TanerKaya. Yeni yıl; yeni umutlar, beklentiler, hayaller... Değerli Okurlarımız,

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TanerKaya. Yeni yıl; yeni umutlar, beklentiler, hayaller... Değerli Okurlarımız,"

Transkript

1

2

3 Bağımsız Sağlık Hiz. San. Tic. A.Ş. adına İmtiyaz Sahibi Yrd. Doç. Dr. Taner KAYA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. F. Hülya KURBAN Reklam ve Tanıtım Müdürü Derya BATMAZ ÜNEY Yayın Kurulu Doç. Dr. M. Vedat KOCA Uzm. Dr. A. Orhan DENGİZ Op. Dr. Ali Fuat PAKER Uzm. Dr. Ali Sait ÇAL Uzm. Dr. Aslı BAHAR TURAN Op. Dr. Bülent AYMELEK Op. Dr. Deniz GÜLERYÜZ ÇAKMAK Op. Dr. Fatih Volkan TERCAN Op. Dr. Gürsu ÖZER Uzm. Dr. Harun YILMAZ Uzm. Dr. Hülya AKDENİZ ÜNTUT Uzm. Dr. İhsan MAĞUNACI Op. Dr. Meftun ALİCAN Op. Dr. Mehmet YAMAN Uzm. Dr. Mehmet Fethi ALİŞİR Op. Dr. Murat CERAN Uzm. Dr. Mustafa ERCAN Op. Dr. Mustafa SEZEN Op. Dr. Osman Okan YAMAN Uzm. Dr. Önder BEKAR Uzm. Dr. H. Nurşen BAŞEĞMEZ Op. Dr. Ruhi SAYAR Op. Dr. S. Sinan KEJANLIOĞLU Op. Dr. Tevfik ÖNCAN Op. Dr. Uğur Barış ÖZKAL Op. Dr. Yavuz Selim DAYIOĞLU Dt. Semra Güler BEŞER Dr. Halim Atilla BÜYÜKER Dr. İhsan TÜRKHAN Dr. Sabir ZEYVER Uzm. Ecz. Enver SARAÇOĞLU Dyt. Elif Naz DUMAN SAYI : 12 YIL: 4 EYLÜL - ARALIK 2014 Yazışma Adresi : Özel Bursa Anadolu Hastanesi İzmir Yolu No:105 Nilüfer / BURSA Tel: (0224) Fax: (0224) reklam@bursaanadoluhastanesi.com Görsel Tasarım ve Baskıya Hazırlık: AERONORM Advanced Creativity FSM Bulvarı Gazi Sk. Özkaya Apt. No: 8/1 Nilüfer / Bursa Tel: (0224) aeronorm@aeronorm.com Baskı : Renkvizyon Matbaa Reklam Tanıtım Hizmetleri Anadolu Mah. Karlıdağ Cad. No: 32 Yıldırım/Bursa Tel: (0224) Fax: (0224) info@renkvizyon.com Yeni yıl; yeni umutlar, beklentiler, hayaller... Değerli Okurlarımız, TanerKaya Yrd. Doç. Dr. Taner KAYA Mesul Müdür / Başhekim Türkiye de gerçekleştirilen sağlıkta dönüşüm reformunun ardından özel hastaneler vatandaşların tedavilerinde önemli bir rol üstlenmeye başladılar. Özel Bursa Anadolu Hastanesi çok sayıda branşta uzman ve kaliteli hekim kadrosuyla hastaların sağlıklarına kavuşmalarında Marmara Bölgesi nin önde gelen hastaneleri arasında yer aldı. İlk günden bu yana sürekli artan hizmet kalitesiyle de aynı fonksiyonu yerine getirmeye devam ediyoruz. Hastanemizde açılan Üroloji polikliniği ile artık bu alanda da vatandaşlarımıza hizmet vermeye başladık. Üroloji branşındaki tüm ameliyatları ileri teknolojiyle gerçekleştirerek hastalarımızı sağlıklarına kavuşturuyoruz e veda etmeye sayılı günler kaldı. Yeni yıl; yeni umutlar, beklentiler, hayaller demek. Ancak her şeyin başı şüphesiz ki sağlık. Bu nedenle yeni yılınızı şimdiden tebrik ederken 2015 in size her şeyden önce sağlık getirmesini diliyor, sevdiklerinizle birlikte mutlu bir yaşam sürmenizi temenni ediyorum. Sağlıcakla kalın...

4

5 Anadolu Sağlık Dergisi nin Değerli Okurları, Dr. Hülya KURBAN Başhekim Yardımcısı / Editör 2014 yılının son sayısı ile sizlerle birlikteyiz. Yayın hayatının bir yılını daha geride bırakıyoruz. Dönüp geriye baktığımızda bir yıl boyunca hastalıklardan korunma ve erken teşhis konusunda faydalı olduğununu düşündüğümüz birçok tıbbi bilgiyi sizlerle paylaştık. Bu yeni sayımızda da koruyucu tıbbın ve hastalıklardan korunmanın tedaviden daha önemli, kolay ve ekonomik olduğunu vurgulamak adına birçok konuda ışık tutmaya devam ediyoruz. Örneğin; yeni sayımızda bebek dostu hastane olmanın sorumluluğu ile anne sütünün önemini sizlere tekrar hatırlatıyoruz. Anne sütü biliyorsunuz ki çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesinde ve sağlıklı büyümesinde çok büyük rol oynuyor. Bunun dışında daha bir çok bedensel ve ruhsal sıkıntılarınızla ilgili aydınlatıcı olmaya çalışıyoruz. Gezi bölümümüzde tarihte 6-7 uygarlığa tanıklık etmiş olan Hattuşaş Antik Kenti kalıntılarını Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanımız Dr. Ali Fuat PAKER in objektifinden tanıyoruz. Bu fotoğraflar açıkçası insanın içinde Hattuşaş ı gidip yakından görmek, tanımak arzusu uyandırıyor. Değerli okurlar, yeni bir yıl her zaman yeni umutları da beraberinde getirir yılını karşılarken bütün umutlarınızın gerçek olmasını ve enerjik yaşamanızı dileriz... Hülya Kurban 3

6 Akut Pankreatit 4 Op. Dr. Ruhi SAYAR Genel Cerrahi Uzmanı Akut pankreatit, ani başlayan bir pankreas inflamasyonudur (yangı). Olay bir anlamda pankreasın değişik derecelerde hasar görmesi olarak da özetlenebilir. Bu hasar bazen pankreas hücrelerinin ölümüne neden olabildiği gibi, ortaya çıkan bazı kimyasal maddelere bağlı olarak gelişen olaylar vücudun tamamını ilgilendiren genel bir felaket haline de dönebilir. Başka kelimeler ile ifade etmek gerekirse; pankreas hem iç salgı (Endokrin: Örn. insülin) hem de dış salgı (Ekzokrin: Örn. amilaz, lipaz, tripsin...) yani sindirime yardımcı maddeler salgılar. Bu dış salgı içindeki maddeler inaktif formda olup, bağırsakta aktif hale geçerler ve yağ, şeker ile proteinlerin parçalanmasını sağlarlar. İşte akut pankreatitte bu maddeler bir şekilde daha pankreas içindeyken veya bir nedenle çevre dokulara ulaşarak aktif hale geçip dokuları parçalamaya başlarlar. Akut pankreatit bu kontrol dışı dokuların parçalanması olayına karşı vücudun ortaya koyduğu savunmaya ve sonuçlarına verilen isimdir. Akut pankreatit ne sıklıkta görülür? Nüfusta ortalama 3,000 kişide birinde akut pankreatit görülür. Bu olguların yaklaşık % 20 si şiddetli tiptedir. Akut Pankreatit in nedenleri nelerdir? Akut pankretitin bir çok nedeni vardır. En sık rastlanılanı ise safra kesesi taşlarıdır. Safra kesesindeki taşlar kesenin kasılması ile ana safra kanalına dökülebilirler ve tıkanma sarılığı nedeni olabilirler. Safra kanalına düşen taş ya kanal çıkışını tıkayarak ya da çıkıştan zorla da olsa geçip bağırsağa düşerken yarattığı olaylara bağlı olarak pankreas kanalında da değişik derecelerde tıkanıklık, basınç artması, hasar ve kanaldakilerin çevreye sızmasına neden olabilir. Aktif hale geçen enzimler çevredeki sağlıklı dokuları parçalamaya başlayabilir. Akut pankreatitin safra taşından sonra ikinci sırada gelen nedeni ise yoğun alkol kullanımıdır. Alkol de direkt ve indirekt yollardan benzer zincirleme reaksiyonları başlatabilir. Bu en sık iki neden dışında, çocuklarda kabakulak, erişkinde hiperlipidemi (kan yağlarının yüksekliği), kanal darlığı, pankreasın bazı doğmalık anomalileri, travma, nadiren de olsa hamilelik, veya hiçbir neden olmaksızın da akut pankreatit gelişebilir. Akut pankreatit tipleri Günümüzde hastalığın ağırlığını gösteren 2 tip akut pankreatitten bahsedilir. Akut Ödematöz Pankreatit Akut Nekrotizan Pankreatit Akut Ödematöz Pankreatit Akut pankreatitlerin dörtte üçünü oluşturur. Hafif akut pankreatit de denir. Pankreasta minimal hasar olur. Ancak ciddi sorunlar yaratmadan, cerrahi tedavi gerektirmeden tamamen iyileşir ve geride kalıcı bir pankreas hasarı bırakmaz. Akut Nekrotizan Pankreatit Akut pankreatitin yaklaşık dörtte birlik kısmını oluşturur. Ağır akut pankreatit de denir. Pankreas dokusunda ve hatta çevre dokularda ağır hasar, doku ölümü ile seyreder. Olayın ağırlığı ve tetiklediği değişik mekanizmalar nedeni ile solunum sistemi, böbrekler ve dolaşım sistemi de ciddi şekilde etkilenebilir. Dolayısı ile hayatı ciddi tehdit eden bir durumdur. Yoğun bakım gerektirir. Çok sayıda cerrahi müdahale gerektirebilir. Her türlü desteğe ve tedaviye rağmen vakaların %30 u kaybedilebilir. İyileşme olsa bile pankreas değişik derecede hasar görmüş ve fonksiyon kaybına uğramıştır. Bunun derecesine göre pankreas yetersizlik bulguları oluşabilir. Akut pankreatit bulguları nelerdir? Bulgular ani başlar. En belirgin bulgu karın ağrısıdır. Karın üst bölümünde künt vasıflı, özellikle sırta ve kuşak tarzında bele yayılan şiddetli bir ağrıdır. Bulantı kusma ve ateş tabloya eşlik edebilir. Hastaneye müracaatı zorunlu kılan bir tablo gelişir.

7 Tanı Bu konuda deneyimli bir cerrah ya da gastroenteroloji uzmanı klinik tablo ve bazı laboratuar testleri (özellikle kan amilaz ve lipazının çok yüksek olması,idrar tripsinojeni amiloid proteini yüksekliği...) tanıya yardımcı olur. Özellikle çekilen ilaçlı bilgisayarlı tomografide pankreasın hasarı hakkında fikir edinilebilir. Ultarsonografi ile de ayırıcı tanısı yapılır. Komplikasyonlar Hafif form genellikle komplikasyonsuz iyileşir. Ancak sık görülen komplikasyonlar psödokist gelişimi, pankreas apsesi ve fistüldür (pankreas sıvılarının dışarıya akması). Tedavi En kritik sorun akut pankreatitin tipini belirlemek ve nedeni ortaya koymaktır. Eğer ortadan kaldırılabilir bir neden ise (Ör.: kanalı tıkamış bir safra taşı) nedenin süratle ortadan kaldırılması tablonun süratle düzelmesine neden olur. Hangi tip olursa olsun tedavi genel prensipler doğrultusunda pankreası dinlendirmek yani ağızdan gıda alımını kesmek, damardan beslemek ve pankreastaki hasarın seviyesini bilgisayarlı tomografi ile takip etmek olarak başlar. Hafif formda, görüntülemede doku kaybı olmaksızın olayın 3-5 gün içerisinde gerilediği klinik bulguların (şikayetlerin) süratle gerilediği gözlenir ve ilave tedavi gerekmez. Ancak, değişik derecede doku ölümü (nekroz) saptanması ağır form ile karşı karşıya kalındığını gösterir ki bu özellikle uzman bakımı gerektirir. Doku kaybının seviyesinin takibi, bu ölü dokuları ölümcül bir komplikasyon olan infeksiyondan koruma, bozulan diğer sistemler ile mücadele, ameliyat zamanının planlanması (en önemli faktörlerden biri)... gibi hamleler iyi hesaplanarak ve zamanında yapılmalıdır. Yanlış strateji ölüm ile sonuçlanabilir. Bu nedenle deneyim çok önemlidir. Akut Pankreatit atağı sonrası ne yapılmalı? Akut atak atlatılır atlatılmaz, altta yatan neden ortadan kaldırılmalıdır. Aksi halde tekrarı kaçınılmaz olur. Neden safra kesesindeki taşlar ise, safra kesesi alınmalı veya ercp ile kanaldaki taş alınmalı, alkol ise alkol alımına son verilmeli gibi. Eğer değişik derecelerde pankreas yetersizliği gelişir ise (sindirim bozukluğu, şeker hastalığı gibi) bunlar ile de ayrıca mücadele edilmelidir. 5

8 Anne Sütü İle Beslenme 6 Uzm. Dr. Nurşen BAŞEĞMEZ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yaşamın ilk bir yılında bebekler için ideal ve eşsiz bir besin olan anne sütü ilk 6 ayda beslenmenin tek kaynağıdır. Bebek açısından anne sütünün avantajları Emzirme ishal, solunum yolu enfeksiyonları, menenjit ve nekrotizan enterokolitin, besin alerjilerinin ve egzamanın şiddetle sıklığını azaltmaktadır. Aynı zamanda koruyucu bakteriyel ve viral antikorlar gibi immün faktörler içermektedir. Anne sütü bebek mamalarına göre birçok besinsel avantajlara da sahiptir. Biyoyararlanımı yüksek protein içeriği, esansiyel yağ asitlerinin fazlalığı, uzun zincirli yağ asitlerinin varlığı, düşük sodyum ve solid yük içeriği, miktarı düşük, fakat biyoyararlanım gösteren kalsiyum, demir ve çinko varlığıdır. Normal emzirilen bebeklerde 6 ay boyunca bu besinler yeterli miktarlarda sağlanmış olur. Ayrıca anne sütünün ısıtılmaya ve temiz su teminine ihtiyacı yoktur. Mikropsuz ve temizdir. Emzirme, anne ve bebek arasında duygusal iletişim sağlar. Anne açısından emzirmenin avantajları Doğum sonu kanamaları, yumurtalık ve menopoz öncesi meme kanseri ve olası osteoporoz riskini azaltmaktadır. Emzirilen bebeklerde hastalık sıklığı azalmasından dolayı sağlık harcamalarının düşmesi ve çalışan annelerin işe devamsızlık yapma sayısının azalmasıdır. Emzirmenin başlatılması Bebek doğar doğmaz anne memesine tutulmalıdır. Henüz süt gelmemiş olmasına rağmen bebeğin emmesi refleks olarak süt bezlerini uyaracaktır. Emzirme esnasında anne rahat bir şekilde oturmalı ve bebeğe rahat bir pozisyon vermelidir. Annenin işaret ve başparmağı ile bebeğin kolayca meme ucuna ulaşması sağlanmalıdır. İlk 1 ay emme sıklığı günde 8-12 kezdir. İlk 4 ile 5 gün kolostrum (halk arasında ağız sütü denir) denen yüksek protein ve düşük yağ içeriği olan süt gelir. İmmünolojik değeri çok yüksektir ve önemlidir. İlk haftalarda süt birikmesi nedeni ile göğüsler sert ve ağrılıdır. Meme uçları gömülür. Bebek meme ucunu tutmakta zorlanır. Annenin hafif ateşi yükselebilir. Ilık kompres yaparak meme elle sağılıp boşaltılmalıdır ki, bebek meme ucunu rahat kavrayabilsin. Emzirmede problemler Memede hassasiyet, süt birikimi, meme başı çatlağı en sık karşılaşılan problemlerdir. Memeler yeterli boşaltılamadığında süt üretiminin azalacağını dikkate almak gerekir. Ilık-soğuk kompres yapıp elle veya pompayla sağılarak boşaltılmalıdır. Meme başı hassasiyeti için meme başı sık sık ılık suyla temizlenmeli ve her emzirme sonrasında lanolinli krem uygulanmalıdır. Meme başı çatlağı varsa tedavi edilmelidir. Annede ateş, üşümetitreme, memelerde ağrı varsa mastit (meme iltihabı) düşünülmeli ve hekime başvurulmalıdır. Hangi durumlarda bebek emzirilmez? Annenin psikiyatrik hasta olması ve ilaç kullanması halinde emzirmemelidir. Radyoaktif bileşenler, antimetabolitler, nikotin, kafein kullanımı veya illegal ilaçlar dâhil, reçete edilmeyen ilaç kullanımına karşı anne uyarılmalıdır. Kullanıyorsa emzirmemelidir. Yasa dışı veya eğlence amaçlı ilaçların kullanımı emzirme için bir kontrendikasyondur. Eğer anne bunları kullanmaktan vazgeçmiyorsa emzirmemelidir. Anne sütünün saklanması İlk birkaç ayda anne sütünün üretimi fazladır. Bebek bu sütü tamamen bitiremez. Dolayısıyla memelerde süt birikimi olur. İşte bu sütün sağılıp atılması yerine saklanıp daha sonra kullanılması mümkündür. Bunun için cam saklama kapları veya piyasada satılan anne sütü saklama poşetleri vardır. Öncelikle anne ellerini iyice yıkamalı; eğer pompa kullanıyorsa onun da temiz olması için iyice yıkanmalıdır. Sağılan süt saklama kaplarına veya poşetlerine konduktan sonra, üzerine o günün tarihi atılmalıdır. Derin dondurucuda (kapağına konmamak şartı ile) 3 ile 6 ay dayanabilir. Çalışan anneler işte olduklarında bu süt bebeklerine rahatlıkla kullanılabilir. Bunun için süt, en eski tarihliden başlamak üzere çıkartılır; çözülmek üzere buzdolabında bekletilir. Daha sonra biberona konan süt ılık su içerisinde hafifçe sallanarak ılıtılır; bebeğe verilir. Eğer bebek tamamını bitirmediyse 60 dakika içinde ısıtılmadan tekrar bebeğe verilebilir.

9 Derin dondurucuda saklanan sütte bir miktar C vitamini ile yağ kaybı olduğu saptanmıştır. Ayrıca bakteri öldürme etkisinin de ortadan kalktığı iddia edilmektedir. Bütün bunlara rağmen mama yerine bu sakladığımız sütleri kullanmak çok daha iyidir. Sonuç İlk 6 ay tek başına anne sütü bebek için yeterlidir. Bu eşsiz besin kaynağını her bebek hak eder. Bu haklarını ellerinden almamak annelerin ilk görevidir. 6 aydan sonra ek besinlerle birlikte yine anne sütü verilmelidir. Bu süre en az 1 yıl olmalıdır. 7

10 8 ÖZEL BURSA ANADOLU HASTANESİ

11 9

12 Baş Dönmesi Op. Dr. Murat CERAN Kulak Burun Boğaz Uzmanı Bazı insanlar denge problemlerini baş dönmesi olarak nitelendirirler. Çevrenin dönmediği bu denge bozukluğu bazen iç kulağa bağlı bir problemden dolayı ortaya çıkar. Bazı insanlar ise denge sağlamaktaki zorluklarını vertigo kelimesiyle açıklarlar. Bu kelime Latince dönmek f iilinden gelmektedir. Bu hastalar sıklıkla kendilerinin veya çevrenin döndüğünü söylerler. Vertigo çoğunlukla iç kulak probleminden kaynaklanır. araştırmacıları bu duyguya uzaysal oriantasyon demektedirler. Denge sistemi iç kulaktadır ve beyine vücudun uzay içinde nerede olduğunu, pozisyonunun yönü, hangi yönde hareket ettiği ve dönüyor mu yoksa sakin durumda mı olduğunu bildirir. Denge duygunuz sinir sisteminin aşağıda belirtilen bölümleri arasındaki kompleks ilişkilerle sağlanmaktadır. İç kulak (aynı zamanda labirent adını da almaktadır.) hareketin yönünü yani dönüp dönmediğini, ileri veya geri, bir yandan diğer yana ve yukarı veya aşağıya doğru olduğunu belirler. Gözler vücudun uzay içindeki yerini (baş aşağı vs.) ve hareketin yönünü belirler. Eklemlerde ve omurgada bulunan basınç reseptörleri vücudun hangi parçasının aşağıda olduğunu ve neresinin yere değdiğini belirler. Kaslardaki ve eklemlerdeki algılama reseptörleri vücudun hangi parçasının hareket ettiğini belirler. Merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) daha önceki dört sistemden gelen uyarıları işler ve sonuçta koordinasyonu sağlanmış bir algılama ortaya çıkar. Taşıt tutmasının bulguları ve baş dönmesi, merkezi sinir sistemine diğer dört sistemden birbirine zıt mesajlar geldiğinde ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak fırtınalı bir günde uçağa bindiğinizi düşünün ve uçağınız hava akımlarından dolayı sallanmaktadır. Fakat gözleriniz bu hareketi algılamamaktadır. Çünkü bütün gördüğünüz uçağın içidir. Bunun sonucunda beyniniz birbiriyle uyuşmayan mesajlar almaktadır. Sizi bundan dolayı uçak tutabilir. Veya bir arabanın arka koltuğunda oturmuş kitap okuduğunuzu düşünün. İç kulağınız ve deri reseptörleriniz yolculuğun hareketini algılayacaktır. Ancak gözleriniz sadece kitabı görecektir. Bu nedenle sizi taşıt tutabilir. Gerçek bir tıbbi örnek vermek gerekirse bir darbeden dolayı yalnızca bir Hareket hastalığı ve deniz tutması nedir? Bazı insanlar uçağa bindiklerinde veya arabada bulantı hissederler, hatta bazen kusarlar. Bu duruma taşıt tutması denilir. Bir çok insan bu rahatsızlığı gemiye bindiği zaman çeker bu yüzden aynı olay olmasına rağmen buna deniz tutması denir. Deniz tutması sadece ufak bir rahatsızlıktır. Bunun dışında herhangi bir tıbbi bozukluğun ifadesi değildir. Ancak bazen yolcular bu rahatsızlıktan dolayı çok kısıtlanabilirler. Çok az bir kısmında da bu rahatsızlık yolculuk bitse dahi birkaç gün daha sürmektedir. Denge sisteminin anatomisi Baş dönmesi (Dizzines, vertigo) ve taşıt tutması denge sistemi ile ilgilidir. Uzay 10

13 taraftaki iç kulağınızın hasarlandığını düşünün. Hasarlı iç kulak normal iç kulakla aynı mesajları göndermez. Bu beyine dönme eylemiyle ilgili yanlış bilgi verir. Kişi vertigodan veya dönüyormuş hissinden şikayetçi olabilir. Bazen bulantı da görülür. Hangi tıbbi rahatsızlıklar baş dönmesine neden olur? Dolaşım: Dolaşım bozuklukları baş dönmesinin en sık nedenleri arasındadır. Eğer beyniniz yeterince kan almazsa başınız dönmeye başlar. Hemen hemen herkes yatarken aniden ayağa kalktığında birkaç defa hissetmiştir, ancak bazı insanlar sık veya kronik nedenlerden ötürü baş dönmesi şikayetlerinde bulunurlar. Bu arterioskleroz (damar sertliği) dan dolayı olur. Bu rahatsızlık çoğunlukla yüksek tansiyon hastalarında, şeker hastalarında ve kan yağları yüksek olanlarda görülür. Bazen de kalp fonksiyonları yetersiz olanlarda veya kansızlık şikayeti olanlarda rastlanır. Bazı ilaçlar özellikle nikotin ve kafein beyne giden kan akımını azaltır. Diyetteki çok miktarda tuz da kan akımının azalmasına neden olur. Bazen dolaşımında strese, sinirlenmeye veya gerginliğe bağlı olarak bazı bozukluklar olabilir. Eğer iç, kulak yeterince kan alamazsa daha özel bir baş dönmesi durumu olan vertigo ortaya çıkar. İç kulak kan dolaşımındaki değişikliklere çok hassastır. Bu yüzden beyin için bahsedilen zayıf kan dolaşımı durumlarının hepsi iç kulak için de geçerlidir. Yaralanma: Kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında aşırı,kısıtlayıcı bir vertigoyla birlikte bulantı ve işitme kaybı gelişir. Baş dönmesi birkaç hafta sürer. Bu süre içinde normal taraf yavaş yavaş karşı tarafın fonksiyonlarını üstlenir. Enfeksiyon: Virüslerden örneğin soğuk algınlığına neden olanlar iç kulağı ve onun beyinle olan sinir bağlantılarını etkileyebilirler. Bu kötü bir vertigoya neden olurken işitme genellikle etkilenmez. Buna rağmen bakteriler sonucunda oluşan enfeksiyonlarda hem denge hemde işitme fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Baş dönmesinin şiddeti ve iyileşme zamanı kırıklarda olduğu gibidir. Allerji: Bazı insanlar allerjik oldukları besinlerle veya havadaki parçacıklarla karşılaştıklarında baş dönmesi veya vertigo ile karşılaşabilirler. Nörolojik hastalıklar: Multipl Skleroz, sifiliz, tümör gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar dengenin bozulmasına neden olur. Bunlar nadir nedenler olmasına rağmen doktorunuz muayene sırasında bunları da düşünecektir. Araç tutmasına karşı ne yapılmalı? Her zaman vücudunuzun hareketinin iç kulağınız ve gözleriniz tarafından aynı şekilde algılanabileceği bir yerde oturun. Örnek olarak arabanın ön tarafında oturup uzak manzaralara bakabilirsiniz veya geminin güvertesi ne çıkıp ufku izleyebilirsiniz yada uçakta cam kenarında oturup dışarıyı seyredebilirsiniz. Uçak yolculukların da hareketin en az olduğu kanat üstüne denk gelen koltukları tercih edin. Eğer araba sizi tutuyorsa kitap okumayın yada zıt yöndeki koltuklara oturmayın. Araç tutması olan bir başka yolcuyla konuşmayın veya onu izlemeyin. Yolculuktan hemen önce yada yolculuk sırasında keskin kokulardan, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden uzak durun. Araştırmalar halk arasında yaygın olarak kullanılan formüllerin etkinliğini bilimsel olarak kanıtlayamamıştır. Doktorunuz tarafından tavsiye edilen ilaçlardan birini yolculuğunuzdan önce alın. Bu ilaçlardan bazıları reçetesiz olarak da satın alınabilir. Sakinleştirici 11

14 veya sinir sistemini etkileyen ilaçlar için doktorunuzun reçetesi gerekir. Bazıları hap veya fitil şeklindedir bazıları ise (scopolamine) kulak arkasına yapıştırılabilen bantlar şeklindedir. Şunu hatırlayın: Baş dönmesi ve araç tutması olaylarının büyük çoğunluğu hafiftir ve kişi bunu kendi kendine tedavi edebilir. Ancak ağır veya giderek daha da ağırlaşan vakalar Kulak Burun Boğaz, denge ve sinir sistemi konusunda uzman bir doktor tarafından takip edilmelidir. Doktor baş dönmesi için ne yapar? Doktorunuz baş dönmesini tarif etmenizi isteyecektir. Bunun bir göz kararması mı yoksa bir hareket hissi mi olduğunu, ne kadar sürdüğünü, işitme kaybı veya bulantı ve kusma olup olmadığını soracaktır. Hangi durumların baş dönmesi oluşturduğu da sorulabilir. Genel durumunuz, ilaç alıp almadığınız, kafa travması, son zamanlarda geçirilmiş bir enfeksiyon, ve kulağınızla, sinir sisteminizle ilgili birçok soruya cevap vermek durumunda olabilirsiniz. Doktorunuz kulağınızı, burnunuzu ve boğazınızı muayene ettikten sonra sinir sistemiyle ilgili bazı testler yapacaktır. İç kulak hem işitme hem de dengeyle ilgili olduğu için dengedeki bir bozukluk işitmeyi de etkileyecek veya bunun tersi olacaktır. Bu nedenle doktorunuz işitme testi (odiogram) isteyebilir. Bazı durumlarda kafatasınızın röntgenini, tomografisini veya manyetik rezonans ile görüntülenmesini veya iç kulağınızı uyarmak için kullanılan sıcak veya soğuk sudan sonra göz hareketlerinizi izleyecek bir test (elektronistagmografi - ENG) isteyebilir. Bazı durumlarda da kalbinizin değerlendirilmesini veya bazı kan testlerini önerebilir. Her hasta için her test gerekmemektedir. Doktorunuzun kararı hangi testlerin gerekli olduğunu belirleyecektir. Benzer olarak önerilen tedavi de konulan teşhis ile ilişkili olacaktır. Baş dönmesini azaltmak için ne yapabilirim? Ani pozisyon değişikliklerinden kaçının. Örnek olarak yatar durumdan aniden ayağa kalkmayın veya bir taraftan diğerine ani olarak dönmeyin. Aşırı kafa hareketlerinden (özellikle yukarı bakmak) veya hızlı baş hareketlerinden kaçının. Dolaşımı bozacak (nikotin, kafein ve tuz) ürünlerinin kullanımını azaltın. Baş dönmenize neden olan stresden, sinirlilikden uzak durun ve allerjiniz olan maddelere maruz kalmamaya çalışın. Baş dönmeniz olduğunda araba kullanmak tehlikeli alet kullanmak veya merdiven tırmanmak gibi zarar verebilecek aktivitelerden uzak durun. 12

15 13

16 Böbreklerimizi Nasıl Koruyalım! Uzm. Dr. Hülya AKDENİZ ÜNTUT İç Hastalıkları Uzmanı Böbreklerimiz, karın boşluğunun üst arka bölümüne her iki tarafa yerleşik, herbiri cm uzunluğunda ve 150 gram ağırlığında boşaltım organlarıdır. Böbreklerimizin en önemli işlevi, metabolizma sonucu oluşan yıkım ürünleri (üre, kreatinin gibi) toksinleri vücuttan uzaklaştırmaktır. Böbreklerimizden hergün yaklaşık 200 litre kan devirdaim olmakta, günlük yaklaşık (bu sıvı alımına bağlı olarak değişir) 1,5 litre idrarla fazla sıvı ve toksinler vücuttan uzaklaştırılmaktadır. Böbreklerimizin en önemli foksiyonlarından biri de sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor gibi elementlerin dengesini sağlamak ve vücudun asit içeriğini (asit-baz dengesini) ayarlamaktır. Bu da vücudumuzun yaşamsal bütünlüğü için çok önemli bir görevdir. Bazı hormonların üretimi ve salgılanması da böbreklerin görevleri arasındadır. Örneğin eritropoetin isimli hormon kan yapımında çok önemli rol alır, böbrek yetmezliğinin özellikle ileri evrelerinde bu hormonun yoksunluğuna bağlı ciddi kansızlıklar görmekteyiz. Ayrıca, kemik ve kaslarımızın normal yapı ve işlevlerini sürdürebilmeleri için gerekli ve çok önemli olan D vitamini de böbreklerimizde aktif hale gelir. Yine böbrek yetmezliği geliştiği zaman bu vitamin yoksunluğuna bağlı kemik iskelet sistemi hastalıkları ile çok sık karşılaşmaktayız ki en önemlisi kemik kırıklarıdır ve hayatı tehtit etmektedir. Bunları biz osteopen, osteopoz, osteomalazi gibi değişik isimlerle tanımlamaktayız. Bilindiği gibi D vitamininin en önemli işlevlerinden biride vücut savunma sistemini geliştirmesi ve hastalıklarla mücadelede önemli görev üstlenmesidir. Günlük hayatta çok sık gördüğümüz D vitamini eksikliği çoğunlukla yaygın vücut ağrısı şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Böbreklerimiz korumak için neler yapmalıyız? Kilo kontrolü; metabolik hastalıklardan korunmak ve çoklu ilaç kullanımına maruz kalmamak için yürüyüş ve hafif egzersizler önemlidir. Düzenli ve sağlıklı beslenme, fazla kaloriye maruz kalmama kilo kontrolünün en önemli anahtarıdır. Kronik böbrek hastalığına neden olan hastalıklar içinde Diyabet maalesef ilk sırada yer almaktadır. Öncelikle Diyabet riski altındaysak ve prediyabetik(gizli şeker) diyabetli olmamak için diyet, egzersiz, kilo kontrolü, sağlıklı beslenme ile ilgili gerekenleri yerine getirmek durumundayız. Diyabet hastalığımız mevcutsa (Tip 1 veya Tip 2 çocukluk ve erişkin çağ diyabeti) ilaçlarımızı düzenli ve sürekli kullanarak kontrollerimizi zamanında yaptırmak beslenme-diyetimizle ilgili kurallara asgari uymak, fazla kilolu isek kilomuzu düşürmek için gerekenleri yapmak zorundayız. Unutmayalım ki diyabet başladığı andan itibaren mikro ve makrovasküler dediğimiz komplikasyonlar beraberinde getirmekte, doğru metabolik kontrolle kronik böbrek hastalığı riskini asgari azaltmak ve geciktirmek için üzerimize düşeni hasta ve hekimler olarak yapmak durumundayız. Hipertansiyon; kronik böbrek hastalarının 2. önemli nedeni olup, tek başına veya diyabetle birlikte böbreklerin hasarlanmasında önemli rol oynar. Tuz kısıtlaması, yürüyüş, egzersiz, kilo kontrolü, doğru ve zamanında ilaç kullanımı yani tansiyonun doğru kontrolü riski en aza indirmemize neden olacaktır. Maalesef sadece ülkemizde değil tüm dünyada hipertansif olan, kan basıncı normal sınırların üstünde olan hastalarda kontrol yeterince sağlanamamakta, tedavi yeterliliği ve hastanın tedaviye uyumu ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Kan basıncı yeterince kontrol altına alınamamış hastaların kendilerinin öncelikle bunu önemsemeleri, tansiyonları yüksek seyrediyorsa hekim kontrollerini sıklaştırmaları, beslenmelerine dikkat etmeleri, ilaçlarını düzenli kullanmaları önemli olur. Dirençli 14

17 tansiyonları önemli olan, çoklu ilaç kullanan hastaların kronik böbrek hastalıklarına ve böbrek yetmezliğine daha çok maruz kaldıklarının önemini vurgulamak gerekir. Sigara içimi; tüm damar sistemini kötü etkilemesi, damar sertliğini hızlandırması nedeniyle böbrekleri de olumsuz etkilemekte olup bırakılması zorunludur. Ayrıca sigara diğer organ tümörlerinde olduğu gibi böbrek kanseri riskini de en az %50 artırmaktadır. Uygunsuz ilaç kullanımı; böbrek yetmezliğinin önemli bir kısmından sorumlu olup Her ilaç aynı zamanda bir zehirdir sözünü akılda tutarak hekim kontrolü olmadan ilaç kullanılmaması önemlidir. Özellikle tüm dünyada reçetesiz ilaç kullanımında ön sırada olan ağrı kesiciler önemli oranda sorumludurlar. Genellikle kullanım dozu ve süreleri ile ilişkili olsada kimi zaman doza bağlı olmaksızın böbrek hasarı gelişebilir. (Bu özellikle ileri yaşta olup, az önce bahsettiğimiz diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalık zemini olan hastalarda daha da önemlidir.) Böbrek yetmezliği hastalığının özellikle ilk evrelerinde ağrı kesiciler, bazı antibiyotikler, kontrastlı film çekiminde kullanılan bazı ilaçların çok dikkatli ve doğru endikasyonla kullanılmaları gerekir. Bazı bitkisel ürünler böbrek üzerinde toksik etki gösterebilir. (Uzak doğuda satılan bazı bitkisel ürünlerin içinde kurşun, kadmium ve civa, Güney Afrika da satılan bazı bitkisel ürünlerde de uranyum saptanmıştır. Ayrıca, bazı zehirli mantar türleri aristolosik asit içeren (Balkan Netropatisi ne) St.John s word bitkisi böbrek harabiyeti neden olmaktadır. İçeriğini bilmediğiniz hiçbir bitkisel ürünü doktora danışmadan kullanmayınız. Değişik mekanizmalarla doğrudan böbreği veya kan basıncını etkileyebilirler. Böbrekleri (özellikle GFR olarak adlandırdığımız) kısmi böbrek fonksiyon düşüklüğü olan hastalarda (daha çok yaşlılarda) yeterli sıvı alımı, su içimi böbreğin ve vücudun kurutulmaması önem taşımaktadır. Ayrıca ürik asit düzeyi yüksekliği ile seyreden (gut vb.) hastalıklara da dikkat çekmek gerekir ki, ürik asit diye adlandırdığımız metabolik üründe böbreğe zararlıdır. Böbrek yetmezliğini ilerletebilir. Daha önce saptanmış böbrek taşları ve kistlerini önemseyerek sık kontrollerin yapılmasıda önemli olup tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının da geçiştirilmeden doktor kontrolünde izlenmesi gerekir. Kısaca vücudumuzun en narin, hassas organı olup işlevi büyük olan böbreklerimizi çok önemseyelim. Kontrollerimizi ve tedavilerimizi aksatmadan sürdürelim. 15

18 Burun Tıkanıklığı Op. Dr. Bülent AYMELEK Kulak Burun Boğaz Uzmanı Her bir burun boşluğu içerisinde üç adet konka (burun eti) bulunur. İçlerinde bol miktarda kan damarı bulunan konkaların görevi solunan havayı ısıtmak, soğutmak, nemlendirmek ve temizlemektir. Konkaların büyüklükleri havanın ısısı, nemi, vücut faaliyetleri, vücut pozisyonu, hormonal değişiklikler gibi birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. ve temiz havada ise burun etleri geçici olarak küçülür; böylelikle burnunuzu daha açık hissederiz ve daha rahat nefes alırız. Bunların dışında alerjik rinit, kronik sinüzit, kötü hava koşullarına sahip yerlerde yaşamak ve uzun süre burun açıcı damlalar kullanmak gibi bazı sebepler kalıcı konka hipertrofisine yol açabilirler. Konka hipertrofisinin teşhisi kolaydır. Burun muayenesinde özellikle alt konkalardaki büyüme farkedilir. Orta konkadaki büyümeyi farketmek daha zordur. Beraberinde akıntı veya alerji bulguları saptanabilir. Direk bakıda konka büyüklüğü gözle görülebilir. Ancak tüm konkalann boyutlarını görmek, sinüzit olup olmadığını görmek, hava kistlerinin varlığını belirlemek ve ameliyat düşünülüyorsa yapılacak işlemleri belirlemek için bilgisayarlı tomografi çektirmek gerekir. Burun eti büyümelerinde (alt konka hipertrofisi) üç türlü tedavi seçeneği vardır. İlaçla burun etlerini küçültme. Radyofekansla burun etlerini küçültme. Cerrahi olarak yani ameliyatla küçültme. Burun etlerindeki büyüme hafif-orta derecede ise muhakkak ilaç tedavisi denenmelidir. Alerjik rinite bağlı büyümelerde de ilaç tedavisi ilk seçenek olarak düşünülmelidir. ilaçla küçülmeyen veya ileri derecede büyük bir burun eti varsa o zaman ilaç tedavisi dışında çözümlere başvurulmalıdır. Konka hipertrofisinin tedavisinde, ilaç dışı ameliyatsız çözüm yöntemi ise radyofrekansdır. Burun tıkanıklığının en sık sebepleri nelerdir? Konka hipertrofileri (burun içi eti), septum deviasyonları, nasal polipler, alerjik rinitler, sinüzitler ve çocuk yaş grubunda ise adenoid vejetasyonlardır. Bunlar arasında en çok görülen neden ise konka hipertrofisi ve septum deviasyonlarıdır. Her bir burun boşluğu içerisinde üç adet konka (burun eti) bulunur. Içlerinde bol miktarda kan damarı bulunan konkaların görevi solunan havayı ısıtmak, soğutmak, nemlendirmek ve temizlemektir. Konkaların büyüklükleri havanın ısısı, nemi, vücut faaliyetleri, vücut pozisyonu, hormonal değişiklikler gibi birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bulunduğumuz ortam soğuk ise burun etleri geçici olarak büyür. Soğuk havada burnun uzun tıkanmasının sebebi budur. Sıcak 16

19 Radyofrekans işleminin en önemli avantajları Hastane ortamı gerektirmemesi, ofis ortamında da uygulanabilir olması, Lokal anestezi ile yapılabilmesi sayesinde, genel anestezi alması riskli hastalarda da uygulanabilmesi. İşlemin 5-10 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilmesi, İşlem sonrası burun tamponu gerektirmemesi, Burun içi kesi olmadığı için kanama riskinin az olması, İşlem sonrası günlük hayata hemen dönülebilir olmasıdır. Bu avantajları sebebiyle radyofrekans yöntemi son zamanlarda KBB hekimlerinin en çok başvurduğu tedavi yöntemleri arasına girmiştir. Eğer burun etlerindeki büyüme ilaç veya radyofrekans tedavisi ile düzelemeyecek seviyede ise ameliyatla burun etlerini küçültmek gündeme gelmelidir. Bu daha çok burun etinin merkezindeki kemik iskeletin büyük olduğu durumlarda söz konusudur, kemik iskelet yapının aşırı büyük olmasına bağlı olarak burun etleri tıkarcı bir hal almışsa çözüm cerrahi olmalıdır. Bu durumda ilaç veya radyofrekansla konkalan küçültme uygun tedavi seçeneği olmayacaktır. Konkanın ortasındaki kemik iskeletin cerrahi yöntemlerle çıkarılarak konkanın cerrahi olarak küçültülmesi daha uygun tedavi seçeneğidir. Sonuç olarak burun eti büyümesinin büyük bir çoğunluğu ilaç ve radyofrekans ile ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Konkanın küçültülmesi için hangi yöntemin kullanılacağı, uygulamayı yapacak olan hekimin tercihine, deneyimine ve konkanın durumuna göre değişmektedir. 17

20 Cinsel İsteksizlik Op. Dr. Deniz Güleryüz ÇAKMAK Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Cinsel isteksizlik, kişinin karşı cinsle ilişkiye girme arzusunun olmama durumudur. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği meydana getirir. Kişinin kendi iç dünyasında yaşadığı psikolojik etmenler, kendi biyolojik yapısı ile ilgili faktörler, çevresel ve kültürel faktörler cinsel istek düzeyimizi belirler. Hasta ya kendi kendine tanı koyar yada partneri tarafından tanı konulur. Yani değerlendirmede görecelik söz konusudur. Bu durum partnerler arasında ciddi uyumsuzluğa ve çatışmalara yol açar. Ön planda sorun olarak veya başka bir cinsel sorunun altına saklanmış olarak karşımıza çıkar. Kadınlarda genel olarak görülme sıklığı % 30 oranında olup en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel isteksizlik tipleri ergenlik döneminden beri görülen primer cinsel isteksizlik, cinsel sorunu olmayan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesi ise sekonder cinsel isteksizliktir. Cinsel isteksizlik ağrılı cinsel birleşmeye, uyarılma ve orgazm bozukluklarına da neden olabilir. Bu durum partnerde de cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Tam tersi partnerinde cinsel problem yaşayan kadında da isteksizlik olabilir. Kadınlarda cinsel isteksizlik; kızgınlık ve öfke, utanma, korku, endişe ve suçluluk hissetme duygularına yol açabilir. Nedenleri Primer cinsel isteksizlik; Geçmişte yaşanmış olumsuz cinsel deneyimlerin bilinçdışı izdüşümleri; suçluluk ve günahkarlık duygularını içerir. Sekonder cinsel isteksizlik; Yaşlanma Cinsellikten uzun süre uzak kalmak Kronik hastalıklar Vajinal enfeksiyonlar Evlilikte ilişki sorunları Depresyon Cinsel kimlik gelişiminde sorunlar Sosyakültürel faktörler Gebe kalmaktan ve cinsel yolla bulaşan hastalık kapma korkusu Hormonal bozukluklar Gebelik ve lohusalık dönemi Menopoz İlaç yan etkileri Kadınların yaklaşık %1 de gerçekten fiziksel bir problem vardır. Geri kalan %99 luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir. Değerlendirme Cinsel birleşme sıklığı Cinsel düşünce ve fantezilerin sıklığı Orgazm ile sonlanan cinsel etkinlik sayısı Gerçekte istenen ideal cinsel istek sıklığı Belirtilerin ortaya çıkmasından önce yaşanan olaylar Psikolojik öykü ve evlilik öyküsü Kadının hayatında düzen değişikliği olup olmadığı sorgulanır. 18

21 Tedavi Cinsel istek insanın içinde doğuştan vardır. Ve bu nehir içimizde akar. İsteksizlik durumunda bu nehir üzerinde bir baraj vardır. Tedavide bu barajın yıkılması amaçlanır. Kişinin kendi isteği ile gelip gelmediği, bu isteksizliği değiştirmek konusundaki farkındalığı çok önemlidir. Temel strateji kadının gevşemiş ve kaygılı olmayan durumdayken yeterli cinsel uyarıya tepki vermesini sağlayacak şekilde cinsel durumunun yeniden yapılandırması amaçlanır. Cinsel isteği azaltan etkenlerin bulunup ortadan kaldırılması ve kişinin cinsel arzuları ile uyumlu cinsel yaşamın sağlanması önemlidir. Eğer neden herhangi bir hastalık, depresyon gibi ruhsal sorunlar ya da ilaç kullanımından kaynaklanıyorsa bu durum ortadan kaldırılır. Eğer çiftler arasında cinsel iletişim problemi varsa cinsel isteklerini daha rahat ifade edebilmelerinin sağlanması ve cinsel yaşamdaki kısıtlılıklarının kaldırılması amaçlanır. Yeniden flört havası yaratılmaya çalışılır, açık iletişim kurmak, partnere dokunmak, suçlamak yerine sorumluluk alma, endişelerin üzerine gitme, güç savaşlarına son verme amaçlanır. Kişilerin gizli kalmış arzu ve fantezilerinin uyandırılması amaçlanır. Hangi şartlarda hangi tür ve miktarda cinsellikten hoşlandıklarını belirlemek, isteklerini söylemekte onları vazgeçiren faktörlerin neler olduğunu belirlemek ve gidermek önemlidir. 19

22 Çarpık Ayak Op. Dr. Tevfik ÖNCAN Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Çarpık ayak, bebeğin ayak ve ayak bileğinin anne karnında içe ve aşağı doğru çarpık olarak gelişmesi sonucu ortaya çıkan yapısal bir bozukluktur. Bu hastalığın görülme oranı 1000 canlı doğumda 1 dir. Erkek bebeklerde daha sık görülür (yaklaşık 2,5 kat fazla). Hastaların yarısında bu durum tek taraflı iken diğer yarısında her iki ayak birden etkilenmektedir. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bu hastalık ilk olarak M.Ö. 4. yüzyılda Hipokrat tarafınca tanımlanmıştır. Uzun süredir bilinen bu hastalığın tedavisinde birçok tedavi yöntemi önerilmiştir. Tedavi edilmediğinde ayağın yere düz olarak basması ve ayakkabı kullanması mümkün olmaz. tedavi edilen hastaların ayakları sert ve ağrılı olmaktaydı. Bu nedenle İspanyol Ortopedi Uzmanı Dr. Ponseti çocuklar küçükken uygulanabilen bir manipülasyon (elle düzeltme) ve alçılama tekniği geliştirdi lı yıllarda ilk yayınladığında çok ilgi görmemiş ancak 1995 te uzun süreli takiplerini yayınlamasıyla, özellikle bebekken tedavi ettiği hastaların, yaşlarında ağrısız ve normale yakın ayaklara sahip olduğunu göstermesi ile Dr. Ponseti nin yöntemi tüm dünyada kabul görmüş ve uygulanmaya başlamıştır. Tedaviye, yeni doğanda bu bozukluk görülür görülmez başlanmalıdır. Bu yöntemle bozukluğun düzeltilebilmesi için 9. aydan önce tedavinin başlanması önerilmekle beraber, 2 yaşına kadar tedavi edilmemiş olan hastalarda da ilk olarak bu yöntemin denenmesi önerilmektedir. Ancak tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı şansı bir o kadar artmaktadır. Gecikmiş tedavilerde ise cerrahi ihtiyacı daha fazla olmaktadır. Bu yöntem muayenehanede, pansuman odasında rahatlıkla uygulanabilir. Bu işlemlerde ortopedi doktoruna genellikle bir sağlık personeli yardım eder. Düzeltici manipülasyonlar sırasında genellikle bebekler ağlarlar bu sırada annesinin yanında olması tercih edilir, mama vermek ve benzeri yöntemlerle bebek sakinleştirilebilir. Hastanın ayağındaki çarpıklık her hafta bir miktar düzeltilerek bir hafta duracak şekilde diz üzerine kadar alçı uygulanır. Parmak uçları açık olan alçılı bacak evde altına yastık konarak yukarıda tutulur. Genellikle 5-6 haftalık tedavinin sonunda uygulanan son alçı daha uzun süre (3-4 Gelişmekte olan ülkelerde tedavi edilmemiş PEV nedeniyle ortaya çıkan sakatlıklar; hastaların kendisi, aileleri ve toplum açısından ciddi bir fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik yük getirmektedir. Hafif bozukluklarda sadece manipülasyon ve masaj yeterli olabilmekte iken ileri vakalarda cerrahi tedavi uygulanmaktaydı. Cerrahi olarak 20

23 hafta) kalır. Son alçı uygulanmadan önce gerekirse küçük bir cerrahi gevşetme yapılabilir. Son alçı çıkarıldıktan sonra ayakları dışa dönük ve bacakları ayrı tutan bir cihaz (Ponseti cihazı) kullanılır. Hasta yürüme çağına geldiğinde ise ters kalıp ortopedik botlar kullanılır. Ayağın büyümesi devam ettiği sürece ortopedi doktorunun kontrolünde olmak gerekir. Zaman zaman nüksler görülebilir. Cihazı düzenli kullanan çocuklarda nüks oranı oldukça düşüktür. Tüm tedavi yöntemlerinde amaç hastanın kullanabileceği fonksiyonel bir ayak oluşturmaktır. Bu yöntemlerle tedavi edilen hastalarda normale çok yakın bir ayak elde edilebilir. Ancak tek taraflı olgularda çocuk büyüdükçe, her iki ayak arasında ayakkabı numarasında fark oluşabilir. 21

24 Gebelikte Ağız ve Diş Sağlığı Dt. Semra Güler BEŞER Diş Hekimi Hamilelik tüm vücudun fiziksel ve psikolojik yönden pek çok değişikliklere uğradığı bir dönemdir. Ağzımız ise vücudun bu tür değişikliklerine karşı çok hassas olan bir bölgesidir. Anne adayı hamilelik süresince ister istemez devamlı bebeğini düşündüğü için kendi kişisel bakımını ihmal edebilir. Mide bulantıları ve kusmalar ağız içinde zararlı etkilere neden olur. Bazı yiyecek ve içeceklere karşı aşırı ilgi veya aşırı tiksinme duyulması sonucu ağız da bundan etkilenir. diş sağlığının yanı sıra genel vücut gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilecektir. Bebeğin diş sağlığı konusunda bilgili olmak, çocuğunuzun ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmasında ilk basamaktır. Gebelikte ağız ve dişlerde meydana gelen değişiklikler Hormonal etkiler sonucunda ağız içinde bazı değisimler olur. Örneğin kandaki ve tükrükteki asit miktarı arttığ için dişlerin çürümesi kolaylaşır. Çünkü en basit anlatımıyla, dişin çürümesi demek, bakterilerin salgıladığı asitlerle dişin yumuşaması demektir. Diş eti rahatsızlıkları da eskisinden daha kolay ve daha sık oluşacaktır. Hamileliğin erken safhalarında diş etlerinde şişlikler, kızarıklıklar gözlenebilir. Bu şekildeki diş eti oldukça hassastır ve kolayca kanar. Hamilelik sırasında kadınların diş etlerinde oluşan bu değişiklikler nedeni östrojen ve progesteron hormonlarının salgılarının artmasından kaynaklanmaktadır. Bu değişikler dişetinde enflamasyon geliştiğinin bir göstergesidir. Bu dişeti rahatsızlığı hamilelik gingivitisi olarak adlandırılmaktadır. Hamilelik gingivitisi genellikle hamileliğin 2. ayında başlayıp 8. ayında en üst seviyeye çıkar, doğumdan sonra kendiliğinden iyileşir. Günlük düzenli ağız diş bakımı yapmayan kişilerde oluşan ve diş etinin tahrişine neden olan bakteri plağı ya da Ağız ve diş sağlığının devamlılığını sağlamak için yaşam boyu etkili ve yeterli bakım gereklidir. Hamilelikte ise bu durum bir kat daha önem kazanır. Bebeğin diş gelişimi anne karnında başlar. Bu dönemde anne hem kendi sağlığı hem de bebeğinin diş gelişimi için dengeli beslenmeye dikkat etmelidir. Diş sağlığı için protein, A vitamini (et, süt, yumurta, sarı sebze ve meyveler) C vitamini (narenciye, domates, çilek), D vitamini (et, süt, yumurta, balık) ve kalsiyum (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler) dan zengin gıdaların yeterince alınması gerekir. Bunun yanı sıra bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Kullanılan ilaçlar bebeğin 22

25 Hamile olmayı düşünen veya hamile olan her kadın mutlaka bir diş hekimi kontrolünden geçmeli, ağız sağlığı için neler yapması veya yapmaması gerektiğini öğrenmeli ve gereken tedavilerini yaptırmalıdır. Bu hem annenin hem de çocuğunun sağlığı için çok önemlidir. diştaşı gibi etkenler hamilelik gingivitisi tablosunu hamilelik tümörleri gibi daha ciddi boyutlara taşıyabilmektedir. Hamilelik tümörleri ağız mukozasında oluşan non kanseröz büyümelerdir. Bu lokalize büyümelerin kaynağının aşırı plak birikimi olduğuna inanılmaktadır. Normal şartlar altında bu büyümeler hamilelik sonrası yok olacaktır. Hamilelik döneminde annenin dişlerinden kalsiyum çekildiği ve bu nedenle her bebeğin anneye bir diş kaybettireceği inancı ise kesinlikle doğru değildir. Hamilelik döneminde vücuttaki dengenin bozulması dişlerin çabuk çürümesine uygun bir ortam yaratır. Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin nedenleri olarak; Bebek beklenen dönemde tatlıya, aburcubura aşırı istek belirir ve bunlar yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilmesi İlk aylarda görülen kusmalardan sonra annenin ağız bakımına yeterince özen göstermemesi Gebelik hormonlarının (östrojen, progesteron) etkisi ile dişetleri daha çabuk kanayan annenin, dişlerini fırçalamaktan kaçınması sayılabilir. Bu nedenlerden dolayı, bu dönemde diş sağlığına daha fazla özen göstermek gerekir. Gebelikte diş ve dişeti tedavisi Hamilelik süresince rutin muayene ve diştaşı temizliği yapılabilir fakat acil olmayan tedaviler yalnızca gebeliğin ikinci trimesterinde yapılmalıdır. Acil tedaviler hamileliğin her trimesterinde yapılabilir fakat herhangi bir anestezi ve ilaç kullanımı söz konusu olduğunda kadın doğum uzmanı ile konsultasyon yapılmalıdır. Diş röntgen filmleri ise ancak çok acil olan durumlarda anne adayına kurşun önlük giydirilerek alınabilir. Genellikle acil olmayan işlemler de hamilelik sürecinde yapılabilir. Ancak herhangi bir diş tedavisi için en uygun zaman 4. ve 6. aylar arasıdır. Şiddetli ağrının eşlik ettiği acil durumlarda tedavi hamileliğin herhangi bir döneminde yapılabilir. Anestezi ve ilaç verilmesini gerektiren durumlarda jinekolog ile irtibat kurulmalıdır. Ertelenebilecek işlemler doğumdan sonraya bırakılmalıdır. Eğer dişlerde derin diştaşı birikimi varsa diş hekimi tarafından elimine edilmelidir. Diğer diş tedavilerinde olduğu gibi diştaşı temizliği de özellikle hamileliğin ikinci üç ayında yapılmalıdır. 23

26 (Gebeliğin ilk üç ayında bebeğin organları gelişme aşamasındadır. Bu safhada neden olunan bir bakteriyemi bebeğin organ gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.) Üçüncü üç ayda da anne koltuğa rahat oturamaz ve aşırı stres erken doğuma neden olabilmektedir. Özetleyecek olursak; İlk üç aylık dönem: Bu dönem bebeğin çok hassas olduğu bir dönemdir. Gereksiz müdahaleler düşüğe sebep olabilir. Fakat ağrıya sebep olmuş ve/ veya müdahale edilmediği taktirde daha çok zarara neden olabilecek durumdaki dişlerin çekim, kanal tedavisi gibi acil olarak tedavi edilmesi gereken durumlarında, çekinmeden diş hekimine gidilmelidir. Diş hekimi jinekoloğunuzla gerekli konsultasyonu yapıp; bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedaviyi sağlayacaktır. İkinci üç aylık dönem: Bu dönem, hamilelik sonuna kadar ertelenmesi uygun olmayan diş çekimi, dolgular, kanal tedavileri vb. pek çok tedavinin yapılması için en uygun olan dönemdir. Üçüncü üç aylık dönem: Bu dönemde bebek anne karnında oldukça büyümüştür ve doğum yaklaşmıştır. Aynen ilk üç aylık dönemde olduğu gibi, acil tedaviler dışında diş hekimi müdahale etmeyecektir. Ayrıca gebelikte ilaç tedavisi gerekli olduğunda tetrasiklin gurubu antibiyotikler verilmez. Tetrasiklin gebelik sırasında alınırsa bebeğin dişlerinde tetrasiklin renklenmeleri dediğimiz renklenmelerin oluşumuna yol açar. Ağrı kesici kullanmada dikkat edilmeli ve kesinlikle üretici firmanın önerilerine uyulmalıdır. Diş hekimliğinde kullanılan röntgen makinelerinde radyasyon çok düşük seviyede olmasına rağmen hamilelerde röntgen çekiminden kaçınılmalıdır. Zorunluluk yoksa bu işlem doğum sonrasına ertelenmelidir. Gebelikte ağız ve diş bakımı Eğer iyi bir beslenme ile beraber yeterli ağız diş bakımı yapılırsa hamilelik döneminde normal dönemden farklı bir diş sorunu ile karşılaşılmaz. Hamilelik sırasında beslenme, hem annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız diş sağlığı için oldukça önemlidir. Hamilelikte bebeğin diş gelişimi 5. ve 6. haftalarda başlar. Ağız ve diş sağlığı açısından tüm hamilelik döneminde; A,C,D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyumdan zengin temel yiyecekler alan meyveler ve sebzeler, tahıl, süt ve mandıra ürünleri ile ile, et, balık ve yumurta dengeli olarak alınmalıdır. Şeker mümkün olduğu kadar alınmamalı (özellikle yemek aralarında). Karemel gibi yapışkan şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Hamilelik gingivitisi dediğimiz dişeti iltihabı dişlerin etkin olarak bakımı ve temizlenmesi ile önlenebilir. Her gün en az iki kez, mümkün olan durumlarda her yemekten sonra dişler fırçalanmalıdır. Her gün tüm dişlerde diş ipi ile temizlik işlemi de yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız su veya anti-plaque ve floridli gargaralarla çalkalanmalıdır. Dengeli beslenme ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri de ağız sağlığının sürdürülmesi açısından önemlidir. Diş hekimine daha sıklıkla gidilmesi de etkin plak kontrolünü sağlayarak gingivtis gelişimini önler. Plak kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu ve hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır. 24

27 İmpingement Sendromu (Subakromial Sıkışma) Op. Dr. Fatih Volkan TERCAN Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İmpingement sendromu; Rotator manşet (döndürücü kılıf) tendonlarının omuz ekleminin çatısında bulunan akromiona sürtünmesiyle oluşur. Birçok kişiye göre omuzdaki ağrının nedeni omuzdaki bursa adı verilen kesenin inflamasyonu olan bursittir. Tendinit; tendon inflamasyonuna verilen isimdir ve omuzdaki ağrının bir diğer nedeni olabilir. Bursa veya tendonların inflamasyonlarına bir çok problem neden olabilir. Bu problemlerden bir tanesi impingement (sıkışma) sendromudur. arasında sürtünmeyi azaltır. Hareket açıklığının devamı için yumuşak bir bölge sağlar. Genellikle kolumuzu kaldırırken akromion ve rotator manşet tendonları arasında tendonların kayarak hareket etmesini sağlayacak yeterli hareket alanı vardır. Fakat her kolumuzu kaldırışımızda tendon ve bursa dokusunun akromiona bir miktar sürtünmesi olur. Bu olaya impingement (sıkışma) denmektedir. Normalde omuz ekleminde bir miktar kadar sıkışma olmaktadır. Gün içinde kolumuzu omuz seviyesi üzerine her kaldırışımızda bir miktar sıkışmaya neden olmaktadır. Kolun sürekli omzun üzerine kaldırılmasını gerektiren işler, tekrarlayan fırlatma hareketi bu sıkışmanın problem haline gelmesine yol açabilir. Sıkışma; rotator manşet tendonlarında irritasyon veya hasar oluşturduğunda problem halini alır. Kolun kaldırma hareketi kol kemiğini (humerus), akromionun köşesine doğru zorlar. Aşırı kullanım ile bu durum bursa dokusunda irritasyona ve şişmeye neden olur. Akromion ve rotator manşet arasındaki alanı daraltan her olay sıkışmanın kötüleşmesine yol açar. Kemik çıkıntılar akromion ve rotator manşet arasındaki alanı daraltabilirler. Akromioklaviküler eklemdeki aşınma sonucu kemikte dikensi çıkıntılar oluşabilir. Bazı hastalarda bu alan akromionun anatomik yapısı nedeniyle dardır.bazı akromion tipleri çok aşağıya eğimlidir ve rotator manşet üzerinde bası oluşturmaktadır. Erken evrelerde omuzda sürekli bir acı vardır. Aynı zamanda kolu yana veya öne-yukarı kaldırırken ağrıya Omuz ekleminde 3 kemik yer alır; Kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus) ve köprücük kemiği. (Klavikula). Kol kemiğini kürek kemiğine bağlayan yapı rotator kılıftır. Bu kılıf 4 kasın kirişinden oluşur: supraspinatus, infraspinatus, teres minör ve subskapularis. Kirişler, kasları kemiğe bağlayan yapılardır. Kaslar, kemikleri bu kirişleri çekerek hareket ettirirler. Rotator manşet kolumuzu kaldırmada ve omuzu döndürme hareketinde yardımcıdır. Rotator manşet kolumuzu kaldırırken kol kemiğinin kürek kemiğinin yuvasında sıkı bir şekilde durmasını sağlar. Rotator manşet; kürek kemiği çıkıntısı olan akromion ile omuz başı arasında cm lik bir aralıkta uzanır. Akromion ile rotator manşet arasında bursa adlı kese şeklinde bir yapı yer alır. Bu yapı, kayganlaştırıcı bir sıvı ile kemik ve kas 25

Ağız ve diş sağlığının devamlılığını sağlamak için yaşam boyu etkili ve yeterli bakım gereklidir.

Ağız ve diş sağlığının devamlılığını sağlamak için yaşam boyu etkili ve yeterli bakım gereklidir. Ağız ve diş sağlığının devamlılığını sağlamak için yaşam boyu etkili ve yeterli bakım gereklidir. Ancak kadınlarda ağız diş bakımı, yaşamlarının belirli bölümünü alan puberte, bebek emzirme, hamilelik,

Detaylı

HANGĠ TIBBĠ RAHATSIZLIKLAR BAġ DÖNMESĠNE NEDEN OLUR?

HANGĠ TIBBĠ RAHATSIZLIKLAR BAġ DÖNMESĠNE NEDEN OLUR? VERTĠGO NEDĠR? Bazı insanlar denge problemlerini baş dönmesi olarak nitelendirirler. Çevrenin dönmediği bu denge bozukluğu bazen iç kulağa bağlı bir problemden dolayı ortaya çıkar. Bazı insanlar ise denge

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ Slayt No: 22 Bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini kolaylaştırır. Bebekte kulak enfeksiyonları

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

GEBELİK VE LOHUSALIK

GEBELİK VE LOHUSALIK GEBELİK VE LOHUSALIK ANA SAĞLIĞI Sağlık hizmetleri açısından doğurganlık çağındaki (15-49 yaş arası) tüm kadınlara ana denir. 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınlar nüfusumuzun % 27 sini oluşturmaktadır.

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010 DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi 24.06.2010 DOĞUM SONRASI AĞRI Altı haftaya kadar karın alt bölgesinde aralıklı ağrılar

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 13 Diyabet ve diş-dişeti sorunları

Detaylı

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TESTOGEL 50 mg transdermal jel içeren saşe Haricen kullanılır Etkin madde Herbir Testogel saşe 50 mg testosteron içerir. Yardımcı maddeler karbamer 980, izopropil miristat, etanol % 96,

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK Akılcı İlaç Kullanımı tanımı ilk defa 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır. Kişilerin

Detaylı

İlaç Kullanımı ve Böbrek Hastalığı İlişkisi

İlaç Kullanımı ve Böbrek Hastalığı İlişkisi 13 Mart 2014 İlaç Kullanımı ve Böbrek Hastalığı İlişkisi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı 13 Mart 2014 2006 Böbrekleriniz sağlıklı mı? 2007

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA) 1 EDOKSABAN (LİXİANA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı oluşmasını ve oluşan pıhtının büyümesini

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. NEROX-B12, 30 ve 60 tabletlik blister ambalajlarda sunulan B vitamini kompleksidir.

KULLANMA TALİMATI. NEROX-B12, 30 ve 60 tabletlik blister ambalajlarda sunulan B vitamini kompleksidir. KULLANMA TALİMATI NEROX-B12 film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film tablet 250 mg B 1 vitamini, 250 mg B 6 vitamini ve 1 mg B 12 vitamini içerir. Yardımcı maddeler: Sitrik asit monohidrat,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI FUSİNAT 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: Mikrokristal selüloz PH 200, krospovidon, laktoz anhidrat,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. VİTA B 250/250/1 mg enterik kaplı tablet Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. VİTA B 250/250/1 mg enterik kaplı tablet Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI VİTA B 250/250/1 mg enterik kaplı tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir enterik kaplı tablet 250 mg B 1 vitamini, 250 mg B 6 vitamini ve 1 mg B 12 vitamini içerir. Yardımcı madde(ler):

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. KULLANMA TALİMATI ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: DL-alfa tokoferol, mikrokristalin selüloz, laktoz monohidrat,

Detaylı

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)

Detaylı

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi Sağlıklı bir anne için Sağlıklı beslenme Düzenli hekim kontrolü Gebelik öncesi hastalıkların sıkı takibi Sağlıklı bir yaşam tarzı Huzurlu bir gebelik süreci Sağlıklı beslenme = Dengeli beslenme Proteinler

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin Madde: Mepiramin maleat, lidokain hidroklorür, dekspantenol.

KULLANMA TALİMATI. Etkin Madde: Mepiramin maleat, lidokain hidroklorür, dekspantenol. KULLANMA TALİMATI STİDERM jel Cilde uygulanır. Etkin Madde: Mepiramin maleat, lidokain hidroklorür, dekspantenol. Yardımcı Maddeler: Benzalkonyum klorür, mentol kristali, karbomer 980, disodyum EDTA, sodyum

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum Bölüm 28 Çocuğum Astımlı mı Kalacak? Dr. S. Tolga YAVUZ Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum yollarında ortaya çıkan ve şiddeti zaman içinde değişmekle

Detaylı

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA) DABİGATRAN (PRADAXA) NE İÇİN KULLANILIR? Dabigatran (PRADAXA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı 3. Ulusal Hastane ve Kurum Eczacıları Kongresi 23-27 Mart 2016, Muğla Uz. Ecz. Metin Deniz KARAKOÇ Denizli Devlet Hastanesi Hasta

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

DONUK OMUZ. Ağrıyı Hafifletme ve Esnekliği Sağlama Yöntemleri

DONUK OMUZ. Ağrıyı Hafifletme ve Esnekliği Sağlama Yöntemleri Ağrıyı Hafifletme ve Esnekliği Sağlama Yöntemleri DONUK OMUZ Omzunuzda geçmeyen bir ağrı ve sertlik hissediyormusunuz? Eğer bu tarz bir şikayetiniz varsa, donuk omuz sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Cabral Ampul Kas içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. Cabral Ampul Kas içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI Cabral Ampul Kas içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul (3 ml), 800 mg feniramidol HCl içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum hidroksit, deiyonize su Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce

Detaylı

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI GEROFEN jel %5 Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram jel etkin madde olarak 50 mg ibuprofen içerir. Yardımcı maddeler: Propilen glikol, karbopol (karbomer 940), trietanolamin,

Detaylı

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ağızda dağılan tablet 24 mg Betahistin dihidroklorür içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir ağızda dağılan tablet 24 mg Betahistin dihidroklorür içerir. KULLANMA TALİMATI ROTASTİN 24 mg ağızda dağılan tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir ağızda dağılan tablet 24 mg Betahistin dihidroklorür içerir. Yardımcı maddeler : Mannitol E421, mikrokristalin

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25 Tırnak batması nedir? Sert tırnağın yumuşak dokuyu sıkıştırıp tahriş etmesi sonucu oluşan iltihaplanma ve kronik yaraya tırnak batması denir. Genellikle ayaklarda ve birinci parmakta görülür. Tırnak batmasının

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır.

KULLANMA TALİMATI. VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır. KULLANMA TALİMATI VİROSİL %5 krem Haricen kullanılır. Etkin madde: Her 1 g krem %5 a/a 50 mg asiklovir içerir. Yardımcı madde(ler): Poloksamer, setostearil alkol, sodyum lauril sülfat, beyaz yumuşak parafin,

Detaylı

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR! Acıbadem Hastanesi Büyüme ve Ergenlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz ile, çocuğun doğumundan itibaren vücudunda hangi hormonların ne gibi işlevleri olduğunu, ilk 3 yılın önemini ve ergenlik

Detaylı

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir.

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir. VERTİN 16 mg Tablet Ağızdan alınır Etkin madde Yardımcı maddeler : Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir. : Mikrokristalize selüloz, mannitol, sitrik asit monohidrat, susuz kolloidal

Detaylı

EKLEM HASTALIKLARI. Romatizmal Eklem Hastalığı

EKLEM HASTALIKLARI. Romatizmal Eklem Hastalığı EKLEM HASTALIKLARI Ellerimiz, kollarımız, boynumuz, ayaklarımız gibi yürümemizi, hareket etmemizi ya da bir cismi tutmamızı sağlayan tüm fonksiyonlarımız eklemlerimiz sayesinde görevlerini yerine getirmektedir.

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

OMUZ AĞRISI. Klaviküla (Köprücük Kemiği)

OMUZ AĞRISI. Klaviküla (Köprücük Kemiği) OMUZ AĞRISI OMUZ AĞRISI Çoğu kişinin omuz olarak tanımladığı organımız, sırtımızı kaşımaktan smaç vurmaya kadar birçok kol hareketini yapmamızı sağlayan, tendon ve kaslara bağlanan bir dizi eklemden oluşur.

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

EXELDERM KREM KULLANMA TALİMATI

EXELDERM KREM KULLANMA TALİMATI KULLANMA TALİMATI EXELDERM krem Deri üzerine uygulanır. Etkin Madde: % 1 Sulkonazol Nitrat Yardımcı Maddeler: Propilen glikol, stearil alkol, setil alkol, askorbil palmitat. Bu ilacı kullanmaya başlamadan

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

Hemoroid (Basur) Nedir?

Hemoroid (Basur) Nedir? Sindirim sisteminin giriş kapısını ağız ve dişler, çıkış kapısını ise anal kanal ve anüs oluşturur. İstemli olarak sağlanan dışkı ve gaz çıkışının kontrolü; hemoroitlerin de bir parçası olduğu bu anal

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. VENDİOS 600 mg tablet Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. VENDİOS 600 mg tablet Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI VENDİOS 600 mg tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her VENDİOS tablet 600 mg diosmin içermektedir. Yardımcı maddeler: Her VENDİOS tablet povidon, mikrokristalin selüloz, mısır nişastası

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. RUPAFİN 10 mg tablet Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. RUPAFİN 10 mg tablet Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI RUPAFİN 10 mg tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: 10 mg rupatadin (fumarat şeklinde). Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, prejelatinize nişasta, mikrokristalin selüloz, kırmızı demir

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 GÜVENLİ ANNELİK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016 Bu sunum; Arş. Gör. Dr. Tuğçe Şanver, Arş. Gör. Dr. Can Keskin ve Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış tarafından hazırlanmıştır.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI DROGSAN SODYUM BĐKARBONAT % 8.4 Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde Yardımcı maddeler : 10 ml lik ampul de 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. : Enjeksiyonluk su Bu ilacı

Detaylı

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın vücudumuza olan zararları ve sigarayı bıraktıktan sonra vücudumuzdaki değişimler burada anlatılmaktadır. Sırt ve Bel Ağrısı: Sigara içmek bel ile ilgili hastalıkların

Detaylı

Diyabet ve göz sorunları

Diyabet ve göz sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 08 Diyabet ve göz sorunları Diyabet

Detaylı

SUPRAFEN %5 jel Cilt üzerine uygulanır.

SUPRAFEN %5 jel Cilt üzerine uygulanır. KULLANMA TALİMATI SUPRAFEN %5 jel Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram jel etkin madde olarak 50 mg ibuprofen içerir. Yardımcı maddeler: Propilen glikol, karbomer 940, disodyum edta, etil alkol

Detaylı

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya başlar. Ayrıca esmerleşme göbekte ve karnın orta kısmında,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. SİSTRAL Krem. Cilt üzerine, haricen uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. SİSTRAL Krem. Cilt üzerine, haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI SİSTRAL Krem Cilt üzerine, haricen uygulanır. Etkin madde: 1 gram kremde 15 mg klorfenoksamin hidroklorür bulunur. Yardımcı maddeler: İsopropil miristat, stearik asit, setostearil alkol,

Detaylı

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182 İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2013 YILI HASTA OKULU PLANI HASTANE ADI TARİH SAAT KONU EĞİTİM YERİ HASTA OKULU PROGRAMI İÇİN HASTA VE YAKINLARININ İLETİŞİM KURABİLECEKLERİ TELEFON NUMARASI HASEKİ 28/01/2013

Detaylı

AİLE PLANLAMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER HORMONAL YÖNTEMLER- 2. Yrd. Doç. Dr. İlknur M. GÖNENÇ

AİLE PLANLAMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER HORMONAL YÖNTEMLER- 2. Yrd. Doç. Dr. İlknur M. GÖNENÇ AİLE PLANLAMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER HORMONAL YÖNTEMLER- 2 Yrd. Doç. Dr. İlknur M. GÖNENÇ GEÇEN HAFTANIN KISA TEKRARI KOK MİNİ HAPLAR HORMONAL YÖNTEMLER DEVAM AYLIK İĞNELER Düzenli olarak ayda bir kez

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. ZİNCOPLEX 15 mg / 5 ml şurup Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Her 5 ml şurupta 15 mg çinkoya eşdeğer 66 mg çinko sülfat heptahidrat Yardımcı maddeler: Gliserin, sorbitol, esans olarak raspberry

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır. KULLANMA TALİMATI CASODEX 50 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde : 50 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, metil hidroksi

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her 1 g jel 10 mg Diklofenak sodyuma eşdeğer Diklofenak dietilamonyum içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her 1 g jel 10 mg Diklofenak sodyuma eşdeğer Diklofenak dietilamonyum içerir. KULLANMA TALİMATI VOLTAREN EMULGEL Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde: Her 1 g jel 10 mg Diklofenak sodyuma eşdeğer Diklofenak dietilamonyum içerir. Yardımcı maddeler: Karbomer, makrogol ketostearil eter,

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz Diyetisyen Serap Orak Tufan İstanbul 2015 NEDEN OKULA GİDERİZ? PEKİ NEDEN YEMEK YERİZ? Hastalanmamak için Daha Güçlü olmak için Daha çabuk büyümek için Karnımızı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEVOSOL 30 mg/5 ml Şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: 1 ml de 6 mg levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Sakkaroz, metil parahidroksi benzoat, propil parahidroksi benzoat, sodyum

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FUCİDİN H

KULLANMA TALİMATI FUCİDİN H KULLANMA TALİMATI FUCİDİN H krem Cilt üzerine uygulanır. Etkin Madde: 1 g krem 20 mg fusidik asit ve 10 mg hidrokortizon asetat içerir. Yardımcı Maddeler: Butil hidroksianisol (E320), setil alkol, gliserol

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir poşet 282.5 mg Liyofilize Saccharomyces boulardii içerir. Yardımcı maddeler: Fruktoz, karışık meyve aroması.

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı