HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ

Transkript

1 ERDOĞAN TOPRAK HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK 2017

2 TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ - 10 OCAK 2017 DIŞ POLİTİKA 1. Türkiye-Irak ilişkilerindeki gerginlik eriyor! 2. Kıbrıs ta uzlaşı olmazsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ın İlhak Planını devreye sokacağı öne sürülüyor. 3. Kıbrıs ın doğal gaz zenginliği; yeni ortaklık, ittifak ve ekonomik pay savaşına dönüşüyor! 4. Beşar Esad ın her konuda müzakere masasında görüşmeye hazırım açıklaması dikkat çekici! 5. Türkiye ve İran, Şii ve Sünnilerin hamiliği konusunda karşı karşıya konumdalar! İÇ POLİTİKA 6. Fırat Kalkanı Operasyonu nda Türkiye nin askeri kayıpları artıyor! 7. Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının OHAL uygulamasından kolay kolay vazgeçmeyeceği anlaşılıyor! 8. Tek Adam-Tek Parti hegemonyası Laik kesimleri ve muhalif Kürt siyasetini tasfiye etmek istiyor! EKONOMİ 9. Özel sektörün döviz borçları artarken Hükümetin özel şirketler arasındaki pozitif ayrımcılığı dikkat çekiyor! yılında ihracatta olağanüstü bir iyileşme beklenmiyor! TARIM 11. Besicilik ve hayvancılık can çekişiyor! 12. Sıfır gümrükle ithal edilen etle, canlı hayvanla rekabet gücü yok ediliyor. RAPORUN TAMAMINI OKUMAK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ! HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

3 1. Cumhurbaşkanının Irak Başbakanı İbadi ile yaptığı telefon görüşmesiyle tansiyonu düşürülen Türkiye-Irak ilişkilerindeki gerginlik, Başbakan Yıldırım ın Bağdat ziyaretinde önemli ölçüde eritildi. Başbakan Binali Yıldırım ın iki günlük Bağdat ve Erbil ziyaretlerinden sonra Irak Başbakanı Haydar El İbadi ve Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani yapılan ortak açıklamalar, hükümetin Irak politikasının da gelinen aşamada radikal bir dönüşüme yöneldiğini gösterdi. PKK nın Şengal den çekilmesi konusunda Bağdat ve Erbil yönetimleriyle varılan mutabakat ziyaretin en olumlu noktalarından birisi olurken, Başika üssünün Irak üssü olduğunun kabulü ve Irak ın toprak bütünlüğü ile egemenliğine saygı açıklaması da bu konuda, daha önce yaratılan gerginliklerin anlamsızlığını gözler önüne serdi. Ziyaret öncesinde Neçirvan Barzani nin PKK nın Şengal den çekilmesi çağrısı yapması ve bu olmadığı takdirde, Peşmerge güçleriyle, PKK yı Şengal - Sincar dan çıkartacaklarını ilan etmesi, Türkiye ye verilmiş önemli bir mesajdı. 2. Kıbrıs ta uzlaşı olmazsa Erdoğan ın İlhak Planını devreye sokacağı öne sürülüyor. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ben, Tayfur Sökmen olmam diyor! 9 Ocak ta Cenevre de başlayıp 12 Ocak ta sona erecek müzakerelerde, adanın geleceğine dair pazarlıklar devam ediyor. Önceki müzakerelerde toprak, mülkiyet, tazminat ve yönetimin paylaşılması gibi çok hayati konularda anlaşma sağlanamamıştı. Kıbrıs konusundaki bu son tur müzakerelerde KKTC medyasında dile getirilen bazı iddia ve yorumlarda ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın uzlaşmazlık durumunda KKTC yi ilhak referandumuna götüreceği, olası Anayasa referandumu öncesinde böyle bir adımı devreye sokmaya hazırlandığı dile getiriliyor. Anayasa görüşmeleri, Başkanlık tartışmaları ve olası Anayasa Referandumu nda siyasi nema ve tarihe geçmek için bir dizi farklı planının olduğu iddiaları yaygın şekilde öne sürülüyor. HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

4 3. Cenevre Müzakereleri öncesinde, Doğu Akdeniz deki doğal zenginliklerin çıkarılması ve paylaşılması konusunda yeni bir süreç başladı. Uzlaşı halinde KKTC bu sürece dahil olacak. Cenevre deki Kıbrıs görüşmeleri, sadece bir çözüm müzakeresi, adada yeniden eskiye dönülmesi, KKTC nin Birleşik Kıbrıs Federasyonu na dahil olması vb. görüşmeleri değildir. Bu görüşmelerin hemen öncesinde, Doğu Akdeniz de İsrail den Mısır a, Lübnan dan, Yunanistan, İtalya ya kadar peş peşe yaşanan bazı kritik gelişmeler, mutabakatlar ve açıklamalar, Cenevre müzakerelerini aynı zamanda bir enerji pazarlığına, Kıbrıs karasularındaki doğal gaz zenginliğinin paylaşımı mücadelesine, yeni ortaklık, ittifak ve ekonomik pay savaşına dönüştürmektedir. Güney Kıbrıs doğal gaz rezervlerinin sondajı, keşfi ve işletimi konusunda Rum kesimi ile anlaşmaya varan Rusya da sürecin bir parçası durumunda ve böyle bir ortamda Rusya-Türkiye arasında nasıl bir yaklaşımın olabileceğini bugünden kestirmek güç! 4. Esad, Astana zirvesi öncesinde, her konuda müzakere etmeye hazır olduğunu ilan ederken, bu tavrıyla uzlaştırıcı ve uzlaşmacı bir kimlik sergiliyor. 23 Ocak ta Türkiye-İran ve Rusya nın katılımıyla Kazakistan ın başkenti Astana da yapılacağı açıklanan Suriye müzakerelerine Esad yönetimi temsilcilerinin yanı sıra, üç ülkenin üzerinde mutabık kaldıkları Suriyeli muhalifler de katılacak. Müzakerelerin öncesinde Beşar Esad ın yaptığı her konuda müzakere masasında, görüşmeye hazırım açıklaması dikkat çekici olduğu kadar önemli bir siyasi-stratejik hamledir. Esad ın Türkiye ye ve Erdoğan a güvenmediğini bir kez daha dünya medyasında dile getirmesi, Türkiye-İran arasında alttan alta bir mücadelenin izlerinin açığa çıkması, Astana görüşmeleri için farklı senaryoları gündeme getirebilir. HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

5 5. Türkiye-İran geriliminin tırmanması ve sürecin bir etnik-mezhep kamplaşması üzerinde şekillenmesi ciddi riskler yaratabilir. Türkiye ve İran, Şii ve Sünnilerin hamiliği konusunda karşı karşıya konumdalar! Türkiye, Moskova Mutabakatından sonra, Suriye nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu, yönetimin de tüm kesimlerin, etnik grupların ve mezheplerin temsilini sağlayacak şekilde oluşması gerektiğini savundu. Bu açıdan da İran destekli Şii milisleri ve Hizbullah ı devre dışına çıkartmaya çabaladı. İran ın buna tepkisi şiddetli oldu. Suriye de hem Şiileri hem de Kürtleri karşısına alan Türkiye açısından tek müttefik ÖSO görünüyor. Ancak Fırat Kalkanı ile ele geçirilen alan genişledikçe kontrolü güçleşiyor ve ÖSO yetersiz kalıyor. Bu da TSK nın kayıplarının artmasını gündeme getiriyor. Hükümet her ne kadar, Suriye de çözümün etnik ve mezhebi temelde olmaması gerektiğini savunuyor olsa da, sahadaki fiili görüntüde, Türkiye ve TSK nın destek verdiği ılımlı muhalif diye nitelendirilen grupların tamamı ÖSO da dahil olmak üzere Sünni-Selefi gruplar. 6. TSK nın sadece destek vermesi, sahada IŞİD ile ÖSO nun savaşması üzerine inşa edilen Fırat Kalkanı Operasyonu nda Türkiye nin askeri kayıpları her geçen gün artıyor. Suriye de bugüne kadar en büyük askeri kayıpları Türkiye verdi. Rusya ve ABD uzun süredir sahada olmalarına karşın, kayıpları minimum düzeyde kalırken, ÖSO ya destek veren TSK nın şehit sayısı son olarak 2 askerimizin daha IŞİD saldırında şehit olmasıyla 45 e yükseldi. Buna karşılık resmi açıklamalara göre, Rusya nın 23, ABD nin ise sadece bir kaybı var. Bir ay önce Cumhurbaşkanı El Bab ın düşmesinin an meselesi olduğunu söylemişti, oysa çatışmalar uzuyor, kayıplar artıyor. Almanya da İncirlik te asker ve savaş uçağı bulunduruyor. İngiltere ise Güney Kıbrıs taki üslerden yine savaş uçaklarıyla operasyonlara katılıyor. Almanya ve İngiltere şu ana kadar operasyonlarda hiç kayıp vermediler. HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

6 7. KHK ile TSK nın emir komuta, atama-terfi-tayin düzenine de ağır darbe indiriliyor. Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarının OHAL uygulamasından kolay kolay vazgeçmeyeceği anlaşılıyor! Hükümet, OHAL kapsamında bir kez daha yürürlüğe koyduğu üç yeni KHK ile kamudan binlerce kişiyi çıkartırken, 83 dernek kapatıldı, üniversitelerden yüzlerce akademisyen atıldı. Özellikle TSK ya yönelik olarak yapılan düzenlemeler, baştan beri uyarmamıza karşın, Kışlaya siyasetin girmesi sürecinde en yüksek aşamaya getirildi. Yıllardır özelleştirme kapsamında olan ve iki kez ihaleye çıkartılan Milli Piyango İdaresi nin, Şans Oyunlarının, Türkiye Jokey Kulübü nün KHK ile Varlık Fonu na devredilmesi ise OHAL in ve KHK yetkisinin amaç dışı istismarı konusunda somut bir örnektir. Hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen ancak yabancı ülkelerde bulunan kişiler için Resmi Gazete'de yapılan yurda dön ilanına rağmen üç ay boyunca yurda dönmemeleri halinde vatandaşlıktan çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulu'na veriliyor. Medya kuruluşlarına, milli güvenlik, kamu düzeninin korunması gibi gerekçelerle uyarıda bulunulması tekrarı halinde lisans iptaline kadar ulaşacak yaptırımlar getirilirken, Polise, sanal ortamda işlendiği iddia edilen suçlarda yargı kararı ve savcılık izni aranmaksızın internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşma yetkisi veriliyor. Bu tablo, KHK yetkisinin art niyetli bir tasfiye aracına dönüştürüldüğünü gözler önüne seriyor. Emniyet personeli arasında 15 Temmuz gecesi çatışmada yaralanan emniyet amirleriyle, FETÖ cüleri gözaltına alan emniyet mensuplarının da bulunması yine bu konuda yetki istismarı konusunu akla getiriyor! HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

7 8. Tek Adam-Tek Parti hegemonyasının temel hedeflerinden birisi Laik kesimleri ve muhalif Kürt siyasetini tasfiye etmek, iktidar olasılığını ortadan kaldırmaktır! 9 Ocak Pazartesi günü TBMM Genel Kurulu nda görüşülmesine başlanan 18 maddelik Anayasa Değişikliği ve Başkanlık Sistemi Teklifinin maddelerine geçilmesi için yapılan oylamada 338 kabul oyu çıktı. Teklifin 1.maddesi 347 Evet oyuyla, 2.maddesi de 343 Evet oyuyla kabul edildi. AKP li bazı vekillerin gizli oy ilkesine rağmen oy pusulalarını göstererek oylamayı siyasi şova dönüştürmeleri, olayın ciddiyetinden ve vahametinden ne kadar bihaber olduklarını göstermektedir. Bu değişikliğin gizlenen amaçlarından birisi de laik anlayışı ve Kürt temsilini ilanihaye iktidar ya da iktidar ortağı yapmamaktır. YSK yı da oluşturma yetkisine sahip olacak tek adam rejiminde açık, şeffaf, tarafsız bir YSK ve hilesiz bir seçim yapılması, seçmen tercihinin olduğu gibi sonuca yansıması olanaksız hale gelecektir. 9. Özel sektörün döviz borçları, hızlanan kur artışları karşısında ödenemez noktaya doğru ilerliyor. Bu tablo, hükümeti panikletse de özel şirketler arasındaki pozitif ayrımcılık dikkat çekiyor! Başbakan Yardımcısı Şirketlerin kur riski için tedbir aradıklarını açıklarken, Merkez Bankası da şirketlerin döviz borçları ve döviz varlıklarıyla ilgili çalışma başlattı. Ancak buradaki asıl adaletsizlik; yüz milyarlarca dolarlık Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) yatırımlarında yandaş müteahhitlerin, kur risklerinin hazinece üstlenilmiş olması! Kur artışının tüm yükü, devletin, hazinenin, milletin sırtına binecek. Böylece iktidara yakın şirketler, işadamları koruma altına alınırken Merkez Bankası da son Finansal İstikrar Raporu nda bu durumun getirdiği ağır yüke ve risklere dikkat çekmek zorunda kaldı. HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

8 10. Ekonomi Bakanlığı nın İhracat Beklenti Endeksi Sonuçları ve mevcut siyasi ve ekonomik koşullar, 2017 yılı için, ihracatta olağanüstü bir iyileşme beklemenin güç olduğunu gösteriyor! İhracattaki 2016 tablosunun pek iç açıcı olmadığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı nın açıkladığı verilerle gündeme gelmişti yılı için de ihracatta olağanüstü bir iyileşme beklenmediği gibi, Ekonomi Bakanlığı nın İhracat Beklenti Endeksi Sonuçları, bu yılın ilk üç ayında ihracatta iyileşme beklentisinin zayıfladığını gösteriyor. Ekonomi Bakanlığı ihracatçı şirketlerle yapılan anketlerde, 2017 yılının 1. çeyreğinde, 2016 yılı 4. çeyreğine göre, gelecek 3 aya ilişkin ihracat ve ihracat sipariş beklentilerine ilişkin eğilimin azalış yönünde olduğunun ortaya çıktığını açıkladı. Buna karşılık, ihracat beklentisinde bu yılın ilk çeyreğindeki azalışa rağmen, geçen yılın ilk çeyreğine göre, 9,1 puanlık bir artışın gerçekleşmiş olmasını da olumlu olarak değerlendirmek gerekir. 11. AKP iktidarında, geçen yıl, 570 bin kasaplık hayvan ithaline izin verilmişti. Bu yıl da aynı uygulamanın hem de gümrük sıfırlanarak sürdürülmesi, ülke besiliğinin ve hayvancılığının ölüm fermanıdır! 31 Aralık 2016 da Resmi Gazete nin mükerrer sayısında çok kritik bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi yayınlandı. Bu kararname ile 31 Aralık 2017 ye kadar Et ve Süt Kurumu na (ESK) sıfır gümrükle, 500 bin baş damızlık olmayan besi ve kasaplık hayvan ithalatına yetki verilirken, özel sektörün besilik hayvan ithalatına da kapılar ardına kadar açıldı ve gümrük vergisi yüzde 60 tan yüzde 10 a indirildi. Et ithalatının ülke hayvancılığına en büyük kötülük olduğunu, sadece eti ithal edilen hayvanların, derisi, iç organları, değerlendirilebilecek diğer tüm organlarının ithal edilen ülkede kaldığını dile getiren besiciler, HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK

9 Bu politikanın ülke ekonomisine en küçük bir katma değer katkısının olmadığını ifade ediyorlar. Yerli besiciden esirgenen destekler kâğıt üzerinde kalırken, milyarlarca dolarlık ithalatla, yabancı üreticiler canlı hayvan ithalatıyla zengin ediliyor. 12. Kur artışlarına paralel olarak artan yem fiyatları nedeniyle, yerli besicinin maliyetleri daha da yükseliyor, sıfır gümrükle ithal edilen etle, canlı hayvanla rekabet gücü tümden ortadan kaldırılıyor. Hükümetin ilan ettiği Milli Tarım Projesi ile yerli besicilik, yerli tarımsal üretim tamamıyla yok edilme sürecine girmiş durumda yılından itibaren sertifikasız tohumun yasaklanması uygulaması bile tek başına, yerli tohumculuğu, yerli tohum kültürünü yok edecek bir adımdır. Sadece TÜİK in şu verileri bile ülke hayvancılığının ve besiciliğinin geldiği noktayı gösteriyor! YIL YABANCI BÜYÜKBAŞ YERLİ BÜYÜKBAŞ milyon 859 bin milyon 586 bin milyon 385 bin milyon 874 bin OCAK 2017 HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPORUNUN TAMAMINI OKUMAK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ! HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ 10 OCAK