ünite SÖZLÜ ANLATIM RÖPORTAJ MÜLAKAT NUTUK (SÖYLEV)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ünite SÖZLÜ ANLATIM RÖPORTAJ MÜLAKAT NUTUK (SÖYLEV)"

Transkript

1 ünite SÖZLÜ ANLATIM RÖPORTAJ MÜLAKAT NUTUK (SÖYLEV)

2 ÜNİTE - 3 SÖZLÜ ANLATIM Sözlü Anlatım RÖPORTAJ Bir olay ya da durumla ilgili yerinde yapılan gezi, inceleme, araştırma ve soruşturma yöntemiyle yazılan gazete haberlerinin genişletilmiş biçimidir. Sözcük olarak getirmek, toplamak anlamlarına gelen röportaj, sözlü yöntemlerden de yararlanılarak hazırlandıktan sonra gazete ve dergilerde yayımlanır. Sanatsal yazı olma özelliğini taşımakla beraber daha çok bir haber yazısıdır. Bilgiyi, haberi, gerçeği; açık, yalın ve çarpıcı bir dille okurlarına iletir. Gücünü ve inandırıcılığını belgelerden alır ancak okuyucu belgenin de ötesine geçirilmek istenir. Gerektiğinde fotoğrafın, ses ve filmin desteğine ve ilgililerin görüşlerine başvurulur, böylece yansıttığı doğrularla okurlarını yüz yüze getirir. Bir yazı olabileceği gibi, aynı koyunu işleyen bir yazı dizisi biçiminde de verilebilir. Tanıtılan objeyle ilgili yazar, kendi görüşlerini de katabilir. Bu türde farklı kişilerin görüşlerine başvurulup soru-cevap yöntemiyle karşılıklı konuşmalara yer verildiği için mülakatla benzerlik gösterir. Ancak mülakat yöntemi röportajın sadece bir bölümünü oluşturur. 230 Ayrıca araştırması yapılan yerler gezilip anlatıldığı için gezi yazısıyla benzerlik gösterir. Röportaj yazılırken açıklama, öyküleme, tartışma, betimleme gibi anlatım biçimlerinden yararlanılır. Bir gazetede yer alabileceği gibi bazı röportajlar radyo ve televizyondan da yayımlanabilir. Bunlar belgesel röportaj şeklinde nitelenebilir. Konularına göre üçe ayrılır: 1. Bir yeri konu alan röportaj: Bu röportajlarda tanıtılan yer, yaşam her yönüyle ele alınır; farklı yönleri fotoğraf ve filmlerle desteklenir. 2. Eşyayı konu alan röportaj: Eşyanın dikkat çekici ve düşündürücü özellikleri ele alınır. 3. İnsanı konu alan röportaj: Belli bir üne kavuşmuş kimselerin, dikkat çeken ve düşündüren yönleri tanıtılır, fotoğraflarla desteklenir. Konuyu sunuş biçimine göre ikiye ayrılır: Alman röportajı: Yazar, konuyu anlatırken yazıya kendini katar. Konuyu kendi eksininde anlatır. Amerikan röportajı: Bu tür röportajlarda okuyucuya beklenmedik bir giriş karşılaşması yapılır. En son söylenmesi gerekenler en önce söylenir. Okuyucu adeta bir şok yaşar, böylece dikkat çekilir.

3 Röportaj ile gezi yazısı arasındaki fark: Röportaj ile gezi yazısı birbiriyle karıştırılmamalıdır. Röportajda bir durumu, olayı, sorunu aydınlatmak için inceleme ve soruşturma yapılır. Gezi yazılarında bir durumu inceleyip aydınlatmak söz konusu değildir. Gezi yazılarında yazar, gezip gördüğü yerler hakkındaki izlenimlerini aktarır. Röportaj Türünde Bazı Önemli Eserler Röportaj ile mülakat arasındaki fark: Röportaj Röportaj ile gezi ile mülakat yazısı arasındaki birbiriyle karıştırılmamalıdır. fark: Mülakat, bir konu hakkında o konunun uzmanıyla yapılan görüşmelerdir. Amaç, o kişinin konu hakkındaki görüşlerini yansıtmaktır. Röportajda ise gezip görme, inceleme, soruşturma söz konusudur. Mülakat, röportajın içinde başvurulan bir yöntem olup röportaja göre daha dar kapsamlıdır. ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım Allah ın Askerleri, Bulut Kaynıyor, Çukurova Yana Yana, Bu Diyar Baştan Başa Yaşar Kemal ÖRNEK METİN 1 (Bir yeri konu alan röportaj) Hasankale Yerle Bir Üç gündür zelzele bölgesinde idim. Zelzele bölgesi Pasin Ovası Pasin Ovası dümdüz, kar altında... Kar 80 santimetre... Issız bucaksız ovada en ufak bir kara leke yok... Ağaçlar bile bembeyaz, donup kalmışlar. Yollar boyunca, tek tük, yolcular, birer kara nokta gibi... Burada dünya öylesine beyaz ki... Ovayı bir duman kaplamış, bu sebepten gökyüzü de bembeyaz. Bir soğuk, bir soğuk, hani havada kuşlar donup kalıyor derler ya, işte, öylesine öldürücü soğuk... Geldim geleli titriyrum. Öyle geliyor ki insana, güneş bile donmuş. Zelzele köylerinden birinde not alırken, ellerim Pasinler Ovası (Hasankale) donuverdi ve kalem yere düştü. Bu soğuk altında, çadır içinde insanlar... Tanrının kahrı diye, işte tam buna derler. Çadırları, yıkılmış evlerin aralarına yapmışlar. Dışarıdan bakınca, mahruti beyaz çadırlar bir acayip görünüyor. Çadıra benzer yerleri kalmamış. Çadırların üstüne ot, keçe, çul ne bulmuşlarsa yığmışlar... Yığmışlar ama gene de üşüyorlar... Kurnuç, Serçe Boğazı, Sins, Kalyolaz köyleri dümdüz, yerle bir... Yıkılmış evleri bir bir dolaşıyorum. Kocaman, bir insan kalınlığında, topraktan fırlamış kalaslar... Damların üstündeki toprak, tam bir metre kalınlığında. Ve bu topraklar donmuş. Öylesine donmuş ki... İki adam çalıştı çalıştı da kazma ile bu toprağı parçalayamadı. 231

4 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım Evlerin tümünün harcı topraktan duvarlar un gibi dağılıvermiş... Sokak aralarında şişmiş, çoğu yüzülmüş, bazısı da yüzülmemiş hayvan leşleri... Köylere girer girmez gözlere ilk çarpan şey kar üstüne yayılmış kırmızı kan oluyor. Ak kar ve kırmızı kan Kurnuç köyünde bir tek küçük köpek gördüm. Rahatça kar üstüne yatmış ve önündeki manda leşine dişlerini geçirmiş, öylece duruyor, yemiyor, kımıldamıyor bile İnsanların gözleri toprakta. O kadar insanla konuştum da hiçbiri dönüp başka yana, bana bakmadı. Hepsinin başları toprakta ve sapsarı kesilmişler. Dinliyorlar, bekliyorlar yeni sarsıntıları... Hasankale ilçesinde, Ankara dan gelen milletvekilleri dert dinliyorlar Bütün kasaba halkı milletvekillerine dert yanmak için belediyenin meydanını doldurmuş. Kalabalığın içinde bir adam gözüme çarpıyor. Sırtında bir yazlık asker ceketi var. Çıplak bedenine giymiş. Bağrı açık, karnı görünüyor. Yanına yaklaşıp merhaba diyorum. Elini alnına götürüp selam veriyor. Adını soruyorum, cevap vermiyor. Etraftan sağır ve dilsiz olduğunu söylüyorlar. Sağır, birden gözlerini kapayıp, tir tir titremeye başlıyor. Durmadan zangır zangır titriyor. Yanımdakiler: Bey, diyorlar, o sana demek istiyor ki gece boyunca titriyoruz. Zelzele günü hepimiz dışarı kaçtık, yalnız bir ihtiyar yerinden kımıldamadı bile... Yalvardık, yakardık, Nuh dedi... O günden beri gece gündüz içerde yatar kalkar. İhtiyarı merak ettim. Oturduğu evi gösterdiler. Muhtar: İşte, dedi, çıkmayan budur. İhtiyar doğruldu: Çıkmam, dedi. Ne için, dedim. "Herkes dışarıda... Her gün de zelzele... Hem de dam dökülmüş, oğul, dedi. Ben seferberlikte şu yandaki tepelerde 1300 kişi ile harbe girdim. Bir saatin içinde 300 kişi kaldık. Eğer yetmezse, değirmende öğütseler bile insan gene ölmez. Yok, ecel gelirse, demir sandıkta gene bulur, ölüm." Bugün saat tam gece üçte, Erzurum dan Hasankale ye vardığımda, halkı sokakta buldum. Bir kısmı dolaşıyor. Dolaşıyorlar ve konuşmuyorlar. Burada tek hakikat, korku, korku, korku. Eve girse zelzele, çadıra çıksa soğuk. Bir köylü, tam 15 gün oldu, diyor. Kurnuş köyünden biriyle görüştüm. Begim, dedi: Bugün barakalarımıza girdik. Allah devlete millete zeval vermesin. Darısı öteki köylerin başına, dedim. Amin, dedi. Yaşar Kemal Röportaj Yazarlığında 60 Yıl Yapı Kredi Yayınları 232

5 A. Metin ve Zihniyet METİN İNCELEME Hasankale Yerle Bir başlıklı röportaj, 1952 yılındaki Erzurum depremi sonrasında yaşananları, Anadolu insanının çaresizliğini ve coğrafyanın gerçeklerini bizlere olanca canlılığı ve samimiyetiyle anlatıyor. Evlerin büyük bölümünün yıkıldığı, insanların eksi 30 derecede çadırlarda yaşam mücadelesi verdiği Hasankale nin içler acısı durumu, Yaşar Kemal tarafından tüm çıplaklığıyla aktarılırken dönemin toplumsal ve siyasi yapısı da satır aralarında okuyucuya duyuruluyor. Yazarın bunu yapmaktaki asıl amacı, okuru insanın özüyle yüz yüze getirmek ve Anadolu yaşamından kesitleri okura göstermektir. Özellikle Cumhuriyet Dönemi'nde gazete çevresinde gelişen bir tür olan röportaj, içtenliği, doğallığı, bölge insanının olaylara tanıklığı, inancı gibi yönleriyle de dönemin zihniyetini yansıtmaktadır. ÜNİTE -3 Sözlü Anlatım B. Yapı (Plân) Röportaj, her ne kadar gazete çevresinde gelişen öğretici bir tür olsa da röportajda bilgiden başka, yazarın izlenimleri, düşünceleri, görüşleri de yer alır. Metinde kullanılan dil, olayların anlatılış ve kurgulanış yönü, olay örgüsüne dayalı edebî türlerin özelliklerini de taşımaktadır. Yazar, eserde deprem gerçeğini yer, zaman, kişi gibi unsurlara bağlı kalarak ve kimi yerlerde de yaşanılanları izlenimlerini ön plâna çıkararak okuyucuya iletmiştir. Ayrıca yazarın açıklayıcı, öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimlerine ağırlık vermesi, öykünün doğal anlatımına elverişli bir yapıyı ortaya çıkarmıştır. C. Ana Düşünce Metnin ana düşüncesi deprem gerçeği ve çaresizliktir. D. Dil ve Anlatım Metinde dil, göndergesel ve alıcıyı harekete geçirme işlevleriyle kullanılmıştır.yazar, sorunu yerinde inceleyerek, bölgeyi gezip görerek, halkla, mağdurla ve yetkili kişilerle konuşarak; izlenimlerini bölge insanının ağzıyla, kimi yerde günlük konuşma dilinin samimiyetiyle okuyucusuna aktarmıştır.yazarın öznelliğinin yanında, somut ve doğrudan bir tavır içinde olması, çok yönlü anlatım özelliklerine (açıklayıcı, öyküleyici, betimleyici, söyleşmeye bağlı) başvurması röportajı dil ve anlatım yönünden ilgi çekici kılmıştır. E. Metin ve Gelenek Metin, Cumhuriyet Dönemi öğretici metin geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur. Yaşar Kemal, toplumcu gerçekçi anlayışın en önemli temsilcilerindendir. Bu yönüyle ellili yılların Türkiye sini, Anadolu insanının dramını, deprem gerçeğini bu toplumcu sorumluluk anlayışıyla irdelemiştir. F. Metin ve Yazar Röportaj yazarlığı diğer türlerden ayrı bir ustalık gerektirir. Röportaj yazarının toplumsal sorumluluğu diğer yazarlarınkinden fazladır. Yazar, köşesine çekilip yazmaz, yazdıklarını. Sahaya iner, araştırma, incelemeler yapar. Röportajda tanıkların da söze katılmaları önemlidir. Bu, anlatımı canlandırır ve okuyucuyla anlatıcı arasında doğrudan bağlantı kurar. Yaşar Kemal, Hasankale Yerle Bir röportajında türün özelliklerine bağlı kalarak ve gazeteci kimliğini ön plâna çıkararak okuruyla doğrudan ve ölçülü bir iletişim kurmayı başarmıştır. Yazar, anlatılanları konuşma, belge ve fotoğraflarla desteklemiş, böylelikle inandırıcılığını da okura kabul ettirmiştir. Türk edebiyatının en büyük romancısı olarak görülen Yaşar Kemal, bu çalışmasıyla röportaj yazarlığındaki ustalığını da ispatlamaktadır. "Röportaj Yazarlığında 60 Yıl" adlı eserde Yaşar Kemal'in on iki röportajı bulunmaktadır: 'Diyarbakır', 'Kaçakçılar Arasında 25 Gün', 'Hasankale Yerle Bir', 'Görülmemiş Lüfer Akını', 'Sait Faik le Görüşme', 'Mağara İnsanları, Sahaflar Çarşısı', 'Füreyanın Çini Cenneti', 'Yanan Ormanlarda Elli Gün', 'Peri Bacaları', 'Neden Geliyorlar?' ve 'Bir Bulut Kaynıyor.' Röportaj Yazarlığında 60 Yıl ile birlikte gün ışığına çıkan 'Hasankale Yerle Bir' başlıklı röportaj, 1952'deki Erzurum depremi sonrasında yaşananları Yaşar Kemal'in gözünden aktarması bakımından önemlidir. 233

6 ÜNİTE - 3 ÖRNEK METİN 2 (Bir yeri konu alan röportaj) ARDANUÇ Sözlü Anlatım Erzurum Ardanuç yolu, yamaçlardan dikkatlice ilerleyen, virajlar yüzün- den hızını arttıramayan bir minibüs irisiyle bile insana, olduğundan çok daha kısa geliyor. İyi ki klima kapalı. Tavandaki havalandırma kapağından çiçek kokulu ılık dağ havası biraz hoyrat bedenime çarpıyor. Yolcu sayısı az. Bir sağ cama, bir sol cama geçiyorum. İki cephede de bitmek bilmez sarp dağlar, yükseltilerini görmeme izin vermeyerek "Haddini bil." der gibi dikiliyorlar. ( ) Çoruh Nehri'ni bir sağımıza bir solumuza alıyoruz. Benim bildiğimi o da mı biliyor diye acı bir merak sarıyor içimi. Çoruh yakında baraj göllerinde tutsak kalacak! Berta Köprüsü nde inmeliyim. Tamam. diyor şoför. Buralarda herçoruh Nehri kes şu veya bu ölçüde yöresinin tarihini, hiç değilse söylencelerini biliyor. Ne demek Berta, nece? diye soruyorum. Önde oturanlardan biri Bir Osmanlı köprüsüymüş, galiba 1850 den sonra yapılmış ama adı kimine göre Ermenice, kimine göre Gürcücedir. diye bildiriyor. Köprünün, Artvin in Ortaköy ilçesindeki iki ayrı İncil in yazıldığı önemli bir Gürcü manastırıyla adaş olduğunu sonradan öğreniyorum. Artvin e bağlı Ardanuç un dağ yolları dışında tek girişi Berta Köprüsü nden geçiyor. Koca Çoruh Vadisi yle birlikte bu köprü de 90 metre Deriner Barajı sularının altında kalacak. Ardanuç yoluna girdikten sonra ancak dikkatli bir göz sağ açıklıktaki Ferhatlı Kalesi ni seçebilir. Kaya çıkıntıları burçlara paralel, bej renkli kireçtaşlarıyla ve sararmış otlarla öyle uyarlanmış ki sanki üzerine kurulduğu kaya tepenin bir parçası. Yöre halkı bu gizemli kaleye Ferhat ile Şirin söylencesini yakıştırmış. ( ) Çok geçmeden kocaman görüntüsüyle üstümüze doğru eğilen 200 metrelik dik duvarlarıylaürkünç bir kanyona giriyoruz. Kireçtaşlarının erimesiyle oluşan bu olağanüstü doğa armağanı yaklaşık beş kilometre sürüyor. Burası Cehennem (Ardanuç) Deresi Kanyonu. Üzerimdeki huşu henüz dağılmadan karşımda kesilmiş dev bir ağaç gövdesinin düzlemine kurulmuş gibi duran bir kara adası görünümüyle görkemli Gevhernik Kalesi beliriyor. Gürcü Bagratlı Hanedanlığı tarafından yaptırılan bu kale, bugün Adakale denilen eski Ardanuç un yerleştiği yamacın tam tepesinde. Bilbilan Yaylası Yaylalar yüksektir. Serindir. Havası temiz ve kokuludur. Yükselmeyle birlikte azalan oksijeni daha çok yakalayabilmek için kalp atışları artar, solunum sıklaşır ve derinleşir. Birkaç günde alyuvar sayısı katlanır, kılcal damar sayısı artar. Canlanan kan dolaşımıyla birlikte deri kendine gelir. Kaslar toplanır, bedeni dağın şart koştuğu çevikliğe hazırlar. Eskiden olduğu gibi şimdi de hasta, zayıf kişiler sağlık kazansın diye özellikle yaylaya çıkarılır. Güneş, yükseldikçe gölgede karartacak kadar etkisini arttırır. Su ve idrar gereksinmesi artar ve yayla, hiç eksik olmayan bol mineralli, duru kaynak sularıyla yanınızdadır. Bilbilan Yaylası nın Sugözü bunlardan biridir; karpuz çatlatan soğuklukta, kendine özgü tatta su sunan bir pınardır. Cehennem Deresi Kanyonu 234

7 Şirin Ardanuç ilçe merkezinde, her yabancıya gösterilen itibar ve konukseverlikle ağırlandık. Hayvancılığın yerini tarımın alması, ticaret ve sanayinin gelişmesi sonucunda Adakale yamacından giderek daha fazla düzlüğe taşınmış yeni Ardanuç ta bir gece geçirip sabah, Bilbilan Yaylası na ve oradan Kutul Yaylası na geçeceğiz. Geceyi Bilbilan da geçireceğiz. Şimdi bu yayla cumartesileri eski günleri zor çağrıştıran hayvan pazarları kuruluyor. Hopa Oteli işte bu gelenleri ağırlamak için kurulmuş ve tam yatak kapasitesiyle çalışıyor. Burada geceliyoruz. Bilbilan adı üzerinde amansız bir tartışma var. Kimi Bülbilan, kimi Bülbülan diyor; Bülbülhan, Bilbolan diyenler de var. Bu kargaşaya kayıtsız kalarak Ardanuç a ayak bastığım günden beri merakımı çekmiş konuyu soruyorum: Eskiden ömür uzun muymuş yoksa bu bir söylenti mi? ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım Konuklardan biri: Kesinlikle öyle, babam 90 yaşındaydı, ben 60 yaşımdayken onun peşine yürüyemezdim. Eskiden 100 yaşarlardı. Tereyağını kaşık ilen içerlerdi. Eskiden hasta yok idi. Şimdi ev içinde gezinemiyoruz. Onu yemeyeceksin, bunu yemeyeceksin, ne yiyeceğiz bilmiyoruz ki. Kolesterol (kollestirol) düzeyi diyorlar ya korkuyoruz... Karagöl mevkii için ikinci sefere koyuluyoruz. Gene olmadı, bu kez sis bastı. Ama ne sis! Ona rağmen ilerlerken ötede bir çobanın koyunlarını telaşlıca bize doğru güttüğünü görüyoruz. Yanımızdan geçerken uyarıyor: Sis basacak, yolunuzu kaybedebilirsiniz. Oğuz Tüzün buna rağmen kayalığa yöneliyor. Sen burada bekle. diyor, Bir aksilik olursa birbirimizle haberleşebilelim. Sis yakınımızda, bize dönmesi için yalnızca kuvvetlice bir rüzgâra ihtiyacı var. Kaygılanıyorum çünkü gece yayla çok soğuk oluyor. Neyse ki gecikmeden geri geliyor: Dönelim ne olur ne olmaz. Arabayı bıraktığımız yere yöneliyoruz. Alçak tepeler birbirini öyle bir gizliyor ki her tepeden sonra yalnızca uçsuz bucaksız yaylanın ortasında ve oraya buraya konumlanmış taş ve kayacıklar arasında kalakalıyorum. Derken tepenin birini aşınca bir bakıyorum araba tamönümüzde. Cüneyt in topografya bilgisine şapka çıkartıyorum. Karagölleri ardımızda bıraktık. Ardanuç a dönüş zamanı. Bellek Fotoğrafları En korunmuş köy neresidir? diye soruyorum. Ortak olarak aldığım yanıt dağ köyleri oluyor. Demek ki diyorum, En tepedeki en geçmiş zaman mekâna nakşedilmiş. Dağ köyleri daha bozulmamıştır, düze indikçe kentleşme kendisini daha belirgin gösterir. Peki, hangi köydür bu? Neredeyse herkesin yanıtı Zekerya. Zekerya köyü, Ardanuç un 26 kilometre güneyinde, Erzurum sınırına yakın. Vardığımızda öğlen olmamıştı. Herkes mallar için kışlık biçmede. Zaten biz de geçmişe en yakın olanları arıyoruz. Köyde kimse var mıdır? ses zayıflayarak bize ulaşıyor: Gülbek Emmi var, şu cumbalı ev. Onu bulamıyoruz, tepeye doğru yürüyoruz, çıktıkça ağaç evlerin arasında birden iki katlı beton bir ev beliriyor. Ilk şaşkınlığım bu oluyor. Balkonunda, çocuklarıyla bir hanım oturuyor. Ricamızı geri çevirmeyerek oğluyla birlikte bizimle konuşmak üzere iniyorlar. Oğlu 11 yaşına girecek, köyde okul yok onu Aşağı Irmaklar köyündeki okula yatılı yolluyorlar. Ayda iki gece evine geliyor. Cezve ocağa konmuşken haberimizi almış olmalı ki Gülbek Emmi de geliyor. Adı gibi güler yüzlü, 70 yaşlarında bir ağa. Hemen söze giriyor: Öküz bitti, çift sürmek bitti. Hayvancılıkla geçiniyoruz, koyun kuzu. Öküzün yerini traktör aldı. 235

8 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım Eskiden evlerimiz ağaçtandı, şimdi tuğla çıktı. Çatılar için eskiden ağacın kabuğundan bedevra yapardık. Şimdi çatılar hep sac. Yağmurda çok gürültü yapar, yazın da sıcaktan duramazsın. Gençler de gitti, evlenecek kimse bulamıyorlar. Burda delikanlılar var ama 30 unu geçtiler. Dağ köyü diye kız vermiyorlar. Ulaşım yok. Kışın greyder açmıyor. Birkaç kızımız var, onlar da köy içinde kalmak istemiyor. Kızlar giderlerse yazık, oğlanlar boşta kalacak. Ev sahibi Songül Hanım: En son 15 sene önce benim arkadaşım geldi bu köye. Ben 17 yıl önce gelmiştim, 20 yaşındaydım. Bu köyde 15 yıldır düğün yoktur. Bu köyden evlenseler bile burada kalmayıp aşağı köylere gidiyorlar. Kahvelerimizi bitirmiş dil ucuyla kaçamak telvesini tadarken 60 lı yaşlarında Nazmiye Hanım buyurdu. Bir girizgâhtan sonra sohbete o da katıldı. Uzun kış günlerinde nasıl zaman geçirirdiniz? diye sordum. Baharı görmeden bize yaz gelir. Kış çok uzun olur. Geceleri komşuluğa giderlerdi. Kış günleri arfana (harfana) yapardık. Her seferinde başka bir evde toplanırlardı. Evveli, erkekler kadınlarla oynamazdı, kaçarlardı, ayıp sayardık. Kadınlar türkü ilen davul zurna ilen oynarlardı. Civeloy oynarlardı. Erkekleri içeri almazlardı. Eğlencelerde pişi, lokma, mafiş pişirirdik. Etlik pişirir, bunları ağaç şişlere geçirir dilimleyerek dağıtırlardı. Buna cağ denirdi. Bu eğlenceler yılbaşında da yapılırdı. Daha eskiden yılbaşında deve oynatırlarmış. Baharda yapılan bu eğlencelere pancarcı denir. Gülbek Ağa katılıyor: Mey, saz çalınır, türkü söylenirdi. Bar oynanırdı. Bunlar eğlence imecesidir. Herkes gücü yettiğince katılırdı. Kurala uymayan suya bastırılırdı, kabul etmezse ziyafet verirdi. Kış geceleri iyi hikâye anlatan olursa onu dinlerdik, günlük meseleleri konuşurduk. Kışları çok sert geçerdi, evden eve tünel kazdığımız olurdu. Bütün köylerde eskiden başlık parası varmış, Nazmiye Hanım da bunu doğruluyor. Beşibirlik veya Reşat altını takıldığını anlatıyor. Şimdi ise diyor kızlar maaşlı olsun, sigortalı olsun istiyor. Başka köyden iseler kız oğlanı, oğlan kızı görme-den evlenirmiş. Namus anlayışı çok ağır basarmış. Boşanmalar çok ender olurmuş. Damatla gelin, bereket getirsin diye düğün gecesini ambarda geçirirlermiş. Yeniden Songül Hanım: Eski her şey tükendi. Ben de göremedim. Her işin kolayı çıktı ama şimdi de komşuluk kalmadı. Televizyona bakıyorum, dizileri izliyorum. "Imece nasıl yapılırdı? diye soruyorum. Bugün sadece yün tarama imecesi kaldı. Koyunu kırktıktan sonra yapak tararız. Beş altı kadın birleşir, her gün birininki taranır. Bugün başka bir imece yoktur. ( ) Ardanuç ilçe merkezindeyiz. Anlatılanları bir de bir zamanların karakucak şampiyonu Fevzi Pehlivan dan dinliyorum. Diline sağlık, ayrıntısıyla saatlerce anlatıyor. Fevzi Pehlivan, çam sakızı çoban armağanı, bir yemek tarifi istesem... Bizi bir hısmıyla birlikte eşine yolluyor: O iyi bilir. Fevzi Pehlivan ın eşi pek çok tarif veriyor: Harşo, zürbiyet, kalaç, pileki ekmeği, kuymak, lokum, erişte, şoti, bişi... ikisini seçtim. Biri tutmaç çorbası. Onu Çiçekli Lokantası nda içebilirsiniz ama yalnızca sabahları. Öbürü puçuko. Kısaca şöyle: Taze fasulye kurutuluyor. Kışın yenmek üzere saklanıyor. Pişirileceği zaman önce bir tencere su kaynatılıyor, sonra bu suya fasulyenin yanında zevke göre gendima, yani aşurelik buğday katılıyor. Tavada kızartılan soğan, biber ve salça karışımını da ekliyor ve pişmesini bekliyoruz. Hepsi bu. İster istemez ben de anılarıma döndüm. Hatırlarsınız ilkokulda koro hâlinde söylerdik: Orda bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür. Nasıl çıkarabilirdim çocuk aklımla bu sözlerin anlamını. Artık bizim köyümüz yok. Mustafa Cemal Atlas dergisi 236

9 Gaz Lambaları ÖRNEK METİN 3 (Eşyayı konu alan röportaj) BIR ÇOCUK MASALI Günümüzde sadece nostaljik bir obje hâline gelen gaz lambaları, pek çoğumuzun çocukluk gecelerinin yâreni; anılara saklanan eski bir dostudur. Eski çocukların, eski gecelerinden kalma bir anıdır idare lambaları ya da yaygın adıyla gaz lambaları. Evin annesi, dadısı veya hizmetçisi, geceleri çocuklara bakmak için uyandığında, yollarını bulmalarını sağlayan, evleri aydınlatan, uyuyanların baş uçlarında en azından idareten bir aydınlık veren gaz lambaları, günümüzde daha çok süs veya koleksiyon amaçlı olarak kullanılıyor. ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım Gaz lambalarının ilk ortaya çıkışı, 18. yüzyılın başlarına denk gelir. Yassılaştırılmış bir fitili gaz tankının içinden geçirerek, en üste ise koruyucu bir şişe ekleyerek gaz lambalarına ilk formunu Isviçre vatandaşı Argand (Argant) vermiştir. Tabii, 1775 te Léger ve Alstroemer (Alströmer) tarafından ayrı ayrı bulunan yassı fitilin de bu buluşun ortaya çıkmasına katkısı büyüktür. Türkiye de ise 1800 lü yılların sonlarına doğru ev, dükkân ve kahvehanelerde gaz lambaları ile aydınlatma yapıldığını biliyoruz. Kudret Emiroğlu nun Gündelik Hayatımızın Tarihi başlıklı eserinden de 1900 lü yılların ortalarında Türkiye de beş milyona yakın gaz lambası tankı ve şişesi üretildiğini öğreniyoruz. Ancak bu tarihlerde üretimine devam edilen bir diğer gaz lambası çeşidi daha vardı. Bunlar şişesi olmayan ancak yine gaz yardımı ile ateşlenen lambalardı. Bu tip lambalar, içine gaz konulan bir tanktan, fitilin dışarı uzanmasına yarayan delik veya deliklerden oluşur ve daha çok kandil adıyla anılırdı. Gaz lambaları beş parçadan oluşur. En altta küçük bir gaz tankı, hemen üzerine eklenmiş bir gaz ayar çarkı, çarkı da içine alan gaz deposu, çarkın içinden geçerek şişenin içine giren bir fitil ve en üstte, alevi koruyacak ince ve kırılgan gaz lambası şişesi... Aslında gaz lambaları ile ilgili en önemli ayrıntılardan birisi de bu şişelerdir. Çünkü bir gaz lambasının şişesini değiştirmek veya yenilemek lambanın orijinalliğini bozacaktır. Cılız Işığa Ödenen Borç Gaz lambaları konusunu; hem yazar kimliği ile önemli başarılara imza atan hem de yıllardır Türkiye nin ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gaz lambaları toplayan Adalet Ağaoğlu ile görüştük. Ağaoğlu, gaz lambalarını biriktirmeye nasıl başladığını şöyle anlattı: Sahiplik duygusu hiç gelişmemiş olan ben, çoktan gözden düşmüş bu şişesiz, kirli küçük şeye sahip çıktım. O günden başlayarak da çocukluk gecelerimde beni hiç yalnız bırakmamış, sonuçta gölgeleriyle de dostluk kurduğum bu cılız ışığa borcumu ödemek istedim sanki. Nerede, hangi biçimini görsem, eski bir dostuma rastlamışım gibi, evime buyur ediyordum. Ama her birinin ya başı gitmiş ya kolu kopmuştu. Yarım karış boyundaki şişeleri, yuvarlakları, ince uzunlarıyla yok olmuştu. O şişeler... Sırçadan, kolaycacık kırılır şeyler... Ağaoğlu'na, gaz lambalarını toplayarak bir koleksiyon kurgulamakla, kelimeleri ve anıları toplayarak öyküleri kurgulamak arasında bir bağ olup olmadığını sorduğumuzdaysa şu cevabı verdi: Kendi adıma gaz lambaları ile ilgilenmek ile yazarlık arasındaki bağın kaynağının, romanda yapmaya çalıştığım zamanla oynamak ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu, benim tiyatro yazarlığından romanyazarlığına geçişimin nedeni aslında. Gaz lambalarının görünmeyeni aydınlatması gibi, romanda görünme- 237

10 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım yen, o ana ait olmayan zamanın aydınlatılması, zamanla oynanması arasında bir benzerlikten, bir bağdan söz edebiliriz. Gaz lambaları nasıl ki karanlığı aydınlatabiliyor, karanlıkta küçük bir alan açabiliyorsa roman da zamanla oynamalara, geri dönüşleri aktarmaya alan tanıyordu. Kurgu yapmak konusuna gelince gaz lambalarını toplamaktaki sıkıntılardan birisi de çoğu zaman gaz lambalarının şişe kısımlarının kırılmış olmasından kaynaklanıyordu. Bunun için yıllardır pek çok yere gidip tanklara uygun şişe aradım; hatta lambalar üzerine kitaplara bakındım, kendi dönemlerine göre şişesinin ne olduğunu bulabilmek için. Ancak neticede gaz lambalarının tarihini gösterecek bir eser bulamadım. Kaynak bulamayınca da ağız numaralarına dikkat ederek kendim bazı birleştirmeler yaptım. Hayalimde canlandırarak uygun tanklar ile şişeleri birleştirmeye çalıştım. Gaz lambaları biçimlenebilsin, birbirine uyabilsin, hakiki olabilsin diye. Işte ben o şişe uydurma bahsinde biraz yazarlık ettim, biraz uydurmalık ettim... Kalanag ın Sihirli Lambası Gaz lambalarının aydınlatma ve yol gösterme işlevi, günümüzde bir hayli değişmiştir. Onlar artık, seri üretimle çoğaltılan örnekleriyle, sadece tüketime yönelik bir obje hâline gelmiştir. Bu çağrışım değerlerinin değişmesi ile birlikte, Adalet Ağaoğlu da kim bilir hangi evlerde, hangi anılara şahit olmuş bu birbirinden değerli gaz lambalarını toplamayı bırakmıştır. Ancak yine de gaz lambalarına birçok yerde rastlamak mümkün. Örneğin, Dolmabahçe Sarayı nda... Daha çok süs amaçlı kullanılmış, eşsiz güzellikte pek çok paha biçilmez gaz lambası bulunuyor sarayda. Gaz lambalarına rastladığımız bir başka yer ise illüzyon sanatı yüzyılın önemli sihirbazlarından Kalanag [asıl adıyla Helmut Ewald Schreiber (Helmut Ivald Şıraybır)], illüzyon gösterileri sırasında gaz lambalarını kullanmıştır. Ünlü illüzyonist, sıkça tekrarladığı bir gösterisinde gaz lambasını şu şekilde kullanmıştır: Kalanag, sahneye getirilen gaz lambasının fitilini tutuşturur, sigarasını da lambanın aleviyle yakar. Lambayı camdan yapılmış sehpanın üstüne koyar; lambanın üstüne ise ortası delikli, ince bir ipekli örtü örter. Lambanın camını da bu delikten dışarı çıkacak şekilde açıkta bırakır. Kalanag, lamba ile seyircilere iyice yaklaşır ve örtüyü hızla kaldırır. Örtünün kalkması ile birlikte lamba yok olur. Kalanag, gösterinin sonunda elinde kalan örtüyü seyircilere fırlatır. Aslında bu gösteri, gaz lambalarının ışığından duvarlara yansıyan gölgeler ile yaptığı masum illüzyon gösterilerini çağrıştırmakta, sihirlere ve masallara hayretler içerisinde inandığımız o geçmişteki günlerden kalma hoş anılara bir gönderme yapmaktadır. Peki gaz lambalarını bu kadar özel ve unutulmaz kılan nedir? Sadece görünmeyeni aydınlatması mı yoksa kendiliğinden anılarımıza kattığı hüzün mü? Gaz tankına yeterli miktarda gaz konulur, çarkın yardımı ile fitil bir miktar yukarı çekilir ve ateşlenir. Alevin ani sıcaklığı ile patlamaması için önceden elde ısıtılmış şişe, çarkın üstüne geçirilir ve gaz lambasının aydınlığında gece başlar. Çocukluğumuzdan geriye kalan anıları, zayıf ışığı ile belli belirsiz aydınlatan gaz lambalarının gecesi... Sofrayı aydınlatan, merdivenli ahşap evlerin basamaklarını aydınlatan, masal anlatıcısının yüzünü aydınlatan gaz lambalarının duvarlarda yaptığı gölge oyunları ile devam eder gece... Gaz lambalarının titrek ışığı, aklımızda artık belli belirsiz yer eden çocukluğumuzu çağrıştırır. Şişelerinin kırılganlığı ise hüznü... Tıpkı yitirdiğimiz anılarımızın çağrıştırdığı hüzünler gibi... Yeşim Gökçe Skylife dergisi 238

11 SAHNELERIN ER I EROL GÜNAYDIN Sanat yaşamında elli yılı geride bırakan Erol Günaydın, canlandırdığı yüzlerce karakterle halkın gönlünde taht kurmuş usta bir oyuncu... Kendi küçük ama namı büyük... Bıyığı bile terlememiş; 13 yaşında var yok... Yatılı okuduğu Galatasaray Lisesinde teneffüs zili çalar çalmaz arkadaşları çevresini sarıyor ve teneffüslerin neşeli soluğu Erol, tijin tijin diye başlıyor mini gösterisine. Bir kovboyun maceralarını anlatırken ne kadar da sahici ve esprili... Ve tezahüratlar: Tijin Erol, bir daha, bir daha!. Sıra Dümbüllü taklitlerine geldiğindeyse, minik seyircilerin mideleri ağrıyor kıkırdamaktan. ÖRNEK METİN 4 (İnsanı konu alan röportaj) ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım Kısa süre sonra Cep Tiyatrosunda amatör olarak oyunculuğa başlayan Tijin Erol un önünde büyük bir engel vardır: Okulun yüksek duvarları... Akşamları okuldan çıkamayan Erol; takma bıyık, kasket ve ceketle okul görevlisi kılığına girip, kapıdan elini kolunu sallaya sallaya çıkar. Dönüşte de kertenkele gibi duvarı tırmanarak girer okula. Doktor olmayı düşünüp de yıllar sonra tüm Türkiye nin sevdiği, saygı duyduğu tiyatro sanatçısı Erol Günaydın olacağını hiç aklına getirmeden... O duvardan aşağı inen ilk kişi Cahit Sıtkı Tarancı ymış; çıkan da benmişim. Okul arkadaşım Tahsin Yücel araştırmıştı bu tarihî kaçışın hikâyesini. Sonra okul müdürü vazgeçmeyeceğimi anlayınca bana akşamları giriş-çıkış izni vermeye başladı. İki ay önce düzenlenen gecede sanat yaşamının 50. yılını kutlayan Erol Günaydın, yarım asır öncesinden aklına düşen ilk karelerle başlıyor söyleşiye. Aileden Gelen Komedyenlik Ruhu Bugün Türkiye nin önde gelen tiyatrocuları arasında yer alan, 72 yaşındaki Erol Günaydın ın oyunculuğunun temelinde, sekiz yaşına kadar yaşadığı Karadeniz ve bölgenin esprili insanları -en başta da ailesi- var kuşkusuz. Trabzon Akçaabat ta Kizir in Delileri olarak anılan ailesinden miras, ona oyunculuk genleri. Dedem Kiziroglu Mehmet Aga, çok komik bir adammış; fıkralarıyla çok güldürürmüş insanları. Üç yaşımdayken zatürre geçirmiştim, yataktan kalkamıyordum. Babam, duvarı maviye boyayıp bir gökyüzü yaptı bana. Sonra uçurtmayı duvara çaktı ve ipini elime verip Hadi uçur. dedi. O da komik bir adamdı. Ancak Günaydın ın babası, Kizir in Delileri lakabından pek memnun değildir. Çocuklarının eğitimini bahane edip alır tası tarağı, vurur İstanbul yollarına. Erol Günaydın, sekiz yaşındadır büyük şehre geldiğinde. Karadeniz şivesini düzeltmekle geçer ilkokul yılları. Ardından yatılı olarak Galatasaray Lisesine girer ve yazının başında kısaca bahsettiğimiz oyunculuk serüveni başlar. Tiyatroya olan yeteneğini, edebiyatla besler. En sıkı dostları, edebiyatçı Tahsin Yücel ve ayaklı kütüphane Mümtaz Zeytinoğlu dur. O dönemde büyük bir edebiyat akımı vardı. Bütün edebiyatçılar Lambo nun yerinde toplanırdı. Özdemir Asaf, Melih Cevdet, Sait Faik, Kemal Tahir ve adını sayamadığım daha pek çok edebiyatçı... Burada hep edebiyat konuşulurdu. Biz de takip ederdik.. 239

12 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım Beni Sevmiş Bu İnsanlar Profesyonel olarak ilk, Haldun Dormen in sahneye koyduğu Papaz Kaçtı ile yirmi iki yaşında tiyatroya başlayan Günaydın, iki yıl sonra Devlet Tiyatrosuna girer. Ankara Küçük Tiyatroda bir yıl Kleopatra nın Mezarı adlı oyunda ter döker. O sırada Haldun Dormen in kurduğu ekibe katılarak Istanbul Küçük Sahne de oynar. Bu arada Devlet Tiyatrosundan kazandığı burs sayesinde arkadaşı Ergun Köknarla Fransa ya gider: Çok güzel işler ortaya koyduk orada. Oyunculuğumuzu beğendiler ve Burada kalın. dediler. Ben kalmak istedim ama Ergun Vatan hainliği yapma, devlet bursuyla geldik. dedi. Türkiye ye dönünce Muhsin Ertuğrul da Niye döndün? demesin mi! Yine de hiç pişman olmadım döndüğüm için. Çünkü bizim insanımızla aramda duygusal bir bağ var. 50 yıl sonra anlıyorum ki beni sevmiş bu insanlar. Ben de onları çok seviyorum. Ve hiçbir zaman çok para kazanma gibi bir hırsım olmadı. Ben tiyatronun eri olarak çalıştım hep. Döner dönmez, iki tiyatroda birden -Dormen ve Kenterler- çalışmaya başlayan Günaydın, bu dönemde sinemaya da el atar. Yeşil Kurbağalar Öter Göllerde filminde Muhterem Nur la başroldedir. Anadolu dan gelmiş yakışıklı biriydim filmde. Güzel güzel türküler söylüyordum. Film, o dönemde çok sükse yapmıştı. Sonra yaz aylarında vakit buldukça sinemaya takıldık. Bir baktım yıllar sonraoynadığım filmlerin sayısı neredeyse yüzü buldu. Yazarlığa da soyunan Erol Günaydın, hem senaryosunu yazdığı hem de oynadığı Güzel Bir Gün Için adlı filmle 1965 te, 4. Antalya Film Şenliği nde iki ödülü birden kucaklar: En iyi Senaryo Yazarı ve En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu olarak... Geleneksel Tiyatroya Gönül Verdi Daha çok Batılı tarzda oyunlarda rol alan Günaydın, bir süre sonra Türk geleneksel tiyatrosuna yönelecektir. 12 yaşında tanıştığı, gösterilerini izlediği Ismail Dümbüllü nün büyük etkisi vardır bu yönelişte. Niye John (Con) ları, Jim (Cim) leri oynuyoruz da; Ahmet i, Mehmet i oynamıyoruz diye bir soru düştü aklıma. Meddahları araştırdım; konuyla ilgili kaynakları inceledim. Baktım ki bizim tiyatromuz derya gibi. Meddahlarımız, ellerinde bir değnek; Anadolu yu adım adım dolaşıp taklitlerle hikâyeler anlatmışlar. Bunlar büyük adamlar. Karagöz ile Hacivat ımız da öyle. Tamamen zekâ ürünü ve inceliklerle dolu. Batı ya tabi ki gidelim ama kendi özelliklerimizi bırakmadan... Günaydın, 800 yıl kadar önce Anadolu da yaşamış olan ve Türk mizahının babası olarak nitelendirebileceğimiz Nasreddin Hoca yı da yaklaşık otuz yıl canlandırmış bir oyuncu. Ünlü halk bilgesinin bir zamanlar yaşamış olduğu Akşehir e her yıl gidip halk arasına Nasreddin Hoca olarak çıkmış. Nasreddin Hoca, halkın kalbinin içinde, hatta halkın zekâsı... İş, sadece onun kılığına girip dolaşmakta değil... O kavuğu taktığın zaman o olmalısın ki seni benimsesin halk. Usta tiyatrocu Erol Günaydın, oynadığı kadın rolleriyle de bir hayli ünlüdür. Tatlı Kaçıklar dizisinin Beton Raziye sini, Yaygara 70 müzikalinin Ajans Fahriye sini kim unutabilir... Günaydın, kadın rollerindeki başarısını erkek gibi oynamasına bağlıyor: Kadınları iyi oynarım çünkü kırıtmam. Her kadının içinde erkek bir taraf vardır. Televizyonun hayatımıza girmesiyle bu alanda da çalışmalara başlayan Günaydın ın çeşitli dizilerde aldığı roller, sesiyle hayat verdiği karakterler de unutulmayacak. Evcil trafik canavarı Bay Yanlış; Efeeeem deyişiyle miniklerin kalbinde taht kuran sevimli çizgi film kahramanı Ayı Yogi, Çiçek Taksi dizisinin Ramço su bunlardan sadece birkaçı... Iki ay kadar önce Haldun Dormen den Sezen Aksu ya kadar pek çok değerli sanatçının katıldığı gecede, yine sahnedeydi Erol Günaydın. 50. yılının şerefine... Böyle geceler genelde bir vedadır sanatçılar için. Ama o, üstüne basa basa söylüyor: Sanat yaşamından kopmuyorum; devam edeceğim. ve yazımızı, değerli oyuncunun söyleşiye başlarken kurduğu ilk cümleyle sonlandıralım... Dolu dolu bir elli yıl, dolu dolu... Füsun Akay Skylife dergisi 240

13 1 2 ETKİNLİK-1 Röportaj türüyle ilgili aşağıdaki bilgiler doğru ise "D", yanlış ise Y yazınız. Röportaj, haber değeri taşıyan önemli olay, kişi ve durumla ilgili ayrıntılı bilgi veren gazete ve dergi yazılarıdır. Röportajlarda yazarın kişisel görüşleri ve gözlemleri yer almaz. ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım 3 Haber yazıları ile röportajlar arasında yakın bir ilişki vardır. 4 Röportaj yazıları günübirlik yazılar olduğundan tarihsel belge niteliği taşımaz. 5 Röportaj için haber yazılarının daha kısa şeklidir, diyebiliriz. 6 Herhangi bir yeri, bölgeyi konu alan röportajlar ile gezi yazıları arasında benzerlik vardır. 7 Gezi yazısı yazarı için gezmek bir amaçtır, o gördüklerini okuyucuya aktarmak peşindedir, haber peşinde değildir; röportaj yazarı ise gezmek, haber bulmak için bir araçtır. 8 9 Gezi yazısı yazarı araştırmacı ve soruşturmacı bir tavırla yazarken, röportaj yazarı sadece gözlemleriyle yetinir. Erken seçim kararı, bir yöredeki festival, bir bölgedeki içme suyundan insanların hastalanması röportaj konusu olabilir. 10 Röportaj yazarı, yeri geldiğinde metnini, görüntülü konuşma ve fotoğraflarla zenginleştirebilir. 11 Bir yeri, bölgeyi konu alan röportajlarda öyküleyici, betimleyici, açıklayıcı ve söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılır. 12 Röportajlar, sadece bir kişiyi konu alan yazılardır. 13 Anı nın bir türü olan anı-portre lerde yazar ile metne konu olan kişi arasında ortak bir yaşanmışlık zorunlu iken, insanı konu alan röportajlarda bu, gerekli değildir. 14 Röportaj yazıları ile mülakat yazıları arasında hiçbir fark yoktur. 15 Haber yazısında muhabir, nesnel bir anlatım sergiler, röportajda ise yazar, bazen metne kurgusal ve edebî bir hava katabilir. 241

14 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım ETKİNLİK-2 Aşağıdaki boşlukları doğru sözcük ve ifadelerle tamamlayınız. 1. Röportaj yazıları sanatsal yazı olma özelliğini taşımakla birlikte daha çok bir yazısıdır. 2. İnsanı konu alan röportajlarda en çok anlatımdan yararlanılır. 3. Röportaj metni baştan sona soru-cevap şeklinde oluşturulmuşsa buna röportaj değil,.. denir. 4. Röportaj metinlerinde dil daha çok işlevde kullanılır. 5. Konuyu sunuş biçimine göre röportajlar.. ve. röportajı olmak üzere ikiye ayrılır. 6. Röportaj 20. yy.da.. gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan bir yazı türüdür. 7. İyi bir röportaj yazarı, metnin bazı bölümlerine edebî bir hava katmak için dili,.. işlevde kullanır. 8. Röportaj yazarı, metni oluşturmak için biriyle görüşüp konuşmaktan, diğer bir ifadeyle anlatımdan yararlanmalıdır. 9. konu alan röportajlarda belli bir alanda üne kavuşmuş kimse ya da önemli olduğu halde kamuoyunca tanınmayan bir kişinin dikkat çeken yönleri anlatılır. 10. konu alan röportajlarda insan yaşamıyla dolaylı veya doğrudan ilişkisi bulunan bir nesnenin okuyucuya ilginç gelen nitelikleri ön plana çıkarılır. 11., kısa ve objektiftir,. ise haberin kişisel görüşlerle zenginleştirilerek ayrıntılı verildiği metin türüdür. 12. Çukurova Yana Yana, Bu Diyar Baştan Başa gibi röportaj türündeki eserlerin yazarı. 13.Röportaj yazıları konuları bakımından bir, ve. konu alan röportajlar olmak üzere üçe ayrılır. 14. röportajın içinde başvurulan bir yöntem olup röportaja göre daha dar kapsamlı bir sözlü anlatımdır. 15. Röportaj, gazetenin iç sayfalarında bir tek yazı olabileceği gibi bazen günlerce yayımlanan birbirinin devamı niteliğinde bir.. şeklinde de olabilir. 242

15 MÜLAKAT (GÖRÜŞME) ÜNİTE -3 Sözlü Anlatım Herhangi biriyle, düşünce ve tasarılarını öğrenmek amacıyla soru cevap şeklinde yapılan yüz yüze konuşmalardır. Mülakatı yapacak kişi, hakkında bilgi sahibi olmak istediği konu ve kişiyle ilgili ön bilgiye sahip olmalıdır. Görüşmeye katılacak kişi ya da kişilerle ön görüşme yapılmalıdır. Bu ön görüşmede (telefon ya da mektupla olabilir.), görüşmenin amacı ve özellikleri belirtilmelidir. Özellikle, görüşmeye katılacak kişiye ne zaman, nerede görüşme yapılacağı hakkında bilgi verilmelidir. Mülakat türünde konunun sınırları iyi çizilmelidir. Sorular, bu çerçevenin dışına çıkmamalı ve asıl öğrenilmek istenen konulara yönelik sorular yöneltilmelidir. Görüşmeye katılan kişi ya da kişilerin duygu ve düşünceleri olduğu gibi yazıya geçirilmelidir. Bu nedenle, görüşme teyp ya da video kasetine alınmalı; daha sonra kasetteki ifadeler yazıya çevrilmelidir. Görüşmeyi düzenleyen kişi, görüşmenin sonunda kibar bir ifade kullanmalıdır. Bize vakit ayırdığınız ve verdiğiniz önemli bilgiler için size / sizlere çok teşekkür ederim. gibi. Sözlü bir anlatım türü olmasına rağmen, daha sonra düzenlenerek genellikle gazete ve dergilerde yayımlanır. Mülakat birçok yönüyle röportaja benzer. Ancak röportajdan ayrılan yönü de vardır. Yazar mülakatı yazıya aktarırken kendi yorumuna yer vermez, karşı tarafın söylediklerini aynen aktarır. Röportaj türünde ise yazar ele aldığı konuyu yazıya geçirirken kendi bakış açısını da ilave eder. Mülakat türü, bizim edebiyatımızda Tanzimat tan sonra görülmeye başlanmıştır. İlk mülakat örneği Ziya Paşa nın Rüya adlı eseridir. Bu türün örnekleri arasında aşağıdaki eserleri sayabiliriz : Diyorlar ki (Ruşen Eşref Ünaydın, 1932) Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat (Ruşen Eşref Ünaydın) Bugün de Diyorlar ki (Hikmet Feridun Es, 1932) Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar (Mustafa Baydar, 1960) Edebiyatçılarımız Konuşuyor (Yaşar Nabi Nayır, 1976) 243

16 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım ÖRNEK METİN 1 MUSTAFA KEMAL'İN RUŞEN EŞREF'E VERDİĞİ MÜLÂKAT Hayır efendim, düşünüyorum, size ne söyleyebilirim! Çünkü, bakın bütün bu yığınlarla evrak hep o günlerin hatıralarını ihtiva ediyor. Dedim ki: Paşa Hazretleri! Şüphesiz ki Çanakkale Harbi bu memleketin çocuklarındaki fedakârlığı, vatan toprağını yabancıya vermemek için bir saadete koşar gibi ölüme atıldığını göstermek itibarıyla tarihimizde unutulmaz bir kahramanlık merhalesi vücuda getirmiştir. O muharebelerin her gününe büyük bir faaliyetle iştirak ettiniz. Vaziyeti tamamıyla biliyorsunuz... Kim bilir ne kadar çok hatıranız vardır. İşte müsaade buyurursanız eğer, bugün zatıâlinizden onları dinlemek için geldim. Dedi ki: Benim kanaatime göre düşman ihraç teşebbüsünde bulunursa iki noktadan teşebbüs ederdi: Biri Seddülbahir, diğeri Kocatepe civarı!.. Ve benim nokta-i nazarıma göre düşmanı karaya çıkartmadan bu sahil parçalarını doğrudan doğruya müdafaa etmek mümkündür. Binaenaleyh alaylarımı, böyle sahilden müdafaa edecek surette yerleştirdim. Bu vaziyet takriben (1914).... Paşa tekrar bir sigara yakıyor ve birkaç yaprak daha çevirdikten sonra, haritasını alıp şöyle izah ediyor: Düşman bana benim askerimden daha yakın Bu esnada Conkbayırı'nın cenubundaki (güneyindeki) 261 râkımlı tepeden sahilin tarassut (gözetlenen) ve teminine memuren oralarda bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı'na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Size şu muhavereyi aynen okuyacağım! Bizzat bu efradın önüne çıktım: Niçin kaçıyorsunuz! dedim. Efendim düşman! dediler. Nerede? İşte, diye 261 râkımlı tepeyi gösterdiler. Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara Ruşen Eşref Ünaydın ve Atatürk süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayarı'na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının ''marş marş''la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitimi geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır. Bir koca muharebenin ufacık bir lâhzaya bağlı olduğunu, hattâ bir memleketin hayatının fena kullanılmış bir an yüzünden tehlikeye düşebileceğini, burada olduğu gibi iyi kullanılmış bir anın ise bir muharebenin ve bir vatanın mukadderatını iyileştireceğini o dakikayı görür gibi canlanmış bir ifade duymak insanın tüylerini ürpertiyordu! Mustafa Kemal Paşa dedi ki: - Kolun başında bulunan bölük yetişti. Bu bölüğe cephanesiz bölüğü takviye ederek ateş açmasını emrettim. Yanıma gelmiş olan Alay 87 Tabur 2 kumandanı Yüzbaşı Ata Efendi'ye bütün taburlarıyla bu bölüğü takviye ederek 261 râkımlı tepe üzerinden düşmana taarruz etmesini emrettim. Cebel bataryasına Suyatağı'nda mevzi aldırarak düşman piyadesi üzerine ateş açtırdım. Bundan sonra idi ki alay kumandanına bütün alayı ile benim tevcih ettiğim istikametlerde düşmana tararuz etmesini emrettim. Ruşen Eşref Ünaydın Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat 244

17 ÖRNEK METİN 2 ATATÜRK ÜN AMERİKALI KADIN GAZETECİ GLADİS BAKER E VERDİĞİ MÜLAKAT (Ankara, 20 Haziran 1935) Harp çıktığı takdirde Amerika, tarafsızlık siyasetini muhafaza edebilir mi! İmkânı yok, Eğer harp çıkarsa, Amerika nın milletler camiasında işgal ettiği yüksek mevki her halde müteessir olacaktır. Coğrafi vaziyetleri ne olursa olsun milletler birbirine birçok rabıtalarla bağlıdırlar. Bundan başka, Amerika büyük ve kuvvetli ve ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım dünyanın her yerinde alâkası olan bir devlet olduğundan kendisinin siyaset ve iktisadiyat cihetinden ikinci derecede bir mevkie düşmesine aslâ müsaade edemez. Milletler Cemiyeti nin, sulhun muhafazası için müessir bir vasıta olduğunu zannediyor musunuz? Milletler Cemiyeti, henüz kesin ve etkili bir vasıta olduğunu ispat etmemiştir. Diğer taraftan Milletler Cemiyeti bugün, bütün milletlerin, müşterek gayenin gerçekleşmesi için çalışabilecekleri yegâne teşkilâttır. Şuna da inanıyorum ki, eğer devamlı sulh isteniyorsa kütlelerin durumlarını iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyet-i umumiyesinin refahı açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir. Türkiye de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz? Türkiye de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hükûmetinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır. Niye diktatör diye çağrılmaktan hoşlanmıyorsunuz? Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine bağlayandır. Ben kalbleri kırarak değil, kalbleri kazanarak hükmetmek isterim. Gladis Baker Mes ut musunuz? Evet, çünkü muvaffak oldum. CUMHURİYET gazetesi (21 Haziran 1935) 245

18 ÜNİTE - 3 Sözlü Anlatım ÖRNEK METİN 3 TÜRK EDEBİYATI'NDA "ŞAFAK" VAKTİ Elif Şafak, Aşk adlı romanıyla 2009 yılına damgasını vurdu ve şimdiden Türk adebiyatına adını altın harflerle yazdırdı Genç, başarılı yazar Elif Şafak la yazarlık serüvenine ve kitaplarına dair yaptığımız bu keyifli mülakat onu daha yakından tanımak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat Yeni yıla geçmeden, biraz 2009 yılından bahsedelim. Elif Şafak ve romanları için nasıldı geride bıraktığımız yıl, en iyi gelişme hangisiydi sizin adınıza? Romanlarım ve romancılığım açısından güzel, verimli, muhabbetli bir sene oldu. Bundan dolayı şükran duyuyorum. Bilhassa okurlarla buluşmalar çok güzel ve sevgi dolu oldu da edebiyatseverlerden, okurlardan o kadar çok ilham ve enerji aldım ki. Benimle sırlarını, hikâyelerini paylaştılar. Çok önem veriyorum bu ruhdaşlık bağına. Elif Şafak la yeni tanışanlar Kâğıt Helva yla sizi keşfedebilecekler mi sizce? Kağıt Helva, beni daha az tanıyan okurlar için bakınca tadımlık bir kitap. Yormayan ama yoğun. Sade ama derin. Aynı zamanda öteden beri bilen okurlar için de ayrı bir buluşma demek. Benim gözümde ise bir harita adeta. Geçtiğim yolların haritası. Bu kitabı hazırlarken ilk romanım Pinhan dan Aşk a kadar uzanana bir edebî serüvenin ayak izlerini takip ettik. Aşk, inanç, yolculuk, zaman, kadınlık, göçebelik gibi edebiyatımızda önde olan temalar etrafında dolaştık, çok çarpıcı, düşündürücü alıntılar seçtik. Sonuçta ortaya birden fazla kez okunabilecek, altı çizilebilecek, görseli de içeriği kadar özenli bir kitap çıktı. Kitaplarınız birbirlerinden çok farklı. İlk kitabınız Pinhan dan Kağıt Helva ya kadar Yazarlık serüveninizde siz de değişimlere uğradınız mı? Neden? Her kitap farklı. Çünkü her kitabın yazılma aşamasında ben farklı bir insandım. Bir romana başladığımda daha farklıyım, bitirdiğimde ise roman beni de dönüştürmüş oluyor. Bazen okurlar Aşk ı okumanın onları nasıl değiştirdiğini söylüyorlar. Anlıyorum bu hissi çünkü yazmak da beni değiştirdi. Öyle hissediyorum. Yazımın akışına kapılarak yazıyorum. Sarhoş gibi yazıyorum. On sayfa sonra ne yapacağımı, ne yazacağımı bilmeden o ritme kapılarak yazıyorum. Bir yazarın kendini tekrar etmesi ne demektir sizce? Öncelikle dilde, üslupta ve konularda tekrarların olması demek. Ama daha derinde bir yerde bence bir yazarın kendini tekrar etmesi, merak duygusunu kaybetmesiyle olur. Bir de elitizmle olur. Eğer yazar topluma tepeden bakarsa, okurlarına uzaktan bakarsa, hayata kenardan bakarsa içi kurur. Beslenemez. Bizim hep dinleyici olarak kalmamız lazım, hep öğrenci olmamız lazım ki hayattan beslenmeye devam edelim. Egolarımız bize perdedir yoksa. 246

19 Sanatın farklı dallarından gelen insanların yarattıkları ortak sinerjiye inanıyorum demişsiniz. Kitaplarınızdan birinin filme çekilme düşüncesi var mı? Birlikte çalışmak istediğiniz ya da size teklif getiren yönetmenler var mı? Romanlarımı film yapmak için gelen teklifler var, özellikle Aşk tan sonra çok kıymet verdiğim yönetmenlerden teklifler geldi. Bu beni tabi ki mutlu ediyor. Ama böyle bir konuda acele etmek istemiyorum. Zamanını bekliyorum. Doğru ekiple doğru enerjiyle yola çıkmak istiyorum. Çünkü bir Mevlana filmi yapmak ciddi bir sorumluluk. Hakkını vermek lazım. Türk insanı kitap okumayı seviyor mu sizce? Ülkemizdeki korsan kitap sorunu için çözümleriniz var mı? Ya da neler yapılmalı korsanın önüne geçmek için? Ben Türkiye de iyi ve sahici bir edebiyat okuru olduğuna yürekten inanıyorum. Biz hiçbir zaman tam olarak ne kadar kitap satıldığını bilmiyoruz ki. Sahillerde, Güneydoğu da, Anadolu da, büyük şehirlerde... Her yerde korsan var. Kayıt dışı ciddi bir sektör var. Matbaa işçisinden yazarına kadar hepimizin emeğini çalmakta korsan kitap. Öte yandan okur sayısını artırmak için yazarların da yayıncıların da daha çok uğraşmaları gerektiğini düşünüyorum. Bizim de tembel olmamamız lazım, tabi okurların da. Hep beraber geliştireceğiz kültür ve edebiyat ortamını. ÜNİTE 3 Sözlü Anlatım Müzik ve sinemaya verdiğiniz önemi, duyduğunuz hayranlığı biliyoruz. Nasıl besleniyor karakterleriniz, öyküleriniz bu iki sanat dalından? Müzik ve sinema yazarken en çok beslendiğim iki alan. Sessizlikte çalışamam, hep kulağımda, çevremde müzik olur. Genellikle de ritmi hızlı şarkılar dinlerim. Sevdiğim bir şarkıyı üst üste dinleyebilirim. Bazen elli kez, belki daha fazla. Araf romanında bunu yapan bir karakter vardı, o biraz bende de var. O zaman müzik bir sarmaldır. İçine alır. Sinemanın yeri de çok özel. Zaten yazarken hep görsel düşünüyorum, çoğu zaman bir resmi kovalıyorum. Aşk gibi kitaplarınızda derin bilgiler içeren bölümler yer alıyor. Bu bilgi edinimlerini danıştığınız bazı insanlar aracılığıyla mı sağlıyorsunuz yoksa tamamen kendi araştırmalarınız doğrultusunda mı kitaplarınıza uyarlıyorsunuz? Okuyorum. Her yazarın özünde ve temelde iyi bir okur olması gerektiğine inanıyorum. Benim kendimi sürekli geliştirebilmem için sürekli okumam lazım. Akademisyenliğin de getirdiği bir araştırmacılık, disiplinler arası yaklaşım var. Ama bunun yanı sıra elbette hayatı da açık bir kitap gibi algılamaya çalışıyorum. İnsanlardan, sokaktan, yaşamın enerjisinden de muhakkak ki çok şey öğreniyorum. Ben kendimi hiç mezun olmayan bir öğrenci olarak görüyorum yılı için neler planlıyorsunuz? MAG okuyucuları için neler söylemek istersiniz? Hepimiz için güzel ve huzurlu, aynı zamanda üretken ve verimli bir sene olmasını arzu ediyorum. Birbirimizi daha az hırpalarız umarım. Hırçın değil yapıcı bir üslupla yaklaşırız. Umarım daha pozitif enerji veririz hem kendimize hem etrafımıza. Kendi adıma okurların yorum ve görüşlerini dinliyor, önemsiyorum. Olumsuz görüşleri de dinliyorum. Benim için önemli olan yaptığım işi sevmek ve sevdiğim işi yapmak. Bence sanat kucaklayıcı olmalı, dışlayıcı değil. Sanatçının, edebiyatçının Öteki si olamaz diye düşünüyorum. Benim işim hikâye anlatmak. Ve hikâyeler tüm insanlığın, hepimizin ortak değerleri. Çok teşekkür ederim... Mülakat: Uğur Özer MAG dergisi, Şubat

20 ÜNİTE - 3 SÖYLEV (NUTUK) Sözlü Anlatım Bir topluluğu duygu ve düşünce yönünden etkileyip yönlen- Söylevden önce yapılması gerekenler : dirmeyi amaçlayan konuşmalardır. Konuşmacı, dinleyicileri et- Konuşmanın yapılacağı yer ve zaman halka önce- kilemek amacıyla yeri geldikçe özellikle duygusal ve coşkusal den duyurulmalıdır. bir söyleme başvurur. Konuşma yapılacak topluluğun uygun bir ortamda toplanması sağlanmalıdır. İletişim araçlarının yaygın olmadığı dönemlerde geniş kitlelere Konuşma alanı olarak herkesin görebileceği bir yer ulaşmak için etkili bir yöntem olarak işlev görmüştür. seçilmelidir. Dinleyicileri yönlendirmeye yönelik olduğundan dilin alıcıyı Herhangi bir kargaşanın oluşmaması için gerekli harekete geçirme işlevinden yararlanılır. tedbirler alınmalıdır. Söylev esnasında konuşmacının yapması Söylevler işlediği konulara göre çeşitli isimler alır: gerekenler : Konuşmacı derli toplu ve düzgün görünümlü olmalıdır. Siyasî söylev Dinî söylev Askerî söylev Hukuki söylev Hitap ettiği topluluğu çok iyi tanımalıdır. Akademik söylev Asıl amaç dinleyenleri etkilemektir, bu yüzden dinleyicileri bir duygu coşkunluğu içine çekmeye çalışmalıdır. Söylev türünün ilk örnekleri Eski Yunan ve Roma döneminde verilmiştir. Eski Yunan edebiyatında Demosthenes (Demostes), Latin edebiyatında Cicero (Çiçero), Fransız edebiyatında Bossuet (Bosse), Mirabeau (Mirabu) ve Robespiere (Robespiyer) tanınmış söylevcilerdendir. Türk edebiyatında söylev türünün ilk örneği Göktürk Yazıtları dır. Bu yazıtlarda Bilge Kağan, Türk milletine seslenmektedir. Millî Mücadele ve Cumhuriyet Dönemi nde Mehmet Akif Er- Ses tonunu iyi ayarlamalı, açık ve anlaşılır bir üslup kullanmalıdır. Konuşmasını zaman zaman beden diliyle desteklemeli böylece tekdüzelikten kurtarmalıdır. Söylediklerinde samimi olmalı ve konuşmasını sıcak bir eda ile yapmalıdır. Konuşma esnasında, konuşma alanını mümkün olduğunca iyi kullanmalı, sabit durmamalıdır. 248 soy, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi, Ömer Naci önemli söylevciler arasında yer alır. Cumhuriyet Dönemi nin en büyük söylevcisi ise Mustafa Kemal Atatürk tür.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

RÖPORTAJ NEDİR? MÜLAKAT NEDİR?

RÖPORTAJ NEDİR? MÜLAKAT NEDİR? RÖPORTAJ/ MÜLAKAT RÖPORTAJ NEDİR? MÜLAKAT NEDİR? v RÖPORTAJ: Bir yazarın ya da gazetecinin herhangi bir olayı, kişiyi kuruluşu veya yeri; kendi anlayışına ve gözlemlerine göre araşhrdığı ve değerlendirdiği

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

SAGALASSOS TA BİR GÜN

SAGALASSOS TA BİR GÜN SAGALASSOS TA BİR GÜN Çoğu zaman hepimizin bir düşüncesi vardır tarihi kentlerle ilgili. Baktığımız zaman taş yığını der geçeriz. Fakat ben kente girdiğim andan itibaren orayı yaşamaya, o atmosferi solumaya

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden. BEYAZIN PEŞİNDEKİ TATİL Geçen yıllarda Hopa da görev yapan bir arkadaşım Adana ya ziyaretime gelmişti. Arkadaşım Güney in doğal güzelliğine bayılıyorum deyince çok şaşırmıştım. Sevgili okuyucularım şaşırmamak

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Dekorasyona dair Küçük Sırlar

Dekorasyona dair Küçük Sırlar Dekorasyona dair Küçük Sırlar Sanat yönetmeni Pelin Aksu ile Küçük Sırlar dizisi için yaratılan evlerden birinde buluştuk. Çoğu zaman özenerek izlediğimiz yaşam alanlarının hikâyelerini öğrendik ve kendi

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi. Malum ülkemiz son dönemde Globalleşen dünya ile birlikte oldukça sıkıntılı. Halk olarak bizlerde de pek çok sıkıntılar var. Ekonomik sıkıntılar, siyasi sıkıntılar, sabotaj planları, suikast planları. Darbe

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.

Detaylı

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6 AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6 geldi bayramım Benim geldi Bütün çocukların bayramı Bu gün, Günü`dür Dünya Çocuklar Atatürk etti bize armağan Bu günü, Bayramı geldi Ulusal Egemenlik ve Çocuk

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A2 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 KARADENİZ TURU Metin Bey: Merhaba! Görevli: Merhaba efendim, buyurun! Nasıl yardımcı.(1)? Metin Bey: Ben bu yaz ailem ile bir tura çıkmak istiyorum. Bana

Detaylı

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 Ağustos Böceği ile Karınca Hafta Sınıf Düzeyi ve 4. Sınıf Süre Yöntem ve Teknik 40 Dakika drama, beyin fırtınası KAZANIM SÜREÇ Araç - Gereç Çizgi film CD si veya Masal kitabı Karınca

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİNİ BELİRTEN KELİMELER yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam şu otobüs birkaç portakal Yuvarlak masa : Yuvarlak sözcüğü varlığın biçimini bildiriyor. Yeşil erik : Yeşil sözcüğü

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu - Aman ormancı, yaman ormancı Bıraktın bizde derin bir acı - Dua ile bisiklet gider mi?... - Özbek Paşa'dan AKP falı... Ve - Bush'tan "beni kimse sevmiyor" sendromu RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi 10. Sını Soru itabı 4. Ünite Optik 5. onu Mercekler Test Çözümleri azer Işınının Elde Edilmesi 4. Ünite Optik Test 1 in Çözümleri 1. çukur ayna sarı mavi perde ayna Sarı ışık ışınları şekildeki yolu izler.

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Pelinsu Pir OHBE. Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri. OHBE Danışmanlık Eğitim ve

Pelinsu Pir OHBE. Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri. OHBE Danışmanlık Eğitim ve Pelinsu Pir OHBE Eğitim Danışmanlık ve İK Çözümleri 08.0 01.2016 OHBE Danışmanlık Eğitim ve İK Çözümleri Nilhan SAYHAN www.ohbedanismanlik.com.tr Cep: +90 532 471 09 51 nilhan@ohbedanismanlik.com.tr Pelinsu

Detaylı

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2 DİKTE METNİ 1 Toplu olarak eğitim ve öğretim yapılan yerlere okul denir. Okulda okuma yazma ve çeşitli bilgiler öğreniriz. Okulumuzun yerini bilmeli ve tarif edebilmeliyiz. Her okulun bir adı vardır. Okullara

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Sohbetin özellikleri şunlardır:

Sohbetin özellikleri şunlardır: SÖYLEŞİ NEDİR? Söyleşi anlamındaki Arapça'dan dilimize geçmiş olan sohbet kelimesi, iki anlam içerir: 1. Arkadaşlık, yârenlik; 2. Konuşma, görüşme, birlikte oturup söyleşme. Bir yazarın günlük olaylar

Detaylı

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir. A.SÖZCÜKTE ANLAM GERÇEK (TEMEL) ANLAM Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

--- ZEKÂ SORULARI ---

--- ZEKÂ SORULARI --- --- ZEKÂ SORULARI --- 1- Bakalım matematiğinize güveniyor musunuz? İşte, kolay bir soru? Elimdeki çiçeklerin ikisi hariç hepsi papatya, ikisi hariç hepsi gül ve ikisi hariç hepsi karanfil olduğuna göre

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu 3. Yazma 3. SAYFA HABERİNDEN ŞİİRE 3. Sayfa Haberinden Haydar ERGÜLEN İN «Elmanın E si» Adlı Şiire SERDAR SOLKUN GALATASARAY LİSESİ TDE ÖĞRETMENİ Grup: Ortaöğretim öğrencileri ( Hazırlık sınıfları ve 9.

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) Enerji Tasarrufu Haftası (Ocak ayının ikinci haftası) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI 1- MAKALE Herhangi bir konuda öne sürülen bilgi görüş ve düşünceleri kanıtlamaya yönelik yazı türüdür. Yazan öne sürdüğü görüş

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi 03.11.2012. Salkım Söğüt Saç

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi 03.11.2012. Salkım Söğüt Saç Beşiktaş Gazetesi Günlük web Gazetesi 03.11.2012 Salkım Söğüt Saç Beşiktaş Belediyesi'nde belgesel film gösterimleri tüm hızıyla devam ediyor. Levent Kültür Merkezi'nde sinema gösterimleri için de Salkım

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme 1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme çabalarının teknoloji alanına aktarılmasına bağlı olduğu, tartışmasız kabullenilen

Detaylı

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR BASKETBOLCU AHMET Ahmet ile babası televizyonda spor haberlerini izliyorlardı. Ahmet, babasına : - Spor ne demek, babacığım? diye sordu. Babası: - Spor, tek başımıza veya birden fazla kişi ile yaptığımız

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ, ΙΑ ΒΙΟΥ ΜΑΘΗΣΗΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Eğitim, Hayatboyu Öğrenme ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı