12 MART: CEZAEVLERİNDE POLİTİK TUTUKLU KADINLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "12 MART: CEZAEVLERİNDE POLİTİK TUTUKLU KADINLAR"

Transkript

1 , 2(2004), MART: CEZAEVLERİNDE POLİTİK TUTUKLU KADINLAR Esra Sarıoğlu 60 lı yıllar boyunca serpilen ve geniş bir kamusallık yaratmış olan sol hareketin, 70 li yılların başlarında eylemliliğini artırması ve hareketin bir kanadının da gerilla mücadelesini benimsemesi iktidar odağında kırılmalar yaratmıştır. 12 Mart 1971 de, ordu komutanlarının Demirel hükümetini istifaya zorlayan muhtırası sonucu sıkıyönetim ilan edilmiş ve sıkıyönetim 11 ilde iki yıl boyunca sürmüştür. Sıkıyönetim ile birlikte hükümet ve ordu güçleri, sol hareketin sempatizanı ya da militanı olan öğrencilere, öğretim üyelerine, aydınlara ve yazarlara yönelik yaygın bir tutuklama süreci başlatmıştır. Sol hareketin Türkiye tarihinde kitlesel ölçekte güç kazandığı ilk dönem 60 lı yıllar olduğu gibi, hareketi bastırma ve ortadan kaldırmaya yönelik tutuklama faaliyetinin geniş bir yaygınlık kazanması da ilk defa bu dönemde gerçekleşmiştir. 60 lı Yıllar ve Sol Hareketin Özgül Evrimi 60 lı yıllar boyunca dönüşen toplumsal ve politik yapı ve sol hareketin özgül evrimi, 12 Mart döneminde hükümet ve ordu güçlerince sol harekete yönelik geliştirilen bastırma ve yoketme mekanizmalarını etkilemiştir. 60 lı yıllar hızlı sanayileşmenin vuku bulduğu, gerek göçlerle, gerek pazarın genişlemesiyle kentli bir proletaryanın olgunlaştığı, buna bağlı olarak sınıf çelişkilerinin keskinleştiği ve burjuvazi içinde de çatlakların genişlediği bir dönem olmuştur Mayıs 1960 darbesini izleyen dönemde hazırlanan 1961 Anayasası, dönemin politik seyri üzerinde özgürleştirici etkiler yaratmıştır. Anayasanın en belirgin özelliği, kamu gücü karşısında yönetilenleri geniş güvencelerle donatmasıdır. 11. madde temel hak ve özgürlükleri liberter bir biçimde düzenlerken, parti ve sendika kurmayı; toplantı, gösteri ve grev hakkını güvenceye alıyordu. Basın organlarına ve üniversitelere özerklik tanınıyordu. Yargının bağımsızlığı güvence altına alınıyor ve Anayasa Mahkemesi kurulması öngörülüyordu. Diğer yandan da 60 darbesinin düzenleyicisi olan ordu kuvvetleri, Milli Güvenlik Kurulu nun anayasal bir organ olarak tanımlanması ile, politik hayatta rüştünü ispat etmiş oluyordu lı yıllara gelinceye kadar illegal olarak örgütlenmek zorunda kalan ve etkenliği marjinal düzeyi geçmeyen olan sol hareket anayasanın demokratik yapısını kullanarak kendi örgütlenmesine toplumsal yaygınlık kazandırdı. Üniversite gibi özerk kurumlarda, sendikalarda, dergi çevrelerinde ve parti aracılığı ile örgütlenen sol muhalefet, radikal toplumsal projelerin tartışıldığı geniş kamusallık ve eylemlilik olanakları yarattı. Sol muhalefetin örgütlendiği hatlardan birini oluşturan Türkiye İşçi Partisi 1961 Şubatı nda kurulmuştu. Demokratik bir sosyalizmin, Türkiye ye yeni anayasanın sunduğu olanaklar sayesinde seçimlerle gelebileceği saikiyle kurulan ve kentli aydınların desteğini alan parti, sendikalar konfederasyonu şeklinde örgütlenmeyi öngörüyor ve heterojen bir marksizm yorumuna bağlı kalıyordu. 3 Sol muhalefet içinde ayrı bir hattı temsil eden çevre ise 1961 Aralığı nda çıkmaya başlayan Yön dergisi idi. Yön dergisinin temsil ettiği çizgi 60 lı yıllarda popüler bir biçimde yeniden vücut bulan Kemalizmin radikal bir Yüksek Lisans öğrencisi, Atatürk Enstitüsü, Boğaziçi Üniversitesi

2 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 20 tadilatını içeriyordu. Feodal nitelikleri ve azgelişmişliği ile karakterize edilen toplumsal yapı için siyasi ve ekonomik çözümü devlet öncülüğünde gerçekleşecek planlı bir ekonomi politikasında gören Yön çevresi anti-feodal ve anti-emperyalist saikler etrafında örgütlenecek bir seçkinler, teknokratlar, subaylar ve aydınlar yani zinde güçler öncülüğünde gerçekleşecek bir Milli Demokratik Devrim projesini öngörüyordu lı yıllarda Türkiye deki sol hareketin gelişimini yalnız iç dinamiklerle açıklamak mümkün değildir. Bu yıllar küresel ölçekte sol muhalefetin yükseldiği bir dönem olmuştur. Reel sosyalizmi yaşayan SSCB nin ve demir perde ülkelerinin varlığı sosyalizmin dünya ölçüsünde güçlü ve meşru bir toplumsal proje olarak yer almasını sağlamıştır. ABD nin Vietnam ı işgali sonucu küresel ölçekte antiemperyalist bir savunu alanı ve duyarlılık yaratmış, Batı Avrupa da öğrenci hareketleri yükselmiştir. Latin Amerika da ve Ortadoğu da ulusal bağımsızlık ve devrim için gerilla mücadeleleri ortaya çıkmıştır. Politik muhalefetlerin seyrini radikal bir biçimde dönüştüren bu gelişmeler, devrim projesini bir ütopya olmaktan çıkarmış yakın gelecekte gerçekleşecek olan bir toplumsal ve politik bir projeye dönüştürmüştür. Küresel ölçekte yükselen sol muhalefet, Türkiye deki sol hareketi de derinden etkilemiştir. Burada basın özgürlüğünün yarattığı etkiyi belirtmeden geçmemek gerekir. Sol yayınlar hızlı ve geniş bir biçimde Türkçe ye çevrilmiş teorik-politik tartışmaların zenginleşmesine hizmet etmiştir. Özellikle üniversite çevrelerinde fikir kulüpleri aracılığı ile örgütlenen öğrenciler dönemin gelişmelerinden etkilenerek hızlı bir politizasyon sürecine girmişlerdir. Yakın gelecekte sol Kemalist etiketli bir darbe bağlamında gerçekleşmesi öngörülen bir devrim projesine dair teorik-politik tartışmaları sürdüren üniversite gençliği, devrimi gerçekleştirecek militan eylemlilik hattını bulmaya çalışmaktaydı. Bu yüzden TİP in temsil ettiği çizgiyi legalist bularak eylem projelerini kapattığı gerekçesiyle bu çizgiden koptular. Kemalizmle hesaplaşma sürecinde Yön çizgisinden de kopmuş olan aktivistler, 60 ların sonlarına doğru gerilla mücadelesine doğru evrilmeye başladılar ların sonları geniş ölçekli işçi eylemlerine, toplu gösterilere sahne oldu. Bir yandan da burjuvazi içindeki gerilimler hükümet politikalarında da su yüzüne çıkıp gerilimler yaratıyordu. Güvenlik güçleri ve hatta ordu, gösterilere sertçe müdahale etmeye başladılar. Bazı üniversiteler ve liseler kapatıldı yılına gelindiğinde Che Guevera sonrası kent gerillacılığını benimseyen ve devrim için mücadele eden ilk gerilla örgütü Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) Deniz Gezmiş önderliğinde kuruldu. Bu örgütün gerçekleştirdiği banka soygunu ve adam kaçırma eylemleri sonucu ülke içindeki gerginlik daha da arttı. Türkiye Halk kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) diye bilinen ve yine üniversite öğrencisi olan Mahir Çayan ve arkadaşları tarafından kurulan örgüt, İsrail Başkonsolosu Epraim Elrom u kaçırdığında ilan edilmiş olan sıkıyönetim birinci ayını doldurmak üzereydi. 12 Mart Muhtırası ve Sıkıyönetim 12 Mart 1971 de Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının imzasını taşıyan muhtıra, parlamentoyu ve özellikle de hükümeti süregelen tutum ve icraatları sebebiyle ülkeyi anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmakla, Atatürkçülükten uzaklaşmakla itham ediyor ve

3 21 Esra Sarıoğlu gereken reformların yapılmadığı ve politikaların değişmediği sürece yönetime ordunun el koyacağını bildiriyordu. Muhtıra üzerine dönemin başbakanı Demirel ivedilikle istifa etti ve yerine Nihat Erim başkanlığında teknokratlardan oluşan bir kabine kuruldu. Hükümet hedeflerini, Atatürk ün çizdiği yoldan ilerlemek ve gerekli reformların gerçekleştirilmesi olarak açıklamıştı. Hatta darbe, İlhan Selçuk gibi sol Kemalist bazı aydınlar tarafından sol etiketli bir darbenin muştulanması olarak görülmüştü. Fakat yeni hükümet politikalarının, gelişmekte olan endüstriyel kapitalizmin çıkarlarıyla uyumlu reformları yeğlemesi ve sola karşı mücadelenin diğer bütün faaliyetleri geride bırakması sonucu, rejim gerçek rengini ortaya koydu. 6 1 Mayıs tan üç gün önce, Türkiye genelinde 11 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Sıkıyönetim ilan edilen 11 il, radikal politik muhalefetin eylemliliklerini sürdürdükleri büyük şehirlerdi. Milli güvenlik kurulu sıkıyönetimin ilanını, laik cumhuriyete karşı faaliyetleri kontrol etmek, ideolojik ve kanlı olaylara son vermek, doğu illerindeki bölücü faaliyetleri durdurmak ve Kıbrıs a olası bir harekat için uygun bir ortamı sağlamak gerekçesiyle hükümete önermişti. Sıkıyönetimin ilk günlerinde siyasi gençlik örgütleri kapatıldı, meslek gruplarının ve sendikaların siyasi toplantıları ve seminerleri grev ve lokavtlarla birlikte yasaklandı. Sol görüşlü dergi ve gazeteler kapatıldı, kitapevleri yasak yayın sattıklarında cezalandırılacakları konusunda uyarıldı. Sol hareketin faaliyetleri sınırsız ölçüde kısıtlayan bu kararlar, siyasetin ancak meclis içerisinde gerçekleşecek bir faaliyet olarak kurulmasını sağlamaya yönelikti. THKP-C nin 17 Mayıs ta İsrail Başkonsolosunu kaçırmasıyla birlikte ülke genelinde yaygın bir tutuklama süreci başladı. Tutuklamalar sol hareketin militanı yada sempatizanı yada bu kişilerle yakınlığı bilinen tüm kişilere yönelikti. Son derece keyfi tutuklamaların ve uygulamaların yaratıldığı bu dönemde hükümet ve sıkıyönetim güçlerince, siyasi suçluların yakalanmasına ve denetim altına alınmasına yönelik yeni uygulamalar, yasa değişikleri ve düzenlemeler yapıldı, toplumsal hayat sıkı bir denetim altına alındı. Sıkıyönetim Uygulamaları ve Siyasi Suç Sıkıyönetim süresince, ülkenin iç huzurunun tesis edilmesi gerekçesiyle hükümet ve ordu tarafından kanunlarda pek çok değişiklik yapılmış, siyasi suçlulara yönelik yeni söylemler geliştirilmiştir. Dönem boyunca sol hareketi bastırmaya yönelik faaliyetlerin diğer tüm faaliyetleri geride bıraktığı hatırlanırsa, bu dönemde hükümet ve ordu ortaklaşması sonucu çıkarılan yasalar ve onların değişiklikleri, güvenlik güçlerince gerçekleştirilen uygulamalar, hükümet söylemleri, toplumsal hayatın denetlenme mekanizmaları, dönemin siyasi suçlularının, iktidar odaklarınca nasıl algılandığı ve algılanması gerektiğine dair, siyasi suçun ve suçluların hangi mekanizmalarla denetim altına alınmasına dair önemli ipuçları sunar. 27 Nisan 1971 de başlayan sıkıyönetim uygulaması iki yılı aşkın bir süre devam etti ve 26 Ekim 1973 te tamamı ile sona erdi. Bu süreçte öncelikle 61 anayasasındaki Olağanüstü haller kanunu değiştirildi. Sıkıyönetim süresi bir aydan iki aya çıkarıldı. Sıkıyönetim ilanı kolaylaştırıldı. Ayrıca, yeni çıkan yasalarla Bakanlar Kurulu sıkıyönetim makamlarına aktarılacak yetkileri belirleyemediği gibi, sıkıyönetim makamları aldıkları tüm kararları uygulama olanağına sahip oldular. 7 Askeri güçlerin toplumsal hayat üzerindeki denetimi sadece bununla sınırlı değildi. Milli Güvenlik Kurulu nun 61 Anayasasındaki yetkileri, hükümete sadece güvenlikle ilgili değil; uygun gördüğü her konuda tavsiye vereceği şeklinde

4 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 22 genişletilmişti. Bunun yanı sıra, sıkıyönetim mahkemeleri, sivil suçları da yargılama yetkisiyle donatılmış, böylece askeri yargı sivil yargı aleyhine genişletilmişti. 8 Askeri otoritenin toplumsal ve siyasi hayatta kazandığı bu geniş nüfuz alanı Anayasanın özgürlükleri askıya alan bir biçimde değiştirilmesiyle daha da perçinlenmişti. Yapılan anayasa değişiklikleri ile bireyleri özgürlükleri kısıtlanmış, yargı güvenceleri azaltılmış, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü gibi hukuki niteliği olmayan kısıtlama kriterleri getirilmişti. Bu kriterlerin vücut bulduğu Devlet Güvenlik Mahkemesi ise bu dönemde kurulmuştur. 9 Dönemin bütün siyasi suçluları sıkıyönetim mahkemelerince yargılanmışlar, davaları sonuçlanana kadar askeri cezaevlerinde kalmışlardır. Bunun yanı sıra, siyasi suçluların yakalanması için toplumsal hayatın farklı veçheleri, sıkıyönetimin önergeleri doğrultusunda katı bir denetime tabi tutulmuştur. Kimlik taşımayanlara hapis cezası getirilmiş, sokağa çıkma yasakları konmuş, asker ve polisin yetkileri artırılarak gerekli gördükleri yerde silah kullanma yetkisi tanınmış, 10 sıkıyönetime hizmet zammı uygulaması getirilmiş ve vatandaşlara şehir gerillalarının yerlerini bildirdikleri takdirde ödüller vaat edilmiştir. 11 Yukarda anlatılan uygulamalar ve kanunlar bütünü bir yandan siyasal faaliyetleri yok derecesine indirmeyi amaçlarken diğer yandan da siyasi suçluluk kavramını iktidar odakları nezrinde kapsamlı bir biçimde tanımlamıştır. Bu bağlamda, siyasi suçlular devlet nizamına, ülke ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı faaliyet yürüten anarşistler ve iç düşmanlar olarak tanımlanmışlardır. Gerek hükümet sözcülerinin gerek sıkıyönetim yetkililerin gerekse popüler basının, siyasi suçlulara yönelik söylemleri bu perspektifle biçimlenmiştir. İç düşmanlar ve anarşistler olarak siyasi suçlular, devletin meşru şiddet uygulama tekelini elinde tutan ordu güçleri tarafından mücadele edilmesi gereken gruplar olmuşlardır. Militer mekanizmalarla bastırılması ve denetlenmesi öngörülen siyasi suçlular sorunu ayni zamanda devletin bütünlüğünü ve güvenliğini sarstıkları gerekçesiyle, devletin kendilerine karşı hukuki mekanizmalar aracılığı ile korunmasını gerektiren bir anarşistler topluluğu olarak algılanmış ve bu çerçeve ile uyumlu kurumlar ve pratikler uygulamaya geçirilmiştir. Rejimin 70 li yılların başında siyasi suçlulara yönelik söylemi daha önceki yıllardan özellikle 50 li yıllardan farklı olmuştur yılında gerçekleşen Türkiye Komünist Partisi tevkifatı, solun illegal olarak örgütlendiği ve İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş dönemine tekabül etmekteydi. Sovyet aleyhtarlığının soğuk savaş etkisiyle çok belirgin olan bu dönemde, Türkiye de gerçekleşen bu tutuklamalarda ele geçirilen kişilerden biri olan Sevim Belli nin de dediği gibi siyasi suçlulara yönelik söylem dış mihraklar saikinden hareketle kuruluyordu. Şöyle ki dönemin siyasi suçluları, SSCB yle ajanlık ilişkileri bağlamında değerlidiriyor ve moskof ajanı olarak yaftalanıyorlardı. 60 lı yıllarda gerek sol hareketin kitleselleşmesi, gerek hareketin bir kanadının güçlenmesi, gerekse ordunun siyasi hayata yoğun nüfuzunun hukuki olarak da meşrulaştırılması ile 12 Mart döneminde tutuklanan siyasi suçlular militer mekanizmalarla denetlenilmesi ve mücadele edilmesi gereken iç düşmanlar olarak görülmeye başlamışlardır. Bu noktada, adli tutukluluk söylemini siyasi tutukluluk söylemiyle karşılaştırmak rejimin siyasi suça ve özellikle de siyasi suçlulara karşı tutumunu daha da belirginleştirir. Adli ve Siyasi Tutukluluk

5 23 Esra Sarıoğlu Hapishanelerin modern toplumlardaki fonksiyonunu ve sembolleştirdiği iktidar biçimini kapsamlı bir biçimde kuramsallaştıran Foucault, modern toplumlarda fabrikaların, okulların ve hapishanelerin benzer özellikler taşıdığını öne sürer. Şöyle ki, bu kurumların hepsi çağdaş uygarlığın özü olan, bir iktidar mekanizması olarak disiplinin en kristalize olduğu kurumlardır. 12 İktidarın uygulama biçimi olarak disiplin, çeşitli usüller, teknikler ve uygulamalar aracılığı ile bu kurumlar tarafından icra edilmektedir. Disipliner iktidar aracılığı ile bu kurumların içinde bulunan bireyler, ıslah edilerek itaatkar bireyler haline getirilmekte ve bu şekilde topluma içerilmektedir. Hapishanenin aşikarlığı aynı zamanda onun varolduğu kabul edilen ve ondan beklenen, bireyleri dönüştürme aygıtı olama rolüne de dayanmaktadır. Hapishane kapatırken, yeniden terbiye ederken, itaatkar hale getirirken, toplumsal bünyede zaten varolan tüm mekanizmaları yeniden üretmekten başka birşey yapıyor olmasaydı, hemen kabul görür müydü? Hapishane: biraz daha sıkı bir kışla, hoşgörüsüz bir okul, iç karartıcı bir atölyedir, ama limitte niteliksel olarak bunlardan hiçbir farkı yoktur. Bu çifte temel bir yandan hukuki-ekonomik bir yandan teknik-disiplinsel-, hapishaneyi bütün cezaların en dolaysız ve en uygunu olarak ortaya çıkartmıştır...hapishane ıslah edici bir ekle yüklü yasal bir tutuklama veya, özgürlükten yoksun bırakmanını yasal sistem içinde işletilmesine izin verdiği bireyleri dönüştürme işlemi olmuştur. Sonuç olarak cezai hapsetme, On dokuzuncu yüzyıldaki başlangıcından itibaren hem özgürlükten yoksun bırakmayı, hem de bireylerin teknik olarak dönüştürülmelerini kapsamıştır. 13 Her ne kadar, bu kuramsallaştırmanın Türkiye deki hapishaneler ve suçlular için geçerli olup olmadığı tartışması bu araştırmanın sınırları dahilinde olmasa da, dönemin gazetelerinde çıkan haberler, adli suçluların bu perspektiften görüldüğüne dair ipuçları sunar. 12 Mart boyunca, popüler basında ne politik tutukluların durumlarına, ne de kaldıkları cezaevleri koşullarına dair neredeyse hiç haber yayınlanmamıştır. Bunun istisnalarından biri, politik tutukluların kaldığı Maltepe Askeri Cezaevi koşulları hakkındadır. Haber, anarşistlerin yaratmaya çalıştığı kanıları önlemek amacıyla bu hapishanenin koşullarına bakmanın mühim olduğundan bahseder. Tutukluların neredeyse konforlu bir yaşam sürdüklerini - güneş banyosu yapıp, spor turnuvaları düzenlemek- anlatan bu haber, kamuoyunun bu konuda yanlış bilgilendirilmemesini gerektiğinin altını çizer. 14 Popüler basın, politik tutuklular konusunda sükunet içinde olmasına karşın, adli tutuklular ve cezaevleri koşullarına dair dönem boyunca pek çok haber yayınlamıştır. Haberlerin bir kısmı, Türkiye nin çeşitli bölgelerinde kurulmuş hapishanelerin aşırı derecede kalabalık oluşuna ve cezaevlerindeki altyapının yetersiz oluşuna vurgu yaparken, diğer bir kısım da mahkumların bireysel öykülerinden yola çıkarak bir suçlu panoraması çizmeye çalışmaktadır. Bu haberler boyunca vurgulanan, mahpusların; cehaletten, yoksulluktan, töreler yüzünden cezaevine düşmüş olmaları yani bir nevi kader kurbanları olmalarıdır. Bu temayı en iyi temsil eden örnek, Sivas kadın cezaevinde kalan kadınlarla bir hafta boyunca yapılmış röportajlar dizisidir. Bu cezaevi, adam öldürme, zina ve hırsızlık gibi suçlardan ceza alan kadınların kaldığı ve büyük çoğunluğunun yirmi yıl ve üstü cezalara mahkum oldukları bir cezaevidir. Kent ve

6 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 24 kır yoksullarından müteşekkil tutuklu kadınların yaşam öykülerini derleyen yazı dizisi, kadınların töreler, cehalet, fakirlik yüzünden hapse düştüğünü ve bu kadınların eğitimli oldukları toplumsal ve ekonomik koşullarının düzeltilmesi halinde toplumsal yaşama faydalı kadınlar olarak katılabileceğinin altını çizer. Her ne kadar, cezaevi koşulları ve pratikleri aracılığı ile tutuklu kadınların ıslah edilmesine dair bir ipucu yoksa da, en azından söylemsel düzeyde bu kadınların ıslah edilerek dönüştürülmesi ve bu yolla topluma kazandırılmasının altı çizilmektedir. 15 Biraz önce belirtildiği gibi, siyasi suçlular söylemi, onları, vatan ve devletin bütünlüğüne, cumhuriyete karşı eylemlilikler yapan ve militer mekanizmalar aracılığı ile mücadele edilmesi gereken anarşistler ve iç düşmanlar olarak kurgulamaktaydı. Bu bağlamda siyasi suçlular söylemi onların ıslah edilerek dönüştürülmesine ve topluma içerilmesine dair bir vurgudan ziyade dışlayıcı ve tecrit edici bir perspektiften kurulmuştur. Bu söylemin bir boyutu da hareketin sınıfsal niteliğinden yola çıkarak kurulmaktaydı. Sol hareketin büyük bir kısmı ve özellikle gerilla mücadelesini benimseyen kanadı, en geniş tanımlamayla orta sınıf gençlerinden oluşuyordu. 20 li yaşlarının başında olan bu gençlerin çoğu, Türkiye nin önemli üniversitelerinde okuyan orta sınıf ailelerinin parlak çocuklarıydılar. Bu bağlamda kader kurbanlarıyla ortak noktaları yoktu. Tam da bu noktadaki farklılık, onlara dair geliştirilen vatan haini ve iç düşman söyleminin kurucu öğesi oldu. Şöyle ki, bu gençler ne cahil ne töre kurbanı ne de yoksulluktan muzdariptiler. Tam tersine bu ülke ve vatanın sunabileceği tüm olanaklardan ziyadesiyle faydalanan mutlu bir azınlığa mensuptular. Tam da bu konumdayken, ülkenin ve devletin bütünlüğüne saldıran eylemlerde bulunmaları, onların yoldan çıkmış vatan hainleri olmalarının karinesi oldu. Basın bu söylemin taşıyıcısı olan haberler yayınlamıştır. THKP-C davasından yargılanmakta olan İlkay Demir le ilgili bir haber, onun kolej mezunu ve varlıklı bir ailenin kızı olmasının altını çizerek iyi aile kızlarının yoldan çıkmasının örneği olarak İlkay Demir i gösteriyordu. 16 Bu konudaki çarpıcı diğer bir haber de THKP- C nin lideri Mahir Çayan ın eşi Gülten Savaşçı ile ilgili bir haberdir. Bu haber, yurtdışında devlet bursuyla okuyan Gülten Savaşçı yı, yurtdışında devletin parasını harcayan caninin karısı olarak tasvir etmekteydi. 17 Devletin ve vatanın nimetlerinden özgürce faydalanmalarına rağmen ihanet eden iç düşmanlar olarak kurulan siyasi suçlular söylemi, adli tutuklar söyleminden kalın çizgilerle ayrılmaktadır. İlki dışlama ve tecrit üzerine kuruluyken, ikincisi ıslah yoluyla dönüştürme ve içerme vaadi taşımaktadır. Siyasi suçlulara yönelik bu söylemin değişmesi ancak 1974 dönemi af tartışmalarıyla gerçekleşecektir. Dönemin başbakanı Ecevit, hapishanelerde kalan gençliğin yanlış yola sapmış olabileceğini, ancak onların topluma ve devlete yeniden kazandırılması gerektiğini vurgulayacaktır. 18 Dönemin politik kadın tutukluları kümülatif olarak yukarıda anlatılan söylem içinde değerlendirilseler de buna ek olarak cinsiyetçi bakışın baskın çıktığı bir perspektiften bahsedilebilir. Kadınların popüler basındaki temsilleri, bu perspektifi gözler önüne sermektedir. Politik Kadın Suçluların Basındaki Temsilleri Popüler basın, politik suçlu kadınları tasvirinde iki temayı öne çıkarmaktadır: sınıfsal konumları ve cinsellikleri. Militanlıkları, karıştıkları

7 25 Esra Sarıoğlu eylemler, politik çizgileri, cinsel ve sınıfsal aidiyetleriyle gölgelenmiştir. Kadınlar, mensubu bulundukları örgütlerin erkekleriyle olan cinsel ya da duygusal ilişkileri doğrultusunda tasvir edilmişlerdir. Şöyle ki, THKO davasından yargılanmakta olan Sevim Onursal ın davasında kendisi Kor Koçalak ı baştan çıkaran ve Kor u kendisine esir eden sarışın olarak tasvir edilmiştir. 19 THKP-C davasından yargılanan kadınları konu eden bir haber ise kadınları Mahir in Kızları olarak tasvir ederken, kadınların kentli ve modern görüntülerini ve dönemin modasıyla uyumlu fiziksel görüntüleri ve giyim kuşamları vurgulanmıştır. 20 Bir süre sonra, popüler basındaki politik kadın suçlu tasvirleri bir dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşüm, yurtdışında gerilla mücadelesi veren kadınların haberlerinin basına yansıması dönemine denk gelmektedir yazında, gerek Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Leyla Halid in gerekse Kızılordu Fraksiyonu üyesi olan Ulrike Meinhoff un içinde bulundukları eylemler popüler basında sıkça yer almaya başlamıştır. Bu dönemde Türkiye de siyasi faaliyetleri yüzünden tutuklanan kadınların basındaki tasvirleri Meinhoff ve Halid inkilerden esinlenmiştir. THKO üyesi olan Olca Altınay ın yakalandığını bildiren bir haber, Olca Altınay ı Deniz Gezmiş hücresinin kadın lideri olan dişi gerilla olarak tasvir etmekte ve Altınay ın fotoğrafları, Halid ve Meinhoff un fotoğraflarının yanında basılmaktaydı. 21 Bu değişiklik, politik kadın suçlulara dair bir perspektif değişikliğinden ziyade, basında haberlerin çarpıcı bir biçimde sunulmasına yönelik bir strateji olarak ele alınmalıdır. Rejimin politik tutuklulara dair geliştirdiği militer mekanizmalarla mücadele edilmesi gereken iç düşman söylemi dışlayıcı ve tecrit ediciydi. Kadınlar özelinde, bu söylemin ötesinde cinsellik ve sınıfsal konumun bağıntısıyla oluşan bir temsil biçimi de yer almaktaydı. Suçluların yakalanması sürecinde ise, militer mekanizmalar yoğun bir biçimde kullanılmış, onlarca genç çatışmalar sonucu öldürülmüş Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan idam edilmiş pek çok kişi sorgulama sürecinde çeşitli derecelerde olan işkencelere maruz kalmıştır. Çalışmanın şimdiki kısmı, politik kadın tutuklular özelinde cezaevi politikaları, koşulları ve uygulamalar bütünü ve kadınların bunlara direnişi üzerine olacaktır. Politik Kadın Tutuklular ve Cezaevleri 12 Mart Dönemi boyunca, toplam kaç kadının yargılandığı ve kaçının cezaevlerinde kaldığı bilgisine ulaşamadım. Ne ki, bu dönem boyunca cezaevinde kalan kadınların profilini çıkarmak mümkündür. Çoğu kadın, sol hareketin militanlaşan kanadına mensup gençler gibi 20 li yaşlarını sürmekte olan genç, üniversite öğrencisi ve genelde orta sınıf ailelerin çocukları olan genç kadınlardı. Tabii burada Sevim Belli ve Behice Boran gibi 52 tevkifatını yaşamış, siyasal açıdan deneyimli kadınları ve militanlarla uzak ya da yakın ilişkisi olan ve neredeyse keyfiyet ölçülerince tutuklananları saklı tutmak gerekir. Kadın suçlular, diğer bütün tutuklular gibi askeri mahkemelerce yargılandılar, yargı süreci devam ederken askeri cezaevlerinde kaldılar ve hüküm giydikleri zaman sivil cezaevlerine gönderildiler. Her ne kadar yakalanma ve sorgulanma süreçlerinde siyasi suçlular, baskıcı uygulamalara sistematik bir biçimde maruz kalsalar da ve yargılandıkları davadan en ağır suçla mahkum edilseler de cezaevi politikaları bu süreçle büyük paralellikler

8 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 26 taşımamaktadırlar. Hatta Ömer Laçiner ve Oya Baydar a göre bu dönemin cezaevlerine dair en önemli özellik, bu cezaevlerinde siyasi tutuklulara karşı geliştirilmiş herhangi bir yönetmelik ve politikanın olmayışıdır. 22 Görüşülen diğer kişilerin de vurguladığı bu özellik, cezaevlerindeki uygulamaların bölgeden bölgeye, bir cezaevinden diğerine değişmesi ve yetkililerin bireysel inisiyatiflerinin cezaevi koşulları için belirleyici olması anlamına geliyordu. 12 Mart döneminin özellikle de ilk altı ayında, askeri tutukevlerindeki koşulları öyle yönetmelikler, kurallar yasalar falan değil, her tutukevinin komutanlarının, sorumlularının keyfi kararları belirledi. Bu bakımdan, bölgeden bölgeye, tutukevinden tutukevine büyük farklar vardı. Askeri faşizan yönetim henüz kendini pekiştirmemişti ve her konuda deneme yanılma metoduyla davranıyordu. Kadın tutuklulara nasıl davranılacağı da aynı bağlamda, sorumludan sorumluya farklılık gösteriyor, uygulama farklı oluyordu. 12 Mart bir bakıma daha sonra ki askeri darbelerin provası sayılabilir. Bu tutukevleri açısından da geçerlidir. 23 Ömer Laçiner e göre cezaevleri koşullarını araştırırken dikkat çekilmesi gereken en önemli özelliklerden birisi Ankara ile İstanbul daki askeri cezaevleri arasındaki farklardır. Ankara bürokrasinin, ordunun ve sembolik anlamda ülkenin de merkezi olması itibariyle sıkıyönetim uygulamalarının da merkezi olmuştur. Ankara daki cezaevleri, İstanbul daki muadillerinden daha disiplinli olduğu, kontrol mekanizmalarının daha nüfuzlu ve baskıcı bir biçimde işlediği oranda ayrılmaktadır 24. Bunun sebebi her şeyin ötesinde Ankara nın toplumsal ve politik hayattaki merkezi rolüdür. Rejimin en tehlikeli gerilla gruplarından birisi ilan ettiği THKP-C üyelerinden Jülide Zaim (Aral) yargılanma süreci boyunca İstanbul daki Maltepe ve Sağmalcılar askeri cezaevlerinde kalmıştır. Kaldığı yıllar boyunca, uygulamaların daha yumuşak olduğu ilk yılda, koğuş gardiyanlarının neredeyse hiç koğuştan içeri girmediğini, kontrol mekanizmalarının çok az geliştiğini cezaevindeki yaşamın kendilerince örgütlendiğini belirmiştir. 25 Bunun tersine Ankara daki askeri cezaevlerinde, daha başından beri polisler gardiyanlık yapmakta koğuşlara gün boyu yetkililer tarafından teftişler gerçekleştirilmekte denetim mekanizmalarına işlerlik kazandırılmaktaydı. 26 Askeri cezaevlerindeki uygulamalarda, barındırılan suçluların niteliğinden ya da merkezi bir sistemden ziyade Ankara ve İstanbul arasında politik sistemden kaynaklanan farklı pratikler etkili olmuştur. 27 Cezaevi politikalarında ve uygulamalarında 1971 yılının sonlarına doğru değişmeler görülmeye başlamış ve bu değişimler giderek sertleşen ve eskiye göre sistematikleşen bir cezaevi pratikleri bütünü doğurmuştur. Bu değişimdeki en büyük etken, cezaevlerinde firar eylemlerinin görülmesidir. Büyük firar olarak görülen, Mahir Çayan ın dört arkadaşıyla birlikte aralık başında Maltepe Askeri Cezaevi nden kaçması sonucu 28 cezaevlerinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu bağlamda, hem kaçışlar öncesi hem de sonrası döneme bakmak faydalı olacaktır. Tutuklamaların başladığı ilk dönemde tutuklu kadınlarla cezaevi yöneticilerinin ve görevlilerinin ilişkisinin, devlet güçlerince ele geçirilmiş iç düşmanlar ilişkisi olduğunu söylemek zordur. Cezaevlerinde, yöneticilerin bireysel

9 27 Esra Sarıoğlu inisiyatiflerinin ve tutuklu kadınların toplumsal statülerinin etkilediği bir uygulamalar bütününden söz edilebilir. Oya Baydar ın anlattığı üzere, bu dönem boyunca Sevim Belli, Behice Boran ve kendisi gibi siyaseten daha deneyimli kadınların dışında kalan ve çoğu üniversiteli olan genç kadınlar, anarşist iç düşmanlar uygulamasına maruz kalmıyorlardı. Cezaevi yöneticilerinin genç kadınlara yaklaşımı toplumsal cinsiyetin ve statünün izlerini taşımaktaydı. Hatta Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu komutanlarından bir tanesi, üniversiteli genç kadınlardan birine oğluyla nişanlanmasını teklif ediyor ya da koğuş yakınlarında askeriyenin açtığı bir lokantaya kadınlar davet edilerek, kadınlara iyi hizmet sunulmaya çalışıldığı vurgulanıyordu. 29 Bu noktada, siyasi suçluların 40 lı ve 50 li yıllarda sınıfsal, kültürel konumlarından ve eğitim düzeylerinden kaynaklanan bir çeşit saygınlığa sahip oldukları hatırlanırsa, bu saygınlığın 12 Mart dönemi boyunca da bir düzeyde devam ettiği söylenebilir. Bu dönemde, cezaevi koşulları da tutuklularla idare arasındaki bu ilişkinin etkileriyle biçimlenmiştir. Her ne kadar Ankara ve İstanbul arasındaki farklar devam etse de cezaevlerinde disiplin pratikleri gevşek bir biçimde uygulanmaktadır. Koğuşların kapıları gün boyunca açık tutulmakta, denetlemeler sık olmamakta, havalandırma saatleri tutuklularca belirlenmektedir. Kadın tutuklular, bu dönemde cezaevlerinde kolektif bir yaşam kurmaya çalışmışlardır. Gündelik faaliyetlerini verimli ve dayanışmacı bir biçimde örgütlemeye gayret göstermişlerdir. Forumlar düzenlemişler, okuma saatleri ayarlamışlar, yabancı dil kursları hazırlamışlar, sanatsal ve yahut teorik-politik çalışmalarını dayanışmacı bir biçimde düzenlemişlerdir. Dışarısı eksenli politik tartışmaların yoğun bir biçimde sürdüğü bu dönemde, kadınlar, anayasa değişiklikleri ile ilgili forumlar düzenlemiş, değişiklikleri protesto için açlık grevi yapmışlardır. 30 Oya Baydar, bu dönem koşullarından bahsederken kaldığı kadınlar koğuşunda kız mektebine benzer bir havanın olduğundan bahsetmektedir. 31 Gerçekten de bu dönem, barındırdığı olanaklardan dolayı tutuklular tarafından müstehzi bir biçimde de olsa sosyalizm dönemi olarak adlandırmıştır. Bu koşulların varolmasında, yukarda bahsedilen saygınlık tavrının yanı sıra başka faktörler de etkili olmuştur. Ordu içindeki politik gerilimler, cezaevlerindeki suçlulara yönelik sistematik bir politikanın gelişmesini engelliyordu. Militarist faşist güçler, 12 Mart ta bir bakıma öğrenme, kendi kurallarını devşirme dönemindeydiler. Öte yandan, ordu içinde ciddi bir sol Kemalist kanat vardı. Bu da başlangıçta faşizan kanadın adım atarken tedbirli olmasını gerektiriyordu. 32 Bununla ilintili olarak kontrgerilla faaliyetleri bu dönemde henüz yetkinleşmemişti. Tutuklular arasında ağır işkenceye maruz kalan kadınlar yoktu. Aralarından sadece Oya Baydar MİT te sorgulanmıştı. Bu da, kadınların morallerini yüksek tutmalarına ve yaşam alanlarını verimli bir biçimde örgütlemelerine yardımcı oluyordu. 71 yılının sonuna gelindiğinde gerçekleşen firar eylemleri, cezaevlerindeki disiplin ve cezalandırma pratiklerinin sistematik bir biçimde sıkılaşmasına ve sertleşmesine fırsat verdi. Büyük ölçüde ağırlaşan cezaevi koşulları, yeni yönetmeliklerle düzenlendi. Bu değişim, tutuklu kadınların yaşam koşullarında da bir dönüşüm getirdiği ölçüde, kadınların yeni direniş mekanizmaları da geliştirmelerine sebebiyet verdi. Bu dönemde, öncelikle cezaevi idaresi tüm görevlileriyle birlikte niteliksel bir dönüşüme tabi olmuştur. Cezaevlerinde geçici olarak gardiyanlık yapan polisler

10 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 28 yerine, sıkıyönetim zammı alan, kalıcı polis-gardiyanlar getirilmiş, bu kişiler tutuklulara davranışlar konusunda günlük brifingler ve eğitim programları aracılığıyla yetki ve bilgi sahipleri olarak donatılmışlardır. Bunun yanı sıra, daha önce gün boyu açık olan koğuş kapıları kapatılmış, koğuşlar suç hiyerarşisi gözeterek ayrılmış ve havalandırma saatleri idare tarafından belirlenmeye başlamıştır. 33 Öte yandan, tutukluların gündelik yaşam ritüelleri de sıkı bir kontrolün ve disiplinin konusu haline getirilerek yoğun bir baskı altına alınmıştır. Mektuplar ağır sansüre tabi olmuş, kitaplar koğuşlardan çıkartılarak idare odasına alınmış, çoğu kitap toplatılıp yasaklanmıştır. Sağlık ve hijyene dönük etkinlikler de aynı biçimde denetlenmiştir. Hamam günleri azaltılmış, kadınların kullandıkları ilaçlar toplatılmıştır. Bunun yanı sıra, koğuşlarda sayımlar artırılmış, yöneticiler keyfi biçimde ve saatlerde koğuşları denetlemeye başlamıştır. 34 Cezaevlerindeki bu dönüşümlerin, kadın tutukluların yaşamlarını büyük ölçüde etkilemiştir. Gündelik ritüellerin bu şekilde baskı altına alınması oranında kadınlar, tüm bu alanları mücadele ve pazarlık alanları haline dönüştürmüşler, her yeni uygulama için yeni direnişler oluşturmuşlardır. Alınan en önemli kararlardan biri, cezaevlerinde kendilerine yönelik tahkir edici davranışlara karşı nasıl tepki verileceğidir. Uygulamalara karşı verilecek tepkiler demokratik usullerle yürütülen forumlarla karar bağlanmıştır. Kendilerine yapılanların, kişisel değil sistematik bir uygulamanın parçası olduğu kararında olan kadınlar cezaevi yönetimiyle her tür kişisel ilişkiyi keserek, yönetimle muhatap olacak bir sözcü seçmişlerdir. Bunun yanı sıra kendilerine dayatılan disiplinli yaşam koşullarına karşılık kendi kararlaştırdıkları disiplin düzeni dahilinde kolektif bir biçimde yaşamlarını örgütlemeye çalışarak, yönetimlerin getireceği uyarı ve cezaların koşullarını ortadan kaldırmaya yönelmişlerdir. 35 Bu dönemde, kadınların mücadeleleri, önceki dönemdeki, ve dışarıda yürümekte olan politik seyre dair eylemlerden ziyade, cezaevlerinde uygulanmakta olan infaz koşullarına yönelmiştir yılının ortalarında gelindiğinde TBMM den çıkan bir karar cezaevlerinde militer bir disiplinin meşru ve kanuni olmasına yol açtı. Kadın ve erkek tutukluları topyekün kapsayan ve bu bağlamda onları homojenleştirici bir uygulamaya tabi tutan bu yönetmelik, askeri tutukevlerinde kalan suçluların er-kişi statüsüne getirilmesiydi. 36 Bu değişim, tutukluların hukuki statülerinde değişikliğe yol açarak, onları militer mekanizmaların hiyerarşisine kanunlar yoluyla biat etmek zorunda bırakıyordu. Şöyle ki, davaları daha sonuçlanmadığı ve hükümleri kesinleşmediği için askeri cezaevlerindeki tutuklular için hukuki olarak özgürlük esastı. Fakat er-kişi uygulamasıyla birlikte, tüm tutuklular otomatik olarak ordu hiyerarşisine ve denetim mekanizmalarına tabi oluyorlar, ordu ve suçlular arsındaki hukuki dolayım azaltılarak, tutuklular ordu güçlerinin iktidar mekanizmalarına entegre ediliyorlardı. Bu şekilde, hem yeni disiplin hem de yeni cezalandırma teknikleri geliştirilmiş oluyordu. Şöyle ki, tutukluların ast-üst ilişkilerine riayet etmeleri, üstler karşısında hazır ol vaziyetine geçmeleri, ancak üstler izin verdikten sonra konuşmaları zorunlu hale getirilmeye çalışılıyor, üstlere saygısızlığın ise isyan sebebi olacağı bildiriliyordu. 37 Yeni yönetmelik sıkı denetim kuralları getirip, ilk dönemin koşullarını büyük ölçüde değiştirse de uygulamalar hiç bir zaman yönetmelikler kadar ağır olmamıştır. Bununla birlikte, bu dönem boyunca işkencelerin artması ve koğuşlara yeni gelen kadınların çoğunun işkenceden geçmiş

11 29 Esra Sarıoğlu olması kadınların yönetime karşı çok daha sert tepkiler göstermelerine sebep olmuştur. Cezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik geliştiren politikalar en saf hallerini askeri cezaevleri uygulamalarında bulsalar da, sivil cezaevlerinde de yönetmelikler biçiminde belirlenmemiş bir tecrit politikasının izlerini bulmak mümkündür. Genellikle ağır ceza mahkumlarının kaldıkları cezaevlerine transfer edilen mahkumlar, cezaevi idaresince diğer mahkumlardan çeşitli yollarla tecrit edilmeye çalışılmaktaydı. Adana kadınlar cezaevinde kalan Jülide Zaim ve arkadaşları böyle bir uygulamadan bahsetmiştir. Yönetim, politik kadın suçluları tecrit etmek için, diğer kadınları bir endoktrinasyon sürecine tabi tutmaya çalışmış ve yeni gelenlerin tehlikeli şehir eşkıyaları olacağı konusunda uyarmıştır. Kadınlar geldikten sonra hapishane avlusundaki ağaç kadınların firar edecekleri gerekçesiyle kestirilmiş, tüp gazları ise bomba yapacakları gerekçesiyle toplatılmıştır. 38 Ne ki, bu tecrit politikası yönetimin istekleri doğrultusunda bir sonuç vermemiştir. Politik kadın tutuklar, kentli orta sınıf genç kadın kimliklerinin, eğitim düzeylerinin ve Omer Laçiner in deyimiyle diğer tutuklularda imrenme duygusu uyandıran dayanışmacı yaşam usulleriyle diğer kadınlar için saygınlık özelliklerini korumaya devam etmişlerdir. Sonuç 60 lı yıllar boyunca legal bir şekilde örgütlenen sol hareket, bu yıllar boyunca yaygınlık kazanmış ve politikanın seyrinde, radikal toplumsal projelerinin tartışılmasını sağlayarak önemli değişikliklere yol açmıştır. Dünya konjonktürünün de etkisiyle, bu onyılın sonunda hareketin bir kandı gerilla mücadelesini benimsedi. Bu grupların gerçekleştirdiği eylemler bahane gösterilerek, 70 li yılların başında 12 mart muhtırası yayınlandı ve sıkıyönetim ilan edilerek, sol harekete yönelik yaygın bir tutuklama süreci başlatıldı. Rejim, bu dönemdeki siyasi suçlulara yönelik bir söylem oluşturdu. Bu söylem, siyasi suçluları vatana ihanet eden ve militer mekanizmalarla mücadele edilmesi gereken anarşist iç düşmanlar olarak kuruyordu. Bu, ıslah edilerek dönüştürülmesi ve topluma kazandırılması gerektiği vurgulanan kader kurbanı adli tutuklular söyleminin içerici özelliğinin tersine, siyasi suçluların tecridi ve toplumsal olarak dışlanması üzerine kuruluydu. Siyasi kadın suçlular bu söylem içine entegre edilmekle birlikte, toplumsal cinsiyet özellikleri öne çıkarılarak tasvir edilmekteydiler. Askeri tutukevleri koşullarının iki perspektiften değerlendirilebilir. Birincisi bölgesel farklılıklardan kaynaklanan, cezaevi politikalarının farklılaşması ikincisi ise, dönemsel farklılaşmadır. Şöyle ki, cezaevlerinden firar eylemleri gerçekleştikten sonra, cezaevi yönetimleri, idare usullerinde baskı ve disiplin politikalarını yoğun bir biçimde uygulamaya çalışmışlardır. Bu dönemler boyunca, kadın tutuklular özeline yönelik sistematik politikalardan ziyade, tutukluları homojenleştirmeye yönetmelikler ve uygulamalar üretilmiştir. Pratikte, taciz gibi cinsiyetlendirilmiş pratikler uygulansa da bunlar sistematik bir azap politikalarına dönüştürülmemiştir. Cezaevlerinin ikinci dönemi olarak adlandırılan ve militer disiplin mekanizmalarının yürürlüğe konduğu dönemde ise, cezaevi yönetiminin söylemleri pratikleri arasında farklar bulunmaktadır. Bu farkların oluşumunda tutuklu kadınların sınıfsal konumlarının ve direnişlerinin etkisinin altını çizmek gerekmektedir. Cezaevi yönetiminin herhangi bir döneminde, politik suçluların ıslah edilerek dönüştürülmesine ve bu şekilde

12 12 Mart: Cezaevlerinde Politik Tutuklu Kadınlar 30 onların topluma içerilmesine dair söylemler veya pratiklerden söz etmek ise mümkün olmamaktadır. Bu bağlamda, cezaevlerindeki kapatılmanın, özgürlük lerden yoksun bırakan ve bu açıdan tek yönlü işleyen bir kapatılma olduğundan söz etmek mümkündür. Notlar 1 Çağlar Keyder, Türkiye de Devlet ve Sınıflar, (İstanbul: İletişim Yay. 2000), s Mümtaz Soysal, 100 Soruda Anayasanın Anlamı, (İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1997), s Cem Eroğul, Çok Partili Düzenin Kuruluşu: , Geçiş Sürecinde Türkiye, der. İrvin C. Schick ve E. Ahmet Tonak, (İstanbul: Belge Yay., 1987), s Murat Belge, Sol, Geçiş Sürecinde Türkiye, der. İrvin C. Schick ve Ahmet Tonak, (İstanbul:Belge Yayınları, 1987), s Ibid, s Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye: , (İstanbul: Hil Yayınları, 1996), s Zafer Üskül, Siyaset ve Asker, (İstanbul: Afa Yayınları, 1989), s Şaban İba, Ordu, Devlet Siyaset, (İstanbul: Çiviyazıları Yayınları, 1998), s Ali Bayramoğlu, Silahlı Kuvvetler, Birikim Dergisi, sayı , (Ağustos-Eylül 2002), s Hürriyet Gazetesi, 8 Mayıs İsmail Cem, Tarih Açısından 12 Mart, (İstanbul: Cem Yayınevi, 1993), s J. G. Merquior, Foucault, (İstanbul: Afa Yayınları, 1986), s M. Foucault, Hapishanenin Doğuşu, (Ankara: İmge Kitabevi, 2000), s Hürriyet Gazetesi, 20 Haziran Hürriyet Gazetesi, Temmuz Hürriyet Gazetesi, 29 Mayıs Hürriyet Gazetesi, 18 Mart Sosyalizm ve Toplumsal Mücadelelr Ansiklopedisi,Cilt /, Ed. E. Kürkçü, (İstanbul: İletişim Yayınları, 1988), s Hürriyet Gazetesi, 17 Mayıs Hürriyet Gazetesi, 17 temmuz Hürriyet Gazetesi, 25 Temmuz Oya Baydar, Görüşme, İstanbul,Türkiye, Haziran Ibid. 24 Ömer Laçiner, Görüşme, İstanbul, Türkiye, Haziran Jülide Zaim (Aral), Görüşme, İstanbul,Türkiye, Haziran Sevgi Soysal, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu,(İstanbul: Bilgi Yayınevi, 1976), s İşkencelerin çok yoğun olduğu Diyarbakır Cezaevleri konusunda bilgiye sahip olamadığımı belirtmeliyim. 28 Hürriyet Gazetesi, 1 Aralık Oya Baydar, Görüşme, İstanbul,Türkiye, Haziran Soysal, s , Oya Baydar,Görüşme, İstanbul,Türkiye, Haziran Ibid. 33 Sevgi Soysal, s

13 31 Esra Sarıoğlu 34 Sevgi Soysal, s Sevgi Soysal, s Sevgi Soysal, s Sevgi Soysal, s Jülide Zaim Aral,Görüşme, İstanbul,Türkiye, Haziran Kaynakça Görüşme Yapılan Kişiler Oya Baydar Sevim Belli Ömer Laçiner Jülide Aral (Zaim) Süreli Yayın Hürriyet Gazetesi Kitaplar ve Diğer Süreli Yayınlardaki Makaleler Ahmad, Feroz. Demokrasi Sürecinde Türkiye: İstanbul:Hil Yayınları, Bayramoğlu, Ali. Silahlı Kuvvetler. Birikim Dergisi, no (Ağustos-Eylül 2002): Belge, Murat, Sol. Geçiş Sürecinde Türkiye. ed. İrvin C. Schick ve E. Ahmet Tonak, (İstanbul: Belge Yay., 1987) Cem, İsmail. Tarih Açısından 12 Mart. İstanbul:Cem Yayınevi, Eroğul, Cem. Çok Partili Düzenin Kuruluşu: Geçiş Sürecinde Türkiye, ed. İrvin C. Schick ve E. Ahmet Tonak, (İstanbul: Belge Yay., 1987) Foucault, Michel. Hapishanenin Doğuşu. Ankara: İmge Kitabevi, İba, Şaban. Ordu Devlet Siyaset. İstanbul: Çiviyazıları Yayınları, Keyder, Çağlar. Türkiye de Devlet ve Sınıflar. İstanbul: İletişim Yayınları, Kürkçü, Ertuğrul, (ed.), Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi. Cilt:7, İstanbul:İletişim Yayınları, Merquior, J. G. Foucault. İstanbul: Afa Yayınları, İstanbul, Soysal, Mümtaz. 100 Soruda Anayasanın Anlamı. İstanbul: Gerçek Yayınevi, Soysal, Sevgi. Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu. İstanbul:Bilgi Yayınları, Üskül, Zafer. Siyaset ve Asker. İstanbul: Afa Yayınları, 1989.

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ/SİYASET BİLİMİ ANABİLİM DALI FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA Doktora Tezi

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2014 2015 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.09.2014 TANIŞMA DERSİ TANIŞMA DERSİ 17.09.2014 22.09.2014

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm

Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm Deniz Gezmiş idam sehpasına çıktığında hayatını verdiği mücadelesini şu sözlerle özetlemişti, Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm- Leninizm. Yaşasın Türk

Detaylı

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 23 OCAK 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İHLALLERİ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi Öldürme,

Detaylı

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 19 EKİM 2016 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İHLALLERİ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

ASKERİ DARBELER VE TOPLUMSAL ETKİLERİ: 1960, 1971 ve 1980 DARBELERİ

ASKERİ DARBELER VE TOPLUMSAL ETKİLERİ: 1960, 1971 ve 1980 DARBELERİ ASKERİ DARBELER VE TOPLUMSAL ETKİLERİ: 1960, 1971 ve 1980 DARBELERİ Ercan Sözer Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yükseklisans Öğrencisi Darbe, Türk Dil Kurumu tarafından bir ülkede baskı

Detaylı

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019 Özet Rapor Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış Pazartesi, Şubat 18, 2019 1 Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Haziran 2011 de kurulmuş

Detaylı

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İ RAPORU -BİLANÇO- 21 TEMMUZ 2016 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi Öldürme,

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 15:00) 1- Avrupa modeli anayasa yargısıyla ilgili olarak

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu 16.09.2005, Eskişehir

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu 16.09.2005, Eskişehir Yerel Yönetim Vizyonu Emin Dedeoğlu 16.09.2005, Eskişehir Yerel Yönetim Vizyonu Slide 2 Yeniden Yapılanma Kamu yönetiminde sorunlar Kötü ekonomik performans Yönetimin hantallaşması, verimsizlik ve etkinsizlik

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015 2016 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 28.09.2015 30.09.2015 05.10.2015 07.10.2015 12.10.2015 TANIŞMA

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır: İLTİCA HAKKI NEDİR? 27 Ekim 1946 tarihli Fransız Ana yasasının önsözü uyarınca özgürlük uğruna yaptığı hareket sebebiyle zulme uğrayan her kişi Cumhuriyet in sınırlarında iltica hakkına başvurabilir. 13

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U 2 Sayfa 2 1.Ünite Temel Kavramlar ve Anayasal İlkeler KAMU GÖREVLİLERİ Türkiye de Kamu Görevlilerinin Soyağacı Kamu Görevlileri Kamu i Seçilmişler Yükümlüler Gönüllüler

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ Yay n No : 3075 Hukuk Dizisi : 1512 1. Baskı Şubat 2014 İSTANBUL ISBN 978-605 - 333-102 - 5 Copyright Bu kitab n bu

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, DANIŞTAY - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ - ANAYASA MAHKEMESİ

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 01 KASIM 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ FĐNAL SINAVI) Đktisat ve Maliye Bölümü

ANAYASA HUKUKU DERSĐ ( GÜZ DÖNEMĐ FĐNAL SINAVI) Đktisat ve Maliye Bölümü ANAYASA HUKUKU DERSĐ (2011 2012 GÜZ DÖNEMĐ FĐNAL SINAVI) Đktisat ve Maliye Bölümü 1-1982 Anayasasının yürürlüğe giriş yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kurucu Meclis B) Kurucu Danışma Kurulu C) Kurucu

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 21 TEMMUZ 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012 İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 01 31 ARALIK 2012 M. SEZGİN TANRIKULU CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ: Bugün 10 Aralık İnsan Hakları

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ 5 Aralık 2011 ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ I.YENĠ BĠR ANAYASA MI? GENĠġ KAPSAMLI BĠR ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ MĠ? Anayasa hazırlığıyla ilgili olarak kamuoyunda önemli bir tartışma yaşanıyor:

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi M. Gözde ATASAYAN Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 A. «KAMU HİZMETİ» KAVRAMI...1 1. Kamu Hizmetinin Klasik Tanımı...1

Detaylı

2016 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU 15 NİSAN 2016 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DEĞERLENDİRME İnsan Hakları Derneği Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Detaylı

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek Prof. Dr. Sadi Çaycı Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk AD Öğretim Üyesi Ankara 1 Giriş İlk soru: Ne durumdayız? Neden? Sebepler

Detaylı

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 80 li yıllarda başlayan Yeni Sağ politikaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yapısal-kurumsal

Detaylı

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) 1- İdarenin denetim yollarından biri olarak, idari yargının gerekliliğini tartışınız (10 p). 2- Dünyadaki idari yargı sistemlerini karşılaştırarak, Türkiye nin mensup

Detaylı

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANAYASA CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 9 Ocak 2019 saat 13.00 1. a) Demokrasi sandıktan

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK 1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER Mustafa Serdar PALABIYIK Yayın No : 3179 Araştırma Dizisi : 12 1. Baskı - Şubat 2015 ISBN: 978-605 - 333-207 - 7 Mustafa Serdar Palabıyık 1915 Olaylarını Anlamak:

Detaylı

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLÎ YARGI MAHKEMELERİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ..i İÇİNDEKİLER.iii KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. DEMOKRASİ TEORİSİNİN KAVRAMSAL ÇÖZÜMLENMESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ...9

Detaylı

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere Sanayi Devrimini ortaya çıkaran ülke olarak İngiltere 19. yüzyıl itibariyle işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları açısından pek parlak bir konumda bulunmamaktadır.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI Soru 1 : "Anayasa" deyince ne anlaşılır, ne anlamak gerekir? 7 Soru 2 : Türk tarihindeki anayasa hareketlerinin başlıca aşamaları ve özellikleri nelerdir? 15 İkinci

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT HUKUK Soru Bankası ÇTHT G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU 1.. Federal devletin tüzel kişiliği yoktur.. Federe devletlerin ayrılma hakkı yoktur.. Federe devletlerin uluslararası

Detaylı

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 ANAYASA 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Mevcut seçim barajı hakkındaki görüşünüzü yazınız.

Detaylı

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 Adı Soyadı : No: Sınıf: 11/ SĠYASET Siyaset; ülke yönetimini ilgilendiren olayların bütünüdür.

Detaylı

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi On5yirmi5.com İhvanı Müslimin'in kısa tarihi Askeri darbeyle devrilen Muhammed Mursi'nin bir yıl önceki seçim zaferi, hareketin doğduğu ve onlarca yıl boyunca yasaklı kaldığı Mısır'da Müslüman Kardeşler

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 5.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (MERKEZ ÖRGÜTÜ) DEVLETİN TEMEL ORGANLARI KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI MERKEZ (BAŞKENT) ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar kurulu Başbakan

Detaylı

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI Uyuşturucu sorununun çok boyutlu olması, mücadelenin ilgili kurumlar arasında etkili bir işbirliği ve koordinasyon çerçevesinde yürütülmesini

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- Değerlendirme Raporu Birey Hak ve Özgürlükleri (I) Yaşam hakkı Kişi dokunulmazlığı Özel yaşamın gizliliği www.tkmm.net 1 2 1. YAŞAM HAKKI Yaşam Hakkı kutsal mı? Toplumun/devletin

Detaylı

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL Yargının Bağımsızlığı ve Yasama ve Yürütme Güçleriyle İşbirliği Türkiye Cumhuriyeti Hâkimler ve Savcılar

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu 2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu YAŞAM HAKKI ĐHLALLERĐ Yargısız Đnfazlar 44 914 Toplumsal Gösterilere Müdahalede Aşırı Güç Kullanımı 12 869 Dur ihtarı na Uymama ve Silah Kullanma Yetkisinin

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5- Değerlendirme Raporu Doğrudan ve Temsili Demokrasi Merkezi ve Yerel Yönetimler Şeffaflık www.tkmm.net 1 2 ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ (Halk konuşuyor, TBMM dinliyor) Türkiye

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku EKO422 Bahar Ön Koşul Dersin Dili

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku EKO422 Bahar Ön Koşul Dersin Dili DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku EKO422 Bahar 3+0 3 3 Ön Koşul Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Seçmeli Dersi Veren Öğretim Elemanı

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını taşıyan İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET Birinci Kısım ANAYASA HUKUKUNUN GENEL ESASLARI Bölüm 1 ANAYASA HUKUKUNUN BİLGİ KAYNAKLARI I. Anayasalar II. Anayasa Mahkemesi Kararları III. Bilimsel Eserler IV. Kaynak Tarama Bölüm 2 ANAYASA HUKUKU KAVRAMI

Detaylı

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu Dr. Yusuf Solmaz BALO Anlatım planı Terör gerçekliği Güvenlik ihtiyacı Bu ihtiyacın Ceza Hukuku alanında karşılanması Ceza Kanunları (TCK, TMK) Yeni suç tipleri Mevcut

Detaylı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 4.19.4 TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 1) Dosya No : 2013/551 E. : Ankara 17. Asliye Ceza si : 1- TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı 2- TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç :2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi 1990 yılında Latin Amerika'nın ada ülkesinde bir grup Müslüman ülkedeki yönetimi ele geçirmek için silahlı darbe girişiminde bulunmuştu.

Detaylı

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık Kamu Hakları Negatif Statü Hakları (Kişi Hakları Koruyucu Haklar) Pozitif Statü Hakları (Sosyal ve Ekonomik Haklar/İsteme Hakları) Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK - Bireyleri devlete karşı koruyan - Devlete,

Detaylı

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin

Detaylı

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları Kentsel Siyaset - 2 Doç. Dr. Ahmet MUTLU SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları 1. Siyaset ve politika ne demektir? 2. Siyaset ne zaman ortaya çıkmıştır? 3. Siyaset-devlet ilişkisi nasıldır? 4. Geçmişten bugüne

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 06-07 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK BAKANLAR KURULU Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Cumhurbaşkanı bakanlar kurulunun

Detaylı

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı 1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı 4.İnternet Yayıncılığı ve Yasal Düzenlemeler 5.Medyada Cezai Sorumluluk 6.Medyada

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için Bangkok Yasaları El Rehberi Dünya çapında hapishanelerde mahkûmiyeti takiben veya suçsuzluğunun ispatı için duruşma bekleyen bir buçuk milyondan fazla kadın bulunmaktadır.

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı