KISRAKLARDA AŞIM ÖNCESİ VE SONRASI JİNEKOLOJİK MUAYENELER İLE TEDAVİ GİRİŞİMLERİNİN FERTİLİTEYE ETKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KISRAKLARDA AŞIM ÖNCESİ VE SONRASI JİNEKOLOJİK MUAYENELER İLE TEDAVİ GİRİŞİMLERİNİN FERTİLİTEYE ETKİSİ"

Transkript

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KISRAKLARDA AŞIM ÖNCESİ VE SONRASI JİNEKOLOJİK MUAYENELER İLE TEDAVİ GİRİŞİMLERİNİN FERTİLİTEYE ETKİSİ Zeynep BOZKURT DOĞUM VE JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Şükrü KÜPLÜLÜ 2007-ANKARA

2 iii İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay İçindekiler Önsöz Simgeler ve Kısaltmalar Şekiller Çizelgeler ii iii viii x xi xii 1. GİRİŞ Kısraklarda Yıllık Reprodüktif Siklus İlkbahar Geçiş Dönemi Seksüel Siklusun Süresi ve Üreme Mevsimi Folliküler Faz ve Folliküler Dinamik Preovulatör Follikül Seleksiyonu Periovulatör Luteinleştirici Hormon Dalgası Luteal Faz Sonbahar Geçiş Dönemi ve Anöstrus Postpartum Dönem Ovaryum Aktivitesi Yıllık Reprodüktif Aktiviteyi Etkileyen Faktörler Kısraklarda Seksüel Siklusun Kontrolü Beslenme Yapay Fotoperiyod Uygulamaları Hormonal Uygulamalar GnRH Uygulamaları Progesteron Uygulamaları 17

3 iv Ovulasyon Kontrolü PGF2α Uygulamaları İnfetilite İnfertilite/Subferilite Nedenleri Yapısal Subfertilite/İnfertilite Nedenleri Vulva Kalıcı Hymen, Vagina ve Perineum Serviks Uterus Uterus Kistleri Uterusun Parsiyal Dilatasyonu ve Uterus Yapışmaları Oviduct ve Ovaryum Fonksiyonel Subfertilite/İnfertilite Nedenleri Anöstrus Hipofiz Anormallikleri Laktasyona Bağlı Anöstrus Uzayan Luteal Aktiviteye Bağlı Anöstrus Yalancı Gebelik Sakin Kızgınlık Kısalan Luteal Dönem Geçiş Dönemi Östrusları Kromozomal Anormallikler Ovulasyon Kaynaklı Fonksiyonel Subfertilite/İnfertilite Nedenleri Anovulatör Hemorajik Folliküller Yaşa Bağlı Ovulasyon Anormallikleri Çoğul Ovulasyonlar ve İkiz Gebelikler 41

4 v Gebelik Problemleri Embriyonik Ölümler Embriyonik Ölümlerin Eksternal Kaynaklı Nedenleri Embriyonik Ölümlerde Etkili Maternal Faktörler ve Uterus Ortamı Tay Kızgınlığı ve Embriyonik Ölümler Embriyonik Ölümlerin Teşhisi Fötal Ölümler ve Abort Endometritis Endometritisin Patogenesi ve Teşhisi Aşım/Tohumlama İndüklü Persiste Endometritis Endometritislerde Tedavi Yaklaşımları Endometrosis Puerperal Metritis ve Pyometra GEREÇ VE YÖNTEM Gereç Çalışmada Kullanılan Hayvanları Seçimi Kısrakların Bakım Besleme ve Barınma Koşulları Tanı ve Laboratuar Gereçleri Ultrasonografi Cihazı İlaç Hormon ve Laboratuar Malzemeleri Uterus Sitolojisi ve Kültür Amacıyla Kullanılan Malzemeler Uterus Yıkama Seti ve Serumları Yöntem Hayvanların Gruplara Ayrılması Kısrakların Muayeneleri, Çiftleştirilmeleri ve Gebeliğin Belirlenmesi 65

5 vi Anamnez Bilgilerinin Alınması İnspeksiyon Çiftleşme Öncesi Muayeneler (Aygır Muayenesi, Rektal Palpasyon ve Ultrasonografi) Mikrobiyoloji Aşım Kriterleri ve Aşım Protokolü Çiftleşme Sonrası Muayeneler Uterustan Mikrobiyolojik Kültür Örneklerini Alınması ve Uterus Sitolojisi Hormonal Tedavi Protokolü İntrauterin Tedavi İstatistik Analizler BULGULAR Grup I (Maiden Kısraklar) Anamnez Bulguları İnspeksiyon Bulguları Geçiş Döneminde Yapay Fotoperiyod Uygulaması Öncesi ve Sonrası Genital Organ Muayenesi ve Folliküler Gelişim Bulguları Aşımlar, Spontan ve Provake Ovulasyon Bulguları Uterus Muayene Bulguları Mikrobiyolojik ve Sitolojik İnceleme Bulguları Gebelik Oranları ve Embriyonik Ölümler Aşım İndeksi Grup II (Bir Önceki Aşım Sezonunda Gebe Kalmamış Kısraklar) Anamnez Bulguları İnspeksiyon Bulguları 87

6 vii Geçiş Döneminde Yapay Fotoperiyod Uygulaması Öncesi ve Sonrası Genital Organ Muayenesi ve Folliküler Gelişim Bulguları Aşımlar, Spontan ve Provake Ovulasyon Bulguları Uterus Muayene Bulguları Mikrobiyolojik ve Sitolojik İnceleme Bulguları Gebelik Oranları ve Embriyonik Ölümler Aşım İndeksi Grup III (Taylı Kısraklar) Anamnez Bulguları İnspeksiyon Bulguları Postpartum İlk Östruslarda Folliküler Gelişim Bulguları Aşımlar, Spontan ve Provake Ovulasyon Bulguları Uterus Muayene Bulguları Mikrobiyolojik ve Sitolojik İnceleme Bulguları Gebelik Oranları ve Embriyonik Ölümler Postpartum Fertilite Aşım İndeksi Bazı Reprodüktif Parametreler ve Fertiliteyi Etkileyen Olguların Gruplar Arası Karşılaştırması TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERİLER 165 ÖZET 171 SUMMARY 173 KAYNAKLAR 175 ÖZGEÇMİŞ 188

7 viii ÖNSÖZ At, insanoğlunun ilk evcilleştirdiği hayvanlardandır. Yüzyıllardır sadakati, gücü ve dayanıklılığı ile insan yaşamının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Zaman içinde insanların atlardan yararlanma alanları farklılaşmış ve günümüzde çoğunlukla düz koşu ve engel yarışlarının ağırlıkta olduğu büyük bir sektör olarak gelişmiştir. Gelişen bu sektörde elde edilmek istenen başarı, ekonomik kaygıları da beraberinde getirmiş ve at yetiştiriciliği büyük önem kazanmıştır. Atlar mevsimsel poliöstrik karakterli üreme aktivitesine sahip hayvanlardır. Üreme aktiviteleri, içinde bulundukları iklim şartları ve bireysel özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Bir çok araştırıcı tarafından, üreme fizyolojileri oldukça karmaşık olan ve halen tüm fizyolojik mekanizmaları belirlenememiş bu hayvanlar üzerine uzun yıllardır çalışmalar yapılmakta ve her geçen gün yeni bulgular ortaya çıkarılmaktadır Türkiye de at yetiştiriciliği son yıllarda giderek büyüyen, bu büyümeye paralel olarak kendini yenileyen ve gün geçtikçe ihtiyaçları artan bir sektör halini almıştır. Bununla beraber hem yetiştiricilikte hem de yarış performansında başarı, vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Türkiye de bulunan damızlık kısrakların üreme aktivitesinin karakteristiğine ait bilimsel verilerin oluşturulması ve tartışılması, at yetiştiriciliğinde elde edilecek başarı şansının artırılmasında büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede sunulan çalışmada, Türkiye de damızlık amaçlı kullanılan ve farklı reprodüktif statü gruplarına ait Safkan İngiliz kısraklarında, üreme sezonu öncesi ve süresince reprodüktif sürecin incelenmesi ve sürece ait fizyolojik verilerin oluşturulması, bu aşamalarda karşılaşılan sorunların insidanslarının ve bu sorunları çözmeye yönelik bazı girişimlerle elde edilen sonuçların değerlendirilerek, gruplar arasında kıyaslamalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır.

8 ix Bu çalışma süresince yardımlarından ve deneyimlerinden yaralandığım doktora tez danışmanım Prof. Dr. Şükrü Küplülü ye, önerileri ve değerlendirmeleri ile destek ve yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Rıfat Vural, Prof. Dr. Rıfat Salmanoğlu, tez izleme komitemin üyeleri Prof.Dr. Erol Alaçam ve Doç. Dr. Ongun Uysal la şükranlarımı sunarım. Çalışmamda büyük yardım ve desteklerini aldığım değerli meslektaşlarıma, Ankara Üniversitesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı öğretim üye ve elemanlarına ve istatistik analiz aşamasındaki yardımlarından dolayı Dr. Safa Gürcan a ve Araştırma Görevlisi Aytaç Akçay a teşekkürü borç bilirim. Doktora öğrenimim sırasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen sevgili ailem ve eşime şükranlarımı sunarım.

9 x SİMGELER ve KISALTMALAR α Alfa ± Artı Eksi β Beta > Büyük Büyük Eşit CH Corpus Hemorajikum Cl Corpus Luteum cm Santimetre ecg Kısrak Koriyonik Gonadotropin E.E.Ö Erken Embriyonik Ölüm FSH Follikül Uyarıcı Hormon GnRH Gonadotropin Salgılatıcı Hormon hcg İnsan Koriyonik Gonadotropin IgA İmmun Globulin A IgG İmmun Globulin G IGF İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü I.M İntramuskular I.U İnternasyonel Unite I.V İntravenöz kg Kilogram < Küçük Küçük Eşit LH Luteinleştirici Hormon m Metre mg Miligram mm Milimetre ml Mililitre μg Mikrogram ng Nanogram no Numara ort Ortalama pp Postpartum PGF2α Prostaglandin F2α PMN Polimorf Nükleer Lökosit Tescilli Marka TGHT Theca Granulasa Hücre Tümörü VEGF Vasküler Endoteliyal Büyüme Faktörü % Yüzde X±S Ortalama Değer ± Standart sapma

10 xi ŞEKİLLER Şekil 2.1. Kısrak anamnez ve takip formu 65 Şekil 2.2. Grup I ve II kısraklarının aşıma hazırlanmasında takip edilen yöntem 73 Şekil 2.3. Grup III kısraklarında doğum sonrası takip edilen yöntem 73 Şekil 2.4. Grup I, II ve II e ait kısraklara uygulanan aşım prosedürü 74 Şekil 3.1. Grup I de (maiden kısraklar) yılın ilk ovulasyonlarının aylara göre dağılımı 78 Şekil 3.2. Grup I (maiden kısraklar), gebeliklerin aylara göre dağılımı 85 Şekil 3.3 Grup II kısraklarının fertilitelerine ait anamnez bulguları 86 Şekil 3.4. Grup II de yılın ilk ovulasyonlarının aylara göre dağılımı 89 Şekil 3.5. Grup II, gebeliklerin aylara göre dağılımı 98 Şekil 3.6. Grup III, doğumların aylara göre dağılımı 99 Şekil 3.7. Postpartum ilk ovulasyon zamanının mevsime göre değişimi 101 Şekil 3.8. Postpartum ilk ovulasyon zamanı (gün) 102 Şekil 3.9. Grup III, gebeliklerin aylara göre dağılımı 110 Şekil Şekil Şekil Şekil Tay kızgınlığında aşım öncesi ve/veya sonrası dönemde sıvı belirlenen ve belirlenmeyen kısraklarda gebelik oranları ve embriyonik ölümler 112 Grup I ve II de yılın ilk ve izleyen östruslarında çoğul ovulasyon dağılımı 121 Grup III, postpartum 1. ve takip eden östruslarda çoğul ovulasyon dağılımı 121 Çalışmanın genelinde, grupların toplamında elde edilen gebeliklerin aylara göre dağılımları 126

11 xii ÇİZELGELER Çizelge 3.1. Grup I de (maiden kısraklar), yapay fotoperiyodun 45. gününde (1 Şubat) ortalama follikül çapları 77 Çizelge 3.2. Grup I de (maiden kısraklar) çoğul ovulasyonların ovaryumlara göre dağılımları ve ikiz gebelikle sonuçlanma oranları 80 Çizelge 3.3. Grup I (maiden kısraklar), hcg uygulama protokolleri ve gebelik oranları 81 Çizelge 3.4. Grup I de (maiden kısraklar) hcg'nin çoğul ovulasyon ve ikiz gebelik insidansı üzerine etkisi 81 Çizelge 3.5. Grup I de (maiden kısraklar) uterus sitolojisi ve mikrobiyoloji sonuçları ile fertilite bulguları 83 Çizelge 3.6. Grup II de yapay fotoperiyotun 45. gününde (1 Şubat) ortalama follikül çapları 88 Çizelge 3.7. Grup II de çoğul ovulasyonların ovaryumlara göre dağılımları ve ikiz gebelikle sonuçlanma oranları 91 Çizelge 3.8. Grup II, hcg uygulama protokolleri ve gebelik oranları 92 Çizelge 3.9. Grup II de hcg'nin çoğul ovulasyon ve ikiz gebelik insidansı üzerine etkisi 93 Çizelge Grup II de uterus kistlerinin yaş ve lokazlizasyolarına göre dağılımı 94 Çizelge Grup II de uterus sitolojisi ve mikrobiyoloji sonuçları ile fertilite bulguları 96 Çizelge Grup III te postpartum 6. günde ortalama follikül çapları 100 Çizelge Grup III te çoğul ovulasyonların ovaryumlara göre dağılımları ve ikiz gebelikle sonuçlanma oranları 103 Çizelge Grup III, hcg uygulama protokolleri ve gebelik oranları 104 Çizelge Grup III, hcg nin çoğul ovulasyon ve ikiz gebelik insidansı üzerine etkisi 105 Çizelge Grup III te uterus kistlerinin yaş ve lokalizasyonlarına göre Dağılımı 105 Çizelge Grup III te uterus sitolojisi ve mikrobiyoloji sonuçları ile fertilite bulguları 108

12 xiii Çizelge Postpartum fertilite değerlendirmesi 111 Çizelge Tay kızgınlığında aşım öncesi ve/veya sonrası dönemde sıvı belirlenen ve belirlenmeyen kısraklarda gebelik oranları ve embriyonik ölümler 111 Çizelge Reprodüktif statüye göre genel fertilite parametreleri 118 Çizelge Çalışmada takip edilen kısrakların yaş faktörüne göre genel fertilite parametreleri 119 Çizelge Uterus kistlerinin insidansının gruplar arasında dağılımı ve gebelik oranları 120 Çizelge Uterus kistlerinin insidansının yaşlara göre dağılımı ve gebelik oranları 120 Çizelge Çoğul ovulasyonlar ve ikiz gebelik insidansları 122 Çizelge Unilateral ve bilateral çoğul ovulasyonların gebelik ve ikiz gebelikle sonuçlanma oranları 122 Çizelge hcg uygulanan ve uygulanmayan östruslarda çoğul ovulasyon insidansı, gebelik ve ikiz gebelik oranları 123 Çizelge hcg uygulama protokollerine göre ovulasyon uyarımı başarısı ve gebelik oranları 123 Çizelge Gruplara göre aşım sonrası 48. saatte intrauterin sıvı belirlenen ve belirlenmeyen kısraklarda gebelik oranları 124 Çizelge Yaşlara göre aşım sonrası 48. saatte intrauterin sıvı belirlenen ve belirlenmeyen kısraklarda gebelik oranları 124 Çizelge Gruplara göre östrusta intrauterin sıvı birikimi ve gebelik oranları 125 Çizelge Yaş faktörüne göre östrusta intrauterin sıvı birikimi ve gebelik Oranları 125 Çizelge İntrauterin tedavi insidansı ve gebelik oranları 125 Çizelge Uterustan etken izolasyonu ve sitolojik inceleme sonuçları ve gebelik oranları 126 Çizelge Uterustan izole edilen etkenler 126

13 1 1. GİRİŞ Kısraklar mevsimsel poliöstrik üreme aktivitesi gösteren hayvanlardır. Mevsimsel üreme olgusu, birçok hayvan türünde olduğu gibi yavruların türe özgü optimum koşulların sağlandığı dönemde doğmaları için geliştirilmiş fizyolojik stratejilerden biridir. Kısraklarda, baharda gün uzunluğunun, ısının ve gıdanın artışıyla üreme sezonu başlar. İlkbahar-yaz aylarında seksüel aktivitelerini sürdürürlerken, sonbahar-kış aylarında seksüel olarak genellikle inaktiftirler. Kısrakların doğal üreme sezonu, kuzey yarım kürede Nisan-Eylül ayları arasındadır. Kuzey yarım küredeki yetiştirici birlikleri tarafından resmi tay doğum tarihi 1 Ocak, üreme sezonu ise Şubat-Haziran ayları olarak ilan edilmiştir (Nagy ve ark. 2000). Türkiye de resmi aşım sezonu 15 Şubat-30 Haziran arasında sürdürülmektedir. Bu düzenleme, kısrakların, yılın olabildiğince erken döneminde gebe kalmaları ve erken dönemde tay elde edilebilmesi amacıyla yapılmıştır. Safkan İngiliz taylar tam olarak fiziksel gelişimlerini tamamlayamadan 2 yaşında ağır antrenman ve koşu hayatlarına başlamaktadırlar. Yılın erken dönemlerinde doğan taylarda, aynı yılda daha geç doğan yaşıtlarına göre antrenmanlara erken başlanılabilmesi ve bu dönemde fiziksel olgunluğun daha iyi olması söz konusudur. Bu nedenle yetiştiriciler, yılın erken döneminde doğan tayların yaşıtları ile koşacakları yarışlarda fizik ve performans açısından daha avantajlı olacaklarını düşünmektedirler. Yetiştiricilikte ayrıca önemli bir diğer nokta kısraklarda reprodüktif verimliliğin diğer çiftlik hayvanlarına oranla daha düşük olmasıdır. Bu durumun nedenleri, mevsimsel üreme karakterleri, üreme sezonuna girişte ve çıkışta düzensiz seksüel aktivite göstermeleri, seksüel siklusta folliküler fazın uzun sürmesi ve bu döneminin süresinin bireysel farklılıklar gösterebilmesi ve türlerine özgü diostrus ovulasyonları olarak tanımlanmıştır (Johnson ve Becker, 1993).

14 Kısraklarda Yıllık Reprodüktif Siklus Kısrakların kendine özgü üreme aktiviteleri ve yetiştiricilikte erken ve sorunsuz gebelik ile devam eden süreçte sağlıklı tay elde edilebilmesi kaygılarından dolayı araştırıcılar, uygun şartları sağlayabilmek için kısrağın reprodüktif fizyolojisini daha iyi anlamaya ve siklusu idare etmeye yönelik çeşitli yöntemleri araştırmaya yönelmişlerdir. Kısraklarda siklusa yönelik çalışmaların başlıcalarını aşağıdaki konular oluşturmaktadır. a) Fotoperiyot, b) Farmakolojik uygulamalar, c) Reprodüksiyonun endojen ritminin daha net anlaşılması (Nagy ve ark., 2000). Mevsime bağlı seksüel aktivite gösteren diğer birçok türde olduğu gibi atlarda da reprodüktif aktivite, organizmadaki endojen ritm tarafından düzenlenir. Endojen ritm, primer olarak fotoperiyottan etkilenir. Fotoperiyot gibi çevresel sinyaller, pineal bezde endokrin sinyallere çevrilerek organizmaya gerekli mesajlar kendi dilinde anlatılmış olunur. Kısraklar, uzun günlerde üreme aktivitesi gösteren, mevsimsel poliöstrik hayvanlardır. Yıllık reprodüktif siklusları 4 aşamalıdır. 1- İlkbahar geçiş dönemi, 2- Üreme mevsimi, 3- Sonbahar geçiş dönemi, 4- Anöstrus. Kuzey yarım kürede birçok kısrak şubat-mart aylarında östrus davranışları sergilemeye başlarlar. Ancak, bu dönem nadiren ovulasyonla beraber seyreder. Anöstrustan üreme sezonuna geçiş olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, gebelik oranı oldukça düşüktür. Geçiş

15 3 dönemleri, üreme sezonuna girişte ve çıkışta şekillenirler ve düzensiz ovaryum aktiviteleri ile uzayan östrus davranışları ile karakterizedirler. Yapılan geniş ve uzun zamanlı bir çok araştırmada kısrakların hemen hepsinde kışın ovariumların inaktif olduğu, %10-15 kadarının yıl boyu siklik aktivite gösterdiği ve yine %10-15 kadarında spontan uzayan corpus luteum varlığına rastlandığı bildirilmiştir (Daels ve Huges, 1993; Evans ve ark., 1997) İlkbahar Geçiş Dönemi Ekonomik kaygılar nedeniyle kısrakların yılın erken dönemlerinde çiftleştirilmeleri tercih edildiğinden, ilkbahar geçiş dönemi önemlidir. Dolayısıyla bu dönem hakkında, sonbahar geçiş dönemine göre çok daha fazla araştırma yapılmıştır. İlkbahar geçiş dönemi, gün kadar sürebilen, anöstrustan çıkışta artan folliküler aktivitenin başladığı ve karakteristiğinin kısraklar arasında belirgin bireysel farklılıklar gösterdiği bir dönemdir (Donadeu ve Watson, 2007). Anöstrustan üreme mevsimine geçişte, fotoperiyodun uyarıcı etkisi ile luteinleştirici hormonun (LH) dalga frekansında mevsimsel bir artış söz konusudur. Gün uzunluğunda artmayla gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) salınımında artış ile birlikte follikül uyarıcı hormonda (FSH) artış şekillenir. Devam eden süreçte folliküler aktivitenin başlaması ve östrus davranışlarının oluşması, steroidogenik açıdan yeterli folliküllerin gelişmesi (Fitzgerald ve ark., 1987; Ginther, 1990; Donadeu, 2006; Donadeu ve Watson, 2007), ve hipofizer LH konsantrasyonunun restorasyonu (Sharp ve Davis 1993) ilkbahar geçiş döneminin basamaklarını oluşturur. Araştırıcılar hipofizdeki gonadotropin içeriğinin mevsime bağlı değişimlerini incelemişler ve FSH konsantrasyonunda yıl boyu belirgin farklılıklar oluşmadığını (Sharp ve Davis 1993), ancak LH

16 4 konsantrasyonunun anöstrustaki kısraklarda düşük seyrettiğini bildirmişlerdir. Kısacası ilkbahar geçiş dönemi, artan FSH sekresyonuyla ilgili olarak, artan sayıda ve büyüklükte folliküler gelişmele karakterizedir ve bu dönemde birkaç ovulasyonsuz folliküler dalga olgusu söz konusudur (Fitzgerald ve ark., 1987). Geçiş dönemindeki bir kısrakta preovulatör büyüklükte follikül gelişebilir ancak bunlar, günlük bir periyotta ovulasyona uğramadan regrese olabilirler (Sharp, 1988; Van Niekerk ve Van Niekerk, 1997; Seyrek-İntaş ve ark. 2000b). Bu dönemde belirlenen büyük çaplı anovulatör follikül varlığına ilişkin olarak, geçiş döneminde de üreme sezonuna benzer nitelikte folliküler dalga gelişimlerinin olduğu bildirilmiştir. Bu folliküler dalgalar arasındaki süre ortalama 11 gündür. Her anovulatör dalgadaki dominant follikülün, gelişme, statik ve regresyon fazı vardır. Bir önceki dalganın dominant follikülü statik döneme girmeden bir sonraki folliküler dalga şekillenmez. Bir sonraki dalganın başlamasıyla da statik fazdaki dominant follikül regrese olur. Geçiş döneminde FSH salınımını suprese eden substanlar follikül, gelişim safhasında iken salınır. Böylece FSH da bir redüksiyon şekillenir ve dominant follikülün gelişimi durur. Sonuçta anovulatör dalga şekillenir. Anovulator dalga olgusu ortamda yeterli LH bulununa dek devam eder (Ginther, 1990). Geçiş döneminin başlamasıyla pulsatil LH salınımı artar ve buna bağlı olarak dolaşımdaki LH konsantrasyonu da yükselir. Bu yükselme ile preovulatör büyüklüğe kadar ulaşan ancak ovulasyona uğramayan folliküllerin çaplarında da artış şekillenir. İlkbahar geçiş döneminde bazı kısraklarda gözlenen büyük çaplı anovulatör folliküler gelişimle karakterize dalgalar, bazı kısraklarda gözlemlenmeyebilir. Bu durumun nedeninin, hipofizdeki LH konsantrasyonun kısraklar arasında varyasyon göstemesine bağlı olabileceği bildirilmiştir (Donadeu ve Watson, 2007). İlkbahar geçiş döneminde LH, folliküler gelişim kadar gelişen follikülün ovulatör karakter kazanmasında da görev alır (Acosta ve ark. 2004). Dolayısıyla ilkbahar geçiş döneminin sonunda ovulasyona uğrayacak follikülün maturasyonu için, geçiş dönemi süresince gelişen anovulatör folliküllerin ihtiyaç duyduğundan daha yüksek miktarlarda LH gerektiği ileri sürülmüştür (Donadau ve Watson 2007).

17 5 Ancak, folliküler gelişim ve maturasyon için LH ya ihtiyaç duyulmasına rağmen, geçiş dönemi folliküllerinin theca ve granulosa katında LH reseptörlerinin üreme sezonundaki ovulatör folliküllere göre düşük olduğu belirlenmiştir (Watson ve ark. 2004). Son yıllarda yapılan araştırmalarda geçiş dönemi fizyolojisi hakkındaki fikirler, gonadotropin seviyelerinin folliküler gelişimdeki etkileriyle beraber geçiş dönemi folliküllerinin gonadotropinlere olan duyarlılığındaki değişimlerin ve folliküldeki bazı intrinsik faktörlerin anovulatör dalga oluşumuna yol açtığı yönünde birleşmektedir. Geçiş döneminin mekanizması ile ilgili yapılan araştırmalarda anovulatör geçiş dönemi folliküllerinde düşük steroidogenesis aktivitesinden bahsedilmektedir (Donadeu, 2006; Donadeu ve Watson, 2007). Östrojen ve progesteronun dolaşımdaki seviyeleri bu dönemde düşük seyretmektedir ve preovulatör büyüklüğe ulaşan geçiş dönemi follikülleride steroid hormon sentezi düşüktür (Watson ve Al-zi abi, 2002). Buna yönelik yapılan ilk araştırmalarda geçiş döneminin erken ve geç dönemlerinde theca ve granulosa hücrelerinin aromataz aktivitelerinde büyük farklılıklar söz konusu olmadığı, hatta geçiş dönemindeki kısraklarda östrojen prekürsörü olan androstenedionun sirküler konsantrasyonunun östrojenle paralellik gösterdiği, dolayısıyla steroidogenesis yetersizliğininin, biyosentezin daha erken basamaklarında şekillendiği öne sürülmüştür (Sharp ve Davis, 1993). Daha sonraki araştırmalarda ise geçiş dönemi folliküllerinde hem progesteronun hem de östrojen seviyelerinin düşük olduğu bildirilmiştir (Watson ve ark., 2002; Acosta ve ark., 2004). Yapılan araştırmalarda steroid açıdan yetersiz bu folliküllerin vaskülarizasyonunun ve yapısındaki granulosa ve theca hücre katmanlarının, ovulatör folliküle oranla daha zayıf olduğu tartışılmıştır. Buna göre geçiş dönemi folliküllerinde gonadotropin stimülasyonuna bağımlı vasküler endoteliyal büyüme faktörü (VEGF) ve angiogenesisin düşük olduğu (Watson ve Al-zi abi, 2002), ayrıca folliküllerde FSH ile iletişimin kurulmasını sağlayan insülin benzeri büyüme faktörü-1 in (IGF-I), bağlayıcı bazı proteinler tarafından engellendiği (Bae ve ark., 2002) görüşü ileri sürülmüştür. Bu araştırmalar doğrultusunda düşük steroidogenesis aktivitesi nedeniyle bu dönemde

18 6 folliküllerin ovaryum-hipotalamus-hipofiz sisteminde yeterli geri besleme ve cevap mekanizmalarını oluşturamadığı ve böylece seksüel fonksiyonun tamamlanamadığı söylenebilir. Dönemin ilerlemesi ile steroidogenik açıdan yeterli bir dominant follikül gelişir ve salınan yüksek miktardaki östrojene cevap olarak hipofizde LH sentez ve sekresyonu başlar (Sharp, 1988). Luteinleştirici hormonun etkileriyle folliküler maturasyonun tamamlanması ve yılın ilk ovulasyonunun şekillenmesi ile geçiş dönemi son bulur. Ovulasyondan önce şekillenen folliküler dalgalar ile ilk preovulatör LH artışında tam folliküler maturasyon garantiye alınmış olunur Seksüel Siklusun Süresi ve Üreme Mevsimi Kısraklarda östrus siklusu uzunluğu iki ovulasyon arasında geçen süre olarak tanımlanabilir. Ovulasyonun oluştuğu dönemde kısrak östrustadır ve kan progesteron oranı 1 ng/ml nin altındadır. Ortalama siklus süresi 21 gündür. Diöstrus ortalama gün, östrus ise ortalama 5-7 gün sürer. Normalde luteal fazın süresi mevsimsel etkilerden bağımsızdır. Bu sürede oluşabilecek bir değişim çoğunlukla uterus kaynaklıdır. Luteal dönemin süresindeki değişim erken dönemde PGF 2α salınımı ile premature Cl lizisine yada Cl varlığının normal fizyolojik süreden daha uzun devam etmesine bağlı olarak şekillenebilir. Folliküler fazın uzunluğu ise ağırlıklı olarak mevsimsel etkiler olmak üzere bireysel özellikler ve ırka bağlı faktörlerden etkilenir. Östrusun uzunluğu mevsim ilerledikçe azalır. En kısa östruslar yaz aylarında gözlenir. Bu durumun sebebi artan fotoperiyotla follikülogenesisteki hızlanmadır (Daels ve Huges 1993). Üreme sezonundaki seksüel davranışlar ise, östrodiol ve progesteronun stimulatör ve inhibitör etkileri ile oluşur. Seksüel siklus, folliküler faz ve luteal faz

19 7 olmak üzere iki bölümde incelenir (Daels ve Huges, 1993; Hafez, 1993; Evans ve ark., 1997) Folliküler Faz ve Folliküler Dinamik Östradiol olgun follikül tarafından salınır ve siklusun folliküler fazında folliküler kaynaklı östrodiol, predominant reprodüktif steroidtir. Östrodiol ovulasyona 6-8 gün kala artmaya başlar ve ovulasyondan yaklaşık 2 gün önce pik yapar. Ovulasyon sonrası 1-2 gün içinde ise luteal faz seviyesine iner. Folliküler devrede kan progesteron oranı düşüktür ve kısrak, aygır muayenesinde östrus davranışları sergiler (sık ve az ürinasyon, çiftleşme pozisyonu alması, klitorisin eversiyonu, kuyruğun laterale deviasyonu gibi) (Meyers, 1997). Kısraklarda seksüel siklus süresince şekillenen folliküler dalgalar konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Üreme mevsiminde FSH nın bimodal salındığı ve gün aralıklarla iki pik yaptığı bildirilmiştir (Ginther, 1990). İlk pik, östrus sonuna yakın yada diöstrusun başında, diğer pik ise diöstrusun ortasında şekillenir. Bazı araştırıcılar, iki FSH dalgasına bağlı olarak iki folliküler gelişim dalgası şekillendiğini, dolayısıyla iki ayrı folliküler havuz oluşturduğunu ve ikinci folliküler dalganın ilk dalgadan orjin almadığını bildirmişlerdir. Bazı araştırıcılar ise iki follikül grubunun aynı dalga olduğunu, sadece gelişim aşamalarının gün ararlıklarla tamamlandığını ileri sürmüşlerdir. Kısaca diöstrusun ortasındaki FSH dalgasıyla folliküler gelişim başlar, luteolisisin başlangıcında genelde en büyük follikül gelişerek preovulatör follikülü oluşturur, östrus sonundaki FSH dalgası ve LH salınımıyla folliküllerin final maturasyonu gerçekleşir ve ovulasyon oluşur. Östrus sonundaki dalgadan gelişen folliküller ise LH bağımlı düzeye geldiklerinde ortamda LH olmadığından atreziye olurlar (Hafez, 1993).

20 Preovulatör Follikül Seleksiyonu Preovulatör follikülün seleksiyonu, dominant follikülün gelişimine devam ederken, ikincil folliküllerin regrese olmasıyla şekillenir. Bu olgu follikül deviasyonu olarak adlandırılır. Kısraklarda deviasyonun başlaması anındaki follikül ortalama çapı ortalama 22,5 mm. olarak bildirilmiştir (Ginther ve ark., 2004). Follikül gelişiminin ve ovulasyona uğrayacak folliküllerin belirlenmesinde gonadotropinlerin yanında IGF ler, büyüme faktörleri ve metabolik hormonlar da rol oynar (Webb ve ark. 2007). Folliküler aktivite sırasında gelişen folliküllerden kaynaklanan inhibitör etki nedeniyle FSH düşmeye başlar. Multifolliküler gelişim süresince inhibin, FSH yı baskılayan en önemli unsurdur. Ancak bu dönemde folliküller hala FSH ye ihtiyaç duyarlar. Dominat follikül seleksiyonuna yakın dönemde, genellikle en büyük follikül hem östrodiol hem de inhibin sekresyonu yaparak FSH miktarındaki düşüşü sağlar. Ancak yalnızca en büyük follikül düşük FSH konsantrasyonundan yararlanarak ovulatör büyüklüğe ulaşabilir ve gelişimini tamamlar. Luteinleştirici hormon, IGF-I ve östrodiol sentezini stimüle eder. Östrodiol ve IGF-I gibi intrafolliküler faktörler ve diğerleri, en büyük follikülün düşük FSH konsantrasyonundan yararlanabilme kabiliyetini artırırlar. Daha küçük folliküllerin FSH ya olan sıkı bağımlılıkları sürer. Bu nedenle düşük FSH konsantrasyonundan kolay etkilenirler ve böylece ovulatör follikül seleksiyonu gerçekleşir (Ginther ve ark. 2001) Periovulatör Luteinleştirici Hormon Dalgası Östrodiol etkisi altında, başlangıçtaki supresyonu takiben, GnRH dalga sıklığı artmaya ve LH, FSH ya oranla daha fazla salınmaya başlar. LH miktarı artarken, FSH minimal seviyeye iner. Diğer türlerle karşılaştırıldığında kısraktaki periovulatör LH artışı daha kademelidir ve daha uzun sürer. Periferal kanda LH maksimum konsantrasyonuna ovulasyondan saat sonra ulaşır.

21 9 Luteinleştirici hormon salınımı ile preovulatör follikülün final maturasyonu tamamlanır. Ovulasyondan sonra yaklaşık günde LH artışı başlar ve ovulasyon sonrası 4. günde minimal düzeyine iner (Fitzgerald ve ark., 1987; Meyers, 1997). Östrus bitiminden yaklaşık olarak saat önce, yeterli LH konsantrasyonunun sağlanmasıyla, ortalama mm. olan preovulatör follikül ovulasyona uğrar. Luteinleştirici hormonun kısraklara özgü uzun karakterli preovulatör dalgasının sebebinin, yapısındaki yüksek sialik asit içeriği nedeniyle kandaki uzun yarı ömrü ve hipotalamusun ovulasyon sonrası saatte belirgin miktarlarda yükselen progesteron negatif geri beslemesine yavaş cevap vermesinin olabileceği bildirilmiştir (Irvine ve Alexender, 1997). Ovulasyonun oluşmasıyla 1-2 gün içinde östrodiol ve inhibin, bazal seviyelerine inerler. Östrodiol seviyesindeki düşmeyle beraber kısraktaki östrus davranışları da biter. Üreme sezonunda ortalama 5-7 gün olan östrus davranışları, geçiş dönemlerinde daha uzun sürebilir (Fitzgerald ve ark., 1987; Meyers, 1997) Luteal Faz Lueal faz, ovulasyonu takiben östrus davranışlarının son bulmasıyla başlar. Dönemin predominant reprodüktif hormonu progesterondur. Kısrak aygıra ilgisizdir ve çiftleşmeyi reddeder (Evans ve ark., 1997). Bu dönemde kan progesteron seviyesi, ovulasyonu takiben saate artar ve 4-7 günde maksimum düzeyine (>4 ng/ml) ulaşır (Squires, 1993). Progesteronun etkili olabileceği eşik seviyeye ulaşması zaman alır. Bu nedenle LH üzerine olan negatif geri besleme etkisi, ovulasyondan sonra 3. günde, LH nın düşmeye başlamasıyla kendini gösterir. Artan progesteron, luteolizise dek yüksek kalır ve ovulasyon sonrası 16. günde minimal düzeye iner (Irvine ve Alexander, 1997). Ovulasyondan sonraki 1-4. günlerde follikülün kanla dolmasıyla corpus hemorajicum (CH) formasyonu tamamlanır. Kan pıhtısının yerini luteal hücrelerin

22 10 almasıyla da corpus luteum (Cl) şekillenir. Ruptura uğramış follikül, ilk 24 saatte yumuşak fluktuan bir alan olarak palpe edilebilir. Corpus luteum, 13. günde maksimum büyüklüğüne ulaşır (Watson ve ark., 2000). Diöstrusta FSH periferal kan seviyesi maksimuma ulaşır. Diöstrus süresince 1-2 tane folliküler dalga şekillendiği bildirilmiştir. Eğer tek folliküler dalga varsa, bu follikülogenesisin primer dalgasını oluşturur ve dominat follikül selekte olur. Primer folliküler dalganın başlaması ile endometriumdan PGF2α sentez ve sekresyonu başlar. Prostaglandin F2α kanda maksimum düzeyine ovulasyon sonrası günlerde ulaşır ve luteolizis gerçekleşir. Luteolizisle progesteronun kan seviyesi düşer ve dominant follikülden salınan östradiolün artması ile kısrak Cl regresyonunu takip eden 1-3 günde östrusa girer. Kısraklarda PGF2α, sistemik dolaşımla Cl a ulaşır. Prostaglandin F2α, metabolitlerinin ölçümüne dayanan araştırmalarda PGF2α dalgasının 1-4 gün sürdüğü belirlenmiştir. İlk minör yükseliş luteolizisi başlatır. Bu andan itibaren 4-5 saat içinde progesteron konsantrasyonu düşmeye başlar ve PGF2α nın devam eden salınımı luteolizisin tamamlanmasını sağlar (Evans ve ark., 1997) Sonbahar Geçiş Dönemi ve Anöstrus Sonbahar geçiş dönemi, ilkbahar geçiş dönemine göre daha az ekonomik kaygılar taşıdığından üzerinde çok araştırma yapılmış bir dönem değildir. Kısrakların reprodüktif yeterliliklerini kaybetmeye başladıkları dönemdir. Gonadotropin salgılatıcı hormonun relatif eksikliği sonucu LH ve FSH miktarında azalma oluşur. Aslında FSH seviyesinde dalgalanmalar şekillenirken, preovulatör LH dalgası şekillenmez (Silvia ve ark., 1986). Mevsimsel olarak LH da veya GnRH da yada her ikisinde birden azalma söz konusudur. Luteinleştirici hormondaki bu yetersizlik sonucu preovulatör follikülün final maturasyonu şekillenemediğinden ovulasyon oluşmaz (Sharp, 1993; Van

23 11 Niekerk ve Van Niekerk, 1997). Sonuç olarak ovaryumlar morfolojik olmayan, fonksiyonel atrofiye uğrar, follikülogenesis durur. Ancak anöstrusta 5-10 mm. büyüklüğünde folliküler aktivite gözlenebilir. Oluşan folliküler gelişim yetersizliği sonucu, periferal kanda ovaryum kaynaklı steroid miktarı düşer, belirlenemez hale gelir. Kısrak bu evrede aygıra tamamen ilgisizdir (Evans ve ark., 1997) Postpartum Dönem Ovaryum Aktivitesi Kısraklarda ovulasyonla karakterize ilk postpartum östrus tay kızgınlığı olarak adlandırılır. Bu dönemde normal folliküler gelişim söz konusudur. Doğumu takiben 2-12 günde tay kızgınlığı başlar ve çoğunlukla ovulasyonlar postpartum 20 gün içinde şekillenir (Katila ve ark., 1988; Blanchard ve Varner, 1993; Nagy ve ark, 1998a). Folliküler aktivite, doğuma yakın zamanda dalgalanmaya başlayan ve doğumla beraber artan FSH ye cevap olarak oluşur. Devam eden süreçte FSH de aşamalı bir düşüş şekillenirken, doğumu takiben LH da artış başlar ve postpartum ilk ovulasyona kadar bu artış hız kazanır (Blanchard ve Varner, 1993; Nagy ve ark., 1998a). Nagy ve ark (1998), doğum yapmış 38 kısrakta yaptıkları araştırmada, postpartum ilk ovulasyonların %71,1 oranında ilk 20 gün içinde şekillendiğini bildirmişlerdir. Doğum mevsimi tay kızgınlığının başlangıcını etkilemese de, postpartum ilk ovulasyon oluşum zamanını etkiler. (Nagy ve ark., 1998a). Ocak-Şubat aylarında doğum yapan kısraklarda postpartum ilk ovulasyon zamanının, Mayıs ve Nisan aylarında doğum yapan kısraklara göre düşük seyrettiği bildirilmiştir (Loy, 1980). Araştırıcılar, postpartum dönemde ovulasyon zamanının uzamasını, laktasyon anöstrusundan çok mevsimsel etkilerle ilişkilendirmişlerdir.

24 Yıllık Reprodüktif Aktiviteyi Etkileyen Faktörler Kısraklarda endojen biyolojik bir ritm tarafından oluşturulan mevsimse bağlı üreme olgusu, fotoperiyot, ısı, beslenme ve vücut kondüsyonu gibi eksternal ve neurotransmitterler, opioidler, kateşöleminler, seratonin ve tiroid hormonları gibi internal faktörlerden etkilenir (Fitzgerald ve Mc Manus, 2000; Nagy ve ark., 2000). Kısraklarda üreme aktivitesini etkileyen en önemli faktör fotoperiyottur. Fotoperiyot, melatonin sentez ve salınımını etkileyerek seksüel aktivitenin mevsimsel karakter kazanmasını sağlar (Nagy ve ark., 2000). Fotoperiyodik sinyaller retinadan bazı neural yollarla pineal beze aktarılır. Işık sinyali pineal bezde melatonin salınımını düzenler. Melatonin, organizmada aydınlık-karanlık gibi dışardan gelen bir takım uyarımların değerlendirilmesi ve yıllık reprodüktif üreme mekanizması gibi vücutta farklı biyolojik ritmlerin düzenlenmesinde görev alır. Melatonin, primer olarak karanlık periyot (gece) süresince sentezlenir ve fotoperiyodik bilginin neurondokrin-reprodüktif sisteme iletimini sağlayan endokrin kodu oluşturur. Nokturnal melatonin salınımının uzunluğu, kısrağın gecenin uzunluğunu biyolojik olarak algılamasını sağlar (Malpaux ve ark., 1999). Kısaca fotoperiyot tarafından düzenlenen melatonin sinyalinin uzunluğu ile organizmaya yıllık gün-gece uzunluk değişimleri kendi dilinde anlatılır (Underwood ve Goldman, 1987). Melatonin mevsimsel üreme aktivitesini, GnRH ve bu hormona bağlı LH sentez ve salınımını etkileyerek oluşturur (Malpaux ve ark., 1999) Kısraklarda Seksüel Siklusun Kontrolü Kısraklarda, seksüel siklus kontrolü, yetiştiricilikte erken gebelik ve tay doğumunun sağlanabilmesi amacıyla geçiş döneminde, üreme mevsiminde ve

25 13 postpartum dönemde, klinik gereklilikler söz konusu olduğunda, üreme mevsiminin maksimum verimle sonuçlandırılabilmesi amacıyla uygulanabilecek yöntemleri içerir. Seksüel siklusun non-hormonal yada hormonal kontrolünün endikasyonları, geçiş döneminde fizyolojik bir olgu olarak şekillenen düzensiz seksüel aktivitenin kontrolü ve geçiş döneminin kısaltılarak düzenli seksüel siklusların başlatılması, üreme sezonun erken döneminde fertil çiftleştirmelerin sağlanması için yılın ilk ovulasyonunun erken döneme çekilmesi, üreme sezonu öncesi ve süresince ovulasyonun indüksiyonu, luteal fazın kısaltılarak interöstrus aralıklarının azaltılması, düzensiz östrus sikluslarının tedavisi, uzayan luteal aktivitenin tedavisi, luteal etkinin ekzojen progestin kullanılarak uzatılması, postpartum periyotta reproduktif anormalliklerin tedavisi, uterus involüsyonunun çabuklaştırılması, postpartum ilk östrus ve ovulasyonun ertelenmesi, postpartum ikinci östrus ve ovulasyon arasındaki sürenin kısaltılması olarak sıralanabilir (Blanchard ve Varner, 1995) Beslenme Araştırmalar beslenmenin, düzenli seksüel siklusların başlamasında ve devamında oldukça etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan çalışmalarda, konsantre yem ile beslenen kısraklarda, yılın ilk ovulasyonunun daha erken dönemde şekillendiği, bahar aylarında kilo kazancı iyi olan kısraklarda, geçiş döneminin daha kısa sürdüğü bildirilmiştir (Nagy ve ark., 2000; Gentry ve ark., 2002). Benzer bir başka araştırmada, çayırda yeşil otla beslenmeye bırakılan kısraklarda, kuru otla beslenen kısraklara oranla yılın ilk ovulasyonlarının daha erken şekillendiği, kilo kaybının artmasıyla ovulasyonların şekillenme zamanının geciktiği, bununla beraber enerji desteğinin yalnızca düşük vücut kondüsyonuna sahip kısraklarda ovulasyonların erken oluşmasında etkili olduğu bildirilmiştir (Carnevale ve ark., 1997). Enerji düzeyi düşük rasyonla beslenen kısraklarda, ilkbahar geçiş döneminin daha uzun sürdüğü ve maksimum follikül çapının daha

26 14 düşük olduğu tespit edilmiştir (Godoi ve ark., 2002). Rasyonun enerjisi kadar, protein oranı da önemlidir. Rasyon proteininin FSH dalgası üzerine etkili olduğu bildirilmiştir. Yüksek kaliteli proteinlerle beslenen kısraklarda geçiş dönemi FSH artışı ve yılın ilk ovulasyonu, 3-4 hafta kadar erken şekillenmektedir (Van Niekerk ve Van Niekerk, 1997; Nagy ve ark., 2000). Kışın yapılan yem kısıtlaması ise anöstrusta uzamaya ve geçiş döneminde yapılacak uyarıcı ışık uygulamasına cevapta yetersizliğe neden olmaktadır (Guillaume ve ark., 2002) Yapay Fotoperiyot Uygulmaları Fotoperiyot, atlarda yıllık endojen reprodüktif aktiviteyi düzenleyen en önemli faktördür. Kışın yada ilkbaharın erken dönemlerinde ek ışık uygulaması ile yapay olarak gün uzunluğunun artırılmasıyla, ovaryum aktivitesi uyarılabilir (Nagy ve ark., 2000). Uygulamadaki amaç, vücuttaki melatonin salınımını kontrol etmektir. Salınan melatonin pineal bezde triptofandan sentezlenerek, gonadal fonksiyonları inhibe eder. Melatoninin hedef dokuları henüz tam açıklığa kavuşmamıştır. Ana etkisinin GnRH sentez ve salınımına antogonist etki göstermesi olduğu düşünülmektedir (Ley, 1998). Ovaryum aktivitesini uyarmak amacıyla, anöstrustaki kısraklarda stimulatör yapay fotoperiyot uygulamalarına genellikle 15 Kasım-15 Aralık dönemlerinde başlanır. Uygulama, kesintili yada sabit fotoperiyot şeklinde yapılabilir. Yapay fotoperiyot uygulamasına, doğal gün uzunluğu 14,5 saat olana dek devam edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Uygulanacak yapay fotoperiyoda alınacak cevabın, uygulanan fotoperiyoda direncin gelişmesi, fotoperiyodik geçmiş ve karanlık periyottaki fotosensitif fazdan etkilendiği bildirilmiştir (Johnson ve Malinowsky, 1986; Nagy ve ark. 2000). Sabit ışıklandırma şartları altında uzun süre barındırılan kısraklarda, uygulanan yapay fotoperiyot ister stimulatör uzun gün, ister inhibitör kısa gün olsun, yıllık reprodüktif fizyolojinin

27 15 işlerliğini koruyacağı bildirilmiştir. Onatlı saat ışık+8 saat karanlık fotoperiyot şartları altında 1 yıldan uzun süre barındırılan kısrakların %50 sinde anöstrusa dönüş şekillenmiştir. Bu olgu, fotoperiyoda direnç olarak tanımlanmaktadır. Şekillenen direnç, uygulanan fotoperiyodik programların belirli aralıklarla değiştirilmesi ile engellenebilir (Nagy ve ark. 2000). Fotoperiyodik geçmiş, spesifik bir periyoda karşı şekillenecek cevabın şiddetini belirler. Örneğin koyunlarda yapılan bir araştırmada 13 saatlik ışık uygulaması, 15 saatlik ışık uygulamasını takiben yapıldığında etkili olacaktır. Konuyla ilgili atlarda yeterli bilgi mevcut değildir (Malpaux ve ark. 2001). Organizmada gün uzunluğunun nasıl belirlendiğine dair çeşitli hipotezler ileri sürülmüştür. Bu hipotezler, zamanı, karanlığın başlamasından 9,5-10 saat sonra olan fotosensitif dönemde ışık varlığının algılanmasıyla, organizmada gün uzunluğunun belirlendiği yönünde birleşmektedir (Johnson ve Malinowski, 1986; Nagy ve ark., 2000). Bu dönem, kısraklarda uygulanacak yapay fotoperiyodun etki mekanizmasının anahtarını oluşturur. Yapılan bir araştırmada, 24 saat kesintisiz ışık, 16 saat ışık+8 saat karanlık, 9 saat ışık+15 saat karanlık ve doğal ışıklandırma programları geçiş dönemindeki farklı kısrak gruplarına uygulanmış ve en iyi sonuçların 16 saat ışık+8 saat karanlık programında elde edildiği bildirilmiştir. Malinowski ve ark. (1985), geçiş dönemindeki kısraklarda sabit ve kesintili karakterde uygulanan fotoperiyodun etkisini değerlendirmişler ve en etkili sonuçları 16 saat aydınlık+8 saat karanlık programının da içinde bunduğu, fotosensitif fazda ışıklandırma oluşturulan programlarda elde etmişlerdir. Yapılan başka araştırmalarda da başarılı stimulatör yapay fotoperiyot uygulamaları 16 saat ışık+8 saat karanlık ya da 14,5 saat ışık+9,5 saat karanlık programları olarak tanımlanmış (Palmer ve ark., 1982; Koskinen ve Katila, 1991) ve ovaryum aktivitesini uyarmakta önemli noktanın fotosensitif fazdaki ışık varlığı olduğu belirtilmiştir (Palmer ve Guillaume, 1992; Ley, 1998; Nagy ve ark., 2000). Yapılan araştırmalar, gün sonuna eklenen ışığın gün başlangıcına eklenenden daha başarılı olduğunu

28 16 ortaya koymuştur (Blanchard ve Varner, 1995). Fotoperiyot uygulamasından başarılı sonuçların alınabilmesi için minimum 60 gün süreyle uygulanması gerekmektedir. Zira uygulama süresi, doğal şartlarda gün süren geçiş dönemi ile ilgilidir. Yapay fotoperiyot uygulamasında ışığın şiddeti, yaklaşık olarak 12 metrekarelik bir locada, watt (10-40 mum) olup, akkor elektrik ampulleri yada benzer aydınlatma gücüne sahip floresan lambalar kullanılabilir (Ley, 1998). Yapay fotoperiyot uygulaması, eğer kapalı sistem localarda yapılıyorsa, locanın dışarıdan yeterli biçimde ışık alacak şekilde pencerelendirilmesi gerekmektedir. Işık kaynağı locanın merkezine, gölge oluşturmayacak ve kısrağın gözlerine ulaşacak biçimde, kısrağa 1,5-2 m uzaklıkta olacak biçimde yerleştirilmelidir. Uygulamanın yapıldığı işletmenin yapısına göre aydınlatma, açık hava padok sistemlerine göre de adapte edilebilir. Padoklarda dikkat edilmesi gereken nokta her yere eşit şiddette ışığın ulaşmasının sağlanması olacaktır (Blanchard ve Varner, 1995) Hormonal Uygulamalar GnRH Kullanımı Geçiş döneminde folliküler gelişimi uyarmak ve ovulasyonu sağlamak amacıyla, GnRH uygulamalarıyla ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Bu amaçla, doğal GnRH hormonu yada anlogları kullanılmaktadır (Löfstedt, 2001). Günde iki kere uygulanan GnRH analoglarının üreme sezonunu ve yılın ilk ovulasyonunu uyarmada başarılı olduğu bildirilmiştir (Meyers, 1997). Uygulama protokolü GnRH yada buserelin, deslorelin ve lutrelin gibi analoglarının tek ya da çoğul enjeksiyonlar, kronik infüzyonlar, osmotik mini pompalar (saatlik tekrarlar ya da bir günde çift uygulamalar), deri altı implantları şeklinde kullanılmasından oluşur. Ancak kısa süreli implantlar haricinde diğer yöntemler, çoğunlukla etkisiz ve

29 17 pahalı olmakla beraber pratik değildir (Johnson ve Becker, 1993; Löfstedt, 2001; Johnson ve ark., 2002). Yapılan araştırmalarda, derin anöstrusta ovulasyonu indüklenen bazı kısraklarda Cl formasyonun gelişmediği saptanmıştır. Derin anöstrusta ovulasyonu indüklenen kısraklar tohumlandığında ise gebelik oranının %64 ve gebeliğin 40. gününden sonra şekillenen embriyonik ölümlerin %64 oranında gerçekleştiği ortaya konmuştur. Bu durumun nedeninin Cl formasyonundaki yeteresizlik olduğu düşünülmüştür. Bunun tersine geçiş döneminde uyarılan ovulasyonlarla elde edilen gebeliklerde embriyonik kaybın şekillenmediği belirlenmiştir. Dolayısıyla ovaryumlarda en az 20 mm büyüklüğünde folliküllerin bulunması, uygulamanın güvenirliliği açısından büyük avantaj sağlayacaktır (Meyers, 1997) Progesteron Uygulamaları Geçiş döneminde progesteron uygulamaların etki mekanizması, folliküllün olgunlaşmasını ve ovulasyonu sağlayan LH nın yetersiz olması ile ilgilidir. Progesteron uygulaması ile LH salınımı baskılanır ve tedavi sonunda progesteronun ortadan kaldırılması ile folliküler olgunlaşmanın son aşaması ve ovulasyonun sağlanabileceği LH düzeyi yakalanmış olunur (Blanchard ve Varner, 1995). Progestogenler oral, enjektabl, vaginal yada subkutan yolla kullanılabilirler. Uygulama süresince LH salınımı ve östrus baskılanır. Ancak, uygulamaya alınacak cevap değişken olabilir. Çünkü, progesteron yada progestogenler, gebelikte ve diostrus ovulasyonlarında olduğu gibi folliküler gelişimi ve ovulasyonu tam olarak baskılamakta yetersiz kalabilirler. Folliküllerin gelişim süreçlerinin tedavi bitimindeki evresi, tedavi sonrası gerçekleşmesi beklenen ovulasyonun zamanlamasında değişiklik yaratabilir (Neely, 1983; Löfstedt 2001).

30 18 Yapılan araştırmalarda geçiş dönemindeki uygulamalardan verim alınabilmesi için ovaryumlarda 20 mm ve daha büyük çaplı folliküllerin bulunması gerektiği bildirilmiştir. Uygulamada en iyi sonuçlar ise mm. lik folliküller varlığında elde edilmiştir. Geçiş döneminin geç evrelerinde, gün süreyle progesteron uygulaması (0,044 mg./kg. altrenogest yada progesteron 150 mg./gün), düzenli siklusların ve ovulasyonların erken döneme çekilebilmesi için yeterli olacaktır. Uygulamanın bitmesiyle östrus arasındaki süre ortalama 4-7 gün, ovulasyonun şekillenmesi ise 7-12 günü bulmaktadır (Blanchard ve Varner, 1995; Meyers, 1997; Löfstedt, 2001). Tedavi esnasında şekillenebilecek muhtemel ovulasyonlar sonrası aktif Cl varlığının devamı olasılığına karşı, tedavi bitiminde tek doz PGF2α uygulaması tavsiye edilmektedir (Allen, 1984; Stanbenfeldt ve Huges, 1987; Lubbecke ve ark., 1994; Meyers, 1997; Löfstedt, 2001). Progesteronun folliküler gelişim ve ovulasyonları tam olarak baskılayamaması nedeniyle, bu hormon östrodiol ile kombine kullanılabilir. Ancak progesteronla beraber östrodiol uygulamasında folliküler gelişim daha iyi baskılanabildiğinden (folliküler çaplar düşer), uygulama sonrası östrusun başlaması ve ovulasyonun şekillenmesi daha uzun süre alabilir. Protokol 150 mg Progesteron (yağlı çözeltisi)+10 mg östrodiol 17β nın gün süreyle uygulanmasından oluşur. Tedavinin sonunda tek doz PGF2α, olası luteal yapıların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır (Meyers, 1997). Tedavi protokolünde daha yavaş katabolize olduklarından ve tutarsız östruslara neden olabileceklerinden östrodiol cypionate ve östrodiol benzoat ın, östrodiol 17β yerine kullanılmaması gerektiği bildirilmiştir (Löfstedt, 2001). Yalnızca progesteron veya progesteron+östrodiol tedavisi uygulaması, yapay fotoperiyot ile kombine kullanılabilmektedir. Böylece geçiş döneminin atlatılması ve ovulasyonların yılın erken dönemlerine çekilmesinde additif etki sağlanabilir (Blanchard ve Varner, 1995).

31 Ovulasyon Kontrolü At yetiştiriciliğinde optimal fertilitenin anahtarı ovulasyona olabildiğince yakın dönemde tohumlama yapılmasıdır. Seksüel siklusta ovulasyonun indüklenmesinin avantajları aşağıdaki şekilde özetlenebilir.. - Fertilite problemi olmayan aygırlarla çiftleştirme sonrası ovulasyonun saat içinde olması sağlanarak, tekrarlayan aşımların engellenmesi, - Aygır için seyahat etmesi gereken kısrakların tohumlaması için optimum zamanın belirlenmesi, - Fertilite problemi olan kısraklarda tek tohumlama ile başarılı sonuçların alınması, - Donmuş yada nativ sperma ile yapılacak suni tohumlamalarda, tohumlamaların ovulasyona olabildiğince yakın zamanda yapılabilmeleri, - Üreme sezonunda aynı aygıra olan talebin artması durumunda ya da sperm yaşam süresi kısa olan aygırlarla olan tohumlamalarda olumlu sonuçların alınabilmesi (Meyers, 1991; Löfstedt 2001) Günümüzde ovulasyonun uyarılabilmesi amacıyla en sık tercih edilen hormon insan koriyonik gonadotropinidir (hcg). Bununla beraber GnRH nın tekrarlayan enjeksiyonları, uzun süreli infüzyonları bu amaç doğrultusunda kullanılmıştır. Ancak elde edilen sonuçların tatmin edici olmaması ya da ovulasyon sağlanabilse dahi klinik kullanımda pratik olmaması dolayısıyla rutin bir metod halini alamamıştır. Son yıllarda bir GnRH agonisti olan deslorelinin deri altı implant formunda uygulanması başarılı olmuş ve hcg ye alternatif olarak rutine girmiş uygulamalardan bir tanesidir (Mc Kinnon ve ark, 1993; Ley, 1998). Araştırıcılar, hcg uygulaması esnasındaki follikül büyüklüğünün ovulasyon zamanını etkileyeceğini (Palmer, 1997), ovaryumlarda mm büyüklüğünde folliküller varlığında, I.U dozunda hcg uygulamasının saat içinde %85-90 oranında ovulasyonla sonuçlanacağını bildirmişlerdir

32 20 (Mc Kinnon ve ark., 1993; Blanchard ve Varner, 1994; Ley 1998; Camillo ve ark., 2004). Yapılan bir araştırmada Grimmet ve Perkins (2001), preovulatör boyutlara ulaşmamış küçük ve sert folliküller varlığında hcg uygulamasında başarı sağlamış ve bu folliküllerde, olgun folliküllerdeki preovulatör değişikliklerin (folliküler boyutta artma, folliküler basınçta değişme, theca ve granulosa katmanlarında ayrışma) şekillendiğini bildirmişlerdir. Anılan araştırıcılar hcg nin, folliküler gelişimi, steroidogenik enzimlerin indüksiyonu, tonometrik ve histolojik değişikliklerin oluşturulması yoluyla preovulatör follikül maturasyonuna yardımcı olabileceğini ileri sürülmüşlerdir. İnsan koriyonik gonadotropini, büyük, polipeptid yapılı bir hormon olup, yarı ömrü 8-12 saattir. Moleküler yapısın büyük ve protein kaynaklı olmasından dolayı, tekrarlayan uygulamaları antikor oluşumuna yol açar (Camillo ve ark., 2004). Antikor oluşumunun önlenmesi için aynı üreme sezonunda ikiden fazla enjeksyon tavsiye edilmemektedir. İnsan koriyonik gonadotropinine karşı oluşan bağışıklığın doğal LH ile çapraz reaksiyona girmediği bildirilmiştir (Ley, 1998). İnsan koriyonik gonadotropininin etkili doz aralığı ve gebelik oranları üzerine etkileri araştırılmıştır. Buna göre yüksek dozlarının (6000 I.U) konsepsiyon oranında düşüşler yaratabileceği ileri sürülmüştür (Neely, 1983). Grimmet ve Perkins, (2001) ise, oluşturdukları üç ayrı grupta hcg nin ve 6000 I.U dozlarında gebelik oranlarına etkilerini karşılaştırmışlar ve gruplar arasında farklılık tespit etmemişlerdir. İnsan koriyonik gonadotropininin ikiz gebelik oranı üzerine etkisi de araştırmalara konu olmuştur. Hormonun ovaryumda birden fazla preovulatör boyutlarda follikül varlığında uygulamasının çoğul ovulasyonlara yol açabileceği, ayrıca hcg uygulanan kısraklarda, ikiz gebelik insidansının hcg uygulanmayan kısraklara göre yüksek olduğu ve bu durumun, hcg nin FSH benzeri etkisinin yanı sıra ağırlıklı LH etkisinden dolayı follikül deviasyonunda bir takım olaylar zincirine dahil olmasından

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu Tanım Purbertiye ulaşan bir dişide hormonların kontrolü (hipotalamus, hipofiz ve ovaryum dan salınan) altında ovaryum ve uterusta meydana gelen değişiklikler Genital siklus

Detaylı

ÜREMENİN KONTROLÜ. PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN

ÜREMENİN KONTROLÜ. PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN ÜREMENİN KONTROLÜ PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN Çiftlik hayvanlarında üremenin denetlenmesi çerçevesinde: Çiftleşme-tohumlamalar istenen zamana göre planlanıp, toplulaştırılabilir, Mevsimsel poliöstrik hayvanlarda

Detaylı

Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama

Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama Siklus: Belli aralıklarla aynı biçimde yinelenen olayları kapsayan dönem; hormonların etkisiyle üreme organlarının belirli dönemlerde gösterdigi degişim, döngü. Siklik

Detaylı

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri Prof. Dr. Fatin CEDDEN Koyunlarda Seksüel Döngü Ilıman iklim kuşağından köken alan koyunlar mevsime bağlı kızgınlık gösterirler. Günlerin kısalmaya

Detaylı

İnfertil Dişiler. Çiftleşme zorlukları. Deneyimsiz erkek. Normal çiftleşmeden sonra başarısız gebelik. Seyrek östrus. Deneyimsiz dişi.

İnfertil Dişiler. Çiftleşme zorlukları. Deneyimsiz erkek. Normal çiftleşmeden sonra başarısız gebelik. Seyrek östrus. Deneyimsiz dişi. İnfertil Dişiler Çiftleşme zorlukları Deneyimsiz erkek Deneyimsiz dişi Erkekte fizyolojik problemler Dişide Dişinin hazır olmaması Vulval stenosis Vestibuler konstrüksiyon Vaginal Vaginal hiperplazi ya

Detaylı

T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN

T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN Veteriner Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı öğrencisi Vet. Hek. Ziver ÜSTÜN tarafından hazırlanan Sıcak

Detaylı

Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU

Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU Konu Başlıkları Beslenme ve beslenmenin üremeye etkisi Yağlanma, egzersiz, ve egzersizin fertilite üzerinde etkileri,

Detaylı

P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N

P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N S I Ğ I R L A R D A P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E D O Ğ U M V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N PUBERTAS Üreme yeteneğinin elde edilme olgusudur. Pubertas İlk kızgınlık

Detaylı

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

DİŞİ ÜREME ORGANLARI DİŞİ ÜREME ORGANLARI Dişi üreme organları dişi gamet hücresi ovumu (yumurtayı) üreten ovaryumlar ile ovumun döllendiği, döllenme sonrasında gebeliğin şekillendiği ve gelişen yavrunun dışarı çıkarıldığı

Detaylı

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu BILEŞIMI : Buserin, berrak, renksiz, steril çözelti olup, her ml.sinde 0.004 mg buserelin e eşdeğer 0.0042

Detaylı

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir.

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Ovaryumda meydana gelen değişiklikler ovogenezis ve ovulasyon

Detaylı

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Döllenme Sperm hücresinin ovuma girip kaynaşması olayına (fekondasyon) Döllenme denir. Bu olgu

Detaylı

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN Reprodüktif Endokrinoloji Prof. Dr. Mithat EVECEN HORMON Kelime: Yun. Uyarma, Canlandırma, Harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda sentezlenen ve buralardan kan, lenf ve ya sinir yoluyla vücudun

Detaylı

MENSTURASYON VE HORMONLAR

MENSTURASYON VE HORMONLAR MENSTURASYON VE HORMONLAR İLK ADET KANAMASI" Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu "ilk kanama" henüz yumurtlama süreci

Detaylı

Araştırmacılar. Araştırma İNEKLERDE ÜREME VERİMİ KLİNİK ENDOMETRİTİS

Araştırmacılar. Araştırma İNEKLERDE ÜREME VERİMİ KLİNİK ENDOMETRİTİS Araştırmacılar Klinik Endometritis Tanısı Konmuş Laktasyondaki Sütçü İneklerde, İntrauterin Dekstroz Uygulamalarının İyileştirme Oranı Üzerine Etkisi (Araştırma Ön Sonuçları) Araştırma Erciyes Üniversitesi

Detaylı

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI Üreme ile ilgili herhangi bir sorun olduğunda, reprodüktif sistemi bütünüyle düşünmek zorundayız. Cinsiyet ve türler arasında reprudiksiyon farklılıklarının mevcudiyeti

Detaylı

Senkronizasyon. Prostaglandin ile senkronizasyon Kontrolü yöntem Pazartesi yöntemi 2+2 yöntemi ½ yöntemi

Senkronizasyon. Prostaglandin ile senkronizasyon Kontrolü yöntem Pazartesi yöntemi 2+2 yöntemi ½ yöntemi Prostaglandin gibi luteolitik ajanlar kullanarak luteolizisi premature olarak oluşturmak, Progesteron veya sentetik derivelerini kullanarak CL'un fonksiyonuna benzer etkiyi oluşturmak. Prostaglandin ile

Detaylı

Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar

Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar Prof.Dr. Selim Aslan Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji ABD Em. Öğr. Üyesi Viyana-Zürich Üniversitesi Serbest Araştırmacı (Proje

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN Reprodüktif Endokrinoloji Prof. Dr. Mithat EVECEN TANIMLAR: Hormon: Yunanca = uyarma, canlandırma, harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda sentezlenen ve buralardan kan, lenf ve sinir yoluyla vücudun

Detaylı

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ Kadın ve erkek üreme sistemi dölün üretilmesi amacı ile özelleşmiş özel organlardan oluşmaktadır. Bazı üreme organları cinsiyet hücrelerini üretir, diğerleri

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU

SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖLERME VE SUNİ TOHUMLAMA ANABİLİM DALI SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU DOKTORA TEZİ Ali OCAK

Detaylı

Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU

Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU Östrus endokrinolojik, fizyolojik ve psikolojik etkimeler altında, dişilerin aşım için erkeği kabul etmeleri seklinde tanımlanır. genel saglık, bakım, beslenme, iklim

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim İLK TRİMESTERDE PROGESTERON Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Progesteron Gebeliğin oluşumu ve devamında çok önemli bir hormondur Progestinler Progesteron (Progestan

Detaylı

LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ

LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ

Detaylı

İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi

İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU 28.10.2013 İNEKLERDE ÜREMENİN KONTROLÜ EMBRİYO TRANSFERİ 1 Konu Başlıkları İneklerde Üremenin kontrolü Başarıyı etkileyen faktörler

Detaylı

Sütün Biyoaktif Bir Hormonu: Melatonin

Sütün Biyoaktif Bir Hormonu: Melatonin Sütün Biyoaktif Bir Hormonu: Melatonin Elif Ayşe Anlı, Asuman Gürsel, Ayşe Gürsoy Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Süt Teknolojisi Bölümü, Ankara MELATONİN Melatonin memelilerin pineal bezi (beyin

Detaylı

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR MENAPOZ DÖNEMİ VE HORMONLAR DR.ALEV ÖKTEM Menapozun Nedeni Overlerdeki oositlerin üreme yaşlanması sırasında ovülasyon ve atrezi nedeniyle tükenmesidir Kronolojik yaş üreme yaşlanmasının tespiti için çok

Detaylı

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin BİLEŞİMİ: Oprosyn Enjeksiyonluk Çözelti nin beher ml de 250µg kloprostenol a eşdeğer 263 µg kloprostenol sodyum

Detaylı

FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır PGS Enjeksiyonluk Çözelti Hormon - Prostaglandin F2-alfa analoğu BILEŞIMI PGS her ml sinde 250 µg kloprostenole eşdeğer 263 µg kloprostenol sodyum ve bakterisit

Detaylı

İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU

İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU Tunç ADATAŞ DOĞUM VE JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DALMAZİN Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Sentetik Prostaglandin

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DALMAZİN Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Sentetik Prostaglandin PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DALMAZİN Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Sentetik Prostaglandin BİLEŞİMİ: Berrak, renksiz, steril çözelti 1 ml de 0.075 mg d- kloprostenol ve 1 mg klorokresol

Detaylı

İneklerde postpartum problemler. Prof.Dr.Mehmet GÜLER Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı KONYA

İneklerde postpartum problemler. Prof.Dr.Mehmet GÜLER Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı KONYA İneklerde postpartum problemler Prof.Dr.Mehmet GÜLER Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı KONYA İneklerde Buzağılama Aralığının Dönemleri Buzağılama aralığı Buzağılama

Detaylı

KISRAKLARDA UTERUS VE OVARYUMDAKİ DEĞİŞİMLERİN ULTRASONOGRAFİK YÖNTEMLE DEĞERLENDİRİLMESİYLE UYGUN SUNİ TOHUMLAMA ZAMANININ SAPTANMASI

KISRAKLARDA UTERUS VE OVARYUMDAKİ DEĞİŞİMLERİN ULTRASONOGRAFİK YÖNTEMLE DEĞERLENDİRİLMESİYLE UYGUN SUNİ TOHUMLAMA ZAMANININ SAPTANMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KISRAKLARDA UTERUS VE OVARYUMDAKİ DEĞİŞİMLERİN ULTRASONOGRAFİK YÖNTEMLE DEĞERLENDİRİLMESİYLE UYGUN SUNİ TOHUMLAMA ZAMANININ SAPTANMASI

Detaylı

DÜVELERDE PROGESTERON DESTEKLİ FARKLI RESENKRONİZASYON PROTOKOLLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

DÜVELERDE PROGESTERON DESTEKLİ FARKLI RESENKRONİZASYON PROTOKOLLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖLERME VE SUNİ TOHUMLAMA ANABİLİM DALI DÜVELERDE PROGESTERON DESTEKLİ FARKLI RESENKRONİZASYON PROTOKOLLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Mesut

Detaylı

Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders)

Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders) Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders) Büyüme ve Gelişme Çocuk organizmasını yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci

Detaylı

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin Prospektüs Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır OPROSYN Enjeksiyonluk Çözelti Sentetik Prostaglandin BİLEŞİMİ: Oprosyn enjeksiyonluk çözelti nin beher ml de 250µg kloprostenol a eşdeğer 263 µg kloprostenol

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular. Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular. Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Anomaliler üç ana başlıkta toplanabilir Yavru zarları ve suları Yavrudaki gelişme bozuklukları Anada ortaya

Detaylı

SÜT HUMMASI (Milk Fever-Parturient Paresis)

SÜT HUMMASI (Milk Fever-Parturient Paresis) SÜT HUMMASI (Milk Fever-Parturient Paresis) Fazla süt veren yaşlı ineklerde, buzağılamadan sonraki ilk üç gün içinde yani ilk 6-48.saat içinde oluşur. Kan kalsiyum düzeyinin düşmesi (Hypocalcemia), adale

Detaylı

POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİ VE FERTİLİTE PARAMETRELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİ VE FERTİLİTE PARAMETRELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİ VE FERTİLİTE PARAMETRELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Gaye

Detaylı

HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ. Önemli Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır.

HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ. Önemli Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır. HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ Önei Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır. Saygılarıa... Uğur AYDOĞAN - Gazi Üniversitesi ugur@hipogonadizm.org ugur.aydogan@gazi.edu.tr

Detaylı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN. BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof Dr Zehra AYCAN zehraaycan67@hotmail.com Büyüme Çocukluk çağı, döllenme anında başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder Bu süreçte çocuk hem büyür hem de gelişir

Detaylı

BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir

BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir Reprodüktif Biyoteknolojinin Amacı Canlılarda in vivo ve in vitro koşullarda gen kaynaklarının uzun süreli korunması ve daha fazla

Detaylı

FERTİLİZASYON-Döllenme

FERTİLİZASYON-Döllenme FERTİLİZASYON-Döllenme Tanım Spermatozoon ile Oosit II nin birleşerek yeni bir canlı olan ZİGOT u şekillendirmesi Ovulasyonla yumurta yoluna atılan Oosit korona radiata hücreleri ile sarılıdır. - Oosit

Detaylı

Sığrlarda Embryo Transferi. Prof.Dr.Serhat Pabuccuoğlu

Sığrlarda Embryo Transferi. Prof.Dr.Serhat Pabuccuoğlu Sığrlarda Embryo Transferi Prof.Dr.Serhat Pabuccuoğlu BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir Reprodüktif Biyoteknolojinin Amacı Canlılarda in vivo ve in vitro koşullarda

Detaylı

KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama

KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama Prof. Dr. Mithat EVECEN Puberte Dişi Kediler Ortalama: 8-13 Aylık (2-2,5 kg) Kısa Tüylü Irklar: 7-9 aylık Uzun Tüylü Irklar: 10-12 aylık Yavruların Doğum Zamanı

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com Andropoz: Yaşlanan Erkek: Tarihsel yaklaşım Yaşlanma ile beraber gonadal (testis) fonksiyonlarda azalma ve bu durumun kişi üzerine etkileri antik çağlardan beri bilinmekte ve araştırılmaktadır. Örneğin

Detaylı

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT ÜRETİMİNİN ZAMANLAMASI İLK BUZAĞILAMA 305 GÜN 60 GÜN İKİNCİ BUZAĞILAMA 365 GÜN SÜT SIĞIRI BESLEMEDE KRİTİK GÜNLER 3

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

Irkların Sınıflandırılması

Irkların Sınıflandırılması Irkların Sınıflandırılması Gelişmişlik düzeyine göre İlkel yerli ırk Islah edilmiş yerli (geçit) ırk Kültür ırkları Verim yönlerine göre Tek verim yönlü ırklar Kombine verimli ırklar İlkel yerli ırk; Genellikle

Detaylı

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğumdan ergin çağa kadar olan büyümedir. Neonatal (yeni doğan) dönemi Infancy (yavru) dönemi Puberty (ergenlik) dönemi Adölesan (gençlik) dönemi Adult (erginlik) dönemi

Detaylı

KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI İlhan Arkadaş ARICAN

Detaylı

ULUSAL 2-3 KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. 1. Tohumlama: % 60 2. Tohumlama: % 90 GİRİŞ. 83 Günde Görülen Östrus

ULUSAL 2-3 KONGRESİ. Türk Veteriner Jinekoloji Derneği. 15-18 Ekim 2015. 1. Tohumlama: % 60 2. Tohumlama: % 90 GİRİŞ. 83 Günde Görülen Östrus SÜTÇÜ İNEKLERDE FARKLI SENKRONİZASYON PROTOKOLLERİNİN GEBELİK ORANI ÜZERİNE ETKİSİ GİRİŞ Damızlık süt inekçiliği işletmelinde h yıl bir yavru almak önemli bir hedeftir. Murat ABAY 1, Tayfur BEKYÜREK 1,

Detaylı

YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Yumurta tipleri : Çeşitli hayvan yumurtaları, taşıdıkları lecithus (vitellus) maddesinin azlığına

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET)

İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET) İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET) Yardımcı üreme tekniklerinin (YÜT) (Assisted Reproduction Techniques, ART) temel amacı, infertil çiftin sağlıklı bir bebek sahibi olmasıdır. IVF-ET

Detaylı

1. İÇİNDEKİLER. Kabul ve Onay. İçindekiler. Önsöz. Simgeler ve Kısaltmalar. Şekiller. Çizelgeler 1. GİRİŞ Vücut Kondisyon Skoru (VKS) 6

1. İÇİNDEKİLER. Kabul ve Onay. İçindekiler. Önsöz. Simgeler ve Kısaltmalar. Şekiller. Çizelgeler 1. GİRİŞ Vücut Kondisyon Skoru (VKS) 6 i i ii iii 1. İÇİNDEKİLER Sayfa No Kabul ve Onay İçindekiler Önsöz Simgeler ve Kısaltmalar Şekiller Çizelgeler ii iii vi vii ix xi 1. GİRİŞ 1 1.1. Vücut Kondisyon Skoru (VKS) 6 1.2 Vücut Kondisyon Skorunun

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI. Araş. Gör. Koray KIRIKÇI

SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI. Araş. Gör. Koray KIRIKÇI SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI Araş. Gör. Koray KIRIKÇI Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, KIRŞEHİR koray.kirikci@ahievran.edu.tr (Yazıların bilimsel ve

Detaylı

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim KONU İLGİ Düvelerin beslenmesi Sütten kesimden tohumlamaya kadar olan dönemde besleme ve yönetimsel pratikler TERCÜME VE DERLEME

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve. Laktasyon başlangıcında yüksektir

Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve. Laktasyon başlangıcında yüksektir Ketozis Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve aseton) Laktasyon başlangıcında yüksektir Tip 1: Postpartum Tip 2: Prepartum Tip 3: Bütirik ketozis Tipi bilinmez

Detaylı

Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme. Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi

Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme. Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi Polikistik over sendromu (PKOS), 1930 yılında wedge rezeksiyonun tariflenmesinden

Detaylı

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU OVOGENEZİS Dişi eşey hücresinin gelişip olgunlaşmasına ovogenezis denir. Spermatogenezisteki gibi çoğalma, büyüme ve olgunlaşma

Detaylı

POSTPARTUM FARKLI GÜNLERDE DOUBLE-OVSYNCH İLE SENKRONİZE EDİLEN İNEKLERDE BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELERİN İNCELENMESİ

POSTPARTUM FARKLI GÜNLERDE DOUBLE-OVSYNCH İLE SENKRONİZE EDİLEN İNEKLERDE BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELERİN İNCELENMESİ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ POSTPARTUM FARKLI GÜNLERDE DOUBLE-OVSYNCH İLE SENKRONİZE EDİLEN İNEKLERDE BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELERİN İNCELENMESİ Veteriner Hekim Ozan BİLGEN

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü 10. SINIF KONU ANLATIMI 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü DÖLLENME Dişi üreme sistemine giren sperm hücreleri yumurta hücresinin salgıladığı FERTİLİZİN sayesinde yumurta hücresini

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ SIĞIRLARDA ÜREME-BESLEME İLİŞKİLERİ Prof.Dr. Murat GÖRGÜLÜ Damızlık Dişi Buzağılar ve Düvelerin Beslenmesi Düveler belli bir yaştan ziyade belirli

Detaylı

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI-2

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI-2 SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI-2 OVİSİNK PROTOKOLÜ (Prof Dr Dursun Ali Dinç ten alıntı) İneklerde reprodüktif performansı sağlamada östrüs tespiti ve hayvanın uygun zamanda tohumlanması kritik öneme

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Oral ajanlarla ovulasyon induksiyonu. Doc. Dr. Fatma Ferda Verit Suleymaniye Kadin Hastaliklari ve Dogum Egitim ve Arastirma Hastanesi

Oral ajanlarla ovulasyon induksiyonu. Doc. Dr. Fatma Ferda Verit Suleymaniye Kadin Hastaliklari ve Dogum Egitim ve Arastirma Hastanesi Oral ajanlarla ovulasyon induksiyonu Doc. Dr. Fatma Ferda Verit Suleymaniye Kadin Hastaliklari ve Dogum Egitim ve Arastirma Hastanesi Klomifen sitrat Ovulasyon induksiyonu amaciyla ilk kez 1961 yilinda

Detaylı

T. C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

T. C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BİRİM: BESİN/GIDA HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ ANABİLİM DALI T. C. 1 Gıda analizleri mikrobiyolojik- 2 Gıda analizleri serolojik ve toksikolojik- 3 Danışmanlık hizmeti 1. Yapılacak analizleri ve ilgili mevzuatı

Detaylı

Kuzu üretim teknikleri:

Kuzu üretim teknikleri: Kuzu üretim teknikleri: akin@comu.edu.tr http://akin.houseofpala.com Koç katımında yoğun-ek yemleme:flushing Erken yaşta damızlıkta kullanma Kuzulama aralığının kısaltılması Hormon uygulama, embriyo transferi

Detaylı

KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ

KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ OVERYEN REZERV PREMATÜR OVARYEN YETMEZLİK POLİKİSTİK OVER SENDROMU Dr.MURAT ÖKTEM Menstrüel siklusların düzenli olması %95 ovülasyon olduğunu gösterir. Fakat yeterli

Detaylı

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları Dr. Suat Erdoğan Sunum planı Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları Hipofiz bezi (hypophysis) Hipofizial çukurlukta bulunur (sella turcica) 9 adet hormon üretir İki bölümü vardır: Anterior

Detaylı

DERLEME /REVIEW. Osman ERGENE*

DERLEME /REVIEW. Osman ERGENE* İneklerde progesteron hormonunun klinik endikasyonları Osman ERGENE* Öz: Bu derlemede ineklerde progesteron ve progestagen hormonlarının özellikleri ile çeşitli reprodüktif sorunlarda klinik endikasyonları

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

GENEL ANTRENMAN BİLGİSİ

GENEL ANTRENMAN BİLGİSİ HİTİT ÜNİVERİSTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEK OKULU ANTRENÖRLÜK BÖLÜMÜ GENEL ANTRENMAN BİLGİSİ ANTRENMAN DURUMLARI ANTRENMAN DURUMLARI I-FORM(PEAKING) Sporcunun bir sezon içerisinde yakaladığı en iyi

Detaylı

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE Ek1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ HİZMET ENVANTERİ SIRA NO 1 2 KURUM KODU. STANDART DOSYA PLANI KODU HİZMETİN ADI Klinik Muayene Klinik Bilimler nün Hasta muayenesini Radyografik Muayene Röntgen çekimini

Detaylı

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri TESTOSTERON (TOTAL) Kullanım amacı: Erkeklerde ve kadınlarda farklı kullanım amaçları vardır. Erkeklerde en çok, libido kaybı, erektil fonksiyon bozukluğu, jinekomasti, osteoporoz ve infertilite gibi belirti

Detaylı

Meme şekli-büyüklüğü ineğin kalıtsal yapısı, yaşı, süt verim düzeyi, laktasyon dönemi ve laktasyon sayısına bağlı olarak faklılık gösterir.

Meme şekli-büyüklüğü ineğin kalıtsal yapısı, yaşı, süt verim düzeyi, laktasyon dönemi ve laktasyon sayısına bağlı olarak faklılık gösterir. Meme şekli-büyüklüğü ineğin kalıtsal yapısı, yaşı, süt verim düzeyi, laktasyon dönemi ve laktasyon sayısına bağlı olarak faklılık gösterir. a b c Sağım başlangıcında, o sağımda inekten elde edilecek sütün

Detaylı

Çiftlik Hayvanlarında Embriyo Aktarımı. Prof Dr Fatin Cedden

Çiftlik Hayvanlarında Embriyo Aktarımı. Prof Dr Fatin Cedden Çiftlik Hayvanlarında Embriyo Aktarımı Prof Dr Fatin Cedden İlk embriyo transferi 1890 da Walter Heape tarafından Büyük Britanya da tavşan üzerinde gerçekleştirildi Sığırda yapılan ilk embriyo transferi

Detaylı

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME Dönemsel Besleme Sağmal ineklerin besin madde ihtiyaçları; laktasyon safhası, süt verimi, büyüme oranı ve gebelik durumuna bağlı olarak değişim göstermektedir. Bu açıdan

Detaylı

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 4 2 Hipotalamus ve hipofiz Metabolizma, gelişme ve üreme gibi vücut

Detaylı

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır. Intrauterine administration of hcg immediately after oocyte retrieval and the outcome of ICSI: a randomized controlled trial Oosit Retrivalden hemen sonra intrauterin hcg uygulamasının ICSI sonuçları üzerine

Detaylı

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME Adolesans ; çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir * Fiziksel Büyüme * Cinsel Gelişme * Psikososyal Gelişme Büyüme ve gelişme, adolesansta belirgin bir

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 F i z 2 0 8 S i s t e m l e r i n Ko n t r o l M e k a n i z m a l a r ı Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri Adnan Kur t Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 Motivasyon:

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Fizyoloji

Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Fizyoloji Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Fizyoloji 1 1 4 4 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Zorunlu Dersi Veren Öğretim Elemanı Dersin Yardımcıları Dersin Amacı Dersin

Detaylı

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Reprodük>f Endokrinoloji ve İnfer>lite

Detaylı

Prof Dr M Sait Yücebilgin Ege Üniversitesi Tıp fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Prof Dr M Sait Yücebilgin Ege Üniversitesi Tıp fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Prof Dr M Sait Yücebilgin Ege Üniversitesi Tıp fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Hipogonadotropik hipogonadizm Adet görmeyen olgular Ovülasyonu olmayan olgular FSH ve E-2 düşük sevyede

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı