Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1

2

3

4

5

6 HUTBETU'L-HÂCE Hamd, -âlemlerin rabbi olan- Allâh'a mahsustur. O'na hamd eden O'ndan yardım Ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden Ve amellerimizin kötülüğünden?ph sığınırız. O'nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ibâdete iâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine Şehâdet ederim ki, Muhammed sallallâhu aleyhi Ve sellem O'nun kulu Ve Rasûlüdür. «Ey îmân edenler!aiiâh'tan korkulması gerektiği gibi korkun ve sizler ancak Müslümanlar olarak ölün!"(âli İmrân: 3/102) «Ey insânlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşiniyaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allâh'tan ve akrabalık haklarına riâ- yetsizlikten sakının! Şüphesiz Allâh sizin üzerinize gözetleyicidir." (Nisâ: 4/1) «Ey îmân edenler!allâh'tan sakının ve sözünen doğru- sunu söyleyin kiallâh, amellerinizi ıslah etsin

7 vegünahları- fiızı bağışlasın. Kim Allâh'a ve Rasûlü'ne itaat ederse büyük birkurtuluşa ermiş Olur.lı [Ahzab: 33/70-71) Bundan sonra: Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah'ın kelâmı [Kur'ân-ı Kerîm). yolların en hayırlısı ise Rasûlullâh sallallâhu aleyhi Ve sellem'in yoludur (Sünnetrdir). İşlerin en kötüsü sonradan uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dîne sokulan her ŞeY bid'at, her bid'at dalâlet, her dalâlet ise ateştedir.

8 MUKADDİME Allah'u Teâlâ'nın âdemoğluna farz kıldığı ilk Şey tâğutları reddederek kendisine imân etmektir. Bu reddi gerçekleştirerek Allâh'a imân edenler, Allah'ın inkıtâsı mümkün olmayan sapa sağlam kulbuna Yani "Urvetu'l-Vuska"ya tutunmuş olurlar. Ve 0 kulba tutunarak sebât edenler, tüm emir Ve yasakları, bütün kanun ve nizamları, Allâh Subhânehu ve Teâ1â'dan alırlar. Her hallerinde sâdece CLR itaat ederler. Allâh Azze Ve Celle de kendisini ilâh kabul ederek velâyetini tercih eden tevhîd ehli kullarını, SOHU hüsrân olan şeylerden emin kılar. Ve onlara her türlü hayrı barındıran Şeyleri sunarak, bu kullarını, hususî velâyetine alır. Allâh'u Teâlâ'nın Velâyetine aldığı kullar için artık mahzun olmak, galibiyetten mahrum kalmak, izzet ve şeref gibi değerlere ulaşamamak diye bir Şey yoktur. Zîrâ Allâh Subhânehu Ve Teâlâ, her dâim gâlib olandır ve Allah'ın velâyetindekiler de gâlib olacak olanlardır. Ancak bazen imtihanın bir gereği olarak Allah'ın Velâyetinde olanlar da sıkıntı Ve mihnet dönemi yaşayabilirler. Hatırlayalım ki tevhîdin başmuallimi, Allah'ın sevgilisi Muhammed aleyhisselâm

9 dâhi Mekke yıllarında tevhîdi Yaşamak ve yaşatmak uğrunda birçok sıkıntıya göğüsgermişti... Şimdi ise imtihan sırası bize gelmiştir. Bizler de tüm şirklerden berî olarak Rabbimizi tevhîd ediyoruz. Ancak elâlim olan Allâh Subhânehu Ve Teâlâ, imân ettiğini söyleyen kullarından isbât istediğini Şöyle beyân etmektedir: ı,,o, 'J F3 ı Bi ı Bi &üs çzşı H& û/,,,/ ıjsluê ı'm,zra ı 7 (TH/YÂ $ Jıîti-'W mum/mmama#ğatiqb/ıla/ı/ km "Elif Lâm. Mim. İnsânlar, [sâdece] 'İmân ettik' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allâh, doğru söyleyenleri de, yalancıları da mutlaka bilir (ve gerçekleri ortaya çıkarır)."[ankebut: 29/1-3) gıjýı ı %343 çıêib ı

10 @Mak 5 (no/y :sßjlby) 6%W' glýglß "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlarve ürünlerden eksilterek imtihan edeceğiz. Sabreden- leri müjdele."(bakara: 2/155) Âyet-i kerîmelerde ifâde edildiği üzere Allâh'u Teâlâ finân ettiğini söyleyen kimseleri Çeşitli şeylerle imtihan edeceğini bildirmektedir. Sahâbeden Süheyl bin Sinan radıyallâhu anh'ı hatırlayalım. O. dîni uğrunda tüm mal varlığından vazgeçebilmişti. Rasûlullâh sahahâhu aleyhi Ve sellem ise onun bu yaptığını onaylayarak, kazançlı bir alışveriş olduğunu söylemişti. Bugün bizlerin de Süheyl bin Sinan gibi dînimiz uğrunda tüm mallarımızdan vazgeçmemiz gerekebilir. Unutulmamalıdır ki kazançlı alışveriş malı değil, dîni tercih etmektir. İmtihanın bir gereği olarak kimi zaman da asr-ı saâdet'in kahramanlarından Âsım bin Sâbit radıyallâhu anh gibi dîni tebliğ uğrunda nefislerimizi fedâ etmemiz gerekebilir. O, İslâm'ın kurtuluş vesilesi olan hakîkatlerini, câhiliyye toplumuna anlatmak için yola

11 çlkmlş ve yolda pusuya düşürülerekallâh yolunda şehid edilmişti. Ve Rabbimiz onun bedenini kâfirlerin eline Mü! alma?' İmge/ilan.' 8 düşmekten korumuştu. Elbette ki Allâh, dîni uğrunda mücâdele edenleri korumaya kâdir olandır. Ne güzel bir görev ve de ne güzel bir son. Kimi zaman cihad meydanlarında dîni korumak uğrunda Hamza ve Mûs'âb radıyallâhu anhumâ gibi canlarımızdan hiç düşünmeden vazgeçmemiz gerekebilir. Kimi zaman îdam sehpalarında Hubeyb bin AdiyY radıyallâhu anh gibi İslâm düşmanlarına Peygamber sevgisinin ne dernek olduğunu öğretmemiz gerekebilir... Yine bazen imâmlarımızdan Saîd bin Cubeyr gibi zulme karşı kıyam etmek gerekir. Ebû Hanîfe gibi zâlim otoriteyi ucunda ölüm de olsa meşrulaştıracak amellerden kaçınmamız gerekir. Onların küfür akîdelerini Ahmed bin Hanbel gibi canımız pahasına da olsa reddederek hakkı isbât etmemiz gerekir. Bid'at ve hurâfelerle mücâdele ederken İbn TeymiYYe gibi ömrümüzüzindanlarda da

12 geçirsek, bundan korkmamamız gerekir... s31? " 8,33 :ı7ı_a bi of'/?iii (HY/Y :sßeiiör) ie Jı "Yoksa sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" (Bakara: 2/214) fi73e kalanları kulağa/ta luzdaßıwg 'ljılduıamag 6131'bu ölüm, halli-i Menü. Mü! alma?'.öatiglo/ılan/ 9 Ölüm gız/ıâdattıh, Ayan/mita, haluk uglıztü/ı, ÂğÂQ/LCIZ,wa, bi?' Hamdi/adım lu',.gi-m ola/u bu dâımdamaddede/lime. ıı Evet, bu saydıklarım sayamadıklarıma oranla, okyanusta olan kumların yanında, elimde bulunan bir kum taneciği bile etmeyecek kadardır. İzzet ve şeref Allah'ın, Rasûlü'nün ve mü'minlerindir.

13 ~ı si 9,9393 âğýı (A/îT' :öjölajlüjjm) ie "Oysa izzet (güç. onur ve üstünlük] Allah'ın, Rasûlü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münâfıklar (bunu) bilmiyorlar." (Munafikun: 63/8) Iüm bunların bilincinde olarak içerisinde bulunduğumuz zaman diliminde Allah'ın hakimiyetine göz diken iânetli tâğutların ve de yardakçılarının oyunlarını bozmak, belamlarını rezil ederek etkisiz hale getirmek, biz muvahhidlerin görevidir. Herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Gerektiğinde tevhîd uğrunda malından, hürriyetinden ve de zamanı geldiğinde canından vaz-geçebilmelidir. Unutmayalım ki, -ihtiyacı olmadığı halde- dînine yardım edenlere Allâh yardım etmekte ve onları tevhîd üzere kavileştirmektedir. &We; 0001;/ ı'm b;':3', ö 52;& \`l by (V/YV :Âaaßyy) g&

14 «Ey imân dinine]yardım edenler, eğersizallâh'a Jûtiüi" (onun alındı/l simple/ı.! ederseniz [desteklersenizj, 0 da sizeyardım eder ve ayakları- HIZI [tevhîd üzere) sağlamlaştırır."(muhammed: 47/7) Bu sebeble kitâbımızın konusu açısından Allâh'u Teâlâ' fiın hakimiyetinde Şüphe yayma çabasında olan Şeytanın, Muhammed-i Şeriat dışındaki bir yerden veya bir kimseden hüküm isteme konusunda ortaya attığı batıl kanaatlerin yok edilmesini ve de Müslüman kardeşlerime bu konuda taklide değil de, Kur'an ve Sünnet'e dayalı Ehl-i Sünnet akîdesini, Ehl-i Sünnet âlimlerinin ağzından sunarak -Allah'ın dilediği kadaryardımcı olmayı umuyorum. Okuyuculardan ricam, kitabı başından sonuna kadar eksiksiz okumalarıdır. Zîra soruların cevabları birbirlerini tamamlamakta olup' sistematik olarak tüm şüphelere -inşaallahcevab vermektedir. Bazı yerlerdeki tekrarlar, soruların gereğine binaendir. Şunu da hemen belirtmek istiyorum ki, Allah'ın Kitabı haricindeki her kitab eksik ve hatalıdır. "Tâğuta Muhâkeme Olmayı İstiyorlar" adlı bu kitabtaki doğrular İslâm'ın doğrularıdır. Eksikler ve

15 hatalar benden ve şeytandandır. Iüm hatalarımdan, her halukarda tevbe ediyor ve Rabbim'den acizane olarak ortaya koyduğum gayretten ötürühatalarımı bağışlamasını niyaz ediyorum. ama,, (16 &aşa/za %6( ae ŞM 24%& 'made/z, &MM Saîd. 5'f'

16 IM alma-w İman/dan! Soru: Ehl-i Sünnet ve' -Cemaat ne demektir? Cevâb: wjlûşlwg Hamd ve hüküm, Allah Subhânehu ve Tealâ'ya mahsustur. "Ehl-i Sünnet vel-cemaat" dendiğinde bundan neyin kastedildiğinin anlaşılması için "sünnet" ve "cemaat" kelimelerinin tek tek açıklanması gerekir. H. S~n_nn kökünden gelen sünnet kelimesi iügatte: "Bir Şeyin kolaylıkla akması ve dökülmesi" anlamına gelmektedir. Bu anlamıyla bağlantılı olarak sünnete, "sîret" manası da verilmiştir. Dilciler tarafından sünnet kelimesine: "Tavsif edilmek (nitelemek) kaydıyla iyi veya kötü gidişat, tarîkat/yol, y0l güzergahı, Yaşam tarzr Uygulama, metot, önceden bilinmeyen bir Şeyi takib edilen bir y0l haline getirme, bir yola girip yürüme toplum için kural koyma, beyan etme ve bir Şeyi adet olarak ihdas etmek, örnek olarak ortaya koymak" gibi manalar verilmiştir.1

17 Sünnet kelimesi: Gidişat, sîret, takib edüen ve örnek ahnan yoı, hayat tarzl metot gibi anlamlarını korumakla birlikte bu anlamlar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in tarîk ve sîretine, O'nun gidişatına tahsis olunmuştur. Muhaddisler (hadîs alimleri) sünnet kavramını ŞÖyle tanımlarlar: "Sünnet Gerek peygamberliğinden önce gerekse l Bak: ııs-n-nıı Maddesi: İsfahanî, el-müfredat; Firûzabadî, el-kamûsu'l-muhît; İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab; Cevherî, es-sıhah; İbn Faris, Mucemu Makâyisi'lluğa; Zebidî, Tacu'l-Arûs IM alma-w :İmamı 12 de peygamberliğinden sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den nakledilen SÖZ: fiil, takrir, sıfat, ahlak, adet veya hareketleridir." Fakihler (fıkıh alimleri) ise muhaddislerin sünnet kavramı hakkındaki bu tarifini daraltarak ŞÖyle derler: "Sünnetz Rasûlullah sahahahu aleyhi ve sellem'in peygamberliğinden sonraki SÖZ fiil ve takrirleridir." Akîde âlimlerinin ıstılahında: "Sünnetz İlim, îtikâd, söz ve amel cihetiyle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabının üzerinde olduğu yoldur. O

18 ittiba edilmesi gereken. ehli övülen ve muhalifleri kötülenenbir yolclur_"2 İl C-m-a"kökündengelencemaatkelimesi ise iügatte: "Toplamak, toplanmak ve bir araya gelmek" anlamlarını içermektedir. Akîde âlimlerinin ıstılahında cemaat kelimesinin manası ŞÖyledir: "Allah'ın Kitabı ile Rasûlü'nün Sünneti'ndeki apaçık hakkın etrafında toplanmış ve bu ümmetin selefini teşkil eden ashab-1 kiram ile tabiîn ve kıyamete kadar onlara ihsan ilkesince uyanlardır."3 Bu sebeble akîde ilminde cemaat lafzı, dînde ilim ve fıkıh sahibi, hadîs ehli kimseler ile kendilerine uyulan ve sünnet ile amel eden hidayet önderleri, onların yollarını izleyip izlerinden giden kimseler hakkında kullanılır. İşte bunlar, Rasûlullah sahahahu aleyhi ve sellem'e ve Müslümanların ilk cemaatini teşkil eden onun ashabına uyan kimselerdir. Hak üzere bulu 2 İbn Teymiyye Mecmûu'l-Fetava: 18/6-10; Halîl Herras, Şerhu Akîdeti'lvasıtiyye: 61; Nasır bin Abdulkerim, Mehâbis fî Akîdeti Ehli's-Sunne: Bak: ııc_m_au Maddesi: İsfahanî, el-müfredat; Firûzabadî, el-kamûsu'l-muhît; İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab; Cevherî, es-sıhah; İbn Faris, Mucemu Makâyisflluğa; Zebidî, Tacu'l-Arûs; Halîl Herras,

19 Şerhu Akîdeti'l-Vâsıtiyye: 61 IM alma-w :İmamı 13 nan her bir cemaat de onların devamıdır. Sünnet ve cemaat kelimelerinin anlamlarını açıkladıktan sonra, Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat dendiğinde bundan neyin kastedildiğini kısaca beyan edelim: Ehl-i Sünnet vel-cemaat, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ve ashabının, îman Ve amel ettiği y0l üzerinde gidenlere verilen bir isimdir. Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat'in kendisiyle tanınmış olduğu başka isimleri de vardır. Bunlardan bazıları ŞÖyledir: Ehl-i Sünnet Ehl-i Cemaat, Selef-i Salih, Ehl-i Eser ve Ehl-i Hadîs... Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat: İtikatlarını, sözlerini, amellerini, Kur'an-1 Kerim'den ve Rasûlullah sahahahu aleyhi ve sellem'in Sünneti'nden alarak îman ve amel ederler. Kur'an ve Sünnet'in önüne hiçbir Şeyi geçirmeden onların hükümlerine tabi olurlar ve asla bu ikisini birbirinden ayırmazlar. Dînin kaynagi olan Kitab'ın müteşabihlerini muhkemlerine götürerek anlamaya çalışırlar. Sünnet'i ister mütevatir, ister ahad olsun akîdenin ve fıkhın esası kabul ederler. Kufan ve Sünnet nasslarını sahabe, tabiîn ve onlara uyanların aniaylşl üzere idrak ederler. Onların nasslar hakkında

20 söylemediklerini asla söylemezler. Kur'an ve Sünnet'te dînin esasları eksiksiz olarak açıklandığından dîne sonradan sokulan her Şeyi bid'at olarak kabul ederek, her türlübid'ati reddederler... Allâh'tandır. 5'f' Başarı, el-hamîd ve el-hakîm olan

21 14 üýllajı e: iýqîbug bi Üye# 2. Soru: Ehl-i Sünnet ve' -Cemaatin özellikleri nelerdir? Cevâb: êğjlwlßilıûşaê Hamd ve hüküm, Allah Subhânehu ve Tealâ'ya mahsustur. Fırka-ı Naciye (kurtuluş ehli) olan Ehl-i Sünnet'in bu kitabın hacmini aşan birçok özellikleri bulunmaktadır. Bu özelliklerinden bazıları kısaca ŞÖyledir: Ehl-i Sünnet vel-cemaat, Kur'an ve Sünnefe kayıtsız ve şartsız itaat ederler. Kur'an ve Sünnet'in önüne hiçbir kimseyi ve hiçbir Şeyi geçirmezlerfi Allah Subhânehu ve Teala ŞÖyle buyurmaktadır: _gü âı si ı'm ğı Jýîib 33% (VY/T :birejlöf)

22 "De ki: Allâh'a ve Rasûl'e itaat edin. Eğer (itaatten)yüz çevirirlerse Şüphesiz ki Allâh kâfirleri sevmez." (Âli İmran: 3/32] ilgi.gap ji:: :3 Q. 23,333 ı'm Oz 523% 4- EY hakka talib olan kişi! Kayıtsız ve şartsız îman etmen gereken Kunan vesahîh- Sünnet'in hakîkatlerinden başkası değildir. Kayıtsız ve şartsız itaat etmenin de farz olduğu tek merci Kunan ve Sünnet'in hakîkatleridir. Zîra Kufan ve Sünnet akîdenin aslı, fıkhın esasıdır. Hüküm Kur'an ve Sünnet'te aranır. Fetva Kur'an ve Sünnet'e göre verilir. Yaşantı Kur'an ve Sünnefe göre belirlenir... İşte bunlar, îmân ettiğini iddia edenlerin isbât etmesi gereken Şeylerin en önemlilerindendir. Rabbim, muvaffakiyat versin. IM alma-w :İmamı 15 (YT/VY ;Üzjl5))-«I) te "Kim Allâh'a ve Rasûlü'ne karşıgelirse, Şüphesiz onlar için. içinde ebedî kalacakları cehennem ateşill 72/23) Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat, Allah'a Ve Rasûlü'ne isyan olacak Şeyleri emretmedikleri sürece nefislerinin hoşuna gitmese dahi Müslüman olan idarecilerine ve alimlerine itaat ederler. Hak oldukları sürece bunlara

23 itaatsizliği, Allah'a isyan olarak bilirler. Allah Subhânehu ve Teala ŞÖylebuyurmaktadır: Ni abii ilgim iki& i,gti i,si "il iy (MN:;L...~Jisu...)6%I «Ey îmân edenler! Allâh'a ve Rasûlü'ne itaat edin. Ve sizden olan (Müslüman) ulu'i-emre [idareci ve âlimlere) de [Allâh'a ve Rasûlü'ne isyanı emretmedikleri sürece] itaat edin, (Nisa: 4/59) Ehl-i Sünnet vel-cemaat, dînde ihtilaf etmeyerek hepbirlikte Allah'ın ipine (Kur'an ve Sünnet'e) sarılarak cemaat üzere kalırlar.5 Allah Subhânehu ve Teala, ŞÖyle buyurmaktadır: 5 EY hak ve hakîkatlerin sevdalısı! Küfrün azgın seher gibi üzerimize doğru aktığı bu zamanda îmân üzere kalmak ve îman üzere Rabbine kavuşmak istiyorsan, hakikat üzere yaşayan ve yaşanması uğrunda hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmayan tevhîd ehli bir cemaatin ferdi ol. Zîra hak üzere Sebat eden cemaat, asrımızdaki Nuh'un -aleyhisselâm- gemisidir. Ondan ayrılmak küfrün azgın dalgalarıyla yalnız başına boğuşmaktır ki, buna kimin gücü yetebilir? O gemide sana en ağır işleri yapman dahi emredilse sabret! Zîra îman nurun küfrün katran karanlığında ve

24 amansız fırtınalarında yalnız başına ne kadar dayanabilir? Sonra Müslümanlara hizmetinden dolayı, kıyamet günü imrenilecek olan makamlar niçin senin olmasın? Ve seni IM alma-w ğaiil/_o/ıla/i., 16 bir* Ji Sjfß) ie ali fı ;iii or ww',713% (\ I/T: «Hep birlikte Allâh'ın ipine [Kur'ân ve Sünnet'e) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin."(âli İmran: 3/103) ı.g,, uitaîi 23 fu U- Oz Ãlýjßi&Su; 255% 5JJM) ik?'.bati-i,û,. i, Li z (\ \ 6/1' :elmali "Her kim; kendisine hidayet (doğruyol) besbelli olduk- tan sonra Rasûl'e karşı çıkar, mü'minlerin yolundan başka biryola uyarsa, onuyöneldiğiyolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötübiryerdir." (Nisa: 4/115) Rasûlullah sahahahu aleyhi ve sellem ŞÖyle buyurmuştur: z /o.ab ißýâi915,131 dai O

25 yzz Oz ö:vi) vê bwin' /i _î,zz.ge Jo zûa ız z& gi &gi oij) ç?.lwl 'îîétşii ;%93..ş,.é "ÃÂz-UÃ.ßi [. (N W) siz-l» iyi: (2 O W) (WE/iza edin!sizden önceki'elif-i Kitâöyetmiş i& dîniflfftaya ayrıfmışûırdî. <Bu ümmetteyetmiş üçiit/iaya ayrıûıcaktır. (Bufırkalêırgünahlardan sakındırıp takvâya ulaştırmak için bazı yaptırımlar uygulandığında sana düşen Şey hayr davetçilerine itaattir. İsyan ise Şeytanın saptırmasından başka bir Şey değildir. Uyanık Ve elindeki hazinenin değerini bil! Çünkühesap günü yakındır. Allah'ın azabı çetin ve şedid olacaktır... Allah'ım gazabından rahmetine sığınırız. Bizi Arş'ın gölgesinde gölgelendir. Allahümme Âmin. IM alma-w.amaa/dual 17 Jan yetmişi/ãi_fif/ãa cenennemlî/ğ, (Sâéfece) öir tanesi cennetlîğéiı: ßu (cennetfiâofanßr/ğa) cemaattir. "[(SAHİH HADİS:) Ebû Davûd (4597) İbn Mâce (3993)..-] Ehl-i Sünnet vel-cemaat, herhangi bir Şeyde anlaşmazlığa düştüğündeonur Allah'a ve Rasûlü'ne yani Kitab ve Sünnef e döndürerek çözümübu iki kaynakta

26 ararlar. 6 Allah Subhanehu ve Teala ŞÖylebuyurmuştur: #Fu-Ali by) a& üi wii H 28:* O ı ış*-g 65%' (iww "Hakkında ihtilâfa (ayrılığa) düştüğünüz herhangi bir Şeyin hükmüallâh'aaittir." (Şûra: 42/10) '.ıg; ol. öi «Jéîib \ü\ «ii â1 25:** si 01 z,z :ise (M/i':swiby) i@,şii :E235 sine "Eğer herhangi bir Şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, Allâh'a ve âhiret gününe gerçekten îmân ediyorsanız onu Allâh'a ve Rasûlü'ne (Kur'ân ve Sünnet'e) götürün."(nisa: 4/59) Ehl-i Sünnet vel-cemaat, ilim, amel, ihlas ve sabır ilkeleri üzere hareket ederler. Allah Subhanehu ve Teala ŞÖyle buyurmuştur: \.:.. 3): zz tâz ij# â bi? 05%' az iye?) iâi i::ı-iii s? / Iz'

27 6 Zîra bu, ilerleyen sahifelerde görüleceği üzere, tevhîd ehli olmanın şartlarından bir şarttır. Kur'an ve Sünnet'in hakemliğinden başkasını aramak ve ondan razı olmak ancak Kitab ve Sünnet'e îmanlarında zan sahibi olan kimselerden sudûr edebilecek küfrî amellerdendir. Neûzubillâh. IM alma-w ğaiil/_o/lta/t/ 18 (iîî/'i ::varsm a "Mü'minlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir kısmının dînde derin bir kavrûylş edinmek (tafakkuhta bulunmak] ve kavimleri dönüp geldiklerinde onları [emri bil-maruf ve nehyi ani'lmünkeryaparak) uyarmak için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar." (Tevbe: 9/122) iiz; biji *ii JÂÂ.,'otıßşii 3! ;Que (r-i/i~i~:,...ji5,4 i& iyziýâ d.zik? "Asra yemin ederim ki, insân gerçekten ziyan

28 içinde- dir. Bundan ancak îmân gdip sâlih ameller işleyenler, bir- birlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır." [Asr: 103/1-3) Ehl-i Sünnet vel-cemaat, emri bi'l-maruf nehyi ani'lmünker görevini güçleri yettiğince her daim yerine getirirler. Allah Subhanehu ve Teala ŞÖyle buyurmuştur: Ib,4~' ~: ÖLÄÃÃ;Sil :3135 eine akay air" Jlsjj-N) ge z Ğiêbiß.yigéji s? jı,,'o, "Onlar, Allâh'a ve âhiretgününeîmân ederler. Mârufu (iyiliği) emrederler. Münkerden (kötülükten) menederler, ha- ylr işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar sâlihlerden- dir_.. [Âliİmran: 3/114) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ŞÖyle buyurmuştur: Jûâüi" günlü/l.ğaüi/.ojlia/ı.' 19 5G z z Oz 2 b ij/sãğ 5'i isi) ik) H*** aij) (zêîfý &ml 'tğkgğii z zz

29 oz &3 i---(2~ir)4,u_~,.ii,(vı\) Sizden İier (tim Bir mün&er (İsfâm'a uygun ofmayan Şeyfer) görürse (Seyirci iğafmayî?) onu elîyfe Jüzeftsin. Şâyet elîyfe,feğıştimıeye gücüyetmezse neye ıfüzeftmeye Fdüşsın. Ona :fa gücü yetmezse &aßiyre onu hoşgöffîlßyil? Elaßullênmesin Q öu Ja îmânın en zayfıferecesiıfir. "[(SAHİH HADİS:) Müslim (78): İbn Mâce (4013)...] Ehl-i Sünnet ve'1-cemaat, hem akîdede hem fıkıhta ifrat ve tefridin ortasında vasat bir şekilde hareket ederler.7 Allâh Subhânehu Ve Teâlâ ŞÖyle buyurmuştur: luis; Mü&.A3»Aka da:) ı,ı o"f zz wkîßêû UVWX' zijn. SJF) â& Jz Ügjss "Böylece, sizler insânlara birer şahit olasınız ve RasûI de size bir şahit olsun diye sizi vasat bir ümmet yaptık." [Bakara: 2/143) İşte bu özellikler, yetmişüç fırkaya ayrılacağı bildirilen ümmetin içinde Allâh'1n azabından kurtulacak olan tek fırkanın bazı özellikleridir. Onlar, Rasûlullâh sahahâhu aleyhi VE sellem' in Ve ashâbının yolunu

30 izleyerek hak üzere olacaklar ve hakka düşmanlık edenler onlara hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi Ve sellem ŞÖyle buyurmuştur: 7 Bil ki! Akîdede ve fıkıhta, ahlâkta ve yaşantıda orta y0l, Yani vasat olmak, altın kuraldır. İfrat ile tefrit arasında vasat olmak vardır. Bu, Ehl-i Sünnet ile Ehl-i Bid'at'ı, Ehl-i İttiba ile Ehl-i Taassub'u, Ehli Zühd ile Ehl-i Dünyâ'yl birbirinden ayıran şeydir. IM alma-w İmge/dalı! i:,mı.a, a& ç.,,/,,.ai -â Ja,uî Lâ :JLâ?ful Açı; L: z 553 1,313.îJzU [. '(2 Z z) Vsßdı, (V1 Z \ ) olj) Gir* Cagan] "Ümmetim yetmişüç_ßrgaya öirı' kafi? hepsi Ce/îennem'Je olacaktır..âs/iâö: Üîimıfir onlêır Jq Rasûlüllah' ıfıye sorunca: Rgsûfulîâli Şöyfe öuyurmuştur: ßenim ve asßâöımınyofu üzere ollmûzrdîrî İ) i-î [(HAsEN HADİS:) Tirmizî: (2641); Hâkim (444)...] ab c&j.lâ O/ N*ý 4,31 3% 15z D si? A191

31 olj) (zêýý &gal u J# M; ûi 32% o il, \ ß/ [...(\.m &me; (VW: ı) "Ümmetimıûzn ßir topfuûıß ßlüß'm emrini dimdik, ya/ita tutmağa devam ezfece/ğferûı: Onlîmyardimsız öıra/ğanlîırıfa 've onûmı mußâlêßt edênlêfdê onûıra Zdftlf veremeyece/ğferıfir. Onûır,,illâ/i'ın emri gelinceye Kader ön halleri üzere &aßîlaya devam edecekferdir. İ) [(SAHİH HADİS:) Buhârî [3641]; Müslim: (1037)...] Arşın el-kerîm olan Rabb'ine duamız odur ki, bizleri de kurtulan bu fırkaya dâhil ederek haşretsin. Allâhumme Âmin. Başarı, el-hamîd ve el-hakîm olan Allâh'tandır. ê-r

32 Jûâüû' günü-w.öatiı/_o/ıla/ı! Soru: Iâğut ne demektir? Cevâb: &zğilgêilıtßlljûş/«ğ Hamd ve hüküm, Allâh Subhânehu ve Tealâ'ya mahsustur. Arabça bir kelime olan "ýjßw tâğut": iyi» I_ğ_y kök harflerinden türemiş olup' tekil Ve Ç0ğuL dişil Ve eril olarak kullanılan bir cins isimdir. Bu kelimede aslolan onun müzekker olmasıdır. Ancak hem müzekker/eril hem de müennes/dişil için kullanılır. Iâğut kelimesin masdarı olan liöı*.ı tuğyân": "İsyan etmek, haddi aşmak, azgınlık Ve sapkınlık" gibi anlamlara gelmektedirß Nitekim Şeyhu'l-İslâm İbn TeymİYYe rahimehullâh, ŞÖyle demiştir: "Tâğut, ı. fa'lût' kalıbında olup' 'tuğyân'dan türemiştir. Tuğyân ise: Haddi aşmaktır. Bu da zulüm Ve haksızlıktır."9 Iâğut kelimesinin ıstılâh (terim) mânâsı hakkında ümmetin âlimleri birçok açıklamalar Yapmlşlardır. Onlardan bazıları ŞÖyledir: İmâm İbn Cevzî rahimehullâh, tâğut kavramının

33 tanımına dair ŞÖyle demiştir: "Tâğuttan neyin kastedildiği hakkında beş vardır. Birincisi: O. şeytândır. Bunu Ömerbin Hattab, İbn Abbas, Mücahid, Şâbi, Suddi ve diğerleri demişlerdir. İkincisi: O. kâhin- 8 Bak: llt_ğ_yıı Maddesi: İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab; Firûzâbâdî, el-kâmûsu'lmuhît; Zebidî, Iâsu'l-Arus; Ragıb, Müfredat; İbn Cevzî, Zâdu'l-Mesir: 1/231232; Kurtubî, el-câmiu li Ahkâmi'l-Kur'ân: 3/ İbn Teymiyyeı Mecmûu'l-Fetâvâ: 28/200. Jûâüû' günü-w.öatiı/_o/ıla/ı! 22 dir. Bunu Saîd bin Cubeyr ve Ebû'l-Âlîye demişlerdir. Üçüncüsü: O. sihirbazdır. Bunu Muhammed bin Sirin demiştir. Dördüncüsü:Putlardır. Bunu Yezidi ve Zeccac demişlerdir. Beşincisi: Ehli Kitab'ın azgınlarıdır. Bunu da Zeccac demiştjrýıo Tabiînin büyüklerinden İmâm Mücâhid rahimehullâh'tan rivayet edildiğine göre tâğut: "İnsânların idârecisi konumunda bulunan, halkın kendisine danişip işlerinin hükme bağlanmasını istedikleri, insân sûretindeki şeytânlardır. Iâğut (Allah'ın kanunları dışında) kendisine başvurulan insanların efendisidir."11 İlk müfessirlerden Mukâtil bin Süleyman

34 rahimehullâh tâğutu: ıışeytânı putlar Ve Yahûdî Ka'b bin Eşref" 12 olarak ÜÇfarklı mânâda tefsîr etmlştinß İmâm Taberî rahimehul1âh'a göre tâğut: "Allâh'a karşı isyânkâr olup' zorla, zorlamayla veya gönül rızâsıyla kendisine tapınılıp ma'bûd tutulan insân, Şeytan, put, heykel ya da herhangi başka bir Şeydir_"ı4 İmâm Mâverdî rahimehullâh, bu tanımlara kötülüğüemreden nefsi de ilave etrniştinl5 İmâm Beğavî rahimehullâh ise tâğutu Şöyle tanımlamıştır: "Tâğutz İnsânın tuğyân etmesine sebeb olan her Şeydirfıs Kadı Beydâvî rahimehullâh'a göre tâğut: "Tuğyânın zirvesine ulaşan, Allâh'a kuhuğu engelleyen Şeydirfn Ragıb elisfehânî rahimehullâh "Müfredat" da, Allah'ın dışında tapınılan şeylerin tamamı, sapkın önderler, hayır yolundan çevirenler ve 10 İbn Cevzî, Zâdu'l-Mesir: 1/ Suyutî, ed-durru'l-mensur: 2/ (Seytânı) Bakara: 2/256; Nisâ: 4/76; Maide: 5/60 (Putlarz) Nahl: 16/36; Zumer: 39/17 (Ka'b bin Eşref:) Bakara: 2/257; Nisâ: 4/ Mukâtil bin Süleyman, el-eşbâh ve'n-nezir fi'l-kur'âni'l-kerîm: Taberî, Câmiu'l-Beyân: 5/ Mâverdî, en-nukt ve'l-uyûn: 1/ Beğavî, MeâlimuT-Tenzîl: 1/ Beydâvî, Envâru't-Tenzîl: 1/155. Jûâüû' günü-w :İmi/amı

35 23 Ehl-i Kitab'ın azgınlarının da tâğut olarak isimlendirildiğini belirtmiştir. Allâme Âlûsî rahimehullâh ise tefsîrinde tâğutla ilgili bütün bu görüşlere Yer verdikten sonra Şöyle demiştir: "En doğrusu bütünbu sayılanlara tâğut demektir."19 İmâm Mâlik rahimehul1âh'a göre tâğut: "Allâh'tan başka (kendisine) ibâdet edüen her Şeydirfzo Leys, Ebû Ubeyd, Kisai, Vahîdî Ve iügatçilerin cumhuru da bu görüştedir. 21 İmâm İbn Kayyim rahimehullâh ise tâğut kavramı hakkında takdire Şâyân bir tanım Yaparak ŞÖyle demiştir: "Tâğut Kendisine ibâdet edilme, bağlanılma ve itaat edilme noktasında haddini aşan kul demektir. İnsanların tağutu, Allah ve Rasûlü' fiün kanunlarıyla hükmetmeyen, Allah'tan başka kendisine muhakeme olunan, ibadet edüen ve Allah'ın emrine dayanmaksızın, Allah'a itaat etmeksizin kendisine tâbi olunanlardır. Bunları düşünür ve insanların durumlarına bakarsan, insanların Çoğunun Allâh'a değil tağutlara ibadet ettiğini, Allâh ve Ra-sûlü'nün hükümlerine değil, tağutların hükümlerine muhake-me olduklarını, Allah ve Rasûlü'ne değil, tağuta itaat edip tâbi olduklarını göfürsünfzz

36 Şehid Seyyid Kutub rahimehullâh, ŞÖyle demiştir: "Tağut, 'tuğyân' kökünden türemiştir. Gerçeği Çİğneyen Allah'ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem Ve ideoloji anlamına gelir. Bu düşüncenin, sistemin ve ideolojinin, Allah'a inanmaktan, O'nun koyduğu kanunlara uymak gibi herhangi bağlayıcı bir kuralı yoktur. İlkelerini Allah'u Teala'nın kanunlarından almayan her 18 İsfehanî, Müfredat: 1/ Âlûsî, Ruhu'l-Meani: 2/ Kurtubî, Camiu li Ahkam: 5/ Nevevî, el-minhac fi Şerhi Sahîhi Müslim: 3/ İbn Kayyim, İlâmu'l-Muvakkıîn: 1/40. Jûâüû' günü-w.öatız/o/ıla/ı! 24 sistem, her kurum, her düşünce, her davranış kuralı, her gelenek tâğut kapsamına girer. Buna göre ancak kim tağutun karşısına çıkar ve sistemindeki kafirliklerin tümünü kökünden reddederek Allah'a inanır Ve yalnızca ona boyun eğerse kurtuluşa erer_"23 Şeyh Muhammed Hamid el-fakî rahimehullâh, tağutun tarifinde ŞÖyle demiştir: "Selefin sözlerinden özetle tağutu ŞÖyle tanımlayabiliriz: Kulu Allah'a

37 ibadetten, dîni ve itaati yalnızca Allah'a ve Rasûlü'ne has kılmaktan çeviren ve alıkoyan her Şeydir. Bu, cinlerden olan Şeytan da olabilir, insanlardan olan Şeytan da olabilir. Ağaçlar, taşlar ve diğer başka Şeyler de olabilir. Şüphesiz buna kanlar, mallar ve ırzlar hususunda insanların koymuş olduğu, İslam'a ve İslam Şerîatı'na Uymayan kanunlarla hükmetme de dahildir. Bu yolla hadlerin ikamesi, faizin, zinanın, içkinin haram kılınması gibi Allah'ın Şerîatrndan olan Şeyler geçersiz kılınmış olur ve insanların koymuş oldukları bu kanunlar, kendi yaptırım güçleri ve onları uygulayanların yetkisi ile yasallaşarak korunurlar. Dolayısıyla kanunların kendisi bizzat tağuttur, bu kanunları koyanlar ve propagandasını Yapanlar tağutturlar, gerek kasıtlı gerekse kasıtsız olarak Rasûlul-lah'ın getirmiş olduğu gerçeklere uymaktan insanları alıkoymak için insan aklının icat etmiş olduğu her türlüyazılı metin ve buna benzer Şeylerin tamamı tâğuttur."24 Tağut kavramının tanımı hakkında Yaptığımız bu nakilleri daha da uzatmak mümkün olmakla beraber bu kadarı onun kimliği hakkında yeterli bilgi vermektedir. Tağutun kimliğini tespit için bu nakilleri incelediğimizde tağutu, Allah'tan başkasına ibadete çağıran Şeytan, kendisine tapılan Dut, gaybı bildiği-

38 23 Seyyid Kutub, Fî Zilali'l-Kur'an: 1/ Fethu'l-Mecîd Şerhu Kitabft-Tevhîd: 282 (Dipnot: 1)- Jûâüi ' ami/om.! 25 ni iddia eden kahin, sihir Yapan sihirbaz ve Allah'ın kanunları haricindekilerle hükmeden idareci şeklinde sınıflandırabiliriz. Ancak tâğut, Allah'tan başka kendisine ibadet edüen her ŞEY olduğuna göreı tağutların sayısını belirli bir şekilde ifade edemeyiz. Bunun için diyorum ki: Tağut yeryüzünde İslam Dîni'ne Yani Allah'ın kanun ve yasalarına isyan ederek başkaldırmak sûretiyle haddi aşan ve aştıran, insandan devlete, güçten otoriteye, nefisten Şeytana, puttan kahine kadan canlı veya cansız, soyut veya somut her türlü Şeyin ortak adıdır. Bu manada tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde. aynı veya farklı yerlerde eşzamanlı olarak bir tane olabildiği gibi, işbirliği içinde birden fazla da olabilen tâğut, aşırı derecede tuğyankar olup' insanlar üzerinde ilahlık iddia edlpı onların dünya hayatını düzenlemeye kalkışan her Şeydir. Zîra tağut bir kimliktir. Küfrü, zulmü, fıskı, şerrh haksızlığı, adaletsizliği, putçuluğu, azgınlığı, sapkınlığı ve -zikretmekte aciz kaldığım- tüm kötülükleri ifade

39 eden bir kimliktir. Bu kimlik Çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bazen kendini Fir'avun ilan eden -antik Ya da çağdaş- bir yönetici, bazen de Komünizm veya Demokrasi... adıyla azgın bir sistem ve kimi zaman da dindar kılığına girerek insanlara alemlerin rabbi olan Allah'tan gayrisine ibadeti süslü gösteren bir belam... Tağutları redderek Allah'a tevhîd üzere îman edenlere müjdeler olsun. Başarı, el-hamîd ve el-hakîm olan Allâh'tandır. ê-r

40 Jûâüû' günü-w :İmi/ami Soru: Kufânq Kerîm'de tâğut kelimesinin geçtiği âyetler hangileridir? Cevâb: êğilwltßğaê Hamd ve hüküm, Allah Subhanehu ve Tealâ'ya mahsustur. Kur'an-ı Kerîm'de tağut kelimesinin geçtiği sekiz ayet-i kerîme bulunmaktadır. Bu ayetler fiüzûl sıraları itibariyle ŞÖyledir: Zumer Sûresi'nin 17. ayeti, Nahl Sûresi'nin 36. ayeti, Bakara Sûresi'nin 256. ve 257. ayetleri, Nisa Sûresi'nin 51. I 60. ve 76. ayetleri, Maide Sûresi'nin 60. ayet-i kerîmesidir. Mushaf sırasına göre ise bu ayet-i kerîmeler: Bakara Sûresi'nin 256. ve 257. ayetleri, Nisa Sûresi'nin ve 76. ayetleri, Maide Sûresi'nin 60. ayeti, Nahl Sûresi'nin 36. ayeti ve Zumer Sûresi'nin 17. ayeti olarak sıralanmaktadır. Bu ayet-i kerîmeler, mushaf tertibi îtibarîyle mealleriyle birlikte ŞÖyledir: `C ı 13.31) *Gaz ::#351 a? 55 :)

41 4% 153 &% , (YOT/Y.. «% ,; îır je`..öve u_m ol.!i) 1,31 Z/ ý ÜJJM)iı. ıı "Dinde [Ehl-i Kitâb'a ve Mecûsîlere, cizye verdikleri takdirde) zorlama yoktur. Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. 0 halde herkim tâğutu reddederekallâh'a îmân ederse, kopması mümkün ohnayan sapasağlam bir kulba Yaplşmıştır. Allâh isitir ve bilir."[bakara: 2/256) Jûâüû' günü-w :İmi/ami,î 27,.û,5 fi51 ıâ «ii 2; z b?? (YêV/î :Sßğlâjßli21,111; 53,iisi 4,541 "Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklar- dan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri

42 öî ise tağuttur, Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlarorada ebedîkalırlar." (Bakara: 2/257) o 1Ig) 91353* z 53,1 d: z 931% f 1,31 &avm z Uý; s,'iz' 441' (Ol/F ÖJU-W)i "Kendilerine kitâbtan bir Pay verilenleri [Yahûdîleri] görmedin mi? Onlar, tâğuta ve cibt'e îmân ediyorlar ve diğer kâfirler [Mekke müşrikleri) için: 'Bunlar, îmân edenler- den daha doğru biryoldadır'diyorlar." (Nisâ: 4/51) :1,:1 w 6, ,31 \ 1..._ s31 931% 4% 1, , % d:,ıı :Ha: (ß/Y;wssü..) â&?şifa û öî

43 Z~ u...s' _ ~s Sağ& "Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten îmân ettiklerini zannedenlerigörmüyor musun? Bunlar, tâ- ğuta muhâkeme olmayı istiyorlar. Oysa onlar onu reddet- mekle emrolunmuşlardı. Şeytân da onları uzak bir sapıklık- Ia saptırmak istiyor." [Nisâ: 4/60) Jûâüû' alma-w.öatiı/_o/ıla/ı! 28., o?' b?? &i; \ z s? % En? çünkü» ö çmın ag; 51;& 9:35& ı (VT/î :çlmamsjjw) m iğ "İmân edenler Allâh yolunda savaşırlar; kâfirler ise tâğutyolunda savaşırlar. Öyleyse Şeytânın dostlarıyla SCIVCI- Şln, HİÇŞüphesiz, Şeytânın hilesipekzayıftır." [Nisâ: 4/76) :Sus ::İS Şu» *o :zi' 0 ":2 oj;vıl 35 33%

44 ı,,î t r g, 5:35& 535.5& \ (î~/o :gßhßâjf)â& s55",î/ GK; "De ki: Allâh katında, kesinleşmiş bir cezâ olarak bun- dan daha kötüsünühaber vereyim Allâh'ın kendisine iânet ettiği, ona karşı gazâblandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tâğuta ibâdet edenler; işte bunlar, yerleri daha kötüve dümdüz yoldan daha 90k sapmışlar- dır.lı (Mâide: 5/60) 5:35& s ;İm 53.1& gi 31,53 m' 3;: m* -O 1.233% gajýs s? b# &HH ı..u :İm sı; ı - (\ `V\1 ÖJJM) k& J En? "Andolsun, biz her ümmete: 'Allâh'a kulluk edin ve tâğuttan kaçının' diye bir rasûl gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allâh

45 hidâyet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da Jâğutaanma/mmolmaz/ığAİÃIßI/da/ı!29 yalanlayanların SORUMLU! ne olduğunugörün." (Nahl: 16/36) z \\ d sgüîß ''JO/ Bİ 5:35& SJŞÃSŞ) âşîîj? ÜV/Ti so âw â& ekte:- Ürcâiz& "Tâğuta ibâdet etmekten kaçınan Ve Allâh'a içten yönelenler için bir müjde vardır. Öyleyse kullarıma müjde Ver.lı (Zumer: 39/17) Allâh'tandır. ê-r Başarı, el-hamîd ve el-hakîm olan

46 Jûâüû' alma-w.öatılp/ıla/ı! Soru: Iâğutların reddedilmesinin hükmü nedir? Cevâb: ı ~zğl`gajll4ßboşaoê Hamd ve hüküm, Allâh Subhânehu ve Teâlâ'ya mahsustur. Iâğutları reddetmek her mükellef için farz olup' îmânın ilk şartının ön şartıdır. Yani Müslüman olmanın ilk şartı Allâh'a îmân etmek, Allâh'a îmân etmenin ilk şartı ise tâğutları reddetmektir. Nitekim İmâm Muhammed bin Süleymân rahimehullâh, ŞÖyle demiştir: "Allâh'u Teâlâ sana rahmet etsin. Bil ki! Allâh'ın âdemoğluna farz kıldığı ilk Şey tâğutu reddetmek ve Allâh'a îmân etmektir."25 Şart iügatte: "Lüks Alâmet" demektir. Istılâhta ise: "Yok olması hahnde hükmünde yük olacağl, Var olması hahnde ise bizâtihi hükmün varlığının veya yokluğunun gerekli olmadığı Şeydir." 26 Misâlen: Yapılan ibâdetlerin sahîh Yani kabul olma şartlarından İlki îmândır. Bir kimsenin

47 îmânlı olarak Yapmış olduğu namaz, oruç ve cihad gibi ameller, eğer bu amelleri ifsad edici başka bir durum yok ise kabul olunur Ve âhirette bunlara mukabil ecir alınır. Ancak îmân olmadan yapılacak tüm İbâdet çeşitleri sahîh olmaz. Zîrâ îmân olmadan ibâdet etmek, kişiye fayda sağlamaz. Yani Yapılan ibâdetlerin geçerli olmasındaki ilk Şart_ îmândır. İmânın ilk şartı ise tâğutları reddetmektir. Iâğutları reddetmeden onlardan uzak olmadan îmân asla kabul olunmaz. îmânın kabul olması tâğutların reddedilmesi şartına bağlanmıştır. Nitekim Allâh Subhânehu Ve Teâlâ, ŞÖyle buyur- 25 ed-durerus-seniyye: 1/ Bak: el-mevsûatu'l-fıkhiyye: 3/22. Jâğüû' alma-w.öaüıp/ıla/ı! 31 maktadır: :ve?imdb `C,&Si 13) ff :da (TNl/Y :age-llby) a %3 êkêşfıı 5355 İ ' Ço`,, l "Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. 0

48 halde her kim tâğutu reddederek Allâh'a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulba yalnşmıştır." [Bakara: 2/256) Âyet-i kerimede "Her kim tâğutu reddederek, Allâh'a îmân ederse,, buyrulmuş Allâh'a îmân için önce tâğutun reddi emredilmiştir. Yani kelime-i tevhîd'de olduğu gibi önce red. sonra isbât/kabul emredilmektedir. Kelime-i tevhîd'in :dı \J "İlâhyoktur" kısmı red, :fm i:"allâh'tan başka" kısmı ise isbâttır. 'o h: "Her kim tâğutu reddederse" kısmı red,,ama ağ; "Allâh'a îmân ederse., kısmı ise isbâttır. Bu âyet-i kerîme bilindiği üzere Medenî (Medine'de inmiş) olup' Kur'ân-ı Kerîm' de tâğuttan bahseden Mekkî âyetlerde de aynı durum mevcuttur. O âyetlerde de tâğutların reddi istenmiş, bu red Allâh'a îmân Ve ibâdetten önce zikredilmiştir. Nitekim Allâh Subhânehu ve TeâlâŞÖylebuyurmaktadır: ı \\ d: gül) ',goz 353W ÜV/TÄarar âw i& eto:- (Ürçsjizîi "Tâğuta ibâdet etmekten kaçınan Ve Allâh'a içten yönelenler için bir müjde vardır.

49 Öyleyse kullarıma müjde ver." (Zumer: 39/17) Jâğüû' alma-w.öaüıp/ıla/ı! 32 Bu âyet-i kerimede de Ji-fil ol.lßfmı 'ıîéîél &M; "Tâğuta kulluk etmekten kaçınan" kavliyle öncelikle tevhîdin red kısmının teşekkülü istenmiş, ;nı *il i,şti/b "Allâh'a içtenyönelen- leri! buyrularak da tevhîdin isbât kısmını ortaya koyanlara müjdeler olduğu beyân edilmiştir. Şeyh Süleymân bin Abdullâh rahimehullâh, ŞÖyle demiştir: "Mânâsını bilmeden, gerektirdiği tevhîdi sağlamadan, bütün şirkleri terketmeden Ve tâğutu reddedip tekfir etmeden şehâdet kelimesini söylemek icmâ ile sâhibine bir fayda sağlamaz." 27 Şeyh Şankiti, ise ŞÖyle demiştir: "Tâğutu reddetmedikçe hiçbir kimsenin imân etmiş sayılmayacağını aşağıdaki âyet 90k iyi açıklamaktadır. Allâh Subhânehu Ve Teâlâ, ŞÖyle buyuruyor: '0 halde her kim tâğutu reddederek Allâh'a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulba yapışmıştır.'(bakara: 2/256) Âyet-i kerimede tâğutu inkâr etmeksizin kopmak bilmeyen sağlam bir kulba tutunmanın söz konusu olmadığı bildirilmektedir. Zirâ böyle bir

50 durumda kişi, kendini imândan mahrum bırakmıştır. Çünkü'Sapasağlam kulb' îmânın ta kendisidir. Iâğutu inkâr etmeme hadisesi hiçbir zaman imân ile bir arada bulunmaz. İkisinin bir arada bulunması imkânsız bir Şeydir. Nedeni ise Allâh'a îmânın şartı veya rüknü tâğutu reddetmektir. Zirâ açık olarak 'Her kim tâğutu reddederek' buyrulmuştur..."28 İfade olunduğu üzere tâğutun reddedilmesi îmânın ön şartıdır ve hiçbir kimse tâğutu reddetmeden Müslüman ola- 27 Süleymân bin Abdullâh, Teysiri'l-Azizi'l-Hâmid: Şankiti, Edvâu'l-Beyân: 1/ Jâğüû' alma-w.öaüıp/ıla/ı! 33 maz. Iâğutun reddi kalb, dil ve tüm âzâlarla gerçekleşmelidir. Müslüman olmak ve de Müslüman kalmak isteyen bir kimse, kalbiyle tüm tâğutlardan nefret etmeli, onların y0l( olmalarını istemeli Ve onlara karşı kalbinde en ufak bir sevgi dâhi bulundurmamalıdır. Bunu diliyle ifâde etmeli ve organlarıyla kalbinin Ve dilinin ikrârını yalanlamamalıdır. Bu da tâğutlara düşmanlık ederek buğzetmekle, onları veli edinmemekle, onlardan hüküm istememekle,

51 onları desteklememekle, onların savunuculuğunu yapmamakla Ve onlara ibâdet etmemekle gef-çekleşir. Zirâ tâğutların reddi tecezzi (parçalara ayırma) kabul etmediğinden tâğutların reddedilmesi, onların tüm cüzlerinden ve çeşitlerinden teberri [arınıp yüzçevirmek] ile mümkünolur. Misâlen: Iâğuti bir sistemin kendisini, velâyetini, savunuculuğunu Ve ona ibâdeti reddettiğini söyleyen bir kimse "tâğutun hâkimiyetini reddetmiyorum" diyemez. Yine tâğuti bir sistemi, hâkimiyeti dâhil tüm cüzleriyle reddettiğini ikrâr eden bir kimse, tâğuttan herhangi bir mes'ele hakkında hüküm talebinde bulunamaz. Bu ancak münâfıklığı meslek edinmiş kâfirlerden sudûr edebilecek bir harekettir. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, ŞÖyle buyurmaktadır: &ŞU 4:33 Ji; Jfsi U «s31 iýus A3,.. 625% (MN :Hadi i& 5,35,5;/ "Münâfıklara Allâh'ın indirdiğine ve Rasûl'egelin dendiği zaman, onların senden

52 büsbütünuzaklaştıklarını 96. "ürsünı.(nisâ: 4/61) N g_i 83) l'en İ::z! ;%333 bas 833% jûğutaminimumülmauı.üatiı/.onla/ı! 34 (VA/YF vr ör) "Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allâh'a ve Rasûl'e (Kitâb ve Sünnet'e) çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden birkısmıyüz çevirip dönerler." (Nûr: 24/48) (Y/Vî i& iıßğßî X ifl/lg ggöıii "Kâfir olanlara gelince onlar uyarıldıkları şeylerden yüzçevirmektedirler."[ahkâf: 46/3) Mü'minlerin ise herhangi bir mes'ele hakkında içerisinde bulundukları ihtilâfın çözüm kaynağl Kufân ve Sünnet'tir. Onlar tâğutu tüm cüzleriyle Ve çeşitleriyle reddederek Allâh Tebâreke ve Teâlâ'ya imân ederler ve ancak Kur'ân ve Sünnet'e itaat ederler. Tamamı adâlet olan Kur'ân Ve Sünnet'in hükümlerine muhâkeme olmaya çağırıldıklarında "işittik ve

53 itaat ettik" diyerek icâbet ederler. Çıkan hükümden dolayı da içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın âlemlerin Rabbine teslim olurlar. Allâh Subhânehu Ve TeâlâŞÖyle buyurmaktadır: fox ;%333 Jul fi31 8,23 isi 335 bi? &ilk.mil 31,4) i& öýgßêll 'v3 4,_i öi l'ıı (OVYV: "Aralarında hüküm vermesi için Allâh'a ve Rasûl'e (Kur'ân ve Sünnet'e) çağırıldıklarında mü'minlerin sözü an- cak 'işittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte asıl bunlarfelâha (kurtuluşa) erenlerdir." (Nûr: 24/51) Kur'ân-ı Kerim'de tâğutların tüm cüz ve ceşitleriyle reddedilmesine dair birçok âyet-i kerime bulunmaktadır. Misâlen: Jâğutamuhakemeolmayı.ÜAüaoIıIa/ı/35 Iâğutlara imân etmenin reddine dair, Allâh Subhânehu ve TeâlâŞÖylebuyurmaktadır: o r.1:! %353* ı,sýj d

54 537% (OUTnba. Ãjfd) w 17V "Kendilerine Kitâb'tan bir Pay verilenleri [Yahûdîleri] görmedin mi? Onlar, tâğuta ve cibte îmân ediyorlar." (Nisâ: s fu» m' 3;: s? gtîgî_ 355% (T"1/\`l ÖJU-W) â&.. "Andolsun, biz her ümmete: 'Allâh'a kulluk edin ve tâğuttan kaçının'diye birrasûlgönderdik." (Nahl: 16/36) ;g ; ' Ço` :ve «#5219. (YM/Y :SJ-LM340",iLal êhêşâs 'J s53&![0 halde her kim tâğutu reddederek Allâh'a îmân ederse, kopması mümkün ohnayan sapasağlam bir kulba yaplşmıştır. Allâh işitir ve bilir."(bakara: 2/256) Iâğutların velâyetinin reddine dair, Allâh Subhânehu ve TeâlâŞÖylebuyurmaktadır:

55 âöî,î ;#4335 2; d: _:5 ı ol)i) sgai %7 :İuîğ _:5 d: 2; r &ws &#3931 b?? â5,341; (ToV/T :SM`SJF) 1/ı &î,ıîss çağ&jûâwîû !'.ğxiiÜßmİa/ı/ 36 Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğuttur, Onları 51)" dınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlarorada ebedîkalırlar." (Bakara: 2/257) Iâğutların muhâkemesinin reddine dair, Allâh Subhânehu Ve TeâlâŞöyle buyurmaktadır: a; v) a; Ü.: gti iki: 1ıı._ d: 55% 4-! býğé Bi by 353 9:35& d: Bi,ıı ;Hoî (îı/v:çbulisjjm) k& %15»

56 bmw:is 19;) "Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten îmân ettiklerini zannedenlerigörmüyor musun? Bunlar, tâğutu muhâkeme olmayı istiyorlar. Oysa onlar onu reddet- mekle emrolunmuşlardı. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor." (Nisâ: 4/60) Iâğutların savunuculuğunun., reddine dair, Allâh Subhânehu ve TeâlâŞÖylebuyurmaktadır: a? Ulfâg &%55 \x ı s? sgai 543% En? gun:s ö şubat*s ama; 51;& eßtîss ı (VT/î İÇLMJJ`SJJNI) â&fz "İmân edenler Allâh yolunda savaşırlar; kâfirler ise tâğutyolunda savaşırlar. Öyleyse Şeytanın dostlarıyla sava- Şln, HİÇŞüphesiz, Şeytânın hilesipekzayıftır." [Nisâ: 4/76) Iâğutlara ibâdet etmenin reddine dair, Allâh Subhânehu ve TeâlâŞÖylebuyurmaktadır:

57 Jûâüû' alma-w.öatiı/.o/ıla/ı! 37 â/,î :fm z,!iz/s Şut 'o i/,ß/ 0 "Z İJ 35 33% 5:35& ,33& \ (%10 :SJJMHby) â& gi?,î/ G& 9 z "De ki:allâh katında, kesinleşmiş bir cezâ olarak bundan daha kötüsünühaber vereyim Allâh'ın kendisine iânet ettiği, ona karşı ğazâblandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tâğutu ibâdet edenler; işte bunlar, yerleri daha kötü Ve dümdüz yoldan daha 90k sapmışlar- dlr.lı (Mâide: 5/60) Anlaşıldığı üzere tâğutların reddi kalb, dil ve tüm âzâlarla olmadıkça, îmânın ön şartı olan tâğutların reddedilme şartı yerine gelmemektedir. Allâh'a îmân ettiğini iddia etmekle beraber, tâğutları emredildiği üzere reddetmeyenler, Allâh'a şirk koşmuş olacaklarından ebedî olarak cehennemde kalacaklardır. Iâğutları tüm cüz Ve çeşitleriyle reddederek

58 Allâh'a îmân edenlere müjdeler Vardır. Nitekim Allâh Subhânehu Ve TeâlâŞöyle buyurmaktadır: z \X d 5,368 r';oz Eaî 5:35& &Çiğ-l yşîsj? (NV/fî DÜMby:) k& alâ:: Uz sßýl "Tâğuta ibâdet etmekten kaçınan Ve Allâh'a içten yönelenler için bir müjde vardır. Öyİeyse kullarıma müjde Ver'lı (Zumer: 39/17) Başarı, el-hamîd Ve el-hakîm olan Allâh'tandır. 5'f'

59 Mü! alma?'.öatiuo/ıla/ı/ Soru: Hâkimiyet ne demektir ve kime aittir? Cevâb: Ib/,Fğllğîêlıßlilgg/«ğ Hamd ve hüküm, Allâh Subhânehu Ve Teâlâ'ya mahsustur. Ku, el-hukm" kelimesi Arabçada: "İyileştirmek amacıyla menetmek, düzeltmek, karar mânâlarında masdar; "ilim, derin anlayış siyâsi hâkimiyet, karar Ve yargı" mânâlarında isim olarak kullanılan bir kelimedir. Fıkıh ilminde: "İslâm Dîni'nin inanç, ibâdet, muamelât Ve ahlâka dair temel ilkelerini ifâde etmektedir." Fıkıh usûlünde ise: "Mükelleflerin fiilleriyle ilgili ilâhi hitâblara hüküm"denir. Bu kökten gelen hâkimiyet kelimesi: "Engel olmak, men etmek" anlamına gelen bir masdardır. Buna göre; "Hâkimiyet, kendisi dışında tüm kudret ve kuvvet sâhiblerine engel ve üstün olma hâlini ifâde etmekle birlikte, hüküm Verme, kanun ve nizam belirlemede de tek yetkili olma hâlini ifâde eder_"29 Hâkimiyet kelimesinin Iürkçe karşılığı

60 "egemenlik"tir. HEgeH kökünden türeyen "egemen" kelimesi: "Yönetimini hiçbir kısıtlama veya denetime bağlı olmaksızın sürdüren, bağımlı olmayan, sözünü geçiren, hükümran ve hâkim olan!) anlamlarına gelmektedir. Egemen sıfatının isim hâlini oluşturan "egemenlik" ise: "Egemen olma durumu" demektir. Kur'ân-ı Kerîm'de hâkimiyet/egemenlik kavramı, genel 29 Bak: ııh_k_mu Maddesi: İsfahânî, el-müfredat; Firûzâbâdî, el-kâmûsulmuhît; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab; Cevherî, es-sıhâh; İbn Fâris, Mucemu Makâyisi'l-Luğa; Zebidî, Iâcu'l-Arûs Bak: Büyük Iürkçe Sözlük: 323; I.D.K Iürkçe Sözlük: 1/34; Iürk Dilinin Etimoloji Sözlüğü:102. Mü! alma?'.öatiuo/ılan/ 39 olarak kevnî, uhrevî ve şer'î/kanuni olarak ÜÇkısma ayrılır. Kevnî Hâkimiyet: Âlemlerin yani tüm kâinatın yaratılışı, bunlara bir düzen ve kanunun belirlenişi, bu kanunlara göre idâre edilişi Ve varlıkta kalabilmek için ihtiyaç duydukları şeylerin onlara verilmesini ifâde eden HİÇ Şüphesiz kevnî hâkimiyeti elinde bulunduran Allâh Azze Ve Celle'dir. O ŞÖyle buyurmaktadır:

61 Jßşßiı,&ßi i%395 ;REM z oj..laz. 33% ı 'J 2:33,Z'i'll ::'43 --~J:Ü z &Ali ı,ı E93 (YN/l~ ard:: ßy) i&-iii Glz,I,z "De ki: Kimdir sizi gökten ve yerden rızıklandıran? Kimdir kulaklarınızı ve _gözlerinizi yaratan? Kimdir ölüden diriyi, diriden ölüyü Çlkaran? Kimdir bütün işleri Çekip çeviren, kâinatı yöneten? Duraksamadan: 'Allâh' diyeceklerdir. De ki: O halde O'nun cezâsından sakınmaz mısınız?" (Yûnus: 10/31).lı 5,3# 03 " ö: z. E95 &Ni z 33% ü- sil-iii â1f gi#ii &og iii ;& D): ıa_ 04;.lâüiii.h 43--.b 29,34*,Jel ö z İ!) 'ab IJ -Af/TY :öjujjl 5494') i& öýşm::-3313 Uz. #Eşi üöjîş.' İ

62 (i "De ki: 'Bütün yeryüzü ve içinde yaşayanlar kimindir Jâêw '.ÖAüz/.o/Lla/ı! 40 söyleyin bakalım, biliyorsanız?' Elbette: 'Allâhîndır' diye- cekler. Öyleyse sende de ki: 'Neden aklınızı başınıza almıyorsunuz?' 'Peki,yedi katgöğün veyüce arşın rabbi kimdir?' diye SOT. Elbette: 'Allâh'tır' diyecekler. Öyleyse, de ki: inandığınız Allâh'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?' De ki: 'Peki her Şeyin gerçek yönetimini elinde tutan, kendisi her Şeyi koruyup gözeten, ama kendisi himâye altında ohnayan kimdir? Biliyorsanız söyleyin bakalım! Elbette 'Allâh'tır' diyecekler. Sen de ki: 'Öyleyse nasıl oluyor da büyülenip [aldanlpl gerçekten uzaklaşıyorsunuz?' Hayır, Biz onlara ger. çeğigetirdik;fakatbuna rağmen onlar,yalanı tercih ediyor- lar.!ı [Mü'minûn: 23/84-90) Bu hâkimiyet türünün yalnız Allâh'a ait olduğunu dünün müşrikleri gibi günümüzünmüşrikleri de kabul etmektedirler. Uhrevî Hâkimiyet: Bu hâkimiyet türü âhiret hayatına dair tüm yetki Ve kararlara sâhib olunmasını ifâde eden Hiçbir kimseye haksızlık yapmadan Müslüman ve kâfir, suçlu ve suçsuz ayrımı yaparak,

63 cezâ veya mükâfata karar verenin, hükmünde Ve irâdesinde eşi ve benzeri olmayanın hâkimiyetidir. Kevnî hâkimiyet gibi uhrevî hâkimiyette sâdece Allâh'a aittir. Nitekim O, ŞÖyle buyurmaktadır: /ğ ıf/ Öi... M 00/6 s? Uýg 36& 45% &açılı; }'oz i.lı 'züz fiz 93; çil& Si 1,1995 ijızl (oî-oo/yy :callavı) Ü,s? qaléıéliaji #Kâfîr olanlar, kendilerine kıyâmet ansızın gelinceye yahut da onlara kısır birgünün azâbı gelip çatıncaya dek, O Kur'ân'dan Şüphe içindedirler. İşte O.gün mülkallâh'ındır, 0 insânların arasında hükmünü verir. Artık îmân edip sâlih Jûâüi" '.ÖAtiqo/ıIa/ı/ 41 ameller işiemlş olanlar, Naîm Cennetleri'ndedirler." [Hacc: 22/55-56) îßlü`z \ \\.Âê ı v' 1ı,ı 53

64 ise O!»İ z K.: Oz &l is# &sâi ß;lü-lı 4253*.lı?Şii (\V-\î/\'~ i& if û. 53;&![0 günde onlar (kabirlerinden) çıkacaklardır. Onların hiçbir Şeyi Allâh'a gizli kalmaz. Bu.gün mülk [hâkimiyet ve her Şeyin mutlak sâhibliği] kimindir?' (diye sorar). Kahhâr ve tek olan Allâh'ındır, Bugün herkese kazandığı ile karşılık verilecektir. Zulüm yoktur, bu gün Allâh, hesâbı Çürçabukgörendir." (Gâfir: 40/16-17) Bu hâkimiyet türünün de yalnız Allâh'a ait olduğunu dünün müşrikleri gibi günümüzünmüşrikleri de kabul etmektedirler. Şerî Hâkimiyet: Bu hâkimiyet türü ise kulların fiilleri hakkında yetki Ve kararlara sâhib olunmasını ifâde eden İnsârıların Ve cinlerin nasıl ibâdet edeceklerini, tüm hayatlarına dair neyi yapabileceklerini Ve de neyi yapamayacaklarını kanun Ve yasa olarak belirtme gücünde bulunanın hâkimiyetidir. Kevnî Ve uhrevî hâkimiyet gibi Şefi hâkimiyette

65 sâdece Allâh Azze ve Celle'ye aittir. Ancak O'nu kevnî Ve uhrevî hâkimiyette birleyen geçmişin ve bu günün müşrikleri, er'î hâkimiyette O'na şirk koşmuşlar Ve de koşmaktadırlar. Hâlbuki mutlak ve sınırlandırılamaz hâkimiyet, yalnızca Allâh'ındır. Kevnî, uhrevî Ve Şer'î olarak hüküm vermek, sâdece Allâh'a has bir yetkidir. Başkalarının bunda hiçbir ortaklığı yoktur. Hiçbir kimsenin Allâh ile birlikte hüküm vermesi söz konusu değildir. Jâğutamum/mmÜlmaıp.Öııtiua/ıla/ı!42 O. hükmüne Ve hâkimiyetine hiçbir kimseyi asla ortak etmez. Buna göre İslâm Dîni'nde tartışılamaz Ve oylanamaz kâide şudur: "Hâkimiyet kayıtsız ve şartsız Allâh'a aittir." Kur'ân-ı Kerîm'de hâkimiyetin kayıtsız Ve şartsız Allâh Tebâreke Ve Teâlâ'ya ait olduğunu açıklayan birçok âyet-i kerîme vardır. Onlardan bazıları ŞÖyledir: Sjfß) ie 2+5 sis-î» 3;: ;Lê 333 ÇOIO`,açılı 336% (VîV ::lwl "Mülkü/hâkimiyeti elinde bulunduran Allâh, ne yüce. dir. 0, herşeye hakkıylagücüyetendir." [Mülk:

66 67/1] aigm EJJM)i..%23 :Susis:: 3595 ::lîo` :3 iii (OY/V: "İyi bilin ki! Yaratmak da, emretmek de (hükmetmek de yalnızca) O'na aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allâh neyücedir." [Arâf: 7/54) (İT/î :rlaßßylsjß) i& 'tı-ını & 23 iii "İyi bilin ki hükümyalnız O'nundur. 0, hesâb gören- lerin en çabuğudur." [Enâm: 6/62) air)ii...]rt& SN.ı..lı i êîêji (av/i WMÂH "Hüküm vermekyalnızca Allâh'a aittir. 0, doğru habe- ri verir ve 0. ayırt edenlerin en hayırlısıdır." [Enâm: 6/57) &Çin 0 Si?) ii bll-ğiğ ii Şii Jo i:?sali z iâğataminimumülmauığatil/.li/ıia/l.'43

67 ý (W/W :%99 9,4) î& v' «Mt a'. "Hüküm vermekyalnızca Allâh'a aittir. 0. kendisinden başka hiçbir Şeye ibâdet etmemenizi emretmiştir. Dosdoğ- ru olan dîn işte budun Fakat insânların Çoğu bilmezler." (Yûsuf: 12/40) g, üg 2Ty: ı.lı 37 Ku] (îv/h' :Jfß 54940) k& "Hüküm vermek yalnızca Allâh'a aittir. Ben O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız (Lâ tevekkül etsinler." (Yûsuf: 12/67) Sjy) k&?lzoãh Jf 333 O U 554.& /ý &VE 933% s? ı,_ ` : û 'J 332% (V~/T^ :ud-aan by) k& t'14! ğ!) i (\'\/\ V :.\.9} "Hüküm veren Allâh'tır, O'nun hükmünü gözden geçi- recek hiç kimse yoktur. O'nun hesâblaşması Pek çabuktur." (Rad: 13/41)

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

NEDEN BU TOPLUM ASLİ KAFİR? EBU SEYF

NEDEN BU TOPLUM ASLİ KAFİR? EBU SEYF NEDEN BU TOPLUM ASLİ KAFİR? EBU SEYF GİRİŞ Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulü nedir. Bundan sonra: Ben içinde yaşadığım günümüz toplumuna asli kafir deyince bu ister istemez

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

KUR'AN VE SÜNNET IŞIĞINDA SOFİLİK VE TASAVVUF ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDÎN EL-ELBANİ ŞEYH MUHAMMED BİN SALİH EL-USEYMİN 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1436 KUR'AN VE SÜNNET IŞIĞINDA SOFİLİK VE TASAVVUF

Detaylı

TAĞUTLARA VE MÜŞRİKLERE DÜŞMANLIK EBU SEYF

TAĞUTLARA VE MÜŞRİKLERE DÜŞMANLIK EBU SEYF TAĞUTLARA VE MÜŞRİKLERE DÜŞMANLIK EBU SEYF GİRİŞ Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulü nedir. Bundan sonra: Bil ki;müşrikleri tekfir etmek,onlara düşmanlık beslemek,onlara

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

TÂĞUTA MUHÂKEME OLMAYI İSTİYORLAR

TÂĞUTA MUHÂKEME OLMAYI İSTİYORLAR TÂĞUTA MUHÂKEME OLMAYI İSTİYORLAR Kitâbın Adı: Tâğuta Muhâkeme Olmayı İstiyorlar Yazarı: Abdullâh Saîd Yayıncı: Tevhîd-î Dâvet Yayına Hazırlık: Tevhîd-î Dâvet Yayın No: 1 Akîde Serisi: 1 Birinci Baskı:

Detaylı

ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER. Abdullâh Saîd el-müderris

ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER. Abdullâh Saîd el-müderris ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER Abdullâh Saîd el-müderris Rahmân ve Rahîm olan Allâh In ismiyle. Hamd, Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz.

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh. Âmentü billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l mevti hakk Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رمجة: موقع الا سلام سو ال وجواب تنسيق:

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? ] تريك Turkish [ Türkçe Abdulkerim el-hudayr Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-43 هل لرسو صىل الله عليه

Detaylı

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27 İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i Imran suresi, 85) Icindekiler - Bu dine neden Islam

Detaylı

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ خطبة الحبجة و س ت غ ف ر ي و ع ذ ب ب ل ل م ه ت ع يى و س و ح م د ي إ ن ال ح م د ل ل م ه ش ر ر أ و ف س ىب م ه س ي ئب ت أ ع م بل ىب م ه ي د ي ا ل ل ف ل م ض ل ل إ ل ا ل ل

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN الا يمان باالله تعا ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 الا يمان باالله تعا» باللغة ال ية «بن مسلم شاه مد مراجعة: أم نبيل 2009-1430 2 Allah Teâlâ'ya

Detaylı

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ حقيقة الا يمان بالانبياء والمرسلين ] اللغة التركية [ ] Turkish [ Language Hâfız el-hakemî حافظ الحكمي رحمه االله Terceme edenler : Muhammed Şahin ترجمه: محمد بن مسلم شاهين

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

Kur ân da Dua Ayetleri

Kur ân da Dua Ayetleri Kur ân da Dua Ayetleri (1) Bizi doğru yola ilet; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. (Fatiha Suresi 6-7) (2) (Musa) Cahillerden olmaktan Allah a sığınırım

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik

Detaylı

Kur'ân'da, Rabbimiz Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını verdi (Hac 78), buyurmaktadır.

Kur'ân'da, Rabbimiz Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını verdi (Hac 78), buyurmaktadır. Biz, Elhamdülillah Müslümanız. Kur'ân'da, Rabbimiz Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını verdi (Hac 78), buyurmaktadır. İMAN: İnanmak. Îtikad. Hakk ı

Detaylı

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? ما ا كمة ريم لبس ا هب الرجال ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 200-43 ما ا

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark... Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark... Icerik Kur andan önce Mekkenin durumu Ilk Vahiy Allah i tanidigimiz ayetler Medinede durum Toplumsal degisim Kur an dan önce Mekkenin durumu Bu döneme Cahiliyye

Detaylı

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06 Şehâdet kelimesi sözlükte tanıklık etmek, huzurda bulunmak, idrak etmek, haber vermek, muttali olmak ve bilmek anlarına kullanılmıştır. Dini ıstılahta ise, Allah ın dinini en yüce tutmak için bu uğurda

Detaylı

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz. 4 5 Ayetleri müşriklerin, Allah Teala ile ilgili uzak ilah anlayışlarını çürütmektedir. 6 Hazreti Peygamber de Allah ın (c.) kullarına yakınlığını müminlerin daima hissetmelerini istemiş ve bu çerçevede

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

وجوب معرفة العقيدة الا سلامية

وجوب معرفة العقيدة الا سلامية İSLÂM AKÎDESİNİ ÖĞRENMENİN GEREKLİLİĞİ وجوب معرفة العقيدة الا سلامية ] تر [ Türkçe Turkish Salih b. Fevzân el-fevzân Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 200-43 وجوب معرفة العقيدة الا سلامية»

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek لاعء أثناء الوضوء ب ا ه ليب ص االله عليه وسلم ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ

Detaylı

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ BU KISA VESİKALAR BUNDAN BİR KAÇ GÜN ÖNCE, ŞİA NIN RASULULLAH IN ASHABINI ÖZELİKLE EBU BEKR VE ÖMERİ, SONRA OSMAN I

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

BİD'AT VE ŞİRK KONUSUNDA DETAYLI BİLGİLER

BİD'AT VE ŞİRK KONUSUNDA DETAYLI BİLGİLER BİD'AT VE ŞİRK KONUSUNDA DETAYLI BİLGİLER تعريف البدعة والشرك والا مثلة على ذلك ] اللغة التركية [ ] Turkish [ Language Muhammed b. Salih el-useymîn محمد بن صالح العثيمين رحمه االله Terceme edenler : Muhammed

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil PEYGAMBERİMİZ MUHAMMED -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-'İ BAŞKASINDAN FAZLA SEVMEK محبة النبي صلى االله عليه وسلم ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid للشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler

Detaylı

MEKKE-İ MÜKERREME MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA. Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301)

MEKKE-İ MÜKERREME MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA. Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301) MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301) Mecmuatü'r-Resail ve'l-mesaili'n-necdiyye, 1/742-746 www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرحمن

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İbadetin Manası ve Çeşitleri İbadetin Manası ve Çeşitleri Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 İbadetin Aslı Allah a ibadetin aslı; Allah ın emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak suretiyle ona itaat

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان Ramazan ayından kalan kaza orucunu, Şaban ayının ikinci yarısında tutmakta bir sakınca yoktur لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed

Detaylı

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ ب[ KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ [ Türkçe ] حكم استعمال كلمة ) لو ( اللغة التركية [ Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye لشيخ الا سلام ابن تيمية Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم

Detaylı

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 هل ىلع تارك الصيام نو غري عذر قضاء «باللغة

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ

KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ حكم مشا ة لكفا يف عيا هم ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 009-43 حكم مشا ة لكفا يف عيا هم» باللغة

Detaylı

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. 122.EY İSRAİLOĞULLARI! Size lütfettiğim o nimetleri hatırlayın (bir zamanlar) sizin diğer

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

Detaylı

ARAFAT DAĞI. Hazırlayan: Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

ARAFAT DAĞI. Hazırlayan: Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin ARAFAT DAĞI ] ريك Turkish [ Türkçe Hazırlayan: Heyet Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 20-432 جبل عرفة» اللغة الرت ية «إعداد موعة من العلماء رمجة: مد مسلم شاه مراجعة: ع رضا شاه 20-432 Birincisi:

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? On5yirmi5.com Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem orucunun önemi nedir? Yayın Tarihi : 6 Kasım 2013 Çarşamba (oluşturma : 1/22/2017) Hayatın bütün

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 9-10

KURAN YOLU- DERS 9-10 KURAN YOLU- DERS 9-10 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 6 no lu dersinin özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1. İsm-i Tafdil: «Daha» ve «En» kelimeleri ile yapılan Karşılaştırma Sıfatlarıdır. Örneğin,

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları DAVET

Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Programları 1. HAFTA DAVET tebliğ nedir, nasıl anlaşılmalıdır? İslam a davetin anlamı Ezber ayeti: Yusuf 108 Davetçi bir Müslüman için İslam ı öğrenmenin, yaşamanın

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü [ ثريك Turkish ] Türkçe Abdulaziz b. Baz Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 االججهاع ىلع قراءة يس عدة مرات ثم ادلاعء

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

"Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin." (Âli İmran, 31)

Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin. (Âli İmran, 31) "Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin." (Âli İmran, 31) İslâm dünyasında bazı uydurma sözler olması gerçeğinden hareketle ve bu gerçeğin istismarıyla birlikte bir hadis

Detaylı

CUMHURİYET İN HİKÂYESİ

CUMHURİYET İN HİKÂYESİ CUMHURİYET İN HİKÂYESİ İbrahim ÖZTÜRK I. ÖNSÖZ BÖLÜMÜ Bu yaşıma geldim, ömrüm geçip gidiyor, hala anlayamadığım üç kavram var; 1- Laiklik 2- Feminizm 3- Postmodernizm Bunları biliyoz, niye yazıyon diyorsunuzdur,

Detaylı

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد 1436 TERÂVİH NAMAZININ FAZÎLETİ فضل صالة الرتاويح باللغة الرتكية Muhammed Salih el-muneccid اسم املؤلف حممد صالح املنجد Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren Ali Rıza Şahin مراجعة يلع

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2014-1436 حكم جوائز املسابقات يف املناسبات ابلدعية «باللغة

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

Dinin Tanımı ve Kaynağı

Dinin Tanımı ve Kaynağı Dinin Tanımı ve Kaynağı Din nedir? İnsanlık tarihi boyunca Allah (c.c.), insanlar arasından seçtiği peygamberlerle emir ve yasaklarını bildirmiş, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak için din

Detaylı

ŞIRK. Inanc hastaligi

ŞIRK. Inanc hastaligi ŞIRK Inanc hastaligi ALLAH IN ADIYLA ALLAH IN ADIYLA KIMDEN GELME BU SÖZ??? Müsriklerden gelme bir sözdür bu Onlarda Allahin varligina inaniyorlardi ve tarih boyunca müslümanlara karsi yaptiklari zulüm

Detaylı

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil MÜSLÜMANLAR İÇİN PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-'İN DOĞUM GÜNÜNÜN ÖNEMİ انية سا ل عن يوم و ا أهميته لمسلم ج وما ] تر Turkish [ Türkçe ن Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid BİR KİMSENİN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAMANIN HÜKMÜ حكم لاحتفا بعيد ميلا لشخص ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 009-4 حكم لاحتفا بعيد ميلا لشخص»

Detaylı

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır. İlk insan ve Peygamber Adem babamızla başlayan güzel ahlakı inşa etme vazifesi Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) ile tamamlandı: Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.(kalem, 68/4) Şüphesiz ki Allah

Detaylı

ﺐ ﺋﻟﺬﺮﻟ ﻼﺻ ﺔﻋﺪ ﺑ «ﺔﻴ ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ ﺪﻤﻣﺤ ﺪﻤﻣﺤ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﺔ : ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 1 2 ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ

ﺐ ﺋﻟﺬﺮﻟ ﻼﺻ ﺔﻋﺪ ﺑ «ﺔﻴ ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ ﺪﻤﻣﺤ ﺪﻤﻣﺤ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﺔ : ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 1 2 ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ REGÂİB NAMAZI BİD'ATI بدعة صلا لرذلي ب ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 009-40 بدعة صلا لرذلي ب» باللغة لرت ية «حممد صالح ملنجد ترمجة: حممد

Detaylı

Ramazan ve Elest Pazartesi, 31 Temmuz :42

Ramazan ve Elest Pazartesi, 31 Temmuz :42 Rabbimiz, atamız Adem in yaratılmasını murâd edince meleklere şöyle buyurdu: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım 1 ve Allah ın kanunlarının tatbîki konusunda vekili olan Adem (a.s.) a, hilâfetini gereği

Detaylı

RECEP AYINDA ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

RECEP AYINDA ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ RECEP AYINDA ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ حكم لصو يف جب تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 009-40 حكم لصو يف جب» باللغة لرت ية «حممد صالح ملنجد ترمجة:

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B Kimi sayılar aralarında asal dır. Hangi sayıların aralarında asal olduğunu belirlemek için ortak bölenlerin en büyüğünü (O.B.E.B.) bulmak gerekir. Örnek: O.B.E.B. kavramını açıklamak için 12 ve 18 sayılarını

Detaylı