HİTLERİN VE KGB'NİN PEŞİNDEN KOŞTUĞU KAHİN VANGA RENAN SEÇKİN SINIR ÖTESİ YAYINLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HİTLERİN VE KGB'NİN PEŞİNDEN KOŞTUĞU KAHİN VANGA RENAN SEÇKİN SINIR ÖTESİ YAYINLARI"

Transkript

1 HİTLERİN VE KGB'NİN PEŞİNDEN KOŞTUĞU KAHİN VANGA RENAN SEÇKİN SINIR ÖTESİ YAYINLARI

2 SINIR ÖTESİ YAYINLARI KAHİN VANGA RENAN SEÇKİN Bu kitabın tüm yayın hakları, SINIR ÖTESİ YAYINLARI'na aittir. SINIR ÖTESİ YAYINLARI REKLAM VE PRODÜKSİYON HİZ. SAN. TİC. LTD. şti. SINIR ÖTESİ YAYINLARI Alemdar Mah. Çatalçeşme Sk. No: 2 3 /1 D:4 Cağaloğlu - İSTANBUL Tel: 0 (212) Faks: 0 (212) info@sinirotesi.com ISBN: Dizgi Kapak Tasarım : SINIR ÖTESİ YAYINLARI Genel Yayın Yönetmeni: : Ergun CANDAN Editör : Ece ÖZBAŞ Mizanpaj ve Düzenleme : Nurhan TEKİN Müdür : Ali ÖZCAN Dağıtım Sorumlusu : Zeynel YILDIRIM Çeviri Sorumlusu : İ. Uğur ÖZTÜRK Baskı, Cilt : Barış Matbaa Mücellit Davutpaşa Cd Güven San.Sit.C Blok No:291 Topkapı /İstanbul 0(2.12) Baskı Temmuz 2009

3 İÇİNDEKİLER Önsöz 7 1.BÖLÜM VANGA'NIN HAYATI 9 2.BÖLÜM VANGA'NIN YETENEĞİ 23 3.BÖLÜM RUH VE REENKARNASYON 43 4.BÖLÜM KOZMİK DÜZEN 53 5.BÖLÜM VANGA'NIN ÖLÜMÜ 69 6.BÖLÜM HZ. İSA 81 7.BÖLÜM UZAYLILAR 87 Hitler ve Uzaylılar 99 Ezoterizm ve Gizemcilik 102 Sirius Gizemi BÖLÜM RUPİ BÖLGESİ BÖLÜM LÜDMİLA JİVKOVA VE VANGA BÖLÜM VANGA'NIN YEĞENİNE YÖNELTİĞİ SORULAR BÖLÜM VANGA'NIN YAKIN ARKADAŞI PETER BARKOV İLE SÖYLEYİŞİ BÖLÜM VANGA'NIN YETENEĞİ HAKKINDA TEORİLER 145 Prof. Dr. G. Lozanov'un İncelemeleri 149 Prof. Velitcko Dobryanov'un İncelemeleri 151 Kristal Yapının Özelliğinden Gelen "Haberler" 151 Üçüncü Göz 153 Torsyon Alan Teorisi 154 Epilepsi, Transa Geçme 156 Psikiyatrisi Prof. N. Shipkoveski 158 Dmt BÖLÜM VANGA'NIN GERÇEKLEŞMİŞ KEHANETLERİ 163 Prag Baharı (Prag Olayları), Yugoslavya Parçalanacak 165 Bulgar Çarı Geri Dönecek, Berlin Duvarının Yıkılışı, Sovyetler Birliği'nin Dağılması Bulgaristan İçin Açlık Ve Sefalet 167 Bosna Savaşı, Yeni Adam - Gorbachov 168 ikinci Dünya Savaşı 170 Çar Boris Değişim Yılı 172 5

4 Obama 173 Kursk Faciası, Doğal Felaketler 175 Hastalıklar Eylül Saldırısı 178 İndira Gandhi BÖLÜM VANGA'NIN GELECEKTE GERÇEKLEŞMESİ BEKLENEN KEHANETLERİ 181 Balkanlar Birleşecek, Sekizinci Nihayi Barışı İmzalayacak 183 Eski Rusya'nın Dönüşü 184 Sosyalizmin Dönüşü 185 Edward Korkovski, Yosip Terelya, Ukrayna, Aloizia Leks, Avusturya, 1956, [ rv in Tsan, Münih 187 Kıbrıs, Yükseliş Yılı, Yeni Ruhlar ' 188 İsrail 191 Uzaylılarla Temas, Samotraki Adası 192 Suriye'nin işgali 193 Son Din - Beyaz Kardeşlik 194 Kıyamet 196 Nostradamus, Alois İrlmayer , Valdfirtel Köylüsü Anna Maria Taigi - İtalya 1837, Jozef Shokert - Münih Bin Yıllık Barış BÖLÜM RUS BASININDA ÇIKAN KEHANET HABERLERİ BÖLÜM ÖLÜM SIRP KAHİN MİTAR TARABİCH'İN KEHANETLERİ BÖLÜM VANGA İLE YAŞANMIŞ İLGİNÇ DİYALOGLAR 219 Filibe'den Angeline Atanasova'nın Başından Geçenler 221 Tırgovishte'li Vasil Kalcev'in Hikayesi 222 Lübnanlı Gazeteci Abdul Emir Abdal'ın Ziyareti 224 Define Haritası 226 Gagarin'in Saati 228 Kayıp Asker, Kilisede Hırsızlık 229 Maden Ocağında Göçük, Kayıp Silah, Konuşan İnek VANGA'NIN VARİSLERİ BULGAR KİLİSENİN GÖRÜŞÜ BÖLÜM VANGA'NIN SÖZLERİ 243 6

5 ÖNSÖZ Vangelia Pandeva Gushterova, daha çok küçük yaşlarda gözleri görmeme taklidi yapan küçük kız bir gün tamamen gözlerini kaybedeceğini bilemezdi. Bölgede aniden kopan fırtınadan oluşan hortumdan dolayı toprak altında kalan Vanga gözlerini kaybeder. Üst üste geçirdiği operasyonlar da sonuç vermeyince, görme yetisini tamamen yitirir. Zorluklarla geçen çocukluk ve gençlik dönemini yaşayan Vanga, çok genç yaşlarda gelecekle ilgili bilgiler verip çevresindekileri şaşırtmıştır. İkinci dünya savaşının başında Vangelia'nın paranormal yetenekleri iyice ortaya çıkar. O dönemde yaşadığı en mistik olaylardan bir tanesini şöyle anlatıyordu: Bir atlı geldi, atıyla beraber odama girdi, tam önümdeydi, nerdeyse üzerime gelecek. Ama öyle parlıyor ki, güneş gibi! O da atı da, atı sanki tek boynuzlu gibi, bembeyaz ışıldayan ve konuşan at. Ve Tanrı şöyle söyledi; «Sen insanlara olacakları önceden haber vermek üzere seçildin, bilmeleri için. Hazırlanmaları ve korkmamaları için». Vanga'nın bunun ve bunun gibi birçok mistik olayları karşısında devlet, kahinliğini meşrulaştırıp Vanga'yı belediye hizmetine alıyor. Yirmi yılı aşkın bir süre haftanın yedi günü yüzlerce insanın acılarına problemlerine çare olmaya çalışıyordu. Bunları yaparken kişisel olarak hiçbir maddi beklentisi olmaksızın. Birçok devlet adamından maddi teklif almasına rağmen. Gerçekleşen Kehanetleri Obama: Bir gün Amerika'da beyaz ev siyah olacak, okyanusun ötesindeki siyah insanlar da beyaz. Gazeteci Svetlu Dukadinov'a göre Vanga'nın bu kehaneti 1992 yılında yapılmıştır Eylül Saldırısı:

6 Korku, korku! İki Amerikan kardeş, çelik kuşlar tarafından düşürülecek! Kurtlar çalılarda ulur ve suçsuzların karıları dere gibi akar Bulgaristan İçin Açlık Ve Sefalet: Bilin ki, Bulgaristan savaşa girmeden savaşta gibi olacak. Yama yama olmuş giysiler giyeceğiz, yalın ayak yürüyeceğiz, aç olacağız, baba oğul birbirini öldürecekler... Böyle bir savaş olacak ve 1997 yılında büyük açlık baş gösterecek. Kışın Bulgaristan'da ekmek bulunmayacak ve insanlar dışarıya çıkacaklar (sokaklara dökülecekler). (Mariana Konova'nın yanında söylenmiş) Gerçekleşmesi Beklenen Kehanetleri Son Din - Beyaz Kardeşlik Bir gün yeryüzünden tüm dinler silinecek! Sadece Beyaz Kardeşliğin öğretisi kalacak. Beyaz bir renk gibi dünyayı saracak ve insanların kurtuluşu olacak. Yeni öğreti Rusya'dan gelecek. Ruhsal arınmaya ulaşacak olan ilk ülke budur. Ve buradan öğreti tüm dünyaya yayılacak. Bu 20 yıl sonra olacak. Fakat 20 yıl sonra ilk meyvelerini toplayacaksınız. Eski bir hint öğretisi vardır - Beyaz kardeşliğin öğretisi. Bütün dünyaya yayılacak. Yeni kitaplara yazacaklar ve dünyadaki herkes bu öğretiyi okuyacak. Kitabın adı Ateş İncili olacak. (Sidorov, V.Ludmila ve Vanga, 1978) Kıyamet: İncil'de yazılmış olanlar gerçek olacak! Kıyamet olacak! Siz değil ama sizin çocuklarınız onu yaşayacaktır. (Yardımcısı Vitka'nın kızına söylenmiş) Uzaylılarla Temas: Hatırla! 200 yıl sonra insanlar, dünya dışındaki başka akıllı varlıklarla tanışacaklar. Uzaydan gelen sinyalleri ilk olarak Macarlar tespit edecek... Kainat hakkındaki gerçeği eski kutsal kitaplarda aramalıyız. Vanga'nın Son sözleri "Ve de birbirinizden nefret etmeyin, birbirinizi sevin." olmuştur. 8

