ÜNİVERSİTE HARÇLARI: TÜRKİYE'DE YÜKSEK ÖGRETİM HizMETİNİN FİYATLANDIRI LMASı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİVERSİTE HARÇLARI: TÜRKİYE'DE YÜKSEK ÖGRETİM HizMETİNİN FİYATLANDIRI LMASı"

Transkript

1 ÜNİVERSİTE HARÇLARI: TÜRKİYE'DE YÜKSEK ÖGRETİM HizMETİNİN FİYATLANDIRI LMASı Güneri AKALıN GiRiş Kamuoyumuzun gündemine zaman zaman paralı yüksek eğitim veya üniversite harçları olarak giren sorunun, öğrenci olaylarının ötesinde; bir öneme sahip bulunduğu açıktır. Konunun esasını, aşağıdaki noktalar etrafında toparlamak belki mümkündür: Birindsi, söz konusu sorun, bir sosyal refah devletinin temelini oluşturan 'firsat eşitliğini' yani 'sosyal adaleti ilgilendirmekte olup, anayasal himaye altında bulunan' eğitim hakkının i özünü ve sınırlarını tartışmaya açmaktadır. i Bir başka de yişle konunun, bölüşüm adaleti" ile ilgili yanının bulunması dolayısıyla; gelir dağılımı ile ilişkisi mevcuttur. ikindsi, yüksek öğretim harçları: yüksek öğretim hizmetinin, fiyatlandırılması anlamındadır. Neticeolarak yüksek öğretim hizmetinin tabiatının yani sosyal (kamusal) bir mal mı, yoksa kişisel bir mal mı olduğunun,-sorgulanmasını gerektirmektedir. Eğer kişisel bir mal niteliğinde ist7: doğru olan finansman yolu, fiyatlandırma yani harçlardır. Yok kamusal bir mal niteliğinde ise; doğru olanfinansman yolu, gider Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi. ı G_ Akalın, "Anayasamızın Piyasa Ekonomisi ile Uyumlaştırılması: Mali ve Ekonomik Hükümler ile Sosyal ve Ekonomik Hak ve Ödevlerin Yeniden Düzenlenmesi" i Anayasa Yargısı II, Anayasa Mahkemesi, Ankara, 1995, Amme idaresi Dergisi, alt 30, Sayı 3, Eylül /997.

2 50 Amme idaresi Dergisi lerin vergiler ile karşılanmasıdır. ı Dolayısıyla harçlann düzeyinin tespitinden önce, yüksek öğretim hizmetinin tabiatı konusunda; bir karar verilmesi gerekir. Üçüncüs_ü, Anayasımızda yer alan eğitim hakkına ve sosyal refah devleti ilkesine rağmen, kaynak yetersizliği dolayısıyla arzu eden herkese sağlanamayan bu yüksek öğretim fırsatının, hangi öğrencilere tahsis edileceği; daha doğrusu üniversite,kapasitesinin talebe nasıl tayınıanacağı, harçlar sorunu Ile ilgilidir. Dolayısıyla üniversite harçlannın varlığının kabulü, tayınıama mekanizmalaniçerisinden birisinin yani fiyat tayınlamasının, puanlı tayınlamaya yani ÖSYM ve seçme sınavlannın yerine ikamesi anlamındadır. Kaldı ki, fiyat-tayın laması dışanda tutulursa, regülatif (puanlı) tayınlamaya ek olarak, tesadüfi arz, -arz kesintisi ve sıralama (fiziki) gibi diğer miktar tayınlaması yöntemleri de bulunmaktadır: 3 Anca~ yüksek öğretimin tabiatı gereği, bu alanda sadece fiyat (harç) ve puanlı tayınıama yöntemleri uygulanma kabiliyetine sahiptirler. Böylece yüksek öğretimden yararlanacaklann seçiminde kullanılacak olan, fiyat veya puanh tayınıama mekanızmalan arasında bir -tercih yapılması gündeme gelmektedir. ' Dördüncüsü, üniversitelerin finansman sorununun, hangi yöntemleve nasıl çôzüieceği konusu -ııe 'ilgilidir. Yukandaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, yüksek öğretimin finansmanı konusunda fiyat (harç), vergi (ödenek) veya karma (=ödenek+harç) finansman yöntemlerinden birisinin seçimi söz konusudur. ÖZellikle karma sistem içerisinde, kupon (voucher)4 yöntemi,veya blok hibe (kurumsal ödenek), gibi farklı usulleri izlemek olanağı da mevcuttur. Aslında bu yöntemlerden' birisinin seçimi, rekabetin etkinlik üzerindeki etkisine ve yenıden-bölüşüm konusundaki tercihimize dayanır. Beşincisi ise üniversitelere sağlanan kıt fonlann etkin tahsisi, yani israfın önlenebilmesi konusundaki kaygılanmız da; harçlar.(fiyat) ve ödenekler (sosyal seçim) kaynak mekanizmalan arasındaki -seçimimızde, etkili olurlar. Zira sosyal seçim (vergiler ve ödenekler) ile fiyat (harçlar) arasındaki tercih, bölüşüm yansımalannın,' yani kimlere yüksek öğretim hizmetinin yararlandınlacağı ve kimlere finanse ettirileceğinin ötesinde, etkinliğe i1işkinkaygllanmızla ilgilidir. Dolayısıyla harçlar ve vergiler ile finansman arasındaki seçimimizde birincisinin tercihi, aslında etkinlik konusuna verdiğimiz ağırhğa bağlıdır. Dikkat edilirse burada söz konusu edilen sorunlardan üçü; etkinlik, tayinlama ve finansman; fiyatlann firma ölçeğindeki işlevleri ile ilişkilidir. Geriye kalan diğer iki sorun, fırsat eşitliği (bölüşüm) ve eğitim hizmetinin niteliği (sosyal veya kişisel mal niteliğinde oluşu) firma ölçeğini aşan, iktisadi konulardır. Bunlardan ilki, fırsat eşitliği, değer yargısı içeren normatıf iktisat konusu bir husus, diğeri yani eğitim hizmetinin kişisel veya kamusal mal sayılması ise pozitif iktisat konusu olan bir sorundur. ı Richard -Peggy Musgrave. Pubfle FInance In Theoıy and Practlce, Newyork, McGrawhill. 1984, s R. Rees, Publle Enterp"se Economlcs. London. Weidenfleld-Nicholson.l984, s Milton Frledman- Rose Friedman. "What is Wrong wlth Our Schools", Free to Choose. Newyork. Avon Books s

3 ,Oniverslte HdTÇIan 51 EGiTiM HizMETİ NEDiR? Aslında eğitim He ilgili karar verilmesi gereken ilk husus; hangi tür bir malolduğu yani sosyal (kamu hizmeti) veya kişisel bır mal mı bulunduğudur. Bireylerin yüksek eğitim talebini doğuran, üniversite ve lise mezunları arasındaki ücret farkıdır. s Bir başka deyışle yüksek öğretim talep fonksiyonunu şimdilik kaydıyla: D = f( L,\W) (1) şeklinde yazmak mümkündür. Burada!1W, lise ve yüksek öğretim mezunları arasındaki ücret farkını göstermektedir. WÜ= Üniversite mezunu ücreti A W = Wü - WL (2) W/=Lise mezunu ücreti şeklinde yazılarak özetlenebilir. Bilindiği gibi rekabetcibir işgücü piyasasında ücret, emeğin marjınal ürün hasılatına eşittir. 6 px = x ma/ının /iyatı W = px. MPI (3) MPI = Emek verimliliği Böylece (3) nolu eşitlikte iki nolu eşitliği yerine koyulursa, ücret farkı; AW (AMPI). px (4) eşit olur. Bilindiği gibi emeğin marjinal verimliliğini, üretım fonksiyonunun emeğe göre kısmı türevini alarak elde ederii:. Q = f ( K,L) (5) Emeğe göre kısmı türev ijcj..f al =MPI (6) dır. Dolayısıyla mal ftyatları sabit iken, üniversite ve lise mezunları arasındaki ücret farkını yaratan, taraftarın marjınal verimlilikleri arasındaki fark olmaktadır. AMPI == ( ÔQJ al )ü - ( ijcj.. fal) i (7) Kuşkusuz bu yaklaşım Itibariyle eğitim ve özellikle yüksek öğretim, her yatırım gibi: dışsallıklar da doğurabilen bir kişisel maldır: Zira bireyin kazanç elde etme kapasitesini (emek gelirini) artırmaktadır. Bır başka deyişle eğitim hizmetinin sağlanması, beşeri sermaye yatırımı sayılmaktadır. 7 Bu beşeri sermayenin net bugünkü değerini (NBD) tespit etmek ıstersek; istikbalde ortaya çıkacak yararlarının (AW) Iskonto edilip bundan, eğltlfllin maliyetinin çıkarılması gerekir. B Bt NBD(k) = - Co (8) t t ( 1 + i ) Burada B (= AW), üniversite ve 'lise mezunları arasındaki yıllık ücret farkını vermekte, CO ise üniversite eğitiminin toplam maliyetine Işaret etmektedir. Anlaşıia 5 G. S. Becker. Human Capital, Newyork, ColumbiaU.P.,1975, s D. W1ldasin-R. Boadway, Publle Sector Economlcs, Canada. Llttle Brown. 1984, s M.Blaug."The Emplrlcal Status of Human Capital Theory: A Slightly Jaundleed Survey". Joumal of Economlc Llterature, 14(3), September-1981, s N. 8arr."Education", The Economlcs of Welfare State", Oxford, Oxford L1.P., 1995, s

4 52 Amme idaresi Dergisi cağı üzere NBD (k) yüksek öğretimin, öğrenci açısından beşeri sermaye (yatırıml=l) değerini temsil etmektedir. NBD(k) = i Dolayısıyla yüksek öğretim, öğrenciler açısından bir sermaye malı niteliğindedir. Bu sermaye malı için yapılacak yatırımın hacmini belirleyen ise, içsel getiri haddi ( = r) yani sermeyenin marjinal etkinliğidir. Zira bilindiği üzere, i = r yani faiz haddi sermayenin marjinal etkinliğine eşitlenince B O L_t - Co (9) t t (ı + r) Böylece i = f ( r ) dir. Buradan anlaşılacağı üzere (r) nin yani içsel getiri haddinin hacmi, Co eğitimin maliyeti sabit iken, Bt L\Wt ücret farkına dayanmaktadır. Böylece zincir kuralını uygularsak, yüksek öğretime öğrencilerin talebini belirleyenin 9 D f [ r ( L\w ) ] (l O) sonucuna varılabilir. Yukarıda ulaştığımız sonuçları şöyle özetleyebiliriz: (ı) Yüksek öğretim hizmeti, bir yatırım niteliğindedir. (2) Bu malın talebini düzenleyen ise; yüksek öğretim ve lise mezunları arasındaki ücret farkına bağlı olarak oluşan içsel getiri haddi, yani sermayenin marjinal etkinliğidir. Ancak buradan, yüksek öğretim hizmetinin tamamen bir kişisel (private) malolduğu sonucuna varmak; hem üniversite eğitiminin geleneksel finansman modeline (vergilerle finansmana) ters düştüğü gibi; hem de yarattığı dışsallıkjarı da ihmal etmek demektir. Bu açıdan bakıldığında yüksek öğretim hizmeti, dışsallıklar yaratan; kişisel bir (yatırım) mal niteliğindedir. Dışsallık yaratması nedeniyle yüksek öğretim hizmetin; kişisel ve sosyal malların karışımı bir karma mal (mixed good), saymak da mümkündür. Ancak yüksek öğretimde okullaşma oranı arttıkça, sosyal mal kısmının ya da çıkardığı pozitif dışsalliktarın zayıfladığını anlamaktayız. Nitekim yüksek öğretimin yarattığı pozitifdışsa/lik/arı şöyle sıralayarak özetleyebiliriz: 10 1) Eğitimle, bireyin kazanç kapasitesinin artmasına paralelolarak; vergi ödeme kapasitesi de artar: Kısacası toplam vergi hasılatı yükselir. 2} Araştırma ve geliştirme faaliyetleri de, yüksek eğitim hizmetinin bir yan ürü nüdür. 3} Halk sağlığı ve tedavi hizmetleri, yüksek öğretim kurumları içerisinde yer alan sağlık eğitimi bölümlerinin faaliyetlerinin bir yan ürünü sayılabilir. 4) Mevcut bilginin ve teknolojinin stoklanması ve gelecek kuşaklara aktarılması. 5) Toplumu yönetecek kadroların yetiştirilmesi ve demokratik terbiyenin ve di siplinin gençlere aşılanması. 6) Sınıflar ve tabakalar arası sosyal mobiliteyi sağlayan bir merdiven olması. 9 T. W. Schultz. "Optimal Investment in College Instruction: Equity and Efflcieney ". Joumal of Polltical Economy, May-june.1972, s. 2-2S. LO Barr, a.g.e. s

5 Üniversite Harç/an 53 7) Bireylerin beşeri sennaye yatırımlarının kalkınmayı hızlandınnası ve milli geliri artınnası. Eğer bu dışsalıklar dikkate alinirsa, yüksek öğretim kurumlarının devletce yani merkezi ve/veya mahalli idarelerce sübvanse edilmesi gerekir. Zira dışsallıldar, iktisadi ajanların fiyat mekanizması dışındaki yollardan, bireylerin fayda ve firmaların kar fonksiyonlarını etkilemesi olarak tanımlandığından; yüksek eğitimin sübvanse edilmesi yerinde olur. Aksi halde üniversiteler tamamen piyasa mekanizmasına yani harçlarla finansmana terkedilecek'olursa; optiınal Sayının altında öğrenci eğitilecek demektir. 11 Yarar/Maliyet Şekil: ı f MD Qo Q* Eğitim hizmeti miktarı Şöyle ki (ŞekiL ı ) görüleceği üzere; MD marjinal dışsallığı, MSY marjinal sosyal yararı, MKY marjinal kişisel yararı ve MKM marjinal kişisel maliyeti göstersin. Eğer yüksek öğretimi, piyasa ekonomisine terkeder ve sadece harçlarla finanse edecek olursak; Qo gibi bir piyasa denge miktarı üretilir. Eğer dışsallıkları dikkate alır ve MD ve MKY dikeyolarak toplanırsa. MSY elde edilir ve Q* optimal miktarına u laşmış oluruz. Aslında Q* miktarında net marjinal sosyal yarar sıfır olmaktadır. Zira: NMSY = MSY - MKM Burada dikkat edilmesi gereken husus; Qo dan Q* geçilmesi ve üretimin L\Q kadar artırılması ile yaratılan dışsallık artışı; EFQoQ* = abcd kadar olmakla birlikte; önemli olan Qo dan Q* geçilmesi için, ödenmesi gereken toplanı sübvansiyon miktarının tesbitidir. Toplam sübvansiyon ise Q* düzeyindeki MD çarpı L\Qdur: Toplam sübvansiyon ab x QoQ* olur. 1Z Buradan iki sonuç çıkartabiliriz: (t) Birincisi yüksek öğretimde dışsallıklann kabulü halinde; optimal öğrenci sayısına ulaşılabilmesi için. yeterli hacimde sübvansiyonu gerekmektedir.(z) Bu optimal öğrenci miktarının aşılması durumunda israfa yol a çılarak. sosyal yararın ve ~illi gelirin azalmasına sebep olunacaktır. Dolayısıy'la esas i ı A. J. Culyer, The Polltical Economy of Social Policy, London, G.Revivals s H. Rosen. Public Finance. Chicago. Irwin s. 142.

6 54 Amme idaresi Dergisi Itlbarıyla karma mal niteliğinde ojan yüksek öğretim hizmetinin, okuııaşma oranındaki artışa paralelolarak kişisel mal öğesinin zaman Içerisinde arttığı anlaşılmakla birlikte; bu gün için bir birim eğitim hizmeti içerisindeki sosyal kısırnın yani yaratılan dışsallığın hacminin de tahmini gerekmektedir. Bu amaçla öncelikle, bireyler arasındaki kazanç farklannın ne kadannın eğitime atfedilebileceğinin tespiti yerinde olur. Bu söz konusu eğitim dışı faktörler arasında: lq derecesi, sosyal çevre, baba rnesleği. milliyet, cinsiyet, ırk, renk, sendikalılaşma oranı, piyasanın genişliği vs. gibi etkenler roloynamaktadır. Bu konuda ö zellikle ikizler üzerindeki araştırmalar yol gösterici bulunmaktadır. \3 ikincisi yüksek öğretırnin yaratacağı dışsalhklann hacminin tespiti açısından, kazanç artışına uygulanacak gelir vergisinın ortalama oranı, esas alınabilir. Bu oran Türkiye için 0/. { 25 + SS} = 0/. 40 olarak hesaplanabilir. Bu taktirde Türkiye'de yüksek öğretimin maliyetlerinin 0/. 60 nı öğrenci ailelerinin ve 0/. 40 nı ise devletin {vergi mükelleflerinin} finanse etmesi gerektiği, ifade edilebilir. Böylece, Türkiye' de Yüksek öğretim karma malı = sosyal kısmı + kişisel kısmı 0/. 100 = 0/ /.60 Aslında bu bulgu, yüksek öğretim hizmetinin fiyatlandırılmasında harçlann düzeyinin tespiti açısından; önemli bir gelişmedir. Hemekadar böyle bir paylaşma ölçütünün oluşturulması bu makalenin yazan na ait keyfi bir endeks olarak düşünülebilir. Ancal\ eğitimin yarattığı en önemli ve hesaplanabilen tek pozitif dışsallık olarak müstakbel vergi gelirlerinin artınıması kabul edildlğinde,14 gelecekteki kazanç artışının maruz kalacağı gelir vergisi ortalama haddi, dışsalhklann ve dolayısıyla sosyal mal öğesinin hacminin tespiti açısından objektif bir ölçüt oluşturabilir. Bunun anlamı ise; üniversitelerin tam maliyet fiyatlandırmasına giderek tespit edecekleri harçlann, 0/. 60'nı öğrenci ailelerinin ve 0/. 4O'nı ise hazinenin {vergi mükelleflerinin} karşılaması gerektiğidir. Son olarak iki uyan ile yüksek öğretimin yarattığı dışsallıklar konusunu bağlamakta, yarar vardır: Öncelikle mezun sayısı arttıkça, pozitif dışsallıklann hacmi küçülmekte ve eğer mezun işslzliğl mevcut ise varlıklan kuşkulu hale gelmektedir. İkincisi ve daha da önemlisi Ise; varlıkları kuşkulu bu dışsallıklar ileri sürülerek devlet müdahalesine yani hizmetin soyal mal sayılmasına gerekçe hazırlanmaktadır. Dolayısıyla libertarianlar göre; yüksek Öğretirnin yarattığı varsayılan dışsallıklar abartılacağına, olay piyasa terk edilmelidir: Zaten yüksek öğretim sorununu yaratan da, devletin piyasaya müdahalesinin varlığıdır. HARÇLAR VEYA VERGiLERLE fjnansmanin ikiisaoi YANSıMALARı Vergilerle finansman Vergiler veya harçlarla finansman karannın sadece yüksek öğretim malının tabiatına yanı kişisel, kamusal veya karma malolduğuna bakılarak; etkinlik bazında veri 13 D. Wolf-J.Smith," The Occupatlonal Value of Education for Superlor HIgh School Graduates", journal of HIgher Educatlon. April 1956, s M. Woodhall. "The Economies of Educa and the Education of Poliçy -makers: Reflectlons on Full Cost Fees for Overseas Students" In. G.K. Shaw (ed), Economles. Culture and Educatlon. Aldersoot. Edward EIgar s

7 Üniversite Harç/an iste lemeyeceğini iddia edenler ve bölüşüm yansımalannın da dikkate alınmasını yenler de olabilir. 55 Bilindiği üzere bir kamu hizmetinin finansmanında dayanılacak iki temel ilke vardır: Birincisi ödeme gücü ilkes/, ikincisi ise yarar ilkesidir. Ödeme gücü ilkesi, genelde kamu hizmetlerinin ve özelde eğitimin vergilerle ve mümkün mertebe artan oranlı gelir ve servet vergileriyle finanse edilmesini önerir. Aslında Anayasamız vatandaşlann kamu hizmetlerinin finansmanına mali güçleri oranında katılmalanr'll hükme bağlayarak, tercihini ödeme gücü ilkesi lehinde kullanmıştır; Bunun nedeni ise: sosyal adaletin veya daha doğrusu firsat eşitliğinin sağlanabilmesi kaygısıdır. Alvin Hansen'nin ifade ettiği gibi; bir demokrasinin üzerine oturduğu iki temel taşından birirsi firsat eşitliği, diğeri ise tam istihdamdır. 1s Eğitim hizmeti her ikisi ile de ilişkili olmakla birlikte; bir toplumda firsat eşitliğini sağlamanın ana uygulama alanının eğitim hizmetleri olduğu kabul edilmektedir. Zira bir beşeri sennaye yatınmı olarak eğitim bireysel açıdan, sınıftar arası geçişmeyi sağlayan bir merdiven olarak düşünülmektedir. Böylece Qzellikle yüksek öğretirnin finansmanının artan oranh bir vergi sistemine dayandınlarak herkese sunulmasının hedef alınması, bölüşüm a daleti açısından yerinde sayılabilir. Aslında Anayasalnızın,16 sendikalann, öğrenci, derneklerinin ve sosyal demokrat partilerin parasız eğitim ile Ilgili taleplerinin arkasında, bu firsat eşitliğinin sağlanması ve ödeme gücü ilkesi yatmaktadır. Dolayısıyla yüksek öğretim, ilke olarak parasız olmalı, yani vergiler ile finanse edilmelidir. Bu görüşe karşı çıkanlar ise; 'brsat eşitliği' kavramının yukanda ifade edildiği üzere bir sosyal adalet anlayışının araa olduğu ve dolayısıyla bölüşüme müdahale anlamını içerdiğini ileri sünnektedirler. Piyasa bölüşümüne müdahaleyi amaçlayan her politika gibi firsat eşitliğinin sağlanmasının da, yeniden bölüşüm yaran olduğunun' iddia edilmesine karşın; bir etkinlik maliyeti bulunduğu kesindir. Bir başka, deyişle harçlarla finansman yerine ve~gııerle finansmanı tercih ederseniz; özellikle vergilerin doğurduğu aşın yük yani refah kayıplan yüzünden bu Politikanın GSMH' daki düşüşler cinsinden bir maliyeti olduğu hesaplanabiimekle birlikte; firsat eşitliği politikasının bu bedeline rağmen yarannın mevcudiyetine ilişkin iddia; sadece bir değer yargısından ibarettir. Yeniden bölüşüm politikalanna k~rşı en genel anlamda uyan; "pastanın (GSMHnm) büyüklüğü nasıl bölüştürüldüğüne bağlıdıl' ifadesidir: Netice olarak yeniden bölüşüme ve eşitliğe verilen her ağırlık, dolayısıyla piyasa müşewiklerinin kınlmalannı ve yoksulluğu davet eder. işte 'parasız eğitime' ve daha doğrusu vergilerle finansmana karşı çıkanlar; yukandaki ana fikirden hareket ederek, aşağıdaki noktalarda itirazlannı toplarlar. 6ncellkle. parasız eğitim ve vergilerle finansmanın. firsat' eşitliğine hizmet ettiği iddiası geçerli değildir. Zira piyasa müşevviklerinin kınlması pahasına ve milli gelir kayıplanna yol açılarak toplanan vergiler ile, yüksek öğretlme yeterli finansman sağlanarnamaktadır. Bir başka deyışle vergilerle finansman arz kapasitesini kisarak brsat eşitliğini engellemektedir. 11 Örneğin 1995 yılında yüksek öğretime gırış için başvuran adayda, dört yıllık yüksek okul1ara ve fakültelere yerleştirileıs P. Samuelson, Harwaıd'da Maliye Politikası Seminerinin Kuruluşunun 50. Yılını Kutlama Panelı. konuşma metni. 18.Mayıs G. Dinçer."Tartışma", Anayasa Yargısıll. Anayasa Mahkemesi. Ankara, s J.,Bames-N. Barr, Strategfes br Higher Educatlon. Aberdeen. Aberdeen U.P., t988.

8 56 Amme İdaresi Dergisi bilenler ı kişi olmuştur. Aslında bu rakkam bile gerçeği tam yansıtmamaktadır. Örgütlenmelerini tamamlayabilen ve eğitim kalitesini ülke çapında kabul ettirebilen üniversitelere yerleştirilenler ise in altında olup: bu üniversiteler genellikle üç büyük şehirde toplanmışlardır. Bu olgu, öğrencilerin tercih sıralamaları ve mezunların istihdam olasıkları ile de ortaya çıkan ve bilinen bir gerçektir. Ancak bu gelişme de üniversiteler arasında; bir sınıftandırmaya yol açmaktadır. Dikkat edilirse 'fırsat eşitliği'ni sağlamak üzere üniversiteleri ülke çapında yayma gayreti, arz kapasitesinin talebe bakışla yetersiz olmasına rağmen. taşrada atıl kapasiteye, mezun işsizliğine ve eğitimde kalite farklılaşmasına yol açmaktadır. Vergilerle finansmanın arz kapasitesini kısıtlamasının bir başka delili ise, yüksek öğretim talebinin katlanarak artmasına rağmen; devletin yüksek öğretime ayırdığı ödeneklerin GSMH'nın 0/. si cinsinden erime eğilimine girmesidir. Dolayısıyla Anayasal zorunluluk olarak fırsat eşitliğini sağlamakla yükümlü olan devlet, bunun getirdiği finansman yükünü taşıyamamakta ve arz kapasitesi kısılmaktadır. ikincisi fırsat eşitliğini sağlama kaygısı ile vergilerle finansmanın ve dolayısıyla sıfır fiyatla arzın getirdiği bir başka sorun ise; arz kapesitesinin sınırlı olmasına rağmen, sonsuz talep ile karşllaşllmasldır. 18 Nitekim 1995 yılı itibariyle kapasitenin, yaklaşık on katı başvurunun olmasının nedeni, sıfır fiyatla arzın talebi de aşarak isteği {want}19 harekete geçirmiş bulunması ve ikame etkisi yaratmasıdır. Böylece ÖSYM'ye başvuruyu sınırlayan fiyat değil; lise mezunları arasında yüksek öğretimi arzu edenlerin sayısı olmaktadır. Buradan çıkartılacak sonuç arz kapasitesinin talebe tayınlanmasında fiyatın yerini alacak bir başka mekanizmanın. ÖSYM'nin ve i ÖSS, ÖSYS sınavlarının yani puanlı tayınıamanın çalıştırılmasının gerektiğidir. Hemekadar 'fırsat eşitliği' gerekçesi ile puan/ı tayın/ama (ÖSYM) tecih edilebilirse de bunun bazı sakıncaları olduğu ileri sürülmektedir. 2o (i) Arzu edilen ödeme ölçütünü esas alan bir mekanizma olarak fiyatın refah etkisi. tayınlamaya bakışla; etkinlik açısından daha üstündür. (ii) Desantralize fiyat mekanizmasını işletme maliyeti, ÖSYM ve ÖSS, ÖSYS sınavlarının idari maliyetine karşılaştmldığında daha düşüktür. (iii) Fiyat-dışı tüm tayınıama yöntemleri, bunlara puanlı tayınıama yani ÖSYM de dahildir; ya ikinci el piyasalarının doğmasına veya sınav tekrarlarına yol açarlar. Zira ÖSYM'de fiyat mekanizmasını aksine, bireylerin tercihlerinin şiddetlerini belirtmelerine olanak tanınmaz. {iv} Sıfır fiyatla arzın yarattığı aşırı talep karşısında; tayınıama mekanizmasının sağlıklı ve güvenilir şekilde çalıştırılabilmesi, yani sınavların yapılabilirliği tartışmalı hale gelmektedir. Çünkü yeterli sınav salonu, yetenekli ve dürüst gözetmen, hatasız soru kitapcığı ve sınava girenlerin gerçek kimliklerinin tespiti gider~k zorlaştığından. sınavların yani puanlı tayınıamanın kalitesi ve güvenilirliği azalmaktadır. Ayrıca puanlı tayınıama sistemini sürdürebilmek için öğrencilerin sınava girme sayısının kısıtlanmasının da, puanlı tayınıama sisteminin temelinde yatan fırsat eşitliğini zedelediği de ileri sürülebilir. Zira fırsat eşitliğinin doğal sonucu; üniversiteye girişin herkese ve herzaman için açık tutulmasıdır. {v} Hemekadar üniversite kapasitesinin talebe paylaştırılmasında, fiyat-dışı tayınlamaya {ÖSYM} başvuruluyorsa da; paralı ortaöğretim kurumlarının, özel 18 G. Akalın. Yüksek Öğretim Kanna Malına Maliyet Fayda Analizinin Uygulanması, Ankara, A.Ü.5BF., s J. Cullis-P. A. West, The Economics of Health Care. Oxrord. Martin Robertson. 1985, s. 84. zo G. Akalın, "Yüksek Öğretimin Finansmanı ve Harçlar Sorunu", liberal. Bahar :2. s

9 Üniversite Harç/arı 57 dershanelerin, özel öğretmenlerin ve vakıf üniversitelerinin varlığı nedeniyle yüksek öğretimde gölge fiyatların işletildiğinden söz edilebillr. ıı Bir başka deyişle fi~ yat mekanizması, fiyat dışı-tayınlamaya sızma eğilimi göstermektedir. Kaldıki yüksek öğretimden kendilerinin parasız olarak yararlandıklarını sanan öğrenci aileleri bile; finansman yetersizliğinin yol açtığı kamu açıkları yüzünden 'enflasyon vergisi' ödemekteditler. (vi) Her merkezi tayınıama sisteminin düşmek zorunda kaldığı bir yanlış ise; mevcut kapasitenin veya kapasite artışlarının, talep kalıbına duyarlılığını yani uyumunu sağlayan, bir Illekanizmanın varolmayışıdır. Bir başka deyişle fiyat mekanizmasında, kar göstergesinin oynadığı rolü, puanlı tayınlamada üstlenen bir araç yoktur. (vii) Son olarak bir kaç saatlik test sınavlarının, öğrencilerin kapasitesini ve bilgi birikimini ölçmede nekadar yeterli bulunduğu ve insanların geleceğinin böyle bir seçme sınavına bağlanmasının nekadar doğru olduğu; sorgulanması ge. reken. bir başka konudur. Netice olarak mevcut tayınlama sistemi ve ÖSVM, sınava girecek adayl~rın sayısının t,5 milyona dayanmasıyla çökme belirtileri göstermeye başlamış olup; VÖK'ün buna çare olarak sınav giriş hakkının sınırlanmasına yönelmesi de, fırsat eşitliği kavramına ters düşmektedir. Üçüncü olarak parasız eğitimin, yani vergilerle finansmanın yarattığı ödenek sisteminde; kaynak tahsislerinin etkinliğini denetleyen bir mekanizma da mevcut değildir. Burada kastedilen husus, hem bir bütün olarak yüksek öğretim sistemimizin makro etkinliği (Pareto-etkinlik) ve hem de üniversitelerin birer firma olarak mikro etkinliği (leibenstein'nın X-etkinsizlik derecesi) dir. ll Üniversite/ere ayrılan 'kaynakların yetersizliği yanında, bu kıt kaynakların da israf edildiğini ifade eden; göstergeler mevcuttur: Örneğin; öğrenci ve öğretim üyesi terkleri. öğrenci ve öğretim üyelerinin devamsızlığı, sık sık çıkan aftar, idari personel sayısının fazlalığı, akademik personelin önemli bir oranının idari görevlerde çalışmaları ve idari görevleri tercih etmeleri, anarşik olaylar, belge alan öğrenci sayısının yüksekliği, mezun işsizliği vs. Bu göstergeler.yani israfın varlığı, üniversitelerimizde mikro yani idari ve teknolojik etkinliğin olmadığına işaret etmektedir. Aslında fiyatların ve dolayısıyla karın bulunmayışı ve bürokrat davranışı yüzünden,b maliyet minimizasyonu için bir güdülemenin varolmaması; mikro etkinsizliğin kaynağını oluşturmaktadır. Diğer taraftan üniversitelerimizde kullanılan kaynakların, marjinal fırsat maliyetlerini yansıtan fiyatlara göre değil, sosyal seçim mekanizmasının (oy sandığının) belirlediği siyasal tercihlere ve idari takdire göre tahsis edilmeleri; ekonomik etkinliğin ger "çekleştirilememesinin nedeni olmaktadır. Oysa rekabetci piyasa mekanizmasının dolayısıyla harçların kullanılması halinde, hem mikro ve hem de ekonomik (makro) etkinliğin kendiliğinden oluşması ve böylece kaynakların, üretim olanakları eğrisi üzerinde tahsisi mümkündür. 14 Son olarak vergilerle finansmanın yani parasız eğitimin ortaya çıkardığı bir başka sonuç ise; yüksek öğtetimde, eğitimin kalitesizliği ve malesef bunun da düşme e 21 C. Ülsever/Türkiye'de Paralı Eğitim", liberal, Bahar-1996, S:2. s Bames-Barr, a.g.e. s. t - ts. 23 W.A.Niskanen, Bureacracy and Represantatlve Goverment, Chicago, Aldine, J. D. Gwartney-R. L Stroup. What Everyone Should Know About Economlcs and Prosperity, Vancouver, Fraser Institute, t 993, s

10 58 Amme idaresi Dergisi ğiliminde oluşudur. ls Fiyatsız, rekabetsiz ve netice olarak!<arsız işletilen her sistemde olduğu gibi: üniversitelerimizde ürün geliştinnek için bir güdüleme mevcut değildir. Başan göstergesinin bulunmaması, ödül ve ceza mekanizmasının işletllmemesi halinde: yüksek öğretim hizmetinin de; dığer kamu hizmetleri ile aynı a kıbeti paylaşmasından'hayrete düşmernek gerekir. Bu durum. etkin kaynak tahsisinin yapılamaması ve yetersiz finansman ile birleşince, genelolarak tüm kamu sektöründe ve geçmişte sosyalistekonomilerde görülen; 'kalite' sorunu olarak ortaya çakmaktadır. l6 Oysa bir piyasa ekonomisinde. fiyat kalıte endeksidir. Böylece harçlardan yani fiyatlardan vazgeçrnek, beraberinde yüksek öğretirnde kalitesizliği de getinnektedir. Örneğin akademik ve idari kadrolara piyasa ücretine eş değer bir maaş verilemediği t. tirde; '.erslne seçim (adverse seleetion) yani verimlilikleri düşük elemanlann sisteme katılmalan ve sistemde kalmalan söz konusu olmakta-. dır. Ancak yüksek öğretim elemanlannın beşeri sermaye yatınmı' dönemi bir kuşak. boyu sordüğünden, bu yanlış ücretpolitikası dolayısıyla verimi düşük elemanlara yapılan yatınmın yansımalan, belki henüz görülmeyen ve sonuçlan gelecek kuşaklarda ortaya ça!<acak bır sorun olup; ancak bu günden önlem alınsa bile birkaç kuşak sonra çözülebilecek. bir meseledir. Toplumumuzda belki kalite sorununun vakıf üniversiteleri eliyle kendiliğinden çözüleceğine dair, bir bekleyiş de mevcuttur. Fakat genelde bursuz öğrenciler arasında paralı öğretimi düşük puan lı adaylann tercihi, yüksek öğretırnde kalite sorununun vakıf üniversitelerine rağmen; devam e deceğini göstennektedir. Kalite sorununun devamı bile; yüksek öğretimde, tayınıama (vergi) ve harç (fiyat) mekanizmalannın, aynı anda ve aynı konuda lşletilmelerinin saklncalannı ortaya koyan, bır örnek oluştunnaktadır. Nitekim fiyat (harç) ve tayınlama (vergi) mekanizmalannın birlikte Işletilmeleri de, sistemin etkinliğini azaltan bir olguçlur. Zira bu gün değilse bile vakıf üniversiteleri çoğalıp, kuruluşlannı tamamladıkça yetenekli öğretim üyelerinin ücret farkı dolayısıyla vakıf; fakat yetenekli öğrencilerin ise harçlar nedeniyle devlet üniversitelerinde, toplandıklannı göreceğiz. Ancak bu durum, bugün için orta öğretirnde özel o kullar ve anadolu liseleri farklılaşmasında yaşanmakta olup: yakın gelecekte,bu kutuplaşmanın yüksek öğretirnde de tekrararlanması beklenmelidir. Netice olarak ülkemizde vakıf ye devlet üniversitelerinin birlikte varolmalan, vakıf üniversitelerin hızla genişlemesi; farklı kaynak tahsis mekanizmalan kullanmalan ve dolayısıyla ayn finansman yöntemlerine sahip olmalan, eğer bir koordinasyon ~ğlanmazsa: yüksek öğretirnde etkinsizliği artıracaktır. Diğer taraftan, bazı vakıf üniversltelerinin devlet kaynaklannı kullanarak uyguladıkıarl sınırlı burs sisteminin yaygınlaştınlması da; tekrar başa yanı parasız eğitime dönüş demektir. Harçlarla Fınansman Aslında harçlarla finansman, kamu maliyesindekı yarar Ilkesinin bır uygulaması niteliğinde olup; hizmetin bedelinin yararlanana ödettirilmesi anlamını taşır. l7 Bu yöntemin üniversitelerde uygulanmasına taraftar olanlar, herhangi bır hizmetin fiyatının yararlanana ödettirilmesinin bölüşüm adaleti açısından da doğru olduğunu 25 E. A. Hanushek, "The Economlcs of Schoollng Produdlon and emeieney in Publle Schools". Joumal of Economlc Llterature. September s J. Komai. Bureuacracy and Maiket. (Mirneo ). Cambridge. Lecture Notes s M. Blaug. Economlcs of Educatlon. London. Penguln s

11 Onlverslte HMÇlan 59 savunurlar. ıs Gerçi söz konusu hızmet eğıtım olunca. yaratıldığı Iddia edilen dışsalllklar nedeniyle yararlanana bedelinın tamamının ödettiriimesi tarttşılabilir; fakat bedava sunumu ise yukarıda zikredilen sorunlarla karşılaşılmasına yol açar. Aslında burada harç ve fiyat ayrımına dikkati çekmekte yarar vardır. Harçlar özü i tibariyle; üretilenin bır birim maliyetinin. kısmen veya tamamen kullanıcıya ödettl rilmesi anlamındadır. Buna karşılık olarak fiyatlar. ekonomik rantı yani kc1rları da i çerebilir. ilke olara~. devletin veya vakıftarın harç uygulamaları; kısa veya uzun dönem marjınal maliyet fiyatlandırılmasına baş vurulması demektir. Bu uygulamanın iki Istisnası olabilir: (ı ) Eğer yüksek öğretlmd~ olduğu üzere. hizmetin pozitif dışsallık yaratması söz konusu ise: üretimin artırılması kaydıyla sübvansiyon verilebilir. ( II) Dığer taraftan kamu hizmetlerinde, harçlarıri tespitinde 'mark up' fiyatlandırma yapılamaz yanı kar payı eklenemez. Fakat talep kapasiteyl aşarsa. Iki yönteme baş vurmak mümkündür. ilki kc1rın oluşmasına izin verilip. bu elde edilen kc1r optimal kapasiteye ulaşmak yani harç = uzundönem marjinal maliyet (UMM) oluncaya kadar; kapasite artırımı için yatırımların finasmanında kullanılabilir. Kısacası kapasite artışı. yani yatırımlar. kıtlık rantı ile finanse edilebilir. öteki Ise. harç'düzeyini UMM'ye eşit olarak sabit tutarken. talep fazlasını ortadan kaldırabitmek için; harca ek olarak bir fiyat dışı tayınıama yöntemine başvurulmasını gerektirir. Ancak bu i-' kincisinin tayınlamayı da gerektirmesi nedeniyle. idari maliyeti. kapasite artışı için kaynak yaratılamaması. refah etkisinin fiyat tayınl~asına bakışla daha düşük olması gibi çeşitli sakıncalarının bulunduğunun bilinmesine rağmen. bölüşüm kaygıları nedeniyle tercih edilmesi de söz konusu 0labiltr. z9 Yukarıda anlattıklarımızı bır şekıl yardımıyla soyuttan somuta taşıyahm (Şekil:2). E ğer yüksek öğretimde. toplam maliyet fonksiyonunun doğrusal ve kısa dönemde kapasitenin sabıt (sınırlı) olduğunu. sorunu basitleştirmek için kabul edersek; TMo == nko + wl L == emek Silat Burada nko sabit mahyetleri ve wl ise Ko = makina Sdat değişken maliyetleri temsil etmektedir. n = Bırım sennayenln kirası Bu taktirde; w == Ocret haddi b = nko/qo ve qo = kapasite sının UMM = b + c dır. b = kapasite malıyetı c =' kısil dönem maljlnal malıyet KMM Görüldüğü üzere Aq = qoq* kadar bır talep fazlasını ortadan kaldırmak Için p* fiyatı verildiğinde. toplam kar p*ef(b+c) olacaktır. Aksi halde UMM Hyatı koyulduğunda Aq kadarlık talep fazlası' ile karşılaşllacaktır. 30 Eğer talep Dı yani kapasitenin altında olsaydı. KMM fiyatı verilmesi ve atıl kapasite nedeniyle kapasitenin zaman 'Içersinde daraltılması gerekirdi. Dolayısıyla buradan çıkanlacak üç sonuç vardır: 28 F. Hayek... Economic Freedom and Represantatlve Government". New Studies. London. Routledge and Kegan Paul s Rees. a.g.e. s G. Akalın. Kir Ekonomisi. Ankara, s

12 60 Amme idaresi Dergisi p DO Şekil: ı p* b+c+- ~~ ~~ ~ UMM b~ ~ u o q qo qı* Birinci olarak yarattığı pozitif dışssallıldar dolayısıyla yüksek öğretirnin sübvanse edilmesi, ancak optimal sayıda mezun sağlanamaz ise söz konusu olamalıdır. Oysa ekonomide mezun işsizliğinin yaygın olduğu bir dönemde, yüksek öğretimi sübvanse etmek, mezun sayısını arttırmak ve dolayısıyla kaynak israfı sayılabilir. Hemekadar Türkiye'de.yüksek eğitimde okullaşma oranı, Batılı ülkelere bakışla düşük görünüyorsa da bu durum; sektörel büyüklüklerin, şehirleşme sürecinin,.teknolojinin ve gelişme düzeyi farklarının eğitime bir yansımasından ibarettir. Nitekim yurdumuzda mezun işsizliğinin varlığı; aslında kişisel talebin kapasiteyi aşmasına rağmen, sosyal talebin kapasitenin altında olduğunu göstermektedir. Burada hemen kişisel yani öğrencilerin talebi ile sosyal (ekonominin) talebi arasındaki farklılaşmaya dikkat çekilmesi gerekir. 3! Acaba Türkiye'de neden dolayı üniversiteye kişisel talep 1,5 milyon,a ulaşırken, sosyal talep 100 binin altında kalabiliyor? Bu sorunun cevabı, eğitimin kişisel ve sosyal getiri hadlerinin hesabına giren kalemlerde saklıdır. Bir başka deyişle sosyal getirinin hesabında, sosyal maliyete üniversitelere devletçe sağlanan ödenekler de girdiği halde; kişisel maliyetin hesabına bu kalem.ler katılmaz. Bir bakıma parasız eğitimin yani sifır fiyatla arzın vergilerle finanse ediliyor olması: kişisel ve sosyal taleplerin kopmasına yol açmaktadır. Nitekim sosyal talep, sosyal getiri haddinin, -kişisel talep ise.kişisel getiri haddinin bir fonksiyonudur. 32. Ll Ws =vergiden önceki ücret farkı Ds = f [ <1> ( 6.Ws) ] Ds = sosyal talep Dk = f [ \tl ( 6.Wk) ] Dk kişisel talep <1> > \tl olduğundan, (/J = sosyal getiri haddi Dk > Ds bulunur. ij/ = kişiselgetiri haddi Ll Wk vergiden sonraki ücret farkı.31 Blaug. a.g.e., s G. Psacharopulos,.. Returns to Education : An Updated International Comparison", in M. Blaug (ed) The Economic Value ofeducatlon, Aldershot, Edward EIgar, 1992, s. 8 ı ~ 102.

