SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ DERGİSİ (YIL 2016 CİLT: 12 SAYI 1)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ DERGİSİ (YIL 2016 CİLT: 12 SAYI 1)"

Transkript

1 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ DERGİSİ (YIL 2016 CİLT: 12 SAYI 1) Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Adına Sahibi Prof. Dr. Sevgi SAVAŞ Editör Prof. Dr. Yunus Ömer BOYACI Bölüm Konu Editörleri Prof. Dr. Osman ÇETİNKAYA Prof. Dr. Ayşegül KUBİLAY Prof. Dr. İbrahim DİLER Doç. Dr. Fahrettin KÜÇÜK Doç. Dr. Şengül BİLGİN Yrd. Doç. Dr. İsmail TURNA Yrd. Doç. Dr. Mete KUŞAT Sekretarya Uzman Ufuk Gürkan YILDIRIM Uzman Deniz KARA Yazışma ve Başvuru Adresi Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi Yayın Komisyonu Başkanlığı, Doğu Yerleşkesi-ISPARTA Tel: Faks: E-Posta: esufdergi@sdu.edu.tr Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Süleyman Demirel Üniversitesi Basımevi ISPARTA Basım Tarihi: Haziran

2 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ DERGİSİ (YIL 2016 CİLT: 12 SAYI: 1) Prof. Dr. Bedii Cicik Prof. Dr. Tevfik Tanrıkul Doç. Dr. Ali Günlü BİLİMSEL DANIŞMA KURULU* Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, MERSİN Kâtip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, İZMİR Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, MUĞLA Doç. Dr. Aysel Şahan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, ADANA Doç. Dr. Ferruh Aşçı Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, AFYON Doç. Dr. İskender Gülle Mehmet Akif Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, BURDUR Doç. Dr. Orhan Demir Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ISPARTA Doç. Dr. Pınar Gülle Mehmet Akif Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, BURDUR Doç. Dr. Seçil Metin Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ISPARTA Doç. Dr. Şengül Bilgin Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ISPARTA Doç. Dr. Yavuz Mazlum Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, HATAY Doç. Dr. Yıldız Bolat Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ISPARTA Yrd. Doç. Dr. Ekrem Mutlu Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, KASTAMONU Yrd. Doç. Dr. Gülşen Uluköy Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, MUĞLA Yrd. Doç. Dr. Mete Kuşat Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, ISPARTA Yrd. Doç. Dr. Şenol Çelik Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, BİNGÖL Yrd. Doç. Dr. Yaşar Özvarol Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ANTALYA * Liste akademik unvan ve isme göre alfabetik sırayla hazırlanmıştır.

3 İÇİNDEKİLER Orjinal Araştırma Makalesi: Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi Bülent ÇELİKÖZ, Mete KUŞAT Eğirdir Gölü kerevitlerinde (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) büyüme ve üreme özelliklerinin belirlenmesi Yıldız BOLAT, Mehmet Ali KAYA Alabalık İşletmeleri ve Delphi Anket Yöntemi Hülya SAYĞI, Mehmet Ali CANYURT, Yusuf GÜNER, Fatih GÜLEÇ, Gizem IŞIK Halacaropsis hirsuta (Acari: Halacaridae) nın Türkiye Faunası İçin İlk Kaydı Furkan DURUCAN, Yunus Ömer BOYACI Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792) nda Vagokokkozise Karşı Etkili Antibakteriyel Tedavinin Belirlenmesi Alper KAN, Behire I. DİDİNEN Vibrio anguillarum Suşlarında Çevreyi Algılama Sistemi ve Virülens Faktörlerinin İncelenmesi Nurdan NURCAN, Ayşegül KUBİLAY, Gülgün BOŞGELMEZ-TINAZ Korkuteli (Antalya) deki Alabalık İşletmelerinin Yapısal Analizi Erdem ERMAN, Fahrettin KÜÇÜK Antalya İli Su Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi Merve ARSLAN, Levent İZCİ

4 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):1-10 (2016) Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi Bülent ÇELİKÖZ 1, Mete KUŞAT 2 * 1 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Döşemealtı, İlçe Müdürlüğü - Antalya 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Isparta Geliş : Kabul : *Sorumlu Yazar: metekusat@sdu.edu.tr Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Bu çalışma Mart 2011 ve Şubat 2012 tarihleri arasında Antalya nın Finike Körfezi kıyılarında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada toplam 12 av operasyonu yapılmış ve 15 türe ait 184 adet balık yakalanmıştır. Yakalanan balıkların % 40,2 si 15 numaralı, % 30,4 ü 14 numaralı, % 20,1 i 12 numaralı, % 9,2 si 10 numaralı olta iğneleri ile yakalanmıştır. Avlanan balıkların % 37 si sargoz (Diplotus sargus), %26,1 i naylon balığı (Sargocentron rubrum), %15,2 si mırmır (Lithognathus mormyrus), %4,4 ü çipura (Sparus aurata), %3,8 i yazılı hani (Serranus scriba), % 2,7 si lahoz (Epinephelus aeneus), %2,7 karagöz ( Diplodus vulgaris),, %1,6 sı gargur balığı (Pomadasys incisus), sivridişli müren ( Enchelycore anatina), %1,1 i melanur (Oblada melanura), %1,1 çizgili taş hanisi (Epinephalus costae), %1,1 istavrit bozması (Caranx crysos), % 0,5 i fangri (Pagrus pagrus), %0,5 sinarit (Dentex dentex) ve %0,5 orfoz (Epinephelus marginatus) olarak bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Finike Körfezi, Antalya, paraketa,olta iğnesi, av verimi, balık türleri The Effect On Catch Effecient Of The Different Hook Size Of Bottom Longline In Finike (Antalya) Abstract This experiments were conducted the coast of Finike Bay in Antalya, between March 2011 and February 2012.During the study total of 12 fishing operations were conducted and 184 individuals belonging to 15 fish species were caught. Catch amount of the hook sizes 15, 14, 12, 10 were obtained 40.2%, 30.4%, 20.1% and 9.2% respectively in.total catch composition was consisted of 37% white seabream (Diplodus sargus), 26.1% redcoat (Sargocenron rubrum), 15.2% striped seabream (Lithognathus mormyrus), 4.4% seabream (Sparus aurata),% 3.8 painted comber (Serranus scriba), 2.7% white grouper (Epinephelus aeneus), 2.7% two-banded seabream (Diplodus vulgaris), 1.6% bastard grunt (Pomadasys incisus), 1.6% fangtooth moray (Enchelycore anatina), 1.1% saddled seabream (Oblada melanura), 1.1% goldblotch grouper (Epinephelus costae), 1.1% blue runner (Caranx crysos), 0.5% red porgy (Pagrus pagrus), 0.5% common dentex (Dentex dentex), 0.5% dusky grouper (Epinephelus marginatus) fish species. Keywords:Finike Bay, Antalya, longline, hook, fishing efficiency, fish species GİRİŞ Paraketalar kayalık ve kumluk av bölgelerinde, ekonomik değeri yüksek olan balıkların avcılığında kullanılan geleneksel bir av aracıdır (Lokkeborg ve Bjordal, 1992). Ülkelerin kendi sularına ve türlerine göre dizayn ettikleri paraketalar farklılık gösterse bile, seçicilik ve verimliliğin arttırılması için daha çok çalışmanın yapılması önem arz etmektedir (Ferno vd., 1986). Mevsimlere bağlı olarak avcılığı yapılan emek ve deneyim isteyen paraketa avcılığının bugünkü durumunda verim artışının sağlanamamasının nedenlerini; yem temininin zor olması, diğer av araçlarının daha kolay kullanılabilmesi ve en önemli neden olarak da paraketa takımlarının geliştirilememesi olarak sıralayabiliriz (Hasanhocaoğlu, 2008). 1

5 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Denizlerimiz ve içsularımızda habitatın korunması, aşırı avcılığın önüne geçilmesi ve koruma amaçlı görüşler nedeniyle paraketa ve diğer pasif av araçları kullanımı teşvik edilmektedir. Paraketaların şekli ve planları yüzyıllar boyunca geliştirilmesine rağmen, halabu av aracının avlanma etkinliklerinin ve seçiciliğinin bulunmaktadır. Tür ve boy seçiciliğinin tam sağlanması ve av veriminin artırılması açısından paraketa avcılığının hedef türlerin özellikleri dikkate alınarak geliştirilmesine ihtiyaç vardır (Özdemir, vd., 2007). (Erzini vd., 1995), Portekiz in güneyinde kullanılan paraketaların av miktarı ve boy seçiciliği, bölgedeki türlerin biyolojisi ve avlanmasına etki eden faktörler üzerine yaptıkları çalışmada büyükkancaların az balık avladığını, daha çok türün (35 tür) yakalandığı ve yasal boydan daha küçük balıkların yakalanmadığını bildirmektedirler (Kalaycı, 2001). (Çekiç vd., 2000), İskenderun Körfezi nin güney kıyılarında paraketa ile avcılık yapan 50 balıkçı teknesi ve araç gereçleri üzerine yaptıkları çalışmalarında tekneler tarafından yasal avlanma boyunun altında olduğu için avmiktarının % sinin, hatta bazı durumlarda % 70 inin denize geri atıldığını belirtmişlerdir. (Özdemir vd., 2006), İzmir ili Urla iskelesi ve küçük adalarda sabah tanında ve gündüz zamanlarında 1, 3, 5 no lu çapraz kancalar ile sardalya ve kalamardan oluşan iki farklı yemin av verimini karşılaştırmışlardır. Sabah tanında ve 5 no lu kanca ve kalamar yemi ile daha fazla balık avladıklarını belirtmişlerdir. (Çekiç ve Başusta, 2004), İskenderun Körfezi nde, nolu iğne grupları ile yem olarak sübye ve sardalya kullanılan paraketalarda yem faktörünün iğne faktörü ile olan ilişkisi incelenmiştir. 14 numaralı iğne ve sardalya kullanılan Paraketanın veriminin yüksek olduğunu belirtmiştir. Pasif av araçlarının geliştirilmesi, denizel populasyonların geleceği açısından son yıllarda önem kazanmıştır. Pasif av araçlarının yaygınlaştırılması, gündemdeki en önemli konulardan birisidir. Bu nedenle yürütülen bu çalışmada, farklı iğne büyüklüklerinin avlanan balıkların miktarına ve büyüklüğü üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. MATERYAL ve YÖNTEM Araştırma Antalya Finike Körfezi nin kıyısal alanlarında yöresel balıkçıların paraketa bıraktıkları alanlarda gerçekleştirilmiştir (Şekil 1.). Paraketa seti derinliği m arasında değiştiği kayalık kumluk alanlara bırakılmıştır. Paraketanın av sahasına bırakılmasında özellikle balıkların beslenme faaliyetinin yoğun olduğu günün son saatleri tercih edilmiştir. Şekil 1.Araştırma sahası ve paraketa takımının bırakıldığı bölgeler (Özgün) 2

6 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Araştırmada 10, 12, 14 ve 15 numara olmak üzere dört farklı büyüklükte iğne kullanılmıştır. İğneler Mustad marka 2315 serisi düz, yassı palalı normal saplı ve yuvarlak boyunlu olup galvanizli materyalden yapılmıştır. Paraketa setinde her iğne büyüklüğü için 50 adet olmak üzere toplam 200 adet iğne kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan 10, 12, 14 ve 15 numaralı iğnelerin ağız genişlikleri sırasıyla 1,22; 0,74; 0,72; 0,63 cm olarak ölçülmüştür. Paraketa setinin beden kısmı, toplam uzunluğu 2000 m olan 0,7 mm çapında misinadan oluşmaktadır. Köstek olarak da 50cm uzunluğunda 0,5 mm çapında misina kullanılmıştır. Bu köstekler beden üzerine 10 m aralıklarla yerleştirilmiştir. Bedenin her iki ucuna ve her 50 adetlik iğne grupları arasına şamandıra halatları bağlanmıştır. Aralara konan bu şamandıralar iğne numara gruplarının geçiş noktalarını belirtmek amacıyla yerleştirilmiştir (Şekil 2). Şekil 2. Çalışmada kullanılan paraketa takımı(özgün) Araştırmada bölgede ticari balıkçılıkta yaygın olarak kullanılan ve taze olarak temin edilen sübye bunun da bulunamadığı dönemlerde ise karides kullanılmıştır. Özellikle yem kaybının en az seviyede olması, yemin iğnede mümkün olduğunca fazla kalması, görsel ve duyusal açıdan en fazla seviyede etkilemesi hedeflenmiştir. Yem olarak seçilen sübye ve karides iğnelere göre uygun büyüklüklerde kesilerek iğnelere takılmıştır Araştırma Mart 2011-Şubat 2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırma süresince toplam 12 av operasyonu düzenlenmiştir. Araştırma sonunda elde edilen av miktarları kalitatif ve kantitatif yönden incelenmiş ve bu özelliklerden yararlanılarak bulgular belirlenmiş ve değerlendirilmiştir. Denizde bırakılma süresi, taban yapısına göre dakika arasında değişmiştir. Çünkü paraketalarda av veriminin denize bırakıldıktan ilk birkaç saat sonra en iyi düzeyde olduğu ve bunu takiben verimde bir azalmanın oluştuğu belirtilmektedir (Anonim, 1993). Toplama işlemi, dolaşmayı ve karışmayı önlemek için akıntı ve rüzgâra karşı yapılmıştır. İğnelerin tekneye alınması sırasında avlanan balıklar iğnelerden çıkartılarak her iğne için ayrı hazırlanan kaplara konulmuştur. Avcılık 3 kişilik bir ekip tarafından yapılmıştır. Balık boyları tam boy (Tam Boy: TB) olarak ele alınmıştır. Ağırlıklar 0,1 g hassasiyetli terazi ile tespit edilmiştir. Araştırmada farklı iğne büyüklüğü kullanılan paraketa setinin av verimi ve av kompozisyonunun belirlenmesi amacıyla elde edilen iğne gruplarına ait ortalama ağırlık verileri tek yönlü ve çoklu varyans analizi ile istatistikî olarak değerlendirilmiştir. Verilerin istatistikî olarak değerlendirilmesinde JUMP 7 paket programından yararlanılmıştır. 3

7 BULGULAR Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Toplam 2400 adet iğnenin kullanıldığı 12 avcılık operasyonu sonunda; 6 familyaya ait 15 tür ve bu türlere ait 184 adet birey yakalanmıştır. Yakalanan balık türlerinin iğne büyüklüğüne göre sayıca ve oransal dağılımları Tablo 1. de verilmiştir. Yakalanan balıkların tür ve birey sayısı açısından çoğunluğu 7 tür, 113 adet birey, % 61,4 oranla Sparidae; 1 tür, 48 birey, % 26,1 oranla Holocentridae; 4 tür, 15 adet birey, % 8,2 oranla Serranidae familyasına ait olduğu görülmektedir. Bunları 1 er tür 3 birey ve % 1,6 oranla Haemulidae ile Muraenidae familyaları izlemektedir. Yakalanan diğer balıklar, 1 tür 2 adet birey ve % 1,1 oranla Carangidae familyasına aittir. Tablo 1.Avlanan türlerin iğne büyüklüğüne göre sayıları ve yüzdeleri Genel Familya İğne No Toplam Türler Adet % Adet % Adet % Adet % Adet % Sparidae Serranidae Çipura , ,8 8 4,4 Fangri , ,5 Karagöz ,7 2 4,0 2 2,9 5 2,7 Melanur ,0 1 1,4 2 1,1 Mırmır , , , ,2 Sargoz 8 47,1 9 24, , , ,0 Sinarit , ,5 Çizgili Taş Hanisi ,9 2 1,1 Lahoz 2 11,8 1 2,7 2 4, ,7 Orfoz , ,6 Yazılı Hani ,0 3 4,3 7 3,8 Haemulidae Gargur B , ,9 3 1,6 Carangidae İstavrit Bozması , ,1 Holocentridae Naylon B. 6 35, ,9 5 10, , ,1 Muraenidae Sivri dişli Müren 1 5, ,9 3 1,6 Toplam Avlanan balıklar içersinden 68 adet bireyle en yüksek oranda (% 37) sargoz (Diplodus sargus) yakalanmıştır. Bunu sırasıyla % 26,1 oran ve 48 adet bireyle naylon balığı (Sargocentron rubrum), % 15,2 oran ve 28 adet bireyle mırmır (Lithognathus mormyrus), % 4,4 oran ve 8 bireyle çipura (Sparus aurata), % 3,8 oran ve 7 adet bireyle yazılı hani (Serranus scriba), % 2,7 oran ve 5 bireyle lahoz (Epinephelus aeneus), karagöz (Diplodus vulgaris), % 1,6 oran ve 3 adet bireyle gargur balığı (Pomadasys incisus), sivridişli müren (Enchelycore anatina), %1,1 oran ve 2 adet bireyle melanur (Oblada melanura), çizgili taş hanisi (Epinephelus costae), istavrit bozması (Caranx crysos), % 0,5 oran ve 1 adet bireyle 4

8 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 fangri (Pagrus pagrus), sinarit (Dentex dentex), orfoz (Epinephelus marginatus) olarak bulunmuştur. Avlanan 15 türün toplam ağırlığı g dır. Bunun g ı 14 numaralı, g ı 15 numaralı, g ı 12 numaralı, g ı 10 numaralı iğnelerden alınmıştır (Tablo 2.). Tablo 2. İğne büyüklüğüne göre sayıca ve ağırlıkça av verimi İğne No. Adet % Toplam Ağırlık (g) , , , , , , , ,44 Toplam Çalışma boyunca avlanan ve ağırlık ölçümleri yapılan toplam av içerisinde ağırlıkça en büyük grubu g ağırlık ve % 39,7 lik oranla sargoz oluşturmuştur. Sargozu sırası ile g ağırlık ve % 15,9 lık oranla mırmır, g ağırlık ve % 14,35 lik oran ile naylon balığı, g ağırlık ve % 6,7 lik oranla çipura, g ağırlık ve % 5,9 lük oranla orfoz, g ağırlık ve % 5,7 lik oranla lahoz, 627,5 g ağırlık ve % 2,2 lük oranla İstavrit bozması, 580 g ağırlık ve % 2,0 lik oranla karagöz, 458 g ağırlık ve % 1,6 lik oranla sivri dişli müren, 319 g ağırlık ve % 1,1 lik oranla melanur, 315 g agırlık ve % 1,1 lik oranla çizgili taş hanisi, 312 g ağırlık ve % 1,1 lik oranla yazılı hani, 301 g ağırlık ve % 1,0 lik oranla sinarit, 280 g ağırlık ve % 0,97 lık oranla fangri, 201 g ağırlık ve % 0,7 lik oranla gargur balığı olmuştur. İğne büyüklüğüne göre av miktarları Tablo 3. de verilmiştir. Tablo 3. Avlanan türlerin iğne numarasına göre ağırlıkça av verimi İğne No Genel Toplam Türler W (g) % W (g) % W (g) % W (g) % W (g) % Çipura ,7 3, ,4 3, ,1 6,74 Çizgili Taş Hanisi ,3 1,09 315,3 1,09 Fangri , ,97 Gargur B ,1 0, ,4 0,44 200,5 0,69 İstavrit Bozması ,5 2, ,5 2,17 Karagöz ,2 0,33 284,5 0,98 200,6 0,69 580,3 2,01 Lahoz 438,8 1,52 800,8 2,77 409,5 1, ,1 5,70 Melanur ,9 0,63 137,8 0,48 318,7 1,10 Mırmır ,4 0, ,1 9, ,2 5, ,7 15,88 Naylon B. 712,6 2, ,9 5,26 486,9 1, ,3 4, ,7 14,35 Orfoz , ,92 Sargoz , ,6 5, ,5 13, ,3 13, ,4 39,68 Sinarit ,6 1, ,6 1,04 Sivridişli Müren 402,1 1, ,2 0,19 458,3 1,58 Yazılı Hani ,2 0,64 125,4 0,43 311,6 1,08 TOPLAM 3747,5 12, ,7 24, ,7 31, ,9 30, ,8 100 % 5

9 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Aylara göre av miktarlarında bir değişimin olduğu görülmektedir yılı Ocak ayında avcılığa çıkılmasına rağmen hiç balık avlanamamıştır. En fazla yakalanan balık olan sargoz Ocak ayı dışında her ay yakalanmıştır. En fazla yakalanan balıklar sıralamasında ikinci olan naylon balığı 2011 Mart-Nisan-Mayıs aylarında avlanmış diğer aylar avlanmamıştır yılı Ekim ve Aralık aylarında sadece çipura ve sargoz balıkları yakalanmıştır. Ancak Tablo. 4. den de anlaşılacağı üzere toplam avın yarısından fazlası Mart-Nisan-Mayıs-Haziran 2011 ayları boyunca avlanmıştır. Tablo 4. Aylara ve türlere göre av kompozisyonları Mar. Türler Nis. May. Haz. Tem. Ağu. Eyl. Eki. Kas. Ara. Oca. Şub. Toplam Çipura ÇizgiliTaşHanisi Fangri Gargur B İstavrit Bozması Karagöz Lahoz Melanur Mırmır Naylon B Orfoz Sargoz Sinarit SivridişliMüren Yazılı Hani TOPLAM Avlanan balıkların 74 adedi 15 numaralı, 56 adedi 14 numaralı, 37 adedi 12 numaralı, 17 adedi de 10 numaralı iğnelerden yakalanmıştır. Genel olarak küçük iğnelerin büyük iğnelere göre daha fazla sayıda balık yakaladığı, iğne büyüklüğü arttıkça yakalanan balık sayısında bir azalma olduğu görülmektedir (Şekil 3). 6

10 Balık sayısı Balık sayısı Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), İğne numaraları Şekil 3. İğne büyüklüğüne göre yakalanan balık sayıları En fazla yakalanan üç balık türü üzerinde bir değerlendirme yapıldığında; sargozda iğne büyüklüğü arttıkça yakalanan balık adedinde belirgin bir azalma olmuştur. Mırmır ve naylon balığında ise bu şekilde düzenli bir değişim gözlenmemiştir (Şekil 4). 30 Sargoz Naylon B. Mırmır İğne numaraları Şekil 4. Sargoz, mırmır ve naylon balıklarının sayıca değişimleri İğne büyüklüğüne göre avlanan balıkların toplam ağırlığı üzerine bir değerlendirme yapıldığında; en fazla 14 numaralı iğnelerden g, ardından 15 numaralı iğneden g, 12 numaralı iğneden g, 10 numaralı iğneden g balık yakalanmıştır (Şekil5). 14 numaralı iğne g sargoz, g mırmır, 487 g naylon balığı, 627 g istavrit bozması, 410 g lahoz, 301 g sinarit, 284 g karagöz, 186 g yazılı hani, 181 g melanur türlerinden oluşmaktadır. Mırmır 10 numaralı iğne ile hiç avlanamamıştır. 7

11 Balık ağırlıkları (g) Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), İğne numaraları Şekil 5. İğne büyüklüğüne göre yakalanan balıkların toplam ağırlıkları İğne büyüklüğüne göre yakalanan balıkların ortalama ağırlıkları arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P < 0,05). Çalışmamızda kullanılan 10, 12 ve 14 numaralı; 14 ve 15 numaralı iğneler kendi aralarında fark göstermezken; 15 numaralı iğne 10 ve 12 numaralı iğnelerden istatistiksel olarak farklı bulunmuştur. TARTIŞMA ve SONUÇ Yapılan 12 avcılık operasyonunda toplam 2400 iğne kullanılmış ve 6 familyadan 15 türe ait toplam 184 adet balık yakalanmıştır. Yakalanan balıklar içerisinde Sparidae familyası 7 tür, 113 birey ve % 61,4 oranla ilk sırada, Holocentridae familyası 48 birey ve % 26,1 oranla ikinci sırada yer almıştır. Toplam yakalanan balıklar içerisinde en fazla yakalanan % 37,0 ve 68 adet bireyle sargoz türü olmuştur. Avlanan balıkların ekonomik değerleri, yerel balıkçıların sınıflandırmaları ve halkın balık tüketim alışkanlıkları dikkate alınarak yapılmıştır. Buna göre 11 i hedeflenen, 3 ü tesadüfi av olmak üzere 14 ekonomik değeri olan, 1 adet ekonomik değeri olmayan türlerden oluşmaktadır. Bulgularımıza göre hedeflenen ekonomik türler; çipura, sargoz, lahoz, orfoz, mırmır, çizgili taş hanisi, fangri, melanur, sinarit, yazılı hani ve karagözdür. Tesadüfî avı oluşturan balık türleri; istavrit bozması, naylon balığı ve gargur balığıdır. Ekonomik değeri olmayan, ıskartayı oluşturan tür ise; 1 bireyle sivridişli mürendir. Hedef av miktarının payı 128 birey ve % 69,6 olarak tespit edilmiştir. Hedef dışı av ise % 28,9 orana (53 birey) sahiptir. Toplam av miktarı içerisindeki hedef av ve hedef dışı av birlikte ele alındığında, ekonomik balık türlerinin, yakalanan toplam balık sayısı içinde % 98,5 lük orana sahip olduğu görülmektedir. Bu sonuçlarla kullanılan paraketanın avcılığı hedeflenen türler açısından başarılı olduğu görülmektedir. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın av sezonu için hazırladığı 3/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen 2012/65 Tebliği (Anonim, 2012) ne göre asgari avlama boyu sargoz için 21 cm ve çipura için 20 cm. olarak öngörülmüştür. Bu boy değerleri esas alındığında en çok yakalanan sargoz için; 10 numaralı iğnenin 1, 12 numaralı iğnenin 5, 14 numaralı iğnenin 11, 15 numaralı iğnenin 17 bireyle, toplam 68 bireyden 34 adeti (% 50,0) avlanabilir asgari boyun altında olduğu ölçülmüştür. Küçük boyutlu iğnelerin büyük iğnelere oranla daha fazla yasal boyun altında balık yakaladığı sonucuna varılabilir. Bu durum Tebliğin 3. Bölümün 15. maddesinde belirtilen; 8

12 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Paraketa ile yapılan su ürünleri avcılığında 14 numaradan (ağız açıklığı 7.2mm) küçük (ebat olarak) iğnelerin kullanılması yasaktır maddesi ile örtüşmektedir. Çipurada ise yakalanan 8 adet bireyin az sayıda olmasına rağmen yasal boyun üzerinde olduğu görülmüştür. Sargozda balıkçıların ifadelerinde belirttiği gibi son yıllarda balık boyunda küçülme olduğu, önümüzdeki yıllarda yasal sınırların altında olacağı ve tehlike sınırına gireceği öngörülebilir. Mırmırla ilgili tebliğde bir boy sınırlaması bulunmamasına rağmen en düşük boyun 20,6 cm, ortalama boyun 23,6 cm olduğu tespit edilmiştir. (Kalaycı, 2001) Sinop açıklarında, dört farklı büyüklüğe sahip iğnelerden (8, 12, 16, 20 no) oluşan dip paraketası ile yaptığı çalışmada av veriminin 20 numaralı iğne ile en fazla olduğunu belirlemiştir. Antalya kıyılarında yapılan bu çalışmada ise 14 numaralı iğne ile en fazla av verimi elde edilmiştir. 10 numaralı iğnenin ise hem av verimi hemde birey sayısı düşüktür. Bu çalışmamızda yem olarak sadece karides ve sübye kullanılmıştır. (Özdemir vd., 2006) nin İzmir Urla ve küçük adalar mevkiinde, 1, 3, 5 nolu iğne kullanarak yaptıkları paraketa avcılığında kalamar yeminin hem görünüş hemde dayanıklılık bakımından paraketa avcılığı için uygun bir yem olduğunu belirtmişlerdir. (Çekiç ve Başusta, 2004), İskenderun Körfezi nde 8, 10, 14 numaralı iğneler ile yaptıkları çalışmada sardalya yeminin daha fazla balık yakaladıklarını bildirmişlerdir. Antalya bölgesinde paraketanın av verimi ile ilgili bu çalışmanın dışında bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu nedenle Antalya Körfezi nde farklı yem çeşitliliğinin avlanma oranına etkisi ve farklı iğne tiplerinin av verimi ve av kompozisyonuna etkisinin araştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Günümüzde seçiciliği yüksek olan av araçlarının kullanılması teşvik edilmektedir. Paraketa birçok balık ağları ile yapılan avcılığa nazaran daha seçici bir yöntemdir. Belli balık türlerini seçmesi ve çok balık yakalamaması, küçük balıkçının kullanabileceği bir yöntem olması gibi nedenlerden dolayı paraketa avcılığının desteklenmesi gerekir. Yapılan bu çalışmada toplam 15 tür balık içerisinde hedeflenerek avlanan balık sayısı 128dir. Hedef dışı avlanan balık sayısı 53 adettir. Bu çalışma sonucunda küçük iğneler (15 no) büyük iğnelerden (10, 12, 14 no) sayı ve ağırlık olarak daha fazla balık yakalamıştır. Bu balıklar çoğunlukla yasal boyun altında avlandıklarından sürdürülebilir bir balıkçılık için ebat olarak büyük, numara olarak küçük 10 ve daha altındaki iğnelerin kullanılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Alıntılama Çeliköz B., Kuşat M Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), KAYNAKLAR Anonim, 1993.Longline Fishing. FAO Training Series, p. Roma. Anonim, /1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ (Tebliğ No: 2012/65) T.C. Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı. 112s. Ankara. Çekiç, M., Demirhan,S. A., Başusta, N., Turan, C İskenderun Körfezi nin Güney Kıyılarında Kullanılan Paraketaların, Paraketa Av Teknelerinin Genel Özellikleri ve Avcılık Durumları. Doğu Anadolu Bölgesi IV. Su Ürünleri Sempozyumu. Akuademi Net. Çekiç, M., Başusta, N., İskenderun Körfezinin Kullanılan Paraketa Takımlarında Yem Çeşidi ve İğne Büyüklüğünün Tür seçimine Etkisi. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 21(1-2),

13 Çeliköz ve Kuşat 2016 ESUFD 12(1), 1-10 Ferno, A., P., Solemdal, S., Tilseth, Field studies on the behaviour of whiting (Gadus merlangus) towards baited hooks. FiskDir. Skr. Ser. HavUnders. 18, Hasanhocaoğlu, E., 2008.İzmir Körfezi nde Paragat Balıkçılığının Geliştirilmesi. E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 46s. Bornova-İzmir. Kalaycı, F., Dip Paraketasında Kanca Büyüklüğünün Seçicilik Üzerine Etkisi. O.M.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 60s. Samsun. Lokkeborg, S., Bjordal A., Species and Size Selectivity in Longline Fishing : a review, Fish. Res. 13, Özdemir, S., Ayaz, A., Gurbet, R., Erdem, Y., Farklı Büyüklükte Kanca ve Farklı Tipteki Yem İle Sabah Tanı ve Gündüz Zamanlarında Kullanılan Dip Paraketasının Av Verimi. A.Ü. Bilim ve Teknoloji Dergisi, 7, Özdemir, S., Erdem, Y., Sümer, Ç., Dip Paraketasında Kullanılan İki Farklı Yemin Balık Davranışları ve Av Verimi Yönünden Karşılaştırılması. C.B.Ü. Fen Bilimleri Dergisi, 3,

14 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):11-24 (2016) Eğirdir Gölü kerevitlerinde (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) büyüme ve üreme özelliklerinin belirlenmesi* Yıldız BOLAT 1 **, Mehmet Ali KAYA 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi - Isparta 2 Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Eğirdir Isparta Geliş : Kabul : **Sorumlu Yazar: yldzbolat@sdu.edu.tr Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Bu çalışma Haziran 2013 ile Haziran 2014 tarihleri arasında Eğirdir Gölü nde yürütülmüştür. Araştırmada, Eğirdir Gölü kerevitlerinin boy, ağırlık ve eşey kompozisyonu, boy-ağırlık ilişkisi, av verimliliği, kabuk değiştirme mevsimi, üreme dönemi ve yumurta verimliliği belirlenmiştir. Toplam 3008 adet kerevit avlanmış olup, bunların 2456 sı incelenmiştir. Kerevitlerin total boy ortalaması 106,31 mm, canlı ağırlık ortalaması ise 40,33 g olarak hesaplanmıştır. Boy-ağırlık ilişkisinde regresyon denklemi Log W=-3,2648+2,7918x Log CL, regrasyon katsayısı r 2 =0,9016 olarak bulunmuştur. Deneme sonunda, hem erkek hem de dişi bireylerde negatif allometrik büyümenin olduğu saptanmıştır. Populasyondaki dişi/erkek oranı ise 0,75/1,00 olarak belirlenmiştir. Ortalama yumurta sayısı 309 ortalama yumurta çapı ise 2,53 mm olarak hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Kerevit, Astacus leptodactylus, Büyüme, Üreme, Eğirdir Gölü, Türkiye Determination of growth and reproduction properties of freshwater crayfish (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) in Eğirdir Lake-Türkiye Abstract This Study was carried out between June 2013 and June 2014 in Eğirdir Lake. The length, weight, sex composition, length-weight relationship, catch efficiency, moulting season, reproductive period and fecundity of crayfish were determined in Eğirdir Lake. In this study, total 3008 crayfish were caught and 2456 of those crayfish were determined as mm and g, respectively. Regression equation of length-weight relationship was found as Log W= x Log CL and regression coefficient was determined as r 2 = It was found to be negative allometric growth in both males and females. The female-male ratio of population was determined as 0.75/1.00. The mean egg number and egg diameter were determined as 309 and 2.53 mm respectively. Keywords: Crayfish, Astacus leptodactylus, Growth, Reproduction, Eğirdir Lake, Türkiye *Bu çalışma yüksek lisans tezinden özetlenmiştir. GİRİŞ Türkiye nin doğal tatlı su istakozu türü olan A. leptodactylus, özellikle Anadolu dışında da geniş bir dağılım alanı olması ve ekonomik önemi bulunması nedeniyle Avrupa nın en popüler türlerinden biridir (Köksal, 1988). Kerevitler doğal olarak bulundukları tatlı su alanlarında ekolojik dengenin birer parçası halindedirler. Beslenme özellikleri bakımından omnivor olduklarından su kaynaklarındaki pek çok organizmayı tüketebilirler (Huner, 1994). Ayrıca, her türlü organik materyalin işlenmesinde oynadıkları önemli rol nedeni ile ekosistemde enerji dengeleri üzerinde etkindirler (Hessen vd., 1993; Wallace vd., 1997; Zhang vd., 2003). Ayrışmakta olan materyaller üzerinden beslenen, detritusun işlenmesi ve mineralizasyonunda, bentik 11

15 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), çeşitlilik ve organik madde birikiminde önemli etkileri bulunan bu canlılar için ekosistem mühendisi benzetmesi yapılmaktadır (Zhang vd., 2004). Kerevitler ekosistemde oynadıkları bu roller nedeni ile durgun ve akarsu habitatları için anahtar tür olarak görülmektedirler (Hogger, 1988; Momot, 1995; Nyström, 2002). Ortamdan yok olmaları veya yeni bir ortama sokulmaları sucul ekosistemler üzerinde çok ciddi etkiler doğurabilir (Matthews ve Reynolds, 1992; Nyström ve Strand, 1996). Populasyonların korunması ve sürdürülebilir avcılık için kerevitlerin populasyondaki büyüme ve üreme özelliklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmadan elde edilecek bilgiler Eğirdir Gölü nde yıllara bağlı olarak meydana gelebilecek değişikliklerin izlenmesi ve karşılaştırılmasında hatta avlanma stratejilerinin planlanmasında faydalı olacaktır. Bu amaçla, Eğirdir Gölü nde yaşayan kerevitlerin eşey gruplarına göre boy ve ağırlık kompozisyonu, boy-ağırlık ilişkisi, kabuk değiştirme mevsimi, av verimliliği, olgunlaşma büyüklüğü, üreme periyodu ve yumurta verimliliği belirlenmiştir. MATERYAL ve YÖNTEM Bu çalışma, Haziran 2013 ile Haziran 2014 tarihleri arasında Eğirdir Gölü nde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, 34 mm göz açıklığında tek girişli, yönlendirmeli, 2 hazneli kerevit pinterleri kullanılmıştır. Örneklemeler aylık yapılmış olup 13 ay sonunda toplam 2402 adet kerevit pinteri kullanılarak 3008 adet kerevit avlanmıştır. Yakalanan kerevitlerin laboratuvarda cinsiyetleri tespit edilerek gerekli metrik ölçümleri yapılmıştır. İncelenen kerevitlerin boy ölçümleri için 1 mm hassasiyetli ölçü cetveli, ağırlık ölçümleri için 0,1 g hassasiyetli tartım cihazı kullanılmıştır. Kerevitlerin boy uzunluklarını belirlemek amacıyla Total Boy (TL), Karapaks Boy (CL) ölçümleri alınarak, canlı ağırlıkları (W) tartılmıştır. Kerevitlerin dişi, erkek ve dişi+erkek olmak üzere total boy, karapaks boy ve total ağırlık ortalamaları hesaplanarak boy gruplarına ve ağırlık gruplarına göre frekans dağılımları incelenmiştir. Populasyonun eşey kompozisyonu tespiti için boy gruplarına göre eşey dağılımı incelenerek, aylara göre dişi- erkek oranları belirlenmiştir. Eğirdir Gölü kerevitlerinin eşeylere göre boy-ağırlık ilişkisi Le Cren (1951) in W = al b üstel ilişki modelinin Log W = Log a + b Log L şeklindeki doğrusal denklemi kullanılarak hesaplanmıştır (Atay, 1989). Avlanabilir boydaki bireylerin oranı, boy frekans dağılımında yasal avlanma boyu olan 10 cm ve üzerindeki bireylerin oranı hesaplanarak bulunmuştur. Eğirdir Gölü kerevitlerinin kabuk değiştirme mevsimini belirlemek amacıyla eşeysel olarak aylara göre kabuk durumları makroskobik olarak kontrol edilmiştir. Eğirdir Gölü kerevitlerinin olgunlaşma büyüklüğünün tespiti için, ovaryumlarında ve pleopodlarında yumurta bulunan dişiler ile testislerinde sperma hücreleri bulunan en küçük boya sahip erkek bireyler dikkate alınarak belirlenmiştir. Aralık 2013 ile Haziran 2014 tarihleri arasında temin edilen 7 adet yumurtalı dişiden total boy (TL), canlı ağırlık (W) ile ortalama yumurta sayısı ve ortalama yumurta çapı hesaplanmıştır. Laboratuara getirilen yumurtalı bireylerin yumurtaları bir pens yardımıyla petri kaplarına alınarak yumurta sayıları belirlenmiştir. Kerevitlerin yumurta çapları 0,05 mm hassasiyetli kumpas yardımı ile stereo zoom mikroskop altında ölçülmüştür. 12

16 %N Birey Sayısı (N) BULGULAR Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Çalışmada, yakalanan toplam 3008 adet kerevitin 1289 tanesinin (%42,85) dişi, 1719 tanesinin (%57,15) ise erkek olduğu belirlenmiş, dişi/erkek oranı 0,75/1,00 olarak bulunmuştur. Kerevitlerin total boylarının (TL) mm, karapaks boylarının (CL) mm arasında dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Kerevitlerin total boy ortalama değeri 106,31 mm, karapaks boylarının ortalaması ise 53,74 mm bulunmuştur. Kerevitlerin canlı ağırlık değerinin 8-158,5 g arasında dağılım gösterdiği ve ortalama ağırlık değerinin 40,33 g olduğu tespit edilmiştir (Şekil 1,2,3) E+D E D Boy Grupları (CL mm) Şekil 1. Kerevitlerin boy gruplarına göre eşey dağılımı ,24 11,85 13,56 27,61 23,49 13,88 6,15 1,1 0,12 Boy Grupları (CL mm) Şekil 2. Kerevitlerin boy frekans dağılımı 13

17 Ağırlık (g) %N Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), ,00 25,00 20,00 15,00 10,00 5,00-19,01 25,98 23,29 16,21 8,67 3,87 1,75 0,90 0,24 0,08 14, Ağırlık (g) Şekil 3. Kerevitlerin ağırlık kompozisyonu Kerevit populasyonunun boy-ağırlık ilişkisi 998 dişi, 1458 erkek toplam 2456 adet kerevitin karapaks boyu-canlı ağırlık ilişkileri linear regresyon analizi ile logaritmik olarak incelenmiş olup, regresyon denklemi erkek kerevitlerde Log W=-3,4450+2,8907xLog CL, dişi kerevitlerde Log W=-3,0755+2,6886xLog CL, dişi+erkek kerevitlerde Log W=- 3,2648+2,7918x Log CL olarak hesaplanmıştır. Eğirdir Gölü kerevitlerinde hem dişi bireylerde hem de erkek bireylerde boy ve ağırlık artışında doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir (erkek r=0,91, dişi r=0,89, dişi+erkek r=0,90). Regresyon denklemlerinde b değeri hem dişi hem de erkek bireylerde 3 ün altında olduğu ve kerevitlerin negatif allometrik büyüme gösterdiği bulunmuştur (dişi b=2,6886, erkek b=2,8907, dişi-erkek b=2,7918) (Şekil 4,5,6) Log W=-3,4450+2,8907xLogCL r=0, Karapaks boyu (mm) Şekil 4. Erkek Astacus leptodactylus populasyonunda karapaks boy-ağırlık ilişkisi 14

18 Ağırlık (g) Ağırlık (g) Log W=-3,0755+2,6886xLog CL r=0,8882 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Karapaks boyu (mm) Şekil 5. Dişi Astacus leptodactylus populasyonunda karapaks boy-ağırlık ilişkisi Log W=-3,2648+2,7918x Log CL r=0, Karapaks boyu (mm) Şekil 6. Erkek ve dişi Astacus leptodactylus populasyonunda karapaks boy ağırlık ilişkisi Eğirdir Gölü nde avlanabilir boyun üzerindeki erkek bireylerin mm, dişi kerevitlerin mm karapaks boy gruplarında dağılım gösterdiği ve örnek populasyonun %68,04 ünün avlanabilir boyun üzerinde olduğu bulunmuştur. Eğirdir Gölü kerevitlerinin kabuk değiştirme mevsimi aylara göre eşeysel olarak incelenmiş olup dişi bireylerin Haziran-Kasım ayları arasında erkek bireylerin Mayıs- Kasım ayları arasında dişi+erkek bireylerin Ağustos-Eylül ayları arasında yoğun olarak kabuk değiştirdikleri tespit edilmiştir. Eğirdir Gölü kerevitlerinin olgunlaşma büyüklüğünün tespiti için ovaryumlarında ve pleopodlarında yumurta bulunan dişiler ile testislerinde sperma hücresi bulunan en küçük boya sahip bireyler dikkate alınmıştır ve olgunlaşma büyüklüğü erkeklerde 74 mm, dişi bireylerde ise 77 mm olarak bulunmuştur. Eğirdir Gölünde çiftleşme olayı Ekim ayının son haftası ile Kasım ayının ilk haftasında gerçekleşmiş olup dişilerin genital açıklıklarında sperma kalıntıları 4 Kasım da gözlemlenmiştir. Çiftleşme olayından 4-5 hafta sonra pleopodlarında yumurta taşıyan dişilere 20 Aralıkta rastlanmıştır. Yumurtalardan yavru çıkışı yaklaşık 6 aylık inkübasyon süresi sonunda Haziranın ilk haftasında gerçekleşmiştir. Araştırma kapsamında Eğirdir Gölü kerevitlerinin yumurta verimliliğini belirlemek amacıyla dişi bireylerin yumurta sayıları sayılarak, ortalama yumurta sayısı 309 ve yumurta çapı ölçülerek, ortalama yumurta çapı 2,53 mm bulunmuştur. 15

19 TARTIŞMA ve SONUÇ Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Kerevitlerin boyca büyümeleri ancak kabuk değiştirmeleri ile olanaklıdır. Kerevitlerde genelde genç bireyler yılda 2 3 kez, yaşlı bireyler ise yılda 1 kez kabuk değiştirmektedirler. Kerevitlerin ilk yılda 8 kez, ikinci yılda 5 kez kadar kabuk değiştirebildikleri, daha ileri yıllarda ise bu sayının 2 veya 1 e düştüğü bilinmektedir (Erdemli, 1985). Dişi bireyler üreme dönemi sırasında uzun süre abdomenlerinin altlarında yavrularını korurlar bu dönemde erkeklere göre daha az beslenirler ve kabuk değişimi yapmazlar (Balık vd., 2005). Bu nedenle yapılan çalışmalarda erkek bireylerin daha ağır ve uzun oldukları bulunmuştur (Adegboye, 1981; Harlıoğlu, 2000). Bu çalışmada incelenen erkek ve dişi kerevitlerin ağırlık ve boy ortalamaları alındığında erkeklerin dişilerden daha uzun ve ağır olduğu saptanmıştır. Erdemli (1982), Karabatak ve Tüzün (1989), Kuşat ve Bolat (1995) tarafından yapılan araştırmalarda bu saptamayla benzerlik göstermektedir (Tablo 1). Doğal ortamlarda Astacidae familyasından olan kerevit populasyonlarının cinsiyet oranı bire çok yakındır ve çok eşlilik görülür (Reynolds vd., 1992). Bununla birlikte, erkek bireylerin birden fazla dişinin yumurtalarını dölleme yeteneklerinin olması nedeniyle hem kuluçkalanan dişi kerevit sayısını arttırmak hem de yeniden stoklamalarda ve yetiştiricilik ünitelerinde bir erkeğe karşı birden fazla dişi olması hedeflenmektedir (Berber ve Balık, 2006). Populasyonun eşey kompozisyonu incelendiğinde Kuşat ve Bolat (1995), Balık vd. (2005), Berber ve Balık (2006), Yüksel (2007) bulgularıyla benzerlik göstermiş ve populasyondaki erkeklerin (%57.15) dişilerden (%42,15) daha yoğun olduğu tespit edilmiştir. Populasyonun dişi erkek oranı 0,75/1,00 olarak bulunmuştur (Tablo 1). Tablo 1. Farklı kaynaklarda boy-ağırlık ve eşey dağılımı ile ilgili yapılmış çalışmalar Çalışma Kaynak Eşey TB±SH TA±SH / % % Köksal (1980) Erdemli (1982) Erdemli (1985) Karabatak ve Tüzün (1989) Kuşat ve Bolat (1995) Güner (2000) Erdem vd. (2001) Balık vd., (2005) Eğirdir Eğirdir Hotamış Mamasın Mogan Eğirdir Işıklı İznik Demirköprü 101,06±1,221 29,57±1, ,17±0,980 24,95±0, ,02±2,177 32,05±2,209 96,30±2,182 30,65±2, ,92±2,313 35,41±2,316 98,90±2,303 32,18±2, ,72±2,319 42,19±2, ,74±2,298 35,24±2, ,44±17,30 36,98±19,65 104,45±17,09 31,92±15,43 107,21±26,12 52,91±37,54 92,67±22,85 29,18±20,04 99,75±1,576 32,88±1, ,36±1,259 31,72±1,114 99,30±2,810 30,99±2, ,11±2,430 28,59±1,578 90,18±0,832 25,43±0,798 92,88±1,041 24,19±0,811 1,09/1, ,56/1, ,00/1,00 1,00/1,00 1,22/1,00 44,9 55,1 0,60/1, ,86/1,00 0,89/1,00 0,49/1,00 67,3 32,7 16

20 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Harlıoğlu ve Harlıoğlu (2005) Eğirdir İznik Hirfanlı 101,81±4,15 49,94±2,21 103,29±7,08 48,93±3,38 100,47±6,70 49,13±3,34 104,54±7,22 49,23±3,42 104,76±5,41 50,59±2,26 105,93±4,86 50,64±2,27 1,00/1, ,05/1,00 48,8 51,2 0,41/1,00 70,8 29,2 Berber ve Balık (2006) Manyas 82,12±0,559 19,57±0,565 89,07±1,142 21,85±0,736 0,53/1,00 65,4 34,6 Yüksel (2007) Keban 93±0,01 28,7±0,20 93±0,01 24,0±0,15 0,81/1,00 55,12 44,88 Bu çalışma Eğirdir 106,48±0,424 42,44±0, ,07±0,519 37,25±0,554 0,75/1,00 57,15 42,85 Çalışmada elde ettiğimiz değerlerle geçmiş yıllarda yapılan araştırma sonuçları karşılaştırıldığında boy, ağırlık ve eşey kompozisyon değerleri bakımından benzerlikler olduğu gibi farklılıkların da olduğu gözlenmiştir. Bu konudaki farklılıkların oluşmasına, kerevitlerin çiftleşme, yumurtlama, kabuk değiştirme dönemlerinde avlanması, populasyon üzerindeki av baskısı ve çalışmada kullanılan av aracı gibi kriterlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Araştırmamızda Eğirdir Gölü erkek kerevitleri 31-88, dişileri ise mm karapaks boy gruplarında dağılım göstermişler ve populasyonun %68,04 ü avlanabilir boyun üzerinde tespit edilmiştir. Türkiye de farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda, Eğirdir Gölü nde örnek populasyonun %36,56 sı (Anonymous, 1980), Hotamış Gölü nde %73 ü, Mamasın Baraj Gölü nde %75 i (Erdemli, 1985), Mogan Gölü nde 60,23 ü (Karabatak ve Tüzün, 1989), Keban Baraj Gölü nde %73,83 ü (Duman ve Pala, 1998), Eğirdir Gölü nde %73,83 ü (Bolat, 2001), Dikilitaş Göleti nde (Köksal vd., 2003) %77,38 i, Sera Gölü nde (Erkebay, 2004) %66,05 i, Manyas Gölü nde (Berber ve Balık, 2006) %27,82, Keban Baraj Gölü nde (Yüksel, 2007) %64,4 avlanabilir boyun üzerinde çıkmıştır (Tablo 2). Ülkemizde kerevitlerin yasal av boyu 2/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğe göre 2008 yılında 10 cm olarak belirlenmiştir. Eğirdir Gölünde avlanabilir boyun üzerindeki bireylerin toplam populasyon içerisinde %68,04 oranı ile yüksek bulunduğu ve düzenlemenin yerinde bir karar olduğu düşünülmektedir. Tablo 2. Farklı çalışmalarda avlanabilir boyun üzerindeki kerevit miktarı Araştırmacı Kaynak Avlanabilir kerevit (%) Anonymous, 1980 Eğirdir Gölü %36,56 Erdemli, 1982 Eğirdir Gölü %64,66 Erdemli, 1985 Hotamış Gölü %73 Mamasın B. Gölü %75 Karabatak ve Tüzün, 1989 Mogan Gölü %60,23 Bolat, 1996 Eğirdir Gölü %65,13 Bolat, 2001 Eğirdir Gölü %73,8 17

21 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Erkebay, 2004 Sera Gölü %77,38 Balık vd., 2005 Demirköprü B. G. %52,02 Berber ve Balık, 2006 Manyas Gölü %27,82 Yüksel, 2007 Keban Baraj G. %64,4 Güner, 2008 Kavaklı Göleti %87,75( ),%93,75( ) Bu çalışmada Eğirdir Gölü %68,04 Kerevitlerde boy ile ağırlık arasındaki ilişkinin, ekonomik olarak işletilen populasyonlar açısından bilinmesi gereklidir. Regresyon denklemleri özellikle populasyonun, kondüsyon, büyüme ve gelişme, eşeysel olgunluk ve farklı bölgelerdeki populasyonların karşılaştırılmasında kullanılmaktadır. Regresyon analizinden elde edilen b değeri organizmanın allometrik veya isometrik büyümesini göstermektedir. Eğer b değeri 3 ten büyük ise organizma pozitif allometrik büyüme göstermekte, eğer b değeri 3 e eşit ise organizma isometrik büyüme göstermektedir (Romaire vd., 1977). Bu çalışmada önceki araştırmalara paralel olarak karapaks ile vücut ağırlığı arasında doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizleri sonucunda elde edilen değerlere göre karapaks uzunluğu ile vücut ağırlığı arasında hem erkek (b=2,89) hem de dişi (b=2,69) kerevitlerde negatif allometrik ağırlık artışı saptanmıştır. Ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda Mogan Gölü (Tüzün, 1987), Seyhan Baraj Gölü (Çevik, 1993), Ayrancı Baraj Gölü ( Erdem ve Erdem, 1994), Eğirdir Gölü (Bolat, 1996), İznik Gölü (Erdem vd., 2001), Keban Baraj Gölü (Duman ve Pala, 1998) erkek ve dişi bireylerinde ve Sera Gölü (Erkebay, 2004), Demirköprü Baraj Gölü (Balık vd., 2005) ile Keban Baraj Gölü (Yüksel ve Duman, 2012) erkek bireylerinde pozitif allometrik büyüme tespit edilmiştir (Tablo 3). Keban Baraj Gölü (Harlıoğlu, 1999), Eğirdir Gölü (Bolat, 2001) ve Kavaklı Göleti (Güner, 2008) erkek ve dişi bireylerde negatif allometrik büyüme, Keban Baraj Gölü (Barım, 2007) dişilerde negatif erkeklerde pozitif allometrik büyüme, Dikilitaş Göleti (Köksal vd., 2003) erkek ve dişi bireylerinde, Demirköprü Baraj Gölü (Balık vd., 2005) dişi bireylerinde, Manyas Gölü (Berber ve Balık, 2006) ve Apolyont Gölü (Berber ve Balık, 2009) erkek ve dişi bireylerinde izometrik büyüme özelliği tespit etmişlerdir. Canlıların gelişme süresinde boyca büyümesine karşın, ağırlıkça büyüme hızının hangi oranda olacağı, genetik yapılarının etkisine bağlı olduğu gibi, besin niteliği ve miktarı gibi beslenme olanaklarının da büyük oranda etkilerinin olduğu bilinmektedir. Tüm bu etkenler kompleks bir yapı içerisinde, türün genel yapısı içinde kalmak koşuluyla, zamana ve ortama göre, populasyondan populasyona hatta aynı populasyonda bile mevsimden mevsime boy ile ağırlık arasındaki ilişkide farklı oranlarda değişikliklere neden olabilmektedir (Berber ve Balık, 2006). 18

22 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Tablo 3. Farklı çalışmalarda regresyon sabitleri ve katsayıları Çalışma N Eşey b değeri R Mogan Gölü (Karabatak ve Tüzün, 1989) 669 3, , Seyhan Baraj Gölü (Çevik, 1993) 150 3, , Ayrancı Baraj Gölü (Erdem ve Erdem, 1994) , Eğirdir Gölü (Kuşat ve Bolat, 1995) 505 3, , Keban Baraj Gölü (Duman ve Pala, 1998) 257 3,3772 0, ,1462 0,994 Keban Baraj Gölü (Harlıoğlu, 1999) 208 2,6689 0, ,5152 0,882 Eğirdir Gölü (Bolat, 2001) ,9896 0, ,6946 0,975 İznik Gölü (Erdem vd., 2001) , Dikilitaş Göleti (Köksal vd., 2003) ,0092 0, ,0797 0,995 Sera Gölü (Erkebay, 2004) 825 3,4100 0, ,0400 0,975 Demirköprü Baraj Gölü (Balık vd., 2005) 233 3,2666 0, ,0546 0,974 Manyas Gölü (Berber ve Balık, 2006) 731 2,9763 0, ,9443 0,987 Mamasın Baraj Gölü (Büyükçapar vd., 2006) Keban Baraj Gölü (Barım, 2007) 149 3,2438 0, ,8591 0,952 Keban Baraj Gölü (Yüksel ve Duman, 2012) Bu Çalışma ,8907 0, ,6886 0,888 Çalışma süresince kerevitlerin kabuk durumları incelenmiş olup, Eğirdir Gölü kerevitlerinin olgunlaşma boyunun üstündeki bireylerin Mayıs ayından Kasım ayına kadar kabuk değiştirerek boy ve ağırlıkça büyüdükleri ve Ağustos-Eylül aylarında yoğun olarak kabuk değiştirdikleri belirlenmiştir. Erdemli (1982) ve Bolat (1996) Eğirdir Gölünde farklı zamanlarda yaptıkları çalışmalarında kerevitlerin Haziran-Eylül ayları arasında kabuk değiştirdiklerini bildirmişlerdir. Duman ve Pala (1998), Keban Baraj Gölü Ağın bölgesindeki kerevitlerin kabuk değiştirme zamanlarının Haziran ayı sonlarından itibaren başlayarak Eylül ayına kadar her iki eşeyde de gerçekleştiğini gözlemlemişlerdir. Bolat (2001) Mayıs ayından Ekim ayına kadar ve yoğun olarak Ağustos-Eylül ayında kabuk değiştirmenin gerçekleştiğini belirtmiştir. Yüksel ve Duman (2012), yaptıkları araştırmada Keban Baraj Gölü kerevitlerinin Haziran-Eylül ayları arasında kabuk değiştirdikleri ve özellikle Ağustos ve Eylül aylarında kabuk değiştirme olayının daha yoğunlaştığını bildirmişlerdir. Kabuk değiştirme dönemi diğer çalışmaların bulgularıyla benzerlik göstermektedir. 19

23 20 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Üreme Dönemi, dişi kerevitlerin gonadları üzerinde sperma kalıntılarının görülmeye başlandığı tarih ile yumurtaların açılarak larvaların dişi bireyi terk ettiği tarih arasındaki periyot olarak kabul edilmiştir (Taugbol ve Skurdal, 1989). Çiftleşme olayının Kasım ayında gerçekleştiği, pleopodlarında yumurta taşıyan ilk dişiye Aralığın son haftasında rastlanmıştır. Yumurtalarda yavru çıkışı yaklaşık Haziranın ilk haftasında gerçekleşmiştir. Eğirdir Gölü erkek kerevitlerinin 74 mm, dişi kerevitlerinin ise 77 mm de olgunlaştıkları belirlenmiştir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda olgunlaşma büyüklüğü Eğirdir Gölü erkeklerde 70 mm, dişilerde 71 mm (Erdemli, 1982); Mogan Gölü erkeklerde 80 mm, dişilerde 82 mm (Karabatak ve Tüzün, 1989), Eğirdir Gölü erkeklerde 73 mm, dişilerde 74 mm (Bolat, 1996); Seyhan Baraj Gölü erkeklerde 76 mm, dişilerde 74 mm Çevik ve Tekelioğlu,1997); Eğirdir Gölü erkeklerde 71 mm, dişilerde 72 mm (Bolat, 2001), İznik Gölü dişilerde 72 mm (Erdem vd., 2001), Işıklı Gölü dişilerde 86,9 mm (Güner ve Balık, 2002), Demirköprü Baraj Gölü dişilerde 69-86,9 mm arasındaki total boylarda (Balık ve Ustaoğlu, 2006) tespit etmişlerdir. Populasyondaki bireylerin yumurta verimliliği ortalama yumurta sayısı ve ortalama yumurta çapı değerlerinden hesaplanmıştır. Yumurta sayılarına bakıldığında farklı boy gruplarında düşük ve yüksek yumurta veren bireylere rastlanabilmektedir. Literatürde A. leptodactylus türünün ortalama 200 ile 400 adet arasında yumurta ürettiği bildirilmektedir (Erdemli, 1985). Ülkemizde yumurta sayıları ile ilgili yapılan araştırmalarda ortalama yumurta sayıları; Eğirdir Gölünde ortalama 170 (Anonymous, 1980); Eğirdir Gölü nde 148, Beyşehir Gölü nde 156, Akşehir Gölü nde 149, Eber Gölü nde 161, Apa Baraj Gölü nde 153; Mamasın Gölü nde 158, Hotamış Gölü nde 163 (Erdemli, 1985); Mogan Gölü nde 175; (Karabatak ve Tüzün, 1989); Seyhan Baraj Gölünde 171(Çevik, 1993); Eğirdir Gölü nde 277 (Bolat,1996); Keban Baraj Gölü nde (Duman ve Gürel, 2000); İznik Gölünde ortalama 154 (Erdem vd., 2001); Işıklı Gölü nde 216 (Güner ve Balık, 2002); Demirköprü Baraj Gölü nde 137 (Balık vd., 2006); Bafra Balık Gölleri'nden Ulugöl de 178 adet (Uzun vd., 2013) olduğunu ifade etmişlerdir. Çalışmada, Aralık-Haziran ayları arasında avlanan kerevitlerin ortalama yumurta sayısı 309 adet olarak belirlenmiş ve diğer çalışmalarda elde edilen değerlerden yüksek bulunmuştur. Kerevitlerin yumurta çaplarının 2-3 mm arasında değiştiği, yumurta çapları ile ilgili yapılan çalışmalarda; Eğirdir Gölü için 2,49 mm, Beyşehir Gölü için 2,44 mm, Akşehir Gölü için 2,47 mm, Eber Gölü için 2,43 mm, Apa Baraj Gölü için 2,5 mm (Erdemli, 1983); Hotamış Gölü için 2,43 mm, Mamasın Baraj Gölü için 2,48 mm (Erdemli, 1985); Seyhan Baraj Gölü için 2,52 mm (Çevik;1993); Keban Baraj Gölü Ağın Bölgesi için 2,88-3,03 mm (Duman ve Gürel, 2000); İznik Gölü için 2,5 mm (Erdem vd., 2001); Eğirdir Gölü için 2,77 mm (Bolat, 2001); Işıklı Gölü için 2,45 mm (Güner ve Balık, 2002); Demirköprü Baraj Gölü için 2,72 mm (Balık vd., 2006); Bafra Balık Gölleri nden Ulugöl de 2,11 mm (Uzun vd., 2013) olarak tespit etmişlerdir. Çalışmada örnek populasyondan elde edilen ortalama yumurta çapının 2,53 mm olduğu belirlenmiş olup, diğer çalışmalardaki değerlerin bir kısmından düşük bir kısmından ise büyük olduğu belirlenmiştir. Tatlısu istakozları ile ilgili yapılan çalışmalarda yumurta büyüklüğü üzerinde parazitlik, predatör baskısı, su kalitesi, beslenme gibi çevresel faktörlerin etkisinin olduğu (Corey, 1991; Huner ve Lindqvist, 1991) ve dişi kerevitin total ağırlık, karapaks boyu ile yumurta büyüklüğü ve ağırlığı arasında bir bağlantının olmadığı bildirilmektedir (Harlıoğlu ve Türkgülü, 2000; Güner ve Balık, 2002; Uzun vd., 2013). Yumurta verimliliğinin ekolojik faktörlerden daha çok genetik faktörlerce kontrol edildiği belirtilmektedir (Erdemli, 1985).

24 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Sonuç olarak; Eğirdir Gölü kerevitlerinin üreme ve büyüme özellikleri bakımından daha önce yapılan çalışmalarla karşılaştırıldıklarında normal biyolojik özelliklerini korudukları ve bu döngüde herhangi bir sapmanın olmadığı tespit edilmiştir. Teşekkür: Bu çalışmayı destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi ne teşekkür ederiz (Proje No:3532-YL1-13). Alıntılama Bolat Y., Kaya M. A Eğirdir Gölü kerevitlerinde (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) büyüme ve üreme özelliklerinin belirlenmesi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), KAYNAKLAR Adegboye, D., 1981 The "Crayfish Condition Factor" a tool in crayfish research, International Symposium on Freshwater Crayfish ( : Davis, Claif.) The Avi Publishing Company, Inc. Westport, Connecticut. Anonymous, Investigation of reproduction and population of crayfish in Eğirdir Lake, Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Isparta Su Ürünleri Bölge Müdürlüğü Yayınları, Yayın No: 2, Isparta. Atay, D., Populasyon Dinamigi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fak. Yayınları Ders Kitabı, No:324, 306 s. Balık, S. Usataoğlu, M.R., Sarı, M.H., Berber, S., Demirköprü Baraj Gölü (Manisa) Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) nun Bazı Büyüme ve Morfometrik Özelliklerinin Belirlenmes., Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 22(1-2), Balık, S. Usataoğlu, M.R., Sarı, M.H., Berber, S., Demirköprü Baraj Gölü (Manisa) Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) nun Bazı Üreme Özellikleri. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 23(3-4), Barım, Ö., Keban Baraj Gölü, Çemişgezek Bölgesi Tatlı Su Istakozu, Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823 un Morfometrik Analizi ve Et verimi. Science and Eng. J of Fırat Üniversitesi 19(3), Berber, S., Balık, S., Manyas gölü (Balıkesir) tatlısu istakozunun (Astacua leptodactylus, Eschscholtz, 1823) bazı büyüme ve morfometrik özelliklerinin belirlenmesi. Ege Üniversitesi Su Ürün Dergisi 23(1-2), Berber, S., Balık, S., Apolyont Gölü (Bursa-Türkiye) Tatlısu İstakozunun (Astacus Leptodactylus Eschscholtz, 1823) Boy-Ağırlık İlişkisi ve Et verimi. Journal of FisheriesSciences.com, 3(2), Bolat, Y., Eğirdir Gölündeki Kerevit (Astacus leptodactylus salinus Eschschotz, 1842)Popülâsyonunun Bazı Özellikleri ve Hastalığının Morfolojik İncelenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta. Bolat, Y., Eğirdir Gölü Tatlı Su İstakozlarının Populasyon Büyüklüğünün Tahmini. Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Isparta. Büyükçapar, H. M., Alp, A., Kaya, M., Çiçek, Y., Mamasın Baraj Gölü (Aksaray-Türkiye) Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nun Boy-Ağırlık İlişkisi ve Et Verimi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 23(1-2), Corey, S., Comparative potential reproduction and actual production in several species of North American crayfish. In: Wenner, A., Kuris, A. (Eds.), Crustacean Egg Production, Crustacean Issues, vol. 7, Rotterdam, Çevik, C., Seyhan Baraj Gölünde Yaşayan Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) nun Bazı Biyo-Ekolojik, Morfometrik Özellikleri ile Hastalık Durumunun Saptanması. Çukurova Üniversitesi. Fen Bilimleri Enstitüsü, Su Ürünleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 40s, Adana. 21

25 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Çevik, C., Tekelioğlu, N., Seyhan Baraj Gölünde Yaşayan Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus, Esch., 1823) nun Bazı Biyo-Ekolojik, Morfometrik Özellikleri ile Hastalık Durumunun Saptanması, IX. Su Ürünleri Sempozyumu, Eğirdir/Isparta, 1, Duman, E., Pala, M., Keban Baraj Gölü Ağın Bölgesinde Yaşayan Kerevit (Astacus leptodactylus salinus Nordmann, 1842) Populasyonunun Büyüme Özelliklerinin İncelenmesi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, 15(1-2), Duman, E. Gürel, A., Keban Baraj Gölü Ağın Bölgesi nde Yaşayan Kerevitin (Astacus leptodactylus salinus Nordmann, 1842) Üreme Özelliklerinin Belirlenmesi. Doğu Anadolu Bölgesi IV. Su Ürünleri Sempozyumu, Erdem, U., Erdem Ü., Ayrancı baraj gölündeki (Karaman) Tatlısu istakozu (Astacus leptodacytlus Esch. 1823)'nun bazı ekolojik ve morfometrik özelliklerinin incelenmesi, XII. Ulusal Biyoloji Kongresi, Hidrobiyoloji Seksiyonu, , Edirne. Erdem, Ü., Cebeci, M., Selçuk, S., Tunç, N., Özbay, A. Ve Çildem, B., İznik Gölü'ndeki Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'nun Bazı Biyo-Ekolojik Özelliklerinin İncelenmesi. XI. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, Eylül, Hatay, Erdemli, A. Ü., Beyşehir, Eğridir, Akşehir ve Eber Gölleriyle Apa Baraj Gölü Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Esch., 1823) Populasyonları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Doğa Bilim Dergisi: Veterinerlik ve Hayvancılık, Erdemli, A. Ü., Hotamış gölü ve Mamasın baraj gölünde tatlısu istakozu (Astacus leptodactylus salinus Nordmann, 1842) populasyonlarının bazı biyolojik ve morfolojik özelikleri üzerine bir araştırma. Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu Matematik, Fizik ve Biyoloji Araştırma Grubu, Proje No: TBAG 594, 73s. Erkebay, C., Sera Gölü (Trabzon) Kerevit (Astacus leptodactylus, Esc, 1828) Stoğunun Biyolojik Özellikleri, Stok Yapısı ve Doğu Karadeniz Şartlarında Yetiştiricilik olanakları, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Anabilim Dalı, Doktora Tezi, 70. Geldiay, R., Kocataş A., Taxonomical Determination and Distribution of Turkish Astacus (Decapoda) Populations (In Turkish). Ege Üniversitesi Fen Fakültesi İlmi Raporlar Serisi 94,3-7. Güner, U., Some Biologic properties of Crayfish (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) in Işıklı Lake (Denizli). Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Su Ürünleri Temel Bilimler A.B.D. Yüksek Lisans Tezi, 65s. Güner, U., Balık, S., Işıklı Gölü (Çivril-Denizli) Tatlı su Kerevitlerinde (Astacus leptodactylus Esch., 1823) Yumurta Verimliğinin Boy ve Ağırlıkla İlişkisi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 19(1/2), Güner, U., Kavaklı Göleti (Edirne-Meriç) Kerevitleri Astacus Leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un Bazı Morfolojik Özellikleri İle Büyüme Parametreleri, Biyoloji Bilimleri Araştırma Dergisi (BİBAD).1(1), Harlıoğlu, M, M., Keban Baraj Gölü Ağın Yöresi Tatlı Su İstakozu, (Astacus leptodactylus Eschscholtz) Populasyonunda Ağırlık-Uzunluk İlişkisi ve Et Verimi, Tr. J. Zoology 23 (1999) Eksayı 3, Harlıoğlu, M.,M., The relationship between egg size and female size in freshwater crayfish, Astcaus leptodactylus, Aquaculture International 8, Harlıoğlu, M.M. ve Türkgülü, İ., The relationship between egg size and female size in freshwater crayfish, (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823), Aquaculture International, 8, Harlıoğlu, M.M., Harlıoğlu, A.G., Eğirdir, İznik Gölleri ve Hirfanlı Baraj Gölünden avlanan tatlı su istakozu Astacus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un morfometrik analizleri ile et verimlerinin karşılaştırılması. Fırat Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi 17(2),

26 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Hessen, D.O., Kristiansen, G., Skurdal, J., Nutrient Release From Crayfish, and Its Potential Impact on Primary Production in Lakes, Freshwater Crayfish, 9, Hogger, J.B., Ecology, population biology and behaviour, Freshwater crayfish: Biology, Management and Exploitation (Eds. Holdich, D.M.; Lowery, R.S.), Chapman & Hall, London, Huner, J. V. and Lindqvist, O. V., Special problems in freshwater crayfish egg production. In: Crustacean Egg Production, Vol. 7 (eds. A. Wenner and A. Kuris), Crustacean Issues, A.A. Balkema, P.O. Box 1675, 3000 BR Rotterdam, pp Huner, J.V., Freshwater Crayfish Aquaculture in North America, Europe, and Australia: Families Astacidae, Cambaridae, and Parastacidae, Food Products Press, New York, USA, 312s. Karabatak, M., Tüzün, İ., Mogan gölündeki kerevit (Astacus leptodactylus, Esch, 1823) populasyonun bazı özellikleri, Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Dergisi 2, Köksal, G. (1980). Biometric analysis on the freshwater crayfish (Astacus leptodactylus, Esch., 1823) Which is produced in Turkey, relationship between the major body components and meat yield. Ank. Üniv., Veteriner Fak., Derg., C : XXVI (3-4), Köksal, G., Astacus leptodactylus in Europe. Freshwater Crayfish Biology, Management and Exploitation (Eds. Holdich, D.M.; Lowery, R.S.), Croom Helm, London, Köksal, G., Korkmaz, A.Ş. ve Kırkağaç, M., Ankara-Dikilitaş Göleti Tatlı Su İstakozu (Astacus leptodactylus, Esch., 1823) Populasyonunun İncelenmesi. Tarım Bilimleri Dergisi, ss: Kuşat, M., Bolat, Y., Eğirdir Gölü Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus, Esch., 1823) nun Boy-Ağırlık Dağılışı ve Kerevit Vebası Hastalığının İncelenmesi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi 12(1-2), Le Cren, E.D. (1951). The Length-Weight Relationship and Seasonal Cycle in Gonad Weight and Condition in the Perch (Perca fluviatilis). J. Anim. Ecol. Cambrige 20, Matthews, M., Reynolds, J.D., Ecological impact of crayfish plague in Ireland, Hydrobiologia, 234, 1-6. Momot, W.T., Redefining the role of crayfish in aquatic ecosystems, Reviews in Fisheries Science, 3, Nyström, P., Strand, J.A., Grazing by a native and an exotic crayfish on aquatic macrophytes, Freshwater Biology, 36, Nyström, P., Ecology. Biology of Freshwater Crayfish (Ed. Holdich, D.M.), Blackwell Scientific, Oxford, Reynolds, J.D., J.D. Celada, J.M. Carral. and M.A. Matthews Reproduction of astacid crayfish in captivity-current developments and implication for culture, with special reference to Ireland and Spain. Invertebr. Reprod. Dev. 22(1-3), Romaire, R.P., Forester J.S. and Avault, J.V., Length-weight relationships of two commercially important crayfishes of the genus Procambarus. Freshwater Crayfish 3, Taugbol, T., Skurdal, J. (1989). Effect of indoor, culture conditions on maturation and fecundity of wild-caught female noble crayfish, Astacus astacus, Aquaculture, 81, Tüzün, İ., Mogan Gölü'ndeki Kerevit (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'in Biyolojisi Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalý Yüksek Lisans Tezi, 48s. Uzun, G., Baki, B., Baki, B., Karayücel, S., Bafra Balık Gölleri'nden Ulugöl'de Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'nun Yumurta Verimliliği. Yunus Araştırma Bülteni, 2013(1), Wallace, J.B., Eggert, S.L., Meyer, J.L., Webster, J.R., Multiple trophic levels of a forest stream linked to terrestrial litter inputs, Science, 277,

27 Bolat ve Kaya 2016 ESUFD 12(1), Yüksel, F Keban Baraj Gölü Kerevit (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) Populasyon Büyüklüğünün Araştırılması, Doktora Tezi, Fırat Üniversitesi, Elazığ. Yüksel, F., Duman, E., Keban Baraj Gölü Kerevitlerinin (Astacus leptodactylus Esch., 1823) Bazı Morfolojik Özelliklerinin İncelenmesi. Journal of FisheriesSciences. com, 6(4), Zhang, Y., Negishi, J.N., Richardson, J.S., Kolodziejczyk, R., Impact of marine-derived nutrients on stream ecosystem functioning, Proceedings of the Royal Society of London, Series B, 270, Zhang, Y., Rihardson, J.S., Negihi, J.N., Detritus processing, ecosystem engineering and benthic diversity: a test of predator-omnivore interference, Ecology Journal of Animal, 73,

28 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):25-36 (2016) Alabalık İşletmeleri ve Delphi Anket Yöntemi Hülya SAYĞI*, Mehmet Ali CANYURT, Yusuf GÜNER, Fatih GÜLEÇ, Gizem IŞIK Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölümü, İzmir Geliş : Kabul : *Sorumlu Yazar: hulya.saygi@ege.edu.tr Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Küreselleşmenin hızlandığı günümüzde su ürünleri sektörünün özellikle su ürünleri işletmelerinden Alabalık işletmelerinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bu araştırmada Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı kayıtlarından alınan Türkiye deki alabalık işletme adresleri kullanılmıştır. Bu alabalık tesislerine Delphi anket yöntemi uygulanmıştır. Anket sonuçlarında elde edilen uzman görüşlerine göre Türkiye de alabalık yetiştiriciliğinin sorunlarını çözümlenmesi ve gelişmesine yönelik yapılması gerekenler şunlardır; İşletme açmak, üretimde devamlılığı sağlamak ve üretilen malı pazara sürmek için gerekli olan bürokratik formaliteler azaltılmalıdır. Üretimin kaliteli ve yüksek verimde yapılabilmesi için hastalıktan ari yavru ve yumurta üretimi teşvik edilmelidir. Yem fiyatları yüksektir. Bu nedenle yem kalitesi düşürülmeden fiyatlarda indirime gidilmelidir. Alınan vergilerin azaltılması bu sorunun çözümünde iyi bir adım olabilir. İşletmelerin kredi gereksinimlerinin giderilmesine yönelik kredi sağlayan kuruluşların işletmelerin mevcut durumlarını dikkate alarak alternatif şartlar geliştirmesi yarar sağlayacaktır. Gerek işletmelerin kuruluş aşamasında, gerekse üretim aşamasında ilgili kurumlarca işletmelere yeterli düzeyde teşvik sağlanmalıdır. İşletmelerde genel olarak karşılaşılan sorunların çözümünde kooperatifleşmeye gidilmesi şarttır. Sonuç olarak, Türkiye nin çeşitli bölgelerinde alabalık yetiştiriciliği sektörü içinde aktif olarak çalışan uzmanların ortaklaşa belirledikleri sorunların uygun bir biçimde çözümlenmesiyle, sektörün ülkemizde gerek ekonomik gerek bilimsel olarak ilerleme kaydedeceği açıkça görülmektedir. Anahtar kelimeler: Delphi Tekniği, Yetiştiricilik, Alabalık İşletmeleri, Türkiye. Trout Enterprises and the Delphi Survey Methodology Abstract The importance of trout enterprises which are the ones out of particularly fishery enterprises of fishery sector is gradually increasing in these days during which the globalization has gained speed. In this study the addresses obtained from the ministry of food, agriculture and livestock records were used. The Delphi survey methodology was applied to these trout enterprises. The followings have to be done to solve the problems of trout farming and to develop the trout farming according to expert opinions obtained from the survey results: establishing a trout enterprise, providing continuity in production and reducing the bureaucratic formalities required for putting the produced good on the market. Production of baby trout and egg free from any disease has to be promoted to provide a production of good quality and high efficiency. Fish-feed prices are high. Thus, the prices should be reduced without reducing the feed quality. Reducing the taxes may be a good option to solve this problem. It will be useful that the credit institutions provide alternative conditions to meet the credit requirements of the enterprises by taking into consideration the current situations of the enterprises. The enterprises should be promoted by the relative institutions both during establishment phase of the enterprises and the production phase. For the solution of the problems generally encountered in the enterprises, it is an obligation to become a cooperative. As a result, it is obvious that this sector will make progress both economically and scientifically by solving the problems determined by the experts working actively in trout farming sector in different regions of Turkey in a suitable way. Keywords: Delphi Technique, Aquaculture, Trout Enterprises, Turkey. 25

29 INTRODUCTION Sayğı vd ESUFD 12(1), Aquaculture production is carried out in two different ways: sea and inland water fishing, aquaculture in seas and territorial waters (culture fishing). For a sustainable fishing, the amount of the fishable fishes has reached to the top level (Table 1). World aquaculture production (except from aquatic plants) has become 154 tons, 90.4 of which was acquired with aquaculture and 63.6 of which was acquired with aquaculture. The annual value of the production made by fishing and aquaculture is billion dollars. Table 1. World's Fishing and Aquaculture Production ( ) (FAO 2012) Fishing (Million tons) Seawater Inland water Aquaculture (Million tons) Seawater Inland water Year General Sea+ % Sea+ Total Inland Inland % water water The world's aquaculture consumption per capita is 16.3 kg/year. This rate is 23.8 kg/year in developed countries while it is 14.3 kg/year in developing countries. The world's aquaculture consumption is fresh by 48%, frozen by 26% and conserved by 15%. In 2011, 67.9% of the production was made from the sea and 5.3% was made from the inland waters both by means of fishing and 26.8% of the production was made by means of aquaculture in Turkey. The distribution of tons of production is as follows (Table 2). 26

30 Sayğı vd ESUFD 12(1), Table 2. World's Fishing and Aquaculture Production in Turkey ( ) (TUIK, 2011) Fishing Aquaculture Years General Total (Thousand tons) Seawater Inland water Sea+ Inland water % (Thousand tons) Seawate Inland water Sea+Inlan water % Turkey has inland waters, supplies of fresh water and seashores all suitable for culture fishing. As the aquaculture aquaculture was developed, the amount of produced haul has shown an increase of 240% since According to the data of 2012 on the culture fishing in Turkey, there are 2163 active enterprises in total 1791 of which produce fresh water fish and 372 of which produce sea fish. In Turkey, the most significant species cultivated is trout by 60% in fresh waters, sea bass by 26% and gilt-head bream by 18% in seas. Among the Turkey's inland water fish production, the trout (Oncorhynhcus mykiss) haul comes in first by an amount of nearly 100 thousand tons (TUIK, 2011). Enterprises producing trout in our country and in the World have many problems. There is a need of a scientific research and determination of solution proposals for the resolution of these problems. Delphi technique which is a data collection approach has been used since it has never been used before in the researched related to aquaculture. Determining the problems of the trout enterprises in Turkey, this study has set solution proposals by estimating the effect of these problems to the socio-economic and environmental tendencies. MATERIAL and METHODS A method called Delphi has been widely used for almost fifty years on information and communication field, in service and consumption sectors, on administration and production, in chemistry sector, in studies related to health and in various fields such as 27

31 Sayğı vd ESUFD 12(1), agriculture and nourishment, environment and its resources, energy and its resources, construction and residential sector (Woudenber, 1991). Delphi technique was developed by two researchers named Olaf Helmer and Norman Dalkey working in RAND (Research And Development) in USA in 1950s in order to make predictions about unknown or unobserved cases based on known or observed situations (Dalkey and Helmer, 1962). In the resolution of a problematic case, researches generally face situations such that the arbiters approach the case from different points of view and that the opinions contravene each other sometimes. These difference of opinions may be on questions such as what targets would be suitable to be present in the training program, which qualities the product should have, whether an activity planned to be carried out would be worth doing or not, what priorities can be set, what competence someone who is to carry out a specific duty should have etc. Delphi technique is used as a means of providing a consensus in cases where there are differences of opinion regarding such situations. Being defined as a means of providing consensus, Delphi is a technique which systematically acquires expert opinions on a problematic situation. They describe Delphi technique as forming a structure where a group of individuals can communicate effectively in order to overcome complex problems (Saekman, 1975 and Quinn, 1986). In general terms, Delphi technique has three qualities such as 1) confidentiality in participation, 2) Statistical analysis of group's reaction, 3) Controlled feedback. One can talk about the superiorities and the limits of the Delphi technique. Delphi technique minimizes the risk of problems which may arise from the case where individuals come face to face. In this way individuals may state their ideas freely without being exposed to the pressure coming from others. As a result of the feedbacks acquired by the sequence questionnaires, participants are informed about the different ideas and a structure where a group of individuals may communicate effectively in order to overcome complex problems is built (Linstone and Turoff, 1975). It provides significant advantages in the case where data are to be acquired from so many participants, when there is no possibility for the participants to gather frequently because of the reasons such as time, venue, distance, cost, where power struggle, political struggles and conflicts cannot be overcome on face to face encounters (Turoff and Hiltz, 2001).It provides an opportunity for them to review their ideas and for the individuals to contribute the related parts of the problems from different points of view with the help of different information, skills and experiences. In the researches where Delphi technique is used, experts are selected. In such a selection the selected ones may see themselves to be privileged. This situation provides a motivating development. They realize that Delphi technique is an application more complex than other questionnaires and pay attention to this. In the case where the data are to be acquired from so many participants, where there is no possibility for the participants to gather because of reasons such as time, venue, distance, cost, some limitations regarding Delphi technique can be mentioned as well. In this technique which is based on the confidentiality of the participants, the phrases used in the questionnaires may be descriptive for individuals and groups. Delphi method functions via sequence questionnaires. For this reason, it is vital to keep the participants confidential in this process. If the participants first join the research and then resign from it, this may cause a problem. In order to overcome this problem, briefing participant on the overall research (number of questionnaires, term of each application, the time when they will be 28

32 Sayğı vd ESUFD 12(1), concluded, the conclusion of each application) would be useful. It would be also effective to make a payment to the participants.. Despite some limitations, Delphi technique may be used as a means of providing consensus. Particularly, the principle of confidentiality in participation which is an aspect of this technique may provide different and creative ideas to appear. In the Delphi process, using sequence questionnaires and giving feedback to the participants related to the analysis provide opportunity for the participants to review their and others' ideas, and to take a step towards a consensus. Evaluation may be helpful and directive for many administrative/planning and inventor institutions. The other important contribution of the study is how expert groups, which are formed by gathering people from different environments (academic area, private sector, public institutions etc.), provide consensus in evaluating the effects of the projects on tendencies and how they differentiate from one another. Delphi technique can be used particularly in the cases where a decision is to be made in political or sentimental environments or where the decisions are susceptible to be affected by powerful groups (Linstone&Turoff, 1975). While applying the three-stage Delphi Method in order to determine the problems faced in trout enterprises in Turkey, the following steps are taken : the names and addresses of the inland water facilities belonging to the trout enterprises which produce 100 tons per year in Turkey are obtained from the Ministry of Food, Agriculture and Livestock on 31/12/2010. Application of Delphi technique has a series of stages which are aimed at revealing, examining the approaches and points of view belonging to of the experts in determined Trout enterprises (Turoffand Hiltz, 2001; Sahin, 2001; Duvarci et al., 2008) or of the target group's representatives (Rothwell and Kzansas, 1997) and at providing a consensus. The tendencies in the problems of the Trout production enterprises which have arisen by now have been determined. An expert group which can evaluate these tendencies is formed. In this study the group of experts is selected out of 406 enterprises making a production of 100 tons or more per year among 1762 enterprises active in trout aquaculture in Turkey. Contacts have been made with around 30 of these enterprises. Only 10 enterprises among those which were contacted volunteered to participate in the study. For the effect evaluation, data have been collected from the expert group. Data have been analyzed and its results were interpreted within the frame of recommended method. The stages of the Delphi method: 1. Determination of the problems, 2. Selection of the Panel Members (Participants) : Panel members should have the quality to represent the expert opinions. According to their experiences and qualities panel members should provide a deep view and have important ideas about the subject. Using Delphi technique it is possible to work with an expert group having a big or small number. It should be a group composed of at least 7 experts. The group span can be 100 or more. The ideal group size should be composed of experts. For the example given in the first article, the expert groups are composed of the academicians in the related departments of the universities and enterprises in the employment areas. 3. Sending the open-ended questions related to the problems of the research (First Delphi Questionnaire) to the participants, 4. Answering the first Delphi questionnaire, asking each participants to list their ideas related to the questions posed and to send them to the researchers anonymously, 29

33 Sayğı vd ESUFD 12(1), Drawing up the second Delphi questionnaire and sending it;listing the ideas stated by the participants in the First Delphi Application and if required gathering them under sub-titles. 6. Answering the second Delphi questionnaire; the participants shall be asked to determine the importance level of both article or participation level of each article on likert scale, 7. Analysis of the second Delphi questionnaire is calculated with the first quarter, second quarter, square and span values of each article (Rowe, Wright and Bolger, 1991; Guven et al. 2006). 8. Drawing up the third Delphi questionnaire and sending it; third Delphi questionnaire is the same as the second. 9. Answering the third Delphi questionnaire; the third Delphi questionnaire is submitted along with the statistical results to the participants again. 10. At the last stage, the analysis of the third Delphi questionnaire and the finalization of the applications; the statistics made in the application of the second Delphi are used for the analysis of the third Delphi questionnaire. Findings The research problem is defined with one single sentence in a way that all participants understand the same sense: "What are the problems faced by the trout enterprises active in Turkey? "Please, list as many problems as possible regarding the subject." "These questions that you fixed shall be gathered with the statements of other participants and Second Phrase Delphi Questionnaire shall be drawn up" have been sent. Competence Articles Acquired from the First-Stage Delphi Questionnaire: 1. Pre-study (Agriculture Institution or other institutions of the city) is enough in the project stage. 2. There are problems faced in the stage of renting. 3. A production planning is made according to regions and the conditions of the environment. 4. Official figures (eggs, fry and portion) represent production figures. 5. The Ministry should have a sufficient number of staff for fighting with the diseases. 6. Burocratic proceedings should be decreased. 7. Healthy egg and fry production should be promoted. 8. Local governments should appropriately use their authorities awarded to them in water renting. (Since local governments no longer have a say in water renting, this article is no longer in force) 9. The support for fry producers should be increased. 10. The high prices of the fishmeal should be tried to be decreased. 11. An enterprise with no business license should be prevented. 12. Personnel should be made to join in-service seminars periodically. 13. The producer should be able to sell the stock that it produced directly to the consumer. Example of the second Delphi Questionnaire; "The aim of this second questionnaire is to present you the entire articles of the questions notified to you via the first questionnaire and to determine your level of participation in these articles. On the scale, "1" defines "I 30

34 Sayğı vd ESUFD 12(1), do not agree at all," while 7" defines "I absolutely agree". Indicate your level of participation between parentheses for each question. Furthermore explain briefly the reason why you agree/disagree with each article." Analysis of the second Delphi questionnaire is calculated with the first quarter, second quarter, square and span values of each article. Except from this, comments on each article such as agreeing/disagreeing, regard/disregard are gathered in an additional form. The results of the second Delphi method received from the experts are given on Table 3. Experts Table 3. Answers given by the Expert delegation for the second questionnaire Cul:1 Cul:2 Cul:3 Cul:4 Cul:5 Cul:6 Cul:7 Cul:8 Cul:9 Cul:10 Cul:11 Cul:12 Cul: Median 4,50 5,00 7,00 2,50 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 Q1 1,75 1,00 6,25 1,00 6,25 7,00 6,25 6,00 3,50 7,00 7,00 6,75 3,50 Q3 7,00 7,00 7,00 4,75 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 7,00 R=Q1-Q3 5,25 6,00 0,75 3,75 0,75 0 0,75 1,0 3, ,25 3,5 Range (R) : It is the difference between the third and the first quarter (R=Q3 - QI). If this difference is law this shows that there is a consensus, if it is high this shows that there isno consensus. In the case where the value of the range (R) is lower than 1.2 this means thereis a consensus on the article of competence. In this case, the Agreed Competence Articles ofthe Second Delphi Questionnaire are as follows: 1. Pre-study (Agriculture Institution or other institutions of the city) is enough in the project stage. 2. There are problems faced in the stage of renting. 4. Official figures (eggs, fry and portion) represent production figures. 9. The support for fry producers should be increased. 13. The producer should be able to sell the stock that it produced directly to the consumer. Since the R=Q3-Q1 valuesare low in the Cul:3,5,6,7,8,10,11 and12; the consensus has been achieved among the participants. Question 3, 5, 6, 7, 8, 10, 11 and 12. R = Q3-Q1 value is low. Therefore, consensus is achieved among the participants. At the following stage, the third Delphi Questionnaire consists of the agreed competence articles of the second questionnaire. In this questionnaire, at the beginning of each article there is information on the first quarter, second quarter, third quarter, square and span which are all calculated regarding the questionnaire. In the directive, the meaning of these statistics is explained to the participants with examples. The answers given by the participants for each article in the second questionnaire are added to the 31

35 Sayğı vd ESUFD 12(1), articles and a final decision is asked to be made. It is vital that the participants understand the data provided in the third Delphi questionnaire for the article. In the letters sent to the experts the following statements are used. "The present third questionnaire sent to you is the same of the second; however, the statistical results of the second questionnaire are added. First of all, the answers given by you in the second questionnaire are given at the beginning of the each article. In addition to your answers there are four different results of the statistics regarding the answers of the group: the first quarter (Q1), Median (Md), third quarter (Q3) and Range (R). Evaluation of the Competence Articles: 1. Pre-study is enough in the project stage. For this competence article, no consensus is provided in the second Delphi questionnaire and this competence article is presented to the participant expert delegation in the third questionnaire. At the end of the third and the last questionnaire, no consensus has been reached for this article. 2. There are problems faced in the stage of renting." For this competence article, no consensus is provided in the second Delphi questionnaire and this competence article is presented again to the participant expert delegation in the third questionnaire. While some experts highlight that there are problems on this subject, some others have stated that there are no problems. Consequently, at the end of the third and the last questionnaire, no consensus has been reached for this article. 3. A production planning is made according to regions and the conditions of the environment." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. Expert delegation who is composed of the participants in this study has decided that aquaculture should be carried out suitable to the conditions arising from the regions and the environment. The third stage is not needed for this article. 4. Official figures (eggs, fry and portion) represent production figures." As no consensus is provided in the second Delphi questionnaire for this competence article, it is broached to the expert delegation again in the third stage. At the end of the questionnaire, no consensus could be reached for this article. Some among the expert delegation claims that there is a non-recorded aspect in this case. 5. The Ministry should have a sufficient number of staff for fighting with the diseases." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. The expert delegation who was the participant of the study supports the idea that individual fight by the enterprise against the diseases is not enough. That is why the support of the ministry is needed against the epidemics which have risen in the enterprises. 6. Bureaucratic proceedings should be decreased." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. According to the expert delegation of the study, the bureaucratic proceedings during the process of opening an enterprise and of operating an existing enterprise pose an obstacle before the operators. 7. Healthy egg and fry production should be promoted." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. According to the expert delegation, raising the pure brood stocks and 32

36 33 Sayğı vd ESUFD 12(1), accordingly obtaining healthy fries are crucial for the development and sustainability of the trout aquaculture. 8. Local governments should appropriately use their authorities awarded to them in water renting." Since local governments no longer have a say in water renting, this article is no longer in force. 9. The support for fry producers should be increased." As no consensus is provided in the second Delphi questionnaire for this competence article, it is broached to the expert delegation again in the third stage. At the end of the questionnaire, no consensus could be reached for this article. Since the number of enterprises cultivating fries among the delegation of experts selected for this study, the delegation could not reach a consensus in this respect. 10. The high prices of the fishmeal should be tried to be decreased." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. According to the expert delegation the prices of the fishmeal used in the trout aquaculture pose a burden on the shoulders of the enterprises. Fishmeal prices should be decreased into reasonable prices in order to provide sustainability of the sector. 11. An enterprise with no business license should be prevented." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. According to the expert delegation, first of all the enterprises without licenseshould be tried to be licensed. Those enterprises which are not licensed at the end of these proceedings should be closed down. 12. Personnel should be made to join in-service seminars periodically." For this competence article a consensus has been reached at the end of the second questionnaire. According to the expert delegation, personnel should be informed about the innovations and developments in the sector by means of seminars. People who are to train the personnel must be well-informed about the sector. 13. The producer should be able to sell the stock that it produced directly to the consumer." As no consensus is provided in the second Delphi questionnaire for this competence article, it is broached to the expert delegation again in the third stage. At the end of the questionnaire, no consensus could be reached for this article. RESULT and DISCUSSION Standing as a type of aquaculture practiced in our country and as the most successfullyapplied one, trout aquaculture has improved drastically since 1970s. Being known by our society as a type of fish which could only be cultivated in fresh waters during the first years when the production works were launched, trout is cultivated in more than 1700 enterprises by a production capacity of nearly 101 thousand tons today. When these figures are taken into consideration, the contribution of the trout aquaculture sector to the economy of the country is considerably significant. A swift chance and development have been observed with the increase in the demand for aquaculture in the last 20 years within the trout aquaculture works which have been carried out more than 40 years. Depending on the increase of the population, increase in the demand on both fish and the foods of animal origin are the main reason of this change and development. In addition to these reasons, we can also mention the critical contribution of the sector to Turkey economy.

37 Sayğı vd ESUFD 12(1), Accordingly, the number and the capacity of the enterprises built on the water resources are getting more and more close to the maximum value supportable by the water capacity. It is inevitable that trout sector faces certain problems eventually like every sector where the demand rises and which is developing. For a comprehensive determination and resolution of these problems, the competent experts working as an employee or employer in this sector should be gathered and their opinions should be listened. Gathering the experts for the resolution of the problem poses a critical obstacle within this process. Due to the problems caused by the limitations related to time and to the spatial differences, things come even closer to a dead-end. In such cases, scientific methods which can overcome the obstacles of time and space should be used. Standing as a questionnaire method which is composed of a few stages and which has the capacity to gather the experts without encountering the obstacles of time and space, Delphi method was found suitable for this study. According to the expert opinions acquired in questionnaire results, first of all following measures should be taken in order to take steps for the resolution of the problems of the trout aquaculture and for the improvement of the sector in Turkey: Each region has different climatic and physical conditions. For this reason, production should be made within the conditions determined according to the environmental features of the region in order to increase the efficiency and to minimize the potential problems. In the fight with diseases, it is crucial for the ministry not to leave the enterprise where the disease is detected but to support and inspect it. The bureaucratic formalities required for establishing an enterprise, maintaining the production and putting the produced stock on market should be decreased. For a quality and high efficiency production, pure fry and egg production from disease should be encouraged. It is an obligation to respect the quarantine and hygienic measures and for the authorities to rigorously inspect this process. Fishmeal prices are high. Therefore the prices should be reduced without decreasing the quality of fishmeal. Reducing the charged taxes may be a good solution for this problem. The state support prices should be declared within a period which would not aggrieve the enterprises. License is required for an enterprise. Those enterprises which does not have a license or which cannot be licensed should be closed down. The personnel of an enterprise should receive periodical in-service training given by the qualified people in order to keep up with the changes. When the capital structures of the enterprises and the opinions of the operators are taken into consideration, it can be stated that enterprises need loans. The high interest rate of loans and bureaucratic obstacles affect the use of loans by the enterprises in a negative way. It has been found out that there is no organization between the enterprises. The point of cooperating is crucial because of its advantages at the input provision and marketing stage. Cooperating will not only enable enterprises to be able to obtain their need of input collectively for a reasonable price but also provide an opportunity to overcome the competition problem in the market. 34

38 Sayğı vd ESUFD 12(1), Suggestions regarding the solution of the problems faced by the enterprises can be summarized as follows: In order to increase the operators' knowledge on the trout production and management, it will be beneficial if the Provincial/District Directorates of Agriculture organize courses and seminars in the related departments of the universities. It will be beneficial if the institutions providing loans for meeting the loan requirements of the enterprises considering the present status of the enterprises. Fish consumption is 8 kg in Turkey. 80% of the produced trout is exported. However, delivering trout which is highly rich in terms of nutrients to the consumers at first hand increases the consumption. For this purpose, works promoting fish consumption should be conducted by the producers and related institutions collectively. Enterprises should be supported sufficiently by the related institutions both at the stage of establishment and at the stage of production of the enterprises. Cooperation is a must in the resolution of the problems generally faced by the enterprises. The best association to be established is production and selling cooperative. However this cooperative should not only be in the producers level but also Provincial/District Directorates of Agriculture, universities, territorial and local authorities should be a part of this organization actively. Hereby, the existing enterprises may be enabled to work more efficiently and voluntarily and an environment of confidence can be built for the enterprises to be established. A minimum price enabling purchase should be set by the State Meat and Fish Authority in order to prevent the fishes to lost value when they are landed by net cage enterprises producing seasonal trout (autumn-winter). In conclusion it is obvious that, with the resolution of the problems set forth by the experts working actively in the trout aquaculture sector in various regions of Turkey, the sector shall make progress both in economic and in scientific terms in our country. Acknowledgments This study was funded by Ege University, Scientific Research Project, 10 SUF 023. How to Cite Sayğı H., Canyurt M. A., Güner Y., Güleç F., Işık G Alabalık İşletmeleri ve Delphi Anket Yöntemi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), REFERENCES Canyurt, M.A., Akhan, S., Development and Situation Of Trout CultureInTurkey.15. International Scientific Conference- Research For Rural Development Annual 15 th International Scientific Conference Proceedings. Latvia University of Agriculture, May 2009, pp , Jelgava, Latvia. Canyurt, M.A., Guner, Y., Toksen, E.,2009. Sustainable Development of Aquaculture in Turkeyand Its Constraints. 1. International Symposium on Sustainable Development, Science and Technology Proceedings, 3:45-49, International Burch University, June , Sarajevo Canyurt, M.A., Bozdoğan s Evaluation of water potential and Fisheries May 2010, Environment and Culture Symposium in Bozdoğan. Bozdoğan, Aydın. Canyurt, M.A., Sustainable Aquaculture and Environmental Interaction. Second International Symposium On Sustainable Development.June 8-9, 2010, Sarajevo., International BurchUniversity Publications, pp

39 Sayğı vd ESUFD 12(1), Canyurt, M.A., 2010.Cultivation of trout in Turkeyyesterday, todayandthen future. 2. Trout Symposium, Karamanoğlu Mehmetbey University. 6-8 july 2010, Ermenek, Karaman Dalkey, N., Helmer, O., An Experimental Application of the Delphi MethodtotheUse of ExpertsThe RAND Corporation, Santa Monica. Duvarcı, Y., Selvi, Ö., Günaydın, H.M. And Gür, G., 2008.TheEffects of Transportation Projects on Urban Trends in İzmir, İMO Technical Journals, , article283 Erlfmeyer, R., Erffmeyer, E. andlane, I The Delphi Technique: An Empirical Evaluation of the Optimal Number of Raunds. Group&Organization Management, 11(1-2), Güven, M., Kürüm, D., 2006.Relationshipbetweenlearningstylesandcriticalthinking a general overview, Social sciences journals2006/1 Lınstone, H. and Turoff, M., "Introduction" The Delphi Method: Techniques and Applications Linstone and Turoff (Editörler) Addison- Wesley Publishing Company, London. Lınstone, H. And Tomlın, M., ''The Delphi Method: Techniques and Applications", Reading, MA:Addison-Wesley. Pollard, R., Tamlın, M., "TheUse of Expert Teachers to Improve Education." Education, 116(1), 3-9. Quınn, P., "Utilization-Focused Evaluation." Newbury Park, CA: Sage Publications. Rothwell, W.J., Kazansas, H.C., ''Mastering The Instructional Design Process: A Systematic Approach", San Francisco: Jossey- Bass. Rowe, G., Wrıght, G., Bolger, F., "Delphi: A reevaluation of Research and Theory" TechnologicalForecastingandSocialChangeVol39, 23S-251. Saekman, H., "Delphi Critique: Expert Opinion", Lexington, MA: Lexington Books. Şahın, A.E., Delphi technique and itsuses in educational Hacettepe University the Journal of Education20: Turoff, M., Hıltz, S.R., "Computer Based Delphi Processes" London: Kingsley. Woudenberg, F., "An Evaluation of Delphi" Technological Forecastingand Social Change 40, Zelıff, N.D., Heldenbrand, S.S., "What Has Being Done InThe International Business Curriculum?" Business Education Forum, 48(1),

40 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):37-40 (2016) Halacaropsis hirsuta (Acari: Halacaridae) nın Türkiye Faunası İçin İlk Kaydı Furkan DURUCAN 1 *, Yunus Ömer BOYACI 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, Isparta Geliş: Kabul: *Sorumlu yazar: e-posta: f_durucan@hotmail.com Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Deniz halacaridlerinden Halacaropsis (Bartsch, 1996) cinsi, Akdeniz, Güney Afrika, Kuzey Atlantik ve Avusturalya dan olmak üzere 5 tür ile temsil edilmektedir. Bu çalışmada, Halacaropsis hirsuta (Trouessart, 1889) türü, Marmara Denizi nin kuzey kayalık kıyılarında, 3-4 m. de bulunan Ulva lactuca (Linnaeus, 1753) algleri arasından toplanmıştır. Bu tür aynı zamanda, Halacaropsis cinsininde Türkiye den ilk kaydıdır. Anahtar kelimeler: Halacaropsis hirsuta, Acari, yeni kayıt, Ulva lactuca, Marmara Denizi Halacaropsis hirsuta (Acari: Halacaridae): First Record for the Turkish Fauna Abstract The marine halacarid mite genus Halacaropsis (Bartsch, 1996) currently represented five species from the Mediterranean, southern Africa, northern Atlantic, and Australia. A new record, Halacaropsis hirsuta (Trouessart, 1889) was collected among Ulva lactuca (Linnaeus, 1753) algae (3-4 m depth off) from the rocky shores of northern coast of Marmara Sea. This is the first record of the genus Halacaropsis from Turkey. Keywords: Halacaropsis hirsuta, Acari, new record, Marmara Sea, Ulva lactuca INTRODUCTION Halacarid mites are meiobenthic organisms which can be found not only in intertidal zone but also in the subtidal zone down to the deep ocean at depths of 7000 m. Halacarids are present in all oceans and on all continents. They generally live in submerged habitats. Halacarid mites live in a variety of substrata: bryozoans, in and on colonies of sponges, within tufts of macroalgae and seagrass, on large fronds, mussels, hydrozoans, barnacles, polychaetes, flocculentooze, amongst surface structure sand gill filaments of crustaceans and molluscs, and between spines and in the gut of echinoderms. The small body size of mites has enabled them to contribute several independent subgroups to the meiobenthos. The first record of a mite from sea shore was published more than 200 years ago. Since then, more than 1100 species of marine mite have been described from all over the world. Some few species suspected to be parasites. Halacarids may be infested by epizoa (suctorians, peritrichciliates) and epiphyta (unicellular green algae and diatoms). In halacarid carcasses have fungi colonized the mites after their death (Green & Macquitty, 1987; Bartsch,1989; 2004a; 2006;Giere, 2009). In Turkey, the first studies carried out by German researcher Dr. Ilse Bartsch who gave 18 new halacarid records from the province of Sinop coasts (Bartsch, 2001, Bartsch, 2004b; Bartsch, 2013). 37

41 Durucan ve Boyacı 2016 ESUFD 12(1), In this paper we report Halacaropsis hirsuta (Trouessart,1889) from Marmara Sea, Turkey (Fig.1). This is the first record of this species from Turkey. The genus is Halacaropsis (Bartsch, 1996) also reported here for the first time from Turkey. MATERIALS and METHODS Bostancı Beach (Istanbul), on the Marmara Sea, at about (40 58' N, 29 03' E) NE, sublittoral rocky shore, among Ulva lactuca (Linnaeus,1753) algae, 3-4 m. three deutonymphs. Specimens were collected by hand netting then sorted in the laboratory with the aid of a stereo microscope. The collected specimens were washed with a strong jet of water in a 1 mm mesh sieve over a 100 µm sieve, were cleared lactic acid. The following abbreviations are used in the text: ds1 6, dorsal setae 1 6 on idiosoma; AE, anterior epimeral plate; PE, posterior epimeral plate; GA, genito anal plate. RESULT and DISCUSSION Figure 1. Map of the study area showing the sampling station Systematics Class ARACHNIDA Cuvier, 1812 Subclass ACARI Leach, 1817 Family HALACARIDAE Murray, 1877 Genus HALACAROPSIS Bartsch, 1996 Halacaropsis hirsuta Trouessart, 1889 Dorsum with 6 pairs of idiosomatic setae; ds-2, ds-3 and ds-4 generally enlarged. AE with 3 pairs of ventral setae. PE with 1 dorsal and 3 ventral setae. Deutonymph GA with 5-6 pairs of perigenital setae and 4-5 pairs of subgenital setae. Halacaropsis s shape of leg I enlarged with long and longer and wider than following legs (Trouessart, 1889; André, 38

42 Durucan ve Boyacı 2016 ESUFD 12(1), ; Bartsch, 1996; Bartsch, 2006). H.hirsuta, a species described by Trouessart, Our specimens general morphology accord with André s specimens (André, 1946). Figure 2. Halacaropsis hirsuta Trouessart, 1889, deutonymph. 1. Idiosoma dorsal; 2. Idiosoma ventral; 3. Gnathosoma, lateral; 4. Leg I, lateral. Scale Bars: 1,2 = 100 µm, 3,4 = 50 µm How to Cite Durucan F., Boyacı Y. Ö Halacaropsis hirsuta (Acari: Halacaridae) nın Türkiye Faunası İçin İlk Kaydı. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), REFERENCES André, M., Halacariens Marins. Faune de France 46, 1 152p. Bartsch, I., Marine Mites (Halacaroidea: Acari): a geographical and ecological survey. Hydrobiologia 178,21 42p. Bartsch, I., Halacarines (Acari: Halacaridae) from Rottnest Island, Western Australia: the general Agauopsis Viets and Halacaropsis gen.nov., Records of the Western Australian Museum 18, 1 18p. Bartsch, I., Black sea Copidognathinae (Arachnida, Acari, Halacaridae): A review, Mitt. Mus. Nat.kd. Berl., Zool. Reihe 77 (2), p. 39

43 Durucan ve Boyacı 2016 ESUFD 12(1), Bartsch, I., 2004a. Geographical and ecological distrubition of marine halacarid general and species (Acari: Halacaridae), Experimental and Applied Acarology, 34, 37 58p. Bartsch, I., 2004b. The Black Sea halacarid fauna (Halacaridae, Acari): faunal comparison with the Mediterranean, Eastern North Atlantic, North Sea, and Baltic and reflection on its origin, Mitt. Mus. Nat.kd. Berl., Zool. Reihe 80 (2), p. Bartsch, I., Halacaroidea (Acari): A Guide to Marine Genera, Organisms Diversity and Evolution 6, Electr. Suppl. 6, 1 104p. Bartsch, I., New species and records of halacarid mites (Halacaridae: Acari) from the Black Sea. Entomol. Mitt. Zool. Mus. Hamburg 16 (189): Giere, O., Meiobenthology: The Microscopic Motile Fauna of Aquatic Sediments. Springer- Verlag, Berlin Heidelberg, Germany. 527 pp. Green, J.,Macquitty, M., Halacarid Mites (Arachnida: Acari) Keys and notes for t he identification of the species, Synopses of the British Fauna, ed: Kermak, D.M. and Barnes, R.S.K. No:36, The Linnean Society, London. 178 p. Trouessart, E., D'acariens marins (Halacaridae) des cotes de France. Diagnosed'especes et genres nouveaux. Naturaliste 11, 181p. 40

44 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):41-48 (2016) Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792) nda Vagokokkozise Karşı Etkili Antibakteriyel Tedavinin Belirlenmesi Alper KAN 1, Behire I. DİDİNEN 2 * 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, Isparta Geliş : Kabul : *Sorumlu yazar: e-posta: behiredidinen@sdu.edu.tr Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Gökkuşağı alabalığında (Oncorhynchus mykiss) Vagococcus salmoninarum patojeninin neden olduğu vagokokkozis, ülkemizde görülen ve ekonomik kayıplara neden olan bir bakteriyel hastalıktır. Bu çalışmada vagokokkozisin antibakteriyel ilaçlarla tedavi seçeneklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 150 g ağırlığındaki gökkuşağı alabalığının kullanıldığı 5 grup oluşturulmuştur. Tüm gruplardaki balıklar deneysel olarak V. salmoninarum ile enfekte edilmiştir. Bakterinin balıklara enjeksiyonunu takiben, balıkların yemlerine 10 gün süreyle sıvı bitkisel yağ ile eritromisin (100 mg/kg canlı ağırlık/gün), florfenikol (10 mg/kg canlı ağırlık/gün), doksisiklin (20 mg/kg canlı ağırlık/gün) ve amoksisillin (80 mg/kg canlı ağırlık/gün) ilavesi yapılmıştır. Kontrol grubunun yemlerine sadece bitkisel yağ ilave edilmiştir. Tedavi esnasında ve sonrasında her grupta ölen balıklar kaydedildi ve Triptic Soy Agar kullanılarak bakteriyel incelemeler yapılmıştır. Deneme sonunda, tüm gruplardaki klinik bulgular, ölüm oranları ve balıklardan etkenin reizolasyon yüzdeleri dikkate alındığında, eritromisin ve amoksisillinin tedavi için yeterli etkinlik göstermedikleri görülmüştür. Florfenikol ve doksisiklin ise enfeksiyonu tedavi etmek için çok daha yüksek etkinlik göstermiştir. Anahtar kelimeler: Gökkuşağı alabalığı, vagokokkozis, tedavi, antibiyotik Determination of Effectiveness of Antibacterial Treatment in Rainbow Trout Against Vagococcosis Abstract Vagococcosis caused Vagococcus salmoninarum in rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) in seen in ourcountryand it is a disease that causes economic losses. This study aimed to determine the choice of treatment with antibacterial drugs of vagococcosis. For this purpose, of 5 groups were formed using the rainbowtrout weighing 150 g. Fish in all groups were experimentally infected with V. salmoninarum. Following bacterial injection into fish, erythromycin (100 mg / kg body weight / day), florfenicol (10 mg / kg body weight / day), doxycycline (20 mg / kg body weight / day) and amoxicillin (80 mg / kg body weight / day) were added to the fish feed with vegetableoil. Only vegetableoil was added to the feed of the control group. Mortalities were recorded during and after treatment in each group and bacteriological examination was performed using Triptic Soy Agar. When considered the clinical signs, mortality rates and reisolations percent in all groups, erythromycin and amoxicillin could not displayed enough efficacy. The florfenicol and doxycycline showed much higher activity to control the infection. Keywords: Rainbow trout, vagococcosis, treatment, antibiotic GİRİŞ Kültürü yapılan sucul türlerin sayısında uluslararası bir artış eğilimi vardır. Bu nedenle son zamanlarda kültürü yapılan canlı türler arttıkça hastalık sayısında önemli bir artış meydana gelmiştir. Tatlı su ve deniz balıklarını etkileyen en önemli patolojik hastalıklardan biri de streptokokkozistir. Bu hastalık sistemiktir ve akuakültürde ciddi ekonomik kayıplardan sorumludur. 41

45 42 Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), Etiyolojik olarak streptecoccosis farklı cins ve türdeki Gram (+) koklara ait pek çok etkenin neden olduğu hastalıkların bir kompleksi olarak tanımlanmıştır (Ruiz-Zarzuela vd., 2005). Etiyolojik olarak, 'streptokokozis' Gram pozitif kokların farklı cins ve türlerini içeren pek çok etkenin neden olduğu hastalıklar için kullanılmaktadır. Klinik olarak bu enfeksiyonlar iki gruba ayrılmaktadır: 15 C nin üzerindeki sularda hem tatlı su hem de deniz balıkları için patojen olan kokların neden olduğu ılık su enfeksiyonları ve 12 C nin altındaki su sıcaklıklarında yetiştirilen yalnızca salmonid balıklar için patojen olan kokların neden olduğu soğuk su enfeksiyonlarıdır (Ruiz-Zarzuela vd., 2005). Lactococcus garvieae, Streptecoccus iniae, S. agalactiae, S. parauberis in neden olduğu ılık su enfeksiyonları kültürü yapılan tatlı su ve deniz balıkları için patojenik olan ve 15 o C üzerindeki su sıcaklıklarında görülen enfeksiyonlardır. Soğuk su enfeksiyonları, 12 o C altındaki su sıcaklıklarında sadece salmonid balıklar için patojeniktir. Soğuk su streptokoklarından olan Vagococcus salmoninarum, salmonidler için ciddi tehditler oluşturan kronik enfeksiyonlardan sorumlu Gram-pozitif bakteriler listesinde yer almaktadır (Michel vd.,1997). Vagococcus salmoninarum, ciddi tehditler teşkil eden kronik enfeksiyonlardan sorumlu Gram-pozitif bakteriler listesinde yer almaktadır (Michel vd.,1997). Vagococcus salmoninarum un meydana getirdiği vagokokkozis, Avrupa alabalık endüstrisinde (> g) gökkuşağı alabalıklarında %20-50 arası mortalite ile seyreden önemli bir bakteriyel hastalıktır. Salgınlar genelde su sıcaklığı o C olduğunda ve yumurtlama stresi sonucunda meydana gelebilmektedir (Michel vd., 1997; Ghittino vd., 2004; Ruiz-Zarzuela vd., 2005; Austin ve Austin, 2007). Hastalık ülkemizde 2011 yılında Akdeniz Bölgesi ndeki bir çiftlikteki gökkuşağı alabalıklarında sağım sonrası stres sonucu görülmüş olup ölüm oranı %50 olarak seyretmiştir (Didinen vd., 2011). Daha sonra balık nakilleriyle çiftlikler arasında yayılmış olup ülkemizde halen birçok çiftlikte görülmekte ve ekonomik kayıplara sebep olmaktadır. Vagokokkosis hastalığı etkeni V. salmoninarum Avusturalya (Tazmanya), Fransa, İtalya, İspanya vetürkiye deki gökkuşağı alabalıklarındaizole edilmiştir. V. salmoninarum anaç ve büyük balıklar için ciddi bir tehdit oluşturan ve kontrol prosedürlerine cevap vermeyen kronik infeksiyonlardan sorumlu Gram pozitif bakteriler içerisinde yer almaktadır.vagokokkozis, yetişkin gökkuşağı alabalıklarında genelde su sıcaklığının C olduğunda ve yumurtlama döneminde kaynaklanan stres sonucunda meydana gelmektedir (Michel vd., 1997; Ghittino vd., 2004; Ruiz-Zarzuela vd., 2005; Austin ve Austin, 2007; Didinen vd., 2011). Vagokokkosis, ülkemizde 2011 yılından bu yana gökkuşağı alabalığı çiftliklerinde yavru, porsiyonluk ve anaç balıklarda görülmeye başlamış bir hastalıkhaline gelmiştir. Hastalığın neden olduğu ölüm oranı %80 e kadar ulaşabilmektedir. Akuakültürde Vagococcus salmoninarum salgınlarının önlenmesi için kullanılabilecek aşı mevcut değildir. Aşı çalışmaları yapılmış olmakla birlikte başarılı sonuçlar elde edilememiştir (Michel vd, 1997; Ruiz-Zarzuela vd., 2005). Ayrıca V. salmoninarum in vitro olarak antibiyotiklere (ampisillin, amoksisillin, eritromisin, oksitetrasiklin ve doksisiklin) duyarlı olmasına rağmen sahada tedavi uygulamalarında başarısızlık meydana geldiği bildirilmektedir (Michel vd, 1997; Ruiz-Zarzuela vd., 2005; Didinen vd., 2011). Buna karşın vagokokkozisin tedavisinde florfenikolün etkili olduğu belirtilmektedir (Tanrıkul vd., 2014). Bu çalışmanın amacı, vagokokkozis hastalığını deneysel şartlarda oluşturarak tedavisinde eritromisin, amoksisillin, florfenikol ve doksisiklinin etkinliklerinin

46 Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), karşılaştırılmasıdır. Böylece, gökkuşağı alabalığı hastalıklarından biri olan vagokokkozisin tedavisinde etkili olacak antibiyotik ya da antibiyotikler seçilmiş olacaktır. MATERYAL ve YÖNTEM Uygulama Yeri Çalışmada, LD 50 dozunun belirlenmesi, deneysel enfeksiyon ve antibiyotikle tedavi uygulamaları SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Alabalık Yetiştiricilik Tesisinin Balık Hastalıkları Biriminde gerçekleştirilmiştir. Balıklara, enjekte edilecek bakteri kültürün hazırlanması ve balıkların bakteriyolojik olarak incelenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarında yapılmıştır. Denemelerde Kullanılan Su Kaynağı ve Suyun Kalitesi Araştırmada kullanılan artezyen suyunun debisi 12 lt/dk, tanklardaki suyun ortalama sıcaklığı 12±2 C, ph sı 7,3 ve suda çözünmüş oksijen miktarı 7,4 mg/lt olarak ölçülmüştür. Deneysel Enfeksiyonun Oluşturulmasında Kullanılacak Vagococcus salmoninarum Suşu ve Reizolasyon Çalışması Denemede kullanılacak olan V. salmoninarum suşu 2011 yılında Eğirdir de anaç balıklardan izole edilmiş ve -80 o C de saklanmıştır. V. salmoninarum suşu, ortalama 150 g ağırlığındaki 10 adet gökkuşağı alabalığına enjekte edilmiş (5.26x10 7 /balık dozunda) ve enjeksiyon sonrasındaki günlerde ölmek üzere olan balıklardan Triptik Soy Agar a ekimler yapılarak V. salmoninarum un reizolasyonu gerçekleşmiş ve böylece suşun virülensi artırılmıştır. V. salmoninarum un LD 50 Dozunun Belirlenmesi LD 50 dozu belirlenmesinde, 20 şer adet 150 g ağırlığındaki gökkuşağı alabalıklarına steril fosfat buffer salin içerisinde 10 7 ve 10 8 cfu/balık dozunda her gruptan 2 şer paralel olacak şekilde balıklara enjeksiyon yapılmıştır. Kontrol grubuna 0,1 ml PBS enjeksiyonu yapıldı. Ölümler 2 ay süreyle takip edilerek, balıkların % 50 sini öldüren LD 50 dozu belirlenmiştir. V. salmoninarum ile Deneysel Enfeksiyonun Oluşturulması Deneysel enfeksiyon denemesinde ortalama 150 g olan 200 adet gökkuşağı alabalığı kullanıldı. Balıklar, Isparta ili çevresindeki bir alabalık işletmesinden temin edildi. Deneme öncesi balıkların sağlık kontrolü amacıyla, 10 adet balıktan Tryptik Soy Agar(TSA) a bakteriyolojik ekimler yapıldı. Denemede, yaklaşık 400 lt hacmindeki yuvarlak fiberglas tanklara 5 grup 2 şer paralel olacak şekilde 20 şer balık yerleştirildi. Deneysel enfeksiyonun oluşturulmasında V. salmoninarum LD 50 dozunda intraperitonal olarak balıklara enjekte edildi. Kontrol grubu balıklara steril PBS enjekte edildi. Enjeksiyondan sonra 2 ay süreyle balıklar takip edilerek ölüm oranları gözlendi. Ölümler olduğunda balıklardan TSA ya ekim yapılarak spesifik ölümler araştırıldı. Nispi hayatta kalma oranları (RPS) aşağıdaki formül ile hesaplandı: RPS = [1-(Tedavi uygulaması yapılan balıklardaki mortalite (%)/Kontrol grubundaki mortalite (%))] X

47 Antibiyotiklerle Tedavi Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), Antibiyotiklerle tedavi uygulamalarına deneysel enfeksiyonun 8. gününde başlanmıştır. Kontrol grubu balıkların yemlerine sadece bitkisel yağ ilave edildi. Diğer 4 grup balığın yemlerine sıvı bitkisel yağ ile eritromisin (100 mg/kg canlı ağırlık/gün), florfenikol (10 mg/kg canlı ağırlık/gün), doksisiklin (20 mg/kg canlı ağırlık/gün) ve amoksisillin (80 mg/kg canlı ağırlık/gün) ilavesi yapıldı. Balıklar günlük olarak ağılıklarının %1 i oranında ticari alabalık pelet yemi ile günde iki defa beslendi. Tedavi uygulamasına 10 gün devam edildi. Balıklar tedavi uygulaması sonra 40 gün süreyle takip edildi. Ölümler günlük olarak kaydedildi. Ölen balıklardan Tryptik Soy Agar a ekim yapılarak 25 o C de inkübasyon gerçekleştirildi ve spesifik ölümler araştırıldı. Deneme bitiminde gruplarda hayatta kalan balıkların tamamından ve kontrol grubu balıklarından (5 er adet) reizolasyon yüzdelerinin tespiti için ekimler yapıldı. BULGULAR V. salmoninarum un Reizolasyonu Esnasında Elde Edilen Bulgular V. salmoninarum enjeksiyonu sonrasında, 3. günden itibaren balıklarda renkte koyulaşma, ekzoftalmus, yem alımında azalma, yavaş hareket etme gibi belirtiler gözlendi. Ölümler, enjeksiyonun 14. gününde başladı. Ölen balıklarda, bağırsaklarda sarı renkte sıvı birikimi, karaciğerde büyüme ve solgunluk görüldü. Deneme boyunca ölümler günler arasında gerçekleşti. Ölen balıklardan Tryptik Soy Agar a ekimler yapılarak etkenin izolasyonu gerçekleştirildi. Yukarıdaki bulgular ışığında, daha sonra yapılacak olan deneysel enfeksiyon uygulamasının 8. gününde antibiyotik tedavilerine başlanmaya karar verildi. Gökkuşağı Alabalıklarında V. salmoninarum un LD 50 Dozunun Belirlenmesi Gökkuşağı alabalıklarında V. salmoninarum un LD 50 dozunun belirlenmesi amacıyla iki farklı doz (5,26x10 7 ve 1,8x10 7 ) kullanılmıştır. Elde edilen balık ölümleri değerlendirildiğinde V. salmoninarum un gökkuşağı alabalıklarındaki LD 50 dozu 1.8x10 7 cfu/balık olarak belirlenmiştir (Tablo1). Tablo 1. Gökkuşağı alabalıklarında V. salmoninarum suşunun LD 50 değerinin tespiti Balık Sayısı Ölen Balık Sayısı Ölüm % cfu/balık* LD50** x x x x10 7 cfu/balık x10 6 * cfu/balık : Her balığa verilen bakteri miktarı ** LD 50 : Bir balık populasyonunun %50 ini öldürebilen doz 44

48 Deneysel Enfeksiyon Oluşturma ve Antibiyotiklerle Tedavi Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), Deneysel enfeksiyon oluşturmak için grupların tamamındaki balıklara LD 50 dozunda (1,8x10 7 cfu/balık) V. salmoninarum i.p. enjeksiyon yoluyla verilmiştir. Daha sonra eritromisin (100 mg/kg canlı ağırlık/gün), florfenikol (10 mg/kg canlı ağırlık/gün) ve amoksisillin (80 mg/kg canlı ağırlık/gün) dozlarında antibiyotik uygulamaları yapılmıştır. Florfenikol uygulamasına ilişkin bulgular Deneysel enfeksiyonu takiben 3. günde saptanan belirtiler (uyuşukluk, yem almama ve stresli hareketler) florfenikol tedavisinin ilk 8 günü devam etti. 8. günden sonra balıkların durumunda iyileşme görüldü. Tedavi sonrasında, sadece 4 balıkta eksoftalmus ve renkte kararma saptandı. Tedavi sonrasında balıklardan TSA ya yapılan ekimler sonucunda V. salmoninarum izole edilmemiştir. Bu gruptaki balıklarda ölüm kaydedilmemiştir (Tablo.2) Eritromisin uygulamasına ilişkin bulgular Deneysel enfeksiyon oluşturulan balıklarda bariz olarak ikinci günden itibaren uyuşukluk görülmeye başlandı, yem alımlarının azaldığı ve renkte koyulaşma başladığı gözlendi. Eritromisinle tedavinin 2. ve 3. gününde ölen 4 balıkta eksoftalmus, vücut boşluğunda sıvı birikimi, karaciğerde solgunluk, iç organlarda hemoraji, bağırsakta iltihaplı sıvı saptandı. 4. günden sonra bu grupta kalan balık da ölüm görülmedi. Fakat 28 adet balıkta eksoftalmus ve renkte kararma belirtileri devam etti. Deneme sonunda kalan 36 balıktan yapılan ekimler sonucunda balıkların %70 inden V. salmoninarum izole edildi (Tablo2). Balıklar enfeksiyon etkenini eritromisin uygulamasına rağmen taşıyorlardı ancak ölüm görülmedi. Amoksisiklin uygulamasına ilişkin bulgular Bu grupta ki balıklar amoksisiklin içeren yemlerle beslenmiştir. Hastalık belirtileri enjeksiyonu takiben 4. gün itibariyle iştahsızlık ve hareketlerde yavaşlama ve renkte kararma şeklinde başlamıştır. Tedavinin 4. gününde 2 adet balık ölmüştür. İlaçlı yem uygulamasının 5. günü itibariyle balıklarda iyileşmeler (yem alımında düzelme, daha aktif hareket etme) görülmeye başladı. 8. günde bu gruptaki balıkların sağlık durumunun diğer gruplara oranla iyi olduğu görüldü. Deneme sonu 24 adet balıkta hastalık belirtileri hala devam ediyordu. Deneme sonunda kalan 38 adet balıktan yapılan ekimler sonucunda balıkların % 50 inden V. salmoninarum izole edildi (Tablo 2). Doksisiklin uygulamasına ilişkin bulgular V. salmoninarum enjeksiyonunu takiben klinik belirtiler olarak iştahsızlık, hareketlerde yavaşlama, renkte kararma ve stresli davranışlar saptanmıştır. Doksisiklin uygulamasının 6. gününden itibaren balıkların çoğunluğunda yem alımı, hareketleri ve vücut renkleri normale dönmüştür. Deneme sonrasında 6 adet balıkta renkte kararma ve eksoftalmus saptanmıştır. Bu gruptaki balıklarda ölüm kaydedilmemiştir. Tedavi sonrasında tüm balıklardan TSA ya yapılan ekimler sonucunda V. salmoninarum izole edilmemiştir (Tablo.2). 45

49 Kontrol grubu Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), Kontrol grubunda, V. Salmoninarum enjeksiyonu takiben, 3. günde balıklarda renkte koyulaşma, uyuşukluk, yem almama gibi belirtiler görülmeye başlanmıştır. Kontrol grubundaki balıklarda ölümler günler arasında devam etmiş ve 40 adet balıktan 18 adedi ölmüştür (Tablo 2). Bu süreçte balıklarda saptanan bulgular şiddetli eksoftalmus, alt ve üst çenede hemoraji, kuyruk yüzgecinde erime ve hemoraji, anüste prolapsus ve hemoraji, solungaçlarda solgunluk, yağ dokuda ve hava kesesinde nokta şeklinde kanama, karaciğer ve kasda peteşial hemorajiler, kalpte yaygın hemoraji, bazı balıklarda karaciğerde solgunluk, bazılarında ise karaciğerde hiperemi saptanmıştır. Kontrol grubunda hayatta kalan balıkların tamamından V. salmoninarum izole edilmiştir. Tablo 2. Tedavi uygulamasında sonunda gruplardaki balık ölümleri, nispi hayatta kalma oranları ve hayatta kalan balıklarda V. salmoninarum un izolasyonu (%) Gruplar Ö.B.S/T.B.S.* Ölüm Oranı (%) RPS V.salmoninarum un reizolasyonu (%) Florfenikol 0/ Doksisiklin 0/ Amoksisillin 2/ Eritromisin 4/ Kontrol 18/ * Ölen Balık Sayısı/Toplam Balık Sayısı TARTIŞMA ve SONUÇ Çalışmamızda deneysel olarak vagokokkozis hastalığının oluşturulmasını takiben balıklarda görülen renkte koyulaşma, uyuşukluk, yem almama, şiddetli eksoftalmus, alt ve üst çenede hemoraji, kuyruk yüzgecinde erime ve hemoraji, anüste prolapsus ve hemoraji, solungaçlarda solgunluk, karaciğer, yağ doku, hava kesesi ve kasdapeteşialhemorajiler, kalpte yaygın hemoraji, bazı balıklarda karaciğerde solgunluk ya da hiperemi belirtilerinin, daha önce yapılmış çalışmalardaki belirtiler ile benzer olduğu görülmüştür (Michel vd., 1997; Ruiz-Zarzuela vd., 2005; Didinen vd., 2011). Buna karşın, aynı araştırmacılar doğal olarak ortaya çıkmış vagokokkozis salgınlarında saptanan bazı klinik bulgular (operkular bölgenin arkasında ve kaudal bölgede frunkuller, kalp, karaciğer ve dalakta fibrinli bir katman, vücudun her iki yanında lezyonlar ve midede şeffaf sıvı birikimi) çalışmamız esnasında saptanmamıştır. Bu durum enfeksiyonun meydana geliş şeklinin ve şiddetinin, balık büyüklüğünün ve balıkların bulundukları ortam şartlarının farklı olmasından kaynaklanabilir. Bu çalışmada, deneysel olarak oluşturulmuş vagokokkozisin tedavisinde florfenikol, eritromisin, doksisiklin ve amoksisillin uygulamalarının etkileri araştırılmıştır. Gruplarda tedavi süresince gözlenen klinik bulgular, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında; florfenikol, amoksisillin ve doksisiklin gruplarında belirgin bir azalmanın olduğu, eritromisin grubunda ise tespit edilen belirtilerin, diğer antibiyotiklerle tedavi edilen balıktaklarda saptanan 46

50 Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), belirtilere göre daha fazla olduğu görülmüştür. Doksisiklinle tedavi yapılan balıklarda diğer antibiyotiklere göre çok daha hızlı iyileşme görülmüştür. Tedavi uygulamalarının sonunda kalan balıklarından yapılan bakteriyolojik ekimler sonucunda florfenikol ve doksisiklin gruplarında V. salmoninarum izole edilmemiştir. Ayrıca bu gruplarda tedavi esnasında balık ölümü görülmemiştir. Bu sonuç vagokokkozisin tedavisinde florfenikol ve doksisiklinin kullanılabileceğini göstermektedir. Benzer şekilde, daha önce yapılan bir çalışmada, doğal vagokokkozis enfeksiyonunun esnasında anaç gökkuşağı alabalıklarının tedavisinde florfenikolün başarılı olduğu gösterilmiştir (Tanrıkul vd., 2014). Çalışmamızdan farklı olarak, vagokokkozisle doğal olarak enfekte olmuş g ağırlığındaki gökkuşağı alabalığı anaçlarının tedavisinde doksisiklinin 20 mg/dozunda 7 gün süreyle kullanımının başarısız olduğu bildirilmiştir (Didinen vd., 2011). Bu farklılık anaç balıkların enfeksiyona daha duyarlı olmalarından, anaç balıkların bu hastalığa yakalandıkları süreçte fotoperiyot havuzlarında bulunmaları, bakımlarının iyi olmaması nedeniyle, stresli şartlar altında olmaları, hastalığın daha şiddetli seyretmesi ve antibiyotiğin uygulama süresinin daha kısa olmasından kaynaklanabilir. Tedavi denemesi sonunda eritromisin ve amoksisillin uygulamaları yapılan balıklarda, V. salmoninarum un izolasyonu, balıkların tedavi sonrasında balıkların patojeni taşıyıcı durumda olduklarını göstermiştir. Ayrıca eritromisin grubu balıklarda %5, amoksisillin grubu balıklarda %10 oranında ölüm saptanmıştır. Amoksisillinin vagokokkozisin tedavisindeki başarısızlığı daha önce yapılan bir çalışmada daha kaydedilmiştir (Michel vd., 1997). Benzer şekilde, başka bir çalışmada, V. salmonarium suşlarının eritromisin ve oksitetrasiklin ile yapılan tedavilerinin sadece kısa periyotlar (5-7 gün) için etkili olduğu bildirilmiştir. Mortaliteleri azaltmak için ilaç tedavilerine devam edilmesinin gerekli olduğu, fakat bu durumun antibiyotiklere karşı direnç gelişme riskinin artışına neden olabileceği belirtilmiştir (Ruiz-Zarzuela vd., 2005). Bu nedenle eritromisin ve amoksisillinin, vagokokkozisin tedavilerinde kullanımlarının uygun olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, vagokokkozis hastalığının tedavisinde florfenikol (10 mg/kg canlı ağırlık/gün) ve doksisiklin (20 mg/kg canlı ağırlık/gün) kullanımının başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Alıntılama Kan A., Didinen B. I Gökkuşağı Alabalıkları (Oncorhynchus mykiss, Walbaum 1792) nda Vagokokkozise Karşı Etkili Antibakteriyel Tedavinin Belirlenmesi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), KAYNAKLAR Austin, B., Austin, D.A BacterialFishPathogens: Diseases of Farmedand Wild Fish, 4th edn, Springer-Praxis, Chichester, UK. ISBN Didinen, B.I., Kubilay, A., Diler, Ö., Ekici, S., Onuk, E., Findik, A First Isolation of Vagococcus salmoninarum fromculturedrainbow Trout (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) Broodstocks in Turkey. Bull. Eur. Ass. FishPathol., 31(6), Ghittino, C.,Latini, M., Agnetti, F., Petracca, G EmergingPathologies in Aquaculture: Effects on ProductionandFoodSafety. Atti XI ConvegnoNazionale S.I.P.I., 7-9 Ottobre 2004, Finale Ligure (SV) Italy, Michel, C.,Nougayrede, P., Eldar, A., Sochon, E., de Kinkelin, P Vagococcus salmoninarum a Bacterium of PathologicalSignificance in Rainbow Trout Oncorhynchus mykiss Farming. Dis. Aquat. Org., 30,

51 Kan ve Didinen 2016 ESUFD 12(1), Ruiz-Zarzuela, I., de Blas, I., Girones, O., Ghittino, C., Mùzquiz, J.L Isolation of Vagococcus salmoninarum in Rainbow Trout Oncorhynchus mykiss (Walbaum), Broodstocks: Characterisation of thepathogen. Vet. Res. Commun., 29, Tanrıkul, T.,Avsever, M.L., Onuk, E.E., Didinen, B.I Vagococcus salmoninarum a Causative Agent of Disease in Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) Broodstocks in the Aegean Region of Turkey. Etlik Vet Mikrobiyol Derg, 25 (1),

52 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):49-57 (2016) Vibrio anguillarum Suşlarında Çevreyi Algılama Sistemi ve Virülens Faktörlerinin İncelenmesi* Nurdan NURCAN 1, Ayşegül KUBİLAY 1 **, Gülgün BOŞGELMEZ-TINAZ 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, Isparta 2Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, İstanbul Geliş : Kabul : **Sorumlu yazar: aykub@yahoo.com Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Son yıllarda yapılan araştırmalar, patojenik bakterilerin bir çoğunun virülens faktörlerinin üretimini N-açil homoserin lakton (AHL) türevi sinyal molekülleri aracılığı ile kontrol ettiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmada Gram negatif bakteriyel bir balık patojeni olan Vibrio anguillarum izolatlarında N-açil homoserin lakton türevi sinyal moleküllerinin üretimi, Chromobacterium violaceum CV026 ve Agrobacterium tumafeciens NT1 biyosensör suşları kullanılarak araştırılmıştır. Pseudomonas aeruginosa PAO1 suşu pozitif kontrol olarak kullanılmıştır. Çalışma sonucunda V. anguillarum suşlarının, C. violaceum CV026 suşu kullanılarak yapılan testlerde negatif sonuç vermesine karşın, A. tumafeciens NT1 kullanılarak yapılan testlerde, pozitif sonuçlar verdiği saptanmıştır. Ayrıca bu suşların, V. anguillarum un patojenitesinde önemli rol oynadıkları düşünülen biyofilm oluşumu, pigment üretimi ve proteaz aktivitesi gösterdikleri tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: V. anguillarum, çevreyi algılama sistemi, biyofilm, pigment, proteaz, N-açil homoserin lakton Investigation on Quorum Sensing System and Virulence Factors of Vibrio anguillarum Strains Abstract In recent years, are reported that virulence factors of many pathogenic bacteria are controlled via acyl homoserine lactone (AHL) signaling molecules. In this study, production of N-acyl homoserine lactone signaling molecules were investigated using Choromobacterium violaceum CV026 and Agrobacterium tumefaciens NT1 biosensor strains in Vibrio anguillarum isolates, Gram negative fish pathogens. Pseudomonas aeruginosa PAO1 strain was used as a positive control. As a result of, it was found that negative results by using C. violaceum CV026 in test, despite positive results using A. tumafeciens NT1 in test of V. anguillarum strains. In addition were determined of biofilm formation, production of pigments and protease activity which are thought to play an important role in the pathogenesis in the V. anguillarum strains. Keywords: V. anguillarum, quorum sensing system, biofilm, pigment, protease, N-acyl homoserine lactones *Bu çalışma, yüksek lisans tezinden özetlenmiştir. GİRİŞ Günümüzde bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisi için en yaygın olarak tercih edilen yöntem antibiyotik kullanımıdır. Ancak gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımı antibiyotiklere karşı dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına, bu da, kullanılan antibiyotiklerin giderek etkisiz kalması, dolayısıyla hastalıkların tam anlamıyla tedavi edilememesi ve direncin yayılması ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, "enfeksiyon hastalıkları" hala dünyada en önde gelen ölüm nedenlerinden biridir (Baskın, 2005).Günümüzde hastalık yapan bakterilerin % 70 in den fazlası klinikte kullanılan mevcut antibiyotiklerden en az birine karşı dirençli hale gelmiştir. Dolayısıyla, yeni 49

53 Nurcan vd ESUFD 12(1), antimikrobiyal hedeflerin saptanmasına yönelik araştırmalar çok büyük önem kazanmıştır. Bu hedeflerden bir tanesi bakteriler arası iletişim (quorum sensing) mekanizmasının inhibe edilmesidir. Gram (-) bakteriler birbirleriyle haberleşme amacıyla, açil-homoserin lakton (AHL) türevi sinyal moleküllerini kullanırlar. Bakteriler bu sinyal molekülleri aracılığıyla yeterli çoğunluğa ulaşıp ulaşmadıklarını izlemekte ve yeter çoğunluğa ulaştıkları anda da virülens faktörlerinin üretimi gibi kritik gen ekspresyonlarını tetiklemektedirler. Hücreler arası iletişimi sağlayan bu haberleşme sistemi quorum sensing (çevreyi algılama) olarak adlandırılır (Boşgelmez-Tınaz, 2003; Chu vd., 2015). Bu olay bakteriye kendi hücre populasyon yoğunluğunu izleme ve buna bağlı olarak davranışlarını düzenlenme olanağı verir. Böylelikle, konakta enfeksiyon oluşturabilecek yeter çoğunluğa ulaşıncaya kadar bağışıklık sistemi tarafından patojen bakterinin fark edilmemesi sağlanarak başarılı bir enfeksiyon süreci oluşturulur (Bosgelmez-Tınaz, 2013). İlk defa Vibrio fisheri de tanımlanmış olan bu bakteriyel iletişim sisteminin daha sonra bu bakteri ile sınırlı olmadığı Erwinia carotovora, Yersinia enterocolitica, A. tumefaciens ve Pseudomonas aeruginosa gibi bir çok insan, hayvan ve bitki patojeni tarafından yaygın olarak kullanıldığı keşfedilmiştir (Milton vd., 1997). Gram negatif bakteriler birbirleriyle haberleşme amacıyla, açil-homoserin lakton (AHLs) moleküllerini kullandıkları bilinmektedir (Boşgelmez-Tınaz, 2003). V. anguillarum Gram negatif bakteriyel bir balık patojenidir. Balıklarda hemorajik septisemiye neden olan vibriozis hastalığının etkenidir (Milton vd., 1997). Daha önce yapılan çalışmalar V. anguillarum da çevreyi algılama sistemi ve virülens arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını göstermiştir (Milton vd., 2001, Purohit, 2013). Ancak, ilginç bir şekilde bir çevreyi algılama sistemi inhibitörü olan furanon C30 un gökkuşağı alabalıklarında V. anguillarum un neden olduğu vibriozis den ölümleri azalttığı gözlenmiştir (Rasch vd,. 2004; Bruhn vd., 2005). Bakterilerde bu sistemin ve virülens faktörlerinin üretim mekanizmalarının çalışılması, patojen bakterilerin neden olduğu hastalıkların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada, V. anguillarum izolatlarında çevreyi algılama sistemi ve virulens faktörlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda; V. anguillarum un ürettiği N-açil homoserin lakton (AHL) sinyal moleküllerinin tespiti ve çevreyi algılama sisteminin etkisi altında olan virülens faktörlerinden özellikle biyofilm oluşumu, pigment ve proteaz üretimleri incelenmiştir. MATERYAL ve YÖNTEM Araştırmada S.D.Ü. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi mikroorganizma koleksiyonu içinden alınan 5 adet V. anguillarum suşu kullanılmıştır. Pozitif kontrol olarak P. aeruginosa PAO1 suşu, AHL sinyal moleküllerinin tespiti için kullanılan C. violaceum CV026 ve A. tumefaciens NT1 biyosensör suşları S.D.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü nden temin edilmiştir. AHL moleküllerinin tespiti AHL sinyal moleküllerinin tespiti, C. violaceum CV026 ve A. tumefaciens NT1 biyosensör suşları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Açil yan zincirinde 4-8 karbona sahip AHL moleküllerinin tespiti için, C. violaceum CV026 suşu kullanılmıştır. Ortamdaki mevcut AHL molekülleri, C. violaceum CV026suşunda mor bir pigment olan viyolasinin üretimini uyarır (McClean vd., 1997). Diğer bir biyosensör olarak, pzlr4 plazmiti taşıyan 50

54 Nurcan vd ESUFD 12(1), A. tumefaciens NT1suşu kullanılmıştır (Shaw vd., 1997; Cha vd., 1998; Ravn vd., 2001). A. tumefaciens NT1 biyosensör suşu, ortamda X-Gal (5-Bromo-4-kloro-3-indolil-β-Dgalaktopiranosid) varlığında, N-açil yan zincirinde 6-12 karbona sahip AHL molekülünün uyarmasıyla yeşil pigment meydana getirir (Bruhn vd., 2005; Ulusoy, 2007; Myszka ve Czaczyk 2012; Purohit, 2013). AHL moleküllerinin tespiti için çapraz doğrulama testi Çalışılan suşlarda AHL moleküllerinin üretimi, her iki biyosensör suş (CV026 ve NT1) ile besiyeri üzerinde paralel çizilerek test edilmiştir. Sonuçlar P. aeruginosa PAO1 suşuyla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir (Ulusoy, 2007; Mohaddam vd., 2014). Biyofilm testi Biyofilm oluşumu O Toole ve Kolter in (1998) tanımladığı metoda göre gerçekleştirilmiştir. V. anguillarum suşları LB besiyerinde (%3 NaCl eklenmiş) (LBS) 16 saat üretilmiştir. İnkübasyondan sonra bakteri yoğunluğu OD 600 de 0,8 e ayarlanmıştır. Bakteri kültürü 1/100 lük steril LBS ortamı ile sulandırılmıştır. Sulandırılan kültürler düz tabanlı 96 çukurlu mikroplakalara100 µl olarak ilave edilmiş ve 30 C de 24 saat inkübe edilmiştir. İnkübasyonu takiben mikroplakalar distile su ile yıkanmış ve %1 lik kristal viyole ile 15 dk süresince boyanmıştır. Daha sonra boya dökülerek fazlası saf su ile yıkanmıştır. 200 µl %95 etanol eklenerek absorbans değerleri ELISA okuyucuda 490 nm de okunarak değerlendirilmiştir (Ye vd., 2008; Deepa vd., 2014). Pigment testi Test edilecek V. anguillarum suşları %1 NaCl içeren 10 ml LBS besiyerinde 25 C de 24 saat üretilmiştir. İnkübe edilen bakteri kültürleri OD600 de 0.05 e ayarlanmıştır. Dilüsyonda LB ve LB içinde 5mM lık L-Tryosine (Tirozin) içeren ortam kullanılmış ve hazırlanan kültürler 25 C de karıştırılarak 24 saat inkübe edilmiştir. Çeşitli zaman aralıklarında tirozin içeren ve içermeyen kültürlerden 1 ml örnek alınarak devirde 2 dksantrifüj edilerek süpernatantı toplanmıştır. Süpernatantlar 96 çukurlu düz tabanlı mikroplakalara100 µl ilave edilerek, her bakteri izolatı için ayrı ayrı çalışılmıştır. Pigment üretimi; 405 nm de ELISA okuyucusunda optik yoğunluklarının ölçümü ile hesaplanmıştır (Croxatto vd., 2002). Proteaz testi Test edilecek 18 saatlik V. anguillarum suşları % 2 yağsız süt tozu içeren %1 oranında tuz (NaCl) ilaveli TSA petrilerinin ortasına açılan 3 mm lik çukurlara 20 µl ilave edilmiş ve 25 C de 24 saat inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon sonucunda bakteri kolonisi etrafındaki saydam zon proteolitik aktivitenin göstergesi olarak kabul edilmiştir (Arda, 1997; Swift vd., 1999; Dong vd., 2005; Ulusoy, 2007). Suşların proteolitik aktiviteleri bakteri kültürü ilave edilen bölgedeki berrak zon çapı ölçülerek kaydedilmiştir. BULGULAR Çalışmada kullanılan V. anguillarum suşlarının (A4, A5, A6, ATCC, ATCC ) C. violaceum CV026 ve A. tumefaciens NT1 biyosensör suşları ile yapılan testlerde uzun zincirli bir sinyal molekülü olan N-(3-oxodecanoyl)-L-homoserin lakton (ODHL) 51

55 Nurcan vd ESUFD 12(1), molekülünü üretmelerine karşın, kısa zincirli bir sinyal molekülü olan N-hexanoyl-Lhomoserin lakton (C6-HSL) üretmediği gözlenmiştir. V. anguillarum suşlarında ODHL sinyal moleküllerinin varlığının tespiti ile bu moleküllere bağımlı olarak gerçekleşen biyofilm oluşturma, pigment ve proteaz üretimi gibi çevreyi algılama sistemi tarafından kontrol edilen virülens faktörleri de tespit edilmiştir. Biyosensör Suşlar Aracılığıyla V. anguillarum da N-acyl Homoserin Lakton (AHL) Sinyal Moleküllerinin Tespiti AHL moleküllerinin üretimi, C. violaceum CV026 ve A. tumafeciens NT1 biyosensör suşları kullanılarak fenotipik olarak araştırılmıştır. Hem uzun zincirli hem de kısa zincirli açil homoserin lakton molekülleri üretebilen P. aeruginosa PA01 suşu pozitif kontrol olarak kullanılmıştır. C. violaceum CV026 suşu kullanılarak yapılan testte V. anguillarum suşlarının kısa zincirli N-hexanoyl-L-homoserine lacton (C6-HSL) sinyal molekülünü üretmediği tespit edilmiştir. C6-HSL sinyal molekülünü üretmeyen V. anguillarum suşlarının tamamının A. tumefaciens NT1suşu kullanılarak yapılan testte ise ODHL sinyal molekülünü üretebildikleri saptanmıştır (Şekil 1). Şekil 1. A. tumefaciens NT1 indikatör suşu kremden yeşile renk değişimiyle V. anguillarum da, ODHL sinyal moleküllerinin varlığı N-(3-okzodekanoyl)- L-homoserinelactone (ODHL) Sinyal Moleküllerine Bağımlı Virülens Faktörlerinin Üretimi V. anguillarum suşları; biyofilm oluşumu, pigment ve proteaz üretimi gibi çevreyi algılama sistemi tarafından kontrol edilen virülens faktörlerinin varlığı bakımından test edilmiştir. V. anguillarum da biyofilm testi bulguları V. anguillarum suşlarının tümünde (A4, A5, A6, ATCC, ATCC ) biyofilm oluşumu tespit edilmiştir (Şekil 2, 3). 52

56 Nurcan vd ESUFD 12(1), Şekil 2. Kristal viyole ile boyanmış biyofilm V. anguillarum da pigment testi bulguları Şekil 3. V. anguillarum suşlarında biyofilm oluşumu V. anguillarum suşlarında pigment üretimi ölçümünün sonuçları incelendiğinde tirozin ilave edildikten sonra suşlarda pigment üretimini tespit etmek amacıyla bakılan optik yoğunluğun 20., 40. ve 50. saatlerde yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, çalışılan V. anguillarum suşlarının tümünde tirozin varlığının pigment üretimini artırdığı saptanmıştır. 53

57 V. anguillarum da proteaz testi bulguları Nurcan vd ESUFD 12(1), Proteaz üretimi tespiti amacıyla kontrol şuşu P. aeruginosa PAO1 kullanılmıştır. Virülens faktörlerinden proteaz üretiminin V. anguillarum A6 suşunda 18 mm zon çapıyla en geniş zon çapına sahip olduğu kaydedilmiştir. Kullanılan diğer suşlar da; A5 17 mm (Şekil 4), A4 ve ATCC mm ve ATCC 12,3 mm zon çapı ölçülerek, proteaz aktivitesi gösterdiği belirlenmiştir. TARTIŞMA ve SONUÇ Şekil 4. V. anguilarum da proteaz aktivitesi Birçok mikroorganizma sosyal bazı davranışlar sergilemektedir. Üretmiş oldukları sinyal molekülleri aracılığı ile birbirleri ile iletişim kurmakta, belirli bir çoğunluğa ulaşıp ulaşmadıklarını izlemekte ve yeter çoğunluğa ulaştıkları anda da virülens faktörlerinin sentezi gibi kritik gen ekspresyonlarını tetiklemektedir. Böylelikle, konağın bağışıklık sistemini zamanından önce uyarmayarak başarılı bir enfeksiyon süreci oluşturabilmektedirler (Saraçlı, 2006). Patojenik bakterilerin birçoğunun virülens faktörlerinin üretimini AHL türevi sinyal molekülleri aracılığı ile kontrol ettiğinin keşfedilmesi ile çevreyi algılama sistemi antimikrobiyal tedavi için yeni ve cazip bir hedef halini almıştır. Bu nedenle patojen bakterilerde çevreyi algılama sistemi ve virülens faktörlerinin üretiminin incelenmesi bu patojenlerin yol açtığı hastalıkların önlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Wang 2004 de yaptığı bir çalışmada V. anguillarum N-(3-oxodecanoyl)-HSL (3-oxo- C10-HSL) ve N-hexanoyl-L-homoserine lactone (C6-HSL) moleküllerini kullanarak haberleştiklerini bildirmiştir. Bu araştırmada da C. violaceum CV026 suşu kullanılarak yapılan testlerde V. anguillarum suşlarının kısa zincirli sinyal molekülünü olan C6-HSL üretmediği tespit edilmiştir. C6-HSLsinyal molekülünü üretmeyen bu suşların tamamının A. tumefaciens NT1 suşu kullanılarak yapılan testte ise uzun zincirli sinyal molekülü 3-oxo- C10-HSL üretebildikleri tespit edilmiştir Daha önceki araştırmalarda, V. anguillarum (Defoirdt, 2005; Milton vd., 1997) suşlarında ODHL(3-oxo-C10-HSL) sinyal moleküllerinin varlığı bildirilmiştir. Yapılan bu çalışmalar ile V. anguillarum da ODHL suşlarındaki sonuçlar benzerlik göstermiştir. 54

58 Nurcan vd ESUFD 12(1), Balıklarda ciddi virülens oluşturan V. anguillarum suşlarının tümünde fenotipik olarak biyofilm oluşumu belirlenmiştir. Biyofilm oluşumunu, V. anguillarum (Croxatto vd., 2002) suşlarında ele almışlardır. Bildirilen bu çalışmalardaki V. anguillarum suşlarındaki biyofilm oluşumu araştırmamızda da benzerlik göstermektedir Croxatto vd. (2002), yaptıkları çalışmayla V. anguillarum suşlarında tirozin ile pigment tespitini belirtmişlerdir. Yaptığımız çalışmada dav. anguillarum suşlarının tamamında tirozinin pigment üretimini artırdığı optik yoğunluklar ölçüldüğünde görülmüştür. Bakterilerde çevreyi algılama yönetimindeki ciddi virülens faktörlerinden biri olan proteaz; V. anguillarum un tüm suşlarında tespit edilmiştir. En basit yapılı canlılardan biri olarak bilinen bakterilerin sistemleşmiş milyarlarca hücreden oluşan organizmalar olarak balıklarda nasıl hastalık oluşturduğunun özellikle doğal ortamlarda ve yetiştiricilik ünitelerinde nasıl ciddi kayıplara sebep olduğunun cevaplarından birisi de çevreyi algılamadır. Çevreyi algılama bakterilerin düşünerek hareket ettiklerinin de bir göstergesidir. Aralarındaki bakteriyel iletişimin bir nedenle engellenmesi veya kesilmesi balıklar üzerindeki olumsuz etkilerin büyük oranda azaltacaktır. Son yıllarda, su ürünleri yetiştiriciliğinde, iyi bir yönetim için alternatif stratejiler arasında probiyotik, immunostimulant uygulamaları ve aşılar gibi yöntemler başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak bu metotlara alternatif yeni metotlara da gereksinim vardır. Bakterilerde çevreyi algılama sisteminin engellenmesi bunlardan bir tanesi olarak düşünülebilir (Defoirdt vd., 2004). Bakteriyel patojenler tarafından üretilen sinyal molekülleri, bakteriyel infeksiyonların takibi ve teşhisi için biyolojik işaretleyicilerdir. Çevreyi algılama sinyal moleküllerinin tespiti, bakteriyel infeksiyonları belirlemek için bir araç olarak, çok erken bir safhada daha yararlı olabilir (Boyen vd., 2009). Alıntılama Nurcan N., Kubilay A., Boşgelmez-Tınaz G Vibrio anguillarum Suşlarında Çevreyi Algılama Sistemi ve Virülens Faktörlerinin İncelenmesi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), KAYNAKLAR Arda, M., Temel Mikrobiyoloji. Medisan Yayınevi, Medisan Yayın Serisi No:25, 490s. Ankara. Baskın, H., Mikroorganizmanın Çevreye Uyumu ve Biyofilm: "Quorum Sensing" (Çoğunluğu Algılama). Klimik 2005 XII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir, Boşgelmez-Tınaz, G., Quorum Sensing in Gram-Negative Bacteria. Turk J Biol. 27, Bosgelmez-Tınaz, G. Disruption of Bacterial cell-to-cell communication (Quorum Sensing): A Promising Novel Way to Combat Bacteria-Mediated Diseases. Journal of Marmara University Institute of Health Sciences. 3 (3), (2013). Boyen, F., Eeckhaut, V., Van Immerseel, F., Pasmans, F., Ducatelle, R., Haesebrouck, F., Quorum sensing in veterinary pathogens: Mechanisms, clinicalim portance and future perspectives. Veterinary Microbiology. 135, Bruhn, J. B, Dalsgaard, I.,Nielsen, K. F., Buchholtz, C., Larsen J. L., Gram L., Quorum sensing signal molecules (acylatedhomoserine lactones) in Gram-negative fish pathogenic bacteria. Diseases of Aquatic Organisms. (65)

59 Nurcan vd ESUFD 12(1), Cha, C.,Gao, P., Chen, Y.C., Shaw, P.D., Farrand, S.K., Production of acyl homoserine lactone signals by gram-negative plant-associated bacteria. Mol Plant-Microbe Interact. (11) Chu, T.,Ni, C., Zhang, L., Wang Q., Xiao J., Zhang, Y., andliu, Q., A quorum sensing-based in vivo expression system and its application in multivalent bacterial vaccine. Microbial Cell Factories. (14), 37 Croxatto, A.,Chalker, V.J., Lauritz, J., Jass, J., Hardman, A., Williams, P., Camara, M., Milton D.L., VanT, a Homologue of Vibrio harveyi LuxR, Regulates Serine, Metalloprotease, Pigment and Biofilm Production in Vibrio anguillarum. Journal of Bacteriology. 184(6), Deepa, S.,Venkateswaran, P., Vinithkumar N. V., Kirubagaran R., Prevention of Acyle Homoserine Lactone (AHL) mediated biofilm Formation by selected flora of Andaman & Nicobar Island. Indian Journal of Geo-Marine Sciences. (43),11. Defoirdt, T.,Boon, N., Bossier, P., Verstraete, W., Disruption of bacterial quorum sensing: an unexplored strategy to fight infections in aquaculture. Aquaculture. 240, Dong, Y.,Zhang, X., Soo, H.L., Greenberg, P., Zhang, L., Thetwo-component response regulator PprB modulates quorum-sensing signal production and global gene expression in P. aeruginosa. Molecular Microbiology. 56: McClean, K.H.,Winson, M.K., Fish, L., Taylor, A., Chhabra, S.R., Camara, M., Daykin, M., Lamb, J.H., Swift, S., Bycroft, B.W., Stewart, G.S.A.B., Williams, P., Quorum sensing and Chromobacterium violeceum: exploitation of violacein production for the detection of N-acyl homoserine lactones. Microbiology. 143, Milton, D. L.,Chalker, V. J., Kirke, D., Hardman, A., Camara, M. and Williams, P The Lux M homologue VanM from Vibrio anguillarum direct sthesynthesis of N-(3-hydroxyhexanoyl) homoserine lactone and N hexanoyl homoserine lactone. J Bacteriol. 183, Milton, D.L.,Hardman, A., Camara, M., Chhabra, S.R., Bycroft, B.W., Stewart, G.S.A.B., Williams, P., Quorumsensing in Vibrio anguillarum: characterization of the vani/vanr locus and identification of the autoinducern-(3-oxodecanoyl)-l-homoserine lactone. J. Bacteriol. 179, Moghaddam, M. M.,Khodi S., Mirhosseini, A Quorum Sensing in Bacteria and a Glance on Pseudomonas aeruginosa., Clinical Microbiology: Open Access. 3 (4), ISSN: Myszka, K. and Czaczyk K., N-Acyl homoserine Lactones (AHLs) as Phenotype Control Factors Producedby Gram Negative Bacteria in Natural Ecosystems. Pol. J. Environ Stud. 21(1), O Toole G.A. and Kolter R Initiation of biofilm formation in Pseudomonas fluorescenswcs365 proceeds via multiple, convergent signalling pathways: a genetic analysis. Molecular Microbiology. 28(3), Purohit, A.A., Acyl homoserine lactone signaling in members of the Vibrionaceae family. University of Tromsøuit. Rasch, M.,Buch, C., Austin, B., Slierendrecht, W.J., Ekmann, K.S., Larsen, J.L., Johansen, C., Riedel, K., Eberl, L., Givskov, M., Gram, L., An İnhibitor of Bacterial Quorum Sensing Reduces Mortalities Caused by Vibriosis in Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss, Walbaum). System. Appl. Microbiol. 27, Ravn, L.,Christensen, A.B., Molin, S., Givskov, M., Gram, L., Methods for acylated homoserine lactones produced by Gram-negative bacteria and their application in studies of AHL-productionk inetics. Journal of Microbiological Methods. 44: Saraçlı, M.A., "Quorum sensing": mikroorganizmalar iletişim mi kuruyor?. Gülhane Tıp Dergisi. 48(4), Shaw, P.D.,Ping, G., Daly, S.L., Cha, C., Cronan, J.E., JR., Rınehart, K.L., and Farrand, S.K., Detecting and characterizing N-acyl-homoserine lactone signal molecules by thin-layer chromatography. Proc. Natl. Acad. Sci. USA. 94,

60 Nurcan vd ESUFD 12(1), Swift, S., Lynch, M.J., Fish, L., Kirke, D.F., Tomas, J.M., Stewart, G.S.A.B. and Williams, P., Quorum Sensing-Dependent Regulation and Blockade of Exoprotease Production in Aeromonas hydrophila. Infection and Immunity. 67 (10), Ulusoy, S., Yoğun Bakım Ünitelerinden İzole Edilen Pseudomonas aeruginosa Suşlarında N- Açil Homoserin Lakton Üretiminin Araştırılması. Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 100s, Isparta. Wang, L., Autoınducer-2 (Aı-2) Mediated Quorum Sensing In Escherichia coli., Dissertation submitted to the Faculty of the Graduate School of the University of Maryland, College Park, in partial fulfillment of the requirement forthe degree of Doctor of Philosophy Advisory Committee Thesis. Ye, J.,Ma, Y., Liu, Q., Zhao, D.L., Wang, Q.Y., Zhang, Y.X., Regulation of Vibrio alginolyticus virulence by the LuxS quorum-sensing system. Journal of Fish Diseases. 31,

61 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):58-74 (2016) Korkuteli (Antalya) deki Alabalık İşletmelerinin Yapısal Analizi* Erdem ERMAN 1 **, Fahrettin KÜÇÜK 2 1 Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı, İl Müdürlüğü, Antalya 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Isparta Geliş : Kabul : **Sorumlu Yazar: erdemgthm@gmail.com Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Bu araştırmada, Korkuteli ilçesindeki kafes ve havuzlarda alabalık üretimi yapan işletmelerin yapısal analizi yapılmış, işletmelerin yapısal özelliklerine ait veriler 2015 yılında yapılan anketlerden elde edilmiştir. Kafes işletmelerinde işletme başına ortalama 3604 m 3 kafes hacmi, kara işletmelerinde ise işletme başına ortalama 604 m 3 havuz hacmi bulunmaktadır. Bulgularımıza göre, kafes işletmelerinde işletme başına ortalama 67 ton/yıl, kara işletmelerinde ise işletme başına ortalama 14 ton/yıl Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss) üretimi yapılmaktadır. Tüm işletmelerde üretilen ortalama 250 g ağırlığındaki alabalıklar 8-10 TL/kg aralığında pazarlanmaktadır. Anahtar kelimeler: Yapısal Analiz, Alabalık Yetiştiriciliği, Korkuteli Structural Analysis of Trout Farms in Korkuteli (Antalya) Province Abstract A structural analysis of enterprises farming trout in cage and ponds in Korkuteli District was carried out. The data on structural features of the enterprises were obtained from 2015 surveys. The mean cage volume per enterprise is 3604 m 3, while the mean pond volume per land enterprise is 604 m 3. Mean annual rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) production in cage farm is 67 tons, while in the land farm it is 14 tons. 250 g trouts on average has a market price 8-10 TL per kg. in all farms. Keywords: Structural Analysis, Trout Farming, Korkuteli *Bu çalışma, yüksek lisans tezinden özetlenmiştir. GİRİŞ Beslenmemizde temel bir bileşen olan proteinlerin balıketindeki miktarı tür, beslenme ortamı, yaş, cinsiyet, etteki yağ ve su miktarına göre değişmekle birlikte genellikle kasın yenilebilir kısmının her 100 gramında yaklaşık 18 ila 22 g dır (Dean, 1990). Balıketi kara hayvanlarındaki gibi yüksek oranda bağ doku ve bitkisel besinlerdeki gibi selüloz ya da lifli sindirimi zor maddeleri içermemesi nedeniyle sindirimi daha kolay olan bir besin maddesidir. Bu yüzden balık, özellikle daha dikkatli beslenmesi gerekli kişilere önerilmektedir (Gorga, 1998). Ayrıca insanlar için gerekli olan vitaminlerden en az 13 ü balıketinde bulunur. (Love, 1982). Suda çözünen B ve C vitaminlerinin su ürünlerinde bulunma miktarı, karasal hayvanlar ile hemen hemen aynı, yağda çözünen A, D, E ve K vitaminleri ise genellikle daha fazladır (Pigott ve Tucker, 1990). Türkiye, dünya'da su ürünleri yetiştiriciliğinde en hızlı büyüyen üçüncü ülke konumundadır (Coşkun vd., 2011) yılında ülkemizde avcılıktan ton, yetiştiricilikten ise ton olmak üzere toplam ton, Antalya ilinde avcılıktan 1.320, yetiştiricilikten ise 2906 ton olmak üzere toplam 4226 ton su ürünleri üretimi 58

62 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), gerçekleşmiştir (Anonim, 2014a). Buna göre Antalya ilinde avcılıktan elde edilen su ürünleri üretimi Türkiye üretiminin % 0,43 ünü, yetiştiricilikten elde edilen üretimi ise % 1,23 ünü karşılamaktadır. Antalya da aktif olarak 74 adet alabalık çiftliği bulunmaktadır (Tablo1). Tablo 1. Antalya ili projeli su ürünleri çiftliği sayısı ve toplam üretim kapasiteleri (Anonim, 2014b). Tür Toplam Üretim kapasitesi (ton/yıl) Projeli İşletme âdeti Faal Faal olmayan Toplam İşletme sayısı Alabalık Çipura-Levrek Orkinos Sazan Sülük 0, Kurbağa Toplam 7.255, Yapılan bu çalışma ile Korkuteli ilçesinde, karada ve ağ kafeslerde alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerin yapısal durumlarının ortaya çıkarılarak, üretim ve pazarlama aşamasında karşılaşılan sorunların tespit edilmesi ve bu sorunlara çözüm önerisi getirilmesi, bu sayede de alabalık işletmelerinin üretim ve teknik özellikleri ile daha verimli çalışmasına, içsu kaynaklarının daha çevreci bir yaklaşımla kullanılmasına, ekonomik açıdan ise işletmelerin verimliliğinin yükseltilmesine katkı sağlanması amaçlanmıştır. MATERYAL ve YÖNTEM Araştırma bölgesi olarak seçilen Korkuteli İlçesi; Antalya iline bağlı Akdeniz bölgesi sınırları içerisinde yer alır. İlçe sınırlarında Korkuteli Baraj Gölü, Kozağacı Göleti, Yelten Göleti, Yeşilyayla Göleti, Osmankalfalar Göleti, Hacıbekar Göleti ve Küçükköy Asar Göleti yer alır. Ayrıca Karabayır, Taşardı ve Çığlık göletlerinin yapımı sürmektedir. Kürdeşe ve Yarıkpınar kaynakları ise ilçenin önemli su kaynaklarındandır (Şekil 1 ve Tablo 2). Şekil 1. Korkuteli İlçesinde ( N23, N24 paftası) yer alan çalışma alanı 59

63 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Tablo 2. Alabalık üretimi yapılan Baraj Gölü ve Göletlere ait yapısal özellikler (Anonim,2015a). Yapısı Korkuteli Baraj Gölü Yelten Göleti Akarsu Korkuteli Çayı Yayla Deresi Amacı İnşaatın (başlama-bitiş) yılı Gövde dolgu Tipi Depolama Hacmi Sulama+Taşkın+ İçme ve Kullanma suyu Osmankalfalar Göleti Kemer Dere, Kara Dere Hacıbekar Göleti Gökdere Çayı Sulama Sulama Sulama Kaya dolgu Homojen kil dolgu Zonlu toprak dolgu Zonlu toprak dolgu - 2,1 hm 3 8,18 hm 3 1,7 hm 3 Aktif Hacim - 1,140 hm 3 6,68 hm 3 1,23 hm 3 Ölü Hacim - 1,080 hm 3 0,68 hm 3 0,44 hm 3 Yükseklik (talvegden) Yükseklik (temelden) 50,2 m 25 m 25,5 m 19,7 m - 39 m 29,8 m 39,2 m Sulama alanı 5986 ha 160 ha 842 ha 202 ha Araştırmanın ana materyalini, Popülâsyonu oluşturan bütün birimlerin analiz kapsamına alınmasıyla oluşturulan tam sayım yöntemi (Karagölge ve Peker, 2002) kullanılarak, Korkuteli ilçesinde alabalık yetiştiriciliği yapan toplam 13 adet işletme ile yapılan anket çalışmaları sonucunda elde edilen birincil nitelikli veriler oluşturmuştur. Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri XIII. Bölge Müdürlüğünden alınan kayıt, rapor ve istatistikler ile daha önce farklı yörelerde yapılmış benzer bilimsel çalışmaların sonuçları ise araştırmanın ikincil materyalini sağlamıştır. Anketlerden elde edilen veriler üretim dönemini içermektedir. İncelenen tüm işletmelerde düzenli muhasebe kayıtlarının bulunmaması nedeniyle, Aydın ve Sayılı (2009) nın uyguladığı anket formunda bazı yeni düzenlemer yapılarak veriler toplanmıştır. Anketlerlerde yapısal analizini yapabilmek için; kafeste ve karada üretim yapan işletmeler de, işletme sahibi ve çalışanlarına ait genel bilgiler, işletmelerde kullanılan sular, kafesler ve havuzlar, yem ve yem temini, üretim ve pazarlamaya ilişkin sorular yöneltilmiştir. 60

64 BULGULAR İşletmelerin Yapısal Özellikleri Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde; ilçede 19 adet alabalık üretimi yapan işletmenin bulunduğu, ancak bunlardan 13 adedinin (% 68) etkin olduğu tespit edilmiştir (Tablo 3). Tablo 3. Korkuteli deki su ürünleri işletmelerinin işletme tipi ve üretim kapasiteleri İşletme Tipi İşletme Adı İşletme Yeri Kafes işletmeleri Şimşir Kafeste Alabalık Üretim Tesisi Nur-1 Kafeste Alabalık Üretim Tesisi Büyük Kafeste Alabalık Üretim Tesisi Özdemir Kafeste Alabalık Üretim Tesisi Gencer -1 Kafeste Alabalık Üretim Tesisi Osmankalfalar Göleti Korkuteli Baraj Gölü Hacıbekar Göleti Korkuteli Baraj Gölü Por. Bal. Üretimi Ton/Yıl Yavru balık üretimi (adet/yıl) Yelten Göleti 50 - Çoban Alabalık Üretim Tesisi Başpınar Köyü 10 - Gencer-2 Alabalık Üretim Tesisi Başpınar Köyü 7,5 - Kara i işletmeleri Değirmenözü Alabalık Üretim Tesisi Başpınar Köyü 10 - Aldemir Alabalık Üretim Tesisi Sülekler Köyü 3 - Nur-2 Alabalık Üretim Tesisi Başpınar Köyü 40 - Nur-3 Alabalık Yavru Üretim Tesisi Yıldırım Alabalık Yavru Üretim Tesisi Hacıoğlu Alabalık Yavru Üretim Tesisi Başpınar Köyü Başpınar Köyü Osmankalfalar Köyü

65 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Korkuteli ilçesindeki incelenen alabalık işletmelerinin %38,46 sı (5 adet) kafeslerde ve %61,54 ü (8 adet) karada üretim yapmaktadır (Şekil 2). 38,46 61,54 Kara işletmeleri Kafes işletmeleri Şekil 2. Alabalık işletmelerinin üretim ortamlarına göre dağılışı (%) İlçede; Korkuteli Baraj Gölü, Yelten, Osmankalfalar ve Hacıbekar göletlerinde 5 adet kafeste alabalık üretimi yapan işletme bulunmaktadır. Kafeste üretim yapan işletmelerin tamamı, üretim yaptıkları su alanını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl Müdürlüğünden kiralamıştır. Kiralama işlemleri tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokole göre yürütülmektedir. Bu protokolün; 4. Maddesinin 2. bendine göre; kafes yetiştiriciliği için kiralanacak alan, minimum su kotundaki göl alanının %3 ünü geçememektedir (Anonim, 2014b). Karadaki işletmelerin %75 i kendilerine ait arazilerde, %25 i ise kiraladıkları arazide üretim yapmaktadır. Kafeslerde üretim yapan işletmelerin tamamı, karadaki işletmelerin ise %62,5 i yavru balık satın alarak Porsiyonluk Alabalık üretimi gerçekleştirir. Karada üretim yapan işletmelerin %37,5 i ise sağım yaparak yavru balık üretmektedir. İşletme çalışanlarının nüfus ve eğitim durumu İşletmelerde, işletme başına düşen çalışan kişi sayısı 1,46 dır. İşletme işgücünün %68,4 ü daimi işçiler, %31,6 sı ise aile işgücünden oluşmaktadır (Şekil 3). 62

66 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), ,6 Daimi işçiler Aile işgücü 68,4 Şekil 3. İşletmelerin işletme içi ve dışı işgücü yapısı (%) İşletmelerde çalışan kişilerin %5,4 ünün 20 yaşın altında, %57,9 unun 20 ile 40 yaş arasında, %15,7 sinin 40 ile 60 yaş arasında ve %21 inin 60 yaş üzerinde oldukları tespit edilmiştir (Şekil 4). 21 5,4 20 yaş altı işçiler 15,7 57, yaş arası işçiler yaş arası işçiler 60 yaş üzeri işçiler Şekil 4. İşletme çalışanlarının yaş grubu dağılımı (%) 63

67 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), İşletmelerde çalışan kişilerin %5,3 ü kadın, %94,7 si erkeklerden oluşmaktadır (Şekil.5). 5,3 kadın erkek 94,7 Şekil 5. İşletme çalışanlarının cinsiyet durumu (%) İşletmede çalışan kişilerin %63,2 sinin ilköğretim, %26,3 ünün ortaöğretim ve %10,5 inin yükseköğrenim mezunu oldukları tespit edilmiştir (Şekil 6). 10,3 26,3 63,2 İlköğretim mezunu işçiler Ortaöğretim mezunu işçiler Yüksek okul mezunu işçiler Şekil 6. İşletme çalışanlarının eğitim durumu (%) 64

68 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), İşletmelerde çalışan kişilerin alabalık üretim sektöründeki deneyimlerinin ise; %63,2 si 10 ve daha az, %31,6 sı 10 ile 20 yıl arası ve %5,2 si 20 yıl üzeri tecrübeye sahip oldukları belirlenmiştir (Şekil 7). 31,6 5,2 63,2 10 yıl altı tecrübeye sahip işçiler yıl arası tecrübeye sahip işçiler 20 yıl üzeri tecrübeye sahip işçiler Şekil 7. İşletme çalışanlarının iş deneyimleri (%) İşletme çalışanlarının sosyal güvenlik durumları incelendiğinde; çalışanların %52 sinin SSK, %48 inin ise Bağ-kur lu olduğu tespit edilmiştir (Şekil 8) SSK'lı olan işçiler Bağ-kur'lu olan işçiler İşletmelerde kullanılan su kaynakları Şekil 8. İşletme çalışanlarının sosyal güvence dağılımı (%) Karada üretim yapan işletmelerde kullanılan suyun büyük bir kısmı Kürdeşe ve Yarıkpınar kaynaklarından sağlanmaktadır (Şekil 9, 10). 65

69 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Yarıkpınar ve Kürdeşe kaynaklarında Ağustos ayında belirlenen en düşük fiziksel ve kimyasal değerler Tablo 4. de verilmiştir. Tablo 4.Yarıkpınar ve Kürdeşe kaynağında Ağustos ayında yapılan fiziksel ve kimyasal ölçümler (En düşük değerler) Yarıkpınar Kaynağı Kürdeşe Kaynağı Su Sıcaklığı ( C) 12 9,2 Çözünmüş Oksijen ( mg/l) 9,5 9,5 ph 7,66 7,8 Elektriksel İletkenlik (μs/cm) (μs/cm) (μs/cm) (μs/cm) Debi (l/sn) Şekil 9. Yarıkpınar Kaynağı (Başpınar Köyü-Korkuteli)( E.Erman, 2015) Şekil 10. Kürdeşe Kaynağı (Başpınar Köyü-Korkuteli)( E.Erman, 2015) 66

70 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Kafeste üretim yapan işletmelerde, kafeslerin bulunduğu suyun derinliği m arasında değişmekle birlikte, ortalama su derinliğinin 19,2 m olduğu belirlenmiştir. Kafes sistemleri ile kara işletmelerinde kullanılan su kaynaklarının ilkbahar ve yaz dönemine ait bazı fiziksel ve kimyasal değerleri Tablo 5. de verilmiştir. Tablo 5. Kafes ve kara işletmelerinde kullanılan sularda ilkbahar ve yaz aylarında yapılan fiziksel ve kimyasal ölçümler (En düşük değerler) Kafes İşletmelerinin Bulunduğu Sular Kara İşletmelerinde Kullanılan Sular İlkbahar Yaz İlkbahar Yaz Su Sıcaklığı ( C) ,6 Çözünmüş Oksijen ( mg/l) 9 8,3 10 9,6 ph 9 7,07 8,73 7,66 Elektriksel İletkenlik (μs/cm) Secchi Diski Derinliği (m) ,9 - - Kara işletmelerinin %62,5 inde su havuzlarda bir defa, %37,5 inde ise birden fazla kullanılmaktadır. Suların havuzlara gelişi; işletmelerin % 50 sinde beton, toprak ya da yan duvarları toprak kanaletler ile olurken, %50 sinde ise PVC borularla (kapalı boru sistemi) gerçekleşmektedir. Kafes işletmelerinin %80 i yaz aylarında su seviyesinde düşme olduğunu ve buna karşı tedbir olarak; ağ derinliğini ve stok miktarlarını azalttıklarını ya da temmuz ayında kafesleri tamamen boşalttıklarını belirtmiştir. Karadaki işletmelerinin yarısında da sulama vb. nedenlerle yaz aylarında su miktarında azalma olduğu, işletmelerin ise önlem olarak artezyen suyunu ek kaynak olarak kullandıkları tespit edilmiştir. Yağışlı havalarda karadaki işletmelerin tamamında 1-3 gün süresince suların bulanık aktığı belirlenmiştir. Kafes işletmelerinin %75 i ise yağışlı havalarda çoğunlukla 3-4 gün olmak üzere suların hafif düzeyde bulanık olduğunu ifade etmiştir. Ancak bu olumsuz koşullara karşı karada ve ağ kafeslerde alabalık üretimi yapan işletmelerin herhangi bir önlem almadıkları tespit edilmiştir. Havuz ve kafeslerin teknik özellikleri Kafes işletmelerinde işletme başına düşen ortalama kafes hacmi 3604,6 m³, kafes sayısı ise 13,2 adet ve stok yoğunluğu 18,5 kg/ m³ tür. Tüm kafes işletmelerinde düğümsüz ağlar kullanılmaktadır. Kafesler kare, dikdörtgen ve daire şeklinde ve %80 i ahşap+profil demir, %20 i ise polyester malzemeden yapılmıştır. İşletmelerin %25 i kafeslerin yüzdürülmesinde strafor (köpük), %75 i ise plastik bidon kullanılmaktadır. Kafeslerin kıyıdan uzaklığı 150 m ile 600 m arasında değişmektedir. Kara işletmelerinde ise, işletme başına ortalama havuz hacmi 604 m³, stok yoğunluğu 23 kg/m³ tür. Bunun %55,68 ini yetiştirme, %21,71 ini yavru bakım-geliştirme, %11,80 ini pazarlama, %3,06 sını kuluçka, %7,75 ini ise damızlık havuzu oluşturmaktadır. İşletme 67

71 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), başına ortalama 26,87 adet havuz düşmekte olup, alan olarak en fazla yetiştirme havuzu bulunmaktadır. Havuzlar genellikle dikdörtgen ve kare şeklindedir (Tablo 6). Havuz Cinsi Polyester Kanal Şeklindeki Ön Büyütme Havuzları Yavru Bakım-Geliştirme Havuzları Tablo 6.Tüm kara işletmelerindeki havuzların özellikleri Sayı Hacim Geometrik Şekli Adet % m³ % , ,06 D.K , ,71 D.K. Yetiştirme Havuzları 46 21, ,68 D.K. Pazarlama Havuzları 17 7, ,80 D.K. Damızlık Havuzları 12 5, ,75 D.K. Toplam D.K. D:Dikdörtgen, K:Kare İncelenen işletmelerin birinde toprak havuzlar bulunmakta olup, geri kalanında havuzların yapımında beton, briket ve tuğla kullanılmıştır. Havuzların günlük bakımı havuz giriş ve çıkışlarının kontrolü ile ölü balıkların toplanmasından oluşur. Bununla birlikte; kültür balıkçılığında ve özellikle alabalık yetiştiriciliğinde balıkların yaşam ortamını oluşturan havuzların, diğer hayvansal üretim dallarında olduğu gibi canlı materyale uyumlu, hijyenik koşulları taşıyan bir yapıda inşa edilmeleri gerekmektedir (Elbek, 1981). Kafes ve karada üretim yapan işletmelerin tamamında hem yaz, hem de kışın kafes ve havuzların temizliğine dikkat edildiği belirlenmiştir. Karadaki işletmelerin % 75 inde havuzların temiz olduğu, buna karşın % 25 inde havuz duvarlarının yosunlu olduğu tespit edilmiştir. Hastalıktan korunmak üzere kafes işletmelerinin tamamı yılda bir kez yaz aylarında kafeslerini boşaltıp, ağlarını yıkadıklarını ifade etmişlerdir. Karadaki havuzların temizliği için ise tüm işletmelerde kireç (510 kg/işletme) kullanıldığı belirlenmiştir. Hastalıktan korunmak için, işletmelerin %75 inde günlük havuz bakımı ile günlük su giriş, çıkış ve debi kontrolünün yapıldığı, günlük ölü balıkların toplandığı ifade edilmiştir. İşletmelerde kullanılan yem ve yem temini Kafes ve havuzlarda üretim yapan işletmelerin tamamında karma yemler kullanılmaktadır. Yemler çoğunlukla Antalya olmak üzere Denizli ve İzmir illerinden temin edilmektedir. Tüm işletmeler yem teminindeki en önemli sorunu, yemin pahalı olması olarak belirtmişlerdir. Balıklara genel olarak günde ortalama 2 kez ve canlı ağırlığın %2 si kadar yemleme yapıldığı belirlenmiştir. Kafes işletmelerinde işletme başına düşen yıllık yem tüketimi ortalama 64,8 ton/yıl, kara işletmelerde ise 14,3 ton/yıl olarak tespit edilmiştir. İşletmelerdeki yavru yeminin ortalama TL/kg, ön büyütme yeminin 5,85-6,40 TL/kg, büyütme yeminin 5-5,5 TL/kg, damızlık yeminin ise 8-8,70 TL/kg olduğu tespit edilmiştir. 68

72 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Kafes işletmelerinin %40 ı, karadaki işletmelerin ise %50 si balıkların hastalıklara karşı direncini arttırmak üzere yeme vitamin kattıklarını ifade etmişlerdir. İşletmelerin üretim özellikleri Kafes işletmelerinin tamamı yavru balık satın alarak üretim yapmaktadır. Bu işletmelerde ortalama üretim miktarı 67 ton/yıl olarak gerçekleşmiştir. Bu işletmelerin %40 ı 50 ton/yılın altında, %40 ı ton/yıl arasında ve %20 si 100ton/yıl üzerinde üretim yapmaktadır (Şekil 11) ton/yıla kadar üretim yapan işletmeler ton/yıl arası üretim yapan işletmeler 100 ton/yıl üzerinde üretim yapan işletmeler Şekil 11. Kafes işletmelerinin üretim kapasiteleri (%) Karada üretim yapan işletmelerin %37,5 i damızlık balıklardan sağım yaparak yavru üretimi, %62,5 i ise yavru balık satın alarak porsiyonluk alabalık üretimi yaptıklarını belirtmişlerdir (Şekil 12). 62,5 37,5 Sağım yaparak yavru balık üreten işletmeler Yavru balık satın alarak üretim yapan işletmeler Şekil 12. Kara işletmelerinin yumurta ve yavru teminine bağlı porsiyonluk balık üretimin durumu (%) 69

73 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Karada porsiyonluk (sofralık) Alabalık üretimi yapan işletmelerde, ortalama üretim miktarı işletme başına 14 ton/yıl olarak gerçekleşmiştir. Kara işletmelerinin %40 ı 10 ton/yıl ın altında, %40 ı ton/yıl arası ve %20 si 30ton/yıl üzerinde üretim yapma kapasitesine sahiptir (Şekil 13) ton/yıla kadar üretim yapan işletmeler ton/yıl arası üretim yapan işletmeler 30 ton/yıl üzerinde üretim yapan işletmeler Şekil 13. Karada porsiyonluk alabalık üretimi yapan işletmelerin üretim kapasiteleri (%) Karada sağım yaparak yavru üreten işletmelerin %66,6 sı adet/yıl ve altında, %33,6 sı adet/yıl ın üzerinde kapasiteye sahiptir (Şekil 14). 33, adet/ yıl ve altı üretim yapan işletmeler 66, adet/ yıl üzerinde üretim yapan işletmeler Şekil 14. Karada sağım yaparak yavru üreten işletmelerin üretim kapasiteleri (%) Sağım yapan işletmeler, yumurta çıkış oranını ortalama %60-80 arasında olduğunu belirtmişlerdir. Kayıpların oluşmasında; yumurta hastalıkları, eleklere fazla sayıda yumurta 70

74 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), konulması, döllenme yöntemlerindeki hatalar ve su kalitesinde meydana gelen olumsuzlukların etkili olduğu tespit edilmiştir. Yavru balıklar bölgedeki işletmelerden satın alınmaktadır. Karadaki işletmelerde yaşları 3-4 arasında değişen işletme başına ortalama 1166 adet damızlık alabalık düştüğü belirlenmiştir. Üretim aşamasında hastalıklara karşı direnci arttırmak için; kafes ve karada üretim yapan işletmelerin %46 sı vitamin desteği sağlamaktadır. Kafes işletmelerinin tamamı hastalıklara karşı aşılama yöntemini kullanmaktadırlar. Bu işletmeler alabalık üretiminde %80 oranında kuşlardan, %60 oranında ise yem temininde sorunlar yaşadıklarını bildirmişlerdir. Karadaki alabalık işletmelerinin tamamı üretimde bilgi yetersizliğinden şikâyet etmektedir. Kafesler ve karada üretim yapan işletmelerin tamamı sorunların çözümü için kendi deneyimlerine göre hareket ettiklerini belirtmişlerdir. Kafeste ve karada üretim yapan işletmelerin tamamı işletmenin kuruluşunda İl-İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine başvurduklarını ifade etmişlerdir. Tüm işletmeler içerisinde sadece kafeste üretim yapan işletmelerin birinin işletmenin kuruluş aşamasında yatırım kredisi kullandığı (T.C. Ziraat Bankası), buna karşın hiçbir işletmenin üretim aşamasında işletme kredisi kullanmadığı tespit edilmiştir. İşletmelere göre, kredi teminindeki en önemli sorunlar; kredi faizlerinin yüksek ve teminat göstermenin zor olması olarak belirlenmiştir. İşletmelerde pazarlama Kafes işletmelerinin %80 i ürünlerini işletmede toptan, %20 si ise perakende, kara işletmelerinin ise tamamı ürettikleri balıkları işletmede toptan olarak satmaktadır. Korkuteli ilçesindeki bütün işletmelerin tamamında ortalama 250 g ağırlığındaki balıklar, 8-10 TL/kg olarak satışa sunulmaktadır. Yavru üreten işletmeler ise; ortalama g ağırlığındaki yavruları 0,20-0,30 TL/adet olarak pazarlamaktadır. Bazı işletmelerin azda olsa 250 g ın üzerinde balık satışı yaptığı gözlemlenmiştir. Kafeste ve karada üretim yapan işletmelerin tamamı pazarlama aşamasında balık satış fiyatlarının düşük olmasını sorun olarak gördüklerini belirtmişlerdir. Alabalık üretimi ve pazarlama aşamasında karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik olarak üreticilerin tamamı örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu, örgütlenmenin daha çok pazarlama konusunda etkin olması gerektiğini, İlde 1 adet yetiştirici birliğinin bulunduğunu ancak birlikten yeterli derecede yararlanamadıklarını bildirmişlerdir. TARTIŞMA ve SONUÇ İncelenen alabalık işletmelerinde çalışanların sayısı ve işgücüne katılım oranları, yaşları, eğitim durumları ve alabalık üretim sektöründeki deneyimlerine ilişkin bulgularımız, Samsun ilindeki Alabalık işletmeleri çalışanları ile karşılaştırıldığında (Aydın ve Sayılı, 2009); kafes işletmelerinde işletme yöneticisinin ortalama 42,95 yıl, daimi işçilerin 27,65 yıl, geçici işçilerin 26,50 yıl, tüm çalışanlar itibariyle 34,59 yıl; karadaki işletmelerde işletme yöneticisinin ortalama 47,50 yıl, daimi işçilerin 33,50 yıl, geçici işçilerin 27,67 yıl ve tüm çalışanların itibariyle ise 38,62 yıl yaş ortalamasına sahip oldukları, tüm işletmelerdeki kişilerin çoğunlukla ilkokul ve lise mezunu olduğu, karadaki işletmelerde ise az da olsa üniversite mezunu olan işletme sahibi ve daimi işçilerin bulunması ile uyumlu, işletme sahiplerinin 7-10 yıl, daimi ve geçici işçilerin ise 2-3,5 yıllık iş deneyimine sahip 71

75 72 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), olmaları yönüyle farklılık göstermiştir. İş deneyimi açısından Korkuteli İlçesindeki Alabalık işletmelerinde çalışan işçilerin daha deneyimli olduğu tespit edilmiştir. İşletmelerde Su Ürünleri konusunda lisans veya önlisans düzeyinde eğitimli kişilerin istihdam edilmediği belirlenmiştir. İlçedeki su kaynaklarının verimli kullanımı ve üretimin arttırılması için sektördeki bu eksikliğin giderilerek, başta Su Ürünleri Mühendisleri olmak üzere, diğer ilgili fakülte ve bölüm mezunlarının bu işletmelerde istihdam edilmeleri teşvik edilmeli ve öncelik verilmelidir. Korkuteli ilçesindeki karada üretim yapan işletmelerin büyük bir kısmının Yarıkpınar ve Kürdeşe kaynaklarının suyunu kullandıkları belirlenmiştir. Bu kaynakların ilkbahar ve yaz aylarında ölçülen bazı fiziko-kimyasal özelliklerinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2015) nın alabalık yetiştiriciliği için öngördüğü sudaki en uygun sıcaklık (12-16 C), oksijen (9,2-11,5 mg/l) ve ph (6,5-8) değerleri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır (Anonim, 2015c). Bu işletmelerinin yarısında suyun havuzlara kapalı sistemde getirilmesi balıkların hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Ayrıca bu sistem iklim, toprak geçirgenliği vb. nedenlerle yaşanabilecek su kayıplarının önüne geçerek su kaynaklarımızın daha verimli kullanılmasını sağlamaktadır. Kapalı sistem ile su almayan işletmeler belirtilen risk faktörlerine karşı daha açık durumdadır. Günümüzde suyun daha verimli kullanımı ve belirtilen risklerin en aza indirilmesi için bu tür işletmelerin projeleri gözden geçirilmeli ve gerekli düzenlemelerin yapılması için ilgili bakanlıkça özendirilmelidir. Korkuteli ilçesindeki kafeslerde ortalama üretim miktarı işletme başına 67 ton/yıl olarak gerçekleşmiştir. İşletme başına düşen ortalama kafes hacmi 3604,6 m³ kafes sayısı ise 13,2 adettir. Kara işletmelerinde ortalama üretim işletme başına 14 ton, havuz hacmi ise 604 m³ olup, yetiştirme havuzlarının oranı %55.68 dir. Aynı konuda Samsun ilinde yapılan bir araştırmada, üretimin karadaki işletmelere göre kafeslerde çok yüksek olduğu, kafeslerde işletme başına ortalama 42,43 ton/yıl alabalık üretildiği ifade edilmiştir (Aydın ve Sayılı, 2009). İlçede toplam yavru üretim kapasitesi adet/yıl, yavru çıkış oranı ortalaması ise %60-80 arasındadır. Yavru üretimindeki kayıpların yumurta hastalıkları, deneyim eksikliği ve su kalitesindeki olumsuzluklardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bulgularımıza göre; yavru çıkış oranı Samsun ilindeki işletmelerin ortalama yavru çıkış oranından (%62,67) daha yüksektir (Aydın ve Sayılı, 2009). Kafeste ve karada alabalık üreten işletmelerin işletme masrafları içerisinde en büyük payı yem giderleri almaktadır. Yem maliyetinin düşürülmesi için vergilerin azaltılması, yem giderlerinin bir kısmının ilgili Bakanlıklar tarafından karşılanması gibi bazı tedbirlerin alınması üretime olumlu katkı sağlayacaktır. Karadaki işletmelerin tamamı üretimde bilgi yetersizliğinden şikâyet etmekte ve üretimde karşılaşılan sorunların çözümünde kendi tecrübelerine göre hareket ettiklerini belirtmişlerdir. Bu nedenle sektör çalışanlarının mesleki ve teknik bilgisinin arttırılması için ilgili kurum ve kuruluşlarca eğitim çalışmalarına ağırlık verilmelidir. İşletmelerin kredi teminindeki sorunların başında, faizlerin yüksek ve teminat göstermenin zor olması gelmektedir. İşletmelerde kapasite kullanım durumu düşük olup, bunu artırmaya yönelik tedbir ve teşvikler uygulanmalıdır. Özellikle işletme ve yatırım kredilerinin miktarlarının artırılması, faiz oranlarının düşürülmesi ve teminat göstermede işlemlerin azaltılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Kafes işletmelerinin %80 i ürünlerini işletmede toptan, %20 si ise perakende, kara işletmeleri ise tamamını işletmede toptan olarak satmaktadır. Bu konuda Samsun ilinde

76 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), yapılan bir çalışmada, kafes işletmelerindeki Alabalık satışlarının; %28,7 inin perakende, %71,43 ünün ise toptan, havuzlardaki satışların ise %86 sının perakende, %14 ünün toptan yapıldığını belirlenmiştir (Aydın ve Sayılı, 2009). Bulgularımızdaki bu farklılık Korkuteli ilçesindeki üretimin yerleşim yerlerinden uzak olması ve pazarlamanın daha çok turizmin yoğunlaştığı sahil bölgelerine toptan olarak yapılmasından kaynaklanmaktadır. Korkuteli nde kırsal turizmin gelişiminin ve yaz aylarında meydana gelen nüfus artışının üretilen alabalığın yerinde pazarlanmasına katkı sağlayacağı, bu sayede de alabalık üretiminden sağlanan gelirin artacağı düşünülmektedir. İlçedeki üreticiler, Antalya da bulunan Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği ne üye olduklarını, ancak birlikten yeterince yararlanamadıklarını, özellikle birliğin pazarlama aşamasında kendilerine destek olacak bir yapıya kavuşmasını beklediklerini bildirmişlerdir. Bu nedenle ifade edilen sorunların ve dağınıklığın önlenebilmesi için kooperatif, birlik ve üst kuruluşların güçlendirilmesi, desteklenmesi ve karar mekanizmalarına aktif katılımlarının sağlanmasının bölgedeki üretimi arttıracağı düşünülmektedir. Ayrıca, alabalığın sadece taze değil, işlenerek de tüketime sunulabilmesi için işleme ve değerlendirme tesislerinin sayısının arttırılması amacıyla ilgili bakanlıklarca destek ve teşviklerin uygulanması gerekmektedir. Sonuç olarak; sektör temsilcileri, akademisyenler ve araştırma kuruluşları ile birlikte ilgili kamu kurumları arasında eşgüdümün sağlanarak sorunların en aza indirilmesiyle, alabalık üretimi ve elde edilen gelirin artacağı ve bu sayede Ülkemiz su ürünleri sektörünün gelişimine daha fazla katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Alıntılama Erman E., Küçük F Korkuteli (Antalya) deki Alabalık İşletmelerinin Yapısal Analizi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 12(1), KAYNAKLAR Anonim, 2014a.-TUİK-Su ürünleri istatistikleri-erişim tarihi: Anonim, 2014b. Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü projeli su ürünleri yetiştiricilik işletmelerine ait kayıtlar Anonim, 2015a. TUİK Adrese dayalı nüfus kayıt istatistikleri. Erişim tarihi: Anonim, 2015b. DSİ 13. Bölge Müdürlüğü İşletmede ve inşaat halinde olan baraj gölü ve göletlere ait yapısal özellikler. Erişim tarihi: Anonim, 2015c. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Alabalık yetiştiriciliği su kalite kriterleri. Erişim tarihi: http / /BSGM /belgeler Aydın, A ve Sayılı M., Samsun İlinde Alabalık İşletmelerinin Yapısal ve Ekonomik Analizi. GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2009, 26(2), Çoşkun, F., Gültek, A., Patrona, K., Gür, A., (2011). Su ürünleri Yetiştiriciliği Sektör Raporu, Ankara. Dean, L.M Nutrition and preparation. p In R.E. Martin, G.J. Flick (eds.), The seafood industry. Chap.16. Published Van Nostrand Rainhold, New York. Elbek, A.G., Ege Bölgesinde Tatlısu Ürünleri Üreten İşletmelerin Yapısal ve Ekonomik Analizi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Ekonomisi ve İşletmeciliği Bölümü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir. Gorga, C Quality assurance of seafood. An avi Book Published by Van Nostrand Reinhold New York. 73

77 Erman ve Küçük 2016 ESUFD 12(1), Karagölge C, Peker K, Tarım ekonomisi araştırmalarında tabakalı örnekleme yönteminin kullanılması. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 33, Love, R.M Basic facts about fish. p In A. Aitken, I.M. Mackie, J.H. Merritt & M.L. Windsor (eds.), Fish handling & Processing. Chap 2. Ministry of Agriculture, Fisheries & Food. Torry Research Station, Edinburgh. Pigott, G.M., B.W. Tucker Seafood effects of technology on nutrition. Marcel Dekker, Inc. New York. 74

78 Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):75-85 (2016) Antalya İli Su Ürünleri Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi* Merve ARSLAN 1 **, Levent İZCİ 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, Isparta Geliş : Kabul : ** Sorumlu Yazar: arslanmerve12@gmail.com Basılı ISSN: E. Dergi ISSN: Özet Bu araştırmada, Antalya ili su ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Eylül 2014 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapılan çalışmada, önceden belirlenen sorular, tesadüfi olarak belirlenen bireylere soru cevap şeklinde uygulanmıştır. Anket, tesadüfi olarak seçilen 663 ü kadın ve 702 si erkek olmak üzere 1365 bireye uygulanmıştır. Ankete katılan bireyler arasında (%29,15) yaş grubu en fazla oranda tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin meslek grupları içerisinde %25,42 en fazla oranla serbest meslekle uğraştıklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların %34,72 sinin üniversite, %31,72 sinin ilkokul, %23,08 inin lise ve %10,48 inin ortaokul mezunu olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %43,67 sinin iki haftada bir gün su ürünleri tükettiği ve %80,0 ninin taze ürünleri tercih ettiği görülmüştür. Ankete katılan bireylerin %46,96 sı ekonomik ve pratik olduğu için tavuğu tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Bunu %36,12 lik bir oranla kırmızı et ve %16,92 ile balık eti izlemiştir. Araştırmamızda su ürünleri tüketimini olumsuz etkileyen faktörlerin başında tüketim alışkanlığının olmaması (%43,45) katılımcılar tarafından belirtilmiştir. Anahtar kelimeler: Su ürünleri, Tüketim alışkanlığı, Anket, Antalya The Determination Of Habit Of Seafood Consumption Of The Antalya Province Abstract: In this research, it was aimed to determine habits of seafood consumption in the Antalya province. In the research between September 2014-August 2015, predetermined questions were applied to randomly determined people as question-answer. The survey was applied to totally 1365 randomly selected people, 663 women and 702 men. People who took the survey were mostly in the age range of (29.15%) % of the participants of survey were self-employed between all occupational groups % of the participants were graduated from a university, 31.72% of the participants were graduated from a primary school, 23.08% of the participants were graduated from a high school and 10.48% of the participants were graduated from secondary school % of the participants consumed a seafood 1 day in 2 weeks and 80% of them preferred fresh seafood % of the participants stated that they prefer chicken meat because of economic and pratic and 36.12% meat and 16.92% fish meat. In the research it was stated by the participants that the first factor affecting seafood consumption negatively was the lack of consumption habit (43.45%). Keywords: Seafood, Habit of Consumption, Survey, Antalya *Bu çalışma, yüksek lisans tezinden özetlenmiştir. GİRİŞ Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte toplumların karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri dengeli ve yeterli beslenmedir. Su ürünleri gerek besinsel kalitesi gerekse de sindiriminin kolay olması bakımından her yaş grubuna hitap eden önemli besin kaynakları içerisinde yer almaktadır. Su ürünlerinin taze ve işlenmiş olarak tüketiminin alışkanlık haline getirilerek artırılması bu açıdan önemlidir. 75

79 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Su ürünlerinin insan beslenmesindeki yeri oldukça eski yıllara dayanmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla su ürünlerinin önemi daha anlaşılır olmuştur. Dünyada karşılaşılan ölümlerin başında kalp damar hastalıkları, kolestrol ve şeker gelmektedir. Balık etinin etkileri yıllardır araştırılmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Dekosaheksaenoik asit (DHA) ve Eikosapentaenoik asit (EPA) su ürünleri etlerinde bulunan iki önemli yağ asididir. Bu yağ asitlerinin insan sağlığı açısından önemli biyokimyasal ve fizyolojik işlevleri olduğu belirtilmektedir (Turan vd., 2006). Su ürünleri etleri doğada çok rastlanan aminoasitleri bulundurmalarının yanında valin, lösin, izolösin, lizin, treonin, sistin, sistein, metionin, fenilalanin gibi esansiyel karakterdeki aminoasitleri de bünyelerinde bulundururlar (Gülyavuz ve Ünlüsayın, 1999). Su ürünleri mineral maddelerce zengin kaynaklardır (Atar ve Alçiçek, 2009). Su ürünlerinde vitamin düzeyi balık türüne göre değişmekle birlikte suda çözünen B ve C vitaminleri karasal hayvanlarla benzer olup yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerini genellikle daha fazla içerirler. (Turan vd., 2006). Orhan ve Yüksel (2010) Burdur ilinde, Olgunoğlu vd. (2014) Adıyaman ilinde, Hatırlı vd. (2004) Isparta ilinde, Adıgüzel vd. (2009) Tokat ili Almus ilçesinde, Erdal ve Esengün (2008) Tokat ilinde, Şen vd. (2008) Elazığ ilinde, Çolakoğlu vd. (2006) Çanakkale ilinde, Aydın ve Karadurmuş (2013) Trabzon ve Giresun illerinde, Yüksel vd. (2011) Tunceli ilinde ve Balık vd. (2013) Ordu ilinin Fatsa ve Aybastı ilçelerinde su ürünlerinin tüketimine ilişkin anket çalışması yapmışlardır. Su ürünleri tüketiminin günümüzde sağlık açısından önemli olduğu bilinmektedir. Ayrıca su ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi gerek il gerekse ülke düzeyinde sektörel anlamda olumlu katkılar sağlaması bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmada, tesadüfi örnekleme ile katılımcılara birebir soru-cevap biçiminde anket yapılarak Antalya ili su ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. MATERYAL ve YÖNTEM Bu çalışmada, Antalya ilinde yaşayanların su ürünleri tüketim alışkanlıklarının belirlenmesi amacıyla Eylül 2014 Ağustos 2015 tarihleri arasında bir yıllık süreyi kapsayan bir anket araştırması yapılmıştır. Anket, tesadüfi olarak seçilen 663 ü kadın ve 702 si erkek olmak üzere toplam 1365 bireye uygulanmıştır. Anket, katılan bireylere birebir soru-cevap şeklinde uygulanarak gerçekleştirilmiştir. BULGULAR Ankete katılan bireylerin %48,57 si kadın ve %51,43 ü erkek olarak tespit edilmiştir (Şekil 1). Şekil 1. Katılımcıların cinsiyet dağılımları 76

80 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Yaş grupları, 21-30, 31-40, 41-50, 51-60, ve olarak belirlenmiştir. Ankete katılan bireylerin yaş dağılımlarına bakıldığında katılımcının en fazla olduğu yaş grubunun yaş grubu olduğu tespit edilmiştir. Bunu %24,54 ile yaş grubu izlemiştir. En az katılımcının olduğu yaş grubu ise yaş grubu olarak saptanmıştır (Şekil 2). Şekil 2. Katılımcıların yaş dağılımları Yaş grubu ve cinsiyete göre tüketimde tercih edilen su ürünlerine bakıldığında erkeklerin her yaş grubunda tükettiği su ürünleri hamsi ve çipura olarak belirlenmiştir. Karagöz (31-40 yaş grubu), lahos (31-40 yaş grubu), orkinos (31-40 yaş grubu), mırmır (41-50 yaş grubu), sardalya (41-50 yaş grubu), lokum balığı (31-40 yaş grubu), sazan (21-30 yaş grubu) ise sadece tek bir yaş grubunda tüketildiği saptanmıştır. Kadınlarda ise her yaş grubunda tüketilen su ürünleri palamut ve istavrit olmuştur. Mercan (41-50 yaş grubu), çinekop (31-40 yaş grubu), siraz (41-50 yaş grubu), mezgit (51-60 yaş grubu), kupes (31-40 yaş grubu) ise sadece tek bir yaş grubunda tüketilmiştir. Araştırmaya katılan bireyler mesleklerine ilişkin yöneltilen soruya %25,42 si serbest meslek cevabını vermişlerdir. Katılımcının en az olduğu meslek grubu ise %8,72 ile öğretmenlik olmuştur (Şekil 3). Şekil 3. Katılımcıların meslek dağılımları Ankete katılanların eğitim durumları incelendiğinde %34,72 sinin üniversite mezunu olduğu görülmüş, bunu %31,72 ilkokul, %23,08 lise ve %10,48 ortaokul mezunları izlemiştir (Şekil 4). 77

81 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Şekil 4. Katılımcıların eğitim durumları Katılımcıların ailede yaşayan birey sayıları incelendiğinde 4 kişilik ailelerin %49,82 lik bir oranla çoğunlukta olduğu tespit edilmiştir (Şekil 5). Şekil 5. Katılımcıların ailede yaşayan kişi dağılımları Ankete katılan bireylerin su ürünleri tüketimini önemli ölçüde etkileyen faktörlerden biri olan gelir düzeyi dikkate alındığında katılımcıların büyük çoğunluğunun TL (%35,09) ve TL (%34,36) düzeyde aylık gelire sahip oldukları tespit edilmiştir (Şekil 6). Şekil 6. Katılımcıların gelir düzeyleri 78

82 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Ankete katılan bireylerin su ürünleri tüketim sıklığının belirlenmesine yönelik soru yöneltildiğinde %43,67 lik çoğunlukla iki haftada bir gün su ürünleri tükettikleri saptanmıştır (Şekil 7). Şekil 7. Katılımcıların haftada tükettiği su ürünleri miktarı dağılımları Katılımcıların çoğunluğunun su ürünlerini tüketim şeklinin %37,80 oranla tavada pişirme yöntemi olduğu, %8,94 ile tava+buğulamanın ise en az tercih edilen tüketim şekli olduğu belirlenmiştir (Şekil 8). Şekil 8. Katılımcıların su ürünleri tüketim şekilleri Çalışmada, bireylerin %80,0 i su ürünlerini taze olarak temin ederek tükettiği tespit edilmiştir (Şekil 9). Şekil 9. Katılımcıların su ürünlerini tercih etme şekli 79

83 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Ankete katılan bireylerin %46,96 sı ekonomik ve pratik olduğu için tavuğu tercih etmiştir (Şekil 10). Şekil 10. Katılımcıların en çok tercih ettiği et türü Katılımcıların su ürünlerini genellikle nereden aldıkları sorulduğunda %41,47 si market cevabını vermiştir (Şekil 11). Şekil 11. Katılımcıların su ürünlerini aldıkları yerler Ankete katılan bireyler %72,82 lik bir oranla su ürünleri tüketiminde fiyatın önemli olduğunu belirtmişlerdir (Şekil 12). Şekil 12. Su ürünleri tüketirken fiyatın önemli olup olmadığı sorusuna verilen cevaplar 80

84 Arslan ve İzci 2016 ESUFD 12(1), Çalışmamızda, katılımcılara su ürünlerinin beslenmedeki önemi hakkında bilgileri olup olmadığı sorulmuş ve büyük çoğunlukla evet (%96,85) cevabı (vitaminler açısından zengin, protein bakımından zengin, omega-3 ve omega-6 kaynağı) alınmıştır (Şekil 13). Şekil 13. Su ürünlerinin beslenmedeki önemi hakkında bilginiz var mı? sorusuna verilen cevaplar Ayrıca, ankete katılan bireylere Su ürünlerinin tercih edilmemesinin sebebi sizce nedir? sorusu yöneltildiğinde, katılımcıların %43,45 i tüketim alışkanlığı olmaması sebebiyle tercih etmedikleri cevabını vermişlerdir. Bunu %35,09 ile fiyatının yüksek olması nedeniyle tercih edilmediği cevabı izlemiştir (Şekil 14). Şekil 14. Su ürünlerinin tercih edilmemesinin sebebi sizce nedir? sorusuna alınan cevaplar TARTIŞMA ve SONUÇ Tüketici tercihlerini belirlemek için anketler önemli bir bilgi toplama kaynağıdır. Bu çalışmada da Antalya ili su ürünleri tüketim alışkanlıkları anket sorularıyla belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma, Eylül 2014 Ağustos 2015 tarihleri arasında tesadüfi olarak seçilen toplam 1365 birey ile gerçekleştirilmiştir. Ankete 663 ü kadın (%48,57) ve 702 si erkek (%51,43) birey katılmıştır (Şekil 1). Olgunoğlu vd. (2014) nin Adıyaman ilinde, Balık vd. (2013) nin Ordu ilinin Fatsa ve Aybastı ilçelerinde, Yüksel vd. (2011) nin Tunceli ilinde, Aydın ve Karadurmuş (2013) tarafından Giresun ve Trabzon illerinde, Çolakoğlu vd. (2006) nin Çanakkale ilinde, Erdal ve Esengün (2008) tarafından Tokat ilinde, Orhan ve Yüksel (2010) tarafından Burdur 81

Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi

Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 12(1):1-10 (2016) http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/esufd/ Finike (Antalya) Körfezi nde Dip Paraketasındaki Farklı İğnelerin Av Verimi Bülent ÇELİKÖZ 1, Mete KUŞAT

Detaylı

Journal of FisheriesSciences.com

Journal of FisheriesSciences.com 8(3): 186-193 (2014) DOI: 10.3153/jfscom.201423 Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN 1307-234X 2014 www.fisheriessciences.com ORIGINAL ARTICLE/ORİJİNAL ÇALIŞMA FULL PAPER TAM MAKALE FİNİKE KÖRFEZİ NDE

Detaylı

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÖZET Gülnaz ÖZCAN*, Süleyman BALIK EGE ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ TEMEL BİLİMLER BÖLÜMÜ *gulnazozcan@yahoo.com Bu

Detaylı

Rombik ve Altıgen Gözlü Kerevit Pinterlerinin Avın Verimliliği ve Eşey Kompozisyonu Üzerine Etkileri

Rombik ve Altıgen Gözlü Kerevit Pinterlerinin Avın Verimliliği ve Eşey Kompozisyonu Üzerine Etkileri ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Rombik ve Altıgen Gözlü Kerevit Pinterlerinin Avın Verimliliği ve Eşey Kompozisyonu Üzerine Etkileri Mustafa ATEŞ*, Önder AKSU* Özet Bu çalışmada,

Detaylı

Demirköprü Baraj Gölü (Manisa) Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nun Bazı Büyüme ve Morfometrik Özelliklerinin Belirlenmesi

Demirköprü Baraj Gölü (Manisa) Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nun Bazı Büyüme ve Morfometrik Özelliklerinin Belirlenmesi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2005 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2005 Cilt/Volume 22, Sayı/Issue (12): 83 89 Ege University Press ISSN 1300 1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Demirköprü Baraj Gölü

Detaylı

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X 6(4): 271-281 (2012) DOI: 10.3153/jfscom.akdeniz001 Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN 1307-234X 2012 www.fisheriessciences.com RESEARCH ARTICLE ARAŞTIRMA MAKALESİ KEBAN BARAJ GÖLÜ KEREVİTLERİNİN

Detaylı

Fatma AYDIN*, Fahrettin YÜKSEL**

Fatma AYDIN*, Fahrettin YÜKSEL** ISSN: 2148-0273 Cilt 1, Sayı 2, 2013 / Vol. 1, Issue 2, 2013 Farklı Donam Faktörlerine Göre Donatılmış Galsama Ağları ile Yakalanan Luciobarbus mystaceus (Pallas, 1814) Bireylerinde Total Boy ile Vücut

Detaylı

ARAŞTIRMA MAKALESİ /RESEARCH ARTICLE

ARAŞTIRMA MAKALESİ /RESEARCH ARTICLE ANADOLU ÜNİVERSİTESİ BİLİM VE TEKNOLOJİ DERGİSİ ANADOLU UNIVERSITY JOURNAL OF SCIENCE AND TECHNOLOGY Cilt/Vol.:7-Sayı/No: 2 : 405-411 (2006) ARAŞTIRMA MAKALESİ /RESEARCH ARTICLE FARKLI BÜYÜKLÜKTE KANCA

Detaylı

Aktaş Gölü (Ardahan, Türkiye) kerevitlerinin (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) ağırlık uzunluk ilişkisi ve et verimi

Aktaş Gölü (Ardahan, Türkiye) kerevitlerinin (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) ağırlık uzunluk ilişkisi ve et verimi Araştırma Makalesi BAUN Fen Bil. Enst. Dergisi, XX(X), 1-13, (2017) DOI: 10.25092/baunfbed.346123 J. BAUN Inst. Sci. Technol., XX(X), 1-13, (2017) Aktaş Gölü (Ardahan, Türkiye) kerevitlerinin (Astacus

Detaylı

Terkos Gölü Kerevitleri (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nin Bazı Morfolojik Özellikleri

Terkos Gölü Kerevitleri (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nin Bazı Morfolojik Özellikleri E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Sayı/Issue (1-2): 163 167 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Araştırma Notu / Research

Detaylı

Kavaklı Göleti (Edirne-Meriç) Kerevitleri Astacus Leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un Bazi Morfolojik Özellikleri İle Büyüme Parametreleri

Kavaklı Göleti (Edirne-Meriç) Kerevitleri Astacus Leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un Bazi Morfolojik Özellikleri İle Büyüme Parametreleri Biyoloji Bilimleri Araştırma Dergisi 1 (1): 37-42, 2008 ISSN:0000-0000, www.nobel.gen.tr Kavaklı Göleti (Edirne-Meriç) Kerevitleri Astacus Leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un Bazi Morfolojik Özellikleri

Detaylı

M. KUŞAT, H.U. KOCA, L. İZCİ. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Eğirdir, ISPARTA

M. KUŞAT, H.U. KOCA, L. İZCİ. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Eğirdir, ISPARTA Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 1-1 (26), 61-65 Eğirdir Gölü nde Avlanan Gümüşi Havuz Balığı Carassius auratus (Bloch, 1782) nın Balıkçılık Biyolojisi Yönünden Bazı Özelliklerinin

Detaylı

Manyas Gölü (Balıkesir) Tatlısu İstakozunun (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) Bazı Büyüme ve Morfometrik Özelliklerinin Belirlenmesi

Manyas Gölü (Balıkesir) Tatlısu İstakozunun (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) Bazı Büyüme ve Morfometrik Özelliklerinin Belirlenmesi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Sayı/Issue (1-2): 83 91 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Manyas Gölü (Balıkesir)

Detaylı

Gaga Gölü (Ordu, Türkiye) nden Yakalanan Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nda Ağırlık-Uzunluk İlişkisi ve Et Verimi

Gaga Gölü (Ordu, Türkiye) nden Yakalanan Tatlısu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nda Ağırlık-Uzunluk İlişkisi ve Et Verimi Su Ürünleri Dergisi (2011) ISSN 1300 1590 Ege J Fish Aqua Sci 28(3): 7580 (2011) http://www.egejfas.org Araştırma Makalesi / Research Article Gaga Gölü (Ordu, Türkiye) nden Yakalanan Tatlısu Istakozu (Astacus

Detaylı

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN ÖZEL EGE L SES BAZI ISKARTA BALIKLARIN (Isparoz, Hani) ETLER NDEN ALTERNAT F GÜBRE YAPIMI VE UYGULANAB L RL HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN

Detaylı

APOLYONT GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TATLISU İSTAKOZUNUN (ASTACUS LEPTODACTYLUS ESCHSCHOLTZ, 1823) BOY-AĞIRLIK İLİŞKİSİ VE ET VERİMİ

APOLYONT GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TATLISU İSTAKOZUNUN (ASTACUS LEPTODACTYLUS ESCHSCHOLTZ, 1823) BOY-AĞIRLIK İLİŞKİSİ VE ET VERİMİ 3(2): 86-99 (2009) DOI: 10.3153/jfscom.2009012 Journal of FisheriesSciences.com ISSN 1307-234X 2009 www.fisheriessciences.com RESEARCH ARTICLE ARAŞTIRMA MAKALESİ APOLYONT GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TATLISU İSTAKOZUNUN

Detaylı

ISSN: Cilt 3, Sayı 2, 2015 Vol. 3, Issue 2, 2015

ISSN: Cilt 3, Sayı 2, 2015 Vol. 3, Issue 2, 2015 ISSN: 2148-0273 Cilt 3, Sayı 2, 2015 Vol. 3, Issue 2, 2015 KEREVİT (Astacus leptodactylus ESCH., 1823) AVCILIĞINDA KULLANILAN İKİ FARKLI AĞ MATERYALİ KALINLIĞINA (210D/6 PA VE 210D/21 PA) SAHİP PİNTERLERİN

Detaylı

Mamasın Baraj Gölü (Aksaray-Türkiye) Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nun Boy-Ağırlık İlişkisi ve Et Verimi

Mamasın Baraj Gölü (Aksaray-Türkiye) Tatlısu İstakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) nun Boy-Ağırlık İlişkisi ve Et Verimi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Sayı/Issue (1-2): 21 25 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Mamasın Baraj Gölü (Aksaray-Türkiye)

Detaylı

Özden BARIM Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, 23119, Elazığ obarim@firat.edu.tr

Özden BARIM Fırat Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, 23119, Elazığ obarim@firat.edu.tr Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi Science and Eng. J of Fırat Univ. 19 (3), 301-307, 2007 19 (3), 301-307, 2007 Keban Baraj Gölü, Çemişgezek Bölgesi Tatlı Su İstakozu, Astacus leptodactylus Eschscholtz,

Detaylı

F. Ü. Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 17 (2), , 2005

F. Ü. Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 17 (2), , 2005 F. Ü. Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 17 (2), 412-423, 2005 Özet Eğirdir, İznik Gölleri ve Hirfanlı Baraj Gölünden Avlanan Tatlı Su İstakozu Astacus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) un Morfometrik

Detaylı

19 (2), , (2), , 2007

19 (2), , (2), , 2007 Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi Science and Eng. J of Fırat Univ. 9 (2), 5-9, 27 9 (2), 5-9, 27 Farklı Göz Genişliğinde Monofilament ve Multifilament Solungaç Ağlarının Barbun Balığı (Mullus barbatus

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Ünvanı : Yard. Doç. Dr. Adı Soyadı : Cenkmen R. BEĞBURS Doğum Tarihi : 1967 Doğum Yeri : Yabancı Dil : İngilizce Uzmanlık alanı : Avlama Teknolojisi E-posta : begburs@akdeniz.edu.tr

Detaylı

İskenderun Körfezi nde Kullanılan Paraketa Takımlarında Yem Çeşidi ve İğne Büyüklüğünün Tür Seçimine Etkisi

İskenderun Körfezi nde Kullanılan Paraketa Takımlarında Yem Çeşidi ve İğne Büyüklüğünün Tür Seçimine Etkisi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2004 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2004 Cilt/Volume 21, Sayı/Issue (1-2): 73 77 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ İskenderun Körfezi nde

Detaylı

ALTINKAYA BARAJ GÖLÜ (SAMSUN) NDEKİ Silurus glanis L., 1758 POPULASYONUNDA YAŞ-BOY, YAŞ-AĞIRLIK VE BOY-AĞIRLIK İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

ALTINKAYA BARAJ GÖLÜ (SAMSUN) NDEKİ Silurus glanis L., 1758 POPULASYONUNDA YAŞ-BOY, YAŞ-AĞIRLIK VE BOY-AĞIRLIK İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ALTINKAYA BARAJ GÖLÜ (SAMSUN) NDEKİ Silurus glanis L., 1758 POPULASYONUNDA YAŞ-BOY, YAŞ-AĞIRLIK VE BOY-AĞIRLIK İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Savaş YILMAZ *, Mahmut YILMAZ **, Nazmi POLAT * *Ondokuz

Detaylı

C.B.Ü. Fen Bilimleri Dergisi ISSN C.B.U. Journal of Science 5.1 (2009) (2009) 19 26

C.B.Ü. Fen Bilimleri Dergisi ISSN C.B.U. Journal of Science 5.1 (2009) (2009) 19 26 Dip Trolü ile Farklı Av Sahalarından Avlanan Karagöz İstavrit (Trachurus trachurus, L.) ve Lüfer (Pomatomus saltatrix, L.) Balıklarının Av Verimi ve Boy Kompozisyonlarının Karşılaştırılması C.B.Ü. Fen

Detaylı

Anaç Olarak Kullanılacak Sparidae Familyasına Ait Bazı Türlerin Pareketa İle Avlanma Olanakları ve Av Sonrası Ölüm Oranı

Anaç Olarak Kullanılacak Sparidae Familyasına Ait Bazı Türlerin Pareketa İle Avlanma Olanakları ve Av Sonrası Ölüm Oranı E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2001 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2001 Cilt/Volume 18, Sayı/Issue (1-2): 47-53 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Anaç Olarak Kullanılacak

Detaylı

DİP TROLÜ İLE İKİ FARKLI DERİNLİKTE AVLANAN MEZGİT (Gadus merlangus euxinus N. 1840) BALIĞININ AV VERİMİ VE BOY KOMPOZİSYONUNUN DEĞİŞİMİ

DİP TROLÜ İLE İKİ FARKLI DERİNLİKTE AVLANAN MEZGİT (Gadus merlangus euxinus N. 1840) BALIĞININ AV VERİMİ VE BOY KOMPOZİSYONUNUN DEĞİŞİMİ DİP TROLÜ İLE İKİ FARKLI DERİNLİKTE AVLANAN MEZGİT (Gadus merlangus euxinus N. 1840) BALIĞININ AV VERİMİ VE BOY KOMPOZİSYONUNUN DEĞİŞİMİ ÖZET Yakup ERDEM 1, Süleyman ÖZDEMİR 2, Ercan ERDEM 1, Zekiye BİRİNCİ

Detaylı

Length-Weight and Length-Length Relationships of Common Carp (Cyprinus carpio L., 1758) Inhabiting Inland Waters of Samsun Province

Length-Weight and Length-Length Relationships of Common Carp (Cyprinus carpio L., 1758) Inhabiting Inland Waters of Samsun Province Samsun İli İçsularında Yaşayan Sazan (Cyprinus carpio L., 1758) ın Boy- Ağırlık ve Boy-Boy İlişkileri Savaş YILMAZ*, Nazmi POLAT*, Okan YAZICIOĞLU* * Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi

Detaylı

Olta Balıkçılığında Düz ve Çapraz İğnelerin Av Etkinliği Üzerine Bir Araştırma

Olta Balıkçılığında Düz ve Çapraz İğnelerin Av Etkinliği Üzerine Bir Araştırma E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 23 Cilt/Volume 2, Sayı/Issue (1-2): 227 231 Ege University Press ISSN 13-159 http://jfas.ege.edu.tr/ Araştırma Notu / Short Note

Detaylı

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi Türk Tarım Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi, 2(1): 6-12, 2014 Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi www.agrifoodscience.com Türk Bilim ve Teknolojisi Keban Baraj Gölü Ağın ve Örencik Bölgelerinden

Detaylı

GÖYNÜK ÇAYI NDA (BİNGÖL) YAŞAYAN Capoeta umbla (Heckel,1843) NIN BAZI BÜYÜME ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI

GÖYNÜK ÇAYI NDA (BİNGÖL) YAŞAYAN Capoeta umbla (Heckel,1843) NIN BAZI BÜYÜME ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI GÖYNÜK ÇAYI NDA (BİNGÖL) YAŞAYAN Capoeta umbla (Heckel,1843) NIN BAZI BÜYÜME ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI Ramazan MERT 1 Mustafa KOYUN 2 1 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Ed. Fak. Biyoloji Böl.

Detaylı

Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Barbus rajanorum mystaceus (Heckel, 1843) ün Geri Hesaplama Yöntemiyle Uzunluklarının Belirlenmesi

Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Barbus rajanorum mystaceus (Heckel, 1843) ün Geri Hesaplama Yöntemiyle Uzunluklarının Belirlenmesi G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 21, Sayı 2 (2001) 1-5 Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Barbus rajanorum mystaceus (Heckel, 1843) ün Geri Hesaplama Yöntemiyle Uzunluklarının Belirlenmesi Lengths Determination

Detaylı

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X 6(4): 306-320 (2012) DOI: 10.3153/jfscom.akdeniz005 Journal of FisheriesSciences.com E-ISS 1307-234X 2012 www.fisheriessciences.com RESEARCH ARTICLE ARAŞTIRMA MAKALESİ KEBA VE KARAKAYA BARAJ GÖLLERİDE

Detaylı

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi Halim İbrahim ERBAŞ Nadir BAŞÇINAR Mehmet KOCABAŞ Şebnem ATASARAL

Detaylı

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ Muharrem AKSUNGUR SÜMAE, Mühendis Bu proje çalışması; Karadeniz alabalığı (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811) nın biyoekolojik

Detaylı

BEYMELEK LAGÜN GÖLÜ (ANTALYA) AV VERİMİ VE KOMPOZİSYONU. Çetin SÜMER 1 * İsa TEKŞAM 2.

BEYMELEK LAGÜN GÖLÜ (ANTALYA) AV VERİMİ VE KOMPOZİSYONU. Çetin SÜMER 1 * İsa TEKŞAM 2. Anadolu Tarım Bilim. Derg., 13,28(1):47-1 Anadolu J Agr Sci, 13,28(1):47-1 doi:.7161/anajas.13.281.47 URL: http://dx.doi.org/.7161/anajas.13.281.47 Araştırma Article BEYMELEK LAGÜN GÖLÜ (ANTALYA) AV VERİMİ

Detaylı

Olta ile Levrek (Dicentrarchus labrax) Avcılığında Kullanılan Canlı Yem Büyüklüğünün Avcılığa Etkisi

Olta ile Levrek (Dicentrarchus labrax) Avcılığında Kullanılan Canlı Yem Büyüklüğünün Avcılığa Etkisi Olta ile Levrek (Dicentrarchus labrax) Avcılığında Kullanılan Canlı Yem Büyüklüğünün Avcılığa Etkisi Erhan AKAMCA 1, Volkan Barış KİYAĞA 1 1 Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, 01330/Balcalı/ADANA

Detaylı

Keban Baraj Gölü Kemaliye Bölgesi nde Yaşayan Barbus esocinus ve Barbus xanthopterus un Avcılığında Kullanılan Av Araçları

Keban Baraj Gölü Kemaliye Bölgesi nde Yaşayan Barbus esocinus ve Barbus xanthopterus un Avcılığında Kullanılan Av Araçları F. Ü. Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 16(2), 385-392, 2004 Keban Baraj Gölü Kemaliye Bölgesi nde Yaşayan Barbus esocinus ve Barbus xanthopterus un Avcılığında Kullanılan Av Araçları Özet Bülent ORSAY

Detaylı

Çapalı Gölü (Afyon-Isparta) Turna Balıklarında (Esox lucius Linnaeus, 1758) Üreme*

Çapalı Gölü (Afyon-Isparta) Turna Balıklarında (Esox lucius Linnaeus, 1758) Üreme* Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi Cilt II, Sayı XII, 67-71 (24) Çapalı Gölü (Afyon-Isparta) * Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi ISPARTA ÖZET

Detaylı

İkizce Çayı'ndaki (Şırnak) Siraz Balığının [Capoeta umbla (Heckel, 1843)] Otolit Biyometrisi - Balık Boyu Arasındaki İlişki

İkizce Çayı'ndaki (Şırnak) Siraz Balığının [Capoeta umbla (Heckel, 1843)] Otolit Biyometrisi - Balık Boyu Arasındaki İlişki Yunus Araştırma Bülteni 2015 (1): 67-72 www.yunus.gov.tr ISSN 1303-4456 Araştırma Makalesi Research Article İkizce Çayı'ndaki (Şırnak) Siraz Balığının [Capoeta umbla (Heckel, 1843)] Otolit Biyometrisi

Detaylı

KEMER BARAJ GÖLÜ NDEKİ SAZANIN (Cyprinus carpio L., 1758) GONADOSOMATİK İNDEKS DEĞERİ VE ET VERİMİ

KEMER BARAJ GÖLÜ NDEKİ SAZANIN (Cyprinus carpio L., 1758) GONADOSOMATİK İNDEKS DEĞERİ VE ET VERİMİ KEMER BARAJ GÖLÜ NDEKİ SAZANIN (Cyprinus carpio L., 1758) GONADOSOMATİK İNDEKS DEĞERİ VE ET VERİMİ Gülnaz ÖZCAN*, Süleyman BALIK EGE ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ TEMEL BİLİMLER BÖLÜMÜ *gulnazozcan@yahoo.com

Detaylı

SUMAE YUNUS Araştırma Bülteni, 4:3, Eylül 2004

SUMAE YUNUS Araştırma Bülteni, 4:3, Eylül 2004 HABERLER HABERLER Tarımsal Üretimi Geliştirme Genel Müdürlüğünün isteği üzerine Ordu İli Perşembe İlçesinde bulunan ağ kafeslerde alabalık ve levrek yetiştiren tesislerin sorunlarının giderilmesi amacıyla

Detaylı

İzmir Körfezi (Ege Denizi) nde Dağılım Gösteren İzmarit Balığı (Spicara flexuosa Rafinesque, 1810) nın Bazı Biyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

İzmir Körfezi (Ege Denizi) nde Dağılım Gösteren İzmarit Balığı (Spicara flexuosa Rafinesque, 1810) nın Bazı Biyolojik Özelliklerinin Belirlenmesi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2001 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2001 Cilt/Volume 18, Sayı/Issue (1-2): 25-32 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ İzmir Körfezi (Ege Denizi)

Detaylı

Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L.,1758'nun Üreme Özellikleri *

Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L.,1758'nun Üreme Özellikleri * G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 22, Sayı 1 (2002) 25-39 Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L.,1758'nun Üreme Özellikleri * Reproductive Properties of Cyprinus carpio L.,1758

Detaylı

Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Chondrostoma regium (Heckel, 1843) un Üreme Özellikleri

Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Chondrostoma regium (Heckel, 1843) un Üreme Özellikleri Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Der. Science and Eng. J of Fırat Univ. 18 (1), 41-48, 26 18 (1), 41-48, 26 Keban Baraj Gölü nde Yaşayan Chondrostoma regium (Heckel, 1843) un Üreme Özellikleri Mehmet Zülfü

Detaylı

Farklı Paragat Takımlarının Av Verimlerinin Karşılaştırılması

Farklı Paragat Takımlarının Av Verimlerinin Karşılaştırılması E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2001 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2001 Cilt/Volume 18, Sayı/Issue (1-2): 175-186 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Farklı Paragat Takımlarının

Detaylı

TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş Tunceli Üniversitesi Su Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi 03 Aralık 2009 tarih ve 27421 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe

Detaylı

Yeni Türlerin Yetiştiriciliği. Dr. C. Güngör MUHTAROĞLU Akvatek Su Ürünleri Ltd.

Yeni Türlerin Yetiştiriciliği. Dr. C. Güngör MUHTAROĞLU Akvatek Su Ürünleri Ltd. Yeni Türlerin Yetiştiriciliği Dr. C. Güngör MUHTAROĞLU Akvatek Su Ürünleri Ltd. Su Ürünleri Sektörü Günümüze kadar olan deniz balıkları yetiştiriciliğinde birçok türün üzerinde çalışmalar yapılarak kültüre

Detaylı

KARADENİZDE DİP TROLÜ İLE EKİM VE KASIM AYLARINDA AVLANAN LÜFER (Pomatomus saltatrix, L.) BALIĞININ AV VERİMİ VE BOY KOMPOZİSYONUN KARŞILAŞTIRILMASI

KARADENİZDE DİP TROLÜ İLE EKİM VE KASIM AYLARINDA AVLANAN LÜFER (Pomatomus saltatrix, L.) BALIĞININ AV VERİMİ VE BOY KOMPOZİSYONUN KARŞILAŞTIRILMASI 400 Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 25 (1-2) 400-408 (2009) http://fbe.erciyes.edu.tr/ ISSN 1012-2354 KARADENİZDE DİP TROLÜ İLE EKİM VE KASIM AYLARINDA AVLANAN LÜFER (Pomatomus saltatrix,

Detaylı

Demirköprü Baraj Gölü nde (Manisa) Yaşayan Tatlısu Istakozunun (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) Bazı Üreme Özellikleri

Demirköprü Baraj Gölü nde (Manisa) Yaşayan Tatlısu Istakozunun (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) Bazı Üreme Özellikleri E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Sayı/Issue (3-4): 245 249 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Demirköprü Baraj Gölü

Detaylı

SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞINDA TUZAKLARIN YASAKLANMASI VE BELİRLİ AVCILIK YASAKLARINA İLİŞKİN KURALLAR TÜZÜĞÜ

SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞINDA TUZAKLARIN YASAKLANMASI VE BELİRLİ AVCILIK YASAKLARINA İLİŞKİN KURALLAR TÜZÜĞÜ SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞINDA TUZAKLARIN YASAKLANMASI VE BELİRLİ AVCILIK YASAKLARINA İLİŞKİN KURALLAR TÜZÜĞÜ [(23.7.2013 R.G.122 EKIII A.E.401 Sayılı Tüzük), (10.12.2013 R.G.199 EKIII A.E.645 ) Sayılı Tüzükle

Detaylı

PİSİ BALIĞININ KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

PİSİ BALIĞININ KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI PROJE PİSİ BALIĞININ KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI İlhan AYDIN, SUMAE Pisi balığı Karadeniz ve Akdeniz den Beyaz denize kadar bir alanda dağılım göstermektedir. Eurohalin ve eurotermal olan pisi

Detaylı

Dip Trollerinde 40 ve 44 mm Ağ Gözü Uzunluğuna Sahip Pantolon Tipi Torbalarda Seçiciliğin Karşılaştırılması Üzerine Araştırma

Dip Trollerinde 40 ve 44 mm Ağ Gözü Uzunluğuna Sahip Pantolon Tipi Torbalarda Seçiciliğin Karşılaştırılması Üzerine Araştırma Dip Trollerinde 4 ve 44 mm Ağ Gözü Uzunluğuna Sahip Pantolon Tipi Torbalarda Seçiciliğin Karşılaştırılması Üzerine Araştırma Raşit GURBET, Hikmet HOŞSUCU, Akın Türker İLKYAZ, Uğur ÖZEKİNCİ Ege Üniversitesi

Detaylı

An investigation on catch composition of trammel nets used in Ordu

An investigation on catch composition of trammel nets used in Ordu Research Article Turkish Journal of Maritime and Marine Sciences Volume: 3 Issue: 1 (2017) 15-19 An investigation on catch composition of trammel nets used in Ordu Ordu Kıyı Sularında Kullanılan Fanyalı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Uzmanı Olduğu Bilim Dalları: Tatlısu Algleri Taksonomisi ve Ekolojisi, Limnoloji, Hidrobotanik

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Uzmanı Olduğu Bilim Dalları: Tatlısu Algleri Taksonomisi ve Ekolojisi, Limnoloji, Hidrobotanik ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Haşim SÖMEK Doğum Tarihi ve Yeri: 14 Şubat 1980 Zonguldak Medeni Durumu: Evli ve bir erkek çocuk babası Öğrenim Durumu: Doktora Uzmanı Olduğu Bilim Dalları: Tatlısu

Detaylı

Antalya Körfezi nde Avcılık İle Yakalanan Balık Türleri ve Bunların İşlenerek Değerlendirilmesi

Antalya Körfezi nde Avcılık İle Yakalanan Balık Türleri ve Bunların İşlenerek Değerlendirilmesi Biyoloji Bilimleri Araştırma Dergisi 2 (2): 41-47, 2009 ISSN:1308-3961, www.nobel.gen.tr Antalya Körfezi nde Avcılık İle Yakalanan Balık Türleri ve Bunların İşlenerek Değerlendirilmesi Mete KUŞAT, Habil

Detaylı

APOLYONT (ULUABAT) GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TURNA (Esox lucius Linnaeus, 1758) BALIĞININ BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ *

APOLYONT (ULUABAT) GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TURNA (Esox lucius Linnaeus, 1758) BALIĞININ BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ * APOLYONT (ULUABAT) GÖLÜ (BURSA-TÜRKİYE) TURNA (Esox lucius Linnaeus, 1758) BALIĞININ BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ * ÖZET Ünal ERDEM 1, Efsun ATASOY 2, Yılmaz EMRE 3, Salim ÇELİKTAŞ 4 1-MARMARA ÜNİVERSİTESİ,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ 1. Kişisel bilgiler Adı Soyadı :Yalçın Töre Doğum Tarihi, Yeri :13 Haziran 1977, İskenderun Unvanı :Yrd. Doç. Dr. Gsm :0543 761 8181 e-mail :yalcintore@hotmail.com 2.

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU PROJE NO: 2007/SÜF/012. Dip Paragatında Yem Etkinliği ve İğne Seçiciliği

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU PROJE NO: 2007/SÜF/012. Dip Paragatında Yem Etkinliği ve İğne Seçiciliği EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT PROJE NO: 007/SÜF/0 Dip Paragatında Yem Etkinliği ve İğne Seçiciliği PROJE YÖNETİCİSİ Doç. Dr. Akın

Detaylı

Atatürk Baraj Gölü Bozova Bölgesi nde Avlanan Balıklar ve Verimlilikleri

Atatürk Baraj Gölü Bozova Bölgesi nde Avlanan Balıklar ve Verimlilikleri E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2001 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2001 Cilt/Volume 18, Sayı/Issue (1-2): 65-69 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Avlanan Balıklar ve Verimlilikleri

Detaylı

PARAKETA Paraketa yapımında Kullanılan Malzemeler

PARAKETA Paraketa yapımında Kullanılan Malzemeler PARAKETA Hareketsizdir. Modern balıkçılıkta bütün denizlerde kullanılır. Uzun bir hat üzerinde çok sayıda, yemli, olta iğnesinin bağlanmasıyla oluşur. Seçilen bir bölgede sabit duracak şekilde dibe uzatılır

Detaylı

Çizelge 5. Edremit Körfezi su ürünleri kooperatifleri ve üye sayıları (Ceyhan ve diğ. 2006) S.S. Altınoluk Su Ür. Koop.

Çizelge 5. Edremit Körfezi su ürünleri kooperatifleri ve üye sayıları (Ceyhan ve diğ. 2006) S.S. Altınoluk Su Ür. Koop. Kış aylarında da hedef türler sardalye, hamsi, istavrit, tekir, barbun, ahtapot, sübye ve kalamar, tesadüfî türler ise çipura, mercan ve akyadır. Tüm türlerin para etmeyecek küçük bireyleri de ıskarta

Detaylı

Doğu Karadeniz de Av Sezonunda Avlanılan Hamsi

Doğu Karadeniz de Av Sezonunda Avlanılan Hamsi DOĞU KARADENİZ DE 2009-2010 AV SEZONUNDA AVLANILAN HAMSİ BALIĞI NIN (Engraulis encrasicolus (L., 1758)), POPULASYON PARAMETRELERİ VE HEDEF DIŞI AV ORANLARI Yaşar GENÇ 1,*, Orhan AK 1, N. Selda BAŞÇINAR

Detaylı

FARKLI BALIK TÜRLERİNİN FANYALI AĞLAR ÜZERİNDEKİ YAKALANMA KONUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI*

FARKLI BALIK TÜRLERİNİN FANYALI AĞLAR ÜZERİNDEKİ YAKALANMA KONUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI* FARKLI BALIK TÜRLERİNİN FANYALI AĞLAR ÜZERİNDEKİ YAKALANMA KONUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI* Süleyman ÖZDEMİR 1 ve Yakup ERDEM 2 1-KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ 2-ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Trabzon Bölgesi nde Kullanılan Mezgit Uzatma Ağlarının Av Verimi ve Tür Kompozisyonunun Belirlenmesi

Trabzon Bölgesi nde Kullanılan Mezgit Uzatma Ağlarının Av Verimi ve Tür Kompozisyonunun Belirlenmesi Ordu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi / Ordu University Journal of Science and Technology Ordu Üniv. Bil. Tek. Derg., 2017; 7(2): 226-238 Ordu Univ. J. Sci. Tech., 2017; 7(2): 226-238 e-issn: 2146-6459

Detaylı

Eğirdir Gölü nde Monofilament ve Multifilament Sade Uzatma Ağlarının Av ve Ekonomik Verimliliklerinin Karşılaştırılması

Eğirdir Gölü nde Monofilament ve Multifilament Sade Uzatma Ağlarının Av ve Ekonomik Verimliliklerinin Karşılaştırılması Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Suleyman Demirel University Journal of Natural and Applied Science 17(1), 43-48, 2013 Eğirdir Gölü nde Monofilament ve Multifilament Sade Uzatma

Detaylı

İzmir Körfezi nde (Ege Denizi) Isparoz (Diplodus annularis L., 1758) un Bir Defada Bıraktığı Yumurta Miktarının Belirlenmesi Üzerine Bir Ön Çalışma

İzmir Körfezi nde (Ege Denizi) Isparoz (Diplodus annularis L., 1758) un Bir Defada Bıraktığı Yumurta Miktarının Belirlenmesi Üzerine Bir Ön Çalışma E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 23 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 23 Cilt/Volume 2, Sayı/Issue (1-2): 25 29 Ege University Press ISSN 13-159 http://jfas.ege.edu.tr/ Araştırma Notu / Short Note İzmir

Detaylı

SU ÜRÜNLERİ VE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI

SU ÜRÜNLERİ VE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI SU ÜRÜNLERİ VE KÜLTÜR BALIKÇILIĞI Türkiye kültür balıkçılığı için uygun iç sulara, tatlı sulara ve denizlere sahiptir. Kültür balıkçılığının geleceği tahminlerin ötesinde bir önem arz etmektedir. Dünyanın

Detaylı

ASİ NEHRİNDE Capoeta barroisi (LORTET, 1894) TÜRÜ BİREYLERİNİN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ÖN ÇALIŞMA

ASİ NEHRİNDE Capoeta barroisi (LORTET, 1894) TÜRÜ BİREYLERİNİN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ÖN ÇALIŞMA ASİ NEHRİNDE Capoeta barroisi (LORTET, 1894) TÜRÜ BİREYLERİNİN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ÖN ÇALIŞMA ÖZET Sevil DEMİRCİ 1, Şükran YALÇIN-ÖZDİLEK 2 1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ, 2

Detaylı

Işıklı Gölü ndeki (Çivril-Denizli) Sazan Populasyonu (Cyprinus carpio L., 1758) nun Büyüme Özellikleri

Işıklı Gölü ndeki (Çivril-Denizli) Sazan Populasyonu (Cyprinus carpio L., 1758) nun Büyüme Özellikleri E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2008 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2008 Cilt/Volume 25, Sayı/Issue 4: 337 341 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Araştırma Notu / Short

Detaylı

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X 5(3): 226-239 (2011) DOI: 10.3153/jfscom.2011027 Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN 1307-234X 2011 www.fisheriessciences.com RESEARCH ARTICLE ARAŞTIRMA MAKALESİ KEBAN BARAJ GÖLÜ KEREVİT (Astacus leptodactylus

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : SİNOP ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ AKLİMAN/SİNOP

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : SİNOP ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ AKLİMAN/SİNOP ÇETİN SÜMER ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT 23.12.2014 Adres : SİNOP ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ AKLİMAN/SİNOP Telefon : 3682876255-3737 E-posta : cetinsumer@sinop.edu.tr Doğum Tarihi

Detaylı

Çelik Gölü'nde Yaşayan Yayın Balığı (Silurus glanis Linnaeus, 1758)'nın Yaş ve Bazı Büyüme Özellikleri

Çelik Gölü'nde Yaşayan Yayın Balığı (Silurus glanis Linnaeus, 1758)'nın Yaş ve Bazı Büyüme Özellikleri Yunus Araştırma Bülteni 014 (4): 73-84 www.yunus.gov.tr ISSN 1303-4456 Araştırma Makalesi Research Article Çelik Gölü'nde Yaşayan Yayın Balığı (Silurus glanis Linnaeus, 1758)'nın Yaş ve Bazı Büyüme Özellikleri

Detaylı

Annual Catch Diary ( ) of a Swordfish Fishing Vessel in Fethiye Region (Mediterranean)

Annual Catch Diary ( ) of a Swordfish Fishing Vessel in Fethiye Region (Mediterranean) Research Article Turkish Journal of Maritime and Marine Sciences Volume: 3 Issue: 1 (2017) 8-14 Annual Catch Diary (2014-2015) of a Swordfish Fishing Vessel in Fethiye Region (Mediterranean) Fethiye Bölgesi

Detaylı

Research Article Journal of Maritime and Marine Sciences Volume: 2 Issue: 2 (2016) 20-35

Research Article Journal of Maritime and Marine Sciences Volume: 2 Issue: 2 (2016) 20-35 Research Article Journal of Maritime and Marine Sciences Volume: 2 Issue: 2 (2016) 20-35 Technical Characteristics of Some Fishing Gears, Used in Small Scale Fisheries in Bodrum Peninsula (Aegean Sea)

Detaylı

Fisheries in Keban Dam Lake

Fisheries in Keban Dam Lake KEBAN BARAJ GÖLÜ BALIKÇILIĞI Yasin CELAYİR 1 Murat PALA 1 Fahrettin YÜKSEL 1 1 DSİ IX. Bölge Müdürlüğü Su Ürünleri Şube Müdürlüğü 23700 Keban/ELAZIĞ ÖZET: Bu çalışma, Keban Baraj Gölü ndeki balık populasyonlarının

Detaylı

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X

Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN X 4(4): 391-399 (2010) DOI: 10.3153/jfscom.2010042 Journal of FisheriesSciences.com E-ISSN 1307-234X RESEARCH ARTICLE 2010 www.fisheriessciences.com ARAŞTIRMA MAKALESİ SEYHAN BARAJ GÖLÜ NDEKİ (ADANA) Chondrostoma

Detaylı

Zargana balığı (Belone belone euxini Günther, 1866) et veriminin mevsim, yaş ve cinsiyete göre değişimi

Zargana balığı (Belone belone euxini Günther, 1866) et veriminin mevsim, yaş ve cinsiyete göre değişimi Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi Cilt II, Sayı XII, 1-6 (24) Zargana balığı (Belone belone euxini Günther, 1866) et veriminin mevsim, yaş ve cinsiyete göre değişimi Sabri

Detaylı

Işıklı Gölü ndeki (Çivril-Denizli) Turna (Esox lucius L., 1758) Populasyonunun Büyüme Özellikleri

Işıklı Gölü ndeki (Çivril-Denizli) Turna (Esox lucius L., 1758) Populasyonunun Büyüme Özellikleri E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2008 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2008 Cilt/Volume 25, Sayı/Issue 4: 259 265 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Işıklı Gölü ndeki (Çivril-Denizli)

Detaylı

Keban Baraj Gölü Kemaliye Bölgesi nde kullanılan av araçları The fishing gears using in Kemaliye Region of Keban Dam Lake

Keban Baraj Gölü Kemaliye Bölgesi nde kullanılan av araçları The fishing gears using in Kemaliye Region of Keban Dam Lake http://www.egejfas.org Su Ürünleri Dergisi (2017) Ege Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 34(2): 195-201 (2017) DOI: 10.12714/egejfas.2017.34.2.11 ARAŞTIRMA MAKALESİ RESEARCH ARTICLE Keban Baraj

Detaylı

SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ

SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ Türkiye'de Sorumlu Amatör Balıkçılığın Geliştirilmesi Kaş Pilot Projesi kapsamında hazırlanan bu yayın GEF-SGP Küçük Ölçekli Projeler, MedPAN fon destekleri, SAD ayni ve

Detaylı

Karadeniz de Orta Su Trolü İle Avlanan Pelajik Balıkların Bazı Biyolojik Özellikleri ve Avcılık Verilerinin İncelenmesi

Karadeniz de Orta Su Trolü İle Avlanan Pelajik Balıkların Bazı Biyolojik Özellikleri ve Avcılık Verilerinin İncelenmesi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Ek/Suppl. (1/3): 487-493 Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi / Fishing & Processing Technology Ege University

Detaylı

EĞİRDİR GÖLÜ BALIKÇILIĞINDA SON DURUM

EĞİRDİR GÖLÜ BALIKÇILIĞINDA SON DURUM EĞİRDİR GÖLÜ BALIKÇILIĞINDA SON DURUM Hıdır ÇUBUK 1, İsmet BALIK 2, Şakir ÇINAR 3, Remziye ÖZKÖK 3, Levent TÜMGELİR 3 Ramazan KÜÇÜKKARA 3, K.Gonca EROL 3, Rahmi UYSAL 3, Meral YAĞCI 3 1- ESKİŞEHİR TARIM

Detaylı

Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L., 1758 nun Büyüme Özellikleri

Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L., 1758 nun Büyüme Özellikleri GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 1(2007) 37-57 Hirfanlı Baraj Gölü (Kırşehir) nde Yaşayan Cyprinus carpio L., 1758 nun Büyüme Özellikleri The Growth Features of Cyprinus carpio L., 1758

Detaylı

Mezgit (Gadus merlangus euxinus Nordmann, 1840) Balığının Et Verimi ve Kimyasal Kompozisyonunun Belirlenmesi

Mezgit (Gadus merlangus euxinus Nordmann, 1840) Balığının Et Verimi ve Kimyasal Kompozisyonunun Belirlenmesi Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Der. Science and Eng. J of Fırat Univ. 18 (2), 16-17, 26 18 (2), 16-17, 26 Mezgit (Gadus merlangus euxinus Nordmann, 184) Balığının Et Verimi ve Kimyasal Kompozisyonunun Belirlenmesi

Detaylı

Barbus capito pectoralis (Heckel, 1843) in Büyüme Özellikleri ile Et Veriminin İncelenmesi

Barbus capito pectoralis (Heckel, 1843) in Büyüme Özellikleri ile Et Veriminin İncelenmesi E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2003 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2003 Cilt/Volume 20, Sayı/Issue (3-4): 391 398 Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/ Barbus capito pectoralis

Detaylı

Yazışma Adresi: İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi. Avlama teknolojisi Anabilim Dalı Ordu Cad. No:200 34470 Laleli / İstanbul

Yazışma Adresi: İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi. Avlama teknolojisi Anabilim Dalı Ordu Cad. No:200 34470 Laleli / İstanbul ÖZGEÇMİŞ 1. GENEL Adı Soyadı: UĞUR UZER Doğum Tarihi/Yeri: 26.02.1981 / İstanbul Yazışma Adresi: Su Ürünleri Fakültesi Avlama teknolojisi Anabilim Dalı Ordu Cad. No:200 34470 Laleli / İstanbul Telefon:

Detaylı

Şekil 256. Alaçatı coğrafik konumu

Şekil 256. Alaçatı coğrafik konumu 04 güney ege 244 245 246 4. GÜNEY EGE Çalışmanın bu kısmında yine kuzeyden güneye doğru olmak üzere, İzmir in ilçesi Alaçatı dan başlayarak sırasıyla, Aydın ili, Muğla ili ve Bodrum Yarımadası civarındaki

Detaylı

Sarıkuyruk İstavrit, Trachurus mediterraneus (Steindachner, 1868) un Otolit Özellikleri ve Bazı Populasyon Parametreleri

Sarıkuyruk İstavrit, Trachurus mediterraneus (Steindachner, 1868) un Otolit Özellikleri ve Bazı Populasyon Parametreleri Fırat Üniv. Fen Bilimleri Dergisi Fırat Univ. Journal of Science 21 (1), 53-6, 29 21(1), 53-6, 29 Sarıkuyruk İstavrit, Trachurus mediterraneus (Steindachner, 1868) un Otolit Özellikleri ve Bazı Populasyon

Detaylı

Tatlı Su İstakozlarının (Astacus leptodactylus ssp.) in Su Dışında Canlı Kalma Süreleri

Tatlı Su İstakozlarının (Astacus leptodactylus ssp.) in Su Dışında Canlı Kalma Süreleri ISSN: 2148-0273 Cilt 2, Sayı 2, 2014 / Vol. 2, Issue 2, 2014 Tatlı Su İstakozlarının (Astacus leptodactylus ssp.) in Su Dışında Canlı Kalma Süreleri *Özlem AKSU, **Başar ALTINTERİM, ***Semra GÜNER, ****Muzaffer

Detaylı

Bafra Balýk Gölleri'nden Ulugöl'de Tatlýsu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'nun Yumurta Verimliliði

Bafra Balýk Gölleri'nden Ulugöl'de Tatlýsu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'nun Yumurta Verimliliði Yunus Araþtýrma Bülteni 2013 (1): 20-26 www.sumae.gov.tr/yunus ISSN 1303-4456 Bafra Balýk Gölleri'nden Ulugöl'de Tatlýsu Istakozu (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823)'nun Yumurta Verimliliði * Gülþen

Detaylı

BEYŞEHİR GÖLÜ NDEKİ GÜMÜŞİ HAVUZ BALIĞI (Carassius gibelio Bloch, 1782) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ

BEYŞEHİR GÖLÜ NDEKİ GÜMÜŞİ HAVUZ BALIĞI (Carassius gibelio Bloch, 1782) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ BEYŞEHİR GÖLÜ NDEKİ GÜMÜŞİ HAVUZ BALIĞI (Carassius gibelio Bloch, 1782) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ ÖZET: Şakir ÇINAR 1, Hıdır ÇUBUK 2, Remziye ÖZKÖK 1,Levent TÜMGELİR 1,Soner ÇETİNKAYA 1 K.Gonca

Detaylı

ÇALIŞTAY V. OTURUM Oturum başkanı: Prof. Dr. Recep BİRCAN - Sinop Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi

ÇALIŞTAY V. OTURUM Oturum başkanı: Prof. Dr. Recep BİRCAN - Sinop Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi ÇALIŞTAY V. OTURUM Oturum başkanı: Prof. Dr. Recep BİRCAN - Sinop Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi SİBİRYA MERSİN BALIĞI (Acipenser baeri) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULUÇKA VE YAVRU ÜRETİM TEKNİKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Detaylı

BALIKÇILIK KAYNAKLARININ İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

BALIKÇILIK KAYNAKLARININ İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ BALIKÇILIK KAYNAKLARININ İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ İngiltere-6 AY Hull Üniversitesi Uluslar arası Balıkçılık Enstitüsü Sunuyu Hazırlayan: Gülten ÇİÇEK Ankara İl Müdürlüğü HULL-MARİNA FİSH&CHİPS ŞEHİR

Detaylı

Gökova Körfezi (Muğla) nde Yaşayan Topan (Has) Kefalin (Mugil cephalus L., 1758) Büyüme ve Üreme Özellikleri

Gökova Körfezi (Muğla) nde Yaşayan Topan (Has) Kefalin (Mugil cephalus L., 1758) Büyüme ve Üreme Özellikleri Fırat Üniv. Fen Bilimleri Dergisi Fırat Univ. Journal of Science 23 (1), 47-55, 2011 23 (1), 47-55, 2011 Gökova Körfezi (Muğla) nde Yaşayan Topan (Has) Kefalin (Mugil cephalus L., 1758) Büyüme ve Üreme

Detaylı

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2002, 39 (2):73-78 ISSN 1018-8851 Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Arzu DUMAN 1 Erdinç DEMİRÖREN

Detaylı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi 57000 Sinop. Çetin SÜMER TKB Akdeniz Su Ürünleri Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü Beymelek, Antalya

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi 57000 Sinop. Çetin SÜMER TKB Akdeniz Su Ürünleri Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü Beymelek, Antalya OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2006,21(1):71-75 J. of Fac. of Agric., OMU, 2006,21(1):71-75 KALKAN (Psetta maxima, Linneaus, 1758) VE MEZGİT (Merlangius merlangus euxinus, Nordman 1840) BALIKLARININ YAŞ VE BOY

Detaylı

ORTA KARADENİZ DE ORTASU TROLÜ İLE AVLANAN HAMSİ (Engraulius encrasicolus, L.) BALIĞININ SÜRÜ YAPISI VE BOY KOMPOZİSYONUNUN GÜNLÜK DEĞİŞİMİ

ORTA KARADENİZ DE ORTASU TROLÜ İLE AVLANAN HAMSİ (Engraulius encrasicolus, L.) BALIĞININ SÜRÜ YAPISI VE BOY KOMPOZİSYONUNUN GÜNLÜK DEĞİŞİMİ ORTA KARADENİZ DE ORTASU TROLÜ İLE AVLANAN HAMSİ (Engraulius encrasicolus, L.) BALIĞININ SÜRÜ YAPISI VE BOY KOMPOZİSYONUNUN GÜNLÜK DEĞİŞİMİ Süleyman ÖZDEMİR 1,*, Hasan Hüseyin SATILMIŞ 1, Yakup ERDEM 1

Detaylı

Geleceğimiz Ağa Takılmadan Deniz Koruma Alanlarımızı Arttıralım

Geleceğimiz Ağa Takılmadan Deniz Koruma Alanlarımızı Arttıralım Geleceğimiz Ağa Takılmadan Deniz Koruma Alanlarımızı Arttıralım Hayalet avcılık; denizlerde ve iç sularda ticari ya da amatör amaçlarla su ürünleri avcılığı yapılırken, zemin yapısı, hava koşulları, dip

Detaylı

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi Balıkların Sistematiği Regnum Animalia (Hayvanlar alemi) Subregnum Metazoa (Çok hücreliler alt alemi) Filum Subfilum Chordata (Omurgalılar şubesi) Vertebrata (Gelişmiş

Detaylı