Analitik Kimya Özet Kitabı Abstract Book for Analytical Chemistry

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Analitik Kimya Özet Kitabı Abstract Book for Analytical Chemistry"

Transkript

1 Analitik Kimya Özet Kitabı Abstract Book for Analytical Chemistry

2

3 İÇİNDEKİLER Yeni Heterosiklik Bileşiklerin Tasarımı ve Sentezi: Açil Azidler ve Aminoalkinlerin Metal Katalizörlerle Siklizasyonu... 2 Metin Balcı... 2 Design and Synthesis of New Heterocyclic Compounds: Acyl Azides and Metal-Catalyzed Cyclization of Aminoalkynes... 3 Metin Balcı... 3 Amin Boranlardan Hidrojen Üretimini Katalizleyen Geçiş Metal Nanokümeleri... 4 Saim Özkâr... 4 Transition Metal Nanoparticles as Catalyst in Hydrogen Generation from Amine Boranes... 5 Saim Özkâr... 5 Türk Kimya Sanayi... 6 Timur Erk... 6 Turkish Chemical Industry... 7 Timur Erk... 7 Bileşik Yarı İletkenlerin Atomik Boyut Kontrollü Elektrokimyasal Sentezi ve Karakterizasyonu... 8 Ümit Demir... 8 Atomic Size-Controlled Electrochemical Synthesis and Characterization of Compound Semiconductors... 9 Ümit Demir... 9 Higher Education, Science and Technology: Imperatives for Socio-Economic Development Atta-ur-Rahman* and Iqbal Choudhary Kayısıda Kükürt Dioksit (SO 2) Sertifikalı Referans Malzemesi Üretimine Yönelik Çalışmalar Alper İşleyen, Fatma Akçadağ, Betül Arı, Burcu Binici, F. Gonca Coşkun, Adnan Şimşek Studies Towards the Production of a Certified Reference Material for Sulfur Dioxide (SO 2) in Apricot Alper İşleyen, Fatma Akçadağ, Betül Arı, Burcu Binici, F. Gonca Coşkun, Adnan Şimşek Ergene Havzası Ayçiçeği (Helianthus Annuus L.) Örneklerindeki Arsenik İçeriklerinin GFAAS ve HGAAS Ile Tayini Ayça Karasakal 1, Gülay Şeren 2, Yıldız Kalebaşı Determination of Arsenic in Helianthus Annuus L. Growing in Ergene Region by GFAAS and HGAAS Ayça Karasakal 1, Gülay Şeren 2, Yıldız Kalebaşı Doku ve İdrar Örneklerinde Anti-Tiroidal İlaçların LC-MS/MS ile Hızlı Tayini İçin Metot Geliştirilmesi Elmas Öktem Olgun, Öznur Karaoğlu, Muammer Kaplan Development of a Rapid LC-MS/MS Method for the Determination of Thyreostatic Drugs in Urine... 17

4 and Gland Tissue Elmas Öktem Olgun, Öznur Karaoğlu And Muammer Kaplan Organik Maddelerin Karakterizasyonu: Organoklorlu Pestisitlerin Saflık Tayini ve İzlenebilirlik Hasibe Yılmaz, Simay Gündüz, Mine Bilsel, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören Characterization of Organic Compounds: Purity Determination of Organochlorine Pesticides and Traceability Hasibe Yılmaz, Simay Gündüz, Mine Bilsel, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören Kızılötesi Spektroskopisi Kullanılarak Madeni Yağların Kantitatif İçeriklerinin Belirlenmesi için Çok Değişkenli Kalibrasyon Modelleri İrem Anıl 1, Ayşe Aybey 2, Durmuş Özdemir Multivariate Calibration Models for the Quantitative Determination of Motor Oil Compositions by Using Infrared Spectroscopy İrem Anıl 1, Ayşe Aybey 2, Durmuş Özdemir Montmorillonit Üzerinde Tek Başına ve Yarışmalı Cu (II ), Cd ((II) ve Pb (II) Adsorpsiyonunun İncelenmesi Jülide Hızal Yücesoy 1, Wolfgang Hoell 2, Reşat Apak Investigation of Individual and Competitive Cu (II ), Cd ((II) and Pb (II) Adsorption onto Montmorillonite Jülide Hızal Yücesoy 1, Wolfgang Hoell 2, Reşat Apak Camsı Karbon Elektrot Yüzeyine Modifiye Edilmiş Grafen Varlığında Altın (III ) ın Elektrokimyasal Davranışının İncelenmesi Melike Karakaya, Hüseyin Çelikkan Electrochemical Behaviour of Gold (III) on the surface of GCE Modified with Graphene Melike Karakaya, Hüseyin Çelikkan Kuru İncirde Aflatoksin Miktar Tayini İçin Sertifikalı Referans Malzeme Üretimi Nilgün Tokman 1, Hayrettin Özer 2, Mine Bilsel 1, Müslüm Akgöz 1, Taner Gökçen 1, Tanıl Tarhan 1, Ahmet Ceyhan Gören Production of Certified Reference Material for Determination of Aflatoxin in Dried Fig Nilgün Tokman 1, Hayrettin Özer 2, Mine Bilsel 1, Müslüm Akgöz 1, Taner Gökçen 1, Tanıl Tarhan 1, Ahmet Ceyhan Gören Süt ve Süt Ürünlerinde Başlıca Mineral Düzeylerinin İncelenmesi Oğuzhan Şenoğul, Hasan Zora, Gözde Türköz, Fahtih Bakırcı Analysis of Major Mineral Levels in Milk and Milk Products Oğuzhan Şenoğul, Hasan Zora, Gözde Türköz, Fahtih Bakırcı Hayvan Yemlerinde Mineral Miktarı Tayini ve Laboratuvarlarda Uygulanabilirliği Ömer Yaşarikiz 1, Senem Coşkun 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay Determination of Mineral in Animal Feed and Applicability of Laboratory Ömer Yaşarikiz 1, Senem Coşkun 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay Anjiyotensin Reseptör Antagonistlerinin (ARA II) pka larının Organik Çözücü-Su Ortamlarında Florimetrik Yöntemle Tayini... 32

5 S. B. Gündüz 1, T. Erşan 1, Ş. Küçükkartallar 1, S. A. Özkan pka Determination of Angiotensin Receptor Antagonists (ARA II ) in Organic Solvent-Water Media by the Spectrofluorimetric Method S. B. Gündüz 1, T. Erşan 1, Ş. Küçükkartallar 1Error! Bookmark not defined. And S. A. Özkan Uskumru Balığı Örneklerindeki Ağır Metal Tayini Senem Coşkun 1, Ömer Yaşarikiz 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay Determination of Heavy Metal in Samples of Mackerel Senem Coşkun 1, Ömer Yaşarikiz 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay Birincil Seviye Referans Gaz Karışımlarının Hazırlanması ve Sertifikasyonu Tanıl Tarhan ve Fatma Akçadağ Preparation and Certification of Primary Reference Gas Mixtures Tanıl Tarhan and Fatma Akçadağ Türkiyede Yetişen Bazı Tahıl Çimlerinin Fenolik Bileşiklerinin LC-MS/MS ile Analizi, Antioksidan ve Serbest Radikal Süpürme Aktivitelerinin Belirlenmesi Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu Analysis of Phenolic Compounds in Some Grain Grasses Grown in Turkey by Using LC-MS/MS, Determination of Antioksidant and Free Radical Scavenging Activities of These Samples Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu Türkiyede Yetişen Bazı Tahıl Çimlerinin Ekstraktlarının Doğal Gıda Koruyucu Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu An Investigation on Usability of Extracts of Some Grain Grasses Grown in Turkey as Natural Food Protectives Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu Farklı Zamanlarda Çimlendirilmiş Tahıl Örneklerinin HPLC İle Analizi, Antioksidan ve Serbest Radikal Süpürme Aktivitelerinin Belirlenmesi Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu Analysis of Grain Samples Sprouted in Different Periods by Using HPLC Determination of Antioxidant and Free Radical Scavenging Activities of These Samples Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu Güdümlü Tedavi için Küresel Olmayan Nanoparçacıkların Yapımı ve Uygulamaları Sevde Altuntaş 1, Fatih Büyükserin 1, Fabrication and Application of Nonspherical Nanoparticles for Targeted Therapy Sevde Altuntaş1, Fatih Büyükserin1, Tek Seferde ve Kolay Su Bazlı Monodispers PEGli Altın Nanonanoparçacık Sentezi Şevket Tolga Çamlı 1, Fatih Büyükserin 2, Cafer T. Yavuz 3, Mustafa Selman Yavuz 4, A Water-based Facile Synthesis of Monodisperse PEGylated Au Nanoparticles Mustafa Selman Yavuz, 1,2* Sevket Tolga Camli, 3 Fatih Büyükserin, 4 and Cafer T. Yavuz

6 Using Simulated Spectra as a Means of Assessing Fourier Transform Analysis for the Purpose Of Background Removal and Noise Re duction in Auger Electron Spectroscopy Besnik Poniku 1, Igor Belič 1, Monika Jenko Chemical Composition, Antibacterial Andantioxidant Activities of Black Cumin Volatile Oil Extracted by Steam Distillation Assisted by Microwaves Using the Cryogrinding Farid Benkaci-Ali, Rym Akloul, Asma Boukenouche Biyodizelde LC-MS IDMS ile Triolein Tayini Kevser Topal, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören BİOMONİTORİNG OF HEAVY METALS USİNG SOFT DRİNKS FROM MİSURATA CİTY-LİBYA M. A. Elbagermi 1, H. G. M. Edwards 2 and A. I. Alajtal Conversion of Waste PET into Important Chemicals Using Methanol in a Microwave Reactor Mohammad Nahid Siddiqui 1* and Halim Hamid Redhwi Capillary Flow Probe NMR Coupled Techniques: State of the Art and Future Developments Ozan Gökay 1,2, Klaus Albert Removal and Preconcentration of Chromium Species by Okra Leaves Saima Memon and Mazhar Iqbal Khaskheli Synthesis of Unsaturated Ketones and Ketoethers Seylan Ragimova 1, Sabir Mustafayev 1, Makruza Shatirova 2, Mamed Veliyev Işığa Duyarlı Kompozit Mikrokürecik Sentezi, Karakterizasyonu ve Fotokatalitik Uygulamaları Ali İmran Vaizoğullar 1, Ahmet Balcı Composite Light Senstive Micro-Sphere Synthesis, Characterization and Photocatalytic Applications Ali İmran Vaizoğullar 1, Ahmet Balcı PAMAM Dendrimerlere Metal Bağlanımının Spektroskopik Tespiti Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Abdürrezzak Bozdoğan, Metin Tülü Spectroscopic Determination of Metal Binding to PAMAM Dendrimers Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Abdürrezzak Bozdoğan, Metin Tülü PAMAM Dendrimerlerin İlaç Salınım Sistemleri Uygulamaları Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Metin Tülü, Abdürrezzak Bozdoğan Drug Delivery System Applications of PAMAM Dendrimers Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Metin Tülü, Abdürrezzak Bozdoğan DPPH Method ile Bitki Ekstraktlarında Toplam Antioksidan Aktivite Tayini Ayça Karasakal Determination of Total Antioxidantactivity in Plant Extracts by DPPH Method... 67

7 Ayça Karasakal Hipokloroz Asit Süpürme Aktivite Tayini için Resorsinol Probu Esaslı Spektroflorometrik Yöntem Geliştirilmesi Burcu Bekdeşer, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Development of a Novel Spectrofluorometric Method for the Hypochlorous Acid Scavenging Activity Measurement with a Resorcinol Probe Burcu Bekdeşer, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Çaydaki Kafeinin FT-IR Spektrometrisi ile Analizi Cemile Yerlikaya, Halil Dertli,Özgül Evranus Caffeine Analysis in Tea Plant by FT-IR Spectrometry Cemile Yerlikaya, Halil Dertli, Özgül Evranus Sefotaksim in Bazı Geçiş Metal Komplekslerinin DNA ile Etkileşimi ve DNA Bağlanma Sabitinin Hesaplanması Derya Tarınç ve Ayşegül Gölcü Interaction Some Transition Metal Complexes of Cefotaxime with DNA and Calculation of DNA-Binding Constant Derya Tarınç and Ayşegül Gölcü Pb 2+ İyonunun Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu ile Zenginleştirilerek AAS ile Tayini ve Analiz Koşullarının Deneysel Tasarım ile Optimizasyonu Dilek Yıldız 1, Mustafa Demir Preconcentration by Cloud Point Extraction for Determination of Pb 2+ Ions and Optimization of Analysis Conditions with Experimental Design Dilek Yıldız 1, Mustafa Demir Farklı Solvent Extraksiyon Metotları ile Jeolojik Örneklerde AAS Spektrometresi Kullanılarak Altın Analizi Erdinç Karabacak 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar Determination of Gold in Geological Samples by Two Different Solvent Extraction Methods Using AAS Erdinç Karabacak 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar Jeolojik Örneklerde Altının (Au) Farklı Çözme Metotları ve Spektroskopik Tekniklerle Tayin Edilmesi Erdinç Karabacak 1, Behiye Işık 1, Aydan Topal 1, Nilgün Oğuz 1, Polat Candan 1,Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar Determination of Gold (Au) in Geological Samples by Using Different Digestion Techniques and Spectroscopic Methods Erdinç Karabacak 1, Behiye Işık 1, Aydan Topal 1, Nilgün Oğuz 1,Polat Candan 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar Polifenolik Bileşiklerin Antioksidan Kapasitelerinin Belirlenmesinde Fiber Optik Sensör Esaslı CUPRAC Yönteminin Geliştirilme si Esin Kondakçı, Mustafa Bener, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Development of the Fiber Optic Sensor- Based CUPRAC Assay for Determination of Antioxidant Capacity of Polyphenolic Compounds Esin Kondakçı, Mustafa Bener, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Fabrika Domates Atığından Üretilen Aktif Karbon ile Sulu Çözeltilerden Cu (II) Metalinin Adsorpsiyonu Eylem Önal 1, Nurgül Özbay 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin 1, Adife Şeyda Yargıç

8 Adsorption of Cu (II) From Aqueous Solutions Using Activated Carbon Prepared from Tomato Waste Eylem Önal 1, Nurgül Özbay 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin 1, Adife Şeyda Yargıç Köyceğiz Gölü Sedimentinde Ağır Metal Fraksiyonlarının İncelenmesi Feyyaz Keskin 1, Ahmet Demirak 1, Yalçın Şahin Investigation Chemical Fractions of Heavy Metals in the Sediment of Köyceğiz Lake Feyyaz Keskin 1, Ahmet Demirak 1, Yalçın Şahin Biyolojik Örneklerde Peroksil Radikali Süpürme Aktivite Tayini için Spektroflorometrik Yöntem Geliştirilmesi Gülşah Kıbrıslıoğlu, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Spectrofluorometric Method for Determination of Peroxyl Radical Scavenging Activity of Biological Samples of Development Gülşah Kıbrıslıoğlu, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Endüstriyel Sularda Toprak Alkali Metal Sertliğinin Giderilmesi Gülten Çetin The Removal of Hardness of the Earth Alkali Metal in Industrial Waters Gülten Çetin Seftazidim İlaç Etken Maddesinin Cu (II) İyonu ile Kompleksleşme Özelliği Kullanılarak Elektrokimyasal Tayini Harun Muslu, Ayşegül Gölcü Electrochemical Determination of Ceftazidime Over the Interaction with Cu (II) Ion Harun Muslu, Ayşegül Gölcü Amid-Silika Türevi Polar Faz Yeni Bir Kolon Dolgu Materyalinin Sentezi ve Çeşitli Polar Analitlerin Ayrılması Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Berrin Ziyadanoğulları Synthesis of a New Polar Stationary Phase Derived from Amid-Silica and Separation of Polar Analytes Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Berrin Ziyadanoğulları Farklı Polar Gruplar İçeren Amid Silika Kolon Dolgu materyallerinin Sentezi ve HPLC ile Nükleotidlerin Ayrılmasında Kullanılması Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Saba Samatya 2, Berrin Ziyadanoğulları Synthesis of Amid Silica Stationary Phase Containing Different Polar Groups and Separation of Nucleotides by HPLC Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Saba Samatya 2, Berrin Ziyadanoğulları Headspace Sampler GC/MSD Kullanılarak Bal da Naftalin Tayini İbrahim Kıvrak, Şeyda Kıvrak, Mansur Harmandar Detection of Naphthalene in Honey via Headspace Sampler GC/MSD İbrahim Kıvrak, Şeyda Kıvrak, Mansur Harmandar Suyun Elektrolizinden Hidrojen Gazı Üretimi için Yeni Bir Yöntem Geliştirilmesi... 98

9 İkbal Koyuncu 1, Enise Kahraman Development of a New Method for Hydrogen Gas Production from Electrolysis of Water İkbal Koyuncu 1, Enise Kahraman Nanotüp-Silika Hirbit Dolgu Materyali ile Bitki Büyüme Düzenleyicilerinin Polar Faz Sıvı Kromatografi ile Ayrılması ve Kantitatif Tayini Kadir Serdar Çelik, Hayriye Aral, Tarık Aral, Giray Topal Nanotube - Silica Hybrid Polar Phase Material and Plant Growth Regulators Separation and Quantitative Determination by Liquid Chromatography Kadir Serdar Çelik 1, Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Giray Topal Silica Gel Tabanlı Yeni Bir Dolgu Maddesi ile Th (IV) ve Sm (V) in Önderiştirmesi ve Çözeltiden Ayrılmasında Kullanılması Kadir Serdar Çelik 1*, Hayriye Aral 1, Elif Varhan Oral 2, Berrin Ziyadanoğulları 2, Recep Ziyadanoğulları Pre-concentration of Th (IV) and Sm (V) by a New Silica Gel-based Filler and Its Use in Extraction Kadir Serdar Çelik 1*, Hayriye Aral 1, Elif Varhan Oral 2, Berrin Ziyadanoğulları 2, Recep Ziyadanoğulları Kurşun Elektrotun Sülfürik Asit Çözeltisinde Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Koray B. Dönmez 1, Metin Gençten 1, Yücel Şahin 1, Kadir Pekmez 2, Ender Suvacı Investigation of Electrochemical Behavior of the Lead Electrode in Sulfuric Acid Solutions Koray B. Dönmez 1, Metin Gençten 1, Yücel Şahin 1, Kadir Pekmez 2, Ender Suvacı Bazı Taze ve Dondurulmuş Meyvelerin Antioksidan Kapasitelerinin Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi Kubilay Güçlü, Mustafa Özyürek, Özge Özkars, Reşat Apak The Comparative Investigation of the Antioxidant Capacities of Some Fresh and Frozen Fruits Kubilay Güçlü, Mustafa Özyürek, Özge Özkars, Reşat Apak Alkollü İçeceklerde Glikoz Tayini için Kompozit Glikoz Biyosensörünün Geliştirilmesi Meliha Çubukçu 1,2, Yeliz Yavuz 1, Ülkü Anık A Composite Glucose Biosensor for Glucose Detection in Alcoholic Beverages Meliha Çubukçu 1,2, Yeliz Yavuz 1, Ülkü Anık Tek Kullanımlık Farklı Türde Yüzey Baskılı Elektrotlar ile Akışa Enjeksiyon Analiz Sistemi Kullanılarak NADH nin Amperometrik Olarak Tayin Edilmesi Melike Şahin 1, Erol Ayrancı Amperometric Detection of NADH Using Flow-Injection Analysis System With Disposable Screen-Printed Electrodes of Different Types Melike Şahin 1, Erol Ayrancı Bazı Metal Alaşımlarının Elektrokimyasal Sentezi ve Lityum İyon Pil Anot Materyali Olarak Kullanılmalarının İncelenmesi Muhammet Arpacık, 1 Mustafa Biçer, 1 ilkay Şişman Electrochemical Synthesis of Some Metal Alloys and Investigation of Using Them as a Lithium-Ion Battery Anode Material Muhammet Arpacik, 1 Mustafa Biçer, 1 ilkay Şişman

10 Üzümlerde Kullanılan Pestisit Kalıntı Miktarlarının Zamana ve Daldırma Çözeltisine Bağlı Değişimi Mustafa Cittan, Ali Çelik, Kenan Dost, Mertcan Öksüz Variation of Pesticide Residue Levels on Grapes Depending on Time and Immersing Solution Mustafa Cittan, Ali Çelik, Kenan Dost, Mertcan Öksüz Sefaperazon İlaç Etken Maddesinin ve Bazı Geçiş Metal Komplekslerinin DNA ile Etkileşiminin İncelenmesi Mustafa Çeşme, Ayşegül Gölcü Investigation of Interaction Between DNA and Cefoperazone, and Its Metal Complexes Mustafa Çeşme, Ayşegül Gölcü Tiyollerin Hidroksil Radikali Süpürme Aktivitelerinin Ölçümü için Tereftalat Problu Yeni Bir Spektroskopik Sensör Geliştirilmesi Mustafa Özyürek, Burcu Bekdeşer, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Development of a Novel Spectroscopic Sensor for the Hydroxyl Radical Scavenging Activity Measurement of Thiols with a Terepht halate Probe Mustafa Özyürek, Burcu Bekdeşer, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Elektrot Yüzeylerinin Modifikasyonu ve Biyolojik Uygulamalarının Araştırılması Mutahire Tok 1, Esra Bilici 1, Yasemin Öztekin 1,2, Zafer Yazıcıgil 1, Arunas Ramanavicius 2, The Modification of Electrode Surfaces and Investigation of Their Biological Applications Mutahire Tok 1, Esra Bilici 1, Yasemin Öztekin 1,2, Zafer Yazıcıgil 1, Arunas Ramanavicius 2, Pt 3Co Nano Elektrokatalizörünün Mikrodalga Destekli Sentezi ve Oksijen İndirgenmeTepkimesinin Sıcaklığa Bağlı Olarak Elektrokimyasal Karakterizasyonu Nihat Ege Şahin, Figen Kadırgan Microwave Assisted Synthesis and Electrochemical Characterization of Temperature Dependence ORR Catalytic Activity on Pt 3Co Electrocatalyst Nihat Ege Şahin 1 Figen Kadırgan PEM Yakıt Hücrelerine Yönelik Pt Sn Ni/C Nano Elektro katalizörlerinde Oksijen İndirgenmesinin Kinetik ve Mekanizmasının Elektrokimyasal Analizi Nihat Ege Şahin 1, Teko Napporn 2, Jean-Michel Leger 2, Figen Kadırgan 3* Electrochemical Analysis of the Kinetics and Mechanism of Oxygen Reduction on PtSnNi/C Nano Electrocatalysts for PEM Fuel Cells Nihat Ege Şahin 1,Teko Napporn 2,Jean-Michel Leger 2, Figen Kadırgan 3* Tiyol Grubu Antioksidanlara Duyarlı Altın Nanoparçacık Esaslı Sensör Geliştirilmesi Nilay Güngör, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Sefa Baki, Reşat Apak Development of Gold Nanoparticle Sensor Sensitive to Thiol Group Antioxidants Nilay Güngör, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Sefa Baki, Reşat Apak Şeker Pancarı Küspesinden Düşük Sıcaklıkta Elde Edilen Katı Ürün Kullanılarak Fenol Gideriminin Araştırılması Nurgül Özbay 1, Eylem Önal 1, Adife Şeyda Yargiç 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin Investigation of Phenol Removal Using Solid Product Produced from Sugar Beet Pulp at Low Temperature

11 Nurgül Özbay 1, Eylem Önal 1, Adife Şeyda Yargıç 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin Sulu Çözeltilerden Remazol Red Boyarmaddesinin Biyosorpsiyon Yöntemi ile Giderimi Nurgül Özbay 1, Fatih Gözükızıl 2, Erdal Eren Removal of Remazol Red Dye From Aqueous Solutions by Using Biosorption Method Nurgül Özbay 1, Fatih Gözükızıl 2, Erdal Eren Toplam Antioksidan Kapasite Tayini için Gümüş Nanoparçacık Esaslı Yöntem Geliştirilmesi Sefa Baki, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Nilay Güngör, Reşat Apak Development of Silver Nanoparticle-Based Method for the Determination of Total Antioxidant Capacity Sefa Baki, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Nilay Güngör, Reşat Apak Bizmut Film Elektrot (Bi-FE) kullanılarak Kare Dalga Voltammetrisi ile Portakal Örneklerinde Ağır Metal Tayini Sema Aslan 1, Ülkü Anık Determination Of Heavy Metal In Orange Samples By Using Bismuth Film Elektrot (Bi-FE) By Square Wave Voltammetry Sema Aslan 1, Ülkü Anık MnO 2 Modifiye GCPE ile Askorbik Asit Tayini Serdar Çevik 1, Oğuz Akpolat 1, Ülkü Anık Ascorbic Acid Detection with MnO 2 Modified GCPE Serdar Çevik 1, Oğuz Akpolat 1, Ülkü Anık Doğal Alünit den Manyetik Adsorbana Sibel Tunalı Akar 1, Yasemin Yetimoglu Balk 1, Okan Tuna From Natural Alunite to Magnetic Adsorbent Sibel Tunali Akar 1, Yasemin Yetimoglu Balk 1, Okan Tuna Sentetik Suların Renk Giderimi için Kalsine Montmorillonitten Hazırlanan Doğal Bir Adsorban Sibel Tunalı Akar 1, Yasemin Yetimoglu Balk 1, Pelin Zeybek 1, Sevin Surcan A Natural Adsorbent Prepared From Calcination of Montmorillonite For Decolorization of Synthetic Waters Sibel Tunalı Akar 1, Yasemin Yetimoğlu Balk 1, Pelin Zeybek 1, Sevin Surcan Bazı Gıdalarda Pestisit Kalıntı Düzeyinin Tespitinde, Hızlı ve Çoklu Kalıntı Analiz Yöntemlerinin Geliştirilmesi Şeyda Kıvrak, İbrahim Kıvrak, Mansur Harmandar Development of Rapid and Multi Residue Analysis for the Detection of Pesticide Residue Level Techniques for Foods Şeyda Kıvrak, İbrahim Kıvrak, Mansur Harmandar UPLC-MS/MS Cihazı Kullanılarak Bal Numunelerinde Tetrasiklin ve Sülfonamid Gurubu Antibiyotik Kalıntılarının Tayini Şeyda Kıvrak, İbrahim Kıvrak, Mansur Harmandar

12 Detection of Tetracycline and Sulfonamide Group of Antibiotics Residue in Honey using UPLC-MS/MS Şeyda Kıvrak, İbrahim Kıvrak, Mansur Harmandar Konserve ve Taze Gıda Örneklerinde Ağır Metal Tayini: Anodik Sıyırma ve Atomik Absorbsiyon Spektroskopi Metodları Şeyma İrem Tatar 1, Neylan Dirilgen Trace Metal Analysis in Canned and Fresh Food Samples by Anodic Stripping Voltammetry and Atomic Absorption Spectroscopy Şeyma İrem Tatar 1, Neylan Dirilgen Modifiye Fındık Kabukları ve Metal (II) iyonları Adsorpsiyon Çalışmaları Türkan Altun 1, Erol Pehlivan 1* Modified Hazelnut Shells and Investigation of Adsorption of Metal (II) Ions Türkan Altun, Erol Pehlivan * Potansiyometrik Titrasyon Metoduyla Fused Yapıda Pirolidin Halkası Bulunduran Tiyohidantoin Türevi Bisiklik Halka Sistemlerinin İyonizasyon Sabitlerinin İncel enmesi Yahya Nural, 1 Samet Belveren, 1 H. Ali Döndaş 1, Investigation of Dissociation Constants of Some Fused Ring Bicyclic Thiohydantoin-Pyrrolidine Derivatives by Potentiometry Yahya Nural, 1 Samet Belveren, 1 H. Ali Döndaş 1, Köyceğiz Gölü Sedimentinde Fosfor Fraksiyonları ve Fosforun Göle Salınım Potansiyelinin Araştırılması Yalçın Şahin 1, Ahmet Demirak 1, Feyyaz Keskin A Research on Phosphorus Fractions in Sediment of Lake Köyceğiz, and its Potential Release into Lake Yalçın Şahin 1, Ahmet Demirak 1, Feyyaz Keskin Lanaset Kırmızısı G Tekstil Boyasının Sulu Ortamdan Elektrokimyasal Yöntemle Giderilmesi Yavuz Sürme 1, Raşit Fikret Yılmaz, Kadriye Kayakırılmaz Removal of Lanaset Red G Textile Dye from Aqueous Medium by Electrochemical Method Yavuz Sürme 1, Raşit Fikret Yılmaz, Kadriye Kayakırılmaz Elektrokimyasal Metal Oksit Sentezi Yeşim Hanedar 1, Fatma Nişancı 1, Tuba Öznülüer 1, Ümit Demir Electrochemical Synthesis of Metal Oxide Yeşim Hanedar 1, Fatma Nişancı 1, Tuba Öznülüer 1, Ümit Demir Moleküler Baskılanmış Polipirolle Modifiyeli İmpedimetrik Klorpirifos Sensörü Zihni Onur Uygun, Yusuf Dilgin Moleculary Imprinted Polypyrrole Modified Impedimetric Sensor For Chlorpyrifos Detection Zihni Onur Uygun, Yusuf Dilgin Batı Raman Ve Garzan Sahasında İki Üretim Kuyusunda Oluşan Scale Nedenlerinin Araştırılması Ve Uygulanabilecek İnhibitörlerin Performans Testlerinin Karşılaştırılması

13 Beril Araç 1, Fahri Dikmen 1,Serhan Tanrısınıbilir 1, Ender Taptık 1,Hasan Kaya 1 S. Esra Yıldırım Investigation of Scale Formation at Two Production Wells in West Raman and Garzan Area and Aplicable Inhibitors Performance Test Comparison Beril Araç 1, Fahri Dikmen 1, Serhan Tanrısınıbilir 1, Ender Taptık 1, Hasan Kaya S. Esra Yıldırım ,4'-metilendianilin in Susuz Ortamda Platin Elektrot Yüzeyine Modifiye Edilerek Elektrokimyasal ve Spektroelektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Ayşen Demir Mülazımoğlu 1, Ecir Yılmaz 1 Ve Bedrettin Mercimek 1, MABDAS ın GC Yüzeyine Modifiye Edilerek Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi, Modifiye Elektrot un Fenol Miktarının Kantitatif Tayininde Kullanılabilirliğinin Araştırılması Ayşen Demir Mülazımoğlu 1, İbrahim Ender Mülazımoğlu 1 ve Bedrettin Mercimek 1, Batı Raman ve Garzan Sahasında İki Üretim Kuyusunda Oluşan Scale Nedenlerinin Araştırılması ve Anadolu Helichrysum Taksonları Flavonoid İçeriklerinin Çok Dedektörlü Eş-Zamanlı HPLC Analizi; Bölüm 1 Helichrysumaranarium (L.) Moench Alt türleri Bintuğ Öztürk 1, Leyla Bayram Kılınc 2, Ulvi Zeybek 1, Emrah Kılınc Çay Paketleme İşletmelerinin Atıkları ile Sulardan Krom Giderilmesi Burak Mungan 1,Y. Volkan Arıncı 1, A. Nursen İpekoğlu Siyah Çayların Organik Asit İçerikleri ve Antioksidan Kapasiteleri Güler Çelik 1, Dilek Dülger 2, Sibel Taşkesen, Yasemin Şahan Determination of Sulfite in Water and Dried Fruit Samples by Dispersive Liquid Liquid Microextraction Combined with UV Vis Fiber Optic Linear Array Spectrophotometry Hayati Filik and Gamze Çetintaş Managing the Various Chemical Pollutants in the River Sateska Which Flows to Lake Ohrid Idriz Bilali 1, Besa Dalipi 2, Melika Semo Zace Farklı Optik Özellikli Demir Oksit Nanopartiküllerinin Hazırlanması ve Sensör Uygulamaları İbrahim Y. Erdoğan, Güllüzar Demir Fe 2O 3 ve -Fe 2O 3 Nanopartiküllerinin Faz ve Boyut Değişimlerinin İncelenmesi İbrahim Y. Erdoğan, Güllüzar Demir N ve S Katkılandırması ile TiO 2 in Fotokatalitik Aktivitesinin Artırılması Mehmet Keleş Önen, Ahmet Balcı Organik Madde ( N-cetyl-N,N,N-trimethylammonium bromide) Katkılandırması ile TiO 2 in Fotokatalitik Aktivitesinin Artırılması Mehmet Keleş Önen, Erdal Yıldırım, Ahmet Balcı Ammonia Nitrogen Loads and Antropogenic Factor of the Water from Golema River and the Littoral of it s Delta Melika Semo Zace, Nedim Ozdemır Hidrür Oluşturma-Atomik Absorpsiyon Spektrofotometrisi (Hg-AAS) İle Selenyum Tayini Ve Türlemesi Muhammet Karabaş 1, İbrahim Kula

14 Pb 1-xSn xte İnce Filmlerinin Elektrokimyasal Sentezi ve Yapısal ve Optik Özelliklerinin İncelenmesi Mustafa Biçer, 1 Muhammet Arpacık, 1 Recep Ali Kumbasar, 1 ilkay Şişman Investigation of Synthetic Copolymers Capable of Interacting with Double-Stranded DNA Nadejda K. Davydova, 1 Olga E. Zaborina 1 and Kirill E. Zinoviev Hayvansal Kökenli Gıdalarda Organoklorlu Pestisit ve Poliklorlu Bifenil Kalıntılarının Analizi Özün Görel Manav, Muammer Kaplan Yeni Sentezlenen Kuarterner Amonyum Tuzlarının ve Modifikasyonlarıyla Hazırlanan Organokillerin Antimikrobiyal Aktiviteleri Serhat Uzan 1, Sevilemen Tanrıkut 1, Haluk Aydın 2, Murat Kızıl 2, Halil Hoşgören

15

16

17 Çağrılı Konuşmacılar Invited Lecturers 1

18 Yeni Heterosiklik Bileşiklerin Tasarımı ve Sentezi: Açil Azidler ve Aminoalkinlerin Metal Katalizörlerle Siklizasyonu Metin Balcı Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye Pirol, indol ve benzoazepinler doğal ürünlerin önemli bir kısmını içermekle birlikte geniş bir yelpazede biyolojik aktivite göstermektedirler. Hedefimiz bu iskelet yapısına sahip bileşikleri, aromatik (benze n, pirol, piridin, pirol, tiyofen, furan) bisaçil azidlerin Curtius düzenlenmesi sonucu oluşan bisizosiyanatların intramoleküler siklizasyonu ile sentezlemektir. Diizosiyanatların sentezlenemediği durumlarda, aşağıdaki şemada gösterildiği gibi, ilgili monoizosiyanatlar başlangıç bileşikleri olarak kullanıldı. Bu yöntemin benzen ve diğer heterosiklik aromatik bileşiklere bağlı diasitlere uygulanması sonucunda yeni bir dizi heterosiklik bileşiğin sentezi geliştirildi [1-7]. Katalizli sikloizomerizasyon reaksiyonları çok çeşitli heterosiklik ve karbosiklik bileşiklerin sentezine uygulanan ve ılımlı koşullarda gerçekleşen en önemli yöntemlerden biridir. Çalışmanın bu bölümünde, bu yöntemin uygulanması ile elde edilen pirol-kondenze yeni heterosiklik bileşiklerin sentezi üzerinde durulacaktır. KAYNAKLAR [1] Özcan, S., Şahin, E., Balcı, M. Tetrahedron Lett., 2007, 48, [2] Özcan, S., Balci, M. Tetrahedron, 2008, 64, [3] Koza, G., Özcan, S., Şahin, E., Balci, M. Tetrahedron, 2009, 65, [4] Dengiz, Ç., Özcan, S., Şahin, E., Balcı, M. Synthesis, 2010, [5] Deliömeroglu, M. K., Özcan, S.; Balci, M. Arkivoc, 2010, [6] Koza, G., Karahan, E., Balci, M. Helv. Chim. Acta, 2010, 93, [7] Özcan S, Çağatay D, Deliömeroğlu KM, Şahin E, Balci M. Tetrahedron Lett. 2011, 52,

19 Design and Synthesis of New Heterocyclic Compounds: Acyl Azides and Metal-Catalyzed Cyclization of Aminoalkynes Metin Balcı Department of Chemistry, Middle East Technical University, Ankara, Turkey Pyrroles, indoles, benzoazepines represent an important class of naturally occurring compounds that display a wide range of biological activities. Our plan for the construction of the desired heterocyclic ring systems involved an intramolecular cyclization reaction of the aromatic (benzene, furan, pyrrole, pyridine, thiophene furan etc.) diisocyanates, which can be generated by Curtius reaction of the corresponding diazides. In cases, where the synthesis of diisocyanates was filed, the corresoonding monoisocyanates were used as shown below. Application of this methodology to various diacids attached to benzene or heteroaromatic systems opened up an entry to the synthesis of various new heterocycles with new skeletone [1-7]. Catalyzed cycloisomerization reactions have also emerged as a powerful methods to construct a diverse array of hetero- and carbocyclic motifs under generally mild conditions using straightforward procedures. In this part we describe the synthesis of varios pyrrole -condenzed new heterocyclic compounds. REFERENCES [1] Özcan, S., Şahin, E., Balcı, M. Tetrahedron Lett., 2007, 48, [2] Özcan, S., Balci, M. Tetrahedron, 2008, 64, [3] Koza, G., Özcan, S., Şahin, E., Balci, M. Tetrahedron, 2009, 65, [4] Dengiz, Ç., Özcan, S., Şahin, E., Balcı, M. Synthesis, 2010, [5] Deliömeroglu, M. K., Özcan, S.; Balci, M. Arkivoc, 2010, [6] Koza, G., Karahan, E., Balci, M. Helv. Chim. Acta, 2010, 93, [7] Özcan S, Çağatay D, Deliömeroğlu K. M, Şahin E, Balci M. Tetrahedron Lett. 2011, 52,

20 Amin Boranlardan Hidrojen Üretimini Katalizleyen Geçiş Metal Nanokümeleri Saim Özkâr Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, Ankara Geleceğin hidrojen depolama malzemesi olarak değerlendirilen bor bileşikleri ile ilgili en önemli uygulama sorunu, yakıt hücreleri için gerekli olan hidrojenin hızlı ve kontrollü üretimidir. Bor bileşiklerinden hidrojen üretimi, katalitik solvoliz veya dehidrojenlenme ile gerçekleştirilebilir. Uygulamadaki kolaylığı nedeniyle, bu tepkimelerde heterojen katalizörler yeğlenmektedir. Ancak heterojen katalizörün etkinliği, yüzey alanı ile sınırlıdır. Çünkü metal atomlarının çok küçük bir kısmı yüzeydedir ve tep ken molekülleri ancak bunlara ulaşılabilir. Yüzey alanını artırmanın etkin bir yolu, belirli boyutta metal nanokümelerinin katalizör olarak kullanılmasıdır. Bu konuşmada, etkinliği yüksek ve uzun ömürlü geçiş metal (0) nanokümelerinin bor bileşiklerinden hidrojen üretiminde katalizör olarak kullanımı anlatılacaktır. Uygun bir metal bileşiğinin anyonik veya polimerik kararlılaştırıcı eşliğinde indirgenmesi ile oluşturulan bir kaç nanometre boyutundaki geçiş metal (0) nanokümeleri, amin boranların hidrolizin de yüksek katalitik etkinlik göstermektedir. PVP ile kararlılaştırılmış, sırasıyla 2.4 ± 1.2 ve 3.2 ± 0.5 nm büyüklüğündeki Ru (0) ve Pd (0) nanokümeleri, amonyak boranın metanolizinde etkinliği yüksek katalizörlerdir. Amonyak boranın 25 ºC deki metanolizinden hidrojen üretiminde Ru (0) nanokümeleri 25 saatte çevrim sağlarken, Pd (0) nanokümeleri 27 saatte çevrim vermektedir. Oktanoat anyonu ile kararlılaştırılmış 1.9 ± 0.6 nm büyüklüğündeki Rh (0) nanokümeleri amonyak boranın dehidrojenlenmesinde yüksek etkinlik gösterirken, hekzanoat anyonu ile kararlılaştırılmış 2.1 ± 0.6 nm büyüklüğündeki Rh (0) nanokümeleri dimetilamin boranın dehidrojenlenmesini katalizlemektedir. Hidrojenfosfat anyonu ile kararlılaştırılmış 2.9 ± 0.9 nm büyüklüğündeki Ru (0) nanokümeleri dimetilamin boranın hidrolizinde oldukça yüksek etkinlik göstermektedir: Oda sıcaklığında sağladığı başlangıç çevrim frekansı 500 h -1 ve toplam çevrim sayısı ise dür. [Rh (cod )Cl] 2 bileşiğinin hidrazin boran ile indirgenmesinden elde edilen poliamino boranla kararlılaştırılmış yeni tür Rh (0) nanokümeleri amonyak boranın 25 ºC deki hidrolizinde bilinen en etkin katalizördür. Bor bileşiklerinden hidrojen üretimindeki katalitik etkinlik, nanokümeler zeolitin düzenli ve küçük gözenekleri içerisinde oluşturularak daha da artırılabilir. Zeolit Y nin 1.3 nm çapındaki gözeneklerinde geçiş metal iyonlarının indirgenmesi ile oluşturulan kobalt (0 ), nikel (0 ), rutenyum (0) ve rodyum (0) nano kümeleri, oda sıcaklığında amonyak boranın hidrolizinde çok etkin katalizörlerdir. Etkinliği yüksek, uzun ömürlü katalizör olarak geçiş metal (0) nanokümelerinin bor bileşiklerinin dehidrojenlenmesinde kullanılması, yakıt hücresi uygulamalarında güvenli, hızlı ve kontrollü hidrojen sağlanması için değerlendirilmesi gereken bir seçenek olarak görülmektedir. 4

21 Transition Metal Nanoparticles as Catalyst in Hydrogen Generation from Amine Boranes Saim Özkâr Department of Chemistry, Middle East Technical University, Ankara, Turkey Boron based compounds have been considered as potential hydrogen storage materials, whereby the key issue is the controllable and fast generation of clean hydrogen for fuel cell applications. The hydrogen generation from such materials can be achieved by catalytic solvolysis or dehydrogenation. Heterogeneous catalysts are preferentially used in these reactions for practical applications. However, the catalytic activity in heterogeneous catalysis is restricted by surface area or, more specifically, by the fraction of catalytically active sites on the catalyst surface which are available for the substrate molecules. An efficient way of increasing the surface area is the use of nanoparticles with controllable size and size distribution. Here, it will be presented that the transition metal (0) nanoparticles can be employed as highly active and long-lived catalyst in hydrogen generation from the boron based hydrogen storage materials. Transition metal (0) nanoparticles were prepared from reduction of the respective precursor metal salt in the presence of anionic or polymeric stabilizer. All of the transition metal (0) nanoparticles prepared in narrow size range of a few nanometers show very high catalytic activity in hydrogen generation from the solvolysis of amine boranes at 25 C. PVP-stabilized Ru (0) and Pd (0) nanoclusters with an average particle size of 2.4 ± 1.2 and 3.2 ± 0.5 nm, respectively, are also highly active and long-lived catalyst in the methanolysis of ammonia borane. Ru (0) nanoclusters provide turnovers over 25 h while Pd (0) nanoclusters provide turnovers over 27 h in hydrogen generation from the methanolysis of ammonia borane at 25 C. Rh (0) nanoclusters of 1.9 ± 0.6 or 2.1 ± 0.6 nm size stabilized by tert-butylammonium octanoate or dimethylammonium hexanoate are superb catalyst in dehydrogenation of ammonia-borane or dimethylamine borane at 25 C, respectively. Ru (0) nanoparticles of 2.9 ± 0.9 nm size stabilized by hydrogen phosphate anion are highly active catalyst in the generation of 3.0 equivalent hydrogen per dimethylamine borane through its hydrolysis providing an initial TOF value of 500 h -1 and exceptional catalytic lifetime (TTO = ) at 25 C. A new type of supported Rh (0) nanoparticles were prepared from the hydrazine borane reduction of [Rh (cod )Cl] 2 within the framework of a polyaminoborane support and found to be the most active supported catalyst in the hydrolysis of ammonia borane at 25 C. Further enhancement in catalytic activity of transition metal (0) nanoclusters in hydrogen generation from boron based compounds could be achieved by preparing them within the highly ordered void spaces of zeolite. Intrazeolite cobalt (0 ), nickel (0 ), ruthenium (0 ), and rhodium (0) nanoclusters, prepared from the reduction of transition metal ions within the 1.3 nm size supercages of zeolite -Y, are very active catalyst in hydrogen generation from the hydrolysis of ammonia-borane at room temperature. The use of transition metal (0) nanoclusters as highly active and long-lived catalyst in hydrogen generation provides a safe way of controllable and fast generation of clean hydrogen for fuel cell applications. 5

22 Türk Kimya Sanayi Timur Erk Türk kimya endüstrisi, ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya -vernik, sentetik elyaf, soda gibi çeşitli kimyasal hammadde ve tüketim ürünlerinin üretiminin gerçekleştirildiği tesislerden oluşmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren firmalar ölçek ve sermaye kaynakları açısından farklılık göstermektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmaların önemli bir kısmı küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmakla birlikte, büyük ölçekli firmalar ile çok uluslu şirketler de faaliyet göstermektedir. Türk kimya sanayinin 2011 yılı TÜİK verilerine göre ithalatı 37,7 milyar ABD doları iken ihracatı 13 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu da Türk Kimya Sanayinin hammadde ve teknoloji bakımından dışa bağımlı bir sektör olduğunu ve bu itibarla kimya sanayinde ithal ikamesi mahiyetinde yatırımlar yapılmasının önümüzdeki yıllarda büyük önem taşıdığını göstermektedir. Kimya sanayi, lojistik önemi açısından çoğunlukla ülkenin kıyı bölgelerinde lokalize olmuştur. Petrol ve petrol ürünleri, deterjan, sabun, ilaç kimyasalları, boya gibi ürünleri üreten kimya firmalarının çoğu Marmara Bölgesinin üç büyük sanayi ili olan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya da, Ege Bölgesinde İzmir de yerleşim gösterirken; gübre ve petrol ürünleri firmalarının çoğu Akdeniz Bölgesinde toplanmıştır. Ayrıca Akdeniz Bölgesinde ana ham maddelerden olan soda, bikromat gibi önemli üretim merkezleri de bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesinde ise yine gübre fabrikaları göze çarpmaktadır. Yapılacak sunumda, 61.Hükümetin 2023 hedefleri olan dünya ekonomisinde 10.cu sıraya yükselmek, 500 milyar dolar ihracat yapılabilmesi için kimya sanayinin hangi büyüklüklere ulaşması konusu irdelenecektir. 6

23 Turkish Chemical Industry Timur Erk Turkish chemical industry, mainly in the petrochemical, soaps, detergents, fertilizers, pesticides, paint, varnish, synthetic fiber, such as soda ash is composed of a variety of chemical raw materials and consumer goods production plants was carried out. Companies operating in the sector in terms of scale and capital resources vary. An important part of the companies operating in the sector is composed of small and medium-sized enterprises, the large-scale companies and multinationals operating. According to data from TSI, the Turkish chemical industry imports 37.7 billion U.S. dollars in 2011, while exports amounted to U.S. $ 13 billion. This is dependent on the Turkish chemical industry, a sector in terms of raw materials and technology, and hence the nature of the chemical industry investment in import substitution conduct shows of great importance in the coming years. Chemical industry, in terms of the importance of logistics has been localized mainly in coastal areas of the country. Petroleum and petroleum products, detergents, soaps, pharmaceutical chemicals, chemical companies producing products such as paint most of the three major industrial city of Marmara, Istanbul, Kocaeli and Sakarya, Izmir, in the Aegean region showing settlements, fertilizer and petroleum products, many companies in the Mediterranean Region were collected. In addition, the main raw materials in the Mediterranean Region soda, bichromate such as the production centers. Fertilizer factories in the Black Sea region still outstanding. During presentation, which performance must show the chemical industry in order to catch 61.Govennement target s which are being 10th economy in the world and having an export $ 500 billion in 2023, will be discussed. 7

24 Bileşik Yarı İletkenlerin Atomik Boyut Kontrollü Elektrokimyasal Sentezi ve Karakterizasyonu Ümit Demir Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Bileşik yarı iletkenlerde optik, elektronik ve termoelektrik özellikler yarı iletken malzemenin boyutunun bir fonksiyonu olup nanoboyutdaki özellikleri kuantum sınırlamadan dolayı yığın özelliklerinden oldukça farklıdır [1]. Bu nedenle bileşik yarı iletken temelli malzemelerin boyut kontrollü sentez metotlarının geliştirilmesi için yapılan araştırma sayısı son yıllarda oldukça artmıştır. Bu metotlar arasında, ucuzluk, uygulanabilirlik ve kontrol edilebilirlik bakımından elektrokimyasal metotlar umut vadetmektedir. Ancak geleneksel elektrokimyasal metotlar ile sentezlenen malzemeler, günümüz teknolojisinin gereksinimlerini karşılayacak nitelikte görünmemektedir. Son zamanlarda grubumuz, çoğu bileşik yarı iletkenin yüksek kalitede ve istenilen boyutta sentezlenmesine olanak sağlayan yeni bir elektrokimyasal metot geliştirmiştir[2,3]. Geliştirilen elektrokimyasal metot bileşik yarı iletkeni oluşturan türlerin aynı çözeltiden eş zamanlı olarak potansiyel altı depozisyon (UPD) esasına dayanmaktadır. Bu metotta, bileşik yarı iletkeni oluşturan türlerden birisi kompleksleştirilerek diğer türler ile reaksiyona girip çökelek oluşturmaması sağlanır. Bileşiği oluşturan iki türün ortak UPD potansiyeli kullanılarak, çözelti ve potansiyel değiştirilmeden elektrot yüzeyinde atomlar halinde elektrokimyasal depozisyon yapılır. Oldukça basit ve etkili olan bu yöntem ile yüksek derecede kristal formda ve tercihli yönlenmiş, istenilen boyutlarda bileşik yarı iletkenler sentezlemek mümkün olmaktadır. Bu metot, PbS, PbTe, ZnS, CdS, CdTe, Bi 3Te 2, Sb 2Te 3 ve (Bi xsb 1-x ) 2Te 3 gibi ikili ve üçlü kalkojenit türü birçok bileşik yarı iletken sentezinde tarafımızdan başarılı bir şekilde uygulanmıştır [4-6]. Sentezlenen malzemeler, X-ışını kırınımı (XRD ), taramalı tünelleme mikroskop (STM ), atomik kuvvet mikroskop (AFM ), enerji d ağılımlı spektroskopi (EDS ), X-ışını fotoelektron spektroskopi (XPS ), UV-Görünür-NIR absorpsiyon spektroskopi ve Fourier transform infrared (FTIR) spektroskopi teknikleri ile karakterize edilmişlerdir. Atomik boyut kontrollü bileşik yarı iletkenlerin sentezlenmesine imkân veren bu yeni elektrokimyasal teknik, birkaç nanometre kalınlıkta ince filmlerin sentezlenmesinde, bazı çok kompleks sistemlerin bileşik yarı iletken malzeme ile nanometre kalınlıkta kaplanmasında [7,8], ve lithografik olarak oluşturulan kalıpların içerisine, istenilen boyutlarda ve bant enerji aralığına sahip malzemelerin elektrokimyasal olarak depozit edilmesinde kullanılmaya başlanmıştır [9]. KAYNAKLAR [1] Ronsencher, E., Fiore, A., Vinter, B., Berger, V. Bois, P., Nagle, J., Science 271, 168, [2] Öznülüer, T., Erdoğan, İ., Şişman, İ., Demir, Ü. Chem. Mater., 17, 935, [3] Alanyalıoğlu, M., Bayrakçeken, F., Demir, Ü. Electrochim. Acta 54 (26 ), 6554, [4] Öznülüer, T., Erdoğan, I., Demir, Ü. Langmuir 22 (9 ), 4415, [5] Şişman, İ., Alanyalıoğlu, M., Demir, Ü. J. Phys. Chem. C, 111 (6 ), 2670, [6] Erdoğan. İY., Demir Ü. Electrochim. Acta 56, 2385, (2011 ) [7] Zhu, W., Liu, X., Liu, H., Tong, D., Yang, J.,Peng, J. J. Am. Chem. Soc., 132 (36 ), 12619, [8] Gu, C., Xu, H., Park, M., Shannon, C. Langmuir 25, 410, [9] Nişancı, FB., Demir,Ü. Langmuir 28 (22 ), 8571,

25 Atomic Size-Controlled Electrochemical Synthesis and Characterization of Compound Semiconductors Ümit Demir Atatürk University Faculty of Sciences Department of Chemistry Optical, electronic, and thermoelectric properties of compound semiconductors are a function of the size of the nanostructured semiconductor and the bulk properties are quite different from the nano-scale properties due to quantum confinement effect [1]. Therefore, the number of research for the development of size-controlled synthesis methods of compound semiconductor-based materials has increased considerably in recent years. Among these methods, electrochemical techniques are promising in terms of feasibility, controllability and cheapness. Materials synthesized by conventional electrochemical methods, however, do not seem to meet the requirements of today's technology. Our group has recently developed a new electrochemical method which allows the synthesis of high quality compound semiconductor materials with desired dimensions [2,3]. The developed electrochemical method is based on simultaneous underpotential deposition (UPD) of precursors that make up the compound semiconductors from the same solution. In this method, one of the species is converted to its complex form; therefore it does not react with the other species to form precipitate in the same solution. Electrochemical deposition is carried out at the electrode surface by atomby-atom using the common UPD potential of both species without changing the solution and switching the deposition potentials. The practical and size-controlled synthesis method allows the synthesis of compound semiconducting materials with a preferentially oriented and highly crystalline form. This method has been successfully applied for the fabrication of many binary and ternary chalcogenides such as PbS, PbTe, ZnS, CdS, CdTe, Bi 3Te 2, Sb 2Te 3 and (Bi xsb 1-x ) 2Te 3 by our research group [4-6]. The synthesized materials were characterized by X-ray diffraction (XRD ), scanning tunneling microscopy (STM ), atomic force microscopy (AFM ), energy dispersive spectroscopy (EDS ), X-ray photoelectron spectroscopy (XPS ), and UV-Visible-NIR absorption spectroscopy, and Fourier transform infrared (FTIR) spectroscopy techniques. This new technique, that allows the atomic-size-controlled synthesis of compound semiconductor, has been used to synthesize thin films in a few nanometers thick, for coating of some very complex systems with compound semiconductor material in nanometer scale [7,8], and for the electrochemical deposition of materials with desired band gap and sizes into lithographically generated patterns [9] from the same solution. REFERENCES [1] Ronsencher, E., Fiore, A., Vinter, B., Berger, V. Bois, P., Nagle, J., Science 271, 168, [2] Öznülüer, T., Erdoğan, İ., Şişman, İ. Demir, Ü. Chem. Mater., 17, 935, [3] Alanyalıoğlu, M., Bayrakçeken, F., Demir, Ü. Electrochim. Acta 54 (26 ), 6554, [4] Öznülüer, T., Erdoğan, I., Demir, Ü. Langmuir 22 (9 ), 4415, [5] Şişman, İ., Alanyalıoğlu, M., Demir, Ü. J. Phys. Chem. C, 111 (6 ), 2670, [6] Erdoğan. İY., Demir Ü. Electrochim. Acta 56, 2385, (2011 ) [7] Zhu, W., Liu, X., Liu, H., Tong, D., Yang, J., Peng, J. J. Am. Chem. Soc., 132 (36 ), 12619, [8] Gu, C., Xu, H., Park, M., Shannon, C. Langmuir 25, 410, [9] Nişancı, FB., Demir,Ü. Langmuir 28 (22 ), 8571,

26 Higher Education, Science and Technology: Imperatives for Socio-Economic Development Atta-ur-Rahman* and Iqbal Choudhary * H. E. J. Research Institute of Chemistry, International Center for Chemical and Biological Sciences, University of Karachi, Karachi 75270, Pakistan After my appointment as Minister of Science & Technology in 2000 and later Federal Minister/Chairman Higher Education Commission in 2002, I persuaded the government to give a 6000% increase in the budget of science & technology and 2400% increase in the budget of higher education. This allowed us to launch major self-funded programmes to uplift our universities, develop high level S&T manpower and focus on the triple challenges of access, quality and relevance in higher education. Pakistan has made remarkable progress during the period in higher education which has directly impacted scientific research. The increase in scientific research output is nothing short of spectacular 600 per cent increase in scientific publications in international journals and a similar increase in citations in the same period, after decades of stagnation. About 5,000 Ph.D. level scholarships were awarded for study in technologically advanced countries (largest programme ever in the developing world) with about 10 million rupees being spent on each student. Some 3,000 indigenous Ph.D. scholarships were also awarded. A Digital Library was established in Pakistan which is regarded as one of the best digital libraries anywhere in the world : Every student in every public sector university today has access to 45,000 textbooks and research monographs from 220 international publishers as well as to 25,000 international research journals completely free of charge. University enrolment has tripled it had reached to only 270,000 during the 56-year period from 1947 to 2003 but in the subsequent seven-year period from 2004 to 2010, it increased to about 810,000. There were only 59 universities and degree awarding institutes in the year 2001 in Pakist an. These grew to 137 such institutions by Pakistan has won four prestigious international awards in recognition of the rapid transformation in the higher education sector [1]. We have investigated several hundred terrestrial and marine plants for th eir chemical and biological significance and isolated and identified over 2000 compounds of which some 600 turned out to be new and novel constituents with interesting biological activity profiles. In order to optimize the chances of finding novel leads, extensive primary biological screenings and activity-guided fractionation and purification were carried out. State-of-the-art spectroscopic techniques, especially modern multi -dimensional NMR techniques, were utilized to elucidate the structures of bioactive natural molecules, rapidly and accurately. A selection of these results illustrated by their potential application to treat diseases such as epilepsy will be presented. REFERENCES [1] 10

27 Sözlü Sunumlar Oral Presentations 11

28 Kayısıda Kükürt Dioksit (SO 2) Sertifikalı Referans Malzemesi Üretimine Yönelik Çalışmalar Alper İşleyen, Fatma Akçadağ, Betül Arı, Burcu Binici, F. Gonca Coşkun, Adnan Şimşek TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) Kimya Grubu, Gebze, Kocaeli Çalışmanın amacı ülkemizde ve dünyada gıda kontrol laboratuvarlarınca gerçekleştirilen SO 2 tayinlerinin güvenilir ve metrolojik olarak izlenebilir olmasını güvence altına alacak kayısıda SO 2 sertifikalı referans malzemesinin üretilmesidir. Sülfitleyici maddeler, gıdaların üretimi ve saklanması sırasında yükseltgenme, bakteri oluşumunu engelleme ve enzimatik tepkimeleri kontrol altında tutmak amacı ile kullanılırlar [1,2]. SO 2, sodyum, potasyum veya kalsiyum sülfit, hidrojen sülfit, bisülfit ve metabisülfit sülfitleyici maddeler olarak bilinirler. Ülkemizin dünya lideri olduğu kuru kayısı üretiminde SO 2 özellikle ürünün dayanıklılığını arttırmak ve karakteristik altın sarısı rengini korumak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Sülfitlerin duyarlı kişilerde astım ve alerjik tepkimelere sebep olduğu belirlenmiş ve bunun üzerine g ıda maddelerinde sülfit miktarı yasal sınırlamalara tabi tutulmuştur. Avrupa mevzuatı ve Türk gıda kodeksine göre kuru kayısıda izin verilen SO 2 sınır değeri 2000 mg/kg' dır. Kayısılar, geleneksel olarak güneşte kurutulmadan önce, kapalı odalarda yakılan kükürt dumanına maruz bırakılmaktadır. Dumana maruz kalma süresi, kayısının türü, olgunluğu, kurutma ve saklama şartları gibi faktörler kayısıda SO 2 tutulması ve salınmasını etkilediğinden, bazı kayısılarda SO 2 düzeyi yasal sınır değerin çok üzerinde olabilmektedir [3,4]. Sertifikalı referans malzemeler laboratuvarlarca gerçekleştirilen ölçümlerin kalitesinin güvence altına alınması açısından çok önemlidirler. Bu çalışmada kayısıda SO 2 sertifikalı referans malzemesi üretimi süreçleri (planlama, fizibilite, ham maddenin işlenmesi, paketlenmesi, saklanması, homojenlik, kısa ve uzun dönem kararlılık ve karakterizasyon çalışmaları) ve bu süreçlerde elde edilen bulgular paylaşılacaktır. Çalışmanın bir diğer faydası enstitümüzde geliştirilecek ve metrolojik olarak izlenebilir olacak SO 2 tayin yöntemi sayesinde laboratuvarlarca yaygın olarak kullanılan diğer yöntemlerin güvenilirliğinin sınanabilecek olması ve bu yöntemlerin izlenebilirlik zincirine bağlanabilecek olmasıdır. KAYNAKLAR [1] Pizzoferrato, L., Di Lullo, G., Quattrucci, E. Food Chem 63, , [2] Fazio, T., Warner, C.R. Food Addit Contam 7, , [3] McBean, D. McG., Johnson, A. A., Pitt, J. I. J Food Sci 29, ,1964. [4] Stafford, A. E., Bolin H. R., J Food Sci 37, , AS-TR

29 Studies Towards the Production of a Certified Reference Material for Sulfur Dioxide (SO 2) in Apricot Alper İşleyen, Fatma Akçadağ, Betül Arı, Burcu Binici, F. Gonca Coşkun, Adnan Şimşek TÜBİTAK National Metrology Institude (UME ), Chemistry Group, Gebze, Kocaeli Aim of this study is to produce a SO 2 in apricot certified reference material which will secure the quality and metrological traceability of the SO 2 analysis performed by the food control laboratories all over the world. Sulfiting agents are generally used during production and storage of the food to prevent oxidation, bacteria formation and to control enzymatic reactions [1,2]. SO 2, sodium, potassium or calcium sulfite, hydrogen sulfite, bisulfite and metabisulfite are known as sulfiting agents. Turkey is the leading producer of dried apricot in the world and SO 2 is widely used in our country to increase the stability of the product and to keep the characteristic golden yellow color of the apricot. Studies showed that sulfites are causing asthyma and allergic reactions in sensitive people and due to this fact, the level of sulfites in food are limited with legal legislation. According to Europian legislation and Turkish food codex, the allowed limit value for SO 2 in dried apricot is 2000 mg/kg. Apricots are subjected to sulfur fumes in closed rooms before traditionally dried under the sun. Different time of gas insertion, type of apricots, maturity, drying and storage conditions affect the SO 2 absorption and desorption which results in higher levels of SO 2 than the legal limit value for some apricots [3,4]. Certified reference materials are very important to secure the quality of the measurements done by the laboratories. In this study, different stages of production of a SO 2 in apricot certified reference material (planning, feasibility, processing of the raw material, packaging, storage, homogeneity, short a nd long term stability and characterisation studies) and the results obtained up to date will be shared. Another advantage of the study will be the metrologically traceable method developed in our institude can be used to test the quality of the widely used methods by the laboratories and these methods can be linked to the metrological traceability chain with our methodology. REFERENCES [1] Pizzoferrato, L., Di Lullo, G., Quattrucci, E. Food Chem 63, , [2] Fazio, T., Warner, C.R. Food Addit Contam 7, , [3] McBean, D. McG., Johnson, A. A., Pitt, J. I. J Food Sci 29, ,1964. [4] Stafford, A. E., Bolin H. R., J Food Sci 37, , AS-EN

30 Ergene Havzası Ayçiçeği (Helianthus Annuus L.) Örneklerindeki Arsenik İçeriklerinin GFAAS ve HGAAS Ile Tayini Ayça Karasakal 1, Gülay Şeren 2, Yıldız Kalebaşı 2 1 Namık Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya AD 2 Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya AD Bu çalışmada daha önce ayçiçeği (Helianthus annuus L.) bitkisindeki arsenik içerikleri bakımından kapsamlı bir çalışma bulunmayan Ergene Havzası bölgesinin incelenmesi planlanmıştır. Bu amaçla ayçiçeği bitkisinin ekildiği tüm bölgeleri içerecek şekilde farklı özelliklere sahip istasyonlar belirlendi. Bu istasyonlardan ayçiçeği (Helianthus annuus L.) ve toprak örnekleri paralel iki örnek şeklinde alındı. Ağustos-Eylül 2010 ve Ağustos-Eylül 2011 dönemlerinde olmak üzere 2 yıllık süreçte, belirlenen 6 istasyondan toplam 18 örnekleme noktasından 216 adet çevre örneği (toprak, kök, bitki) toplandı. Örneklerin çözeltiye alınması için kullanılan mikrodalga çözünürleştirme tekniğinde, homojenize edilen bitki, kök ve toprak örneklerinden 0,5 g tartıldı. 6 ml HNO 3 ve 2 ml H 2O 2 ilave edilerek çözünürleştirildi. Kapalı sistem mikrodalga yöntemiyle yüksek sıcaklık ve yüksek basınçta çözünürleştirilen örneklerde, özellikle insan sağlığı açısından büyük öneme sahip ve inorganik kirlilik açısından en önemli parametreyi oluşturan eser elementler arasında yer alan arsenik analizleri Hidrür Oluşturmalı (HGAAS) ve Grafit Fırınlı (GFAAS) Atomik Absorpsiyon Spektrometri ile yapıldı. Çevre örneklerinin analizinde genel olarak kullanılan GFAAS tekniğinin, arsenik elementinin uçucu hidrürü şeklinde matriksten ayrılarak atomlaştırıcıya ulaşması ve analiz süresi açısından daha kısa olması gibi önemli avantajları olan HGAAS yöntemine tercih edilebilirliği araştırıldı. Örneklerin eser element ölçümleri Perkin Elmer AAnalyst 800 model Atomik Absorpsiyon Spektrometri (AAS) ile yapıldı. Çalışmamızda hem GFAAS hem de HGAAS ile elde edilen derişimleri toprak örnekleri için Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliğine göre belirtilen sınırların altındadır. Toprak örneklerinin As içerikleri 1.yıl için GFAAS ile 0.69±0.46 mg/kg ve HGAAS ile 0.65±0.34 mg/kg; 2.yıl için GFAAS ile 0.88±0.98 mg/kg ve HGAAS ile 0.89±0.38 mg/kg olarak bulundu. Bitki örneklerindeki As analizleri ile ilgili çalışmaların sonucunda kö kler için 1.yıl GFAAS ile 0.77±0.45 mg/kg ve HGAAS ile 0.70±0.38 mg/kg ve 2.yıl GFAAS ile 0.81±0.82 mg/kg ve HGAAS ile 0.96±0.48 mg/kg değerleri bulundu. Aynı şekilde çekirdek örneklerindeki As sonuçları 1.yıl için GFAAS ile 0.73±0.37 mg/kg ve HGAAS ile 0.86±0.51 mg/kg ve 2.yıl için GFAAS ile 0.54±0.59 mg/kg ve HGAAS ile 0.89±0.43 mg/kg olarak bulundu. Bu sonuçların da literatür ile uyumlu olduğu görülmektedir[1, 2]. Çalışmanın istatiksel analizi, SPSS 10.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Toprakta ve ayç içek bitkisinin köklerinde, As derişimleri arasında pozitif korelasyon gözlenmiştir. KAYNAKLAR [1] Kacar B. ve İnal A., Bitki Analizleri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, [2] Chaturvedi I., J. Central European Agric., 7, 31-40, AS-TR

31 Determination of Arsenic in Helianthus Annuus L. Growing in Ergene Region by GFAAS and HGAAS Ayça Karasakal 1, Gülay Şeren 2, Yıldız Kalebaşı 2 1 Namik Kemal University, Faculty of ScienceandLetters, Department of Chemistry,Tekirdağ,Turkey 2 Trakya University, Faculty of ScienceandLetters, Department of Chemistry, Edirne, Turkey In this study, the analysis of environmental samples was used in the Graphite Furnace Atomic Absorption Spectrometry (GFAAS) and Hydride Generation Atomic absorption Spectrometry (HGAAS) technique. Ergene Basin pollution, inorganic trace elements in the first place in terms of environmental pollution in order to determine the parameters, representative samples were selected as possible characteristic regions. For this purpose, August - September 2010 and August - September 2011 period, including a 2-year period, a total of 18 samples points from the six stations, 216 environmental samples (soil, roots, plants) were collected. These samples had been picked off in 2010 and Sampling, the attempt was made to minimize the error by taking samples in parallel. Microwave and wet acid digestion were used for sun flower and soil samples. For wet acid digestion of the dried and homogenized samples, 1 gram samples were digested with concentrated HNO 3-concentrated HClO 4 (6:2) mixture for plant and soil parts and for micro wave digestion of the dried and homogenized samples, 0,5 gram samples were digested with concentrate d HNO 3-concentrated H 2O 2 (6:2) mixture for plant and soil parts. In the final solutions, the concentrations of trace elements for soil and plant samples were determined by Perkin Elmer A Analyst 800 model, Atomic Absorption Spectrometry (AAS ). The samples were analyzed with GFAAS and HGAAS methods. Mg/Pd mixture was used in GFAAS Method as modifiers. In our study, both obtained by GFAAS and HGAAS As concentrations found to be compatible with each other. The results are not significantly different between the two methods by applying the method of comparison of averages proved to be no different. The results of soil samples of first year were found 0.69±0.46 mg/kg by GFAAS and were found 0.65±0.34 mg/kg by HGAAS. The results of plant samples of first year were found 0.77±0.45 mg/kg by GFAAS and were found 0.70±0.38 mg/kg by HGAAS. The results of sunflower seed samples of first year were found 0.73±0.37 mg/kg by GFAAS and were found 0.86±0.51 mg/kg by HGAAS. The results of soil samples of second year were found 0.88±0.98 mg/kg by GFAAS and were found 0.89±0.38 mg/kg by HGAAS. The results of plant samples of second year were found 0.81±0.82 mg/kg by GFAAS and were found 0.96±0.48 mg/kg by HGAAS. The results of sunflower seed samples of second year were found 0.54±0.59 mg/kg by GFAAS and were found 0.89±0.43 mg/kg by HGAAS[1, 2]. In addition, the results obtained for soil samples, based on Soil Pollution Control Regulations under the specified limits. REFERENCES [1] Kacar B. and İnal A., Bitki Analizleri, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, [2] Chaturvedi I., J. Central EuropeanAgric., 7, 31-40, AS-EN

32 Doku ve İdrar Örneklerinde Anti-Tiroidal İlaçların LC-MS/MS ile Hızlı Tayini İçin Metot Geliştirilmesi Elmas Öktem Olgun, Öznur Karaoğlu, Muammer Kaplan TÜBİTAK MAM, Gıda Enstitüsü P.K. 21, Gebze, Kocaeli Bu çalışma ile Ulusal Kalıntı İzleme Programı kapsamında, büyükbaş hayvanlarda, izlenmesi planlanan anti - tiroidal ilaç kalıntılarının analizleri için yeni ve hızlı bir analitik yöntem geliştirilmesi ve 2002/657/EC AB direktifi [1] kriterlerine göre valide edilmesi amaçlanmıştır. Anti-tiroidal ilaçlar, triiyodotironin ve tiroksin hormonlarının üretimini azaltarak tiroid bezi metabolizmasını yavaşlatan kimyasal maddelerdir. Bu özellikleri nedeniyle illegal olarak hayvanları semirtmek amacıyla kullanılan bu ilaçlar et verimini artırmakla birlikte, etin kalitesini bozmaktadırlar. Karsinojenik ve teratojenik özellikleri nedeniyle insan sağlığını tehdit eden bu maddelerin gıda olarak tüketilen hayvanlarda kullanımı yasaklanmıştır. Bu çalışmada, anti-tiroidal ilaç aktif maddelerin (2-Thiouracil (TU ), 6-Propyl-2-thiouracil (PTU ), 6-Methyl-2- thiouracil (MTU) ve Tapazole (TAP) ) idrar ve tiroid bezi örneklerinde analizi için LC -MS/MS metodu geliştirilmiş ve optimizasyon çalışmaları yapılmıştır. Geliştirilen metotla denatürasyon ve SPE ile clean-up işlemlerine gerek duyulmadan metanol ekstraksiyonu ile anti-tiroidal maddelerin analizi hızlı ve hassas olarak gerçekleştirilmiştir. Mevcut metotlarla karşılaştırıldığında, yeni geliştirilen metotla, üç kat daha fazla örne k çalışılabilmektedir. Her iki matriks için optimize edilen metot için 5-40 ng/g konsantrasyon aralığında oluşturulan kalibrasyon grafiğinde korelasyon 0,995 olarak elde edilmiştir. 10 ng/g konsantrasyonda kirletilmiş örneklerle yapılan çalışmalarda tekrarlanabilirlik %RSD<15, tekrar üretilebilirlik %RSD<25 ve % aralığında geri kazanımlar elde edilmiştir. Geliştirilen metot sayesinde şu ana kadar Türkiye de denetimi yapılamayan ve gıda olarak tüketime sunulan hayvanlarda kullanımı yasak olan anti-tiroidal ilaç kalıntılarının analizi olanaklı kılınmıştır. KAYNAKLAR AS-TR-003 [1] Commission Decision 2002/657/EC Implement Council Directive 96/23/EC on measures to monitor certain substances and residues thereof in live animals and animal products. 16

33 Development of a Rapid LC-MS/MS Method for the Determination of Thyreostatic Drugs in Urine and Gland Tissue Elmas Öktem Olgun, Öznur Karaoğlu And Muammer Kaplan TÜBİTAK MAM, Gıda Enstitüsü P.K. 21, Gebze, Kocaeli Aim of this study was to develop a rapid method that will be used for the National Residue Monitoring Programme for determination of thyreostatic drugs residues in bovine and validate according to EU directive 2002/657/EC. Thyreostatic drugs are the chemicals that disturb the normal metabolism of the thyroid gland by inhibiting the production of the hormones triiodothyronine and thyroxine. The meat derived from the treated animals is therefore a lower quality may contain residues harmful to human health. For this reason the use of thyreostatic drugs for animal fattening purposes is banned. In this study, an LC-MS/MS method was developed and optimized for simultaneous determination of anti - thyroidal active substances, 2-Thiouracil (TU ), 6-Propyl-2-thiouracil (PTU ), 6-Methyl-2-thiouracil (MTU) and Tapazole (TAP ), in urine and thyroid gland samples. Methanol extraction was used in the developed method without the need for denaturation or SPE clean-up for rapid and accurate analysis of anti-thyroid substances. The newly developed method achieved three-fold increase in sample throughput when compared with existing methods. The method optimized for both urine and gland tissue matrices. Good linearity was obtained over the concentration range of 5-40 ng/g with the correlation coefficient of Acceptable repeatability RSD% <15, reproducibility RSD%<25, and recoveries of % were obtained for the samples spiked at 10 ng/g concentration level. Spiked recoveries ranged between 72 and 116% in the urine matrix. The developed method will render possible determination of banned anti-thyroidal drug residues in bovine which was not performed in Turkey so far. REFERENCES AS-EN-003 [1] Commission Decision 2002/657/EC Implement Council Directive 96/23/EC on measures to monitor certain substances and residues thereof in live animals and animal products. 17

34 Organik Maddelerin Karakterizasyonu: Organoklorlu Pestisitlerin Saflık Tayini ve İzlenebilirlik Hasibe Yılmaz, Simay Gündüz, Mine Bilsel, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören AS-TR-004 Kimya Grubu, Organik Laboratuvarı, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME ), Gebze, Türkiye Hekzakloropentadien türevi olan aldrin, endosulfan ve endosulfan sülfat (Şekil 1) yaygın olarak kullanılan organoklorlu pestisitler olmasına karşın toksikolojik ve ekotoksikolojik etkileri sebebiyle birçok ülkede kullanımları yasaklanmıştır. Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl O Cl O S (a) (b) (c) O O O S O O Şekil 1. Aldrin (a ), Endosulfan (b) ve Endosulfan sülfat (c ) Biyolojik birikim yapması ve degradasyona direnci nedeniyle, biyolojik ortamlarda, su ve toprak matrislerinde eser miktarda bulunan bu pestisitlerin, bitki ve hayvanların gelişimini etkilediği, insan sağlığı ve çevre için zararlı olduğu bilinmektedir. Bu zararları nedeniyle bir tarım ülkesi olan Türkiye de yeraltı sularında, toprakta, bitki ve hayvanlarda pestisit kalıntılarının gıda ve çevre analiz laboratuvarlarında analiz edilmesi önem taşımaktadır [1]. Bilindiği gibi, pestisitlerin tarım ürünlerinde bı raktığı kalıntılar, hem ülkelerin dış ticaretleri, hem de insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından önem taşımaktadır. Uygulama anında yapılacak araştırmalar ve alınacak önlemlerle bu kalıntıların insan ve çevreye zarar vermeyecek seviyelerde olmaları kontrol edilebilir ve sağlanabilirse güvenli bir kullanım gerçekleştirilmiş olacaktır. CCQM karşılaştırmaları kapsamında yapılan bu çalışmalarda karşılaştırma örneklerinin saflık değerinin kütle kesri cinsinden (mg/g) raporlanması katılımcı laboratuvarlardan istenmiştir. CCQM karşılaştırmalarının amacı, Ulusal Metroloji Enstitülerinin, organik analizler için ölçüm kabiliyetlerini belirleyici unsurlardan olan organik birincil kalibratörlerin kütle kesrini belirlemede kullandıkları yöntemlerin uygunluğunu gösterm ektir [2]. Karşılaştırma örneklerinin saflık tayinleri için, Mass-Balance ve qnmr teknikleri ile kütle kesri cinsinden değerler hesaplanmış, belirsizlik bütçeleri hazırlanmıştır. QNMR deneylerinde iç standart olarak benzoik asit (NIST 350b) kullanılarak saflık değeri hesaplanmış ve izlenebilirlik zinciri korunmuştur. GC-FID teknikleri ile numunelerdeki safsızlıklar ve miktarları belirlenmiştir. Karl-Fischer yöntemi ile kulometrik olarak nem tayini gerçekleştirilmiş ve termal gravimetrik analiz (TGA) ile su miktarı, uçucu organik bileşikler ve inorganik safsızlıklar belirlenmiştir. Uçucu organik bileşikler TGA ve HS-GC/MS ile mukayese edilmiştir. KAYNAKLAR [1] Kimya Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Tarım İlaçları Alt komisyonu Raporu, DPT: ÖİK: 603. [2] Draft A Report: October 2010 CCQM-K55.b / CCQM-P117.b Aldrin. 18

35 Characterization of Organic Compounds: Purity Determination of Organochlorine Pesticides and Traceability Hasibe Yılmaz, Simay Gündüz, Mine Bilsel, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören AS-EN-004 Chemistry Group, Organic Chemistry Laboratory, TÜBİTAK National Metrology Institute (UME ), Gebze, Turkey Aldrin, endosulfan and endosulfan sulfate (Fig. 1) which is derivative hekzakloropentadien are widely used as organochlorine pesticides but they are banned in many countries due to the toxicological and ecotoxicological effects. Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl Cl O Cl O S (a) (b) (c) O O O S O O Figure 2. Aldrin (a ), Endosulfan (b) ve Endosulfan sülfate (c ) Due to the biological accumulation and resistance to degradation, trace amounts of these pesticides in biological environments, water and soil matrices, influence the development of plants and animals. They are also known to be harmful to human health and the environment. In Turkey which is an agricultural country, the analysis of pesticide residues in the ground water, soil, plants and animals are very important in food and environmental analysis laboratories [1]. The pesticides residues in agricultural products are very important for both foreign trade and the health of human, animal and environmental health. If levels of these residues are controlled and measures are taken immediately in application research, they cannot be harmful for health of human and environment and they can be carried out in a safe use. Participating laboratories were asked to reporting the terms of the purity value as the mass fraction (mg/g) in the CCQM comparison. The purpose of CCQM comparisons is that the measurement capabilities of the National Metrology Institutes in the organic analyzes are determined and the suitability of their methods for the mass fraction of the primary calibrators are also determined[2]. For the determination of purity in comparison samples, purity values are determined by "Mass-Balance" and qnmr techniques as mass fraction, uncertainty budgets were prepared. In qnmr experiments, benzoic acid is used as internal standard (NIST 350b) and purity value is calculated and traceability chain is maintained. Impurities in samples and their quantities were determined by using GC-FID and GC-ECD techniques as well as volatile organic compounds were determined by HS-GC/MS. The moisture content of sample are determined by Karl-Fischer method as coulometric. The amount of water, volatile organic compounds and inorganic impurities in the samples are determined by thermal gravimetric analysis (TGA ). Volatile organic compounds were compared with TGA and HS-GC/MS. REFERENCES [1] Chemical Industry Specialization Commission Report, Pesticides Sub-Committee Report, DPT: ÖİK: 603. [2] Draft A Report: October 2010 CCQM-K55.b / CCQM-P117.b Aldrin. 19

36 Kızılötesi Spektroskopisi Kullanılarak Madeni Yağların Kantitatif İçeriklerinin Belirlenmesi için Çok Değişkenli Kalibrasyon Modelleri İrem Anıl 1, Ayşe Aybey 2, Durmuş Özdemir 1 1 İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Gülbahçe -Urla, İZMİR 2 OPET FUCHS Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş, AOSB Sokak. No:12 Çiğli, İZMİR Madeni yağ sektöründe üretim yapan işletmelerde farklı kullanım amaçlarına yönelik çok sayıda deği şik yağ üretimi gerçekleştirilmektedir. Günümüzde rafinasyon sonucu elde edilen bazyağlarına eklenen performans artırıcı katkılar, yağlayıcının performans seviyesini artırarak kullanıldığı ekipmanlarda bakım ömrünü uzatır ve aşınmaya, oksidasyona, korozyon oluşumuna karşı daha çok direnç göstermelerini sağlar. Madeni yağların anabileşenini oluşturan bazyağları hidrokarbonlardan oluşurken sözkonusu yağların esas karakteristiğini belirleyen ekelenen katkılardır ve bunlar genellikle çinko, baryum, magnesyum ve kalsiyum gibi metal iyonlarının oluşturduğu organik asitlerin tuzlarıdır [1]. Yağların kullanımı esnasında kullanım koşulları ve süresine bağlı olarak oksidasyon ürünlerinin artması ve katkıların miktarlarının azalması gibi yağ kompozisyonlarında bazı değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimlerin zamanında tespiti ve gerekli önlemlerin alınması için analitik yöntemlere ihtiyaç vardır. Yağ kalitesinin belirlenmesine yönelik çeşitli fiziksel ve kimyasal testlerden oluşan bir çok standart metod olmakla bera ber, bu yöntemlerin hiçbiri tek başına yağların kompozisyonunun tamamını tespit etme imkanı sunamamaktadır Bu çalışmada, madeni yağların kantitatif olarak içeriklerinin belirlenmesi amacıyla Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisine (FTIR) ve kemometrik çok değişkenli veri analizine dayalı hızlı ve uygulama kolaylığı olan bir yöntem geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, işletmede yoğun olarak üretimi gerçekleştirilen bazı ürün gamları belirlenerek bu ürünlere yönelik çoklu karışımlar hazırlanmış ve bu örneklerin FTIR spektrumlar kaydedilmiştir. Elde edilen spektral veriler ile referans konsantrasyon değerleri bir genetik algoritma temelli ters enküçük kareler (GILS )[2] metodu yardımı ile analizlenmiş ve kemometrik çok değişkenli kalibrasyon modeli oluşturulmuştur. Geliştirlen modeller ile hesaplanan bileşen konsantrasyon değerleri ile referans konsasntrasyon değerleri arasında % 99 oranında bir uyum olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, FTIR spektroskopisi ve çok değişkenli kalibrasyon ile madeni yağları n kompozisyonlarının kantitatif olarak tayin edilebileceği tespit edilmiştir. KAYNAKLAR AS-TR-005 [1] Borin, A., Poppi, R., Multivariate Quality Control of Lubricating Oils Using Fourier Transform Infrared Spectroscopy, J. Braz. Chem. Soc., 15, 4, , [2] Özdemir D. ve Öztürk B., Genetic Multivariate Calibration Methods for Near Infrared (NIR) Spectroscopic Determination of Complex Mixtures. TUrk. J. Chem. 28, ,

37 Multivariate Calibration Models for the Quantitative Determination of Motor Oil Compositions by Using Infrared Spectroscopy İrem Anıl 1, Ayşe Aybey 2, Durmuş Özdemir 1 1 İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Gülbahçe -Urla, İZMİR 2 OPET FUCHS Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş, AOSB Sokak. No:12 Çiğli, İZMİR A large varieties of motor oils have been produced by the oil industries depending on the use such as cars and trucks.nowdays, performance enhancing additives in lubricating oils is comonly used to increase the performance level of the motor oils. They are very important for protective maintenance and that equipment life is prolonged when optimum levels of additives are maintained. In addition, additives are vital for wearing out of the mechanical parts, corrosion, and oxidation. While the dominating components of the motor oils are base oils which are simply different chain length hydrocarbons, the main characteristics of the lubricating oils are actually determined by the additives and these additives are organic acid salts of metal ions such as zinc, barium, magnesium and calcium [1]. There have been a number of changes in the composition of motor oils depending on the time and using conditions like the decrease in the aditive amounts and increase in the amount of oxidation products. There is an increasing demand for the development of analytical methods for the rapid and accurate detection of these changes in lubricatin oil compositions. Although there are many physical and chamical standard test methods for the determination of oil quality, none of these methods alone can be used to determine the whole composition of motor oils. The main objective of this work, is to develop a single anlytical method that is simple, rapid and acc urate for the quantitative determination of lubricating oil compositions using Fourier transform infrared (FTIR) spectroscopy combined with chemometric multivariate data analysis. For this study, a number of most intensively produced motor ois are choosen in an industrial lubrication oil plant and then sythetic mixtures of oil components were prepared in order to develop multivariate calibration models. The FTIR spectra of these samples were recorded using a three reflection attanuated total reflectance (ATR) accessory. The collected spectral data and the reference concentration values of the samples are then used in multivariate calibration modelling step using a genetic algorithm based inverse leaast squares (GILS )[2] calibration method. It was observed that the correlation coefficients between the reference concentration values and the GILS predicted concentrations were around 99%. As a result, FTIR spectroscopy combined with multivariate calibration could be a rapid method for the quaantitative determina tion of motor oil compositions. REFERENCES AS-EN-005 [1] Borin, A., Poppi, R., Multivariate Quality Control of Lubricating Oils Using Fourier Transform Infrared Spectroscopy, J. Braz. Chem. Soc., 15, 4, , [2] Özdemir D. ve Öztürk B., Genetic Multivariate Calibration Methods for Near Infrared (NIR) Spectroscopic Determination of Complex Mixtures. Turk. J. Chem. 28, ,

38 Montmorillonit Üzerinde Tek Başına ve Yarışmalı Cu (II ), Cd ((II) ve Pb (II) Adsorpsiyonunun İncelenmesi Jülide Hızal Yücesoy 1, Wolfgang Hoell 2, Reşat Apak 3 1 Yalova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya ve Süreç Mühendisliği Bölümü 2 Forschungszentrum Karlsruhe Institute for Technical Chemistry Section WGT P.O. Box 3640, D Karlsruhe, Almanya (anısına saygıyla) 3 İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya ABD Birçok endüstriyel prosesin atığı olan ağır metaller, biyobozunabilir olmamalarından da kaynaklanan sebeplerle önce toprak ve su havzalarına oradan da mobilizasyonla besin zincirine katılmakta ve insan sağlığı için tehlike oluşturmaktadır[1]. Ağır metallerin sulardan uzaklaştırılmasında ucuzluğu ve kolay uygulanabilirliği sebebiyle sorpsiyon prosesi en çok kullanılan yöntemdir. Ağır metal adsorpsiyonu çeşitli modeller kullanılarak açıklanmaktadır[2]. Özellikle kil kullanılarak gerçekleştirilen çalışmalarda daha çok Langmuir ve/veya Freundlich izotermleri veya BET izotermi kullanılır. Son dönemlerde, özellikle birden fazla yüzey mevki içeren adsorbanların üzerindeki adsorpsiyonu açıklayabilmek için Çift Mevkili Modifiye Langmuir İzotermi kullanılmaya başlanmıştır[3]. Birden fazla adsorptif iyonun bulunduğu durumlarda, bu iyonlar mevcut sorpsiyon mevkileri için birbirleriyle yarışırlar. Bu çalışmada Cu (II ), Cd (II) ve Pb (II) iyonlarının tek başlarına bulundukları çözeltide, Kale Maden -Çanakkale den temin edilen montmorillonit örneği üzerindeki adsorsiyonu Langmuir ve Freundlich; metal iyonlarının birarada bulundukları karışım çözeltisindeki yarışmalı adsorpsiyonları ise Langmuir, Butler-Ockrent ve Jain- Snoeyink ikilileri tarafından geliştirilen Genişletilmiş Langmuir Modelleri kullanılarak açıklanmış ve maksimum adsorpsiyon kapasiteleri hesaplanmıştır. Adsorbanın yüzey asitlik özellikleri, adsorpsiyonun ph ya bağımlılığı incelenmiş, ayrıca metal katyonlarının tek başlarına ve bir arada bulundukları çözeltil erdeki adsorpsiyonuyla yüklenen adsorbanların SEM görüntüleri alınarak EDX elementel analiz sonuçları değerlendirilmiştir. Linearize Langmuir denklemiyle metal katyonlarının tek başlarına bulundukları çözeltideki maksimum adsorpsiyon kapasitesi (Q max) sıralaması Cu (II )>Cd (II )>Pb (II ); Genişletilmiş Langmuir Modeliyle karışım halindeki metal iyonları için hesaplanan Q max sıralaması Cu (II )>Pb (II )>Cd (II) şeklindedir. ph arttıkça metal adsorpsiyonunun arttığı, metal iyonlarının tek başına bulunduğu çözeltilerde maksimum adsorpsiyona ulaşılma ph aralığı 3>pH>7 dir. Metal katyonlarının yarışmalı adsorpsiyonunda, özellikle artan ph ile birlikte, metal iyonlarının tek başlarına bulundukları zamanki adsorpsiyonlarına kıyasla adsorpsiyonda düşme gözlenmiştir. Düşük ph larda ise Cu (II) adsorpsiyonu artmış, Cd (II) adsorpsiyonu aynı kalmış, Pb (II) adsorpsiyonu ise azalmıştır. KAYNAKLAR [1] Pablo L., Chávez M.L., Abatal M., Chemical Engineering Journal, 171, , [2] Wolfgang H. Höll, Fundamentals of Sorption Processes for Water Treatment, Forschungszentrum Karlsruhe, Institute for Technical Chemistry, Section WGT, [3] Hızal J., Apak R., Journal of Colloid Interface Sci., 295, 1-13, AS-TR

39 Investigation of Individual and Competitive Cu (II ), Cd ((II) and Pb (II) Adsorption onto Montmorillonite Jülide Hızal Yücesoy 1, Wolfgang Hoell 2, Reşat Apak 3 1 Yalova University, Engineering Faculty, Chemical Process Engineerin Dept. 2 Forschungszentrum Karlsruhe Institute for Technical Chemistry Section WGT P.O. Box 3640, D Karlsruhe, Germany 3 Istanbul University, Engineering Faculty, Chemistry Dept., Analytical Chemistry Division Heavy metals, as being a waste of many industrial process, mix into soil and water basin, and then join food chain by mobilizing. That s why they are dangerous for human health[1]. Sorption is the most preferred process for waste water treatment because of its cheapness and feasibility. The adsorption of heavy metals has been explained by various models[2]. Langmuir and/or Freundlich isotherms or BET isotherms are especially used in the studies performed by using clay as adso rbent. Recently, Double-Site Modified Langmuir Model has been used to explain the adsorption onto adsorbents having multiple surface sites[3]. In case of existence more than one adsorptive ions, these ions compete each other to replace available sorption sites. In this study, individual Cu (II ), Cd (II) and Pb (II) ions adsorptions onto montmorillonite were explained using Langmuir and Freundlich models, and competitive Cu (II ), Cd (II) and Pb (II) ions adsorptions were explained using Langmuir, Butler-Ockrent s and Jain-Snoeyink s Extended Langmuir Models. Montmorillonite was received from Kalemaden Ceramic Factory at Çanakkale-Çan. Maximum adsorption capacity was calculated for each systems. Surface acidity properties of adsorbent and ph dependency of heavy metal adsorptions onto clay were investigated. And also SEM images and results of EDX elemental analysis of loaded adsorbents were interpretted. The maximum adsorption capacities (Q max) calculated by Linearized Langmuir Equation for individual adsorption can be ordered as Cu (II )>Cd (II )>Pb (II ), and the maximum adsorption capacities yielded from Extended Langmuir Model for competitive adsorption can be ordered as Cu>Pb (II )>Cd (II ). It was observed that heavy metal adsorption increases with increasing ph and achieves maximum at ph between 3 and 7 for individual metal ion adsorption, and also observed that competitive heavy metal adsorp tion decreases especially at higher ph s in comparison with individual adsorption. Consequently, it is said that Cu (II) adsorption increases at lower ph, Pb (II) adsorption decreases, and Cd (II) adsorption keeps constant at same ph interval. REFERENCES [1] Pablo L., Chávez M.L., Abatal M., Chemical Engineering Journal, 171, , [2]Wolfgang H. Höll, Fundamentals of Sorption Processes for Water Treatment, Forschungszentrum Karlsruhe, Institute for Technical Chemistry, Section WGT, [3] Hızal J., Apak R., Journal of Colloid Interface Sci., 295, 1-13, AS-EN

40 Camsı Karbon Elektrot Yüzeyine Modifiye Edilmiş Grafen Varlığında Altın (III ) ın Elektrokimyasal Davranışının İncelenmesi Melike Karakaya, Hüseyin Çelikkan Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Ankara, 06500, Türkiye mlkrky@hotmail.com Altın, ticari öneme sahip bir madendir. Altının, cevherinde 5 ppm seviyesinde bulunması dahi işlenmesi için yeterli miktardır. Dolayısıyla eser miktardaki altının analitik olarak tayin edilmesi önem arz eder. Altın analizinde bilinen en eski metot kupelasyon yöntemidir.bu yöntemde,kurşun içinde tutulan altının kütlesi 0,01 mg gibi çok düşük bir miktarda gravimetrik olarak tayin edilmelidir.bu kadara küçük bir miktarın ölçülmesinden gelen ölçüm hataları, kupelasyon yönteminin güvenilirliğini düşüren en önemli faktördür. Altının aletli analiz metotlarıyla ölçümü amacıyla moleküler ve atomik spektrofotometrik yöntemler sıkça başvurulan yöntemlerdir.bu yöntemlerden moleküler spektroskopi yönteminde rhodomine B (1 ), ditizon (2) ve 1-naftilamin (3) gibi kompleksleştiriciler varlığında Au (III) iyonunun kompleksleştirilmesi ve kompleksin görünür bölgede verdiği adsorpsiyona bağlı olarak analiz edilmesi esasına dayanır. Diğer spektrofotometrik yöntemlerde olduğu gibi Au için de diğer iyonlardan kaynaklanan girişim etkisi, spektrofotometri metodunun seçiciliğini önemli ölçüde azaltır. Spektrofotometrik yöntemlerle yapılan altın tayininde tayin sınırı yaklaşık 100 ppm kadardır ki bu değer altının ticari olarak işlenmesi için sınır değerin çok üstündedir. Grafen,analitik olarak daha çok elektroanalitik yöntemlerde yeni bir elektrot yüzeyi olarak araştırma konusu olmaktadır. Elektrot yüzeyinin modifiye edilerek girişim yapan türün etkisinin ortadan kaldırılması kadar elektrokimyasal reaksiyona ait pik akımını da artırdığından (4) biyosensörler için uygun bir elektrot malzemesidir (5).Ayrıca metalik nano parçacıklarla yüklenmiş grafen, me talik parçacıkların elektroanalitik davranışlarından faydalanılması için de uygun bir platformdur (6 ). Bu çalışmada, grafitten hazırlanan grafen oksitin indirgenmesi sonucu elde edilen grafen, damlatma yöntemiyle camsı karbon elektrot yüzeyine uygulanmıştır. Bu sayede hazırlanan grafen ile modifiye edilmiş elektrotta, altın iyonlarının potasyum nitrat çözeltisindeki elektrokimyasal davranışı incelenmiştir. Grafen ile modifiye edilen elektrotlarda önbiriktirme ile yapılan anodik ve katodik sıyırma yöntemiyle altın (III) için 10-6 M 10-7 M tayin sınırında voltametrik analiz yapılmıştır. KAYNAKLAR [1] B.J. MacNulty, L.D. Woollard, Anal. Chim. Acta 13 (1955) 154. [2] H.Fischer,Angew. Chem. 47 (1934) 685. [3] M.Bobtelsky,J. Eisenstadter,Anal.Chim.Acta 16 (1957) 479. [4] M.Zhou,Y.M.Zhai,S.J. Dong E.K. Wang,ACS Nano 4 (2010) [5] S.J.Guo, Wen D, Zhai YM,S.J. Dong, E.K. Wang,ACS Nano 4 (2010) [6] Y.M. Li, L.H. Tang, J.H.Li, Electrochem. Comm. 11 (2009) 846. AS-TR

41 Electrochemical Behaviour of Gold (III) on the surface of GCE Modified with Graphene Melike Karakaya, Hüseyin Çelikkan Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Ankara, 06500, Türkiye In this study, we analyze the electrochemical behavior of gold, a mine with commercial value with a minimum of 5 ppm requirement for processing, in graphene electrode surface which is a new venue of research, using the methods of alternating current voltammetry (ACV ), differential pulse voltammetry (DPV ), as well as anodic and cathodic exfoliation. We determined the voltage intervals, solvent medium and various interactions for the modified graphene electrode surface. In addition, after trying several techniques, we have determined the most suitable way for preparing graphene electrode with NaBH 4 method and its application to GCE surface. Under these parameters and appropriate conditions, we have developed methods of alternating current voltammetry (ACV ), differential pulse voltammetry (DPV ), as well as anodic and cathodic exfoliation voltammetry to detect gold on graphene electrode surfaces. We have validated the techniques we have developed. The linear operating range is calculated as 10-6 M 10-7 M. The necessary appropriate conditions for deposition, values for detection limits, appropriate exfoliation techniques and surface and complexing effects are determined. The results of the analysis are evaluated for both methods; and the observability and threshold values are determined. By implementing these techniques under specified conditions, we have obtained results that are stable, replicable, and with high degrees of validity and accuracy. The methods that are developed in this study are statistically evaluated by examining the parameters for precision, sensitivity, and selectivity; and no meaningful difference has been observed between the results at 95% confidence level. REFERENCES [1] B.J. MacNulty, L.D. Woollard, Anal. Chim. Acta 13 (1955) 154. [2] H.Fischer,Angew. Chem. 47 (1934) 685. [3] M.Bobtelsky,J. Eisenstadter,Anal.Chim.Acta 16 (1957) 479. [4] M.Zhou,Y.M.Zhai,S.J. Dong E.K. Wang,ACS Nano 4 (2010) [5] S.J.Guo, Wen D, Zhai YM,S.J. Dong, E.K. Wang,ACS Nano 4 (2010) [6] Y.M. Li, L.H. Tang, J.H.Li, Electrochem. Comm. 11 (2009) 846. AS-EN

42 Kuru İncirde Aflatoksin Miktar Tayini İçin Sertifikalı Referans Malzeme Üretimi Nilgün Tokman 1, Hayrettin Özer 2, Mine Bilsel 1, Müslüm Akgöz 1, Taner Gökçen 1, Tanıl Tarhan 1, Ahmet Ceyhan Gören 1 1 TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME ), Kimya Grubu, Referans Malzemeler Laboratuvarı, Gebze, Kocaeli 2 TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM ), Gıda Enstitüsü, Gebze, Kocaeli Gıdaların üretim sürecinden tüketim sürecine kadar, uygun üretim ve saklama koşulları sağlanamadığında gıdalarda gelişen mikroorganizmalar tat ve bileşiminde istenmeyen bir takım değişiklere neden olmakla birlikte mikotoksin olarak adlandırılan toksik ikincil metabolitleri de üretebilmektedirler. Mikotoksinlerin en önemlilerinden olan Aflatoksinler (B 1, B 2, G 1 ve G 2 ), Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus ve Aspergillus nomius gibi küfler tarafından üretilen kimyasallardır [1,2]. Aflatoksinler ile kontamine gıdalar, insanlar ve hayvanlar tarafından tüketildiklerinde hastalık veya ölümlere yol açabilmektedir. Aflatoksinlerin ölümle sonuçlanan toksisitelerinin yanında kanserojen, mutajen, DNA- RNA ve protein sentezini engelleyici, anormal gelişimlere, deri lezyonlarına yol açıcı ve bağışıklık sistemini bastırıcı zararlı etkileri de bulunmaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda aflatoksinlerce kontamine gıdaların insanlarda özellikle karaciğer kanserine yol açtığı tespit edilmiştir. Ayrıca, bu zararlı metabolitlerin düşük dozda sürekli alınması da insanlar üzerinde kronik sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu yüzden, 1987 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Aflatoksinler 1. grup kanserojen maddeler olarak sınıflandırılmıştır. Bu tip bilimsel bulgular sonucunda aflatoksinler başta olmak üzere mikotoksinlerin potansiyel bir tehdit olduğu görülmüş ve uluslararası standartlarda gıda güvenliği için mikotoksin düzeyleri konusunda düzenlemelerin olması gerektiği ortaya konulmuştur. Gıdalarda bulunabilen mikotoksinlerin maksimum limitleri hakkındaki düzenlemeler gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında farklılıklar göstermekte ve bu farklılıklar da ülkeler arasında ticari anlaşmazlıklara neden olabilmektedir. Özellikle gıda güvenliğini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği (AB) komisyonu tarafından mikotoksin düzenlemeleri neticesindemüdahaleler yapılmaktadır [1,2]. Bu limitlere bağlı olarak gıda ürünlerinde mikotoksin tayinlerinin yüksek doğruluktave güvenilirlilikte yapılması, gerek gıda güvenliği açısından gerekse uluslararası ticaret açısından oldukça önemlidir. Doğru ve güvenilir ölçümler ise ancak uygun metotların ve sertifikalı referans malzemelerin (SRM) kullanılması ile sağlanabilir. Bu çalışmada, öncelikle kuru incirde 4 farklı Aflatoksin molekülünün (B 1, B 2, G 1 ve G 2) tayin edilebilmesi için uluslararası standart metot (AOAC Official Method no ) kullanılmış ve laboratuvarda metodun geçerli kılınma çalışması yapılmıştır. Metodun geçerli kılınması aşamasında algılama sını rı, tayin sınırı, doğrusal aralık, kesinlik (tekrarlanabilirlik, tekrar üretilebilirlik ), gerçeklik ve geri kazanım parametreleri tespit edilmiştir. Laboratuarda geçerli kılınma çalışması tamamlanan metot SRM üretimi aşamasında kullanılacaktır. SRM üretimi ve sertifikasyon işlemi planlama, fizibilite, homojenlik ve kararlılık testleri, karakterizasyon aşamalarından oluşmaktadır. Bu çalışmada, SRM üretimi için planlama ve fizibilite çalışması yapılarak elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak değerlendiril miştir. KAYNAKLAR AS-TR-008 [1] Karaman, S., Acar, B. Uluslararası Gıda Ürünleri Ticareti ve Aflatoksin Yasal Düzenlemeleri, Doğuş Dergisi, 7 (2 ), , [2] Speijers, G.J.A., Speijers, M.H.M. Combined Toxic Effects of Mycotoxins, Toxicology Letters, 153, 91-98,

43 Production of Certified Reference Material for Determination of Aflatoxin in Dried Fig Nilgün Tokman 1, Hayrettin Özer 2, Mine Bilsel 1, Müslüm Akgöz 1, Taner Gökçen 1, Tanıl Tarhan 1, Ahmet Ceyhan Gören 1 1 TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME ), Kimya Grubu, Referans Malzemeler Laboratuvarı, Gebze, Kocaeli 2 TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM ), Gıda Enstitüsü, Gebze, Kocaeli If appropriate production and storage conditions are not supplied during the whole process starting from production of a food to its consumption, micro-organisms growing in food can cause a number of undesirable changes in flavor and composition of food. Some micro-organisms may produce mycotoxins called as secondary metabolites. Aflatoxins (B 1, B 2, G 1 and G 2 ), being most important of mycotoxins, are chemicals produced by certain fungi such as Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus ve Aspergillus nomius [1,2]. Consuming foods contaminated with Aflatoxins by humans and animals can cause severe diseases or even death in some cases. Besides the fatal toxicity of Aflatoxins, they are also carcinogenic and mutagenic, cause inhibition of DNA-RNA, protein synthesis, abnormal growing, and occurrence of skin lesions and suppression of the immune system. Moreover, it is scientifically proven that Aflatoxins cause liver cancer in humans. As a result, constant taking of of these metabolites at low doses can lead to chronic health problems in human and animals. Therefore, in 1987, Aflatoxins classified as Group 1 carcinogenic substances by the World Health Organisation (WHO ). Mycotoxins, particulary Aflatoxins, are considered to be potential threat for health thus some regulations for food safety at international standards need to be taken. Differences in the regulations of the maximum level limits of mycotoxins between developed and developing countries cause commercial litigations. Especially, as a result of mycotoxin regulation, interventions has been made by the European Union (EU) commission in order to ensure food safety [1,2]. Based on the regulation limits, accurate and reliable determination of mycotoxins in food becomes very important for food safety and international trade. Reliable and accurate measurements can only be ensured by applying of appropriate methods and the use of certified reference materials (CRM ). In this study, an international standard method (AOAC Official Method no ) was applied for determination of 4 different Aflatoxin molecules (B 1, B 2, G 1 and G 2) in dried fig. The method was validated by investigating validation parameters, such as, limit of detection, limit of quantification, linear range, precision (repeatability, reproducibility ), trueness and recovery. This validated method will be used for CRM production process. Production and certification of CRM includes steps of planning, feasibility, homogeneity and stability tests, characterization. This study presents statistical evaluation of the results obtained at the planning and feasibility steps. REFERENCES AS-EN-008 [1] Karaman, S., Acar, B. Uluslararası Gıda Ürünleri Ticareti ve Aflatoksin Yasal Düzenlemeleri, Doğuş Dergisi, 7 (2 ), , [2] Speijers, G.J.A., Speijers, M.H.M. Combined Toxic Effects of Mycotoxins, Toxicology Letters, 153, 91-98,

44 AS-TR-009 Süt ve Süt Ürünlerinde Başlıca Mineral Düzeylerinin İncelenmesi Oğuzhan Şenoğul, Hasan Zora, Gözde Türköz, Fahtih Bakırcı Aybak Natura Gıda Analiz Laboratuarı Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ve riboflavin gibi bazı B grubu vitaminlerin kaynağı olarak bakıldığında halk sağlığı açısından önemli bir besin grubu olduğu hemen anlaşılacaktır. Özellikle çocukluk, gebelik, emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından önemi bilinen sütün obezite, kanser, hipertansiyon gibi kronik hastalıklarla ilişkisini gösteren araştırmalar da mevcuttur ve bu yönde çalışmalarda ise artış gözlenmektedir [1]. Sodyum, Kalsiyum, Magnezyum, Potasyum ve Fosfor içeren süt ve süt ürünlerinin laboratuar ortamında homojenize edilerek numunenin Mikrodalga Yakma Ünitesinde yakılması sonucunda ICP Optik Emisyon Spektrometre Sisteminde mineral içeriğinin tespit edilmesine ilişkin yöntem validasyonuna ait veriler LOD (Tespit Limiti) değerleri, LOQ (Ölçüm Limiti) değerleri, tekrarlanabilirlik çalışmasındaki %RSD değerleri ve geri kazanım değerleri hesaplanmış ayrıca 181 adet süt ve süt ürününde Kalsiyum, Sodyum ve Fosfor analizleri sonuçları elde edilmiştir. Yaptığımız çalışmada bu minarellerin sağlık açısından önemi ve önemli mineral kaynaklarından olan süt ve süt ürünlerinde bulunma miktarları incelenmiştir. Günlük mineral ihtiyacımızı yeterli düzeyde karşılamasından dolayı sağlıklı ve dengeli beslenme açısından süt ve süt ürünlerinin öneminin büyük olduğu bilinmektedir. Ülkemizde süt içme alışkanlığı yaygın değildir ve halen düzenli bir okul sütü programı uygulanmamaktadır. Bu sebeple ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketiminin yaygınlaşması ve bu programlara ağırlık verilmesi gerektiği düşünülmektedir. KAYNAKLAR [1] Unal, R., N., Besler, T., Beslenmede Sütün Önemi, Sağlık Bakanlığı Yayın No: 727,

45 AS-EN-009 Analysis of Major Mineral Levels in Milk and Milk Products Oğuzhan Şenoğul, Hasan Zora, Gözde Türköz, Fahtih Bakırcı Aybak Natura Food Analysis Laboratory Milk and milk products are an important food group for public health because of t heir contents especially some important minerals such as Calcium and Phosphorus, Riboflavin, protein and some B group vitamins. The importance of milk is known on bone health particularly during in childhood, pregnancy, lactation and old age, also studies showing the relationship of milk with obesity, cancer, hypertension, chronic diseases and studies in this direction has been increasing[1]. Milk and milk products containing Sodium, Calcium, Magnesium, Potassium and Phosphorus were homogenized in laboratory and samples were burned in a microwave burning unit then detection was performed using ICP Optical Emission Spectrometer System. Data for validation of the method were respectively figured out as LOD (Limit of Detection) values, LOQ (limit of quantification) values, RSD% values of repeatability and recovery values also Calcium, Sodium and Phosphorus analysis results have been obtained for 181 units of milk and milk products. In this study importance of these minerals with regards to human health and their occurrences in milk, one of the most important mineral sources, has been evaluated. It is known that milk and milk products are very important in terms of healthy and balanced diet because of their capacity of providing sufficient amount of minerals daily. Drinking milk is not a common habit in our country and there is no regular school milk program yet. For this reason it is concluded that milk and milk product consumption must become more widespread and necessary importance should be given to these pr ograms. REFERENCES [1] Unal, R., N., Besler, T., Beslenmede Sütün Önemi, Sağlık Bakanlığı Yayın No: 727,

46 Hayvan Yemlerinde Mineral Miktarı Tayini ve Laboratuvarlarda Uygulanabilirliği Ömer Yaşarikiz 1, Senem Coşkun 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay 1 1 EDGE Gıda ve Yem Kontrol Laboratuvarı, İzmir/TÜRKİYE Değişen dünya ekonomik koşulları hayvancılık sektöründeki rekabetin artmasına neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak toplam maliyetin %70-80 ini oluşturan hayvan yemi veriminin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Verimli bir hayvansal üretim için kaliteli beslemenin gerçekleştirilebilmesi gerekir. Bu da ancak yemlerin niteliklerinin çok iyi bilinmesini zorunlu kılar. Hayvan vücudunda bulunan birçok mineral, yaşamsal fonksiyonlarını normal bir şekilde geçirmeleri için gereklidir. Yemler ana mineraller olan kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum ve sodyum; eser elementler olan demir, çinko, bakır, manganez ve molibden içerirler. Bazı mineraller, kronik hastalıklarda beklenen önleyici ve tedavi edici etkileri nedeniyle fonksiyonel gıda bileşenleri olarak düşünülebilir. Bu nedenle vücuda alınan gıdalarda bulunan minerallerin miktarları önemlidir ve olması gereken sınırın altında bulunmamaları gerekmektedir[1]. Yem ve yem katkı maddelerinde tüketici sağlığının korunması, ürün kalitesinin arttırılması ve devamlılığının sağlanması amacıyla modern tekniklerle hızlı ve doğru biçimde yapılan mineral analizlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Mikrodalga yakma yöntemi eser elementlerin belirlenmesi için hızlı ve etkin bir yöntemdir[2]. Bu çalışmada, mikro dalga (Berghoff Speedwave MWS-4) yakma yöntemi ile ICP-OES cihazı (Perkin ELMER Optima 7000 DV) kullanılarak hayvan yemlerindeki mineral miktarı tayini ve laboratuvarlarda uygulanabilirliği konusunda metot çalışması yapılmıştır. Mineral içermeyen yem örneğine standart eklenmesi ile çalışılmıştır. Tespit limiti kalsiyum (Ca) için 6.57 ppm, sodyum (Na) için 2.70 ppm, magnezyum (Mg) için 3.10 ppm, potasyum (K) için 5.63 ppm ve fosfor (P) için 2.69 ppm olup geri kazanım yüzdeleri; Ca için %92, Na için %98, Mg için %109, K için %107, P için %104 olarak tespit edilmiştir. KAYNAKLAR AS-TR-010 [1] Aziz A. Fallah, S. Siavash Saei-Dehkordi, Amin Nematollahi, Tina Jafari Comparative study of heavy metal and trace element accumulation in edible tissues of farmed and wild rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) using ICP-OES technique, Microchemical Journal 98 (2011) [2] Kim-Yen Phan-Thien, Graeme C.. Wright, N. Alice Lee, Inductively coupled plasma -mass spectrometry (ICP-MS) and -optical emission spectroscopy (ICP OES) for determination of essential minerals in closed acid digestates of peanuts (Arachis hypogaea L., Food Chemistry 134 (2012)

47 Determination of Mineral in Animal Feed and Applicability of Laboratory Ömer Yaşarikiz 1, Senem Coşkun 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay 1 1 EDGE Food and Feed Control Laboratory, İzmir/TURKEY Cause an increase in livestock competition in the changing global economic conditions. As a result, the total cost of 70-80% which feed efficiency of livestock have to be revised. The realization of high-quality feeding must be for efficiently livestock production. This requires very good knowledge about the properties of feed. Many minerals at animal body is necessary for living normal life function. Feed is contains the main minerals calcium, phosphorus, magnesium, potassium and sodium; the trace minerals iron, zinc, copper, manganese, and molybdenum. Some minerals, chronic diseases, preventive and therapeutic effects is expected to be considered as a functional food ingredient. Therefore, the amount of minerals taken in foods into the body is important and should not be in below the limit required. The rapid and accurate analysis of minerals with modern techniques are needed for improving product quality and continuity in feed and feed additives to consumer health protection. Microwave combustion method for the determination of trace elements is fast and effective method. In this study, studies on the method on determination of the mineral content at animal feeds and applicability in laboratories performed by using micro-wave (Berghoff Speedwave MWS-4) combustion with ICP-OES instrument (Perkin Elmer Optima 7000 DV ). Mineral-free feed sample was studied by standard addition. LOD (Limit of dedection) values were 6.57 ppm for calcium (Ca ), 2.70 ppm for sodium (Na ), 3.10 ppm for magnesium (Mg ), 5.63 ppm for potassium (K) and 2.69 ppm for phosphorus (P ). The recovery percents were found to be Ca 92%, Na 98%, Mg 109%, K 107%, P 104%. REFERENCES AS-EN-010 [1] Aziz A. Fallah, S. Siavash Saei-Dehkordi, Amin Nematollahi, Tina Jafari Comparative study of heavy metal and trace element accumulation in edible tissues of farmed and wild rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) using ICP-OES technique, Microchemical Journal 98 (2011) [2] Kim-Yen Phan-Thien, Graeme C.. Wright, N. Alice Lee, Inductively coupled plasma -mass spectrometry (ICP-MS) and -optical emission spectroscopy (ICP OES) for determination of essential minerals in closed acid digestates of peanuts (Arachis hypogaea L., Food Chemistry 134 (2012)

48 Anjiyotensin Reseptör Antagonistlerinin (ARA II) pka larının Organik Çözücü-Su Ortamlarında Florimetrik Yöntemle Tayini S. B. Gündüz 1, T. Erşan 1, Ş. Küçükkartallar 1, S. A. Özkan 2 1 Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 42031, Kampüs -KONYA AS-TR Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Bölümü, 06100, Tandoğan -ANKARA Anjiyotensin II Reseptör Antagonistleri (ARA-II ), hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkin maddelerdir ve geleneksel anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhi bitörlerine alternatif olarak düşünülmüştür. ARA II lerin de kapsandığı fizyolojik mekanizmaların anlaşılmasını ve çalışmaları kolaylaştırdığı için, bu hipertansif ilaçların asit-baz dengeleri hakkındaki bilgi, büyük bir farmakolojik öneme sahiptir. Bu maddelerin rolü yüklerine bağlıdır ve yağda çözünürler. Bu ilaçların pka değerleri, vücuda absorpsiyon, dokuda dağılım ve eliminasyon gibi proseslerde, ilaç geçiren membranların kanalı için büyük bir ilgiye sahiptir. Böylece, yapı ve farklı asit-baz türleri bilindikten sonra, ilaç dağılımı, absorpsiyon oranı, dağılma profili ve atılım yüzdesi en iyi şekilde belirlenebilir [1]. Anjiyotensin II Reseptör Antagonistleri amfoterik bileşiklerdir ve yapısal olarak bağlı bifenilkarboksilik asit kısmı içeren telmisarta n dışında, aynı bifeniltetrazol kısmına sahiplerdir. Antihipertansif ilaçlar olarak ARA II lerin iyonlaşma sabitlerinin birkaç uygun yöntem ile tam olarak tayini, etki mekanizmalarının anlaşılmasında ve biyoyararlanabilirlikleri açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada öncelikle, ARA II bileşiklerinin (valsartan, losartan ve irbesartan) belirli yüzdedeki asetonitril-su ortamlarında floresans özelliklerinin incelenmiştir. Daha sonra aynı ortamlarda ve en uygun uyarma ve emisyon dalga boylarında florimetrik yöntemle bu maddelerin iyonlaşma sabitleri (pka ları ), her bir çözücü ortamında ph-floresans şiddeti grafikleri çizilerek tayin edilmiştir. Florimetrik yöntemle elde edilen veriler teorik verilerle, SPARC (online teorik pka hesaplama programı) sonuçlarıyla ve literatür verileriyle [1,2] karşılaştırılmıştır. Tablo1. ARAII bileşiklerinin %10-40 asetonitril ortamlarında teorik ve deneysel iyonlaşma sabitleri. BİLEŞİK ADI LOSARTAN VALSARTAN SPARC DENEYSEL pka Asetonitril Yüzdesi %10 %20 %30 %40 Ka Spektroflorimetrik Ka Ka 1 STAR (Spektrofotometrik ) Ka Ka Spektroflorimetrik Ka Ka 1 STAR (Spektrofotometrik ) Ka KAYNAKLAR [1] Cagigal, E., Gonza lez, L., Alonso, R.M., Jime nez, R.M., Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis, 26, , [2] Barbosa, J., Barrón, D., Jiménez-Lozano, E., Sanz-Nebot, V., Analytica Chimica Acta, 437, ,

49 pka Determination of Angiotensin Receptor Antagonists (ARA II ) in Organic Solvent-Water Media by the Spectrofluorimetric Method S. B. Gündüz 1, T. Erşan 1, Ş. Küçükkartallar 1Error! Bookmark not defined. And S. A. Özkan 2 AS-EN Selçuk University Faculty of Science, Department of Chemistry, 42031, Campus -Konya/TÜRKİYE 2 Ankara University Faculty of Pharmacy Department of Analytical Chemistry, 06100, Tandoğan- Ankara / TÜRKİYE Angiotensin II Receptor Antagonists (ARA-II) are effective substances in the treatment of hypertension and cardiac insufficiency and are thought to be an alternative to conventional angiotensin converting enzyme (ACE) inhibitors. The knowledge of acid base equilibria of these antihypertensive drugs has a great pharmacological importance, since it eases the study and understanding of the physiological mechanisms in which the ARA IIs are involved. The role of these agents depends on their charge, and they are liposoluble. The pka values of these drugs is of great relevance for the membrane channels which allow drug passage in the processes of body absorption, tissue distribution and elimination. So, knowing the structure and different acid base species, it is possible to determine the absorption rate, distribution profile and excretion percentage [1]. Angiotensin II Receptor Antagonists are amphoteric compounds and have the same biphenyltetrazole binding apart from telmisartan which contains biphenylcarboxylic acid in structure. The exact determination of the ionization constants of ARA IIs as antihypertensive drugs are extremely important in understanding the action mechanisms and bioavailabilities. For this reason primarily in this study, the fluorimetric properties of some ARA IIs (valsartan, candesartan and losartan) were studied in certain percentages of acetonitrile-water mixtures. Then in the same media and under the optimum excitation and emission wavelengths using fluorimetric method, the ionization constants (pka) were determined in every solvent media by obtaining ph-fluorescence intensity graphs. The data obtained by the spectrofluorimetric method were compared with the theoretical data, results of SPARC-online pka calculated program and with the literature [1,2]. Table 1. Theoretical and experimental ionization constants of ARAII compounds in 10-40% acetonitrile media. COMPUND SPARC EXPERIMENTAL pka Acetonitrile Percentage %10 %20 %30 %40 Ka Spectrofluorimetric LOSARTAN Ka Ka 1 STAR (Spectrophotometric ) Ka Ka Spectrofluorimetric VALSARTAN Ka Ka 1 STAR (Spectrophotometric ) Ka REFERENCES [1] Cagigal, E., González, L., Alonso, R.M., Jiménez, R.M., Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis, 26, , [2] Barbosa, J., Barrón, D., Jiménez-Lozano, E., Sanz-Nebot, V., Analytica Chimica Acta, 437, , [2] Barbosa, J., Barrón, D., Jiménez-Lozano, E., Sanz-Nebot, V., Analytica Chimica Acta, 437, ,

50 Uskumru Balığı Örneklerindeki Ağır Metal Tayini Senem Coşkun 1, Ömer Yaşarikiz 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay 1 1 EDGE Gıda ve Yem Kontrol Laboratuvarı, İzmir/TÜRKİYE Son yıllarda, su ekosistemindeki ağır metal düzeyleri madencilik, sanayi ve tarım faaliyetleri nedeniyle artmıştır [1]. Ağır metaller, besin zincirine girip biriktiğinden dolayı, ekosistemde önemli kirleticiler olarak kabul edilmektedirler [2]. Bununla birlikte su ortamındaki ağır metal seviyeleri; su kalitesi ve hayvan sağlığını kontrol etmek için düzenli olarak izlenmelidir [1]. Balık, su içerisinde bulunan gıda maddelerinin son halkasıdır ve insanlar için önemli bir besin kaynağıdır [1]. Koroner kalp hastalığına, hipertansiyona ve kanser riskine karşı etkili olduğu için insan beslenmesinin önemli bir parçasıdır [3]. Aynı zamanda suda bulunan toksik maddelere karşı (Pb,Cd, Hg) en hassas su organizmalarından biri olarak kabul edilmektedir [2]. Suda bulunan ağır metaller insana gıda zinciri yoluyla aktarılırlar. Bu nedenle, balıktaki ağır metal düzeyi nin belirlenmesi insan sağlığı açısından son derece önemlidir [1]. Bu çalışmanın temel amacı, uskumru balığındaki ağır metal ve iz element seviyelerinin mikrodalga (Berghoff Speedwave MWS-4) yakma yöntemi kullanılarak ICP-OES (Perkin ELMER optima 7000 DV) cihazı ile belirlenmesidir. Civa tayini için hidrür sistemi kullanılmıştır. Tespit limiti kurşun (Pb) için 0.03 ppm, kadmiyum (Cd) için 0.01 ppm, civa (Hg) için ppm olup geri kazanım yüzdeleri; Pb için %91, Cd için %99 ve Hg için %98 olarak tespit edilmiştir. Çalışmada, ithal edilen 24 adet farklı uskumru balığı kullanılmıştır. Bulunan değerlerin yasal limitlere uygunluğu incelenmiştir. KAYNAKLAR AS-TR-012 [1] Kazim Uysal, Yılmaz Emre, Esengül Köse, The determination of heavy metal accumulation ratios in muscle, skin and gills of some migratory fish species by inductively coupled plasma-optical emission spectrometry (ICP-OES) in Beymelek Lagoon (Antalya/Turkey ), Microchemical Journal 90 (2008) [2] Ivan Jaric, Zeljka Visnjic-Jeftic, Gorcin Cvijanovi, Zoran Gacic, Ljubinko Jovanovic, Stefan Skoric, Mirjana Lenhardt, Determination of differential heavy metal and trace element accumulation in liver, gills, intestine and muscle of sterlet (Acipenser ruthenus) from the Danube River in Serbia by ICP-OES, Microchemical Journal 98 (2011) [3] Durali Mendil, Zafer Demircİ, Mustafa Tuzen, Mustafa Soylak, Seasonal investigation of trace element contents in commercially valuable fish species from the Black sea, Turkey, Food and Chemical Toxicology 48 (2010)

51 AS-EN-012 Determination of Heavy Metal in Samples of Mackerel Senem Coşkun 1, Ömer Yaşarikiz 1, Fatma Köylüoğlu 1, Bekir Burak Katırcı 1, Aşkın Acay 1 1 EDGE Food and Feed Control Laboratory, İzmir/TURKEY In recent decades, heavy metal levels in aquatic ecosystems have also increased due to mining, industrial and agricultural activities [1]. Heavy metals are considered as critical contaminants of aquatic ecosystems, due to their high potential to enter and accumulate in food chains [2]. Thus, in view of the quality of public food supplies, their levels in aquatic environment s hould be monitored regularly to check water quality and animal health [1]. Fish is the final chain of aquatic food and an important food source for human [1]. Fish are the major part of the human diet because fish have low risk of coronary heart disease, hypertension and cancer [3]. Fish are also considered as one of the most susceptible aquatic organisms to toxic substances (Pb,Cd, Hg) present in water [2]. Therefore, heavy metals in aquatic environments are transferred through food chain into humans. For this reason, determination of heavy metal levels of fish is extremely important for human health [1]. The main aim of this study is that mackerel fish to determine the levels of heavy metals and trace elements by using multi-element ICP OES (Perkin ELMER optima 7000 DV) methods to analyze mackerel samples after microwave (Berghoff Speedwave MWS-4) combustion method. Hydride systems have been used for the determination of mercury. LOD (Limit of dedection) were 0.03 ppm for lead (Pb ), 0.01 ppm for cadmium (Cd) and ppm for mercury (Hg ). The recovery percents were found to be Pb 91%, Cd 99% and Hg 98%. In the study, imported 24 pieces of different mackerel used. The values were compliance with legal limits. REFERENCES [1] Kazim Uysal, Yılmaz Emre, Esengül Köse, The determination of heavy metal accumulation ratios in muscle, skin and gills of some migratory fish species by inductively coupled plasma-optical emission spectrometry (ICP-OES) in Beymelek Lagoon (Antalya/Turkey ), Microchemical Journal 90 (2008) [2] Ivan Jarić, Željka Višnjić-Jeftić, Gorčin Cvijanovi, Zoran Gačic, Ljubinko Jovanovic, Stefan Skoric, Mirjana Lenhardt, Determination of differential heavy metal and trace element accumulation in liver, gills, intestine and muscle of sterlet (Acipenser ruthenus) from the Danube River in Serbia by ICP-OES, Microchemical Journal 98 (2011) [3] Durali Mendil, Zafer Demircİ, Mustafa Tuzen, Mustafa Soylak, Seasonal investigation of trace element contents in commercially valuable fish species from the Black sea, Turkey, Food and Chemical Toxicology 48 (2010)

52 Birincil Seviye Referans Gaz Karışımlarının Hazırlanması ve Sertifikasyonu Tanıl Tarhan ve Fatma Akçadağ TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME ), Kimya Grubu, Gaz Metrolojisi Laboratuvarı, Gebze, Kocaeli Gaz Metroloji alanının temel amacı, endüstriyel kaynaklı gazlar, taşıt egzoz gazları ve atmosferdeki gaz bileşenlerinin tanımlanması ve ölçülebilmesi için gerekli tekniklerin geliştirilmesi, incelenmesi ve uygulanması ile yüksek kaliteli izlenebilir bir gaz ölçüm ağının oluşturulması ve bu şekilde endüstriyel, yasal ve bilimsel faaliyetlerin doğru bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Gaz Metrolojisi kapsamında hazırlanan düşük belirsizliğe sahip gaz standartları sağlık, çevre, güvenlik gibi konularda ihtiyaç duyulan ölçümlerde izlenebilirliğin sağlanması ve korunmasına hizmet etmektedir. TÜBİTAK UME Gaz Metrolojisi Laboratuvarı nın ilk ve temel amacı ulusal birincil seviyede standart gaz karışımları hazırlamak, bunların muhafazasını sağlamak ve izlenebilirlik zincirinin oluşturulması ve devamlılığı için gerekli faaliyetleri yerine getirmektedir. Ulusal ve uluslararası düzeyde gaz metrolojisi alanına giren endüstriyel, yasal ve bilimsel faaliyetlerin doğru ve güvenilir bir şekilde yürütülmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirlikleri oluşturmak, destek sağlamak ve gerekli çalışmaları yürütmek de öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bu amaçla, 2011 yılı nda TUBİTAK UME bünyesinde Gaz Metroloji Laboratuvarı kurulmuş ve birincil seviye gaz karışımları hazırlanmaya başlanmıştır. Gaz karışımlarının hazırlanması TS EN ISO 6142, sertifikasyonu ise TS EN ISO 6143 standartlarına göre gerçekleştirilmektedir. Bu standartlar baz alınarak, ilk birincil seviye gaz karışımı olarak azot (N 2) gazı içerisinde hacimce % 3 lük karbondioksit (CO 2) gaz karışımı hazırlanmıştır. Gaz karışımının hazırlandığı 5 litre hacimli alüminyum tüpün içerisi dolum öncesi turbomoleküler vaku m pompası ile 10-6 mbar basınç seviyesine kadar boşaltılmış, bunu takiben özel kabin içerisine yerleştirilmiş 1 mg hassasiyete sahip 10 kg lık terazi ile boş ağırlığı tartılmış, sonrasında gaz dolum istasyonunda CO 2 gazı tüpe doldurulmuş ve özel kabinde boş referans tüp ile karşılaştırmalı olarak tartılarak eklenen miktar belirlenmiş, tüpün kalan kısmı yine dolum istasyonunda N 2 gazı ile doldurulup sonrasında aynı şekilde tartılarak gerçek miktar tespit edilmiştir. Hazırlanan karışımın analizi TS EN ISO 6143 standardına uygun olarak, hacimce % 1, % 2,5, % 5, % 7,5 ve % 10 luk CO 2/N 2 birincil seviye referans gaz karışımları kullanılarak GC-FID ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma ile ülkemizde % 1 den daha düşük bir belirsizlikle ilk defa birincil seviye N 2 gazı içerisinde CO 2 gaz karışımı hazırlanmış ve sertifikasyonu gerçekleştirilmiştir yılı sonunda azot içerisinde karbondioksitin ölçülmesi konusunda düzenlenen uluslararası EURAMET karşılaştırmasına ilk kez ka tılım sağlanmış ve başarılı bir sonuç elde edilmiştir. KAYNAKLAR AS-TR-013 [1] TS EN ISO 6142 (2006) Gaz Analizleri Kalibrasyon gaz karışımlarının hazırlanması - Gravimetrik metot. [2] TS EN ISO 6143 (2006) Gaz Analizleri Kalibrasyon gaz karışımlarının bileşiminin tayini ve kontrolü için karşılaştırma yöntemleri. 36

53 AS-EN-013 Preparation and Certification of Primary Reference Gas Mixtures Tanıl Tarhan and Fatma Akçadağ TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME ), Kimya Grubu, Gaz Metrolojisi Laboratuvarı, Gebze, Kocaeli Ultimate objectives of gas metrology can be given as identification, method development for analyses, investigation and application of industrial gases, exhaust emission gases and atmosferic gas components as well as establishing a traceability chain for gas measurements and providing support for scientific, legal and industrial activities involving gas measurements. Primary gas standards with very low uncertainty values can provide sustainable and traceable gas measurements required in the field of health, environment, safety, etc. The principal objectives of TÜBİTAK UME Gas Metrology Laboratory are to prepare primary gas standarts in national level, to establish traceability chain for gas measure ments and to perform related activities for sustainable and reliable gas measurements in the country. Furthermore, it is aimed to colaborate with related public and private institutions and to make the necessary actions for supporting their activities in order to have reliable gas measurements in scientific, legal and industrial areas at national and international level. Hence, the gas metrology laboratory in TÜBİTAK UME was established and studies on gas mixture preaparation were initiated in Gas mixtures are prepared and certified according to international guides TS EN ISO 6142 and TS EN ISO 6143, respectively. Based on these guides, 3 % (by volume) carbondioxide (CO 2) in nitrogen (N 2) gas mixture was prepared as the first primary gas mixture of TÜBİTAK UME. A five liters cylinder in which gases are filled was first evacuated at a pressure level of 10-6 mbar using a turbomolecular vacuum system. Then, the cylinder was weighted in a special cylinder weighing system having 10 kg balance with 1 mg re solution. After that, the cylinder was filled with known amount of CO 2 using a gas filling station and then weighed again in a comparative way using an empty reference cylinder to determine the real amount of CO 2 added. Finally, the cylinder was filled with rest gas, N 2 and its amount was determined by following the same weighing procudure. After the preparation of the primary gas mixture, it was analysed according to TS EN ISO 6143 using GC-FID instrument with 1, 2.5, 5, 7.5 and 10 % (by volume) CO 2/N 2 primary gas mixtures. This paper describes the first study carried out in Turkey on preparation and certification of CO 2/N 2 primary reference gas mixture having an uncertainty value lower than 1 %. In 2011, TÜBİTAK UME participated in international EURAMET interlaboratory comparison on the measurement of CO 2 in N 2 and obtained succesful results. REFERENCES [1] TS EN ISO 6142 (2006) Gas Analysis - Preparation of calibration gas mixtures - Gravimetric method. [2] TS EN ISO 6143 (2006) Gas Analysis Comparison methods for determining and checking the composition of calibration gas mixtures. 37

54 Türkiyede Yetişen Bazı Tahıl Çimlerinin Fenolik Bileşiklerinin LC-MS/MS ile Analizi, Antioksidan ve Serbest Radikal Süpürme Aktivitelerinin Belirlenmesi Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye Manisa, Bu çalışmada Türkiye de yetişen bazı tahıl çimlerinin fenolik bileşiklerinin lc-ms/ms ile analizi, antioksidan ve serbest radikal süpürme aktivitelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç ile değişik tahıl türleri çimlendirilip, bu çimlerin farklı polaritelerdeki çözücülerle ekstraksiyonu yapılıp bu ekstraktların antioksidan aktiviteleri ve bu çim ekstraktlarının fenolik antioksidan bileşik profili belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada 3 farklı tahıl çeşidi (Arpa; Hordeum vulgare L., Arpa-çavdar melezi; hordeum secale L, esmer buğday; Triticum turgudim L., ) kullanılmıştır. Çimlendirme aşamasına kadar +4 C de türlerine göre, farklı polietilen vakum paketlerinde saklanmıştır. Tahıl çimlerinin fenolik antioksidan bileşikleri, LC -MS/MS kullanılarak belirlenmiştir. Örneklerin antioksidan aktiviteleri, β-karoten/ linoleik asit yöntemi, DPPH radikal süpürme yöntemiyle tespit edilmiştir ve ayrıca farklı tahıl çimi ekstraktlarının toplam fenolik ve toplam flavonoit bileşik miktarlarıda UV cihazıyla spektrofometrik olarak tayin edilmiştir. Örneklerdeki fenolik maddeler LC/MS-MS (kütle spektrumlu likit kromatografi) kullanılarak, gerekli modifikasyonlar yapılarak analiz edilmiştir [1]. LC/MS-MS ile, esmer buğday, arpa ve arpa çavdar çimlerindeki 11 farklı bileşiğin analizi yapılmıştır ve örneklerin fenolik bileşik profilinde bu bileşiklerden 7 tanesi tespit edilmiştir, bileşiklerin azalan sırası ise ferulik> şiringik> p-kumarik> vanilik> kafeik> gallik asit> oleuropein olarak bulunmuştur. Ayrıca klorojenik asit, hidroksityrosol, luteolin ve apigenin bileşikleri de LC / MS-MS kullanılarak tespit edildiştir. Örneklerin antioksidan aktiviteleri, β-karoten/ linoleik asit yöntemiyle yapılıp, örneklerin antioksidan aktivitesi hesaplanmıştır ve antioksidan aktivite azalan bir sıra ile esmer buğday, arpa, arpa -çavdar çimi şeklinde bulunmuştur. Toplam fenolik madde miktarı gallik asit eşdeğeri cinsinden hesaplanmıştır. Esmer buğdayın 1 gram su ekstraktındaki toplam fenolik madde miktarı 350 mg gallik asit eşdeğeri şeklinde bulunmuştur. Tahıl çimlerinin su ve etanol ekstraktları nın DPPH radikal süpürme aktivitelerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir ve ayrıca farklı tahıl çimi ekstraktlarının toplam flavonoit bileşik miktarları da kateşin eşdeğeri cinsinden hesaplanmıştır. Esmer buğday çiminin toplam flavonoit miktarının arpadan ve arpaçavdardan daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bulunan sonuçlar [2] ve[3] tarafından bildirilen sonuçlarla ile uyum içindedir. Araştırmada kullanılan 3 farklı tahıl türlerine ait bugüne kadar yapılmış LC -MS/MS çalışması bulunmamaktadır ve bu çalışmada ilk defa uygulanmaktadır. KAYNAKLAR [1]Hung, P.V., Maeda, T.and Morita, N.,.Food Research International,42: , 2009 [2]Hatcher D.W. and Kruger J.E., Cereal Chemistry, 74: , 1997 AS-TR-014 [3]Mattila, J.,M. Pihlava and J. Hellstrom, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 53: ,

55 Analysis of Phenolic Compounds in Some Grain Grasses Grown in Turkey by Using LC -MS/MS, Determination of Antioksidant and Free Radical Scavenging Activities of These Samples Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye, Manisa In this study, it has been aimed analysis of phenolic compounds in some grain grasses grown in Turkey by using LC-MS/MS and determination of antioxidant and free radical scavenging activities of these samples. For this purpose, different grain species have germinated, these grasses have been extracted by using different polarity solvents. Antioxidant activities and phenolic antioxidant profiles of these extracts have been established In this research, 3 different grain species have been used (barley; Hordeum vulgare L., hybrid of barley-rye; Hordeum secale L.,esmer buğday, Triticum turgudim L.,) These grains have been kept in different polyethylene vacuum packages at C until germination step. Phenolic antioxidant compounds of grasses have been determined by using LC-MS/MS. Antioxidant activities of these grasses have been established by using β- carotene/linoleicacid method and DPPH. Radical scavenging method and also, total amount of phenolic and flavonoid compounds of these extracts have been determined by using UV spectrophometer. Phenolic compounds in these samples have been analysed by using LC -MS/MS (Liquid chromatograpy combined to mass spectrometer) and it has been made necessary modifications in analysis [1]. By using LC - MS/MS spectrometer, 11 different compounds in buckwheat grasses, barley and barley-rye grasses have been determined. 7 compounds have been established on phenolic compound profiles of these samples. Lessening order of these compounds has been found as ferulic acid > syringic acid > p -coumaric acid > vanillic acid > caffeic acid > gallic acid > oleuropein. In addition, chlorogenic acid, hydroxytyrosol, lu teolin andapigenin have been found in extracts by LC-MS/MS spectrometer. Antioxidant activities of samples have been determined by using β- carotene/linoleic acid method and antioxidant activities of samples have been calculated. Lessening order of activities of grasses has beenfound as buckwheat > barley > barley-rye hybrid. Amount of total phenolic has been calculated as gallic acid equivalent. Buckwheat has extracted by water and amount of total phenolic compound in 1 gram water extract has been found as 350 miligram gallic acid equivalent. Grain grasses have been extracted by water and ethanol, DPPH. Radical scavenging activities of these extracts have been found as high level. Also, amount of total flavonoid compounds in different extracts has been calc ulated as catechin equivalent. Amount of total flavonoid compound in buckwheat grass has been found higher than barley grasses and barley-rye grasses. In this research, it has been seen that experimental results are fitted with literature [2],[3]. Up to date, there is no any other study related to 3 different grain speciesused in this research and LC - MS/MS technics for this grains has been carried out for the first time. REFERENCES [1] Hung, P.V., Maeda, T. and Morita N., Food Research International, 42: , 2009 [2] Hatcher, D.W. and Kruger J.E., Cereal Chemistry, 74: , 1997 AS-EN-014 [3] Mattila, J., Pihlava and M., Hellstrom, J., Journal of Agricultural and Food Chemistry, 53: ,

56 Türkiyede Yetişen Bazı Tahıl Çimlerinin Ekstraktlarının Doğal Gıda Koruyucu Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye Manisa, Bu çalışmada Türkiyede yetişen bazı tahıl çimlerinin fenolik bileşiklerinin lc-ms/ms ile analizi ve antioksidan ve serbest radikal süpürme aktiviteleri belirlenmiştir. Analizler sonucunda tahıl çimlerinin fenolik asit ve flavonoid içeriği yüksek bulunduğu için, doğal gıda koruyucu katkı maddesi olarak kullanımı amaçlanmıştır. Araştırmada 3 farklı tahıl çeşidi (arpa, Hordeum vulgare L., arpa-çavdar melezi; Vulgare secale L, esmer buğday; Triticum turgudim L., ) kullanılmıştır. Bu çalışmada değişik tahıl türleri çimlendirilip, çimlerin su ekstraktının et ve et ürünlerinde uygulaması yapılmıştır. Esmer buğday, arpa ve arpa çavdar çimlerinin pişmiş ve çiğ etlerdeki koruyuculuğunu incelenmesi amacıyla C de 3 ay ve 4 0 C de 14 gün boyunca depolanmıştır. Koyun ve keçi eti köftelerinin kimyasal özellikleri için Ph analizi, tiyobarbütirik asit tayini, peroksit sayısı duyusal özellikleri için renk değerleri, tat, koku analizleri analitik olarak yapılmıştır. En düşük tiyobarbütirik sayısı esmer, kırmızı ve beyaz buğday çimi ekstraktlarında belirlenmiş ve TBA sayısını kontrole göre düşük çıkmıştır. Buna göre, araştırmada kullanılan tüm bitkisel ekstraktlar antioksidan özellik göstermiş ve soğukta muhafaza süresince lipit oksidasyonunu önleme etkileri sırasıyla es mer buğday çimi > beyaz buğday çimi > kırmızı buğday çimi> arpa > arpa -çavdar > kontrol şeklinde olmuştur. En düşük peroksit sayısı esmer buğday çimi ekstraktında belirlenmiş ve arpa ile arpa-çavdar çimi ekstraktı arasındaki fark önemli olmamıştır Örneklerin antioksidan aktiviteleri, Renk analizi sonuçlarına göre esmer buğday çimi ekstraktının dondurularak muhafaza edilen sığır köftelerinde metmiyoglobin olusumunu onleyerek renk ozelliklerini önemli düzeyde koruduğunu gostermektedir. Muhafaza süresince tum grupların renk değerlerinde azalmalar meydana gelmistir. Köftelerin ph değerleri depolamanın baslangıında diğer depolama sürelerinden daha yüksek bulunmustur Esmer buğday çiminin koruyuculuğunun arpadan, arpa-çavdardan daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bulunan sonuçlar [1] [2] ve[3] tarafından bildirilen sonuçlarla ile uyum içindedir. Araştırmada kullanılan 3 farklı tahıl türlerinin et ve ürünlerinde doğal gıda koruyucu katkı maddesi olarak kullanımına ilişkin bugüne kadar yapılmış çalışma bulunmamaktadır ve bu çalışmada ilk defa uygulanmaktadır. KAYNAKLAR [1] Conning DM., Phillips JC. (1986 ): Food and Chemical Toxicology, 24 (10/11 ), [2] Huang D., Ou B., Prior, R. L. (2005 ). Journal of Agriculture and Food Chemistry, 53, [3] Hung P. V., Maeda T., Morita N. (2009 ). Food Research International, 42, AS-TR

57 An Investigation on Usability of Extracts of Some Grain Grasses Grown in Turkey as Natural Food Protectives Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye, Manisa In this study, phenolic compounds of some grain grasses grown in Turkey have been analysed by using LC - MS/MS andantioxidant and free radical scavenging activities of these grains have been determined. In the end of analysis, because of phenolic acid and flavonoid content of grain grasses a on high level, application of these grasses as natural food additives have been aimed. In this search, 5 different grain species (buckwheat; Triticum turgudim L., white wheat; Triticum aestivum ssp. Vavilovi, red wheat; triticum aestivum ssp. Macha, barley, Hordeum vulgare L., hybrid of barley -rye; Vulgare secale L.,) have been used. Different grain species have germinated and water extracts of grasses have been applied to meat and meatproducts. In order to analyse of protection of grain grasses for cooked and raw meats, grasses of buckwheat, grasses of white wheat, grasses of red wheat, grasses of barley and grasses of barley-rye have been added to meats. These meats have been stored at C and +4 0 C, for 3 months and 14 days, respectively. For chemical properties of mutton and goat-meat meatballs, determination of thiobarbuturic acid and peroxide index have been made, for sensuous properties of meat balls, color value, analysis of flavor and odour have been made analytically. Minimum value for barbuturic acid have been found on extracts of buckwheat, red wheat and white wheat grasses and TBA value has been detected as low according to control. Therefore, all of extracts in this study have shown antioxidant activity. Prevention effects of lipid oxidation during storage in cold have been found grass of buckwheat > grass of white wheat > grass of redwheat > grass of bar ley > grass of barley-rye, respectively. Minimum value for peroxide index has been established in buckwheat grass extract and difference between barley grass extract and barley-rye grass extract has not been distinguished. Accordingly to results of color analysis, extract of buckwheat grass prevents formation of metmiyoglubin in beef meatball kept in deep-freezer, there for ebeef significantly protects its color properties. Color values of all groups has been reduced during conservation. On starting of storage, ph values of meatballs have been found higher than other storage periods. As a result, protection of buckwheat has been found higher than barley grass and also barley-rye grass. In this study, experimental evidence are fitted with literatüre [1],[2 ],[3]. Up to date, there is no any other study about application on meat-products of 5 different grain species used in this research as natural additives for food safety and this research has been carried out for the first time. REFERENCES [1]Conning D.M., Philips J.C. (1986 ): Food and Chemical Toxicology, 24 (10/11 ), [2] Huang D., Prior, R.L. (2005 ), Journal of Agriculture and Food Chemistry, 53, [3] Hung P.V., Maeda T., Morita N. (2009 ), Food Research International, 42, AS-EN

58 Farklı Zamanlarda Çimlendirilmiş Tahıl Örneklerinin HPLC İle Analizi, Antioksidan ve Serbest Radikal Süpürme Aktivitelerinin Belirlenmesi Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye, Manisa Bu çalışmada Türkiyede yetişen bazı tahıl çimlerinin fenolik asit ve flavonoidlerinin hplc ile analizi ile antioksidan ve serbest radikal süpürme aktivitelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç için değişik tahıl türleri 3 farklı zamanlarda 15, 30, 40 gün boyunca çimlendirilmiştir, bu çimlerin farklı polaritelerdeki çözücülerle (etil asetat, etanol ve su) ekstraksiyonu yapılıp, bu ekstraktların antioksidan aktiviteleri ve bu çim ekstraktlarının fenolik antioksidan bileşik profili belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada 5 farklı tahıl çeşidi (esmer buğday; Triticum turgudim L.,beyaz buğday; Triticum aestivum ssp. vavilovi., kırmızı buğday; Triticum aestivum ssp. Macha., arpa; Hordeumvulgare L., Arpa-çavdar melezi; Vulgaresecale L, ) kullanılmıştır. Tahıl çimlerinin fenolik antioksidan bileşikleri, hplc kullanılarak belirlenmiştir. Örneklerin antioksidan aktiviteleri, β-karoten/ linoleik asit yöntemi, DPPH radikal süpürme yöntemiyle tespit edilmiştir ve ayrıca farklı tahıl çimi ekstraktlarının toplam fenolik ve toplam flavonoit bileşik miktarlarıda UV cihazıyla spektrofometrik olarak tayin edilmiştir [1]. Örneklerdeki fenolik maddeler hplc (yüksek basınçlı sıvı kromotografi) kullanılarak, gerekli modifikasyonlar yapılarak analiz edilmiştir. Hplc ile, esmer kırmızı ve beyaz buğday ile arpa ve arpa çavdar çimlerinin laboratuvar koşullarında elde edilen ekstraktlarında gallik asit, şiringik asit, p-hidroksibenzoik asit, kafeik asit, benzoik asit, kuersetin, p-kumarik asit, ferulik asit ve ellagik asit gibi 10 farklı bileşiğin analizi yapılmıştır. Bileşikler azalan sırası ile ferulik>şiringik>quercetin>p-kumarik>p-hidroksibenzoik asit>vanilik>kafeik>gallik asit>ellagik asit olarak bulunmuştur. Örneklerin antioksidan aktiviteleri, β-karoten/ linoleik asit yöntemiyle yapılıp, farklı zamanda çimlendirilmiş örneklerin antioksidan aktivitesi hesaplanmıştır azalan bir sıra ile esmer> kırmızı > beyaz buğday> arpa> arpaçavdar çimi şeklinde bulunmuştur. En iyi antioksidan aktiviteyi 15 günlük çimler, en az antioksidan aktiviteyi ise 40 günlük tahıl çimleri göstermiştir. Toplam fenolik madde miktarı gallik asit eşdeğeri cinsinden hesaplanmıştır. 15 günde çimlenmiş Esmer buğdayın 1 gram su ekstraktındaki toplam fenolik madde miktarı mg gallik asit eşdeğeri şeklinde bulunmuştur. Tahıl çimlerinin su ve etanol ekstraktlarının DPPH radikal süpürme aktivitelerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir ve ayrıca farklı tahıl çimi ekstraktlarının toplam flavonoit bileşik miktarları da kateşin eşdeğeri cinsinden hesaplanmıştır. Esmer buğday çiminin toplam flavonoit miktarının diğer tahıl türlerinden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Belirlenen fenolik asit ve flavonoid kompozisyonuna ilişkin elde ettiğimiz bulguların, literatür ile uyumlu olduğu görülmüştür [2], [3]. Araştırmada kullanılan farklı zamanlarda çimlendirilmiş 5 farklı tahıl türlerine ait bugüne kadar yapılmış hplc çalışması bulunmamaktadır ve bu çalışmada ilk defa uygulanmaktadır. KAYNAKLAR [1] Liyana-Pathirana C. M., Shahidi F. (2007 ). Journal of Cereal Science, 45, [2] Hatcher D.W. andkruger J.E.,Cereal Chemistry, 74: , 1997 [3] Ho C.T., Wang M., Wei G.J., Huang T.C., Huang MT., (2000 ): BioFactors, 13, AS-TR

59 Analysis of Grain Samples Sprouted in Different Periods by Using HPLC Determination of Antioxidant and Free Radical Scavenging Activities of These Samples. Tuğba Kardaş 1, İnci Durucasu 1 1 Celal Bayar Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Muradiye, Manisa İn this study, it has been aimed analysis of some phenolic acids and flavonoids in some grain samples grown in Turkey by using hplc and also determination of antioxidant and free radical scavenging act ivities of these samples. For this purpose, different types of grain has been sprouted in 3 different periods which are 15, 30, 40 days. These sprouted grain samples have been extracted by using different polarity solvents (ethyl acetate, ethanol and water ), it has been studied to determine antioxidant activities and phenolic antioxidant compound profiles of these extracts. In this research İt has been used 5 different cereals (buckwheat; Triticum turgidum L., white wheat; Triticum aestivum ssp. Vavilovi, red wheat;; triticum aestivum ssp. Macha; barley; Hordeum vulgare L., hybrid of barley-rye, Vulgare secale L.) phenolic antioxidant compounds of these grain samples have been determined by using hplc. Antioxidant activities of these samples have been established by using β-carotene /linoleic acid method and DPPH radical scavenging method and also, total amount of phenolic and flavonoid compounds of these extracts have been determined by using UV spectrophotometer. Phenolic compounds in these samples have been analysed by using hplc (high pressure liquid chromotography )and it has been made necessary modifications in analysis. in laboratory conditions, extracts of buckwheat grass, barley grass, barley-rye grass have been obtained and then 10 different compounds like gallic acid, syringic acid, p- hydroxybenzoic acid, caffeic acid, benzoic acid,quercetin, p- coumaric acid, ferulic acid and ellagic acid in these extracts have been analysed by using hplc. Lessening order of these compounds has been found as ferulic acid> syringic acid>quercetin > p- coumaric acid> p- hydroxybenzoic acid >vanilic acid >caffeic acid>gallic acid>ellagic acid. Antioxidant activities of samples have been done according to β-carotene /linoleic acid method. Antioxidant activities of samples sprouted on different periots have been calculated, lessening order of activities of these grasses has been found as buckwheat > red wheat> white wheat> barley> barley -rye hybrid. Grasses sprouted in 15 days have shown highest antioxidant activity, however grasses sprouted in 40 days have shown least antioxidant activity. Amount of total phenolic compound has been calculated as gallic acid equivalent. Buckwheat sprouted in 15 days has extracted by water and amount of total phenolic compound in this extract has been found as miligram gallic acid equivalent. Grain grasses have been extracted by water and ethanol, respectively. DPPH radical scavenging activities of these extracts have been found on high level. Also, amount of total flavonoid compounds in different extracts has been calculated as catechin equivalent. Amount of total flavonoid compounds in buckwheat grass has been found higher than other grain varieties. In this research, it has been seen that experimental evidence related to phenolic acid and flavonoid composition are fitted with literature. Up to date, there is no any other hplc study relating to 5 different grain species used in this research and for the first time, high pressure liquid chromotography of these grains has been carried out. REFERENCES [1] Liyana-Pathirana C. M., Shahidi F. (2007 ). Journal of Cereal Science, 45, [2] Hatcher D.W. and Kruger J.E.,Cereal Chemistry, 74: , 1997 [3] Ho C.T., Wang M., Wei G.J., Huang T.C., Huang MT., (2000 ): BioFactors, 13, AS-EN

60 Güdümlü Tedavi için Küresel Olmayan Nanoparçacıkların Yapımı ve Uygulamaları Sevde Altuntaş 1, Fatih Büyükserin 1, 2 1 TOBB ETÜ Mikro ve Nanoteknoloji Enstitüsü, 2 Gazi Üniversitesi Nanotıp ve İleri Teknolojiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Küre, prizma ve çubuk gibi değişik şekillerdeki nanopartiküllerin biyosensör, biyo-ayırışım, ilaç taşınımı ve görüntüleme sistemlerini barındıran pekçok biyoanalitik ve nanotıp uygulamada gittikçe daha sı k kullanılır hale geldiğine tanık olmaktayız. Bu parçacıklar arasında nanoküreler, bu şeklin lipozom, polimer ve değişik inorganik yapıtaşlarından kolayca elde edilebilmesinden ötürü en yaygın kullanılan sınıf olarak öne çıkmaktadır[1]. Özellikle lipozomsu ve polimerik nanokürelerin pekçok tedavi uygulamasında sıklıkla kullanımı, parçacık büyüklüğünün vücutta dolanım, dağılım ve atılımına etkisini gösteren pekçok in vivo çalışmayı beraberinde getirmiştir. Bu çalışmalar nanopartikül büyüklüğünün rolüne ışık tutsa da, partikül şeklinin biyolojik uygulamalardaki etkisi yeterince bilinmemektir. Son yıllarda yapılan çalışmalara bakıldığında ise küresel olmayan parçacıkların küresel olanlara kıyasla daha etkin biyolojik özellikler (örn: kanda daha uzun dolaşım süreleri) gösterdikleri dikkat çekmektedir[2]. Günümüz biyomedikal uygulamalarında bu tip küresel olmayan parçacıkların kısıtlı kullanımının arkasında yatan ana sebep nanoparçacık şekli ve büyüklüğünü hassas bir şekilde kontrol edebilen verimli üretim metodlarının bulunmamasıdır. Bu sorunlara çözüm olabilecek, anodize edilmiş aluminyum oksit (AAO) yapılardan faydanıldığı değişik yöntemler mevcuttur[3,4]. Bu konuşmada, AAO yapılarını kalıp malzeme olarak değerlendirip, yüzey sol-jel kimyası yardımıyla eş boyutlu silika nanotüplerinin üretilmesi anlatılacaktır. Bu nanoyapılar, kontröl edilebilir boyutları, iç hacimleri ve yüzey kimyalarıyla güdümlenmiş biyomolekül taşınımı için uygun partiküller olarak değerlendirilmektedir[3]. Üretilen nanotüplerin yüzeylerinin hedefleyici biyomoleküllerle fonksiyonelliştirilmesi, içlerine terapötik ajanların yüklenmesi, ortam ph sına göre bu ajan salınımının duyarlılığının kontrolü, ilgili karakterizasyonlara ek olarak sunulacaktır. Ayrıca çok fonksiyonlu bu ajanların kanser ve sağlıklı hücre serilerine karşı gösterdikleri seçicilik özelliklerinden ayrıntılı olarak bahsedilecektir. KAYNAKLAR: [1] L. E. Euliss, J. A. DuPont, et al., Chem. Soc. Rev., 35, , [2] Y. Geng, P. Dalhaimer, et al., Nature Nanotech., 2, , [3] F. Buyukserin, C. D. Medley, et al., Nanomedicine, 3, , [4] F. Buyukserin, M. Aryal, et al., Small, 5, , AS-TR

61 Fabrication and Application of Nonspherical Nanoparticles for Targeted Therapy Sevde Altuntaş1, Fatih Büyükserin1,2 1 TOBB ETU Micro and Nanotechnology Institute, 2 Gazi University Nanomedicine and Advanced Technologies Research and Application Center Spherical, prismatic, and wire-shaped nanoparticles have been proposed for use in various biotechnological applications including biosensing, bioseparations, and biomolecule delivery. Spherical nanoparticles, however, are more widely used because this shape is easy to make, and spherical particles can be synthesized from a diverse range of materials, such as liposomes, polymers, dendrimers and various inorganic compounds. [1] Liposomal and polymeric nanospheres, in particular, are employed significantly for therapeutic applications, which have motivated numerous studies on the effect of a parti cle s size on its clearance, circulation, and distribution in vivo. While these have led to insights into the role of particle size, the effect of a particle s shape on its biological properties remains largely unknown. Recent studies are beginning to show the remarkably improved biological properties of non-spherical particles (such as increased blood circulation time) over spherical counterparts. [2] The major reason for the limited use of non-spherical particles in biomedical applications is the lack of fabrication methods to simultaneously and precisely control the size and shape of nanoparticles. Certain approaches which utilizes anodized aluminum oxide (AAO) structures can potentially resolve these problems [3,4]. This talk will describe the use of AAO templates and surface sol-gel chemistry to fabricate monodisperse silica nano test tubes. These nanostructures are potential candidates for biomolecule delivery due to their controllable large inner volumes and chemically modifiable surfaces for special t argeting studies. Here, in addition to the characterization data, functionalization of the fabricated tube surface with specific biomolecules, doping the interior with therapeutic agents and the control of drug release as a function of ph will be presented. Finally, the specificity of the multifunctional carriers to healthy and carcinoma breast cell lines will be described. REFERENCES [1] L. E. Euliss, J. A. DuPont, et al., Chem. Soc. Rev., 35, , [2] Y. Geng, P. Dalhaimer, et al., Nature Nanotech., 2, , [3] F. Buyukserin, C. D. Medley, et al., Nanomedicine, 3, , [4] F. Buyukserin, M. Aryal, et al., Small, 5, , AS-EN

62 Tek Seferde ve Kolay Su Bazlı Monodispers PEGli Altın Nanonanoparçacık Sentezi Şevket Tolga Çamlı 1, Fatih Büyükserin 2, Cafer T. Yavuz 3, Mustafa Selman Yavuz 4,5 AS-TR Nanotıp ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi, Gazi Üniversitesi, Ankara 06830, Türkiye; 2 Biyomedikal Mühendisliği, TOBB Üniversitesi, Ankara 06560, Türkiye; 3 EEWS Bölümü, KAIST, Daejeon , Güney Kore; 4 Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Selçuk Üniversitesi, Konya 42075, Türkiye; 5 İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi, Selçuk Üniversitesi, Konya 42075, Türkiye Metal nanokristaller arasında altın nanoparçacıklarına olan ilgi, altının eşsiz ve yaygın özelliklerinden dolayı gün geçtikçe artmaktadır. Lokal yüzeysel plazmon resansının ayarlanabilirliği, altın yüzeylerinin modifiye edilmesinin kolaylığı, kimyasal maddelere karşı yüksek direnci, ve biyouyumlu olması, altın nanoyapıların birçok uygulamada özellikle ilaç salınımı, fototermal kanser t erapisi gibi biyolojik uygulamalarda kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Altın nanoparçacık sentezlerinde birçok yaygın yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar arasından altın (III) iyonunun alkiltiyol (stabilizatör) ve faz transfer moleküllerinin bulunduğu ortamda sodyum borohidrat (indirgeyici) eklenerek indirgenmesiyle nanometre boyutlarında altın nanokürelerin sentezi en yaygın olanlardandır[1]. Bu araştırmada, poli (etilen glikol )etiletermetakrilat (PEGEEM) sulu çözeltisinin ısıtıldıktan sonra suda çözülmüş altın tuzunun eklenmesiyle monodispers altın nanoyapıların sentezi sunulmaktadır[2]. Bu sentezde PEGEEM, hem stabilizatör hemde indirgeyici molekül olarak görev yapmaktadır. Şekil 1 de 95 derecede sulu ortamda 15 dakikada üretilen altın nanoyapıların geçirgen elektron mikroskopu (TEM) görüntüleri gösterilmektedir. Şekil 1. Altın nanoyapıların TEM görüntüleri TEM görüntülerindeki altın nanoyapılar, 18 nm civarında monodispers küreye benzemektedirler. Dikkatli bakıldığında bu yapıların çoklu-ikiz yapılar olduğu anlaşılmaktadır. XRD analizlerinde bu örneklerin tamamen altın atomları içerdiği saptanmıştır. Altın nanoyapıların yüzeylerinin PEG molekülleri ile kaplanması biyolojik uygulamalarda kullanılmasını sağlamakta ve normalde iki farklı aşamadan sonra üretilebilen PEG li nanoyapıların bu sentezle tek aşamada üretilmesi sağlanmıştır. Sonuç olarak, altın nanoyapılar, sadece altın tuzu ile PEGEEM molekülünü sulu ortamda reaksiyonu sonucunda kolaylıkla üretilmiştir. Sofistike sentezler içermemesi, tek aşam ada PEG molekülüyle altın yüzeylerinin kaplanması ve ekstra stabilizatör veya indirgeyici moleküllere gerek duyulmaması sebebleriyle bu sentez metodu, kolayca, çevreyle barışık ve başka metal nanoyapılar üretilebilmeyi olanak sağlamaktadır. KAYNAKLAR [1] Daniel, M. C.; Astruc, D. Chem. Rev., 2004, 104, [2] Yavuz, M. S.; Cheng, Y.; Chen, J.; Cobley, C. M., Zhang, Q.; Rycenga, M.; Xie, J.; Kim, C.; Song, K. H.; Schwartz, A. G.; Wang, L. V.; Xia, Y. Nat. Mater., 2009, 8,

63 [3] Chen, J.; Wang, D.; Xi, J.; Au, L.; Siekkinen, A. R.; Warsen, A.; Li, Z.-Y.; Zhang, H.; Xia, Y.; Li, X. Nano Lett., 2007, 7, [4] Brust, M.; Walker, M.; Bethell, D.; Schiffrin, D. J.; Whyman, R. J. Chem. Soc. Chem. Commun., 1994, [5] Zhanga, G.; Yanga, Z.; Lua, W.; Zhanga, R.; Huanga, Q.; Tiana, M.; Lib, L.; Liangc, D.; Lia, C. Biomaterials, 2009, 30, [6] Furusho, H.; Kitano, K.; Hamaguchi, S.; Nagasaki, Y. Chem. Mater., 2009, 21, [7] Bearinger, J. P.; Terrettaz, S.; Michel, R.; Tirelli, N.; Vogel, H.; Textor, M.; Hubbell, J. A. Nat. Mater., 2003, 2, 259. [8] Prencipe, G.; Tabakman, S. M.; Welsher, K.; Liu, Z.; Goodwin, A. P.; Zhang, L.; Henry, J.; Dai, H. J. Am. Chem. Soc., 2009, 131, [9] Niidome, T.; Yamagata, M.; Okamoto, Y.; Akiyama, Y.; Takahashi, H.; Kawano, T.; Katayama, K.; Niidome, Y. J. Control. Release, 2006, 114,

64 A Water-based Facile Synthesis of Monodisperse PEGylated Au Nanoparticles AS-EN-018 Mustafa Selman Yavuz, 1,2* Sevket Tolga Camli, 3 Fatih Büyükserin, 4 and Cafer T. Yavuz 5 1 Department of Metallurgical and Materials Engineering, Selcuk University, Konya 42075, Turkey 2 Advanced Technology Research and Application Center, Selcuk University, Konya 42075, Turkey 3 Nanomedicine and Advanced Technologies Research Center, Gazi University, Ankara 06830, Turkey 4 Department of Biomedical Engineering, TOBB University Econ. & Technol., Ankara 06560, Turkey 5 Graduate School of EEWS, KAIST, Daejeon , Republic of Korea Herein we describe a facile protocol for the synthesis of PEGylated Au nanoparticles by simply mixing aqueous solutions of HAuCl 4 - and poly(ethylene glycol) ethyl ether methacrylate. This method has been applied to generate uniform multiply-twinned Au nanostructures of ~18 nm in diameter with high yields. Among the noble-metal nanocrystals, gold (Au) nanoparticles have been of considerable interest owing to their unique properties and extensive applications [1]. The tunable localized surface plasmon resonance (LSPR), the versatility for surface modification, excellent chemical stability, and biocompatibility associated with Au nanocrystals have enabled a wide range of biological applications including drug delivery [2] and photothermal cancer therapy [3]. Various routes based on reduction of AuIII salts have been developed. For instance, Brust and co-workers developed a milestone protocol to synthesize Au colloids with relatively narrow size distributions [4]. In their method, Au nanoparticles were obtained in aqueous solution by reducing AuCl 4 - ions with strong reducing agent, sodium borohydrate (NaBH4), in the presence of dodecanethiols (stabilizer) and tetraoctylammonium bromide (a phase transfer agent). As a stabilizer on the nanoparticle surface, poly(ethylene glycol) (PEG) has been preferably and widely employed in biological applications due to its biocompatibility [5], much lower toxicity as compared to its counterparts [6], remarkably resistant to nonspecific protein adsorption [7], and prolonged in vivo circulation time in blood [8]. Exchanging milder binding surfactants (e.g. citrate ions) on the pre-synthesized Au nanoparticles with strong binding reagents (e.g. thiols and disulfides) terminated PEG is most common way to synthesize PEGylated Au nanoparticles (PEG-AuNPs). For instance, Niidome et al. synthesized PEG-SH separately and then mixed PEG-SH with the CTAB-coated Au nanorod solution to generate PEGylated Au nanorods [9]. Despite various literature procedures for the synthesis of PEG-AuNPs, more simple and versatile method, which excludes sophisticated synthesis of PEG containing species and the usage of an extra reducin g agent, is still an intriguing topic to explore. Here, we report a remarkably convenient and environmentally benign protocol to prepare PEG-AuNPs in which poly(ethylene glycol) ethyl ether methacrylate (PEGEEM) is used as both the reductant and stabilizer. Excluding the usage of extra reducing agents or multi -step polymer synthesis makes this system an attractive route to synthesize PEG-AuNPs. Figure 1 shows a TEM images of the Au nanocrystals synthesized from aqueous solutions of HAuCl 4 and poly(ethylene glycol) ethyl ether methacrylate (PEGEEM) at 95 o C where PEGEEM served as an effective reductant and stabilizer. Figure: TEM images of multiply-twinned Au nanoparticles synthesized in the presence of HAuCl4 - and poly(ethylene glycol) ethyl ether methacrylate (PEGEEM). Most of the Au nanocrystals in the sample are monodisperse in spherical shape with an average diameter of ~18 nm. TEM image of the Au nanoparticles reveals that each particle has a multiple twinned morphology. Using energy-dispersive X-ray (EDX) spectroscopy, the elemental composition of the Au nanocrystals was determined (not shown). The EDX spectrum indicates that the nanocrystals have elemental composition of predominant Au component. Due to the exclusion of sophisticated synthesis of PEG containing stabilizers, 48

65 additional surfactants, or reducing agents, this method may provide a remarkably simple, versatile, and environmentally benign protocol to prepare PEGylated noble metal nanocrystals.this work was supported by Marie Curie International Reintegration Grant (PIRG-GA ) under FP7 program from European Union. The authors gratefully acknowledge Dr. Hakan Deniz and Dr. Mehmet Bayindir for their kind help regarding EDX and electron microscopy studies at Bilkent University Insti tute of Materials Science and Nanotechnology. *Corresponding author: selmanyavuz@selcuk.edu.tr REFERENCES [1] Daniel, M. C.; Astruc, D. Chem. Rev., 2004, 104, [2] Yavuz, M. S.; Cheng, Y.; Chen, J.; Cobley, C. M., Zhang, Q.; Rycenga, M.; Xie, J.; Kim, C.; Song, K. H.; Schwartz, A. G.; Wang, L. V.; Xia, Y. Nat. Mater., 2009, 8, [3] Chen, J.; Wang, D.; Xi, J.; Au, L.; Siekkinen, A. R.; Warsen, A.; Li, Z.-Y.; Zhang, H.; Xia, Y.; Li, X. Nano Lett., 2007, 7, [4] Brust, M.; Walker, M.; Bethell, D.; Schiffrin, D. J.; Whyman, R. J. Chem. Soc. Chem. Commun., 1994, [5] Zhanga, G.; Yanga, Z.; Lua, W.; Zhanga, R.; Huanga, Q.; Tiana, M.; Lib, L.; Liangc, D.; Lia, C. Biomaterials, 2009, 30, [6] Furusho, H.; Kitano, K.; Hamaguchi, S.; Nagasaki, Y. Chem. Mater., 2009, 21, [7] Bearinger, J. P.; Terrettaz, S.; Michel, R.; Tirelli, N.; Vogel, H.; Textor, M.; Hubbell, J. A. Nat. Mater., 2003, 2, 259. [8] Prencipe, G.; Tabakman, S. M.; Welsher, K.; Liu, Z.; Goodwin, A. P.; Zhang, L.; Henry, J.; Dai, H. J. Am. Chem. Soc., 2009, 131, [9] Niidome, T.; Yamagata, M.; Okamoto, Y.; Akiyama, Y.; Takahashi, H.; Kawano, T.; Katayama, K.; Niidome, Y. J. Control. Release, 2006, 114,

66 Using Simulated Spectra as a Means of Assessing Fourier Transform Analysis for the Purpose Of Background Removal and Noise Reduction in Auger Electron Spectroscopy Besnik Poniku 1, Igor Belič 1, Monika Jenko 1 1 ınstitute Of Metals And Technology, Ljubljana, Slovenia Auger electron spectroscopy for almost the last 50 years [1, 2] has been used extensively and still continues to be used today as an analytical technique for the chemical characterization of solid surfaces. As is the case with most spectroscopic techniques, one important step for a successful analysis is the performance of the measurement in the apparatus, while the other just as important one is the proper interpretation of the resulting data. Auger electron spectra are composed mainly of three characteristic features: the characteristic peaks of elements, the background, and noise [3]. The main information comes from the peaks, while the background and noise are regarded mostly as nuisance. Sometimes the background and noise need to be dealt with to get any information at all from the spectra, but in the due process of background removal and noise reduction inevitably we face the problem of the slight alteration of the original data, giving rise to uncertainties in the obtained results. Our group has worked on constructing an Auger spectra simulator where the information about the characteristic features was obtained from the experimentally measured Auger spectra and different databases, whereas actual values of the background and noise (again within the characteristics and limits observed in experimental spectra) were added randomly. The idea here was that through the simulated spectra we would have the means to check the performance of background removal and noise reduction tools, because even though randomly generated, the values of the background and noise are known to us unlike in the experimental spectra, thus giving us the possibility to assess them before and after data processing. We have regarded Fourier transform analysis as a possible route to follow in order to deal with the two aforementioned problems of background and noise, and we are assessing the ways Fourier analysis can be adequately used in the case of Auger spectra for this purpose. The simulated spectra will be used as testing ground to assess the applicability and the degree of accuracy of this method. Thus our work on building the Auger spectra simulator will be described briefly, to continue then with the use of Fourier transform analysis for background removal and noise reduction in Auger electron spectroscopy and the results we have obtained so far. All this work is aimed at a final goal of automating the Auger spectra qualitative and quantitative interpretation, a process in which the program performing the task must be provided with clear enough data with as low background and noise as possible to be able to produce meaningful results. We b elieve that upon achievement of this goal this would greatly ease the way Auger analysis is performed, while increasing the reliability of the obtained results at the same time. REFERENCES AS-EN-019 [1] Grant, J.T. Surface analysis with Auger electron spectroscopy. Applications of Surface Science, 13, 35-62, [2] Brundle, C. R., Evans, C. A. Jr., and Wilson, S. (ed. ). Encyclopedia of Materials Characterization- Surfaces, Interfaces, Thin Films: Auger Electron Spectroscopy, , (Publisher: Butterworth Heinemann, Massachusetts ). [3] Poniku, B., Belič, I., and Jenko, M. The modeling of Auger spectra. Materials and technology, 45, 39-46,

67 Chemical Composition, Antibacterial Andantioxidant Activities of Black Cumin Volatile Oil Extracted by Steam Distillation Assisted by Microwaves Using the Cryogrinding Farid Benkaci-Ali, Rym Akloul, Asma Boukenouche University of Sciences and Technologies Houari Boumediène, Faculty of Chemistry, Laboratory of Organic and Functional Analysis, U.S.T.H.B,B.P.32 ElAlia, Bâb Ezzouar, Algiers, Edwin De Pauw, Jean François Focant University of Liège,Laboratoire de Spectrométrie de Masse L.S.M, Allée du 6 Août, Bât B6c, 4000 Liège (Sart- Tilman), Belgium The volatile oils of Algerian Nigellasativa seeds, extracted by steam distillation assisted by microwave using the cryogenic grinding (CG) were analyzed by GC, GC-MS. According to the data values reported in this study the effect of cryogrinding on the chemical composition of the volatiles is important. Monoterpenehydrocarbons ( %) were the main group of CG volatiles compared to SG (classical grinding) volatiles ( % ).Whereas, the ketones for med the main proportion in SG volatiles ( %) followed by CG volatile oils ( % ). Fortynine compounds were identified and significant differences in quantities of the major constituents were observed, mainly were thymoquinone (SG: % and CG: % ) p-cymene (SG: %, CG: % ), dehydro-sabinaketone (SG: %, GC: % ), carvacrol (SG: %, CG: % ) andlongifolene (SG: %, CG: % respectively ). Moreover, Nigella S. Volatile oils exhibited higher antibacterial and antifungal activities varying according to technique extraction and grindingmode used, with a high effectiveness against Gram-positive bacteria with a diameter of inhibition zones growth ranging from 9.5 to 35 mm and MIC and MBC values ranging from ( mg/ml) to ( mg/ml ),respectively. On the other hand, thenigella sativa volatile oil was investigated for its antioxidant activities using four different tests then compared with BHT. Results showed that Nigella S. volatile oil exhibit a good activity in each antioxidant system with a special attention for β-carotene bleaching test (IC50:19to28μg/ml) and reducing power (EC50:8to15μlg/ml ). Keywords AS-EN-020 Nigellasativa; Ranunculaceae; composition; Microwave; Steam-distillation; Cryogrinding; GC and GC-MS; Antimicrobial activity; Antioxidant activity 51

68 AS-TR-021 Biyodizelde LC-MS IDMS ile Triolein Tayini Kevser Topal, Gökhan Bilsel, Ahmet Ceyhan Gören TÜBİTAK UME Organik Kimya Laboratuvarı, 41470, Kocaeli, Türkiye Hızla tükenen, fosil yakıtlara (akaryakıt, kömür gibi) yeni ve yenilenebilir alternatif olan biyodizel kullanımı günümüzde hızla artmaktadır. Bitkisel veya hayvansal yağların transesterifikasyonu sonucunda üretilen biyodizel, gliserin, su ve gliseritler gibi yanma kalitesini düşüren yan ürünlerde içerir. Yakıtın kalitesi ile ilgili parametrelerin yanı sıra üretim ve işleme sırasında oluşan ve yanma kalite sini düşürmesinin yanı sıra motorda tortu ve birikmelere neden olan kirliliklerin sınırları ASTM D6751 [1] ve EN [2] gibi standartlarda belirlenmiştir. Trigiliseritlerin tayini için ASTM D6584 [3] ve EN de[4] gaz kromatografisine (GC-FID) dayalı standart yöntemler tanımlamıştır. Bu yöntemlerle yapılan analizlerde sertifikalı referans malzemenin eksikliği nedeni ile SI birimlerine izlenebilir ölçümlerin yapılamamaktadır. EURAMET-European Metrology Research Programme (EMRP) ile desteklenen bir proje[5] kapsamında bu standart analiz yöntemlerinin geliştirilmesi, alternatif analiz yöntemlerinin belirlenmesi ve sertifikalı referans malzeme üretimi için çalışmalar sürdürülmektedir. TÜBİTAK UME de bu proje de aktif rol oynamaktadır. Çalışmamızda triolein tayini için LC - MS tekniği kullanılarak bir IDMS yöntemi geliştirilmiş ve geçerli kılınmıştır. Yöntemde, enzim katalizörlüğünde sentezlenmiş, izotop etiketli triolein iç standart olarak kullanılmıştır. LC-MS sonuçları aşağıda verilmiştir. KAYNAKLAR [1] ASTM D6551-Standard Specification for Biodiesel Fuel Blend Stock (B100) for Middle Distillate Fuels [2] EN 14214: European quality Standard for automotive FAME [3] EN Fat and Oil derivatives Fatty Acid Methyl Esters (FAME) Determination of free and Total glycerol and mono-, di-, triglyceride contents (Reference Method ), [4] ASTM D 6584: Standard Test Method for Determination of Free and Total Glycerin in B-100 Biodiesel Methyl Esters by Gas Chromatography, [5] EMRP, ENG-09, Metrology for Biofuels, [6] y_v3.pdf TEŞEKKÜR Bu çalışma, ENG09-Metrology for Biofuels projesi kapsamında desteklenmiştir. 52

69 BİOMONİTORİNG OF HEAVY METALS USİNG SOFT DRİNKS FROM MİSURATA CİTY-LİBYA. AS-EN-022 M. A. Elbagermi 1, H. G. M. Edwards 2 and A. I. Alajtal 1 1 Department of Chemistry, Faculty of Science, University of Misurata., P. O. Box, 1338 Misurata, Libya 2 Raman Spectroscopy Group, University Analytical Centre, Division of Chemical and Forensic Sciences, University of Bradford, West Yorkshire, BD71DP, UK *Corresponding author:m.elbagermi@yahoo.co.uk Some 50 canned soft drink specimens collected from supermarkets across several regions in Misurata-Libya were analysed for Pb, Fe, Cu, Zn and Cd using atomic absorption spectrometry following digestion with an HCl and HNO 3 mixture (aquaregia) and H 2O 2 The mean levels (±SE) of lead, iron, copper, zinc, and cadmium were found to be 0.170±0.038 mg/kg, 0.436±0.333 mg/kg, 0.187±0.181 mg/kg, 1.300±0.751 mg/kg, and 0.006± mg/kg, respectively, in the soft drinks. Our data revealed that lead, iron, copper, zinc, and cadmium mean levels found in all soft drinks, collected from several regions in Misurata-Libya, were within the Libyan National Centre for Standardization and Metrology (LNCSM) values. Keywords-Biomonitoring; heavymetals; Misurata/Libya, softdrinks, wetashing 53

70 Conversion of Waste PET into Important Chemicals Using Methanol in a Microwave Reactor Mohammad Nahid Siddiqui 1* and Halim Hamid Redhwi 2 1 Chemistry and 2 Chemical Engineering Department, King Fahd University of Petroleum and Minerals, Dhahran 31261, Saudi Arabia * mnahid@kfupm.edu.sa Poly (ethylene terephthalate) (PET) is one of the versatile engineering plastics showing excellent thermal and mechanical properties. PET recycling represents one of the most successful and widespread examples of polymer recycling. In this study, the methanolytic depolymerization of poly (ethylene terephthalate) (PET) taken from waste soft-drink bottles, under microwave irradiation, is proposed as a recycling method with substantial energy saving. The reaction was carried out with methanol with and without the use of zinc acetate as catalyst in a sealed microwave reactor in which the pressure and temperature were controlled and recorded. Experiments under constant temperature or microwave power were carried out at several time intervals. The main product dimethyl-terephthalate was analyzed and identified by FTIR and DSC measurements. It was found that PET depolymerization, is favoured by increasing temperature, time and microwave power. High degrees of depolymerization were measured at temperatures near 180 o C and at microwave power higher than 150 W. Most of the degradation was found to occur during the initial 5 to 10 min. Compared to conventional heating use of microwave irradiation during methanolysis of PET, certainly results in shorter reaction times supporting thus the conclusion that this method is a very beneficial one for the recycling of PET wastes. Methanolysis actually is the degradation of PET by methanol at high temperatures and high pressures with main products dimethyl terephthalate (DMT) and EG, which are raw materials necessary for the production of this polymer. The main advantage of this method is that an installation of methanolysis can be located in the polymer production line, since the DMT produced has a product quality identical to virgin DMT. The financial support provided by King Abdulaziz City for Science and Technology (KACST ), Riyadh, Saudi Arabia through Project No. AR for this work is gratefully acknowledged. The support from King Fahd University of Petroleum and Minerals is sincerely appreciated. Keywords: recycling; poly (ethylene terephthalate ); methanolysis; microwave irradiation AS-EN

71 Capillary Flow Probe NMR Coupled Techniques: State of the Art and Future Developments Ozan Gökay 1,2, Klaus Albert 1 1 University of Tuebingen,Institute of Organic Chemistry, Tuebingen, Germany 2 Group MG, Division: ANASYN Biotechnology & Research, Tuebingen, Germany NMR spectroscopy is one of the most important and powerful instrumental analytical techniques for structural elucidation of unknown small and large (complex) isolated and synthes ized compounds in organic and inorganic chemistry. X-ray crystallography, neutron scattering and NMR spectroscopy are the only suitable methods for three-dimensional structure determination at atomic resolution. Moreover, these methods are complementary. However, by means of NMR spectroscopy reaction dynamics and interaction processes can also be investigated. Unfortunately, this technique is very insensitive incomparison with other spectrometric and spectroscopic methods. Mainly through the development of stronger magnets and more sensitive solenoidal micro coil flow probes, this drawback is successfully counteracted[1]. Capillary NMR (capnmr) spectroscopy increases the mass-based sensitivity of the NMR spectroscopic analysis up to 100- fold compared with conventional 5-mm NMR probes, and thus can be coupled on-and off-line with other microseparation and detection techniques [2]. It offers not only a higher sensitivity, but in many cases provides better quality spectra than traditional methods. Due to the immense number of compounds (e.g. of natural product extracts and compound libraries) to be examined, single micro -flow probe NMR spectroscopy will soon be far from being sufficiently effective as a screening method [3]. For this reason, an inevitable trend towards microseparation-multiplemicro-flow probe NMR coupled techniques, which allow simultaneous on-and off-line detection of several compounds, will occur. Here we describe the current status and possible future developments of single and multiple capilla ry flow probe NMR spectroscopy and its application as a high-through put tool for the analysis of a large number of mass -limited samples. REFERENCES AS-EN-024 [1] Albert, K., (Ed. ), On-Line LC-NMR and Related Techniques, , John Wiley and Sons LTD., Chichester, UK, [2] Gökay, O., Kühner, D., Los, M., Götz, F., Bertsche, U., Albert, K., Analytical and Bioanalytical Chemistry, 398:5, , [3] Wang, H., Ciobanu, L., Edison, A. S., Webb, A. G., Journal of Magnetic Resonance, 170, ,

72 AS-EN-025 Removal and Preconcentration of Chromium Species by Okra Leaves Saima Memon and Mazhar Iqbal Khaskheli Institute of Advance Research Studies in Chemical Sciences University of Sindh, Jamshoro The present study demonstrates the efficiency of okra leaves for specicative removal of Cr (III) and Cr (VI). The results demonstrate that adsorption of both species on okra leaves are ph dependent which makes it possible for speciation studies. Adsorbed species were desorbed with HCl and NaOH. The experimental data was examined by Langmuir, Freundlich and D-R Isotherm sequations. Cr (III) at ph-4 showed maximum adsorption capacity (221.17mg/g) and Cr (VI) at ph-2 (81.94 mg/g). In order to further understand the nature of adsorption, kinetic study was carried out. Data of both chromium species was found to follow pseudo second order rate equation, Elovich equation, Morris-Weber equation and Richenberge quation. The developed method was applied to real water samples (affected by industrial waste water ). Up to % of chromium metal was removed from the real water samples. Keywords: Removal, Adsorption, Speciation, chromium 56

73 AS-EN-026 Synthesis of Unsaturated Ketones and Ketoethers Seylan Ragimova 1, Sabir Mustafayev 1, Makruza Shatirova 2, Mamed Veliyev 2 1 Azerbaijan State Oil Academy, AZ1010, Baku, Azadlyq Institute of Polymer Materials of Azerbaijan National Academy of Sciences, AZ5004, Sumgait, S.Vurgun Str mveliyev@mail.ru, seylanragimova@mail.ru A large chemical activity of the unsaturated ketones stipulated by a presence of the unsaturated bond and carbonyl grouping favored wide application of these ketones in organic and petrochemical synthesis. In this connection the unsaturated ketones prepared on the basis of carboxylic acids and acetylene compounds are of definite interest. Continuing investigations in this direction [1,2], in this work the results of the investigations of acylation of chloranhydrides of some individual cyclic carboxylic acids and oil naphthene acids (isolated from oily fractions of Baku oils) with ethylene, acetylene, allyl chloride, propargyl chloride in the presence of aluminum chloride which lead to the formation of the corresponding unsaturated ketones are presented. It has been established that in interaction of vinyl ketones with the saturated or unsatuirated alcohols the corresponding ketoethers with the yields of 75-85% are formed. The method of the synthesis of ketoethers on the basis of hydration reaction of acetylene esters of cyclic series in the presence of mercury oxide and sulphuric acid (at С) with formation of the corresponding ketoethers with the yields of 70-80% has been also developed. The synthesized unsaturated ketones and ketoethers can be widely used in thin organic synthesis for preparation of practically useful and natural compounds. REFERENCES [1] M.G.Veliyev, O.A.Sadigov, M.I.Shatirova, Kh.M.Alimardanov. // ZHOrKh, 2008, V.44, Vyp.9, P [2] S.N.Ragimova, S.A.Mustafayev, M.G.Veliyev, A.G.Guseinova // Azerbaijan Oil İndustry, 2009, 2, P

74 58

75 Poster Sunumları Poster Presentations 59

76 Işığa Duyarlı Kompozit Mikrokürecik Sentezi, Karakterizasyonu ve Fotokatalitik Uygulamaları Ali İmran Vaizoğullar 1, Ahmet Balcı 1 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Düzenli bir geometriye sahip mezo gözenekli materyallerin sentezi, bu malzemelerin katalizlemede, adsorbsiyonda, ayırmada, medikal alanda ve nanoteknolojide kullanılabilirliğinden dolayı son yıllarda popüler hale gelmiştir. Mikroyapılı maddelerdeki bu ilgi çekicilik onların optik, elektriksel, mekanik ve kimyasal özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Böyle mikropartiküller, çok fazla enerji gereksinimi olmadan çevresel kirleticilerin gideriminde büyük rol oynamaktadır. Böyle kirleticilerin gideriminde Ultrafiltrasyon, Elektrokimyasal Arıtım, Adsorbsiyon gibi bazı teknikler var olsada bu yöntemlerde kullanılan malzemelerin ikinci bir kirlilik oluşturmasından dolayı artık önemini kaybetmiştir. Bu çalışmada Reverse-Süspansiyon ve Sol-Emülsiyon-Gel (Şekil 1) yöntemleri kullanılarak istenilen boyutta mikropartiküller (SiO 2, TiO 2, ZrO 2, CeO 2) sentezlenmiştir. En optimum şartlarda partikül sentezlenmesi için, karıştırma hızı ve süresi, kalsinasyon sıcaklığı, organik çözücüler, yüzey aktif madde, biyomateryaller, başlangıç maddeleri değiştirilerek ve bu değişkenlerin konsantrasyonlarındaki faklılıklar dikkate alınmış ve tanecik boyutuna, fotoaktivitesine etkisi takip edilmiştir. Sentezlenen partiküllerin mikro boyutta olması kontrol edilebilir deneyler ile gerçekleştirilmiştir. Kolay ve ucuz olarak sentezlenen partiküllerin bir organik kirleticiyi model alarak da fotoaktivitesinin ölçülmesi sağlanmıştır. Partiküllerin fotokimyasal aktivitesinin belirlenmesi model kirleticinin absorbansındaki değişimi ile belirlenmiştir. Sentezlenen mikropartiküllerin yapısının aydınlatılmasında ise XRD, SEM, TEM gibi görüntüleme teknikleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan ph nın artırılmasının partikül boyutunda artmaya sebep olmuştur. Karışt ırma süresinin artırılması ise partükül boyutunu hidrolizi hızlandırdığı için azalmasına sebep olmuştur. Kullanılansurfaktan miktarının ise partikül boyutunu bir noktadan sonra azalmasına sebep olmuştur. Bu partiküllerin hepsi mikro yapıda küresel partiküldür. Bununla beraber elde edilen malzemelerin kullanım alanlarının genişletilmesi için laboratuar ortamında yapılan deneylerin verilerinin endüstriyel alanda uygulanabilirliği de ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Böylece az bir maliyet ve fazla ekipman kullanılmadan daha da yaşanılabilir bir çevre meydana gelmiş olacaktır. KAYNAKLAR [1] S.-W. Kim, M. Kim, W.Y. Lee, T. Hyeon, J. Am. Chem. Soc. 124 (2002) AP-TR-001 [2] A.-F. Mingotaud, S. Reculusa, C. Mingotaud, P. Keller, C. Sykes, E. Duguet, S. Ravaine, J. Mater. Chem. 13 (2003)

77 Composite Light Senstive Micro-Sphere Synthesis, Characterization and Photocatalytic Applications Ali İmran Vaizoğullar 1, Ahmet Balcı 1 Department of Chemistry, Faculty of Science, University of Muğla Sıtkı Koçman AP-EN-001 Synthesis of meso-porous materials with a regular geometry, has become popular in recent years due to catalyze these materials, adsorption, separating the medical field and availability, from nanotechnology. Micro structure substances charm of this interest, due to the their optical, electrical, mechanical and chemical properties. Such microparticles, without the need of a lot of energy plays a major role in the removal of environmental pollutants. Ultrafiltration removal of such contaminants, Electrochemical Treatment, Adsorption Although there are some techniques, such as pollution comprises a second due to the materials used in these methods are now lost its importance. In this study, reverse-suspension and sol-emulsion-gel methods, microparticles of the desired size (SiO 2, TiO 2, ZrO 2, CeO 2) were synthesized. The optimum conditions for the synthesis of particles, mixing speed and duration of the calcination temperature, organic solvents, surface active a gents, biomaterials, starting materials was taken into consideration differences in concentration by changing the particle size of these parameters, the effect was followed fotoaktivitesine. Experiments carried out with micro-size particles can be controlled to be synthesized. Easy and cheap synthesized an organic pollutant particles were measured by modeling the fotoaktivitesinin. Change in absorbance was determined by determining the activity of photochemical pollutant particles in the model. Elucidation of the structure of microparticles synthesized in the XRD, SEM, TEM imaging techniques are used. Increasing the particle size of the findings of the increase in ph caused. Increasing mixing time has led to a decrease in the particle size to accelerate the hydrolysis. The amount of surfactant used in the particle size resulted in a decrease after a certain point. Spherical particle, all the micro-structure of these particles. However, the areas of use of materials obtained from the tests carried out in the laboratory for expanding the applicability of data to reveal the industrial field were studied. Thus, the use of more equipment at a cost and a more livable environment will have occurred. 61

78 AP-TR-002 PAMAM Dendrimerlere Metal Bağlanımının Spektroskopik Tespiti Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Abdürrezzak Bozdoğan, Metin Tülü Yıldız Tenik Üniversitesi FEF. Kimya Bolumu, Istanbul 34210, Turkiye Polyamidoamin (PAMAM) dendrimerler 3 boyutlu, tekrarlanabilir dallara sahip, nanoparçacık sentezinde şablon ve metal iyonlarına içten bağlanabilme avantajları sunan çok dallı yapılara sahip olan sentetik organik moleküllerdir [1]. PAMAM dendrimerlerin tersiyer ve birincil aminleri Lewis bazlarıdır ve bir çok metale eş zamanlı olarak bağlanabilirler. Diğer taraftan, dendrimerlerin birincil amin grupları, ortamın ph karakteristiğine bağlı olarak her zaman metal bağlamayabilirler. Amin gruplarının protonlanma süresi (EOP) metal bağlanma ph aralığınının dışındaysa veya bütün amin grupları protonlandıysa, birincil amin gruplar, metal iyon koordinasyonu için uygun değildir [2]. Sıvı Faz Polimer Alıkonma (LPR) tekniği atomik absorpsiyon spektroskopisi (AAS) kullanılarak metal iyon-polimer komplekslerinin saptanmasında etkin bir metot olarak gösterilmiş [3,4] ve Diallo ve ark. Tarafından ultafiltasyon tekniği ile AAS yi birleştirerek G3 -G8 jenerasyon PAMAM dendrimerlerin sulu çözeltilerdeki Cu (II) bağlama süresini (EOB) ölçmüşle rdir [5]. Bu çalışmada, farklı jenerasyon PAMAM tipi poli (oksipropilen) merkezli denrimerlerin sulu çözeltilerdeki metal bağlama yetenekleri UV-VIS spektroskopisi kullanılarak belirlenmiştir. Proton ve metal iyon bağlama ölçümleri, çözeltilerin ph larının sulu çözeltilerdeki metal iyonlarının bağlanma süreleri üzerindeki etksini değerlendirmek için alınmıştır. Bu sebepten dolayı, labaratuar deneyleri esnasında, farklı ph değerleri için farklı denrimer metal oranı içeren çözeltiler üzerinde çalışılmıştır. Son olarak, denrimerlerin tersiyer ve birincil amin gruplarının, dendrimerlerin metal bağlama yetenekleri üzerine olan etkisi incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Pamam Dendrimerler, Metal bağlama, Dendrimer kompleksleri KAYNAKLAR: [1] Zeng, F.; Zimmerman, S. C. Chem. Rev. 1997, 97, [2] Diallo, M. S.; Chritie, S.; Swaminathan, P.; Balogh, L.; Shi, X.; Um, W.; Papelis, L.; Goddard, W. A. III and Johnson, J. H. Jr. Dendritic Chelating Agents 1. Cu (II) Binding to Ethylene Diamine Core Poly (amidoamine) Dendrimers in Aqueous Solutions. Langmuir 2004, 20, [3] Geckler, K.; Volcheck. Environ. Sci. Technol. 1996, 30, Tomalia, D. A.; Dvornic, P. In Polymeric Materials Encyclopedia; Salamone, J. C., Ed.; CRC Press: Vol. 3, D-E, [4] Tulu, M., Senel, M., Journal of Applied Polymer Science, 109, , 2008 [5] Diallo, M. S.; Shafagati, A.; Johnson, J. H.; Balogh, L.; Tomalia, D.; Goddard, W. A., III, Poly (amidoamine) Dendrimers: A New Class of High Capacity Chelating Agents for Cu (II) Ion s, Environ. Sci. And Technol., 1999, 33,

79 Spectroscopic Determination of Metal Binding to PAMAM Dendrimers Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Abdürrezzak Bozdoğan, Metin Tülü Dept. of Chem. Yıldız Technical University, Istanbul 34210, Turkey Polyamidoamine (PAMAM) dendrimers are three dimensional, repetitively branched synthetic organic molecules with hyperbranched structure that allow them numerously advantages as a template for nanoparticle synthesis and binding of metal ions within the interior [1]. The tertiary and primary amine groups of large PAMAM dendrimers are Lewis bases that they can bind many metal ions simultaneously. However, the amine groups do not always bind to metal ions because of the ph characteristic of the media. When the extend of protonation (EOP) of amine groups is out of the ph range of metal binding or all amine groups are protonated, they are not available for metal ion coordination[2]. Liquid phase polymer retention (LPR) technique has been shown as efficient method [3,4] for the determination of metal ion -polymer complexes with atomic absorption spectroscopy (AAS ), and Diallo et. all have measured the extend of binding (EOB) of Cu (II) ions in aqueous solutions of generations G3-G8 PAMAM dendrimers by combining ultrafiltration technique with AAS [5]. In the present study, metal binding abilities of different generation PAMAM type poly (oxypropylene) centered dendrimers in aqueous solutions were determined by UV-VIS spectroscopy as a new approach. Bench scale measurements of proton and metal ion binding were used in order to asses the solution ph effect on EOB of metal ions in aqueous solutions. For this reason; duri ng experiments, solutions having different concentration of dendrimer to metal ratio for different ph values were used. Finally, the control effect of EOP of tertiary and primary amine groups of dendrimers on the metal ions uptake ability of dendrimers has been investigated. Keywords: PAMAM Dendrimers, Metal binding, Dendrimer complexes,uv-vis Spectroscopy REFERENCES: [1] Zeng, F.; Zimmerman, S. C. Chem. Rev. 1997, 97, [2] Diallo, M. S.; Chritie, S.; Swaminathan, P.; Balogh, L.; Shi, X.; Um, W.; Papelis, L.; Goddard, W. A. III and Johnson, J. H. Jr. Dendritic Chelating Agents 1. Cu (II) Binding to Ethylene Diamine Core Poly (amidoamine) Dendrimers in Aqueous Solutions. Langmuir 2004, 20, [3] Geckler, K.; Volcheck. Environ. Sci. Technol. 1996, 30, Tomalia, D. A.; Dvornic, P. In Polymeric Materials Encyclopedia; Salamone, J. C., Ed.; CRC Press: Vol. 3, D-E, [4] Tulu, M., Senel, M., Journal of Applied Polymer Science, 109, , 2008 AP-EN-002 [5] Diallo, M. S.; Shafagati, A.; Johnson, J. H.; Balogh, L.; Tomalia, D.; Goddard, W. A., III, Poly (amidoamine) Dendrimers: A New Class of High Capacity Chelating Agents for Cu (II) Ions, Environ. Sci. And Technol., 1999, 33,

80 AP-TR-003 PAMAM Dendrimerlerin İlaç Salınım Sistemleri Uygulamaları Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Metin Tülü, Abdürrezzak Bozdoğan Yıldız Tenik Üniversitesi FEF. Kimya Bolumu, Istanbul 34210, Turkiye Denrimerler yeni bir sınıf materyallerdirler. Dendrimerler üç boyutlu, mono dispersif çok dallı makromoleküllerdir. Bu moleküllerin yapısının fziksel ve kimyasal özellikleri üzerinde büyük etkisi vardır. Bunun sonucu olarak, dendrimerlerin benzersiz davranışları onları geniş a landa biyomedikal ve endüstiyel uygulamalar için uygun hale getirmektedir. Dendrimerlerin yüzey gruplarının sayısı arttıkça, yoğun bir paket halini alırlar ve starburst etkisi gösterirler [1]. Dendrimerlerin çözünürlüğü büyük ölçüde yüzey gruplarının doğasından etkilenir. Hidrofobik uç gruplar ile sonlandırılmış dendrimerler apolar çözücülerde çözünürken, hidrofolik uç grupları ile sonlandırılmış olanlar polar çözücülerde çözünürler. Ayrıca, dendrimerlerin benzersiz küresel şekli ve iç boşluklu yapısı, dendrimerlerin misafir molekülleri makromoleküler iç boşluklarında kapsüllemelerini mümkün hale getirmektedir. Bu sebeplerden dolayı, ilaç ve diğer tedavi ajanlarının hedefe teslimi üzerine dendrimerlerin kullanılması ile ilgili girişimler yer almaktadır [2]. İlaç molekülleri dendrimerlerin iç boşluklarına yüklenebilir yada yüzey gruplarına tutturulabilinirler. Suda çözünen dendrimerler, antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahip olan küçük asidik hidrofobik molekülleri bağlayabilir. Bunun sonucunda, denrimerlere bağlı substratlar hedef organizmaya ulaştırıldığında ve kontakt haline gelindiğinde serbest bırakılabilinirler. Bu tarz dendrimer ilaç kompleksleri ilaç taşıma sistemleri olarak göz önünde bulundurulmaktadırlar [3, 4]. Bu çalışmada, suda çözünen PAMAM tipi dendrimerlerin küçük asidik hidrofobik molekülleri bağlama yetenekleri incelenmiştir. Bu dendrimerlerin ilaç yükleme ve salınım özellikleri, hidrofobların ph davranışları açısından incelenmiş ve bu incelemeler farklı oranda substrat/dendrimer kompl eksleri üzerinde deneyler gerçekleştirerek desteklenmiştir. Ayrıca, kararlı, su ile karışabilen ve dendrimerlerin iç temel tersiyer nitrojenleri ile iyon çiftleri oluşturabilen hidrofoblar, UV-VIS spektroskopisi ile dendrimer ilaç sistemlerini potansiyel ilaç salınım sistemleri olarak önermek için gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: PAMAM Dendrimerler, İlaç Taşıma, Dedrimer-ilaç Kompleksleri, UV-VIS Spektroskopisi KAYNAKLAR: [1] Tomalia, D.A., Baker, H., Dewald, J., Hall, M., Kallos, G., Martin, S., Roeck, J., Ryder, J., Smith, P. A New Class of Polymers: Starbust-Dendritic Macromolecules, Polym. J. 1985, 17,117. [2] Beezer, A.E, King, A. S. H., Martin, I. K., Mitchel, J. C., Twyman, L. J., Wainb, C. F. Dendrimers as potential drug carriers; encapsulation of acidic hydrophobes within water soluble PAMAM derivatives. Tetrahedron 59 (2003) [3] Twyman, L.J., Beezer, A.E., Esfand, R., Hardy, M.J. & Mitchell, J.C. (1999) The synthesis of water soluble dendrimers, and their application as possible drug delivery systems. Tetrahedron Lett. 40, [4] Liu, M., Kono, K. & Fréchet, J.M.J. (2000) Water- soluble dendritic unimolecular micelles: Their potential as drug delivery agents. J. Controlled Release 65,

81 AP-EN-003 Drug Delivery System Applications of PAMAM Dendrimers Ali Serol Ertürk, Tezcan Paralı, Metin Tülü, Abdürrezzak Bozdoğan Dept. of Chem. Yıldız Technical University, Istanbul 34210, Turkey Dendrimers are a new class of materials. They are three dimensional, mono dispersive hyperbranched macromolecules. The structure of these materials has great impact on their physical and chemical properties. Thus, their unique behaviors make them suitable for a wide range of biomedical and industrial applications. Dendrimers become densely packed as they grown out to the periphery and show starburst effect [1]. Solubility of dendrimers is greatly influenced by t he nature of surface groups. Dendrimers terminated with hydrophobic end groups are soluble in non polar solvents, while dendrimers having hydrophilic groups are soluble in polar solvents. Furthermore; dendrimers unique globular shape and the presence of their internal cavities give them the possibility of encapsulating guest molecules in the macromolecular interior. Because of these reasons, there are attempts to use dendrimers in the targeted delivery of drugs and other therapeutic agents [2]. Drug molecules can be loaded the interior and attached the surface groups of dendrimers. Water soluble dendrimers can bind small acidic hydrophobic molecules having antifungal and antibacterial properties. Therefore, bound substrates can be released when they delivered to the target organism while contacting. Such complexes of dendrimers with drugs can be considered as drug delivery systems [3, 4]. In this study, water soluble PAMAM type dendrimers were investigated in terms of their binding ability of small acidic hydrophobic molecules. Drug loading and releasing properties of these dendrimers were also examined by the ph behavior of hydrophobes and supported by performing experiments with different ratio of substrate/ dendrimer complexes. Moreover, stable and miscible ion pairs of hydrophobes with denrimers internal basic tertiary nitrogens were observed by UV-VIS spectroscopy in order to suggest these denrimerdrug systems as potential drug delivery systems. Keywords: PAMAM Dendrimers, Drug Delivery, Dendrimer-drug Complexes, UV-VIS Spectroscopy REFERENCES: [1] Tomalia, D.A., Baker, H., Dewald, J., Hall, M., Kallos, G., Martin, S., Roeck, J., Ryder, J., Smith, P. A New Class of Polymers: Starbust-Dendritic Macromolecules, Polym. J. 1985, 17,117. [2] Beezer, A.E, King, A. S. H., Martin, I. K., Mitchel, J. C., Twyman, L. J., Wainb, C. F. Dendrimers as potential drug carriers; encapsulation of acidic hydrophobes within water soluble PAMAM derivatives. Tetrahedron 59 (2003) [3] Twyman, L.J., Beezer, A.E., Esfand, R., Hardy, M.J. & Mitchell, J.C. (1999) The synthesis of water soluble dendrimers, and their application as possible drug delivery systems. Tetrahedron Lett. 40, [4] Liu, M., Kono, K. & Fréchet, J.M.J. (2000) Water- soluble dendritic unimolecular micelles: Their potential as drug delivery agents. J. Controlled Release 65,

82 DPPH Method ile Bitki Ekstraktlarında Toplam Antioksidan Aktivite Tayini Ayça Karasakal 1 1 Namık Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Anabilim Dalı Bu çalışmada antioksidan aktivitelerin ölçülmesinde sıklıkla kullanılan 2-2 diphenyl picrylhydrazyl (DPPH) radikal süpürücü aktivite yöntemini kullanarak Ocimum basilicum, Satureja hortensis, Anethum graveolens ve Majorana hortensis bitkilerinde ve Fragaria vesca L. ve Rubus idaeus L bitkilerinin yapraklarında toplam antioksidan aktivite tayini yapılmıştır. Ocimum basilicum, Satureja hortensis, Anethum graveolens ve Majorana hortensis bitkilerinde DPPH radikal süpürücü aktivitesi; DPPH içeren çözelti ile hidrojen atomu verme eğilimi olan bir molekülün (antioksidan ) çözeltisinin karıştırılmasının sonucu DPPH radikalinin indirgenmesine ve çözeltinin başlangıçta mor olan renginin kaybolmasına dayanır. Mor renkli çözeltinin 520 nm civarındaki absorbansının azalması ölçülerek reaksiyon takip edilir.antioksidan aktivite başlangıçtaki DPPH derişiminin % 50 sinin harcanması için harcanan antioksidan miktarını ifade eden IC 50 (etkin konsantrasyon) değeri ile verilir. [1]. Bu çalışmanın sonucunda Ocimum basilicum, Satureja hortensis, Anethum graveolens ve Majorana hortensis bitkilerinde ve Fragaria vesca L. ve Rubus idaeus L bitkilerinin yapraklarında gallik asit eşdeğeri olarak toplam antioksidan aktivitesi hesaplanmıştır. KAYNAKLAR AP-TR-004 [1] Brand-Williams, W., Cavalier,M.E. and Berset,C., Food Science and Technology, 28, 25-30,

83 Determination of Total Antioxidantactivity in Plant Extracts by DPPH Method Ayça Karasakal 1 1 Namik Kemal University, Faculty of ScienceandLetters, Department of Chemistry,Tekirdağ,Turkey This study was investigated determination of total antioxidant activity of Ocimum basilicum, Saturejahortensis, Anethumgraveolens Majoranahortensis, FragariavescaL. and RubusidaeusL. The DPPH Method (2-2 diphenylpicrylhydrazyl) was used to determine the free radical scavenging of each sample. DPPH assay method is based on the reduction of methanolic solution of colored free radical DPPH by free radical scavenger. The procedure involves measurement of decrease in absorbance of DPPH at its absorption maxima of 520nm, which is proportional to concentration of free radical scavenger added to DPPH reagent solution. The activity is expressed as effective concentration EC50.[1] The total antioxidant activity of extracts of Ocimumbasilicum, Saturejahortensis, Anethumgraveolens Majoranahortensis, FragariavescaL. and RubusidaeusL. was determined as gallic acid equivalent. REFERENCES AP-EN-004 [1] Brand-Williams, W.,Cavalier,M.E. andberset,c., FoodScienceandTechnology, 28, 25-30,

84 Hipokloroz Asit Süpürme Aktivite Tayini için Resorsinol Probu Esaslı Spektroflorometrik Yöntem Geliştirilmesi Burcu Bekdeşer, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, Avcılar, İstanbul Hipokloroz asit (HOCl) organizmanın savunmasıyla ilişkili olarak fizyolojik proseslerde yer alan ve radikal olmayan önemli bir reaktif oksijen türüdür. Diğer reaktif oksijen türlerine (ROS) benzer şekilde HOCl üretimi yeterince kontrol altında tutulmadığında antioksidan savunma sistemindeki azalmaya paralel olarak organizmada olumsuz etkilere (inflamatuvar hastalıklar, ateroskleroz ve baz kanserlerin oluşumu vb.) neden olmaktadır. Bu olumsuz etkiler esasen miyeloperoksidaz enzimi-kaynaklı aşırı HOCl nin glutatyon ile tiyol içeren peptidler ve proteinlerin sülfhidril gruplarına veya amino asitlerin amino gruplarına saldırısı sonucunda oluşmaktadır [1]. Bu bağlamda HOCl süpürme aktivitesinin belirlenmesi biyoanalitik kimyanın önemli bir meselesi olup bunun için çeşitli analitik yöntemler geliştirilmiştir. Fakat bu yöntemlerin herbirinin kendilerine özgü çeşitli kısıtlamaları bulunmaktadır. HOCl süpürme aktivite tayini için resorsinol (1,3-dihidroksi benzen) probu esaslı yeni bir florometrik yöntem geliştirilmiştir. Resorsinol probu floresans özelliğe sahip bir probdur (λ eks=276 nm, λ em= 304 nm) [2]. Resorsinol probunun HOCl ile klorinasyon reaksiyonu sonucunda floresans intensitesinde azalma görülmektedir. Bunun nedeni resorsinolün, floresan bir prob olmasına karşılık HOCl ile klorinasyon reaksiyonu sonucunda oluşan klorlu türevlerinin (4-kloro resorsinol, 4,6-dikloro resorsinol vb.) floresans özellik göstermemesidir. Böylelikle resorsinol probunun süpürücü varlığında ve yokluğunda ölçülen intensite değerleri kullanılarak çalışılan amino asitler, tiyol tipi ve plazma antioksidanları ile gerçek örnekler (karaciğer ve böbrek homojenizatları) için IC 50 (%50 inhibe edici konsantrasyon) değerleri hesaplanmıştır. Referans yöntem olarak literatürdeki yöntemler arasından Weiss ve diğerleri [3] tarafından geliştirilen KI/taurin yöntemi seçilmiştir. Geliştirilen florometrik yöntem ile tiyol tipi antioksidanlar içerisinde en düşük IC 50 değeri sistein (9.27±0.88 μm ), en yüksek IC 50 değeri ise lipoik asit (22.25±1.05 μm) için bulunmuştur. Benzer şekilde KI/taurin yöntemiyle sistein ve lipoik asit için hesaplanan IC 50 değeri sırasıyla 14.50±1.47, 23.11±3.30 μm olarak hesaplanmıştır. Böbrek doku homojenizatlarının HOCl süpürme aktivitesi her iki yöntemle de karaciğer doku homojenizatlarından yüksek bulunmuştur. KAYNAKLAR AP-TR-005 [1] Miyamoto, S., Martinez, G.R., Rettori, D., Augusto, O., Medeiros, M.H.G., Mascio, P.D., Proceedings of the National Academy of Sciences, 103, , [2] Pistonesi, M.F., Nezio, M.S.D., Centurion, M.E., Palomeque, M.E., Lısta, A.G., Band, B.S.F., Talanta, 69, , [3] Weiss, S.J., Klein, R., Slıvka, A.,Wei, M., Journal of Clinical Investigation, 70, ,

85 Development of a Novel Spectrofluorometric Method for the Hypochlorous Acid Scavenging Activity Measurement with a Resorcinol Probe Burcu Bekdeşer, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Istanbul University, Engineering Faculty, Department of Chemistry, Division of Analytical Chemistry Hypochlorous acid (HOCl) is an important reactive oxygen species (ROS ), non-radical, and taking part in physiological processes concerned with the defense of the organism. When the production of HOCl is not sufficiently controlled, this may give rise to adverse effects (i.e., atherosclerosis, chronic inflammation and some cancers) in the organism parallel to a weakening of the antioxidant defense, similar to other ROS. In this regard, the measurement of HOCl scavenging activity is an important issue of bioanalytical chemistry on which various analytical procedures have been developed. Generally, although there are quite a number of methods in literature for the determination of HOCl scavenging activity, all these methods suffer from certain restrictions. For all these reasons, it is developed that novel method for the measurement of HOCl scavenging activity applicable to various antioxidants and real samples need to be devised to eliminate the aforementioned restrictions and to fill in this literature gap. A new fluorometric HOCl scavenging activity assay is based on to resorcinol (1,3-dihydroxybenzene) probe which is a fluorescent molecule (λ ex=276 nm, λ em= 304 nm) [1]. The fluorescence intensity of resorcinol is attenuated as a result of chlorination with HOCl. Resorcinol is fluorescent, but its chlorination products (4- chloro resorcinol, 4,6-dichloro resorcinol) are not. With the aid of resorcinol fluorescence values recorded in the presence and absence of scavengers, the IC 50 (50% inhibitive concentration) of amino acids, thiol type and plasma antioxidants and biological samples (liver and kidney homogenate) can be calculated. KI/taurine method which was developed by Weiss et. al. [3] was chosen as the reference method. The lowest and the highest IC 50 values were found for cysteine (9.27±0.88 μm) and lipoic acid (22.25±1.05 μm) respectively by fluorometric method in the thiol type antioxidants. Similarly, IC 50 values were calculated as 14.50±1.47, 23.11±3.30 μm for cysteine and lipoic acid respectively by using KI/taurine method. HOCl scavenging activity was higher in kidney homogenates than liver homogenates according to both of the methods. REFERENCES AP-EN-005 [1] Miyamoto, S., Martinez, G.R., Rettori, D., Augusto, O., Medeiros, M.H.G., Mascio, P.D., Proceedings of the National Academy of Sciences, 103, , [2] Pistonesi, M.F., Nezio, M.S.D., Centurion, M.E., Palomeque, M.E., Lısta, A.G., Band, B.S.F., Talanta, 69, , [3] Weiss, S.J., Klein, R., Slıvka, A.,Wei, M., Journal of Clinical Investigation, 70, ,

86 AP-TR-006 Çaydaki Kafeinin FT-IR Spektrometrisi ile Analizi Cemile Yerlikaya, Halil Dertli,Özgül Evranus İTÜ Kimya-Metalurji Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Çay, Cammeliasinesis in yaprakları ile yaprak tomurcuklarından üretilen ticari bir üründür[1].çay bitkisi Çin kökenli olup, Çin in güney kısımlarında, Hindistan, Tayland ve Vietnam da çok miktarda yetişm ektedir. Ülkemizde ilk çay yetiştirme denemeleri Bursa da başlatılmış, fakat 1917 yılında Rize de, Rusya dan getirtilen tohum ve fidanlarla ilk çay yetiştirme denemelerinden sonuç alınmıştır. Günümüzde Dünya çay üretiminin %6 sı Türkiye de gerçekleşmekte, Hindistan, Çin, SriLanka ve Rusya dan sonra ülkemiz beşinci sırada yer almaktadır. Başlangıçta şifa amaçlı içilen çay, giderek yaygınlaşmış ve gündelik içilen sosyal bir aktivite haline gelmiştir[2]. Kafein; çay, kahve, kolacevizi, kakao tanelerinde bulunan bir alkaloiddir. Çayın kafein içeriği, çayın tipine göre çeşitlilik göstersede, normal olarak azmiktarlarda teobromin ile birlikte, %1-4 aralığında değişmektedir[3].merkezi sinir sistemi için güçlü bir uyarıcı olmasına rağmen, yüksek miktarlarda alınan kafein gastroin testinal sistemde ciddi tahrişler ve istenmeyen pek çok etkiler meydana getirebilir. Kafein tıpta, dolaşım ve teneffüs sistemini uyarıcı olarak, diüretiketkisi nedeni ile veserebrospinal basıncı azalttığı gerekçesi ile başağrılarını geçirme için kullanılmaktadır. Koroner damarları genişletici etkisi nedeniyle kalp hastalarının ilaçlarında da kullanılmaktadır. Kafein, son yıllarda tüketimi artan enerji içeceklerininde iki anagirdisinden biri olmuştur[4]. Dolayısıyla, günlük hayatımızda yiyecek, içecek ve ilaçlar yoluyla aldığımız kafeinin bu ürünlerdeki konsan trasyonlarının belirlenmesi önemli ve zorunlu bir hale gelmiştir. Kafein analizi için çeşitli yöntemler uygulanmakta olup; bunlardan en yaygın olanları kromatografik ve spektrofotometrik yöntemlerdir. Bu yöntemler kesin olmakla birlikte; pahalı, zaman harcayan ve numune hazırlığı gerektiren yöntemlerdir[3]. Fourier Transform Infrared spektrometrisi (FT-IR) son yıllarda kafein analizi için kullanılmaya başlanmış, basit ve hızlı yöntemler geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı, FT-IR kullanılarak çay da doğrudan ve ekstraksiyon yoluyla elde edilen deminde kafein analizi için hızlı, basit ve kesin bir analiz yöntemi geliştirmektir. Ticari kafein kullanılarak FT-IR grafiğinde en yüksek iki pik olan 1699 cm -1 ve cm -1 pikleri ile standart grafiği ve kalibrasyon denklemleri oluşturulmuş, numunelerin absorbans değerelerinden hareketle kafein konsantrasyonları hesaplanmıştır. Analiz sonuçlarına göre, konsantrasyonu oldukça düşük olduğundan, ayrıca 1699 cm -1 ve cm -1 piklerindeki genişlemeler ve dalga boyu değeri kayması nedeni ile toz çayda doğrudan kafein ölçümü çok güvenilir sonuçlar vermemiştir. Dem numunelerinin analizi sonucunda piyasada yeralan çaylarda kafein miktarları %1.7-6 aralığında bulunmuştur. FT-IR çay deminden kafein analizin de hızlı ve güvenilir bir yöntem olarak kullanılabilir. KAYNAKLAR [1] Najafi, N.M., Hamid,A.S.veAfshin,R.K.MicrochemicalJournal,75, ,2003. [2] Gürü, M ve İçen, H.BioresourceTechnology,94,17-19,2004. [3] Sather K.VeVernig T.Concordia College Journal of Analytical Chemistry, 2,84-91,2011. [4] Paradkar, M MveIrudayaraj,J.FoodChemistry,78, ,

87 AP-EN-006 Caffeine Analysis in Tea Plant by FT-IR Spectrometry Cemile Yerlikaya, Halil Dertli, Özgül Evranus İTÜ Chemical and Metallurgical Faculty, Chemical Engineering Department Tea is a commercial product which is produced from leaves and buds of Cammelia sinesis plant [1]. Tea is originated in China and now grown at large amounts in Southern part of China, India, Thailand and Vietnam. The first tea growing studies were started in Bursa, but the first good results were being obtained in Rize by using the seeds and seedlings which were imported from Russia in Turkey products the 6% of today s world tea and is at fifth rank after India, China, Sri Lanka and Russia. Tea was used for healing purpose at its first grown, but now drinking tea is a common social activity as well as being many people s main fluid intake during a day [2]. Caffeine is an alkoloid found in tea, coffee, kola nuts, and cocoa. The caffeine content of tea varies with tea type, but the normal value is between the range of 1% and 4% together with small amounts of the bromine [3]. Although it is a powerful stimulant to the central nervous system, high amounts of caffeine can have noticeable irritation of gastrointestinal tract as well as causing many more unwanted effects. Caffeine is used in medicine as stimulator in circulatory and respiratory system and for its diuretic effects, reducing the cerebrospinal pressure and headache. Caffeine is also one of two main constituents of energy drinks of which its consumption has been increased at resent years [4]. Therefore, determination of caffeine that people use in their daily life as food, drink and drug, is a very important chemical analysis. A great variety of analytical techniques such as chromatography and spectrometry has been carried out for the determination of caffeine in various samples. Most of these procedures give accurate results but they are expensive, time consuming methods and require long sample preparation steps [3]. In recent years, Fourier Transform Infrared spectrometry (FT-IR) is the method which has been used for developing simple and fast methods in caffeine analysis. The purpose of this study was to develop an easy, fast and precise method to analyse caffeine in tea leaves directly and after extraction with hot water by using FT-IR. The highest characteristics bands in FT-IR spectra of commercial caffeine, 1699 cm -1 and cm -1 were used to prepare calibration graphics and caffeine concentrations of tea samples were calculated from their absorbance value by using the same bands. According to the results, caffeine determination in tea leaves is not precise because of the low concentration of caffeine in the plant. On the other hand, broadening and shiftining of two characteristic bands affect the value of absorbance during the analysis. Tea samples extracted by hot water from tea leaves have the caffeine concentrations between the values of 1.7-6%. FT-IR is a fast and precise method for the analysis of caffeine concentration for extracted tea by using hot water. REFERENCES [1] Najafi, N.M., Hamid, A.S. and Afshin, R.K. Microchemical Journal, 75, , [2] Gürü, M. and İçen, H. Bioresource Technology, 94, 17-19, [3] Sather K. and Vernig T. Concordia College Journal of Analytical Chemistry, 2, 84-91, [4] Paradkar, M.M and Irudayaraj, J. Food Chemistry, 78, ,

88 Sefotaksim in Bazı Geçiş Metal Komplekslerinin DNA ile Etkileşimi ve DNA Bağlanma Sabitinin Hesaplanması Derya Tarınç ve Ayşegül Gölcü AP-TR-007 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş Sefotaksim yarı sentetik bir ilaçtır (Şekil ). Genellikle geniş spektrumlu üçüncü kuşak sefalosporin grubu antibiyotik olarak sınıflandırılır. En çok β-laktamlar ile hidrolizde yüksek kararlılıktadır. Gram negatif bakterilere karşı birinci veya ikinci kuşak sefalosporinlerden daha etkilidir. Sefotaksim akciğer, cilt, kemik, beyin, mide ve solunum sistemi enfeksiyonlarına neden olan bakterileri yok eder. Ameliyat öncesi, sonrası ve ameliyat esnasında oluşan bakteriyel enfeksiyonları önleme ve tedavisinde kullanılır. Bakterinin hücre duvarına etki ederek, bakteriyi zayıflatır ve öldürür.[1]. N CH 3 O H 2 N S N O NH O S N O CH 3 O O HO Şekil: Sefotaksimin kimyasal yapısı Bu çalışmada sefalosporin grubu ilaç etken maddesi olan sefoktaksimin bazı geçiş metal (Cu (II ),Fe (III ),Pt (II) ) komplekslerinin ve ilaç etken maddesinin fish sperm DNA ile etkileşimleri spektroskopik (UV-Vis) ve elektrokimyasal olarak incelenip, DNA ya bağlanma sabitleri (K b) hesaplanmıştır[2]. Bu çalışma ile sefotaksimin ve bunun metal komplekslerinin DNA ya bağlanması ve bağlanma mekanizmaları incelenmiştir. Bunun için UV-Vis spektrofotometresi ve elektrokimyasal analizatörler kullanılmıştır[3]. KAYNAKLAR [1] TarincD.,Dogan-TopalB.,DolazM.,GolcuA.,OzkanS.A.,Curr.Anal.Chem.6, , (2010 ). [2] Demirezen, N., Tarinc, D., Polat, D., Cesme, M.,Golcu, A., Tumer, M. Spectrochimica Acta Part A: Molecular and Biomolecular Spectroscopy, DOI: /j.saa ,2012. [3] PsomasG.,JournalofInorganicBiochemistry.102, , (2008 ). 72

89 Interaction Some Transition Metal Complexes of Cefotaxime with DNA and Calculation of DNA -Binding Constant Derya Tarınç and Ayşegül Gölcü AP-EN-007 Kahramanmaras Sutcu Imam University, Faculty of Science and Arts, Department of Chemistry, Kahramanmaras Cefotaxime sodium (CFT) is a semi-synthetic drug and is generally classified as a third-generation broad spectrum cephalosporin antibiotic for parenteral administration (Scheme ).It is highly stable in hydrolysis by most β-lactamases and has a greate ractivity than first- or second-generation cephalosporins against gramnegative bacteria. It eliminates bacteria that cause many infe ctions, including lung, skin, bone, brain, respiratory tract, sinuses, ears, joint, stomach, blood, gynecological, and urinary tract infections. It is used for the treatment of or prevention from bacterial infections before, during, or after certain surgeries. It Works by weakening and rupturing the cell wall and thereby killing the bacteria [1]. N CH 3 O H 2 N S N O NH O S N O CH 3 O O HO Scheme: Chemical structure of Cefotaxime. In this study, some transition metal (Cu (II ),Fe (III ),Pt (II) ) complexes of cefotaximethatiscephalospor in drug agent compound and interactions of drug agent compound with fishs perm DNA spectroscopy (UV-VIS) and the electrochemically analyzed, and the DNA binding constants (Kb) was calculated [2]. The DNA binding and bonding mechanisms of Cefotaxime and its metal complexes examined with this study. Therefore UV-Vis spectrometry and electrochemical analyzer was used [3]. REFERENCES [1]TarincD.,Dogan-TopalB.,DolazM.,GolcuA.,OzkanS.A.,Curr.Anal.Chem.6, , (2010 ) [2] Demirezen, N., Tarinc, D., Polat, D., Cesme, M., Golcu, A., Tumer, M. Spectrochimica Acta Part A: Molecular and Biomolecular Spectroscopy,DOI: /j.saa ,2012. [3]PsomasG.,JournalofInorganicBiochemistry.102, , (2008 ). 73

90 Pb 2+ İyonunun Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu ile Zenginleştirilerek AAS ile Tayini ve Analiz Koşullarının Deneysel Tasarım ile Optimizasyonu Dilek Yıldız 1, Mustafa Demir 2 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 2 Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Bulutlanma noktası ekstraksiyonları diğer tekniklere göre daha basit, ucuz maliyetli, sıvı -sıvı ekstraksiyonunda kullanılan organik çözücülere nazaran daha az toksik, kısa süreli, pratik ve oldukça etkili bir ayırma ve zenginleştirme yöntemidir[1]. Bulutlanma noktası ekstraksiyonu, bulutlanma noktası denilen ve yüzey aktif maddelerin sulu çözeltilerinin bulanık hale geçtiği başlangıç safhası ile başlar. Çözeltinin küçük hacimli ve tamamen yüzey aktif maddeden oluşan zengin faz ile seyreltik sulu faz olarak iki kısmın oluşmasıyla devam eder. Bu iki kısmın birbirinden ayrılmasıyla bir ayırma ve zenginleştirme yöntemi gerçekleştirilmiş olur. Misellerle etkileşebilen türler, doğrudan veya bir ligand bağlandıktan sonra, sıcaklığın artması sonucu oluşan yüzey aktif maddece zengin faz içerisine kolayca deriştirilebilirler[2]. Bu çalışmada, Pb 2+ iyonunun Atomik Absorpsiyon spektrometresiyle belirlenmesi öncesinde, zenginleştirilmesi için bir Bulutlanma noktası ekstraksiyonu metodu geliştirildi. Misel ortam olarak noniyonik yüzey aktif maddeler olan Tergitol 15-s-7 ve Tergitol 15-s-9 ve ligand olarak da 2-mercaptobenzothiazole kullanıldı. Çevresel örneklerde Pb 2+ iyonunun belirlenmesi için uygulanan bulutlanma noktası ekstraksiyonu şartları Taguchi metodu ile optimize edildi. Yüzey aktif derişimi, ligand derişimi, ph, iyonik şiddet, denge zamanı ve numune hacmi olmak üzere 6 ilgili değişkenin 5 farklı seviyesi seçilerek metal iyonlar ının ekstraksiyon verimi üzerine etkisi araştırıldı ve optimize edildi. Analitlerin geri kazanımı üzerine bazı alkali, toprak alkali ve bazı metal iyonlarının etkileri de incelendi. Elde edilen optimum şartlar altında Pb 2+ iyonları için geri kazanım Tergitol 15-s-7 kullanıldığı durumda % 95.88, Tergitol 15-s-9 kullanıldığında ise % bulundu. Pb 2+ iyonlarının tayininde metodun doğruluğunu göstermek için sertifikalı referans madde (atık su çamuru-bcr 146-R) kullanıldı. Belirlenen değerlerin sertifika değerleri ile uyumlu olduğu anlaşıldı. Önerilen ayırma ve zenginleştirme metodu nehir suyu örneklerine uygulandı. Pb 2+ iyonları için sırasıyla gözlenebilme sınırı Tergitol 15-s-7 ile ng ml -1, Tergitol 15-s-9 için ise ng ml -1 olarak bulundu. KAYNAKLAR [1] Wade, L.G, Organic Chemistry, Whitman College New Jersey,2002. AP-TR-008 [2] Çandır, S.. Sulu Ortamdaki Bazı Eser Metal İyonlarının AAS ile Tayinleri Öncesi Miseller Sistem Ekstraksiyonu ile Zenginleştirilmesi. Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

91 Preconcentration by Cloud Point Extraction for Determination of Pb 2+ Ions and Optimization of Analysis Conditions with Experimental Design Dilek Yıldız 1, Mustafa Demir 2 1 Muğla Sıtkı Koçman University, Faculty of Science, Chemistry Department, 48000, Muğla, Turkey 2 Adnan Menderes University, Faculty of Arts & Science, Chemistry Department, 09010, Aydın, Turkey Cloud point extraction technique is simpler, lower-cost than other techniques, in comparison with liquidliquid extraction which requires large amount of organic solvents, it is less toxic, less time-consuming, more practical and highly effective method for separation and preconcentration [1]. Cloud-point extraction (CPE) procedure is based on separation of phases that occurs when a surfactant solution attains its cloud point temperature. At this temperature, the original solution is separated into two phases, a surfactant rich phase, which captures the metallic chelates into the micellar hydrophobic core, and another bulk aqueous phase, which is discarded [2]. In this study, a cloud point extraction method for preconcentration of Pb 2+ ions has been developed prior to their atomic absorption spectrometric determinations. Tergitol 15-s-7 and Tergitol 15-s-9 which are nonionic surfactants were used as miceller media and 2-mercaptobenzothiazole was used as ligand. Taguchi Method was applied to optimize cloud point extraction (CPE) conditions for Pb 2+ ions determination in environmental samples. The effects of some alkaline, alkaline earth and some metal ions on the recoveries of analyte were also examined. In order to validate the accuracy of the method for the determination of Pb 2+ ions, certified reference material (sewage sludge-bcr 146-R) was used. It was understood that the determined values are in good agreement with the certified values. Proposed separation and preconcentration method was applied to river water samples. The method permitted to obtain a detection limit of Pb 2+ for Tergitol 15-s-7 and Tergitol 15-s-9 were ng ml -1 and ng ml -1, respectively. REFERENCES [1] Wade, L.G, Organic Chemistry, Whitman College New Jersey, AP-EN-008 [2] Marcos A. Bezerra, Ana Rita A. Nogueira, Sherlan G. Lemos and Sergio L. C. Ferreira, Multivariate Optimization of a Procedure for Cr and Co Ultratrace Determination in Vegetal Samples Using GF AAS After cloud-point Extraction Intern. J. Environ. Anal. Chem. 88, 2, ,

92 Farklı Solvent Extraksiyon Metotları ile Jeolojik Örneklerde AAS Spektrometresi Kullanılarak Altın Analizi Erdinç Karabacak 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar 1 1 MTA Genel Müdürlüğü ANKARA Altın analizi sulu çözeltilerde bulunan Au (III) kompleksinin organik ekstraksiyonu tekniği ile deriştirilerek Atomik Absorbsiyon Spektrometresi (AAS) ile yapılmaktadır [1,2]. Bu çalışmada jeolojik materyallerde ve Sertifikalı Referans Malzemelerde (SRM) iki farklı solvent extraksiyon tekniği kullanılarak örneklere ön kavurma işlemi yapıldıktan sonra AAS ile altın analizi yapılmıştır. Örnekler HBr ve Kral suyu çözme tekniği ile çözüldükten sonra Methyl-isobutyl ketone (MIBK) fazına alınarak analizi yapılmıştır [3,4,5]. Jeolojik örneklerde bulunan altının sulu çözeltideki kloro ve bromo kompleksleri organik faza (MİBK) fazına ekstrakte edilerek organik fazda bulunan altın içeriği AAS tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. MİBK suda az çözünür olması nedeni ile ve alevli sistemlerde alevde stabil davranması nedeni ile tercih edilmektedir. Yapılan çalışmada doğruluk ve tekrarlanabilirlik % 95 Güven seviyesinde tespit edilmiştir. KAYNAKLAR [1] Greaves, M.C. Nature, 199,552, 1963 [2] Raju Sunder, P. V. Journal of Scientific and Indst. Research, 65,65-67,2006 [3] Groenewald, T. Anal. Chem, 41-8, , 1969 [4] Strelow, F. W. E., Feast, E. C., Mathews, P. M., Bothma, C. J. C., Va n, C. R. Anal. Chem., 38 1, , 1966 [5] Gatehouse B. M. Willis, J. B. Spectrochim. Acta, 17, 710, 1961 AP-TR

93 Determination of Gold in Geological Samples by Two Different Solvent Extraction Methods Using AAS Erdinç Karabacak 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar 1 1 MTA Genel Müdürlüğü ANKARA The Gold content of aqueous solution has often been determined by the solvent extraction of gold as a gold (III) complex ion followed by Atomic Absorption Spectrometry (AAS) [1,2]. In this sutudy, a method was described for the determination of Gold in geological samples. Two different solvent extraction procedures were applied to geological samples and certified material (CRM) for the determination of Gold. After roasting the samples the extraction procedures were studied. The extraction methods were methyl-isobutlyl ketone (MIBK) solvent extraction and Aqua-Regia solvent extraction [3,4,5]. The Gold was extracted as either a chloro-or bromo-complex from the aqueous solution directly into MIBK solution. The Gold content of organic phase was determined by AAS. MIBK is recommended as the suitable organic solvent because of its very low solubility in water and it produces a satisfactory flame. The precision and accuracy of the results were good and within 95% confidence level. REFERENCES [1] Greaves, M.C. Nature, 199,552, 1963 [2] Raju Sunder, P. V. Journal of Scientific and Indst. Research, 65,65-67,2006 [3] Groenewald, T. Anal. Chem, 41-8, , 1969 [4] Strelow, F. W. E., Feast, E. C., Mathews, P. M., Bothma, C. J. C., Van, C. R. Anal. Chem., 38 1, , 1966 [5] Gatehouse B. M. Willis, J. B. Spectrochim. Acta, 17, 710, 1961 AP-EN

94 Jeolojik Örneklerde Altının (Au) Farklı Çözme Metotları ve Spektroskopik Tekniklerle Tayin Edilmesi Erdinç Karabacak 1, Behiye Işık 1, Aydan Topal 1, Nilgün Oğuz 1, Polat Candan 1,Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar 1 1 MTA Genel Müdürlüğü ANKARA Altın doğada genellikle saf veya elektrum denilen altın-gümüş alaşımı olarak, bazen de tellüridler halinde bulunur. Bu nedenle altın analizleri öncesi uygulanan çözme teknikleri büyük önem kazanmıştır. Altın elementi bulunduran jeolojik yapıların mineral yapısına bağlı olarak da bu çözme metotları çeşitlenmektedir ve jeolojik örneklerde düşük konsantrasyon değerlerine sahip altının analizini gerçe kleştirmek için örneklerde çeşitli ön deriştirme ve ayrıma teknikleri kullanılmaktadır [1, 2, 3]. Bununla birlikte, kullanılacak spektroskopik tekniğin seçimi de, örneklerin içerisinde bulunan altın miktarının duyarlı, seçici ve güvenilir bir şekilde tayini için önem taşımaktadır [4]. Atomik absorpsiyon spekrometresi (AAS ), İndüktif Eşleşmiş Plazma- Optik Emisyon Spektrometresi (ICP-OES) ya da kütle spektroskopisi (ICP-MS) en sıklıkla kullanılan tekniklerdir. Bu çalışmada jeolojik numunelerde ve sertifikalı referans malzemelerde bulunan altının tayini dört farklı çözme metodu (Kral suyu, 700 o C de kavurma + kral suyu, mikrodalga çözme ve metil izobutil ketonla ekstraksiyon) ve AAS, ICP-OES ve ICP-MS teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. KAYNAKLAR [1] Greaves,M.C. Nature, 199,552, 1963 [2] Balcerzak, M. Analytical Scineces 18, , 2002 [3] Raju, S. P. V. Journal of Scientific & Research, 65,65-67,2006 [4] Pyrzynska, K. Spectrochemica Acta Part B, , AP-TR

95 Determination of Gold (Au) in Geological Samples by Using Different Digestion Techniques and Spectroscopic Methods Erdinç Karabacak 1, Behiye Işık 1, Aydan Topal 1, Nilgün Oğuz 1,Polat Candan 1, Arzu Yavuz 1, Devrim Yüzer Demirhisar 1 1 General Directorate of Mineral Research and Exploration ANKARA In nature gold occurs as native or refractory type and refractory gold is found in assosiation with sulphides whereas native gold is associated with tellurides, silver, antimony and copper. For this reason, the digestion methods applied before the gold analysis by spectroscopic techniques have received considerable importance.depending on the mineralogical structure of gold containing geological samples, these digestion techniques vary and some preconcentration and seperation techniques may be required [1,2,3]. Furthermore, the choice of the analytical methodology and instrumentation is considerably important for determination of gold in samples with satisfactory sensitivity, selectivity and reliability [4]. Atomic absorption spectrometry (AAS ), inductively coupled plasma combined with emission spectrometry (ICP -OES) or mass spectrometry (ICP-MS) are widely applied techniques. In this study, four different digestion methods (aqua regia, roasting at 700 o C- aqua regia, microwave digestion and methyl isobutyl ketone (MIBK) extraction) are applied for the determination of gold in geological samples and standard reference material (SRM) followed by ICP -OES, ICP-MS and AAS techniques.the data obtained by the different digestion methods and spectroscopic techniques are compared favorably and tabulated. REFERENCES [1] Greaves,M.C. Nature, 199,552, 1963 [2] Balcerzak, M. Analytical Scineces 18, , 2002 [3] Raju, S. P. V. Journal of Scientific & Research, 65,65-67,2006 [4] Pyrzynska, K. Spectrochemica Acta Part B, , AP-EN

96 Polifenolik Bileşiklerin Antioksidan Kapasitelerinin Belirlenmesinde Fiber Optik Sensör Esaslı CUPRAC Yönteminin Geliştirilmesi Esin Kondakçı, Mustafa Bener, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Anabilim Dalı Antioksidanlar oksidatif stres koşulları altında hücreleri ve diğer makro molekülleri ROS türlerinin saldırısına karşı koruyan ve insan sağlığına faydalı olan bileşiklerdir. Organizmadaki antioksidan ve pro- oksidan dengenin bozulması, Alzheimer ve Parkinson gibi çeşitli hastalıkları tetikleyen reaktif oksijen türlerinin (ROS) oluşumuna neden olur. Oluşan reaktif türlerin birikimi canlı hücrelerdeki biyolojik makro moleküllerde (yağ asidleri, lipidler, proteinler ve DNA) onarılamayan hasarlara sebep olurlar [1]. Bu çalışmada gıda örneklerinde toplam antioksidan kapasite tayini için düşük maliyetli ve geniş kullanım alanı bulabilecek reflektans ölçümüne dayanan sensör esaslı- spektrofotometrik yöntem (fiber optik sensör esaslı - CUPRAC (bakır (II) iyonu indirgeme antioksidan kapasite) yöntemi) geliştirilmiştir. Kromojenik oksidasyon aracı olan bakır (II )- neokuproin (Cu (II )- Nc) kompleksi katyon değiştirici polimerik bir membran olan nafyon film üzerinde tutturulduktan sonra antioksidan varlığında redoks reaksiyonu sonucunda oluşan Cu (I )- Nc kelatının reflektans değerlerindeki değişmeler 530 nm de ölçülmüştür. Çeşitli antioksidan bileşiklerin (bazı flavonoidler, hidroksisinnamik ve hidroksibenzoik asitleri içeren gıda polifenolleri) troloks eşdeğeri antioksidan kapasite (TEAC) değerleri reflektans ölçümüne dayanan fiber optik sensör esaslı- CUPRAC yöntemi ile belirlenerek optik sensör esaslı - CUPRAC yöntemi [2] bulgularıyla karşılaştırılmıştır. Önerilen yöntem için lineerlik, toplamsallık, kesinlik ve geri kazanım parametreleri test edilerek yöntem validasyonu yapılmıştır. Standart antioksidan bileşikler için geliştirilen yöntem bunların sentetik karışım çözeltilerine ve meyve suları gibi daha kompleks matrikslere uygulanmıştır. Morin bileşiğinin molar absorplama katsayısı troloks, kuersetin, kateşin, rutin, kafeik asit ve fisetin bileşiklerinden daha yüksek bulunmuştur. Morin bileşiğinin molar absorplama ka tsayısı, lineer doğru denklemine göre 5.97 x 10 5 L mol -1 cm -1 iken Kubelka- munk doğru denklemine göre 2.96 x 10 5 L mol -1 cm - 1 dir. Çalışılan bileşiklerin TEAC değerleri sırasıyla; morin > kuersetin > rutin > troloks > kafeik asit > fisetin > kateşin şeklindedir. KAYNAKLAR [1] Halliwell, B., Archives of Biochemistry and Biophysics, 476, , AP-TR-011 [2] Bener, M., Özyürek, M., Güçlü, K., Apak, R., Analytical Chemistry, 82 (10 ), ,

97 Development of the Fiber Optic Sensor- Based CUPRAC Assay for Determination of Antioxidant Capacity of Polyphenolic Compounds Esin Kondakçı, Mustafa Bener, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Istanbul University Faculty of Engineering Department of Chemistry Division of Analytical Chemistry Antioxidants are human health beneficial compounds that can protect cells and other macromolecules from the damage of the reactive oxygen species (ROS) under oxidative stress conditions. The imbalance of antioxidant and pro- oxidant in the organism causes ROS species which are induced to various diseases like Alzheimer and Parkinson. Accumulation of reactive species causes irreversible damage on biological macromolecules (e.g., fats, lipids, proteins, and DNA) [1]. In this study, a low- cost and widely applicable sensor- based spectrophotometric method (fiber optic sensor- based cupric reducing antioxidant capacity (CUPRAC) method) by measuring reflectance was developed for the total assay of antioxidants in foodstuffs. The chromogenic oxidizing reagent, copper (II )- neocuproine (Cu (II )- Nc) complex, was immobilized onto a cation- exchanger film of Nafion, and the reflectance changes associated with the formation of the highlycoloured Cu (I )- Nc chelate as a result of reaction with antioxidants was measured at 530 nm. The trolox equivalent antioxidant capacity (TEAC) values of various antioxidants (dietary polyphenols including flavonoids, hydroxycinnamic and hydroxybenzoic acids) using the fiber optic sensor- based CUPRAC assay was compared to those of the optic sensor based- CUPRAC assay [2]. The proposed assay were validated through linearity, additivity, precision and recovery. The test developed for single standard compounds was applied to their synthetic mixtures, then to more complex matrixes. Morin had higher molar absorption coefficient than trolox, quercetin, catechin, rutin, caffeic acid, and fisetin. The molar absorption coefficients of morin were 5,97 x 10 5 L mol -1 cm -1 to linear equation while 2,96 x 10 5 L mol -1 cm -1 to Kubelka-munk equation. The TEAC values of antioxidants were morin > quercetin > rutin > trolox > caffeic acid > fisetin > catechin, respectively. REFERENCES [1] Halliwell, B., Archives of Biochemistry and Biophysics, 476, , AP-EN-011 [2] Bener, M., Özyürek, M., Güçlü, K., Apak, R., Analytical Chemistry, 82 (10 ), ,

98 Fabrika Domates Atığından Üretilen Aktif Karbon ile Sulu Çözeltilerden Cu (II) Metalinin Adsorpsiyonu Eylem Önal 1, Nurgül Özbay 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin 1, Adife Şeyda Yargıç 1 1 Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya ve Süreç Mühendisliği Bölümü Çevre sularında zehirli özelliklere sahip ağır metallerin (kadmiyum, kurşun, arsenik, uranyum, demir, bakır, çinko vb.) bulunması birçok yaşam türü için önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Bu sularda bulunan organik kirleticilerin biyolojik olarak bozunarak zararsız hale getirilebilmesi olası iken, ağır metallerin bu yol ile zararsız bileşimlere dönüşmesi söz konusu değildir. Bu özelliğinden dolayı ağır metal kirliliği içeren atık su, insan ve çevre sağlığı için oldukça tehlikeli olmaktadır [1,2]. Aktif karbon adsorpsiyonda en sık kullanılan adsorbandır ve geniş yüzey alanına sahiptir. Toz ya da granüler olarak kullanılan aktif karbon adsorpsiyonda oldukça etkin ve verimli olmasına karşın, rejenerasyonu zor ve pahalıdır. Bu nedenle uzun süre etkin kalabilen ve ekonomik adsorbanlar araştırılmaktadır. Tarımsal ürünlerden elde edilen aktif karbonların yüzey alanları yüksektir. Bu nedenle, tarımsal ürünler aktif karbon üretiminde materyal olarak seçilmektedir [3]. Bu çalışmada, biyokütle olarak seçilen fabrika domates atıklarından farklı sıcaklıklarda (350 C, 450 C ve 550 C) üretilen aktif karbonlar kullanılarak Cu (II) iyonunun adsorpsiyon yöntemi ile giderimi incelenmiştir. Çözelti ph'ının etkisini incelemek amacıyla 6 farklı ph aralığında (2-8) deneyler gerçekleştirilmiştir; en yüksek Cu (II) giderimine ph 7'de ulaşılmıştır. En iyi adsorpsiyonun gerçekleştiği ph ortamında adsorban miktarının etkisinin incelenmesi amacıyla adsorban miktarı 1-10 mg/l aralığında belirlenmiştir. 550 C'de elde edilen aktif karbonun 4 g/l adsorban miktarında Cu (II) giderimi yaklaşık %99 olarak bulunmuştur. Başlangıç iyon konsantrasyonu etkisi mg/l aralığında incelenmiştir. En yüksek giderim 125 mg/l'de %99,9 olarak elde edilmiştir. Adsorpsiyon kapasitesi değerleri incelendiğinde, adsorpsiyonun 120 dakikada dengeye ulaştığı belirlenmiştir. 350, 450, 550 C'de sıcaklığın adsorpsiyon üzerine etkisi incelenmiştir. En yüksek Cu (II) giderimi 550 C'de elde edilen aktif karbon kullanıldığında 40 C'de % 99,49 olarak bulunmuştur. Yapılan kinetik çalışmalara göre, Cu (II) iyonunun adsorpsiyonu için yalancı ikinci mertebe kinetik modelinin uygunluk gösterdiği belirlenmiştir. Cu (II) iyonunun aktif karbon üzerine adsorpsiyon izotermi incelendiğinde Langmuir izotermine uyduğu görülmüştür. Elementel analiz sonuçları incelendiğinde, hammaddeye göre 350, 450 ve 550 C'de elde edilen aktif karbonların karbon içerikleri ve ısıl değerlerinde artış gözlenmiştir. Aktif karbonların FT-IR sonuçları birbirlerine benzerlik göstermektedir; fakat hammaddeye göre kimyasal yapıda önemli değişiklikler olduğu gözlenmiş, OH, CH 2, C=O grupları olefinik yapıda azalma görülmüştür. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, adsorpsiyon yönteminde kullanılan fabrika domates atıklarının adsorpsiyon kapasitesinin yüksek, kullanımının ise ekonomik ve kolay uygulanabilir bir yöntem olduğu düşünülmüştür. Uygun koşullarda çalışıldığında fabrika domates atıklarının atık sulardan ağır metallerin gideriminde etkili bir yöntem olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. KAYNAKLAR [1] Polat H. and Erdogan D. Journal of Hazardous Materials, 148, , [2] Wan Ngah W.S. and Hanafiah M.A.K.M. Bioresource Technology, 99, , AP-TR-012 [3] Hayashi J., Horikawa T., Muroyama K. and Gomes V.G. Mic. and Meso. Mat., 55, 63-68,

99 Adsorption of Cu (II) From Aqueous Solutions Using Activated Carbon Prepared from Tomato Waste Eylem Önal 1, Nurgül Özbay 1, Rahmiye Zerrin Yarbay Şahin 1, Adife Şeyda Yargıç 1 1 Bilecik Şeyh Edebali University, Faculty of Engineering, Chemical & Process Engineering Department Presence of heavy metals with toxic properties like cadmium, lead, arsenic, uranium, iron, copper, zinc, etc.) in environmental waters poses significant danger for many living species. While making organic pollutants in waters harmless by biological degradation are possible, heavy metals are not possib le to convert into harmless compounds. Because of this reason, wastewater including heavy metal is very dangerous for human and envrionmental health [1,2]. Activated carbon is the most commonly used adsorbent and has large surface area. Although powder or granular activated carbon is very effective and efficient for adsorption, its regeneration is difficult and expensive. For this reason, long-lasting, effective and economical adsorbents are being investigated. Activated carbons derived from agricultural products have high surface areas and are utilized as raw material [3]. In this study, activated carbons produced from tomato plant wastes at different temperatures (350 C, 450 C and 550 C) were examined by the method of adsorption for Cu (II) removal. In order to examine the effect ofph of solution, different ph in the range of 6 (2-8) were performed and the highest Cu (II) removal were reached at ph 7. In order to evaluate the effect of the amount of adsorbent at optimum ph condition, the adsorbent dosage is determined within 1-10 mg/l range. Cu (II) removal of 4 g activated carbon obtained at 550 C was found to be about 99%. Effect of initial ion concentration is examined within 25 to 125 mg/l range. The highest removal was achieved as 99.9% for 125 mg/l adsorbent dosage. When adsorption capacity values are examined, adsorption is found to have reached equilibrium at 120 minutes. The effect of temperature to adsorption at 20, 30, 40 C was investigated. The highest Cu (II) removal was found at 40 C as 99.49% by using actived carbon obtained at 550 C. According to the kinetic studies, Cu (II) adsorption was determined to comply with the pseudo-second order kinetic model and isotherm fits the Langmuir adsorption isotherm. When elemental analysis results are analyzed, the carbon contents and heat values for activated carbons obtained at 350, 450 and 550 C were higher than the raw material. FT-IR results of the activated carbons are similar to each other, but significant changes in chemical structure were observed when compared to raw material and reduction in OH, CH 2, C=O groups were determined. According to data obtained, the tomato plant waste used for adsorption has a high adsorption capacity and the use of it is considered to be economical and easy to apply. Under appropriate conditions, the removal of heavy metals from waste water plant tomato wastes can be used as an effec tive method. REFERENCES [1] Polat H. and Erdogan D. Journal of Hazardous Materials, 148, , [2] Wan Ngah W.S. and Hanafiah M.A.K.M. Bioresource Technology, 99, , AP-EN-012 [3] Hayashi J., Horikawa T., Muroyama K. and Gomes V.G. Mic. and Me so. Mat., 55, 63-68,

100 Köyceğiz Gölü Sedimentinde Ağır Metal Fraksiyonlarının İncelenmesi Feyyaz Keskin 1, Ahmet Demirak 1, Yalçın Şahin 1 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Üç tarafı çevreleyen kıyı bölgeleri ve denizleri Türkiye nin en değerli doğal ve ekonomik kaynaklarıdır[1]. Turizm, tarım, ve Dalyan balıkçılığı açısından Türkiye ekonomisine katkıları olan Köyceğiz-Dalyan Bölgesi özel ve önemli bir ekosisteme sahip olmasından dolayı tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edilmiştir[2]. Ancak Köyceğiz Gölü ve Dalyan kanalları; alt yapının niteliksiz olması, kışın kalitesiz yakıtın kullanılması, yazın bölgede yaşanan nüfus yoğunluğu, tarımsal faaliyetlerde kullanılan gübreler ve tarımsal ilaçlar (pestisit, fungisit..vb ), kanallarda kapasitenin üzerinde tekne trafiğinin olması ve bunların sintine sularını, kumanya atıklarını, motor yağlarını hiçbir önlem almadan sucul ortama vermeleri buradaki su kaynaklarının hızla kirlenmesine neden olmaktadır. Kirletici unsurların sucul ekosisteme girmeleriyle birlikte meydana gelen problemlerden biri olan ağır metal kirliliği son yıllarda dünya gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Sucul ekosistemlerde toplam ağır metal konsantrasyonu ölçülerek, ağır metal kirliliği üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Fakat ölçülen toplam ağır metal konsantrasyonu metallerin toksisitesi, biyokullanılabilirliği, potansiyel riskleri ve kaynakları hakkında yeterince bilgi sağlamaz[3]. Bunların tespit edilebilmesi için ağır metallerin kimyasal fraksiyonlarının incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Köyceğiz Gölü nde beş istasyon seçilmiş ve sediment örnekleri Kasım 2011 ve Ocak 2012 dönemlerinde olmak üzere iki kez Eckmann Kepçesiyle alınmıştır. Sediment örneklerinin fizikokimyasal parametreleri ve Fe, Mn, Zn, Cu metallerinin kimyasal fraksiyonları incelenmiştir. Ağır metallerin kimyasal fraksiyonlarına ayrılmasında Bureau Referans Komitesi (BCR) tarafından önerilen üç basamaklı ardışık kimyasal ektraksiyon prosedürü uygulanmış ve metal konsantrasyonları ICP-AES ile analiz edilmiştir. Daha sonra her bir metal için risk değerlendirme kodu (RAC) hesaplanarak, metallerin risk seviyeleri ortaya konmuştur. Elde edilen sonuçlarda Mn hariç diğer metallerin genel olarak risk oluşturmadığı veya düşük risk oluşturduğu, Mn nin ise genel olarak aşırı derecede yüksek risk oluşturduğu tespit edilmiştir. KAYNAKLAR [1] Yılmaz H.A., Gökova Körfezi Deniz ve Azmaklarının Askıda Katı Madde ve Sedimentinde Ağır Metal İçeriğinin İncelenmesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, (2010 ). [2] Resmi Gazete, tarih ve 88/13019 sayı, (1988 ). AP-TR-013 [3] Seçkin G., Davutluoğlu O.I., Çağatayhan E.H., Yılmaz T., Sarı B., Heavy metal content and distribution in surface sediments of the Seyhan River, Turkey, Journal of Environmental Management, 92, , (2011 ). 84

101 Investigation Chemical Fractions of Heavy Metals in the Sediment of Köyceğiz Lake Feyyaz Keskin 1, Ahmet Demirak 1, Yalçın Şahin 1 1 Muğla University Faculty of Science Department of Chemistry The coastal areas and seas surrounding three sides of Turkey are its most valuable natural and economic resources[1]. The Köyceğiz-Dalyan region was announced as a specially protected area by the Council of Ministry on because it has a special and important ecosystem[2]. However, with contributions to the economy of Turkey in terms of tourism, agriculture, and fishing in Dalyan, Köycegiz Lake and Dalyan canals face such factors polluting their water resources rapidly as poor infrastructure, using poor quality fuel in the winter, population density in the region in summer, fertilizers and pesticides used in agricultural activities (pesticides and fungicides and so on ), too much boat traffic on the canals, and the release of their bilge water, wastes of food packages, engine oils without taking any measures. The heavy metal pollution that is one of the problems in the aquatic ecosystems has an important place on the agenda of the world. Despite many studies on heavy metal pollution, the studies on heavy metal fractions and the factors affecting this fractions is relatively low. The total concentration of heavy metal in aquatic ecosystems is used as an index of global to evaluate heavy metal contamination. But it cannot provide information about toxicity, bioavailability, resources and potential risks of the heavy metals [3]. The cycle and chemical interactions of the heavy metals in aquatic ecosystems should be examined due to identify them. In this study, five stations were selected in Köyceğiz Lake. Sediment samples were taken three times with Eckmann grab in November 2011, in January Physicochemical parameters of the sediment samples and chemical fractions of Fe, Mn, Zn, Cu metals in the sediment were examined. The chemical fraction of the heavy metals were separated by BCR (Community Bureau of Reference) sequential extraction procedure and the concentrations of the metals were determined by ICP-AES (Inductively Coupled Plasma - Atomic Emission Spectrometry ). Then the risk assessment code for each metal (RAC) calculated and risk levels of metals were determined by the risk assessment code. The results show that Mn has very high risk levels, the other metals haven t any risk levels or low risk levels. REFERENCES [1] Yılmaz H.A., Investigation of heavy metal content in the suspend solids and sediements of Gökova Gulf, Sea and Azmaks, Muğla University Institute of Science and Technology Department of Chemistry, M. Sc. Thesis, (2010 ). [2] Official Gazette, dated and numbered 88/13019, (1988 ). AP-EN-013 [3] Seçkin G., Davutluoğlu O.I., Çağatayhan E.H., Yılmaz T., Sarı B., Heavy metal content and distribution in surface sediments of the Seyhan River, Turkey, Journal of Environmental Management, 92, , (2011 ). 85

102 Biyolojik Örneklerde Peroksil Radikali Süpürme Aktivite Tayini için Spektroflorometrik Yöntem Geliştirilmesi Gülşah Kıbrıslıoğlu, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, Avcılar İstanbul Serbest radikallerden biri olan peroksil radikali ( ROO) oldukça yıkıcı bir radikaldir. Yaygın olarak yiyeceklerde ve biyolojik örneklerde bulunur. Lipit oksidasyonun zincir reaksiyonu boyunca açığa çıkarlar. Peroksil radikalleri sağlık açısından zararlı etkilere sahip olup, yiyeceklerin kalitesini olumsuz anlamda etkiler[1]. Antioksidan bileşikleri serbest radikallerle reaksiyona girerek onlarla bağ kurup hücrelere zarar vermelerini önleyen maddelerdir. Bu durumda antioksidanların peroksil radikali süpürme aktivitelerinin tayin edilmesi sağlık açısından büyük önem kazanmaktadır. Peroksil radikali genellikle, suda çözünebilen 2,2 -azobis (2-amido propan) hidroklorürün (AAPH) ve yağda çözünen 2,2 -azobis (2,4-dimetil valeronitril) (AMVN ) in termal bozunması sonucu elde edilirler[2]. Yapılan çalışmada tiyol tipi ve plasma tipi antioksidanların peroksil radikali süpürme aktivitelerinin belirlenmesi için spektroflorometrik esaslı yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Denemelerde para amino benzoik asit (PABA) hedef molekül/prob olarak kullanılmıştır. Prob ve peroksil radikali süpürücü bileşikleri içeren 37 0 C inkübe çözeltiler ½ saat süreyle AAPH ın termal bozunması sonucunda oluşan peroksil radikallerinin saldırısına maruz bırakılmaktadır. Peroksil radikal süpürme aktivitesi ROO süpürücü varlığında PABA nın floresans şiddetindeki azalma kullanılarak ölçülmüştür. PABA in eksitasyon dalga boyu 262 nm, emisyon dalga boyu 337 nm dir. Deneyler sonucunda çalışılan antioksidanların %50 inhibe edici konsantrasyonu (IC 50) µm cinsinden hesaplanmış ve en iyi aktivite gösterenler askorbik asit (IC 50=5.63 ), glutatyon (IC 50=6.52 ), bilirubin (IC 50=6.23) olarak bulunmuştur. KAYNAKLAR [1] Laguerre,M., Lecomte, J., Villeneuve, P. Progress in Lipid Research, 46, , AP-TR-014 [2] Magalhaes, L.M,. Segundo, M. A., Reis, S., Lima L.F.C. Analytica Chimica Acta, 613, 1-19,

103 Spectrofluorometric Method for Determination of Peroxyl Radical Scavenging Activity of Biological Samples of Development Gülşah Kıbrıslıoğlu, Mustafa Özyürek, Kubilay Güçlü, Reşat Apak Istanbul University, Faculty of Engineering,Department of Chemistry,Division of Analytical Chemistry, Avcilar Istanbul Peroxyl radical ( ROO) which is one of the free radicals, is a highly destructive radical. Peroxyl radicals ( ROO) are commonly found in food and biological samples and they are formed during lipid oxidation chain reactions. They have harmful effects on health and they are also associated to quality deterioration of foods [1]. Antioxidants are compounds that prevent free radicals damage the cells by reactivy on each other of bonding. İn this case, to determine of peroxyl radical scavenging activity of antioxidants increased in importance. The most frequently applied peroxyl radicals are generated by thermal decomposition of water-soluble 2,2 _-azobis (2-amidinopropane) dihydrochloride (AAPH) and the lipid-soluble 2,2 _-azobis (2,4- dimethylvaleronitrile) (AMVN ) [2]. A novel spectrofloumetric based method has been developed for determination of peroxyl radical scavenging activities of thiol and plasma type antioxidants. In this assay, para amino benzoic acid (PABA) has been used as the target molecule/prob. Peroxyl radicals generated by the thermal decomposition of AAPH the probe and the ROO scavengers in 37 0 C incubated solutions for ½ h. The peroxyl radical scavenging activity was measured using the decrease fluoresce nce intensity of PABA. The excitation and emission wavelenghts of the PABA are 262 nm and 337 nm, respectively. As a result of tests, %50 inhibitory concentration (IC 50) of studied antioxidants was calculated in micro molar and ascorbic acid (IC 50=5.63 ), glutathione (IC 50=6.52 ), bilirubin (IC 50=6.23) were found to be the best activities for ROO radical scavenging. REFERENCES [1] Laguerre,M., Lecomte, J., Villeneuve, P. Progress in Lipid Research, 46, , AP-EN-014 [2] Magalhaes, L.M,. Segundo, M. A., Reis, S., Lima L.F.C. Analytica Chimica Acta, 613, 1-19,

104 AP-TR-015 Endüstriyel Sularda Toprak Alkali Metal Sertliğinin Giderilmesi Gülten Çetin Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü Davutpaşa Kampüsü Esenler /İSTANBUL Günümüzde doğal sulardan evsel ve endüstriyel alanlar için kullanım amaçlarına uygun nitelikte sular elde etme ihtiyacı artmaktadır. Doğal sularda yüksek derişimlerde çözünmüş olarak bulunan anorganik tuzların varlığı, suların; içme, sulama ve endüstriyel amaçlar için kullanımlarını elverişsiz hale getirmektedir.bu nedenle birçok endüstri dalında yer alan sanayi tesislerinde belirli sertlik derecesi kriterlerine sahip olan suların elde edilmesi ve kullanılması önemli uğraşı alanları içinde yer almaktadır. İyon değiştirici reçineler; çeşitli endüstri dalları içinde yer alan ısıtma ve soğutma sistemlerinde problemlere yol açan iyonik kirleticilerin uzaklaştırılması için yaygın kullanım ve uygulamalara sahiptir [1]. Polimerik yapılardaki reçineler; sulu çözeltilerden katyonların uzaklaştırılması için çeşitli iyon değişim prosesleri [2,3,4] ve endüstriyel atık su arıtma prosesleri için [5] kullanılmaktadır. Bu çalışmanın içeriğinde; bir kuvvetli asidik katyon değiştirici reçine olan Amberlite IR 120 reçinesi kullanılarak, kalsiyum ve magnezyum iyonlarını içeren sentetik endüstriyel sularda kalıcı sertliğin oluşmasına neden olan kalsiyum ve magnezyum iyonlarının uzaklaştırılması ve kalsiyum ve magnezyum sertlik düzeylerinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak kalsiyum ve magnezyum sertliklerinin giderilmesinde; ph, reçine miktarı, sentetik sert su çözeltileri ile reçine fazının temas süresi, reçinenin yer aldığı reçine sepetinin sentetik sert su çözeltisi içindeki karıştırma hızı gibi optimum koşullar araştırılmış ve elde edilen bulgular üniversitemiz Analitik Kimya Anabilim Dalı araştırma laboratuarı suyunun setliğinin giderilmesi için uygulanmıştır. KAYNAKLAR [1] Desilva, F.J. Essentials of ion exchange, in: Proceedings of the 25th Annual WQA Conference, Water Quality Association, March 17, [2] Maliou, E., Malamis, M., Sakellarides, P.O., Lead and cadmium removal by ion exchange, Water Sci. Technol., 25, , [3] Ahmed, S., Chughtai, S., Keane, A.M., The removal of cadmium and lead from aqueous solution by ion exchange with NaY zeolite, Sep. Purif. Technol., 13, 57-64,1998. [4] Chen, J.P., Wang, L., Characterization of a Ca-alginate based ion exchange resin and its applications in lead, cupper and zinc removal, Sep. Sci. Technol., 36, ,2001. [5] Rengaraj, S., Moon,S., Kinetics of adsorption of Co (II) removal from water and wastewater by ion exchange resins, Water Res.36, ,

105 The Removal of Hardness of the Earth Alkali Metal in Industrial Waters Gülten Çetin Yıldız Technical University, Faculty of Art and Science, Department of Chemistry Campus of Davut pasa Esenler/İSTANBUL/TURKEY Nowadays the necessity of the assuration of waters having appropriate characteristics for aims of usage from natural waters has increased. The existence of soluble salts in natural waters with high concentration has caused unsuitable usage of waters for drinking, watering and the purposes of industrial. Therefore the obtaining and using of the waters having definite level of hardness has taken place inside of important occupational area for industrial plants belonging to many industrial branches. The ion Exchange resins have common usage and applications for heating and cooling systems [1] to remove of ionic impurities. The polymeric resins have been used to be eliminated of cations from aqueous solutions for various processes of ion exchange [2,3,4] and tre atment of industrial waste waters [5]. In this study the reducing of the calcium and magnesium hardnesses and removal of the seions causing permanent hardness in synthetic industrial waters containing the ions of calcium and magnesium has been intended by using the resin of Amberlite IR 120 as a strong acid cation Exchanger resin. The optimum conditions for lessen of hardness of calcium and magnesium such as ph, amount of resin, contact time between resin phase and solution of synthetic hard water, stirrer speed of the resin basket containing resin in synthetic hard water solution has been searched and the data which is caught has been applied for removal of hardness of water at research laboratory of the science branch of analytical chemistry in Yıldız Technical University. REFERENCES [1] Desilva,F.J. Essentials of ionexchange, in: Proceedingsof the 25th Annual Conference, WaterQualityAssociation,March 17, [2}Maliou, E.,Malamis M., Sakellarides, P.O. WaterSci. Technol., 25, , [3] Ahmed, S.,Chughtai, S., Keane, A.M. Sep. Purif. Technol., 13, 57-64, [4] Chen, J.P.,Wang, L. Sep. Sci.Technol., 36, , [5] Rengaraj, S., Moon, S., WaterRes. 36, , AP-EN

106 Seftazidim İlaç Etken Maddesinin Cu (II) İyonu ile Kompleksleşme Özelliği Kullanılarak Elektrokimyasal Tayini Harun Muslu, Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü AP-TR-016 Bu çalışmada Seftazidim ilaç etken maddesinin tayini için elektrokimyasal bir metot önerilmiştir. Seftazidim ilaç etken maddesinin tek başına tayininin yanı sıra Cu (II) iyonu ile kompleksleştirerek tayini yapılmıştır.cu (II) iyonunun kompleksleşmesi hem katı kompleksinin sentezlenmesi ile hemde çözel ti ortamında kompleksleşme reaksiyonun gerçekleştirilmesi ile yapılmıştır. H 2 N S N H 3 C H 3 C N O O NH O O OH S N N + HO O H 2 N S N H 3 C H 3 C N O O NH O Cl O OH H 2 O Cu S N N + O O CuCl 2 2H 2 O Cl - Şekil: Seftazidim in Cu (II) İyonu ile Reaksiyonu Elektro kimyasal analizi yapılan maddeler Camsı Karbon Elektrot (CKE) kullanılarak incelenmiştir. Bu analizler sırasında Dönüşümlü Voltametri (DV ), Diferansiyel Puls Voltametrisi (DPV) ve Kare Dalga Voltametrisi (KDV) kullanılmıştır. Bu çalışmalar yapılırken ph, tarama hızı, başlangıç potansiyeli gibi değişkenler incelenmiş ve optimum koşullar sağlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Cu (II) iyonunun varlığında seftazidim etken maddesi için daha keskin ve yüksek akım değerine sahip sinyaller elde edilmiştir. Bu sayede deseftazidim etken maddesinin tayini için daha düşük konsan trasyonlara inilebilmiştir. 90

107 Electrochemical Determination of Ceftazidime Over the Interaction with Cu (II) Ion Harun Muslu, Ayşegül Gölcü AP-EN-016 Kahramanmaras Sütcü Imam University, Artand Science Faculty. Chemistry Department In this study a new electrochemical method for the determination of Ceftazidime was proposed. Both Ceftazidime and Ceftazidime-Cu (II) complex are determined. For the Cu (II) complex determination both solid synthesized complex and in solution complex were determi ned by electrochemical methods. H 2 N S N H 3 C H 3 C N O O NH O O OH S N N + HO O H 2 N S N H 3 C H 3 C N O O NH O Cl O OH H 2 O Cu S N N + O O CuCl 2 2H 2 O Cl - Figure: The synthesis of solid complex of copper: CFT (1:1 ) The electrochemical behavior of this synthesized complex is studied over glassy carbon electrode in various buffer solutions using cyclic, linear sweep, differential pulse (DP) and square wave (SW) voltammetric techniques. CFT enrichment is observed over Cu (II) complex. The peak current and peak potential of the complex depend on ph, initial potential, and scan rate. DP and SW voltamme tric techniques were used for the determination of CFT-Cu (II) complex. By the help of Cu (II) ion, more sensitive results were obtained in the determination of ceftazidime. 91

108 Amid-Silika Türevi Polar Faz Yeni Bir Kolon Dolgu Materyalinin Sentezi ve Çeşitli Polar Analitlerin Ayrılması Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Berrin Ziyadanoğulları 2 1 Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Batman 2 Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Diyarbakır AP-TR-017 HPLC uygulamalarının farklı türlerinde farklı polarite ve fonksiyonel gruplara sahip kolon materyallerine ihtiyaç duyulmaktadır. Normal faz kromatografisinde genellikle polar yapıda, ters faz kromatografisinde ise genellikle apolar yapıda kolon materyalleri kullanılmaktadır. Normal faz kromatografinin bir çesidi olan ve son yıllarda gelişen hidrofilik etkileşim kromatografisinde (HILIC) de polar yapıda kolon materyalleri kullanılmaktadır. Bu yöntemde, mobil fazda bulunan polar analitlerin yine polar bir katı destek yüzeyi ile farklı derecede etkileşimi, analitlerin kolonu farklı sürelerde terk etmesine neden olmakta ve bu davranış kromatografik ayırımı sağlamaktadır. Son yıllarda yüksek polariteli bileşiklerin ayrılmasına olan gereksinimin artması HILIC a olan ilgiyi arttırmış ve bu ilgi gittikçe büyümektedir. Özellikle amid bağlı silika kolonlar en önemli HILIC tipi dolgu maddelerinden biridir. Ticari olarak mevcut olan Amid-80 HILIC tipi kolonlar peptidler, monosakkaritler, aminoşekerler ve aminoasitler gibi polar moleküllerin başarılı bir şekilde ayrılmasına rağmen bu tip kolonların geliştirilmesi ve farklı polar moleküllerin ayrılmasında kullanılmasına yönelik ilgi gittikçe büyümektedir[1,2].bu nedenle, bu çalışmada farklı polariteye sahip, amid ve amin gruplarını içeren yeni bir dolgu maddesinin sentezlendi ve bitki büyüme hormonları, fenolik asitler, monosakkaritler gibi polar bileşik gruplarından bir veya birkaçının ayrılmasındaki etkisi çalışı ldı. Dolgu fazının sentezi için Valiin amino asiti 3,5-dinitrobenzoilklorür ile etkileştirilmesini takiben metanol ile esterleştirilerek 3.5-dinitrobenzoilvalin metil ester hazırlandı. Öte yandan 1,4 -diaminoproan ile 3- glisidiloksipropil silikajelin etkileştirilesinden elde edin amin ve amino alkol grupları içerek modifiyeli sika jel hazırlandı. Hazırlanan bu modifiyeli silika jel ile 3.4 -dinitrobenzoilvalin metil esterin reaksiyonu ile hedeflenen dolgu fazı (SP) elde edildi. NO 2 OMe OH O Si O O N H SiO 2 OH N H O H N O NO 2 OH OO Si OMe O OH N H N H O H N O NO 2 NO 2 SP KAYNAKLAR [1] D.S. Risley, W.Q. Yang, J.A. Peterson, J. Sep. Sci. 29 (2006) 256. [2] T. Yoshida, J. Chromatogr. A 808 (1998)

109 Synthesis of a New Polar Stationary Phase Derived from Amid-Silica and Separation of Polar Analytes Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Berrin Ziyadanoğulları 2 1 University of Batman, Faculty of Science and Art, Department of Chemistry, Batman 2 University of Dicle, Faculty of Science, Department of Chemistry, Diyarbakır AP-EN-017 İt has been need stationary phases having different polarity and functional groups in different types of applications of HPLC. Polar stationary phases are generally used in normal phase chromatograpy and Non - Polar stationary phases are generally used in reverse phase chromatography. Polar stationary phases are also used in HILIC a type of normal phase chromatograpy and developing in recent years. İn this method, each of polar analytes in mobile phase interact with polar stationary phase in different de gree and this causes that analytes leave from column in different time and this behavior provides chromatographic separation. İn recent years, increasing the need for separation of highly polarity compounds has increased interest to HILIC and this interest has been steadly growing. Especially, Silica columns linked-amid are one of the most important HILIC type stationary phases. Although Amid -80 columns commercially available separate polar compound such as peptides, monosaccarides and proteines, the interest for developed polar stationary phase and used in separation of different polar compounds has been improving. [1,2].Thus, in this study, A new stationary phase having different polarity, including amid and amine groups was synthesized and studied its effect of separation of one or more polar compound groups such as plant growt hormones, phenolic acids and monosaccarides. For synthesis of stationary phase,valine amino acid was interacted with 3,5-dinitrobenzoilchlorür and then esterificated with methanol and 3.5-dinitrobenzoilvaline methyl esther was prepared. On the other hand, modified silicagel including amine and aminoalcohol groups was prepared by interacting with 1,4 - diaminopropane and 3-glisidiloksipropil. Stationary phase was obtained by reaction of modified silicagel with 3.5-dinitrobenzoilvaline methyl esther (SP). NO 2 OMe OH O Si O O N H SiO 2 OH N H O H N O NO 2 OH OO Si OMe O OH N H N H O H N O NO 2 NO 2 SP REFERENCES [1] D.S. Risley, W.Q. Yang, J.A. Peterson, J. Sep. Sci. 29 (2006) 256. [2] T. Yoshida, J. Chromatogr. A 808 (1998)

110 Farklı Polar Gruplar İçeren Amid Silika Kolon Dolgu materyallerinin Sentezi ve HPLC ile Nükleotidlerin Ayrılmasında Kullanılması Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Saba Samatya 2, Berrin Ziyadanoğulları 3 1 Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Batman 2 Siirt Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Siirt 3 Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Diyarbakır AP-TR-018 Biyolojik aktif asidik ve bazik bileşikler, nükleotidler, amino asitler, peptitler, proteinler, monosakkaritler gibi yüksek polariteye sahip bileşiklerin normal faz ve ters faz kolonlarla ayrılmasında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bu tip yüksek polariteye sahip bileşiklerin ayrılması için yüksek polariteye sahip dolgu maddeleri ile çalışılmalıdır. Bu nedenle hidrofilik etkileşim kromatografisi bu tür yüksek polariteye sahip bileşiklerin ayrılmasında büyük önem taşımaktadır. Hidrofilik etkileşim kromatografisinde yürütücü faz olarak sulu veya yüksek polariteye sahip organik solventler kullanılarak amin, amid, iyonik grup v.b polar bileşiklerle modifiye olmuş silika jel sabit fazları üzerinde çeşitli polar bileşiklerin ayrılması sağlanır. Amin grubu içeren kolonlar ticari olarak yaygınca kullanılmakta olup HILIC modunun en yaygın olarak kullanılan dolgu fazı grubunu oluşturur.[1] Bununla beraber, amid tipi dolgu maddeleri de bu sınıfın en önemli dolgu maddelerinden biridir. [2,3] Bu nedenle, bu çalışmada farklı polariteye sahip, amid ve amin gruplarını içeren iki yeni dolgu maddesi sentezlendi ve nükleotid ve nükleositlerin ayrılmasındaki etkisi çalışılmaktadır. Dolgu fazından ilki (SP1) 3,5-Dinitrobenzoilvalin den, SP2 ise fenil alanin ve sikloheksiletilaminden yola çıkılarak hazırlandı. SP1 SP2 ye daha uzun karbon zincirli olup daha çok apolar karakter taşımanın yanı sıra daha fazla amin fonksiyonel grubu taşıması ve asidik aromatik halka taşıması bakımında da daha yüksek polariteye sahiptir. Farklı polar ve apolar gruplar içeren bu iki dolgu fazı, çok sayıda bazik amin grubu içeren nükleotid ve nükleositlerin ayrılmasındaki etkinlikleri çalışılmaya devem edilmektedir. Gelinen noktada her iki kolon için de ilgi çekici sonuçlar elde edilmiştir. NO 2 O 2 N O H N O N H N H OH O Si SiO 2 N N Si H H SiO 2 O SP1 SP2 REFERANCE [1] C.T. Mant, R.S. Hodges, J. Sep. Sci. 31 (2008) [2] D.S. Risley, W.Q. Yang, J.A. Peterson, J. Sep. Sci. 29 (2006) 256. [3] T. Yoshida, J. Chromatogr. A 808 (1998)

111 Synthesis of Amid Silica Stationary Phase Containing Different Polar Groups and Separation of Nucleotides by HPLC Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Saba Samatya 2, Berrin Ziyadanoğulları 3 1 University of Batman, Faculty of Science and Art, Department of Chemistry, Batman 2 University of Siirt, Faculty of Engineering, Department of Chemistry Engineering, Siirt 3 University of Dicle, Faculty of Science, Department of Chemistry, Diyarbakır AP-EN-018 There has been big problems in separation of highly polar compounds such as biologically active acidic and basic compounds, nucleotides, peptides, proteins, monosaccarids. İt needs to be studied with polar stationary phase for separation of these compounds. There for, HILIC is very important tool for separation of highly polar compounds. İn HILIC, polar mobile phase and polar stationary phase derived from amine, amide, diol, ciano and ionic group are used to separate many polar compounds. HILIC columns containi ng amino group are widely used commercially and İt is mostly used stationary phase of HILIC mode.[1] İn Addition, amid type stationary phases are one of the most important stationary phases of these classes, too[2,3]. So, İn this study, İt was synthesized two new stationary phases cointaining amide and amino groups having different polarity and studied their effect of separating nucleotides and nucleosides. SP1 was synthesized from 3,5-dinitrobenzoylvaline, SP2 was synthesized from phenylalanine and cyclohexylethylamine. SP1 has a long hydrophobic chain and more apolar then SP2. SP1 also has more polar groups such as amines and pi-acidic aromatic ring. These two stationary phase having different polar and polar groups were used in separation of nucleotides a nd nucleosides. NO 2 O 2 N O H N O N H N H OH O Si SiO 2 N N Si H H SiO 2 O SP1 SP2 REFERANCE [1] C.T. Mant, R.S. Hodges, J. Sep. Sci. 31 (2008) [2]. D.S. Risley, W.Q. Yang, J.A. Peterson, J. Sep. Sci. 29 (2006) 256. [3] T. Yoshida, J. Chromatogr. A 808 (1998)

112 AP-TR-019 Headspace Sampler GC/MSD Kullanılarak Bal da Naftalin Tayini İbrahim Kıvrak, Şeyda Kıvrak, Mansur Harmandar Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Anabilim Dalı Naftalin kapalı kimyasal formülü C 10H 8 olan, aromatik bir hidrokarbondur. Beyaz pulcuklar biçiminde, billur yapılı bir katıdır. Keskin ve kendine özgü bir kokusu vardır. Suda çözünmez, alkolde ise, ısıyla doğru orantılı olarak artan bir yoğunlukta çözünür. Atmosfer ortamında kolaylıkla buharlaştığından haşere (böcek türleri) ile mücadelede kullanılır. Güveleri uzaklaştırdığından dolayı yaygın olarak bal sağımından sonra bal mumlarını korumak için kullanılır. Bu kullanım neticesinde de naftalin kullanılan mum ile üretilen ballarda kalıntı sorunu ortaya çıkmaktadır. Balda kalıntı olarak bulunan naftalinin GC/MSD ile tayininde, Headspace Sampler cihazı örnek hazırlama ünitesi olarak kullanılır. Headspace Sampler ile balda bulunan naftalin, yüksek buhar basıncı ve dolayısıyla kolay buhar fazına geçebilme özelliğinden faydalanılarak analiz edilir. Headspace viallerine tartılan numune içerisindeki naftalin, cihazın Heated Zone kısmında vialin ısıtılması suretiyle gaz fazına geçirilir. Naftalin gaz fazı bir transferline vasıtasıyla GC-MSD sistemine injekte edilerek tayin edilir. Analiz edilecek numune analitik terazi ile 0.1 mg hassasiyet ile 5 g cam viallere tartılır. Kalibrasyon eğrisi içinde ilgili viallere 30 ppb Naftalin D8 (5 ppb lik Naftalin D8 standart çözeltisi) ve sırasıyla 0, 1, 5, 10 ve 30 ppb Naftalin standart çözeltisinden pipetlenir. Numunelere ise sadece 30 ppb Naftalin D8 (IS) standart çözeltisinden pipetlenir. Alüminyum vial kapağının içerisine bir septum yerleştirilir. Kapak vialin ağzına yerleştirilir. Crimper ile kapak sıkıştırılır. Headspace cihazına yerleştirilir. Naftalin tayininde Agilent 7697A Headspace Sampler ve Agilent 7890 GC / 5975C MSD sistemi kullanılmıştır. Sistemde 15m x 0.25 mm x 0.25 µm lik HP-5 MS UI 5% Phenyl Methyl Siloxane kapilari kolon, Split/Splitless İnlet 20:1 Split oranı ile kullanılmıştır. MSD ile SIM Modda Naftalin için , Naftalin-D8 için ise iyonları taranmıştır. Analiz esnasında MS Source sıcaklığı 230 o C ve MS Quadrupole sıcaklığı 150 o C kullanılmıştır. KAYNAKLAR [1] Chrisoula T., Anastasia Z., Andreas T., Determination of 1,2 dibromoethane, 1,4-dichlorobenzene and naphthalene residues in honey by gas chromatography mass spectrometry using purge and trap thermal desorption extraction. Journal of Chromatography A, , [2] Bogdanov S., Kilchenmann V., Seiler K., Pfefferli H., Frey T., Roux B., Wenk P. and Noser J., Residues of para-dichlorobenzene in honey and beeswax, Journal of Apicultural Research 43 (1 ): 14 16,

113 Detection of Naphthalene in Honey via Headspace Sampler GC/MSD İbrahim Kıvrak, Şeyda Kıvrak, Mansur Harmandar Muğla Sıtkı Koçman University, Science Faculty Chemistry Department Naphthalene is an aromatichydrocarbon with formulac 10H 8. It is a white crystalline solidand it has a characteristic strong odor. It is insoluble in water but it has increasing solubility in alcohol with heat. It is easily vaporized in atmospheric pressure owing to this property it is widely used for insect. It is also used for removing moth from honey waxes after honey harvest in order to protect waxes. After this usage there is a residue complication in honey harvesting from those waxes. Detection of naphthalene found as a residue in honey with GC/MSD headspace sampler is used as sample preparation unit. It is analyzed by the help of high vapor pressure of naphthalene and ease of vaporization property. Naphthalene weighing in headspace vial is vaporized through heating vial in heat zone. It is injected to GC-MSD system via transfer line for detection. Sample, 5 g, is weighed to glass vial with 0.1 mg sensitivity by analytical balance. Naphthalene standard solution, Naphthalene D8, is pipetted to vials as 0, 1, 5, 10 and 30 ppb for the calibration curve. Septum is placed in aluminum vial cover and cover is placed on top off vial and clamped with crimper and put in head space. Agilent 7890 GC / 5975C MSD coupled with Agilent 7697A Headspace Sampler systems were used for the detection of naphthalene. 15m x 0.25 mm x 0.25 µm lik HP-5 MS UI 5% Phenyl Methyl Siloxane capillary column was used with 20:1 split ration via Split/Splitlessinlet. In MSD and SIM mod and ions were scannedfor Naphthalene and Naphthalene-D8 respectively. MS source temperature was 230 o C and MS Quadrupole temperature was 150 o C. REFERENCES AP-EN-019 [1] Chrisoula T., Anastasia Z., Andreas T., Determination of 1,2dibromoethane, 1,4 -dichlorobenzene and naphthalene residues in honey by gas chromatography mass spectrometry using purge and trap thermal desorption extraction. Journal of Chromatography A, , [2] Bogdanov S., Kilchenmann V., Seiler K., Pfefferli H., Frey T., Roux B., Wenk P. andnoser J., Residues of para-dichlorobenzene in honey and beeswax, Journal of Apicultural Research 43 (1 ): 14 16,

114 Suyun Elektrolizinden Hidrojen Gazı Üretimi için Yeni Bir Yöntem Geliştirilmesi İkbal Koyuncu 1, Enise Kahraman 1 1 Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Hidrojen, doğal bir yakıt olmayıp, birincil enerji kaynaklarından yararlanarak üretilebilen, enerjinin depolanmasını, taşınmasını ve istenilen türden bir enerjiye çevrilmesini sağlayan sentetik bir yakıttır. Hidrojen bir enerji taşıyıcısı olarak avantajlarından en önemlisi toksik olmayan ve korozyona neden olmayan bir element oluşudur. Bu yüzden hidrojenin kullanılması tehlikesiz ve çok basittir. Kirliliğe neden olmayan hidrojen geri dönüşümünde su üreterek doğal çevrime girer. Bu çalışmada, suyun elektrolizi için yeni bir metal oksit elektrot geliştirildi ve elektrolitik metal kaplama olanakları araştırıldı. Bu amaçla; metalik zirkonyum özel koşullarda yüzey oksidasyonuna tabi tutularak üzeri metal oksit ile kaplandı. Bu amaçla zirkonyum metali katot elektrodu olarak kullanıldı. Anot elektrot olarak grafit çubuk kullanıldı. Elektrolite daldırılmış zirkonyum metaline alternative akım verildiğinde bu elektrot metal/ metal oksit/ elektrolit yapısında bir diot davranışı gösterdi. Zirkonyum plakanın üzeri oksitlendiğinde bir p tipi bir diyot gibi davranır. Bu sayede kuvvetli elektrolit çözeltilerinde alternatif akım kullanılarak su elektroliz edildi ve yüksek verimde hidrojen gazı üretiledi. Bu nedenle elektrolite geçen akım doğru akım oldu. Böylelikle karşısına konulan inert bir elektrot (örneğin grafit elektrot) ile çözeltideki iyonlar elementel hale geçti. Bu sayede; örneğin kuvvetli elektrolit katılmış su, alternatif akımla elektroliz edilerek hidrojen gazı üretildi. Yapılan çalışmalarda bu verim %99 akım verimine kadar çıkıldı. Isı problemi olmadığından bu oluşturulan diot sisteminden çok yüksek akım geçirme olanağı vardır. Böylece çok kısa bir zaman diliminde büyük miktarda hidrojen gazı üretildi. Suyun elektrolizi, elektrik enerjisi yardımıyla suyun hidrojene ve oksijene ayrılması işlemidir. Genel olarak suyun elektrolizi işleminde, asidik yada alkali bir çözeltinin elektrolizi ile hidrojen üretilir. Elektriksel potansiyel uygulandığında, uygun bir elektrolit içeren elektroliz hücresinin elektrotlarınd a aşağıdaki reaksiyonlar oluşur: Katot reaksiyonu: 2H 2O + 2e - H 2 (g) + 2OH - (ç) Anot reaksiyonu: 2OH - (ç) ½ O 2 (g) +H 2O (s ) Tüm hücre reaksiyonu: H 20 (s) +elektrik enerjisi H 2 (g )+1/2 O 2 (s ) Suyun elektrolizinde istenmeyen ürünlere sebep olabilecek yan reaksiyonlar yoktur. Bundan dolayı bu işlem temizdir ve fazladan ayırma ya da saflaştırmaya gerek yoktur. KAYNAKLAR AP-TR-020 [1] Kotari, R., Buddhi, D., ve Sawhney, R.L., Comparison of Environmental and Economic Aspects of Various Hydrogen Production Methods, 12, , [2] L. Jalowiecki-Duhamel *, H. Zarrou, A. D Huysser, Low temperature hydrogen production from methane on cerium nickel- and zirconium-based oxyhydrides, Catalysis Today, 138, , (2008 ). [3] Kargi F. *, Catalkaya E. C, Uzuncar S., Hydrogen gas production from waste anaerobic sludge by electrohydrolysis: Effects of applied DC voltage, international journal of hydrogen energy, 36, , (2011 ). 98

115 Development of a New Method for Hydrogen Gas Production from Electrolysis of Water İkbal Koyuncu 1, Enise Kahraman 1 1 Yıldız Technical University Department of Chemistry Hydrogen fuel is not a natural fuel; it is a synthetic fuel which produced using primary energy sources, energy storage, transportation and the desired kind of energy to be translated. The most important advantage of hydrogen as an energy carrier element i s that non-toxic and non corrosive. This is why hydrogen is not dangerous and very simple to use. Non-polluting hydrogen, producing water recycling into the natural cycle. There are a variety of resources and technologies used in the production of hydrogen, natural gas, coal, gasoline, methanol, or biomass heat, bacteria and algae photosynthesis, sunlight, electricity or hydrogen can be produced with a water break. In this study, a metal oxide electrode for electrolysis of water has been tested. For this p urpose, metallic zirconium subjected to surface oxidation special conditions and zirconium metal electrode was coated with metal oxide has been used. Zirconium metal immersed in electrolyte, alternative power comes with this electrode metal / metal oxide / electrolyte structure was showed the behavior of a diode. For this reason,the current is DC that is the last current in passing through electrolyte. Thus, placed in front of an inert electrode (e.g. graphite electrode) and the solution will become the elemental ions. In this way, for example, participated in the strong electrolyte water, hydrogen gas been produced by alternative current electrolysis. The preliminary studies, the yield increased to 99% current yield. There was not heat problem so it had been reacted the opportunity to spend diode current system was too high. Thus, in a very short period of time, produce a large amount of hydrogen gas. This solution in water forms an electrolyte, allowing current to flow when a voltage is applied. The H + ions move toward the cathode (negative electrode ), and the OH - ions move toward the anode (positive electrode ). Cathode (reduction ): 2 H 2O (l) + 2e H 2 (g) + 2 OH - (aq ) Anode (oxidation ): 2 OH - (aq) 1/2O 2 (g) + H 2O (l) +2 e Combining either half reaction pair yields the same overall decomposition of water into oxygen and hydrogen: Overall reaction: 2 H 2O (l) 2 H 2 (g) + O 2 (g ) REFERENCES AP-EN-020 [1] Kotari, R., Buddhi, D., ve Sawhney, R.L., Comparison of Environmental and Economic Aspects of Various Hydrogen Production Methods, 12, , 2008, [2] L. Jalowiecki-Duhamel *, H. Zarrou, A. D Huysser, Low temperature hydrogen production from methane on cerium nickel- and zirconium-based oxyhydrides, Catalysis Today, 138, , (2008 ), [3] Kargi F. *, Catalkaya E. C, Uzuncar S., Hydrogen gas production from waste anaerobic sludge by electrohydrolysis: Effects of applied DC voltage, international journal of hydrogen energy, 36, , (2011 ). 99

116 Nanotüp-Silika Hirbit Dolgu Materyali ile Bitki Büyüme Düzenleyicilerinin Polar Faz Sıvı Kromatografi ile Ayrılması ve Kantitatif Tayini Kadir Serdar Çelik, Hayriye Aral, Tarık Aral, Giray Topal AP-TR University of Batman, Faculty of Scienceand Art, Department of Chemistry, Batman Normal faz kromatografinin bir çeşidi olan ve son yıllar da gelişen hidrofilik etkileşim kromatografisinde (HILIC) polar yapı da kolon materyalleri kullanılmaktadır. Bu yöntemde, mobil fazda bulunan polar analitlerin yine polar bir katı destek yüzeyi ile farklı derecede etkileşimi, analitlerin kolonu farklı sürelerde terk etmesine neden olmakta ve bu davranış kromatografik ayırımı sağlamaktadır. Son yıllar da polar bileşiklerin ayrılmasına olan gereksinimin artması ile beraber HILIC a olan ilgi de giderek artmaktadır [1]. Hidrofilik etkileşim kromatografisinde yürütücü faz olarak sulu veya yüksek polariteye sahip organik solventler kullanılarak amin, amid, iyonik grup v.b. Polar bileşiklerle modifiye olmuş silikajel sabit fazları üzerinde çeşitli polar bileşiklerin ayrılması sağlanır [2]. Bu çalışmada modifiye olmuş tek duvarlı karbon nanotüp silikahibridi kolon dolgu materyali HPLC de bitki büyüme düzenleyicilerinin ayrılmasında ve kantitatif tayininde kullanıldı. Altı adet bitki büyüme düzenleyicisinin kullanıldığı çalışmada çeşitli şartlara karşı optimizasyonlar çalışılarak kolon aktivitesi tartışıldı. Devam etmekte olan çalışmamıza bitki büyüme düzenleyicilerinin doğal numuned en kantitatif tayini çalışılmaktadır. Si O Si OMe O N H O O N H N H O O N NH H O H N OMe Si O Si Si O Si OMe H N O H HN N O O O H N H N O H N O Si O OMe Si SWCNT-Si Nanotüp Silika Hibrid Dolgu Materyali KAYNAKLAR [1].PavelJandera,AnalyticaChimicaActa,692,1 25,2011. [2].R.I.Chirita,C.West,A.L.Finaru,C.Elfakir,J.Chromatogr.A1217, ,

117 Nanotube - Silica Hybrid Polar Phase Material and Plant Growth Regulators Separation and Quantitative Determination by Liquid Chromatography Kadir Serdar Çelik 1, Hayriye Aral 1, Tarık Aral 1, Giray Topal 1 AP-EN University of Batman, Faculty of Science and Art, Department of Chemistry, Batman Hydrophilic interaction chromatography (HILIC) is valuable alternative to reversed -phase liquid chromatography separations of polar, weakly acidic or basic samples. In principle, this separation mode can be characterized as normal-phase chromatography on polar columns in aqueous-organic mobile phases rich in organic solvents (usually acetonitrile ). Highly organic HILIC mobile phases usually enhance ionization in the electrospray ion source of a mass spectrometer, in comparison to mobile phases with higher concentrations of water generally used in reversed-phase (RP) LC separations of polar or ionic compounds, which is another reason for increasing popularity of this technique. [1]. Hydrophilic interaction chromatography (HILIC) appears to be an interesting alternative for applications involving these types of polar compounds. The HILIC applications have increased in number and diversity in the last decade. [2]. In this study, it has been prepared single-walled carbon nanotube-silica hybrid material and used as HPLC column for separation and quantitative determination of plant growth regulators. Six plant growth regulators was used as analytes. plant growth regula tor the activity of the column was studied working against the optimizations by a variety of conditions. Si O Si OMe O N H O O N H N H O O N NH H O H N OMe Si O Si Si O Si OMe H N O H HN N O O O H N H N O H N O Si O OMe Si SWCNT-Si Nanotube - Silica Hybrid Material REFERANCE [1] Pavel Jandera, Analytica Chimica Acta, 692 (2011) 1 25 [2] R.I. Chirita, C. West, A.L. Finaru, C. Elfakir, J. Chromatogr. A 1217 (2010)

118 Silica Gel Tabanlı Yeni Bir Dolgu Maddesi ile Th (IV) ve Sm (V) in Önderiştirmesi ve Çözeltiden Ayrılmasında Kullanılması Kadir Serdar Çelik 1*, Hayriye Aral 1, Elif Varhan Oral 2, Berrin Ziyadanoğulları 2, Recep Ziyadanoğulları 3 1 Batman Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Batman 2 Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Diyarbakır 3 Siirt Üniversitesi Rektörlüğü Siirt *kserdar.celik@batman.edu.tr AP-TR-022 Toryum, Samaryum ve diğer nadir toprak elementleri minerallerde ve atık sularda bir arada bulunurlar. Bu yüzden toryumu ve samaryumu diğer nadir toprak elementlerinden ayırmak oldukça zor ve sınırlıdır. Bundan dolayı bunların ayrılması ve saflaştırması için çeşitli teknikler geliştirilmektedir. Extraksiyon kromatografisi (1 ), modifiye olmuş reçineler (2 ), bisorpsiyon ve farklı ads orbanlar (3) toryum iyonlarının ayrılması ve önderiştirmesi için geniş çapta kullanılmaktadır. Bu çalışma iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Siklohegzadiamin ve salisilaldehitten yola çıkılarak schiff bazı ligand sentezlenmiş ve bu ligandın sodyum borhidrür ile indirgenmesi sonucu bir daimin molekülü elde edilmiştir. Diğer taraftan silica gel 3-kloropropiltrimetoksisilan bileşiği ile etkileştirilerek aktif hale getirilmiştir. Aktif hale getirilen silica gel sentezlenen daimin molekülü ile etkileştirilerek dolgu fazı hazırlanmıştır (Şema 1) İkinci aşamada hazırlanan dolgu fazı Th (IV) ve Sm (V ) in ekstraksiyonu ve çözeltiden ayrılmasında kullanılmıştır. O etanol etanol N H 2 NH 2 + H HO riflaks N OH N HO NaBH 4 N H OH N H HO + CI OH OHOH OHOHOH silica gel (SiO 2 ) + Cl toluen 5 gün riflaks MeO Si (MeO) 3 Si OH OHOH O O OH silica gel (SiO 2 ) toluen 5 gün riflaks KAYNAKLAR N H OH N HO OMe HO O Si O HO HO HO silica gel (SiO 2 ) [1]. R.Pilviö, M.Bickel, J.Alloys Compd, (1998) [2]. R.M.C.Sutton, S.J.Hill, P.Jones, A.Sanz-Medel, J.I.Garcia-Alonso, J.Chromatogr.A. 816 (1998) [3]. K.Hirose, E.Tanoue, Mar. Environ. Res. 51 (2001)

119 Pre-concentration of Th (IV) and Sm (V) by a New Silica Gel-based Filler and Its Use in Extraction Kadir Serdar Çelik 1*, Hayriye Aral 1, Elif Varhan Oral 2, Berrin Ziyadanoğulları 2, Recep Ziyadanoğulları 3 1 University of Batman, Faculty of Science and Art, Department of Chemistry, Batman 2 University of Dicle, Faculty of Science, Department of Chemistry, Diyarbakır 3 University of Siirt, Rectorate, Siirt AP-EN-022 Thorium, samarium and other rare earth elements are found together with minerals and waste waters. Thus, separation of thorium and samarium from other rare earth elements is too difficult job. Therefore, a variety of techniques have been developed for separation and purification of these metals. Extraction chromatography is widely used for [1] modified resins, [2] biosorption and different adsorbe nts, [3] separation and pre-concentration of thorium ions. O etanol etanol N H 2 NH 2 + H HO riflaks N OH N HO NaBH 4 N H OH N H HO + CI OH OHOH OHOHOH silica gel (SiO 2 ) + Cl toluen 5 gün riflaks MeO Si (MeO) 3 Si OH OHOH O O OH silica gel (SiO 2 ) toluen 5 gün riflaks Scheme 1 N H OH N HO OMe HO O Si O HO HO HO silica gel (SiO 2 ) This study was conducted in two steps. In the first stage, a Schiff base ligand was synthesized starting from cyclohexadiamine and salicylaldehyde and a diamine molecule was obtained by the reduction of this ligand with sodium borohydride On the other hand, silica gel was activated by reacting with 3 - chloropropyltrimethoxysilane. Filling phase was prepared by reacting the activated silica gel with the diamine molecule (Scheme 1 ). In the second stage, the filling phase was used in the extraction and separation of Th (IV) and Sm (V) from solution REFERENCES [1]. R.Pilviö, M.Bickel, J.Alloys Compd, (1998) [2]. R.M.C.Sutton, S.J.Hill, P.Jones, A.Sanz-Medel, J.I.Garcia-Alonso, J.Chromatogr.A. 816 (1998) [3]. K.Hirose, E.Tanoue, Mar. Environ. Res. 51 (2001)

120 Kurşun Elektrotun Sülfürik Asit Çözeltisinde Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Koray B. Dönmez 1, Metin Gençten 1, Yücel Şahin 1, Kadir Pekmez 2, Ender Suvacı 3 1 Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 26470, Eskişehir, TÜRKİYE 2 Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 06800, Ankara, TÜRKİYE 3 Anadolu Üniversitesi, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği, 26470, Eskişehir, TÜRKİYE Kurşun elektrot sülfürikasit çözeltisi içerisinde oldukça farklı indirgenme ve yükseltgenme reaksiyonları göstermektedir [1]. Bu reaksiyonlar genel olarak kurşun asit akülerde şarj ve deşarj reaksiyonları olarak bilinir [2, 3]. Bu çalışmada, farklı derişimlerde sülfürik asit içeren çözeltilerde kurşun elektrotun göstermiş olduğu elektrokimyasal davranışlar incelenmiştir. Bu kapsamda kütlece %20, 25, 30, 35 ve 40'lık sülfürik asit çözeltileri hazırlanmış ve bu çözeltiler içerisinde kurşun elektrot ile dönüşümlü voltametri (CV) ve elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ölçümleri yapılmıştır. Dönüşümlü voltametri ile belirli gerilim aralıklarında anodik ve katodik pik akımları incelenmiştir. Çözeltilerin elektrokimyasal empedans spektrumları ile çözelti direnci (R s) ve yük transfer direnci (R ct) değerleri belirlenmiştir. Ayrıca kurşun elektrotların morfolojik özellikleri SEM analizleri ile incelenmiştir. Sonuç olarak sülfürikasit çözeltileri içerisinde pik akımları, pik redoks kapasitesileri, çözelti direnci ve yük transfer direnci değerleri belirlenmiş ve çalışma elektrotu yüzeyinin dönüşümlü voltametri çalışması sırasında değiştiği gözlenmiştir. *Anadolu Üniversitesi ve Ericsson Türkiye ile birlikte yürütülen bu çalışma T.C.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nın STZ proje kodlu SAN-TEZ projesi kapsamında desteklenmektedir. KAYNAKLAR AP-TR-023 [1] He Li,Heping Liu, Qianming Wang, Hongyu Chen, Anfu Ren, Jianqiang Hu, Electrochimica Acta 56 (2010) [2] J. C. Hern andez, M. L. Soria, M. Gonz alez, E. Garc ıa -Quismondo, A. Mu noz, F. Trinidad, Journal of Power Sources 162 (2006) [3] Zheng Tang, Jianming Wang, Xian-xian Mao, Haibo Shao, Quanqi Chena, Zhihua Xu, Jianqing Zhang, Journal of Power Sources 168 (2007)

121 Investigation of Electrochemical Behavior of the Lead Electrode in Sulfuric Acid Solutions Koray B. Dönmez 1, Metin Gençten 1, Yücel Şahin 1, Kadir Pekmez 2, Ender Suvacı 3 1 Anadolu University Science Faculty Department of Chemistry, 26470, Eskisehir 2 Hacettepe Universty Science Faculty Department of Chemistry, 06800, Ankara 3 Anadolu University, Materials Science and Engineering, 26470, Eskisehir Lead electrode shows different oxidation and reduction reactions in sulphuric acid solution [1]. Generally, most of these reactions are known as charge and discharge reactions in lead-acid batteries [2,3]. In this study, electrochemical behaviors of lead electrode in aqueous solutions with different concentration of sulphuric acid were investigated. In this context, (w/w) 20, 25, 3 0, 35, 40 % of sulphuric acid solutions were prepared and characterized with lead working electrode by cyclic voltammetric (CV) and electrochemical impedance spectroscopic (EIS) methods. The peak current and redox capacitiy values of anodic and cathodic peaks were investigated by cyclic voltammetry. In electrochemical impedance spectroscopy, solution resistance (R s) and charge transfer resistance (R ct) values were measured. Besides, morphological properties of the lead electrode were investigated with scanning electron microscope (SEM ). As a result, peak currents, peak redox capaticies, R s and R ct values were determined in sulfuric acid solutions and the change of surface morphology of the working electrode was obtained during cyclic voltammetry. *This work was supported by SAN-TEZ program (Project Code: STZ ) of T. C. Ministry of Science, Industry and Technology, with Anadolu University and Ericsson Turkey. REFERENCES AP-EN-023 [1] He Li,Heping Liu, Qianming Wang, Hongyu Chen, Anfu Ren, Jianqiang Hu, Electrochimica Acta 56 (2010) [2] J. C. Hern andez, M. L. Soria, M. Gonz alez, E. Garc ıa -Quismondo, A. Mu noz, F. Trinidad, Journal of Power Sources 162 (2006) [3] Zheng Tang, Jianming Wang, Xian-xian Mao, Haibo Shao, Quanqi Chena, Zhihua Xu, Jianqing Zhang, Journal of Power Sources 168 (2007)

122 Bazı Taze ve Dondurulmuş Meyvelerin Antioksidan Kapasitelerinin Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi Kubilay Güçlü, Mustafa Özyürek, Özge Özkars, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, Avcılar İstanbul Genellikle hasat sonrası meyveler soğuk depolama yöntemi ile saklanmaktadır. Ancak soğuk depolamada meyvelerin toplam antioksidan madde içeriği depolama sıcaklığından önemli düzeyde etkilenmektedir. Dondurarak kurutma tekniği çok düşük sıcaklıkta işlem gerçekleştirilerek yüksek kalitede kurutulmuş ürün elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Suyun katı fazda üründen vakum yardımıyla uzaklaştırılması ürünün dokusunu, şeklini korumakta ve hacim kaybı oluşmasına engel olmaktadır. Ayrıca mineral, vitamin hatta lezzet ve aroma kayıpları da minimize edilmektedir. Bu çalışmada bazı taze meyvelerin (taze toplanmış çilek, vişne ve karadut) ve toplam antioksidan madde içeriğini en iyi şekilde korunmasına imkan sağlayacak olan dondurarak kurutma tekniğiyle dayanıklı hale getirilmesi sonucunda dondurularak kurutulmuş meyvelerin (dondurularak saklanmış çilek, vişne ve karadut) toplam antioksidan kapasitelerinin belirlenmesi ve antioksidan içeriklerine göre karşılaştırılması amaçlanmıştır. CUPRAC bakır (II) iyonu indirgeme antioksidan kapasite tayin yöntemi kullanılarak taze ve dondurulmuş meyvelerin toplam antioksidan kapasiteleri tayin edilmiştir[1]. Bu kapsamda CUPRAC yöntemiyle elde edilen sonuçlar, referans yöntemler olarak seçilen ABTS/persülfat ve DPPH yöntemlerinin bulgularıyla kıyaslanmıştır. Çalışılan meyve örneklerinin ekstraktlarında CUPRAC yöntemi ile belirlenen toplam antioksidan kapasite değerlerine göre sıralama yapıldığında taze karadut > taze çilek > taze vişne > dondurulmuş çilek > dondurulmuş vişne > dondurulmuş karadut şeklinde bulunmuştur. Taze çilek (0.316± mmol troloks/g-kuru madde) ve taze vişne (0.150± mmol troloks/g-kuru madde) dondurulduktan sonra saklandığında antioksidan kapasitelerini nispeten muhafaza ederken (dondurulmuş çilek: 0.312± mmol troloks/g-kuru madde; dondurulmuş vişne: 0.126± mmol troloks/g-kuru madde ), taze karaduta (0.443± mmol troloks/g-kuru madde) göre dondurulmuş karadut (0.090± mmol troloks/g-kuru madde) örneğinin antioksidan kapasitesinin oldukça azaldığı tespit edilmiştir. KAYNAKLAR AP-TR-024 [1] Apak, R., Güçlü, K., Özyürek, M. And Karademir, S.E. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52, ,

123 The Comparative Investigation of the Antioxidant Capacities of Some Fresh and Frozen Fruits Kubilay Güçlü, Mustafa Özyürek, Özge Özkars, Reşat Apak İstanbul University, Faculty of Engineering, Department of Chemistry, Analytical Chemistry Division, Avcılar İstanbul Usually, fruits are stored with cold storage method after harvest. However, in cold storage, the total antioxidant substance content of fruits is considerably affected by the storage temperature. The freeze drying method is a way using to obtain product of high quality by performing process under very low temperature. Removing water under vacuum in the solid phase protects the tissue and shape of the product and impedes occurrence of any volume loss. Furthermore, mineral, vitamin, flavor and aroma losses are also minimized. In this study, it is aimed to determine the total antioxidant capacities of fresh fruits (e.g., fresh strawberry, cherry, black mulberry) which are dried with freeze method to enable preserving the antioxidant content of some fresh fruits and so to make them resistant, and to compare them according to their antioxidant contents. Antioxidant capacities of the some fresh and frozen fruits were determined using CUPric Reducing Antioxidant Capacity (CUPRAC) method[1]. In this regard, the results obtained with CUPRAC method, we re compared with findings of reference methods such as ABTS/persulphate and DPPH. A comparison is made between the total antioxidant capacities of the extracts of studied fruit samples that were determined by CUPRAC method. The result of this comparison is fresh black mulberry > fresh strawberry > fresh cherry > frozen strawberry > frozen cherry > frozen black mulberry. It was seen that while fresh strawberry (0.316± mmol trolox/g-dry matter) and fresh cherry (0.150± mmol trolox/g-dry matter) partially conserve their antioxidant capacities when they are freezed (frozen strawberry: 0.312± mmol trolox/g-dry matter; frozen cherry: 0.126± mmol trolox/g-dry matter ), antioxidant capacity of the frozen black mulberry (0.090± mmol trolox/g-dry matter) has a huge decrease when compared to the fresh black mulberry (0.443± mmol trolox/g-dry matter) sample. REFERENCES AP-EN-024 [1] Apak, R., Güçlü, K., Özyürek, M. and Karademir, S.E. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52, ,

124 Alkollü İçeceklerde Glikoz Tayini için Kompozit Glikoz Biyosensörünün Geliştirilmesi Meliha Çubukçu 1,2, Yeliz Yavuz 1, Ülkü Anık 1 1 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü Kötekli/Muğla 2 Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü Bornova/İzmir Nanopartiküller, sahip oldukları önemli fiziksel özellikler ve çok küçük boyutları nedeniyle son yıllarda yaygın şekilde kullanılmaktadır. Nanometre boyutundaki farklı nanopartiküllerin kontrol edilebilir elektronik ve katalitik özellikleri bu partiküllerin elektrot fabrikasyonunda ve modifikasyonunda kullanılabilmesine olanak sağlamıştır. Altın nanopartiküller (Au-np ), üzerlerine immobilize edilen proteinlerin biyolojik aktivitelerini muhafaza etmelerine yardım eden bir çeşit nanomateryaldir. Büyük yüzey alanı ve gelişmiş elektronik özellikleri sayesinde bu materyallerin biyosensör yapımında kullanımı son yıllarda artmıştır. Bunların dışında Au-npler, elektrot yüzeyi ile yüzeye immobilize biyolojik materyaller arasında bir elektron ileten yol gibi davranarak tepkimeye ilişkin elektron transferini kolaylaştırmaktadırlar [1]. Son yıllarda glikoz biyosensörü, diyabet hastalarının artmasıyla birlikte glikoz tayinin önemi nedeniyle büyük ilgi çekmektedir. Glikoz elektrokimyasal biyosensörlerinin asıl amacı duyarlık, seçimlilik, yanıt zamanı, iyi doğrusal aralık, kararlılık ve tekrarlanabilirlik gibi uygun nitelikleri ile yüksek performans sensörlerin tasarlanmasına dayanmaktadır [2]. Bu amaçla, glikoz oksidaz (GOx) enziminin etkin immobilizasyonu amperometrik biyosensörlerin başarılı uygulamaları için anahtar özelliklerden biridir. Karbon elektrotları hızlı yanıt verebilmektedirler ve kolaylıkla farklı konfigürasyon ve boyutlarda oluşturulabilmektedirler. Camımsı karbon elektrot ve karbon pasta elektrot gibi çok çeşitli karbon elektrot yapıları elektroanalitik uygulamalarda kullanım alanı bulmaktadır. Geliştirilen diğer alternatif karbon elektrotlarından biri ise camımsı karbon mikropartikülün bir yağ bağlayıcı ile karıştırılmasıyla elde edilen kompozit elektrot materyaline dayalı camımsı karbon pasta elektrottur (GCPE ). GCPE yüksek elektrokimyasal reaktivite, düşük zemin akımı ile birlikte geniş çalışma aralığı gibi özellikler sunmaktadır ayrıca ekonomiktirler, hazırlaması kolay, modifiye edilebilir ve yenilenebilirdir [3]. Bu çalışmada GCPE, Au-np ve GOx ile modifiye edilmiştir ve sonuç olarak glikoz tayini için uygun ve pratik bir biyosensör elde edilmiştir. Deneysel parametrelerin optimizasyonundan sonra oluşturulan sistemin doğrusal aralığı 50,0-1000,0 µm ve R 2 si 0,9801 olarak bulunmuştur. Biyosensörün tekrarlanabilirliği (400 µm glikoz, n=6 ), R.S.D. cinsinden %4.89 olarak hesaplanmıştır. Oluşturula n glikoz biyosensörü, standart katma yönteminin kullanımıyla, örnek bozundurma basamağı uygulanmadan beyaz ve kırmızı şarap, fıçı bira ve nane likörü örneğinde glikoz tayini için kullanılmıştır. Elde edilen geri kazanım değerleri göstermiştir ki zahmetli örnek hazırlama prosedürüne ihtiyaç olmadan geliştirilen sistem gerçek örneklerde glikoz tayini uygulanabilirdir. KAYNAKLAR AP-TR-025 [1] Çubukcu, M., Nanokompozitler ve Elektrokimyasal Biyosensör Uygulamaları, Y. Tezi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Muğla, [2] Gopalan, A. I., Lee, K. P., Ragupathy, D., Lee, S. H., Lee, J. W. Biomaterials, 30, , [3] Wang, J., Anık-Kırgöz, Ü., Mo, J.-W., Lu, J., Kawde, A. N., Muck, A. Electrochemistry Commun., 3, ,

125 A Composite Glucose Biosensor for Glucose Detection in Alcoholic Beverages Meliha Çubukçu 1,2, Yeliz Yavuz 1, Ülkü Anık 1 1 Mugla Sıtkı Koçman University, Faculty of Science, Department of Chemistry Kotekli/Mugla 2 Ege University, Faculty of Science, Department of Chemistry Bornova/İzmir Nanoparticles (nps) are attracting considerable interest as viable biomedical materials and research into them is growing due to their small sizes, unique physical and chemical properties. The controlled electronic and catalytic properties of nanoparticles in nanoscale sizes can facilitate the usage of these nanoparticles in construction and modification of electrodes. Gold nanoparticle (Au-np) is a kind of nanomaterial where it can help proteins to retain their biological activity upon adsorption. Its large surface area and good electronic properties and its utilization for the study of direct electron transfer of redox proteins increase its usage in biosensor construction. Au-np catalyzes the enzymatic reaction by allowing direct electron transfer between the electrode and enzyme active center by means of the conducting tunnels of gold nanocrystals [1]. In the past two decades, glucose biosensors obtained great attention due to the significance in the detection of glucose for the growing population of diabetic patients. The ultimate goal of the glucose electrochemical biosensors lies on designing high performance sensor with appropriate characteristics such as sens itivity, selectivity, response time, good linear concentration range, stability and reproducibility [2]. For this purpose, the efficient immobilization of glucose oxidase (GOx) is one of the key features for the successful application of amperometric biosensors. Carbon electrodes are widely used in electroanalysis due to their low background current, wide potential window, chemical inertness, low cost, and suitability for various sensing and detection applications. Several forms of carbon are available which are suitable for electroanalytical applications. A new composite electrode material based on mixing GC microparticles with an oil binder, an alternative carbon electrode, is the glassy carbon paste electrodes (GCPE ). GCPEs thus offer high electrochemical reactivity, a wide potential window with a low background current, and are inexpensive, easy to prepare, modify and renew [3]. In this study, a composite electrode was prepared by modifying glassy carbon micro particles with gold nanoparticles and glucose oxidase enzyme for glucose detection. After the optimization of the system, the biosensor was characterized for glucose. A linearity was obtained in the concentration range between 50.0 and µm with equation of y = x with the correlation coefficient of R 2 = R.S.D value was calculated for 400 µm glucose (n=6) and found as 4.89%. LOD and LOQ values were also calculated and revealed as 52.9 µm and µm, respectively. The developed system was also applied for detection of glucose in four types of alcoholic beverages including red and white wine, draft beer, and mint liqueur. Obtained recovery values demonstrate that this system is applicable for glucose detection in real samples without needing any laborious sample pretre atment procedures. REFERENCES AP-EN-025 [1]Çubukcu, M., Nanocomposites and Applications of Electrochemical Biosensors, MSc Thesis, Mugla University, Mugla, [2] Gopalan, A. I., Lee, K. P., Ragupathy, D., Lee, S. H., Lee, J. W. Biomaterials, 30, , [3] Wang, J., Anık-Kırgöz, Ü., Mo, J.-W., Lu, J., Kawde, A. N., Muck, A. Electrochemistry Commun., 3, ,

126 Tek Kullanımlık Farklı Türde Yüzey Baskılı Elektrotlar ile Akışa Enjeksiyon Analiz Sistemi Kullanılarak NADH nin Amperometrik Olarak Tayin Edilmesi Melike Şahin 1, Erol Ayrancı 1 1 Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Dehidrojenaz enzimlerini temel alan biyosensörlerde analite karşı olan cevap incelenirken, NAD + nın indirgenme ve yükseltgenmesinin elektrokimyasal olarak takip edilmesi önemlidir [1]. Bu sebeple NADH nin elektrooksidasyonu amperometrik olarak incelenmiştir. Bu çalışmada ph sı 7.5 olan fosfat tamponu içerisinde M konsantrasyon aralığında hazırlanmış olan NADH çözeltileri yüzey baskılı karbon elektrot (YBCE ), çok duvarlı karbon nanotüp ile modifiye edilmiş yüzey baskılı karbon elektrot (MWCNT-YBE) ve Meldola Mavisi ile modifiye edilmiş yüzey baskılı karbon elektrot (MM-YBE) kullanılarak akış hızı 2 ml/dk ya ayarlanmış olan akışa enjeksiyon analiz sisteminde amperometrik olarak analiz edilmiştir. YBCE, MWCNT-YBE ve MM-YBE ile NADH analizi sonrasında kronoamperogramlardan elde edilen verilerden yararlanılarak, ölçülen akıma karşı NADH konsantrasyonu grafikleri çizilmiş ve her bir elektrot türü için gözlemlenebilme sınırı, tayin sınırı, korelasyon katsayısı ve hassasiyet hesaplanmıştır. Bu değerler Tablo1 de verilmiştir. Tablo 1. NADH analizi sonrası elde edilen analitiksel parametreler. AP-TR-026 Gözlenebilme sınırı Tayin sınırı Hassasiyet Korelasyon katsayısı Çalışma Potansiyeli YBCE M M A.M V vs. Ag MWCNT-YBE M M A.M V vs. Ag MM-YBE M M A.M V vs. Ag Akışa enjeksiyon analiz sistemi kullanılarak NADH nin amperometrik tayininin, yüksek ölçüm hassasiyeti, düşük gözlemlenebilme ve düşük tayin sınırı avantajları ile tek kullanımlık yüzey baskılı elektrotlar (YBE) kullaılarak başarılı bir şekilde gerçekleştirilebileceği anlaşılmıştır. NADH tayini için kullanılan YBE türleri içinde ölçüm hassasiyeti ve korelasyon katsayısının en yüksek, gözlemlenebilme ve tayin sınırının en düşük olduğu elektrot türünün MWCNT-YBE olduğu Tablo 1 den anlaşılmaktadır. Bunun yanında NADH tayininde MM-YBE kullanıldığında amperometrik çalışma potansiyeli 0.1 V olmaktadır. Bu da elektrot yapısında Meldola Mavisi medyatörü bulunmasındandır. Çalışma potansiyelinin düşük olması, girişim yapabil ecek türlerin etkisini azaltması nedeniyle tercih edilen bir durumdur. Her ne kadar hassasiyet, gözlemlenebilme ve tayin sınırı parametreleri göz önüne alınarak yapılan değerlendirme, NADH analizi için incelenenler arasındaki en iyi elektrot türünü MWCNT-YBE gibi gösterse de oldukça önemli diğer bir parametre olan çalışma potansiyelinin düşük olması nedeniyle MM-YBE elektrodunun daha uygun elektrot türü olduğu sonucuna varılmıştır. KAYNAKLAR [1] Fanjul-Bolado P., Queipo P., Lamas-Ardisana P. J., Costa-Garcia A., Talanta, 74, ,

127 Amperometric Detection of NADH Using Flow-Injection Analysis System With Disposable Screen-Printed Electrodes of Different Types Melike Şahin 1, Erol Ayrancı 1 1 Akdeniz University, Faculty of Science, Department of Chemistry It is important to follow electrochemically the oxidation and reduction of NAD +, while evaluating the response for analyte in biosensors based on dehydrogenase enzymes [1]. For this purpose, electrooxidation of NADH was investigated amperometrically. In this study, NADH solutions prepared in the concentration range of M in phosphate buffer of ph 7.5 were analysed amperometrically in a flow injection analysis system wit h flow rate adjusted to 2 ml/min using screen printed carbon electrode (SPCE ), screen printed carbon electrode modified with multiwalled carbon nanotube (MWCNT-SPE) and screen printed carbon electrode modified with Meldola s Blue (MB-SPE ). Using the data obtained from chronoamperograms recorded after the analysis of NADH with SPCE, MWCNT- SPE and MB-SPE, the graphs of measured current against NADH concentration were drawn and limit of detections (LOD ), limit of quantification (LOQ ), correlation coefficient (r) and sensitivity were calculated for each electrode type. These values are given in table 1. Table 1. Analytical parameters for analysis of NADH LOD LOQ Sensitivity r Working potential SPCE M M A.M V vs. Ag MWCNT-SPE M M A.M V vs. Ag MB-SPE M M A.M V vs. Ag AP-EN-026 It is found that the amperometric detection of NADH using flow injection analysis system can be achieved successfully with high sensitivity, low LOD and low LOQ advantages utilizing disposable screen -printed electrodes (SPEs ). It is seen from table 1 that MWCNT-SPE has the highest sensitivity, the highest correlation coefficient, the lowest LOD and the lowest LOQ among the SPE types. Beside these, when MB-SPE is used in NADH analysis, the working potential is 0.1V. This is due to presence of Meldola s Blue mediator in electrode structure. Low working potential is preferable as it decreases the effect of interfering species. Although the evaluation based on sensitivity, LOD and LOQ parameters shows that MWCNT-SPE is the best electrode type for NADH analysis, it was concluded that MB-SPE is a more suitable electrode type due to its low working potential which is another important parameter. REFERENCES [1] Fanjul-Bolado P., Queipo P., Lamas-Ardisana P. J., Costa-Garcia A., Talanta, 74, ,

128 Bazı Metal Alaşımlarının Elektrokimyasal Sentezi ve Lityum İyon Pil Anot Materyali Olarak Kullanılmalarının İncelenmesi 1 Muhammet Arpacık, 1 Mustafa Biçer, 1 ilkay Şişman 1 Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü AP-TR-027 Lityum iyon piller, hem yüksek enerji yoğunluğuna hem de küçük boyutlara sahip olmaları sebebiyle günümüzde portatif elektronik cihazlarda en çok tercih edilen pil türleridir [1]. Yüksek kapasite, güvenilirlik, iletkenlik ve düşük elektrokimyasal potansiyel gibi özelliklere sahip olması sebebiyle lityum iyon pillerde anot materyali olarak genellikle grafit kullanılmaktadır [2]. Ancak grafit anotlarda zamanla çeşitli güvenlik problemleri ortaya çıkmaktadır [1]. Buna karşılık, Sn-Sb alaşımları grafite göre daha yüksek kapasite ve daha pozitif uygulama voltajları ve bunun sonucu olarak minimum güvenlik problemleri oluşturmaktadır [3]. Öte yandan nano yapılı elektrot materyallerinin söz konusu pillerde kullanılması halinde yapısal bozuklukların azaldığı ve yüzey/hacim oranının doğal olarak artması sebebiyle pillerin şarj kapasitelerinin arttığı belirlenmiştir [4]. Bu çalışmada mikro ve nano boyutlarda Sn-Sb bazlı materyallerin elektrokimyasal sentezi gerçekleştirilmiştir. Elektrokimyasal teknikler, diğer tekniklere göre uygulama kolaylığı ve düşük maliyet gibi önemli avantajlara sahiptir. Materyallerin sentezi için elektrodepozisyon metodu [5] kullanılmıştır. Sentez aşamasında depozisyon süresi, çözelti kompozisyonu ve surfaktant kullanımı gibi çeşitli parametreler göz önünde bulundurulmuştur. Söz konusu parametrelerin etkisi XRD, SEM, EDS, AFM ve TEM teknikleri ile incelenmiştir. Örneğin, surfaktantlı ortamda elde edilen alaşımların, surfaktantsız ortamda elde edilenlere göre nano boyutlarda olduğu tespit edilmiştir (Şekil 1 ). Ayrıca nano boyutlardaki materyallerin diğerlerine göre daha yüksek şarj/deşarj kapasitesi gösterdiği belirlenmiştir. (a) (b) Şekil-1. Surfaktantsız (a) ve surfaktantlı (b) ortamda elde edilen alaşımların SEM fotoğrafları KAYNAKLAR [1] Tarascon, J.M. and Armand, M., Nature, 414, , [2] Besenhard, J.O. (Ed. ), Handbook of Battery Materials, Wiley-VCH, New York, [3] Pu, W.H., He, X.M., Ren, J.G., Wan, C.R. and Jiang, C.Y., Electrochimica Acta, 50, , [4] Cui, L.F., Yang, Y., Hsu, C.M. and Cui, Y., Nano Letters, 9, , [5] Şişman, İ. and Biçer, M, Journal of Alloys and Compounds, 509, ,

129 Electrochemical Synthesis of Some Metal Alloys and Investigation of Using Them as a Lithium-Ion Battery Anode Material 1 Muhammet Arpacik, 1 Mustafa Biçer, 1 ilkay Şişman 1 Sakarya University Science and Art Faculty Chemistry Department AP-EN-027 Lithium ion batteries has become the most preferred cell types in portable electronic devices due to the having high energy density and small size [1]. Graphite generally used as anode material in lithium ion batteries due to the high capacity, reliability, conductivity, and low electrochemichal potential [2]. Nevertheless, graphite makes some security problems in anodes in time [1]. Corresponding Sn-Sb alloys make minimum security problems according to graphite, because of having higher capacity and more positive application voltage [3]. On the other hand, using nano-structured electrode materials in these kinds of batteries, it s determined that reducing structural defects and increasing the capacity of the batteries charge due to the naturally increasing surface /volume ratio [4]. In this study, Sn-Sb based materials were synthesized micro and nano sized by electrochemically. Electrochemichal techniques has advantages as ease of application, and low cost according to other techniques. Electrodeposition method [5] was used for the synthesis of materials. In synthesis, some kind of parameters taken into consideration as deposition time, composition of solution, and using surfactant. The effect of using surfactant is examined with XRD, SEM, EDS, AFM and TEM techniques. For example, the alloy compounds synthesized with surfactant were determined nano sized according to the alloy compounds synthesized without surfactant (Figure 1 ). Also, it s determined that nano sized materials showed higher charge/discharge capacity according to other materials. (a) (b) Figure-1. SEM photographes of materials synthesized (a) Without surfactant (b) with surfactant. RESOURCES [1] Tarascon, J.M. and Armand, M., Nature, 414, , [2] Besenhard, J.O. (Ed. ), Handbook of Battery Materials, Wiley-VCH, New York, [3] Pu, W.H., He, X.M., Ren, J.G., Wan, C.R. and Jiang, C.Y., Electrochimica Acta, 50, , [4] Cui, L.F., Yang, Y., Hsu, C.M. and Cui, Y., Nano Letters, 9, , [5] Şişman, İ. and Biçer, M, Journal of Alloys and Compounds, 509, ,

130 Üzümlerde Kullanılan Pestisit Kalıntı Miktarlarının Zamana ve Daldırma Çözeltisine Bağlı Değişimi Mustafa Cittan, Ali Çelik, Kenan Dost, Mertcan Öksüz AP-TR-028 Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Anabilim Dalı Türkiye yaş ve kuru üzüm üreticiliğinde dünya pazarında önemli bir yere sahiptir. Türkiye de çekirdeksiz kuru üzüm üretimi özellikle Manisa ve ilçelerinde yoğunlaşmıştır. Pestisit kalıntılarının gıdalarla uzun süre izin verilen MRL değerinin üzerinde alınması, insanlarda kronik etkilerin ortaya çıkmasına ve ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir [1]. Bu çalışmada kullanılan yaş ve kuru üzüm örnekleri Manisa Bağcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğünden temin edilmiştir. Yaş ve kuru üzümdeki pestisit kalıntıları, kurutma öncesi uygulanan işleme [kurutma öncesi K 2CO 3 (%5a/a) çözeltisine daldırma yapıldıktan sonra güneş altında kurutma ve daldırma yapılmadan kurutma] ve bekleme süresine bağlı olarak tayin edilmiştir. Üzümlerdeki pestisitlerin ekstraksiyonunda çoklu pestisit kalıntı tayini amacıyla geliştirilen QuEChERS (Quick, Easy, Cheap, Effective, Rugged, Safe) yöntemi uygulanmış olup, pestisitlerin tayini gaz ve sıvı kromatografi cihazları ile gerçekleştirilmiştir. Üzümlerde tayin edilen boscalid in izin verilen limit değerinin (5mg/kg) [2] çok altında olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar aşağıdaki tabloda verilmiştir. Hasattan sonra (mg/ kg ) Hasadın 3. Günü (mg/kg ) Hasadın 7. Günü (mg/kg ) Hasadın 10. Günü (mg/kg ) Hasadın 6. Ayı (mg/kg ) Daldırılmış (Ort.), n=3 Daldırılmamış (Ort. ), n= ± ± ± ±0.011 <LOD 0.016± ± ± ± ±0.005 Hasat zamanı, daldırılmış üzüm örneklerindeki boscalid miktarı daldırılmamış olanlara göre yüksek çıkmıştır. Buna daldırma yapılan çözelti içerisinde söz konusu pestisitin zamanla birikmesinin neden olduğu düşünülmektedir. Daldırılmış ve kurumaya bırakılmış üzüm örneklerinde 7. Güne kadar su kaybı nedeniyle pestisit düzeyinde artma gözlenmiş olup, 10. Günde azalma ortaya çıkmış ve 6. Ayın sonunda boscalid in zamanla parçalanmasından dolayı yöntemin tespit ve belirtme sınırının altına düştüğü saptanmıştır. Daldırılmamış üzüm örneklerinde ise; pestisit düzeyi 7. Güne kadar artarken daha sonra sabit kalmış ve 6. Ayın sonunda miktarının önemli oranda azaldığı saptanmıştır. KAYNAKLAR [1] Sternberg, S. S., The carcinogenesis, mutagenesis and tetragenesis of insecticides: Review of studies in animals and man, Pharmac. Ther., 6, , [2] Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği, Resmi Gazete, Ek2, Bölüm 2, 29 Aralık

131 Variation of Pesticide Residue Levels on Grapes Depending on Time and Immersing Solution Mustafa Cittan, Ali Çelik, Kenan Dost, Mertcan Öksüz Celal Bayar University Faculty of Science and Art, Analytical Chemistry Division AP-EN-028 Turkey has an important role for production of grape and raisin in the world market. The production of seed less raisins locates especially in Manisa and its districts in Turkey. Exposure to pesticides above allowable MRL values on food for a long time can cause emergence of chronic effects and serious health problems in humans [1]. The grape and raisin samples used in this study were obtained from Manisa Viticulture Research Station Headship. Pesticide residues on grape and raisin were determined depending on the process before drying [drying in the sun after immersion in K 2CO 3 (%5w/w) solution before drying and without immersion] and for the future time. QuEChERS (Quick, Easy, Cheap, Effective, Rugged, Safe) method that is developed for the determination of multiple pesticide residues was applied for the extraction of pesticide residues in samples and determination of pesticides was carried out with gas and liquid chromatogra phy. Boscalid pesticide that determined in grape and raisin samples was as signed well below the permitted limit value (5mg/kg) [2]. Results are given in the table below. After Harvest (mg/kg ) 3 rd Day of Harvest (mg/kg ) 7 th Day of Harvest (mg/kg ) The 10 th Day of Harvest (mg/kg ) 6 th Month of Harvest (mg/kg ) Immersed (average ), n=3 Un-immersed (average ), n= ± ± ± ±0.011 <LOD 0.016± ± ± ± ±0.005 At harvest time, boscalid level in immersed grape samples were determined higher than those of not immersed. The reason of being at higher level in immersed samples is thought to be the accumulation of pesticide in immersing solution. An increase in the level of the pesticide was observed due to loss of water until the seventh day in grape samples that immersed and left to dry, a reduction was emerged in the tenth day and at the end of the six months, boscalid level decreases below the limit of detection and quantification of the method due to the decomposition of boscalid in time. The pesticide level in un -immersed grape samples increased until the seventh day, then remained constant and at the end of the sixth month a significant decrease was observed. REFERENCES [1] Sternberg, S. S., The carcinogenesis, mutagenesis and tetragenesis of insecticides: Review of studies in animals and man, Pharmac. Ther., 6, , [2] Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği, Resmi Gazete, Ek2, Bölüm2, 29 Aralık

132 Sefaperazon İlaç Etken Maddesinin ve Bazı Geçiş Metal Komplekslerinin DNA ile Etkileşiminin İncelenmesi Mustafa Çeşme, Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü AP-TR-029 Sefoperazon, antipsödomonal etkili bir sefalosporindir. Sulbaktam ile kombine preparatı olan sefoperazon - sulbaktam ülkemizde yıllardır klinikte kullanılmaktadır. Sefoperazon/sulbaktam geniş spektrumlu bir antibiyotik kombinasyonudur: Gram-pozitif aeroplar (Staphylococcus Aureus ve Staphylococcus epidermidis ); gram-negatif aeroplar (Haemophilus influenzae, Moraxel lacatarrhalis ), Enterobacteriaceae (Klebsiella pneumoniae, Escherichia coli ); nonfermentatif çomaklar (Pseudomonas,Acinetobacter ), anaeroplar (Bacteroides fragilis,bacteroides spp.,fusobacterium ve Peptostreptococcus spp. ) üzerine etkilidir. Şekil: Sefaperazon un Kimyasal Yapısı Bu çalışmada sefperazon ilaç etken maddesinin ve bazı metal komplekslerinin DNA ile etkileşimi elektrokimyasal ve spektroskopik yöntemlerle incelenmiştir. DNA ile etkileşimleri incelenirken DNA ya bağlanma mekanizmaları aydınlatılmıştır. Ayrıca saf ilaç etken maddesinin DNA etkisi ile metal komplekslerininki karşılaştırılmış ve bu metallerin varlığında sefaperazonun DNA üzerine etkisi incelenmiştir. Yapılan araştırmaların sonucunda kompleksleştirilen sefaperazonun DNA ya daha etkili bir şekilde bağlanabildiği kanıtlanmıştır 116

133 Investigation of Interaction Between DNA and Cefoperazone, and Its Metal Complexes Mustafa Çeşme, Ayşegül Gölcü AP-EN-029 Kahramanmaras Sütcü Imam University, Art and Science Faculty, Chemistry Department Cefoperazone is the member of Cefalophorine group antibiotics, havin g an antipsodomonal effect. Cefoperazone and Sulbactam are widely used in our country over fifty years. Cefoperazone/Sulbactam is an antibiotic combination, which has a wide antibacterial spectrum. They has a great effect on Gram -positive aeropes, (Staphylococcus Aureus and Staphylococcus epidermidis) gram negative aeropes, (Haemophilus influenzae, Moraxel lacatarrhalis) nonpermantive bacterias (Pseudomonas, Acinetobacter) and anaeropes (Bacteroidesfragilis, Bacteroides spp.,fusobacterium and Peptostreptococcus spp. ). Figure: Chemical Structure of Cefoperazone In this study, effect of cefoperazone and its metal complexes on DNA has been investigated by electrochemical and spectrophotometric methods. When dealing with the interaction of these, DNA binding mechanisms also investigated. In addition, effect on DNA of cefoperazone and its metal complexes were compared to each other. And also effect of ceoperazone to the DNA in a metal medium were also investigated. At the end of this study, cefoperazone metal complexes are more strongly binding to DNA and more effective against bacterias. 117

NANO KURġUN ÜRETĠMĠ VE KARAKTERĠZASYONU

NANO KURġUN ÜRETĠMĠ VE KARAKTERĠZASYONU NANO KURġUN ÜRETĠMĠ VE KARAKTERĠZASYONU AHMET GÜNGÖR MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ KĠMYA MÜHENDĠSLĠĞĠ ANA BĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS TEZĠ MERSĠN TEMMUZ 2015 NANO KURġUN ÜRETĠMĠ VE KARAKTERĠZASYONU

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Analitik kimya, elektrokimya, voltammetrik teknikler, yakıt pilleri, nano parçacık modifiye yüzeyler, iş sağlığı ve güvenliği

ÖZGEÇMİŞ. Analitik kimya, elektrokimya, voltammetrik teknikler, yakıt pilleri, nano parçacık modifiye yüzeyler, iş sağlığı ve güvenliği ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Çağrı Ceylan Koçak Doğum Tarihi: 30.09.1986 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Kimya Bölümü Ege üniversitesi 2004-2008 Y.Lisans Analitik Kimya ABD. Ege üniversitesi

Detaylı

ÇALIŞMA GRUBU KİMLİĞİ

ÇALIŞMA GRUBU KİMLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU KİMLİĞİ Laboratuar Adı Analitik Yöntem Geliştirme Web Sitesi: Yapım aşamasında 1 Moleküler Spektroskopi Laboratuvarı 2 Atomik Spektroskopi Laboratuvarı 3 Kromatografi Laboratuvarı 4 Antioksidan

Detaylı

ELEKTROANALİTİK KİMYA VE NANOMALZEMELER ARAŞTIRMA LABORATUVARI

ELEKTROANALİTİK KİMYA VE NANOMALZEMELER ARAŞTIRMA LABORATUVARI ELEKTROANALİTİK KİMYA VE NANOMALZEMELER ARAŞTIRMA LABORATUVARI 1. Gerçekleştirilen Projeler 1.1. Bilimsel Araştırma Projeleri(BAP) Nanopartikül Temelli Karbon Elektrotların Geliştirilmesi ve Elektrokimyasal

Detaylı

ÇİNKO KATKILI ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKTE HİDROKSİAPATİT ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU

ÇİNKO KATKILI ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKTE HİDROKSİAPATİT ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU ÇİNKO KATKILI ANTİBAKTERİYEL ÖZELLİKTE HİDROKSİAPATİT ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU SÜLEYMAN ÇINAR ÇAĞAN MERSİN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

Depozisyon Teknikleri

Depozisyon Teknikleri ELEKTROKİMYASAL SİSTEMLERDE DEPOLAMA VE YÜZEY KARAKTERİZASYONU Depozisyon Teknikleri MBE, CVD, MOCVD, PLD Elektrokimyasal Depozisyon Avantajları: 1. Oda sıcaklığı ve atmosfer basıncında çalışılabilir.

Detaylı

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Ünvanı Birimi Bilge EREN Yrd. Doç. Dr. Fen Edebiyat Fakültesi E-Posta bilge.eren @bilecik.edu.tr EĞİTİM DURUMU Derece Bölüm / Program

Detaylı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ Danışman Doç. Dr. Tufan BAL YÜKSEK LİSANS TEZİ TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI ISPARTA - 2016 2016 [] TEZ

Detaylı

İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Fen Fakültesi Kimya Bölümü Akademik Kurul Toplantısı Aralık - 2013

İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Fen Fakültesi Kimya Bölümü Akademik Kurul Toplantısı Aralık - 2013 İstanbul Medeniyet Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Akademik Kurul Toplantısı Aralık - 2013 Akademik Personel Mesut Görür Arş. Gör. Ayşe Demir Uzman Dr. Kübra Demir Uzman Büşra Şennik Arş. Gör.

Detaylı

UZMAN TOLGA BAAHDIR ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

UZMAN TOLGA BAAHDIR ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ UZMAN TOLGA BAAHDIR ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Doğum Tarihi : 15 Şubat 1979 İletişim Bilgileri: İş Adresi : Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü 68100 AKSARAY Cep Telefonu

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. E-posta: burcud@ogu.edu.tr 0(222) 239 3750/ 1650. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. E-posta: burcud@ogu.edu.tr 0(222) 239 3750/ 1650. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ E-posta: burcud@ogu.edu.tr 0(222) 239 3750/ 1650 Adı Soyadı: Burcu ANILAN Doğum Tarihi: 25 Nisan 1980/ ESKİŞEHİR Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Kimya Eskişehir Osmangazi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Dr. Murat BİNGÜL

ÖZGEÇMİŞ. Dr. Murat BİNGÜL ÖZGEÇMİŞ Dr. Murat BİNGÜL Kisisel Bilgiler: Doğum Yeri ve Tarihi: Kocaeli 25 Ocak 1983. Medeni Hali: Evli Adres: Yeniköy Merkez Mah. Komutan Sok. No: 19 Güvenliköy Konutları C-1 Başiskele Kocaeli E-mail:

Detaylı

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016 1 Incir ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 15-23 Araştırma Makalesi Research Article Araştırma

Detaylı

GEO-Treat 2000 Series / Serisi. GEO-Treat 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C RESERVOIR TEMPERATURE BETWEEN 120 C C

GEO-Treat 2000 Series / Serisi. GEO-Treat 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C RESERVOIR TEMPERATURE BETWEEN 120 C C 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C Scale inhibitors showing high performance even at low dosages which are designed for wells with reservoir temperatures higher than 180 C and

Detaylı

GEO-Treat 2000 Series / Serisi. GEO-Treat 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C RESERVOIR TEMPERATURE BETWEEN 120 C C

GEO-Treat 2000 Series / Serisi. GEO-Treat 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C RESERVOIR TEMPERATURE BETWEEN 120 C C 1000 Series / Serisi RESERVOIR TEMPERATURE HIGHER THAN 180 C Scale inhibitors showing high performance even at low dosages which are designed for wells with reservoir temperatures higher than 180 C and

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

Farklı bölgelerde yetişen zeytinlerin çekirdeklerinden aktif karbon eldesi ve elde edilen aktif karbonun metilen mavisiyle adsorpsiyonunun incelenmesi

Farklı bölgelerde yetişen zeytinlerin çekirdeklerinden aktif karbon eldesi ve elde edilen aktif karbonun metilen mavisiyle adsorpsiyonunun incelenmesi Farklı bölgelerde yetişen zeytinlerin çekirdeklerinden aktif karbon eldesi ve elde edilen aktif karbonun metilen mavisiyle adsorpsiyonunun incelenmesi Fatih Hacımustafaoğlu Emine Yurtoğlu Büşra Keskin

Detaylı

GÜZ DÖNEMİ KİMYA A.B.D YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA DERS PROGRAMI

GÜZ DÖNEMİ KİMYA A.B.D YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA DERS PROGRAMI 2016-2017 GÜZ DÖNEMİ KİMYA A.B.D YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA DERS PROGRAMI ÖĞRETİM ÜYESİ DERS ADI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA Prof. Dr. Salih Fizikokimyasal Denge Koşulları (Özel 08.30-15.50 YILDIZ

Detaylı

KONGRE BAŞKANI DÜZENLEME KURULU

KONGRE BAŞKANI DÜZENLEME KURULU KONGRE BAŞKANI Prof. Dr. Sebahattin ÖZCAN Ankara Üniversitesi DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Mehmet KARATAŞ Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Dilek TURGUT BALIK Düzenleme Kurulu Başkan Yardımcısı Doç. Dr.

Detaylı

6-AMİNO-m-KRESOL POLİMERİNİN PASLANMAZ ÇELİK ÜZERİNE SENTEZİ VE KOROZYON PERFORMANSININ İNCELENMESİ *

6-AMİNO-m-KRESOL POLİMERİNİN PASLANMAZ ÇELİK ÜZERİNE SENTEZİ VE KOROZYON PERFORMANSININ İNCELENMESİ * 6-AMİNO-m-KRESOL POLİMERİNİN PASLANMAZ ÇELİK ÜZERİNE SENTEZİ VE KOROZYON PERFORMANSININ İNCELENMESİ * Synthesis and Investigation of Corrosion Performance of 6-Amino-m-Cresol on Stainless Steel Esra PALMANAK

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Doç. Dr. ŞEYMA ÖZKARA-AYDINOĞLU Doğum Tarihi: 13 Mart 1977 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Kimya Mühendisliği Boğaziçi Üniversitesi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Ad-Soyad Doğum Yeri Uyruğu Medeni Durumu Dil :Zeynep TAŞCI : 15.01.1983 / KONYA, TÜRKİYE : T.C : Evli : Türkçe (ana dil) İngilizce Adres : İzmir Katip Çelebi Ünv. Mühendislik-Mimarlık

Detaylı

HAKKIMIZDA ABOUT US. kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır.

HAKKIMIZDA ABOUT US. kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır. ABOUT US HAKKIMIZDA FORPLAS ın temel amacı, kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır. 25 yılı aşkın üretim deneyimine sahip olan FORPLAS, geniş ve nitelikli ürün yelpazesiyle

Detaylı

AYÇİÇEK YAĞI ÜRETİMİ YAN ÜRÜNLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

AYÇİÇEK YAĞI ÜRETİMİ YAN ÜRÜNLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ AYÇİÇEK YAĞI ÜRETİMİ YAN ÜRÜNLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ U. OLGUN, Ö. ÖZYILDIRIM, V. SEVİNÇ Sakarya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Mithatpaşa, 54, Sakarya ÖZET Ayçiçek yağı üretim tesislerinden

Detaylı

Derece Alan Üniversite Yıl

Derece Alan Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Şahika Sena BAYAZİT 2. Doğum Tarihi: 07-02-1983 3. Unvan: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Kimya Mühendisliği İstanbul Üniversitesi 2001-2006

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Öğretim Görevlisi DERYA KILIÇASLAN

ÖZGEÇMİŞ Öğretim Görevlisi DERYA KILIÇASLAN ÖZGEÇMİŞ Öğretim Görevlisi DERYA KILIÇASLAN TC Kimlik No / Pasaport No: 16009263018 Doğum Yılı: 1984 Yazışma Adresi : Telefon : 03442191485 e posta : Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Afşin Meslek

Detaylı

1 ZKÜ./ÖĞR.İŞL FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : 312. Ders Kodu

1 ZKÜ./ÖĞR.İŞL FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : 312. Ders Kodu FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ 01.Yarıyıl Dersleri 02.Yarıyıl Dersleri KIM115 Genel Kimya I General I 4 2 5 7 KIM146 Genel Kimya II General II 4 2 5 7 KIM117 Genel Kimya I Lab General I Lab 0 2 1

Detaylı

Jeokimya Analizleri. Geochemical Analysis

Jeokimya Analizleri. Geochemical Analysis Jeokimya Analizleri Geochemical Analysis Jeokimya; minerallerin oluşumu esnasında ve sonrasında çevre kayaçlar ile yüzeysel ortamlarda gerçekleşen kimyasal değişikliklerin belirlenmesi temeline dayanır.

Detaylı

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board Arifiye Fidancılık 1989 yılında Adapazarı Arifiye ilçesinde kurulmuştur. Kuruluşumuz 300 m2 alanda mevsimlik çiçek üretimi ve satışı ile faaliyet göstermeye başlamıştır. Geçen süre içersinde marka haline

Detaylı

Tuğra Makina bu katalogtaki tüm bilgiler üzerinde değișiklik yapma hakkı saklıdır. Tugra Makina all rights reserved to change all information in this

Tuğra Makina bu katalogtaki tüm bilgiler üzerinde değișiklik yapma hakkı saklıdır. Tugra Makina all rights reserved to change all information in this Tuğra Makina bu katalogtaki tüm bilgiler üzerinde değișiklik yapma hakkı saklıdır. Tugra Makina all rights reserved to change all information in this catalog. 1997 yılında muhtelif metal eșya, sac metal,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı, Eylül 2016, -

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı, Eylül 2016, - ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Ad, Soyad : Göksu ÖZÇELİKAY Doğum Tarihi : 22.07.1991 Uyruk : Türk Vatandaşı EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Yüksek Lisans Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim

Detaylı

İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Fen Fakültesi Akademik Kurul Toplantısı Mayıs-2013

İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Fen Fakültesi Akademik Kurul Toplantısı Mayıs-2013 İstanbul Medeniyet Üniversitesi Fen Fakültesi Akademik Kurul Toplantısı Mayıs-2013 Akademik Personel Mesut Görür Arş. Gör. Ayşe Demir Uzman Dr. Kübra Demir Uzman Büşra Şennik Arş. Gör. Zeynep Köksal (35.

Detaylı

UYGULAMA NOTU. LCMSMS ile Gıdalarda Sentetik Boyaların Analizi (Sudan Boyaları) Sıvı Kromatografi Kütle Spektrometre HAZIRLAYAN

UYGULAMA NOTU. LCMSMS ile Gıdalarda Sentetik Boyaların Analizi (Sudan Boyaları) Sıvı Kromatografi Kütle Spektrometre HAZIRLAYAN UYGULAMA NOTU Sıvı Kromatografi Kütle Spektrometre M027 LCMSMS ile Gıdalarda Sentetik Boyaların Analizi (Sudan Boyaları) HAZIRLAYAN Dr. Engin Bayram Ant Teknik Cihazlar Ltd. Şti. KONU: Sudan Boyaları (SudanI,

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/10) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/10) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/10) Deney Laboratuvarı Adresi : Adnan Menderes Mah. Aydın Blv. No:43 09010 AYDIN / TÜRKİYE Tel : 0 256 211 24 04 Faks : 0 256 211 22 04 E-Posta : megagidalab@gmail.com

Detaylı

Atık Sulardan Tekstil Boyar Maddesinin Silika İle Giderimi için Deneysel Tasarım

Atık Sulardan Tekstil Boyar Maddesinin Silika İle Giderimi için Deneysel Tasarım BAÜ Fen Bil. Enst. Dergisi Cilt 4(2) 25-3 (22) Atık Sulardan Tekstil Boyar Maddesinin Silika İle Giderimi için Deneysel Tasarım Özkan DEMİRBAŞ,*, Cihan YILDIZ 2 Balıkesir Üniversitesi Fen.-Ed. Fak. Kimya

Detaylı

Tez adı: Bazı Azo Boyarmaddelerin Farklı Ortamlardaki Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi (2009)

Tez adı: Bazı Azo Boyarmaddelerin Farklı Ortamlardaki Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi (2009) YELİZ KARAMAN DOÇENT E-Posta Adresi : ykaraman@sinop.edu.tr Telefon (İş) : 3682715516-4237 Telefon (Cep) : Faks : 3682715524 Adres : Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü SİNOP Öğrenim

Detaylı

Öğretim Yılı Analitik Kimya Yüksek Lisans Bahar Dönemi Ders Programı

Öğretim Yılı Analitik Kimya Yüksek Lisans Bahar Dönemi Ders Programı Saat Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1 08.30-09.20 2 09.25-10.15 3 10.20-11.10 4 11.15-12.05 5 12.10-13.00 6 13.05-13.55 7 14.00-14.50 Seminer Yrd.Doç.Dr. Saliha Esin Çelik 2017 2018 Öğretim Yılı

Detaylı

28 th NATIONAL 28. ULUSAL KİMYA KONGRESİ CHEMISTRY CONGRESS ÖZET KİTABI ABSTRACT BOOK AUGUST 15-21, 2016

28 th NATIONAL 28. ULUSAL KİMYA KONGRESİ CHEMISTRY CONGRESS ÖZET KİTABI ABSTRACT BOOK AUGUST 15-21, 2016 28 th NATIONAL CHEMISTRY CONGRESS ABSTRACT BOOK AUGUST 15-21, 2016 28. ULUSAL KİMYA KONGRESİ ÖZET KİTABI 15-21 AĞUSTOS 2016 43 43 MERSIN UNIVERSITY PRESS ABSTRACT BOOK AUGUST 15-21, 2016 MERSİN - TURKEY

Detaylı

Görev Unvanı Görev Yeri Yıl

Görev Unvanı Görev Yeri Yıl ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Cezmi KAYAN Doğum Tarihi: 1978 Öğrenim Durumu: Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Fen Edebiyat Fak. / Kimya ODTÜ 2001 Y. Lisans Fen Bilimleri Ens./ Kimya DİCLE ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Derece Alan Üniversite Yıl. Yüksek Lisans Tezi: Nanoboyutlu Epoksidasyon Katalizörünün Sentezi ve Tanımlanması

Derece Alan Üniversite Yıl. Yüksek Lisans Tezi: Nanoboyutlu Epoksidasyon Katalizörünün Sentezi ve Tanımlanması ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Özge Kerkez Kuyumcu 2. Doğum Tarihi: 09/12/1984 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. / Beykent Üniversitesi 4. Öğrenim Durumu: 1995-2002 Vefa Anadolu Lisesi, İstanbul Derece Alan Üniversite Yıl

Detaylı

IĞDIR ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA LABORATUVARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANALİZ FİYAT LİSTESİ AAS ANALİZ ÜCRETLERİ

IĞDIR ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA LABORATUVARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANALİZ FİYAT LİSTESİ AAS ANALİZ ÜCRETLERİ IĞDIR ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA LABORATUVARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANALİZ FİYAT LİSTESİ AAS ANALİZ ÜCRETLERİ ANALİZ Ücret Iğdır Üniversitesi Personel Kurumları Bakır Analizi 70 TL 28 TL 56 TL Altın

Detaylı

DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING MASTER OF SCIENCE PROGRAM IN ENVIRONMENTAL ENGINEERING

DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING MASTER OF SCIENCE PROGRAM IN ENVIRONMENTAL ENGINEERING DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING MASTER OF SCIENCE PROGRAM IN ENVIRONMENTAL ENGINEERING The Master of Science program in Environmental Engineering is a joint interdiciplinary program of the Departments

Detaylı

ELECTROCHEMICAL TECHNOLOGIES & APPLICATIONS-I

ELECTROCHEMICAL TECHNOLOGIES & APPLICATIONS-I ELECTROCHEMICAL TECHNOLOGIES & APPLICATIONS-I Program/Department: Chemical Engineering Type: Selective Level: Undergraduate Semester: 7 Credits: 3 ECTS credits (workload based): 5 Theoretical Credits:

Detaylı

GIDA ve TARIM KİMYASI LABORATUVARI TEST VE ANALİZLERİ - 2015

GIDA ve TARIM KİMYASI LABORATUVARI TEST VE ANALİZLERİ - 2015 BİTKİSEL VE HAYVANSAL YAĞ ANALİZLERİ GT 1 KIRILMA İNDİSİ TS 4960 EN ISO 6320 50 GT 2 ÖZGÜL AĞIRLIK (YOĞUNLUK) TS 4959 40 GT 3 İYOT SAYISI (Katı ve Sıvı Yağlarda) EN ISO 3961 60 GT 4 İYOT SAYISI (Ekstre

Detaylı

Derece Üniversite/Alan Dönemler. Lisans Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü

Derece Üniversite/Alan Dönemler. Lisans Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Engin Er Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Tandoğan / ANKARA İş Telefonu - 0 312 203 30 46 GSM - 0 505 910 07 43 e-posta - eer@ankara.edu.tr Doğum Tarihi ve Yeri: 19.04.1989 Ankara Öğrenim Durumu

Detaylı

1 ZKÜ./ÖĞR.İŞL FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : Ders Kodu

1 ZKÜ./ÖĞR.İŞL FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : Ders Kodu FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ 2012-2013 01.Yarıyıl Dersleri 02.Yarıyıl Dersleri KIM115 Genel Kimya I General I 4 0 4 6 KIM146 Genel Kimya II General II 4 0 4 6 KIM117 Genel Kimya I Lab General I Lab 0 2 1 2 KIM148

Detaylı

Araştırma Enstitusu Mudurlugu, Tekirdag (Sorumlu Yazar)

Araştırma Enstitusu Mudurlugu, Tekirdag (Sorumlu Yazar) VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016 ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 161-167 Derleme Review 1Bagcılık Araştırma Enstitusu

Detaylı

İthal Edilen Kimyasallar İhraç Edilen Kimyasallar Kimya Temelli Meslekler

İthal Edilen Kimyasallar İhraç Edilen Kimyasallar Kimya Temelli Meslekler İthal Edilen Kimyasallar İhraç Edilen Kimyasallar Kimya Temelli Meslekler KİMYA SEKTÖRÜ : Kimya sektörü ürünleri oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Sektör; mineral yakıtlar/yağlar, inorganik

Detaylı

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU Adı Soyadı Ünvanı Alanı Doğum Yeri E-Posta KİŞİSEL BİLGİLER Erdal EREN Doç. Dr. Kimya Bursa erdal.eren@bilecik.edu.tr EĞİTİM DURUMU Derece Üniversite Yıl Lisans

Detaylı

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Kimya Mühendisliği Kimyasal maddelerin üretimine, incelenmesine ve geliştirilmesine yönelik bütün endüstriyel işletmeleri etkileyen çok geniş bir mühendislik

Detaylı

Kaynak : Tutku yayınları Ders Kitabı

Kaynak : Tutku yayınları Ders Kitabı Kaynak : Tutku yayınları 2016-2017 Ders Kitabı c Kimya sanayisi, modern dünyadaki endüstriyel üretimin temel bileşenlerinden biridir. Üretiminde girdi olarak kimya sanayi ürünü kullanılmayan ürün miktarı

Detaylı

THE DESIGN AND USE OF CONTINUOUS GNSS REFERENCE NETWORKS. by Özgür Avcı B.S., Istanbul Technical University, 2003

THE DESIGN AND USE OF CONTINUOUS GNSS REFERENCE NETWORKS. by Özgür Avcı B.S., Istanbul Technical University, 2003 THE DESIGN AND USE OF CONTINUOUS GNSS REFERENCE NETWORKS by Özgür Avcı B.S., Istanbul Technical University, 2003 Submitted to the Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute in partial fulfillment

Detaylı

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article. Özet.

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article. Özet. VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 206 ISSN: 248-0036 Yıl /Year: 207 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): (Özel) Sayfa/Page: 54-60 Araştırma Makalesi Research Article Suleyman Demirel

Detaylı

ESERLER Polimer Kimyası ve Endüstrisine Giriş adlı toplam 175 sayfalık kitabım basılmıştır. İlgililere duyurulur.

ESERLER Polimer Kimyası ve Endüstrisine Giriş adlı toplam 175 sayfalık kitabım basılmıştır. İlgililere duyurulur. ESERLER Polimer Kimyası ve Endüstrisine Giriş adlı toplam 175 sayfalık kitabım basılmıştır. İlgililere duyurulur. 2 BİLİMSEL MAKALELER 1) İ.E. GÜMRÜKÇÜOĞLU, H. KOCAOKUTGEN, S. ŞAŞMAZ,. "The Synthesis of

Detaylı

EFYK221 KURUL - Quality Control and Analysis

EFYK221 KURUL - Quality Control and Analysis EFYK221 KURUL - Quality Control and Analysis 2018-2019 1. Hafta 11 Şubat 2019 Pazartesi 12 Şubat 2019 Salı 13 Şubat 2019 Çarşamba 14 Şubat 2019 Perşembe 15 Şubat 2019 Cuma 09.30-10.20 (Introduction to

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Emre BİÇER Doğum Tarihi: 02 Ocak 1979 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Fen Fakültesi Ankara Üniversitesi 2003 Kimya Bölümü Y. Lisans Fen

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT I EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT PROJE NO: 2012-BİL-032 AKDENİZ VE KARADENİZ DE EAF (EKOSİSTEM YAKLAŞIMLI BALIKÇILIK) UYGULAMASINI

Detaylı

Konsantre Cevher Analizleri / Ore Grade Analysis

Konsantre Cevher Analizleri / Ore Grade Analysis Konsantre Cevher Analizleri / Ore Grade Analysis Bu analiz grupları yüksek tenörlü cevher analizleri için uygun metottur. This analysis groups is an appropriate method for high grade ore analyses. AT-11

Detaylı

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES by Didem Öztürk B.S., Geodesy and Photogrammetry Department Yildiz Technical University, 2005 Submitted to the Kandilli Observatory and Earthquake

Detaylı

Tanrıkulu şirketler grubu kâğıt metal ve plastik olmak üzere üç ana dalda, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi üç büyük şehirde 1989 yılından beri

Tanrıkulu şirketler grubu kâğıt metal ve plastik olmak üzere üç ana dalda, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi üç büyük şehirde 1989 yılından beri Tanrıkulu şirketler grubu kâğıt metal ve plastik olmak üzere üç ana dalda, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya gibi üç büyük şehirde 1989 yılından beri geridönüşüm faaliyetlerini sürdürmektedir. Tanrıkulu Plastik

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Uluslar arası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceeding) basılan bildiriler

ÖZGEÇMİŞ Uluslar arası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceeding) basılan bildiriler ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hürmüs Refiker 2. Doğum Tarihi : 24/04/1980 3. Unvanı : Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Lisans Kimya Öğretmenliği Orta Doğu Teknik Üniversitesi 2002 Yüksek

Detaylı

FENOLİK BİLEŞİKLER 4

FENOLİK BİLEŞİKLER 4 ÇALIŞMANIN AMACI Bu çalışmada Giresun/Şebinkarahisar yöresinde üretilen dut ve karadut pekmezlerinde insan sağlığı açısından gerekli olan toplam fenolik içeriği ile olumsuz işleme, taşıma ve depolama koşullarından

Detaylı

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet) 4 Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar (Özet) Günümüzde, teknolojinin gelişmesi ile yüz tanımaya dayalı bir çok yöntem artık uygulama alanı bulabilmekte ve gittikçe de önem kazanmaktadır. Bir çok farklı uygulama

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI DOKTORA PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL KIM-6501 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 KIM-6601 TEZ HAZIRLIK ÇALIŞMASI Z 0 1 1 0 1 20 1 21 12 30 İKİNCİ YARIYIL KIM-6502 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 KIM-6602

Detaylı

NOVAPAC Ambalaj San. Tic. A.Ş

NOVAPAC Ambalaj San. Tic. A.Ş Ambalaj San. Tic. A.Ş 2014 yılında İstanbul'da 5.000 m2 lik alanda kurulan tek kullanımlık plastik ürünleri araştırıp, geliştirip, tasarlayıp üretmektedir. Uzun yılların deneyimi ile pazara yenilikçi,

Detaylı

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ. Rektörlüğü ne. Fakültemizde bulunan Ar-Ge Laboratuarı 2014 Yılı Faaliyet Raporu ektedir.

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ. Rektörlüğü ne. Fakültemizde bulunan Ar-Ge Laboratuarı 2014 Yılı Faaliyet Raporu ektedir. T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ Rektörlüğü ne Fakültemizde bulunan Ar-Ge Laboratuarı 2014 Yılı Faaliyet Raporu ektedir. Ek. 1 Genel Bilgiler Ek. 2 Bilimsel Sonuç Raporu i. Özet ii. Projeden Yayımlanan Makaleler

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/7) Deney Laboratuvarı Adresi : İstanbul Yolu, Gersan Sanayi Sitesi 2306.Sokak No :26 Ergazi/Yenimahalle 06370 ANKARA / TÜRKİYE Tel : 0 312 255 24 64 Faks : 0 312 255

Detaylı

ODTÜ BİYOTEKNOLOJİ 25.YIL. Prof. Dr. Fusun Eyidoğan Başkent Üniversitesi

ODTÜ BİYOTEKNOLOJİ 25.YIL. Prof. Dr. Fusun Eyidoğan Başkent Üniversitesi ODTÜ BİYOTEKNOLOJİ 25.YIL Prof. Dr. Fusun Eyidoğan Başkent Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi Başlığı ve Danışmanları: İnci, Füsun. "Characterization of superoxide dismutase isoenzymes in Turkish wheat varieties

Detaylı

1 MİLYAR 100 MİLYON ŞİŞE 1 BILLION 100 MILLION BOTTLES

1 MİLYAR 100 MİLYON ŞİŞE 1 BILLION 100 MILLION BOTTLES 1 MİLYAR 100 MİLYON ŞİŞE 1 BILLION 100 MILLION BOTTLES Her geçen yıl daha da gelişerek 3 fabrikayla yıllık fiili üretim kapasitesini 1 milyar 100 milyon şişeye çıkarmıştır. Kızılay has been developing

Detaylı

HPLC (Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi)

HPLC (Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi) HPLC (Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi) HPLC yöntemi bir sıvıda çözünmüş bileşenlerin, bir kolon içerisinde bulunan genellikle katı bir destek üzerindeki sabit faz ile değişik etkileşimlere girmesi,

Detaylı

Author/Yazar Topic/Konu Title/Baslik Bildiri Türü Hepatit C Virüsü Tespiti İçin Yeni Bir Elektrokimyasal Nükleik Asit Sensörünün

Author/Yazar Topic/Konu Title/Baslik Bildiri Türü Hepatit C Virüsü Tespiti İçin Yeni Bir Elektrokimyasal Nükleik Asit Sensörünün Author/Yazar Topic/Konu Title/Baslik Bildiri Türü Soner Dönmez DNA chipler / DNA chips Hepatit C Virüsü Tespiti İçin Yeni Bir Elektrokimyasal Nükleik Asit Sensörünün Hazırlanması Fatma ÖZÜTOK Yumurta Akı-bazlı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Doç. Dr. ŞEYMA ÖZKARA-AYDINOĞLU Doğum Tarihi: 13 Mart 1977 Adres: Beykent Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Ayazağa, İSTANBUL E-posta: seyma.aydinoglu@gmail.com

Detaylı

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU Adı Soyadı Ünvanı Birimi Doğum Yeri Doğum Tarihi E-Posta KĠġĠSEL BĠLGĠLER Zerrin PAT Yrd. Doç.Dr. Fen Edebiyat Fakültesi Eskişehir zerrin.pat@bilecik.edu.tr

Detaylı

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU Adı Soyadı Ünvanı Birimi BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER Adife Şeyda YARGIÇ Araştırma Görevlisi Kimya ve Süreç Mühendisliği Bölümü E-Posta seyda.guler@bilecik.edu.tr

Detaylı

Güneş enerjisi kullanılarak sulama sistemleri için yeni bilgi tabanlı model

Güneş enerjisi kullanılarak sulama sistemleri için yeni bilgi tabanlı model 2016 Güneş enerjisi kullanılarak sulama sistemleri için yeni bilgi tabanlı model İsmet Kandilli 1 Ali Güven 2, Ercüment Karakaş 3, Melih Kuncan 4 1 Kocaeli Üniversitesi, Karamürsel MYO, Elektronik ve Otomasyon

Detaylı

Tez adı: Supercritical Fluids in Analytical Chemistry (2000) Tez Danışmanı:(George DAVİDSON)

Tez adı: Supercritical Fluids in Analytical Chemistry (2000) Tez Danışmanı:(George DAVİDSON) KENAN DOST PROFESÖR E-Posta Adresi kenan.dost@cbu.edu.tr Telefon (İş) Telefon (Cep) Faks Adres 2362013160-3160 5333367341 2362013040 Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü. Öğrenim

Detaylı

Numune Kodu ve parti no

Numune Kodu ve parti no Numune Kodu ve parti no Numune tipi Kimin tarafından üretildiği Numune formu ve şekli Sertifikalandıran Kurum Konsantrasyonlar Elde edilen konsantrasyon değerleri Ortalama Standart Sapmalar % 95 Karbon

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI DOKTORA PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL KIM-6501 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 KIM-6601 TEZ HAZIRLIK ÇALIŞMASI Z 0 1 1 0 1 20 1 21 12 30 İKİNCİ YARIYIL KIM-6502 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 KIM-6602

Detaylı

KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ

KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ SEKTÖR RAPORU EYLÜL 2015 TÜRKİYE DE KİMYA VE PLASTİK SEKTÖRÜ Türk kimya endüstrisi, ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya-vernik, sentetik

Detaylı

2016 yılında başlayan/devam eden Yüksek Lisans 2 18 Doktora -- 4 TOPLAM 2 23

2016 yılında başlayan/devam eden Yüksek Lisans 2 18 Doktora -- 4 TOPLAM 2 23 AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET FORMU (2016) Laboratuarın Adı: Plastik ve Kauçuk Teknolojisi: Karakterizasyon Laboratuvarı Laboratuarın Koordinatörü: Doç.Dr. Ayşe AYTAÇ Projeler: 1- Ayşe AYTAÇ(Yürütücü),

Detaylı

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ

FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çukurova University Insitute of Natural and Applied Science FEN ve MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ Journal of Science And Engineering Cilt : 17 Sayı:7 2008 Adana

Detaylı

2015 yılında başlayan/devam eden Yüksek Lisans - 13 Doktora 1 1 TOPLAM 1 14

2015 yılında başlayan/devam eden Yüksek Lisans - 13 Doktora 1 1 TOPLAM 1 14 AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET FORMU (2015) Laboratuarın Adı: Plastik ve Kauçuk Teknolojisi: Karakterizasyon Laboratuvarı Laboratuarın Koordinatörü: Doç.Dr. Ayşe AYTAÇ Projeler: 1- Ayşe AYTAÇ(Yürütücü),

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Nadir DEMİREL

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı : Nadir DEMİREL ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Nadir DEMİREL İletişim Bilgileri Adres :Ahi Evran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Telefon : +903862804596 Mail : demireln@ahievran.edu.tr 2. Doğum Tarihi : 1970

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Adresi : Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü

ÖZGEÇMİŞ. Adresi : Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Halil İLKİMEN Doğum Tarihi : 13 Ekim 1982 Doğum Yeri : Tavas/DENİZLİ Adresi : Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Unvan : Araştırma Görevlisi Doktor Öğrenim

Detaylı

1 BEÜ./ÖĞR.İŞL FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ FİZİK BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : 3111 HAZIRLIK SINIFI

1 BEÜ./ÖĞR.İŞL FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ FİZİK BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : 3111 HAZIRLIK SINIFI HAZIRLIK SINIFI 01.Yarıyıl Dersleri 02.Yarıyıl Dersleri *FİZ000 Hazırlık Preparatory Course 30 *FİZ000 Hazırlık Preparatory Course 30 * İngilizce hazırlık isteğe bağlıdır. 1 BEÜ./ÖĞR.İŞL. 01.Yarıyıl Dersleri

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Maslak-34469

ÖZGEÇMİŞ. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Maslak-34469 1. GENEL ÖZGEÇMİŞ SOYADI, ADI Prof. Dr. BİRSEN DEMİRATA ÖZTÜRK DÜZENLEME TARİHİ 7.03.2013 TC Kimlik No / Pasaport No: 46438300176 Doğum Tarihi ve Yeri: 9.01.1956 /Sarıkamış-KARS YAZIŞMA ADRESİ:, Kimya

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Deney Laboratuvarı Adresi : Yavuz Sultan Selim Cad. 118. Sokak No: 29 Dilovası 41455 KOCAELİ/TÜRKİYE Tel : 0 262 754 17 81 Faks : 0 262 754 19 84 E-Posta : EHSTurkey@sgs.com

Detaylı

Nanomalzemelerin Karakterizasyonu. Yapısal Karakterizasyon Kimyasal Karakterizasyon

Nanomalzemelerin Karakterizasyonu. Yapısal Karakterizasyon Kimyasal Karakterizasyon Nanomalzemelerin Karakterizasyonu Yapısal Karakterizasyon Kimyasal Karakterizasyon 1 Nanomalzemlerin Yapısal Karakterizasyonu X ışını difraksiyonu (XRD) Çeşitli elektronik mikroskoplar(sem, TEM) Atomik

Detaylı

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/ Journal of The Institute of Natural & Applied Sciences 17 (1):6-12, 2012

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/ Journal of The Institute of Natural & Applied Sciences 17 (1):6-12, 2012 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/ Journal of The Institute of Natural & Applied Sciences 17 (1):6-12, 2012 Araştırma Makalesi/Research Article BaCl 2 -Ba(H 2 PO 2 ) 2 -H 2 O Üçlü

Detaylı

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ: SHERATON ANKARA HOTEL & TOWERS

Detaylı

7/3/1992-2/10/2017 tarih aralığında kayıtlanan 1/1/2003-2/10/2017 tarih aralığında mezun olan öğrenciler Tekstil Tasarımı Bölümü (N.Ö.

7/3/1992-2/10/2017 tarih aralığında kayıtlanan 1/1/2003-2/10/2017 tarih aralığında mezun olan öğrenciler Tekstil Tasarımı Bölümü (N.Ö. 7/3/1992-2/10/2017 tarih aralığında kayıtlanan 1/1/2003-2/10/2017 tarih aralığında mezun olan öğrenciler Tekstil Tasarımı Bölümü (N.Ö.) Ad Soyad Kayıt Sebebi 1 Seher SÜLEYMANOĞLU 2 Seda UYSAL 3 Sibel ONUR

Detaylı

Determining some heavy metal concentrations in water and sediments samples taken from Gediz River. Title Institution / University Year

Determining some heavy metal concentrations in water and sediments samples taken from Gediz River. Title Institution / University Year CV Name: Orkide MİNARECİ Date of Birth: 15.01.1972 Academic Title: Assist. Prof. Dr. Education Programme/Department University Bachelor Master Department of Biology (Fundamental and industrial microbiology)

Detaylı

Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Kontrol Sistemleri II Dersi Grup Adı: Sıvı Seviye Kontrol Deneyi.../..

Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Kontrol Sistemleri II Dersi Grup Adı: Sıvı Seviye Kontrol Deneyi.../.. Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Kontrol Sistemleri II Dersi Grup Adı: Sıvı Seviye Kontrol Deneyi.../../2015 KP Pompa akış sabiti 3.3 cm3/s/v DO1 Çıkış-1 in ağız çapı 0.635 cm DO2

Detaylı

Ege Üniversitesi Merkezi Araştırma Test ve Analiz Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Fiyat Listesi GÖRÜNTÜLEME VE İÇ YAPI ANALİZ LABORATUVARI

Ege Üniversitesi Merkezi Araştırma Test ve Analiz Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Fiyat Listesi GÖRÜNTÜLEME VE İÇ YAPI ANALİZ LABORATUVARI GÖRÜNTÜLEME VE İÇ YAPI ANALİZ LABORATUVARI Cihaz Adı Analiz Fiyat Bilgisayarlı Mikro Tomografi (Micro-CT) * Tarama 3 Boyutlu Model Oluşturma 2 ve/veya 3 Boyutlu Analiz 400 TL/Saat 100 TL/Saat 100 TL/Saat

Detaylı

STRAIGHT. Correct address for linear lighting: STRAIGHT

STRAIGHT. Correct address for linear lighting: STRAIGHT STRAIGHT 355 STRAIGHT ineer aydınlatma için doğru adres: STRAIGHT. STRAIGHT ailesi, değişebilen uzunlukları, farklı profil genişlikleri ve istenen yoğunlukta ışık verebilecek ED modülleri ile lineer aydınlatma

Detaylı

İki boyutlu (2D) Bal peteği şeklinde kristal kafes. Grafitik malzemelerin temel yapıtaşıdır.

İki boyutlu (2D) Bal peteği şeklinde kristal kafes. Grafitik malzemelerin temel yapıtaşıdır. İki boyutlu (2D) Bal peteği şeklinde kristal kafes Grafitik malzemelerin temel yapıtaşıdır. Grafit ve Elmas Grafen Grafen Kuantum Nokta (GQD) Grafen Oksit (GO) İndirgenmiş Grafen Oksit (rgo) Heteroatom

Detaylı

MÜRACAAT EDİLEN AKADEMİK UNVAN ÖN DEĞ. PUANI ARŞ. GÖR. 80, MUSTAFA ÖZGÜR KÖKSAL ARŞ. GÖR. 78,86191 ARŞ. GÖR. 78, ARŞ. GÖR.

MÜRACAAT EDİLEN AKADEMİK UNVAN ÖN DEĞ. PUANI ARŞ. GÖR. 80, MUSTAFA ÖZGÜR KÖKSAL ARŞ. GÖR. 78,86191 ARŞ. GÖR. 78, ARŞ. GÖR. 1 29 DENİZ HARP OKULU (İstanbul) BÖLÜMÜ ENERJİ VE ISI ABD RÜŞTÜ ÖZCAN ARŞ. GÖR. 85,105056 2 29 DENİZ HARP OKULU (İstanbul) BÖLÜMÜ ENERJİ VE ISI ABD ZAFER CANAL ARŞ. GÖR. 82,985978 3 29 DENİZ HARP OKULU

Detaylı