İkinci bölümde, araştırmada kullanılan materyallerin nereden ve nasıl toplandığı anlatılmıştır.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İkinci bölümde, araştırmada kullanılan materyallerin nereden ve nasıl toplandığı anlatılmıştır."

Transkript

1 1.GİRİŞ Günümüz dünyasının en önemli sorunlardan biri de hızla artan dünya nüfusudur. FAO'nun raporlarına göre her yıl insanlara milyon ton gıda maddesi gerekmektedir. Dünyanın yüzölçümü sınırlı olduğundan bu ihtiyacı karşılayacak üretim için yeni alanların tarıma açılması mümkün değildir. Mevcut alanlardan daha fazla üretim yapılabilmesi için tarım ilaçları bugün bütün dünyada kullanılmasından vazgeçilemeyecek maddeler olarak kabul edilmektedir. Dünyada tarım ilacı üretimi 3 milyon ton civarında, yıllık satış tutarı ise milyar dolar arasında değişmektedir (Dağ ve ark., 2000). Tarımsal ürünlerde hastalıklara dayanıklı çeşitler konusunda yapılan ıslah çalışmalarına rağmen üretim ve verimdeki artış hastalık ve zararlılarla yapılan kimyasal, biyolojik vb. tarımsal mücadele yöntemlerine bağlıdır. Pestisit kalıntıları konusunda olduğu gibi, organizmaların pestisitlere duyarlılıklarının azalışıyla ilgili çalışmalar da yetersiz düzeydedir. Yoğun bir biçimde tarım yapılan arazilerde kullanılan tarım ilaçları genellikle doğal ortamdaki etki süresi uzun olduğundan, bunların parçalanarak kaybolması yıllarca sürebilmektedir. Bunlar hem toprak, hem de dolaylı olarak su kaynaklarının önemli ölçüde kirlenmelerine neden olmaktadırlar (Kubaş ve ark., 2000). Tarım ürünlerinin de sanayi ürünleri gibi nitelik ve nicelik olarak pazarın taleplerine uygun olması çağdaş tarımsal pazarlamanın bir gereğidir. Bunun için de üretimden tüketime kadar geçen süreçlerin pazarın taleplerini karşılayacak tazda şekillenmesi gerekmektedir. Son yıllarda hububat alımlarında özel sektörün payın artması ile pazarın taleplerine uyan niteliklerde ürün yetiştirme konusu önem kazanmıştır. Buna örnek olarak geçmiş yıllarda herhangi bir un fabrikası buğday tedariğinde ağırlıklı olarak ürünün bir kaç fiziksel (safiyet, vs..) değerlerine öncelik verirken, nihai tüketicinin alışkanlıklarının değişip şekillenmesi sebebiyle, son yıllarda birden çok fiziksel özelliğin yanı sıra bazı teknolojik değerlerin de ürünün alım fiyatlarında öncelik kazandığı görülmektedir. Gümrük duvarlarının alçalması ile birlikte hububat üreticilerin artan yerel ve global rekabette ayakta kalabilmeleri için kendilerinden talep edilen nitelikte ve nicelikte 1

2 mahsülleri talep edilen yerlere arz etmeleri gerekmektedir. Bu hedefe ulaşmakta özen gösterilmesi gereken en önemli unsurlardan biri de yabancı ot kontrolüdür. Bu sayede elde edilecek olan mahsülün nitelik ve nicelik olarak pazarın taleplerine uygun şekilde üretilmesinde önemli bir ödev yerine getirilmiş olacaktır. Trakya bölgesinde tarım arazilerinin büyük kısmında buğday, ayçiçeği, arpa, mısır ve çeltik tarımı yapılmaktadır. Bu araştırmanın amacı bölge kadar Türkiye üretimi içerisinde de önem arz eden buğday, arpa, mısır ve çeltik tarımında kullanılan herbisitlerin etkinliğinin araştırılmasıdır. Bu araştırma on bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yer alan alan giriş bölümünde araştırmanın önemi ve amacı ortaya konulmuştur. İkinci bölümde, araştırmada kullanılan materyallerin nereden ve nasıl toplandığı anlatılmıştır. Üçüncü bölümde Türkiye de pestisit kullanımından bahsedilmişir. Bu bölüm içerisinde Türkiyedeki pestisit kullanımının yanı sıra pestisitlerde kalıntı çalışmaları ve pestisitlere karşı duyarlılık azalışından ayrıntılı bir şekilde bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde yabancı ot ve yabancı otlarla mücadele konusunda teknik detaylar üzerinde durulmuştur. Beşinci bölümde herbisitlerde kimyasal reaksiyonların öneminden bahsedilmiştir. Altı, Yedi ve sekizinci bölümlerde buğday,arpa, mısır ve çeltik tarımının Trakya Bölgesindeki yeri ve bu ürünlerde problem olan yabani otlarla ilgili bilgiler verilmiştir. Dokuzuncu bölümde araştırma bulguları verilmiştir. Onuncu bölümde önceki bölümlerde yer alan bulgulara dayanılarak araştırmanın sonucu hakkında genel değerlendirme yapılarak önerilerde bulunulmuştur. 2

3 2. MATERYAL VE METOD 2.1.Materyal Araştırmanın orijinal materyali Trakya Bölgesi nde buğday, arpa, mısır ve çeltik üreticileri ile yapılacak olan anket çalışmalarından elde edilecek birincil verilere dayanmaktadır. İkincil verileri ise herbisitler ile ilgili istatistiksel bilgiler ve bu konuda yapılmış yerli ve yabancı literatür çalışmalardır Metod Araştırmada kullanılan metod; örneklemede kullanılan ve verilerin analizinde kullanılan metot olmak üzere iki grupta toplanır Örneklemede Kullanılan Yöntem Bu çalışmada yargıya dayalı örnekleme yapılmıştır. Trakya Bölgesi içerisinde yer alan Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illerinin yanı sıra İstanbul ve Çanakkale illerinin Trakya da kalan yerleşimleri anket çalışması için seçilmiştir. Bu amaçla Trakya coğrafi sınırları içerisinde kalane 65 adet köyde anket yapılmıştır. Buğday, arpa ve mısır üreticileri ve çeltik üreticileri iki ayrı grup olarak incelenmiştir. Toplam anklet yapılan üretici sayısı buğday, arpa ve mısır için 274 iken, çeltik için ise 57 dir. Analizde kullanılan metoda göre ise araştırmamız çerçevesinde örnek kitleden anket yolu ile temin bilgi ve veriler, bir plan dahilinde ve kullanılacak olan analize uygun olarak kodlanmıştır. Daha sonra veriler bilgisayara girilmiştir Verilerin Analizinde Kullanılan Yöntem Araştırmanın amacı doğrultusunda öncelikle tarif edici istatistiki analizler ve daha sonraki aşamalarda varyans analizi ve faktör analizi yöntemleri kullanılmıştır. Faktör analizi karşılıklı ilişkileri inceleyen bir analizdir. Bağımlı yada bağımsız değişken ayrımı yoktur. Faktör analizi iki temel amaca dayanmaktadır (Aaker, 1981); bunlardan ilki veri azaltmak (p tane değişkeni p den az sayıda faktör setine indirgemek, gruplamak) ve daha temel bir yorumlama yapmaktır. Diğeri ise, veride direkt olarak gözlenemeyen faktörlerin tanımlanmasıdır. Faktör analizindeki önemli istatistikler aşağıda verilmiştir; 3

4 Bartlett s test of sphericity: Değişkenler ile populasyan ait birimler arasında korelasyon olup olmadığını test eder (ki-kare yöntemiyle). Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) measure of sampling adequacy: KMO değeri verilerin faktör analizine uygun olup olmadığını test eder. Değerin 0,5 den büyük çıkması beklenir. 4

5 3. TÜRKİYEDE PESTİSİT KULLANIMI Türkiye de tarım ilacı (pestisit) tüketimi etkili madde olarak, 1979 a göre 2002 yılında %45,29 luk bir artış göstermiştir. Bu artışa karşın ülkemizde pestisit tüketimi gelişmiş ülkelere göre oldukça düşüktür. Ancak, entansif tarım yapılan Akdeniz ve Ege gibi bölgelerin tüketimi Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Türkiye de genel olarak az pestisit tüketilmesine karşın, en yoğun tüketilen pestisitler çevre ve sağlık açısından önemli riskler taşımaktadır. Türkiye de pestisit kullanımını gerçek biçimiyle ortaya koyabilmek için, ülkedeki pestisit tüketim miktarlarının ve tüketilen pestisitlerin niteliklerinin üzerinde durulması gerekmektedir. Ancak bu konu birlikte incelenirse, ülkenin pestisit kullanımı daha iyi değerlendirilir. Çizelge 3.1. Türkiye de yıllara göre pestisit tüketimi (kg veya litre)* Pestisit Grupları İnsektisitler Akarisitler Yağlar Fumigant ve Nematisitler Rodentisit ve Mollusisitler Fungisitler Herbisitler TOPLAM * Göztaşı ve toz kükürt dahil değildir. Kaynak: Delen ve ark.,

6 3.1. Pestisit Tüketimi 1979 dan 2002 ye kadar, etki ettikleri canlı gruplarına göre pestisitlerin tüketimleri Çizelge 3.1 de özetlenmiştir. Çizelge 3.1 de görüldüğü gibi, 1979 da kg veya litre olan tüketim, 2002 de kg veya litre ye ulaşmıştır. 22 yıllık sürede, ekonomik duruma, hastalık ve zararlıların epidemi yapmasına göre, tüketim bazı inişler ve çıkışlar göstermekle birlikte, tüketimde %45,29 luk bir artış olmuştur. Bu da, ortalama %2,05 lik yıllık artışı göstermektedir. Durum parasal olarak düşünüldüğünde tüketimde değer olarak insektisitlerin %31, herbisitlerin %26 ve fungisitlerin de %20 lik payı ortaya çıkmaktadır. Dünya pestisit tüketimindeki artış her ne kadar son yıllarda bir duraklama trendine girdiyse de (Anonim, 2003), döneminde %3,4, de ise %18,5 lik yıllık artış hızına ulaşmıştır (Lorbeer ve ark., 2001). Bu değerlere göre, Türkiye nin 22 yıldaki pestisit tüketimindeki ortalama yıllık artış, özellikle yıllarındaki dünya pestisit tüketimindeki yıllık artışın altında kalmaktadır. Eğer ülkemizin yılları pestisit tüketimi temel alınırsa, 1983 yılında kg veya litre pestisit tüketilmesine karşın, 1995 yılında tüketim kg veya litre ye düşmüştür. Diğer bir deyişle 1983 e oranla 1995 de, yani 12 yıllık periyotta Türkiye de pestisit tüketimi yaklaşık %5 kadar azalmıştır. Konuya parasal açıdan bakıldığında, dünya pestisit üretiminin yıllık 3 milyon ton civarında olduğu, yıllık satış tutarının da ortalama 30 milyar Euro ya ulaştığı görülür. Bu miktar içinde Türkiye nin payı ancak %0,6 kadardır (Öztürk, 1997). Türkiye de tüketilen pestisitlerin yıllık satış tutarlar yılları arasında yaklaşık 200 Milyon Dolar ile 300 Milyon Dolar arasında değişmektedir (Dağ ve ark., 2000). Turabi (2004) ye göre, bu tüketim değer olarak; 1993 de 2,513 Trilyon TL, 1994 de 5,675 Trilyon TL, 1995 de 13,370 Trilyon TL, 1996 da 22,133 Trilyon TL, 1997 de 33,654 Trilyon TL, 1998 de 65,130 Trilyon TL, 1999 da 69,037 Trilyon TL ve 2000 de de 144,618 Trilyon TL dir. 6

7 Çizelge 3.2. AB ülkelerinde tüketimlerine göre hektara isabet eden ortalama pestisit miktarları Ülkeler Pestisit tüketimi (kg/ha) Almanya 2,6 Avusturya 4,0 Belçika 1,2 Danimarka 1,7 Finlandiya 1,2 Fransa 5,6 Hollanda 13,8 İngiltere 6,4 İrlanda 8,0 İspanya 2,3 İsveç 4,4 İtalya 9,3 Lüksembourg 4,4 Portekiz 6,0 Yunanistan 13,5 Kaynak: Delen ve ark., 2005 Türkiye nin pestisit tüketimi AB ülkeleriyle karşılaştırılacak olursa, AB ülkelerinin ortalamalarına göre hektara pestisit tüketimleri Çizelge 3.2 de görülmektedir (Oskam ve ark., 1997). Çizelge 3. 2 de görüldüğü gibi, Hollanda ve Yunanistan AB nin en yoğun, Belçika ve Finlandiya ise en az pestisit tüketen ülkeleridir. Türkiye nin tüketimi ise, yıllara göre hektara gr düzeyindedir. Hektara düşen etkili madde miktarı döneminde en düşük değere 490 gr ile 1994 de ve en yüksek değere de 706 gr ile 1997 de ulaşmıştır (Turabi, 2004). Bu değerler, Türkiye nin AB ülkelerine göre oldukça az pestisit 7

8 tükettiğini göstermektedir. Ancak bilindiği gibi, Türkiye de oldukça heterojen bir pestisit tüketimi vardır (Delen ve ark., 1995). Çizelge 3.3. Ege ve Akdeniz Bölgeleri ile Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinin Türkiye pestisit tüketimindeki preparat olarak payları Yıllar ve bölgelerin payları (%) Bölgeler Ege 19, ,5 18,6 17,1 17,1 Akdeniz 21,3 25,5 26,4 15,8 22,3 24,9 Ege ve Akdeniz in toplam payı 40,7 44,5 41,9 34,3 39,4 42 Doğu Anadolu 2,92 2,61 3,71 3,9 3,72 4,86 Güney Doğu Anadolu 8,7 6,93 7,58 6,64 7,2 7,1 Doğu ve Güney Doğu Anadolu nun top. payı 11,6 9,54 11,3 10,5 10,9 12 Kaynak: Delen ve ark., 2005 Örneğin, ülkemizin entansif tarım yapılan bölgelerinden olan Ege ve Akdeniz Bölgeleri ile ekstansif tarım yapılan Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinin yıllarında ülke pestisit tüketimindeki preparat olarak payları Çizelge 3.3. de verilmiştir. Çizelge 3.3 de görüldüğü gibi, Ege ve Akdeniz Bölgeleri preparat olarak ülke tüketiminin 1/3 ünden fazlasına, hatta bazı yıllar yarısına yakınına sahip iken, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerindeki kullanım ülke tüketiminin ancak %10 u kadardır. Bu konuda bir örneği de entansif tarım yapılan illerimizden İzmir den verebiliriz. İzmir Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre, İzmir de 2000 yılında kg veya litre (etkili madde olarak) pestisit tüketilmesine karşın 2002 de bu tüketim kg veya litre ye ulaşmıştır. Bu verilere göre, İzmir de pestisit tüketimi üç yılda %20,38 yada ortalama yıllık %6 dan fazla atmıştır. Oysa, 2000 yılında Türkiye deki pestisit tüketimi kg veya litre iken, 2002 yılında kg veya litre ye düşmüştür. Buna 8

9 göre, Türkiye de pestisit tüketimi üç yılda %2,12 azalırken, 2000 yılında Türkiye pestisit tüketiminde İzmir in %4,42 olan payı 2002 de %5,44 e yükselmiştir. Konuya parasal açıdan bakıldığında da, Türkiye'de ilaç kullanımı daha çok polikültür tarımın yapıldığı Akdeniz ve Ege bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Eldeki verilere göre Türkiye'de yıllık pestisit tüketiminin % 40'ı Adana, İçel ve Antalya olmak üzere 3 ilde yoğunlaşmaktadır. İzmir ve yöresi de bu değerlere ilave edildiğinde bu oran % 65'i aşmaktadır (Dağ ve ark., 2000). Yukarıdaki değerlendirmelere göre, ülkemizde entansif tarım yapılan bölgelerde pestisit kullanımının ülke ortalamasının çok üzerinde olduğu ve bu yörelerin tüketiminin gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştığı söylenebilir. Yoğun pestisit tüketilen Ege ve Akdeniz Bölgelerinin beslenmemizde büyük yeri olan sebze ve meyvelerin entansif biçimde yetiştirildiği alanlar olması yanı sıra, ihracata yönelik gıda endüstrimizin hammaddeleri de büyük ölçüde bu bölgelerimizden sağlanmaktadır. Üzerinde durulması gereken bir nokta da, bu iki bölgemizin yurdumuzun en kalabalık bölümlerinden olmasıdır. Çizelge de Türkiye de en yoğun tüketilmiş insektisitler, Akut Oral LD 50 değerleri ve insektisit tüketimindeki payları İnsektisit LD50 değerleri (mg/kg)* Yıllara göre insektisit tüketimindeki payları (%) Methamidophos 13 19,35 17,24 12,99 14,52 Chlorpyrifos-ethyl ,72 14,09 31,94 12,76 Parathion-methyl 9 10,95 12,97 9,81 10,96 Dichlorvos (DDVP) 25 7,72 10,22 8,91 8,08 Endosülfan 18 7,2-6,14 - Carbaryl 307-5,8 - - Azinphos-methyl ,08 TOPLAM 58,94 60,32 69,79 53,4 (-) ilk beş fungisit arasında değildir. (*)Ware (1994) e göre Kaynak: Delen ve ark.,

10 3.2. Tüketilen Pestisitlerin Nitelikleri Bir ülkede tüketilen pestisitlerin sağlık ve çevre gibi kriterler açısından nitelikleri, toplam pestisit tüketimine oranla daha ciddi bir konudur. Ülkemiz pestisit tüketimi bu açıdan değerlendirildiğinde, oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır yıllarında Türkiye de en çok tüketilen beş insektisit ve bu insektisitlerin oral (ağızdan) LD (populasyonun yarısında ölüm meydana getiren doz) değerleri Çizelge de görülmektedir. Çizelge 3.4 de özetlendiği gibi, yıllarında 7 etkili madde yıllara göre en çok tüketilen 5 insektisit arasına girmiştir. Bu insektisitlerden methamidophos, parathionmethyl, dichlorvos, endosülfan ve azinphos-methyl çok zehirli, chlorpyrifos-ethyl ve carbaryl ise zehirli pestisitler grubuna girmektedirler (Ware, 1994). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre, piyasada 1999 ve 2000 yıllarında 68, 2001 yılında 63 ve 2002 yılında da 62 insektisit etkili maddesi bulunmasına karşın, her yıl 5 etkili madde toplam insektisit tüketimi içinde yarıdan fazla paya sahip olmuşlardır. Diğer yandan, döneminde methamidophos Türkiye de en yoğun tüketilen insektisitlerden biridir. Oysa methamidophos ülkemizde yalnızca pamukta ve tütünde kullanım iznine sahiptir (Aydınoğlu ve ark., 2002; Yüceer, 2003). EPA verileri, Coats (1991), Sumasanduram ve Coats (1991) e göre, methamidophos, chlorpyrifos-ethyl, parathion-methyl, DDVP, endosülfan yer altı sularına bulaşma riski olan pestisitlerdendir. Parathion-methyl, DDVP ve carbaryl ise soluduğumuz havayı kirletme potansiyelindedir. Ayrıca, parathion-methyl ve DDVP nin insanlarda kanser yapıcılık riski vardır. Chlorpyrifos-ethyl, parathion-methyl, endosülfan insanlarda endokrin (iç salgı bezleri) sistemini etkileyebilen bileşiklerdir (Bucker-Davis, 1998; Colborn, 1998). Methamidophos un kromozomlar üzerinde etkisinin olabileceği de belirtilmektedir (Karabay, 2000). 10

11 Çizelge yıllarında Türkiye de en yoğun tüketilmiş fungisitler ve bu fungisitlerin yıllara göre fungisit tüketimindeki payları Fungisit Yıllara göre fungisit tüketimindeki payları (%) Bakır Tuzları 31,05 34,96 26,89 25,85 Mancozeb 18,31 13,89 14,37 14,53 Elementer Kükürt 9,42-11,63 8,39 Propineb 7,71 7,35 6,60 8,54 Thiram 4,92 4,66-5,58 Maneb - 6, Bronopol - - 6,24 - TOPLAM 71,41 67,31 65,73 62,89 (-) ilk beş herbisit arasında değildir. Kaynak: Delen ve ark., de Türkiye de en yoğun kullanılmış beş fungisit ve bu fungisitlerin yıllara göre fungisit tüketimindeki payları Çizelge 3.5. de görülmektedir. Çizelge 3.5 de görüldüğü gibi, periyodunda 7 etkili madde yıllara göre en yoğun kullanılan fungisiti oluşturmuştur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre, piyasada 1999 da 56, 2000 de 68, 2001 de 60, 2002 de 62 ruhsatlı fungisit etkili maddesi bulunmasına karşın, söz konusu 5 fungisit, tüm fungisit tüketiminde hemen hemen 2/3 den fazla paya sahip olmuşlardır. İnsektisitlerin aksine, fungisitlerin akut toksisite yönünden ciddi bir risklerinin bulunmamasına karşın, kronik toksisiteleri önemlidir (Anonim, 1987). Çizelge 3.5 deki 7 fungisitten 4 ü, mancozeb, propineb, thiram ve maneb dithiocarbamate grubu üyesidirler. Bu fungisitler sağlık ve çevre açısından ciddi riskler taşımaktadırlar. Örneğin EPA ve FAO verilerine göre mancozeb, propineb, maneb insanlarda kanser yapıcılık açısından riskli fungisitlerdir. Mancozeb, maneb ve thiram insanlarda endokrin sistemine de etkilidir, thiram ın ise sinir sistemine etkisi vardır ve teratojenik (doğum kusuru oluşturma) riski olan bir fungisittir (Bucker-Davis, 1998; Colborn, 1998; FAO, 1993; Karabay, 2000). EPA verilerine göre, dithiocarbamate grubunun söz konusu fungisitlerinin soluduğumuz havayı, Coats (1991), Somasundaram ve Coats (1991) a göre 11

12 ise, yer altı sularını kirletme potansiyeli vardır. Her ne kadar organik tarımda da önerilmekteyse de, AB nin EEC 2092/91 No lu ve Ek EEC 1488/97 No lu yönetmeliklerine göre, bakırın bir ağır metal oluşu nedeniyle kullanımının göz altında tutulması ve uzman kişilerin kontrolünde uygulanması öngörülmektedir. Yoğun bakır alınımı kan, karaciğer gibi organlarda olumsuz etkiler oluşturabilmektedir (Anonim, 1998). Çizelge yıllarında Türkiye de en yoğun kullanılan herbisitler ve herbisit tüketimindeki payları Yıllara göre herbisit tüketimindeki payları Herbisit (%) ,4-D 45,3 44,3 47,5 33,6 Trifluralin 27 27,9 20,2 24,6 Molinate 7,1 6,44 3,69 3,5 Propanil 4,54 3, Glyhposate isopropylamin 4,1 6,94 9,08 7,57 Chloridazon - - 5,38 - Metalochlor ,1 Kaynak: Delen ve ark., yıllarında en yoğun kullanılan 5 herbisit ve herbisit tüketimindeki payları Çizelge 3.6 de özetlenmiştir. Çizelge 3.6 da görüldüğü gibi, periyodunda Türkiye de 7 herbisit yıllara göre en yoğun kullanılan 5 etkili maddeyi oluşturmuştur. Bu 5 etkili maddenin tüm herbisit tüketimindeki payı yıllara göre, %89,20 ile %74,39 arasında değişmektedir. Oysa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre, piyasada 1999 da 61, 2000 de 60, 2001 de 62, 2002 de 65 herbisit etkili maddesi bulunmakta idi. Herbisitler de fungisitler gibi, genelde akut toksisitelerine oranla kronik toksisiteleri daha önemli olan bileşiklerdir (Anonim, 1987). Herbisitler içinde olduğu gibi, tüm pestisitler içinde de ülkemizde en yoğun tüketilen etkili maddelerden biri 2,4-D dir. Bu etkili maddenin sentezlenme aşamasında dioksinlerle bulaşabilme tehlikesi vardır. Bilindiği 12

13 gibi dioksinler hem çok zehirli ve hem de kanser yapıcılık riski olan bileşiklerdir (Anonim, 1995; Blair, 2002). Bu sorun nedeniyle bir çok ülke, örneğin ABD, ülkelerinde tüketilecek 2,4-D li preparatların dioksinlerden arındırılmış olma koşulunu getirmişlerdir (Ware, 1994). Ancak Türkiye de böyle bir koşul yoktur. Yapılan bir çalışmadan elde edilen sonuçlar, ülkemizde tüketilen 2,4-D li preparatlarda dioksin kirlenmesi olabileceği kuşkusunu akla getirmektedir (Alpöz ve ark., 2001). Yoğun tüketilen bir diğer herbisit trifluralin in EPA verilerine göre kanser yapıcılık riski vardır. Yine EPA verilerine göre molinate üreme toksisitesine, propanil ise dalakta olumsuz etkilere yol açmaktadır. 2,4-D, trifluralin tehlikeli birer hava kirleticileri olduklarına EPA tarafından işaret edilmektedir. Çizelge 3.7. Zehirliliği yüksek pestisitlerin Türkiye deki 2002 yıllı tüketimleri Pestisit Akut Oral LD 50 değeri (mg/kg) Tüketimleri (kg veya litre) Azinphos-methyl Cadusafos Carbofuran Dichlorvos (DDVP) Dimethoate (Dermal) Dinitrocresol (DNOC) Endosülfan Ethoprophos (Dermal) Fenamiphos Methamidophos Methidathion Methiocarb Methomyl Methyl-bromide (Dermal) Monocrotophos Oxydemeton-methyl (Dermal) Oxamyl Parathion-methyl TOPLAM İnsektisit, nematisit ve fumigant tüketimindeki payı % 45,41 Pestisit tüketimindeki payı % 14,18 Kaynak: Delen ve ark.,

14 Tüketilen pestisitlerden özellikle insektisitler, nematisit ve fumigantlar üzerinde önemle durulması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, oral LD değeri mg/kg a ve deriden (dermal) LD değeri ise 200 mg/kg a kadar olanlar akut zehirliliği 50 yüksek pestisitler olarak kabul edilmektedirler (Ware, 1994). Böyle zehirliliği yüksek pestisitlerin Türkiye deki tüketimleri 2002 yılı verilerine göre Çizelge 3.7 de verilmiştir. Çizelge 3.7. de görüldüğü gibi, Türkiye de 2002 yılında tüketilen insektisit, nematisit ve fumigantların yarıya yakınını, tüm pestisitlerin ise %14,18 ini çok zehirli etkili maddeler oluşturmaktadır. EPA ya göre söz konusu pestisitlerden DDVP, DNOC, endosülfan, methyl-bromide ve parathion-methyl tehlikeli hava kirleticileridir. Soluduğumuz havayı kirletme potansiyeli olan bu 5 pestisit Çizelge 3.7. de yer alan 18 pestisitin tüketiminin yarısından fazlasına sahiptirler. Ayrıca yine EPA ya göre, endosülfan, methamidophos, methyl-bromide ve parathion-methyl yer altı sularını kirletebilmektedir. Çizelge 3.8. ABD ve AB de yasaklanmış, kısıtlanmış yada geri çekilmiş pestisitler ile bunların 2002 yılında Türkiye deki tüketimleri Pestisit Türkiye de ABD de AB de tüketimi kullanımı kullanımı (kg veya L) Atrazin Kısıtlanmıştır Benomyl - Geri çekilmiş Biphenthrin Kısıtlanmıştır Carbofuran Kısıtlanmıştır DNOC Yasaklanmıştır Geri çekilmiş Fenvalerate - Geri çekilmiş Methamidophos Kısıtlanmıştır Monocrotophos Yasaklanmıştır Oxydemeton-methyl Kısıtlanmıştır Parathion-methyl Kısıtlanmıştır Phorate Kısıtlanmıştır TOPLAM Türkiye nin tüm pestisit tüketimindeki payı % 6,47 Kaynak: Delen ve ark.,

15 2002 yılı sonuna kadar ABD de yasaklanmış ya da kısıtlanmış ve AB de ruhsatı geri çekilmiş pestisitlerden Türkiye de kullanılanların 2002 yılı tüketimleri Çizelge 3.8 de özetlenmiştir. Çizelge 3.8 de özetlendiği gibi, ABD de veya AB de kullanımı yasaklanmış, kısıtlanmış yada geri çekilmiş pestisitlerin, 2002 yılı tüketimi temel alındığında, ülkemiz pestisit tüketimindeki paylarının %6,47 olduğu görülmektedir. Yine ülkemizde ruhsatlı pestisitlerden acephate ın, aldicarb ın, metalaxyl in ve parathion-methyl in AB deki kullanımları 2003 de durdurulmuştur. EPA tarafından bazı pestisitler düşük riskli yada çevre dostu olarak nitelendirilmektedir. Böyle etkili maddelerin ruhsatlandırılması daha hızlı yapılmakta ve kullanımları desteklenmektedir (EPA, 1999 a, b). EPA ya göre düşük riskli yada çevre dostu pestisitlerde bulunması gerekli kriterler şöyle özetlenebilir; insan sağlığına düşük etki, hedef dışı organizmalara düşük zehirlilik, yer altı sularını kirletme potansiyelinin düşüklüğü, uygulama dozunun daha düşük olması, zararlı organizmalarda dayanıklılık potansiyelinin düşüklüğü, entegre zararlı yönetimi (IPM) ne uygun olması. 15

16 Çizelge 3.9. Düşük riskli yada çevre dostu pestisitlerden ülkemizde ruhsatlı olanların 2002 yılı tüketimleri Pestisit Türkiye de tüketimi (kg veya litre) Acetamiprid Azoxystrobin 856 Cyprodinil Fenhexamid Glyphosate* Hymexazole Imazamox 289 Indoxacarb Lambda cyhalothrin Mefenoxam (Metalaxyl M) Pymethrozine Spinosad 927 Thiamethoxam Trifloxystrobin TOPLAM Türkiye pestisit tüketimindeki payları % 4,45 * Glyphosate amonium, glyphosate isopropylamin tuzu ve glyphosate trimesyum toplamı Kaynak: Delen ve ark., 2005 Bu kriterlere göre düşük riskli pestisitlerden ülkemizde ruhsatlı olanların 2002 yılı tüketimleri Çizelge 3.9 da verilmiştir. Çizelge 3.9. de görüldüğü gibi, 2002 pestisit kullanımına göre, Türkiye de tüketilen etkili maddelerin ancak %4,45 i düşük riskli yada çevre dostu pestisitlerdir Türkiye de Pestisit Kalıntı Çalışmaları Ülkemizde pestisit kalıntılarıyla ilgili çalışmalar 1959 yılında Ankara Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri Enstitüsü Kalıntı Analiz Laboratuarı nın kurulmasıyla başlamıştır ve ilk çalışma Otacı ve Güvener (1959) tarafından yapılmıştır. 16

17 Literatür araştırmaları sonucunda Türkiye de gıda ürünlerindeki pestisit kalıntıları üzerinde bugüne kadar yaklaşık 90 çalışma yayınlandığı görülmektedir (Durmuşoğlu, 2004). Konuyla ilgili çalışan kişiler ile yapılan görüşmeler sırasında sonuçları henüz yayınlanmamış veya devam eden başka araştırmalar da olabileceği anlaşılmış ancak bunlar bu sayıya dahil edilmemiştir. Ayrıca, burada sadece gıdalardaki pestisit kalıntıları ile ilgili araştırma ve yayınlar ele alınmış, insan dokusu ve anne sütü ile çevresel örneklerdeki pestisit kalıntıları ile ilgili araştırmalar dikkate alınmamıştır. Bu çalışmalardan 8 i yılları arasında, 30 u yılları arasında, 17 si yılları arasında, 26 sı yılları arasında gerçekleşmiştir yılları arasında ise 9 çalışma yapılmıştır. Kalıntı analiz çalışmalarının 48 yıl önce başladığı düşünüldüğünde bu sayıların oldukça az olduğu anlaşılmaktadır. Ülkemizde yürütülen çalışmaların yaklaşık 30 tanesi pestisitlerin parçalanma sürelerinin saptanmasına yönelik rutin analizlerdir. Genelde, analizlerde kullanılan yöntemler yabancı kaynaklıdır ve metot geliştirme konusunda yapılmış oldukça az sayıda çalışma vardır ( Durmuşoğlu ve Çelik, 2001). Gıdalardaki pestisit kalıntılarını saptamaya yönelik piyasa kontrol niteliğindeki saptayabildiğimiz çalışmaların sayısı yaklaşık 50 kadardır. Bu çalışmalardan 30 unda pestisit kalıntıları toleransların altında, 15 inde biraz üzerinde, 5 tanesinde ise endişe verici boyutlarda saptanmıştır. Üzerinde en çok analiz yapılan ürünler, 32 araştırmayla, yaş meyve ve sebzelerdir. Ayrıca, buğday veya unlarda 9 çalışma, çeşitli yağlarda 8 çalışma, balıklarda 6 çalışma, üzümlerde 6 çalışma ve zeytinde de 5 çalışma yapılmıştır. İl Gıda Kontrol Laboratuarlarının ortaklaşa yürüttükleri bir proje kapsamında, yılları arasında Antalya, Fethiye ve İzmir çevresinden elde edilen domates, biber ve hıyar örnekleriyle, toptancı hallerinden toplanan üzüm, elma, şeftali ve armut örnekleri analiz edilmiştir (Anonim, 1996). Projede toplam 1920 örnek insektisit ve fungisit kalıntıları açısından değerlendirilmiştir. Seralardan alınan domates, hıyar ve biber örneklerinden %89 u insektisitler açısından toleranslara uygun bulunmuştur. Dithiocarbamate grubu fungisitler yönünden domates ve biber örneklerinin tümü, hıyar örneklerinin ise %96 sı toleranslar içinde oldukları saptanmıştır. Yine kapsamlı diğer bir 17

18 projede ise, 1996 yılında Isparta, Çanakkale, Antalya, Ankara, İzmir, İçel, Konya, Denizli den sağlanan elma, armut, yaş üzüm örnekleri ile çalışılmış ve 311 numune analiz edilmiştir. Aynı proje kapsamında 1997 de 273, 1998 de yukarıdaki illere Antalya nın da katılımı ile 280 ve 1999 yılında ise Ankara, İzmir, Bursa illerinden alınan domates, hıyar ve biberlerden elde edilen 135 örnekten analizler yapılmıştır (Anonim, 2002). Analizler sonucu, 429 elma örneğinden 6 tanesinde ve 137 armut örneğinden de 2 tanesinde toleranslar üzerinde dithiocarbamate grubu fungisit kalıntıları saptanmıştır. 180 yaş üzüm örneği ile 63 şeftali örneğinde ise dithiocarbamate li fungisitlerin kalıntısı bulunmamıştır. 45 şer tane sera domatesi, sera hıyarı ve sera biberinde de toleranslar üzeri kalıntıya rastlanmamıştır. Örneklerin hiç birinde insektisitler açısından bir sorun saptanamamasına karşın, 12 yaş üzüm örneğinde toleranslar üzerinde fungisit kalıntısı saptanmıştır. Az sayıda da olsa, yapılan analizlerde kimi endişe verici bulgulara da rastlanmıştır. Örneğin Özgün, (1997) yaptıkları çalışmada toplam 203 adet örnekten hiçbirinde organik fosforlu ve karbamatlı pestisit kalıntısına rastlamazken, 26 örnekte, tamamı yıllarca önce yasaklanmış olan klorlandırılmış hidrokarbonlu insektisitlerin kalıntılarına rastlanılmıştır. Aynı şekilde Durmuşoğlu (2003), 32 çilek örneğinin 21 inde dichlorvos kalıntılarının tolerans üzeri düzeylerde olduğunu göstermiştir. Bu yüksek kalıntı, bazı örneklerde kat tolerans üstü değerlere kadar ulaşmıştır. Yukarıda özetlendiği gibi, pestisit kalıntıları konusundaki çalışmaların büyük kısmı insektisitlerle ilgilidir. Çalışmaların büyük bölümünde, örneklerde özellikle organik fosforlu ve klorlandırılmış hidrokarbonlu insektisitler aranmıştır. Fungisitlerle ilgili çalışmalar daha az olup, analizler genelde dithiocarbamate lılar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sonuçlar da, özellikle ülkemizin AB ye girme aşamasına geldiği günümüzde çalışmaların çok yetersiz olduğunu göstermektedir. Oysa, gelişmiş ülkelerde bu yöndeki çalışmalar büyük bir yoğunluk kazanmıştır ve gıdalarda rutin olarak yapılmaktadır. Diğer taraftan Avrupa Birliği uyum çalışmaları çerçevesinde izleme programlarının oluşturulması ve bu programlar çerçevesinde kalıntı analizlerinin rutin olarak yapılması gerekmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bu programların 18

19 oluşturulması, kalıntı analiz ve laboratuarların akreditasyonu ile ilgili çalışmaların başlaması sevindirici bir gelişmedir Organizmalarda Pestisitlere Karşı Duyarlılık Azalışı Pestisitlerin piyasa ömrünü, insan sağlığını ve çevreye etkinliğini en fazla etkileyen olayların başında pestisitlere karşı organizmaların duyarlılık azalışı gelmektedir. Bir pestisite organizmaların duyarlılığı azaldıkça, o pestisitin etkinliği de düşmektedir. Uygulayıcı ise, eski etkinliği elde edebilmek için devamlı doz yükseltmesine gitmektedir. Böylece artan dozlara paralel olarak çevrede pestisit kalıntıları daha fazla yoğunlaşmaya başlamaktadır. Pestisitlere karşı duyarlılık azalışı iki yolla olur; adaptasyon ve dayanıklılık. Adaptasyonda, bir organizmanın genetik yapısında değişiklik olmaksızın, bir kimyasal maddeye uyum göstermesi sonucu duyarlılığın azalmasıdır. Ancak dayanıklılıkta, organizmanın duyarlılığı genetik yapısındaki bir değişiklik sonucu azalmaktadır. Buna göre, dayanıklılık bir mutasyondur ve genelde geri dönüşümü yoktur. Adaptasyonda ise, söz konusu pestisitin kullanımının durdurulmasıyla organizma yavaş yavaş tekrar eski duyarlılığını kazanabilir. Türkiye gibi, pestisitlerin bir ölçüde bilinçsiz ve kontrolsüz kullanıldığı ülkelerde dayanıklılık kadar adaptasyon da ekonomik açıdan önem taşımaktadır. Dayanıklılığın ortaya çıkışına en fazla etki eden faktörlerin başında, pestisitin dayanıklılık açısından riski ile pestisitlerin kullanım biçimi gelmektedir. Bilinçsiz ve kontrolsüz kullanım, duyarlılık azalışlarının daha hızlı ortaya çıkmasına yol açmaktadır (Delen ve Tosun, 1996). Pestisitlere duyarlılık azalışı konusunda ülkemizde gereken yoğunlukta araştırma yapılmamıştır. Yapılan çalışmalar ışığında duyarlılık azalışı, insektisit ve akarisitler, fungisitler, herbisitler açısından aşağıda özetlenmiştir İnsektisit ve Akarisitlere Karşı Duyarlılık Azalışı Türkiye de insektisit ve akarisitlere dayanıklılık ile ilgili çalışmalar sentetik organik pestisitlerin kullanımının yaygınlaşmasının hemen ardından yani 1960 lı yıllarda başlamıştır. Dayanıklılık üzerine Türkiye de yapılan ilk çalışmalar konuyu aydınlatan, 19

20 yurtdışındaki durumları rapor eden derlemeler şeklinde olmuştur (Düzgüneş, 1953, Alkan, 1960). Ülkemizde insektisit ve akarisitlere dayanıklılık ile ilgili toplam 30 araştırma saptanmıştır (Durmuşoğlu, 2004). Bunlar içinde en çok araştırma organik fosforlu ve klorlandırılmış hidrokarbonlu insektisitler üzerine olmuştur. Gerçekleştirilen araştırmalardan 26 tanesinde dayanıklılık saptanamazken, sadece 4 araştırmada dayanıklılık veya duyarlılık azalışı bildirilmiştir. Dayanıklılık en çok halk ve çevre sağlığı kapsamında kullanılan insektisitlere karşı sivrisinek ve kara sinek türleri için rapor edilmiştir (Şişli ve ark., 1983; Kence ve Kence, 1985; Kasap ve ark.,1999). Dayanıklılık üzerine yapılan çalışmalarda en çok sivrisineklere ve kırmızı örümceklere karşı kullanılan ilaçlar konu edilmiştir. Üzerinde sıkça çalışılan diğer zararlılar ise patates böceği, pamuk yaprak kurdu, bambul ve kımıl olmuştur ile 1980 yılları arasında insektisit ve akarisitlere dayanıklılık üzerine 16 çalışma saptanmış olup bunlardan sadece bir tanesinde Şeftali yaprakbitinin parathionethyl e (Zümreoğlu, 1978) ve bir diğerinde de pamuk yaprak kurdunun monocrotophos a (Öden ve ark., 1975) dayanıklılık kazandığı bildirilmiştir yılları arasında sadece 7 çalışma bulunabilmiştir. Bunlardan 5 tanesinin sivrisinek ve karasinek üzerinde diğer ikisinin de kırmızıörümcekler üzerinde yapıldığı dikkati çekmiştir. Sadece bir çalışmada Ankara da karasineğin malathion a karşı direnci bildirilmiştir (Şişli ve ark., 1983) yılları arasında da 7 çalışma tespit edilmiştir. Bunlardan ikisinde patates böceğinin ikisinde de yine sivri sineklerin organik fosforlu ve sentetik piretroidli insektisitlere dayanıklılık kazanıp kazanmadığı üzerine gerçekleştirilmiştir. Bu 7 çalışma içinde yine sadece tek bir araştırma sonucunda patates böceğinin delthamethrin e karşı duyarlılık azalışı bildirilmiştir (Erdoğan ve Gürkan, 1997). Yukarıda açıklandığı gibi Türkiye de insektisit ve akarisitlere dayanıklılık ile ilgili çalışmalar çok sınırlı sayıda olmuştur. Yapılanların da güncel çalışmalar olmadığı dikkat çekmektedir. Yurdumuzda kullanılan insektisitlerin 80 li yıllara kadar ağırlıkla klorlandırılmış hidrokarbonlardan olması, 80 li yıllardan itibaren yurdumuzda bunların endosülfan hariç yasaklanması, ikibinli yılların başına kadar yaygın bir şekilde kullanılan 20

21 organik fosforlu ve karbamatlıların yerini 90 lı yıllardan itibaren sentetik piretroidlilere bırakması ve bunların da günümüzde kullanımının azalma eğilimine girmesiyle, diğerleri grubundan pek çok insektisit ve akarisitin piyasada önemli yer edinmesi dayanıklılık riskini azaltmıştır. Kanımızca sürekli değişen insektisit pazar payları nedeniyle insektisit ve akaristlere karşı dayanıklılık konusu hem çok çalışılmamış hem de yapılan çalışmalarda fazla bir duyarlılık azalışı saptanamamıştır Fungisitlere Karşı Duyarlılık Azalışı Ülkemizde fungisitlere karşı duyarlılık azalışı konusunda ilk çalışma 1979 da yapılmıştır (Nemli, 1979). Günümüze kadar yapılan çalışmalar genelde kurşuni küf hastalığı etmeni Botrytis cinerea da yoğunlaşmıştır. Kültür bitkisi olarak bakıldığında ise, en fazla çalışma sebzelerde yürütülmüştür. Yapılan bu çalışmalara göre, ülkemizde ruhsatlı fungisitlerden benzimidazole türevi benomyl e sera sebzelerinden elde edilen B. cinerea izolatlarının tümüne yakınının duyarlılığını kaybettiği görülmüştür (Delen ve Yıldız, 1981). B. cinerea nın bağ izolatlarıyla yapılan benzer bir çalışmada da patojenin yine benzimidazole grubundan carbendazim e duyarlılığının önemli ölçüde azaldığı saptanmıştır(yıldız, 1999). Ülkemizde B. cinerea ya karşı domateslerde ruhsatlı fungisitlerin patojenin seralardan sağlanmış domates izolatlarına etkililiği konusunda yapılan çalışmada, izolatların dicarboximide grubu üyesi ipradion a anilinopyrimidine lerden pyrimethanil e yıldan yıla duyarlılığının azaldığı ve duyarlılığı azalmış izolatların söz konusu fungisitlerin önerilen dozları ile önlenemediği anlaşılmıştır (Delen ve ark., 2004). Yine B. cinerea ile bağlarda yürütülen diğer bir araştırmada, izolatların yıldan yıla artan biçimde ipradion a duyarlılığının azaldığı ortaya konmuştur (Koplay, 2004). Yukarıda da değinildiği gibi, duyarlılık azalışı ile pestisit kullanım biçimi arasındaki ilişkiyi en güzel gösteren örnek olarak, sebze seralarından elde edilen B. cinerea izolatlarının dayanıklılık oluşturma riski çok düşük olan captan a, thiram a ve mancozeb e de duyarlılık azalışları verilebilir (Delen ve ark., 1999;Delen ve ark., 2000). B. cinerea dışındaki çalışmalar ise domateslerde Alternaria solani, bağlarda külleme, turunçgillerde depo çürüklüklerine yol açan Penicillium spp., sert çekirdekli 21

22 meyvelerde Sclerotinia spp., karanfillerde Rhizoctania solani ve ayçiçeği mildiyösü etmeni Plasmopara helianthi izolatları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalara göre, patojenlere ait izolatlar, söz konusu hastalık etmenlerine ruhsatlandırılmış önemli fungisitlere karşı ya duyarlılıkları düşme eğilimindedir yada duyarlılıkları önemli ölçüde azalmıştır (Arı ve Delen, 1988; Benlioğlu, 1991; Delen ve ark., 1985, 1991, 1994; Demir, 1991; Özbek, 1993; Tosun ve Delen, 1986). Ancak burada ilginç yan, turunçgillerde depo çürüklüklerine yol açan Penicillium spp. izolatları 1986 yılında imazalil e son derece duyarlı iken (Tosun ve Delen, 1986), 1993 yılında imazalil e duyarlılıklarında bir azalma saptanmıştır (Özbek, 1993) de yapılan son araştırmada, söz konusu patojene ait izolatların büyük bir bölümünün imazalil e duyarlılığı önemli düzeyde azalmıştır (Kınay ve ark., 2004). Yine aynı çalışmaya göre, ülkemizde ruhsatlı olmamasına rağmen turunçgil paketleme evlerinde kullanılan guazitine e de Penicillium spp. izolatlarının belli bir bölümü duyarlı bulunmamıştır Herbisitlere Karşı Duyarlılık Azalışı Herbisitlere karşı fuyarlılık bir yabancı ot türünün bazı bireylerinin, bir herbisitin devamlı kullanılmasından dolayı, bu herbisitin normal uygulama dozunda kontrol edilemez hale gelmesidir. Bunu Çukurova da yabani yulaf (şifenak) örneği ile açıklayabiliriz. Neredeyse 20 yıldır buğday tarlalarında yabani yulafa karşı ilaçlama yapılmaktadır. Bu amaçla en çok Diclofob(illoxan) kullanıldığı görülmektedir. Daha sonra daha etkin, daha güvenilir, hesaplı, uygulama için dönem aralığı geniş olan Fenoxaprop (puma süper) ve Clodinafob (topik) in kullanıldığı görülmektedir. Diğer şartlarla birlikte bu herbisitlerin en önemli yabancı ot olan yabani yulafı kontrolü münavebenin kalkmasında rol oynamıştır, dolayısıyla Çukurova da yaklaşık olarak 10 yıldır kesintisiz olarak buğday ekilmekte ve bu ilaçlardan en az biri uygulanmaktadır (Uludağ, 2002). Çiftçiler sonuçlardan memnun olmasına ve ilacı etkili bulmasına rağmen çok iyi ilaçlama yapılsa bile her zaman tarlada bir kaç tane, yabani yulafın yaşadığı da gerçektir. Bu bitkilerin tohumları bir sonraki sene de çimlenir ve ilaçlar bunlardan gelen yabani yulafları yine öldüremez. Bu bitkiler yıllardan beri kullanılan herbisitlere karşı dayanıklı olan bitkilerdir ve yıldan yıla çiftçiler farkında olmadan dayanıklılık bu tarlada yayılmaktadır. Bir süre sonra artık bu ilaçların normal 22

23 uygulama dozları ve hatta birkaç katı dahi bu yabancı otları kontrol edemez hale gelir. Nitekim Çukurova da durum tam bu şekli ile gerçekleşmiştir(uludağ, 2002). Yabancı otların herbisitlere duyarlılıklarının azalışı oldukça yeni bir sorundur. Bu nedenle de bu konuda ülkemizde çok az çalışma yapılmıştır. Örneğin, Demirci ve Nemli (1997) tarafından Setari verticillata nın trifluralin e dayanıklılığı araştırılmış ancak bir duyarlılık azalışı saptanamamıştır. Diğer bir çalışmada ise, aryloxyfenoxypropionate grubu üyesi cladinafob un sürekli kullanıldığı yerlerde yabani yulafı yeterince önleyemediği gözlenmiştir (Uludağ ve ark., 2001). Ancak daha sonra yürütülen bir araştırmanın sonucuna göre, yabani yulafın Doğu Akdeniz Bölgesi nde fenoxaprop a dayanıklı populasyonunun bulunduğu ve bu populasyonun, farklı oranlarda olsa bile, clodinafop a çapraz dayanıklı oldukları saptanmıştır (Uludağ, 2003). Daha uzun süredir kullanılan bazı herbisitlere yabancı otların dayanıklılık oluşturmaması herbisitlerin kimyasal özelliği ve yabancı otun genetik özelliği ile ilgilidir. Bütün herbisit gruplarına karşı aynı derecede dayanıklılık oluşmayabilir. Bu arada farkında olmadığımız bir şekilde dayanıklılığın başlamış olması da muhtemeldir. 23

24 Çizelge Yabancı Otlarla Yapılacak Uygulamaların Dayanıklılık Oluşturma Riski UYGULAMA DAYANIKLILIK OLUŞMA RİSKİ DÜŞÜK ORTA YÜKSEK Herbisit münavebesi ve karışımların kullanılması 2 veya daha fazla farklı etki mekanizmasına sahip herbisit kullanımı 2 farklı etki mekanizmasına sahip herbisit kullanımı Tek etki mekanizmasına sahip herbisit kullanımı Yabancı ot kontrol yöntemi kültürel, mekanik ve kimyasal yöntemler Kültürel ve kimyasal yöntemler Sadece kimyasal yöntem Aynı etki mekanizmasına sahip herbisitlerin bir üretim döneminde kullanım sayısı Bir kez Birden fazla Bir çok kere Üretim sistemi Tam bir münavebe Sınırlı münavebe Münavebesiz Kullanılan etki mekanizmasının dayanıklılık Bilinmiyor Sınırlı Yaygın durumu Yabancı ot yoğunluğu Düşük Orta Yüksek Son 3 yıldaki kontrol oranı İyi Azalma eğiliminde Zayıf Kaynak: Uludağ, A.,2002. Tarlada Dayanıklılığın Oluşmasını Teşvik eden Unsurlar: Aynı etki mekanizmasına sahip herbisitlerin devamlı kullanılması, kimyasal mücadeleye dayalı münavebelerin uygulanması ve kimyasal mücadele dışındaki yöntemlerin uygulanmaması dayanıklılığı teşvik eden unsurlardır. Yukarıdaki çizelgede uygulamaların dayanıklılığa etkisi özetlenmiştir(çizelge 3.10.). Tarlada Dayanıklılığın Oluşması Engellenmesi: Uygun teknik yöntemlerle tarlada yabani otların herbisitlere dayanıklılık kazanması engellenebilmektedir. Bunun için bütün yöntemlerin bir arada ele alındığı entegre yabancı ot yönetimi öngörülmektedir. Bu 24

25 yöntemler birlikteliği, uygulanabilir bütün yöntemleri içermektedir. Entegre anlayışta yapılacak yabancı ot mücadelesinde aşağıdaki uygulamalar yer alır: Münavebe Yabancı ot mücadelesi için münavebenin esası aynı etki mekanizmasına sahip herbisitlerin ard arda kullanılmamasıdır. Aksi halde münavebeden dayanıklılık açısından istenilen fayda temin edilemez.münavebe sadece farklı etki mekanizmasına sahip herbisitlerin kullanılması ile dayanıklılığı engellemez: ayrıca: yabancı otun gelişme dönemi kesintiye uğratılır, farklı tarım işlemleri uygulandığı için yabancı otun gelişimi farklı olur, ve bazı ürünler daha rekabetçi olduğu için yabancı otun yoğunluğu azalır. Kültürel İşlemler Tarlada yetiştiricilik tekniği açısından uygulanan bir çok yöntem bu grup içerisinde yer alır.yetiştirme tekniklerinin de müsaade ettiği nispette bu yöntemler uygulanabilir. Bunların arasında yağışlardan sonra sürüm ve ekim yapılarak çimlenen yabancı otların ortadan kaldırılması, geç ekim yaparak yabancı otun bir total herbisit ile öldürülmesinden sonra ekim yapılması, yabancı ot tohumlarından ari sertifikalı tohumluk kullanılması gibi yöntemler sayılabilir. Tarladan tarlaya geçerken aletlerin temizlenmesi de önemli tedbirlerden birisidir. Mekanik Mücadele Yabancı otun yoğun olduğu kısımlarda yabancı otlar tohum vermeden biçilebilir. Müsait şartlarda elle ot alımı, çapalama gibi yöntemlere yer verilmelidir. Kimyasal Mücadele - Herbisitlerin münavebesi: Aynı etki mekanizmasına sahip herbisitleri aynı yılda veya birbirini takip eden yıllarda kullanmak yerine farklı etki mekanizmasına sahip herbisitler kullanılmalıdır. - Herbisit karışımlarının kullanılması: Farklı etki mekanizmasına sahip herbisitlerin karıştırılarak kullanılması önerilmektedir. - Ekonomik eşiklere uyulması: Yabancı otlar tanınmalı, yabancı ot yoğunluğu ve ekonomik eşiklere göre mücadele edilmelidir. - İlaç etiketlerine uyulması: Verilen dozlara ve ilaçlama zamanına riayet edilmelidir., 25

26 Ayrıca arazideki işlemleri kaydetmek ve araziyi devamlı kontrol altında tutmak gelecek yıllarda planlama yapılabilmesi ve sorunun tam olarak belirlenebilmesi için önem arz etmektedir. 26

27 4. YABANCIOTUN TANIMI VE ÖNEMİ Yabancı otlar, kısaca kültür alanlarında istenmeyen bitkiler olarak tarif edilebilir. Örneğin mercimek tarlasında gökbaş, ballıbaba, şahtere ve yabani hardal gibi bitkilerin yanı sıra bir kültür bitkisi olan kendi gelen buğday da mercimek için bit yabancı ottur. Yabancı otlar kültür bitkisi ile besin, su ve ışık için rekabet etmekte, allelopatik etki ve gölge tesiri ile bitki gelişmesini engelleyerek verimi düşürmekte, sulama kanallarını işgal ederek suyun akışını yavaşlatmakta, sulama süresini azaltmaktadır. Yabancı otların kültür bitkisinde meydana getirdiği ürün kayıpları tarım sistemlerine ve kültür bitkisine göre değişmekle birlikte ülkemizde ortalama % 20 olarak kabul edilmektedir(anonim,2005). Yabancı otların kültür alanlarına yayılışı ve yerleşmesi temiz tohumluk kullanma, toprak işleme, çapalama, ekim nöbeti ve ilaçlı mücadele yöntemleri ile önlenmelidir. Yabancı ot mücadelesinde Dünyada olduğu gibi Türkiye de de artan oranda Herbisit kullanımının önemli bir yeri vardır Yabancı Ot Mücadelesinde Kullanılacak Alet ve Makinalar Yabancı ot mücadelesinde basınçlı sırt pülvarizatörü, yatay kollu, kuyruk milinden hareketli, motorlu püskürtücüler kullanılmalıdır Meme Çeşitleri Bir ilaçlama aletinin en önemli parçalarından birisi olan meme (veya memeler), en basit şekilde iki grup altında toplanabilir: Tarla Tipi Memeler Bahçe Tipi Memeler Tarla uygulamalarında genellikle tarla memeleri kullanıldığı için ağırlıklı olarak tarla tipi memeler üzerinde durulacaktır. Tarla memeleri; kısa fakat geniş püskürtme yapan, değişik çapta ve tipte imal edilen memelerdir. Konik huzmeli (ortası boş ve dolu) memeler ile yelpaze huzmeli memeler (Tee-jet) en yaygın tiplerdir. Makina püskürtme çubuğu üzerinde yer alan püskürtme memelerinin ne tip memeler olduğu çok önemlidir. Makina üzerindeki meme tipine göre, hangi memenin hangi ilaçlama işinde daha başarılı olduğu 27

28 Çizelge 4.1. ve Çizelge 4.2 den görülebilir. Yapılacak ilaçlama işinin türüne göre uygun meme tipi kullanılmalı ve farklı tipteki memeler aynı çubuk üzerine takılmamalıdır. Bu memeler üzerinde bulunan rakamların anlamları önemlidir. Örneğin: F yazılı bir yelpaze memede F yelpaze püskürtmeyi, 03 memenin debisi(03 Lt/Dakika), 080 memenin püskürtme açısını ifade etmektedir. Değişik açılı memeler olmakla beraber 80 o ve 110 o açılı memeler en uygundur. İlaçlama kolu üzerinde 50cm aralıkla yerleştirildiğinde 80 o açılı memeler yerden 46 cm yükseklikte, 110 o açılı memeler yerden 50cm yükseklikte kullanılmalıdır. Yelpaze memeler ilaçlama koluna 5-10 o açı ile yerleştirilmelidir. Bu surette yelpaze memeden çıkan ilaçlı suyun birbirine çarpıp çok küçük damlacıkların oluşması önlenerek sürüklenme riski azalır. Çizelge 4.1. Yüzey ilaçlamalarında değişik meme tiplerinin başarı durumları Meme tipi Standart yelpaze huzmeli Sürüklenmeyi önleyen yelpaze huzmeli İçi dolu konik (Geniş açılı) İçi boş konik (Raindrop) Toprakla birleşik ÇOK İYİ ÇOK İYİ Kaynak: Tozan ve Güler, Herbisit Fungusit İnsektisit (Yabancı ot ilacı) (Mantar ilacı) (Böcek ilacı) Çıkış sonrası Çıkış öncesi Değme Değme Tesirli Sistemik Tesirli Sistemik Değme Tesirli Sistemik İYİ İYİ İYİ İYİ İYİ ÇOK İYİ ÇOK İYİ ÇOK İYİ İYİ İYİ İYİ ÇOK İYİ ÇOK İYİ 28

29 Çizelge 4.2. Bant ilaçlamalarında ve direkt uygulamalarda meme tiplerinin durumları başarı Meme tipi Düz yelpaze hüzmeli İçi boş konik İçi dolu konik Herbisit Fungusit İnsektisit Çıkış sonrası Çıkış öncesi Değme Değme Tesirli Sistemik Tesirli ÇOK İYİ İYİ Kaynak: Wilkinson, İYİ ÇOK İYİ ÇOK İYİ İYİ İYİ Sistemik Değme Tesirli Sistemik ÇOK İYİ ÇOK İYİ ÇOK İYİ Büyüme Düzenleyiciler İYİ ÇOK İYİ Yeni bir memenin verimi zaman içerisinde aşınma sonucu artar veya eksilir. Bu nedenle, meme verimleri periyodik olarak aynı şartlar altında kontrol edilmesi ve ilk verim(debi) e göre %10 bir değişme görüldüğü zaman yenilenmesi gerekir. Bu konuda yapılan bir çalışmanın sonuçları Çizelge 4.3. te gösterilmiştir. Buna göre tüm malzemelerin debilerinde bir değişim söz konusundur. Bu sebeple ilaçlama yapılmasından önce memelerin debilerinin kontrolünün yapılması büyük önem arz etmektedir. Aksi hallerde birim alan düşürülen su miktarı ve damla çapları değiştiği için ilaçlamadan beklenen sonuçların alınması güçleşmekledir. Ayrıca bitkilerde fitotoksite problemleri ve çevre kirliliği riskleri de olasıdır. 29

30 Çizelge psi basınç altında, içine %2,5 kaolin karıştırılmış su püskürten memelerde, 60 saat sonra ortaya çıkan verim(debi) değişimleri. Memenin Malzemesi % Değişim Pirinç 26 Paslanmaz Çelik 15 PVDF 12 Polyacetal 8 Kaynak: Kaygısız, Yabancı Ot Mücadelesinde İlaçlama Tekniği ve Kalibrasyon Yabancı ot mücadelesi yapılan alanlarda önerilen herbisitler su ile karıştırılarak pülverize edilir. Dekara atılacak su miktarı püskürtücünün tipine göre değişir. Aletler tarla koşullarında ayarlanarak gerekli su miktarı saptanır. Eğer ilaçlamada basınçlı sırt pülverizatörü kullanılıyorsa atılacak ilaç miktarı kalibrasyon yapılarak bulunur. İlaçlama aletinin kalibrasyonu yapılmadan önce şu konuların göz önünde bulundurulması gereklidir. 1. Aletin deposu temiz su ile yıkanıp temizlenmelidir. 2. Tüm memeler çıkarılarak temizlenmelidir. Bunun için eski bir diş fırçası veya kibrit çöpü kullanılarak meme çapı genişletilmeden temizlik işlemi tamamlanır. Temizlik için kesinlikle tel veya bıçak gibi sert maddeler kullanılmamalıdır. 3. Memeler ilaçlama kolu üzerine takılmalı ve tüm memelerin çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir. 4. Bağlantı yerlerinde akıntı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Yukarıdaki işlemler tamamlandıktan sonra kalibrasyon işlemine başlanmalıdır. 30

31 İlaçların etkinliği hava sıcaklıkları ile yakından ilgilidir. Bu nedenle ilaçlama sırasında hava sıcaklığı 8 o C den az 25 o C den fazla olmamalıdır. İlaçlamalar sakin havalarda yapılmalı, rüzgar çıktığında ilaçlamalara ara verilmelidir. Kapalı, bulutlu ve yağış olasılığı olan devrelerde, uzun süren kuraklık devreleri sırasında ilaçlama yapılmamalıdır. 2-4 D Amin lerle yapılan ilaç uygulamasından 6 saat, 2-4 Ester bileşikli herbisitlerin uygulanmasından sonra 1 saatlik sürenin yağmursuz geçmesi gereklidir. Aksi halde istenilen sonuç alınmaz. Diğer sistemik etkili herbisitlerde uygulamadan sonra 1 saatlik süre içinde yağmur yağar ise ilaçlarda etkisizlik görülür. Toprağa atılıp 5-7cm derinliğe karıştırılması gereken ilaçlarda uygulamadan hemen sonra toprağa karıştırılmalıdır. Tarla keseksiz olmalı ve toprakta yeterli nem bulunmalıdır. Herbisitler, ilaçlama alanı çevresinde ilaca hassas bitkilerde önemli zararlara yol açabilir. İlaçlı su veya ilaç buharlarının bu bitkilere ulaşmasını önlemek için rüzgar hızına bağlı olarak aşağıdaki güven sınırlarına uyulmalıdır (Çizelge 4.4.). Çizelge 4.4. Herbisit İlaçlamalarında Rüzgar Hızına Bağlı Güven Sınırları Rüzgar Güven Sınırı (metre) Hızı Rüzgar esişi yönündeki Rüzgar esişi yönünün ters yönündeki (km/saat) ilaçlamalarda ilaçlamalarda m 800m m 200m m 75m Kaynak: Anonim, Yabancı Ot Mücadelesinde İlaçların Uygulama Zamanı ve Şekilleri Yabani ot mücadelesinde herbisitlerin uygulama zamanları ve şekilleri üç ana bölüme ayrılmaktadır (Anonim,1995). 31

TÜRKİYE DE PESTİSİT KULLANIMI, KALINTI VE ORGANİZMALARDA DUYARLILIK AZALIŞI SORUNLARI

TÜRKİYE DE PESTİSİT KULLANIMI, KALINTI VE ORGANİZMALARDA DUYARLILIK AZALIŞI SORUNLARI TÜRKİYE DE PESTİSİT KULLANIMI, KALINTI VE ORGANİZMALARDA DUYARLILIK AZALIŞI SORUNLARI Nafiz DELEN 1 Enver DURMUŞOĞLU 1 Ali GÜNCAN 1 Nurdan GÜNGÖR 1 Cafer TURGUT 2 Alev BURÇAK 3 ÖZET Türkiye de tarım ilacı

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM İLAÇLARI ÜRETİM VE KULLANIMI

TÜRKİYE DE TARIM İLAÇLARI ÜRETİM VE KULLANIMI TÜRKİYE DE TARIM İLAÇLARI ÜRETİM VE KULLANIMI Hüseyin BAŞPINAR 1 Enver DURMUŞOĞLU 2 E. Mennan YILDIRIM 3 ÖZET Bu çalışmada, Türkiye de tarım ilaçlarının üretimi ve kullanımına ilişkin bazı değerlendirmelerin

Detaylı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Doç. Dr. Seral YÜCEL Dr. Hale GÜNAÇTI Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu Dünyanın en önemli sorunlarından biri hızla artan nüfusudur. Dünya nüfusunun gittikçe

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.

Detaylı

Türkiye Tarımında Kimyasal Savaşımın Durumu ve Entegre Savaşım Olanakları

Türkiye Tarımında Kimyasal Savaşımın Durumu ve Entegre Savaşım Olanakları Türkiye Tarımında Kimyasal Savaşımın Durumu ve Entegre Savaşım Olanakları Prof. Dr. Nafiz DELEN 1 Doç. Dr. Pervin KINAY 1 Prof. Dr. Figen YILDIZ 1 Prof. Dr. Mehmet YILDIZ 1 Yrd. Doç. Dr. H. Handan ALTINOK

Detaylı

PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ. ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ

PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ. ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ einak@ankara.edu.tr GENEL ZARARLILAR TEMEL KAVRAMLAR Pestisit(Pesticide): Pest cide (Zararlı

Detaylı

PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ. Dr. İlhan KURAL

PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ. Dr. İlhan KURAL PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ Dr. İlhan KURAL SUNUŞ DAYANIKLILIĞIN Tarihçesi Tanımı Kaynağı Dayanıklılığı etkileyen faktörler Dayanıklılığın mekanizması Dayanıklılığın

Detaylı

Günümüz dünyasının en önemli sorunlarından biri de hızla artan dünya nüfusudur. Tarıma elverişli alanlar giderek azalmaktadır.

Günümüz dünyasının en önemli sorunlarından biri de hızla artan dünya nüfusudur. Tarıma elverişli alanlar giderek azalmaktadır. Prof. Dr. İ. Halil ELEKCİOĞLU Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Doç. Dr. Naime Zülal ELEKCİOĞLU Karaisalı Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Günümüz dünyasının en önemli sorunlarından

Detaylı

PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ

PESTİSİTLERE KARŞI DAYANIKLILIK GELİŞİMİ VE DAYANIKLILIĞIN YÖNETİMİ SUNUŞ PESTİSİTLERE KARŞI GELİŞİMİ VE Dr. İlhan KURAL Nisan 2002 1 DAYANIKLILIĞIN Tarihçesi Tanımı Kaynağı Dayanıklılığı etkileyen faktörler Dayanıklılığın mekanizması Dayanıklılığın yönetimi Yasal dayanaklar,

Detaylı

a) Oksin b) Etilen c) Gibberellinler d) Maleic Hydrazide 3) Yedi noktalı gelin böceği aşağıdaki zararlı böceklerden hangisi ile beslenmektedir?

a) Oksin b) Etilen c) Gibberellinler d) Maleic Hydrazide 3) Yedi noktalı gelin böceği aşağıdaki zararlı böceklerden hangisi ile beslenmektedir? 1) Aşağıdaki hastalıklardan hangisi bağlardaki ana hastalıktır? a) Kav b) Kurşuni küf c) Ölü kol d)külleme 2) Aşağıdakilerden hangisi bitkisel hormon değildir? a) Oksin b) Etilen c) Gibberellinler d) Maleic

Detaylı

PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ (2. BÖLÜM)

PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ (2. BÖLÜM) TARIM İLAÇLARI Dünyada üretilen tarımsal üretimin bugün için mevcut bitki koruma faaliyetlerinin sürdürülmesine karsın %36 sı bitki hastalıkları, zararlı böcekler, nematotlar ve yabancı otlar nedeniyle

Detaylı

Kimyasal savaş nedir?

Kimyasal savaş nedir? KİMYASAL SAVAŞ Kimyasal savaş nedir? Tarımsal savaş; zararlı popülasyonlarını ekonomik zarar eşiği altında tutmak amacıyla kimyasal bileşiklerin kullanıldığı tarımsal savaş yönetimidir. Tarihçesi M.Ö 12.

Detaylı

TÜRKİYE DE PESTİSİT KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNİN SON DURUMU

TÜRKİYE DE PESTİSİT KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNİN SON DURUMU TÜRKİYE DE PESTİSİT KONUSUNDA YAPILAN ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNİN SON DURUMU Dr. Suat KAYMAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Sunu Planı Dünya

Detaylı

İLAÇ, ALET VE TOKSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Dr. A. Alev BURÇAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı

İLAÇ, ALET VE TOKSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Dr. A. Alev BURÇAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı İLAÇ, ALET VE TOKSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU Dr. A. Alev BURÇAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı Sunu Planı Dünya da Tarım İlacı Kullanımı Türkiye de Tarım İlacı Kullanımı İlaç Alet

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

Yrd. Doç.Dr. Füsun EKMEKYAPAR

Yrd. Doç.Dr. Füsun EKMEKYAPAR Yrd. Doç.Dr. Füsun EKMEKYAPAR 1 TÜRKMENLİ GÖLETİ HAVZASINDA KULLANILAN TARIM İLAÇLARI İÇİN ÇEVRESEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ 2 1. GİRİŞ Tarımda ilaçlama, birim alandan daha fazla ürün elde etmek üzere kullanılan

Detaylı

Pestisitlerin Uygulamaya Hazırlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar

Pestisitlerin Uygulamaya Hazırlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar Pestisitlerin Uygulamaya Hazırlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar Hüseyin Duran Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Samsun 2009 Tarımsal mücadele yöntemleri içinde en çok Kimyasal Mücadele Yöntemi tercih

Detaylı

Yabancı Ot Standart İlaç Deneme Metotları

Yabancı Ot Standart İlaç Deneme Metotları I İÇİNDEKİLER Sayfa No: ANASON TARLALARINDA YABANCI OTLARA KARŞI STANDART İLAÇ DENEME METODU... 1 AYÇİÇEĞİ TARLALARINDA YABANCI OTLARA KARŞI STANDART İLAÇ DENEME METODU... 6 BAĞDA YABANCI OT VE KÜSKÜTE

Detaylı

ADANA İLİ'NDE BAZI TARIM ÜRÜNLERİNDE KULLANILAN PESTİSİTLERİN ARAŞTIRILMASI

ADANA İLİ'NDE BAZI TARIM ÜRÜNLERİNDE KULLANILAN PESTİSİTLERİN ARAŞTIRILMASI ADANA İLİ'NDE BAZI TARIM ÜRÜNLERİNDE KULLANILAN PESTİSİTLERİN ARAŞTIRILMASI Doç. Dr. Oya ZEREN Gökhan EREM Mersin Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, MERSİN ÖZET Adana İli,

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıda; Yetiştirilmesinde ve işlenmesinde tohumdan son

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli ve rekabet

Detaylı

Gübre Kullanımının Etkisi

Gübre Kullanımının Etkisi 1 Gübre Kullanımının Etkisi Tarımsal üretimi artırmanın en kolay yollarından biri gübre Dünyada gübre kullanımı sürekli artıyor. En çok tüketilen azotlu ve fosforlu gübreler Kirlilik açısından ahır gübresi

Detaylı

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ 0 MEYVE SULARI Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları Ürün Adı GTİP No Portakal Suyu (Dondurulmuş) 200911 Diğer Portakal Suları 200912, 200919 Greyfurt Suyu 200921, 200929 Diğer Turunçgil

Detaylı

MEYVE SULARI DÜNYA TİCARETİ. Dünya İhracatı. Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları

MEYVE SULARI DÜNYA TİCARETİ. Dünya İhracatı. Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları 0 MEYVE SULARI Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları Ürün Adı GTP Portakal Suyu (Dondurulmuş) 2009.11 Diğer Portakal Suları 2009.12, 2009.19 Greyfurt Suyu 2009.21, 2009.29 Diğer

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, TOHUMCULUK ÜRETİM Bilindiği üzere, tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli

Detaylı

Yabancı Ot Standart İlaç Deneme Metotları

Yabancı Ot Standart İlaç Deneme Metotları I II İÇİNDEKİLER Sayfa No: ANASON TARLALARINDA YABANCI OTLARA KARŞI STANDART İLAÇ DENEME METODU... 1 ASPİR TARLALARINDA YABANCI OTLARA KARŞI STANDART İLAÇ DENEME METODU... 5 AYÇİÇEĞİ TARLALARINDA YABANCI

Detaylı

Çizelge 1. 1997 yılında patlıcan ve 1999 yılında domates serasına ait bilgiler.

Çizelge 1. 1997 yılında patlıcan ve 1999 yılında domates serasına ait bilgiler. ÖRTÜALTI SEBZE YETĐŞTĐRĐCĐLĐĞĐNDE ENTEGRE MÜCADELE PROGRAMINDA ĐLAÇLAMA HACMĐNĐN DÜŞÜRÜLMESĐ AMACIYLA AKSU U.L.V. CĐHAZLARI ÜZERĐNDE YAPILAN ARAŞTIRMALAR Seralarda ilaçlama hacminin düşürülmesiyle ilgili

Detaylı

Salamura Asma Yaprağı Üretimi ve Pazarlanmasında Gıda Güvenliğinin Sağlanması

Salamura Asma Yaprağı Üretimi ve Pazarlanmasında Gıda Güvenliğinin Sağlanması Salamura Asma Yaprağı Üretimi ve Pazarlanmasında Gıda Güvenliğinin Sağlanması Dr. Mehmet GÜLCÜ Gıda Yük. Müh. Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü GİRİŞ Asma insanoğluna hem meyve olarak hem

Detaylı

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ Dr. Aydan Alev BURÇAK Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLİCECEK HUSUSLAR

BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLİCECEK HUSUSLAR 2015 BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLİCECEK HUSUSLAR Bitki Koruma Ürünleri 1 Bitki Koruma Ürünü Nedir? İlaç Seçimi ve Hazırlanması BKÜ Kullanırken Uyulması Gereken Kurallar BKÜ Kullanımı

Detaylı

Kimyasal savaş nedir?

Kimyasal savaş nedir? KİMYASAL SAVAŞIM Kimyasal savaş nedir? Tarımsal savaş; zararlı popülasyonlarını ekonomik zarar eşiği altında tutmak amacıyla kimyasal bileşiklerin kullanıldığı tarımsal savaş yönetimidir. Tarihçesi M.Ö

Detaylı

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32 İÇİNDEKİLER TOPRAK VE GÜBRELEME GİRİŞ... 1 1. BAHÇE TOPRAĞI NASIL OLMALIDIR... 2 1.1. Toprak Reaksiyonu... 2 1.2. Toprak Tuzluluğu... 3 1.3. Kireç... 4 1.4. Organik Madde... 4 1.5. Bünye... 5 1.6. Bitki

Detaylı

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ 2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ SUNUM İÇERİĞİ Türkiye de Tarım Tarımsal girdi politikaları Tarımsal kredi politikaları Tarımsal sulama politikaları Tarımda 2023 Vizyonu 2 TÜRKİYE

Detaylı

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖR RAPORU

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖR RAPORU YAŞ MEYVE VE SEBZE SEKTÖR RAPORU DÜNYADA YAŞ MEYVE VE SEBZE ÜRETİMİ FAO nun verilerine göre; 2012 yılında dünyada 57,2 milyon hektar alanda, 1,1 milyar ton yaş sebze üretimi yapılmıştır. Domates yaklaşık

Detaylı

ÜLKEMĐZDE RUHSATLANDIRILMIŞ OLAN PESTĐSĐTLERĐN KABUL EDĐLEBĐLĐR EN YÜKSEK KALINTI LĐMĐTLERĐ BÖLÜM 1

ÜLKEMĐZDE RUHSATLANDIRILMIŞ OLAN PESTĐSĐTLERĐN KABUL EDĐLEBĐLĐR EN YÜKSEK KALINTI LĐMĐTLERĐ BÖLÜM 1 EK-2 ÜLKEMĐZDE RUHSATLANDIRILMIŞ OLAN PESTĐSĐTLERĐN KABUL EDĐLEBĐLĐR EN YÜKSEK KALINTI LĐMĐTLERĐ BÖLÜM 1 Değerlendirmeleri Tamamlanmış Olan Pestisitlerin Ürün ve/veya Ürün Gruplarındaki Maksimum Kalıntı

Detaylı

Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu

Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu Prof. Dr. Celal TUNCER, Doç. Dr. İsmail ERPER 25.11.2016/SAKARYA ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRİSİ Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu Sakarya Ticaret Borsası Sakarya İli Fındık

Detaylı

Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı (2010) - SINAV SORULARI

Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı (2010) - SINAV SORULARI Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı (2010) - SINAV SORULARI S1 - Aşağıdakilerden hangisi bitki koruma ürünleri perakende satışının yapılacağı yerlerde aranmaz? A) Yabancı ot ilaçları mutlaka

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM ÇELTİK DOSYASI Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür.

Detaylı

Ufuk TÜRKER* * A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü, Ankara uturker@agri.ankara.edu.tr

Ufuk TÜRKER* * A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü, Ankara uturker@agri.ankara.edu.tr HASSAS TARIM TEKNOLOJİLERİ VE UYGULAMALARI Ufuk TÜRKER* * A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü, Ankara uturker@agri.ankara.edu.tr HASSAS TARIM NEDİR? Tarımda hedeflere ulaşmak 3 anahtar unsur gereklidir.

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2010 Yılı Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 25/03/2011 tarihinde açıklanan, 2010 yılı Bitkisel

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2013 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 27/12/2013 tarihinde 2013 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bitkisel üretim bir önceki yıla göre

Detaylı

Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür:

Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür: Gıdaya erişim her geçen gün gittikçe zorlaşmaktadır. Dünya nüfusu önümüzdeki 33 yılda, 2 milyar daha artarak 2050 de 9,6 milyara yükselecektir. Bu nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 oranında

Detaylı

Tarım alanlarında, herbisitlere karşı yabancı otların oluşturduğu dayanıklılığın seyri Şekil 1 de gösterildiği gibi gelişmektedir.

Tarım alanlarında, herbisitlere karşı yabancı otların oluşturduğu dayanıklılığın seyri Şekil 1 de gösterildiği gibi gelişmektedir. HERBİSİTLERE DAYANIKLILIK* Dayanıklılık, genel anlamda canlıların, kimyasal maddelerin fitotoksik etkilerine, karşı koyabilme kabiliyetidir. Yabancı otlarda herbisitlere dayanıklılık ise, bir bitkinin

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı (1. Tahmin Sonuçlarına göre) Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 26/08/2011 tarihinde

Detaylı

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum Sülfat Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum sülfat gübresi (MgSO4 7H 2 O) bitkilerdeki magnezyum eksikliğiniz gidermeye uygun, suda tamamen eriyebilen saf ve kristal bir gübredir. Bünyesinde % 15

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI NASIL YAPILIR?

İYİ TARIM UYGULAMALARI NASIL YAPILIR? İYİ TARIM UYGULAMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK: Yönetmelik metni uzun olduğundan adresinden ulaşılabilir. güncel yönetmelik hükümlerine Bakanlığımızın aşağıda veb Resmi Gazete Tarihi: 07.12.2010 Resmi Gazete

Detaylı

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı... 1 İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi... 3 1. Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü... 4 2. Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü... 4 2.1. Bağ Alanı... 4 2.2. Üzüm Üretimi... 5 2.3. Üzüm Üretimi Verimi...

Detaylı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA LİF BİTKİLERİ PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA Ön bitki pamuk ise toprak işlemesine çubuk kesme ile başlanır. Sap kesiminden sonra toprak pullukla 20-30 cm derinden sürülür. Kışa doğru tarlanın otlanması

Detaylı

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir. TKİ HÜMAS ın Kullanım Zamanı, Şekli ve Miktarı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) HÜMAS; tarla bitkileri, sebzeler, sera bitkileri, süs bitkileri, çim, fide, bağ ve meyve ağaçları olmak üzere bu kılavuzda

Detaylı

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta ÖNEMLİ ZARARLILARI Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) Ergin 20 mm yumurta Larva 35-40 mm ÖNEMLİ ZARARLILARI ÇİÇEK TRİPSİ (Frankliniella tritici) Küçük sigara şeklinde 1,3 mm uzunluğunda, genelde sarı renkli

Detaylı

Suyun Zirai Mücadeledeki Önemi

Suyun Zirai Mücadeledeki Önemi Suyun Zirai Mücadeledeki Önemi Zirai mücadelede hazırladığımız karışımların neredeyse %99 unu oluşturan suyun önemi büyüktür. Kullanılan suyun kalitesinin yüksek olması yapılacak ilacın başarısını ve etkinlik

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-F Miray DAĞCI Ömür Mehmet KANDEMİR DANIŞMAN ÖĞRETMEN NİLÜFER DEMİR İZMİR - 2013 İÇİNDEKİLER 1. Projenin Amacı ve Hedefi.. 2 2. Afit

Detaylı

Yardımcı Hava Akımlı Tarla Ve Bahçe Pülverizatörlerinde Kullanılan Fanlar

Yardımcı Hava Akımlı Tarla Ve Bahçe Pülverizatörlerinde Kullanılan Fanlar Yardımcı Hava Akımlı Tarla Ve Bahçe Pülverizatörlerinde Kullanılan Fanlar Fanlar hareketlerini traktör kuyruk milinden yada pülverizatör üzerindeki ayrı bir motordan alırlar. Çoğunlukla hafif alaşımlı

Detaylı

BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola

BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola BAĞ MİLDİYÖSÜ İbrahim DEMRAN Köksal AKSU Didem SAYMAN MANİSA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ BİTKİ KORUMA ŞB. MD. Manisa ilinde 1980 yılından buyana uygulanan Bağ Tahmin ve Erken Uyarı Projesi kapsamındadır. Salgınlar

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK

ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Resmi Gazete Tarihi: 19/03/1993 Resmi Gazete Sayısı: 21529 BİRİNCİ KISIM : Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler VI. ULUSAL MOLEKÜLER BİYOLOJ VE BİYOTEKOLOJİ KONGRESİ Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Kaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji

Detaylı

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİTKİSEL ÜRETİM VE UYGULAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AKADEMİ MERKEZİ FAALİYETLERİ ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE HAZIRLAYAN:Kübra

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2014 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2014 tarihinde 2014 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer

Detaylı

Uzm. Sedat EREN AĞUSTOS-2015 Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/DİYARBAKIR

Uzm. Sedat EREN AĞUSTOS-2015 Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/DİYARBAKIR PAMUKTAKİ ZARARLILARI ÖRNEKLEME ZAMANI, ÖRNEKLEME YÖNTEMİ, EZE ve MÜCADELE ZAMANLARI Uzm. Sedat EREN AĞUSTOS-2015 Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü/DİYARBAKIR KONU BAŞLIKLARI Tanımlar Başarılı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2015 tarihinde 2015 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2015 yılında bir önceki yıla göre üretim miktarları; Tahıllar ve diğer

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMUNUN BİYOSİDAL ÜRÜN UYGULAYICILARINDAN BEKLENTİLERİ. Kimyager: Sevda YÜKSEL

TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMUNUN BİYOSİDAL ÜRÜN UYGULAYICILARINDAN BEKLENTİLERİ. Kimyager: Sevda YÜKSEL TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMUNUN BİYOSİDAL ÜRÜN UYGULAYICILARINDAN BEKLENTİLERİ Kimyager: Sevda YÜKSEL 1, Biyosidal Ürünlerin uygulanması 27.01.2005 tarihli ve 25709 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Biyosidal

Detaylı

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU.

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU. Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU. IAUD.m.13091352.2015.7/25.13-17 Nurten BOZDEMİR 1 Murat ÇİMEN 1* Seyhan AKÇAN 1 Özet

Detaylı

ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI ÜRETİM MALİYETLERİ ÜZERİNE UZMAN ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI ÜRETİM MALİYETLERİ ÜZERİNE UZMAN ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI ÜRETİM MALİYETLERİ ÜZERİNE UZMAN ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI Zir. Yük. Müh. Mine YALÇIN Tarım Ekonomisi Bölümü Zeytincilik Araştırma İstasyonu Bornova 26 Kasım 2014 Tablo 1. Dünya Tane Zeytin

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO BAKLİYAT DOSYASI Dünya üzerinde tarımı çok eski yıllardan beri yapılmakta olan yemeklik dane baklagillerin diğer bir deyişle bakliyat ürünlerinin insan beslenmesinde bitkisel kaynaklı protein gereksiniminin

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER İsmail Güvenç* I. Kahramanmaraş'ta Sebze Tarımı 1Giriş Ülkemiz nüfusu, son sayıma göre 67 milyon

Detaylı

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta çok azda olsa özellikle İç Anadolu Bölgesinde artış olacağı tahmin edilmektedir.

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 1. TAHMİN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 22/05/2014 tarihinde 2014 yılı 1. Tahmin Bitkisel Üretim haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre

Detaylı

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8 Ayvalık(Edremit Zeytini) Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer alır. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde

Detaylı

Sağlıklı Tarım Politikası

Sağlıklı Tarım Politikası TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)

Detaylı

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO BUĞDAY PİYASALARI ve TMO 01.04.2016 1 DÜNYA BUĞDAY DENGE TABLOSU Dünya buğday üretimi üç yıl üst üste rekor seviyelerde gerçekleşti, stoklar yükseliyor (Milyon Ton) 800 700 600 500 400 300 200 100 0 699

Detaylı

Meme Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar-Konik ve yelpaze hüzmeli memelerin bazı karakteristik özelliklerinin karşılaştırılması

Meme Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar-Konik ve yelpaze hüzmeli memelerin bazı karakteristik özelliklerinin karşılaştırılması Meme Seçiminde Dikkat Edilecek Hususlar-Konik ve yelpaze hüzmeli memelerin bazı karakteristik özelliklerinin karşılaştırılması Meme seçimine esas olacak bazı karakteristik özellikler Çizelge 4.17 de karşılaştırmalı

Detaylı

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini elemeye yönelik bazı bitki

Detaylı

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ Bekir ENGÜRÜLÜ Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Haziran 2016 SUNUM PLANI DÜNYADA TARIMIN GÖRÜNÜMÜ TÜRKİYE TARIMINA BAKIŞ

Detaylı

Sınıflandırma: kullanıldıkları güç kaynağına göre; atılan ilacın durumuna göre sıvı ilaç damlacıklarının büyüklüğüne

Sınıflandırma: kullanıldıkları güç kaynağına göre; atılan ilacın durumuna göre sıvı ilaç damlacıklarının büyüklüğüne 1 Kültür bitkilerini zararlı ve hastalıklardan koruma amacıyla, kullanılan ve ilaç adı verilen kimyasal maddeyi bitki aksamı (yaprak, dal, meyve) üzerine atan makinalardır. Sınıflandırma: İlaçlama makinaları,

Detaylı

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. İzmir İlinin Son 5 Yıllık Dönemde Tarımsal Yapısı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ İzmir, sahip olduğu tarım potansiyeli ve üretimi ile ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Halen Türkiye de üretilen; enginarın

Detaylı

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton) NARENCİYE DOSYASI Kökeni Güneydoğu Asya olan turunçgillerin, çağdaş anlamda üretimi 19. yüzyılda ABD`de başlamış ve hızla yayılmıştır. Turunçgil yetiştiriciliği dünyada 40 derece kuzey enlemi ile 40 derece

Detaylı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine

Detaylı

Gıda Fiyatları Endeksi Ocak AB, Eurostat endeksi, 2005=100. Aylık ortalama GIDA % 0.5% Aylık ortalama GIDA % 0.

Gıda Fiyatları Endeksi Ocak AB, Eurostat endeksi, 2005=100. Aylık ortalama GIDA % 0.5% Aylık ortalama GIDA % 0. TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 68 - Ocak 2018 İstanbul Ticaret Borsası, Araştırma Proje ve İş Geliştirme Şubesi tarafından yapılan gayriresmi tercümedir Yayım Tarihi: 27.03.2018 Tarımsal Emtia Fiyatları Ocak

Detaylı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı Mart 08, 2012-7:46:36 Bakan Eker, tarımın zannedildiği gibi sadece üreticilerle değil, gıdadan dolayı toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu,

Detaylı

TMO ALIM POLİTİKALARI ve KALİTE. 12 MART 2011 Antalya

TMO ALIM POLİTİKALARI ve KALİTE. 12 MART 2011 Antalya TMO ALIM POLİTİKALARI ve KALİTE 12 MART 2011 Antalya 1 Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) 1938 den beri faaliyette bulunan, Buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, mısır, çeltik, haşhaş kapsülü,

Detaylı

MÜCADELESİ: Ağaçlar arasında hava akımının iyi olması yani fazla sık dikilmemeleri ve gölgede bulunan ağaçların ışık alımının sağlanması

MÜCADELESİ: Ağaçlar arasında hava akımının iyi olması yani fazla sık dikilmemeleri ve gölgede bulunan ağaçların ışık alımının sağlanması MÜCADELESİ: Ağaçlar arasında hava akımının iyi olması yani fazla sık dikilmemeleri ve gölgede bulunan ağaçların ışık alımının sağlanması gerekmektedir. Hastalıktan kurumuş veya kurumak üzere olan ağaçlar

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELEDE KULLANILAN İLAÇLAR (ETKEN MADDELERİ)

ZİRAİ MÜCADELEDE KULLANILAN İLAÇLAR (ETKEN MADDELERİ) ZİRAİ MÜCADELEDE KULLANILAN İLAÇLAR (ETKEN MADDELERİ) Bu yazımızda sizler için zirai mücadele kullanılan etken maddelerinin hangi hastalıklara karşı (Fungal - Bakteriyel) kullanıldığından bahsedeceğiz.

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım Organik tarım, dünyada yaklaşık 130 ülkede yapılmakta ve organik tarım üretim alanı giderek artmaktadır. 2011 yılı verilerine göre dünyada 37 milyon hektar alanda organik

Detaylı

DEPOLAMA UYGULAMALARI. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

DEPOLAMA UYGULAMALARI. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006 DEPOLAMA UYGULAMALARI Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006 1 Gıda Maddelerinin Depolanması Gıda maddeleri canlı kaynaklı maddelerdir. Bu nedenle özel olarak saklanması gerekir. Aksi durumda büyük miktarlarda

Detaylı

TARIMSAL VERİLER Mart 2015

TARIMSAL VERİLER Mart 2015 T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü TARIMSAL VERİLER Mart 2015 İÇİNDEKİLER Gayrisafi Yurtiçi

Detaylı