TUNCEL e BERAAT. sürdürülmez. Sürdürülürse o ülkeyi yönetecek bir hükümet çıkaramazsınız diye. konuştu. KAZAYOLU!

Transkript

1 Hükümete uyarı ve eleştiriler 8 Temmuz 2015 Çarşamba Fiyatı 25 Kr Prof. Doğu Ergil e kulak verilse sorun yok Tarih; MÖ-MS siyaset; SÖ-SS GÖK, fena GÜRLEDİ! CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, AK Parti iktidarının 7 Haziran seçimlerinden bu yana 663 üst düzey atama yaptığını belirterek, "Nedir bu telaş? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? İktidardan düşmüş bu geçici hükümetin yaptığı atamaların tümü teamüllere ve ahlaka aykırıdır" dedi. Gök, Devlet dairelerindeki atamayı yapması hukuken mümkün olmayan bir hükümetin katılacağı YAŞ Toplantılarının da hukukiliği tartışmalıdır. Böyle önemli konular ancak yetkili, Meclisten güvenoyu almış bir hükümetin yapacağı konudur diye konuştu. HABERİ 12. SAYFADA Koalisyon için sabır istedi Bahçeli teşne! HALEP TE operasyon Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetini ele geçirmek için muhaliflerin 20 bin kişilik güçle başlattığı operasyon, rejim güçlerinin yoğun hava saldırılarına rağmen 2 noktada devam ediyor. Merkezin tamamını ele geçirmek için aylardır büyük bir operasyon hazırlığı yapan muhalifler, 2 Temmuz'da yaklaşık 20 bin kişilik güçle saldırıya geçmişlerdi. HABERİ 12. SAYFADA KAZAYOLU! Prof. Doğu Ergil TUNCEL e BERAAT Yasayla kapatılan dönemin özel yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan aldığı 8 yıl 9 aylık hapis cezası onanan eski HDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in, Anayasa Mahkemesi'nin, "yargılamada hak ihlali yapıldığı" gerekçesiyle verdiği yeniden yargılama kararı sonrasında görülen davada beraatine hükmedildi. Ünlü sosyolog ve siyaset bilimci Prof. Doğu Ergil, seçim öncesi gazetemizin 11 ve 12 Şubat 2015 tarihli sayılarında yayımlanan röportajının ardından, seçim sonrasını yine Efsane Güzeldereli ye değerlendirdi. Siyaseti mümkün olanın sanatı olarak niteleyen ve partilerin seçim meydanlarında verdiği sözün arkasında duracak konumları varsa bunu kullanmaları gerektiğini söyleyen Ergil, seçim meydanlarında hayli sert konuşmalar yapan siyasetçilerin seçim sonrası oluşan duruma göre hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Doğu Ergil, Seçimler sadece bir rekabet ortamı, bir yarışma değildir. O süreçte taraflar birbirlerini suçlarlar, itham ederler, hatlarını, açıklarını sergilerler. Dünyanın her yerinde böyledir. Ama seçim bittikten sonra o ülkenin yönetilmesi ve ülkenin menfaati için parlamentoda ortaklıklar yapılması gerekir. O yüzden seçim öncesi rekabetler, düşmanlıklar, seçim sonrası sürdürülmez. Sürdürülürse o ülkeyi yönetecek bir hükümet çıkaramazsınız diye konuştu. Efsane GÜZELDERELİ nin röportajı 13. SAYFADA Koalisyon deneyimlerini partisinin milletvekilleriyle paylaşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, koalisyon konusunda ilk kez bu kadar ılımlı konuştu. Bahçeli, "Sabırlı olunursa çözülemeyen birçok konu koalisyon hükümetleriyle çözülür" dedi. HABERİ 12. SAYFADA Arda, her yerde Milli futbolcu Arda Turan'ın Atletico Madrid'den Barcelona'ya transfer olması dünya ve İspanya nın gündeminde. Artık tam bir dünya yıldızı ve markası olan Arda, dünyanın en büyük kulüplerinden birine transfer olması Türk spor kamuoyunda da büyük bir sevinç ve heyecan yarattı. Arda Turan'ın Atletico Madrid'den Barcelona'ya transfer olması İspanyol basınında geniş yer bulurken, dünyanın itibarlı spor gazeteleri ve dergileri de milli futbolcumuza övgüler diziyor. Türk medyasının da en önemli gündem maddesi Arda oldu. Şoförlere EĞİTİM Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO otobüs şoförlerine, Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü eğitmenleri tarafından Güvenli Sürüş Yöntemleri ile ilgili eğitim verildi. 5 gün süreyle verilen eğitimlere 1741 EGO otobüsü şoförü katıldı. HABERİ 4. SAYFADA Fehmi Koru En do ru koalisyon formülü 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakı 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve A ka dair 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz Türkiye, karayollarından son üç gün içinde gelen ölümlü kaza haberleri ila sarsıldı. Sakarya, Kütahya, Adana, Siirt, Afyonkarahisar ve Kırıkkale'deki trafik kazalarında 5 kişi ölüp, 16 kişi yaralanırken; Manisa da 15, Yozgat ta 5 kişinin hayatını kaybettiği kaza haberleri geldi. Ankara da dün gece meydana gelen kaza ise ucuz atlatıldı. Kazada 2'si çocuk 10 kişi yaralandı. Manisa Gölhisar da son 16 ayda meydana gelen kazalarda 20 kişinin hayatını kaybettiği yolda can veren 15 kişi toprağa verildi. Çoğu kadın olan cenazeler toprağa verilirken yürek yakan ağıtlar, rahmet dileyen dualar yükseldi. ü dan takip edebilirsiniz Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi ODTÜ lü gençlerin insansız başarısı! ODTÜ'lü bilim insanları, TÜBİTAK desteğiyle zorlu arazi koşullarında önüne çıkan engellerden kaçınarak gideceği rotayı belirleyebilen, araziye ait üç boyutlu görüntü ve derinlik haritası çıkarabilen robotik özellikli insansız kara aracı (İKA) geliştirdi. HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 8 Temmuz 2015 Çarşamba RTÜK, evlilik programlarına eleştirel yaklaşıyor ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, üst kurulun yeni seçilecek başkan ve üyelerine ilişkin, "Meclis Başkanlığı eğer üye kontenjan dağılımını d'hondt sistemine göre yaparsa, AK Parti'nin beş kontenjan sayısı korunmuş olunuyor" dedi. RTÜK Başkanlığı görevi 14 Temmuz'da sona erecek Dursun, 6 yıl boyunca yürüttüğü başkanlık göreviyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Dursun, görevdeyken yaptıkları en iyi uygulamanın, daha önceden çalışmaları başlatılan ancak dönemlerinde tamamlanarak bütünüyle değişen 6112 Sayılı RTÜK Kanunu'nun hayata geçirilmesi olduğunu belirtti. Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uygun olan yasayla, Türkiye'deki yayın hayatını AB standartlarına getirdiklerini dile getiren Dursun, AB ile tam üyelik müzakereleri sürecinde 35 fasıldan biri olan "Medya ve Bilgi Toplumu" faslının medya ayağının kriterlerini yerine getirmiş durumda olduklarını ifade etti. Dursun, başkanlığı döneminde yapamadıkları ve Türkiye için elzem gördükleri uygulamanın ise frekans ihalesi olduğunu aktararak, yaklaşık 20 yıldır sürekli engellerle karşılaşılan bu konuda 2013'te ihaleye çıkarak yerel, ulusal ve bölgesel karasal yayın için televizyon kuruluşlarına frekans tahsislerini gerçekleştirdiklerini ancak bazı kuruluşların mahkeme gitmesi sonucu iptal kararlarının çıktığını hatırlattı. Bu konuda henüz bir takvim açıklanmamasına rağmen yeni bir ihale çalışması içerisinde olduklarını ancak ileriki aylarda ihalenin yapılması gerektiğine dikkati çeken Dursun, şöyle konuştu: "Çünkü bu yıl haziran dönemine kadar Türkiye'nin de içerisinde olduğu Avrupa blokundaki ülkelerde uluslararası sözleşmeler açısından sayısal yayına geçme mecburiyeti vardı. İhaleyi sadece frekans tahsisi için değil, sayısal yayıncılığa geçmek amacıyla yapmıştık. İhale yöntemiyle tahsis ettiğimiz frekanslardan yayın kuruluşları sayısal yayıncılığa geçeceklerdi ve artık analog yayından yayın yapmayacaklardı. Frekans tahsisi ve sayısal yayıncılığa geçiş artık Türkiye'nin önünde bir alternatif değil gerekli bir hizmet olarak görülüyor." Farklı dil ve lehçelerde yayının geçmiş dönemlerde Türkiye'nin gündeminde önemli bir sorun olarak yer aldığını vurgulayan Dursun, 6112 Sayılı Kanunun yasalaşmasından bu yana Kürtçe ve Zazaca ağırlıklı olmak zere 39 kuruluşa yerel dillerde yayın izninin verildiğini söyledi. Yerel dillerdeki yayın sorununun artık Türkiye'nin gündeminden düştüğünü belirten Dursun, şöyle konuştu: "Bir şey yasaksa insanlar ona ilişkin sürekli dileklerini ve taleplerini dile getirir. Bu sorun olarak algılanır. Yasağı kaldırdığınızda toplumun ilgisini de çekmez. 1980'lerde Kürtçe müzik klipleri yasaklanmıştı. Sürekli sorun oluyordu. Yasak kalktı, sorun kalmadı. Türkiye artık bunları geçti. Devletin kendisi de 24 saat yerel dilde yayın yapıyor. Son derece makul ve mantıklı. Bu ülkede Kürtçe konuşan insanlar, ana dili Kürtçe olan insanlar var. O vatandaşlar da netice itibarıyla kendi dilinde medyasının olmasını istiyor." Türkiye'de yayın hayatının renkli ve çoğulcu yapıya sahip olduğunu, hemen hemen her toplumsal kesimin, farklı siyasi eğilimlere sahip grupların kendisini ifade edebileceği mecranın olduğunu dile getiren Dursun, özellikle Türkiye'nin tanıtımına büyük katkısı olan dizi üretiminde çok başarılı yapımlara imza atıldığını, birçok dizinin yurtdışı pazarında talep gördüğüne dikkat çekti. Davut Dursun, yayın kuruluşlarının programlarına niteliksel olarak bakıldığında ise belli kalitenin altında olan televizyonlar bulunduğunu anlatarak, şöyle dedi: "Tema olarak eleştirilecek konular var. Reyting alsın, ilgi çeksin diye marjinal, ensest ilişkiler gibi şeyler ele alınıyor. Bu, toplumun değerlerini, ilkelerini olumsuz etkiliyor. Evlilik programları da eleştirdiğimiz bir alan ancak netice itibarıyla bu programlar izleniyor. Toplum bu tür şeylerden hoşlanıyor ve gün boyu izliyor. Evliliğin televizyon ekranlarında pazarlanması anlamına gelebilecek bir yöntem ahlaken kabul edilebilir değil. Evet reyting alıyor, izleniyor ama bir şeyin korunması gerekir. Toplumun o tür şeylere 'hayır' demesi lazım. Pek çok kişi eleştiriyor ama pek kişinin de hoşuna gidiyor, izliyor." Dizilerin çok uzun olmasından şikayet eden Dursun, çocukların dizilerdeki şiddetten olumsuz etkilendiğini, herhangi bir sorun karşısında karşılıklı konuşma yerine, sıkıntıların çözümünün silah olduğuna yönelik bir algı oluşturulduğunu kaydetti. Dursun, cinselliğin de ön plana çıkarılmaması gerektiğini dile getirerek, "Cinselliğin bu kadar sıradan bir şey haline getirilmemesi gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı. Türkiye'nin son 15 ay içerisinde hem cumhurbaşkanlığı hem genel hem de yerel seçim geçirdiğini belirten Dursun, seçim dönemlerinde radyo ve televizyon yayınlarının Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) belirlediği ilkeler çerçevesinde RTÜK tarafından denetlendiğini ancak yayın ihlali görülmesi halinde RTÜK değil, YSK tarafından kuruluşlara müeyyide uygulandığı bilgisini paylaştı. Bu kapsamda, geçen yılki yerel seçimlerde YSK ilke kararları doğrultusunda düzenlenen 198 değerlendirme raporunun 161'inde ihlal olduğunun tespit edildiğini, 113 rapor hakkında da müeyyide uygulanmasına karar verildiğini anımsatan Dursun, cumhurbaşkanlığı seçiminde ise düzenlenen 226 raporun 123'üne müeyyide uygulanmasına karar verildiğini, 7 Haziran genel seçimleriyle ilgili ise bugüne kadar 262 rapor hazırlandığını kaydetti. Raporların içeriğinin genel olarak siyasi reklamlar, bazı yayın kuruluşlarının kamuoyu araştırmalarının künye bilgilerini açıklamaması ile seçime katılan siyasi parti ve adaylar arasında tarafsızlık ve doğruluk ilkeleri doğrultusunda hareket edilmemesi olduğunu ifade eden Dursun, "Yayın kuruluşunun, seçime katılan siyasi partiler ve adaylar arasında tarafsızlık ve doğruluk ilkelerinde hareketle fırsat eşitliği yaratması gerekir. Sadece bir siyasi parti veya aday değil, seçime giren parti ve adaylar arasında fırsat eşitliği uygulaması lazım. Israrlarımıza rağmen belli kuruluşlar belli partilere angaje oluyor, sadece o partinin mitinglerini yayınlıyor, o partinin adaylarını programa çıkarıyor. YSK kriterlerine göre, bu yanlı yayın oluyor" değerlendirmesinde bulundu. (AA) Vizyona yeni girecek filmler "Büyük Oyun" Jalmari Helander'ın yönettiği filmde Samuel L. Jackson, Onni Tommila, Ray Stevenson ile Türk oyuncu Mehmet Kurtuluş oynuyor. İngiliz romancı Dan Smith'in "Büyük Oyun" isimli romanından sinemaya uyarlanan film, Amerika başkanının içinde bulunduğu uçağın Finlandiya ormanlarında düşürülmesini ve zor durumdaki başkanın genç bir çocuğun korumasıyla hayatta kalma mücadelesini konu alıyor. "Öldürmenin 3 Yolu" Kriv Stenders'in yönettiği filmde Sullivan Stapleton, Alice Braga, Teresa Palmer ile Callan Mulvey oynuyor. Aşk, ihanet ve cinayetin iç içe geçtiği kara komedi tarzındaki aksiyon ve gerilim filminin konusu özetle şöyle:"filmin ana karakteri olan Charlie Wolfe kurnaz bir suikastçıdır. Charlie, Alice Taylor adındaki baştan çıkarıcı bir kadını öldürmek için işe koyulduğunda bir tek kendisinin işin içinde olmadığını fark eder. Charlie, kendini üç ayrı cinayet, kargaşa, şantaj ve intikam hikayesinin tam merkezinde bulur." "İntikam" Yönetmenliğini Kristan Levring'in üstlendiği ve senaryosunu da Anders Thomas Jensen ile birlikte yazdığı film, etkileyici görüntü işçiliği ve atmosferi ile türün meraklılarına hitap edecek bir western örneği olmayı hedefliyor. 1870'li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen filmin başrollerini Mads Mikkelsen, Eva Green, Eric Cantona ve Jeffrey Dean Morgan gibi önemli isimler paylaşıyor. Dram türündeki film, ailesini katleden bir katili öldürerek intikamını alan bir göçmenin başına gelenleri anlatıyor. 06:23 İstiklal Marşı ve Günün 06:25 Pastane 07:10 Osmanlı Tokadı 09:00 Böyle Bitmesin 11:00 Benim Camim 11:10 Sofraya Buyurun 11:25 Değişen Hayatlar 12:00 Sen Olsan Ne Yapardın? 12:50 Yeşil Deniz 15:00 Pastane 16:00 Kıssalı Harikalar Kumpanyası 16:05 Seksenler 18:10 Gönül Köprülerimiz 18:45 Ana Haber Bülteni 19:00 Ramazan Sevinci 20:50 Zeyrek ile Çeyrek 22:00 Yunus Emre 23:30 Pelin Çift İle Gündem Ötesi 07:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Hz. Ömer 09:25 Resulullah 10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Çocuklar Duymasın 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Nihat Hatipoğlu İle İftar 21:15 Döndür Şansını 23:30 Cevap Sende 01:15 Nihat Hatipoğlu İle Sahur 03:40 Hz. Ömer 04:40 Benim Annem Bir Melek 08:45GAG GUK 09:45AŞ KENDİNİ 10:30PERİHAN LA SAĞLIKLI RAMAZANLAR 12:30ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50ASLI HÜNEL İLE RENGARENK 15:30ELİF'İN RAMAZAN SOFRASI 16:30DOLU DOLU RAMAZAN 18:30 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 ABANCI SİNEMA SOKAK DÖVÜŞÇÜSÜ 21:30YABANCI SİNEMA 23:30DELİ İŞİ KOMEDİ 00:45MEKKE'DEN MEDİNE'YE 02:20SAHURNAME 03:40 YABANCI SİNEMA 05:00 İnsanlar Alemi 06:00 Küçük Kadınlar 07:00 Kadın İsterse 08:00 Dürüye'nin Güğümleri 10:00 Muhteşem Yüzyıl 12:30 Güzel Köylü 14:30 Ben Olsam 16:15 Kiralık Aşk 18:30 Star Haber 19:15 Çarkıfelek 20:30 Fatih Çıtlak ile Ramazan Bereketi 22:30 Yerli Dizi 01:30 Fatih Çıtlak ile Sahur 07:00 Oynat Bakalım 08:00 Çocuk Kuşağı 09:00 Aramızda Kalmasın 12:15 Ütopya Panorama 15:15 Kaçak Gelinler 16:45 Arda nın Ramazan Mutfağı 17:45 Çok Güzel Hareketler Bunlar 20:00 Survivor All Star 23:15 Yabancı Sinema 01:30 Sahur Vakti 03:30 Aramızda Kalmasın 05:30 Çok Güzel Hareketler Bunlar 06:00 Acemi Cadı 08:00 Akasya Durağı 09:30 Alın Yazım 11:10 Güneşin Kızları 13:30 BKM Mutfak 14:15 Küçük Ağa 18:50 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Güneşin Kızları 23:15 Sinema 01:00 5N1K 02:00 Bayraktar Hoca ile Kuran-ı Kerim'i Anlamak Fenomen yarışma Çarkıfelek yepyeni içeriği, ünlü konukları, büyük ödülleri ve Mehmet Ali Erbil in eğlenceli sunumuyla 15 Haziran Pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün, Star ekranlarında olacak. 40 yıldır yayınlanan ve her yaştan izleyiciyi ekran başına çeken, dünyanın en fazla ödül dağıtan yarışma programı Çarkıfelek te yarışmacılar muhteşem bir araba ve değerli ödüller kazanacak. Yapımcılığını RTV Film in üstlendiği, Çarkıfelek, hafta içi her akşam herkesi ekran başına toplayacak ve keyifli dakikalar yaşatacak. 19:15 ÇARKIFELEK 19:45 SOKAK DÖVÜŞÇÜSÜ Orjinal İsmi:Street Fighter: The Legend Of Chun Li Yönetmen:Andrzej Bartkowiak Oyuncular:Kristin Kreuk, Neal Mcdonough, Michael Clarke Yapım Yılı:2009 Tür:Aksiyon/Macera Chun-Li (Kristin Kreuk) olağanüstü dövüş yeteneklerine sahip genç bir kadındır. Babası, o küçükken Shadaw Law'un acımasız lideri Bison (Neal McDonough) tarafından kaçırılmış ve hapsedilmiştir. Annesini de kanserden kaybedince, Chun-Li hayatta bir başına kalmıştır. Artık tek amacı yıllardır görmediği babasına ulaşıp onu Bison'un elinden kurtarmaktır. Gen (Robin Shou) adlı dövüş ustasını bulmasını söyleyen eski, Çince yazılmış bir mektup bulduktan sonra Chun-Li harekete geçmeye karar verir. 20:00 SURVİVOR ALLSTAR Survivor All Star da finale doğru şartların iyice zorlaştığı yarışmada ödül oyunlarını kazanmak onlar için çok önemli. Yarışmacılar bu akşamki ödül oyununun sonunda onları nasıl bir sürprizin beklediğini çok merak ediyor. Zor bir parkurda mücadele edecek yarışmacıları oyun sonunda nasıl bir ödül bekliyor?

3 bölge haberleri 8 Temmuz 2015 Çarşamba 3 Hırka-i Şerif i günde 50 bin kişi ziyaret ediyor İSTANBUL - Ramazan ayı dolayısıyla Türkiye'nin farklı illerinden İstanbul'a gelen vatandaşlar, kutsal emanetlerin sergilendiği Hırka-i Şerif Camisi'ne ilgi gösteriyor. Camide ziyarete açılan Hırka-i Şerif'i, günde yaklaşık 50 bin kişi ziyaret ediyor. Hırka-i Şerif'in yanı sıra caminin kutsal emanetler bölümündeki Hazreti Peygamber'in 1400 yıl öncesine ait sakal-ı şerifi, pabucu, iç gömleği, 1200'lü yıllardaki kabir toprağı, süngeri ve Kabe'nin içindeki Hicri takvime göre 1323 yıllarındaki, tevbe kapısının örtüsü ziyaretçilerden ilgi görüyor. Türkiye'nin dört bir yanından gelen vatandaşlar, sabah erken saatlerden itibaren cami avlusunda toplanıyor ve kutsal emanetlerin sergilenme saatini bekliyor. Vatandaşlar, bu sırada camide yoğunluk oluşturuyor. Ziyaret saatinin başlamasıyla sıraya girerek uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar sırayla kutsal emanetleri ziyaret ediyor. Caminin iki ayrı kapısından erkek ve kadın ziyaretçiler, sırayla ve ayrı ayrı camiye alınıyor. Burada salavat eşliğinde camiye giren vatandaşlar, kutsal emaneti görebilmek için sabırsızlıkla ilerliyor. Kutsal emanet Hırka-i Şerif'i görmek için Anadolu'nun çeşitli illerinden gelen ve kutsal emaneti ilk kez gören vatandaşlar, gözyaşlarını tutamıyor. Atmosfere hayran kalanlar ziyaretin ardından camide şükür namazı kılıyor. Hırka-i Şerif ziyaretinde bu yıl engelli, hasta, yaşlı ve hamile ziyaretçiler sırada beklemeden görevli refakatinde engelli asansörüyle ziyaretlerini gerçekleştirebiliyor. Hırka-i Şerif, arife günü ikindi namazına kadar, hafta içi , hafta sonu saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Hırka-i Şerif'i gördüğünde gözyaşlarına hakim olamayan 75 yaşındaki 5 çocuk ve 5 torun sahibi Meliha Bozkurt, AA muhabirine, "Hırka-i Şerif'i onlarca kez ziyaret ettim. Namaz kılıp dualar ediyorum. Allah gelen ve görenlerden etsin. Dua etmeye geldim" dedi. Gürcü Iviş de Hırka-i Şerif'i 4. kez ziyaret ettiğini belirterek, "Bambaşka bir duygu. Gözyaşı döktük. İlk kez gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Bugün de aynı heyecanı taşıyorum. Ramazanda Hırka-i Şerif'i ziyaret etmekten dolayı huzur duyuyoruz" şeklinde konuştu. (AA) Antenli böcek ağaçları kurutuyor İSTANBUL - Fatih'te Türkiye'de daha önce varlığı bilinmeyen, verdikleri zararla ağaçları kurutarak yok olmasına sebep olan turunçgil uzun antenli böceğine rastlandı. Fatih Belediye'sinden yapılan açıklamada, Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerince, Fatih sınırları içerisinde Türkiye'de önce varlığı bilinmeyen, verdikleri zararla ağaçları kurutarak yok olmasına sebep olan turunçgil uzun antenli böceği tespit edildiği bildirildi. Yedikule Mahallesi başta olmak üzere yakın bölgelerinde gözlenen zararlı ile mücadele etmek üzere Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve İBB Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Müdürlüğü Bitki Sağlığı Şefliği'nin çalışmalarını sürdürdüğü belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Söz konusu zararlının larvaları ağaçların odun dokusundan beslendiğinden ağaca zarar vermekte ve ağacın tamamen kurutmasına sebep oluyor. Ağacın gövdesinden çıkış yapan erginlerin oluşturduğu çıkış deliklerinden ya da erginlerin görülmesi ile zararlının varlığı daha kolay tespit edilmektedir. Ergin çıkış delikleri mm çapında olabilmektedir. Zarar verdiği bitki türleri arasında; akçaağaç, atkestanesi, kızılağaç, huş ağacı, kızılcık, fındık, dağ muşmulası, alıç ağacı, kayın ağacı, elma ağacı, dut ağacı, çınar ağacı, kavak ağacı, kiraz ağacı, armut ağacı, söğüt ağacı, gül, karaağaç bulunmaktadır. Özellikle Yedikule bölgesinde rastlanan bu zararlı böcek park ve yeşil alanlarda, cami, okul ve diğer kamu kurumları ile apartman ve konutların bahçesinde gözlenmektedir. Zararlı böceğin tespit edildiği ağacın belirlenmesinin hemen ardından ağacın Fatih Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün bilgisi dahilinde ilaçlanması ve devamında gözlenerek gerekiyorsa imha edilmesi gerekmektedir. (AA) Enderun usulü teravih namazı ilgi görüyor Osmanlı döneminde ortaya çıkan "enderun teravihi"ne Kırşehirliler yoğun ilgi gösteriyor. KONYA - Konya'nın Beyşehir ilçesindeki, Selçuklu dönemi ahşap ve çini işçiliğinin en önemli eserleri arasında yer alan Eşrefoğlu Camisi, 716 yıldır teravih namazlarında Müslümanları ağırlıyor. Beylikler devrinde Eşrefoğulları Beyi Süleyman Bey tarafından yaptırılan, UNESCO dünya mirası geçici listesinde de yer alan cami, görkemli çini mihrabı ve ahşap işçiliği ile dikkati çekiyor. Hemen yanı başında bulunan Beyşehir Gölü'nün kendine has maviliği, adeta tarihi caminin çinilerindeki güzelliğe yansıyor. Batısında yer alan Anamas Dağları, bu muhteşem yapıya ayrı bir güzellik katıyor. Anıtsal taç kapısı, camiye ilk defa gelenlere, içeride karşılaşacağı mimari güzellik hakkında ipucu veriyor. Tamamen ceviz ağacından, oymalı ve çatmalı, tutkalsız yapılan minberi, geometrik şekiller ve bitkisel bezemelerle ahşap işçiliğinin eşsiz eserleri arasında gösteriliyor. Tavanı renkli kalem işi süslemelere kaplı cami, tüm bu güzellikleri ile Selçuklu mimarisinin 7 asır önce yakaladığı estetik anlayışı ziyaretçilerine sunuyor. Eşrefoğlu Camisi İmam Hatibi İsmail Efe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihlerinde yaptırılan camide 716 yıldır teravih namazı kılındığını söyledi. Caminin, ahşap mimari bakımından Anadolu'daki en özellikli eserlerden olduğunu belirten Efe, "Düz toprak damlı ahşap camilerin en mükemmeli, en özelliklisidir" dedi. Ahşap, taş, çinicilik ve kalem süslemeleri ile nadide bir eser olan caminin mimari özellikleri hakkında bilgi veren Efe, şunları kaydetti: KIRŞEHİR - Kırşehir'de, yeni açılan Hacı Ali Yüksel Cihan Camisi'nde enderun usulü teravih kıldırılmaya başlandı. Cami imam hatibi Fatih Sarıyıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enderun usulü teravih namazında dört imamın görev aldığını söyledi. Kırşehir Müftülüğü tarafından başlatılan kentteki ilk uygulamaya ilginin güzel olduğunu ifade eden Sarıyıldız, teravih namazına gelenlerin çoğunun bir daha başka camiye gitmediklerini belirtti. Her geçen gün cemaatin arttığını aktaran Sarıyıldız, şöyle konuştu: "Bunun diğer teravih namazlarından farkı, bir kaç imam tarafından farklı makamlarda kıldırılıyor olması. Her iki ya da dört rekat başka bir imam tarafından kıldırılıyor. Her imam kendinden önce okunan ilahinin makamından namazı kıldırmaya devam ediyor. Rast makamında ilahi okunursa değişen imam arkadaşımız aynı makamda diğer rekatları kıldırıyor. Teravih namazını segah makamıyla bitiriyoruz. Namazın süresinin uzaması söz konusu değil. Ramazan ayının manevi ortamından istifade etmek isteyenler teveccüh gösteriyor." Caminin diğer imam hatibi Mustafa Fidan da ilahi ve namaz şeklinde tekrarlayan enderun usulü teravih namazında genel olarak hicaz, rast, uşşak, saba, segah, nihavent makamlarını uyguladıklarını dile getirdi. Namaza bir makamda ilahiyle başlandığını ve ona uygun makamda namaz kıldırıldığını belirten Fidan, "Selam verildikten sonra tekrar hangi makamdan ilahiye giriliyorsa aynı makamla diğer imam arkadaş namaza devam ediyor. Bu makamları, Türk sanat müziğindeki makamlarla karıştırmamak gerekir. Bizim yaptığımız dini musikidir" diye konuştu. Fidan, hicaz makamında "Sana Geliyorum", nihavent makamında "Yarabbi Aşkını Ver Bana", saba makamında "Kainatı Döndüren" gibi ilahileri seslendirdiklerini anlatarak, "Teravih namazı sonundaki, Itri'inin bestelediği 'Allahümme Salli' diye okuduğumuz duayı segah makamında söyleyerek bitiriyoruz. Namazın sonundaki Kur'an-ı Kerim'den sureyi de yine segah makamında okuyoruz" dedi. (AA) Beyşehir deki Eşrefoğlu Camisi'nde 716 yıldır teravih namazı kılınıyor "Ortasındaki kar deposu, mihrap önü kubbesiyle karlık arasındaki müezzin mahfili, sağ köşedeki bey hünkar mahfili, arka kısımdaki bayanlar mahfili, itikaf mahalleri, çilehanesi, kündekari tekniğiyle yapılmış olan minberi ve çinilerle yapılmış mihrabı dikkati çekiyor. Yine türbenin kubbesi de aynı şekilde çini ile işlenmiş. Taç kapıdan girdikten sonraki çinili bölüm ile burasının bir başka örneği yok. Camideki sütun ve kirişlerin tamamı sedir ağacındandır. Bu sedir ağaçlarının, Beyşehir Gölü karşısındaki Toroslar'ın kollarından olan Anamas Dağı'ndan kesildiği, yaklaşık 6 ay göl sularında ıslatıldığı rivayet edilir." Efe, Selçuklu tarzını yansıtan ibadethanenin özellikle ramazan ayında ziyaretçi akınına uğradığını, vatandaşların teravih namazı için Eşrefoğlu Camisi'ni tercih ettiğini belirterek, "Bu caminin ayrı bir manevi atmosferi var. Ecdadın yaptırdığı bu muhteşem eser, vatandaşların da ilgi odağında yer alıyor" diye konuştu. Geçmişte, caminin ortasındaki kar deposunda, kışın yağan karın biriktirildiğini anlatan Efe, şunları söyledi: "Burada bekletilen kar, yıl boyunca ahşap camideki ağaçların nem dengesini sağlayıp kuruma ve çatlamaya engel oluyordu. Ayrıca, yazın tarlada, bahçede çalışanlara, cami cemaatine burada küpler içerisindeki kar ve buz ikram ediliyordu. Buradaki kar, sıcak yaz aylarında cami sebiline boşaltılıyor, ramazanda soğuk su, şerbet ve diğer içecekler ile ikram ediliyordu. Bu uygulama, 3 yıldır cemaatimize bal şerbeti dağıtılarak yeniden devam ettiriliyor." Beyşehir Göl Feneri Derneği Yardımlaşma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hasan Takavcı ise 3 yıldır camide teravih namazı çıkışında Osmanlı bal şerbeti ikram ettiklerini dile getirdi. Beyşehir'de yüz yıllarca devam eden, ancak zamanla kaybolan Osmanlı sebil geleneğini günümüzde de yaşatma gayretinde olduklarını vurgulayan Takavcı, "Günde ortalama bin bardak şerbet dağıtıyoruz, bu sayı Kadir Gecesi gibi mübarek günlerde 2 bini buluyor" ifadelerini kullandı. (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Tekrar seçim mi? Biraz düşünün derim... fkoru@htgazete.com.tr ŞAHSEN inandığım için değil, ama akıllı ve deneyimli bilinen siyasi gözlemcilerin sütunlarına da artık yansıdığı için, şu tekrar seçim iddiasına biraz yakından bakmak gerekiyor... İddia şu: AK Parti yönetimi 7 Haziran seçiminden çıkan sonucu değerlendirmiş ve kendileri için en uygun formülün seçimi yenilemek olacağı kararına varmış; şimdilerde ortalığı saran koalisyon hükümetinin bugün-yarın kurulacağı havası yanıltıcıymış... Diğer partileri bu söylentilerle oyalayıp Anayasa daki 45 günlük süreyi dolduracak ve seçimi tekrarlatacaklarmış... Hesaba göre, daha önce AK Parti ye oy verdiği halde son seçimde ya bir başka partiyi veya oyunu iptal yöntemini tercih etmiş seçmenler pişmanlık duyuyormuş; tekrarlanacak seçimde AK Parti yeniden yüzde 45 ve üstünü yakalayacakmış... Planın sahibi olarak AK Parti yönetimi adresini verdim, ama bazıları bu planı doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile irtibatlıyor, hatta Başbakan Ahmet Davutoğlu ise hükümet kurmaktan yana diye yazanlar bile var. Kimin hesabıysa bu, yanlış bir hesap... AK Parti nin bugüne kadar en önem verdiği, ısrarla savunduğu kavram milli irade kavramıydı ve kavram milletin doğrudan sandığa yansıyan tercihi olarak tanımlanıyordu. AK Parti sözcülerinin milli irade vurgusuna itiraz edenler bile, sandığın iradesine karşı çıkabilecek mecali kendilerinde bulamıyorlardı. 7 Haziran günü sandığa yansıyan sonuç da milli irade dir ve halkın bu tercihine saygı duyulması gerekir. Sanki böyle bir irade yokmuş veya önemli değilmiş gibi davranmak, bunu göze alan parti için ekstra bir risktir. Biliyorum, partiye yakın kalemler arasında yenilenecek seçimde 7 Haziran dan farklı bir sonuç çıkacağına dair iddiaya girenler var. 7 Haziran ı bir yol kazası olarak görüyor ve kasımda gidilecek bir seçime kadar kazanın etkilerinin giderileceğini düşünüyorlar. Hatırlatmam farz: Şimdi unutturmaya çalışsalar da belleklerimizde tazedir; aynı kalemler, 7 Haziran a gidilen günlerde de, AK Parti nin oy kaybına uğrayabileceği uyarılarında bulunanlara gülüyor ve büyük bir seçim başarısı kutlamaya hazırlanıyorlardı. Türkiye de insanlar 150 yıldan beri sandık başına gidiyor; sandığın önemine ve oraya yansıyan iradeye vâkıf insanların ülkesi burası. Her seçimde oylar hiç şaşmadan bilinçli olarak kullanılıyor. Halk 2002 yılında oylarıyla AK Parti yi tek başına iktidara taşıdığı gibi, her seçimde biraz daha artırarak, devletin idaresini 13 yıl boyunca yine ona bıraktı. Arada, AK Parti nin istediği Anayasa değişikliklerine referandumda onay verdi aynı halk; AK Parti nin aday olarak sunduğu Tayyip Erdoğan ı ilk turda Cumhurbaşkanı seçeli de henüz bir yıl olmadı. Bütün o seçimlerde doğru ve bilinçli davrandığına inanıyoruz da, son seçimde mi halkın aklının çelindiğini ve yanlış yaptığını sanıyoruz? Halkın son tercihini, milli irade yi çöpe atma anlamına gelecek bir siyasi tavır, takınana zarar verir. Yapılması gereken belli: Meclis e yansıyan tablodan bir değil birden fazla koalisyon formülü çıkıyor... Hükümet kurma görevinin tevdi edileceği kişi, çalışmasını samimiyetle yürütmeli ve anlaşmanın zeminini oluşturmak için gayret göstermelidir... Samimiyetle sonuca mutlaka varılacaktır. Varılmazsa ne olur? Onu o zaman düşünürüz. 7 Temmuz 2015/ HABER TÜRK Mezun olamayan öğrencilere kayıt hakkı ANKARA - Liselerden mezun olamadığı için üniversitelere 3-7 Ağustos ve ek yerleştirme işlemleri sonucunda kayıt yaptıramayan öğrencilere, kazandıkları programların kontenjanları dikkate alınmaksızın, 6 Ekim'e kadar kayıt hakkı verildi. YÖK'ten yapılan açıklamada, Başkanlığa Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıyla, açıköğretim lisesi ve mesleki açıköğretim lisesi öğrencilerine eğitimöğretim yılında en az bir kez ek sınav hakkı verileceği ifade edildi. Bu liselerde, 4 veya 5 dönem mezun verildiği ve 3'ncü dönem sınavlarının iş takvimlerine göre 8-9 Ağustos'ta yapılacağı hatırlatılan yazıda, ek sınavlarla ilgili bir takvimin ise henüz belirlenmediği ve örgün eğitimde sınavların eylül ayının başında gerçekleştirileceği belirtildi. Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında, Genel Müdürlüğün, 2015 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi, (ÖSYS) sonucunda bir yükseköğretim programını kazanan ancak mezun olamamış öğrenciler için kayıt tarihlerinin uzatılması ve öğrencilere gerekli kolaylığın sağlanması konusundaki yazısının incelendiği bildirildi. "Ortaöğretim kurumlarından mezun olamadığı için 3-7 Ağustos ve ek yerleştirme işlemleri sonucunda kayıt yaptıramayan öğrencilerin bu durumlarını belgelemeleri kaydıyla 2015-ÖSYS'de kayıt hakkı kazandıkları programların kontenjanları dikkate alınmadan ÖSYS'de kayıt hakkı kazandıkları programlara 06 Ekim'e kadar kayıt yaptırabilmelerine karar verildi." (AA)

4 48 Temmuz 2015 Çarşamba ANKARA Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO otobüs şoförlerine, Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü eğitmenleri tarafından Güvenli Sürüş Yöntemleri ile ilgili eğitim verildi. 5 gün süreyle verilen eğitimlere 1741 EGO otobüsü şoförü katıldı. Başkan Tiryaki ye teşekkür plaketi EGO şoförlerine eğitim EGO Genel Müdürlüğü Macunköy Tesisleri nde 2 oturum olarak gerçekleştirilen Güvenli Sürüş Yöntemleri başlığı altında konunun uzmanı polis eğitmenler tarafından verilen eğitimlerde; Güvenli Sürüşte Temel Kurallar, Güvenli Sürüşte Toplu Taşım Otobüs Şoförlerinin Sorumluluğu ile Araçların Pratik kullanımı konuları işlendi. Slayt gösterileri eşliğinde, uygulamalı ve karşılıklı soru cevap şeklinde gerçekleştirilen eğitimlerle, Ankaralılara daha iyi toplu taşıma hizmeti verilmesi amaçlanıyor. EGO Genel Müdürlüğü ile Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ortaklığında eğitimlerin her yıl verildiğini ifade eden EGO Genel Müdürü Necmetin Tahiroğlu, Oldukça zor ve sorumluluk isteyen bir görevi yerine getiriyoruz. Her gün yüz binlerce Başkentlinin kent içi ulaşımını sağlıyoruz. Bu görevimizi de yerine getirirken, sürekli trafikte bulunan ve yolcularla temas halinde olan şoförlerimizin mesleki eğitimlerinin yanı sıra psikolojik donanımına çok önem veriyoruz dedi. Tahiroğlu, uzman eğitmenler tarafından şoförlere güvenli sürüşte temel kuralların nasıl olması gerektiğinin bir kez daha anlatıldığını ifade ederek, Eğitimde ağırlıklı olarak trafik sistemi ve sistem kuralları, hız, durma mesafesi, yolcu indirmebindirme, güzergah değişikliği gibi güncel konular işlendi diye konuştu. Başkentlilerin ulaşımını sağlayan 12 yıllık EGO şoförü Durali Akbaş, eğitimlerin oldukça önemli olduğunu ifade ederek, 12 yıldır toplu taşıma şoförü olarak çalışıyorum. Her gün 8 saat trafiğin içinde olduğunuzda her türlü riske de açık oluyorsunuz. Sorumluluğumuz çok büyük. 7'den 77 ye tüm insanlar bize canlarını emanet ediyorlar. Bu yüzden bu eğitimlerin çok önemli ve çok faydalı olduğunu düşünüyorum dedi. Eğitimlerin şart olduğunu belirten 9 yıllık şoför Gökhan Ekmekçi ise Aldığımız eğitimler sadece mesleki eğitim olmuyor. Halkla ilişkiler, trafik kuralları ve psikolojik açıdan, bizler için çok yararlı oluyor. Bilmediğimiz birçok şeyi, bir de uzmanların ağzından öğrenmiş oluyor diye konuştu. EGO da toplu taşıma şoförü olurken mesleki yeterliliğin yanı sıra birçok testten geçtiklerini vurgulayan 2 yıllık şoför Mesut Demirci de düşüncelerini şöyle dile getirdi: Özellikle yeni başlayan arkadaşlarımız için bu tür eğitimlerin kesinlikle olması gerekiyor. Hergün binlerce vatandaşla muhatap olan bizlerin daha sabırlı ve anlayışlı olması lazım. Bu eğitimler sayesinde de bizlerin çok şeyler kazandığını düşünüyorum. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, gün içerisinde pek çok kişiyi ağırlıyor. Başkan Tiryaki bugün, Türk İdari Araştırmalar Vakfı Başkanı Selim Çapar ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanı Yılmaz Doruk u makamında kabul etti. Başkan Tiryaki ye nezaket ziyaretinde bulunan Çapar ve Doruk, Ankara ya yaptığı katkılardan ve Hamamönü ile Hamamarkası nda gerçekleştirdiği başarılı çalışmalardan dolayı, Başkan Tiryaki ye bir de plaket takdim etti. Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen nezaket ziyaretinde dostluk mesajları verildi. Başkan Tiryaki, ziyaretlerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Arslanbek Sultanbekov Altındağ da ağırlandı Ramazan etkinlikleri kapsamında, pek çok sanatçıyı Altındağlılarla buluşturan Altındağ Belediyesi, dünyaca ünlü Kazak sanatçı Arslanbek Sultanbekov u konuk etti. Türkiye de Dombıra isimli çalgısı ve aynı adla seslendirdiği halk şarkısıyla tanınan Kazak sanatçı Sultanbekov, söylediği birbirinden güzel yerel türkülerle kendisini dinlemeye gelenlere unutulmaz bir gece yaşattı. Hem çalgısını konuşturan, hem de o güzel sesi ile dinleyenleri büyüleyen Sultanbekov un türkülerine, Hamamönü meydanını dolduran yüzlerce kişinin coşkusu eşlik etti. Konserinde kendisinin Türkiye de tanınmasını ve sevilmesini sağlayan Dombıra şarkısının yanı sıra, Orta Asya nın ve Kafkasların dört bir yöresine ait anonim türküler ve halk şarkıları da seslendiren Sultanbekov dinleyenleri coşturdu. Ramazan da Hamamönü nü tercih eden Ankaralıların konserine büyük ilgi gösterdiği Sultanbekov, Ankaralılara unutulmaz bir akşam yaşattı. Yenimahalleli minikler ilk kez ata bindi Yenimahalle Belediyesi, kreşli miniklere ve Şentepeli çocuklara unutamayacakları bir gün yaşattı. Ankara Atlı Spor Kulübü nde atları yakından görme fırsatı bulan çocuklar, ilk kez ata bindi, keyifli anlar yaşadı. Yenimahalle Belediyesi 80 inci Yıl, Şehit Yüzbaşı İlker Aydın ile Batıkent Anaokulu nda eğitim gören 3 6 yaş grubu 200 minik ile YENİMEK Şentepe Avcılar Yaz Okulu ndan 45 öğrenci, Ankara Atlı Spor Kulübü nde at binip doğanın tadını çıkarttı. At çiftliğini gezen öğrenciler, ilk olarak öğle yemeği yedi ve daha sonra eğitmenlerin yardımıyla ata binerek alanda tur attı. Atlara binebilmek için adeta birbirleriyle yarışan minikler, sadece ata binmekle kalmayıp, atlarla bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi ve parklarda gönüllerince eğlenip, günün tadını çıkarttı. İlk defa ata binmenin heyecanını yaşayan miniklerin mutlulukları ise yüzlerinden okundu. Hayvan sevgisinin çocuk gelişiminde temel rol oynadığını hatırlatan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Uzmanlar hayvanla kurulan bağın, çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğunu, çocuğun arkadaşlık duygusunun gelişimine katkıda bulunduğunu söylüyor. Biz de belediye olarak çocuklarımıza, bazen bu tür organizasyonlarla; görerek, hissederek bazen de tiyatro ve kitap gibi kültür etkinlikleriyle hayvan sevgisini aşılamaya çalışıyoruz dedi. BELMEK te yaz kursları Ankara Büyükşehir Belediyesi Beceri ve Meslek Edindirme Kursları (BELMEK), yaz aylarında bir kez daha kapılarını açtı. 1 Temmuz da başlayan ve 31 Ağustos'a kadar sürecek kurslara kayıt yaptıran 1450 kursiyer, 16 farklı branşta eğitim almaya başladı. Bir yıllık eğitimi tamamlayarak yaz tatiline giren BELMEK lerde bu kez, uzun dönem kurslara katılma imkanı bulamayan Başkentli kadınlar için yaz dönemi kursları hizmet vermeye başladı. 1 Temmuz ile 31 Ağustos arasında verilecek 2 aylık kurslar, bu yıl da Başkentli kadınlardan yoğun ilgi görüyor. Bir yıl boyunca 6 ana bölgede bulunan 158 kurs merkezinde 31 farklı branşta verilen kurslarla Başkentli kadınları üretimin bir parçası haline getiren BELMEK, yaz döneminde de kurslarda öğretmeye, paylaşmaya, yetenekleri keşfetmeye devam ediyor. Çankaya, Mamak, Çayyolu, Sincan, Keçiören ve Yenimahalle bölgelerinde bulunan merkezlere yaz dönemi için kayıt yaptıran 1450 kursiyer; 16 farklı branşta 64 usta öğretici tarafından eğitim almaya başladı. Kurslarda, yoğun istek gelen, çini, mefruşat, mozaik, resim, kırk yama, ahşap boyama, giyim, tel kırma, çini, el nakışı, iğne oyası, el örgüsü, gümüş işleme, seramik, yemek ve ebru branşlarında eğitim almak isteyen Başkentli kadınlara yaz dönemi kurslarıyla fırsat sunuluyor. BELMEK lerde resim, seramik, giyim, yemek ve çini gibi bölümler genellikle üniversiteli öğrenciler tarafından tercih edilirken, diğer branşlardaki kurslara ise uzun dönemde gelme fırsatı olmayan çalışanlar, torunlarına bakmak durumda olan babaanne ve anneanneler, ev kadınları ile geçen yıldan kalan eksiklerini tamamlamak isteyen hanımlar katılıyor.

5 ANKARA 8 Temmuz 2015 Çarşamba 5 MÜSİAD dan Türkmenlere MÜSİAD ile Türk Kızılayı Ankara Şubesi ile birlikte gerçekleştirilen yardım çalışmanın ilk adımı olarak 150 Türkmen aileyi içeren 1300 kişiye MÜSİAD Ankara üyesi gıda marketlerinde kullanabilecekleri alışveriş çeki dağıtıldı. Türk Kızılayı tarafından ihtiyaç tespit çalışması yapıldıktan sonra belirlenen listelerle, özellikle Mamak ve Cebeci çevresinde konumlanmış olan ailelere birebir olarak hediye çekleri teslim edildi. Genç MÜSİAD üyeleri ve Türk Tunalı Hilmi'de kaldırım çalışması Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Tunalı Hilmi Caddesi nde kaldırım yenileme çalışması başlattı. Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından yapılacak çalışmayla, Tunalı Hilmi Caddesi nin kaldırımları sökülerek, bazalt kaplamalı beton bloklarla döşenecek. Başkent genelinde kaldırım çalışmalarının devam ettiğini ve okulların kapanmasıyla birlikte kaldırım çalışmalarının hız kazandığını belirten Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Vedat Üçpınar, Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı olarak, okulların kapanmasıyla birlikte, özellikle Çankaya bölgesinde çok sayıda caddede, ihtiyaca göre kaldırım yenileme çalışmaları yapılacak diye konuştu. Zamanla yıpranan kaldırımların yerine bazalt kaplamalıların yapılacağını bildiren Vedat Üçpınar, böylelikle kaldırımların çok daha sağlam ve estetik olacağını vurguladı. Tunalı Hilmi Caddesi nde kaldırım yenileme çalışmasıyla, görme engelliler için de iz yolu yapılacağını belirten Üçpınar, Ankaralılara rahatsızlık vermemek için çalışmaların en kısa sürede tamamlanacağını söyledi. Üçpınar, çalışmalar dolayısıyla vatandaşların mağdur olmaması için afişler hazırlanarak gerekli yerlere asılacağını da kaydetti. Kızılayı Ankara Şubesi çalışanları ile birlikte ülkelerini savaş sebebiyle terketmek ve Türkiye ye sığınmak zorunda kalan Türkmen ailelerin barındıkları evleri gezerek gerçekleştirilen çalışmaya dair bilgi veren MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal: Rahmet ve Bereket ayı olan Ramazan ayı bu çalışmaya başlangıç için bir vesile oldu. Ancak sür dürülebilir çalışmamız sadece Ramazan ayı ile kısıtlı kalmayacak. Özellikle yardım ettiğimiz insanlara kendi ihtiyaçlarını seçme ve temin etme fırsatı vermek Çankaya Belediyesi bünyesinde 11 kreş ve 3 etüt merkezine, önümüzdeki eğitim öğretim yılında bir kreş ve bir etüt merkezi daha eklenecek. Belediye böylece hizmet verdiği çocuk sayısını bin 680 e çıkaracak. Ailelerin ilk tercihi olan, kaliteli ve çok yönlü eğitimi uygun ücretle sunan Çankaya Belediyesi kreşlerine bu yıl da 2 bin 240 ebeveyn çocuklarını kaydettirmek için başvurdu. Çankaya Belediyesi nin en çok önem verdiği hizmet alanlarından olan eğitim ve çocuklara yönelik hizmetlerin kalitesi her gün artıyor, hizmet yelpazesi çeşitleniyor eğitim öğretim yılında 1400 çocuğa okulöncesi ve etüt eğitimi veren Belediye nin gündüz bakımevlerine bu yıl da yoğun bir ilgi vardı. Belediye nin bin 400 mevcut kapasite için 2 bin 240 başvuru olurken Çankaya Belediyesi giderek artan talebi karşılamak için yeni eğitim öğretim döneminde kapasitesini 280 adına MÜSİAD Ankara üyesi gıda marketlerinde geçerli hediye çeklerini veriyoruz. Bu şekilde ihtiyaç sahipleri alışveriş yapan bir müşteriden farkı olmaksızın gıdadan, giyime marketlerde yer alan tütün mamulleri hariç her üründen temin edebilecekler. MÜSİAD Ankara Şubesi olarak düşene el uzatmanın insani vazifemiz olduğunun bilinciyle yardım ve sosyal sorumluluk çalışmalarımızı sürdürülebilir bir şekilde devam ettireceğiz dedi. Çankaya Belediyesi, bin 400 çocuk kapasiteli kreş ve etüt merkezleriyle Türkiye nin okulöncesi ve etüt eğitimi veriyor. daha artırarak bin 680 çocuğa hizmet verecek. Çocuk merkezli, aile katılımına dayalı, yaratıcılığı destekleyen, özgürlük, eşitlik, barış, umut, dostluk gibi evrensel değerleri temel alan eğitim programları uygulayan Çankaya Belediyesi, çocuklara yaşayarak öğrenme, yeni fikirler keşfetme, sorunları çözme becerisi kazanma, dil ve kavram geliştirme ve genişletme yöntemleriyle eğitim olanakları tanıyor. İlçe genelindeki 11 gündüz bakımevi ve 3 etüt merkezinde, 118 i çocuk gelişimi alanında uzman olmak üzere 260 personel çalışıyor. Çocukların okulöncesi eğitim almasında yerel yönetim olarak öncü bir rol üstlenen Çankaya Belediyesi, 3-6 yaş aralığındaki çocuklara müzik ve resimden el sanatlarına, enstrüman eğitiminden yabancı dile, dramadan jimnastiğe kadar geniş bir yelpazede eğitim veriyor yaş grubundan oluşan 3 etüt merkezinde ise okul ödevlerine desteğin yanı Savaş bölgesinden kaçarak Ankara ya gelen Türkmen ailelere Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Ankara Şubesi yardım eli uzattı. Çankaya daki kreşlere yoğun talep sıra çocuklara satranç, spor, seramik, resim, fotoğraf, edebiyat konularında da kendilerini geliştirmeleri için imkân sunuyor. Sanat ve spor alanında olduğu kadar kültürel alanda da çocukların olumlu gelişim göstermesinin önemini göz önünde bulunduran Belediye, yabancı ülke temsilcilikleriyle iletişimde bulunarak çocukların farklı kültürleri tanımasına da olanak sağlıyor. Yunanistan, Sırbistan ve Fas ın tarih, coğrafi konum, sanat, spor, oyun ve oyuncak, yemek gibi özelliklerini kendi vatandaşlarından öğrenen çocuklar, yeni dönemde de farklı ülkeleri tanımaya devam edecekler. Çocuklara yıl boyu verilen eğitimlerde, 106 öğretmen, 70 öğretmen yardımcısı, resim, seramik, jimnastik, müzik, satranç alanlarında 12 branş öğretmeni, 3 psikolog ve rehber öğretmen ile 69 destek personeli hizmet veriyor. Resmi tatiller ve hafta sonu tatilleri dışında, sabah da başlayan mesai akşam a kadar sürüyor. Çankaya ilaçlanıyor İDDİA YOK Abdullah Cengiz Eğitimci/Yazar cengizicyer@hotmail.com KUTLU AYIN MİSAFİRLİĞİNE DEVAM EDİYORUZ Kıymetli kardeşlerim, mübarek Ramazan ayının çoğunu devirdik. İnşallah hasıl olan hayır ve hasenatından istifade edenlerden olmuşuzdur. Gördüğünüz gibi çok bereketli ve güzellikler dolu anlar yaşamaktayız. Bu huzur ve maneviyat dolu ayın hatırına, Rabbimiz sabah namazlarımızda, gündünüzde, gecelerimizde, iftarlarımızda, sahurlarımızda... ayrı ayrı ikramlar, ihsanlar ve iltifatlar sunmaktadır. İnanıyorum ki sizler de bu saatleri fırsat biliyor ve Rabbimizin rızası doğrultusunda hayırlara vesile oluyorsunuz. Bu doğrultuda, İslam ın bu güzelliklerinden bihaber, oruç tutmayan, namazsız ve niyazsız insanlara bazı mesajlar vermeyi fırsat biliyorsunuz ve o kıymetli zamanları öyle değerlendiriyorsunuz, böylece sevap hanelerinize dereceler katıyorsunuzdur. Rabbim, daim eylesin. Siz kardeşlerime bir tavsiyem olsun: Belki seneye bu günleri görmemiz nasip olmayabilir. Bu düşünce ve bakış açısı ile geride kalan günleri daha da dolu dolu geçirmeye bakalım. Yakınımızda olup selam vermediğimiz bir insanımız ya da bu ülke insanları kalmasın. Onların bize gelmesini beklemeyelim biz onların yakınlarına gidelim. Evlerimize yemeğe çağıralım. Sonra da diyelim işte biz böyle bir aydayız. İnancımızın gereği bu ayda sevgi ve hoşgörü kanatlarımızı biraz daha açarız. Kucaklamadığımız, gönlümüzdeki güzellikleri ve sevgi çiçeklerini sunmadığımız insanın kalmaması adına sizlere geldik ve sizleri Yaratan dan dolayı seviyoruz. Kakışımızla, oturuşumuzla, giriş ve çıkışımızla onlara inancımıza ait mesajlar verelim. İnşallah beklentisiz ve samimi duygularla onlara gitmemiz hidayet kapısının açılmasına vesile olacaktır. Biliyorsunuz bu insanlarımız inançtan yoksun, maddeci bir toplum haline getirilmiş. Karşılıksız vereceğimiz bir yemek, bir selam, bir sevgi gösterisi nelere mal olabileceğini düşünemeyiz. Allah(c.c) Kitabı Kerimi nde kalperi İslam a ısındırılması gerekenlere Zekat bile verileceğini buyurmuyor mu? O halde bu emrin gereği, şayet imkanınız varsa, yanınıza bir iki kardeşinizi de alarak onlara güzel bir lokantada yemek yedirebilirsiniz. Sonra da neden bunu yaptığınızı, -onların da inancını rencide ermeden- izah edersiniz. Bu güzel ve beklentisiz gayretlerinizin nelere mal olacağını siz de biz de bilemeyiz... İnşallah, Allah ın rızası ve hoşnutluğu, bu ayın hatırı Efendimizin sünneti gereği bol bol Kuran mukabeleleri okuyalım. Teravih ve teheccütler eda edelim. Zekat ve sadakalarla günahlarımızdan temizlenmeyi deneyelim. Gecelerin karanlıklarında, öncelikle ülkemizin ve insanımızın selamet ve huzuru, haksızlığa ve zulme uğrayan mazlumlar için sonra da insanlığın hidayeti için bol yalvaralım. Özelikle de İslam Ümmetinin kardeşliği, huzur ve mutluluğu için, gönüllerimizi yırtarcasına dua dua yalvaralım. O nun kapısını bu ayın sonuna kadar aşındırmaya devam edelim. Sonra da Allah ın (c.c) yüce adını ve yadını dünyanın dört bir yanına götürmeye azmetmiş adanmış gönüllerin muvaffakiyeti için bolb ol niyazda bulunalım. Son bir kaç yıldır ülkemizde haksızlıklara, zulümlere, adaletsizliklere uğrayarak mağdur edilen, çoluk çocuğundan ayrı bırakılan kardeşlerimiz için de içten en samimi duygularımızla dua edelim. Suriye de, Filistin de, Afganistan da, Irak ta, Libya da, Tunus ta, Arakan da, Doğu Türkistan da... buralarda zulme uğrayan kardeşlerimizin felahı için, hiç olmazsa duamız deyip yardımlarına koşalım. En azından bu kadar da olsa dertlerine ortak olup sıkıntı ve acılarını paylaşalım. Başta Kuran olmak üzere, sonra da diğer Allah(c.c) dostlarına, İslam alimlerine ait kitapları bol bol okuyalım. Bu okumalarımız bizde hal haline gelsin Ramazan dan sonra da devam ettirelim. İnşallah, gelecek hafta da bu ayın feyiz ve bereketine dair yazıma devam edeceğim. Rabbim, inayet ve keremini üzerimizden eksik etmesin; bizleri rızası ve hoşnutluğu doğrultusunda koşturan kullarından eylesin. Son nefesimize kadar bu yoldan ve kardeşlerimizden ayırmasın. Sevgi ve muhabbetlerimle... Çankaya Belediyesi, yaz dönemi ilaçlama çalışmalarını hızlandırdı. Belediye Haziran ayı içerisinde 528 farklı noktada ilaçlama yaptı. Çankaya Belediyesi haşerelerle mücadeleye devam ediyor. Haziran da 528 farklı noktada ilaçlama çalışması yapan belediye ekipleri, toplum sağlığını tehdit edecek haşereleri ortadan kaldırdı. Çalışmalarında insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen ilaç kullanımına dikkat eden ekipler, Çankaya sınırlarında belirlenen 24 jit alanında (bataklık, su birikintisi), mahalle genelinde bulunan çöp konteynırlarında ve 103 hektarlık alanda 23 litre kimyasal ve biyolojik larvasit çalışması gerçekleştirdi. Bahçelievler, Emek, Kızılay, Yüzüncü Yıl ve Birlik mahallelerindeki kanalizasyonlarda kanal sisleme çalışması yapan belediye ekipleri, Çayyolu bölgesinde de ağırlıklı olarak 41 litre ilaç kullanarak uçkun ilaçlaması yaptı. Çankaya da bulunan cadde ve sokak kenarlarındaki ağaçların ilaçlanmasında 61 litre ağaç ilacı kullanan Belediye ekipleri, çalışmalarını vatandaşların etkilenmemesi için gece geç saatlerde ve yağmursuz günlerde yapmaya özen gösteriyor.

6 6 ANKARA 8 Temmuz 2015 Çarşamba Geleneksel OSTİM İftarı, siyaset, bürokrasi, iş dünyası ile akademisyenleri bir araya getirdi. İftar sofrasının 2015 teması Ahilik oldu. Etimesgut ta 10 bin kişilik iftar Etimesgut ta 10 bin kişi, Türk Beyleri Kent Meydanı nda birlikte iftar açtı. OSTİM'de iftar buluşması OSTİM in her yıl bir tema eşliğinde düzenlediği iftar programının bu seneki başlığı Ahilik oldu. OSTİM iftar sofrasında siyaset, bürokrasi, iş dünyası, akademisyenler ve çalışanlar yer aldı. İftar davetlilerine hitaben bir konuşma yapan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, her yıl geleneksel olarak iftar sofralarında dostluk ve sohbetin ayrı bir önem taşıdığını kaydetti. Bu yıl için belirlenen Ahilik teması üzerine düşüncelerini paylaşan Aydın, Ahiliği çok önemsiyoruz. Ahilik, nostalji olarak söyleniyor. Her yıl törenler yapıyoruz ama şunu çok iyi bilmemiz lazım; özellikle iş dünyası, sanayi, üretim, esnaf, sanatkar, işadamı dediğimiz zaman Ahilik kültürü ve değerleri, ülkemiz, çalışanlar, hepimiz için son derece önem taşıyor. dedi. Ahilik geleneğinin köklü geçmişi ve geleneklerine işaret eden Orhan Aydın şunları söyledi: Kalite kontrol, işbirliği, güç birliği, Keçiören Belediyesi, yeryüzünün ilk mescidi ve Allah ın evi Kabe nin örtüsünü de sergiye açarak manevi atmosferi doruğa taşıdı. Mübarek Ramazan ayı nedeniyle Müslümanların kıblesi Kabe nin örtüsü Kalaba Kent Meydanı nda kurulan Keçiören Kültür Evi nde ziyarete açıldı. Örtünün sergilendiği alan hem Keçiörenlilerin hem de Ankaralıların ziyaretçi akınına uğradı. Sergilenen Kabei Şerif örtüsünün 1900 lü yılların ilk çeyreğine ait olduğu ifade edilirken, koyu lacivert renkte ipek satenden dokunan örtünün üzerinde Kelime-i Tevhid yani La ilahe illallah Muhammedun Resulullah yazısı bulunuyor. ihracat, rekabet, yanında yetiştirdiği insanı kendisine rakip olarak çıkarabilen bir toplum Bugün iş dünyasında yaşadığımız sıkıntıların sebebini incelediğimiz, işçi-işveren ilişkilerine baktığımız zaman; geçmişte bunları bu ülke nasıl çözmüş, bin yıl huzur ve barış içerisinde her cinsten, renkten, türden insan bir arada mutluluk içerisinde nasıl yaşamış, bunun sırrı, tarihte, medeniyetimizde Ahilik olarak gözüküyor. OSTİM iftarının konukları arasında yer alan Savunma Sanayii (SSM) Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma sanayiini geliştirme, destekleme görevi denildiğinde sadece savunma ve havacılık kümeleri değil, bütün alanlarda korunan bir ekosistemin konuşulması gerektiğini belirtti. Üretimin teknolojiye dayanması gerektiğinin altını çizen Demir, Türkiye de milli bir sanayi hareketinden bahsedildiğinde, irili ufaklı bir dizi sanayinin, şirketlerin, araştırmacıların, üniversitelerin bir zincir halinde ve sistem içinde dirsek temasını Kabe nin örtüsü Keçiören de Kabe nin tamamını kuşatan bu örtü siyah ibrişimden yapılıyor ve üzeri altın yaldız sırma yazılarla tezyin ediliyor. Saf ipek kullanılarak dokunan altın işlemeli örtü, Kabe-i Şerif Örtü Fabrikası nda üç aylık bir çalışma sonucunda dokunuyor. Toplam alanı 658 metrekareyi bulan örtü 14 metre uzunluğunda, 101 santimetre genişliğinde 47 parçadan oluşuyor. Örtünün üzerinde jakard üslubu ile işlenmiş La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah, Allah Celle Celalühü, Sübhanallahi ve Bihamdihi Sübhanallahi El-Azim, Ya Hannan Ya Mennan ifadeleri yer alıyor. Kabe nin örtüsü her yıl değiştirilirken, eski örtü küçük parçalara ayrılarak Müslümanlara dağıtılıyor. Değiştirme işleminde yeni örtü, asansörle Kabe nin üst kısmına çıkan görevliler tarafından iplerle yukarı çekilip aşağıya salınıyor. Bu sırada altta kalan eski örtü ise indiriliyor. Kabe örtüsünün değiştirilmesi sırasında hacılar Arafat ta olduğu için Mekke de sadece yerli halk bulunuyor. Böylece Kabe Arafat tan dönen hacılara hazır hale geliyor. Kültür Evi nde sergilenen Kabe örtüsü Keçiören Belediyesi Etnografya Müzesi envanterinde yer alıyor. kesmeden çalışmaları gerektiğini hatırlattı. SSM Müsteşarı, Tabi bu çalışmalar sırasında da bizim gibi kurumların, devletin çeşitli organlarının önlerini açacak teşvik edecek unsurları gündeme getirmesi gerekiyor. Özellikle savunma ve havacılık alanında Ankara nın yeri giderek derinleşiyor. Son zamanlarda havacılık alanında attığımız adımları biraz daha hızlandırdık. Bu faaliyetler sırasında da ülkemizdeki her türlü katma değerin işin içine girmesini, katkıda bulunmasını, bütün kabiliyetlerin olabildiğince kullanılmasını hedefliyoruz. Burada da tabii ki Ankara bölgesi, özellikle OSTİM e önemli işler düşüyor. İnşallah bu işleri alnımızın akıyla başaracağız. ifadelerini kullandı. AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Emrullah İşler, sözlerinin başında Ramazan ayının manevi atmosferine işaret etti. İşler, gelenekselleşen OSTİM iftarlarını milletvekili olduğu günden bugüne kaçırmamaya gayret ettiğini söyledi. İlaçta tavan fiyat tartışması TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Başta Bağ-Kur emeklileri olmak üzere tüm emeklilerin ve asgari ücretlinin maaşlarının ilaç fiyatlarını karşılamadığını belirtti. Palandöken, Eğer tedavinizde SGK nın karşılamadığı ilaç kullanılacaksa asgari ücretli ve emeklilerimizin aldığı maaşlar ilaç fiyatlarını karşılamıyor. Acilen ilaç fiyatlarında tavan fiyat uygulamasına geçilmeli dedi. Piyasada serbest olarak satılan ilaçların fiyatlarının denetim altına alınması gerektiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Piyasada vatandaşın bel ağrıları için yoğun şekilde kullanılan bir iğnenin fiyatı 210 lira ila 250 lira arasında değişmektedir. En önemlisi bir iğne ile hiçbir hasta iyileşmiyor. Bir hastanın iyileşmesi için 6 ile 14 iğne olması gerekiyor. Yani bir hastanın tedavi masrafı sadece iğne için bin 500 ila 3 bin 500 lira arasında değişiyor. Bunun tek sebebi SGK nın bu ilaçları ödeme listesinden çıkarmasıdır. Fiyatları aşırı artan ilaçları kullanma zorunda olan vatandaş ise eczacı ile pazarlık yapar hale geliyor. Buda eczacılarımızı etik yapıyı bozması nedeniyle üzüyor. EPDK nın zaman zaman akaryakıtta uyguladığı tavan fiyat gibi ilaçlarında fiyatının üst limiti olması vatandaşa fayda sağlar diye konuştu. Sadece iğne için bir-iki ay içerisinde ödenen bin 500 ila 3 bin 500 lira arasındaki bu ödemenin emeklinin belini büktüğünü kaydeden Bendevi Palandöken, Bugün ülkemizde emekli maaşlarının hangi seviyede olduğu çok iyi biliniyor. Temmuz ayında zamla birlikte en düşük emekli maaşları; işçi emeklisinde 933.-TL, Bağ-Kur emeklisinde 746.-TL, memur emeklisinde TL, asgari ücretli ise net TL alacak. Bir vatandaş bu maaşla evini mi geçindirsin yoksa tedavisini mi olsun. Çok kullanılan liste dışı ilaçların illa da SGK kapsamına alınsın demiyoruz. Ama ilaçların SGK listesinden çıkarılmasının ardından aşırı şekilde fiyatlarının yükselmesinin önüne geçilsin. Devletin belirlediği her ilacın bir tavan fiyatı olsun. Aksi halde milyonlarca emekli ve asgari ücretli tedavi için bu kadar yüksek fatura öderse geçimini sağlayamaz şeklinde konuştu. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Türk Beyleri Kent Meydanı nda iftar programı düzenledi. İftara 7 den 70 e toplumun bütün kesimlerinden 10 bini aşkın kişi katıldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Erdem, MHP Uşak Milletvekili Durmuş Yılmaz ve belediye meclis üyeleri ile sivil toplum kuruluş temsilcileri de iftarda yer aldı. Başkan Demirel, misafirlerini meydanın ana giriş kapısında karşıladı. Ezanın okunmasıyla birlikte hep birlikte oruçlar açıldı. Ertuğrul Erkişi, okuduğu ilahilerle iftar programına renk kattı. Etimesgut Müftüsü Yunus Can, iftar duasını yaptırırken, Ramazan ın birlik ve beraberliği pekiştirdiğine dikkat çekti. Ramazan ayının fotoğrafı çekilse ancak bu kadar güzel bir manzara olabilir diyen Müftü Can, meydandaki kalabalığa işaret etti. Can, Kadir gecesini Türk Beyleri Kent Meydanı nda idrak etmek istediklerini belirterek, İnşallah hava şartları uygun olursa seccadesini alıp herkesi bu meydanda teravih namazı kılmaya bekliyorum. Onbinlerce kişiyle birlikte Kadir Gecesi ni bu meydanda hep beraber idrak edelim. Hatta bayram namazını da burada kılabiliriz. Ecdadımız da hep böyle alanlarda toplu namazlarını kılmışlardır diye konuştu. Daha sonra kürsüye gelen Demirel, katılımları için bütün Etimesgutlular a teşekkür etti. Demirel, 13 Temmuz Salı gününün Kadir gecesi olduğunu hatırlatarak, Sayın ilçe müftümüzün ifade ettiği gibi, Kadir Gecesi ni bu güzel meydanda hep birlikte idrak etmek istiyoruz dedi. MKM yaz kursları başladı Mamak Kültür Merkezi yaz kursları yeni dönem eğitimlerine başladı. Özellikle yılsonu tatiline giren öğrencilere yönelik açılan ve yaz boyunca devam eden kurslar tamamen ücretsiz olarak sunuluyor. Yaz tatilini hem eğlenerek hem de öğrenerek geçirmek isteyen Mamaklı öğrenciler için bulunmaz bir fırsat olan MKM kurslarında usta öğreticiler tarafından çeşitli branşlarda eğitimler veriliyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: Yaz kurslarında kursiyerlerimiz çeşitli dallarda eğitim alıyor. Kurslarımız yeni dönemde de tüm Mamaklıların hizmetinde. Oluşturulan programlar kendisini geliştirmek, meslek sahibi olmak yada sanatsal bir etkinlikle uğraşmak isteyen herkese hitap ediyoruz. Sosyal belediyecilik anlayışımızın tabii gereği olarak bu kurslardan herhangi bir ücrette talep etmiyoruz. Yaz boyunca öğrencilerimizi kurslarımıza bekliyoruz dedi. Mamak Belediyesi yaz kurslarını yalnızca öğrenciler için açmıyor. Kurslardan faydalanmak isteyen yetişkinlerde faydalanabiliyor. Yaz kursları içerisinde gitar, keman, saz, tiyatro, Türk Sanat Müziği, drama, halk oyunları, ney, semazen, Türk Halk Müziği kursları bulunuyor. Yaz kursları hakkında ayrıntılı bilgi / 419 nolu telefonlardan alınabilir.

7 8 Temmuz 2015 Çarşamba7 Türkiye'de her 10 kişiden 3'ü doğduğu ilden farklı bir ilde yaşıyor ANKARA- Türkiye'de her 10 kişiden 3'ü doğduğu ilden farklı bir ilde yaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılı doğum yeri istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye'de yaşayan T.C. vatandaşlarının yüzde 96,8'i Türkiye, yüzde 1,3'ü ise yurt dışı doğumlu bulunuyor. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2014 yılı sonuçlarına göre, Türkiye'de ikamet eden T.C. vatandaşlarının yüzde 65,5'i doğduğu ilde, yüzde 31,3'ü ise başka bir ilde ikamet ediyor. Bir başka ifadeyle her 10 kişiden 3'ü doğduğu ilden farklı bir yerde yaşıyor. Doğduğu ilde ikamet eden nüfus oranı en yüksek il yüzde 90,4 ile Kahramanmaraş olurken, bu ili yüzde 89,7 ile Şanlıurfa ve yüzde 89,6 ile Adıyaman izledi. İkamet ettikleri ilde doğan kişilerin oranının en düşük olduğu il yüzde 30,4 ile Yalova oldu. Yalova'yı sırasıyla yüzde 42,9 ile Kocaeli ve yüzde 43,7 ile Tekirdağ takip etti. En yüksek nüfusa sahip İstanbul'da yaşayan ancak doğum yeri farklı bir il olanlar arasında Sivas doğumlular birinci sırada yer alırken, bunu, Ordu ve Tokat doğumlular izledi. İkinci büyük nüfusa sahip il Ankara'da, ilk sırada doğum yeri Çorum olanlar gelirken, ikinci sırayı Yozgat ve üçüncü sırayı ise Çankırı doğumlular oluşturdu. (AA) ANKARA ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI MERKEZ HİZMET BİNASI BAKIM ONARIM ANKARA ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI MERKEZ HİZMET BİNASI BAKIM ONARIM yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Eskişehir Bulvarı No:146 ODTÜ Karşısı ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ankara@csb.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : 2 Adet Blok Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Ankara c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Eskişehir Bulvarı No:146 ODTÜ Karşısı Çankaya /ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz. TIBBİ SARF MALZEME SATIN ALINACAKTIR NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ-ANKARA SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU 79 Kalem Tıbbi Sarf Malzeme Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Ankara Numune Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Ülkü Mah. No: 5 Talatpaşa Bulvarı, Samanpazarı ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : numune06@gmail.com ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 79 Kalem, Mal Alımı, Tıbbi Sarf Malzeme Alımı. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Hastane Tıbbi Malzeme Ambarı ve Hastane Genel Malzeme Ambarı. c) Teslim tarihleri : Son teslim tarihi olmak üzere, sözleşmenin imzalanmasını izleyen ilk iş gününden itibaren, ilgili ambarın ihtiyaç durumuna göre partiler halinde teslimat yapılacaktır. Siparişlerin yazılı olması şartı aranmaz, telefon veya faks ile yapılan siparişler 5 (Beş) iş günü içerisinde sipariş veren ambara teslim edilecektir. Yüklenici, son teslim tarihinden en geç 20 gün öncesinde, ilgili ambar tarafından sipariş edilmeyen malların adlarını ve teslim edilmesi gereken miktarlarını yazılı olarak bildirmek zorundadır. Son teslim tarihinden 10 gün öncesine kadar siparişi verilmeyen malzemelerin teslim edilmesi Yüklenicinin sorumluluğundadır. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Satın Alma Birimi, A Blok, 1. Kat, Ülkü Mah., No: 5, Talatpaşa Bulvarı Samanpazarı-Altındağ/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler: TİTUBB Ürün: T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tarihinde yayınlanan 2010/11 Sayılı Genelge gereği; ihale tarihi itibarı ile, istekliler Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıbbi Cihaz Yönetmeliği ve Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği kapsamında teklif ettikleri ürünlerin TİTUBB da tedarikçi firma altında Sağlık Bakanlığı tarafından kaydı olduğuna dair belge sunacaklardır. Belgelerin, hangi ihale sıra nolu kalemlere ait olduğu, istekliler tarafından belgenin üzerinde belirtilecektir. Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıbbi Cihaz Yönetmeliği ve Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği kapsamı dışındaki ürünler teklif edilecekse, bu ürünlerin söz konusu yönetmeliklerin kapsamı dışında olduğuna dair üreticinin/ithalatçının KAPSAM DIŞI yazılı beyanı yeterli olacaktır. Teklif edilen ürünlerin, kapsam dışı olanlar hariç, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası na (TİTUBB) kayıt-bildirim işlemlerinin tamamlanmış olması yanı sıra ürünün T.C. Sosyal Güvenlik Kurumunun MEDULA sisteminde de kayıtlı bulunmalı, TİTUBB bilgileri teknik şartname ve SGK geri ödeme kuralları ile uyumlu olmalıdır Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 70 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yapım İşlerinde İş Deneyiminde Değerlendirilecek Benzer İşlere Dair Tebliğ de yer alan (B) Üstyapı (Bina) İşleri III. Grup Bina İşleri benzer işlere denk sayılacaktır Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisi veya Mimar 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğüne İhale Doküman Bedelinin yatırıldığına dair alındı makbuzunun getirilmesi kaydıyla Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü İhale Bürosundan satın alına bilir. adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın ( TİTUBB Yetki: T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tarihinde yayınlanan 2010/11 Sayılı Genelge gereği; ihale tarihi itibarı ile, istekliler teklif dosyalarında T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası na (TİTUBB) kayıtlı olduklarına dair belge sunacaklardır. İsteklinin, teklif edilen ürünün imalatçı veya ithalatçısı (tedarikçi firma) olmadığı durumlarda, ürünün tedarikçi firmasının bayii olduğuna dair TİTUBB kaydı sunulması zorunludur Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: Numune Teslim Belgesi: Teklif edilen ürünü temsil edecek nitelikte ve miktarda numune, ihale gün ve saatinden önce Hastane Stok Takip Birimi'ne (B Blok -1. Kat) "Numune Teslim Belgesi" (İhale dokümanı kapsamında örneği verilen bu belge önceden istekli tarafından hazırlanacak ve numune teslimi esnasında İdare personeli tarafından kontrol edilerek karşılıklı imzalanacaktır.) karşılığı teslim edilecek ve bu belge teklif dosyasında sunulacaktır. Getirilen numunelerin üzerine, numunelerin hangi ihale sıra nolu kaleme ait olduğuna dair bilgi istekli tarafından yazılacaktır. Numune teslim etmeyen isteklilerin, numune vermedikleri kalem/kalemler için verdikleri teklifler değerlendirme dışı bırakılacaktır. Katalog ve/veya broşür gibi tanıtıcı belgeler, numune olarak değerlendirilmeyecektir. Her kalem için ayrı numune örneği verilecek, ortak numune örneği kabul edilmeyecektir. Numune örneği teslim edilen ihale kalemlerinin teknik şartnamesinde bilgi ve/veya belge istenilmişse, sözkonusu bilgi ve/veya belgeler numune örneği ile birlikte teslim edilecektir. Aksi durumda, numune örneğinin teknik şartnamesine uygun olmadığına karar verilecektir. İhale gün ve saatinden sonra, ihale teklif dosyalarında sunulan ihaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri tam ve geçerli olan isteklilerin teslim ettikleri numune örnekleri değerlendirmeye alınacaktır. Numunelerin değerlendirilmesinde, önce fiziksel nitelikler kontrol edilecektir. Fiziksel niteliklerinin tamamı (ambalajlama, son kullanma tarihi, etiketleme şekli, etiket bilgileri ve teknik şartnamede belirtilen özel fiziki şartlar ve belgeler) ihale dokümanında belirtilen hükümlere uygun bulunmazsa, malın numuneleri teknik muayeneye tabi tutulmadan reddedilecektir. Bu işlemlerden sonra alımın niteliğinin laboratuar muayenesi gerektirmesi halinde, numune örneklerinin İdaremizin laboratuarlarında laboratuar muayeneleri yapılacaktır. Alım niteliğine göre, numune örnekleri İdaremizdeki ilgili birimlerde (ameliyathane, klinik, poliklinik veya idari birimler) kullanım amacına uygun olarak teknik hususlara göre denenecektir. Teknik şartname hükümlerinin tamamını karşılamayan malların numuneleri reddedilecektir Ürün teknik şartnamesinde ürünle birlikte el aleti, kablo, cihaz vb. istenmesi durumunda, numune örneklerinin denenmesi için gerekli cihaz ve diğer malzemeler istekli tarafından bedelsiz olarak sağlanacaktır. Teslim edilecek ürünün, depoya teslim edildiği tarihte raf ömürlerinin en az üçte ikisi kalmış olmalıdır. Ürünler kolayca sayılabilecek, taşınabilecek ve depolanabilecek; ayrıca depolama koşullarına dayanaklı, sağlam ambalajlar içinde paketlenmiş olarak teslim edilmelidir. Ürün teknik şartnamesinde ürünle birlikte el aleti, kablo, cihaz vb. istenmesi ve/veya ürünün kullanılması için ilgili birimlere cihaz kurulması/ montaj edilmesinin gerekmesi durumunda, bunların tamamının teslimatı ve montajı ilk parti teslimattan önce tamamlanmalıdır. İhaleye teklif veren istekliler, teklif edecekleri ürünlere istinaden verdikleri numune örneklerini ve/veya numune örneklerinin denenmesi için gerekli cihaz ve diğer malzemelerini en geç; uhdesinde ihale kalmaları halinde, sözleşme süresinin bitiminden itibaren en geç 1 ay içinde, uhdesinde ihale kalmaması halinde, teklif ettiği kalemlere ilişkin sözleşmeler tamamlandıktan sonra en geç 1 ay içinde teslim alacaklardır. Bu süreler dolduktan sonra teslim alınmayan numunelerden dolayı Hastanemiz İdaresi sorumlu değildir. Numune örneğinin kullanılması durumunda, istekliye iade yapılamamaktadır. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açık olup yerli malı teklif eden istekliye ihalenin tamamında % 1 (bir) oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Satın Alma Birimi, A Blok, 1. Kat, Ülkü Mah., No: 5, Talatpaşa Bulvarı Samanpazarı-Altındağ/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Satın Alma Birimi, A Blok, 1. Kat, Ülkü Mah., No: 5, Talatpaşa Bulvarı Samanpazarı-Altındağ/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 150 (Yüzelli) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın (

8 8 Bilgi 8 Temmuz 2015 Çarşamba EKONOMİ Tatilcilere uyarısı ANKARA - Sayan, yaptığı açıklamada, akıllı telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların okul dönemine kıyasla daha çok kullanılması ve internet hizmeti için alınan paketlerin bitmesini takiben veri kullanımlarının farklı fiyatlardan ücretlendirilebildiğinin unutulması nedeniyle ailelerin fatura şokları yaşabileceğine dikkati çekti. Boş vakitleri tatil dönemlerinde artan ilk, orta ve lise öğrenimi çağında ki çocukların, yüksek veri kullanımı gerektiren oyunları ya da videoları daha fazla indirebildiklerini ifade eden Sayan, "Bu durum da ailelerin, evlerinde abone oldukları genişbant internet, ADSL, fiber, kablo veya mobil cihazlarında kullandıkları internet hizmeti için ayrılan aylık kotanın normalden daha çabuk bitmesine sebep olabilmektedir. Ödeme tipinin faturalı veya ön ödemeli olmasına göre değişmekle birlikte internet hizmetinin normalden daha fazla kullanılması durumunda, aileler paket aşım ücretleri temel alınarak hesaplanan beklenmedik ücretlerle karşı karşıya kalabilmektedirler" ifadesini BTK olarak tüketicileri koruma ve uyarma görevlerinin bulunduğunu anımsatan Sayan, cep telefonu veya evdeki genişbant internet aboneliğinde T.C. ANKARA 22. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/77 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 02/07/ İhale Tarihi : 24/08/2015 günü, saat 14:00-14:05 arası. 2. İhale Tarihi : 22/09/2015 günü, saat 14:00-14:05 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU SIHHİYE Takdir Edilen No Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 % 1 06ERN27 Plakalı,2014 Model, VOLKSWAGEN Marka, CC Tipli, WVWZZZ3CZFE80225 Motor No'lu, WVWZZZ3CZFE80254 Şasi No'lu, Yakıt Tipi Dizel, Vites Tipi Otomatik, Kasa Tipi Sedan, Rengi Beyaz, ANAHTAR VAR, RUHSAT YOK, AA SEDAN, 4532,31 KM'DE Basın ( ALTINDAĞ GÜLTEPE ASM-MAMAK KIBRISKÖY ASM-MAMAK ŞİRİNTEPE ASM ÇATI ONARIMI YAPIM İŞİ yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Rüzgarlı Cad. İbrahim Müteferrika Sok. No:9/ Ulus ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : hsm.06.idmi@saglik.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : ALTINDAĞ GÜLTEPE ASM-MAMAK KIBRISKÖY ASM-MAMAK ŞİRİN- TEPE ASM ÇATI ONARIMI YAPIM İŞİ Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Kazan TSM-Keçiören TSM EK Bina- Keçiören Şenyuva ASM-Deri ve Zührevi Hastalıklar Dispanseri c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 60 (altmış) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü İhale Birimi (Rüzgarlı Caddesi İbrahim Müteferrika Sokak No:9 Ulus/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat. beklenmedik yüksek faturalarla karşılaşmamaları için anne ve babaların alabileceği önlemleri şöyle sıraladı: "Paket/kota aşımı halinde işletmeciniz tarafından uygulanacak paket aşım birim ücretleri hakkında bilgi sahibi olun. İnternet hizmetini aldığınız işletmeci tarafından, size ayrılan kotanın yüzde 80'ne ve yüzde 100'ne ulaştığınızda hizmet kullanımınız hakkında gönderilen bilgi mesajlarını dikkate alın. Bilgilendirme mesajında yer alan limite mesajı aldığınız anda değil de daha önce ulaşmış olabileceğinizi unutmayın. Örneğin 'son 12 saatlik kullanımlarınız dahil değildir' şeklinde bir ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI BAŞKENT VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLAN LİSTESİ Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Vekili Ömer Fatih Sayan, okulların tatil olmasıyla özellikle evlerde internet kullanımının artabileceğine dikkati çekerek, fatura şokları yaşamamaları konusunda aileleri uyardı. bilgilendirme olabilir. İnternet hizmetini aldığınız işletmecinin sunduğu internet kullanımınızı takip etmenizi sağlayacak araçlar,uygulamalar hakkında bilgi edinin ve bu araçlardan,uygulamalardan faydalanın. Çocuğunuzun internetten indirdiği ve kullandığı uygulamaların kotanıza etkisini takip edin. Eğer kotanız, paketiniz bitmek üzere ise internet hizmetini aldığınız işletmeci ile görüşün ve paket/kota aşım ücretlerini nasıl azaltabileceğiniz ya da nasıl daha ucuza hizmet almaya devam edebileceğiniz hakkında bilgi sahibi olun." (AA) Aşağıda adı soyadı ve unvanı yazılı mükelleflerin bilinen adreslerinde bulunamamaları nedeni ile adlarına düzenlenen Vergi Ceza İhbarnamelerinin tebliği mümkün olmamıştır. İlan yazımızın askıyı çıkarıldığı tarihi izleyen onbeşinci gün ilan tarihi olarak kabul edilecektir. Bu nedenle ilan tarihinden başlayarak muhataplarının bir ay içerisinde BAŞKENT VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE bizzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebligat yapılacağı, ilan tarihinden başlayarak bir ay içerisinde vergi dairesine müracaat yapamamış veya adreslerini bildirmemiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. S.NO VERGİ NO ADI-SOYADI/ÜNVANI ADRESİ V.DÖNEMİ V.KODU V.TOPLM. C.TOPLM ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇANKAYA/ANKARA YGV-VZC , ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇANKAYA/ ANKARA GGV-VZC 1.973, , ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇANKAYA/ANKARA GGV-VZC 4.713, , ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇANKAYA/ANKARA GGV-VZC , ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇANKAYA/ANKARA KDV-VZC , , ASİYE GÖZÜM N. AKAR 28 SOKAK NO: 6/10 ÇAN KAYA/ ANKARA KDV-VZC 24,406,78 24,406, OSMAN IŞKIN ATAPARK MAH. ATAPARK CAD. NO:49/9 KEÇİÖREN/ANKARA YGV-VZC , , OSMAN IŞKIN ATAPARK MAH, ATAPARK CAD NO:49/9 KEÇİOREN/ANKARA GGV-VZC 4.018, , OSMAN IŞKIN ATAPARK MAH. ATAPARK CAD. NO:49/9 KEÇİÖREN/ANKARA KDV-VZC 5.815, ,26 T.C. ANKARA 2. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/23958 ESAS Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 03/07/ İhale Tarihi : 07/08/2015 günü, saat 10:50-10:55 arası. 2. İhale Tarihi : 04/09/2015 günü, saat 10:50-10:55 arası. İhale Yeri : Ankara Adliyesi 1. Nolu Mezat Salonu Takdir Edilen No Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 % 1 06 BN 5380 plakalı Renault Symbol marka 2013 model beyaz renkli dizel otomobil kırık ve göçük yok, çok az yerinde muhtelif çizikler mevcut, iki adet anahtarı ve ruhsatı var Basın ( ALTINDAĞ GÜLTEPE ASM-MAMAK KIBRISKÖY ASM-MAMAK ŞİRİNTEPE ASM ÇATI ONARIMI YAPIM İŞİ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 100 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: B III. GRUP: BİNA İŞLERİ Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İnşaat Mühendisliği, Mimar diplomaları, 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü İhale Birimi(Rüzgarlı Caddesi İbrahim Müteferrika Sokak No:9 Ulus/ANKARA) adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü İhale Birimi(Rüzgarlı Caddesi İbrahim Müteferrika Sokak No:9/2 Ulus/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın ( Basın (

9 KÜLTÜR-SANAT 8 Temmuz 2015 Çarşamba9 KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com ANADOLU ABDALLARINDA SAZ VE SÖZ GELENEĞİ Aslında Türkmen olan Abdalların; Alevî bir gelenekten geldikleri, Bektaşî inanışına sahip oldukları bir gerçektir. Bu mensubiyet de zaman içerisinde zayıflamış, Alevî-Bektaşî gelenekleri de özellikle ritüel boyutta giderek sembolik hale gelmiştir. Ancak, Abdallar arasında törpülenmeyen bir taraf şudur ki engin hoşgörü ve başkalarına karşı özveri kültürü, özünü hiçbir zaman bozmamıştır. Belki ciddi bir sosyolojik dönüşüm içine girmişlerdir ama bu dönüşüm onların müzik ve söz ustalıklarının gelişmesine neden olmuştur. Alevilikten gelme İslam yorumuna sahip olan, dini gelenek içinde hareket etmeyen Abdallar; sosyolojik değişim içindeyken müzik ve söz ustalıklarını geliştirmeleri yanında; yaşadığı toplumda sosyal barış, uyum ve dini hoşgörüyü de ideal bir düzeye getirmişlerdir. Bugün Abdallar; Türkiye de yaygın olarak Antalya, K. Maraş, Gaziantep, Adana, Şanlıurfa, Konya, Osmaniye, Amasya, Osmancık, İskilip, Keskin, Niğde, Kırşehir, Tokat, Yozgat, Nevşehir gibi illeri ve ilçeleri içine alan geniş bir coğrafyayıda kendilerine yaşam alanları seçmişlerdir. İç Anadolu da Kırşehir, Yozgat, Kaman, Keskin, Hacıbektaş, Avanos, Ortaköy gibi yerlerde yoğunlaşmışlardır. Bugün hayatta olmayan sazcı Hacı Taşan, kemancı Erol Cöke, kemancı Seyit Çevik, zurnacı Şinasi Barın Keskin yöresinde önde gelen Abdal sanatçılardır. Öz amca çocukları olan Ali Çekiç (Çekiç Ali), İbrahim Akyol, Haydar Akdoğan; Kaman yöresinin yetiştirdiği Abdal saz ve söz ustalarıdır. Kırşehir in esasında Yağmurlu köyünden olup Kırşehir merkeze yerleşen Muharrem Ertaş ve onun yetiştirdikleri; Kırşehir ve Anadolu saz ve söz varlığına önemli katkı sağlamışlardır. Bozlak tarzı söyleyişte, Abdalların gerçekten çok önemli yerleri vardır. Muharrem Ertaş, onun oğlu Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş ın ustası Yusuf Deveci, Muharrem Ertaş ın kardeşi Bulduk Ertaş, Çekiç Ali, Bektaş Akdoğan, Bahri Altaş, Burhan Ertaş, Hacı Taşan, Seyit Çevik, Zafer Ertaş ve Veli Ertem bozlak okuyan sanatçıların önde gelenlerindendir. Ayrıca şu da bir gerçek ki Abdallar başka bir boyutuyla; hikayecilikte, çalgılıkta, oyunculukta ve çalgı yapımında şöhret kazanmışlardır. Abdallar arasında anlatılan ve kendilerine özgü Abdal fıkraları da onların ne denli söz ve anlatı ustaları olduğunu kanıtlarıdır. Kırşehir Abdalları gezginci olmalarından dolayı tarım ve çiftçilikte hiç uğraşmamışlardır. Gelir kaynakları sadece düğünlerde, bayramlarda, şenliklerde icra ettikleri müzik sanatı olmuştur. Anadolu müziğine çok büyük katkıları olan Abdalların yaşadıkları köylerde ve yerlerde sorun oldukları duyulmamıştır. Hatta kendi aralarında bile sorun yaşadıkları görülmemiştir. İç Anadolu da bozlak ve türkü geleneğinin yaşatılmasında düğünlerin ve Abdalların önemli bir yeri vardır. Özellikle sünnet düğünlerinde Abdalların yeri ve önemi inkâr edilemez, çünkü Abdallar müzik icra etmelerinin yanında bazıları sünnetçilik de yaparlardı. Düğünlerde çalgıcı ve erkek köçeklerin yanında; oyun ve türküleri özgün bir şekilde icra etmeleri saz ve söz geleneğinin devamını sağlamıştır. Türkü ve oyunlara; davul, zurna, divan sazı, bağlama, keman, darbuka, kaşık eşlik etmekteydi. Düğünlerde ilk fasıl ince sazlarla başlar, fasıldan önce divan sazı ve keman eşliğinde göç, iskân, gurbet, savaş konularını içeren ağır bozlak havaları söylenir, daha sonra türkü ve oyun havalarına sıra gelirdi. Bu içkili-çalgılı düğün eğlenceleri sabaha kadar sürer, tan yeri ağırırken Tan Pilâvı yapılırdı. Davul-zurna eşliğinde Aman sabah oldu da dan yerleri atıyor türküsü ile düğün sona erdirilirdi. Düğünlerde erkek köçek olurdu ama 1980 li yıllara kadar var olan bu gelenek artık ortadan kalkmıştır. Şurası bir gerçek ki Abdallar özellikle Dadaloğlu ve Karacaoğlan âşıklık geleneğinin tam bir devamcısı olmuşlardır. Abdallar ve Abdal kültürünün Anadolu saz ve söz geleneğinde önemli yeri olmuştur. İyi ki bu Türkmen taifesi Anadolu da var olmuştur. Bugün bir Anadolu Türk kültürü varsa, Abdalların bunda çok büyük katkıları olmuştur. İSTANBUL - Şair Erdem Bayazıt, ölümünün 28. yılında, düzenlenen törenlerle anıldı. Ünlü şair için ilk tören Eyüp Sultan Mezarlığı'ndaki mezarı başında gerçekleştirildi. Törende, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, şairin Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olduğunu aktararak, "Erdem Bayazıt, şiirini davasının evine koymuş bir şairdi" dedi. Mezarlıkta kabirleri bulunan Hasan Nail Canat, Mustafa Miyasoğlu ve Necip Fazıl'a da rahmet dileyen Bıyıklı, "Biz TYB olarak büyüklerimizi gelecek nesillere tanıtmaya ve anlatmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı. Mezarı başındaki törenin ardından TYB İstanbul Şubesi'nde, gazeteci yazar Bünyamin Yılmaz'ın yönetiminde bir panel düzenlendi. Panelde konuşan şair yazar Recep Garip, Bayazıt'la 1994'te tanıştığını belirterek, vefat edene kadar birçok sohbete ve yolculuğa katıldıklarını aktardı. Bayazıt'ın şiirinin Türk şiir geleneği içerisinde müstakil bir yerde durduğunu kaydeden Çocuklarının özlemiyle ressam oldu Bir süre çocuklarından uzak kalmanın özlemiyle onların resimlerini çizmeye başlayan ve daha sonra kendisini bu alanda geliştiren 30 yıllık polis memuru Yüksel Sinan Ayyıldız, "İnsan ve Doğaya Dair" isimli bir resim sergisi açtı. KARABÜK - Karabük Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ayyıldız, 2004 yılında Kırklareli'den Karabük'e tayin edildi. Çocuklarının eğitimi devam ettiği için ailesini Kırıklareli'de bırakmak zorunda kalan polis memuru, çocukları Yılmaz Şahin (19) ve Mert Sarper'e (17) duyduğu özlemini tuvale aktarmaya başladı. İlk olarak çocuklarının ve eşinin portrelerini yapan Ayyıldız, baş arılı çalışmalar ortaya çıkınca, yeteneğini geliştirmek için Safranbolu Belediyesi tarafından düzenlenen kurslara katıldı. Ayyıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarından ayrı kalmaya dayanamadığını, evde onların resimlerini çizmenin kendisini biraz olsun avuttuğunu söyledi. Çocuklarına büyük özlem duyduğunu ifade eden Ayyıldız, "Onların resimlerini yapmaya karar verdim. Güzel bir şey yaptığımı f ark ettim. Çocukluk yıllarımdan resime merakım vardı. Kara kalem çalışması yapardım. Resim benim için özgürlüğü ifade ediyor" dedi. Yağlı boya resimler yaptığından BÜ'de, Bizans Araştırmaları Merkezi kuruldu İSTANBUL - Türkiye'de ve dünyada Bizans uygarlığı ile ilgili çalışmaların gelişimine katkıda bulunmak, bugüne kadar yapılan araştırmalar için bir platform işlevi görmek amacıyla Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) bünyesinde Bizans Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu. Türkiye'de ilk kez bir devlet üniversitesi bünyesinde Bizans uygarlığıyla ilgili çalışmalarda bulunmak amacıyla kurulan merkez, Bizans tarihi, kültürü, sanatı ve arkeolojisine dair yürütülecek çalışmalar sayesinde, Ortaçağ Anadolu ve Balkanlar, İstanbul ve Osmanlı tarihi ile kültürüne de ışık tutacak. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve Bizans tarihi uzmanı Prof. Dr. Nevra Necipoğlu'nun müdürlüğünü üstlendiği Boğaziçi Üniversitesi Bizans Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiye'deki devlet üniversiteleri arasında bu alanda akademik çalışmaların yürütüleceği ilk merkez oldu. Merkez, Bizans tarihi, kültürü, sanat ve mimarlık tarihi ile arkeolojisi konularındaki akademik birikimi, uluslararası bir ortama taşıyarak geliştirmeyi amaçlıyor. Merkezin kuruluş amacını anlatan Prof. Dr. Necipoğlu, Türkiye'nin coğrafi, tarihsel ve kültürel anlamda Bizans'ın mirasçısı bir ülke olduğunu ifade etti. Dünyanın pek çok yerinde Bizans araştırmaları merkezlerinin mevcut olduğu anımsatan Prof. Dr. Necipoğlu, ''Bizans İmparatorluğu'na 11 yüzyıl boyunca başkentlik yapmış olan İstanbul'da böyle bir merkezin bulunmaması giderilmesi gereken büyük bir eksiklikti. Merkezi kurarken öncelikle bu noktayı göz önünde bulundurduk'' dedi. Boğaziçi Üniversitesi'nin Bizans çalışmaları ile bağlarının çok eskiye dayandığını belirten Prof. Dr. Necipoğlu, şunları aktardı: ''Boğaziçi Üniversitesi'nin Bizans çalışmaları aslında Robert Kolej günlerine, Bizans İstanbul'unun dünyadaki en önemli uzmanlarından sayılan Alexander Van Millingen'in, burada hocalık yaptığı yıllarına kadar gidiyor yılında ise Boğaziçi Üniversitesi dünyaca ünlü Bizans uzmanlarını İstanbul'da buluşturan bir konferansa ev sahipliği yaparak, bu alanda öncülük etmiştir. Bizans'a dair ön yargılar ve korkular nedeniyle benzer faaliyetlerin düzenleyicileri tarafından son dakikada iptal edildiği o yıllarda, Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen Bizans İstanbul'u Şair Erdem Bayazıt, anıldı Garip, "Destansı söyleyişleri, belki Dede Korkut'tan itibaren geçmişe doğru dönüldüğünde, oralara bile gönderme yapılabilir. Kadim kültürle bağlantısının ve kültürel birikiminin son derece zengin olması, bu anlamda İslam ve Türk kültürünü çok ciddi şiirlerde meczetmiş. Sadece şiir olarak yazmış biri bahseden Ayyıldız, şöyle konuştu: "Çocuklarıma özlem duygusu sonucu ortaya çıkan hobimi geliştirmek için Safranbolu Belediyesi tarafından düzenlenen resim kurslarına gittim. Burada hocalarımızdan ve arkadaşlarımızdan faydalandık. Resim yapma k geliştirilebilecek bir konulu konferans çok önemli bir dönüm noktası olmuş, ön yargıların en azından akademik düzeyde kırılmasını sağlayarak, Türkiye'de Bizans çalışmalarının önünü açmıştır. Sahip olduğu Bizans uzmanları ve yetiştirdiği öğrencileriyle Türkiye'de Bizans çalışmalarına değerli katkılarda bulunan Boğaziçi Üniversitesi, tüm bu nedenlerle söz konusu merkezin kurulması için İstanbul'daki en uygun mekandı.'' Bizans uygarlığının hem Doğu Akdeniz ve Avrasya tarihini, hem de Türkiye tarihini anlamamızdaki önemine dikkat çeken Prof. Dr. Necipoğlu, son yıllarda Türkiye'de Bizans çalışmaları alanında olumlu adımlar atıldığını belirtti. Prof. Dr. Necipoğlu, ''Bizans uygarlığına ilgi artıyor olsa da söz konusu alanda kat edilmesi gereken önemli yolumuz var. Merkez olumlu gelişmelerin hızlandırılıp sürdürülebilir kılınmasını sağlayacak. Bizans çalışmalarının gelişmesinin ve kuvvetlenmesinin yolu üniversitelerden geçiyor'' değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Necipoğlu, merkezin temel işlevlerinin Türkiye'de Bizans uygarlığı üzerine çalışan araştırmacı yetiştirilmesini teşvik etmek, var olan araştırmacıların çalışmalarına katkıda bulunmak, hem Türkiye'den hem de yurt dışından gelecek araştırmacılar için tartışma ve fikir alışverişi ortamı yaratmak olduğunu sözlerine ekledi. Boğaziçi Üniversitesi Bizans Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, düzenlenecek ulusal ve uluslararası konferanslar, çalıştaylar, konuşma dizileri, seminerler ve bunların yayınlanması aracılığı ile Bizans çalışmaları sahasındaki araştırmaları destekleyecek. Merkezin önemsediği bir başka faaliyet alanı da Bizans kültürel mirasını belgelemeye ve korumaya yönelik çalışmalar ve projeler olacak. Merkez ayrıca, Bizans tarihi, kültürü, sanat ve mimarlık tarihi, arkeolojisi konularında bilimsel ve akademik iş birliğinin gelişmesini teşvik edecek. Bu amaçla Türkiye'de ve diğer ülkelerde yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin, doktora sonrası araştırmacıların ve öğretim üyelerinin bilimsel alışveriş ve hareketliliğine katkıda bulunacak. Boğaziçi Üniversitesi Bizans Çalışmaları değil, bir dava şairi, bir mümin şair olarak yazmış ve bundan sorumluluk hissetmiştir" ifadelerini kullandı. Garip, Erdem Bayazıt'ın şiirleriyle Mehmet Akif dışında iki şairle paralellik kurulabileceğine işaret ederek, "Bunlardan biri Nazım Hikmet'tir. Kuvayi Milliye Destanı'ndaki destansı havanın, genel hattıyla Erdem Bayazıt şiirinde var olduğunu söylemek mümkün. Biri de Ahmed Arif'in şiirindeki kavga unsurunun, miting meydanlarında ezberden okunabilirliğiyle birlikte anılabilir" dedi. Şair Hüseyin Akın da Bayazıt'ın bir neslin dilindeki özgürlük ve inanç söylemlerine damgasını vurduğunu ifade ederek, "80'li yıllarda fakülte sıralarında olan ve siyasi ya da kültürel anlamda darbeler görmüş bizim kuşağımız için Bayazıt çok şey ifade eder. 'Sebep Ey' şiirleri belki de içimizdeki o hiddeti, coşkuyu en iyi seslendiren şiirdir, bizim için o günlerde bir gençlik aşısı olmuştur. Sesi sözünden daha baskın şiirlerin sahibidir" değerlendirmesinde bulundu. (AA) yetenek. Bence herkes boş zamanında böyle bir şeyle uğraşmalı." Bugüne kadar yaptığı yağlı boya resimlerinden oluşan "İnsan ve Doğa'ya Dair" isimli bir resim sergisi açtığını aktaran Ayyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendime ait bir resim sergisi açtım. Sonra bir grup arkadaşla karma sergi açtık. Açtığım sergi takdir topladı. Ortaya bir şeyler çıkmaya başladıkça, çevremdeki kiş ilerin 'Sinan Bey çok güzel olmuş' demesi insana gurur veriyor. Daha güzelini yapmak için çaba gösteriyorsunuz. Sergi açmak da nasip oldu. Sergiyi gezenler de başarılı buldu." Müdürlerinin ve emniyet teşkilatından arkadaşlarının yaptığıyla gurur duymasının kendisini mutlu ettiğini vurgulayan Ayyıldız, sözlerini şöyle tamamladı: "Hobi olarak başladığım resim, benim için bir amaç haline geldi. Buraya ilk geldi ğimde çocuklarım yanımda yoktu. Onların bir özlemi vardı bende. Çocuklarımın resimlerini çizmeye başladım. Hobim de böyle başladı. Ortaya bir şeyler çıkması beni cesaretlendirdi. 10 yıldır evimin bir köşesinde yağlı boya resim çiziyorum. Bir şeyler ortaya çıkmadığı zaman da insan kötü oluyor. Oğlumun resmini yapıyorum. Benzemesi lazım ki 'oğlum bu' diyebileyim. Benzedikçe geliştirmeye çalıştım. Ortaya güz el bir şey çıkması bir sanatçı için önemli." (AA) Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu, Prof. Dr. Nevra Necipoğlu, Yrd. Doç. Dr. Koray Durak, Doç. Dr. Çiğdem Kafescioğlu, Doç. Dr. Oya Pancaroğlu, Yrd. Doç. Dr. Chyrssi Sidiropoulou, Yrd. Doç. Dr. Derin Terzioğlu, Dr. Anestis Vasilakeris'den oluşuyor. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER ÖLE ÖLE SEVMEK SEVE SEVE ÖLMEK Özlemin diğer adı ölmekmiş ölmenin diğer adı sevmek eğer aşk sonsuzluğa dâir değilse; hesabımıza düşen hüzündür mahşere dek Öle öle seviyor; seve seve ölüyorum aşka. Nefes almanın adı kalp; yaşamanın adı vuslat oluyor tende. Hiç atar mı demeyin, atıyor işte iki yürek bir bedende Kuşların kanat çırptığı ülke, yağmurun anavatanı ve sonrasında gökkuşağı belime dolanmış; elimde bir cihanının kalp atışları sonsuzluk meşalesini söndürmemeye çalışıyorum kalpte. Buğulanmış gözler altında saklanan hüzün gözyaşlarımla yıkanıyor her gece Vuslatı arzulayan ruhum; dualarla ve şükürle secde ediyor kadere ve ümit bir çiçek olup açıyor her sabah seherle Güvercinler ve serçeler Sabah ezanlarından sonra uyandırmaya çalışır tabiatı ve selamla karşılarlar yeni doğan günü. Her gün bir umut içimde; her gün sondan düşülen bir pay en amiyane olan düşünmemektir hiç bir şeyi Düşünen dertlenir; düşünmeyene her şey kolay Sevmek zordur elbette; sevilmek güzel olan Susmak daha da zor hep konuşanlara karşı. Sükût düşmüşse kaderimize; keder bulutları hüzün olup yağarsa içimize; teslimiyeti şemsiye yapmaktan başka çare kalmaz ki bize Yanmayı ve beklemeyi göze alamayan aşkı istemesin Rabbimden çünkü aşkı dilemek ve gerçek aşkı arzulamak, yanmaya; mütemadiyen hâra talip olmaktır son tahlilde. Çok severken her nefeste sevdiğini yaşayıp ölmek ve öldükçe dille değil kalben yeniden ölmek için dirilmeyi istemek değildir de nedir aşk? Çok şükür nidaları ile eleme karşı koymaya çalışmak aslında gönle zırh giydirmektir aşkta? Falcılar yalancıdır; yıldızlar daha doğrucu Şükreden âşık için vuslat olur hasretin son/ucu Ölmeden ölmekse derdimiz ve sonsuzluksa özlemimiz; doymamak üzere aşka teslim olmadan kaybolmaz ki dünyada gölgemiz Aşk bir olmak ve bir e âşık olmakla nurlu Aşk; gerekirse sevgili için ölmekle; nefsi öldürmekle onurlu Ne yazık ki; bu gerçeği bilmeden yola çıkanların çoğu şaşırırlar yolu Aşk ile hâllenen; aşk ile dallanır Şükürle ve gerçek aşk ile büyüyen âşık daima sonsuzluğa yol alır. Bilin ki, sonsuzluktan vazgeçip dünyayı isteyenler ancak ve ancak aşk üzre hayallerinde sallanır GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Hasret dokuyan gönlüm vuslat motifli kilim, Yaradan a işaret aşkı arayan ilim. Mahşere dek arzular ertelense ne olur? Şükrüne teslim olur, duâyla büyür dilim.

10 10 8 Temmuz 2015 Çarşamba SAĞLIK Hayatı, IGA eksikliği olan kana bağlı Trakya Üniversitesi (TÜ) Balkan Onkoloji Hastanesi'nde testis kanseri tedavisi gören iki çocuk babası 33 yaşındaki Murat Balıkoğlu, kemoterapinin ardından vücut direncini artıracak "IGA eksikliği" olan kana ihtiyaç duyuyor. Balıkoğlu'nun tedavisini yürüten doktorlar, bu kanın, hastanın hayatı açısından önem taşıdığını bildirdi. EDİRNE - Balıkoğlu'nun eşi Işıl Balıkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşine geçen yıl mayıs ayında testis kanseri teşhisi konduğunu ve ardından eşinin ameliyat edildiğini söyledi. Eşinin şu an kemoterapi tedavisi gördüğünü belirten Balıkoğlu, şunları anlattı. "Kemoterapi eşimin kan değerlerini çok düşürdü. Bu nedenle kana kana ihtiyaç duyuldu. Normal kan verildi ancak vücudu alerjik reaksiyon gösterdi. Doktorları ikinci kez normal kan vermeyi denedi ve yine aynı sonuçla karşılaşıldı. Daha sonra yapılan detaylı incelemede, eşimin selektif IGA eksikliği olan kana ihtiyaç duyduğu anlaşıldı. Yani bu IGA eksikliği olan kan, bağışıklık sistemiyle alakalı. Eşime kesinlikle normal kan verilemiyor. Normal kan verildiğinde alerjik reaksiyon gelişiyor, vücudu morarıyor, nefes darlığı oluyor ve nefes alamıyor. Bu kana şu an çok ihtiyacımız var. Eşimin şu anda iç kanaması var, vücudunda morluklar oluşmaya başladı. Türkiye'de IGA eksikliği olan kan 7 bin kişide 1 görülüyormuş. Biz 7 bin kişide o 1 kişiyi arıyoruz. Yardım bekliyoruz. Bu kan bulunamazsa eşim hayatını kaybedecek. En kısa zamanda bu kanı alması gerekiyor." Yardımsever vatandaşların TÜ Balkan Onkoloji Hastanesi'nden kendilerine ulaşabileceğini aktaran Balıkoğlu, "IGA eksikliği olan 'A' ve '0' kan grubuna sahip kişiler bize yardımcı olabilir. Daha önce Ankara'da özel bir hastaneye yüksek doz kemoterapi tedavisi için gittiğimizde de aynı sonuçla karşılaştık oradaki profesörler de bize IGA eksikliği kana ihtiyaç olduğunu söylemişlerdi. Edirne ve çevresinde bu kanı bulamadık. Ülkemizde bize yardımcı olacak yardımsever insanların olduğunu biliyoruz. Allah rızası için yardım bekliyoruz" diye konuştu. Işıl Balıkoğlu, IGA eksikliği olan kan gruplarının kayıt altında olmadığını, bunu sadece bu kanı taşıyan kişilerin bildiğini anlattı. Eşinin daha önce alkol ve sigara kullanmadığını belirten Balıkoğlu, "Biz Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde yaşıyoruz. Eşim işinden evine gidip gelin bir kişi. Zararlı bir alışkanlığı hiç olmadı. Sürekli spor yapardı. Bu durum nasıl başımıza geldi anlayamadık. Alp ve Kuzey Emre adında iki çocuğumuz var. Üç hafta sonra sünnet düğünleri olacaktı. Eşim iyileşebilirse çocuklarımızın düğününü görebilecek. Eğer bu kanı alamazsa doktorları hayatını kaybedeceğini söyledi" şeklinde konuştu. Murat Balıkoğlu ise ihtiyaç duyduğu kanı bir türlü bulamadıklarını söyledi. Yetkililerden yardım beklediğini ifade eden Balıkoğlu, "Zor durumdayım. Türk halkından yardım bekliyorum. Ailem için çocuklarım için bu kan bana gerekli. Allah rızası için yardım edin" dedi. (AA) Baba oğul can ciğer oldu KONYA - Konya'da karaciğer yetmezliği yaşayan ve hastalığının son evresinde olduğu belirtilen Ali Kaplan, oğlundan yapılan nakille hayata yeniden tutundu. Karaciğer yetmezliği teşhisi konulan Ali Kaplan'a (46), uygun organ bulunamayınca oğlu Musa (22) kendisinden nakil yapılması için doktorlara müracaat etti. Nefes darlığı çeken ve doktorların hemen nakil olmazsa yaşamını yitireceği G-SHDSL MODEM CİHAZI SATIN ALINACAKTIR JANDARMA TED.MRKZ.K.LIĞI(GÜVERCİNLİK/ANKARA) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 200 ADET G-SHDSL MODEM CİHAZI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : ORG.EŞREF BİTLİS KIŞLASI, JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLIĞI (ISTANBUL YOLU CARREFOURSA ALIŞVERİŞ MERKEZİ KARŞISI ) GÜVERCİNLİK ETİ- MESGUT/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : G.SHDSL MODEM CİHAZI (200 ADET) Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : JANDARMA DEPO KOMUTANLIĞI 22 NU.LI TAŞINIR MAL SAYMANLIĞI GÜVER- CİNLİK / ANKARA c) Teslim tarihi : SÖZLEŞMENİN İMZALANDIĞI TARİHİ TAKİP EDEN GÜNDEN İTİBAREN 60 (ALTMIŞ) TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE DEFATEN TESLİM EDİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLIĞI GÜVERCİNLİK / ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. Bu ihaleye sadece yerli istekliler katılabilecek olup yerli malı teklif eden yerli istekliye ihalenin tamamında % 10 (on) oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 1 TRY (Türk Lirası) karşılığı J.TED.MRK.K.LIĞI / ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar ANKARA JANDARMA TEDARİK MERKEZİ KOMUTANLI- ĞINDA GÖREVLİ 1.1.e MADDESİNDE BELİRTİLEN İDARE GÖREVLİSİNE TESLİM EDİLECEK- TİR. adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. belirtilen Kaplan'a, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde başarılı şekilde oğlundan nakil gerçekleşti. Nakil sonrası AA muhabirine konuşan Kaplan, uygun karaciğer bulunamayınca gönüllü olan oğlu Musa'nın kendisini çok duygulandırdığını söyledi. Hasta olması halinde evladına kendisinin de hiç tereddüt etmeden tüm organlarını verebileceğini dile getiren Kaplan, "Yeniden doğmuş gibiyim. Basın ( Oğlumun en değerli hediyesi ciğeri oldu" diye konuştu. Eşi 9 aylık hamile olan Musa Kaplan ise babasının rahatsızlığından dolayı çok üzüldüğünü, uykularının kaçtığını vurguladı. Hep babasının iyi olacağına inandığını ifade eden Kaplan, "Uygun karaciğer bulunamayınca babamın durumu iyice kötüleşti. Hiç tereddüt etmeden babama seve seve ciğerimi vereceğimi söyledim. Babama bir şey olsaydı vicdan azabından kurtulamazdım. Şimdi çok mutlu ve huzurluyum" ifadelerini kullandı. Hastanenin Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Tekin, hastalarında hepatite bağlı karaciğer yetmezliği geliştiğini bildirdi. Kadavradan uygun karaciğer bulunamayınca, canlı vericiden nakli gerçekleştirdiklerini anlatan Tekin, hastanın oğlunun karaciğerinin yarısının alınarak operasyonun gerçekleştirildiğini söyledi. Tekin, Kaplan'ın sağlık durumunun iyi olduğunu kaydetti. (AA) İLAN 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ NDEN ESAS NO: 2015/231 Mahkememizden verilen 11/06/2015 tarih ve 2015/231 esas 2015/258 karar sayılı ilamıyla, davanın kabulüyle, Kayseri İli, Pınarbaşı/ Kayseri (1576) İlçesi, Aşağı Kızılçevlik M. Mah./Köyü 13 Cilt, 13 Hane, 54 BSN'de nüfusa kayıtlı bulunan T.C. Kimlik nolu Seyfettin ve Suna'dan olma, 18/02/1996 D.lu, Rabia Nur HIZLIOK'un, "RABİA NUR" olan isminin "JİNEPS" olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE, karar verilmiştir. İlan olunur Basın ( T.C ANKARA 22. İCRA DAİRESİ 2015/160 TLMT. TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 02/07/ İhale Tarihi : 24/08/2015 günü, saat 14:10-14:15 arası. 2. İhale Tarihi : 22/09/2015 günü, saat 14:10-14:15 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU SIHHIYE No Takdir Edilen Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 %1 06FA8246 Plakalı, 2013 Model, FORD Marka, JA8 Tipli, Kasa Tipi Hatcback 5 kapı, Rengi Siyah, FIESTA Model, çeşitli yerlerinde çizikler mevcut, anahtarı var, araç çalışır durumda. Basın ( T.C. ANKARA İFLAS (21.İCRA) DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ İFLASA İLİŞKİN İLAN B034İİD PTT KOD :06058 ESAS NO: 2015/20 Müflisin Adı ve Adresi : HASAN ÇOLAK TC ( ) Oran Mah. Arif Nihat Asya Sok. No:9 ANKARA Müflisin adı ve Adresi : ALİ ÇOLAK TC ( ) Bilkent 3 Ufuk Sitesi F/2 Blok No: 12 Bilkent ANKARA Müflisin adı ve Adresi : MÜRŞİT ÇOLAK TC ( ) Tahran Cad. No:30/10 Kavaklıdere ANKARA Ankara Asliye 6.Ticaret Mahkemesi'nin 01/07/2015 tarih ve 2012/488 Esas sayılı kararları ile Oran Mah. Arif Nihat Asya Sok. No:9 ANKARA adresindeki HASAN ÇOLAK'ın T.C. ( ), Bilkent 3 Ufuk Sitesi F/2 Blok No: 12 Bilkent ANKARA adresindeki ALİ ÇOLAK'ın T.C.( ) ve Tahran Cad. No:30/10 Kavaklıdere ANKARA adresindeki MÜRŞİT ÇOLAK'ın T.C.( ) iflaslarına, iflasın aynı tarih ve saat 11:44'de açılmasına karar verilmiştir Ic.İf.K.nun Maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. 01/07/2015 Basın ( MAMAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR ve ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ İLAN İLÇEMİZ SINIRLARI İÇERİSİNDE GN. ZEKİ DOĞAN MAHALLESİ'NDE KAİN ADANIN TÜM PARSELLERİNİ KAPSAYAN NUMARALI PARSELASYON PLANI, TARİHİNDEN İTİBAREN 1 (BİR) AY SÜREYLE MÜDÜRİYET İLAN PANOSUNDA ASKIYA ÇIKARILMIŞTIR. İLGİLİLERE DUYURULUR. Basın (

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Yaşadığını 10 yılda kanıtlayabildi Erzurum'da yaşayan ve SGK sistemine yanlışlıkla "ölü" olarak kaydedilen Sinan Avcı, 10 yıl süren hukuki mücadelesinin sonucunda hayatta olduğunu kanıtlayabildi. ERZURUM - Film senaryolarını aratmayan olay, Erzurum'un Pasinler ilçesinde yaşandı. İlçe belediyesinde kadrolu işçi olarak çalışan Avcı (46), 2003 yılında kronik epilepsi hastalığı nedeniyle, doktor raporuyla malulen emekli oldu. Emekli olduktan sonra bir yıl boyunca maaş alan Avcı, Ocak 2004 maaşının yatmaması üzerine SGK'ya başvurdu. Avcı, başvurusu üzerine SGK sisteminde "ölü" olarak kaydedildiğini öğrendi. Bunun ardından hukuki mücadeleye başlayan Avcı, mahkeme kararıyla adli tıp kurumu ve doktor incelemesinin ardından "hayatta olduğunu" kanıtladı. Yargıtay kararıyla hayatta olduğunu 10 yılda tescilleyen Avcı, şimdi de emekli maaşını yeniden almak için mücadele veriyor. Yaşadığı yörede "Ölü Sinan" olarak bilinen Avcı, o tarihte aldığı raporun kabul edilmemesi ve değişen kriterler nedeniyle emeklilik hakkını alamıyor. Hastane kayıtlarında da ağır epilepsi hastası olarak gözüken Avcı, bu nedenle herhangi bir işe giremiyor. Hayatta olduğunu kanıtlaması 10 yıl süren Avcı, şimdi de yeniden emekli olmayı ya da "sağlıklı" olduğuna dair rapor alarak çalışacağı günleri bekliyor. Sinan Avcı, fıkraları aratmayan hikayesini ve mağduriyetini AA muhabirine şöyle anlattı: "1999 yılında hastalığımı öğrendim, 4 yıl boyunca hasta halimle çalışmaya devam ettim. Daha sonra da malulen emekli olmaya hak kazandım. 2004'e kadar da maaşımı aldım. Ocak 2004 maaşım yatmayınca SGK'ya başvurdum. Fakat SGK'dan 'öldüğüm' söylendi. O tarihten beri davamı sürdürdüm Bolu'da, bebek ormanı kuruldu BOLU - Bolu'da, doğan her bebek adına dikilen meyve fidanlarından oluşan orman kuruldu Bolu Belediyesince oluşturulan "bebek ormanı"na her yeni doğan bebek için meyve ağacı diliyor. Bu kapsamda, Çayırköyü mevkisinde bulunan bir araziye, erik, şeftali, kiraz, armut gibi meyvelerin fidanları dikildi. 10 yıl boyunca mahkeme devam etti ve maaş alamadım" dedi. Avcı, hakim karşısına bizzat çıkmasına rağmen hukuki sürecin 10 yıl sürdüğünü söyledi. Bu süre içinde zor da olsa hayatta olduğunu kanıtlayabildiğini ifade eden Avcı, "Artık maaşımı alabilmek için çalışıyorum. Gerekli kurumların hepsinden hastalığımın sürdüğüne ilişkin rapor aldım" diye konuştu. Sinan Avcı, hukuki mücadelesinin ardından SGK'ya ölü olmadığını kabul ettirdiğini aktardı. Hastalığı nedeniyle çalışamadığını vurgulayan Avcı, "SGK da yaşadığımı kabul ediyor artık ama işe mi döneceğim emekli mi olacağım belli değil. 'Verilen hak geri alınmaz' diyorlar ama olmuyor. İşyerim de kendiliğinden işten çıktı diye haklarımı vermiyor" ifadelerini kullandı. Yaklaşık 4 bin fidanın bulunduğu alanda inceleme yapan Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Her doğan bebek için bir meyve ağacı dikiyoruz. Şu an bahçede bulunan ağaçlar içerisinde, erikler, şeftaliler, kirazlar, armutlar, ahlatlar var. Biz biraz da uzun süre yaşayabilen meyveler üzerine durmaya başladık. ilerleyen günlerde 200 ila 300 yıl yaşayabilen dağ fındığı ve ceviz ağaçları da dikeceğiz" diye konuştu. Burada meyve ağacı bulunan bebeklerin ilerleyen yıllarda eşleri ve çocukları ile birlikte buralardan istifade edebileceğini kaydeden Yılmaz, "Gelecekte tomruklarından da istifade edilebilen ağaçlar buraya dikiliyor. Çok uzun yaşayabilecek ağaçları dikmeye başladık. Burada dikilen fidanları bebeklerimizin torununun torununu da görmüş olacak. Kendi ağacının dibine gelerek BUL- MACA Soldan sağa: 1. Avrupa da bir ülke. 2. Tavır, davranış. Yıldırım. 3. Yokuş. Bir mobilya türü. 4. Utanma, utanç duyma. Bilinç, zihin. 5. Keşkek yemeği. Bir göz rengi. 6. Sıkıntı veya güçlük. 7. Sunma. Afrika da bir ırmak. Bir nota. 8. Hayvanın erkekliğini gidermek, hadım etmek. 9. Ehemmiyet. Suudi Arabistan da kutsal dağ. 10. Tanrıtanımaz, dinsiz. Avrupa da yaşayan, bol renkli, iri bir kelebek türü. 11. Radyumun simgesi. İstikbal, gelecek. Yankı, akis. 12. Geleneksel. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. 13. Çinakoptan biraz büyük lüfer. 14. Rusya da Gulak takımadalarındaki tutuklulara verilen ad. Rutubet. 15. Asya da bir ülke. Cehennem bekçisi. 16. Gösteriş, çalım, caka. Büyük Britanya da bir kent. 17. Japon lirik dramı. Karşılık beklenilmeden yapılan yardım. 18. Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan. 19. İşe yaramaz, eskimiş, bozulmuş eşya. 20. Vilayet. Menteşe. Gerekenden eksik. Yukarıdan aşağıya: 1. Türk Müziğinde bir makam. Doğu Anadolu da bir ırmak. Çanakkale ilinin bir ilçesi. İlgi eki. 2. Yönetme, yönetim. Öleceği belli olan bir hastanın acılarına son vermek için ağrısız bir ölüm sağlayan yöntemlerin tümü. Ekol. 3. Ad, san, unvan. Maydanozgillerden, hekimlikte gaz söktürücü olarak yararlanılan bir bitki. Boğa güreşi alanı. Güzel sanat. 4. Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva. Soru sözü. Hazır. Kaçma, kurtulma. 5. Baston. Sinema filmlerinin sanat, eğitim ve genellikle kültür amaçları göz önünde tutularak toplandığı, korunduğu yer veya kurum. Çok, daha çok, daha fazla. 6. Sodyumun simgesi. Tabir. Deli, kaçık, budala. Dikkat çekme, uyarı, ihtar. 7. Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş. Bir sınav türü. Kastamonu ilinin bir ilçesi. 8. Bir yerde oturma, eğleşme. Tahıl ölçmekte kullanılan bir ölçek. Bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını belirten müzik terimi. 9. Kanuni. Para, akçe. Dişi deve. 10. Dede. Basit şekerlerin genel adı. Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası. Ceviz. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu Avcı, sözlerini şöyle tamamladı: "Yaşadığımı 10 yılda kabul ettirdim. Şimdi de işe mi döneceğim, emekli mi olacağım belli değil. Ortada bıraktılar beni. Doktor rapor versin çalışayım yeniden. Emekliliğimi versinler yeter ya da işbaşı yapabilir raporu versinler çalışayım. Tek zoruma giden şey ortada kalmak. Birikimlerim gitti, fitre zekat veren birisiyken, alır duruma geldim. O yıllarda SSK, 'çalışarak hayatını kazanamaz' şeklinde rapor verdiği için malulen emekli edilmiştim. Fakat sonraki yıllarda kanunda bazı değişiklikler olmuş. Bana 2003 yılında verilen malulen emeklilik hakkı kabul edilmiyor. Ne yapayım? Kolumu, bacağımı mı keseyim? Gerekli vasıfları taşımadığımı söylüyorlar. Hastaysam emeklilik hakkımı versinler, yok eğer sağlıklıysam beni işime geri göndersinler." (AA) buradan meyve toplayıp yiyebilecek" ifadelerini kullandı. Meyve ormanında şu anda 4 bin civarında fidan bulunduğunu da sözlerine ekleyen Yılmaz, oluşturulacak olan farklı alanlara da her sene 4 bin civarında ağaç dikeceklerini vurguladı. Yılmaz, oluşturulan alan içine kavun ve karpuz gibi meyvelerinde dikildiğini kaydederek, şunları kaydetti: "Ağaçların dibinde ise karpuz ve kavun yetiştiriyoruz. Bolu'da buğday ve patatesin dışında da bir şeyler yetişebileceğini göstermek istiyoruz. İnşallah bundan doğru netice alabiliriz. Çünkü, bizim ilimizde karpuz sezon sonunda yetişmiş oluyoruz. Herkesin ürettiği zaman fiyatlar düşer ama son sezonda artıyor. Belki önümüzdeki dönem içerisinde burası örnek olarak Bolu ekonomisine bir katma değer sağlayacak." (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA 11 8 Temmuz 2015 Çarşamba TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com HÜZEYME YEŞİM KOÇAK IN SARILMAK ROMANINI TAHLİL Merkezî Kişi: Romanda diğer kişilerin kendisine göre tavır ve konum aldığı, olayların büyük ölçüde kendi etrafında döndüğü kişi, Aziz in hasta karısı Nergis tir. Aziz, Cahide, Nur ve Cemile, romanda genellikle Nergis e göre bir hayat yaşarlar ve onunla olan ilişkileri bağlamında ön plana çıkarlar. Yüzey yapıda merkezî kişi Nergis ise de derin yapıda aslında hastalık olgusudur. Bu aynı zamanda bir hastalık romanıdır. Hastalık âdeta kişileştirilmiştir. Yapılarına Göre Tipler: Yüceltilmiş Tip: Yazarın düşüncelerini, inançlarını, hareket ve yakaşım tarzını ve bakış açısını temsil eden kişi, romanda fazla öne çıkmasa da veli ya da bilge diyebileceğimiz Mehmet Efendidir. Bu kişi, önemli bir yere sahip olan halk bilgesi ya da maneviyat adamı tipidir. Modern zamanların maddeye dayalı boğuntulu havasında ruh huzuru ve maneviyat teneffüsü veren bir veli insan tipine yer verilir. Bu adam, kırmızı benizli, bir ayağı topal, tek eli sarsak, bağrı açık, elinde baston, başında takke, garip biridir. Yazarın bu tipi böyle çizmesinin özel bir anlamı vardır. Tasvir edildiği şekliyle bu veli tipinin dünyadan hiç nasibi yok. Madde bakımından fakir, ama mana bakımından zengindir. Üstü başı perişan, ama iç dünyası zengin. Hayatı dünyaya kapalı, ama ahrete açık. Yazar, dünya ve ahiret tezadını bu tasvir üzerinden de sergilemektedir. Mehmet Efendi, hayattan, eşinin hastalığından bunalan Aziz in ruhunu okşayan sözler söyler. Güzel bir iç lisanı vardır. Aziz in ona amca siz buralarda mı oturuyorsunuz? sorusuna verdiği cevap, aslında onun dünyayla, maddeyle alakasını açıkça gösteren bir cevaptır: Bizde mekân yok, makam çok. Görünen dünya maddesine bağlı olmama, cesediyle bu dünyaya bağımlı olmama ama ruhuyla sonsuz makamlarda dolaşma özgürlüğü yine madde-mana tezadına dönüktür. Adı Mehmet olan bu mana erinin tek varlığı, canı, her şeyi Allah tır. Yani dünyalık bir maddeye, mala sahip değildir. Bu anlamda sonsuz özgürdür. Dünya malına bağlılık ve sahiplik, insanı esir eden bir şeydir. Mana eri Mehmet in hikâyesi de ilginçtir. Orduda astsubay olarak görev yaparken bir gün yolda çamura batmış birkaç Kur an yaprağı görür. Derhal kaldırır, hemen o dakikada müthiş bir ateş içini kavurmaya başlar. Dünya, mal, mülk, zevk, eğlence ve içindeki nefsanî kirler bir anda kül olur. Allah tan başka bir şey düşünmez olur. İşini kaybeder, karısı boşanır, sırtında deli yaftası, içinde volkan ve yollarda, ebediyet yollarında yürür. Sıradan insanların anlamadıkları, deli diye alay ettikleri bu şahıs, aslında velidir. Delilikle velilik arasında ince bir perde vardır. Mana gözü açık olmayanlar onu ayıramazlar. Nihilist Tipler: Romanda yüzeyde ve kabukta batılılaşmayı temsil eden, millî ve dinî değerlerini kaybetmiş, Avrupaileşmeyi, çağdaşlığı tüketimde, eğlencede, nefis ve hevanın taleplerine göre yaşamada, günah sevap, helal haram bilmemede görmüş olan bir kesim vardır. Bunlar, dindar olan Aziz le alay ederler. Her türlü ahlaksızlığı yaparlar. Mesela bunlardan biri olan Tunç dinî ve millî değerlere kayıtsız, modernizme bağlı birisidir. Muhafazakâr değerlere bağlı olan kesimi yargılayan, aşağılayan, dışlayan, eleştiren bir tiptir. Aziz le zaman zaman çatışırlar. Muhafazakâr Milliyetçi Tipler: Mütedeyyin Bir Aile Babası: Romanda Aziz, hem geleneksel anlamda dinî ve millî değerlerine bağlı muhafazakâr bir tip, hem de mensup olduğu milletini her anlamda kalkındırmayı, yükseltmeyi amaçlayan milliyetçi bir tip olarak çiziliyor. Köylü çocuğudur. Osmanlı döneminin bakiyesi olan, köy hocalarının sıkça bulunduğu, dinine, kültürüne bağlı bir çevrede doğmuş, büyümüş ve çevreden edindiği kültürle şuurlanmıştır. Köyünden çıkıp yüksek tahsil yapmış, meslek sahibi olmuştur. Sadece ihlas gayreti ve azimle yükselmiştir. İşinde başarılı olmuş ve sevilmiştir. Bilgili, eğitimli, kültürlü, dinî değerlerine bağlı, aile sorumluluğu duygusuna sahip muhafazakâr Müslüman bir Türk aile babasıdır. Yakışıklı, çalışkan, yetenekli bir maden mühendisidir. Fakat çalıştığı işletme çevresinde çevresi tarafından gerici, yobaz olarak yaftalanır. Çocuklarını kendilerini doğuran kültürün içinde yetiştirmeye, dünyalıkları ile beraber ruhlarını da eğitmeye çalışır. Çocukları yozlaşıp, ana kültür dokusundan uzaklaşmaması için etraftaki ithal malı kültürden kısmen de olsa korumaya çalışır. Onlara İslamî bilgileri öğretmeye, onların da kendisi gibi dinine bağlı mütedeyyin kimseler olması için çırpınır. Necip Fazıl ı, Büyük Doğu dergisini takip eder. Aziz iki temel mesele karşısında sınav veren bir adamdır. Birisi karısının hastalığı karşısında sınanmak, diğeri de modernizmin saldırılarına karşı direnmek. Roman boyunca Aziz in her iki alanda da sınavı başarıyla verdiğini görüyoruz. Karısının hastalığından kaynaklanan bütün olumsuzluklara karşı sabırla, tahammülle dayanmış, tam bir koca sorumluluğu içinde ona sonuna kadar destek olmuş. Modernizmin günaha, pisliğe, küfre, kötülüğe davet eden bütün ayartmalarına karşı da hem kendisini hem de ailesini; özellikle çocuklarını korumaya çalışmıştır. Yeni zamanlar Müslümanının vermesi gereken mücadeleyi azim ve kararlılıkla yürütmüştür. Aziz in bütün amacı hayatı İslam anlayışı doğrultusunda yaşamak, çocuklarını İslam terbiyesiyle yetiştirmek, modern hayatın birleşik güçlerine karşı mücadele etmek ve bu mücadelede sadece Allah a dayanmaktır. Kömür işletmesinin yaz kamplarına gitmez. Eğlencelere iştirak etmez, alkol almaz, ibadetlerini aksatmaz. İslamî hayat tarzını modernizme karşı direnerek sürdürme çabası verir. (DEVAM EDECEK) İyilik sofrası iftarına turistler de katıldı MUĞLA - Marmaris'te yaşayan yabancılar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ramazan dolayısıyla düzenlediği "İyilik Sofrası" programında iftar yaptı. Marmaris Müftülüğü'nün desteğiyle Marmaris Belediyesi Çok Amaçlı Salonu'nda düzenlenen iftara, Kaymakam Celalettin Yüksel, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman, Muğla Müftüsü Abdurrahman Koçak, daire amirleri ve aralarında sonradan Müslüman olmayı seçenlerin de bulunduğu 100 kadar yabancı katıldı. Muğla Müftüsü Abdurrahman Koçak, programda yaptığı konuşmada, İslam dininde paylaşmanın çok önemli olduğuna dikkati çekti. "İyilik Sofrası" ismini verdikleri iftarda kendileriyle birlikte olan tüm misafirlere teşekkür eden Koçak, "Vakit iyilik vaktidir, bu ramazan ve her ramazan iyilik zamanıdır. Bizler, ramazan ayından sonra da aynı yardımlaşma, dayanışma ve hoşgörüyle birlikte olacağız" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman ise Türkler'in, birlikte yaşamanın, sevginin ve saygının en kadim örneklerini yaşayarak dünyaya tanıtmış bir millet olduğunu söyledi. İftara katılan yabancıların arasında yer alan ve 2012'de Müslüman olduklarını belirten Hollandalı kız kardeşler, Tessa Breedveld (22) ve Kim Breedveld (24), huzuru İslam'da bulduklarını anlattı. Hollanda'da yaşadıklarını ve yaz tatili için Marmaris'te bulunduklarını belirten Kim Breedveld, "Ülkemizdeki Müslüman arkadaşlarımızdan etkilenip, Kur'an-ı Kerim okumaya karar verdik, kısa bir süre sonra da İslam'ı seçtik. Üç yıldır daha mutlu ve huzurluyuz. Burada da yemeğimizi paylaşmaktan mutluyuz" ifadelerini kullandı. (AA)

12 12 haber 8 Temmuz 2015 Çarşamba Levent Gök ten ELEŞTİRİLER TBMM - CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, AK Parti iktidarının 7 Haziran seçimlerinden bu yana 663 üst düzey atama yaptığını belirterek, "Nedir bu telaş? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? İktidardan düşmüş bu geçici hükümetin yaptığı atamaların tümü teamüllere ve ahlaka aykırıdır" dedi. Gök, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gök, 7 Haziran milletvekili seçimlerinden sonra ortaya çıkan tabloya dikkati çekerek, geçici hükümetin hala kendini tek parti iktidarının hükümeti gibi gördüğünü ve buna göre davrandığını savundu. Seçimlerin üzerinden geçen süreye rağmen hükümet kurma görevinin hala hiçbir partiye verilmediğinin altını çizen Gök, Cumhurbaşkanının bu konuda görevini yapmadığını ileri sürdü. Meclis Başkanlık Divanının oluşturulmasının da geciktirildiğini, Danışma Kurulunun toplantıya çağrılmadığını ifade eden Gök, "Meclis, iktidardan düşmüş bir partinin geçici hükümetiyle sürdürülmek ve çalışmalar bu şekilde AKP'nin oldu bittiye getireceği bir sürece yayılmak istenmektedir. Bu hukuken de teamüller açısından da uygun değildir. Anayasa'ya aykırıdır" diye konuştu. Seçimlerde iktidarını kaybeden, yeni hükümet kurulana kadar geçici olarak görev yapan AK Parti hükümetinin, bu süreçte çok sayıda atama yaptığını ileri süren Gök, şu değerlendirmelerde bulundu: "7 Haziran seçimlerinde iktidarını kaybetmiş bir parti harıl harıl çalışıyor, atamalar yapıyor. İktidardan düşmüş olan AKP hükümeti istifasını Cumhurbaşkanına sunup bu istifası kabul edildiği süreçten bugüne kadar çıkarmış olduğu kararnamelerle, 663 üst düzey atama gerçekleştirmiştir. Bunların içinde kaymakamlar, elçiler, devletin bütün bakanlıklarının kadrolarına doldurulan atamalar vardır. Nedir bu telaş? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? İktidardan düşmüş bu geçici hükümetin yaptığı atamaların tümü hukuken, siyaseten, teamüllere ve ahlaka aykırıdır." Mevcut hükümetin bunları yapacak erki olmadığını savunan Gök, geçmişte benzer atamalara ilişkin Danıştayın 2004 yılında verdiği bir kararı aktardı. Danıştay 5. Dairesinin geçici hükümetin yaptığı atamalarla ilgili "Geçici bir hükümetin yapmış olduğu atamalar çok acil bir atama değil ise siyasi amaçlıdır. Bu nedenle yapılan atamaların kamu yararı ve hizmet gerekleriyle bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır" dediğini ve işlemlerin iptaline karar verdiğini bildiren Gök, ataması yapılan kişiler açısından da kazanılmış bir hak doğurmadığını bildirdiğini söyledi. Gök, "Bu atamaların tümü geçersizdir ve atananlar yönünden de hiçbir kazanılmış hak oluşturmaz" dedi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gök, hükümet kurma çalışmalarının başlamamasına, Ağustos ayı başında yapılacak YAŞ toplantısına AK Parti iktidarında gidilmesi isteğinin neden olduğu yönündeki haberlerin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine de şu, ifadeleri kullandı: "Devlet dairelerindeki atamayı yapması hukuken mümkün olmayan bir hükümetin katılacağı YAŞ Toplantılarının da hukukiliği tartışmalıdır. Böyle önemli konular ancak yetkili, Meclis'ten güvenoyu almış bir hükümetin yapacağı konudur. YAŞ Toplantısını geçici bir hükümetin üyeleri olarak sürdürmek de hukuken mümkün değildir." (AA) ODTÜ lü gençlerin insansız başarısı! ANKARA - ODTÜ'lü bilim insanları, TÜBİTAK desteğiyle zorlu arazi koşullarında önüne çıkan engellerden kaçınarak gideceği rotayı belirleyebilen, araziye ait üç boyutlu görüntü ve derinlik haritası çıkarabilen robotik özellikli insansız kara aracı (İKA) geliştirdi. ODTÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Konukseven, TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Yrd. Doç Dr. Buğra Koku ile 10 lisansüstü öğrencisinden oluşan araştırma ekibi tarafından tasarlanarak geliştirilen, yerli imkanlarla üretilen insansız kara aracı projesini AA muhabirine anlattı. Konukseven, insansız kara araçlarının arazi ve ortam haritalandırılması, faydalı yük iletimi, bomba imha, arama-kurtarma, toksik maddelerin tespiti ve taşınması, devriye, sınır gözetleme, yasa dışı sınır ihlallerini tespit etme, gözlem ve keşif yapma, hedef belirleme, gibi insanlar için zor ve tehlikeli görevlerde kullanıldığını ifade etti. İKA'lar konusunda dünya genelinde çalışmalar yapıldığını dile getiren Konukseven, İKA konusunun potansiyel faydaları ve kullanım alanlarındaki çeşitliliği göz önünde bulundurarak ODTÜ Makina Mühendisliği bünyesinde de İKA çalışmalarının başlatıldığını söyledi. Konukseven, Türkiye'de bazı savunma sanayi kuruluşları tarafından da bu konuda çalışmalar yapıldığını, ayrıca, robotun üretim aşamasında OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi'ndeki firmalardan da imalat desteği alındığını kaydetti. Aracın farklı ortamlara daha rahat adapte olabilmesi ve karar verme mekanizmasına müdahale edilebilmesi için yarı otonom bir sistem geliştirildiğini ifade eden Konukseven, "Böylece aracımız, üzerinde bulunan destek karar algoritmalarının devrede olduğu ve istendiğinde uzaktan ve kablosuz olarak kontrol edilebildiği yarı otonom kontrol yapısı ile tasarlanmıştır" dedi. Aracın robotik özelliklere sahip olduğunu belirten Konukseven, şu bilgileri verdi: "Pek çok zorlu arazi koşuluna uygun olarak geliştirdiğimiz İKA, rota üzerinde bulunan engellerden kaçınmak için destek karar algoritmaları ile kullanıcıya geri bildirimde bulunabildiği gibi bu engellerden kendiliğinden kaçınıp bu sırada kullanıcı tarafından yenilenen rotaya yönlenebiliyor, belirtilen noktalar arasında rotasını çevre koşullarına göre kendisi belirleyerek gidebiliyor. Aracın üzerinde 360 derece görüntü alabilen kameranın yanı sıra üç boyutlu haritalama yapmasını sağlayan lazer algılayıcılar bulunuyor. Robotun kontrol altyapısı, farklı kullanım alanlarının gerektirdiği farklı algılayıcıların sisteme rahatlıkla eklenerek desteklenebilecek şekilde geliştirildi. Bu sayede robot değişik görevlere kolaylıkla adapte olabiliyor." Konukseven, projenin ileriye yönelik çalışmalarını İKA'nın çevre algılama yetisini artırması yönünde ilerleteceklerini, başka cihaz ve robotlarla iletişimini sağlayacaklarını kaydetti. Doç. Dr. Konukseven, insan için tehlikeli olan bölgelerde İKA'ların rahatlıkla kullanılabileceğine dikkati çekerek, bu durumda bölgeye gönderilen İKA'ların araziye ilişkin tüm bilgileri toplayabileceğini söyledi. Buğra Koku ise bugüne kadar DPT ve TÜBİTAK desteğiyle değişik ebatlarda robotlar geliştirdiklerini belirterek, bunlardan birinin de İKA olduğunu anlattı. Hedeflerinin zamanla işleri devralan, tamamen kendi başlarına çalışan otonom araçlar geliştirmek olduğuna işaret eden Koku, insan gibi zeki ve otonom bir aracın dünyada henüz yapılamadığını ancak laboratuvarlarında pek çok farklı çalışma yürüttüklerini belirtti. (AA) Muhaliflerin Halep'teki operasyonu ANKARA - Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetini ele geçirmek için muhaliflerin 20 bin kişilik güçle başlattığı operasyon, rejim güçlerinin yoğun hava saldırılarına rağmen 2 noktada devam ediyor. Merkezin tamamını ele geçirmek için aylardır büyük bir operasyon hazırlığı yapan muhalifler, 2 Temmuz'da yaklaşık 20 bin kişilik güçle saldırıya geçmişlerdi. Halep şehir merkezinin kuzeyindeki stratejik askeri noktalar olan Leyramun, Eşrefiye, Cemiyetu'z Zehra, Halidiye ve Raşidin bölgelerinde başlayan çatışmalar sonucunda, Cemiyetu'z Zehra Mahallesindeki birçok askeri kontrol noktasıyla kentin kuzeybatısında rejim güçlerinin kışla olarak kullandığı, Yeni Halep Mahallesi'ndeki Bilimsel Araştırma Merkezinin muhaliflerin kontrolüne geçtiği bildirilmişti. Halep'in Fethi operasyon merkezine bağlı Mücahidin Birliği'nin, dün sanayi yapımı füzeler ve havan toplarıyla Askeri Akademiye düzenlediği saldırı sonucunda akademinin içinde yangın çıktığı, çok sayıda rejim askeri ve araçların yandığı ifade edilmişti. Şam Cephesi'nin basın sorumlusu Yasir Ebu Ammar AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halep'in Fethi ile Ensar al- Şeria operasyon merkezince koordine edilen operasyonların Cemiyetu'z Zehra ile Bilimsel Araştırmalar Merkezi bölgesinde devam ettiğini söyledi. Dün akşam saatlerinde Askeri Akademi'ye bir saldırı daha olduğunu söyleyen Ammar, saldırının Halep'in Fethi ordusundaki topçu ve füze birlikleri tarafından mutfak tüpünden yapılma "cehennem topları" ve havan toplarıyla gerçekleştirildiğini, bir kaç askeri aracın imha edildiğini aktardı. Rejime ait birliklerin toplandığı en büyük askeri üslerden biri olan Askeri Akademi, özellikle hava istihbarat binalarının yakınlarındaki Cemiyetu'z Zehra Mahallesi'ne ve çatışmaların devam ettiği diğer noktalara yakınlığı açısından önem taşıyor. Rejim, diğer bölgelere takviye güç göndermek için, Hizbullah ve İranlı Şii milislerin de bulunduğu akademiyi üs olarak kullanıyor. Ammar ayrıca, orduya ait savaş uçaklarıyla helikopterlerin Halep'te muhaliflerin cephe hattıyla sivil yerleşim yerlerine varil ve vakum bombasıyla saldırdığını, bölgede muhaliflerin elindeki Keles Mahallesi'nde birçok sivilin yaralandığını belirtti. Halep vilayetinde merkezin büyük bölümü rejim güçleri, kuzeyi ve batısı muhalifler, doğu ve güneydoğusu ise DAEŞ tarafından kontrol ediliyor. Şeyh Maksut bölgesinde ise Demokratik Birlik Partisi (PYD) güçleri hakim. (AA) Bahçeli sabır istedi ANKARA- Koalisyon deneyimlerini partisinin milletvekilleriyle paylaşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Sabırlı olunursa çözülemeyen birçok konu koalisyon hükümetleriyle çözülür" diye konuştu. MHP lideri Devlet Bahçeli koalisyon konusunda ilk kez bu kadar ılımlı açıklamalar yaptı. İftar yemeğinde MHP'li milletvekilleriyle biraraya gelen Devlet Bahçeli'nin gündeminde koalisyon kurma konusu vardı. Bahçeli, "Ayrı dünya görüşünde 2 parti biraraya geliyor. Zordur, sabır gerekir. İlkelerimiz bellidir. Koltuk peşinde koşan insanlar olmayız" dedi. Kırmızı çizgilerini "çözüm sürecinin askıya alınması, yolsuzlukların araştırılması, Erdoğan'ın Anayasal çizgilere çekilmesi" olarak açıklayan Bahçeli geçen hafta, "Tüm alternatifler tüketilir, siyasi istikrarsızlık baş gösterirse Türkiye'yi namerde muhtaç etmeyiz" demişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Tek parti hükümetleri despotizme gidişin yolunu açar. Koalisyonda ise sabırlı olunursa Türkiye'nin birçok sorunu çözülebilir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, koalisyon deneyimlerini partisine ait milletvekilleriyle paylaştı. Bir grup milletvekili ile iftar yemeğinde bir araya gelen Bahçeli, koalisyon hükümeti deneyimlerini anlarken, "Tek parti hükümetleri daha çok despotizme doğru gidişin yolunu açarken, koalisyonlar daha çok insanları bir araya getirir. Bir çok çözülemeyen konu çözülür" dedi. Devlet Bahçeli, iftar yemeğinde özellikle DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin kurulması ve erken seçim kararı almaya götüren süreçle ilgili değerlendirmeler yaptı. Aynı dünya görüşüne sahip olmayan partilerin bir araya gelerek koalisyon kurduklarına dikkat çeken Bahçeli, şunları söyledi: "Zordur ama sabırlı olmak gerekir. Aynı dünya görüşünü paylaşmayan iki partinin insanları bir araya geliyor. Böyle olunca herkes birer adam yaklaşması lazım ki huzur içinde Türkiye yönetilsin. Koalisyon ortamında rahmetli Ecevit'in partisinin bölünmesinde sonra yeni kurgular üzerine erken seçimi istemek zorunda kaldık. Millet versin kararı dedik." MHP'nin de içinde yer aldığı 3'lü koalisyonun Türkiye'nin bir çok sorununu çözdüğünü vurgulayan BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Bahçeli, özellikle "DSP ile yan yana gelinmez" düşüncesini kırdıklarını belirtti. Bahçeli, "O hükümet, Türkiye'ye çok şey kazandırdı. O dönemde DSP ile MHP'nin bir araya gelmesi birçok şeyi kırdı. Özellikle piyasalarda insanların birbirine daha rahat yaklaşmasına vesile oldu" diye konuştu. Bahçeli'nin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevlendirilmesinin ardından başlayacak koalisyon görüşmelerine de değindi. MHP'nin ilkelerini kamuoyuna açıkladığını anımsatan Bahçeli, "İlkelerimiz belli. Milletin değerlerini bir kenara bırakarak koltuk sevdası peşinde koşan insanlar durumuna düşmeyi hiç birimiz istemeyiz. İlkelerimiz belli ve ortada" dedi. Bahçeli, geçtiğimiz salı günü partisinin grubunda yaptığı konuşmada koalisyon şartlarını üç ana başlık altında toplamıştı. Bahçeli, "Kırmızı çizgilerimiz" dediği şartlarını şöyle sıralamıştı: "Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasal sınırlar içine çekilecek ve Anayasa'daki tarafsız konuma gelmesi sağlanacak. Çözüm süreci tamamen rafa kaldırılacak Aralık operasyonlarına ve yolsuzluk olaylarına adı karışan isimler hakkında soruşturma yapılıp, AKP'li 4 eski bakan Yüce Divan'a sevk edilecek." Bahçeli, anamuhalefete hazır olduklarını da belirttiği konuşmasında "Ülkeyi hükümetsiz bırakmamak ve istikrarın bozulmaması" için koalisyon seçeneğini değerlendireceklerini de sözlerine eklemişti

13 8 Temmuz 2015 Çarşamba13 EFSANE RÖPORTAJLAR Prof. Ergil e göre siyasetin seçimden Efsane GÜZELDERELİ efsaneguzeldere@hotmail.com öncesi ve sonrası Ünlü sosyolog ve siyaset bilimci Prof. Doğu Ergil, seçim öncesi gazetemizin 11 ve 12 Şubat 2015 tarihli sayılarında yayımlanan röportajının ardından, seçim sonrasını yine Efsane Güzeldereli ye değerlendirdi. Siyaseti mümkün olanın sanatı olarak niteleyen ve partilerin seçim meydanlarında verdiği sözün arkasında duracak konumları varsa bunu kullanmaları gerektiğini söyleyen Ergil, seçim meydanlarında hayli sert konuşmalar yapan siyasetçilerin seçim sonrası oluşan duruma göre hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Doğu Ergil, Seçimler sadece bir rekabet ortamı, bir yarışma değildir. O süreçte taraflar birbirlerini suçlarlar, itham ederler, hatlarını, açıklarını sergilerler. Dünyanın her yerinde böyledir. Ama seçim bittikten sonra o ülkenin yönetilmesi ve ülkenin menfaati için parlamentoda ortaklıklar yapılması gerekir. O yüzden seçim öncesi rekabetler, düşmanlıklar, seçim sonrası sürdürülmez. Sürdürülürse o ülkeyi yönetecek bir hükümet çıkaramazsınız diye konuştu. Efsane Güzeldereli nin soruları ve Prof. Doğu Ergil in yanıtları şöyle ERKEN SEÇİM ZORLANIRSA E.G: Türkiye seçimlerin ardından bir hükümet arayışına girdi. Siz bir koalisyonu mu yoksa erken genel seçimi mi olası görüyorsunuz? D.E: Bir kere koalisyon seçenekleri denenmeden bir erken seçimin olması mevcut durumu erken seçime zorlayan partilerin aleyhine olacağını düşünüyorum. Bunu bütün parti yönetimleri bilirler. Böyle olduğu içinde bir koalisyon hükümetinin oluşturulmasına gönüllü veya gönülsüz katkıda bulunacaklardır. Ama nasıl bir koalisyon hükümeti çıkar, onu kestirmek zor. Çünkü çok ince hesaplar gözetilecek. Erken genel seçim olasılığı geri planda tutulacaktır ama yabana atılır bir seçenek de değildir. Yenilenecek bir seçimin illa 45 gün sonra olması lazım değil. En kötü olasılıkla erken seçimi gerçekleştirecek bir koalisyon veya azınlık hükümeti kurulabilir. Sonuç ne olursa olsun tüm taraflar durumdan mümkün olduğu kadar karla çıkmayı hesap edecekleridir. Bu da ülkenin acil sorunlarını gözetmek ve en ideal siyasal sonucu elde etmek değil, parti çıkarını gözeten bir yaklaşımla gerçekleşecektir. KOALİSYONU KİLİTLEYEN PARTİ MHP E.G: Koalisyonun kurulmasında istekli olan partilerin seçmen nezdinde değer kazanacağını belirttiniz. Koalisyonu kilitleyen partiler var mı? Varsa hangileri sizce? D.E: Koalisyonu kilitleyen parti tanımına en yakın parti MHP görünüyor. Aslında o da bir koalisyon istiyor. Ama illa ki kendisinin içinde olması gereken bir koalisyon değil bu. Yani kategorik olarak bir koalisyona karşı diyemeyiz MHP için. Çünkü koalisyondan başka bir çare yok. O yüzden kendisinin içinde bulunmasa da dışarıdan desteklediği bir koalisyona razı olabilir MHP. KOALİSYONDA EN SORUNLU ALAN ARALIK E.G: MHP'de diyor ki; Biz seçmene söz verdik ve o şekilde oy aldık. HDP'nin içinde bulunduğu ya da dışarıdan desteklediği bir koalisyonda olmayız. Ayrıca Aralık'ı aydınlatacağız. Seçmenlerine böyle sözler vermiş bir parti, sözünü tutmadığında da zaten oy düşüşü yaşamaz mı? D.E: Doğrudur. Bir kere bu Aralık olayı ve onun hesabının sorulması, Aralık'tan aklanmak, şu veya bu partinin koalisyona direncinden çok daha önemli bir konu. Çünkü koalisyonda AKP'ye eşlik edecek her parti onu talep edecek. Seçmenden sistemin arındırılması için oy istediler. O nedenle koalisyon görüşmelerinin en sorunlu alanı Aralık olacaktır. İkinci Prof. Doğu Ergil KİMDİR? sorunlu alan ise MHP'nin çözüm sürecini, çözülme süreci olarak görmesidir. Bu nedenle, kurulacak herhangi bir koalisyon, sistemsel bir arınmayı sağlamak zorundadır. Bu da olası koalisyonun taraflarının ister istemez katı tutumlarından bir miktar taviz vermesini gerektirecek. Ama bu, kirlenmiş ve çarpılmış sistemin bütünüyle düzeltilmesini sağlamasa da 4 bakanın harcanması şeklinde olabilir. Zaten onların yargıdan kaçırılması AKP'yi çok yaralayan bir tasarruf olmuştur. 4 BAKANIN HARCANMASI E.G: 4 bakanın harcanması derken, söz konusu bakanlardan biri olan Bayraktar, ''Erdoğan talimat verdi. Ben de yaptım'' demişti. D.E: Doğru. Bayraktar, öyle demişti. E.G: O halde bu araştırmaların sonucu, biz Erdoğan'dan taviz vermeyiz, o bizim kırmızı çizgimiz diyen AKP'nin, dönemin Başbakan'ına, şu anda da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kadar gitmez mi? D.E: İşte sorunlu alan da bu zaten. Ama AKP bir şekilde herhangi bir ortak bulabilmesi için bu konuda şu veya bu tavizi vermek zorunda. Yapılan pazarlıklar 4 bakanın yargı karşısına çıkarılması, onların içinde aklanan varsa aklanması ve ya cezalandırılması şeklinde olabilir. Yargı ve diğer kamu kurumlarında ciddi restorasyona veya reformlara gidilebilir. Her halükarda AKP nin tek başına sistemle oynamasına izin verilmeyecektir. Ama koalisyon anlaşmasının odak noktası Aralık'ın taşıdığı alam ve sınırlı da olsa bir hesap verme girişimi olacaktır. KADIYI KADIYA ŞİKAYET ETMEK E.G: Koalisyon hükümeti kurulursa, Adalet Bakanlığı, AKP'de kalırsa, Aralık'ın aydınlatılması, ''Kadıyı, kadıya şikayet etme sürecine dönüşür mü? D.E: Dönüşebilir veyahut koalisyon hükümeti kurulması için varılan anlaşmanın şartları yumuşatılarak yargılama süreci, o şartlar doğrultusunda sürdürülür. Ama tabi ki Adalet Bakanlığı'nın, AKP'de olması, AKP'nin lehine olacaktır sürecinin adli yargılanması düşük vitese alınır v e zamana yayılır. HÜKÜMET ORTAĞINIZI DÜŞ- MANINIZ OLARAK BENİMSERSE- NİZ... E.G: Kılıçdaroğlu'nun, ''Rövanşist olmayacağız'' sözlerini nasıl okudunuz? D.E: Bunu bir uzlaşma çabası olarak okudum. Hükümetin kurulması için kapıyı açık bırakma eylemidir. İntikam almaya kalkarsanız ortaklık kuramazsınız. Bir hükümet kurulacaksa, hükümet ortağınıza düşman muamelesi yapamazsınız. Bunu yaparsanız, onunla hiçbir biçimde işbirliği geliştiremezsiniz. İstemeseniz de siyasetin doğası bu SİYASET, MÜMKÜN OLANIN SANATIDIR E.G: Seçim meydanlarında hayli sert konuşmalar yapan, iktidardan hesap soracağını belirten partilerin, bir koalisyon sürecinde, seçmene verdikleri sözü unutarak, AKP iktidarının birtakım eksikliklerini ve yanlışlarını gözardı etmesi önümüzdeki muhtemel bir erken genel seçimde, bu partilere oy kaybettirmez mi? D.E: Muhtemelen ettirir. Ama siyaset, ''Mümkün olanın sanatıdır'', aynı zamanda. Seçimler sadece bir rekabet ortamı, bir yarışma değildir. Özellikle TOBB için hazırladığı Doğu Raporu ile tanınmaktadır. Doğu Ergil, 1940 yılında İstanbul da doğmuştur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi sosyoloji bölümünü bitirdi. Yüksek lisans eğitimini Oklahoma Üniversiesi'nde sosyoloji ve sosyal psikoloji alanlarında yaptı. Ardından New York State Üniversitesi'nde sosyoloji, siyaset bilimi ve ekonomi politik alanlarında doktora yaptı. Bir yandan da, yıllarında TODAİE Sevk ve İdare Yüksek Okulu'nda, yıllarında ABD deki Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Yüksek Okulu'nun Washington DC de bulunan yüksek lisans okulu School for Advanced International Studies de daha sonraki yıllarda İngiltere de London School of Economics and Political Science ta ve İsveç te Uppsala Üviversitelerinde konuk öğretim üyeliği yaptı. Akademik kariyerinin büyük kısmını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi nde (Mülkiye) sürdürdü., Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Uzmanlar Kurulu üyeliğine aday gösterildi. Doğu Ergil, yılları arasında Toplum Sorunlarını Araştırma Merkezi (TOSAM) da başkanlık görevinde bulundu. Demokrasi ve barış çalışmaları nedeniyle çeşitli uluslararası kuruluşlardan ödüller aldı. Mülkiye den emekli olduktan sonra Fatih Üniversitesi'nde doktora dersleri vermeye başladı. Fikirlerini ve yorumlarını BBC den El Jazeera ya uzanan uluslararası ve ulusal TV kanallarında ve köşe yazarlığı yaptığı Today s Zaman da geniş bir izleyici kitlesiyle paylaşan Ergil in Türkçe ve yabancı dillerde yayımlanmış 43 kitabı, birçok makalesi, değişik dillerde kitap bölümleri ve alan araştırmaları vardır. Doğu Ergil, 3 nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine İç Anadolu Bölgesinden girmiştir. Şu anda Bugün Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır. Evlidir. Kitaplarından bazıları : 100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi Kürtleri Anlamak Güvenlik Politikalarından Kimlik Siyasetine Doğu Sorunu: Teşhisler Tespitler (TOBB Araştırması- Raporu) Realities Of Turkey Secularism in Turkey Alla Turca Social History of the Turkish Liberation Movement Demokrasi ve Yurttaşlık Kültürü Siyasetini Arayan Ülke Bir Ters Bir Düz Kırık Aynada Kendini Arayan Türkiye Atatürkçü Toplum ve Siyaset Felsefesi Açısından Laiklik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Körfez Bunalımı Toplum ve İnsan Milli Mücadelenin Sosyal Tarihi Toplumsal Eşitsizliğin Yapısı Milliyetçilik O süreçte taraflar birbirlerini suçlarlar, itham ederler, hatlarını, açıklarını sergilerler. Dünyanın her yerinde böyledir. Ama seçim bittikten sonra o ülkenin yönetilmesi ve ülkenin menfaati için parlamentoda ortaklıklar yapılması gerekir. O yüzden seçim öncesi rekabetler, düşmanlıklar, seçim sonrası sürdürülmez. Sürdürülürse o ülkeyi yönetecek bir hükümet çıkaramazsınız. Sürdürülen düşmanlık, hükümet kurulmasını ve yasaların çıkarılmasını önler. Bu nedenle seçim süresi ile seçim sonrası dönemi ayırmak lazım. ''BAK DİĞER PARTİLER YAPA- MADILAR'' E.G: Meclis Başkanlığı seçiminde yaşananları partiler adına nasıl okudunuz? D.E: Unutmayalım ki AKP, yüzde 41 ile halkın yedekte tuttuğu bir partidir. Diğer partiler AKP siz bir hükümet kurup, ülkeyi daha iyi yönetme olasılığını gerçekleştiremedikleri takdirde hemen ileri sürebilecekleri bir alternatiftir. Gereken ders verilmiş, kulağı çekilmiş, yönetme tecrübesi denenmiş olduğu için ikinci şans a hazırdır. Bir koalisyon ortağı olsa da bir azınlık hükümeti kursa da AKP durumun açmazlarına, zorluklarına vurgu yaparak yine tek başına iktidar olmanın şartlarını zorlayacaktır ''Bak diğer partiler yapamadılar, bize de yaptırmadılar diyerek tekrar en iyi hükümet alternatifi olduğunu ileri sürecektir. SEÇMEN, ENAYİ DEĞİL E.G: Burada AKP'nin şöyle bir oyunu olabilir mi? Diğer partilerin kabul edemeyecekleri şartları öne sürerek ya da yok sayamayacağı kırmızı çizgileri dikkate almayarak, gönlünde zaten bir erken genel seçim olan kişinin (RTE), erken genel seçime gitme mazereti olarak da okuyamaz mıyız? D.E: Ama seçmen de enayi değil. Diğer partilerin kabul edemeyeceği koalisyon şartları ne olabilir mesela? E.G: Mesela MHP, Aralık'tan taviz vermem diyor. D.E: Aralık konusunun soruşturulması, adli işleme tabi olması konusunda taviz veren tüm muhalefet partileri seçmen nezdinde itibar kaybeder. O nedenle uzatılsa da, sulandırılsa da bu konunun bir hesabı sorulacak ve AKP'de bunu zayıflatılmış, sulandırılmış şekliyle kabullenecektir. Buna mecburdur. Bu mecburiyetin ne kadarını karşılayabilir? Ne kadarında direnç gösterebilir? Tüm bunlar, seçmenin gözü önünde olacak. AKP VE ARKASINDAKİ İRADE, YANİ CUMHURBAŞKANI... E.G: Siz AKP'nin, koalisyon konusundaki tavrını yeterli görüyor musunuz? D.E: AKP ve arkasındaki irade, yani Cumhurbaşkanı, bir erken seçim istese bile bu kadar erken istemeyecek kadar zekidir. Diğer partilerin beceremediği, yapamadığı izlenimi doğmadan bir erken seçim istemek, seçmeni tekrar seçime zorlamak, sandıkta cezalandırılır. ERKEN SEÇİM DİYE DİRET- MEK, AKP'YE ZARAR VERİR E.G: 45 gün içinde hükümet kurulamadı diyerek bir erken genel seçime gidilmesi seçim sonuçlarını nasıl etkiler? D.E: Koalisyon hükümetinin kurulmasına zaman tanımadan, onun kurulması için yeterince istekli davranmadan, çabalamadan, erken seçim diye diretmek, AKP'ye zarar verir. Böyle gözükmemek için elinden geleni yapacaktır. Çok da teşvik etmeyebilir koalisyon hükümeti kurulmasını. Ama teşvik etmese bile diğer partilerin çabalaması ve başarısızlığa uğramasının toplum nezdinde anlaşılması için bekleyecektir. TÜRKİYE'DE EKONOMİK KOŞULLAR ZORLAŞMAKTA... E.G: Siz bunca yıllık deneyiminize dayanarak önümüzdeki süreçte hangi koalisyon olasılığını mümkün görüyorsunuz? D.E: Bunu kestirmek bilimsel bir çıkarsamadan çok bir tahmin olacaktır. Ama şunu söyleyebilirim; bugüne kadar AKP'nin yürüttüğü ekonomi, bir çok göstergesiyle darboğaza yakın bir noktadadır. Bundan sonra zorluklar yaşanmaya başlanacak. Mesela özel yatırımlarda ciddi bir düşüş var. Türkiye, bütçesini dışarıdan gelen parayla çeviriyor. Cari açık çok fazla. Türkiye'nin dış borcu artıyor. BU ÜLKENİN EKONOMİSİ ÇÖKERSE... E.G: AKP'den Özel sektörün borcu kendisine ait. Devletin borcu değil ki diye savunma getirenler var. D.E: Olur mu öyle şey canım. Türkiye, son yıllardaki ekonomik büyümesini özel sektör çabasıyla sağladı. Özel sektör çökerse, ülke ekonomisi çöker. Özel-devlet diye bir ayırım yapmak söz konusu olabilir mi? A.B.D'nde, özel sektör krize girdi. Ne oldu? Hemen devlet imdada koştu. Milyarlarca doları iflas eden bankalara, şirketlere akıttı. İhracatımız, milli gelirimiz arttı diye övünüyoruz ama arkasındaki özel sektör payını görmezden mi geleceğiz. Bütün bunlar özel sektörün çabasıyla yarattığı gelirle oluyor. Özetle, Borçlanan özel sektör, bizi ilgilendirmez demek ya cehalettir ya da kaba bir siyaset esnaflığından. Benim düşüncem şu doğrultudadır: Ekonomiyi, iyi günüyle, kötü günüyle bugüne getiren AKP'nin, kötü gününde, koalisyonun dışında kalması, diğer partilerin başına patlar. Akıllı bir muhalefetin, AKP'yi, koalisyonun içinde tutmasında yarar var. Aksi halde bir süre sonra ekonomik zorluklar toplumu zorlamaya başladığında suç onların omuzlarında kalır. YARIN: AKP-CHP koalisyonu hayırlı olur, 2 yıl sürer

14 14 8 Temmuz 2015 Çarşamba TURİZM Efes in 21 yıllık hasreti taçlandı Sardes Antik Kenti gün yüzüne çıkarılıyor MANİSA - Antik çağda Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde 1854'de başlayan ve 1958'den itibaren bilimsel nitelik kazanarak aralıksız olarak sürdürülen kazı çalışmalarında bugüne kadar yerleşimin yüzde 3'lük bir kısmının ortaya çıkarılabildiği bildirildi. Manisa'nın Salihli ilçesi yakınındaki Sardes (Sart) Antik Kenti'nde 2015 yılı kazı sezonu başladı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Nicholas Dunlop, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde kazı çalışmalarına 1854'te başlandığını, bu çalışmaların 1958 yılından itibaren de bilimsel nitelik kazanarak devam ettiğini bildirdi. Bu sezonki çalışmalara 5 farklı bölgede devam edeceklerini anlatan Dunlop, "Bugüne kadar sadece surların içerisinde kalan bölümde yapılan kazılarda yüzde 3'lük kısım ortaya çıkarılabildi ancak şehir çok daha büyük. Geçtiğimiz yıl 'kral yolu' olarak adlandırılan bölgede çalışmalar başlamıştık. Bu yıl da aynı noktada çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu. Kral yolunun Ortadoğu'ya kadar uzanan antik bir yol olduğunu dile getiren Dunlop, şu bilgileri verdi: "1980'li yıllarda yapılan çalışmalarda şehrin kapısına ait kalıntılara ulaşıldı. Lidya zamanında yani milattan önce 500 ve 600. yüzyılda yol tam bu noktadan geçmiş. Yolun üzerine bin yıl sonra sütunlu bir Roma caddesi inşa edilmiş. Yol, Roma döneminde mermer bloklarla genişletilerek 18 metre genişliğine ulaşmış. Bu yolun kenarlarında ise Bizans dönemine ait değişik iş yerleri inşa edilmiş." Prof. Dr. Dunlop, kazı alanının kuzey ve güneyine doğru birer kilometre uzunluğundaki alanda yerleşim olduğuna dikkati çekerek, "Dolayısıyla çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Bilindiği gibi çalışmalar da çok hassas ilerliyor. Buradaki kazılar uzun yıllar boyu devam edecektir" dedi. Sart-Amerikan Hafriyat Heyeti Türkiye Sorumlusu Teoman Yalçınkaya ise bu yıl 5 yerde kazı çalışması sürdürüleceğini, bunun yanı sıra restorasyon çalışmalarının da yapılacağını belirtti. Her yıl ileriye dönük programların hazırlandığını ifade eden Yalçınkaya, şunları söyledi: "Şu anda sinagogun üstünün kapatılması ile ilgili bir proje gündemde. Bu, çok büyük bir proje ve maliyetinin yaklaşık 5 milyon dolar olması bekleniyor. Bu projeyle Lidya sur duvarlarının da üstünün kapatılması gündemde. Bunun yanı sıra sahadaki bütün Roma ve Bizans dönemine ait duvarlar da restore edilerek yıkılmaları önleniyor. Kazı çalışmalarının bütün finansmanı Amerika'dan sağlanıyor. 3 ayda yarım milyon dolar civarında bir bütçe kullanılıyor." (AA) ISSN Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim A.Ş. adına Nizamettin ÖLMEZ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Rüzgarlı Caddesi Plevne Sokak No:14/4 Ulus - ANKARA Tel: Fax: Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Yıl: 45 Sayı: Temmuz 2015 Çarşamba Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir İZMİR - UNESCO Dünya Mirası Komitesince "Dünya Miras Listesi"ne kaydedilmesi bugün oylanacak Efes Antik Kenti, insanlık tarihinin birçok döneminden eserleri bünyesinde barındırıyor. Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen ve dün Türkiye'den "Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesi"nin kararlaştırıldığı 39. Dünya Mirası Komitesi Toplantısı'nın bugünkü oturumunda, Efes Antik Kenti için oylama yapılacak. Dünya Miras Geçici Listesi'nde 1994 yılından beri bekleyen, bugünkü oylamada 21 yıllık hasrete son verilerek Dünya Miras Listesi'ne girmesi beklenen Efes Antik Kenti için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yanı sıra Selçuk ilçesinden giden ekip de temaslarını sürdürüyor. İzmir'in Selçuk ilçesi sınırlarındaki antik kentin ilk kuruluşu Neolitik Çağ'a (Cilalı Taş Devri) kadar uzanıyor. Efes'teki ilk arkeolojik kazılar, British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869 yılında başladı. Bölgedeki ilk kazılara 1895'te başlayan Avusturyalılar, günümüzde de çalışmalarını sürdürüyor. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra aralıksız devam etti. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarına devam ediyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hittitler'e ait yerleşimler saptandı. Kentin Hititler Dönemi'ndeki adının ise "Apasas" olduğu biliniyor. Liman kenti Efes, milattan önce 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşındı. Bugün gezilen Efes ise Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından milattan önce 300 yıllarında kuruldu. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak Türkiye, 14 "dünya mirası"na ev sahipliği yapıyor ANKARA- Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesiyle Türkiye'nin bu listede bulunan kültür varlığı sayısı 14'e çıktı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Almanya'nın Bonn kentinde devam eden 39. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Komite toplantısında dün alınan kararla, Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri "Dünya Kültür Mirası" listesine girdi. Böylece Türkiye'de bu listede yer alan kültür varlığı 14'e ulaştı. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Türkiye'nin kültür varlıkları incelendiğinde, bu listeye ilk olarak 1985 yılında Kapadokya ve Göreme Milli Parkı'nın girdiği görülüyor. Aynı yıl Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası ile İstanbul'daki tarihi yerler de bu listeye girerken, 1986 yılında Hattuşaş, 1987 yılında Nemrut Dağı, 1988 yılında Pamukkale ve Hierapolis Milli Parkı ile Ksantos-Letoon Antik Kenti, 1994 yılında tarihi Safranbolu şehri, 1998 yılında Truva Antik Kenti, 2011 yılında Selimiye Camii ve Külliyesi, 2012 yılında Neolitik Dönem Çatalhöyük Kalıntıları, 2014 yılında Cumalıkızık köyü ve Bergama Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirasları listesine girmeye hak kazanmıştı. 200 bin kişilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans döneminde tekrar yer değiştirdi ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne geldi. Türkler tarafından 1330 yılında alınan ve Aydınoğulları'nın merkezi olan Ayasuluk, 16. yüzyıldan itibaren giderek küçülmeye başlamış, 1923 yılında Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra "Selçuk" adını aldı. Tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynayan kent, birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları da yaklaşık 8 kilometrekarelik alana yayıldı. Prehistorik, Arkaik, Hellenistik, Roma ve Bizans, Selçuk, Aydınoğulları, Osmanlı gibi insanlık tarihinin birçok döneminden eserlere ev sahipliği yapan kent adeta tarihin her dönemine şahitlik ediyor. Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler, geçen yıl 1 milyon 873 bin 701 kişi tarafından ziyaret edildi. Efes'i bu yılın ilk beş ayında ziyaret eden turist sayısı 515 bin 956 oldu. Efes Antik Kenti, barındırdığı eserlerle zengin bir mirasa sahip. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, bu kentin sınırları içinde yer alıyor. Antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olan ve temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar giden yapı, Tanrıça Artemis'e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırıldı, dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından bronz heykellerle süslendi. Efes Celsius Kütüphanesi ise Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olarak öne çıkıyor. Roma döneminde yılları arasında inşa edilen kütüphane iki katlı olmasıyla dikkati çekiyor.

15 8 Temmuz 2015 Çarşamba "Yiğidolar" sağlık kontrolünden geçti SİVAS - Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Medicana Sivasspor'da 4 futbolcu, sağlık kontrolünden geçti. Ziya Erdal, İbrahim Öztürk, Fatih Çıplak ve İbrahim Akın, Medicana Sivas Hastanesi'nde gerçekleştirilen sağlık kontrollerinde ortopedi, iç hastalıkları, genel cerrahi ve kardiyoloji bölümlerinde muayene edildi. Sağlık kontrolünün ardından gazetecilere açıklama yapan Ziya Erdal, iyi bir sezon geçirmeyi arzuladıklarını belirterek, "Kulüp olarak her zaman üst sıraları hedefliyoruz. Bunu da yapabilecek güçteyiz. Çıkabildiğimiz kadar üst sıralara çıkıp, ligi en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Hedefimiz ilk 5'e girebilmek" dedi. İbrahim Öztürk ise kırmızı-beyazlı ekibin geçen sezon ligde sıkıntılar yaşadığını ve bundan ders çıkarttıklarını vurgulayarak, bu sezon işi sıkı tutup başından sonuna kadar Sivasspor'u en iyi şekilde temsil etmek istediklerini dile getirdi. (AA) "Süper Lig'e yeniden çıkma hedefimiz var" Işıl Alben den gençlere destek BOLU- PTT 1. Lig takımlarından Kardemir Karabükspor'un teknik direktörü Hüseyin Kalpar, Süper Lig'e yeniden çıkmayı hedeflediklerini söyledi. Bolu'nun Gerede ilçesindeki yeni sezon hazırlık kampında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kalpar, hedefleri doğrultusunda çalıştıklarını belirterek, "Bizim Süper Lig'e yeniden çıkma hedefimiz var. Bu hedef doğrultusunda doğru oyuncu alınması gerekiyor. Yerli ve yabancı oyuncuları takip ediyoruz. 4 yabancı oyuncuyla görüşmelerimiz devam ediyor. Onları ilerleyen günlerde takımımıza kazandıracağız" diye konuştu. Kalpar, transferde takıma faydalı olabilecek oyuncuları tespit etmeye çalıştıklarını aktararak, "Geçen seneden kalan oyuncu yok. Neredeyse sıfırdan bir takım kuruyoruz. Onun için 2 eksik, 1 fazla hiç önemli d eğil. Önemli olan Kardemir Karabüspor'a faydalı olabilecek futbolcuları tespit ederek, şartlar da uygunsa onları alabilmek. Biz bu konuda ince eleyip biraz sık dokuyoruz. İnanıyorum ki, buraya iyi ve faydalı oyuncular alacağız" değerlendirmesinde bulundu. PTT 1. Lig'de çok iyi futbolculardan oluşan takımların olduğuna dikkati çeken Kalpar, "PTT 1. Lig'de maçlar zevkli ve çekişmeli geçiyor. Ligde herkes herkesi yenebilir. Onun için keyif veren bir lig oluyor" dedi. Ligin her yıl daha zorlaştığından vurgulayan Kalpar, şunları kaydetti: "Önceki sene daha farklıydı. Bu sene de çok zor geçeceğini biliyoruz. Çünkü herkes takımını güçlendiriyor. Takımlarını güçlendirmek için büyük çaba içinde oluyor. İmkanlarını da iyi kullanmaya çalışıyor. Bizim ligde takımlar, zaten iyi-kötü ya da zayıf-güçlü takım şeklin de ayırt edilmiyor. O gün iyi olan takımlar kazanıyor. Bu ligde genelde çok iyi ve doğru mücadele edersen, kazanan takım oluyorsun." ÇANAKKALE - Galatasaray Odeabank ile 3 yıllık anlaşma imzalayan milli basketbolcu Işıl Alben, Türkiye'de genç oyuncuların yeteri kadar şans bulamadıklarını, kulüplerin bu oyunculara daha fazla sahip çıkması gerektiğini söyledi. Alben, bir etkinliğe katılmak için geldiği Çanakkale'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de son yıllarda altyapılardan çok yetenekli sporcuların yetiştiğini bildirdi. Buna karşın genç yeteneklere fazla şans verilmediğini gördüğünü aktaran Alben, "Çünkü yabancılar oluyor. Bununla beraber antrenörlerin de yabancı tercihleri oluyor. Burada gençlerin çok daha istekli olması, kulüplerimizin de onlara sahip çıkması lazım" dedi. Alben, son oynadıkları Avrupa Şampiyonası'nda Olcay Çakır ve Ayşe Cora'nın takıma çok ciddi katkılar sunduğunu, ikisinin de çok yetenekli olduğuna işaret ederek, "Türk basketbolunun gelecekleri olduğunu gösterdiler. Artık bunun altına inmeden daha çok çalışmaları gerekiyor. İnşallah kulüplerinde daha çok şans bulurlar. Yine aynı şekilde çok fazla süre almayan ama çok yetenekli kardeşlerimiz de var. Bundan sonra artık o havayı soludular. Kulüplerine gittiklerinde altyapılardaki oyunculara bunları anlatacaklar mutlaka. Bu şekilde ülke olarak bence yeteneklerimize sahip çıkıp, destek verip, onların arkalarında olmalıyız" değerlendirmesinde bulundu: Işıl Alben, Romanya ve Macaristan'ın ortak ev sahipliğinde Haziran'da düzenlenen FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası'nda Rusya'yı yenerek Avrupa beşincisi olan A Milli Takım'ın başarılarına bir yenisini daha eklediğini, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları elemelerinde mücadele etme hakkı kazandıklarını kaydetti. Dopingli çıkan Nurdan'ın pişmanlığı ANKARA - Kadın Milli Halter Takımı'nın tecrübeli sporcusu Nurdan Karagöz, dopingli çıktığının açıklanmasının ardından kendisini cinayet işlemiş gibi hissettiğini söyledi. Mersin'de, 2013'te düzenlenen Akdeniz Oyunları öncesinde doping yaptığı tespit edilen Nurdan, AA muhabirine, bu olayın hayatını tamamen değiştirdiğini ve sokağa dahi çıkamadığını ifade etti. Dünya Halter Şampiyonası için hazırlıklarını Eryaman'daki Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'nde (TOHM) sürdüren Nurdan, sporun hayatının bir parçası olduğunu belirterek, cezalı dönemde zor günler geçirdiğine dikkati çekti. Yaşadıkları nedeniyle gözyaşlarını tutamayan Nurdan, "Okuldan mezun olduğum gün kötü haberi aldım. Maddi olarak çok fazla etkilendim. Dopingli çıktığım zaman maddi imkanlarım tamamen kesildi. Dopingli çıktığımda sokağa dahi çıkamamıştım. Kendimi, sanki birisini öldürmüş gibi hissediyordum" ifadelerini kullandı. İkinci üniversite öğrenimine devam ettiğini ve öğretmen olmayı hedeflediğini anlatan Nurdan Karagöz, şöyle devam etti: "Doping benim hayatımı çok fazla etkiledi. Okuldan mezun oldum ve o gün dopingli çıktığımı öğrendim. Öğretmen olacaktım, bu nedenle atamam olmadı. Aile yaşantım değişti, hocalarla yollarım ayrıldı. En çok öğretmen olmak istiyordum. Ben sporla yetiştim. Spor benim ailem. Dünya şampiyonası benim için her şeyden daha önemli." Nurdan, cezasının ardından yeniden kamplara döndüğünü belirterek, "Kendimi yeni doğmuş bir çocuk gibi hissediyorum" dedi. Mutlu olduğunu dile getiren Nurdan, "Hayatta hiçbir şey beni bu kadar mutlu edemezdi. Çok zor geçirdiğim bir süreçti. Bu şartlarda çalışırsam, dünya şampiyonasında madalya alacağıma inanıyorum" ifadelerini kullandı. İnsanların başarıya ulaşmak için dopinge başvurabildiğini anlatan Nurdan Karagöz, "Dopinge karşıyım, hayatımda 'hiç olmasın' dediğim bir şey. Fazlasıyla cezasını çektik. Daha fazla da çekmek istemiyorum. Benim elde ettiğim daha önceki başarılarım temiz" diye konuştu. (AA) Stepanov, Trabzonspor günlerini unutamıyor ÇATEZ - Bosna Hersek'in son şampiyonu Sarajevo'nun iki yıllığına kadrosuna kattığı Sırp futbolcu Milan Stepanov, Trabzonspor forması giydiği sezonunu ve Galatasaray'ı 10 yıl sonra mağlup ettikleri maçı unutamıyor. Kariyerine Sırbistan'ın Vojvodina takımında başlayan ve daha sonra Trabzonspor, Porto, Malaga, Bursaspor, Mersin İdmanyurdu ve son olarak Omania formaları giyen Stepanov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk yurt dışı tecrübesi olan Trabzonspor'daki günlerini unutamadığını söyledi. Stepanov, kendisini bordo-mavili takıma transfer eden Boşnak teknik direktör Vahid Halilhodzic'e sonsuz bir minnet borcu olduğunu belirterek, "O (Halilhodzic) neredeyse her antrenmanın ardından benimle ek çalışmalar yapardı. İyi ve kötü günlerimiz oldu ama ona teşekkür borçluyum. İlk yurt dışı tecrübemde bana destek olduğu ve bana yardım ettiği için ona çok teşekkür ederim" diye konuştu.

16 Ebeveynlerinin zorlu çöl hayatından çok farklı kültür ve koşullarda büyüyen Katarlı çocuklar, ramazan ayında doyasıya eğlendikleri ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildikleri "Garangao" oyununu heyecanla bekliyorlar. 8 Temmuz 2015 Çarşamba doha - ENES KANLı - Ramazan ayının 15'inci akşamında iftar sonrası başlayan kutlamalar, gece geç satlere kadar sürüyor. bu esnada aileler kısa ev ziyaretleri gerçekleştirirken, rengarenk geleneksel kıyafetler içindeki çocuklar da "Garangao" tekerlemesini okuduktan sonra evlerden şeker ve yemiş topluyor. Ülke genelinde çeşitli etkinliklerle günler öncesinden başlayan gelenek, festival havasında kutlanıyor. Çöldeki bedevi hayatının ortak kültürünün miras bıraktığı Suudi Arabistan, bahreyn, birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman gibi Arap Yarımadası ülkelerinde farklı isimlerde ancak benzer şekilde kutlanan "Garangao"nun uygulanma biçimi zamanla değişmesine rağmen çocukların hissettiği neşe değişmiyor. "Garangao" isminin, şekerleme ve çerezlerin bulunduğu hasırdan sepetin karıştırıldığında çıkarttığı sesin yansıması olduğu öne sürülüyor. diğer bir görüşe göre Garangao, çocukların şeker toplarken taşları birbirine vurarak çıkardığı sesten geliyor. Katar'da geleneksel Ramazan eğlencesi: "GaRanGao" geleneği yaşatılıyor Ramazan ayının ortasında anne babaların, Kur'an-ı Kerim'den 15 cüz ezberleyen çocuklarını şekerleme ve hediyelerle ödüllendirmesinin de "Garangao" geleneğinin başlangıç sebebi olduğu anlatılıyor. GÜNÜMÜzdE "GARANGAo" KUTLAMALARı Katar'daki alışveriş merkezlerinden, parklara, spor tesislerinden tarihi çarşıya, çeşitli mekanlarda çok sayıda etkinlikle "Garangao" kutlanıyor. bu yıl doha'daki Eş-şekab binicilik Kulübü'nde, Katar Vakfı tarafından kurulan etkinlik alanında rengarenk geleneksel kıyafetler içindeki çocuklar, halat çekme, beş taş, ip atlama, yağ satarım, bal satarım gibi geleneksel oyun alanlarında gönüllerince eğleniyor. bedevi kültürünün yansıtıldığı çadırlarda, kukla gösterileri, bazı standlarda ise eğitici oyunlar eşliğinde, düzenli beslenme, uykunun önemi, kişisel bakım gibi günlük faaliyetler gerçekleştiriliyor. Geleneksel kıyafet giydirilmiş dev maskotların da gezindiği alana gelen çocuklar, eğitmenler eşliğinde midilli atlarına binme fırsatı da buluyor. büyükler de ikram edilen "Arap kahvesi, Karak Çayı, Haris, Lokma, Hanfaruş ve cariş" gibi Arap Yarımadasındaki geleneksel lezzetlerin tadına bakma şansı yakalıyor. Katarlı minik Muhammed'in (7) babası casim el-cabir, AA muhabirine, çocuklarının atalarının bu geleneğini yaşamaları ve ileride yaşatacak olmalarından duyduğu memnuniyetini ifade ediyor. cabir, Çocukluğundaki "Garangao"ların bugünkülerden "çok daha farklı" olduğunu belirten cabir, "o günlerdeki neşe ve heyecanını hala hatırladığını" anlatıyor. "Garangao" etkinlikleri hafta boyunca çocuk filmleri, sihirbaz gösterileri, spor turnuvaları gibi farklı etkinliklerle Ramazan bayramı'na kadar Katar'da kutlanmaya devam edecek. (AA) Gülün tarladan fabrikaya zorlu yolculuğu Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'ini tek başına karşılayanisparta'da gülün yağa dönüşmesi, zahmetli bir sürecin sonunda gerçekleşiyor ısparta- MURAT YoLcU - Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'ini tek başına karşılayan Isparta'da gün doğarken toplanmaya başlanan tonlarca gülden fabrikalarda işlenerek gül yağı elde ediliyor. Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin Bulgaristan'ın Kızanlık kentinde koruma altında tutulan Gül Vadisi'nden bastonun içine gizleyerek çıkardığı gül fidanı, yıllar sonraisparta'yı adeta "dünyanın gül bahçesi" haline getirdi. İsmail Efendi'nin 1888'de toprakla buluşturmasıyla çok küçük bir alanda başlayan gülcülük, zaman içerisinde Ispartalının en önemli tarım uğraşı haline geldi. Bugün 12 bin aile tarafından yaklaşık 20 bin dekarlık alanda yapılan gül üretimi, Isparta'yı "dünya gülünün başkenti" yapmış durumda. Her yıl mayıs ayının sonlarında açan, haziran ayının sonlarına kadar hasadı yapılan ve yağ üretimine uygun tek gül olan Isparta gülü, güçlü kokusuyla başta Fransız firmalar olmak üzere dünya parfüm devlerinin öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Kozmetik, sağlık ve gıda gibi birçok alanda çok sayıda üründe hammadde olarak kullanılan gülün işlenmesi, zorlu bir süreçten geçiyor.- Üreticiler çalışmaya gün doğmadan başlıyor Güneş ışınlarının güldeki yağ oranını azaltmaması için üreticiler, güneş doğmadan yola çıkıyor. Eşi, çocukları, bazen de günlük çalıştırdıkları işçilerle bahçelere gelen üreticiler, günün ilk ışıklarıyla gül hasadına başlıyor. Öğleden önce hava sıcaklığı çok fazla artmadan yeteri kadar büyüklüğe ulaşmış güllerin hasadını yapan üreticiler, tarttıkları ürünleri daha sonra bulundukları yerdeki alıcılara veriyor. Alıcılar tarafından tekrar tartılan güller, fabrikalara götürüldükten sonra gerekli görülürse yağ oranının düşmemesi için çuvallardan boşaltılarak serpilmiş halde tutuluyor. Fabrikadaki kazanlara 1,5 ton sıcak su ile konulan güller, 2 saat süren kaynatma işleminin ardından yağlı su olarak farklı kazanlara aktarılıyor. İkinci bir kaynatma işleminin ardından yağ, sudan süzülerek ihracata hazır hale getiriliyor.yaklaşık 4 ton gülden elden edilen 1 kilogram gül yağı ise 7 bin avroya satılıyor. Geçen yıl Isparta'da bin 300 kilogram civarında gül yağı ile 7 ton civarında konkreti (katı gül yağı) elde edilmişti. Gül üreticisi Mustan Hoşgör, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gülün toplanması oldukça zahmetli bir ürün olduğunu söyledi.salah gün doğmadan kalkıp bahçeye gittiklerini anlatan Hoşgör, "Hasat ettiğimiz gülün güneşin altında, sıcakta çok beklememesi gerekiyor. Çünkü fazla beklerse yağ oranı azalır. Bu da kazanacağımız paranın azalması anlamına gelir" dedi. Bu yıl gül hasadı döneminin genellikle yağışlı geçtiğini dile getiren Hoşgör, bunun hasadı zorlaştırdığını ama verim kaybı olması ihtimalini azalttığını kaydetti. (AA) Çizgi film kahramanı Temel Reis'in filmi için 35 yıl önce Malta'da oluşturulan köy ilgi görüyor. "Temel Reis'in köyü" ilgi görüyor SLİEMA - EMRAH GÜNEY - Malta'nın Anchor Koyu'nda, 1980'li yıllarda Temel Reis'in Popeye filminin çekimleri için 20 ahşap evin yer aldığı köy kuruldu. Köy, film çekimlerinin ardından ziyarete açıldı. İçerisinde rengarenk ahşap evler, kafeler, oyun alanları, park ve müzenin yer aldığı köyde, film sırasında kullanılan dekorlar da görülebiliyor. Doğası ve mimarisiyle çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de hitap eden sette, Temel Reis ile diğer çizgi film karakterleri Safinaz ve Kabasakal'ı canlandıran animatörlerin şovları da izlenebiliyor. İsteyen ziyaretçiler, animatörlerle fotoğraf çektirebiliyor, tekne turuna katılıp masmavi koyun tadını çıkarabiliyor. Küçük bir ada ülkesi olması nedeniyle ulaşımın kolay olduğu Malta'da, film setinin bulunduğu Anchor Koyu'na otobüsle yaklaşık 1 saat, otomobille ise 20 dakikada ulaşılabiliyor. Sete, başkent Valletta başta olmak üzere Sliema, Mellieha, Bugibba gibi şehirlerinden de otobüs kalkıyor. TEMEL REİS'İ RobİN WİLLİAMS canlandırmıştı Robert Altman'ın yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan Popeye filminde, Temel Reis'i ünlü oyuncu Robin Williams, Safinaz'ı ise Robert Altman'ın yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan Popeye filminde, Temel Reis'i ünlü oyuncu Robin Williams, Safinaz'ı ise Shelley Duvall canlandırmıştı. Shelley Duvall canlandırmıştı. Gücünü ıspanaktan alan film karakteri Temel Reis, 19. yüzyılın başlarında Elzie Crisler Segar'in çizimleriyle hayat buldu. Ispanak yeme alışkanlığına katkıları dolayısıyla Temel Reis'in heykeli de dikilmişti. (AA)