DEMEK, MÜSLÜMANLARIN BİLİME KATKILARI VAR ÖYLE Mİ?

Transkript

1 MÜSLÜMANLARIN BİLİME KATKILARI VAR ÖYLE Mİ? Ne yazık ki, bugün de, birçoğumuz hâlâ aynı kafada bulunuyor! Yeniden şahlanmak için yaklaşık bir asırdır hep geri saymıyor muyuz? Ha, şuracıkta yıldır ancak yanıldığımızı, sırf çene çalmakla sonuca varamayacağımızı anlayarak, tekrar yörüngemize girmeye çalışıyoruz? Geri kalan yıllarımız nereye gitti? Hiç düşünüyor musunuz? Prof Ω. Dr. Mustafa TEMİZ Giriş Cumâ dergisinin Ağustos 1993 târihli sayısında Prof. Dr. Mehmet Altan la yapılan bir röportajı var. Batı eğer bize müdâhale etmeseydi, biz kendi kültürel dokumuz içerisinde gelişirdik. Bizi geri bıraktıran kapitalizmdir. Kapitalist ekonomi olma-saydı biz kalkınan bir ülke olmaz mıydık? şeklindeki soruya karşı Sayın Altan, şunları söylüyor orada: O zaman Doğa ya egemen olduğumuz konuları teker teker sıralamak lâzım. Tek bir ölçü vardır. Bu ölçüden bakılmadığı vakit, bu tartışmanın içinden çıkılmaz. İnsanlığa hangi katkıda bulundun? Penisilini mi buldun? İnsanlara önceden depremi haber veren âleti mi îcat ettin? Sayın Altan ın bu cevâbından insan şunları anlıyor: Biz Türkler, kendi kültürel dokumuz içerisinde iken bir şeyler yapamadık ki... Bu Kültür bize ne verdi? İnsanlığa hizmet eden hiç bir buluşumuz yok... O hâlde sözünü ettiğimiz kendi Kültürümüz yeterli değil... Ben şahsen bu cevaptan bunları anladım. Ω. Sayfa sonlarındaki pdf, html uzantılı ve diğer adresler tıklandığında, internetteki bu ilgili yazılara ânında ulaşılabilir. Yazar, particilik taassubunu reddeder, Türkiye Gemisi nin batmamasının garantisinin, İslâmî istikâmet doğrultusundaki çalışmalarda olduğuna inanır ve bu nedenle İslâmî istikâmeti benimseyenlerin tarafındadır. Yazar hakkında daha fazla bilgilenmek isteyenler, aşağıdaki internet adresini tıklayabilirler: 1

2 Sayın Altan ın bu cevâbında yanıldığını zannediyorum. Gerçek olan, durum onun söylediklerinden çok farklıdır, çok... Sayın Altan, Bu Kültür bize ne verdi? diyor ya Şimdi Sayın Altan ın, Bu Kültür dediği, Kültürümüz ün bilim dünyâsına verdiklerine, kısaca bir göz atalım, ne dersiniz? Üstün Ve Eşsiz Kültürümüzün Altın Sayfalarından Matematiği ve Sıfırı Avrupa ya Harizmî 1, ( ), hediye etmiş, trigonometriyi Müslüman ilim adamları geliştirmiş, Gıyâseddin Cemşid 2 bir derecenin sinüsünü olarak daha o zamanlar hesaplamıştır 3. Aynı bilim adamı pi sayısını olarak sonuçlandırmıştır. Newton a atfedilen, Binom Açınımı nı Ömer Hayyam 4, (?-1123), bulmuş, Diferansiyel Hesâbı, Newton dan evvel Sâbit bin Kurra, (?-901), ele almıştır. Geometriyi Aritmetiğe ilk defâ uygulıyan, Dekart değil, Sâbit bin Kura dır. Ondalık sayıyı bulan, bu konuda ilk eser veren, Gıyâseddîn Cemşid (?-1429) olmuş ve virgülü de ilk defâ o kullanmıştır 5. Ahmet bin Mûsâ, Harika Düzenler adlı eserinde 1000 kadar otomatik kontrol sistemi çizmiştir. Onun, her modern ev kadınının ve her köylünün vazgeçemeyeceği, günlük pratik hayatta kullanılacak, o zaman için birer fantâzi îcat gibi görünen, en basitinden en karışıklarına kadar değişen çeşitli âletler, çok üstün bir zekâ ile tertiplenmiş teknik oyuncaklar yaptığını biliyoruz. Her defâsında bir miktar su akıtabilen testiler, sıvıların izâfî yoğunluklarını hesaplayan kaplar, ihtiyaca göre ayrı veyâ karışık su akıtabilen şişeler, fitilleri yandıkça kendi kendine çıkan, içlerine otomatik şekilde yağ akan, rüzgârda sönmeyen lâmbalar onun buluşlarıdır. Ahmet bin Mûsâ nın, su muayyen bir seviyeye vardığında vereceği otomatik işâretlerle sulamanın tamamlandığını belirten düdüklü âletler, dâimâ değişik şekillerle su fışkırtan fıskiyeler ve su sanâtının en çeşitli türlerini yaptığını; suyu, otomatik düzenlerde, bu günün mühendisinin elektriği kullandığı gibi, kullandığını da biliyoruz 6. Bu günkü Lazer Mühendisli ğinin temelindeki bilim adamının İbni Hezem in olduğunu, optik ilminin temellerini İbni Hezem in, ( ), attığını, Görüntüler Kitabı ile Roger Bacon ( ), Kepler ( ), ve Leonardo ( ) gibi, bilginlere çalışmalarında rehber olduğunu da herkes bilmektedir Hunke, S., Avrupanın Üzerine Doğan İslâm Güneşi, Sayfa 107, (Orijinal adı: Allahs Sonne überdem Abendland-Unser 6 Hunke, S., Avrupanın Üzerine Doğan İslâm Güneşi, Sayfa 107, (Orijinal adı: Allahs Sonne überdem Abendland-Unser 7 Döven, Ş., Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, Yeni Asya Yayınları,

3 Sesin fiziksel îzâhı, ilk defâ Farabî ( ) tarafından yapılmış, ilk torna tezgâhı İbni Kara (?-1100) tarafından kurulmuştur. 880 de İbni Firnas, uçağın öncülüğünü yapmış, Firnas tan sonra ilk uçuş denemesi, İsmail Cevherî, ( ), tarafından gerçekleştirilmiş, Hazerfen Ahmet, 17.yüzyılda gazasız ilk uçuşu başarmış ve Galata Kulesi nden Üsküdar daki Doğancılar a uçmuştur. İlk füze denemesinin 4. Murat zamanında Lagarî Hasan Çelebi tarafından başarıldığı 8 da bilinmektedir. Câbir bin Hayyan, Râzî, Birunî ve Hazinî nin yerçekimi ile uğraştıkları, Râzî nin boşlukta çekimin ispatını yaptığı, ayrıca Hazinî nin terâzîler hakkında bilgi verdiği ve havanın yoğunluğunu hesaplamış olduğu, rüzgârın hızıyla hava yoğunluğu arasındaki bağıntıyı Toriçelli den, ( ), önce bulmuş olduğu da artık bilinenler arasındadır. Sarkacı saate Galile den, ( ), evvel İbni Yunus, uygulamış, atomdaki enerjiden ilk bahseden, Câbir bin Hayyan ( ) olmuştur. Gökkuşağı olayını Dakart tan 300 yüz sene önce Kudbeddin Şirâzî îzah etmiş, havan topunu ilk kez Fâtih Sultan Mehmet kullanmıştır. Dünyâ nın çevresinin 9. ve 10. yüzyılda Mûsa Kardeşler tarafından ölçüldüğü, Güneş yüzeyindeki lekelerin keşfinin ve Ekliptik Eğim in ilk doğru hesâbının Fargânî tarafından yapıldığı, Fargânî nin Astromi alanındaki eserlerinin Avrupa da tam 700 yıl ders kitabı olarak okutuldu da bugün tam anlamıyla bilinenler arasındadır. Battânî nin hazırladığı Sabii Cetvelleri adındaki Astronomi Cetvelleri, Kopernik ( ) devrine kadar Avrupa da temel kabul edilmiştir. Battânî, Güneş Yılını, bu günkünden sâdece 2 dakika 24 sâniye farklı olarak, 365 gün 5 saat 46 dakika 22 sâniye olarak hesaplamıştır. Bu sonuç, Eski Misırlı âlim Batlamyus un (Ptoleme nin) bir Güneş Yılı nı 260 gün olduğunu zannetmiş olduğu hatırlanırsa, çok anlamlıdır. Bitrucî, 13. Yüzyılda, gezegenlerin sürüklendikleri dış merkezli dâirelere âit teoriyi çürüterek, Kopernik e yol açmıştır. 12. Yüzyıl da yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen, Câbir bin Eflâh ın Azimut Kadranı, aynı modele uygun olarak, Avrupa da Alman Astronom Regiomontanus tarafından, ancak 300 sene sonra yapılabilmiştir. İbni Bâtutâ Seyâhatnâmeleri inin, ( ), birer Târih ve Coğrafya şheserleri oldukları, Evliya Çelebi yi, ( ), ise herkesin tanıdığı, Kristof Kolomb un, ( ), Amerika nın varlığını, İbni Rüşt ün eserlerinden öğrendiği, bilinen gerçekler arasındadır 9,10. 8 Döven, Ş., Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, Yeni Asya Yayınları, Döven, Ş., Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, Yeni Asya Yayınları,

4 Ayrıca, burada Kristof Kolomb un, gemide isyan çıkaranlara karşı, söylediği şu sözlerini nakletmeden geçemeyeceğim: Öyle çıkışmayın, böyle söylemeyin! Ben devamlı olarak Batıya gidildiği zaman yeni karalara rastlanacağı fikrini ve bilgisini Müslümanların kitaplarından okudum. Bu karaya mutlaka varacağız. Çünkü Müslümanlar yalan söylemezler 11. Yine şunları da biliyoruz: Birunî de Amerika nın varlığından söz etmektedir. Vascoda Gama ya, ( ), Dünyâ turunda İbni Mâcit isimli bir Müslüman denizci yol göstermiştir. Pirî Reis in, ( ), Haritası, bu gün herkese şaşkınlık vermektedir. İdrisî, ( ), günümüzden 800 sene önce, zamanımızın Dünyâ haritalarına benzer haritalar çizebilmiştir. Mürsiyeli İbrâhim in, Pirî Reis ten 52 sene önce çizdiği, Akdeniz Haritası, bugünkü ölçülere tıpa tıp uymaktadır 12. İbni Baytar ın, ( ), 1400 civârında bitki ve ilâcı anlatan, eseri, 16. yüzyıla kadar kaynak eser olmuştur. Sosyoloji ilmini İbni Haldun, ( ), kurmuştur. O, ünlü Mükaddime siyle birçok Batı lıya öncülük etmiştir. Sonuç Görülüyor ki, demek, Müslümanların bilim dünyâsına hayli katkısı olmuş! Ama bugün de, birçoğumuz, Sayın Altan gibi, hâlâ, aynı kafaya sâhibiz Yeniden şahlanmak için yaklaşık bir asırdır hep geri saymıyor muyuz? Ha, şuracıkta yıldır yanıldığımızı, sırf çene çalmakla sonuca varamayacağımızı ancak anlayarak, şimdi yeniden eski yörüngemize girmeye çalışıyoruz? İsterseniz, aşağıda verilen, resimdeki karşılaştırmalara da bir baksanız iyi olur! Resmin söylediklerine göre, geri kalan yıllarımız nereye gitti, peki? Hiç düşünüyor muyuz? Çok fazla zaman kaybımız olmuş, değil mi? Peki, o zaman, İstiklâl Savaşını, canları pahasına kazanan, atalarımızın yaptıkları fedakârlıklar karşısındaki bu tembelliklerimizden hiç mi yüzlerimiz kızarmıyor / kızarmayacak ya da ders almayacağız? 10 Hunke, S., Avrupanın Üzerine Doğan İslâm Güneşi, Sayfa 107, (Orijinal adı: Allahs Sonne überdem Abendland-Unser 11 Döven, Ş., Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, Yeni Asya Yayınları, Döven, Ş., Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, Yeni Asya Yayınları,

5 Yoksa bunların paraları da ayakkabı kutularına saklandığı (!) için, cinciler tarafından OKİS-POKİS ile mi sağlanmış ya da falan yıldızlardan mı gelmiş, acabâ? Ha, ne dersiniz? O hâlde Nankörlüğün bu derecesi için, İnönü Zihniyeti nin üretmiş olduğu rahatlatıcı modern bir isim varsa, biz de bilsek, iyi olmaz mıydı? 5