çaresizlere Ç A R E Y A R D I M L A Ş M A V E K A L K I N M A D E R N E Ğ İ Faaliyet Raporu

Transkript

1 çaresizlere çare sizsiniz Ç A R E Y A R D I M L A Ş M A V E K A L K I N M A D E R N E Ğ İ Faaliyet Raporu

2 çaresizlere çare sizsiniz

3 Merhaba Değerli Çare Dostları, sizleri veren ellerin üstünlüğünü bilerek selamlıyoruz ve bu dergi ile verilen ellerin semaya kalkmış duasını duyuruyoruz. Değerli Çare Dostları, dünya hala büyük bir manevi buhran geçiriyor. Bir tarafta manevi temelleri sarsılan batı dünyası diğer tarafta maddi bir temeli bile olmayan doğu dünyası. Bir tarafta depremler, seller, açlık, yoksulluk ve yokluk. Beri tarafta bu maddi sarsıntıyı unutturacak boş vermişlik, hodbinlik, bana necilik, bencillik. Böyle bir ortamda İnfak Et! emrine uyanlar ile o emre vesile olmaya çalışan Çare ekibi bir araya geldi. Çare verenler ile muhtaçlar arasında bir köprü oldu. Çare kardeşlik için, sevgi için, infak için ve daha nice içinler için sevgi denizine atılan şefkat oltaları oldu. Vesilenin kıymeti vesile olduğu şeyin kıymeti ile ölçülür. Ümid ediyoruz ki vesile olduğumuz ebedi hayattır. Zira biliyoruz ki maldan veren zahiddir, zahid ise ahiretini dünyaya tercih edendir. Bu sayımızda yazarlarımız infaktan ve sadakanın değerinden bahsedecekler. Sadakalarını Pakistan da, Filipinler de yahut Afrika da infak ederek varlığından geçip var olanları anlatacaklar. Malını infak eden zahidlerden, fikrini infak eden alimlerden bahsedecekleri gibi canını infak eden şehidlerimizden de bahsedecekler. Çare bizi geçtiğimiz Ramazanın Kuran ile iftar iklimine, kurban ile kurbiyyet mevsimine alıp götürecek. Pakistanın köylerinde iftarlara konuk olacağız, Sudanın çöllerinde kurbanlar keseceğiz. Filipinli morolara sahipsiz değilsiniz diyeceğiz. Çare sizlerle var. Bu yardımlarda sizlerle var olacak. Rabbim bizleri hayatını feda edenlerden, malını feda edenlerden, dem bu demdir deyip her şeyini feda edenlerden yazsın. Bu yazgı üzre canımızı alsın. Siz değerli Çare Dostlarını Allaha emanet ediyor, infak üzere kurulan yeni bir dünyayı müşahede edeceğiniz dergimizle baş başa bırakıyoruz.

4 Filipin mühtedileri ile kurbanı Evvela, geçen kurban bayramınızı tebrik ederiz. Kurban da semavat ve arzı, ruhanileri ve melaikeyi ve inşaallah Zat-i Ahmediyyeyi (A.S.V.) ve onun yolunda olanlari sevinçlerle tebessüme getiren mühim hadisatı arzetmek ve bu vesile ile Çare Derneğine teşekkür etmek istedik. Uhuvvet-i İslamiyyenin muazzam tecellisini ve bir taraftan müslüman dünyasını doğu-batı başka mecralara sürüklemeye çalışıyor olsada, etrafının imanını muhafaza etmiş, islamını muhafaza etmiş, uhuvvet-i islamiyeyi kendine hedef ittihaz etmiş milyonlarla Türk ailesinin bu kurbanda bir kurbiyet hasıl etmeye çalışmasının sevincini yaşadık. Evvela ecdadın âhû-fîzar edip ah keşke imkanımız olsada oralarada gitsek, şu müstemlekecilere hadlerini bildirsek deyip gözyaşları döktükleri yerlere gelindi. Bir dönem gönülleri fethedilmiş ama bu tamamen Rahmet-i İlahiyyenin bir tecellisiydi. Bugün bu mektubumuzla bazı hususatı izhar edeceğiz, bazen izhar ihfadan hayırlı olur, hem teşvik olur, hem şevk olur, hem bu meselenin ciddiyeti, lüzumu üzerinde bir kez daha durulur. İkinci olarak; bu sene Türkiye den Çare Derneği nin himmeti, gayreti ve sahabetleri ile çok güzel bir Kurban bayramı geçirdik. Birincisi; başta Marawi olmak üzere Zamboanga, Sulu, Tawitawi, Basilan, Cotabato, Cagayande Oro, Davao, Manila, Genaral Santos gibi şehir ve adalarda kurbanlar kesildi. İkincisi; bu seneki, kurban faaliyetimizle 30 bin aileye ulaşıldı. 4

5 yaşamak Bir kurban paketiyle İslam'la tanışanlar Üçüncüsü; heryerde gerek televizyon, gazete ve radyolarda, gerekse dağıtılan ilanlar ve asılan afişlerle Türkiye müslümanlarının buraya olan alakadârâne sahabetleri tebrik edildi. Bir gazete ilk sahifeden verdiği haberin başlığında Çare Derneğinden Büyük Yardım yardım başlığını kullanırken, bir başkası Çare 30 Bin Aileye ulaştı diye haber yapti. Bir hafta boyunca yerel TV ler kesilen kurbanlarını yayınlayrak, sevincinden ağlayan veyahut birbirine sarılan müslümanların görüntülerini yayınladı. Marawi den Kotabatu şehrine kadar olan kısım tamamen müslüman köyleridir, buralar ülkenin en geri bırakılmış ve fakir bölgeleridir. Bu şehre kadar, belki onlarca tebrik afişini köylüler kendileri hazırlamışlardı. Her gittiğimiz yerde medrese talebeleri, hafızlar, kadınlar, yaşlılar tebriklerle karşılıyor, ellerimize sarılıyorlardı. Dördüncüsü; Bayram sabahı namazın akabinde, kahvaltıda müftü gözleri yaşlı olarak Biz kurban bayramını ilk kez bu sene hakkıyla eda edeceğiz. Kaderin tecellisidir, 1906 senesinde Osmanlı bize yardıma gelmişti. Tam bir asır sonra Türkler yeniden geliyorlar. Ve duasında; Ya Rab! Bu ümmet Türk milletine muhtaç, Sende onlara imamet ver. Alemi islamın nusretine, uhuvvetine, sahabetine gönder. diye dua etti. Çıktığımızda bir TV ropörtajında aynı manaları biz tekrar ettik. Evet kesilen kurbanlar Rabbimize ulaşmaz, ama bizim niyetlerimiz, ihlasımız, o ihlasa mebni tüm dünyayı şev- 5

6 katle kucaklayacak, sulh-u selamete erdirecek. Himmetini, milletini ümmet bilen bir şevk-u gayret var. Bu şevke mebni bir ihsan ümit ediyoruz. demiştik. Bu mananın devamı olarak İligan da vali ve belediye başkanınında iştiraki ile kurbanlar kesildi. Marawi ve tüm müslüman bölgesi için Y.Ö.K. ile beraber çalıştık. Burada kesilen 100 e yakın büyük baş kurban ın dağıtımı ve poşetlenmesi için tüm hazırlıklar haftalar öncesinden tamamlanmıştı. Y.Ö.K. bütün personelini ve üniversite temsilcilerini bu vazife için üç gün boyunca bu hizmete tahsis etmişti. Bayramın son günü Marawi nin şehir merkezi trafiğe kapatılarak 5 bin kişiye bayram yemeği verildi. Tarihlerinde ilk defa böyle bir bayram sevinci yaşadıklarını ilan ettiler. Kurbanlar hazırlandı, Valilik pirinç gönderdi, Y.Ö.K. de yemek hazırlattı. Muazzam bir bayram sevinci yaşandı. Herkes de Türkiye ye karşı hudutsuz bir muhabbet vücuda geldigi temaşa edildi. Evet ömr-ü hayatlarında ilk defa et yiyecek olanlar, ilk defa Kurban Bayramına kurban ile girecek olanlar vardı. Bir taraftan islamın hayat-ı içtimaiyeye kazandırdıkları, bir tarafdan beynelmilel bir uhuvvetin vücuda geliyor olması ve bunlardan daha da mühim olanı kalblerde, gönüllerde, küçük çocukların dillerinde dünyaya kur an ın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu ilana, azimli ve imanlı Türk gençliğinin adları, yad ları yazılıyor, dillendiriliyordu. Hadsiz hududsuz Hamd olsun, Rabbimiz tüm milletimizden ve hasseten kurbanlarını buralara fedakarane gönderen abla ve ağabeylerimizden binler defa razı olsun. O kesilen kurbanları kendilerine Burak, kursaklarına bir bayram günü et giren masum ihtiyar ve çocuklarıda kendilerine şefaatçi eylesin. Allah ebediyen razı olsun. Gönül isterdiki tektek bu ağabey ve ablalarımızı buralara getirelim, yüzlerdeki sevinçleri ve nasıl bir bayrama vesile olduklarını gösterelim. Evet; Ey Muhterem Ağabey ve Ablalarımız ve Çare Derneği gönüllüleri! Sizler burada bir bayrama vesile oldunuz, Rabbimizde sizleri ebedi bayramlarla, hakiki bayram olan ebedi saadeti ve Cemalullah a mazhariyet bayramı ile serfiraz kılsın. Amin! Amin! 6

7 Filipinler den mektup Assalamualaykum...belated happy eid al-mubarak po! Esselamu Aleykum, Geçmiş Kurban Bayramınızı tebrik ederim efendim. Bir kurban bayramında Filipinlere ve bizlere, Çare Derneği vasıtası ile Kurban gönderen yardımseverlere selamlar.. Geçtiğimiz Ekim tarihlerinde Curuan şehri müslümanları ve Calanasan Mahallesi sakinleri bir araya gelerek Mübarek Kurban Bayramını idrak ettiler. Rabbi Rahimin ihsanıyla, 130 kadar musluman ve hristiyan aile Kurban bayramı nın ilk günü kestigimiz 20 büyük baş kurbanin etleriyle nasiplendiler. Çocuklar da kendilerince Kurban bayramının manevi havasını teneffüs ettiler. Oyunlar oynayıp, dağıtılan şeker, bisküvi ve çikolatalardan tattılar. Bayram harçlıkları ile de sevimli yüzlerinde tebessümler açtılar. İdris abi madeni paraları geleneksel bir oyun olarak havaya saçıyor, neşe içinde Çocuklar yerlere dağılan bozuklukları toplamak için birbirleri ile yarışıyorlardı. Maşallah! Derler ki, çocukların yüzlerindeki gülümseme ve gözlerindeki neşe, milyonlarla degişillmez. Basitce bir hayat ama rengarenk. Kurban ın ikinci günü onlarca büyük baş hayvan daha kurban edildi. Purok ve Bahande mahallenin sakinleri bu kez sevinç dolu yüzleri ile bizleri karşıladılar. Ayrıca kesilen bir ineğin paketlenen etleri de Savana'lılara ve bizim de yerlisi olduğumuz Moldok mahallesi sakinlerine paylaştırıldı.. Babam; kurban keserken, insanların yüzlerindeki sevinci görünce göz yaşlarını tutamadığını, söyledi. 73 aileye dağıtılan kurban etleri onlara bir ilki yaşatıyordu. Allahu Ekber! Evet, Onlar bütün yürekleriyle önce Rablerine, sonra Türkiye den kendilerine kurban gönderen tanımadıkları kardeşlerine teşekkür etmek istiyorlardı. Cezakallah-u Hayr.!! Bizler butun Filipinli Kardeşlerimiz adına bu yardımı bizlere ulaştıran ÇARE YARDIMLAŞMA VE KALKINMA DERNEĞİNE ve TUFIFSA yetkililerine tebrik ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Allah ebeden razı olsun. Çok teşekkür ederiz, efendim. Binler Salat, Binler Selam Resulullah, Muhammed Mustafa'nın ve Ailesi nin ve Onu Takip edenlerin üzerine olsun. Filipinlerden Kardeşiniz Nurkisa. 7

8 Yoksulluk, belki de Yokluk... Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği ile tanışmama vesile olan, aynı zamanda derneğin kurucularından Şehit Cevdet Baybara dır. Allah Rahmet Etsin.. İçimde hep vardı; yabancı dil bilmediğim halde, ülkemiz dışında yapılan yardım faaliyetlerine katılmak. Oralara gitmek ve bir ülkede zor durumda bulunan insanlara yardım etmek. Çare yetkilileri ile tanıştığımda kurban, su kuyusu, yiyecek-giyecek yardımı ve daha bunun gibi birçok yardım faaliyetlerinden bahsettiler. Bu hizmetlerin içerisinde bulunmak için neler yapabileceğimi ve nasıl faydam dokunabileceğini sordum.. Tam da Kurban Bayramı na 1 ay kadar vardı. Bana dediler: Filipinler de bir Kurban organizasyonu gerçekleştireceğiz. Sen de katılmak ister misin?. Cevabım hemen Evet oldu. Çare Derneği Gönüllüler Kervanına biran evvel katılmak için Ben de Allah ım.. Ben de istiyorum, beni de onların arasına kat! diye dua etmeye başladım ve dualarım kabul oldu Yaklaşık yarım günü bulan uçak yolculuğu ardından Filipinlere vardık. Orada Çare derneği nden arkadaşlar beni karşıladılar. Oraya gitmeden evvel düşünüyordum Bu kardeşlerin yaptığı faaliyetler ve ulaştıkları yerler olsa

9 olsa bir elin parmaklarını ancak bulur diye Cenab-ı Allah bu düşüncemin doğru olmadığını numuneleri ile gösterdi. Yapılan birçok yardım faaliyetlerini görünce bu manzara karşısında şaşkındım. O sırada Resulullah Efendimiz (ASM) ın şu manadaki sözü kalbime geldi: İslâm ve Kur ân adına atılan her adımın arkasında, Efendimiz (ASM) ın hâzır ve zahîr olduğu.. Bu kadar muzafferiyet, muvaffakiyet hepsi ama hepsi bir noktadan besleniyor: Allah ın rızası, gayede birlik Burada, kameralar bizim o bildiğimiz fakirlik fotoğraflarından çok daha farklı bir olguyu resmediyor; Yoksulluk, belkide Yokluk. Kurban Bayramı vesilesi ile ziyaret ettiğimiz Filipinli aile hem duygulanmış, hem şaşırmış ve şaşkınlığını dile getirerekten sordular Sizler kimsiniz, nereden geliyorsunuz? bizi ne tanıyor, ne biliyor, ne aynı dindeniz; ama bizi tanıyanlardan, bilenlerden ve aynı dini paylaştığımız insanlardan dahi görmediğimiz bir yakınlık, bir içtenlik, bir sıcaklık var sizde dediler. Takdim edilen kurban eti karşısında teşekkür ettiler.. Filipinlerde gördüğüm ve şaşkınlıklar içerisinde kaldığım: Filipinler de Türkleri çok seven, adeta bir Türk aşığı olan Şahani ailesi bizi evlerine davet ettiler. Evin salonuna girdiğimizde tavanın tamamen bir Türk Bayrağı motifi ile süslenmiş olduğunu gördük. Öğrendik ki, bu ailenin dostluğu sadece Türk olmamızdan değil, Türklerin müslüman ve İslam bayraktarı olmasından kaynaklanıyormuş. Organizasyondaki muvaffakiyetimizi Kütahya/Tavşanlı da vekaletlerini ve hisselerini veren Tavşanlı lı dostlarımızdan aldığımız hayır dualar imiş. Anladım ki, Kurbanlar kesilme esnasında iken hep omzumda ve avcumun içerisinde hissettiğim o bâd-i sabâ gibi rüzgar, hep bu Tavşanlı lı Çare gönüllüsü yardımsever dostlarımızın duasıymış. Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği, Kütahya/Tavşanlı 9

10 Recep Bilge 1 0

11 1 1

12 Pakistan da yaşanan sel felaketinden sonra kurbanı yaşamak Pakistan'a ÇARE olan girişim Mübarek Kurban bayramında Türkiye den Çare Derneği vasıtası ile gönderilen kurbanlarla Pakistanlı kardeşlerimiz ile dertler tasalar kurban edildi.. Pakistan da çok istifadeli ve bereketli bir kurban bayramı geçirdik. Yaklaşık ayrı şehirde kurban kesim ve dağıtım çalışmaları yaptık. Mümkün olduğu kadar kurbanları en muhtaç ve yetim ailelere ulaştırmaya çalıştık.. Teker teker her kapıyı çaldık

13 Bu organizasyonda o kadar dualar edildi, manzara o kadar güzel oldu ki inanın kelimelerle ifade edemiyoruz. Biz birinci gün Gojrada kesim çalışmalarına katıldık. Punjab eyaleti içerisinde bulunan Gojra şehrinde hazırlamış olduğumuz kurban kesim merkezimizde toplu kurban kesimi yaptık. Kesimi yapılan kurbanlar yaklaşık On Bin yoksul ve sel afetinden zarar gören muhtaç ailelere dağıtıldı. İnanın o kadar zor ve kötü şartlar altındalar ki.. insanin içi parçalanıyor. Hela yok, elektrik yok, su yok, hiçbir şey yok.. sadece topraktan yapılmış birer odacıktan ibaret bir yerde kalıyorlar.. Her kapıyı çaldık teker teker ve birer paket kurban ikramı uzatarak bayramlarını tebrik ettik. Her kurban için hazırlamış olduğumuz isim listeleri teker teker her hayvanın başında yüksek sesle okunarak ve kasablara icazetler verilerek kurbanlarımız tekbir ve tehlillerle kesildi. Bu kesimler hem kameralar ile ve hemde fotoğraflar ile kayıt altına alındı. Türkiye`den gelen Çare Derneği gönüllülerinin bizzat iştiraki ile kurban kesimleri yapıldı. Kesim yaptığımız merkezi şehirler; İslamabat, Rawalpindi, Gojra, Faysalbad, Sargodha, Sahiwal, Guetta, Peshawar, Swabi, Gilgit gibi şehirler ve bunların ilçeleri idi. Kesilen kurbanlar, muhtaç ailelerin evlerine ulaştırılmakla beraber, ayrıca hastaneler, yetimhaneler, göçmen mahalleleri, medreseler ve Kur an Kurslarına dağıtıldı. Pakistan da böyle güzel, istifadeli, bereketli ve de feyizli bir kurban bayramı geçirmemize sebep olan hayırseverlere Pakistan halkı namına teşekkürlerimizi iletiyoruz. Çare Yardımlaşma Ve Kalkınma Derneği/ Pakistan Temsilciliği 1 3

14 Kurban ve İslamdaki yeri K u r b a n, kulun Allah a yaklaşmak, rızasına ermek için belli bir zamanda belli bir hayvanı kurban niyetiyle kesmesidir. Kurban, Hicretin ikinci senesinde emredilmiştir. Bu ibadet bütün semavî dinlerde mevcuttu. Bu hususa Kur an-ı Kerim de şöyle işaret buyrulur: Allah ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları keserken O nun adını ansınlar diye, Biz her ümmet için kurban kesecek bir yer tayin ettik. Sizin ilahınız tek bir ilahtır; yalnız O na boyun eğin. Allah tan korkan mütevazı kulları da müjdele. Allah için ilk kurban adayanlar Hz. Âdem in (a.s.) oğulları Habil ile Kabil idi. Habil in adadığı kurban bir koyunken, Kabil in ki bir deste buğday başağıydı. Olay, Kabil in Habil le beraber doğan kıza razı olmayıp, kendisiyle birlikte doğan kızı istemesi üzerine meydana geldi. Her ikisinin de bir kurban adamaları emir olundu. Allah ın gönderdiği bir ateş Habil in kurbanını yaktı, Kabil inki kaldı. Böylece Habil in kurbanını Allah ın kabul ettiği anlaşıldı. Hz. İbrahim e kadar kurbanın kabul edildiği ateşin yakmasıyla anlaşılıyordu. Kur an da Hz. İbrahim in kıssasından anlaşıldığına göre, kurban edilebilen hayvanlar koyun cinsinden veya büyükbaş hayvanlardan olmaktadır. Bugün kesilen İslâmî kurban da Hz. İbrahim in (a.s.) âdeti üzere kesilen kurbanlardır. Şu mealdeki hadis-i şerif bu konuya işaret etmektedir: Sahabiler, Bu kurban nedir, ya Resulallah diye sordular. Peygamberimiz (a.s.m.), Babanız İbrahim in sünnetidir buyurdular. Sahabiler, Bize bundan dolayı ne kadar mükâfat vardır diye sormaları üzerine, Peygamberimiz şöyle buyurdular: Her kılına mukabil bir sevap vardır. Sahabiler tekrar, Yünleri için ne buyurursunuz? deyince Peygamberimiz, Yünlerinin her birine karşılık bir sevap verilecek buyurdular. Kurbanın Hz. İbrahim in sünneti olması, Allah ın emir buyurmasıyla meydana gelmiştir. Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail i kurban etmek için bıçağın altına yatırdığında kesmek üzereyken bıçağın kesmemesi ve Cebrail (a.s.) tarafından boynuzlu bir koçun halis niyetine mükâfat olarak gönderilmesi, kesilecek kurbanın eti yenen koyun, sığır ve deve cinsinden hayvanlardan olduğunu tayin etmiştir. Diğer taraftan Hz. İbrahim in Hz. İsmail i kurban etmek için kesmeye götürdüğü gün Kurban Bayramı nın birinci günü, yani Zilhicce ayının onuncu gününe rastlamaktadır. Kurban kesilen yer de Mekke civarında bulunan Mina idi. Resul-i Ekrem Efendimiz Medine de kaldıkları müddetçe on yıl boyunca her sene kurban kesmişler, hiç terk etmemişlerdir. Her kurban bayramında iki koç keserdi. Birisini ümmetini niyet ederek keser, diğerini de ailesi için kurban ederdi. Veda haccında yüz deve kurban etmişler, kendi yaşı kadar olan 63 tanesini bizzat mübarek elleriyle, kalanını da Hz. Ali ye kestirmişlerdi. Peygamberimiz kendilerinin hiç ihmal etmediği bu ibadeti ümmetinin yapmalarını emir buyurmuşlar, Öyleyse Rabb in için namaz kıl, kurban kes mealindeki ayet-i kerime ve Hali vakti yerinde olup da imkân bulan kimse kurban kes- 1 4

