Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu \ "^=J 3-6 Ocak 1996

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu \ "^=J 3-6 Ocak 1996"

Transkript

1 TRAKYA'NIN BUGÜNÜ ve GLtCGi için Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu \ "^=J 6 Ocak 1996 BİLDİRİLR KİTABI ûu kitapta \er alan her îürlü görüş, te/. al mü., labîo ve şdahtr, ; bildirinin \ azariarsna aittir. ; Ka\nak göstermek koşulumla bu kitaptan her turla alıntı \apıiabıhr i mmo yaym n»; 18 İSBN DSTKLYN KURULUŞLAR Çoriu Ticaret ve Sanayi Odası Deri Sanayicileri Derneği Trakya Sanayiciler Derneği TÜBİTAK MADDÎ KATKIDA BULUNAN KURULUŞLAR Unilever Sanayi ve Ticaret TÜRK AŞ Trakya Çimento Sanayi AŞ Düzenleyen tmmob makine mühendisleri odası edirııe şubesi

2 TRAKYA' DA ROZYON ti Hüseyin BİRİNCİ GİRİŞ Basınımızda hemen her yıl ilkbahar aylarında sel baskınlarına dair haberlere pek sık rastlanır. Heyelanlar, taşkınlar ile ilgili haberler okunur. Kuraklık ve susuzluk, bu haberleri takibeder. Kış aylarında da çığ olaylarından bahsedilir. Bu olaylar şüphesiz birdenbire ortaya çıkmaz. Bu olaylar, toprağa ve doğal bitki örtüsüne yapılan yanlış müdahaleler sonucu ortaya çıkan çevre bozulması olaylarıdır. Çevre bozulması, erozyon şeklinde devam ederek tıpkı bir kanser gibi toprak ve su kaynaklarımızı olumsuz yönde etkiler ve sel, çığ gibi tüm doğal dengeyi alt üst eden bir durumla karşılaşana kadar yıllar boyu sinsice yayılır durur. Memleketimizin Avnıpa kıtası üzerindeki parçasını teşkil eden ve bütün Türkiye yüzölçümünün % ' ünü oluşturan hektar genişliğindeki Trakya bölümünde de erozyon muhtelif şiddetlerde devam edegelmektedir. Trakya' daki tarım alanlarında Orman alanlarında ve mer' a alanlarında yanlış arazi kullanımı sonucu az veya çok şiddette devam eden toprak erozyonunu gözlemek mümkündür. II ROZYON İnsanın tarımla uğraşmaya başladığından beri toprak üzerinde olumlu yada olumsuz etkileri olmuştur. İnsanlar, günümüzde olduğu gibi sulama, gübreleme ve benzeri gibi toprakların verimliliğini arttırıcı uygulamalarla bazen toprağı iyileştirmiş, bazen de başta erozyon olayı olmak üzere genelde yanlış arazi kullanımları sonucu toprakların olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmuşlardır., Toprak erozyunu, toprağın taşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgar etkisi ile aşınması ve taşınması olayıdır. rozyon olayının temelinde insan unsuru ve onun tabiata karşı, özellikle ormanlara ve otlaklara karşı olumsuz davranışları yatmaktadır. III TÜRKİY D ROZYON Türkiye, Dünyada en fazla erozyona uğrayan Güney Güneydoğu Asya kuşağı içinde yer alan, yüksek, engebeli ve değişken bir topografyaya sahiptir. Nitekim ülkemiz arazisinin yaklaşık dörtte üçü olan 57.6 milyon hektarlık alanda su ve rüzgar erozyonu çeşitli derecelerdeki şiddetlerde tahribatını devam ettirmektedir. < Yurdumuzda 1 km. karelik alandan taşman malzeme miktan ortalama 600 ton dur. Bu rakam Kuzey Amerika'dan 6, Avrupa'dan 17, Afrika'dan kat daha fazladır. Ülkemizde nehirlerimiz vasıtasıyla taşınan toprak ve materyal miktan yılda 450 milyon tonun üzerindedir. Dünyadaki toplam toprak erozyununun 1/50 si ülkemizde meydana gelmektedir. 'Orman Yüksek Mühendisi, Çobançeşme Orman Fidanlık Müdürü, Havaalanı/İstanbul 71

3 IV TRAKYA'DA ROZYON rozyonun meydana gelmesinde ve az veya çok şiddette devam etmesinde bazı faktörler etkili olurlar. Bu faktörlerin bazılarının varlığı erozyonu kolaylaştırır. Bazıları ise erozyunu geciktirir. Bu faktörjeri Trakya' daki durumu gozönünde tutarak inceleyeceğiz. d YAMAÇ MYLİ : Yüksek meyilli yamaçlarda yüzeysel sular daha süratle akacağından ve suyun alt tabakalara sızması zorlaşacağından bu yamaçlar erozyona hassastır. Yamaç meylinin yüksek olması erozyonu kolaylaştıran bir faktördür. Trakya, esas itibariyle bir ova ve platolar bölgesidir. Ancak bölgenin Küfejytndçkuzeybatı ve güneydoğu istikametinde uzanan Istranca dağlık kütlesi, güneyde kuzeydoğu ve güneybatı istikametinde uzanan ve birbirine kabaca paralel iki sıra halinde uzanan Ganos ve Koru dağlan, keza az belirli olmakla beraber dağ karakteri gösteren Gelibolu yarımadasının varlığı yamaç meyli itibariyle Trakya bölgesini bu sahalarda erozyona karşı hassas duruma getirmektedir. 1 TRAKYA' DA ROZYONU TKİLYN FAKTÖRLR a YAĞMURUN ŞİDDTİ : Yüksek frekanslarda yağan sağnak yağmur damlaları toprak zerreciklerini yerinden kopararak harekete geçirir. Yüzeyden akan'suyun enerjisi, yer çekimi ivmesinin etkisi ile gittikçe çoğalarak bu suyun aşındırma gücü de artar. Trakya'da 4 saat zarfında 5 mm.nin üzerinde düşen yağışlar sağnak karekterindedir. Trakya'da 4 saatte düşen yağmurların az şiddetlisinden çok şiddetlisine kadar normal yağışlara nisbeti düşüktür. 4 saate isabet eden yağışların dirne' de % 80' i, Lüleburgaz da % 76' sı, Tekirdağ "da % 79" u. Florya' da % 74' ü ve Gelibolu' da % 67' si 5 mm.nin altında olup sağnak karakterinde değildir. Sağnak yağışlar bölgede en fazla Gelibolu' da meydana gelir. Trakya' da toplam yağışlara oranla ortalama olarak % 5 nisbetinde meydana gelen sağnak yağışların büyük bir kısmı da az şiddetli sağnaklar halindedir. (550 mm.) şiddetli sağnakların ( mm) nisbeti ancak % 17 dir. Çok şiddetli sağnaklar (100 mm den fazla) ise bölgede pek nadir meydana gelir. Ülkemiz genelinde erozyonu etkileyen faktörler arasında önemli bir rol oynayan yağmunııı şiddeti Trakya bölgesinde önemli bir erozyon faktörü değildir. b TOPRAĞIN DİRNCİ : Kum ve Toz nisbeti yüksek topraklar, yapıştırıcı kil elemanlarınca zengin topraklara oranla daha çabuk erozyona uğrarlar. Trakya topraklan tekstür ve bağlayıcı madde itibariyle yeknesaklık göstermez. Trakya' nın orta kesiminde yer alan Çalalcadirnc haltı boyunca ve rgene Suyunun kuzeyi ve güneyindeki alçak meyilli yamaçlar kil nisbeti yüksek ağır topraklardan oluşur. Yağmur damlalarına direnci yüksektir. Bu bölümün kuzeyinde yer alan alanlar ince kumlu kil taşlan, kumlu kaya yatakları ve dağılabilir marndan oluşur. Bu topraklarda direnç zayıftır. Yine bu bölümün güneyinde yer alan sahalar kum ve marn topraklarından oluşur ki bu topraklarda da direnç zayıftır. Trakya' nın kuzey ve güney bölümlerinde erozyonu etkileyen faktörlerden toprak direnci önem arzeder. c YAMAÇ UZUNLUĞU : Uzun yamaçlar, yüzeysel akışa geçen su miktarı daha fazla olacağından erozyona karşı daha hassastır. 7

4 e ARAZİ KULLANMA ŞKLİ : Tabii vegetasyonun tahribi; meyile paralel sürüm; mısır, pamuk gibi sıra bitkilerinin ekimi erozyonu çoğaltacak yönde etki yapan önemli faktörlerdendir. Kontrollü otlatma, kontrollü tarım (gübreleme, yeşil gübreleme, anız yakmama v.b.) tesviye eğrilerine paralel sürüm, kültürlerde münavebe, teras teşkili sağlandığı takdirde, arazi kullanma şekli, erozyonu etkileyen önemli bir faktör olmaktan çıkar. Trakya' da erozyon faktörü olma yönünden arazi kullanma şeklinin bütünüyle uygun olduğunu söylemek zordur. Özellikle meyile paralel sürüm, erozyon yönünden ciddi bir tehlike olmasına rağmen vazgeçilmeyen Jbir alışkanlık halinde devam etmektedir. Başıboş meracılığın yaygın olduğu yerlerde kontrollü otlatmadan bahsedilemez. sasen meracılık bütünüyle rotasyon düzeninden uzaktır. Ve mer'a olarak kullanılan alanlar erozyona maruzdur. Doğal bitki örtüsü ziyadesiyle tahrib edilmiştir. Teraslama alışkanlığı yoktur. Bütün yasal tedbirlere rağmen anız yakma alışkanlığı devanı etmektedir. f BİTKİ ÖRTÜSÜ : Nasıl ki toprağın oluşması, olgunlaşması ve bir canlılık kazanması, üzerinde bitki örtüsünün tutunmaya başlamasına bağlı ise, erozyon olayında da ilk toprak hareketi bitki örtüsünün şu veya bu ölçüde gitmesi ile başlamaktadır. Şu halde bitki örtüsünü erozyonu etkileyen faktörler arasında bir "anahtar faktör" olarak kabul etmek lazımdır. Bitki örtüsünün erozyonu etkileyen faktör olarak başlıca rolü toprağı örterek yağmurun çıplak toprak üzerindeki darbe tesirini önlemesi, yağmur darbelerinin toprağı parçalayarak onların kil. kum ve toz fraksiyonlarına ayrılıp yüzeysel akışla kolayca taşınır hale gelmesini önlemesi, topraktaki gözeneklerin tıkanarak geçirim kapasitesinin düşmesine ve yağışların süratle yüzeysel akışa geçmesine engel olmasıdır. Diğer bütün faktörler erozyon için uygun olsa bile bitki örtüsünün varlığı bu faktörlerin olumsuz etkilerini bastırabilmekte, kontrol altında tutabilmektedir. Bu nedenle bitki örtüsüne yapılacak dikkatsiz bir müdahale diğer faktörlerin olumsuz yönlerini ortaya çıkartıp onları canlandıracaktır. Bitki örtüsü yönünden zengin olan Karadeniz Bölgemizde sık sık sel ve heyelan hadisesi görülmesinin ana sebebi budur hektar yüzölçümü olan Trakya' ııın orman varlığı hektardır. Bir diğer deyişle Trakya" nın % 0' u orman örtüsü ile kaplıdır.trakya' daki orman varlığının hektarı Orman Bakanlığı'nca Ağaçlandırılmak suretiyle meydana getirilmiştir. Trakya' da iklim toprak ve relief şartlan bakımandan birbirinden farklı üniteler ayırdetmek mümkündür. Farklı coğrafi şartlar arzedcıı bu üniteler, Trakya' nın bitki örtüsü üzerinde de farklılaşma yaratır. Bu itibarla, iklim, toprak ve relief şartlarını dikkate alarak bitki örtüsünü; Nemli ormanlar sahası Kuru ormanlar sahası Antropojen step sahası Maki ve Psödomaki sahası olmak üzere dört gruba ayırmak mümkündür. 7

5 NMLİ ORMANLAR : Nemli ormanlar Trakya' mn kuzeyindeki Istrancalar ile güneyindeki Ganos dağlık kütleleri üzerinde yer alır. Bu ormanlar Istrancaların kuzey yüzünde zirveden kıyıya kadar; güney yüzünde ise zirveden rakımına kadar iner. Bu ormanlar, hakim ağaç türü Fogus orientalis (kayın) in yanısıra akçaağaç, kızılağaç, gürgen, çoruh meşesi, ıstranca meşesi ve orman gülü gibi türlerden oluşur. Trakya' nuı güneyinde, Ganos Dağları üzerindeki nemli ormanlar kuzeyde zirveden mt.yc kadar iner, güneyde zirveye sokulan akarsuların kabul havzalarına kadar iner. Bu ormanlarda hakim ağaç türü sapsız meşedir. Orman gülü bulunmaz. KURU ORMANLAR : Kuru Ormanlar Istranca Dağlarının güney yüzlerinde ve güney eteklerindeki platolarda. 00 ile 600 metreler arasında. Ganos Dağlarının güney yüzlerinde nemli ormanların dışındaki sahalarda ve bu dağların kuzey eteklerindeki platolarda, bütün Koru dağlan ile onun kuzeyindeki platolarda ve Gelibolu yarımadası üzerindeki tepelik kısımlarda yaygındır. Istrancaların güney yüzündeki kuru ormanları teşkil eden meşeler seyrektir ve orman altından mahrumdur. Ancak türce zengindir (sapsız meşe. saplı meşe, macar meşesi, tüylü meşe). Istrancanın güney değindeki kuru ormanların güney hududu, Antropojen stebin başladığı yerde son bulur. Ganos Dağlarının güney eteklerindeki kuru ormanlar nemli ormanların bittiği yerden 00 mt.ye kadar iner 00 mt.nin altında maki sahasına geçilir. Bu kesimdeki kuru ormanların esasını tüylü meşeler leşkjl eder. Bu ormanlar seyrek, orman altından yoksun ve en çok 810 metre boylanabildi ağaçlardan oluşur. Ganos Dağlarının kuzey eteklerindeki kuru ormanlar genel yükseklikleri 0000 mt. olan platoları kaplar. Çok tahribedilmiş olmakla beraber İnccik ve Banarlı' ya kadar parçalar halinde devam eden bu ormanların hakim unsuru tüylü meşedir. Kuru ormanlar Koru Dağlan üzerinde büyük bir yayılışa sahiptir. Bu dağların güney yüzünde 00 metreye, kuzey yüzünde 50 metreye kadar inerler. Bu ormanların hakim türleri kızılcam, tüylü meşe, macar meşesi ve palamut meşesidir. Trakya' da kuru ormanların görüldüğü diğer bir saha Gelibolu yanmadasıdır. Burada kuru ormanlar kızılcam ile temsil edilir. ANTROPOJN STP : Bu alanlar esas itibariyle rgene Havzasına takabül eder. Ormanın tamamen insan etkisi ile ortadan kaldırılması sonucu meydana gelmiştir. Antropojen step sahasını kuzeyden ıstrancaların güney eteğindeki kum ormanlar; güneyden ise Ganos ve Koru dağlarının kuzey eteklerindeki platolarda yer alan kuru ormanlar sınırlar. Antropojen step sahası, Çekmeceler civarını da içine alacak şekilde İstanbul' un batısından başlar ve Çorlu, Çerkezköy, Saray, Pınarhisar, Kırklareli, Lalapaşa, dirne, Pehlivanköy, Hayrabolu ve Muratlı arasında yer alan rgene Havzasını tamamen kaplar. Bu geniş sahanın büyük bir kısmı bu gün ağaçsızdır. Bu görüntü doğal step izlenimini vermekte ise de rgene Havzası, klimatik bakımdan doğal step sahasının dışında kaldığı kadar, köy koruları ve mezarlıklardaki orman parçaları havzanın geçmişte ormanlara sahip olduğunu göstermektedir. MAKİ V PSÖDOMAKİ : Trakya' da esas itibariyle kıyı bölgelerinde yayılış gösterir. Maki daha ziyade Ganos ve Koru dağlarının güney yüzlerinde 00 mt. ile kıyı arasında, Koru dağlarının batısındaki plato yüzeyleri ile Saros Körfezi kıyılan arasında ve bilhassa Gelibolu Yarımadası üzerinde yaygındır. Gelibolu yarımadası üzerinde kızılcam ve meşe ormanlarının tahribedüdiği her yerde yoğun bir maki örtüsü görülür. Maki bu sahada hemen hemen bütün elemanları ile mevcuttur. 74

6 Maki, Tekirdağ' dan itibaren İstanbul' a doğru karakter değiştirir ve maki elemanları sayıca gittikçe azalır. Buna karşılık maki elemanları arasına yapraklarını döken cinsler karışır ve bu suretle Psödomakiye dönüşür. İstanbul' dan İğneada' ya kadar olan kıyı bölgesinde makinin yerini psödomaki alır. Trakya' daki doğal bitki örtüsü hakkında yapılan bu açıklamalar, bitki örtüsünün erozyonu etkileyen faktörler arasında çok önemli bir yer tutmasından ileri gelmektedir. Trakya' daki doğal bitki formasyonları arasında nemli ormanlar diğer faktörler olumsuz olsa bile erozyonu önleyecek niteliktedir. Bitki örtüsünün bu gücü kuru ormanlarda biraz azalır. Antropojen steplerde topraklar, kendilerini koruyacak bitki örtüsünden mahrumdur. Maki ve Psödomaki formasyonu topografya ve Jeolojik yapının uygun olması halinde erozyona engel olabilen toprak muhafaza karakterli bitki topluluklarıdır. TRAKYA' DA ROZYON'UN SBPLRİ rozyonu meydana getiren sebepler iki ana grupta toplanır. Bunlar doğal sebepler ve insandır. a DOĞAL SBPLR : rozyonu meydana getiren başlıca doğal sebepler; topoğrafık yapı. jeolojik yapı ve iklimdir. TOPOĞRAFİK YAPI: Topoğrafık yapı erozyonu etkileyen bir faktör olmasının yanışını yüksek bir meyilc sahip olduğunda, uzun bir yamaca sahip olduğunda aynı zamanda bir erozyon sebebidir. Trakya bölgenin topoğrafık özellikleri, erozyona sebebiyet verme yönünden yurdumuzun diğer bölgelerine oranla daha mülayim ve erozyona daha elverişsizdir. JOLOJİK YAPI : Jeolojik yapı ve buna bağlı olarak toprağın erozyona karşı hassasiyeti, bir erozyon sebebi olabilmektedir. Jeolojik yapıyı oluşturan materyalin pekişme durumu zayıf, taneli tortul ve volkanik anakayadan meydana gelmesi halinde jeolojik yapı bir erozyon sebebi haline gelmektedir. Trakya' nın şist, grays ve kristalizc kalkerlerden oluşan kuzey kısmı; İliş. kalker, kumtaşı ve volkaniklerden oluşan güney ve batı kısmı; kalker, marn, kumtaşı ve konglomeradan oluşan orta kısmına nazaran jeolojik temel yönünden erozyona karşı daha hassastır ve bu Jeolojik temel erozyon sebebi olabilmektedir. İKLİM : Sağnak yağmur ve şiddetli rüzgar gibi iklim özellikleri, erozyon yönünden önemlidir. 4 saatte 5 mm den fazla düşen yağmurlar ve saniyede 6 mt. den süratli esen rüzgar erozyona sebeb olmaktad ı r. Trakya' ya yağan yağmurların ancak ortalama % 5'i sağnak karakterlidir. Trakya' da rüzgarların büyük bir kısmı kuzeyden gelir. Bu rüzgarlar Karadenizi geçtiklerinde nemle yüklüdürler. Bu nemi dağların kuzey yamaçlarında yükselirken bırakırlar. Dağların güneyine nemi bırakmış olarak geçerler. Bu rüzgarlar havzaya daha da ısınmış olarak geleceklerinden buharlanmayı arttırıcı bir faktördürler. Ancak bu rüzgarlar bölgenin hiçbir yerinde büyük bir sürate erişmediğinden kurutucu etkisi nisbeten azdır ve toprak zerreciklerini taşıyabilme gücü yoktur. Trakya da rüzgarların % 85' nin hızı, 6 m/sn. den azdır. Bu tesbitlere göre iklim özellikleri, Trakya için bir erozyon sebebi sayılamaz. b İNSAN : İnsan faktörü ise, arazi kullanımındaki ve doğal bitki örtüsüne müdaheledeki dikkatsiz tutumu ile erozyonun meydana gelmesinde, hızlanmasında ve şiddetlenmesinde tek başına en önemli faktördür. İnsanlar; yanlış arazi kullanımı ile, aşın hayvan otlatması ile bitki örtüsünün tahribi ile erozyona sebebebiyet verirler. 75

7 YANLIŞ ARAZİ KULLANIMI : Yurdumuz arazilerinden, bu arazilerin hangi amaç için kullanılmasının uygun olacağına bakılmaksızın, gelişigüzel ve bugünkü ihtiyaçları gidermek için faydalanılmaktadır. Türkiye ormanları, meraları, su kaynakları, diğer doğal bitki örtüleri, tarım alanları yönünden çok zengin bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin kır insanına sağladığı geniş olanaklar, planlı bir biçimde derlenmemiş olduğu için, uğraşı bir didişme şeklinde sürüp gitmektedir. İnsanımız doğaya ve doğal kaynaklara zarar vermiş, araziyi bu arazinin kabiliyet ve verini derecesine, sınıfına uygun kullanmamış, yanlış kullanarak onu talıribetmiş olmasına rağmen karşılık olarak ekonomik gelişmesini yine de sağlayamamıştır. Bu şekilde yanlış arazi kullanımının birikip, birleşip ortaya çıkardığı değişmez bir sonuç vardır. O da toprak erozyonudur. Bugün ülkemizde tarıma mgun olamayan ve arazi kabiliyet sınıfları yönünden orman veya otlak olması ve böylece devamlı bir şekilde bitki örtüsü ile kaplı olması gereken 6.1 milyon hektar genişliğinde ve çoğu meyilli yerlerde bulunan arazi, usulsüz bir şekilde işlemeli tarım altındadır. AŞIRI HAYA 1 'AN OTLATMALARI : Meralarımız; verim güçlerinin çok üzerinde aşırı ve düzensiz bir şekilde otlatmada kullanılmaktadır. Bu şekilde meralar yoğun hayvan baskısı altında ezilmekte ve verimsizleşmektedir. Meralarda ot örtüsü zayıflayıp toprak ta sıkışınca erozyon başlamaktadır. lîitki ÖRTÜSÜNÜN TAHRİBİ : Ormanların tarla açma ve usulsüz kesimler sonucu. yangınlar sonucu lahribcdilmcsi, meraların tarla açma maksadiyle sürülmesi toprak bitki ve su düzeninin bozulmasına sebeb olmaktadır. Bu da verimsizliğe, erozyon, sel ve taşkınlara sebep olmaktadır. Ayrıca ormanlarda hayvan otlatılması da ormanlara zarar vermekte onların azalmasına sebebiyet vermekte ve kendilerini yenilemelerini engelllcmektcdir. Trakya' da iskan 60 asır gerilere gitmektedir. Bu saha. uzun asırlar boyu kuzeygüney ve doğubatı yönünde göçlere sahne olmuştur. Bu bölgede ağacın yegane yakacak, gemi ve mesken yapım maddesi olması Trakya da bitki örtüsünün tahribatını kolaylaştırmıştır. Balkanlarda maden kömürü yatakları yoktur. İnsanlar asırlarca yakacak olarak ağaç kullanmışlardır. Ortaçağda Venedik. Ccnova. Bizans ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğu bimik deniz gücüne sahipti. Gemi yapımında kullanılan kerestenin Balkan silsilesinden: Istranca ve Deliorman'dan temin edilip Varna. İstanbul ve İzmir' deki tersanelere sevkedildiği bilinmektedir. Balkanların madence zengin oluşu bunların işlenmesi için ağaç kesimine sebeb olmuştur. Trakya' da Ormanların tahribinde ilk çağdanberi meydana gelen harpler, yangınlar ve hayvan otlatmacılığı da geniş suretle etkili olmuştur li yıllardan sonra traktörün arazi işlemesinde kullanılmaya başlanması, nüfusun hızlı bir şekilde artması mera alanlarının da tarıma açılmasını hızlandırmıştır. Trakya' daki bitki topluluklarının bugünkü sınırları doğal olmaktan uzaktır. Altı bin yıldan beri meskûn olan Trakya' da insan bitki örtüsüne geniş ölçüde müdahele ederek sınırlarını ve çehresini değiştirmiştir. Havzadaki ormanları tahribederek sahanın antropojen step karakterini kazanmasına, kıyılarda ormanı ortadan kaldırarak maki ve psödomakinin yerleşmesine ve sahasını genişletmesine sebep olmuştur. 76

8 Trakya' da erozyon, özellikle doğal faktörlerin elverişli olması nedeniyle ülkemizin' pek çok yerinde olduğu kadar şiddetli ve ilerlemiş değildir. Ancak özellikle Avrupa ülkelerinden çok daha fazladır. Trakya' da 1 doğal kaynakların başlıcası olan ormanlar alan olarak tabii sınırlarını kaybetmiş, senet olarak ta azalmıştır. Su kaynakları tehlikededir. Topraklar çeşitli şiddette erozyona maruzdur. Biyolojik çeşitlilik azalmaktadır. Meralar düzensiz otlatılmaktadır. İşlemeli tarımda hatalar yapılmaktadır. Bütün bunlar devam ettikçe mevcut erozyonun daha da şiddetlenmesi kaçınılmazdır. Bölgede ormanların korunması ve işletilmesi hizmetleri Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü' nün mahalli birimleri tarafından sürdürülmektedir. Orman Ağaçlandırma ve Fidan üretim hizmetleri de Orman Bakanlığı, Ağaçlandırma ve rozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü' nün bölgedeki taşra birimleri tarafından sürdürülmektedir. 6 Temmuz 1995 günü yürürlüğe giren 41 sayılı Milli Ağaçlandırma ve rozyon Kontrolü seferberlik kanunu ile kamu kuruluşlarının ve vatandaşların katılımlarının sağlanması sonucu bölgede Ağaçlandırma hizmetlerinin daha da süratlenmesi hedeflenmektedir. KAYNAKÇA Prof. Dr. İbrahim AT ALAY Hüseyin BİRİNCİ Prof.Dr. Yusuf DÖNMZ Turhan GÜNAY H. K ARAŞ AHİN, H. BİRİNCİ. G.GÖNÜL. S. CRİT Harvcy OAKS Prof. Dr. Necdet TLTNÇDİLK Türkiye Jeomorfolojisine Giriş Doğal Kaynakların Geliştirilmesi ve Kullanımının Sosyal konomik ve Fiziksel Yönden Planlanması Trakya' nın Bitki Coğrafyası Orman Ormansızlaşma Toprak ve rozyon Türkiye'de rozyon sorunu. Genel rozyonla Mücadele Faaliyetleri içinde Orman Bakanlığı' nın Yeri. Yeni Politikaların Tcsbiti Türkiye Topraklan Türkiye' nin Kır Potansiyeli ve Sorunları 77

9 TÜRKİYNİN TOPRAK ROZYONU İL MARUZ KALDIĞI THLİK Gülay YAŞIN 1 Türkiye'nin erozyonla manız kaldığı tehlikeyi ve hızlı bir çölleşme süreci içinde olduğu gerçeğini toplum bilincine yansıtmak ve bu konuda kamuoyu oluşturmak üzere kurulmuş olan TMA Vakfi'nın bir toplantısında Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirci, "rozyonla Mücadele konusu Türkiye için hayati bir konudur, bir milli mücadeledir. Bir ülke topraklarını kaybederse aç kalır, çıplak kalır. Yani aç ve çıplak kalmamanın yolu topraklarına sahip çıkmaktır" diyerek toplantıya katılan konuklara ve gazetecilere konunun önemini vurgulamaya çalışmıştır. Ülkemizdeki erozyon teehlikesini yakından tanıyan ilgililerin toprak erozyonuna bakış açıları işte böyle ürkütücü ve kesindir. Peki erozyon ülkemizi nasıl içten kemirmektedir? Toprak aşımını (erozyon), toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün insanlar tarafından yokcdilmcsi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgârın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır. Bu tanımlamadan, da anlaşılacağı üzere erozyon olayının temelinde, insan unsuru ve onun doğaya karşı (özellikle orman ve otlaklara karşı) olan olumsuz davranışları yatmaktadır. Ülkemiz ne yazık ki doğa'nın ve toprakların hastalanması anlamına gelen erozyon konusunda oldukça şanssız bir konumdadır ve dünyada önde gelmektedir. Bunun nedeni topraklarımızın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün insanlar tarafından yok edilmesi, topraklarımızın bilinçsizce kullanılmasıdır. Burada rahatlıkla diyebiliriz ki; insanlarımızın doğaya yaptığı olumsuz etkiler diğer etkenlerin yanında erozyon olayının temelinde yatmaktadır. rozyon yönünden ülkemiz canlı bir "müze" ve bir "albüm" görünümündedir. Ülke topraklarımız maruz kaldığı erozyon konusunda birbirine yakın ama farklı veriler mevcuttur. İlk kez 19 yılında düzenlenen Ormancılık Şurası'nda, Ağaçlandırma ve rozyon Kontrolü Komisyon Raporu'nda şöyle denilmiştir. "Ülkemiz topraklarımızın /4'ü erozyona maruz olup büyük bir bölümünde topraklar lanıamcn taşınmış, hatta ana materyal (Ana kaya) yüzeye çıkmıştır. Akarsularla taşınan toprak ve ana materyal miktarı yılda 500 milyon ton'u bulmaktadır. Orman bakanlığı ağaçlandırma ve erozyon kontrolü genel müdürlüğü yayınladığı bir broşüründe ise, "Nitekim bugüne kadar süregelen yanlış arazi kullanımı, aşırı ve bilinçsiz hayvan otlatması ve ormanların insafsızca tahrip edilmesi sonucu binlerce yıldır çeşitli uygarlıkları barındırmış olan Anadolu'muzun % 7'leri aşan bir kısmı erozyon etkisi altındadır. Birim alandan taşınan toprak miktarımız ise Afrika'dan kat, Avrupa'dan 17 kat, Kuzey Amerika'dan 8 kat fazladır" denmiştir. Her yıl akarsularla denizlere en az 500 milyon ton verimli ülke toprağı sürüklenerek gitmektedir. Giden bu toprak Kıbrıs adasının yüzeyini 10 cm kaplayacak kalınlıkta bir miktar anlamına gelmektedir. Aynca ölçümlerde yer almayan kum ve çakıl gibi ağır malzemeler de dikkate alındığında, yerinden oynayan ve.aşınan toprak malzemesinin 500 milyon tonun üzerinde olduğu ve milyon tonlara kadar çıktığı hesap edilmektedir. Oysa erozyonla kaybedilen 1 cm. kalınlığındaki toprak tabakasının v 1 TMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı 78

10 v;:!!'>,n Lazare'mass için.en ı\i şarîjarda 00S00 J.JI geçmesi geielrnektedu Bu va r. :'.5Î \CIÜÎ gr/sî #;,:k cır ufcîds amada farîjı kıî^terda mevdana &eîsn trorvcn oranlan dikkâte alındı^nda Türkiye'nin gerçekten tcpisl a^nîrrc (oîc/.yrr!) konusunda on aralarda olduyunu göstermektedir Tu:ki\fdf.n her y<î hemen hemen Avrupa \s V.ı^li'dys kitakn tcpkmma \eva sadece \fnka latası tcpkınn^a eşıî mıktaîds îcprak dsniilerc taşî^m.;hid;:r Başım erozyon ile Laybetö^mn' îcprikkr Yurkı\e\ı akın bir gelecekte role dönüştürecek beviıîîadsr 19 Rio Durî'vu Çevrs Zîj*ei'nde a{.iklâni \erjiere göre mecuî erc^. onl^kia hızs de. U:I tâane ^Ciö yılında, Türîa^e topraklarının 8^'s f.c! olacaktır. I.rc.:'vsnufi nedenlerma savacak cîursak. bunlar \anh^ aiazı 'ojüsairn!?.>::; havan ctlâ*nıau b.'iı crfc^iınjn îahnbi. ir^î vap?y, jecîcjîk vspı. ikhm, bilin.çcvhk. dai:;?hk \a asal scrurisuüîuîûaî.'f'jînds iiiûzmhûn Ov u.';r^na *, sıüen tavî^isr '.e Türkiye'de erenon oiç;.înır. bu safhîta r;û'.; :::'! ': eîksnîi: b:^ l \î\ \Îi: Başkanı, Birleşmiş Milletler Ç/evre adulu '^afc: Havreîtm K\R\C \:.: ;..: ss^lennin at Ladi" hiîdı olduğunu cır ke> daha Lanstlamaktâdır "Bl'Gf^: K4DAR VATANDAŞ GÇİM İÇİN, HLMMFTIÎR SJÇÎM İ Tl RM\""'>İN DOĞASIM V ORMANLARIM TAHRİB TMİŞlFRDİR" Toprak erozyonunun ülkemize serdiği zararlar Bulun hu 'joaiifiardan anîaşiîacagı gîbî rro^c:ıı:n Sil'.?l^zz::.:< :r.v ". ı,,d.., :..;:.B': ;..' " inik:: 'ı. s aralîınniiiîsnn v TMA \akfi > eî!ui:!i.:ı vrd!.'y bıif,:;^:.,,:. i :.:; ii C. ;.'. i.?t";: :.: Pra^vORi'n ısbep olduğu en bu>uk irai ai ck^i:. :'.::: bini'..:, :." :.;,' 'J:\..::.. ;::. eîdea çîkmasîdîr TC Hukurastî okrak tanmsal ^enms aritımiai :ç:n " ' ' ::?:, ı? ' ~ '.,' '. '. ;':.., vihnda4^ înlvonljrahksuni gubre\ı topraka ZI?MC. : ; rk; : ',v; ".. k ' de?erds cr&s teprakîa meıcut değal gübre kebede.! î:a:.,7....:i.::::;; r.ı :!t,._.:,,c:.. Meraların ka>bî, hayvancılıkla teinıp. edilecek bayuk vj'jhiı~z \a p.,û:.dtr. ^:h.v..::,:\u 198?.19 >ıl!an arasında havvansal umnk;di ûhi^^r:::/ ' > 1,:^ e:.rais;kî:»fck;::... artmıştır îken dolarak ba:z;lanmiz: ekcrxmk eminle:.;"^ kîîiival. c::r d.'.î. C:Û.:''C:: I.:%. kavkijjanna sebep GİsîitadHi Bu.nun _c^u'enda d.i oan \e ~.J. k_, :;"kn c:::.;i*:.d:: lanm alanları,s ^erakns \GnîiîS:zle:n::!. fc^uk :c;.vc:,;..;.:'x::ı r :k.:ik.'..?,vit:n gocun baş'sca ^ebob:d;r îf.cfutk dengelerin v e ıklımîn bcrulma^i ">e dcgîî \Zıhilz:iVd k^r:,';^cd: e±'.5:^i7

11 Toprak erozyonu ve beraberindeki çölleşmenin sosyoekonomik sonuçları Bugün ülkemizde yaşanan yaygın erozyon ve çölleşme ile yine ülkemizin bir gerçeği olan aşın nüfus artışı ve kırsal kesimlerden göç ve çarpık kentleşme sonucu gecekondulaşmalar arasında sıkı bir ilişki olduğu açıktır. Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri, meraların yok olması ve hayvancılığın gerilemesi sonucunda kaybedilen iş imkanları ve gelir çok büyük boyutlarda olup, kırsal fakirliğin pekişmesine neden olmaktadır. rozyonla tanm alanlan ve meralar venmsizleşen, doğup büyüdüğü, camiiokulutelefonu olan yerini terkedip, karnını doyurabilmek umuduyla akın akın büyük kentlere göç eden vatandaşlar, aslında yoksulluğa ve sefalete göç etmektedirler ve bugün ülkemizde köylerden şehre göç edenlerin sayısının yılda 1 00 OOO'dir. Tarım ve hayvancılı 1 :\,'ıiikamız yeniden gözden geçirilip gerekli önlemler alınmadığı erozyonla ıi'fnaılclvi'.lt etkin politikaîn. /ilenmediği sürece çok yakın bir gelecekte göçe maruz kentlerimizde zaten yaşanmakta olan büyük boyutlu sosyal sorunların patlamasına zemin hazırlanmaktadır TMA Vakfı başkanı Hayrettin Karaca, "ROZYONLA KAYBTTİĞİMİZ SADC TOPRAK, SU V BİTKİ ÖRTÜSÜ DĞİL, GLCĞİMİZ, İŞİMİZ, AŞIMIZ, V DÜNYA MİRASININ BİR PARÇ ASIDIR" diyerek tüm bu sorunları en doğru biçimde özetlemiştir. '.0

12 TRAKYA'DA SULAK ALANLAR Besim ÖZYURT Tekirdağ, Kırklareli ve dirne İllerini kapsayan 1.89 Ha genel sahaya sahip TRAKYA diye anılan bu yörede sulak alanlar önemli bir yer tutmaktadır. Çevre koruma politikasında başta insan ve insanın varlığı olmak üzere her türlü canlının "Koruma Kullanma esasları çerçevesi içinde geliştirilerek konftnak, kullanarak korumak gibi hedeflere ulaşacak tarzda geleceğin, hayatiyetin devam ettirilmesi benimsenmiştir. Sulak alanların korunması konusunda, 199 yılında TBMM' nin de karan ile ülkemizdeki bazı sulak alanlar Ramsar sözleşmesi (Özellikle Sukuşlan yaşama ortamı olarak Uluslararası öneme sahip sulak alanlar hakkında sözleşme) kapsamına alınmıştır Bu sözleşme ile, uluslararsı seviyede koordinasyonla, sulak alanların uygulanabilir bir çevre yönetimi ile sürdürülebilir kalkınmaya uygun tarzda korunması amaçlanmaktadır. Sulak alan, doğal yada yapay sürekli veya mevsimsel tatlı acı yada tuzlu, durgun ya da akan su kütlelerini, bataklıkları, turbalıkları ve gelgitin çekilmiş anında derinliği 6 mt yi aşmayan deniz sularını tanımlar Trakyadaki sulak alanlar, nehir deltaları kıyı lagünleri, göller, dere havzaları ve sazlıkları kapsamaktadır. Sulak alanların işlevlerini özetlersek; 1 Yeraltı suyu depolama reğli sazlığı Yeraltı suyu boşaltımı Beyşehir gölü Taşkın kontrolü ve suyun yaydınlması Hatanuş sazlığı 4 Kıyı tahkimat ve erozyonu azaltma Kızılırmak deltası 5 Tortu tutma 6 Besin tutma ve aktarma 7 Besm zincirini destekleme 8 Balık yaşam ortamları Büyük menderes deltası 9 Canlılar için yaşam ortamları Göksu deltası 10 Aktif rekreasyon \logan gölü 11 Pasif rereasyon ve kalıtsal değerler Manyas gölü Sulak alanların bu sayılan işlevlerini yerine getirebilmeleri için, 1 Doğal kaynaklar üzerindeki talebin azaltılması, sürekli artan tarımsal ve endüstriyel üretim başlı başına sulak alanları tahrib eden bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürekli kullanma geriye donuşu almayan doğal ortam kaybını da beraberinde getirmektedir Sulak alanların bozulmasının önlenmesi doğal kaynakların sürdürülebilir ve dengeli olarak kullanılması ile gerçekleşecektir Anlayış ve bilincin geliştirilmesi, sulak alanların korunabilmesi, ancak Kamuoyu bilincinin harekete geçmesi ve sulakalan işlevlerinin, değerlerinin karşı karşıya kaldıkları hayat; tehlikenin 1 Orman Yüksek Munendisi, Orman aa.v rrıhğı Marmara Bölge Müdürlüğü, Şube Müdürü 81

13 anlaşılmasıyla gerçekleşebilecektir İnsanları tutamlarında da doğal kaynakların korunmasına yöndik değişimler gereklidir Su kaynaklarının nitelik ve niceliklerinin planlanması ve yönetimi ele alınmalıdır 4 tikeler arasında paylaşılan nehirler ve sulak alanların kaynak değerlerinin adıl dağılım 1 ve sürdürülebilir kullanımı için her düzeyde uluslararası işbirliğine gidilmelidir.*> Sulak alanlarla ilgili politika ve yasaların geliştirilmesi sulak *}*P. r^nbaür.a karsı ca'dı::'"' önlemlerin alınması 6 Sulak alan korumacılarının eptımî ve ^elışön'mssı. gonullu SIVÎ? crs^îlsnn katehmlannm sağlanması, araştırma ve îzlense fetkinkklerinir» yavgırjajtsnlması sağlanmshd:r TRAKYA'DA SI LAK AL ANLAR: 1) MRİÇ DLTASI, GALA GÖLÜ ve ÇVR GÖLLR dirne İli, nez Ilçesındedır Meriç nehrinin denize döküldüğü yerden Kuzev indeki İpsala İlçesine kadar uzanan yaklaşık 800 Ha lık bir alandır Saha içinde Dalyan Işık Kuvalak, Taşalt, Sığırcı, Pamuklu golleri ile Domuz Golü. Bucurmsne Gdu ve Kuçuk Gol ye; alır Delta da mevcut gollerin en önemlisi Gala Golu'dur Gala Golü, Buyuk Gala ve Kuçuk Gala olarak iki bölümdür ve toplam alanı 700 Ha dır. Sahada muhtelif ağaçlar yer a! I SU ile kaplı olmayan sahalarda Pırnal meşesi, Kocayemiş, laden. Böğürtlen, Karaçalı gibi ağaççık ve çalılar bulunmaktadır Sahanın 0 o60'ı göllerle kaplıdır %ü u bataklık ve sazlıktır "ovlık kısmı kumluk ve o i5'i otlarla ve diğer bitkilerle kaplıdır mevcuttur. Mevcut yabani hayvan olarak, yaban ördeği, sakarmeke, balıkçıl, su çulluğu, sığırcık, kuğu türleri Göçmen türler kuğu \LZJ. pelikan, flamingo, turna genellikle Fk'în Kasım ayında gelirler ve Nisan ayı başında giderler Saha uzun yıllardır su ve kara avcılığı sahası olarak bilindiğinden çevre illerden özellikle İstanbul'dan gelen gelişmiş a, malzemelerine sahip avcıların usulsüz ve kurallara uymayan avlanmaları gözlenmektedir Sahadaki gollerde son yıllarda çok azalmakla beraber 810 yıi oncetrae kadar yılan balığı üretimi ve avcılığı yapılmakta ıdı \>nca aynı gollerde sazan, sudak (nesli üıksnmek ürere), tatlı su îsvreği (nesli tükenmek u/ere) turaa (f,ok afaldı), kızılkanat (çok azaldı) tahta balığı ve yayın balığı (nesîsnın tükendiği söylenmekte) türleri vardır Su ürünleri üretimi ve tatlı su avcîhğ: Î,;HÎI potanısya! bir sshair SAKA GÖLÜ LONGOZl Kırklareli İh Demirköy İlçesi sınırlan içindedir Çok sınırlı yayılışa sahip yek olma tehlikesi ;le karşı karşıya olan su basar ormanların Avrupa çapında nadir ve eşsiz bîr örneğini teşkil etmektedir Özellikle henüz bozulmamış tabu bir çevrenin yanısıra Saka, Pedına, Hamanı Gollerinin mevcudiyeti sahaya estetik açıdan bir güzellik ve değer katmaktadır Saha bilimsel araştırmalar için elverişli bi; laboratuar durumundadır Sahanın alanı yaklaşık 1400 Ha dır

14 SULTAN BAHÇ DR HAVZASI Tekirdağ Saray İlçesi ile Kırklareli Vize ilçesi arasmda seyreden havza guzei bîr kıyı alanı ile Karadeniz ile butünleş.v Bir kısım balık türleümn ürem s alanıdır Havzaya bitişik Kıvıköy tarafında Trakya'dakî tek îabıi Karaçam ciınarıî ver slır Bu ormanın Deniz" e kadar uzandığı Karatuna Koıfesı, bakır kıyısı temsz \e b?:ral Desrzs \s yer ver k&ı ahk tapısı ile nesiı tehlikeye düşnnış bir tur olan.\kdmıi Fck'uniin iz yaşs.!îîîoina ehen&k bîr habıtat durumundadır 4 P4PI ÇDRF ve KAZ VVDR HAVZAL ARI Kırklareli İl i, \ı:ı<ö lîçesı Kiviko> belde^nde yer ûıt Önemli ölçüde balık üreten hazalardır Denize açıldıktan kıyılana tanhı (»man ortldj.tst \.ardır. Tarihî vapılar, omıae \<î dere ha.zalannîn büîunleştığî önemli bîr dcğâ parçasidir 5 ŞRFLİ DRSİ Tekirdağ İline 0 km uzaklıktadır Dere hawası boyunca uzanan sazlıklar, kuzeyindeki söğütlük alanlar dere havzasında yaşayan yerli ve göçmen kuşların önemli yaşam ortamlarıdır Sürüngeni erden tu yılanlarının, zehirsiz kara yılanların bu çevrede yaşadığa, ayrıca kertenkele \e Trakya Tosbağası gibi hayvanların da mevcut olduğu bilinmektedir Muhtemelen domuzlar henüz mevr'* «.azlıkların kuytu' yerlerinde barınmaktadırlar Kurt, tilki, çakal vb hayvanların artık yok olduğu, ancak kır tavşanının zaman zaman görüldüğü koylüleres ifade edilmektedir Şerefli deresi sulak alam korunması ve ekolojik dengesinin yeniden sağlanması gereken önemli bir ekosıstemler gurubunu kapsamaktadır Çok yönlü koruma, çok yönlü faydalan sağlayacak ve faydalı kullanımları mumkun kılacaktır Kaynaklar: Doğal Hayatı Koruma Derneği Yayınlan S

15 YRLŞİM YRİ KATI ATIKLARININ TARIMDA DĞRLNDİRİLMSİ Prof Dr. Metin Bahtiyarı 1.Giriş "Çevre Koruma" ve "Katı Atıklar konomisi" programlarının ve stratejisinin temel ilkesini, atıkların yeniden değerlendirilmesi oluşturmaktadır.bu stratejilerde ön görülen en önemli temel hedefleri şöylece özetlemek mümkündür: 1. Üretim atıklarının azaltılması,. Bu atıkların üretim sürecinde yeniden kullanılması*. Çevreye zararsız üretim yöntemlerinin kuşanılması, 4. Ürünlerin çok kez kullanımlarının arttırılması, 5. Tüketim atıklarının azaltılması, 6. Atıkların enerji içeriğinden yararlanılması, 7. Atıkların yararlı hale getirilmesi ve değerlendirilmesinin arttırılması (18). Bu temel prensiplerden en sonuncunun ışığında, burada yalnızca yerleşim yeri katı atıklarının giderilmesinde ve yeniden değerlendirilmesinde en etken ve rasyonel çözüm yolu olarak kabul edilen, "Kompostlama" sonucu elde edilen ürünün, yani "Çöp Kompostu" nun toprakta kullanılma olanakları üzerinde durulacaktır. Katı atıkların yeniden değerlendirilmesinde, konunun sadece ekonomik yönünün değil, aksine çevre korunması ve sağlığı gibi önemli çevresel sonuçları bakımından toplum yararına olan yönü gözönünde tutulmalıdır. Çöp kompostu kavramı altında, çöplerden ve gerektiğinde çöpe arıtma çamuru ilavesiyle kazanılan ürün anlaşılmaktadır. Kompostlamada, daha çok ev çöpleri mekanik ayıklamadan sonra değişik yöntemlere göre, kuvvetli bir aerob ayrışmaya tabi tutulurlar. Mikrobiyolojik oksidasyon derecesine bağlı olarak üç kompost türü vardır (7). Bunlar: a. Ham Kompost: Mekanik olarak hazırlanmış çöp, b. Taze Kompost: Ham kompostun kısa süreli yoğun bir ön oksidasyona tabi tabi tutulmuş şekli, c. Olgun Kompost: İleri derecede ayrışmış, optimal hava/nem oranında bile çevre sıcaklığının üstünde kendiliğinden ısınamayan ürün. Bunlardan taze ve olgun kompostlar tarımda uzun yıllardan beri kullanılmakta olup, ham kompostun uygulanabilirliği, özellikle hijyenik açıdan kesinlik kazanmış değildir (9).. Literatür Özeti.^ Tarımda kompost uygulamasanın daha ilk yıllarında, çöp' kompostunun bir gübre olmaktan çok, ilk planda bitki besin elementleri ve organik madde içeren bir toprak ıslah maddesi olarak görülmesi gerektiği ortaya konulmuştur (16). Çöp kompostunun, diğer birçok amaçla kullanılmasının yanısıra, toprakta başlıca a. Şimdiye kadar kültüre alınmalarında yarar görülmeyen, verimsiz kıraç arazilerin ıslahında, b. Doğal durumu bozulmuş ve yorgun tarım alanlarının ıslahında, c.qrganik maddenin yeterli olarak üretilemediği veya uzak mesafelerden sağlanmak zorunda kalındığı işletmelerde, toprağın humus kaynağı olarak, yaygın kullanım olanaklarına sahip olduğunu görmekteyiz (14). Kompostlamayla, kıraç veya bozulmuş kültür arazilerinden, genellikle daha ilk ıslah yıllarında çok başarılı sonuçlar alınmasına karşılık, iyi durumda bulunan tarım alanlarında, ıslah etkisinin görülmesi daha uzun zaman gerektirmektedir (10). Çöp kompostunun, toprak özelliklerini ve ürün verimini geliştirdiğine ilişkin çok sayıda araştırmalar mevcuttur (1). Başta'ahır gübresi olmak üzere, çeşitli ıslah maddeleriyle, çöp kompostu tür ve çeşitlerinin kullanıldığı çok yıllık karşılaştırmalı tarla denemelerinde, çöp kompostunun en az ahır gübresi kadar etkili olduğu, özellikle kalıcı etkisinin, ahır gübresinden daha fazla olduğu bulunmuştur (,9,11,15). Çöp kompostunda, blitki gelişmesini teşvik edici maddelerin yanısıra, az da olsa, sınırlandırıcı madde olarak tuzlar, zararlı maddeler olarak bazı ağır metaller ve polisiklinlerin de bulunabileceğinden söz etmek gerekir (9). Kompostun tuz etkisi, sadece * Trakya Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü 84

16 çöparıtma çamuru kompostlarında ortaya çıkabilecek blir sorun olup, miktar ayarlamasıyla çözülebilir niteliktedir. Şimdiye kadar, pratikte uygulanambilen kompost dozlarında, herhangi bir tuz etkisi görülmemiştir (1). Ağır metallere daha çok çöparıtma çamuru kompostlarında rastlanabilmektedir. Sade kompostlarda a ır metal riski bulunmadığı gibi, komposttan toprağa geçen tolere edilebilir değerleri hakkında da, halen bağlayıcı sınırlar vermek mümkün değildir. Polisiklinlerin mikrobiyolojik oluşumu özellikle organik madde içerisinde yoğundur. Buna göre, çöp kompostunda da oluşması doğaldır ve toprakta organik maddenin var oluşuyla birlikte kendiliğinden meydana geldiği ve parçalandığı kabul edilmektedir. Çöp kompostunun polisiklin kapsamının dinamik olması, toprağın bu marddelerce zenginleşmesinde, aslında çöp kompostunun bir katkısı olmaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Çünkü aynı durum hem ahır gübresinde, hem de toprak organik maddesinde söz konusudur. Yapılan araştırmalar, kompostlamayı takiben, üründe bulunan polisiklin miktarının, topraktaki değerlere bağlı olmadığını göstermektedir (9).. Materyal Ve Yöntem.1. Materyal Deneme alanı, F. Almanya Giessen kenti, Leihgestern kasabası, Gemarkung mevkiindedir. Bazalt anamateryal üzerinde oluşmuş, hafif pseudogley karakterde, kireçsiz kahverengi topraklardan meydana gelmiştir. Siltli tınlı tekstür sınıfında olup, ph değeri ortalama 5.67'dir. Ortalama % O.M., 0 ppm PO5= 57.5 kg/da ve 90 ppm KO= 7.5 kg/da içermektedir. Bölgenin iklimi, yıllık ortalama 587 mm yağış, 9.0 oc sıcaklık ve % 76 nispi nem ile ılıman yağışlı bir karakter göstermektedir (4). Denemede kullanılan çöp kompostları, F. Almanya/Gross Gerau, Bischofsheim kompost fabrikasında yaz aylarına ait ev çöplerinden üretilmiş, 10 ve 18 mm tane iriliğine sahip sade kompost çeşitleridir (1).Test bitkileri, birinci deneme yılında rbgraf çeşidi yazlık yulaf, ikinci deneme yılında Kolibri çeşidi yazlık buğdaydır... Yöntem deneme, kompost çeşiti x miktar ( t/ha) x 4 tekerrür olmak üzere toplam 4 parselin kullanıldığı, şansa bağlı tam bloklar planına göre düzenlenmiştir. Parsel büyüklüğü 50 m'dir. Sonuçlar istatistik değerlendirmeye tabi tutulmuştur (6). Kompostlar parsellere sonbaharda verilmiş, toprağa iyice karıştırılmış, takip eden ilkbaharlarda ekim yapılmıştır. Hasat işlemlerinden sonra, parsellerden bozulmuş ve bozulmamış toprak örnekleri alınmıştır. Alınan bu örneklerin önemli bazı fiziksel ve kimyasal özelikleri belirlenmiş, ayrıca ürün verimleri değerlendirilmiştir (,5,8). 4. Araştırma Sonuçları Ve Tartışma 4.1. Toprak Analiz Sonuçları Agregat Stabilitesi Çöp kompostlarının, toprağın 1 mm'den büyük suya dayanıklı agregat miktarı üzerine etkisi ve istatistik değerlendirilmesi Cetvel l'de verilmiştir. Cetvel 1. Deneme Tarlası Topraklarının Agregat Stabilitesi Analizleri (% Ort.) ve Varyans Analizi Muamele Bahar Güz Bahar Ortalamal Kontrol İK. 40 İK. 80 İK. 10 KK.40 KK OTtalama Ölçüm ortalamasıdır. 48 Ölçüm ortalamasıdır. 85

17 Kaynak SV KT KO Genel Zamanlar Muameleler xx Kompostlar xx Miktarlar xx Hata xx: % 1 Düzeyde önemli. 6.89xx Görüldüğü üzere, toprağın kompostlanmasını takiben geçen zaman, uygulanan kompost çeşitleri ve kompost miktarları toprak agregasyonunu önemli derecede farklı etkilemişlerdir, artan kompost miktarına paralel olarak agregasyon da artmış, ince kompost agregasyonu kaba komposta oranla daha fazla arttırmıştır. Zamanın, agregasyon üzerine etkisi olumsuz bulunmuştur. Bu durum, hububat tarımı altında toprak işlemenin, strüktürü zayaflatmış olabilmesiyle ve kompostların toprakta makro strüktür yerine mikro strüktürü geliştirmiş olmasıyla açıklanabilir. Zira, kontrol muamelede de zamana bağlı bir azalma vardır Faydalı Nem Kapasitesi ince kompostun, toprağın faydalı nem kapasitesine olan etkisine ilişkin sonuçlar ve değerlendirilmesi Cetvel 'de verilmiştir. Cetvel. Deneme Tarlası Topraklarının Faydalı Nem Kapasitesi Ölçüm Sonuçlan (% Ağır., Ort.) ve Varyans Analizi Tekerrür Muamele Kontrol İK İK İK Ölçüm ortalamasıdır Ortalamal Kaynak Genel Bloklar 1.00 Muameleler 0.50 Kompostlar 1. Miktarlar 0.09 Hata SV 15 1 KT KO İstatistik değerlendirmeye göre, çöp kompostunun toprağın faydalı nem kapasitesine etkisi önemsiz düzeyde olmakla beraber, ölçüm değerlerinde kontrole kıyasla % 46 arasında bir artış meydana getirdiği görülmektedir. Burada, toprakların fiziksel özelliklerinin kısa zamanda önemli derecede değiştirilemeyeceğini de göz önünde tutmak gerekir. Kompostun. toprağın porozitesini de benzeri şekilde arttırdığı, hacim ağırlığını ise buna uygun olarak düşürdüğü tespit edilmiştir. Yapılan birçok araştırmada da benzer sonuçlar alınmıştır (9.15). 86

18 4.1.. Toprak Reaksiyonu Kompostların, topraklarının ph değerleri üzerine etkileri Cetvel 'te verilmiştir. Cetvel. Deneme Tarlası Topraklarının ph Ölçüm Sonuçlan ve Varyans Analizi Muameleler Bahar Güz Bahar Ortalama 1 Kontrol İK İK İK.1O KK KK Ortalama Kaynak SV Genel 17 Zamanlar Muameleler 5 Kompostlar Miktarlar Hata 10 xx: % 1 Düzeyde önemli. KT KO F 5.00xx 50.67xx 81.67xx 0.00xx Uygulanan çöp kompostlarının, toprağın ph değerini önemli düzeyde arttırdığı görülmektedir. Bununla beraber, deneme topraklan halen asit reaksiyonlu sınıfına girmektedirler. Buna göre, ancak uzun süreli kompostlamalarla toprakların normal ph düzeyine çıkabileceği söylenebilir Tuzluluk Deneme topraklarının elektriksel iletkenlik değerleri üzerine, çöp kompostlannın etkisi Cetvel 4'te verilmiştir. Burada kompostlann toprak tuzluluğunu önemli düzeyde arttırdığı, tuzluluğun zamana bağlı olarak da arttığı görülmektedir. Bununla beraber topraklar halen tuzsuz sınıfına girmektedir (17). Cetvel 4. Deneme Tarlası Topraklarının Tuzluluk Ölçüm Sonuçlan (mmhos/cm. Sat. xt.) ve Varyans Analizi. Dönemler Bahar Güz Bahar Ortalama 1 Muameleler Kontrol İK İK İK KK KK Ortalama Ölçüm ortalaınasıdır. 4 Olçünı orlalamasıdır. Kaynak Genel Zamanlar Muameleler Kompostlar Miktarlar Hata SV xx: %1 Düzeyde önemli. KT KO F 6.88xx 9.8xx 1.1xx 7.50xx 87

19 Buna göre, kompostlardan gele bir tuzluluk sorununun söz konusu olmadığı söylenebilir NPK Kompostların, deneme tarlası topraklarının gübre elementleri kapsamı üzerine olan etkilerine ilişkin varyans analizi sonuçlan Cetvel 5, 6 ve 7'de verilmiştir. Cetvel 5. TotalN Varyans Analizi Kaynak SV KT KO Genel Zamanlar Muameleler Kompostlar Miktarlar 5 17 Hata Cetvel 6. lverislip Varvans Analizi Kaynak SV Genel 17 Zamanlar Muameleler 5 Kompostlar Miktarlar Hata 10 xx: % 1 Düzeyde önemli. KT KO xx 6.6xx 11.67xx.8 F xx 1.6xx 9.50xx Cetvel 7. lverislik Varvans Analizi Kaynak SV Genel 17 Zamanlar Muameleler 5 Kompostlar Miktarlar Hata 10 xx: % 1 Düzeyde önemli. KT KO x : %5 Düzeyde önemli F _ 4.0x 1.7xx.75xx 1.61xx İlgili cetvellerden, uygulanan çöp kompostlarının toprağın NPK kapsamlarını önemli ölçüde arttırdıkları, zamanla total N'un önemli derecede azaldığı, PO5'in değişmediği, KO'nun ise önce azalıp, sonra yükseldiği görülmektedir. Toprak organik maddesi için yapılan değerlendirmede de total N'e tam benzer sonuç alınmıştır. 4.. Ürün Verim Sonuçlan Buğday Dane ve Sap Verimi Birinci test bitkisi olan yulaf, yaz sonu yağmurları nedeniyle hasat edilemediğinden, değerlendirmeye alınamamıştır. İkinci test bitkisi buğdayın, kuru dane ve sap verimi üzerine kompostların etkisi Cetvel 8'de topluca gösterilmiştir. Verim değerleri ve varyans analizi tablolarından görüldüğü gibi, kompost maddeleri, kontrole kıyasla, buğday dane verimi % 1 düzeyde önemli, sap verimini ise % 5 düzeyde önemli derecede arttırmışlardır. Kompost çeşitlerinin verim üzerine etkisi aynı derecede olmuş, bir farklılık bulunamamıştır. 88

20 Cetvel 8. BugdayDaneSap Verim Sonuçlan (Kg/da, Kuru Madde ve Varyans Analizi). Tekerrür Muamele Ortalama Kontrol İK İK İK KK KK a b Dane Verimi c d Kontrol İK.40 İK.80 İK.10 KK.40 KK SaD Verimi Kaynak Genel Bloklar Muameleler Kompostlar Miktarlar Hata SV 5 15 KT Dane Verimi KO F 19.46xx 4.7xx xx Kaynak Genel Bloklar Muameleler Kompostlar Miktarlar Hata SV 5 15 xx : % 1 Düzeyde önemli. Şap Verimi KT KO x: % 5 Düzeyde önemli. F 19.56xx.7x x Kompost miktarlarının etkisi önemli derecede farklı bulunmuş, ürün verimi kompost miktarına bağlı olarak artmıştır. Pekçok kompost denemelerinde de benzer sonuçlar alınmış, yüksek kompost düzeylerinde üründe depresyon görülmemiştir (1, 15, 16). 89

21 5. KAYNAKLAR I. Bahtiyar. M. 1981a. Çöp Komp. Bazı Fiz. ve Kim. öz. Üz. Araşt. Ata. Üni. Zir. Fak. Top. Böl. rzurum..bahtiyar. M. 1981b. Çöp Komp. Top. Özelliklerine tki. Üz. Ar. Profesörlük Takdim Tezi, Ata. Üni. Zir. Fak. rzurum.. Deutsche inheitsverfahren, III. völlig neu bearbeitete Auflage, Verlag Chemie, Weinhelm. 4. Deutscher Wetterdienst, Klimatische Daten f. Giessener Raum. Mitt. der langjanrigen Witterung. Wieşbaden. 5. DIN1968, Gelbdruck (DNA). Siebtauchverfahren f. die Untersuchung der Aggregatstabilitat. 6. Düzgüneş, O istatistik, ge Üni. Matbaası, izmir. 7. Gysi, Ch ve W. Koblett, Anw. von Müllkomp. im Weinbau. Mitt. d. eidg. Forsch. anst., Flugschrift 86,S:5, Wadenswil. 8. Hartge, K. H Die physikalische Unters. von Boden. S: 1071, Ferdinand nke Ver., Stuttgart. 9. Kampe, W Kont. Lassen sich Siedlungsabfallkomp. einsetzen. DLGMitt. 19,91; 11, DLGVer., Frankfurt/a.M. 10. Kompostwerk, Kompostwerk Bad Kreuznach. I1. Kowald, R. M. Bahtiyar, P. Ditter Der infl. von Müllkomp. auf igenschaften u. rtr. des Bod. Z. f. Kt. u. Fİ. b. ; KumpfMaasStraub, Müllu. Abfallbeseitigung. Bd. rich Sohmidt Ver.. Berlin. 1. Kumey, W Kompostvverk GrossGerau, Z.F.AufbereitungsTechnik, 16,5; 67. Sonderdruck. 14. Niese. G die Best. d. mikro. Aktivitat in Müll u. komp. durch die Mess.d.O Aufn.u. Warmebildung, Habil. Schrift, Inst.f.landw. Mikrobio.d.JLUniv., Giessen. 15. Rosinski, H Venvert. unterschied. vorbehan. MKKomp.durch versch. Feldfrüchte auf Sandboden. Diss.. Inst.f.Kulturtech. der TUBerlin, D.8,91; Tietjen, J Die Anw. von komp. Siedlungsabfallen. 4. Int. 1AMKong., Basel. S: US.Salinity Lab. Staff, Diag.a.Imp. Şaline a.alkali Soils. Agr. Handbook 60, USA. 18. Willisch. H Müllbeseitigung durch Altstoffvenvertung u. Kompostierungn dem WillischSystem. Z.f. Aufbereitugn u. Verfahrenstechnik, 18, 1; 8, Wiesbaden. 9ü

22 ARITMA ÇAMURLARI, NİTLİKLRİ V DĞRLNDİRM OLANAKLARI Burcu TAŞATAR' GİRİŞ Çevre bilincinin artmasıyla araştırmacılar endüstriyel inletmelerden çıkan antma çamurlannîn nitelikleri, değerlendirilme olanakları ve sorunları ile ilgili çalışmalara \ önel mislerdir Arıtma çamuru. birinci! \ e ikincil antma tesislerinde atık suların arıtılması sırasında kendiliğinden çekebilen katı maddeler ile biyolojik ve kimyasal işlemler sonucunda çökebilir veya yüzdüriilebılir hale getirilen katı maddelenn çökertilerek veya yüzdürülerek atık sudan ayrılmasıyla meydana gelmektedir Arıtım proseslerinde, atılacak çamur miktarının azaltılması amacıyla çamur çürütmeye verilerek argonik uçucu kısmın miktarı azaltılmaktadır. Arıtım proseslerinde diğer yaklaşımlar ise anaerobik, vakum filtrasyonu, santrifüjleme gibi işlemlerle katı miktarının arttırılmasıdır Arıtım prosesi sonunda, kalan atık çamur ya arazi üzerine bırakma yada yakarak atılmaktadır Antım çamurunun atılması yöntemlerinden anlaşılacağı gibi, antım çamuru arıtım tesisinden anıldığından itibaren bunun çevreye, özellikle topraklar üzerine getireceği olumlu yada olumsuz etkiler sc/ konusu olmaktadır Toprak çevre bileşeni olarak havadan da, sudan da daha önemlidir Çünkü insan aktivitelerinin sürdürülebilmesi için gerekli olan bileşenlerin başında mekan gelmektedir İnsanlar her zaman toprağa bağımlı olmuşlardır ve böyle devam etmek zorundadır Arıtma Çamuru Nitelikleri Antma tesirlerinde oluşan çamurlar çeşitli kademelerde işlem gördükten sonra son uzaklaştırma \erı olarak toprağa verilebilir, çöplerle birlikte muamele edilebilir veya toprak ıslahında kullanılabilir Atık sularının ve atık suları antan ve deşarj tesislerinin plan ve işletmelerinin çok farklı olması sebebiyle çamur özelliklen de çc' değişkendir Ayrıca çamura uygulanan işlemler de çamurun karaktenni değiştirir Birinci kademedeki ham çamur biyolojik olarak kararlı olmadığından görünüş ve koku problemine sebep olur Anaerobik olarak çürütülmüş olan çamur, ham çamura nazaran çok farklı fiziksel ve kimyasal yapıya sahip biyolojik alarak da kararlıdır. Çeşitli çamurlardaki N içeriği % 5, P O, %1 6, K O % 0 11 arasında değişmektedir Diğer önemli elementler ise; Cr ppm, Hg 1 ppm, Pb ppm, Zn ppm, Cu ppm, Cd 100 ppm değerlerinde bulunabilmektedir Ağır metallerin yüksek değerleri sanayi atık sulannı antan tesislerin çamurlannı gösterir Toprağa verilebilecek çamur yükünün hesabında: 1 Ziraatte kullanılması halinde optimum bitki büyümesinin sağlanması, Toprağın alıcı ortam olarak düşünülmesi halinde özümleme kapasitesi gözönünde bulundurulmalıdır. Ziraat Yüksek Mühendisi Ank.Üniv. Ziraat Fak Toprak Bölümü, Ankara Çevre Bakanlığı, ÇKÖK Genel Md, Ankara 91

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA)

ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA) ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA) Prof. Dr. İbrahim TURNA Orman Nedir? Orman, sadece ağaç ve ağaççık toplulukları değildir. Orman canlı ve büyük bir sistemdir. Bu sistem; ağaçlar, çalılar, otlar,

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ EĞİMLİ ARAZİLERDE TERASLAMA TEKNİĞİ BUROR HENDEKLİ TERAS BUROR ÇUKURLU SEKİ TERAS (BUROR : Bursa Orman Terası) 2009 Arazi Yetenek Sınıfları ve Bu

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1 Uymanız gereken zorunluluklar ÇEVRE KORUMA Dr. Semih EDİŞ Uymanız gereken zorunluluklar Neden bu dersteyiz? Orman Mühendisi adayı olarak çevre konusunda bilgi sahibi olmak Merak etmek Mezun olmak için

Detaylı

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Toprak Muhafaza ve Havza Islahı Dairesi Başkanı Havza? Hidrolojik olarak; Bir akarsu tarafından parçalanan, kendine

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet Çevre Sorunlarının Nedenleri Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet Başlıca çevre sorunları Hava kirliliği Su kirliliği Toprak kirliliği Gürültü kirliliği Katı atıkların oluşturdukları kirlilikler

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ Bayram HOPUR Entegre Projeler Uygulama Şube Müdürü Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü www.cem.gov.tr 3. Ulusal Taşkın Sempozyumu- 29.04.2013 İstanbul ULUSAL

Detaylı

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla

Detaylı

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den İKLİM TİPLERİ Dünya'nın hemen her bölgesinin kendine özgü bir iklimi bulunmaktadır. Ancak, benzer iklim kuşaklarına sahip alanlar büyük iklim kuşakları oluştururlar. Yüzlerce km 2 lik sahaları etkileyen

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI SEL NEDİR? Sel; Şiddetli yağışların ardından yan derelerden gelen ve fazla miktarda katı ve iri materyal içeren büyük su kitlesidir. Isparta-Senirkent,

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ HEYELANLAR Y.Doç.Dr. Devrim ALKAYA Pamukkale Üniversitesi Doğal zemin veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın; yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru hareketidir.

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI TOPRAK MUHAFAZA VE HAVZA ISLAHI DAİRESİ BAŞKANLIĞI FAALİYETLERİ DR.HAVVA KAPTAN ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TOPRAK MUHAFAZA VE HAVZA

Detaylı

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ: ÇIĞ Genellikle boylu bitki örtüsü (orman) çok seyrek veya bulunmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış kuvvetler etkisi ile başlayan bir ilk

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI METEOROLOJI METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 Aylık Bülten www.mgm.gov.tr METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 YAĞIŞ

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Ülkemizde Tarımsal Ormancılık Çalışmaları Ülkemizde tarımsal ormancılık çalışmalarını anlayabilmek için ülkemiz topraklarının yetişme ortamı özellikleri

Detaylı

TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME Trakya'da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu II 127 T.C. ORMAN BAKANLIĞI O.G.M.. Çanakkale Bölge Müdürlüğü Çalışma Programı TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR ILIMAN KUŞAK GÖLLERİNDE MEVSİMLERE BAĞLI OLARAK GÖRÜLEN TABAKALAŞMA VE KARIŞMA Ilıman veya subtropikal bölgelerde 20 metreden derin ve büyük göllerde mevsimsel sıcaklık

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. SEVİM BUDAK Katı Atıklar Dünya nüfusu gün geçtikçe ve hızlı bir şekilde artmaktadır.

Detaylı

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yozgat Su, tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Su Kaynaklarının

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

1.2.3- İl Kuruluşuna Göre Yeri...: 1.2.3.1- İli...: 1.2.3.2- İlçesi...: 1.2.3.3- Beldesi...: 1.2.3.4- Köyü/Mahallesi...: 1.2.3.5- Özel Mevkii...

1.2.3- İl Kuruluşuna Göre Yeri...: 1.2.3.1- İli...: 1.2.3.2- İlçesi...: 1.2.3.3- Beldesi...: 1.2.3.4- Köyü/Mahallesi...: 1.2.3.5- Özel Mevkii... EK NO: 21 ÖZEL ORMAN FİDANLIĞI PROJESİ DİSPOZİSYONU 1- FİDANLIĞIN GENEL TANIMI 1.1.1- Adı Soyadı : 1.1.2- Adresi : 1.1.3- Proje Numarası : 1.2- Kuruluş Yeri...: 1.2.1- Coğrafi Yer 1.2.1.1-1/25000 ölçekli

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek SİLİVRİ Coğrafi Durum: Silivri 41 derece 03 kuzey paraleli ve 28 derece 20 doğu meridyenlerinin birleştiği noktada,istanbul iline bağlı ve il merkezinin 67 km batısında, Marmara Denizi sahilindedir. İlçe

Detaylı

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım, yeryüzünde en yaygın olan faaliyetlerden olup, gıda maddeleri ve giyim eşyası için gerekli olan hammaddelerin büyük bölümü

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Karpelli Sedir Ekim Ağaçlandırması Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Rehabilitasyon çalışması da denilmektedir 2 Ağaçlandırma Çalışması-Mersin Karpelli Sedir ekimi ile kazanılan sahalar

Detaylı

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK Toprak yüzüne gelmiş olan suyun, toprak içine girme olayına ve hareketine denir. Ölçü birimi mm-yağış tır. Doygunluk tabakası. Toprağın yüzündeki

Detaylı

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler On5yirmi5.com Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler Nelerdir? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 1/30/2019) Çevre sorunları, insanların yaşadıkları doğal ortamı

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU KARAR 1. Çölleşme ve erozyonla etkin mücadele edilmeli, etkilenen alanların ıslahı ve sürdürülebilir yönetimi sağlanmalıdır. a) Çölleşme ve erozyon kontrolü çalışmaları

Detaylı

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA 12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA TOPRAK EROZYONU Toprakların bulunduğu yada oluştuğu yerden çeşitli doğa kuvvetlerinin (rüzgar, su, buz, yerçekimi) etkisi ile taşınmasıdır. Doğal koşullarda oluşan

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölge geniş ovalar ve alçak platolardan

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu TOPRAK OLUŞUMU Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu şekildedir: 1. İklim (su, sıcaklık, oksijen ve karbondioksit) 2. Ana materyal 3. Bitki ve hayvanlar (organik faktörler)

Detaylı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele MUĞLA İLİ, FETHİYE İLÇESİ, GÖCEK MAHALLESİ, 265 ADA 1 PARSEL, 266 ADA 1 PARSEL 433 ADA 1 PARSEL ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele 1 İÇİNDEKiLER BÖLUM -1: TAŞINMAZLARA YÖNELiK MEVCUT DURUM ANALiZi...

Detaylı

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, GELECEĞİN SORUNLARI SU Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi,

Detaylı

Orman Fonksiyonları -Zonlama Biyoçeşitlilik Koruma Alanları Estetik-Ekotuirzm İğneada: Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler (Camili) Fonksiyonlar Ölçüt

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre)

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre) YERKÜRE VE YAPISI Dünya iç içe kürelerden meydana gelmiştir. Bu katmanların kalınlıkları, yoğunlukları ve bileşimleri birbirinden çok farklıdır. Yoğunlukları dışarıdan Dünya nın merkezine doğru artar.

Detaylı

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DERS 5 TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 1-Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

AĞAÇLANDIRMA. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü

AĞAÇLANDIRMA. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü AĞAÇLANDIRMA Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü İşçi ile Diri Örtü Temizliği Sahanın erozyon durumu ve Çalışmanın ekonomisi göz önüne alınarak ŞERİTLER halinde yapılır İşçi İle Diri Örtü Temizliği Diri örtü

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler KORUNAN ALANLAR Korunan alanlar incelenip, değerlendirilirken ve ilan edilirken yalnız alanın yeri ile ilgili ve ekolojik kriterler değil, onların yanında tarih, kültürel ya da bilimsel değerleri de dikkate

Detaylı

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK Dünyada kültüre alınıp yetiştirilmekte olan 138 meyve türünden, yaklaşık 16'sı subtropik meyve türü olan 75'e yakın tür ülkemizde

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİK BİRİMLER *Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Ekolojik birimlerin küçükten büyüye doğru sıralaması: Ekoloji

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE C ÇEVRE SORUNLARI VE ETKİLERİ (5 SAAT) 1 Ekosistemlerin Bozulma Nedenleri (Çevre Sorunları) 2 Çevre Kirliliğine Neden Olan (İnsan Kaynaklı) Faktörler

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri

Detaylı

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ Atmosfer de bulunan su buharı başlangıç kabul edilirse buharın yoğunlaşarak yağışa dönüşmesi ve yer yüzüne ulaşıp çeşitli aşamalardan geçtik ten sonra tekrar atmosfere buhar

Detaylı

3. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU. Sıtkı ERAYDIN Dağlık Alan Yönetimi Şube Müdürlüğü sitkieraydin@ogm.gov.tr

3. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU. Sıtkı ERAYDIN Dağlık Alan Yönetimi Şube Müdürlüğü sitkieraydin@ogm.gov.tr 3. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU Sıtkı ERAYDIN Dağlık Alan Yönetimi Şube Müdürlüğü sitkieraydin@ogm.gov.tr İSTANBUL- NİSAN 2013 TAŞKIN VE SEL KORUMADA YUKARI HAVZADA ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN YAPILAN

Detaylı

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. 2017 Dünya Su Günü Bildirisi 2016 yılı, ilk kayıtların tutulduğu 1880 yılından bu yana en sıcak yıl olarak kayda geçti. 2 yüzyıl, dünya ortalama

Detaylı

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığından

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon.   Ötrofikasyon ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Ötrofikasyon Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ötrofikasyon Eutrophication (Bataklıklaşma) kelimesi eski Yunancadaki eutrophos kelimesinden gelmektedir. Eutrophos:

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

BUROR TERAS BUROR HENDEKLİ TERAS BUROR ÇUKURLU SEKİ TERAS

BUROR TERAS BUROR HENDEKLİ TERAS BUROR ÇUKURLU SEKİ TERAS BUROR TERAS BUROR HENDEKLİ TERAS BUROR ÇUKURLU SEKİ TERAS Arazi Yetenek Sınıfları ve Bu Sınıfların Kullanım Biçimleri * Özel sınıf olarak belirtilen böyle araziler, daha detaylı araştırmalara dayalı ıslah

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı

Şehirsel Teknik Altyapı. 8. Hafta Ders tekrarı yeni eklemeler

Şehirsel Teknik Altyapı. 8. Hafta Ders tekrarı yeni eklemeler Şehirsel Teknik Altyapı 8. Hafta 10.11.2017 Ders tekrarı yeni eklemeler Altyapıda iki öncelikli konu Bölgesel düzeyde donatı ve altyapılar Kentsel altyapı ve donatı edinimi Bölgesel ve ulusal düzeyde Ulusal

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

Seller çoğu durumlarda şiddetli sağanak yağışlar sırasında toprağın infiltrasyon kapasitesinin aşılması sonucunda oluşmaktadır.

Seller çoğu durumlarda şiddetli sağanak yağışlar sırasında toprağın infiltrasyon kapasitesinin aşılması sonucunda oluşmaktadır. SEL VE TAŞKIN Sel terimi; çoğunlukla şiddetli yağışların ardından yan derelerden ani olarak gelen ve fazla miktarda katı materyal (asılı yük ve yatak yükü halinde taşıntı) içeren büyük su kitlesini ifade

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı