YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ. Bu sayıda: Evlilikte Nelere Dikkat. Çocukta İlk 3 Yıla Dikkat

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ. Bu sayıda: Evlilikte Nelere Dikkat. Çocukta İlk 3 Yıla Dikkat"

Transkript

1 YAŞAM REHBERİM POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ YAŞAM REHBERİM Yıl, 1 - Sayı, 4 MAYIS, 2011 Bu sayıda: Evlilikte Nelere Dikkat Etmeli? 2 Çocukta İlk 3 Yıla Dikkat Orta Yaş Krizi 6 Temizlik Obsesyonları Nasıl Başlıyor? Kokunun Hayatımızdaki Psikolojik Etkisi Hayat bir sevdadır Onu yaşa. Hayat bir hediyedir Onu al. Hayat bir bilmecedir Onu çöz. Hayat bir görevdir Onu tamamla. Hayat bir yarışmadır Ona katıl. Hayat bir amaçtır Ona ulaş. Hayat bir fırsattır Onu yakala. Hayat bir öfkedir Onu yen. Hayat bir yalnızlıktır Onunla yüzleş. Hayat bir güzelliktir Onu ebedileştir. Hayat bir şarkıdır Ona eşlik et. Hayat bir bahçedir Onu der. Hayat bir iyiliktir Ona karşılık ver.

2 Sayfa 2 YAŞAM REHBERİM Evlilikte Nelere Dikkat Etmeli?- Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy En uyumlu evlilikte bile zaman zaman eşlerin birbirlerine ayrı düştükleri, farklı istek ve ihtiyaçlar içinde olduğu zamanlar vardır. Örneğin; erkek işten eve gelip dinlenme ihtiyacında iken, kadın bütün gün ev işleri ve çocuklarla uğraşıp bunalmış ve ilişki, iletişim ihtiyacında olabilir. Ailelerle veya arkadaşlarla görüşmeler, çocuklarla ilgili alınması gereken kararlar, bütçenin ayarlanması vb. konularda farklı fikirler doğabilir. Bu gibi durumlar kaçınılmaz olarak bir çatışma yaratır. Her zaman orta noktayı bulmak ve uzlaşmak mümkün olmayabilir. Böyle bir durumda eşlerden birinin istediği olup ihtiyacı karşılanırken diğeri ona uymak zorunda kalabilir. Yani biri kazanırken diğeri kaybedebilir. İlişkinin sağlıklı yürüyebilmesi için evlilikte bu gibi durumlar çok sık yaşanmıyor olmalıdır. Dengeli bir ilişki için ise her zaman bir tarafın kazanıp diğerinin kaybediyor olmaması gereklidir. Evliliğin sağlıklı kalabilmesi için eşler, karşısındakinin de insan olduğunu, kendisinden farklı fikirleri, istek ve ihtiyaçları olabileceğini unutmamalıdır. İki farklı kişiliğin her konuda aynı düşünmesi tabi ki mümkün değildir. Bu nedenle her zaman aynı noktaya gelmeye çalışmak hatalı bir yaklaşımdır. Kadın ve erkeğin doğasından veya kültürel etkilerden gelen farklılıkları olabilmekle birlikte evlilikteki iki kişi kadın ve erkek olmaktan önce birer insandır ve evliliği iki insan oluşturur. Bir insanın her zaman haklı olması, her konuda doğru düşünüyor olması imkansız bir şeydir. ben erkeğim her zaman benim sözüm geçmeli veya ben kadınım duygularım her zaman dikkate alınmalı, isteklerim yerine gelmeli tarzı yaklaşımlar ise ilişkiyi çıkmaza sokar, evlilikteki uyum ve denge bozulur. Bu tarz yaklaşımlardan kaçınmak için kadın olsun erkek olsun kişinin öncelikle kendisini iyi tanıması kendi düşünce kalıplarının, değer yargılarının farkında olması ve ikinci olarak da farklı kişiliklerin farklı özelliklere, bakış açılarına ve değer sistemine sahip olabileceğini kabul etmesi gerekir.

3 Yıl, 1 - Sayı, 4 Sayfa 3 Evlilikte Nelere Dikkat Etmeli?- Uzm. Psk. Çiğdem Demirsoy Kendi doğrularını hayattaki tek doğru olarak kabul edip buna göre davranan insanlar karşısındakine baskı ve güç uygulamış ve olumsuz duygular yaratmış olacaktır. Evlilikte olumsuz duygular yoğun olarak yaşandığında ise eşler kaçınılmaz olarak giderek birbirinden uzaklaşacak, bunun sonucunda ise yaşamın doğal akışı içinde ortaya çıkan problem durumlarının iki tarafın işbirliği ile üstesinden gelmek zorlaşacaktır. Evlilikte işbirliği ve uyumu koruyabilmek için farklı fikirlere saygı duymak, farklı kişiliklerin ihtiyaçlarını anlayabilmek, empati yeteneği ve kendini karşı tarafa doğru ifade edebilmek, dayatmacı yaklaşımlardan kaçınarak gerektiğinde geri adım atabilmek ve kendi istek ve ihtiyaçlarından vazgeçebilme gibi özellikleri kendinde barındırmak gerekir. Eşlerden biri, hep kendi dediği olsun ve diğer taraf kendisine uysun istiyorsa, baskıcı, zorlayıcı, hatalı davranışlar içinde ise karşı taraf aynı hatayı tekrarlamamaya dikkat etmelidir. Genellikle çatışmalı ilişkilerde karşılıklı olarak aynı hataların tekrarlandığını, negatif yaklaşımlara yine negatif karşılık verildiğini görüyoruz. Sertliğe sertlikle karşılık vermek kadar sertlik karşısında hep alttan almak da hatalı bir tutumdur. Doğru olan, yaşanan problem ile karşısındakinin kişiliğini karıştırmamak, çatışma durumlarında eşini karşı taraf olarak görüp çatışmak veya susup sorunun üstünü örtmek yerine dikkatini probleme çevirebilmek ve eşini de doğru iletişim biçimlerini kullanarak bu bakış açısına çekmeye çalışmaktır. Bunu yapabilmek için kadın da erkek de, kendini ön yargılardan ve evlilikte erkeğin dediği olur, kadın alttan almalı vb. hatalı kültürel koşullanmalardan arındırmalı, karşısındakinin kendisinden farklı istek ve ihtiyaçlara sahip bir insan olduğunu dikkate alarak hayattan ve evlilikte eşinden beklentilerini doğru bir şekilde belirleyebilmeli, iletişim becerileri konusunda kendini geliştirmelidir.

4 Sayfa 4 YAŞAM REHBERİM Çocukta İlk 3 Yıla Dikkat! - McaTurk İlk 3 Yıl En Önemli Dönem Çocuğun gelişiminde kritik dönemlerin olduğunu biliyor muydunuz? Bu dönemlerden biri var ki çocuğun gelişimde oldukça önemli. Öyle ki bu dönemde yaşanan bir örselenme çocukta diğer döneme sağlıklı geçişi olumsuz etkiliyor. Çocuk dünyaya gözlerini açar belirli aşamalardan geçerek gelişir, büyür ve hayata tutunur. Çocuğun ileriki yaşamında sağlıklı bir birey olması noktasında doğumla başlayan gelişim sürecinde ebeveynlerin tutumları ve davranışları özellikle küçük yaşlarda çocuğun gelişiminde doğrudan etkili. Ebeveynin etkili olduğu kritik dönemlerden biri de 2-3 yaş dönemi. "Çocuk gelişiminde kritik dönemler vardır. 2-3 yaş dönemi de bu dönemlerdendir. Çocuğun anne, bakım veren kişi ile arasında kurduğu güven ilişkisi, çocuğun yaşamı boyunca tüm insanlarla kurduğu ilişki tarzını ve güveni temsil eder. İlk 3 yıl en önemli dönemdir. Annesinin tüm ihtiyaçlarını karşılamasını ister bebek. Karnı acıkınca doyurulmayı, altı pislenince temizlenmeyi, dokunsal temas, sevgi dolu bakışlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlar gecikmeden, zamanında yerine getirilirse anneye güven hisseder ve dolayısıyla kendini güvende hisseder. Çocuğunuzun Güvenini Kırmayın 2-3 yaş dönemi, çocuğun kendisinin ve dış dünyanın farkına vardığı ve öğrenme, dünyayı keşfetme isteğinin doruğunda olduğu dönemdir. İlk bireyselleşme denemelerini çocuk bu dönemde yapar. Çocukta ilk 3 yılın çok önemli olduğuna vurgu yapan NP Etiler Polikliniğinden Uzman Psikolog Aynur Sayım, 2-3 yaş dönemine dikkat çekiyor. Sayım;

5 Yıl, 1 - Sayı, 4 Sayfa 5 Çocukta İlk 3 Yıla Dikkat! - McaTurk Kendisi yemek ister, oyuncağını kendisi almak ister, eşyaları karıştırır, bir koltuğa belki kez iner, çıkar. Burada dünyayı keşfetmenin, ona sahip olmanın hazzını yaşıyordur. Eğer aile çocuğu engeller, her hareketini uyarır, çocuğa zarar gelecek endişesi ile korumacı, müdahaleci davranırsa, çocuğun güveni kırılır, dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılar ve yeni girişimlerinde daha temkinli olma ihtiyacı duyar. Annebaba çocuk için gerekli güvenlik önlemlerini alarak, çocuğa kendisini gerçekleştirmesi için fırsat yaratmalı, ona bir alan sunmalıdır. Çatışmadan Kaçının! Çocuk tutturabilir, kendisini yerden yere atabilir, aileler, bu dönemde nasıl davranacaklarını, ne yapacaklarını bilemezler, çaresiz hissederler. Olabildiğince sakin kalıp, bazen yaşına uygun açıklamalar bazen de dikkatini başka bir yöne odaklamasını sağlayarak, asla çatışmaya girmeden bu dönemi geçirmeliler. Çocuk, bahsettiğimiz nedenlerle kendini gerçekleştirme denemeleri yapıyordur çünkü. Bunu bilirsek, daha bilinçli davranabiliriz. Bir Dönemdeki Örselenme Diğerine Geçişi Olumsuz Etkiliyor Bir gelişim dönemindeki örselenme, çocuğun bir sonraki gelişim dönemine sağlıklı geçmesini engeller. Bu dönemde sosyalleşmesine fırsat vermek, yeterli uyaran sunmak, çocukla konuşmak, oyun oynamak, çocuğa kaliteli zaman ayırmak, tüm dönemlerde gerekli olduğu gibi, bu dönemde de oldukça önemlidir."dedi.

6 Sayfa 6 YAŞAM REHBERİM Orta Yaş Krizi Uzm. Psk. Zehra Erol Orta yaş dönemi geçmişin kişiye sağladığı imkanların azalması ve gelecekte karşılaşılacak olan sınırlamaların fark edilmesiyle başlayan bir dönemdir. Bu dönemle birlikte kişi yaşamın sınırlı olduğunu algılamaya başlar. Çevresindeki insanların yaşamındaki değişimlerde bu farkındalığı arttırır. Çocukların evden ayrılması, aile bireylerinin dostların kaybı, yakınların ölümü, arkadaşların evlenmesi..vb. Buna paralel o güne kadar ki başarılarını, hedeflerini, isteklerini gözden geçirir. Bir anlamda geçmişin hesabını yapar. Kendi kendine sorular sormaya başlar, neredeyim, bugüne kadar ne yaptım, neler eksik yaşantımda.. Orta Yaş Krizinin Nedenleri; Orta yaş krizinin nedenlerine baktığımızda aile yapısında meydana gelen değişimlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Çocukların büyümeye başlaması ve evden ayrılması kişi için yenir bir başlangıçtır. Özellikle bayanlarda çocukların evden ayrılmasıyla bir boşluk hissedilir. Tüm ilgi ve dikkatini çocuğa yönlendiren ebeveynler çocuğun evden ayrılmasıyla yalnızlık hisseder ve bu duruma alışmaya çalışır. Bu süreç depresyona kadar uzayabiliyor. Bekar bayan ve erkeklerde durum daha farklı yaşanıyor. Yaşın ilerlemesiyle birlikte aile kuramamanın yarattığı gerginlikler başlıyor. Yakın arkadaşların aile kurması ve kendi aile yaşantılarına odaklanmaları faaliyetlerin farklılaşmasına neden olmakta. Kişi kendini yalnız hissetmekte yakın ilişkiler kurmayı arzulamaktadır. Bunun olmayışı da mutsuzluğunu arttırmakta, zaman hızla geçiyor düşüncesi de kaygısının artmasına neden olmaktadır. Bu kaygılara yaşın ilerlemesiyle menapoza girme ve çocuk yapamayacağı ile kaygıları da eklenmektedir. Bütün bunlar geçmişin tekrardan sorgulanmasına neden olmaktadır. Anne ve baba ile ilişkiler de bu dönemi etkiler. Anne ve babalar yaşlanmış ve yardıma ihtiyacı vardır. Kişinin kendi çocukları da destek beklemektedir. Sorumlulukların ağırlaşması da krize neden olur.

7 Yıl, 1 - Sayı, 4 Sayfa 7 Orta Yaş Krizi Uzm. Psk. Zehra Erol Diğer bir neden de meslek yaşamında ulaşılan aşamadır. Orta yaş dönemi kişinin meslek yaşamında belirli bir noktaya geldiği dönemdir. Bu dönemde kişi kariyerinde istediği noktaya gelememişse bunun yarattığı sıkıntıları yaşar. Özellikle uzun yıllar çalışıp istediği noktaya gelemeyen kişiler kendisinden daha genç kişilerin yönetici olduğu durumlarda onlarla çalışmakta zorlanmakta, çatışma yaşamakta ve geçmişi sorgulamakta. İşinde belli bir noktaya ulaşan kişiler ise aynı konumda ve aynı işte rutin şekilde devam etmelerine bağlı olarak önceden heyecanla gittikleri işlerinden sıkılmaya başlarlar. Orta yaş krizine yol açan diğer bir etmende kişinin iş yerindeki yeni koşullara uyumda zorlanması. Diğer bir sorunda tükenmişliktir. Özellikle yoğun stresli iş ortamlarında uzun süre çalışan bireyler fiziksel, duygusal ve zihinsel bitkinlik yaşarlar bu da performansını, iş ve çevreye karşı duyarsızlık yaşatır. Sadece psikolojik değil fiziksel değişimlerde olur. Yüzde çizgiler artma, enerji kaybı, uyku problemleri, kemik problemleri ve saç dökülmeleri başlar. Eskiden hızla çıkılan merdivenler yavaş çıkılmaya, bir müddet yüründükten sonra dinlenmeye ihtiyaç duyulmaya başlanır. Bu belirgin değişimler kişiye sınırlılıklarını ve ölümü hatırlatır. Bu kriz döneminde; -Kişi her şeye karşı isteksizlik duyabilir. -Yeni arayışlar içine girebilir. -O güne kadar yaptıklarını sorgular. Neredeyim, neler yaptım, neler yapamadım, neler yapabilirim. -Geçmişi sorguladığında yaşam tarzında beğenmediği noktaları birden bire değiştirebilir. -Motivasyonda azalma, işe gitmek istememe görülebilir.

8 Sayfa 8 YAŞAM REHBERİM Temizlik Obsesyonları Nasıl Başlıyor?- Aktüel Psikoloji Ellerimi sık sık yıkamadan duramam, bulaşık makinesi benden iyi temizleyemez, kapı kollarına dokunamam gibi takıntılar, temizlik hastalığının belirtileri. Halk arasında temizlik hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu hem kişiyi hem de çevresindekileri hasta ediyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, her 100 kişiden ikisinde görülen temizlik hastalığını, ' takıntılı şekilde temizlik tutkunluğu, her şeyin kirli olduğu hissine inanma ve her şeyi yıkama, silme gibi eylemlerin sürekli tekrarlanması ' olarak tanımlıyor. Bunun altında yatan sebep anksiyete bozukluğu, şüphecilik ve emin olamama hissi gibi saplantılı düşüncelerdir diyen Dr. Yavuz, şunları söylüyor; Hastalık, diğer tüm takıntılarda olan süreci izler. Kişi bu bozuklukların mantık dışı olduğunu bildiği halde kendi davranışlarını engelleyemez. İstem dışı davranışlarını sürekli tekrarlayarak engellemeye çalışır. Saplantılı düşünceden kurtulmaya ve unutmaya çaba gösterir ama başarılı olamaz. Örneğin; elini yıkadığı halde emin olamadığı için tekrar yıkayabilir. Bu hastalık tedavi edilebilir bir hastalıktır. Fakat tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Kişi sürekli ellerini yıkar, evi temizler, eve gelen bir misafirin ardından kullandığı her şeyi temizleyebilir, zamanın çoğunu temizlik yaparak harcar, kirli olduğunu düşündüğü her nesneyi yıkar ve temizlemeden kullanamaz. Nasıl Başlıyor? Aslında takıntılara sebep olabilecek pek çok neden öne sürülmekteyse de kesin olarak nedeni bilinmemektedir. Biyolojik, psikolojik, çevresel faktörler neden olabilir. Ailesi çok düzenli ve titiz ya da aşırı kuralcı olan bir çocukta bu tür saplantılı düşünceler ve buna bağlı olarak saplantılı davranış biçimleri gelişebilir. Örneğin; annesi çok titiz olan bir çocuk ileride temizlik hastalığına yakalanabilir. Aynı zamanda yakın bir dönemde yaşadığı acı bir olay da takıntılara sebep verebilir. Vefat, iflas, boşanma gibi yaşanan zor süreçlerden sonra Obsesif Kompulsif düşünceler ve eylemler görülebilir.

9 Yıl, 1 - Sayı, 4 Sayfa 9 Temizlik Obsesyonları Nasıl Başlıyor?- Aktüel Psikoloji Öncelikle kişinin sosyal ve iş yaşantısı bozulur. Aşırı temizlik tutkusundan ötürü çevresindeki arkadaşları evine gelmek istemeyebilir. Kendisini bu durum karşısında mutsuz hisseder. Aynı zamanda bu tarz hastalıklarda kişi en çok kendisine zarar verir. Zamanın çoğunu temizliğe ayırdığı için zaman kaybı Yaşar diğer yapması gereken hiçbir şeye konsantre olamaz. Gerek ev ve sosyal çevresiyle gerekse iş ortamı ile ilişkileri bozulur. İş performansı önemli derecede olumsuz etkilenir. Evli ise eşi ve çocuğu ile iletişim bozukluğu yaşar. Kendisini temizlik yaparak sürekli hırpalar, günün sonunda yorgun ve bitkin düşer. Bir dönem sonra kişi bedensel olarak da belirli rahatsızlıklara zemin hazırlamış olur. Örneğin bel, kas eklem ağrıları bu dönemde ortaya çıkabilir. Aynı şekilde zamanında tedavi olunmazsa bireyde depresyon gibi psikolojik birçok rahatsızlık da ortaya çıkabilir. Sürekli kontrol etme ütünün fişini çekmiş miydim, kapıyı kilitlemiş miydim, ocağı kapatmış mıydım gibi sorular sürekli sorulur. Kişide emin olamama durumu, simetrik olarak nesnelerin düzenli durmasını istemek, ihtiyaç olur düşüncesi ile eşya ve giysileri biriktirmek, günah işlemek- ten korkma gibi nitelendirilen birçok takıntılı davranış bozukluğu sıralanabilir. Bazı araştırmacılar bu hastalarda beynin ön kısmı olan frontal kortex ile içyapılardan bazal ganglionlar arasında iletişim kopukluğu olduğunu ileri sürmektedir. Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bu amaçla üç tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak, antidepresan ilaçlar, bilişsel davranışçı terapi uygulamaları, TMS (Transkranial Manyetik Stimülasyon) tedavide kullanılabilir. Ayrıca, Obsesif Kompulsif bozukluklar kaygı hastalığı olduğu için Davranışçı Tedavi olarak adlandırılan eğitimsel terapi yöntemleri fayda sağlayabilir. Hastanın kirli olduğunu düşündüğü nesne ile temas etmesi sağlanır. Obsesif Kompulsif bozukluklar inatçı hastalıklardır. Yenilemeler ve gerilemeler görülebilir. Terapi, ilaç tedavisi birlikte uygulandığında daha iyi sonuçlar verebilir. Ailenin davranış şekli bu konuda çok önemlidir. Aile takıntılarından dolayı kişiyi suçlamamalı, bunun bir hastalık olduğunun bilincine vararak, kişiyi en kısa zamanda tedavi ettirmelidir.

10 Sayfa 10 YAŞAM REHBERİM Kokunun Hayatımızdaki Psikolojik Etkisi Aktüel Psikoloji Prof. Dr. Ayten Altıntaş, yaptığı açıklamada, kokunun Türk tıp tarihinde psikolojik tedavide uygulandığını söyledi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, "koku"nun insan üzerine çok önemli etkileri bulunduğunu ifade ederek, "Stres verici meslek dallarında çalışanlar ve uyku problemi olanlar lavanta kokusu, çörek otu ve üzerlik tohumu kokusu kullanabilir. Aynı kokular, sürekli ağlayan bebeklerin rahatlamasına yardımcı olur" dedi. Prof. Dr. Ayten Altıntaş, yaptığı açıklamada, kokunun Türk tıp tarihinde psikolojik tedavide uygulandığını söyledi. Osmanlı tıp tarihinin yüzde 60 ının sağlıklı hayat hakkında olduğunu hatırlatan Altıntaş, o dönemde insanların öncelikle hastalıktan korunmayı hedeflediklerini, hasta olmaları halinde şifa aramayı ilke edindiklerini ifade etti. Altıntaş, Türk tıp tarihinde kokunun insan üzerine etkilerinin araştırıldığını, yıllar süren çalışmalar ve tecrübeler sonucu, bitkilerin ve bitki esanslarının birçok hastalığı önleyici ve şifa verici etkisi olduğunun anlaşıldığını kaydederek, şöyle devam etti: "Türk tıp tarihinde İbn-i Sina ve Biruni gibi ünlü tıp alimleri, birçok bitki ve kokusu gibi, gülün de birçok hastalığı önleyici ve giderici olduğunu söylemiş ve hastalar üzerinde uygulamışlardır. Bu alimler, gülü akıl hastalarının tedavisinde kullanmış ve hafızayı açtığını, belleği güçlendirdiğini görmüşlerdir. Nitekim, bir Alman araştırma grubu, denekleri gül kokulu bir odada uyuttuktan sonra zeka ve algılama seviyelerinin arttığını görmüş, daha sonra bir Türk araştırma grubu da gülle beslenen farelerin hafızalarının güçlendiğini ispatlamıştır." Osmanlı hekimlerinin, Mevlana nın "Koku, gönül gözünü açar" tavsiyesiyle insanların tabiatlarını çok iyi tanıyarak, buna göre kokular belirlediklerini anlatan Altıntaş, şöyle konuştu: "Stres verici meslek dallarında çalışanlar ve uyku problemi olanlar lavanta kokusu, çörek otu ve üzerlik tohumu kokusu kullanabilir.

11 Yıl, 1 - Sayı, 4 Sayfa 11 Kokunun Hayatımızdaki Psikolojik Etkisi Aktüel Psikoloji Aynı kokular, sürekli ağlayan bebeklerin rahatlamasına yardımcı olur. Bebeklerin çok sıcak ve nemli vücutları olduğu için serin ve ferahlatıcı kokulardan doğal menekşe kokusu, ergenlik dönemindeki gençlerin hormonları yoğun ve yüksek olduğundan, hırçınlaşmalarını engellemek için serinletici kokulardan gül, menekşe, limon, bergamut esanslı kokular tavsiye edilirken, yaşlıların vücutları kuru ve soğuk olduğundan ısıtıcı kokulardan biberiye ve tarçın kokuları kullanılması önerilir." Geçmişte örnekleri görülmesine rağmen günümüzde kokuların tıpta aroma terapi haricinde kullanılmadığını kaydeden Altıntaş, kokunun tedavideki öneminin, ilerleyen yıllarda artacağını vurguladı. İnsan bünyesinin doğal kokulara reaksiyon gösterdiğini, şimdiki kokuların sentetik olması sebebiyle beklenen tepkinin görülmeyeceğini hatırlatan Altıntaş, bugün doğal gülün bulunduğu ender yerler den biri olan Isparta da bile 3 ton gülden 1 kilogram saf gül esansı çıktığını bildirerek, genelde ihraç edilen bu esansın, altından daha değerli olduğunu ifade etti. Altıntaş, stres verici meslek dallarında çalışanlar ve uyku problemi olanların, lavanta kokusu, çörek otu ve üzerlik tohumunun faydalı olabileceğini, aynı kokuların sürekli ağlayan bebeklerin rahatlamasına da yardımcı olduğunu kaydetti. Altıntaş, kokunun tarih boyunca özellikle bayanlar tarafından önem taşıdığına değinerek, şunları söyledi: "Tarihte koku, insanları etkileme konusunda o kadar önemlidir ki 12. yüzyılda Mısır Kraliçesi olan Cleopatra, güzel bir kadın olmamasına rağmen Mısır rahiplerine hazırlattığı kokularla döneminde nam salmış, gülün de içinde bulunduğu esanslarla büyük bir etki meydana getirmiştir. Babil ve Çin de de kraliçeler çekici bulunmak için gül ve zambak kullanmışlardır."

12 POLİS AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ İnsanın en iyi sakladığı şey de, en son aradığı hazine de KENDİSİDİR Nietzsche YERİMİZ; Başkanlık Binası 1. Kat Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği TELEFONLARIMIZ; Basım Merkezi: Polis Akademisi Fakülte Ders Araçları ve Yayın Şube Müdürlüğü

NEREDEN ÇIKTI AİLE MAHKEMELERİNDEKİ BU UZMANLAR?

NEREDEN ÇIKTI AİLE MAHKEMELERİNDEKİ BU UZMANLAR? 414 NEREDEN ÇIKTI AİLE MAHKEMELERİNDEKİ BU UZMANLAR? Neşe DOĞAN YÜKSEL* 1 Zaman zaman avukatların da aklına bu soru gelmiştir sanırım. Önceden bu tür davalar ile karşılaştığınızda, taraflar, tarafların

Detaylı

Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.v. (Hg.) (Ruh Hastası Yakınları Derneği Federal Konfederasyonu)

Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.v. (Hg.) (Ruh Hastası Yakınları Derneği Federal Konfederasyonu) Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.v. (Hg.) (Ruh Hastası Yakınları Derneği Federal Konfederasyonu) Ailede ruh hastası. Ne yapmalı? Ailelerinde ruh hastası olanlar için ilk bilgiler. Sağlık

Detaylı

EDİRNE ŞEHİR MERKEZİNDE Kİ SON TRİMESTER GEBELERİN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ, YAŞAM KALİTELERİ, KAYGI DÜZEYLERİ

EDİRNE ŞEHİR MERKEZİNDE Kİ SON TRİMESTER GEBELERİN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ, YAŞAM KALİTELERİ, KAYGI DÜZEYLERİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç.Dr. E. Melih ŞAHİN EDİRNE ŞEHİR MERKEZİNDE Kİ SON TRİMESTER GEBELERİN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ, YAŞAM KALİTELERİ,

Detaylı

SINIF YÖNETİMİ. KPSS de çıkan sorular temele alınarak, konuların anlatımında ayrıntıya girilen yerler olduğu gibi, özet geçilen yerlerde olmuştur.

SINIF YÖNETİMİ. KPSS de çıkan sorular temele alınarak, konuların anlatımında ayrıntıya girilen yerler olduğu gibi, özet geçilen yerlerde olmuştur. [Bu dosyada yer alanlar 2014 KPSS Eğitim Bilimlerine yönelik bilgilerdir. Söz konusu bilgiler KMS-KPSS de çıkmış sorular dikkate alınarak hazırlanmıştır. KPSS de çıkan sorular temele alınarak, konuların

Detaylı

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARMER) KARİYER PLANLAMA VE GELİŞTİRME EL KİTABI

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARMER) KARİYER PLANLAMA VE GELİŞTİRME EL KİTABI TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARMER) KARİYER PLANLAMA VE GELİŞTİRME EL KİTABI Kariyeriniz yaşamınızdır ANKARA, 2011 KARİYER PLANLAMA VE GELİŞTİRME EL KİTABI

Detaylı

Depresyon hakkında önemli bilgiler

Depresyon hakkında önemli bilgiler Depresyon hakkında önemli bilgiler Sandoz GmbH tarafından hazırlanan bir bilgilendirme kitapçığıdır. 2 Künye İçerik 3 İçindekiler Yazılı anlatımda cinsiyetler: Daha kolay bir okunabilirlik sağlamak adına

Detaylı

www.e-kitap.us sunar. Tüm kitap severleri Saklı Kütüphane ye bekliyoruz. Kâhin & Orodruin

www.e-kitap.us sunar. Tüm kitap severleri Saklı Kütüphane ye bekliyoruz. Kâhin & Orodruin sunar. Tüm kitap severleri Saklı Kütüphane ye bekliyoruz. Kâhin & Orodruin Not: Saklı Kütüphanedeki e-kitaplar tanıtım amaçlıdır. Sevdiğiniz yazarların zarar görmesini istemiyorsanız lütfen kitapların

Detaylı

NHS Camden NHS Islington. Stres ve endişe. Kişisel gelişim kılavuzunuz. Stress and Worry Your Self Help Guide - Turkish

NHS Camden NHS Islington. Stres ve endişe. Kişisel gelişim kılavuzunuz. Stress and Worry Your Self Help Guide - Turkish NHS Camden NHS Islington Stres ve endişe Kişisel gelişim kılavuzunuz Stress and Worry Your Self Help Guide - Turkish İçindekiler 01 Başlangıç 02 Stres ve endişe nedir? 06 Stres ve endişe günlüğü 08 Stres

Detaylı

Çocuklarda Yas An ne Ba ba El Ki ta bı

Çocuklarda Yas An ne Ba ba El Ki ta bı Çocuklarda Yas An ne Ba ba El Ki ta bı Çocuklarda Yas An ne Ba ba El Ki ta bı 1. Yas nedir? Çocuklar da büyükler gibi çeşitli türden kayıplar yaşayabilirler. Anneleri, babaları, kardeşleri ölebilir ya

Detaylı

MAKALE-II VERİMLİ ÖRGÜT YÖNETİMİ İÇİN ZAMAN YÖNETİMİ. Doç. Dr. M. Akif ÖZER

MAKALE-II VERİMLİ ÖRGÜT YÖNETİMİ İÇİN ZAMAN YÖNETİMİ. Doç. Dr. M. Akif ÖZER -II Doç. Dr. M. Akif ÖZER Gazi Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü 1973 yılında Ankara-Ayaş ta doğdu. 1995 yılında Ankara Üniversitesi SBF Kamu Yönetimi Bölümünde lisans, 1999 yılında ise aynı üniversitenin

Detaylı

Farklı Kurumlarda Çalışan Psikolojik Danışmanların Yaşadıkları Etik İkilemler ile Bu İkilemler Karşısındaki Tutum ve Davranışları

Farklı Kurumlarda Çalışan Psikolojik Danışmanların Yaşadıkları Etik İkilemler ile Bu İkilemler Karşısındaki Tutum ve Davranışları Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Educational Sciences: Theory & Practice - 12(3) Yaz/Summer 1791-1812 2012 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. www.edam.com.tr/kuyeb

Detaylı

Montessori Yaklaşımına Genel Bir Bakış ve Eğitim Ortamının Düzenlenmesi

Montessori Yaklaşımına Genel Bir Bakış ve Eğitim Ortamının Düzenlenmesi Aralık, 2012, Cilt 1, Sayı, 2, s. 85-113 Journal of Policy Analysis in Education December, 2012, Volume 1, Issue 2, pp. 85-113 Montessori Yaklaşımına Genel Bir Bakış ve Eğitim Ortamının Düzenlenmesi A

Detaylı

SALTO-GENÇLİK DAHİL ETME KAYNAK MERKEZİ (THE SALTO-YOUTH INCLUSION RESOURCE CENTER) WWW.SALTO-YOUTH.NET/INCLUSION/

SALTO-GENÇLİK DAHİL ETME KAYNAK MERKEZİ (THE SALTO-YOUTH INCLUSION RESOURCE CENTER) WWW.SALTO-YOUTH.NET/INCLUSION/ ENGEL YOK SINIR YOK Bu kitapçık Avrupa Komisyonu veya SALTO Dahil Etme Kaynak Merkezi (SALTO Inclusion Resource Center) ya da işbirliği yapmakta olduğu diğer kuruluşların resmi görüşlerini yansıtıyor olarak

Detaylı

ÖZET RAPOR. Bu proje, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından UNICEF in teknik desteği ile yürütülmektedir.

ÖZET RAPOR. Bu proje, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından UNICEF in teknik desteği ile yürütülmektedir. ÖZET RAPOR Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmiştir. Bu proje, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından UNICEF in teknik desteği ile yürütülmektedir. ÖZET RAPOR Araştırmanın yürütücüleri:

Detaylı

Çocuğa Ulaşmada Doğru İletişim Yolları

Çocuğa Ulaşmada Doğru İletişim Yolları İTÜ GELİŞTİRME VAKFI ÖZEL Dr. NATUK BİRKAN İLKOKULU VE ORTAOKULU 2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇOCUK İLE 1. SINIF DOĞRU VELİ İLETİŞİMİN BÜLTENİ YOLLARI Çocuğa Ulaşmada Doğru İletişim Yolları Bu dünyada

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ. Lisansüstü Akademik Danışmanlık El Kitabı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ. Lisansüstü Akademik Danışmanlık El Kitabı HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ Lisansüstü Akademik Danışmanlık El Kitabı Ankara, 2012 ISBN 978-975-491-286-9 Prof. Dr. Figen Demirel, Prof. Dr. İlken Kocadereli ve Prof. Dr. Hakan S. Orer tarafından hazırlanmıştır.

Detaylı

Bir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Vardır

Bir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Vardır KKTC Başbakanı Central Hospital ı Ziyaret Etti KKTC Başbakanı İrsen Küçük ve Eşi Central Hospital ı ziyaret etti. Hastane yönetimiyle bir araya gelen Küçük ile hastane ve sağlık sektörü konularında bilgi

Detaylı

Sağlıkta Bir İlk, Sağlıkta Birlik İlk Adım Kurultayı

Sağlıkta Bir İlk, Sağlıkta Birlik İlk Adım Kurultayı Vazifeyi ihmale sürükleyen merhamet, vatana ihanet tir. Mustafa Kemal ATATÜRK Yıl: 1 Sayı: 3 ÜCRETSİZDİR DÜNYADA İLK SAĞLIK PERSONELİ DAVA DESTEK SİGORTASI BAŞLADI... SAYDES TARAFINDAN GELİŞTİRİLEN PROJE

Detaylı

ÇALIŞMA YAŞAMINDA STRES VE KAMU KESİMİNDE KADIN ÇALIŞANLAR. Erdem CAM ecam@politics.ankara.edu.tr. Özet

ÇALIŞMA YAŞAMINDA STRES VE KAMU KESİMİNDE KADIN ÇALIŞANLAR. Erdem CAM ecam@politics.ankara.edu.tr. Özet Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 2004 ÇALIŞMA YAŞAMINDA STRES VE KAMU KESİMİNDE KADIN ÇALIŞANLAR Erdem CAM ecam@politics.ankara.edu.tr Özet Bu çalışmada, bir devlet dairesindeki kadın

Detaylı

KENDİ İŞİNİ KURMA REHBERİ

KENDİ İŞİNİ KURMA REHBERİ KENDİ İŞİNİ KURMA REHBERİ Yayına Hazırlayanlar: Prof. Dr. Tunçdan BALTACIOĞLU Yrd. Doç.Dr. Öznur YURT Öğr. Gör. Taylan DEMĠRKAYA ÖNSÖZ Değerli Okuyucular, Üniversitemiz kısa sürede uluslararası bir üniversite

Detaylı

Bilge Çocuk. Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012

Bilge Çocuk. Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012 Bilge Çocuk Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012 Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Sevgili Çocuklar, Okumayı ve yeni bilgiler öğrenmeyi ne

Detaylı

İç Barışı için Adımlar

İç Barışı için Adımlar İç Barışı için Adımlar Bu söyleşi, huzuru arayan herkese Barış Hacısı tarafından sevgiyle adanmıştır. İç Barışı için Adımlar (KPFK Radyosunda için yapılan bbir konuşmasından, Los Angeles) Özet o Dört Hazırlık

Detaylı

Birleþmiþ Milletler Çocuk Haklarý Komitesi nin Çocuk Haklarýna dair Sözleþme ye iliþkin Genel Yorumlarý 2006 2008

Birleþmiþ Milletler Çocuk Haklarý Komitesi nin Çocuk Haklarýna dair Sözleþme ye iliþkin Genel Yorumlarý 2006 2008 Birleþmiþ Milletler Çocuk Haklarý Komitesi nin Çocuk Haklarýna dair Sözleþme ye iliþkin Genel Yorumlarý 2006 2008 ICC Çocuk Haklarý Serisi 4 International Children s center (ICC) Uluslararası Çocuk Merkezi

Detaylı

Otizmli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Otizm Tanılama Sürecinde ve Tanı Sonrasında Yaşadıkları Deneyimlerine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi

Otizmli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Otizm Tanılama Sürecinde ve Tanı Sonrasında Yaşadıkları Deneyimlerine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi Otizmli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Görüşlerinin İncelenmesi, 129 Ömür Gürel Selimoğlu 1 Selda Özdemir 2 Gökhan Töret 3 Ufuk Özkubat 4 Otizmli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Otizm Tanılama Sürecinde ve Tanı Sonrasında

Detaylı

Fatoş Yağcı nın MutfağIndan Lezzetler. Nardenk Masal mı? Sanki! Gerçek mi? Evet!

Fatoş Yağcı nın MutfağIndan Lezzetler. Nardenk Masal mı? Sanki! Gerçek mi? Evet! Diyabet Benden Korksun Diyorum Çünkü Diyabetimle Nasıl Baş Edeceğimi Biliyorum Bilgi Varsa Korku Yoktur! Bilginin Olmadıgı Yerde Korku İmparatordur. En Şeker Çizgi Filmle Diyabetli Çocuklara Eğitim! Benim

Detaylı

Sürücü ve Yaya Eğitimi Seminerleri Eğitici El Kitabı

Sürücü ve Yaya Eğitimi Seminerleri Eğitici El Kitabı Sürücü ve Yaya Eğitimi Seminerleri Eğitici El Kitabı T.C. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı T.C İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Trafik Hizmetleri Başkanlığı 2012 Her Hakkı

Detaylı

BİR DE BURADAN BAK. Cinsiyet Eşitsizliği Bir Kadın Sorunu Değil, Toplumun Sorunudur SERPİL SANCAR SELMA ACUNER İLKNUR ÜSTÜN AKSU BORA LARA ROMANİUC

BİR DE BURADAN BAK. Cinsiyet Eşitsizliği Bir Kadın Sorunu Değil, Toplumun Sorunudur SERPİL SANCAR SELMA ACUNER İLKNUR ÜSTÜN AKSU BORA LARA ROMANİUC BİR DE BURADAN BAK Cinsiyet Eşitsizliği Bir Kadın Sorunu Değil, Toplumun Sorunudur SERPİL SANCAR SELMA ACUNER İLKNUR ÜSTÜN AKSU BORA LARA ROMANİUC BİR DE BURADAN BAK Cinsiyet Eşitsizliği Bir Kadın Sorunu

Detaylı

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SADAKATİNİ ARTTIRMADA MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ YÖNETİMİNİN ETKİNLİĞİ: BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SADAKATİNİ ARTTIRMADA MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ YÖNETİMİNİN ETKİNLİĞİ: BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ T.C. KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SADAKATİNİ ARTTIRMADA MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİ YÖNETİMİNİN ETKİNLİĞİ: BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ Murat BURUCUOĞLU İşletme

Detaylı