13 Üniversite Harçlan 61 Ancak kişisel getiri, sosyal getiriden daha yüksek olduğu için; kişisel- talep sosyal talebi aşmaktadır. Eğer kişisel talep, sosyal talep düzeyine indirgenmek istenirse; vergilerle finansman yerine, harçlarla finansmana geçilmelidir. ikinci olarak bölüşüm kaygıları saklı tutulmak kaydıyla; talep ve kapasite arasında bu ölçüde büyük; yaklaşık on misli fark oluşursa, tam maliyet fiyatlandırılmasına gidilmesi ve ardından kişisel talebin, sosyal talep ile ilişkisinin nasıl seyretttiğinin gözlenmesi yerinde olacaktır. Oysa böylesine radikal değişiklikleri birden uygula- " mak yerine; beş yıllık bir dönem içerisinde kademeli olarak uygulamaya sokmak, bir şekilde tam maliyet fiyatlandırmasına tedricen geçmek yerinde olur. Zira ani bir değişiklik halinde; bölüşüm yansımaları dolayısıyla sosyal huzursuzluklar doğabileceği gibi; atıl kapasite sorunu ile de karşılaşııabilir. Dolayısıyla ihtiyatla hareket etmek ve bölüşüm ile ilgili ortaya çıkacak problemleri çözerek, tedricen harçların artınıması yoluna gidilmesi daha gerçekci bir yaklaşım sayılabilir. Üçüncü olarak; vakıf üniversitelerinin devletin vergi gelirleri He sübvansiyone edilmesi rasyonel bir politika olmamasına rağmen; sürdürülmektedir. Zira vakıf üniversiteleri transfer edilen bu kaynaklarla; devlet üniversiteleri ile rekabet.edebilmek i çin burslu öğrenci sağlamada kullanmaktadırlar ki; bu tutum eğitimin;. maliyetini artırdığı gibi; parasız eğitimin vergi gelirleri ile sadecekamu sektörünün değil, özel sektörde de genişletilmesi anlamındadır. Aslında kişisel talebin sosyal talebi aşması nedeniyle; günümüzde vakıf üniversitelerinin hazinece sübvansiyone edilmesini' gerektiren, bir gerekçe de mevcut değildir. Tam aksine vakıf üniversitelerinin hazinece sübvan edilmesi, optimal öğrenci sayısının aşılmış olması nedeniyle; israfa yol açmaktadır. Zira bir malın üretiminin pozitif dışsallık doğurması halinde; ancak çıktı miktarının, Pareto-optimal düzeyin altında kalması söz konusu ise; sübvansiyonu gereklidir. 33 Mezun işsizliğinin yaygın olduğu ülkemizde, vakıf üniversiteleri harcamalarını kendi gelirleri, öğrencilerden alınan harçlar ve bağışlarla (mezunların v.s.) finanse etmek durumundadırlar. Bu taktirde istedikleri,kadar öğrencilerine burs da verebilirler. Diğer taraftan genelde sübvansiyonlarla, piyasa ekonomisi ile ilke olarak bağdaşamazlar. Meğer ki pozitif dışsallıkların varlığı söz konusu olsun. Buraya kadar sadece harçlimn niteliklerini ele aldık: Artık sıra, harçların işlevlerine gelmiş oldu. Harçların ilk işlevi finansman fonksiyonudur. Yüksek öğretirnde harçlara başvurulması halinde; yeterli finansmanın sağlanması ve bugün sıkıntısı çekilen kaynak kıtlığının giderilmesi mümkündür. Ancak finansman işlevinin ifası i çin; en azından tam maliyet fiyatlandınlmasına gidilmesi gerekir. Harçların bir başka işlevi ise taym/ama olup, talebin kapasiteye tayınlanmasını, arzu edılen ödeme ölçütünü esas alarak icra eder. Üniversitelerimize başvurularda, talep ile istek arasındaki farkın 34 ortaya çıkarılabilmesi açısından, harçlar ideal bir yöntemdir. Eğer harçlara rağmen talep kapasiteyi aşarsa; ya ek olarak puanlı tayınlamaya başvurulacak veya fiyat tayınıamasına yani kıtlık rantının alınmasına (kara) izin verilecektir. Buna göre ilk yöntem uygulanırsa, kapasiteyi genişletrnek üzere kamu fonlarına ihtiyaç duyulurken; ikincisinde ise öz finansman mümkün olmaktadır. Aksine talep kapasitenin altında kalırsa, KMM eşit bir harç tespitinde yarar vardır. Mevcut atıl 33 Rosen, a.g.e., s Cullis-A.West. a.g.e;, s. 84.

14 62 Amme idaresi Dergisi kapasite ise, zaman içerisinde yenileme yatınmlan yapılmayarak ortadan kaldınlır. Harçlann son işlevi ise etkinliktir. Makro (yüksek öğretimin) ve mikro etkinliğin (bir üniversitenın) sağlanmasında, harçlann vergilere bakışla üstün olduklan açıktır. Zira desantralize rekabetçi fiyat mekanizması, alternatiflerine (planlama ve sosyal seçime) bakışla etkinliği sağlamada üstünlüğe sahiptir. Nitekim harç uygulaması, yukanda sayılan kaynak israfı veya israfın göstergeleri olan, mezun işsizliği, terk ve belge alanlann sayısının yüksekliği, öğrenci ve öğretim üyelerinin devamsızlığı,.aflann sıklığı, öğretirnin kalitesizliği, anarşik olaylann çokluğu, yayınlann ve araşttrmalann azhğı, ders kitaplannın ve kütüphane olanaklannın yokluğu gibi ekonomik etkinsizliklere çare bulabilir. Aynca harçlar tek tek. üniversiteler üzerinde, idari maliyetlerini ~inimize etmel.eri için baskı yaratır ve güdüler. Aslında harçjan, vergiler ile finansmana bakışla üstün kılan bir başka neden ise; desantralize kaynak tahsislerine izin vermesidir. Netice olarak harçlar, piyasabenzeri bir kaynak tahsis mekanizması iken; vergiler ve ödeneklerle finansmanda i se sosyal seçim (siyasal tercihler-oylama) kaynakları tahsis eder. Eğer vergiler ile finansman ve ödenek m~eline y~ni sosyal seçim kaynak tahsis mekanizmasının kullanımına devam edilecekse; seçmenlerin ve onlann temsilcisi olan meciisin o luşturduğu ve K.Bütçe'de saptanan ödenekler cinsinden ifade edılen kollektif kararlarla, yüksek öğretirnde kaynaklar tahsis edilecek demektir. Bu taktirde bu.,kollektif tercih sıralamasını, üniversitelere empoze etmek ve uygulanmalannı denetlemek üzere ingiltere'deki Üniversite Ödenek Komitesi (UGC)35 veya Türklye'deki YÖK gibi merkezi bir örgütlenmeye, ihtiyaç var demektir. Nitekim Türkiye'de YÖK ve üniversiteler sistemi, buna vakıf üniversiteleri de dahil olup; DPT ve Kirler sistemine paralel bir yapılanmaya kavuşmuşiardır. Daha doğrusu bir sosyal seçim mekanızması ve kollektif tercihler. yüksek öğretimde. kaynak tahsisi Için kullanılacaksa; merkezi bır yönlendirmeye ve' komuta ekonomisine benzer bır örgütlenme gereklidir. Adına YÖK denilen bu komuta sistemine, vakıf üniversiteleri de dahil edilmişlerdir. Zira vakıf üniversitelerinin cari harcamalannın bir bölümünü karşılamak üzere verilen, devlet sübvansiyonunun hacmlni takdir yetkisi YÖK' e a ittir. Ashnda YÖK kaldınlsa bile kollektif tercihlerce oluşturulan ödeneklerıe finansman modeli devam ettiği sürece; bu merkezi güdümleme rolünü DPT. DPT kaldınhrsa Maliye üstlenmek durumundadır. Oysa harçlann uygulanması halinde i se; desantralize piyasa-benzeri bir mekanizma yani bireysel tercihler, kaynak tahsislerinde yol göstericiolacaktır. Aynca ÖSYM ve YÖK'ün idari maliyetleri ve doğurduklan etkinslzlikler de tasarruf edılecek demektir. YÖK'ün roloynadığı bir başka olumsuz gelişme ise; vakıf üniversitelerinin piyasaya girişini kısıtlaması ve böylece bazı kurulu vakıf üniversitelerini kayırmak istemesidir. Bugün itibariyle henüz kurulma aşamasında olan ve eğitim kaliteleri meçhul bazı vakıf üniversitelerinin sosyal bilimler alanında bile $ harç talep etmeleri, monopol fiyatlandırmasının ötesinde, ancak kıtlık rantını ele geçirme gayretiyle açıklanabilir. Bu durumda YÖK'ün yapabıleceği iki şey vardır: Piyasaya girişi serbest bırakmak fakat sadece eğitimin kalitesini kontrol etmek. Maalesef YÖK tam tersine piyasaya girişi engellerken, vakıf üniversitelerinin harçjannı serbast. bırakmakta fakat eğitimlerinin kalitesini denetlememektedir. Oysa öğrencilerin yüksek öğretim malı 3S Lord Robbls and his Committe. Robblns Report: Hlgher Educatlon. london. HMSO

15 OnlvelSife Harç/an 63, gibi karmaşık bir hizmetin kalitesi konusunda, yeterli bilgiye sahip olduklannı söylemek mümkün değildir: YÖK, üniversitelerin kalitesini denetlernek yanında, tüm yüksek öğretim kurumlannın başan':'performans göstergelerini her yıl yayınlayarak, öğrencilere ve ailelerine bilgi vermelidir. Desantralize harç sisteminin, ödenek sistemiae karşı birbaşka üstünlüğü ise.,kapasiteyi talep kalıbına uydurmak için güdüleme yaratması ve teşvik etmesidir. Oysa sosyal seçim sisteminin, planlama ile eklemleştiği ülkelerde arz artışlannı programlamak için doğal model; gizli veya açık insan gücü planlamasıdır. Buna karşılık harç sisteminde ise; yeterli talebin olmadığı yani kafi miktarda harcın toplanamadığı böıümlerin, fakültelerin, üniversitelerin küçülmeleri ve hatta kapanmalan gündeme gelecektir. Dolayısıyla üniversiteler için talebe uygun dallann seçimi ve ge Jlştirilmesi ile öğretim kaıitesinin yükseltilmesi hayati zorunluluklar halıne gelecektir. Zira harç sisteminde öğrenciler tercihlerini yaparlarken, üniversitelere piyasa sinyalleri göndermekte ve bunlara göre kaynaklannı tahsis etmelerini istemektedirler. Bu rekabetçi yapı içerisinde harçlann düzeyi, aynı zamanda üniversitelerin performans göstergesi haline dönüşecektir. Oysa ödenek sisteminin çaresizliğinin yarattığı mevcut performans göstergelerinin, yetersiz ve keyfl olduldan açıktır. Harç sisteminin yüksek öğretim kapasitesini. talebin hacmine ve desenine uymaya zorlamasının: iki önemli yan etkisi mevcuttur: (I ) Öncelikle harç sistemi. özel dershanelere devam, sınav stresi. arzu ettiği bölümü kazanamama ve sınav veya eğitim tekran. açıkta kidmanın getirdiği kişisel, ve sosyal huzursuzluklar gibi maliyetlerden, toplumu ve gençleri koruyacaktır. Zira mevcut vergiler ve ödeneklerıe finansman hem kaynak yetersizliğinedeniyle arzı kısmakta yani fırsat eşitliğini yok etmekte; hem de üniversiteye girebilmek Için gençler arasındaki rekabet, özel dershaneler gibi kısmen asalak bır sektör yaratmakta ve lise öğretiminin verimini düşürmektedir. 36 (li) Diğer taraftan 'parasız eğitim' ve burs sistemiöğrencileri bedavacılığa (free rldership) alıştırmaktadır. Öğrenciler daha üniversite çağlanndan başlayıp örgütlenerek ve şiddete başvurarak, kişisel ihtiyaçlannı sosyal mal saydınp bunlann maliyetlerini vergı mükelleflerlnfn sırtlanna yükleyebilecek~erinln, bijindne ulaşmaktadırlar. Genç nesillerin yetiştirilmelerinde nasıl demokratik terbiyeyi kazanmalan önemli Ise; piyasa disiplini ve bütçe sının bilind içerisinde yetiştirilmeleri de, hem toplum açısından hem de kendı öz çıkarlan bakımından önemlidir. Zira piyasa, toplumun genel iyiliğini temsil eder ve bedavacllık ise anti-sosyal bir davranıştır. Aksi halde bedavacılık iklimi içerisinde yetişen öğrendierin, meslek hayatlannda sağlayacaklan umulan dışsallık yani vergi gelirlerinin artması, tahakkuk edemeyecektir. Nitekim yetişen kuşaklar, geçmişlerinde edindikleri alışkanlıklann sonucu olarak. vergi mükellefl olmayı reddetmektedirler. Bütün bunlar, tıpkı KiT sektöründe olduğu gibi, yüksek öğretirnde de mülkiyet haklannın bulunmadığı bi'r kesimde, fiyat sinyallerinin işlememesinden doğan problemlerdir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, yüksek öğretim sektöründe etkin kaynak tahsisini başarabilecek örgütlenme; devlet üniversiteleri Için doğru harç düzeylerinin tespiti yani piyasa sosyalizmi değil, üniversitelerin mülkiyet sorununun çözümü yani sahipsizliklerine son verihnesidir. Bu amaçla bakıldığında harçlann bir ara çözüm olarak düşünülmesi ve vakıf üniversitelerinde holdinglere 36 Olsever, a.g.e.

16 64 Amme idaresi Dergisi bağlı olanlara öncelik verilmesi, devlet üniversitelerinin ise uzun vadede mahalli i darelere ve onlar vasıtasıyla yerel vakıflara doğru devrinde yarar vardır. Zira bir piyasa ekonomisinde hiç bir kurum rekabetin teşvikinden ve özel teşebbüsün yenilikçiliğinden uzakta tutularak yaşatılamaz. Devlet de bu sistem içerisinde, kendi bursları ile fırsat eşitliğini daha büyük ölçüde başarabilir. HARÇLARIN DÜZEYiNiN TESPİTİ Yarar ilkesinin bir uygulaması olan harçların, çeşitli düzeylerde saptanması müm kündür. (i) Tam maliyet fiyatlandırırlmasına gidilmesi: Bu takdirde UMM fiyatı ve ya başabaş fiyatı esas alınabilir; ancak barçların tespitinde tam maliyet fiyatlandırmasına gidilebilmesi için kapasitenin optimalolması gerekir; aksi halde buna ek olarak fiyat-dışı tayınıama yöntemlerinden birisine baş vurmak icap eder. (ii) Talebin kapasitenin altında olması halinde yani atıl kapasite varsa; kısa dönemde KMM fiyatlandırmasına gidilebilir. Uzun dönemde zaman içerisinde yenileme yatırımları yapılmayarak atıl kapasite yok edilirse, harçlar UMM yani kabaca başabaş fiyatı düzeyine yükseltilebilir. (iii) Talep kapa\iteyi aşıyorsa, ya harçlar UMM (başabaş) fiyatının üzerinde tutularak kıtlık rantının oluşmasına izin verilerek k~asite tayınlanır: Veya harçlar UMM düzeyinde tutulurken, aşırı talep tayınıama ile ortadan kaldırılır. (iv) Son olarak devlet, dışsallıkların varlığını kabul ederek; bunlara bölüşüm etkisi de dahil edilebilir: Talep; kapasite ve maliyet koşullarından bağımsız olarak, yaratılan dışsallıklar ölçüsünde; yüksek öğretimi sübvanse edebilir. Aslında Anayasada yer alan, eğitim hakkına ve yüksek öğretimin sıfır fiyatla arzına yol açan husus: eğitimin yarattığına inanılan, pozitif dışsallıkların varlığıdır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere pozitif dışsallık doğuran faaliyetlerin sübvanse edilebilmeleri için Pareto-optimal düzeyin altında üretilmeleri gerekir. Oysa yurdumuzda yüksek öğretimde olduğu üzere; mezun işsizliğinin ve devamsızlığın hatta a narşik olayların varlığı halinde, sübvansiyonlar gerekçesiz kaldığı gibi; bunların miktarlarının tespiti de siyasal güç dengelerinin keyfi takdirine kalmıştır. Ayrıca ü niversitelerdeki anarşik olayların varlığı da negatif dışsallıklara işaret ettiğinden: bu takdirde Pigocu vergiler 7 alınması bile söz konusu olabilir veya en en azından öğrencilerin sübvanse edilmemesi savunulabilir. Bir başka deyişle vergilerle finansman v~ sıfır fiyatla arz, öğretimin kalitesizliğini, israfı ve dolayısıyla anarşik o layları da teşvik etmektedir. işte bu noktada artık test etmek istediğimiz husus, yukarıdaki harç saptama yöntemlerinden hangisini uygulamanın; iktisaden doğru o lacağıdır. Önce aşağıda başvuracağımız hesaplamanın ya da tahminin varsayımlarını açıklamaya çalışarak, analize başlayalım. ilk olarak bu analiz, sadece yurt-içinde eğitim görmek isteyenlerin taleplerini ele alarak değerlendirmektedir. ikincisi, talep fonksiyonunun doğrusalolduğu varsayılmaktadır. Üçüncüsü kolaylık sağlamak üzere, tüm örgün eğitim için tek ortalama harç düzeyi tespitine çalışılacak olup; ayrı dallar arasında harçların farklılaştırılması ihmal edilmektedir., Dördüncüsü, toplam talebe paralelolarak, toplam kapasite ele alınacak ve bunun kısa dönemde sabit 37 W.J. Baumol-W.E. Oates. Economlcs. Environmental Policy and Quallty of Life. Eaglewood Cliff N.J.. Prentice Hall

17 Universite Harç/an 65 (sınırlı) olduğu varsayılacaktır. Beşincisi toplam maliyet ronksiyonunun, kolaylık sağlamak üzere doğrusalolduğu, kabul edilmektedir. Eğer yüksek öğretime talebi, yurt-içi ve yurt-dışı olmak üzere ikiye bölecek olursak, yurt-içi talebin yurt-dişi talebin bittiği yerden başladığını varsayabiliriz. Dolayısıyla yuıt-dışı talebin tükendiğl ve yurt-içi talebin başladığı noktayı ı 995 yılı' itibariyle yıllık 322.milyon TLı::::ı ( 7500 $ x ) kabul edebiliriz. Daha doğrusu bu tutan finanse edemeyenler, yurt-içi yüksek öğretime ilgi duymakta idi. Nitekım yurt-içi eğitimde vakıf üniversitelerinde harç tutan $ dan ~Iamaktadır. Diğer taraftan yurt-içi talep öğrenci noktasında son bulmaktaydı. Böylece talep eğrisinin dikey ve yatayeksenleri kestiği noktaları tahmin etmiş olduk. Bu noktalann koordinatlan: (O, ) lle (t , O) dır. Buna karşıhk olarak fakültelerin ve dört yıllık okullann ı 995 yılına ait kapasite sının olarak, alınacaktır. Bu arada örgün yüksek öğretimde, 1995 yılındaöğrenci başına toplam ödenek T.L. ve cari ödenek ise T.L. olduaundan, öğrenci başına kapasite maliyeti Ise T.L. bulunmaktadır. Dolayısıyla yaklaşık olarak 1995 yılı için ortalama maliyeti (başa baş fiyatını) veya UMM 66 milyon TL, kapasite maliyetini 13,2 milyon TL. ve KMM ise 52,8 milyon TL. kabuledebiliriz. Bu taktirde iki noktası bilinen doğrusal talep denklemi: m = ( O) / ( O ) m= D = q bulunur. Toplam maliyet ise; CO = nko + bq nko = x = Co= ooo q Eğer elde ettiğimiz toplam talep fonksiyonunda, tam kapasite miktan nı.yerleştirirsek; fiyat tayınlamasını yapacak /Ik harç tutan nı bulmuş oluruz. Do = ( ) Do = T.L. (1995 yılı itibariyle yüksek öğretim tüketici fiyatı) Bu tutar yani tüketld fiyatının veya fiyat tayınlaması haranın T.L. bulunması oldukça gerçekcl bir tahmindir. Zira 1995 yılında Türkiye'de yurt dışındakilere benzer kaliteyi sunduklan Iddiasında olan vakıf üniversitelerinin harç tutan 220 milyon TL.sından başlamakta olup; buna devletin sübvansiyonu da eklenirse; vakıf üniversitelerinin öğrenci maliyetlerinin 300 milyona tınnandığı görülür. Ancak bulunan bu tutann, tüm üniversitelere ilişkin ortalama bir harç düzeyini temsil etmesi nedeniyle geçerliliği tartışılablir. Aynca yurt-dişi üniversiteler için kabul e dilen $ lık yıllık harç tutan düşük bulunabilir. Nitekim bu düşüklükamerika ve ingiltere için doğru olsa bile. Kıta Avrupası için çok yüksek bir tutar olduğun 'dan, bir ortalamayı temsil ettiği akılda tutulmalıdır: Aslında bu tutar, yurt-içi vakıf üniversiteleri bedelleri de göz önünde tutularak, tespıt edıımiştir. iklnd harç tutan ise; tam maliyet fiyatlandınıması olup, bu da 1995 yılı itibariyle yaklaşık 66 milyon TL. idi. Bunun yaklaşık 52,8 milyon TL.si cari, 13,2 milyon TL.si kapasite maliyetlerindem kaynaklanmakta idi. Eldeki talep fonksiyonu tahminine

18 66 Amme idaresi Dergisi göre; tam maliyet fiyatlandırmasına aşması beklenmelidir. Şöylekı: gidilecek olursa. talebin kapasiteyi bir hayli = -254,9 q qı = ( ) / 254,9 qı = Aq = ı Aq = Görüldüğü üzere tam maliyet fiyatlandırması harç tutarında, yaklaşık kişilik bir talep fazlası ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemde tam maliyet harç tutarına ek olarak, puanlı taymlamanın da uygulanmasını gerektirmektedir. Böylece ı 995 yılında 66 milyon TL. lik bir tam maliyet fiyatı harç tutarı istense idi; belki muhtemelen taşra üniversitelerinde atıl kapasite ve üç büyük şehır üniversitelerinde ise; talep fazlası ortaya çıkabilirdi. Zira unutulmamalıdır kı sadece yaklaşık 20.OCO öğrend yurt-dışında eğitim görmektedir. Diğer taraftan ı 995 yıh itibariyle devlet üniversitelerindeki 66 milyon TL lık öğrend maliyetinin vakıf ünlversitelerinin dörtte birinden az çıkmasının nedeni; hem meslek yüksek okullarının örgün öğretime katılmaları, hem de devlet üniversitelerine verilen ödeneklerin öğrend başına yetersiz oluşundan kaynaklanmaktadır. Netice olarak talebin kapasiteyi aşması dolayısıyla tam malıyet harcı, finansman işlevi açısıdan başarılı; fakat tayınıama ve etkinlik fonksiyonları açısından yetersiz bir yöntemdir. Oçanca harç tutarı ise KMM yani yaklaşık olarak öğrenci başına cari giderler olan 52.8 milyon TL sıdır. Kapas'te maliyetlerinin harçlara sokulmayarak marjinal maliyet Ryatlandırmasma baş vurulmasının temel özelliği; birind en iyi' yani Paretooptimal fiyatlandırma yöntemi oluşu ve dolayısıyla net sosyal yararın maksimizasyonuna olanak sağlamasıdır. Ancak bu KMM fiyatlandırması yöntemine baş vurulursa; talebin kapaslteyi aşacağı, harcın tayınıama işlevini yapamayacağı a çıktır. Nitekim tahmin ettiğimiz talep fonksiyonuna geri dönersek: ,9 q q2 = ( ) / q Aq2 = 895. ı 49 dir. Böylece 1995 yıh itibariyle KMM fiyatı harç olarak istense idi; yaklaşık kişiyi aşan bir talep fazlası ile karşı!aşılacağı ve ÖSYM türü bir puanh tayınlamaya ihtiyaç bulunduğu açıktır. Aynca yetersiz olan başabaş fiyatı haranın bile altında kalan öğrend başına 58,2 milyon TL. Jik KMM haranın, yüksek öğretimde finansman açığı verilmesine yol açacağı anlaşılmaktadır. Sıonuç olarak KMM harç düzeyi,,etkinlik işlevini yerine getirirken, tayınıama ve finansman fonksiyonlarını başaramamaktadır. Dördüncü harç düzeyi ise yüksek öğretimin yarattığı dışsallıkları" yani sosyal mal kısmının devletçe sübvan edilmesinden sonra, geri kalan kişisel kısmınm maliyetinin fiyatlandırılması yöntemidir. Buna göre Gelir Vergisi tarifemizin nomlnal ortalama oranı olan ol, 40 haddini dışsallıkların hacmi için esas alırsak, devletin öğren \ d başına maliyetin ( x Of. 40 =) TL.sini sübvanslyone etmesi ve harç tutarının ise TL. olarak tesbiti gerekirdi. Mezun işslzliği olan

