S I N I F L İ D E R L E R İ

Transkript

1 TÜRKİYE NİN İKİNCİ EL OTOMOBİL REHBERİ Her Ay 500 İkinci El Araç EYLÜL 2010 NıSSAN qashqai+2 S I N I F L İ D E R L E R İ VW GOLF İLK SÜRÜŞ YENİ JETTA ŞUBAT'TA GELİYOR RÖPORTAJ VEDAT UYGUN: VW'İN HEDEFİ İLK ÜÇ DOD REHBER İkİncİ elin püf noktaları

2 E D İ T Ö R D E N F. Levent Gençağa DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi lgencaga@dod.com.tr Merhaba, Sıcak yaz aylarının ardından Eylül sayımızla sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu ay sizlerle, otomotiv sektöründe son dönemde giderek adından daha fazla söz ettiren ve markaların dünya çapında stratejileri içerisinde kendine önemli bir yer edinen ikinci el işkoluyla ilgili bazı önemli gelişmeleri paylaşmak istiyoruz. Sizlerin de, dergimiz ve basında yer alan haberlerimiz vasıtasıyla bildiğiniz gibi, gün geçtikçe daha karmaşık bir yapıya erişen otomotiv piyasasında güvenle araç sahibi olabilmek için kurumsal ikinci el kuruluşları önemli bir görev üstleniyor. Bu markalar, araçları tüketiciye, gerçekleştirdikleri ekspertiz işlemleriyle aracın geçmiş ve mevcut durumu hakkındaki detaylı bir rapor ve kurumsal güvenceleriyle sunuyor. Satış sonrasında da, kurumsal bir muhatap olarak müşterilerine sürekli sağlayarak önemli bir fayda yaratıyorlar. Söz konusu kuruluşlar sahip oldukları büyük sermaye gücüyle, uygun maliyetli ve fiziki durumu iyi olan araç tedariği konusunda da önemli bir gücü ifade ediyorlar. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de son dönemde, hızla gelişen operasyonel filo kiralama pazarı bu noktadaki en önemli hacmi ifade ediyor. Filo kiralama şirketlerinin ortalama iki-üç yıllık süreçlerde, belirli bir kullanıcıya tahsis edilen, tüm bakım ve onarım işlemleri aradaki anlaşma gereği yetkili servislerde güvenle gerçekleştirilen araçlar, kiralama dönemleri sonunda kurumsal ikinci el markaları tarafından nihai tüketicilere sunuluyor. Bu noktada yüksek araç adetlerinin de etkisiyle, satıcı kuruluşlar açısından hızla nakde dönebilme kolaylığı sağlanırken; nihai kullanıcılar için de uygun koşullarla araç sahibi olabilme fırsatı ortaya çıkıyor. Markaların sunduğu güvenli, ekonomik ve zahmetsiz süreçler, şüphesiz, gerek alan, gerekse de satan taraflar için yaratılan ortak fayda oluyor. Bu süreçler çerçevesinde dünyada olduğu gibi ülkemizde de, etkisi gözardı edilemeyecek olan en önemli uygulama, açık artırma organizasyonları. Bireysel katılımcıların yanısıra ticari kuruluşların da ilgi gösterdiği bu organizasyonlar, keyifli bir ortamda, uygun koşullarla araç sahibi olabilme fırsatı sunuyor. Türkiye nin kurumsal anlamda ilk ikinci el araç açık artırma organizasyonlarını gerçekleştiren marka olarak Doğuş Oto Değerlendirme, Eylül ayından itibaren ayda en az iki açık artırma düzenleyerek önemli bir fırsatı tüketicilere sunuyor olacak. Sizlerle, Doğuş Oto Değerlendirme den araç tedariği gerçekleştiren ticari kuruluşları ilgilendiren önemli bir gelişmeyi de bu vesileyle paylaşmak istiyoruz. Ticari çözüm ortaklarımıza daha çok fayda sağlayabilmek amacıyla, Doğuş Oto Değerlendirme markasıyla açık artırma ve perakende sistemi dahilinde gerçekleştirdikleri iş hacmi çerçevesinde farklı avantajlara sahip yeni üyelik sistemlerini içeren DOD Profesyonel Üyelik Sistemi'ni 1 Eylül 2010 tarihi itibariyle hayata geçirdik. Birçok yeniliği ve avantajlı koşulları bünyesinde barındıran sistemle ilgili detaylı bilgi almak için tüm ticari kuruluşların Doğuş Oto Değerlendirme Perakende Yönetimi ne ulaşarak üyelik başvurusunda bulunmaları yeterli. Sistemle ilgili daha detaylı bilgileri ve gelişmeleri ilerki sayılarımızda sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle, Saygılarımızla, Erman YERDELEN Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Yönetim Yeri Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi USO Center No: Maslak / İstanbul Tel: (212) Genel Yayın Yönetmeni Alper Aköz (Sorumlu Müdür) Editör Levent Gençağa Görsel Yönetmen Kemal Toğanç Katkıda Bulunanlar Edmon Bekyan, Zeynep Yeşilipek, Mert Uyan, Sinem Eroğlu, Gökhan Aydaş Basım Yeri Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul Tel: (0212) "DOD'un fiyat ve görüntü değiştirme hakkı saklı olduğundan DOD bu konularda güncelleme yapabilir. Tipografik hatalardan DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat ve bilgilerde yazım hatası olduğu takdirde ilgili Yetkili Satıcı'daki bilgi ve fiyatlar geçerli olacaktır. KDV ve diğer vergilerdeki değişiklikler ve gelebilecek yeni vergiler fiyatlara aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme seçenekleri, kredi başvurusu VDF tarafından onaylandığı takdirde geçerlilik kazanacaktır." BUSINESS dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir. DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ YEDİNCİ BÖLÜMÜ DERGİNİZDE! İkinci el araç alıp satmaya karar verdiğimizde kafamızda oluşan soruların cevaplarını elinizdeki derginin orta sayfalarında yer verdiğimiz DOD İkinci El Rehberi'nde bulabileceksiniz. Boyanan-değişen parçalar ne anlama gelir? Hasar onarım sistemlerinde 20 yılda neler değişti? İkinci el araç satın alırken teknik ve mekanik kontroller neden mutlaka yaptırılmalıdır? Gelişmiş şasi onarım tekniği güvenlik risklerini nasıl ortadan kaldırıyor? Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar... Her ay devam edecek olan bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl sonunda vereceğimiz kapağın içine yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız... DOD ÖZEL REHBERi'Ni LÜTFEN SAKLAYIN! 3

3 Volvo nun Geely ye satışı tamamlandı Çin in en hızlı büyüyen otomotiv üreticilerinden Geely, Volvo yu Ford dan satın alma işlemlerinin tamamlandığını açıkladı. Hisse alım anlaşmasının, 28 Mart 2010 da yapılan imza töreninde açıklandığı gibi Geely, Volvo Cars için 200 milyon dolar tahvil ve 1,3 milyar dolar nakit ödeme yaptı. Yeni mülkiyet yapısı döneminde Volvo Cars ın genel merkezi ve üretim tesisleri İsveç ve Belçika da kalmaya devam ederken yönetim kurulunun stratejik yönlendirmesine tabi olacak. Geely nin Başkanı Li Shufu, yaptığı açıklamada Volvo Cars ı satın aldığımız için son derece gururluyuz. İsveç in bu ünlü lüks markası, güvenlik, kalite, çevreye duyarlılık ve modern İskandinav tasarımı gibi temel değerlerine bağlılığını sürdürürken Avrupa ve Kuzey Amerika daki mevcut pazarlarını güçlendirip Çin ve diğer gelişen piyasalardaki varlığını da artıracak dedi. DOD City de yeni dönem Avrupa nın en büyük kapalı ikinci el araç alım satım merkezi DOD City Esenyurt ve Anadolu yakasının ikinci elde en önemli merkezi olan DOD City Ataşehir in Perakende ve Filo Operasyonları Yönetimi ne Emrah Karakuş atandı. İş hayatına Garanti Bankası nda başlayan Karakuş, uzun yıllar Volkswagen Doğuş Finans (vdf) çatısı altında hizmet ettikten sonra, 2005 yılından itibaren Doğuş Otomotiv bünyesinde farklı görevler aldı. Karakuş son olarak DOD Marka Yönetimi nde Bölge Satış Yöneticisi olarak görev yapmıştı. Emrah Karakuş ile DOD City yönetimiyle ilgili görüş, beklenti ve yeni dönem planlarını içeren röportajımızı Ekim sayımızda bulabilirsiniz. Audi'nin coupe görünümlü sedan serisine A7 de eklendi Audi, yeni beş kapılı modeli A7 Sportback de sedan konforunu, sation wagon un pratikliği ve coupe modellerin çekici tasarım özellikleriyle sunuyor. Audi nin yeni bir segment oluşturmaya hazırlandığı yeni modeli A7 Sportback, gelişmiş teknolojisi ve yaygın olarak kullanılan alüminyum parçaların oluşturduğu hafif gövdesiyle dikkat çekiyor. İşçilik kalitesiyle öne çıkan kabinde yer alan (opsiyonel) masaj fonksiyonuna sahip deri koltuklar, özellikle uzun yolculukları konfor Seat, Bocanegra ve Cupra ile atağa geçti Seat ailesi, tarihinde isim yapmış modeli CUPRA ve seriye son katılan Bocanegra modelleriyle genişliyor. Seat Ibiza model yelpazesinin zirvesini temsil eden CUPRA ve Bocanegra modelleri Ağustos ayından itibaren showroom'lardaki yerlerini aldı. Yeni modeller güçlü motor seçenekleri ve zengin donanım seviyeleriyle dikkat çekiyor. Sportif sürüş deneyimi üzerine odaklanan her iki model de birçok ortak özelliğe sahip. 180 HP güç üreten, çift turbolu 1.4 TSI motor ve direksiyondan kumanda edilebilen 7 içinde tamamlamanıza yardımcı oluyor. Bu konuda 1300 watt gücünde, 15 hoparlörlü Bang&Olufsen ses sisteminin de etkisi çok büyük. A7 Sportback te öncelikli bilgileri ön cama yansıtan yeni ekran, Gece Görüş Sistemi ve GoogleLan'la birlikte çalışarak, Bluetooth araç telefonu aracılığıyla internete bağlanmanızı sağlayan sistem, güvenlik ve kolaylık sağlıyor. Yeni modelde, güçleri 204 den 300 beygire ulaşan ikisi benzinli ve ikisi dizel olmak üzere dört V6 motor seçeneği sunuluyor. ileri DSG şanzıman bunlardan sadece ikisi. Bu motor ve şanzıman kombinasyonu VW Grubu nda, bu modellerle segmentinde ilk olarak kullanıldı. İki modelde ayrıca XDS olarak adlandırılan elektronik kontrollü kilitli diferansiyel sistemi de yer alıyor. ESP, TCS + EBA, XDS, ABS, düşük lastik basıncı ikazı, spor süspansiyon, dönüşe duyarlı bi-xenon farlar, 17 inç alaşım jantlar gibi birçok özelliğin standart olarak sunulduğu modellerden CUPRA 46 bin TL, Bocanegra ise 47 bin 500 TL fiyat etiketine sahip. Porsche GT3 Cup da Yadel Oskan birinci oldu Grid Concept tarafından organize edilen Porsche GT3 Cup Challenge Eastern Europe un dördüncü ayağı 15 Ağustos ta İstanbul Park ta koşuldu. ADAC, Ata Freight, BP Ultimate, Castrol Edge, Doğuş Otomotiv, Pirelli, Standox, DOD, Adidas ve Virgin Radio sponsorluğundaki PCCEE nin, yurtdışı ayağı öncesi 9 aracın start aldığı ve 12 tur üzerinden koşulan dördüncü ayak birinci yarışında, 4 kapı numarasıyla yarışan Yadel FIA GT1 de zafer Lamborghını Murcıelago nun oldu Süper spor otomobillerin temsilcisi Lamborghini, FIA GT1 Dünya Şampiyonası nı birincilikle bitirerek kazandığı zaferlere bir yenisini ekledi. FIA GT1 de, Formula 1 eski pilotu Ricardo Zonta liderliğindeki Lamborghini Murciélago, yarışı Maserati MC12 nin saniye önünde tamamlayarak birinci oldu. Belçika Spa- Francorchamps da gerçekleştirilen yarışta elde edilen bu birincilik takımın iddiasını daha da artırdı. CItroen Türkiye en çok satan 10 ülkeden biri Türkiye de Bayraktar Grubu tarafından satışa sunulan Citroën Türkiye; Temmuz ayında gerçekleştirdiği satış başarısıyla tüm dünyada Hollanda, Rusya ve Portekiz in önüne geçerek Citroën in en çok satış gerçekleştiren ilk on ülkesi arasına girdi. Temmuz ayında 2 bin 362 araç satışı gerçekleştiren Citroën Türkiye, bu rakamla bugüne kadarki en iyi Temmuz ayı satışına da ulaşmış oldu yılının başında Yeni C3 ün lansmanıyla atağa geçen marka, özellikle ticari araç satışlarındaki başarısıyla 2010 un ilk yedi ayında toplam 12 bin 437 araç satarak geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 79 luk artış elde etti. Aynı dönemde pazar payını ise yüzde 60 artırdı. Marka 2010 yılı sonuna kadar 24 bin 250 araç satmayı hedefliyor. Oskan, 23:19:691 lik derecesiyle birinci oldu. Bu sonuçla, dördüncü ayak sonunda genel klasmanda, 145 puanla Cenk Ceyişakar liderliğini korurken, Yadel Oskan 120 puanla ikinci sıraya yükseldi. Toplam yedi ayaktan oluşan Porsche GT3 Cup Challenge Eastern Europe un beşinci ayağı, Eylül tarihlerinde Çek Cumhuriyeti nde koşulacak. Brno pistindeki yarışa, Türkiye den sekiz, yurtdışından dört pilot katılacak. Fiat Panda efsanesi 30 yaşında Fiat ın ilk olarak 1980 yılında üretmeye başladığı ve ekonomik mini şehir otomobilleri alanında yeni bir sayfa açan Fiat Panda efsanesi, 30. yaşını kutluyor. Günümüze kadar olan süreçte dünya çapında 6 milyon adetten fazla satılan ve en çok tercih edilen şehir otomobili unvanına sahip Fiat Panda, hem işlevsellik hem de kalite/fiyat orantısı açısından her dönemin tercihleri arasında yer almayı başardı. Geçtiğimiz yıl dünyada 300 bin adetten fazla satılan Fiat Panda, 2004 te de Yılın Otomobili seçilmişti. Güçleri 54 HP ile 100 HP arasında değişen üç benzinli ve 70 HP lik Multijet dizel motor seçenekleriyle üretimine Polonya da devam edilen Fiat Panda nın, metan ve LPG gibi daha çevreci ve farklı yakıt türevleriyle çalışan versiyonlarının yanı sıra dört çeker seçeneği de bulunuyor. Volkswagen Caddy yenilendi Volkswagen Ticari Araç ın en çok satan modelleri arasında yer alan Caddy yenilendi. Ailenin yeni tasarım anlayışını yansıtan hatlarıyla dikkat çeken Caddy nin Almanya lansmanı 2010 sonbaharında gerçekleştirilecek. Yeni modelin Türkiye deki satışına ise yıl sonunda başlanması planlanıyor. Her yönüyle daha gelişmiş bir yapıya kavuşturulan yeni model, TDI motor seçenekleri ve farklı donanım seviyeleriyle daha da çekici hale geldi. Nıssan dan arkadan çarpma riskini azaltan yenilik Nissan, arkadan çarpma nedeniyle meydana gelen kazaları azaltmak için yeni bir teknoloji geliştirdi. Öndeki Araca Çarpmayı Önleme olarak adlandırılan sistem, öndeki aracın uzaklığını ve hızını gösteren hassas bir radar sensörü aracılığıyla devreye giriyor. Sistem hızın düşürülmesi gerektiğini tespit ettiğinde, sürücüyü hem ekran simgesiyle hem de sesli olarak ikaz ederken, gaz pedalını yukarı kaldıran bir kuvvet oluşturup sürücünün aracı yavaşlatmasını sağlayan kısmi fren uyguluyor. Öndeki araca çarpmayı önlemek için geliştirilen yeni sistem, aynı zamanda ani fren yapma riskini de azalttığı için arkadan gelen aracın size çarpma ihtimalini de düşürüyor. Sistem çarpışma riskinin olduğunu tespit ettiğinde, otomatik olarak daha sıkı bir fren yaparak sürücünün emniyet kemerini sıkılaştırıyor. 4 5

4 Asi Şehirli Nissan ın bestseller ı Qashqai, geçirdiği başarılı makyaj operasyonunun ardından pazara yeni sunulan 7 koltuklu Qashqai+2 modeliyle sınıf liderliğini sürdürmeyi hedefliyor. Yazı: Levent Gençağa Fotoğraflar: Sinem Eroğlu / Zeynep Yeşilipek SUV de binek araç konforu sunan Qashqai+2 modelinde 1.6 lt benzinli, 1.5 lt ve 2.0 lt dizel motor seçenekleri yer alıyor. Nissan tarafından 2007 yılında pazara sunulmasının ardından dünya genelinde gördüğü büyük ilgiyle kısa sürede markanın bestseller ı olmayı başaran Qashqai modeli, mart ayında başarılı bir makyaj operasyonu geçirerek iddiasını bir kat daha arttırdı. Qashqai, aslında Nissan markası için olduğu kadar, otomotiv sektörü için de önemli bir kilometre taşını ifade ediyor. Almera nın ardından kompakt HB segmentinde önemli bir modeli bulunmayan Nissan ın, bu anlamda önemli bir ihtiyacını başarıyla karşılayarak 500 bin adedi aşan bir satış başarısı sağlayan Qashqai modeli, birçok rakip markanın da ilgisini bu segmente çekerek yeni modellerin gelişimine öncülük etti. Markanın son yeniliği, kompakt crossover ya da kompakt SUV olarak adlandırabileceğimiz modelinde gerçekleştirdiği makyaj operasyonuyla aracın 7 koltuklu versiyonu Qashqai+2 yi pazara sunması oldu. Binek araç konforunu SUV lerde arayanlar için uygun çözümler sunan araç, bu yeni versiyonuyla çok daha geniş kitlelere hitap etmeyi başarıyor. 4x4 ve 4x2 olmak üzere iki farklı çekiş sistemi bulunan Qashqai, ülkemizde 1.6 lt benzinli, 1.5 dci ve 2.0 dci dizel motor seçenekleriyle satışa sunuluyor. Qashqai modelinde 45 bin 990 TL den başlayıp motor ve donanım seçeneklerine göre 82 bin 990 TL ye kadar çıkabilen fiyat aralığı, ülkemizde yeni satışa sunulan +2 versiyonunda 58 bin 490 TL den başlayarak 87 bin 990 TL ye kadar çıkabiliyor. Testimize konuk ettiğimiz Qashqai dci Platinum aracımızın fiyatı ise 67 bin 490 TL. Başlangıç versiyonundan itibaren sahip olduğu geniş donanım seviyesiyle dikkatleri üzerine çeken aracın testimize konuk ettiğimiz versiyonunda ön, yan ve perde havayastıkları, ABS, EBD, (brake assist) fren destek sistemi, ESP, otomatik klima, kameralı geri görüş sistemi, bluetooth, hız sabitleyici, telefon entegrasyonu, yağmur sensörü, 6 7

5 Teknik Özellikler Nissan Qashqai dci Platinum Motor Sıralı / 4 silindirli, turbo dizel Yerleşim Önde, enlemesine Silindir hacmi 1461 cc Maksimum güç 106 HP / 4000 d/d Maksimum tork 240 Nm / 2000 d/d Şanzıman 6 ileri manuel Son hız 174 km/s km/s 12.2 sn Aktarma Önden çekiş Yakıt türü Dizel Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk X-Trail modelinin alt yapısına sahip olan Qashqai+2, 5 kişilik kardeşi gibi markayı yeni başarılara taşıyacak. pekiştirilmiş. Bu noktada 18 inçlik jantların ve sert süspansiyon yapısınınsa, ülkemiz yol koşullarında ister istemez konfor açısından zaman zaman olumsuzluklar yaşatabildiğini belirtebiliriz. Ancak aracımıza çok yakıştığını düşündüğümüz jantların yol açtığı bu durum, gözardı edilemeyecek derecede bir problem değil. Fren performansı konusunda da başarılı değerler ortaya koyan Qashqai+2, panik fren duruşlarında dahi stabil yapısını koruyarak sürücüsüne güven veriyor. Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 5.9 / 4.7 lt/100 km Depo kapasitesi 65 lt Bagaj hacmi lt Baz fiyat 45,990 TL Test aracı fiyatı 67,490 TL Tasarım, geniş yaşam alanı, zengin donanım, yakıt tüketimi, ses yalıtımı Direksiyon simidi, 1.5 dci motorda otomatik şanzıman seçeneği bulunmaması Qashqai+2, büyüyen boyutları sayesinde 7 kişilik oturma alanı ve geniş bagaj hacmi sunuyor. far sensörü, yol bilgisayarı, deri döşeme, xenon farlar, panoramik cam tavan, ısıtmalı ön koltuklar, 14 lt hacminde soğutmalı ve ısıtmalı torpido gözü, tavan rayları, karartılmış arka camlar, ISOFIX, ön sis farları, elektrikli katlanır yan aynalar ve 18 alüminyum alaşım jantlar standart olarak sunuluyor. Dış tasarım Nissan Qashqai ve Qashqai+2 modelleri arasındaki farkları anlayabilmek için araçlara yan profilden dikkatlice bakmak gerekiyor. Yan profilde daha uzun arka kapıları ve kelebek camlarıyla farkını ortaya koyan Qashqai+2, arka bölümünde de farklı cam tasarımıyla kardeşinden ayrılıyor. Nissan ın X-Trail modelinin altyapısı kullanılarak geliştirilen Qashqai+2, uzayan ebatlarıyla daha geniş bir bagaj hacmi ve yedi kişilik bir oturma kapasitesi sunarak beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Uzunluk ölçüleri kıyaslandığında, Qashqai nin uzunluğu 4315 mm iken, yedi koltuklu Qashqai+2 nin uzunluğunun, 226 mm ile eklenmesiyle, 4541 mm ye ulaştığını görüyoruz. Dingil mesafelerinde ise 135 mm lik bir farklılık söz konusu. Makyaj operasyonunun etkilerine gelince... İlk bakışta hemen fark edilemese de farlar, ızgara, tampon, motor kaputu ve çamurluklar makyaj operasyonu sonucunda önemli bir değişim göstermiş. Önden bakıldığında Nissan logosunu çevreleyen V formlu krom kaplamasıyla ızgara tasarımı dinamik bir görüntü sağlarken, spor araçları andıran yapısıyla motor kaputu da bu kimliği güçlendiriyor. Makyajlı farlarla bir bütünlük gösteren ön burun yapısını, kenarlarına sis farları gizlenmiş geniş hava kanallı ön tampon tamamlıyor. Önde sergilenen bu güçlü ve dinamik görüntüyü akıcı çizgilerle arkaya taşıyan yan profil, bugüne kadar çeşitli değerlendirmelere konu olan arazi aracıyla coupe tasarımının başarılı bir kombinasyonu olan görünümüyle övgüyü hak ediyor. Araç, arka kısımda ise Qashqai+2 ye özgü cam tasarımı ve LED li yeni stoplarıyla eskisinden daha çekici halmiş. Donanım ABS S ESP S Hava yastığı sürücü/yolcu/yan S/S/S Klima S Radyo/CD çalar S Test aracımızın üzüm siyahı olarak adlandırılan ve güneş ışınlarının açısına göre siyah ile patlıcan moru arasında değişen renginin de dikkatleri üzerine çektiğini belirtmeliyiz. İç mekan Dış mekanda etkisini gösteren makyaj operasyonunun, kabindeki etkilerini görebilmek çok kolay olmuyor. Eskisine göre en önemli farklılık, orta kısmına LCD ekran ilavesi yapılan ve tasarımı değiştirilerek çok daha kaliteli bir görünüme kavuşan gösterge tablosunda ortaya konmuş. Buna karşın aracı kullanırken, ele iyi oturan kumanda simidi, hangi düğmenin hangi fonksiyonu yerine getirdiğini zaman zaman karıştırmamıza neden olan kumanda kalabalığıyla, ister istemez daha sade bir yapıyı aratıyor. Makyaj sonrasında önemli bir değişikliğe uğramayan ön konsol, sade ve yumuşak dokulu yapısıyla çok iddialı olmasa da beğeni topluyor. Yan ayna ve far yükseklik ayarı ile ESP kumanda düğmeleri direksiyonun solunda kolay erişi- lebilir bir şekilde konumlandırılmış. Ön konsolun ortasında yer alan dokunmatik ekranlı multimedya sistemi ise, geri görüş kamerasıyla birlikte çok önemli bir rahatlık sunuyor ve kullanıcısına sağladığı park kolaylığıyla öne çıkıyor. Önde ve arkada ferah bir oturma alanı sağlayan aracın, bagaj zemininde gizlenmiş üçüncü koltuk sırası açıldığında dahi alan sıkıntısı oluşmuyor. Test aracımızda standart olarak sunulmakta olan panoramik cam tavan, zaten yeterince ferah olan iç alanı daha da genişletiyor ve yolculukları çok daha keyifli bir hale getiriyor. Yeterli sayıda eşya gözleri bulunan iç mekanda eleştirilecek önemli bir unsur bulunmuyor. Bu noktada dikiz aynasının yapısının, aracın genel kalitesine göre biraz yetersiz kaldığını paylaşabiliriz. Üçüncü koltuk sırası zemine gizliyken 450 litrelik bir hacim sunan bagaj, ikinci sıra da yatırıldığında 1520 litreye kadar genişleyebiliyor. Bununla birlikte üçüncü sıra da açılırsa bagaj hacmi 130 litreye düşüyor ve eşya koymak için yeterli bir alan kalmıyor. Performans ve sürüş özellikleri Aracımızda bulunan 1.5 dci 106 hp gücündeki motor, aslında Renault ailesinden de tanıdığımız bir ünite. Ülkemizde düşük hacmi sayesinde Qashqai+2 ye önemli bir MTV avantajı sağlayan motor, 1,5 tona varan ağırlıkla da rahatlıkla başa çıkmasını biliyor. Maksimum gücünü 4 bin d/d da sağlayan ünite, 240 Nm lik torkunu ise 2 bin d/d da üreterek tatmin edici bir performans sergiliyor. Aracımızda bulunan iki tekerlekten çekiş sistemiyle şehir içi ve şehir dışı parkurlardan oluşan testimiz süresince elde edilen yakıt tüketim değeri ortalama 6,8 lt/100 km. Aracın bir depoyla erişebildiği menzili ise 956 km. Motorla uyum içerisinde çalışan altı ileri oranlı manuel şanzıman, geçişleri biraz sert olan kemikli yapısıyla biraz alışkanlık gerektiriyor. Beğenmediğimiz bir noktaysa, vites kolunun zaman zaman gaz tepkileri karşısında hareket etmesiydi. Makyaj operasyonu sırasında daha iyi bir ses yalıtımı için ön camın ve ön cam fitillerinin değiştirilmesiyle birlikte oldukça sessiz ve konforlu bir sürüş sağlanmış. Araçta kullanılan dört katmanlı yeni izolasyon materyalleriyle süspansiyondan gelebilecek sesler minimuma indirilerek aracın bu konudaki başarısı SUV SEGMENTİNDE REKABET KIZIŞIYOR Yüksek oturma pozisyonu ve geniş iç hacim gibi özelliklere sahip kompakt SUV sınıfının popülaritesi her geçen gün daha da artıyor. Bu nedenle birçok marka art arda bu sınıfta yeni modeller satışa sunmaya başladı. VW Tiguan Chevrolet Captiva Dacia Duster Sonuç Nissan, kompakt SUV ve crossover segmentlerine hitap eden bestseller modeli Qashqai ile dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de başarısını sürdürerek sınıf lideri olarak dolu dizgin yoluna devam ediyor. Bu noktada geçirdiği başarılı makyaj operasyonunun ardından yedi kişilik kapasitesiyle Qashqai+2 yi de pazara sunan marka, artık daha geniş kitlelerin de beklentilerini karşılayabiliyor. Şık tasarımı, ekonomik motor seçenekleri ve yüksek donanım seviyesi Qashqai+2 nin en önemli artıları olurken, artan rekabet içerisinde fiyatın da önemli bir belirleyici kriter olduğunu gözardı etmemek gerekiyor. Hyundai IX35 Kia Sportage Peugeot 3008 Skoda Yeti 8 Ford Kuga Toyota Urban Cruiser 9

6 Geniş donanım ve motor seçenekleri sunan Golf büyük bir hayran kitlesine sahip. Dizel Devrimi Otomotiv sektöründe kompakt segmentin standartlarını belirleyen modellerden biri olan VW Golf, nihayet kavuştuğu 1.6 litre hacimli dizel motor seçeneğiyle adeta yılların acısını çıkarıyor. Yazı: Levent Gençağa Fotoğraflar: Sinem Eroğlu / Zeynep Yeşilipek Alman üretici Volkswagen in, Beetle modelinden sonra bir diğer efsanevi modeli olan Golf, bugüne kadar dünya genelinde 25 milyon adedin üzerinde gerçekleşen satış hacmiyle adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor. Markanın küresel anlamda Golf modeliyle elde ettiği başarıları, ülkemizde de aynı şekilde sürdürmeyi başaran Doğuş Otomotiv VW Binek ekibi, bugüne kadar gerçekleştirdikleri 70 bin adetlik satışla Golf u ülkemizde de efsanevi bir konuma taşımayı başarmış durumdalar. Uzun yıllardır Volkswagen Golf, kompakt segmentte birçok markanın yeni modeli pazara sunulduğunda otoritelerin gerekli değerlendirmeleri yaparken referans aldığı araçların başında yer alır. Gelişen teknoloji ve markaların birbirlerine çok yakın özelliklerde araçlar üretir hale gelmelerine karşın, bu yaklaşım günümüze kadar süregeldi. Bu durumun oluşmasında, Golf ün sahip olduğu kalite ve özelliklerin yanısıra uzun yıllardır dünya genelinde tüketicilerin araca gösterdikleri yoğun ilgi ve elde ettiği etkileyici satış grafiğinin de etkisi yadsınamaz. Tabii her güzelin bir kusuru olması oldukça doğal. Golf ün en önemli kusuru da uzun yıllardır aracın üstün sürüş özelliklerine, performans ve ekonomi anlamında tam olarak cevap verebilen dizel motor seçeneklerinin eksikliğiydi. Benzinli motorlarda TSI teknolojisiyle düşük hacimli motor ünitelerinden yüksek performans elde etmeyi başaran ve bu alanda hem motor ömrü, hem de yakıt tüketimi değerleriyle otomotiv sektöründe ses getiren Volkswagen, bu önemli gelişimin ardından şimdi de 1.6 litre hacimli dizel motor seçenekleriyle pazarda sahip olduğu konumu daha da güçlendiriyor. Selefinde 1.9 TDI ve 2.0 TDI olmak üzere iki ayrı dizel motor seçeneği bulunan Golf, özellikle ülkemiz gibi motor hacmine bağlı vergi sistemi bulunan ülkelerde yüksek vergi dilimine girerek yoğun rekabet ortamında ekonomik çözümler sunamıyordu. Uzun süren çalışmaların ardından Alman üreticinin pazara sunduğu 1.6 litre hacimli dizel motorlar, güçlü ve ekonomik yapılarının yanısıra düşük yakıt tüketim değerleriyle de zaten başarılı olan Golf ün elini iyiden iyiye güçlendirdi. Altıncı nesil Golf ile birlikte kullanılmaya başlanan 1.6 TDI motor, selefi 1.9 TDI motora göre yıllık TL lik bir MTV avantajı sunuyor. Ülkemizde Trendline, Comfortline ve Highline donanım seviyeleriyle, benzinli1.6 lt (102 hp), 1.4 lt TSI (122 hp) ve 1.4 TSI (160 hp) motor seçenekleriyle, dizel 1.6 litre hacimde 90 hp ve 105 hp olarak iki farklı güç seçeneğiyle satışa sunulan araç, manuel ve otomatik şanzıman seçenekleriyle de geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Testimize konuk ettiğimiz model ise Golf ün 1.6 TDI 105 hp motor seçeneğine sahip Comfortline donanım seviyesindeki manuel şanzımanlı versiyonu oldu. Baz donanım seçeneğinden itibaren yüksek güvenlik ve konfor özelliklerine sahip olan Golf ün testimize konuk ettiğimiz Comfortline donanım seçeneğinde, sürücü ve yolcu ön ve yan havayastıkları, tavan havayastıkları, sürücü diz havayastığı, ABS, EBD, EDL (elektronik diferansiyel kilidi), MSR (elektronik motor çekiş kontrolü), ASR (Elektronik patinaj önleme sistemi), çift bölgeli tam otomatik klima, yol bilgisayarı, elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, ön sis farları, bagajda 12V soket, çok fonksiyonlu deri direksiyon simidi, ön kol dayama, aux-in girişi ve 16 inçlik alüminyum görünümlü jantlar standart olarak yer alıyor. Baz versiyon 1.6 litre (102 hp) benzinli Trendline versiyonu için 38 bin 100 TL olarak belirlenen fiyat, test aracımızın dizel motor seçeneği ve Comfortline donanım seviyesiyle 50 bin 500 TL lık bir rakama ulaşıyor. 5 ileri manuel şanzıman yerine, 7 ileri DSG otomatik şanzımanı tercih edenlerin ise ek olarak 4 bin 700 TL lık bir tutarı göze almaları gerekiyor. Sözkonusu bedelin, Volkswagen altıncı kuşak Golf de malzeme ve işçilik kalitesi söz konusu olduğunda çıtayı daha da yükseltti

7 GEÇMİŞTEN BUGÜNE GOLF SERİLERİ Günümüze kadar 25 milyon kişinin tercihi olan VW Golf için tek kelimeyle efsane diyebiliriz. Sahip olduğu kalite ve sunduğu özellikler, her yeni kuşağın aynı başarıyı devam ettirmesini sağladı. otomatik şanzımanla birlikte standart olarak sunulan elektronik stabilizasyon programı (ESP), eğim kalkış asistanı (hill holder) ve direksiyondan kumanda edilebilen tiptronik vites özellikleri içerdiğini gözönüne aldığımızda makul bir fark olduğunu düşünüyoruz. Alman üreticinin kompakt segmentteki tecrübesiyle kusursuz bir karosere sahip olduğunu gözlemlediğimiz altıncı nesil Golf, yüksek malzeme ve işçilik kalitesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Bir üst segmentteki araçlar kadar detaylara önem verildiği hemen belli olan aracın başarılı ses izolasyonu sayesinde dizel mi yoksa benzinli bir araç mı kullandığınızı kaputu açmadığınız sürece kabin içerisinden fark edemiyorsunuz. Derli toplu bir konsol yapısına sahip olan aracın ergonomi konusunda da yine sınıf lideri kimliğini koruduğunu ifade etmeliyiz. Dış ölçülere bakıldığında 4199 mm lik uzunluğuyla sınıfının en kısa modelleri arasında yer alan Golf, buna karşın Volkswagen mühendislerinin başarısıyla önde ve arkada yeterli bir yaşam alanı sunmayı başarıyor. İç mekanda çok sayıda eşya gözüyle hayatı kolaylaştıran araç, 350 litrelik bagaj hacmiyle de tatminkar bir değer sağlıyor. Sürüş ve performans özelliklerini incelediğimizde, 4400 d/d da 105 hp güç sağlayan common-rail motorun, 1300 kg ağırlığındaki Golf e tatmin edici bir performans sağladığını belirtmeliyiz. Sessiz ve sarsıntısız yapısıyla beğenimizi kazanan motor, testimiz süresince elde ettiğimiz ortalama 5,8 lt/100 km tüketim değeriyle oldukça ekonomik olduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada en önemli karar tüketicilere kalıyor, zira Volkswagen in 1.4 litrelik ödüllü TSI teknolojisiyle, 1.6 litrelik TDI motor seçenekleri arasında, yıllık katedilen kilometre ve kullanım ihtiyaçları gibi faktörler belirleyici rol üstleniyor. Neticede dizel motor seçeneklerinin yakıt tüketiminde sağladıkları önemli avantaja karşın TSI teknolojisi de 17 hp (105 hp-122 hp) daha fazla motor gücü, bakım aralıklarının daha uzun olması (dizel için km, benzinli için km) ve yaklaşık 4 bin TL lık fiyat avantajıyla önemli bir alternatif oluşturuyor. Sürüş keyfi anlamında TSI ın tork eğrisinin günümüz yüksek teknolojili dizel motorların seviyesinde bir performans sağladığını da belirtmeliyiz. Motorla uyum içerisinde çalışan ve belirgin vites geçişleriyle kullanım kolaylığı sağlayan manuel şanzıman, 7 ileri DSG şanzımanın yerini tutmasa da manuel kullanımı tercih edenler için başarılı bir sürüş karakteri sağlıyor. Gösterge panelinde o anki sürüş şartlarına göre tercih edilmesi gereken vites seçeneğini gösteren uyarı ekranı da performans ve yakıt ekonomisi konusunda sürücüler için önemli bir özellik. Sonuç Kompakt segmentte kaliteli ve güçlü yapısıyla, sınıfının belirleyici oyuncularından biri olan Golf ün altıncı neslinde, Alman üretici çıtayı iyiden iyiye yükseltmiş. Bir üst segmentteki araçları aratmayan işçilik ve malzeme kalitesinin yanısıra TSI motor seçeneklerinin yanına eklenen düşük hacimli dizel motorlar, markanın bu segmentteki güçlü kimliğini başarıyla sürdüreceğinin birer göstergesi. Bu noktada en önemli karar, tüketicilerin ihtiyaçlarını doğru analiz ederek TSI ve TDI seçenekleri arasında kendileri için optimum seçimi yapmalarında. Teknik Özellikler Türkiye nin başarısı Avrupa ya örnek oldu 2010 yılındaki satış başarısıyla Avrupa'da örnek gösterilen Volkswagen Türkiye 2011'de 45 bin araç satarak ilk üç marka arasında yer almayı hedefliyor. Edmon Bekyan Yeni Jetta nın San Francisco daki tanıtımında söz alan Volkswagen Binek Araç Genel Müdürü Vedat Uygun, Volkswagen in 2010 yılında yükselen satış grafiği sonucunda Türkiye nin Avrupa da örnek gösterildiğini söyledikten sonra, Jetta nın toplam satışlar üzerinde yapması beklenen etki ve yeni, çevreci BlueMotion modeller hakkında bilgi verdi. Uygun, 2011 yılında 45 bin araç satarak yüzde 10.7 pazar payı ile ilk üç arasına girmeyi planladıklarını da açıkladı. Satışlar yüzde 36 arttı, yeni modeller yolda Volkswagen in tüm dünyada elde ettiği satış başarısının Avrupa ve Türkiye de de kendini gösterdiğini söyleyen Vedat Uygun, 2010 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam binek otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 1.79 daralarak 186 bin 305 adet oldu. VW Binek Araç olarak biz, geçen yılın aynı dönemine göre satışlarımızı yüzde 36.6 artırarak 18 bin 82 adetlik bir satış elde ettik yılını, son çeyrekte pazara sunacağımız Polo GTI ve Yeni Touran gibi modellerimizle birlikte 37 bin adet araç satışı ve yüzde 8.8 pazar payı ile kapatmayı hedefliyoruz dedi. Yeni Jetta dan 2015 yılına kadar toplam 90 bin adet satılması planlanıyor. Donanım ABS S ESP O Hava yastığı sürücü/yolcu/yan S/S/S Klima S Radyo/CD çalar S VW Golf 1.6 TDI 105 Hp Comfportline Motor Sıralı / 4 silindirli, turbo dizel Yerleşim Önde, enlemesine Silindir hacmi 1598 cc Maksimum güç 105 HP / 4400 d/d Maksimum tork 250 Nm / d/d Şanzıman 5 ileri manuel Son hız 189 km/s km/s 11.3 sn Aktarma Önden çekiş Yakıt türü Dizel Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 5.7 / 4.2 lt/100 km Depo kapasitesi 55 lt Bagaj hacmi 350 lt Test aracı fiyatı 50,500 TL Motor, düşük tüketim, şanzıman, iç mekan, ses izolasyonu, imaj Donanıma bağlı olarak yükselen fiyat, bagaj hacmi Yeni Jetta VW i podyuma taşıyacak Yeni Jetta nın Türkiye pazarında iddiasını artırarak devam ettireceğine değinen Uygun Jetta, Türkiye de satışa sunulduğu 2005 yılından bu yana 40 bin adetlik bir satış yakaladı. Segmentinde, Alman üreticimiz Volkswagen AG den daha yüksek satış adedine sahibiz. VW Binek Araç olarak 2011 yılında 45 bin adetlik bir satış gerçekleştirmeyi planlıyor ve bunun 12 bin adetlik bölümünü Yeni Jetta nın oluşturacağını tahmin ediyoruz. Yeni Jetta, 2011 de hedeflediğimiz yüzde 10.7 lik pazar payına ulaşmamızda önemli bir rol oynayacak dedi. Jetta yı Avrupa'da Türkiye mi tanıtacak? Volkswagen AG nin, Haziran ayında Avrupa ülkeleri için düzenlediği toplantıda Türkiye yi, pazarlama ve satış çalışmalarında örnek ülke olarak gösterdiğini söyleyen Vedat Uygun, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi toplam 10 ülkenin katıldığı bu toplantıda, Türkiye'nin, Jetta segmenti satışlarda Avrupa nın örnek ülkesi olarak gösterildi. Bu başarının bir sonucu olarak, Jetta nın Avrupa lansmanı için kendilerinden özel bir pazarlama çalışması talep edilen dört ülkeden biri olarak davet edildik. Fransa, Belçika ve Polonya nın da aralarında bulunduğu dört ülkenin çalışmaları arasında bizimki beğenilirse, Jetta nın Avrupa için hazırlanacak tüm reklam çalışmaları Türkiye de gerçekleştirilecek dedi. Yeni modeller daha çevreci Modellerinin çevre dostu olmasının Volkswagen için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Vedat Uygun, Çevre dostu ve yenilikçi teknolojilerin sunulması, hepimizin üzerinde yaşadığı dünyanın geleceğine yapılan bir katkıdır. BlueMotion konsepti, Volkswagen AG nin çevre dostu stratejilerinin bir ürünü olarak ünyadaki otomobiller ve bölgeler için bir öncü niteliğindedir. VW' in amacı, tüm araçlarını bir önceki modelden daha çevreci yapabilmek dedi. İnsan, daha düşük yakıt tüketimi ve karbon salınımına sahip, Volkswagen ler görmek istiyor diyen Uygun, Volkswagen in Türkiye de 2011 yılından itibaren doğa dostu BlueMotion modelleriyle ön plana çıkmaya hazırlandığını ve 2011 yılında bu teknolojiye sahip 10 bin araç satmayı hedeflediklerini belirtti. Uygun, 1.2 TSI motor seçeneğinin, önemli bir paya sahip olacağını da ekledi

8 Ferah, konforlu, ergonomik ve kullanıcı dostu olan yeni Jetta'nın kabininde arkada yolculuk edenleri büyük bir sürpriz bekliyor. 6.7 cm artan diz mesafesi büyük fark yaratıyor. yeni jetta üst sınıfa geçti Volkswagen denince ilk akla gelen modellerden olan Jetta, yenilenen tasarımı, artan güvenlik özellikleri ve büyüyen boyutlarıyla bir üst sınıfa aitmiş gibi görünüyor. Yeni model, 2011 yılının Şubat ayında showroom lardaki yerini almış olacak. Edmon Bekyan Volkswagen in ilk olarak 1979 yılında tanıttığı ve aradan geçen 31 yıl içinde 9.5 milyon adedi aşan iddialı bir satış rakamıyla önemli bir başarı yakalayan Jetta nın altıncı nesli, devralacağı bayrağı çok daha yükseğe dikmek üzere geliştirildi. Avrupa da ilk olarak Şubat ayında Türkiye de satışa sunulacak olan yeni Jetta da, biri dizel olmak üzere toplam üç adet çevreye saygılı ve düşük tüketim değerlerine sahip, ödüllü TSI motor seçenekleri yer alıyor. Motor seçeneklerini oluşturan 1.2 TSI 105, 1.4 TSI 122 ve 1.6 TDI 105 beygir güce sahip. 1.4 benzinli ve 1.6 dizel motor seçeneklerinde performanslı kullanımı destekleyen DSG şanzıman seçeneği de sunulacak. Yeni nesil motorlar, tüketimi yüzde 28 e varan oranlarda düşürüp, Jetta yı tercihler arasında üst sıralara çekiyor yılında ürün gamına hibrid seçeneğinin de eklenmesi planlanıyor. Jetta nın Avrupa daki kalesi Türkiye Golf söz konusu olduğunda daha muhafazakâr davranan VW, Jetta da bunun tersini yaparak her kuşakta bir öncekinden farklı bir gövdeyle çıkıyor karşımıza. Altıncı nesilde de aynı formülü izleyen marka, pazardaki modelden oldukça farklı bir Jetta tasarlamış. Ailenin yeni tasarım dilini yansıtan burun yapısıyla dikkat çeken yeni modele bakar bakmaz büyüyen gövdesini fark ediyorsunuz. Eski modelden 8 cm daha uzun olan (4.64 m) yeni Jetta, bu fark sayesinde sanki bir üst sınıfa çıkmış imajı veriyor. VW in en güçlü olduğu Amerika pazarının beklentileri doğrultusunda geliştirilen yeni Jetta nın Avrupa daki kalesi ise Türkiye. Jetta, Türkiye de pazara sunulduğu yıl olan 2005 ten bu yana 40 bin adet sattı. Diz mesafesi şaşkınlık yaratıyor Yeni Jetta nın dış görünüşüyle uyum sağlayan kabinin tasarımına da özen gösterildiği hemen anlaşılıyor. Ferah, konforlu, ergonomik ve kullanıcı dostu olarak özetlenebilen iç mekanda en büyük farkı arkada yolculuk edenler hissedecek. Hiçbir markada, iki kuşak arasında bu kadar fark hissedilmemişti. Arka koltuklarda oturanları büyük bir sürpriz bekliyor; artan diz mesafesi (6.7 cm) karşısında şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz. Genelde herkes önde yolculuk etmek ister ancak yeni model bu alışkanlığı değiştirmeye kararlı. Bu konuda ne kadar etkilendiğimizi özetlemek için şoförlü kullanıma uygun olduğunu bile söyleyebiliriz

9 A Y I N K O N U Ğ U Yüce Motor Yöneticisi ALİ Yüce İkinci elde 'Yüce' işbirliği Yüce Motor, DOD ile işbirliğine giderek ikinci elde çok avantajlı üç seçenek sunmaya başladı. İkinci el operasyonunu yöneten Ali Yüce, müşterilere önemli avantajlar sunduklarını anlattı. Edmon Bekyan Azalan kâr marjlarından dolayı bayilerin sadece sıfır km araç satışı ve servis hizmetiyle ayakta duramayacağını düşünen Yüce Motor, sıfır araç satışına paralel olarak DOD la oluşturdukları işbirliğiyle ikinci el araç satışına başladı. Yüce Motor un sahibi Orhan Yüce nin aldığı bu stratejik karar sonrasında, aracını elden çıkarmak isteyenlere takas, nakit ödemeyle satış ya da otomobili emanet yoluyla satış için sergileme imkânı sunuluyor. Bu oluşumun başındaki Ali Yüce yle yeni yapılanmayı ve Skoda yı konuştuk. Kısa bir süre önce Yüce Motor bünyesinde başlattığınız ikinci el operasyonundan bahseder misiniz? Azalan kâr marjlarından dolayı sıfır araç satışının yeterli olmadığını gören Yüce Motor'un kurucusu Orhan Yüce, Yüce Motor bünyesinde, sıfır araç satışına paralel olarak kurumsal ikinci el araç satışına da başlama kararı aldı. Bu alanda kurumsallaşmış yapısıyla öne çıkan DOD ile işbirliğine gidildi. Yaklaşık 10 ay kadar önce, şirket merkezinin yanındaki 5 bin 500 m2 lik alanda hizmet vermeye başladık. Kısa süre içinde satışa sunduğumuz ikinci el araç stoğumuzu 100 adede çıkardık. Böylece, DOD un Anadolu yakasındaki merkezinden sonra en büyük yatırımı biz gerçekleştirmiş olduk. Aracını satmak veya ikinci el almak isteyenlere ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz? Aracını satmak veya ikinci el araç almak isteyenlerin noter, ruhsat gibi bütün işlemlerini biz gerçekleştiriyoruz. Satmak isteyenlere üç alternatif sunuyoruz. Müşteriler, araçlarına alıcı çıkıncaya kadar otomobillerini burada sergileyebiliyorlar veya nakit ödemeyle satış istiyorlarsa, gerçekleştirdiğimiz 101 nokta ekspertiz raporunda görülen gerekli bakım maliyetlerini düşüp nakit ödeme yapıyoruz. Üçüncü seçenek olarak da bizim sıfır veya ikinci el araçlardan biriyle takas öneriyoruz. Her hafta bize yaklaşık 500 ziyaretçi geliyor. DOD un internet sitesi üzerinden de yaklaşık iki milyon kişi araçları inceleyip karar veriyor. Bu da aracını bizim aracılığımızla satmak isteyenler için önemli bir avantaj oluşturuyor. Ayrıca, DOD un sunduğu altı aylık garantiye ek olarak, satın aldıkları aracın beklentilerini karşılamadığını söyleyenlerin araçlarını, yerine göre ya geri alıyoruz veya yerine başka araç veriyoruz. Kısacası alıcı ve satıcılar, hem ikinci elde kurumsallaşmış olan DOD un hem de 56 yıllık bir geçmişe sahip olan Yüce Motor un güvencesiyle bütün işlemlerini gönül rahatlığıyla tamamlıyorlar. Satış sonrasında sizi farklılaştıran uygulamalarınız var mı? Satış sonrasında da müşteri odaklı uygulamalar gerçekleştiriyoruz. İster sıfır ister ikinci el otomobilde, üretimden kaynaklanan sorunlarla karşılaşan müşterileri zor durumda bırakmıyor, aracı hemen değiştiriyoruz. Bazı markalar, bakım süresini 10 km geçiren araçları bu uygulamadan mahrum bırakırken biz müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem paralelinde çok esnek davranıyoruz. İkinci el Fabia için sıra var İkinci elde en çok hangi araçlar ilgi görüyor? Alım için en doğru zaman hangisi? Son dönemde küçük ve dizel araçlara büyük ilgi var. Mart, Nisan, Mayıs ve Eylül, Ekim, Kasım aylarında ikinci el piyasası daha hareketlidir, fiyatlar da buna paralel olarak yükselir. Yaz aylarında tatile gidildiği için, kış aylarında ise okulların açılmasıyla satışlar yavaşlıyor, bu da fiyatlara yansıyor. Bunun haricinde sıfır araçlarda gerçekleştirilen kampanya ve indirimlerin yanı sıra vergi indirimleri de ikinci ele yansıyor. Skoda nın ikinci elde en çok rağbet gören modeli hangisi? En popüler modelimiz eski Fabia. Şu anda, bize Fabia geldiğinde aramamız için telefonunu bırakanlar var. Eski Octavia ya, özellikle tatil dönemlerinde büyük ilgi oluyor. Örneğin, son bir ay içinde bize ulaşan sekiz Octavia nın hepsini sattık. Skoda modelleri, Volkswagen teknolojisine sahip oldukları için ikinci elde de talep görüyor. Bu da değerini korumasını sağlıyor. Filodan ikinci ele dönen araçlar tercih edilmeli mi? Bu araçlar uzun süreliğine kiralandıkları ve genelde tek kişi tarafından kullanıldıkları için az yıpranıyor. Ayrıca bakımları, anlaşmaları gereği yetkili servislerde gerçekleştirildiği için geçmişleri kayıt altına alınmış oluyor. Dolayısıyla araca talip olan kişi için herhangi bir belirsizlik söz konusu olmuyor. Kaldı ki, son olarak biz de kendi ekspertizimizi yapıyoruz. Ali Yüce, her hafta kendilerini 500 kişinin ziyaret ettiğini bunun da aracını satmak isteyenlere avantaj sağladığını belirtti. Volkswagen İ örnek aldık 2009, Skoda açısından iyi bir yıl oldu ancak 2010 çok daha iyi geçiyor diyen Ali Yüce, hedeflerini şöyle anlattı: Biz kendimize Volkswagen i örnek aldık. Skoda nın Volkswagen le aynı kalite standartlarında olduğunu düşündüğümüz için hedefimizi büyüttük. 2010'da 6 bin, 2011'de 10 bin ve 2012'de ise 12 bin adetlik satış hedefi belirledik. Bu yıl motor seçeneklerimiz arttı, artık her sınıfta bir aracımız var. TSI motora olan yoğun talep yüzünden siparişleri yetiştirmekte zorlanan fabrikadan istediğimiz adetleri alabilirsek, yıl sonunda 7 binli adetlere ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Bu da 2009 a kıyasla yaklaşık iki kat satış demek yılının sonunda ürün gamımıza Fabia dan küçük bir model eklenecek. Operasyonel filo kiralama yönetmeliğinde yapılan son değişikliklerden sonra ticari araç kiralamada bazı zorluklar yaşanıyor. Bu nedenle Skoda nın binek modeli olan ancak ticari olarak da kullanılan Roomster modeline ilgi arttı. Alternatifi olmadığı için de son iki ayda gelen 500 Roomster ın hepsini sattık. Sektörde 56 yıllık deneyim Yüce Motor un kurucusu olan Orhan Yüce, 56 yıl önce NSU motosikletlerinin distribütörlüğünü alarak sektöre girdi. Ardından yedek parça ithalatı yapmaya başlayan Yüce, 1974 yılında Alfa Romeo distribütörlüğünü, 1989 yılında da Volkswagen le Skoda nın birlikteliğinin bir yansıması ve 1998 yılında Doğuş Grubu yla gerçekleştirilen işbirliği sonucunda Skoda markasının distribütörülüğünü bünyesine ekleyerek Yüce Auto olarak devam ettirdi. Orhan Yüce için en büyük hobisi iş demek yanlış olmaz. Yeğeni ve Yüce Motor Yöneticisi olan Ali Yüce nin deyimiyle, ne zaman biraraya gelseler hep iş konuşuluyormuş, buna bayramlar da dâhil. Otomotiv Distribütörleri Derneği nin de kurucusu olan Orhan Yüce, dernekteki faaliyetlerini onursal başkan olarak sürdürmeye devam ediyor. Yüce aynı zamanda, Galatasaray Kulübü nün de kongre üyesi. Bunların yanı sıra, Büyük Kulüp Derneği nin Divan Başkanlığı nı da on yıldır yürütüyor. Yüce Auto Skoda bugün, 27 ilde 29 bayi ve 40 servisle hizmet veriyor

10 İ K İ N C İ E L İ U Z M A N I N A S O R U N DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Yöneticisi olan Barış Diker, otomobil tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor. Sorularınız için: info@dod.com.tr Aracınızı güvenilir yerlere teslim edin Merhaba, 2005 Model aracımı emaneten galeriye bıraktım. Aracım uzun bir süre satılamayınca, aracımı geri aldım. Aradan dört ay geçtikten sonra ön ve arka lastiklerimin birbirinden farklı olduğunu gördüm. Ben aracımı galeriye bıraktığımda dört lastiğim de aynı marka ve modeldi. Hemen galericiye gittim ve durumu anlattım. Onlar da kendilerinde böyle bir şey olamayacağını anlatmaya çalıştı; tabii aradan dört ay gibi bir süre geçtiği için de ispat edecek bir durumum olmadı. Mağdur durumda olmamak için araçlarımızı nerelerde satmamızı tavsiye edersiniz? Aytekin Demir Sayın Aytekin Demir, Bahsettiğiniz olay mutlaka kötü niyetten kaynaklanan bir olay olmayabilir ama net talebiniz karşısında, aracınızı bıraktığınız galericinin müşteri memnuniyetini sağlayan bir yaklaşım göstermediği anlaşılıyor. Lastiklerin aynı marka ve model olması teknik olarak şart değildir, ama iki ön lastiğin ve iki arka lastiğin model ve aşınma olarak birbiriyle aynı olması güvenlik açısından gereklidir. Aracınızı güvenle satmak için birçok alternatifiniz var. Aracı bir firma vasıtasıyla satmak istiyorsanız, bu tip parça ve araç kayıtlarını düzenli tutan ve herhangi bir sorun çıktığında olumlu yaklaşım gösterebilecek daha kurumsal noktaları tercih etmenizi tavsiye ederiz. Tercihiniz bir galeri olabileceği gibi, kurumsal bir marka da olabilir. Lastikler de dahil olmak üzere, aracınızın teslim ettiğiniz andaki durumunu belirten bir tutanak almanızın mutlaka gerekli olduğunu hatırlatalım. Araçla ilgili işlemler galeriye mi aittir? Merhaba, İstanbul da bir ay önce, galeriden araç satın aldım. Galerinin sahibi kendisinin sadece aracı olduğunu, aracın devir, ruhsat, plaka işlemlerini benim halletmem gerektiğini söyledi. Bu gibi durumlarda, ikinci el firmalardan alınan araçların alım-satım işlemleri firma tarafından halledilmez mi? Murat Genç Sayın Murat Genç, Galeri sorumlusunun, kendilerinin, yalnızca aracı olduğuna dair beyanı temelde doğrudur. Ancak ikinci el araç ticaretinde aracı konumunun bugünkü anlamı ile geçmişteki anlamı çok farklıdır. Geçmişte sadece noter tasdikli satış ve trafik tescille sınırlı olan hizmetler günümüzde, sigorta, kredi, garanti, satış sonrası servis, araç görünüm yenileme gibi birçok farklı alanları da kapsamaktadır. Sizin aracınızı satın aldığınız noktada en temel hizmetlerin bile verilmemiş olması kabul edilebilir değil. Tek istisna olarak, araç İstanbul dışında tescil edilmişse, aracın gideceği ilde galerinin ortak çalıştığı bir müşavir olmadığı durumlarda hizmet verememeleri söz konusu olabilir ki, bu da araç satışından önce size bildirilmesi gereken bir husustur. Muayenede hangi kriterler öne çıkıyor? Merhaba, Aracımı, muayene zamanı geldiğinde TÜV- TURK istasyonuna götürdüm, ancak 2006 model Volvo S40 model aracımın farında kırık olduğu için muayeneden geçemedim. Hemen önümde görüntüsüne baktığımda hiç de güven vermeyen 85 model Ford Taunus muayeneden geçti. Muayenede hangi kriterler uygulanıyor, bilgi verirseniz memnun olurum. Mustafa Demircan Sayın Mustafa Demircan, Aracınızın fenni muayeneden geçememesinin markası veya genel görünümü ile çok ilgisi yok. Muayene ile ilgili standartlar, servis standartlarından çok farklıdır. 85 model bir aracın herhangi bir servise girmesi halinde birçok mekanik parçasının değişmesi zorunlu olabilir ancak TÜVTURK tarafından yapılan muayenedeki temel amaç, aracın yol güvenliğiyle ilgili asgari şartları yerine getiriyor olmasıdır. Sizin aracınızın farının kırık olması, içine su girmesi ve gece görüşünüzü zayıflatarak kaza riskini artırması nedeniyle TÜV- TURK tarafından ağır kusur kategorisine girmektedir. Araç muayeneden ancak, far ayağı, frenler, lastik diş derinliği, geri vites lambası, aynalar gibi çoğu güvenliği ilgilendiren aksamda aksaklık olmaması halinde geçmektedir. Dolayısıyla Ford Taunus, motorunda ve dış görünüşünde birçok eksikleri olduğu halde, güvenlikle ilgili eksiği olmadığı için muayeneden geçerken, çok daha yeni olduğu halde sizin aracınız muayeneyi geçememiş olabilir. Daha geniş bilgiyi adresinden alabilirsiniz. Size önerimiz, ikinci randevudan önce mümkünse bir Volvo Yetkili Servisi ne uğrayıp kırık farınızı yaptırmanız ve muayeneden geçmeye engel olabilecek noktaları kontrol ettirmenizdir. Yetkili servisler, fenni muayene öncesi kontroller konusunda gerekli altyapıyı oluşturmuş durumdadır. İkinci el Audi TT'de nelere dikkat etmeliyim? Merhaba, 2008 model 1.6 Astra klasik twinportum var. Audi TT satın almayı planlıyorum fakat sıfır kilometre bir araç alamayabilirim. O yüzden yılları Audi TT ler başıma ne işler açabilir, nelere dikkat etmem gerekir? Şu anda sahip olduğum Opel Astra nın ilk sahibiyim. Audi TT nin karoserini beğendiğim için daha genç Opel i satıp, 2. el TT almak akılsızlık mı olur? Şimdiden teşekkür ederim. Rahmi Gündüz Sayın Rahmi Gündüz Her iki modelin de ortak noktası olarak sportif sürüş özellikleri ön plana çıksa da Astra ve TT farklı ihtiyaçlara cevap vermektedir. Audi TT fiyatı ve kalitesi itibarıyla bir üst sınıfa ait bir spor araçtır. Eski kasasının yol arızaları en aza indirilmiştir. Bu noktada herhangi bir büyük sorunla karşılaşmamanız gerekir. Ancak aracı almadan önce mutlaka yetkili serviste baktırmanızı ve araç geçmişini kontrol etmenizi tavsiye ederiz. Bu tedbir alınacak bütün ikinci el araçlar için geçerli olmakla beraber, spor araçların kullanım özellikleri ve geçmişleri, bu konuda diğer araçlardan daha hassas davranılmasını gerektiriyor. İkinci el pazarında, lüks araçların orta segment araçlara göre daha fazla değer kaybettiğini söylemek gerekir. Bu açıdan Astra daha avantajlıdır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, sıfır kilometre bir araç ilk sene çok değer kaybetmekte, ortalama iki-üç sene içinde kayıp oranı azalmaktadır. Bu nedenle, 2008 model Astra nızda değer kaybı aldığınız fiyata göre çok olacağı için, ancak uygun fiyata ve iyi durumda bir TT bulmanız halinde araç değişimine gitmenizi öneririz. 15 bin TL'ye ikinci el HB araç almak istiyorum Barış Bey merhaba, 15 bin TL civarında ikinci el bir araç almak istiyorum. Genel tercihim Hatchback modeller ancak biraz acemi olduğum için kat etmek zorunda olduğum yokuşlu yollarda zorlanmamak için ne almamı tavsiye edersniz? Barış Turan Sayın Barış Turan, Bütçenizin elverdiği araç modelleri, genelde Renault Clio, Opel Corsa, Hyundai Getz, Nissan Micra ve Vw Polo tarzı araçların olduğu A0 segmenti dediğimiz segmenttir. Bu araçlar ikinci elde çok çabuk el değiştirdiği için, ilanlarını hızlı takip etme zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca, periyodik bakımları en çok ihmal edilen araçlar da bunlardır. Bu nedenle aracınızı şahıstan satın alıyorsanız, aracı mutlaka yetkili serviste kontrol ettirmeniz gerekir. Öte yandan, bu araçlar, düşük benzin sarfiyatı ve park etme kolaylığı gibi nedenlerle tercih edilirler. Çoğu zaman ailenin ikinci aracı olmaları veya bayan aracı olarak kullanılmaları nedeniyle düşük kilometrede olanlarını bulmak daha kolaydır. Yukarıda saydığımız modellerden, bakımlı ve düşük kilometre yapmış seçenekler arasında karar verebilirsiniz. Bu segmentte birçok modelde olduğu gibi, otomatikleştirilmiş manuel şanzıman da denen yarı otomatik şanzımanlı araçların, sürekli yokuşta kullanılmaları halinde sorun çıkartabileceklerini belirtmemizde yarar var. Yokuşta kayma eğilimi gösteren bu şanzıman hakkında internetteki forumlardan yararlanabilirsiniz

11 REHBER Boyanan-Değişen Parçalar Ne Anlama Gelir? Günümüzün gelişmiş onarım ve boya teknikleri, usta eller tarafından uygulandığı taktirde, aracın görsel bütünlüğünü etkilemediği gibi güvenliğini ve ikinci el değerini de azaltmıyor. İKİNCİ EL ARAÇ ALANLARIN en çok merak ettiği konuların başında aracın kaporta durumu gelir. Boyanmış mı, orijinal mi, değişen parçası var mı? soruları sıklıkla sorulan sorulardır. Bazı müşteriler, boyanan parçaları çok önemsemeden aracın değişen parçaları olup olmadığını sorgularlar. Araçta değişen parça olması durumunda ciddi değer kaybı olacağı düşünülür. Aracın komple boyalı olması Acaba ciddi bir kaza mı geçirdi? şüphesine yol açar. Ön veya arka şasisine işlem yapılmış olması, ister istemez, önden veya arkadan sağlam bir darbe aldığı düşüncesini akla getirir. Hele bir de tavan boyalıysa, bu aracın takla attığı neredeyse kesin bir yargı haline gelir. Hava yastıklarının açılmış olması da önemli bir soru işaretidir. Açılan hava yastıklarının yerine göre kazanın ne kadar büyük olduğu anlaşılmaya çalışılır. Acaba bir aracın tüketiciye sağlayacağı değer, gerçekten bu kriterlere göre mi ölçülmelidir? Bir aracın boyalı olması ne anla- 27

12 REHBER Günümüzde uygulanan hasar onarım işlemleri yirmi yıl öncesiyle kıyaslanmayacak kadar gelişti. ma gelir? Değişen parçalar büyük bir kazanın göstergesi midir? Hava yastıkları açılmış olan bir aracı almamak daha mı iyidir? Orijinal aracın, sürüş kolaylığı ve aracın sorunsuz olması açısından avantajları var mıdır? Veya bütün bunlar, yıllardır söylenegelen şehir efsaneleri midir? Bütün bu yukarıda sözü edilen soruların cevaplarını bu yazıda bulacaksınız. Gelişmiş şasi onarım tekniği sayesinde güvenlik riske atılmıyor Öncelikle hasar onarım işlemlerinde, bugün uygulanan teknoloji ile bundan 20 sene öncesi arasında büyük farklar olduğunu belirtmemiz gerek yılından bu yana, hasarlı aracı fabrika ayarlarına geri getiren şasi düzeltme, montaj ve ölçüm sistemleri başta yetkili servislerde olmak üzere çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Öncesinde, metreyle ölçüm yapılan ve ısıl işlemle şasilerin düzeltildiği sistemlerle, mevcut modern sistemleri kıyaslamak bile mümkün değildir. Şasisinde hasar olan bir araca, metalde fiziksel niteliğin bozularak aracın mukavemetinin düşmesine yol açan ısıl işlem uygulandığında, bu aracın artık fabrikadan çıkan ve hiç kaza geçirmemiş bir araçla aynı olması mümkün değildir. Bu durum da, aracın muhtemel bir kazaya uğraması durumunda ciddi bir risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kaza geçiren bir araçla, orijinal bir aracın piyasa değerlerinin aynı olmaması, bundan 20 sene önce son derece rasyonel bir temele dayanıyordu. Bunun doğal bir sonucu olarak da, piyasada alım satım yapan galeriler de gerek araç alımında gerekse satışında bu noktaya ağırlık veriyordu. Aynı dönemde ithalat duvarına dayalı otomotiv endüstrimizin, yüksek teknolojik özellikler taşıyan araçlar sunamadığı da bilinen bir gerçektir. Bu durumda, ikinci el araç satın alınırken aracın değeri, kapsamlı mekanik ve elektronik kontrol sistemlerine de gerek duyulmadığından, kazalı veya orijinal olmasına göre belirleniyordu. Ancak 90 lı yıllarda iki ayrı gelişme birden ortaya çıktı. Bu gelişmeler; yukarıda değinmiş olduğumuz hasar onarım teknolojisindeki yenilikler ve hem dünyada hem de Gümrük Birliği sonrası ülkemizde otomotiv teknolojisi ve elektroniğinin gelişmesiyle araçların çok daha fazla öne çıkan mekanik özellikleriydi. İkinci el araç, kesinlikle gerekli kontroller yapıldıktan sonra alınmalı Günümüzde şasi düzeltme işlemiyle aracın fabrika ayarlarına getirilmesi, çok hassas ölçüm cihazları yardımıyla, ısıl işlem gerekmeden yapılmaktadır. Bu işlemle, mekanik aktarma organlarında, kaza anına kadar meydana gelen kasılmalar ve yıpranmalar önemli ölçüde giderilmektedir. Uygun aparatlarla, usta ellerde ve teknolojik donanımın eksiksiz kullanımı sonucu, bir aracın fabrika çıkış özelliklerine sahip hale getirilmesi, bugün birçok yetkili servis ve sigorta hasar servisi tarafından rutin olarak gerçekleştirilebilmektedir. Öyle ki, çok ağır bir kaza geçirmemiş ancak şasisinde bu tarz bir işlem uygulanan bir araçta, özellikle Türkiye deki yol şartları nedeniyle ciddi masrafa yol açan yürür aksam bulunurken, kaza sonrası, aynı aksamın ortalamanın çok altında masraf çıkardığı bilinen bir husustur. Bazı araçlarda, kaporta hasarları yanında mekanik hasarlar da olduğundan, yeni parça takılması ihtiyacı da ortaya çıkabiliyor, ki bu da, aracın birçok parçasının yenilenmesi anlamına geliyor. Araçta daha hafif bir kaza olması ve bunun sonucunda parça değişimi yapılması durumunda ise, değişen her parça boyan- 28

13 Mekanik aksamların kontrolü hassas cihazlarla yapıldığı için hata payı neredeyse yok denecek kadar düştü. mış olacağı için, boyanın ve değişim işçiliğinin kalitesinin kontrol edilmesi gerekir. Öte yandan, değişen parça, orijinal olmak kaydıyla, aracın ilgili parçasının yenilenmesi anlamına gelir. Otomotiv endüstrisinin bugün geldiği teknolojik noktada, araçların mekanik aksamlarının kontrolü birçok hassas cihaz tarafından yapılmaktadır. Bu konuda ihtisaslaşmış firmaların getirdiği çok markalı arıza tespit cihazları yanında, markaya özel ve sürekli güncellenen elektronik cihazlar, araçların teknik eksikliklerini ortaya koyabiliyor. Motor performansı, elektronik aksamda mevcut arızalar, geçici arızalar, kompresyon değerleri, enjektör püskürtme değerleri, aracın testlerinde ortaya çıkan bir arızanın araştırılmasında çok rahatlıkla tespit edilebiliyor. Bir aracı satın alırken bütün bu testlerin tümünü yaptırmak ve tüm riskleri bertaraf etmek mümkün ve gerekli olmasa da, ikinci el bir aracı teknik ve mekanik kontrolleri yapmadan veya yaptırmadan almak, çok büyük bir risk oluşturuyor. Burada oluşan riskin, hem güvenlik hem de parasal boyutu, kaporta değişim ve boya işleminden çok daha yüksek çıkabilir. Son sistemlerle boyanan ve değişen parçaların tespiti zorlaşıyor Araçların boyalı parçaları konusunda dikkat edilmesi gereken farklı hususlar var. Değişen parçalardan ve şasiden farklı olarak, araç boyasında görsellik biraz daha ön planda. Boya işleminde portakallanma dediğimiz pürüzler, boya tozu, ton farkı, boya akması gibi birçok hataların olması mümkün. Araç çiziklerden veya küçük kazalardan ötürü boyanmışsa, boyanın kalitesine bakmak yeterli. Boya, ancak uzman bir göz ve boya kalınlık cihazı yardımıyla anlaşılabiliyorsa, kaliteli bir boya işleminden geçtiğini ve boya ömrünün uzamasıyla, paslanma ve çürümenin geciktiğini söyleyebiliriz. Piyasadaki duruma baktığımızda, yukarıda anlattığımız teknik gerçeklere tamamen ters bir durumla karşılaşıyoruz. Türkiye deki yol ve trafik şartlarında bir aracın, ufak-tefek de olsa bir kazaya karışmamış olması pek mümkün görünmüyor. Hangi gelir grubundan olursa olsun, hasarlı ve kazalı bir araçla dolaşmak imaj ve prestij kaybı olarak görülüyor. Hele bu araç bir makam aracı ise, çok küçük çiziklerden ötürü bile boyanmış olabiliyor. Bu durumda, trafikte gördüğümüz asgari iki-üç yaşında ve daha yaşlı araçlarda yüzde oranında en az bir adet boyanmış veya değişmiş parça bulunduğunu tahmin etmek yanlış bir değerlendirme olmayacaktır. Dolayısıyla araç alırken, yukarıda saydığımız boya kalitesiyle ilgili kusurları kontrol etmek veya ettirmek bu noktada yeterli bir yaklaşım olacaktır. Ancak, teknolojideki bunca gelişmeye rağmen, hem boyalı hem de değişen parçaların tesbiti çok ciddi bir uzmanlık işidir ve tamamen insan unsuruna dayalıdır. Yıllarca bu işi yapmış ustaların bile yanılması ve sizi de yanıltması mümkündür. Ayrıca boyadan ve değişenden dolayı oluşan değer kaybını tespit etmek, mekanik parçadaki gibi hem kolay değildir. Yoruma ve bakış açısına göre değişir. İkinci el araçlarda kesin 29

14 REHBER bir piyasa rakamı olmadığı için, boyalı parçası olsa fiyatı şu kadar olurdu gibi kesin bir yargıya ulaşmak her zaman olanaklı değildir. Araç satın alımında karar vermenize yardımcı olmak üzere, konuyu bir örnekle açıklayarak daha net bir görüntü vermeye çalışayım: Diyelim ki araç satın alacağız ve seçenek olarak önümüzde 25 bin TL satış fiyatı olan, aynı marka, model ve kilometrede iki araç var. Fiyatları ve genel dış görünümleri aynı olduğu için karar vermekte kullanacağımız kriterleri oldukça azaltmış oluyoruz. İlk araç, mekaniği çok iyi durumda, bakımları yetkili serviste eksiksiz yapılmış, herhangi başka bir arızası olmayan garantili bir araç. Çepeçevre boyalı ancak boya kalitesi iyi. İkinci aracın herhangi bir boyası veya kazası yok ama bakım ihtiyacı var. Kliması arızalı, ön aksamdan ciddi ses geliyor, garanti verilemiyor ve toplamda 2 bin TL masraf edilmesi gerekiyor. Bu durumda hangi aracı almak daha rasyonel görünüyor? Teknik açıdan bakıldığında, boya kalitesi iyi bir aracın mekaniğinde de sorun yoksa tercih edilmesi gerekir. 2 bin TL masraf, 25 bin TL lik bir araçta ciddi bir orana karşılık gelir. Bu farkla bir üst araç almak tercih edilmelidir. İlk aracın değişen parçaları olması halinde de aynı düşünce geçerlidir. Ancak yetkili Araca sonradan deri döşeme yapılacaksa, yan hava yastıklarıyla ilgili mutlaka yetkili servise danışılması gerekiyor. ellerde ve modern teknolojik imkânlar kullanılarak onarımının gerçekleştirildiğinin kontrol edilmesi gerekir. Öte yandan, yaygın piyasa anlayışında birçok alıcı, Aracın yağını değiştiririm, sanayiden çıkma klima bulur, ön takımı da sonra yaptırırım mantığıyla ikinci aracı tercih etmektedir. Bu tercih mevcut piyasa koşullarında rasyonel gibi görünse de, araç alındıktan sonra yaşayabileceğiniz sorunlar hatalı bir karar verdiğinizi düşündürtebilir. Özellikle vurgulamak gerekir ki, garanti verilmeyen bir araçta, bildirilenin dışında, bildirilmeyen hangi arızaların peşisıra geleceğini kestirmek mümkün değildir. Garantili bir araçta da aynı durum vardır ancak ihtimal çok daha düşüktür ve çıkan sorun kapsam dâhilinde ise, mutlaka çözülür. Açılan hava yastıkları yetkili servislerde değiştirilmeli Hava yastıklarını açılması (patlaması) da çoğu zaman yanlış anlaşılan bir durumdur. Bir aracın hava yastıklarının açılması, güvenlik tertibatının sorunsuz olarak çalıştığını kanıtlar. Kaza sonucu hava yastıklarının açılmaması, hem ülkemizde hem de başka birçok ülkede üretici aleyhine dava konusu olmuştur. Hava yastığının yetkili servis tarafından monte edilmiş olması ve başka bir muhtemel kazada, mekanizmasının çalışacağının bilinmesi yeterlidir. Bu noktada gözardı edilen bir hususu da vurgulamadan geçmeyelim. Araca sonradan deri döşeme yapılacaksa, yan hava yastıklarının açılmasında bir sorun olup olmadığının mutlaka yetkili serviste kontrol edilmesi gerekir. Ülkemiz, henüz bilgi toplumunun gereklerini yerine getirerek karar verme konusunda yeterli adımları atmış bir yapıda değildir. Yerleşik bazı alışkanlıkların ve bilinen adıyla şehir efsanelerinin yerini daha rasyonel gerçeklere bırakmasının kısa vadede mümkün olmadığını biliyoruz. Ancak ülkemizde, neden ve niçin sorularının, her geçen gün giderek daha çok sorulduğu da elle tutulan bir gerçek haline gelmiştir. Bu nedenle, piyasa gerçeklerinin de orta ve uzun vadede değişmesi kaçınılmaz olacaktır. Araç alım satımı kararlarında sadece bugünkü şartları dikkate alarak hareket edilmemesi gerekiyor. 30