7 I.BÖLÜM KAHİN VANGANIN HAYATI

8 Hayatı: Vangelia Pandeva Gushterova (Vanga) 31 Ocak 1911'de bugünkü Makedonya sınırları içerisinde kalan, o tarihte Osmanlı toprağı "Strumitsa" kasabasında doğdu. Gözlerini ilk açtığı ev, göç sırasında terk edilmiş ve sonradan ailesinin sahip çıktığı bir Türk ailesine aitti yılında yıkılan bu ev, "Ma-halata" denen mahallede bulunuyordu. Bugün hala bölgede 5000 müslüman - Türk ve Roman nüfus varlığım sürdürmektedir. Beklenenden 2 ay evvel dünyaya gelen bebeğe iyi haber getiren anlamında Vangelia adı koyulur. Vanga nın babası Pande Surtcev'in, belli bir dönem çete kurma suçundan Yedi Kule zindanında hapis yattığı bilinir. Annesi Paraskeva, henüz Vanga 3 yaşındayken ikinci çocuğunun doğumu sırasında vefat eder. Yoksulluk ve imkansızlık içinde büyüyen çocuk, ateşli ve inatçı bir karakterle dikkatleri çekiyor. 1922'de, 11 yaşındayken, babasının ikinci evliliğinden Vasil adında erkek kardeşi doğuyor. Kardeşinin bakımı ve ev işleri ile uğraşan Vanga nın o zamanlar en sevdiği oyun başka bir odaya bir cisim yerleştirerek, sonra da onu bulmaya çalışmaktan ibarettir. Gözlerini kapatıp, kör taklidi yaparak cisme ulaşmaya çalışan küçük Vangelia, bu oyunuyla çevresinde endişe ve tepkilere yol açıyor. Aile bir yıl sonra Novo Selo'daki amcasının yanma taşmıyor. Artık 12 yaşına gelen sarı saçlı mavi gözlü kızın görevi, her gün eşekle köyün dışındaki ahırlara gidip iki güğüm sütü getirmektir. Vanga ve Eşi Bir yaz günü Vangelia ve iki kuzeni ahırlardan köye dönüş yolunda ilerlerken, tam yol üzerinde bulunan Han çeşmesine uğradıkları sırada aniden korkunç bir fırtına kopar. Hava kararır, güçlü bir rüzgar çıkar. Rüzgar, ağaçların dallarını kırıp savurur; fidanları kökünden söküp atar. Toz, toprak, ağaçların dalları ve yapraklar havada uçuşup oluşan hortumun içinde havalanır. Fırtınanın şiddetiyle çeşmenin yanma düşen iki kuzenin şaşkın bakışları arasında, hortum küçük kızı yerden alıp havalandırarak 2 km ötedeki "Tırnaka denen araziye savurur. İlginçtir ki hiçbir resmi kayıtta o günler hatta haftaları kapsayan zaman diliminde bir fırtına, hortum veya benzeri hava durumu raporuna rastlanmamıştır. Uzun süre kızı arayan köylüler, onu korkudan delirmiş, taş toprak ve kırık dalların altında gömülmüş vaziyette bulurlar. Gözlerinin içi toz ve toprakla dolan Vanga, korkunç bir acı hissediyor. Telaşlanan köylüler onu hemen evine götürürler, acılarım dindirmeye çalışarak boş yere gözlerini yıkayıp dururlar. Ne yazık ki bunun bir faydası olamamış. Daha gece çökmeden gözleri kanla dolar ve göz bebekleri beyazlaşır. Gözleri iyice iltihaplanan küçük kıza Üsküp'te üst üste başarısız iki ameliyat yapılır. Ne yazık ki kızın gözlerine perde inmesine engel olamazlar.

9 Vangelia'nın babasına Belgrad ta üçüncü bir ameliyat yaptırması tavsiye edilir fakat bu ameliyat Pande'nin maddi gücünü fazlasıyla aşar. Çok yoksul olan baba evdeki eşyaları ve tek koyununu satar. Bu şekilde paranın ancak yarısını denkleştirebilen baba, fazladan yol masrafı olmaması için kızının yanında gitmek yerine onu Belgrad a komşusunun refakatinde gönderir. İyi giyimli komşuyu babası sanan doktor, paranın sadece yarısının olduğunu görünce kızgınlıkla "yarı paraya yarım ameliyat" yapacağım ifade eder. Eve döndüğünde az da olsa görme yetisine kavuşan kızın güçlü gıdayla beslenmesi, özel bakım görmesi gerekir. Tüm parası tükenen, zaten fakir olan aile için bu imkansız bir durumdur. Vangelia'ya ihtiyacı olanlar temin edilemez, gerekli olan bakımı göremez ve küçük kız bu az olan görme yetisini de böylece sonsuza kadar kaybeder. Talihsiz kazadan sonra Vangelia'da gözle görünür değişmeler gözleniyor. Garip şekilde ve düşünceli düşünceli kendi içine dalıyor, etrafa görmeyen gözleriyle "bakıyor" yılında bir erkek kardeşi daha doğuyor. Babası komşu köylerde hizmetçilik yaparken, üvey annesi tarlada çalışıyor, Vanga da 2 küçük kardeşinin bakımıyla ilgileniyor... Bu ağır şartlar altmda sağlığına gereken özeni gösteremeyen Van-ga'nın gözlerine tekrar perde iner. Başka bir ameliyat söz konusu olamayacağından dolayı da Vanga görme yetisini bu defa tamamen ve hayatımn sonuna kadar kaybeder. 15 yaşındayken, Belgrad'a.yakın Zemun daki körler okuluna yatılı olarak gönderiliyor. Okulda yaşadığı süre belki de hayatındaki en sakin ve sessiz günleri geçirdiği dönemidir. Oradaki her şey çok yeni, enteresan ve ilgi çekici geliyor genç kıza. Körler alfabesini öğrenen Vanga aynı zamanda piyano çalmaya da başlıyor. En sevdiği ders müziktir, bu konuda doğuştan yeteneklidir. Körler okulunda 3 yıl süreyle kalan Vanga diğer derslerin yamnda temizlik, aşçılık, örme ve diğer ev işlerini de kendi kendine yeterli olacak şekilde yapmayı öğreniyor. Okuldaki öğrencilerin arasında varlıklı bir aileden Dimitar adında bir gençle yakınlaşan Vanga, ondan evlenme teklifi alıyor. 18 yaşındayken babasından evlenmek için onay beklediği sırada, memleketinden beklenmedik bir haber geliyor yılında doğan Lubka adındaki kız kardeşinden sonra dördüncü çocuğuna hamile kalan üvey annesi, doğum sırasında ölmüştür. Vanga nın aşkına, okuluna, daha iyi bir yaşam hayallerine veda emesi ve evine dönmesi gerekiyor. Dönüşünden sonra babası komşu köylerde hizmetli olarak çalışmaya başlıyor ve 6, 4 ve 2 yaşında olan kardeşlerinin tüm bakımı ve evin tüm işleriyle Vanga ilgileniyor. Bundan sonraki hayatı büyük bir fakirlik ve ağır şartların altında sürerken Vanga bu durumla sahip olduğu güçlü karakter sayesinde başa çıkmayı başarıyor.

10 Petrich teki evi Bir gün babası güttüğü koyunlardan tekini kaybedip öfkeli bir şekilde eve döner. Kara kara bunun hesabını sürü sahibine nasıl vereceğini düşünüp durur. Kızı, "Kızma, koyunun Monospitovo köyündeki Atanastadır." Diyerek teselli etmeye çalışır. Babası, öyle birini tanımadığından dolayı şaşırıp, köyün dışına bile çıkmayan kızma bunu nerden bildiğini sorar. Vanga, babasına bunu rüyasında gördüğü şeklinde açıklamaya çalışır. Babası hakikaten o köye gidip koyununu söz konusu adamın sürüsünün içinde bulur. Bu olaya Vanga nın ilk kehaneti diyebiliriz yılında genç kız ciddi bir akciğer hastalığına yakalanıp 8 ay boyunca ölüm kalım mücadelesi veriyor. Durumu tamamen ümitsiz hale gelince eve doktor çağırılır. Gelen doktor, kızın zap zayıf ve uzun yatalaklıktan yaralarla kaplanmış vücudunu görünce tiksintiyle sağlık ocağından dezenfeksiyon ilaçları ve pudra ister. Kız kardeşi Lubka'ya ise, ablasının durumun çok kötü olduğu-nu ve yakında öleceğini söylüyor. Lubka bundan 2 gün sonra çeşmeden doldurduğu sularla eve gelince tam bir şok geçiriyor, çünkü evin önünde ablasını dimdik ayakta etrafı süpürürken bulur. Vangelia sadece iyileşmiş olmakla kalmamış, garip bir güçle dolmuş görünüyor. O artık başka bir insan gibidir, yeni, alışılmadık güçlere ve diğer insanlardan farklı bir kadere sahiptir. Kız kardeşinin geldiğini anlayan Vanga onu "Hadi hemen başla! Temiz olması için her yeri süpürmeliyiz, çünkü yakında buraya birçok insan gelmeye başlayacak." sözleriyle şaşırtıyor. Bu olay üzerinden çok zaman geçmeden, Lubka ablasının başka bir tuhaf haline daha şahit oluyor: İkisi köyün dışındaki bir kuyudan su doldurmaya gitmişlerdir. O gün, ablasının üzerine garip bir hal çöküyor ve Lubka onun uzun süre suskun ve etrafa son derece ilgisiz kaldığını görünce korkudan ağlamaya başlıyor. Dalgınlıktan bir anda çıkan Vanga ona şu şekilde sesleniyor: "Korkma, korkacak bir şey yok, sadece biriyle konuşuyordum. O bir atlıydı ve atma su içirmek için gelmişti. Atma yar vermediğin için kızmamasını söyledim, çünkü sen onu göremiyorsun. Atlı bana "Kuyunun etrafındaki beyaz çiçekli küçük bitkileri görüyor musun? Bu "şifalı yıldız otu" dur ve birçok hastalığa iyi geldiğini ekledi."

11 Kasım 1940 yılında baba Pande vefat ediyor ve arkasında 4 öksüz bırakıyor. Vanga nın bundan sonraki hayatını çaresiz ve ızdırap dolu günler takip ediyor, sadece onun tükenmez sabrı ve güçlü karakteri diğer çocuklara örnek oluyor ve ayakta durmalarına güç veriyordu. ikinci dünya savaşının başında, 1941 yılında, Vanga nın paranormal yetenekleri iyice ortaya çıkar. Ona görünen "ışık saçan" bir atlıdan yaklaşan savaşla ilgili bilgiler alır. "O uzun boylu, sarışın ve "tanrısal" bir güzelliğe sahipmiş. Eski savaşçılar gibi ay ışığında parlayan metal giysiler giyiyormuş. Atı beyaz kuyruğunu sallıyor ve ayaklarını yere vuruyormuş. Vanga nın kapısının önünde durmuş, attan inmiş ve karanlık tek göz odaya girmiş. O kadar ışık saçıyormuş ki, tüm oda gündüz gibi aydınlanmış. Vanga'ya dönmüş ve "Yakında dünya karışacak ve çok kişi ölecek. Burada duracak, yaşayanlar ve ölenlerle ilgili bilgi vereceksin. Korkma! Ben senin yanında olacağım ve aktarman gerekenleri söyleyeceğim!" Bu olayı, Vanga nın hayatının en mistik olay olduğu için yakını Peter Bakov'a paylaştığı şekilde aktarıyoruz. "Önce bir atlı geldi, öyle atıyla beraber odama girdi. Tam öniim-deydi, neredeyse üzerime gelecek. Ama öyle parlıyor, giincş gibi! O da, atı da ışık saçıyor. Atı, sanki tek boynuzlu gibi, beyaz, bembeyaz, ışıldayan ve konuşan at. Ve tanrı şöyle söyledi: - Sen insanlara olacakları önceden haber vermek üzere seçildin, bilmeleri için. Hazırlanmaları ve korkmamaları için. Ona bakıyorum, bakıyorum, sanki artık kör değilim, fakat hiçbir şey anlamıyorum. Ben de ona hayretle ve merakla bakıyorum, ve kendisine aşık mışım gibi de seviniyorum. Tanrım! Ondan nasıl bir güzellik yayıldığını tahmin bile edemezsin. O atını şaha kaldırdı ve tam çıkacak iken döndü. "Çocukların olmayacak. Hepsi senin çocuklarındır, genç olanlar da, yaşlı olanlar da. Hayatta olanlar da, olmayanlar da. Benden kimseye bahsetme. Dahası da var; biz hepimiz yanma gelip kehanetlerini nasıl yapacağını söyleyeceğiz." Ve yok oldu. Nereye, nasıl, anlamadım. Birkaç zaman sonra, aniden babamın Strumitsa'daki evinde, yine odama geliverdiler. Hepsi parlıyordu. Tüm azizler aynı anda. Bunun ne olduğunu biliyor musun, bilmiyorsun, Pes-he. Öyle bir ışık yayıldı ki, sanki evime güneş girdi. Öyle bir güzellik, anlatamam. Bunu anlatacak kelimeler yok ki, görülmemiş bir güzellik. Hayır, bu cennet değildi, çok ötesinde bir güzellik... Etrafımı çevirdiler, öyle bir durdular ki hepsini aynı anda görebiliyordum. Tanrı beni kucağında sallıyor, sanki onunum, ona aidim... Ve aralarında fısıldaşmaya başladılar ve alevi kullanmama karar verdiler, ateşi. Mum alevinde olacakları ve olmayacakları önceden görmemi kararlaştırdılar. Sonra teker teker geçtiler, gözlerimi okşayıp, alnımdan öptüler. Önce alnımdan, sonra yanaklarımdan ve en çok ta gözlerimden. Bense sanki bulutların üzerinde uçuyorum. Harikülade, çok enteresan ama görünmez bir mum yaktılar. Ben öylesini görmemiştim. Ve alevi yandığı zaman, ellerimi tuttular ve onu avuçlarımın içine koydular, sanki alevi avuçlarımla tutuyordum. Sanki ellerimde çiçek gibi açıyordu... Ve en sihirli gözlere kavuştum. Her şeyi görüyorum, her şeyi.oyle şeyler ki, ne rüyamda görmüşüm, ne de hayal edebilmişim. Birden bire gittiler. Hoop, ve odada kimse kalmadı..." 6 nisan 1941 yılında alman nazi ordusu Yugoslav sınırından içeri giriyor. Aynı gün Vanga ve kız kardeşi dışında herkes evlerini terk edip saklanır. Askerler boş evleri dolaşıyorlar, buldukları

12 yiyecekleri alıyorlar... Onların yoksul evlerine girdiklerinde alınacak bir şeyin olmadığını anlayıp çıkıp giderler. Köylüler geri geldiğinde Vanga'daki inanılmaz değişimi görerek avlunun içinde toplanmaya başlarlar. Vanga köşedeki kandil ışığında duruyor ve siması tanınmayacak bir şekilde değişmiş, ifadesi bomboş fakat heyecanlı görimüyormuş. Hiç durmadan konuşuyormuş, farklı, garip bir ses ile... Savaşa katılıp sağ salim geri gelecek veya bir daha dönemeyecek kişilerle, yer ve olayları inanılmaz ayrıntılarla ard arda sıralıyormuş. Kahinin bu mistik hali böyle günlerce devam ediyor. Vangeli-a'nın neredeyse bir yıla yakın hemen hiç uyumadığı söylenir. Ününü duyan insanlar çevreden evine akın etmeye başlarlar. Bundan sonra Vanga insanlara her türlü problemleriyle ilgili bilgi vermeye başlamıştır. Vanga kaybolan bir eşya veya evcil hayvanın yerini söylemekte, hastalıklarla ilgili şifalı otlar tasfiye etmekte, insanlara o zor günlerde ihtiyaç duydukları optimizmi ve inancı aşılamakta, ve en önemlisi, kimseyi geri çevirmemektedir yılında, Petrich'e bağlı bir köyden askerler geliyor. Aralarından biri, 23 yaşındaki Dimitar Gushterov öldürülen kardeşi ile ilgili bilgi almak istiyor. Vanga, kapının dışma çıkarak kendisine ismiyle seslenir: "Neden geldiğini biliyorum, kardeşinin katillerim öğrenmek istiyorsun. İntikam almayacağına dair söz verirsen belli süre sonra sana söyleyebilirim. Çünkü intikam almana gerek yok. Onların sonlarına kendin şahit olacaksın." Genç, şaşkın ve etkilenmiş bir şekilde dışarı çıkar, çünkü Vanga'nın ismini ve aile dramını nasıl bilebildiğine anlam verememektedir. Bu olaydan sonra Gushterov birkaç kez daha ziyaretine gelir. Her seferinde Vanga ile odasında uzun uzun sohbet ederler. 20 Nisan 1942'de Vanga kız kardeşine gencin ona evlenme teklif edeceğini ve ikisinin de Pet-rih'e taşınacağını söyler. 22 Nisan'da yaşadığı Strumitsa'yı kız kardeşiyle beraber terk ederek, yirmi yıllık sakin bir evlilik hayatı geçireceği müstakbel kocasının yanma taşınır ilkbaharından 1970'e kadar Petrich'te yaşayan Vanga, burada polislerle başı derde girmesine rağmen insanlara yardım etmeye devam ediyor. Vanga'nın kocasına 12 yıllık bir alkol düşkünlüğünün sonucu olarak siroz teşhisi konuluyor. 1962'de, 42 yaşındayken vefat ediyor. Kendi çocukları olmayan aile, 3 yaşındaki Veneta adında bir kız çocuğunu evlat ediniyor. Eşinin ölümünden sonra Vanga, Dimitar Valtcev adında bir erkek çocuğunu daha himayesi altına alıp büyütüyor. Eşinin genç yaştaki vefatından sonra kendini yalnız hisseden Vanga, manastıra kapanmaya karar veriyor. Samokov, Vracesh ve Bansko manastırlarından, insanları yardımlarından mahrum bırakmaması gerektiği gerekçesiyle geri çevrilen kahin, tekrar Petrich'e dönüyor. Vanga nın kahinliği 1967 yılında "devlet" tarafından meşrulaştırılıyor ve kendisi belediye hizmetine almıyor. Kalabalıkla başa çıkması ve de rahatsız edilmemesi için, özel görevliler tayin ediliyor. Belediyece her görüşmek isteyene sıra veriliyor. Kişi başı 10 leva ücret alınmasına karar veriliyor (daha sonra bu ücret Vanga'nın itirazlarına rağmen ikiye katlanıyor). Yabancılar içi bu miktar 50 leva olarak belirleniyor. Bazı hesaplamalara göre, Vangelina Gushterova sayesinde Bulgar hazinesine giren para 100 milyon doları aşar! Oysa Vanga'nın kişisel olarak insanlardan hiçbir zaman bir para talebi veya beklentisi bulunmuyor. Komünist Devlet Başkam Todor Jivkov'un kızı Ludmila Jivkova'nm lüks villa teklifi de dahil, onun gibi bir çok maddi teklifi geri çeviriyor. Batılı devlet adamlarının da, hatta Çin siyasetçilerinin de yardım önerilerini red ediyor. Görüşmelerden elde edilen gelirlerin tamamı Belediye'ye aktarılıyor.

13 Kazancın bir bölümüyle, Vanga'nın özel olarak seçtiği yerde, ayrı bir ev inşa ediliyor. Petrich'teki evinden 15 km mesafede, Rupi denen bölgede inşa edilen bu "villa", bundan sonra ziyaretçilerin kabul yeri haline geliyor. 20 yılı aşkın bir süre haftanın yedi günü yüzlerce insan, tam geliş saatini bilerek bu evin önünde sabırla bekliyor; acılarına, problemlerine çare olması ümidini taşıyordu. Sıradan insanlar için Petrich'li kahin ile görüşmek çok kolay değildi. Her gün yüzlerce insan problemleriyle birlikte oralara gelir, sabırla sıranın kendisine gelmesini beklerdi. Belediye ziyaretçilere ücret karşılığı makbuz veriyordu ama bazen bekleme süresi bir yılı bile bulabiliyordu. Acil durumları ise Vanga nın kendisi öne alıyordu. Anlaşılmaz bir şekilde kimin durumunu bekletilemez olduğunu hissediyor ve bekleyenler arasından ismiyle seslenerek veya bazı dış özelliklerini belirterek çağırtıyordu. O zaman kalabalığın arasında sessizce bir yol açılır ve derdinin büyük olduğu belli olan kişinin geçmesine izin verilirdi. Politikacılar, sanat ve toplum hayatında söz sahibi olanlar da benzer ayrıcalıklara sahiplerdi, onlar Vanga nın "özel misafirleri" statüsündeydiler. Yabancıların bekleme süresi en çok birkaç gün ile sınırlıydı. İnsanlar otellere ve pansiyonlara yerleşip sıranın kendisine gelmesini bekliyorlardı. Akşam saatleri ve Pazar günleri ise kahinin ek özel görüşmelerine ayrılmıştı; bu zaman yakm, dost ve resmi kişilerden oluşan ayrıcalıklı gruba tahsis edilmişti. Vangelia Gushterova'ya 1974 yılında "araştırma görevlisi" olarak resmi unvan veriliyor. Bir sonraki yıl Parapsikoloji Enstitüsün'den Dr. Georgi Lozanov fenomen ile ilgili bilimsel araştırmalara başlıyor. 8 yıl süren ve kişiyle görüşülerek oluşturulan araştırma, Lozanov'un tutuklanması ve tüm arşivine el konulması nedeniyle yarıda kalıyor. 14 ciltten oluşan bilimsel çalışmalar devlet arşivine almıyor ve fakat 1980'lerde ortadan yok oluyor. Vanga nın yeğeni Krasimira, bu konuyla ilgili olarak, belgelerin Bulgar devlet güçleri tarafından alınıp gizlice Rusya'ya çıkarıldığının iddia edildiğini söyler yılları arasında ünlü kahini ziyarete gelenlerin sayısı ile ilgili olarak birbirinden oldukça farklı bilgiler bulunuyor. Maalesef böyle istatistik yapılamamıştır. Verilen rakamlar 300 bin ile 1 milyon arasındadır! Birçok kişi ziyaretlerini tekrarlamaktadır. Yayınlanan bir araştırmaya göre, kahinin yardımcı olduğu kişi sayısı sadece 1976 yılında 102 bini bulmuştur! Vanga halkın içinden olanların sorunlarım dinlemeyi tercih etmektedir. Politik ve sanat dünyasından ünlü kişiler de kahine büyük ilgi göstermekteler. Toplumsal ölçekteki olaylar hakkında konuşmayı çok daha az yeğler ve bu tarz bilgileri kısıtlı çevreyle paylaşır. Belki de tüm insanların henüz duymaya hazır olmadığını düşünüyordur. Hayatının son döneminde hayali olan Rupi bölgesindeki kilisenin yapılması için bir fon oluşturulur. Bağışlanan paralarla "Sv. Petka Bulgarska" adı verilen kilise onun gösterdiği yerde inşa edilir ve 1994 yılında hizmete açılır. Kilisenin yapımı ve dekorasyonu esnasında birçok sorun ile karşılaşan Vanga, masonluk suçlamalarıyla da karşı karşıya kalır. Buna en büyük neden, ressam S. Rusev'in kilisenin duvarlarına yaptığı alışılmadık tarzdaki tasfirlerdir. Vangelia Gushterova, 11 Ağustos 1996'da 85 yaşında iken kansere yenilip vefat eder. Tüm hayatı gibi, ölümü de garip şartlar altında olmuştur. Son dakikalarında, tam nefes yolunun açılması gerektiği anda hastanede bir elektrik arızası çıkar ve doktor tıbbi müdahaleyi yapamaz. Daha sonra arızanın nerden kaynaklandığını araştırırlar fakat bulamazlar.

14 Bazı iddialara göre Vanga, ölüm tarihini ve yerine kimin geçeceğini öngörmüştür. Ölümü kendi sözleriyle şöyle tanımlıyor: "Ölümden sonra insanın vücudu çürür. Geriye bir parçası kalır, çürümez; bu ruh veya adını bilmediğim bir şeydir. Buna siz yeniden doğuş diyorsunuz. Ben, ne denir bilemiyorum. İnsandan geriye bu kalır. Çürümez, gelişmeye devam eder ve daha üst mevkilere ulaşır. Bu, ruhun sonsuzluğudur." Yakını Verka Ivanova Son sözleri "Ve de birbirinizden nefret etmeyin, birbirinizi sevin." olmuştur.

15 II.BÖLÜM KAHİN VANGA NIN YETENEĞİ Yeteneği Kahin Vanga nın duyu ötesini algılama yeteneğini açıklamak bir derece mümkün olsa da yeterli derecede izah edilmesi şimdilik mümkün değildir. Sahip olduğu metapsişik güçlerin karakterini analiz etmeye çalışmadan evvel, kahinlik fenomeninin kendisini biraz açmaya çalışalım. Geçmiş ve gelecekten duyu ötesi vizyon algılama yetenekleri olan kahinler nasıl insanlardır? Ortak özellikleri nelerdir? Kehanet yeteneği en sık sakin, sessiz, genellikle doğa ile uyumlu bir hayat yaşayan, sıradan ve göze batmayan insanlarda görülür. Bunlar en çok şehir hayatının hızlı koşuşturmasının dışında bir yaşam biçimi süren köylü, çoban gibi kişilerdir. Bazılarında bu yetenek doğuştan gelir, fakat zaman içinde kendiliğinden zayıflar ve kaybolur. Kehanet yeteneğinin çıktığı diğer bir grup insan, ağır hastalık, kaza, travma ve klinik ölüm gibi olaylar yaşamışlardır. Kahinlerin duyu ötesi vizyonları en çok günlük olaylara aittir. Mesela ailede bir hastalık, ölüm, düğün veya doğum gibi... Genelde kahinin gördüğü vizyonu ilgilendiren kişiyle bir bağlantısı yoktur ve gördüklerini kendisine izah etmekte zorlanır. Fakat bazen görüntüler doğal felaket, savaş gibi global olayları içerir.

16 Kahinlik yeteneklerine sahip kişilere en fazla toplumdan izole edilmiş, tabiatın daha bakir olduğu bölgelerde rastlanır. Bu tip yerler incelendiğinde genellikle geçmişte başka kahinlerin de orda yaşamış oldukları görülür. Sanki üzerinde yaşadıkları toprak, onların kehanet yeteneğinin beslendiği temel kaynaktır... Kahin Vanga böyle bir bölgede yaşamaktaydı. Rila dağı etekleri daha yakın geçmişte Prepodobna Stoyna ve Slava Servukova gibi paranormal güçlere sahip kişilere ev sahipliği yapmıştır. Uzak geçmişte ise en büyük inisiyelerden olan Or-fe'nin doğup büyüdüğü bölge olarak gösterilir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde, kahinin yaşadığı bölgenin özelliklerine daha ayrıntılı değinilecektir... Genel olarak kahinliğin ortaya çıkışına yönelik kısa bilgi verdikten sonra, kahin Vanga fenomenini yavaş yavaş elden geldiğince anlatmaya çalışalım... Petrich'li kahinin zaman ve mekan sınırları tanımayan yeteneğinin kaynağı tam bir sırdır. Onu tarif etmek ve belki bir ölçüde hayalimizde canlandırmak olasıdır, fakat bir kategoriye koymak oldukça zordur. Ne tür bir duyu organı veya organları kullanıyordu ki uzayın ve zamanın sonsuzluğunu algılayabilme kabiliyeti veriyordu? Literatürde bu kabiliyete paranormal, doğa üstü, veya spritüel isimleri veriliyor. Vanga'nın sahip olduğu yeteneği tarif etmek de tek cümleyle mümkün değildir. En genel şekilde söylenecek olursa, kahin fizik ötesi dünya ile kontağa giriyor, geçmiş olayları görebiliyor, bugün ve gelecek ile ilgili vizyonlar görüyor, insanın fiziksel ve ruhsal bedenine girebiliyor, bitki ve çiçeklerle "konuşabiliyor, tabiatın "universal" sesini duyabiliyor, uzay ve zamanda nesneleri algılayıp bulabiliyor... Defakto görme yetisine sahip olmayan Vanga, kendine yeterli olacak şekilde çevreyi algılayabiliyor. Oda düzenini "görüp" eşyaların ne şekilde yerleştirilmesi gerektiği konusunda talimatlar veriyor, renklerin tonlarını, gelenlerin fiziksel özelliklerini tarif ediyor! Özetle Vangelia

17 Gushterova'nın kabiliyeti, daha Aristo'dan bu yana bilinen 5 duyu organının haricinde özellikler taşır. Kuşkusuz paranormal yeteneğinin en ilgi çekici kullanım şekli, fizik ötesi alemle olan irtibatıdır. Vanga nın ölmüş insanlarla kontağa girme yeteneği, dünyanın çeşitli yerlerindeki entellektüelleri şaşırtmaktadır. En konservatif olanları bile, kahinin ölen biriyle ilgili verdiği inanılmaz ayrıntılar karşısında bir açıklama getiremiyorlar. İzleyenler, bir mucizeyle karşı karşıya olduğunun farkına varırlar, rahmetli yakınlarıyla ilgili kendilerinden başka kimsenin bilmediği detaylar arka arkaya sıralanmaktadır ve Vanga'nın bunları bilmesine imkan olanak yoktur. Tek yolu, doğaüstü bir şekilde ölenle irtibata geçip bu bilgileri edinmektir. Bu açıdan bakarsak, Vanga fenomeni, ölüm sonrası hayatın devam ettiğine dair kesin bir kanıttır... Hayatında bir kez kahin ile karşılaşmış ve bu deneyimi yaşamış biri için ruhun ölümsüzlüğü ile ilgili kesinlikle bir şüphe kalmamaktadır. En şüpheci olanlar da, katı ateist olanlar da karşısında mantıklı bir izahat getirememenin acizliğini taşıyorlar. Kahinin yanma gelen ziyaretçi, daha ilk karşılaşmada karşısındaki izah edilemez gücün etkisinde kalıyor, ondan aldığı enformasyonun şaşkınlığıyla sadece dinleyebiliyor ve sorulara cevap verebiliyor. Duyduklarının gerçekliği hakkında hiçbir şüphe duymayan kişi, tüm bu olanlara mantıklı bir izahat aramayı ise çok daha sonra düşünebiliyor. Vanga defalarca, yapılmak istenen bilimsel incelemelerin bir sonuç getirmeyeceğini, çünkü yeteneğinin tanrı vergisi olduğunu anlatmaya çalışmıştır. "Tanrı'nın işiyken, bunu nasıl açıklayabilirler?". "Bu yetenek bana Tanrı tarafından verildi. Beni insan gözlerinden mahrum etti, fakat bana başka gözler verdi, onlarla tüm görünen ve görünmeyene bakabiliyorum. İlginçtir ki tıbbi incelemelerinin sonuçsuz kalacağını söyleyen Vanga nın birçok olayda sesi bile kayıt edilememiştir. Rus edebiyatının en önemli isimlerinden Leonid Leonov, ilk ziyaretinden etkilenip, İkincisinde kayıt cihazı getirmeye karar verir. Böylece Vanga nın zor anlaşılır lehçesini tam olarak deşifre etme ve üzerinde düşünme imkanı bulmayı ümit eder. Tercümana ve beraberindeki insanlara güvenmemektedir, kahinin pek az sözünü hatırlayıp aktarabildiklerini bir evvelki görüşmeden anlamıştır. Vanga nın odasına girdiğine getirdiği kayıt cihazını dikkatlice ayarlar ve kimsenin ona yaklaşmaması konusunda uyarır. O gün Vanga nın konuşması oldukça "ilhamlıdır", kendisi ve ülkesi ile ilgili kilit önemde cümleler söylemiştir. Yazar, nitelikli görüşmenin verdiği memnuniyetle Sofya'ya döner. Kayıt cihazını kontrol ettiğinde, üstüne hiçbir kaydın yapılmamış olduğunu anlayınca tam bir şok geçirir. Konuşmaların kaydedildiğini düşünerek söylenenleri rahatça dinleyenler de pek bir şey anımsayamazlar. Kahini arayıp tekrar geldikleri takdirde, konuşmalarını tekrar edip edemeyeceğini sorarlar. Vanga'nın yanıtı olumsuz olur... Yeğeni Krasimira Stoyanova'nın, benzer bir anısı vardır. Bu kez iki Bulgar yazar, ses kaydı almak niyetindedir. Tüm görüşmeleri banda aldıklarını düşünen yazarlar, kaydedilen tek şeyin halk türküleri olduğunu görünce ne yapacaklarını bilemezler. Üstelik kayıt sırasında hiçbir yerde müzik çalmamış-tır! Öteki alemle olan irtibata neden olan, gelen insanın kendisi olabileceği gibi, beraberinde getirdikleri eşyalar da bilgi aktarımına sebep olabilir. Ziyaretçiye ait herhangi bir resim, saat, yüzük, rahmetliye ait bir eşya, giysi veya resim, hatta mezar toprağı; gelenek halini almış küp

18 şeker ve başka böyle eşyalar enformasyon akışına sebebiyet verir. Ziyaretçinin şekerin üstünde bir gece öncesinden uyumuş olması gerekir. Belki de şekerin kristal yapısından dolayı, enformasyonu çekme ve saklama özelliği vardı. Şekeri, saati veya başka getirilen nesneyi eline alınca, iç gözüne odaklanan kahin kişiyle ilgili bir takım vizyonlara sahip olmaya başlıyor. "İşte, göründü", "İşte, ben görüyorum" gibi kısa cümleler söylerken önünde gelenin bütün yaşam öyküsü beliriyor. Kendisine gelen bilgi genel itibariyle pozitif olduğunda gayet sakin duran Vanga, tersi durumda ise sanki tuttuğu nesnenin sıcaklığından eli yanmış gibi onu hemen elinden bırakıyor. Fakat genellikle ziyaretçinin oradaki varlığı, ölenle irtibat için yeterlidir. Bizim algı kapasite ve sınırlarımızla doğaüstü, gizemli, absürd diye tanımladığımız olay, Vanga için gündelik ve sıradan bir hal almıştı: "Daha insanlar otobüsten indikleri sırada (kendisini Petrich'e ziyarete gelenler) onların ölmüş yakınları beraberlerinde yanıma gelirler. Bir gece eve giriyorum ve bakıyorum ki her yer ölenlerle dolmuş taşıyor. Bakındım, bakındım ve de yatmaya gittim." (K. Stoyanova'nın Vanga Hakkında Gerçek kitabından) Vanga'nın en bilinen özelliği ruhsal alemle irtibatı olduğu halde, en ilginci ve bizim de bu kitabı yazmamıza vesile olan henüz gerçekleşmemiş olayları önceden görebilmesi, yani kehanet yeteneğidir, şairlerin veya ressamların ilhamına benzer bir ilhamla kişiler, toplumlar ve devletler hakkında hatta dünya ölçeğinde en küçük veya ayrıntılısından toplumsal boyutta olanına kadar çeşitli vizyonlar görebilmektedir. Bu yeteneğiyle dünyada eşsiz olduğunu söylemekle abartmış olmayız. Fakat ne var ki Vanga'nın hümanistiği, merhameti, insanlara yardım etmek isteği ve acılarına karşı gösterdiği sağduyu, tanrı yergisi olan bu yeteneğinin bir zanaat, sürekli bir iş-uğraş haline dönüşmesine yol açmıştır. Vanga'nın durugörü yeteneği için sınırsız ve orijinal tanımlaması yapabiliriz. Sınırsız, çünkü hiçbir geçmiş - ve gelecek zaman sınırı tanımadığı gibi aynı zamanda sürekliliği söz konusudur. Kahin binlerce yıl evveliyle ilgili en toplumsal çaptan en ufak detaya kadar bilgi verebileceği gibi yakın geçmiş ile, şu an ile ve gelecekte vuku bulacak olaylar ile ilgili de aynı şekilde haber verebiliyordu. Beynindeki görüntülerin akışı sürekli ve kesintisizdi. Zaman tanımlaması bizim algıladığımız şekilde yoktu. İzah edilmesi zor bir şekilde zamanı, geçmişin ve geleceğin bir bütünsel akışı (ki bu akış her iki yöndeydi) olarak algılıyordu. Ünlü kahin, zamanı duyumsadığı biçim için şunları söyler: "Zaman yoktur, çünkü o geçmişin ve geleceğin karışımıdır ve şimdiyle beraber gelir, şu an olduğumuz şey, geçmiş ve gelecektir, şu an, geçmiş ve gelecekten oluşur. Yani, şu an diye bir şey aslında yoktur!" Hayat Vanga için sanki çoktan yazılmış bir kitap gibiydi, sadece gereken sayfayı açıyor ve orada yazılmış olanları okuyordu. Gelen bir ziyaretçiye hayatıyla ilgili konuşurken örneğin kaç kez evlendiği gibi en önemli olaylardan, en önemsizlerine kadar (mesela evde susuz kalmış bir saksı çiçek) genellikle süzgeçten geçirmeden, kendi beynindeki akış sırayla aktarmaktaydı. Vanga nın yakın arkadaşı Simeon Velitckov'a paylaştığı şu sözleri yeteneğinin bir özeti gibidir: "şekeri elime aldığım zaman tam da bana yardım için gelen insanla hızlı bir kontak geliştiriyorum, hayatındaki olayları çok net bir şekilde izleyebiliyorum. Gözümün önünde, çoğu renkli resimler beliriyor, bu tablolar bana geçmişi tasvir ederken, aynı kişinin geleceği hakkında fikir verir." Kahin, beyninde oluşan yaşam öykülerinin "vizyona girmesini" kontrol edemiyor. Kişinin doğumundan ölümüne kadar olan yaşamı istem dışı ve kontrolsüz akıyor, Vanga görüntüleri ne yavaşlatabiliyor, ne durdurabiliyor ne de oluşmalarının önüne geçebiliyor... Kardeşi Lubka anlatıyor:

19 "Birini hatırlıyorum, beraberinde iki kadın ile Sofya'dan gelmişti. Sağlıklı görünüyordu, dik yürüyor ve kendine çok güvenen bir hali vardı. Ona bakarken, kaç yaşında olduğunu tahmin edemediğimi fark ettim, ve de nezaket kurallarını çiğnemeyi göze alarak, yaşını sordum. Adam bana güldü, kendin tahmin et derken, ipucu olarak Birinci Dünya Savaşında subay olduğunu ekledi. Tabii ki çok şaşırdım ve bu yaşta bu kadar iyi görünmesinin mümkün olmadığını söyledim. Bana tüm hayatı boyunca sırf kendisiyle ilgilendiğini, kendine çok iyi baktığını ve gelecekte de böyle yapmaya devam edeceğini açıkladı. Vanga ise bu arada onu sadece sessizce dinliyordu ve sonra da ayağını yere vurarak : "E, bu kadarı sana yeter, buraya kadar!" şeklinde tepki verdi. Ne anlama geldiğini kavrayamadık... Gidişinden üç gün sonra vefat ettiğini öğrendik. Meğer "buraya kadarın" anlamı buymuş..." Petrich'li kahinin şiddetle karşı çıktığı duygu, öç alma duygusudur. Kendi karma felsefesine göre, insanın sadece iyilikler yapması gerekir, aksi halde her kötü hareket bumerang gibi yine aslına döner, hem de misliyle... Kişinin kendisine dönmez ise, bu negatifi iğin sonuçlarını ailesi çeker. Neden böyle olduğu sorulduğunda, "Daha çok acıtması için" şeklinde açıklama getirir. Yeğeni Krasimira Stoyanova'nın şahit olduğu böyle enteresan bir olay var. Yakın bir yerleşim bölgesinden acılı bir baba geliyor. Toplam on üç çocuğu olmuş, on ikisi daha bebek yaşta vefat etmişti. Hayatta olan sonuncusu da yakında, daha 12 yaşında iken ölmüştü. Doktorlar, çocukların henüz anne karnındayken bir hastalığa yakalandıklarını düşünüyorlardı. Vanga'nın ise başka bir açıklaması olur. Talihsiz baba daha genç bir delikanlı iken, annesi hamile kalıyor. Genç bu durumdan oldukça hoşnutsuzdur, çevresinden utanıyor, annesinin bu yaştaki hamileliğini kabullenemiyor. Bir gün kızgınlıkla annesini dövüyor ve onun ve bebeğin ölümüne sebebiyet veriyor. Vanga kendisine bu olayı hatırlatıyor: "Bilmelisin ki, bu talihsizliğin sebebi karın değil, sensin." Ve sonra da sıkça söylediği bir sözü tekrarlıyor: "Daha sonra ıstırap çekmemek için, şimdi iyi biri olmalıyız!" Kahin bir çok kez evinin önünde sıra bekleyenlerden birinin problemini o kendisine açılmadan evvel biliyordu. Evinin içinde durduğu halde kuyruktaki ziyaretçiyle telepatik bağ kuran Vanga, onu ismiyle çağırtarak, geliş sebepleri ve hayatındaki meseleleri anlatarak şaşırtırdı. Tabi ki kahinin yanma gelenlerin tamamı büyük ve çözülmesi zor olan sorunları olanlar, hastası veya rahmetlisi olanlar değillerdi. Bazen sadece meraktan, belki gelecek hayatı ile ilgili bir şeyler anlatır ümidiyle gelenler veya sadece "doğru bilip bilemediğini" test etmek amacını güdenler, çok önemsiz bazı şeylerle onu meşgul edenler de olurdu. Bir defasında evin önünde yırtık pırtık giysiler içerisinde, oldukça zavallı görüntüde olan birine acıyarak onu kabul edince, geliş nedenini öğrendikten sonra, kızgınlıkla onu başından kovduğu bilinir. Gelen kişi, evinin camını kıran çocukları bulup onları cezalandırmak sevdasıyla, belki de camın değerinden 3 kat fazla para harcayan bir köylüymüş! Özetleyecek olursak, insanların dertleri çeşit çeşitti, her ne kadar Vanga tamamına yardım etmeye çalışsa da aralarında bu köylü gibi zamanım boşa harcatanlar da çıkardı. "...Halbuki Vanga'nın en çok yardım etmek istediği ve asla kapısını kapatmadığı, "öncelikli" misafir grubu acılı annelerdi. Evladının hayatından endişe eden bir anneye her türlü önceliği ve dikkatini veren Vanga, onun acısını içtenlikle paylaşırdı. Ziyaretçileri kayıt edip yönlendiren beledî ye görevlisine 'Bana bu tip insanları gönder! Istırap çekmeme de baygın hale gelmeme de değer, çünkü onlara yardım etme şansım olur, bu bebeğin kurtulması gerek, büyümesi ve hayata sevinmesi gerek' demiştir..."

20 Vanga'nın duyarlılık gösterdiği diğer bir ziyaretçi grubu, çocuk sahibi olamayan ailelerden oluşur. Daha kendisine verilen şekeri alır almaz "Evladınızın olmadığını görüyorum!" diyerek gergin ve sinirleri yıpranmış hale gelen aileleri konuya kendisi girerek rahatlatmaya çalışırdı. Sonra fazla zaman kaybetmeden anne olmak isteyene hangi doktora görünmesi gerektiğini, hangi kaplıca sularının faydası olabileceği ve ne tür yararlı bitkiler kullanması gerektiği konusunda öğütler verirdi. Bazı hesaplamalara göre Vanga'nın çocuk sahibi olmasına bir şekilde yardım ettiği aile sayısı 40 bini buluyormuş! Bazen heyecanlı bir şekilde, bebek gördüğünü ve hamileliğin üçüncü-dördüncü ayında anne adayının tekrar gelmesi gerektiğini söyleyerek, ikinci gelişinde oyuncak bebek ve leğen kullandığı tuhaf bir "ritüel" uygulardı. Bunun ne tür bir fayda sağladığını tabii bilemiyoruz, fakat en azından anne olmak isteyen kadının bir şekilde stresinin azaldığı, üzerindeki baskının hafiflediği ve sakinleştiği kesindir. Aynı ritüeli bebek sahibi olmak isteyen kadınlar için de uygulardı. Belki de fizyolojik sebeplerden kaynaklanmayan hamile kalamama durumları için son derece yararlı bir mistik uygulamaydı. Vanga'nın sıkça karşılaştığı taleplerden biri kayıp bir eşya veya hayvanın yerinin bulunmasıydı. Bir çok insan, kendileri için maddi veya manevi değeri olan bir nesneyi kaybedince son çare olarak kahinin evinin yolunu tutarlardı. Genellikle eşyanın aranması gereken yer hakkında dolaylı veya dolaysız tarifler ve ipuçları verirken, onları çalan kişi hakkında bilgi vermekten kaçınırdı. Sadece hırsızın utanmaz davranışlarından aşırı rahatsız olduğu durumlarda onların kimliğini ele verirdi. Aslında bakılırsa, Vanga'nın genel olarak suçluları teşhis etmeye yanaşmaması, bundan dolayı kaynaklanması muhtemel olan problemleri bertaraf etmesi içindi. Zaten haftanın her günü, cumartesi pazar da dahil, ortalama elli kişiyi kabul ediyordu. Her gelen kişinin en az kendi 3-4 yakınıyla ilgili de sualler sorduğu düşünülürse günde en az 200 insanın sorunları, kaderleri, ayrı ayrı bilinçaltını meşgul ediyor, psikolojik bir yük oluşturuyordu. Bunun dışındaki sorunlarla ilgilenmeye zaten enerjisi kalmıyordu, kısaca "bu polisin işi" deyip yaptığına konsantre olmayı tercih ediyordu. Vanga için kayıp eşyanın bulunduğu yerin uzaklığı önem teşkil etmezdi. Aslında bakacak olursak, herhangi bir zaman sınırlaması da yoktu. Eşyanın sadece geometrik şekli, maddesi, kalitesi ve yeri ile ilgili bilgi sahibi olmakla kalmıyor, bulunmuş veya bulunacak olduğuyla ilgili de bütünsel bir fikre sahip oluyordu. Örneğin, Belarusya'dan çalınan ve bir azizeyi tasvir eden ikonun akıbeti soruluyor. Azizenin hayatı ile ilgili birkaç detayı hemen ve peş peşe sıraladıktan sonra, kısa ve net bir şekilde "Bulunacak!" diyerek konuyu sonlandırdığını anlamalarını sağlıyor. "Minsk'ten birisi gelsin mi, veya oradan bir eşya getirsin mi?" şeklinde nazikçe tekrarlanan soruyu "Gerek yok, onlara ikonun gizlenmiş olduğunu ve bulunacağını söyle!" diyerek yanıtlıyor... Petrich'li kahinin benzersiz bir diğer yeteneği, kişilerin iç dünyasının derinliklerine bir anda girebilmesidir. Bir röntgen cihazı misali, insanın sosyal, moral ve kişisel özelliklerini en ufak detayına kadar görebiliyordu. Aynı zamanda fiziksel özellikleri ve ayırt edici doğum / yara izi, giyim, aksesuar gibi diğer özellikleri de algılayan kahin, kişinin ruhsal dünyasına, moral ve entelektüel özelliklerine, karakterine, kültür, eğitim, meslek ve ilgi alanlarına dair de fikir sahibiydi. Bir bakışta, "sen dürüstsün, yalan söylemezsin, çalmazsın" şeklinde genelleme yapar veya "neden yırtık çorap giyiyorsun" diyerek detaya iner. Yeteneğin kaynağı nedir, nerden beslenir, işte bu cevaplanması en güç olan sorudur. Rus akademisyen Yuriy Negri-betski'nin teorisine göre, her bir kişi istem dışı enformasyon yayıyor. Kahin, normal insanlardan farklı olarak bu kodları bir şekilde alıp okuma becerisine sahip bulunuyordu.

21 Başka görüşlere göre ise kahinin beyni, "evrensel enformasyon bankasından" bazı bilgileri almaya ayarlanmıştı. Diğer bir teori, kozmik enformasyonun aslında hepimizin içinde gizli olduğunu esas alır. Evrendeki her şey, bir bütünün ayrılmaz parçasıdır ve içinde bütünün bilgisini taşıyor. Aynı sebeple bilinçaltımızda, evrenin tümüne ait enformasyon yatıyor. Ve genelde, normal koşullar altında iken bu enformasyonun yalnızca zaruri denecek kadarını, hayatımızın idame etmesini sağlayacak kadarını kullanabiliyoruz. Çok özel bazı durumlarda ise (trans, meditasyon, hipnoz, klinik ölüm ve uyuşturucu etkisi gibi) yine özel bazı insanlar içimizde depolanmış verilere ulaşma imkanı bulabiliyor... Belki de kahinin zaman zaman kimseyle konuşmaması, yalnız olmayı tercih etmesi, kendi içinde saklı yatan verileri deşifre edebilmesi için gerekliydi. Bazı saatler, günler, kahin kesinlikle rahatsız edilmek istemezdi, kendini dış çevreden tamamen izole etmeye çalışırdı. Hatta kendisiyle konuşmaya çalışanlara sinirlenir ve onları rahat bırakılması gerektiği konusunda ikaz ederdi. " Ben böyle kendi içime konsantre olmuş haldeyken yanıma gelmeniz hoşuma gitmiyor, bana sıkıntı veriyor, oysa siz kiminle konuştuğumu göremiyorsunuz... Bazen üst düzey yöneticiler beni çevreliyor, bazen de onların yardımcıları etrafımda duruyor, hepsi de uzaydan geliyor. Konuştukları zaman kulaklarıma kulaklığa benzer bir şey takıyorlar, çünkü sesleri çok uzak mesafeden ulaşıyor ve yankı yapıyor. Bunun için sessizliğe ve sakin kalmaya ihtiyacım var..." Bundan sonra okuyacağınız konu oldukça hassas bilgiler içeriyor. Birazdan görüleceği gibi cümlelerin tamamı semboller, üzeri örtülü simgeler ile doludur, kelimeler mecazi anlamlarında kullanılmıştır. Kelimelerin sembolik manalarını göz ardı edip, direk anlamlarıyla ele almamız, bizi hatalı düşüncelere sevk ettirir... Vanga nın irtibata girdiği varlıklarla ilişkin yaptığı tarifleri aktarıyoruz, (yeğeni K. Stoyanova'nın anılarından) 1979 yılı... "...Onları yaklaşık bir yıldır görüyorum. Onlar saydamlar. Görüntüleri, insanın sudaki aksini andırır. Balık pulları gibi parlayan metal zırhlar giyiyorlar. Sanki arala-' rında kadınlar da var. Saçları yosunlarj andırır, kaz tüyü gibi yumuşaktır; başlarının etrafını hale gibi çevreler. Bazen arkalarında kanada benzer çıkıntıları olur. Çok sıkça, Petrich'e döndüğümde onları odada oturur vaziyette buluyorum. Onlarla konuşuyorum. Bazen bahçe kapısına varmadan, daha uzaktan ağıda benzer sesler duyuyorum, sanki bir koro melodisi gibi..." Vamfim gezegeninden geldiğini söylüyorlar, veya ben o şekilde duyuyorum. Üçüncü sırada olan gezegendir. Nereden üçüncü? - Bana bunu söylemiyorlar, zaten ben de anlayamıyorum. Buraya hangi amaçla geldiklerini de söylemiyorlar. Bazen biri elimi tutup kendi dünyasına götürüyor. Gidiyorum. Yıldızların serpildiği yerin üstünde yürüyorum, sanki onları çiğniyorum. Eşlik ettiklerim çok hızlı hareket ediyorlar, zıplar gibi yürüyorlar. Gidiyorlar ve dönüyorlar. Onların yurdunda her şey olağanüstü güzellikte, kelimeler oradaki doğayı tasfir etmeye yetmez... Fakat bilmiyorum neden, hiçbir yerde ev göremiyorum...

22 Orada, onların yurdunda her şey iyi organize edilmiştir ve çok çalışılıyor. Varlıklar, Dünya ile aralarındaki en direk bağlantı olduğumu söylüyorlar. Dünyamızdan sadece birkaç kişiyle iletişime giriyorlar. Bizi kontrol ediyorlar. Kendi dünyalarında gördüklerim ve duyduklarım hakkında konuşmama izin vermiyorlar. tfazen aralarından binleri şöyle diyor: *Kısa süre için geliyoruz, hemen dönmemiz gerek. Sizden çok şey isteme ve çok fazla soru sorma, çünkü konuşmamız yasak..." &r gün, iki heykel getirdiler, tahminen onların çok ünlü adamlarından ikisinin heykeliydi. Tam nereye koyduklarını biliyorum, ama size söyleyemem. Heykellerin biri, düşünceye dalmış, sanki eliyle başını desteklemiş bir erkeğe ait, diğeri ise dik duruyor, sağ elinde tabancayı andıran bir cisim tutuyor... Heykelleri yerleştirirken, varlıklardan biri diğerine insanların göremeyecekleri şekilde, biraz daha kenar bir yere koymamız gerekmiyor mu? " sorusunu yöneltti. Diğerinin cevabı 'Korkma, onların kör olduklarım görmüyor musun?" oldu." Ve Vanga'nın, varlıkları tarif ettiği başka bir konuşmaya yer vererek devam ediyoruz... "Eve girdim, alt kattaki salonun ortasında oturdum, onlar da etrafıma, çember oluşturarak oturdular. Yaşlı erkeklerdi, hatta ihtiyar diyebilirim, parlak giysiler giymişlerdi. Giysileri o kadar çok parlıyordu, ki, sanki salonu güneş aydınlatıyordu. Bana şöyle dediler: "Ayağa kalk ve dinle, biz sana geleceği anlatacağız. Hiçbir şeyden korkma, kapının önünde koruma bekliyor - "demir bir direk" (?). Anlatılanları aktaracağım zamanın henüz gelmediğini söylediler. Yalnızca şunu tekrar edebilirim : "Dünya birçok değişikliğe maruz kalacak. Çıkışlar ve inişler geçirecek. Dünyada denge dönemine, insanlarla konuşmaya başladığımız zaman girilecek!" Anlatılanların üzerinin son derece kapalı olduğunu görüyoruz. Varlıklar, kahine korkmaması gerektiğini, çünkü kapısının önünde koruma olarak demirden bir direk dikildiğini söylemişlerdir. Bilindiği gibi ezoterik bilgilere göre içinde bulunduğumuz çağ, demir çağıdır ve bu çağın özelliği, insanlığın kozmik gerçekten en uzak olduğu dip dönemini yaşamasıdır. İnsanların neredeyse tamamının gözlerinin gerçeğe kapalı olduğu ve uyuduğu zamandır. Vanga'nın anlatımındaki "demir direk" işte bu demir çağın sembolüdür. Kahin yaşadıklarından dolayı korkmamalıdır, çünkü insanlara ne anlatırsa anlatsın bulundukları demir çağın gereği olarak gerçeği zaten idrak edemeyeceklerdir... İlginç bir cümle daha aktarıyoruz: "Bir gün, Gagarin'in yanmadığını, ölmediğini söylediler, o sadece alınmış! Kimin tarafından - bilmiyorum, neden ve nereye alındığını açıklamıyorlar." Vanga'yla ilgilenen, onunla diyaloga giren bu varlıkların ne olduğunu bilemiyoruz. Bu tanımı zaten kahinin kendisi de tam olarak yapamamıştır. Ne amaçla onunla irtibata girdikleri tam olarak açıklık kazanmıyor. Görüp duydukları ile ilgili konuşmasına izin verilmiyor... Anlaşılan varlıklar arasında bizim dünyamızdakine benzer bir hiyerarşi bulunuyor. Kontağa girenlerin çoğu alt kademedeyken, ender olarak üst düzey "yöneticiler" geliyor. Bu durumlarda kahinin dış görünüşünde gözle görülen değişimler oluyor. Rengi soluyor, değişik, sanki kendisine ait olmayan bir sesle konuşurken, günlük kullandığı lehçeden farklı bir dil kullanıyor. Bu varlıklar

23 için "büyük güç" veya "büyük ruh" ismini kullanıyor, çünkü onların ne olduğu ile ilgili kendisinin de bir fikri veya izahı bulunmuyor. Kendisi dediği şekilde "kafanın içinde", beyninde algıladığı bu sesleri anlıyor ve telepatik olarak cevaplıyor. Aslında Vanga'nın kendi elementer bilgileri ile bize izahat getiremediği bu sesleri duyduğu durumlar, transa girdiği sürelerdir. Vanga'nın global ölçekteki olaylarla ilgili kehanetleri genelde hep trans sırasında söylenmiştir. Buradan yola çıkarak kahinin, kendi beyninde yatan evrensel enformasyon bankasına veya torsyon alanına ulaşmak için araç/yardımcı olarak transı kullandığım söyleyebiliriz. Ortaya atılan bazı teoriler olmakla beraber, transa girme halini neyin tetiklediği tam olarak bilinmiyor. Bu garip durumunu kardeşi Lubka şu şekilde tarif etmeye çalışıyor: "Görünüşü de değişiyor. Aynı bir ölüye benziyor. Hiçbir hareket yapmadan, elini ayağını bile kıpırdatmadan sadece konuşuyor... Bu trans hali, belirli bir şey için ortaya çıkıyor; kehaneti yapılması gereken bir şey için..." Vanga çevresine transa girmeden evvel bunu önce dilinde hissettiğini, sonra baskı hissi oluştuğunu ve ağırlaştığını ve daha sonrasını ise hatırlamadığım paylaşıyor. Vanga nın bu paranormal yeteneği hakkında yapılan analizlere ve atılan teorilere ayrı bir başlıkta değineceğiz. Renan Seçkin Kudüs tespihi önünde Petrich'li kahinin bir diğer özelliği, duyu ötesi bir şekilde olayları görebilmesinin yanında, onlar hakkında fikir yürütmesi, derinliklerine ve anlamlarına inmesi, vizyonlarının statik/durağan değil, dinamik ve gelişme halinde olmasıdır. Örnek verecek olursak, Bulgaristan'daki 1991 depremini ve derecesini görmüş ve analiz etmiştir. Bir tehdit veya hasar durumunun oluşmayacağını anlaması üzerinde, panik yaratmamak için bu vizyonunu duyurmamıştır. Körfez krizi sırasında, Kudüs'ün zarar görme tehlikesini görmüş ama aynı zamanda gerçekleşmeyeceğini de öngörmüştü. ("şimdi Kudüs yerle bir edilmeyecektir.") Buradaki sözleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler. Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.de www.wahreliebewartet.de Avrupa ülkelerindeki gençlik denilince

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Acele karar vermeyin Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanıyormuş. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi

22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi 22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi GÜNAH KEÇİSİ BULUNDU! Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tancan Uysal, Soma daki kömür faciası hakkında çok tartışılacak bir yazı kaleme aldı.

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe. Sitti Cemili ve Meryem im Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. Sitti Cemili den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça da onun adı Sitti yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim,

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi 6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri

Detaylı

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47 İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47 KUYUDAKİ TİLKİ 49 TİLKİ ON YAŞINDA, YAVRUSU ON BİR 51 KURT, TİLKİ

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

MİNİK PATİKLER ANAOKULU

MİNİK PATİKLER ANAOKULU Stanford Üniversitesinden Walter Mischel deneyi 1970 li yılların başında Stanford Üniversitesinden Walter Mischel tarihe geçen ilginç bir deney yapıyor; Marşmelov Deneyi. Deneye 600 çocuk katılıyor. Deneyi

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. Sorular her ay panolara asılacak ve hafta sonuna kadar panolarda kalacak. Öğrenciler çizgisiz A5 kâğıdına önce

Detaylı

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.

Detaylı

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU Formun Amacı: Bu form çocuğun sağlık durumu, psikomotor gelişimi, özbakım gelişimi, sosyal duygusal gelişimi ve davranışsal özelliklerine ilişkin bireysel gereksinimleri

Detaylı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Kapak illustrasyonu: Murat Bingöl isbn: 978 605 5523 16 9 Sertifika

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:... ilkok Adı-Soyadı:... kural tanımayan cafer Cafer evden çıkmayı pek sevmeyen, gürültücü ve hareketli bir çocuktu. Annesini ve babasını sürekli üzüyordu. Kardeşi Elif ile durmadan kavga ediyorlardı. Elif'in

Detaylı

SAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN

SAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN SAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN İnsanların bir dinin çevresinde toplanmalarını sağlayan inanç, onların Tanrı nın dürüstlüğüne olan güvenlerinden kaynaklanır. Tanrı yalan söyleyemez. Yalan

Detaylı

Kırmızı Şemsiye. Şiirler: Mavisel Yener. Öyküler: Aytül Akal. Resimler: Saadet Ceylan. Resimler: Ayda Kantar

Kırmızı Şemsiye. Şiirler: Mavisel Yener. Öyküler: Aytül Akal. Resimler: Saadet Ceylan. Resimler: Ayda Kantar Kırmızı Şemsiye Öyküler: Aytül Akal Resimler: Saadet Ceylan Şiirler: Mavisel Yener Resimler: Ayda Kantar KIRMIZI ŞEMSİYE 2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

Detaylı

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

Bu kitabın sahibi:...

Bu kitabın sahibi:... BİYOGRAFİ 1 3 Bu kitabın sahibi:... İçindekiler Bu Kitabın Konusu Benim, 9 Ben, Marie Curie, 13 Uçan Üniversite, 18 İlk Aşk, 23 Paris, 27 Aşk Göz Kırpıyor!, 31 Maddenin İçinden Geçen Işınlar, 35 Aşk,

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? Ebeveynler için Notlar Bu kitapçık, yaklaşık 4 ila 12 yaş aralığındaki, psikoterapi düşünülmüş çocuklar

Detaylı

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana. Konu: "Woyzeck ve "Matmazel Julie Adlı Eserlerde Kullanılan İmge ve Simgelerin Eserlerin Tezlerine Katkısı Adı-Soyadı: Halil İbrahim Yüksel No: 149 Sınıfı: 11-D WOYZECK VE MATMAZEL JULIE DE İMGE VE SİMGE

Detaylı

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir. CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE Fiil Cümlesi *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir. İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez. Seçilmiş birkaç kitaptan güzel ne olabilir. İsim

Detaylı

HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

HASTA DEĞERLENDİRME FORMU HASTA DEĞERLENDİRME FORMU TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZANE KONTROL VE İZLEM PROGRAMLARI 1. BAKIM GÖRÜŞMESİ Hasta Adı Soyadı: Eczane Kaşesi: Tarih: HASTALIK VE İLAÇ BİLGİ DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Size

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci

Detaylı

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi Yüksekova ve Cizre nin il yapılacağı duyuldu, 70 küsur ilçe Ben de istiyorum diye ayağa kalktı. Akhisar, Tarsus, Nazilli, Alanya,

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. NTİK SNDLYE 8 Genç adam, antika ile uğraşıyordu ve bu yüzden ülkenin en uzak yerlerini geziyor, beğendiği antika malları

Detaylı

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Çocukları günlük bakımcıya veya kreşe gidecek olan vede başlamış olan ebeveynlere Århus Kommune Børn og Unge Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Tyrkisk, Türkçe 9-14 aylık çocuklar hakkında durum ve

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI... 11 Freud Gerçeği...13 Brazelton ve Erken Tuvalet Eğitimi...15 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi...18 Tuvalet Eğitimine Alternatif...20 TUVALET İLETİŞİMİ...

Detaylı

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu. İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların

Detaylı

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz. MEVSİM İLKBAHAR İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz. İlkbahar mevsiminde meydana gelen değişiklikleri öğreniyoruz. İlkbahar mevsiminde hayvanların yaşayışlarında meydana gelen değişiklikleri

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne

Detaylı

Tarihçi Kitabevi Yayınları 101 Kişisel Gelişim Serisi 1 Genel Yayın Yönetmeni: Necip Azakoğlu

Tarihçi Kitabevi Yayınları 101 Kişisel Gelişim Serisi 1 Genel Yayın Yönetmeni: Necip Azakoğlu İstanbul, 2018 Tarihçi Kitabevi Yayınları 101 Kişisel Gelişim Serisi 1 Genel Yayın Yönetmeni: Necip Azakoğlu Sayfa ve Kapak tasarım: Ahmet Çevik Kapak Fotoğrafları: Şefika Pekşen Birinci baskı: İstanbul,

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

ÖZGÜVEN SAĞLAMA VE DESTEK OLMA. Dyt. Gülay TÜRKMEN

ÖZGÜVEN SAĞLAMA VE DESTEK OLMA. Dyt. Gülay TÜRKMEN ÖZGÜVEN SAĞLAMA VE DESTEK OLMA Dyt. Gülay TÜRKMEN AMAÇ: Annenin kendine güvenini sağlayıp destek olabilmek. Öğrenim hedefleri: Annenin duygularını anlayıp kabul etmeli, Doğru uygulamaları övebilmeli, Az

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya 80 Dinlerin Buluşma Noktası Antakya 81 82 Bu ay sizlere Anadolu nun en güzel yerlerinden biri olan Antakya yı tanıtacağız. Antakya Hatay ilimizin şehir merkezi. Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri

Detaylı

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet

Detaylı

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor... 23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Umut Kapısı Nefes alıyorsak umut var demektir, derler. Evet, umutlar hayatla başlar, hayat ise umutla devam eder. Umut kapısı yazılı bir levha var, bilmem bilir misiniz? Bir duvar, duvar üstünde posta

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 238 HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen: Nurullah Bilekli Kapak Tasarımı: Cemile Kocaer

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı