SİNÜS PERFORASYONLARI VE TEDAVİLERİ
|
|
- Ahmet Ecevit
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız,Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı SİNÜS PERFORASYONLARI VE TEDAVİLERİ BİTİRME TEZİ Stj.Dişhekimi Özkan Arık Danışman Öğretim Üyesi:Prof.Dr.Turgay SEÇKİN İZMİR-2008
2 ÖNSÖZ Tez çalışmamda, ihtiyacım olan bilgilere ulaşmamda yol gösterici olan çok saygıdeğer Hocam Prof.Dr. Turgay SEÇKİN e sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım. Ayrıca bu güne kadar maddi manevi bana her türlü desteği veren aileme ve tez çalışmamda bana yardımcı olan çok sevdiğim kız arkadaşıma teşekkürü bir borç bilirim. İZMİR,2008 Stj. Dişhekimi Özkan Arık
3 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ I.GİRİŞ II.GENEL BİLGİLER 2.1.Paranazal Sinüsler Maksiller Sinüs Anatomisi Maksiller Sinüs Embiryolojisi Maksiller Sinüs Fonksiyonları Maksiller Sinüs İle Alveoler Prosesin Klinik ve Radyolojik İlişkisi...7 III.OROANTRALPERFORASYONLAR Oroantral Açıklıkların Etiyolojisi OroantralAçıklıkların Tehşisi Ororantral Fistüllü Hastalarda Klinik Semptomlar Oroantral Fistül ve Açıklıkların Tedavisi.15 IV.OROANTRAL FİSTÜL VE AÇIKLIKLARIN PLASTİK OLARAK KAPATILMASINDA SIK KULLANILAN YÖNTEMLER 4.1.Wassmund-Rehrmann-Schuchardt Yöntemi Çift Yönlü Köprü Lambosu Yöntemi Akhusen Yöntemi Pediküllü Bukkal Yağ Pedi Kullanım Palatinal Saplı Flep Yöntemi İnterseptal Alveolektomi İle Kapatma Yöntemi Hidroksil Apatit Blokla Kapatma Yöntemi OAA Kapatılmasında 3. Molar Transplantasyonunun Kullanımı...28
4 4.9. Absorbe Edilebilen Jelatin Membran ve GTR İle Kapama Monokortikal Kemik Greftiyle Kapatma Yöntemi Otojen Greft Yöntemi Metal Plak Yöntemi Fibrin Yapıştırıcılar İle Kapatma Liyofilize Dura Mater ve Faysa Lata İle Kapatma Ağız İçi Membranöz Kemik Greftlerinin Kullanımı.38 V.Oroanral Fistül Kapatılmalarında Postoperatif Bakım...38 VI.Maksiller Sinüs Ogmentasyonu Sırasında Meydana Gelen Sinüs Membran Perforasyonunun Klinik Önemi..40 VII.Sinüs Lifting Operasyonu Sırasında Oluşan Perforasyonun Kapatılması 7.1.Otolog Fibrin Yapıştırıcıların Kullanımı Siyanoakrilat Adezivlerin Kullanımı 44 VIII.Sinüs Membran Perforasyonunun Ogmente Edilmiş Sinüse Yerleştirilen İmplantların Başarısına Etkisi...45 IX.ÖZET 47 X.KAYNAKLAR..48 XI.ÖZGEÇMİŞ...51
5 I.Giriş Maksiller sinüs, ilk bakışta her ne kadar doğrudan diş hekimliği ile ilgili görünmese de gerek odontojen kist ve tümörler, gerekse üst dişlere yakın komşuluğu açısından son derece dikkat edilmesi gereken önemli bir yapıdır. KBB uzmanları ve diş hekimlerini ilgilendiren sinüs perforasyonunda en önemli etiyolojik faktörün diş çekimi olduğu düşünüldüğünde bu perforasyonun tedavisinin diş hekimlerince iyi bilinmesi gerekir. Çalışmada bu perforasyonların tanısının konulması ve tedavilerinin başarı ile gerçekleştirilmesi için gerekli bilgiler ve özellikle yeni geliştirilen yöntemler üzerinde durulmuştur.
6 II.GENEL BİLGİLER 2.1.Paranazal Sinüsler Paranazal sinüsler, kafatası kemikleri içinde yer alan, burun boşluğunu çevreleyen hava boşluklarıdır. Burun patolojileriyle yakından ilişkisi, gelişimlerinin, burun boşluğunda başlaması ve sisteme ait her sinüsün burun boşluğuna açılması ile açıklanır. Paranazal sinüsler ön ve arka olarak 2 gruba ayrılırlar. Ön sinüsler: 1-Frontal sinüs 2-Maksiller sinüs 3-Ön ethmoid hücreleri Resim 1: Ön sinüsler Arka sinüsler: 1- Sfenoidal hücreleri 2- Arka ethmoid sinüs 2
7 Resim 2: Arka sinüsler Maksiler, frontal ve ön ethmoid sinüsler orta meatusa açılırlar.havalanmaları buradan olur ve sekresyonlarını da buraya drene ederler.arka ethmoid sinüsler üst meatusa ve sfenoid sinüsler sfenoethmoid reses e açılırlar ve drenajları da buraya olur. Paranazal sinüsler embriyonel hayatta burun mukozasının komşu kemiklere doğru yaptığı girintilerden meydana gelirler.bu sinüslerin büyüklükleri çok değişik olmakla beraber bütün sinüslerin genel hacmi ortalama 80 cm3 kadardır.(1) 2.2.Maksiler Sinüs Anatomisi ve Fizyolojisi Maksiler sinüsler maksillada bilateral olarak bulunan içi hava dolu boşluklardır.şekil olarak piramidal bir yapı sergileyen maksiler sinüs paranazal sinüslerin en büyüğüdür.kaidesi nazo-antral-medial duvarda,tepesi ise maksillanın proc. Zygomaticus undadır.çatısı orbita kavitesinin tabanını oluşturur.çok ince olan bu yapı maksillofasiyal travmatolojide blow-out kırıkları açısından önemlidir.tabanı alveoler proses ve sert damaktan meydana gelir.maksiller premolar dişlerin hatta molarların kökleri sıklıkla sinüse yakın olur hatta 2.premolar ve 1.molar dişlerin kökleri sinüsün içerisine kadar uzanırlar.bazı hallerde çok erken diş kaybına bağlı olarak sarkık sinüs görülebilir.(2) 3
8 Anterior duvar,sinüsü yanaktan ayıran bir bölmedir.burda kesici ve kanin dişlere gelen anterior-superior damar ve sinirler bulunur.bu bölgede foramen infraorbitaleden çıkan N.İnfraorbitalis de dikkati çeker. Medial duvarda burun boşluğuna açılan büyük bir açıklık bulunur.burası Semilunar Hiatus tur.bu delik alttan Proc.Uncinatus ve arkadan lamina perpendicularis ossis palatini ile kısmen daralmıştır.deliğin kalan kısmı mukoza yaprağı ile kapatılmıştır.yanlız meatus nasi medius hizasında,hiatus semilunarisin dibinde küçük bir delik kalır.bu deliğe ostium maksillare denir.ostium maksillare,sinüs kavitesinin oldukça yukarısında kalır. Sinüsün medial duvarında olup,hiatus maksillaris i daraltan yapılar: 1-proc.Uncinatus 2-Bulla ethmoidalis 3-Proc.maksillaris ossis lacrima 4-Proc. Maksillaris concha nasalis inferior 5-Proc. Maksillaris ossis palatini 6-Mukoza Duvarların kalınlığı standart değildir.genellikle 2-3mm arasında değişir.tavanı 2-3mm iken dişsiz taban bölge 5-10mm olabilir.ince arka duvar internal damarlara komşu olup burada bulunan infraorbital ve posterior superior alveolar ve sphenopalatin damarlar orta yüz kırıklarında kanamalara ve hematomlara yol açabilmesi nedeniyle önemlidir. Arka duvarda molar dişlere giden posterior-superior dental damar ve sinirlerin geçtiği küçük foraminalar(foramina alveolaria) bulunmaktadır.ayrıca arka duvar maksiler artere komşuluğu nedeniyle de bir çok cerrahi işlemde dikkat edilmesi gereken bir bölgedir. 4
9 Maksiler sinüsün inferior duvarının kök apeksleri ile olan ilişkisi, teşhis, implantasyonda tedavi planlaması, endodontik tedavi prosedürü ve ortodontik tedavilerde önemlidir.(3) Resim3: Maksiler sinüs inferior duvarı ve maksiler molar dişler arasındaki vertikal ilişkiler ( B: bukkal, P: palatinal ) (3) Resim4: Maksiler sinüs inferior duvarı ve maksiler molar dişler arasındaki horizontal ilişkiler ( B: bukkal, P: palatinal ) (3) İnnervasyonu 5. kafa çiftinin maksiler dalı ile olur.sinüs mukozası bu sinirin posterior alveolar dalı tarafından innerve olur.maksiller sinüsün beslenmesi,maksiler arterin infraorbital ve posterior superior alveolar dalları ile olur.lenfatik drenajı retrofarengiyal ve submandibuler lenf bezlerinedir.(4) Resim5:Maksiler sinüsün radyolojik görünümü Resim6: Maksiler sinüs ostiumları 5
10 2.3.Maksiler Sinüsün Embriyolojisi İlk oluşan paranazal sinüsler maksiler sinüslerdir ve gebeliğin 7. gününde oluşmaya başlarlar.öncelikle ethmoidal infundubulumun mukozal keseleşmesi gözlenir.infundubulum,unvinate proses ile ethmoidal bulla arasındaki kör bir girinti şeklindedir.bu oluşumlar arasında dar bir açıklık oluşur burası Semilunar Hiatus tur.sinüs nazal epitelin, kıkırdaksal nazal kepin içine invajinasyonu ile gelişimine devam eder.gelişimi fetal yaşamın 4. ayına kadar sürer. Sinüs nasal kapsül içinde ethmoidal infundubulumun inferior lateral yüzeyinde sığ bir cep olarak kalır.bu döneme kadar olan bölüme birincil pünematizasyon denir.ikinci pünematizasyon ise fetal yaşamın 5. haftasında maksillanın büyümesine bağımlı olarak başlar.ortalama boyutları antero-posterior yönde 7mm, yüksekliği 4mm ve genişliği 4mm dir. Tahmini hacmi 6-8cc kadardır. Doğumdan sonra fasiyal kemiklerle beraber öne ve aşağıya doğru büyür.bu büyüme maksillanın büyüme oranı ve dişlerin gelişimi ile sıkı bir etkileşim içindedir.gelişimini puberteden sonra tamamlar.büyüme ve gelişimini tamamlamış bir kişide ortalama hacmi 20-25ml kadardır. Maksiler sinüsler respiratuar epitelle ve periosteumla kaplıdır.respiratuar epitel sili silindirik epitel özelligi taşımakta ve mukus salgılamaktadır.siller ve mukus maksiler sinüsün drenajı için önem taşımaktadır.(5) 2.4.Maksiler Sinüs Fonksiyonları a)kafatasını hafifletir b) Geniş mukoza yüzeyi sayesinde soluduğumuz havayı nemlendirip ısıtır c) Sesin rezonansında önemli rol oynar d)sinüsün temizlenmesinde rol oynar. Titrek tüylü silindirik epitelin hareketi ile yabancı cisim ve mikroorganizmalar ostiumlardan burun boşluğuna atılır. 6
11 Sağlıklı bir maksiler sinüs, popülasyonun %80-%100 ünde aseptiktir.herhangi bir bakteri ve materyal içermez.(4, 2) 2.5.Maksiler Sinüs İle Alveoler Prosesin Klinik Ve Radyolojik İlişkisi Maksiler posterior dişlerin kökleri ile sinüs tabanı arasında çok yakın bir anatomik ilişki vardır.diş kökleri ve sinüs arasındaki kemik 2. premolar ve molarlar bölgesinde iyice incelir,hatta bazı hallerde bu dişlerin apeksleri sinüs maksillaris mukozasının hemen altında yer alabilir.sinüsün tabanında dişlerin kök uçlarının kabarıklıkları dahi görülebilir.araştırmacılar maksiler molar ve premolar dişlerin kökleri ve maksiler sinüs arasındaki mesafeyi ölçmüşler ve ortalama uzaklığı 1.97mm olarak bulmuşlardır.bu nedenle premolar ve molar dişlerin endodontik cerrahisi kazara oroantral bir ilişkiyi meydana getirebilir.oroantral ilişki, rezeke edilmiş kökten ve enfekte periapikal dokudan gelen bakterilerin yer değiştirmesiyle akut veya kronik sinüzit meydana getirebilir(5,6) Sinüs maksillarisin tabanı yer yer azı dişlerinin kökleri arasına doğru sarkar.tabanın çok aşağıya inmiş sinüslerde bile 1.premolarların kökü sinüs tabanından uzakta kalır ve genelde bu diş ile sinüs tabanı arasında bir spongiosa tabakası vardır.üst 2. premolarların maksiler sinüs ile ilişkisi daha yakındır.sinüs ile komşuluk molar dişler hizasında daha da artar.20 yaş dişleri ise genellikle sinüsün dışındadır.sinüsün görüntüsü dişlerin kökleri arasına doğru uzandığı durumlarda lamina dura kök boyunca opak bir çizgi şeklinde izlenebiliyorsa kök ile sinüs arasında ilişki yoktur; izlenemiyorsa,kök sinüsün içindedir.(7 ) Oroantral ilişki ile radyografik bulgular arasındaki karşılıklı ilişkiyi değerlendirmek için radyografiler,kök tiplerinin pozisyonlarına ve periapikal lezyonun sinüs tabakası ile ilişkisine göre incelenmiştir.buna göre iki sınıflama yapılmıştır. 7
12 a)kök apeksi ve sinüs tabanı arasındaki mesafe dikkate alınarak: 1) Sınıf I apeks:kök ile sinüs tabanı arasında belli bir mesafe vardır. 2)Sınıf II apeks:kök ucu sinüs tabanına dokunmaktadır. 3)Sınıf III apeks:kök ucu sinüs tabanını aşmaktadır. Resim7: Sınıf I apeks Resim8: Sınıf II apeks Resim9: Sınıf III apeks b)periapikal lezyon ve sinüs tabanı arasınadaki mesafe dikkate alınarak: 1)Sınıf I lezyon:sinüs tabanı ile lezyon arasında belli bir mesafe vardır. 2)Sınıf II lezyon:lezyon sinüs tabanına dokunmaktadır. 8
13 3)Sınıf III lezyon:lezyon sinüs tabanını aşmaktadır. Resim10: Sınıf I lezyon Resim11: Sınıf II lezyon Resim12: Sınıf III lezyon Kökün ve periapikal lezyonun sinüs tabanı ile ilişkisi periapikal cerrahi sırasında oroantral ilişkinin açığa çıkma riski bakımından oldukça önemlidir.standart periapikal radyografiler her ne kadar oroantral ilişki bakımından çok kesin bilgiler vermese de eğer radyografi periapikal lezyon ve sinüs tabanı arasında belli bir mesafeyi gösteriyorsa %85 olasılıkla oroantral ilişki meydana gelmez.(6) 9
14 III.Oroantral Perforasyonlar Oroantral perforasyonlar normal diş çekimleri yanında maksiler bölgede uygulanan operasyonlar sırasında ve sıklıkla travmaya bağlı olarak karşılaşılan komplikasyonlardır.bu tip olgularda oroantral fistül terimi kullanmak için bazı kriterlerin olması gerekmektedir.bazen 48 saatlik sinüs açıklıklarına dahi fistül denilmektedir.halbuki fistül kronik bir durumu ifade etmektedir ve bütün sinüs açıklıkları fistül ile sonuçlanmazlar.oroantral fistül terimi genellikle 3-4mm den büyük sinüs perforasyonlarında,açıklığın epitelize olduğu,ağız içine granülasyon dokusu veya fibröz bağ dokusu proliferasyonu olan ve pürülan sıvı akışı görülen vakalarda kullanılır.eğer hastada kronik sinüzit yoksa bile oroantral fistül oluşmasından sonra gelişmesi beklenir.hastalar ağza alınan sıvının,burundan geldiğini,ağza hava geldiğini ve drenaja bağlı kötü tat olduğunu söylerler.(5,8) Resim 13: Antral septumun OPG görüntüsü (8) 3.1.Oroantral Açıklıkların Etiyolojisi Diş çekimi sırasında oluşan açıklıklar Üst çenede küçük ve büyük azılar,maksiler sinüsle yakın ilişkidedirler.bu sebeple maksiler dişlerin çekimi sırasında her zaman için maksiler sinüsün açılma 10
15 olasılığı vardır.diş ile sinüs tabanı arasındaki kemik tabanının çok ince olması veya hiç olmaması,sinüsün büyük ve sarkık olması bu açılmayı kolaylaştırır.maksiller sinüsün çekim sırasında açılmasının sebebi olarak şunlar sıralanabilir: 1-Yakın anatomik komşuluk nedeniyle meydana gelir. 2- Yanlış çekim tekniği kullanılması 3-Maksiller sinüsün ince epitelyal tabaka ile kök apeksinden ayrıldığı vakalarda, bu tabakanın sinüse komşu dişlerin çekiminden sonra alveol fundusunu sondla veya küretle kontrol ederken yada apikaldeki granülasyon dokusunu kürete ederken,hatalı küret kullanımına bağlı perfore edilmesi 4- Maksiller dişin apeksindeki bir granülom nedeni ile maksiller sinüsün tabanının harap olması sonucu diş çekildiği zaman oral kavite ile maksiller sinüs arasında bir geçiş olur. 5- Gömük kalmış 3. molarların çekimi sırasında yanlışlıkla maksiller sinüs içerisine dişin kaçırılma olasılığı 6- Kırılmış yada arta kalan köklerin çıkarılması sırasında elevatörün maksiller sinüsün kemiksel tabanına kaçırılması sonucu 7- Diş çekimi esnasında maksiller prosessin birden fazla diş ve maksiller sinüs tabanını taşıyan bir parçanın kırılması 8-Sürmemiş maksiller molar dişlerin yada kanin dişlerin,özellikle de palatinal ve palatobukkal pozisyonda olanların çıkarılması sırasında yanlışlıkla maksiller sinüsün bir duvarının perfore olması 9- Kırılmış veya arta kalan kökün alveol içindeki yerinden elevatörle hareket ettirmeye çalışılırken maksiller sinüs içerisine kaçırılması(9) Ayrıca diş çekimi komplikasyonlarının dışında oluşan maksiller sinüs perforasyonları da gözlenmektedir.bunlar: 11
16 a)üst premolarlar ve molarların apikal rezeksiyonunda sinüs kolaylıkla açılabilir. b) Kist,tümör ve benzerleri nedeni ile oluşan perforasyonlar:maksiller dişlerdeki büyük kistler,genellikle sinüs maksillarisi ve burun boşluğunu tutarlar.küçük kistler ise daha lokalize kalma eğilimindedir.radiküler kistlerin sinüs duvarına komşu oldukları hallerde,kistin cerrahi olarak çıkarılması,sinüsün açılmasına neden olabileceği gibi daha fazla büyüdükleri hallerde sinüs boşluğunu dahi doldurabilirler. c) Maksiller sinüs ogmentasyonu sırasında meydana gelebilirler. d) Travma sonucu oluşan perforasyonlar:çoğunlukla üst akıl dişlerinin çekimi sırasında tüber maksillada oluşan kırık sonucu perforasyon yerinin,plastik olarak kapatılmaması sonucu yada yetersiz tedavi edilmesi sebebi ile oroantral fistül oluşur.yüze gelen travmalar sonucu,lefort I, blow-out gibi kırıklarda da açıklıklar oluşur.(28) e) Maksilla rezeksiyonu sonucu oluşan perforasyonlar:rezeksiyon sonucu büyük açıklıklar oluşur.daha çok tümörlerin çıkarılması sebebiyle meydana gelir.obtüratör yapımı ile tedavi edilirler f)maksiller sinüs kanserleri nedeni ile oluşan perforasyonlar:maksiller sinüs kanserleri,çoğunlukla sinüs mukozasından başlayarak boşluk içinde gelişir.etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir.maksiller sinüste en sık epidermoid karsinom,nadir olarak da fibrosarkom,lenfosarkom ve adenosarkom görülmektedir.genelde geç belirti verirler.prossesus alveolarisin şişmesi,kanserin erken belirtilerindendir ve hasta protez kullanıyorsa protezin oturmamasından şikayet eder.diğer klinik belirtiler: -Tek taraflı olarak burun tıkanıklığı,burundan kan gelmesi,ağrı 12
17 -Alveoler kret,sert damak veya yanakta şişlik,diş kaybı.bu tip rahatsızlığı olan hastalar genellikle o bölgeden bir veya daha fazla diş çektirmişlerdir fakat buna rağmen şikayetlerinin devam ettiğinden yakınırlar.içerde ilerleyen lezyon çekilen dişin yerinden bir burjon fırlaması şeklinde kendini belli eder.radyografide sinüs kapalı görülür. -Tümörün ileri safhalarında cilde invazyon -Fasiyal parestezi -Sert damakta ülserasyon -Alt göz kapağında ödem(10) f) Sublabial antrostomi (Caldwell-Luc) operasyonuna bağlı açılma: Operasyon sonrası yara dudaklarının iyileşmesi tam olmazsa bir sublabial açıklık oluşabilir h)spesifik enfeksiyonlara bağlı oluşan perforasyonlar: -Tüberküloz -Sfiliz -Aktinomiköz -Osteomyelitis -Lepra 3.2.Oroantral Açıklıkların Tehşisi Açıklık oluşumunun ilk kanıtı, çekilen dişin kök uçları ile birlikte sinüs tabanından bir parçanın görülmesidir.ince, pürüssüz, kıvrık kemik tabakası görmek perforasyon için karakteristiktir. Maksiller sinüsün açılıp açılmadığını kontrol etmek için klinikte şu yöntemler uygulanır: a)hastadan burnunu kapatıp ağzı açıkken burnundan şiddetle hava çıkarması istenir.sinüste bir perforasyon varsa basınçlı hava burun deliklerinden çıkamayacak, 13
18 sinüs osteomundan sinüse geçecek ve perforasyondan çıkarak ağız boşluğuna gelecektir. b) Gümüş sond alveolden içeri sokularak perforasyon varlığı incelenir.alet perforasyon olmadığı durumda dahi 3-4mm ilerleyebilir.ancak bu muayenede dikkat edilmesi gereken nokta kemik perforasyonu oluşmuş olsa da sinüs mukozası perfore olmamış olabilir.bu nedenle perfore olmamış sinüs mukozası aletin dikkatsiz kullanımı ile zedelenerek perfore edilebilir. c)alveol içerisine steril solüsyon(serum fizyolojik) enjelte edilir.gönderilen solüsyon buruna,buradan da farenkse geçiyor ise perforasyon var demektir.perforasyonun olmaması halinde solüsyon alveolden geri gelecektir. d) Hastaya dudakları kapalı iken dudaklarına hava basıncı uygulaması istenir,burun veya sinüslerde olan açıklık pozitif belirti verir. e)hastanın ağzını ve burnunu kapatıp aniden açması durumunda hastadabir patlama sesi hissi uyandırması sinüs perforasyonuna işaret eder. f)periapikal, oblik veya rotasyonel tomografik radyografiler kullanılabilir.ancak kırık kök parçası varlığında yetersizdirler. Ayrıca klinik inceleme dışında bazı, hasta şikayetleri de sinüs perforasyonuna işaret etmektedir.bunlar: - İçilen su ve sulu gıdaların burundan gelmesi sinüs perforasyonuna işarettir. - Aynı taraftaki burun deliğinden kan gelmesi tam bir açıklık olduğunu ve antrumun tamamen kanla dolduğunu gösterir. -Hastanın zaman zaman ağzına tuzlu ve kokulu bir sıvının geldiğini söylemesi perforasyon semptomlarındandır.(5,9) 14
19 Resim 14: Oroantral açıklığın klinik olarak tesbiti 3.3.Oroantral Fistüllü Hastalarda Klinik Semptomlar a) Kötü Kokulu Akıntı: Hastaların büyük çoğunluğunda vardır. Akıntı genellikle ağız içindedir fakat hem ağız hem burun boşluğuna olabilir. b) Ağızdaki Gıdaların Burundan Gelmesi : Yakınma fitülün büyüklüğüne göre değişir. Sulu besin alınırken veya su içilirken bunlar burundan gelir. c) Şişlik: Özellikle sinüs kanserleri sonucu oluşan oro-antral fistüllerde belirgindir. Vesitibül veya palatinal tarafta şişlik olabilir. Vestibülde gingivo-jugal çukurluk hafifçe kaybolmuş ve mukoza hiperemiktir. d) Bulantı: akıntı nazofarenkse de dökülür, mideye ulaşarak gastrit yapar ve bu da bulantıya sebep verir.akıntının ağız boşluğuna olduğu durumlarda ise kusma refleksine yol açabilir. e) Ağrı: Olaya enfeksiyonun katılmasıyla ortaya çıkar. Yüzün o bölgesindeki ağrıdan ve baş ağrısından şikayet edilir. f) Konuşma Bozukluğu: Bu yakınma geniş oro-antral fistüllerde belirgindir. Sesin tonu değişir, hasta bazı harfleri çıkaramaz. g) Solunum Bozukluğu: Hastanın nefesi kötü kokar. Normal solunumda, burundan alınan havanın bir kısmının fistülden ağza sızdığı hasta tarafından hissedilir. (5,11) 3.4.Oroantral Fistül ve Açıklıkların Tedavisi Oroantral fistüllerin kapatılmasında: 15
20 -Defektin büyüklüğü -Komşu dişin konumu -Alveoler kretin hacmi - Akut sinüzit semptomların varlığı -Cerrahi prosedürün zamanlaması gibi kriterler rol oynamaktadır.(5) Oroantral açılmaların tedavi prosedürleri,hemen yapılan tedavi ve uzun süredir var olan oroantral fistüllerin tedavisi olmak üzere iki bölüme ayrılır. A)Acil Yapılan Tedavi Olası bir sinüs açılımının en iyi tedavisi dikkatli bir inceleme ve tedavi planı ile problemden kaçınmaktır.cerrahi girişimden önce yapılacak iyi bir radyografik değerlendirme sinüs ile yakın komşuluğu veya sinüs ile bir ilişki yaratacak yada çıkarılma esnasında antrum tabanında bir kemik kırığına neden olacak geniş diverjan veya dilasere kökleri saptamak için önemlidir.eğer bu inceleme yapılırsa,cerrahi girişimde dişi ayırarak parça parça çıkarmak daha güvenli hale gelebilir.(5) Maksiller sinüs tabanı çekim sırasında perfore olduğunda eğer sinüste enfeksiyon yoksa ve açıklık küçük ise, bu durumda çekim bölgesinde pıhtıyı sağlamak ve yerinde muhafaza etmek yeterli olabilmektedir.ilave olarak yumuşak doku flebi kaldırmak gerekmeyebilmektedir.perforasyon büyüklüğü 2mm ve daha az ise spontan iyileşme gözlenebilir.2-6mm arasındaki açıklıklarda yara bölgesinde pıhtı stabilizasyonu önleyici tedbirler alarak spontan iyileşme sağlanabilir.ancak bu açıklık 6mm ve daha büyük ise perforasyonun cerrahi olarak kapatılması gerekir. Eğer cerrahi tedavi gerektirmeyen bir açıklık söz konusu ise,yumuşak dokuları repoze etmek için sütur atılır ve kavitenin üzerinde 1-2 saatliğine kalacak gazlı bez 16
21 tamponu yerleştirilir.hastaya gün boyunca burnunu sümkürmemesi, aksırırken ağzını çok açmaması, sigara içmemesi, şeker ve benzeri şeyler emmemesi, nazal pasaj ve oral kavite arasında basınç değişikliğine neden olacak işlemlerden kaçınması söylenir.penisilin türevi bir antibiyotik ile antihistaminik ve nazal ve sinüs akıntılarını azaltmak için lokal dekonjestan verilerek 7-10 süre ile kullanması istenir.hasta operasyondan sonra saatte bir kontrol edilir ve ağza hava,buruna sıvı sızıntısı şeklinde oroantral ilişkinin açık hale gelmesi veya maksiller sinüzit semptomları ortaya çıkması konusunda uyarılmalıdır.böyle bir durumda hemen hekime başvurması öğütlenmelidir.hastaların çoğu sinüs hastalığına ilişkin bulguların olmadığı durumlarda olaysız bir iyileşme sağlanmış gibi davranır.eğer daha büyük perforasyonlar meydana gelirse hasta acil tedavi için bir cerraha sevk edilmelidir.(5,9) B)Uzun Süredir Var Olan Açıklıkların Tedavisi Bu açıklıklar genellikle daha büyük ve gerek fark edilmemiş sinüs açıklıklarının, gerekse fark edilerek müdahale edilmesine rağmen başarılı olmamış ve kronikleşmiş halleridir. Oroantral fistüllerin kapatılmasında değişik yöntemler kullanılmaktadır.öncelikle eğer varsa sinüste var olan enfeksiyonun tedavisi yapılmalıdır.bu tedavide antibiyotik terapisi,maksiller sinüsün lavajı,yada maksiller sinüsün radikal cerrahisi olan Caldwell-Luc operasyonu yapılabilir.eğer sinüse düşen kök parçası enfekte ise, ince bir aspiratör ile kök alınmaya çalışılır, başarılamadığı taktirde, Caldwell-Luc müdahalesi ile çıkarılır. Uzun süreli olan ağız-antrum ilişkilerinin kapatılması,geniş cerrahi işlemler ve yoğun antibiyotik terapisi gerektirir. Ameliyat cerrahın tercihine göre lokal anestezi ile veya genel anestezi ile yapılır.üst dudak, fossa canina görülecek şekilde ekarte edilir. Serbest dişeti üzerinde 17
22 U şeklinde bir insizyon yapılır, mukoperiostal lambo kaldırılarak sinüsün fasiyal duvarı açığa çıkarılmış olur.bu işlem yapılırken N.İnfraorbitalis in hırpalanmamasına dikkat edilir.sinüsün fasiyal duvarı frez yardımı ile yapılacak işleme göre delinerek açılır.gerek kanamayı önlemek üzere sinüse gazlı bez yerleştirmek veya gerekiyorsa drenajı sağlamak için trokar yardımı ile intranazal olarak inferior meatus yolu ile burun boşluğuna çıkarılır.mukoperiostal lambo kapatılarak dikiş uygulanır.(5) Geniş mukoza flepleri kaldırılarak defekt üzerine kaydırılır ve üzeri örtülür. Mukozal flepler kan akımını destekleyecek şekilde ve çevre anatomiyi mümkün olduğunca az değiştirecek şekilde dizayn edilmelidir.kapatma işleminde unutulmaması gereken bir nokta da kemikte var olan defektin yumuşak dokudakinden daha büyük olduğudur.bu nedenle oluşturulacak flebin büyüklüğü buna göre belirlenmelidir.tedavideki ana prensipler şöyle olmalıdır: 1) Flepler gergin olarak uygulanmalıdır. 2) Kullanılacak flepler yeterli büyüklükte olmalıdır. 3) Pürülan bir sinüzit mevcutsa,antrostomi ile gerekli yıkama ve antibiyotik uygulamasından sonra fistül kapatma işlemine geçilmelidir. 4) Bir predispozan faktör mevcutsa(kist,polipoid yapılar vb.) fistül kapama teknikleri Caldwell-Luc operasyonu ile birlikte uygulanmalıdır.(9) 18
23 IV.Oroantral Fistül ve Açıklıkların Kapatılmasında En Çok Kullanılan Yöntemler 4.1.Wassmund-Rehrmann-Schuchardt Yöntemi(Vestibüler Flep Tekniği) Maksiller sinüsün büyük açıklıklarında,özellikle fistülü kapatma tekniğinin Caldwell-Luc ameliyatıyla da kombine edilmesi gerektiğinde tercih edilir.uzman hekime ameliyat endikasyonu ile gelmiş oroantral fistül vakalarının çoğu antrostomi gerektirdiğinden ve vestibüler mukozanın esneklik kabiliyetinin fazla olmasından dolayı en sık kullanılan yöntemdir.vestibülde trapez şeklinde kaldırılan mukoperiosteal lambo ile alveoldeki defekt kapatılır.flep kaldırılırken;olabildiğince geniş olmasına,yeterli kan desteği sağlanmasına,stenon kanlının zedelenmemesine ve yanakta, dudakta gerginliğin olmamasına dikkat edilmelidir.önce fistül ağzının kenarları kesilir,düzeltilir ve fistül yolu kürete edilir.(12) Komşu dişlerin dişeti kenarları flebe dahil edilmemelidir.raspatoryumla mukoperiosteal lambo forniks vestibuliye kadar sıyrılır.flebin iç yüzünden alveol kenarından yaklaşık 1 cm geride periost üzerinde horizontal bir ensizyonla flebin 19
24 mobilitesi arttırılır.daha sonra alveol kenarları yeterli miktarda kemik frezi ile aşındırılarak yada kemik pensi ile düzeltilerek flebin dikim sırasında gergin olması engellenir. Palatinalde ise gingivalden 1mm genişlikte bir şerit kesilip çıkartılır.daha sonra yumuşak doku raspatorium ile kemik üzerinden sıyrılır.serbestleştirilmiş vestibuler lambo iki köşesinden geçirilmiş ipler yardımı ile gazlı bez üzerine gerilir.keskin bir bistüri yardımı ile üst kısımdan epitel ile birlikte 2-3mm genişlikte bir parça çıkarılır. Lambo palatinale taşınarak palatinal mukozanın altına yerleştirilir ve üç matress dikiş ile fiske edilir.süturlar dikkatlice çekilerek hemostatik pensle tutulur.yara kenarları önce distal kenar daha sonra mezyal kenar süture edildikten sonra palatinaldeki matress sütular düğümlenir.(12) Bu tekniğin en önemli avantajı iyi bir kan desteğine sahip olmasıdır.ancak flep çok ince ve keratinizasyon miktarı azdır,bu nedenle iyi bir maniplasyon gerektirmektedir,ayrıca periost üzerinde yapılacak ensizyonla serbestleştirme sağlamak gerekmektedir.operasyon sonrası flebin kaldırıldığı bölgede skarlar oluşabilmektedir.dokunun hareketliliği azalmakta ve iyileşme kötü olmaktadır.ayrıca flebin palatinale doğru taşınması vestibüler sulkusu sığlaştırmaktadır.bu nedenle protetik tedavilerde ve oral hijyen kontrolünde problem oluşmaktadır.(13,14) 20
25 Resim15: Wassmund-Rehrmann-Schuchardt yönteminin uygulanışı(5) 4.2. Çift Yönlü Köprü Lambosu Yöntemi Kazanjian ve Schuchardt tarafından ortaya konulan bu yöntem özellikle her iki tarafı dişsiz olan sinüs açılmaları veya oroantral fistüllerde uygulanır.sinüs fistülü ve ilişkili granülasyon dokuları bistüri ve küretler yardımı ile elimine edilir.perforasyonun mezyalinde,bukkalden palatinale uzanan ensizyonlarda köprü tarzında 1.5 cm genişliğinde mukoperiosteal bir bant hazırlanır.köprü tarzındaki flep raspatoryum ile kemik yüzeyinden ayrılır.başka bir ensizyonla defekti içine alan mukoza vestibüle uzatılıp,köprü şeklinde hazırlanan flebin uyabileceği şekilde kesilerek çıkartılır.hazırlanan flep defekt üzerine kaydırılarak distalden süture edilir.alveol kret üzerinde yaratılan kemik defekti iyodoformlu tamponlarla örtülür.bu yöntemin en önemli avantajı vestibül sulkusta sığlaşma olmamasıdır.ancak donör bölgenin sekonder iyileşmeye bırakılması nedeni ile iyileşme sırasında hastaya rahatsızlık vermesi yöntemin dezavantajıdır.(15) Resim16: Çift yönlü köprü lambosu ile kapatma yöntemi(5) 4.3. Akhusen Yöntemi (Basit Yaklaştırma Tekniği) Açıklık boyutunun 1-2 mm den daha küçük olduğu durumlarda kullanılır.alveol temizlenir ve serum fizyolojik ile yıkanır.açıklığın olduğu kısma kendiliğinden rezorbe olabilen hemostatik bir gaz tampon 21
26 (örneğin,surgicel)konulur.daha sonra bukkalden ve palatinalden trapez şeklinde bir lambo kaldırılır.palatinalde yarım ay şeklinde serbestleştirici bir insizyon yapılır.bukkaldeki alveoler kortikal kemik lüer pensi veya frez yardımı ile azaltılarak lambonun birbirine yaklaşımı kolaylaştırılır.(12) Süturun vaktinden önce açılmaması için ipek süturla( ) ve iyice kapatılabilmesi için matris veya interrupt olarak dikilir.basit yaklaştırma tekniği dişsiz bölgelerde kullanılırken,alveoler kret üzerinde transversal ensizyon yapılarak,palatinaldeki yumuşak doku kemik üzerinden bir raspatorium ile kaldırılır.(4) Resim17: Dişli bölgede basit yaklaştırma tekniğinin uygulanışı(5) 4.4.Pediküllü Bukkal Yağ Pedi Kullanımı Yöntem en fazla 6mm lik genişliğe sahip defektlerin kapatılmasında kullanılabilir.akut oroantral açıklık vakalarında gingival ensizyon yapılır ve iki ucundan vestibüle uzanan iki kesi atılır.kronik oroantral fistül vakalarında ise fistül çevresinde 3mm kenarlı,sirküler ensizyon yapılarak,ayrılan kesilerden önce,açılımdaki epitel traktus ve yangılı doku tamamen eksize edilir.alveoler prosesten mukoperiosteal bir flep (maksillanın lateral duvarıyla birlikte) alınır.ikinci molar bölgesinde zigomatik yapının posterior yüzündeki periostiumda 1cm. vertikal insizyon yapılarak künt minör disseksiyonla BFP ortaya çıkarılır.bfp nin ince kapsülünü korumak için hiç aspirasyon yapılmaz.sonra bukkal yağ doku dikkatlice ossöz defekt alanına ilerletilir ve 4.0 vikrille germeden palatal mukozaya 22
27 sütürlenir.mukoperiosteal flep,orijinal pozisyonuna getirilir ve dikilir.perforasyon alanındaki yağ doku,oral kaviteye açılır bırakılır.cerrahi ale ve pansuman kullanılmaz.(12,16) Avantajları; birçok vakada geniş uygulama alanı olması,itina ile yapıldığında başarı şansının yüksek olması,ek olarak diş çekimi gerektirmemesi yada kemik kaldırmaya gerek olmaması,hastaya çok az rahatsızlık vermesi sayılabilir.bukkal yağ dokusu kanlanmasını maksiller,süperficial temporal ve fasiyal arterlerden sağlanmaktadır,bu nedenle hazırlanan flebin kanlanması oldukça iyidir.dolayısıyla epitelizasyon hızlıdır ve başarı şansı artmaktadır.ancak değişen oranlarda ve fibrozis gelişme riski, daralma, distorsiyon ve retraksiyon oluşma riskleri,fasiyal sinirin zedelenmesine bağlı olarak fasiyal paraliz gelimesi enfeksiyon ve hematom oluşması da gözlenebilmektedir.ayrıca fistülün rekürrensi ve vestibülde sığlaşma görülmesi de olasıdır.(16) Resim18:Bukkal yağ dokusu ile kapatma yönteminin uygulanışı(5) 4.5.Palatinal Saplı Flep Yöntemi Oroantral fistüllerin kapatılmasında HERBERT,eğer vestibüler doku elverişsiz ise palatinal mukoperiostun kullanılabileceğini bildsirmiştir.amaratunga oroantral fistüllerin palatal flep ile kapatılması üzerine yaptığı bir araştırmada %93 oranında başarı elde edildiğini açıklamıştır.bu 23
28 tip bir flep hazırlanırken flebin beslenmesini göz önünde bulundurmak gerekir, bu nedenle anterior palatinal arterin flep içinde kalması sağlanmalıdır.bu yöntemde fistül ağzı varsa önce eksize ve kürete edilir.mukoperiosteal palatal flebin genişliğini büyük palatinal arter göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.ayrıca flebin genişliğini defektin genişliği ve rotasyon miktarı belirlemektedir.flebin anterior serbestleşmesi flebin rotasyon arkının uzunluğuna göre ayarlanmalıdır.flebin medial sınırı palatinal rafenin 2-3mm kadar lateralinde yer almalıdır.lateral sınırda,palatinal marjinal gingivada periodontal hasar oluşmaması için dişeti kenarında yaklaşık olarak 5mm lik bir şerit bırakılarak flep hazırlanır.ana kıvrımın olacağı yerde katlanma ve kırışıklık oluşmaması için V şeklinde bir doku parçası ensize edilir.mukoperiosteal flep hazırlandıktan sonra alveolar kemik düzeltilir ve flep döndürülerek defektin üzeri örtülür,bukkal bölgeye uzatılan flep bukkal yumuşak dokuya 3.0 vicryl yada ipek süturlarla dikilir.lambonun kaldırıldığı donör bölgede kalan açık kemik üzeri gaz iodaformlu pat ile örtülerek sekonder iyileşmeye bırakılır.pat iyileşmeyi hızlandırır,enfeksiyonu ve flebin geri dönmesini engeller,dikişlerin gerginliğini azaltır(14) Palatal fleplerin başarısını etkileyen en önemli faktör flebin uzunluğunun genişliğine oranıdır.flep uzunluğunda oluşacak 4-5mm lik bir artış flep kenarlarında nekroza neden olabilir ve fistüllerin rekürrensi gözlenebilir.(13) Oroantral fistüllerin kapatılmasında palatinal fleplerin kullanılmasının en önemli avantajları fleplerin kanlanması oldukça iyidir,ince bir flep hazırlanabilir ve vestibüler sulkus derinliği azalmaz.ancak fistül daha distalde maksiler tüber bölgesinde olduğu zaman flebin döndürülmesinde problemler yaşanmaktadır.flebin 24
29 döndürülmesi sırasında vaskülarizasyon bozulmaktadır.ayrıca sekonder iyileşmeye bırakılan bölge iyileşme süresince hastaya rahatsızlık vermektedir.(14) Resim19: Palatinal saplı flep yöntemi uygulanışı(5) 4.6. İnterseptal Alveolektomi İle Kapatma (Modifiye DEAN Tekniği) Sık olarak kullanılan yumuşak doku fepleri ile yapılan tedavilerin en büyük sorunu fleplerin defekt bölgesinde desteklerinin olmamasıdır.bu nedenle 1-5mm genişliğindeki defektlerin kapatılması için modifiye DEAN tekniği bir alternatif olarak sunulmuştur.böylece fleplere kemiksel bir altyapı sağlanabilmektedir.cerrrahi işlemden önce akut sinüzit varlığı araştırılır ve eğer böyle bir durum söz konusuysa tedavisi yapılıp semptomlar geçtikten sonra cerrahi işlem yapılır. Retromolar bölgeden komşu dişe kadar,alveoler kret üzerinde transversal bir ensizyon yapılır.palatinalde ve bukkaldeki yumuşak dokulara zarar vermemek ve kemiği açığa çıkarmak için vestibülde ve palatinalde 2-3mm lik gingivoperiosteal flepler kaldırılır.interseptal medullar kemik antero-posterior yönde oynatılır.bukkal ve palatinal tarafta ise kortikal tabakalar olduğu gibi bırakılır.kemik sinüs tabanında bir direnç hissedilene kadar oynatılır.kemiğin doğru bir şekilde aşındırıldığını kontrol etmek için ince bir alet osteotomi bölgesine sokularak sinüs tabanı incelenir.daha sonra keskin bir chisel ile alveolar kretin distal sınırından komşu dişin anterior bölgesine doğru vertikal osteotomiler yapılır.bukkal korteksi kırmak için 25
30 palatinal yönde parmakla basınç yapılır.bu sinüs tabanını geçen yeşil ağaç kırığı oluşturur.son olarak bukkal konturun şeklini korumak ve kapatmak için sütur atılır. DEAN tekniğinde defektin büyüklüğü başarıyı olumlu yada olumsuz etkilememektedir.çünkü kemiksel bir destek oluşturulmaktadır.diğer tekniklerdeki bir diğer dezavantaj komşu dişin durumudur.bu teknikte komşu dişin cerrahi operasyona hiçbir etkisi yoktur.ayrıca kas ataşmanları etkilenmemekte,postoperatif enflamatuar şişlik daha az olmaktadır.böylece hastanın tedavi öncesi kullandığı protezin tedavi sonrası uyumsuzluğu gibi bir problem olmamaktadır.bunların yanında DEAN tekniğini kısıtlayan birtakım durumlar da vardır. Bunlar komşu dişler arası mesafenin az olması ve alveoler kretin düşük olmasıdır.başarılı bir tedavi için komşu dişler her iki tarafta defekten 1cm uzaklıkta bir mesafede olmalıdır.(17) Resim20: DEAN tekniğinde interseptal kemiğin frezle yerinden oynatılması(5) Resim21:Keskin chisel ile bukkal kortikal kemikte kırık oluşturulması(5) 26
31 4.7.Hidroksil Apaptit Blokları ile Kapatma Dens hidroksilapatit hekime oral kavitede açık kalabilecek ve oral kavitenin kötü etkilerinden etkilenmeyecek inert bir madde kullanım olanağı sağlamıştır.akut ve kronik oroantral fistüllerin kapatılmasında hidroksilapatit kullanımı ile çevre dokular için uygun bir yapı iskeleti sağlanmaktadır.defektin çevresindeki yumuşak doku subperiosteal olarak ekarte edilerek kemik kenarları görünür hale getirilir.sinüs salin solüsyonu ile irrige edilir ve artık debrisler uzaklaştırılır.defekt bölgesine uygun dens hidroksilapatit blok seçilir.materyal tüm kemik sınırlarına uyumlu olmalıdır.blok elmas frezle irrigasyon altında şeklllendirilerek defektin şekline uygun hale getirilmelidir.aynı zamanda kemik kenarları da şekillendirilerek sürtünmesel bir uyum sağlanmaya çalışılır.büyük defektlerde 26 gauge tel stabilizasyon için blok çevresine sarılır.defektin kemik sınırları içinde delikler hazırlanır ve tel öncelikle buralarda geçirilir daha sonra blok çevresine dolanır.tel bağlandıktan sonra,oral mukoza yaklaştırılır.eğer yumuşak doku vestibüler yükseklik izin veriyor ise primer olarak kapatılır.aksi taktirde Rezorbe olmayan süturlar ile blok açıkta kalacak şekilde dikilir.hastaya antibiyotik dekonjestan ve analjezik bir hafta verilir.(18) Bu tekniğin uygulandığı akut ve kronik oroantral fistülle hastalarda bloğun yerinden hareket etmesi dışında hiçbir komplikasyon gözlenmemiştir.bu komplikasyonda tedavi sonucunu etkilememektedir.uygulama tek katlı yumuşak doku yada yalnız blok ile kapatmalara oranla daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Hapşırma sırasında fistülün delinmesi yada parçalanması,bloğun bir tıkaç oluşturması nedeni ile önlenir.non-pöröz bir hidroksilapatitin ağıza açılması bir enfeksiyona neden olmadığı için tam bir yumuşak doku kapanması gerekmemektedir.fakat pöröz hidroksilapatit fibröz doku enkapsülasyonu sırasında 27
32 sinüs ve oral kavite arasında geçiş sağlayacağı için bu tip bir operasyonda kullanılmamalıdır.bu tekniğin pahalı olması,bloğun kemik kavitesine uygun hale getirilmesi için frezlenirken harcanan zamanın çok uzun olması gibi dezavantajları vardır.ayrıca çok büyük defektlerde kullanılamaz.(18) 4.8. OOA Kapatılmasında 3. Molar Transplantasyonunun Kullanımı Bu tekniğin uygulanabilir olması,normal anatomiyi koruması ve fonksiyon kaybının önüne geçilmesine bağlıdır.lokal anestezi altında diş çekilir.oroantral ilişki doğrulanır.kan akımına zararı önlemek için mukoperiosteal flep kaldırılmaz.alıcı soket,yuvarlak delikler ve yoğun salin irrigasyonu ile hazırlanır.bt ve donör dişin diğer filmleri ile şekil ve boyut belirlenir.donör 3.molar köküne zarar vermeden çekilip hazırlanan sokete transfer edilir.çekim ve transplant arasındaki süre ne kadar azsa,canlılık o kadar garantilenir.daha sonra sert parmak basısı ile ve hafif vurularla diş immobilize edilir ve gerekirse,sütür,atel,yapıştırıcı reçine ve diğer metodlarla stabilize edilir.hafif infraoklüzyonla,çiğnemede karşı dişle temastan kaçınılır.hastaya perioperatif antibiyotik verilir.her hastaya cerrahiden 1 ay sonra endodontik tedavi başlanır ve 5 ay sonra protez yapılarak tedavisi tamamlanır.(9) 4.9. Absorbe Edilen Jelatin Membran ve GTR ile Kapama Sondalama derinliğinin arttığı,beraberinde maksiler sinüs perforasyonunun gözlemlendiği lokalize periodontitisli hastalarda kullanılan bir yöntemdir.perforasyonun lokalizasyonuna göre tam kalınlıklı mukoperiosteal lambo kaldırılarak sondalama derinliğinin artmış olduğu kök yüzeyi açığa çıkarılır.kök yüzeyi düzleştirilmesi ve diş yüzeyi temizliği yapıldıktan sonra sinüs açıklığınınolduğu bölgeye absorbe olabilen jelatin membran uygulanır.absorbe olabilen jelatin membran sağlam kemik üzerine 4-5mm,kök yüzeyini de 2mm kalınlığında DFDBA konur.böylece absorbe olabilen jelatin membran 28
33 ile,dfdba nın sinüs kavitesine geçişi engellendiği gibi sinüs epitelinin migrasyonunu engellemede de geçici bir bariyer oluşturulmuş olur.bir sonraki aşamada ise absorbe olmayan e-ptfe,dfdba nın bulunduğu bölge üzerine kapatılır ve daha önce kaldırılmış tam kalınlıkla flep ile jelatin membranın üstü örtülenerek işleme son verilir.süturleme sonrası fleplerin üzerine bası uygulanmamasına dikkat edilmelidir.hastaya 14 gün boyunca kullanması için 4x1 250 mg Ampisilin ve 4x1 60 mg psödoefedrin hidroklorid ve 2x1 klorheksidin glukonat verilir.8 hafta sonra absorbe olmayan bariyer membran (e-ptfe)çıkarılarak flep ile bölge tekrar kapatılır.(9) Monokortikal Kemik Greftiyle Kapatma Yöntemi Ciddi maksiler atrofili hastalarda implant öncesi sinüs tabanı yükseltilmesi standart bir işlemdir ve maksiler sinüs sağlam ve enfeksiyonsuz tutulur.oroantral fstülde,sadece yumuşak dokuyla kapatma,schneiderian membranını yükseltme işlemini bozabilir.sinüs membranının bozulmasını engellemek için kemik sinüs tabanının total rejenerasyonu gerekir.bu yeni cerrahi teknik maksiler sinüs ve nazal kavite arasında bilinen fistülü olan hastalarda,kronik oroantral fistüllerin kapatılmasında,sonraki konvansiyonel sinüs lifting operasyonları için basamak oluşturmak amacıyla oroantral fistülün kapatılmasında,açıkta kalan kök yüzeyleri boyunca uzanan oroantral açıklıkları kapatmada,oldukça avantajlı sonuçlar verir.(9) Bu uygulamada çeneden alınan otojen monokortikal kemik bloğu ile tedavi yapılması amaçlanmıştır.bu yöntemin uygulanabilmesi için hastalar şu kriterlere uymalıdır: - Maksiller sinüs içine uzanan komşu kök yüzeyi boyunca ve uygunsuz diş çekimi sonrası oroantral fistül - Oroantral fistül ve planlanmış sinüs taban yükseltmesi 29
34 -Kapatmak için çok sayıda başarısız atakla kronik oroantral fissür gelişimi Teknik Bir trefinle düzensiz defektler mümkün olan en küçük yuvarlak şekle standardize edilir.çeneden defektin iç çapına uygun,monokortikal blok grefti trefinle alınır,sonra greft defekte bastırılır.baskı ile stabilizasyon sağlanamazsa,küçük plaklar veya vidalarla internal fiksasyon sağlanır.yumuşak doku kapatılması için,rehrmann flebi kullanılır.sütütrler 1 hafta sonra alır.planlanmış sinüs lfting in yapılacağı zaman mini plaklar çıkartılır.sinüs kapatma işleminden 6-12 ay sonra cerrahi işlemin başarılı olup olmadığını saptamak için,defekt kenarları BT ile değerlendirilir.(19) Otojen Greft Yöntemi İlk olarak Proctor tarafından tarif edilmiştirproctor açıklığın kıkırdak ile kapatılmasını ve uygulanan kıkırdağın karşıt taraf damak veya alveoler kreten alınmasını önerir.yeterli hacimde olması ve sıkı bir şekilde yerleştirilmesi gerekir.yoksa çevresinde membran oluşmadan oynayıp, düşebilir veya sinüse kaçabilir.bu yöntemin uygulanması için fistül çapının 0.5 cm den büyük olması ve daha önce başka bir yöntemle kapatılmamış olması gerekmektedir.fistüle komşu yumuşak doku kaldırıldıktan ve sinüs mukozası tedavi edildikten sonra,defektli bölgeye iliak kemikten alınan mantar şeklindeki greft yerleştirilir.kemik fazlalıkları düzeltilir ve üzeri bukkal flep getirilerek kapatılır.(9) Resim22:Greft materyalinin uygulanışı (4) Resim23: Vestibüler flep kapatılmış halde(4) 30
35 4.12. Metal Plak Yöntemi Sinüs açılmalarında ve oro-antral fistüllerin kapatılmasında ilk olarak 1952 yılında Budge tarafından tantalyum plak kullanılmıştır.daha sonra Archer sltın plaktan yararlanmıştır.ancak bu tip kapatmalarda daha yumuşak olması,daha kolay şekillendirilebilmesi,kemiğe rahatça adapte edilebilmesi,pratik,etkili ve komplike olmaması nedeniyle altın diskler ve 24 ayar plakalar tercih edilir.önce açılan sinüs tamamen temizlenir.bukkal ve palatinaldeki dişeti komşu dişlere doğru uzanarak 8-12mm serbestleştirildikten sonra U şeklinde hazırlanan plak temizlenmiş alveol üzerine yerleştirilir.ossöz marjinler, mukopeiosteal fleplerin altına metal plağın yerleştirilmesine olanak sağlamak için kemik defektinin çevresi boyunca 360 derece açığa çıkarılmalıdır.mukoperiosteum plak üzerine kapatılarak,karşılıklı dikilir.iki taraf tam yaklaşmayabilir,önemli olan alveol içerisinde oluşacak granülasyon dokusunun ağız ile ilişkisinin kesilmesidir.açıklığın büyüklüğüne ve iyileşmenin hızına göre gün sonra plak alınır.aynı yöntem dişsiz krette de uygulanabilir. Metal plak tekniği ossöz defektin üstünde fiziksel bir bariyer sağlar ve ayrıca mukozal flebi destekleme açısından daha stabil bir platform oluşturur.(5) Bu tekniğin dezavantajı ise metal plağın bir süre sonra uzaklaştırılmasının gerekmesidir.çünkü dokularla ne denli uyum içinde olursa olsun,metalin periostu irrite etmesi ve mukoza perforasyonlarına yol açması olasılığı vardır.(15) Resim24:Metal plak yönteminin uygulanışı(5) 31
36 4.13.Fibrin Yapıştırıcılar İle Kapatma Sağlıklı dokuda ortaya çıkan ve çapı 5mm den küçük perforasyonlar soketin yeterli kan pıhtısı ile dolmasıyla çoğunlukla spontan olarak iyileşebilmektedir.daha büyük perforasyonlarda ise sinüs mukozasında kronik ve irreversible değişikliklerin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla oroantral açıklığın cerrahi olarak kapatılması gerekmektedir.günümüze kadar tedavide basitten komplikeye kadar değişik cerrahi uygulamalar ve teknikler geliştirilmiştir.bununla birlikte uygulanan cerrahi işlemlerin bazı dezavantajları bulunmaktadır.bukkal flep kaydırma tekniğinde vestibül derinlik kaybına neden olunabilirken, palatinal flep metodunda flebin beslenme problemleri yanında palatinal bölgede sekonder iyileşmeye bırakılan açık kemik gibi dezavantajlar bulunmaktadır.diğer taraftan bir oroantral açıklığın cerahi olarak kapatılması, postoperatif dönemde hastada ağrı,ödem gibi bazı konforsuzlukları da beraberinde getirecektir.(20) Son yıllarda cerrahi teknik uygulanmaksızın oroantral fistül kapatmada değişik maddeler denenmektedir.bunlardan biri olan fibrin yapıştırıcılar komplikasyonu yok denebilecek,insan vücudundaki temel pıhtılaşma reaksiyonları incelenerek üretilmiş biyolojik kökenli materyallerdir.tüm cerrahi dallarında değişik amaçlarla yaygın şekilde kullanılmaktadır.kan durdurmada,greft fiksasyonunda,damar ve sinir anastomozlarında,dikiş sağlamlaştırmada,likör boşluğu ve vücut boşluklarının akıntısını önlemedeki başarılı sonuçları bildirilmiştir.ağız cerrahisinde de çekim sonrası kanamalarda, cerrahi çekimlerde, protetik ve paradental cerrahide,sinüse açılan fistülün kapatılmasında,kök ucu rezeksiyonunda, kist, tümör gibi çene kemiğindeki patalojik defektlerde kullanılmaktadır.1985 de Stazjcic ve arkadaşları, küçük oroantral açıklıkları kapatmak için liyofilize fibrin yapıştırıcı kullanmışlardır.araştımacıların uyguladıkları bu metod flebin 32
37 kaldırılmasını gerektirmediğinden, skatrizasyon sonucu tamir için gerekli lokal dokuların yetersiz kaldığı vakalarda oldukça avantajlıdır.araştırmacılar yeni oluşmuş oroantral açıklık veya kronik oroantral fistül bulunan 17 hastanın 16 sında fibrin adeziv ile başarılı sonuçlar aldıklarını bildirmişlerdir.enfekte sinüs mukozasının temizlenmesini takiben sinüse tampon yerleştirmek yerine fibrin yapıştırıcı uygulayan Metren ve arkadaşları da 20 hastanın hepsinde başarılı sonuçlar elde ettiklerini,kanama problemiyle karşılaşmadıklarını bildirmişlerdir.(21) Fibrin yapıştırıcılar esas olarak 5 temel maddeden oluşurlar. 1)Fibrinojen:Tüm fibrin yapıştırıcıların ana komponentidir.fibrin polimerin ana ünitesidir.aktive olmuş trombositler bağlanarak oluşturduğu üç boyutlu ağ yapısı ile kalıcı pıhtıyı oluştururlar.insan plazması kökenlidir. 2)Trombin:Ca ++ iyonları varlığında fibrinojeni fibrine çevirerek koagülasyonda anahtar rol oynar. 3)Faktör XIII:Fibrin pıhtısı içinde çapraz bağların oluşmasını sağlar. 4)Aprotinin:Doğal olarak oluşan,geniş etkili bir proteaz enzimidir.fibrin pıhtısının plasmin aracılığı ile oluşan hızlı erimesini geciktirir.hemostazı uyararak ve pıhtıyı stabilize ederek fibrin yapışmasının sağlanmasında rol oynar.(9) Normalde otojen kan pıhtısı, kan hücrelerinden zengindir ve mikrooganizmalar için ideal bir besi ortamı sağlar.ayrıca kendi retraksiyonunda dolayı kemikten sıyrılarak direncini kaybeder.halbuki bu yeni fibrin yapıştırıcı madde ile doğal fibrinojenlerin ve faktör XIII ün zenginliğinden,sellüler elemanların eksikliğinden dolayı stabil ve bakteriolize karşı dirençli bir koagel meydana gelmektedir. Fibrin yapıştırıcıların yara iyileşmesi üzerindeki olumlu etkileri vaskülarizasyon ve granülasyon dokusu oluşumunu hızlandırmalarına bağlıdır. Ayrıca doğal kan pıhtısı ile kıyaslandığında fibrin yapıştırıcının enfekte olma riski 33
38 daha düşüktür.fibrin yapıştırıcılar hiçbir enflamatuar veya yabancı cisim reaksiyonuna sebep olmadan birkaç gün içinde tamamıyle rezorbe olmaktadır.fakat preparatlar doğal insan plazmasından elde edildiğinden dolayı viral hastalıkları bulaştırma riski göz ardı edilmemelidir. Tissucol hemostatik,doku yapıştırıcı ve yara iyileşmesine katkıları nedeni ile tercih edilmektedir.tissucol özellikle çeşitli antikoagülan kullanan hastalarda tedaviye ara verilmeden cerrahi müdahale şansı verdiği için çok iyi sonuçlar sağlamaktadır.içeriğindeki fibronektin,trombin,faktör XIII gibi bileşenleri ile doku tamirini karakterize eden biyolojik işlemlerin modülasyonuna yardımcı olmaktadır.fizyolojik bir materyal olduğu için dokuda minimal bir iltihabi reaksiyon oluşturmaktadır.bu teknik sırasında hastalarda maksiler sinüste enfeksiyon olmamasına dikkat edilmelidir.tissucolün hazırlanması için fibrin adeziv ile Aprotinin solüsyonu 500 ünitelik trombin ile de kalsiyum klorid solüsyonu karıştırılarak fibrinotermde 37C ye kadar ısıtılarak karışmaları sağlanır,daha sonra her iki solüsyondan da eşit miktarda enjektöre çekilir.enjektörün ucu alveoler soket veya fistül yolunda yukarıya antrumun tabanına doğru yerleştirilir.antrum tabanının birkaç mm aşağısından olacak şekilde karışım enjekte edilir.enjektör yavaş yavaş dışarıya doğru çekilerek kavitenin tissucol ile dolması sağlanır.hastaya 5 gün oral antibiyotik verilir. Fibrin yapıştırıcılar ile kollagen kullanımı: Bazı uygulamalarda fibrin yapıştırıcıyı destekleyecek maddeler gerekmekte olup bu amaç için kullanıma sunulan malzemelerin hepsi uygun değildir.redl ve SCHLAG yaptıkları çalışmada sıvı alımı,yaş durumda doku gerilimi,taşıma kolaylığı,dokuyla reaksiyona girme yeteneği açısından Tissucol ile 34
39 uyum sağlayabilecek en iyi kollageni araştırmışlardır. Sonuçta tissucol ile en uyumlu kollagen olarak Collaplug ı tercih etmişlerdir. Klinik olarak Collapug ın kurşun tipinde yapılması hem taşınma hem de kullanım kolaylığı sağlamaktadır.sinüs perforasyonlarında kullanılan collaplugın kurşun tipinde yapılması hekime kullanım kolaylığı sağlamaktadır.ayrıca iyi bir sıvı absorbsiyonunun yanı sıra hemostaziste,kontrpl soketlerine göre daha hızlı sağlanmaktadır.yapılan bir çalışmada kollagenin nontoksik bir materyal olduğu,vücutta çok iyi tolare edildiği saptanmış olup dokularda herhangi iltihabi cevap görülmemiştir.çene cerrahisinde biyolojik madde olarak kollagen başlangıç kemik yedek maddesi olarak kullanılmaktadır. Hemostatik ajan olarak kollagenin trombositlerin yoğunlaşmasına ve güçlü bir pıhtı oluşmasına neden olduğu bilinmektedir.(22) Liyofilize Dura Mater ve Faysa Lata İle Kapatma Değişik flep tekniklerinin yanı sıra zaman içerisinde sinüsün ağza olan açıklığını kapatmada değişik materyallerden yararlanılmıştır.teknolojinin ilerlemesiyle alloplastlardan liyofilize dura 1954 de ve bunun solventde kurutulmuş tipi 1973 de kullanıma sunulmuştur.biyouyumluluğu ve immun tolerans sınırlarının genişliği,bu maddenin tıbbın birçok sahasında kullanılma şansını arttırmıştır.dura mater greftlerinin kalın olduğunun ve sert olduğunun düşünülmesi daha ince ve yumuşak bir kollagen materyal olan faysa lata nın kullanıma sokulmasına sebep olmuştur.ankara Üniversitesi Ağız,Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof.Dr.Orhan Güven yaptığı bir çalışmada bir grup hastada dura materi,bir grup hastada ise faysa latayı kullanmış,aralarında bir fark gözlenmemesine rağmen ameliyat esnasında fistül bölgesine adaptasyon,gerekli 35
SİNÜS PERFORASYONLARI VE TEDAVİLERİ
T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş Ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı SİNÜS PERFORASYONLARI VE TEDAVİLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Uğur TURAN Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Turgay
DetaylıSUTURASYON UMKE.
SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun
DetaylıENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.
DetaylıMAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ
MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ Trigeminal Sinirin Dalları N. ophthalmicus N. maxillaris N. mandibularis Maksiller Sinirin Dalları N. infraorbitalis N.zygomaticus N.alveolaris superioris anterioris N.alveolaris
DetaylıKalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği
Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 5.Hafta (13-17 / 10 / 2014) 1.KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ 2.)YARA KAPATMADA GEÇİCİ ÖRTÜLER 3.)DESTEK SAĞLAYAN YÖNTEMLER Slayt No: 7
DetaylıFLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç
FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş
DetaylıTDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma
TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi
DetaylıGÖMÜLÜ DİŞLER. Dişlerin gömülü kalma nedenleri
GÖMÜLÜ DİŞLER Dişlerin gömülü kalma nedenleri 1. Evrim Teorisi: İnsanlar yüz yıllar içerisinde daha yumuşak gıdalara geçiş yaptıkları için evrimleşerek çene kemiklerinde küçülme meydana gelmesi sonucu
DetaylıDiagnostik Görüntüleme ve Teknikleri
Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik görüntüleme ve teknikleri, implant ekibi ve hasta için çok amaçlı tedavi planının uygulanması ve geliştirilmesine yardımcı olur. 1. Aşama Görüntüleme Aşamaları
DetaylıMAKSİLLER SİNÜSTE BİR YABANCI CİSİM OLARAK KANAL GÜTASI ÖZET
G.U. Dişhek. Fak. Der. Cilt VIII, Sayı 1, Sayfa 173-179 1991 MAKSİLLER SİNÜSTE BİR YABANCI CİSİM OLARAK KANAL GÜTASI Yrd. Doç. Dr. Selçuk BASA* Dt. Mehmet KÜRKÇÜ** ÖZET Maksiller sinüste yabancı maddelere
DetaylıProf. Dr. Gökhan AKSOY
Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler
DetaylıMAKSİLLER SİNÜSÜN ODONTOJEN AÇILIMI VE TEDAVİLERİ
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı MAKSİLLER SİNÜSÜN ODONTOJEN AÇILIMI VE TEDAVİLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Moumin NTELİ CHOUSEİN Danışman Öğretim
DetaylıBiyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler
F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida
DetaylıORO-ANTRAL FİSTÜLLER VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız,Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı ORO-ANTRAL FİSTÜLLER VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Hüseyin ÇEÇEN Danışman Öğretim Üyesi:
DetaylıİMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI
İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI Prof. Dr. HALDUN İPLİKÇİOĞLU İmplant vakaları neden sınıflandırılmalıdır? İmplantoloji yüksek düzeyde bilgi ve deneyim gerektiren bir alandır. Bu konuda çalışmalar
DetaylıBurun yıkama ve sağlığı
Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.
DetaylıPEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ
PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ
Detaylıhasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi
hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday
DetaylıÖZET. Maksiller Sinüs Anatomisi
ÖZET İlk olarak 17. asırda bir İngiliz anatomist olan Nathaniel Highmore tarafından tanımlanmış olan maksiler sinüs, anatomik lokalizasyonu ve üst dişlere olan yakın komşuluğu nedeniyle dişhekimliği ve
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği
DetaylıKEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM
DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ
DetaylıBASAMAKLI DİŞ PREPARASYONU
BASAMAKLI DİŞ PREPARASYONU Prof. Dr. HASAN NECDET ALKUMRU Basamaklı diş kesiminde kendi geliştirdiğim yöntem olan dişin önce bir yarısının prepare edilerek kesim miktarının gözlenmesi ve olası hataların
DetaylıSİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI
SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri
Detaylı21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi
21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların
DetaylıAÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ
AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik
DetaylıRadyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel
Radyolüsent GörüntG ntü Veren Odontojenik TümörlerT Dr.Zuhal Tuğsel Ameloblastoma Odontojenik epitelden kökenli yavaş büyüyen, iyi huylu bir tümördür. Herhangi bir yaşta görülür, literatürde sözü edilen
DetaylıYARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger
YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük
DetaylıÜST ÇENE ÖN BÖLGEDE TEK DİŞ EKSİKLİĞİNDE İMPLANTLARIN YERİ VE ÖNEMİ
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı ÜST ÇENE ÖN BÖLGEDE TEK DİŞ EKSİKLİĞİNDE İMPLANTLARIN YERİ VE ÖNEMİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Gülsen KİRAZ Danışman Öğretim
DetaylıKRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp
KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Hatice Gökalp KAFATASI KAFA KAİDESİ MAKSİLLA MANDİBULA Kartilajın doku oluşumudur kartilajdan kemik oluşmasıdır Undiferansiye mezenşimal
Detaylıİmplantın Uygulanabilirliği İmplantlar belirli bir kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant öngörülen bölgede çene kemiğinin
2 Dental İmplantlar Dental implant eksik olan dişlerin işlevini ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve kemikle uyumlu malzemeden yapılan yapay diş köküdür. Köprü ve tam protezlere
DetaylıEtkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.
KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin
DetaylıGenel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar
Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz
DetaylıBETATOM EMAR GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ DENTO MAKSİLLO FASİYAL RADYOLOJİ BİRİM
GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ DENTO MAKSİLLO FASİYAL RADYOLOJİ BİRİM Betatom da Morita Veraviewepocs 3D Model CP80 kullanılmaktadır Dijital panoramik röntgen Dijital sefalometrik röntgen 3 Boyutlu hacimsel
DetaylıOnkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler
Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Dr. Lütfi Eroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim Dalı Mastektomi ile ilgili ameliyatların tarihsel süreci
DetaylıDersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış
PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,
DetaylıDental Kemik Cerrahisinde İleri Teknikler. Prof. Dr. Mustafa Sancar Ataç Doç. Dr. Seda Özturan. Kadavra Uygulamalı Dental Cerrahi Kursları DKC 01
DKC 01 Kadavra Uygulamalı Dental Cerrahi Kursları Dental Kemik Cerrahisinde İleri Teknikler Prof. Dr. Mustafa Sancar Ataç Doç. Dr. Seda Özturan DrVesta.com vyg.com.tr VESTA Kurs Etiket No: DKC01TR Dental
DetaylıSabit Protezler BR.HLİ.011
Sabit Protezler Beyin Tümörleri Sabit Protezler Sabit Protez Nedir? Sabit protez, eksik veya aşırı derecede madde kaybı görülen dişlerin, renk ve dokusuna benzer malzeme kullanılarak yerine konması işlemidir.
DetaylıKaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar
YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon
Detaylı(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ
ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma
DetaylıYARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL
YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.
DetaylıSıklık oranlarına göre çenelerde gömülü kalma sıralaması
Dr. Levent Vahdettin Gömülü Dişler Sürme yaşı tamamlandığı halde normal oklüzyonda yerini alamamış kemik ve yumuşak doku içerisinde bütünüyle veya kısmen kalmış olan dişler gömülü diş olarak tanımlanmaktadır.
DetaylıRektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.
REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en
DetaylıAlper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA
Hastanın Anatomik Yapısı ile tam uyumlu, Temporomandibular eklem (TMJ-Alt çene eklemi) Protezi Geliştirme, Tasarım ve Üretimi 40 Biyo/Agroteknoloji 14 Tıp Teknolojisi Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA
DetaylıSınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri
Dr. Levent Vahdettin Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Ortodontik tedavilerin başlıca hedeflerinden biri de yüz estetiği ve güzelliğini sağlayıp, geliştirmektir. Yüz profilindeki değişiklikler,
DetaylıKırık, Çıkık ve Burkulmalar
Kemik bütünlüğünün bozulmasına kırık denir. Kırıklar darbe sonucu veya kendiliğinden oluşur. Kapalı ve açık kırık çeşitleri vardır. Kapalı Kırık: Kemik bütünlüğü bozuktur, ancak deri sağlamdır. Açık Kırık:
DetaylıDOÇ.DR. NİLSUN BAĞIŞ PERİODONTAL ALETLER PERİODONTAL ALETLER
Periodontal tedavide kullanılan aletler spesifik amaçla dizayn edilmiş; periodontal hastalıkların teşhisi, kalkulus uzaklaştırılması, kök yüzey temizliği, periodontal dokuların küretajı, ileri cerrahi
DetaylıREVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No
REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Hazırlama Komitesi Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü 1/5
DetaylıTABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU
TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU Tanım: Süt ineklerinde çoğunlukla arka bacakların lateral, seyrek olarak ön bacakların medial tırnaklarında lokalize olan, boynuz tabakasının erozyonu ile
DetaylıPROTEZ ÖNCESİ CERRAHİ AĞIZ HAZIRLIĞI
T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı PROTEZ ÖNCESİ CERRAHİ AĞIZ HAZIRLIĞI BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Uygar BAKŞİ Danışman Öğretim Üyesi: Doç.
DetaylıFONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ
FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dişlerin oklüzal yüzlerindeki anatomik oluşumların, mandibula hareketleri ile fonksiyonel uyum içinde şekillendirilmeleri.
DetaylıProf. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı
E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı Devitalizan Maddeler Ağrılı bir pulpayı, devital hale getirmek için çeşitli maddeler kullanılagelmiştir. Hızlı bir etki göstererek pulpayı birkaç gün içinde
DetaylıBurun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!
On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10
DetaylıTanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı
Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru
DetaylıDr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı
Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,
Detaylı17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması
10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 32.Hafta ( 04 08 / 05 / 2015 ) NAZOGASTRİK SONDA UYGULAMASI Slayt No : 44 Nazogastrik Tüp Uygulama Amaçları Zehirlenmelerde zararlı ve toksik maddeleri boşaltmak, Mide
DetaylıEvet. Seri kullanıma girdikten sonra değişik implant tipleri üretilmiştir. Ancak günümüzde en popüler olan implant tipi 'vida' şekilli olanlardır.
İmplantlar (Diş Ekimi) Günümüzde diş implantları, tartışmasız olarak doğal dişlere en iyi alternatiftir. Geleneksel köprü ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlarken, yüzünüzde
DetaylıE.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI
E.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI SIRA NO 1 HİZMETİN ADI (Ağız,Diş ve Çene Radyolojisi Klinik Muayene (Ağız,Diş ve Çene Radyolojisi İSTENEN BELGELER ; 1- SSK, Emekli Sandığı ve Bağkur
DetaylıKanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi- İstanbul
DetaylıÇene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi
Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,
DetaylıZYGOMA. İmplant. Kemik kaybı durumunda kullanılan özel implantlar
ZYGOMA İmplant Kemik kaybı durumunda kullanılan özel implantlar ZYGOMA Zygoma İmplant İleri derecede rezorbe dişsiz maksillaya sahip olan hastalarda cerrahi ve protetik rehabilitasyon oldukça güç olabilmektedir.
DetaylıELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.
SAYFA NO 1/5 TANISAL VE GİRİŞİMSEL DİZ ARTROSKOPİSİ AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat Yöntem: Eklem içerisini gözlemek için, 0.5 cm'lik kesi deliklerinden artroskopinin
DetaylıTemel Esaslar Madde 5- Diş Tabibi Birim Performans Katsayısının Hesaplanması Madde 6 Tablo 1-a
TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMUNA BAĞLI AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZLERİ İLE DİŞ HASTANELERİNDE GÖREV YAPAN PERSONELE BİRİM PERFORMANS KATSAYISININ UYGULANMASINA DAİR YÖNERGE Amaç Madde 1- (1) Bu Yönergenin
DetaylıTRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı
TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,
Detaylıdiastema varlığında tedavi alternatifleri
diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş
DetaylıPROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI Protetik diş tedavisi, dişlerin şekil, form, renk bozuklukları ve diş eksikliklerinin tedavi edilmesinde, fonasyon, estetik ve çiğneme etkinliğinin sağlanmasında etkili
DetaylıCERRAHİ SONRASI YUMUŞAK DAMAK DEFEKTLERİNİN PROTETİK REHABİLİTASYONU. Yavuz ASLAN* Mehmet AVCI** ÖZET
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt VII. Sayı 1, Sayfa 147-152, 1990 CERRAHİ SONRASI YUMUŞAK DAMAK DEFEKTLERİNİN PROTETİK REHABİLİTASYONU Yavuz ASLAN* Mehmet AVCI** ÖZET Bu makalede, cerrahi rezeksiyon sonucunda
DetaylıREVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No
REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5
DetaylıBicon Kısa İmplantlar implant konumlandırma imkanlarını azamiye çıkarır ve greft işlemi ihtiyacını asgariye indirir. 6.0 x 5.7mm. 4.5 x 6.
TM 4.5 x 6.0mm 6.0 x 5.7mm 5.0 x 6.0mm Bicon Kısa İmplantlar implant konumlandırma imkanlarını azamiye çıkarır ve greft işlemi ihtiyacını asgariye indirir. 6.0 x 5.0mm 5.0 x 5.0mm TM İmplant yerleştirmeyi
DetaylıPeriodontal hastalığın başlıca nedeni mikrobiyal dental plaktır. Mikrobiyal dental plak zamanla matris oluşturarak diştaşını meydana getirmektedir.
Prof.Dr.Yaşar Aykaç Periodontal hastalığın başlıca nedeni mikrobiyal dental plaktır. Mikrobiyal dental plak zamanla matris oluşturarak diştaşını meydana getirmektedir. Periodontal tedavinin en önemli amaçlarından
DetaylıGeistlich Combi-Kit Collagen: İdeal Kombinasyon
Geistlich Combi-Kit Collagen: İdeal Kombinasyon Geistlich Bio-Oss Collagen: İdeal Kombinasyon Geistlich Bio-Oss Collagen önemli özellikleri: > Geistlich Bio-Oss yavaş resorpsiyon özelliği sayesinde uzun
DetaylıKADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi
KADAVRADAN ORGAN ALINMASI Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi KADAVRADAN ORGAN ALINMASI Beyin ölümü kararı verilmiş donörlerden (vericilerden) usulüne uygun olarak başka kişiye nakledilmek üzere organların
DetaylıŞaşılık cerrahisi onam formu
Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün
DetaylıKan Kanserleri (Lösemiler)
Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci
DetaylıİMPLANT. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu
İMPLANT Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu İMPLANT NEDİR? İmplant, herhangi bir nedenden dolayı kaybedilen dişlerin, fonksiyon ve görünüşünü tekrar kazandırmak amacıyla, kişinin çene kemiğine yerleştirilen, kişinin
DetaylıCerrahi Prosedür. Silhouette Lift Süturlar Mid-face (Orta Yüz) Cerrahi Prosedür
Cerrahi Prosedür Silhouette Lift Süturlar Mid-face (Orta Yüz) Cerrahi Prosedür Silhouette Lift Süturlar Silhouette Lift süturun mid-face de (orta yüz) kullanımı FDA tarafından onaylıdır. Silhouette Lift
DetaylıAksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı
Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü
DetaylıPAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ
24.02.2014 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ Yrd. Doç. Dr. Enhoş: Protez Yapıştırıcıları Dikkatli Kullanın Özellikle damak protezi kullanan hastalarda en sık karşılaşılan sorunlardan birisi tutuculuktur. Protezin
DetaylıOROHEKS % 0,2 ORAL SPREY
OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.
DetaylıHisar Intercontinental Hospital
Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan
DetaylıOrta Kulak İltihabı (Otitis Media)
Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı
DetaylıEK-3 DİŞ FİYAT LİSTESİ DİŞ TEDAVİLERİ FİYAT LİSTESİ KODU İŞLEM ADI AÇIKLAMALAR FİYAT TL
EK-3 DİŞ FİYAT LİSTESİ DİŞ TEDAVİLERİ FİYAT LİSTESİ SIRA NO KODU İŞLEM ADI AÇIKLAMALAR FİYAT TL 1. TEŞHİS VE TEDAVİ PLANLAMASI 1 D300000 Diş hekimi muayenesi 22.00 TL 2 D300001 Konsültan dişhekimi muayenesi
DetaylıKANAMA DURDURUCU TIBBİ CİHAZ
TM KANAMA DURDURUCU TIBBİ CİHAZ KULLANMA TALİMATI Türkiye Yetkili Satış ve Dağıtıcısı Eko-Zon Halk Sağlığı ve Çevre Danışmanlığı www.eko-zon.com.tr TM AÇIKLAMA: itclamp TM cerrahi müdahale yapılıncaya
DetaylıFORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt IV, Sayı 1, Sayfa 67-74, 1987 FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ Tayfun ALAÇAM* Foramen apikale bütün olgularda kök apeksinin merkezinde yer almamaktadır.
DetaylıÖN ÇAPRAZ BAĞ ZEDELENMELERİ
ÖN ÇAPRAZ BAĞ ZEDELENMELERİ Diz eklemi çepeçevre bağlarla desteklenen ve cildin altında kaslarla çevrili olmadığı için de travmaya son derece açık olan bir eklemdir. Diz ekleminde kayma, menteşe ve dönme
DetaylıPLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ
PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle
DetaylıKAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline
DetaylıProf. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı
Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı İÇERİK 1. Kuvvet Kaynakları A. Doğal Kuvvet Kaynakları B. Mekanik kuvvet Kaynakları 2. Ortodontik Kuvvet Özellikleri
DetaylıÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.
ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda
DetaylıPROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ
PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı
DetaylıTablo 1-a. Tablo 1-b %5 1,00 %3-4,99 0,95 %1-2,99 0,90 <%1 0,85
TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMUNA BAĞLI AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZLERİ İLE DİŞ HASTANELERİNDE GÖREV YAPAN PERSONELE BİRİM PERFORMANS KATSAYISININ UYGULANMASINA DAİR YÖNERGE Amaç Madde 1- (1) Bu Yönergenin
DetaylıAKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ
AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu
DetaylıDİŞ ÇEKİMİ. Pulpa Hastalığı: Endodontik tedavinin uygulanamadığı veya yetersiz olduğu durumlarda diş çekilir. Bu durumlar şöyle özetlenebilinir:
DİŞ ÇEKİMİ Diş Çekim Endikasyonları Diş Çürüğü, Periodontal hastalık, Pulpa hastalığı, Dişin apeksinde patoloji olması, Radyoterapi öncesi, Fokal enfeksiyon kaynağı dişler, Çene kırığı hattındaki dişler,
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıBEL AĞRISI. Dahili Servisler
BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı
DetaylıSINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?
SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI? Doç. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD. tbeyzade@superonline.com Diz Osteoartriti Kıkırdak Lezyonları A la Carte
DetaylıOTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM
OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM DENSITY PLATELET GEL ONARICI TIPTA
DetaylıLokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi
Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal ileri evre akciğer kanserli olgularda cerrahi tedavi, akciğer rezeksiyonu ile birlikte invaze olduğu organ ve dokuların rezeksiyonunu
DetaylıMENİSKÜS ZEDELENMELERİ
MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki
Detaylı