ÖZET Yüksek Lisans Tezi MEZOGÖZENEKLİ KATILARIN ADSORPLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Nihal TOSUN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya An

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖZET Yüksek Lisans Tezi MEZOGÖZENEKLİ KATILARIN ADSORPLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Nihal TOSUN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya An"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ MEZOGÖZENEKLİ KATILARIN ADSORPLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Nihal TOSUN KİMYA ANABİLİM DALI ANKARA 2005 Her hakkı saklıdır

2 ÖZET Yüksek Lisans Tezi MEZOGÖZENEKLİ KATILARIN ADSORPLAMA ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Nihal TOSUN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Müşerref ÖNAL Genişlikleri 2-50 nm arasında değişen mezogözenekli katıların adsorplama özelliklerini incelemek için bu çalışma yapılmıştır. Mezogözenekli katılara örnek olarak aktif kömür, aluminyum oksit, magnezyum oksit, silisyum dioksit (silikajel) ve kiselgur seçilmiştir. Adsorpsiyondan önce örneklerden aktif kömür C de 4 saat, aluminyum oksit, magnezyum oksit, silisyum dioksit (silikajel) ve kiselgur ise C de 4 saat süreyle ısıtılarak aktiflenmiştir. Aktivasyon sırasında yüzeyde daha önceden tutunmuş olan su buharı ve diğer gazlar uzaklaştırılmıştır. Örnekler üzerinde azot gazının sıvı azot sıcaklığındaki adsorpsiyon ve desorpsiyon izotermleri belirlenmiştir. Deneylerde tümü Pyrex camdan kurulmuş yüksek vakuma bağlı bir volumetrik adsorpsiyon aygıtı kullanılmıştır. Adsorpsiyon verileri kullanılarak Polanyi eğrileri çizilmiştir. Adsorpsiyon yöntemi kullanılarak Brunauer, Emmett ve Teller (BET) yöntemi uyarınca özgül yüzey alanları (A/m 2 g -1 ) belirlenmiştir. Aynı yüzey alanları Langmuir (L), de Boer ve Lippens (BL), Dubinin Raduschkevich-Kagener (DRK) ve Harkins ve Jura (HJ) yöntemleri ile de belirlenmiştir. Diğer yollardan bulunan özgül gözenek alanlarının BET değerleri ile uyuşumu tartışılmıştır. BL ve HJ değerlerinin BET değerleri ile uyuştuğu L ve DRK değerlerinin ise uyuşmadığı belirlenmiştir. Desorpsiyon verileri düzeltilmiş Kelvin denkleminde kullanılarak silindirik varsayılan mezogözeneklerin yarıçapları (r/nm) hesaplanmıştır. Desorpsiyon verilerinden sıvı azot hacmi olarak hesaplanan adsorpsiyon kapasiteleri özgül gözenek hacimleri (V/cm 3 g -1 ) olarak alınmıştır. Özgül gözenek hacimlerini yarıçaplara karşı grafiğe geçirilerek V-r gözenek boyut dağılımı eğrileri belirlenmiştir. Bu eğrilerin yarıçapa göre türevleri alınarak (dv/dr)- r şeklindeki mezogözenek boyut dağılımlarına geçilmiştir. V-r boyut dağılımı eğrilerinden r =25 nm için özgül mikro-mezogözenek (V/cm 3 g -1 ) hacimlerine geçilmiştir. İncelenen katıların adsorplama güçlerinin kiselgur,magnezyum oksit, aktif kömür, aluminyum oksit ve silisyum dioksitin sırayla yükseldiği görülmüştür. 2005, 75 sayfa ANAHTAR KELİMELER: Adsorpsiyon, gözeneklilik, yüzey alanı, aluminyum oksit, silisyum dioksit, aktif kömür, magnezyum oksit, kiselgur i

3 ABSTRACT Master Thesis Assessment of Adsorption Properties on Mesoporous Solids Nihal TOSUN Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Chemistry Supervisor : Assoc. -Prof. Dr. Müşerref ÖNAL This study was done to search adsorptive properties of mesoporous solids of which pore size varies between 2 and 50 nm. As an example to mesoporous solids we have chosen activated charcoal, aluminium oxide, magnesium oxide, silica gel(silisium dioxide) and kieselgur. Before adsorption activated charcoal was outgassed at C for 4 hours. Aluminium oxide, magnesium oxide, silica gel (silisium dioxide) and kieselgur were outgassed at C for 4 hours. During activation water vapour and other gases which were before adsorbed to the surface of the solids are removed. On the samples, nitrogen s adsorption and desorption isoterms were determined at the liquid nitrogen temperature. A Pyrex glass volumetric adsorption apparatus resistant to high vacuum was used in the experiments. Polanyi curves were drawn using adsorption datas. Using the Brunauer, Emmett and Teller (BET) method surface areas (A/m 2 g -1 ) were determined. Also the same surface areas were determined by Langmuir (L), de Boer ve Lippens (BL), Dubinin Radushkevich-Kagener (DRK) and Harkins and Jura (HJ) methods. Specific surface areas found by the other methods were compared whether or not they coincide BET values. It was determined that BL and HJ values coincide and L and DRK values don t coincide the BET values. By using corrected Kelvin equation, mesopores radaii (r/nm) were calculated as assumming that mesopores are cylindirical. Adsorption capacities obtained from desorption isoterms were converted to liquid nitrogen volume and taken as specific surface volumes (V/cm 3 g -1 ). V-r pore size distribution curves were determined carrying specific surface volumes versus radius to the graphic. Radius derivative of the V-r curves were taken (dv/dr)- r mezopore size distributions.the specific micro-mesopore volumes of the samples were obtained from the V-r curves at r=25 nm. It was observed that adsoption capacities of the activated charcoal, aluminium oxide, magnesium oxide, silica gel (silisium dioxide) and kieselgur are increasing in order. 2005, 75 pages Key Words : Adsorption, porosity, surface area, aluminium oxide, silica gel, activated charcoal, magnesium oxide, kieselgur ii

4 TEŞEKKÜR Yüksek lisans çalışması sırasında yakın ilgisini ve yardımlarını gördüğüm sayın hocam Doç. Dr. Müşerref ÖNAL (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi) a öncelikle teşekkür ederim. Bunun yanında deneysel ve kuramsal çalışmalarım sırasında bilgilerinden yararlandığım sayın hocam Prof. Dr. Yüksel SARIKAYA (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi) ya teşekkür ederim. Ayrıca çalışmam boyunca desteklerini gördüğüm yüksek lisans öğrencileri olan E. Fulya YÜKSEL ve Seyra SAPANCILAR a teşekkür ederim. Hayatımın her aşamasında olduğu gibi bu çalışmaya da destek veren değerli aileme ve eşim Timuçin YARKIN a teşekkür ederim. Nihal TOSUN Ankara, Şubat 2005 iii

5 İÇİNDEKİLER ÖZET...i ABSTRACT....ii TEŞEKKÜR. iii SİMGELER DİZİNİ... vi ŞEKİLLER DİZİNİ...vii ÇİZELGELER DİZİNİ....ix 1.GİRİŞ Gözeneklilik ve Önemi Gözenekli ve Mezogözönekli Katılara Örnekler Metal oksitler Silikajeller Aktiflenmiş alumina Aluminyum trihidroksit Aluminyum hidroksitler Alumina yapıları Titan jellerinin gözenekliliği Killer ve kil mineralleri Seramikler KURAMSAL TEMELLER Mezogözenekli Katılarda Adsorpsiyon ve Desorpsiyon (Yüzey Alanının Belirlenmesi) Adsorpsiyon izotermleri Adsorpsiyon denklemleri Langmuir denklemi Brunauer-Emmett-Teller (BET) denklemi Polanyi denklemi Dubinin -Radushkevich- Kaganer (DRK) denklemi de Boer-Lippens (BL) denklemi Harkins-Jura (HJ) denklemi Özgül gözenek hacminin bulunması Gözenek boyut dağılımı belirlenmesi MATERYAL VE YÖNTEM Materyaller Yöntem Azot adsorpsiyonu ve desorpsiyonu Aktivasyon Adsorpsiyon Desorpsiyon ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Aktif Kömür Aktif kömürün adsorpsiyon-desorpsiyon izotermi ve BET, BL, L, DRK, HJ ve Polanyi grafikleri Aktif kömürün özgül gözenek hacmi Aktif kömürün gözenek boyut dağılımı Aluminyum oksit, Al 2 O iv

6 Aluminyum oksitin adsorpsiyon-desorpsiyon izotermi ve BET, BL, L, DRK, HJ ve Polanyi grafikleri Aluminyum oksitin özgül gözenek hacmi Aluminyum oksitin gözenek boyut dağılımı Magnezyum oksit, MgO Magnezyum oksitin adsorpsiyon-desorpsiyon izotermi ve BET, BL, L, DRK, HJ ve Polanyi grafikleri Magnezyum oksitin özgül gözenek hacmi Magnezyum oksitin gözenek boyut dağılımı Silisyum dioksit, SiO Silisyum dioksitin adsorpsiyon-desorpsiyon izotermi ve BET, BL, L, DRK., HJ ve Polanyi grafikleri Silisyum dioksitin özgül gözenek hacmi Silisyum dioksitin gözenek boyut dağılımı Kiselgur Kiselgurun adsorpsiyon-desorpsiyon izotermi ve BET, BL, L, DRK, HJ ve Polanyi grafikleri Kiselgurun özgül gözenek hacmi Kiselgurun gözenek boyut dağılımı Genel Bulgular SONUÇ...69 KAYNAKLAR...73 ÖZGEÇMİŞ...75 v

7 SİMGELER DİZİNİ p Denge Basıncı p o Doygun Buhar Basıncı p / p o Değeri Sıfır İle Bir Arasında Değişen Bağıl Denge Basıncı c Çözeltiden Adsorpsiyon Sırasında Denge Derişimi c o Doygun Çözeltinin Derişimi c / c o Bağıl Denge Derişimi θ Örtülü Yüzey Kesri (1-θ) Çıplak Yüzey Kesri m Moleküllerin Kütlesi R Evrensel Gaz Sabiti T Mutlak Sıcaklık q 1 1.Tabakanın Adsorplama Kapasitesi q L Adsorplanan Maddenin Yoğunlaşma Isısı q 1 -q L =q Net Adsorpsiyon Isısı K Adsorpsiyon Denge Sabiti n 1 Gram Katıda Adsorplanan Madde Miktarı B=kR 2 Adsorplayıcıya Bağlı Bir Sabit β Adsorplanan Maddeye Bağlı Bir Sabit D=(B/β 2 )T 2 Adsorplayıcı Ve Adsorplanan Yanında Sıcaklığa da Bağlı Bir Sabit V mi Özgül Mikrogözenek Hacmi V me Özgül Mezogözenek Hacmi c Sabit Bir Sayı t Tabaka Kalınlığı n m Mol Olarak Tek Tabaka Kapasitesi v m Normal Koşullardaki Gaz Hacmi Olarak Tek Tabaka Kapasitesi V s Adsorplanan Gazın Sıvı Haldeki Hacmi A Özgül Yüzey Alanı ρ Yoğunluk σ Sıvının Deney Sıcaklığındaki Yüzey Gerilimi r K Kılcal Yoğunlaşma Çukurunun Yarıçapı r Silindirik Gözeneğin Yarıçapı v Mikro- Ve Mezogözeneklerin Toplam Özgül Hacmi V s Gözenekleri Dolduran Sıvının Molar Hacmi N 2 Azot Molekülü B Sabit Bir Sayı C Sabit Bir Sayı M Molar Kütle L Avagadro Sabiti v Hg Civa Gazının Hacmi a M Adsorplanan Bir Molekülün Kapladığı Alan ε Adsorpsiyon Potansiyeli Gözeneksiz Materyalin 77 K deki azot adsorpsiyon standart verileri α S vi

8 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 1.1.a. Çeşitli mezogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermleri ve bunlara karşılık gelen α s -grafikleri b. Çeşitli mikrogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermleri ve bunlara karşılık gelen α s -grafikleri Şekil 1.2. Silika jeller üzerinde argon adsorpsiyonuna ilişkin gözeneksiz (TK800), mezogözenek (jel B), mikrogözenek (jel α s - grafikleri...6 Şekil 1.3. Gibsitin kristal yapısı Şekil 1.4. Kil minerallerinin yapıtaşları a) Silika tetrahedronu b) Alumina oktahedronu c) Magnezya oktahedronu Şekil 1.5. Montmorillonit mineralinin katmanları Şekil 1.6. Reşadiye/Tokat bentoniti üzerinde azotun 77 K deki adsorpsiyon ve desorpsiyon izotermleri Şekil 2.1. Adsorpsiyon izotermlerinin 6 karakteristik tipi Şekil 2.2. Karbondioksitin bir aktif karbon üzerindeki adsorpsiyonu için a)çeşitli sıcaklıklardaki adsorpsiyon izotermleri b) Polanyi karakteristik eğrisi c)dubinin-radushkevich-kagener denkleminin grafiği...22 Şekil 2.3.Azot için tabaka kalınlığının bağıl denge basıncı ile değişimini veren teğrisi.25 Şekil 2.4 a)tabaka kalınlığının bağıl denge basıncı ile değişimini gösteren t eğrisi b) makrogözenekli katılar için (1), kılcal yoğunlaşmanın olduğu mezogözenekli katılar için (2), mikrogözenekli katılar için (3), ve eş boyutlu mikrogözenekli katılar için (4)adsorpsiyon izotermleri c)verilen adsorpsiyon izotermlerinden çizilen v s t de Boer-Lippens (BL) izotermleri...26 Şekil 2.5. Azotun desorpsiyon izoterminden bulunan mezogözenek boyut dağılımı eğrileri: a)r- eğrisi, b) desorpsiyon izotermi, c)v -r gözenek boyut dağılım eğrisi, d) (dv /dr)-r gözenek boyut dağılım eğrisi Şekil 4.1. Aktif kömürün azotun 77 K deki adsorpsiyon-desorpsiyon eğrileri...32 Şekil 4.2. Aktif kömürün Branauer Emmett- Teller (BET) doğrusu...33 Şekil 4.3. Aktif kömürün Langmuir doğrusu...34 Şekil 4.4. Aktif kömürün de Boer-Lippens doğrusu...35 Şekil 4.5. Aktif kömürün Harkins-Jura (HJ) doğrusu...35 Şekil 4.6. Aktif kömürün Dubinin- Radushkevich- Kagener (DRK) doğrusu...36 Şekil 4.7. Aktif kömürün Polanyi karakteristik eğrisi...37 Şekil 4.8. Aktif kömürün özgül gözenek hacmi grafiği...38 Şekil 4.9. Aktif kömürün gözenek boyut dağılımı...39 Şekil Aluminyum oksitin azotun 77 K deki adsorpsiyon-desorpsiyon eğrileri...40 Şekil Aluminyum oksitin Branauer Emmett- Teller (BET) doğrusu...41 Şekil Aluminyum oksitin Langmuir doğrusu...42 Şekil Aluminyum oksitin de Boer-Lippens doğrusu...42 Şekil Aluminyum oksitin Harkins-Jura (HJ) doğrusu...43 Şekil Aluminyum oksitin Dubinin- Radushkevich- Kagener (DRK) doğrusu...44 Şekil Aluminyum oksitin Polanyi karakteristik eğrisi...45 Şekil Aluminyum oksitin özgül gözenek hacmi grafiği...46 Şekil Aluminyum oksitin gözenek boyut dağılımı...47 Şekil Magnezyum oksitin azotun 77 K deki adsorpsiyon-desorpsiyon eğrileri...48 Şekil Magnezyum oksitin Branauer Emmett- Teller (BET) doğrusu...48 vii

9 Şekil Magnezyum oksitin Langmuir doğrusu...49 Şekil Magnezyum oksitin de Boer-Lippens doğrusu...50 Şekil Magnezyum oksitin Harkins-Jura (HJ) doğrusu...50 Şekil Magnezyum oksitin Dubinin- Radushkevich- Kagener (DRK) doğrusu...51 Şekil Magnezyum oksitin Polanyi karakteristik eğrisi...52 Şekil Magnezyum oksitin özgül gözenek hacmi grafiği...53 Şekil Magnezyum oksitin gözenek boyut dağılımı...54 Şekil Silisyum dioksitin azotun 77 K deki adsorpsiyon-desorpsiyon eğrileri...55 Şekil Silisyum dioksitin Branauer Emmett- Teller (BET) doğrusu...55 Şekil Silisyum dioksitin Langmuir doğrusu...56 Şekil Silisyum dioksitin de Boer-Lippens doğrusu...57 Şekil Silisyum dioksitin Harkins-Jura (HJ) doğrusu...57 Şekil Silisyum dioksitin Dubinin- Radushkevich- Kagener (DRK) doğrusu...58 Şekil Silisyum dioksitin Polanyi karakteristik eğrisi...59 Şekil Siliyum dioksitin özgül gözenek hacmi grafiği...60 Şekil Silisyum dioksitin gözenek boyut dağılımı...61 Şekil Kiselgurun azotun 77 K deki adsorpsiyon-desorpsiyon eğrileri...62 Şekil Kiselgurun Branauer Emmett- Teller (BET) doğrusu...62 Şekil Kiselgurun Langmuir doğrusu...63 Şekil Kiselgurun de Boer-Lippens doğrusu...64 Şekil Kiselgurun Harkins-Jura (HJ) doğrusu...65 Şekil Kiselgurun Dubinin- Radushkevich- Kagener (DRK) doğrusu...66 Şekil Kiselgurun Polanyi karakteristik eğrisi...66 viii

10 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1. Azotun BET grafikleri ve α s -grafiklerinden çıkartılan özgün yüzey alan değerlerinin karşılaştırılması...5 Çizelge 2.1. Azotun tabaka kalınlığının bağıl denge basıncı ile değişimi için denel yoldan belirlenen değerler...24 Çizelge 4.1. Gözenekli maddelerin çeşitli kuramlara göre hesaplanan yüzey alanları, hacimleri ve gözenek yarıçapları...68 ix

11 1.GİRİŞ 1.1. Gözeneklilik ve Önemi Katıların içinde ve görünen yüzeyinde bulunan boşluk, oyuk, kanal ve çatlaklara genel olarak gözenek denilmektedir. Derinlikleri genişliklerinden daha büyük olan boşluk veya kanallar bulunduran katılar gözenekli katılar olarak tanımlanmaktadır (Rouquerol et al. 1999). Gözeneklilik ise toz veya tanecikte bulunan gözeneklerin toplam hacminin toz veya taneciğin görünen hacmine oranıdır. Genişliği 2 nm den küçük olan gözeneklere mikrogözenek, 2-50 nm arasında olanlara mezogözenek, 50 nm den büyük olanlara ise makrogözenek denir. Çoğu katılarda -makro, -mezo ve mikrogözenekler birlikte bulunmaktadır. Bazı katılarda makrogözenekler, bazılarında mezogözenekler, bazılarında ise mikrogözenekler çoğunluktadır. Kimyasal işlem ve ısıl işlemlemden daha çok mikro- ve mezogözenekler etkilenir. Makrogözenekler ise yüksek basınçtan etkilenmektedir. Belli sıcaklıklarda partiküllerin birbirine kaynayarak sinterleşmesi ile önce mikrogözenekler sonra da mezogözenekler ortadan kalkar. Yeterince yüksek basınç uygulandığında daha çok partiküller arasındaki boşluklardan kaynaklanan makrogözenekler mezo- ya da mikrogözenek boyutuna inerler (Sarıkaya 2004). Bir katı içindeki mikro- ve mezogözeneklerin sayısı yanında özgül yüzey alanı asit ve bazlarla işlenerek arttırılabilmektedir (Önal 1991). Tozların hazırlanma yöntem ve koşullarının partiküllerin şekli ve boyutu yanında gözenekli yapısına da etkisi büyüktür. Katıda doğal olarak ya da hazırlanması sırasında ortaya çıkan Brφnsted ve Lewis asit merkezlerinin sayısı bir baz olan n-butil aminin susuz ortamda yürütülen adsorpsiyonundan bulunabilmektedir (Alemdaroğlu et al. 2003). Gözenekli katıların en önemli özelliklerinden biri adsorplama güçlerinin yüksek oluşudur. Atom, iyon, molekül gibi taneciklerin bir katı yüzeyine tutunma olgusuna adsorpsiyon denir. Katı adsorplayıcı, katı yüzeyinde tutunan madde ise adsorplanan olarak nitelenmektedir. Adsorpsiyonun tersine katı yüzeyine tutunan taneciklerin yüzeyden 1

12 ayrılmasına ise desorpsiyon denir. Teknolojik açıdan adsorpsiyon çok önemlidir. Bazı adsorplayıcılar geniş çapta kurutucu, katalizör ve katalizör desteği olarak kullanılmaktadırlar. Bazıları ise gazların ayrılmasında, sıvıların saflaştırılmasında, kirlilik kontrolünde veya solunum korunması gibi alanlarda kullanılmaktadırlar. Adsorpsiyon işlemi pek çok katı hal tepkimesi ve biyolojik mekanizmalarda yaşamsal bir rol oynamaktadır. Ayrıca pigmentler, dolgu maddeleri gibi pek çok ince tozların doku ve yüzey özelliklerinin belirlenmesi çok büyük önem kazanmıştır. Bu nedenle, adsorpsiyon teknikleri geniş çapta kullanılmaktadır. Benzer şekilde, pek çok akademik ve endüstriyel laboratuarlarda killer, seramikler ve membranlar gibi gözenekli malzemeler üzerinde adsorpsiyon ölçümleri yapılmaktadır. Özellikle gaz adsorpsiyonu toz ve gözenekli malzemelerin yüzey alanı ve gözenek boyut dağılımlarını belirlemek için en çok kullanılan yöntemlerden biri haline gelmiştir. Adsorpsiyon entalpisi -20 kjmol -1 civarında olan etkileşmeler sonundaki tutunmalara fiziksel adsorpsiyon, -200 kjmol -1 civarında olan etkileşmeler sonundaki tutunmalara ise kimyasal adsorpsiyon denilmektedir. Fiziksel adsorpsiyon esnasında atom, molekül veya iyon şeklinde adsoplanan tanecikler ile katı yüzeyi arasında uzun mesafeli ve zayıf olan van der Waals çekim kuvvetleri etkindir. Kimyasal adsorpsiyon esnasında tanecikler ile yüzey arasında genellikle kovalent bağ oluşmaktadır. Çoğu kimyasal adsorpsiyonlar ve tüm fiziksel adsorpsiyonlar ekzotermik olduğu halde bazı kimyasal adsorpsiyonlar endotermik olabilir, örneğin hidrojen gazının cam üzerinde tutunması gibi. Bunun nedeni, hidrojenin cam üzerinde atomlar halinde tutunması ve H 2 (g) 2H (cam) ayrışmasında tepkime entropisinin artı işaretli olmasıdır. Kimyasal adsorpsiyon sadece monomoleküler yani tek tabakalı, fiziksel adsorpsiyon monomoleküler ya da multimoleküler yani çok tabakalı olabilir. Çoğu fiziksel adsorpsiyonlar tersinir yürütülebilir, kimyasal adsorpsiyonlar ise tersinmezdir Gözenekli ve Mezogözönekli Katılara Örnekler Gözenekli ve adsorplama gücü yüksek olan bazı doğal katıları kömürler, killer, zeolitler ve çeşitli metal filizleri olarak, yapay katıları ise aktif kömürler, yapay zeolitler (moleküler elekler), silikajeller, metal oksitleri, katalizörler ve bazı özel seramikler 2

13 şeklinde sıralayabiliriz. Mezogözenekli katılara örnek olarak bazı metal oksitlerini, kil minerallerini ve bazı ince seramik tozlarını verebiliriz Metal oksitler Bazı metal oksitler (özellikle alumina, magnezya ve silika ) özgül yüzey alanı yüksek olarak kararlı bir halde kolayca hazırlanabilirler. Bunlar, teknik açıdan önemleri nedeniyle pek çok temel ve uygulamalı araştırmada belirgin yer tutmuşlardır. Diğer oksitler (örneğin krom, demir, nikel, titanyum ve çinko oksitler ) daha az alanlı yüzey oluşturmalarına rağmen özgün adsorplayıcı özellik ve katalitik etkinlik gösterirler. Bu oksitler de çok ilgi toplamaktadırlar. Oksit adsorplayıcılar amorf olabildikleri gibi (örneğin silika) kristal halde de bulunabilirler (örneğin anataz ve rutil). Bunların hepsi de koordinasyon yoluyla kararlılığa ulaşabilmek amacıyla yüzey hidratasyonu ve / veya hidroksilasyonuna uğrama eğilimindedirler. Farklı yüzey ligandlarının varlığı da infrared spektroskopisiyle belirlenmiştir. Yüzey hidroksillerinin varlığı nedeniyle pek çok polar adsorplayıcı molekül yüzeyle özel bir biçimde etkileşebilir. Bazı hallerde yüzeyin dehidratasyonu güçlü katyonik bölgelerin etkin hale gelmesine yol açarken yüzeyin diğer bölgeleri daha az reaktif hale gelebilir. Özel etkileşmelerde H- bağları ve Lewis elektron alışverişi yer almaktadır. En aktif oksit adsorplayıcılar genellikle çok gözeneklidir. Geçmişte gözeneklilik kolay üretilebiliyor ancak çok zor kontrol edilebiliyordu, bu nedenle pek çok silikajel ve aktiflenmiş aluminalar gibi endüstriyel adsorplayıcıların karmaşık bir mezogözenekli ve mikrogözenekli yapıları vardır. Son yıllarda gözenek oluşum ve gelişim mekanizmalarının seçiminde önemli gelişmeler kaydedilmiştir ve bu yolla istenilen gözeneklilikte malzemeler elde edilebilmektir Silikajeller Geçtiğimiz 70 yılda silikajeller üzerine çok sayıda fiziksel adsorpsiyon çalışmaları yapılmıştır ( Deitz 1944, Brunauer 1945, Okkersee 1970, Barby 1976, Iler 1979). Kararlı adsorplayıcı silikajellerin oldukça gözenekli ve nispeten yoğun tanecikli şekilde hazırlanması zor değildir. Şimdilerde daha da gelişmiş yöntemler olduğu halde ticari silikajeller halen büyük miktarlarda, sodyum silikatın asitle tepkimesinden elde edilen 3

14 hidrojellerin dehidratasyonu ile hazırlanmaktadır (Patterson 1994). Bu materyaller daha ucuza elde edilebildiklerinden adsorblayıcı, kurutucu ve katalizör desteği olarak geniş çapta kullanılmaktadırlar. Hidrojelin oluşması yaşlandırılması ve jellere dönüşümü ile ilgili yapılmış olan sistematik çalışmalar sayesinde günümüzde silikajellerin adsorplama özelliklerinin oldukça dar sınırlar içerisinde kontrol edilmeleri mümkün olabilmektedir (Barby 1976, Iler 1979, Unger 1979, Kenny ve Sing 1994). Şekil 1.1.a da çeşitli mezogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermleri ve bunlara karşılık gelen α s grafikleri görülmektedir. Şekil 1.1.b de çeşitli mikrogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermleri ve bunlara karşılık gelen α s grafikleri görülmektedir (Bhambhani et al. 1972). (a) Şekil 1.1.a. Çeşitli mezogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermleri ve bunlara karşılık gelen α s grafikleri görülmektedir b. Çeşitli mikrogözenekli silikajeller üzerinde azot adsorpsiyon izotermler ve bunlara karşılık gelen α s grafikleri görülmektedir. (b) Bu grafiklerden elde edilmiş özgül yüzey alan değerleri çizelge 1.1 de verilmiştir. 4

15 Çizelge 1.1. Azotun BET grafikleri ve α s grafiklerinden çıkartılan özgül yüzey alan değerlerinin karşılaştırılması Silika Gözeneklilik A (BET) (m 2 g -1 ) A(S, N 2 ) (m 2 g -1 ) Jel A Mezo Jel G Mezo Jel J Mezo Jel D Mikro ,35 a Jel E Mikro ,20 a A(BET, N 2 ) ve A (S, N 2 ) değerlerinin uyuşum içinde olması A, G ve J jellerinin mezogözenekli olduğunu göstermektedir. Şekil 1.1.(a) daki izotermlerin karakteristik şekilleri ve α s -grafikleri de bu sonucu doğrulayıcı niteliktedir. D ve E jelleri ise mikrogözenekli yapıdadır. Şekil 1.2 de de silikajeller üzerinde argon adsorpsiyonuna ilişkin α s grafikleri görülmektedir. B ve C jellerinin grafiklerinde görülen doğrusallıktan sapma sırasıyla bunların mezogözenekli ve mikrogözenekli yapıda olduğunu işaret etmektedir. B jelinin α s grafiği p/p o = 0,4 (α s =1) değerine kadar doğrusaldır. Bu argon tek tabakasının aynen gözeneksiz yüzeyde olduğu gibi mezogözenekli yüzeyde de oluştuğunu göstermektedir. Üst kısımdaki kayma kılcal yoğunlaşmanın başlamış olması nedeni ile oluşmuştur. 5

16 Şekil 1.2. Silikajeller üzerinde argon adsorpsiyonuna ilişkin gözeneksiz (TK800), mezogözenek (jel B), mikrogözenek (jel C) α s grafikleri (Payne et al. 1973) Aktiflenmiş alumina Hidratlı bir aluminanın ( kristalin hidroksit, oksit-hidroksit veya hidratlı alumina jeli) ısıl işlemi ile hazırlanmış adsorblayıcı aluminaya genellikle aktiflenmiş alumina adı verilir. Bazı aktif aluminaların çeşitli buharları tutmak üzere güçlü kurutucular olarak kullanılabilecekleri yıllardır bilinmektedir. Adsorplayıcı özelliğin uygulanan ısıya bağlı olduğu çok önceden de biliniyordu. Alkollerin katalitik dehidratasyonunun araştırılması esnasında, 400 o C kalsinasyon sıcaklığının tepkime veren alkollerin adsorpsiyonu için en uygun sıcaklık olduğunu ve diğer taraftan 600 o C deki kalsinasyonun olefin ürünlerinin adsorpsiyonu için tercih edilebilir bir sıcaklık olduğu bulmuştur. Bir süre sonra yüzey alanının kalsinasyon sıcaklığına olan bağlılığının ölçüldüğü çalışmaların sonuçlarında çelişkilerin olduğu ortaya çıkmıştır (de Boer 1957 ). Bu tür farklılıkların olması yadırganmamalıdır. Adsorblayıcı özelliklerin tekrarlanabilir nitelikte olabilmesi için aşağıdakilerin kontrol altında tutulması gerekir. a) Başlangıç maddesinin fiziksel ve kimyasal özellikleri (yani yapısı, kristal boyutu / parçacık boyutu oranı, örneğin saflığı) 6

17 b) Isıl işlem şartları (fırın tipi, atmosfer, tercihen zaman sıcaklık profili kontrollü hızlı termal analiz (CRTA) ısıtma yöntemi ile) c) Adsorpsiyon verilerini yorumlama yöntemleri Aluminyum trihidroksit Literatürde aluminyum hidroksitin, Al(OH) 3, çeşitli modifikasyonları tanımlanmış olmasına rağmen genelde üç şekli vardır: gibsit ( hidrargillit olarak da adlandırılır), bayerit ve nordstrandit. Gibsit en çok bilinen ve en bol olandır. Gibsit Güney ve Kuzey Amerika boksitinin ana bileşenidir ve boksitten aluminyumun üretildiği Bayer işlemlerinde ara ürün olarak elde edilir. Bu üç hidroksitin hepsinin kristal yapısı şekil 1.3 de görüldüğü gibi çift tabaka oktahedral boşlukların üçte ikisinin aluminyum iyonları ile doldurulmasıyla oluşan sıkışık istiflenmiş hidroksil iyonlarına dayanır. Tabakalar komşu hidroksiller arasındaki hidrojen bağları ile bir arada tutulmaktadır. Yapılarındaki farklılıklar iç tabaka boşluklarından kaynaklanmaktadır ( yani c- ekseninde). Gibsitde ise çift tabakaların yığını ABBAABBA dizisi şeklindedir. İki eş katman A (ya da B) arasındaki boşluk 0,28 nm iken A-B arası boşluk 0,20 nm dir. Bayerit doğada bulunmaz ancak farklı yollarla elde edilebilir (örneğin, aluminyum alkoksitin hidrolizi ile), bayeritteki OH tabakaları ABABAB sırasında istiflenmişlerdir. Çift tabaka içindeki A-B uzaklığı 0,21 nm ve çift tabakalar arasındaki A-B uzaklığı 0,26 nm dir. Bayeritin yoğunluğu gibsitinkinden biraz daha yüksektir. Nordstrandit depoları bulunmuş olmasına rağmen nordstranditin saf bir halde elde edilmesi güçtür. Bu nedenle nordstranditin tam yapısı halen tartışılmaktadır. Ancak tabaka istiflenmesinin bayerit ve gibsitinkinin bir bileşimi olduğu düşünülmektedir. Endüstride en çok kullanılan haliyle gibsit µm granüllü kumsu bir maddedir. Herbir partikül aslında, genellikle büyüklüğü 5-15 µm olan küçük hekzagonal kristallerin topaklaşması ile oluşmuştur ve BET-azot yüzey alanı genellikle 0,2 m 2 g -1 den büyük değildir. Gibsitin diğer şekilleri de fiziksel adsorpsiyon çalışmalarına konu olmuştur. Bu çalışmaların sonucunda gibsitin mezogözenekli, muhtemelen etkin gözenek genişliği 20 nm den büyük olmak üzere makrogözenekli de olabileceği 7

18 anlaşılmıştır. Diğer adsorpsiyon çalışmaları sonucunda mikrokristal yapıdaki nordstranditin ise mezogözenekli olduğu anlaşılmıştır. Bayeritin ise gözeneksiz olduğu ortaya çıkmıştır. Şekil 1.3. Gibsitin kristal yapısı. Aluminyum iyonlarını küçük koyu daireler, hidroksil iyonlarını büyük açık daireler simgeler (Saafeld 1960) Aluminyum hidroksitler Hidroksitlerin (AlOOH) birbirine benzer iki yapısı vardır: Diaspore ve boehmit. Diaspore, kil ve boksitin bazı çeşitlerinde görülür. Korendumun, α-al 2 O 3 hidrotermal 8

19 işlemi ile üretilir. Boehmit anyonların kübik sıkışık istiflenmesi ile tanımlanırken, diaspore hekzagonal sıkışık istiflenmiş yapıdadır. Büyük bir ihtimalle bu farklılık düşük sıcaklıklarda ( o C) diasporenin korenduma ısıl dönüşümünün sorumlusudur. Boehmit, yüzey ile ilgilenen bilim adamları için büyük bir önem taşımaktadır. Lippens ve Steggerda (1970) kristal boehmit ile her zaman biraz stokiyometrik olmayan tabakalar arası su bulunduran pseodoboehmit arasında bir ayırım yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Pseodoboehmit, Avrupa boksitlerinin ana bileşenidir ve alimunyum tuzlarının nötralleşmesi ile kolayca hazırlanabilir fakat kristal boehmitin oluşumu için hidrotermal şartlar gereklidir. Genellikle pseodoboehmitlerin BET alanları kristallik azaldıkça artmaktadır (Lippens ve Steggerda 1970). Aluminyum alkoksitlerin hidrolizi ile hazırlanan jeller gözenekli olma eğilimindedirler ancak karmaşık tabiatları nedeni ile gözenekliliklerinin belirlenmesi pek kolay olmaz. Ancak, ürün sulu etanol veya etandiol içerisinde bekletilirse iyi tanımlanmış mezogözenekli yapı elde edilir Alumina yapıları Alumina, doğada çok sert, elektrik direnci yüksek olan ve kimyasal etkinliği düşük özellikleri ile bilinen korendum, (α-al 2 O 3 ), olarak bulunur. Alumina, gibsit ya da boehmitin yüksek sıcaklıktaki ısıl işlemi (> C) ile üretilebilir ve genellikle düşük özgül yüzey alanına (<5 m 2 /g) sahiptir. Daha az sıkışık olan geçiş aluminaları (γ-tipi) çok gözenekli olup daha reaktiftirler ve doğada bulunmazlar. AlOOH ya da Al(OH) 3 in orta sıcaklıklardaki ısıl işlemi ile elde edilirler ve yüksek sıcaklıkta tersinmez bir şekilde α-al 2 O 3 e dönüşürler. BET alanları m 2 /g -1 civarındadır ve geniş çapta katalizör ve katalizör desteği olarak kullanılırlar Titan jellerinin gözenekliliği Geniş yüzey alanlı titanyumdioksit jelleri birkaç farklı yoldan elde edilebilir. Benzen çözeltisindeki titanyum alkoksitlerin buharlı hidrolizi ile gözenekli jeller hazırlanmıştır. 9

20 Sulu çözeltideki Ti IV sülfat tan bir seri mikrogözenekli jeller hazırlanmıştır. Ayrıca mezogözenekli ve makrogözenekli jeller de hazırlanmıştır Killer ve kil mineralleri Minerallerin partikül boyutu 2 µm nin altında olan tabakalı yapıdaki hidratlaşmış aluminyum ya da magnezyum silikatlara kil denir. Killerin su tutma ve iyon değiştirme güçleri yüksektir (Sarıkaya et al.1993). Killer doğada beyaz, yeşil, gri ve kahverengi gibi değişik renklerde bulunabilirler. Bunun nedeni mineral içerikleri veya kimyasal yapılarıdır. Mineral karışımlar olan killer kaolinler, montmorillonit, klorit, illit, attapulgit ve sepiolit gibi kil minerallerinden ve kuars, amfibol, feldspat, kalsit, magnezit, dolamit, jips, alunit, korendum, opal-c ve opal-ct gibi kil dışındaki mineraller ile eser miktarda organik maddelerden (bitki ve hayvan artıkları) oluşmaktadır. Kil minerallerinin oranının yüksek olması kilin kalitesini arttırır. Diğer minerallerin oranının yüksek olması ise kilin kalitesini düşürür yılında X-ışınları difraksiyonu ile kil minerallerinin tetrahedron ve oktahedron olmak üzere iki farklı yapısı bulunmuştur (Brindley ve Brown 1980). Tetrahedron yapısının merkezinde Silisyum atomu ve köşelerinde dört tane Oksijen atomu bulunmaktadır. 6 tane tetrahedronun bir yüzleri aynı düzleme gelecek şekilde dizilirse köşelerden oksijen köprüsü geçer. Bu yapıya tetrahedron katmanı (T) denir. Merkezinde Silisyum atomu olduğu için Silisyum katmanı da denir. Oktahedron yapısı, merkezde aluminyum atomu ve köşelerde 6 tane Oksijen atomundan oluşur. 6 tane oktahedronun bir yüzleri aynı düzleme gelecek şekilde dizilirse köşelerden oksijen köprüsü geçer. Bu yapıya oktahedron katmanı (O) veya gibsit katmanı veya alumina katmanı denir. Alumina tabakasındaki oktahedronların 2/3 nün merkezinde aluminyum iyonu bulunur. Bunun nedeni yük denkliğinin sağlanmasıdır. Oktahedronların merkezinde %100 Mg +2 iyonları bulunursa bu yapıya magnezya veya brusit katmanı denir (Sarıkaya 1987, Sarıkaya et al. 1993, Chitnis ve Sharma 1997 ). 10

21 Şekil 1.4. Kil minerallerinin yapıtaşları a) Silika tetrahedronu b) Alumina oktahedronu c) Magnezya oktahedronu Silika tabakasındaki tetrahedronların tepe kısımları ile alumina tabakasındaki oktahedronların bir yüzeyindeki bazı oksijen iyonlarının ortak kullanılması ile kaolinit minerali ve 0,72 nm kalınlıktaki birim tabakası oluşmaktadır (Gruner 1932). Çok sayıda kaolinit birim tabakalarının üst üste istiflenmesi ile kaolinit partikülleri meydana gelir. Bu partiküllerin gelişigüzel bir araya gelmesi ile kaolinit mineralleri oluşur. Kaolinit mineralinin tüm özelliklerini gösteren en küçük yapıya birim hücre ((OH) 8 Al 4 Si 4 O 10 ) denir (Sarıkaya 1987). Bir oktahedral katman iki tetrahedral katman arasına girerek belirli köşelerden oksijen köprüsü yapması sonucu oluşan minerale montmorillonit (TOT birim tabakalı) denir (Berger 1941). Çok sayıda TOT birim tabakasının paralel olarak üst üste istiflenmesi ile montmorillonit partikülleri oluşur. Bu partiküllerin gelişi güzel bir araya gelmesi ile montmorillonit minerali oluşur. Tetrahedron yapıların merkezindeki Si +4 iyonları yerine düşük yükseltgenme basamaklı Al +3 ve Fe +2 iyonlarının girmesi sonucu ve tabakada negatif yük fazlalığı veya pozitif yük eksikliği meydana gelir. Aynı şekilde oktahedronların merkezindeki bazı Al +3 iyonlarının yerine düşük yükseltgenme basamaklı Fe +2, Mg +2, Zn +2, Ni +2, Li +2 iyonlarının girmesi ile tabakada negatif yük fazlalığı veya pozitif yük eksikliği meydana gelir. Oluşan negatif yük fazlalığını dengelemek için iki TOT tabakası arasına Na +, K +, Ca +2 (değişebilen katyonlar) gibi katyonlar girer. Bu katyonlar tabakalar arası suyun içinde bulunurlar. Na +, Ca +2 gibi değişebilen katyonlar organik ve inorganik iyonlarla yer değiştirebilir. Bu durum sonucunda aradaki boşluk ile beraber tabaka kalınlığı 4,0 nm ye kadar ulaşabilir. 11

22 Şekil 1.5. Montmorillonit mineralinin katmanları İdeal montmorillonit mineralinin kimyasal yapısı (Al 4-x Mg x ) (Si 8 )O 20 (OH) 4 M n+ x/n.yh 2 O şeklinde gösterilebilir. Tabakalar arasında Ca +2 iyonu bulunduran montmorillonit Ca montmorillonit (CaM), Na + bulunduranlara Na- montmorillonit (NaM) denir. Killerde kristal yapı bozulmadan oluşan iyon değişimine izomorfik iyon değişimi denir. Montmorillonitten izomorfik iyon değişimi sonucunda minerallerin (montmorillonit, bedielit, nontronit, hektorit, saponit) meydana getirdiği gruba smektit grubu denir (Pinnavaia 1983). Tabaka aralarına giren polar moleküllerin ve katyonların büyüklüğüne bağlı olarak smektit tabaka kalınlığı 0,920-2,140 nm arasında değişir (Sarıkaya et al.1993). Çimento sanayiinde çok kullanılan bir kil minerali olan illit ve hidratize mika TOT tabakalarından oluşur. Montmorillonit mineralinden farklı olarak tetrahedronlardaki Si +4 iyonlarının %15-25 i yerine Al +3 ve oktahedronlardaki Al +3 iyonlarının yerine büyük oranda Fe +2 ve Mg +2 gibi yükseltgenme basamağı düşük katyonlar geçer. İdeal 12

23 kimyasal formülü ise K y (Al 4, Fe 4, Mg 4, Mg 6 )(Si 8-y Al y )O 20 (OH) 4 tür. 1< y < 1, 5 arasında bir değer alabilir. İllit mineralinin TOT tabaka kalınlığı 1nm dir (Wentworth 1970, Eberl ve Hower 1976). İllit mineralinin yük denkliği tabakalar arasına giren ve kolaylıkla uzaklaştırılamayan K + iyonu ile sağlanır. Klorit minerali TOT tabakası ile O katmanı arasında oluşan elektrostatik çekimle oluşur. Tetrahedronlardaki Si +4 iyonunun bir kısmı yerine Al +3 ve oktahedronlardaki Al +3 iyonlarının bir kısmı yerine Fe +2, Mg +2 gibi iyonların gelmesi ile TOT tabakası negatif yüklenir. Zıt yüklü O katmanı ile TOT tabakaları birbirini çekerek TOT-O tabakalarını meydana getirir. Attapulgit ve sepiolit yapılarında bulunan tetrahedronların zincir şeklinde uzamasından dolayı lifli yapıdadırlar (Nagy ve Bradley 1955). Sepiolit mineralinin kimyasal formülü Mg 6 Si 12 O 30 (OH) 6 (OH 2 ) 4. 6H 2 O ve attapulgit mineralinin kimyasal formülü Mg 5 Si 8 O 20 (OH) 2 (OH 2 ) 4. 4H 2 O şeklindedir (Serna et al. 1975). Ana kil minerali montmorillonit ya da montmorillonitten izomorfik iyon değişimi ile oluşan kile bentonit denir. Bentonitlerin içinde doğal katkı maddesi olarak diğer kil mineralleri kaolin, illit ile kuars, opal, kalsit, magnezit, dolamit, jips, korendum gibi kil minerali olmayan maddeler bulunabilir. Ana kil minerali NaM olan bentonitlere sodyum bentonit (NaB), CaM den oluşan bentonitlere ise kalsiyum bentonit (CaB) denir. NaB ve CaB nin karışımından oluşan bentonitlere ise ara bentonit denir. Smektit - attapulgit karma minerallerinden oluşan killere çamaşır toprağı denir. Bentonitler seramik sanayinde şekil alması kolay olmasından dolayı bağlayıcı olarak kullanılırlar. Bentonit yerine mineral sabun, ağartma kili, ağartma toprağı, adsorplayıcı toprak ve adsorplayıcı kil gibi isimler de kullanılabilir. Killer ve kil mineralleri üzerinde yapılan fiziksel adsorpsiyon çalışmaları bunların çoğunun çeşitli boyutlardaki gözeneklere sahip olduklarını ortaya koymuştur. Şekil 1.6 da Reşadiye/ Tokat bentonitine ait azotun 77 K deki adsorpsiyon - desorpsiyon izotermi görülmektedir. Bu şekilden izotermi 4. Tipten bir izoterm olduğu ve mezogözenekli bir yapıya sahip olduğu görülmektedir (Önal et al. 2001). 13

24 Şekil 1.6. Reşadiye/Tokat bentoniti üzerinde azotun 77 K deki adsorpsiyon ve desorpsiyon izotermleri Seramikler Metal dışı, mineral ya da mineral dışı endüstriyel ham maddelerin çeşitli ön işlemlerden geçirilerek yüksek sıcaklıklarda pişirilmesi ile oluşan değişik bir çimento biçimi seramik olarak tanımlanmaktadır. Bazı türleri mezogözenekli yapıda olan seramiklerin günlük hayatta karşılaşabileceğimiz örnekleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir; zımpara kağıdındaki aşındırıcı tozlar, fırın içindeki ateş tuğlaları, bıçak bileme taşları, cam kesiciler, değirmen taşları, nükleer yakıttaki alaşımlarda kullanılan oksitler, beyaz eşyada kaplama olarak, tabak, çanak, boru, çini, fayans, lavabo, çimento, kroze, beton, ev camları, laboratuar camları. Seramikler günlük hayatta kullandığımız klasik seramikler ve endüstride kullanılan ileri teknoloji seramikleri olmak üzere iki grupta sınıflandırılabilir. Klasik seramiklerin hammaddeleri olarak killer (kaolin, bentonit), kuartzlar, feldispatlar (Ortoklas: K-Al-Silikatlar, Anortit: Ca-Al-Silikatlar, Albit: Na-Al- Silikatlar), silikalar (SiO 2, kuars) ve diğerleri (kalsit: CaCO 3, magnezit: MgCO 3, dolamit: CaCO 3.MgCO 3, kromit gibi) kullanılır. Seramiklerin genel özelliklerini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz: Çok serttirler, esnek değildirler, uzamazlar, çok kırılgandırlar, erime noktaları yüksektir, elastik plastik sınırı çok yüksektir, burulma ve uzama özellikleri çok azdır ve kopmagerilimleri çok yüksektir. 14

25 2. KURAMSAL TEMELLER 2.1. Mezogözenekli Katılarda Adsorpsiyon ve Desorpsiyon (Yüzey Alanının Belirlenmesi) Mezogözenekli katıların tanımlama ve belirlenmesinde adsorpsiyon ölçümleri kullanılmaktadır. Adsorpsiyon verilerinin analizi için kullanılan hemen hemen tüm hesaplama yöntemlerinde gözeneklerin iyi tanımlanmış şekillere sahip oldukları ve eğilmedikleri varsayımından hareket edilmiştir. Araştırmacıların çoğu mezogözeneklerin ya düzgün silindirler ya da paralel kenarlı aralıklar şeklinde olduklarını varsaymışlardır. Gerçekte ise bu iki şekilden herhangi birine tam olarak uyan mezogözenekli gerçek adsorplayıcıların sayısı oldukça azdır. Teknolojik önem taşıyan gözenekli adsorplayıcıların çoğunun düzensiz şekilli birbirine bağlı karmaşık bir gözenek yapısına sahip olduğunu akılda tutmak gerekir. Mezogözenek boyut analizi için azot adsorpsiyon yöntemi yöntem olarak kabul edilir. Katının bir gramında bulunan gözeneklerin toplam hacmine özgül gözenek hacmi, bu gözeneklerin sahip olduğu duvarların toplam yüzeyine ise özgül yüzey alanı denir. Gözenekler küçüldükçe duvar sayısı artacağından özgül yüzey alanı da artacaktır. Yani, özgül yüzey alanının büyüklüğü özgül gözenek hacminin büyüklüğünden çok gözeneklerin büyüklüğüne bağlıdır. Gözeneklerin büyüklük dağılımına adsorplayıcının gözenek boyut dağılımı denir. Bir katının adsorplama gücü bu katının doğası yanında özgül yüzey alanı, özgül gözenek hacmi ve gözenek boyut dağılımına bağlı olarak değişmektedir. Gözenekli katıların ve tozların yüzey alanlarını ölçmek için kullanılan metotların çoğu adsorpsiyon ölçümüne bağlıdır. Özgül gözenek hacmi, özgül yüzey alanı ile gözenek boyut dağılımı gibi adsorplama özellikleri azotun 77 K deki adsorpsiyon ve desorpsiyon izotermleri civa porozimetresi ve helyum - civa porozimetresi sonuçları değerlendirilerek belirlenir (Ceylan ve Sarıkaya 1988, Sarıkaya ve Ceylan 1989) Adsorpsiyon izotermleri Adsorplayıcı ve adsorplanan yanında sıcaklık da sabit tutulduğunda gaz fazından adsorpsiyon yalnızca basınca, çözeltiden adsorpsiyon ise yalnızca derişime bağlıdır. Bu 15

26 durumda, adsorplanan madde miktarının basınçla ya da derişimle değişimini veren eğrilere adsorpsiyon izotermi denir. Gaz fazından ve çözeltiden adsorpsiyon için adsorplanan madde miktarı denel yoldan belirlenerek adsorpsiyon izotermleri çizilir. n /molg -1 = f (p) veya n / molg -1 = f (p/p o ) ( ) n /molg -1 = f (c) veya n / molg -1 = f (c/c o ) ( ) Buradaki p denge basıncının, p o adsorplanan madde sıvısının sabit tutulan adsorpsiyon sıcaklığındaki buhar basıncını, p/p o değeri ise 0< p/p o <1 aralığında değişen bağıl denge basıncını, c çözeltiden adsorpsiyon sırasında denge derişimini, c 0 ise aynı çözeltinin doygunluk derişimini göstermektedir. Gaz adsorpsiyonunda yalnızca n-p izotermi çizilebildiği halde buhar adsorpsiyonunda n-p izotermi yanında n-p/p o izotermleri de çizilebilir. En çok karşılaşılan 6 farklı tipteki adsorpsiyon izotermleri Şekil 2.1 de gösterilmiştir. Daha çok buhar fazından adsorpsiyon için çizilen bu izotermler çözeltiden adsorpsiyon için de geçerlidir. p/p o =1 ya da c/c o = 1 değerlerinde adsorplanan madde yığın halde ayrıldığından izoterm eğrileri dikey olarak yükselmeye başlar. Adsorpsiyonun tamamlanma noktası dikeylerin yükselme noktasına geldiği zamandır. Bu izoterm tipleri sırasıyla aşağıdaki şekilde tanımlanabilir. 1) Tek tabakalı yani monomoleküler olan kimyasal adsorpsiyon izotermi k ve n eğrilerine benzemektedir. Ayrıca k eğrisi mikrogözenekli katılardaki adsorpsiyon izotermine, n eğrisi ise makrogözenekli katılardaki adsorpsiyon izotermine yakındır. Adsorplama gücü yüksek olan mikrogözeneklerin yüzeyleri monomoleküler olarak kaplandığında gözenekler tamamen dolduğundan adsorpsiyon tamamlanmış olur. Adsorplama gücü düşük olan makrogözeneklerin yüzeyleri monomoleküler olarak kaplandığında adsorpsiyon yine tamamlanmış olacaktır. Bu nedenle, mikrogözenekli ve makrogözenekli katılardaki adsorpsiyon izotermleri yükseklik farkı dışında birbirine benzemektedir. Çözeltilerden adsorpsiyon izotermleri k, n ve m eğrilerine yakın olarak ortaya çıkmaktadır. 16

27 Şekil 2.1. Adsorpsiyon izotermlerinin 6 karakteristik tipi 2) Birinci tabakanın adsorpsiyon ısısı yoğunlaşma ısısından daha büyük olan ve kılcal yoğunlaşmanın az olduğu adsorpsiyon izotermleri bu eğriye benzemektedir. İzotermin ab parçası boyunca tek tabakalı adsorpsiyon, bc parçası boyunca ise çok tabakalı adsorpsiyon ve kılcal yoğunlaşma tamamlanmaktadır. İzotermin b noktasından sonraki doğrusal kısmın uzantısından n m, bir gram adsorplayıcı yüzeyinin monomoleküler olarak kaplanabilmesi için gerekli madde miktarı olarak tanımlanır, tek tabaka kapasitesi grafikten yaklaşık olarak bulunabilir. Doygunluk noktasına geldiğinden dolayı ef boyunca adsorplanan madde sıvı ya da katı olarak yığın halde ayrılır. 3) Birinci tabakanın adsorpsiyon ısısı yoğunlaşma ısısından daha küçük olan ve kılcal yoğunlaşmanın az olduğu adsorpsiyon izotermleri bu eğriye benzemektedir. Adsorplama gücü çok düşük olan katılardaki adsorpsiyon izotermleri bu tipe uymaktadır. Eğrinin gidişinden n m tek tabaka kapasitesini bulmak olanaksızdır. 4) Birinci tabakanın adsorplama ısısı yoğunlaşma ısısından daha büyük olan ve kılcal yoğunlaşmanın çok olduğu adsorpsiyon izotermleri bu eğriye benzemektedir. Adsorpsiyon ve desorpsiyon izotermlerinin farklı yollar izlemesine Adsorpsiyon Histerezisi denir. Bunun nedeni dar ağızlarından dolan gözeneklerin geniş ağızlarından 17

28 boşalmasıdır. İzotermin ab parçası boyunca tek tabakalı adsorpsiyon, bc parçası boyunca çok tabakalı adsorpsiyon, cd parçası boyunca ise kılcal yoğunlaşma olmaktadır. Kılcal yoğunlaşma tamamlandıktan sonra gözeneklerin ağızlarındaki çukur yüzeyler de boyunca dolmakta ve ef boyunca adsorplanan madde yığın olarak ayrılmaktadır. Genellikle mikrogözenek ve mezogözenek içeren katılardaki adsorpsiyon izotermleri bu tipe uymaktadır. Bu izotermlerden de n m tek tabaka kapasitesi yaklaşık olarak bulunmaktadır. 5) Birinci tabakanın adsorpsiyon ısısı yoğunlaşma ısısından daha küçük olan ve kılcal yoğunlaşmanın çok olduğu adsorpsiyon izotermleri bu eğriye benzemektedir. İzotermin ac parçası boyunca yüzey tek tabakalı ya da çok tabakalı olarak kaplandıktan sonra kılcal yoğunlaşma olmaktadır. Adsorplama gücü düşük olan mezogözenekli katılardaki adsorpsiyon izotermleri bu tipe benzemektedir. 6) Basamaklı olan bu izoterme çok az rastlanmaktadır. Mikrogözenekler yanında farklı boyutlarda mezogözenek grupları içeren katılardaki adsorpsiyon izotermleri bu tipe benzemektedir. Bir gram adsorplayıcı yüzeyinin monomoleküler olarak kaplanabilmesi için gerekli madde miktarına tek tabaka kapasitesi denir. Genellikle n m /molg -1 ya da v m /cm 3 g -1 olarak gösterilebilir. Bu tabakanın alanı adsorplayıcının bir gramının sahip olduğu alana eşit alınır. Adsorplanan bir molekülün kapladığı alan a M olduğuna göre tek tabakanın ve dolayısı ile bir gram katının sahip olduğu yüzeyin alanı A= (v m / 22400) L a M = n m L a M ( ) eşitliğinden bulunabilir. Bulunan değere özgül yüzey alanı denir. Molekül alanları literatürden bulanabilir ya da kinetik gaz kuramından türetilen bağıntılardan da hesaplanabilir. Bir azot molekülünün kapladığı alan için örnek verecek olursak a M =1,096 (M/Lρ) 2/3 ( ) 18

29 eşitliği türetilir. Buradaki M molar kütleyi, L Avogadro sabitini, ρ ise sıvı azotun yoğunluğunu göstermektedir. Adsorplayıcının örtülü yüzey kesri θ = n/n m = v/v m ( ) olarak tanımlandığından çıplak yüzey kesri (1-θ) olur. Eğer yüzey tek tabaka ile kaplanırsa θ = 1 olur. n/n m oranından çok tabakalı adsorpsiyondaki tabaka sayısı, bir tabakanın kalınlığı yaklaşık olarak moleküllerin σ çarpışma çapına eşit varsayılarak adsorpsiyon tabakalarının toplam kalınlığı aşağıdaki eşitlikten bulunur. t= (n/n m ) σ ( ) Adsorpsiyon denklemleri Deneysel olarak belirlenen adsorpsiyon izotermlerini ve diğer adsorpsiyon verilerini değerlendirebilmek için çok sayıda denklem türetilmiştir. Özgül yüzey alanı belirlenmesinde Langmuir, Brunauer-Emmett-Teller (BET), de Boer-Lippens (BL), Dubinin -Radushkevich- Kagener (DRK) ve Harkins-Jura (HJ) yöntemlerinden biri ve genellikle standart olarak kabul edilen BET yöntemi kullanılmaktadır (Sarıkaya 1981) Langmuir denklemi 1916,1918 yıllarında gaz adsorpsiyon mekanizması Langmuir tarafından önerilmiştir. Gaz moleküllerinin metal yüzeyler üzerine toplanmasını açıklamak için kullanılan Langmuir denkleminin temel işleyişi kinetiktir. Tek tabakalı fiziksel ve kimyasal adsorpsiyonda p denge basıncında adsorplanan gazın normal koşullarda madde miktarı n olmak üzere (p/p o )/ n =1/K p o n m + (p/p o )/ n m ( ) 19

30 şeklindeki Langmuir denklemi bir doğru verir. Deney verileri grafiğe geçirildiğinde denklemdeki 1/n m eğimi, 1/Kn m ise kaymayı verir. n m ve K sabiti 1/n m ve 1/Kn m denklemlerinin ortak çözümünden bulunur (Brunauer 1943, Gregg and Sing 1967) Brunauer-Emmett-Teller (BET) denklemi BET metodunu kullanarak fiziksel adsorpsiyon izoterm verileri ile yüzey alanının ölçüsü belirlenmektedir. Bu belirleme iki aşamayı içermektedir. İlk aşamada BET noktasını inşa etmek ve bundan tek tabaka kapasitesini (n m ) elde etmek gerekir. İkinci aşamada ise detaylı yüzey alanının hesaplanması ve bunun için gerekli olan tamamlanmış tek tabakadaki (n m ) her molekül için ortalama alan (A) bilgisinin belirlenmesidir. Bruanauer, Emmett ve Teller in 1938 orjinal çalışmasında, değişik adorplayıcı katılar üzerindeki II. Tip azot izotermlerinin yaklaşık olarak p/p o =0,05-0,35 aralığında lineer BET verdiği bulunmuştur. BET denklemi, lineer formda (p/p o )/ n [(1- p/p o ) ]= 1/ n m c + [(c-1)/ n m c ](p/p o ) ( ) şeklinde verilir. Bu eşitlikteki (p/p o )/n[(1-p/p o )] nin p/p o a karşı olan BET eğimi (c-1) / n m c ve 1/n m c doğrusal bir çizgi olmalıdır. Bu doğrunun eğimi ve ordinatı kestiği noktadan elde edilen iki ayrı denklemin ortak çözümünden n m, tek tabaka kapasitesi ve c sabiti bulunur (Brunauer 1943, Gregg and Sing 1967). Tek tabak kapasitesi A= (v m /22400)La m =n m La M eşitliğinde yerine konduğu takdirde özgül yüzey alanı bulunur. c sabiti adsorplama gücünün bir ölçüsü olup; c=exp ((q 1 -q L )/RT) olarak ölçülmektedir. Burada adsorplanan maddenin yoğunlaşma ısısı, q 1 -q L = q net adsorpsiyon ısısıdır. ( ) denklemindeki 1/n m c kaymayı, (c-1)/n m c ise eğimi vermektedir. Doğrunun ordinatı kesim noktası 0 olduğu takdirde kayma (1/n m c) sıfıra eşit olur. Bu şartlar altında BET denkleminin düşük basınçlardaki grafiği merkezden geçen bir doğru verir. n m, tek tabaka kapasitesi bu doğru eğiminin tersidir. Bu yaklaştırma ile yapılan hata deney hatalarından daha küçük kalmaktadır. Buna göre p/p o değerinin 0,05-0,35 aralığında değiştiği bir tek adsorpsiyon ölçümünden elde edilen nokta merkezle birleştirilerek BET doğrusu elde edilebilir (Alkış 1982). 20

31 Polanyi denklemi Bu kuram ile çok küçük gözenekliliğe sahip katıların özgül gözenek hacimleri belirlenebilir. Bu tür adsorplayıcıların, düşük p/p o değerlerinde bile buharları büyük bir hızla adsorpladıkları deneysel olarak bulunmuştur. Bu sayede buhar moleküllerinin, sırayla çok küçük gözenekleri doldurduğunu varsayan Polanyi potansiyel kuramını ortaya koymuştur. Bu kurama göre gözenekleri dolduran buharın sıvı hale geldiği ve bu sıvının buhar basıncının aynı sıcaklıktaki normal sıvının p o buhar basıncına eşit olduğu varsayılmıştır. Adsorpsiyonun p denge basıncı, gözeneklerdeki sıvı ile dengede olan buhar basıncına eşittir. Basıncı p denge basıncına eşit olan buhar fazından basıncı p o olan adsorplanmış faza bir mol maddenin tersinir olarak aktarımı sırasındaki serbest entalpi değişimine eşit olan maksimum iş Polanyi tarafından adsorpsiyon potansiyeli olarak tanımlanmıştır (Brunauer 1943, Gregg and Sing 1967, Porfitt and Sing 1976). ε =- G=RTln(p o /p) ( ) Öncelikle adsorpsiyon potansiyelinin büyük olduğu gözenekler dolmaya başlar. Adsorpsiyon potansiyelinin düşük olduğu gözenekler ise basınç artıkça sırasıyla dolar. Mikrogözeneklerin hacim dağılımını veren bu modele hacim dolma kuramı da denir. Buhar yerine gazların adsorpsiyonu alındığında p o yerine P K τ 2 (kritik basınç ) ile indirgenmiş sıcaklığın karesinin çarpımı alınmaktadır. Adsorplanan ve adsorplayıcı değişmedikçe Polanyi potansiyel karakteristik eğrisi sıcaklıkla değişmez. Sıvı olduğu varsayılan adsorplanmış fazın hacmi v/cm 3 g -1 = (n/molg -1 )(V s /cm 3 mol -1 ) ( ) eşitliğinden bulunur. Bu denklemdeki n/molg -1 adsorplanan madde miktarıdır. V/cm 3 g -1 değeri sıcaklıkla değişmez. Adsorpsiyon izotermleri kullanılarak ε ve V nicelikleri ile çizilen ε- V grafiğine Polanyi Karaktaristik eğrisi denir (Sarıkaya 2004). Bu eğri Şekil 2.2.b de görülmektedir. 21

4 Deney. Yrd. Doç. Dr. Ayşe KALEMTAŞ Araş. Gör. Taha Yasin EKEN

4 Deney. Yrd. Doç. Dr. Ayşe KALEMTAŞ Araş. Gör. Taha Yasin EKEN BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MMM303METALURJİ VE MALZEME LABORATUARI I FÖYÜ Çamur dökümle seramiklerin şekillendirilmesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe KALEMTAŞ Araş. Gör. Taha

Detaylı

YÜZEY KİMYASI. Dengelenmemiş kuvvetler nedeniyle arayüzdeki atom, iyon yada moleküller yığın fazlarda bulunanlara göre daha etkindirler.

YÜZEY KİMYASI. Dengelenmemiş kuvvetler nedeniyle arayüzdeki atom, iyon yada moleküller yığın fazlarda bulunanlara göre daha etkindirler. YÜZEY KİMYASI İki faz arasındaki düzleme yüzey ya da arayüz denir. Dengelenmemiş kuvvetler nedeniyle arayüzdeki atom, iyon yada moleküller yığın fazlarda bulunanlara göre daha etkindirler. Atom iyon ve

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BİR SİMEKTİT MİNERALİNİN KRİSTALLİĞİ, YÜZEY ALANI VE GÖZENEKLİLİĞİ ÜZERİNE ASİT AKTİVASYONUNUN ETKİSİ SİBEL KAHRAMAN KİMYA ANABİLİM DALI ANKARA

Detaylı

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprakta bulunan katı (mineral ve organik madde), sıvı (toprak çözeltisi ve bileşenleri) ve gaz fazları sürekli olarak etkileşim içerisindedir. Bunlar

Detaylı

Adsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler

Adsorpsiyon. Kimyasal Temel İşlemler Adsorpsiyon Kimyasal Temel İşlemler Adsorpsiyon Adsorbsiyon, malzeme(lerin) derişiminin ara yüzeyde (katı yüzeyinde) yığın derişimine göre artışı şeklinde tanımlanabilir. Adsorpsiyon yüzeyde tutunma olarak

Detaylı

1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır.

1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır. 14 DENEY KATI HAL 1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır. 2. Giriş Atomlar arası (veya moleküller arası) çekim kuvvetleri

Detaylı

MOL KAVRAMI I. ÖRNEK 2

MOL KAVRAMI I.  ÖRNEK 2 MOL KAVRAMI I Maddelerin taneciklerden oluştuğunu biliyoruz. Bu taneciklere atom, molekül ya da iyon denir. Atom : Kimyasal yöntemlerle daha basit taneciklere ayrılmayan ve elementlerin yapıtaşı olan taneciklere

Detaylı

KİLİN YAPISI. Şekil 1) (a) Tetrahedral yapı, (b) silikat tabakası

KİLİN YAPISI. Şekil 1) (a) Tetrahedral yapı, (b) silikat tabakası KİLİN YAPISI Kil; kayaçların ve maden kütlelerinin yavaş aşınmasıyla oluşan, su ihtiva eden aliminyum silikatlardır. Kil mineralleri tetrahedron (düzgün dört yüzlü) ve oktahedron (düzgün sekiz yüzlü) olarak

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU hasanyolcu.wordpress.com En az iki atomun belli bir düzenlemeyle kimyasal bağ oluşturmak suretiyle bir araya gelmesidir. Aynı atomda olabilir farklı atomlarda olabilir. H 2,

Detaylı

BÖLÜM 1: TEMEL KAVRAMLAR

BÖLÜM 1: TEMEL KAVRAMLAR Sistem ve Hal Değişkenleri Üzerinde araştırma yapmak üzere sınırladığımız bir evren parçasına sistem, bu sistemi çevreleyen yere is ortam adı verilir. İzole sistem; Madde ve her türden enerji akışına karşı

Detaylı

Adsorpsiyon. Selçuk Üniversitesi. Mühendislik Fakültesi. Kimya Mühendisliği Bölümü. Kimya Mühendisliği Laboratuvarı II DENEYİN AMACI

Adsorpsiyon. Selçuk Üniversitesi. Mühendislik Fakültesi. Kimya Mühendisliği Bölümü. Kimya Mühendisliği Laboratuvarı II DENEYİN AMACI Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Kimya Mühendisliği Laboratuvarı II Adsorpsiyon DENEYİN AMACI Çalışmanın amacı katı adsorbent ile çözeltiden adsorbsiyonun denge ve hız

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Atomsal Yapı ve Atomlararası Bağ1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin

Detaylı

Gazların sıcaklık,basınç ve enerji gibi makro özelliklerini molekül kütlesi, hızı ve sayısı gibi mikroskopik özelliklerine bağlar.

Gazların sıcaklık,basınç ve enerji gibi makro özelliklerini molekül kütlesi, hızı ve sayısı gibi mikroskopik özelliklerine bağlar. KİNETİK GAZ KURAMI Gazların sıcaklık,basınç ve enerji gibi makro özelliklerini molekül kütlesi, hızı ve sayısı gibi mikroskopik özelliklerine bağlar. Varsayımları * Gazlar bulundukları kaba göre ve aralarındaki

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ORGANİK KİMYA LABORATUVARI DENEY 8 : YÜZEY GERİLİMİNİN BELİRLENMESİ DENEYİN AMACI Gazlarda söz konusu olmayan yüzey gerilimi sıvı

Detaylı

KBM0308 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı I ADSORPSİYON. Bursa Teknik Üniversitesi MDBF Kimya Mühendisliği Bölümü 1

KBM0308 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı I ADSORPSİYON. Bursa Teknik Üniversitesi MDBF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 ADSORPSİYON Bursa Teknik Üniversitesi MDBF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Çalışmanın amacı katı adsorbent ile çözeltiden adsorbsiyonun denge ve hız ilişkilerinin incelenmesi ve belirli izotermlerin

Detaylı

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ TOPRAKLARIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ Toprakların kimyasal özellikleri denince, genel olarak toprak reaksiyonu = toprak asitliği ve toprağın besin maddeleri bakımından karakteristikleri anlaşılmaktadır. İyon

Detaylı

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1 Kinetik Gaz Kuramından Gazların Isınma Isılarının Bulunması Sabit hacimdeki ısınma ısısı (C v ): Sabit hacimde bulunan bir mol gazın sıcaklığını 1K değiştirmek için gerekli ısı alışverişi. Sabit basınçtaki

Detaylı

Katılar & Kristal Yapı

Katılar & Kristal Yapı Katılar & Kristal Yapı Katılar Kristal katılar Amorf katılar Belli bir geometrik şekle sahip olan katılardır, tanecikleri belli bir düzene göre istiflenir. Belli bir geometrik şekli olmayan katılardır,

Detaylı

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu 4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ

Detaylı

MMT113 Endüstriyel Malzemeler 7 Seramikler. Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı

MMT113 Endüstriyel Malzemeler 7 Seramikler. Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı MMT113 Endüstriyel Malzemeler 7 Seramikler Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı Aşınmaya dayanıklı parçalar Kesici takımlar Dekorasyon ve sanat Yalıtkan malzemeler Elektronik http://www.flickr.com

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM GENEL KİMYA MOLEKÜLLER ARASI KUVVETLER Moleküller Arası Kuvvetler Yüksek basınç ve düşük sıcaklıklarda moleküller arası kuvvetler gazları ideallikten saptırır. Moleküller arası kuvvetler molekülde kalıcı

Detaylı

Malzeme Bilimi I Metalurji ve Malzeme Mühendisliği

Malzeme Bilimi I Metalurji ve Malzeme Mühendisliği I Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU 2017-2018 Metaller katılaşırken kendilerine has, elektron düzenlerinin neden olduğu belli bir kafes sisteminde kristalleşirler. Aluminyum,

Detaylı

Elektronların Dağılımı ve Kimyasal Özellikleri

Elektronların Dağılımı ve Kimyasal Özellikleri Elektronların Dağılımı ve Kimyasal Özellikleri Helyum (2), neon (10), argon (18)in elektron dağılımları incelendiğinde Eğer bu üç elementin birer elektronu daha olsaydı, her birinde yeni bir katman oluşacaktı.

Detaylı

Atıksulardan istenmeyen maddelerin adsorpsiyonla gideriminin incelenmesi ve sistem tasarımı için gerekli parametrelerin saptanması.

Atıksulardan istenmeyen maddelerin adsorpsiyonla gideriminin incelenmesi ve sistem tasarımı için gerekli parametrelerin saptanması. ADSORPSİYON İZOTERMLERİ DENEYİN AMACI Atıksulardan istenmeyen maddelerin adsorpsiyonla gideriminin incelenmesi ve sistem tasarımı için gerekli parametrelerin saptanması. TEORİK BİLGİLER Adsorpsiyon: Adsorpsiyon

Detaylı

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Oluşumunda Kimyasal Ayrıştırma Etmenleri Ana kayanın kimyasal bileşimini değiştirmek

Detaylı

İnstagram:kimyaci_glcn_hoca GAZLAR-1.

İnstagram:kimyaci_glcn_hoca GAZLAR-1. GAZLAR-1 Gazların Genel Özellikleri Maddenin en düzensiz hâlidir. Maddedeki molekül ve atomlar birbirinden uzaktır ve çok hızlı hareket eder. Tanecikleri arasında çekim kuvvetleri, katı ve sıvılarınkine

Detaylı

Enerji iş yapabilme kapasitesidir. Kimyacı işi bir süreçten kaynaklanan enerji deyişimi olarak tanımlar.

Enerji iş yapabilme kapasitesidir. Kimyacı işi bir süreçten kaynaklanan enerji deyişimi olarak tanımlar. Kinetik ve Potansiyel Enerji Enerji iş yapabilme kapasitesidir. Kimyacı işi bir süreçten kaynaklanan enerji deyişimi olarak tanımlar. Işıma veya Güneş Enerjisi Isı Enerjisi Kimyasal Enerji Nükleer Enerji

Detaylı

Elementlerin büyük bir kısmı tabiatta saf hâlde bulunmaz. Çoğunlukla başka elementlerle bileşikler oluşturmuş şekilde bulunurlar.

Elementlerin büyük bir kısmı tabiatta saf hâlde bulunmaz. Çoğunlukla başka elementlerle bileşikler oluşturmuş şekilde bulunurlar. Elementlerin büyük bir kısmı tabiatta saf hâlde bulunmaz. Çoğunlukla başka elementlerle bileşikler oluşturmuş şekilde bulunurlar. Elementlerin bileşik oluşturma istekleri onların kararlı yapıya ulaşma

Detaylı

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1 Kinetik Gaz Kuramının Varsayımları Boyle, Gay-Lussac ve Avagadro deneyleri tüm ideal gazların aynı davrandığını göstermektedir ve bunları açıklamak üzere kinetik gaz kuramı ortaya atılmıştır. 1. Gazlar

Detaylı

TERMODİNAMİĞİN BİRİNCİ YASASI

TERMODİNAMİĞİN BİRİNCİ YASASI İç Enerji Fonksiyonu ve C v Isınma Isısı Kimyasal tepkimelerin olmadığı kapalı sistemlerde kütle yanında molar miktar da sabit kalmaktadır. Madde miktarı n mol olan kapalı bir ideal gaz sistemi düşünelim.

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ENERJİ SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ENERJİ SİSTEMLERİ LABORATUVARI -II DENEY FÖYÜ DENEY ADI KÜTLE TRANSFERİ DERSİN ÖĞRETİM ÜYESİ DENEYİ YAPTIRAN ÖĞRETİM ELEMANI

Detaylı

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM ATOMUN YAPISI Elementlerin tüm özelliğini gösteren en küçük parçasına atom denir. Atomu oluşturan parçacıklar farklı yüklere sa-hiptir. Atomda bulunan yükler; negatif

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

KBM0308 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı I ADSORPSİYON DENEYİ. Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1

KBM0308 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı I ADSORPSİYON DENEYİ. Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 ADSORPSİYON DENEYİ Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Çalışmanın amacı katı adsorbent ile çözeltiden adsorbsiyonun denge ve hız ilişkilerinin incelenmesi ve belirli izotermlerin

Detaylı

Seramik malzemelerin kristal yapıları

Seramik malzemelerin kristal yapıları Seramik malzemelerin kristal yapıları Kararlı ve kararsız anyon-katyon görünümü. Kırmızı daireler anyonları, mavi daireler katyonları temsil eder. Bazı seramik malzemelerin atomlararası bağlarının iyonik

Detaylı

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi Kolloidler Bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5 -10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Çimento, su, agrega ve bu sistemin dispersiyonuna etki

Detaylı

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe Kampüsü, 54187, SAKARYA Atomlar Arası Bağlar 1 İyonik Bağ 2 Kovalent

Detaylı

Kristalizasyon Kinetiği

Kristalizasyon Kinetiği Kristalizasyon Kinetiği İçerik Amorf malzemeler amorf kristal Belirli bir kristal yapısı yoktur Atomlar rastgele dizilir Belirli bir kristal yapısı vardır Atomlar belirli bir düzende dizilir camlar amorf

Detaylı

ATOMLAR ARASI BAĞLAR

ATOMLAR ARASI BAĞLAR MALZEME 2. HAFTA 1 ATOMSAL BAĞ ATOMLAR ARASI BAĞLAR Atomlar, atomlar arası bağ kuvvetleri ile bir araya gelirler. Malzemenin en küçük yapı taşı olan atomları bağ kuvvetleri bir arada tutar. Atomsal bağların

Detaylı

STOKİYOMETRİ. Kimyasal Tepkimelerde Kütle İlişkisi

STOKİYOMETRİ. Kimyasal Tepkimelerde Kütle İlişkisi STOKİYOMETRİ Kimyasal Tepkimelerde Kütle İlişkisi Sülfür oksijen içerisinde yanarak kükürt dioksit oluşturur. Modeller elementel sülfürü (S8), oksijeni ve kükürt dioksit moleküllerini göstermektedir. Her

Detaylı

Bazi Antasit Maddelerin Yüzey Alanlarının Saptanması

Bazi Antasit Maddelerin Yüzey Alanlarının Saptanması Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi Cilt 4 / Sayı 2 / Aralık 1984 / ss. 57 63 Bazi Antasit Maddelerin Yüzey Alanlarının Saptanması Dr. Murat Şumnu* / Ecz. Sema Çalış* / Dr.Yüksel Sarıkaya**

Detaylı

Moleküllerarası Etkileşimler, Sıvılar ve Katılar - 11

Moleküllerarası Etkileşimler, Sıvılar ve Katılar - 11 Moleküllerarası Etkileşimler, Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten Sıvılar ve Katılar - 11 Maddenin Halleri Maddenin halleri arasındaki

Detaylı

Termal Enerji Depolama Nedir

Termal Enerji Depolama Nedir RAŞİT AYTAŞ 1 Termal Enerji Depolama Nedir 1.1. Duyulur Isı 1.2. Gizli Isı Depolama 1.3. Termokimyasal Enerji Depolama 2 Termal Enerji Depolama Nedir Termal enerji depolama sistemleriyle ozon tabakasına

Detaylı

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır: Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır: İyonik bağlar, elektronlar bir atomdan diğerine aktarıldığı zaman

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SAKARYA MESLEK YÜKSEKOKULU

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SAKARYA MESLEK YÜKSEKOKULU TERMODİNAMİK Öğr. Gör. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SAKARYA MESLEK YÜKSEKOKULU ISI Maddenin kütlesine, cinsine ve sıcaklık farkına bağımlı olarak sıcaklığını birim oranda değiştirmek için gerekli olan veri miktarına

Detaylı

Malzemelerin Deformasyonu

Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin deformasyonu Kristal, etkiyen kuvvete deformasyon ile cevap verir. Bir malzemeye yük uygulandığında malzeme üzerinde çeşitli yönlerde ve çeşitli şekillerde yükler

Detaylı

KATILARIN ATOMİK DÜZENİ KRİSTAL YAPILAR

KATILARIN ATOMİK DÜZENİ KRİSTAL YAPILAR KATILARIN ATOMİK DÜZENİ KRİSTAL YAPILAR KRİSTAL YAPILAR Mühendislik açısından önemli olan katı malzemelerin fiziksel özelikleri; katı malzemeleri meydana getiren atom, iyon veya moleküllerin dizilişine

Detaylı

Bölüm 3 SAF MADDENİN ÖZELLİKLERİ

Bölüm 3 SAF MADDENİN ÖZELLİKLERİ Bölüm 3 SAF MADDENİN ÖZELLİKLERİ 1 Amaçlar Amaçlar Saf madde kavramının tanıtılması Faz değişimi işleminin fizik ilkelerinin incelenmesi Saf maddenin P-v-T yüzeylerinin ve P-v, T-v ve P-T özelik diyagramlarının

Detaylı

Hareket halindeki elektrik yüklerinin oluşturduğu bir sistem düşünelim. Belirli bir bölgede net bir yük akışı olduğunda, akımın mevcut olduğu

Hareket halindeki elektrik yüklerinin oluşturduğu bir sistem düşünelim. Belirli bir bölgede net bir yük akışı olduğunda, akımın mevcut olduğu Akım ve Direnç Elektriksel olaylarla ilgili buraya kadar yaptığımız tartışmalar durgun yüklerle veya elektrostatikle sınırlı kalmıştır. Şimdi, elektrik yüklerinin hareket halinde olduğu durumları inceleyeceğiz.

Detaylı

1. HAFTA Giriş ve Temel Kavramlar

1. HAFTA Giriş ve Temel Kavramlar 1. HAFTA Giriş ve Temel Kavramlar TERMODİNAMİK VE ISI TRANSFERİ Isı: Sıcaklık farkının bir sonucu olarak bir sistemden diğerine transfer edilebilen bir enerji türüdür. Termodinamik: Bir sistem bir denge

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur). Bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere

Detaylı

ÇÖZÜNME ve ÇÖZÜNÜRLÜK

ÇÖZÜNME ve ÇÖZÜNÜRLÜK ÇÖZÜNME ve ÇÖZÜNÜRLÜK Prof. Dr. Mustafa DEMİR M.DEMİR 05-ÇÖZÜNME VE ÇÖZÜNÜRLÜK 1 Çözünme Olayı Analitik kimyada çözücü olarak genellikle su kullanılır. Su molekülleri, bir oksijen atomuna bağlı iki hidrojen

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 5 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 5 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 5 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA BAĞ KUVVETLERİ VE ENERJİLERİ ATOMLARARASI BİRİNCİL BAĞLAR İKİNCİL VEYA VAN DER WAALS BAĞLARI MOLEKÜLLER BÖLÜM III KATILARDA

Detaylı

O )molekül ağırlığı 18 g/mol ve 1g suyun kapladığı hacimde

O )molekül ağırlığı 18 g/mol ve 1g suyun kapladığı hacimde 1) Suyun ( H 2 O )molekül ağırlığı 18 g/mol ve 1g suyun kapladığı hacimde 10 6 m 3 olduğuna göre, birbirine komşu su moleküllerinin arasındaki uzaklığı Avagadro sayısını kullanarak hesap ediniz. Moleküllerin

Detaylı

GAZLAR GAZ KARIŞIMLARI

GAZLAR GAZ KARIŞIMLARI DALTON KISMİ BASINÇLAR YASASI Aynı Kaplarda Gazların Karıştırılması Birbiri ile tepkimeye girmeyen gaz karışımlarının davranışı genellikle ilgi çekicidir. Böyle bir karışımdaki bir bileşenin basıncı, aynı

Detaylı

FİZİKOKİMYA I ARASINAV SORU VE CEVAPLARI 2013-14 GÜZ YARIYILI

FİZİKOKİMYA I ARASINAV SORU VE CEVAPLARI 2013-14 GÜZ YARIYILI Soru 1: Aşağıdaki ifadeleri tanımlayınız. a) Sistem b)adyabatik sistem c) Kapalı sistem c) Bileşen analizi Cevap 1: a) Sistem: Üzerinde araştırma yapmak üzere sınırladığımız bir evren parçasına verilen

Detaylı

Katılar. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006

Katılar. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN. Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2006 Katılar Tüm maddeler, yeteri kadar soğutulduğunda katıları oluştururlar. MÜHENDİSLİK KİMYASI DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Oluşan katıların doğası atom, iyon veya molekülleri birarada tutan kuvvetlere

Detaylı

KONYA ve SELÇUK ÜNÜVERSİTESİ KİMYA-1 (Çalıştay 2010) 03-1 1 Temmuz 201 0 (Çanakkale)

KONYA ve SELÇUK ÜNÜVERSİTESİ KİMYA-1 (Çalıştay 2010) 03-1 1 Temmuz 201 0 (Çanakkale) KONYA ve SELÇUK ÜNÜVERSİTESİ KİMYA-1 (Çalıştay 2010) 03-1 1 Temmuz 201 0 (Çanakkale) TABİİ ADSORBANLAR İLE AĞIR METALLERİN SULU ÇÖZELTİLERDEN SORPSİYONU Prof. Dr. Erol PEHLİVAN KİMYA-1 (Çalıştay 2010)

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

hesaplama (Ders #16 dan devam) II. İstemli değişim ve serbest enerji III. Entropi IV. Oluşum serbest enerjisi

hesaplama (Ders #16 dan devam) II. İstemli değişim ve serbest enerji III. Entropi IV. Oluşum serbest enerjisi 5.111 Ders Özeti #17 Bugün için okuma: Bölüm 7.1 İstemli değişme, Bölümler 7.2 ve 7.8 -Entropi, Bölümler 7.12, 7.13, ve 7.15 Serbest Enerji. Ders #18 için okuma: Bölüm 7.16 Biyolojik Sistemlerde Serbest-Enerji

Detaylı

PERİYODİK CETVEL-ÖSS DE ÇIKMIŞ SORULAR

PERİYODİK CETVEL-ÖSS DE ÇIKMIŞ SORULAR PERİODİK CETVEL-ÖSS DE ÇIKMIŞ SORULAR 1. Bir elementin periyodik cetveldeki yeri aşağıdakilerden hangisi ile belirlenir? A) Atom ağırlığı B) Değerliği C) Atom numarası D) Kimyasal özellikleri E) Fiziksel

Detaylı

5) Çözünürlük(Xg/100gsu)

5) Çözünürlük(Xg/100gsu) 1) I. Havanın sıvılaştırılması II. abrika bacasından çıkan SO 3 gazının H 2 O ile birleşmesi III. Na metalinin suda çözünmesi Yukardaki olaylardan hangilerinde kimyasal değişme gerçekleşir? 4) Kütle 1

Detaylı

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ 1. Atomun Yapısı KONULAR 2.Element ve Sembolleri 3. Elektronların Dizilimi ve Kimyasal Özellikler 4. Kimyasal Bağ 5. Bileşikler ve Formülleri 6. Karışımlar 1.Atomun Yapısı

Detaylı

Sıcaklık (Temperature):

Sıcaklık (Temperature): Sıcaklık (Temperature): Sıcaklık tanım olarak bir maddenin yapısındaki molekül veya atomların ortalama kinetik enerjilerinin ölçüm değeridir. Sıcaklık t veya T ile gösterilir. Termometre kullanılarak ölçülür.

Detaylı

ELEMENT VE BİLEŞİKLER

ELEMENT VE BİLEŞİKLER ELEMENT VE BİLEŞİKLER 1- Elementler ve Elementlerin Özellikleri: a) Elementler: Aynı cins atomlardan oluşan, fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamayan saf maddelere

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Ofis Saatleri: Perşembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme

Detaylı

Akım ve Direnç. Bölüm 27. Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç

Akım ve Direnç. Bölüm 27. Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç Bölüm 27 Akım ve Direnç Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç Öğr. Gör. Dr. Mehmet Tarakçı http://kisi.deu.edu.tr/mehmet.tarakci/ Elektrik Akımı Elektrik yüklerinin

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 Elektron Kütlesi 9,11x10-31 kg Proton Kütlesi Nötron Kütlesi 1,67x10-27 kg Bir kimyasal elementin atom numarası (Z) çekirdeğindeki

Detaylı

KİMYASAL DENGE. AMAÇ Bu deneyin amacı öğrencilerin reaksiyon denge sabitini,k, deneysel olarak bulmalarıdır.

KİMYASAL DENGE. AMAÇ Bu deneyin amacı öğrencilerin reaksiyon denge sabitini,k, deneysel olarak bulmalarıdır. KİMYASAL DENGE AMAÇ Bu deneyin amacı öğrencilerin reaksiyon denge sabitini,k, deneysel olarak bulmalarıdır. TEORİ Bir kimyasal tepkimenin yönü bazı reaksiyonlar için tek bazıları için ise çift yönlüdür.

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0 ATOMİK YAPI Atom, birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacıktır. Atom, elementlerin özelliklerini taşıyan en küçük yapı birimi olup çekirdekteki

Detaylı

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri : Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani

Detaylı

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Su bitkinin yaşamında yaşamsal bir rol oynar. Bitki tarafından yapılan her gram başına organik madde için kökler tarafından 500 gr su alınır. Bu su, bitkinin bir ucundan

Detaylı

İDEAL GAZ KARIŞIMLARI

İDEAL GAZ KARIŞIMLARI İdeal Gaz Karışımları İdeal gaz karışımları saf ideal gazlar gibi davranırlar. Saf gazlardan n 1, n 2,, n i, mol alınarak hazırlanan bir karışımın toplam basıncı p, toplam hacmi v ve sıcaklığı T olsun.

Detaylı

BileĢiklerin formülleri atom sayıları oranını yansıtan en basit formüldür.

BileĢiklerin formülleri atom sayıları oranını yansıtan en basit formüldür. KATILAR KRĠSTAL KATI Sert SıkıĢtırılmayan Tanecikleri belirli geometrik Ģekle sahiptir. ĠYONĠK KRĠSTAL Anyon- katyonlar arasında elektrostatik çekim kuvveti sonucu oluģur (iyonik bağ içerir). Sert-sağlam-

Detaylı

Serüveni 4.ÜNİTE MADDENİN HALLERİ ORTAK VE AYIRDEDİCİ ÖZELLİKLER

Serüveni 4.ÜNİTE MADDENİN HALLERİ ORTAK VE AYIRDEDİCİ ÖZELLİKLER Serüveni 4.ÜNİTE MADDENİN HALLERİ ORTAK VE AYIRDEDİCİ ÖZELLİKLER MADDENİN HALLERİ MADDE MİKTARINA BAĞLI ÖZELLİKLER:(ORTAK ÖZELLİKLER) :Madde miktarının ölçüsüdür. :Maddenin boşlukta kapladığı yerdir Eylemsizlik:Maddenin

Detaylı

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar GENEL KİMYA 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar Kimyasal Türler Doğada bulunan bütün maddeler tanecikli yapıdadır. Maddenin özelliğini gösteren küçük yapı

Detaylı

TERMODİNAMİĞİN ÜÇÜNCÜ YASASI

TERMODİNAMİĞİN ÜÇÜNCÜ YASASI Termodinamiğin Üçüncü Yasası: Mutlak Entropi Yalnızca entropi değişiminin hesaplanmasında kullanılan termodinamiğin ikinci yasasının ds = q tr /T şeklindeki matematiksel tanımından entropinin mutlak değerine

Detaylı

KİLTAŞLARI (Claystone)

KİLTAŞLARI (Claystone) KİLTAŞLARI (Claystone) I) Giriş ve Tanımlar: Kil, endüstriyel bir hammaddedir. Sanayide çeşitli alanlarda kullanılır. Kaolinitce zenginlik gösteren killer seramik sanayinde ve ateşe dayanıklı tuğla yapımında

Detaylı

BÖLÜM 19 KİMYASAL TERMODİNAMİK ENTROPİ VE SERBEST ENERJİ Öğrenme Hedefleri ve Anahtar Kavramlar: Kendiliğinden, tersinir, tersinmez ve izotermal

BÖLÜM 19 KİMYASAL TERMODİNAMİK ENTROPİ VE SERBEST ENERJİ Öğrenme Hedefleri ve Anahtar Kavramlar: Kendiliğinden, tersinir, tersinmez ve izotermal BÖLÜM 19 KİMYASAL TERMODİNAMİK ENTROPİ VE SERBEST ENERJİ Öğrenme Hedefleri ve Anahtar Kavramlar: Kendiliğinden, tersinir, tersinmez ve izotermal tepkime kavramlarının anlaşılması Termodinamiğin II. yasasının

Detaylı

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6 PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6 Periyodik sistemde yatay sıralara Düşey sütunlara.. adı verilir. 1.periyotta element, 2 ve 3. periyotlarda..element, 4 ve 5.periyotlarda.element 6 ve 7. periyotlarda

Detaylı

TERMODİNAMİĞİN BİRİNCİ YASASI

TERMODİNAMİĞİN BİRİNCİ YASASI İzotermal ve Adyabatik İşlemler Sıcaklığı sabit tutulan sistemlerde yapılan işlemlere izotermal işlem, ısı alışverişlerine göre yalıtılmış sistemlerde yapılan işlemlere ise adyabatik işlem adı verilir.

Detaylı

Genel Kimya Prensipleri ve Modern Uygulamaları Petrucci Harwood Herring 8. Baskı. Bölüm 4: Kimyasal Tepkimeler

Genel Kimya Prensipleri ve Modern Uygulamaları Petrucci Harwood Herring 8. Baskı. Bölüm 4: Kimyasal Tepkimeler Genel Kimya Prensipleri ve Modern Uygulamaları Petrucci Harwood Herring 8. Baskı Bölüm 4: Kimyasal Tepkimeler İçindekiler 4-1 Kimyasal Tepkimeler ve Kimyasal Eşitlikler 4-2 Kimyasal Eşitlik ve Stokiyometri

Detaylı

2+ 2- Mg SO 4. (NH 4 ) 2 SO 4 (amonyum sülfat) bileşiğini katyon ve anyonlara ayıralım.

2+ 2- Mg SO 4. (NH 4 ) 2 SO 4 (amonyum sülfat) bileşiğini katyon ve anyonlara ayıralım. KONU: Kimyasal Tepkimeler Dersin Adı Dersin Konusu İYONİK BİLEŞİKLERİN FORMÜLLERİNİN YAZILMASI İyonik bağlı bileşiklerin formüllerini yazmak için atomların yüklerini bilmek gerekir. Bunu da daha önceki

Detaylı

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir. MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir. Her maddenin bir kütlesi vardır ve bu tartılarak bulunur. Ayrıca her

Detaylı

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU Turgut Gülmez METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI :Kayma, ikizlenme, tane sınırı kayması ve yayınma sürünmesi METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI

Detaylı

10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar

10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar 10. Sınıf Kimya Konuları KİMYANIN TEMEL KANUNLARI VE TEPKİME TÜRLERİ Kimyanın Temel Kanunları Kütlenin korunumu, sabit oranlar ve katlı oranlar kanunları Demir (II) sülfür bileşiğinin elde edilmesi Kimyasal

Detaylı

Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM. o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ

Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM. o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ KİMYASAL TÜR 1. İYONİK BAĞ - - Ametal.- Kök Kök Kök (+) ve (-) yüklü iyonların çekim kuvvetidir..halde

Detaylı

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani madde yani bileşik

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 4 Laminatların Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 4 Laminatların

Detaylı

7. Bölüm: Termokimya

7. Bölüm: Termokimya 7. Bölüm: Termokimya Termokimya: Fiziksel ve kimyasal değişimler sürecindeki enerji (ısı ve iş) değişimlerini inceler. sistem + çevre evren Enerji: İş yapabilme kapasitesi. İş(w): Bir kuvvetin bir cismi

Detaylı

11. BÖLÜM: TOPRAK SUYU

11. BÖLÜM: TOPRAK SUYU 11. BÖLÜM: TOPRAK SUYU Bitki gelişimi için gerekli olan besin maddelerinin açığa çıkmasını sağlar Besin maddelerini bitki köküne taşır Bitki hücrelerinin temel yapı maddesidir Fotosentez için gereklidir

Detaylı

KATILARDA KRİSTAL YAPI. Hekzagonal a b c 90 o, 120. Tetragonal a b c 90 o. Rombohedral (Trigonal) Ortorombik a b c 90 o. Monoklinik a b c 90 o

KATILARDA KRİSTAL YAPI. Hekzagonal a b c 90 o, 120. Tetragonal a b c 90 o. Rombohedral (Trigonal) Ortorombik a b c 90 o. Monoklinik a b c 90 o KATILARDA KRİSTAL YAPI Kristal yapı atomun bir üst seviyesinde incelenen ve atomların katı halde oluşturduğu düzeni ifade eden birim hücre (kafes) geometrik parametreleri ve atom dizilimi ile tarif edilen

Detaylı

Gazların Özellikler Barometre Basıncı Basit Gaz Yasaları

Gazların Özellikler Barometre Basıncı Basit Gaz Yasaları İÇERİK Gazların Özellikler Barometre Basıncı Basit Gaz Yasaları Boyle Yasası Charles Yasası Avogadro Yasası Gaz Davranışları ve Standart Koşullar İdeal ve Genel Gaz Denklemleri Gaz Karışımları Gaz Yasalarına

Detaylı

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1

KİNETİK GAZ KURAMI. Doç. Dr. Faruk GÖKMEŞE Kimya Bölümü Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 1 Maxwell - Boltzmann Enerji ve Hız Dağılımları İçinde N molekül bulunan ve toplam enerjisi E olan bir gaz düşünelim. Gaz içindeki her molekül başına düşen E/N ortalama enerjisi çoğu molekülün sahip olduğu

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım.

Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım. Kristal Yapılar Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım. Evrende, kimyasal özellik barındıran maddelerin

Detaylı