HERMANN PUTTMANN Tscherkessenlieder Wild aber frei. Çeviri; Batıray Özbek Yedic

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HERMANN PUTTMANN Tscherkessenlieder Wild aber frei. Çeviri; Batıray Özbek Yedic"

Transkript

1 HERMANN PUTTMANN Tscherkessenlieder Wild aber frei Çeviri; Batıray Özbek Yedic

2 Şairden Anavatanına O anavatan! semalarında bir beddua geziyor! Kendinden geçmiş, rüyadaymışcasına uyuyorsun, - yetmiyor mu, Bu uyuşukluluğuna düşmanlarının gülmesi. Çocukların vatanın kucağından kaçıyorlar, Okyanus'dan öteye kendilerini sürgün ediyorlar, Senden uzakta, hür olarak uyanabilmek için. Halkın sevgi dolu alevli ateşi söndü, Damarlarındaki temiz kanın isyan ediyor, Ve Niyobyum gibi öksüz kaldın: En iyi evlatların şerefli ölüme yas tutuyorlar, En iyi evlatların sürgünün yokluklarına sabırla dayanıyorlar, En sıcak gönüller bile acıdan donup kaldılar. Zaferlerin bile sevinç taşkınlığıyla çınlamıyor; Sadece donuk, boğuk sesler çıkarıyor göğsünden, Sana daha sadık kalan bağımsız şarkıcılar. Eski patriotratlar horluyorlar yada sakız çiğniyorlar, Küf rengindeki zafere, onun devamı - yas tutuyorlar- Bir barış vardı, parıldıyan bir yılan gibi aldatıcı. Evet, senin hiç bir sevinç taşkınlığın yükselmiyor! - şöyle bir bak Büyük şairlerine: maharetlerinin gülünçlüğüne, Yalnız yabancı hayranlığı ve eskiye. Biri Hella'nın hayatının arkasından avare geziyor, istekle Sparta'nın kahramanlıklarının şarkısını söylüyor, gönlü rüyada ümütleniyor, Eski yaşam yeniden canlanır diye; Bir başkasıda donuk kalbini doğunun közüyle ısıtıyor, Fırat nehrınin dalgalarıyla cesaretsizliklerini doyuruyorlar, Ve yanan yüreklerini Pirmitlerin mezarlarına gömüyorlar. üçüncüsü zamanımızın bir kahramanıyla kan ağlıyor, Zavallı Polonya'lıya yada Yunanın acılarına ağlıyor, Karanlıktaki acı dolu ağıtlarla. - Böylece tüm herkes gözlerini senden başka yerlere çeviriyor; - vatan bağlari tamamen kopmuş, Halkın sevgi dolu şarkıları yavaş yavaş uzaklaşıyor. Ne ayıp, ne ayıp! Zincirin halkaları Bir bir çözüldü, her şey çığırından çıktı Sevgisine bağlı, yanlışların girdiği yerde. - Daha önceleri ozanlardan çok şikayetçi oldum, Onların ana kucağına ihanet ettiklerinden, ve göze aldın Kalbimin yanan közünü yabancılara ödül verdin! Yapayalnız - benim ağzımıda cesaretsizlik kapatıyor: Hürriyeti gördüm zavallı kurbanlık, solgun ve yaralı bereli, Cinler gibi banim yanımda sallanan. 1

3 Ve biri kalktı, ve sevgiyle elimden tuttu, Sonra dediki: ş Hemşerim, seninde bildiğin gibi, Çoktandır Almanya'nın aydınlık yıldızları söndü. Daima eski saçmalıkların patıkaları orada kaygan ve geniştir, Ve kutsaldir, zamandan önce kendini koruyarak kalanlar, Zamanımızın adaleti sadece sürünerek uzaktan yaklaşıyor. Düşünceler az değil, fakat yeni eylemler, Yardımlarda zavallı, sığ tavsiyelerde istediğinden de çok, Ve itici susuyor, her şey sonra tembel. Evet, beyler ve cellatlar görebiliyor musun, nerede ve nasıl, Sende yokluğunu duyacaksın, uşaklar, papazlar, kadınlar, Amma hür erkek zamanımızda çok az. Cam kiriklari gibi kalbler sesiz, ender zamanlarda uyandırıyor hayretler içinde kanatlarını, ve rahatlıkla Uşaklar her türlü yükü sırtında taşıyor. Onların tanrıyla ve toprakla işleri bitti; Herkes biliyor: bugünden sonra yarın geliyor - ve her şey rayında kalıyor - Köpeğide yumuşak bir tekme mutlu kılabılir.! O konuştu ve ben acı acı ağladım, - Derin derin. Suskun gönlümü, mide bulandırıcı gerçek deldi. Ruh ümüt ediyor, ve inancım öldü: Daha önceleri tomurcuklu çiçeklerin olduğu yerde şimdi yalnız kosmetik var, Gençliğin gülücüklerinin yerinde şimdi kırışıklıkların izi var, Güç, sevgi, güzellik, - her şey tozla bir. Ve hey - benim ayağm da karanlık güruhun arakasından çabuk Hoşnutsuzca vatanlarına yabancı olanları, onların yollarında defne ağaçları artık çiçek açmıyor. Sevgili ipleri yabancı bir ülkeye bağlıyorum, Ve şiirlerimi altın yapağının olduğu Kolhis kıyılarında, Kahramanlık destanlarının ateşinin yandığı ülkede, arıyorum. Ağustos,

4 ıı Ali Charzi'nin ölümü (1) Şimdi tam zamanı! Scholl's dağlarda, Zas (2) beyaz nehirden (3) uzaklarda, Protschnoj = Okop (4) tan bir Kartal uçtu, Acele Sobraniler geliyor! (5) Ve Abezechler (6) geliyor Uzak avullardan (7) çokça, Ali Charzi'nin komutasında Hepsi yemin ediyor. (8) Silahlara, silahlara!'' sesleri, Uzak vadilerde yankılanıyor ; Akbabaların çalılıklarda kulakları tırmalayan bağırışları, Ve kargalar gagalarını biliyor. Vah haline, Batalpaschink (9) Vah haline sınır Stanizesi! Yakında sallanacak Adigenin (10) Yakıcı ve çelik kaması. Soylular, Atlarını sıcak suyla yıkarlar, Parıldıyan beyaz zırhlarının içinde Kahraman dağlı süvarileri geliyor. Başlarında Ali Charzi: Gümüşü, sakalları Zırhının üstüne sarkmış Dalgalanıyor yaşlı kahramanın Gözleri altından ateş gibi yanıyor. Yüz kere savaşa girmiş Geniş kılıcını boyamış (11) Düşmanın kırmızı kanıyla; Savaş için gönlü hırsla çarpıyor. Yüz kez yılkı atlarını, Çernomore'lerden sürüp getirdi; Kendini gururla gösteriyor, Ve miğferinin süsleri parıldıyor. Ne kadar da gözleri korkutucu ise de, Cesaretinin alevleri uzaklarda şimşek gibi çakıyor! O kadarda sözleri değerli ve gururlu! O kadarda çabuk, yaşlı olsada, yürüyüşleri! Şafak yaklaşıyor, Kuban'ı (13) sisler sardı: Sis gibi su perileri de, Islak mezarlardan kalktılar.

5 Ve güneş dönüyor bir kez Elbrus'un ayrık kel başından Aydınlık gençlik bakışlarıyla, Yanan yanaklarda kendini serinletiyor. Karanlık tanrısının koynunda; (14) Akşam ve gece yavaşca yaklaşıyor, Toprağın yemyeşil vücudunu sarıyor Onun için de yorgan, karanlık.- Zamanı gelince, haydi akına! işaretini verdi Ali Charzi'nin ; - bütün savaşcıları Bir ve beraberce çağırısına koşuyor, Savaş istemiyle yola koyuluyorlar. Onlar Kuban nehri kıyısına. Etraf ıp ıssız ve sessiz: (15) Atların nal sesleri hemen hemen duyulmuyor, Içlerinden birisi kişnemeye cesaret edemiyor. Kuban nehri gök gürültülü seslerle akıyor, Korkaklığı kıyılara çarparak, götürüp gidiyor, Kıyıda - uyarmak için, Sevgili vatanının çocuklarını. Dağlardan kahramanlar, çağıldıyor, Dön geriye! kaynağına, İstemiyorum sırtımda, Kanlı cesetlerinizi taşımayı. Amma boşuna. Ali Charzi Atını mahmuzladı,- dalgaların içine Düşmanın kıyılarına kadar yüzdü; Sessizce savaşçıları da arkasından. Kazak mızrağının yanında uyuyor, (16) Hemen yanında fitili yanarken, Ve atı tepede yayılırken,- Dalgalardaki çırpınma sesleri onu uyandırıyor. Yarı rüya gibi, dalgalara Bakıyor, ve hemen fitilli tüfeğine sarılyor; Ali onu görüyor ve kurnazca Başındaki şapkayı havaya atıyor. Hey! diye gailesizce nöbetçi seslenir, Yabani ördekler, - hayvanlar Geceleri uyumazlar, gündüzleri de, Tıpkı eski Kiev cadıları gibi. Kendini rahatlatarak uykusuna devam eder. O anda hedefinden şaşmayan bir vuruşla Abesech göğsünü deler, Uykucudan ufak bir ses bile duyulmaz.- Haydi, sınır Stanizesine, Batalpaşinke, intikama! Demin Kuban'da yüzdünüz,

6 Şimdi rus kanında yüzünüz. Staniza zapt edildi; - vahşi Kabarda evlatları, klübelere Yağmaya saldırıyorlar, Ve kim karşı gelirse, kanı akıyor. Nasıl bir bağırış, nasıl bir sevinç! Yalvaran sesler, zafer naraları: Burada çıplak kırmızı kılıçlar, Orada ise çıplak beyaz vücutlar! Uşaklık tutsaklığına Yaşlıların enseleri boyun eğmek zorunda, Çocukların narin ellerini, Gelecekte keskin ipler kesecek. Kazak kadınlarının göz yaşları dalga dalga akıyor Evlerinin eşiklerinden dışarıya taşan, Sevgili eşlerinin, Kanlarıyla karışarak. Ümütsüzce kollarını yoluyor Sonra uzun örgülerden, Inci gibi dişlerinden Köpükler akıyor, ve hınçla yaygarayı basıyor: Belalar hepten senin üstüne olsun Ali, katil! Ayakların çürüsün! Kuban'ın dalgaları senin, Cesedini evine götürsün! Ali'nin kaşları çatılır, Ve donuk seslerle konuşur: O Kadın, benim yedi oğlum öldü Moskovitlerin baltaları altında. Kadın, canım babam öldü, Kırbaçların altında. Kadın, benim en güzel kızım öldü, Kazaklar tecavüz ederken! Ve bu acıları hatırlayınca Zırhının içinde çarpan Gönlü, alevlenerek Gözlerinde intikam ateşi dahada yandı. Buna rağmen, kanlı öc alma hırsını dizginledi, Kahraman şövalyelerine seslendi: Bırakın öldürmeyi, bırakın hiddetinizi! Kulübeleri yakıp yıkmayın, Ve meyve, sebze ve çiçekleri yok etmeyin, Neden bizim ellerimiz Allahın lütuflarını yok etsin, Insan emeğinin üretimini yıksın?

7 Savaşcıları zafer nidalariyla, onu dinlerler Edindikleri zengin ganimetle; Kislovodsk'a kadar uzanarak, Ve oradan da Karaçay bölgesine. Zas haberi alır Dağ halkının yaptığı akını; Kuban da pusuya yatar, Tüm geçitleri tutarak. Bu zayıf atlı birlik, Elimizden kaçamaz artık! der, Gözleri vahşice parıldayarak, Ve parmaklarını çevirerek. Uzun kumral bıyıklı, Beline şırak diye vuruyor. Hurra! diye binlercesi bağırıyor, Ve yuvarlak şapkalar uçuşuyor. Sabaha kadar sabr edin, Yarın Kubanda, Çerkes cesetleriyle bir kale kuracağız, Kanlarıylada harcını karacağız! Ve yarın da olur, ve gökyüzünü Yakut taşlarıyla süsler, Altın dudaklarla... Göz yaşları çiçek yanaklarından. Kocaman gözlerini dikmiş, Antilop ürkek ışığa bakıyor, Ve ispinoz gibi çok uyanık, Sıcak yuvadan gagasına. Köşedeki sansar gibi Burka'ların altına yavaşça giriyorlar. (18) Rusların her birinin kafası, Yanında yatanın kucağına yapışmışcasına. Orada - üstleri terle örtülmüş atlarıyla, Uyuyan gurubun içine dalarlar, Kabardey Cambulat Ve Abasin Girey. Her ikiside haber getirmekten geliyorlar: Rusyanın sadık dostları, Kör olası sarı altına olan tutkularından, Vatanlarını satıyorlar.

8 Bakışları parlıyor, sesleri Titriyor, ve zorla Generalin kulağına fısıldıyorlar: Kalk! Kelle kesenler yaklaşıyorlar! Meraklı bır çocuk nasıl, Karınca yuvasına üflerse, Ve bir kargıyla karıştırdığı an gibi, Herşey ayaklanıyor, koşuşuyor: Bu rus ordusunda da böyle, Hain casusların haberinden sonra. Yumruklarıyla gözlerini ovalıyor, Uykusunu orada dağıtmak için; Birisi atına sürünerek yaklaşıyor, Atının kemerini sıkı bağlıyor; Diğeri kovanlarını kontrol ediyor, Kılıncını kınından çıkarıyor; Burada sakallı Zaporoze Acele acele şişeşini yudumlıyarak boşaltıyor, Cesaretini taşırmak için değil, Hayır, cesaretini çoğaltmak için. Subaylar koşuşuyorlar Çabucak hepsi sıralarına giriyorlar; Trampetler çalıyor, beddualar yükseliyor, Kavga istemiyle dişlerini gıcırdatıyor. Öfkeyle Zas beline vuruyor, Diyorki: Idut ( 19 ), Arkadaşlar hazır olun! Bu zayıf haydut birliği, Bizim demirden tuzağımıza düşüyor! Hi! yaklaşıyorlar, - beyaz geçitte Sürünüyor, kocaman bir yılan: Düşmanın saklandığı yere doğru At sürüyorlar serinkanlılıkla uçurum şovalyeleri. Birden bire duruyorlar - çünkü yakınlarda Karanlık boşluktan Bin Insanın(20) gözleri parıldıyor. Hurra! sesleri havada çınlıyor.- Evet, onlar, şimdi savaşmak gerekir, Yaylarınızı gerin, kılıçlarınızı çekin, Vatana olan sevginizi düşünün, Babalarınızın yiğitliğine kanınızı kurban edin! Ali'nin şahin gözleri aranıyor, Zas'ın rusların başı olup olmadığını. Hiddetle sakalını sallar Beyaz lapalar zırhının üstünde; Ve gözleri etrafı kolaçan eder, Bakışları dahada sert ve keskin En iyi okunu kılıfından çıkarır

9 Ve gür sesi dalga dalga yayılır: Dikkat, ruslar yaklaşıyor! Cesur olun, dağların çocukları, Köpeklerin ölümüyle Şimdi kininizi söndürün! Bakın defne ağaçlarının arasından (21) Tüfeklerin ucundaki kamalara. Onların üstünde, Abezechler Flinteleriniz şimşek gibi çaksın! Kılıçlarınızı sallayın: Amma düşmanın bağrında! Kanlar coşkuca aksın: Rüzgarla etrafa saçılsın. Intikam filosu yelkenle gidiyor Bu kırmızı dalgalarda, Ve çocuklarınız buradan Kahramanlığı öğreniyorlar. Torunlarınızda Bu dalganın içinde yüzecek: Güllerden bir çelenek Uyuyanları yapraklarla örtecek. Sizin şöhretinizin aynası Bu akan kanın kaynağı olacak, Gelecekte parıldıyacak Bugünkü güneşin berraklığı gibi! Hoşça kalın! bunun için aksın kanınız Damarlarınızdaki erguvani dalgalar: Kazanmak için yada ölmek için Bu akına çıkmasak mı! Candan tastiklerler bu sözleri, Atlar bile cesaretle kişner; Zafer müjdesi gözlerinde yanar, Nefret hisleri gönüllerinde ayaklanır. Amma düşmanda uyumaz. Zas müfrezelerini düzenler, Nişancılar da yerlerini alir Düz arazide orada burada. Dinle! ilk atışlar duyuluyor, Barut kokuları dönerek yükseliyor, Ilk kan damlalar Gururlu kalplerden sızıyor. Bakın oradaki rus gürühuna En önde üç atlı gelir!

10 Biri Priştaff ( 22 ), kafkaslı: Veneroffski, - kabardey. Mussa - ve Arbelianus, Gürcü beyi. Bu yonca yapraği Şimdi asaletine yakışan rakip buldu, Göğüsleri hiç sallanmıyan ve sarsılmayan Vahşi savaş dahada kızışıyor, Kılıçlar şakırıdıyor, yayların kirişleri keskin sesler çıkararak vızıldıyor, Tüfek sesleri vadilerde yankılanıyor. Hem şaşkın, hemen birlikler çözülüyor Savaş yapanların, ve sağı barut dumanından Kılıçlar meteoritler gibi parıldıyorlar. Evet zafer gelişiyor Çerkeslerin lehine:- Hemen her üçü, yaya Nişancıların ateşinden Priştaff dokuz yara sayıyor, Arbenius ise beş, Mussa ise hiç yaralanmadı, Onun ellerinden kaçması ayıp oldu. Zas habersiz yakaladığı Düşmanının etrafını çevirmeyi başarır, Ve yüksek emin tepelere Toplarını yerleştirir. Aşağıya dönük süngülü tüfekleriyle Piyadeleri duruyor, - ve cephe Korkunç kirpilere benziyor, Yukarıya kalkmış dikenleriyle. Trompetçiler yukarıya kaldırıp üflüyorlar, Ateş açarak süvariler saldırırlar Ovada; şeyatanca ateş açıyorlar, Çalılıkların arkasına saklanarak. Şimdi asıl saldırı zamanı yaklaşıyor; Çığlıklarla tepelerden Aşağılara saldırıyor kahramanlar Rus çelik engellerinin üstüne Şimdi savaş şeytanı hızla kızışıyor: Karanlık gözlerden şimşekler çakıyor Alevler ve saç lüleleri Kanlı yere düşüyor; - ne kadar acı. Solmuş çehreler sırıtmalar savuruyor O Vahşi ölüm cehennemine. Ve kuvvetli topuz tuz buz ediyor, Sevgiyi ve acımayı, gurur ve zarafeti. Kör öfke dişlerini gıcırdatıyor,

11 Etrafta top seleri yankılanıyor; Zırhların altında kalpler parçalanıyor, Ruhlar vücutalardan dışarıya çıkıyor. Haydi, cepheyi yarın, diyor Ali, Ve dağlı süvariler dinliyor, Süngü dikenlerine rağmen Düşmanın kalbinin içine dalarlar. Havada, kıvılcımlar yayılıyor Hemen kargalar tarlada, Inlemeler, beddualar, bir kısmı yaralı, Bir kısımının boynunda ilmikler. Lakin, Zas Karaçay'larla birlikte Abesehlere yandan saldırıya geçer; ölerek, tüm sıralar düşer Ve zafer yarı yarıya yitirilir. Kaptan Albrandt adamlarıyla Topları zincirle gerer, Ateş üstüne ateş, atışlardan düşmiyen, Kendini çabucak yere atar. Yüksek sazlıklara, ve tüfeğini yeniden doldurur Sonra öne doğru ilerler, Dizlerinin üstünde, ve sıçrayarak Düşmanın yakın karşısında durur: Kısa bir ara - birden bire ateş Her iki taraf, ve yaşasın sesleriyle Kılıç savaşına başlarlar, Her tarafa kanlar saçılarak. Uzun zaman zafer sallanır; rus bu arada toprak kazanır; Çerkesler yukarılara çekilirler Dağlara, uzağa Top atışlarından uzağa; Bitmez tükenmez oklar uçuşur Kazakların vücutlarına, Onlarda kurşunlarla cevap verirler. Ve dik tepede Bizim Abezech kahramanları görülüyor Ali Charzi; - onların yanında Hassan kahraman kandan. Ateş üstüne ateş dökülür; - yaşlı Ali, Senın afsunun var, Senin işaretini takip eder kurşunlar Senin arzu ettiğin yere isabet eder! Senin kara kuşcuğunun gagası Rus kalbinin kanı kadar,

12 Yumurtalarından çıkıyor öterek, yuvaları gibi, Zaporez'lerın canlarında. Ateş üstüne ateş, - genç teğmen Yüzbaşısının yanına çöker; Ateş üstüne ateş, - oradaki trompetçi Kendi cenaze marşını henüz çalmıştı. Yaşasın - Done deki kapak gibi düşüyorlar, Moskva dan, Neva'dan! Evde kalmış olsaydınız, Eşlerinizin kucağında yatardınız! Fakat - ah! - en sağlam meşe Bir gün baltayla yaşamını yitirir: Yaşlı Ali, seninde Göğsünden kara bir kuşcuk çıkıyor. Görün, nasıl bükülüyor, Bakışları öfkeli aciyla dolu yanıyor! Bir kere daha filintesiyle nişan alır Ama donuk elleri aşağıya düşer. Ve o kendisi, yaşlı savaşcı, Kayalardan kayalara çarparak aşağıya düşer, Düşerken bile öfkeyle kırar ( 23 ) Kılıcını, ve parça parça eder Tabancaları taşların üstünde;- Nihayet kendinden geçer, Son kayalardan da geçerek, Sırt üstü kazakların ortasına düşer.- Birden bire büyük bir sessizlik; tüm Gözler yaşlıya döner ve donar,- O anda yukarıdan Vahşi ve korkunç bağrışmalar duyulur. O gitti, Ali - Düşmanların ortasında yatıyor - intikam - intkam! Dağların çocukları hemen Atlarının boğazlarını keserler. Kamaları - kanlı kanlı yuvarlanır, Düşmanın komutanına doğru- Sonra şimşek gibi atılarak Kendilerini tüfeklerin önüne atarlar. Omuzlarında, dişlerinde Kırmızı kılıçları parıldar, Tabancalar ellerinde- : Ali, Ali - Intikam intikam! Böyle çınlatarak harbe çağırırlar - acıyorum Size ruslar, kaçın bu kahramanlardan Keskin aslan pençelerinden Birazdan kafalarınızı dağıtacaklar!

13 Ali, Ali - intikam Intikam! Öfkeli savaşcılardan Bütün hepsi kaçışırlar, ve az sonra Ali oğlunun kollarında yatar. Hassan'ı ateşle emniyet altına alın, koruyun! Cesaret cesaret Abezechler! - Kuvvetli omuzlarında Babasına dağlara götürür. O orada yukarılarda emniyettedir, Oraya çakallar bile gelemez, Ve bu kutsal cesedin etrafında Aşılmaz bir duvar oluştururlar. Ali'nin daha canı çıkmadan, - Etrafında tüm Abezechler, Gözlerinde yaşlarla, ve Gönüllerinde acılarla - onlara yaşlı seslenir: Oğlum, gözlerim kapanıyor, Ruhum artık beni terk etmeye hazır, Damarlarımdaki kan artık Kurşun gibi ağır akıyor. Hayatın kirişi artık gerildi, Ateş borusu donuk ellerinden düşer. Burada serin yükseklikte Memnun ve mutlu uyuyorum ben; Hiç bir kara leke gönlüme eziyet etmiyor, Gönlüm her türlü yüz karasından uzak. Kulaklarımda tanrısal tatlı bır uyku melodisi, Uzaklarda düşmanın gök gürültülü kaçması. Hıçkırma, ağlama oğlum! Göz yaşlarını gerıye at! Gönlünde taht kursun Kaplanın intikam kükremesi! Kollarını çelikleştir, cesaret ateşini yak Benim sıcak yaralarımda, kırmızı kanımda! Hassan, kuvvetli ve serinkanlı ol! Sana tek mirasım, benim şöhretim: Bu kutsal mirastan Hiç bir zaman kaçmamanı isterim. Hoşça kal! Akıntının ayna gibi yansiyan kül rengi sisi: Gözlerimi örtüyor ölümün kara kanatları. Açıklamalar 1) Bu destanın temel bilgisini Prof. Koch'un anlatımından aldım. ( Abezechlere yaptığım bilimsel gezi. Brans Miscellen de 1837 yılında 7.sayıda yayınlanmıştır ) 2) General Zas, kırk yaşında Liefland'lıdır ve kendisinin Wallenstein sülalesinden geldiğini yazmaktadır. Onun şahsi ile dayandığı sülale

14 arasında bir fark yoktur çünkü kendiside savaş için yaratılmış bir kişidir. Subay ve askerleri onu adaletinden dolayi severlerdi. Dağlı halklar Ise ondan çekinirlerdi ve ona tüm rus generlallerinin, çerkes ve noğay birliklerinin hepsi şeytan lakabını vermişlerdir. Hatta şhağuan lakabıyla da tanınmaktadır. (Bk. Dr. B. Özbek, 1980, ) 3) Beyaz nehir, - belaja zetschka - takriben Proçnoy dan 200 verst uzaklıkta Abesechlere galebe gelinen harp meydanı. 4) Proçnoy = Okup ( tabii toprak siper ) Kuban Nehrinin güney yakasında dir ve Gnrl. Zas'ın oturduğu yerdir. 5) Sobrani, dağlı halklarından bir araya gelmiş savaşcılarına ruslarca verilen addır. Bunlar zayıf olarak yakaladıkları Stanızalara çok çabuk saldırırlar ve yağmalarlar. Esirlerle yağmaladıkları mallarla o kadar da çabuk dağlara çekilirler. 6) Abesechler, Adigelerin en kalabalık kabilelerinden birisidir. Kuzey doğudan ve kuzeyden Çemirgoylara komşudur. Kuzey batıya doğru 180 Verst uzunluğunda büyük Abhazyaya kadar topraklari uzanir. Abesechler dağlarda, vadilerde ve Ssuts, Kara Kuban ve Pşaga nehirleri arasinda otururlar. 7) Aul, dağ köyüne denilir. 8) Kan davası yemini. Yaşamdan ölünceye kadar bir birine taraf çıkmak. Bu yemini edenler harpte ölenlerin cesetlerini muhakkak neye mal olursa Olsun alıp köylerine geri getirirler. 9) Stanize ( Kazak köyüne denilir ). Battalpaşink, Chumaraya 25 verst uzaklıktadır. (Bugünkü Çerkesk şehrinin adıdır (B.ö.)) 10) Adighe, Çerkesler kendilerine adighe derler. Bu kelime Adee = Dağlık kayalık ve che = Deniz kelimelerinden gelmektedir. Çerkes adını ise Noğaylar vermiştir ve baş kesen anlamına gelir. Çerk = kesmek ve kes= Baş kelimelerinden oluşmuştur. Neumann sayfa 94 de bunu başka şekilde açıklamaktadır. Bu kelimenin çok çeşitli açıklama şekilleri vardır. 11) Saşka, kılıcın tüm dağ halklarında adıdır. Natuhuac lar; şaşe, hatıkoylar: seşcho, Kabartaylar ise şeşkua derler. ( Bu kelime adigeceden kazaklar vasıtasıyla rusçaya da geçmiştir. B. özbek ) 12) Tabun, yılkı anlamına gelir. 13) Kuban nehri Elbrus dağının batı kısmından kaynağını alır, ve 100 verst kadar vahşi köpükleriyle, her önüne geleni beraber götürerek, korkunç kayaların arasından, rusların himayesi altındaki karaçay bölgesinden geçerek batıya doğru akar. Ilk rus nöbetçilerinin durduğu ve sözünü ettiğimiz taş köprülerden geçer. Gerek sağında gerek solunda kayalıklar ve kayaların arasından geçen bu nehir hemen hemen hiç geçit vermez. Takriben 50 verst Kamennoi = Most ( Taş köprü ) Humara kalesinin yakınında Kuban ovaya biraz yayılarak açılır. Burada o vahşiliğini biraz yitirir. Buradan dört ırmak kendisine katılır, Teberda, büyük ve küçük Zelençik, ve Varp. Daha sonra dönerek bu sayede biraz daha azametlenir Ve Humaraya 100 vers uzaklıkta ki Proçnoy Okop kalesinin yanında bir çok adacıklar oluşturur, ve Staniza Temişberg'in yanında 80 verst alçalır

15 yoluna tam batıya döndürmek ve azov denizine dökülebilmek için. - ( Bakınız Bran's Misc, s. 159 ) 14) Akşam güneşi Karadenizde batıyor. 15) Çerkesler, diğer bir çok Kafkas halklarında da olduğu gibi, çok kalabalık guruplar oluşturmazlar; küçük birlikler halinde harp ederler. Birliğin komutanı önde sağında ve solunda nöbetçi ve koruyucuları, diğerleri de arkasında guruplar halinde ayrılmış ve tamamen serbest ve belirli kuralları olamdan savaşa giderlerdi; çok sessiz olamaya önem verirlerdi; hiç bir konuşma olmaz ve başlarındaki komutan parmağını dudağına koyunca herkes dururdu; yatın demek ısterse hemen atından atlar ve diğerleride atlayarak hemen yanına gelirler emirlerini almağa; Komutan şüpheli bir şey görürüse yada şüphelenirse yada nal seleri yaklaşiyorsa; hızla bir yakın bir tepeye tırmanır ve etrafı gözler. Eğer insanları görürse, şapkasını havaya fırlatır ve kendiside yuvarlanarak aşağıya iner. Böylece eğer uyanık düşman bir şey den şüphelendiyse bir kuş uçtu izlenimini verir. Geceleri birlik bir birine çok sıkı kenetlenir, guruplardan birisinin yolunu şaşırmaması için. Komutan birliğin birkaç yüz metre ilerisinden giderdi. Elleri tetiğinde, her sesi dinler, gözlerini ise atının kulağından ayırmaz. Çok donuk bir ıslık la tüm birlik yerinde dururdu. Içlerinde belirli kişiler zaman zaman atlarından atlayarak kulaklarını yere dayayarak uzaklardaki sesleri dinlerler. Dağlı halkları bu dinlemeyle sesin cinsini ve kime ait olduğunu anlama kabiliyetine sahiptir.komutanları çok çevik, söz anlar anlayışlı ve dikkatli kişilerdir; eğer baskınları başarılı olupta ganimet alırlarsa, ganimetin yarısı ona verilirdi. Geceleri, küçük ve büyk ayı ile çoban yıldızına göre yönlerini bulurlar; Lyra takım yıldızından da saati bilirlerdi. Eğer hava bulutlu ise, birlik komutanlarının elinde olan Kompasa göre hareket ederdi. Eğer kompas yoksa, yüksekçe bir yere çıkar ellerini göğsüne sokarak ısıtır ve hemen dışarı çeker ve dört tarafa döndürür. En soğuk taraf Kuzeyi gösterir. Bu yolla hayrani şayan bir şekilde ve doğrulukta yönlerini belirlerler. Eğer sis etrafı kaplarsa, ellerindeki çakmak taşıyla kıvılcım çakarlar ki bu toplanın anlamına gelir. Hatta şöyle olaylarda olmuştur; rus birliklerini sis bastırınca ışık parlaması görürler; birden bire etrafta yüzlerce işık parlaması görülür.öncü rus askerleri bağırırlar: Düşman geliyor, haydutlar geliyor! Tüm askerler tüfeklerini alarak sipere girerler ve her taraftan ateş adilmeye başlanır. ( Neumann, Rusya ve Çerkesler, s. 74 ) 16) Ruslar tüm sınır ırmakları boyunca sayısız bir biriyle iyi haberleşen gözetleme yerleri kurmuşlardir. Bir birinden uzak olmayan her tepeye kazaklardan mızraklı süvariler beklerler. Küçük dağlarda da yüksek üstlerinde katran ve kuru otla doldurulmuş fıçı olan gözetleme kuleleri vardır. Tehlike anıda bu hemen ateşlenir ve bir kaç kazakta onu korurlar. 17) Çerkesler genelde çok ince olurlar. 18) Burka çok sağlam ve sıkı keçeden paltodur. Rus askerleinin açık arazıde yatış şekilleri çok ilginçdir. Burkayı yere sererler, içine yatarlar ve başlarını arkadaşlarını kucağına koyarak daire yaparlar ve uyurlar. Daha çok kişin operasyon yaptıklarından bu yatış şekliyle bir birlerini ısıtırlar. 19 ) Idut, geliyorlar.

16 20) Çerkesçede top için tercüme kelime kullanılır bin adam ve kalın tüfek. 21) Defne ağacı karadeniz kıyısında yetişir. 22) Pristaff - barışcı dağ halklarının nöbetçisi. 23) Çerkes harp geleneğine göre, düşmana yenilmeye başlayınca, tüfeklerini kırar, atlarını öldürüler düşmanın eline geçerek kullanamasın, diyerekten. Z A R I M E iii Elbrus'un taş iskeletlerinden Beyaz ay uçup gitti; Gümüş zerafetiyle yolları ışaklandırıyor Parlayarak aydınlatıyor ve yoluna gidiyor. Aşağılarda steppede gördü Keskin yanan bir göz: Ne kadar sessiz, yerinden hareketsiz Serin gece rüzgarı üflüyor. Gül kırda hafif uyukluyor Çiyden gece örtüsünün içinde Balıkçıl kuşu derin derin uyuyor Deniz kenarındaki sazlıkta. Geyiğinde hızlı ayakları var Derin uykuyla topallaştıysada, Kukuv kuşunun gevezeliği bile Susmayı emr ediyor, uyuyor.- Tek bir yaratık ve henüz uyumıyan: Kara ve yaşlı bir karga, Bu yalnızlıkta onun bağırması ölümün bulanklığı gibi yayılıyor. Ve önlerinde kanlara bulanmış Iki soğuk ve donuk savaşcı yatıyor, Bir birlerinin ellerini sıkıca tutmuş Kirmızı çeliğe parmakları dolaşmış. Birinin, Kazağın kazıyor Karga gözünü; Amma öbüründen, hemşehrisinden koparıyor Bir kıvrcık saç halkası. Daha sonra dağlara kırlara uçuyor, Zarime ' nin evine kadar, Kucağında küçük çocuğu, Yas tutarak dışarıya bakan.

17 Yolun nerden, eski dostum Karga, Böyle erken nereden geliyorsun? Karadenizden, karadenizden Çerkes kadını görsene! Kanlı saç lülesini atar O, onun kucağına, Sonrada bir ağıt söyledi Yıkılmış talihsiz kaderine. Fakat Zarime ağlamadı Beyinin saçını aldı, Çocuğunun gşğsüne bağladı.- Etrafı ne kadarda sessizdi! IV Kafkaslarda fırtına Sollako (1) korkusuz bir atlı, Dağ yollarından aşağıya atını dehledi; Yorgun atının karnında beyaz köpükler inci gibi, Atlının mahmuzları kandan parıldıyor. Haydi, zavallı hayvancık, bir kaç adım daha, Sonra köyümüzün ortasına varacağız; Tayın kokunu aldı kişniyor, Ve Nora'nın gönlü benim için çarpıyor.- Biraz sonra tayın sana koşacak, Benide Nora'nın gümüş kolları sım sıkı saracak; Vatan otlaklarının kokusu senin hasretini giderecek, Beni de tatlı kadının sevinçleri! - Sen yeşil yataklarda boylu boyuna uzanacaksın, Gururlu bir meşe ağacının gölgesinde; Bu sırada ben sevgilimin kucağında Kar beyazi göğüslerinde yatacağım! Bu hayallerle süvari Kısarağın boynunu sevinç ve sevgiyle okşar, Kavuşmanın sınırsız sevgisi, Güneşin gözünden yanarak yansır. Çokça yağma malıyla yüklü, Kuban ötesindeki yörelerden, Ve Şergen Stepinden geriye, Vatanına, hür dağlarına dönüyor.- weıter Onun etrafında, ne kadar büyük bir yalnızlık! Etrafını dik kayalar çevirmiş, Buzulların beyaz başları parlıyor, Sayısız ırmaklar kaçarak akıyor.

18 Kafkasya ellerini kollarini geriyor Ta uzaktaki sarı steplerine, Kahverengi mantosu katlanmış asılı duruyor Yüzyılların yaşlı granitleri Atakum nehrinin kolları oradan aşağılara düşüyor ( 2) Gök gürültülü seslerle gürlüyor, Hemen kınından çıkmış Sanki parlayan kocaman bir kılıç gibi. Onun üstüne ırmak büyük adımlarla sıçrıyor Siğ kayalardan sığı kayalara, sanki durmadan saldırır gibi Dağ cınleri, en sonra Alttan kendini koruyor gibi; Derin boğazda bağırıyor ve böğürüyor Köpükleniyor, coşkuca akıyor, ve öfeksinden vahşice yuvarlanıyor, Ve yukarılara köpükleri fırlatıyor, Çamur ve kıyıdaki kumlarla karıştırarak. Sonra taşlara karşı zafer kazanmış Gibi bulanık dalgalar kutlama bayramlarıyla akıyor, Uzaklarda sislerden doğuncaya kadar Gümüş bir yılan gibi. - Orada denizden serin bir hava okşar, Ve siyah bulut kümeleri Buzulların beyaz saçlarına dolanır. Hey Sullako, seni bir tehlike bekliyor! Fırtına yaklaşıyor, - çabuk kaç Bulut tanrısının vahşi oklarından; Karanlık kahverengisini bir araya çekiyor, Birazdan öfkeden alevleriyle kıpkırmızı olacak! Her taraf nasılda kararacak! Gök kubbesi na kadarda ağır duruyor, Sanki tabut kapağıymış gibi Insanların ve hayvanların üzerinde, toprağın ve denizin üstünde. Ardıç kuşu yaprakların arasına aklanıyor, Kurt ise hiçte avlanmaya niyetli değil, Erkek yaban domuzu tüylerini kabartıyor, Ssaiga ( 3) lar ise zıplayarak kaçışıyor. Atlının atı ise titriyor, Soğuktan ayakları sarsılıyor, šrkekçe akıllı hayvan kulaklarını dikiyor. Yalnız Çernomorlerin düşmanı Sullako dar yollarda geçitte, Fırtınanın tehlikesinden korkmuyor: Sana duacıyım Merissa ( 4 ) bir kaç adım daha Sonra köyümün ortasındayım, Beni gümüş kollarıyla saracak Gül dudakları selamlıyacak! Bu hayallerle atlı yoluna devam ediyor Kısrağının boynu sevınçlı ve neşeli. Böylece hava nihayet boşalır, Bulutlardan kızgın bir kaos Dişleri çıkıntılı Ateşli bir çocuk gibi Yeşil tabiatın üzerine çöktü. Firtınada rüzgar korkunç ötüyor

19 Bir dağ kedisi de vahşice bağırıyor, Ve dallar çok acayip çatırdıyor Çamların tepeleri derinlere kadar eğilerek Atın yeleleri vahşice dalgalanıyor, Atin burnundan soluklar boşaliyor, ve Atlinin zirhina beyaz köpükler siçriyor, Fakat hafif ayakların hiçte umurunda bile değil. Harp kahramanı korkusuzca konuşur: Burada ya aşağıya uçacaksın, yada tehlikeyi göze alacaksın! Hey, hayvanım, cesaretini yitirme, Biraz sonra kutsal yerimiz, vatanımız bizi koruyacak. Gök gürültüsünü artık duyuyoruz Daha öncede Abon (5) duvarları önünde, Ve daha kokunç şimşekler üstümüze püskürtüyordu Moskov topları! Birden bire vahşi bir kuvvet Karga gibi siyah bulutlardan Bembeyaz yağmaya başlar, Atlının miğferinde ve zırhında Dolular zıplayarak oynamaya başlar,- Yer sarsılıyor - Yukarıdan, çatırtılarla Kocaman bir kaya parçası Aşağılara düşer.- Of! Sular nasılda uğulduyor, ve şikayetleniyorlar Ve rüzgar inliyor, yuvarlanarak, bağırarak Gök gürültüsü! - Hey, korkunç bir mücadele Yenilmeyen boyun eğemeyen kuvvetlerin! Hey Sullako! senin bakışının önünde Vatanın resmi geri gidiyor, šrkmüşcesine etrafına bakınıyorsun, Sevgilin artık senı şpmüyor. Ve mahmuzların kandan mı parıldıyor acaba, Karnından akan beyaz ter kısrağı incileştiriyor, Ve buradan gitmek istemiyor hayvan- Hem neden gitsin ki? Onun hedefi burası değil mi?- O, bak gşkyüzünün örtüsü kırılıyor, Ve gözleri kamaştıran bir ışık seli akıyor Hay Allah, o anda tekrardan Karanlıklar geri dönüyor. Bulutlar dönüyor, yuvarlanıyor, sürtünüyor, Şimşek çakıyor, gök gürlüyor, Orkan tüm vahşiliğiyle esiyor Ve onu yolundan alıkoymak mümkün mü? Vay - nasıl da bir vuruş! At, At- Düşüyor aşağılara- ateşten yanıyor Gök tanrısının - ve - vay ne gibi bir dehşet! Kayanın kıyısından uzağında Hızla bir adam düşüyor, Göğsü düşerken Sivri kayalarda parçalanıyor, Atakum un sellerine düşmeden önce.

20 Orada dağların evladıni Seozeres ( 6) kollarına istihzayla alıyor. Cenazenin kırmızı kanıyla Kara selleri boyuyor.- Biraz sonra firtına diner; Ay doğu kapısıdan çıkarak doğar, ölü gibi bembeyaz, Nora inanıyor O ölü eşinin vücudu. Güzel gözleri acıyla dolar Büyük bir sızı ve acıyla seven gönlü çarpar, Ve uzun zamanan boşuna bekler, Ve onunda hayat ateşi söner. 1) Sullako, Natuchac beylerinden birisinin adıdır. 2) Atak yada Atakum, kafkas dağlarının en son tepeden kaynağını alan nehirdir. Sudcuk kaleden 200 verst doğudadır ve batıya doğru akar.nehrin uzunluğu 130 verst olarak düşünülüyor. 3) Ssaiga, Kafkas Antilopunun adıdır. 4) Merissa yada Melissa, tanrının anası. Merissa çerkeslerin arı tanrısıdır. Merissanin gününde onu anmak için bal dan yapılma içecekler ve tatlılar yapılarak yenilip içilirdi. 5) Abon veya Abun, bir rus kalesidir Kuban ile Jelentzik arasındaki bir dağ yamacına kurulmuştur. Buraya ruslar askeri bir koloni kurmak istemişlerdir. Bu kaleyi geçen yıl ruslar ellerine geçirmişlerdir. Ruslar bu kalede o kadar emin oturuyorlardı ki, herkes ailesinide kaleye getirmişti. Çerkesler kale duvarlarına çıkarak kaleyi feth ederlerken, içeriden o kadar kuvvetli bir karşı savaş yürütülürkü, buna kızan Çerkesler, 335 kadın ve çocuk haricinde herkesi kılıçtan geçirirler. 6) Seozereş Dağ halklarının neptünüdür. Neumann'ın yazdıklarına göre: ilkbaharda Seozereş için eğlence düzenlenirdi. Seozereş büyük bir denizci idi ve ona deniz ve rüzgar itaat ederdi. Kıyı boyundaki çerkeslerce çok sayılırdı. Avrupa halklarına çerkesler sesleniyorlar. Bizler dünyanın en yüksek değeri Allahın yarattığı şey için savaşıyoruz; Adalet ve hürriyet için savaşıyoruz, Yardım çağırımızı duyunuz! Hür olma bizi kendine çekiyor Ve ölüme götürüyor bizi, Bu düşünce bize şafak yıldızı gibi parlıyor Ve akşam kızılı gibi aydınlatıyor. Hür olma dünyanın bir gözüdür Tüm canlıların ışığıdır.- Bunun için bu ateş sönerse, Güzel gözde kör olur! Ondan sonra etrafımız kapkaranlık olur V.

21 Ve şidetli bir rüzgar ve soğuk. Ve bütün yaratıkların kuvveti, Şeytanın kuvvetine mağlup olur; Daha sonra kuvvetli gururlu kartalın Kuvvetli kanatları kötürüm olur, Ve damarlarında kan tembelleşir Ne kadarda daha önce kırmızı idiysede; Daha sonra ulu dalgalar mat, Kara kumda batıyor, Hiç bir çiçek kokmuyor artık, Memleket bir çöle dönüyor; Daha sonra çayır kuşu uçmuyor, Yükseklere gökyüzüne. Daha sonra hiç bir şerefli insan Soğukkanlı ğöğsünden asil söz çıkaramaz. Hürriyet insanın dünyadaki gözüdür, Ve yaşamın ışığıdır, Bunun için ne kadar acı, bu ateş sönerse, Güzel göz kırılırsa, kör olursa! - Çok uzun yıllardır, Hiç bir neden yokken Bu ulvi serveti, beyaz çar Kanlı nefretiyle takip ediyor; Satılmış bu köle çocukların eksiği, Memlekletinin zayıflığı: O ebediyete kadar bunu yaşıyacak, Amma başka halklar değil. Moskof bir akbabadır, Vahşi ve yırtıcı bir hayvan Blutları, ve çevreyi, paramparça yapan; Onların üstüne zehırlı çıy püskürten. O pusuya yatmış bir dağ kedisi, Burun deliklerinden hırsızlık akıtan; Hayat ağacının yapraklarını, Doymazcasına kemiren bir yılan. Hür küçük bir gurubun önünde Moskovitin benzi korkudan hemen solar, Soğuk çarlık imparatorluğunun Köz ateşiyle eriypi gideceği günler yakin; Bunun için o, ağ ve mızrakla Bu boğazdaki ava çıkıyor, Ve savaştaki topları öfkeyle bağırıyor, Daha avini yakalayamadığı için.- Başka ne neden olabilir Onu bu Kafkasyaya getiren? Bizim fakirliğimiz değildir muhakkak Onun gönlünün içinde gülen: Çünkü bizim dağlarımız çok serttir, Ve tarlalarımızın meyveleri, O kadar azdır, define (altın yataklari vs ) leri ise Boşuna vatanımızda arıyor. Hükm etme, hükmetme hastalığı Çarı buralara getirdi, Kuru gözleri onu idare ediyor, Onun sözleri savaşa götürüyor onu; Siz ona haraç borçlusunuz, ve

22 Köle olarak tozda bükülmüş yatıyorsunuz, Bu kanlı canavara Insan gönlünü vahşete davet ediyorsunuz.- Biz daha hürüz, halklar! Kabarıktır Daha Gönüllerimizde kahramanlık destanları, Daha damarlarımızda tap taze Gül kırmızı kanımız kaynıyor; Daha kılıç ellerimizde şimşek gibi çakıyor, Daha çelik zirhlarımız parıldıyor, Amma ne yazık ki yabancı, šlkemizin barışcı sofrasını bizimle paylaşmak istemiyor. Ah! - kim bilir - Allah büyüktür!- Kim bilir uşaklık alçaklığı bizi mi bekliyor? schmach: alçaklik rezalet Gece gündüzü yutuyor mu acaba? Baltanın ebedi vuruşları, Meşe ağacını pazara mı getiriyor acaba? Acaba bir zamanın kara bulutları, Aydınlık yıldızları mı yutuyor?- Silahlara, demire Çerkesin gücü yenilmez, Buna rağmen içimizden bazılarını Altının sıcak bakışları yolundan çıkardı; Rus'un sözü tatlı ve kaygandır, Ve acı bir basıtlıktır. Gizlice tekrarlar Düzenbazlığını ve ciddiyetsizliğini. Koca bir yılanı Anavataınımıza getiriyor Düşman ordusu, ve biz Kendi evimizde hapis. Günden güne çemberi daraltıyor Korkunç kadın bekçi, Ve hey! - açlık bizi Onun boğazına götürüyor!- (1) Sonra, halklar dikat edin! Yılanın toprak yutma hastalığı Doymak bilmez- kendinize gelin, ha! Gururunuza kurban olursunuz! - Bunun için zamanında yardım çağrımızı duyunuz: Biz tanrının sizin içinde kutsal olarak yarattığı, Iyi bir mülk için savaşıyoruz! Hürriyet dünyanın gözü, Tüm yaratıkların ışığıdır,- O ne kadar acı bu alev sönerse, Güzel göz kırılıp yıkılırsa! Sonra etrafımız kapkaranlık, Ve korkunç ve soğuk, Dünyadaki her yaratığın kuvveti, Şeytana mağlup; Ondan sonra gururlu kartalın Kuvvetli kanatları kötürüm, Damarlarda kan tembelleşir, Daha önce ne kadar kırmızı ve taze idiysede; Ondan sonra coşkun dalgalar mat Kara kumda batar gider, Çiçekler artık kokmuyor,

23 Memleket çöle dönüyor. Sonra çayır kuşu artık uçmaz, Göklere doğru yükselemez, Sonra kahraman göğüslerden Hiç bir kimse asil erkek sözü çıkaramaz! - Açıklamalar 1) Çerkeslerin tüm avrupa halklarına verdikleri bir deklerasyonda ( Neumann, Rusya ve Çerkesler, Stuttgart, 1840, sayfa 140 da) şöyle demektedir. Rusya bizi mağlup ederse, bunu silah zoruyla yapmış olmıyacaktır. Sanki bizi yenmiş gibi, bizi ablukaya aldığından ve tüm memleketimizin giriş ve çıkışlırını kontrol ettiğinden olacaktır. Sanki deniz kendisininmiş gibi kıyılarımıza yanaşan gemileri yok ettiğindendir. Bizim mallarımızı ne dışarı nede dışardan mal getirttiğindendir. Tuz, barut Ve diğer harp malzemelerimiz eksiktir ve bunlar olmadığından da sonumuzu iyi görmüyoruz. Şairin cevabı Çerkesler! Çağrınız göklerde yankılanıyor: Halkların zorluğuna, Avrupa'nın kulakları tıkalı, Avrupa'nın hür sancakları sokakta tozlarda yatıyor, Avrupa'nın gençlik kuvveti çoktan öldü! Geçmişin zalimlikleri sırtını büküyor, Derin uykuya dalmış uyuyor - status quo: ( Durumun ne ) Zevkten uçuyor, tahammül edilse de yalnız onlar - darbeler Memnun, biraz daha dayanıyor- böyle - Bakın Ingilizlere, Rusya'nın yardımcı boğaları! Onlar candan dertlerine ortak deliller: (1) Bakkal mintanını altından paralar parlıyor, Ve papaz bezirganin tek emeli de bu. - Franklara gelince! - onlar sadece hürriyet horozları, Küt mahmuzlarıyla, sesli ve ince ötüyorlar, Bugün kıral katilleri, yarın kıralın köleleri, Bazen Brutus, çokçada Pulcinell.- Bakın hele, halklar hürriyetten ne kadar nefret ediyorlar Uzakta Saharada sarı çöllerin kenarında, Bedevilerin toprağında kan parıldıyor, Ve bu hürriyetın kani, baöka hiç bir öey düöünmüyorlar.- Ispanya'ya, Granadlar ülkesini mi istiyorsunuz? Ne yazık ki oraya sözleriniz ulaömıyor! Zavallılar düöünce ateöınden büzülmüöler, Gözleri aptalca sabah güneöine bakıyor.- Hür Romalıların kutsal defne ağaçlarına Ayaklarınızı çevirin! Italyanın ruhu ölmüö, Kolu sakat, kılıcı ikiye kırılmıö, Evet gelecekleri bile sabah safağında sönmüö.-

24 Ve Almanya? Vay, nabzım uçar gibi vuruyor, Yüzüme hızla kırmızılıklar geliyor, Gözlerim yaölı - acıdan dudaklarım titriyor: Almanya da sizin uyarılarınızı duymuyor! Çoktandır komöu ülkeden zorla içeri geliyor, Baski görenlerin çağırıları, ve yüzüp gidiyor Kanden sel, bizi uyararak köylerimizin üstünden- Buna rağmen Hermann'ın eski kabilesi ilgisiz kalıyor! - Çerkesler! Avrupanın yardımını beklemeyin! En iyi zırh kendi cesaretinizdir; Kendinize güvenin, baökalarının kandırıcı vaitlerine kanmayın: ölü lava da köz yanmaz! Kafkasya'dır sizin birlik kardeöiniz, Bir dev, sizlere sıcak bir kucak gösteren; Kamalarinizi düömanın vücuduna saplayın, Onların kanıyla kölelik talihide kaçar gider. Açıklamalar 1) Times ( Haziran 1840 Frf. Ober= Postamtsztg., Ek. No 202 ) de şunları okuyoruz: Çerkesler, ( Kafkas alplerinin Tirolluları ) bizim ( Ingilterenin ) hiç bir şekilde her hangi bir yardımımız olmadığı halde, buna hiç dikkat etmeden, hemen hemen onları destekleyen alkışlayıcı hiç bir söz söylemediğimiz halde, bizim dostlarımız olduklarını ispat etmişlerdir ve Rusyanın Doğu Hindistan sınırında bize karöı yaptıklarıyla karöılaötırılınca Ne kadar aciz olduğumuzu ve onların nekadar nazik olduklarını görüyoruz. Bununla ilgili belgeleri, Bell ve Longworth'un seyahatnamelerinde yeterince bulabilirsiniz VII. Kuban'da nöbet tutan Don Kazağı Gece böylesine soğuk ve yalnızlık, Dalgalar hoşca kıyıya çarpıyor; Kazak, nöbetinde rüya görüyor, šstündeki yamçısı rüzgardan uçuşuyor, Yanda asılı kılıcı parıldıyor Tabancaları kemerinden göz kırpıyor, Göğüslerinde ayrılığın şarkıları çınlıyor, Vatanının yıldızları ona el sallıyor. - Hey gidi zavallı Don kazağı! Ayın solgun yanakları Islak blutların örtüsünde saklı; Kazak acı acı vatan hasretinden konuşuyor: Anneciğim, sevgim ve değerlim! Sende berrak Don nehrine bakıyorsun Göz yaşlarıyla ıslak yanakların,

25 Ben senin en küçük oğlun, Sana geri gelmeyi candan arzuluyorum. Hey gidi zavallı Don Kazağı! Kıyıdaki sazlıktan bir kuş uçtu, Karşıya, nehrin dalgalarına, O kadar uzağa, o kadar da yukarılara Ta Çerkeslerın sınırına kadar. Kuşcuğum diye üzüntüyle seslenir asker, Sen ne kadar kıskanılacak birisin! Keşke senin gibi hür olsaydım, gönlüm, Ve bu kiyilara asla gelmezdim! Hey gidi zavallı Don Kazağı! ö Biz ayakları ve kolları sıkıca bir birine yapıötırarak Ve konuöuyoruz: ö Mücadele et ve kanın aksın, Vatanının birliği çoktan çöktü, Uöak, hep kork - Kırbaç! ö ö Ve - kuöcağzım - öyle hürdü ki Bir zamanlar sen, Ukranya'nın olduğun gibi; Ama ne acı, o günler çoktan geçti gitti, - Tek Çar hükümran öımdı. ö Hey gidi zavallı Don Kazağı! Su Kıyısını yeni baötan dinliyorsun, Iki düöman gözü parlıyor; - Kazak, ne kadarda çabuk hür olacaksın, Ve vatanına geri gideceksin! - - Bir vuruö - o kendi kanınıda yatıyor, Gönül ağrıları diniyor; Çerkes hayatından memnun Kanlı ellerını akan suda yıkıyor. - Hey gidi zavallı Don Kazağı! VXXX. AWXT Soğukkanlı ve cesurane, dağ yamaçlarından Bir su aöağılara çağıldayarak akar, Kisa bir akıötan sonra kumda ölüverir. - Neden, aöağılara aktın ırmak? Xöikli bultcuk yukarılarda yüzer: Firtına beyaz elbisesini yırtar, Uzaklarda bir yerde dağılıp gitti, Ve artık beyaz elbisesi parlamıyor.

26 Ben, bir zaman sabahi aydınlığının çiçeklerle süslendiğini gördüm, Vücudu kırmızı güllerle donanmıö. imdi güller nerede, nerelere saklanmıö? imdi vücudu ne kadar da solgun, sararmıö ve donukça bakıyor.! Bir kartal yüksek dağlardan uçuyor Aöağılara narinciye vadilerine, Onu ateö yılanı boğsun diyeölü, narınciyeler vadisinde yatıyor. Kahraman zirhinin üstünde böyle yatıyor, O Pöi ( 1 ) denilen birisinin oğluydu Sizin tahayyül edebileceğiniz birisiyle beraber: Ruhunu teslim eden, bizim anlatmak istediğimiz. Göğsünde derin kırmızı bir yara ölmüö yatıyor narinciyeler vadisinde; Ruslara beddua eden sözleri halen dudaklarında Rüzgar vadide onu dalga dalga dalgalandırıyor. Solmuö yanaklarını kimse oköamıyor Kafkaslı kızkardeöciği; Komus'un (2) telleri ona öarkı söylemiyor Kafkaslı kız kardeöciği. Kapkara kanatlı karga Tiksindirici bir öekilde ayaklarını gagalıyor, Açlığını mezar baöında bağırarak belirtiyor, Ve gagayı ayaklarında biliyor. Aah anne sen! alevleri söndür Aköam erkenden, - oğlunu artık bekleme! Dağların sırtlarına bakıp durma Aköam alaca karanlığında oğluna! O artık geri gelmiyor, eöiğin Yapayalnız, - onun gelmesini artık bekleme! Dalgalar onu karanlıklar imparatorluğuna götürdü ölümün, - onun gelmesini artık bekleme! Ağlayıp sızlanma! Aslan kanıyla Senin göğsün onu besledi; Onun kahramanlığında hiç bir leke yok, O kahramanlık görevini yerine getirdi! Açıklamalar 1) Pşı çerkes kabile reisinin adıdır. Barışta bunlar memleketi idare ederler ve savaşta komutandırlar. Pşılık babadan oğla geçmektedir; Bazı önemlı olaylarda, diğer tabakadan kışılerde mesela pşı kızıyla evlenme yoluyla pşılığa yükselebilirdi. Amma bu türlü evliikler çok ender olmaktadır. Çerkes beyleri kendi sosyal sınıflarından çok gurur duyarlardı. Pşıların yetkileri ne serbest irade nede belirli kanunlara bağlıdır. Ancak yaptıkları

27 ve gösterdikleri başarıya ve efkarı umimenin düşüncelerine bağlıydı. En büyük pşı yapayalnız düşman saflarına ve köylerine giderek savaş yapan yada bir çok kabillerin iştirakiyle yapılan halk toplantılarında baş komutan seçilenlerdir. Hayatın bütün alanlarında pşıların öncelikli hiç bir hakları yoktur ve nlardan ayıran herhangi belirli bir işaretleri de yoktur. Kendi etrafındaki hür köylüleri yada diğerlerini çok başarilı olaylardan sonra gereğinde asiller sınıfına yüksletmek hakkı vardır. Genç bir pşı savaşta ne kadar çok başarı gösterirse göstersin yaşlıların olduğu yerde hangi sınıftan olursa olsun oturma hakkı yoktur. Pşı sadece savaşta komutanlık yapan kişidir. Burada kendisine herkesin itaat etmesi gerekmektedir. Ganimetlerden kendi sine düşen pay büyüktür. Pşılar, arsalarının gelirinden, asillerin verdikleri hediylerden, hür çiftçilerin verdikleri haraçlardan ve uşaklarının çalışmasından geçinir. Adetlere göre pşı her zaman herkese kapısına ve sofrasını açık tutması gerekmektedir. Ancak, el açıklığıyla, misafir perverliğiyle, ve iyilik severliğiyle insanların sevgisini kazanabilirdi. Çerkeslerin üç sınıfı vardır: pşılar, verkler ve hür çiftçiler. Uşaklar ise halktan sayılmazlardı. Herkesin köy ve kabile toplantılarına iştirak etme ve oy hakkı vardır. Bu toplantılarda her türlü kabile ve vatanin problemler konuşulurdu. Giyimleriylede bu sınıflar rasında bir fark görülmezdi. Tek fark ise pşı ve verklerin ekseriye kırmızı çizme giymeleridir. Sanki üçüncü sınıfa müsade edilmiyormuş gibi. Hakimiyet tamamen halkın elindedir; Bu hakimiyet köy,kabile toplantılarıyla kullanılır. Hiç bir kimsenin özel hakkı yoktur.; Hertoplantıya katılma hakkına sahip olanın bir oy hakı vardır. Ve kararlar ekseriyet oyuna göre alınırdı. Kişisel görüşler, ilgiler ve karakterler bilhassa iyi hatiplerin - bu tür tarz herkese açık toplantılarda olduğu gibi-, büyük etkileri oluyor. Bu nedenlede çocukları bu yönlerde eğitilirdi. ( Neumann sayfa 97 ve devamı ) 2) Komus- metalden telleri olan bir gitar türü. IX KABARDEY EFSANESI ( 1) Kazbek'in beyaz teplerinde siyah bulutlar sel gibi akışıyor, (2) Ve kırmızı şımşeklerden yeşil çam ormanlarından aydınlık ışıldıyor; Kuvvetli Uzden kaçarcasına en yüksek tepelere tırmanıyor, ( 3) Durmadan dinlenmeden, biraz sonra her şey olup bitecek: Arkalarında katiller, onların arkasında Kazaklar, Düöman ateşlerinin hedefi Kaberdey enseleri. Zavallı Uzden! nasılda terliyor, yaraları nasılda kanıyor, Kırmızı izler, Rus... yol gösteriyor. Hep daha ilerilere gidiyorlar, amma daha kazanamadılar mücadeleyi; Düşman kılıcını onların üstünde yarım salladı, Onu sıkı sıkı takip ediyor, atı onu kendi istediği yere götürüyor- Kaçak seni şimdi tanrı korumasaydı, çoktan ölü arkadaşın olmuştu! Fakat, hey gidi - nerede ki yardım? - ne cesaret, ne de silahlarda var, Gürültüyle Karaçaylar peşinden gidiyor, ve yeniden yaralar açılıyor, Vatanın ormanları uzaklarda; nefes nefese yere yığılıyor, Koşucu yorgun; - kurtuluş yok, - etrafında tabancalar parıldıyor;- Dızlerinin üstüne düşüyor, Mullah, ve yukarıya göklere çıkarıyor Sicak beddua seslerı, şimşekle yarışırcasına çabucak yankılanıyor:

28 Il Lalah! bize yardım eden! bizi ölüm acılarından koru! Ve Allah yardım ediyor, ne büyük bir mucize, inançlı zorda kalana gönüle: Bırden bire sisli dağlardan ilahi dolu sesler yükseliyor, Yapraklar sallanıyor, kuş sesleri, - dağların mucizevi çocukları Bakın, çığ gibi hızla dağlardan coşkuyla ona koşuyorlar Kendilerini düşmandan koruyan, geçilmez ormanların bitki örtüleri yerlere yıkılıyor, Heyhat, cesaret umutla tekrar canlanıyor, artık kaçma sırası düşmanda. Tanrı büyüktür, ve ınancı sağlam olana, en büyük yaratık dosttur her yerde. Açıklamalar 1) Kaberdeyler deniz kenarinda oturmaktadırlar * ve şu ada büyük bir kısmı ruslara boyun eğmiş gibi gözükmektedirler. Onlar en barışcı çerkesler olarak tanınırlar, rus köylerine, yeri ve zamanı gelınce saldırmalarına rağmen. Barış halinde yaşamaları nedeniyle serbesteçe dolaşabilmektedirler ve akraba kabilelere devamlı olarak rus birlikleri hakkında bilgi vermekte- dirler. * airin burada 1846 yıllarında deniz kenarında yaşadıklarını yazması çok ilginçtir. Eğer yazar verdiği bilgide yanılmıyorsa, bu demektir ki Azak denizinin doğu yakalarında halen çerkesler yerleşık halde yaşıyorlardı. ( B. özbek ) 2) Kazbek, Kafkasların Elbrus tan sonra en yüksek dağıdır. 3) Uzden, Kaberdey soylularına denilirdi. ( Kelimenin aslı tatarcadan gelmedir. ( B. özbek ) ÇERKES AŞKI Sevgili eşim! Dere suların kristal bardak gibi parlak, Her iki gözün cıvıl cıvıl parlıyor, Sihirli bir şarapla sarhoş olmuş gibi, Ruhum yalnız senin rüyalarını görüyor! Dudaklar, ikiz gül gibi X.

29 Benim özlemime hep el sallıyor; Senin dalgalı saçlarında Beni yokluğa götürecek bir tehlike tehdit ediyor. Göğsün - ilkbahar bulutcuklarına benziyor, Beyaz, kabarık hoş ve yumuşak; Kalbin - ah - öylesine iyi ve zengin, Dünyada onun eşi yoktur- Sevgili eşim! Kahverengi aygırım! Büyük gözlerin sadıkça parıldıyor, Burun deliklerin soluyup inip kalktıkça, yanıma uçuyorsun Kişnemelerin öylesine yüksek ve hür yankılanıyor Sanki borazan sesi ve harp naralarıymış gibi. Sen öyle gururlusun ve güzelsin, ah aygırım! Düşmanın top atışları bile seni ürkütmüyor, Sırtının ortasından kan aksada, Sen benim en sadık harp arkadaşımsın. Benim kahverengi aygırım! Benim keskin kılıcım! Sana, sarhoş, bende iyiyim: Sen ebediyen her gün yeniden öfkelisin Rus kanı kırmızı, kırmızı rus kanı; Bunun için ben sana böyle iyiyim, böyle iyiyim! Benim keskin kılıcım! Benim rus uşağım! Sende benim için değerlisin ve seviyorum: Alnında geniş kılıcımın izi, Boynunda halka, bakışların böyle üzgün, Hoöuma gidiyor, benim için sevgi dolu! Benim rus uşağım! Süt Annenin şarkisi Beyaz Çar, beyaz Çar! Sessız ol, sessız ol - e şımdı gelıyor! XI

30 Uyanık gözcüklerini kapat şimdi! Mantosu süt beyazı kardan Binlerce mil uzakta, - heyhat! Senin üstünü örtüyor, zavallı çocuk, Titriyorsun, eyvah, ve çabuk öl. Sessiz ol, sessiz ol! < Beyaz Çar, beyaz Çar! > Zavallı kollarının topuzu demir gibi ağır, Parmak bıçakları, çok keskin, Sana dokunurlarsa zavallı çocuk, Kanın akar ve hemen ölürsün. Sessiz ol, sessiz ol! Beyaz Çar, beyaz Çar! Gözleri güneş, kan çanağı Xönlari sadece ölümü gönderir, Sana ateöin közü yaklaşıyor, zavallı çocuk Bu ateş seni çabuk kurutur, çabucak ölürsün. Sessiz ol, sessiz ol! Beyaz Çar, beyaz Çar! Göğsü - derin oyulmuö bır taö, Kül rengi yılanları içine kapamış - Zehrini üstüne püskürtür, çocukcuğum, Iyice büzülüyorsun, titriyorsun ve hemen ölürsün. Sessiz ol, sessiz ol Beyaz çar, beyaz çar! O altından bir ev içinde oturuyor, Ona hiçbir arkadaş, sadık ve dostu değil Bunun içinde herşeye kini var onun çocuğum, Onun kin tuttuğu hemencecik ölür Sessiz ol, sessiz ol! \< Beyaz çar, beyaz çar!> O öylesine yalnız ki ve yapayalnız, Sadece uşakları var, onlar da dostu değil. Onu kim sevebilir, zavallı çocuğum? Ben değil - sen de değil - uslu ol! çabucak uyu. XII.

31 SXNAV Atalık: ( 1) Asil Vork'um! ( 2) Yıllar geldi geçti Iöte oğlun, kuvvetli ve akıllı bir genç. Gerçek olup olmadığını, kendisinden öğrenebilirsin, Git, sor ona, onun kalbinde gaflet yoktur.- Yaşli: Oğlum söyle bana: nedır sarı altından da daha iyi olan? Ve sağlam çitlerle çevrili kırlar kime dosttur? Delikanlı: Keskin çelik sarı altındanda daha değerlidir; Kuvvetlilere kuvvetliler dosttur! Y: Oğlum söyle şahinden daha hızlı olan nedir? Kalastan da daha sağlam olan nedir? D: Intikam düşünceleri şahınden de daha hızlıdır, Kalastan da daha sağlamdır sabır! Y: Oğlum söyle bana: yıldızlardan dahada parlak olan nedir? Ve savaşcılarla, kargalar en çok ne görmek isterler? D: Zaferi kazanan göz, yıldızlardan daha parlaktır; Solmuş cesetleri, kargalarla savaşcılar en çok görmek isterler. Y: Söyle oğlum: Yılan zehirindende daha zehirli olan nedir? Ve nerede korkusuz kahramanların severek buluştukları yer. D: Rus yalanları, yılan zehirinden de daha zehirlidir Ve kahramanların severek buluştukları yer, kanlı toplanma yeridir? Y: Oğlum, oktan da daha yukarılara ne uçar; Keskin bir baltadan da daha keskin kesen şey nedir? D: Benim gururlu cesaretim oktanda daha yukarılara uçar; Alçaklık ve namussuzluk keskin bir balatdan da daha keskin keser!

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde Tuğrul Tanyol Beyaz at Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde Karanlık avlularda oturdum İçimde vahşi tamtamları inlerken ölümün Tüm putların

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

BİZE KATILIR MISINIZ?

BİZE KATILIR MISINIZ? BİZE KATILIR MISINIZ? ŞARKILAR FARECİK Bizim mutfakta bir yuvası var. Ben bilemem ki kaç yavrusu var. Her şeyi kemirdi. Her şeyi dağıttı. Annemi babamı çıldırttı. Farecik farecik, Döktün saçtın farecik,

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz 1. Sol taraftaki kapağı sadece çiftlikleri görene kadar açın. Kaz Cornelia uyandığında, gecenin karanlığı ile kaplı dağları günün kuş tüyü hafifliğindeki ışıklar aydınlatmaya başlıyordu. Orta ve sağ kapağı

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ MAYIS AYI PSİKOLOJİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA YARDIMSEVERLİK Çocuklar küçük yaşlarda özellikle 3 yaşına kadar oldukça benmerkezci ve kendilerine yönelik

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER

AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER Tobav Çocuk Oyunları Yarışması 1982 Başarı Ödülü AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat Çam Düzelti:

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP İÇİNDEKİLER GİRİŞ Afrika ve Afrikalılar 13 BİRİNCİ KİTAP Bir Yuruba Efsanesi: Dünyanın Yaratılışı 23 Küçük Tanrı Obatala, Beş Parmaklı Beyaz Horoz ve Kara Kaplan 23 Kara Kaplan'la Beş Parmaklı Beyaz Horoz

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ARALIK YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi 2018 ARALIK AYI EĞİTİM BÜLTENİ YERLİ MALI Yerli malı yiyelim, yerli malı loy loy. Yerli malı giyelim, haydi arkadaş. Yerli malı alalım, yerli malı loy

Detaylı

AYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım. Aynı yalınlıkla ölmek isterim. Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde

AYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım. Aynı yalınlıkla ölmek isterim. Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde AYNI YALINLIKLA ÖLMEK ısterım Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz. Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde Yeryüzü uzansın altımda sessiz. Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim

Detaylı

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.4.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR ÖTÜKEN Ârif Nihat Asya BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Şiirler: 1 BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Servet Asya ya Armağanımdır. DESTAN O zaferler getiren atların Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış.

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18 25 Salı

Detaylı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.5.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu yıl olsun

Detaylı

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ HİKÂYELERİMİZ Annecim Anneler günü Paf ile Puf Tasarruflu olmalıyız İlk hediyem Dinozorun Evi İki inatçı keçi Karne heyecanı Geri dönüşüm Uzun zürafa Becerikli karınca Rapunzel Kırmızı başlıklı kız Hansel

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ocak 2019 EĞİTİM BÜLTENİ YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere

Detaylı

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir?

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir? 1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir? 1. A. dostun açıkça 2. B. arkadaşın gizlice 3. C. dostun yüzüne 4. D. arkadaşın kırmadan 2) Aşağıdaki hangi atasözünün

Detaylı

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında 21. Hangi cümlede "mi" farklı anlamda kullanılmıştır? A) O bu resmi gördü mü? B) O buraya geldi mi bayram olur. C) Zil çaldı mı içeri girer. D) Yemeği pişirdi mi ocağı kapat. 22. "Boş boş oturmayı hiç

Detaylı

SEVGİLİM MELTEMDİR SÖYLEYEN. Sevgilim, meltemdir söyleyen fırsatının bembeyazlığını... Gözlerim seni görmeyecek; bekliyor seni yüreğim!

SEVGİLİM MELTEMDİR SÖYLEYEN. Sevgilim, meltemdir söyleyen fırsatının bembeyazlığını... Gözlerim seni görmeyecek; bekliyor seni yüreğim! İspanyol şair Antonio Machado y Ruiz 26 Temmuz 1875'te Sevilla'da doğdu, 21 Şubat 1939'da Colliuse'da öldü. Madrid'te Institucion Libre de Ensenanza'da ve Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde edebiyat üzerine

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI

MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI 1 MART AYINDA ÖĞRENDİĞİM DİL GELİŞİM ÇALIŞMALARI ŞARKILAR ÇANAKKALE MARŞI Çanakkale İçinde Aynalı Çarsı, Ana Ben Gidiyom Düşmana Karsı. Of Gençliğim Eyvah. Çanakkale içinde vurdular beni. Ölmeden mezara

Detaylı

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti Birinci Çeçen Savaşı'nda, Grozni kuşatması esnasında gerçekleştirilen saldırı ve başarılı askeri taktik, ABD ordusu kitaplarında okutuluyor.

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı Ay Yine Gecikti Ferhat Şahnacı 4 TEŞEKKÜRLER Şiirlerimi okuyarak değerli görüşlerini okuyucuyla paylaşan Sayın Ataol Behramoğlu na, şiirlerimi yönettiği sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlayan Sayın

Detaylı

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki... Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Acele karar vermeyin Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanıyormuş. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır? İSTEK ÖZEL KEMAL ATATÜRK ANAOKULU MARTILAR SINIFI Mevsimler Geçtikçe Doğadaki Canlıların Yaşam Biçimleri de Değişir Konusu İle İlgili Neler Biliyoruz? Ece S. : Yaz mevsimi olunca hayvanlar daha da heyecanlanır.

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU KASIM 2018 EĞİTİM BÜLTENİ 10 KASIM 10 kasım 10 kasım 10 kasım benim en büyük yasım Sen yüreğimde sen damarımda Sonsuzluğa akan kansın Yurdumu

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Elişa, Mucizeler Adamı

Elişa, Mucizeler Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Elişa, Mucizeler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

GİRİŞ... 1 ATLETİZM OYUNLARI... 9 DÜZ KOŞU OYUNLARI...

GİRİŞ... 1 ATLETİZM OYUNLARI... 9 DÜZ KOŞU OYUNLARI... İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 ATLETİZM OYUNLARI... 9 DÜZ KOŞU OYUNLARI... 11 Bayrak Yarışı I... 12 Bayrak Yarışı II... 14 Bayrak Yarışı III... 16 Mekik Koşusu... 18 Numaralı Koşu Oyunu... 20 Alçak Çıkıştan Koşu...

Detaylı

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: ilkokulu E-DERGi si 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Siir: Dünya Çocuk Bayramı Hikaye: Sagır Kaplumbaga Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur Siir: 23 Nisan Söylediklerimiz

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI OKUL KURUCUMUZ : ASİYE ÖZTÜRK OKUL MÜDÜRÜMÜZ : F.BİLGE ÖZALP ANAOKULU BİRİMİ HAZIRLIK SINIFI ÖĞRETMENİ : TÜLAY DÖNMEZ 5 YAŞ SINIFI ÖĞRETMENİ : GÜLAY ÇELİKOK

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 23.10.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) Enerji Tasarrufu Haftası (Ocak ayının ikinci haftası) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 10.11.2010 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

İlyas çok kuvvetli şekilde meshedilmişti ve o gerçek anlamda ulusunu salladı. Fakat bir ruh Tanrı adamına karşı çıkabilir.

İlyas çok kuvvetli şekilde meshedilmişti ve o gerçek anlamda ulusunu salladı. Fakat bir ruh Tanrı adamına karşı çıkabilir. Ders 10 İlyas, Elişa ve Meshediliş İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" dedi. İlyas, "RAB'be, Her Şeye Egemen

Detaylı

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar Şiir Anadan Örnekler Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar Akıyor ırmağı yeşildir köyü Kokuyor burnuma tekke'nin çayı Sayıyorum

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK 2019 EĞİTİM BÜLTENİ KIŞ BABA Aaa bak geldi kış baba Sırtında kalın abası Elinde koca sopası Aaa bak geldi kış baba Iii kış dondurdu

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası Yerli Malı Haftası Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

4 YAŞ AYIN TEMASI. Tavşanları tanıyor ve ilginç bilgiler öğreniyoruz. Robotların insanlara faydalarını öğreniyoruz.

4 YAŞ AYIN TEMASI. Tavşanları tanıyor ve ilginç bilgiler öğreniyoruz. Robotların insanlara faydalarını öğreniyoruz. 4 YAŞ AYIN TEMASI Tavşanları tanıyor ve ilginç bilgiler öğreniyoruz. Robotları tanıyoruz. Robotların insanlara faydalarını öğreniyoruz. Evcil hayvanlar nelerdir? Evcil hayvanları beslerken nelere dikkat

Detaylı

bölüm 2 Benim ilk İzmir im (tai liti izmir)

bölüm 2 Benim ilk İzmir im (tai liti izmir) bölüm 2 Benim ilk İzmir im (tai liti izmir) 13 Hatırlıyor musun? Yeşilova yı keşfeden bir sarı kepçeden bahsedilmişti ilk. Neolitik de neler neo, yani yeni idi? Hani ilk Neolitik köyü anlatmıştı Zafer

Detaylı

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden. BEYAZIN PEŞİNDEKİ TATİL Geçen yıllarda Hopa da görev yapan bir arkadaşım Adana ya ziyaretime gelmişti. Arkadaşım Güney in doğal güzelliğine bayılıyorum deyince çok şaşırmıştım. Sevgili okuyucularım şaşırmamak

Detaylı

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Sevilen Oğul bir Köle Oluyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Kerr ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Porsuk Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Genel olarak 15-20 m boylanır. 2-2.5 m çap yapabilir. Yenice - Karakaya (Karabük)

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası(10 Aralık) Yeni Yıl (31 Aralık-1 Ocak) Yerli malı Haftası SERBEST ZAMAN ETKİNLİKLERİ

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşu Yetkiyi Alıyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası (10 Aralık ) Yerli Malı Haftası (12-19 Aralık) Yeni Yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Detaylı

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

İntikam. Ölüm Allah ın Emri İntikam Bilir misin sen her gece Kendinle oturup konuşmayı Geceden uyanmamaya ant içip Gün ışığıyla yeniden doğmayı Bilir misin sen her güne hayata küskün başlamayı Anti sosyal kişilik olup da Şişelerin

Detaylı

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz Son harflerini vurgulayarak okuyunuz. bak çak fak gak hak kak pak sak şak tak yak bek dek kek pek sek tek yek bık çık sık tık yık cik bas has kas mas pas tas yas kes ses pes fıs kıs his kis pis sis pus

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri 1950 Sivas Gürün'de doğdu. 10 yaşlarında saz çalıp, türkü-deyişler okudu. 15 yaşında kendi yapıtı ilk plağıyla büyük üne kavuştu. Konser turneleri, kasetler, plaklar, uzunçalar, long playler ve günümüz

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

SİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI

SİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI SİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI ULAŞIM VE TRAFİK HAFTASI * Trafiğin tanımı yapıyoruz(yayalar,taşıtlar vb.) *Trafik işaretlerini öğreniyoruz. Trafik polisinin görevlerini öğreniyoruz.

Detaylı

Kelaynakların Hazin Öyküsü

Kelaynakların Hazin Öyküsü Kelaynakların Hazin Öyküsü Hazin bir öykü anlatacağım bu kez sizlere... Bir varmış bir yokmuş... Uçsuz bucaksız bir ova varmış. Fırat ın sularıyla bereket bulmaya çalışan bu topraklar, fakir köylünün tek

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 2.1.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU 23 MART PAZARTESİ GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 23-27 MART 2015 SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı ve istedikleri ilgi köşelerinde evden getirdikleri oyuncaklarla

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı