Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar"

Onur Avni
7 yıl önce
İzleme sayısı:

1 Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar Thomas Kossendey 90 lı yılların başında bunu yapmak isteyip istemediğim sorusuyla ilk kez karşı karşıya kaldığımda, üniversite eğitimim sırasında sıkça Türkiye den gelen ya da Türk kökenli öğrencilerle sıkça görüşmek dışında açıkçası Türkiye yle ilgili pek deneyimim olmadığını açıkça söylemem gerekiyor. Ancak Almanya federal meclisi savunma komisyonundaki çalışmam ve Türkiye nin NATO üyeliği sayesinde kısa sürede birçok ortak noktamız olduğu ortaya çıktı. Bu dönemde edindiğim deneyimlerden bazılarını sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyuyorum. 135

2 Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar Alman-Türk parlamenterler grubu, Almanya federal meclisinin kurduğu ve tüm gruplardan milletvekillerinin çalışabileceği bir komisyondur. Almanya federal meclisinde yanlızca Alman-Türk parlamenterler grubu değil, dünyanın tüm önemli ülkelerine ait parlamenterler gruplarımız var. Alman-Türk parlamenterler grubu bir yandan özellikle her iki taraftan da muhatapları olan tek parlamenterler grubu olmasıyla öne çıkıyor. Örneğin Türkiye de muhataplarımız parlamenterler, parlamento, hükümet ve aynı zaman STK lar. Fakat diğer yandan Almanya da 3 milyonun üzerinde Türk kökenli insan yaşıyor ve bu insanlar parlamentoda Türkiye ve entegrasyon konuları hakkında neler söylediğimizi dikkatle takip ediyorlar. Tüm bunlar bugün de konuştuğumuz konular. Bu parlamenterler grubunun başkanlığı her federal meclis seçiminden sonra yeniden belirlenir ve gruplar arasında D Hondt yöntemiyle düzenlenir. 90lı yıllarda parlamenterler grubuna üye olduğumda, Claudia Roth ve Cem Özdemir sırayla başkan oldular ve ben kendilerinin vekilliğini yaptım. Buna karşın son seçim döneminde tam tersi oldu, çünkü Bayan Roth benim vekilimdi. Önemli noktalardan ilki, Alman-Türk parlamenterler grubunun parlamentomuzda herhangi bir grup ya da partinin görüşüne değil, Türkiye yle ilişkilerimizde Almanya'nın Türk meslektaşlarımızla tartışmamız gereken çıkarlarına bağlıdır. Bu tür şeyleri tartışmanın en önemli önkoşullarından biri, en azından Türk tarihinde son iki yüzyılda yaşananlar konusunda temel bir bilgiye sahip olmak ve bunu daha ayrıntılı olarak göz önüne getirmektir. II. Dünya Savaşı nın sonu dikkate alınmazsa, PKK ile ilgili bazı tartışmaları anlayamazsınız. Atatürk ün gerçekte ne istediğini okumak için çaba göstermezseniz, 136

3 Thomas Kossendey Atatürkçülükle ilgili bazı tartışmaları anlayamazsınız ve bu arka plan bilgisine sahip olmazsanız, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı dönüşümlerin bazı yönlerini anlayamazsınız. Bu nedenle, günlük siyasetle bağlantılı güncel tartışmaların ötesinde bu arka plan üzerinde durmak önemlidir ama parlamenterler grubundaki arkadaşlar da bunu yapıyor. Türk parlamentosuyla bu bağlantıları özellikle sayın Dr. Ünal ve selefleri aracılığıyla kurabildiğimiz için çok mutluyum. Çünkü sanıyorum Almanya-Türkiye ilişkisi, bir yandan yalnızca diplomatlara ve diğer yandan yalnızca belki Almanya daki göçmenlere bırakılamayacak kadar önemlidir. Bizim için parlamentoda bu, siyasi erken uyarı sistemi olarak tanımlamak istediğim bir konudur. Türkiye deki bağlantılarımız sayesinde çok çeşitli düzeylerde ve tüm meclis gruplarında sorunlu durumları hızla fark etme, hatta bazen yumuşatıcı ve bazen de açıklayıcı bir etki yapma olanağına sahibiz. Bizler söz konusu parlamentolarda en azından Almanya da bu böyle Türkiye hakkında soruları olan ya da bilgi isteyen ya da bir sorunun aktarılmasını isteyen diğer komisyonlardaki meslektaşlarımız için birer muhatabız. Çalışmalarımızı göz önüne sermek için geçen yıllara ait bazı başlıkları saymak istiyorum: Günlük siyasete ait güncel sorunların ötesinde çok önemli bir nokta, kültürel alışveriş diye düşünüyorum. Almanya'da Türk kültürünü sıkça yalnızca göçmen kültürü olarak yaşıyoruz. Örneğin Nevruz bayramı kutlandığında bir büyükşehirde konser veren bir folklor derneği sahneye çıkıyor. Ancak önemli ödüller almış olan Türk şairler ve yazarlar olduğunu, her zaman yalnızca güncel bir olay vesilesiyle duyuluyor. Bu nedenle ben, iki ülke arasındaki ilişkileri sağlam bir temele oturtmak istiyorsak, karşı tarafın kültürünü daha iyi tanımaya çok muhtaç olduğumuzu düşünüyorum. 137

4 Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar Türkiye de örneğin Rilke yi tanıyan insan sayısının, benzer bir şeyi Almanlarda gördüğümden daha sık görüyorum. Bu nedenle, şu anda Almanya federal meclisi bütçe komisyonundan bazı arkadaşlarla başlattığımız şey bizim açımızdan çok önemli. Tarabya Köşkü Kültür Merkezi nden, yani Almanya büyükelçisinin Boğaziçi ndeki eski yazlık rezidansından söz ediyorum. Burası önümüzdeki yıllarda milyonlar harcanarak, Alman-Türk kültür çalışmaları için yerel olarak sabit bir noktasına sahip olabilmemiz için kültür merkezine dönüştürülecek ya da yenilenecek. Bunun ötesinde bir Alman-Türk üniversitesini hayata geçirmek için gösterilen çok yönlü çabalara katkıda bulunduk. Artık Ernst-Reuter İnisiyatifi çerçevesinde bu üniversiteyi gerçekleştirmeyi başaracağımızı umuyoruz. Bunu yaparken, Almanya-Türkiye ilişkilerindeki çok önemli bir geleneğe dayanıyoruz: 30lu ve 40lı yıllarda Türk üniversite sistemini büyük ölçüde etkileyenlerin Alman profesörler olduğunu hatırlayın. Örneğin daha sonra Frankfurt a dönen ve üniversitenin onursal doktoru olarak atanan maliye bilimcisi Fritz Neumark. Ya da Ankara konservatuarının kurucularından biri olan Paul Hindemith. Tüm bunlar, Nazi döneminde Almanya dan kaçan, Türkiye'ye giden ve neredeyse kaderleri bu Alman-Türk üniversitesi çerçevesinde planlananları sürdürmek olan insanlar. Bu konu üzerinde çok yoğun olarak çalışıyoruz ve projenin gerçekleşmesini içtenlikle diliyorum. Kültür hakkında konuştuğumuzda, elbette ikinci bir önemli noktayı da unutmamak gerekiyor: Bizim için herkesin fikrini söyleyebilmesi çok önemli ve bu bizim kültürümüzün bir parçası. Diğer ülkede görüş ve basın özgürlüğü açısından durumun ne olduğu sorusu da ortaya çıkıyor. İtiraf edeyim: Bizim de Almanya da şu ya da bu noktada eksikliklerimiz olabilir ama son aylarda Doğan grubu davasında gözlem- 138

5 Thomas Kossendey lediklerimiz yalnızca Türkiye nin günün birinde AB üyesi olup olmayacağına karar verecek olanları ilgilendirmiyor. Hayır, bu konu Türkiye de yaşayan ve Türkiye nin makul şartlara sahip olmasını isteyen herkesi ilgilendirmelidir. Elbette Türkiye deki Hıristiyanların durumuyla da ilgileniyoruz. Mor Gabriel ve Tarsus Kilisesi başlıkları, Almanya daki insanları özellikle kaygılandıran yalnızca iki nokta, çünkü Almanya daki kiliseye bağlı dindar insanların çoğu, Almanya da da kiliselerin satıldığına ve farklı amaçlarla kullanıldığına ve aynı zamanda son yıllarda yüzlerce, hatta belki binlerce cami yapıldığına tanık oluyor. Tabii bu durum insanları kaygılandırıyor ve bu nedenle, bugün de değinildiği gibi Türkiye de kilisenin İslam ın Almanya da sahip olduğu fırsatlara sahip olması gerektiğine inanıyorum, çünkü aksi halde bu her zaman eleştirisi yapılan bir nokta olacaktır. Kürt sorunu konusuna değinmek istiyorum. Bu konu da önemli bir rol oynuyor ve Başbakanın son haftalarda bununla ilgili olarak net sinyaller vermesinden dolayı minnettarım. Ele aldığımız bir diğer konu Sayın Claudia Roth un da isteğiyle Türkiye deki eşcinsellerin durumu. Yani gördüğünüz gibi çok geniş bir yelpazedeki konuları ele alıyoruz. Elbette Almanya da düzenlenen entegrasyon zirvesi meselesini de konuştuk ve burada da önemli bir aşama kaydettik. 80li yılların başında farklı ilkesel tavırlar gündemdeydi. Bunu yalnızca bizi o zamanlar dönemin işaretlerini fark edememiş olmakla suçlayan kişilere hitaben söylüyorum. Her iki tarafta da durum karşılıklı olarak gerçeklerin bilinmemesinden kaynaklanıyordu ve parlamenterler 139

6 Meclislerdeki Alman-Türk Dostluk Gruplar n n Çal flmalar grubunun yardımıyla tarafların yavaş yavaş eski tartışma konularının siperlerinden çıkmasına katkıda bulunduğumuz için mutluyum. Şu anda İslam konferansından entegrasyon zirvesine kadar geniş kapsamlı bir tartışmanın içinde bulunuyoruz. Eğer son yıllarda tüm bunları parlamentoda yapıcı bir şekilde takip etmemiş olsaydık herhalde bugün burada düzenlenen türden bir etkinliğin yapılması mümkün olmazdı. Son olarak Türkiye nin AB üyeliğine girmek istemiyorum, çünkü Sayın Dr. Ünal konuşmasında buna zaten ayrıntılı olarak değinecektir. 140

Benzer belgeler

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri