MİNE MATRİS PROTEİNİ ve KALSİYUM HİDROKSİT ile YAPILAN VİTAL PULPA GİRİŞİMLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK ARAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MİNE MATRİS PROTEİNİ ve KALSİYUM HİDROKSİT ile YAPILAN VİTAL PULPA GİRİŞİMLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK ARAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T. C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MİNE MATRİS PROTEİNİ ve KALSİYUM HİDROKSİT ile YAPILAN VİTAL PULPA GİRİŞİMLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK ARAŞTIRILMASI Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Programı Doktora Tezi Dişhekimi Özlem ERTÜRK DANIŞMAN Doç. Dr. Hüseyin TEZEL İZMİR 2007

2 DEĞERLENDİRME KURULU ÜYELERİ Adı Soyadı: Dt. Özlem Ertürk İmza Başkan : Doç. Dr. Hüseyin TEZEL (Danışman) Üye : Prof. Dr. Ferit ÖZATA.. Üye : Prof. Dr. Ece EDEN Üye : Prof. Dr. Fatma KORAY Üye : Prof. Dr. Müge TUNÇYÜREK Doktora Tezinin kabul edildiği tarih:

3

4 ÖNSÖZ Doktora konusunun belirlenmesinde ve tezimin hazırlanmasında değerli fikirleriyle bana yol gösteren, başta doktora danışmanım Sayın Doç. Dr. Hüseyin Tezel e, çalışmamızın genel anestezi aşamasında emeği geçen Sayın Veteriner Hekim Muhittin Yalçın ve eşi Sayın Hemşire Elfide Yalçın, çalışma günü tüm yardımlarından dolayı Şenay Karaçay a, Dt. Hande Dalgar a, Dt. Musani Franko ya, solüsyonların hazırlanması esnasındaki katkılarından Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Özlem Söğüt e ve asistanı Görkem Yalçın a, histolojik kesitlerin hazırlanması esnasında yardımlarını esirgemeyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı çalışanlarına ve Süleyman Tosun a, histolojik kesitlerin fotoğraflanması ve yorumlanması esnasındaki değerli katkılarından dolayı Sayın Uzman Doktor Murat Sezak a, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Müge Tunçyürek e, Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. M. Kemal Çalışkan a, Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Konservatif Diş Tedavisi B. D. Başkanı Sayın Prof. Dr. Ferit Özata ya, Pedodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ece Eden e, Anabilim Dalımızda görevli Değerli Hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. İstatistiksel değerlendirmelerindeki katkılarından dolayı E. Ü. Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet N. Orman a ve Yrd. Doç. Dr. Timur Köse ye ve araştırmamızın yapılması için maddi imkan sağlayan E.Ü. Rektörlüğü Araştırma Fonu na teşekkürü borç bilirim. Ayrıca her zaman yanımda olan ve bana sonsuz destek veren eşime ve ikizlerime, bugünlere gelebilmem için büyük özveriler göstermiş olan anneme, babama ve tüm aileme sonsuz teşekkür ederim. İzmir- 25 Eylül 2007 Dt. Özlem ERTÜRK i

5 İÇİNDEKİLER SAYFA RESİM DİZİNİ TABLO DİZİNİ vii xii BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Genel Bilgiler Dentin-Pulpa Dokusunun Yapısı ve Fonksiyonu Pulpa Dokusunun Yapısı ve Fonksiyonu Pulpanın Histolojik Yapısı Odontoblast Tabakası Odontoblast Hücresi Odontoblast Biyolojisi: Kökeni ve Odontoblastların Farklılaşması Odontoblastların Farklılaşmasında Bio-aktif Molekülerin Rolü Odontoblast Benzeri Hücreler Hücreden Fakir Tabaka (Weil Tabakası) Hücreden Zengin Tabaka Fibroblastlar ve Farklılaşmamış Mezenşim Hücreleri Makrofaj Dentritik Hücre 11 ii

6 Lenfositler Mast Hücresi Pulpanın Bağ Dokusu Pulpanın Sinir Yapısı Pulpanın Vasküler Yapısı Pulpanın Histopatolojisi Pulpanın Dejeneratif Değişimleri Dentin Dokusunun Yapısı ve Fonksiyonu Primer Dentinogenezis ve Primer Dentin Sekonder Dentinogenezis ve Sekonder Dentin Tersiyer Dentinogenezis ve Tersiyer Dentin Tamir Dentinogenezis ve Tamir Dentini TGF-β ların Tamir Dentinogenezisindeki Rolü Dentin Köprüsünün Oluşumu ve Kalitesi Vital Pulpa Tedavileri Endikasyonları Kontraendikasyonları Vital Pulpa Tedavilerinde Başarıyı Etkileyen Faktörler Perforasyon Büyüklüğü Perforasyon Bölgesinin Konumu Bakteri Kontaminasyonu ve Mikrosızıntı Kanamanın Kontrol Altına Alınması Dentin Talaşları Pulpanın Yaşı ve Durumu Pulpal Açılımın Etiyolojisi 31 iii

7 Kuafaj Maddesinin Seçimi İyatrojenik Faktörler Sistemik Faktörler Vital Pulpa Tedavilerinde Kullanılan Maddeler Kalsiyum Hidroksit Kullanım Şekilleri Sertleşen Kalsiyum Hidroksit Formülleri Kalsiyum Hidroksitin Etki Mekanizması Matris Oluşumu ve Matrisin Kireçlenmesi Dentin Köprüsü Matrisin Oluşumu ve Kireçlenmesinde Ca 2+ Rolü Oluşturulan Doku Nekrozunun Rolü Cerrahi Travmanın Etkisi Mine Matris Proteinleri Mine Matris Proteinlerinin Tarihsel Gelişimi Amelogenezis Mine Matris Proteinleri Türleri Amelogenin Ameloblastin (Amelin /Sheathlin) Diğer Mine Matris Elemanları Ticari Ürün: Emdogain Jel Propilen Glikol Aljinat Emdogain Jel in Çökelme Mekanizması Emdogain Jel in Periodontolojide Etki Mekanizması Emdogain Jel in Vital Pulpa Tedavilerinde Etki iv

8 Mekanizması Emdogain Jel in Sağlık Açısından Güvenirliliği Emdogain Jel in Gelişimi Dolgu Maddelerinin Pulpa Üzerine Etkisi Çinko Oksit Öjenol Amalgam Görüntü Analiz Sistemleri (İmage Analysis) 63 BÖLÜM II GEREÇ ve YÖNTEM BÖLÜM III BULGULAR 3.1. Kontrol Grubu ( A Grubu) Kalsiyum Hidroksit Grubu (B Grubu) Birinci Haftanın Histopatolojik Bulguları İkinci Haftanın Histopatolojik Bulguları Üçüncü Haftanın Histopatolojik Bulguları Dördüncü Haftanın Histopatolojik Bulguları Sekizinci Haftanın Histopatolojik Bulguları Emdogain Jel Grubu (C Grubu) Birinci Haftanın Histopatolojik Bulguları İkinci Haftanın Histopatolojik Bulguları Üçüncü Haftanın Histopatolojik Bulguları Dördüncü Haftanın Histopatolojik Bulguları 114 v

9 Sekizinci Haftanın Histopatolojik Bulguları Dördüncü ve Sekizinci Haftaya Ait Köprü Ölçümleri 124 BÖLÜM IV TARTIŞMA BÖLÜM V SONUÇ ÖZET 167 SUMMARY 169 KAYNAKLAR 171 ÖZGEÇMİŞ 202 EKLER Ek Ek Ek Ek vi

10 RESİM DİZİNİ RESİM SAYFA Resim 1. Emdogain jel (Biora AB, Malmö, İsveç) 56 Resim 2. Emdogain jel in kök yüzeylerindeki etki mekanizması. 59 Resim 3. Kuzuların Numaralandırılması. 65 Resim 4. Citanest-Octapressin %3 (Eczacıbaşı, İstanbul) ile lokal anestezi uygulaması. 66 Resim 5. Çalışmada kullanılan çalışma aletleri. 66 Resim 6. Çalışmada kullanılan çalışma aletleri. 67 Resim 7. Pulpasına giriş sağlanmış kuzu alt süt keser dişler. 67 Resim 8 Çalışmada kullanılan Emdogain jel örnekleri. 68 Resim 9. Pulpa yüzeyine uygulanan pulpa örtüleme ajanları. 69 Resim 10. Çinko oksit öjenol (Kemdent, Associated Dental Products, İngiltere) kaide. 69 Resim 11. Amalgam Restorasyon (Cavex Avalloy, Hollanda). 69 Resim ml %10 luk formaldehite (Merck, Almanya) konulmuş bir diş. 71 Resim 13. Leica ASP 300 otomatik takip cihazı (Leica Instruments GmbH, Almanya). 72 Resim 14. Shandon Histocentre 2 cihazı (Thermo Shandon, İngiltere). 72 Resim 15. Leica RM 2145 (Leica Instruments GmbH, Almanya) mikrotom cihazı. 73 Resim 16. Etüv (Heraeus Hanau, Almanya). 74 Resim 17. Shandon Varistain 24/4 (Life Sciences Int, İngiltere). 74 Resim 18. Preparatların lamel ile kapatılması. 75 vii

11 Resim 19. Olympus BX52 ışık mikroskobu (Minneapolis, A.B.D.) ve mikroskoba bağlı bir kamera (Olympus Camedia C5060WZ, A.B.D.). 75 Resim 20. AxioVision LE software programı 77 Resim 21. x2 büyütmede uzunluğu 1cm olan mikrometre üzerinde µm cinsinden yapılan ölçüm. 78 Resim 22. Gerçek uzunluğu 1 cm olan mikrometrenin x 4 büyütme altındaki görüntüsü. 78 Resim 23. AxioVision LE Rel. 4.2 kullanılarak yapılan kalınlık ölçümüne ait bir fotoğraf. 79 Resim 24. AxioVision LE Rel. 4.2 kullanılarak yapılan bir alan ölçümüne ait fotoğraf. 80 Resim 25. Kontrol grubuna ait 48 nolu örneğin koroner kesiti. 81 Resim 26. Kontrol grubuna ait 36 nolu örneğin orta üçlü kesiti. 82 Resim 27. Kontrol grubuna ait 36 nolu örneğin apikal kesiti. 82 Resim 28. Birinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 41 nolu örneğin koroner kesiti. 84 Resim 29. Birinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 40 nolu örneğin koroner kesiti. 84 Resim 30. Birinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 46 nolu örneğin koroner kesiti. 85 Resim 31. Birinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 47 nolu örneğin koroner kesiti. 85 Resim 32. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 5 nolu örneğin koroner kesiti. 87 Resim 33. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 53 nolu örneğin koroner kesiti. 87 Resim 34. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 4 nolu örneğin koroner kesiti. 88 Resim 35. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 52 nolu örneğin koroner kesiti. 88 Resim 36. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 53 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 89 Resim 37. İkinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 4 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 89 viii

12 Resim 38. Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait restorasyonu düşmüş olan 10 nolu örneğin koroner kesiti. 90 Resim 39. Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait restorasyonu düşmüş olan 11 nolu örneğin koroner kesiti. 91 Resim 40. Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 58 nolu örneğin koroner kesiti. 92 Resim 41. Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 59 nolu örneğin koroner kesiti. 92 Resim 42. Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 10 nolu örneğin koroner kesiti. 93 Resim 43 Üçüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 11 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 94 Resim 44. Dördüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 16 nolu örneğin koroner kesiti. 95 Resim 45. Dördüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 17 nolu örneğin koroner kesiti. 95 Resim 46. Dördüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 22 nolu örneğin koroner kesiti. 96 Resim 47. Dördüncü hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 23 nolu örneğin koroner kesiti. 96 Resim 48. Sekizinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 28 nolu örneğin koroner kesiti. 98 Resim 49. Sekizinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 29 nolu örneğin koroner kesiti. 98 Resim 50. Sekizinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 34 nolu örneğin koroner kesiti. 99 Resim 51. Sekizinci hafta kalsiyum hidroksit grubuna ait 35 nolu örneğin koroner kesiti. 99 Resim 52. Birinci hafta Emdogain grubuna ait 38 nolu örneğin koroner kesiti. 102 Resim 53. Birinci hafta Emdogain grubuna ait 39 nolu örneğin koroner kesiti. 103 Resim 54. Birinci hafta Emdogain grubuna ait 44 nolu örneğin koroner kesiti. 103 Resim 55. İkinci hafta Emdogain grubuna ait 51 nolu örneğin koroner kesiti. 104 Resim 56. İkinci hafta Emdogain grubuna ait 2 nolu örneğin koroner kesiti. 105 Resim 57. İkinci hafta Emdogain grubuna ait 50 nolu örneğin koroner kesiti. 106 Resim 58. İkinci hafta Emdogain grubuna ait 3 nolu örneğin koroner kesiti. 106 Resim 59. İkinci hafta Emdogain grubuna ait 2 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 108 ix

13 Resim 60. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 57 nolu örneğin koroner kesiti. 109 Resim 61. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait dolgusu düşmüş 8 nolu örneğin koroner kesiti. 110 Resim 62. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait dolgusu düşmüş 9 nolu örneğin koroner kesiti. 110 Resim 63. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 56 nolu örneğin koroner kesiti. 111 Resim 64. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 57 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 112 Resim 65. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 8 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 112 Resim 66. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 9 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 113 Resim 67. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 9 nolu örnekte bakteri kolonizasyonu (B) izlenmektedir. 113 Resim 68. Üçüncü hafta Emdogain grubuna ait 56 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 114 Resim 69. Dördüncü hafta Emdogain grubuna ait 21 nolu örneğin koroner bölgesinden bir kesit. 115 Resim 70. Dördüncü hafta Emdogain grubuna ait 15 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 116 Resim 71. Dördüncü hafta Emdogain grubuna ait 14 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 117 Resim 72. Sekizinci hafta Emdogain grubuna ait 27 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 118 x

14 Resim 73. Sekizinci hafta Emdogain grubuna ait 32 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 119 Resim 74. Sekizinci hafta Emdogain grubuna ait 33 nolu örneğin koroner pulpasından bir kesit. 120 Resim 75. Sekizinci hafta Emdogain grubuna ait 27 nolu örneğin koroner pulpasında orta şiddette bir yangısal yanıt (Y) izlenmektedir. 121 xi

15 TABLO DİZİNİ TABLO SAYFA Tablo 1. Çalışma grubuna dahil edilen kuzu dişlerinin çalışma gruplarına göre dağılımı. 70 Tablo 2. Kuzu Dişlerin Numaralandırılması. 70 Tablo 3. Emdogain jel grubunda oluşan dentin köprüsü kalınlıklarına ait ortalama ve standart sapma değerleri (µm). 124 Tablo 4. Kalsiyum hidroksit grubunda oluşan dentin köprüsü kalınlıklarına ait ortalama ve standart sapma değerleri (µm). 125 Tablo 5. Emdogain jel ve kalsiyum hidroksit gruplarına ait alan ölçümlerin ortalama ve standart sapma değerleri (µm 2 ). 126 Tablo 6. Emdogain jel grubuna ait ortalama kalınlık (µm) ve alan değerleri (µm 2 )(± SS). 127 Tablo 7. Kalsiyum hidroksit grubuna ait ortalama kalınlık (µm) ve alan değerleri (µm 2 )(± SS). 127 xii

16

17 BÖLÜM I GİRİŞ Vital pulpa tedavileri; pulpayı bakterilerin toksik etkilerinden, kimyasal, mekanik ve termal etkilerinden koruyan, ve pulpa yaralanmasını azaltan tüm tedavileri kapsamaktadır. Vital pulpa tedavilerinde açılmış olan pulpa yüzeyine koruyucu bir madde uygulanmaktadır. Vital pulpa tedavilerindeki amaç, dönüşümlü pulpa yaralanmalarını tedavi ederek, pulpayı uygun bir madde ile örtmek ve tamir dentin oluşumunu tetiklemektir. Böylece pulpanın kendini iyileştirmesi, canlılığını ve fonksiyonunu sürdürmesi hedeflenmektedir (262). Pulpanın tedavisi sonucunda, yüzeyde yeni bir sert doku oluşumu izlenmelidir ve bu doku, pulpanın yüzeyini tam olarak örtmelidir. Dentin köprüsü oluşturmak ve pulpanın vitalitesinin devamını sağlamak amacıyla çeşitli osteojenik ve klinikte uygulanan restoratif maddeler kullanılmıştır (54, 64, 102, 125, 129, 185, 210, 236, 248, 256). Kalsiyum hidroksit geçmişten günümüze en sık uygulanan vital pulpa ajanıdır ve bu konuda yeni bir madde deneneceği zaman, en çok kullanılan kontrol maddesi olmuştur (54, 82, 130, 256). Son yıllarda pulpa fizyolojisi ve biyolojisi hakkında edilen yeni bilgilerle, tedavi yaklaşımlarında değişiklikler olmaya başlamıştır. Konu ile ilgili birçok alanda yürütülen araştırmalardaki amaç, doğadaki oluş şekillerinin açıklanmasıdır. Böylece doku yaralanmalarında veya kayıplarında aynı çalışma yolları uyarılarak ilgili dokuların iyileştirilmesi veya tamir olması hedeflenmektedir. Buna Biyomimetik adı verilmektedir.

18 Biyomimetik, doğanın mekanik olarak kopyalanması anlamına gelmektedir. Bu yönelim aynı zamanda yeni bir bilim dalı doğurmuştur. Doğadaki canlılardan taklit anlamına gelen ve özellikle son dönemlerde teknoloji dünyasında adından sıkça söz edilen bu bilim dalı, insanlara önemli ufuklar açmıştır. Günümüzde de dişhekimliğini ilgilendiren araştırmaların bir kısmı, dişin gelişimi esnasında görülen ve pulpa hücrelerinin odontoblast hücrelerine farklılaşmasına neden olan uyarıcı epitel-mezenşim etkileşimlerini açıklamaya çalışmaktadır (1, 98). Araştırmalar, dişin embriyolojik gelişimi esnasında salgılanan çeşitli büyüme faktörlerinin ve ekstrasellüler matris moleküllerinin, tekrardan çürük ve dişsel yaralanmalarda, salgılandığını bildirmiştir (228, 262). Amelogenin, mine dokusunun temel proteinlerindendir. Embriyolojik dönemde, minenin oluşumu esnasında, salgılanan mine matris proteinlerinin %90 ına yakınını amelogenin proteini oluşturmaktadır (66). Ayrıca amelogenin proteininin odontoblastların son farklılaşma aşamasında ve dentinogenezis esnasında etkili olduğu (192), odontoblastların amelogenin proteinini aktif olarak sentezlediği ve salgıladığı bildirilmiştir (276). Günümüzde mine matris proteinleri, ticari şekli ile Emdogain jel (Biora AB, Malmö, İsveç), ileri periodontotitis vakalarında periodontal ligamentin rejenerasyonu ve sementogenez için gerekli olan mezenşim hücre farklılaşmasını uyarmak için kullanılmaktadır (94, 198). Mine matris proteinlerinin, normal odontogenezi taklit eden işlemlere neden olduğu görülmektedir. Mine matris makromoleküllerin, bu işlemleri kontrol eden ve yönlendiren karşılıklı ektoderm-mezenşim sinyallerine ve hücre-matris etkileşimlerine katıldıkları düşünülmektedir (86, 87, 101, 150). Bu çalışmanın amacı, kalsiyum hidroksit yoluyla uyarılan çalışma yollarından farklı, dişin gelişimi esnasında epitel-mezenşim etkileşimlerinde etkili iyileşme mekanizmalarını, 2

19 mine ve dentin oluşumunda rolü olduğu düşünülen amelogenin proteini (ticari şekli ile Emdogain jel) ile uyarmak ve sonucunda gelişen dentin köprüsünü ve pulpada gözlenen değişiklikleri karşılaştırarak incelemektir. 3

20 1.1. Genel Bilgiler Dentin-Pulpa Dokularının Yapısı ve Fonksiyonu Pulpa ve dentin dokusu, yapı ve içerik olarak farklılıklar göstermektedir. Ancak fizyolojik ve patolojik reaksiyonlar açısından bakıldığında, bir dokuyu ilgilendiren bir olay diğer dokuyu da etkilemektedir. Embriyonik kökenleri aynı olup yaşamları boyunca sıkı ilişkileri ömür boyu devam etmektedir Pulpa Dokusunun Yapısı ve Fonksiyonu Diş pulpası, bir bağ dokusudur ve diğer bağ dokulardan farklı olarak mineralize dentin dokusu ile sınırlanmıştır. Diğer bağ dokularına benzemesine rağmen, sert doku ile sınırlanmış olması, diş pulpasına diğer bağ dokularından farklı özellikler kazandırmıştır. Pulpa dokusunun bileşimi ve yapısı, dentin dokusundan oldukça farklıdır. Ancak embriyolojik gelişimleri ve fonksiyonel ilişkileri nedeniyle iki doku beraber değerlendirilip pulpa-dentin kompleksi olarak adlandırılmaktadır (89) Pulpanın Histolojik Yapısı Odontoblast Tabakası Odontoblast tabakası, pulpanın periferinde, predentinin hemen altında odontoblast hücre gövdelerinin dizilmesi ile meydana gelmektedir. Burada odontoblast hücrelerinin gövdesi dışında, odontoblast hücresinin gövdesi üzerinde sonlanmış sinirler ve kapiller görülmektedir (31, 89, 163). Genç pulpanın koroner bölgesinde odontoblast hücreleri silindirik gövdelidir ve yan yana dizilişleri palizatik (çit dizilimli) bir görünüm göstermektedir. Histolojik olarak bakıldığında 3-5 hücre kalınlığında bir tabaka görünümü vermektedir (163). Odontoblast 4

21 hücreleri dişlerin koroner bölgesinde, özellikle de pulpa boynuzlarında yoğunlaşmıştır. Bu nedenle buradaki görünümleri çok tabakalıdır. Odontoblast hücreleri birbirlerine birleştirici komplekslerle bağlıdır ve aralarında Å hücreler arası boşluklar vardır. Hücre yoğunluğu açısından koroner pulpadaki odontoblast tabakası, kök pulpasından daha yoğundur (31) Odontoblast Hücresi Pulpa-dentin organının en belirgin hücreleri, odontoblast hücreleridir ve odontoblast hücreleri gevşek bağ dokusunu predentin tabakasından ayırmaktadır. Her bir odontoblast hücresi, kendisiyle ilişkili olan dentin tübülü içerisine bir odontoblastik uzantı bırakmaktadır (163). Odontoblast hücreleri, primer, sekonder ve tersiyer dentini oluşturmaktadır. Birincil odontoblast hücreleri, zarar görmedikçe ömür boyu dentin yapma özelliğine sahiptir. Ancak zarar gördüklerinde, pulpanın mezenşimal öncü hücreleri, yeni odontoblast benzeri hücrelere dönüşmektedir. Bu hücreler, subodontoblastik hücrelerden ve perisitlerden köken almaktadır. Bu yeni, posterüptif, odontoblast benzeri hücreler veya sekonder odontoblastlar, tamir dentinini oluşturmaktadır (89). Odontoblast hücreleri, matris oluşturan hücrelerin tüm özelliklerini göstermektedir. Protein (primer kollajen) ve proteoglikan (temel madde) üretimi ile ilgili tüm karakteristik organellere sahiptir. Odontoblast hücresinin aktivitesi, sitoplazmasındaki organellerin sayısına ve tipine göre belirlenmektedir. Granüllü endoplazmik retikulum, gelişmiş Golgi aygıtı, dağılmış ribozomlar, mitokondri, keseler ve vakuoller protein sentezinin karakteristik yapılarıdır. Mikrotübüler ve filamentler de görülebilmektedir (163). Odontoblastik uzantıda ise, hücre gövdesindeki organellerin çoğu bulunmamaktadır. Yalnızca mikrotübüler ve filamentlerle karakterizedir. Normal koşullar altında içinde 5

22 mitokondri ve ribozom benzeri yapılar görülebilmektedir. Herhangi bir operatif işlem sonucu peritübülermatris oluşumu söz konusu olduğunda, odontoblastik uzantı içerisinde endoplazmik retikulum ve mitokondri görülebilir (163). Odontoblast hücresi ve uzantısı, pulpa sinirleri ile sıkı bir ilişki içindedir. Sinir uçları, odontoblast hücresinin gövdesinde sonlanmaktadır (134) Odontoblast Biyolojisi: Kökeni ve Odontoblastların Farklılaşması Diş gelişiminin çan safhasında, odontoblast hücrelerinin asıl farklılaşması gerçekleşmektedir ve ektoderm kökenli mine organı ile kraniyal nöral kret kökenli dişsel papilla arasındaki bir dizi karşılıklı etkileşimden odontoblast hücreleri etkilenmektedir. Bugünkü literatür bilgileri, tek bir sinyal molekülünün odontoblastların farklılaşmasından sorumlu olmadığını, aksine karmaşık bir sinyal dizisinin odontoblastların farklılaşmasından sorumlu olduğunu göstermektedir (253). Odontoblast farklılaşması, dişsel papilla hücrelerinin sıralanmış olduğu epitelmezenşim aralığın en perifer tabakasında başlamakta uyarılma, yeterlik ve terminal farklılaşma olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. İç epitel hücrelerinden gelen uyarıcı sinyaller, ağırlıklı olarak TGF-β ailesini (BMP-2 ve BMP-4, TGF-β 1 ) kapsamaktadır. Bunlar kısmen bazal lamina içerisinde kalmaktadır. Daha sonra, dişsel papilladan buraya gelen perifer hücreler dizilmektedir. Belli sayıda hücre bölünmeleri tamamlandıktan sonra yeterlik aşamasına geçilmekte ve bu aşamada hücreler özgün büyüme faktörlerinin reseptörlerini salgılamaktadır. Son hücre bölünmesinden sonra, bazal laminaya komşu hücrelerin en dışındaki hücre tabakası, iç mine epitelinden gelen sinyallere yanıt vererek, tam bir odontoblast hücresine dönüşmektedir. Dolayısıyla dişsel papilla hücrelerinin subodontoblastik tabakadaki dişsel papilla hücreleri, tamamen farklılaşmış olan odontoblastların uyarıcı sinyallerine son sinyal haricinde maruz kalmışlardır. Bunlar daha 6

23 sonra hücreden zengin Höhl tabakasında, barınmakta ve tamir dentinogenezisi söz konusu olduğunda, öncü hücre topluluğu olarak görev almaktadır. Aynı şekilde zengin bir damar ağı, aktif dentinogenezis esnasında ihtiyaçları karşılamaktadır (89) Odontoblastların Farklılaşmasında Bio-aktif Molekülerin Rolü Yıllarca odontoblast farklılaşmasında, mine organının iç mine epitelinin ve ona bağlı bazal membranın etkili olduğu düşünülmüştür. Yapılan çalışmalar bu düşünceyi desteklemiştir (207, 208). Bu olayların sinyalizasyonları esnasında, büyüme faktörlerinin rolü ve önemi son yıllarda belirginleşmiştir. Peptit moleküllerin sınıfından olan büyüme faktörlerinin, sağlıklı veya hastalıklı tüm dokuların hücresel faaliyetlerinde etkili olduğunun saptanması ile birlikte, bu moleküllerin diş gelişimi esnasındaki varlıkları araştırılmaya başlanmıştır (89). Çalışmalar, dentin matrisi içerisinde büyüme faktörlerinin olduğunu göstermiştir (25, 203). Bu faktörlerin, iyileşmeyi aktive edecek sinyal molekülleri olarak görev yaptıkları düşünülmektedir (229, 262). Transforming Growth Factor-Beta (TGF-β) süper ailesi, Bone Morphogenetic Proteinler (BMPs) ve başka büyüme faktörleri ilgi çekmiştir. Bu bio-aktif moleküllerin birçoğu (TGF-β1, 2, 3, BMP-2, -4 ve -6) diş dokularının odontogenezisi esnasında salgılanmaktadır (10, 23, 95, 194). İnsan dentininde TGF-β 1 tespit edilmiştir (25, 283). Odontoblastların temel görevi, dentin organik matrisini oluşturan kollajen ve çeşitli non-kollajen proteinleri salgılamaktır. Buna ek olarak TGF-β süper ailesinden olan sinyal moleküllerini salgılamaktır (25). Dentin-pulpa yapısında TGF-β ların ve BMP lerin diş gelişimini yönlendirdikleri düşünüldüğü gibi, dışsal iritanlara karşı tepkileri yönettikleri de düşünülmektedir (95, 180, 262). 7

24 Büyüme faktörleri, dişin gelişimi esnasındaki düzenleme görevleri ile, hem diş dokularının gelişimi bakımından hem de tamir esnasında önemlidir Odontoblast Benzeri Hücreler Pulpanın açılmasını takiben ilgili bölgeye ait birincil odontoblast hücreler zedelenmektedir. Komşu hücrelerin çoğalma özelliği olmadığından, bu birincil hücrelerin yeni nesil odontoblastoid hücreler tarafından telafi edilmesi gerekmektedir (262). Odontoblast benzeri hücrelerin, immün sisteme bağlı hücreler, perivasküler hücreler, farklılaşmamış mezenşim hücreler, subodontoblastik tabakadaki hücrelerden veya pulpa fibroblastlarından geliştiği düşünülmektedir (83). Odontoblast tabakasına komşu, hücreden zengin Höhl tabakasında bulunan farklılaşmamış mezenşim hücreleri, odontoblast benzeri hücrelere en uygun kaynak olarak görülmektedir çünkü gelişimsel olarak birincil odontoblastlarla aynı geçmişe sahiptirler (89). Odontoblast benzeri hücreler morfolojik olarak çeşitlilik göstermekle birlikte, birincil odontoblastlara göre daha az silindirik şekilli ve daha seyrek dizilimlidirler (89). Fitzgerald ve arkadaşları (69), primatlarda pulpanın açılmasına bağlı olarak gözlenen odontoblast değişiklerini incelemişler ve pulpa açılmasının hücreden zengin tabakadaki fibroblastlarda mitotik aktiviteye neden olduğunu göstermiştir. Bu hücreler dentin yüzeyine göç edip, önce preodontoblastlara sonra da odontoblast benzeri hücrelere dönüşmektedir. 8

25 Hücreden Fakir Tabaka (Weil Tabakası) Odontoblast tabakasının hemen altında bulunan hücreden fakir tabakadan, kan damarları, myelinsiz sinir lifleri ve fibroblastların ince sitoplazmik uzantıları geçmektedir (89). Bu tabakanın varlığı veya yokluğu, pulpanın faaliyet durumuna bağlıdır. Örneğin: genç bir pulpada hızlı dentin yapımı veya yaşlı bir pulpada tamir dentini oluşuyorsa, bu tabaka izlenmeyebilir (31) Hücreden Zengin Tabaka Hücreden zengin tabaka, pulpanın merkezine göre daha çok fibroblast hücresi içermektedir. Bu durum, koroner pulpada kök pulpasına göre daha belirgindir. Fibroblastların yanında bu tabakada farklı sayıda makrofajlara, lenfositlere veya plazma hücrelerine rastlanmaktadır (89). Normal bir pulpada, bu bölgede hücre çoğalması pek görülmezken, odontoblastların ölmesi halinde, hızlı bir mitoz izlenmektedir. Dönüşümsüz olarak zedelenmiş odontoblastlar, hücreden zengin tabakadan göç eden hücrelerle yer değiştirmektedir. Bu tabakada izlenen mitotik hareketler, odontoblast tabakasının yenilenmesinin ilk basamağıdır. Primatlarda yapılan çalışmalar, hücreden zengin tabakadaki fibroblastların, pulpa açılımı sonrasında artmış mitotik hareketler gösterdiğini bildirmiştir (68, 69) Fibroblastlar ve Farklılaşmamış Mezenşim Hücreleri Fibroblast hücreleri, bağ dokusunun temel hücrelerindendir. Bu hücrelerin önemli özelliği, bağ dokusu matrisini sentezlemeleri ve idame ettirmeleridir. Pulpanın bağ dokusu içerisinde yayılmışlardır ancak özellikle pulpa koronerinde hücreden zengin tabakada daha yoğunlaşmışlardır. Temel görevleri tip I ve tip II kollajen sentezlemektedir. Ayrıca 9

26 kollajen olmayan ekstrasellüler, hücre matris içeriklerinin sentezlenmesinde ve salgılanmasından sorumludurlar. Bunlar, proteoglikan ve fibronektindir (83). Hücre sitoplazmasında oldukça fazla organelleri olmasına karşın, bu hücrelerin metabolik aktiviteleri oldukça düşüktür. Histolojik olarak düzensiz görünürler ve pulpanın iç sıvısı içersinde uzun sitoplazmik uzantıları vardır. Genel bakıldığında fibroblastlar, morfolojik olarak aynı görünmektedir ancak yapılan çalışmalar hücre çoğalma aktivitelerindeki farklılıkların, onların heterojen bir hücre popülasyonu olduğunu düşündürmektedir (168). Tsukamoto ve arkadaşları (257) ise, insan daimi dişlerinden izole ettikleri 183 farklı fibroblast zincirinden, sadece altı tanesinin kireçlenme nodülü oluşturabildiğini bulmuştur. Fibroblast hücreler, geniş çekirdeği olan ve gelişmiş granüllü endoplazmik retikuluma sahip hücrelerdir. Çekirdeğe yakın konumlanmış Golgi aygıtı ve keseciklerin varlığı, bu hücrelerin sentezleme kapasitelerini göstermektedir. Fibroblastlar, birbirlerine desmosom benzeri bağlantılar ve Gap junction larla (haberleşme kanalları) bağlıdır ayrıca bu bağlantılar, hücrelerarası iletişimi sağlamaktadır (83). Farklılaşmamış mezenşim hücreleri, hücreden zengin tabaka ile pulpa merkezine dağılmışlardır. Özellikle perivasküler bölgede konumlanmışlardır. Bu hücrelerin çekirdekleri, tüm hücre hacimlerine göre fazladır. Ancak bunları ışık mikroskobu altında diğer fibroblastlardan ayırmak çok zordur. Uygun bir uyaran geldiğinde, bu hücreler son bir farklılaşma göstererek fibroblastlara ve odontoblastlara dönüşmektedir. Yaşlı pulpalarda farklılaşmamış mezenşim hücrelerinin sayısı azalmaktadır. Bu da pulpanın tamir kapasitesinde bir azalmaya neden olabilmektedir (89). 10

27 Makrofaj Normal pulpada izlenebilen makrofajların sayısı bir travma söz konusu olduğunda artmaktadır Dentritik Hücre Dentritik hücrelerin bir kısmı odontoblastlara yakın, diğer bir kısmı ise daha çok pulpanın merkezinde bulunmaktadır. Bu hücreler T-lenfositlerinde çoğalmaya neden olabilmektedir. Pulpa yangısı esnasında sayıca artarlar ve pulpanın tamir işlemlerinde rol oynarlar Lenfositler Lenfositler, gezici lenfoid hücreler veya gezici amiboid hücrelerdir. Yangı durumunda o bölgeye göç etmelerine karşın, buradaki görevleri tam olarak bilinmemektedir Mast Hücresi Mast hücreleri, normal pulpada bulunmazlar ancak pulpada bir yangı söz konusu olduğunda görülürler. Pulpaya gelişleri, yangısal eksudanın bir parçası olarak, kan dolaşımı ile olabileceği gibi pulpada öncü hücre şeklinde de bulunabilmektedirler Pulpanın Bağ Dokusu Fibroblastlar, bağ dokusunun ana hücresidir ve hücreler arası matrisin üretiminden sorumludur. Pulpada iki tip fibriller protein vardır: bunlar kollajen ve elastindir. Kollajen, daha fazla bulunmaktadır ve kollajen, liflerin ana maddesidir. Pulpa dokusuna dayanıklık sağlamaktadır. Elastin ise elastik liflerin ana maddesidir ve dokuya elastiklik 11

28 sağlamaktadır. Pulpanın hücreler arası yapısı, proteoglikanlardan oluşmaktadır. Matris ayrıca fibronektin gibi adeziv glikoproteinler içermektedir (89) Pulpanın Sinir Yapısı Myelinli ve myelinsiz sinirler, apikal foramen veya yan kanallar aracılığıyla pulpaya ulaşmaktadır. Genellikle kan damarlarını izleyip dallanarak, odontoblastiksubodontoblastik tabakada ve dentin tübüllerinin periodontoblastik alanlarında, terminal sonları ile bir ağ oluşturmaktadırlar (51, 72). Duysal ve sempatik sinir uçları, pulpa merkezindeki kan damarlarının duvarlarında sonlanmaktadır ve vazomotor kontrol ile de ilişkileri vardır. Yangısal aşamaların başında aktive olmaktadırlar ve vazodilatasyonun başlatıcılarıdır. Sempatik sinir liflerinin ve duysal liflerin, pulpa dolaşımı üzerine de etkileri vardır. Sinir liflerinden salgılanan nöropeptidler, yaşlanma ile birlikte azalmaktadır (89). Inoue ve arkadaşları (117), sinirlerin odontoblast hücresi ve dentinogenezis üzerinde de etkili olabileceğini bildirmişlerdir. Ayrıca dentin tübülü içinde sonlanan bazı sinir liflerin kan damarlarının duvarlarında sonlanan liflerin dalları olduğu düşünülmektedir Pulpanın Vasküler Yapısı Dişsel pulpaya arterler, apikal foramen veya foraminadan giriş sağlarken, venüller ve lenfatikler çıkarlar. Damarlar ayrıca lateral kanallar aracılığıyla da giriş ve çıkış sağlayabilirler (164). Geniş kan damarları, kök pulpasından koroner pulpaya uzanmaktadır. Daha sonra geniş kan damarları, koroner subodontoblastik bölgede kapiller damarlara dallanmaktadır. Pulpadaki bu kapiller damarların çoğu kullanılmamaktadır. Kapiller damarlar hazır 12

29 olmasından herhangi bir yeni kapiller oluşumu gerçekleşmeden, gereken bölgede ani bir kan akımı artışı görülebilmektedir. Kan damarlarının yapısı, diğer organlardaki kan damarlarına benzemesine rağmen daha ince duvarlıdır. Endotel duvarlarındaki devamsızlıklar ve kapiller damarlardaki pencerelerdir. Bunların fizyolojik fonksiyonları vardır. Doku sıvısı ile kan plazması arasında besin ve artık alış-verişine izin verirler. Bu durum özellikle operatif işlemlerde, travmada ve çürük lezyonlarında önemlidir (163). Anjiyogenez ile dentinogenez arasında önemli bir korelasyon bulunmuştur. Lenfatik damarlar ise pulpadan dışarı sıvı taşımaktadır ve sıvı dengesinde önemli rol oynamaktadır Pulpanın Histopatolojisi Pulpada görülen yangı, vücudun diğer bölgelerinde görülen bağ dokusu yangısından farksızdır. Klinik bulgular ve histopatolojik tanımlamalar doğrultusunda akut ve kronik yangıyı tanımlayabiliriz. Akut yangı, sıklıkla vasküler bir yanıttır. Arterioller dilate olurken venüller daha geçirgen bir hal almaktadır. Böylece plazma proteinleri, kan dolaşımını kolayalıkla terk edebilir ve dokuya geçebilir. Bu duruma eksüdasyon adı verilmektedir. Akut vasküler yanıtta çeşitli mediyatörler görev almaktadır ayrıca nötrofiller ve makrofajlar gibi fagositler kan dolaşımından akut yangının olduğu bölgeye göç etmektedir. Kronik yangı ise akut yangıya göre tipik olarak devamlıdır ve bir haftadan fazla varlığını sürdürmektedir. Ancak akut ve kronik yangı arasında belirgin bir çizgi yoktur. Kronik yangı ise, makrofajlar ve T hücreleri tarafından yönlendirilmektedir. Fibroblast hücreleri de kronik yangısal reaksiyonlarda önemli yer tutmaktadır. 13

30 Pulpadaki pulpa reaksiyonları ve yangısal yanıtları sınıflamak, kalitatif özelliklerinden dolayı zordur. Ancak genellikle reaksiyonlar hafif, orta ve ileri derece şeklinde üçe ayrılmıştır (163). Hafif Derecede Reaksiyon: Normal pulpaya göre hücreden fakir tabakada ve komşuluktaki pulpa dokusunda, hücre sayısında artış görülmesidir. Hücrelerin büyük bir kısmı morfolojik olarak fibroblastlar ve farklılaşmamış hücreler şeklindedir. Ancak birkaç yangısal hücre de mevcuttur. Kapiller damarlarda bir artış ve birkaç damar dışına çıkmış kırmızı kan hücresi izlenmektedir. Yanıt sadece ilgili dentin tübülü bölgesindedir. Orta Derecede Reaksiyon: Hafif reaksiyona göre daha fazla hücre, ilgili dentin tübüllerine komşu bölgede izlenmektedir. Reaksiyonun akut veya kronik olmasına bağlı olarak nötrofilik ve mononükleer lökositler, odontoblast-predentin bölgesine göç etmiştir. Birkaç odontoblast hücresi hariç, odontoblast hücreleri normal görünümlerinden farklı izlenmektedir ve dentin tübülü içerisinde odontoblast çekirdekleri izlenebilmektedir. İlgili bölgede ve sınırında kan damarları ve kapillerleri artmıştır. Pulpa reaksiyonu lokalizedir. Pulpa tepkisinin durumuna bağlı olarak, predentin kalınlığında değişiklik izlenebilmektedir. İleri Derecede Reaksiyon: İleri derecede reaksiyonda hücre infiltrasyonu ile birlikte apse oluşumları izlenmektedir. Polimorf nüveli ve mononükleer lökositler, etkilenen bölgede ağırlıklıdır ve yanıt iyice sınırlanmıştır. Odontoblast tabakası, morfolojik bir bütün olarak izlenmemektedir veya birkaç hücre, yanıttan hemen sonra izlenebilmektedir. Predentin oluşmamaktadır ve oluşmuş olan predentin kireçlenerek komşu dentinden ayırt edilememektedir. Dentin tübüllerinde, odontoblast çekirdekleri izlenmektedir. Hücre yoğunluğunun etrafında sayısız kan damarları izlenmektedir. 14

31 Pulpanın Dejeneratif Değişimleri Histolojik kesitlerde insan pulpası ve dentininde, subodontoblastik tabakada ve pulpa dokusunda vakuol oluşumu, sıklıkla dişin intrüzyonu sonucunda gözlenmiştir (241). Diğer yandan pulpa dokusunun histolojik kesitlerdeki vakuollü görünümü, genellikle diş dokusu kesitlerinin artefaktları olarak kabul edilmektedir. Bu durum, dokunun immersiyon fiksasyon yöntemleri ile yetersiz fiksasyonuna bağlanmaktadır (235). Hayvanlarda perfüzyon ile fiksasyonun yapılması, vakuol oluşumunu oldukça azalmıştır (93). Bu durum, vakuol oluşumunun bir fiksasyon artefaktı olduğu tezini desteklemektedir. Burada önemli olan, aradaki farkı belirlemektir. Pulpanın gecikmiş ve yetersiz histolojik fiksasyonu, dokuda vakuol oluşumuna neden olacaktır Dentin Dokusu Yapısı ve Fonksiyonu Dentin dokusu, kollajen bir matris içerisinde apatit kristalleri içeren, pöröz bir biyolojik kompozittir (89). Dentin dokusu, temelde üç şekilde izlenmektedir: primer, sekonder ve tersiyer dentin. Ancak pulpanın iyileşme potansiyeli de düşünecek olursa, tamir dentini de eklenmelidir. Burada tamir dentini, ayrı bir tür değildir; tersiyer dentin ile benzer özelliktedir. Ancak anlatım kolaylığı açısından ayrı değerlendirilmiştir. Dentin dokusunun oluşumunu ve özelliklerini dörde ayırarak inceleyebiliriz: a. Primer Dentinogenezis ve Primer Dentin b. Sekonder Dentinogenezis ve Sekonder Dentin c. Tersiyer Dentinogenezis ve Tersiyer Dentin d. Tamir Dentinogenezis ve Tamir Dentini (Tersiyer Dentin) 15

32 Primer Dentinogenezis ve Primer dentin Dişsel papillanın ektomezenşimal hücrelerinden köken alan post mitotik odontoblast hücreleri primer dentini salgılamaktadır. Odontoblast tabakasının altındaki ve pulpa merkezindeki diğer pulpa hücreleri, dentinogenezisi desteklemek açısından önemlidir. Ancak doğrudan primer dentin oluşumunda etkileri yoktur (148). Diş gelişimin başlangıcında, nöral kretten köken alan hücreler, I. brankiyal arktan köken alan mandibuler ve maksiller çıkıntılara ve fronto-nazal çıkıntılara göç etmektedir. Dişsel papilla ile gerçekleşen entegrasyonun sonucunda, bu hücreler çoğalmaya ve göç etmeye devam etmektedir. Bu aşamada iki olay önemlidir: gerçekleşen bölünme sayısı ve pre-odontoblastların embriyonik pulpanın periferine göç etmeleri. Bu göçün sonunda son bölünme gerçekleşmektedir (206). Bazal membran ile temasta olan kardeş hücre, odontoblast hücresine dönüşürken, bazal membrandan biraz uzaktaki kardeş hücre, odontoblast hücresine dönüşmemektedir ve Höhl tabakasına dahil olmaktadır (144). İki hücrenin kökeni aynıdır. Odontoblast hücreleri parçalandığında, Höhl tabakasındaki hücreler belki tekrar aktiflenerek yeni odontoblast hücrelerine dönüşmektedir. Primer dentin, dişin sürmesine kadar yapılan tübüler dentindir. Mine dokusuna komşu olan tabakası mantle dentin olarak adlandırılmaktadır ve diğer çevresindeki dentine göre yaklaşık olarak %4 daha az mineralizedir (89). Yeni farklılaşmış olan odontoblast hücreleri tarafından salgılanan ilk dentindir ve yaklaşık olarak 150 µm kalınlığındadır (97). Bu hücreler belki tam olarak farklılaşmamış olduğundan veya odontoblastik uzantıları kısa olduğundan bu bölge daha az mineralize olarak izlenmektedir. Dentin dokusu, 1-2 µm çapında dentin tübüllerinden meydana gelmektedir. 16

33 Sekonder Dentinogenezis ve Sekonder Dentin Dişin kuron ve kök gelişimini tamamlamasıyla birlikte, fizyolojik sekonder dentinogenezis başlamaktadır ve daha düşük bir hız ile ömür boyu devam etmektedir. Dentinogenezisteki bu hız azalması, odontoblastların sentezleme ve salgılama kapasitelerini de etkilediğinden, odontoblast hücrelerinin morfolojik yapılarında da değişikler görülmektedir. Hücre gövdesi kısalmıştır, hücrenin sentezleme ve salgılama organelleri de sayıca azalmıştır. Bu durum herhangi bir pulpa yaralanması görülmedikçe ömür boyu devam etmektedir (148). Sekonder dentinin zaman içinde artmasıyla, pulpa odası hacimce küçülmektedir. Aynı nedenle kök kanalları da daralmaktadır. Sekonder dentin, primer dentin ile birincil odontoblastlar tarafından salgılanmaktadır. Aralarındaki fark, sekonder dentinin kök gelişiminin tamamlanmasından sonra oluşmasıdır. Oluşma hızı farklıdır; sekonder dentin primer dentine göre, daha yavaş oluşmaktadır (89) Tersiyer Dentinogenezis ve Tersiyer Dentin Tersiyer dentin; iritasyon dentini, düzensiz sekonder dentin, reaksiyoner dentin veya tamir dentini gibi birçok farklı isimle de anılmaktadır. Kuttler (136), dış etkenlere karşı dentinin lokal olarak salgılanmasına tersiyer dentin adını vermiştir. Ancak bu tersiyer dentin, primer ve sekonder dentinden çok az farkı olan tübüler bir matristen tamamen displastik, hatta atübüler bir yapıya kadar uzanan tüm dokuları kapsayabilmektedir. Tersiyer dentin, kendi içinde reaksiyoner ve tamir dentini olarak iki alt sınıfta değerlendirilmektedir. Burada ayrım için dış etkenin şiddeti ve ona karşı gelişen biyolojik olaylar etkilidir (89). 17

34 Pulpa dokusunun; çürük, atrisyon, abrazyon, erozyon, dişsel işlemler ve uygulanan restoratif maddeler nedeniyle meydana gelen olumsuz etkenlere, sert doku oluşumu ile yanıt verdiği bilinmektedir. Etkenin olduğu bölgede, lokalize tersiyer dentin matris oluşumu görülmektedir. Hafif bir yaralanma söz konusu olduğunda, primer dentin salgılamasından sorumlu odontoblastlar zarar görmediğinden, bunlar uyarılarak yara bölgesine komşu bölgede lokalize tersiyer dentin salgılarlar. Dolayısıyla, dentin tübüllerinde bir devamlılık söz konusudur (262). Etkenin şiddetine bağlı olarak, pulpa-predentin bölgesinde oluşan tersiyer dentin yapısı değişebilmektedir. Bazen oluşan yeni doku, yeni gelişmiş olan odontoblast hücrelerinden ve komşu hücrelerden meydana gelmektedir. Bu durumda içerisinde hücresel inklüzyonlar görülebilmekte veya doku fibrodentin benzeri atübüler bir yapıdadır. Bu dentine arayüz dentini (interface dentin) adı verilmektedir. Bu dentin düzensiz, atübüler yapıdadır ve bariyer görevi görmektedir. Bariyer, etkilenen dentinin geçirgenliğini azaltmaktadır (163). Tersiyer dentinin artmasıyla birlikte tersiyer dentin, tübülerdentin olarak devam etmektedir; ancak yapısı primer dentinden daha düzensizdir. Tersiyer dentin, primer dentine nazaran daha az kireçlenmiştir ve yumuşaktır çünkü organik içeriği daha fazladır (35, 132, 167). Tersiyer dentinin oluşmasıyla, etken ile pulpa dokusu arasındaki mesafe artmaktadır. Arayüz dentini, yapı olarak farklılıklar gösterse de, genellikle dentinogenezis esnasında, odontoblastlar tamamen farklılaşmadan oluşturulmuş olan mantle dentin ile benzeşmektedir (163). 18

35 Tamir Dentinogenezis ve Tamir Dentini Şiddetli yaralanmalarda, yaralanma bölgesinin altındaki odontoblastlar zarar görebilmektedir. Böyle bir durumda, pulpa için uygun bir ortam söz konusu ise, pulpa içindeki hücrelerden yeni nesil odontoblast benzeri hücreler oluşabilmektedir ve tamir dentinini salgılamaktadır. Dişsel bir travmaya bağlı olarak, birincil odontoblastlar dönüşümsüz olarak zedelendiğinde, odontoblast benzeri hücreler, tamir dentinin sentezinden ve salgılanmasından sorumludur. Burada amaç, pulpa dokusunu dış etkenlerden koruyabilecek sert bir doku engellenin oluşturulmasıdır. Pulpa dokusu, dentin dokusuna sadece beslenme ve duysal olarak yardımcı olmamaktadır, aynı anda kendi tamir kapasitesi ile diş tedavisi sonrası iyileşmeye katkıda bulunmaktadır (89, 163). Tersiyer dentin oluşumundan farklı olarak, tamir dentinogenezisi daha karmaşık biyolojik aşamaları içermektedir. Burada odontoblast benzeri hücrelerin gelişebilmesi için, önce hücresel bir göçün ve hücre farklılaşmasının gerçekleşmesi, sonra da matrisin salgılanabilmesi için özelleşmenin olması gerekmektedir (262). Pulpadan kaynak alan bu hücreler, osteoblast- veya odontoblast benzeri hücrelere dönüşmektedir. Osteoblast benzeri hücreler, osteodentin adı verilen ve kemik dokusuna benzeyen bir mineralize doku meydana getirmektedir. Bu dokuya osteodentin adı verilmektedir çünkü hücreler oluşan dokunun içindedir. Ortodentinde ise, hücre gövdeleri kalsifiye dokunun dışında konumlanmaktadır ve düz tübülleri olan bir dokudur (190). Ishizeki ve arkadaşları (118), aynı şekilde transfer edilmiş orijinal odontoblastların, tübüler dentin oluşturduğunu ve buna karşılık pulpanın merkezinden kaynaklı hücrelerin, osteodentin oluşturduğunu bildirmişlerdir. Kaynak hücrelerin tamir dentinogenezisi amacıyla yaralanmış pulpa yüzeyine göç etmesi için, uygun kemotaktik ajanlar gereklidir. Matrisin içerisindeki özgün ajanların bu tür etkisi gösterilmiş olsa da, TGF-β 1 fibroblastlara, makrofajlara, nötrofillere ve 19

36 monositlere deri yaralanmalarında kemotaktik olarak bilinmektedir (89). Yangısal hücrelerin yara yüzeyine çekilmesi ile başka hücreler için kemotaksis artmaktadır. Bunlara pulpanın öncü hücreleri de dahildir. Tüm bu hücreler de aynı şekilde TGF-βları ve diğer büyüme faktörlerini üretecektir. Tamir dentinogenezisi, önce fibrodentin veya osteotipik özellikte bir matris oluşturmaktadır (262). Fibrodentin, yara iyileşmesi esnasında tamir dentinogenezisin başlayabilmesi için mutlak gerekli bir ara matris tabakasıdır. Fibronektin, pulpa dokusunun iki ana glikoproteinlerinden biridir ve dişin gelişimi ile dişin yara iyileşmesinde etkilidir. Fibronektin, TGF-β ları bağlamaktadır ve odontoblast benzeri hücrelerin, hücresel ve fonsiyonel farklılaşmalarına neden olduğu düşünülmektedir (219). Tamir işleminde mekanik bir destek önemlidir. Bu fibrodentin yapıdaki matris, dişin gelişimi esnasında, bazal membranın odontoblast farklılaşmasındaki gibi davranmaktadır (259). Bu yapı atübülerdir ve az gelişmiş organelleri olan kübik hücrelerden gelişmektedir. Tübülerdentinin oluşması ise, daha polarize hücreler tarafından olmaktadır; daha sonra fibrodentinin üzerinde izlenmektedir. Tamir dentinin salgılanması esnasında oluşan matris, düzenli tübüler bir matristen, oldukça displastik, atübüler matrise ve içeriğinde hücresel inklüzyonlar, barındıran bir yapıya kadar değişiklik göstermektedir. Görülen bu heterojen yapı, bu yapıyı salgılayan odontoblast benzeri hücrelerin morfolojisine ve salgılama davranışlarına bağlıdır. Bu farklılıklar, matrisin yapısına ve bileşimine yansımaktadır (89). Oluşacak olan yeni dokunun kalınlığı ve miktarı, yaralanmanın doğasına ve büyüklüğüne, ayrıca yaralanan pulpanın yapısına bağlıdır. Melin ve arkadaşları (159), TGF-β 1 in subodontoblastik tabakadaki hücreler için mitojenik olduğunu göstermiştir. Bu belki de öncü hücrelerin göç etmesi için bir uyaran 20

37 olmakta varolan öncü hücre topluluğunun çoğalmasını uyaracak etki görevini yapabilmektedir. Tziafas (259), TGF-β 1 in odontoblast benzeri hücrelerin pulpa içindeki farklılaşmasında, etkili bir sinyal olduğunu ancak yara yüzeyinde aynı etkiye sahip olmadığını bildirmiştir TGF-β ların Tamir Dentinogenezisindeki Rolü Büyüme faktörlerinin, yangısal ve immün yanıtın hemostatik düzenlemelerinde önemli rolleri vardır (269). Finkelman ve arkadaşları (67) ile Smith ve arkadaşları (231), TGF-β 1 in de dahil olduğu çeşitli büyüme faktörlerini dentin matrisinde tespit etmişlerdir. Knock-out hayvanları ile yapılan çalışmalar (48), dişin tamir olaylarında TGF-β 1 in ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. TGF-β 1 in dişsel yaralanmaya bağlı tepkilerde, etkili olduğu ve tersiyer dentin oluşumunu düzenlediği söylenmiştir (262). Yaralanmanın şiddetine bağlı olarak, pulpa hücrelerinde çoğalmayı ve farklılaşmayı uyarabilmektedir. TGF-β 1 büyüme faktörüne yanıt veren hücre tipine bağlı olarak, pulpanın vitalitesini korumak amacıyla dış etkenlere karşı tamir veya tersiyer dentin oluşmaktadır (262). Rutherford ve arkadaşlarının (209) bulguları, TGF-β ailesinin pulpa yaralanmaları sonrası matris oluşumunda etkili olduğunu düşündürmektedir. İnsan diş kesitleri ile yapılan çalışmalar, TGF-β 1 in subodontoblastik tabakadaki hücrelerde ve pulpa fibroblastlarında çoğalmaya ve yara yüzeyine göçe neden olduğunu (159) ve odontoblast farklılaşması ile tamir dentinogenezisini uyardığını göstermiştir (228). 21

38 Dentin Köprüsünün Oluşumu ve Kalitesi Pulpanın yara yüzeyinde oluşan boydan boya tamir dokusuna dentin köprüsü adı verilmektedir. İdeal bir dentin köprüsünde, yeni oluşmuş olan doku açılmış olan tüm pulpa dokusunu örtmektedir. Köprünün varlığı, başarılı bir iyileşmenin temelidir. Ancak, tüm pulpa yara yüzeyini kaplayan uniform bir dentin köprüsü oluşması nadirdir (163). Dentin köprüsü ifadesi bu nedenle tam olarak doğru değildir. Oluşan yeni sert doku, literatürde dentin benzeri (183), kemik benzeri (156) veya tamir dentin köprüsü (133) olarak adlandırılmıştır. Dentin köprüsü oluşturabilmek için birçok madde denenmekle birlikte, sıklıkla kalsiyum hidroksit en sık uygulanan malzeme olmuştur. Yaralanmanın büyüklüğü ve tamir aşamaları, oluşan köprünün kalitesini veya yeni salgılanan matrisin dokusunu etkileyebilmektedir. Oluşan doku, normal tübüler dentin yapısından farklı oluşabilmektedir (163). Dentin köprüsünün oluşması, başarılı bir vital pulpa tedavisinin göstergesi olmakla birlikte, bakterilere karşı koruyucu bir engel oluşturduğunda bu durum daha geçerlidir. Mjör (161), özellikle genç pulpalarda, yalnızca bir dentin köprüsünün oluşmasını başarılı bir vital pulpa tedavisi olarak değerlendirmemektedir. Nedeni ise, birçok dentin köprüsünün pulpa dokusu ve operatif debris içerebilmesidir. Bu düzensizlikler, tünel defekti olarak adlandırılmaktadır ve içeriğinde birçok perforasyonlar içermektedir. Bu perforasyonlar, pulpa ile kullanılmış olan pulpa örtüleme maddesi arasında bağlantıyı sağlamaktadır. Kalsiyum hidroksit ile oluşturulmuş olan dentin köprülerinde %89 oranında tünel defekti bildirilmiştir (38). Bunların %41 inde pulpada devam eden yangısal yanıt veya nekroz izlenmiştir ve ayrıca yangısal hücre varlığı ile bakteri tespit edilmiştir. Bu tüneller, pulpayı bakteriyel mikrosızıntı nedeniyle oluşabilecek enfeksiyondan koruyamamaktadır. 22

39 Erken pulpa nekrozları, birkaç ay içerisinde veya ilk sene olmaktadır. Bu durum sıklıkla birincil enfeksiyona bağlanmaktadır. Daha sonra gerçekleşen başarısızlıklar ise, pulpanın tekrardan enfekte olmasına bağlanmaktadır. Makroskobik ve radyolojik olarak solid bir dentin köprüsü izlemesine rağmen, içerisinde geniş, kireçlenmemiş alanlar vardır ve bu alanlar pulpanın enfeksiyon kapıları olabilmektedir. Uygun bir kalsiyum hidroksit tedavisi yapıldığında, kalan pulpa dokusu ile sıkı temasta olan bir dentin köprüsü oluşacaktır. Dentin köprüsünün bütünlüğü şüphe götürse de, pulpayı koruyan fiziksel bir engel olarak görev yapmaktadır. Oluşan dentin köprüleri yoğun veya pöroz bir şekilde gelişebilmektedir. Oluşumu zaman içinde devam edebilmekle birlikte, pöroz bir dentin köprüsünün varlığında bile, birçok pulpa canlılığını devam ettirebilmektedir (42). Dentin köprülerinin geçirgenliğini araştıran bir çalışmada, maymun dişlerinde 30 gün sonunda oluşmuş olan dentin köprüleri, silikat ve çinko fosfat simanına veya ağız ortamına temasa bırakılmıştır. Üzeri pulpa kuafaj maddesi ile kapatılmış olan dişlerin %20-25 inde, uniform bir dentin köprüsü gelişmemiş olduğundan, pulpayı gerektiği gibi koruyabilecek özellikte bir dentin köprüsü bulunmamıştır. Kalan dişlerde ise, oluşan dentin köprüsü pulpayı yeterince koruyabilecek nitelikte bulunmuştur. Bu çalışmadaki koruyucu etki, yüzeyde oluşan atübüler dentine bağlanmıştır (103). Tünel defektlerin yapısı, pulpayı bakteriyel mikrosızıntıya karşı koruyabilecek bir hermetik örtüyü engellemektedir. Bu durum, uzun vadede bakteriyel mikrosızıntıyı önleyebilecek yeni maddelerin kullanımını ve daha özgün pulpa örtüleme maddelerinin geliştirilmesini gerektirmektedir. 23

Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak

Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak Pulpanın Embriyolojisi Embriyolojik hayatın 12-13. haftalarında çan organının iç bölümünü dolduran bağ dokusuna dental papilla denir. Pulpa dental papilanın ektomezenşimal hücrelerinden

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ doku Mezodermden köken alır En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ dokunun Fonksiyonları Diğer organ ve dokuların Fonksiyonal ve yapısal desteğini sağlar. kan damarları aracılığı

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı / Histoloji ve Embriyoloji Başkan Yardımcıları: Doç. Dr. Ayşegül Çört / Tıbbi Biyokimya / Üyeler: Prof. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / / Dersin AKTS

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı / Histoloji ve Embriyoloji / Üyeler: Doç. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / Dersin AKTS Kredisi: 9 Kurul Başlangıç Tarihi: 16

Detaylı

LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA

LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA 2 GENELYAPI KAPSÜLLÜ KÜREMSİ (BÖBREK GİBİ) 3 NEREDE? KOLTUK ALTI KASIK BOYNUN BÜYÜK DAMARLARI ETRAFINDA TORAX ABDOMEN MEZENTER 4 DOKU SIVISI LENF 5 DOKU SIVISI LENF FİLİTRELERİ

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ İ İ İ Düz Kas Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.net net Düz Kas Kalp kası İskelet kl kası Düz kas Düz Kas Düz

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Çört / Tıbbi Biyokimya Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı / Histoloji ve Embriyoloji Doç. Dr. İlker

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak

Detaylı

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD BİYOUYUMLULUK (BIO-COMPATIBILITY) 10993-1 Bir materyalin biyo-uyumluluğunun test edilmesi için gerekli testlerin tümünü içerir. (Toksisite, Hemoliz, sitotoksisite, sistemik toksisite,...vs.) Hammaddelerin

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında oluşmuş kanalcıklardır. Yumurta hücresi, embriyonik hücreler ve eritrositler(alyuvar)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Bir hücrede oksijenli solunum, protein sentezi, fotosentez olaylarının tümünün gerçekleşebilmesi için, bu hücrede; I. ribozom, II. kloroplast, III. mitokondri,

Detaylı

Fen Bilimleri Kazanım Defteri

Fen Bilimleri Kazanım Defteri Fen Bilimleri 6 Bir Bakışta Önemli noktalar... Akılda kalıcı özet bilgi alanları... Konu özetleri için ayrılmış bölümler... Konuyu pekiştiren farklı soru tipleri içeren alıştırma sayfaları... 2 Boşluk

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: Doç. Dr. Zafer Çetin / Tıbbi Biyoloji Başkan Yardımcıları: Dr. Öğr. Üyesi Tuba Denkçeken/ Biyofizik Öğr. Gör. Dr. Deniz Mıhçıoğlu / Tıbbi Biyoloji Üyeler: Prof. Dr. İlker Saygılı /

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS

Detaylı

Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi

Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi Andrea Corbo ve Vincenzo Varlaro Heterolog kolajen Tip I ile biostimulation deri hücresi sınıf III tıbbi cihaz (Linerase ) kullanılmasını içerir. I kolajen

Detaylı

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı

Prof. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı FENOL VE ALDEHİTLER Bu sunumun amacı, fenol veya aldehit içeren maddelerin kullanımı sonucu ortaya çıkabilecek komplikasyonlar ve yan etkiler konusunda

Detaylı

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri 2.Sınıf Ders Notu (Prof.Dr.Engin Ersöz) Sert Doku Histolojisi Mine Mine dokusunun sertliği, rengi, kalınlığı Mine kalınlıg ı ayrıca dis sınıfları arasında da farklılık gösterir; kesici dis lerin insizal

Detaylı

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Cover Page. The handle  holds various files of this Leiden University dissertation Cover Page The handle http://hdl.handle.net/1887/38405 holds various files of this Leiden University dissertation Author: Balcıoğlu, Hayri Emrah Title: Role of integrin adhesions in cellular mechanotransduction

Detaylı

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi HÜCRE Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi Hücre Canlıların en küçük yapı taşıdır Bütün canlılar hücrelerden oluşur Canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilir Bitki ve hayvan hücresi = çok

Detaylı

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Düz Kas Mesane Uterus İnce bağırsak Düz Kas İşlevleri İstemsiz kasılma Bazı düz kas hücreleri kollajen, elastin, glikozaminoglikan,

Detaylı

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 15 EYLÜL 2014-31 EKİM 2014) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri KAS DOKUSU Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri Kasın Fonksiyonu Hareket Solunum Vücut ısısının üretimi İletişim Organların kontraksiyonu

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR HÜCRE İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR ANLAMINA GELEN HÜCRE DEMİŞTİR.ANCAK HÜCRE BİLİMİNİN

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 28 EYLÜL 2015 06 KASIM 2015) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 18 EYLÜL 2017 27 EKİM 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I III. KURUL

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I III. KURUL III. Kurul Hücresel Metabolizma ve Moleküler Tıp III. Kurul Süresi: 6 hafta III. Kurul Başlangıç Tarihi: 23 Aralık 2009 III. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 1 2 Şubat 2010 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç.

Detaylı

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı İlhan Onaran Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DEKANLIĞI DIS- 201 PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ TEORİK AKTS: 3 Diş Hekimliği 30 hafta- haftada 2 saat teorik Dersin Amacı: Protetik tedavi türleri ve uygulamaları hakkında bilgi vermek, sabit ve hareketli protezlerin klinik

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? Muhittin Ertilav 1, Özge Timur 2, Ender Hür 5, Devrim Bozkurt 5, Haşim Nar 2, Turan Koloğlu 3, Pınar Çetin 2, Özlem Purçlutepe 2, Sait Şen 4,

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ

MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ Prof. Dr. A. Eser ELÇİN 1 İÇERİK 1. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELER 2. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN TANIMLANMASI 3. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN HÜCRE YÜZEY MARKERLARI 4. MEZENKİMAL KÖK

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 ) Dekan V. Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı Dönem I Koordinatör Yardımcısı Kurulun amacı: 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN

Detaylı

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 5 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 9 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 11 SİSTEMATİK... 13 BİTKİ VE HAYVANLARIN

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 19 EYLÜL 2016 28 EKİM 2016) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ)

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ) T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL (ZORUNLU) MOLEKÜLER

Detaylı

b. Amaç: Hücre zarının yapı ve fonksiyonları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Hücre zarının yapı ve fonksiyonları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. TIBBİ BİYOLOJİ I-DERS TANIMLARI 1-Tanım: Hücre ve Komponentlerinin öğretilmesi. b. Amaç: Hücrenin yapı, işlev ve çeşitliliği ile ilgili genel bilgi öğretilmesi c. Öğrenim Hedefleri: Prokaryot ve ökaryot

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA KOLONİ VE DOKULAŞMA Yeryüzünde çok sayıda tek hücreli canlı vardır ve bunlar basit yapılıdır. Oysaki çok hücreli olmak gelişmiş canlı olmanın gereklerindendir. Çünkü tek hücreli bir canlı (örneğin Euglena

Detaylı

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR MOTOR PROTEİNLER Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre iskeleti, Hücre şeklini ve sitoplazmanın organizasyonunu belirleyen bir yapı iskelesi görevi yapar. Hücre hareketlerinin gerçekleşmesinden sorumludur.

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 1 YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 3 Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik

Detaylı

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN DERİ VE EKLERİ Doç. Dr. Belgin CAN DERİ İki tabakadan oluşur Epidermis Gövdenin dış yüzünü örten boynuzlaşan çok katlı yassı epitel dokusudur. Dermis Gevşek ve sıkı bağ dokusundan oluşan kalın bağ dokusudur.

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su KAN DOKUSU Kanın Bileşenleri Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08 Plazma :%55 Hücreler : %45 Plazmanın %90 su Kan Hücreleri Eritrosit Lökosit Trombosit Agranulosit Lenfosit Monosit Granulosit Nötrofil

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel Radyolüsent GörüntG ntü Veren Odontojenik TümörlerT Dr.Zuhal Tuğsel Ameloblastoma Odontojenik epitelden kökenli yavaş büyüyen, iyi huylu bir tümördür. Herhangi bir yaşta görülür, literatürde sözü edilen

Detaylı

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu BAĞ DOKUSU BAĞ DOKUSU Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu Yağ Dokusu Kan Dokusu Müköz Bağ Dokusu Destek Bağ Dokusu Kıkırdak Dokusu (Hiyalin, Elastik, Fibröz) Kemik

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 6 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 11 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 13 SİSTEMATİK... 34 BİTKİ VE

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU Tanım: Süt ineklerinde çoğunlukla arka bacakların lateral, seyrek olarak ön bacakların medial tırnaklarında lokalize olan, boynuz tabakasının erozyonu ile

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA 2) Sitoplazma Hücrenin içini dolduran sıvıdır. İçinde inorganik ve organik maddeler vardır. Ayrıca görevleri birbirinden farklı olan organeller de bulunur.

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK 3) Çekirdek Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. Prokaryot hücreli canlılarda bulunmaz. GÖREVLERİ: 1) Genetik maddeyi taşıdığından

Detaylı

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 İçindekiler 1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 1. BÖLÜM: BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI ve BİYOLOJİ... 12 A. BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ... 12 1. Bilim İnsanı ve Bilim... 12 B. BİLİMSEL YÖNTEMİN AŞAMALARI...

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar

Alt Çene Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Endodonti Kambiz Mohseni kambizmohseni@gmail.com Küçük Azılara Endodontik Yaklaşımlar Kök kanal sisteminde temizlenmeyen her alan, tedavinin başarısını doğrudan etkilemektedir. Alt çene küçük azılar gösterdikleri

Detaylı

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? On5yirmi5.com İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? Yayın Tarihi : 16 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 1/4/2017) A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ 1 HÜCRE Kompleks çok hücreli organizmaların, (hayatın karakteristik özelliklerine sahip) en küçük yapısal birimine HÜCRE denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1

TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1 TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1 LENFORETİKÜLER (LENFOEPİTELYAL) YAPI RETİCULUM: Hücreler arasındaki protoplazmik ağ şebekesi EPİTELYAL HÜCRELER EPİTELYAL RETİKULUM DR. OKTAY ARDA 2 LENFORETÜKÜLER

Detaylı

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM

OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM OTOLOG YENİLENME HIZLANDIRICISI YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE KAS VE İSKELET SİSTEMİNİ ONARICI, SPOR TRAVMA VE ORTOPEDİK RAHATSIZLIKLARIN TEDAVİLERİNDE YENİLKÇİ BİR PROGRAM DENSITY PLATELET GEL ONARICI TIPTA

Detaylı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,

Detaylı

Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir

Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir Doksorubisin uygulanan PARP-1 geni silinmiş farelerde FOXO transkripsiyon faktörlerinin ekspresyonları spermatogenez sürecinde değişiklik gösterir Çiler Çelik-Özenci*, Nilay Kuşcu*, Nayçe Bektaş*, Ece

Detaylı

GİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II ( )- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI

GİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II ( )- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI GİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II (2018-2019)- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI TEMEL TIP BİLİMLERİ I. KURULU- YAŞAMIN TEMELİ (24/ Eylül 2018-30/ KASIM 2018-10 HAFTA, BLOK SONU

Detaylı