GERÇEKTEN, KİM BU BAŞBAKAN? Kedi Eskisi Gibi Mama Yemiyor, Artık

Transkript

1 Giriş Faceebook ta, aşağıdaki dip notunda görüldüğü gibi, bir resim paylaşmıştım Ω. Bu nedenle bir arkadaş, paylaştığım bu resim nedeniyle bir yorum yapmış µ Güncelliğinden dolayı bu yazıda, arkadaşın yorumu hakkındaki düşüncelerimi arz etmiş bulunuyorum. Ω. Paylaşmış olduğum resim µ Sn Temiz geçen gün akaryakıta 50 kuruş zam yapıldı...dünyada bizim statüde olan ülkelerde en pahalı akaryakıt kullanan 1.ülkeyiz...bir ufak hesap yapalım geçen yıl her aya ortalama 3 zam yapılmış 1 günde 20 milyon araç trafikte seyir halinde litre başına,20 milyon X0.50=10 milyon TL ortalama 1 araç 10 litre alsa 100 milyon TL 30 günde 3 milyar TL 1 yıl içinde zammın zammı olarak aritmetik artışla sen artık sağladığın geliri dikkatine sunarım..geçen TV da IŞİD in sınrdan türkiyeye kaçakçı eliyle litresi Tl den sattığı akaryakıt miktarının yıllık milyon LT arası olduğunu söyledi..sıkıştımı akaryakıta zam yap marmarayda -3.köprü.ne istersen bedelini öde savunucusu değilim ama koalisyonlar zamanı öyle kolay kolay zam olmazdı...nedenmi???? partiler kendi kitlelerine aşırı sorumluluk taşırlar...oy kaybetme rizkinden özal a bir gün mecliste bütçe kanununda İMF borcu neden düşmüyor deyince bu milleti kaz yerine koyup İMF ten aldığım borçla iç borcu ödedik demişti..bu ülke 1963 den beri % 90 muhafazakar-milliyetçi-demokratik denen ve merkez partilerle yönetildi...tayyip meydanlarda biz DP menderes-anap özal misyonunun devamıyız diyordu...kimi kime şikayet ediyoruz...tek başına bir en az 4-5 yıl sol iktidarlar yönetmiş gibi konuşmak hiçte doğru tesbit değil...kıçı sıkışan esnaf borç defterine bakarmış...yapmayın 2002 ye kadar halktan alınan diyelim kalem vergi varken şu anda 100 kalemin üzerine çıktı...sigara ve içkiden 2002 ye kadar alınan vergi payı % 8 iken şimdi %35,trafik cezaları 2002 ye kadar alt sınırı 5-10 TL üst sınırı 100 TL iken şimdi alt sınırı 72 TL üst sınırı 600 TL lere yaklaştı...kdv oranları 2002 ye kadar %8-%18 iken % 8-30 lara dayandı ye ortalama sigorta gelirleri %10-15 iken şimdi kasko değerleri üzerinden %40 ları buldu..daha sayayımmı Sn Temiz..özelleştirmeleri daha koymadık...13 yıllık bedellerini de koyarsak bırak IMF i bütün borçlar ödenir...sana çok iyi bildiğim bir geliri söyleyeyim devletin hazine arazilerinin kamu ve özel sektöre devri sırasındaki oranı söyleyi 2002 ye kadar milli hasılanın % 10 u bile değilken şimdi % 80 lere yaklaştı...kiralamalar hariç...ormanlık alanlardaki 2B maddesi ile gelen sadece dekar başına ödenen peşin 2000 TLden 650 milyon TL gelir elde edildi...ne olur biraz gerçekçi olalım...batı ülkelerinde devlet dolaylı vergileri bile hizmet karşılığı elde etmek ve kamu oyuna kabul ettirmek için günlerce parlemento da anası ağlıyor...çok ilginçtir doğu kominist almanyadan kalan fabrika,gayrimenkul,vakıf,vs gibi devlet mallarını satamadı özelleştiremedi...ne yaptı başka ülkelere götürüp dünya bankası projeleri altında sattı...iş gücünün en alt düzeydeki çinvietnam-hindistan gibi ülkelere kurdukları fabrikalarla ürettiklerini bizlere satıyor...hatta montaj parça olarak ülkemize ithal

2 2 Sayın arkadaşım! Ben, şimdiye kadar para hesâbına öyle uzun uzun vakit ayırmış biri olamadım. Bu para hesaplarıyla bir de football, benim ilgim içine hiç giremedi. Hattâ çalışırken maaşımı bile sorsaydın, net şu kadar alıyorum diyecek kadar, bu konuda böyle bir ilgiye sâhip değildim, şimdi de değilim ya Örneğin, şu anda emeklilik maaşımı net olarak söylemem de mümkün değil Bu bir mizaç meselesi BU BİR Ben, partici de değilim. Şu an AKP'den dostların kimler? diye bana sorsan, örneğin, seninle tanıştığım kadarını bırak; sana, bir kere bile selâmlaştığım bir partici bile göstermem mümkün değil Buna karşı, beni AKP li zanneden ve bu yüzden bana partici gözüyle bakan başka birinin, çıkar hesâbı ya da başka sebepler nedeniyle, belki tanışıp selâmlaştığı sayısız AKP li dostu vardır. Hattâ şimdiye kadar kadîm sayılabilecek derecede arkadaş zannettiğim, eski bâzı tanıdıklardan da benim sırf gerçekleri dile getirişimden dolayı, bana karşı tavırlar içine girenler de, belki, şu facebook sayfalarında dikkatini çekmiş olmalı Bu tavırların, gerçekleri rehber edindiğim sürece, bana hiç zarar vereceğini zannetmiyorum ama asıl ben, insanlarımızın gerçeklerden koparak nasıl kaypak karakterlere büründüklerine üzülüyorum. Gerçekleri dile getirmedeki bütün amacım, birlik ve kardeşliği hedef almışken, teorisi bile parçalama (part- parçalamak, bölmek) üzerine binâ edilmiş, parti ve particilikle ben nasıl bağdaşabilirim? Beni anlamamaya zoraki gayret sarf eden böyle arkadaşları aslında ben anlıyorum: Arkadaşlarımızın geçmiş ortak değerleri unutacak kadar derinleşen bu tutumları, onların, gerçek dışılıklar (bâtıl) içine ne derece dalıp ideoloji bataklığında politize olmuş durumlarını göremeyecek bir hâle geldiklerini gösteriyor. Bu tasviri toplumun önemli bir kısmına da teşmil edebilirsin ki, işte Türkye mizin bence asıl sorunu, bu kutuplaşma hastalığıdır. Hâl böyle olduğu için, yalnızca AKP değil, çoğu kere her önemli faaliyetlerinde dâvet edildiğim hâlde, hiçbir partinin toplantılarına ya da benzer etkinliklerine, katıldığımı hatırlamıyorum. Çeşitli gün gece, bayram ve törenlerde gönderdikleri dâvetiye ve tebrik kartlarına da şimdiye kadar cevap verecek hiçbir vakit ayırmışlığım da olmamıştır. Bu edip tarnsit ticaret yapıyoruz...montaj-satış bize ait ham madde ve parça batı ülkelerine gidiyor...oturduğu yerden para kazanan batı oluyor...avrupa ülkelerinde iş yok neden eskiden avrupa ülkelerinde olan fabrikalar şu anda uzak doğu ülkelerinde tesisi edildi...türklerde bu uzak doğu ülkelerinden parça ithal edip montajla yaşıyoruz...saygılar.

3 3 yönümle bana, rastladıklarında hep gönül koymuşlar, tatlımsı sitemler etmekten de çekinmemişlerdir. Bu davranışım, önemsememekten değil, ilgi alanımın dışında oluşu ve bu alanlar için de vakit ayıramama meselesidir. Bu durumda iken, uzaktan bir vatandaş olarak kimi ya da hangi partiliyi ne derece tanıyorsam, o kadar BU İKİ Başbakan ı da uzaktan da olsa bugünkü kadar tanımıyordum. Ancak emekli olmadan birkaç sene öncesinde Pamukkale Üniversitesi nde Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü nde kurmuş olduğumuz laboratuvarlarımızın resmî açılışı nedeniyle organize olmuş bir açılış sırasında bir deney masası başında birkaç dakîkalık bir süre içindeki bir karşılaşmada kendileri ile ancak bir el sıkışım dışında bir araya gelmişliğim dahî yoktur. Şimdi, Türkiye Gemisi nin hatırı için sırf gerçekleri dile getirme adına biraz insaflı olmak gerekmiyor mu? İşte bu Başbakan için, kendi Kültürel ölçülerime göre, bir seneden beri Kültürel Ölçülerimiz açısından mevcutların en iyisi olduğuna kanaatim hâsıl olduğu için, sırf Millet ve Memleketimiz in birlik ve berâberliği hatırı için, yine Kültürel sorumluluğum dolayısıyla, destekleyici mesajlar vermek zorunluluğum olduğuna inanıyorum. Benim bu tutumuma karşı, şu an Milletin büyük bir kısmı hâriç, belli bir kısım, onun gitmesini istiyor. Bunun nedenini iyi analiz etmek gerekmiyor mu? Kim bu Başbakan? Ben Türkiye nin 1955 lerden berisini hatırlıyor ve biliyorum. Tabiatıyla, esen rüzgârları değil, önce kendi gözlemlerimi esas alırım, bu asıl olmalı! Ne yazık ki, şu anda çoğu kimselerin, menfaat ve çıkar ilişkilerini Millet ve Memleketimiz in birlik ve berâberliğinden önde görmeleri nedeniyle, geçmişte de olduğu gibi, esen kuvvetli rüzgârlara göre ayarladıklarını üzülerek tâkip ediyorum. Bile bile hâinlik olmasa bile-ki böyleleri de var - ya çıkar ve menfaat ilişkilerinden ya da emperyalistlerin parlak vaatlerine kanmalarından dolayı, gaflet içinde bulunuyorlar, geçmişten ders almıyorlar. Örneğin, sen de bilirsin, üniversite yıllarımızda öğrenci olayları sürüp giderken, öğrenciler birbirlerini kıyasıya öldürürlerken, şöyle bir fısıltı dolaşıp duruyordu: Fısıltıda,. Aydoğan, M., Türkiye'de Hain Neden Çok, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi:

4 4 Masonlar, Milletimizi ve öğrencileri, sağcı ve solcu diye iki zıt kutba bölmüşler, çarpıştırıyorlar, bu hengâmede atı alan Üsküdar ı aşıyor. deniyordu. O zamanlar, karşı karşıya gelen sağ ve solun aşırı iki ucunun, bugün Başbakan ı düşürmek için güç birliği yaptığını görüyoruz. O zaman karşı karşıya olan bu iki zihniyet, o günden bu güne ne değişti de, bugün yana yana geldiler? Geçmişin ışığında bunları hiç irdelemeyecek miyiz? Değerli bilim adamı Oktay Sinanoğlu nun kitaplarından şimdi öğreniyorum ki, günümüzde PKK yı desteklediği gibi, o zamanki öğrenci olaylarını da CIA plânlıyor ve solcuları CIA organize ediyormuş Bunları ilk duyan ilk anda, Hayret doğrusu! diyecektir. Neden? Çünkü o sıralarda, görünürde, solcuların bir numaralı hedefi Amerikalılardı. Onları gördükleri zaman, Go home! Go home! deyip tutup Dolmabahçe civârında denize atıyorlardı. Hattâ solcular, o sıralarda ABD nin İstanbul daki büyükelçisini de öldürmüşlerdi. Nitekim Oktay Sinanoğlu da bunları ilk duyduğu zaman gerçekten şaşırmışmış O zamanlar, sağ ve sol da yine dışarıdan gelen güçlü emir gereği karşı karşıya idiler. Bugün ise durum biraz farklı İlk plânda söz dinlemeyen Şu Başbakan a haddini bildirmek için sağ ve sol un kol kola olması gerekiyor. Memleket ve Millet menfaatini birinci sıradan çok gerilere iten bu bizim, en azından gafillerimiz, bugün bu yüzden kol kolalar. Çünkü özgür ruhları köreldiği için, Milletin sömürülmek için boğaz tokluğuna çalışması karşılığında, emir dinleyerek idârecilik yapmak daha kolay 1960 cinâyetinin plânlamasını da bu emperyalist güçler yapmamışlar mıydı? Geçmişten ders almayacaksak, Târih denen bilime ne gerek var? Kim bu Başbakan? Bir sene önce emekli olana kadar onu gerçekten ben de tam olarak tanıyamamıştım. Üç adım ileri, bir adım geri zikzakları beni şüphelendiriyordu. Ama şimdi Kültürel amaç ve özelliklerinden hiç şüphem yok Şahıslardan ileri olarak, hep Kültürel fikirleri ön plâna aldığım için, bu amaç ve özelliklerden daha ileri fikirleri samîmi olarak taşıyıp gerçekleştirmeyi amaç edinen olursa, şüphesiz bu sefer o kişiyi birinci sıraya alacağımdan şüphe edilmemelidir.

5 5 Ama bugün Başbakan ın yaptığı zikzakları açıklayabiliyorum. Eğer Başbakan da, Erbakan gibi olsaydı, daha açıkçası, Erbakan gibi hep ileri gidip hiç geri adım atmasaydı, onu da hemen alaşağı ederlerdi diye düşünüyorum. Geçmişin bu tür tecrübelerini de kullanarak Türkiye yi, 2000 li yılların başlarındaki o acınacak 5 kuruşa muhtaç durumdan alıp, bugün Türkiye yi hemen her alanda yaklaşık 3 e-5 e katlayan ve de Kültürü ile sorunsuz, halkı ile aynı amaçta kucaklaşmış bir Başbakan var karşımızda Gerçekten kim 1 bu Başbakan? Kim bu Başbakan? diyerek, onun kişiliğine doğrudan giriyorum, şimdi: Bizim 'Ubûdiyetimiz' (Not: Kulluk) Kur'an'a dayanır. Biz Allah'a ve Resûl'üne îtaatten başkasını bilmeyiz. Bir kula kulluk etmeye kalkışmak, bize ters gelir. Bu sözlerin neresini beğenmediniz, soruyorum sizlere? Bu sözleri söyleyen Başbakan ın bu sözleri ile yaptıklarının uyum içinde olduğunu görüp de hâlâ kaşının üstünde gözü var. diyenlere sesleniyorum. Sizler başka ne bekliyorsunuz? İnsanın, Sizler, hangi belânızı bekliyorsunuz? diyeceği geliyor, Allah (CC) korusun! Uzun lâfın kısası Bu sözlerim, konuyu anlatabilme bakımından (Seni kastetmiyorum, arkadaşım!) Başbakan a dil uzatanlara olacak: Îtirazlara girmeye hiç gerek yok Çünkü kitaplar dolusu îtiraz ve neden belitilmiş bile olsa, bunların, Türkiye Cumhûriyeti nin Başbakan ına dil uzatma yüzsüzlüğünü gösterenlere, yeni bir haklılık payı sağlayacağını düşünmüyorum; bu haksızca ve yüzsüzce dil uzatanların, dış güçlere güdümlülüklerinden ve paralelliklerinden kaynaklanan kinlerini, kibirlerini, hasetlerini, yaptıklarını, tutumlarını, davranış ve sözlerini görüp bildikten sonra 2 1 Temiz, M. Kültürümüzde (Dinimiz de) İdârecilere Îtaat Kavramı, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, YA DA En Son Erişim Târihi, Edmond, S., CIA Erdoğan ı Neden Hedef Aldı?, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi: Temiz, M. Kin, Kibir Ve Haset Zemîninde (Derùnunda) Yeni Türkiye ye Doğru: Türkiye Cumhùriyeti Başbakanı nın Aleyhinde Yürütülerek Vatan Ve Milletimiz Aleyhine Dönüşen Kin Ve Kibrin Günümüzdeki Açınımları, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, YE%20DOĞR U.pdf YA DA

6 6 Hele hele Başbakan ın, 10 yılı aşkın süre içinde Kültürümüz ve açınımlarına bağlılıklarını ve çalışmalarını gördükten sonra: Ben Müslümanım, hâin değilim diyenlere sormazlar mı, Siz başka ne istiyorsunuz? diye Söyleyiniz, yan tesiri olmayan hiçbir ilâç ya da bitki var mıdır? Ya da yüzde yüz (%100) faydalı bir gıda gösterebilir misiniz? Kültürümüz (Dinimiz), ölçüyü ilk baştan koymuştur, bir şeyin zararı az ise faydalı, zararı fazla ise zaralıdır, diye Bu ölçü, insanlar için de geçerli, idârecilikte de geçerlidir. Hatâsız insan olmaz. sözü, en çok bildiklerimizden değil mi, bu yüzden? Üstelik bu insan sizin Başbakanınız, idâreciniz. Sizin Kültürünüze göre, idârecilerinizle ileri-geri konuşmaya hakkınız var mı? Ben bu Kültürden değilim demekle de haklı çıkacağınızı zannetmeyiniz, hepsinin durumu bu Öz Kültürümüzde vardır 3. Sen onu bırak! Peygamber (SAV) Efendimiz i bile sevmeyenler vardı Sen bunlardan gâfil misin? O hâlde Başbakan ı sevmeyenler de elbette olacaktır. Ama Başbakan ı sevmeyenlerin oluşu, kimseye ona saygısızlık yapma, aleyhine ileri-geri konuşma yetkisini vermez, veremez! Bu saygısızlık doğrudan Türk Milletine yapılmış olur. Örneğin, sesinin sertliğini, hiç gülmediğini ve benzer HERZELERİ GEVELEYİP GEVELEYİP ORTAYA DÖKMEK, EN AZINDAN AYIP DEĞİL Mİ? Onun sesi sert ise, senin de konuşmaların çirkin? Yâni, her insanın bir noksan tarafı vardır. Onun için, Bizim Kültürümüz de bir insanın noksan taraflarına, hatâlarına değil, fayda ve yaralı taraflarına bakılır. 10 seneyi aşkın bir süre içinde Memleket e hizmetini, Türkiye ye faydasının dokunup dokunmadığını, halkının refah seviyesini yükseltip yükseltmediğini, Memleket in YE%20DOĞRU.doc, En Son Erişim Târihi, Temiz, M. Kültürümüzde (Dinimiz de) İdârecilere Îtaat Kavramı, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, YA DA En Son Erişim Târihi,

7 7 en ücrâ köşelerine kadar her türlü hizmeti götürüp götürmediğini, Türkiye nin dünyâ ölçeğindeki îtibârını geliştirip geliştirmediğini ve benzerlerini neden tartışmıyorsun? Ve yine, sonuç olarak, Memleketimiz için faydasının mı, yoksa zararının mı daha fazla olduğunu gündeme getirmiyorsun da, Millet in en büyük ve saygın Meclisi nde durmadan, mahalle aralarındaki seviyesiz konuşmaları aşamayan, dedikodularla uğraşıyorsun? Çünkü Başbakan, bu alanlarda başarılı, Millet ve Memleketimiz e faydalı da ondan, değil mi? Zâten seni, onun bu başarılarından dolayı, aldatıp kışkırtmıyorlar mı? Hadi, hâinleri, Memleket düşmanlarını, başkalarının bile bile maşaları olmuşları bir tarafa bırakalım Ya senin gibi hem Müslümanım deyip de akıllarını, kullanmayanlara ne demek gerekiyor? İnsan olan, aklını başına almadan böyle hep başkalarının ağızlarına mı bakar? Demezler mi insana, önce kendine bir bak diye? Çok yazdım ama yine yeri geldi, söylemek zorundayım: Herkes, meyveli ağacı taşlar Bundan da mı haberin yok? Sen, eğer iyi bir insan olduğun kanaatinde isen bu söz, ne demek bilmiyor musun? Şimdi yine hâinleri, Memleket düşmanlarını, bile bile başkalarının maşaları olmuşları bir tarafa bırak Senin (sizin) beğenmediğin(iz) bu Başbakan kimmiş, bir kez daha bakalım? li yıllarda yokedilmek istenen ve Kemal Derviş (Bey) adında bir yediemine teslim edilen Türkiye yi, 10 seneyi aşkın süre içinde, yaklaşık her alanda 3 e-5 e katlayan, halkının çoğunluğu tarafından sevilen bir Başbakan... - Gerek Kültürel (Dinî) açıdan gerekse örf, âdet, gelenek, görenek ve ahlâki açıdan halkıyla bütünleşmiş olan bir Başbakan - İstese, hiç engeli olmadan, elde edebileceği en yüksek dünyevî bir makam olan CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI KONUSUNDA bile: "Cumhurbaşkanı adayı olsam da, Başbakan olarak kalsam da bir dönem ara versem de hizmete her yerde devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda henüz kararımı vermedim. Nefsim doğrultusunda karar vermem. Çünkü ben şuna inanırım: Bâki eserler fâniler üstünde olamaz. Bu meseleyi de değerlendireceğiz, istişâre edeceğiz.

8 8 Takdir-i ilâhiye inanırım. Bu kararı her kararımızda olduğu gibi önce halk, sonra sizler belirleyeceksiniz. Halk ne derse, siz ne derseniz o " diyebilen ve Memleketinin menfaatlerini, şahsî çıkarlarından, parti memfaatlerinden üstün tutan bir Başbakan - Reisicumhurluk Makamı için, nefislerini okşayan niyet, söz ve temayülleri duyar duymaz, sözlerinde ya da görev ve ciddiyetlerinde hemen birer başkalaşım hissedilen, ne oldum delisi bâzı yüksek düzeyli kişilerin birden bire, gerekirse, kırk takla atacakları intibâını vermelerine karşı, elini uzatsa, o Reisicumhurluk Makâmı nı elde edebileceğini bildiği hâlde: Nefsim doğrultusunda karar vermem! Bâki eserler fâniler üstünde olamaz. istişâre edeceğiz. Takdir-i ilâhiye inanırım. Halk ne derse, siz ne derseniz o sözleri ile hizmeti birinci plânda tutarak, makam ve ihtişamı ikinci plâna aldığının işâretlerini veren ve bu söyledikleri doğrultusunda olduğunu da yaptıklarıyla gösteren bir Başbakan - Gerek partisinde sâhip olduğu bâzı milletvekillerinin ve gerekse bâzı bakanlarının ikiyüzlü ya da dalgalı tavırlarına karşı, Sırf Vatan ve Milletimiz in selâmeti için sabreden bir Başbakan Daha da sıralanabilir İnanınız, yaptıklarını görmesem, sırf lafa bakarak bu sözleri söyleyecek bir insan değilim, ben Ama bütün bunlar sonunda söylemek zorunda olduğumu hissediyorum da söylüyorum. BU ÜÇ Yukarıda para işlerinden pek anlamam demiştim. Ama ben Türkiye yi, Türkiye Türkiye Gemisi ni gözlüyorum. Ben, vatandaşın geçmişteki refah durumuyla şimdiki durumuna bakıyorum. Görünen köy kılavuz istemiyor. Çalışan insanlar her zaman hatâ yapar, yapacaktır da Hatâ yapmamanın bir yolu var, o da çalışmamak, belli bir zaman dilimi içinde keyif sürmek, har vurup harman savurmak, geçmişte olduğu gibi, etkin güçlerin sözlerinden çıkmamak ya da çıkamamak Sonra, Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. derler Anladığım kadarı ile sıralamış Haber10, Erdoğan: Ahmet Necdet Sezer'den çok çektim, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi:

9 9 oldukların şeyler, bu kâbilden tarz ve üslup farkına giren şeyler olmalı ki, bence esastan olmayan şeyler bunlar Yukarıda Peygamber (SAV) Efendimiz i bile sevmeyenler vardı demiştim. İllâ tenkit etmek için bir şey söyleme mecbûriyeti yoksa sırf tenkit etmek için bir şeyler söylemek gibi bir hatâ içinde değilsek, bu söylenenler ancak yerinde saymaktan ileri geçemeyecek şeyler gibi geliyor, bana Ya da bunlar bakış açısından ileri gelebilir ama samîmi olarak çalışan bir insan için söylenmesinin pek kıymeti yok Çünkü halkımız, esen rüzgâra göre değil, gözlemlerine yapılan hizmete, karşılaştırmalarına göre karar veriyor. BU DÖRT Paylaşmış olduğum ve de yorum yapmış olduğun yukarıdaki fotoğraftakiler de yazdıklarım da gerçekleri yansıtıyor. Evren nasıl gerçek ölçüler üzerinde duruyorsa, Kültürel gerçek ölçülerin belli değerlerinin korunabildiği sürece de gelecekten ümitli olabiliriz. Bütün bu görüş farklarını, geçmişte ne yazık ki, insanlarımızın bir kısmının beyinlerinin gerçek dışılıklara alıştırma çabalarından doğan menfaat ilişkilerinin kökleşerek dallanıp herkesi etkisi altına alma gayretlerinin birer yansıması olarak değerlendirmek gerekiyor. İlk kez halkın bu gerçek dışılıkların farkına varması, bunun, bütün menfaat çevreleri ile onların emperyalist ortaklarını şaşırtması, çok ilginç fotoğraflar sergiliyor, bu günlerde Nasıl sergiliyor? Şöyle ki, bu sıralarda, Kedi eskisi gibi mama yemiyor, artık Esenlikler diliyorum NOT: Kültürel sapma olmadığı müddetçe, yalnızca Başbakan değil, herkesin hakkını savunmak zorunda olduğumu hissediyorum. Ne zamâna kadar? Güveni ortadan kaldıracak bir sapma olana kadar, tabiatıyla