Panik Bozukluðunun Nörobiyolojisi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Panik Bozukluðunun Nörobiyolojisi"

Transkript

1 Serap Erdoðan 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Panik bozukluðu (PB) kiþide kendiliðinden ve beklenmedik bir anda ortaya çýkan, þiddetli iç sýkýntýsý ile buna eþlik eden bedensel ve biliþsel belirtilerden oluþan ve ataklarla seyreden bir hastalýktýr. Panik ataðýný oluþturan belirtiler pek çok durumda ve hastalýkta görülebildiðinden, panik bozukluðu tanýsýnýn koyulabilmesi için bu ataklarýn kendiliðinden ve bir anda ortaya çýkýyor olmasý ve yineleyici bir karakter sergilemesi önemlidir. Belirtilerin kýsa sürede en yoðun haline ulaþtýðý ve ardýndan genellikle dakika içinde azalarak kaybolduðu bilinmektedir. Ancak bu yaþantýnýn yarattýðý tedirginlik ve ruhsal gerginlik hali çok daha uzun sürebilmekte, kiþi sürekli olarak yeni bir atak yaþayabileceðine dair beklenti anksiyetesi içine girebilmektedir. Ataklar sýrasýnda yaþanan belirtiler kiþide aklýný kaçýracaðý, kalp krizi geçireceði, kontrolünü kaybedeceði gibi olumsuz düþünceler yaratabilir ve kiþi ataklardan ve sonuçlarýndan kaçýnabilmek için bazý davranýþ deðiþiklikleri geliþtirir. DSM-IV (Diagnostic and Statistical Manuel for Mental Disorders) sýnýflamasýnda panik bozukluðu agorafobi belirtilerinin eþlik edip etmemesine göre ayrýlmaktadýr. Genel olarak evden ayrýlmaktan, yalnýz kalmaktan ve yardým alýnamayacak bir ortamda bulunmaktan korkma anlamýna gelen agorafobide hastalar bu tür koþullarda panik ataðý yaþamaktan korkmaktadýrlar. ICD-10 da (International Classification of Diseases) ise agorafobi panik bozukluðundan ayrý olarak fobik bozukluklar grubunda yer almaktadýr. Etiyolojiyi belirlemeye yönelik çalýþmalarda psikodinamik ve biyolojik faktörler üzerinde durulmaktadýr. Psikoanalitik çalýþmalarda anksiyete idden kaynaklanan dürtüler ve süperego arasýndaki çatýþmalarla açýklanmaya çalýþýlmýþtýr. Yine erken geliþim dönemlerinde bakým verenle güvenli baðlanma geliþtiremeyen kiþilerde ileriki yaþamda anksiyete duyarlýlýðý geliþebildiði belirtilmektedir. Ataklar kendiliðinden ortaya çýkýyorsa da ayrýntýlý görüþmelerle genellikle hastalýðýn baþlangýcýndan önceki aylarda kiþiyi etkileyen önemli bir yaþam olayýnýn varlýðý tespit edilebilir. Anksiyete bozukluklarýn nörobiyolojisini araþtýran çalýþmalarda genel olarak genetik etkenler, beyin iþlevlerini düzenleyen nörotransmitter sistemleri ve nöroanatomik oluþumlar üzerinde durulmaktadýr. Panik bozukluðu alanýnda yapýlan çeþitli hayvan deneyleri, genetik araþtýrmalar ve görüntüleme çalýþmalarýndan elde edilen sonuçlar aþaðýda özetlenmeye çalýþýlmýþtýr. GENETÝK ÇALIÞMALAR Panik bozukluðunda diðer anksiyete bozukluklarýnda da görülebildiði gibi ailesel kümelenme söz konusudur. Çeþitli çalýþmalarda farklý rakamlar verilmekle birlikte, hem genetik bir yatkýnlýðýn hem de benzer çevresel koþullara maruz kalmanýn panik bozukluðu olan bireylerin yakýnlarýnda hastalýðýn görülme riski ve ortaya çýkma oranlarýný saðlýklý kontrollere göre yükseltebildiði bilinmektedir. Birinci derece akrabalarda görülme oraný %10.7 ile 3

2 Erdoðan S. %20.5 arasýnda deðiþebilmekte, monozigot ikizlerde konkordans %40 lara ulaþabilmektedir (Gorwood ve ark. 1999, Weissman 2000). Monozigot ikizlerde oranlarýn çok yüksek olmamasý hastalýðýn sadece genetik etkenlerle belirlenmediðini göstermektedir. Ailesel kalýtýmýn erken baþlangýçlý ve solunum belirtilerinin eþlik ettiði vakalarda daha fazla görüldüðü belirtilmektedir. Yeni ve alýþýlmadýk uyaranlara karþý korku duyma olarak tanýmlanabilen davranýþsal inhibisyon belirtileri gösteren çocuklarýn ileriki yaþamlarýnda panik bozukluðu dahil hemen hemen tüm anksiyete bozukluklarýnýn ortaya çýkmasýna daha yatkýn olduklarý gösterilmiþtir (Biederman ve ark. 1990, Goldstein ve ark. 1997). Genetik çalýþmalarda özellikle bazý kromozom lokuslarý üzerinde durulmaktadýr. 1, 2q, 3, 7, 9, 10q, 11p, 12q13, 15q ve 22. kromozomlar panik bozukluðunda çalýþýlmýþ kromozomlar arasýnda yer almaktadýr (Fyer 2006, Ise 2003, Hamilton 2002, Crowe 2001, Gelernter 2001, Smoller 2001, Kennedy 1999, Kvetnansky 2004). Kimi çalýþmalarda cinsiyet farkýnýn dikkate alýnmasý gerektiði vurgulanmaktadýr. Panik bozukluðunun etyolojisinde önemli role sahip olan nörotransmitter sistemleri de genetik çalýþmalarda sýkça ele alýnmaktadýr. Panik bozukluðu alanýnda çalýþýlan bazý nörotransmitter ve reseptör gen polimorfizmleri Tablo 1 de özetlenmiþtir (Unschuld 2007, Maron 2007, Hettema 2006, Lam 2005, Maron 2005, Domschke 2004, Hosing 2004, Olsson 2004, Rothe 2004, Woo 2004, Woo 2002). PANÝK BOZUKLUÐUNUN NÖROANATOMÝSÝ Panik bozukluðunda görülebilen belirtilerin bazý durumlarda hayvanlarda da görülebilen korku duygusu, kaçýnma ve kaçma gibi davranýþlarla olan iliþkisinden yola çýkýlarak hastalýk belirtilerinin beyinde hangi bölge ve yolaklarla baðlantýlý olduðu açýklanmaya çalýþýlmýþtýr. Her ne kadar hayvanlardaki belirtilerin insana ait bir hastalýðý birebir karþýlamasý mümkün olmasa da ortak bazý özelliklerden yararlanýlmaktadýr. Öyle ki hem hayvanlarda hem de insanlarda hoþ olmayan bir uyaranýn nötr bir uyaranla birlikte verilmesi, bir süre sonra sadece nötr uyarana karþý da anksiyete belirtilerinin ortaya çýkmasýný saðlamaktadýr. Koþullu korku (conditioned fear) adý verilen bu durum anksiyete bozukluklarýnýn araþtýrýlmasýnda temel teþkil etmektedir. Ýlk olarak 1989 da Gorman ve ark. PB etiyolojisinde nöroanatomik hipotezi ortaya atmýþlardýr. Buna göre PB serotonerjik ve noradrenerjik yolaklarý içeren ve solunum kontrolünün saðlandýðý beyin sapýndaki bozukluktan köken almakta, limbik sistem yapýlarýnýn uyarýlmasýyla beklenti anksiyetesi oluþmakta ve prekortikal aktivasyonla da fobik kaçýnma davranýþlarý ortaya çýkmaktadýr (Gorman ve ark. 2000). Beyinde korku ile ilgili yanýtlardan sorumlu bölge amigdaladýr. Amigdala medial temporal lobda yerleþim gösteren, ve on üç adet nukleus içeren bir oluþumdur. Özellikle bazal amigdala, lateral amigdala ve santral nukleusu korku ile ilgili olaylarda yer almaktadýr. Duyusal talamustan alýnan uyarýlar lateral amigdalaya, oradan da santral nukleusa iletilir ki bu kýsa devre/halka (short loop) olarak bilinir. Bazal amigdala lateral amigdala ve santral nukleus aradýnda baðlayýcý bir iþleve sahiptir. Uzun devrede ise uyarýlar duyusal korteks, prefrontal korteks ve insuladan lateral amigdalaya gelmektedir. Lateral amigdalanýn korku koþullanmasýnda bellek oluþumu ve plastisiteden sorumlu olduðu gösterilmiþtir. Bellek oluþumunda rol alan mekanizma LTP dir (long term potentiation). LTP de NMDA reseptörleri ve voltaj baðýmlý kalsiyum kanallarýnýn uyarýlmasý önem taþýdýðýndan bu reseptörlerin bloke edilmesinin korku yanýtýný engelleyebileceði düþünülmüþ ve bazý çalýþmalarda bu gösterilmiþtir (Garakani ve ark. 2006). Korku yaratan uyarýlar amigdalaya geldiðinde buradan beyin sapýna ve hipotalamusa uzanan çeþitli yollar aracýlýðýyla hormonal ve davranýþsal yanýtlarýn ortaya çýkmasý saðlanýr. Amigdaladan lokus seruleusa noradrenerjik, Raphe nukleusuna serotonerjik, ventral tegmental alana dopaminerjik projeksiyonlar uzanmakta, santral nukleusunda yer alan nöronlarýn ürettiði kortikotropin salgýlatýcý faktör ile de hem bu nöronlar hem de hipotalamustaki çeþitli bölgeler uyarýlmaktadýr (Gorman ve ark. 2000). Beyindeki panik devresi nde hipotalamusun anahtar bir rolü vardýr. Özellikle dorsomedial hipotalamusun uyarýlmasý kalp atým hýzý, kan basýncý ve solunum hýzýnýn artmasýna, anksiyete duygusu ile birlikte kaçma davranýþýnýn geliþmesine neden olmaktadýr (Shekhar ve ark. 2006). 4

3 Tablo 1. Panik bozukluðu hastalarýnda genetik çalýþma yapýlan bazý nörotransmitter sistemleri ve olasý iliþkiler Nörotransmitter/ Gen Ýliþki Cinsiyet farklýlýðý Nörohormon Serotonin (5-HT) 5-HTR 2A (reseptör 2A) tek T allel sayýsý ile (-) nükleotid polimorfizmi belirti þiddeti 5-HTR 2A (reseptör 2A) tek AT haplotipi ile düþük (-) nükleotid polimorfizmi PB riski 5-HT 2A (reseptör 1A) Agorafobili vakalarla (-) promotor polimorfizmi 5-HTTLPR (transporter) L/L alleli ile yüksek PB riski (-) TPH2 1 tek nükleotid Eþ taný bulunmayan saf (+) kadýnlarda polimorfizmi PB vakalarýyla Katekolaminler COMT 2 158val Beyaz ýrkta yüksek PB riski (+) kadýnlarda COMT 158met Sarý ýrkta yüksek PB riski (+) kadýnlarda COMT L/L alleli ile yüksek PB riski? ve tedaviye düþük yanýt MAOA 3 promotor bölgesi Uzun allel genotipi ile (+) kadýnlarda agorafobili vakalar arasýnda Dopamin DRD1 (reseptör D1) tek CAA haplotipi düþük nükleotid polimorfizmi PB riski (-) GABA GAD 4 1 tek nükleotid Anksiyete bozukluklarý ve polimorfizmi major depresyonla olasý iliþki (-) Periferal benzodiyazepin Olasý PB riski (-) reseptörü Adenozin ADORA2A (reseptör 2A) Batý toplumunda agorafobili (-) tek nukleotid polimorfizmi ya da agorafobisiz PB Kolesistokinin (CCK) CCK-B reseptör gen tek Olasý PB riski (-) nukleotid polimorfizmi Anjiyotensin ACE 5 I/D polimorfizmi ACE I alleli (+) erkeklerde 1 triptofan hidroksilaz, 2 katekolamin-o-metil transferaz, 3 monoamin oksidaz, 4 glutamik asit dekarboksilaz, 5 anjiyotensin konverting enzim Hipotalamusun lateral çekirdeðinin uyarýlmasý sempatik deþarja, paraventriküler çekirdeðin uyarýlmasý ise adrenokortikoid salýnýmýnda artýþa yol açmaktadýr. Amigdaladan parabrakial çekirdeðe gelen uyarýlar solunum hýzýný arttýrarak buna baðlý belirtileri ortaya çýkarmakta, periakuaduktal gri alana gelenler ise fobik kaçýnmanýn hayvanlardaki eþdeðeri olabilen dona kalma ve savunma davranýþlarýnýn oluþmasýný saðlamaktadýr (Gorman ve ark. 2000, Mezzasalma ve ark. 2004). Periakuaduktal gri alan üzerine serotonerjik sistemin baskýlayýcý etkisi olduðu belirtilmektedir. Spontan geliþen panik ataklarda dorsal Raphe çekirdeðinin baskýlayýcý etkisinin ortadan kalktýðý düþünülmektedir Amigdalanýn beyin sapý ve duyusal talamustan doðrudan uyarýlar almasý tehlike yaratan durumlara hýzlý bir þekilde yanýt verilebilmesini saðlamaktadýr. Ancak bu yapýlarýn dýþýnda amigdala kortikal bölgelerle de baðlantýlar içermektedir ve duyusal 5

4 Erdoðan S. bilginin iþlenmesi ve deðerlendirilmesi bu yolla olmaktadýr. Kortikal süreçlerdeki bir bozukluk durumunda uyaranýn yanlýþ deðerlendirilmesi ve buna baðlý olarak da uygunsuz yanýtlarýn görülmesi mümkün olabilir. PB de ortaya çýkan belirtilerin bir kýsmýnýn kortikal süreçlerle beyin sapý iþlevlerinin düzenlenmesindeki bir bozukluk sonucu amigdalanýn aþýrý uyarýlmasý ile ortaya çýktýðý düþünülmektedir (Mezzasalma ve ark. 2004). PROVOKASYON ÇALIÞMALARI Bazý maddelerin panik bozukluðu olan hastalarda ataklarý baþlatýcý etkilere sahip olduðu bilinmektedir. Provokasyon çalýþmalarýnýn temelinde bu maddelerle deneysel olarak panik ataklarýnýn oluþturulmasý yatmaktadýr. Panik oluþturucu bir madde ataðýn hem fiziksel hem emosyonel belirtilerini oluþturabilmeli, her uygulandýðýnda benzer sonuçlar verebilmeli, hastalarda saðlýklý kontrollere göre daha düþük dozlarda etki gösterebilmeli ve tedavide kullanýlan ajanlarla etkileri ortadan kaldýrýlabilmelidir. Provokasyon ajanlarý iki grupta incelenebilir. Solunumsal panik oluþturucularýn herhangi bir nörotransmitter sistemi ile özgül olarak iliþkileri yoktur ve HPA eksenini etkilemezler (ör: sodyum (D, L) laktat, sodyum D-laktat, sodyum bikarbonat, karbondioksit). Uygulandýklarýnda nefes darlýðý ve boðuluyor olma duygusuna yol açarlar. Ýkinci grup provokasyon ajanlarý ise, solunumla iliþkili belirtilere neden olmazlarken, HPA ekseninin etkinliðinde artýþ yaratýrlar (örn. yohimbin, M-klorofenil piperazin, fenfluramin). HPA ekseni ile iliþkili anksiyete oluþturucularýn beklenti anksiyetesi ya da duruma baðlý panik ataklarýný incelemek için daha uygun modeller olduklarý düþünülmektedir (Topçuoðlu ve ark. 2005). Bazý panikojenlerinse etki mekanizmalarý tam olarak bilinmemekte ya da her iki grupta da yer alabilecekleri düþünülmektedir (doksapram, kafein, CCK). Bilinen bazý panikojen maddelerin özellikler aþaðýda özetlenmektedir. Sodyum D, L ve D laktat Provokasyon çalýþmalarýnda kullanýlan maddelerin baþýnda gelmektedir. Panik bozukluðu hastalarýnda sodyum laktat ile %65-85 arasýnda deðiþen oranlarda panik ataðý oluþtuðu belirtilmekte, öyküsünde panik ataðý olmayan kiþilerde ise atak yaratma oranýnýn oldukça düþük olduðu görülmektedir (Gorman ve ark. 2000, Cowley ve Arana 1990). Sodyum laktatýn panik belirtilerini hangi mekanizmalar üzerinden oluþturduðu pek çok çalýþmada incelenmiþtir fakat henüz kesinlik kazanan bir açýklama yoktur. Laktatýn kan beyin bariyerini geçen bir madde olduðu bilinmektedir. Beyinde laktatýn karbondioksite dönüþtüðü, bu þekilde oluþan hiperkapnik ortamýn kemoreseptörleri uyararak panik ataðýný baþlattýðý düþünülmektedir. Bununla birlikte sodyum D laktatýn karbondioksite metabolize olmamasý, bu açýklamayý da yetersiz býrakmaktadýr. Hipotalamus-hipfiz-adrenal (HPA) ekseni üzerinde de durulmuþ ancak etkileþim belirlenememiþtir (Topçuoðlu ve ark. 2005). Beyinde subfornikal organýn da sodyum laktatýn panik ataðý oluþturucu etkilerine aracýlýk ettiði düþünülmektedir. Bu bölge anjiyotensin II içermekte ve hipotalamusa yaygýn projeksiyonlar göndermektedir (Shekhar ve ark. 2006). Sodyum bikarbonat da bir diðer panikojen madde olarak ele alýnmaktadýr. Sodyum laktatýn PB hastalarýnda, metabolizmasý sonucu oluþan bikarbonat üzerinden etki ettiði düþünülmüþ ancak sodyum laktatýn bikorbonata göre daha potent bir panikojen olduðu sonucuna varýlmýþtýr (Gorman ve ark. 2000). Karbondioksit Panik ataklarý sýrasýnda kalp ve solunum hýzýnda artýþ gözlenmesi karbondioksitle (CO 2 ) ilgili çalýþmalara hýz kazandýrmýþtýr. PB bulunan bireylerin CO 2 düzeyindeki deðiþimlere karþý saðlýklý bireylere göre daha duyarlý olduðu düþünülmektedir. Donald Klein ýn öne sürdüðü yanlýþ boðulma alarmý görüþüne göre PB hastalarýnda santral kemoreseptörlerin artmýþ duyarlýlýðý nedeniyle CO 2 in fazla yükselmediði durumlarda bile bu alarm devreye girebilmekte ve hastalar hiperventilasyonla CO 2 düzeylerini düþürmeye çalýþmaktadýr (Yüksel 2002). Ancak hiperventilasyonla saðlanan hipokapni kan damarlarýnda daralmaya ve böylelikle kan akýmýnda azalmaya neden olmakta, bunun sonucunda da nöronlarda anaerobik glikoliz kullanýlarak laktat oluþturulmaktadýr. Bu da belirti- 6

5 lerin daha da artmasýna neden olarak kýsýr döngü yaratabilmektedir. Yine hipokapninin neden olduðu baþ dönmesi, mide bulantýsý, titreme gibi belirtiler de kiþinin kötü bir þey yaþadýðýna dair yanlýþ inancýný pekiþtirmekte ve belirtileri þiddetlendirmektedir. Bununla birlikte beyin santral korku devresinin kemoreseptör duyarlýlýðýndan daha önemli bir rolü olduðunu ve CO 2 ile geliþen panik belirtilerinin genel bir korku yanýtýndan daha geniþ anlamda, amigdaladaki nöral korku devrelerini de içerdiðini öne süren araþtýrmacýlar da vardýr (Gorman ve ark. 2001). Coryell ve ark. (2006) yaptýklarý bir çalýþmada sadece PB hastalarýnýn deðil, birinci derece akrabalarýnda PB bulunan bireylerin de CO 2 inhalasyonu sonrasý kontrol grubuna göre daha yüksek oranlarda anksiyete belirtileri geliþtirdiklerini göstermiþtir (Coryell ve ark. 2006). Ancak CO 2 duyarlýlýðýnýn PB geliþiminde ailesel bir risk faktörü olarak görülemeyeceði de belirtilmektedir (Pine ve ark. 2005). Doksapram Doksapram hem PB hastalarýnda panik ataðýný tetikleyebilen, minimal santral sinir sistemi etkilerine sahip bir maddedir. Saðlýklý kontrollerle ve PB hastalarýyla yapýlan bir karþýlaþtýrma çalýþmasýnda doksapram her iki grupta da prolaktin ve kortizol düzeylerinde benzer seviyelerde artýþa neden olmuþ ancak sadece PB hastalarýnda panik ataðý gözlenmiþtir (Gutman ve ark. 2005). Hiperventilasyona neden olan doksapramýn hayvan modellerinde amigdalada özellikle de santral nukleustaki nöronlarda aktivasyona yol açtýðý gösterilmiþtir (Sullivan ve ark. 2003). M-klorofenil piperazin ve fenfluramin M-klorofenil piperazin (mcpp) ve fenfluramin serotonerjik sistem üzerinden etki eden ve bu sistemin anksiyete bozukluklarýndaki yerine iþaret etmektedir. mcpp 5-HT 1 ve 5-HT 2 reseptör agonisti etkili bir madde olup anksiyete bozukluðu bulunana hastalarda panik ataklarýna neden olabilmektedir. Van Veen ve ark. nýn (2007) yaptýðý bir çalýþmada 0.1 mg/kg mcpp nin hýzlý intravenöz uygulamasýnýn ardýndan PB hastalarýnda %85, sosyal anksiyete bozukluðu hastalarýnda %14 oranlarýnda panik ataklarý izlenirken saðlýklý kontrollerde anksiyete belirtisi geliþmemiþtir. Fenfluramin ise serotonin salgýlatýcý bir ajandýr. Mortimore ve ark. nýn yaptýðý bir çalýþmada fenfluramin uygulanmasýnýn anksiyete belirtilerine yol açtýðý ancak %7 CO 2 ardýndan verilen fenfluraminin anksiyete belirtilerini azalttýðý, buradan da serotoninin patolojik anksiyetede iki yönlü bir role sahip olduðu sonucuna varýldýðý belirtilmektedir (Mortimore ve ark. 2000). Her iki maddenin de anksiyete oluþturmalarýnýn postsinaptik 5-HT reseptörlerindeki aþýrý duyarlýlaþma üzerinden olduðu düþünülmektedir (Kent ve ark. 2000). Yohimbin Yohimbin noradrenerjik sistemde otoreseptör olarak iþ gören α 2 reseptörlerinin antagonistidir. Bu reseptörlerin baskýlanmasý noradrenalin üzerindeki inhibisyonu kaldýrarak noradrenalin miktarýný arttýrýr. Bu da PB hastalarýnda daha fazla olmak üzere anksiyete belirtilerinin, kalp atým hýzý ve kortizol düzeylerinin artýþýna neden olmaktadýr (Yüksel 2002). Kafein Adenozin reseptör antagonizmasý etkisine sahip kafeinin anksiyete belirtileri ortaya çýkarmasýnda bu mekanizmanýn ve laktat düzeylerinde yarattýðý yükselmenin etkili olduðu düþünülmektedir. Adenozinin noradrenalin üzerindeki baskýlayýcý etkisinin kafeinle ortadan kaldýrýlmasý lokus seruleus aktivitesini arttýrmaktadýr. Ayrýca solunumu uyarýcý etkisi ve kortizol salgýlanmasýný arttýrýcý etkileri de vardýr. 480 mg kafeinle yapýlan bir çalýþmada bu dozda PB hastalarýnýn %58.6 sýnda, panik ataklarý olan major depresyon hastalarýnýn %44.4 ünde, saðlýklý kontrollerin ise sadece %1 inde atak izlendiði belirtilmiþtir (Nardi ve ark. 2007). Flumazenil Benzodiazepin reseptör antagonisti olan flumazenilin PB hastalarýnda panik ataklarýný tetiklediði bilinmektedir. Normalde tek baþýna verildiðinde etkili olmadýðý, benzodiazepin varlýðýnda etki gösterdiði düþünülen flumazenilin anksiyolitik ya da 7

6 Erdoðan S. anksiyojenik etki gösterebilmesi, endojen benzodiazepin reseptörlerine ligand olarak baðlanma ya da çevresel strese baðlý olarak benzodiazepin reseptörlerinin aktivitesini deðiþtirme gibi mekanizmalarla açýklanmaya çalýþýlmýþtýr. PB hastalarýndaki panikojen etkisinin GABA reseptörlerine olan ters agonistik etki ile gerçekleþtiði belirtilmiþtir (Nutt ve ark. 1990, Graeff ve ark. 2005). NÖROTRANSMÝTTER SÝSTEMLERÝ Noradrenalin Lokus seruleus beyinde noradrenalinden (NA) en zengin olan bölgedir. Hayvan deneylerinde lokus seruleusun hayvanýn çevresinden gelen yeni, beklenmedik ve aðrýlý olmayan bir uyaranla en aktif hale geldiði, hayvanýn uyarýlmamýþ durumda, sadece oturur ve sakin bir þekilde etrafýný izlerken ise en az aktif durumda olduðu gösterilmiþtir. Bu bölgenin deneysel uyarýmý anksiyeteye neden olmaktadýr. PB hastalarýnda NA metaboliti olan 3- metoksi-4-hidroksi fenilglikol (MHPG) düzeylerinin saðlýklý kontrollere göre yüksek ya da farklý olmadýðýný gösteren çalýþmalar vardýr (Garvey ve ark. 1990). PB hastalarýnda presinaptik α 2 otoreseptörlerinde duyarlýlýk artýþý olduðu düþünülmektedir. α 2 reseptör antagonisti bir madde olan yohimbin bu hasta grubunda panik ataklarýný tetiklerken, agonist etkili klonidinin anksiyolitik etki gösterdiði bilinmektedir. Klonidin büyüme hormonu salgýlanmasýný uyarýcý özeliðe sahiptir ancak bu özelliðin PB hastalarýnda çoðunlukla küntleþmiþ olduðu bildirilmektedir (Cameron ve ark. 2004). PB hastalarýnda tedavi öncesi ve altý aylýk klomipramin tedavisi sýrasýnda NA le oluþan platelet agregasyonu, platelet α 2 reseptör yoðunluðu ve lemfosit β reseptör yoðunluðunda saðlýklý kontrollere göre anormalliklerin izlendiði belirtilmiþtir (Butler ve ark. 1992). Bu hasta grubunda istirahat halinde katekolamin düzeylerinin normale göre yüksek olduðu ve bu yüksekliðin β reseptör duyarlýlýðýnda azalmaya neden olduðu düþünülmektedir (Yüksel 2002). Yapýlan çalýþmalarda PB hastalarýnda ataklarýn olmadýðý dönemlerde iskelet kasýndaki sempatik aktivitenin normal olduðu ancak bu hasta grubunda ataklar sýrasýnda kalpte adrenalin salýnýmýnýn olduðu gösterilmiþtir (Wilkinson ve ark. 1998). Ataklar sonucunda oluþan tekrarlayan kortizol yanýtýnýn noradrenalinin adrenaline dönüþümünü saðlayan feniletanolamin N-metiltransferaz (PNMT) enzimini indükleyebileceði düþünülmüþtür (Kvetnansky ve ark. 2004). CO 2 inhalasyonu ile ortaya çýkan anksiyete ataklarýnýn da noradrenerjik mekanizma ile karþýlýklý etkileþim içinde oluþtuðu düþünülmektedir. Lokus seruleustaki noradrenerjik nöronlarýn santral ve periferik kemoreseptörlerden iletiler aldýðý ve lokus seruleusun beyinde bir tür kemo-alarm sistemi gibi bir görevi olduðu belirtilmektedir (Bailey ve ark. 2003). Laktat infüzyonu ve kafeinin oluþturduðu panik ataklarýnda da lokus seruleusta aktivite artýþýnýn rol aldýðý düþünülmektedir (Lingjaerde 1985, Sahun ve ark. 2006). Serotonin Serotonin (5-HT) içeren nöronlarýn büyük kýsmý Raphe nükleusunda yer almaktadýr. Beyin sapýný orta kýsmýnda yer alan bu oluþum aslýnda dokuz çekirdek içerir ve her birinden sinir sisteminin farklý bölgelerine uzanan yollar çýkar. Korteks, talamus, bazal gangliyonlar, amigdala, hipokampus, septum ve tegmentum serotonerjik nöronlarla inerve edilmektedir. Limbik sistem, serebellum ve spinal korda giden projeksiyonlar da mevcuttur. Serotonerjik sistemin anksiyete oluþumunda önemli rolü olduðu bilinmektedir ancak farklý mekanizmalar üzerinden etki etmektedir. Öyle ki serotoninin hem anksiyolitik hem de anksiyojenik özellikleri mevcuttur. Serotonindeki akut artýþ korku ve kaçma davranýþýný arttýrýr. 5-HT reseptör agonisti olan mcpp ve 5-HT salýnýmýný aktive eden fenfluramin, panikojen ajanlar olarak bilinmektedir. Bununla birlikte PB dahil olmak üzere genel olarak tüm anksiyete bozukluklarýnýn tedavisinde seçici serotonin gerialým inhibitörleri (SSGÝ) baþarýlý sonuçlar vermektedir. 5-HT 1A parsiyel agonisti olan buspiron anksiyolitik etkili bir ilaçtýr ancak PB hastalarýnda tedavi edici rolü bulunmamaktadýr. Yine bir 5-HT 1A agonisti olan ipsapironun akut uygulamasý ise panikojen etki göstermektedir. Bir SSGÝ olan paroksetin ve serotonin geri alýmýný arttýran bir ajan olan tianeptinin PB hastalarýndaki etkinliðini karþýlaþtýran bir çalýþmada ise her iki ilacýn da %35 CO 2 e karþý olan duyarlýlýðý azalttýðý belirlenmiþtir (Schruers ve Griez 2004). Bu farklý 8

7 sonuçlardan yola çýkýlarak PB etyolojisinde 5- HT nin rolüne iliþkin iki farklý hipotez öne sürülmüþtür: 5-HT fazlalýðý ya da aþýrý aktivitesi ile 5-HT miktarýnda yetersizlik ya da iþlev yetersizliði. Ýlkinde postsinaptik 5-HT reseptörlerindeki duyarlýlýk artýþýnýn da etkili olabileceði düþünülmektedir. SSGÝ antidepresanlarla tedavinin baþlangýç evrelerinde görülen anksiyete belirtilerini de içeren yan etkilerin geliþmesinden de bu mekanizmanýn sorumlu olabileceði düþünülmüþtür. 5-HT yetersizliði hipotezinde ise özellikle periakuaduktal gri alanda bu yetersizliðin panik ataklarýný kolaylaþtýrdýðý öne sürülmektedir. Yine 5-HT öncülü triptofan ve 5-HT salgýlatýcý fenfluraminle anksiyete belirtilerinin yatýþabilmesi de eksiklik hipotezini destekler görünmektedir (Maron ve Shlik 2006). Beynin en yaygýn projeksiyon sistemi olan serotonerjik sistem diðer nörotransmitter sistemleri ile de etkileþim içindedir. Lokus seruleustan uzanan noradrenerjik yolaklar serotonin nöronlarýndaki postsinaptik α 1 reseptörlerine etkiyerek 5-HT salýnýmýný arttýrdýklarý gibi, presinaptik α 2 heteroreseptörleri üzerinden de 5-HT salýnýmýný azaltýrlar. Raphe nükleusundan lokus seruleusa giden yolaklar ise NA salýnýmýný azaltmaktadýr. Serotonerjik sistem glutamaterjik talamik ve kortikal yollarda da inhibisyon yapmaktadýr. Kontrol ettiði diðer maddeler arasýnda kortizol, prolaktin, renin, oksitosin, vazopressin ve GH sayýlabilir. Akut 5-hidroksitriptofan uygulamasýnýn ardýndan kortizol düzeyleri artmakla birlikte, uzun süreli SSGÝ kullanýmýnýn kortikotropin salgýlatýcý faktör miktarýný azalttýðý, bunun da anksiyolitik etkilerden sorumlu olduðu düþünülmektedir. Dopamin PB nda dopaminerjik sistemin rolüne iliþkin kesin kanýtlar yoktur. Literatürdeki bir vaka bildiriminde dopamin agonisti bir madde olan pramipexol uygulamasýnýn ardýndan panik benzeri belirtilerin görüldüðü, bir baþka bildirimde ise dopamin antagonisti metaklopromid teadvisi baþladýktan kýsa bir süre sonra geliþen yaygýn anksiyete bozukluðu anlatýlmýþtýr (Alanso ve Jimenez 2007, Kluge ve ark. 2007). Hayvan deneylerinde dopamin D 2 reseptör blokajýnýn koþullu korkunun sönmesini (extinction) kolaylaþtýrdýðý, bunu bellek üzerine olan etkileri aracýlýðýyla yaptýðý öne sürülmekte, anksiyete bozukluklarýnýn tedavisinde dopamin antogonistlerin etkili olabileceði söylenmektedir (Ponnusamy 2005). γ-aminobutirik asit ve glutamat γ-aminobutirik asit (GABA) beynin en yaygýn inhibitör nörotransmitteridir. Bu nedenle GABA iþlev bozukluðunun bir çok anksiyete bozukluðunda ortak mekanizmanýn bir parçasý olduðunu düþündürmektedir. GABA reseptörleri (GABA-A reseptörü) pek çok madde için baðlanma bölgeleri içermektedir. Anksiyolitik etkileri iyi bilinen benzodiazepinler de bu reseptörler üzerinden etki ederler. GABA varlýðýnda reseptöre baðlanan benzodiazepinler hücredeki klor kanallarýný açarak hücre membranýnýn uyarýlmasýný güçleþtirirler. Bu mekanizmanýn anksiyolitik etkiden sorumlu olduðu düþünülmektedir. Panik olgularýnda tüm beyinde benzodiazepin baðlanma bölgelerinde genel bir azalma izlenmekte, azalmanýn daha belirgin olarak sað orbitofrontal korteks ve sað insulada olduðu belirtilmektedir (Yüksel 2002). GABA-A reseptörlerinin yaný sýra GABA-B reseptörlerinin de anksiyete oluþumunda rolü olduðu belirtilmektedir. Sýçanlarda periakuaduktal gri alana GABA-B reseptör agonisti baklofen uygulanmasýnýn da benzodiazepinler gibi kaçma davranýþýný inhibe ettiði gösterilmiþtir (Bueno ve ark. 2005). Yapýsal olarak GABA ya benzeyen bir antikonvülzan olan gabapentinin PB tedavisinde kullanýmýnýn olumlu sonuçlar verdiðini gösteren çalýþmalar da vardýr (Pande ve ark. 2000). Sýçanlarda dorsomedial hipotalamusta (DMH) GABA sentezinin inhibisyonunun ardýndan intravenöz olarak uygulanan sodyum laktatýn anksiyete belirtilerine yol açmasý üzerine oluþturulmuþ panik bozukluðu modelleri mevuttur (Shekhar ve ark. 2006). Glutamat eksitatör etkili bir nörotransmitter olup, panik belirtilerinin oluþmasýnda GABAerjik sistemle karþýlýklý bir iliþki içinde olduklarý düþünülmektedir. Bazal durumda DMH taki nöronlarýn glutamaterjik uyarýlmýþlýðýnýn GABAerjik inhibisyonla dengelendiði bilinmektedir. GABA sentez inhibitörü bir madde olan L- allyglisin verilerek GABA miktarý azaltýldýðýnda glutamaterjik uyarý baskýn hale gelmekte ve 9

8 Erdoðan S. anksiyete belirtileri ortaya çýkmaktadýr. Presinaptik metabotropik glutamat otoreseptörlerinin aktive edilemesi ile glutamat miktarýnýn azaltýlmasý ise bu etkiyi tersine çevirebilmektedir. DMH ta GABA sentez inhibisyonunun ardýndan verilen laktatla geliþtirilen panik modelinde glutamatýn NMDA reseptörlerinin rol aldýðý belirtilmektedir (Jhonson ve Shekhar 2006). Kolesistokinin Mide barsak sisteminden salgýlanan ve doygunluðu haber veren bir hormon olan kolesistokinin beyinde de nörotransmiter olarak iþ görür. Kolesistokininin G proteinleriyle çalýþan CCK-A ve CCK-B adý verilen reseptörleri vardýr, CCK-A daha çok çevre dokularda ve hipotalamusta bulunurken CCK-B korteks, amigdala, hipokampus ve nükleus akumbenste yoðun olarak bulunmaktadýr. Anksiyete bozukluklarýnda CCK-B reseptörlerinin aþýrý duyarlý olduðu bildirilmiþtir. CCK-B reseptör agonisti olan CCK-4 ve sentetik bir CCK-4 analoðu pentagastrin uygulanan PB hastalarýnda panik ataklarý izlendiði bilinmektedir. Yine PB hastalarýnda saðlýklý kontrollere göre lemfosit CCK düzeylerinin daha düþük olduðu izlenmektedir (Kennedy ve ark. 1999). CCK-B reseptör antagonisti olan L-365,260 ýn ise CCK-4 ve pentagastrin ile oluþturulan anksiyete ataklarýný engellediði belirtilmektedir. Bir diðer CCK-B antagonisti olan Cl-988 in ise anksiyolitik etkilerinin sýnýrlý olduðu düþünülmektedir (Topçuoðlu ve ark. 2005). CCK-B ile yapýlan çalýþmalarýn yaný sýra CCK-A nýn da anksiyete oluþumundaki rolü üzerinde durulmaktadýr. CCK-A reseptörünün bulunmayýþýnýn sýçanlarda anksiyojen etkiye sahip olduðu gösterilmiþtir. Bununla birlikte Ise ve ark. nýn (2003) yaptýklarý bir çalýþmada CCK-A reseptör geninin Pst I polimorfik bölgesi saðlýklý kontroller ve PB hastalarý arasýnda karþýlaþtýrýlmýþ ve istatistiksel olarak anlamlý bir farklýlýk bulunmadýðý sonucuna varýlmýþtýr. GÖRÜNTÜLEME ÇALIÞMALARI Beyin görüntüleme çalýþmalar hastalýklarýn nörobiyolojik temellerini aydýnlatmada önemli bir yere sahiptir. Bununla birlikte PB nin doðasý nörogörüntüleme çalýþmalarýna bazý kýsýtlýlýklar getirmektedir. Öyle ki, spontan ataklarý öngörerek çalýþma yapmak olanaklý olmadýðýndan, genellikle provokasyon ajanlarý ile oluþturulan anksiyete ataklarý sýrasýnda ya da ataksýz dönemlerde görüntüleme alýnmaktadýr. Bu alanda yapýlan pek çok çalýþma mevcut olup, burada literatürdeki genel bulgularla uyumlu birkaç çalýþmadan bahsedilecektir. SPECT (single photon emission computerised tomography) çalýþmalarý bölgesel kan akýmý deðiþiklilerini saptamakta kullanýlmaktadýr. Yapýlan bir çalýþmada PB hastalarýnda beynin temporal bölgelerindeki kan akýmýnda azalma olduðu ve bu azalmanýn belirtilerin þiddeti ile korele olabileceði belirtilmiþtir (Lee ve ark. 2006). Bir baþka SPECT çalýþmasýnda bilateral inferior frontal bölgelerde perfüzyon azalmasý, sað medial ve superior frontal bölgelerde ise kanlanmada göreceli bir artýþ olduðu; parietal, superior temporal ve lateral temporal bölgelerde görülen asimetrini panik belirtileri ile korelasyon gösterdiði bu korelasyonun özellikle sað beyin aktivasyonu ile ilgili deðiþikliklere dikkat çektiði vurgulanmýþtýr. Amigdala aktivasyonu ve lokus seruleus hiperaktivasyonunun inferior frontal bölgelerdeki kan akýmý azalmasýný açýklayabileceði öne sürülmüþtür (Eren ve ark. 2003). PET (positron emission tomography) beyin metabolizma deðiþikliklerini göstermede önem taþýmaktadýr. PET ile yapýlan bir çalýþmada PB hastalarýnda orbitofrontal korteksteki kan akýmýnýn az olmasý ile doksaprama verilen anksiyete yanýtý arasýnda bir korelasyon olduðu belirtilmiþtir (Kent ve ark. 2005). Meyer ve ark. nýn (2003) yaptýðý bir çalýþmada ise PB hastalarýnda ataksýz dönemde kontrol grubuna göre sol posterior parietal-superior bölgede PET ile ölçülen kan akýmý deðerleri düþüklük gösterirken, D-fenfluramin ile oluþturulan atak sýrasýnda yine ayný bölgede hasta grubunda kontrol grubuna göre artmýþ bir kanlanma olduðu gösterilmiþ, bu bölgenin anormal serotonin modülasyonu ile ilgili olabileceði öne sürülmüþtür. Beyin kanlanma oranlarýný belirten bir diðer yöntem olan NIRS (Near-infrared reflection spectroscopy) tekniðinin kullanýldýðý bir çalýþmada ölçülen oksihemoglobin oranlarýna göre PB hastalarýnda olumsuz durumlarda sol frontal bölgede önemli miktarda aktivite azlýðýnýn oluþtuðu belirlenmiþtir (Akiyoshi ve ark. 2003). 10

9 Çalýþma sonuçlarýna genel olarak bakýldýðýnda, PB nin patofizyolojisinde rol aldýðý düþünülen amigdala, lokus seruleus, periakuaduktal gri alan, hipotalamus gibi bölgeler ve bunlarýn etkileþim içinde bulunduðu oluþumlarla ilgili veriler dikkati çekmektedir. Çalýþmalarda hastalarda özellikle frontal, temporo-limbik devrelerde iþlev bozukluðu bulunduðuna dair ortak verilere rastlanmaktadýr. Bu bozukluðun altýnda bu bölgelerin amigdala ve lokus seruleusla olan iliþkilerinin yatýyor olabileceði, PB hastalarýndaki hiperventilasyon ile noradrenerjik sistemin ve perakuaduktal gri alanýn uyarýmý sonucu geliþen vazokonstrüksiyonun, kanlanma azlýðýndan sorumlu olabileceði düþünülmektedir (Eren ve ark. 2003, Yüksel 2002). Yazýþma adresi: Dr. Serap Erdoðan, Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, KAYNAKLAR Akiyoshi J, Hieda K, Aoki Y ve ark. (2003) Frontal brain hypoactivity as a biological substrate of anxiety in patients with panic disorders. Neuropsychobiology, 47(3): Alanso-Navarro H, Jimenez-Jimenez FR (2007) Panic attack like episodes possibly associated with pramipexole therapy in Parkinson's disease. Eur J Neurol, 14(5):e1. Bailey JE, Argyropoulos SV, Lightman SL ve ark. (2003) Does the brain noradrenaline network mediate the effects of the CO2 challenge? J Psychopharmacol, 17(3): Biederman J, Rosenbaum JF, Hirshfeld DR ve ark. (1990) Psychiatric correlates of behavioral inhibition in young children of parents with and without psychiatric disorders. Arch Gen Psychiatry, 47: Bueno CH, Zangrossi H Jr, Nogueira RL ve ark. (2005) Panicolytic-like effect induced by the stimulation of GABAA and GABAB receptors in the dorsal periaqueductal grey of rats. Eur J Pharmacol, 516(3): Butler J, O'Halloran A, Leonard BE (1992) The Galway Study of Panic Disorder. II: Changes in some peripheral markers of noradrenergic and serotonergic function in DSM III-R panic disorder. J Affect Dis, 26(2): Cameron OG, Abelson JL ve Young EA (2004) Anxious and depressive disorders and their comorbidity: effect on central nervous system noradrenergic function. Biol Psychiatry, 56(11): Coryell W, Pine D, Fyer A ve ark. (2006) Anxiety responses to CO2 inhalation in subjects at high-risk for panic disorder. J Affect Dis, 92(1): Cowley DS, Arana GW (1990) The diagnostic utility of lactate sensitivity in panic disorder. Arch Gen Psychiatry, 47(3): Crowe RR, Goedken R, Samuelson S ve ark. (2001) Genomewide survey of panic disorder. Am J Med Genet, 105(1): Deakin JFW, Graeff FG (1991) 5-HT and mechanisms of defence. J Psychopharmacol; 5: Domschke K, Deckert J, O'donovan MC ve ark. (2007) Metaanalysis of COMT val158met in panic disorder: Ethnic heterogenity and gender specificity. Am J Med Genet B Neuropsychiatr Genet, Mar 13. Fyer AJ, Hamilton SP, Durner M ve ark. (2006). A third-pass genome scan in panic disorder: evidence for multiple susceptibility loci. Biol Psychiatry, 60(4): Eren I, Tükel R, Polat A ve ark. (2003) Evaluation of regional cerebral blood flow changes in panic disorder with Tc99m- HMPAO SPECT. Psychiatry Res., 30;123(2): Garakani A, Mathew SJ, Charney DS (2006) Neurobiology of anxiety disorders and implications for treatment. Mt Sinai J Med, 73(7): Garvey M, Noyes R, Cook B (1990) Comparison of panic disordered patients with high versus low MHPG. J Affect Dis, 20: Gelernter J, Bonvicini K, Page G ve ark. (2001) Linkage genome scan for loci predisposing to panic disorder or agoraphobia. Am J Med Genet, 105(6): Goldstein RB, Wickramarathe P, Horwath E ve ark. (1997) Familial aggregation and phenomenology of eatly onset panic disorder. Arch Gen Psychiatry, 54: Gorman J M, Kent J, Martinez J ve ark. (2001) Physiological changes during carbon dioxide inhalation in patients with panic disorder, major depression and premenstrual dysphoric disorder. Arch Gen Psychiatry, 58: Gorman J M, Kent J, Sullivan GM (2000) Neuroanatomical Hypothesis of Panic Disorder, Revised. Am J Psychiatry, 157: Gorwood P, Feingold J, Ades J (1999) Genetic epidemiology and psychistry (I): scope and limitations of family studies. Case of panic disorder. Encephale, 25(1): Graeff FG, Leal CG, Ben CMD ve ark. (2005) Does the panic attack activate the hypothalamic-pituitary-adrenal axis? Annals of the Brazilian Academy of Sciences, 77(3): Gutman DA, Coplan J, Papp L ve ark. (2005) Doxapraminduced panic attacks and cortisol elevation. Psychiatry Res, 133(2-3): Hamilton SP, Slager SL, Heiman GA ve ark. (2002) Evidence for a susceptibility locus for panic disorder near the catechol-omethyltransferase gene on chromosome 22. Biol Psychiatry, 51(7): Hettema JM, An SS, Neale MC ve ark. (2006) Association between glutamic acid decarboxylase genes and anxiety disor- 11

10 Erdoðan S. ders, major depression, and neuroticism. Mol Psychiatry, 11(8): Hosing VG, Schirmacher A, Kuhlenbaumer G ve ark. (2004) Cholecystokinin and cholecystokinin-b-receptor gene polymorphisms in panic disorder.j Neural Transm Suppl., 68: Ise K, Akiyoshi J, Horinouchi Y ve ark. (2003) Association Between the CCK-A Receptor Gene and Panic Disorder. Am J Med Genet B Neuropsychiatr Genet, 118(1): Jhonson PL, Shekhar A (2006) Panic-prone state induced in rats with GABA dysfunction in the dorsomedial hypothalamus is mediated by NMDA receptors. J Neurosci, 26(26): Kennedy JL, Bradwejn J, Koszycki D (1999) Investigation of cholecystokinin system genes in panic disorder. Mol Psychiatry, 4(3): Kent JM, Coplan JD, Mawlawi O ve ark. (2005) Prediction of panic response to a respiratory stimulant by reduced orbitofrontal cerebral blood flow in panic disorder. Am J Psychiatry, 162(7): Kent JM, Sullivan GM, Rauch SL (2000) The neurobiology of fear: relevance to panic disorder and posttraumatic stress disorder. Psychiatr Ann, 30: Kluge M, Schussler P, Steiger A (2007) Persistent generalized anxiety after brief exposure to the dopamine antagonist metoclopramide. Psychiatry Clin Neurosci, 61(2): Kvetnansky R, Micutkova L, Rychkova N ve ark. (2004) Quantitative evaluation of catecholamine enzymes gene expression in adrenal medulla and sympathetic ganglia of stressed rats. Ann NY Acad Sci, 1018: Lam P, Hong CJ, Tsai SJ (2005) Association study of A2a adenosine receptor genetic polymorphism in panic disorder. Neurosci Lett, 378(2): Lee YS, Hwang J, Kim SJ, ve ark. (2006) Decreased blood flow of temporal regions of the brain in subjects with panic disorder. J Psychiatr Res, 40(6): Lingjaerde O (1985) Lactate-induced panic attacks: possible involvement of serotonin reuptake stimulation. Acta Psychiatr Scand., 72(2): Maron E, Toru I, Must A ve ark. (2007) Association study of tryptophan hydroxylase 2 gene polymorphisms in panic disorder. Neurosci Lett, 411(3): Maron E, Shlik J (2006) Serotonin function in panic disorder: Important, but why? Neuropsychopharmacology, 31:1-11. Maron E, Nikopensius T, Koks S ve ark (2005) Association study of 90 candidate gene polymorphisms in panic disorder. Psychiatr Genet, 15(1): Maron E, Lang A, Tasa G ve ark. (2005) Associations between serotonin-related gene polymorphisms and panic disorder. Int J Neuropsychopharmacol, 8(2): Meyer JH, Swinson R, Kennedy SH ve ark. (2000) Increased left posterior parietal-temporal cortex activation after D-fenfluramine in women with panic disorder. Psychiatry Res, 15;(3): Mezzasalma MA, Valença MA ve ark. (2004) Neuroanatomy of panic disorder Rev Bras Pisquiatr, 26(3): Mortimore C, Anderson IM (2000) d-fenfluramine in panic disorder: a dual role for 5-hydroxytryptamine. Psychopharmacology (Berl). 149(3): Nardi AE, Lopes FL, Valenca AM ve ark. (2007) Caffeine challenge test in panic disorder and depression with panic attacks. Compr Psychiatry., 48(3): Nutt DJ, Glue P, Lawson C, Wilson S (1990) Flumazenil provocation of panic attacks: Evidence for altered benzodiazepine receptor sensitivity in panic disorder. Arch Gen Psychiatry, 47: Olsson M, Annerbrink K, Westberg L ve ark. (2004) Angiotensin-related genes in patients with panic disorder. Am J Med Genet B Neuropsychiatr Genet, 127(1): Pande AC, Pollack MH, Crockatt J ve ark. (2000) Placebo-controlled study of gabapentin treatment of panic disorder. J Clin Psychopharmacol, 20(4): Pine DS, Klein RG, Roberson-Nay R ve ark. (2005) Response to 5% carbon dioxide in children and adolescents: relationship to panic disorder in parents and anxiety disorders in subjects. Arch Gen Psychiatry, 62(1): Ponnusamy R, Nissim HA, Barad M (2005) Systemic blockade of D2-like dopamine receptors facilitates extinction of conditioned fear in mice. Learn Mem, 12(4): Rothe C, Gutknecht L, Freitag C ve ark. (2004) Association of functional 1019C>G 5-HT1A receptor gene polymorphism with panic disorder with agoraphobia. Int J Neuropsychopharmacol., 7(2): Sahun I, Gallego X, Gratacos M ve ark. (2006) Differential responses to anxiogenic drugs in a mouse model of panic disorder as revealed by Fos immunocytochemistry in specific areas of the fear circuitry. Amino Acids, 20. Schruers K, Griez E (2004) The effects of tianeptine or paroxetine on 35% CO2 provoked panic in panic disorder. J Psychopharmacol, 18(4): Shekhar A, Johnson PL, Sajdyk TJ ve ark. (2006) Angiotensin- II Is a Putative Neurotransmitter in Lactate-Induced Panic-Like Responses in Rats with Disruption of GABAergic Inhibition in the Dorsomedial Hypothalamus. J Neurosci, 26(36): Smoller JW, Acierno JS Jr, Rosenbaum JF ve ark. (2001) Targeted genome screen of panic disorder and anxiety disorder proneness using homology to murine QTL regions. Am J Med Genet, 105(2): Sullivan GM, Apergis J, Gorman JM ve ark. (2003) Rodent doxapram model of panic: behavioral effects and c-fos immunoreactivity in the amygdala. Biol Psychiatry, 15;53(10): Topçuoðlu V, Karabekiroðlu A, Yazgan Ç (2005) Panik bozukluðu provokasyon çalýþmalarý ve provokasyon ajanlarýnýn farklýlýklarý. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6: Unschuld PG, Ising M, Erhardt A ve ark. (2007) Polymorphisms in the serotonin receptor gene HTR2A are associated with quantitative traits in panic disorder. Am J Med Genet B Neuropsychiatr Genet, 144B(4): Van Veen JF, Van der Wee NJ, Fiselier J ve ark. (2007) Behavioural effects of rapid intravenous administration of meta- 12

11 chlorophenylpiperazine (m-cpp) in patients with generalized social anxiety disorder, panic disorder and healthy controls. Eur Neuropsychopharmacol, Weissman MM (2000) Family genetic studies of panic disorder. Am J Psychiatry, 157: Wilkinson DJC, Thompson JM, Lambert GW ve ark. (1998) Sympathetic activity in patients with panic disorder at rest, under laboratory mental stress, and during panic attacks. Arch Gen Psychiatry, 55: Woo JM, Yoon KS, Yu BH ve ark. (2004) Catechol O-methyltransferase genetic polymorphism in panic disorder. Am J Psychiatry, 159(10): Yüksel N (2002) Panik bozukluðunun nörobiyolojisi. Klinik Psikiyatri Dergisi, 4(Ek 3):

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

Panik bozukluðunun ilaca yanýt özelliklerinin diðer

Panik bozukluðunun ilaca yanýt özelliklerinin diðer Panik Bozukluðunun Nörobiyolojisi # Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* Panik bozukluðunun ilaca yanýt özelliklerinin diðer anksiyete türlerinden, özellikle de yaygýn anksiyete bozukluðundan farklý olduðunun saptanmasý

Detaylı

Panik bozukluğu provokasyon çalışmaları ve provokasyon ajanlarının farklılıkları

Panik bozukluğu provokasyon çalışmaları ve provokasyon ajanlarının farklılıkları Topçuoğlu ve ark. 197 Panik bozukluğu provokasyon çalışmaları ve provokasyon ajanlarının farklılıkları Volkan TOPÇUOĞLU, 1 Aytül KARABEKİROĞLU, 2 Çağrı YAZGAN 1 ÖZET Amaç: Bu derlemede, panik bozukluğun

Detaylı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı Bir ruhsal belirti olarak ağrı Uzm. Dr. Irmak POLAT Kars Harakani Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bursa, 3-7 Ekim 2017 Kronik ağrı bir halk sağlığı sorunu >70 milyon Amerikalı Medikal harcamalar,

Detaylı

Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi

Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi Aslýhan Sayýn 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara Giriþ Sosyal anksiyete bozukluðu (SAB), sosyal iliþki veya toplum

Detaylı

Ýntiharýn Nörobiyolojisi #

Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* GÝRÝÞ Genel toplumda intihar sýklýðý yýllýk yüzbinde 10-20 kadardýr. Deðiþik ülkelerde bu oranlar yüzbinde 10 ile 40 arasýnda deðiþmektedir. Ýntihar

Detaylı

Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro

Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro Noradrenerjik Sistem ve Depresyon Yrd. Doç. Dr. Þükrü UÐUZ*, Dr. Ebru YURDAGÜL* Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro çalýþmalarda elde edilen kanýtlar, duygudurum bozukluklarýnýn beyinde limbik

Detaylı

Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý

Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý Paroksetinin Sosyal Anksiyete Bozukluðu Tedavisinde Kullanýmý Aslýhan Sayýn 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Sosyal anksiyete bozukluðunun (SAB) tedavisi,

Detaylı

Normal anksiyete organizmanýn biyolojik bir

Normal anksiyete organizmanýn biyolojik bir Anksiyetenin Nörobiyolojisi Ý. Tayfun UZBAY* Normal anksiyete organizmanýn biyolojik bir korunma sistemidir ve potansiyel bir tehlike algýlandýðýnda ortaya çýkarak organizmanýn tehlikeli durumdan kendini

Detaylı

GENELLEŞMİŞ ANKSİYETE VE PANİK BOZUKLUĞUNDA SEROTONERJİK DİSFONKSİYON"

GENELLEŞMİŞ ANKSİYETE VE PANİK BOZUKLUĞUNDA SEROTONERJİK DİSFONKSİYON Klinik Psikofarmakoloji Bülteni: 3:1-2,1993 GENELLEŞMİŞ ANKSİYETE VE PANİK BOZUKLUĞUNDA SEROTONERJİK DİSFONKSİYON" Dr. Erhan BAYRAKTAR* ÖZET Son klinik ve laboratuar çalışmaları, beyinde serotonerjik işlevdeki

Detaylı

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Biyolojik Araştırmalar

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Biyolojik Araştırmalar Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Biyolojik Araştırmalar Yard. Doç. Dr. Cem Cerit Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. 49. Ulusal Psikiyatri Kongresi AÇIKLAMA (2010-2013) Danışman: Araştırmacı:

Detaylı

Psikofarmakolojiye giriş

Psikofarmakolojiye giriş Psikofarmakolojiye giriş Genel bilgiler Beyin 100 milyar nöron (sinir hücresi) içerir. Beyin hücresinin i diğer beyin hücreleri ile 1,000 ile 50,000 bağlantısı. Beynin sağ tarafı solu, sol tarafı sağı

Detaylı

Klinik açýdan anksiyete, yaygýn anksiyete ve panik. Panik Bozukluðu. Özet

Klinik açýdan anksiyete, yaygýn anksiyete ve panik. Panik Bozukluðu. Özet TÜKEL R. Panik Bozukluðu Doç. Dr. Raþit TÜKEL Özet Panik bazukluðunun en temel özelliði çoðu kez nerede ve ne zaman ortaya çýkacaðý kestirilemeyen, tekrarlayýcý panik ataklarýnýn görülmesidir. Panik nöbetleri

Detaylı

Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri. Doç. Dr. M.Murat Demet

Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri. Doç. Dr. M.Murat Demet Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri Doç. Dr. M.Murat Demet Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı MANİSA Konuşma Akışı

Detaylı

Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn

Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn Depresyonda Serotonerjik Düzenekler Yrd. Doç. Dr. Lut TAMAM*, Dr. Tayfun ZEREN* Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn etiyolojisinde yer alan biyolojik etkenlerin varlýðýna iliþkin kuramlar

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 7. Anksiyete Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 7. Anksiyete Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 7 Anksiyete Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com ANKSİYETE Somatik belirtilerin de eşlik ettiği, nedensiz bir tedirginlik

Detaylı

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Nörobiyolojisi

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Nörobiyolojisi Ersin Hatice Karslýoðlu 1, Nevzat Yüksel 2 1 Uz.Dr., Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri Kliniði, 2 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim

Detaylı

Panik Bozukluðu Tedavisinde Paroksetin Kullanýmý

Panik Bozukluðu Tedavisinde Paroksetin Kullanýmý Panik Bozukluðu Tedavisinde Paroksetin Kullanýmý Serap Erdoðan 1 1 Uz.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ Panik bozukluðu (PB) bedensel ve biliþsel belirtilerin

Detaylı

Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp

Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp Þizofreni ve Dopamin Doç. Dr. M. Emin ÖNDER*, Uz. Dr. Kutsal KÜÇÜKADA** Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp 1992). Tirozin hidroksilaz enzimi dopamin sentezinde hýz kýsýtlayýcý enzim olarak rol oynamaktadýr.

Detaylı

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A² EK 17-A RÝA ÝÇÝN DEÐERLENDÝRME KONTROL LÝSTESÝ ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ Hizmet verenin sorularý: Hizmet alana aþaðýdaki sorularý sorun: Hizmet veren için kurallar: Eðer yanýtlar evet sütununda ise aþaðýdaki

Detaylı

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı

Detaylı

Anksiyete duyarlýlýðý yüksek kiþiler anksiyetedeki

Anksiyete duyarlýlýðý yüksek kiþiler anksiyetedeki Panik ve Depresyon: Etiyoloji, Taný ve Eþtaný Sorunlarý Doç. Dr. Levent SEVÝNÇOK*, Dr. Aybars AKOÐLU* Anksiyete duyarlýlýðý yüksek kiþiler anksiyetedeki fiziksel duyumlarýn çok kötü sonuçlarý olabileceðini

Detaylı

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir Panik Bozukluðu Prof. Dr. Raþit TÜKEL* Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir hastalýk olarak tanýnmasý, diðer birçok psikiyatrik bozukluða göre daha geç dönemlere rastlamaktadýr. Eski çaðlara

Detaylı

Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri

Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri DERLEME Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri Esra Güney 1, Aslý Çepik Kuruoðlu 2 1 Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalý, 2 Doç.Dr., Psikiyatri Anabilim Dalý,

Detaylı

Demans, entellektüel yetilerde bozulma ile

Demans, entellektüel yetilerde bozulma ile Demansýn Deðerlendirilmesinde Nükleer Týp Yöntemleri Prof. Dr. Nahide GÖKÇORA*, Dr. Özgür AKDEMÝR* Demans, entellektüel yetilerde bozulma ile beraber kiþilik ve davraným deðiþiklikleri ile ortaya çýkan

Detaylı

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Soru - Yanýt 3 1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Yanýt: Nöron 2. Merkezi sinir sistemini oluþturan organlar nelerdir? Yanýt: Beyin, beyincik, omurilik soðaný

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ.

SİNİR SİSTEMİ. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ. SİNİR SİSTEMİ Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ucalis/ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi, organizmanın gerek kendisinde gerekse çevresinde meydana gelen değişikliklere karşı koordine şekilde

Detaylı

DENTAL FOBİSİ OLAN HASTALARDA DİĞER ANKSİYETE BOZUKLUKLARI EŞTANISI

DENTAL FOBİSİ OLAN HASTALARDA DİĞER ANKSİYETE BOZUKLUKLARI EŞTANISI T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 12. Psikiyatri Birimi Başhekim: Doç. Dr. Erhan Kurt Klinik Şefi: Dr. R. Latif Alpkan

Detaylı

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Farmakolojik Tedavisi Dr. Ali ÖZGEN*, Prof. Dr. Sunar BÝRSÖZ* Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ ortamýnda toplumla iliþkide bulunma yeteneklerini direkt etkileyen

Detaylı

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının

Detaylı

Anksiyete Bozukluklarında Genom Boyu Asosiyasyon Çalışmaları

Anksiyete Bozukluklarında Genom Boyu Asosiyasyon Çalışmaları Anksiyete Bozukluklarında Genom Boyu Asosiyasyon Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Neşe Direk Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Genetik Epidemiyoloji ve Psikiyatri Genome-Wide vs. Aday Gen Asosiyasyon

Detaylı

Nörotransmitter. nörotransmitterler presinaptik. uçta sentezlenir. istisnası peptit transmitterlerdir ve bunlar nöron somasında sentezlenir.

Nörotransmitter. nörotransmitterler presinaptik. uçta sentezlenir. istisnası peptit transmitterlerdir ve bunlar nöron somasında sentezlenir. Nörotransmitter Sentez Genel Metabolizma olarak Salındıktan sonra ya nörotransmitterler presinaptik metabolize olurlar (Kolinesteraz, uçta sentezlenir. MAO enzimleri) yada re-uptake e Bunun istisnası peptit

Detaylı

Şiddetin Psikolojisi 2015-2016 Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin nöropsikolojik, biyolojik ve genetik kökenleri

Şiddetin Psikolojisi 2015-2016 Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin nöropsikolojik, biyolojik ve genetik kökenleri Şiddetin Psikolojisi 2015-2016 Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı Şiddetin nöropsikolojik, biyolojik ve genetik kökenleri Doğum Öncesi Faktörler Nöral gelişimdeki anomalilere ilişkin biyomarker

Detaylı

Merkezi Sinir Sistemi İlaçları

Merkezi Sinir Sistemi İlaçları Merkezi Sinir Sistemi İlaçları Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kemoterapötiklerden sonra en fazla kullanılan ilaçlar Ağrı kesici, ateş

Detaylı

Yaygýn Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi

Yaygýn Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi Yaygýn Anksiyete Bozukluðunun Nörobiyolojisi Levent Sevinçok 1 1 Prof.Dr., Adnan Menderes Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Aydýn GÝRÝÞ Ýlk kez DSM-III'de yer aldýðýnda yaygýn anksiyete

Detaylı

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Duygular Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duygusal bir tepki üç tip bileşen içerir: Davranışsal Otonomik Hormonal Tepki Örüntüleri

Detaylı

PANİK BOZUKLUĞUNDA ALT TİPLER KLİNİK YANSIMALARI. Dr. Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

PANİK BOZUKLUĞUNDA ALT TİPLER KLİNİK YANSIMALARI. Dr. Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. PANİK BOZUKLUĞUNDA ALT TİPLER KLİNİK YANSIMALARI Dr. Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Panik Bozukluğu Panik atağı Beklenti anksiyetesi Agorafobi Çarpıntı Terleme Titreme Nefes darlığı Soluğun kesilmesi

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ DİL ADI SINAV ADI PUAN SEVİYE YIL DÖNEM. İngilizce ÜDS 65 İYİ 2001 Bahar PROGRAM ADI ÜLKE ÜNİVERSİTE ALAN DİĞER ALAN BAŞ.

ÖZGEÇMİŞ DİL ADI SINAV ADI PUAN SEVİYE YIL DÖNEM. İngilizce ÜDS 65 İYİ 2001 Bahar PROGRAM ADI ÜLKE ÜNİVERSİTE ALAN DİĞER ALAN BAŞ. ÖZGEÇMİŞ TC KİMLİK NO: PERSONEL AD: SOYAD: DOĞUM TARİHİ: SİCİL NO: UYRUK: EHLİYET: 25120892212 TOLGAY ERGENOĞLU 7/5/68 12:00 AM A55479 TÜRKİYE B DİL ADI SINAV ADI PUAN SEVİYE YIL DÖNEM İngilizce ÜDS 65

Detaylı

Uyku Nörofizyolojisi. Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi

Uyku Nörofizyolojisi. Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi Uyku Nörofizyolojisi Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi uyku Kompleks davranışsal bir durum Modern nörolojik bilimlerin en önemli gizemlerinden biri

Detaylı

Anksiyete ve Depresyonun Nörobiyolojisi

Anksiyete ve Depresyonun Nörobiyolojisi Tayfun Uzbay Prof. Dr., GATA Týp Fakültesi, Týbbi Farmakoloji Anabilim Dalý, Psikofarmakoloji Araþtýrma Ünitesi, Ankara GÝRÝÞ Anksiyete ve depresyon ayrý birer hastalýk olarak ortaya çýkabileceði gibi

Detaylı

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma

Sosyal Fobi. Özet. Taný ve Sýnýflandýrma Sosyal Fobi Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Özet Sosyal fobi kiþinin baþkalarýnca deðerlendirilmesi mümkün olan birden çok ortamdan sürekli korkma ve bu ortamlarda olabildiðince kaçýnma davranýþlarý gösterme hali;

Detaylı

Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete. Dr. Şule Gök. Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa

Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete. Dr. Şule Gök. Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete Dr. Şule Gök Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa Sunu Planı Anksiyete tedavisinde bugünkü durum Glutamerjik iletim ve anksiyete

Detaylı

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Obsesif Kompulsif Bozukluk Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Sınıf Dersi Sunum Akışı Tanım Epidemiyoloji Klinik özellikler Tanı ölçütleri Nörobiyoloji

Detaylı

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi 1 Özet Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi Mehmet Ali MALAS, Osman SULAK, Bahadýr ÜNGÖR, Esra ÇETÝN, Soner ALBAY Süleyman Demirel

Detaylı

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Hatice GÜZ*, Nesrin DÝLBAZ** ÖZET Bu çalýþmada sosyal kaygý ve panik bozukluðu olan

Detaylı

İnsomniada etiyolojik modeller. Dr. Sinan YETKİN

İnsomniada etiyolojik modeller. Dr. Sinan YETKİN İnsomniada etiyolojik modeller Dr. Sinan YETKİN İnsomnia(tanım) Uykunun işlevi ve yapısı dikkate alındığında, kişilerin yeterli süre ve zaman diliminde uyuyamadığı için dinlenemediği, yeni bir güne hazır

Detaylı

Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Obsesif-Kompulsif Bozukluk Obsesif-Kompulsif Bozukluk Doç. Dr. Erhan BAYRAKTAR* Özet Moleküler nörobiyoloji ve görüntüleme yöntemleri aracýlýðý ile iþlevsel anatomi alanlarýndaki geliþmelere koþut olarak obsesif kompulsif bozukluða

Detaylı

Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi. Dr. Vahide Savcı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD

Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi. Dr. Vahide Savcı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi Dr. Vahide Savcı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD 1 İçerik Giriş Nikotinik reseptörlerin yapısı Tedavi alanları

Detaylı

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Biyolojisi

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Biyolojisi Obsesif Kompulsif Bozukluðun Biyolojisi Ertuðrul EÞEL* ÖZET Önceleri daha çok psikolojik etiyolojiye sahip bir hastalýk olduðu düþünülen obsesif kompulsif bozukluðun nörobiyolojisi ile ilgili araþtýrmalar

Detaylı

24 Antidepresanların Etki Düzenekleri ve Önemi

24 Antidepresanların Etki Düzenekleri ve Önemi 24 Antidepresanların Etki Düzenekleri ve Önemi Nurgül Özpoyraz Lut Tamam Ayşegül Özerdem Antidepresan ilaçların etki düzeneklerine yönelik çalışmalar yaklaşık 50 yıldır sürmektedir. Erken dönemlerdeki

Detaylı

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks Sosyal Anksiyete Bozukluðu: Taný, Epidemiyoloji, Etiyoloji, Klinik ve Ayýrýcý Taný Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks ve Gelder tarafýndan tanýmlanmasýna karþýn ayrý

Detaylı

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ GİRİŞ Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB); hiperaktivite, dikkatsizlik,

Detaylı

ANKSİYETE DUYARLILIĞI. Yard.Doç.Dr.Selim Tümkaya

ANKSİYETE DUYARLILIĞI. Yard.Doç.Dr.Selim Tümkaya ANKSİYETE DUYARLILIĞI Yard.Doç.Dr.Selim Tümkaya ANKSİYETE DUYARLILIĞI Anskiyete Duyarlılığı Panik bozukluk hastalarının panik atak yaşamaktan korku duyuyor olması, tanımlandığı ilk dönemlerden beri panik

Detaylı

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, 5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.

Detaylı

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet Depresyon Etiyolojisi Yard. Doç. Dr. Beyazýt YEMEZ*, Doç. Dr. Köksal ALPTEKÝN* Özet Toplumda en yaygýn rastlanan ruhsal bozukluklardan biri olan depresyonun önemli bir bölümünün pratisyen hekimlerce görülmesi

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ 1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ Burhanettin Kaya 1, Mine Kaya 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 2 Uz.Dr., Ankara Halk Saðlýðý Müdürlüðü,

Detaylı

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar Doç Dr Selim Tümkaya ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarının yaşam boyu prevalansı yaklaşık %29 dur. Kessler ve ark 2005 Uzunlamasına çalışmalar

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon ARAÞTIRMA Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon Gülten Karadeniz 1, Serdar Tarhan 2, Emre Yanýkkerem 3, Özden Dedeli 3, Erkan Kahraman 4 1 Yrd.Doç.Dr., 3

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

Nöroendokrin sistemler beyin nörotransmitterleri

Nöroendokrin sistemler beyin nörotransmitterleri Depresyondaki Nöroendokrinolojik Bulgular Doç. Dr. Ertuðrul EÞEL* Nöroendokrin sistemler beyin nörotransmitterleri tarafýndan kontrol edildiði için, bu sistemlerdeki anormallikler psikiyatrik hastalýklarýn

Detaylı

Bipolar Bozukluk ve Hipotalamo pituiter pituiter adrenal sistem Doç. Dr. Vesile Şentürk Ankara Ü.T.F. Psikiyatri A.D Janssen Astra Zeneca Hipotalamo pituiter pituiter son organ Hipotalomo Hipotalomo pituiter

Detaylı

Genelleflmifl Anksiyete Bozuklu unun Nörobiyolojisi. Ertu rul Eflel 1. bir uyaranla iliflkili ya da iliflkisiz olabilen korku ve endifle

Genelleflmifl Anksiyete Bozuklu unun Nörobiyolojisi. Ertu rul Eflel 1. bir uyaranla iliflkili ya da iliflkisiz olabilen korku ve endifle Derlemeler/Reviews Genelleflmifl anksiyete bozuklu unun nörobiyolojisi Genelleflmifl Anksiyete Bozuklu unun Nörobiyolojisi Ertu rul Eflel 1 ÖZET: Genelleflmifl anksiyete bozuklu unun nörobiyolojisi Genelleflmifl

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

Oksitosin ve Psikiyatri

Oksitosin ve Psikiyatri Oksitosin ve Psikiyatri Dr. M. Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD 2. Psikiyatri Zirvesi ve 9. Anksiyete Kongresi 8-12 Mart 2017, Belek-Antalya tayfunturan@hotmail.com 1. OT ile ilgili genel bilgiler

Detaylı

Panik Bozukluðu ve Solunum Sistemi Düzensizlikleri

Panik Bozukluðu ve Solunum Sistemi Düzensizlikleri Panik Bozukluðu ve Solunum Sistemi Düzensizlikleri Ümit Tural 1 1 Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Kocaeli GÝRÝÞ Panik bozukluðuna (PB) sahip olan hastalarda beyin

Detaylı

Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken

Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken Depresyonla Ýlgili Nöroanatomik Çalýþmalar Doç. Dr. Emel ÖZTÜRK*, Prof. Dr. Hamdullah AYDIN** Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken son yýllara kadar biyolojik ve psikolojik faktörler tek tek

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi ARAÞTIRMA Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi The Examination of the Social Anxiety Symptoms and Sociodemographic

Detaylı

Obsesif kompulsif bozukluk, obsesyonlarýn ve /

Obsesif kompulsif bozukluk, obsesyonlarýn ve / Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Biliþsel Ýþlevler Yrd. Doç. Dr. Berna Binnur KIVIRCIK*, Prof. Dr. Köksal ALPTEKÝN* Obsesif kompulsif bozukluk, obsesyonlarýn ve / ya da kompulsiyonlarýn tabloya hakim olduðu

Detaylı

ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN. Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.

ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN. Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. HISTAMINE IN THE TREATMENT OF PSYCHOSIS A Psychiatric and Objective Psychological Study. R. W. ROBB M. D., B. KOVITZ

Detaylı

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010: Kurum ve Kuruluşlarla İlişki Bildirimi Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010: RASYONEL ANTİDEPRESAN

Detaylı

PANİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA C0 2 İNHALASYONU İLE PANİK ATAĞI SIRASINDA, SEREBRAL KAN AKIMININ SPECT İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

PANİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA C0 2 İNHALASYONU İLE PANİK ATAĞI SIRASINDA, SEREBRAL KAN AKIMININ SPECT İLE DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI PANİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA C0 2 İNHALASYONU İLE PANİK ATAĞI SIRASINDA, SEREBRAL KAN AKIMININ SPECT İLE DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK

Detaylı

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar.

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar. SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar. Çevresel ve Merkezi olmak üzere, sinir sistemi ikiye ayrılr, ÇEVRESEL

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý ARAÞTIRMA Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý The Comparison of Psychiatric Disorders,

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

Ruhsal hastalýklarýn doðru þekilde tanýnmasý

Ruhsal hastalýklarýn doðru þekilde tanýnmasý Depresyon ve Anksiyete Uz. Dr. Þeref GÜLSEREN* Ruhsal hastalýklarýn doðru þekilde tanýnmasý hastalarýn tedavi ve izlemi açýsýndan oldukça önemlidir. Anksiyete bozukluklarý ve depresyonun birlikte görülmesi

Detaylı

Depresyonun biyolojisi ile ilgili çalýþmalarýn

Depresyonun biyolojisi ile ilgili çalýþmalarýn HPA (hipotalamik-pituiter [hipofiz]-adrenal) Ekseni Doç. Dr. M. Hakan TÜRKÇAPAR* Depresyonun biyolojisi ile ilgili çalýþmalarýn önemli bir kýsmý depresyon ve endokrin sistem arasýndaki iliþkileri saptamaya

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

SİNİR SİSTEMİ. Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER SİNİR SİSTEMİ Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER 1. Sinir Sistemi Organizasyonu Omurgalılarda sinir sistemi iki kısımda incelenir; bunlar merkezi sinir sistemi [central nervous system, (CNS)] bu bilgiyi

Detaylı

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Hipokrat Vasküler reorganizasyon teorisi İç organları sıcak tutabilmek

Detaylı

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi?

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi? IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi? Sıla Akhan, Aynur Aynıoğlu, Elif Sargın Altunok, Murat Sayan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Detaylı

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı Hoş olmayan bir uyaran Duygusal Algısal Bilişsel ve davranışsal Biyopsikososyal

Detaylı

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü)

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü) SİNİR SİSTEMİ BEYİN Belirli alanlar belirli davranış ve özelliklerden sorumlu. 3 kısım Arka beyin (oksipital lob) Orta beyin (parietal ve temporal lob) Ön beyin (frontal lob) Arka Beyin Medulla Omuriliğin

Detaylı

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN Depresyonda Güncel Tedaviler Doç. Dr. Murat ERKIRAN Akış Major depresif bozuklukta yeni antidepresanlar Major depresif bozukluk tedavisi Psikotik özellikli depresyon tedavisi Geliştirme aşamasında olan

Detaylı

Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý

Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý Özgül Serotonin Geri Alým Engelleyicilerine Baðlý Kesilme Sendromlarý Lut TAMAM* ÖZET Selektif serotonin geri alým inhibitörleri (SSRI) depresyon baþta olmak üzere, anksiyete bozukluklarý, obsesif kompulsif

Detaylı

NF 1 li Hastalarda Mental Gelişim ve İlişkili Sorunlar

NF 1 li Hastalarda Mental Gelişim ve İlişkili Sorunlar NF 1 li Hastalarda Mental Gelişim ve İlişkili Sorunlar Dr. Gülşen Köse Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi NF1 Genetik hastalıklarda sinyal yolundaki değişikliklerin

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Þizofreni: Klinik Özellikler Doç. Dr. Selahattin ÞENOL* Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným alanlarýnda bozulmayla seyreden ciddi bir ruhsal hastalýktýr. Ýlk

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Mirtazapinin Major Depresyonda Etki Baþlangýcý ve Güvenilirliði: Olgu Serisi

Mirtazapinin Major Depresyonda Etki Baþlangýcý ve Güvenilirliði: Olgu Serisi OLGU SERÝSÝ Mirtazapinin Major Depresyonda Etki Baþlangýcý ve Güvenilirliði: Olgu Serisi Feryal Çam Çelikel 1, Birgül Elbozan Cumurcu 1, Ýlker Etikan 2 1 Yrd.Doç.Dr., Gaziosmanpaþa Üniversitesi Týp Fakültesi,

Detaylı

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir. Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir. 7 20 den fazla patojen bulaþabilir. 8 En büyük tehlike Hepatit B, Hepatit C ve HIV dir. Yaralananlarýn %40 ý

Detaylı

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðunun Etiyolojisi: Bütüncül Yaklaþým

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðunun Etiyolojisi: Bütüncül Yaklaþým Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðunun Etiyolojisi: Bütüncül Yaklaþým Bedriye ÖNCÜ*, Selahattin ÞENOL** ÖZET Dikkat eksikliði hiperaktivite bozukluðu sýk karþýlaþýlan bir bozukluk olmasý, tedavi edilmediðinde

Detaylı

Nefle Kocabaflo lu*, Ayten Erdo an**

Nefle Kocabaflo lu*, Ayten Erdo an** Y AYGIN ANKS YETE BOZUKLU U NÖROB YOLOJ S NE G R fi GİRİŞ Nefle Kocabaflo lu*, Ayten Erdo an** ÖZET Yayg n anksiyete bozuklu unun (YAB) nörobiyolojik sebeplerine dâir yap lan çal flmalarda birçok parametrede

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

NÖROBİLİM ve FİZYOTERAPİ

NÖROBİLİM ve FİZYOTERAPİ TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol:1 Sayı/Issue:5 Kasım/November 2015 www.norofzt.org DOÇ. DR. BİRGÜL BALCI YENİ BİR ALAN!!!! Sinir bilim veya nörobilim; günümüzün sinir sistemi bilimlerinin

Detaylı