TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 Petrol fiyatlarında kabus senaryosu Kodak iflas yolunda Ümit Boyner listeyi yaptı TÜSİAD da 3 isim değişiyor Merkez, 250 milyon dolar sattı, kur yine 1.89 a döndü Enerji verimliliği için 15 milyon eski beyaz eşya değişecek Yabancıya mülk satışında 60 hektarın önü açılıyor 241 şirkette evlilik ve satış oldu, işlem 15 milyar doları buldu MİLLİYET GAZETESİ...10 FED belirsizliğe son verip faiz tahminini açıklayacak AB Yunanistan ın yasadışı kullandığı fonları geri istedi 2012 DE İSTANBULLU 33 BİN KONUTUN KAPISINI AÇACAK İzmir-Ankara hattında hız yarışı Orhan Holding Çinli Fuzhou Rocket i aldı Reuters: ABD Halkbank a İran baskısı yapabilir SABAH GAZETESİ...13 Beyaz eşyada indirim bayramı Gayrimenkulde 2 dev adım Türkiye'nin 16 milyar doları çöpe mi? Çin'in dış ticaret fazlası geriledi RADİKAL GAZETESİ...18 Ekonomistin faiz isyanı Fatih Özatay...Maceraya gerek var mı? HABERTÜRK GAZETESİ...20 "Merkez bankaları yangını söndürmekle görevlidir!" İşte İMKB'nin kamu temsilcisi 3 üyesi TAV'la milyonlar uçtu! Şirketler yatak odasını açacak! DÜNYA GAZETESİ...23 Babacan: 2011'i yüzde 7.5'in üzerinde büyümeyle kapatırız Başbakanlıktan Afrika genelgesi Lojistikte 'büyük yarış' başladı İhracatta 'sanayi' payı düşüyor, makine ve kimya yükseliyor İthalat lobisini memnun etmediğim için memnunum Borsa ve bono satıcılı, dolara talep sürüyor Tevfik GÜNGÖR... Döviz ve faiz ekonominin geleceğini belirleyecek Osman AROLAT... "Ayarı doğru vermek gerekir"

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Petrol fiyatlarında kabus senaryosu New York Times gazetesinde yayınlana bir haberde, İran ın küresel petrol ticaretinin beşte birinin gerçekleştirildiği Hürmüz Boğazı nı kapatması durumunda, petrol fiyatlarında rekor yükselişlerin yaşanabileceğini belirtildi Gazetenin konuştuğu enerji analistleri böyle bir durumun petrol fiyatlarına etkisinin çok ani olacağını ve emtianın varil fiyatının birkaç gün içinde yüzde 50 artabileceğini belirtti. Bazı enerji analistleri ise olası bir engellemenin petrol fiyatlarını 50 dolar yukarı çekebileceğini söylüyor. İran dan farklı isimler geçtiğimiz haftalarda, ABD ve Avrupa nın Tahran a nükleer programına yaptırım kapsamında petrol ambargosu uygulaması durumunda boğazı kapatabileceklerini belirtti. Tahran ın askeri potansiyelinin İran ın Hürmüz boğazında hava saldırıları, sabotaj yapmaya yetecek kapasitede olduğu ifade ediliyor. Ortadoğu konusunda uzman siyasi analistler, son günlerde Avrupa Birliği liderleri de aralarında olmak üzere, Batı yla artan tansiyona rağmen, İran ın böyle düşmanca bir harekette bulunmayacağını söylüyor. ABD li yetkililer ise, Bahreyn in yakınlarında konuşlanan Donanma dan 5. Filo nun petrol nakliyatının yapıldığı rotayı korumaya hazır olduğunu ifade etti. Yetkililer, gerekli olması durumunda İran a karşı askeri harekâta bile geçebileceklerini açıkladı. KENDİ EKONOMİSİNE DE ZARAR VERECEK ABD Enerji Bakanlığı nın analistleri ise İran ın halihazırdaki zayıf ekonomisinin Hürmüz Boğazı üzerinden geçen günlük 2 milyon varil petrol ihracatına bağlı olduğunu söyledi. Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi nden geçen tek deniz yolu ve dünyanın en önemli petrol boğazı olarak gösteriliyor. Boğazın kapatılması durumunda, İran ın en önemli petrol müşterisi Çin de kötü etkilenecek. Çin geçtiğimiz yıllarda İran ın petrol sahalarına büyük çaplı yatırımlar gerçekleştirmiş ve Batı nın Tahran ın nükleer programına karşı uygulamak istediği yaptırımlara karşı çıkmıştı. ÇIKAR ÇATIŞMALARI OLABİLİR Bütün bu çabalara rağmen, petrol ve dış politika analistleri, ülkelerin kendi çıkarlarına ters düşecek en ufak bir gelişmenin tarafların birbirine karşı harekete geçmesine neden olabileceğini söylüyor. İngiliz Barclays Capital bankasından kıdemli jeolojik stratejist Helima Croft, Kimsenin istemediği bir krize doğru yol aldığımızdan korkuyorum. Bütün tarafların kendi amaçları uğruna tehlikeyi göze alacağı bir tehlikeden bahsediyorum diye konuştu.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Ancak bu açıklamalar ne ABD Başkanı Barack Obama nın İran Merkez Bankası na petrol satımını zorlaştıracak yaptırımları ön gören yasayı imzalamasına engel oldu ne de Avrupa Birliği nin İran ın petrol ihracatını engellemeye karar vermesini engelledi. Enerji analistleri olası bir engellemenin petrol fiyatlarını birkaç gün içinde 50 dolar daha yukarıya çekebileceğini söylüyor. Kodak iflas yolunda Dünyanın önde gelen fotoğraf ekipman üreticilerinden biri olan Kodak, iflasın eşiğine geldi. The Wall Street Journal'da yayınlanan habere göre Kodak, elindeki dijital patentleri kısa sürede satıp yeterli sermayeyi yaratamazsa en geç Şubat ayında iflas başvurusunda bulunacak. Şirketin nakdi Eylül ayı itibariyle bir yıl içinde yüzde 38 azalarak 862 milyon dolara gerilerken, Kasım ayında şirketten yapılan açıklamada 500 milyon dolar borç bulunamadığından dolayı şirketin 2012 yılında iflas edebileceğini duyurmuştu yılında kendini dijital kamera alanında bir numara olarak gören Kodak, 2005'te dijital kamera satışlarında ABD'de bir numaraydı. Ancak zaman içinde dijital fotoğraf makinelerinin satışları düşüş eğilimine girdi; zira artık akıllı telefonlarını yeterli gören kullanıcılar bu makinelere ihtiyaç duymamaya başladı. Zaten NPD araştırma şirketinin yayınladığı son rapor da bu olguyu doğrular nitelikte. Bu rapora göre kamera satışları geçen yıl yüzde 17 oranında düşüş kaydetti. Şimdi gözler Kodak'ın elindeki bin 100 adet patenti satıp satamayacağına çevrilmiş durumda. Ümit Boyner listeyi yaptı TÜSİAD da 3 isim değişiyor Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 19 Ocak ta gerçekleştireceği seçimli genel kurula başkan adayı üzerinde sağladığı konsensüsün ardından, yönetim kurulu üyelerine de karar vererek gidiyor. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Başkanlar Konseyi nin isteği üzerine başkanlık görevine bir yıl daha devam etme kararının ardından dün, TÜSİAD üyelerine gönderdiği mektupla, yeni yönetim kurulu ve denetleme kurulu aday üye listelerini bildirdi. Boyner in gönderdiği mektupta adayların özgeçmişlerini de mektuba eklemesi dikkat çekti. 3 isim gidiyor Aday listesine göre Ali Kibar, Mehmet Ali Aydınlar ve Lucien Arkas yönetim kurulu üyeliğinden ayrılırken, bu isimlerin yerine, Nezih Barut, Cenk Çimen ve Meral İnci Zaim TÜSİAD yönetiminde yer alacak. İzmir kontenjanından yönetimde yer alan Lucien Arkas ın yönetimden ayrılacağı ve yerine İzmir merkezli İnci Akü nün Yönetim Kurulu Başkanı Meral İnci Zaim yönetimde yer alacak. Yönetimden ayrılan bir diğer isim Mehmet Ali Aydınlar ın ise, aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı olmasından dolayı yoğun olduğu için ayrıldığı belirtildi.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ ü aşkın üye İki yılda bir seçimli genel kurula giden TÜSİAD geleneksel olarak tek başkan adayı ve tek yönetim listesi ile genel kurul yapıyor. Genel kurul öncesinde toplanan ve kurumun eski başkanlarının oluşturduğu Başkanlar Konseyi TÜSİAD ın yeni başkanı konusunda tavsiye niteliğinde bir karara varıyor. Türkiye de milli gelirin yüzde 50 sinden fazlasını oluşturan TÜSİAD ın 600 ün üzerinde üyesi bulunuyor. Bayazıt da bir yıl daha kalacak TÜSİAD Başkan Yardımcısı Tayfun Bayazıt, Yapı Kredi Bankası ndaki görevinden ayrılmasının ardından dernekteki yerini bırakmak isteyen isimler arasındaydı. Ancak Bayazıt, Başkan Ümit Boyner in Ben bir yıl daha kalıyorum, sen de finansal işlerin yürütülmesinde yardımcı olmak için bir yıl daha kalırsan sevinirim demesi üzerine listede yeniden yer aldı. Listede kimler var ÜMİT Boyner in üyelerine sunduğu listeye göre TÜSİAD ın Yönetim Kurulu Asil Üye Adayları şöyle: Nezih Barut, Cansen Başaran Symes, Tayfun Bayazıt, Nazlı Ümit Boyner, Cenk Çimen, Haluk Dinçer, Erman Ilıcak, Volkan Vural, Muharrem Yılmaz, Meral İnci Zaim. Yönetim Kurulu Yedek Üye Adayları ise, Murat Özyeğin, Osman F. Boyner, Metin Akman, Zeynep Silahtaroğlu Baykal, Davut Doğan, Tarkan Kadoğlu, Oya Narin, Memduh Boydak, Nur Ger, Mehmet Bahadır Balkır şeklinde sıralandı. Merkez, 250 milyon dolar sattı, kur yine 1.89 a döndü Merkez Bankası nın döviz piyasasına müdahaleye dün de devam etti. Merkez Bankası, piyasaya dördüncü gününde de doğrudan ve ihale yoluyla yaklaşık 250 milyon dolar vererek doları gün içinde 1.86 liraya kadar indirdi Ancak Merkez Bankası nın döviz kuru ile mücadalesi gün sonuna doğru yurtdışından gelen haberlerle engellendi ve dolar bugün valörlü işlemlerde 1.89 liraya kadar çıktı. 100 milyon dolar az Güne doğrudan müdahale ile başlayan Merkez Bankası, öğle saatlerine kadar bankalara yaklaşık milyon dolarlık satış yaptı. Bu müdahale ile dolar 1.86 liraya kadar geriledi. Ardından Merkez Bankası döviz satım ihalesi açtı. Ancak maksimum 1 milyar 350 milyon dolarlık açtığı ihaleye 1 milyar 148 milyon dolarlık teklif gelirken, Merkez satış miktarını 100 milyon dolarla sınırlı tuttu. İhaleden önce lira olan dolar, ihalede satış tutarının düşük bulunmasının ardından ilk tepki olarak ye yükseldi. Macaristan etkili oldu Merkez piyasayı müdahalelerle kontrol etmeye çalışırken Macaristan Merkez Bankası nın yetersiz teklifleri gerekçe göstererek açtığı tahvil ihalesini iptal ettiğini açıklaması uluslararası piyasaları karıştırdı.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Ayrıca İspanya ve İtalya nın borçlarını iflasa karşı sigortalama maliyetindeki artış da dış piyasalarda tansiyonu yükseltti. Bu gelişmelerle Euro, 1.30 dolar seviyesinden 1.29 dolar seviyesine geriledi lirada tutunamadı Yurtdışında yaşanan olumsuz tablo ile içerde 1.87 lira düzeyinde denge arayışında olan dolar yeniden yükselişe geçti. Bugün valörlü işlemlerde yeniden 1.89 liraya dayanan dolar, serbest piyasa da günü liradan tamamladı. İMKB yüzde 2.52 düştü ÖNCEKİ gün yüzde 3 e yakın değer artışı yakalayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası nda (İMKB) dün tablo tersine döndü. Macaristan Merkez Bankası nın yetersiz teklifleri gerekçe göstererek tahvil ihalesini iptal etmesi küresel borsalara satış getirdi. Avrupa borsalarında yaşanan gerilemeyi takip eden İMKB Ulusal 100 Endeksi de gün sonunda yüzde 2.52 düşüşle 51 bin 532 puandan kapandı. Enerji verimliliği için 15 milyon eski beyaz eşya değişecek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, sanayiden konutlara ve tarımdan sokak aydınlatmalarına kadar enerji tasarrufu konusunda geniş bir paket hazırladıklarını belirterek, Biz bu paketi önce sayın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan a, sonra da sayın Başbakana arz edeceğiz. Ondan sonra bu konudaki çalışma şekillenecek dedi Sokaktan başlıyor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (Türk BESD) işbirliğinde düzenlenen Beyaz Eşyada Enerji Verimliliği İçin İşbirliği toplantısında konuşan Yıldız, şunları söyledi: Bugün Türkiye nin 1000 dolarlık bir gayri safi yurtiçi hasılayı elde edebilmek için yaklaşık 290 litre petrol eşdeğeri civarında enerji kullanıyor. Ancak 1000 dolarlık bir hasıla için 200 litre, hatta 100 litre civarında enerji kullanan ülkeleri var. Geçen yıl yaklaşık 228 milyar kilowattsaat (kwh) elektrik tüketildi. Bunun yaklaşık yüzde 25 i konutlarda gerçekleşti.bu tüketimin yarısı da beyaz eşyalardan geldi. Bunun payının azaltılması için daha verimli eşyaların kullanılması şart. Bu yılın ikinci yarısından itibaren sadece A ve üzeri verimliliğe sahip beyaz eşyaların satılabilecek. 15 milyon beyaz eşya Halen Türkiye deki evlerde yaklaşık 15 milyon beyaz eşyanın A etiket sınıfı altı ve çok enerji tüketen eşyalar olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle devam etti: Türk BESD ile kurgulayacakları bir kampanya ile bunların değiştirilmesi için çaba göstereceğiz. Türk BESD bunun 7-8 yıllık bir programla yapılabileceğini söyledi. Belki sıkıştırılarak daha kısa sürede bunu yapabiliriz.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Türkiye de buzdolaplarının yaklaşık 3 te biri, bulaşık makinelerinin 5 te biri 10 yaş üzerinde ve daha fazla enerji tüketen grupta yer alıyor. Bunların değiştirilmesiyle çok ciddi bir tasarruf elde edilebilir. Tüpraş ın İran dan petrol alımı sürüyor TANER Yıldız, İran a dönük yaptırımlarla ilgili soru üzerine, Türkiye nin ham petrol ithal ettiği ülkelerden biri de İran. Tüpraş ın en büyük alımlarından birini yaptığı ülke de İran. Alım devam ediyor. Bu ticaret, yeni bir gelişmeye kadar sürecek. Yaptırımlarla ilgili, doğalgazla ilgili anlaşmalar var ama ham petrol yok dedi Yabancıya mülk satışında 60 hektarın önü açılıyor Yılda 5 milyar dolarlık gayrimenkulün yabancılara satışının önünü açacak olan Mütekabiliyet Yasa Taslağının detayları netleşti. Bakanlar Kurulu na sunulacak yasa taslağına göre, bugüne kadar 2.5 hektardan fazla taşınmaz edinemeyen yabancılar, 30 hektara kadar gayrimenkul alabilecek Bakanlar Kurulu, isterse bu miktarı 60 hektara kadar çıkarabilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nca hazırlanan düzenlemede yabancıya mülk satışıyla yatırımcının önünü açacak birçok değişiklik yapıldı. Az gelişmiş ülke sınırı Kanun taslağının gerekçesinde, Dünyada gelişmiş ülkelerin taşınmaz edinimini serbest bıraktığı demokrasinin gelişmediği az gelişmiş ülkelerde ise yabancıların taşınmaz edinimine izin verilmediği veya önemli ölçüde kısıtlandığı gözlenmektedir. Türkiye nin de amacının gelişmiş devletlerle birlikte yürümek olduğu tartışmasızdır ifadesine yer verildi. Düzenlemeyle mütekabiliyetin konulacağı ülkeleri her yıl Bakanlar Kurulu belirleyecek, yabancılar imarsız alanlardan mülk edinemeyecek. Proje yoksa hak bitecek Yapısız alanlarda gayrımenkul alan kişi, iki yıl içinde herhangi bir yatırım yapmazsa tüm hakları elinden alınacak. Taslağa göre yapısız alanlarda taşınmaz edinen kişilerden 2 yıla kadar proje geliştirmesi de isteniyor. 2 yıl içinde proje geliştirmeyen ya da aldığı araziyi kullanmayan kişilerin tüm hakları elinden alınacak. Amacına uygun kullanılmadığı tespit edilen taşınmazlar, Maliye Bakanlığı nca veriler süre içinde tasfiye edilmezse, kanune tasfiye edilecek ve bedeli hak sahibine ödenecek. Yatırımcıya kolaylık sağlandı Tasarıyla uluslararası şirketlerin karşılaştığı sorunların da çözülmesi amaçlandı. Bu kapsamda uluslararası sermayeli şirketler, Türk ortak payı yüzde kaç olursa olsun taşınmaz edinebilecek.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Taslakta bu konuyla ilgili, Uluslararası şirketlerin Türkiye de kurulu başka bir şirkete doğrudan veya dolaylı olarak ortak olması durumunda yabancı yatırımcının ortak olduğu şirketteki ortaklık oranının yüzde 50 veya daha fazla olması halinde de Türk şirketlerine uygulanan kurallar uygulanacak vurgusu yapıldı. Karşılıklılık ilkesi 62 ülkeye uygulanıyor TÜRKİYE, 62 ülkeyle karşılılık ilkesini uygularken, karşılıklılık bulunmayan ülke sayısı ise 47 olarak kayıtlara geçti. 29 ülke vatandaşı ise İçişleri Bakanlığı nın izniyle taşınmaz edinebiliyor. Ülkemizden 100 binin üzerinde yabancı taşınmaz edinirken, en fazla taşınmaz edinen üç ülke ise sırasıyla Almanya, İngiltere ve Yununistan oldu. Türkiye de 27 bin 620 Alman vatandaşı 36 bin 269 taşınmaz edinirken, bu ülkeyi, 35 bin 421 kişiyle İngiltere, 10 bin 738 kişiyle de Yunanistan izledi. 25 bin taşınmazı bulunan İngilizleri, 9 bin 878 taşınmazla Yunanistan, 6 bin 242 taşınmazla da Avusturya takip etti. İlk sırada Alanya var TÜRKİYE de mülk satın alan yabancıların büyük çoğunluğu Alanya yı tercih ediyor. Yabancıların Türkiye de 113 bin 77 taşınmazı bulunuyor. Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye den aldığı taşınmazlar 84 milyon 153 bin metrekarelik alanı kapsıyor. Alanya da 26 bin 120 yabancının 19 bin 258 taşınmazı bulunuyor. Mülk alımında Alanya yı 8 bin 416 taşınmaz sayısıyla Didim, 5 bin 637 taşınmazla da Fethiye izliyor. Bu ilçeleri 3 bin 729 taşınmazla Kuşadası, 2 bin 785 taşınmazla da Bursa nın Yıldırım ilçesi izliyor. 241 şirkette evlilik ve satış oldu, işlem 15 milyar doları buldu Deloitte Türkiye, yabancı yatırımcıların artan ilgisi ile birlikte 2011 yılında, birleşme ve satın almaların 241 şirketle işlem sayısı rekoru kırıldığını açıkladı. Bu işlemlerin toplamı 15 milyar dolara ulaştı. Yabancı yatırımcılar 11.1 milyar dolarlık işlem hacmiyle yüzde 74 lük pay aldı ULUSLARARASI denetim, vergi, yönetim danışmanlığı ve kurumsal finansman alanında faaliyet gösteren Deloitte Türkiye nin 2011 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu na göre, 2011 de rekor kırıldı. Rapora göre, 2011 yılı 241 adet birleşme ve satın almayla tarihsel açıdan en hareketli dönem olurken, toplam işlem hacmi 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yabancı yatırımcılar 11.1 milyar dolarlık işlem hacmiyle toplam işlem hacminin yüzde 74 ünü oluştururken, bu pay ile 2 yıl aradan sonra yeniden öne çıktı de yabancılar en fazla sağlık, finansal hizmetler, üretim, gıda-içecek, e- ticaret ve enerji sektörlerine ilgi gösterdi. Özelleştirme yüzde 7 ye indi Yıl içinde gerçekleşen 241 işlemin 46 sına imza atan özel sermaye fonları, özellikle sağlık, gıdaiçecek ve e-ticaret sektörlerine ilgi gösterdi. Bazı özel sermaye fonlarının yatırımlarından çıkış işlemleri görüldü.

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ İlk 10 işlemin, toplam işlem hacminin yüzde 56 sını oluşturduğu belirtilen raporda, işlem sayısının yüzde 83 ünü oluşturan 50 milyon doların altında büyüklüğe sahip 201 işlemin, toplamın yüzde 22 sini oluşturduğu kaydedildi. Önceki yıllarda işlem hacmi üzerinde belirleyici olan özelleştirmeler, 2011 yılında son derece sınırlı sayıda ve hacimde kaldı yılında işlem hacminin yüzde 50 sini oluşturan özelleştirmelerin bu yılki işlem hacmindeki payı yüzde 7 oldu. Türkiye nin en büyük işlemleri Vallares-Genel Enerji (GE), Diageo-Mey İçki, IHH-Acıbadem Sağlık işlemleri ile İDO özelleştirmesi, yılın öne çıkan büyük ölçekli işlemleri oldu. Bu dört işlem toplam hacmin yüzde 42 sini oluşturdu. TPG nin Mey İçki satışı ile Abraaj ın Acıbadem Sağlık satışı özel sermaye fonlarının bugüne kadar Türkiye piyasasında gerçekleştirdiği en büyük ölçekli çıkış işlemleri oldu. Raporda, 2010 da gerçekleştirilen elektrik ve doğalgaz dağıtım ihalelerinin tamamlanamaması ve bu yıl için planlanan büyük ölçekli özelleştirme projelerinin takvimlerindeki sarkmalar, özelleştirme sürecini olumsuz etkiledi denildi de satın almalar sürecek Rapora göre, önümüzdeki dönemde perakende, enerji, e-ticaret, gıda-içecek ve finans sektörlerinin en aktif sektörler olacak ve orta ölçekli işlemler pazarındaki canlılığın sürecek. Özelleştirme takviminde çok sayıda özelleştirme projesi olmakla birlikte özelleştirme ortamı belirsizliğini koruyor. Global ekonomik konjonktürdeki olumsuz havaya rağmen, yabancı yatırımcıların ve özel sermaye fonlarının Türk şirketlerine ilgisinin sürecek ve 2012 yılında da birleşme ve satın almalar devam edecek. 2 milyar liralık alacak satıldı DENETİM ve danışmanlık firması Ernst&Young ın Avrupa Bankacılık Sektörü & Tahsili Gecikmiş Krediler (TGA) raporuna göre, Türk bankacılığının küresel finansal krizden olumsuz etkilenmesine bağlı olarak TGA piyasası büyüyecek. Raporda, küresel krizin Türkiye ekonomisinin özellikle son yıllardaki büyümesinin temel dayanaklarından olan ihracat sektörünü ve yabancı sermaye girişini olumsuz etkilediği ayrıca bankacılık ürünlerine talebin düşmesinin yanı sıra sektörün sermaye kaynaklarının daralması ve yüksek faiz oranları nedeniyle iç tüketimin gerilemesine sebep olduğu belirtildi. Ernst&Young Kurumsal Finansman ve Danışmanlık A.Ş. ortağı Müge Öner, Türkiye de şu anda bankalarda sermaye yeterlilik oranlarında bir sıkıntı olmasa da gelecekte sermayesini verimli kullanan bankaların daha başarılı olacağını belirterek, 2011 yılında açıklanan 13 satış işlemi olduğunu söyledi. Öner, Toplam 2.1 milyar liralık portföy satışı oldu, ancak işlemler bunlarla sınırlı değil. Özellikle bireysel ve kredi kartı TGA piyasasında ciddi hareketlilik bekliyoruz dedi.

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ farklı ülkeden satın alma yapıldı DELOITTE Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı Başak Vardar, Türkiye nin 2011 de çarpıcı bir şekilde büyüdüğünü ve yatırımcılar nezdindeki çekiciliğini pekiştirdiğini belirterek, Tarihsel olarak en fazla sayıda satın alma işleminin gerçekleştiği 2011 yılında, küçük ve orta ölçekli işlemler pazarı öne çıktı. Ayrıca, Türkiye geçtiğimiz yıl daha önce görülmemiş bir şekilde dünyanın hemen her bölgesinden yatırımcı çekti, 40 kadar farklı ülkeden yatırımcılar satın almalar yaptı diye konuştu. Vardar, 2012 de ise piyasaları zorlu bir dönemin beklediğini, Avrupa daki finansal sıkıntıların ve global ekonomik konjonktürdeki yavaşlamanın Türkiye yi etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ FED belirsizliğe son verip faiz tahminini açıklayacak ABD Merkez Bankası (Fed), şeffaf para politikası yürütmek adına gösterge faiz oranına ilişkin tahminlerini yayınlayacağını bildirdi Fed in aralık ayındaki toplantı tutanaklarına göre, Fed, ne kadar süre gösterge faiz oranını rekor seviyede düşük tutmayı planladığına ilişkin tahminlerini yılda dört kez yayınlayacak. Fed in gösterge faiz oranıyla ilgili ilk tahmini, bankanın Ocak taki toplantısından sonra ekonomik görünümüne ilişkin değerlendirmesinde yer alacak. Fed in bu önemli adımı, bankanın iletişimini daha açık ve belirgin hale getirmeyi amaçladığını gösteriyor. Şirketlere yardımcı olacak Bu adımın, Fed in şirketlere, yatırımcılara ve tüketicilere, gösterge faiz oranını belirli bir tarihten önce artırmayacağı konusunda yardımcı olacağına işaret edildi. Gösterge faiz oranının düşük olmasının tüketiciler ile küçük ve orta boy işletmelerin daha fazla borçlanması ve harcamasına bunun da ekonomideki büyümeye katkı yapacağı düşünülüyor. Fed in şimdiye kadar yaptığı açıklamalarının belirsizlik içerdiği yorumları yapılıyordu. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) 13 Aralık taki toplantısından sonra yaptığı açıklamada, gösterge faiz oranını yüzde aralığında sabit tutma kararı alındığını belirtmişti AB Yunanistan ın yasadışı kullandığı fonları geri istedi Avrupa Komisyonu, Yunanistan dan, Avrupa Birliği destek fonlarından yasadışı olarak kullanıldığı tespit edilen 425 milyon euro yu faizleriyle birlikte geri ödemesini istedi Yunan hükümetine yılları arasında Yunan Tarım Kasası (ELGA) aracılığıyla çiftçilere ödenen bu meblağın geri alınması için dört aylık süre tanıyan komisyonun ayrıca, 2008 yılında aynı şekilde yapılan 387 milyon euro luk başka ödemelerle ilgili de araştırma başlattığı bildirildi. Yunan medyası, bu konuda gerekli önlemlerin alınmaması durumunda komisyonun, AB nin destek fonlarından Yunanistan a yapılan ödemelerin durdurulması ve para cezasına çarptırılması talebiyle mahkemeye taşınacağının Yunan hükümetine bildirildiğini duyurdu 2012 DE İSTANBULLU 33 BİN KONUTUN KAPISINI AÇACAK Açıklanan rakamlar, 2012 yılında İstanbul da toplam 90 projede 33 bin konutun teslim edileceğini gösteriyor. Avrupa yakasında 54 projede 20 bin konutun, Anadolu yakasında ise 36 projede yaklaşık 13 bin evin kapısı yeni sahipleri tarafından açılacak Son yıllarda ekonominin en önemli dinamiklerinden biri olan inşaat sektörünün can damarı olarak nitelendirilen konut projeleri hız kesmeden devam ediyor. Hemen hemen her gün yeni bir projenin satış vitrinine çıkarıldığı piyasada teslimler de bir bu kadar hızla gerçekleşiyor. Bu noktada birçok firmanın yeni projelerini görücüye çıkardığı piyasada kurumsallaşmış firmaların konutları zamanında, hatta erken teslim ederek bir adım öne geçtiğini belirtmek gerekiyor.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Kurumsallaşmasını tamamlayamamış ya da henüz konut üretiminde uzun bir geçmişe sahip olmayan firmaların teslim tarihlerinde gecikmeler ise kaçınılmaz bir şekilde yaşanıyor. 2012, bir-iki yıl öncesinden başlanılan konut projeleri açısından oldukça yoğun bir teslim sürecini beraberinde getirmiş görünüyor. Emlaktasondakika.com a açıklama yapan gayrimenkul geliştirmeci firmaların ortaya koyduğu istatistiklere göre, bu yıl 90 projede 33 bin konut sahipleriyle buluşacak. Avrupa yakası konut teslimlerinde başı çekerken, Anadolu yakasında da hiç de azımsanmayacak sayıda konut teslimi yapılacak. Avrupa yakası yine önde Açıklama yapmayan ya da bilgisine ulaşılmayan firmalar ve projeleri de düşünüldüğünde rakamın daha da artacağına kesin gözüyle bakılıyor. İstanbul un Avrupa yakasında yer alan semtlerde yaklaşık 20 bin konutun teslim edilmesi planlanıyor. Kapıları bu yıl içinde açılacak konutların yer aldığı proje sayısı ise 54. Anadolu yakasında teslim edilecek konut sayısı ise 13 bin civarında. Konutların yer aldığı proje sayısı ise 36 olarak kayıtlara geçmiş durumda. Diğer yandan İstanbul dan diğer kentlere sıçrayan markalı konut trendinde de sonuçların alınmaya başlandığını ifade etmek gerekiyor yılında inşaata başlayacak çok sayıda konut projesi düşünüldüğünde teslimlerin 2013 ve sonrasında da artarak devam etmesi ortak beklenti olarak öne çıkıyor. İzmir-Ankara hattında hız yarışı İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi dev firmaların ilgisiyle karşı karşıya. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütelen projenin ilk etabı olan 169 kilometrelik Ankara-Afyonkarahisar kesimine 26 firmadan teklif geldi Projeye, Çin, İspanya, İtalya, Avusturya ve Rusya dan dev firmalar teklif vermeye hazırlanıyor. Bu firmalar arasında Alarko- Makyol, Tekfen, Nurol, Moskovskiy Metrostroy, Yenigün, Doğuş İnşaat, Limak İnşaat, Taşyapı, Astaldi SPA, Sinohydro Co. Ltd., PORR Bau GmbH, Grandi Lavori Fincosit SPA, Constructora Sanjose. S.A isimleri dikkat çekiyor. Proje tamamlandığında adeta İzmir Ankara nın, Ankara da İzmir in banliyösü haline gelecek. Mevcut Ankara-İzmir demiryolu 824 kilometre, seyahat süresi ise yaklaşık 13 saat. Proje tamamlandığında Ankara Afyonkarahisar arası 1.5 saate, Afyonkarahisar-İzmir arası ise 2 saate inecek. Böylece Ankara- İzmir arası da 3.5 saat olacak. Proje tamamlandığında bu hatta yılda 6 milyon yolcu taşınması öngörülüyor. Ankara-İzmir arasını 3.5 saate indirecek YHT projesinin 2015 yılında hizmet vermesi planlanıyor, yaklaşık 4 bin kişinin istihdam edilmesi bekleniyor Orhan Holding Çinli Fuzhou Rocket i aldı Bursalı otomotiv yedek parça üreticisi Orhan Holding in, Çin in Fuzhou, Liuzhou, Chongqing ve Haikou bölgelerinde faaliyet gösteren Fuzhou Rocket Enterprises Co. Ltd. adlı firmanın yüzde 51 hissesini satın aldığı bildirildi Orhan Holding den yapılan yazılı açıklamada, bu operasyonla firmanın yüzde 100 sahip olduğu Nobel Automotive in, Asya da büyümeye devam ederken bünyesindeki yeni 4 ayrı lokasyonda toplam 250 çalışanıyla faaliyet göstereceği belirtildi. Üretim ve satışı yapılacak ürün gamının binek ve hafif ticari araçlarda kullanılacak olan, akışkan transfer üniteleri, pedal sistemleri ve yakıt doldurma gibi parçalardan oluştuğu vurgulanan açıklamada, şunları kaydedildi:

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Orhan Holding A.Ş, Çin de yaptığı bu satın alımın ardından faaliyette bulunduğu ülke sayısını 13 e çıkarıyor. 41 şirketi, 29 fabrikası, 7 bini aşan çalışanı, 5 yabancı ortağı, 39 yıllık sanayi deneyimi ve toplam 587 milyon euro ya ulaşan cirosu ile Türkiye deki en büyük otomotiv yan sanayi gruplarından biri konumunda yer alıyor. Reuters: ABD Halkbank a İran baskısı yapabilir İngiliz haber ajansı Reuters, İran ın Türkiye ile petrol ticaretinde işlemlerin Halkbank üzerinden yapılmasını konu alan bir haber yayınladı Türkiye petrol ihtiyacının yüzde 30 unu İran dan karşılıyor. Simon Cameron-Moore imzalı haberde ABD nin yaptırımlarını artırdığı İran ın Türkiye ile önemli petrol ticareti olduğu ve ticaretin yüzde 75 i kamuya ait olan Halkbank üzerinden yapıldığı belirtilerek, ABD Hazine Bakanlığı yetkilileri Türkiye yi defalarca ziyaret ederek İran la iş yapan bankaların ABD deki varlıklarının dondurulabileceğini söyledi. Ama bu tehdit kamu kontrolünde olan ve ABD ile az bağlantısı bulunan Halkbank üzerinde etkili olmadı. Ancak yeni ABD yasası baskıyı artırabilir diye yazıldı. Haberde aralık ayında Halkbank ın Hintli rafineri BPCL için İran hesabı açmamasının İran a karşı ABD baskısından kaynaklandığı yönündeki iddialara da yer verildi

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ Beyaz eşyada indirim bayramı Beyaz eşyanın dev markaları Enerji Verimliliği Haftası'na indirimle giriyor. Firmalar ocak ayı boyunca tasarruflu ürünlerini yüzde 50 indirimli satacak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın başlattığı 'Beyaz Eşyada Enerji Verimliliği için Verimli İşbirliği' hareketine beyaz eşya firmalarından destek geldi. Arçelik, Vestel, Indesit ve BSH ocak ayı boyunca enerjiyi verimli kullanan çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın, kurutma makinesi, buzdolabı gibi ürünlerde kampanyalar düzenleyip indirim yapacak. İKİ AVANTAJ BİR ARADA Indesit'in bünyesindeki markalar Hotpoint-Ariston, 9-31 Ocak tarihleri arasında düzenleneceği kampanyayla yüksek enerji tasarrufu sağlayan bazı ürünlerini yüzde 50'ye varan indirimlerle tüketiciye sunacak. Kampanya, Luce fırınları, NMTL 1928 buzdolabını, WMG 803 çamaşır makinesini AAQCF 81 U kurutma makinesini kapsıyor. Vestel de enerji verimliliği yüksek beyaz eşya ürünlerinde yüzde 50'ye varan indirim kampanyası başlattı. 15 Ocak'a kadar sürecek kampanya kapsamında eski beyaz eşyalarını Vestel'e getiren tüketiciler, yeni alacakları enerji tasarruflu çamaşır makinesi, buzdolabı ve bulaşık makinesi için yüzde 50'ye varan indirim fırsatından yararlanacaklar. Vestel, yüzde 50'ye varan indirim fırsatına ek olarak 3 ay koşulsuz iade imkânı da sunacak. 'KULLANIMI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ' Arçelik ise proje çerçevesinde bir ay süreyle dört ana ürün grubundaki en verimli modellerinde indirime gidiyor. Marka yüzde 50 ila 60 düzeyinde enerji verimliliğine sahip buzdolabı, çamaşır makinesi, kurutma makinesi ve klimalarını bin 300 liraya varan indirimler ile tüketiciye ulaştıracak. Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Levent Çakıroğlu, "Enerji verimliliği bizim en önemli önceliklerimizden biri. Tüketiciler nezdinde enerji verimli ürünlerin kullanımını artırmayı hedefliyoruz" diye konuştu. PAKET 32 MİLYON ABONEYİ İLGİLENDİRİYOR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji tasarrufu konusunda geniş bir paket hazırlandığını belirterek, bu paketin yaklaşık 32 milyon elektrik abonesini ilgilendireceğini kaydetti. 2010'da tüketilen elektriğin yüzde 25'inin konutlarda tüketildiğini belirten Yıldız, konutlardaki tüketiminin yarısının beyaz eşyalardan kaynaklandığını kaydetti. Taner Yıldız, bu yılın ikinci yarısından itibaren sadece A ve üzeri verimliliğe sahip beyaz eşyaların satılabileceğini bildirdi. Gayrimenkulde 2 dev adım Gayrimenkul sektöründe doping etkisi yaratacak iki önemli adımda sona gelindi. İstanbul Finans Merkezi Projesi kazma vurulacak hale geldi. Yabancıya konut satışını sağlayacak taslak da Hazır 1- Finans merkezi kazmaya hazır Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından planlanan Ataşehir'de inşa edilecek İstanbul Finans Merkezi çalışmalarında son aşamaya gelindi.

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Finans kurumlarının genel müdürlüklerinin ve merkezlerinin taşınacağı, özel sektörün iş, ticaret ve konut alanlarından oluşan projelerinin yükseleceği İstanbul Finans Merkezi, toplam 1 milyon 770 bin metrekarelik alandan oluşuyor. İstanbul Finans Merkezi'ne ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından konsept proje hazırlatıldı. Önümüzdeki günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar öncülüğünde, çeşitli finans kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenecek toplantıda proje tanıtılacak. 3 MİLYON M2 İNŞAAT 2.5 emsal imar hakkına sahip olan arazide, emsal dışında kalan otoparklar ve sosyal tesislerle birlikte yaklaşık 3 milyon metrekarelik inşaat yapılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarına göre, Ataşehir Finans Merkezi sadece gündüzleri yaşayan bir merkez degil, 24 saat yaşayan bir kent görünümünde olacak. Projenin yer alacağı arazide 18 bin 457 metrekarelik alanda Vakıfbank Genel Müdürlüğü, 57 bin 561 metrekarelik alanda Halk Bankası Genel Müdürlüğü, 54 bin 390 metrekarelik alanda Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, 43 bin 434 metrekarelik alanda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, 25 bin metrekarelik alanda ise Sermaye Piyasası Kurulu binaları inşa edilecek. IFC'den de destek gelmişti İstanbul Finans Merkezi Projesi'ne Dünya Bankası'ndan da destek gelmişti. Başkan Robert Zoellick, geçtiğimiz yıl temmuz ayında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında "Finans merkezi çalışmalarını IFC üzerinden destekliyoruz" demişti. Zoellick, "Ekonomik büyüme anlamındaki başarı, sadece ülke insanının farkında olduğu bir durum değil. Gerek bölgede gerekse dünyada artan bir ilgi var" diye konuşmuştu. Metro bağlantısı gelecek İstanbul Finans Merkezi kapsamında 100 bin meterekarelik alan üzerinde GAP-VARYAP ortaklığı, 20 bin metrekare üzerinde Rönesans İnşaat, 20 bin 700 metrekare üzerinde Saphan Group, 9 bin 500 metrekare üzerinde VARYAP, 12 bin mertrekare üzerinde TAO ofis, konut ve otel projeleri gerçekleştirecek. İstanbul Finans Merkezi'ne metro bağlantısı için de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşülüyor Türkiye'nin 16 milyar doları çöpe mi? Türkiye nin de ortakları arasında olduğu yeni nesil savaş uçağı projesinde ciddi sorunlar yaşanıyor Türkiye'nin de ortakları arasında olduğu yeni nesil savaş uçağı projesinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Birçok ülke sipariş kararını ertelerken Türk bürokratların alım kararı verdiği ortaya çıktı. Projede yaşanan sorunlar ABD'nin hazırladığı raporlara da yansıdı. Uzmanlara göre Türkiye havada büyük bir risk aldı. Bugün gazetesinin haberine göre; Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterden çıkarılması beklenen F-4 uçaklarının yerine almayı planladığı yeni nesil savaş uçağı F-35'lerle ilgili projede ilginç gelişmelerin yaşandığı ortaya çıktı. Türkiye'nin 16 milyar dolar ödeyeceği projeye ortak birçok ülkenin maliyet ve riskleri nedeniyle alım ve sipariş kararlarını ertelediği bir dönemde Türk bürokratlarının uçak siparişi kararı verdiği öğrenildi. Türkiye'nin harekat bağımsızlığı için koştuğu şartları karşılamayan ve toplammaliyeti ile ne zaman tamamlanacağı belli olmayan proje için sipariş kararı, savunma sanayinde tartışmalara neden oldu.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ BELİRSİZLİK VE RİSK VAR Projeyle ilgili gelişmeleri ve kamuoyunun bilmediği gerçekleri uzmanlar BUGÜN'e anlattı. Türk Hava Kuvvetleri'nin demode olan ve 2020'li yıllarda envanterden çıkarılması beklenen F-4 uçaklarının yerinidoldurmaküzere, yeni nesil savaş uçağı projesi yani JSF (Joint Strike Fihgter- Müşterek Saldırı Uçağı ) başlatılmıştı. Belirsizlikleri ve riski devam eden projeninmaliyetinin ne kadar olacağı ve ne zaman tamamlanabileceğinin bilinmediğini belirten uzmanlar, özellikle yazılım konusunda yaşanan güçlükler nedeniyle uçağın başta belirlenen performans kriterlerini karşılayıp karşılamayacağının da belli olmadığını ifade etti. Milli kriterler konusunda da tatmin edici gelişmenin sağlanamadığını kaydeden uzmanlar, ABD'nin de istediği gibi gitmeyen bir projeyle ilgili yazılı taahhüt veremediğine dikkat çekti. Türkiye'nin milli uçak projesini başlattığına işaret eden uzmanlar, 2023 yılına kadar prototipinin üretilmesinin hedeflendiğini, bunun içinde önemli bir kaynağa ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı. Ayrıca uzmanlar, Hava Kuvvetleri'nin 5'nci nesil olarak nitelen JSF'nin yanında 30 adet 4,5'nci nesil olan F- 16 Blok50+ uçaklarının satın alındığını ve teslimatının devam ettiğini belirtti. Mevcut F-16'ların da bazı özellikleri hariç aynı seviyeye getirilmek üzeremodernize edildiğini kaydetti. Bütün bu gelişmeler olurken Genelkurmay, Hava Kuvvetleri ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın başlangıçta proje ile ilgili adımın ertelenmesine karar vermesine karşılık ilginç bir girişimde bulunulduğu öğrenildi. Savunma Sanayi MüsteşarıMurat Bayar, Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Mehmet Emin Alpman,Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı KorgeneralNezih Damcı vehava Kuvvetleri Plan Prensip Başkanı Tuğgeneral İdris Aksoy'un son anda JSF uçağından sipariş vermeyi kararlaştırdıkları öne sürüldü. Uzmanlar ilk alınan uçaklarla ilgili çarpıcı bir dezavantaja işaret etti. Söz konusu ilk uçakların geliştirmemaliyetleriyle birlikte 200 milyon dolar civarında olduğunu belirten uzmanlar, sonraki alımlarda hem daha önce belirtilen riskin azaldığını hem de maliyetlerin düştüğünü kaydetti. JSF uçağının acil bir harekat ihtiyacı olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye'yi acele karar vermeye zorlayan herhangi bir nedenin bulunmadığına işaret etti. Harekât bağımsızlığı için söz veremediler Projedeki gelişmeler konusunda en geç adım adam ülkenin Türkiye olduğu kaydedildi. 116 uçak almayı planlayan Türkiye'nin ise 2010 yılındaki Savunma Sanayi İcra Kurulu'na (SSİK) kadar projedeki gelişmelere sessiz kalması ABD raporlarına bile yansıdı. Raporlarda proje ile ilgili herhangi bir sipariş, karar ve takvim değişikliğine gitmeyen tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekildi. Türkiye, 2010 yılında JSF alım kararının milli isterlerin karşılanmaması gerekçesiyle gözden geçirilebileceğini belirtti. Bu arada başlangıçta ön görülen milyar dolar civarındaki toplam maliyetin ise 16 milyar dolara yükseldiği anlaşıldı. ENTEGRE EDİLEMEDİ Bölgesel ve küresel etkinliğini her geçen gün artıran Türkiye'nin aldığı kritik silah sistemleri ile ilgili tam harekat bağımsızlığı elde etmeye çalıştığına dikkat çekildi. Ancak şu ana kadar tatmin edici bir gelişme sağlanamadı. Muğlak sözlerle konunun geçiştirildiği öne sürüldü. Bu çerçevede Türkiye, projede harekat bağımsızlığı için 'milli isterler' listesini şu şekilde belirledi: Elektronik harp konusunda tam bağımsızlık. Yeni geliştirilen milli sistem ve silahların JSF'e entegre edilebilmesi Milli kripto sistemlerinin entegre edilebilmesi. Otonom lojistik ve global lojistik destek konusunda coğrafi avantajı da göz önüne alınarak merkez haline gelme.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Üst seviye bakım kabiliyetlerinin ülkemize kazandırılması. Uluslararası eğitim merkezi üssü olma. n Düşük görünürlük (hayalet uçak olma) özelliğinin ülkemiz tarafından idame ettirilebilmesi. PROJE NASIL BAŞLADI? Bugüne kadarmuharip uçaklarını ABD'den almayı tercih eden Türk Hava Kuvvetleri'nin yeni nesil savaş uçağına karar verirken de rakip olarak Eurofighter uçağı ile JSF'yi karşılaştırdığı aktarılıyor. Harekat ihtiyacını en iyi JSF'nin karşılayacağı değerlendirilerek bu projeye karar verildiği belirtiliyor. Özellik olarak Eurofighter'ın hava-hava uçağı JSF'nin ise hava-yer taarruzları için tasarlanmış bir uçak olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye'nin uçak seçim kriterleri ve analiz yöntemlerindeki itirazlara rağmen ABD'li dostlarını hayal kırıklığına uğratmamak adına tercihini JSF'den yana kullandığı öne sürülüyor. JSF projesi için ABD'nin de beklentilerinin oldukça yüksek olduğu değerlendirmesini yapan uzmanlar, yeni uçağın birim maliyetinin F-16 kadar, idame ve işletme maliyetinin ise F-16'dan daha az olacağının öngörüldüğünü ifade ediyor. JSF Projesinin başarılı olacağına inanan ABD Silahlı Kuvvetleri'nin bu nedenle dünyanın gelişmiş uçağı F-22 üretimini bile Savunma Bakanı'nın talimatıyla 180 civarında uçakla sınırlandırdığı kaydediliyor. JSF'nin diğer bir özelliğinin de Türkiye- 'nin üretimden önce dahil olduğu ilk proje olduğuna işaret eden uzmanlar, Hava Kuvvetleri'nin envanterinde bulunan F-16, F-4, F- 5 ve diğer uçakların hep hazır alım ve daha önce harekat sahasında kendilerini ispat etmiş uçaklar olduklarını belirtiyor. Türkiye ile birlikte Norveç, İngiltere, İtalya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Avustralya'nın da projeye başından bu yana dahil olduğu kaydedilirken, projeye katılım paylarına göre İngiltere birinci seviye, İtalya ve Hollanda ikinci seviye, Avustralya, Kanada, Danimarka, Norveç ve Türkiye üçüncü seviye ortak, Singapur ve İsrail'in ise güvenlik ortakları olduğu bilgisi veriliyor. Uzmanlar, İsrail'in her zamanki gibi doğal ve ayrıcalıklı müttefik olarak özel şartlarını ABD'ye kabul ettirerek proje başladıktan yıllar sonra projeye dahil olduğuna dikkat çekiyor. Üstelik İsrail'in projenin başlangıcından itibaren para ödeyen ve riskleri üstelen ülkelerden daha iyi şartlarda uçak siparişi verdiği de ortaya çıkıyor. ABD bile rahatsız Çalışmalar devam ederken maliyet, idame-işletme, performans ve proje takvimi olarak Lockheed Martin firmasının beklentileri karşılamadığı anlaşıldı. ABD başta olmak üzere İsrail dahil projeye ortak tüm ülkelerde soru işaretlerinin oluşması ilgili ülkelerde JSF karşıtı kuvvetli bir muhalefetin oluşmasına neden oldu. ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Norton Schwartz'ın da birçok kez JSF ve projenin yazılım konusuyla ilgili endişelerini dile getirdiği kaydedildi. En çarpıcı eleştiri ise bizzat ABD'den geldi. ABD Hükümet Hesap Verilebilirlik Ofisi (GAO-Government Accountibility Office) Mart 2010 ve Nisan 2011'de hazırladığı raporlarda projeye ilişkin çok önemli eksiklikleri bütün açıklığıyla ortaya koydu. RAPORDAKİ TESPİTLER ABD'nin de projedeki belirsizlikler nedeniyle on milyarlarca dolar ek mali yükle karşı karşıya olduğu belirtildi. İşte raporda yer alan çarpıcı tespitler: 2007 yılında ilan edilen takvimin üzerine projede uçak geliştirme süresi iki yıl daha uzadı. Proje isterleri karşılayamama ve zamanında teslim yapamama riski ile karşı karşıya.

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Teknik problemler nedeniyle 2009 yılı uçuşlu testlerinin sadece %10'u tamamlanabildi. Uçak sistem ve yazılımlarının test edildiği simülasyon modelleri ve yer test laboratuvarları akredite olmadı ve güvenilirlikleri teyit edilemedi. Harekat isterleri ve lojistik desteklenebilirlik ile ilgili istenilen seviyeye ulaşılamadı. Yazılım konusunda entegrasyon ve performans problemleri çözülemedi yılında 14 test uçağı teslim edilmesi gerekirken 2009 yılında bu rakam 4 olarak revize edildi ve Ocak 2010'da bu hedefe ulaşılamadı. Uçağın egzostundan çıkan gazların mevcut pistlere zarar verme riski bulunmakta. Çok sıcak hava şartlarında kullanılamama ve kısıtlı kullanım riski doğurdu. Bütün bu gelişmeler üzerine İngiltere uçak siparişini 140'tan 60-70'e, İtalya ise 131'den 100'e düşürdü. Danimarka, Hollanda, Kanada ve diğer ülkeler de alım ve sipariş kararlarını erteledi Çin'in dış ticaret fazlası geriledi Çin'in dış ticaret fazlası, geçen yıl 160 milyar dolara geriledi Çin Ticaret Bakanı Chen Deming yaptığı açıklamada, 2010 yılında 183,1 milyar dolar olan ülkenin dış ticaret fazlasının geçen yıl 160 milyar dolara gerilediğini belirtti. Chen, ekonomisi ihracata dayalı Çin'in dış ticaret hacminin geçen yıl yüzde 20'den fazla artarak 3,6 trilyon dolar olduğunu ifade etti. ABD'li politikacılar, Çin'i ihracatını desteklemek için para birimi yuanın değerini suni olarak düşük tutarak küresel piyasalarda haksız rekabet avantajı sağlamakla eleştiriyor ve Başkan Barack Obama'ya Çin'i cezalandırması için baskı yapıyor. Ancak ABD yönetimi bu konuda diplomasiyi kullanmayı ve yumuşak tutum takınmayı tercih ediyor. Bu yıl yuanın değeri ABD doları karşısında yüzde 4,7 değer kazanırken, Çin'in, yuanı ABD doları karşısında sabitleme politikasından vazgeçtiği Haziran 2010'dan bu yana yüzde 7,7 değerlendi. Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 9,2, gelecek yıl ise yüzde 8,9 oranında büyümesi bekleniyor.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ Ekonomistin faiz isyanı Merkez Bankası'nın kendisine esneklik sağlarken belirsizlik yarattığını belirten analistler, "Öngörülebilirlik artmalı" dedi Merkez Bankası nın nın uyguladığı politikalara ilişkin belirsizlik piyasaların kafasını karıştırmaya devam ederken, Başkan Erdem Başçı nın bankacılarla yaptığı toplantılardaki açıklamalarına ve medya önündeki değerlendirmelerine rağmen, para politikasına yönelik tepkiler açıkça dillendirilmeye başladı. İş Yatırım ın 2012 Strateji Raporu nun açıklandığı toplantıda konuşan İş Yatırım Kıdemli Analisti Burcu Ünüvar, Merkez Bankası nın enflasyon riskini kabul etmekte geç kaldığını, kur konusunda biraz daha sessiz olması gerektiğini ve iletişimde de çok şeffaf olmadığını ileri sürdü. Bir ekonomist olarak güne başlarken faizin ne olduğunu bilmiyorum diyen Ünüvar, Merkez Bankası piyasaya likidite verirse faiz başka oluyor. Benim bundan sonrası için anladığım önceliği enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası TL yi kısıp faizi yukarıda tutacak dedi. Faizle ilgili belirsizlik olmaması gerektiğinin altını çizen Ünüvar, Merkez Bankası yaptıklarını anlatmak yerine, yarın ne yapacağını anlatmalı. Daha öngörülebilir olmalı. Son dönemde bu konuda adımlar atıldığını görüyoruz dedi. Merkez Bankası nın Ankara daki ekonomistlerle buluşmasına katılmayan bir ekonomist ise özellikle döviz konusundaki politikayı eleştirerek, Piyasada Merkez Bankası nın belirleyemediği tek şey dövizin fiyatı. Her türlü faizi Merkez belirliyor. Ama dövizde piyasa Merkez den daha güçlü. Buna rağmen müdahalelerde ısrar ediliyor. Yurtdışında risk iştahında toparlanma olursa, kur kendiliğinden aşağı gelecek dedi. JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen de dün yaptığı açıklamada, paranın maliyetindeki öngörülmezlik hali devam edemeyeceği için faiz artışının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Belirsizliği arttırdı Merkez Bankası nın politika faizini arttırmak yerine faiz koridorunu yukarı doğru genişleterek kendisine esneklik sağlayan ancak piyasalar için belirsizliği arttıran bir yöntemle para politikasını sıkılaştırmayı tercih ettiğini vurgulayan İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen de Banka para piyasalarında oluşan faizleri yukarı çekerek carry trade için TL nin cazip hale gelmesini hem de fonlama maliyetini arttırarak TL de kısa pozisyon açarak spekülasyon yapanları cezalandırmayı hedefledi dedi. Merkez e her gün istisnai Öte yandan Merkez Bankası art arda dördüncü gün dövize doğrudan müdahalesini sürdürdü. Dolar TL iken müdahaleye başlayan Merkez Bankası, gün içinde satışlarına devam etti. Müdahalenin ardından TL ye kadar inen dolar, daha sonra tekrar 1.88 TL nin üstüne çıktı. Merkez Bankası dün döviz satım ihalesi ile de 100 milyon dolar sattı

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Fatih Özatay...Maceraya gerek var mı? Enflasyon hedeflemesinden vazgeçmek yerine, onu, günün koşullarını da dikkate alarak güçlendirsek nasıl olur? Tablo 1 de döneminin enflasyon hedefleri, enflasyon gerçekleşmeleri ve büyüme oranları yer alıyor. Arıca büyümenin potansiyelinden ve enflasyonun hedeften sapmaları da veriliyor. Potansiyel büyüme oranını yüzde 4.7 olarak aldığımı belirteyim. Tüm bu dönemi dörde ayırmak mümkün: Birincisi, enflasyonun hedefin altında ama büyümenin potansiyelinin üzerinde olduğu yıllar: Yüksek büyüme-düşük enflasyon dönemleri: , yani tüm örtük enflasyon hedefi dönemi böyle da benzer bir özellik gösteriyor. İkincisi, enflasyonun hedefin üzerinde, büyümenin ise ya potansiyeli düzeyinde ya da altında olduğu yıllar: Düşük büyüme-yüksek enflasyon dönemleri: Üçüncüsü, enflasyonun hedeften yüksek, büyümenin de potansiyelinden yüksek olduğu yıllar: Yüksek büyüme-yüksek enflasyon dönemleri: 2006 ve En başarısız yıllar Dördüncüsü, hem enflasyonun hedefin hem de büyümenin potansiyelinin altında olduğu yıllar: Düşük büyüme-düşük enflasyon yılları: Küresel krizin en şiddetli yaşandığı, dolayısıyla normalin dışında bir yıl olduğu için 2009 u bir tarafa bırakayım. Bu durumda dördüncü kategoriye gerek kalmıyor. Birinci kategorinin enflasyon hedeflemesi açısından en başarılı yılları gösterdiği açık. Dolayısıyla, ve 2010 yılları diğer yıllara göre en başarılı yıllar. Bu dönemde enflasyon hedeflemesinin kredibilitesinin de arttığını düşünmek gerekiyor. En başarısız yıllar ise 2007 ve Hem hedef tutmuyor, hem de ekonomi potansiyel büyümesini yakalayamıyor ve 2011 ise arada bir yerde. Ama enflasyon hedeflemesinin kredibilitesi açısından bakıldığında, enflasyon hedeflerinde yukarıya doğru oluşan büyük sapma, bu yılları da başarısız kılıyor dışarıda bırakılınca enflasyon hedeflemesi uygulanan dokuz yıl var. Bu dokuz yılın beşinde enflasyon hedeflemesi başarılı olmuş. Bu tabloya itiraz edebilirsiniz: 2011 de enflasyon hedeflemesi uygulanmadı ki diyebilirsiniz. Haklısınız elbette; ben de oraya gelmek istiyordum. Bu durumda enflasyon hedeflemesi uygulanan yıl sayısı sekize düşüyor. Başarılı yıl sayısı ise değişmiyor: Beş. Bu yılların hiçbirinde Türkiye nin finansal kriz yaşamadığını da hatırlayın. Bir de enflasyon hedeflemesinden vazgeçilirse yerine yeni bir para politikası rejimi bulmak gerektiğini dikkate alın deki karmaşık para politikasını da unutmayın. Bu durumda, enflasyon hedeflemesinden vazgeçmek yerine, onu, günün koşullarını da dikkate alarak güçlendirsek nasıl olur? Neden 2012 de de para politikası macera peşinde koşsun ki? Gerek var mı sizce?

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HABERTÜRK GAZETESİ "Merkez bankaları yangını söndürmekle görevlidir!" Başbakan Yardımcısı Ali Babacan MÜSİAD Başkanlar Kurulu'nda yaptığı konuşmada Merkez Bankasının görevinini nihai borç verici olduğunu ve yangın küçükken yangını söndürmekle görevli olduğunu vurguladı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, MÜSİAD Başkanlar Kurulu'nda konuşuyor. Avrupa'daki gelişmeleri dikkate almamız gerektiğini söyleyen Babacan, "Dünyadan kopuk ayrı bir ülke değiliz. En büyük 16. ekonomiyiz, dünyanın finans sistemi açısından da kritik öneme sahip ilk ekonomiler arasındayız". Babacan, dışarıda olup bitene dikkat ederek işlerimizi uyarlamamız gerektiğine dikkat çekerek ABD'nin 2012'de uygulanacak ekonomi politikalarının belli olmadığını da belirtti. MERKEZ BANKALARI NİHAİ BORÇ VERİCİ Babacan, "Merkez bankaları yangın daha küçükken söndürmekle görevlidir. Merkez Bankalarının görevi nihai borç verici olmaktır." dedi. MERKEZ BANKASI BASSIN PARAYI BİZ İZLEYELİM OLMAZ! Babacan, 2012 için en büyük belirsizlik kaynağı ekonomi için "Avrupa" olduğunu söyleyen Babacan, ortak politikalar konusunda gerçek bir ortaklık anlayışı tesis edilebilirse işlerin toparlanabileceğini belirtti. Merkez bankası bassın parayı bizde izleyelim bakalım nereye gidecez diye bakarlarsa bu dünya ekonomisi için olumsuz bir tabloyu beraberinde getirir dedi. İşte İMKB'nin kamu temsilcisi 3 üyesi Yeni yıla girerken başkanı değişen İMKB'nin değişen yapısı dolayısıyla kamudan atanan 3 üyesi ile ilgili bilgilere Bloomberg HT ulaştı İMKB yönetim kurulunun kamu temsilcisi 3 yeni üyesi; Abdülkerim Emek, Osman Akyüz, Burhanettin Aktaş oldu. Yeni üyelerden SPK ikinci başkanlığı görevinde bulunan Abdulkerim Emek, bir süre önce Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığına atanmıştı. Sukuk piyasası ve katılım endeksi üzerinde çalışmalar yürüten, katılım bankaları genel sekreterliği yapan Osman Akyüz de İMKB'nin yeni yönetim kurulu üyesi oldu. Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş da hazine İMKB yönetim kuruluna atanan üçüncü kamu temsilcisi oldu. Türkiye, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan'ın İMKB Başkanlığı'na atanması ile ilgili haberi de yeni yıla girerken ilk kez Bloomberg HT'den öğrenmişti.