Deniz Arkeolojisi Merkezi Açıldı

Transkript

1 01-30 Haziran 2015 Basım Tarihi: 10 Temmuz 2015 Sayı: Deniz Arkeolojisi Merkezi Açıldı 6 da 2 de 69 Yaşında TÖMER, İzmir de Yeni Binasında 8 de Yerli Çim Bitkisine Ar-Ge Desteği 14 te Sigara Karşıtı Yürüyüş 11 de Girişimcilik Sertifika Programı 18 de Ziraat Fakültesi Uzayda20 de Burs Fonu İçin Buluşma 23 te Yabancı Öğrenciler Üniversitemizi Tercih Etti 26 da Araştırmacılarımıza Yeni Laboratuvarlar ASYM nin Görevli Ağı Genişliyor 25 te 4 te Bruno Taut un Türk Mimarisine Etkileri Tartışıldı 31 de Bayan Voleybolcularımızdan Dördüncülük 36 da Sağlık Biyoteknolojisi Araştırma Altyapımız Gelişiyor 12 de Mezuniyet Törenleri 32 de

2 Üniversitemizin kuruluşunun 69 uncu yıldönümü, 12 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen törenle kutlandı. Üniversitemiz Devlet Fen Fakültesi Eğitim Bilimleri Fakültesi 69 Yaşında Konservatuvarı öğretim üyesi Doç. Dr. Güler Demirova Györffy nin bir konser, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Sağlık Kültür Spor Dairesi ve İktisadi İşletme Çocuk Halk Dansları Topluluklarının da gösteriler sunduğu etkinlikte, son bir yılda kadroda yükselen öğretim üyelerimize anı madalyonları verildi. Şiddete, Nefrete, İftiraya ve Kavgaya Karşıyız nin yolunun aklın, bilimin, fikir ve ifade özgürlüğünün yolu olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, her zaman şiddete, nefrete, iftiraya ve kavgaya karşı bir üniversitedir. Ötekileştirmeye, ayrımcılığa, hizipçiliğe, mezhepçiliğe karşı olan yoldadır. Herkesi kucaklayan, her inanca, her renge, her kökene sahip çıkan ama elbette ki ülkemizin, milletimizin değerleriyle, bizim vazgeçemeyeceğimiz birlik ve beraberliğimizle. Araştırıcılık, üreticilik, çalışma ve yenilikçilik her zaman temel ilkemiz olmuştur dedi. Ziraat Fakültesi Spor Bilimleri Fakültesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hukuk Fakültesi Diş Hekimliği Fakültesi 2

3 KURULUŞ YILDÖNÜMÜ İletişim Fakültesi İlahiyat Fakültesi Devlet Konservatuvarı Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Eczacılık Fakültesi Veteriner Fakültesi Sağlık Hizmetleri MYO Tıp Fakültesi Beypazarı MYO Mühendislik Fakültesi 3

4 Üniversitemizin Tandoğan Yerleşkesi D Blok ta bulunan Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü nün Gölbaşı 50. Yıl Yerleşkesi ne taşınmasıyla boşalan sınıfların yeniden düzenlenmesiyle, Mühendislik Fakültesi Kimya ve Fizik Mühendisliği ve Fen Fakültesi Biyoloji Bölümleri için oluşturulan laboratuvarlar, 16 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen törenle açıldı. Çok İhtiyacımız Vardı Törende bir konuşma yapan Fizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. S. Tülay Serin, bu laboratuvarlara bölüm olarak çok ihtiyaçları olduğunu, laboratuvarların, hem içindeki cihazlar, hem de mekan açısından gereksinimlerini büyük ölçüde gidereceğini söyledi. Laboratuvarlarımızı Göstermeye Çekiniyorduk Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Çiçek de 35 yıldır Kimya Mühendisliği Bölümü nde olduğunu, bu süre içinde bugünkü ölçüde bir yatırım görmediğini belirterek, Laboratuvarlarımız mekan olarak sıkışık durumdaydı. SCI Araştırmacılarımıza Yeni Laboratuvarlar dergilerinde çok sayıda yayın yapmamıza rağmen gelen konuklarımıza laboratuvarlarımızı göstermekten çekiniyorduk. Yeni proje aldığımızda cihazları koyacak yerimiz yoktu. Genelde lavabolarımız bozuktu. Su giderlerimiz teknik nedenlerle yapılamadığı için üstten borularla tam bir gecekondu usulü ortamda uluslararası arenada kabul edilebilir çalışmalar yapmaya çalışıyorduk. Yeni laboratuvarların hepsine çeker ocaklar yapıldı. Klimaları, ups leri, elektrikleri, internetleri döşendi, yeni mobilyalar geldi. Yeni laboratuvarları kullanacak hocalarımızdan TÜBİTAK projeleri sözü aldık dedi. Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Bereketoğlu ise Yeni araştırma laboratuvarlarında öğretim üyelerimizin, lisansüstü öğrencileriyle birlikte yapacakları çalışmaların Üniversitemizi daha saygın bir konuma ulaştıracağına inanıyorum dedi. 4

5 AÇILIŞ Yedek İnternet Bağlantımız Yetkinliğini Kanıtladı nin 185. sayısında, Üniversitemizin internet hattının devreye alındığı haberini paylaşmıştık. Bülten yayına hazırlanırken, 31 Mayıs Pazar günü saat de Üniversitemizin ana internet erişimi (ULAKNET) kesildi, kesintinin hemen ardından de yedek hat devreye girdi ve ye kadar devrede kaldı. Bu sırada DNS, Üniversitemizin tüm web sayfaları, e-posta webmail, Öğrenci Bilgi Sistemi (OBS), vpn ve proxy servislerine ulaşılmasında bir sıkıntı yaşanmadı. Kurum dışına doğru olan erişimlerde,.edu.tr ve.gov.tr alan adlarına sahip web sayfaları, yahoo, gmail, hotmail gibi webmail servisleri ile hastane provizyon ve acil servis boş yatak uygulaması gibi temel servisler çalışmaya devam etti. Aşağıdaki grafiklerde, kesinti sırasında yedek hatta ve ana hatta oluşan trafik görülüyor. Mühendislik Fakültesi Yeniden Yapılanıyor Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aziz Tekin de son üç yıldır Fakültenin her bölümüne yatırım yapıldığını belirterek, Bazı bölümlerde bir laboratuvar yapılırken, bazı bölümlerde binanın temelinden çatısına kadar inşaat gerçekleştiriliyor. Mühendislik Fakültesi yeniden yapılanıyor dedi. İşbirliği ve Dayanışmayla En İyisi Yapılabilir Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Üniversitemizin ve mezunlarımızın çok daha nitelikli olabilmesi için her türlü olumlu koşulun sunulması, daha iyi araştırmalar, bilimsel sonuçlar elde edebilmek için de altyapısı daha düzgün, yaşanabilir laboratuvarların, sınıfların, mekanların olması gerektiğini kaydetti. Göreve geldiklerinden beri Tandoğan yerleşkesinde 30 u aşkın laboratuvar, sınıf ve diğer mekanlara dokunduklarını belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Bu da yeterli değil. Bir yerler düzeldikçe iyi bildiğimiz yerlerin de iyi olmadığını göreceğiz, onlara da sıra gelecek. İşbirliği ve dayanışmayla en iyisinin yapılabileceğini biliyorum dedi. 65 Noktada İnşaat Yürütülüyor Şu anda Üniversitemizin 65 noktasında inşaat olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Gölbaşı nda yeni binalar yapılıyor. Diş Hekimliği Fakültesi nin yeni binasının ihalesi 15 Haziran da yapıldı. Orada devasa bir bina yapılacak. Bağlıca da bin yataklı bir hastane ve sağlık yerleşkesi yapılacak dedi. Uluslararası Kültepe Toplantısı Üniversitemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında yürütülen Kayseri- Kültepe kazılarında elde edilen bilimsel bulgular, Temmuz 2015 tarihleri arasında Kültepe Kazıevi nde düzenlenecek Uluslararası 2. Kültepe Toplantısı/ Kültepe International Meeting de ele alınacak. Kültepe de bilimsel arkeolojik kazılar, interdisipliner bir anlayış içinde sürdürülüyor. Kazı ekibinde, arkeologlardan başka çivi yazılı belgeleri çalışan filologlar ve dallarında uzman antropologlar, zoo-arkeologlar, arkeo-botanikçiler, arkeo-metalurjistler gibi bilim insanları da görev alıyor. 5

6 Deniz Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ANKÜSAM) Mustafa V. Koç Deniz Arkeolojisi Merkezi Açıldı Denizin Altındaki Zenginlikleri Günümüze Kazandıracaklar, Vehbi Koç Vakfı, Urla Belediyesi ve Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TINA) desteğiyle Urla da yapımı tamamlanan, Deniz Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ANKÜSAM) Mustafa V. Koç Deniz Arkeolojisi Merkezi, 17 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen törenle açıldı. Merkezde, su altı çalışmalarında büyük öneme sahip restorasyon laboratuvarı, depo alanı, ulusal ve uluslararası ölçekte araştırmalara ev sahipliği yapması hedeflenen bir kütüphane, bölgeye hizmet verecek konferans salonu, antik dönemlerden günümüze uzanan denizcilik teknolojilerindeki gelişmeleri yansıtan canlandırmaların sergileneceği 4 dönümlük sergileme alanları ile projelerde çalışan katılımcıların barınabilmesi için 30 kişi kapasiteli yatakhane bulunuyor. Açılışa Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, öğretim üyelerimiz, İzmir Valisi Mustafa Toprak, Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Merkezin Kurucu Müdürü ve Limantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Hayat Erkanal, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Aydemir, Eski bakanlar Yılmaz Karakoyunlu ve Suat Çağlayan ile çok sayıda davetli ve öğrenciler katıldı. Roma Limanı Yapmayı Planlıyoruz ANKÜSAM Kurucu Müdürü Prof. Dr. Hayat Erkanal, ANKÜSAM sayesinde önlerinde yeni ufukların açıldığını, bundan sonra su altı arkeolojisinde çok daha ileri gideceklerini kaydetti. Urla Belediyesi nin tahsis ettiği iki arazide bir arkeopark ve tekneleriyle birlikte bir Roma Limanı yapmayı planladıklarını belirtti. Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ise Urla nın 7 bin yıl önce de insanlar tarafından tercih edilen bir merkez olduğunu belirterek, Bizi güçlü kılan, geçmişimizin köklerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Çünkü bizler o güçlü köklerle varlığını sürdüren ulu bir çınarız dedi. İzmir Valisi Mustafa Toprak da bu tür çalışmalara her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını söyledi. Bilginin üretilebilmesi için uygun altyapının sağlanabilmesi gerektiğini belirten Mustafa Toprak, Eğer altyapısı hazırlanırsa bilim orada üretilebiliyor. Olanak sağlayamadığınızda ise bilim körleşiyor, köreliyor ve kapanıyor dedi. Bu Merkezden, Büyük Beklentilerimiz Var Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Türkiye nin, arkeoloji dünyasının en 6

7 AÇILIŞ önemli ülkelerinden birisi olduğunu, bu alanda alınan her mesafenin dünya tarafından dikkatle izlendiğini, su altı arkeolojisinde de sınırlı olanaklarla bugüne kadar çok önemli sonuçlara ulaşıldığını belirtti. Urla daki kazılarda Neolotik dönemden günümüze Akdeniz i içine alan bölgeye ilişkin çok önemli bilgi ve bulgulara ulaşıldığına dikkati çeken Mustafa Koç, su altı arkeolojisi konusunda Vehbi Koç Vakfı nın katıldığı projeler bulunduğunu, kendisinin de arkeoloji ve su altı dünyasına olan yakın ilgisinin birleşerek bu projenin doğmasına öncülük ettiğini dile getirdi. Mustafa Koç, Pek çok açıdan Türkiye için ilk denebilecek özelliklere sahip bu merkezden çok büyük beklentilerimiz var dedi. Türkiye nin 20 Yerinde Kazı Yapıyoruz Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de ANKÜSAM ın Kurucu Müdürü Prof. Dr. Hayat Erkanal ın, girişimci çalışmaları nedeniyle Çılgın Türk unvanını hak ettiğini belirterek, Prof. Dr. Hayat Erkanal çok zeki ve akıllı bir insan. Hedefini iyi belirliyor, ne istediğini çok iyi biliyor dedi. Üniversitelerin görevinin sadece iyi meslek elemanı yetiştirmek olmadığını, temel görevleri arasında bilim yapmak, bilgi üretmek, kültür ve sanat gibi alanlarda çalışmak ve elde edilen sonuçları da toplumla paylaşmak olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Aslında bilim, sanat, kültür birbirinden ayrı değildir. Özellikle üniversiteler, ben sadece bilim yaparım, kültürsanat benim işim değil ya da ben sadece kültürsanat yaparım diğerini yapmam diyemez. Bunları eşgüdümlü yürütmek zorundadırlar. Bütün bu çalışmalarda üç boyut var. Zaman, mekan ve insan. Bilimin de sanatın da kültürün de temelinde aslında bu üç boyut her zaman vardır dedi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nin çok güçlü bölümlerinden birinin Arkeoloji olduğunu, Arkeoloji Bölümü nün önderliğinde Antropoloji ve Tarih Bölümleri de dahil olmak üzere Türkiye nin 11 ilinde 20 noktada kazı yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Erkan İbiş, Sadece İzmir bölgesinde dört kazımız var. Buralardan, topraklarımızın tarihini, kültürel zenginliklerini ortaya koymaya çalışıyoruz dedi. 7

8 TÖMER in İzmir Şubesi Yeni Binasında Üniversitemizin TÖMER İzmir Şubesi nin yeni hizmet binası, 17 Haziran 2015 tarihinde Üniversitemiz yöneticileri, öğretim üyeleri, İzmir Valisi Mustafa Toprak ve öğrencilerin katıldığı bir törenle açıldı. Açılışta konuşan Vali Mustafa Toprak, bir marka değeri olan nin, adına ve markasına uygun işler yaptığını belirterek, Türkiye de önemli açılım alanı sağlayan her bir olayın içerisinde Üniversitemizin her bir branşında mührünün olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz dedi. TÖMER de eğitim alan yabancı öğrencilerin, kendi ülkelerine döndükleri zaman kültür elçisi görevini yaptıklarını da belirtti. Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş de Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi nde 20 ye yakın doğu ve batı dillerinde eğitim verildiğini, bunun yanı sıra TÖMER in de 16 dilde eğitim yaptığını, Uzak Doğu dan Latin ülkelerine uzanan bir yelpazede Türkçe öğretimine destek verdiğini, Taiwan ve Kolombiya da iki öğretim üyemizin Türkçe öğrettiğini, gelecek öğretim yılında Kosta Rika, arkasından da Venezuela da Türkçe eğitimlerinin başlayacağını belirtti. Prof. Dr. Erkan İbiş, Oradan Arjantin e daha sonra da Afrika ya ulaşacağız. Bu yaygınlığın getirdiği zorluklar var ama önemli olan, ülkemize hizmet, dilimizin, kültürümüzün yaygınlaştırılması, nin adının oralara kadar ulaşması dedi. Osaka yle Sempozyum Üniversitemiz Diş Hekimliği Fakültesi ile Osaka Diş Hekimliği Fakültesi, Ertuğrul Fırkateyninin Japonya yı ziyaretinin 125. Yılı anısına, Haziran 2015 tarihlerinde da ortak bir sempozyuma imza attılar. Sempozyum nedeniyle Osaka Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atsuo Amano, Prof. Dr. Mikihiko Kogo, Prof. Dr. Satoshi Imazato ve Prof. Dr. Satoshi Wakisaka, Üniversitemize gelerek genç araştırmacılarımıza, diş hekimliğindeki güncel gelişmeleri aktardı. Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gürkan Gür, her iki üniversitenin diş hekimliği fakülteleri arasındaki yakın ilişkilerin, Dr. Galip Ergen in 1974 ile 1976 yılları arasında Japonya da yaptığı akademik çalışmalarla başladığını söyledi. 8

9 TÖMER Kızılay Şubesi Girişten Çatıya Kadar Yenilendi ULUSLARARASILAŞMA Üniversitemiz TÖMER in uzun yıllardır kullandığı Kızılay Şubesi nde yıpranan fiziki mekanlar, yaklaşık altı aylık bir çalışmanın ardından yenilendi. Sınıflar ve eğitim mekanları da günün koşullarına uygun son teknolojiyle donatıldı. Yenileme çalışmaları öncesinde 32 sınıf bulunurken, yenileme sonrasında sınıf sayısı 38 e çıkarıldı. Kızılay Şubesi nin yeni yüzüyle eğitime başlaması nedeniyle 3 Haziran 2015 tarihinde bir tören düzenlendi. TÖMER Müdürü Prof. Dr. M. Ertan Gökmen, son 1.5 yıldır Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş in desteğiyle 7 ildeki TÖMER şubelerinin binalarının yenilenmesi ya da daha uygun binalara taşınması, Adana da da bir şube açılması çalışmalarını yürüttüklerini belirtti. TÖMER de 400 e yakın personelin çalıştığını, bu kişilerin, TÖMER in bugüne gelmesinde çok büyük emeği olduğunu söyleyen Prof. Dr. M. Ertan Gökmen, Kuruluşundan bugüne kadar görev alan yöneticilere ve personele teşekkür ediyorum dedi. Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş, TÖMER in her yıl bin arasında öğrenciye hizmet veren, Türkiye nin, belki de bölgenin en büyük dil merkezi, çok güçlü bir marka olduğunu söyledi. TÖMER gibi merkezlerin oluşmasının kolay olmadığını, yıllar içinde verilen büyük emek ve özveriyle meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, Binlerce insan buraya emek verdi, özveride bulundu. Hayallerini, düşüncelerini buraya aktardı. Bu anlayış yarın da böyle olacak. devam ettiği sürece de TÖMER varlığını devam ettirecek dedi. Tayvan Güzel Sanatlar yle Protokol Üniversitemiz ile Tayvan Güzel Sanatlar arasında 22 Haziran 2015 tarihinde akademik işbirliği anlaşması imzalandı. Rektörlükte gerçekleştirilen protokolü Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ile Tayvan Sanat Rektörü Dr. Yung-Cheng Hsieh imzaladı. 9

10 Rektör Prof. Dr. Erkan İbiş: Sağlık Turizminin Gelişmesi İçin Yabancı Dil Çok Önemli Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, 4 Haziran 2015 tarihinde Sanayi Odası (ASO), Ticaret Odası (ATO), TÜSİAV, Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ve Medikal Turizm Derneği işbirliğiyle ASO da gerçekleştirilen Sağlık Turizmi Çalıştayı na katılarak, nın sağlık turizmi yapılanmasında izlenmesi gereken politikalar üzerine görüşlerini açıkladı. da Çok Yetkin Hastaneler Var da ilk 500 e giren beş üniversite bulunduğunu belirten Prof. Dr. Erkan İbiş,, termal konuda zengin bir kent ama bununla sınırlı kalmayalım. Gerçek sağlık turizmi olmalı. Her türlü sağlık operasyonunda çok yetkin üniversite ve özel sektör hastaneleri var. Bunları gündeme taşımak lazım. Örneğin, da katarakt tedavisi olan bir kişi, gitsin Kapadokya yı da gezsin. Bu konudaki altyapıyı güçlendirmemiz gerekiyor dedi. Yabancı Dil Seferberliği Gerekiyor Yabancı dil konusuna da dikkat çeken Prof. Dr. Erkan İbiş, Yabancı hasta buraya geliyor, doktorumuz da hemşiremiz de sağlık personelimiz de taksi şoförü de dil konusunda tıkanıp kalıyor. Kamunun bu konuda ciddi bir politika yürütmesi gerekiyor. Yabancı dil seferberliği gerekiyor. Öğrenciyi üniversiteye getiriyoruz, yabancı dili burada öğren diyoruz. Hayır, üniversite öğrencisi yabancı dil öğrenemez. Doğal Beslenme ve Yaşam Boyu Sağlık Zirvesi İlkokuldan itibaren 8-10 saatlik eğitim verilmeli. Bunu sağlayamadığınız takdirde dünyanın en mükemmel ameliyatını da yapsanız sonuç olarak insanlar hizmete bir bütün olarak bakıyor. Havaalanından kente gelişine, tekrar uçağa bininceye kadar her basamakta aldığı hizmeti, karşılaştığı muameleyi asla unutmuyor dedi. Üniversitemiz Gıda Güvenliği Enstitüsü, Başbakanlık, Sağlık ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıkları tarafından birlikte Mayıs 2015 tarihleri arasında Sapanca da düzenlenen uluslararası katılımlı Türkiye Doğal Beslenme ve Yaşam Boyu Sağlık zirvesine bildirileriyle katılım sağladı. Etkinlikler kapsamında Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Güneş, Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atilla Yetişemeyen, Ziraat Fakültemiz Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gürsel Dellal sırasıyla Gıdada Bilgi Kirliliği, Gıda Açlığı, Süt Tüketim Alışkanlığı ve Hayvansal Üretimde Organik Ürünler konularında ayrı ayrı bildiriler sundu. 10

11 Sağlık Çalışanları ve Kreş Çocuklarından Sigara Karşıtı Yürüyüş SOSYAL SORUMLULUK Tıp Fakültesi Onkoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Sigara Savaş Grubu, sigaranın zararlarına dikkat çekmek amacıyla 10 Haziran 2015 tarihinde Tıp Fakültesi Cebeci Yerleşkesi nde Tütünsüz Bir Dünya İçin Sigarasız Dünya Günü Yürüyüşü düzenledi. Cebeci Yerleşkesi nde görev yapan doktorlar, henşireler ve diğer sağlık çalışanlarının katıldığı yürüyüşe, Cebeci Yerleşkesi Gündüz Bakımevi ve Kreşi ndeki minikler de destek verdi. Biz Sigara İçersek İnsanları İkna Edemeyiz Onkoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Sigara Savaş Grubu Başkanı Prof. Dr. Fikri İçli, sigaranın zararlarını herkesin bilmesine rağmen uygulamada birçok sorunların olduğunu söyledi. Özellikle sağlık çalışanlarının sigara içmemesini istediklerini, çünkü sağlık çalışanlarının toplum için bir rol model olduğunu belirten Prof. Dr. Fikri İçli, Biz sigara içersek, insanları sigaranın zararları konusunda ikna etmemiz mümkün değil. Sigara içmemeliyiz. Alışkanlığımız nedeniyle bırakamıyorsak da hiç olmazsa hastane bahçesinde sigara içmemeliyiz. Doktor önlüğüyle, hemşire formasıyla ya da boyunda steteskopla sigara içmek, global sigara endüstrisi için bedava reklam oluşturuyor. Bunu gören hasta çocukların anne babaları, sigaranın zararsız olduğunu düşünüyor. Doktor içiyorsa demek ki bunun zararı yok diye düşünüyor. Bugün, sağlık çalışanlarını bu konuda ikna etmek için yürüyoruz dedi. Yürüyüşe katılan çocuklara da teşekkür eden Prof. Dr. Fikri İçli, Onların çığlıklarını işiten yetişkinlerden birkaçı eğer sigaraya başlamazsa, bir tanesi de sigarayı bırakırsa çok büyük katkı olur dedi. Sigara İçmek Bulaşıcı Hastalık Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk de çocukları kutlayarak, Çocuklara örnek olmalıyız ama onlar bize öncülük ediyorlar dedi. Erken ölüm ve maluliyetlerin en başta gelen nedenleri arasında sigaranın bulunduğunu, ülkemizin de dünyada en fazla sigara içilen ilk 10 ülke arasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şehsuvar Ertürk, Sigara içmek aynı zamanda bulaşıcı bir hastalık. En önemli bulaşma yollarından biri de reklam. Eğer biz önlüklerimizle, formalarımızla hastane içinde sigara içersek hastalara, hasta sahiplerine ve çocuklara çok kötü örnek oluruz. Biz sağlık çalışanları herkesin gözü önündeyiz. Bu konuda örnek olmalı, özen göstermeliyiz dedi. 11

12 Üniversitemizin Sağlık Biyoteknolojisi Araştırmalarına ve Altyapılarına Bir Halka Daha Ekleniyor KKKA Hastalığından Korunma ve Tedavi İçin Alternatif Yaklaşımlar Araştırılıyor Üniversitemiz Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı nda, yüksek biyogüvenlik altyapısına (BSL-3+) sahip yeni bir laboratuvar yaşama geçirildi. Benzerleri ülkemizde çok sınırlı sayıda bulunan bu laboratuvarda yapılacak çalışmalarla ilgili olarak Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü ve Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Özkul şunları söyledi: Yılda İnsan KKKA dan Ölüyor Türkiye, 2002 yılından beri, içinde bulunduğu coğrafyada hüküm süren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının pençesinde her yıl onlarca hastayı kaybeden bir ülke konumundadır. Hastalık, doğanın kendi düzeni içinde keneler ile değişik vertebralı hayvan türleri arasında dolaşımda olmasına ve bu hayvan türlerinde önemli bir hastalık tablosuna neden olmamasına rağmen, bu doğal çevrime giren insanlar kene teması sonrasında virüse maruz kaldıklarında seyri ve sonu itibarıyla trajik bir hastalık tablosu oluşabilmektedir. Ülkemizde seyreden hastalıkla ilgili resmi kaynaklardan edinilen verilere bakıldığında, yıllık klinik hastalık sayısının arasında değiştiği ve bu olguların %5 inin de ölümle son bulduğu bilinmektedir. Diğer taraftan yakın coğrafyamızdaki bazı ülkelerde enfekte çiftlik hayvanlarının kan ve/veya dokularına temas sureti ile de insanlara virüs bulaştığı ve sonrasında klinik KKKA hastalığı oluştuğu bildirilmektedir. Güvenilir Aşı Alternatifleri Yok Bulaşıcı hastalıklar ile mücadelede en etkin yollardan bir tanesi şüphesiz koruyucu hekimlik yaklaşımıdır. Ancak KKKA hastalığı özelinde konu değerlendirildiğinde günümüzde özellikle hastalığın yaygın olarak tespit edildiği ülkelerde risk gruplarının kullanabileceği güvenilir aşı alternatiflerinin olmadığı görülmektedir. Bu bağlamda bu hastalık özelinde koruyucu hekimlik uygulamaları tamamen virüsü bulaştırma olasılığı olan kenelere odaklı olarak sürdürülmektedir. Ne var ki bu yaklaşım, hastalığın etkin olduğu bölgelerdeki evcil ve yabani omurgalılara sirayet eden tüm kenelere ulaşımın mümkün olamaması nedeniyle, insana en yakın ve kene tutulumu en yüksek olan omurgalı çiftlik hayvanlarının ilaçlanması ile gerçekleştirilebilmektedir. En etkin tedavi alternatiflerinin başında antikor tedavisi (immunoterapi) gelmektedir. Sorumluluk Aldık, Virüs Aşısı ve Antikor Üretimini Hedefledik Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı, konuyla ilgili bilimsel birikimi ve sahip olduğu biyogüvenlik alt yapısı ile Türkiye nin de içinde bulunduğu oldukça büyük bir coğrafya için önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen bu hastalığa karşı koruyucu (profilaktik) ve tedavi edici (küratif) biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi konusunda sorumluluk almak istemiştir. Bu amaçla oluşturulan konsorsiyum ile Üniversitemizin üç birimine (Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı, Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı ve Biyoteknoloji Enstitüsü) ilave olarak Hacettepe, Acıbadem ve Numune Hastanesi nde görevli konunun uzman araştırıcıları, KKKA hastalığına karşı rekombinant virüs aşısı ve terapötik değeri olan antikor üretimini hedeflemiştir. Söz konusu çalışma, Prof. Dr. Aykut Özkul yürütücülüğünde TÜBİTAK ARDEB programları kapsamında yer alan bir 1003 çağrısına proje olarak önerilmiş ve yaklaşık TL toplam bedelle desteklenme kararı alınmıştır. Üreme Yeteneği Olmayan Virüs Elde Edilecek Bu proje kapsamında, endüstriyel üretim ölçeğinde 12

13 ARAŞTIRMA yüksek biyogüvenlik altyapısı varlığına ihtiyaç duymayan ve in vitro şartlarda yüksek oranda KKKA viral proteinlerini ifade etmesine karşın aşılama sonrasında verildiği memeli organizmada üreme yeteneği olmayan rekombinant bir virüs elde edilecektir. Diğer taraftan aynı projenin bir diğer iş paketinde ise KKKA nın immunodominant proteinlerine karşı elde edilecek monoklonal antikorların in vitro ve in vivo ortamda bireysel veya bir kokteyl olarak kullanıldıklarında KKKA virüsü replikasyonunu durdurabilme potansiyelleri sorgulanacaktır. Otuz altı ay süreyle desteklenecek bu proje kapsamında laboratuvar ölçeğinde gerçekleştirilecek üretimler ile profilaktik ve küratif prototiplerin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Yeni Laboratuvar Kuruldu Proje kapsamında gerçekleştirilecek iş paketlerine ait enfeksiyöz KKKA virüs çalışmaları, yüksek biyolojik güvenlik alt yapısı olarak içerdiği 2 adet BSL3 (Biosafety Level 3) ve bir adet ABSL3 (Animal Biosafety Level 3) laboratuvarlarına sahip, Viral Zoonozlar İleri Araştırma ve Tanı Laboratuvarında (AVZAL) gerçekleştirilecektir. Söz konusu laboratuvar, 2011 yılında kabul edilen Kalkınma Bakanlığı (2011K120220) desteği ile hayata geçirilmiş olup, proje, imalat, donanım ve araştırıcı profillerinin sertifikasyonu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normlarında gerçekleştirilen Üniversitemizin önemli bir alt yapısı olma özelliğindedir. Bu laboratuvarda özellikle hayvanlardan köken alan ve halk sağlığı açısından önemli riskler/ tehditler içeren bazı viral enfeksiyonlara ilişkin ileri araştırmaların yapılabileceği güvenli bir alt yapı tesis edilmiştir. Güvenli yapının temel özelliği, çalışan araştırıcı ve çevre sağlığı açısından tehdit unsuru olarak kabul edilebilecek her türlü riskin en aza indirildiği bir donanıma sahip olmasıdır. Bu alt yapıda gerçekleştirilecek çalışmalar ile ülkemizde de etkin bir şekilde hüküm sürmesi yanında global (Kuş Gribi, Batı Nil enfeksiyonu) ve bölgesel (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) olumsuz etkileri ciddi düzeyde hissedilen ve meydana getirdiği sağlık sorunları yanında toplumun birçok kesiminde önemli sosyal tedirginliklere yol açan hastalıklarla ilgili olarak temel, tanısal ve prognostik değeri olan bilgilerin üretilmesi hedeflenmektedir. Bitirme Projeleri Sanayicilerin Beğenisine Sunuldu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Şubesi nin ve Çankaya Üniversiteleri nin ilgili bölümleri ile işbirliği halinde beşincisini planladığı Bitirme Projeleri Sergisi, Haziran 2015 tarihlerinde İvedik Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Sergi ve Toplantı Salonları nda gerçekleştirildi. Bitirme Projeleri Sergisi ne Türkiye genelindeki 32 üniversiteden 86 proje başvurusu yapıldı. Projelere 190 öğrenci başvurdu. Projeler OSTİM ve İVEDİK teki sanayiciler tarafından yerinde gezilip izlendi ve değerlendirildi. Sergide Üniversitemiz Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri Gözde Doğanay ve Murat Uyanıkoğlu nun, Prof. Dr. H. Gökhan İlk in danışmanlığında hazırladıkları Ev Tipi Soğutma Cihazlarında Enerji Verimliliği Test ve Ölçümü, Neslihan Kaptan, Rukiye Tahtalıoğlu, Arif Umut Yörübulut ve Tolga Bozkurt un Prof. Dr. Ziya Telatar ın danışmanlığında hazırladıkları Güneş Enerjili Bank Projesi ve yine aynı öğrencilerin Robocafe adlı projeleri sergilendi. 13

14 Üniversitemizden, Yerli Çim Bitkisi Islahına Ar-Ge Desteği TÜBİTAK-TEYDEB (Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı)-1511 programı desteğiyle, MARO Tarım A.Ş. tarafından Üniversitemiz Ziraat Fakültesi üğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Sancak ve Biyoteknoloji Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Ergül ün Ar-Ge danışmanlıklarıyla Kamışsı Yumak Çim Bitkisi Islah Programı başlatıldı. TÜBİTAK-TEYDEB destekli proje ile ilgili olarak görüştüğümüz Prof. Dr. Cengiz Sancak a proje hakkında bazı sorular yönelttik. TÜBİTAK ın hangi programından yararlanıldı? Biz öğretim üyeleri genellikle TÜBİTAK- ARDEB programlarına proje sunuyoruz. Ancak, buradan elde ettiğimiz bilgi ve ürünleri sanayi/ özel kuruluşlara aktarmada cesaret gösteremiyoruz. Halbuki TÜBİTAK-1001, 1002, 1003 gibi projelerden elde edilen bilgileri özel kuruluşlara aktarma veya paylaşma aşamasında yine TÜBİTAK ın çok iyi bilmediğimiz TEYDEB gibi bir programı var. Üniversite hocası, elindeki ürünü doğrudan TEYDEB-1512 ile kendisi şirket kurup piyasaya sürebilir. Kendisi doğrudan yapmak istemiyorsa, elindeki ürünle ilgili özel sektör aracılığıyla ürünü Basma Testi Düzeneği pazara yine TEYDEB programlarından yararlanarak çıkarabilir. Genellikle hem ürünü geliştiren hocanın hem de firmanın nihai ürün hale gelinceye kadarki endişelerini gidermek için yapılacak harcamaların çok önemli bir kısmını (%75) TÜBİTAK-TEYDEB karşılıyor. Bu proje TÜBİTAK-TEYDEB in 1511 kodlu gıda alanında açtığı çağrılardan Kurak Koşullara Uygun Yerli Çim Çeşidi Geliştirilmesi çağrısı için hazırlandı ve 1 Ocak 2015 tarihinde çalışmalara başlandı. Proje nasıl yürütülecek kısaca açıklar mısınız? Ülkemizde pazarlanan çim çeşitlerinin tamamı yabancı kaynaklıdır. Yabancı kaynaklı çimlerin büyük çoğunluğu tesisin sık sık sulanmasını gerektiriyor. O nedenle ülkemiz kurak koşullarına uygun yerli bir çeşidin geliştirilmesi hem ithalatın azaltılması ve hem de az su kullanımıyla çim tesis edilebilmesi anlamına geliyor. Bunun için proje yürütücüsü firma ile birlikte şu günlerde Kamışsı Çimi Ön Denemeleri kamışsı yumak bitkisinin Türkiye de bulunduğu 3 ayrı fitocoğrafik bölgeden bitki toplanma işini gerçekleştiriyoruz. Sonra bunlardan kuraklığa tolerans olan ve çim özelliği gösterenleri belirleme aşamasına geçeceğiz. Kuraklık testlerini yaparken moleküler tekniklerden yararlanacağız. Biyoteknoloji Enstitümüz ve Ziraat Fakültesi ndeki TARBİYOTEK altyapısından destek alacağız. Bu konuda projeye Prof. Dr. Ali Ergül katkı sağlayacak. Kuraklığa tolerans bitkiler seçildikten sonra basmaya Kamışsı Yumak Çim Salkımı 14

15 ARAŞTIRMA-EĞİTİM Genç Nükleer Bilimciler Üniversitemizde Eğitim Aldı dayanıklılık testi yapılacak ve ıslahta kullanılacak bitkiler belirlenecek. Proje üç yıl sürecek. Böylece çeşit ya da çeşitlerin geliştirileceği büyük bir ıslah baz materyali elde edilmiş olacak. Proje yürütücüsü ve Maro Tarım Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zeydan ise özel sektörün üniversite desteğiyle yürüttüğü projenin önemini şöyle dile getirdi: Biz yıllardır yem bitkileri ve çim bitkileri tohumluğunu yurt dışından getiriyoruz. Buradan getirdiğimiz çeşitler dünyanın en seçkin çeşitleri. Ancak, her zaman maddi olarak dışa bağımlı olmanın ve getirilen çeşitlerin ülkemiz kurak koşullarına uyumsuzluğundan ciddi anlamda rahatsızdık yılında Özel Sektör Araştırıcı Kuruluş belgesini aldıktan sonra başta Ziraat Fakültesi olmak üzere farklı hocalarımızın tecrübelerine başvurduk. Nihayet, 2015 yılında TÜBİTAK-TEYDEB desteği ile arzuladığımız projeye kavuştuk. Bu anlamda yönetimine katkılarından dolayı şükranlarımızı sunuyoruz. Üniversite özel sektör işbirliğine örnek bir çalışma olacağından hiç şüphemiz yok. Teşekkürler. Nükleer Bilimler Enstitüsü, Türkiye de nükleer bilimlerin uygulama alanlarında çalışan veya çalışmayı düşünen öğrencilerin vizyonunu genişletmek, bilgilerini artırmak, eksiklerini görmelerini sağlamak ve yeni araştırma konuları bulmalarına yardımcı olmak amacı ile 9-16 Haziran 2015 tarihleri arasında Manavgat / Örsem tesislerinde Nükleer Bilimler ve Uygulamaları Yaz Okulu düzenledi. Türkiye deki herhangi bir enstitüye kayıtlı yüksek lisans veya doktora öğrencilerinin katıldığı Nükleer Bilimler ve Uygulamaları Yaz Okulu na katılan genç araştırmacıların yol ve konaklama giderleri TÜBİTAK ın 2229-Bilimsel Eğitim Etkinliklerini Destekleme Programı tarafından karşılandı. Yaz okuluna Türkiye deki 29 Enstitüden yüksek lisans ve doktora öğrencileri katıldı. Yaz okulu sonucunda yapılan sınavda başarılı olan 20 öğrenciye sertifika verildi. Başkent OSB den Ziyaret nın önemli sanayi bölgelerinden, Başkent Organize Sanayi Bölgesi nin Yönetim Kurulu Başkanı Şadi Türk ve Yönetim Kurulu Üyeleri, 5 Haziran 2015 tarihinde Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş i ziyaret etti. Ziyarette, üniversite sanayi işbirliğinin geliştirilmesine yönelik projeler gerçekleştirilmesi konusu ele alındı. 15

16 25 Yılın Ardından Madalya Üniversitemizde 25 yılını tamamlayan 93 personelimiz için Mayıs ve Mayıs 2015 tarihleri arasında Üniversitemizin Manavgat ÖRSEM tesislerinde güdüleme eğitimi düzenlendi. Eğitime katılanlara, 5 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen törenle madalyaları verildi. Eğitime katılanlar arasında, 39 yıllık deneyimi ile en kıdemli personel Züleyha Şahin Kuytu bir konuşma yaptı. 39 yılın göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini belirten Züleyha Kuytu, Ne mutlu ki iş yaşamımın tümü, Cumhuriyetimizin ilk üniversitesi olan gibi köklü, saygın bir kuruma bağlı Diş Hekimliği Fakültesi nde geçiyor. Üniversiteli olmaktan hep gurur duymuşumdur. Bu eğitimin bizlere çok yarar sağladığını düşünüyorum. Diğer birimlerde çalışan arkadaşlarımızı da yakından tanıma olanağı bulduk dedi. Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş de motivasyon eğitiminin amacının, çalışanlar arasında iletişimi sağlamak ve Üniversitemizin küçük olanaklarını da tanıtmak olduğunu söyledi. Üniversiteler ve kurumların bütün paydaşlarıyla var olduklarını söyleyen Prof. Dr. Erkan İbiş, Eğer bütün paydaşlar kuruma sahip çıkar, o kurumun gelişmesi, daha güçlü olması için emek sarfederse o kurum daha güçlü olabilir. Hizmet içi eğitim amacına ulaşıyor, sizler arasındaki heyecanı arttırıyor. Dostluk artıyor, insanlar birbirini tanıyor dedi. ANKÜ Kolej de 7. Bilim Kampı Türkiye de ilk kez Geliştirme Vakfı Özel Ortaokulu nda yapılan çalışmalardan biri olan Bilim Kampı nın yedincisi, bu yıl Mayıs 2015 tarihleri arasında 7. ve 8. sınıf öğrencileriyle okulda gerçekleştirildi. Okulun geleneksel çalışması olan Bilim Kampı nda, bilimin, doğanın bir parçası olduğuna dikkat çekmek, bilim kültürünü yaygınlaştırmak, öğrencilerin bilimle ilgilenmekten zevk almalarını sağlamak amaçlandı. Bilim kampında, öğrenciler bilim insanlarıyla buluşarak doğayı bir bilim insanı gibi araştırıp sorgulayabilecekleri gözlem ortamları bulabildiler. Bilim insanları rehberliğinde yapılan etkinliklerde öğrenciler, inceledikleri süreçlerin birer parçası olma heyecanını 16

17 ETKİNLİKLER Uluslararası Eczacılık Bilimleri Sempozyumu nun (ISOPS) 11 incisi Yapıldı Eczacılık Fakültesi nin 1989 yılından beri düzenli olarak hazırladığı ve bu nedenle artık geleneksel hale gelmiş olan Uluslararası Eczacılık Bilimleri Sempozyumu nun 11 incisi (11 th ISOPS) 9-12 Haziran 2015 tarihleri arasında, Eczacılık Fakültesi nin öğretim elemanlarının da tam desteği ile başarıyla gerçekleştirildi. Sempozyuma, konularında dünyada ün kazanmış 33 bilim insanı davetli konuşmacı olarak katıldı. Sempozyumda ayrıca 35 sözlü ve 425 poster olmak üzere 460 bildiri sunuldu ve tartışıldı yılından beri her geçen yıl Uluslararası Eczacılık Bilimleri Sempozyumu nun hem ülkemizde hem de Dünya daki prestijini ve bilinirliğini arttırmayı hedefleyen Eczacılık Fakültesi, bu yıl 680 bilim insanının sempozyuma kayıt yaptırmış olmasıyla rekor bir katılım sayısına ulaştı ve başlangıçta belirlemiş olduğu temel hedef doğrultusunda çok önemli bir mesafe aldığını gösterdi. Eczacılık Fakültesi, başlangıçta belirlemiş olduğu hedeflere ulaşmak ve aşmak arzusuyla Uluslararası Eczacılık Bilimleri Sempozyumu nu önümüzdeki yıllarda da hazırlamaya devam edecek. yaşayabildiler, bilimin etkileşimli olduğuna tanıklık edebildiler, bilimin insana kazandıracağı zevkli yaşam biçimini deneyimleyebildiler. Bilim kampına, nin Fakültelerinden birçok bilim insanı katılarak öğrencilerle birlikte bilimsel deneyler, gözlem ve çalışmalar yaptı. Öğrenciler, Prof. Dr. Satılmış Atağ ve Prof. Dr. Adnan Teğmen ile ses konusunu çalıştılar; Prof. Dr. Vasfi Gencer ile arıları daha yakından tanıyabildiler; Doç. Dr. Engin Selvi, Dr. Münir Uçak, Arş. Gör. Perinçek Seçkinozan Şeker ve Arş. Gör. Ayşegül Ünverdi ile kemirgenler hakkında ilgi çekici bilgiler edindiler ve bu küçük dostları daha yakından tanıma olanağı bulabildiler. Yard. Doç. Dr. Öznur Otlu ile de okul bahçesinde kurulan Arkeoloji Kazı Atölyesinde birer arkeolog gibi çalışarak önceden bahçeye gömülen buluntuları çıkardılar. Arş. Gör. Ekrem Esmer ile evren hakkındaki bilgilerini ve ilgilerini artırabildiler. Bilim kampında öğrenciler bilimsel derslerin yanında Bilim İstasyonu, Kurabiye Yapalım, Yumurtayı Kırmadan Yere İndirebilir misin? gibi eğlenceli bilim oyunları oynadılar; taş ve tişört boyama, maske yapımı gibi sanat etkinliklerine katıldılar. Geceyi okulda kurulan kamp çadırında geçiren öğrenciler, rehber öğretmenleri eşliğinde eğlenerek öğrendiler ve keyifli zamanlar geçirdiler. 17

18 , TÜBİTAK ın 1601-Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı na sunduğu ANGORA projesine destek kazandı ve proje ile ilgili çalışmalara başladı. Nisan ayında TÜBİTAK 1601 çağrısına sunduğu teklifin Mayıs sonunda destek almaya hak kazandığı açıklandı. Proje ile ilgili çalışmalar, daha önceden TTO nun e- nde tanıtılmıştı. ( Proje kapsamında Üniversitemizde 3 farklı girişimcilik sertifika programı açılacak. Proje, Mühendislik Fakültemiz Elektrik- Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Asım Egemen Yılmaz ın koordinatörlüğünde 20 den fazla akademisyenin katılımı ve desteği ile yürütülecek. Program kapsamında her yıl 17 sınıf açılması ve her yıl yaklaşık Girişimcilik Konusunda Sertifika Programları Açıyoruz sertifika verilmesi hedefleniyor. Alfa Sertifika Programı: Lisansüstü öğrencilere ve öğretim elemanlarına yönelik toplam 96 saatlik program, Beta Sertifika Programı: Lisans öğrencilerine yönelik toplam 70 saatlik program, Gama Sertifika Programı: Ön lisans öğrencilerine yönelik toplam 44 saatlik program. Sertifika programlarının ağırlıklı olarak hafta sonları yürütülmesi ve öğrencinin Alfa Sertifika Programını 6 haftalık; Beta Sertifika Programını 4 haftalık; Gama Sertifika Programını ise 3 haftalık bir süre içerisinde tamamlaması planlanıyor. Alfa Sertifika Programından yararlanan bir araştırmacı veya öğrencinin akademik çizgide ilerlemek istemesi durumunda, TÜBİTAK ARDEB 3001, 3501, 1001, 1002, 1003, vb. destek programlarına başvuru hazırlayabilecek düzeye getirilmesi hedefleniyor. Firma kurup belirlediği bir iş alanında ilerlemek istemesi durumunda ise firmasını kurarak Teknogirişim, KOSGEB Ar-Ge İnovasyon, TÜBİTAK TEYDEB 1507, 1509, 1511, 1501, vb. destek programlarına yönelik başvuru hazırlayabilecek düzeye getirilmesi hedefleniyor. Beta Sertifika Programından yararlanan Avrupa Çocuk Ürolojisi Eğitim Komitesi Başkanlığı Doç. Dr. Berk Burgu ya Emanet Çocuk ürolojisinin gelişimini sağlamayı amaçlayan uluslararası bir kuruluş olan European Society Pediatric Urology nin Eğitim Komitesi Başkanlığı na, Üniversitemiz Tıp Fakültesi Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Berk Burgu getirildi yılından bu yana Avrupa nın çeşitli ülkelerinde yıllık eğitim toplantıları düzenleyen ESPU Eğitim Komitesi, Avrupa nın değişik ülkelerinden seçilen 11 üyeden oluşuyor. Joint Committee of Pediatric Urology ile beraber eğitim merkezlerinin akreditasyonu sürecini de yürüten Eğitim Komitesi, ayrıca çocuk ürolojisi ile ilgilenen hekimlerin yeterlilik belgesi olan Fellow of European Academy of Pediatric Urology sertifikasyonu için yazılı ve sözlü sınavları gerçekleştiriyor. bir öğrencinin, belirlediği iş alanında çalışmak için bir firma kurmak istemesi durumunda firmasını kurarak Teknogirişim, KOSGEB Ar-Ge İnovasyon, TÜBİTAK TEYDEB 1507, 1509, 1511, 1501, vb. destek programlarına yönelik başvuru hazırlayabilecek seviyeye getirilmesi hedefleniyor. Gama Sertifika Programından yararlanan bir öğrencinin, firmasını kurarak KOSGEB-İŞKUR destek programlarına yönelik başvuru hazırlayabilecek seviyeye getirilmesi hedefleniyor. ANGORA projesinin TÜBİTAK-1601 Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Arttırılmasına Yönelik Programından aldığı destekle öğrencilerine ve öğretim elemanlarına çok önemli katkılar sağlayacağına inanılıyor. ANGORA programı ile ilgili ayrıntılar ve başvuru bilgileri ayrıca duyurulacak.

19 ARAŞTIRMA TEKNOKENT te; Algoritmik Yazılımlar Geliştiren ve Bilimsel Hesaplama/Analiz Hizmetleri Sunan Bir Firma: E.D.Y. Ar-Ge Hizmetleri Doç. Dr. Asım Egemen Yılmaz ın kurduğu E.D.Y Ar-Ge Hizmetleri, ASELSAN, HAVELSAN, STM, Gaze Elektronik, Savronik gibi kuruluşlara alt yüklenici olarak hizmet veriyor yılında bir Teknogirişim firması olarak kurulan E.D.Y. Ar-Ge Hizmetleri Ltd. Şti., halen TEKNOKENT te etkinlik gösteriyor. Özellikle algoritmik ve bilimsel hesaplama konularında yazılım geliştiren ve analiz/ tasarım hizmetleri sunan bir firma olan E.D.Y Ar-Ge Hizmetleri nin uzmanlık alanları ise çeşitli sektörlere yönelik simülasyon, optimizasyon ve nümerik analiz uygulamaları. Doğadan ilham alan çeşitli optimizasyon algoritmalarını (evrimsel algoritmalar, sürü zekasına dayalı yöntemler, vb.), kestirim yöntemlerini (Kalman filtresi, parçacık filtresi, vb.) veya nümerik yöntemleri (sonlu farklar, zamanda sonlu farklar, sonlu elemanlar vb. yöntemler), sektörel gereksinimlere yönelik olarak yazılım kütüphaneleri, web servisleri veya tek başına çalışabilir yazılım paketleri olarak çözüm ortaklarına sunmakta olan firma, ayrıca çözüm ortağı olduğu kuruluşların isteklerine göre bu tarz yöntemler ile analizler yaparak analiz/tasarım hizmetleri de veriyor. Firmanın telekomünikasyon sektörüne yönelik olarak, mikrodalga devre elemanları, anten ve benzeri yapıların analiz ve tasarımını gerçekleştiren bir yazılım ürünü bulunuyor. Savunma sanayine yönelik olarak, sonlu elemanlar yöntemi ile çeşitli cisim ve yapıların Radar Kesit Alanlarını hesaplayan bir yazılım da firmanın ürünlerinden bir diğeri. TÜBİTAK TEYDEB destekli iki farklı projede, bulut hizmeti vermekte olan bir kuruluş için dağıtık önbellek yönetimi ve veri yedeklemeye yönelik maksimum servis kalitesi ve minimum maliyet sağlamaya yönelik kaynak optimizasyonu modülleri geliştirmiş olan firma, yılları arasında tamamladığı iki adet Avrupa Birliği projesinden ESDGarm adlı projede elektrostatik yük boşaltım kazalarını engellemeye yönelik bir elbisede kullanılması düşünülen bir kumaşın elektrostatik yük boşaltım özelliklerinin; 3Dshields adlı diğer projede ise sahra çadırlarında kullanılması düşünülen elektromanyetik kalkan özellikli bir kumaşın elektromanyetik yalıtım özelliklerinin analizlerini ve maliyet/performans optimizasyonlarını gerçekleştirdi. Firmanın kurucusu ve aynı zamanda Mühendislik Fakültesi Elektrik- Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi olan Doç. Dr. A. Egemen Yılmaz, şunları söyledi: Şu ana değin savunma sanayimizin köklü kuruluşlarından ASELSAN, HAVELSAN, STM, GATE Elektronik, Savronik gibi kuruluşlara alt yüklenici olarak hizmet verdik veya halen vermekteyiz. Savunma sanayinin önemli kuruluşlarından FNSS ve Ortadoğu Mühendislik ile de olası işbirliklerine yönelik görüşmelerimiz halen devam etmekte. Anadolu gibi kamu kuruluşları da hizmetlerimizden bugüne değin yararlanan kuruluşlar arasında. Bunun yanı sıra Dirisoft, BilgiBiz, Uz Bilişim, RND Medikal ve İyonik Kimya gibi genç ve dinamik Teknokent firmaları ile de işbirlikleri yaparak ortak projeler yürütmeye gayret ediyoruz Bir Teknogirişim firması olan E.D.Y. Ar-Ge Hizmetleri, bugüne değin iki AB, beş TÜBİTAK TEYDEB projesi içerisinde yer aldı. 19

20 Ziraat Fakültesi Uzay da Ziraat Fakültesi ve TÜBİTAK UZAY Enstitüsü, Uzaktan Algılama Yöntemleri ile Hassas Tarım konusunda araştırmalar yapmak üzere işbirliği protokolü imzaladı. TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Orkun Hasekioğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil in de katılımıyla TÜBİTAK Uzay Enstitüsü nde 6 Haziran 2015 tarihinde düzenlenen toplantının ardından gerçekleştirilen protokolü TÜBİTAK UZAY Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Lokman Kuzu ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu imzaladı. Ortak Araştırmalar Yapılacak Protokol kapsamında, Üniversitemiz Ziraat Fakültesi nin ürün yetiştirme ve analizi ile TÜBİTAK UZAY ın uzaktan algılama ve görüntü işleme konusundaki tecrübelerinden yararlanılarak ortak araştırmalar gerçekleştirilecek. Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İlhami Bayramin, Prof. Dr. Yusuf Ersoy Yıldırım ve Doç. Dr. Ufuk Türker gözetiminde, Ziraat Fakültemiz Haymana Araştırma ve Uygulama Çiftliği nde yetiştirilen ve proje kapsamında yetiştirilecek olan ürünlerin insansız hava araçları ve uydularda bulunan multispektral, hiperspektral, termal kameralar ve LİDAR sistemleri ile izlenerek akıllı tarım uygulamaları geliştirilecek. Tasarruf Yapılacak Yapılacak araştırmalar sayesinde ülkemizde tarımsal verimin artması ve milyarlarca liralık tarımsal girdi tasarruf sağlanması Yapılan çalışmalar sonucunda bitkilerin gübreleme, sulama ve ilaçlama ihtiyaçlarının optimize edilerek azaltılması amaçlanıyor. Proje ile hassas ve akllı tarım uygulamalarının ülke geneline yaygınlaştırılması, ileride yapılacak projeler için bilgi toplanmasının yanı sıra tarım ve uzaktan algılama disiplinlerinin bir araya getirilmesi amaçlanıyor. Proje ile yerden ve havadan toplanan veriler analiz edilecek. Hassas tarımın unsurları olan gübreleme, sulama, verim haritalaması, rekolte tahmini yapılacak. Projenin sonunda uygulama yazılımı yapılacak. Proje sonunda elde edilecek verilerle bitkiler için her yıl gübre ve ilaç için harcanan parada yaklaşık 2 milyar lira tasarruf yapılabileceği düşünülüyor. öngörülüyor. Başta Tarım Bakanlığı olmak üzere diğer bakanlıklar, üniversiteler, özel sektör tarafından kullanılabilecek bilgilerin elde edileceği bu proje Ulusal Tarım Uydumuzun geliştirilmesinde önemli katkı sağlayacak. Amaç, Tarım Uydusu Olmalı Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu, Bu proje sonunda geliştirilecek teknolojiyi yaymak, hatta tarım uydusuna doğru götürmek en önemli amaç olmalıdır dedi. Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı da Ziraat Fakültemizin potansiyelinin ülke yararına ve daha etkin kullanılmasından büyük mutluluk duyduklarını belirtti. İki İHA Görev Yapacak Proje Yöneticisi Mustafa Teke ise haftada bir gün Haymana Çiftliği ne gideceklerini belirterek, Türkiye deki ve başka ülkelerdeki rekolteyi tahmin edeceğiz. Bunların hepsi yazılım halinde sunulacak. Proje kapsamında iki İHA görev yapacak. Uydu görüntülerini de kullanacağız dedi. 20

21 ARAŞTIRMA-ETKİNLİK FAO Raporu Üniversitemizde Açıklandı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü nün (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu ve Dünya Gıda Programı ile her yıl ortaklaşa hazırladığı Dünyada Gıda Güvencesizliğinin Durumu (SOFI) Raporu, bu yıl Üniversitemiz Ziraat Fakültesi ve FAO işbirliği kapsamında, nin ev sahipliğinde, 16 Haziran 2015 tarihinde kamuoyunun bilgisine sunuldu. Raporda, de Avrasya bölgesinde 9.9 milyon açlık çeken insan varken bugün bölgede 6 milyon daha az insanın açlıktan etkilendiğine dikkat çekildi. Raporda, bölgede bulunan hem zengin hem de yoksul ülkelerde mikrobesin yetersizlikleri ve aşırı kiloyla ortaya çıkan dengesiz beslenme sorununun göze çarptığı, iki olgunun da 5 yaş altındaki çocuklarda yaygın olduğu, mikrobesin yetersizliklerinin ise büyüme geriliği ve kansızlık gibi sorunlara neden olduğu belirtildi. Çocuklarda aşırı kilo oranının artmasının, özellikle eski Sovyet ülkelerinde ve Balkan ülkelerinde sağlık sisteminde finansal yüke neden olduğu kaydedildi. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu, raporda öne çıkan aile çiftçiliği, kırsal kalkınma, sosyal koruma mekanizmaları, uzun süre devam eden siyasi krizler ve açlık ilişkisi, ekonomik gelişme gibi başlıkların ve gıda güvenliği üzerine çizilen genel çerçevenin, akademisyenler, tarım alanında çalışan uzmanlar, araştırmacılar ve genel kamuoyu için bilgilendirici ve yol gösterici bir nitelikte olduğunu söyledi. FAO Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Yuriko Shoji ise şu anda dünyada 9 kişiden birinin sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşamadığını, FAO olarak sıfır açlığı hedeflediklerini kaydetti. FAO Programlar Sorumlusu Sheikh Ahaduzzaman da Dünyada açlığın azaldığını söyledi. İletişim Fakülteleri Dekanları Üniversitemizde Buluştu İletişim Fakülteleri Dekanları Toplantısı, İletişim Fakültesi nin ev sahipliğinde 12 Haziran 2015 tarihinde da yapıldı. Dekan Prof. Dr. Ruken Öztürk başkanlığında yapılan genel kurulda, iletişim fakültelerinin akredite olması konusunda kararlılık vurgulanarak bu konuda çalışma yapma görevi İletişim Araştırmaları Derneği ne (İLAD) verildi. Toplantıda ayrıca iletişim fakültesi mezunlarının istihdam sorunu ve çözüm önerileri tartışıldı. Medyanın geleceği açısından ifade, düşünce ve basın özgürlüğünün vazgeçilmez olduğu vurgulandı. Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere Basın İlan Kurumu, Anadolu Ajansı, TRT gibi kurumlara, iletişim fakültesi mezunlarına öncelik tanınması konusunda öneri götürülmesi kararlaştırıldı. Genel Kurulun son gününde dekanlarla birlikte olan Rektörümüz Prof. Dr. Erkan İbiş, dekanları selamladı ve iletişimin, toplumun birlikteliğinin temel kaynaştırıcı unsuru olduğunu söyledi. Nitelikli iletişimin önemine işaret eden Prof. Dr. Erkan İbiş, iletişim fakültelerinin akreditasyonunun da çok önemli olduğunu vurguladı. 21

22 Jean Monnet Kürsüsü Tarafından Yürütülen ve AB Tarafından Fonlanan Proje Tamamlandı AB Konusundaki Bilgi Birikimi Paylaşıldı Jean Monnet Kürsüsü tarafından, Çankırı Karatekin, Çukurova, Gaziosmanpaşa, Kahramanmaraş Sütçüimam ve Karamanoğlu Mehmetbey işbirliğiyle, ili dışında kurulan üniversitelerle Üniversitemiz arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, Üniversitemizin AB konusundaki bilgi birikiminin paylaşılması, AB hakkında bilgi düzeyinin artırılması ve Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumunun bilimsel düzeyde değerlendirilmesi amacıyla üç akademik yıldır devam eden proje, 4 Mayıs 2015 tarihindeki kapanış toplantısı ile tamamlandı. Uzaktan Eğitim Yöntemiyle Ders Verildi Projenin bir ayağını, adı geçen beş üniversiteye lisans düzeyinde her akademik yılın ikinci döneminde ve seçmeli ders olarak Türkiye nin AB ile Ekonomik Bütünleşmesi başlıklı bir dersin verilmesi oluşturdu. Bu ders, uzaktan eğitim aracılığı ile UZEM den Prof. Dr. Yasemin Gülbahar ve Okt. Mesut Sevindik in desteğiyle verildi. Ayrıca dersin içeriğinin zenginleştirilmesi ve daha yararlı hale getirilebilmesi amacıyla Bülent Özkam tarafından AB alanında çalışan gerek kamu, gerek özel sektör üst düzey 22 yöneticileri yanında akademisyenlerden oluşan toplam 20 kişi ile röportaj çekimleri gerçekleştirildi ve bu röportajlar ders materyali olarak kullanıldı. 15 Konferans Projenin ikinci ayağını, iş birliği yapılan üniversitelerin bulunduğu şehirlerde her akademik yılda beşer konferans olmak üzere toplam 15 konferansın organize edilmesi oluşturdu. Düzenlenen konferansların birinci aşamasında, AB nin kuruluşundan beri yaşanan siyasi ve ekonomik krizler ve bunların Türkiye-AB ilişkilerine etkileri ve AB de son yaşanan ekonomik krizin Türkiye ekonomisine etkileri üzerinde duruldu. İkinci konferans serisinde, Türkiye-AB ilişkilerinde vize sorunu, geri kabul meselesi ve AB nin taraf olmaya hazırlandığı yeni nesil ticaret anlaşmaları nın, özellikle AB nin ABD ile müzakerelerini sürdürdüğü Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması nın Türkiye- AB arasında işleyen Gümrük Birliği üzerindeki olası etkileri tartışıldı yılının Mart ve Nisan aylarında düzenlenen son Jean Monnet konferans dizisinde ise AB nin komşuluk politikası ve bu bağlamda AB nin Doğu ülkeleriyle ve Orta Doğu ülkeleriyle ilişkileri, AB nin dış ilişkilerinde Türkiye nin yeri, AB nin uluslararası ekonomik ilişkileri, AB nin dış ve güvenlik politikası konularında bilgi verildi ve tüm bu başlıklar bağlamında Türkiye-AB ilişkileri değerlendirildi. Projenin sona ermesi nedeniyle 4 Mayıs 2015 tarihinde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Oğuz, Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Karakütük ve AB Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi R. Engin Soysal yaptı. Türkiye- AB İlişkilerinde Yeni Açılımlar başlığıyla düzenlenen toplantıda, Ekonomi Bakanlığı ndan emekli müsteşar yardımcısı Reyhan Atmaca, Türkiye- AB ilişkilerinde Gümrük Birliği ilişkisinin önemi konusunda bilgi verdi, Bilkent nden Prof. Dr. Sübidey Togan, Avrupa Komisyonu tarafından Dünya Bankasına hazırlatılan ve geçtiğimiz Nisan ayında kamuoyuna açıklanan Türkiye-AB Gümrük Birliği ilişkisinin değerlendirildiği Raporun tahlilini yaptı. Ardından, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Dilemre, Türkiye-AB Gümrük Birliği ilişkisinde mevcut durumu ve Dışişleri Bakanlığı AB İşlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yaprak Alp, günümüzün hızlı değişen uluslararası konjonktüründe Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi.