Hasan Ali Toptaş Romanı na Yıldız Eceveit Bakışı Üzerine Bir Değini. Eleştiri kavramının tanımını yaparken, çok geniş anlam alanlarına uzanabilmek

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Hasan Ali Toptaş Romanı na Yıldız Eceveit Bakışı Üzerine Bir Değini. Eleştiri kavramının tanımını yaparken, çok geniş anlam alanlarına uzanabilmek"

Transkript

1 A. Alper Akçam ELEŞTİRİDE ÖZNELLİK* Hasan Ali Toptaş Romanı na Yıldız Eceveit Bakışı Üzerine Bir Değini Eleştiri kavramının tanımını yaparken, çok geniş anlam alanlarına uzanabilmek olanaklıdır. Eleştirel bir metinde, birçok hareket noktasından, ayrı bakış açılarından metnin çözümlemesi yapılabilir, metne öznel ve özgür yorumlar getirilebilir. Metnin edebi yorumu da diyebileceğimiz eleştirinin özgün ve özgül olması, zaten a priori, tartışılmaz bir varlık durumudur. Eleştiri metni, öncelikle, gönderge nesnesi olarak ele aldığı metni çoğaltmaya, yeni okuma ve anlamlandırma olanakları yaratma işleviyle yükümlü olmalıdır. Eleştiri metninin, eleştirilen metnin yazar uslamlaması ve niyetiyle birebir örtüşme zorunluluğu elbette yoktur... Husserl in kurucusu olduğu fenomenolojiden Heiddeger in varlığın yorumbilgisi ne, Gadamer in Truth and Method da işlediği edebiyat metninin anlamının nasıl açıklanabileceğine, yazarın niyetinin anlamla ilgisine, nesnel anlama olası mıdır? sorusuna, Amerikalı yorumbilgici Hirsch in yazarın olası anlamı kapsamına, alımlama estetikçisi Wolfgang İser in metnin kodlarıyla anlam arasında kurduğu ilişkiye, metnin biçimci, yapısalcı, toplumbilimcil, psikanalitik, postyapısalcı, yapıçözümcü, feminist parçalanışlarına kadar birçok değişik eğilim ve yöntemle, eleştiri kavramı enine boyuna çekiştirilmiş, eleştiri anlayışı, her aşamada yeni bir anlam boyutu kazanmıştır. Ancak, eleştiri metninin olanakları ve sınırtanımazlığı metnin sınırları ve haklarıyla en azından koşut ilişkiler içinde olmalıdır. Umberto Eco nun deyişiyle, yorumun sınırları metnin haklarıyla örtüşmelidir. 1

2 Hasan Ali Toptaş ve Yıldız Ecevit Romantizmi Birçok dergi yazısında ve Türk Romanında Postmodernist Açılımlar adlı kitabında Hasan Ali Toptaş la ilgili ayrıntılı yorumlar yapan Yıldız Ecevit in Varlık Dergisi Mart 2006 tarihli sayısında Yok Olmanın Estetiği ya da Türk Romanında Bir Romantik başlıklı bir yazısı yayınlandı. Dergideki altnottan anlaşıldığına göre, söz konusu yazı, Hasan Ali Toptaş ın Gölgesizler romanının önümüzdeki aylarda yayınlanacak Almanca baskısına sonsöz olarak kaleme alınmıştır... Yıldız Ecevit in hemen tüm eleştirel değerlendirmeleri, edebiyat alanında ısrarlı ve karşıt konumda kategoriler ayrıştırmaya dayanmaktadır. Sınırları belirsiz bir kavram olan, her türlü kategorizeleştirmeye karşıymış gibi duran, belirsizlik, bilinmezcilik çevresinde örülen postmodernist anlayışı eleştirel tavrının odağında tutar Yıldız Ecevit; bir yandan da ısrarcı ve inatçı kategoriler kurar Yazılarında sıkça eleştirdiği Lukacs ı bu bakımdan çok gerilerde bırakmıştır. Lukacs ın yıllarında yazdığı Roman Kuramı adlı yapıtının 1962 deki basımına yazdığı önsözde estetik kategorilerin tarihselleştirilmesi çabasında Hegel den bile daha ileri gitmiş olduğuna değinerek bir tür özeleştiri yapmış olması, tam da burada oldukça ironik bir durum oluşturmaktadır! (Georg Lukacs, Roman Kuramı, Önsöz, Çeviri Cem Soydemir, Metis Eleştiri İlk Basım, Mart 2003 ) Yıldız Ecevit, estetik kategorileri tarihselleştirmese de, yazarları kategorilere ayırarak, özellikle yıldızı parlayan edebiyatçıları toplumbilimci çözümlemeler ardındaki bazı edebiyat çevrelerinin etki alanından kurtarma çabası içindedir. Y. Ecevit e göre, Türk romanı, 1970 li yılların başına kadar bireyin iç dünyasına ve romantizme uzak kalmıştır. Türk edebiyatı yıllarca dışladığı, hatta sözcük olarak estetik bağlamda değersiz anlamında kullandığı romantizmi içine sindirmekte uzun süre zorlanır (agy) der Yıldız Ecevit ve Türk edebiyatındaki avangardist biçimciliğe ve bireyciliğe savaş açmış bir edebiyatçılar kuşağının hâlâ varlığını sürdürmekte olduğundan yakınır. Aslında Yıldız Ecevit in bu girişte kimi hedef aldığı çok anlaşılmıyor olmakla birlikte, yazının sonraki bölümünde bir alışkanlığını yineleyerek, her fırsatta kara çalmaktan büyük haz duyduğu köy romanı na yüklenince işin toplumcul ve siyasi boyutu açığa çıkmış olur. Ona göre köy romanı uzun 2

3 yıllar Türk edebiyatını ambargo altında tutmuştur, böylece bireyin iç dünyası göz ardı edilmiştir. Yıldız Ecevit in oldum olası tümdengelimci ve tümevarımcıdır. Bütün köy romanları ve gerçekçi edebiyat kötüdür, ambargocudur, tamamen yok edilmesi, edebiyat dünyasının dışına atılması gerekmektedir. Yıldız Ecevit in bunca öfkelenmesine, yakınmasına hiç gerek yoktur aslında Yazın dünyamıza Anadolu grotesk halk kültürünü, karnaval geleneklerini, hatta çoğul dili taşıyan, sanat ve estetiği köy okullarına, odalarına kadar ulaştırmayı başarmış köy romanı çoktan kültür endüstrisinin ve Y. Ecevit benzeri öznelci, kategorileştirme, olumsuzlama ustası edebiyatçılarımızın da katkılarıyla, okunmaz, aranmaz, hatta bulunmaz olmuş, tarih sayfalarını boylamıştır. Köy romanının yerini, televizyon dizileri, monolojik iktidar dilinin tapınma törenleri çoktan almıştır (böylesi popüler kültürel öğeler Y. Ecevit i rahatsız etmezler! Tersine, mistik ve teolojik yorumlamaları pek sever -Orhan Pamuk ve Metin Kaçan yorumlarında olduğu gibi-). Bu alan başka bir tartışmanın konusu olabileceğinden burada sözü uzatmanın çok anlamı olmadığı inancındayız. Yıldız Ecevit in edebiyatı kategorileştiren ve gerçekçi yazına karşı neredeyse kışkırtıcı bir biçem taşıyan yorumları ilginç dayanaklar üzerine kurulmuştur. Ona göre, grotesk, 20. Yüzyıl romanının gerçeği yabancılaştırmak için kullandığı gözde tekniklerden birisidir. (Orhan Pamuk u Okumak, İletişim Yayınları 2004, 1. Baskı, s. 194). Yıldız Ecevit in bu özel grotesk tanımı, Wolfgang Kayser in Resim ve Şiirde Grotesk (1957) adlı yapıtındaki groteske yönelik çözümlemelerle örtüşür. Kayser, yabancılaşma unsurunun altını özellikle çizer: Grotesk, yabancılaşmış bir dünyadır. ( ) Kayser in tanımı groteskin sadece belli modernist tezahürlerine uygulanabilir; Romantik döneme tamamen uymaz, grotesk in gelişiminin daha önceki evrelerineyse hiçbir şekilde uygulanamaz. (M. Bahtin, Rabelais ve Dünyası, s. 76) M. Bahtin, grotesk üzerine ayrıntılı bilgiler verdiği Rabelais ve Dünyası adlı yapıtında, romantik ve modernist formlar tarafından yabancılaşmış bir dünya olarak tanımlanan grotesk kavramının bu kullanımının, groteskin gerçek doğası ile uyuşmadığını, groteskin 3

4 halk mizah kültürü ve karnaval ruhunu yansıtmadığını anlatır. Y. Ecevit in Hasan Ali Toptaş a giydirmeye çalıştığı romantik gömlek, groteskin bu kaynağı dışına taşmış zortlamasıyla ilgili olsa gerek Grotesk terimi ilk kez 15. yüzyılın sonunda önceden bilinmeyen bir Roma süslemesi olarak ortaya çıkmıştır. İtalyanca Grotta kelimesinden gelen sözcükle, hayalci, özgür, oyuncu bir estetik anlayış tanımlandırılmış, bu anlayışın, ortaçağ halk gülmece kültürünün yarattığı bir imgeler sistemini de yansıttığı aydınlatılmıştır. Kırım daki Miletos kolonisi Kerç te bulunan çömlek koleksiyonundaki ihtiyar hamile acuze kadının gülüyor olması groteskin doğumla ölümü bir araya getiren, zaman içinde devinimi sağlayan değiştirici, yenileştirici gücünü gözler önüne sermektedir. Polo kardeşlerin seyahatnamesinde geçen, Arabalar, üzerlerinde yüzleri doğuya çevrik, göbekleri önünde bir kupa taşıyan taştan kadınlar la süslenmiş mezarlar da grotesk süslemenin eski bir örneğidir. Pagan kültürden başlayarak tüm antik kültür, Rönesans romanı (özellikle Rabelais romanı), 16., 17. yüzyıl yazınında kullanılan, sanatla hayat arasındaki o geçiş noktasında duran gözde öğedir grotesk. Don Kişot un pisboğaz Sanço Panço su, berber tasından miğferi, şato olan hanları, ordu olan koyun sürüleri, asil leydi olan fahişeleri Cervantes in romanında kullandığı groteskin bilinen yazınsal görüntüleridir. Grotesk, tüm dünyada halk kültürünün, binlerce, onbinlerce yıldır yaşattığı, gerçeklik sınanmasında, gerçekliğe ulaşmada kullanılan en güçlü imge kaynağıdır. Dünyanın alışılagelmiş resminde doğanın krallıklarını ayıran sınırlar, cesurca ihlal ediliyordu. Burada artık bitkilerin, hayvanların tamamlanmış biçimlerinin, tamamlanmış ve durağan bir dünyadaki hareketi yoktu; onun yerine varoluşun içsel hareketinin ta kendisi, bu bir biçimden ötekine geçişlerde, varoluşun her daim yarım kalan karakterinde ifade bulmuştu. Bu süsleme oyunu, sanatsal hayal gücünde büyük bir hafiflik ve özgürlüğü, şen, neredeyse gülen bir iplerinden kopuşu serbest bırakmıştı. (M. Bahtin, Rabelais ve Dünyası, s. 60) Groteskin kullandığı gülünçleme ile sanatsal imge zaman içinde devinim kazanmakta, zamandaşlık ve yaşama yakınlık, değişimin, yenileşmenin gücü duyumsanmaktadır. 4

5 17. ve 18. yüzyılın ilk yarısında, sanat ve edebiyatta egemen olan klasik düşüncenin etkisiyle, halk mizah kültürüyle ilişkili görülen grotesk büyük edebiyattan dışlandı. Aşağı komik düzeye indirgendi 18. ve 19. yüzyıllarda, soğuk akılcılığı, resmi, şekilci bir mantığa dayalı yararcı otoriter düşünceyi temsil eden Aydınlanmacılığa karşı bir tür tepki olarak ortaya çıkmış romantizmse, yeni bir grotesk anlayışı geliştirdi. Romantik grotesk mahrem bir salon özelliği kazanmıştır. Yoğun bir dışlanma duygusunun egemen olduğu bireysel bir karnavala dönüşmüştür. Gülme soğuk bir mizah anlayışına, ironi ve iğneleyici yergiye indirgenmiştir. Gülmenin yeniden hayat veren olumlu gücü en aza düşmüştür. 20. yüzyılda grotesk iki ana gelişim hattında yeniden canlandı Genel anlamda söylersek iki ana gelişim hattı vardır. Bunlardan birincisi modernist hattır (Alfred Jary); bu hat çeşitli düzeylerde romantik gelenekle ilişkilidir ve varoluşçuluk etkisi altında evrimleşmiştir. İkinci hat ise gerçekçi grotesktir (Thomas Mann, Bertold Brecht, Pablo Neruda ve diğerleri); bu hat, gerçekçilik geleneği ve halk kültürüyle ilişkilidir; kimi zaman karnaval biçimlerinin doğrudan etkisini yansıtır, Neruda nın eserlerinde olduğu gibi. (M. Bahtin, Rabelais ve Dünyası, s. 74). Bahtin e göre romantik evrede bile karnaval kökenine bağlı temel unsurların çok eski zamanlarda ait oldukları o fevkalade bütüne ait belli bir belleği sürdürmüşlerdir. Yıldız Ecevit in groteski bir gerçek yabancılaştırması tekniği olarak tanımlaması 2. Dünya Savaşı yıllarında Avrupa da egemen olan Kayserci yorumun ürünüdür. Kayser in grotesk dünya tanımları, daha en baştan, yazarın sadece kendisinin gördüğü o kasvetli ve dehşet verici tonlarıyla bizi şaşırtır. Aslında kasvet, Romantik döneme kadar, bu dünyanın gelişimine tamamen yabancı bir şeydir. Daha önce gösterdiğimiz gibi, karnaval ruhuyla dolu olan ortaçağ ve Rönesans groteski, dünyayı karanlık ve dehşet verici olan her şeyden kurtarır; bütün korkuları alır götürür, dolayısıyla tamamen neşeli ve ışıklıdır. Gündelik hayatta korku veren her şey, eğlendiren, gülünç canavarsılıklara dönüşür. (M. Bahtin Rabelais ve Dünyası, s. 75) Hasan Ali Toptaş ın yapıtlarının neredeyse matrisini, ana dokusunu oluşturan grotesk imgeler, groteskin tarihsel ve sosyal kaynağına, halk kültüründeki yapılanışına, Bahtin in tanımladığı iki ana gelişim hattından ikincisine, gerçekçi groteske yakın 5

6 düşmektedir. Toptaş yazınsallığında, kız kaçıran ayılar, yaşlı dilenci Kevser le anlatıcı çocuk sevişmeleri, gölgelerin canlanması, gülünçlükler, tuhaflıklar birbirini kovalar. Yıldız Ecevit in Türk romanının oldum olası birey iç dünyasına ve romantizme uzak olduğu yargısı kendi bireyci öznelci tavrının bir gösterisinden başka bir şey değildir. 19. yüzyıl sonlarından başlayarak edebiyat dünyamız hem romantizmle hem birey iç dünyasıyla hep içli dışlı olagelmiştir. Edebiyat dünyamızın kurucusu sayılan Tanzimatçılar ın en büyük esin kaynağı Fransız romantikleriydi. Hatta Avrupa da 19. yüzyılın gerçekçi temsilcileri diye bilinen Dickens, Balzac, Stendhal gibi romancılardan değil de, baba ve oğul Dumas lardan, Hugo ve Lamartine den etkilenmeyi seçmeleri de buna bağlıdır. Çünkü bir bakıma, Batı da da romantik roman, ampirik pozitivist bilgi kuramı öncesi yazılan romansların ardalanındaki apriorist, idealist bilgi kuramına daha yakındır; oysa gerçekçi roman, 18. yüzyıl Batı düşününe egemen olan ampirist, pozitivist bilgi kuramının ilkelerini izler. (Jale Parla, Babalar ve Oğullar, Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri, İletişim Yayınları, 3. Baskı, İstanbul 2002, s. 14.) Türk yazın tarihi, Tanzimat tan başlayarak günümüze kadar romantizmin, aşkın kahraman tasarımının, birey iç dünyasının ağırlıkla önde tutulduğu bir yol izleyegelmiştir. Halit Ziya Uşaklıgil den Ahmet Hamdi Tanpınar a kadar birçok edebiyatçının yapıtlarında, birey iç dünyası, anlatıcı uslamlaması ile, ayrıntısıyla işlenmiştir. Geçen asrın sonunda yetişen Servet-i Fünûn (1865 ten sonra doğanların etrafında toplandığı mecmuanın adı) romancıları memlekette realist roman tekniğini ve psikolojik araştırmayı getirmişlerdi. Yukarıda Halit Ziya Uşaklıgil in Mai ve Siyah ından bahsetmiştik. Bu muharririn yine Goncourt Kardeşler e az çok yakın olan Aşk-ı Memnu adlı romanı, sadece realist teknik ve psikoloji itibariyle bakılırsa, her zaman için mükemmel sayılabilecek bir eserdir. (Ahmet Hamdi Tanpınar, Edebiyat Üzerine Makaleler, Dergâh Yayınları, Yedinci Basılış, Ekim 2005, s. 121). Köy romanıysa, cumhuriyet kuruluşuna kadar insan yerine konmamış halk yığınlarının iç dünyasını ve grotesk halk kültürünü yazın alanına taşımaya çaba göstermiştir. Yıldız Ecevit ir romantik şampiyonluğa oturttuğu Hasan Ali Toptaş ın kendisinin en çok etkilendiğini söylediği yazarlardan birisi de Bekir Yıldız dır. 6

7 Toplumcu gerçekçi edebiyatın öncülerinden sayılan Sabahattin Ali nin Alman romantiklerinin, Schiller in etkisinde olduğu herkes tarafından bilinir. Kahramanlarını alabildiğine özgür bırakmış Orhan Kemal de birey içselliğinin işlenmemiş olduğunu söyleyebilir mi Yıldız Ecevit? Yazın tarihimiz nesnel bir bakışla ele alındığında, çeşitli yazınsal eğilimlerin birbiriyle bağlar kurabildikleri, kimi yazarlarımızın birçok eğilimin birden etkisinde kalmış, ya da bilinçli bir seçimle değişken biçemler kullanmış olruklarını görebiliriz. Kişicil kanımın da, yazınsallığa yakışanın, değişkenlik, yenileşme olduğunu bir ara not olarak bildirmek isterim. Yıldız Ecevit tarafından gecikmiş romantizmin Türk edebiyatındaki en bilinçli temsilcisi olarak saydığı Hasan Ali Toptaş ta romantizmin hangi aşkın kahramanı, hangi öznelci tutumu vardır acaba? Tam tersine, Hasan Ali Toptaş ın kahramanları, Yıldız Ecevit in de saptadığı gibi kılıktan kılığa girer, bireyden bireye dönüşürler. Ben anlatıcının - ve kuşkusuz başkalarının kalıptan kalıba girdiğini, metindeki birçok kişinin özde aynı kişi olma olasılığı taşıdığını fark edecektir. (Yıldız Ecevit, Varlık, Mart 2006, s 47). Her şeyin ( ) birbirine karışıp birbirinde yaşadığı (Gölgesizler, s. 155) bir dünyayı anlatır Toptaş ın metni. Tavukların tavuk oldukları bile kuşkuluydu neredeyse, ağaçlar hayvansı bir duruşun sınırlarına girmişti; çiçek açarken her an böğürüp meleyebilir ya da avludan fırlayıp sokaklarda salkım saçak koşabilirlerdi. (Gölgesizler 31) - Y. Ecevit, agy Hasan Ali Toptaş ın anlatıcı romantik aşkınlığıyla yapılanmış hangi birey iç çözümlemesini saptamış Yıldız Ecevit? Hasan Ali Toptaş, tam da Bahtin in Dostoyevski metinlerinde gösterdiği gibi insanları durmaksızın devindirerek, birbirleriyle anlatıcı kulağına çalınmış iç sesleri aracılığıyla temasa geçirerek, özel bir biçimde konuşturarak, onların iç dünyalarını görünür kılar; romantiklerin yaptığı gibi uzun iç çözümlemelerine dalarak değil Dostoyevski nin temsilini daha yüksek anlamda gerçekçiliğinin başlıca görevi addettiği insan ruhunun derinlikleri ancak yoğun bir hitap edimi içinde açığa vurulabilir. İç insan üzerinde hâkimiyet kurmak, onu yansız bir analiz nesnesine dönüştürerek kavramak ve anlamak mümkün değildir; onunla bütünleşerek, onunla empati kurarak ona hükmetmek de mümkün değildir. Hayır, ona yalnızca diyalojik olarak hitap edilerek yaklaşılabilir ve ancak bu yolla açığa vurulabilir 7

8 daha doğrusu, kendisini açığa vurmaya zorlanabilir. Dostoyevski nin anladığı şekliyle iç insanın resmedilmesi ancak onun bir başkasıyla olan sesli söyleşisinin (communion) resmedilmesiyle olanaklıdır. İnsandaki insan ötekiler için olduğu kadar kişinin kendisi için de yalnızca söyleşide, bir kişinin bir diğer kişiyle etkileşiminde açığa çıkarılabilir. (M. Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 336) Hasan Ali nin kahramanları aralarında öyle çatır çatır konuşuyor almasalar da, birbirleriyle ve aynı düzlem üzerinde yer aldıkları anlatıcıyla müthiş ve sürekli bir ilişki durumundadırlar. Bir yandan, bir uçtan mutlaka birbirilerine dokunurlar; bitmez tükenmez bir etkileşim, buluşma, karşılaşma telaşı içindedirler. Toptaş ın yapıtlarında da Kafka nın yapıtlarını andırır biçemde, yarı ciddi yarı komik karnavalcı türlere özgü sinsi bir gülme, tüm metne sızmıştır. Kafka nın Dava sında mahkeme binasında çamaşır yıkayan kadınlarıyla, Şato da yanına ulaşılması olanaksız şato memurunun yatağında otururken uyuyakalan kadastrocu kahramanıyla, tuhaflıklar, uygunsuzluklar cirit atarken Hasan Ali Toptaş ın Gölgesizler romanı da ayının bir kızı kaçırmış olduğunu duyuran gazete haberiyle noktalanır! Roman boyunca Güvercin adlı kızın kimin tarafından kaçırıldığı bulunmaya çalışılmıştır!... Hasan Ali Toptaş, çoksesli yapıtlar vermiş, diyalojiyi önde tutmuş bir Anadolu karnavalı yazarıdır. Yıldız Ecevit in de son yıllarda unutmuş olsa da bir zamanlar övgüyle söz ettiği (Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, Bahtin, s. 47, 48, 131, 143; karnavallaştırma, s. 47, 73) Bahtin in karnavalcı roman kuramı ışığında, karnavalcı halk kültürü geleneğini sürdüren grotesk imgelerle yoğrulmuş yapıtlar vermiştir Toptaş Toptaş ın romanlarında kullandığı diyalojik dil, anlatı uzamları, anlatıcının kahraman ve karakterleriyle, kahramanlarının birbirleriyle kurdukları ilişkiler, yazınla yaşam arasındaki köprüleri onarma kavgası veren canlı öğeler olarak hep hareket halindedir. Toptaş kahramanları bir evrimle göstermezler, söylemlerinin amacı bir tekil sonuca varmak, bir senteze ulaşmak değildir. Ne anlatıcısının ipiyle inilebilir kuyuya, ne kahramanları sağlam pabuçtur. Ana öğe, anlatım telaşı, her şeye, her olguya dokunma, değme kaygısıdır. Tuhaflıklar bir araya gelir, uygunsuz birleşmeler yaşanır, hiçbir 8

9 nesnenin, hiçbir düşüncenin dokunulmazlığı yoktur. Sefalet doğalcılığıyla işbirliği yapmış tuhaflıklar hakikat sınamacılığı için yarış durumundadır. Anlatı metni, oraya buraya koşturmaktan yorulur, ter kan içinde kalır; ama arkasında, duran, değişmeden kalan bir tek korkulu, kuşkulu karanlık bırakmadan, geçtiği her yeri şenlikli imgelerle aydınlatarak, anlattığı her ânı durmaksızın işleyen bir kehanet parodisi ile olağan zamandan çekip çıkararak, kendi özel romansal zamanı içinde kutsar, yaşamın ölümsüzlüğünü ya da ölümün yaşamsallığını duyurur tüm evrene. Toptaş romancılığında, her kahramanın neredeyse ayrı bir anlatıcı olduğu ve genel anlatıcıyla aynı haklara sahip bulunduğu karnavalcı anlatı örgüsü (syuzat), anlatılan öykünün (fabula) hep önündedir. Yıldız Ecevit in ele aldığımız yazısında yorumladığı Gölgesizler romanındaki köy meydanı, muhtarlık odasının önü, berber dükkânı yaşamı gözleyen ve hiç kimsesizlik duygusuna kapılmayan, kasvetin, kederin giremediği bir karnaval yeri gibidir. Anlatı hep kamuya açık alanlarda, eşik mekânlar^da geçer. Her an Batı da karnaval geleneğinin sürmesinde belirli zaman dilimleri olan Deliler Bayramı, Eşek Bayramı kutlanacak, ya da Anadolu daki Köse Oyunu, Han Oyunu oynanacak, toplanmış insanlar bir Kepçehatun gezdireceklerdir... Bir köşede birisi Keloğlan masalı anlatmaktadır, başka bir alanda bir Karagöz gösterisi hazırlanmaktadır. Sahnesiz, perdesiz, herkesin katıldığı bitmeyen bir oyundur Gölgesizler romanı. Evlerin duvarları, çatıları yoktur sanki; herkes her an herkesin görebileceği açık, görünebilir bir yaşam sürmektedir. Zaman zaman içine girilip çıkılabilen kapalı alanlar, evler, odalar var olsa bile, bu yerler de ortaoyununun Dükkân ve Yeni Dünya denen tel kafesli, herkesin görebileceği, tüm gizlerin ve gizlenmelerin ancak göreli olabildiği kamuya açık mekânlar dır. Hasan Ali nin tüm roman kahramanlarını birer nesne, cisimleşmiş, somutlanmış birer varlık olarak imgelemde yaşatabilmenin olanağı yoktur. Onlar yalnızca konuşur, anlatırlar... Nesnel bir varlığa sahip değildirler sanki; kolları, bacakları, yüzleri, bedenleri konusunda neredeyse en küçük bir bilgi kırıntısı vermezler. Kendilerinden söz etmeyi sevmezler, birer sözden, söylemden oluşmuş gölge varlıklardır ki, gölgesiz dirler... Metnin 9

10 her satırında, her tümcesinde, yazarın her kalem oynatışında, bir özgürlük kısıtlanma sanısı doğacaktır, bir hedef, bir son gösterilecektir de o âna kadar yapılmış, özgürce anlatılmış her şey yok olup gidecektir sanki; öyle bir tedirginlik, ürkeklik sezilir. Bir kuşku, bilgisizlik, bilinçsizlik, bilinmezcilik değil, gerçeğin çoğul karakterini zedeleme, örseleme kaygısı içindedir sözcelem. Özel adlar, nesne betimlemeleri, beden tanımlamaları olmasa da olur Toptaş anlatısında... Kahramanlar da, olay örgüsünde adı geçmiş tüm nesneler de, içinde yaşadıkları dünya gibi bir ânı bir diğer ânını tutmayan, gülünç, şeytansı, sevimli yaratıklardır. Yazarın, anlatıcının kendilerine biçtikleri roller umurlarında değildir sanki; onlar evrenin kuruluşundan bu yana bağımsız birer anlatıcı olarak var olmuşlar, var olmayı da sürdüreceklerdir. "Dostoyevski'nin başlıca kahramanları, tam da Dostoyevski'nin yaratıcı tasarımının doğası gereği, yazar söyleminin nesnesi değildirler yalnızca, bunun yanı sıra kendi dolaysız söylemlerinin öznesidirler de. (M. Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 49) H. Ali Toptaş kahramanları da karnaval yaşamının herkese ve her şeye dağılmış, her benlikte kendisine yer bulabilmiş parçalarıdır... Müthiş bir şeydi tabii bu; artık gözlerimi kime çevirsem mutlaka ona ait bir renge, bir kıpırtıya, bir şekle ya da kokuya rastlayabiliyordum. Alaaddin ne yapıp edip un ufak parçalanmıştı da, kimse kendisini bulamasın ve bilemesin diye, tıpkı güzellik ya da çirkinlik gibi bütün insanların varlığına biraz biraz dağılmıştı sanki. Belki de ben sokaklarda yana yakıla dolaşıp onu tastamam bir gövde halinde bulmaya çalışırken, o olanca parçalanmışlığıyla her köşeden bana bakıyordu. Elleri, bütün insanların ellerindeydi sözgelimi; o ellerin salınışında, görünüşünde, ceplere girip çıkışında, bir şeylere uzanışında, irkilip aniden geri çekilişinde, ya da ne bileyim, para alışında, para verişinde, para sayışında ve bir başka eli (daha doğrusu başka elde yaşayan öteki parçasını) kimi zaman dostça, kimi zaman sinsice, kimi zaman da ezip suyunu çıkaracakmış gibi sertçe sıkışındaydı. (Bin Hüzünlü Haz, 2. Basım, Adam Yayınları, İstanbul 2000, s. 49) Hasan Ali Toptaş ın romanlarında karnavalcı yaşamın öğeleri olan tuhaflıklar, gülmece öğeleri birbirini kovalar. Hasan Ali Toptaş taki tuhaflıklar ve komiklik gösterileri, romantizmin ve modernizmin birilerine tepeden bakıp dalga geçen, aşağı gören bireyciliğinin gülmesi gibi değildir. Anlatıcıyı da kapsayan genel bir gülme karnavalı 10

11 yaşanmaktadır. (...)Çünkü tam da tanımı gereği karnaval tüm insanlara aittir, evrenseldir, karnavalın teklifsiz, samimi temasına herkes katılmalıdır. (M. Bahtin, agy, s. 246) H. Ali Toptaş ın yapıtlarındaki zamansal imgelem tam bir karnavalcı karmaşa içindedir. Zaman ne ilerler, ne geriler, ne de olduğu yerde durur. Zaman ileri geri sıçramalarla, aynı yere doğru dönen kırılmalarla hem her yere gider, hem hiçbir yere varmaz bir işleyiş içindedir....adeta tarihsel zamandan dışlanmış gibidir ve kendi özel karnaval yasalarına göre akıyordur ve sınırsız sayıda köklü değişim ve metamorfozu kendinde barındırabilir. (M. Bahtin, Dostoyevski nin Budala romanı üzerine, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, s. 248) Hasan Ali Toptaş ın romanlarındaki örgü içinde tüm insanlar ve nesneler, herkeste, her şeyde, gizlenmiş, üstü örtülmüş, baskılanmış gerçeklikleri, duygulanımları bulup çıkarmak, hakikate bir yakın temas sağlamak için çırpınan birer akarsu gibidirler. Önüne çıkan her şeyi, her eşyayı, her benliği okşar, deşeler, onun içinde, hep var olduğunu bildiğimiz bu tözü gün ışığına çıkarmaya çabalarlar... "Orayı düşünmemek elimde değildi zaten; henüz nereye kaybolduğu anlaşılamayan Güvercin'den aklını yitirerek karın neden yağdığını sorup duran Cennet'in oğluna, bekçiye, Rıza'ya, hangi kızın saçına okuyup üflediğini bilmeyen imama, hâlâ ilçeden dönemeyen muhtara, hatta yıllar önce nereye gidip yıllar sonra nereden geldiği bir türlü çözülemeyen Cıngıl Nuri'den eviyle muhtarlık arasında iskelet eskisi gibi dolaşıp duran Reşit'e, tenindeki yangınla samanlığı ateşe veren Hacer'e ve atın ayakları altında ezilen Ramazan'a kadar herkes içimdeydi. Bir anlamda bu, benim de onların içinde olmam demekti aslında; ola ki, Reşit'in bir tutam saç istediği o kızdım şimdi; adım Gülbeden'di ve pencerenin önündeki sedire oturmuş, gözlerim damların üstünden yükselen tahta minarede, içimden bir gün önceki akşamı geçiriyordum. Hüzün karası saçlarımı kesip Reşit emminin avuçlarına bıraktığım akşamı... (Gölgesizler, s ) Karnavalcı yaşam ve anlatıya özgü canlılık, sürekli devinim, anlatının her boyutuna uzanmaktadır. Yurttan Sesler Korosu nun ardından oyun havaları başlamıştı; şimşir kaşık şakırtılarıyla kahveyi genişlete genişlete kocaman bir harman yerine dönüştüren oyun havaları... Sazlar tam ağıda duracak ya da bozlaklara yönelecekmişçesine zamanı ağdalaştırmışken, ansızın 11

12 kıvrak dille bir kaval sürüsünü peşlerine takıp mendil bahçesi gibi dalgalandırıyorlardı. (Gölgesizler, s. 62) Karnavalcı edebiyatın ana öğelerinden olan sefalet doğalcılığı yla organik birleşim kurmuştur Hasan Ali... Olay örgüsünü genellikle toplumun en aşağı katmanları arasına oturtur. Kahramanları, karakterleri yoksul, düşkün, kimi kez toplum dışına itelenmiş kişilerdir. Karakterler arasındaki ilişkilerde sosyal ayrımın hiç önemi olmadığı gibi yaşın, bedensel durumun da önemi yoktur. Arzular gemlenmemiş, bir dizilime sokulmamış, toplumsal bir baskıya uğramamışlardır. Toplumsal hiyerarşi altüst edilmiştir. Kayıp Hayaller Kitabı nın 177 ile 182. sayfaları arasında, hiç duraksamadan, tam beş sayfa noktasız süren anlatıcı çocuk düşünde, toplayıcı, yoksul ve yaşlı bir kadınla çılgın bir erotizm yaşanır. Anlatıcı çocuk düş-düşlem-gerçeklik arası bir yerde, loş bir karanlıkta, eski bir yapıda toplayıcı yaşlı kadın Kevser le birliktedir. Ortalıkta her türlü imgenin kendisini özgürce geliştirebileceği bir loşluk, kuşkulu bir hava vardır. Kevser in hareketleri, gidip gelen sesler arasında anlatı başka düşlemlere doğru kayar. Anlatıcının Kevser le birlikte girdiği yatakta, Kevser cici bici giysileriyle ak güvercinler gibi süzülür kimi zaman, kimi prenseslere dönüşür. Kimi zaman da hikâyedeki ala köpek gelir eşikleri atlayarak. Kalem, yazar, dizgici imgeleri, şimdi, geçmiş, düş iç içe geçmiştir. (...) bu sırada Kevser in eli deli bir alev gibi kürek kemiklerimin arasından akıp önce belime, sonra da kalçalarıma dokundu ve dayanamayıp ben de onun aynı yerlerine aynı şekilde dokundum; ve dokununca ona değil de sanki ben çoktan kayıplara karışmış binlerce tozlu hikâyenin çıplaklığına dokunmuş gibi oldum ve içimden belki de Kevser, bana binlerce hikâye tadında gözüken, belleklerden silinmiş tek bir hikâyedir dedim; sonra sarılıp inanılmaz bir şehvetle öptüm bu hikâyenin en karanlık kuytularını ben ve o da uzanıp olanca unutulmuşluğu, yıpranmışlığı ve ayrıntılarıyla beni öptü; sonra ben öpüldükçe öpüp öptükçe öpülürken artık ağır ağır Kevser kıvamında kıvranıp duran bu hikâyenin ta kendisine dönüştüğümü düşündüm ve bir yandan ellerimle ıslak mı evet fena halde ıslak bir vadinin baş döndürücü derinliklerine doğru ilerlerken (Hasan Ali Toptaş, Kayıp Hayaller Kitabı, Adam Yayınları, İstanbul 1999, s. 181). 12

13 Yıldız Ecevit Varlık taki yazısını bitirirken şöyle diyor: Sanatın merceğinden geçerken kırılan gerçekliğin Gölgesizler deki bu kurgusal dünyası, determinist anlayışın görüngüler dünyasıyla teke tek örtüşmez ama metnin organik dokusuna sinmiş olan yalnızlık/iletişimsizlik/ yabancılaşma ruhu çağın gerçeğini tüm çıplaklığıyla aktarmaktadır. (Y. Ecevit, agy). Bu anlatım, Ecevit in bireyce öznelci tarzının doruk noktasıdır sanki. Hasan Ali Toptaş ın metinlerinde, Y. Ecevit in deyimiyle yalnızlık/ iletişimsizlik/ yabancılaşma nın aktarılması değil, insanla yaşamı arasına girmiş, endüstiyel kültürün, kapitalizmin anılan öğelerine karşı müthiş bir savaşım, çoğulculuk, kaynayan bir iletişim, bildik tanıdık kılma, görüş alanına çekme çabası sergilenir. Hasan Ali Toptaş metinlerinde yapılacak yüzeyel bir gezinti ile, Yıldız Ecevit yorumları karşılaştırıldığında, romantik olanın Hasan Ali Toptaş değil de Yıldız Ecevit olduğu, Yıldız Ecevit in iflah olmaz bir öznel romantizm içinde bulunduğu kolayca görülebilecektir. Yıldız Ecevit in övgü dolu yorumlarının, aslında şaşkın ördeğin yavrularını ezmesinden çok da farklı sonuçlar doğurmadığı kanısındayım. Tıp öğrencilerinin kulaklarına küpe edilmiş bir sözü ona da anımsatmakta yarar var: primum non nacare! (hiç olmazsa zarar verme!) Kaynakça Georg Lukacs, Roman Kuramı, Metis Eleştiri 1. Basım, 2003, Jale Parla, Babalar ve Oğullar ( Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri), İletişim Yayınları, 3. Baskı, İstanbul 2002, Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, Çev.: Çiçek Öztek, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2005 Mihail Bahtin, Dostoyevski Poetikasının Sorunları, Çev.: Cem Soydemir, Metis Eleştiri, İstanbul 2004 Yıldız Ecevit, Yok Olmanın Estetiği ya da Türk Romanında Bir Romantik Varlık Dergisi Mart 2006 Yıldız Ecevit, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İletişim Yayınları, İstanbul 2001 Yıldız Ecevit, Orhan Pamuk u Okumak, İletişim Yayınları, İstanbul 2004 Ahmet Hamdi Tanpınar, Edebiyat Üzerine Makaleler, Dergâh Yayınları, Yedinci Basılış, Ekim 2005, 13

14 Hasan Ali Toptaş, Bin Hüzünlü Haz, Adam Yayınları 2. Basım, Mart 2000 Hasan Ali Toptaş, Kayıp Hayaller Kitabı, Adam Yayınları, 1. Basım, Kasım 1999 Hasan Ali Toptaş, Gölgesizler, Adam Yayınları, 1. Basım, İstanbul Edebiyat ve Eleştiri, s , Haziran

Alper Akçam. Türk edebiyatının köy romanı, Anadolu köylüsünün ezilmişliğini sınıfsal bir eğilimle

Alper Akçam. Türk edebiyatının köy romanı, Anadolu köylüsünün ezilmişliğini sınıfsal bir eğilimle Alper Akçam Hasan Ali Toptaş ve köy romanı Türk edebiyatının köy romanı, Anadolu köylüsünün ezilmişliğini sınıfsal bir eğilimle anlatmak gibi güdümlü bir amaçla yola çıkan siyasal renkli bir roman türüdür.

Detaylı

YILDIZ ECEVİT İN ORHAN PAMUK İNDİRGEMECİLİĞİ ÜZERİNE BAHTİNCİ BİR YAKLAŞIM

YILDIZ ECEVİT İN ORHAN PAMUK İNDİRGEMECİLİĞİ ÜZERİNE BAHTİNCİ BİR YAKLAŞIM Alper AKÇAM ELEŞTİRİDE ÖZNELLİK -2-* YILDIZ ECEVİT İN ORHAN PAMUK İNDİRGEMECİLİĞİ ÜZERİNE BAHTİNCİ BİR YAKLAŞIM Eleştiri metni, göndergesini keyfi ve zorlama kategorilere sığdırmaya uğraştığında, metnin

Detaylı

Ecevit, Yıldız, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İstanbul 2001, İletişim Yay.

Ecevit, Yıldız, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İstanbul 2001, İletişim Yay. Ecevit, Yıldız, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İstanbul 2001, İletişim Yay. Yard. Doç. Dr. S. Dilek YALÇIN-ÇELİK Türk eleştiri tarihinde, çağdaş Türk edebiyatı konusunda yapılmış akademik incelemelerin

Detaylı

ORHAN PAMUK DİLİ NDE EDEBİYATIMIZIN SIĞ KIYILARI * Oğuz Demiralp in Orhan Pamuk dili üzerine söyledikleri, edebiyat ortamımızın

ORHAN PAMUK DİLİ NDE EDEBİYATIMIZIN SIĞ KIYILARI * Oğuz Demiralp in Orhan Pamuk dili üzerine söyledikleri, edebiyat ortamımızın ALPER AKÇAM ORHAN PAMUK DİLİ NDE EDEBİYATIMIZIN SIĞ KIYILARI * Oğuz Demiralp in Orhan Pamuk dili üzerine söyledikleri, edebiyat ortamımızın nicedir çekmekte olduğu, tanısı çok önceden konmuş olsa da kimsenin

Detaylı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz: METİN ÇÖZÜMLEME METİN NEDİR? Bir olayın, bir duygunun bir düşüncenin yazıya dökülmüş haldir. Metin öncelikle yazı demektir. Metin kavramı aynı zamanda organik bir bütünlük demektir Metin kavramı öncelikle

Detaylı

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI 1- MAKALE Herhangi bir konuda öne sürülen bilgi görüş ve düşünceleri kanıtlamaya yönelik yazı türüdür. Yazan öne sürdüğü görüş

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : Temel Bilgiler Hazırlayan : Prof. Dr. Rıza FİLİZOK Bir anlatıyı (récit ), hikâyeyi yazan kişidir. YAZAR = Yazar, yaşayan yahut yaşamış olan gerçek bir şahıstır! Yazarın hitap ettiği

Detaylı

... SINIF TEMA ESASINA DAYALI YILLIK PLAN TASLAĞI

... SINIF TEMA ESASINA DAYALI YILLIK PLAN TASLAĞI ... İLKÖĞRETİM OKULU TÜRKÇE İ... SINIF TEMA ESASINA DALI YILLIK PLAN TASLAĞI 1. TEMA: DOĞA VE EVREN TEMEL DİL BECERİLERİ VE 1. Okuma kurallarını uygulama: 1.5 2. Okuduğu metni anlama ve çözümleme: 2.1,

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 1 2 2 2 3 2 4 2 1 2 2 2 3 2 4 2 KONU ADI KAZANIMLAR 1. İletişim sürecini oluşturan ögeleri ve iletişimde dilin işlevini belirler. 2. Dil ve kültür arasındaki ilişkiyi 1.

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI SORU-1) Gazete çevresinde gelişen öğretici metin türleri nelerdir? Yazınız.(10 Puan)

Detaylı

A. Alper AKÇAM. İnsanın kendine sunulmuş yaşam hakkını birey olarak geri çevirmesi, onun dışına

A. Alper AKÇAM. İnsanın kendine sunulmuş yaşam hakkını birey olarak geri çevirmesi, onun dışına A. Alper AKÇAM İNTİHAR ve EDEBİYAT* İnsanın kendine sunulmuş yaşam hakkını birey olarak geri çevirmesi, onun dışına çıkması anlamına gelen intiharın edebiyatla ilgisi, edebiyatın yaşamla ilgisi bağlamında

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 2

Detaylı

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ŞİİRLER 10 Kasım geldi işte Üzgünüz biz milletçe Atatürk! ü anarız O bizim kalbimizde 10 Kasım geldi işte Koşarız Anıtkabir e Atatürk ü anarız

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III Bölüm I Çocuk Edebiyatı ve Gelişimle İlgili Temel Kavramlar 15 Fiziksel (Bedensel)Gelişim 20 İlk Çocukluk Döneminde(2-6)Fiziksel Gelişim 21 6-12 Yaş Arası Fiziksel Gelişim 23 12-18

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Yapısalcı Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Yapısalcı Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri A) Kahraman biyografisinin yapısal çözümleme modelleri

Detaylı

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK DİLİ 2 TKL 202 4 2 + 0 2 2 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Secaattin Tural 2. Doğum Tarihi : 15.07.1966 3. Unvanı : Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Kırklareli Üniversitesi Derece Alan Üniversite Lisans Türk Dili

Detaylı

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014 BİLİMKURGU: BAŞKA BİR VAROLUŞ MÜMKÜN Bilimkurgu bir bakışa göre Samosata lı Lukianos tan (M.S. 2. Yüzyıl) bu yana, başka bir bakışa göre ise 1926 yılında yayımcı Hugo Gernsbeack in scientifiction kelimesini

Detaylı

Kendi tarihimiz ve kültürümüz konusunda kaygılara düşüyoruz. Acaba ben mi

Kendi tarihimiz ve kültürümüz konusunda kaygılara düşüyoruz. Acaba ben mi BURDUR 2007 Kendi tarihimiz ve kültürümüz konusunda kaygılara düşüyoruz. Acaba ben mi bellek yitimine uğradım, diyoruz Milliyetçilik, Ulusalcılık, Kemalizm, derin devlet, faşizm Boğaziliçi hocalarımızının

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri Kurucuları ve Okullar ( W. Wundt Okulu,

Detaylı

Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler

Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler AHMET HAMDİ TANPINAR (1901-1962) Öz-saf şiir akımın en büyük temsilcilerinden olan Tanpınar roman ve hikayelerinde ise daha çok psikolojik çözümlemelere, ruh tahlillerine

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

MESAJIN ULAŞMASI SÖZ SES BEDEN DİLİ %93

MESAJIN ULAŞMASI SÖZ SES BEDEN DİLİ %93 MESAJIN ULAŞMASI SÖZ %7 SES %93 BEDEN DİLİ BEDEN DİLİNDE İLETİŞİM Sözsüz mesajlar, jestler, göz ve baş hareketleri, beden duruşu, yüz ifadeleri, mesafe, temas gibi BEDEN DİLİ ÖGELERİYLE ifade edilir. Bu

Detaylı

II) Hikâye Dışı düzlemi

II) Hikâye Dışı düzlemi HİKÂYE ETME DÜZLEMLERİ Prof. Dr. Rıza FİLİZOK Günümüz edebiyat araştırmalarında yeni bir bilim anlayışının derin izleri vardır. Özellikle yapısal metin analizinde artık temel kavramlar görecelilik ve fonksiyon

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979. 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979. 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER 2. Doğum Tarihi: 11.10.1979 3. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili Ve Edebiyatı Marmara 2000 Y. Lisans Yeni Türk Edebiyatı Marmara

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

Tüm çocukluğu, gençliği, yokluklar, yoksulluklar içinde geçmiş bir deniz insanı

Tüm çocukluğu, gençliği, yokluklar, yoksulluklar içinde geçmiş bir deniz insanı ALPER AKÇAM ÖTEKİNİN DİNMEYEN ARZU SUNDA YÜCELEN YAZAR: SARIKASNAK TA VECDİ ÇIRACIOĞLU * Tüm çocukluğu, gençliği, yokluklar, yoksulluklar içinde geçmiş bir deniz insanı Yaşamını sürdürebilmek için, ekmek

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

Yüksek Topuk Gölgesinde Hayatlar

Yüksek Topuk Gölgesinde Hayatlar Yüksek Topuk Gölgesinde Hayatlar Kadın ve erkek yaratılıştan bu yana birbirinin yarısı olarak kabul edilir. Bu elmanın birbirine hiç de benzemeyen iki yarısı, her anlamda birbirlerinden oldukça farklıdır.

Detaylı

Deniz, insan yaşamının ve düşüncesinin temel metaforlarından suyu temsil eden en

Deniz, insan yaşamının ve düşüncesinin temel metaforlarından suyu temsil eden en ALPER AKÇAM DENİZİN DİBİNDE BİR SARIKASNAK Deniz, insan yaşamının ve düşüncesinin temel metaforlarından suyu temsil eden en güçlü imge kaynağıdır. Ancak, soyut olarak sudan daha geniş değişkenlik gösteren

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

Alper AKÇAM li yıllara kadar, romanımızın birincil sorunsalı Batılılaşma dır. Yazarlarımızın

Alper AKÇAM li yıllara kadar, romanımızın birincil sorunsalı Batılılaşma dır. Yazarlarımızın Alper AKÇAM KUYUCAKLI YUSUF A KARNAVALCI BİR BAKIŞ 1950 li yıllara kadar, romanımızın birincil sorunsalı Batılılaşma dır. Yazarlarımızın Batılılaşma sorununa yaklaşımlarında öne çıkan da, kendi duruş ve

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

Müze eğitiminin amaçları nelerdir? Müze eğitiminin amaçları nelerdir? Sergilenen nesnelerle insanlar arasında köprü kurarak nesnelerin onların yaşantıları ile bütünleşmesini sağlamak; Nesnelerin maddi ve ideal değerleri ile algılanması

Detaylı

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya Yazar Selma Baş ISBN: 978-605-2233-13-9 1. Baskı Temmuz, 2018 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 277 Web: grafikeryayin.com Kapak, Sayfa Tasarımı, Baskı ve

Detaylı

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ MAYIS AYI PSİKOLOJİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA YARDIMSEVERLİK Çocuklar küçük yaşlarda özellikle 3 yaşına kadar oldukça benmerkezci ve kendilerine yönelik

Detaylı

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; TASARIM ve ESTETİK ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; Plato( İ.Ö. 427-347) her alanda kusursuzu arayan düşünce biçimi içersinde nesnel olan mutlak güzeli aramıştır. Buna karşın, Aristoteles in (İ.Ö.

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU CUMHURİYET

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

Üfürüm sözcüğü, tıp dilinde kalbin çalışması sırasında duyulan ve çoğu kez. hastalık belirtisi sayılan sesleri tanımlamak için kullanılır.

Üfürüm sözcüğü, tıp dilinde kalbin çalışması sırasında duyulan ve çoğu kez. hastalık belirtisi sayılan sesleri tanımlamak için kullanılır. ALPER AKÇAM KÖY EDEBİYATI ÜZERİNE ÜFÜRÜMLER! Üfürüm sözcüğü, tıp dilinde kalbin çalışması sırasında duyulan ve çoğu kez hastalık belirtisi sayılan sesleri tanımlamak için kullanılır. Kalpten kan pompalanırken,

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ OKUMA KÜLTÜRÜ (5 EYLÜL - 21 EKİM) - Konuşmacının sözünü kesmeden sabır ve saygıyla dinler. - Başkalarını rahatsız etmeden dinler/izler. - Dinleme/izleme yöntem ve tekniklerini

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ 1. Sosyoloji Nedir... 3 2. Sosyolojinin Tanımı ve Konusu... 6 3. Sosyolojinin Temel Kavramları... 9 4. Sosyolojinin Alt Dalları... 14

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu YAZMA YOLCULUĞUNDA FARKLI YÖNTEM VE TEKNİKLER Gülsemin Ergün Kucba Türkçe Koordinatörü gulseminkucba@terakki.org.tr B.Aslı P.Şener Türkçe Öğretmeni basakpacaci@terakki.org.tr Yazar olmak istiyorsanız,

Detaylı

Korku. İzleginin İncelenmesi. Sevde Kaldıroglu 12 IB-F

Korku. İzleginin İncelenmesi. Sevde Kaldıroglu 12 IB-F Yer Demir Gök Bakır Romanında Korku İzleginin İncelenmesi Sevde Kaldıroglu 12 IB-F Yer Demir, Gök Bakır yer bakır gök demir kesilmek tamamen tükenmek, bitmek, yoksul duruma düşmek: Yer bakır gök demir

Detaylı

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Çevre, çok geniş kapsama sahip olan bir kavram olduğu için, tek bir tanım yerine bu konuda yapılmış araştırmalarda kullanılan çeşitli tanımları bulunmaktadır. Çevre: İnsanın

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT)

SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT) SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT) HAZIRLAYAN: MERYEM KAYA İlköğretim 6.sınıf öğrencilerine yönelik bir çalışma. NURAY GEDİK BİLGİSAYAR 1 DERSİ 07.12.2012 İÇİNDEKİLER KONU SAYFA NUMARASI Sözcükte Anlam

Detaylı

MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR TEZLİ, TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ GÜZ DÖNEMİ (I. YARIYIL)

MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR TEZLİ, TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ GÜZ DÖNEMİ (I. YARIYIL) MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR TEZLİ, TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 DERS İÇERİKLERİ GÜZ DÖNEMİ (I. YARIYIL) MKC501 MKC503 (Zorunlu) DERS İÇERİKLERİ Kültürel Çalışmaların Kuramsal Temelleri: Kültürel

Detaylı

Zeus tarafından yazıldı. Çarşamba, 11 Mart :05 - Son Güncelleme Perşembe, 27 Mayıs :12

Zeus tarafından yazıldı. Çarşamba, 11 Mart :05 - Son Güncelleme Perşembe, 27 Mayıs :12 Fecr-i Âti edebi topluluğundan sonra 1928 yılında Yaşar Nabi Nayır, Sabri Esat Siyavuşgil, Muammer Lütfi Bahşi, Kenan Hulusi Koray, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok gibi biri

Detaylı

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti SİNOPSİS Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk, 2012 de İstanbul da, 2008 yılında yayınladığı Masumiyet Müzesi romanı ile aynı adı taşıyan bir müze açar. Müzenin içindeki eşyalar, romana konu olan ve

Detaylı

A. Alper AKÇAM KARA KİTAP A BİR KARNAVAL BAKIŞI

A. Alper AKÇAM KARA KİTAP A BİR KARNAVAL BAKIŞI A. Alper AKÇAM KARA KİTAP A BİR KARNAVAL BAKIŞI Kara Kitap, Orhan Pamuk un diyalojiyi öne çıkardığı, kahramanlarını birer söylem taşıyıcısı kıldığı çoksesli yapıtlarından birisidir. Karnavalesk Anadolu

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No. ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI 1.KURUMUN ADI 2.KURUMUN ADRESİ 3.KURUCU TEMSİLCİSİ ADI :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.79 Fethiye /MUĞLA :ARTI ÖZEL

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

TEMALARIMIZ KULELER DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI KIRMIZI GÜNÜ

TEMALARIMIZ KULELER DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI KIRMIZI GÜNÜ 2013-2014 EĞİTİM DÖNEMİ EKİM AYI KELEBEK GRUBU BÜLTENİ TEMALARIMIZ KULELER DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI KIRMIZI GÜNÜ Kule nedir? Kule resimlerini inceleme

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZ GEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: 1975 3. Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Erciyes Üniversitesi 1998 Y. Lisans Yeni

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14 MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/2012 23:14 1.Aşağıdaki sanatçılarımızdan hangileri Beş Hececiler grubunda yer alır? A) Orhan Veli Kanık Ahmet Kutsi Tecer B) Yusuf Ziya Ortaç Faruk Nafiz Çamlıbel

Detaylı

Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI

Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI Tanım Kostüm, insanların rahatlamalarını sağlamak, eğlendirmek, canlandıracağı karaktere bürünmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan ve daha çok gösterilerde

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ EYLÜL 1-2 (16-27-EYLÜL 2013) DOĞA VE EVREN İSTİKAL MARŞI-İKİNDİLER Türkçe Dersine Yönelik Tutum Ölçeği İLKÖĞRETİM SI 1. Okuma kurallarını uygulama:1.5 Okuma yöntem ve tekniklerini kullanır.2. Okuduğu metni

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü *BEL5BEH3M* Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanlığı Sayı :70677404/105.04/E.80966 13/09/2017 Konu :2017-2018 Güz Dönemi

Detaylı

Çocuk eğitimindeki en temel yanlışı ve doğrusunu Asmin N. Singez yazdı!

Çocuk eğitimindeki en temel yanlışı ve doğrusunu Asmin N. Singez yazdı! Çocuk eğitimindeki en temel yanlışı ve doğrusunu Asmin N. Singez yazdı! Çocukluğun orjinalliği nasıl değişime uğruyor? İnsanın doğasında var. Yaşam değişim dönüşüm sirkülasyon içerisinde. Bu duruma açık

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Nihan Demirkasımoğlu 1 İçerik Sistem Kuramları Eğitime Sistem Yaklaşımı Eğitim sisteminin Alt Sistemleri Bu konu, Başaran ve Çınkır ın (2012) Türk Eğitim Sistemi ve

Detaylı

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ İLETİŞİM BECERİLERİ Doç. Dr. Bahar Baştuğ AMAÇ VE HEDEFLER Hasta ve hasta yakınları, çalışma arkadaşları ile iletişimi ve ilişkileri geliştirmek için iletişim adına temel bilgileri vermek Hedef, etkin

Detaylı

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm İlkçi ve Eskilci Yaklaşım Milliyetçilikten önce milletler İlkçilik (Primordialism) bir milliyetçilik kuram olmaktan ziyade milletlerin

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı

Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı 1 / 7 22.0.2018 1:6 Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı 2017/2018 Ders Listesi 1. YARIYIL Atatürk İlkeleri ve İnkılap 99000 AIT127 Tarihi I Ders Türkçe 2 0 0 2 2 2 990100TDB12Türk

Detaylı

BUCA ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ YGS - LYS YAZ TATİLİ ÇALIŞMA PROGRAMI

BUCA ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ YGS - LYS YAZ TATİLİ ÇALIŞMA PROGRAMI SABAH BUCA ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ YGS - LYS YAZ TATİLİ ÇALIŞMA PROGRAMI ÖĞLE AKŞAM TARİH KONULAR SINIF SINIF KONULAR SINIF 05.06.2016 KUVVET VE HAREKET 11 Mantık 11 Modüler Aritmetik 11 06.06.2016

Detaylı

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ 1.Sanatsal düzenleme öğeleri Çizgi: Çizgi, noktaların aynı veya değişik yönlerde sınırlı veya sınırsız olarak ardı arda dizilmesinden elde edilen şekildir. Kalemimizle

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF MERKEZÎ ORTAK SINAVLARI TÜRKÇE DERSİ AÇIK UÇLU SORU VE YAPILANDIRILMIŞ CEVAP ANAHTARI ÖRNEKLERİ Örnek Soru

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

12. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM

12. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM SINAVLARI LİSTESİ / DİL VE ANLATIM Sanat Metinlerinin Ayırıcı Özellikleri Fabl Masal Hikaye Roman Tiyatro Şiir Konferans Açık Oturum Sempozyum Forum Münazara Bilimsel Yazılar Sanat Metinleri Sözlü Anlatım

Detaylı

Türk Dili 2 El Kitabı

Türk Dili 2 El Kitabı Türk Dili 2 El Kitabı Editörler Osman Gündüz Tacettin Şimşek Yazarlar Osman Gündüz Nurşat Biçer Kürşad Çağrı Bozkırlı Tacettin Şimşek Erhan Durukan Osman Mert ISBN: 978-605-9247-94-8 1. Baskı Ocak, 2018

Detaylı

3. Bölüm: Çocuk Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler / 61

3. Bölüm: Çocuk Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler / 61 İÇİNDEKİLER Ön Söz / 7 1. Bölüm: Çocuk ve Edebiyat / 9 1.1. Çocuk / 9 1.2. Batıda çocukluğa bakış / 10 1.3. Bizde çocukluğa bakış / 11 1.4. Çocukluğun keşfinde masalların rolü / 12 1.5. Çocukta bilişsel/zihinsel

Detaylı

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR ÖTÜKEN Ârif Nihat Asya BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Şiirler: 1 BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Servet Asya ya Armağanımdır. DESTAN O zaferler getiren atların Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış.

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE KISA DÖNEMLİ MATERYAL YÖNTEM- i doğru kullanır. 1 2 3 4 Söylenen sözcüğü tekrar eder. Gösterilen ve söylenen nesnenin adını söyler. Gösterilen nesnenin adını söyler. Resmi

Detaylı

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ X 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti 2011-2012 DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" YENİ DERS PLANI** 1.YARIYIL 1.YARIYIL Birleşti ATA 101 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ I Z 2+0 2 X X X X ATA 101 ile ATA 102

Detaylı

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.)

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.) 434002712012-2. SINIF GÜZ A-Seçmeli I No Ders Kodu Ders Adı T U Kredi ECTS 1 271 A-Seçmeli I (Türkçenin Gelişme Ev releri) 3 0 3 5 2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) 3 0 3 5 3 275 A-Seçmeli I (Çağdaş

Detaylı