AB-I HAYATTAN DAMLALAR. Ahmet ARSLAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AB-I HAYATTAN DAMLALAR. Ahmet ARSLAN"

Transkript

1 AB-I HAYATTAN DAMLALAR Ahmet ARSLAN Salihli

2 AB-I HAYATTAN DAMLALAR Ahmet ARSLAN ISBN: Salihli-MANİSA Basım Yeri: Baskı Tarihi: Bu kitabın tüm yayın hakları yazarına aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar için, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Sözleşmesi gereği yazarın izni gerekir. 2

3 İÇİNDEKİLER Âdem Risalesi Âhiret Âlemi Âhirette Şefaat Var mıdır? Allah ın Zat, Sıfat ve Efâlinin Üç Boyutu Vardır Billâh ile Allah a İman Cenab-ı Hakk ın Nüzul ve Urucu Cenab-ı Hakk ın Vücut Ülkesinde Zuhuru Cennet ve Cehennem Dervişe Hitap Dünyada iken Âhiret Âlemini Yaşamak Esma-ül Hüsna nın Açıklaması Günümüzdeki Melamiler Hac ve Umre Risalesi Her Sene Kurban Kesilir mi? İslamiyette Değişmeyen Üç Kâide İslâmiyette Yaşam Nasıl Olmalıdır? Kabir Azabı Kaç Çeşit İnsan Vardır? Karı ve Kocanın Karşılıklı Vazifeleri Keramet-i Kevniye ve Keramet-i İlmiye Kur ân-ı Kerîm deki 28 Harfin Sırrı Kur ân daki Mukattaa Harflerin Sırları Mürşid-i Kâmil Kimdir? Namaz Risalesi Namaz Zâhir ve Bâtın Olursa Namazdır Oruç Risalesi Ölmeden Evvel Ölmek Ne Demektir? Sırat Köprüsü Tevhid Risalesi Vel Asr Suresi Yer ve Gök Katları Yirmisekiz Peygamberin Hikmetleri Dua

4 ÖNSÖZ Âlemlerin Rabbi olan Cenab-ı Allah a sonsuz hamd ve senâlar, sevgilisi iki cihan serveri Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) ve ehl-i beytine sayısız salât u selam olsun. Kur ân-ı Kerim de Cenab-ı Hak, insanları ve cinleri kendisine ibadet etsinler diye yarattığını söylüyor. Peygamber Efendimiz de ibadeti Allah ı bilmek şeklinde açıklıyor. O hâlde düşünenler için bu dünyaya geliş sebebi ortaya çıkmış oluyor. İnsanın tek görevi vardır şu fâni dünyada, o da Allah ı bilmektir. Kur ân âyetlerinden nereden geldiğimizi ve nereye döneceğimizi biliyoruz. Allah tan geldik ve yine O na döndürüleceğiz. Peki, ama nasıl? Okuyarak öğrenmemiz mümkün değil. Kur ân ın ilk emri Oku!. Neyi okuyacağız? Nasıl okuyacağız? İşte bu noktada bir mürşidin gerekliliği ortaya çıkıyor. 4

5 Kâinatta tek mürşid-i kâmil vardır. O da Hazreti Muhammed dir. O nun dışında içinde yaşadığımız zamanda irşad olmamız mümkün değil. O zaman müracaat edeceğimiz kaynak Hazreti Muhammed in varisleri olacaktır. Vârislerinden alınacak tevhid tahsili ile kişi insan-ı asliyesini bularak yakînliğini idrak edecektir. Bu yakînlikle Mısrî Niyazî hazretlerinin; Öyle sanırdım, ayrıyam Dost gayrıdır, ben gayrıyam; Benden görüp işideni Bildim ki ol canan imiş Mısralarındaki sırra vâkıf olacaktır. Bu tahsilde sadece okumak yeterli değildir. Kişi okuduğunu anlamalı anladıklarıyla amel etmelidir. Tahsile başlamadan önceki bilişlerini bir kenara bırakmalı, Taatın ihlâsa erişmez, ilim ile amel ile İzzeti ko zilleti tut, odur onun mayası Mısralarında belirtilen hâl üzere teslimiyetle, sadakatle yakînliğini arttırmaya çalışmalıdır. 5

6 Sohbetten muhabbet, muhabbetten ise Muhammed hâsıl olur. kâidesiyle sîret olan Muhammed aynası, suret olan Muhammed aynalarından Cenab-ı Hakk ın mazharların istidat ve kabiliyetlerine göre nasıl tecelli ettiğini anlayan salik Ölmeden evvel ölünüz. hadîs-i şerifi doğrultusunda Hakk a vuslatını gerçekleştirmiş olacaktır. Tevhid huzurdur, tevhid mutluluktur. Sırat-ı müstakimde bütün kardeşlerimizin vuslatlarına Cenab-ı Hak tan kolaylıklar niyaz ederim. Hacı Ahmet Arslan 6

7 HACI AHMET ARSLAN EFENDİ KİMDİR? Hacı Ahmet Arslan Efendi, 1940 yılında Uşak ilinin Ulubey ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk ve ortaokuldan sonra lise tahsiline İzmir Askeri Sağlık Lisesinde devam etmiş buradan mezun olduktan sonra da 1960 yılında orduya katılmış, 1979 senesinde de Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye ayrılmıştır senesinde Uşşakî mürşid-i kâmili Kulalı Hacı Mehmet Ruhi Akhan Efendi hazretlerine intisab etmiş on yedi sene tasavvuf ilmini tahsil etmiştir. On yedi senenin son beş yılında Uşşakî halifesi olarak Adana, Uşak ve Salihli de irşad görevine devam etmiştir. Bu süre zarfında 1980 senesinde hac farizasını yerine getirirken 1982 senesinde de umre haccını yapmıştır senesinde mânâda bizzat Resulullah Efendimizin verdiği emir üzerine 7

8 Salihli'de ikamet etmekte olan Melami mürşid-i kâmili Hacı Hasan Özlem Efendi hazretlerine tâbi olarak hakikat tahsiline başlamıştır. Bu tahsilinin dokuzuncu senesinde aldığı ilim ve irfan feyzi ile 1992 yılında bizzat Hacı Hasan Özlem hazretleri tarafından icâzetname verilmek suretiyle halife tayin edilmiştir. Bu durum Hacı Hasan Özlem Efendi hazretlerinin yazdığı Arifler Gül Bahçesi adlı eserinde Halifemdir. ifadesiyle teyitlidir. 22 Aralık 1996 tarihinde Hacı Hasan Özlem Efendi hazretlerinin Hakk a yürümesisinden sonra irşad görevini bugüne kadar sürdürmüş ve hâlâ da sürdürmektedir. İrşad görevine yurt içinde ve yurt dışında ulaştığı her noktada devam etmektedir. Günümüz teknolojisini de etkin bir biçimde kullanarak kendisine verilen manevi hazineleri oluk oluk nasiplilerine dağıtmaktadır. Melamet zevkiyle, Kur ân-ı Kerîm ahkâmı ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyesinden asla taviz vermeden sohbetlerine devam eden Hacı Ahmet Arslan 8

9 Efendi, astsubay emeklisi olarak Manisa nın Salihli ilçesinde ikamet etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Silsile-i şerifi şu şekildedir: 1- Hazreti Pîr Seyyid Muhammed Nûr el-arabî 2- Şeyh Hacı Salih Rıfat Efendi 3- Hacı Ali Rahmi Efendi 4- Hacı Hasan Fehmi Tezdoğan Efendi 5- Hacı Hasan Özlem Efendi 6- Hacı Ahmet Arslan Efendi 9

10 ÂDEM RİSALESİ Âdem ne demektir? Âdem, Cenab-ı Allah ın, hüviyyet ve eniyyetini, kendi mazharında cem eden, Allah ı ve Muhammed i zahir olarak kendinde açığa çıkaran demektir. Âdem, âdemiyyetini bulasıya kadar çok merhaleler kateder. İnsan görünümündeki her varlık Âdem değildir. Tin Suresinin 4. âyetindeki, Legad halagnel insâne fî ahseni tagvîm. Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. (95-4) insan ifadesi Âdem içindir. Bir hadîs-i şerifte Kur ân ile insan ikiz kardeştir. buyurulmaktadır. Kur ân ın veya Âdem in tahsili dört ilimle elde edilebilir. Bunlar şunlardır: 1- Şeriat 2- Tarikat 3- Hakikat 4- Marifet Varlığı olmayan, yok anlamına gelen kelime adem dir. Bu sözcükteki a 10

11 harfinin üzerinde düzeltme işareti (^) yani şapka olmadığı için sohbetlerimizde şapkasız diyorum. Âdem ise, kendine ait varlığı olmayan bu adem mazharında, Cenab-ı Hakk ın hüviyyet ve eniyyetini kemalâtıyla cem edip zuhura çıkarandır. Bu sözcükteki a harfinin üzerinde düzeltme işareti yani şapka kullanıldığı için şapkalı diyorum. Âdem kelimesi kul kökünden gelmektedir. Bu itibarla Âdem de iki yön vardır. Bedensel olan (et, kemik, kan, vs.) eniyyeti ki bu yönüyle fânidir. Cemadattan, nebatâta, nebatâttan hayvanata, hayvanattan insana devriyle daima tebdilâta tâbidir. Bugün var yarın yok olur. Ruhumuzun taşıyıcısı, hammalıdır. Günü gelip görevini tamamlayınca bu âlemi terk eder. Zamanla cemadatta görevini bitirdiğinde nebatâta geçer. Nebatâttan hayvanata, hayvanattan da insan varlığına intikal ederek teşriiye yönüyle döngüsüne devam eder. Bu devr-i daimin bir 11

12 mertebesinden diğerine geçişi hem binlerce sene sürer hem de milyonlarca parçalara ayrılma söz konusudur. Âdem in yaratılışı için gereken çamur, melaike-i kiramdan Azrail (a.s.) tarafından Mekke şehrindeki Numan vadisinden alınmıştır. Pîr hazretleri buna simsime çamuru der. Allah cemâl ve celâl elleriyle bu çamuru yoğurup insan sûretine dönüştürmüştür. Artan çamurla da hakikat şehri yapılmıştır. Bu insan kalıbı üç yüz yıl ateşte pişirilmiştir. Her bir yüzyılın sonunda bu Âdem çamuruna Sen kimsin, ben kimim? diye sorulduğunda Sen sensin, ben benim cevabı gelmiştir. Rabbi üçüncü yüzyıl sonunda tekrar aynı soruyu sorunca Âdem Ben aciz bir kulum, sen ise âlemlerin Rabbi olan Allah ımsın demiştir. Üç yüz sene ateşte pişirilme sonucu rububiyet hâli hazır olduğunda Hicr Suresi 29. âyeti Hani Rabbin meleklere, Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin demişti. (15-29) gereğince Rabbi 12

13 tarafından Âdem e ruhundan bir ruh üfürülmüştür. Efâl yüzü, sıfat yüzü ve zat yüzleriyle pişirilerek kemâle gelen sâlik fenafillah olmuş olur. Kalpler zikirle mutmain olur. ve Zikirle kalpler huzur ve sukûna kavuşur âyetlerinin bizleri ikaz ettiği gibi, Rabbimizin ruhundan bir ruh üfürme olmadan pişirme fırınına konmaz. Bu üç yüzyılda piştikten sonra, ilim sahibi olan Rabbimiz, ma lûm olan bizim emaneti kaldırabilecek kıvama geldiğimizi görünce ruhundan bir ruh üfürecektir. İşte o zaman, o sâlikte anne karnındaki çocuk gibi hareketler başlayacaktır. Çocuk kız ise 9 şühûd hâli ile veled-i kalbin tecellîsi, oğlan ise 9 şühûd ve 10 duygu zevkleri ile veled-i kalb yani kalbin oğlu zuhur edecektir. Âdem ancak bu saydığımız nefs âlemi olan fenâ-i tam olmadan Âdem olarak görünmeyecektir. İlk insan, Rûhullah (Allah ın ruhu) olarak kişide kemalâta geldiğinde kemalât tecellîleriyle bu suret ve şekillerden kendini ilân edip görünmeye başlayacaktır. 13

14 Kemalât ve rahmaniyeti ile cami-ül esma olarak Rabbimin tek göründüğü yer insan mazharıdır. Bütün âlemi kendi inhisarı altında cem etmiş olduğu için ona insan denilmiştir. İbrahim Hakkı Hazretleri Ey kişi sen âlem-i kübrasın. Kendine dikkatle bak. Cennet de sende Cehennem de sende, Sırat da sende, Mizan da sende. Sen ceseden küçük bir varlıksın ama mânâda bütün 18 bin âlem sende toplanmıştır. buyurmuşlardır. Ruhsal vücudumuz olan siret yönümüz, bezm-i elest olan Hak mürşidinin dizinin dibinde, Hicr Suresi 29. âyeti Ruhumuzdan bir ruh üfledim gereğince, Rabbinin evvelâ zikir ruhunu üfürdüğünde, o sâlikte ne kadar Rabbine sevgi ve teslimiyeti varsa, o kadar onda zikir ruhu tecellî etmiş olacaktır. Hak mürşidi tarafından atılan bu Muhammedî zikir tohumu, ona her yerde ve her işinde Rabbi ile daima beraber olma zevkini verecek ve kendisinden zikredenin de Rabbi olduğunu anlayacaktır. O sâlik Rabbini can-ı gönülden seviyorsa, Rabbinden ayrılmamak için saat gibi gönlünde zikreden Rabbini yakın takibe alarak, O nu dinleyecek ve O nunla daima 14

15 zikirde beraber olma zevki ile dirilmiş olacaktır. Bu zikir ruhundan sonra, onun Hak mürşidi efâl-i İlâhiye, sıfat-ı İlâhiye ve zat-ı İlâhiye ruhlarını üfürerek Muhammedî tohumunu sâlikin gönül tarlasına ekmiş olur. Sâlikler bu Muhammedî tohumunu, zikir, şühud ve rabıtalarla sulayıp, çapalarsa, o sâlikin Muhammedî vücûd ağacının yeşerip dal ve yaprakların arasında çiçek açtığını görürüz. Artık, Nefsini bilen Rabbini bilir. hadîs-i şerifi gereğince, kendisinin diye bildiği vücudunun Rabbinin vücudu olduğunu anlamıştır. Rabbinin ise, Kaf Suresinin 16. âyeti gereğince gönlünde tahtını kurduğunu, o kulundan duyan, o kulundan gören ve o kulundan her türlü icraatı yapanın Rabbi olduğunu anlamış olur. Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız. (50-16) Zikir ruhundan başlayarak efâl-i ilâhiye ruhu, sıfat-ı ilâhiye ruhu ve zat-ı ilâhiye ruhuna hamile kalan sâliğin manevî siret vücudu bir anne rahmindeki çocuğun birinci 15

16 40 günde kan pıhtısı, ikinci 40 günde et parçası, üçüncü 40 günde kol ve bacakları teşekkül ederek hareket etmesi gibi hareket edecektir. Biz bu devreye tevhidde, Âdem in fenafillah olan uruc seferi diyoruz. Âdem ruh sahibi olarak yaratılmış, fakat henüz sıfatlarından zuhur etmediği için kendisini ispat edememektedir. Kadir Suresi 4. âyetinde de belirtildiği gibi Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ biizni rabbihim, min külli emr. Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. (97-4) Cenab-ı Hakk ın vahdâniyeti olan gecede, bütün sıfatlarından kemalâtıyla zuhur edesiye kadar, ruhun, melek olan kuvveleriyle, Rabbinin o kişideki kabullenişi kadar sıfatlardan tecellî etmiş olur. İşte, ruhun zuhuruna kadar Âdem in urucu ve sıfatlardan tecellîsiyle nüzûl devresini bitirdikten sonra, vücûdun vücûdullah olmasının tevhid idraki ile Âdem yaratılmış olacaktır. Yoksa bu gördüğümüz bütün insanlar Âdem değillerdir. 16

17 Âdem üç nev idir: 1- Surette Âdem sirette hayvan 2- Surette Âdem sirette nakıs 3- Surette Âdem sirette de Âdem Surette Âdem sirette hayvan olanlar yiyen, içen, nefsanî bütün istek ve arzularını yerine getirenlerdir. Hay diri, van ise varlık anlamına gelir. Yani hayvan diri olan canlı varlıklar demektir. Surette Âdem sirette nakıs olanlar âdemiyyet tahsilinde olup, henüz kemalâtı elde edememiş kişilerdir. Suret ve siretinde âdemiyyetini bulanlar ise, Hak mürşîdinden ruh üfürülmüş ve âdemiyyetinin idrak kemalâtına vâkıf olanlardır. Âdem in bütün varlığı Hakk ın varlığı olduğunu zevk etmiş, Hakk ın yeryüzündeki halifesidir. Cenab-ı Hak, Âdem yüzünden zatını ilân etmiştir. Onun sureti Âdem, sireti Hak tır. Yalnız ona Hak denilmez. Âdem in başındaki A Harfi Allah ı remzeder, dem de zaman demektir. O dem, bu demdir. Anlayan anladı. Anlamayanlar da yalnız dinledi. 17

18 Araf Suresinin 172. âyetinde Hani Rabbin Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, Ben sizin Rabbiniz değil miyim? demişti. Onlar da, Evet, şahit olduk demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, Biz bundan habersizdik dememeniz içindir. (7-172) buyruluyor. İşte bu rububiyet, yani terbiye ve irşad yönü ile bir kâmilden insan-ı asliyesinin öğrenilmesidir. Kişi akl-ı baliğ olduğunda, Rabbini idrak edip esfel-i sâfilîn denilen bu dünya bataklığından bir an önce kurtulmağa çalışacaktır. Bedenin akl-ı baliğ olması ortalama yaşlarındadır. Bedensel olarak akl-ı baliğ olduğu hâlde ruhen Rabbini idrak edemiyorsa akl-ı baliğ olmamıştır. Dolayısıyla da iman edemez. Kişi ruhen bunu kabul edebilirse ister 40 ister 50 yaşlarında olsun, onun akl-ı baliğ olması o zamandır. Bu kişideki kabulleniş, onun artık âdemiyyetinin sırrını öğrenme yolculuğuna başlaması, bir mürşid-i kâmil mazharından Rabbinin çağırması ile olacaktır. Mürşîd-i Kâmile biat etmek için diz dize gelinen an, onun bezm-i 18

19 elest i yani Elest meclisidir. Çünkü henüz daha kendini bilmeyen bir kişi doğmamıştır ve Rabbi tarafından o andan itibaren yaratılmaya başlanacaktır. İşte zahir olarak Araf Suresi 172. âyetindeki Ben sizin Rabbiniz değil miyim? sözünün gerçekleşmesi bir mürşîd-i kâmil önünde yapılmış oluyor. İrşâd ve terbiye olmak istemeyen bir kişinin, kâmil huzurunda ne işi var? Bunu hâl ve kâl lisanı ile kâmilin huzurunda göstermesi, imanını göstermiş oluyor. Bizler Âdem denilince yalnız suret yönü ile her gördüğümüzü Âdem sanıyoruz. Oysa Cenab-ı Hak, Kur ân-ı Kerîm inde, herkese Âdem veya insan demiyor. Mısrî Niyazi Hazretleri de bir ilâhîsinde şöyle diyor: Âdemliğini her kim bulduysa odur Âdem, Yoksa görünen sûret bir gölge imiş ancak. 19

20 Kur ân'da insan üç şekilde tabir edilir: 1- Nas (insan toplumları) 2- İns (nakıs olan, eksik kişiler) 3- İnsan (sûrette de, sirette de âdemiyyetini bulmuş, âdemiyyet sırrına vâkıf olanlar) Onun için birincisi surette insan sirette hayvan olanlar, ikincisi surette insan, sirette nakıs olanlar yani eksik kişiler, üçüncüsü ise surette insan olduğu gibi sirette de, insan-ı asliyesini bulan Âdemlerdir. Âdem bu kâinatta, en son erişilmesi gerekli olan bir varlıktır. Çünkü cemadat, nebatât ve hayvanatta olmayan yüce hasletler bu insan dediğimiz Âdemde mevcuttur. Bu âleme gelesiye kadar yarım devir yapan bu insan, can kavmi, cin kavmi ve ins kavimleri gibi merhalelerden geçerek, insanlığını bulmaktadır. Bu gün Can kavmi, cin kavmi, ins kavmi kimlerdir? diye sorulduğunda cevap söyle olacaktır: Can kavmi toplumda yiyip içen, yalnız nefsi için yaşayan, Hak ve hakikatten tamamen uzak, inançsız kişilerdir. 20

21 Cin kavmi ise iki bölümde mütalaa edilir: 1- Süflî cin kavmi 2- Sünnî cin kavmi Süflî cin kavmi şeytan meşrebli, daima başkalarının kötülüklerini düşünen ve onun bunun çukurunu kazan kimselerdir. Buna vücut ülkemizde nefs-i emmare kavmi de diyebiliriz. Süflî cinler, insanların nefs-i emmare şubesinden icraatlarını gösterirler. Nefs-i emmare nefsin en süflî sıfatıdır. İnsanlardaki bu sıfatı kullananları insanlarda görmek mümkündür. Sünnî cin kavmi mensupları taklidî iman sahibidirler. Bu nedenle her ne kadar ibadet ve taat yapsalar da bir türlü süflîyet vadisinin unsurlarından olan vehim, hayal, vesveseden kurtulamayan kişilerdir. Sonuç olarak cinler zan ve hayallerimizde yarattığımız, gözle görülemeyen lâtif birer varlık değillerdir. Bunlar fiilleriyle tecellî ettiği mazharlarda görülmektedir. Şeklen dört dörtlük Müslüman, mümin, hacı hoca gibi 21

22 görünseler de ârif olan kardeşlerimiz tarafından daima bilinmektedirler. Kur ân-ı Kerîm Rahman Suresinin 33. âyetinde Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz. (55-33) buyuruluyor. İster cin olsun isterse cinin alet ettiği insanlar olsun bunların büyük bir güç, bir mürşid-i kâmil, bir sultan olmadan, süfliyet vadisi esfel-i sâfilîn olan dünya yüzünden, letâfet âlemi olan gökyüzüne çıkmaları mümkün değildir. Herkes kendisini yakın takibe alarak baksın. Stres, üzüntü, keder, alamadım, veremedim, mal, mülk derdi, çocuk derdi gibi dünya dertleri bir kişiyi ihata etmişse, onlar daha dünyada iken cehennemde yaşamaktadırlar. Elbette âhirette de cehennemde olmaları mukadder olur. Zira dünya âhiretin tarlasıdır. Burada gönül tarlasına ne ektik ise âhirette de onu biçeriz. İns kavmi, can ve cin kavim mertebelerini geçerek, bir mürşid-i kâmile 22

23 tâbi olarak, tevhid tahsiline başlamış, fakat henüz eksikliklerini tamamlayarak insanlığını yani Âdemliğini bulmamış tevhid yolcularıdır. Cenab-ı Allah Siz bildiklerinizle amel edin Allah size bilmediklerinizi öğretecektir. buyurmaktadır. İşte bu ins kavminden sonra insan-ı asliyesini bilenler insan olarak yaratılmış olacaklardır. Rahman Suresinin ilk iki âyetinde Er rahmân Allemel gur'ân Rahmân, Kur'an'ı öğretti. (55-1,2) buyuruluyor. Peki, Rahman olan Kur ân ı kimlere talim etti? Elbette henüz insanlığını bulamayan, can, cin ve ins kavimlerinden çeşitli iman seviyesinde bulunan eksik olan kişilere talim etti. Rahmaniyet, Cenab-ı Allah ın kemalât sıfatı olan mürşid-i kâmillerdir. İnanan kişiler bu tahsille insanlığını bulmuş olacaktır. Yoksa surette insan, sirette hayvan kalınmış olunur. Rabbinin terbiye etmesiyle, insan-ı asliyesini öğrenen bir sâlik nefsini tanımıştır. Nefsini bilen ise Rabbini bilir. O kişi nefsine ve Rabbine arif olmuştur. 23

24 İsra Suresi 85. âyette Ve yes'elûneke anir rûh, gulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ılmi illâ galîlâ. Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: "Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir. (17-85) buyuruluyor. Ruh Rabbimin bir emridir Peki, irşâd ve terbiye eden mürşid mazharından Rabbimiz bize ne emir vermektedir? Bunu kendimize sorduğumuzda, hâdisat dediğimiz bu âlem ve Âdemde, Cenab-ı Allah ın üç tecellîsi olan efâlini, sıfatlarını ve zatının öğrenilmesini emrettiğini görmekteyiz. Şu hâlde kendisindeki ruh bu üç tecellî imiş. Zaten kişinin kendi insan-ı asliyesini tahsil etmesi demek, kendi diye bildiği Cenab-ı Hakk ın varlığı olan bu tecellîleri bilmesi, görmesi ve O nunla O olup yaşamasından ibarettir. Hem Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm yani Kuvvetim ve kudretim yoktur. Bunların hepsi senindir ya Rabbi diyoruz, hem de kendimize nisbet ediyoruz. Bu şirk olmuyor mu? Elbette şirk olmaktadır. Bunu söylemek çok kolay, fakat bu merdiven basamaklarını, teker teker 24

25 çıkarak, menzile varıp âdemiyyeti bulmak çok zordur. Sabırla birlikte mutlaka elde etmeliyim diye azim gereklidir. Bu kişilerin bedeninde taat, nefsinde boyun bükmek gibi küllî teslimiyet olmalıdır. Bu kurbiyet onların kalbinde, huzur ve mutluluk meydana getirecektir. Bu huzur vadisinde bulunanlarda, ruhanî şühud olacağından, daha bu âlemde iken cennet içinde yaşama imkânına kavuşmuş olacaklardır. Bu kâinatta, bütün varlıklar, gayriyet vadilerinden kurtulup Âdem meyvesi olabilmek için çabalayıp dururlar, sürekli koşarlar. Çünkü bu kâinat ağacının meyvesi âdem dir. Kim âdemiyyetini buldu, işte onlar murâdlarına erdiler. Kimler bulamadıysa yolda dökülenler oldular. Toprağa ekilen bir meyve çekirdeği birçok merhaleler geçirerek meyve olmaktadır. Aynen bunun gibi, bahçıvan olan mürşid-i kâmil, sâlik olan kişilerin gönül tarlasına âdemiyyet tohumunu eker. Ektiği bu tohum birçok ibtilâ merhalelerinden geçerek Cenab-ı Hakk ın kul mazharındaki üç 25

26 tecellîsi, ruhullah hâline dönüşür. İşte Âdem in yaratılma yeri burasıdır. Bakara Suresinin 30. âyetinde Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz. demişler. Allah da, Ben sizin bilmediğinizi bilirim demişti. (2-30) buyurulmaktadır. Âyetteki bu hitap, henüz âdemiyyetini bulmamış, sâlik durumundaki melekleredir. Mürşid-i kâmilin etrafındaki sâliklerin hepsi melek durumundadır. Ayrıca, enfüsümüzde ruh âlemi, kalb âlemi ve nefs âleminde bunların levhaları olarak suretleri vardır. Çünkü Hicr Suresi 21. âyetinde Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz. (15-21) buyrulmuştur. Her şeyin malûmatı nisbetinde, Cenab-ı Hakk ın tecellî ettiğini bu âyet bunu bize ispat eder. Onun için Âdem sırrı henüz zuhura gelmeden ruh, Rab ve nefs âlemlerindeki suretinin vücudu, Allah ın 26

27 meleklere Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demesidir. Allah Âlim, kullar ise malûmdur. Cenabı Hak, Âlimliği ile nefs, kalb ve ruh vadilerindeki, sâliklerin hâllerine vâkıf olduğu için, bir halife yaratacağım demiştir. Melekler bu âlemdeki bütün sırları bilemedikleri için, halifeliğe kendilerini daha uygun görmelerinden mütevellit Biz seni tesbih ve takdis etmekteyiz dediler. Melek durumunda olan bir sâlik de, kendisinin üstünde olan kişilerin irfâniyetinden haberdar değildir. Ama kendi mertebesinin altındakilerden haberdardır. Onun için süflîyetteki nefs vadisinde, Âdem in fesat ve kan dökeceğini bildikleri için melekler, Yeryüzünde fesat çıkaracak ve kan dökecek bir kimse mi yaratacaksın? demişlerdir. Cenab-ı Allah da, Sizin bilmediklerinizi Ben bilirim. demiştir. Elbette her şeyin en iyisini bilen Allah tır. Meleklerin Cenab-ı Allah a karşı böyle bir hitapta bulunmaları onların itiraz etmeleri anlamına gelmektedir. Nefisten münezzeh olan melekler, Cenab-ı Hakk ın yalnız emirlerini yaptıkları hâlde, bu mevzuda neden 27

28 itiraz etmişlerdir? İşte buradaki melekler, sâliklerin durumunu arzetmektedir. Her sâlik Rabbine karşı kurbiyet içindedir. Ne zaman içlerinden bir halife seçilse, hicapları açılmayan sâliklerin, halife seçilen kişinin yüceliklerini değil de, suret yönünü görmesi nedeniyle süflîyet vadisi olan nefsine düşerek itiraz eder. Bakara Suresinin 31. âyetinde Allah, Âdem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin dedi. (2-31) buyruluyor. Yani Cenab-ı Allah allemel esma olan bütün âlemlerin ismini Âdem in kalbine ilka etmiştir. Âdem, bütün esmaları ihata eder. Nur-i Muhammed ve esmayı Âdem sureti ile zahir oldu. Âdem dediğin el ayak baş değil. Âdem ruha denir, suret ile kaş değil Ten, et ve deridir ruh onun serveridir Hak sırrıdır ruhsuz beden hoş değil. Ahmet sen kendini Âdem sanma Âdem sendeki özdür, söz değil. 28

29 Hz. Muhammed (a.s.) mazhar-ı Zattır. Âdem ise mazhar-ı esmadır. Nur-i Muhammed in bu âleme zuhuru Âdem le olmuştur. Onun için, allemel esmanın talim edilmesi, Âdem in ruhundan zuhura gelmek demektir. Resûlullah efendimiz bir hadîslerinde Evvelü mâ halakallahu rûhi Allah evvelâ benim ruhumu yarattı buyuruyor. Resûlullah efendimizin küllî ruhu, on sekiz bin âlemde tecellî ederek esmalar aldı. İşte bu ruhu kendi vücud ülkesinde okuyabilenler, âlemlerin esmalarını da okumuş olurlar. Aslında ruh birdir. Parçalanma kabul etmez. Fakat tecellî ettiği mazharlarda esma alır. Bakara Suresinin 32. âyetinde Melekler, Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin dediler. (2-32) buyuruluyor. Çünkü melek durumunda olan bütün sâliklerin, ilme l-yakînlikleri onların şühud sahibi olduğunu göstermez. Âdemiyyet sırrı ruhun şühud zevki ile mümkün olacaktır. 29

30 Vücûdlarında âdemiyyet kemalâtsızlığının zuhuru şühud zevklerine sahip olmadıklarının bir ifadesidir. Allah ın Âlim ve herşeye lâyıkıyla hâkim olduğunu bilmeleriyle de teşbih etmişlerdir. Onun için daha evvel halifeliğe bizler de lâyıkız dercesine itiraz eden melekler, allemel esma hakkındaki bilgiyi Cenab-ı Hak isteyince zelîl ve hâkir olarak, mahcubiyetlerinden eksiklenerek Ya Rabbi senin bildirmediğin bir şeyi biz bilemeyiz. dediler. Bakara Suresinin 33. âyetinde Allah, şöyle dedi: Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle. Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi? dedi. (2-33) buyuruluyor. Çünkü Âdem, âdemiyyet sırrını kendi vücûd ülkesinde şühudla zevk etmiş idi. Bunu meleklere talim et denmedi. Çünkü siretteki şühud zevkleri lütf-u ilâhiyedir ve Cenab-ı Allah kimlere hikmet vermişse, onlara pek çok lütuflar ihsan eder. âyeti bunun delilidir. 30

31 Bundan sonra Bakara Suresinin 34. âyetinde Hani meleklere, Âdem için saygı ile eğilin demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu. (2-34) buyruluyor. Bu âyetteki meleklerin secde etmeleri, bedenimizin yerlere kadar eğilme secdesi değildir. Bu secde tâbilik ve teslimiyet secdesidir. Meleklerin hepsi tâbi olma ve teslimiyetlerini gösterdiler. Fakat İblis secde etmedi. Araf Suresi 12. âyetinde Allah, Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu? dedi. (O da) Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın dedi. (7-12) buyuruluyor. Ateş, yandıkça alevleri yükseldiği için, gurur ve kibri remzeder. Toprak ise alçakgönüllü olmayı, her şeyi yerine göre kabullenmeyi remzeder. Çünkü toprağa her ne atarsanız atın asla kabul etmiyorum demez. Buna binaen Araf Suresinin 13. âyetinde Allah, Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın dedi. (7-13) buyruldu. 31

32 Nefs olan kuvve-i vehimiye, ruhun aklı idrakini bilemez. Dolayısıyla da, Âdem in siretini değil, suretini gördüğü için zannındaki Allah a Ben senden başkasına secde etmem dedi. Çünkü Âdem deki varlığın, Hakk ın varlığı olduğunu bilemedi. İblis ezelden vahdet nuruna perdeli olduğu için, Cenab-ı Hak ona bu hasleti vermişti. Böylece İblis huzurdan kovulanlardan oldu. Âdem cennet-i âlâda bir zamana kadar yalnız başına yaşadı. Yalnızlıktan canı sıkılmaya başladı. Her ne kadar daimî zikirle Hak tan gayri bir şey görmüyorsa da bir arkadaş arzu ediyordu. Bir gün uykudan uyandığında, başı ucunda bir kadın gördü. Ona Sen kimsin? diye sordu. O da: Cenabı Hak beni sana hayat arkadaşı olarak verdi. dedi. Âdem de ona hayat sahibi olması nedeniyle Havva dedi. Araf Suresinin 19. âyetinde "Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz." (7-19) buyruldu. Âdem ile Havva bir zamana kadar bütün nimetlerden yiyerek cennette yaşadılar. 32

33 Tevhid cennetinden kovulan İblis ise boş durmuyordu. Araf Suresinin 14. âyetinde Şeytan dedi ki: Bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver. (7-14) buyrulduğu gibi İblis Rabbine yalvardı. Araf Suresinin 15. âyetine göre Allah da, Sen süre verilenlerdensin dedi. (7-15) mühlet verilenlerden oldu. Araf Suresinin 16. âyetine göre Şeytan dedi ki: Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım. (7-16) diyerek insanları saptırmak için yemin etti. Cenab-ı Allah da Âdem ile Havva yı Şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. diyerek ikaz etti. İblis doğru cennetin kapısına giderek içeriye girme formülleri aramaya başladı. Karşıdan yılan geliyordu. Ona Beni de cennete götür diye dilekte bulundu. O da Seni herkes cennette tanır. Ben seninle cennete gidemem dedi. İblis de Ben senin ağzının içerisine girerek, senden gerektiği şekilde oradakilere konuşurum. Beni görmedikleri için seni konuşuyor zannederler. Dolayısıyla beni ne görürler, ne de bilirler 33

34 dedi. Yılan da O zaman olur diyerek kabul etti. Böylece dünya ehli olan yılan ağzında, nefs-i emmâre olan İblis insanın vücûd ülkesinde, insanın cennetine girmiş olur. İblis doğruca Havva nın yanına giderek Araf Suresinin 20 ve 21. âyetlerinde belirtildiği şekilde Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. (7-20) Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim diye de onlara yemin etti. (7-21) onu kandırdı. Âdem ile Havva da yasak meyveyi yiyince Araf Suresinin 22. âyetinde anlatılan tablo ortaya çıktı. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab'leri onlara, Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye seslendi. (7-22) 34

35 Âdem Cenab-ı Hakk ın zatının, Havva da Cenab-ı Hakk ın sıfatının sembolüdür. Âdem akl-ı küll, Havva ise nefs-i küll tecellîsidir. Aklı temsil eden Âdem, nefsi temsil eden Havva ya ve Havva daki nefs-i emmârenin arzu ve isteklerine uydu. Dünya arzu ve isteklerini temsil eden yılanla, nefs-i emmâreyi temsil eden İblis birlikte hareket ederek nefs-i küll mazharı olan Havva yı tesir altına alıp akl-ı küllü temsil eden Âdem i de Havva ya uydurdular. Yılan dünya arzu ve istekleridir. Bu isteklerle birlikte akıl ve irâdenin emmâre nefse meyillenmesi, Âdem in yasak meyve olan benlik devresine girmesine vesile olur. Havva, Ben yedim hiçbir şey olmadı. dedi. Havva nın yediği hâlde bir şey olmaması demek aklın bir şeyi kabullenip, kalbin tasdik etmemesi demektir. Âdem e yedirmeden, onda değişiklik olması mümkün değildir. Zahirde bile bir kişi başka bir kişiyi öldürmek istese, onun bu isteği fiile dökülmediği müddetçe ceza görmez. Şühûd ve müşahede olmadan bir kişi ilimle Kendi varlığımı Hakk a verdim. 35

36 derse kendinde tecellî eden Allah ın vahdâniyet zuhurunu kendine nisbet ederek, ene demek suretiyle şirk işleyeceğinden cennetten çıkarılır. Zira Hakk a nisbet edebilmesi için şühûd ve müşahedesi olması lâzım idi. Olmadığı için, tevhid cennetinden çıkarılarak, süflîyet vâdisine geri dönmüş olur. Rableri onlara Ben ikinize de bu ağacı yasak etmedim mi? buyurdu. Onlar da Ey Rabbimiz nefsimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, muhakkak biz ziyan edenlerden oluruz. dediler. Bir kişi nefsin kötü sıfatlarından sakınıp, Hakk ın sıfatlarını zuhur ettiremezse, o zaman ziyan edenlerden olur. Dolayısıyla da tevhid cennetinden mahrum edilmek üzere çıkarılır. İşte bizler, Âdem gibi tevhid cennetinden çıkarılıp çıkarılmadığımızı anlamak için: 1- Vücudumuzla Hakk a taatımızın yaklaşımı, 2- Efâlde fenâ yaklaşımı, 3- Sıfatta fenâ yaklaşımı, 36

37 4- Zatta fenâ yaklaşımımızın nasıl olduğuna bakmalıyız. Bir mürşid-i kâmile giderek, fiziksel bedenimizi, nefsimizi, irade ve ruhumuzu Allah a teslim ederek, nefs tezkiyesi yapmadan bu saydıklarım bir kişide tecellî etmez. Taatımız, Hakk a boyun büküp teslimiyetimizi, teslimiyet ve kurbiyetimiz, kalbimizdeki huzur ve mutluluğumuzu, kalbimizdeki huzur da, ruhumuzdaki her tecellînin şühud zevkini meydana getirecektir. Yoksa süflîyet tecellîsi olan gaflet, kişiyi vehim ve hayal şeytanlarına dost yaparak nefsanî isteklerine tâbi kılar. Böyle kişiler kendilerini hidayet bulmuş kişiler olarak zannederler. Ne yazık ki yanlıştır. Zira vehim ve hayalin vücûd ülkesindeki sultanı zan iledir. Zan iki türlüdür: 1- Su-i zan (kötü zan) 2- Hüsn-ü zan (iyi zan) Bu zanların her ikisine de itibar edilmez. Zira hakikatte bunların değeri yoktur. Âdem (a.s.) e Araf Suresi 24. âyette Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak oradan 37

38 ininiz. Yerde sizin için, bir zamana kadar yerleşip kalmak ve yaşamak var. (7-24) buyruldu. Âdem Serendip adasına, Havva da Cidde ye indirildi. Âdem yetmiş sene Rabbine yalvarıp tevbe etti. Bakara Suresinin 37. âyetinde Âdem Rabbinden bir takım kelimeler aldı. O na yalvarıp tevbe etti. O da tevbesini kabul buyurdu. Çünkü tevbeyi çok çok kabul eden asıl esirgeyici odur. (2-37) buyrulmuştur. Yetmiş sene sonunda, Cenab-ı Hak yalvarmalarını kabul ederek, Âdem ile Havva yı Arafat ta birleştirdi. Sonra mânen nikâhları Müzdelife'de Hz. Muhammed (a.s.) tarafından kıyılmıştır. İşte günümüzde de, nefs terbiyesi görenler, kendi diye bildiği varlıklarının Hakk ın varlığı olduğunu idrak ettikten sonra, rûhullah mertebesinde Âdem in yaratılmasını zevk etmektedirler. Hakk ın zahir, halkın bâtın olduğu bu mertebede, kişi Havva ya, yani, nefsine uyarsa cennetten çıkarılır. Çünkü nefs yönünden Benim demiş olmaktadır. Bu sözü Âdem mazharından Benim diyen Cenab-ı Hak sa, o yasak meyveyi yemiş olmaz. Onun bu sözü kabul 38

39 gördüğü için, daha üst mertebeye ancak vuslatı olabilir. Âyet-i kerimede yasak meyveyi yemek olarak vasıflandırıldığına göre, Âdem in bu sözü kendisinin söylediği anlaşılmaktadır. İşte o zaman vehim, hayal gibi gaflet perdeleri kişinin şühudlarını yok edeceği için, o cemâlullah seyrini ona göstermeyecektir. Âdem le Havva nın senelerce tövbe etmeleri, bu hicâbların kaldırılması için, canla başla Hak yolunda çalışıp Muhammedîliğini idrak etmelerine kadar devam eder. Yedi sıfat-ı subûtiyesinden Hak ve hakikati şühud ettiğinde, Âdem, Muhammed yüzü suyu hürmetine affedilmiş olur. Hakk a ârifiyet mertebesi olan Arafat ta, Âdem ile Havva birleşerek Müzdelife'ye geldiler. Kesret âlemindeki sıfatlardan, ruhun tecellî etmesiyle Muhammedîlik zuhur eder. Böylece Âdem ile Havva nın nikâhları da Hz. Muhammed tarafından mânen kıyılmış olunur. Bir kişide, ruh ve sıfatlar vücûdda birleşip zuhura gelince, nasıl bir Muhammedî meydana gelirse, aynen onun gibi, ruh olan Âdem ile sıfat olan Havva da, bir vücûdda 39

40 kemalâtıyla zuhur ederse, o da Muhammedî olmuş olur. Her ikisinin birleşmesine, o vücûd vesile olduğu için, ona Muhammed bunların nikâhını kıydı denilir. Yoksa Hz. Muhammed in yaşadığı devir ile Âdem in yaşadığı devir, zahirde farklı zamanlardadır. Araf Suresinin 31. âyetinde Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. (7-31) sözü edilen, güzel ve temiz giyinmek, süslü elbiseler giyinmek, Cenab-ı Hakk a yaklaşırken, amellerde ihlâs, kurbiyette tam teslimiyet ve Cenab-ı Hakk ın rızasından başka, hiçbir şeyle kâim olmamak suretiyle Muhammed elbisesini giymek, yani şeriat elbisesini giymek anlamındadır. Cenab-ı Hak, Hak ve hakikati müşahede ederek yaşamamızı istiyor. Çünkü bu zevkler, kalbimizle tenzih, hissimizle teşbih yapılarak zevkimizde tevhid olarak yaşama hâlidir. İşte âdemiyyet budur. Cenab-ı Allah ın hüviyyet ve eniyyet yüzlerini kendi mazharında açığa çıkarıp, şerh edenler, âdemiyyetini kazanmış olurlar. 40

41 Mısrî Niyazi Hazretleri bir ilâhîsinde şöyle diyor: Hak yüzü insân yüzünden görünür, Zât-ı Rahmân şeklin insân eylemiş. İşte âdemiyyetini bulanlar bunlardır. Yoksa nefsanî sıfatlardan geçmeden, yalnız ilim ile âdemiyyetin sırlarına vâkıf olanlar, âdemiyyeti bulmuş değillerdir. Zira onlar tevhidin fenâ mertebelerinde ilme l yok olduklarını, bekâ mertebelerinde de Hakk ın sıfatlarını kendi süflî sıfatlarında gizleyerek hidayet bulduklarını zannederler. Zan ise vehmin başıdır, temelidir. Cenab-ı Hak cümlemize kulluğumuzu idrak etmek ve yaşamak için aşk versin, güç versin. Âdemiyyet sırrını yaşamayı nasip ve müyesser etsin. Âmin. 41

42 ÂHİRET ÂLEMİ Âhiret ne demektir? Âhir son, âhiret ise fiziksel dünya bedenimizin sonu olan âlem demektir. Bu dünyada insanın, et ve kemikten meydana gelmiş bir fiziki yönü, bir de dünya gözü ile görülmeyen lâtif, ruhsal yönü vardır. Âhirete intikal eden bir kişinin gözle görülen fiziksel bedeni topraktan geldiği için toprağa döner. Bu durumda biz o kişi için Öldü, âhirete intikal etti. diyoruz. Aslında insanın aslı olan ruh, vücut elbisesini dünyada kullanarak eskitmiştir. Halk olarak dünyadaki görüntüsü bitmiş, ruhun ise melekût, cebberrut ve lahut âlemleri olan âhiret yolculuğuna devam etmesi başlamıştır. Baba sulbü, anne sulbü ve dünya âlemlerinde giydiği maddi vücut elbiselerini bir daha giymemek için çıkaran ruh, âhiret âlemleri olan lâtif âlemlerde de lâtif bir elbise giyerek yoluna devam edecektir. Ruh lâtif olduğu için bölünme kabul etmez. Girdiği kaplarda şekil ve isim alır. Cemadattaki tecellîsinde ruh-i cemadî, nebatâttaki tecellîsinde ruh-i nebatî, 42

43 hayvanattaki tecellîsinde ruh-i hayvanî, insandaki tecellîsinde de ruh-i insan isimlerini alır. Ruh bir enerji veya bir hayat olduğu için, onu tecellî ettiği kapların renk ve şeklinde gördüğümüz için zaman dilimi terazisiyle tartmamız onu algılamamıza engel oluyor. Hâlbuki ruh zaman diliminin malı değil, an diliminin malıdır. Dolayısıyla bizler zaman dilimi içinde yaşadığımız için zaman dilimiyle gördüğümüz kaplara göre değerlendirme yapıyoruz. Cenab-ı Hak varlıkların içinde, her varlığı sevk ve idare ediyor. diyoruz. Aslında her varlık onun sonsuz deryasının içinde cüz olarak sevk ve idare edilmektedir. Yoksa bu varlıkların içinde Hakk ın mevcudiyeti değil, Hak deryasının içinde bu cüz varlıklar vardır. Bu cüz varlıkların kendilerine ait bir varlıkları da yoktur. O sonsuz derya, esma ve fiil âlemindeki halk diye bildiğimiz zahir kesret yüzünden ibarettir. Denizdeki dalgalar misali. 43

44 Dalgaların vücudu yoktur. Dalgalar denizden meydana gelmiştir. Â yân-ı sâbitede istidat ve kabiliyetleri nisbetinde insanlar kendilerine verilen akıl, fikir ve idrak gibi nimetleri kullanmaktadırlar. Dolayısıyla Resullah ın ahlak güzelliği, edep, iffet gibi yüceliklerine sahiptir. İşte bu seviyede Cenab-ı Hakk ın nur, ruh, akıl ve kalem tecellîlerine mazhar olmasıyla bu dünya âleminde de, âlem-i âhiret dediğimiz lâtif olan ruhsal yönümüzde de bu enerjinin dâimliği görülmektedir. İkilikteki dünya ehli bu lâtif enerjinin mevcudiyetini göremiyor, bilemiyor. Ârif olan Hak dostları zulmâni hicapları yırttığı için kişilerin âhiret yönünün enerji potansiyelini daha dünyada iken biliyor ve görüyorlar. Dünya ve âhiret her ne kadar ayrı ifade ediliyorsa da, aslında kendi vücut ülkesinde bütündür. Bedene dünya, ruhsal olan lâtif yönümüze de âhiret diyebiliriz. Lâtif olan ruh tarafımız, dünyada da, âhirette de bir değişikliğe uğramıyor. Yalnız irfaniyet ve kemalât hâline büründükçe, Hakk ın halk dediğimiz esma ve fiil âleminde o mazharın 44

45 ne durumda olduğu görülmektedir. Böylece ârifler âhireti dünyaya getirmiş ve görmüş olurlar. Yoksa toprağın altında veya gökte, bulutların üstünde bir âhiret yoktur. Dünya deryasının içinde bu cüz varlıklar denizin dalgaları gibi nasıl ayrı ayrı görünüyorsa, aynen onun gibi lâtif olan Cenab-ı Hakk ın vahdaniyet deryasında da bu cüz varlıklar lâtif elbiseleriyle yollarına devam ederler. Madde âleminin yolculuğu olan baba sulbü, anne sulbü ve dünya âlemini gördüğümüz için inkâr etmiyorsak, bizlerin göremediği fakat birçok Kur ân âyeti ile izah edilen ve bütün âriflerin de görüp izah ettiği âhiret âlemini inkâr etmek mümkün değildir. Âhiret âlemini zanda, hayalde yaratmak değil, bizzat bilerek ve görerek inanmak ve ona göre hareket etmek lâzımdır. Ehl-i tevhid Âdem (a.s.) ve Musa (a.s.) gibi peygamberleri tâ onların zamanına giderek değil bulunduğu zamana getirerek yaşantılarını ona göre düzenlerler. Aynen bunun gibi âhireti de dünyaya getirerek hesap ve soruların cevaplarını burada verirler. İnşallah bütün 45

46 kardeşlerimiz âhiret sorularının cevaplarını burada verirler. Âmin. ÂHİRETTE ŞEFAAT VAR MIDIR? Şefaat yardım, başkalarını faydalandırmak, mânâdaki vuslata vesîle olmak, Peygamber efendimizin veya kemalât sahiplerinin niyaz ve tasarruflarıyla insanların yüksek mertebelere ermeleri, Hz.Muhammed in nurundan bu gün de istifade etmek anlamlarına gelmektedir. Yardım edene de şefaatçı denir. On dört asır evvel fiziksel bedenle Peygamberimiz sağ iken, etrafındaki sahâbeye bizzat şefaatını yapmış, onların kurtuluşlarını sağlayarak ebedî saadetlerine vesîle olmuştur. Bir gün Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz kızı Fatma annemize Kızım! Babam peygamberdir diye güvenme. Bugün benden ne istifade edebilirsen et. Âhirette benden istifade edemezsin. 46

47 buyurmuşlardır. Günümüzde de Hz. Muhammed in yücelik hasletlerine sahip olanların dilinden mânen insanlara şefaat edilmektedir. Nisa Suresinin 85. âyetinde Kim güzel bir aracılık ederse,(şefaat ederse) ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah'ın her şeye gücü yeter. (4-85), Taha Suresinin 109. âyetinde O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez. (20-109) ve benzeri âyetlerde nebi ve velilerin mazharlarından şefaatı Hz. Muhammed yapıp durmaktadır. Zuhruf Suresinin 86. âyetinde O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek Hakk a şâhitlik edenler şefaat edebilirler. (43-86) ancak Hakk a şahitlik yapanların şefaat edebileceği diğerlerinin ise şefaat edemeyecekleri bildirilmiştir. Şahitlik, madde âleminin ve mânâ âleminin şahitliği olmak üzere iki türlüdür. 47

48 Madde âleminin şahitliği, dünya hayatında bir kişinin diğer bir kişiye yardımcı olması, onu faydalandırmasıdır. Mânâ âleminin şahitliği ise bütün sıfatlardan Cenab-ı Hakk ın cemâlinin tecellîlerini şühud etmektir. Ümmetime şefaatim haktır. hadîs-i şerifi gereğince el ulema verasetül enbiya yani peygamberin vârisi olanların mazharlarından iki cihan güneşi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz günümüzde şefaatını yapıp durmaktadır. Bunu bilenler bildi. Bilmeyenler ise hayallerinde, zanlarında bir Muhammed yaratarak Bildiğimiz, öğrendiğimiz gibi amel edelim de nasıl olsa yarın âhirette bize Hz. Muhammed şefaat edecektir. diye avunmaktadırlar. Çünkü insanlar âhiret hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir. Toprağın altında bir âhiret var zannındalar. Oysa ölüm bedenedir, ruha ölüm yoktur. Beden toprakta ifnâ olacaktır. O bedenin kendisine ait ilmi, gücü ve kudreti yoktur ki âhiret sorularına muhatap olsun. Ruhun sıfatları olan süflîyetteki nefsin hesabı, nefs tarafından verilip durmaktadır. Bu dünyada 48

49 iken madde âleminden, mânâ âlemine geçemeyenlerin bu dünyada da, âlem-i âhirette de ruhun sıfatları olan nefs tarafından hesapları verilmektedir. Madde âlemine dünya, mânâ âlemine ise âhiret denmektedir. İfade ederken ikilik gibi izah edilen bu hâl aslında birdir. Yeter ki algılamamız doğru olsun. Dünya, fizik bedenle ruhun bir olduğu âlem, âhiret ise fiziksel bedenimizin olmadığı, ruhumuzun olduğu lâtif bir ruhsal âlemdir. Vahdet âlemi olan ruhsal lâtif âlemin bütün ilim ve şühudlarını kâmillerimizden daha bu dünyada öğrenebilirsek ancak o zaman âhiret âlemindeki mutluluk ve cenneti elde edebiliriz. Dünyada tenceremize ne koyduysak âhirette kaşığımıza o çıkacaktır. Peygamber efendimizin liva-ül hamd bayrağı altında toplanmak, Kur ân-ı Kerîm ahkâmı ve sünnet-i seniye nurunun, ruhunun, aklının altında toplanmak demektir. Bugün bütün inananlar iki cihan serverinin liva-ül hamd bayrağı altında toplanmışlar, vuslatlarında Peygamber efendimizin 49

50 şefaatına nâil olmaktadırlar. Görenler görüp durmakta, görmeyenler de o gün gelecek diye bekleyip durmaktadırlar. Ey kardeşlerim! Allah gaybda olmadığı gibi, Hz. Muhammed de gaybda değildir. Hayalde bir Hak tahayyül edenler Hakk a ulaşamadıkları gibi, kendilerini Hz. Muhammed in ümmeti olarak göremeyeceklerdir. Aslında Cenab-ı Hak da, Muhammed de bilinen ve görünendir. Mısrî Niyâzî Hazretleri bir ilahîsinde bakın ne diyor: İşit Niyâzî nin sözün Bir nesne örtmez Hak yüzün Hak tan ayân bir nesne yok Gözsüzlere pinhân imiş İşte bizler de sevgili Peygamberimizin şefaatına nâil olmak istiyorsak, günümüzün kâmillerinden istifade etmeliyiz. Onları dinlerken, onların dilinden konuşanın bizzat Resulullah olduğunu hiç unutmamalıyız. Dünya âhiretin tarlasıdır. hadîs-i şerifi gereğince madde âlemi olan bu dünyada 50

51 iken, mürşid-i kâmillerin dilinden iki cihan serveri Hz. Muhammed (s.a.v.) efendimizin şefaatına nâil olduğumuzu bilelim. Böylece hem dünyadaki yaşantımızda, hem de âhiret yaşantımızda letafet âleminin mutluluk, saadet ve irfaniyet cennetine dâhil oluruz. Yoksa zannımızdaki bir âhiret âleminde şefaat yoktur. Mademki dünya âhiretin tarlasıdır, dünyada şefaatı görelim ki ahirette de şefaatın karşılığını görüp mutluluğa erelim. Dünyada şefaat göremez isek ahirette de şefaat göremeyiz. İsra Suresinin 72. âyetinde Kim bu dünyada körlük ettiyse ahirette de kördür, yolunu daha da şaşırmıştır. (17-72) buyruluyor. Dünyada el ulema verasetül enbiya olan peygamber vârislerinden bu gün şefaat görürsek, âhiret dediğimiz gönül âleminde de huzur ve mutluluk elde edilecektir. Ruh yönümüzün bâki olmasından dolayı öldükten sonra da, bedensel ibadet ve taatlarımızla elde edilen Allah ın emir ve yasaklarına uyma hâli devam edecektir. Zahirde herkesin yarattığı âhiret maddi vücut isbatı olmadığı için zanda ve hayalde kalmaktan öteye geçememektedir. Âhiretin lâtif vücut 51

52 elbisesinden haberdar olmayanlar hayale çıkmaktan kendilerini alamazlar. Ârifler ise âhirette lâtif elbiselerle hesaplarının nasıl verildiğini daha dünyada iken görmektedirler. Onun için toplumun nerede olduğunu bilmediği bir âhiret tabii ki vardır. ALLAH IN ZAT, SIFAT VE EFÂLİNİN ÜÇ BOYUTU VARDIR ZAT Cenab-ı Allah ın zatının bir mutlakiyet yönü, bir de izafi olan, sıfat ve esma aldıktan sonra varlıklarda cüz diye ifade edilen yönü vardır. Mutlakiyet yönüyle Allah zerreden kürreye bütün varlıklarda zatını ilan ettiği hâlde bu varlıkların hiç birine benzemediği için O na Sübhanallah (noksan sıfatlardan 52

53 münezzeh) deriz. Çünkü bu mertebede sıfat ve esma almamıştır. Tecellî etmesi henüz başlamamıştır. Onunla birlikte başka bir tecellî eden olmaması O nun zat-ı mutlak olduğunu göstermektedir. Sıfat ve esma aldığı andan itibaren, tecellî ettiği varlıklarda izafi olarak yani cüz olarak ifade edilir. Burada kişiye nisbet etme hâli vardır. O varlık ve kişilere zatınız veya varlığınız Allah a perde oluyor deriz. Bu ikinci yönüdür. Mutlak zat olan Allah birdir. O nun mülkünde O ndan başkası da yoktur. Zatını ilan etmek için, bilinmekliğini istediği için bütün sıfatlarda tecellî etti. Zat-ı mutlak olan Allah, tecellî ettiği sıfatlarda görünmeye başlayınca, o varlığın esmasıyla ifade edildi. Buna biz izafi zat veya cüz zatın tecellîsi diyoruz. Şu hâlde bir mutlakiyet zat yönü bir de mukayyet bir varlıkta tecellî ettiğinde esma aldığı için o sıfatta görünmesi yönüyle izafi zat yönü vardır diyoruz. Yani bir Hak yüzü bir de halk yüzü olmuş oluyor. İşte bu Hak ve halk yüzleri tevhid edildiğinde üçüncü boyut olan kemalât idrâkıyle, Hak ve halkın ayrı olmadığı, görünen mazharlar 53

54 yüzünden zatının vechinin şerhini ilan ettiğini anlarız. Ne zahir halk yüzünü ne de bâtın olan Hak yüzünü düşünerek hayale ve zanna çıkmayız. Cenab-ı Hakk ın tenzih ve teşbih yüzlerini tevhid ederek zerreden kürreye kadar O nu seyreder ve zevk ederiz. Cenab-ı Hak, zahir yüzüyle de, bâtın diye bildiğimiz hayal yüzüyle de zandan münezzehtir. SIFAT Cenab-ı Allah, zat-ı mutlakiyetinden rububiyet mertebesinde, sıfât ve esma almasıyla zuhura gelmiştir. Sıfatları iki yüzü ile değerlendiririz: Birinci yüzü sıfat-ı sübûtiye dediğimiz sâbit, yani değişmeyen sıfatlardır. Sâbit sıfatlar sekiz tanedir. Bunlar şunlardır: 54

55 1. Hayat (dirilik) 2. İlim (bilmek) 3. Sem' (işitmek) 4. Basar (görmek) 5. Kudret (gücü yetmek) 6. Kelâm (konuşmak) 7. İrâde (dilemek) 8. Tekvin (yaratmak) Bu değişmeyen, sâbit olan sıfatlar dâimî ve ebedîdir. Sâbit sıfatlar bizlerden evvel yaşayanlarda nasıl tecellî ettiyse ve bugün de tecellîsine devam ediyorsa bundan sonra da sonsuza dek devam edecektir. Bunlara Hakkiyete ait sıfatlar diyoruz. İkinci yüzü ise Cenab-ı Allah ın halkiyete ait sıfatlarıdır. Cenab-ı Allah ın cemadat, nebatât, hayvanat ve insanların yekûnunda tecellî eden ve mukayyet olan fâni yüzüdür. Bu varlıklar fâni oldukları için, daima tebdilâta uğradıklarından sıfat ve esmaları devam etmemektedir. Ahmet, Mehmet, Ali ismindeki kişilerin fâni olup bir süre yaşayıp ölmeleri gibi 55

56 İşte Hakkiyete ait sâbit sıfatların ve halkiyete ait fâni olan sıfatların istidat ve kabiliyetler nisbetinde zuhurunu tenzih, teşbih ve üçüncü boyut olan tevhid boyutuyla zevk ederiz. EFÂL Cenab-ı Allah, zatından sıfatına, sıfatından da fiillerine tecellî ederek zuhura gelmiştir. Fâil yani işi yapan, fiili işleyen bir olmasına rağmen fiil çoktur. Onun için Cenab-ı Allah fiilleriyle zahir görülmektedir. Çünkü bütün varlıkların yaratılması yani gizlilikten zahir olması nasıl bir fiilullah olayı ise, her bir sıfatın istidat ve yaratılma yerinde, emir ve yasaklara uyma hâli de onun fiilidir. Fiillerin üç boyutlu tecellîsi vardır. Bir boyutu tek olan fâil boyutudur. Diğer boyutu sıfatların istidat ve kabiliyetine göre görünme boyutudur. Çünkü fiiller sıfatlardan zuhur eder. Üçüncüsü de fâil, fiil ve cibilliyet birliğinin idrakı olan tevhid boyutudur. 56

57 Âdem ve bütün insanların yaratılması bir fiilullahtır. Zira bir şey meydana gelecekse, mutlaka bir fiille zuhura gelir. Bu değişmez, sabit yönüdür. Bir de sıfatların istidat ve kabiliyetlerine göre, yaşamları içinde icraat ve hâlleridir. Bir cereyanı (elektrik) düşünelim. Cereyanda her hangi bir icraat göremezsiniz. Ama cereyan ne zaman elektrikle çalışan bir alete ulaşırsa o aletten fiilini gördüğümüz gibi icraatını da görürüz. Ampul ışık verir, buzdolabı soğutur, elektrik sobası ısıtır Suyun rengi olmadığı hâlde girdiği kabın renginde görünür. Bunun gibi fâilin de rengi yoktur. Sıfatın istidadına göre fiillerin çokluğu vardır. Nisa Suresinin 79. âyetinde Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. (4-79) buyrulmaktadır. Âyette iyi bir şeyin zuhurunu Allah tan, kötü bir şeyin zuhurunu ise nefsimizden bilmemiz gerektiği söyleniyor. Mutlak zatın, bizlerde siret yönüyle sıfatımızdan, sıfatımızdan da fâilliği ile fiilleriyle açığa çıktığını 57

TEVHİD RİSALESİ VE İLAHİLER

TEVHİD RİSALESİ VE İLAHİLER TEVHİD RİSALESİ VE İLAHİLER Ahmet ARSLAN SALİHLİ 2009 İnternet adresi www.tevhidderyasi.com Msn adresi: ahmet_efd@hotmail.com Kitap isteme adresi Ahmet ARSLAN Tel: 0236 714 79 44 Ö N S Ö Z Rahman ve rahim

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

MUHABBETNÂME 2.BASKI. Ahmet ARSLAN

MUHABBETNÂME 2.BASKI. Ahmet ARSLAN MUHABBETNÂME 2.BASKI Ahmet ARSLAN Salihli 2012 1 Bu kitabın tüm yayın hakları yazarına aittir. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında tüm alıntılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları sözleşmesi

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. SÛRELERİMİZİ tefekkürle ÖĞRENİYORUZ 1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. Benim adım Eûzü. İsmimin anlamı Sığınırım, yardım isterim. Bir tehlike ile karşılaştığınızda güvenilir

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

Created by Simpo PDF Creator Pro (unregistered version) http://www.simpopdf.com

Created by Simpo PDF Creator Pro (unregistered version) http://www.simpopdf.com İÇİNDEKİLER 1 - İNSANIN KENDİSİNİ OKUMASI 2 - NEFS-NEFİS-NEFES NE DEMEKTİR 3 - ZİKİR NEDİR 4 - ÂDEM RİSALESİ AÇIKLAMASI 5 - ALLAH'IN İNSANDAKİ ZUHURU 6 - BU KAİNATIN ASLI BİR NOKTADIR 7 - MUSA A.S'IN ŞUAYP

Detaylı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Şeyh den meded istemek caizmidir? Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Şeyh den meded istemek caizmidir? Şeyh Eşref Efendi Esselamaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Hazihis Salatu tazimen bi hakkike ya Seyyiduna

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Her tür meyvelerden yemelerini fakat bir ağaca dokunmama-larını söyledi ve onları İblis in fitnesinden sakındırdı.

Her tür meyvelerden yemelerini fakat bir ağaca dokunmama-larını söyledi ve onları İblis in fitnesinden sakındırdı. CENNETTEN ÇIKARILIŞ Allah'u Teala Adem (Aleyhisselam) ile Hazreti Havva yı cennette yaşatıp onlara türlü türlü ikramlarda bulundu. Her tür meyvelerden yemelerini fakat bir ağaca dokunmama-larını söyledi

Detaylı

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

Kur ân da Dua Ayetleri

Kur ân da Dua Ayetleri Kur ân da Dua Ayetleri (1) Bizi doğru yola ilet; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. (Fatiha Suresi 6-7) (2) (Musa) Cahillerden olmaktan Allah a sığınırım

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız. Sual: Kur'an harflerini yazmanın maddi sırları var mıdır? Bazı rivayetlerde, Kur'an harfi ile yazılmış olan dua, ayet gibi kıymetli şeyleri yazmak, üzerinde taşımak veya okumaktan bahs ediliyor Bunları

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan Question Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi Dr.İbrahimiyan Answer: Kur an-ı Kerim; aziz ve hekim Allah ın, aziz ve alîm Allah ın, diri ve yarattıklarını tedbîr eden Allah ın, rahman ve rahim Allah ın,

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

Herkes bir arayış içinde

Herkes bir arayış içinde Euzubillahimineşşeytananirracim Bismillahirrahmanirrahim Herkes bir arayış içinde Ayberk Efendi Berlin 2oo8 La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya Şeyh Nazım

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak   dersek h 6. olarak sadaka verme. M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI lar aha beteri dir... 1. -3-5 veya 7 2. Y 3. : me sem. 1 (B bir olmaz) 4. a bakarak " " 5. sek, dersek h 6. olarak sadaka verme. 2 3 k, iyilik yapmak, anaya -

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Otur, hanım otur. Allah aşkına bir otur. Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Allah aşkına bir otur hanım. Sabahtan beri dolaşmaktan ayaklarımın

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir 8. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!..

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) Ben seni sevdiğim için eğer bahâ derler ise İki cihân mülkün verem dahı bahâsı yetmeye (Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) İki cihân

Detaylı

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i Imran suresi, 85) Icindekiler - Bu dine neden Islam

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

"Ey insanoğlu, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun" (Nisa Süresi :1)

Ey insanoğlu, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun (Nisa Süresi :1) Bu konuda üç görüş vardır? 1- Hz. Havva, Hz. Adem'in Kaburga Kemiğinden Yaratıldı Hz. Havva'nın yaradılışı kur'an-ı Kerim'de şöyle geçer: "Ey insanoğlu, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı KUR AN A GÖRE CİN ve ŞEYTAN Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı KUR AN A GÖRE CİN ve ŞEYTAN Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı KUR AN A GÖRE CİN ve ŞEYTAN Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Kur an a Göre Cin «Gözümle görmediğime inanmam» sözü yanlıştır. Bir şeyin varlığını kabul etmek için onun mutlaka görülmesi gerekmez.

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez. Ders : 8 Konu : SALiH AMEL Amel kelimesi, sevap veya günahla karşılık bulan her türlü iş, çalışma ve fiil demektir. Kur ân-ı Kerim ve hadisi Şeriflerde daha çok emir, yasak ve tavsiyeler anlamında olup,

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN الا يمان باالله تعا ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 الا يمان باالله تعا» باللغة ال ية «بن مسلم شاه مد مراجعة: أم نبيل 2009-1430 2 Allah Teâlâ'ya

Detaylı

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz? Sorularlarisale.com Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz? Üstadımız bu Yedinci Hakikat'te, ism-i Hafîz in tecellisiyle ahirete bir pencere açmıştır. Bizler yine meseleyi özetleyerek

Detaylı

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak «Rabbim beni terbiye etti, terbiyemi de güzel kıldı.» (Hadis-i Şerif, Kenz ül- Ummal) Allah, edebin her çeşidini Hz. Muhammed (sav) de bir araya getirmiş ve bizlere örnek

Detaylı

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK ve YAYIN NO: 266 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar tashih: Suat Ünsal bask, cilt: Vesta Ofset tel: 0 212 445 72 52 Mahmutbey

Detaylı

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir Bismillahirrahmanirrahim Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir Şeyh Eşref Efendi Berlin, 20.03.2009 Euzubillahiminesseytanirracim Bismillahirrahmanirrahim La havle vela kuvvete illabillahil aliyyül

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz...

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... ORTAOKUL 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI ORTAOKUL 8. Sınıf TEOG Sınavına H A ZI R LI K Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz... R Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi I. TEOG Deneme Sınavı 8.

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır. 45. MEKTUP MEVZUU : a) Şeyhinin vefatından sonra, Haniganın fukarasına (tekkenin dervişlerine) zahirî destek olması dolayısı ile teşekkür izharı.. b) Camiiyet-i İnsan (insanda her şeyin var olması) onun

Detaylı

Havari YUHANNA'NIN. 1.Mektubu

Havari YUHANNA'NIN. 1.Mektubu Havari YUHANNA'NIN.Mektubu Başlangıçtan beri var olanı, Hayat Kelâmı'nı size ilan ediyoruz. O'nu işittik, gözlerimizle gördük, seyredip ellerimizle dokunduk. 2 Çünkü Hayat Olan açıkça göründü. O'nu gördük

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN 2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN VAİZİN TARİHİ GÜNÜ VAKTİ ADI SOYADI ÜNVANI GÖREV YAPACAĞI YER KONUSU 1.01.2016 Cuma Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Mermerler Camii SORUMLU

Detaylı

İşlerimizde Doğruyu Bulabilmek Cumartesi, 12 Eylül :56

İşlerimizde Doğruyu Bulabilmek Cumartesi, 12 Eylül :56 Bereketi bol bir ayda bulunuyoruz. Biz Müslümanlar için Ramazan ayı, mübarek gece ve günler birer fırsat olmalı. Bu vesilelerle dağarcığımızı biraz daha doldurmalıyız. (Ey müminler Ahiret için) Azık edinin.

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. 122.EY İSRAİLOĞULLARI! Size lütfettiğim o nimetleri hatırlayın (bir zamanlar) sizin diğer

Detaylı

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ. Kovulmuş şeytandan Allah a sığınırım,

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ. Kovulmuş şeytandan Allah a sığınırım, 14. İHSAN SOHBETİ KONU : İSTİAZE VE BESMELE Kovulmuş şeytandan Allah a sığınırım, Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla Kur ân okuduğun vakit evvelâ kovulmuş şeytandan Allah a sığın 1 İSTİÂZE (EÛZÜ) NE

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN ا لر ح م ن الر ح يم ٣ O; özünde merhametli, işinde merhametlidir. Rahmetin sonsuz kaynağı, Özünde sonsuz rahmet sahibi olan. Rahman Kimdir?

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ Haftasonu müzakeresine davetlisiniz HERKESİN ENESİ AYNI MI _MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ SUAL: *PEKİ MEYVELERİN ÇEKİRDEKLERİ BİRBİRİYLE AYNI MI?* MÜZAKEREDE FARKLI FARKLI

Detaylı