HÜRRİYET GAZETESİ...2

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 Kredi faizleri BBDK yla 1-3 puan artar, istihdamı etkiler İstikrardan yanayız kredide yüzde 25 lik artış sınırına uyarız Yunanistan'dan özelleştirme istediler Merkez, tüketici kredisine freni sevdi yine Gerekirse ek önlem gelir mesajı verdi Para arzı 4 milyar lira arttı Efsane Varan, otobüs işini Metro ya sattı, oteli seçti EPDK: Enerjiye pozitif ayrım yapın özkaynak yüzde 20 den az olsun Erzurum a 200 milyon dolar yatırıyor, Çifte Minareli Medrese yi otele yansıtıyor 250 milyon Euro kredi aldı dijital uçurumu kapatacak G20 ülkeleri gıda verilerini izleyecek 5 ülke üretimi artıracak MİLLİYET GAZETESİ...9 Petrokonut için ilk adım Dünyada 152 milyonun ayağını yerden kesti "İstanbul'da gayrimenkul fiyatları üçe katlanacak" Yunanistan'ın ilk gönüllüsü Dexia Güngör Uras Doların Yönü Nereye, faiz artışı isteyen sıcak paracılar Metin Münir Hükümetin altında saatli bir bomba var SABAH GAZETESİ...16 Ülker şaşırttı Türkiye Finans halka açılacak NBG'yi ben almam kimse de almaz Zentiva'nın Ar-Ge üssü İstanbul olacak Anatolium 3 bin kişiye iş verecek Sarelle'den sonra sıra dondurmada Süleyman Yaşar Dolar ve altın fiyatları ne olacak? RADİKAL GAZETESİ...20 Uğur Gürses Altın hala parlıyor Güven Sak Türkler otel yaparken biz füze yapıyorduk

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Kredi faizleri BBDK yla 1-3 puan artar, istihdamı etkiler Kredilere yönelik BDDK kararlarının faizlerde, yıllık bazda 1-3 puanı aşkın artışlar getireceğini söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, şube ağı genişletme politikaları, istihdamı etkiler. Yeni maliyet koşullarında aynı dozda, aynı fizibilitede yaklaşamayabilirsiniz dedi. BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK) kredilere yönelik aldığı kararların, sektöre ilave yükler getirdiğini vurgulayan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bunun faiz, şube açma ve istihdam politikalarına yansıyacağına dikkat çekti. Limak ve Bilgin Gruplarının, aralarında İş Bankası nın da bulunduğu 4 banka ile kredi anlaşmasının imza töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bali, BDDK kararının bankacılık sektörüne etkilerine ilişkin şunları söyledi: İlave yükler getirdi Özellikle taşıt ve konut kredileri dışında tüketici kredilerini ayırt eden, gerek risk ağırlıklarını değiştiren, gerekse genel karşılık oranlarını değiştiren düzenlemelerin söz konusu. Düzenlemeler şimdiye kadar öngörülen talep artışını bir miktar frenlemek ve finansmanına bir takım kısıtlar getirmeye dönük oldu. Evet, sektör üzerine ilave yükler getirdiği ortada. Faize 1-3 puan yansır Hesaplamalarımıza göre, kredilerin türlerine ve vadelerine göre faizlerde 1 ile 3 puanı aşkın yıllık bazda artışlar getirir. Aslında yoğun rekabet ve büyüme iştahı yüzünden bir süreden beridir kaynak maliyetindeki, ilave yükümlülüklerdeki artışları kredi faizlerine yansıtamıyor veya yansıtmıyorduk. Bu dönemin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Asimetrik fiyatların sonu Bu dönemde, hatta bir miktar da arbitraj manasına bile gelebilecek gerçek bir kredi talebine dayanmadığını düşünebileceğimiz işlemlerin sürdürülemeyeceği görünüyor. Bu yönüyle bakıldığında yoğun rekabet konusu olan belli müşteri segmentlerinde ve müşterinin daha çok bir anlamda hakim olduğu segmentlerde, bu tür asimetrik fiyatlamaların sonuna gelindiğini düşünüyorum. Rekabetin yoğun olduğu ve aynı müşteriler, büyük müşteriler üzerinde rekabetin söz konusu olduğu alanlarda bu tür kârlılığa imkan bırakmayan fiyatlamaların artık sonuna gelindiğini düşünüyorum. Şube ve istihdamı etkiler Yeni koşullarda bankacılık sistemi gerek operasyonel verimlilik, gerek işletme giderleri anlamında ilave konsantrasyona sahip olması gerekiyor. Şube ağı genişletme politikaları, istihdamı etkiler. Yeni maliyet koşullarında aynı dozda, aynı fizibilitede yaklaşamayabilirsiniz. Çünkü gerek aktif getirisine, gerek işletme giderlerine, gerekse operasyonel verimliliğine daha fazla konsantre olmamızı gerektiren bir döneme girdik. Ölçeği yetersiz olan yeniden fizibilite yapsın EKONOMİ yönetiminin sektöre yönelik aldığı kararların sektörde bir konsolidasyon başlatıp başlatmayacağına ilişkin olarak Adnan Bali, ölçeği yeterli olmayanların mutlaka fizibilitelerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini belirtti.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Otorite Ya ilave yakıt alın ya da hızınızı düşürün diyor ADNAN Bali, cari açığa ilişkin bir soruya yanıtlarken, şu değerlendirmeyi yaptı: Otorite bize şunu söylüyor; Siz hedefe varmak istiyorsanız, bu hızla gidecekseniz, ilave yakıt almanız lazım. Yok eğer ilave yakıt almayacaksınız ya da alamayacaksınız hızınızı düşürün. Biz de gereğini yapacağız. Burada tek önemli konu şudur; acaba tedbirler, bu tür risklerin doğmasını önlemek üzere önceden önlem almak amacının yanı sıra görece iyi performans gösterilen bir alanda imkan dahilinde olduğu için de mi sadece finans sektörüne yönelmiştir? Burada tabii ki tereddütlerimiz var. Kredilerde ayrışmaya gidilmeli KREDİLERDE ayrıştırmaya gidilmesi gerektiğini dile getiren Adnan Bali, ihracatı, ihracatın döviz kazandırıcı faaliyetleri, finansmanı, cari açığı kapatıcı yönde etki yapan her tür krediyi ayırt etmek gerektiğini, bunların aynı mahiyette işlev görmediğini söyledi. İstikrardan yanayız kredide yüzde 25 lik artış sınırına uyarız Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Türk bankacılık sektörünün finansal istikrardan yana olduğunu ve alınan kararlara uyulacağını vurguladı. TBB üyesi banka yöneticilerinin katılımıyla basına kapalı gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısı sonrasında açıklama yapan Aydın, Türk bankacılık sektörü, finansal istikrardan yanadır. Bunda en ufak şüphesi bulunmamaktadır. Otoritenin aldığı ekonomiyi düzenleyen, yetkililerin aldığı yüzde 25 lik kredi büyümesine sektör olarak uyacağız dedi. Aydın, alınan önlemlere ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: Asıl ölçü 6 aylık artış Geçen seneye kıyasla, nisan-nisan, mart-mart gibi oranlar görülüyor. Bu oranlarda kredi çok büyümüş gibi gözüküyor. Buradaki asıl ölçü, yapmamız gereken husus, yılbaşından bu yılın sonuna kadar olan kredi artışıdır. Aslında biz bankacılıktaki kredi genişlemesine, bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman yıl sonu itibariyle yüzde 25 lik kredi büyümesinin daha üstünde bir büyümeyle yılı tamamlamayacağımızı, daha değişik bir ifadeyle yüzde 25 lik kredi büyümesine uyulacağını gördük. Burada bir konsensüs, bir birlikteliğimiz var. Bunun kamuoyuna bu şekilde yansıtılmasını arzu ediyoruz. TMSF de düzenleme yapacak Merkez Bankası nın ve BDDK nın yaptığı düzenlemeleri olumlu buluyoruz ve yapılması gerektiğini kabulleniyoruz. TMSF nin de bir düzenlemesinin olacaktır. Biz düzenlemelerin doğru olduğunu söylemekle birlikte, bunların bir bütüncül politika içinde yapılmasını daha çok arzu ediyoruz. Ağırlıklı yabancı ortakları, hissedarları olan borsaya açık şirketleriz. Müşterilerimiz, Türkiye deki düzenlemelerle ilgili gelecekte yeni şeyler olacak mı? diye sorduklarında, bilinen hususları zaten kendilerine arz ediyoruz. Bir belirsizlik ortamı doğmaması için bütüncül olarak açıklanırsa daha iyi olur. Yani yüzde 25 lik bir düzenleme yapıldı. O düzenlemeye uyduğumuzu ifade ettik.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Yunanistan'dan özelleştirme istediler AB devlet ve hükümet başkanları, 12 milyar euroluk kredi dilimini serbest bırakmak için Yunanistan'dan 50 milyar euroluk özelleştirme programı ve 28 milyar euroluk kemer sıkma önlemlerinin parlamentoda onaylanmasını talep etti. Zirve kararlarında, Yunan parlamentosunun özelleştirme ve bütçe kesintileriyle ilgili düzenlemeleri acil olarak yasalaştırması istendi. Kararlarda, Yunanistan için düşünülen ikinci kurtarma paketi kapsamında bankalardan ellerindeki Yunan tahvillerinin vadesini gönüllü olarak uzatmalarının talep edileceği belirtildi. Avro Bölgesi ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) ortaklaşa hazırladığı 110 milyar avroluk kredi paketiyle geçen yıl 'kurtarılan' Yunanistan'ın iflas etmemesi için 12 milyar avroluk 5'inci dilimin en geç temmuz ayında Atina'ya ödenmesi gerekiyor. Yunan parlamentosunun, halkın büyük tepki gösterdiği özelleştirme programı ve kemer sıkma önlemlerini gelecek hafta görüşmesi bekleniyor. Merkez, tüketici kredisine freni sevdi yine Gerekirse ek önlem gelir mesajı verdi Politika faiz oranını yüzde 6.25 te sabit tutan Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK) tüketici kredilerine yönelik aldığı önlemlerin iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunacağını belirtti Erdem Başçı başkanlığında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu açıklamasında, enflasyon konusunda haziranda, cari açık konusunda yılın son çeyreğinde iyileşmeler görüleceği mesajı verildi. Politika faizinde 5 aydır değişikliğe gitmeyen, ancak gerekirse ek önlemler alacağını açıklayan PPK, açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi: İşsizlik kriz öncesine döndü Son dönemde iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler Enflasyon Raporu nda sunulan çerçeveyi teyid ediyor. Özel tüketim ve yatırım talebi ılımlı bir seyir izlemekte, dış talep ise zayıf görünümünü koruyor. İstihdam koşullarındaki iyileşme devam ederken işsizlik oranları kriz öncesi seviyelerine döndü. Kapasite kullanım oranları düşük Bununla birlikte, güçlü verimlilik artışlarının da katkısıyla birim işgücü maliyetleri azalıyor. Zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayinde kapasite kullanım oranlarının düşük düzeylerini koruyor. Ancak, ithalat fiyatlarındaki birikimli artışların gecikmeli yansımalarına ve baz etkisine bağlı olarak kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki sınırlı yükselişin süreceği tahmin ediliyor. Bu ay gıda fiyatları düşecek Ayrıca Kurul, mayıs ayında sıçrama gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının haziran ayında belirgin bir düşüş göstereceğini ve bu düzeltmeyle yıllık enflasyonun, Enflasyon Raporu nda öngörülen seviyelere döneceğini not etti. Fiyat istikrarına ve finansal istikrara ilişkin risklerin azaltılması açısından mevcut politika bileşiminin sıkılaştırıcı yöndeki etkilerinin yakından izlenmeye devam edilmesi ve gerekli görüldüğü takdirde aynı doğrultuda ilave tedbirler alınması uygun olacaktır.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Faiz 5 aydır değişmiyor HAZİRAN ayında da, faiz değişikliği yapmayan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), ocak ayı toplantısında politika faizini çeyrek puan düşürerek yüzde 6.25 e çekmişti. Merkez Bankası, bu indirimle piyasaları şaşırtmıştı. Ancak ondan sonra faize bir daha dokunmadı. PPK, gecelik faizi ise aralık 2010 dan bu yana yüzde 1.50 seviyesinde tutuyor. Merkez Bekle-gör de kaldı, Faiz artacak beklentisi güçlendi MERKEZ Bankası faiz oranlarında bir değişikliğe gitmese de, piyasada faiz artacak beklentisi güçlendi. Uzmanlar, kararı şöyle yorumladı: Fatih Keresteci (HSBC): Merkez bekle-gör moduna bağlı kaldı, riskin aşırı borçlanma olduğu algısı devam ediyor. İfadeler aşırı ısınma tarzı bir risk taşımıyor. İş Yatırım: Faizlerin yılın 3 üncü çeyreğinden itibaren başlamak üzere 2011 de toplamda 100 baz puan, 2012 içinde de toplamda 150 baz puan artırmasını bekliyoruz. Para arzı 4 milyar lira arttı En geniş tanımlı para arzı M3, 3-10 Haziran tarihleri arasında 3 milyar 977 milyon TL artarak 666 milyar milyon TL ye yükseldi. Merkez Bankası nın verilerine göre, para arzını oluşturan büyüklüklerden dolaşımdaki para 3-10 Haziran haftasında milyon TL lik artışla 50 milyar milyon TL ye çıkarken, vadesiz TL mevduat ise 87.4 milyon TL artarak 57 milyar milyon TL ye yükseldi. Anılan dönemde vadesiz döviz mevduat milyon TL artışla 28 milyar milyon TL oldu. Vadeli Türk parası mevduatın 1 milyar 34.1 milyon TL artarak 357 milyar milyon TL düzeyine yükseldiği söz konusu dönemde, vadeli yabancı para mevduatı ise milyon TL azalarak 135 milyar milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Anılan bir haftalık dönemde repo hacmi milyon TL artarak 6 milyar 69.3 milyon TL düzeyine ulaşırken, para piyasası fonlarındaki para milyon TL artışla 24 milyar milyon TL düzeyinde oldu. Efsane Varan, otobüs işini Metro ya sattı, oteli seçti Galip Öztürk ün sahibi olduğu Metro Turizm, otobüs taşımacılığında sürpriz bir satın almaya imza atarak Varan ı bünyesine katıyor. Varan da taşımacılıktan çıkıp bundan sonra otelciliğe odaklanacak. Ön protokol imzalayan iki grubun anlaşmayı en kısa sürede tamamlaması bekleniyor. Varan da yönetimde olan ikinci kuşağın otelcilik alanına odaklanmak için otobüs taşımacılığından çıktığı belirtildi. Ayrı organizasyona devam Metro markasıyla şehirlerarası otobüs taşımacılığı alanında varlığını sürdüren grup, bu satın alma sonrasında ise Varan ın Yönetim Kurulu Başkanlığı na daha önce Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı olan Rüştü Terzi yi getiriyor. Terzi, Metro yla Varan ın birleşmesinin sözkonusu olmadığını belirtti. Terzi, Varan ayrı bir organizasyon olarak devam edecek. Şirkette herhangi bir değişiklik yapmayacağız. Sadece sahibi değişmiş olacak. Yeni yönetim anlayışıyla yatırımlar ve sermaye artırımı

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ devam edecek. Varan markasını tekrar ayağa kaldırıcı çalışmalar yapacağız dedi. Satın almayla Varan ın 120 araçlık filosunu 350 ye çıkartacaklarını aktaran Terzi, 1.5 milyon olan yıllık yolcu sayısını da 2011 de 2.5 milyona, 2012 yılı sonunda ise 3.5 milyona çıkartmayı hedeflediklerini kaydetti. Otelciliğe odaklanacak Varan Turizm ve Seyahat A.Ş. Genel Müdürü Emrah Gültekin de, Metro yla ön protokol anlaşması imzaladıklarını ve şartların yerine getirilmesi durumunda anlaşmanın tamamlanacağını söyledi. Varan ın 50 milyon Euro luk marka değeri bulunduğuna dikkat çeken Gültekin, şu bilgileri verdi: Sadece otobüs grubu satılıyor. Grup taşımacılıktan çıkıp, otelciliğe odaklanacak. Şu anda inşaat halinde iki otel var. Biri Ankara Söğütözü nde Mövenpick adıyla bir ay içinde faaliyete geçecek. İstanbul Taksim de ise butik otel projemiz var. 692 güzergahta düzenli seferi var VARAN Turizm, 1946 dan bugüne karayolu taşımacılığında faaliyet gösteriyor. Türkiye çapında 230 bilet satış noktası, bini aşan personeli var. Yılda 1.5 milyon yolcu taşıyor. Varan Turizm in, yurtiçinde Marmara, Ege, Akdeniz, Orta Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde 692 güzergaha Avusturya, Bulgaristan ve Almanya ya düzenli seferleri bulunuyor. Havayolu sektörü daralttı ama hakim olan kazanıyor RÜŞTÜ Terzi, satın almaya havayolu rekabetinin mi neden olduğu sorusuna şu yanıtı verdi: Grup, başka alanda yatırıma devam edeceğiz için bu sektörden çıkıyor. Sektörde tabii ki bir daralma var. Ama işine hakim olanlar, teknolojiyi yakalayanlar para kazanıyor. Sektörde pazar payında Metro birinci durumda. Metro yu, Kamil Koç ve Pamukkale takip ediyor. Varan, pazar payında sekizinci durumda. Varan ı sektörde daha üst sıralara taşımak istiyoruz. EPDK: Enerjiye pozitif ayrım yapın özkaynak yüzde 20 den az olsun Enerji sektörünün son dönemlerde hızla geliştiğini söyleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Enerji sektörü olarak pozitif ayrımcılığa tabi tutulmak istiyoruz. Şirketlere yüzde 33 özkaynak koyarak, proje finansmanı sağlanması inanılır gibi değil. Özkaynak oranı yüzde 20 lerin altına düşürülmeli dedi. 2 nci yatırımı yapamaz Limak ve Bilgin Grubu nun yüzde 50 ortaklığı ile kurulan Darenhes Elektrik Üretimi A.Ş, Tatar ve Pembelik HES in finansmanı için İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Yapı Kredi ve Ziraat Bankası ndan oluşan konsorsiyum ile 415 milyon dolarlık kredi anlaşması imzaladı. İmza töreninde sektördeki ggelişmelerni değerlendiren Köktaş, şunları söyledi: Bankalar ve finans sektörü geleneksel reflekslerinden kurtulmalı. Enerji sektörü olarak pozitif ayrımcılığa tabi tutulmak istiyoruz. Ekonomik büyümenin bir iki katı kadar enerjiye olan ihtiyaç, bizi birtakım ayrıcalıklı davranmaya itiyor. Özkaynak oranını düşürebilelimki bu özkaynaklarla daha yüksek volümlü işler yapabilmiş olsun. Bir projeye üçte bir özkaynak bağlarsanız, o yatırımcı ikinci projeyi yapamaz. Merkezi kuvvetlendirme zamanı Sektördeki gelişmelerin umut verici oludğuna dikkat çeken Köktaş, Bankaların geleneksel refleksinde kurumlardan, arbitrajlardan ve Hazine ye satılan kağıtlardan para kazanmak var. Bankalar uzun süre karlarının yüzde 40 ını 50 sini bu üç kar merkezinden yaptılar. Halbuki şimdi proje

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ finansman merkezlerini kuvvetlendirmeleri gerekiyor dedi. Seçim sonrasında üç büyük uluslararası firmayla görüşme yaptıklarını anlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Yalnızca 2011 yılındaki 5 aylık dönemde bin 345 megavat üretim santrali devreye alındı. Doğalgaz santrallerinin üretimde olabildiğince geri planda kullanılmasını temenni ediyoruz diye konuştu. Babacan a rapor sunacak Kredi maliyetlerine yönelik bir soru üzerine, enerji sektörünün cazibesini koruyor olması nedeniyle toplam portföyden enerji sektörüne kanalize edilecek paraların azalmayacağını düşündüğünü belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kredi ihtiyacıyla alakalı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan a hazırladığımız bir raporu sunacağız. O değerlendirmeler ışığında bu konu tekrar değerlendirmeye tabi tutulacak dedi. Erzurum a 200 milyon dolar yatırıyor, Çifte Minareli Medrese yi otele yansıtıyor İnşaat, turizm, otelcilik gibi sektörlerde faaliyet gösteren MNG Holding, Erzurum da 200 milyon dolar yatırımla alışveriş ve eğlence merkezinin yanı sıra şehrin simgesi Çifte Minareli Medrese şeklinde otel inşa edecek. AVM ve rezidans Topkapı ve Kremlin saraylarının benzeri otelleriyle tanınan MNG Holding, yeni yatırımlarını satın aldığı eski otobüs terminalinin yerine yapacak. MNG Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, eski terminal arazisine alışveriş merkezi (AVM), eğlence merkezi, rezidans, konut ve oteli içeren bir proje düşünülüyor. Projenin ayrıntılarının on gün içinde netleşmesi bekleniyor. Projede alışveriş merkezi ve eğlence alanının ön plana çıkacağını belirten yetkililer, şu bilgileri verdi: Eğlence merkezi dünyanın sayılı merkezlerinden biri olacak. Henüz proje aşamasındayız. Eski terminalin arazisi 27 milyon TL ye satın alındı. Eski terminalin yerine yenisi yapılıp, şehre hediye edilecek. Fizibilite raporlarına göre proje şekillenecek. Bölgedeki ihtiyaca bakılacak. Erzurum bölgenin önemli merkezi. Türkiye nin 2023 yılı vizyonuna göre yatırım yapacağız. Şehrin potansiyeline inanıyoruz. Yatırım tutarı 200 milyon doları bulur. Medrese şeklinde otel Erzurum Belediye Başkanı Ahmet Küçükler ise, MNG Holding le şehre 200 milyon dolarlık yatırım çekecek proje üzerinde anlaştıklarını söyledi. Küçükler, şunları anlattı: Proje, Erzurum un simgesi olan Çifte Minareli Medrese yi otel haline getirecek. İkiz kuleli inşaatta, şehir oteli, alışveriş merkezi, rezidansın yanı sıra Türkiye nin önemli eğlence merkezlerinden biri olacak. Bu proje sadece Erzurum ve çevresine değil, komşu ülkelere de hitap edecek. 250 milyon Euro kredi aldı dijital uçurumu kapatacak Avrupa Yatırım Bankası, Türk Telekom un özellikle kırsal bölgelerde internet altyapısını geliştirmeyi amaçlayan yatırımları için toplamda 250 milyon Euro luk finansman paketi sağladı. Anlaşma sayesinde, gerçekleştirilecek yatırım projeleri genişbant penetrasyonunun artırılmasını ve bu sayede dijital uçurumun ortadan kaldırılmasını hedefliyor. Anlaşma sayesinde, özellikle internet altyapısının geliştirilmesi ve altyapı modernizasyon çalışmaları için kaynak yaratılacak.

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Sekiz yıl vadeli kredi Kredinin ilk dilimi garanti içermiyor ve 100 milyon Euro dan oluşuyor. 150 milyon Euro luk ikinci dilim çerçevesinde de garanti teminine yönelik olarak Societe Generale Bankası nın koordinasyonu altında ING Bank, Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ ve Sumitomo-Mitsui bankaları ile garanti anlaşması imzalandı. Kredi, ilk 2 yılı geri ödemesiz olmak üzere toplam 8 yıl vadeli olarak ödenecek. Türk Telekom CEO su Gökhan Bozkurt, Yüksek hızdaki genişbant ihtiyaçlarını karşılamak için güçlü bir altyapı inşa ediyoruz. Ülkemizin her köşesinde, yediden yetmişe herkesin, mesafe kavramını ortadan kaldıran, bilgiye ulaşmada sınır tanımayan internete hızlı ve kolay bir şekilde erişmesi, bilgi edinmede fırsat eşitliğine kavuşması için gece gündüz çalışıyoruz. Genişbant internet alanındaki yatırımlarımıza, Türkiye ye değer katmaya devam edeceğiz dedi. Genç nüfus için önemli Avrupa Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Matthias Kollatz-Ahnen, şunları söyledi: Bu Türkiye için ve Avrupa Yatırım Bankası için öncelikli bir konu. Bu kredi ile Türk Telekom a telekomünikasyon altyapısının tüm Türkiye de eşit olarak gelişmesini ve genç nüfusa internet erişimi için uzun vadeli finansal kaynağı sağlıyoruz. G20 ülkeleri gıda verilerini izleyecek 5 ülke üretimi artıracak SON bir yılda gıda fiyatlarında görülen yüzde 37 lik artış, G20 ülkelerini harekete geçirdi. Paris te toplanan G20 ülkeleri Tarım Bakanları, tarım ürünlerinde görülen fiyat değişkenliğine karşı mücadele etmek, küresel bir tarım politikası oluşturmak amacıyla ortak bir girişim grubu kurarak, uluslararası tarım piyasası bilgi sistemi (AMIS) kuracak. Tarım bakanlarının belirlediği hareket planına göre, gıda fiyatlarındaki artış ile mücadele kapsamında tarım ürünleri üretiminde artış sağlanacak. Vergi avantajı Tarım bakanlarının üzerinde anlaştığı hareket planına göre, G20 üyesi ülkeleri, uluslararası tarım piyasası bilgi sistemi (AMIS) sistemine ulaşabilecek. Arz-talep dengesi de tüm üye ülkeler tarafından görülebilecek ve bu sayede fiyat dalgalanması da ortadan kalkabilecek. Küresel tarım üretiminin 4 te 3 ünden sorumlu olacak olan G20 ülkeleri, bu sayede üretim ve fiyat sıkıntılarına anında müdahale edebilecek. Anlaşmayla birlikte ayrıca, gıda yardımı yapılan ülkelerin gıda ithalatı sırasında ödedikleri ek vergilerden muhaf tutulacak. AMIS in ülkeler arasındaki bilgi alışverişinde önemli bir rol oynayacağını anlatan ABD Tarım Bakanı Tom Vilseck, İmzalanan tarihi anlaşma ile açlık ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmaya müdadele edebileceğiz. Bu sayede herkes sorumluluğunu yerine getirip daha hızlı bir şekilde fiyatlara müdahale edebilecek diye konuştu

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ Petrokonut için ilk adım Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'in Ocak 2011'de Toplu Konut İdaresi'ni (TOKİ) petrol karşılığı konut yapmaya davet etmesinden 5 ay sonra Türk inşaat şirketleri ülkede bağımsız projeler yapmak için Eximbank'a başvurdu. Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan, Ankara merkezli bir inşaat şirketinin Venezüella'da kapsamlı bir konut projesi yapmak için 50 milyon dolar kredi talebinde bulunduğunu açıkladı. Kaplan, görüşmelerin henüz başlangıç aşamasında olduğunu ve şirket ismi vermek istemediklerini belirterek "Ankara merkezli, daha önce Venezüella'da iş yapan bir şirket ile görüştük. 50 milyon dolarlık bir kredi talepleri oldu. Niyet mektubu imzaladıktan sonra Venezüella hükümeti de uygun görürse projeye TOKİ'den önce başlayacaklar" diye konuştu. Daha önce TOKİ, Chavez'in daveti üzerine acil olarak Venezüella'ya giderek incelemelerde bulunmuş ve dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, "2 milyon konut ihtiyacı olan Venezüella'ya en az 10, en fazla 100 Türk müteahhidi getiririz. İlk aşamada 100 bin konut yaparız" demişti. KREDİLER 5 AYDA % 40 ARTTI Munzam karşılıkların artırılması kararlarını da değerlendiren Kaplan, " Eximbank kredileri son 4-5 ayda yüzde 40 büyüdü" dedi. Kaplan, bankanın 20'nin üzerinde programı olduğunu ancak bunun yarısına müşteri bulamadıklarını belirterek müteahhitlerin bu programlara ilgi göstermesi için çağrıda bulundu. Kaplan, Ülke kredileri programında Eximbank için sürükleyici bölgenin Afrika olduğunu da vurguladı. Dünyada 152 milyonun ayağını yerden kesti 21 ülkede faaliyet gösteren Deichmann, geçen yıl 152 milyon çift ayakkabı sattı. 98 yaşındaki ayakkabı devinin Türkiye deki hedefi ise 10 yılda 200 mağazaya ulaşmak 1913 yılında kurularak bugün dünyanın 21 ülkesinde var olan Deichmann ın geçen yıl sattığı ayakkabı sayısı 152 milyon çift oldu. Şirketi bu satışa ulaştıran mağaza sayısı 3 bin olurken, çalışan sayısı 30 bin oldu. Türkiye deki ayakkabı öyküsünü ise 2006 yılında başlatan şirket, aradan geçen kısa sayılabilecek süreç içinde 24 ilde 52 mağazaya ulaştı. Deichmann Türkiye Genel Müdürü Atilla Özkul un açıklamaları, bu sayının daha da artacağını koyuyor. Beş yıldır emin adımlarla Türkiye nin her yanında büyümeye devam ettiklerini belirten Özkul, Türkiye de yakaladıkları başarıyı Son iki yıldır Avrupa daki mağazaların aynı metrekare ciro büyüme oranlarına bakıldığında Türkiye birinci sırada geliyor. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağı sözleriyle anlattı de 63 mağaza Bu başarıyı önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi ana hedeflerden biri olarak belirlediklerini vurgulayan Özkul, bu yöndeki planlarından söz etti sonu itibariyle Türkiye pazarında 7 milyon euro yatırım yaparak 63 mağazaya ulaşacaklarını bildiren Özkul, bu yıl Erzurum Trabzon gibi lojistik açıdan zorlu bölgelere bile mağazalar açtıklarını anımsatarak, Açmaya da devam edeceğiz. Bu, Türkiye pazarına ne kadar güvendiğimizin bir göstergesi. 10 yıllık hedefimiz ise 200 Deichmann mağazasına ulaşmak dedi.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Diğer yandan mağazalaşma stratejilerinde konumu iyi seçmelerini ve adım adım ilerlemelerini en önemli unsurlardan ikisi olarak gösteren Özkul, bunu, müşterilerin güvenini kazanarak büyümeyi önemsemelerinin bir kanıtı olarak nitelendirdi. Özkul, bugün dünya çapında ulaştıkları başarıda ise kendi finansal özkaynaklarına dayalı büyüme modelini tercih etmelerini en önemli etkenlerden biri olarak gösterdi. 98 YAŞINA NASIL GİRDİ? 21 ÜLKEDE AYAKKABI SATIYOR: 98 inci yaşına basan Deichmann ın öyküsü, 1913 yılında Almanya nın Essen kentinde kurulan mağazayla başladı. Kuruluşundan itibaren kaliteli ve moda ayakkabılar, ulaşılabilir fiyatlar felsefesiyle hareket eden şirket, 21 ülkede faaliyet gösteriyor. ÜÇÜNCÜ KUŞAK YÖNETİMDE: Hala bir aile şirketi olan Deichmann, şu an ailenin üçüncü kuşak yöneticisi Heinrich Deichmann tarafından yönetiliyor. BAŞARIYI GETİREN İKİ ÖNEMLİ ADIM Dünya çapında yakaladıkları başarının altında iki ana etkenin yattığını söyleyen Atilla Özkul, bunları şöyle anlattı: MODA SERVET GEREKTİRMEZ: Atilla Özkul, Deichmann ın ulaştığı başarıda kaliteli olduğu kadar moda ayakkabılar ve ulaşılabilir fiyatlar ı en önemli etken olarak gösterdi. Özkul, Deichmann markasını takip edenler moda olan bir ayakkabıya servet harcamaları gerekmediğini çok iyi bilirler diye konuştu. SÜREKLİ YENİLİK: Atilla Özkul, sürekli yenilik peşinde olmalarını bir diğer önemli özellikleri olarak gösterdi. Böylece her zaman yeniledikleri yüzlerce farklı modelle her yaş grubundan, farklı zevklere hitap edebildiklerinin altını çizen Özkul, bunu, Deichmann ı öne çıkaran en önemli etkenlerden biri olarak ifade etti. DEICHMANN DAN İKİ PROJEKSİYON 1) ZİNCİR MAĞAZALAR SATIN ALINACAK Atilla Özkul, son dönemde organize perakendeciliğin gittikçe güç kazandığı Türkiye nin yurtdışındaki dev zincirler için daha cazip hale geldiğini ifade etti. Büyük yabancı zincirlerin Türkiye pazarındaki yatırımlarını yoğunlaştırıp önümüzdeki dönemde bazı zincir mağazaları satın almaya yönelecekleri öngörüsünde bulunan Özkul, Bu istikrarı sürdürdüğümüz sürece uluslararası perakende zincirleri Türkiye üzerinden komşu ülkelere girmeye ve Türkiye yi merkez olarak kullanmaya devam edecek diye konuştu. 2) AVM LER DOĞU YA DOĞRU BÜYÜR Alışveriş merkezlerindeki (AVM) gelişimin altını çizen Atilla Özkul, bu yıl Türkiye genelinde AVM rakamlarında büyük bir artış gözlemlendiğini ifade etti. Trendin Anadolu bölgelerine doğru kaydığını söyleyen Özkul, şöyle konuştu: AVM ler bu bölgelere doğru yayılmaya devam edecek. Uzun vadede satın alma gücü arttıkça AVM cilik nüfusu az olan ilçelere de kayacak. Bu süreçte de fiyat odaklı parakende zincirlerinin AVM ler için daha avantajlı konuma geçeceğini söyleyebilirim.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ "İstanbul'da gayrimenkul fiyatları üçe katlanacak" Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, İstanbul un bölgenin merkezi haline dönüştüğünü belirterek, "Azerbaycan da, Suriye de para kazanan birinin yatırım yapacağı birinci yer İstanbul" dedi. Ilıcak, Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.Ş. ile Amerikalı yatırımcı AGP nin iştiraki Kozzy Alışveriş ve Kültür Merkezi nin, Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi nin (ICSC) Paris te düzenlenen konferansında, Türkiye den 2011 Avrupa Alışveriş Merkezleri Ödülüne layık görülen tek alışveriş merkezi olması nedeniyle düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Arap baharının" en çok Türkiye yi etkilediğini ifade eden Ilıcak, Libya daki ve Suriye deki projelerin bekleme durumunda olduğunu, Ortadoğu nun ellerinden kayıp gittiğini söyleyerek, "İnşallah taşlar yerine oturduğu zaman Türkiye bu pazarlara çok daha güçlü girecek. Türk firmaları artık her durumda rekabet edecek güçte. Eşit şartlarda rekabet ettiğimiz zaman hep biz kazanıyoruz aslında. Türkiye ciddi rekabetçi oldu" dedi. Arap baharı nedeniyle yeni pazar arayışları olup olmadığına ilişkin de Ilıcak, "Maalesef bu pazarların boşluğunu dolduracak bir pazar şu anda yok" diye konuştu. Ilıcak, Türkmenistan a, Rusya ya, Irak a odaklandıklarını söyleyerek, Türk müteahhitleri olarak başarı kaydettikleri yerlerin, riskin yüksek, büyümenin hızlı gerçekleştiği yerler olduğunu belirtti. Ilıcak, Zeytinburnu ndaki Zeyport projesiyle ilgili de şunları kaydetti: "Zeytinburnu ndaki proje, İstanbul için büyük bir açılım, çılgın projelerden bir tanesi aslında. Kanuni engeller müspet bir şekilde sonuçlanırsa, o projeye başlamak üzere bütün hazırlıkları yaptık. Danıştay aşamasında. Tahminim adli tatilin bitmesiyle beraber birkaç ay içinde biter. Müspet sonuçlanırsa biz hazırız. 70 bin kişiye istihdam sağlayacak devasa bir proje." Türkiye deki gayrimenkul sektörünü de değerlendiren Ilıcak, İstanbul un bölgenin merkezi haline dönüştüğünü, İstanbul da ofisle ilgili çok ciddi büyüme potansiyeli bulunduğunu anlattı. Ilıcak, Azerbaycan da, Suriye de para kazanan birinin yatırım yapacağı birinci yerin İstanbul olacağını belirterek, "İstanbul da her şey şu anda çok ucuz. İstanbul değerinin şu anda üçte birinde belki. Önümüzdeki beş yılda İstanbul daki gayrimenkul fiyatlarının üç katına çıkacağını düşünüyoruz. Sultanahmet, Şişli mutlaka değer kazanacak. Biz aynı filmi Moskova da seyrettik. Bu işin nasıl başladığını, bölgesel merkez haline dönüştüğünü gördük. Moskova da en ucuz konut metrekaresi dolar, 10 senede 8 kat arttı" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul bölgesel merkez olduğunda yabacı yöneticilerin ülkeye gelmeye başlayacağını söyleyen Ilıcak, bölgesel merkez olma konusunda İstanbul dışında başka bir kuvvetli aday olmadığını kaydetti. Erman Ilıcak, Kanal İstanbul projesinin de İstanbul için doğru bir proje olduğunu belirtti. -"TÜSİAD IN TEK İSTEDİĞİ UZLAŞI"- Aynı zamanda Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu üyesi olan Ilıcak, TÜSİAD ın son siyasi gelişmeleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise şunları kaydetti: "Yapısal değişiklikleri yapıp, bunlardan bir şekilde kurtulmamız lazım. Maalesef Türkiye suistimale açık. Zaten piyasalar çok etkilendi. Tekrardan bir genel seçim olursa bu hepimizi çok etkiler ama Türkiye bunları artık aştı.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Hedefler belli. Yargı reformu, anayasadaki değişiklikler, bunlar şart. Ayağımıza engel bunlar. Bizim bunları bir şekilde artık çözmemiz lazım. Bunun mutlaka bir araya gelerek, uzlaşı ile yapılması lazım. TÜSİAD da bunu söylüyor zaten, sadece uzlaşı, tek istediği o." TÜSİAD ın temeline baktıklarında, iyi niyetle, "Bu ülkeyi nasıl kalkındırırız, ülkenin önündeki engelleri nasıl aşarız?" derdinde çalışan insanlar olduğunu ifade eden Ilıcak, TÜSİAD ı eskiden patronların kendi şahsi çıkarları için projelerin üretildiği yer olarak " düşündüğünü, ancak hiç öyle olmadığını anladığını vurguladı. Ilıcak, "Ümit Hanıma (Ümit Boyner) bakarsak, Ümit Hanımın çıkarını kovaladığı işi yok. Beymen mağazasından beğenmiyorsan alışveriş etmezsin. Devletin ihalelerini takip eden veya kendi imalathaneleri olan, tekelleşmeye çalışan yapısı yok. Diğer üyeler de öyle" diye konuştu. Yunanistan'ın ilk gönüllüsü Dexia Fransız-Belçikalı bankacılık grubu Dexia'nın elinde bulunan Yunanistan'a ait tahvillerin vadesi dolunca gönüllü olarak aynı vadeli Yunan tahvillerini almaya hazır olduğu öğrenildi. Reuters'ın finans sektöründen bir kaynağa dayandırdığı haberinde, elinde 5.4 milyar euro değerinde Yunan tahvili bulunan Dexia'nın Belçika Merkez Bankası ile vadesi dolan tahvillerin yenileriyle değiştirilmesi konusunda görüştüğü bildirildi. Bugün De Tijd gazetesinde yer alan bir haberde de Belçikalı sigorta şirketleri Ageas ve KBC'nin merkez bankasıyla görüştüğü belirtildi. Belçika Merkez Bankası, banka ve sigorta şirketlerinden Yunanistan devlet borçlanma kağıtlarındaki pozisyonlarını 5 yıl için, Euro Bölgesi kurtarma fonu EFSF'nin kredi faizine eşit bir kupon oranından çevirmelerini istedi. Belçika dışında Almanya, Fransa ve İspanya da Yunanistan'a verilecek mali yardıma özel banka ve sigorta şirketlerinin gönüllü olarak katılmaları için görüşmeler yürütüyor. YUNANİSTAN TESTİ Öte yandan, Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA), bankalardan gönderdiği yeni stres testlerinde Yunanistan'ın temerrüde düşmesi olasılığını da kapsamasını istedi. 90 finansal kuruluşa gönderilecek testlerde Yunanistan'ın temerrüde düşmesi olasılığı yüzde 36 olarak varsayılıyor ve bankalardan böyle bir senaryoda sermaye ihtiyaçlarını hesaplamaları isteniyor. Böyle bir senaryoda birçok Yunan bankasının testleri geçememesi olasılığı bulunuyor. Yunan bankalarının elinde 50 milyar euro civarında Yunan devlet tahvili bulunuyor. Stres testlerini sonuçlarının Temmuz ortasında açıklanması planlanıyor.

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör Uras Doların Yönü Nereye, faiz artışı isteyen sıcak paracılar Dolar 1.63 TL oldu. Eğer sıcak paracıların bekleyişi doğrultusunda Merkez Bankası dün faiz artırımı kararı alsa idi, dolar fiyatı 1.60 ın altına bile inerdi. Bundan sonra ne olur? Sıcak paracıların ve de sıcak paracılara destek veren duruma düşen akademisyen lerin ortalığı karıştırmasına karşı Hazine ve Merkez Bankası neler yapacaktır? Yaşayarak göreceğiz. - Faizin artmasını sıcak paracılar istiyor. Faiz artarsa, ülkeye daha fazla sıcak para girecek. Bunun sonucunda dolar fiyatı yükselmeyecek. Sıcak paracılar hem faizden kazanacak hem de kur riskinden kurtulacak. - Faizin artmasını üretici, yatırımcı, ihracatçı istemiyor. Faiz yükselirse maliyetler artacak. Merkez Bankası da enflasyonu harekete geçireceğinden faizi artırmaktan çekiniyor. İyi de, faiz artırımı isteyen bazı akademisyenlerin derdi ne? Onlar da faiz artırımı ile ekonominin soğutulmasını istiyor. Ekonominin soğutulması demek üretimin, yatırımın yavaşlaması, istihdamdaki iyileşmenin durması demektir. Herkesi korkuttuk Nereden çıktı bu ekonomiyi soğutma işi? Yıllardır süren cari açık sorununu hükümet seçim öncesi ciddiye aldı. Ele güne Türkiye nin cari açık sorunu çok çok önemli diye davul çalmaya başladı. Davul sesini duyanlar Yahuuu.. Türkiye de işler kötüye gidiyor gibi diyerek telaşlanmaya başladı. Hükümet bankaların kredileme gücünü sınırlayarak tüketimi kıstığında ithalatın azalacağı ve döviz açığının küçüleceği inancıyla peş peşe tedbirler açıkladı. Takke düştü, kel göründü... Durup dururken piyasalar karıştı. Bizde dolar fiyatının ucuz olması, dışarıdan sıcak para girişinin devam etmesine bağlıdır. Ne kadar çok sıcak para girerse, dolar fiyatı o kadar ucuzlar. Sıcak para getirenler için bugünkü faiz oranları caziptir. Merkez Bankası dün faizi biraz daha artırsaydı, daha da cazip hale gelirdi. Sıcak paracıların Türkiye borcunu ödeyemez korkusu yoktur. Tek korkuları dolar fiyatının hızlı yükselmesidir. Dolar fiyatının yükselmesi demek 1.50 TL den bozdurdukları doları 1.63 TL den almaları demektir. Döviz girişi devam ediyor Burada da bir yumurta-tavuk ilişkisi var. Döviz getirirlerse dolar ucuzluyor, doları ucuz bozduruyorlar, çıkmaya kalkarlarsa dolar fiyatı yükseliyor, doları pahalı satın alıyor, zarar ediyorlar. Dün Merkez Bankası nın faizi sabit tutacağının belli olmasından sonra yabancıların tahvil satarak dolar satın aldıkları, bu nedenle dolar fiyatının 1.63 TL olduğu söyleniyordu. Tekrarda yarar var:

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Yabancılar Türkiye riskinden korktuklarından değil, doların yükselmesinden korktuklarından tahvil satıyor. Bunun sonucu olarak da dolar fiyatı yükseliyor. Dolar fiyatı ne olur? Merkez Bankası her gün piyasadan 40 milyon dolar kadar alım yapıyordu. Söylenen, bu alımlarda kısıntı yapılacağı. Bunun dolar fiyatının artmasını önlemede etkisi olabilir. Merkez Bankası nın faiz artıracağı beklentisi sona erdiğine göre piyasa yeni duruma göre pozisyon belirleyecektir. Döviz çıkışının fazla olmadığı, döviz girişinin devam ettiği görülüyor. Yakında yaz mevsimlerindeki yerli ve yabancı turist girişinden kaynaklanan olağan döviz bereketi imdada yetişecek. Beklenti bütün bunların sonunda dolar fiyatının istikrar kazanacağı şeklinde. (Gerçek bir hayat hikayesi: Dün sabah Ferhan Ablam ın telefonu ile uyandım. Günlük politika dedikodusu yapacağımızı sanıyordum. Bizim torunu okula götürüp getiren Şoför Kemal in bir derdi var diyerek telefonu Şoför Kemal e verdi. Şoför Kemal in 3 bin doları varmış TL den satın aldım. Şimdi satıp da altın mı alayım, euro mu alayım? diyerek akıl soruyor. Bu işleri ben bilemem. En doğru kararı sen verirsin dedim... Ardından da halkımızı bu ölçüde dolar, euro, altın bağımlısı yapanlara beddua etmeden duramadım.)

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Metin Münir Hükümetin altında saatli bir bomba var Türkiye de her hükümetin altında tık tık sesler çıkaran bir saatli bomba var. Bazen hızlı, bazen yavaş çalışan ama hiç durmayan bu bombanın adı cari açıktır. Cari açık, basit bir anlatımla, bir ülkenin sattığı mal ve hizmetlerin satınaldıklarından az olmasıdır. Açık borçla kapanır. Borçlanmak bizatihi bir sorun değil. Sorun, borçlanma piyasa oyuncularının tehlikeli saydığı büyüklüğe ulaşınca başlar. O zaman alarm zilleri duyulur. Ülkeye borç verenler ürker. Yeni borç vermekten kaçınır, verdikleri borcu da bir an önce geri almak ister. Bu durum da genellikle analistlerin düzelme dediği bir şeye yol açar. Türkçesi: Devalüasyon olur. Bir insan için öldürmeyen kalp krizi ne ise, ekonomi için de devalüasyon odur. Şoke edici, tatsız bir iştir. Oyun durur ve yeni koşullarda bir daha başlar. Doların 1,80 veya 2,00 TL olduğu koşullarda, örneğin. Birikimler devalüasyon oranında tebahhur eder. Bundan daen çok sabit gelirliler etkilenir. Bu olgunun neresindeyiz? Bu soruya geçen gün konuştuğum deneyimli bir bürokratın sözleriyle cevap vereyim: Cari açık Kürt açılımından da, yeni anayasadan da önemlidir dedi. İthalatı artıran iştahlı iç talep ve yüksek enerji fiyatlarıdır. İhracat da önemli ölçüde artıyor ama ithalat kadar değil. Yılın ilk dört ayında on iki aylık ithalatbir yıl öncesine göre yüzde 44 artarken ithalat yüzde 21 arttı. En son ölçüldüğünde, açık, geriye doğru 12 ay içinde gayri safi milli hâsılanın yüzde sekiz küsur mertebesinde idi. Bank of Scotland ekonomistlerinden Timothy Ash a göre Bu Türkiye için yeni bir rekordur. On yıl önce Türkiye derin bir mali kriz içerisinde idi diyor bir İngiliz yorumcu. O günden bu yana etkileyici bir düzelme meydana geldi ise de bugün ikinci derin bir krizin bütün ön koşulları mevcuttur. (Hükümet) piyasaların onu baskı atına almasını beklemeden hareket etmelidir. Ekonominin sert bir iniş yapması seçmenin (AKP ye) olan güvenine iyi bir karşılık olmaz. Hükümet durumun farkında. Merkez Bankası ve BDDK amacı ithalatı azaltmak olan bir dizi önlem aldı. Muhtemelen arkadan başka önlemler de gelecek. Ama açık makul ölçülere indirilebilecek mi, kesin değil. Aslında cari açık ekonomi hızla büyüdüğü için artıyor. Ve bu da hızlı büyümenin yerinde saymak kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Demek ki büyüme de her şey gibi kararında olmalı: Ne çok az, ne çok fazla.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ Ülker şaşırttı Yaptığı uluslararası şirket alımlarıyla gündeme gelen Ülker, bu sefer bir satış haberine konu oldu. Starbucks'ın en büyük rakibi ABD'li Caribou Coffee, Ülker'in kahve zinciri Cafe Crown'u satın aldı. Türkiye'nin önde gelen gruplarından Ülker, alışverişte. Geçen günlerde Şok'u 600 milyon liraya satın alarak discount (indirimli market) sektörüne adım atan Ülker, bünyesindeki kafe zinciri Cafe Crown'u ise dünyada Starbucks'un en büyük rakibi Caribou Coffee'ye sattı. Başarılı markaları satın alması ile ünlü Ülker'in Cafe Crown'u elden çıkaracağı uzun bir süredir sektörde konuşuluyordu. 16 ülkede 415 şubesi var Radikal gazetesinin haberine göre; 2003 yılında Yıldız Holding bünyesinde kurulan Cafe Crown'un 7 farklı şehirde 28 şubesi bulunuyor. Şubelerin yarısı franchise yılında kurulan ABD'li Caribou Coffee'nin ise 16 ülkede 500'ün üzerinde şubesi bulunuyor. Şirket, ABD pazarında Starbucks'tan sonra ikinci büyük kahve zinciri yılında 283 milyon dolar ciroya ulaşan ABD'li zincirin dünya genelinde 6 binin üzerinde çalışanı bulunuyor. 200 milyon dolarlık rekabet Türkiye kahve pazarı 200 milyon dolarlık bir hacme ulaştı. Sert bir rekabetin yaşandığı sektörün iddialı oyuncuları arasında Starbucks, Robert's Coffee, Gloria Jeans, Illy, Caffee Nero, Testa Rossa, Kahve Dünyası, Lavazza, Coffee Republic yer alıyor. Caribou'nun da pazara adım atması ile rekabetin daha da artması bekleniyor. Türkiye Finans halka açılacak Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, halka arz için tarih verdi. Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, Türkiye Finans'ın hem değiştiğini hem geliştiğini belirterek önemli altyapı çalışmalarını bitirdiklerini söyledi. Türkiye Finans'ın görevine yeni başlayan Genel Müdürü V. Derya Gürerk'in katıldığı ve yönetim değişikliği ve gelecek hedeflerini paylaşmak üzere düzenlenen toplantıda konuşan Mustafa Boydak, "Orta vadede 300 şubeye gelecek yapıyı kurmak istiyoruz. İki yıl içinde de halka arz gündeme gelebilir" dedi. Türkiye'de katılım bankacılığının sektörden aldığı payın yüzde 5 bile olmadığını belirten Boydak, "Türkiye'de bankacılık anlamında büyük potansiyel var. Bu potansiyele yatırım yapacağız ve hedefimiz tüm Türk halkı, yatırımcıları ve mevduat sahipleri" diye konuştu. YÜZDE 30 HEDEFİ REVİZE EDİLDİ Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk ise 2010 sonu itibarıyla mevduat munzam karşılığındaki artışlara paralel olarak karlılıklarının olumsuz etkilendiğini, bankacılık sektörü karındaki azalmayla birlikte nisan ayları arasında Türkiye Finans'ın kâr rakamının da yüzde 22.8 oranında

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ daraldığını söyledi. Özkaynak getirilerinin nisan ayları arasında kârlılıktaki daralmaya paralel olarak yüzde 12.5 düzeyinde gerçekleştiğini kaydeden Gürerk, bu yılın başında yüzde 30 büyüme hedefiyle yola çıktıklarını belirterek, "Regülatörlerimizin tavsiyeleri doğrultusunda bunu tekrar revize ediyoruz. Yüzde 25 bile çok ciddi bir büyüme oranı. Yüzde 30'ları revize etmek durumundayız" dedi. Türkiye Finans'ın, Nisan arasında yüzde 25 büyümesi ile mevduat bankaları ve katılım bankaları ortalamalarının üstünde olduğunu belirtti. NBG'yi ben almam kimse de almaz Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin Yunanistan'ın özelleştirme programına aldığı devlet bankası NBG'ye talip olmayacağını belirterek, "Ben almam kimse de talip olmaz" dedi Finansbank'ı 2006'da Yunan NBG'ye sattıktan sonra Fibabanka ile sektöre geri dönen Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, çarpıcı bir açıklama yaptı. TRT Haber'de yayınlanan Ekonomi Kulübü programına katılan Özyeğin, yönetim kurulu üyeliği yaptığı National Bank of Greece (NBG) ve Yunan ekonomisi hakkında olumsuz görüş bildirdi. "Finansbank'ı Yunanistan'ın en büyük bankasına sattığınızda piyasa değeri 6.7 milyar dolardı. Şimdi 6.5 milyar dolar. Beş yıl önce siz bankayı satarken Hüsnü bey 5-10 içinde bu bankayı geri alır hatta üzerine NBG'yi de alır diye espriler yapılıyordu. Şimdi NBG özelleştirilecek. Talip olur musunuz?" şeklindeki soruya Özyeğin şu yanıtı verdi: "NBG'ye talip olmam, kimse de talip olmaz." Bu kararına sebep olarak ülke notunu gösteren Özyeğin, "Ekonomisi her yıl yüzde 5 küçülen bir ülkede bankacılık yapmanız mümkün değil" diye konuştu. ÖZELLEŞTİRME ZOR Özyeğin, Yunanistan'da 50 milyar euroluk özelleştirme yapılabilecek bir varlık olmadığını, 5-10 yılda özelleştirme yapmasının da zor olduğunu söyledi. Yunanistan'da vergi ödeyen çok az insan olduğunu anlatan Özyeğin, "1 milyon euro üzerinde vergi ödeyen sadece 2 kişi var, 500 bin euro üzerinde ödeyen de çok az sayıda" dedi. Yunanistan'ın son 30 yılda AB'den 90 milyar euro civarında bir hibe aldığını anlatan Özyeğin, şöyle konuştu: "Yunanistan'ın nüfusu 10.5 milyon, bizim milyon. Öyle bir parayı bize verselerdi nüfusu düşününce bu para 1 trilyon 300 milyar dolar hibe anlamına gelir. Böyle bir para Türkiye'ye gelse Türkiye bugün çok farklı yerlere giderdi. Türk insanı Yunan halkından çok daha çalışkan, çok daha mütevekkil, çok kriz gördü. Ama Türkiye'de, ne 1994 krizinde ne 2001 krizinde bizim hiçbir vatandaşımız süpermarket yağmalamadı. Ben en azından basında görmedim." Yunan NBG Finansbank hissesi satacak NATIONAL Bank of Greece CEO'su Apostolos Tamvakakis, piyasa koşulları uygun olduğunda Finansbank'taki yüzde 20 hisselerini satacaklarını söyledi. Tamvakakis hissedarlar toplantısında, "Piyasa koşulları izin verir vermez yüzde 20'lik payı elden çıkarmayı planlıyoruz. Finansbank'taki payın satışının tamamlanmasıyla NBG'nin çekirdek seviye 1 sermaye oranı yüzde 13'e ulaşacak" dedi. Türkiye ekonomisi mucizevi bir gelişme gösterdi TÜRKİYE ekonomisinin Avrupa ülkeleriyle mukayese edildiğinde 'mucizevi' gelişme gösterdiğini anlatan Hüsnü Özyeğin, "Türkiye'nin durumu iyileşti, dolayısıyla bizim lehimize fark çok açıldı" dedi. Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok iyimser olduğunu ifade eden Özyeğin, AK Parti'nin tek başına iktidar olmasıyla birlikte ciddi bir yapısal dönüşüm yaşandığını söyledi.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ % 25 büyüyen sektörde bankacıya hep iş çıkar CARİ açık için sektörel strateji getirilmesi gerektiğini söyleyen Hüsnü Özyeğin, taşıt kredisine de özendirmeyen bir takım tedbirler getirilebileceğini iletti. Özyeğin, yüzde 25 büyüyen bir sektörde bankacılara her zaman iş çıkacağını belirterek, "Önemli olan müşterinin yanında olmak" dedi. Zentiva'nın Ar-Ge üssü İstanbul olacak Dünya ilaç devi Sanofi-aventis'in eş değer ilaç kuruluşu Zentiva, Türkiye'yi Ar-Ge üssü seçti. Lüleburgaz'daki tesislerinde yeni ürün geliştirmek için her yıl ortalama 10 milyon liralık yatırım yapacaklarını söyleyen Zentiva Dünya Başkanı Rob Koremans, "Bu yıl ayırdığımız bütçe 13.6 milyon lira. Her yıl 15 yeni ürün geliştirip Lüleburgaz'dan dünyaya ulaştırmak istiyoruz" dedi. Koremans, 2007 yılında Eczacıbaşı- Zentiva ortaklığı ile kurulduklarını, 2009 yılında da Zentiva'nın Sanofiaventis Grubu tarafından satın alındığını belirterek, "Böylece Lüleburgaz grubun en büyük 3 Ar-Ge merkezinden biri haline geldi" dedi. % 95'İ YERLİ ÜRETİM Zentiva'nın 4 üretim üssünden biri olan Lüleburgaz, yıllık 425 milyon kutu kapasitesine sahip. Geçen yıl 295 milyon lira ciro yaptıklarını söyleyen Zentiva Türkiye Genel Müdürü Şahin Arslan, son 2 yılda Zentiva'nın Avrupa'da en hızlı büyüyen şirketlerden biri olduğunu belirtiyorw. Arslan, "2009'dan bu yana 22'nci sıradan 3'üncü sıraya çıktık" dedi. Zentiva'nın ithalattan üretime geçen bir şirket olduğunu söyleyen Arslan, "2010 öncesinde başka yerlerde üretilen, ithal edilen ürünlerin yüzde 95'i artık Türkiye'de üretiliyor. İhracat yapıp, ithalatı önlüyoruz. Artık yerli bir şirket statüsündeyiz. Grubun dünyaya antibiyotik satışını da Türkiye'den yapacağız" diye konuştu. Arslan, 2012'den itibaren başlayacak antibiyotik üretiminin aralarında Japonya, Rusya, Kanada'nın da yer aldığı 29 ülkeye yapılacağını belirtti. Hükümetin sağlık alanındaki çalışmalarını yakından takip ettiklerini söyleyen Rob Koremars, "Oldukça başarılı çalışmalara imza atıldı" derken, ilaçta kâr marjlarının çekilmesinin kendilerini olumsuz etkilediğini söyledi. Koremars, "Üretenle ithal eden bir olur mu? Lüleburgaz'daki tesisimizde kişi çalışıyor. Birçok firma sadece yurtdışından alıp satıyor" dedi. Anatolium 3 bin kişiye iş verecek Maya Grubu Kurucu Başkanı Nuri Özsüer, "160 milyon dolar yatırımla gerçekleştirdiğimiz Anatolium Ankara Alışveriş Parkı, 170 bin metrekare kapalı alan ve 70 bin metrekare kiralanabilir alanıyla, 3 bin kişiye istihdam yaratacak'' dedi. Sonbahar'da hizmete girecek AVM'nin ön açılışında konuşan Özsüer, 80 mağazanın burada yer alacağını ifade etti. Sarelle'den sonra sıra dondurmada Sanovel İlaç'la ilaç sektöründe faaliyet gösteren ve Sarelle'yi satın alarak gıda alanında yatırımlar yapan Fermet Gıda, L'era Fresca markasıyla butik dondurma işine girdi. Dondurmada yüzde 100 doğallık ve tazelik devrini başlatmak iddiasında olan Zafer ve Ahmet Toksöz kardeşler, İkitelli'de 6 milyon dolarlık üretim tesisi kurdu. Şirketin ilk yıl hedefinde 10 mağaza açıp 10 milyon lira ciro elde etmek var.

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Süleyman Yaşar Dolar ve altın fiyatları ne olacak? Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün politika faizlerini değiştirmedi ve oranı yüzde 6.25 olarak tuttu. Merkez, mayısta fırlayan işlenmemiş gıda fiyatlarının haziran ayında belirgin bir düşüş göstereceğini belirtti. Yani Merkez, bu düşüşün, yıllık enflasyonu, en son beklenti olan yüzde 5.6 ile 8.2 aralığındaki yüzde 6.9'da tutacağını öngörerek faizleri artırmadı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu "Faizleri artır" baskılarına rağmen faizleri artırmayarak doğru olanı yaptı. Hatta faizleri 0.25 puan indirseydi, belki daha da iyi olurdu. Gelelim Amerikan dolarında dünkü artışın nedenine... Dün Merkez'in kararının ardından Dolar / Türk parası paritesi serbest piyasada seviyesine kadar yükseldi. Halbuki doları yükselten Merkez'in kararı değildi. Merkez'in kararı, siyasi gelişmelere rastladı. Bağımsız milletvekillerinin, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi nedeniyle TBMM'ye girmeyeceklerini açıklamaları ve milletvekili seçilen Ergenekon Davası sanıkları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tahliye taleplerinin reddi siyasi gerginlik beklentisiyle dolara alım getirdi. Yine de doların fazla yükselmesi beklenmiyor. Çünkü döviz mevduat hesaplarında toplam 128 milyar dolar var. Doların yükselmesi halinde kâr satışları gelecektir. Bu yüzden de Dolar / Türk parası paritesinin ile bandı arasında değişmesi bekleniyor. Siyasi gerginliğe bağlı olarak bir miktar yukarı da gidebilir. Peki altın fiyatları ne olacak? Altın fiyatları, dünya para sistemine olan güvensizlik devam ettiği sürece yüksek seyredecek. Amerikan Merkez Bankası gevşek para politikasını sürdürüyor. Uzun bir süre daha bu politika terk edilmeyecek. Çünkü ABD'de yüzde 9.1 oranına ulaşan işsizlik yüzde 8.5 seviyesine gerilemeden faizlerin artması pek beklenmiyor. İşte bu nedenle, dün dolar civarında seyreden altının ons (31.1 gram) fiyatının, bu yıl sonunda dolara ulaşacağını tahmin eden yatırım bankaları var. Türkiye'de altın fiyatlarının seyrine gelince... İç piyasada altın fiyatları, Türk parasının yabancı para birimleri karşısındaki değerine bağlı olarak değişiyor. Aralık 1995'te 5 lira olan Cumhuriyet altınının satış fiyatı dün 546 liraya kadar yükseldi. Bundan sonra da Cumhuriyet altınının fiyatı, "döviz, Türk parası ve yurtdışı altın fiyatlarına" bağlı olarak değişecek.

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ Uğur Gürses Altın hala parlıyor İki para biriminin ilişkili olduğu ekonomiler ve finansal sistemle ilgili olumsuz haber bombardımanı günden güne artıyor. İki para birimi düşünün; her ikisi de derin ekonomik krizle baş etmeye çalışan ülkeler tarafından ihraç edilmiş. Hangisini tercih ederdiniz? Seçim kriteriniz ne olurdu? Ne o, ne de bu der miydiniz? Bir tarafta AB nin ortak parası euro, diğer tarafta ABD Doları var. İki para biriminin ihraç edildiği ülkelerde kriz henüz bitmiş değil. Çözülmemiş bir dizi sorun, belirsizlik kaynağı bir dizi karmaşık açmaz var. Bu iki para biriminin ilişkili olduğu ekonomiler ve finansal sistemle ilgili olumsuz haber bombardımanı günden güne artıyor. Bir gün dolar toparlanırken ertesi gün euro değer kazanıyor. Öyle ki sanki bu ülkelerde kriz geçti sanırsınız. Finansal bünye hasta ABD hâlâ finansal sistemini tam anlamıyla tedavi edebilmiş durumda değil. Finansal sistemin reel ekonomiye olan itici gücünün önemli bir kaynağı olan gayrimenkul piyasası toparlanmış değil. Fiyatlar toparlanır gibi olurken yeniden düşüş eğilimine girmiş durumda. Konut satışları 2009 dan hallice, ama son 10 yıllık dönemin en kötü dönemlerinden biri. Ekonomik büyüme ivmesi de konut piyasası gibi; ekonomideki toparlanma da hız kesti, tahminler aşağı doğru güncellenmeye başladı. ABD de finansal kesimdeki en önemli gelişme ise Merkez Bankası nın (FED) bol miktarda para basması ve kamu borcunun hızla devasa boyuta gelmesi. FED, 2008 öncesindeki 800 milyar dolarlık bir rezerv para seviyesini 2.8 trilyon dolarlık bir rezerv paraya çevirdi. Bunu da mortgage ve hükümet tahvilleri alarak sağladı. Yani hükümet borçlarının bir bölümünü paraya çevirmiş oldu. Kamu borcu ise oran olarak yükseldiği kadar, yasal limit de doldu. Henüz Kongre den geçmiş değil. AB ülkelerindeki borç krizinin şimdi çekirdeğe kayması olasılığı var. Yunanistan borç ödeyemez duruma geldi. Borçlarını yeniden yapılandırmak zorunda kalacak. Bunun diğer çevre ülkelere de yansıması kaçınılmaz olacak. Alacaklıların anaparalarının yüzde ından vazgeçmek zorunda kalmaları an meselesi. Merkezde olan ve bu sorunu yönetmeye çalışan ülkeler, çözmek bir tarafa, yaptıkları hatalarla krizin bulaşıcılığını arttırdılar. Merkezde borç göstergesi en iyi olan ülke Almanya. Ancak AB deki borç sorunu sadece bir kamu borcu sorunu değil. Alacaklı olanlar, merkezdeki, yani iyi durumda olan ülkelerin bankaları. Giderek daha olası bir hal alan borç yapılandırması durumunda, Almanya ve Fransa nın da bankalarına orta vadede sermayelendirme, en kötü durumda devletleştirme yapması kaçınılmaz olacak. AB nin merkez bankası ECB nin ise çevre euroyu kurtarmak için yüklü miktarda çevre ülke tahvilleri alarak bol miktarda euroyu bu kanaldan piyasaya sürdüğü de sır değil. Ne dolar ne de euro Bu görünümde yeniden soralım: Euro mu, dolar mı? Bu soruya yanıt bulmak zor. Ama yanıtı bulanlar var. Yüksek değerini koruması gösteriyor ki, ne o ne de o diyerek altını alternatif olarak seçenler var. Hâlâ bir alternatif olarak duruyor. Çok önceden, krizi doğru okuyan yatırımcı ve tasarruf sahipleri altına yatırım yapmışlardı. Altın fiyatları iniş çıkışlarla hâlâ yüksek olan seviyesini koruyor. Hatta mevcut finansal zayıflık bu yüksek seviyeye destek vermeye devam ediyor. Mademki finansal bir kriz var; kimsenin yükümlülüğü olmayan ama değişim değeri olan, değer saklama niteliği olan bir yatırım aracı, yani altından ve emtia sözleşmelerinden başka bir alan yoktu. Krizdeki Yunanlıların banka mevduatlarını çekerek, bir bölümünü ülke dışına çıkardıkları, bir bölümünü ise altına yatırdıkları anlaşılıyor. Yunanistan a borç verenlerin paralarının yüzde a