19 ÜnivelSife HMçlan 67 bır dönemde yüksek öğretimin sübvansiyonunun etkinlik açısından Israf sayılması bir yana, bu yaklaşık 40 milyon TL.lik harç düzeyinde artan bir talep fazlası ile karşılacağı kavranabilir. Nitekim aynı hesaplama yöntemine başvurursak, özetle: q3 = ( ) / = ~q3 = adaydır. Şeldl: ' D KMM p= c+b= o +- -+_-...;:... c= o Görüldüğü üzere bu harç yönteminde; fiyatın, finansman, etldnlik ve tayınıama işlevierinden hiçbirini yerine getiremeyeceği ortadadır. Ancak vakıf üniversitelerinin sübvanse edilmesinde dayanak noktasını bu yöntem oluşturduğundan;, tüm sakıncaiarına rağmen Türkiye'de uygulama alanı bulmuş olan bir metoddur. Ayrıca devlet üniversitelerindeki 0/. 100'lük sübvansiyonun varlığı da; devletin yüksek öğretim malının tamamının sosyal mal yani tümüyle dışsallık olduğunu kabulu ile izah edilebilir. Oysa bu yaklaşımın da, ekonomi teorisi açısından onaylanabilır 01 n:ıadığı açıktır. Belki burada beş/nd bir yöntem olarak, mevcut harç düzeylerinin incelenmesine de girişilebilir. Aslında tamamen keyfi ve siyasal pazarllldarla-tayin edilmiş, geri ödeme oranının düşüklüğü yüzünden expost olarak fiilen kamu harcamasına (sosyal mala) dönüşen bu tutarların; finansman, etkinlik ve tayınlama Işlevlerini yerine getirmekte aciz kaldığı, yüksek öğretime talebin 'katlanmasından anlaşılmaktadır. Bu yukarıda irdeledeğimiz dört harç yöntemine ilişkin sonuçları, Şekil:3'de yerlerine yerleştirerek somutlaştıralım. Ayrıca yukarıdahesap ettiğimiz harç tutarları ile talep ve finansman ilşkilerini bir çizelge yardımıyla ( Çizelge: 1) özetleyelim. Oysa burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus; 1995 yılı itibarıyla vakıf üniversitelerinin harç düzeyi ile deviet üniversitelerinin öğrenci başına ödenek maliyeti arasmda (220/66 ) ~ 3.5 misli farkın, doğmuş olmasıdır. Yalnız bu oranın, hazinenin vakıf üniversitelerine sübvansiyonu da eklenirse 4 misline tırmanması beklenmelidir. Bu fark, vakıf ve devlet üniversitelerindeki eğitim kalitesinin farklı olması yanında, burslu öğrencilerin ve yüksek ücretlerin finansman yükünün harç

20 68 Amme idaresi Dergisi lara yansıtılmasının bır sonucu olarak. da düşünülebilir. Ancak bu harç düzeyinde bile; puan sıralamasında. burslu öğrenci uygulamasına rağmen. gelişmiş bazı devlet üniversitelerinin vakıf üniversitelerini geçtiğinin görülmesi şaşırtıcıdır. Bununla birlikte ı 995 yılı itibariyle devlet üniversitelerinde öğrenci başına ı 00 milyon TL. si civannda bır harç alınsa idi; devlet üniversitelerinin vakıf üniversiteleri ile hiç olmazsa finansman yönünden. rekabet edebilecekleri bır yapıya kavuşmalan sağlanabilirdi. Ancak yine de 87 ı.ooo kişilik bir talep fazlası ııe karşılaşılacağı tahmin e dilebilirdi. Fakat kendi üniversitelerine yeterli finansmanı sağlayamayan devletin, vakıf üniversitelerini sübvanse etmesinin israf (etkinsızlik) ve finansman sorunlanna ek olarak, haksız rekabet yarattığı ve kaynaklan işgücü verimi (puanı) düşuk öğrencilere tahsis ederek, Israf ve kalkınmayı yavaşlatması yanında bölüşümü bozduğu da söylenebilir. Çizelge; i 1995 Vılı itibariyle Üniversite Harçtanntn Düzeyleri. Ta1ep ve Finansman ilişklleri Harçlann Tüıil Fıyat tayınlaması harcı Harç tutan Talepeden Talep fazlası Öğrenci başına n- TL. aday sayısı öğrenci sayısı nansman fazlası veit - n. 286: Tam malıyet fiyatlandırması harcı.maijlnal malıyet flyatlandirmasi harcı EğIt. kişisel kısmının fiyatlandırması harc.ı Sıfır ftyatharci <kainu hızmetl) , : Dolayısıyla Türkiye'nin karşısında olduğu seçim açıktır. (i) Ya ı 995 yılı itibariyle milyon aralığında bir harç tutannın tespitinin üniversitelere bırakılması ve böylece seçme sınavlannın iptali ile kayıt ve kabul esaslannın yüksek öğretim kurumlannca takdiri. (ii) Veya mevcut ödenek şemasının ve buna ek olarak ÖSYM sisteminin devamı. Ancak dikkat edilmesi gereken husus. her iki tayınıama yönteminde de üniversiteye girecek öğrenci sayısı ı olarak sabit kalırken. şahıslar değişrnek durumundadır. Zira birincisinde fiyat {arzu edilen ödeme) tayınlamayı yaparken, ikincisinde puanlı tayınıama yerleştirmeyi üstlenecektlr. Oysa bu bölüşüm etkisi dışında, 'fiyat tayınlaması harç düzeyinin; etkinlik. finansman ve tayınıama işlevleri açısından üstünlüğü tartışılmazdır. Netice olarak yukandaki analizden, özellikle finansman yetersizliği nedeniyle çökmekte olan üniversite sisteminin hizmetinin sıfır fiyatta sunulmasının; sağladığı sanılan bölüşüm yarannın, maliyetinin altında kaldığı anlaşılmaktadır HARÇlARIN FİNANSMANI Buraya kadar puanlı tayınlama ve harç sistemlerinin iktisadi özelliklerini karşılıklı olarak analiz ettik. Bu noktadan sonra harçlann finansmanı yani öğrencilerce sağlanması sorunu üzerinde duracağız. Bır başka deyışle; harçlann temininde 'firsat e şitliği' (sosyal devlet) ilkesi ile 'piyasa disiplinini' bağdaştırabilen bir sistemin, nasıl

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi Bir ülkede fazla olan döviz talebinin azaltılması için kullanılabilir. Dış rekabetten korunma Uluslararası rekabete dayanacak

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, İÇİNDEKİLER Önsöz v Giriş 1 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, 1.1. Kamu Ekonomisi Analizinin Ardında Yatan Doktriner Görüşler: 5 1.1.1. Sosyal Sözleşmeci

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Mali Hukuk Bilgisi Dersleri ÜNİTE I KAMU EKONOMİSİ, KAMU MALİYESİ, MALİ HUKUK İhtiyaç-Gereksinim Kavramı-1 İhtiyaç: İnsana, tatmin edildiğinde

Detaylı

10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN 10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM Yazan SAYIN SAN SAN / İKTİSADİ MATEMATİK / 2 A.9. TEKEL (MONOPOL) Piyasada bir satıcı ve çok sayıda alıcının bulunmasıdır. Piyasaya başka

Detaylı

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI Erhan USTA Devlet Planlama Teşkilatı 22 Mayıs 2008 Sunuş Planı Ülkemizde belediyelerin kaynak ve harcamalarının Gelişimi Artış nedenleri Kullanımı Belediyelerde

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii. KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii. KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ İÇİNDEKİLER Önsöz... iii KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ 1. İKTİSATIN TEMELLERİ... 9 1.1. İKTİSADIN TANIMI... 9 1.2.

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

MAKROİKTİSAT (İKT209)

MAKROİKTİSAT (İKT209) MAKROİKTİSAT (İKT209) Ders 3: İşsizlik Prof. Dr. Ferda HALICIOĞLU İktisat Bölümü Siyasal Bilgiler Fakültesi İstanbul Medeniyet Üniversitesi 1 Derste İncelenen Konular İşsizliğin ölçülmesi İşsizliğin türleri

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) 1- Bir ekonomide işsizlik ve istihdamdaki değişimler iktisatta hangi alan içinde incelenmektedir? a) Mikro b) Makro c) Para d) Yatırım e) Milli Gelir

Detaylı

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ 11 1.1. Kamu Sektörü Ekonomisi 12 1.1.1. Kamu Maliyesinin Tanımı 13 1.1.2. Kapsam ve Konusu 14 1.1.3. Kamu Maliyesinin

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 2003/6 http://www.tek.org.tr 2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Zafer Yükseler Aralık, 2003

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİM VE EKONOMİ İNSAN SERMAYESİ KURAMI EĞİTİM VE EKONOMİK BÜYÜME EĞİTİM

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir) IKTI 02 20 Mart, 202 DERS NOTU 04 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - III Bugünki dersin içeriği:. AÇIK BİR EKONOMİDE DENGE ÇIKTI (GELİR)... A. DENGE İÇİN SIZINTILAR/ENJEKSİYONLAR YAKLAŞIMI... 5 B. DEVLET

Detaylı

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları

İKT 207: Mikro iktisat. Faktör Piyasaları İKT 207: Mikro iktisat Faktör Piyasaları Tartışılacak Konular Tam Rekabetçi Faktör Piyasaları Tam Rekabetçi Faktör Piyasalarında Denge Monopson Gücünün Olduğu Faktör Piyasaları Monopol Gücünün Olduğu Faktör

Detaylı

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Uzman Melisa KORKMAZ TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Eğitimde Genel Görünüm Günümüz küresel rekabet ortamında bilgi ve bilgi teknolojileri giderek önem kazanmakta, ülkeler her geçen gün hızla gelişen teknoloji

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. Giriş ve Kavramlar İktisat Nedir? İktisat insan davranışlarının iktisadi yönünü inceler En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir. İktisat esas olarak insanın mal ve hizmetlerin üretim, değişim

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

1. Yatırımın Faiz Esnekliği DERS NOTU 08 YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ, PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ, TOPLAM TALEP (AD) EĞRİSİNİN ELDE EDİLİŞİ Bugünki dersin içeriği: 1. YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ... 1 2. PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Ricardo, bir ülkenin hiçbir malda mutlak üstünlüğe sahip olmadığı durumlarda da dış ticaret yapmasının, fayda sağlayabileceğini açıklamıştır. Eğer bir ülke her malda mutlak

Detaylı

Mali İzleme Raporu Mart 2006 Bütçe Sonuçları Öndeğerlendirme. Yönetişim Etütleri Programı

Mali İzleme Raporu Mart 2006 Bütçe Sonuçları Öndeğerlendirme. Yönetişim Etütleri Programı economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraştırmaenstitüsü Mali İzleme Raporu Mart 2006 Bütçe Sonuçları Öndeğerlendirme Yönetişim Etütleri Programı uğur mumcu caddesi 80/3 g.o.p ankara türkiye

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Bu Dersimizde; Kuruluşla İlgili Bazı Temel Kavramlar Genel Olarak İşletmenin Kuruluş Aşamaları Fizibilite Çalışmalarının

Detaylı

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE Sevinç Karakoç Raziye Akyıldırım Yasemin Ağdaş Duygu Çırak NELER ANLATILACAK? FİYAT İSTİKRARI NEDİR? FİYAT İSTİKRARININ YARARLARI NELERDİR? TÜRKİYE DE FİYAT İSTİKRARI Bir toplumu

Detaylı

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7. MALİYETLER 193 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7.1. Kısa Dönem Firma Maliyetleri 7.1.1. Toplam Sabit Maliyetler 7.1.2. Değişken Maliyetler 7.1.3. Toplam Maliyetler (TC) 7.1.4. Marjinal Maliyet (MC) 7.1.5.

Detaylı

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir) DERS NOTU 4 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI (3) Dersin içeriği:. AÇIK BİR EKONOMİDE DENGE ÇIKTI (GELİR)... A. DENGE İÇİN SIZINTILAR/ENJEKSİYONLAR YAKLAŞIMI... 5 B. DEVLET HARCAMALARI ÇARPANI... 7 C. DIŞ

Detaylı

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

SAY 203 MİKRO İKTİSAT SAY 203 MİKRO İKTİSAT YRD. DOÇ. DR. EMRE ATILGAN 1 Ders Planı Kıtlık, Tercih ve Piyasa Sistemi Arz Talep Analizi Tüketici Dengesi Üretici Dengesi Maliyet Teorisi Piyasalar Tam Rekabet Piyasası Tekel Piyasası

Detaylı

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir. BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir. IS-LM modeli ; J.M.KEYNES tarafından ortaya atılmıştır. Buna göre ekonomide; 1. MAL PİYASASI

Detaylı

Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları

Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları Kamu Maliyesi (ECON 304) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Kamu Maliyesi ECON 304 Bahar 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI Neler Öğreneceğiz? Hükümet Müdahalelerinin denge Oluşumlarına Etkileri Fiyat Kontrolleri Taban ve Tavan Fiyat Uygulamaları Asgari Ücret Politikası Tarımsal Destekleme

Detaylı

ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1:

ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1: ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1: Bu Yönetmeliğin amacı, Erzurum Teknik Üniversitesine

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

Mikroiktisat Final Sorularý

Mikroiktisat Final Sorularý Mikroiktisat Final Sorularý MERSĐN ÜNĐVERSĐTESĐ ĐKTĐSADĐ VE ĐDARĐ BĐLĐMLER FAKÜLTESĐ MALĐYE VE ĐŞLETME BÖLÜMLERĐ MĐKROĐKTĐSAT FĐNAL SINAVI 10.01.2011 Saat: 13:00 Çoktan Seçmeli Sorular: Sorunun Yanıtı

Detaylı

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır: Sızıntılar: Harcama akımından çıkanlar olup, kapalı ekonomide tasarruflar (S) ve vergilerden (TA) oluşmaktadır. Enjeksiyonlar: Harcama akımına yapılan ilaveler olup, kapalı bir ekonomide yatırımlar (I),

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN

... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN --.... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN 1.GİRİş Bilindiği gibi,dünya ekonomisi son 3-4 yıldır ciddi anlamda büyüme sancıları çekmektedir. Bu anlamda, ABD ekonomisindeki yavaşlama

Detaylı

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir. 1 BÖLÜM 8: HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: ALTERNATİF MAKRO MODELLER Bu bölümde AD ve farklı AS eğrileri birlikte ele alınarak farklı makro modellerde P ve Y düzeylerinin nasıl belirlendiği incelenecektir. 8.1

Detaylı

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 1-John Maynard Keynes in en önemli eseri ve bu eserin içeriği nedir? İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 2-Keynes in geliştirdiği görüş nedir? Toplam talebin istihdamı

Detaylı

Küresel İktisadi Görünüm

Küresel İktisadi Görünüm MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ KÜRESEL İKTİSADİ GÖRÜNÜM TÜRKİYE EKONOMİSİ YAKIN DÖNEM BÜYÜME İŞSİZLİK VE BÜYÜME ENFLASYON YÜKSELİYOR Küresel İktisadi Görünüm 28 krizi sonrası

Detaylı

SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL

SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL Problem 1 (KMS-2001) Bir endüstride iktisadi kârın varlığı, aşağıdakilerden hangisini gösterir? A)

Detaylı

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ 1 İçerik Finansal Yönetim, Amaç ve İşlevleri Piyasalar, Yatırımlar ve Finansal Yönetim Arasındaki İlişkiler İşletmelerde Vekalet Sorunu (Asil

Detaylı

2009 VS 2100-1. şağıdakilerden hangisi ihtiyaçların özelliklerinden biri değildir? ) Giderildikçe şiddetlerinin azalması B) Şiddet bakımından farklılık göstermesi C) ikame edilebilmesi D) Sonsuz olması

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N201124 DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2012 N201124 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp KALKAN 1 Analist, Ekonomi Etütleri Tasarruf kamudan başlar Türkiye nin cari açık sorunu ve bunun altında yatan

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE-

Detaylı

Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü. ENM 307 Mühendislik Ekonomisi. Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR

Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü. ENM 307 Mühendislik Ekonomisi. Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü ENM 307 Mühendislik Ekonomisi Ders Sorumlusu: Prof. Dr. Zülal GÜNGÖR Oda No:850 Telefon: 231 74 00/2850 E-mail: zulal@mmf.gazi.edu.tr Gazi Üniversitesi Endüstri

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

SAĞLIK HİZMETLERİ ARZI. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

SAĞLIK HİZMETLERİ ARZI. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar SAĞLIK HİZMETLERİ ARZI Gülbiye Yenimahalleli Yaşar Sağlık Hizmetleri Arzı Her düzeyde sağlık hizmeti sunan kişi ve kurumların toplamıdır. I, II, III. Basamakta yer alan sağlık ocağı, sağlık evi, dispanser,

Detaylı

Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ

Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ Yazarlar Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay Yrd.Doç.Dr. Gülay Hız Yrd.Doç.Dr. Musa Türkoğlu Yrd.Doç.Dr. Oktay Aktürk Yrd.Doç.Dr. Temur

Detaylı

TARIM VE KALKINMA. Doç.Dr.Tufan BAL. Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır.

TARIM VE KALKINMA. Doç.Dr.Tufan BAL. Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır. TARIM VE KALKINMA Doç.Dr.Tufan BAL Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır. Tarım neden kritik bir sektördür? Nüfusu beslemesi (beşeri sermaye

Detaylı

AZALAN VERİMLER KANUNU

AZALAN VERİMLER KANUNU ÜRETİM FONKSİYONU Üretim fonksiyonu, bir malın üretiminde kullanılan üretim faktörleriyle (girdi), üretilen miktar (çıktı) arasındaki ilişkiyi ifade eder. Eğer A malının üretiminde; üretim faktörü Emek

Detaylı

Bölüm 13: Yapı, Yönetim, Performans, ve Piyasa Analizi 2. Sağlık Ekonomisi

Bölüm 13: Yapı, Yönetim, Performans, ve Piyasa Analizi 2. Sağlık Ekonomisi Bölüm 13: Yapı, Yönetim, Performans, ve Piyasa Analizi 2 Sağlık Ekonomisi 1 Tam rekabetçi piyasa özelliklerini kısaca hatırlayalım: Çok sayıda alıcı/satıcı. Homojen ürün. Giriş ve çıkışlar serbest. Tam

Detaylı

4. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

4. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN 4. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM Yazan SAYIN SAN SAN / İKTİSADİ MATEMATİK / 2 B.3.2. Taban Fiyat Uygulaması Devletin bir malın piyasasında oluşan denge fiyatına müdahalesi,

Detaylı

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2. Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3. Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 İktisadın Temel Kavramlarına Giriş ÜNİTE:2 Arz, Talep ve Piyasa Dengesi ÜNİTE:3 Talep ve Arz Esneklikleri ve Uygulamaları ÜNİTE:4 Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri ÜNİTE:5 Üretim ve Maliyet

Detaylı

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI Harcama yöntemine göre yapılan GSYİH hesaplaması GSYİH = C + I + G şeklinde idi. Biz burada GSYİH ile MG arasındaki farkı bir

Detaylı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi/hangileri tüm dünyada görülen artan işsizlik oranını açıklamaktadır? I. İşsizlik yardımı miktarının arttırılması II. Sendikalaşma oranında azalma III. İşgücü piyasında etkin

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİSYON ÇALIŞMASI Tablo 1. Misyon Çalışması Sonuçları Konsolide Misyon Sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refahı arttırmak için, mali disiplin içerisinde, kaynakların

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ-I ÇALIŞMA SORULARI-3 KITLIK, TERCİH VE FAYDA

İKTİSADA GİRİŞ-I ÇALIŞMA SORULARI-3 KITLIK, TERCİH VE FAYDA İKTİSADA GİRİŞ-I ÇALIŞMA SORULARI-3 KITLIK, TERCİH VE FAYDA 1. Fırsat maliyeti; A) Mal ve hizmetlerin parasal maliyetidir, B) Mal ve hizmet alımlarında borç olarak alınan para ve faizinin toplamıdır, C)

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 i Bu sayıda; Haziran İşgücü ve İstihdam gelişmeleri; Ocak-Ağustos Bütçe verileri değerlendirilmiştir. i 1 Gerçek işsizlikte ciddi artış

Detaylı

İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ

İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ İŞLETMENİN GELİR- GİDER VE KÂR HEDEFLERİ İşletme yöneticileri belli bir dönem sonunda belli miktarda kâr elde etmeyi hedeflerler. Kâr = Gelirler - Giderler Olduğuna göre, kârı yönetmek aslında gelirler

Detaylı

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER )

EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER ) EK : DIŞSAL TASARRUFLAR ( EKONOMİLER ) Genel denge teorisinin sonuçlarının yatırım kararlarında uygulanamamasının iki temel nedeni şunlardır: 1) Genel denge teorisinin tam bölünebilirlik varsayımı her

Detaylı

içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hükmün uygulanacağı ifade edilmektedir.

içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hükmün uygulanacağı ifade edilmektedir. SERMAYEYE EKLENEN K.V.K. NUN 5/1-e MADDESİNDE SAYILI KIYMETLERİN SATIŞINDAN ELDE EDİLEN İSTİSNA KAZANÇLARIN İŞLETMENİN 5 YIL İÇİNDE TASFİYESİ KARŞISINDA VERGİSEL DURUM 1. KONU Bilindiği üzere 5520 sayılı

Detaylı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENEL DEĞERLENDİRME Küresel kriz sonrası özellikle gelişmiş ülkelerde iktisadi faaliyeti iyileştirmeye yönelik alınan tedbirler sonucunda küresel iktisadi koşulların bir önceki Rapor dönemine kıyasla olumlu

Detaylı

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış Değişmeyen yapısal sorunlar ışığında 2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış GİRİŞ Bütçe, öncelikle yürütme organının kamunun ihtiyaçlarını belirlemesi ve bunların karşılanması için halktan toplanacak

Detaylı

T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ T.C. ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ 2016 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU Temmuz / 2016 - ANKARA SUNUŞ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 30 ncu maddesinde,

Detaylı

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış 2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış Prof. Dr. Yüksel KAVAK Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi TÜSİAD / UNFPA İstanbul, 5 Kasım 2010 1 Ana tema: Nüfusbilim ve Yönetim Çalışmanın

Detaylı

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE)

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Ünite 10: TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Tam rekabetçi bir piyasada halen çalışmakta olan firmalar kısa dönemde normal kârın üzerinde kâr elde ediyorlarsa piyasaya yeni firmalar

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ STRATEJİK AMAÇ 1: Eğitim Öğretim Kalitesini Arttırmak HEDEF 1.1. Lisans programlarına kabul edilen öğrencilerin niteliklerini artırmak. HEDEF 1.2. Öğretim

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1)Bu yönergenin amacı,

Detaylı

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme trend Daralma Kriz, küçülme 12,00 Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008

Detaylı

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi GENEL VERGİ TEORİSİ IV Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi Kavramlar: Gelirden Alınan Vergiler, Servetten Alınan Vergiler, Harcamalardan Alınan Vergiler Kavramlara

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

6. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

6. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN 6. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM Yazan SAYIN SAN SAN / İKTİSADİ MATEMATİK / 2 A.5. Doğrusal olmayan fonksiyonların eğimi Doğrusal fonksiyonlarda eğim her noktada sabittir

Detaylı

I. KUYUMCULARIN VERGİYE TABİ SATIŞ KAZANÇLARININ TESPİTİ

I. KUYUMCULARIN VERGİYE TABİ SATIŞ KAZANÇLARININ TESPİTİ EMRE KARTALOĞLU Stj. Gelirler Kontrolörü KUYUMCULARDA FİNASMAN GİDER KISITLAMASI GİRİŞ Bilindiği üzere, 24.04.2003 tarih ve 25088 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 4842 sayılı Kanunu

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 215 BÜYÜME DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen ** 13 Nisan 215 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE)

Detaylı