Seçimler tamamlandı; Ankara da su kesintileri başlıyor. Şimdi asıl soru şu:

Transkript

1 sayı 171 / 1 ağustos 2007 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR 2007 genel seçimleri tamamlandı. İktidar partisi seçimlerden oy oranını artırarak çıktı ancak hedeflediği milletvekili sayısına ulaşamadı. Üç partinin barajı aşması ve bir grup bağımsız milletvekilinin seçilmesi, Meclis teki dağılımın bir önceki döneme kıyasla parçalı ve dengeli olmasını sağladı seçimlerinde seçmenlerin ancak yüzde 52 sinin iradesi Meclis te temsil edilirken, 2007 seçiminde bu oran, yüzde 87 ile kamuoyunu ikna edici düzeye ulaştı. Kamuoyundaki ağırlıklı değerlendirme, özellikle, farklı toplumsal ve siyasal kesimlerin değişik oranlarda Meclis te temsil edilecek olmasının demokrasiye katkı yapacağı yönünde oldu. Ankara ya içme suyu sağlayan barajlardaki doluluk oranı %5 e kadar düştü. Bunun anlamı açık: Su kesintileri kapıda. Zaten Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kesintilerin seçimlerden sonra başlayacağını günler öncesinden açıkladı. İşte, demokrasinin bir faydası daha. Ya seçimler olmasaydı da, Melih Gökçek vanaları Temmuz başında kapasaydı; Ankaralılar kavurucu sıcakların ortasında bir de susuz kalacaktı. Ankaralılar seçime bir de bu pencereden bakıp içini rahatlatıyor. Seçimlerde ortaya çıkan sonuç nasıl ki hangi partilerin hangi sorunları ihmal ettiğini açığa çıkardıysa, susuzluk da hangi sorunun ihmal edildiğini gösteriyor. İhmal eden de gün gibi ortada: Melih Gökçek. Melih Gökçek in seçimler sonrası basına yansıyan ilk fotoğrafı ise hayli ilginç: Gökçek, her zamanki yüz ifadesiyle evindeki klozetin başında durmuş, klozetin haznesinde pet şişeler var. Su tasarrufuna çağırıyor vatandaşı. Vakti zamanında Gırgır dergisinin değişmez karakterlerinden Zihni Sinir i ve icatlarını hatırlarız. Bu da tipik bir Zihni Sinir icadına benziyor. Klozetin İnşaat Mühendisleri Odası, 2007 genel seçim sonuçlarının farklı bir pencereden de değerlendirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Yönetim Kurulumuz, her ne kadar AKP, iktidarda geçirdiği 4,5 seneden sonra oyunu artışmış olsa da, bunun, doğru politikaların hayata geçirilmesinden daha çok, alternatifsizlikten kaynaklandığını düşünmektedir. Ne yazık ki, seçime katılan partilerimiz inandırıcı, ikna edici ve uygulanabilirliği olan programlarla seçmenin karşısına çıkmamış, ülkenin gerçek sorunları ve çözüm yolları temelinde bir yaklaşım sergileyememiş, neticede seçmen neredeyse AKP tercihiyle baş başa kalmıştır. AKP nin aldığı yüksek oy, vatandaşın diğer partilere duyduğu güvensizliğin açık bir ifadesidir. haznesine kaç tane pet şişe yerleştirebilirsek, o oranda daha az su sarf edeceğiz. Ne kolay iş şu belediye başkanlığı. İnsan heveslenmiyor değil! Kentin gerçek ihtiyaçlarını görmezden gel. Su yatırımlarını ihmal et. Sonra çık, Allahın işi de. Öyle deyince kimse itiraz etmeye kalkışmaz çünkü! Allahın işine kim karışabilir? Allahın adı verildiğinde akan sular durmaz mı? Nitekim durdu! Hem de ne durma! Barajlardaki doluluk oranlarıyla ilgili değişik açıklamalar yapılsa bile, değişmeyen bir gerçek var: Ağustos ayına değdiğimizde, su kesintileri başlayacak. Yapacak bir şey yok. Vananın başında Gökçek duruyor çünkü. Ankaralı vananın başında durması için onu seçti. Demokrasi böyle bir şey. Sonuçlarına katlanıp, tıpkı oylarımızla belediye başkanı seçtiğimiz zatın yaptığı gibi, kesintili günleri en az zararla atlatmak için Zihni Sinir projeleri geliştireceğiz. Elbette sinirlerimiz bozulacak ama katlanmak gerek, Allahın işine karışmak ve sandık sonuçlarını sual etmek haddimize mi? 7 de 50. Yılda 50 Eser Projesi Ödül Töreni Yapıldı... 2 de İMO Ankara Su Sorununu Değerlendirdi... 4 te Geçmişten geleceğe köprü... 8 de İMO Manisa Şube Yeni Binasını Hizmete Açtı... 8 de genç-imo Yaz Etkinliği... 8 de Acarkent e devam... 8 de 60. Dönem Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Tavrımızı, Yeni Program ve Uygulamalar Belirleyecektir İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Su Sorununu değerlendirdi Ankaram Platformu Ankara nın susuz bırakılması ile ilgili bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirdi ISSN: ve 59. Hükümet Uygulamalarının Değerlendirilmesi 58. ve 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri, AKP tarafından kuruldu ve beş yıla yakın iktidarda kaldı. Bu döneme dair yapılacak değerlendirme, 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin olası uygulamalarına karşı bugünden hazırlıklı olmak anlamına gelecektir ki, bunun kamusal yararı her zaman ön planda tutan bir meslek odasının vazgeçilmez görevi olduğu bilinmelidir. 58. ve 59. Hükümetleri dönemi ekonomik ve sosyal veriler ışığında değerlendirildiğinde, yukarda ifade etmeye çalıştığımız alternatifsizliğin hiç de dayanaksız olmadığı görülecektir. 6 da 22 Temmuz 2004 tarihinde meydana gelen Hızlandırılmış Tren kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Seçimler tamamlandı; Ankara da su kesintileri başlıyor. Şimdi asıl soru şu: Zihni Sinir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olsun mu, olmasın mı?

2 2 1 Ağustos Yılda 50 Eser Projesi Ödül Töreni Yapıldı 50. Yılda 50 Eser Projesi kapsamında seçilen 50 eserin sahibi ve yaratıcılarına düzenlenen bir törenle ödülleri verildi. Ödül töreninde ayrıca 50. Yılda 50 Eser kitabının tanıtımı yapıldı ve aynı adı taşıyan sergi açılışı gerçekleştirildi. Ödül törenine, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in yanı sıra TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Selçuk Uluata, Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve çok sayıda davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, 50. Yılda 50 Eser projesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin küçük ama duygusal örneklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu çalışma, inşaatçıların hem kendi mesleklerine hem de cumhuriyete sahip çıkma çabası olarak değerlendirilmelidir. dedi. Projenin önemli bir eksikliği giderdiğini vurgulayan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, keşke eser sayısı 50 değil 100 olsaydı diyerek temennisini dile getirdi. Demirel, Türkiye Cumhuriyeti nin övünülecek pek çok esere sahip olduğunu sözlerine ekledi. İnşaat Mühendisleri Odası tarafından gerçekleştirilen 50. Yılda 50 Eser projesi kapsamında ödül töreni, kitap tanıtımı ve sergi açılışı yapıldı. 29 Haziran Cuma günü İMO Teoman Öztürk toplantı salonunda yapılan ödül töreninin açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yaptı. Hitit/ Quartet müzik dinletisiyle başlayan tören, eser sahipleri ve yaratıcılarına ödül verilmesi ve sergi açılışıyla devam etti. Tören kokteylle sona erdi. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç tören açılışında yaptığı konuşmada, Mühendislik ve teknik hizmetler bir ülkenin temel direklerinden birisidir. Ülkenin imarı, yeniden yapılanması ancak bizlerin mesleki bilgi ve deneyimi sayesinde gerçekleşmektedir. Bir ülkenin teknik elemanlarına, mühendislik dallarına verdiği önem, o ülkenin gelişmişlik düzeyiyle paralellik arz etmektedir. dedi. Eserlerin sahibi olan kurumların son beş yılda tasfiye edildiğini, özelleştirildiğini de hatırlatan Yüzgeç, mühendislik hizmetlerinin yabancılaştırılması ve tasfiyesinin amaçlandığını sözlerine ekledi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, İnşaat Mühendisleri Odası nın önemli bir iş başardığını, ama 50 değil 100 eser bile tanıtılsa Cumhuriyetin bu alandaki birikimini anlatmakta yetersiz kalacağını belirtti. Proje kapsamındaki eserlerin yalnız ülke sınırları içindeki çalışmaları kapsadığına, yurtdışındakilerin dışarıda bırakıldığına işaret eden Demirel, bu 50 eserlik kapsama bir çok mühendislik eserinin daha girmesinin insanın içinden geçtiğini, sayının hiçbir koşulda yeterli gelmeyeceğini kaydetti. Bolu Tüneli, Zigana Tüneli, Borçka-Suçatı Yolunun bu çalışmalardan bazılarını oluşturduğunu söyleyen Demirel, Şanlıurfa, Selçuk, Dicle, 100. Yıl, Atatürk gibi üniversitelerin kampüslerini de kapsamda görmeyi istediğini anlattı. Demirel, Atatürk ülkeyi kurarken üç ana hedef koydu. Atatürk ülkenin çağdaş, medeni ve zengin olmasını istedi. Bu hedefe varmak için pek çok kesim elinden gelen her şeyi yaptı. şeklinde konuştu. Bu topraklarda ne yaptınız; mesela Romalılar şunları yaptı, Osmanlılar şunları yaptı, siz ne yaptınız derlerse? Bizim gösterecek çok şeyimiz var ama bizim göstereceğimiz şeylerin çoğu ekonomik karakterlidir. Ben bunlardan bir tanesinden bahsedeceğim o da GAP projesidir diyen Demirel, proje hakkında çeşitli bilgiler verdikten sonra Türkiye nin herşeyi yapmaya kalkmaması, gücü nispetinde hareket etmesi ve başladığı işleri de makul zamanda bitirmesi gerektiğini kaydetti. O zaman zenginleşmenin devam edeceğini ifade eden Demirel, GAP Projesinin tamamlanmasının önemini vurguladı. İMO Genel Sekreteri Gülay Özdemir in eserlerle ilgili sunumundan sonra eser sahiplerine, mimari ve statik tasarımcılarına, müşavirlere 50. Yılda 50 Eser Projesi Seçici Kurul üyelerine ödülleri verildi. Sergi açılışını da yapan Demirel, eserlerle ilgili bilgi verdi. İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç in törende yaptığı konuşma Sayın Cumhurbaşkanım, Değerli Konuklar, Değerli Basın Mensupları, Odamızın 50. kuruluş yıldönümü kapsamında başlatılan 50. Yılda 50 Eser projesinin ödül törenine hoş geldiniz. Odamız, kuruluşunun 50. yılında 50. Yılda 50 Eser ismiyle bir proje başlatmış, proje kapsamında Türkiye Cumhuriyeti döneminde gerçekleştirilen mühendislik eserlerinden 50 tanesini belirlemiş, Cumhuriyetin ve inşaat mühendisliğinin ortak sürecine anlam ve derinlik katmak istemiş, tarihimize ayrı bir pencere açmayı hedeflemiştir. Bu hedefle başlatılan çalışmalar, eserlerin taranması ve seçimi, seçilen eserlerle ilgili bilgi toplama, eserlerin bir arada sunulacağı kitap ve sergi hazırlığı gibi aşamalardan geçerek bugüne gelinmiştir. Bu çerçevede, başta seçici kurul üyeleri olmak üzere projeye emek veren herkese Odamız ve mesleğimiz adına teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca proje kapsamında seçilen eserlerin kitap formatında bir araya getirilmesi gibi zorlu işe soyunan Oda çalışanlarımız da teşekkürü hak ediyor. Bu işin gerçekleşmesine maddi katkı sağlayan firmalarımıza da şükranlarımı sunuyorum. İnşaat mühendisliğinin tarihsel süreç içinde kat ettiği mesafe ve Türkiye Cumhuriyeti nin gelişimi asla sıradan bir öykü olarak görülmemelidir. 50. Yılda 50 Eser, işte bu katkıyı tescilleyen bir projedir. 50. Yılda 50 Eser projesi, inşaat mühendisliği ile beraber Türkiye Cumhuriyeti ne alışılagelmişin dışında bir pencere açma hedefiyle düzenlenmiştir. Kuşkusuz ki, Cumhuriyet tarihi bu 50 eser gibi nice 50 eserin seçilebileceği yapıtlara sahiptir. Bir ülke düşünün ki; barajı yok, enerji üretemiyor, vatandaşına içme ve kullanma suyu sağlayamıyor, karayolu, demiryolu yok, havaalanı yok, ulaşım en büyük sorunu. Sağlık hizmetleri bina gerektirmeyecek oranda geri. Bir ülke düşünün ki; ne spor tesisi var, ne köprüsü, ne sulama sistemi, ne enerji santrali, ne limanları. Tepeden tırnağa yoksulluk ve yoksunluğa kesilmiş. Bir ülke düşünün; Kurtuluş Savaşı tamamlandığında elde avuçta hiç bir şey kalmamış. Bir tek şey hariç: Yeni bir ülke yaratmanın heyecanı ve geleceğe duyulan güven. İşte bu güvenle; öz kaynaklar harekete geçiriliyor, halkımızın yaratıcı gücü açığa çıkartılıyor, bir ülkeyi baştan aşağıya yeniden yapmanın, şevk ve heyecanı ile tüm zorluklar aşılıyor. Seçilen bu 50 eser, ilk yatırımdan bugünün teknolojisinin kullanıldığı projelere kadar Türkiye Cumhuriyetinin ve inşaat mühendisliğinin öyküsünü bizlerle buluşturuyor. Birecik Köprü inşaatında çalışan mühendisin, sal ulaşımıyla geçimini sağlayanlar tarafından görevi başında öldürüldüğünü,

3 Sivas-Erzurum Demiryolu üzerindeki tünele ismi verilen Yahya Bey in, Atatürk e söz verdiği halde zamanında işi bitirememenin üzüntüsüyle intihar ettiğini, 23 Nisan ın Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmasının Ankara Gar binasında kararlaştırıldığını, Dokuz Yıllık Karayolu Programı nın dünyaca saygınlığı kabul edilen bir program olarak mühendislik potansiyeli yarattığını, Ereğli Demir Çelik Tesisleri nin, askeri açıdan savunulmasının zor olacağı düşünülerek, daha önce Karabük e yapılmak istendiğini, Trakya Doğalgaz Santrali nin kurulmasından kısa bir süre sonra alanında personel yetiştiren bir okul konumuna geldiğini bilmeliyiz. Bu 50 eserin öyküsü; tarifsiz zorlukları, sınırsız fedakârlıkları, yoktan var etmeyi, olanı akıllı ve işlevsel kullanmayı bizlere göstermektedir. Bu ve benzeri çalışmalar, toplumsal hafızamızı canlı tutma, Türkiye Cumhuriyeti nin çağdaşlaşma iddiasını bugünlere taşıma hedefini yansıtmaktadır. Mühendislik ve teknik hizmetler bir ülkenin temel direklerinden birisidir. Ülkenin imarı, yeniden yapılanması ancak bizlerin mesleki bilgi ve deneyimi sayesinde gerçekleşmektedir. Bir ülkenin teknik elemanlarına, mühendislik dallarına verdiği önem, o ülkenin gelişmişlik düzeyiyle paralellik arz etmektedir. Ancak ne yazık ki, ülkemizde, özellikle 80 sonrası süreçle birlikte gittikçe artan bir şekilde mühendislik hizmetlerinin yabancılaştırılması ve tasfiyesi küreselleşme adı altında gerçekleştirilmektedir. Bu 50 eserin hayata geçirilmesini sağlayan pek çok kurum ve kuruluş ya kapatılmış ya da kapatılma sürecine sokulmuştur. Köy Hizmetleri kapatılmıştır. İller Bankası kapatılma sürecindedir. Çok ciddi bilgi birikimi ve deneyime sahip olan DSİ nin hizmetleri tarifsiz, tanımsız bir şekilde özelleştirilmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğünün kurumsal işlevini sürdürebilmesi için gerekli olan kaynak kısıtlanmaktadır. Ayrıca, bu 50 eser projesi bize siyasi iradenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmıştır. Bu günkü Türkiye nin deprem riski, mazotun 1 lira olmasından daha mı az önemlidir ki, partilerin seçim bildirilerinde yeterince yer almamaktadır dan beri bu konuda kayda değer hiçbir şeyin yapılmadığı bir gerçektir. Ancak zihinlerimizden bile silmiş olduğumuz bu gerçek dileriz ki kendini acı bir şekilde hatırlatmaz. Bu günkü Türkiye de, ihtiyaçlar farklılaşmış, nüfus artmış, kentler büyümüş, farklı mühendislik dalları oluşmuş, teknoloji gelişmiş olmasına rağmen, imarı ve mühendisliği belirleyen genel çerçeve hala 1938 den kalma yasalar tarafından belirlenmektedir. Bütün bunlara rağmen, Odamız mesleğimizin gerçek sorunlarını ve ihtiyaçlarını tespit ederek Yetkin İnşaat mühendisliği uygulaması başlatmış ve bulunduğumuz zeminde köklü değişiklikler anlamı taşıyan yeniliklere imza atmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası, mevzuatın eksik bıraktığı konuları kendi iç bünyesinde yönetmelik değişiklikleriyle, hizmet içi eğitimlerle ve belgelendirmeyle aşmaya, mesleğimizin ve meslektaşımızın ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır. Yetkin İnşaat Mühendisliği uygulaması bunun en somut örneğidir. Türkiye mühendislik alanında büyük bir potansiyele sahiptir. 50 Eser çalışması, istendiğinde bu potansiyelin neleri başarabileceğinin göstergesidir. Cumhuriyet ile inşaat mühendisliği birbirini tamamlayan ve destekleyen özellikler taşımaktadır. Mühendislik hizmetleri, Cumhuriyete, çağdaşlaşma iddiasını hayata geçirecek bir zemin sunmuştur. İnşaat mühendisliği, bir ülkenin romantik yönünü ifade etmektedir. 50. Yılda 50 Eser projesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin küçük ama duygusal örneklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu çalışma, inşaatçıların hem kendi mesleklerine hem de cumhuriyete sahip çıkma çabası olarak değerlendirilmelidir. Geçmişe sahip çıkabilmenin, bugün doğru yapabilmenin, geleceğe güvenle bakabilmenin yolu, meslek ilkelerini, bilgi ve birikimi canlı tutmaktan geçer; kuşaklar arası aktarımın önemine işaret eder. Bu nedenle eser seçimi bu projenin en önemli ayağını oluşturuyordu. Tam da bu noktada, Seçici Kurulda görev alan Prof. 1 Ağustos Dr. Uğur Ersoy a, Prof. Dr. Güngör Evren e, İnşaat Yüksek Mühendisi Yılmaz Karataban a, Prof Dr. Fikret Keskinel e, İnşaat Mühendisi Mahmut Küçük e, İnşaat Yüksek Mühendisi Süreyya Yücel Özden e, Yüksek Mühendis Mimar Doğan Tekeli ye, Prof Dr. İlhan Tekeli ye ve İnşaat Yüksek Mühendisi Ali Terzibaşoğlu na sonsuz teşekkür ediyorum. Odamız bu çalışmayla bir yandan ülkemize, toplumumuza sorumluluklarımızı hatırlatmakta, bir yandan da Sezar ın hakkını Sezar a teslim etmektedir. Geride bıraktığımız 84 yılın öyküsü, önümüzdeki 84 yılın nasıl geçmesi gerektiğine dair ipuçlarıyla doludur. Hepinize geldiğiniz için bir kez daha teşekkür ediyor, mühendislik-mimarlık eserlerinin arasında yapacağınız yolculuğun keyifli geçmesini diliyor, saygılar sunuyorum. Proje Kapsamında Seçilen 50 Eser Programlı Kalkınma Projeleri: Dönemi Demiryolları, Dokuz Yıllık Karayolu Programı, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Binalar / Kamu Binaları: Ankara Gar Binası, Mersin Halkevi Binası, Anıtkabir, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Binası, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) / Eğitim Tesisleri: İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, ODTÜ Yerleşkesi / Sağlık Tesisleri: Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi (GATA) Spor Tesisleri: 19 Mayıs Stadı, Abdi İpekçi Spor Salonu, Atatürk Olimpiyat Stadı / İş Merkezleri: Kızılay Emek İşhanı, İstanbul Galleria Alışveriş Merkezi, İstanbul İş Bankası Kuleleri / Toplu Konutlar: İstanbul Ataköy Konutları, 1992 Erzincan Deprem Konutları Güçlendirme Ulaştırma Yapıları / Karayolları Demiryolları: Sivas-Erzurum Demiryolu Hattı, 75. Yıl Selatin Tüneli / Aydın - İzmir Otoyolu, Ankara Metrosu, Ankara-Polatlı-Sivrihisar Bölünmüş Karayolu / Köprüler Viyadükler: Kömürhan Köprüsü, Birecik Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü, İmrahor Viyadüğü, TAG Otoyolu Atatürk (Nur Dağı) Viyadüğü, Manavgat Köprüsü / Havalimanları: Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali Su Yapıları / Barajlar: Çubuk Barajı, Keban Barajı ve HES, Karakaya Barajı ve HES, Oymapınar Barajı ve HES, Atatürk Barajı ve HES / Sulama-İsale-Arıtma: Aşağı Seyhan Sulama Projesi, Şanlıurfa Sulama Tünelleri, Yenikapı Atıksu Önarıtma Tesisi, Adana Hacı Sabancı OSB Su Alma ve Arıtma Tesisi, Büyük İstanbul İçmesuyu II. Merhale Projesi Yeşilçay Sistemi / Limanlar: Mersin Limanı, Bartın Limanı Enerji ve Sanayi Tesisleri / Enerji Tesisleri: Afşin- Elbistan Enerji Santrali, Trakya Doğalgaz Santrali, Kemerköy Termik Santrali Baca Gazı Arıtma Tesisi, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı ve Yumurtalık Tesisleri / Sanayi Tesisleri: İzmit Tüpraş Rafinerisi (İPRAŞ), Ereğli Demir Çelik Tesisleri (ERDEMİR), Petkim Sanayi Tesisleri 50. Yılda 50 Eser ödül törenine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruz Özak, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, üniversite rektörleri, belediye başkanları ve bakanlık bürokratlarından kutlama mesajı geldi. Sayın Taner Yüzgeç TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı 50. Yılda 50 Eser isimli kitap çalışmasının tanıtımının yapılacağı serginin açılışına çağrınızdan mutluluk duydum. Cumhuriyet in ilanının ardından Yüce Atatürk öncülüğünde her alanda kapsamlı atılımlar gerçekleştiren Türkiye, 84 yıllık tarihinde gurur verici başarılara ulaşmış, yaşama geçirilen büyük tasarılara çağdaş uygarlığın olanaklarını yurttaşlarına sunmuştur. Cumhuriyet döneminde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti nin çağdaşlaşma çabalarına inşaat mühendisliğinin katkılarını da ortaya koymaktadır. Aralarında Anıtkabir, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Boğaziçi Köprüsü, Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santrali gibi görkemli yapıtların da yer aldığı; programlı kalkınma tasarıları, binalar, ulaştırma ve su yapıları, enerji ve sanayi tesislerinden oluşan 50 büyük yapıtın, Türk inşaat mühendisliği için gurur verici bir tabloyu yansıttığına inanıyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası nın 50. Kuruluş yıldönümü ile inşaat mühendislerinin tarihine sahip çıkma arayışının bir ürünü olan 50. Yılda 50 Eser isimli kitap çalışmanızdan ötürü sizleri kutluyor, tüm üyelerinize ve sergiye katılanlara esenlikler diliyorum. Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı Sayın Taner Yüzgeç İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı 50. Yılda 50 Eser projesi kapsamında düzenlenen etkinliklere davetiniz için teşekkür ederim. Türkiye kazanımlarıyla parlak bir geleceğe doğru hızla ilerlemektedir. Büyük bir sıçramanın eşiğindeyiz. Hepimiz aynı inançta aynı geleceğe doğru yürüyoruz. Geçmişte milletimizin görüş ve düşüncelerinde farklılıklar olsa da ortak duygu ve hedefler etrafında buluşmayı başarmış ve cumhuriyetimizin temellerini atmıştır. Biz cumhuriyetimizin gelecek ideallerini ve milletimizin beklentilerini de ancak bu ruhla gerçekleştirebiliriz. İşte bu birlik ve beraberlik ruhu sürdükçe daha nice yıllarda nice eserler ortaya çıkacaktır. Bu düşüncelerle 50. Yılda 50 Eser projesi kapsamında düzenlenen etkinliklerin başarılı geçmesini diliyor, bugün itibariyle dünde kalan bu kıymetli başarılarla yetinilmemesini temenni ediyorum. Hepimizin daha çok çalışarak yeni rekorlara koşmamız gerektiğini düşünüyor size ve tüm katılımcılara sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Recep Tayyip Erdoğan Başbakan

4 4 1 Ağustos 2007 İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Su Sorununu Değerlendirdi Bilindiği gibi genel seçimlerden bir süre önce, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Enerji Bakanı Hilmi Güler, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Devlet Su İşleri Genel Müdürü Veysel Eroğlu nun katıldığı toplantıda susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalan Ankara için acil önlem paketinin yürürlüğe konulması yönünde karar alındı. Başbakan Erdoğan, Kızılırmak suyunun Ankara ya getirilmesine onay verdi. 7 Mart 2007 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ekinde verilen kroki incelendiğinde Kızılırmak suyunun Ankara ya getirilmesi için yaklaşık m pompaj ve İvedik Arıtma Tesisine kadar 126 km civarında uzun bir iletim hattı gerektiği görülmektedir. Bütün bu etkenler suyun maliyetini çok artıracaktır. Yapılması gereken arıtma sistemi ise, diğer arıtma sistemlerine göre oldukça pahalıdır. Kızılırmak suyunun getirilmesinin su fiyatlarına nasıl yansıyacağı proje tamamladındığında görülecektir. Kızılırmak tan Su Getirilmesi Melih Gökçek Ankaralının Sağlığı ile Oynuyor Kızılırmak tan Ankara ya içme suyu getirilmesi, DSİ nin hazırladığı Master Plan Raporu nda 2034 yılında gerçekleştirilmesi planlanan bir projedir. DSİ tarafından hazırlanan su talebi ve kaynak projeksiyonunda da açıkça görülmektedir ki, Kızılırmak suyunun kullanımı için uygun olan yıl 2034 olarak belirlenmiştir. Çünkü, Kızılırmak nehrinin su kalitesi ileri arıtma teknikleri kullanılmadan içmesuyu olarak kullanılmaya uygun değildir. Kızılırmak nehrinin doğduğu Sivas tan Ankara ya gelinceye kadar yer alan şehir ve köylerin atıklarının yarattığı kirlilik yanında, içerisinde yüksek oranda sülfat bulunmaktadır. Ankara İçmesuyu Kızılırmak Suyu %Fark Toplam sertlik (FS) 8,5 45,4 534 Klorürür mg/l 8,0 239, Sülfat mg/l 21,0 336, Şu an kullanılan ve Kurtboğazı ve Çamlıdere Barajlarının sularının arıtıldığı İvedik Arıtma Tesisleri teknik olarak Kızılırmak tan getirilecek suların arıtılarak içmesuyu standartlarına uygun hale getirilmesine uygun değildir. Kızılırmak tan su alınması, Kızılırmak havzasındaki barajlarda enerji üretimi düşüşüne sebep olacaktır. Kızılırmak tan su getirilmesi projesi ile enerji üretimi düşüşü 27 yıl önceden başlamış olacaktır. İvedik Tesislerinin kapasitesi iki adet 250 bin m 3 ten toplam 500 bin m 3 tür. Ankara nın ileriki yıllarda su ihtiyacı göz önüne alınarak tahsis edilen araziye ASKİ Spor Tesisi yapılmıştır. Işıklı-Gerede Sistemi planlama raporu ve projesi bitmiş olmakla birlikte ASKİ tarafından 2001 yılından beri bekletilmektedir. Oysaki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 14 Şubat 2007 tarihli Hürriyet gazetesinin Ankara ekinde yer alan açıklamasında Kızılırmak suyunu Gölbaşı nda arıttıktan sonra Ankara ya vereceklerini ifade ederek, Suyun geldiği yöndeki belediyelerle birlik oluşturup Kızılırmak ı sağlı sollu kontrol altına almayı düşünüyoruz. Döşeyeceğimiz 80 kilometrelik hatla Gölbaşı ilçesine kadar getirdiğimiz suyu burada kuracağımız ikinci bir arıtma tesisinde arıttıktan sonra Ankara ya vereceğiz. Büyükşehir Belediyesi bu bölgedeki depolanmış 7 milyar metreküp suyla başkentin 15 yıllık ihtiyacını karşılayacak su bulmuş oluyor demiştir. Fakat şimdi belediye ve ASKİ, Kızılırmak suyunu İvedik e getirerek Ankara ya içme ve kullanma suyu sağlanan diğer sularla karıştırıp kente vermeyi düşünmektedir. Bu durumun su kalitesine ve sağlığımıza ne gibi bir etkisi olacağı hakkında da kimsenin fikri yoktur. Ayrıca aynı açıklamada belediye başkanı İnternetten baktım, araştırmalar yapıyoruz. Ankara nın üç yılı kurak geçecek gibi görünüyor demiştir. Böyle bir tahmini yapan teknoloji dünya üzerinde mevcut değildir. Belediye başkanı bilimden uzak açıklamalarda bulunmaktadır Son 41 Yıllın En Kurak Yılı mı? Ankara da su sıkıntısının nedeni belediye başkanı Melih Gökçek in iddia ettiği gibi 2006 nın son 41 yılın en kurak yılı olması değil, kuruluş amacı Ankara da yaşayan insanların su ihtiyacını karşılamak olan ASKİ nin kendi alanı dışında işlere (örneğin yol, kavşak yapmak gibi) öncelik vermesi ve su konusuna uzun vadeli çözümler getirmemesidir. Öncelikle genel kuraklığın nedeni atmosfer sıcaklığının sürekli artmasıdır. Sıcaklık artışına sebep olan gazlar CO 2, H 2 O, CH 4, O 3 dur. Bu gazlardan en çok sıcaklık artışına sebep olan gaz CO 2 dür. CO 2 salınımının asıl sebebi fosil yakıtların kullanımıdır. Atmosfere en çok CO 2 yayan ülke, ABD dir. Türkiye ise kişi başına düşen CO 2 nin en yoğun salındığı ülkedir. Türkiye de kuraklık afet tanımı içinde değildir. Kuraklık izlenmez. Kuraklık izleme haritaları oluşturulmaz. Su bütçesi oluşturulmaz. Kuraklık, meteorolojik olarak başlar; hidrolojik ve tarımsal olarak devam eder; sosyoekonomik olarak yansır. Kuraklığa, kuraklık meteorolojik olarak başladığında müdahale edilmelidir. Türkiye de bu uygulamaların olmamasının ana nedeni; risk yönetiminin değil, kriz masası yönetiminin hâkim olmasıdır. Türkiye de hâkim olan yönetim anlayışı, sorunun en son aşamasında müdahale etme anlayışıdır. Sorun risk teşkil ederken herhangi bir müdahale yapılmaz. Kurtboğazı Barajı ndaki su seviyesi düşüşü çok önce başlamıştır. Mayıs ayı ile birlikte su kesintisine başlanması gerektiği belediyece bildindiği halde su kesintileri seçim sonrasına bırakılmıştır. Mayıs ayında yapılacak kesinti süreleri daha az olacak iken seçim sonrası kesinti süresi daha uzun olacaktır. Fakat belediye, yanlış karar verme riskini artırarak, Kızılırmak tan su getirilmesinde olduğu gibi son bir ay içerisinde aceleci davranarak duruma müdahale etmeye çalışmaktadır. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan, Sabah Ankara da 5 Şubat 2007 tarihinde yer alan yapılan açıklamada İçme ve kullanma suyu amaçlı barajların doluluk oranı; İstanbul da yüzde 53,5 İzmir de yüzde 30,1, Bursa da yüzde 27,6, Ankara da yüzde 9,3 seviyesinde ölçüldü. bilgisi verilmiştir. Açıklamadan da anlaşıldığı gibi 4 büyükşehirin en sorunlu ilin Ankara olması tesadüf değildir; kuraklıkla açıklanması da inandırıcı gelmemektedir. Ankara Su Kaynaklarının Doğru Yönetilememesi Ankara su kaynakları Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 1053 sayılı yasa kapsamında Bakanlar Kurulu Kararları ile yetkilendirilmesi sonucu nüfusu i aşan şehirlere içme, kullanma ve endüstri suyu sağlanması yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. DSİ-ASKİ arasında protokol yapılarak baraj, iletim hattı ve arıtma tesislerinin işletilmesi ASKİ ye devredilmiştir. Ankara ya iki büyük kaynaktan içme suyu gelmektedir: 1. Kurtboğazı Barajı ndan günde yaklaşık olarak m 3 2. Çamlıdere Barajı ndan günde yaklaşık olarak m 3 Çamlıdere Barajı ve Kurtboğazı Barajı depo barajlardır. İşletmede olan Eğrekkaya Barajı ve Akyar Barajı, Kurtboğazı Barajını beslemektedir. Kavşakkaya Barajı yapım aşamasında olup işletmeye geçtikten sonra Kurtboğazı barajını besleyecektir. DSİ nin yapmış olduğu çalışmalara göre Ankara nın su sıkıntısı çekmemesi için Kavşakkaya Barajı nın 2005 yılı içerisinde işletmeye geçmiş olması gerekmekteydi. Ancak 2007 yılı içerisinde işletmeye girmesi planlanmaktadır. Proje aşamasında olan Doğanözü Barajı ndan Ankara ya su verilmesi için baraj inşaatının ASKİ tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Doğanözü barajından verilecek su da Kurtboğazı Barajı nı besleyecektir. Işıklı Barajı nın planlama çalışmaları bitmiştir ve yapımı tamamlandıktan sonra Çamlıdere Barajı nı besleyecektir. Ankara nın su sıkıntısı çekmemesi için bu iki ana sistemin günün teknolojisine uygun yöntemlerle ve doğru olarak işletilmesi gerekmektedir. Şu anda, Akyar, Eğrekkaya ve Kurtboğazı barajlarındaki su seviyesinin ölü hacim seviyesine düşmesi sebebiyle su alınamamaktadır. Ankara nın su ihtiyacını karşılamak için Çamlıdere barajından fazladan m 3 su alınmaya çalışılmaktadır. Ancak basıncın yeterli olmaması nedeni ile belediye başkanı Melih Gökçek in, Hiçbir belediyenin yapmadığını yaptık dediği ve 3 Milyon YTL ye mal olan pompa sistemi kurulmuştur.

5 1 Ağustos Ankara içme ve kullanma suyu temini barajlarının işletilmesi doğru bir şekilde yapılamadığından, enerji ve kaynaklar israf edilmektedir. Mevcut kaynaklar değişik gerekçelerle gözden çıkarılmakta bunların yerine acil olarak pahalı çözümlere gidilmektedir. Örneğin belediye, içme suyu amaçlı Kayaş Bayındır Barajı nı Mavi Göl olarak rekreasyon amaçlı hale getirmiştir. Kuyu Sularının Kullanılmaması Ankara da yeraltı suları da doğru kullanılamamaktadır. DSİ kuyuları açmış ve ASKİ ye devretmiştir. Fakat ASKİ, kuyuların bakımını yapmamıştır. Savaş, deprem, vb durumlarda kullanılması hayati önem taşıyan kuyular kullanılamaz duruma gelmiştir. Ayrıca park ve bahçe sulamaları için, ortalama 50 km uzaklıktaki barajlardan getirilen ve arıtma tesisinde arıtılan içme suyu kullanılmaktadır yılı içerisinde park ve bahçe sulamasında kullanılan miktar oldukça büyük bir baraja karşılık gelmektedir. Bunun yerine şehir merkezine yakın yerlerde açılan kuyulardan çıkan suların park ve bahçe sulamasında kullanılması gerekmektedir. Şehir İçme Suyu Şebekesinin Doğru Yönetilememesi Ankara şehir içme ve kullanma suyu şebekesi doğru yönetilememektedir. Su kullanım eğitimi verilememektedir. Şebeke kayıpları, kontrol edilememektedir ve olması gereken seviyede değildir yılı nüfus sayımına göre; Ankara ili nüfusu kişidir. Ankara kent merkezi nüfusu ise kişidir. ASKİ nin internet sayfasında yer alan nüfus tahmini ( ) çalışmaları Ankara ili nüfusundan azdır. Yani Ankara ili için nüfus artışı ASKİ nin tahmininden azdır. Fakat ASKİ nin içme ve kullanma suyu sağlama sorumluluğunda olan yerler son büyükşehir belediye yasası ile artmıştır. Belediyenin su ve kanalizasyon işlerinden sorumlu kurumu ASKİ, baraj ve şehir içme suyu şebekesi işletmesini günümüz şartlarına uygun yapamamaktadır. Kişi Başına Günlük Net Su Talebi Evsel Ticaret Sanayi Kamu Kurum Toplam Şehir içme suyu şebekesi işletmesinde kullanılan Scada Sistemi doğru işletilememektedir. Şehir içme ve kullanma suyu şebeke kayıpları Avrupa ülke ortalamalarının üstündedir. Almanya içme ve kullanma suyu şebeke kayıpları %10 un altındadır. Şebeke kayıpları, borulardan sızan sular ve illegal kullanım olarak tanımlanır. Ankara içmesuyu şebekesi, şebeke kayıpları şuan ASKİ nin resmi internet sayfasına göre %30 dur. Bu sayı oldukça iyimser bir sayıdır. Şebeke kayıpları, arıtmadan basılan su ile fatura edilmiş su miktarı karşılaştırması ile tespit edilir. Borulardan sızan su ise arıtmadan basılan su ile gece su kullanımının az olduğu saatlerde kullanılan su miktarı karşılaştırması ile tespit edilir. İllegal kullanım, borulardan sızan suların şebeke kayıplarından çıkarılması ile elde edilir. ASKİ de şebeke kayıpları tespit çalışmaları yapılmamaktadır. Belediyeden Örnek Su Tasarrufu Uygulaması: OSTİM Organize Sanayi Bölgesi 31. Sokak ta patlayan ve beş aydır aralıksız akan su göz göre göre boşa akıyor. Esnafın durumu ASKİ Batıkent Bölge Müdürlüğü ne bildirmesine ve Belediye Başkanı Melih Gökçek in Ankaralı suyu tasarruflu kullanın, kar ve yağmur için bol bol dua edin açıklamasına rağmen beş aydır boşa akan su arızasına sağlıklı bir müdahalede bulunulmadı.(hürriyet Ankara, ) Gökçek su tasarrufu için şunların yapılmasını istiyor: 15 dakika değil, 2 dakika duş alın. Tuvaletlerde pisuara yarım basın. Hanımlar bulaşık yıkarken bir tabağa şarıl şarıl su akıtmasınlar. Bol bol dua etsinler. Gökçek Ankaralının etmesi gereken duayı da şöyle açıkladı: Yağmurun da nereye yağacağı çok önemli. Özellikle Kızılcahamam ve Çamlıdere ye, önce kar, sonra yağmur yağması için dua etsinler. Çünkü en iyisi böyledir. (Hürriyet Ankara) Ankara da bir evde ortalama 5 kişi yaşasa günde birer kez tuvalete çıksalar 5 kez tuvalete çıkmış olurlar. Bu da 20 teneke su demek. 20 teneke su ile 1 metreküp hacminde su harcamış Fatura Edilmeyen Su % Brüt Su Talebi Kişi Başına Toplam Hesap Kabul *(10) 4 Nüfus I/kişi. I/kişi. I/kişi. I/kişi. I/kişi. I/kişi. Yıl Kişi gün gün gün gün gün gün m 3 /gün m 3 /Yıl 1995(*) 2,840, , ,575, , (*) 4,429, ,151, ,487, ,459, (*) 6,137, ,638, (*) 6,864, ,860, ,676, ,080, Not: 2005, 2015 ve 2020 yıllarındaki nüfus, yıllık artış oranı (P t =P o *e*(r.t) na göre hesaplanmıştır. (*) Evsel su tüketimi yılları arasında %1 ve yılları arasında %0 arasında artış olacağına göre hesaplanmış ve yuvarlatılmıştır. Ticari/Sınai su tüketimi yılları arasında %1 ve yılları arasında %0.5 arasında artış olacağına göre hesaplanmış ve yuvarlatılmıştır. Brüt Su Talebi, yuvarlatılan değerler kullanılarak hesaplanmıştır. oluyorsunuz. Tuvaletlerde rezervuarların içine suyun miktarını azaltmak için tuğla ve kola şişesinin içerisine suyu doldurup içine bırakmalarını öneriyorum. (Hürriyet Ankara, ) Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek in Açıklamaları Allah yağmur vermezse, bu işin çözümü ve tedbiri yoktur. Vatandaşlardan canı gönülden dua istiyorum. (Radikal, ), (Milliyet Ankara, ) Su kesintileriyle ilgili net bir karar alamadık. Henüz düşünüyoruz. Alternatifleri değerlendiriyoruz.yağış yok rakamlar ortada.yağış olmayınca ne tedbiri alırsan al aynı sonuçla karşı karşıya kalacağız. Tek çözüm Allah a dua etmek. Lütfen inananlar dua etsin. (Sabah Ankara, ) Erdoğan dua etti iki günde yağmur yağdı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı yapıyordu. Sayın Erdoğan ın bir televizyon kanalında İşimiz duaya kaldı şeklindeki sözleri üzerine bir gazete Erdoğan ile alay ederek, Duaya mı çıkacaksın diye yazmıştı. İşte takdiri ilahinin gücü, Erdoğan ın bu sözünün ardından 2 gün sonra yağmur yağdı ve o gazetenin matbaasını da su bastı. Sayın Erdoğan ın işi iyi ki Allah a kaldı. Bende Ankara da böyle istekte bulunuyorum. (Hürriyet Ankara) Yağmur Bombası Hava Cıva Melik Gökçek Birgün gazetesinin 31 Ocak 2007 tarihli sayısında Yağmur Bombası iddiasının doğru olmadığını belirterek, konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır: Bizim bir genel müdür yardımcımızın kendi işgüzarlığı. Kendisine böyle bir talimat veren yok. Kendisine başvuran bir firmayla ilgili görüşlerini kurumun görüşü gibi takdir etmiştir. Hakkında soruşturma başlatıldı. Çözüm Önerileri Türkiye nin başkenti Ankara nın belediye başkanı bilimden uzak, keyfi uygulamalarına devam etmektedir. Ankara daki su sorununun çözümü, planlı ve doğru bir yönetimle sağlanabilir: ASKİ Kuruluş Kanunu na uygun olarak uzmanlık alanı ile ilgili hizmet vermelidir. ASKİ teknik kadrosu günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye getirilmelidir. Şehir İçme Suyu Şebekesi İşletmesi nde kullanılan Scada Sistemi doğru işletilmelidir. Ankara ya içme suyu sağlayan su kaynaklarının ve içme suyu şebekesinin işletmesini sağlayacak teknik kadro oluşturulmalıdır. İçme suyu şebeke kayıplarının uygun değerlere indirilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Barajların işletilmesi günün teknolojisine göre yapılmalı ve Scada Sistemi veya benzeri teknikler barajların işletilmesinde de kullanılmalıdır. İnşaatı devam eden Kavşakkaya Barajı bir an önce devreye girmelidir. Gerede den getirilmesi düşünülen içme suyu projesi çalışmalarına hız verilmelidir. Kızılırmak suyu DSİ planlamalarında olduğu gibi 2030 yıllında devreye girecek şekilde değerlendirilmeli, daha ucuz kaynakların kullanılmasına öncelik verilmelidir. Açılmış olan kuyular korunmalı, park ve bahçe sulamalarında barajlardan getirilerek arıtılan şehir içme suları değil, kuyu suları kullanılmalıdır.

6 6 1 Ağustos Dönem Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine Tavrımızı, Yeni Program ve Uygulamalar Belirleyecektir 1 den Çünkü; AKP iktidarında 80 yıllık cumhuriyet dönemindeki kadar iç ve dış borç yapılmış, 2002 yılında 200 milyar dolar civarındaki borç, bu zaman zarfında 407 milyar dolara ulaşmıştır. Borsanın yüzde 72 si ve bankacılık sisteminin yüzde 42 si yabancı yatırımcıların elinde bulunmaktadır. Türkiye nin devleri olarak adlandırılan pek çok tesis özelleştirme yoluyla satılmıştır. Resmi rakamlar bile işsiz sayısının 3 milyonu aştığını söylemektedir. Avrupa nın en pahalı mazotu Türkiye dedir; elektriğe Avrupa ortalamasının on katından fazla para ödediğimiz de ayrı bir gerçektir. Büyüdüğü iddia edilen Türkiye ekonomisi, bu büyümeyi yatırım ve üretimle değil borçlanarak sağlamamış, büyüyen kısmın paylaşımı ise adaletsizliği ortaya çıkartmıştır. Nüfusun ancak yüzde 5 i büyümeden nemalanmış, yüzde 95 ise devre dışı kalmıştır. Kredi kartı borçları, karşılıksız çekler ve protestoya uğrayan senetler toplumsal bir yara haline gelmiştir. Özelleştirme ve temel kamusal hizmetleri paralı hale getirme girişimleri ise hiç hız kesmemiştir. Türkiye zaten cılız olan sosyal devlet özelliğini hızla yitirmiştir. Tarım yok sayılmış, üretici emeğinin karşılığını alamaz konumda bırakılmış, kırsal bölgelere hizmet veren kurumlar kapatılmıştır. AKP Hükümeti döneminde, başta kendi meslek disiplinimiz olmak üzere tüm yatırım-üretim-tüketim sürecini neo liberal politikalar doğrultusunda tanzim edilmiş, sektörlerin yasal çerçevesi IMF direktifleri ile şekillenmiş, meslek alanları küresel sermayenin ihtiyacına göre belirlenmiştir. AKP eliyle TBMM den geçen yabancıların çalıştırılması hakkındaki yasa bunun tipik bir örneğidir. AKP iktidarı meslek odaları, sendikalar, demokratik kitle örgütlerini toplumsal dayanak noktası olarak alan katılımcı demokrasi anlayışından uzak bir yönetim tarzı sergilemiş, hemen her alana ilişkin kararlar, yasal değişiklikler sorunun asıl sahip ve uygulayıcılarını devre dışı bırakacak bir şekilde hayata geçirilmiştir. Bizler açısından 4,5 yıllık AKP iktidarının kısa özeti, ben yaptım oldu anlayışında gizlidir. Bu çerçevede; 4,5 yıl süren AKP iktidarında dönem dönem dile getirdiğimiz, meslek alanımızla ve ülkemizin ekonomik-sosyal yönüyle ilgili hassasiyetlerimizin yeni dönemde de takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin aşağıda sıraladığımız bir anlayışla hareket etmesi durumunda, meslek alanımızın ve ülkemizin pek çok sorununun çözüleceğine inanmaktadır. Başta 12 Eylül ün ürünü olan 1982 Anayasası olmak üzere tüm antidemokratik yasalar değiştirilmeli, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa çerçevesinde laiklik, sosyal hukuk devleti, kişisel temek hak ve özgürlükler güvenceye alınmalı, insan tüm yönetsel sürecin öznesi haline gelmelidir. Antidemokratik özellikler taşıyan siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli, partilerin iç hayatını demokratikleştirilmeli, demokrasiyle örtüşmeyen seçim barajı ya tamamen kaldırılmalı ya da kabul edilebilir seviyeye indirilmeli, tüm toplumsal ve siyasal kesimlere TBMM de temsil olanağı sağlanmalı, milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmalı, yolsuzlukların üzerine gidilmeli, kamu olanaklarından nemalanmanın önüne geçilmeli, milletvekili ve bakan yakınlarının hızla zenginleşmesine izin vermeyen bir sistem getirilmelidir. Bağımsız ve onurlu bir dış politika izlenmeli, her türlü emperyalist oyunun sürdüğü ve hep savaşla birlikte anılan Ortadoğu da komşularımızla dengeli, dostluk temelinde ilişkiler kurulmalı, ülkemizi savaş batağına çekecek girişimlerden uzak durulmalı, emperyalist devletlerin ileri karakolu olmayı reddeden, savaş değil barış yanlısı olan bir tutum izlenmelidir. Barış, kardeşlik, eşitlik ve adalet birleştirici bir unsur olarak görülmeli, gerilim ve çatışmanın yaşanmadığı, demokrasi kültürünün içsel bir olgu olarak belirleyiciliğini ilan ettiği, çok renkli, çok sesli, farklılıkları zenginlik sayan, hoşgörünün hâkim kılındığı, kültürlerin kendisini koruması ve geliştirmesine uygun ortam bulduğu bir toplumsal yaşam oluşturulmalıdır. IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının dayatmalarına direnmeli, uluslararası sermayeden bağımsız, sosyal devlet anlayışıyla oluşturulmuş bir ekonomik program izlenmeli, başta çalışma yaşamı ve insan haklarına dair kazanımlar olmak üzere tüm evrensel değer ve sözleşmeler değişmez hüküm olarak kabul edilmelidir. Sosyal devlet anlayışı geliştirilmeli, kamusal hizmetlerin niteliğini yükseltmeli, barınma, eğitim ve sağlık temel insan hakkı olarak kabul edilerek, bu hizmetler parasız ve nitelikli hale getirilmelidir. Yatırımlara ağırlık verilmeli, yatırım kalemlerine bütçeden ayrılan pay, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkartılmalı, yatırımcı kamu kurumlarının tasfiyesinden vazgeçilmeli, yatırımlar ihtiyacı gideren bir seviyeye çıkartılarak, istihdam olanakları genişletilmeli ve işsizlik sorun olmaktan çıkartılmalıdır. Tüm çalışanlara insanca yaşayacak bir ücret verilmeli, sağlıklı iş ortamı sağlanmalı ve iş güvencesi konusu sorun olmaktan çıkarılmalıdır. Sendikalar yasası tüm çalışanları kapsayacak şekilde genişletilmeli, grev ve toplu iş sözleşmesi hakkını içermelidir. Kamuda veya özel sektörde çalışan teknik personelin yaşam standardı yükseltilmeli, gerek eğitim gerek uygulama bağlamında mühendislik alanları teşvik edilmelidir. Neredeyse her ilde bir üniversite açan popülist politikalar terk edilmeli, mevcut üniversitelerin niteliği yükseltilmeli, üniversitelere gelişmiş ülkeler düzeyinde kaynak aktarılmalı, üniversitelerimiz daha donanımlı hale getirilmelidir. Mühendislik eğitim ve mesleğinin ihtiyaç duyduğu tüm mevzuat değişiklikleri vakit kaybetmeden gerçekleştirilmelidir. Yönetimde ve uygulamada, katılımcılık esas alınmalı, meslek odaları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri karar alma sürecine dahil edilmelidir. Doğa olayları doğal afet olarak görülmemeli, başta deprem olmak üzere tüm afetlere karşı gerekli önlemler alınmalı, deprem tehlikesi karşısında adeta kaderine terk edilmiş insanımızın geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak girişimler hemen başlatılmalı, neredeyse tüm toplumsal yaşam deprem tehlikesini gözeten bir yerden yeniden tanzim edilmelidir. Yapılaşma ve denetim sürecini düzenleyen ilgili tüm mevzuat günün koşullarına ve ihtiyaca uygun hale getirilmeli, kaçak yapılaşmaya izin verilmemeli, konut birikimiyle, sosyal donatı, spor ve yeşil alanlarıyla yaşanılabilir kentlerin oluşturulması hedeflenmeli, kentleri ve kentsel değerleri ranta dönüştürmeyi amaçlayan dönüşüm yasaları rafa kaldırılmalı, çevrenin kirlenmesine ve doğanın tahrip olmasına izin verilmemelidir. Ulaşımda programlı, dengeli ve entegre bir yatırım politikası izlenmeli, ulaşım hizmetlerinin güvenli, ekonomik, ve konforlu verilebilmesi için dünyada kabul görmüş çözümlere ilgi gösterilmeli, kent içi ulaşımda toplu taşımacılığı esas alan programlar uygulanmalı, özellikle karayollarımız kazalara karşı güvenlikli hale getirilmelidir. Küresel ısınma çerçevesinde, su konusunun geleceğin başat sorunu haline geleceğinden hareketle, su yatırımlarına ağırlık verilmeli, suyun temel bir insan hakkı olduğu ve kamusal bir değer olarak algılanması gerçeği su politikasının odak noktasına oturtulmalıdır.

7 1 den Ankaram Platformu sorumlu arıyor Daha önce, Kızılay ın insandan, Güvenpark ın kuğulardan temizlenmesi girişimlerine direnen Ankaram Platformu, bu defa da, Ankara yı kimin ve neden susuz bıraktığının peşine düştü. Sorumluyu ve nedenini bulmak hiç de zor değildi ama asıl iş, bu gerçeği vananın başına Melih Gökçek in geçmesi için yüksek oranda oy kullanan Ankaralılara anlatmaktı. Bu çerçevede bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştiren Ankaram Platformu, 19 Temmuz 2007 Perşembe günü İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu nda Ankara Neden Susuz? konulu bir panel düzenledi. Bir önceki gün ise panelin duyurusu için Ankaram Platformu katılımcıları bir basın toplantısı yapıldı. Amaç belli: Ey Ankaralı susuzluk kapıda. Bu işten yalnızca biz Ankaram Platformu mağdur olmayacak. Sizin de çeşmenizden su akmayacak. Bir el atın şu işe de vananın başında duran kendisine gelsin. altında mı olacak? Çernobil faciasından sonra, kameraların önünde höpürdeterek çayını yudumlayanlarla aynı geleneğe sahip Melih Gökçek in bize bir şey olmaz efsanesini devam ettirme azim ve kararlılığında olduğu belli. Gelelim Ankara Neden Susuz konulu panele. Yani insanın gönlünden geçmiyor değil; İMO nun bulunduğu Necatibey Caddesi nin dolup dolup taşması; değil mi ki susuzluktan milyonlarca insan mağdur olacak. Yine de içimizi ferah tutmak lazım. 499 koltuklu salonun neredeyse tamamı doluydu. Melih Gökçek sayesinde Günümüzün Kerbela sı olmaya aday haline getirilen Araplar Köyü nün canı yanan sakinlerinin hep protokole ayrılan ön koltukları doldurması memnuniyet vericiydi. Önümüzdeki yerel seçimlerde Araplar isyanının sandığa yansıma ihtimali, salondaki ortak ama dile getirilmeyen (uğur denemesi bir çeşit) temenni olarak salondaki hâkimiyetini hissettirdi. Araplılar, İlkerliler salonu doldurduktan sonra panelde yapılan konuşmaların kıymeti harbiyesi kalmış mıydı? Elbette. İkisi başka başka işlerdi. Skor da önemliydi ama o skorun ortaya çıkmasını sağlayacak teknik, taktik bilgiler de. Panelin ev sahipliğini İMO yaptı ama asıl sahiplerin mahallelerden su gibi akıp salonu dolduranlar olmalıydı. Belki de bu yüzden, Ankara nın su sorunuyla ilgili ayrıntılı bilgiler veren İMO Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Göksoy konuşmasını, Can Yücel den alıntıyla bitiriyordu: Kendi düşen köyler kentler ağlamaz. Panelde; Şehir Bölge Planlama Odasından Aysin Tektaş, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Erdoğan Bozkurt, Su ve Kanal Çalışanları Derneği nden Orhan Doğan ve Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çetin konuşmacı olarak yer aldı ve çok değerli görüşlerini katılımcılarla paylaştı. Panel bittiğinde tüm katılımcıların düşüncesi ortaktı: Suyu, hayatı ve bu kenti kazanmak lazım. 1 Ağustos Seçimler tamamlandı; Ankara da su kesintileri başlıyor. Şimdi asıl soru şu: Zihni Sinir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olsun mu, olmasın mı? ATO sağlık kurulu oluşturdu ATO nun deneyimli ve birikimli hekimlerden bir kurul oluşturduğunu söyleyen Okay, kurulun su kesintileri nedeniyle yaşanacak sorunları ve alınacak önlemleri içeren bilgiler hazırlayarak, kamuoyu ile paylaşacağını belirtti. Büyükşehir belediyesinin reklam panolarını bu dönemde politik ve ticari amaçlar yerine halkı bilgilendirme amacıyla kullanması gerektiğine dikkat çeken Okay, seçim dönemlerinde halka politik rant amacıyla ayni sadaka yardım sağlayan ekiplerin bu dönemde hazırlayacakları bilgilendirici broşürleri halka dağıtmada kendilerine yardımcı olmalarını istedi. Okay ayrıca belediyenin ekonomik durumu iyi olmayan, ambalajlı su alamayacak kişilere ücretsiz içme suyu temin etmesi gerektiğini belirterek, su depolamada şu hususlara dikkat edilmesini istedi: Kesinti durumunda özellikle içme amaçlı olarak mümkün olduğu kadar ambalajlı suların tüketilmesi daha güvenlidir. Suyun saklandığı kaplar temiz olmalı, plastik, pvc, cam vs. her türlü kap güneş almayacak şekilde muhafaza edilmelidir. Şebeke dışında, kaynağı belli olmayan bir yerden temin edilen sular en az 10 dakika kaynatılmalı ve üzeri kapatılarak saklanmalıdır. Daha da güvenlisi dezenfeksiyon için damlalıklı klor solüsyonu veya klor tabletleri kullanılmalıdır. Su kesintisinin ardından şebekeye verilen su, 3-5 dakika ya da berraklaşıncaya kadar musluktan akıtılmalı ve daha sonra kullanılmalıdır. Bu suları kullanmadan önce en az 10 dakika kaynatmak gerekmektedir. Ev, işyeri ve toplu yaşanan diğer yerlerde kullanılan su depoları ayda bir, sık ve uzun süreli kesinti varsa en az 15 günde bir kez temizlenmeli ve korlu solüsyonlarla dezenfekte edilmelidir. Depolanan ve biriktirilen su miktarı, su kesintisinin süresine göre ayarlanmalı, gereğinden fazla su depolanmamalıdır. Basın toplantısında, belediyenin vatandaşına sağlıklı su temin etmekle yükümlü olduğunu belirterek sözlerine başlayan Ankaram Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Ali Özgün, Ankara ya sahip çıkan tüm Ankaralıları panele davet etti. Diğer konuşmacı ise İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Göksoy du. Göksoy, açıkçası, yaptığı tespitlerle isabet kaydetti. Çünkü Göksoy a göre sorun, teknik değildi, kuraklıkla açıklanamazdı. Göksoy a göre sorun politikti. Yani belediye yönetiminin kente, insana, suya, suyun özelleştirilmesi girişimlerine yaklaşımının tezahüründen ibaretti. Kimya Mühendisleri Odası ndan Mehmet Besleme ise, Kızılırmak tan su getirilmesinin ne gibi tehlikeler içerdiğini ve Kızılırmak suyu ile Ankara içme suyunun toplam sertlik, klorürür ve sülfat değerleri ile ilgili bilgilendirerek, hem katılımcıların hem de basın toplantısını izleyen gazetecilerin epey bir moralini bozdu. Ne yani, Melih Gökçek Kızılırmak projesini hayata geçirirse, ki geçirmemesi için hiçbir engel yok, sağlığımız düpedüz tehlike Hastalık kapıda Ankara nın su sorunu ile ilgili yapılan etkinlikler çerçevesinde Ankaram Platformu na üye çeşitli sivil toplum örgüt temsilcileri 28 Temmuz günü Ankara Tabip Odası nda (ATO) düzenledikleri basın toplantısında, su kesintileri sonucu yaşanacak sağlık sorunlarına dikkat çekerek yetkilileri önlem almaya çağırdılar. ATO Başkanı Önder Okay tarafından yapılan açıklamaya, Ankaram Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Ali Özgün, İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Göksoy, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği adına Yılmaz Kızılırmak, Çevre Mühendisleri Odası ndan Ertuğrul Bozkurt ve KESK Ankara Şubeler Platformu ndan bazı üyeler katıldı. Ankara da su kesintileri sonrasında yaşanacak sağlık sorunlarına dikkat çeken Önder Okay, yetkilileri önlem almaya çağırırken, su depolamada dikkat edilecek bazı noktaları da açıkladı. Okay, yaz aylarında görülen ve susuzlukla artış gösterecek hastalıkların başında ishal, tifo, kolera, dizanteri, hepatit ve beta streptokok gibi bakteri ve virüslerin yanı sıra bağırsak parazitleri olacağını belirtti. Okay, acil servislere başvuran ishal ve ateşli dizanteri vakalarında şimdiden artış yaşandığı bilgisini verdi. Yavaş yavaş zehirleneceğiz Toplantıda söz alan diğer örgüt temsilcilerinden Ahmet Göksoy, Kızılırmak suyu projesinin mevcut suyu da kirleteceğine dikkat çekerek, Kızılırmak suyunun İvedik tesislerinde arıtılması mümkün değildir. Teknolojimiz buna elverişli değildir. Bu suyun mevcut suyla karıştırılması gündemde. Dolayısıyla mevcut su da kirlenecek. diye konuştu. Mehmet Ali Özgün ise, Ankara ya getirilmesi düşünülen Kızılırmak suyunun insanları yavaş yavaş zehirleyeceğini söyleyerek Kızılırmak suyunu Bergama köylülerinin karşı çıktığı siyanüre benzetti.