MAGGIE GEE 1948 de Dorset te dünyaya gelen Maggie Gee, e itimini Oxford, Somerville College da tamamlad ktan sonra yay n dünyas na editör olarak

Transkript

1 MAGGIE GEE 1948 de Dorset te dünyaya gelen Maggie Gee, e itimini Oxford, Somerville College da tamamlad ktan sonra yay n dünyas na editör olarak girdi. Daha sonra Wolverhampton Polytechnic te yüksek lisans e itimini tamamlad. Dilin ve biçimin verdi i haz için yaz yorum. Ayr - ca hayat büyüleyici, güzel ve k sa oldu u için yaz yorum. Henüz yapabilecekken, deneyimlerini ve onlar anlama çabam baflkalar için kaydetmek istiyorum sözleriyle yazma dürtüsünü aç klayan Gee nin ilk roman Dying, in Other Words 1981 de yay mland. Bu yap t, sözde ölü bir kad n n kendi ölümünün öyküsünü utkulu bir havada yeniden yazd deneysel bir kara komedidir. Günümüz ngiltere sinin sosyal sorunlar n analiz ederken, ça m z n sorunlar na da kay ts z kalmadan bir edebiyatç olarak sorumlulu unu yerine getiren Gee nin romanlar nda Hiroflima ve Nagasaki ye at lan atom bombalar ndan küresel s nmaya, rkç l ktan aile içi fliddete, kanserden yafll l a kadar genifl bir konu yelpazesi dikkat çekiyor. Yazar Nagasaki ve Hiroflima ye de de indi i The Burning Book ta (1983) Britanyal bir ailenin üyelerinin dünya savafllar yüzünden paramparça olan, iç içe geçmifl hayatlar n anlatt. Bir y ll k bir zaman dilimine denk düflen elli iki bölümden oluflan roman Light Years (1985) iki sevgilinin kavgalar n do an n, gezegenlerin ve y ld zlar n oluflturdu u daha genifl bir çerçeveye yerlefltiriyordu. Gee, adeta erotik bir destan gibi bafllayan Where Are the Snows da (1991) verdi i dünyay sat n alamazs n z, seksle üremeyi birbirinden ay ramazs n z ve sonsuza dek yaflayamazs n z mesajlar n n do rulu unu sistematik biçimde kan tlamaya giriflti. Lost Children da (1994) binlerce evsiz çocukla dolu bir Londra y anlatt de yay mlanan The Ice People ise 2050 y l nda, yeni buz ça nda geçen bir distopyad r: Buz, zengin kuzeyde yaflayan insanlar güneye göç etmeye zorlar, ancak burada hofl karfl lanmayacaklard r. Yazar, 2004 te yay mlad bir di er distopya The Flood da günümüzde bir taflk n n bir kent ve sakinleri üzerindeki etkilerini keflfe giriflti. Grace (1988), Christopher and Alexandra (1992), My Cleaner (2005) adl üç roman daha yazan Maggie Gee, 1982 de Book Marketing Council taraf ndan En yi Yirmi Genç Brintanyal Romanc dan biri seçildi. Britanya da rkç l k meselesine el att The White Family adl roman yla 2002 de Orange Kurmaca Ödülü ne, 2004 te de Uluslararas IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü ne aday gösterildi. Kraliyet Edebiyat Derne i nin ilk kad n üyesi olan Gee, halen Londra da yafl yor.

2 Ayr nt : 480 Edebiyat dizisi: 141 Beyazdaki Kara Maggie Gee ngilizceden çeviren Handan Akdemir Yay ma haz rlayan pek Babacan Kitab n özgün ad The White Family Saqi Books/2002 bas m ndan çevrilmifltir Maggie Gee, 2002 Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Aslan Kahraman Düzelti Ayten Koçal Bask ve cilt Sena Ofset (0 212) Birinci bas m 2005 Bask adedi 2000 ISBN AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca alo lu - stanbul Tel.: (0 212) Faks: (0 212) & info@ayrintiyayinlari.com.tr

3 Maggie Gee Beyazdaki Kara

4 E D E B Y A T D Z S GÜLÜNES AfiKLAR/Milan Kundera Ë KALEC N N PENALTI ANINDAK END fies /Peter Handke Ë YÜZBAfiI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë B Z/Yevgeni Zamyatin Ë KES K B R BAfi/Iris Murdoch Ë YE- N TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë NFAZA ÇA RI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, B R LOKOMOT F BUNU YAPAB L R M BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEfi MPARATORLU U/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENC LER/Ingvar Ambjörnsen Ë S YAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYI- SINDAK KADIN/Marge Piercy Ë ANARfi N N KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTO RAF MAK NE- S /Jean-Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜ Ü/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZ Z- LER ve ÂL MLER/Terry Eagleton Ë VEDA YEME /Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ B T- T /Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECE N M TOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLI IN SOL EL /Ursula K. LeGuin Ë A /Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/Ernest Callenbach Ë GECEY ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë NSAN POSTUNA BÜRÜNMÜfi KÖPEK/Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFRO- D T N BAfiKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDEL K MUTLULU A ALIfiMA/Anja Meulenbelt Ë MURPHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL Ç NDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOS KLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR D YARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TE - MEN N KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë ATLANT K ÖTES /Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EfiEKARISI FABR KASI/Iain Banks Ë ROCK LANET /Iain Banks Ë KAYIP ZAMAN/Anja Meulenbelt Ë SEN Ç ME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAfiTAN ÇIKARICININ GÜNLÜ Ü/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë B R GAR P VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE A LADI INDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILA AÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë A LEDE B R ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPS Z AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SET /Julio Cortázar Ë ÇARPIfiMA/J.G. Ballard Ë ÜÇLEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adland r lamayan/samuel Beckett Ë DUR B R MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜ Ü/Jean Genet Ë KÜÇÜK DE fi MLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERG N- L K YAfiI/Michel Leiris Ë AfiKSIZ L fik LER/Samuel Beckett Ë ES RGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YA- LANCI JAKOB/Jurek Becker Ë D VAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAF /Witold Gombrowicz Ë MERCIER LE CAMIER/Samuel Beckett Ë B R ERKE E NASIL TECAVÜZ ED L R?/Märta Tikkanen Ë BENDEN Z VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DO MAMIfi KR STOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SAK NLER /Iris Murdoch Ë H Ç Ç N MET NLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCULU U/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë A AÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARfi ST/Tristan Hawkins Ë BAKAKA /Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜMDE DÜNYA TAR H /Julian Barnes Ë SUN TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANfi ÖTES /Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUC ZES /Jean Genet Ë MÖS- YÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë Ç ÇEKLER N MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAfiUCU O LANI/Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SEN SEVM YORUM/Julian Barnes Ë ZENC LER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUfiANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN A - ZINDAN EVREN N H KÂYES /Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AfiKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRA- MANLAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE B R KOfiU/J.G. Ballard Ë D fi ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT N PAPA ANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKA N GECELER /J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKS - YONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇ TTEK AYDIN/Jay Parini Ë METEORLAR/Michel Tournier Ë ARKADAfiLIK/Connie Palmen Ë AfiK VESA RE/Julian Barnes Ë S R US TAN GELEN KURBA A/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKES NDE/Alison Fell Ë GELECEKTEN ANILAR/William Morris Ë BEN MLE TANIfiMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë NG LTERE NG LTERE YE KARfiI/Julian Barnes Ë Y fi/david Lodge Ë Y T K RUHLAR IRMA I/Connie Palmen Ë TERAP /David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELL K HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë LK AfiK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES LE JEANNE/Michel Tournier Ë B R KOMÜN STLE EVLEND M/Philip Roth Ë KIZILDER L N N fiarkisi/james Welc Ë S NEMA MÜDAV M /Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFEND S /Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë B Z NEDEN TERK ETT N SAYIN BAfiKAN?/François Vigouroux Ë DÜfiÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë M LENYUM NSAN- LARI/J.G. Ballard Ë MÜNECC M KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAK KARA/Maggie Gee

5 Vic ile Ailen ve Hanna için

6

7 Bafllang ç

8

9 Thomas Sert bir bahar sabah nda Albion Park. Buzdan ve ateflten deli bir 1mart günü. Thomas n ayaklar yolun üzerine dövme gibi iz b rak - yor. Çenesinin üzerindeki her bir tüy, her bir k l diken diken olmufl. Sinir uçlar ndan k v lc mlar ç kan küçük bir y ld z gemisi o. Thomas bir kütüphaneci, ifle gidiyor, güneflten, so uktan ve hat ralardan kör olmufl gibi. Buraya okuldan sonra, Darren la birlikte gelirlerdi (ilk kez annelerinden kaçt klar nda, alt yafl nda m yd lar, yoksa yedi mi?). Ve Darren n babas, Alfred, Park Bekçisi ydi O zaman da öyleydi ve hâlâ öyle. Hâlâ görevinin bafl nda. Kahramanca bir fley bu; neredeyse elli y ll k bir hizmet Kaleyi savunan Alfred White. Thomas biraz uzaktan seslerin yükseldi ini duyuyor. 9

10 Sonra bir dizi ç nar a ac n n ötesindeki Alfred e ilifliyor gözü, asker kaputunun içinde ufak tefek, çevik bir tip. Ödüllü çiçek tarhlar na giden yolun orta yerinde durmufl, bildik düz flapkas ndan ince bir tutam beyaz saç f rlam fl. Buras insanlar n üstüne basmas n n yasak oldu u tek çimenlik alan; Alfred in baflta gelen ifllerinden biri de insanlar buradan k flk fllamak. Thomas, Alfred in konufltu u kad n n siyah oldu unu görüyor. ki de küçük çocuk var; kad n çocuklardan birinin kolunu tutmufl. Bu benim iflim bayan. flimi yap yorum ben Thomas n çocuklu- undaki otoriter ses. Dur bi dakka. Anlatmaya çal fl yorum ya Çimlerin üstünden çekilir misiniz han mefendi. Adam gibi söylüyorum size Sizin gibi insanlar ne zaman dinler ki! Ba rman za gerek yok bayan. Bak, ba rd m yok benim Az daha lalelere bas yordunuz. fiimdi de küçük k z, yetiflkinlerin münakaflas yla hiç ilgisi olmayan, çocukça bir ac ve kay p âleminden gelen, yüksek perdeden bir sesle a lamaya bafll yor. Kolunu çekip kurtarmaya çal fl yor. Anne, anne, anne. Onu görebiliyorum! Kes flunu Carly, adamla konufluyorum! Anne, anne, istiyorum KES fiunu! Kad n n öteki taraf ndan ise Alfred iyice bast r yor. E er herkes burada yürümeye kalksayd, çimen diye bir fley kalmazd. Her ikisi taraf ndan s k flt r lan kad n birdenbire parl yor. Çek araban! Bak sana söylüyorum, bu yapt n KURALLARA AYKIRI! Uzun boylu siyah bir adam aceleyle o yöne do ru geliyor, elinde mor bir basketbol topu var, birdenbire Alfred in tepesinde peydah olup dikiliyor. Alfred den en az bir kar fl daha uzun görünüyor ve omuzlardan da en az iki kar fl daha genifl. (Acaba gerçekten tehdit mi ediyordu diye düflünmüfltü Thomas daha sonra. Adam n tehdit etti i söylenebilir miydi? Hay r, sadece uzundu. Ve tabii siyah, bunun da bir etkisi vard.) Sorun nedir? diye soruyor adam belli belirsiz bir nezaketle. Maalesef burada top oynanm yor efendim. Top oynad m z falan yok. Carly neden a l yor? diye soruyor flimdi biraz daha yat flm fl görünen kar s na. 10

11 O Carly yi üzdü, diyerek Alfred i iflaret ediyor kad n. Carly gidip Dwayne in yeni uça n kaybetti, di mi. Uçak çiçek tarh n n orada diye tutturuyor. Peki sana ne oluyor ahbap? diye soruyor baba, Alfred e yukar - dan bak p kafllar n çatarak. Senin derdin ne? K z daha yüksek sesle feryat etmeye bafll yor. Dwayne k z kula ndan dürtüyor. Alfred onlar n yan nda solgun ve yafll duruyor. Kimse kaybolan uçaktan falan söz etmedi diyor, karars z bir biçimde etraf na göz gezdirirken. Bu park herkesin mal, diye bildiriyor siyah adam Alfred e. Aynen öyle! fiimdi de Alfred horozlan yor. Ayn kurallar herkes için de geçerli. Sadece sizin gibilerin çimlere basmamas n istiyorum. Parma n sertçe sall yor. Kad n n yüzü de ifliyor. Öfke mi bu, yoksa nefle mi? Sizin gibiler mi? diye ç l bas yor. Irkç l k bu, di mi? Bir sessizlik oluyor. ki adam bak fllar n birbirlerinden kaç r yorlar. Bu sözcük aralar nda patlamak üzere olan bir bomba gibi duruyor. Ben bu ifli elli y ld r yap yorum diye bafll yor Alfred ama devam duyulam yor. JOHNNY! diye ba r yor kad n. Polisi ça r da görsün flu piç. Cep telefonunla ara. Sana söylüyorum! Ama Johnny pis pis s r t p arkas n dönüyor. K zd r yorsun beni diyor kar s na. Gel hadi B raksana flunu, diye çocuklar n tersliyor Kes v z ldamay, Carly, duyuyor musun beni? Ama bir anl na duruyor, dönüp Alfred e gözlerini dikiyor, gözleriyle bir fleyler söylüyor: Buras bizim de park m z. Thomas art k orada oldu unu göstermenin zaman n n geldi ini hissediyor. Merhaba Alfred, diye sesleniyor ki Alfred orada oldu unu anlas n. Bir an yafll adam gözlerini ona dikip bak yor sadece, sonra da acemi bir biçimde elini sallar gibi yap yor. Gülümsemeyi baflar yor ama yüzü k pk rm z olmufl. Görgüsüzün teki bu adam, diye ilan ediyor siyah kad n, bir kraliçe edas yla çocuklar n ça r rken. O lan yerinden k p rdamay nca ona da ba rmaya bafll yor: Dwayne! Gel bakay m buraya. Hadi! Gözü korkan çocuk söyleneni yap yor. Kurumla geçip gidiyorlar; iyi görünümlü, hofl giyimli, genç, p r lt - l bir aile. Anne çocuklar n ahlâkl kollar n n alt na al yor; çocuklarsa 11

12 hâlâ diretiyor ve çiçek tarh n gösterip duruyorlar. Bak görüyor musun iflte? diye soruyor Alfred, nefes nefese. Dudaklar n n kenarlar nda tükürük baloncuklar var. Lanet olsun, ne yapsam olmuyor. fiu konuflmalar na bak Kad nlar heriflerinden daha kötü. Park vahfli ormana çevirecekler. Uyar levhalar var. Bu insanlar okumay bilmiyorlar. Art k gittiklerine göre güvenle konuflabilir. Thomas karfl koymak istiyor ama a z ndan bir fley ç km yor. Bir nesil meselesi bu sadece, diyor içinden. Sessiz nezaketten ne anlarlar. Sen iyi misin Alfred? yi görünmüyorsun. Polis ça racakm fl benim için. Allah n belas küstah. Merkezde surat n za gülerler sizin. Orada iyi dostlar m var benim. Y llard r tan rlar beni. Alfred durakl yor, hâlâ soluk solu a ve solgun mavi gözlerini kurnazca Thomas a dikiyor. Yani onlara karfl de ilim ben. Beni yanl fl anlama Öyle oldu unu düflünmedim, diye yalan söylüyor Thomas, güçsüz bir sesle. Bu, dile getirilemeyecek bir konu. Thomas konuyu de ifltiriyor. Darren dan haber ald n m? Çimlerin üzerine bas yorlar. Hep yap yorlar bunu. ngilizler çimlere basmamalar gerekti ini bilir. Alfred istersen otur biraz? Alfred in gözbebeklerinde çok ters bir fleyler var. Ben senin gibi bofl gezen bir adam de ilim, diyor Alfred. Yapacak ifllerim var. Bitirilmesi gereken fleyler. En çok da tuvaletler. fl hiç bitmiyor ki. Can n s k ld. Yanl fl bir fley söylemifl oldu Thomas. Bu tiplerin beni alt etmesine asla izin vermem. Bence öyle yapmaya çal flm yorlard ama diye konuflmaya çal - fl yor Thomas. Ama Alfred yüzünde zay f bir gülümsemeyle gitmek için dönüyor ve bir savaflç gibi rüzgâra karfl f rl yor. Hoflça kal delikanl. Kendine dikkat et. Görüflürüz Alfred. Thomas onun dörtnala gidiflini izliyor, koflar ad m uzaklaflan beyaz saçl bir asker. Bir anl na geriye do ru bakt nda, gözü on metre uzakta, k rm z lalelerin aras na gizlenmifl k p rdanan kâ ttan bir haç flekline tak l yor. Daha dikkatli bak nca haç bir çocu un uça na dönüflüyor, k rm z bir pistin üzerinde acayip bir biçimde as l kalm fl bir 12

13 uçak. Gidip onu almay düflünüyor; ailenin arkas ndan koflmay, her fleyi yoluna koymay. Ama onlara bakmak için döndü ünde, Alfred in elli metre ileride yere y k ld n görüyor; sanki bir savaflta vurulmufl gibi asker kaputunun içinde geriye do ru h zla yuvarlan p devrilirken flapkas bafl ndan düflüyor. Ve Thomas koflmaya bafll yor, a r çekimdeymifl gibi, bacaklar yere çak lm fl gibi hissetmesine ra men Park Bekçisi nin devrildi i yere do ru koflmaya çal fl yor ve sesleniyor: Alfred geliyorum Darren n babas. Alfred White, Park Bekçisi. May K fllar farkl oluyor. Günler daha k sa. Alfred saat dört buçu a ka- meflgul. Yani akflamlar evde oluyor. Saatlerce oturuyoruz. Ve 2dar ben onun yan mda olmas na al fl yorum. Sonra günler uzamaya bafllad nda gidiyor. Bütün gün d flar da. Ben de tek bafl may m. Gerçi hiçbir zaman büsbütün de yaln z de ilim. Eve dönece ini biliyorum. Ama bahar geliyor bahar geliyor. Biz de mevsimler gibiyiz, sular gibi yükselip geri çekiliyoruz. K rk bilmem kaç y ldan sonra insan kabulleniyor art k. Anahtar n n dönüflü. May? diyen sesi. Ne kadar geç olursa olsun hep ayn ç kan tan d k sesi. Onunla gurur duyuyorum. Yapt iflle. Küçük bir adam için büyük bir ifl. Parka göz kulak olmak. Sahip oldu umuz en iyi fley bu. Yazlar Park tan adeta nefret etmeye bafll yorum, çünkü onun saat onlara kadar d flar da olmas ndan hofllanm yorum ama Park n bizden daha önemli oldu unu biliyorum. Ama oras hepimizin paylaflt bir yer öyle ya. nsanlar n birlikte olmak için gittikleri bir yer. Bence Park, Hillesden in kalbi. Londra gün geçtikçe daha kirli, daha ürkünç bir yer haline gelirken. Çok fazla konuflmay z. Ama elbette onu seviyorum ben. 13

14 Ve iflte geldi. Sandviçlerini unutmufl. Onun için saklad m sandviçleri ve termostaki çay n. Bahçe kap s n n fl ng rt s, küçük yoldaki ayak sesleri. Her zamankinden daha a r yürüyor. Niye zili çal yor ki? Aptal ihtiyarc k, anahtarlar n unutmufltur. Yafllan yoruz, ikimiz de May kap y aç yor, gülümsemek, azarlamak için. Ama gelen Alfred de il, Thomas. Arkas nda siyahl birileri var. Devasa bir kask takm fl, k sa boylu bir polis. May kafllar n çat yor, Thomas a do ru dönüyor Thomas n yüzünde karanl k, so uk. 14

15 Hastane

16

17 May May, ç kmadan önce hep yapt gibi kitap okudu. 3Önce tamamen haz rland. Alfred in yeni y kanm fl pijamalar n, güzelce katlay p plastik bir torbaya koydu, bu torba da içinde bugünkü Daily Mirror n ve bir çeyreklik ekstra keskinlikte nane flekerlerinin oldu u daha büyük bir torbaya konmufltu, ola ki bugün kendini daha iyi hissediyordur, can bir fleyler çeker diye. Torbay haz rlamak rahatlat - c bir duyguydu. Hâlâ Alfred e bakabildi i anlam na geliyordu bu, gerçi her zamanki s k nt duygusunu da hissetti; kad nlar n bütün hayat erkeklere bakmakla geçiyordu. Ama, vücudunun bir uzant s haline gelen bu küçük rahats zl k bile rahatlat c yd çünkü bütünüyle bildik bir fleydi. O gitti inden beri ev çok daha so uktu. 17

18 fiapkas bafl nda, paltosu iliklenmifl hastaneye gitmek için tamamen haz rd May, ama yirmi dakika vard daha, çok yavafl yürüse bile, bir yerlerde oyalansa bile çok erkendi, gerçi böyle bir günde oyalanacak de ildi ya; daha sonra Alfred e rapor vermek için Park a girip kafeye ve çiçek tarhlar na h zla bir göz atsa bile. Her Allah n günü acaba u rasam m diye düflünüyordu; ama her Allah n günü bunu yapacak gibi hissetmiyordu kendini, çünkü Park Alfred siz görmeye dayanam yordu. Alfred i görme umudu olmamas na Alfred in uzaktaki yollardan birinden h zla geliflini görme umudu olmamas na; eski asker kaputunun içinde ve kafas nda Noel de onun için ald yeni ekoseli flapkayla fl k, dar omuzlu, gözleri hâlâ geride, birtak m çocuklar n ya da köpeklerin yapt yaramazl klar takip ederken. Sonra kurallar çi neyenleri hizaya getirmek için ba rd n ya da düdü ünü öttürdü ünü duydu u olurdu. Ama bugün yoktu. O insan n içine iflleyen düdük sesi. Park Bekçisi nin düdü ü, bazen tahtay g c rdatan bir tebeflirin ç kard ses gibi içini kald ran bu ses flimdi onun duyulmad flu anda fl ktan bir ok gibi geliyordu, karanl y rtan berrak beyaz bir çizgi gibi. Daha yirmi dakika vard. O da bütün bu hafta boyunca her gün yapt gibi sandalyesine oturup okumaya bafllad, paltosunun içinde hantal bir halde, a r yünlü kumafltan yenleri sayfalara tak larak. Ve yine bir fark oldu unu hissetti. Normalde akflamlar okurdu ve Alfred de yan nda olur, gazetesini h fl rdat r ya da iskambil fal açarken p t r p t r sesler ç kar rd ve her zaman huysuz, neredeyse gücenmifl bir sesle Ne okuyorsun? diye sorard, sanki onu e lendirmeyi baflaram - yormufl, sanki May onu reddediyormufl gibi; o da kendini zorlay p nefleyle yan t verirdi, bu soruyu neredeyse yar m yüzy ld r soruyor olsa da Alfred in sesindeki tonu iflitmezden gelir ve Auden, can m derdi, ya da Catherine Cookson, can m. Ama flimdi sormuyordu, May bunu özledi ini hissetti. Tennyson, can m diye f s ldad sessizli in içine ve uzun sakin bir biçimde akan Viktoryen dizelerin bütünüyle tan d k ak fl na, sevdi i di- er Alfred inin ritimlerinin içine kayd : Seyredip da gibi surlar ndan Düflüyor y ld r m n düfltü ü gibi. * * Romanda geçen bütün Tennyson fliirleri Murat Alpar taraf ndan çevrilmifltir. 18