15 mezse bizim mescidimize yaklaşmasın mealindeki hadis-i şerif Hanefi Mezhebi nce kurbanın vacip olduğuna delil olarak getirilmiştir. Kurban edilecek hayvan başka bir amaç, başka bir niyet için değil, sırf Allah rızasını talep için kesilir. Kurbanın İlahî kabule layık olan kısmı da kalbî ve halis bir niyetin taşınmasıdır. Her mü min kendi imkânı ölçüsünde arzu ettiği kurbanlık bir hayvanı kesebilir. Bu vesileyle akıttığı kanın sadece bir ibadet gayesini taşıması gerekir. Bu konuya şu mealdeki ayet-i kerime işaret etmektedir. Onların ne etleri, ne de kanları Allah a ulaşacak değildir. Fakat O na ancak sizin takvanız ulaşır. Size verdiği hidayetten dolayı Allah ı büyük tanımanız içindir ki Allah bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. Güzel davrananları müjdele! Kurban kesmekten asıl maksat, niyet olduğu gibi, kesilecek hayvanın da imkân ölçüsünde kurbanın manasına uyacak cinsten bulunması lazımdır. Kurban edilen hayvanın gösterişli, semiz, iri ve noksansız olması daha faziletlidir. Çünkü Cenab-ı Hak, kurban edilen hayvana ahirette cismanî baki bir vücut verecek ve sırat köprüsünde sahibine burak gibi bineklik mertebesine ulaşacaktır. İlahî rızaya yaklaşan bütün ibadetlerde olduğu gibi kurbanın da ecri ve mükâfatı çok büyüktür. Kesilen hayvanın her kılına bir sevap verildiği gibi, akıtılan kanının da taşıdığı mana şu hadis-i şerifte zikredilmektedir: İnsanoğlu Kurban Bayramı nda Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir ibadet yapamaz. Kurbanlık hayvanlar Kıyamet gününde boynuzları, tırnak ve kılları ile Allah ın huzuruna gelecektir. Kurban kesilirken kanı yere damlamadan önce Allah katında yüksek bir mertebeye çıkar. Bununla nefsinizi temizleyiniz. Kurban kesen insan Allah ın koruması ve himayesi altına girmekte, şeytanın ve nefsin tehlikelerinden kurtulmaktadır. Bu hususu Peygamberimiz şöyle müjdelerler: Ey insanlar, kurban kesiniz. Ondan akan kan sebebiyle Allah tan mükâfatınızı bekleyiniz. Şüphesiz, kurbanın kanı yere düştüğü zaman kişi Allah ın himayesi altına girer. Kurbanın en önemli bir yönü onun İslâmî bir şeâir oluşudur. Kurban, dinimizin belli başlı işaretlerinden ve alametlerinden birisidir. İslâm dairesi dışında bulunanlar bile bayramda kesilen kurbanların Müslümanlar tarafından eda edilen bir ibadet olduğunu bilir. Bu vesileyle uzun müddet et yüzü görmeyen yoksulların kurbandan istifade ettiklerini düşünür. Bu ibadetin eda edilmesiyle İslâm ın gür sesi bir defa daha duyulmuş olur. 1 5

16 Kurban kesmenin hükmü nedir? Kurban kesmek Hanefi Mezhebi ne göre vacip; İmam Ebu Yusuf a, Şafiî, Malikî ve Hanbelî Mezheplerine göre ise sünnet-i müekkededir. Vacip olan, kurbanı kesmek ve kanını akıtmaktır. Bunun için kurbanlık hayvan canlı olarak sadaka olarak verilecek olsa vacip olan borç ödenmiş sayılmaz. Ancak kestikten sonra etini sadaka olarak vermek müstehaptır. Kurban kime vaciptir, zenginlik ölçüsü nelerdir? Kendisine fıtır sadakası vacip olan kimseye kurban kesmek de vaciptir. Yani Kurban Bayramı günlerinde zarurî ihtiyaçlarından fazla olarak 20 miskal (85 gram) altını veya 200 dirhem (595 gram) gümüşü yahut bunların değeri kadar bir mala sahip olan Müslüman ın kurban kesmesi gerekir. Zarurî ihtiyaçlar: Bir ev, evde bulunan eşyalar, aletler, silah, binek, giyilen elbise bir aylık nafaka ve borçlardır. Kurban nisabında zekâtta olduğu gibi malın üzerinden 1 6 yıl geçmesi veya çoğalan, değeri artan bir cinsten olması gerekmez. Hangi hayvanlar kurban edilir? Sadece şu hayvanlar kurban edilirler: Deve, sığır, manda, koyun, keçi. Koyun ve keçi en az bir yaşını, sığır cinsinin iki yaşını, devenin de beş yaşını tamamlamış olması lazımdır. Koyunun yedi-sekiz aylığı bir yaşındaki toklu gibi semiz ve gösterişli olursa kurban için kesilebilir. Bu hayvanların hem erkeği hem de dişisi kesilebilir. Fakat koyun ve keçinin erkeğini, sığır cinsinin ve devenin de dişisini kesmek daha efdaldir. Mümkünse kurbanda koç kesilmelidir. Bir hadiste Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar: En hayırlı kurban koçtur. Bu hayvanların dışında geyik ve tavşan gibi eti yenilen vahşi hayvanlar kurban edilmez. Tavuk, hindi, kaz gibi kümes hayvanlarının da kurban niyetiyle kesilmesi tahrimen mekruhtur. Bir kurban kaç kişi adına kesilebilir? Koyun ve keçi yalnız bir kişi adına kurban edilebilir. Sığır cinsi ve deve bir kişi adına kesilebileceği gibi, yedi kişiye varıncaya kadar ortak olarak kesilebilir. Bu ortaklarda aranan şart, her ortağın hayvanın yedide birine sahip olması ve kendi hissesine sırf Allah rızasını düşünerek katılmasıdır, içlerinden birisi bu ortaklığa eti veya ticareti gibi sırf maddî bir sebep için katılırsa kesilen kurban batıl olur. Hisseli kurban kesildikten sonra etini tartarak taksim etmek daha faziletlidir. Bu şekilde, kimsenin kimsede hakkı kalmadığı gibi, herhangi bir tartışmaya da meydan verilmemiş olur. Bununla beraber ortakların rızasıyla tahmin üzerinden de taksim edilebilir. Bir sığırı veya deveyi tek başına kurban etmek niyetiyle alan bir kimsenin daha sonra başkalarını ortak alması mekruh ise de kesilen kurban bütün ortaklar için sahihtir. Fakat hayvanı satın alırken ortak bulma niyetini taşıyorsa bu mekruh olmaz. Kurbanın eti nasıl dağıtılır? Kesilen kurbanın etinden sahibi fakir olsun, zengin olsun yiyebilir. Kurban etini üç parçaya ayırıp, akraba ve komşulara, fakir ve muhtaç kimselere verdikten sonra diğer kalan kısmı evde bırakılabilir. Kurban kesen kimse fakirse ve kendisinden daha muhtacını bulamazsa etini hiç dağıtmadan evine çocukları için bırakması daha faziletlidir. Çünkü sadakaya muhtaç olan kimsenin sadaka vermesi yersizdir. Kurbanda vekâlet olur mu? Bir kimse kendi adına kurban kestiği gibi başkası adına ona vekâleten de kesebilir. Yani bir kimse istediği birisini kendi yerine kurban kesmesi için vekil tayin edebilir. Vekil olan kimse bu kurbanı alır, keser, dağıtır. Kurbanda vekâlet bizzat yapılabildiği gibi, mektup ve telefon gibi vasıtalarla da yapılabilir. Çünkü malî ibadetlerde asalet de vekâlet de birdir..

17 1 7

18 Kod-Addu da yetimlerin yanındaydık Pakistan sel afetinde Anne ve Babasını kaybeden ÜÇ YETİM yardımlarınızı bekliyor Selden evleri yıkılan bu aile tek odalı bir barakada yaşıyor.. Gıda ve nakdi yardım yaptığımız bu aile için kardeş aile yardımı bekliyoruz..özellikle kimseye muhtaç kalmadan yaşamak için bir dikiş makinası olursa biz geçimimizi sağlarız diyen bu yetim aile siz yardım severlerden destek bekliyor. Zor kış şartlarında ortada kalmış bu yetimlere yardım elimizi lütfen uzatalım. Kardeş aile müracatlarınızı ve özellikle bir dikiş makinası yardımınızı bekliyorruz. Kod Addu / pakistan Sümera ailesi - yetimler 28/12/2010

19

20 Pakistanda bulunan yetim ailelere kardeş aile olarak siz de destek olun.. 5 ve 9 çocuklu bu aileler babalarını selde kaybetmişler Pakistan sel afetine maruz kalmış bu aileler zor kış şartlarına rağmen hayatlarını çadırda idame ettiriyorlar..zor şartlarda çocuklarına bakan anneler yetimlerine yardım istiyor.her ay desteğe ve sığınacak bir eve ihtiyaçları var.. Her ay bu ailelere destek olacak bir kardeş aile nin yardımlarını bekliyoruz. İlk etapta gıda, battaniye ve nakdi yardım da bulunan Çare derneği, yardımseverlerin yardımlarını esirgememelerini talep ediyor. Her ay bir çocuk için 50 dolar yardım ile Pakistan şartlarında hayatlarını idame ettirebilirler.. Lütfen bu ailelere destek olalım..kardeş aile olalım.. Kod Addu / pakistan Shahin Bibi ailesi ve Rukiye ailesi

21 Pakistan sel afetine maruz kalmış bu aile zor kış şartlarına rağmen hayatlarını çadırda idame ettiriyorlar.. 9 çocuklu bu ile babalarını selde kaybetmişler..zor şartlarda çocuklarına bakan anne yetimlerine yardım istiyor.her ay desteğe ve sığınacak bir eve ihtiyaçları var.. Her ay bu aileye destek olacak bir kardeş aile nin yardımlarını bekliyoruz.. İlk etapta gıda, battaniye ve nakdi yardım da bulunan Çare derneği, yardımseverlerin yardımlarını esirgememelerini talep ediyor. Her ay 200 dolar bir yardım ile bu aile Pakistan şartlarında hayatlarını idame ettirebilirler... Lütfen bu ailelere destek olalım..kardeş aile olalım.. Kod Addu / pakistan Rukiye ailesi - yetimler

22 Kurban organizasyonumuz Sudan da Afrika nın fakir ülkelerinden biri olan Sudan dan tüm yardımseverlere merhaba.. Bu yıl Çare Derneği vasıtası ile göndermiş olduğunuz kurbanlar kesilerek, yoksul Sudan halkına dağıtılmıştır. Özellikle öğrenci yurtları, yetimhaneler ve fakir aileler bir bir tespit edilerek 6000 aileye kurban eti ulaştırdık. Türkiye den Sudanda bulunan fakir müslüman kardeşini unutmayarak kurbanını buralara gönderen yardımseverlere teşekkür ederek, Her iyilikte buluşmak dileği ile dua ediyoruz. Çare yardımlaşma ve Kalkınma Derneği / Sudan 2 2

23 Pakistan da iftarsız ramazanlar Pakistan da Mübarek Ramazan ayında herkesi bir koşturmaca aldı. İftarlar, teravihler.. Kur an hatimleri, davetler, gece sohbetleri vs.. Ramazan ayının o rahmetli geceleri sadece iftar ve teravihlerle bitmez. Her gece sahurlarda buluşulur, çaylar içilir ve söz hep sohbet-i Canan a gelir dayanır. Ramazan da insanın içi kıpır kıpır olur. Sanki her şeyin manevi yüzü akseder kalplerimize. Her akşam ezan sesiyle yemeğe ilk kaşığı daldırmanın heyecanı bambaşkadır. Çocuklar pencerede ezanı beklerken anneleri mutfakta hummalı bir telaş sarmıştır ve babalar sofrada hazır ve nazırdır her zamanki gibi. Dışarıdan evlere mis gibi Ramazan pidesinin içleri bayıltan kokusu dolar. Evimizin bereketi Ramazan! Sen hiç gitme. diye dua eder bütün yürekler sessizce. Türkiye de Ramazan-

24 lar işte böyle güzeldir, bereketlidir, uhuvvetlidir. Ramazan rahmettir... Ramazan telaşı yaşayanların dışında bir de Ramazanı savaş altında karşılayanlar, selde evsiz barksız kalanlar, depremde ailesini kaybeden Müslümanlar da var. Acaba bu insanlar da bizim gibi hissediyorlar mıydı Ramazanı? Yoksa onların sevinçleri buruk mu kalmıştı? Gurbete gidenin ızdırabı gibi... Belki de bütün bunları düşünmeliydik, düşünmeliyiz! Düşünüp de harekete geçmeliyiz vakit geç olmadan.. Bir büyüğümüz fedakarlık ya hu! derken bunu kastetmişti belki de. Uykundan, gezip tozmandan, yemeğinden, ekmeğinden, aşından vereceksin. Bu Ramazan Pakistan ın Sargodha bölgesi Jehlem nehri kıyılarında bulunan Shahpur yerleşim bölgesine gittik kişiye iftar verildi ve kumanyalar dağıtıldı. Punjab Eyaletinin Chang bölgesindeki köylere gittik. Jabuana isimli yerleşim merkezinde kumanyalar ve gıda paketleri dağıttık. Biz bu yardımları yaparken insanlar bel seviyesine kadar su içerisinde yanımıza geliyorlardı. Bütün tarlalar, bahçeler, evler herşey sular altındaydı. Yaklaşık 2-2,5 ay sular çekilmedi. Buradan diğer bir bölge olan Atharahazari`ye geçtik. Yaklaşık köy tamamen sular altında. 2 kamyon hazırlamış olduğumuz gıda malzemelerini kayıklara yükleyerek ulaşabildiğimiz köylerdeki insanlara dağıttık. Jahlem ve Chanab nehirlerinin kesiştiği bu noktalara yaklaşık 4 saatlik bir kayık seyahati sonrasında ulaşabildik. Ertesi gün Chang bölgesi içerisinde bulunan başka bir yerleşim merkezi olan Hz. Ebu Hureyre (R.a) anlatıyor: "Resulullah (A.S.) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.'' Tirmizi, Savm 82, (807); Ibnu Mace, Siyam 45, (1746). 2 4

25 Shah-Juana`da gıda dağıtımı yaptık. Atharahazari bölgesinde hazırlamış olduğumuz sağlık merkezini bayram içerisinde açılışını yaptık. Bayan ve erkek doktorlardan oluşan bir grup ile beraber burada muayeneler yapıldı. ilaç yardımında bulunduk. Ayrıca her hafta sonu buraya düzenli olarak doktorlarımız gitmekte ve muayenelerini yapıp ilaç yardımında bulunmaktadırlar. Türkiye`den gelen adak kurbanlar ve nafile kurbanlarını kurbanlarını burada kestik. Gıda malzemelerini ve bu hazırlamış olduğumuz et paketlerini burada tüm ailelere dağıttık. Çok güzel bir kaynaşma oldu. Buradaki insanlar Türkiye`ye ve sizlere çok dualar ettiler ve minnettar kaldılar. Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.'' Tirmizi, Savm 82, (807); Ibnu Mace, Siyam 45, (1746). Pakistan`da 2005 yılı Ramazan ayı başında meydana gelen deprem felaketinde binlerce kişi vefat etmiş ve yüz binlercesi de evsiz kalmıştı. Tüm dünyadan yardıma ilk koşan ve en çok yardımı götüren ülke olarak tarih sayfalarına yazılmıştık Elhamdülillah. Bizler o zaman Pakistan`da deprem yardım faaliyetlerine katılmıştık. Bizler burada yaşayan Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği temsilcileri, gönüllüleri olarak sel felaketinden etkilenen bu kardeş ülke için yapacağımız çalışmalarda sizlerin yardım ve desteklerini beklemekteyiz. Daha geniş bilgi için adresi ziyaret edilebilir. 2 5

26 Filipinli mühtedinin ilk oruç heyecanı Filipinler Mekke toprağı değil ki Yıllar önce, bir arkadaşım İstanbul'a taşınıp ev almayı düşünüyordu. Bu arkadaşım, o zaman bir büyüğü ile istişare etmiş ve sonucu bana şöyle açıklamıştı: "Mekke toprağında ev alacağım..." Önce şaşırmıştım, ne demek Mekke toprağı? Sorunca anlamıştım ki, mecazen Mekke toprağı diyerek aslında Anadolu yakasını vasfetmiş. Hani Mekke'den boğaza kadar karadan herhangi bir deniz kesintisi olmadan geliniyor diye... Burası Mekke'ye en az 7-8 bin km uzaklıkta. İslam Alemi'nden o kadar uzak yani. Buradaki Müslümanlar; İslami hararet, atmosfer, iklim noktasında kendi yağları ile kavrulmaya çalışıyorlar. Türkiye ile karşılaştırdığımızda, o kadar mahrum ki burası o iklimden. Ve bunu yaşamadan anlamak o kadar zor ki.. Mesela, burada ne imsakiye bastırıp dağıtan var, ne minarelere mahya asan.. Ne iftar çadırları var, ne iftar-sahur topu.. Ne camilerde mukabele var, ne TV'lerde iftar-sahur programları.. Ne iftarlarda (televizyondan da olsa) segah makamında ezan duyabilirsiniz, ne sahurda saba makamında müezzinin nidasını.. Hele ki, bulunduğunuz mahallede cami yoksa, ezan sesine de bir o kadar hasretsiniz demektir. Orucu ezan sesi duyarak değil, saate bakarak açacak; hakeza sahuru da vakte göre tamamlayacaksınız. Ne kitap fuarları var, ne meyan kökü satıcıları.. İftar için az bir şey hurma ararsınız çarşıda, bulamazsınız... Bunları ince ince düşününce, buruk bir tebessümle, 'işte Mekke toprağına uzak olmanın garib ruh hali' diye geçirdim içimden... Burada Ramazan'ı yaşamak ve yaşatmak özel bir çaba istiyor adeta. Çünkü eskimez deyimle 'şeair' denilen İslam sembolleri yok 2 6

27

28 burada... Ancak, Ramazan'ın daha canlı yaşanması için güzel faaliyetlerimiz de olacak. Şimdiden Ramazan'ın geldiğini çevremizde her vesile ile ilan ediyoruz. Özellikle Hristiyanlar sürekli soruyorlar: 'Ne için oruç tutuyorsunuz? Ne kadar tutacaksınız? Oruçluyken ne hissediyorsunuz?' vs.. Bunlara her yerde ve her vesile ile cevap vermeye çalışıyoruz. Ramazan'da burada da elbette teravihler kılınacak. Şimdiden, genç öğrencilere, gruplar halinde, teravih arası koro ile okunan salavatları ezberletiyoruz ki bir nebze o şevkli Ramazan akşamları hissedilsin. Her sene olduğu gibi, üç ayrı kategoride iftar programlarımız olacak. Birincisi, üniversitelerde, Müslüman ve Hristiyan öğrencilerin beraber katılacağı iftar programlarında, özellikle Hristiyan öğrencilerin İslam'la tanışmalarına güzel bir zemin hazırlanacak. İftara gelen Hristiyan öğrenciler, hayatlarında ilk defa coşkuyla okunacak Kur'an-ı Kerim'i dinleyecekler. İlk defa orucun mahiyetinden haberdar olacak ve İslam'ın bir başka güzelliği olan muhabbet ve kardeşlik zeminini yaşayarak görecekler. Bu iftarlar, sadece bir yemek değil, aynı zamanda güzel dinimizi, en güzel şekilde anlatma zeminleri oluyor. İkincisi, farklı kabilelerden mühtedi (yeni Müslüman olmuş) kardeşlerle kişilik gruplar halinde mühtedi iftarları olacak. Bu mühtedi kardeşlerin bazısı ilk Ramazan oruçlarını tutuyor. Dolayısıyla ilk iftarları.. O iftar anında acemi orucu bekleyişi misali, gözlerine akseden bakışın fotoğrafını size resmedemeyeceğim. Cennetlik bir tablodur. Bu iftarlar, bu yeni Müslüman mühtedi kardeşlerin imanlarını yeniden takviye etmelerinde ne denli önemli bir kilometre taşı olduğunu hayal gücünüze havale ediyorum. Üçüncüsü, Ramazan'da iftar ocağı yanmayan fakir Müslümanlarla yenecek veya evlerine ulaştırılacak kumanyalarla ikram edilecek iftarlar... Bu iftarların da önemi büyük. Siz, kulübemsi o ahşap eve varıp, "Türkiye'deki Müslüman kardeşlerinizin size Ramazan hediyesi" diyerek, o ayağı çıplak masum bebelerin eline paketleri veya fitre-zekat zarflarını tutuşturduğunuzda, annelerinin simalarında oluşan kalbi manzarayı hiçbir edebi cümle tarif edemez. Türk insanının hamiyeti, sahabet duygusu, diğergamlık hissi, asırlardır dünyaya numune olmaya devam ediyor. Elbette Türkiye'de de pek çok muhtaç insan var ama biliyoruz ki, Filipinler gibi yerler, Mekke toprağından uzak olması bir yana, daha hala Mekke dönemi gibi, İslam'ın ilk yayılma zamanlarını yaşıyor. Bu basit gibi gözüken iftar kıvılcımlarının birer iman meşalesine dönmesi temennileriyle... Şehit Hafız Cevdet Baybara 2 8

29

30 Pakistan a yardım vefanın gereği Haberlerde Pakistan ın tarihinin en büyük felaketini yaşıyor diye izledikten sonra Çare Derneğine doğru yola çıktım. Dernek merkezine ulaştığımda Çare Derneği Pakistan a acil yardım istişaresini bitirmiş ve toplantı kararı evvela 4 kamyon gıda malzemesi dağıtılması için Pakistanda sel bölgesinde bulunan temsilcimize acil yardım gönderilmişti. SEL BÖLGESİNE ACİL YAPILAN YARDIMLAR * 6 KAMYON GIDA YARDIMI YAPILDI * SELZEDELER İÇİN 1 ADET SAĞLIK KLİNİĞİ AÇILDI * GIDA YARDIMLARI VE TÜRKİYE DEN GÖNDERİLEN FİTRE VE ZEKATLAR NAKDİ OLARAK MUHTAÇLARA TAKDİM EDİLDİ * YETİM KALMIŞ AİLELER TESPİT EDİLDİ * ÇADIRLARDA YAŞAMAK ZORUNDA KALAN 500 AİLEYE BATTANİYE YARDIMI YAPILDI * GÜNDE 6000 KİŞİYE TEMİZ İÇME SU KUYUSU AÇILDI * HASTALARA İLAÇ YARDIMI YAPILDI * BİNLERCE İNSANA İFTAR SOFRALARI KURULDU Ve daha bir çok yardımlar yapıldı yapılmaya devam ediyor.. Pakistan a yardım operasyonunu yerinde yönetmek için ekip gönderiliyor, onlardan birisi çocuğu hasta olmasına rağmen afet zedelere yardım için ısrarla gitmek isteyen biri diğer bir gönüllü ise kaç bayram ailesi ile beraber olmamış olmasına rağmen bu bayram Pakistanlı kardeşlerimin yanında olmam lazım diyor. Pakistan a varan Çare yardım ekibi, nasıl bir manzara ile karşılaşacaklarını sadece medyadan ve sel bölgesinde bulunan dernek temsilcisinden aldıkları bilgiler çerçevesinde felaketi gözlerinde resmetmeye çalışıyordu. 3 0

31 VE ŞİMDİ ÇARESİZLERE ÇARE ZAMANIYDI SEL Bölgesinde çalışmalara başladık. Yol üstünde yıkık virane bir ev vardı. Eve vardığımızda sel in evin bir kısmını yıkmış olduğunu gördük. İçeride hasta yatan bir ihtiyar amca vardı. Yanakları çökmüş, yanında iki torunu aç ve susuz olan bu biçare aileye hemen gıda ve su yardımı yapıldı. 3 1

32 Pakistan a yardım vefanın gereği PAKİSTANDA BULUNAN YETİM AILELERE SİZ DE KARDEŞ AİLE OLARAK DES- TEK OLUN.. Her şey sel sulari altında; tarlalar, evler, sevinçler, anne sevgisi veya baba sevgisi, evladını, oyuncağını sel sulari almış götürmüş. Ziyaret sırasında çocukların bazılarının gözünde yaş, bazısında buruk bir tebessüm, bazısında çok derinlere dalmış bir durgunluk var. Ellerine oyuncak veya çikolata veriyoruz, ama içlerinde kapanmayan yaralar var. Belki bir nebze maddi sıkıntıları giderebiliyoruz ama başını okşayacak babadan, şefkatini alacağı bir anneden yoksun. Ordan bir çocuk bizi çekiştirip duruyor gelin evimi göstereyim diyordu. Hadi gidelim deyince, önümüzde hızlı bir şekilde evine doğru koşan bu yetimin daha önce orda evi varmış, şimdi ise selden dolayı yıkılmış Ailen nerde? diye sorduk, ağlayarak çok şükür hepimiz selden kurtulduk ama babam selden sonra hastalandı 2 gün önce vefat etti deyince çok üzüldük. Annen nerde? diye sorduk, iki kardeşimle yiyecek bulmaya gittiler dedi. Onlarada sizlerin yardımıyla çare olunuyor ve bu 5 cocuk ve anneyi sponsor aile kapsamına alalım diye isimleri ve bilgileri alınarak ve diğer bir yetimin sıkıntısını giderebilmek arzusu ile yola çıkılıyor. Özellikle kimseye muhtaç kalmadan yaşamak için bu yetim aile siz yardım severlerden destek bekliyor.

33 SİZ YARDIMSEVERLERİN GÖNDERDİKLERİ İLE İFTAR SOFRALARI KURULDU GIDA YARDIMI YAPILDI. Pakistan halkı nın bütün herşeylerini sel suları silip götürsede, sahur için bir lokma bulamasada yinede oruçlarını eda ediyorlardı. Şimdi sel bölgesinin başka birçok noktasında iftar hazırlığı yapılıyor. Çare gönüllüleri kimilerine cami nin içinde iftar sofrası açtı, kimilerine çadırların yoğun olduğu bölgelerde iftar sofrası kurdu. Herkes tabağını getiriyor ve onunla iftarını açıyor. Orta yaşta birisi yaklaşıyor yanıma, benim ailem burdan uzakta hasta oldukları için buraya gelemediler. Selden dolayıda hiç birşeyimiz kalmadı lütfen bu yemekten aileme yetecek kadar eteğime doldururmusunuz diyordu.. Ordan bir çocuk benimde tabağım yok diyor, onunda eteğine kursağından geçecek bir lokma bırakılıyordu. Sonra farkına vardık ki, tabakla gelebilenler zaten cok azınlıktaymış hiç birşeyleri kalmamasına rağmen oruç tutmayıda ihmal etmemişler. Bir amca yaklaştı evladım bizim dedelerimiz Türkiyeye kurtuluş savaşı sırasında yardım gönderenlerdendi dedi devam etti, Evladım dedelerinizden vefa dersini hakkıyla almışsınız. Vefanın şanına yakışanı yapıyorsunuz rabbim Türkiye yi muhafaza etsin dedi uzaklaştı gitti. Amcayı karanlıkta gözden kayboluncaya kadar takip ettim eteğindeki yemeği köhne derme çatma bir çadırın içindeki yakınlarına dağıtıyordu.. Siz yardımseverlerin yardımı ile Pakistan halkına yardımlarımız devam edecektir 3 3

34 Pakistan a yardım vefanın gereği SELZEDELERE SAĞLIK Kİ- LİNİĞİ AÇTIK ÇARE Derneği sel afetinden zarar görmüş, hastalanmış halkın tedavisi için acil bir sağlık kliniği açtı. Günler bunlarla geçerken bir taraftan klinik açacağımız yeri belirledik, ilk olarak sağlık taraması yapılması gerekiyordu. 2 doktor ile birlikte nehir üzerinde kayıkla 2 saat yolculuktan sonra öyle bir yere vardık ki, şimdiye kadar ne devlet ne bir yardım kuruluşu oraya ulaşmamış, anladık ki tam ihtiyaç olan yerde kliniğimizi açacağız. Doktorların sağlık taraması tamamlanınca bir taraftanda klinik binası için yapılması ve alınması gereken araç gereç ve ilaçlar doktorlarımızla yaptığımız toplantıda belirledik. Klinik için gerekli olan malzemelerin alınmasına başlandı, ilaç temin edildi, gıda malzemeleri de Alındı, bir taraftan Türkiye den gelince adaklarını ve akikalarını veren hayırseverlerinde kurbanları kesildi, etler poşetlendi, erzaklar kolilendi, ilaçlar hazırlandı, klinik malzemeleride tamamlandı. Şimdi Ramazan bayramından önce bayramı kutlamak vaktiydi, bu çare gönüllülerinin bayramıydı. Bütün eşyalar ve ilaçlar kayıklara yüklendi, 3 doktor ve 4 hemşire ile birlikte 2 saat kayıkla birlikte Çare Gönüllülerinin yaptırdığı kliniğe vardık. Bir taraftan doktorlar hastalara bakıyor, diğer taraftanda gıda yardımları yapılıyordu.. Tüm teşekkürler ve dualar Pakistanlı yardıma muhtaçlardan siz hayırseverler için geldi. 3 4

35 KIŞ AYINDADA BU YETİM VE KİMSESİZ AİLELERİ YANLIZ BIRAKMADIK.. Kış tamamen her tarafa hakim olmaya başlamışdı ki, kamyonlara batniyeleri doldurduk ve sabahın ilk ışıklarına doğru yola çıktık. Çadırda kalan ailelere battaniye dağıttık. Hava çok soğuk olmasına rağmen çocukların ayağında ayakkabı yok, soğuğa aldırmadan sağa sola koşturup duruyorlardı. Yanımızda koşuşturan bir çocuk biizm çadırda şurada bize de yardım edin diyordu. Verilen battaniyelerin nasıl yerlere ulaştığını görmek ve Türkiye den bunları gönderenlere dua için açılan ellerin masumiyetini tariften aciziz Tüm yardımseverlere Teşkkür ediyor, yardımlarınızın devamını diliyoruz. 3 5

36 Pakistan a yardım vefanın gereği 3 6

37 GÜNDE 6000 KİŞİYE TEMİZ SU İMKANI SAĞLADIK Çare Pakistanda sel bölgesi Kod Addu ya 2 su kuyusu yaptırdı. Günde 6000 kişiye temiz içme suyu imkanı sağlayan bu su arıtma sistemi ile sel bölgesinde tatlı suya hasret kalan bu halka Çare derneği yardımseverleri vasıtası ile su kuyusu yaptırldı. Kod Addu bölgesinde bir köye yapılan bu iki su kuyusunun tanesi 5000 dolara mal etti Çare derneği. Günde 6000 kişiye temiz içme suyu imkanı sağlayan bu su kuyularından 5 tane daha o bölgede inşa ettirmek için yardımlarınızı bekliyoruz.. Özellikle bu iki su kuyusu yapımında katkısı fazla olan Çare gönüllülerinden Mehmet Baybars ve Cengiz Kösenk adlı yardımseverlere Teşekkürlerimizi Pakistan halkı namına gönderiyoruz.. Siz yardım severlerin desteğini bekliyoruz.. Bir pakistanlı anne evladından gurur duymuşcasına sarılıyor bir Çare gönüllüsüne ve teşekkür ediyor. Çare gonüllüsüde annem diyor teşekküre gerek yok bende senin evladınım senin boğazının kuru olmasına Türkiyedeki evlatlarında dayanamaz sen Türkiye yi dualarında unutma diyor Günler geçtikce dönüş tarihimize az bir süre kalıyor, son calışmalarımızı halletmek için gece gündüz gönderdiğiniz emanetleri sahiplerine veriyor, aynı zamanda yeni yetim ailelerin tesbiti yapılıyor, su kuyusu açılacak yerler belirleniyordu. Ve ayrılık günü geliyor, ayrılıktan dolayı herkeste bir hüzün var dokunsan ağlayacaklar ağlıyorlar. Herkes birbirine sarılıyor selamlaşılıyor, Türkiye ye selamlarını, dualarını gönderiyorlar Çare gönüllüsü Türkiye / istanbul 3 7

38 Pakistanda 4 özürlü çocuğa yoksul aile yardımlarınızı Doğuştan özürlü olan 4 çocuk, en büyüğü 17 yaşında fakat gelişmeyen vücütları ile birlikte gözleri görmüyor, kulakları işitmeyen bu yardıma muhtaç çocukların ailesine yardım elimizi uzatalım. Anne ve babaya Çare ekibi olarak neye ihtiyaçları olduğunu sorduk, aldığımız cevap yine çok manidardı.. Baba bir gözlü olan bu evde kirada yaşıyoruz.. Tek gözlü olan bu evde hiç birşeyimiz yok ben ve eşim çocuklara bakmak için devamlı evdeyiz, çocuklara 24 saat bakmak gerekiyor.. Eğer iki odalı, buralarda satılan evler var dolar bulabirsek, bende kapısının önüne küçük bir dükkan yaparım, hem çocuklarıma bakmada eşime yardımcı olurum, hemde evimi geçindirmiş olurum.. Şuan itibari ile en çok istediğimiz çocuklar için çocuk bezi ve ev ihtiyacı. Bu perişan hali biz çare ekibi olarak gördük.. Evin reisi baba dolara bir ev satın alıp, bir odasını dükkan yapıp evimi geçindirmek, çocuklarıma yakın olarak bakmak istiyorum diyordu. Siz yardım severlerden ricamız aileye destek olmanızdır.. Yardımlarınızı bekliyoruz.. Yardım için Telefon: Gojra şehri / Pakistan 3 8

39 sahip bekliyor 3 9

40 İslam aleminin istikbalini inşa edelim sınırları aşalım Filipinlerde yoksullaştırılan, özgürlük hakkı fazla tanınmayan Yeni Mühtedi Filipinli Müslüman öğrencilere siz de yardım elinizi uzatınız.. Çare burs ve barınma projesi zeki, atılgan, çevik ve iradeli müslüman fakir çocuklarımızın maddi engeller sebebiyle okul ve eğitimden geri kalmalarına engel olmak ve bu gençlerin filipinlere ve islam alemine ve hatta tüm dünyaya model olarak yetiştirmeyi kendisine hedef ittihaz ediyor. En büyük düşmanlarmızdan birisi olan cehaleti, açılmış evlerdeki maddi ve manevi sahabet ile izale etmeyi vizyon olarak seçiyoruz. Bu sene eğitim ogretim yılında, Filipinlerde 30 ögrenciye burs projesi başlatıyoruz. Proje bunyesinde 20 orta ögretimini bitirmiş, ve diplomalarını derece alarak okullarını geçmiş olan ögrenciler seçilecek. Bu gençler yurt sistemine yakın bir sistem ile Türk Üniversite talebelerinin kalmış oldukları evlere yerleştirilerek, hem Türkçe öğrenecekler, hem manevi değerleri idrak edecekler hem de aile sıcaklığı ve güzel bir atmosferde 4 senelik lise hayatlarına devam edecekler. Bir lise ögrencisi nin masrafları ise; Okul, giyecek, mutfak ve barınma gibi ihtiyaçlarının yıllık gider toplamı 1500 TL dir.. Yine bu proje bünyesinde liselerini derece ile bitirmiş, müslüman öğrencilerin kabiliyetli ve istikbal vadeden 10 genci ise Ünivesiteye göndermek için bursa ihtiyaç duyulmakta. Bunun icin okul, giyecek, mutfak ve barınma gibi ihtiyaçlarının bir yıllık gideri 2000 TL dir.. Neticede Yeni Mühtedi Filipinli Müslüman öğrencilere yardım ederek ; 1- İlim ögrenmek farzdır, ve bu ilmi ögrenmeye yardım etmek sebep olan yapan gibidir kaziyesi mucibince hissedar olunmuş olur. 2- Filipinler en temel problemlerinden birisi olan eğitime bir neşter de siz vurmuş olursunuz. 3- Globalleşen dünyada ülkemizin sınırlar ötesinde yapmış olduğu yardım ve himmet calışmları bize pozitif olarak getirisi olur. 4- Ahirette sermaye olur. 5- Bu gençler Turk-islam kültürü ile yetişir. HADİ BU İYLİKTE ÇARE İLE BİRLİKTE FİLİPİN- LERDE BİR ÖĞ- RENCİDE SİZ OKUTUN

41 Bunun icin okul, giyecek, mutfak ve barınma gibi ihtiyaçlatının bir yıllık gideri 2000 TL dir..

42 Bir su kuyusu da siz yaptırın Su kuyuları genellikle Afrika nın ve Pakistan sel bölgesinde kırsal kesimlerinde, suyun olmadığı veya sağlıksız suyun bulunduğu bölgelerde açılmaktadır. Bir su kuyusu açıldıktan sonra çıkan su, bütün sağlık taramalarından geçirildikten sonra halkın kullanımına sunulmaktadır. İnsanların sağlıklı su kaynaklarına ulaşmasını sağlayan su kuyusu projeleri, Afrika da ve Pakistanda yaygın olarak görülen hastalıkların da önüne geçmeyi hedeflemektedir. PROJENİN AMACI Dünyanın en kurak ve yoksul kıtası Afrika, sömürge dönemi sonrasında kendi kaynakları üzerinde egemenlik kuramamış ve sıklıkla iç çatışmaların yaşandığı bir bölge haline gelmiş. İklim koşulları ve jeopolitik özellikleri nedeniyle zor şartların hakim olduğu Afrika nın Sahra Altı bölgesinde yer alan ülkelerde ise, insanlar hayatta kalabilmek için her alanda mücadele eder olmuşlar. Bölgede yaşanan sorunların en önemlilerinden biri olan susuzluk ise fakir halkın direncini iyiden iyiye azaltmış. İnsanlar burada her gün su almak için kilometrelerce yol kat ediyor. Taşınan suyun çamur ve çeşitli mikroplar içermesi ise salgın hastalıklara sebep olmakta ve binlerce insan bu nedenle hayatını yitirmekte. Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği özellikle Afrika da ve Pakistan da gerçekleştirdiği su kuyusu açma projesi ile insanları sağlıklı suya kavuşturmayı ve sağlıksız suyun sebep olduğu hastalıkları önlemeyi amaçlamaktadır. PROJE UYGULAMA SÜ- RECİ VE SÜRESİ Afrika ve Pakistan ülkelerinde, birlikte çalıştığımız kurumlar tarafından ve derneğimiz sponsorluğunda uygulanan su kuyusu projelerinin yapım süresi 1 ay ile 3 ay arasında değişmektedir. Projeler, başlandığı ve devam ettiği süre içerisinde Çare temsilcileri tarafından düzenli olarak takip edilmektedir. ÇARE Pakistanda açtığı 2 büyük su kuyusu ile on binlerce insan ın temiz su içme ve kullanma suyuna kavuşmasını sağlamıştır. PROJE MALİYETİ Afrika da gerçekleştirilen su kuyusu yapım çalışmaları maliyeti, ülkelere ve suyun geçtiği derinliğe göre değişmektedir. Doğal şartlarına göre ülkelerdeki ortalama su kuyusu maliyetleri: 1) Somali Bir yüzey su kuyusu maliyeti: 5000$ (25-35 metre) Bir derin su kuyusu maliyeti:60.000$ ( metre) Maliyet suyun bulunduğu derinliğe göre değişmekte. 2) Sudan Bir su kuyusu maliyeti: (derin kuyu metre) 3) Etiyopya Bir su kuyusu maliyeti: 6.000$ (35-75 m.) 4) Pakistan Bir yüzey su kuyusu maliyeti: 3.500$ (25-35 metre) Bir derin su kuyusu maliyeti: $ ( metre) Maliyet suyun bulunduğu derinliğe göre değişmekte. 5) Kamerun Bir su kuyusu maliyeti: 3.500$ (25-35 m.) 6) Çad-Nijer Bir su kuyusu maliyeti: 4.500$ (35-30 m.) SU KUYUSU PROJESİ YARDIMLARINIZ İÇİN sitemizden veya nolu telefonu arayarak yardımda bulunabilirsiniz..

43 4 3

44 Bir yetim aileye'de siz çare olurmusunuz? Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız." Hz. Muhammed (S.A.V) Çare yardımlaşma ve Kalkınma Derneği yetimlere ulaşacak eliniz oluyor.bir çok hayır işlerine el atan ve dünyanın bir çok köşesindeki insanlara yardıma koşan ÇARE DERNEĞİ sizlerin katkılarıyla bu yardımları çoğaltmak istiyor. Bu yil hedefimiz de 50 yetim aileyi sürekli destek programına almak istiyoruz. Aile diyoruz, Çünkü yetimin sadece kendisine yapılan yardım bulunduğu ortamın değişmediği sürece yapılan yardımın etkiside az olur, dolayısı ile yetim çocuğumuzun ailesi ile beraber kalkındırılması yapılan yardımın etkisini artırır. * SPONSOR AiLE SiSTEMi Uygulamaya geçirdiğimiz sponsor aile sistemi ile her türlü tehlikeye karşı savunmasız durumda olan yetimlere birebir destek olmaktayız. Sponsor ailelere yetim ailenin ülkesi, yaşadığı şehir, yaşı, adı gibi bilgileri veya fotoğrafı bildirilir. Bu bilgilendirme ya da posta yoluyla gerçekleştirilir. Güvenlik sorunu olan bölge ya da yetim çocuklar için bu bilgiler dernek tarafından mahfuz tutulabilir. Sponsor aile ile Yetim aile iletişimi Çare derneği tarafından sağlanır.. Dünyada 143 milyon yetim, 400 milyon savunmasız çocuk bulunuyor, yani bütün yetimlerin hepsi bir ülkede olsaydı dünya nın en kalabalık ülkelerinden biri olurdu. BU AİLELERDEN BİR TANESİNE SAHİP ÇIKABİ- LİRSİNİZ.. Bir yetim ailenin aylık gideri ortalama 200 TL dir. Sponsor aile sistemine katılmak isteyen web sitemiz de yetimlere yardım kampanyasına başvurarak, bir yıl ayda 200 TL yardımı yapacağına dair formu doldurup, herjangi bir ödeme şeklini seçerek bağış yapabilir.. Ayrıntılı bilgi sitesinde elde edebilirsiniz.

45 Web sitemiz yenilendi

46 Ömrün kısa olacak her bir dakikanı ganimet bil Kendisi hem dava arkadaşım, hem fikir babam, hem hayatta refikim, hem yoldaşım olan bir ruhu tarif etmeğe sahifelerce yazsam, mümtaz ağabeyimi, tarif etmiş olamam. Ama birkaç anekdotu sizlerle paylaşayım. Cevdet Baybara; İnsanlığın imanının kurtulması için canını ve malını feda etmeği ideal edinmiş bir ruh. Kendisi 1978 Mardin doğumlu olup İlkokulu ve hafızlığı Mardin de tamamladıktan sonra yerinde duramaz bir hali vardır. Kâh yerel radyo programlarında kâh cami kürsülerinde kâh muhtelif meclislerde Kur an okurken veya sohbet ederken görürsününüz onu. O dönemler Babası Cüneyt Hoca Mardin Ulu Camii imam hatibidir. Cüneyt hocanın teşvikleriyle Mardin den Diyarbakır a, 4 6 Van a, Urfa ya, Elazığ dan Malatya ya, doğuda birçok ilde okuma kamplarına katılır. Ve birçok İslami, felsefi, mantıki ve fenni eserleri okur. Küçüklüğünden beri; Alem-i İslam'a canını, malını ve hissiyatlarını feda eden (Hz. Ebu Bekir'ler, Ömer'ler, Hamza'lar, Bediüzzaman'lar, Cüneyd-i Bağdadi'ler) ve birçok asil ve necip ruhların, insanlığın iki cihan saadetleri için canlarını ve mallarını (harcadıklarını demeyeceğim) bilakis en güzel bir şekilde değerlendirdiklerini görür. Kendisinin anlattığı bir rüyada Peygamberimiz kendisine hitaben Ömrün kısa olacak, aşirelerini yani her bir ânını ganimet bil diye ikazda bulunduğunu anlatmıştı. Benim müşahede ettiğim, hakikaten her bir ânını dolu dolu değerlendirmiştir yılı baharında İstanbul a gelir. Bediüzzaman Said Nursi nin talebelerinden olan Mustafa Sungur ağabeyin yanında on yıl beraberlikleri olur. O yıllarda Bediüzzaman Said Nursi nin eserlerini mütalaa fırsatı bulur ve çok istifade eder. Bazı mülahazalarını kaleme alarak 2000'li yıllarda editörlüğünü yaptığı, üç dilde yayınlanan (Nur The Light) dergisinde yayınlar. Mustafa Sungur ağabey ile yurtiçi ve yurtdışında birçok panel, konferans ve sempozyumlara katılır. Rusya, Azerbaycan, Hollanda, Mısır, Avustralya, Japonya, Kore, Filipinler, Fas, Cezayir ve daha başka birçok ülkede bulunur. Bu vesileler ile insanlığın maddi ve manevi eksikliklerini görür. Hamiyetli ve himmetli insanlar anlatılırken yerlerinde duramazlar, her zaman başkasının derdi ile dertlidirler. diye tarif ederler. Hakikaten Cevdet ağabeyimizi en güzel ve veciz tarif böyle olsa gerek. Kendisi de Karınca kudretince yurtiçinde ve yurtdışında irtibat ettiği insanların vesileleri ile ihtiyaç olan yerlere (muhtelif eserler; Kur an-ı Kerim, İngilizceye tercüme edilmiş tefsir kitapları ve eğitime dayalı bir çok eser göndermiş, yurtdışında eğitim alan öğrencilere burs vs.) yardımlarda bulunmuştur. Daha sonraları 2008 yılında resmi olarak tüm insanlığa Çare olma maksadı ile gönüllü birkaç arkadaşı ile beraber Çare Yardımlaşma ve Kalkın-

47 dırma Derneği kurulur. Yurtiçi ve yurtdışında geniş çaplı faaliyetler yapma imkanına sahip olur. Ramazan kumanyaları, iftar çadırları, eğitim malzemeleri, kurban etleri dağıtım organizasyonları, fakir aileler ve yetim çocuklara yardım, su kuyuları, sağlık kabinleri, öğrencilere burs v.s. tarzında birçok faaliyet alanlarında rol alır. O yıllarda kendisi çok şevk ve gayretle ifade ettiği şu sözü; Dünyada ulaşmadığımız insan, derdine yetişemediğimiz masum kalmasın. demişti. Öyle olalım ki; yatağı görmesek uyku aklımıza gelmesin, suyu görünce susadığımızı bilelim, aç olanların doyduğunu görünce acıktığımızı hatırlayalım derdi yılında gönüllü olarak gittiği Filipinler de talihsiz iki genç Filipinli'nin gasp maksadıyla, silahlı saldırısı sonucu şehit edilir. Yaşı henüz 32 dir. Aklımıza gençliğinde gördüğü rüya gelir, Ömrün kısa olacak her bir dakikanı ganimet bil. Meşhur şöyle bir söz var; Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir. O sadece milletini değil, bütün insanlığa Çare olmak isterdi. Ne mutlu hayatını böyle yüksek ideallere adayanlara. Ey şehidimiz Seni hatırladıkça gözlerimiz doluyor, iftirakin hüznü boğazımızda düğümleniyor. Rahmet sana ey Nurlu şehidimiz. *** Geride Yiğit ruhlu Mehmetlerin, Kadir-şinas Rızaların *** Bilirler ki Said ve mesut sun sen. Bilirler ki ötelerde saadete mazharsın sen. *** Yasin ler sana, okurlar her dem Âdem amcalar Dua zendir her dem *** Beyn-en nîsa Sümeyye ilk şehittir Mabeynimizde sende bizlere, ilk şehitsin *** Yusuf simalılar orada refiktirler hep sana Bizden ötelere selam üstüne selam sana *** Sana gurbet şehidimi yoksa, hicret şehidimi diyelim Hayır, sen bizim gönlümüzün ser habibisin Rahmet sana ey nurlu şehidimiz Hayatı, insanı hayrette bırakan çeşitli kahramanlıklarla dolu olmakla beraber; Hak ta ve Hak yolunda fani olup, şahsından feragat etmede de mümtaz bir fedakarlıkta olduğunu göstermiş oldu. Allah ğani ğani Rahmet etsin. Vefatından sonra kendisinin açtığı, (ÇARE) hayır kapısını açık bırakmış. Bizler sevenleri olarak, sizlerde hamiyetli gönüllüler olarak; Dünyada ulaşmadığımız insan, Derdine yetişemediğimiz masum kalmasın diye el ele bu hayır kapısını hayırlı işler için açık tutalım. ÇARE gönüllüsü Said BAYBARA

48 Türkiye müslümanlarından Filipin müslümanlarına selam Risale Haber Yazarı Sayın Sait Özadalı, Çare Derneği nin maddi ve manevi hizmetlerinin yürütüldüğü ülkelerin başında gelen Filipinleri ve orda yaşadığı hatırayı anlatıyor, Dağ Kumandanı Filipinli Datu Anduhan Juhu Bismillahirrahmanirrahim Temmuz 2009 da düzenlenen Uluslararası Adalet Sempozyumu dolayısıyla Filipinlere gittiğimizde, sempozyuma farklı ve garip kıyafetiyle, uzun saçları, jilet değmemiş fıtri siyah renkli uzun ve seyrek sakalı, belinde kılıncı, onurlu keskin bakışları ve mütebessim çehresiyle lı yaşlarında olabileceği intiba-ı veren bir beyefendi dikkatimizi çekti. ihvanlarımıza sorduk; Kim bu beyefendi? diye. Bu bizim Dato dediler. Dato, bu zatın lakabı. O yöredeki anlamı ise; Sultan demek, Seyyit demek, Emir demek, Başkan demekmiş. Sempozyumun birinci gününden itibaren sempozyuma iştirak etti, en arka sıralarda mütevekkilane oturdu ve sempozyum bitimine kadar salonu terk etmeden aile efradıyla beraber dikkatle dinliyorlardı. Zaman zaman etrafındaki insanlarla şakalaşıyor, gülümsüyor ve etrafındakilere pozitif enerji yayıyordu. Bu zat ile ilgili rivayetler muhtelifti. Yanına gittim, selam verdim, oturdum. Olmayan İngilizcemle anlaşmaya çalıştım, el, kol, göz yordamıyla bir şeyler anlaştık gibi. Ertesi gün yine erkenden Dato Bey ve heyet, sempozyumdaki yerlerini almışlardı. Yaşını sordum. 64 dediğinde inanamamıştım. Henüz lı yaşlarda gösteren bu beyefendinin nasıl beslendiğini merak ettim. Kendisine sorduğumda anlattı. Fakat ben bir şey anlamadım. 4 8 Onu ziyaret edeceğimizi tercüman vasıtasıyla söylediğimizde; ben zaten sizi bekliyorum demişti. Ben Türkiye den, İstanbul dan gelen Nur Brother lerimi My Rezidans ıma davet ediyorum! diye ekledi. SİZ FİLİPİNLİ KLASİK MÜSLÜ- MANLAR! İki gün boyunca dolu dolu süren Sempozyum nihayet sona ermişti. Dilek ve temenniler bölümünde, bu mübarek insan ve yeni müslüman kardeşim olan Dato, kendinden emin bir edayla kalktı ve mikrofondan akademisyenlere ve salondaki bütün katılımcılara (hakikatte ise bütün dünyaya) şunu ilan etti: Sempozyum çok güzeldi. Adalet kavramını tartışmanız daha da güzeldi. Buralara kadar islamı neşretmek, anlatmak için Filipinimize kadar gelen Türkler çok daha güzeldir. Siz Filipinli klasik Müslümanlar! Ben size ne diyeyim...!!! Bu veciz, manidar ve duygulu konuşmasından sonra, kendisiyle yarın görüşmek üzere vedalaştık. FİLİPİNLERDE SULTAN AHMED CAMİİ Ertesi gün Cagayan De Oro şehrindeki nur ihvanların rehberliğinde, Çare Derneği yönetim kurulu üyesi Muhammet Rıza kardeşimizin kaptanlığında Dato Ağabeyin uhdesinde bulunan ve her tarafı ekvator ormanlarıyla kaplı olan meskun dağına doğru yol aldık. Dato nun yaşadığı dağlık alan, eskiden Cagayan De Oro şehrinin dışındaymış, şimdi ise şehir ile birleşmiş durumda. Yaklaşık nüfuslu bu şehir, Filipinlerin en güzel şehirlerinden birisidir. Merkeze yaklaşık 10 km. olan bu dağın eteğine vardığımızda arabamızı park etmek zorunda kaldık. Çünkü, artık teknoloji ve ürünlerinin hiçbir şey ifade etmediği bir noktadaydık. Yani Dato nun bölgesindeydik. Sokağa benzer daracık patika yollardan oluşan aralıklardan dağa tırmandık. Sağlı sollu küçük kulübelerin bitimine yakın bir yerde; Es-selamu Aleyküm İngilizce, Filipince yazılı bir levha gözümüze ilişti. Bu Şeair-i İslamiyeyi temsil eden bu mübarek kelimeleri görünce, artık müslüman bir diyara girdiğimizi yakinen anlıyoruz. 150 metre kadar tırmandıktan sonra artık evler bitiyor. Meydanlık bir alana çıkıyoruz. Meğer ki Dato nun Otağına yaklaşmış bulunuyoruz. Bizim de kabilemizin reisi olan İhsan Kasım ağabeyimizle beraber oraya vardığımızda, artık rehberimiz olan Muhammed Rıza kardeşimiz, bize anlatmaya başlıyor. Meydanın hemen sağ tarafında bu gördüğünüz ve etrafı bütün mahlukata günün 24 saatinde açık olan bu muhteşem camiinin ismi ise; Sultan Ahmed Camii dir diyor. Dato kendi kabilesi için, bu camiyi çok kısa bir süre içinde günlük ibadetlerini ve hatta haftalık Cuma Namazlarını dahi kılınabilecek bir tarzda inşa etmiş. Resimlerini çekiyoruz. Zemin mütevazi bir naylonla kaplı. Birkaç tane eski elbiselerden seccadeler, etrafında duvarları yok, üstü ise sürekli yağan yağmurlardan korunmak için, döşenmiş bambu ağaçlarının üstü tenekeyle kapatılarak yapılmış bir fıtri çatı. WELLCOME MUSLİM BROTHERS Bizim oraya vardığımızı uzaktan gören Dato Ağabey, başı ve bağrı açık, yalın ayak heyecan ve sevinçle bize doğru koşmaya başlıyor. Welcome, Welcome, Muslim Brothers. Ona doğru muhabbet ve hayretle bakıyoruz. Biraz ileride bir kulübeyi Muhammed Rıza gösteriyor, işte Dato'nun muhteşem villası burası diyor. Meşhur villanın üstünde WELCOME Muslim Brothers yazılı bir bez pankartı görüyoruz. Hoş geldiniz musafahasından sonra, meşhur villasına doğru yürüyoruz. Villaya vardığımızda Dato'nun birkaç çocuğu da orda. Hanımlarıyla beraber bizi otağına buyur ediyorlar. Bu otağın duvarında asılı bulunan adet kılınç, kalkan ve diğer savunma malzemeleriyle beraber ve tabii ki kendi bağımsızlığını simgeleyen (üzerinde ay-yıldızla beraber, bir kılıç resminin

49 üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı) kırmızı renkli özel bir bayrağı asılı durumdaydı. Daha önce kurulmuş olan bir masanın etrafında oturuyoruz. Normal bir dağ kulübesini hayal edersek, yerler toprak, masamız da ağaç kütüklerinden yapılmış fıtri bir masa. Resimlerde de görebildiğiniz gibi Dato kardaş, o dağda yetişen bütün meyve, sebze ve otlardan toplamış, biz misafirleri için masaya sermişti. Sempozyum esnasında sorduğumuz; Nasıl besleniyorsunuz sualine cevap verecekti. Fakat her şeyden önce bizi oturttuktan sonra, hemen ofisinde asılı olan özel çalgı aletini aldı ve dedi ki; Müsaade ederseniz, biz sevdiğimiz insanlar geldiğinde onları hususi müziğimiz ve dansımızla karşılama yaparız dedi ve başladı. Kısa bir fasıl dans edip müzik çaldıktan sonra, müzik aletini tekrar eski yerine astı ve masadaki meyveleri tek tek bize anlatmaya başladı. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri namına bir şey yemiyor. Kısacası hayvani gıdalar hariç, o dağda yetişen her şeyi yiyor. DATO NUN DİN ARAYIŞI Dato'nun kısaca hayat hikayesine bakacak olursak, Filipinlerde sosyal hayat, kabilecilik ve aşiretcilik üzerine kurulmuş. Dato'nun aşireti de 300 haneden oluşan bir kabilenin, bir kolu 300 hanenin tamamı dağda iptidai şartlarda yaşıyor ve hepsi putperest. Dato kendi gayretleriyle yıllarca araştırma yapar ve putperestliği bir türlü kabullenmez ve beğenmez. Kiliselere, Camilere gider. Hristiyan ve Müslümanlarla konuşur. Bir ara Müslüman olmak istediğini, bir Müslüman kabilesine söyler. Fakat ne yazık ki bu müslüman kabile ile Dato nun kabilesi arasında kan davası olduğundan Müslüman kabile, Dato nun kabilesinin Müslümanlığına sıcak bakamaz ve sizin müslümanlığınıza lüzum yoktur derler. Bunun üzerine Dato Filipinlerin başkenti Manilla'ya gitmeye karar verir. 20 milyon nüfusa sahip Manila, Dato nun şehrine yaklaşık 1000 km uzaklıktadır. Ve Dato kılıncını kuşanır, yürüyerek Manilla'ya gider. Yol güzergahında rast geldiği Müslümanlarla konuşur, Hristiyanlarla tartışır. Bazen gündüz bazen gece yayan yürümek suretiyle bir yıldan fazla bir zaman periyodunda gider ve geri döner. Çare yoktur. Dato bir türlü gördüğü öğrendiği şeylerden tatmin olmaz ve aynı minval üzere kendi dağına geri döner, Çare yardımlaşme ve kalkınma derneği temsilcileri ile tanışır. Filipinler de Dato'nun bulunduğu şehirde güzel bir adet vardır. Haftanın belli günlerinde Hristiyanlar, Müslümanlar ve putperestler bazen camide bazen kilisede bir araya gelirler ve herkese kendi dininin güzelliklerini anlatırlar. O toplantılara Türkiye'den insanların hem ahiret hemde dünya sadetleri için yardıma gitmiş Çare derneği temsilcileri de katılırlar. O toplantıların birisinde Dato ile tanışırlar. Çare temsilcilerinin anlattığı İslamiyet hoşuna gider ve yeni ismiyle Cemil'i, Çare temsilcileri ile beraber medreseye gönderir. Gidiş o gidiş. Cemil gider ve Çare derneği temsilcileri ile aylarca birlikte islamı öğrenmek için yaşar. Eski ismi tarihe karışır ve yeni ismi, Cemil ismiyle islamı, imanı anlatan kitaplar okumaya başlar. Cemil henüz 18 yaşındadır. Müslüman olur. Bu arada Dato da gidip gelmeye başlar. Gidip geldikçe kalbinde, ufkunda şimşekler çakar nihayetinde müslüman olur. 300 haneli Dato aşiretinin 60 haneli Cemil kolu tamamen müslüman olur. Dato islamı Allah ı anlatan kitapları okumaya başlar ve çoluk çocuğuna okutur. Namaz Tesbihatı ezberler, Kur an ı okumaya başlarlar. Artık ailenin din işlerinden sorumlu bir oğlu vardır. Çocukların ismini tek tek değiştirmeye başlarlar. 4 sene önce başlayan bu müslümanlık yolculuğu devam ediyor. TÜRKİYE MÜSLÜMANLARIN- DAN FİLİPİNLERİN DATO DA- ĞINA SELAM Bizi iştiyakla malikhanesine davet edip misafir eden Dato Ağabey, bütün samimiyetiyle bütün muhabbetiyle Cagayan De Oro şehrinin, Dato Dağından, Türkiyedeki müslüman kardeşlerine ve sakinlerine selam söylüyor. Yıllar sonra Çare Derneği temsilcileri ile Filipinlere maddi yardımların yanısıra oradaki insanlarıda islamiyete davet etmeleri muhteşemdir. Ben bu anlamda Filipinlerde Çare derneği misyonu olan, insanlığın sadece dünya sadetleri için değil aynı zamanda Ahiret sadetleri içinde ciddi çalıştıklarını gördüm Elhamdulillah dedim, Ne mutlu bizlere ki, Bu nevi yardım kuruluşlarına sahibiz. Ben Çare yardımlaşma ve kalkınma derneği yönetim kurulunu ve Filipinlerdeki temsilcilerini dünyanın her köşesinde yaptıkları hizmetlerden dolayı kutluyor, Başarılar diliyorum. Asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursi nin sözü ile sözlerime son vermek istiyorum. "Yahu, şu asilzade evlât, şehadetnamelerini aldıktan sonra, herbiri bir kıt'a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemâlâtta temevvüc ettirmekle, kader-i Ezelînin nazarında, feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir." SAİT ÖZADALI 4 9

50 çaresizlere çare sizsiniz 5 0

51