DĠġ HEKĠMLĠĞĠNDE FLORĠDLERĠN KULLANIMI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DĠġ HEKĠMLĠĞĠNDE FLORĠDLERĠN KULLANIMI"

Transkript

1 T.C EGE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FARMAKOLOJĠ ANABĠLĠM DALI DĠġ HEKĠMLĠĞĠNDE FLORĠDLERĠN KULLANIMI BĠTĠRME TEZĠ Stj. DiĢ Hekimi: Yelda BUZCU DanıĢman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Aytül ÖNAL ĠZMĠR-2015

2 ÖNSÖZ Tez çalışmamın gerçekleşmesine olanak sağlayan ve hazırlanmasında bana yardımcı olan değerli hocam, Sayın Prof. Dr. Aytül ÖNAL a ve tüm eğitim ve öğretim hayatım boyunca benden desteğini esirgemeyen aileme çok teşekkür ederim. Saygılarımla, İZMİR-2015 Stj. Diş Hekimi: Yelda BUZCU II

3 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ 1. GİRİŞ Genel Bilgiler Floridlerin Tanıtılması Floridlerin Emilim, Dağılım ve Atılımı Floridlerin Etki Mekanizması Floridlerin Dişlerde ve Kemiklerde Yaptığı Değişiklikler Floridlerin Diş Çürüklerini Koruma Mekanizması Restoratif Materyallerdeki Floridler Sistemik Flor Uygulamaları İçme Suyunun Florlanması Yemek Tuzlarının Florlanması Sütün Florlanması Flor Tabletleri Vitamin Flor Tabletleri Topikal Flor Uygulamaları Florlu Diş Macunları Florlu Gargaralar..18

4 Flor Vernikleri Flor Jel ve Solüsyonları Asidüle Fosfat Florür (%1.23 APF) Nötral Sodyum Florür (%2.2 NaF) Kalay Florür (%10 SnF) Florozis Flor Toksisitesi Akut Flor Toksisitesi Kronik Flor Toksisitesi..23 ÖZET 24 KAYNAKÇA..26 ÖZGEÇMİŞ...32 II

5 GiriĢ Flor, yüksek elektronegatifliğe sahip reaktif bir gazdır ve bu sebeple doğada serbest halde bulunmamakta, bileşikler oluşturarak flor tuzları (floridler) şeklinde bulunmaktadır. Sularda, toprakta, kayalarda, atmosferde, yiyecek ve içeceklerde, bitkilerde, hayvanlarda ve canlı dokularda bulunan flora; en fazla çay, tütün ve balıkta rastlanmaktadır. İnsan metabolizması için gerekli eser elementlerden biri olan florun, çocuk ve erişkinlerdeki çürük önleyici etkinliği kanıtlanmıştır. Florun, özellikle çürükten korunma açısından dişlerin sürme öncesi ve sürme sonrası döneminde diş dokusuna ve plak oluşumuna çok önemli etkileri mevcuttur. Dişlerin sürme öncesi diş dokusuna etkisi sistemik uygulamalarla meydana gelirken, diğer etkiler ya topikal uygulamarla ya da sistemik uygulamaların topikal etkisi sonucu oluşmaktadır. Sistemik olarak verilen florun diş oluşumu sırasındaki etkisi dişin sağlıklı gelişimini destekleyip, iyi mineralize olmasını sağlamaktadır. Bu şekilde diş dokusu çürüklere daha dayanıklı hale gelmektedir. Günümüzde sistemik uygulamalara karşı olan bazı araştırmacılar bu etkiyi tartışmalı bulmaktadır. Flor genellikle diş çürüklerinden korunmada kullanılmaktadır. Çürüklerin azalması flor kullanılmasıyla gerçekleşmektedir. Ağız ortamında belirli düzeyde flor konsantrasyonunun devamlı olarak korunması, çürük azalmasında büyük ölçüde etkilidir (34, 20). Topikal flor uygulaması, çürükten korunmak ve çürüğü kontrol altına almak amacıyla diş hekimleri tarafından kullanılan güvenli ve etkili bir yöntemdir. Florun çürükten koruyucu etkisi, minede remineralizasyon gerçekleştirmesi ve bakteri metabolizmasını değiştirmesi sonucu meydana gelmektedir. Dişlerin hergün flor içeren bir diş macunu ile fırçalanması ile etkili bir korunma sağlanabilmektedir. Ayrıca içme sularının ve tuzun florlanması Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilen, halk sağlığının korunması açısından etkili, pahalı olmayan ve kişilerin uyumunu gerektirmeyen bir yöntemdir. İçme suyu dışında soda, meyve suyu, bebek maması ve bazı hazır yiyeceklerin içerisinde de flor bulunmaktadır. Ülkemizde ise içme sularına veya tuza henüz flor ilave edilememektedir (13, 33, 20). Bu tez çalışmasının yapılma amacı, florun kullanım alanlarının ve insan sağlığına yararlarının belirlenmesidir.

6 2. Genel Bilgiler 2.1 Floridlerin Tanıtılması ve Kimyası Flor periyodik sistemin yedinci grubunu oluşturan halojen grubuna ait negatif yüklü bir element olup, simgesi F, atom numarası 9, atom ağırlığı 19 dur. Kokusu ozonu andıran florun rengi yeşilimtırak sarı olduğu gibi normal şartlarda renksiz gaz halinde bulunabilir (66). Flor bir izmetal olup yeryüzünde olduğu gibi volkanik arazilerde de sıklıkla bulunur. Florun topraklardaki normal düzeyi ppm dolayındadır. Yerkabuğunda ortalama %0,032 oranında genellikle floridler halinde bulunur. Florca en zengin mineraller Kriyolit, Topas ve Kurmalin dir. Hic bir zaman saf olarak bulunmaz. Genellikle flor iyonu şeklinde bulunur (40, 45). Tabii içme sularının birçoğunda ve besinlerin bir kısmında da florürler halinde bulunur. En önemli kaynağı sudur. Litrede 1 mg (1 ppm=1 mg/lt) flor bulunduğu takdirde, günde su ile 1-2 mg flor alınır. Yumuşak sularda flor miktarı düşüktür. Buna karşılık sert sular 10 mg/lt ye varan flor içerebilir. Suya göre diğer besinlerde çok daha az flor bulunur. Deniz balıkları (5-10 ppm) ve çay (kuru madde halinde 100 ppm) bir istisna teşkil eder. Fazla çay içilen bölgelerde bir erişkin bu kaynaktan 1mg dan fazla flor almaktadır. Bir bardak çaydaki flor miktarı ise 0,19-0,31 mg dır. İnsanın günlük flor gereksinimi 1-4 mg dır. Besinlerle alınan flor miktarı ortalama 0,2-0,3 mg dır. Maden sularının kapsamındaki flor düzeyi de oldukça yüksektir. Bunlarda bulunan en düşük flor düzeyi 1.00 ppm dir (40, 47, 29). Toprak altındaki flor miktarı başlıca toprakta bulunan flor madenlerine bağlıdır. Kar ve yağmur suyunda flor yoktur. Ancak atmosferde bulunan flor yağmur suyuna karışır (29). Doğadaki bitkiler, kapsamlarındaki floru topraktan alırlar. Özel gübreleme yöntemleriyle ıspanak, havuç ve domateste flor miktarı artmaktadır. 60 gr ağırlığındaki taze ıspanakta bir insan için gerekli olan flor miktarı depolanmaktadır (29). Hayvanlar için değişik düzeylerde florun gerekli olduğu saptanmıştır. Bu dozlar sığırlar için 40 ppm, koyunlar için 50 ppm, kümes hayvanları için ise 100-2

7 150 ppm dir. İçme suyunda ppm flor bulunması hayvanlar için yararlı kabul edilmektedir (29, 47). 2.2 Floridlerin Emilim Dağılım ve Atılımı Floridler gastrointestinal sistem, deri ve akciğerlerden emilirler. Emilimin gerçekleştiği en önemli yer gastrointestinal kanaldır. Flor bileşimlerinin emilim derecesi, erime dereceleri ile çok yakından ilgilidir. Sodyum florür gibi tamamen suda çözünebilen bileşiklerin hemen hemen tümü emilir. Buna karşın kriolit (Na 3 AlF 3 ) ve kemik tuzundaki florid (florapatit) çok az emilir. Yiyeceklerde bulunan katyonlar (örneğin: kalsiyum ve demir) florun sindirim kanalındaki emilimini azaltan kompleksler oluşturdukları için emilimi gecikir. Floridlerin ikinci emilim yeri akciğerlerdir. Endüstride açığa çıkan gazlar ve tuzların inhalasyonu ile solunum yolundan alınırlar. Vücuda girdikleri bir yol da deri yoludur. Yapılan deneylerde flor tutan organlar saptanmıştır. Flor başlıca iskelet ve dişlerde toplanır. Bu toplanmanın derecesi yaş ve flor alınması ile ilgilidir. Flor aortta yaş ve alınan flora bağlı olarak birikir. Ve bu, arterin kalsifikasyonuna neden olabilir. Normal insan plazma flor düzeyi 0.4 ile 0.19 ppm arasındadır. 2.5 ppm kapsayan su içen kimselerde bu durum değişmez. Yüksek plazma düzeyi 2.5 ppm den yukarı flor kapsayan su içenlerde görülür (4, 56, 60). Yumuşak dokunun kapsamındaki flor plazmadakine benzer düzeydedir. Yumuşak doku ile birleşmiş halde değildir (ektopik kalsifikasyonların dışında), ancak interstisiyel sıvıda bulunur. Sert dokulardaki konsantrasyon en başta sement, kemik, dentin ve minede olacak şekilde sıralanır. Minede elektron mikroskobu ile yapılan incelemelerde 1-2 mikron uzunluğunda ve milimikron genişliğinde kristaller bulunduğu gözlenmiştir. Işın difraksiyonları ile bunların hidroksil apatit kristali olduğu saptanmıştır. Hidroksil apatit formülü 3Ca 3 (Po 4 ) 2 Ca(OH) 2 şeklindedir. Tabiatta bulunan karbon apatitin formülünde ise formüldeki iki OH kökü bir CO 3 köküyle yer değiştirmiştir. Buna benzer bir değişme uygun şartlarda minede de meydana gelir. OH- kökleri flor ile yer değiştirerek flor apatiti meydana getirir (3Ca 3 (PO 4 ) 2 CaF 2 ). Minede minör inorganik bileşenlerin içinde flor 65 ppm dir (6, 56). 3

8 Dentinde ise yine minör inorganik bileşenlerin en önemli elemanı flordur. Dentinin içinde en fazla flor yoğunluğu dentinin pulpaya yakın kısımlarındadır. Kron ve kök dentininde ise nispeten azdır. Kökte flor yoğunluğu semente doğru artmaya başlar. Sementin kendisinde flor miktarı dentinin pulpal yüzündekine eştir. Flor, doku sıvıları tarafından kalsifiye dokularda depolanır. Dekalsifikasyon ile tekrar dolaşıma geçer. Dekalsifikasyon ve rekalsifikasyon denge halinde tutulur. Bunda florun değeri rol oynar. Büyüme döneminde kemik ve dişlerin kalsifikasyona uğrama döneminde olan çocuklarda alınandan daha az flor atılır (33, 56). Yüksek florlu su içen bir kimse daha az flor kapsayan su bulunan bir bölgeye gittiğinde plazma flor düzeyi azalır. Ve kemik yüzeyindeki flor, hidroksil iyonları ile yer değiştirdiği için aşırı miktarda flor atılır. Florun başlıca atılım yolu böbreklerdir. Ayrıca ter bezleri, süt ve gastrointestinal yolla da atılır (4). 2.3 Floridlerin Etki Mekanizması Flor, metabolizmada glikoz ile iligili metabolizma olayında gliserik asidi pirüvik aside çeviren sistem içindeki enolaz gibi bazı enzim sistemlerinin güçlü bir inhibitörüdür. Ayrıca sitrik asit çevriminde de inhibitör olarak görev yapar. Florlanmış pirimidinlerin inhibe edici özellikleri saptanmıştır (5). Diş hekimliğinde flor, aşağıdaki özelliklerinden dolayı önem taşımaktadır: 1-Yaşayan hücrelerin enerji metabolizmasında görevli enzimleri inhibe eder. 2- Bakteri plağı üzerine etkisi: -Asidojen mikroorganizmalara karşı etkilidir. -Glikoz yıkımını yavaşlatıp, ortaya çıkan asit miktarını azaltır. -Tükürükteki glikoproteinlerin plak üzerine çökmesini engeller. -Plağın içindeki mikroorganizmaları (özellikle streptokoklar) inhibe eder. 3-Başlangıç halindeki çürükte remineralizasyon etkisi vardır. 4-Dentin ve mine dokusuna girerek çözünürlüğü azaltır. Florun düşük düzeyleri bile enzimatik sistemlerinde stimüle, inhibe ve aktive edici olarak görev alır. Flor, doku solunumu ve anaerobik glikolizisi azaltır. 4

9 İnvitro olarak Ca +2 iyonlarını bağladığı için antikoagulan etki gösterir. Glikozun eritrositler tarafından kullanımını inhibe eder. Flor, kemikteki paget hastalığının tedavisinde kullanılmıştır. Ancak daha yararlı ilaçlar bugün florun yerini almıştır. Flor, osteosklerozis ve osteogenezis imperfecta tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca diş kolelerindeki dentin duyarlılığında eşit miktardaki sodyum florür, koalen ve gliserin karışımı bir pat olarak da uygulanır (4, 7, 21, 58). 2.4 Floridlerin DiĢlerde ve Kemiklerde Yaptığı DeğiĢiklikler Flor normalde dişlerin ve kemiklerin içinde bulunan maddelerden biridir. Fazla miktarda flor sindirildiğinde atılamayan bir kısım kemikte depolanır. Buradan da kana ve yumuşak dokulara yayılır. Kemikteki flor depolanması reversibldir. Günlük alınım azaldığı zaman depolanan flor serbestleşir (7, 33). Florlanmış ya da florlanmamış suları içen bölgelerin tümündeki insanlarda az yada çok flor birikmesi olmaktadır. Florlanmış sular sayesinde oluşan birikmeler zararsızdır. Kemik analizlerinden elde edilen sonuçlara göre bu birikme olayı 55 yaşına kadar devam eder, ondan sonra ise sabit kalır. Fakat sulardan alınan miktar çok fazla olursa ya da bazı endüstri kollarında çalışanlarda olduğu gibi vücuda fazla flor girerse bu birikme zararlı olur ve en erken bulgularını kemikte gösterir. Texas Barlet te suların 8 ppm flor içerdiği bölgede 114 kişi üzerinde yapılan radyolojik çalışmalar sonucunda kemik densitesinin %10-15 arttığı saptanmış ve bölge insanlarında iskeletsel fonksiyonlarında değişme ya da deformite olmayanına rastlanmamıştır. Araştırma yapılanların %60 ından fazlası 50 yaşın üzerindeki kişilerdir. Yaşlılarda görülen kalça kemiği kırıklarında, yüksek florlu bölgelerde osteopöratik değişiklikler görülmemiştir (7, 33, 56). Sonuç olarak florlama işleminin osteoporözü ve paget hastalığını önlemesi açısından önemi vardır. Yüksek dozda flor vücuda alındığında eklem hareketlerinde ağrı ve sertlik görülür. Ancak Barlett (8ppm F) ve Kamerun da (0.4ppm F) farklı flor konsantrasyonlarıyla yapılan araştırmalarda rastlanılan artrit bulguları aynıdır (7, 44). Steinberk yaptığı çalışmalarda kemik, ligament ve kasların flor içeriğini artrit şikayetleri olan yada olmayan kişilerde gözlemiş ve aralarında hiçbir ilişki olmadığını saptamıştır (54). 5

10 Florun diş erüpsiyonları üzerinde bir etkisi olabileceği yaklaşımı ile araştırma yapılmış sonuçta 2 ppm altındaki flor miktarının erüpsiyonu geciktirmeyeceği ortaya konmuştur. Yüksek florlu bölgelerde premolarların erüpsiyonu gecikmektedir. Ancak bu da süt molarlarının geç düşmesine bağlıdır (33). 2.5 Floridlerin DiĢ Çürüklerini Koruma Mekanizması Florun bakteri plağı üzerine etkisi; Flor, bakteri plağındaki mikroorganizmaların asit üretimini engeller ve demineralizasyon olayları üzerinde çürüğü önleyici etkileri vardır (58). 1-Ortamda flor bulunduğunda, asidojenik bakterilerin glikoz yıkımı yavaşlar ve ortaya çıkan asit miktarı daha az olur. 2-S.mutans ın ürettiği asit fosfatazı inhibe ederek diş yüzeyine yapışmasını engeller. Aynı zamanda S.mutans tarafından yapılan ekstrasellüler polisakkaritlerin (dekstran, levan) oluşumunu engeller. Böylece bakteriler birbirlerine ve diş yüzeyine yapışarak koloni oluşturamaz. 3-Yapılan çalışmalarda florun mine apatitinde bulunması halinde tükürük glikoproteinlerinin dişlere çok zor çökeldikleri ve böylece plak oluşumunun da zor olduğu bildirilmektedir. 4-Florun mikroorganizmaların, özellikle streptokokus mutans ve laktobasillerin plakta sayılarını azaltıcı bir etkisi olduğu da bilinmektedir (58). Florun çürük başlangıcı lezyonu üzerine etkisi: Flor, sağlıklı diş minesinin apatit kristallerini çürüğe karşı dirençli hale getirdiği gibi çürük başlangıcı döneminde de lezyonun iyileşmesini, remineralize olmasını hızlandırır ve optimal düzeye eriştirir. Çürük başlangıcı lezyonunda yüzeyde ve yüzey altında parçalanmış kristallerin parçacıkları ve yüzey altında bu kristal yıkımları sonucu oluşmuş, kristaller arası mikro boşluklar vardır. Bu düzensiz yüzeyi kaplayan ve interkristalin mikro boşlukları dolduran tükürük orjinli mukopolisakkarit-glikoprotein yapısındaki diş zarı içinde yaygın ya da yer yer kalsiyum tuzu çökeltileri ve çeşitli morfolojide tek tek ya da kümelenmiş olarak kalsiyum tuzu kristalleri görülmektedir. Bu tuzların iyon kaynağı, çevresel ortamda bulunan tükürük orjinli ya da çürük lezyonundaki parçalanmış 6

11 kristallerden çözünmüş iyonlardır. Ortama yeni çökelmiş bu kalsiyum fosfat kompleksleri apatit yapısına ulaşma ve böylece madde kaybını mineye en yakın kristal tipi ile telafi etme eğilimindedirler. İşte, ortama flor yollanarak tıpkı mine mineralizasyonunda olduğu gibi oktakalsiyum fosfatın apatite dönüşümü geliştirilip hızlandırılabilir. Bu dönüşüm sırasında, flor yalnızca katalizör rol oynamaz. Aynı zamanda oluşmakta olan apatit yapısına girerek H + iyonlarına dirençli flor-hidroksiapatitlerin meydana gelmesine yardımcı olur (3, 4, 13, 41). Flor un çürük dentin ve dentin dokusu üzerine etkisi: Flor, açığa çıkmış dentin dokusu üzerine uygulandığında dentin çürüğün ilerlemesini yavaşlatıcı etkiler gösterir. Flor dentin çürüğünün ilerlemesini aşağıda belirtilen olaylar ile yavaşlatır. 1-Çürük dentin dokusunun yüzeysel tabakalarında flor iyonunun etkisi ile, asitlere dirençli apatit yapılı kristaller çökelir. Burada dentin remineralizasyonundan söz edilebilir. Bu remineralizasyonu sağlayan apatitlerin yapısına flor iyonu girdiğinde kristallerin asitler karşısında çözünürlük derecesi daha da azalır (58). 2-Flor iyonunun etkisi ile dentin kanallarının kalsiyum fosfatlarla tıkanması hızlı olur. Yine aynı iyonun etkisi ile tübülleri tıkayan oktakalsiyum fosfatlarda da hidroksiapatite dönüşme olur. Flor iyonunun kristal yapısına katılması ile, bu kristallerin asitler karşısında çözünürlüğü daha da azalır. Böylece diş pulpasının mikrobiyal ajanların, mikroorganizmaların ve bunların endotoksinlerinin v.b. pulpaya iletilmesi söz konusu olamaz (58). 3-Açık dentine uygulandığında odontoblastlar üzerinde sekonder dentin yapımını hızlandırıcı etki yapan flor, çürük ve sağlıklı dentine uygulandığında, dentin çürüğünün ilerlemesini durdurduğu gibi dentin çürüğü komplikasyonu olan pulpa iltihabını da önlemektedir (58). 2.6 Restoratif Materyallerdeki Floridler Restoratif materyallerin yetersiz adaptasyonu sonucu ağız sıvıları ve bakterilerin penetrasyonu ile dişte renk değişikliği, postoperatif hassasiyet, pulpa iltihabı ve sekonder çürük görülmektedir. Restorasyon kenarı ve kavite duvarı 7

12 boyunca mine ve dentinde oluşan sekonder çürüğün ilerlemesiyle pulpada iltihabi reaksiyonlara ve geri dönüşümsüz harabiyetlere sıkça rastlanılmaktadır. Dolgu materyallerine ilave edilen çürük önleyici ajanların bu demineralizasyonu engelleyebileceği ve azaltabileceği gösterilmiştir (3, 17). Silikat simanlar florid içerikli olup ilk antikaryojenik özelliği gösterilen restoratif materyallerdir. Daha sonra geliştirilen cam iyonomer simanlar ise, kalsiyum aluminosilikat cam tozları ile florun ve poliakrilik asitin sulu fazda kombinasyonu ile oluşur (3). Cam iyonomer simanların fiziksel özelliklerini ve uygulama tekniğini geliştirmek için kompozit rezinlerin ve cam iyonomer simanların kombinasyonuyla rezin modifiye cam iyonomer simanlar veya poliasit modifiye rezin kompozitler olarak adlandırılan hibrid materyaller üretilmiştir. Fakat fiziksel özellikleri artırılan bu materyallerin flor salınımı geleneksel cam iyonomer simanlarla karşılaştırıldığında daha azdır (3, 30, 63). Son yıllarda düşük dozda ve uzun süreli flor salınımı yapabilen ve üstün mekanik özelliklere sahip floridli kompozit rezin sistemlerin geliştirilmesi bu materyalin ön ve arka grup süt dişlerinin restorasyonlarında kullanımını cazip hale getirmiştir (43). Florür içerikli kompozitler restorasyon yüzey ph değerinin değişimlerine bağlı olarak florür, hidroksil ve kalsiyum iyonları salarlar. Plak birikiminin ph değerini düşürmesi iyon salınımını artırır. Florürlü kompozitlerden salınan florür miktarı cam iyonomer simanlara göre daha azdır, ancak florür salınım süresinin daha uzun olduğu saptanmıştır (3, 64). Florürlü restoratif materyallerin antikaryojenik özellikleri materyalin florür içeriği ile ilgili olmayıp salınan florürün miktarı ve salınım süresi ile ilgilidir. Düşük dozda ve sürekli florür salımının sekonder çürüğü önlemede çok daha etkili olduğu bildirilmiştir. Restoratif materyallerin içindeki florür, çürüğü önemli ölçüde azaltmaktadır, ancak tamamıyla ortadan kaldıramamaktadır (58). 8

13 2.7 Sistemik Flor Uygulamaları Flor, büyük oranda gastrointestinal sistemden emilip, dolaşımla taşınarak, kalsifiye dokularda florapatit tuzu şeklinde depolanır. Sistemik flor uygulamaları; tablet, pastil, damla, tuz veya süte flor katılması, multi-vitamin flor kombinasyonları, okul ya da içme sularının florlanması şeklinde yapılır (62). Birçok çalışmada sistemik flor uygulamasının bir yararı gösterilememiş, hatta çok sayıda vakada istenmeyen etkilere neden olan ve geniş kitleler üzerinde florun uzun dönemde insan vücudundaki birikici etkilerini öğrenmemize olanak sağlayan su florlama çalışmaları tartışılmıştır. Koruyucu amaçlı sistemik flor kullanımına ABD de FDA (Food and Drug Administration) kurumunun onay vermediği belirtilmektedir. Bunun nedeni, flor eksikliğine bağlı bir sağlık sorununun olmamasıdır. Günlük alınması gereken belirli bir miktar da yoktur. Sudaki flor yoğunluğunu belirlemek ve bunu sürekli standart bir düzeyde tutmak çok zor bir işlemdir. Kişilerin besinlerle ne kadar flor aldıkları ve ne kadar su içtikleri değişken olduğundan fazlalığa yol açması olasıdır. Günde mg alınması yeterli bir miktardır. Flor katılmayan su ile günde mg alınırken, flor katılmış su ile 2-3 mg alınmaktadır (7, 11, 52). Sistemik etki eden ağızdan flor kullanımı, altıncı aydan ya da ilk süt dişinin çıkmasından başlayarak diş fırçalamaya başlayıncaya ya da kalıcı diş kalsifikasyonunun tamamlandığı 16 yaşına kadar önerilmektedir. Ağızdan flor verilirken, içme suyundaki flor düzeyi ve çocuğun yaşı temel alınmaktadır. Sudaki flor iyonu düzeyi 0,7 ppm in üzerindeyse flor uygulanmamalıdır. İçme suyunda flor 0.3 mg/l den fazla ise üç yaşın sonuna kadar ek flor verilmez. Altı yaştan itibaren çocuklar, ağızda çalkalamayı öğrendikten sonra flor ilaçları yerine ağız çalkalama suyu kullanabilirler (25, 37) Ġçme Suyunun Florlanması İçme sularının florlanması, ekonomik ve etkin bir çürük profilaksi yöntemidir. Çürüğe karşı korunmada en etkin ve en yaygın uygulama olanağı sağlayan yöntem budur (2, 14). Optimal dozda, yani 1 ppm konsantrasyonda florlanmış içme suları en yüksek etkiyi, dişlerin mineralizasyonunda gösterebilmektedir. Bu nedenle doğumdan en 9

14 az 12 yaşına kadar florlu su içilmesi ile tüm dişler flordan en yüksek düzeyde yararlanmış olacaklardır (2). Sürme sonrası dönemde florlu içme suları, diş yüzeyine yine yararlı olmaktadır. Ancak sürmeyi izleyen kısa bir süre sonra bu etkinlik azalır. Örneğin florca zengin mine yüzeyi patolojik aşınma sonucunda ortadan kalktığında, mine flor düzeyi sürme sonrası birikimle birey yüksek flor düzeyli su içilen bir bölgede yaşıyorsa bile eski düzeyine erişemez. Ancak içme sularının florlu olması mine düzeyinden zamana bağlı olarak iyon değişimi yolu ile kaybolan florun tamamlanabilmesi için yararlıdır (33). Optimal florlu ve florsuz su içilen bölgelerde yapılan çok sayıdaki araştırma sonucunda florlu su içilen bölgelerde çürük yüzdesinin çok düşük olması ve sağlık açısından istenmeyen bazı durumları yarattığı iddialarının çürütülmesinden sonra düşük konsantrasyonda flor içeren suların optimal dozda florlanmasına başlanmıştır (47, 33). Suların florlanmasından önce, bölgenin iklimi, ısısı, diğer besin maddeleri, ne kadar flor alındığı ve bölge halkının genel çürük düzeyinin gözden geçirilmesi gereklidir. Çünkü optimal değerler bölge halkının beslenme alışkanlıklarına, sıcak nedeni ile fazla su içilmesine bağlı olarak değişebilir. Ayrıca besinle alınan günlük flor oranının bölge suyunun florlanmasından sonra artacağı unutulmamalıdır (29). İçme suları genellikle 1 ppm düzeyinde florlanmaktadır ve yapılan çalışmalar göstermiştir ki florlu su içilmesi bazı araştırıcıların öne sürdükleri gibi tiroid, böbrek, endokrin sistem, kardiyovasküler sinir, optik ve işitme bozukluklarına neden olmamaktadır (24, 33). İçme sularının florlanmasının üstünlüklerinin yanında bazı güçlükleri de vardır. Bunlar, ülkelerin teknik ve parasal güçlükleri, flor düzeyinin sürekli kontrol gereği, ortak su dağıtımı bulunmayan bölgelerde herkesin yararlanamaması olarak sıralanabilir (2). 10

15 2.7.2 Yemek Tuzlarının Florlanması Suyu floridlemenin teknik ve finansal açıdan mümkün olmadığı ülkeler için sistemik etkili en uygun seçenek tuzun floridlenmesi olmaktadır. Wespi, tuza iyod katılmasına benzer biçimde, florid katılmasını diş çürüklerini önlemede etkili bir yöntem olarak önermiştir. Yine kırsal kesim ve dağlık bölgeler için en uygun yöntem olarak sofra tuzuna florid katılması önerilmektedir. DSÖ lokanta, pastane gibi yerlerde ve evlerde floridli tuz kullanılıyorsa 200 mg F/kg, eğer sadece sofra tuzuna katılıyorsa florid oranının 400 mg/kg a kadar çıkabileceğini belirtmektedir. Bebeklerin de başka bir florid kaynağına ihtiyaçları olduğuna işaret edilmekte ve floridle zenginleştirilmiş süt verilmesi önerilmektedir (42, 49, 68, 72, 73). Vücuda giren tuz miktarı her gün değişmektedir de yapılan bir çalışmada 3-6 g dan 16 g a kadar günlük alım miktarının değiştiği belirtilmektedir. 12 yaşındaki çocukların tuz alımının da yetişkinlerle aynı olduğu ve tuzla birlikte mg floridin vücuda girdiği belirtilmektedir. Newbrun, kg başına 200 mg NaF içeren tuz tüketen bir yetişkin için günlük tüketimi 4 g kabul etmiş ve böylece kişinin yalnızca günde 0.4 mg florid aldığını ve bu miktarın ise optimal florid düzeyinin 1/3 kadarını oluşturduğunu belirtmektedir. Ancak bu düşük doza rağmen 4.5 yıl floridli tuz kullanımını takiben 8-9 yaşlarındaki çocukların DMFT (toplumun çürük ve sonuçlarından etkilenme miktarı) değerlerinde %22 düşüş kaydedilmiştir. Wespi, prenatal ve postnatal dönemde floridli tuz almış çocuklarda yaptığı çalışmada, çekilmiş süt dişlerinde 400 mg/kg florid, kontrol dişlerinde ise mg/kg florid tespit edilmiştir. Aepple, floridlenmiş tuz kullanan yetişkinlerin günde 0.1 ile 0.61 mg florid aldığı belirtilmiştir. Hoffman ve ark, bu miktarı mg/gün olarak vermişlerdir. Toth, toplumun florid alımını değerlendirirken en iyi rehberin üriner yolla atılan florid miktarı olduğunu belirtmektedir. Bulgaristan da yapılan çalışmalarda floridli tuz (250 mg F/kg) kullanımıyla atılan florid miktarının, optimal florid ihtiva eden su alındığında atılan florid miktarından düşük olduğu tespit edilmiştir (1, 28, 44, 60, 68, 74). 11

16 2.7.3 Sütün Florlanması Bu yöntemle çocuklar kendileri için en gerekli yaşlarda floru süt ile birlikte alabilmektedirler. Çocukların günde ortalama ½ litre süt içtiği kabul edilir. ½ litre süte 2,2 mg NaF katılırsa çocuk günde 1 mg flor almış olur. Süte ya şişelenmeden önce flor katılır ya da eczaneden NaF solüsyonu alınarak çocuk süt içeceği zaman içine konulur. Okullarda veya topluluklarda bu uygulamayı yapmak için özel hazırlanmış sütü florlama apareyleri vardır (62). Florun süte katılmasının bazı uygulama güçlükleri vardır: -Çocukların günde içtikleri süt miktarı oldukça değişiktir. Halbuki su ve tablet belirli miktarlarda alınır. -Florlu süt vermek veya süte flor katmak için veli yardımı gerekir. Bu çalışmalar geliştirilememiştir. Hatta bu işin öncüsü olan Winterthur da florlu tabletlere dönüş olmuştur (56) Flor Tabletleri İçme sularının florlanmadığı bölgelerde veya ortak içme suyu sistemi olmayan yerleşim bölgelerinde flor tabletleri ön plana çıkmaktadır. Bu yöntemin geçerliliğini araştırmak için özellikle Avrupa da flor tabletlerinin etki mekanizması ile ilgili bazı araştırmalar yapılmıştır. Bir grup araştırıcıya göre prenatal flor tabletlerinin kullanılması ön plana çıkarken, bazı gruplarda postnatal flor tabletlerini tercih etmektedir (62). Prenatal tablet kullanımı: Sistemik florun mekanizmasında; hidroksil apatitin diş formasyonu sırasında flor apatite dönüşmesi şeklinde bir olay vardır. Süt dişleri ile 1.daimi molarlar total yada parsiyel kalsifikasyonlarını intrauterin dönemde tamamladıklarından, maksimal koruma için flor kullanımının prenatal dönemde yapılması gerektiği ile ilgili görüşler ortaya atılmıştır. Bununla beraber kullanılan florun plasentayı nasıl geçeceği konusunda bazı çelişkiler ortaya çıkmıştır. Yapılan laboratuvar çalışmalarına göre flor plasental dokulara geçememekte ve fötüsün iskelet dokusunda yer alamamaktadır. Bu nedenle flor tabletlerinin prenatal kullanımı görüşü geçerliliğini yitirmiştir (35). 12

17 Postnatal tablet kullanımı: Oldukça güvenilir bir yöntemdir. Ancak küçük çocuklarda tabletlerin nasıl verileceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Bunun içinde tabletlerin ezilerek mamaların içine konması önerilmektedir. İçme suyunda flor eksikliği olan yerleşim bölgesinde flor tabletleri, çocuklarda 1 yaşından 12 yaşına kadar verilirse çürükten korunmada yararlı olmaktadır. Flor tabletleri ile günlük optimal dozun uygulanması ve tablet alınımının gözetilebilmesinde esas görev aileye düşmektedir. Tabletler genellikle 0.25 veya 1mg lık olarak yapılmaktadır. Yaşa göre gerekli olan dozların miktarları tablo 1 de verilmiştir (56). Tablo.1 Geleneksel flor tableti kullanım skalası Yaş İçme suyu flor konsantrasyonu <0.3 ppm /0.7 ppm 0-6ay ay-3 yaş 0.25mg /gün - 3-6yaş 0.5 mg/gün yaş 1mg/gün 0.5 mg/gün Verilen tabletlerin ağızda eritilmesi ve birden yutulması halinde genel yolla etkisinin yanında topikal etkisinden de yararlanılmış olur. Çeşitli araştırıcılar flor tabletleri ile çürükten korunmada etkinin sistemik ya da topikal olduğu konusunda görüş birliğine varamamışlardır (55). Flor tabletleri ile yapılan çalışmalarda, tabletlerin yararlılığı çoğunlukla kontrol grubu ile yapılan karşılaştırmalar ile kanıtlanmıştır. Konu ile ilgili olarak birkaç örnek olması bakımından aşağıdaki çalışmaları gösterebiliriz. 13

18 Depaola ve ark, ilkokul öğrencilerine, okul süreleri boyunca 0.5 mg flor içeren tabletler vermişler ve ikinci yılın sonunda kontrol grubu ile yapılan karşılaştırmada, deney grubundan %20-23 oranında daha az çürük bulmuşlardır. Bu çalışmada çürük oranının fazla düşük olmamasının nedeni olarak tablet alımına geç başlanmış olması düşünülebilir. Çünkü bu yaşlarda alınan tabletlerin sistemik etkisi fazla olmamaktadır (55, 56). Manthaler ve ark, yılda iki yüz tane olmak üzere çocukların yaşına bağlı olarak 0.5 veya 1mg lık flor içeren tabletleri 8 yıl süreyle okul günlerinde vermiştir. Çalışmanın sonucunda deney grubunun DNFT ve DMSF değerlerini kontrol grubuna oranla %36 ve %47 daha az bulunmuştur (37). Andresen ve ark, bir grup çocuğa yaşamlarının ilk beş yılı boyunca 0.66 mg flor içeren tabletler verilmesi sonucu, kontrol grubu ile yapılan karşılaştırmalar sonucu deney grubunda %30-50 arası daha az çürük bulmuşlardır (5, 56). Yayınlanmış testlerin sonuçlarına göre geçici veya kalıcı diş çıkarma esnasında diş çürümelerinin önlenmesinde kullanılan flor tabletleri şüphesiz etkilidir. Daha erken yaşlarda flor almaya başlayan çocuklarda etkinlik daha büyüktür. 2 yaşından önce verilmeye başlanırsa hem kalıcı diş hem de süt dişi çürüklerinde %40-80 arasında bir azalma olur. Okul çağında bu oran daha düşük ve değişkendir (56). Eldeki test sonuçlarına göre annelerin diş sağlığı yönünden çocuklarına doğumdan hemen sonra flor vermeleri daha sonra vermeye başlamalarından daha iyi sonuç vermiştir. Anne babaların çocuklarına flor vermeleri için yapılan kampanyalar İngiltere de başarılı olmamıştır. Bu nedenle doğumdan önce veya sonra tabletlerin günlük verilmesini sağlamak için anne babayı çok iyi motive etmek gerektiğini kabul etmek zorundayız. Gloucestershire de 3500 okul öncesi çocuğun anne babalarına flor tabletleri verilmiş ve bunların çocuklarına verilmesi rica edilmiş, programa sadece 759 (%2) kişi girmiş, dokuz ay sonra tabletler parasız verilmesine rağmen sadece 70 (%2) i tabletleri vermeye devam ettiğini belirtmişlerdir. Silver, flor tabletlerinin tavsiye edilmesi ve piyasada kolay bulunmasına rağmen Hertfortshire da üç yaşlarındaki çocukların yalnızca %6-10 u tarafından tüketildiğini belirtmektedir. Okul çağında uygulanan tablet veya programların daha iyi sonuç verdiği ortaya çıkmıştır (55). 14

19 Tabletler üzerine yapılan araştırmaların farklı sonuçlar vermesindeki etkenler daha sonraki araştırmalarda gösterilmiştir. Etkenlerden ilki tek dozaj halinde alınan florun %95 inin bir anda üriner sistemle atılmasıdır. İkinci önemli etken kişinin yaşıdır. Çocukların üriner sistemleri genç erişkinlere nazaran daha hızlı çalışmaktadır. Bu etkenlere bağlı olarak florun vücutta kalma süresi çok az olduğundan gelişmekte olan diş rezistansı gelişememektedir. Ancak şu da saptanmıştır ki, günlük birden fazla verilen dozlarda dolaşımdaki flor seviyesi yükselmekte ve daha az flor vücuttan atılmaktadır (56). Sonuç olarak birden fazla dozaj uygulanırken 1mg lık tabletleri kırmamalı, onun yerine 0.25 mg lık tabletler tercih edilmelidir. Çünkü tabletlerin kırılması doz miktarında sapmalara yol açar. Tablete çabuk eriyen flor tuzu konmalı ve tablet ağızda mümkün olduğu kadar fazla tutulmalıdır. Flor tabletleri 5-6 veya 7 yaşında dahi verilmeye başlansa lokal etkisi dolayısı ile 6 yaş dişinin aproksimal yada serbest yüzeylerindeki çürük miktarı %44-52 oranında azalmaktadır. Bu yöntemin en önemli sakıncası ise tablet alınımının düzensiz olması ihtimalidir. Tabletlerle uygulama toplumsal değil bireysel sistemik flor uygulamasıdır. Tabletler ile uygulama uzmanlık isteyen bir konudur. Bir uzman hekim gözetimi altında bu tabletler alınmalıdır. Tabletler çocukların uzanamayacakları yerlerde bulundurulmalı ve florun toksik etkisi unutulmamalıdır (35, 56, 62) Vitamin Flor Tabletleri Florun vitamin tabletleri ile beraber kullanılabileceği fikri ortaya atılmıştır. Vitamin ile flor karışımı kullanarak bunun flor üzerine etkisini araştıran ilk çalışma Sitrau ve Baudet tarafından yapılmıştır. Sonuçta florun etkisinin vitaminle beraber arttığı ve çürüğü azalttığı saptanmıştır (33, 62). Diğer bir araştırmada NaF tabletlerine A, D, E vitaminleri eklenmiş ve 3 yıl sonunda çürük insidansındaki azalma %38.9 olarak bulunmuştur (33). Suttie ve Philips de yüksek dozda kullanılan A, C ve D vitaminlerinin florozis semptomlarını değiştirdiğini göstermişlerdir (4, 33, 62). 15

20 2.8 Topikal Flor Kullanımı Tekrarlayan diş çürüklerine karşı koruma, devamlı olarak düşük konsantrasyonda flor kullanımıyla gerçekleşir. Topikal florlar başlangıç çürük lezyonlarında kontrolü sağlar. Çürüğü kontrol edebilecek optimal flor konsantrasyonu 0.1 ppm dir. Fakat bu şu faktörlere göre değişebilir: -Çürük riski yüksek, orta, düşük -Diyetin karyojenitesi / oral hijyen -Hastanın yaşı ve uyumu -Sistemik veya topikal flor kullanımı -Şehir suyunun florlama derecesi -Hastanın tıbbi koşulları Floridler diş mine düzeyine çeşitli yöntemlerle uygulanır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: 1) Florlu diş macunları 2) Flor vernikleri 3) Flor jel ve solüsyonları 4) Florlu gargaralar Bu yöntemlerle dişin mine dış yüzeyine flor temas ettirilir (sürülür). Flor mine ile temas edince absorbsiyon sonucu apatitteki hidroksil iyonlarıyla yer değiştirir. Mine yapısına giren flor iyonları minede apatit kristal örgü yapar, böylece stabil flor birikimi sağlanır. Bu örgünün oluşumu ile minenin asitler önündeki demineralizasyonuna karşı dayanıklılığı artmış olur (38, 56). Ca 10 (PO 4 ) 6 (OH) 2 Düşük flor konsantrasyonunda Ca 10 (PO 4 ) 6 F 2 +2(OH) - Yüksek konsantrasyonunda flor uygulandığında mine yüzeyinde önce kalsiyum florid meydana gelir. 16

21 Ca 10 (PO 4 ) 6 (OH) 2 Yüksek flor konsantrasyonunda CaF 2 +6(PO 4 ) -3 +2(OH) - Yüksek konsantrasyonda yüzeyel flor uygulamasını takiben yüzeydeki flor düzeyi çok çabuk azalır. Önce reaksiyona girmeyen flor iyonları açığa çıkar sonra CaF 2 meydana gelir. CaF 2 tükürükte çözülür ve yüzeyde toplanan kalsiyum florid erir ya da yıkanır. Eğer kalsiyum bir süre burada kalabilirse bu kalsiyum florid ayrışıp flor iyonları meydana getirebilir. Bu flor iyonları apatit kristalle yer değiştirir. Florapatit oluşumunun ötesinde topikal uygulanan flor iyonları ya da kalsiyum floridden açığa çıkan flor, plakta enzim inhibitörü olarak ve ilk çürük lezyonlarında remineralizasyon meydana getirerek hizmet eder. Düşük konsantrasyonlarda flor iyonları minenin yüzeyinde bakteri ve protein tabakasını kaldırabilir (7, 38, 71) Florlu DiĢ Macunları Floridli diş macunları ile diş fırçalama çok eskiye dayanan bir çürük kontrol yöntemidir. Ağız bakım endüstrisinde ürünlerin kullanımının artışı ve 1980 lerden beri neredeyse tüm ticari diş macunlarının florid içermesi floridli diş macunlarının şiddetli yükselişinin en önemli faktörüdür. Pek çok florid bileşiği tek başına veya kombine halde kullanılır. Bunlar sodyum florid, sodyum monoflorofosfat, amin florid ve kalay floriddir (5, 16, 18, 69). Floridli diş macunlarının etkinliği florid konsantrasyonu, kullanım sıklığı, kullanılan macun miktarı ve fırçalama sonrası ağız çalkalama alışkanlığına bağlıdır. Tulga ve ark, çift florürlü diş macunlarının diğer macunlara oranla daha fazla florür saldığını ve dişlerin fırçalama sonrasında tükürükten de küçümsenemeyecek miktarda florür aldığını bildirmişlerdir (16, 51, 61). Floridli diş macunları, bireysel ve toplumsal çürük önleyici programlarda çok önemli role sahiptir. Diş çürüklerinde gözlenen düşüşte en belirgin etkiye sahip olan faktör floridli diş macunlarıdır. Ancak küçük çocuklarda florozis yaratabileceği unutulmamalıdır. Altı yaşından önce floridli diş macunu kullanımı florozis için risk yaratır. Altı yaşına kadar, ebeveynler kullanılan diş macunu 17

22 miktarı konusunda dikkatli olmalıdırlar. Altı yaşından sonra ön dişler için artık florozis riski söz konusu değildir, bu nedenle yüksek florid içerikli diş macunlarının kullanımı güvenlidir ve yüksek çürük riski altındaki çocuklara önerilir (38, 69). 6 yaşın altında ve düşük çürük riski olan çocuklar, 600 ppm den az florid içeren diş macunları kullanmalıdır. Çürük riski yüksek olanlar ise standart florid içerikli diş macunu (1000 ppm) veya yüksek florid içerikli diş macunu (1450 ppm) kullanmalıdır. Yetişkinlerde ise bu miktar ppm dir (16, 65) Florlu Gargaralar Florlu gargaraların diş çürüklerini azaltabileceği düşüncesi bu konunun büyük önem kazanmasına neden olmuştur. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki florlu ağız gargaraları çürük oluşumunu %20-50 oranında azaltmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü nün çürüğün önlenmesi için florürlü gargaralarla ilgili iki önerisi vardır. Günlük olarak %0.05 sodyum florür gargarası (230 ppm F) ya da haftada bir veya on beş günde bir %0.2 sodyum florür gargarası (900 ppm F) kullanılmasıdır. Düşük yoğunlukta yüksek sıklıkta ya da yüksek yoğunlukta düşük sıklıkta uygulanmalıdır. Çürük riskinin arttığı ortodonti hastaları, baş boyun bölgesi için radyoterapi gören hastalar için de yararlıdır. 6 yaşından küçük çocuklar için florozis riski nedeniyle kullanılması uygun değildir (4, 7, 58). Kalay florür, sodyum florürden daha etkili bir antiplak ajandır. Bu durum kalay iyonunun antimikrobiyal özelliğine bağlanmaktadır. Kalay florür orta düzeyde dayanıklıdır ve % lık gliserin solüsyonları olarak bulunmaktadır. Amin florür ve kalay florür içeren bir ağız gargarası Avrupa da Meridol adıyla bulunmaktadır. Kombine edilen antiplak ve antimikrobiyal etkileri sinerjisttir. Meridol ağız gargarası, içeriğinde sodyum florür bulunan Listerin e göre plak azaltmada biraz daha etkilidir; %0.1 klorheksidin gargarasından da çürük önleyici olarak daha etkilidir. Meridol ağız gargarasının klorheksidin gibi dişlerde geçici renklenme ya da ağız mukozasına iritasyon etkileri yoktur. Meridol ağız gargarası 10 ml olarak 30 saniye, günde 2 kez diş fırçalama sonrası en az 3 hafta kullanılır. Kalay florürün en etkili olanı %0.4 lük olanıdır (7, 38, 71). 18

23 2.8.3 Flor Vernikleri Topikal florid uygulamalarında, florid içeren ajanın diş ile temas süresini artırmak amacıyla floridli verniklerin kullanılması gündeme gelmiştir. Floridli vernikler yüksek flor konsantrasyonuna sahip, diş yüzeylerine yapışan, genellikle 6 ay ara ile uygulanan ajanlardır. Yaklaşık otuz yıldır Batı Avrupa, İskandinavya ve Kanada da çürük önleyici ajan olarak yaygın kullanım alanı bulmuştur (7). Günümüzde dentin hassasiyet giderici ve kavite verniği olarak da kullanılan florid verniklerinin kolay uygulanabilmesi, çabuk sertleşmesi, jel ve köpüklerle karşılaştırıldığında uygulanan florid miktarının kontrollü olması ve tatlarının daha kabul edilebilir olması gibi avantajları mevcuttur. Verniklerin demineralize olmuş diş yüzeyi ile uzun süre temasta bulunması sayesinde diş yüzeyinde CaF oluşmaktadır. Bu sayede ağızda bir flor rezervuarı meydana gelerek tükürük ve plağın flor açısından zenginleşmesi sağlanır. Floridli verniklerin bu yolla diş yüzeyinde meydana gelen demineralizasyonu engellediği ve remineralizasyonu desteklediği bildirilmektedir. Yapılan çalışmalarla verniklerin süt ve daimi dişlerde çürük prevalansının azalmasına katkı sağlayabildiği gösterilmiştir (7, 62). Doğal verniklerin alkalik solüsyonu olan Duraphat (Colgate Oral Care) 50 mg NaF/ml (%2.5 - yaklaşık ppm flor) içermektedir. Bu vernik diş üzerinde 12 saat kadar kalmaktadır. Florun uygulanmasından 48 saat sonraya kadar etkisi sürmektedir. Flor Protector (İvoclar, Vivadent), poliüretan lak içerisinde düşük flor konsantrasyonlu (%0.8) silanlı flor verniğidir (56, 58). Özel bir flor rejimi belirlemeden önce çeşitli kaynaklardan flor alındığı ve fazlasının birikim yapacağı düşünülerek dikkat etmek gerekir (56) Flor Jel ve Solüsyonları Günümüzde % 2 lik sodyum florid, % 8 lik kalay florid ve % 1.23 lük asidüle fosfat florid (APF) içeren floridli jel sistemleri yeterli olarak incelenmiş ve klinik topikal uygulamada kabul edilmiştir. APF nin topikal uygulama için diğer bir formu tiksotropik jel olarak adlandırılır. Tiksotropik terimi jel gibi sertleşen fakat jel olmayan solüsyonlar için kullanılır. Basınç uygulanmasıyla tiksotropik jeller sıvı forma geçerek interproksimal alanlara geleneksel jellerden daha kolayca ulaşırlar. Klinik etkinliğiyle ilgili olarak az çalışma bulunsa da eldeki veriler bu 19

24 jellerin etkinliğinin yeterli olduğunu ve Amerika Dişhekimliği Derneği (ADA) tarafından uygun bulunduğunu göstermektedir (23, 58) Asidüle Fosfat Florür (%1.23 APF) Asidüle fosfat florür (APF) jeli %1.23 flor ( pmm) içeren ve çürük gelişimini engellemek için kullanılan bir ajandır. Kabul edilebilir bir tada sahiptir, ağız içinde boyama yapmaz ve saklanabilir (23). APF jeller hidroflorik ve fosforik asit içerir. Bu jellerin kompozit restorasyonların cam doldurucu partikülleri üzerine aşındırıcı etkileri olduğuna dair endişeler olduğundan % 2 lik nötral sodyum florid jeller üretilmiştir. Nötral ajanlarla karşılaştırıldığında asidüle florid jellerin mine tarafından alınan fluorid miktarını arttırdığı ve mine demineralizasyonunu azaltmada daha etkili olduğu belirlenmiştir (23, 31) Nötral Sodyum Florür (%2.2 NaF ) NaF aktif çürüklü bireylerde, açığa çıkmış kök yüzeyleri olan erişkinlerde, ışın tedavisi görmüş hastalarda ve çürüğe eğilimli kişilerde tercih edilmektedir. Nötral ph a sahiptir. Kabul edilebilir tattadır, dolgu ve protezlerde renklenmeye sebep olmaz (23, 29) Kalay Florür (%10 SnF) %10 luk kalay florür riskli yüzeyleri hedefler. Derin fissürler ve pitsler veya ulaşılabilir aproksimal yüzeylerdeki beyaz nokta lezyonlarının tedavisinde tercih edilmektedir (23). Kalayın ve florun mine içine penetrasyonu ve çözünmeyen kalay florofosfat kompleks formunun mineyi kaplaması etki mekanizmasını oluşturmaktadır. Kalay iyonları dişte, restorasyonlarda ve hipokalsifiye alanlarda renk değişikliğine neden olmaktadır (53, 67). 20

25 %0.4 lük kalay florür jelin kök çürüklerine etkisi kanıtlanmıştır. Yapay tükürük solüsyonunda bulunarak çürük oluşumunu azaltıcı etki göstermektedir. Radyoterapi gören kanser hastalarında kullanılmaktadır (50,67). 2.9 Florozis Mine oluşumu döneminde, belli bir süre optimal dozun üstünde flor alımı ince beyaz çizgilerle başlayarak, tebeşirimsi, opak mineye kadar değişen klinik tablolar yaratmaktadır. Mine yüzeyinde hasara bağlı çukurcuklar oluşmaktadır. Florozisin, bir mine displazisi olduğu belirtilmiştir. Bu hastalığın genelde içme sularında ppm (mg/l) den fazla flor bulunan bölgelerde görüldüğü açıklanmıştır. Renklenmenin, opak noktalardan, vakanın ağırlığına göre sarıdan kahverengi şeritlere kadar değişebildiği vurgulanmıştır. Dental florozis, dişin gelişimi sırasında florun sindirim yoluyla aşırı alımı ile oluşan, geri dönüşümsüz bir durumdur. Bu durum, bir çocuğun yüksek düzeyde florla karşılaştığının ilk görünebilir işaretidir. Teotia ve ark, aşırı flor alımının ve diyette kalsiyum eksikliğinin, diş matriksinden kalsiyum kaybına neden olduğunu ve kavite oluşumunu hızlandırdığını saptamıştır (7, 8, 11). Florozis vakalarının şiddetinin, emilen flor miktarı ile doğrudan ilişkili olduğu belirtilmiştir. Bin dokuz yüz kırk iki yılında, ABD de 97 yerleşim yerinde Dean, yaptığı geniş kapsamlı incelemeler sonucunda, florozisli dişlere rastladığını açıklayarak lekeli mineyi başlatan en az florür iyonu miktarını 1 mg/l olarak bulduğunu açıklamıştır. Dişin erupsiyonundan birkaç yıl sonra dış kaynaklı kahverengi boyanmalar oluşabildiği ve florozis vakalarında renklenmelerin simetrik olduğu bildirilmiştir. Yüksek flor konsantrasyonlarının, ameloblastlarda metabolik bozukluklara yol açarak matriks oluşumunu bozduğu ve kalsifikasyonu azalttığı ileri sürülmüştür. Florozisin en çok kalıcı dişleri, özelikle premolarları ve üst kesicileri etkilediği, bu dişleri sırasıyla ikinci molarlar, kaninler ve birinci molarların izlediği, en az etkilenenlerin mandibuler kesiciler olduğu belirtilmiştir. Florozisin ağız içi dağılımının, mine oluşumunun süresine, mine oluşumunun başladığı ve tamamlandığı yaşa ve dişin sürme yaşına bağlı olduğu gözlenmiştir (7, 26, 36). 21

26 Süt dişlerinde florozis görülme sıklığı, daimi dişlere göre oldukça düşüktür. Ancak doğal kaynaklarında çok yüksek oranda flor bulunan bölgelerde süt dişi florozisi gözlenebilir. Hamilelikte, florun fazlası böbrek yoluyla itrah edilmekte, bariyer oluşturan plasenta da flor ve diğer eser elementlerin fetusa geçişini önlemektedir. Sonuçta büyük kısmı pre-natal dönemde oluşan süt kesici dişler flor alımından fazla etkilenmemektedir. Süt azı dişlerinin ise çok az kısmı pre-natal olarak meydana gelmektedir. Dolayısıyla süt azı dişler (en çok da 2. süt azılar), daha çok post-natal dönemde florozisten etkilenirler ve genellikle ancak bukkal yüzeylerinde florozis tablosu izlenir. Bununla birlikte süt dişi florozisinin klinik olarak tespiti güç ve şiddeti azdır. Fakat süt dişi florozisinin daimi dişlerde florozis olasılığına işaret ettiği unutulmamalıdır (8, 36, 59). Türkiye de, tipik florozis bölgeleri Isparta, Havza, Vezirköprü-Samsun, Doğu Beyazıt-Ağrı dır. Bu bölgelerde, içme suyunda yapılan düzenlemeler ile günümüzde, 40 yaş üzerindeki bireylerde bu tür vakaların hemen hiç görülmediği bildirilmektedir. Anne sütü, aynı zamanda dişlerde florozis gelişimine karşı koruyucudur (7) Flor Toksisitesi Florun yararlarının yanında zararlarının da göz ardı edilmemesi gerekir. Florun toksik etkilerini 2 grupta toplayabiliriz: 1) Akut Flor Toksisitesi 2) Kronik Flor Toksisitesi Akut Flor Toksisitesi Akut florür zehirlenmesi, sıklıkla florür içeren insektisitlerin veya rodentisitlerin kazara yenilmesi sonucu oluşur. İnsanda NaF nin ölümcül dozunun yaklaşık 5 gr olduğu bildirilmiştir. Görülen etkiler preparatlardaki diğer zehirli olabilecek maddelerinde, flor iyonlarıyla beraber alınmasına bağlıdır. Örneğin: SnF2. (7, 9) Patofizyolojik değişmeler: 22

27 1) Flor iyonlarının kalsiyum iyonlarına afinitesi nedeni ile ani ve derin hipokalsemi, buna bağlı kalp ve adele fonksiyonlarında ve pıhtılaşma mekanizmalarında bozukluklar ortaya çıkar. 2) Florun mide suyundaki asit ile reaksiyona girerek oluşturduğu HF oldukça irritandır. Gastrointestinal sistemdeki yan etkileri buna bağlıdır. 3) Kollagen yapımını bozar, kas ve sinir dokusu üzerine direkt etki göstererek nörolojik semptomların ortaya çıkmasına neden olur. 4) Anaerobik glikozis enzimlerini, kolinesteraz fonksiyonunu, magnezyum ve çinko içeren enzimleri etkileyerek doku solunumunu bozar. 5) Damar yapısındaki düz kasları etkileyerek vazomotor bozukluklara neden olur. Belirtilerse kusma, diyare, salivasyon artımı, yüzeyel ve hafif solunum konvülsiyonları, taşikardi, koma ve siyanozdur. Kalsiyum metabolizmasındaki bozulma sonucu, hayati merkezlerde meydana gelen harabiyet, solunum yetersizliğine bağlı olarak iki veya üç gün içinde ölüm meydana getirebilir (7, 70). Tanı için gerek kanda gerekse idrarda florun düzeyi saptanır. Emilimin 30 dakikada olması ve bir iki saat içerisinde florun hızlı klerensi nedeni ile örneklerin çok çabuk ve erken dönemde alınması gereklidir. Tedaviye sonuçlar beklenmeden, hemen başlanmalıdır. Hasta takibinde, serumdaki kalsiyum, magnezyum ve diğer elektrolitler, koagulasyon parametreleri ve EKG önemlidir (12, 56) Kronik Flor Toksisitesi Kronik flor zehirlenmesi sonucu, insan ve hayvanlarda başlıca, enzim inhibisyonu, hipokalsemi, kardiyovasküler kollaps ile birlikte iskelet sistemi ve dişlerde lezyonlar, kemik ağrısı, kemik kırıkları, ciltte kızarıklık, ağız ve dudaklarda yaralar görüleceği açıklanmıştır. Florozis sonucu karaciğer, böbrek, kalp, kas, sinir, gastrointestinal kanal ve iskelet sisteminde patolojik değişiklikler, infertilite, erken puberte olabileceği belirtilmiştir. Suyun florlanmasında silikoflorürler kullanıldığında, çocuklarda kurşun emiliminin de arttığı, IQ 23

28 düşüklüğü, kemik kırıkları, tiroid işlev bozukluğu ve alerjik belirtilerin ortaya çıkabildiği gösterilmiştir. Bu maddelerin güvenilirliğinin hiçbir hayvan ya da insan deneyi ile test edilmediği belirtilmektedir. Varner tarafından, 1 ppm flor içeren su ile hayvanlarda yürütülen çalışmalarda, nikotinik asit reseptörlerinde ve lipid içeriğinde azalma, antioksidan savunma sisteminde zayıflama, hipokampus ve purkinje hücrelerinde hasar, alüminyum emiliminde artış, beta amiloid plak şekillenmesi (Alzheimer ın temel beyin bulgusu), iyot eksikliği ile tetiklenen lezyonlar, pineal glandda flor birikimi belirlenmiştir. Endemik bir florozis bölgesinde, abortus sonucu incelenen on beş fetus, endemik olmayan bölgelerdekiler ile kıyaslandığında, nöron dansitesinde ve farklılaşmamış nöroblast sayısında artış gözlendiği, ortalama nöron hacmi ve mitokondri yoğunluğunda azalma olduğu saptanmıştır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, özellikle total eritrosit sayısı ile hemoglobin ve hematokrit değerlerindeki azalmanın kronik flor zehirlenmesi ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Çin de, flor desteği çalışmaları sonucunda, gereğinden az flor alımının çocuklarda azalmış IQ ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Ermiş ve ark. Türk çocukları üzerinde yaptıkları çalışmada, sudaki flor düzeyini artırmanın ağız hijyeni kötü olan çocuklarda çürük riskini azaltmadığını ve dental florozis yaygınlığını artırdığını belirlemiştir. Olgar ve ark. nın, çocuklarda süregen florozisin kalp üzerine etkilerini araştırdıkları çalışmada, endemik florozis bölgemiz olan Isparta da dişlerinde florozis belirlenen 35 çocukta, ağır florozisli grupta daha belirgin olmak üzere, hipokalsemi, hipernatremi, düşük T4 düzeyi, uzun QT bulguları belirlenmiş, vakaların izlemi önerilmiştir (7, 15, 24, 46, 75). Özet Flor (F), yüksek elektronegatifliğe sahip, oldukça reaktif bir gazdır. Genellikle doğada serbest halde değil flor bileşikleri (floridler) şeklinde bulunur. Sularda, toprakta, kayalarda, atmosferde, yiyeceklerde, içeceklerde, bitki ve hayvanlarda rastlanılan flor, en fazla çayda, tütünde ve balıkta mevcuttur. Flor, insan metabolizması için gerekli eser elementlerden biridir. Çocuk ve erişkinlerdeki çürük önleyici etkinlikleri kanıtlanan flor, doğal içme suyu flor konsantrasyonunun düşük olduğu (<0.5 ppm) coğrafi bölgelerde veya içme sularına ekonomik veya teknik yetersizlikler sebebiyle flor katılamayan ülkelerde, 24

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

Uykudan önce ASLA!!!

Uykudan önce ASLA!!! Uykudan önce ASLA!!! ŞEKER TÜKETİMİ-5 BAŞARAMAZSAN!!! Şekeri tükettikten hemen sonraki ALIŞKANLIĞI OTURTMAYA ÇALIŞ ; Macunlu ya da macunsuz fırçalasın, Ağzını suyla çalkalasın, Peynir-yoğurt yesin ya da

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler. 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER İsim: Centrum Silver Birim formülü Bir film tablet içeriği : % ÖGD** Vitaminler Lutein 1000 mcg * A Vitamini 800 mcg 100 (% 50 Beta Karoten) B1 Vitamini 1.65 mg 150 B2 Vitamini 2.1 mg 150 Niasinamid 24

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

Çürük Koruma ve Tedavi programı

Çürük Koruma ve Tedavi programı Çürük Koruma ve Tedavi programı Dr. Remzi Ülgen Çürük ve Korunma 1. Çürüğün Durumu 2. Teşhis 3. Risk Değerlendirilmesi (genel ve kariogramla) 4. Koruma 5. Tedavi 1 1. Çürüğün Durumu 1. Sağlıklı yüzey 2.

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ZYMAFLUOR 0.25 mg tablet Ağız yoluyla alınır.

KULLANMA TALİMATI. ZYMAFLUOR 0.25 mg tablet Ağız yoluyla alınır. KULLANMA TALİMATI ZYMAFLUOR 0.25 mg tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde : Her bir tablet 0,25 mg flor a eşdeğer 0.55 mg sodyum florür içerir. Yardımcı maddeler: Sorbitol (E420), susuz koloidal silika,

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

Pfizer İlaçları Ltd.Şti. Ortaköy - İstanbul KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER

Pfizer İlaçları Ltd.Şti. Ortaköy - İstanbul KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER İsim: Centrum Birim formülü Bir film tablet içeriği : % ÖGD** Vitaminler Lutein 500 mcg * A Vitamini 800 mcg 100 (% 25 Beta Karoten) B1 Vitamini 1.4 mg 127 B2 Vitamini 1.75 mg 125 Niasinamid 20 mg 125

Detaylı

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI VE PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ Başlıca tütün ürünleri nelerdir? SİGARA ELEKTRONİK SİGARA PİPO PURO NARGİLE ESRAR

Detaylı

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? Kalsiyum bir çok kişinin bildiği gibi kemik ve dişlerin yapı, oluşum ve sürdürülmesinde temel bir gereksinimdir. Kemik erimesini azaltmada yardımcı

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Gebelikte Beslenme Vitaminler

Gebelikte Beslenme Vitaminler Gebelik döneminizde dengeli bir beslenme alışkanlığı edindiğinizde, sıvıyı bol miktarda aldığınızda, doktorunuzun verdiği demir içerikli preparatları düzenli olarak aldığınızda, normal sınırlar içinde

Detaylı

TÜRK PEDODONTİ DERNEĞİ FLUORÜR İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

TÜRK PEDODONTİ DERNEĞİ FLUORÜR İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI TÜRK PEDODONTİ DERNEĞİ FLUORÜR İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI Son zamanlarda bazı ulusal yazılı ve görsel basın organlarında florür ile ilgili, bilimsel veriler ve gerçekler ile bağdaşmayan yayınların sıklığı

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. 1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz. 2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. KULLANMA TALİMATI ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: DL-alfa tokoferol, mikrokristalin selüloz, laktoz monohidrat,

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI GEROFEN jel %5 Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram jel etkin madde olarak 50 mg ibuprofen içerir. Yardımcı maddeler: Propilen glikol, karbopol (karbomer 940), trietanolamin,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. DENTİFLUOR 0,25 mg tablet Ağız yoluyla alınır.

KULLANMA TALİMATI. DENTİFLUOR 0,25 mg tablet Ağız yoluyla alınır. KULLANMA TALİMATI DENTİFLUOR 0,25 mg tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde : Her bir tablet 0,25 mg flor a eşdeğer 0,553 mg sodyum florür içerir. Yardımcı maddeler : Amidon, laktoz (inek sütü kaynaklı),

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel

Detaylı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli

Detaylı

KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ

KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ KARBONHİDRATLAR, DİŞ ÇÜRÜĞÜ, BESLENME BİLGİSİ Karbonhidratların diş çürüğünün oluşumundaki rolünü, çürük oluşumunda etkili diğer biyo-medikal ve psiko-sosyal etkenlerle birlikte değerlendirmek gerekir

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi? DEMİR EKSİKLİĞİ 1. Demir eksikliği anemisi nedir? Demir eksikliği anemisi : kan hücrelerinin yapımı için gerekli olan demirin dışarıdan besinlerle yetersiz alınması yada vücuttan aşırı miktarda kaybedilmesi

Detaylı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı 1 Deri en geniş ve en ağır organ (9 kg) tüm vücut ağırlığının ~ % 16 sını kaplar ve alanı yetişkinlerde ~ 1.8 m²- 2 m 2, bebeklerde ~ 0.25 m²dir

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Cabral Ampul Kas içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. Cabral Ampul Kas içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI Cabral Ampul Kas içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul (3 ml), 800 mg feniramidol HCl içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum hidroksit, deiyonize su Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri

Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri ORAL TOZLAR Veteriner oral tozlar, bir veya birkaç etkin maddeyi yardımcı madde içermeden veya bazı yardımcı maddeler ile birlikte içeren bölünmüş tozlardır.

Detaylı

KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER

KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ-YER TUTUCULAR-FLOR UYGULAMASI-FİSSÜR ÖRTÜCÜLER Koruyucu Diş Hekimliği Çocuklarda koruyucu diş hekimliği yaklaşım ve tedavileri şu başlıklardan oluşur:» Fırçalama» Diş gelişiminin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEVOSOL 30 mg/5 ml Şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: 1 ml de 6 mg levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Sakkaroz, metil parahidroksi benzoat, propil parahidroksi benzoat, sodyum

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. RESCUE FLOW 250 ml enfüzyon çözeltisi Damar içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. RESCUE FLOW 250 ml enfüzyon çözeltisi Damar içine uygulanır. RESCUE FLOW 250 ml enfüzyon çözeltisi Damar içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Her 1000 ml çözelti; 60 g enjeksiyonluk dekstran 70, 75 g sodyum klorür içerir. Yardımcı maddeler: Hidroklorik

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. EVİNOLLE 400 I.U. yumuşak kapsül Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. EVİNOLLE 400 I.U. yumuşak kapsül Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI EVİNOLLE 400 I.U. yumuşak kapsül Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir yumuşak kapsül 400 I.U. Naturel Vitamin E (d-alfa tokoferil asetat) içerir. Yardımcı maddeler: Ayçiçek yağı, yenilebilir

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI DROGSAN SODYUM BĐKARBONAT % 8.4 Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde Yardımcı maddeler : 10 ml lik ampul de 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. : Enjeksiyonluk su Bu ilacı

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr. Beslenme Bozuklukları II İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr. Gülden Gökçay Amaç Beslenme durumunun değerlendirilmesi Antropometri Hafif orta

Detaylı

Politika. Görevliler Branşlar Muhasebe. Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı. Ağız diş sağlığı

Politika. Görevliler Branşlar Muhasebe. Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı. Ağız diş sağlığı Tablo 1. Diş Sağlık Hizmet Sunumu Politika Ağız diş sağlığı sunumu sistemi Görevliler Branşlar Muhasebe Görevler Hedef gruplar Hasta ödeme planı Ağız diş sağlığı Tablo 2. Genel Ağız Diş Sağlığı Sektörünün

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI FUSİNAT 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: Mikrokristal selüloz PH 200, krospovidon, laktoz anhidrat,

Detaylı

KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE;

KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE; AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KÖTÜ AĞIZ HİJYENİ OLAN KİŞİLERDE; kardiovasküler/ serebrovasküler sistem hastalıkları, osteoporoz, üst solunum yolları enfeksiyonları, kadınlarda erken doğum, düşük doğum ağırlığı riskinin

Detaylı

PROSPEKTÜS BECOVİTAL YUMUŞAK KAPSÜL

PROSPEKTÜS BECOVİTAL YUMUŞAK KAPSÜL PROSPEKTÜS BECOVİTAL YUMUŞAK KAPSÜL FORMÜLÜ : Bir Yumuşak Kapsül ; B 1 vitamini 15 mg B 2 vitamini 15 mg B 6 vitamini 10 mg B 12 vitamini 10 mcg Nikotinamid 50 mg Kalsiyum Pantotenat 25 mg D-Biotin 0.15

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI BİOAK 5 mg tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir tablet, 5 mg biotin (Vitamin H) içerir. Yardımcı madde(ler): Laktoz anhidr, mikrokristalin selüloz, krospovidon, povidon K-30 ve

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır. KULLANMA TALİMATI PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır. Etkin Madde : Her bir tablet 250 mg kalsiyuma eşdeğer 1000 mg kalsiyum asetat içerir. Yardımcı Maddeler : Sodyum nişasta glikolat, Poliletilen

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİNDE ÇOCUKLARDA UYGULANAN ÇÜRÜK ÖNLEYİCİ YÖNTEMLER

DİŞ HEKİMLİĞİNDE ÇOCUKLARDA UYGULANAN ÇÜRÜK ÖNLEYİCİ YÖNTEMLER T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı DİŞ HEKİMLİĞİNDE ÇOCUKLARDA UYGULANAN ÇÜRÜK ÖNLEYİCİ YÖNTEMLER BİTİRME TEZİ Stj.Diş Hekimi: Aynur AKSOY Danışman Öğretim Üyesi: Doç.

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

VİTAMİNLER ERZURUM İBRAHİM HAKKI FEN LİSESİ

VİTAMİNLER ERZURUM İBRAHİM HAKKI FEN LİSESİ VİTAMİNLER VİTAMİNLERİN ÖZELLİKLERİ 1) Enerji vermezler. 2) Sindirilmezler, direkt kana karışırlar. 3) Organik maddedirler ve en basit organik moleküllerdir. 4) C, H, O ve N elementlerinden oluşur. VİTAMİN

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Genelde hepsi kalıtsal ve otozomal resesifir

Detaylı

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER Siren SEZER, Şebnem KARAKAN, Nurhan ÖZDEMİR ACAR. Başkent Üniversitesi Nefroloji Bilim

Detaylı

Diş fırçalamada ilk amacın kozmetik olduğu kabul edilmektedir. Ön dişlerin arka dişlerden daha dikkatli fırçalanması, bu dişlerin kolay

Diş fırçalamada ilk amacın kozmetik olduğu kabul edilmektedir. Ön dişlerin arka dişlerden daha dikkatli fırçalanması, bu dişlerin kolay Diş Macunları Diş fırçalamada ilk amacın kozmetik olduğu kabul edilmektedir. Ön dişlerin arka dişlerden daha dikkatli fırçalanması, bu dişlerin kolay fırçalanmasından değil, ayrıca görünen dişler olmasındandır.

Detaylı

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır Arı Sütü Arı sütü koyu kıvamda jelatinöz vasıfta olup beyaz-sarı renktedir. Arı sütü için uluslararası üretim standartları bulunmayıp Brezilya, Bulgaristan, Japonya ve İsviçre de uygulanan ulusal standartlar

Detaylı

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler; kemik

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar

Detaylı

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Osteoporoz Rehabilitasyonu Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım

Detaylı

İÇME SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA NANOMATEYALLERİN KULLANIMI

İÇME SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA NANOMATEYALLERİN KULLANIMI İÇME SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA NANOMATEYALLERİN KULLANIMI Behzat Balcı, F. Elçin Erkurt, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş İçme sularında dezenfeksiyon,

Detaylı

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN

KAFEİN. HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN KAFEİN HAZIRLAYANLAR Harun ÇOBAN Murat ALTINKAYA Soner SARUHAN KAFEİN NEDİR? Önemli fizyolojik etkileri olan alkoloid grubunun azotlu organik bir bileşiğidir. Kimyasal ismi trimethylxanthine dir ve formülü

Detaylı

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352 Suyun sertliği, sabunu çökeltme kapasitesinin bir ölçüsüdür. Sabun suda mevcut kalsiyum ve magnezyum iyonları tarafından çökeltilir. Diğer çok değerlikli katyonlar da sabunu çökeltebilir. Fakat bunlar

Detaylı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ENJEKSİYONLUK POTASYUM FOSFAT size doktor ya da sağlık uzmanı tarafından uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ENJEKSİYONLUK POTASYUM FOSFAT size doktor ya da sağlık uzmanı tarafından uygulanır. KULLANMA TALİMATI ENJEKSİYONLUK POTASYUM FOSFAT, 20 ml İnfüzyon için çözelti konsantresi Damar içine uygulanır. Etkin madde: Bir ampul (20 ml): 1.394 g Dipotasyum fosfat, 0.544 g Potasyum dihidrojen fosfat

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı