Prof. Dr. Tezer Kutluk un Kanserle Savaşı

Transkript

1 Prof. Dr. Tezer Kutluk Kimdir? Öncelikle mesleki kariyerinizi kısaca aktarabilir misiniz? Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği nin Genel Başkanlığı görevini yapmaktayım. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şubesi Umut Evi nin açılış töreninden. (Sağdan sola) Dr. Seyit Karaca, Prof. Dr. Tezer Kutluk, Selçuklu Bld. Başk. Uğur İbrahim Altay, Şuayip Yalçın, Dr. Eyüp Çetin 25 yıldır bu kurumda yaptığım çalışmalar nedeni ile 2008 yılından beri merkezi Cenevre de bulunan Uluslar arası Kanser Kontrol Örgütü nde (UICC) yönetim kurulu üyeliği ve 2009 yılından beri merkezi Brüksel de bulunan Avrupa Kanser Derneklerinin genel başkanlık görevlerine getirildim. Asıl mesleğim çocuk kanserleri uzmanlığıdır. Kanser önlenebilir mi? gerçekten Evet, kanser gerçekten önlenebilir. Araştırmalar tüm kanserlerin en az üçte birinin önlenebileceğini göstermiştir. Başlıca önleme yöntemleri tütün kullanmama, beslenme ve fiziksel aktivite, enfeksiyonla gelişen kanserlerin önlenmesi olarak sıralanabilir. Prof. Dr. Tezer Kutluk Özel Selçuklu Bültenidir Ücretsizdir Bülten 1 Nisan Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk un Kanserle Savaşı ZÜHRA YILDIRIM IN RÖPORTAJI Prof. Dr. Tezer Kutluk (sağdan 4.ncü), Kanser Hastaları Kongresi nde Uluslararası Kanser Savaş Örgütü Başkanı Prof. David Hill (sağdan 5.nci) ile birlikte. Kansere karşı alınabilecek kişisel tedbirler nelerdir? Bireyin kanserden kendisini koruması için yapması gereken önlemler vardır. Bunlardan hiç tartışmasız birincisi bireyin tütün ve tütün ürünlerinden uzak durmasıdır. Tütün tüm akciğer kanserlerinin % 90 ını oluşturmaktadır. Bu açıdan mutlak zararlıdır. Tütün kullanmayan kişinin bile başkalarının tütün dumanına maruz kalması kanser riskini arttırmaktadır. İkinci önemli faktör bireyin beslenmesine özen göstermesidir. Burada temel olarak, sebze ve meyvenin bol tüketilmesi yani günde gram kadar sebze-meyve tüketilmesi önerilebilir. Kırmızı etin sınırlandırılması yani haftada 400 gramın üzerine çıkılmaması, hayvansal yağlar yerine bitkisel yağların tercih edilmesi, kızartma-mangal gibi pişirme yöntemlerinden kaçınılması da son derece önemlidir Ayrıca günlük kalori alımının kontrol altında tutulması da gereklidir. Çünkü şişmanlık kanserle ilişkilidir. Şişmanlığın meme, kalın barsak, endometriyum (rahim), prostat kanseri gibi bazı kanserlerle ilişkisi olduğu bilinmektedir. Bildiğiniz gibi şişmanlık her geçen gün tüm dünyada artmaktadır. Bu açıdan şeker ve kalori kullanımın kontrollü olmalıdır. Aşırı tuz tüketimi ve mide kanseri arasında da belirlenmiş bir ilişki olduğu bilinmektedir. Bu nedenle tuz miktarı sınırlandırılmalıdır. Bir yetişkinin günde 5-6 gram tuz kullanması gerekirken, ülkemizde yetişkinlerin günlük tuz tüketimi maalesef ki grama kadar çıkmıştır. Kansere karşı alınabilecek toplumsal tedbirler nelerdir? Korunmaya yönelik aktaracağımız bu tedbirler son derece önemlidir ve şu şekilde sıralayabiliriz; - Her şeyden önce tütün kullanımına yönelik tedbirler tüm toplumda yaygınlaştırılmalıdır. Bu açıdan ülkemizde önemli bir yol alındığı söylenebilir. Şunu söylemeliyim: Tütün yasaklarına uymak her vatandaşın boynunun borcudur. Pasif içicilik de dahil olmak üzere insanları tütün ve tütün ürünlerinden korumak lazımdır. - Beslenme ile ilgili bilgilendirme kampanyalarına ağırlık verilerek obezitenin engellenmesi için bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Gıdaların kalori içeriklerinin gıda ambalajlarına ve lokantalarda menülere yemeklerin kalori içeriklerinin yazılması sağlanmalıdır. - Düzenli egzersiz toplumsal olarak kolaylaştırılmalı ve teşvik edilmelidir. - Devlet ve işyerleri çevresel kimyasallara ve diğer kanser yapıcılara karşı tedbir alarak insanları korumalıdır. - Güneş ışıklarına aşırı maruz kalma durumunda görülen güneş yanıkları ilerleyen dönemlerde deri kanserlerine neden olabilmektedir. - Solaryumlarda güzellik uğruna Ultraviyole ışınları alınması da deri kanserlerini arttırmaktadır. Bu nedenle solaryum kullanımına karşı tedbir alınmalı ve insanlar bilgilendirilmelidir. - Kanserin erken teşhis ve tedavisi için ise toplumsal düzeyde tarama programları (meme kanseri, serviks kanseri, kolon kanseri ve prostat kanserine yönelik) yaygınlaştırılmalıdır. Tedavi merkezlerinin organizasyonu, hizmete erişim, kanser hizmetlerinin geri ödemeleri gibi farklı konuların hepsi yapılması gereken düzenlemeler arasındadır. - Planlanması gereken bu yöntemlerde bireye, aileye, devlete ve sivil toplum örgütlerine düşen sorumluluklar vardır. Bunlar işbirliği içinde gerçekleştirilmelidir. Dünyada kanserin boyutları hakkında ne söylenebilir, yapılan istatistiklere göre bir rakam verebilir misiniz? Dünya da her yıl 12.7 milyon kanser vakası görülmektedir. Maalesef tüm vakaların 7.6 milyonu kaybedilmektedir. Devamı s10

2 2 NİSAN 2011 EDİTÖR İÇİNDEKİLER 05: 12: 13: Çocuklarda Menenjit Uzm. Dr. ALİ GÜL Karaman Özel Selçuklu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Menenjit terimi, beyin ve spinal kordu çevreleyen zarların (dura, araknoid ve piameter) inlfamasyonunu tanımlar. Antibiyotik tedavisi ve gelişmiş yoğun bakım yöntemleri sayesinde bakteriyel menejitli hastalarda prognoz dramatik olarak düzelmekle birlikte günümüzde hala süt çocukları ve çocuklarda önemli mortalite ve morbidite nedeni olmaya devam etmektedir. Sinüzit Op. Dr. FATİH ÇAĞLAK KBB Uzmanı Burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanmasına sinüzit adı verilir. Sinüsler burnun her iki yanında ve gözlerin çevresinde bulunan 4 ayrı isimle anılırlar. Burnun hemen yan taraflarında bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüsler maksiller sinüstür. Reflü Uzm. Dr. MEHMET ASIL Gastroenteroloji Uzmanı Gastroözofageal reflü hastalığı ya da halk arasında daha yaygın bilinen deyimiyle reflü, başta asit olmak üzere mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan semptomlar bütünü olarak tanımlanabilir. Editörden DR.SEYİT KARACA Özel Selçuklu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı SAĞLICAKLA BÜLTEN LE MERHABA Sağlıcakla dergimiz sizlerle uzunca bir süre buluşmuştu. Çeşitli nedenlerle bu çalışmamıza ara vermek zorunda kaldık. Tam olarak o dönemdeki çalışmayı yansıtmasa da, zamanla aynı hüviyete kavuşturmayı hedeflediğimiz bu bültenimizle yeniden sizlerleyiz. Görüşmeyeli biz çok şeyler yaşadık. Bazıları üzücü, bazıları sevindirici olan bu olayların kurumumuz adına en sevindirici tarafı, Selçuklu nin Karaman da bir kardeş hastaneye kavuşması. Karaman özel Selçuklu Eylül 2010 da hizmete girdi. Her şeye rağmen, işletme anlayışımızdan taviz vermedik. Kadromuz, ailemiz genişledi. Hem hizmet eden ailemiz, hem de hizmet alan ailemiz genişledi. Ailenizin sloganı bu anlamda bizim için büyük önem ifade ediyor. Hizmet verdiğimiz branşlarda en iyilerden olma gayretimiz devam ediyor. Hastalarımızdan aldığımız her türlü geri dönüşle bu amaca hizmet eden en önemli unsur, yurt dışında yaşayan ve tatillerde ülkemize gelen yurttaşlarımıza ve sigortalılara verdiğimiz hizmetlerin aynı kalitede devam etmesi. Artık Hollanda başta olmak üzere Avrupa da çok daha aktifiz. Bölge temsilcilerimizle, rutine dönen sürekli ziyaretlerimizle, hiç aksamayan diyaloglarımızla Avrupa da yaşayan Konyalı ve Karamanlılar ın hastanesiyiz. Şimdilik sağlıcakla 14: Hemoroid Nedir? Op. Dr. ZİHNİ KOCAERKEK Karaman Özel Selçuklu Genel Cerrahi Uzmanı Hemoroidler anal kanalın üst kısmında genişlemiş damar yumaklarıdır. Halk arasında basur yada mayasıl olarak bilinir. İç ve dış hemoroidler ikiye ayrılır. Zamanla altta yatan sebeplerle birlikte anal kanalda yerleşen genişlemiş toplardamar yumakları makatın dışına doğru çıkarlar. HABERLER Özel Selçuklu Tüyap ta 03 Basın Kuruluşlarına Ziyaret 04 Özel Selçuklu TV Programlarına Devam Ediyor 04 Tıp Bayramı 08 Diyabet Günü 08 Dünya Sigarayı Bırakma Günü 08 Kanser Günü 09 Sağlıklı Yaşam Seminerleri 09 Hollanda da Özel Selçuklu Temsilciliği 10 Karaman Özel Selçuklu hizmete devam ediyor 11 Evde Bakım Hizmeti 11 Bülten 1 Nisan 2011 Selçuklu Saðlýk Hizmetleri AÞ Adýna Sahibi Ahmet Yeniay Yönetim Kurulu Başkanı Genel Yayýn Yönetmeni Zühra Yıldırım Editör Dr. Seyit Karaca Yazý Ýþleri Müdürü Dr. Eyüp Çetin Yayýn Kurulu Dr. Hasan Tahir Canbaz, Dr. Ahmet Bilgin Grafik Enna Ýdare Yeri Hastane Cad. No : 28 Selçuklu Konya Telefon , halklailiskiler@selcuklu.com.tr Yayýnlanan yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna, ilanlarýn sorumluluðu ilan sahiplerine aittir.

3 BAŞHEKİM NİSAN Özel Selçuklu Tüyap ta Özel Selçuklu standı fuar süresince yüzlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Özel Selçuklu 2011 yılı süresince Tüyap ta gerçekleşen fuarlarda sağlık ve bilgilendirme standıyla yer alacak. Yılın ilk fuarı olan ve 9. su düzenlenen Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı nda hizmet veren Özel Selçuklu standı fuar süresince yüzlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Standda hastaneyi tanıtıcı ürünlerin dağıtılmasının yanı sıra kilo ölçümü de yapıldı. Yoğunluktan dolayı fenalaşan bazı vatandaşlara müdahalede eden Özel Selçuklu sağlık personelleri vücut analiz cihazı ile çok sayıda ziyaretçinin kilo, boy, yağ, sıvı ağırlığı... vs. hakkında bilgi sahibi olmasını da sağladı. Bu slogan ve anlayış ile 1994 yılından itibaren sağlık sektöründe yer alan Özel Selçuklu Konya dan sonra Karaman da hastane zincirine ikincisini ilave etmenin mutluluğunu yaşıyor. İki hastanede yaklaşık m2 kapalı alanda 400 deneyimli personel, 50 uzman doktoru ile yedi gün 24 saat bölge halkına hizmet etmektedir. Sadece Konya da değil yurt dışında yaşayan Avrupa daki bizimkiler diye sloganlaştırdığımız kardeşlerimizin de Selçuklu ailesinin ürettiği sağlık hizmetinden maksimum düzeyde faydalanmalarını sağladık. Onlarla gerek doğdukları yerde, gerekse doydukları yerde her fırsatta birlikte olmaya çalıştık. AİLENİZİN HASTANESİ Yazý Ýþleri DR.EYÜP ÇETİN Konya Özel Selçuklu Başhekimi 94 yılında Deva Polikliniği ile yola çıktığımız günden bu güne kadar, tüm sağlık hizmetlerinde tıbbi etik ilkelerinden ödün vermeden hasta lehine ne varsa kurumlarımızda o ilkelere bağlı kalınarak hizmet verme gayreti içinde olduk. Selçuklu ailesi bir gün değil, her gün Konya da olacak şuuru ile hizmetlerini ve mekanlarını dizayn ederek çalışmıştır. REKLAM 19X22 CM Kuruluşumuzdan bu yana kurum olarak sağlıklı nesiller yetişmesine elimizden gelen katkıyı esirgemedik. Bu çerçevede sosyal sorumluluk projelerinin hep içinde olmaya özen gösterdik. Halkın sağlığını koruması adına farkındalık oluşturmak için her türlü eğitim ve diğer faaliyetlerin içinde olduk. 17 yıldır olduğu gibi şimdide elinizde bulunan bu bülten ile sizlerle birlikte olmaktan onur duyduğumu belirtmek isterim. Bu süreç içerisinde Selçuklu hastanesine güvenen bizleri tercih eden tüm hastalarımıza, bu güveni boşa çıkarmamak için gece gündüz çalışan tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyor sağlıklı günlerde beraber olmak ümidiyle diyorum.

4 4 NİSAN 2011 GENEL YAYIN YÖNETMENİ G.Yayýn Yönetmeni ZÜHRA YILDIRIM Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu SAĞLICAKLA BÜLTEN Basın Kuruluşlarına Ziyaret Özel Selçuklu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sağlık Meclisi Başkanı Dr. Seyit Karaca, Özel Selçuklu Başhekimi Dr. Eyüp Çetin le birlikte Konya daki basın kuruluşlarını ziyaret etti. Gazetelerin Yönetim Kurulu Başkanları ve Genel Yayın Yönetmenleriyle bir süre sohbet eden Karaca ve Çetin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nü kutladı. Ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getiren gazete yöneticileri de 10 Ocak Gazeteciler Günü nde gazetecilerin hatırlanıyor olmasının sevindirici olduğunu dile getirdiler. Merhaba Özel Selçuklu nin kıymetli takipçileri. Böyle diyorum çünkü bu bültenin çıkmasında hastalarımızdan ve Özel Selçuklu ni takip edenlerden gelen öneriler, söylemler son derece etkili oldu. Konyamızda sağlık sektöründe bir ilk olan ve bir çok kuruma örnek teşkil eden, üniversitelerde ödev konusu olan Sağlıcakla Dergimizle başladığımız yayın hayatımıza daha kısa, daha çabuk bir yayınla devam etmeye karar verdik. Sektöre örnek teşkil eden bir çok çalışmaya öncülük eden Özel Selçuklu olarak artık bir çok hastanenin kendilerine has dergi yayıncılığı yapmasından da ayrıca memnuniyet duyduğumuzu belirtmek istiyor, bu vesile ile her birine sonsuz başarılar diliyoruz. Sağlıcakla Bülten... Sağlıcakla Bülten in ilk sayısında kurumumuz uzman hekimlerinin yazılarını okuyacak, hastanemiz faaliyetlerini hatırlayacaksınız. Özel Selçuklu ne özel bir yayın olan Sağlıcakla Bülten i keyifle takip edeceğinize inanıyor, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz. halklailiskiler@selcuklu.com.tr Özel Selçuklu TV Programlarına Devam Ediyor Özel Selçuklu halkı bilgilendirmeye devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana kamuoyunun doğru bilgilenmesine katkıda bulunmak amacıyla sosyal çalışmalarına ayrıca önem veren Özel Selçuklu doktorları her hafta Çarşamba günü KON TV de yayınlanan Hanımeli ne konuk oluyor. Her hafta farklı bir baranş ve hekimin konuk olduğu programda farklı konular hakkında bilgiler veriliyor. Op. Dr ERALP GENÇAL Konya Özel Selçuklu Genel Cerrahi Uzmanı Doktorlarımızı Tanıyalım Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Eralp Gençal 1966 yılında Konya da dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise tahsilini Konya da tamamlayan Gençal 1985 yılında Konya Anadolu Lisesi nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi nde tıp eğitimine başlamıştır yılında Çapa Tıp Fakültesi nden mezun olan Dr. Gençal, 1998 yılına kadar farklı şehirlerde pratisyen hekimlik yapmıştır yılları arasında yedek subaylık vazifesini yapan Dr. Gençal 1998 yılında İnönü Üniversitesi nde uzmanlık eğitimine başlamış, 2003 yılında Genel Cerrahi Uzmanı olarak mezun olmuştur yılında Özel Selçuklu ailesine katılan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Eralp Gençal evli ve üç çocuk babasıdır.

5 ÇOCUK-MENENJİT NİSAN Çocuklarda Menenjit Menenjit terimi, beyin ve spinal kordu çevreleyen zarların (dura, araknoid ve piameter) inlfamasyonunu tanımlar. Antibiyotik tedavisi ve gelişmiş yoğun bakım yöntemleri sayesinde bakteriyel menejitli hastalarda prognoz dramatik olarak düzelmekle birlikte günümüzde hala süt çocukları ve çocuklarda önemli mortalite ve morbidite nedeni olmaya devam etmektedir. Uz. Dr. ALİ GÜL Karaman Özel Selçuklu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Menenjit terimi, beyin ve spinal kordu çevreleyen zarların (dura, araknoid ve piameter) inlfamasyonunu tanımlar. ( Şekil 1) Antibiyotik tedavisi ve gelişmiş yoğun bakım yöntemleri sayesinde bakteriyel menejitli hastalarda prognoz dramatik olarak düzelmekle birlikte günümüzde hala süt çocukları ve çocu k la rd a önemli mortalite ve morbidite nedeni Şekil 1 olmaya devam etmektedir. Menenjit kalıcı beyin hasarı, nörolojik problemler ve hatta ölüme hızlıca ilerleyen tehlikeli, ciddi bir rahatsızlıktır. Hekimler problemin kesin sebebini tanımlayarak menenjiti tedavi edip uzun dönem etkilerini önlemek veya azaltmaktadırlar. Genellikle bakteriyel etkenlerin nazofarinx, sinüzal kaviteler ve orta kulaktaki mukozal yüzeylerden invaze olarak kana karışmalarıyla gerçekleşir. Şekil 2 Menenjite sebep olan inflamasyon, normalde bakteriyel veya viral infeksiyon sonucu olur. Bununla birlikte, inflamasyon daha nadir olarak, kanser, ilaç reaksiyonu veya immun sistem hastalığı neticesinde olabilir. Menenjite sebep olan inflamasyon, normalde bakteriyel veya viral infeksiyon sonucu olur. Bununla birlikte, inflamasyon daha nadir olarak, kanser, ilaç reaksiyonu veya immun sistem hastalığı neticesinde olabilir. Normalde, menenjit ateş, letarji ve mental durumda bulanıklık, problem çözümünde yetersizliğe sebep olur, fakat bu semptomlar erken çocuklukta sıklıkla bulunması zordur. Eğer enfeksiyon veya sebep olduğu inflamasyon beyin zarlarını geçip beyin veya spinal korda geçerse ensefalit durumu başlar (beynin inflamasyonu.) Doğum sonrası ve 3-8. aylarda büyük risklerin bulunmasından menenjit, doğum ve 2 yaş arası sıklıkla gözlenir. Doğum sonrası enfeksiyonlara yüksek maruziyet ve immun sistem sorunları çocukluk menenjitinin risk faktörlerindendir. Çocukluk Menenjitinin Sebepleri Menenjit, kandaki infeksiyonun komplikasyonu olarak ortaya çıkar. Kan beyin bariyeri normalde kandan beyni korur. Bazen, infeksiyonlar doğrudan kan beyin bariyerinin koruyucu fonksiyonunu bozarlar. Ayrıca infeksiyonlar, koruyucu fonksiyonu bozucu maddeler bırakırlar. Kan beyin bariyeri gevşer gevşemez reaksiyonlar zinciri başlar. İnfeksiyon etkeni olan mikroorganizmalar beyni çevreleyen sıvıya yayılabilmektedir. Vücut, enfeksiyonla baş etmek için beyaz kürelerin sayısını arttırır (normalde immun sistem cevabı yardımcıdır), fakat bu inflamasyonun artmasına sebep olur. İnflamasyonun artmasıyla, beyin dokusu şişer ve beynin hayati bölgelerine kan akımının azalmasına sebep olur ( Şekil 3 ) Yaş 0-2 ay 2 ay En Sık Bazen Nadiren Grub B streptokok E. coli L.Monocytogenes Klebsiella Enterobacter H.influenza (aşının yapılmadığı toplumlarda). Pneumoniae N. menegitidis Tablo 1: Yaşa göre menenjit etkenleri Menenjit otitis media veya sinüzit gibi yakın olan şiddetli enfeksiyonun doğrudan yayılımı ile de gelişebilir. Ayrıca enfeksiyon, direk kafa travması veya baş cerrahisi sonrası da meydana gelişebilir. Birçok farklı bakteri tipi bakteriyel menenjite sebep olabilir. Ancak vakaların büyük çoğunluğundan az sayıdaki mikroorganizmalar sorumludur ( Tablo 1). Belirli bakteri tipleri farklı yaş gruplarında infeksiyona sebep olabilir. Hemen doğum sonrası, grup B streptokok, E. coli ve Listeria tipleri en sık görülen bakterilerdir. Bir ay civarında, Streptokok pnömonia, Hemofilus influenza tip b ( Hib ), ve Neiseria menengitis daha sık görülen etkenlerdir. Hib aşısının yaygınlaşmasıyla, Hib e bağlı menenjit infeksiyonlarında belirgin düşüş gözlendi. Son yirmi yıl içerisinde menenjitin epidemiyolojisinde meydana gelen iki önemli değişiklik H. İnfluenza menenjitlerinin aşı uygulamaları sonucu azalması ve antibiyotik direnci gösteren S. Pnneumoniae sıklığının artmasıdır. Viral menenjit. bakteriyel menenjitten daha az şiddette ve belirtilerinin soğuk algınlığına benzerlik göstermesinden dolayı, sıklıkla tanısı konulamamaktadır. Viral menenjitlere, enterovirus olarak adlandırılan viral ajanlara daha sıklıkla maruz kalınan yaz aylarında rastlanmaktadır. Son yirmi yıl içerisinde menenjitin epidemiyolojisinde S. Aureus Salmonella P.Aeruginos Grub A streptokok G (-) basiller S.Pneumoniae C. Diversus H. İnfluenza E. faecalis Grub A streptokok G (-) basiller 3 ay altı çocuklarda belirtiler;. Sıvı alımında azalma. Kusma. İrritabilite (huzursuzluk). Letarji. Ateş. Fontanel kabarıklığı (baştaki yumuşaklığın kabarıklığı). Epileptik nöbetler (havale geçirme) 1 yaş altı çocuklarda belirtiler;. Bulantı ve kusma. Baş ağrısı. Işığa duyarlılığın artması. Ateş. Bilinç durum değişiklikleri (uyku hali gibi ). Letarji (dalgınlık). Epileptik nöbet (havale geçirme). Ense sertliği veya ağrısı. Brudzinski belirtisi ( boyun büküldüğünde dizlerin istemsiz vücuda doğru bükülmesi veya bacaklarda ağrı olması). Kernig belirtisi (kalça eklemi 90 derece bükülmüşken, dizlerin düz hale getirilememesi).

6 6 NİSAN 2011 ÇOCUK-MENENJİT İlaçla tedavi Antibiyotikler infeksiyonla mümeydana gelen iki önemli değişiklik H. İnfluenza menenjitlerinin aşı uygulamaları sonucu azalması ve antibiyotik direnci gösteren S. Pnneumoniae sıklığının artmasıdır. Viral menenjit. bakteriyel menenjitten daha az şiddette ve belirtilerinin soğuk algınlığına benzerlik göstermesinden dolayı, sıklıkla tanısı konulamamaktadır. Viral menenjitlere, enterovirus olarak adlandırılan viral ajanlara daha sıklıkla maruz kalınan yaz aylarında rastlanmaktadır. Çocukluk Menejitinin belirtileri Menenjit, en sıklıkla 1-4 günde gelişmektedirler. Bununla birlikte, şiddetli vakalarda, sağlıklı görülen çocuk hızlıca durumu ciddileşebilir ve bu vakalarda ölüm görülebilir. Çocuğun yaşına bağlı olarak çocuklarda belirtilerin erişkindeki gibi anlaşılmamasından, çocuklarda menejit belirtileri her zaman belirgin değildir. Dolayısıyla, çocuk bakıcıları çocuğun durumunu gözlerken çok dikkatli olmalıdırlar. Tıbbi yardıma başvurma zamanı Eğer bir çocuk bakıcısı çocuğun menenjit olmasından endişe ediyorsa acilen tıbbi yardım gereklidir. Çünkü menenjit bir tıbbi acildir, tedavisi doktorun ofisinden çok hastanenin acil bölümünde yapılması daha uygundur. Taşınması uygun değilse, bakıcının 112 ye haber vermesi ve hastane acil bölümüne transferi daha uygundur. Menenjit acilen teşhis edilerek yoğun tedaviye başlanması gereken bir rahatsızlıktır. Menenjiti araştırmak için doktorun özel testler yapması gereklidir. Menenjit hiçbir zaman telefonda veya telefonda tarif edilen durumla teşhis edilemez. Testler ve İşlemler Acile ulaşır ulaşmaz çocuğun ateşi, kan basıncı, solunum sayısı, kalp atımı ve arteryel oksijen saturasyonu kontrol edilir. Çocuğun havayolu, solunum ve dolaşım kontrolü sonrası doktor fokal infeksiyon odağı, bilinç durum değişikliği ve menenjitin olup olmadığını tespit için acele etmelidir. Eğer menenjitten şüphe edilirse, tanı için bir çok özel testler ve işlemlerin yapılması gereklidir. Lumbar ponksiyon, beyin omurilik sıvısının ( BOS ) alınarak tetkik edilmesi için çok Şekil 4 önemli bir işlemdir ( Şekil 4). BOS beyin ve spinal kord etrafını çevreler, menenjit infeksiyonu da burada gelişmektedir. Bu işlem doktor tarafından çocuğun beline iğne batırılarak yapılır. Sonrasında işlem yerine steril bandaj, gazlı bez yerleştirilir. Lumbar ponksiyon, spinal kordun bitiminden daha aşağıda yapıldığı için tehlikeli bir işlem değildir. Basit işlem olmasına rağmen menenjit teşhisi için gereklidir. Halen menenjit tanısını koyduracak başka bir işlem veya test yoktur. Bu iğne aracılığıyla BOS elde edilir. Elde edilen bu sıvı laboratuarda beyaz ve kırmızı küreler, protein, glukoz ve mikroorganizmalar yönünden incelenir, tahlil edilir. Damar yolu kan almak ve sıvı vermek için açılabilir. Bu hem dehidratasyonun ( sıvı kaybı ) önlenmesini, hem de kan basıncının dengeli seyrini sağlar. İdrar, idrar yolu enfeksiyonun taranması için gereklidir. Akciğer grafisi aynı şekilde enfeksiyon varlığını taramak için gerekli olabilir. Bilgisayarlı Tomografi (BT), aşağıdaki durumlarda gereklidir;. Travma. Artmış kafa içi basınç. Nörolojik problem. Ateş yokluğu. Beyin absesi. Tümör ÇOCUKLARDAKİ MENENJİTİN TEDAVİSİ Evde Bakım Menenjitin hayatı tehdit edici ve hızlı ilerleyen bir hastalık olmasından menenjitten şüphe edilen çocuk acil tıbbi yardıma yetiştirilmelidir. Acile transport sırasında destekleyici bakım olarak şunlar yapılabilir: - Ateş için yeterli miktarda parasetamol verilir. - Çocuğu rahat ettirerek, kusma sırasında aspirasyondan korumak gereklidir. - Çocuğu doğrudan gözleyip bilinç değişiklikleri fark edilmesi. Bazen hekim, çocukta viral menenjitten şüphelenirse acil servisten eve gönderilebilir. Sıklıkla, viral menenjitli çocuk, parasetamol alması, ağrı kontrolü ve yeterli sıvı alımıyla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Viral menenjitli çocuğun takibi önemlidir. Çocuğu 1-2 gün içinde tekrar değerlendirip kliniğinde düzelme olup olmadığı tespit edilmelidir. Herhangi bir kötüleşme belirtisi olup olmadığı konusunda dikkatli değerlendirilmeli ve gerekirse tekrar tıbbi yardıma alınmalıdır. Tıbbi Tedavi Menenjitin hayatı tehdit edici olmasından dolayı tedavi, sonuçlar gelmeden başlanmalıdır. Kültürler sonuçlanana dek deneyimsel ( ampirik ) antibiyotik tedavisi başlanması kuraldır. Başlangıçtaki antibiyotik seçimi, yaş grubu, temas öyküsü, risk etmenleri, etkenlerin yerel görülme sıklığı ve an- Hasta grubu Yenidoğan Dikey bulaşım Hastane enfeksiyonu 1-3 ay 3 ay- 5 yaş 5 yaş üstü Tablo 2: Çocuklarda bakteriyel menenjitte ampirik antibiyotik seçimi tibiyotik duyarlılığına göre olası menejit etkenlerini kapsamalıdır. Solunum sıkıntısı varsa ve endikasyon varsa, yetrli solunum ve oksijenizasyon için entübasyonla endotrakeal tüp gerekebilir. Monitorizasyon, kalp ritmi ve nabzı takip için gerekebilir. Damar yolu dehidratasyonun düzeltilmesi ve sıvı verilmesi, dolaşımın düzeltilmesi için önemlidir. Mesaneye sonda takılması idrar örneği temini ve hidrasyonun takibi için yapılabilir. Menenjitli veya menenjit şüphesiyle hastaneye sevk edilen çocuğun yoğun bakım veya serviste takip kararı doktora aittir. Viral menenjitli veya menejit şüphesi olan çocukta iyileşme belirtileriyle beraber eve destekleyici tedaviyle gönderilebilir. Destekleyici tedavi, hidrasyon, parasetamol veya ıbuprofenle ateş kontrolünü içermektedir. Şekil 5 ve 6 Ampirik antibiyotik seçimi Ampisilin+sefotaksim Vankomisin+seftazidim ± (gentamisin veya amikasin) Ampisilin+(sefotaksim veya seftriakson) Sefotaksim veya seftriakson Sefotaksim veya seftriakson MENENJİT, EN SIKLIKLA 1-4 GÜNDE GELİŞMEKTE- DİR. BUNUNLA BİRLİKTE, ŞİDDETLİ VAKALARDA, SAĞLIKLI GÖRÜNEN ÇOCUĞUN HIZLICA DURUMU CİDDİLEŞEBİLİR...ÇOCUĞUN YAŞINA BAĞLI OLA- RAK ÇOCUKLARDA BELİRTİLERİN ERİŞKİNDEKİ GİBİ ANLAŞILMAMASINDAN, ÇOCUKLARDA ME- NENJİT BELİRTİLERİ HER ZAMAN BELİRGİN DE- ĞİLDİR.

7 ÇOCUK-MENENJİT NİSAN cadele etmek için mümkün olan en kısa zamanda verilmelidirler. Verilecek antibiyotik, yaşa ve bilinen ilaç alerjisine göre ayarlanır. Viral menenjitlerde hiçbir faydası yoktur.bakteriyel menenjitte, etken meningokok ise 4-10 gün, H. İnfluenza tip b ise 7-10 gün, pnömokok ise gün arasında tedavi süreleri önerilmektedir. Antibiyotiler yaşa göre ampirik seçilir( Tablo 2 ) Steroidler şüphenilen organizmaya bağlı olarak inflamasyonu azaltmak için verilebilir. Eğer BOS bulguları bakteriyel menejiti desteklerse veya gram boyamada bakteri görülürse ilk dozu antibiyotikten erken yapılmak üzere 0.6 mg/kg / g, 2 veya 4 doza bölünerek iv, 2-4 gün süreyle adjuvan deksametazon tedavisi verilebilir. Kronik inflamatuvar sekelleri (özellikle) sağırlık olmak üzere azalttığı gösterilmiştir. Daha yoğun ilaç tedavisi çocuğun hastalık derecesine göre verilebilir. Eve gönderilen çocuk 24 saat içinde iyileşme belirtileri yönünden tekrar izlenmelidir. salınımı ( SIADH ) görülebilir. Serum sodyum ve serum ve idrar osmolalite düşüklüğü ile karakterizedir, beyin ödemini arttırabilir. Subdural efüzyon, özellikle Hib, daha az sıklıkla pnömokok menejitinde olmak üzere %20-30 olguda görülür ( Şekil 2 ve 5 ). Efüzyonların % 1 kısmında subdural ampiyem gelişebilir ( Şekil 5 ). Ampiyem varsa drenaj ve uzamış antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Menenjitin bir diğer komplikasyonu da kalıcı konvülziyonlardır. Sıklıkla uzun süreli antiepileptik tedavi ve izlem gerektirir. Menejitli bütün çocukların tedavi sonunda işitme değerlendirmelerinin yapılması gereklidir. Her ne kadar menenjit beyin zarlarının inflamatuvar hastalığı olarak tanımlansa da hastalık sadece zarlarla sınırlı değildir. Beyin hücreleri efektör hücre görevi görebilir, hem de hücre hasarının adayı olabilir. Salgılanan mediyatörler menenjite bağlı nöronal hasarın ve buna bağlı komplikasyonların en önemli nedenlerindendir( Şekil 6 ). Bakteriyel menenjitler bütün ileri tedavilere rağmen saatler içinde hızlıca ilerleyerek ölümle sonuçlanabilir. Şiddetli hastalıktan kurtulan çocuk hastalığın sebep olduğu uzun dönem sorunlar taşıyabilir. Bu sorunlar, görme problemleri veya işitme zorlukları, epileptik nöbetler, paraliziler (elçler) ve mental fonksiyon bozukluklarıdır.hafif vakalarda erken tedaviyle çocuk birkaç haftalık rehabilitasyon sonrası tamamen iyileşebilir. Viral menenjit daha az şiddette seyretme eğilimindedir. Ev tedavisi ile 2 hafta içinde çoğunlukla düzelir. KAYNAKLAR: Nelson Textbook of Pediatrics 17 th Edition Somer A., Bakteriyel Menenjitte Etiyoloji ve Epidemiyoloji, 2005 Arısoy E. S., Çocuklarda Bakteri Menenjiti Tedavi ve Ön koruma,2005 Hacumustafaoğlu M., Bakteriyel Menenjit Komplikasyonlar ve Tedavi, 2005 SONRAKİ BASAMAKLAR Takip Eğer hasta eve gönderilmişse saat içinde doktor tarafından tekrar görülmelidir. Eğer durumunda düzelme olmaması veya kötüleşmemesi acilen hastaneye alınmalıdır. Korunma Antibiyotikler meningokokkal menejiti olan çocuğa temas hikayesi olan herkese verilir. Bu temas şüphesi, aile bireylerini, arkadaşlarını, sağlık çalışanları ve hatta günlük bakımı yapanları da kapsamalıdır. Erişkinler bu tip menejiti sınırlayıp taşıyıcı duruma dönebilirler. Eğer erişkinler antibiyotik profilaksisi sonrası hastalık durumu veya herhangi bir semptom gelişirse tıbbi araştırmaya alınırlar. Koruyucu profilaktik antibiyotik viral menejit veya diğer bakteriyel menenjit tiplerinde gerekli değildir. REKLAM 18,5X24 CM GENEL BAKIŞ Menenjitin prognozu etkenin tipi ve hastalığın şiddetine bağlıdır. Tedavinin başında prognozun nasıl seyredeceği ve tedaviye ne kadar cevap alınacağı doktor tarafından tahmin edilemez. Menejite bağlı uygunsuz ADH

8 8 NİSAN 2011 ÖZEL SELÇUKLU DAN HABERLER Tıp Bayramı 14 Mart Tıp Bayramı sebebiyle Özel Selçuklu doktor ve sağlık personeli bir dizi etkinlikle biraraya geldi. Özel Selçuklu hekimleri 14 Mart Tıp Bayramı sebebiyle Öz Konya Mutfağı nda bir araya geldi. Gerçekleşen kutlama yemeğine Özel Selçuklu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yeniay, Başkan Yardımcısı Dr. Seyit Karaca, Başhekim Dr. Eyüp Çetin yönetim kurulu üyeleri, idareciler ve kurum doktorları katıldı. Organizasyonda konuşan Özel Selçuklu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Seyit Karaca, doktorluk mesleğinin önemine vurgu yaptı ve bu şerefli mesleğin son derece büyük, hayati önem taşıyan sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Sektörel anlamda yaşanan problemlere de değinen Dr. Seyit Karaca, bütün zorluklara rağmen mesleğini en iyi şekilde icra etmeye çalışan hekimleri kutladığını ifade etti. Özel Selçuklu prensiplerinde kıymetli hekim Dr. Seyit KARACA kavramının hasta memnuniyeti ile eşdeğer olduğuna vurgu yapan Dr. Karaca Şartlar ne olursa olsun, her hekim hastasını memnun etmek, onunla ilgilenmek, derdine çare olma gayreti içinde bulunmak zorundadır dedi. Özel Selçuklu olarak bugüne kadar elde ettikleri başarılarda birlikte çalıştıkları hekimlerin çok mühim katkılarının olduğunu söyleyen Dr. Seyit Karaca Bugüne kadar bizimle çalışmış tüm hekimlerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor ve meslek yaşamlarında başarılar diliyorum dedi. Özel Selçuklu nde gerçekleşen diğer bir kutlamada sağlık çalışanları arasındaydı. Organizasyona hastane yöneticileri, doktorlar, hemşire, ebe, laboratuvar ve röntgen çalışanları katıldı. Diyabet Günü Diyabet Haftası sebebiyle Özel Selçuklu nde bir basın toplantısı düzenlendi. Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Tahir Canbaz ve Beslenme Diyet Uzmanı Dyt. Tuba Nergiz in katıldığı toplantıda dünya nüfusunu tehdit eden diyabet hakkında önemli bilgiler verildi. Dahiliye Uzmanı Dr. H. Tahir Canbaz tüm dünyada diyabetli sayısının hızla arttığını ve ülkemizde de bu sayının 5 milyona yaklaştığının bilindiğini ifade etti. Yapılan araştırmalarla dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılında 366 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini anlatan Dr. H. Tahir Canbaz, diyabetin son derece dikkatli takip edilmesi gereken bir konu olduğunu aktardı. Diyabetin kontrol edilebilir bir sorun olduğunu belirten Dr. Canbaz diyabetli hastaları kontrollerini ihmal etmeme noktasında uyardı. Diyetisyeni Dyt. Tuba Nergiz ise sağlıklı beslenen bireylerin her türlü sağlık problemine karşı daha sağlam ve şanslı olduklarını söyledi. Diyabette beslenmenin öneminin ihmal edilmemesi gerektiğini aktaran Nergiz şişmanlığa karşı herkesin bilinçli olması ve fazla kilolarından kurtulması çabasında olmasını vurguladı. Diyabetin kesinlikle bir uzman doktor ve diyetisyen tarafından kontrol edilmesi gerektiğini belirten Dyt. Nergiz hastalar hem medikal hem de diyetle tedavi edilerek iyi sonuçlar elde edilebilir dedi. DR. KARACA ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN, HER HEKİM HAS- TASINI MEMNUN ETMEK, ONUNLA İLGİLENMEK, DERDİNE ÇARE OLMA GAYRETİ İÇİNDE BULUNMAK ZORUNDADIR DEDİ. Dünya Sigarayı Bırakma Günü Dünya Sigarayı Bırakma Günü sebebiyle Konya Dedeman Otel de bir basın toplantısı yapıldı. Türk Kanser Araştırma ve Savaş kurumu Derneği Konya Şube Başkanı Dr. Seyit Karaca nın da katıldığı programa bazı sivil toplum temsilcileri ve kurum yetkilileri de katıldı. Sigaranın zararlarının anlatıldı toplantıda sigarayı insan hayatından uzaklaştırma yönünde daha çok tedbir alınması gerektiğine dikkat çekildi. Dr. Seyit Karaca tüm zararları açıkça belli olan sigara noktasında insanların hala eksik bilgilerinin olduğunu aktardı ve bu anlamda daha faal çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti. Konya İl Müftüsü Şükrü Özbuğday da dini yönden sigarayı değerlendirdi sigaranın dini açıdan da sakıncalarını ifade etti.

9 ÖZEL SELÇUKLU DAN HABERLER NİSAN SAĞLIĞINIZA DUACIYIZ Aydın HIZLICA Özel Selçuklu nin Ailenizin sloganının ne kadar isabetli olduğunu gördüm. Kapıdan girişteki güvenlikten, hasta kabule kadar tüm birimlerde güler yüzlü bir hizmet. Başta eşimin doğumu olmak üzere tüm sağlık sorunlarımızda ilk tercihimiz Özel Selçuklu oluyor. İnsan odaklı hizmetin ve müşteri memnuniyetinin ön planda olduğu günümüzde Özel Selçuklu nin bu konuda ne kadar başarılı olduğunu çok rahat söyleyebilirim. Yöneticisinden, yardımcı personeline kadar herkese teşekkür ediyorum. Kanser Günü Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şube Başkanı Dr. Eyüp Çetin ve ikinci başkan Dr. Seyit Karaca 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısı ile bir basın toplantısı düzenledi. Dr. Seyit KARACA (Solda), Dr.Eyüp ÇETİN Ali KARAKULAK Ben Hollanda da yaşayan bir Agisli hastanızım. Hastanenize çeşitli zamanlarda gelmekteyim.her türlü bilgi ve samimi yardımlarınızdan dolayı teşekkür ederim. Sare Nur HOTAMIŞ Bütün doktorlardan, görevlilerden, personellerden Allah razı olsun. Onlara çok teşekkür ediyorum. Selçuklu ni çok seviyorum. Sibel ULUDAĞ Her şey için teşekkürler, hizmetleriniz tek kelimeyle mükemmel. Ömer UÇKAÇ Türk Telekom çalışanıyım, hizmetlerinizden çok memnun kalıyorum, başarılarınızın devamını dilerim. Ali BİRTEK Başhekiminden en alt mevkideki çalışana kadar teşekkürlerimi bildiriri dünya döndükçe durmanızı isterim.teşekkür ederim. Zafer ÇANKAYA Dün akşam acile geldim. Bugün hayatta olmamı başta doktorlarınız olmak üzere personelinizin insan olmasına borçluyum. Hastanenizi tekrar tercih edersem en büyük etken bu olacaktır. Mehmet Emin ÇEŞMECİ Böyle bir hizmet ve temizlik olduğu için Selçuklu ne çok çok teşekkür ederiz. Çeşmeci Ailesi Kanserin her yıl artarak bir çok insanı tehdit eden bir hastalık olduğuna dikkat çeken şube yöneticileri kanser konusunda oluşması gereken sosyal bilincin son derece önemli ve gerekli olduğunu vurguladılar. Kanserin her geçen yıl korkutucu bir tablo ile kendini gösterdiğini söyleyen Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şube Başkanı Dr. Eyüp Çetin dünyada her yıl 12.7 milyon kişiye kanser tanısı konulduğunu ve 7.6 milyon kişinin kanser sebebiyle hayatını kaybettiğini aktardı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre önlem alınmazsa, dünya genelinde kanser yükünün artarak 2030 yılında 26 milyon yeni tanı kanser vakasına ve 17 milyon ölüme ulaşılacağı tahmin edilmektedir diyen Dr. Çetin kanserde en hızlı artışın düşük ve orta gelirli ülkelerde görüleceğini iddia etti. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şubesi nin ikinci başkanlığını yürüten Dr. Seyit Karaca da kansere neden olan birincil sebeplerin başında bulunan sigaraya dikkat çekti ve sigaranın kesinlikle uzak durulması gereken bir madde olduğunun altını çizdi. Bilimsel çalışmalarla sigaranın zararlarının son derece net bir şekilde ortaya konulduğunu belirten Dr. Seyit Karaca sigaranın, içeriğinde yapılan değişikliklerle son senelerde daha çok bağımlılık yapıcı bir hal aldığını aktardı. Dünya Sağlık Örgütü nün istatistiklerine göre tahmini olarak 3 yetişkinden birinin sigara içicisi olduğunu anlatan Dr. Karaca birçok ülkede akciğer kanseri görülmektedir ve bu hastalık sigaranın sebep oldu- ğu ölümcül sonuçlardan sadece birisid i r dedi. Sağlıklı Yaşam Seminerleri Özel Selçuklu sağlıklı yaşam seminerlerine devam ediyor. Özel Selçuklu Diyetisyeni Tuba Nergiz Selçuklu Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarında eğitim gören kursiyerlerle bir araya geldi. Özel Selçuklu sağlıklı yaşam seminerlerine devam ediyor. Özel Selçuklu Diyetisyeni Tuba Nergiz Selçuklu Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarında eğitim gören kursiyerlerle bir araya geldi. Sağlıklı beslenme konusunda yapılması gerekenlerin konuşulduğu seminerde katılımcıların sorularıyla bir çok konuya da değinildi. Katılımın oldukça yüksek olduğu seminerlere bundan sonra da devam edilecek.

10 10 NİSAN 2011 ÖZEL SELÇUKLU DAN HABERLER BİR HATIRA BİR ANI PROF. DR. TEZER KUTLUK RÖPORTAJI DEVAM Uzm. Dr. AHMET HAMAMCI Konya Özel Selçuklu Gastroenteroloji Uzmanı BÜTÜN BÜTÜN 7 ZEYTİN Hekimlik son derece özel bir meslektir. İnsanlarla iç içe olduğunuz mesleğiniz sayesinde belki de binlerce hikaye ile karşılaşırsınız, bunlardan bazıları ise sizi hem güldürür hem de hüzünlendirir. Belki de bir çoğu önemli dersler verir. Konya Özel Selçuklu Hastanemizin Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ahmet Hamamcı ya unutamadığınız anınız var mı dedik. Doktor Bey de okurken düşüneceğiniz belki de tebessüm edeceğiniz bir anısını bizlerle paylaştı. 1 yıl kadar önce yaşlı bir amca hastamız oldu. Anlattığına göre prostat problemi varmış ve arkadaşları çekirdeği ile birlikte bütün olarak her gün 7 tane zeytin tüketmesini, bunun prostata iyi geleceğini söylemişler. Varlıklı olduğunu ifade eden amcamız gitmiş zeytinciden duble tabir edilen iri yeşil zeytinlerden, tabiri caizse en pahalısından, almış. Yedi tane yemiş. Fakat iki gün sonra ne yese karnı şişmeye başlamış. Sonunda kusarak yediklerini çıkarmış. Şikayeti geçmeyen hasta birkaç gün sonra bize geldi. Amcanın hikayesini dinledikten sonra üst GIS Endoskopi yapmaya karar verdik. Mideye indik. Kocaman kocaman zeytinler...ilk yenildiği gibi duruyor. Sonra duedonuma yani 12 parmak barsağına ilerledik. Ne görelim; Hastanın ülseri var. Darlık oluşmuş ve kocaman bir zeytin oraya sıkışmış, hareket etmiyor. Tabi mideden boşalma da mümkün görünmüyor. Basket diye adlandırılan cihazımızla zor da olsa buradaki zeytini çıkardık. Tabi her seferinde endoskopi cihazını da mecburen dışarı çıkarıyoruz. Sonra tekrar mideye giriyoruz. Yedi defa endoskopi yaparak 7 zeytini mideden ve on iki parmak barsağından çıkardık. Zeytinlerle beraber yaşadığı sıkıntıdan da kurtulma mutluluğu yaşayan hastamızın sevinci görülmeye değerdi. Oldukça zorlu bir mesai gerektiren Gastroenteroloji ünitemizde yaşadığım ve unutamadığım hadiselerden biriydi bu olay. Sonu güzel biten bu anı vesilesiyle özellikle sağlık alanında kulaktan dolma bilgilere prim verilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Ve yine bu sebeple, poliklinik önünde çok beklediğini, randevusunun geçtiğini söyleyen hastalarımıza hemen hemen hepsi sebepli olan gecikmelerin gerçekten önemli bir nedeni olabileceğini, içeride son derece zorlu işlemlerle karşılaşılabileceğini düşünmelerini belirtmek isterim. Ülkemizde sık karşılaşılan kanser türleri hangileridir? Sayısal anlamda neler söylenebilir? Ülkemizde her yıl civarında kanser görülmektedir. Erkeklerde en sık görülen kanserler sırası ile akciğer, mide, mesane, prostat, kalın barsak kanserleridir. Kadınlarda en sık görülen kanserler ise meme, kalın barsak, mide, rahim, over, akciğer kanserleridir. Varolan tablo doğrultusunda tedbir alınmadığı takdirde olabileceklerle ilgili öngörüleriniz nelerdir? Eğer hemen önlem alınmaz ise sadece nüfus artışının etkisi ile 2030 yılında her yıl görülen yeni kanser sayısı 26 milyona ulaşacak, her yıl kanserden ölen insan sayısı ise 17 milyona ulaşacaktır. Hollanda da Özel Selçuklu Temsilciliği Özel Selçuklu mart ayı programları çerçevesinde son olarak Hollanda da Hacı Bayram ve Mevlana Camii nde Konyalı ve Karamanlılarla buluşuldu. Hollanda da bir temsilciliği olan Özel Selçuklu Hollanda - Türkiye bağlantısını da yaptığı organizasyonlarla sürekli tutmaya çalışıyor. Özel Selçuklu Hollanda temsilcisi Gülseren Kuş tarafından takip edilen çalışmalarda hastalarla birebir iletişim kurmaya özen gösteriliyor ve hastane yetkililerine sürekli bilgi akışı sağlanıyor. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği nizin sitesinde de yer alan kansersiz bir dünya için hemen imzala kampanyasının planlanma amacı nedir? Kanser, günümüzde ölüm nedenleri arasında ikinci sırada olup önümüzdeki 5 yılda kalp hastalıklarının da önüne geçerek birinci sıraya yerleşecektir. Kanserli hasta sayısı ve kanserden ölenlerin sayısı her geçen gün hızla artmaktadır. Bu açıdan Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği nin de üyesi olduğu merkezi Cenevre de bulunan 100 den fazla ülkede 400 den fazla üyesi olan Uluslar arası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) 2008 yılında kansere karşı yapılması gerekenleri içeren 11 maddelik bir Dünya Kanser Deklarasyonu yayınladı. Bu 11 maddede kansere karşı yapılması gereken her şey Özel Selçuklu mart ayı programları çerçevesinde son olarak Hollanda da Hacı Bayram ve Mevlana Cami nde Konyalı ve Karamanlılarla buluşuldu. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Bozkandaklı lar Gecesi nde hastane çalışmaları hakkında bilgi verildi. ücretsiz check up paketi hediye edildi.rotterdam Yaşlılar Bakım Evine yapılan ziyaretlerde başlık halinde var. Dünyada kanser savaşının bu maddelere göre hedef alınması amaçlanıyor. Eylül 2011 de yapılacak olan Birleşmiş Milletler Zirvesinde kanserinde içinde yer aldığı Bulaşıcı olmayan Kronik Hastalıklarla Savaş konusu gündeme alınacak. Devlet başkanları ve bakanların da katılacağı bu zirvede bu hastalıklara karşı tüm dünyada önemli kararlar alınabilir. Bu açıdan Uluslar arası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) Dünya kanser deklarasyonunu desteklemek için Eylül 2011 e kadar 1 milyon imza toplamayı hedeflemiştir. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği de ülkemizde Kansersiz bir dünya için hemen imzala kampanyasını yürütmektedir. İnsanlarımız org ya da adreslerinden bu kampanyamıza imza atarak destek verebilirler. de bakım evi sakinleri ile buluşuldu. Gülseren Kuş Tel : gulseren_kus@hotmail.com

11 ÖZEL SELÇUKLU DAN HABERLER NİSAN Karaman Özel Selçuklu hizmete devam ediyor 17 Eylül 2010 Cuma günü görkemli bir törenle açılan Karaman ın ilk özel hastanesi Karamanlılar a hizmet etmeye devam ediyor. 50 yatak kapasiteli Karaman Özel Selçuklu nde Çocuk, Dahiliye, Diş, Beslenme ve Diyet, Mikrobiyoloji, Göz, KBB, Genel Cerrahi, Kardiyoloji, Kadın Doğum, Ortopedi, Üroloji branşlarında hizmet veriliyor. Sakabaşı Mahallesi nde bulunan hastanenin açılış törenine Karaman Valisi Süleyman Kahraman, Adalet ve Kalkınma Partisi Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, İl Emniyet Müdürü Lütfi Sönmez ile daire müdürleri ve vatandaş katıldı. Açılış öncesi halk oyunları ekibi ile mehter takımı bir gösteri sundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın okunmasının ardından konuşan Karaman Özel Selçuklu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Seyit Karaca, Karaman da 2005 yılından bu yana Tıp Merkezi olarak hizmet verdiklerini söyledi. Karaman halkına daha iyi hizmet verebilmek için tam donanımlı bu hastaneyi hizmete sokmanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Karaca, Bu hastane Karaman ın ilk özel hastanesi olması unvanını taşıyor. Onun için bu gün Karaman için önemli bir gün. 30 yatak kapasiteli hastanemizin kapasitesi ihtiyaç olursa 50 ye çıkarılabilir. Karaman da hemşerilerimizin yanında yazın büyük sıkıntı çeken yurt dışındaki gurbetçilerimizde sağlık sorunlarına da çözüm olacağız dedi. Hasta odalarının modern dizaynlarda yapıldığını ve 5 yıldızlı otel konforunda olduğunu sözlerine ekleyen Karaca, Hastane Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Dahiliye, Diş Sağlığı ve Diş Hastalıkları, Göz Hastalıkları, Genel Cerrahi, Kardiyoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Ortopedi ve Travmatoloji ile Üroloji branşlarında hizmet verecek. Şimdiden Karamanımıza hayırlı olsun diye konuştu. AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün ile Belediye Başkanı Kamil Uğurlu nun yaptıkları kısa konuşmanın ardından Kar aman Özel Selçuklu, İl Müftüsü İlhami Yavuz un okuduğu duanın ardından Karaman Valisi Süleyman Kahraman ve protokol üyeleri tarafından açıldı. Vali Kahraman ve protokol üyeleri daha sonra hastaneyi gezdi. Evde Bakım Hizmeti Özel Selçuklu Evde Sağlık Hizmetine Devam Ediyor. Özel Selçuklu nde tedavi gören ve taburcu sonrası da bakımı gereken hastalar evlerinde ziyaret ediliyor. Doktor ve hemşire kontrolünde yapılan ziyaretlerde hastanın pansuman, iğne... gibi işlemlerine yardımcı olunuyor. Tansiyon gibi bazı kontrolleri yapılıyor. Hizmetten yararlanan hastalarsa bu faaliyetten oldukça memnun olduklarını söylüyorlar.

12 12 NİSAN 2011 KBB-SİNÜZİT SİNÜZİT Burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanmasına sinüzit adı verilir. Op. Dr. FATİH ÇAĞLAK KBB Uzmanı Burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanmasına sinüzit adı verilir. Sinüsler burnun her iki yanında ve gözlerin çevresinde bulunan 4 ayrı isimle anılırlar. Burnun hemen yan taraflarında bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüsler maksiller sinüstür. Bunun dışında burnun üst tarafında, alın kemiği içi de bulunan sinüse frontal sinüs, burnun arka ve üst tarafında bulunan ve orta hatta olan sinüse sfenoid sinüs denir. Ayrıca burnun yan ve üst taraflarında bir çok küçük boşluktan ibaret bölümlere de etmoid sinüsler denir. Bütün bu sinüsler bir delik aracılığı ile burun içine açılırlar. Buruna açılan bu delikler sinüslerin havalanmasını da sağlarlar. Bu sinüslerin fonksiyonları tam olarak aydınlatılmış değildir. Ancak sesin resonansının sağlanması, solunum havasının nemlendirilmesi ve ısıtılması ile zararlı partiküllerin tutulması gibi görevleri vardır. Ayrıca baş ağırlığının azaltılması işine de yararlar. Bütün sinüslerin içini döşeyen mukoza her gün belli oranda salgı yaparlar. Bu salgılar burun içine dökülerek oradan da boğaz ve mideye giderler. Burun ve sinüsler; bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgelerdir. Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yaparlar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür enfeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kıkırdak eğriliği, et büyümesi, yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler. Sinüs Çeşitleri Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi de zordur. Uzun süreli antibiyotik tedavisi veya ameliyat gerektirebilir. Belirtileri Akut ve kronik sinüzitin belirtileri birbirinden farklıdır. Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar. Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yaşayabilirler. Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, ödem, boğaza doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır. Teşhis Hastanın şikayetleri ve muayene bulgularına göre sinüzit düşünülse bile kesin teşhis radyolojik olarak yani çekilen filmlerle konur. Bunun için en çok çekilen film Waters filmi denilen ve daha çok maksiller sinüsü inceleyen bir filmdir. Diğer sinüsler içinde değişik açıdan çekilen filmler vardır. Ancak bu çekilen normal filmler pratikte faydalı olmasına rağmen yanılma payları az değildir. Bu amaçla özellikle tedaviye cevap vermeyen veya ameliyat düşünülen hastalarda mutlaka bilgisayarlı tomografi çekilmelidir. Bilgisayarlı tomografi burun içi ve sinüsler hakkında bize çok faydalı bilgiler vermektedir. Tehlikeleri Sinüzit uygun antibiyotik ve yardımcı ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalıktır. Ancak iltihabın yayılmasına bağlı bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bunlardan en önemlileri iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak abse oluşması, iltihabın sinüs içinde abseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir. Hastaların sinüzit olmamak veya olunursa kolay tedavi edilebilmek için dikkat edebilecekleri birkaç şey vardır. Bunun için soğukta kalmamak, saçların ıslak kalmaması, yaşadıkları ortamın nemi ve ısısının uygun olması, sigaranın dumanında dahi kalınmaması,alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalınması gibi önlemler alınabilir. Hangi Durumlarda Ameliyat Gerekli Olur Akut sinüzitler genellikle ilaç tedavisine yanıt verdikleri için ameliyata nadiren ihtiyaç duyulur. Ancak kronik sinüzitlerde, burunda et veya kemik eğriliği bulunması gibi durumlarda ya da komplikasyon gelişen vakalarda sinüzit ameliyatı gerekir. Ameliyat Sinüzit için yapılan ameliyatlar son yıllarda çok ilerlemiştir. Bu ilerlemenin en önemli sebebi endoskop denilen ve burun içine sokulan bir kamera aracılığı ile monitörden ameliyat yapmaya imkan veren cihazların kullanılmaya başlanmasıdır. Endoskopik yöntemle (görüntülü muayene ve ameliyat) hem burun içi gibi dar ve karanlık bir yerde çalışmak kolaylaşmaktadır hem de sinüzite yol açan asıl faktör düzeltilip diğer sağlam bölgelere dokunulmamaktadır. Bu ameliyat hem lokal hem de genel anestezi ile yapılabilir. Ameliyatta en önemli amaç, sinüs ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemektir. Genellikle sadece burun içinden girmek yeterlidir. Bazen maksiller sinüse girmek için dudak altından çalışmak gerekebilir. Bu yöntemle burun içindeki et, kemik eğriliği gibi diğer hastalıklar da tedavi edilebilmektedir. Ameliyattan sonra hekimin tercihine göre burun içine tampon konabilir. Endoskopik yöntemle yapılan ameliyattan sonra en önemli konu pansumanların uygun yapılmasıdır. Sinüzit ameliyatında pansuman burun içinin uygun şekilde temizlenmesi anlamına gelir. Kaç günde bir temizlenmesi gerektiği ameliyatın seyrine ve doktorun tercihine göre değişir. Ameliyattan Sonra Sinüzit tekrarlar mı? Endoskopik ameliyat yöntemi başladıktan sonra sinüzitin tekrarlama oranı son derece düşmüştür. Ancak yine de özellikle alerjinin rol oynadığı sinüzitlerde tekrar problem oluşması görülebilir. Alerji toplumumuzda sanıldığından çok daha sık görülmektedir.

13 GASTROENTOROLOJİ-REFLÜ NİSAN REFLÜ Gastroözofageal reflü hastalığı ya da halk arasında daha yaygın bilinen deyimiyle reflü, başta asit olak üzere mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan semptomlar bütünü olarak tanımlanabilir. Uzm. Dr. MEHMET ASIL Konya Özel Selçuklu Gastroenteroloji Uzmanı Gastroözofageal reflü hastalığı ya da halk arasında daha yaygın bilinen deyimiyle reflü, başta asit olmak üzere mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan semptomlar bütünü olarak tanımlanabilir. Sık karşılaşılan bir toplum sağlığı problemidir. Batı Avrupa ve ABD de tıbbın en yaygın hastalığı olarak kabul edilmekte ve toplumda reflü sıklığı % 20 lere ulaşmaktadır. REFLÜNÜN SEBEBİ NEDİR? Reflünün tek bir sebebi yoktur. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştıran, mide boşalmasını yavaşlatan ya da midenin asit üretimini arttıran faktörlerle, geriye kaçan içeriğin yemek borusuna zarar vermesini engelleyen koruyucu faktörler arasındaki dengesizliğin reflüye neden olduğu söylenebilir. Bunlar arasında en yaygın bilinen neden, yemek borusu ile mide arasındaki yemek borusu alt uç sfinkterinin tam olarak fonksiyon görmemesidir. Yemek borusunun alt ucunda bulunan bu yüksek basınçlı kas bölgesi sanal bir kapakçık gibi görev yapar ve bu sayede mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması engellenmiş olur. Bu bölgenin yeterince fonksiyon görmemesi sonucu reflü ortaya çıkar. BELİRTİLER Midede ekşime, yanma, göğüs kemiği arkasında yanma, ağza ekşi-acı su veya mide içeriğinin gelmesi reflünün tipik bulgularıdır. Midede şişkinlik, göğüs kafesinin alt ucunda sırta vuran ağrılar ve geğirme de görülebilir. Tipik bulgular dışında kronik öksürük, ses kısıklığı, tekrarlayan farenjit ve larenjit, tedaviye dirençli astım, sebebi bilinmeyen göğüs ağrısı olan hastalarda da altta yatan neden bazen reflü olabilir. TANI Her hastalıkta olduğu gibi, doktora başvurularak şikayetlerin anlatılması yanında kapsamlı bir fizik muayene reflü araştırılması başlangıcındaki temel taşları oluşturur. Hastanın yakınmalarının dinlenmesi ve fizik muayeneden elde edilecek bulgular tanı aşamasında kullanılacak tetkikler ve tedavinin şekillenmesini sağlayacaktır. Endoskopi ile birçok hastada reflüye bağlı olarak yemek borusunda ortaya çıkan mukozal hasar yanında reflü nedeniyle gelişen çeşitli komplikasyonlar görülebilir. Endoskopik incelemede reflü bulguları saptandığında reflü varlığı ve tanısı kesindir ancak endoskopide reflü bulguları olmayan hastalarda da reflü olabilir, yani endoskopide reflü gözlenmemesi hastada kesin olarak reflü olmadığı anlamına gelmez. Reflü düşündüren şikayetleri olan ancak endoskopide reflü saptanmayan hastalarda 24 saat özofagus ph monitörizasyonu deni- l e n özel bir tetkikle reflü varlığı araştırılabilir. Bu Diyet ve yaşam tarzı düzenlemelerinin de reflü tedavisinde önemli yeri vardır, bunlar kısaca şu şekilde özetlenebilir: Yemekler yatmadan en az 2 3 saat önce yenmelidir. Yiyecekler yavaş yavaş yenmeli ve iyi çiğnenmelidir. Reflüyü arttıran aşağıdaki yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır: -Çikolata, kuruyemiş -Çay, kahve -Domates ve ürünleri (domates suyu, salça, ketçap vs.) -Turşu, sarımsak, sirke, limon tuzu -Margarin, kuyruk yağı Stresten uzak durulmasının da mide yanması üzerine olumlu etkileri olduğu göstermiştir. Sigaranın vücuttaki birçok diğer organ gibi mide ve barsak hastalıkları üzerinde de zararlı etkileri mevcuttur. Bol, beli çok sıkmayan ve karına basınç uygulamayan, rahat kıyafetler tercih edilmelidir. tetkikte yemek borusu alt ucuna yerleştirilen ince bir kateter ve bu katetere bağlı taşınabilir küçük bir kayıt cihazı yardımıyla 24 saat ph ölçümü yapılır. Böylece yemek borusu alt ucunun aside maruz kaldığı süre, asitlik derecesi ve asit maruziyetinin hastanın yakınmalarıyla ilişkisi net olarak ortaya konabilir. 24 saat ph monitörizasyonu, reflü tedavisinde altın standart kabul edilen bir tetkiktir. TEDAVİ 1.Tıbbi Tedavi Reflü, tıbbi tedaviye iyi cevap veren bir hastalıktır, ilk tedavi seçeneğini ilaç tedavisi ile birlikte diyet ve yaşam tarzı düzenlemeleri oluşturur. Ancak reflünün temel nedeni olan yemek borusu alt uç sfinkteri fonksiyon bozukluğunun ilaç tedavisi ile kalıcı olarak normale dönmesi mümkün değildir. Bu nedenle belirli bir dönem tedavi sonrası şikayetlerin ömür boyu bir daha tekrarlamayacak şekilde ortadan kalkmasının mümkün olamayacağı her zaman akılda tutulmalıdır. Hastaların birçoğu başlangıçta birkaç ay devam eden düzenli bir tedaviyi takiben ihtiyaç halinde aralıklı olarak kullanılan ilaç tedavisi ve uygun diyet ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle yaşamlarını rahat bir şekilde geçirebilmektedirler. Reflünün ilaç tedavisinde midenin asit üretmesini azaltan, mevcut mide asidini nötralize eden yada mide sıvısı üzerinde mekanik bariyer oluşturarak mide içeriğinin reflüsünü engelleyen çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Diyet ve yaşam tarzı düzenlemelerinin de reflü tedavisinde önemli yeri vardır, bunlar kısaca şu şekilde özetlenebilir: Yemekler yatmadan en az 2 3 saat önce yenmelidir. Böylece yatarken mide asidi azalmış ve mide içeriği kısmen de olsa boşalmış olur. Akşam yemeği geç saatlere bırakılmamalı ve küçük porsiyon-

14 14 NİSAN 2011 HEMOROİD lar tercih edilmelidir. Yatağın başucu yükseltilerek ve sol tarafa doğru yan yatış pozisyonu tercih edilerek vücut pozisyonu ve yerçekimi etkisi kullanılarak mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması azaltıldığı gibi, kaçan sıvının da tekrar mideye boşalması kolaylaştırılmış olur. Yiyecekler yavaş yavaş yenmeli ve iyi çiğnenmelidir, çünkü yiyecekler iyi çiğnenerek midede kalma süreleri kısaltılabilir. Reflüyü arttıran aşağıdaki yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır: Çikolata, kuruyemiş Nane Kızarmış ve yağlı yiyecekler Çay, kahve Karbonatlı içecekler, kolalı içecekler Alkollü içecekler Turunçgiller ve suları (portakal, greyfurt vs.) Domates ve ürünleri (domates suyu, salça, ketçap vs.) Biber Turşu, sarımsak, sirke, limon tuzu Baharatlar Margarin, kuyruk yağı Stresten uzak durulmasının da mide yanması üzerine olumlu etkileri olduğu göstermiştir. Şişmanlığın reflüyü arttırtan faktörlerden birisi olduğu bilinmektedir, bu nedenle fazla kiloların kontrollü olarak verilmesinin reflü üzerine olumlu etkileri olacaktır. Sigaranın vücuttaki birçok diğer organ gibi mide ve barsak hastalıkları üzerinde de zararlı etkileri mevcuttur. Sigara mide asidini arttırarak ve yemek borusu alt ucundaki kasların gevşemesine yol açarak reflüyü arttırdığı gibi tükrüğün reflüden koruyucu etkisini de azaltır. Sigara içerken dumanın yutulması da mide şişkinliği ve geğirmeyi arttırabilir. Bol, beli çok sıkmayan ve karına basınç uygulamayan, rahat kıyafetler tercih edilmelidir. 2- Cerrahi Tedavi Tıbbi tedavi ile yeterli yaşam kalitesi elde edilemeyen, şikayetleri sık sık tekrarlayan, çok sık ya da sürekli ilaç kullanmak zorunda olan hastalarda tercih edilmektedir. Reflüsü olan hastaların çok az bir kısmı cerrahi tedaviye ihtiyaç duymaktadırlar. Nissen fundoplikasyonu isimli bir operasyonla yemek borusu ile mide arasındaki bariyer yeniden oluşturulmaktadır. Bu operasyon geleneksel açık yöntemle yapılabildiği gibi kapalı yöntemle (laparaskopik cerrahi) de yapılabilmektedir. Ramazan ve Reflü Ramazan ayında tutulan orucun dinimizdeki müstesna ibadetlerden biri olması yanında ramazan sofraları da Türk ve İslam kültürünün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ancak ramazan ayında dikkatli olunmazsa reflü hastalarının şikayetleri artabilir. Oruç tutulmasının reflü üzerine olumsuz etkisi yoktur. Bilinçli seçilen iftar ve sahur menüleri ve aşağıda sayılan hususlara biraz dikkat etmekle birçok reflü hastası bu kutsal ayda oruç ibadetlerini rahatlıkla yerine getirebilirler; İftarda aşırı miktarda ve hızlı yemek tüketiminden kaçınılmalıdır. İftar ve sahur menülerinin seçiminde reflüyü arttıran gıdalara dikkat edilmelidir. Sahurda veya iftarda yemek yedikten hemen sonra yatılmamalı, mümkünse en az 2 saat oturulmalıdır. Ağır tatlılar tüketilmemeli, sütlü tatlılar gibi hafif tatlılar tercih edilmelidir. Op. Dr. ZİHNİ KOCAERKEK Karaman Özel Selçuklu Genel Cerrahi Uzmanı Hemoroid nedir? Hemoroidler anal kanalın üst kısmında genişlemiş damar yumaklarıdır. Halk arasında basur yada mayasıl olarak bilinir. İç ve dış hemoroidler ikiye ayrılır. Zamanla altta yatan sebeplerle birlikte anal kanalda yerleşen genişlemiş toplardamar yumakları makatın dışına doğru çıkarlar. Hemoroid hastalığının belirtileri nelerdir? Makatta ağrı, kaşıntı, akıntı, makattan kan gelmesi, tuvalet sonrası ele gelen şişlik, tuvalet sonrası ağrı ile birlikte olan kanama daha çok çatlaklara bağlı olmakla birlikte dış hemoroidlere bağlı olarak da oluşabilir. Anal kanamanın %75 i Hemoraidal hastalık %15 anal fissür diğer %10 u ise anal tümör, rektal prolapsüs, ülseratif kolit vs. kaynaklanmaktadır. Hemoroid hastalığının teşhisi nasıl konur? Hemoroid hastalığının teşhisi şikayetleri ile bu bölgenin kanserleri benzerlik gösterdiğinden genel uzmanına muayene olmadan ilacı kullanılmamalıdır. Mahremiyet endişesiyle doktora gitmekten çekinen ve yakın çevrelerine danışarak ilacı kullanma durumunda hayati öneme haiz hastalıkların tanı ve tedavisinde gecikmeler yaşanmaktadır. Tanı; makat bölgesinin gözle eğer ağrılı durumu yoksa parmakla muayenesi, anaskopi ve rektaskkopi denilen aletlerle inceleme sonucu bulunur. Hemoroid oluşma sebepleri nelerdir? Birinci sebep kabızlıktır. Ayrıca kolit, enterit, bağırsak hastalıkları, alkol, tahriş edici acılı gıda tüketimi, tuvalette uzun süre oturmak ve aşırı ıkınmak, gün boyu oturmak veya ayakta kalmak, hamilelik, şişmanlık genel sebepler arasında sayılabilir. Hemoroid oluşmaması için yapılması gerekenler nelerdir? Kişisel temizliğe özen gösterin, bol su için, tuvale her gün aynı saatte gidin, kilonuzu kontrol edin Hemoroid hastalığı yaygın mıdır? Evet. Hemoroid hastalığı hem kadınlarda hem erkeklerde oldukça sık görülür. Kadın ve erkek nüfusunun yaklaşık yarısı hayatlarında en az bir kere hemoroid hastalığı belirtileriyle karşılaşır. Tedavi yöntemleri nelerdir? Medikal tedavi İğne ile kurutma (Skleroterapi) Bağlama Laser (İnfrared Koagülatör) Cerrahi yöntem Günümüzde hastalarda en çok karşılaştığımız 2. ve 3. derece Hemoroidlerdir. 1. derece Hemoroidlerde daha çok diyetin düzenlenmesi, kabızlığın giderilmesi, bunun yanında destek amaçlı dolaşım düzenleyici ilaçlar kullanılabilir. Ancak 1. derecede kanamalı Hemoroid olan bir hasta varsa buna ilaç tedavisi dışında laser tedavisi uygulanabilir derece hemoroidlerde ilaç tedavisi genellikle fayda vermez. Bu hemoroidlere günümüzde en çok uygulanan laser tedavisi, bondligasyon, skleroterapi yöntemleridir. Özellikle anestezi gerektirmemesi hastanın ağrı duymaması ve erken dönemde işine dönmesi en büyük avantajıdır. Başarı oranı %90 ın üzerindedir. Bazı hastalarda 2 seans yapılabilir. Eğer hastada büyük hemoroidler varsa 2 seansta tamamen yok edilebilir. Operasyon sonrası 1 ay içinde Hemoroid pakeleri küçülüp kaybolur. Karaman da toplumun %80 inde hemoroid görülmektedir. Ancak hastaların çoğu utandığından dolayı doktora geç müracaat etmekte ve bu da tedavinin daha zor olmasına neden olmaktadır. Hemoroidle ilgili yukarıda bahsettiğimiz özellikle muayenehane şartlarında yapılacak yöntemleri biz özel muayenehanemizde yaklaşık 2,5 yıldır yapmaktayız. Bu konuda çok deneyim kazandık. Özellikle makat kanaması olan hastaların mutlaka bir hekime başvurmaları, kanamanın kaynağını tespit ettirmeleri gerekmektedir.

15 ÖZEL SELÇUKLU NUN ÇOCUKLARI NİSAN yılından bu yana bu şehrin çocukları Özel Selçuklu nde doğuyor. Özel Selçuklu nde dünyaya gelen çocuklarınızın resimlerini mail adresine bir adet resim ve aşağıdaki bilgilerle beraber gönderebilirsiniz. İsim Soyisim (gün,ay,yıl) İletişim Bilgileri Ahmet Salih KARAKAŞ Meriç OKUR Gülderen YENİAY Arda KARA Muhammed Osman Kamil KARACA Miray Sude BÜYÜKKÖROĞLU Reyhan HIZLICA Selman ÇETİN Metehan PATLAR Tuba AYDINAYDIN

16 ..ama yanınızda biz varız Hastane Cd. No:28 Selçuklu / KONYA Merkez Sakabaşı Mh. 860 Sk. No:4 (Valilik Yanı)KARAMAN