Sonsuzluğa uzanan 342 fidan... Ege Üniversitesi kampüs alanı zeytin ağaçları ile donatılıyor

Transkript

1 EGE; ZirAAt te 2, MÜhEnDiSLik ve tip ALAnInDA 4. SIrADA Türkiye'nin 2013 yılı için en başarılı devlet üniversitelerinin akademik başarı sıralaması URAP tarafından açıklandı 2013 yılı Yüksek öğretim Kurumu (YöK) verilerine göre ülkemizde 170 üniversite bulunuyor. Bu sayıya da her yıl yenileri eklenmeye devam ediyor. Ancak eğitimde kalite arayanlar Türkiye nin en iyi üniversitelerine girebilmek için yoğun çalışma temposu içine giriyor. Dünyada üniversitelerde verilen eğitimin kalitesi farklı kriterlere göre ölçülerek sıralamalar yapılıyor. Türkiye nin en iyi üniversitelerini belirlemek için ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde kurulan URAP (University Ranking by Academic Performance) Laboratuvarı tarafından bir çalışma yapılarak Üniversitelerin Akademik Performansa Dayalı Genel Sıralaması saptandı. Tüm üniversitelerin Genel Puan Tablosu nda 9 kritere göre Ege Üniversitesi 5. oldu. Ege Üniversitesi Mühendislik ve Tıp alanında 4. olurken; Ziraat -Çevre alanında 2. olarak yer aldı. Sayfa 21 de LİSTEDEKİ İLK 20 ÜNİVERSİTE; 1. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EGE ÜNİVERSİTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENS SABANCI ÜNİVERSİTESİ İ.D. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENS KOÇ ÜNİVERSİTESİ SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TOBB EKONOMİ VE TEKNOLOJİ ÜNİV FATİH ÜNİVERSİTESİ Zeytin dalı... A.Oğuzhan KAVAKLI Bahara bir zeytin dalıyla merhaba diyoruz. Barışla, dostlukla, sevgiyle, uzun ömürlü merhaba Zaten kısa ömürlü dostluk olmaz. Kısa ömürlü dostluklar dostluğa ihanettir. Zeytin ağacının, zeytin dalının yüzlerce faydası sayılır ama hepsinden önemlisi barış ve dostluğun simgesi olmasıdır. Zeytin-zeytinyağı ile ilgili temel bilgilerin alınabileceği üniversitemizin bir yayını var, ama benim gibi sabırsızsanız Google a girdiğinizde yüzlerce bilgi paketi açılıyor önünüze. Sadece zeytin yaprağı çayı nın bile tıp alanında onlarca faydası sayılıyor: -Doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan -Antimikrobiyal ajan -Şurup halinde ateş düşürücü -Polifenolik antioksidan -Zeytin yaprağından elde edilen öz bağışıklık sistemini güçlendiriyor -Kremden şampuana kozmetik sektöründe, -Sütten bebe bisküvisine gıda ara katkısı olarak kullanılıyor. Ve insan sağlığından hayvan beslenmesine faydaları saymakla bitmiyor. Yine google kaynaklarına göre 69 kitap, bin 800 den fazla makale, dergi ve çeşitli yayın bulunuyor. Kroner damarlar üzerindeki etkisi, tansiyon, kalp rahatsızlıklarından, şeker seviyesinin düzenlenmesine, üst solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisine kadar faydaları say say bitmiyor. Tam bir şifa kaynağı. Tabi bunların hepsinin hekim tavsiye ve denetimiyle kullanılması şartıyla. Hekime danışmadan olmaz!... Ancak yatsınamayacak bir gerçek var ki; zeytin ağacı meyveleriyle ve diğer yan ürünleriyle kökü Eski Mısır a kadar uzanan, sağlıklı beslenmenin de çok ötesinde bir şifa kaynağı Ve hâlâ dostluk,barış uzun ömürün simgesi. Onun için üniversitemizin başlangıç yıllarında zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes açılış töreninden sonra kampüsümüze zeytin ağacı dikmişler. Sonsuzluğa uzanan bir ömür ve başarı dilemişler. Ziraat Fakültesi tarafından Eğitim Fakültesi ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu nun önüne 342 zeytin fidanı dikilirken de bunu herkes hatırladı, tekrarlandı. Ömrünüz zeytin ağacı kadar uzun olsun, vefa ve sevginiz zeytin yaprakları kadar şifa versin. Sağlıklı olun, sağlıklı kalın SAYI: 165 Sonsuzluğa uzanan 342 fidan... Ege Üniversitesi kampüs alanı zeytin ağaçları ile donatılıyor Liseli öğrenciler Ege Üniversitesi ile tanıştı İzmir ve çevre illerdeki liselerden gelen öğrenciler Türkiye nin önde gelen üniversitelerinden Ege Üniversitesi ni tanımak amacıyla Ege Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kültür Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen Ege Üniversitesi Tanıtım Günleri ne katıldılar. Sayfa 32 de EGE YE YILDIZ YAĞDI EÜ Ziraat Fakültesi ve Ege Üniversitesi Rektörlüğü öncülüğünde 342 zeytin fidanı dikimi kampüs alanında yapıldı. Bu dikimler ile birlikte yeni fidan sayısı 900 e ulaştı. Ayrıca fakültenin Menemen Çiftliği ne de 2 bin 500 zeytin fidanı dikilecek. EÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun ise, Üniversitemize ölümsüzlük ağacı dikiyoruz dedi. Sayfa 13 te SAYFA Eğitim Fakültesi önündeki bahçeye zeytin fidanlarının dikilişi nedeniyle düzenlenen törende Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, zeytin dikilerek kurulan Ege Üniversitesi ne yeni zeytin fidanları dikerek üniversitenin sonsuzluğa uzanan bir ömrü olmasını dilediklerini belirtti. Prof. Dr. Yılmaz, Bugün buradaki hedef, sonsuzluğa ağaç dikmek. Ege Üniversitesi ni sonsuzluğa adamak. Seçtiğimiz ağaç türü de buna uygun olarak zeytin ağacı. Bunu da Ege Üniversitesi nin 60. Yılında 60 Bin Fidan Projesi ile gerçekleştireceğiz. Ege Üniversitesi 1955 yılında bir zeytin ağacı dikilerek kurulmuştur dedi. BİR İSTEDİLER DöRT GELDİ Sayfa 3 30 MİLYON BELGELİK DEPO Sayfa 4 HELİPORT HİZMETE AÇILDI Sayfa 6 EGE AJANS 28 YAŞINDA Sayfa 14 ÇEVRE DOSTU ÜNİVERSİTE Sayfa 21 AR-GE MERKEZLERİ BULUŞTU Sayfa 24 GELECEK TEKSTİLİN Sayfa 26 CMYK SAYFA 1

2 2 MART / NİSAN KÜLTÜR / SANAT Erasmus öğrencilerinden halk oyunu gösterisi Ka em ErAsmus eğitim programı kapsamında Türkiye ye gelen yabancı uyruklu 10 öğrenciye Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü yoğunlaştırılmış dil kursu verdi. Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı ise öğrencilere, Türk Sanat Müziği, Halk Müziği ve Halk Oyunları öğretti. Öğrenciler kurs sonunda harmandalı ve zeybek oynadı, öğrendikleri Türkçe şarkıları söyledi. Proje Koordinatörü Yard. Doç. Dr. İbrahim Şahin projeyle ilgili bilgi verirken yaz döneminde 36 öğrencinin geldiği kursa kış döneminde ise 10 öğrencinin başvurduğunu, öğrencilerin kursu tamamlayıp daha sonra eğitim görecekleri şehirlere gittiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Şahin Kurs bu yıl Ege Bölgesi nde sadece Ege Üniversitesi nde düzenlendi. Erasmus öğrencileri için hazırlanan yoğunlaştırılmış dil kursumuzda öğrencilerimiz kendi fakültelerine gitmeden önce Türkiye nin kültürünü tanımak amacıyla ücretsiz olan bu kursa katılıyorlar. Kurs 3 ile 6 hafta arasında değişebiliyor. Biz 4 haftalık toplam 80 saatlik bir kurs düzenledik. Kursun içerisinde 60 saatlik dil eğitiminin yanı sıra 10 saat Türk Halk Dansları, 5 saat Türk Sanat ve Halk Müziği Öğretimi ve 5 saatte Türkiye nin tarihi ve coğrafyasını anlattığımız derslerimiz var. Ayrıca öğrencilere Efes, Çeşme, Meryem Ana, Şirince gibi yerlere geziler düzenledik. Polonya ve Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere İtalya, Fransa, İngiltere ve daha birçok ülkeden öğrenci geliyor. Fakat maalesef Avrupa Birliği artık projeyi desteklemeyeceği için bu yıl son kez düzenlendi dedi. Öğrenciler gösterilerinin ardından eğitmenlerine hatıra olarak toplu çekilmiş fotoğraflarını hediye ederken, akademisyenler de yabancı uyruklu öğrencilere katılım belgelerini teslim etti. Pelin DoğAn / kerime kiraz de Boğaziçi Caz RüzgâRı Esti BOĞAZ- İÇİ Üniversitesi Caz Topluluğu na bağlı Boğaziçi Üniversitesi Caz Korosu, EÜ Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi nde verdiği konserle izleyenleri kendine hayran bıraktı. Dünyanın farklı müziklerini bir araya getirerek harmanlayan ve cazla buluşturan koro, Şef Masis Aram Gözbek öncülüğünde çeşitli kültürlerde yer alan eserleri seslendirilirdi. Cepkin, yeni albüm hazırlığı yok Üniversitesi Gateway Kariyer Kulübü ve 9 Eylül Akademi tarafından düzenlenen Hayko Cepkin söyleşisi Ege Üniversitesi Kültür Sanat Evi nde gerçekleştirildi. 9 Eylül Akademiyle Hayko Cepkin Ege de adlı söyleşiye öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Hayko Cepkin büyük çoğunluğu soru cevap şeklinde ilerleyen söyleşide mizahi diliyle de öğrencileri oldukça güldürdü. Öğrencilerden gelen albüm sorusu üzerine uzun süre yeni albüm çalışması yapmayacağını belirten Cepkin, Süreçten sıkıldım, 50 sene boyunca aynı şarkıyı söyleyen şarkıcılar var. Ben bunu sevmiyorum. Bu nedenle uzun süre albüm çalışması yapmayacağım dedi. Cepkin, bundan sonra yapacağı albümde hayranlarına bir de büyük sürprizi olacağını ve bazı değişikliklere gidebileceğini, bunu çok istediğini dile getirdi. Albüm çalışması Minik eller, büyük hayaller olmaması ile birlikte yakın gelecekte herhangi bir düet çalışması da olmadığını belirten Cepkin vakit bulduğunda son albümüne yeni klipler çekeceğini söyledi. Çıkardığı albümlerin konusuna ilişkin konuşan Cepkin, Her albüm konu olarak farklı bir temayı işliyor. Bu Sandık albümünde fazlasıyla kendini gösterdi, çünkü o dönem gerçekten de benim için çok kötüydü ve bu nedenle Sandık albümü oldukça ağır bir albümdü dedi. Yaklaşık olarak 1.5 saat süren ve salonun dolup taştığı söyleşide, 9 Eylül Akademi ve Ege Üniversitesi Gateway Kariyer Kulubü tarafından plaket verilen Hayko Cepkin hayranlarıyla son günlerin modası olan selfie çekildi. EÜ Güçlendirme Vakfı Özel Üntaş Çamlık Anaokulu öğrencilerinin yaptığı resimler Bornova Uğur Mumcu Kültür Merkezi nde sergilendi. 3-6 yaş çocukların el işi, kabartma ve resimlerinin bulunduğu sergi büyük beğeni topladı. Okul kurucu temsilcisi Derya Ünsal bu yıl 13 üncüsü düzenlenen serginin bir gelenek haline geldiğini belirterek, bu tür etkinliklerle çocuklara görsel yetenek ve yaratıcılık kazandırmayı amaçladıklarını söyledi. Ünsal, Bu sergiyi yılda 2 kez yapıyoruz. Geleceğe özgüveni yüksek, sosyal ve duyarlı bireyler hazırlıyoruz dedi. Doğuş ÖzkAl / Pelin DoğAn CmYK sayfa 2 İki dev sanatçıdan unutulmaz gece Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi nde Nükhet Duru ve Timur Selçuk İzmirli müzikseverlerle buluştu. İkili, 30 yıl aradan sonra yeniden başladıkları Bizim Şarkılarımız konser dizisinin ilk ayağını AKM Yunus Emre Salonu nda gerçekleştirildi. İzmirli müzik severlerin ilgisinin yoğun olduğu gecede sanatçılar, 1983 yılındaki repertuarın yanı sıra, Türk Sanat Musikisi nden kantoya geniş bir müzik seçkisi sundu. Konserde Timur Selçuk ve Nükhet Duru ya basgitarda Hami Barutçu, perküsyonda Onur Nar, klavyede Şahin Kurnaz ve kanunda Devrim Ekiz eşlik etti. Çok heyecanlı ve mutlu olan ikili, müzik dinletisinin yanı sıra yaptıkları espirilerle izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşattı. Nükhet Duru, İzmir hem benim uğurumdur, hem de İzmir in bende ayrı bir yeri vardır. Bu yüzden konser serimize İzmir'de başladık. İzmirli dinleyicilerimizi çok özledik. Özlendiğimizi görmek bizleri çok sevindirdi diyerek mutluluğunu ifade etti. Serhat Cengiz / Volkan Abuy

3 t Ka em SAĞLIK 3 Bir istediler dört geldi Üçü erkek biri kız olan dördüzlerin doğdukları gün çekilen bu fotoğraflar ilk kareler olarak albümdeki yerini aldı Volkan ABUY Serhat CENgİZ Kerime KİRAZ tyardim YAĞDI Maddi durumu iyi olmayan Gamze-Aykut Güzel çiftinin dördüz bebekleri için hem vatandaşlar, hem de devlet seferber oldu. Almanya ve Türkiye nin çeşitli yerlerinden aileye çok sayıda yardım telefonu gelirken, Aydın Valiliği Sosyal Yardımlaşma Vakfı da dördüzlerin tüm ihtiyaçlarının kendileri tarafından karşılanacağını bildirdi. Çok sayıda yardım telefonu aldıklarını belirten Baba Aykut Güzel, Destek veren herkese teşekkür ediyorum dedi. Bebeklerin her gün ortalama 100 gram kilo aldığını belirten anne Gamze Güzel ise Sağlıkları yerinde diye konuştu. (DHA) Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Yeni Doğan Ünitesi nde Prof. Dr. Nilgün Kültürsay ve ekibinin gerçekleştirmiş olduğu dördüz doğum, tüm servisin neşe kaynağı oldu. Bir yıllık evli Gamze-Aykut Güzel çifti bir bebek beklerken, bebeklerinin tek değil dördüz olduğu anlaşılınca tüm servis seferber oldu. Doğum ve sonrasını 8 doktor takip ederek, bebeklerin nefes alışlarını dahi izlediler. Bebekler 30 haftalık olduklarında sezeryanla doğum gerçekleşti. Ayrıca bebeklere 52 gün küvezde özel bakım uygulandı. Son sağlık kontrolleri de yapıldıktan sonra dördüzler evlerine yollandı. Anne Gamze Güzel, Biz bir istedik, Allah dört verdi. Çok şükür hepsi de sağlıklı. Hepsine birden bakmak biraz zor olacak ama, ailemiz geniş. Hepsi birden yardımcı olacak. Çocuklarımızı beraber büyüteceğiz dedi. Biri kız üçü erkek olan dördüzlere; Irmak, Kerem, Asaf ve İkram isimleri verildi. Prof. Dr. Nilgün Kültürsay, bebeklerin sağlıklı olduğunu belirterek, Anne doğumdan önce ilaç tedavisi gördü. Bunun sonucu dördüz bebeklere hamile kaldı. Biz aslında çoklu doğum arzu etmiyoruz dedi. Prof. Dr. Kültürsay anne ve bebeklerin sık sık kontrollerinin yapılacağını belirtti. CMYK SAYFA 3

4 4 MART / NİSAN SAĞLIK Ka em ÜnivErsiTEsi HAsTAnEsi MErKEzi Arşiv ve TAşınır KAyıT KonTrol BiriMi nde 30 milyon belge depolanabilecek Atiye OkUr / Burçin İVrEN / Alper TUTAŞI Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi alt yapısını ve ortak işlemlerini yürüttüğü birimlerini iyileştirmeye ve geliştirmeye devam ediyor. Ege Üniversitesi Hastanesi Taşınır Kayıt Kontrol Birimi ve Hastane Merkez Arşivi yenilenerek hizmete açıldı. Açılışa Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, EÜ Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, EÜ Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Alper Tünger ve öğretim elemanları katıldı. EÜ Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, Uzun zamandan beri hastanemizi her alanda yenilemeye ve güncellemeye çalışıyoruz. Arşiv alanı ile hastanemizdeki tüm bilgilerin elektronik ortama alınarak saklanması sağlanacak. Merkez arşivimiz 5 bin metreküp hacimlik alana kurulu ve 1 milyon dosya kapasiteye sahip. Taşınır Kontrol Kayıt Birimi ise 10 bin metreküp depolama imkânına sahip olarak yenilendi dedi. DOSYALARA PORTALDAN ULAŞILACAK EÜ Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Alper Tünger, Arşiv, adli ve hukuki bir sorun olması durumunda belge niteliği taşıdığı için çok önemlidir. Hastanemiz için önemi ise, arşiv deposunun dolması ve bu yüzden yeni arşivlerin kayıt edilememesi gibi bir sorunun yaşanmasını önlemekti. Bu sorunlar başlamadan evvel, buna çözüm bulmak için bir alt yapı projesi hazırladık ve 8 kişilik bir ekip kurduk. Önceliğimiz hasta dosyaları olmak üzere, belgeleri dijital ortama yükleyip var olan belgeleri de belli bir düzen içinde ve minimalize ederek saklamak. Bunun için güçlü dosya ve film tarayıcıları hazırlandı. 5 bin metreküplük bir alan inşa edildi. Bu alan 1 milyondan fazla hasta dosyası yani yaklaşık 30 milyon belge alabilecek şekilde hazırlandı. Alt yapı hazırlığında bile 3 milyona yakın veriyi taradık. İlk hedefimiz, anabilim dallarından başlayarak on üç yıla ait hasta dosyalarını dijital ortama aktarmak. Bu arada hastaneeays.ege.edu.tr adıyla bir portal kuruldu. İlgili kişilerin şifre ile girilebilecekleri ve dosya bilgilerine ulaşabilecekleri bir portal bu. Adli ve hukuki bir evraka ulaşmak gerektiğinde de bu sistem büyük bir rahatlık sağlayacak diye konuştu. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Bir üniversitenin derecelendirilmesinde kütüphanesi ve ürettikleri çok önemlidir. Uzun zamandan beri vazgeçilmez projelerimiz var. Bunlar merkezi ameliyathane, hayvan deneyleri merkezi, arşiv, merkezi kütüphane, merkezi otopark ve kongre merkezi. Arşivleme sistemi, temel stratejik hedeflerimiz arasındaydı. Bunun için önce bir pilot çalışma yaptık. Hasta dosyaları üzerine çalışmalarımızı sürdürdük. Çok büyük bir emek harcadık. Burada yaptığımız şey, daha önce başlayan bir projenin bitirilmesi. Ege Üniversitesi kimliği bunu gerektiriyor. Bunu görmekten çok mutluyum. Başhekimlik başta olmak üzere doğrudan ve dolaylı olarak destekleyen, içinde çalışan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu şekilde eleman tasarrufu yapmış olacağız. Önceden herhangi bir evrak gerektiğinde, personel depoya gidiyor, o dosyayı buluyor, onu getiriyor ve onu isteyen kliniğe bilgi veriyordu. Şimdi ise yeni sistemimizle çalışanlarımız, çok hızlı ve oturduğu yerden bilgiye ulaşabiliyor dedi. 2,5 MİLYON BELGE DİJİTAL ORTAMDA Hastane Merkez Arşivi, 5 bin metreküp hacimlik bir alana kurularak, 1 milyon dosya kapasiteye sahip 4 depo ve 18 raf sistemi ile yenilendi. Merkez Arşivi iki adet 15 film/dakika kapasiteli radyografi tarayıcı, iki adet 90 sayfa/dakika kapasiteli döküman tarayıcı ile hizmet verecek. Döküman Yönetim Sistemi ile hastaneeays.ege.edu.tr portalı üzerinden hastane çalışanlarına sisteme ulaşabilme olanağı sağlandı. Şu ana kadar 2 milyon 628 bin 635 belge dijitalleştirildi. Yenilenen sistem ile 30 milyon belgenin dijital ortama aktarılması hedefleniyor. EÜ Taşınır Kayıt Kontrol Birimi ise; tıbbı ve tıbbı olmayan her türlü malın saklanabileceği 2700 metrekare alana kurularak, 10 bin metreküp depolama imkânı, C depolama olanağı ile fiziki ve elektronik güvenlik tedbirlerinin alındığı bir alan olarak dizayn edildi. Taşınır Kayıt Kontrol Birimi; tıbbı ve tıbbı olmayan her türlü malın saklanabileceği 2700 metre kare alana kuruldu. Hastane Merkez Arşivi nin yenilenen sistem ile 30 milyon belgenin dijital ortama aktarılması hedefleniyor. Kan sürekli bir ihtiyaçtır TÜrk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök, Laboratuar Birim Şefi Prof. Dr. İsmail Hakkı Dündar ve Ürün Dağıtım Yönetimi Birim Şefi Dr. Bülent Büyükgök ün katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Dr. Gökay Gök şunları söyledi: İzmir, Aydın, Denizli, Manisa, Uşak, Muğla illerimizde, Dokuz Eylül Tıp Fakültesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi hariç, diğer 155 hastanenin kan ihtiyacının tümü tarafımızdan karşılanmaktadır. Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi, Güvenli Kan Temini Programı kapsamında, Ege Bölgesi ndeki kan ihtiyaçlarının tümünü düzenli, bilinçli ve gönüllü bağışçılardan alınan kanlar ile karşılamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Amacımız bölgenin kan ihtiyacının tamamını karşılamak ve yeterli kan stoğu oluşturmak. Hedefimiz 1 milyon kişiye kan bağışı hakkında bilinçlendirme eğitimi vermek. İlk defa uygulanan yöntemle skolyoz tedavisi EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ve Ortopedi Travmatoloji Anabilim Dalı birlikte ilk defa torakoskopi yöntemiyle ameliyat yaptı. Halk dilinde kamburluk adı verilen skolyoz (duruş bozukluğu) hastası Asım Zeybek (16) iki anabilim dalının işbirliğiyle yapılan başarılı ameliyat ile sağlığına kavuştu. Ameliyat sonrası skolyozdan kurtulan Asım Zeybek, Hastaneye geldiğimde ağrılarım çok şiddetliydi. Ameliyat olduktan sonra ağrılarım geçti. Şimdi iyileştim ve çok mutluyum diye konuştu. EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Murat Öztürk ; "Ortopedi ile çocuk cerrahi bu ameliyatı birlikte yaptı. İki branşın birleşip bu teknikle ameliyat yapması ilk defa gerçekleşti. Böyle bir operasyonu bütün kurumlarda yapamazsınız. Bu operasyonlar ancak büyük kurumlarda, sahip olunan imkanlar sayesinde gerçekleştirilebilir. Bu ameliyatın bizim için önemli tarafı ise teknoloji ve deneyimimizi birlikte kullanmamız oldu dedi. Emekli öğretim üyeleri için C Polikliniği hizmette... C Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi nde Tıp Fakültesi çalışanları için A, üniversite öğretim üyeleri için de B polikliniğini 2009 yılında açan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, üniversitenin emekli öğretim üyeleri için yeni bir poliklinik açtı. Üniversite öğrenci, personel ve birinci derece yakınlarına Acil Servis, Aile Hekimliği, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Dermatoloji, Göğüs Hastalıkları, Göz Hastalıkları, İç Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Kulak Burun Boğaz ve Psikiyatri dallarında sağlık hizmet verilen EÜ Kampüs Polikliniği nde, emekli öğretim üyeleri için C Polikliniği CMYk SAYFA 4 oluşturuldu. Sürekli bir uzman doktorun bulunuğu poliklinikte, bazı radyolojik işlemlerin yanı sıra laboratuvar tetkiklerinin Tıp Fakültesi Hastanesi laboratuvarlarında gerçekleştirilmesi sağlanıyor, gerekirse farklı uzmanlık alanları için randevu da alınabiliyor. EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi polikliniği olması nedeni ile üçüncü basamak sağlık hizmeti verilen birim, mesai günleri saatleri arasında hasta kabul ediyor. Bu polikliniğe başvurmak isteyen Ege Üniversitesi nin emekli öğretim üyeleri veya numaralı telefonlardan randevu alabilir.

5 Ka em SAĞLIK 5 Ege Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı nın (Acil Servis) yenilenmesinde katkıda bulunan hayırseverlere Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz tarafından plaket verildi İnsana verilen değerin yansıması SAYILARLA ACİL SERVİS... Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesindeki yeni acil servis binası m 2 yeni ve m 2 revize edilen eski acil servis olarak toplam m 2 dir. 10 milyon TL. yatırım maliyetli yeni acil servis alanı m 2 olup; 3 monitörlü kapalı canlandırma ünitesi, 2 monitörlü izlem alanı ile birlikte 25 monitörlü alan; travma alanı (10 sedye, 2 monitörlü alan), bakı birimi (25 sedye, 10 monitörlü alan), hızlı bakı alanı (10 sedye), izole oda (psikiyatri değerlendirme odası), KBB ve göz odası, kadın doğum odası, radyoloji birimi, (röntgen cihazı, TL. değerinde), toksikoloji izlem ünitesi, İzmir in tek hepafiltreli dekontaminasyon ve izolasyon odaları, alçı odası, acil eczane ve bir helikopter pistinden oluşmakta. Prof. Dr. Yılmaz yaptığı konuşmada Öncelikle Ege Üniversitesi ne katkıda bulunan değerli bağış severlerimize teşekkür ediyorum. Kendilerine Ege Üniversitesi ailesine hoş geldiniz diyorum dedi. Daha sonra Prof. Dr. Yılmaz tarafından Cahide-Nihat Attaroğlu, Safvet Çakırcalı, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü adına İzmir Bölge Müdürü Serdar Bulut ve Kamuran Gümüşhaneli adına oğlu Cüneyt Gümüşhaneli ye plaketleri takdim edildi. Üniversitesi Tıp Fakültesi nin yenilenen Acil Tıp Anabilim Dalı (Acil Servis) düzenlenen törenle açıldı. Açılışa; Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, EÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Atilla Silkü, Prof. Dr. Semih Ötleş, EÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Özkan, EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, EÜTF Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, bağış yapan hayırseverler ve öğretim elemanları katıldı. Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz; Bu günü çok önemsiyorum. Çünkü gelecek yıl 60 yaşına girecek bir kurumuz. Ege Üniversitesi Türkiye nin üçüncü sırada kurulmuş, yükseköğretim belleği olan en büyük kurumlarından bir tanesidir. Yaptığımız şey, acil serviste Ege Üniversitesi nin insana verdiği değerin fiziksel olarak gösterilmesidir. Ege Üniversitesi kaynağını ortak kullanan, ortak akla önem veren ve birlikte çalışabilmeyi acil durumlarda da gösterebilen örnek bir kurumdur. Bundan sonra hizmet anlamında da çok çalışacağımızın bilinmesini istiyoruz. Ege Üniversitesi nin üst yöneticisi olarak sağlık alanında özverili çalışmalarımızın devam edeceğinin bilinmesini istiyorum diye konuştu. EÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Ersel, 2005 yılında Acil Tıp Anabilim Dalı nda üç genç uzman olarak göreve başladık. Acil servis bugün rektörlüğümüz ve başhekimliğimizin katkılarıyla gerçekten ülkemizin akademik acil servislerinin en donanımlarından biri haline geldi. Yaklaşık 10 yıllık bir süreçte hasta bakım sayımız yılda 40 binden, 125 binlere kadar ulaştı. Şu anda yaklaşık 5 ana alanda aciliyetine göre hasta bakıyoruz. 75 yataklı sedye ve 2400 metrekare akut hasta bakılan alanda görev yapmaktayız dedi. EÜTF Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, Günde 400 hastanın geldiği serviste iyi bir sağlık hizmeti vermek için çalışıyoruz diye konuştu. EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu da, dekanlık olarak acil serviste, akademik kadro ve idari kadro ile ideal hizmet vermek için gayret gösterdiklerini söyledi. Doğuş Özkal / Pelin Doğan / Ufuk kendirci CMYK SAYFA 5

6 6 MART / NİSAN SAĞLIK Ka em Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi EGE ACİL Heliportu hizmete açıldı Ege Üniversitesi nin yeni ruhsatlı pisti kalpten açılış yaptı Yeni acil servis ve yanık ünitesi binasının çatısında konumlandırılan heliportun teknik özellikleri şu şekilde: l Heliport Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Heliport Yapım ve İşletim Yönetmeliği (SHY-14B) hükümlerine göre yapılarak 15 Ocak tarihinde ruhsatlandırıldı. Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) standartlarına uygun. l Heliport alanı 28,5 m * 28,5 m alanı kapsıyor. H2 HELİPORT sınıfında. l İlgili yönetmeliklere uygun iki adet köpüklü yangın dolabı ve bir adet yangın topu mevcut. l İlgili yönetmeliklere uygun olarak eğitim alarak sertifikalandırılmış 7 adet personel bulunuyor. lizmir hava sahası gece uçuşlarına askeri helikopterler hariç kapalı olmasına karşın, pistte gece inişleri için gerekli ışıklandırma bulunuyor. l Türkiye'de sadece İstanbul hava sahası 2013 yılı 6. ayından itibaren sivil helikopterlere gece uçuşu açılmıştı. Ufuk KENDİRCİ / gamze KESKİ / Emre KORKMAZ Üniversitesi Rektörlüğü acil serviste yapılan yeni düzenlemeyle Heliport İşletme Ruhsatı aldı. EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı (Acil Servis), Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile yaptığı çalışmalar sonucu tüm yasal standartları yerine getirerek helikopterlerin inişine izin veren Heliport İşletme Ruhsatı sahibi oldu. Doç. Dr. Murat Ersel Acil servisin üzerine inen ilk helikopter, getirdiği kalple bir hayat kurtardı. 24 Ocak tarihinde ilk defa bir askeri helikopter, EÜ Organ Nakli Ekibi ni bir hastaya nakledilmek üzere Çanakkale den getirdikleri kalp ile birlikte başarılı bir şekilde yeni piste indirdi. EÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Ersel; Bugün yeni ruhsatlı pistimize hava ambulansı aracılığıyla ilk organ transferi yapıldı. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı nın çalışmaları neticesinde hava ambulans sistemi 5 yıldır düzenli olarak çalışıyor. Bizim de daha önce ruhsatımız vardı. Yeni binada bu pisti çatımıza taşımış olduk. Bugün ilk defa bir askeri helikopter, organ nakli ekibimizi Çanakkale den bir hastaya nakledilmek üzere getirdikleri kalp ile birlikte başarılı bir şekilde yeni pistimize indirdi dedi m 2 lik alanda hizmet Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Üniversitem adına çok mutlu oldum. Yönetime gelince ilk yaptığımız acil servisle ilgilenmek oldu. İlk görüşler fiziksel mekanda rehabilitasyondan yanaydı. Yenilikçi olarak yeniden yapmaktan yana olmayı seçtik. Şimdi 4200 m 2 lik bir alanda hizmet verebilir olduk. Acil serviste ambulansın girebileceği büyüklükte girişler yaptık, acil servisimize helikopter de inebiliyor. Bu sayede hastaları en hızlı şekilde tedavi edebileceğiz diye konuştu. OTİZMLİ ÇOCUKLAR TOPLUMA KARIŞMALI Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği (ODER) işbirliği ile Otizm Farkındalık Günleri dolayısıyla Otizmli Çocuklarla Mutfak Atölyesi etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Reci Meseri Dalak ve ikinci sınıf öğrencileri ile birlikte Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi kapsamında gerçekleştirildi. Bölüm bahçesinde düzenlenen mutfak atölyesine, Sevgi Tohumları ve Özel Dokuz Eylül Eğitim ve Rehabilitasyon merkezlerinden gelen öğrenciler katıldı. Otistik çocukların büyük keyif aldığı etkinliğin hazırlanmasına İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ümran Sevil ve ODER Yönetim Kurulu Uzmanı Psikolog Gülser Vardarcı destek oldu. Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Reci Meseri Dalak, 2010 dan beri yaptığımız bu etkinliği geleneksel hale getirdik. Türkiye de 88 çocuktan biri otizmli. Otizm bir hastalık değildir, henüz kanıtlanmış bir nedeni yoktur. Dolasıyla tedavisi de yoktur. Bireysel bütünleme tedavileriyle ve terapi yoluyla bu çocuklar topluma karışmalı, sosyalleşmeleri sağlanmalıdır dedi. Helin Bayrak / Ecem Çalışkan / Zeynep aydoğdu CMYK SAYFA 6

7 Ka em SAĞLIK 7 Yeşil tedavi başarı şansını yüzde 20-30, yaşam kalitesini yüzde artırıyor Kanserin en önemli nedeni teknolojik yenilikler Burçin ivren ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canfeza Sezgin Dünya Kanser Günü nedeniyle kanserle ilgili yeni tedavi yöntemleri ve modern tıbbın onayladığı tamamlayıcı tedaviler hakkında bilgi verdi. Hangi Kansere Hangi Bitki isimli kitabı da bulunan Prof. Dr. Sezgin, Kanser tedavisinde tamamlayıcı olarak Yeşil Tedavi uygulamaları tedavinin başarı şansını yüzde 20 30, yaşam kalitesi yüzde oranında arttırıyor dedi. Prof. Dr. Canfeza Sezgin KANSER NEDEN ARTIYOR? Prof. Dr. Sezgin, Kanser, günümüz dünyasının en önemli sağlık sorunlarından birisi olup ölümlerin yaklaşık yüzde 25 inden sorumludur yılında tüm dünyada yılda 22 milyon yeni tanılı kanser hastası olacağı ve günümüze göre kanser hastası sayısının yüzde 75 artacağı tahmin edilmektedir. Teknolojik yeniliklerin getirdiği modern hayat, insanoğlunun son 50 yılına damgasını vururken, getirdiği kolaylıkların yanı sıra beslenme tarzının bozulmasına, çevresel kirliliğin, fiziksel ve ruhsal stresin, alkol ve sigara tüketiminin artmasına, insanların daha da hareketsizleşmesine neden olmaktadır. Bence kanserin en önemli artış nedeni bunlardır diye konuştu. Ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 162 bin kişiye kanser tanısı konduğunu belirten Prof. Dr. Sezgin, Kanser görülme sıklığı erkeklerde yüz binde 269, kadınlarda ise yüz binde 173 tür. Erkeklerde en sık görülen kanser yüzde 28 ile akciğer, kadınlarda ise yüzde 24 ile meme kanseridir. Ülkemizde kanserin tipleri açısından bölgeler arasında farklılıklar olabilirken, kanser görülme sıklığı bölgelerde benzerdir dedi. KANSERDEN NASIL KORUNALIM? Düzenli egzersiz yapmanın, sigaraalkol kullanmamanın, stres ile mücadele edebilmenin, koyu yeşil renkli sebzeleri tüketmenin, kiloya dikkat etmenin kanser riskini %60-70 azalttığını vurgulayan Prof. Dr. Sezgin, Özellikle yeşil kemoprevensiyon dediğimiz belli doğal bileşenleri içeren gıdaları daha sık tüketebiliriz. Bunların başında sülforafandan zengin brokoli (haftada 2-3 porsiyon), kateşinlerden zengin yeşil çay (günde 2-3 fincan), likopenden zengin domates (haftada 4-5 adet özellikle pişmiş domates), selenyumdan zengin fındık (günlük yarım avuç), ay çekirdeği (günlük yarım avuç), balık (haftada 3 porsiyon), et (haftada 150 gram yağsız), yumurta (haftada 3 gün birer adet), mantar (haftada 2-3 porsiyon), tahıl (günde 3-5 ince dilim tam buğday, kepek vs ekmeği), soğan (özellikle kırmızı soğan günde 1-2 adet), sarımsak (günde 1-2 diş) gibi gıdalar gelmektedir diye konuştu. Kanser tanısı konduktan sonra hastaların kendilerine uygun beslenme, egzersiz ve psikolojik yardım programı almalarının yararlı olacağını açıklayan Prof. Dr. Sezgin şunları söyledi: Bilimsel çalışmalar son yıllarda, kanser başta olmak üzere çeşitli hastalıklardan korunma ve tedavide faydalı bir şekilde kullanılabilecek doğal tamamlayıcı tedaviler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu yaklaşıma Yeşil Tedavi konsepti denmektedir. Binlerce yıldır geleneksel tedavide kullanılan doğal bitkisel ürünlerin etkinlik ve yan etkileri ile ilgili ciddi bilgi birikimi bulunuyor. Bu da Yeşil Tedavi konseptinin temelini oluşturuyor. Kanser tedavisinde tamamlayıcı olarak yeşil tedavi uygulamaları tedavinin başarı şansını yüzde 20 30, yaşam kalitesi yüzde oranında arttırır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde yeşil tedaviler kanser tedavisinin bir parçasıdır. Ben de bu konuda bilgi sahibi bir tıbbi onkoloji uzmanı olarak tedavilerimde faydalanıyorum, çok da yararını görüyorum. Hastaların bunları gelişi güzel değil, tıbbi onkoloji uzmanının gözetiminde kullanmaları daha doğru olur. SÜT KANSER YAPAR MI? Sanayi tipi üretilen sütün fazla tüketildiği ülkelerde tüketime paralel olarak meme, prostat ve kalın bağırsak kanseri riskinde artış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sezgin, Bunda sütün kendisinden ziyade süt veriminin arttırılması için hayvanlarda büyüme faktörlerinin ve antibiyotiğin yoğun olarak kullanılmasının etken olduğu öne sürülüyor. Bu zararlı maddeler daha çok sütün yağında birikiyor. Organik, doğal ortamda yetişen hayvanların sütünün ise bu riski arttırmadığı saptanmış. Süt önemli bir besin kaynağı olduğu için organik tüketilmeli veya yağı azaltılmış sanayi tipi süt ürünleri tercih edilmelidir diye konuştu. Prof. Dr. Sezgin, son yıllarda kanserin tanısında kullanılan radyolojik görüntüleme yöntemleri, cerrahi teknikler, radyoterapi tekniklerinde olan gelişmeler ile tedavide kullanılan kemoterapi, akıllı ilaçlar ve kanser aşıları gibi seçeneklerin artmasıyla kanser tedavisinde ciddi yol alındığını belirtti. Akciğer, prostat, meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserlerinin erken tanı ve taramasının mümkün olduğunu açıklayan Prof. Dr. Canfeza Sezgin, Böylece daha erken yakalanan kanserin tedavisi ve tamamen iyileşme şansı daha fazla olmaktadır. Kanserde tanı erken de konsa geç de konsa korkmasınlar, en kısa sürede kanser tedavisinin başlatılması için onkoloji uzmanıyla görüşsünler. Değerli zamanlarını ve iyi olan genel durumlarını reklamlara kanıp onkoloji uzmanı olmayan kişilerin elinde harcamasınlar. İleri evre kanseri olup yıllarca yaşayan çok sayıda hastam var. Herkes için her zaman bir umut vardır dedi. Ege Tıp ın başarılı öğrencilerine BEYOMSİ den burs Beyin Omurilik Sinir Hastalıkları Vakfı (BEYOMSİ), Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı nda burs sağladığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi. Toplantıya; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kâmil Kumanlıoğlu, Beyin Omurilik Sinir Hastalıkları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Erşahin, burs alan 20 tıp fakültesi öğrencisi, Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri ve Ege Tıbbiyeliler Derneği Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Öğrencilerin öğrenimine katkı sağlayan vakıf ve dernek yöneticilerine teşekkür eden Prof. Dr. Kumanlıoğlu, Öğrencilerimizin öğrenim sürecinde katkı sağlayacak bir burs almaları bizi mutlu etti. Ayrıca bu davranışın diğer vakıflara da örnek olmasını istiyoruz" diye konuştu. ÖNCE İYİ İNSAN OLMALI Prof. Dr. Yusuf Erşahin, Genç doktor adaylarımıza başarılar diliyorum. İyi doktor olmak için önce iyi bir insan olmak gerekir. Bu bursların öğrencilerimizi daha başarılı olmaya teşvik edeceğine inanıyoruz" dedi. Beyin Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Tunçbay tarafından kurulan Beyin Omurilik Sinir Hastalıkları Vakfı her yıl EÜ Tıp Fakültesi öğrencilerine burs veriyor. CMyK SAyFA 7

8 8 MART / NİSAN SAĞLIK Ka em 12. Sağlık Halk Kongresi ile osteoporoz, diyabet, beslenme, tiroid, alerji gibi birçok konuda katılımcılar bilgilendi Yaşamı kısaltan hastalıklarla DERNEK KURULMASINI SAĞLADIK Ege Üniversitesi Endokrinoloji Bilim Dalı nın yaptığı kongrenin toplumsal bir proje olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, Benim baş asistanlığımdan itibaren endokrinoloji bunu hep böyle yaptı. Ama asıl hedefimiz o hastanın eve ne götürdüğü idi. Hastalara dernek kurdurarak, onlara danışmanlık ve rehberlik yaparak destek olmak istedik. Bunun için Ege Obe- mücadele ediyoruz zite Derneği, Osteoporozla Savaşma masında şunları söyledi: Yıllar önce H Derneği, Diyabetle Yaşama Derneği endokrinolojideki arkadaşlarımıza gibi derneklerin kurulmasını sağladık. Bir rakibimiz vardı. O da bilişim kişilere öğretelim, doğru bilgiyi akta- demiştik ki, biz hastalıkları halktan teknolojisi. Kongreye katılanlar ralım. Onlar da suya bir taş attığımızda oluşan halkalar gibi bunun çok yararlı olduğunu söyledi. Bir de CD sini çıkarsanız evde de izlesek dediler. kine doğru bilgiyi yaysın. komşularına ve bir sonra- Bunu bir risk olarak gördük. Dün bir kişi, Brokoli ve ıspanak guatra kötü gelir mi? Çünkü biz doğrudan ve uygulama örnekli eğitimin yararına inanıyoruz. Şu anda aldın bu bilgiyi? diye diye sordu. Ben de Nereden sor- Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından düzenlenen 12. Sağlık Halk Kongresi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhiddin Erel Amfisi nde gerçekleştirildi. Kongrede osteoporoz, beslenme, aşılanma, tiroid, hasta ve hekim, endokrin, diyabet, alerji, yaşam ve gıda konularında sunumlar yapıldı. EÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı nın 2002 de başlattığı Sağlık Halk Kongrelerinin 12.sinin açılış konuşmalarını, Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,Dekan Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Prof. Dr. Taylan Kabalak ve Prof. Dr. Gökhan Özgen yaptı. Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Bu bir yaşam öyküsü, bu bir hayal, o hayalin nereye geldiğinin bir tarihçesi. Biz toplumda maliyeti arttıran, yaşamı kısaltan hastalıklarla mücadele ediyoruz. Bu hastalıklar arasında şeker hastalığı, kemik erimesi ve şişmanlık var. Bugün tıp iki temel noktaya odaklandı. Birincisi; hastalanmadan hastalığı öğrenmek, hastalığı bilmek ve koruyuculuk yapmak. İkincisi eğer hastalanılmış ise bunun hasarlarından en az zararla, enerjiyi bozmadan, en az maliyetle, en az zorlukla kurtulmak diye konuştu. Prof. Dr. Candeğer Yılmaz Doktorla birlikte hareket edilirse alerjik reaksiyonlar daha rahat atlatılabilir KONgRE kapsamında düzenlenen alerji konulu panelin oturumun başkanlığını Prof. Dr. Okan Gülbahar yaptı. Arı Alerjisi konusunda sunum yapan Prof. Dr. Gülbahar; arı sınıflandırmalarından yola çıkarak hastalığın tanımı, tedavisi ve korunma yolları üzerinde durdu. Prof. Dr. Gülbahar; Ailesinde genetik olarak arı alerjisine yatkınlık olan bireyler daha temkinli davranarak, arıların yoğunluk da bulunduğu orman, bahçe ve çatı araları gibi yerlerde dikkatli olmalıdır diye konuştu. Prof. Dr. Nihal Mete Gökmen Ürtiker konulu sunum yaptı. Alerjilerin aniden ortaya çıkmasından ve nedenin tam olarak belirlenememesi üzerinden konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Gökmen, Yetişkinlerde çok fazla ilaç kullanımı böyle durumlarda zaman zaman ürtikere neden olmaktadır. Çocuklarda ise bu duruma virüsler neden olmaktadır. Doktorlarla birlikte hareket edilirse bu olay atlatılabilir dedi. nazım Kingir görüyoruz ki, o günkü sentezimiz doğruymuş. Bazı programların denetlenmeyen sağlık bilgileri beklenenin üstünde yayılmaya yol açtı. Bu en büyük kaygımızdı, bu kaygı ne yazık ki gerçekleşiyor dedi. ÖĞRENMEK TEKRARDAN GEÇER Prof. Dr. Yılmaz, Hayalimiz sadece öğretmek değildi. Aynı zamanda eğitmekti. Bunu yapmak için 3 günlük kongrelerde mutfaklar kurarak, yemekler yaparak, davranış biçimlerini de öğretmeye özen gösterdik. Daha sonraki yıllarda kan tahlilleri yaparak kişilerin kendi vücutları hakkında bilgilenmelerini sağladık. Bütün bu bilgileri kitapçıklar halinde bastık. Ege Üniversitesi öğretim üyelerinin bilgi paylaşımı ve destekleriyle başardık. Televizyonun, internetin insanları esir aldığı bir dönemde, örneklediğiniz model zayıflamaya başladı. Bu bizi çok üzüyor. Biz iyi şeylerin sürdürülmesi konusunda ciddi zafiyeti olan genetik bir kodlamaya sahibiz. Kolaycılığı çok seviyoruz. Öğrenmek mutlaka tekrardan geçer. Biraz cefa çekmemiz gerekir diye konuştu. Prof. Dr. Taylan Kabalak ise konuş- Prof. Dr. Taylan Kabalak Prof. Dr. Gökhen Özgen dum. O kişi Televizyondan dedi. Televizyonlarda o denli yanlış bilgiler aktarılıyor ki. Bundan çok daha kötülerini de internette görmek mümkün. İnternette guatr hastalığı için 3-4 sayfa yasaklar listesi yazılmış. Guatr öldürmez, ama bilinçsiz olarak yaptığı diyet nedeniyle o kişi ölebilir. Doğru bilgiyi bu kongrede edinmek mümkün. O nedenle ben kongrenin başarılı olacağını düşünüyorum. Sağlık kongrelerinin vatandaşa doğru bilgi vermenin merkezi olduğunu belirten Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Üniversiteler, akademiler halkı doğru bilgilendirmekte önemli etmenlerin başında geliyor. Bütün oturumların kalabalık olmasını temenni ediyorum dedi. Prof. Dr. Gökhan Özgen, Dernekler kuralım, hastalarımızı eğitelim, onlar da başkalarını eğitsin düşüncesiyle çıktık bu yola. Bunun için çok çabalıyoruz. Halk için yapılan bu kongre Türkiye de tek. Dolasıyla katılım çok önemli. İnternette ve basında çok fazla bilgi kirliliği var. Bu kongredeki en önemli amaçlarımızdan bir tanesi konusunda uzman kişilerin bilgiyi doğru ağızdan size nakletmesi. Bu kongreyi hazırlayan arkadaşlarıma ve siz katılımcı arkadaşlarıma teşekkür ederim diye konuştu. Diyabetin kontrol altında tutulması için egzersiz, insülin ve diyet NDOKRİN E Hastalıkları Tedavisinde Pratik Bilgiler konulu panel Rektör Prof. Dr. E Candeğer Yılmaz ın katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde; Prof. Dr. Füsun Saygılı Obez Hastaya Öneriler, Prof. Dr. Gökhan Özgen Troid Hastasına Öneriler, Doç. Dr. Şevki Çetinkalp Diyabet Hastasına Öneriler, Doç. Dr. Mehmet Erdoğan ise Osteoporoz Hastasına Öneriler başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Füsun Saygılı konuşmasında; hızlı kilo vermenin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler barındırdığını ve yaşam boyu kilomuzu kontrol altında tutmamız gerektiğini dile getirdi. Tiroid hastalığının vücuttaki iyot yükünün fazlalığından kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Gökhan Özgen, Bu durum guatr hastalığına neden olmaktadır. Bir çok farklı tipi bulunuyor dedi. Diyabet Hastasına Öneriler başlığı altında Doç.Dr. Şevki Çetinkalp ise diyabetin kontrol altında tutulması için egzersiz, insülin ve diyet yapılması gerektiğini dile getirdi. Anıl LisAn CmYK SAYFA 8 Hekim-Hasta İlişkisi EKİm H - Hasta İlişkisi nin tartışıldığı panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Hayriye Elbi yaptı. Panele, Doç. Dr. Sürel Karabilgin, hasta temsilcisi Mine Doğandemir ve Prof. Dr. Şebnem Pırıldar konuşmacı olarak katıldı. Hasta-hekim ilişkisinin temelleri ve biçimleri meselesine değinen Doç. Dr. Sürel Karabilgin, Hasta ve hekim bir araya geldiğinde doğu bir iletişimin olması gerekli. Doğru iletişimden kastedilen şey güvenin oluşmasıdır dedi. Şeker ve obezite hastası Mine Doğandemir, konuşmasında Hasta Hekimden Ne Bekler? sorusunun cevabını aradı. Hekim hastadan ne ister? konusuna değinen Prof. Dr. Şebnem Pırıldar, Kötü giden bir iş gününden sonra özel hayatımızda da mutlu olamıyoruz. Saygı görmeyi istiyoruz diye konuştu. Tarım, Gıda ve Sağlıklı Kalma OtuRum başkanlığını Prof. Dr. Akın Olgun un yaptığı Tarım, Gıda ve Sağlıklı Kalma konulu panele, EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, EÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Aydın katıldı. Panelde Prof. Dr. Enver Durmuşluoğlu Pestisit Kalıntıları ve Gıda Güvenirliliği hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Bal ve Sağlık konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Banu Yücel, balın insan sağlığına yararlarını dile getirdi. Prof. Dr. Servet Yalçın ise Piliç Eti - Yumurta Tüketiminde Bilinmesi Gerekenler konulu bir sunum yaptı. Ufuk Kendirci Gıdalar ve Sağlık ONgRENİN K Gıdalar ve Sağlık konulu panelinin oturum başkanlığını Prof. Dr. Şebnem Tavman yaparken, Prof. Dr. Gülden Ova, Gıda Güvenliği konusunda, Prof. Dr. Aytaç Saygın Gümüşkesen, Zeytinyağı ve Sağlık konusunda, Prof. Dr. Tomris Altuğ Onoğur, Gıda Katkı Maddeler konusunda, Prof. Dr. Şebnem Tavman, Gıdaların Korunması konusunda, Yrd. Doç. Dr. Özlem Esmer, Gıda Ambalajı konusunda sunum yaptı. Prof. Dr. Şebnem Tavman açılış konuşmasında, Gıdaların Korunması konusunda bilgi verdi. Prof. Dr. Tavman, Kurutma, en eski ve en yaygın olarak kullanılan koruma yöntemidir. Gıdalardaki serbest suyun uzaklaştırılması mikrobiyal ve kimyasal bozulmaları önleyecektir diye konuştu. Bulaşıcı Hastalıklar ve Tedavileri 12. Sağlık Halk Kongresi nin Bulaşıcı Hastalıklar ve Tedavi konulu oturumuna Prof. Dr. Candan Çiçek, Doç. Dr. Tansu Yamazhan ve Prof. Dr. Deniz Gökengin katıldı. Grip ve Aşılanma konulu sunumunda Prof. Dr. Candan Çiçek, Aşı; çocuklarda 6 ay ile 59 ay arasında, yetişkinlerde 50 yaş ve üzeri olanlarda, ayrıca kronik rahatsızlığı olan hastalarda öneriliyor diye konuştu. Sarılıklar ve Aşılanma konulu sunumda Doç. Dr. Tansu Yamazhan, Hepatit A ve Hepatit B hastalıklarının ortak yanı ikisiden de aşıyla korunulabilir olması dedi. HIV- AIDS ve Korunma adlı sunumda Prof. Dr. Deniz Gökengin ise, Hastalık tanımlandığı andan itibaren hasta ölünceye kadar hekim ve sağlık sistemiyle iç içe olmak zorunda diye konuştu.

9 Ka em SAĞLIK 9 Kadavra sıkıntısına yerli çözüm Tıp fakültelerindeki kadavra yetersizliği nedeniyle gündeme gelen ithalat hazırlıklarına alternatif yöntem Ege Üniversitesi Anatomi Anabilim Dalı bünyesinde oluşturulan plastinasyon laboratuvarında geliştirildi. İzmir'de düzenlenen Human Body Sergisi'ne danışmanlık yapan Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bilge, dünyada 1970'li yılların sonunda başlayan ve Türkiye'de 1980'li yıllardan bu yana denemesi yapılan plastinasyon yöntemini anlattı. Türkiye'de uzun zamandır kadavra sıkıntısının olduğuna, bu sıkıntının da bir türlü aşılamadığına dikkati çeken Prof. Dr. Bilge, sahipsiz cenazelerin üniversitelere iletilmesi konusunda düzenlemelerin bulunduğunu, ancak bu çalışmaların hayata geçirilemediğini dile getirdi. Yetersizlik nedeniyle üniversitelerde kadavrasız eğitim yapıldığını, eğitimdeki sıkıntıyı sona erdirmek amacıyla da kadavra ithalatı hazırlıklarının başladığını dile getiren Prof. Dr. Bilge, "Sağlık Bakanlığı'nın çalışması ile kadavra ithalatının serbestliği söz konusu oldu, bununla ilgili mevzuat çalışmaları yürütülüyor. Ancak bunlar geçici çözümler. Çünkü kadavra ithalatı çok maliyetli bir iş ve etik boyutu da var. Bedenin ülkelerarası taşınması uygun mudur? Bununla ilgili birçok soru var. O yüzden plastinasyon yöntemi daha büyük önem kazanıyor" dedi. "TeKniK, Kadavranın uzun süre Kullanımını sağlıyor" Human Body Sergisi ile Türkiye'deki binlerce kişinin plastinasyon tekniğinden haberdar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bilge, şöyle konuştu: "İnsanlar, insan bedeninin gizli kalmış yapılarını birebir izleyip, bilgi edinebilme şansı yakaladı. Bunu sağlayan da plastinasyondur. Bu teknik ile organı, dokuyu öyle bir hale getiriyorsunuz ki, ders materyali olarak uzun süre kullanabiliyor, dış ortam koşullarından etkilenmeden rahatlıkla sergileyebiliyor ve saklayabiliyorsunuz. Sergilemek veya saklamak için özel bir koşul oluşturmak gerekmiyor." Kadavra sorunun çözmek için üniversite bünyesinde laboratuvar oluşturduklarını söyleyen Prof. Dr. Bilge, hem patolojik hem de anatomik örnekler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Dünyadaki plastinasyon örneklerinden çok farklı bir yöntem uygulamadıklarını, ancak malzemelerde farklılık yaratabildiklerini dile getiren Prof. Dr. Bilge, "Ülkemiz koşullarına ne kadar uygun hale getirirsek o kadar düşük maliyet söz konusu oluyor. Plastinasyon sırasında sadece polimeri ülkemizde gerekli kalitede bulunmadığı için yurt dışından alıyoruz. Onun dışında tüm malzemeleri yereldeki sanayi işbirliğiyle hallettik. Hatta ekipmanlarımızı da İzmir'den sağladık" diye konuştu. Plastinasyon ile Türkiye'deki az sayıda kadavranın daha uzun süre kullanımını sağlayacaklarını da vurgulayan Prof. Dr. Bilge, "Normal kadavrayı kısa süreliğine gösterebiliyorduk, ancak şimdi hem uzun süre hem de farklı açılardan öğrencilere gösterebiliyoruz" dedi. Makroskopik patoloji örneklerinin saklanması konusunda da yöntemin görsel ve tanı özelliklerinin korunmasını sağladığını aktaran Prof. Dr. Bilge, bugüne kadar Türkiye'de seri plastinasyon üretiminin olmadığını belirterek, "Ege Üniversitesi'ndeki laboratuvar bu anlamda bir ilk. Çünkü sürekli üretim yapıyoruz. İnsan doku örneklerini ilk kez seri olarak plastine eden kurumuz. Tüm ülkeye hizmet verebilecek bir laboratuvarımız var" dedi. Prof. Dr. Okan Bilge, hazırladıkları plastinasyon örneklerinin Türkiye'deki diğer tıp fakülteleri tarafından da istendiğini sözlerine ekledi. (Kaynak: AA) Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi nde 16 saat nöbet tutan hemşireler nöbet öncesi ve sonrasında objektif karşısına geçti. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı nda görev yapan Asistan Dr. Sinan Uygun, sağlık personelinin nöbet öncesi ve sonrası fiziksel görüntülerindeki değişiklikleri yansıtmak amacıyla çektiği fotoğrafları 16 Saat Sonra isimli sergide buluşturdu. Hastane koridorlarında açılan sergi hem Doktorun objektifinden Ege nin yorgun melekleri personelin, hem hastaneye gelenlerin beğenisini topladı. Hastanede 16 saat nöbet tutan biri erkek 13 hemşirenin gönüllü olarak modellik yaptığını belirten Dr. Sinan Uygun, Nöbet tutan sağlık personelinin nöbet öncesi ve sonrasında meydana gelen fiziksel değişikliklerini yansıtmayı amaçladım. Öncesinden böyle bir çalışmanın yapılmamış olması bu çalışmayı özgün kıldı. Modellik yapan tüm arkadaşlar gece nöbetine gelenlerden seçildi dedi. Araştırma Eğitim Programı ArAştırmA Eğitim rak lisans eğitimi sırasında, bilimsel çalışma ler edinmelerinin ardın- bir programla temel bilgi- Programı (AEP) Komisyonu nda yer alan öğretim üyeleri ile AEP öğrencileri ü birliktelik ve coşku içinde bir kutlamayla karşıladı. Kutlamaya AEP öğretim üyeleri ve öğrencilerinin yanı sıra EÜ tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. tahir Yağdı ve Prof. Dr. Ahmet Aydın ve AEP danışman öğretim üyeleri de katıldı. Prof. Dr. Kumanlıoğlu nun konuşmasının ardından öğrencilerin hazırladığı AEP tanıtım filmi ve röportajlar tüm katılımcılar tarafından ilgi ile izlendi. İmece usulü hazırlanan lezzetler keyifle paylaşılırken yaşanan bol kahkahalı, samimi ortamın e hakim olması dilendi. EÜ tıp Fakültesi nde eğitime ek ve paralel ola- yapmaya hevesli tıp fakültesi öğrencilerinin bilimsel düşünce, tutum, davranış ve bilgilerini pekiştirmek, öğrencilere araştırma becerileri kazandırmak, proje yapabilmeleri için olanak sunmak amacıyla EÜ rektörlüğü nün büyük desteğiyle, 2009 yılında çalışmalarına başlayan AEP Komisyonu nun yaptığı beyin fırtınaları ve özverili çalışmalar sonunda ortaya çıkan dinamik programa ilk kez yılında öğrenci alındı. AEP programının temeli, AEP öğrencilerinin bilim felsefesi, bilimsel düşünce, bilim tarihi, araştırma yöntemleri, etik, biyoistatistik, araştırma alanları gibi konularda interaktif dersler, paneller, grup çalışmaları ve ödevlerle şekillenmiş dan bilimsel bir projeyi yürütme ve tamamlamalarına dayanıyor. Bu süreçte her öğrenci proje danışmanın yanı sıra AEP Komisyonu üyelerinden bir eğitim danışmanı ile birlikte çalışıyor. Program boyunca; proje öncesi hazırlık, proje önerisi ve etik kurul başvurusunun hazırlanması, projenin yürütülmesi, sonuçlandırılması, yayına ve sunuma hazır hale getirilmesi aşamaları tamamlanıyor. türkiye de benzeri olmayan bu programın daha da güçlenmesi için, Ege Üniversitesi nin sağlık bilimleriyle ilgili konularda çalışan tüm öğretim üyeleri, AEP proje danışmanı olarak görev yapabiliyor. Program ile ayrıntılı bilgi adresinden alınabiliyor. CMYK SAYFA 9

10 10 MART / NİSAN SAĞLIK Ka em İmzalanan protokolle, TBMM tarafından tedavi yardımları karşılanan hak sahiplerine, Ege Üniversitesi tarafından hizmet sunulacak TBMM ile sağlıkta işbirliği Üniversitesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı arasında Sağlık Hizmeti Alım Protokolü imzalandı. Protokolü Ege Üniversitesi adına Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı adına TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu imzaladı. İmzalanan protokolle, TBMM tarafından tedavi yardımları karşılanan hak sahiplerine, Ege Üniversitesi tarafından ayakta veya yatarak tedavi hizmetinin sunulması, muayene ve diğer tedavilerin öğretim üyeleri gözetiminde sağlanması, ileri tetkik ve tahlillerin yapılması, yatarak tedavilerde gerekli nekahat ortamının sağlanmasına yönelik hizmetler sunulacak. TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile bu sağlık protokolünü imzalamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek protokolün imzalanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. TBMM Genel Sekreteri Dr. Neziroğlu, protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: Sağlıkla ilgili imzalanan protokolün amacı; milletvekillerinin, üniversitenin tıp fakültelerinden de nitelikli hizmet alınmasına yardımcı olmak. Ankara dışında özellikle İstanbul, İzmir ve Antalya bizim için önemlidir. Bu yaptığımız anlaşmaları diğer şehirlere de yaymayı düşünüyoruz. Bu çerçevede Ege Üniversitemiz gibi tıp fakültesi olarak da son derece saygın ve seçkin bir tıp fakültesine sahip üniversitemizin bizimle protokol imzalamasından dolayı son derece memnunuz. Bu anlaşmada gösterdiğiniz ilgi için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Ümit ediyoruz ki; bu anlaşmayla birlikte gerçekleştirdiğimiz bu birliktelik güzel bir şekilde devam eder. Biz, sizlerle gerçekleştirdiğimiz bu işbirliğini başka alanlara da taşımak ve yaygınlaştırmak isteriz. Çünkü biz üniversitelerimizle farklı alanlarla da başta yasama olmak üzere işbirliği içerisinde olmak istiyoruz. Akademik çalışmaları birlikte gerçekleştirmek istiyoruz. Yüksek lisans ve doktora tezleri meclisle ilgili daha fazla yazılsın istiyoruz. Araştırmacı arkadaşlar ve öğrenciler TBMM'ye gelip incelemeler ve araştırmalar yapsınlar, yazdıkları tezler hem onların işine yarasın, hem de bizim işimize yarasın istiyoruz. Biz de bu şekilde onların yaptığı bu çalışmalardan faydalanarak kurumu daha da iyiye götürmek arzusundayız. Biz özellikle hukuk fakültesi ve idari bilimler de okuyan öğrenci arkadaşlar başta olmak üzere ve bütün üniversite öğrencisi arkadaşlarımızın mezun olmadan TBMM'yi bir kez görmelerini arzu ediyoruz. Zaman zaman bununla ilgili üniversiteler ile ortak programlar düzenliyoruz. Bu çerçevede yapılan ortak çalışmalarda üniversitelerimizin bizden bir talepleri olması durumunda da, biz elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Burası halkın meclisi olduğu için herkesin bir defa yolunun buradan geçmesi bizi mutlu eder. Bugün bu protokolü imzalayarak bunu sadece sizlerle sağlık alanında gerçekleştiriyoruz ama, biz TBMM yasama organını sadece yasama ile de sınırlandırmıyoruz. TBMM'nin uluslararası ilişkiler ve halkla ilişkiler gibi bölümleri de var. Biz arzu ediyoruz ki; mesela uluslararası ilişkiler bölümü üniversitelerimizle uluslararası ilişkiler bölümünü çalışsın. Dışişleri Komisyonu'nun etkinliğini çalışsın. Dostluk gruplarının etkinliğini çalışsın. Halkla İlişkiler Bölümü de, iletişim fakültelerinin iletişim bölümlerini çalışsın ve bizler de bu çalışmalardan faydalanalım. Bu tür işbirliklerine üniversitelerimizle biz her zaman açığız. Meclis olarak üniversitelerimizle her alanda ve her türlü işbirliğine açığız. TBMM olarak bizde olan ne var ise, diğer kurumlarla paylaşmaya her zaman hazırız. Sizler de TBMM'yi gezip gördükten sonra aklınıza gelebilecek ve 'üniversitemiz için iyi olur' diyebileceğiniz bir konu olursa biz sizlere her türlü yardımı seve seve yapmaya hazırız. Ben tekrar bu sağlık anlaşması için TBMM'ye zahmet edip geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum ki, bu anlaşma ile hem üniversitemiz hem de TBMM kazançlı çıkacaktır. İki taraf içinde cazip bir protokol olduğunu düşünüyorum. Bu anlaşmanın sağlanmasında işi kolaylaştıran ekibinize, bu işle ilgili TBMM Genel Sekreter Yardımcımıza, TBMM Milletvekili Hizmetleri Başkanlığımıza ve diğer emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum." BÖLGENİN EN İYİ HASTANESİ Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ise, TBMM'de bulunmaktan ve protokolü imzalamaktan dolayı onur duyduğunu belirterek; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalışmaları hakkında TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu'na bilgi verdi. Prof. Dr. Yılmaz yaptığı konuşmada, teknolojik donanım bakımından Türkiye'de en üst sırada bir tıp fakültesi konumunda olduklarını ve bölgenin en iyi hastanesi olduklarını ifade etti. Türkiye'nin en büyük cerrahi bölümünü iki sene sonra açacaklarını da belirten Prof. Dr. Candeğer Yılmaz bu protokolün karşılıklı olarak her iki tarafın yararına olacağına inandığını söyledi. Protokol imza töreni sonunda TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz'a çini tabak hediye ederken, Prof. Dr. Candeğer Yılmaz da TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu'na tarihi EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nin yer aldığı gümüş işlemeli plaket takdim etti. EÜ Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi hizmete girdi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı nda Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi törenle hizmete açıldı. Açılış törenine Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Başhekim Prof. Dr. Mehmet Özkahya, Prof. Dr. Savaş Kansoy ve Prof. Dr. Bülent Karapınar katıldı. Prof. Dr. Yılmaz, Ege Üniversitesi nin en önemli günlerinden birini daha yaşıyoruz yılında oluşturulması planlanan çocuk hastanesi, 2008 yılında büyük bir bölümü açılarak hizmet vermeye başladı. Ege Üniversitesi bütün birimleriyle yürüttüğü yoğun çalışma sonucu bu projeyi hayata geçirdi. Çocuk Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi 17 yatak kapasiteli ve 2 yatak izolasyonlu olacak. Ünitenin tüm yatakları 3. basamak yoğun bakım hizmeti verebilecek düzeyde tıbbi donanıma sahip. Ünitenin havalandırma santrali 3 kademeli kendinden ısıtmalı ve soğutmalı, izolasyon odaları pozitif ve negatif basınç özelliklerine sahip olacak. CMYK SAYFA 10 Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi nin hijyenik havalandırma sisteminin tüm validasyon testleri akredite bağımsız kuruluşlarca onaylı. Amacımız Ege Üniversitesi kimliği ile en üst düzeyde hizmet ederek ülkemizi dünyaya tanıtmak diye konuştu. Prof. Dr. Karapınar; 1-18 yaş aralığında olan hastalar bu ünitede bakılabilecek. Türkiye de 700 kişilik yoğun bakım yatağı olması gerekirken maalesef bu sayının çok altında yatağa sahibiz. Emeği geçenlere teşekkür ederim dedi. Oğuzhan Tekbaş / Onur Deniz

11 Ka em SAĞLIK 11 Konfokal Lazer Deri Mikroskobisi Çağı Yakalayan Cihaz Ege Üniversitesi nde Burada gördüğümüz şey yeniliğe olan açılıştır konfokal Lazer Deri Mikroskobisi Çağı Yakalayan Cihaz tanıtım toplantısı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nde gerçekleştirildi. Toplantıya Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, EÜ Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya, Prof. Dr. Fezal Özdemir, Prof. Dr. İdil Ünal ve öğretim elemanları katıldı. YENİLİĞE AÇILIŞ Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Ege Üniversitesi nin eğitime, bilime, yeniliğe ve teknolojiye ait hırs denecek ölçüdeki enerjisini, birlikte çalışma arzusunu, yeni ve ilkler yaratma heyecanını bugün bir başka boyutta yeniden yaşıyoruz. Burada gördüğümüz şey yeniliğe olan açılıştır. Buradan yetişecek öğrencilere, eğitime ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesidir diye konuştu. Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. İdil Ünal, Bugün bizim için mutlu bir gün. Konfokal Lazer Deri Mikroskobisi bizim için önemli bir kazanım. Deri tümörleri başta olmak üzere diğer tüm dermatozlarda çok değerli bir tanı desteği. Ama bu cihazın varlığının bizi bu kadar sevindirmesinin nedeni, tüm dünyada zaten çok az sayıda var olan bu cihaza Türkiye de sahip olan ilk üniversite olmamız. Bir de İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde var. Tüm aşamalarda bizlere yardımcı olan, desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim dedi. ÜNİVERSİTELER ARASINDA İLK: EGE Prof. Dr. Fezal Özdemir Çok heyecanlı ve sevinçliyim. Bu gururu bizlere yaşatan sayın rektörüm başta olmak üzere; cihazın alımında emeği geçen tüm hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Cihazımız Konfokal Lazer Mikroskobisi. Teknolojinin son ürünü diyebileceğimiz çağı yakalayan cihaz adını vereceğimiz bir alet. Üniversiteler arasında ilk elde eden üniversite Ege Üniversitesi. Lazer ışınımıyla çalışan, yatay eksende ışınlar alan bu cihaz birçok disiplinde, tanı ve tedavide kullanılabilir diye konuştu. EÜ Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Özkahya Dermatoloji kliniğimiz her anlamda her şeyi en iyi şekilde yapabilecek. Bilim teknoloji ile bu kadar buluşabilir. Ben herkese teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum dedi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Kamil Kumanlıoğlu Konfokal Lazer Mikroskobisi cihazının tanıtım toplantısına hoş geldiniz, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ege nin, Türkiye nin ilklerini yapmada öncü olan üniversitemiz ve fakültemizin bu cihaza sahip olan ilk üniversite olması mutluluğumuzun nedeni. Bu mutluluğu bizlere yaşatan rektörümüze ve tüm ekibe ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim. Bu cihazla sağlık hizmetimizin kalitesi artacak, hastalarımızın erken tanı imkânı sağlanacak. Bu alanda emeği geçen herkese tek tek teşekkür eder, saygılarımı sunarım diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: Ege Üniversitesi nin eğitime, bilime, yeniliğe ve teknolojiye ait hırs denecek ölçüdeki enerjisini, birlikte çalışma arzusunu, yeni ve ilkler yaratma heyecanını bugün bir başka boyutta yeniden yaşıyoruz. Gerçekten bu nedenle çok mutluyum. Uzun bir öyküsü var bu işin, iki yıla yakın bir süreci var. Bir bağış ile gerçekleşmesinin bu işi taçlandıracağını düşünmüştük. Ancak gerçekleşemedi. Kendi kaynaklarımızı kullandık. Biz Ege Üniversitesi olarak reklam yapmayı sevmiyoruz. Bugün hizmete giren cihazın özellikleri ve açılış töreni özel oldu. Kesitleriyle ve bir amfide açılış gerçekleştirmenin ağırlığını daha farklı hissettik. Burada gördüğümüz şey yeniliğe olan açılıştır. Buradan yetişecek öğrencilere, eğitime ne kadar önem verdiğimizin, çağdaşlaşma, çağcıl bir özen verdiğimizin bir göstergesi. Bugün Ege Üniversitesi nin bunu çok güzel başardığını bir kez daha yaşadığımız için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayşenur ÇobAn / Evin AltundAğ / Feride ÇEtin Ege de bir ilk, Akciğer Hacim Küçültme Sarmalları, amfizem için yeni bir tedavi Yeni yöntemi geliştirip mükemmelliği yakaladılar Akciğerlerin doğal esnekliğini kaybetmesine dayalı olarak oluşan amfizem hastalığının tedavisinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı nda geliştirilen yeni bir yöntem kullanıldı. Konuyla ilgili olarak EÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alev Gürgün ve Asistanı Dr. Zehra Nur Töreyin ilk kez gerçekleştirdikleri operasyona ilişkin Ege Ajans a konuştu. Prof. Dr. Gürgün; RePneu Sarmalları adı verilen, implant olarak uygulanan ve akciğer anatomisinden bağımsız olarak çalışma özelliği gösteren bu yöntem, küçük solunum yollarını açık tutarak daha kolay nefes almaya imkân tanıması bakımından devrim niteliği taşıyor. Basit ve kolay bir operasyonla uygulanan yöntemin ertesi günü pek çok hasta rahatlama hissettiklerini belirtiyor. Bunun yanında akciğerlerin tedaviye uyum sağlaması birkaç hafta sürebiliyor dedi. Prof. Dr. Alev Gürgün şu bilgileri verdi: İlk defa Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı nda KOAH nedeniyle ortaya çıkan amfizeme yönelik bu tedavi yöntemi uyguladık. Bu tedavi yöntemi ağır akciğer rahatsızlığı olan hastalarda cerrahi yerine uygulanan yeni bir yöntem. Bu yöntemi İzmir de daha önce uygulayan merkezler oldu. Ancak bizim hastanemizde ilk defa daha profesyonel bir şekilde uygulandı. Bu yöntem genel anestezi altında akciğerlere girip içeriye bir takım sarmallar yerleştirme şeklinde gerçekleştirilen bir işlem olarak dünya literatüründe yer alıyor. Bu uygulamada en önemli hedef operasyon sonrasında kişinin günlük yaşamını daha kolay bir hale getirmek, özellikle nefes darlığını azaltmak ve yaşamını daha verimli bir şekilde sürdürebilmesini sağlamak. Bu cmyk SAYfA 11 yüzden hem hekim hem hasta için daha kolay olan RePneu Sarmalları nın uygulanması daha kabul edilebilir. İlk uygulamadan sonra şu an hastamız gayet iyi durumda. Bundan yaklaşık 6 hafta sonra ikinci akciğer için de aynı uygulamayı düşünüyoruz. İlk aydan sonra hastanın şikâyetlerinde belirgin bir azalma gözlemleniyor ve tüm yaşamı boyunca bu şekilde devam ediyor. Hekim açısından ise uygulaması kolay, hata ve risk oranı Prof. Dr. Alev Gürgün çok düşük. Bu uygulamada özellikle işe yaramayan genişlemiş hava keseciklerinin küçültülmesi hedeflenir. Sarmalları yerleştirdikten sonra bu sarmallar akciğerde bir miktar kalınlaştırma oluşturarak genişleyen akciğer alanlarını küçültebiliyor. Dolayısıyla hastanın gereksiz olarak büyümüş ve hasar görmüş akciğer alanı tedavi edilebiliyor. Gürcan Öztürk / Merve Akıncı

12 12 MART / NİSAN ÜNİVERSİTE Ege Üniversitesi nin üst yönetimi ve akademisyenleri İzmir Kuş Cenneti ni ziyaret etti Ka em Ege Üniversitesi nin yılı hedefi çevre ve çevre duyarlılığı Rektör Prof. Dr. Yılmaz; Biz bu gezimizi çevreye ve doğaya olan farkındalığı arttırmak, İzmir Kuş Cenneti ni bu anlamda yerinde görmek için geldik dedi Yaprak HAN / Ufuk KENDİRCİ Üniversitesi bir ilki daha gerçekleştiriyor. Ege Üniversitesi Üniversite Yaşamına Giriş dersi kapsamında öğrencilerine; doğa ve doğal yaşam hakkında bilgi vermek amacıyla Gediz Deltası na (İzmir Kuş Cenneti) ziyaret gerçekleştirdi. Prof. Dr. Mehmet Sıkı; İzmir Kuş Cenneti, Türkiye de yaşayan 469 kuş türünden 249 unun görüldüğü ve 83 değişik kuşun kuluçkaya yattığı, uluslararası önemde, A sınıfı, sayılı sulak alanlarımızdan biridir dedi. Ziyarete, EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Orman ve Şu İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak, EÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, Prof. Dr. Atilla Silkü, Prof. Dr. Semih Ötleş, EÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Doğer, EÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Özkan, EÜ Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı ve EÜ Genel Sekreter Yardımcısı Rasim Kılıçlı katıldı. Rahmi Bayrak Hayati Binboğa Rahmi Bayrak; Bugün biz; böyle bir tabiatın, ekosistemin, flamingoların ve tüm canlıların bulunduğu harika bir alanda bulunuyoruz. Bu alan bizim çalışma alanlarımızdan bir tanesidir. Bu çalışmalarımızı bakanlığımızla ve Ege Üniversitesi ile birlikte yürütüyoruz. Bu çalışmaları İzmir ve Türkiye için çok önemsiyoruz. Ben bu çalışmalarından dolayı Ege Üniversitesi ne çok teşekkür ediyorum dedi. İzmir Kuş Cenneti Ziyaretçi Evi'nde, Orman ve Şu İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü İzmir Şube Müdürü Hayati Binboğa'dan Gediz Deltası ve Kuş Cenneti hakkında bilgi alan katılımcılar daha sonra alanı gezerek kuş türlerini gözlemledi. Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ise şunları söyledi: Biz bu gezimizi çevreye ve doğaya olan farkındalığı arttırmak, kuş cennetini bu anlamda yerinde görmek için geldik. Ege Üniversitesi nin yönetim kademesinde olan daire başkanları başta olmak üzere yönetim kurulu ve yönetim ekibiyle geldik. Bizim yılında hedefimiz çevre ve çevre duyarlılığı olacak. Orman ve Şu İşleri Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ve DSİ ile birlikte sulak alanlar, ormanlar ile ilgili ortak projeler ve yeni eğitim programları yaratmak üzere görüşmelerimizi devam ettiriyoruz. Her sene öğrencelerimize Üniversite Yaşamına Giriş dersi veriyoruz. Bu derste genel anlamda üniversitemizi tanıtıyoruz. Bu sene öğrencilerimize İzmir Kuş Cenneti ni bu ders kapsamında tanıtmayı amaçladık. Amacımız çevre ve doğa farkındalığını arttırmaktır. KUŞ CENNETİNDE İNTERAKTİF EĞİTİM... EÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı 4. Sınıf öğrencileri Ornitoloji (Kuş bilimi) dersini uygulamalı olarak İzmir Kuş Cenneti nde işliyor. Ornitoloji dersinde teorik olarak kuşları öğrenen son sınıf öğrencilerinin, derste öğrendikleri kuş türlerini doğal yaşama ortamı olan kuş cennetinde görmeleri, bilgilerini pekiştirmeye ve daha kalıcı olmasına yardımcı oluyor. Öğrencilerin kuşların doğal yaşama alanı olan kuş cennetinde; Flamingo, Tepeli Pelikan, Balıkçıl türleri, Karabatak, Batağan, Kara Boyunlu Batağan, Kuğu, Suna, Angıt, Yeşilbaş, Çamurcun, Kılkuyruk, Kaşıkgaga, Pasbaş Patka gibi ördek türlerinin yanında yırtıcı kuşlardan Saz Delicesi, Atmaca, Şahin, Kızıl Şahin, Gök Doğan, Kerkenez ve Kukumav; su kuşlarından Yeşilayak Su Tavuğu, Sakarmeke, Deniz Saksağanı, Kılıçgaga, Kesikkolye Yağmurkuşu, Kızkuşu, Küçük Kum kuşu, Kervan Çulluğu, Kızılbacak, Gümüş, Karabaş Martı ve Yalı Çapkını, ötücü kuşlardan da; Tepeli Tarla kuşu, Çayır İncirkuşu, Saksağan, Sığırcık, İspinoz ve Saka gibi kuşların yaşama alanlarını ve davranışlarını yerinde görme imkanı oluyor. İzmir Kuş Cenneti nde halen gözlenen kuş türleri yerli ve kış ziyaretçisi türler. İzmir Kuş Cenneti bünyesinde bulundurduğu farklı yaşama ortamları ve buralarda yaşayan değişik kuş ve memeli türleri ile İzmir deki tüm eğitim kurumlarına hizmet edebilecek bir biyoloji laboratuvarı niteliğinde önemli bir sulak alan. Prof. Dr. Mehmet Sıkı nın nezaretinde İzmir Kuş Cenneti ni ziyaret eden son sınıf öğrencileri deltanın korunması ve geliştirilmesi için gayret sarf eden; Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Binbir Gıda Çamaltı Tuz İşletmesi Müdürlüğü, İzmir Kuş Cenneti ni Koruma ve Geliştirme Birliği Başkanlığı ve yeşillendirme seferberliğini başlatan İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ne teşekkür ederek kuş cennetinden memnun ayrıldılar. CMYK SAYFA 12

13 Ka em ZİRAAT 13 Ege Üniversitesi Ege yi temsil eden zeytin ağaçlarıyla donatılıyor Sonsuzluğa uzanan 342 fidan... Resul KARACA / Cemile DİŞLİ EÜ Ziraat Fakültesi ve Ege Üniversitesi Rektörlüğü öncülüğünde 342 zeytin fidanının dikimi kampüs alanında yapıldı. Bu dikimler ile birlikte yeni fidan sayısı 900 e ulaştı. Ayrıca fakültenin Menemen Çiftliği ne de 2 bin 500 zeytin fidanı dikilecek. Eğitim Fakültesi önündeki bahçeye zeytin fidanlarının dikilişi nedeniyle düzenlenen törende Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, zeytin dikilerek kurulan Ege Üniversitesi ne yeni zeytin fidanları dikerek üniversitenin sonsuzluğa uzanan bir ömrü olmasını dilediklerini belirtti. EÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun ise, Üniversitemize ölümsüzlük ağacı dikiyoruz dedi. Etkinliğe; EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Atilla Silkü, Prof. D. Semih Ötleş, Prof. Dr. Yeşim Kirazlı; Genel Sekreter Prof. Dr. Bülent Özkan, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. F. Akın Olgun, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadide Kazancı, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertan Taşkavak, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Doğan ve kalabalık bir akademisyen topluluğu katıldı. HEDEF: SONSUZLUĞA AĞAÇ DİKMEK Prof. Dr. Candeğer Yılmaz zeytin ağacı fidan dikiminin anlam ve önemini şu sözleriyle belirtti: Bugün buradaki hedef, sonsuzluğa ağaç dikmek. Ege Üniversitesi ni sonsuzluğa adamak. Seçtiğimiz ağaç türü de buna uygun olarak zeytin ağacı. Bunu da Ege Üniversitesi nin 60. yılında 60 bin fidan projesi ile birleştireceğiz. Ege Üniversitesi 1955 yılında bir zeytin ağacı dikilerek kurulmuştur. Biz de bugün yeni fidanlarla üniversitemizi ölümsüzleştireceğiz. Diktiğimiz zeytin ağaçları hastalığa dayanaklı ağaçlardır. Demek ki biz burada sadece ağaç dikme töreni yapmıyoruz. Topluma üniversite ve bilimin önderliğinde bir mesaj da veriyoruz. Görsel olarak bir ağaç dikme töreni ama içerik olarak çok farklı bir felsefesi var. Zeytin ağacı verimin, kültürün simgesi. EÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun ise, Yaklaşık 40 yıl önce bize tahsis edilen bu parsel metro istasyonu yapım çalışmaları ile birlikte verimliliğini kaybetti. Buradaki birçok ağaç başka yerlere taşındı. Yaşlanan ve gençleştirme gereken ağaçlar yanında, aradaki boşlukları doldurarak 342 fidan dikmiş bulunuyoruz. Bu Ege Üniversitesi öğrencileri için çok güzel bir durum. Buradan geçerken zeytin ağacının evrimine tanıklık etmiş olacaklar. Zeytin ağacı, barışın, ölümsüzlüğün, sonsuzluğun simgesidir. Yine kampüsün diğer alanları ile birlikte Menemen de 160 dönümlük bir zeytin bahçesi kuracağız dedi. Dikilen fidanlar, Ziraat Fakültesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yıldız tarafından hediye edildi. Ayrıca, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Olgun, Rektör Prof. Dr. Yılmaz a; Mordoğan da dikilmek üzere planlanan sakız ağaçlarının sakızını hediye etti. EÜ Ziraat Fakültesi ve Batıçim dayanışmasıyla 50 yıl sonrasının ormanı yaratılıyor Ege nin el attığı her yer cennet oluyor Nida ALADAĞ / Emre ÇAKIR Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından Batıçim Bornova tesislerinde bitkisel perdelemenin iyileştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen fidan dikim törenine Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Candeğer Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, Genel Sekreter Prof. Dr. Bülent Özkan, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun, Batıçim Genel Müdür Yardımcısı Feyyaz Ünal, Batıçim Murahhas Üyesi Tufan Ünal ve akademisyenler katıldı. Prof. Dr. Yılmaz; Doğaya dönük, çevreci anlayışımızı kurumlar arasındaki işbirliğiyle perçinliyoruz. Böyle bir işbirliği ve dikim töreni gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyuz diye konuştu. Batı Anadolu Çimento nun Ege Üniversitesi nin bilgi birikimine ve tecrübesine ihtiyacı olduğunu ifade eden Feyyaz Ünal şunları söyledi: Biz geçen sene Ege Üniversitesi ile protokolü yaptık. Ege Üniversitesi nin uygulama alanına ihtiyacı vardı. İki konu belirledik. Bir tanesi Ziraat Fakültesi ile gerçekleştirdiğimiz Batı Anadolu Çimento Fabrikası nın bitkisel perdelemesinin iyileştirilmesi. Amacımız dışarıdan baktığımız zaman buradaki çimento fabrikasının daha yeşil, daha ağaçlarla kaplanmış, daha çevreci görünmesini sağlamak. Dört mevsim hızlı büyüyen yapraklı ağaç tiplerine odaklanarak bin ağaç seçtik, bunları projelendirdik. Bu yerlere ilk 40 ağacımızı yazın temel atma töreni ile diktik. Bugünde geriye kalan 900 küsur ağacın dikimini gerçekleştirdik. Artık önümüzdeki bir iki yıllık süreçte bu ağaçların büyümesiyle birlikte Batıçim in bitkisel perdesini Ege Üniversitesi ile gerçekleştirmiş olacağız. Gübreleme ve sulama projelerini Ege Üniversitesi ile yapmaktayız. Önümüzdeki yıl sonrasının ormanını yaratmaktayız diye konuştu. Batıçim Murahhas Üyesi Tufan Ünal da; Batıçim in sosyal sorumluluk projelerinden olan ağaç dikme törenimize hoş geldiniz. Sizleri aramızda görmek istiyorduk, geldiğiniz için çok teşekkür ederiz dedi. EÜ Ziraat Fakültesi ile Batıçim arasında 20 Haziran 2013 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde; Batıçim in Bornova Tesisleri nde sürdürülen peyzaj, sulama ve bitkisel tasarım projeleri tamamlandı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun, akademik personelin hazırladığı peyzaj projelerinin son ayağında 10 farklı türde 689 fidanın dikiminin daha yapıldığını belirtti. CMYK SAYFA 13

14 14 MART / NİSAN EGE AJANS Ka em Kuruluşu pastayla kutladılar Üniversitesi Haber Ajansı nın 28 nci yılı nedeniyle ajansta toplanarak pasta kesen Ege Ajans personeli, ajans için sonsuzluğa uzanan bir ömür diledi. Sorumlu Haber Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı,1750 muhabiriyle, Türkiye nin en fazla muhabiri olan haber ajansı olduklarını, tüm öğrencilerinin gönüllü muhabir olarak hizmet ettiklerini belirterek, Mezunlarımız ve İzmir basınının desteğiyle her geçen gün daha da güçleniyoruz. 28 nci yılımızda 28 etkinlik düzenleyeceğiz dedi. Türkiye de üniversite bünyesinde kurulan ilk haber ajansı ege ajans 28 nci yılına Girdi 27 yıl hep bardağın dolu tarafını gördük Tahir NALDÖĞEN TürkiyE DE üniversite bünyesinde kurulan ilk haber ajansı Ege Ajans 28 nci yaşına girerken, Ege Üniversitesi ni tüm üniversiteler içinde tirajda zirveye taşıdı yılında Ege Üniversitesi ile ilgili haberlerin yayınlandığı gazetelerin toplam tirajı 1 milyar 735 milyon 447 bin 371e ulaştı (Üniversite dışı haberler ve TV haberleri bu rakamlara dahil değil). Ege Ajans ın kurucusu ve Sorumlu Haber Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, bu rakamın bir rekor olduğunu, her haberin genç gazeteci adaylarının deneyimini arttırıp, bilgilerini pekiştirdiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kavaklı, haberin doğasında olumsuzluk bulunduğunu belirterek, Bir bardak yarısına kadar doluysa, bu tablo, bardağın yarısı dolu olarak da, bardağın yarısı boş olarak da ifade edilebilir. Çoğunlukla ikinci ifade tercih edilir. Ancak, olumlu ifadeler, olumlu gelişmeler nakledildiğinde, bu anlayış güzellikleri cesaretlendirir ve güzelliklerin gelişmesini, yayılmasını sağlar. Biz 27 yıl boyunca bardağın hep dolu tarafını görüp; iyinin, doğrunun, güzelin yanında olmak istedik. Eleştirilerimiz hep olumlu gelişmeleri sağlamak içindi. İspatlayamayacağımız hiçbir haberi servise koymadık. Olabildiğince objektif olmaya, doğruları dillendirmeye çaba gösterdik diye konuştu. Ege Üniversitesi nin haberlerini sağlıklı bir şekilde kamuoyuna aktarmak amacıyla kurulan Ege Ajans ın ikinci hedefi başarılı ve idealist gazeteciler yetiştirmekti. Bunu da başardı. Yetiştirdiği 2 bine yakın genç gazeteci, Türkiye nin dört bir yanında özellikle kendi gazetelerini yayınlayarak Türk basınına ve ülkeye hizmet etti, etmeye devam ediyor. Ege Ajans, okul içinde okul görevi yapıyor. SES GETİREN KAMPANYALAR VE ARAŞTIRMALAR Ülke çapında ses getiren kampanyalar ve araştırmalara da imza atan Ege Ajans, hiçbir medya kuruluşunun rakibi değil, tüm medyanın kardeşi konumunda. Gazete, radyo, televizyon, dergi ve internet sitelerinin desteğiyle gelişen Ege Ajans; diğer üniversitelere de örnek olarak, akademik ajansların yaygınlaşmasına katkı sağlıyor. HABER KAYNAĞI Her gün 200 ün üzerinde kitle iletişim aracına haber servisi yapan Ege Ajans, üniversite içinde internet sitesi Ege Burada, Ege den Dergisi, Kalem Gazetesi, Radyo Kampüs Ege ve Ege Üniversitesi Televizyonu na da haber kaynağı oluşturuyor. Sadece üniversite haberleri değil, kent haberleri, ekonomi, magazin, kültür-sanat, çevre, polis-adliye haberleri de üreten Ege Ajans, güncel gelişmelere bağlı olarak araştırma ve röportajlar da hazırlayarak medyaya servis yapıyor. Ege Üniversitesi nin gözü, kulağı, sesi olan Ege Ajans 2 Şubat tarihinde 28 nci yaşına girdi. CMyk SAyFA 14

15 Ka em İLETİŞİM 15 hayatın kaynağı için tasarladılar İzmİr de halkın nabzını yerel basın ve yerel ekler tutuyor Orman Vakfı ve EÜ İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü ortaklığında düzenlenen Hayatın Kaynağı: Ağaç Afiş Tasarımı, Reklam Filmi ve Etkinlik Tasarımı Yarışması nın ödülleri Ege Bölgesi Sanayi Odası nda yapılan törenle sahiplerini buldu. Ege Orman Vakfı Genel Müdürü Metin Gençol un sunumuyla gerçekleştirilen törende Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müge Elden de konuşma yaptı. Konuşmasında sosyal sorumluluk projelerinin önemine değinen Prof. Dr. Elden, Ege Orman Vakfı ile birlikte daha birçok sosyal sorumluluk projesine imza atacaklarını dile getirdi. Reklam ve reklamcılık hakkında da konuşan Prof. Dr. Elden, reklamcılığın kendisinde özel bir yerinin olduğunu ifade etti. Yarışma jüri üyelerinin verdiği kararla afiş dalında 1 inci Semih Topuz, 2 inci Mehmet Özkızıl Viralı, 3 üncü Selin Türkkol oldu. Etkinlik dalında; 1 inci Akif Ulutaş, 2 inci Semih Topuz, 3 üncü Ozan Şenel oldu. Reklam filmi dalında ise kategoriye uygun film bulunmadığı için ödüllendirme yapılmadı. Hayatın Kaynağı: Ağaç temasıyla düzenlenen yarışmada; çevre konusunda toplumu bilinçlendirmek, ağaçlandırma yapmak, ormanları korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdüren Ege Orman Vakfı adına, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin ağacın ve ormanın önemini vurgulayan çalışmalar üretmesi teşvik edildi. AtAtürkçü Düşünce Dernegi (ADD) Bornova Şubesi nin konuğu olan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, medyanın toplum açısından, kamuoyunu temsille büyük bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Ülke çapında kamuoyu oluşturma görevinin yaygın basın tarafından yürütülürken, yerel sorunlarda çözümün yerel basın tarafından gerçekleştirilmesinin beklendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kavaklı, İzmir de halkın nabzını yerel basın ve yerel ekler tutuyor dedi. ADD Bornova Şubesi Başkanı Doğan Aygen, toplumun yönlendirilmesinde medyanın rolünün büyük olduğunu belirtti. Ege Üniversitesi Konukevi nde yapılan toplantıda medyaya ilişkin soruları cevaplandıran Yrd. Doç. Dr. Kavaklı, Basın Yayın Enformasyon İl Müdürlüğü verilerine göre İzmir ilinde basın kartı sahibi 911 gazeteci, 90 gazete, 50 dergi, 29 radyo ve 6 televizyonda görev yapıyor. Ancak belirtilen basın kartlı gazetecilerin üçte birinden fazla basın kartı olmayan gazeteci var. Çalışanların bir kısmının iş güvenliği sorunu var diye konuştu. TİRAJ SORUNU Gazetelerin tiraj sorunundan da bahseden Yrd. Doç. Dr. Kavaklı, seçim sırasında bir köpük tiraj artışı olduğunu, seçim sonrası tekrar düşüş trendine girildiğini söyleyerek, toplumunda gazetesine sahip çıkmasını istedi: Her gün verilecek 50 kuruş, 100 kuruşla basın özgürlüğüne yatırım yapmış olacaksınız. Özgür basın ülkenin geleceğinin de teminatıdır. İletişim Fakültesi nden van a örnek yardım Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ve öğretim elemanları bir araya gelerek Van depremzedeleri için yardım kampanyası düzenledi. Bir hafta süren ve Atlas Jet in sponsor olduğu yardım kampanyasında toplam 20 koli eşya toplandı. Ayakkabı, battaniye, mont, kazak gibi giyim kıyafetlerinin yanı sıra; 200 paket makarna, 50 paket bulgur, 50 paket çorba gibi gıda ürünleri de gelen yardımlar arasındaydı. Van daki soğuk kış şartları nedeniyle, fakülte öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından 22 tane elektrikli soba da yardım kampanyasına eklendi. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi nin topladığı yardım eşyaları Van daki Alkanat Konteyner Kenti ne gönderildi. Van Havaalanı nda yardımları teslim alan Alkanat Konteyner Kent Sorumlusu Orhan Gün, gelen yardımları ihtiyaç sahibi kişilere dağıttıklarını söyledi. Tolga DağDelen TÜRK SİNEMASI 100 YAŞINDA FuAt Uzkınay ın 1914 te beyaz perdeye aktardığı Ayastefanos taki Rus Abidesinin Yıkılışı adlı belgesel film ile serüvenine başlayan Türk Sineması 100 yaşında. Geçmişten günümüze Türk toplumunu perdeye yansıtan Türk Sinemasının yetiştirdiği usta yönetmen, oyuncu ve emekçiler tebessüm ve saygıyla anılıyor. Ömer Lütfi Akad, Metin Erksan, Kartal Tibet, Yavuz Turgul, Ertem Eğilmez gibi birçok usta yönetmeni ağırlayan Türk sineması Münir Özkul, Adile Naşit, Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Sadri Alışık, Şener Şen, Türkan Şoray, Kemal Sunal gibi birçok usta oyuncuyu da izleyiciyle buluşturdu. Geçen bir asır içerisinde Hababam Sınıfı ile güldüğümüz, Buruk Acı ile ağladığımız, Sezercik ile çocukluğumuza döndüğümüz, Bizim Aile ile duygulandığımız, Selvi Boylum Al Yazmalım ile aşık olduğumuz, Turist Ömer ile eğlendiğimiz, yazlık sinemaların o ılık esintisiyle bize keyifli anlar yaşatan Türk sineması tüm samimiyeti ve içtenliğiyle toplumun aynası oldu. Türk sinemasının bu yolculuğunu Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Takımcı ile değerlendirdik: - Geçmişten günümüze Türk sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Türk sineması zorlu bir yolculuğun ardından bugünlere geldi. İlk yıllarda sinemanın yükünü tiyatrocular üstlenmişti. Tiyatro oyunları beyaz perdeye uyarlanmış ve izleyiciyle buluşmuştu. Sonraki yıllarda Ömer Lütfi Akad ve Metin Erksan gibi usta yönetmenlerle Türk sineması 1950 lerde hızla değer kazanmaya başladı. Ardından Yılmaz Güney in yönetmenlik koltuğuna oturmasıyla birlikte sanat dilini oluşturmaya Prof. Dr. Dilek Takımcı başlayan Türk sineması, İtalyan Yeni Gerçekçilik akımından beslenerek gerçeklik olgusunu perdeye yansıtmaya başladı. Tüm bu süreçte devlet desteğinden mahrum bırakılan Türk sineması, usta yönetmen, oyuncu ve sinema emekçilerinin kişisel çabalarıyla bugünlere gelmiştir. - Türk sinemasının sorunları nelerdir? CMYk SAYFA 15 - En büyük sorun devlet desteği ve güvencesinin olmamasıdır. Sendikal hakların olmayışından kaynaklanan sorunlar birçok kez kamuoyuna yansımasına rağmen, devletin bu konuda adım atmayıp yasal düzenlemelerin yapılmaması, Türk sinemasının gelişiminin önündeki en büyük engellerdendir. Bir diğer sorun ise ülkemizdeki sinema salonlarının Amerikan sermayesinin tekelinde olmasıdır. Yani yerli film gösterimlerine kota uygulanması sonucu Türk filmlerinin izleyiciyle buluşması kısıtlanmaktadır. Günümüzde sinema salonlarının daha çok alışveriş merkezlerinde bulunması, bu tekelleşmeyi günden güne daha ileri boyutlara taşımaktadır. Bütün bunların yanı sıra Türk sinema sektöründe stüdyo ve platoların yeterli sayıda olmaması sebebiyle filmler gerçek mekânlarda çekilmek zorunda. Tabi bu durum yapımcıya ekstradan maliyet ve iş gücü külfetini doğurmaktadır. - Peki günümüz Türk sinemasını başarılı buluyor musunuz? - Tabi başarılı yapımlar yok değil. Hele ki bu koşullara rağmen. Uluslararası festivallerde Nuri Bilge Ceylan gibi, Zeki Demirkubuz gibi yönetmenlerimiz oldukça başarılı projelerle ödüllendirildi. Yine gişede oldukça iyi işler çıkartan yapımlar da mevcut. Ancak henüz Oscar seviyesinde filmimizin olmaması üzücü bir durum. Barış KorBa / M. Hasan Tanrıöğen

16 16 MART / NİSAN BASIN Özgürlük İçin Basın AB Projesi start aldı Ka em Projenin İzmir ve Ege Bölgesi Komitesi Başkanlığı na Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı getirildi Basın özgürlüğü ihlalleri ve çözüm yolları konusunda çalışma yapacak Özgürlük için Basın Projesi Gazeteciler Cemiyeti nde (Ankara) yapılan toplantılar ve çok sayıda büyükelçi ve medya mensubunun katıldığı resepsiyonla başladı. 7 coğrafi bölgede oluşturulan komitelerin başkanları, projenin işleyişi hakkında görüş alışverişinde bulundu. Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Başkanı Nazmi Bilgin, resepsiyonda yaptığı konuşmada Türkiye deki basın ve ifade özgürlüğünü daraltan gelişmelerin endişe verici olduğunu söyledi. Bu Avrupa Birliği projesi kapsamında Ege Bölgesi ndeki ihlaller ve çözüm yolları ile ilgili çalışma yapacak komite Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı (Başkan), Av. Ufuk Karhan (Raportör), Prof. Dr. Gülgün Tosun, İbrahim Irmak ve Reşit Çağlayangil den oluşuyor. Avrupa Birliği Türkiye Federasyonu tarafından yürütülen Sivil Düşün Programı ve Platformalar Hibe Programı kapsamında finanse edilen Press for Freedom/ Özgürlük İçin Basın Projesi, bir merkez (Ankara) ve 7 bölgede (İzmir, Antalya, Bursa, Gaziantep, Trabzon, Konya, Erzurum) iki yıl boyunca Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) tarafından yürütülecek. Bölge Başkanları, projenin işleyişi hakkında görüş alışverişinde bulundu. İhlaller kayıt altına alınıyor (Soldan sağa) İbrahim Irmak, Prof. Dr. Gülgün Tosun, Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, Ufuk Karhan, Reşit Çağlayangil. GazeTecİleR cemiyeti nin (ankara) önderliğinde başlatılan Özgürlük İçin Basın konulu avrupa Birliği projesi, ülkemizde 7 bölgede ilk ay çalışmalarını tamamlayarak raporlarını Daimi Komite ye sundu. İzmir ve ege Bölgesi nde ise başvuruların kolaylaştırılmasını sağlamak amacıyla bir mail adresi açılarak başvuruların bu adrese yapılması istendi. Böylece ege Bölgesi nde de özgürlük ihlalleri kayıt altına alınacak. İzmir ve ege Komitesi Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı (Başkan), avukat Ufuk Karhan (Raportör), Prof. Dr. Gülgün Tosun (Üye), Reşit Çağlayangil (Üye) ve İbrahim Irmak tan (Üye) oluşuyor. ayın ilk değerlendirme toplantısını yapan komite, bölgedeki basın özgürlüğü ihlalleri ile ilgili başvuruların e-posta yoluyla ozgurlukicinbasin@gmail.com adresine yapılmasını istedi. CMYK sayfa 16

17 Ka em İLETİŞİM 17 Şarkılı, türkülü basın toplantısı Bu kitaplar konuşuyor Üniversitesi İletişim Fakültesi nin görme engellilere yönelik sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiği ve 4. yılına giren Konuşan Kitaplar Projesi nde bu sene 49 kitap seslendirilecek. Kitapların 22 tanesi Ege Üniversitesi nin Halk Sağlığı kitaplarından oluşuyor. Bunun dışında Ayşe Kulin, Ahmet Ümit, Cem Mumcu, Kahraman Tazeoğlu, Ercan Kesal gibi yazarların kitapları da projede yer alıyor. PAL FM den Esin Gürü ve Evren Başer, Star Ana Haber perfore seslendirmeni Berkay Çakır, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Arel Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve Ege Üniversitesi nden öğrenciler görme engeliler için bir araya geldi. Ceyda Saltadal ise, Ayşe Kulin in kitaplarından birini seslendiriyor. Proje Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Özlem Ataman, Bu sene biraz daha heyecanlıyız. Ege Üniversitesi Radyo Topluluğu Biradyo ile çalışıyoruz. Projeyi birçok önemli isimle birlikte hayata geçiriyor olmaktan mutluluk duyuyorum dedi. Magazin haberi yazımı uygulaması yapan öğrenciler Ali ve Dilek Çakar ı ağırladı Üniversitesi İletişim Fakültesi nde Basın Haberciliği dersi kapsamında magazin haberi yapan öğrenciler şarkılı türkülü bir basın toplantısı izlediler. Uygulamalı magazin haberciliği için Gazetecilik Bölümü öğrencilerinin dersine konuk olan Türk Halk Müziği Sanatçısı Ali Çakar ve Türk Sanat Müziği Sanatçısı Dilek Şafak Çakar, öğrencilere mevcut sanatçı ve eğitimci kimliklerinin yanı sıra özel yaşamlarından da bahsettiler. GARİP ALİ 4 ALBÜM ÇIKARDI Eşi Dilek Şafak Çakar ve iki oğlunun da sanatçı olduğunu söyleyen Ali Çakar, bu işe küçük yaşlarda başladığını belirterek, Çocuk sanatçılar furyasının olduğu dönemlerde Garip Ali lakabıyla dört albüm çıkardım. O dönemlerde bağlama kursuna gidiyordum. Ev ile dershane arasında bağlamayı sırtıma alıp giderken esnaf halimi görüp Garip lakabını taktı bana diye konuştu. Geçmişte yaptığı albümlerin bilinçsizce yapılan işler olduğunu söyleyen Ali Çakar, O dönemlerde yaptıklarımız papağan usulü dedikleri gibi oldu. Bu şekilde dört albüm yaptım. Ancak beşinci albümde, Ben liseyi bitirdikten sonra konservatuvara gideceğim dedim. O zamanlar bilinçlendiğim zamanlar oldu dedi. Sohbetin ardından Ali Çakar, Nisan ayı sonunda piyasaya çıkacak olan Feyiz isimli albümünün duyurusunu yaptı, sonrasında eşi Dilek Şafak Çakar ile yaptığı düetle öğrencilerin beğenisini topladı. SANATÇI VE EĞİTİMCİ KİMLİĞİ Ege Üniversitesi ne dereceyle girip derece ile bitiren Ali Çakar, Ege Üniversitesi nde yılları arasında öğretim görevlisi olarak çalıştı yılında TRT İzmir Radyosu nda göreve başlayan ve hala görevini sürdürmekte olan Çakar, şu an TRT Avaz kanalında Türkü Söylemek Lazım programında sunuculuk ve solistlik yapıyor. Dumanla haberleşmeden modern iletişime! EÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri, Karşıyaka Belediyesi Haberleşme Müzesi ni ve Hamza Rüstem Fotoğraf Evi ni ziyaret etti. Ege Üniversitesi Haber Ajansı (Ege Ajans) Sorumlu Haber Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı nın öncülüğünde ve Karşıyaka Belediyesi nin katkıları ile gerçekleştirilen ziyarette öğrenciler keyifli dakikalar yaşadı. Dumanla haberleşmeden günümüze iletişimin tarihinde zaman yolculuğu yapan öğrenciler ilkleri görme fırsatı buldu. Yrd. Doç. Dr. Kavaklı; İletişim EÜ İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü nün katkılarıyla Ege Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Konferans Salonu nda Sokak Fotoğrafçılığı üzerine bir workshop düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak Mustafa Seven katıldı. Söyleşiye EÜ İletişim Fakültesi öğrencilerinin hem kendi bölümlerine dair kitle iletişim araçlarının tarihsel süreçlerini görebilmeleri, hem de bilgilenmeleri amacıyla bu müzeleri tanımalarını istedik. Öğrencilerim zaman tünelinde seyahat ettiler dedi. Müze Sorumlusu Murat Karakaş ; Sergilenen çoğu araç bağış yoluyla toplandı. Bazıları da para karşılığı alındı. Eski tarihimiz, o dönemde kullanılan telefonlar, radyolar, televizyonlar, cep telefonları, posta pulları ve mektuplarımızla neler yaşanılmış, bunları halka sunabilmek adına geçmişten günümüze Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müge Elden, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Sinem Yeygel ve Yrd. Doç. Dr. E. Özen Okat Özden, öğretim elemanları ve öğrencilerin yanı sıra fotoğrafa ilgi duyan birçok kişi katıldı. İnstagramda paylaştığı fotoğraflar ile Türkiye nin en yüksek sayıda takipçisi bulunan ve bir sokak fotoğrafçısı olan Haberleşme Müzesi olarak burayı halka açtık dedi. Ege İletişim öğrencileri Haberleşme Müzesi ardından Hamza Rüstem Fotoğraf Evi ni ziyaret etti. Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi Arşiv ve Koleksiyonu ndan seçilen, her biri tarihi değere sahip, orijinal fotoğraf makineleri, fotoğraflar, fotoğrafik efemera (antika ve koleksiyon değerine haiz değerli kağıt), çeşitli fotoğraf malzemesi ve ekipmanlarının, ilgili açıklama ve bilgilendirmenin yer aldığı bir sergi olarak ziyaretçilere açılmıştı. Medine Güleş / Serap AltAş Sokak fotoğrafı an ı fotoğraflamaktır Seven kendisini fotoğraflarıyla hikaye anlatıcısı olarak tanıttı. Sokak fotoğrafçılığı, iyi bir sokak fotoğrafçısının nasıl olacağı ve bir fotoğrafın ne zaman sokak fotoğrafı olduğuna dair bilgiler sunan Mustafa Seven, Sokak fotoğrafı an ı fotoğraflamaktır. Etrafımızdaki gerçeklikleri belgelemektir. Tekrarlanamayacak olanı çekmektir. Tek gereksinim bir kamera, anı gören bir göz ve doğru zamanlamadır diye konuştu. Ömer İpcİ CMYK SAYFA 17 Gazetecilik eğitimi gazetede verilir EÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü yüksek lisans öğrencileri Yerel Basın dersini Ege Telgraf Gazetesi nde yaptı. Yrd. Doç. Dr. Kavaklı; Bu bir ziyaret, aynı zamanda ders uygulaması. İletişim fakültesi öğrencilerine haber üretiminden gazetenin basımına kadar geçen aşamaları göstermek, günümüzde gazetecilik mesleğinin çalışma şartları, zorlukları hakkında bilgi almak için buradayız dedi. Yüksek lisans öğrencilerine gazetedeki çalışma düzeni hakkında bilgi veren Can Süphandağlı şunları söyledi: Burası bizim mutfağımız. Burada editörler, genel yayın yönetmeni, haber müdürümüz var. Hepsinin ayrı ayrı yerleri ve ekibi var. Bu ekipler sabah ve akşamüzeri olmak üzere 2 kez toplantı yaparlar. Zaten bir gün öncesinden akşamdan haber müdürü ekibinin nereye, hangi habere gideceğini bilir. Şu anda bile haber akışı devam ediyor. Sabahları burada bir günaydın toplantısı oluyor, günün bir değerlendirmesini yapıyoruz. Ardından herkes görevine gidiyor. Akşamüzeri ise değerlendirme toplantısı yapıyoruz. Gazetemizin topladığı haberleri, dünya gündemini ve ajanstan gelen haberleri alt alta topluyoruz ve değerlendiriyoruz. Ege Telgraf ın diğer gazetelerden farkını anlatan Süphandağlı; Bizim diğer gazetelerden en önemli farkımız, aile boyu gazeteci oluşumuz. Ayrıca gazete patronları haber yazmaz diye bilinirler. Ama biz ihtiyaç olduğunda bilgisayarın başına geçip hemen haber yazabiliyoruz. Bu gazetecilikten gelmenin avantajıdır diye konuştu. Ufuk Kendİrcİ Ömer Faruk AydUdU

18 18 MART / NİSAN MEDYA ÖDÜLLERİ Ka em H Prof. Dr. Yeşim Kirazlı, Haldun Dormen H H Medyada yılın En leri düzenlenen muhteşem törenle Ege Üniversitesi nde ödüllerini aldı Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Fatih Portakal ye Kerem Bürsin H Kerem Bürsin H H Prof. Dr. Candeğer Yılmaz 121 bin 265 kişinin, 18 ayrı kategoride kullandığı oylarla belirlenen ünlü isimler Ege li gençlerle buluştu Prof. Dr. Fazıl Apaydın, Demet Akalın CMYK SAYFA 18 Bu yıl 3.sü düzenlenen Ege Üniversitesi Medya Ödülleri nde ünlü isimlerle kampüse yıldız yağdı. Kazanan isimler 121 bin 265 kişinin oyuyla belirlendi. Birbirinden ünlü sanatçıların katıldığı ödül törenine genç kızların hayran olduğu Kerem Bürsin damgasını vurdu. Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Fazıl Apaydın, Hem eğlendiriyoruz hem de bilgi veriyoruz. Aynı zamanda yeşil bir radyo televizyonuz. Her sene mutlaka bir yeşil destekli bir program yapıyoruz. Birçok kuruluş bize destek veriyor. Bize sponsor olan tüm destekçilere teşekkür ediyoruz dedi. EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı Spor, sanat ve kültürün tüm dünyayı nasıl değiştirebileceğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Öğrencilerimiz öyle yetenekli, öyle başarılılar ki Ege Üniversitesi Radyo ve Televizyonu 24 saat kesintisiz yayın yapma başarısına sahip. Bugünkü enerji daha birçok ödül töreninin yapılacağının göstergesidir. Sevgili öğrencilerimizle hep birlikte daha iyiye gideceğiz diye konuştu. Mabel Matiz e ödülünü veren Ege Ajans Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, Başarının ödüllendirilmesi, yeni başarıların ortaya çıkmasını sağlar. Organizasyonda emeği geçenleri ve başarılı sanatçıları kutlarım dedi. Törende, genç kızlardan büyük ilgi gören Kerem Bürsin i kıskandığını söyleyen Demet Akalın Kurt ise Benden rol çalma dedi. 18 farklı kategorinin yer aldığı 3. Medya Ödülleri ne bu sene de Ege Üniversitesi Yusuf Vardar -MÖTBE- Kültür Merkezi ev sahipliği yaptı. Törene üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri ve davetliler katıldı.

19 Ka em MEDYA ÖDÜLLERİ 19 yıldız yağdı H Hande Doğan H Ersin Düzen H Prof. Dr. Celal Artunç, Emir H Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, Mabel Matiz En İyi Erkek Oyuncu : Kerem Bürsin En İyi Kadın Oyuncu : Hande Doğandemir En İyi Erkek Sanatçı : Murat Boz En İyi Kadın Sanatçı : Demet Akalın En İyi Şarkı : Tutuşmayan Kalmasın Emir En İyi Albüm : Erdem Kınay- Proje 2 H İlker Ayrık En İyi Single : İrem Derici Düşler Ülkesinin Gelgit Akıllısı En İyi Çıkış Yapan Sanatçı : Mabel Matiz En İyi Haber Spikeri : Fatih Portakal En İyi Tartışma Programı : Aykırı Sorular CNN Türk En İyi Talk Show Programı : Beyaz Show - Kanal D En İyi Dizi : Güneşi Beklerken En İyi Magazin Programı : Magazin D (Kanal D) En İyi Radyo Programı : Matrax (Show Radyo) En İyi Kültür Sanat Programı : Anlatacaklarım Var Tv8 En İyi Spor Programı : Stadyum TRT1 En İyi Yarışma Programı : Ben Bilmem Eşim Bilir En İyi Grup : Model CMYK SAYFA 19

20 20 MART / NİSAN Milli Eğitim Bakanlığı nın ilköğretim okullarında ilk 4 sınıfta beden eğitimi derslerini kaldırmasının isabetli olmadığını belirten uzmanlar, ikinci dört sınıf diliminde spor alışkanlığının daha zor sağlanacağını ifade ediyor. Sporun, oyun çağındaki çocuğun fizyolojik ihtiyacı olduğunu belirten Prof. Dr. Rana Varol ve Uzm. Dr. Onur Oral, alışkanlıkların yer etmeye başladığı en önemli dönemde, çocuğun spordan uzaklaştırılmasının, geleceğini de ipotek altına alınması anlamını taşıdığını belirttiler. Prof. Dr. Varol ve Uzm. Dr. Oral konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: - Gelişmiş ülkelerde çocuk sağlığı açısından fiziksel aktivite çalışmaları nasıl planlanmaktadır? - Prof. Dr. Rana Varol: Spor ve fizik aktivite, çocukluk çağından itibaren bireyin fiziksel kapasitesini, psikolojik dengesini, sağlıklı düşünce gelişimini sağlayan aktiviteler bütünü olarak tanımlanabilir. Çocukluk çağında başlaması gereken fiziksel aktivite çalışmaları özellikle ilköğretimin ilk yıllarında, çocukların vücut parçalarını kullanmayı, önemli hareket örneklerini ayırt etmeyi ve mekanik prensipleri öğrenmeyi, kurallara göre davranmayı, denge, zaman ve alanı kullanma gibi deneyimleri kazanmayla başlamalıdır. Bu kavramların aralarındaki ilişkiyi sağlam bir şekilde kurabilmeleri amacıyla çağdaş ülkelerde ilkokulda beden eğitimi ders sayısının 6 saate kadar arttırıldığı ve spora başlama yaşının 4-5 yaş seviyelerine çekildiği bilinmektedir. Ancak ülkemizde, çocuklarımızın sportif aktivitelerle tanışmalarını sağlayacak olan beden eğitimi dersi düzenlemeleri dünya standartlarına göre farklılık göstermektedir. Yeni uygulamaya konan sistemi ile ilköğretimde (ilk 4 yıllık eğitim diliminde) beden eğitimi dersi olmaması ancak ikinci 4 yıllık dönemde öğrencilerin beden eğitimi dersi almaya başlayabilmeleri bir handikaptır. ÜNİVERSİTE dünyada 43 milyon obez çocuk var Uzmanlar çocuk Sağlığı ve Spor u tartıştı DERTLERİN BAŞLANGICI OBEZİTE - Çocukluk çağı obezitesi çocukluk döneminde hangi metabolik sorunlara neden olmaktadır? - Uzm. Dr. Onur Oral: Çocuk sağlığı açısından çocukluk çağı obezitesi özellikle son 20 yılda çocukların metabolik dengelerini tehdit eden bir sorun haline dönüşmüştür. 5 yaş ve altındaki 43 milyon obez çocuğun varlığına dikkati çeken Dünya Sağlık Örgütü, üye ülkelere, şişmanlıkla mücadele konusunda acil önlem alma çağrısı yapmaktadır. Çocuklara yönelik çalışmaların hızlandırılması gerektiğinin altını çizen Dünya Sağlık Örgütü ne göre; çocuklukta başlayan şişmanlık, sadece yetişkinlikte şişmanlıkla sonuçlanmamakta, sonuç olarak dengesiz beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliğine bağlı kilolu çocuklar soluma güçlüğü, kemik gelişim yetersizliği, hipertansiyon, insülin direnci ve özgüven eksikliğine varan psikolojik sorunlarla erken yaşta karşılaşmak zorunda kalmaktadır. - Dünya Sağlık Örgütü nün, çocukluk çağı obezitesi sorunun tedavisi için önerileri nelerdir? - Prof. Dr. Rana Varol: Dünya Sağlık Örgütü nün, obeziteyle mücadele konusunu şişmanlık önlenebilir prensibiyle ele almasıyla; özellikle çocukluğun erken yaşlarından başlamak koşuluyla, fiziksel aktivitenin artırılması en önde gelen eylem planı olarak değerlendirilmektedir. Fiziksel aktivitenin arttırılması son derece önemli bir gerçektir. Çünkü alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengenin bozulmasıyla şişmanlama hızının arttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. -Çocuğun sağlıklı gelişiminde fiziksel aktivite ve sporun önemi nedir? - Uzm. Dr. Onur Oral: Çocuklarımızın fiziksel ve psikolojik gelişimlerinin daha sağlıklı olabilmesi için, psikolojik ve metabolik dengelerini tehdit eden sağlık sorunlarına karşı onları koruyabilmek için çocuklarımızı erken yaşlarda spor okullarına başlatmalıyız. Ayrıca beden eğitimi derslerinin okul öncesi eğitimden başlayarak lise 12. sınıfına kadar zorunlu ders kapsamına alınmasını sağlamak hedefimiz olmalıdır. Doç. Dr. HÜlYa ÖZ, SKS nin YEnİ DaİrE BaŞKanı 1992 den beri Ege Meslek Yüksekokulu nda (EMYO) görev yapan Doç. Dr. Hülya Öz, Ege Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) görevine atandı. Doç. Dr. Hülya Öz, Ege Üniversitesi Tarım Makinaları Programı nda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Doç. Dr. Öz, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın üniversitemizin görünen yüzü olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerimize daha iyi hizmetlerle gitmek istiyorum. Bireysel olarak her türlü katkıyı sağlamaya hazırım dedi. Ka em Bireysel olarak her türlü katkıyı sağlamaya hazırım İzmir de iktisat öğretimi Prof. Dr. Oğuzhan Altay Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından "İzmir'de İktisat Öğretiminin Dünü, Bugünü, Yarını" konulu konferans gerçekleştirildi. EÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Oğuzhan Altay'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe Yaşar Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Katip Çelebi Üniversitesi, Gediz Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyeleri katıldı. Prof. Dr. Oğuzhan Altay konuşmasında iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin ilk olarak nasıl oluştuğu, nasıl geliştiği ve günümüzdeki durumları hakkında bilgi verdi. Konferansta İzmir'deki üniversitelerin iktisat öğretimindeki başarı oranları, iktisat fakültelerinde okumakta olan ve mezun olan öğrencilerin yaşadıkları sorunlar konuşuldu. Ayrıca İktisat fakültelerinde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulması konusunda görüşler ortaya konuldu. Fadime kuzu de su yüzde 46 azaldı EGE Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Pamuk Mengü, Türkiye de geçmişe oranla daha uzun süreli ve daha şiddetli kuraklıkların görülebileceğini dile getirdi. Doç. Dr. Mengü, İzmir de su yılının Ekim- Şubat dönemini kapsayan ilk 5 ayında; 2013 su yılının aynı dönemine göre yüzde 46 lık, uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 23 bir Doç. Dr. Gülay Pamuk Mengü azalma yaşandığını dile getirdi. Su yılının ilk beş ayında Ege Bölgesi nin tarım potansiyeli olan havzalarında düşen yağış Küçük Menderes Havzası nda yüzde 24, Büyük Menderes Havzası nda yüzde 32, Gediz Havzası nda ise yüzde 29 oranında bir azalma görüldü. İzmir yöresindeki barajların doluluk oranları yüzde arasında. Tarımsal kuraklığın üretimdeki verim ve kaliteyi etkilediğini dile getiren Doç. Dr. Mengü, Bu yıl ortalamanın altında gerçekleşen yağış, özellikle buğday, arpa gibi tahılları etkilemiştir. Önümüzdeki aylarda beklenen yağışlar gerçekleşirse hem tahıllar hem de diğer kültür bitkileri için olumsuz etkiler kısmen azalacaktır diye konuştu. Önümüzdeki aylarda beklenen yağışların gerçekleşmemesi, sulama sezonunu erken başlatacaktır diyen Doç. Dr. Mengü, Bu durum yeraltı ve yerüstü su kaynakları üzerindeki baskıyı daha da arttıracaktır. Yeraltı suları çok dikkatli ve denetimli kullanılmalıdır dedi. Ahmet Böyüker / Sabriye Aygün CMYK SAYFA 20