz. Durum böyle iken bu tedbirlerle hükümet sosyal devlet anlayışını hiçe sayan uygulamalara imza atıyor ve halkı mağdur ediyor. 6 ay bekleyen hastalar artık iki yıl bekleyecek diye konuştu. Güven in şu sorularının yanıtlanmasını istedi:2014 yılı itibarıyla ülkemizde kamu oluşuyor. İlçede ikamet edenlerin arasında çok sayıda Aydın, İstanbul, İzmir ve Ankara doğumlunun bulunması dikkati çekiyor. Bodrum'da yaşayanların da yüzde 34'ü Muğla doğumlu. Bu ilçede ikamet eden yüzde 66'lık başka memleket doğumluların çoğunluğunu da Aydın, İstanbul ve İzmir oluşturuyor. Marmaris ve Bodrum'un turizm potansiyeli nedeniyle Muğla merkez ve diğer ilçelerden de çok fazla göç aldığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu ilçelerin yerli halkının nüfus oranının çok daha az olduğu dikkati çekiyor. İki turizm yöresinde TUİK verilerinde yer almayan binlerce yabancı uyruklunun da ikamet ettiği biliniyor. Marmaris ve Bodrum'da yaşayan ancak Muğla dışındaki başka bir ilde doğanların memleketleri ve sayısı da bir hayli fazla. (HABER MERKEZİ) ve Özel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerinin toplam yatak sayısı nedir? Özel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri nde çalışan bir uzman hekim ve bir fizyoterapistin A grubu denen felçli, s- pastik hasta bakma sınırının 16 dan 8 e indirilmesinin gerekçesi nedir?ülkemizde günde toplam kaç A grubu hasta tedavi edilmektedir yılı için günlük A grubu hasta başvuru sayısı ortalaması kamu ve özel fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri toplamına bölündüğünde hastane başına kaç A grubu hasta başvurusu düşmektedir? Sınırlama sonucu A, B, C ve D grubu hasta başvurularında başvuru sınırını aşan hastalar ne olacaktır?2008 yılından beri ülkemizde kaç yeni Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi açılmıştır? Bu merkezlerden kaçı kamu kaçı özel merkezdir? Yeni yapılan kamu hastanelerinden kaçı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi olarak planlanmıştır? Kamu hastaneleri bünyesinde açılacak Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerinin toplam yatak kapasitesi nedir?fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) ihtiyacı olan engelli yurttaşların tedavilerinin yetersiz kalmakta olduğu bilinmektedir. FTR işlemlerine kısıtlama getirilmesi FTR ihtiyacı olan engelli yurttaşların tedavilerinin tamamen durdurulması demek değil midir? (HABER MERKEZİ) Pamukkale yeniden termal turizmin merkezi olacak Eski çağlarda termal sağlık merkezi olan Pamukkale, asırlarlar sonra, eski kimliğini kazanacak. Çok uluslu oteller zinciri Hilton'un Denizli'de arsa aldığı, termal tedavi ve kür merkezi konseptinde bir otel yapacağı öğrenildi. Denizli'de sıcaklığı 36,5-240 santigrat jeotermal kaynaklar, enerji üretimi ve termal seraların yanı sıra sağlık turizmi için de önemli bir potansiyeli barındırıyor. Eski çağlarda termal sağlık merkezi olduğu bilinen Pamukkale'nin Karahayıt bölgesinde TOKİ'nin kentsel dönüşüm çalışmaları yürüttüğü mevkinin yanında yapımı planlanan termal yatırımlar, burayı cazibe merkezine dönüştürdü. Birkaç yıldır Denizli'de termal otel için uygun yer arayan uluslararası oteller zinciri Hilton'un da geçen hafta Denizli'de 48 bin metrekare arsa aldığı öğrenildi. Denizli'de termal sağlık turizmi ile ilgili yatırımları bulunan iş adamı Nihat Aracı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Denizli'nin çok büyük turizm potansiyeline sahip olduğunu belirterek, inanç ve sağlık turizmi yönünden önemine dikkati çekti. Hilton otellerinin Türkiye yöneticileriyle 3 ay süren görüşmelerin ardından, Pamukkale'deki 48 bin metrekare arsasını bir hafta önce sattığını ifade eden Aracı, "Grubun daha önce bölgede yatırım yapma kararının olduğunu biliyorduk ama uygun ve istenen büyüklükte bir arsa sıkıntısı vardı. Arsamın turizme kazandırılması için kendileri ile görüştüm, uygun buldular. 350 yatak kapasiteli otel, termal tedavi ve kür merkezi konseptinde olacak. 16 ay gibi bir zamanda tamamlanacak merkezin Denizli'ye kazandırılmasından ve Hilton'un Denizli'de yatırım yapmasından mutluyum" dedi. Denizli Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği (DENTUROD) Başkanı Gazi Murat Şen de jeopolitik konumu itibariyle medeniyetlerin kesişme noktasında yer alan Denizli'nin en büyük ziyaretçi kaynağının, UNESCO dünya mirası listesindeki Pamukkale olduğunu ifade etti. "2 bin 500 yıl önceki gibi termal turizmin merkezi olacak" ''2 bin 500 yıl önce termal tedavi merkezi olan, o çağda insanların buraya gelmesine etken olan Pamukkale, yeni yatırımlarla termal sağlık turizminin merkezi olacaktır" diyen Şen, Pamukkale'ye yılda 2-2,5 milyon turistin geldiğini, bunların ancak dörtte birinin Denizli'de konakladığını hatırlattı. Yabancı misafirlerin Türkiye'de konaklama gün sayısının 8-9 gün olduğunun altını çizen Şen, bu sayının Denizli'de 1'e düştüğünü, yapılacak tesislerle Pamukkale'yi 4-4,5 milyon turistin ziyaret edeceğini söyledi. Türkiye turizmde önemli destinasyon haline geldi Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı İşler, "Türkiye turizmde dünyada klasikleşmiş bir destinasyon merkezi haline gelmiştir. Bulunduğumuz coğrafyadan Türkiye'yi çıkardığımız zaman burayı doldurabilecek başka bir ülke yoktur" diye konuştu Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Türkiye'nin turizmde dünyada klasikleşmiş bir destinasyon merkezi haline geldiğini söyledi. ETİK Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla "Türkiye ve İzmir turizmi 2014 beklentileri" konulu basın toplantısı düzenleyen İşler, turizmde Türkiye'nin kırılganlık eşiğini aştığını ve her yıl çift haneli büyümeye başladığını belirtti. Erken rezervasyonlara 2014 yılına çok iyi başladıklarını, yerel seçim atmosferi ve Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada yaşanan bir takım konjonktürel olayların yavaşlamaya sebep olduğunu belirten Mehmet İşler, "Bu yavaşlama olurken İspanya ve Yunanistan 2013 yılını ilk üç ayına göre 2014 yılı ilk 3 ayında atağa kalktı. Yaptığı tanıtımlarla ve fiyat avantajlarıyla bu ay itibariyle almış olduğu rezervasyonlarda Türkiye'yi geçmiş bulunuyor" dedi. Kuzey Afrika ülkelerinden sadece Tunus'in geçen yıla göre daha iyi durumda gözüktüğünü anlatan İşler, bu coğrafyada en kötü durumda olan ülkenin ise Mısır olduğunu ifade etti. Türkiye için önemli pazarlardan biri olan Ukrayna'daki iç karışıklığın olumsuz etkisinin Bağımsız Devletler Topluluğu (B- DT) ülkeleriyle giderildiğini belirten İşler, "BDT ülkeleri, Avrupa Birliği ile vize sorunu sebebiyle Türkiye'ye dönüş yaptı. İsrail ve İranlı turistin Türkiye'ye olan ilgisinin artması, İspanya ve Yunanistan'ın atağından doğan açığımızı kapatacak. 2014'ün ilk 6 ayında 2013'e yakın rakamlar olacağını, ancak sezon sonuna kadar toparlanmalarla birlikte yılı yine artı artışla kapatacağımızı öngörüyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye önemli bir destinasyon merkezi haline geldi" Turizm sektörünün 2023 yılı hedefinin dünyada ilk 5 ülke arasında bulunmak olduğunu kaydeden İşler, ülke potansiyelinin iyi değerlendirilmesi durumunda hedefin kolaylıkla yakalanabileceğini dile getirdi. Türkiye'nin turizmde dünyada klasikleşmiş bir destinasyon merkezi haline geldiğini ve bulunduğu coğrafyada yerini doldurabilecek bir ülke olmadığını savunan İşler, şunları söyledi: "Türkiye'yi haritadan çıkartalım bu potansiyeli günümüz itibariyle değerlendirilecek fiyat-kalite, fayda-maliyet analiz makasında buraya gelebilecek başka bir aktör yoktur. Türkiye artık turizmde kırılganlık eşiğini aşmış, her sene çift hanelere doğru büyüyen, coğrafyada önemli rol almış ülkelerden biri haline gelmiştir. Böyle olmasına rağmen rehavet içinde olmamak gerekiyor." Turizmde İzmir'in yeri Türkiye turizminde İzmir'in önemli bir yerinin bulunduğunu belirten İşler, İzmir'in İstanbul ve Antalya'dan sonra 3. merkez olabilecek potansiyele sahip olduğunu söyledi. İzmir'in ihmal edilmesine rağmen yılda ortalama 1,5 milyon turisti ağırladığını, pazardan aldığı payın yüzde 5 olduğunu dile getirdi.