ANDRÉ GIDE ISABELLE ROMAN NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ. Çeviri: AYSEL BORA 2. BASKI
|
|
- İbrahi̇m Benli
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 ANDRÉ GIDE ISABELLE 1947 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ROMAN < > Çeviri: AYSEL BORA 2. BASKI
2 2
3 ANDRÉ GIDE ISABELLE 3
4 Isabelle, André Gide 1911, Éditions Gallimard, Paris 2011, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: basım: Nisan 2014, İstanbul Bu kitabın 2. baskısı adet yapılmıştır. Yayına hazırlayan: Ayça Sezen Ka pak ta sarımı: Ayşe Çelem Design Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: İç baskı ve cilt: Özal Matbaası Davutpaşa Cad. Emintaş Kâzım Dinçol San. Sit. No: 81/39, Topkapı, İstanbul Sertifika No: ISBN CAN SANAT YAYINLARI YA PIM VE DA ĞI TIM TİCA RET VE SA NAYİ LTD. ŞTİ. Hay ri ye Cad de si No: 2, Ga la ta sa ray, İstan bul Te le fon: (0212) / / Faks: (0212) w w w. c a n y a y i n l a r i. c o m y a y i n e v c a n y a y i n l a r i. c o m Sertifika No:
5 ANDRÉ GIDE ISABELLE ROMAN 1947 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ Fransızca aslından çeviren Aysel Bora < > 5
6 André Gide in Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Kalpazanlar, 1989 Vatikan ın Zindanları, 1989 Dünya Nimetleri ve Yeni Nimetler, 1989 Ayrı Yol, 2009 Chopin Üzerine Notlar, 2010 Tohum Ölmezse, 2010 Kadınlar Okulu, 2011 Theseus,
7 ANDRÉ GIDE, 1869 da Paris te doğdu. Yazı hayatına 1891 de yayımladığı Les Cahiers d André Walter ve Le Traité de Narcisse ile başladı. Bunları 1894 te Batak, Dünya Nimetleri, 1902 de Ayrı Yol izledi. André Gide, Birinci Dünya Savaşı ndan sonra tanındı. Gide in yazarlıktaki ustalığı, üslubundaki açıklık ve duruluk, bir yandan kitaplarında ortaya koyduğu kaygılarıyla, öte yandan düşünceleri nin karmaşıklığıyla tam bir çelişki içindeydi da yazdığı Pastoral Senfoni son derece duygulu ve insancıl bir romandı. Gide in en iyi eseri sayılan Kalpazanlar 1925 te yayımlandı. Bu tarihten sonra en ağır konuları işlemekten çekinmedi, her türlü önyargıdan uzaklaşıp yerleşik inanç ve düşüncelere körü körüne bağlanmaktan kaçındı de Nobel Edebiyat Ödülü nü aldı de öldü. AYSEL BORA, İstanbul da doğdu. İstanbul Üniversitesi Ede bi yat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü nü bitirdikten sonra Meydan Larousse un çevirmen kadrosunda görev aldı. Bugüne değin, aralarında Jean-Paul Sartre, Georges Simenon, Amin Maa louf, Nathalie Sarraute, David Boratav, Mathias Enard, Milan Kundera, Yasmine Ghata, Gamal Gitani, Doris Dorrie, Christian Jacq gibi pek çok yazarın yapıt ı n ı d i l i m i z ek a z a n d ı r d ı. 7
8 8
9 9 André Ruyters e
10 10
11 1890 larda bir ağustos ayında, evinde bir araya geldiğimiz Gérard Lacase, Francis Jammes 1 ile beni yakında yıkıntılarından başka bir şey kalmayacak olan Quartfourche Şatosu yla, harika bir yazın serüvenlere açıldığı terk edilmiş geniş parkını ziyarete götürdü. Girişi koruyacak hiçbir şey kalmamıştı: Hendek yarısına kadar dolmuş, çitler yıkılmıştı; kilidi kopan parmaklıklı kapı daha ilk omuzda kendini bıraktı. Yollar hepten silinmişti: Her yeri saran çimlerin üzerinde, alabildiğine bollaşmış yabani otlarda birkaç inek özgürce otluyordu; birkaç inek de kesilip seyreltilmiş ağaç kümelerinin gölgesinde serinlemekteydi; bazı köşelerde daha adi türler tarafından neredeyse boğulmuş, eski bahçenin çilekeş kalıntısı birkaç çiçek ya da tuhaf birkaç yaprak, yabani yeşilliklerin istilası altında zorlukla fark ediliyordu. Parkın, mevsimin, zamanın güzelliği karşısında göğsümüz sıkışmış bir halde sessizce Gérard ı takip ediyorduk; çünkü bu aşırı taşkınlığın içinde saklı olabilecek terk edilmişlik ve kedere dair her şeyi biz de hissediyorduk. Şatonun önündeki, alt basamaklarını otlar bürümüş, üst basamakları birbirinden ayrılmış sekiye geldik; ama salo- 1. Fransız şair. (Ç.N.) 11
12 nun camlı kapılarındaki dayanıklı kepenkler bizi durdurdu. Tıpkı hırsızlar gibi mahzen penceresinden aşağı kayarak içeri girdik; bir merdiven mutfağa çıkıyordu, içerideki kapıların hiçbiri kapalı değildi... Odadan odaya dikkatle ilerliyorduk, çünkü zemin yer yer göçmüştü ve çökecek gibi duruyordu; orada bizi duyacak birisinin olabileceğinden değil ama, bu boş evin derin sessizliğinde kendi gürültümüzün hoyratça yankılanıp bizi adeta korkutması yüzünden adımlarımızı sessizce atıyorduk. Zemin katının pencerelerinde pek çok cam eksikti; kepenk tahtalarının arasından, yemek salonun loşluğunda, upuzun ve cansız beyaz saplarıyla bir acemborusu boy atmıştı. Gérard bizden ayrılmıştı; sahiplerini tanıdığı bu yerleri tek başına görmeyi tercih ettiğini düşündük ve evi dolaşmaya onsuz devam ettik. Çıplak odaların hüznü arasından bizden önce birinci kata çıkmış olmalıydı: Odalardan birinin duvarında, rengi solmuş bir kurdeleyle kanca gibi bir şeye tutturulmuş bir şimşir dalı asılıydı; bana sanki bağının ucunda hafifçe sallanıyormuş gibi geldi ve kendimi, Gérard ın oradan geçerken şimşirden ince bir dal kopardığına inandırdım. Onu ikinci katta, bir koridorun camları kırılmış penceresinin yanında bulduk, dışarıda aşağı sarkan bir ip pencereden içeri alınmıştı; bu bir çanın ipiydi, tam ipi hafifçe çekiyordum ki Gérard ın kolumu tuttuğunu hissettim; bu hareketi elimi durduracağına daha da hızlandırdı; birden kulağımızın dibinde öylesine sert, öylesine boğuk bir çan sesi yankılandı ki, kasvetle ürperdik; sonra sessizlik geri gelmiş gibiyken aralıklı olarak, şimdiden uzaklaşan iki nota daha yükseldi. Gérard a döndüm, dudaklarının titrediğini gördüm. Gidelim buradan, dedi. Başka bir hava solumaya ihtiyacım var. Dışarı çıkar çıkmaz bize eşlik edemeyeceği için özür 12
13 diledi; civarda tanıdığı biri varmış, onu yoklamak istiyormuş. Jammes ve ben, sesinin tonundan onunla gitmenin saygısızlık olacağını anlayarak La R.ye tek başımıza döndük; akşam, Gérard da bize katıldı. Aziz dostum, dedi Jammes ona hemen, şunu bilin ki, siz, kalbinizde hâlâ yeri olan şu hikâyeyi ortaya dökmedikçe size en küçük bir hikâye bile anlatmamaya kararlıyım. Oysa Jammes in hikâyeleri uzun gecelerimizin en zevkli saatleriydi. Sahnesi o gördüğünüz ev olan romanı size seve seve anlatırdım, diye başladı söze Gérard, ama onu ancak kısmen keşfetmiş ya da yeniden kurgulamış olmam bir yana, hikâyeme çeki düzen vermek isterken onu o sıralar merak duygularımın her olayı büründürdüğü gizemli çekicilikten soyutlamaktan korkarım... İstediğiniz gibi eğip bükün hikâyenizi, diye devam etti Jammes. Neden olayları tarih sırasına göre yeniden kurgulamalı ki, dedim, neden bize onları keşfettiğiniz gibi sunmuyorsunuz? O zaman, izninizle, kendimden çok bahsetmeme izin vereceksiniz, dedi Gérard. Hepimizin yaptığı da farklı bir şey değil zaten! diye karşılık verdi Jammes. İşte Gérard ın anlattığı hikâye. 13
14 I O günlerde beni hayata atılmaya iten sabırsızlığı bu gün anlamakta neredeyse zorlanıyorum. Yirmi beş yaşındaydım ve ne biliyorsam neredeyse hepsini kitaplardan öğrenmiştim; herhalde bu yüzden kendimi romancı sanıyordum; çünkü olayların bize daha ilginç görünebilecek yanlarının gözümüzden nasıl bir hınzırlıkla kaçtığını ve zorlamasını bilmeyene tutunacak ne kadar az şey sunduğunu henüz bilmiyordum. O sıralarda doktoram için Bossuet nin 1 vaazlarının kronolojisi üzerine bir tez hazırlıyordum; aslında kürsü hi tabeti o kadar da ilgimi çekmiyordu: Bu konuyu, önemli eseri Vie de Bossuet (Bossuet nin Hayatı) tam da o günlerde yayımlanan yaşlı hocam Albert Desnos a olan saygımdan dolayı seçmiştim. Mösyö Desnos, araştırma projemin konusunu öğrenir öğrenmez, kaynaklara ulaşmamda yardımcı olmayı teklif etti. Yazıtlar ve edebiyat akademisinin muhabir üyesi olan kadim dostu Benjamin Floche un elinde işime yarayacağından emin olduğu çeşitli belgeler varmış; en önemlisi de, bizzat Bos suet nin elinden çıkma notlarla kaplı bir İncil. Mösyö Floche, 1. Jacques-Bénigne Bossuet ( ). Papalık otoritesine karşı Fransız kilisesinin haklarını etkili bir dille savunan piskopos ve yazar. (Ç.N.) 14
15 Quartfourche a çekileli aşağı yukarı on beş yıl olmuştu, halk arasında Pont-L Évêque olarak bilinen bu yerden hiç ayrılmıyordu; beni orada kabul etmekten, elindeki belgeleri, kütüphanesini ve Mösyö Desnos un umman gibi dediği bilgisini hizmetime sunmaktan memnun olacaktı. Mösyö Desnos ile Mösyö Floche arasında mektuplar gitti geldi. Belgelerin sayısının, hocamın beni umutlandırdığının çok üstünde olduğu anlaşıldı; çok geçmeden bu iş artık basit bir ziyaret olmaktan çıktı: Mösyö Desnos un tavsiyesi üzerine Mösyö Floche büyük bir nezaketle bana Quartfourche Şatosu nda bir süre kalmayı teklif etti. Çocukları olmamasına rağmen, Mösyö ve Madam Floche şatoda yalnız değillerdi: Mösyö Desnos un öylesine söylediği birkaç sözü kapan hayal gücüm, orada, on yedinci yüzyılın tozlu sayfalarından çok daha fazla ilgimi çekmeye başlayan hoş insanlarla karşılaşacağım ümidine kapıldı; tezim daha şimdiden bir bahane durumuna düşmüştü; ben o şatoya artık bir öğrenci olarak değil, bir Nejdanof 1, bir Valmont 2 olarak girecektim; şatoyu daha şimdiden maceralarla doldurmuştum. Quartfourche! Bu gizemli ismi durmadan tekrarlıyordum: İşte burası, diyordum, Herakles in tereddüt ettiği yer... Erdemin yollarında onu neyin beklediğini biliyorum zaten, peki ya öteki yolda?.. Öteki yol... Eylülün ortalarına doğru mütevazı gardırobumdaki en iyi kıyafetlerimi topladım, kravatlarımı yeniledim ve yola çıktım. Pont-L Évêque ile Lisieux arasındaki Breuil-Blangy istasyonuna vardığımda neredeyse gece oluyordu. Tren- 1. Rus yazarı Turgenyev in Ham Toprak adlı eserinin kahramanı. (Ç.N.) 2. Fransız yazarı Choderlos de Laclos un Tehlikeli İlişkiler adlı eserinin kahramanı. (Ç.N.) 15
16 den inen tek yolcu bendim. Uşak üniformalı, köylü görünüşlü biri beni karşıladı; valizimi aldı ve beni garın öteki tarafında bekleyen arabaya götürdü. At ile arabanın hali hayal gücümün coşkusunu anında söndürdü, daha zavallısını hayal bile edemezdiniz. Köylü arabacı geri dönerek bagaja kaydettirdiğim sandığımı alıp getirdi; arabanın yayları bu ağırlığın altında çöktü. Arabanın içinde insanın nefesini daraltan bir kümes kokusu vardı... Kapının camını indirmek istedim ama deri tokmak elimde kaldı. Gündüz yağmur yağmış, yol ağırlaşmıştı; ilk yokuşun başında koşum takımının bir parçası koptu. Arabacı oturduğu yerin altından bir ip çıkardı ve koşum kayışını üstünkörü onarmaya girişti. Aşağı indim ve yaktığı feneri tutmayı teklif ettim; zavallı adamcağızın üniformasının da tıpkı koşum takımı gibi ilk kez yama görmediğini fark ettim. Kayış biraz eskimiş, diye laf attım. Bana sanki küfür etmişim gibi bakıp neredeyse kaba bir şekilde, Baksanıza, gene de sizi karşılamaya gelen olduğu için şanslısınız, diye cevap verdi. Şato buradan uzak mı? diye sordum en tatlı sesimle. Doğrudan cevap vermedi ama: Bu yolu her gün gidip gelmediğimiz kesin! Sonra bir an düşünüp: Belki altı ay var ki araba hiç çıkmadı... Aaa öyle mi! Efendileriniz çok sık gezmezler mi? diye devam ettim, adamı konuşturmak için umutsuzca bir çabayla. Ne demezsiniz! Sanki yapacak başka işleri yok! Arıza giderilmişti; bir el hareketiyle beni arabaya binmeye davet etti, tekrar hareket ettik. At yokuş çıkarken zorlanıyor, inerken tökezliyor, düz yerde ayakları korkunç bir şekilde birbirine dolaşıyordu; zaman zaman da beklenmedik bir anda, ansızın 16
17 duruyordu. Bu hızla, diyordum içimden, biz Carrefour a 1 varıncaya kadar ev sahipleri yemekten çoktan kalkmış olur; hatta (at bir kere daha durmuştu) yatmış bile olabilirler. Karnım çok acıkmış, keyfim kaçmaya başlamıştı. Manzarayı seyretmeye çalıştım: Ben farkına varmadan araba geniş yoldan ayrılmış, daha dar, çok daha bakımsız bir yola girmişti; fenerler sadece sağlı sollu kesintisiz, eğri büğrü ve yüksek bir çiti aydınlatmaktaydı; bu çit bizi kuşatır gibiydi, yolumuzu tıkıyor, biz geçerken önümüzde açılıyor, arkamızdan tekrar kapanıyordu. Daha dik bir yokuşun aşağısında araba gene durdu. Arabacı gelip kapıyı açtı, sonra teklifsizce: Mösyö bir inseler. Yokuş at için biraz fazla dik. Ve sütçü beygirinin yularından tutarak kendisi de yokuşu çıkmaya başladı. Yokuşun yarısında, arkadan gelen bana dönüp: Birazdan oradayız, dedi yumuşamış bir ses tonuyla. Bakın: İşte park. Karşımızda, açık gökyüzünü kaplayan karanlık bir ağaç kütlesi fark ettim. Yüksek kayınlarla çevrili geniş bir yoldu bu, sonunda ağaçların altındaki bu yola girdik ve orada daha önce ayrıldığımız ilk yolla birleştik. Arabacı beni arabaya binmeye davet etti, çok geçmeden demir parmaklı kapıya geldik; bahçeye girdik. Etraf, şatonun cephesindeki hiçbir şeyi seçemeyeceğim kadar karanlıktı; araba beni üç basamaklı bir sekinin önünde bıraktı, basamakları çıktım; yaşı belirsiz, sevimlilikten uzak, gürbüz ve vasat giyimli bir kadının elinde tuttuğu ve ışığını bana doğrulttuğu şamdan gözümü al- 1. (Fr.) Kavşak. O yörede Quartfourche Şatosu na verilen bir ad. (Ç.N.) 17
18 mıştı. Beni biraz soğuk bir edayla selamladı. Emin olamadığım için önünde eğildim... Madam Floche olmalısınız?.. Sadece Matmazel Verdure. Mösyö ve Madam Floche yattılar. Burada olup sizi karşılayamadıkları için özür dilediler; ama bu evde akşam yemeği çok erken yenir. Ben sizi de geç saate bırakmış olmalıyım. Yoo, ben alışkınım, dedi arkasına dönmeden. Benim önümden içeri geçti. Belki bir şeyler yemek istersiniz? Doğrusu, itiraf edeyim, akşam yemeği yemedim. Beni, mükellef bir gece yarısı sofrasının hazır beklediği geniş yemek odasına soktu. Bu saatte fırın sönmüş olur; kırsalda ne bulursanız onunla yetineceksiniz. Ama bunların hepsi harika, dedim masadaki bir tabak soğuk etin önüne otururken. Kapının yanındaki sandalyeye yanlamasına ilişti ve ben yemek yediğim sürece bilinçli olarak yerini belli eder vaziyette, gözleri yerde, elleri dizlerinin üstünde kenetlenmiş olarak bekledi. O kasvetli sohbet sarktıkça onu uykusuz bıraktığım için birçok defa özür diledim; ama o, sofrayı toplamak için benim yemeğimi bitirmemi bekleyeceğini ima etti. Peki o zaman, tek başınıza odanızı nasıl bulacaksınız?.. Aceleyle yiyor ve lokmaları ağzıma ikişer ikişer atıyordum ki, holün kapısı açıldı: Sert ama hoş yüzlü, kır saçlı bir Papaz girdi içeri. Elini uzatarak yanıma geldi. Misafirimize hoş geldin deme zevkini yarına bırakmak istemedim. Daha önce inmedim, çünkü Matmazel Olympe Verdure le sohbet ettiğinizi biliyordum, dedi, hın zırca da sayılabilecek bir gülümsemeyle ona doğru dönerek. Bu arada Matmazel dudaklarını büzmüştü, yüzün- 18
19 de hiçbir ifade yoktu. Şimdi yemeğinizi bitirdiğinize göre, diye devam etti ben masadan kalkarken, Matmazel i buraları toplaması için yalnız bırakacağız; Mösyö Lacase ı odasına götürme işini bir erkeğe bırakıp burada gö revinden feragat etmeyi sanırım o da münasip bulacaktır. Matmazel Verdure ün önünde abartılı bir şekilde eğil di, kadınsa onu kısaca selamlamakla yetindi. Oh! Feragat ediyorum; feragat ediyorum... Papaz Efendi, bilirsiniz sizin karşınızda ben daima feragat ederim... Sonra aniden bana dönerek, Mösyö Lacase a, ilk kahvaltısında ne alacağını sormayı unutturuyordunuz az daha. Şey, siz bilirsiniz Matmazel... Burada genelde ne içilir? Hepsinden... Hanımlar için çay, Mösyö Floche için kahve, Papaz Efendi için sebze çorbası ve Mösyö Casimir için racahout 1 hazırlanır. Ya siz Matmazel, siz hiçbir şey içmiyor musunuz? Oh! Ben yalnız sütlü kahve içerim. İzin verirseniz, ben de sütlü kahve alayım. Ha! Ha! Ha! Dikkatli olun bakalım Matmazel Verdure, dedi Papaz kolumdan tutarak, Mösyö Lacase size kur yapıyor gibime geldi de! Kadın omuzlarını silkti, sonra beni aceleyle selamladı, bu arada Papaz da beni çekiştirmekteydi. Odam birinci katta, koridorun neredeyse sonundaydı. Burası, dedi Papaz, kocaman bir ateşin aydınlattığı ferah bir odanın kapısını açarak. Tanrı beni affetsin! Si- 1. Süte katılan pirinç unu, ararot, pudraşeker ve kakaodan (ya da rendelenmiş çikolata) oluşan, vanilyayla tatlandırılmış, kaynatılarak hazırlanan bir içecek türü. (Y.N.) 19
20 zin için ocak yakmışlar!.. Belki ihtiyaç duymazsınız buna... Burada gecelerin rutubetli olduğu, bu yıl mevsimin anormal derecede yağışlı olduğu da bir gerçek... Ocağa yaklaşıp geniş avuçlarını ateşe doğru uzattı, yüzünü ise günaha çağrıyı reddeden bir dindar gibi geride tutuyordu. Uyumam için beni bırakmaktan ziyade, sohbete hazırlanır gibi bir hali vardı. Evet, diye başladı söze, sandığımla seyahat çantama bakarak, Gratien eşyalarınızı çıkarmış. Gratien beni getiren arabacı mı? diye sordum. Aynı zamanda bahçıvandır; çünkü arabacılık görevi artık vaktini doldurmuyor. Arabanın pek sık çıkarılmadığını aslında bana söyledi. Her çıkışı tarihi bir olaydır. Zaten Mösyö de Saint- Auréol un uzun zamandan beri ahırı yok; bu akşamki gibi önemli durumlarda çiftçinin atını ödünç alıyorlar. Mösyö de Saint-Auréol mü? diye tekrarladım şaşkınlıkla. Evet, dedi, sizin Mösyö Floche u görmeye geldiğinizi biliyorum; ama Quartfourche, eşinin kızkardeşinin kocasına aittir. Yarın, Mösyö ve Madam de Saint- Auréol le takdim edilme onuruna erişeceksiniz. Peki ya Mösyö Casimir kim? Hakkında sabahları racahout içtiğinden başka şey bilmiyorum. Onların torunu, benim de öğrencim. Tanrı nın izniyle, onu üç yıldır eğitiyorum. Bu sözleri söylerken, sanki gerçek bir prensten bahsediyormuş gibi alçakgönüllü bir ciddiyetle gözlerini kapamıştı. Çocuğun ebeveyni burada yoklar mı? diye sordum. Seyahatteler. Dudaklarını sımsıkı kıstı, sonra hemen devam etti. Sizi buraya hangi asil ve kutsal çalışmaların getirdiğini biliyorum, Mösyö... Oh! Kutsallıklarını abartmayın, diye gülerek sözü- 20
21 nü kestim, bu çalışmalar beni sadece bir tarihçi olarak ilgilendiriyor. Ne önemi var, dedi, her türlü nahoş düşünceyi eliyle uzaklaştırarak; tarihin de hakları var. Mösyö Floche un kişiliğinde rehberlerin en naziğini ve en güvenilirini bulacaksınız. Hocam Mösyö Desnos da böyle söylüyor zaten. Aa! Siz Albert Desnos un öğrencisi misiniz? Tekrar dudaklarını sıktı. Patavatsızlık edip sordum: Siz onun derslerini izlediniz mi hiç? Hayır, dedi sert bir ifadeyle. Hakkında bildiklerim beni ondan uzak tuttu... O bir düşünce maceracısı. İnsan sizin yaşınızdayken sıradışı her şey karşısında büyüleniyor... Ben cevap vermeyince, Kuramları bir süre gençler arasında çok tutuldu; ama çoktan tavsamış galiba, bana öyle dediler. Tartışmaktan çok uyumak istiyordum. Benden karşılık alamadığını görünce, Mösyö Floche sizin için daha sakin bir yol gösterici olur, diye devam etti; sonra, hiç saklamadığım bir esneme karşında: Bayağı geç oldu. İzin verirseniz, yarın bu görüşmeye devam etmek için zaman buluruz. Bu yolculuk sizi yormuş olmalı. İtiraf edeyim, Papaz Efendi, uykudan devrileceğim. O, odadan çıkar çıkmaz ocaktaki kütükleri kaldırdım, tahta kepenkleri iterek pencereyi açtım. Nemli, karanlık ve sert bir esinti gelip mumun alevini eğdi, ben de geceyi seyre dalmak için mumu söndür düm. Odam parka bakıyordu, ama kuşkusuz daha geniş bir manzaradan yararlanan büyük koridordaki pencereler gibi evin ön tarafında değildi; ağaçlar manzaramı kesti; ağaçların üstünde gökyüzüne azıcık bir yer kalmıştı, bir hilal belirmiş ama neredeyse ânında bulutlarla örtülmüştü. Gene yağmur yağmıştı; dallardan hâlâ sular damlıyordu... 21
22 Hiç de şenlik havası yok, dedim pencereyi ve kepenkleri kapatarak. Bu bir dakikalık seyir içimi ürpertmişti, hem de tenimden çok ruhumu; odunları karıştırıp yaydım, ateşi canlandırdım ve yatağımda, kuşkusuz her şeyi düşünen Matmazel Verdure ün koyduğu bir kap sıcak su bulduğum için çok mutlu oldum. Bir dakika geçmemişti ki, ayakkabılarımı kapının önüne koymayı unuttuğum aklıma geldi. Yataktan kalktım ve bir an için koridora çıktım; evin öteki ucundan Matmazel Verdure ün geçtiğini gördüm. Hemen arkasından tavanı sarsmaya başlayan ağır adımlarından anlaşıldığı gibi, odası benimkinin üstündeydi. Sonra derin bir sessizlik çöktü, ben uykuya dalarken, ev de gece yolculuğu için demir aldı. 22
23 23
24 André Gide, yalnız çağdaş Fransız edebiyatının kurucularından bir yazar değil, aynı zamanda Fransız modernizminin önde gelen entelektüellerinden biri. Catherine Gide arşivinden / Gallimard XIX. yüzyılın sonlarına doğru, Gérard Lacase, Francis Jammes ile André Gide i yakında yıkıntılarından başka bir şey kalmayacak olan Quartfourche Şatosu nu ziyarete götürür. Orada, onlara başından geçen kısa ve yoğun aşk hikâyesini anlatmaya koyulur. Gérard, kütüphanesinde Bossuet üzerine araştırmalar yapmak üzere davet edildiği Quartfourche ta, Casimir adlı küçük bir çocukla tanışmıştır. Çocuk; kalın bir sır perdesiyle örtülü geçmişe açılan kapının anahtarıdır. Gérard, çocuğun sadece resmini gördüğü annesine, önleyemediği bir tutkuyla bağlanır. Ne var ki, Isabelle gerçekte tam bir femme fatale dir. En azından Gérard öyle olduğunu düşünür. André Gide, büyük bir ailenin parçalanmasını, ahlaki bir yıkılışı, bir şatonun çöküşünde simgeleştirirken, estetiğin sunduğu görünüm ile gerçeklik arasındaki uçuruma işaret ederek bu alçakgönüllü öyküye büyük bir derinlik kazandırıyor. Isabelle, büyük bir ailenin çöküşünü, bir şatonun çöküşüyle simgeleştiriyor. Kapak resmi: GIOVANNI BOLDINI ISBN TL KDV DAHİL
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıBÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI
Göknil Genç BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI 1 Çeviren: Saadet Özen ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 5. basım Resimleyen: Mustafa Delioğlu Göknil Genç BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI 1 Resimleyen: Mustafa
DetaylıŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA
Zehra İpşiroğlu ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA Resimleyen: Gözde Bitir Bu kitabın ilk baskısı ÇYDD için Toroslu Kitaplığı tarafından yapılmıştır. Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Leyla Nebioğlu Kapak
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun
Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz
Resimleyen: Burcu Yılmaz Refik Durbaş KURABİYE EV ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü Refik Durbaş KURABİYE EV Resimleyen: Burcu Yılmaz www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör:
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış
Resimleyen: Reha Barış Koray Avcı Çakman FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 1. basım Koray Avcı Çakman FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ Resimleyen: Reha Barış 2010 yılında İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme
DetaylıBilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK
Bilgin Adalı Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK HEYECANLI KİTAPLAR Serüven Bilgin Adalı Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Kapak
DetaylıDESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez
Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez DESTANLAR VE MASALLAR Masal samed Behrengi Küçük Kara Balık Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez Yayın
DetaylıO sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç
O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz
Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir Resimleyen: Burcu Yılmaz 2. basım Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI Resimleyen: Burcu Yılmaz Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı
Resimleyen: Ferit Avcı Süleyman Bulut ŞİPŞAK BİLMECELER 2 ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Bilmece DEYİM VE ATASÖZLERİ 2. basım Süleyman Bulut ŞİPŞAK BİLMECELER 2 DEYİM VE ATASÖZLERİ Resimleyen: Ferit Avcı www.cancocuk.com
DetaylıC A NAVA R I N Ç AGR ISI
C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;
DetaylıMATBAACILIK OYUNCAĞI
Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:
Detaylıküçük İskender THE GOD JR
1 2 küçük İskender THE GOD JR 3 2017, Can Sanat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım:
DetaylıUFACIK TEFECİK KURBAĞACIK
Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci
DetaylıGüzel Bir Bahar ve İstanbul
Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.
DetaylıECE TEMELKURAN İÇ KİTABI
1 2 ECE TEMELKURAN İÇ KİTABI 3 Hayat Üçlemesi 2 2016, Can Sanat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
DetaylıGünler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin
Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıHERAKLEİTOS KIRIK TAŞLAR
1 2 HERAKLEİTOS KIRIK TAŞLAR 3 KLASİKLER 69 Can Yayınları 1765 2008, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın
DetaylıHafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK
Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış
Resimleyen: Reha Barış Süleyman Bulut ORMANDAKİ DEV ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 4. basım Süleyman Bulut ORMANDAKİ DEV Resimleyen: Reha Barış Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Kapak
DetaylıBir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,
Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin
Süleyman Bulut ASLAN KRAL KORK ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü Resimleyen: Sedat Girgin Süleyman Bulut ASLAN KRAL KORK Resimleyen: Sedat Girgin Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri Son
DetaylıTanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei
Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK Resimleyen: Vaghar Aghaei cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri İç ve Kapak Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal
DetaylıCem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış
Cem Akaş BUMBA İLE BİBU Resimleyen: Reha Barış Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Leyla Nebioğlu Son Okuma: Egem Atik Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir Tasarım Uygulama: Güldal Yurtoğlu 1. Basım: 2000
Detaylı* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.
New York ta bugün kar yağıyor. 59. Cadde deki evimin penceresinden, yönetmekte olduğum dans okuluna bakıyorum. Bale kıyafetlerinin içindeki öğrenciler, camlı kapının ardında, puante * ve entrechats **
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei
Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Resimleyen: Vaqar Aqaei 12. basım Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK Resimleyen: Vaqar Aqaei Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş Kuseyri İç
DetaylıKÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ
Mustafa Köz KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Mustafa Köz Mustafa Köz KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ Resimleyen: Yasemin Ezberci Yayın Koordinatörü:
DetaylıΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:
ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker
Çetin Öner GÜLİBİK ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Çeviren: Aslı Özer Resimleyen: Orhan Peker 26. basım Çetin Öner GÜLİBİK Resimleyen: Orhan Peker cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 163 FEDAKÂRLIK VE DUYARLILIK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 09 1 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın
DetaylıDersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan
Detaylıedersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları
RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki
DetaylıBARBAROS ALTUĞ. biz burada iyiyiz
2 BARBAROS ALTUĞ biz burada iyiyiz 3 2014, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
DetaylıKIRMIZI KANATLI KARTAL
Resimleyen: Vaqar Aqaei Refik Durbaş KIRMIZI KANATLI KARTAL ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir 1. basım Refik Durbaş KIRMIZI KANATLI KARTAL Resimleyen: Vaqar Aqaei www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın
DetaylıANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ
ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal
DetaylıIlgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)
Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz
Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Resimleyen: Burcu Yılmaz Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Düzelti: Leyla Nebioğlu Son
Detaylıde hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu
İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda
DetaylıÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım
Goscinny / Sempé PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK 1 ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI Öykü Çeviren: Vivet Kanetti 29. basım Goscinny / Sempé PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK 1 Çeviren: Vivet Kanetti cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com
DetaylıŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele
ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele ŞEBNEM İŞİGÜZEL 1973 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi nde antropoloji okudu. İlk kitabı Hanene Ay Doğacak 1993 yılında yayımlandı. Aynı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü
DetaylıCennet, Tanrı nın Harika Evi
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible
DetaylıKÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU
KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,
DetaylıEber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı, http://eng.ankara.edu.tr/~hsari
Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı, http://eng.ankara.edu.tr/~hsari 10-11 Mayıs 2008 tarihleri arasında Fotoğraf Sanatı Kurumu organizasyonunda
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible
DetaylıOkula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama
Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika
DetaylıBARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe
BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca
DetaylıGiovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.
OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav
Detaylıİsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali
Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet
DetaylıKEREM ASLAN Her Şey Dahil
KEREM ASLAN Her Şey Dahil KEREM ASLAN 1987 de Ankara da doğdu. TED Ankara Koleji ve Yahya Kemal Beyatlı Lisesi ni bitirdi, Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü nden mezun oldu. Eğitimine devam etmek için
DetaylıWOLFGANG BORCHERT Fener, Gece ve Yıldızlar. ve Ölümünden Sonra Yayımlananlar
1 2 WOLFGANG BORCHERT Fener, Gece ve Yıldızlar ve Ölümünden Sonra Yayımlananlar 3 Gedichte, Wolfgang Borchert Bu eserin orijinal baskısı ilk kez Das Gesamtwerk adı altında yapılmıştır. 1947, 1949, 1961,
DetaylıKuğu Gecesi. Ferda İzbudak Akıncı
Kuğu Gecesi Ferda İzbudak Akıncı KUĞU GECESİ 2010, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR YAZAR: Ferda İzbudak Akıncı KAPAK RESMI: Zeynep Özatalay KAPAK TASARIMI:
DetaylıBÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE
BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. NTİK SNDLYE 8 Genç adam, antika ile uğraşıyordu ve bu yüzden ülkenin en uzak yerlerini geziyor, beğendiği antika malları
DetaylıSİNE ERGÜN BAŞTANKARA
1 2 SİNE ERGÜN BAŞTANKARA 3 2016, Can Sanat Yayınları A.Ş. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: Haziran
Detaylı"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir
DetaylıPirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan
1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında
Detaylıkanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan
kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat
DetaylıEvimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım
Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa
DetaylıKırmızı Şemsiye. Şiirler: Mavisel Yener. Öyküler: Aytül Akal. Resimler: Saadet Ceylan. Resimler: Ayda Kantar
Kırmızı Şemsiye Öyküler: Aytül Akal Resimler: Saadet Ceylan Şiirler: Mavisel Yener Resimler: Ayda Kantar KIRMIZI ŞEMSİYE 2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR
DetaylıPırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;
Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen insanların kullandığı yoldan; yemyeşil ağaçların rüzgar ile savrulan dallarından çıkan sesin dalga
DetaylıMİRKET NİNELER. Parti Veriyor
MİRKET NİNELER Tanıdığım en farklı iki kadın olan anneannem ve babaannem için... Çünkü onlar hep ayakta kalırlar. N. T. SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi,
DetaylıSayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz
Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,
DetaylıÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR. Çeviren: Vivet Kanetti. 23. basım.
Goscinny / Sempé PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR 6 ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI Öykü Çeviren: Vivet Kanetti Resimleyen: Sempé 23. basım Goscinny / Sempé PITIRCIK PITIRCIK SATRANÇ OYNUYOR 6 Çeviren: Vivet
DetaylıZİYA OSMAN SABA CÜMLEMİZ BÜTÜN ŞİİRLERİ
1 2 ZİYA OSMAN SABA CÜMLEMİZ BÜTÜN ŞİİRLERİ 3 2014, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
DetaylıESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an
Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim
Detaylızaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,
Detaylıtimasokul.com / bilgi@timasokul.com
OKUMAYI SEViYORUM DiZiSi zç Yayın Yönetmeni Savaş Özdemir Hazırlayan Reşhat Yıldız Kapak Tasarım M. Aslıhan Özçelik Grafik Tasarım M. Aslıhan Özçelik Esra Bayar Resimler shutterstock.com Sevengül Sönmez
DetaylıViolet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4
Büyükanne ile Tatil Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4 Odongo ve Apiyo babalarıyla birlikte şehirde yaşıyorlardı. Onlar,tatili dört gözle bekliyorlardı. Sadece okul
DetaylıTATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.
TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci
Cihan Demirci ŞİİR KÜÇÜĞÜN ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir Resimleyen: Cihan Demirci 2. basım Cihan Demirci ŞİİR KÜÇÜĞÜN Resimleyen: Cihan Demirci Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd.
DetaylıBabamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL
Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL Babamın Sihirli Küresi 2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR YAZAR: Aytül Akal RESimleYen: Mustafa Delioğlu KAPAK TASarımı:
Detaylıyeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde
otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur
DetaylıÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!
Resimleyen: Reha Barış Aslı Tohumcu ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ! 1 Çeviren: Saadet Özen ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 5. basım Aslı Tohumcu ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ! 1 Resimleyen: Reha Barış cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com
DetaylıRukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5
Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.
DetaylıAşşk Kahve ve Laduree
Aşşk Kahve ve Laduree Daha önce adını çok duyduğum; ama bir türlü gidemediğim Aşşk Kahve ye nihayet gitmeyi kafaya koydum. Hafta sonları sahil yolu çok kalabalık olduğundan eşimi ikna edip o yola sokamıyordum.
DetaylıBÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ
BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FRE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ 8 Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını
DetaylıİLK OK UMA KİT APLARI
İLK OKUMA KİTAPLARI Bu kitabın sahibi:... Altı yaşındaki Ugo bir sabah uyanmış ve bir de bakmış ki karnının üzerinde yeşil bir aslan oturuyor! Aslan şişman değilmiş ama pek ufak tefek de sayılmazmış.
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıDOĞANIN YEŞİLİNDEN ŞEHRİN MAVİSİNE DOKUNUN!
DOĞANIN YEŞİLİNDEN ŞEHRİN MAVİSİNE DOKUNUN! YENİ BİR DASİF! Yine şehir kültürüyle uyumlu, insana ve çevreye değer veren, mükemmel bir yaşam alanı. DASİF BlueBell. Yeniden kalbiniz çarpacak, heyecanlanacaksınız!
DetaylıAnne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış
Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman
DetaylıGöl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz...
www.oncuteras.com Göl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz... İstanbul un güzellikleri sarmış dört bir yanınızı Bir yanınızda sakinliğiyle içinize huzur veren Küçük Çekmece Gölü, diğer yanınızda
DetaylıTARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...
TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar
DetaylıYİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.
İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların
DetaylıÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz
Resimleyen: Burcu Yılmaz Süreyya Berfe ÇOCUKÇA ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir 2. basım Süreyya Berfe ÇOCUKÇA Resimleyen: Burcu Yılmaz www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek Şoran
Detaylı20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;
Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular
DetaylıZeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI
Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni
DetaylıSamuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıDelal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ. 5 Basım SIRLAR OTELİ. 2. Kitap
Delal Arya Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ HEYECANLI KİTAPLAR Serüven 5 Basım 2. Kitap Delal Arya Resimleyen: Sedat Girgin PERA GÜNLÜKLERİ SIRLAR OTELİ 2. Kitap Yayın Koordinatörü:
DetaylıAdministrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53
Selim Çürükkaya / Yeni yazdığım kitaba bir isim arıyordum. Gece uyumadan önce düşünüyordum. Susmak kelimesi üzerinde yoğunlaşıyordum. Dalmışım Kendimi bir bahçede buldum. Hava sıcaktı; çiçekler açmış,
DetaylıJiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.
Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine
DetaylıNURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.
Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci
DetaylıÇiKOLATAYI KiM YiYECEK
ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,
DetaylıBİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR
Resimleyen: Reha Barış Bilgin Adalı BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü Çeviren: Süheyla Kaya 3. basım Bilgin Adalı BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR Resimleyen: Reha Barış cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com
DetaylıPEH! Bu kitapta. üzerinde kelime var. Bu gerçekten de çok fazla. Eğer şanslıysan birileri sana bu kitabı okuyabilir.
Bu kitapta Bu gerçekten de çok fazla. ün üzerinde kelime var. PEH! Eğer şanslıysan birileri sana bu kitabı okuyabilir. Belki tek bir günde bitiremez (çünkü bu kadar sözcüğe epey bir zaman gerekecek!).
DetaylıSAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu
Bilgin 1 Latife Sena Bilgin 21301075 TURK 102-021 Serbest1 Gönenç Tuzcu 26.09.2014 Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı, Bin ikinci gece cemal'i, Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı, Başa döndü sonra, Kadını
DetaylıAteş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular
Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil
DetaylıI. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS
I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara
Detaylı