İKİ BOYUTLU TERÖR TARTIŞMA!

Transkript

1 Fiyatı 25 Kr IUC Başkanı Azizoğlu nun Paris e bakışı: İKİ BOYUTLU TERÖR 12 den vuran TARTIŞMA! Fransa da yayımlanan ve Hz. Muhammed e hakaret içerin karikatürleriyle tepki gören Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıda 12 kişinin hayatını kaybetmesi dünyanın bir numaralı gündem maddesi olurken, İslam dünyasında terör yüzünden hayatını kaybedenlere karşı duyarsız kalınması da tartışılıyor. Diyanet İşler Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez in son 10 yılda 12 milyon Müslümanın katledildiğini söylemesi ve 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik demesi, medyada farklı farklı yankı buldu. GÖRMEZ GÖSTERDİ 30. İl Müftüleri İstişare Toplantısında konuşan Diyanet İşler Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam dünyasındaki teröre duyarsız Batıyı eleştirdi. Görmez; "Bir tarafta son 10 yılda İslam coğrafyasında acılarla kıvranan 12 milyon insan katledildi, yok edildi ama geçen hafta Paris'te, yine hiçbir şekilde hiçbir müminin, hiçbir aklıselimin kabul etmeyeceği, 12 insan hunharca katledildi. 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik" HABERİ 12. SAYFADA Uluslar Arası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, Fransa da yaşanan eylemlerin iki boyutlu vahşi acımasız hiçbir evrensel değer, demokratik hak ve düşünce özgürlüğü ile bağdaşmayan birbirini tetikleyen eylemler olduğunu söyledi. Azizoğlu, Hiçbir Müslüman bireyin vicdanında kabul edemeyeceği ve şiddetle ret edeceği iki boyutlu terörizmdir Azizoğlu, teröristin hangi dine ve inanca mensup olursa olsun terörün hiçbir din, inanç, ırk, renk veya kültürle anılamayacağını belirtti ve Cinayetler İslami olamaz İslam adına olamaz ifadesini kullandı. HABERİ 12. SAYFADA Uluslar Arası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu Ankara da MTTB üyesi bir grup, Cumhuriyet gazetesinin Charlie Hebdo dergisinden bazı karikatürleri yayınlaması üzerine Ankara bürosu önünde basın açıklaması yaparak yayını kınadı. İstanbul da ise, gazetenin Şişli'deki binası çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Polis ekipleri, zırhlı araçlarla gazete binası önünde tedbir alırken, gazete binasına çıkan sokaklara emniyet güçleri tarafından barikat kuruldu. Daha sonra barikatlar kaldırılarak gazete önündeki İstiklal Sokak yaya ve araç trafiğine açıldı. Altındağ ın gururu olan REKOR Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri, rekora koşuyor. Açıldığı ilk günden itibaren Altındağlı kadınların büyük ilgi gösterdiği ve her geçen gün büyüyen Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri üye sayısı 50 bine yaklaştı. 4 TE Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 8. Sayfada Fehmi Koru Dünyanın iler tutar hali kalmadı 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 8. Sayfada Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Keçiören in Türkiye nin parlayan yıldızı olduğuna dikkat çekerek, Bunun sırrı vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentisine göre hizmet vermektir. Önce ihtiyacı belirliyor, sonra inşa ediyoruz 6 DA www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz Gazetemizi Türkiye'nin 2014 yıl sonunda milyar dolar olması tahmin edilen enerji faturasının, petrol fiyatlarının 50 dolar civarında kalması durumunda 2015 yılında neredeyse yarı yarıya azalacağı öngörülüyor. Brent türü ham petrolün varil fiyatı, 2014 Haziran ayında 115,67 dolarla yılın en yüksek seviyesine ulaşmasının ardından küresel petrol arzının artacağı, talep tarafının ise düşük kalacağı beklentisiyle yüzde 60 düşerek, yaklaşık 6 yılın en düşük seviyesi olan 45,16 doları gördü. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi /yedigun.gazetesi ÖNEMLİ OLAN sağlıklı ayakkabı Ankara Umum Ayakkabı ve Çantacılar Odası Başkanı Hüseyin Uzun, Ayakkabıda estetiği değil sağlığı ön planda tutun Başkan Uzun son günlerde gündeme gelen Kansorejen ayakkabılar ve Çin ürünleri ni gazetemize değerlendirdi. Kenan ERGEN in röportajı 4. SAYFADA Soğukta sıcak ikram Yenimahalle Belediyesi 5 yılda 550 bin kişiye, soğuk kış sabahlarında çorba ikram etti. HABERİ 5 TE

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN Hadise İngilizce albümü ile yurtdışına açılacak İSTANBUL - Sanatçı Hadise yıllardır yapmak istediği İngilizce albüm için kolları sıvadı. Bugüne kadar yorumcu kimliğiyle tanınan Hadise, kendi yazdığı İngilizce şarkılarla yurtdışına açılacak yılında piyasaya sunduğu 'Stir Me Up' şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken ve Türk dinleyiciden gördüğü ilgi üzerine Belçika'daki kariyerini Türkiye'ye taşıyan Hadise, yıllardır kendisinden İngilizce albüm bekleyen hayranlarına sürpriz yapacak. Çıkaracağı albüm için İngilizce şarkı sözleri yazan Hadise, dünyaca ünlü bir müzik şirketiyle görüşmeler yapıyor. Hadise nin yazın piyasaya çıkan Tavsiye albümü zirvedeki yerini koruyor. İki şarkısına klip çeken sanatçı, sırayla bütün şarkılarını kliplendireceğini söyledi. Türkçe, Flamanca, Fransızca ve İngilizce olmak üzere 4 dil bilen Hadise ye ise ilham sadece İngilizce geliyor. Albümde kendi bestelediği şarkılar da olacağını belirten Hadise, Hislerimi İngilizce yazabiliyorum. Duygularımı Türkçe doğru ifade edemiyorum. Şarkı yazarken acı çekmek lazım. Acılar bana ilham getiriyor diye konuştu. Avrupa ya açılsa da her zaman Türkiye de olacağını belirten Hadise, Burası benim toprağım, hiçbir yere gitmeyeceğim Ünlü komedyenlerin Demet sevdaları İSTANBUL - Ünlü komedyenler yeni filmlerinde başrolü Demetler e verecek. Ata Demirer e Demet Akbağ, Şahan Gökbakar a Demet Akalın, Cem Yılmaz a Demet Evgar (Sağda) eşlik edecek. Son dönemde çekilen filmler arasında Mahsun Kırmızgül ün Mucize si rekora koşarken, gişe rekortmeni komedyenler de boş durmuyor. Yeni filmi için hazırlıklara başlayan Ata Demirer, Eyvah Eyvah filmlerini çektiği Çanakkale nin Geyikli ilçesinden sonra rotasını İzmir e çevirdi. Veteriner Niyazi Gül: Büyük Tehlike isimli filmine 1 hafta sonra motor diyecek olan Demirer, Çeşme, Bornovo, Alaçatı da çekim mekanı arıyor. Demirer in filmi mayıs ayında vizyonda olacak. Sanatçı, cast çalışması süren projede başrolü usta sanatçı Demet Akbağ la paylaşacak. Recep İvedik serileriyle Türk sinema tarihine geçen Şahan Gökbakar, yeni filminde bir pazarlamacının hikayesini anlatacak. "Bu filmde size Osman Pazarlama ve Sanayi A.Ş'nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Osman Şaşmaz'ın hikayesini anlatacağız" diyen Şahan Gökbakar, filmde ünlü popçu Demet Akalın'ın da rol alacağını açıkladı. Russell Crowe un Çanakkale Savaşı nı anlattığı Son Umut filmiyle vizyonda olan Cem Yılmaz, kendi filmi için de çalışmalara başladı. Yılmaz, henüz senaryo aşamasında olan projesini şimdilik sır gibi saklıyor. Yakın dostları Ozan Güven ve Zafer Algöz e rol verecek olan Cem Yılmaz ın filminde kadın oyuncu olarak Yahşi Batı nın yıldızı Demet Evgar ın adı geçiyor. Ünlü Fransız komedyene terör soruşturması PARİS - Fransız ünlü komedyen Dieudonne M'Bala hakkında, teröre destek veren açıklamalarda bulunduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, Dieudonne olarak bilinen Fransız komedyenin, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabından yaptığı "Je me sens Charlie Coulibaly" (Kendimi Charlie Coulibaly gibi hissediyorum) paylaşımıyla ilgili gerekli işlemin başlatılacağını duyurdu. Paris Savcılığı da, Dieudonne'nin bu ifadeleri hakkında teröre destek suçlamasıyla soruşturma açtı. Fransa'da Je suis Charlie (Ben Charlie'yim) sloganı, Charlie Hebdo kurbanlarını anmak için kullanılıyor. Coulibaly ise, Musevilerin işlettiği markete saldıran ve 4 kişinin ölümüne neden olan Amedi Coulibaly'nin soyadı. Dieudonne, geçen yıl yapıtığı bir şovda Yahudi karşıtı ifadeler kullandığı gerekçesiyle 65 bin avro para cezasına çarptırılmış ve ülke çapında birçok şehirde sahne alması yasaklanmıştı. Ülkedeki Yahudi dernekleri, ünlü komedyen hakkında defalarca suç duyurusunda bulunmuştu. Komedyen, "halk arasında ırkçı nefreti körüklemek" suçundan daha önce yedi kez mahkum olmuştu. Vizyona yeni girecek filmler FATİHİN FEDAİSİ Başrolde Fatih Usta nın Kara Murat ı oynadığı filmin fragman çekimleri yapıldı, seti ise Haziran ayında start alacak. Dünya çapında satış ve pazarlaması, Centre Media ve Şebeke Creative Team tarafından yürütülecek olan Kara Murat Mora nın Ateşi, Türkiye de Ocak 2015 de Pinema Film in dağıtımıyla sinema izleyicisine ulaşacak. Film 3 yıldan uzun bir süredir tamamlanamamıştı. HACKER İzinli olarak salıverilmiş bir suçlu olan Nicholas Hathaway (Chris Hemsworth) Amerikalı ve Çinli partnerleriyle birlikte büyük bir siber suç çetesini Amerika'da, Hong Kong'da ve dünyanın çok değişik yerlerinde kovalayacaktır. MAZLUM KUZEY Başrolünde Önder Açıkbaş ın yer aldığı, Çorum'un dünyaya armağanı, genç kız rüyası, fantazi müziğin prensi Mazlum Kuzey in, can yoldaşı Tıfıl la birlikte yaşadıkları çok güldürecek! Türk Sineması na unutulmayacak bir kahraman hediye etmeye gelen Mazlum Kuzey de, Önder Açıkbaş,Turan Selçuk Yerlikaya, Seçil Buket Akıncı, Dilberay, Gülten Çelik, konuk oyuncu olarak da Murat Dalkılıç, Tolgahan Sayışman, Kahtalı Mıçı, Bahtiyar Engin, Yüsel Aytuğ ve Erkan Can yer alıyor. 05:58İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 06:00 Yamak Ahmet 06:40 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:10 İyi Fikir 13:15 Ana Ocağı 14:55 Dizi Klip 15:00 Elde Var Hayat 16:15 1'de Bugün 16:30 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Seksenler 23:00 Yerli Dizi 01:15 Ana Ocağı 02:30 Avrupa Avrupa 04:05 İyi Fikir 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Jurassic Park 23:10 Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru 01:10 Hayat Devam Ediyor 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 16:40 DOLU DOLU ANADOLU 17:40 GAGGUK 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA HELLBOY 22:20 KICKBOKS GECESİ CANLI 00:00 YABANCI SİNEMA İNFAZ SINIR DEVRİYESİ-TEKRAR 01:15THE UNIT (EKİP) TEKRAR 02:00Y ABANCI SİNEMA DA VİNCİ ŞİFRESİ-TEKRAR 06:00 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:00 Aramızda Kalsın 22:00 Reaksiyon 06:15 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 8 08:45 Aramızda Kalmasın 12:00 Para Bende 13:30 Oynat Bakalım 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 20:00 Kaçak Gelinler 23:15 Ütopya 00:30 Ver Fırına 01:45 Aramızda Kalmasın 04:00 Arda nın Mutfağı 05:00 Para Bende 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Kurtlar Vadisi Pusu 23: Acil 20:00 ARAMIZDA KALSIN Celepoğlu Ailesi esrarengiz ev sahibinin sırrını çözebilecek mi? Evlerini son anda kurtaran Celepoğlu ailesinin önünde şimdi çözülmesi gereken yeni bir soru vardır: Evi kim aldı? Ailenin elindeki tek ipucu, Bahattin'in kapının önünde bulduğu imzasız mektuptur. Aile fertleri mektubun başına geçip ipuçlarından bu iyi kalpli, esrarengiz yeni ev sahibinin kim olduğunu anlamaya çalışır. Elmas'ın yıllar önce ortadan kaybolan eski eşi Kaptan Yekta, Yadigar için defalarca fedakarlık yapan Şahin Altındağ ve Katar turnesinden altın saatle dönen Battal şüpheliler arasındadır. Orjinal İsmi:Hellboy Yönetmen:Guillermo Del Toro Oyuncular:Ron Perlman, Doug Jones, Selma Blair Yapım Yılı:2004 Tür:Aksiyon/Fantastik/Bili m Kurgu Cehennem alevleri içinde doğan Hellboy, yeryüzüne kötü ruhlu çılgın bir adam olan Grigori Rasputin tarafından kötülük yapması için getirilmiştir. Ahiretin habercisi olan Hellboy, Profesör Broom yönetimindeki Müttefik Kuvvetler tarafından kurtarılır. 19:45 HELLBOY 20:00 KURTLAR VADİSİ Polat Alemdar, Brandon a kim olduğunu hatırlaması için bir not bırakır. Evinin etrafındaki akrepleri ise ateş çemberi beklemektedir.sagir in tüm dünyaya söyleyecekleri vardır ve Canlı yayını izleyenler azılı bir teröristin itiraflarından fazlasını duyacaklardır.fehmi cephesinde konsey hazırlıkları devam etmektedir. Gücün yoluna çıkan herkes etrafa savrulmaya devam edecektir.erhan sonunda uzun zamandır hayalini kurduğu yerdedir. Avcıyken av olma tuzağına düşme tehlikesi ise hemen yanı başında onu beklemektedir. Cahit konsey için altınların peşine düşer fakat hiç beklemediği bir isim ondan önce davranmıştır.elif ve Leyla kendilerini hiç beklemedikleri bir tehlikenin tam ortasında bulurlar. Üstelik kaçacak hiçbir yerleri yoktur.

3 bölge haberleri 3 Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, yapılan çalışmalarla uyuşturucu kaçakçılarının, Türkiye hattını artık riskli olarak görmeye başladıklarını belirtti. Dedektör Köpekler sertifikalarını aldı THK imaj yenileyecek ANKARA - Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Suriyelilere çalışma izni verilmesi gerektiğini belirterek, "Suriyeli sığınmacıların çalışabilmesi için belli bir mevzuat içerisinde ve Türkiye'nin dengeleri dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalıdır" Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esed zulmünden ve IŞİD teröründen kaçarak Türkiye'ye gelen Suriyeli sayısının her geçen gün arttığına dikkati çekerek, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde yaklaşık 1,5 milyon Suriyelinin yaşamlarını sürdürdüğünü hatırlattı. Türkiye'nin açık kapı politikasıyla kamplardaki göçmenlere dünya standartlarının üstünde bir hizmet verdiğini ifade eden Arslan, kampların dışındaki Suriyelilerin çoğunluğunun hayatlarını sürdürebilmesi için karın tokluğuna ve kayıt dışı olarak çalıştırıldığını belirtti. Arslan, binlerce Suriyeli sığınmacının yaşadığı durumun büyük bir sorun teşkil ettiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Suriyeli sığınmacıların akınının ardından özellikle kentlerin sosyal dokusu ve işgücü piyasaları, önemli ölçüde etkilenmiş durumdadır. Nüfus patlamasının yaşandığı illerde iş gücü piyasasındaki arz talep ANKARA - Türk Hava Kurumu (THK) Başkanı Vacit Öktem (sağda), eskiden havacılık faaliyetleriyle anılan kurumun, usulsüzlüklerle kamuoyu gündemine gelmesi sonrası önlerinde zor bir sürecin bulunduğunu belirterek, "Kurumdaki usulsüzlük iddiaları, kurumu bağlamaz. Bu iddialar, kurumun kişiliğini ortadan kaldırmaz. Halkımız bize güvensin, yeni bir anlayışla kurumu çok daha iyi bir hale getireceğiz" Öktem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1925'te Atatürk tarafından kurulan THK'da ilk kez bir şube başkanının genel başkan seçildiğini söyledi. Başkanların büyük çoğunluğunun atama yoluyla geldiğini belirten Ökten, "Ben ilk defa şube başkanı olarak seçimle geldim. 30 yıl Adapazarı Şube Başkanlığı görevini yürüttüm" diye konuştu. Şube başkanlarının bir kuruş almadığını, fahri olarak görev yaptıklarını anlatan Öktem, "Dolayısıyla şube başkanları bu kurumun asıl sahipleri. İlk defa kurumun asıl sahiplerinden birisi genel başkan oldu" ifadesini kullandı. Önlerinde zor bir sürecin bulunduğunu. eskiden havacılık faaliyetleriyle anılan kurumun, usulsüzlüklerle kamuoyunun gündemine geldiğini anımsatan Öktem, usulsüzlük iddialarının kurumu bağlamadığını belirtti. Öktem, şunları kaydetti: "Bu iddialar, kurumun kişiliğini ortadan kaldırmaz. Biz, hala bu faaliyetlerimize çok daha enerjik bir şekilde devam edeceğiz. Kurumun asli faaliyeti olan sportif havacılığa öncelikle önem vereceğiz. Şimdiye kadar ticari şirketler kurulmuş. Bunların içinde kuruma faydalı olan da var, kuruma yük getiren şirketler de var. Bunların hepsini gözden geçireceğiz. Yeni bir yönetim anlayışı ortaya koyacağız. Bankalarla ticari ilişkilerimiz konusunda yeni bir yapılaşmaya gideceğiz. Ama mutlaka içinde bulunduğumuz durumu bir an önce daha iyiye, daha güzele götürmeye gayret edeceğiz. Bizi bekleyen ilk sorun, halkımızın nezdinde olan itibar kaybını tekrar ayağa kaldırmak ve halkımızın bize olan güvenini sağlamak. Halkımız şimdiye kadar bize çok güvendi, çok destek oldu. Biz de onları yanıltmamayı umuyoruz." "Ama en büyük projem itibar kaybını gidermek, halkımızın tekrar güvenini kazanmak, gençlerimize havacılığı sevdirmek" diyen Öktem, dengesi sarsılmış, işgücü piyasasını olumsuz etkileyebilecek boyutlara ulaşmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işgücü piyasasında bozulan dengelerin yeniden tesis edilmesi, Suriyelilerin büyük şehirlere göçünü engellenmesi ve Suriyelilerin sadece ikamet ettiği ilde çalıştırılması yönünde bir hazırlık yapıldığı anlaşılmaktadır. Suriye başta olmak üzere bölgede yaşanan savaş ve terör ortamı dikkate alındığında, sığınmacıların Türkiye'de uzun vadede kalma riski ile karşı karşıya olduğumuz görülüyor. Bu nedenle yaşanan uyum sorununu çözmek için çeşitli önlemler alınması gerektiği bir gerçek. Literatürde 'göç ve kalkınma' şeklinde bir yaklaşım bulunmakta. Göçmenlerin belli oranda kendi istihdamlarını geliştirdiklerini de unutmamak gerekir." Türkiye'nin bölgesel, yöresel ve küresel bir aktör olarak duruş sergilemesiyle birlikte, sivil toplum örgütlerinin de aynı duruşa uygun tavır almasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Arslan, Hak- İş'in sorumluluğunun bilincinde olduğunu ve bu bilinçle çalışmalarını yürüttüğünü söyledi. Sendika ve insan hakları savunucusu bir sivil ANKARA - Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, yapılan çalışmalarla uyuşturucu kaçakçılarının, Türkiye hattını artık riskli olarak görmeye başladıklarını belirtti. Bakan Canikli, Akyurt'taki Eğitim Dairesi Başkanlığında düzenlenen Dedektör Köpekler ve Eğitmenleri Sertifika Töreni'ne katıldı. Hükümetin önem verdiği uyuşturucuyla mücadelenin, herkes için önemli konulardan biri olduğunu ifade eden Canikli, "Türkiye bir taraftan uyuşturucu ticaretinin önemli geçiş noktalarından biri olurken diğer taraftan da hedef ülke haline gelmiştir" diye konuştu. Son yıllarda uyuşturucu tacirlerinin Türkiye güzergahını kullanmaması ve hedef ülke olarak Türkiye'ye girmemesi konusunda çalışmalar gerçekleştirildiğini anlatan Canikli, uluslararası kuruluşların raporlarında, Türkiye'nin uyuşturucuyla mücadeledeki başarısının kabul edildiğini ve kayıt altına alındığını kaydetti. Doğu Avrupa güzergahında ortaya çıkan yakalamaların yüzde 94'ünden fazlasının Türk güvenlik ve kolluk güçleri tarafından gerçekleştirildiğini ifade eden Canikli, bunun artarak devam ettiğini söyledi. Canikli, uyuşturucuların Türkiye'ye girişinin engellemesi ve ülkenin geçiş noktası olarak kullanılmaması çerçevesinde yapılan çalışmalarla 2014'te bin 200 kilogram eroin, 140 kilogram kokain, 111 kilogram esrar, 202 kilogram bonzai, 682 bin adet ectacy ve 92 kilogram da diğer uyuşturucu türleri olmak üzere değeri 182 milyon lira olan 2 ton uyuşturucu ele geçirildiğini bildirdi. Canikli, diğer mücadeleci kuruluşlarla yapılan ortak çalışmalarla 240 kilogram eroin, 110 kilogram kokain ve 23 kilogram esrar ele geçirildiğini belirtti. Yapılan çalışmalarla uyuşturucu kaçakçılarının Türkiye hattını artık riskli olarak görmeye başladıklarına dikkati çeken Canikli, "Türkiye'nin ana güzergah olarak kullanıldığı ve belirlendiği rotanın başka rotalarla değiştirilmesi noktasında kaçakçıların çalışmalar yapmaya başladıklarını Birleşmiş Milletlerin ilgili kuruluşlarının raporundan ve istihbarat bilgilerden anlıyoruz" diye konuştu. Gelecek dönemde X-Ray cihazlarının daha etkili şekilde kullanılmasıyla Türkiye'nin ana güzergah olduğu hattın, kaçakçılar tarafından büyük oranda kullanılmaz hale geleceğini ifade eden Canikli, "Çünkü uyuşturucu ticareti her türlü yöntem ve yol kullanılarak yapılmaktadır" Kaçakçılarının kullandığı yöntemler hakkında bilgi veren Canikli, araçların, konteynerlerin, hızlı kargoların X-Ray cihazıyla taranmasıyla kaçakçılığın büyük oranda önleneceğini söyledi. Canikli, "X-Ray cihazlarının etkin bir şekilde kullanılmasıyla artık Türkiye hattı kaçakçılar tarafından cazip olmayan, daha da riskli, kullanılmayan güzergah haline gelecektir. İnşallah 2016 sonu itibariyle de bu projemizi büyük oranda hayata geçirmeyi planlıyoruz. Türkiye'ye giren ve çıkan araçların ve eşyaların teknolojinin bütün imkanları kullanılarak denetimden geçirilmesi son derece önemli" diye konuştu. Uyuşturucuyla mücadelede önemli araçlardan biri olan dedektör köpeklerin, ilk kez 1998'de gümrüklerde kullanılmaya başladığını anlatan Canikli, "O tarihten bu yana 20 ton uyuşturucu, 11 milyon adet sentetik uyuşturucunun yakalanmasında dedektör köpeklerin etkisi çok büyüktür" Şu an itibariyle 62 adet köpeğin gümrüklerde kullanıldığını dile getiren Canikli, 2014 ekim ayı itibarıyla dedektör köpeklerin Bakanlığın tesislerinde eğitilmeye başlandığını bildirdi. Söz konusu eğitim tesisinde yılda 60 dedektör köpeğin eğitiminin gerçekleştirilebileceğini anlatan Canikli, söz konusu tesiste 6 dedektör köpeğin eğitiminin tamamlandığını, 18 dedektör köpeğin ise eğitiminin sürdürüldüğünü kaydetti. (AA) kurumun asli faaliyeti olan sportif havacılığı ön plana çıkarmaya çalışacaklarını söyledi. Öktem, THK'yı ticari kaygıyla hareket eden kurum olmaktan çıkaracaklarını belirtti. Şube başkanı olarak genel başkan seçilmesinin kendisine ayrı bir sorumluluk yüklediğine işaret eden Öktem, "Benim başarısız olma şansım hiç yok. Kazara başarısız olursam ki eylülde yeniden genel kurulumuz var, bir daha hiçbir şube başkanını ne aday gösterirler, ne de bir şube başkanı aday olma cesareti gösterebilir. O nedenle ben, kendi adıma değil, tüm şube başkanları adına elimi taşın altına koydum" diye konuştu. (AA) Hak-İş'ten, Suriyeli istihdamına destek toplum örgütü olarak, "Suriyelilere çalışma izni verilmesin" diyemeyeceklerini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu: "Yurtdışında yaşayan Türkler için bir sendikacının 'Türklere iş vermeyin' demesini onaylamıyorsak, bizler de Suriyeliler için çalışmasınlar diyemeyiz. Esed, IŞİD ve bölgedeki diğer terör örgütlerinin zulmünden kaçarak ülkemize sığınmış insanlara 'ne yaparsanız yapın' diyemeyiz. Bölgede varolan kayıtdışı istihdamı, düşük ücretle, uygunsuz koşullarda çalışmayı Suriyeli sığınmacıların evlerinden, yurtlarından uzakta yaşadıkları sorunları görmezden gelemeyiz. Belli bir mevzuat içerisinde ve Türkiye'nin de dengeleri dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalı. Çalışma hayatını doğrudan ilgilendiren bu düzenlemeler hayata geçirilmeden önce hükümet-işçi-işveren taraflarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı ulusal ve yerel düzeyde sosyal diyalog mekanizmaları işletilmeli. Yapılacak düzenlemeler sosyal tarafların da görüşleri alınarak ve hassasiyetleri dikkate alınarak hayata geçirilmelidir." (AA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Dünyanın iler tutar hali kalmadı GÖRÜYORSUNUZ olanı, değil mi: 17 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan Paris teki eylemin sebebi, bir söylentiye göre, Charlie Hebdo Gazetesi nde birkaç yıl önce çıkan karikatürlerdi; iki kardeş Siz bizim Peygamber imizin karikatürünü basarsınız ha diye celallenmiş ve dergiyi basmıştı... Normalde birkaç bin satan dergi, öfke çeken karikatürün de içinde yer aldığı yeni sayısını 3 milyon adet basıp bugün bütün dünyaya dağıtıyor... Bir gazetenin bizde de derginin Türkçe sini okurlarına hediye edeceğini işittim... Fıkrayı bilirsiniz: Osmanlı döneminde, Yeniçeri, kılığından Musevi olduğunu anladığı birinin boynuna kılıcını dayamış, Siz bizim Hz. İsa Efendimizi öldürürsünüz ha! diye adamı sıkıştırmış... Musevi can havliyle O dediğin iki bin yıl önceydi diye bağırınca, Yeniçeri Ben yeni duydum cevabını vermiş... Paris te yaşayan iki kardeş de olanı bizim Yeniçeri gibi geç duyanlardan... Dost kalemlerden bazısı, 7 Ocak günü Paris te yaşananla Sivas taki Madımak Oteli faciası (2 Temmuz 1993) arasında irtibat kurulmasına kızıyor; oysa aradaki benzerlikler her geçen gün biraz daha artıyor... Şimdi her yer Paris e dönecek; Paris teki eylemler yüzünden... Ve kimbilir, dünyanın nerelerinde insanlar, herkesin unuttuğu bir karikatürü yıllar sonra dert ederek ölümcül bir eyleme kalkışan o iki kardeşin ateşlediği yangının kurbanı olarak hayatlarını kaybedecek... Gelin de, bu olayın ardında başka eller aramayın bakalım... Yine de bizde Bu bir komplodur diyen pek çıkmadı; çıktıysa bile fazla ilgi çekmedi. Oysa dünyanın hemen her tarafında insanlar, Paris teki eylemi, daha ilk anından itibaren kuşkuyla karşıladı. Rusya da yönetime yakın bir televizyon kanalı, itibarlı bir düşünce kuruluşunun başkanını ekrana çıkarıp eylemi yorumlattı. Adam, Baştan başa istihbarat oyunu teşhisi koydu eyleme... Eylemcilerin sonunda öldürülmeyi kafaya koyduğu halde eylemlerini yüzü maskeli yapmasından dergi idarehanesinin bulunduğu sokağın tam eylem sırasında bomboş görüntüsüne, öldürülen polise açılan ateşin istikametinden eşzamanlı ikinci eyleme ve eylemcinin Yahudi marketine sığınmasına kadar bir dizi garipliğe dikkat çekenler oldu. Markette olduğu söylenen kadın eylemcinin, eylemlerden günler önce, İspanya dan gelip Türkiye üzerinden Suriye ye geçmesi, olaya komplo gözüyle bakanlar açısından işin tuzu biberiydi. Dün de ortaya, liderlerin resmi geçidiyle ilgili görüntünün gerçeği yansıtmadığına dair fotoğraflar atıldı. Meğer, yüz binlerle birlikte kalabalıkların önünde yürüdüklerini sandığımız devlet adamları, aslında diğer göstericilerden tecrit edilmiş halde dururlarmış... Baştan başa istihbarat oyunu diyen Rus düşünce adamının kulakları çınlamıştır. Olan bitene bakıp Rusya ile Çin in yakınlaşmasına Batı nın cevabı diyen de var, İslam dünyasını hedef alan bir planın parçası olarak gören de... Türkiye yi işin içine katmaları da manidar. Gerçeğin ne olduğunu bilemesem de olayın erken bir sonucunu fark edebiliyorum: Eylemlere tepki bizde bile safların ayrışmasını getirdi... Günler geçsin, bu ayrışma, pek çok alanda yaygınlaşacaktır. Sadece bizde değil, dünyanın dört bir tarafında... Endişem de bu tablodan kaynaklanıyor zaten: Komplo veya değil, fark etmez, ancak olayın komplo olabileceği yolundaki izlenim ve yorumlar, hepimizin bundan sonra meydana gelecek gelişmelere sağlıklı bakmamızı sakatlayabilme özelliği taşıyor. Dünya 7 Ocak eylemlerinden sonra, öncesinden farklı bir dünya olacak Ocak 2015/ HABER TÜRK Ankara polisinden zehir tacirlerine darbe ANKARA - Başkentte, 2014 yılında 843 kilogram eroin, 1 ton 483 kilogram esrar, 7 kilogram 670 gram kokain ve 21 kilogram bonzai ele geçiren narkotik timleri, bin 53 kişiyi de uyuşturucu madde ticareti yaptıkları gerekçesiyle gözaltına aldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından geçen yıl düzenlenen operasyonlarda, 843 kilogram eroin, 1 ton 483 kilogram esrar, 7 kilogram 670 gram kokain, 21 kilogram bonzai, 76 bin 591 adet ecstasy, 56 adet captagon, 3 bin 332 adet yeşil ve kırmızı reçeteye tabi sentetik ilaç, 343 gram afyon sakızı, 397 gram metanfetamin ile 19 bin kök kenevire el koydu. Operasyonlarda, 4 bin 599 kişi uyuşturucu madde kullandıkları, bin 53 kişi de bu maddelerin ticaretini yaptıkları iddialarıyla gözaltına alındı. Bu kişilerden 488'si mahkemece tutuklandı. (AA) fkoru@htgazete.com.tr

4 4 Güncel Sohbet adlı röportaj serimizde bu hafta Ankara Umum Ayakkabı ve Çantacılar Odası Başkanı Hüseyin Uzun konuk oldu. Başkan Uzun ile son günlerde gündeme gelen Kansorejen ayakkabılar ve Çin ürünleri ni konuştuk. Uzun, sağlıklı bir ayakkabının nasıl olması, nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili önemli ipuçları verdi. ANKARA Sarıkamış şehitleri Keçiören de anıldı KEDEM, Sarıkamış şehitleri anısına şiir okuma yarışması düzenledi. Yarışmaya katılan öğrenciler şiirlerini 100 yıl önce Sarıkamış şehitleri için okudu. Ankara Umum Ayakkabı ve Çantacılar Odası Başkanı Hüseyin Uzun: Ayakkabıda estetiği değil; Güncel sohbet sağlığı ön planda tutun RÖPORTAJ KENAN ERGEN -Sayın Uzun, sizi kısaca tanıyabilir miyiz? yılında Ayakkabıcılık mesleğine girdim. 10 yıl işçi olarak çalıştım. 26 yıl Ankara Umum Ayakkabı ve Çantacılar Odası nda çeşitli kademelerde görevlerde bulundum. Son 3 dönemdir de başkanlık görevini sürdürüyorum. Ahi Evran Mesleki Eğitim Merkezi Çıraklık Okulu nda 7 yıl usta öğreticilik yaptım. Ayakkabıcılık ile ilgili dersler verdim. Yine ayakkabıcık sektörüyle ilgili bir kooperatifte 13 yıl başkanlık yaptım. Mesleğimizin ve odamızın sorunlarını yakından bildiğim için, -eksik olmasınlar- üyelerimizin tercihiyle 3 dönemdir başkanlık görevini sürdürüyorum. -Ayakkabıcılık sektörünün sorunları nelerdir? -Ayakkabıcılık sektöründe sorunumuz çok. Biraz da karma bir oda olmamızdan kaynaklı... Çantacılar, ayakkabıcılar, çadırcılar Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri 50 bin üye rekoruna yaklaştı Altındağ Belediyesi Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri, rekora koşuyor. Açıldığı ilk günden itibaren Altındağlı kadınların büyük ilgi gösterdiği ve her geçen gün büyüyen Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri üye sayısı 50 bine yaklaştı yılında ilk kez Beşikkaya Mahallesi nde açılan Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi nden sonra, yıllar içerisinde Altındağ da 24 mahallede yeni merkezler açan Altındağ Belediyesi, her geçen yıl daha fazla Altındağlı kadının hayatını değiştirmeyi başardı. Üye sayısı 50 bine yaklaşan 24 Kadınlar Eğitim ve Kültür Merkezi nde, sanatla, sporla, şehir içi ve dışı gezilerle ve sosyal faaliyetlerle sınırlarını zorlayan kadınlar, tüm Türkiye nin olduğu gibi dünyanın da ilgisini çekti. Merkezler sayesinde bugüne kadar binlerce kadın bambaşka bir hayatın kapısını araladı. Merkeze kayıt oldukları andan itibaren büyük ve çok güçlü bir aileye sahip olduklarını ve hayatlarının değiştiğini ifade eden Altındağlı kadınlar, tüm Altındağlı hemcinslerini merkezlere üye olmaya ve tüm aktivitelerden faydalanmaya çağırıyor. ve makine tamircileri gibi birçok alanı kapsıyoruz. Sektörümüz direkt tüketiciyle muhatap olan bir sektördür. Özellikle bu yüzden tüketicilerle ilgili çok problem çıkıyor. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunlarımız mevcut. Yurt dışından gelen kalitesiz ve sağlık ürünlerle problem yaşıyoruz. Yurt dışından ürün gelmesine karşı değiliz. Ama kalitesiz değil, kaliteli ürünler gelsin istiyoruz. Sağlıksız kansorejen madde içeren kaçak ucuz ürünler giriyor. Gümrük depolarında maalesef bunlar değiştiriliyor. -Kanserli ayakkabı haberleri sektörünüzü etkiledi mi? -Evet. Vatandaş artık Çin malı mı, kanserli mi? diye sormaya başladı. Fakat şöyle bir durum var. Çin üretiyorsa, neden Çinliler ölmüyor? Bu ürünler yıllardır var. Bu gün mü kanserli oldu. Çin den gelen tüm ürünler konsorejen diye bir şey yok. Ama biz işin kolayını bulup Çin i suçluyoruz. Sadece kalitesiz ve kaçak ürünlerde kansorejen riski var. Bizim ülkemizde Mamak Belediyesi Bilgi Evi öğrencilerinin sosyal ve kültürel gezilerine bir yenisi daha etlendi. Öğrencilerin yakın tarih hakkında bilgi sahibi olmalarını amaçlayan gezi kapsamında Tenzile Erdoğan Bilgi Evi öğrencileri Anıtkabir i ziyaret etti. Öğrenciler gruplar halinde, öğretmenleri eşliğinde müzeleri ziyaret ederek, tarih hakkında bilgi sahibi oldu. Atatürk ve tarih müzesini gezen çocuklar, Atatürk ün kişisel kıyafetleri, tarihi eşyalarını yakından inceleme fırsatı buldu. Öğrenciler özellikle, Sakarya Meydan Muharebesi ve Kurtuluş Savaşı nın simgelendiği bölümlerde milli ruhu hissettiler. Geziden duydukları memnuniyeti dile getiren öğrenciler, Düzenlenen gezi sayesinde Atatürk ve Milli Mücadele ruhunu yaşayarak tarihimiz hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olduk dediler. de bu tür ürünler var. Metal eşyalarda, arabalarda, kimyasal boyanın kullanıldığı her alanda risk var. Evde kullandığımız çatal bıçakta daha çok. -Sizce ne gibi önlemler alınmalı? -Başta sorumluluk Sanayi Bakanlığı na düşüyor. Bakanlık daha üretim aşamasında kontrolü sağlamalı. Bir ürün üretildikten sonra onun kontrolü zorlaşır. Sanayi ve Çalışma Bakanlıkları denetimlerini artırmalı. Ticaret ve Gümrük Bakanlığı nın da denetimlerini artırması gerekiyor. Burası zaten son aşamada yer alıyor. Koordineli bir şekilde başta tedbirler alınıp, piyasaya sürülmelidir. -Vatandaşlara tavsiyeleriniz nelerdir? -Sektör bu kanserli ayakkabı haberlerinden etiketlendi. Vatandaştan ricamız, ürün alırken kanserli mi, Çin malı mı? diye sormasın. Sağlıklı bir ürün istiyorum desin. Sentetik, naylon çoraplarla uzun süre giyilen ayakkabılarda terlemeye bağlı bakteri ürüyor. Bunlarda hastalığa sebep oluyor. Her bakteri kanser değildir. Hatırlayın, askerde botlar içinde ayaklarımız ne hale gelirdi. Bir ayakkabıyı 1 gün, çok zorunlu olursa 2 gün üst üste giyip değiştirsinler. Çıplak ayakla ayakkabı giymesinler. Herkes keyfini düşünüyor; ama sağlığını düşünmüyor. Özellikle estetiğe önem veren bayanlar daha çok kansere yakalanıyor. Bayanlar naylon karışımı çamaşır, çorap kullanmasınlar. Yerli üretim mallarını tercih etsinler. Hakiki deri ve kösele ayakkabı tercih etsinler. Kışın kalın deri ve termo taban, kauçuk taban ayakkabı kullansınlar. Deri nefes alan bir üründür bu yüzden sağlıklıdır. Fakat; mutasyon ve sahte deriler sağlık açısından büyük risk taşır. Ayrıca gerçek deri su almaz yanılgınsan kurtulmalıyız. Özellikle kar suyu derinin içindeki mevcut tuzun dışarı vurmasına neden olur. Ayakkabılarımızda oluşan beyaz lekelenmeler bu yüzdendir. Sağlıkları için ayakkabı konusunda kaliteden ödün vermesinler. Bilgi evi öğrencilerinden ANITKABİR E ZİYARET KEDEM tarafından Sarıkamış şehitlerini anma etkinlikleri kapsamında, Yunus Emre Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen şiir okuma yarışmasını Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak da izledi. Yarışmaya Keçiören genelindeki KEDEM şubelerinden 10 öğrenci katılırken, Türkiye Yazarlar Birliği Mütevelli Heyet Başkanı Mehmet Doğan ın liderliğindeki jüri heyeti son derece başarılı performans sergileyen öğrenciler arasından seçim yapmakta zorlandı. Organizasyonu yapan KEDEM yöneticilerini ve yarışmaya katılan bütün öğrencileri tebrik eden Başkan Mustafa Ak, Sarıkamış Harekatı tarihimizde tam yüzyıl önce yaşanmış acı bir sayfa. Bu acı sayfada yaklaşık 90 bin şehit vermişiz, üstelik tek bir düşmanla karşılaşmadan ve kurşun atmadan. Şehitlerimiz o zor şartlarda canları pahasına vatanı savunmak, Allah için, millet için o savaşı kazanmak üzere yola çıkmışlardı. Şehitlerimize Allah tan rahmet diliyoruz. Kur an-ı Kerim de Şehitlere ölüler demeyin ayeti var. Onlar bizim ölülerimiz değil, şehitlerimizdir diye konuştu. Çocukların yarışmada çok güzel ve duygusal şiirler okuduklarını belirten Başkan Ak, Ben hepsini birinci ilan ediyorum, jüri ne karar verir bilmiyorum, ama siz bizim gönüllerimizin birincisisiniz. Önemli olan yarışmaya katılmaktır. Çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizi ve ailelerini de tebrik ediyorum. Çok kıymetli bir jürimiz var. Hepsi Türkiye nin yetiştirdiği önemli yazarlardır. Katkılarından dolayı değerli jürimize de teşekkür ediyorum Başkan Ak ın konuşmasının ardından jüri heyeti başkanı dereceye giren öğrencileri açıklamak üzere sahneye davet edildi. Jüri başkanı Mehmet Doğan, Mustafa Ak ın geçtiğimiz hafta Sarıkamış Harekatı nın 100. yıldönümü nedeniyle Kars ta düzenlenen Sarıkamış Şehitleri Anma Yürüyüşü ne de katıldığını hatırlatarak, Ben de Temmuz ayında Sarıkamış şehitlerini anmak için yapılan yürüyüşe katılmıştım. Akşam hava karardı, soğumaya başladı, ateş yaktık. Battaniye dağıttılar herkese, ama Temmuz gecesi olmasına rağmen hava çok soğuktu. Yani Temmuz ayında bile ayaz olan bir yerde, kışın en katı zamanında bu yiğitler hayatlarını verdiler. Allah onlara rahmet etsin. Çocuklarımız da çok güzel okudular şiirleri. Sayın Başkanımıza da teşekkür ediyorum böyle bir yıldönümünü andığı ve gençlerimizi cesaretlendirdiği için diye konuştu. Yarışmanın birincisi Yükseltepe KEDEM den Asiye Cebeli olurken, ikinciliği Kuşçağız KEDEM den Emine Çakmak, üçüncülüğü de Bağlum Kedem den İrem Satır kazandı. Başkan Ak birinciye notebook bilgisayar, ikinciye tablet bilgisayar, üçüncüye ise kol saati ödülü verdi. Ayrıca yarışmaya katılan bütün öğrencilere kitap ve kitap ayracı hediye edildi. İğne oyası yarışması Pursaklar Belediyesi Ayyıldız Hanım Evi nde iğne oyası kursuna katılan hanımlarlar arasında birinyarışma düzenlendi. Pursaklar Belediyesi Ayyıldız Hanım Evi nde iğne oyası kursuna katılan hanımlar düzenledikleri yarışmada birinci olabilmek için birbirinden güzel tasarımlar ortaya koydu. İğne oyası modül sonu tasarım yarışmasına katılan hanımlardan Meryem Karaağaç birinci, Nevin Çakır ikinci ve Fatma Düzgün üçüncü oldu. Yarışmaya katılanlara ödüllerini Pursaklar İlçe Halk Eğitimi Müdürü Orhan Çetin ve Müdür Yardımcısı Alper Kahyaoğlu verdi. Hanımlar yarışmanın sonunda yemek yiyerek veda etti.

5 ANKARA 5 Oktay Usta, velilerle yarışmada buluştu BURCU KERİM- Samanyolu TV de Yeşil Elma programının sunucusu Oktay Usta, Ankara da sevenleriyle bir buluştu. Özel Samanyolu Nurettin Topçu İlköğretim Kurumlarının organize ettiği Tatlı Bi Yarışma etkinliği bayan velilerin en iyi tatlıyı yapmak ve dereceye girmek için heyecanlı anlarına sahne oldu. Samanyolu Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen etkinliğe, okul idari kadrosu ve veliler katıldı. Okul-aile birliğinin düzenlemiş olduğu veliler arasında sütlü tatlı, şerbetli tatlı ve yaş pasta kategorilerinden oluşan tatlılar veliler tarafından hazırlandı. Oktay Usta, bayanların yaptığı tatlıları tek tek tattı. Birbirinden orijinal tatlı ve pastaların sahiplerinden ilk 10 a girerek finale kalan ve bunlar içerisinde ilk üçe kalan velilere ödüller verildi. Programın en renkli bölümü Oktay Ustanın, kendine güvenen velileri sahnede mutfak hünerlerini göstererek yarıştırması oldu. Baştan sona heyecan içinde geçen programda her yarışmacıya birbirinden ilginç mutfak eşyaları hediye edildi. Özel Nurettin Topçu İlköğretim Kurumları okul-aile birliğinin düzenlemiş olduğu program sonunda, okulaile birliği başkanı Merve Fırat programdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek; katılımcı tüm velilere teşekkür etti. HAKKI MURAT SÖBÜTAY- Onkoloji Hastanesi nde çorba ikramını sürdüren Yenimahalle Belediyesi, 5 buçuk yıldır taşradan gelip, günlerce hastane bahçesinde beklemek zorunda kalan hasta yakınlarına ve refakatçilere sabah den a kadar sıcak çorba dağıtıyor. Hafta içi her gün ezogelin, mercimek, domates ve yayla çorbası olmak üzere dört çeşit çorba dağıtımı yapan ekipler, 5 yılda yaklaşık 550 bin kanser hastası yakınının içini ısıttı. Yenimahallelilere verdiği tüm sözleri yerine getirmek için yıllardır gece gündüz demeden çalışmaya devam eden Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Bir kase çorbanın Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, Karaoğlan Mahallesi ndeki imar çalışmalarının tamamlanmasının ardından mahalle sakinlerine tapularını verdi. Karaoğlan Mahallesinde 2 bin vatandaşa tapuları dağıtıldı. tapularına kavuştu Gölbaşı Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından Karaoğlan Mahallesinde, imar planlaması biten 774 parselin tapuları Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay tarafından törenle sahiplerine dağıtıldı. Başkan Duruay, arsa sahiplerine tapularını kendi elleriyle tek tek dağıtarak hayırlı olması dileğinde bulundu. Tapu dağıtımında konuşan Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay; Karaoğlan Mahallesinin imar çalışmalarınının tamamlandığı ve bugün tapularının dağıtıldığını ifade ederek Çok kısa zamanda imar çalışmalarını tamamlayarak vatandaşlarımıza tapularını bugün teslim ediyoruz. İmar çalışmalarımızda hiç kimseyi mağdur etmeden tamamladık. Göreve geldiğimiz günden beri Karaoğlan Mahallesinin imarı ilgili sorunları çözerek, kısa sürede tamamladı. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ekiplerimiz özverili bir şekilde çalışarak güzel bir plan çıkardılar kendilerine teşekkür ediyorum. İfadelerini kullandı. Tapu dağıtım töreninde katılan davetlilere Karaoğlan Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yemek ikramında bulundular ve Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay a teşekkür ettiler. Soğuk günlerde sıcak ikram Yenimahalle Belediyesi 5 yılda 550 bin kişiye, soğuk kış sabahlarında çorba ikram etti. hemşerilerim yüzünde oluşturduğu tebessümü görmek bile dünyalara değer. Hasta yakınlarının sağlıklarıyla sürdürdükleri zorlu mücadele de onların içini ısıtabiliyorsak ne mutlu bize. Bana göre, sosyal belediyecilik tam da budur diye konuştu. Onkoloji Hastanesi Konukevi nin de söz verildiği gibi gününde hizmete açıldığını belirten Başkan Yaşar Yaklaşık 1 yılda, 3 binden fazla hasta ve hasta yakınını misafir ettik. Ücretsiz konaklamanın yanı sıra 3 öğün yemek ve hastane misafirhane arası ulaşımı da ücretsiz sunuyoruz. Onların duaları yeter Ceylan dan, Ak Partili ilçe başkanlarına ziyaret ŞENOL GÜNÜÇ- AK Parti Keçiören ve Pursaklar İlçe başkanlarını ziyaret eden Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Adem Ceylan, hayırlı olsun dileklerinde bulundu. 30 Mart Yerel seçimlerinde Ankara Yenimahalle ilçesinde AK Partinin Belediye Başkan Adayı olan Ceylan, yapılan kongreden sonra Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan ve Pursaklar İlçe Başkanı Mehmet Kabasakaloğlu nu makamında ziyaret ederek başarılar diledi. Ceylan ziyaretleri sırasında ilçe başkanları Çoktan ve Kabasakaloğluna başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Gayet samimi bir ortamda gerçekleşen ziyaretler sırasında Ankara ve Ankara ya yapılan yatırım ve hizmetler konuşuldu. İlçe başkanları Adem Ceylan ın İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği döneminde yaptığı hizmetlerden bahsederek, bu hizmetler için kendisine teşekkür ettiler. Pursaklar da Çanakkale Zaferi coşkusu Pursaklar a kurulan Çanakkale Şehitleri Gezici Müzesi halkın ziyaretine açıldı. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce desteklenen, Anadolu yu karış karış gezen Çanakkale Şehitleri Gezici Müzesi, Pursaklar da 3 gün boyunca ziyaretçilerini ağırladı. Çanakkale Savaşı nı anlamak ve anlatmayı hedefleyen Gezici Müzede, savaşta kullanılan araçlar, toplar, askerlere ait kıyafetler, kılıçlar ve fotoğraflar yer alıyor. İlçedeki değişik noktalarda halkın ziyaretine açılan müzedeki savaştan kalma orijinal şarapnel parçaları, mermiler, top gülleri, silahlar ve gülleler ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Çanakkale Şehitleri Gezici Müzesi ziyaretçileri gördükleri manzara karşısında duygusal anlar da yaşıyor. Hem gezilerle hem de bu tür hizmetlerle oluşturulan tarih bilinci ilçe halkı tarafından büyük takdir görüyor. Nazım Hikmet te anlamlı kutlama HABER MERKEZİ- Nazım Hikmet, doğumunun 113. yılında, Yenimahalle Belediyesi tarafından düzenlenecek etkinliklerle anılacak. İsminin verildiği Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi nde düzenlenecek olan İyi ki Doğdun Nazım adlı şiir ve müzik dinletisi, Başkentlilere unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. Gecede, tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen Rüştü Asyalı ve Nedim Yıldız, Ali Seçkiner Alıcı, Erkoç Torun'dan oluşan Üç Anadolu müzik grubu, şiir ve müzik dinletisiyle Türk şiirinin büyük ismi Nazım Hikmet i yad edecek. İyi ki doğdun Nazım adlı etkinlik; 15 Ocak Perşembe (bugün) saat da Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi nde gerçekleşecek.

6 6 ANKARA Keçiören Belediyesi nin son dönemde hizmete açtığı Yonca Yaşam Merkezi, Mevlana Kültür ve Spor Merkezi, Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi, Zümrüt Yaşam Alanları ve Mahalle Konakları kadar, yeşilin her tonunu buluşturan parklar ve spor alanları Keçiören in değerini artıran yatırımlar olarak ön plana çıktı. İnsanların sosyal ve kültürel hayatlarına katkı sağlamanın öncelikleri arasında yer aldığını belirten Belediye Başkanı Mustafa Ak, kaliteli yaşam alanlarının Keçiörenli hemşerilerini mutlu ettiğini ifade etti. İhtiyaca göre hizmet vermek gayretinde olduklarının altını çizen Başkan Ak, Evet, Keçiören çok güzel bir ilçe oldu. Kültür merkezleriyle, 400 ün üzerindeki park ve bahçeleri ile modern spor merkezleriyle kalitesi ve marka değeri her geçen gün yükselmeye devam ediyor Tüm bu hizmetler verilirken, Önce dinliyor, sonra inşa ediyoruz diyen Mustafa Ak, İşin sırrı burada yatıyor. İhtiyaca ve beklentiye yönelik çalışıyor ve projelerimizi bu doğrultuda yaşama geçiriyoruz. Bir ilçenin neye ihtiyacı varsa ona cevap vermeniz lazım. Keçiören e yakışır şeyler üretmeniz, üretirken de faydalarını belirlemeniz lazım şeklinde konuştu. Sadece Keçiören e değil, tüm Ankara ya değer katacak olan Gümüşdere Ihlamur Vadisi Projesi nde de çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü kaydeden Başkan Ak, Çubuk Çayı nı temizleyerek içinde sandalların yüzdüğü, gezintilerin yapıldığı temiz bir çay haline getirip Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Keçiören in Türkiye nin parlayan yıldızı olduğuna dikkat çekerek, Bunun sırrı vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentisine göre hizmet vermektir. Önce ihtiyacı belirliyor, sonra inşa ediyoruz Keçiören de hizmet ihtiyaca göre veriliyor Keçiörenlilerin hizmetine sunacağız. Projemizin iç turizme de önemli katkı sağlamasını hedefliyoruz. Rekreasyon alanında, köprüler, kafe, yürüyüş yolu ve yazlık sinema gibi bölümler yer alıyor. Alana 7 bin 652 yeni bitki dikeceğiz. Projenin adını da aldığı ıhlamur ağaçlarından ise bin 11 tane dikeceğiz Başkan Mustafa Ak, hizmetlerin takdir edilmesinin kendilerine büyük güven verdiğini de belirterek, desteklerinden ötürü Keçiörenli vatandaşlara teşekkür etti. Sesli kitapların sayısı her geçen gün artıyor Çankaya Belediyesi nin 2014 yılının mayıs ayında hizmete sunduğu görme engellilerle kitapları buluşturan Sesli Kütüphanesi nin arşivine çok sayıda yeni kitap eklendi. Pursaklar Kaymakamı ndan Tebessüm Çarşısı na ziyaret Belediyenin Tebessüm Çarşısı nı ziyaret eden Pursaklar Kaymakamı İhsan Kara, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Pursaklar da ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldüren Tebessüm Çarşısı nın hizmetlerinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Kaymakam İhsan Kara, Belediye Başkanı Selçuk Çetin ve personele teşekkür etti. Tebessüm Çarşısını gezen Kara, Pursaklar da çok önemli bir ihtiyaca cevap veren özel bir çarşı burası. Buradaki bütün ürünler yeni ve etiketlerinde burada para geçmez sloganı yer alıyor. Sayın Başkanımıza ve personele teşekkür ediyorum. Pursaklar ı hep birlikte tebessüm ettireceğiz Çankaya Belediyesi nin görme engellilerle kitapları buluşturan Sesli Kütüphane sinin arşivi zenginleşiyor Mayıs ayında hizmete açılan kütüphanede, okuyucuların talepleri doğrultusunda seçilen pek çok yeni kitap seslendirildi. Görme engelliler için oluşturulan kütüphanelerin arşivlerinde bulunmayan kitaplara öncelik tanınarak yapılan seçimlerle, kitap çeşitliliğinin artması da sağlandı. Ses kayıtlarına ve okuma kalitesine büyük önem gösterilerek oluşturulan arşive, romandan bilimsel araştırmaya, kişisel gelişimden biyografiye kadar geniş bir yelpazede pek çok yeni kitap eklendi. Yaşar Kemal den Perihan Mağden e, Tom Robins den, Dr. John J. Ratey e kadar Türk ve Dünya yazarlarının çalışmalarından oluşturulan arşiv hazırlanırken çocuklar da unutulmadı. Masallar, çocuk hikayeleri ve romanları da arşivdeki yerini minik dinleyicileri için aldı. Kitap dinlemek isteyen herkesin ücretsiz olarak yararlandığı kütüphaneye ilişkin ayrıntılı bilgiyi numaralı telefondan alınabiliyor. Yarım Elma dan Suriyeli mültecilere yardım eli Suriye deki savaştan kaçıp Türkiye de yaşam savaşı veren mültecilerin yüzü Çankaya Yardımlaşma ve Ekonomik Dayanışma Derneği (ÇAYED) Yarım Elma nın yardımlarıyla güldü. EMİNE ÖZCAN- ÇAYED Yarım Elma, yardım elini bu defa Suriyeli mültecilere uzattı. Çankaya Belediyesi nin sosyal medya hesaplarından ulaşarak yardım edilmesi gereken Suriyeli mültecilerin varlığını bildiren bir vatandaş aracılığıyla harekete geçen ÇAYED Yarım Elma, mültecilere kışlık kıyafet, ayakkabı ve eşya yardımında bulundu. Yaklaşık 1 milyon 800 bin Suriyeli sığınmacının bulunduğu Türkiye de, yaşam koşulları dondurucu soğukların gelmesiyle birlikte daha da kötüye gidiyor. Savaştan kaçarak Türkiye ye sığınan mültecilerin 100 bin kadarı Başkent Ankara nın merkez ilçelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Ankara da özellikle Çankaya nın Dikmen, Balgat, Çukurambar gibi semtlerinde terk edilmiş metruk gecekondularda yaşamak için savaş veren mülteciler, bulundukları yerlerde ikamet eden vatandaşlardın da içini sızlatıyor. Çankaya Belediyesi nin sosyal medya hesaplarından belediyeye ulaşan bir vatandaş sayesinde, ihtiyaç sahibi vatandaşlara sürekli yardım götüren ÇAYED Yarım Elma, mültecilerin de yardımına koştu. Suriye den 4 ay önce çocukları ve torunlarıyla Türkiye ye sığınan Türkmen ve Arap aileler, deyim yerindeyse yaşamak için mücadele ediyor. İnsanca yaşayabilecekleri bir evi olmayan yaklaşık 45 kişiden oluşan iki farklı aile, terk edilmiş 3 gecekonduyu naylonlarla çevirerek soğuktan korunmaya çalışıyor. Dışarıdan ev görünümünde olan ancak içine girildiğinde viraneden farksız olan hanelerin kapıları dahi yok; oda kapıları battaniye ya da çarşafla örtülüyor. En büyüğü 21, en küçüğü 4 yaşında olan 9 çocuğuyla ve 4 torunuyla yoksulluğa direnen Suriyeli Türkmen çift, ÇAYED Yarım Elma nın kendilerine götürdüğü bot, kar botu, kazak, çorap, palto gibi kıyafetlere çok ihtiyaçları olduğunu söyleyerek teşekkür ettiler. Dondurucu soğuklarda yakacak imkanı olmayan Suriyeli mülteciler, çevrede kendilerini fark eden iki genç avukatın getirttiği 2 ton kömürle de adeta bayram ettiler. ÇAYED Yarım Elma ise kışlık kıyafetlerin yanı sıra yorgan ve battaniye yardımında da bulundu. Yarım Elma, ailelerin ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek tekrar yardım getirecekleri bilgisini verdiler. Yarım Elma, ayrıca bağış ve yardımda bulunmak isteyenlerin ÇAYED in numaralı telefondan kendilerine ulaşabileceklerini söyledi. Bize Bir Haller Oldu oyunu Yenimahalle de sahnelendi Yenimahalle Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Bize Bir Haller Oldu adlı tiyatro oyununu tiyatro severlerle builuşturdu. Yenimahalle Belediyesi 50'nci Yıl Dört Mevsim Tiyatro Salonu'nda, Kabare Dev Aynası Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyun, izleyenlerden tam puan aldı. Yönetmenliğini Ali Erdoğan ın üstlendiği oyun sanatseverlere adeta kahkaha tufanı yaşatırken, oyuncular Sibel Erkan, Merdan Kardan, Meriç Eroğlu, Çağla Şadoğlu ve Ali Erdoğan performansıyla büyüledi. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Ali Buçan, Yenimahalle Belediyesi Başkanvekili Mehmet Kartal ın da izlediği tiyatro oyunu, güncel olayları hicvederken eğlendirmeye devam etti. Kahkahaların doruğa ulaştığı oyunda, insanın insana, insanın doğaya, insanın hayvana değer verdiği günlerden tam aksi günlere geçildiği ve hayatın gerçeklerinin nasıl görmezden gelindiği anlatıldı. Havanın soğuk olmasına rağmen tıklım tıklım dolu olan salonda vatandaşı unutmayan belediye, ilk perdenin oynanmasının ardından verilen 10 dakika arada vatandaşa çay ikram etti. 2 nci perdenin başlamasıyla güldürmeye devam eden oyuncular, toplumsal hayata şaka gözlüğüyle bakarak en ciddi sorunları bile eğlenceli bir halde sahneledi. Oyun sonunda Yaşar a teşekkürlerini sunan Erdoğan, Sanatçıyla seyirciyi buluşturmakta bir yatırımdır. İnsana yatırımdır. Başkan Yaşar a bundan dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz

7 EKONOMİ 7 Narenciyede ihracat arttı, GELİR YERİNDE SAYDI OYAK Renault, üretim ve ihracatta 2014'ü lider kapattı BURSA - HALUK YÜKSEL - Türk otomotiv endüstrisinin 2014 yılında adet bazında traktör hariç üretiminin yüzde 27,19'unu, ihracatının yüzde 29,14'ünü gerçekleştiren OYAK Renault, bu iki kategoride yılı lider kapattı. Otomobilde de sektörün adet bazında üretiminin yüzde 43,39'unu, dış satımının ise yüzde 44,33'ünü tek başına karşılayan OYAK Renault'yu, her iki kategoride de Ford Otosan takip etti. AA muhabirinin, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türk otomotiv sektörü, 2014 yılında otomobilde 733 bin 439, toplamda ise traktörler hariç 1 milyon 170 bin 445 adet üretim gerçekleştirdi. OYAK Renault, bu dönemde otomobil üretiminin yüzde 43,39'una (318 bin 246), toplam üretimin de yüzde 27,19'una (318 bin 246) imza attı. Bu firmayı, toplamda 244 bin 682 adet ve yüzde 20,90'lık payla Ford Otosan, 222 bin 807 adet ve yüzde 19,03 payla Tofaş, 203 bin 157 adet ve yüzde 17,35 payla Hyundai Assan, 131 bin 504 adet ve yüzde 11,23 pay ile de Toyota izledi. İLK İKİ SIRA İHRACATTA DA DEĞİŞMEDİ Sektör, 2014 yılında otomobilde 581 bin 993, toplamda ise traktörler hariç 885 bin 180 adet ihracat yaptı yılında, 266 bin 508 adet olan ihracatı, 2014'te yüzde 3,19 düşüşle 257 bin 992 adete gerileyen OYAK Renault, buna rağmen otomotiv sektörünün 885 bin 180 adetlik (traktörler hariç) toplam ihracatından yüzde 29,14 pay aldı. Firmanın otomobil ihracatındaki payı ise yüzde 44,33'ü buldu yılında, bir önceki yıla nazaran yüzde 9,96 kayıpla dış satımı 187 bin 921 adete düşen Ford Otosan ise sektörün toplam ihracatının yüzde 21,23'ünü karşıladı. Geçen sene yüzde 110,28 artışla 179 bin 793 adet dış satım gerçekleştiren Hyundai Assan, sektör ihracatının yüzde 20,31'ini karşıladı. Yüzde 11,27'lik düşüşle 142 bin 234 adet ihracata imza atan Tofaş da sektör ihracatının yüzde 16,07'sini üstlendi. 2014'te, bir önceki yıla göre, dış satımı yüzde 26,01'lik artışla 109 bin 517 adedi bulan Toyota da sektörün toplam dış satışından yüzde 12,37 pay aldı.(aa) MERSİN - ANIL BAĞRIK - Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (AKİB) verilerine göre, 2014 yılı yaş sebze ve meyve ihracatında narenciye grubu yüzde 45'lik payla en çok ihracatı yapılan ürün oldu. Önceki yıl 1 milyon 371 bin 187 ton narenciye ihracatı yapan sektör, 2014'de ise bu miktarı 1 milyon 585 bin 469 tona yükseltti. Bir önceki yıla göre, miktarda yüzde 16 artış yaşanan narenciye ihracatında, 646 bin 108 tonla mandalina ilk sırada yer alırken, onu 414 bin 51 tonla limon ve 344 bin 78 tonla portakal takip etti. İhracatta yaşanan ürün artışına sektörün kazancına ise yansımadı. Miktarda yüzde 16 olan artış değerde ise sadece yüzde 1'de kaldı. 2013'de 1 milyon 371 bin 187 ton narenciye ihracatıyla 930 milyon 586 bin 506 dolar gelir elde eden sektör temsilcileri, geçen yıl ise 1 milyon 585 bin 469 ton ihracattan 942 milyon 212 bin 767 dolar kazanç sağladı. Narenciye ihracatında 523 bin 906 tonla ilk sırada yer alan Rusya'ya gönderilen ürün miktarında yüzde 21, değerde ise yüzde 5 artış oldu. Rusya'ya gönderilen ürünlerden toplam 310 milyon 727 bin 161 dolar gelir elde edildi. Irak en çok narenciye alan ikinci ülke olurken, buraya da 218 milyon 856 bin 787 dolar değerinde 394 bin 256 ton ürün gönderildi. Irak'a yapılan ihracatta ise bir önceki yıla göre miktarda yüzde 38, değerde yüzde 18 artış oldu. Geçen yıl çeşitli ülke içinde ve dışında büyük sorunlar yaşayan Ukrayna'ya, narenciye ihracatında 2014 yılında büyük düşüş oldu. Bu ülkeye, 2013 yılında 224 bin 153 ton narenciye gönderilirken, bu rakam 2014'de yüzde 24 düşüşle 169 bin 646 tona geriledi. Ukrayna'dan elde edilen ihracat geliri de miktarla bağlantılı azaldı. 2013'te 148 milyon 719 bin 21 dolar gelir elde edilen bu ülkeden, geçen yıl yüzde 32 azalışla 101 milyon 662 bin 560 dolar kazanıldı. Bu ülkeleri ise sırasıyla Suudi Arabistan, Romanya, Almanya, Polonya, Gürcistan, İSTANBUL- Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2015 yılında otomobil üretim adedinin artabileceğine işaret ederek, "Yeni yatırım projelerinin de 2015 sonu ve 2016'da devreye girmesiyle ülkemiz hafif ticari araç üretiminden sonra, otomobil üretiminde de Avrupa'da önemli merkez olma yolunda" OSD, otomotiv sanayisinin 2014 yılına ilişkin verileri ve gelecek dönem beklentilerini içeren "Yıllık Değerlendirme Raporu"nu açıkladı. Rapora göre, 2014 yılında daralan iç pazara rağmen yeni yatırımların ve projelerin devreye girmesiyle ihracat ve üretim adetlerinde artış kaydedildi.toplam otomotiv pazarı geçen yıl 2013 yılına göre yüzde 10 azalarak 808 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde toplam otomotiv üretimi yüzde 4 artışla 1 milyon 170 bine yükselerek, 2011 yılındaki 1 milyon 190 binlik rekora çok yaklaştı. Otomotiv sanayisi ihracatı da bir önceki yıla göre yüzde 7 arttı ve toplamda 885 bine ulaştı. Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2014'e otomotiv sektörü için sürpriz sayılabilecek ÖTV artışıyla girildiğini anımsatarak, iç pazarda yılın ilk yarısında bir gerileme olsa da ikinci yarı sonlarına doğru sağlanan toparlamayla otomotiv pazarında yüzde 10'luk bir daralma yaşandığını kaydetti. Toplam üretimde ise gerçekleştirilen Sırbistan ve Bulgaristan takip etti. Bu arada, limon, mandalina ve greyfurt en çok Rusya'ya satılırken, portakalda ise ilk sırayı Irak aldı. Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, AA muhabirine, ihracatta yaşanan artışın kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Değerdeki artışın sınırlı kalmasının ise birçok nedeni olduğunu belirten Kavak, şöyle devam etti: "Bunların en başında bu sene rekolte yüksekti çünkü üretim bolluğu vardı. Diğer bir neden ise Rusya'da rublenin değer kaybı yaşaması. Rublenin dolar karşısında kaybettiği değer, direkt ihracatçıların alacak paralarını olumsuz etkiledi. Öte yandan ihracatımızın yüzde 75-80'ini yaptığımız Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan iç sorunlar, bizim ihracatımızda değer kaybetmemize neden oldu. Fakat gelirdeki düşüşün temelinde rekolte fazlalılığı ve üretim bolluğu geliyor." (AA) Türkiye hafif ticariden sonra otomobilde de üretim üssü oluyor Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihracatında en önemli payı elinde bulunduran nareciyede, 2014'de bir önceki yıla göre ihracat yüzde 16 arttı ancak gelirdeki artış ise yüzde 1'de kaldı. yeni kapasite ve yeni model yatırımlarıyla yılı hem ihracat hem de üretimde artışla kapattıklarını aktaran Önen, "Ülkemiz geleceğine çok önemli ve kapsamlı projelerle yatırım yapan sanayimiz, özellikle ihracatta beklediği artışla 2015 yılı ve sonrasına umutla bakıyor" diye konuştu. Önen, 2013 yılında otomotiv sanayisinin oldukça başarılı bir yılı geride bıraktığını gördüklerini ve 2014 yılında iç pazarın üretim üzerindeki olumsuz etkisinin ancak ihracatla kapatılabileceğini belirttiklerini anımsatarak, şunları ifade etti: "Nitekim daralan iç pazara rağmen 2014 yılında önemli projeler için yapılan yeni ve kapsamlı yatırımlarla artan ihracat sayesinde üretimde bir düşüş yaşanmadı. Otomotiv sanayimiz, tarihinin en büyük yatırım dönemini yaşıyor ve yeni yatırımlarla otomotiv ihracatı önümüzdeki yıllarda çok daha hızla artacak. Otomotiv sanayisi ihracatta birinciliğini daha uzun yıllar sürdürecek yatırımlara imza atmaya devam ediyor. 2014'te yeni yatırımlarla üretim kapasitesi 1,7 milyon adede çıktı. Birkaç yıl içinde bu kapasite 2 milyona çıkabilir yılı rekoru otomobil imalatında gerçekleşti, tarihin en çok otomobilini yaptık. 2015'te üretim adedi daha da artabilir. Yeni yatırım projelerin de 2015 sonu ve 2016'da devreye girmesiyle ülkemiz hafif ticari araç üretiminden sonra otomobil üretiminde de Avrupa'da önemli merkez olma yolunda."(aa) Matbacılar, ithal kağıda ek vergiye tepki gösterdi ANKARA - Türkiye Matbaacılar Federasyonu Başkanı Hüseyin Gürbüz, kağıt üreticilerinin, ithal edilen 1. hamur ve fotokopi kağıtlarına ek vergi konulması ve koruma talebine matbaacılar olarak itiraz ettiklerini bildirdi. Gürbüz, yazılı açıklamasında, Türkiye'deki bazı kağıt üreticilerinin, rekabet edemedikleri gerekçesiyle ithal edilen 1. hamur ve fotokopi kağıtlarına ek vergi konulması için Ekonomi Bakanlığına koruma talebinde bulunduğunu kaydetti. Söz konusu koruma talebinin, matbaacıları olumsuz yönde etkileyeceği gerekçesiyle itiraz ettiklerini belirten Gürbüz, şunları kaydetti: "Biz tüm ülkedeki matbaacıların menfaatleri doğrultusunda böyle bir itirazda bulunduk. Böyle bir kararın alınması, matbaacıların yanı sıra 80 milyon vatandaşın da zararına olacaktır. Bu kağıtların içerisinde baskı yazı kağıtları ve fotokopi kağıtları olmak üzere okullarda ve tüm ülkede kullanılan yaygın bir kağıttan bahsediyoruz. Böyle bir vergi ile kullanılan kağıda ödenen para tüm yurttaşımızın cebinden çıkacaktır. Aynı zamanda aldırılmak istenen bu karar tekelleşmeye sebep olacaktır. Bizim sunduğumuz karşı dosyada bunları açıkça belirttik, devletimiz tekelleşmeye ve kartelleşmeye sebep olacak uygulamaları önlemek zorundadır. Aldırılmak istenen bu kararın sonuçlarının iyi hesap edilmesi gerekir. Biz, karşı dosyamızı sunduk ve çıkacak sonucu bekliyoruz. Eğer vergi artırımı yönünde bir karar çıkarsa da bu kararı yargıya taşıyacağız." (AA) ARA-SIRA Nurullah AYDIN na741954@gmail.com RAUF DENKTAŞ VE HATIRLATTIKLARI Kıbrıs Türkü'nün sembol lideri 27 Ocak 1924 tarihinde Kıbrıs'ın Baf bölgesinde doğdu. Babası hakim Raif Bey'dir. 1,5 yaşında iken annesini kaybetti. Anneannesi ve babaannesi tarafından büyütüldü yılında eğitim için İstanbul'a gönderildi. Arnavutköy'de Fevzi Ati Lisesi'nde yatılı okumaya başladı. Ortaokuldan sonra Kıbrıs'a döndü ve liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra hukuk eğitimi için İngiltere'ye gitti. Mezun olduktan sonra avukatlığa başladı yılında savcılık yapmaya başladı. 27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı. Türk Cemaatının iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük arasında arabulucu rolünü üslenip, toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak'ın teklifi ve Dr. Fazıl Küçük'ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu kongresinde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden İngiliz yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve Cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı yılında terörist bir hüviyete bürünen Enonis le mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön veren Denktaş, 1958 yılında hükümetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 'de Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu Zürih ve Londra Antlaşmaları ile 1960 antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında emeği geçti. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi'yle İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede Denktaş adaya Türk askeri gönderilmesi teklifini dile getirdi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı olaylarından sonra Denktaş temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gitti. Temaslarını tamamlayan Denktaş bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı Londra Konferansından sonra Makarios tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Yeşilada'ya girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967'de adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de adaya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a döndü seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi 'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi yılında ikinci kez devlet başkanı oldu 'da ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'de de cumhurbaşkanı seçildi. Denktaş 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı görevini devretse de boş oturmadı. Sürekli düşüncelerini bir çok gazetede köşe yazılarıyla değerlendirdi, yol gösterdi. Rauf Denktaş tarihinde Yavru vatan Kıbrıs ta vefat etti. Türk Milleti; Ömrünü Kıbrıs davasına adamış, vatansever, siyaset ve devlet adamı mücadeleci Türk bahadırını saygıyla, minnetle anıyor. Türklük; Dünün de değil, bugünün değil, yarınların da insanlığın güvencesidir. Tarih boyunca; Asya da, Avrupa da Afrika da, Ortadoğu da haksızlık, zülüm ve adaletsizliğe karşı, huzurun, güvenin ve insani değerlerin temsilciliğini yapan Türk milleti, her dönem kahramanları ile var olmuştur. Her zor dönem, kendi kahramanını ortaya çıkarır. Gayrimenkul sahiplerine eksik harç takibi KAYSERİ - ORHAN CANBULATEL - Vergi gelirlerini artırmaya yönelik çalışmalarını hızlandıran Maliye Bakanlığı, tapu devrinde gayrimenkulün satış bedeli düşük gösterilerek eksik ödenen harçların takibini yapıyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, taşınmazlarla ilgili her türlü tapu ve tescil işlemi Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor ancak bu işlemlerden doğan devlet alacakları Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından takip ve tahsil ediliyor. Tapu harçları ise emlak vergisi değerinden az olmamak koşuluyla, satın alan ve satan için ayrı ayrı olmak üzere, beyan edilen satış bedeli üzerinden binde 20 oranında hesaplanıyor. Satış bedelinin eksik beyan edilmesi halinde ise devlet tapu harcı alacaklarından işlem başına binlerce lira zarara uğruyor. Tapudaki son 5 yıllık işlemleri incelemeye alan vergi müfettişleri, eksik beyan dolayısıyla yıllardır süren vergi kaçağını tespit etti. Eksik harç ödedikleri tespit edilen kişiler vergi dairelerine davet edilerek, gayrimenkulün gerçek satış bedeli üzerinden yeniden hesaplanan harçlar, 5 yıllık gecikme cezasıyla birlikte tahsil edilmeye başlandı. Bu kapsamda, 2010 yılında 65 bin liraya satın aldığı evin, satış bedelini 2 bin lira beyan eden bir kişi, bin 39 lira harç ile 895 lira 5 yıllık gecikme cezası ö Bu kişiye verilen 200 liranın üzerindeki "vergi ziyaı cezası" ise yürürlükteki kanun ve mevzuatlar kapsamında affedildi. Maliye, bu evi satan ve alan kişilere de aynı oranda harç ve ceza yansıttı. Kayseri Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök de gayrimenkul alım-satım işlemlerinin vergi müfettişlerince incelendiğini ve eksik beyan tespit edildiğinde bunun gecikme cezasıyla tahsil edildiğini söyledi.(aa)

8 8 HES lerden elektrik üretimi azaldı ANKARA - OĞUZHAN ÖZSOY - Türkiye'de 2014 yılında hidroelektrik santrallerinin (HES) ürettiği elektrik miktarı bir önceki yıla göre üçte bir azalarak 40,4 milyar kilovatsaat oldu. Türkiye'de geçen yıl yaşanan kuraklık, HES'lerden üretilen elektrik miktarının azalmasına yol açtı. AA muhabirinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'de 2014 yılında toplam 250 milyar 381 milyon kilovatsaat elektrik üretildi. Geçen yıl elektrik üretiminde doğalgaz yüzde 46,7'lik pay ile ilk sırada yer alırken, onu yüzde 15,7'lik oranla hidroelektrik santralleri izledi. Üretilen elektriğin kalan yüzde 14,1'i linyit, yüzde 13,4'ü ithal kömür, yüzde 3,2'si rüzgar ve yüzde 0,9'u da jeotermal kaynaklardan sağlandı. Türkiye'de 2013 yılında üretilen toplam elektriğin yüzde 25'i, bir başka ifadeyle 59 milyar kilovatsaatlik kısmı HES'lerden karşılandı. Bu oran 2014 yılında yüzde 15,7'ye gerileyerek 40,4 milyar kilovatsaat olarak hesaplandı. Toplam kurulu güç bakımından 2013 yılında işletmeye giren HES yatırımları 2 bin 613 megavat olurken, 2014 yılında bu rakam bin 270 megavata geriledi. Geçen yıl HES'lerden üretilen elektriğin üçte ikisinden fazlası barajlı HES yatırımlarından geldi. Toplam HES üretiminin yüzde 11'ine karşılık gelen 28 milyar 551 milyon kilovatsaatlik kısım barajlı HES'lerden sağlandı, kalan 11 milyar 849 milyon kilovatsaatlik kısım ise akarsu HES'lerinden karşılandı. (AA) ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin gün ve 2309 sayılı kararı ile onaylanan, Pursaklar İlçesi ada 1 sayılı parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Basın ( Resmi İlanlar ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN İlçemiz Alacaatlı Mahallesi, ada 1 nolu parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği, tarihinden itibaren Belediyemiz ilan panosunda 1 (bir) ay süre ile ilan edilmektedir. İlgilenenlere duyurulur. Basın ( Resmi İlanlar EKONOMİ e-vize ye 6,1 milyon kişi başvurdu Sınır kapıları ve havaalanlarındaki kuyrukların önüne geçilmesi için hayata geçirilen e-vize'ye başvuru yağdı. Söz konusu hizmetten faydalanmak isteyenlerin sayısı 2014 yılında 6,1 milyonu geçti. İSTANBUL - SÜMEYYE DALKILINÇ - AA muhabirinin Dışişleri Bakanlığı'ndan elde edindiği verilere göre, 2014 yılında e-vizeye 6 milyon 131 bin 84 adet başvuru yapıldı. Bu dönemde alınan 6 milyon 131 bin 84 adetlik e-vize başvurusundan 5 milyon 402 bin 651 tanesi, yani yaklaşık yüzde 88,1'i kabul edilip e-vize olarak düzenlendi. Uygulamanın hizmete girdiği nisan 2013'te haftada 2 bine yakın e-vize verilirken, bu rakam artık günde 10 binleri aştı. ETİMESGUT BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN Belediyemizin mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan aşağıda adresi ve kullanım amacı belirtilen yerler 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kiraya verilecektir. Kiraya verilecek yerlerin yıllık tahmini kira bedeli, geçici teminat tutarı, kira süresi, ihale tarihi ve saati aşağıda belirtilmiştir. YILLIK TAH. GEÇİCİ KİRA İHALE İHALE KİRALIK YERLER KULLANIM AMACI KİRA BEDELİ TEMİNAT SÜRESİ TARİHİ SAATİ 1 - Topçu Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 484,20.-TL 3 YIL :00 2- Tunahan Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 428,40.-TL 3 YIL :10 3- Topçu Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 595,80.-TL 3 YIL :20 4- Güzelkent Mah ada önü yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 604:80.-TL 3 YIL :30 S- Oğuzlar Mah ada önü yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 484,20.-TL 3 YIL :40 6- Tunahan Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 511,20.-TL 3 YIL :50 7- Güzelkent Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 511,20.-TL 3 YIL :00 8- Ayyıldız Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 628,20.-TL 3 YIL :10 9- Altay Mah ada önü yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 581,40.-TL 3 YIL : Eryaman Mah adalar arası yeşil alan üzeri Gıda Meşrubat Büfe Yeri ,00.-TL 687,60.-TL 3 YIL :30 1- İhale 2886 sayılı Devlet ihale Kanununun 45. maddesine göre açık teklif usulü ile tarihinde yapılacaktır. 2- İhale 30 Ağustos Mahallesi, Şehit Hasan Öztürk Caddesi No:5 Etimesgut/ANKARA adresinde bulunan Belediye Hizmet Binası-Encümen toplantı Salonunda Encümen huzurunda yapılacaktır. 3- İhaleye çıkarılan yere ait şartname çalışma saatleri içerisinde Belediyemiz Emlak ve İstimlak Müdürlüğü'nde bedelsiz olarak görülebilir. 4- İhaleye katılacak istekliler; Geçici teminatlarını en geç ihale gününden 1 gün önce saat 16:00'ya kadar Belediyemiz veznesine nakit olarak ödeyebileceği gibi, Maliye Bakanlığı'nca belirlenen bankaların verecekleri limit içi süresiz teminat mektupları ya da Devlet tahvilleri ve Hazine Kefaletine haiz Tahvillerden herhangi birini teminat olarak verilebilir. 5- İhaleye katılacak Tüzel kişilerin; noter tasdikli yetki belgesi ve imza sirküleri, tebligat adres beyanları ve oda sicil kayıt belgesini ihaleden önce ihale komisyonuna teslim etmeleri gerekmektedir. 6- İhaleye katılacak Gerçek kişilerin ikametgâhlarını kanıtlayıcı belge ile T.C. Kimlik numarasını gösterir belgelerini ihaleden önce ihale komisyonuna teslim etmeleri gerekmektedir. 7- Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. İLANEN DUYURULUR Basın ( Resmi İlanlar Günlük ortalama e-vize sayısı dönemsel olarak değişiyor. Yaz aylarında ortalama 40 bin civarında seyrederken, kış aylarında günlük ortalama bin olarak farklılık gösteriyor. Geçen yıl içerisinde en fazla e-vize verilen tarih 7 Ağustos 2014 oldu, o gün verilen e-vize rakamı 44 bine tırmandı. En çok vize düzenlenen ülkeler ise İngiltere, Hollanda, Irak, Belçika ve Polonya olarak sıralandı. Geçen yıl e-vize kapsamında toplanan vize harcı ise 111 milyon 428 bin doları geçti. Vize harçları 7 Temmuz 2014'te 764 bin 832 GNKUR VE MSB KARARGAH BİNALARI DIŞ CEPHE AYDINLATMASININ YAPILMASI MSB ANKARA İNŞAAT EMLAK BÖLGE BAŞKANLIĞI GNKUR VE MSB KARARGAH BİNALARI DIŞ CEPHE AYDINLATMASININ YAPILMASI yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : KİRAZLIDERE BAKANLIKLAR ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : tesupankara@msb.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Yalnız 1 Kalem. GNKUR VE MSB BİNALARININ DIŞ CEPHELERİNİN LED ARMATÜR İLE AYDINLATILMASI Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Bakanlıklar/Çankaya/ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 100 (YÜZ) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : MSB ANKARA İNŞAAT EMLAK BÖLGE BAŞKANLIĞI KİRAZLIDERE/ BAKAN- LIKLAR/ ÇANKAYA/ ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde dolar ile günlük en yüksek değerine ulaştı. e-vize uygulaması 17 Nisan 2013 tarihinden itibaren uygulamaya konuldu. Bireyler " üzerinden ortalama 3 dakika içinde e- Vize alabiliyor. Turizm ve ticaret amaçlı seyahatler için Türkiye vizesi, Dışişleri Bakanlığı'nın yurt dışı temsilciliklerinden, hudut kapılarından ve e-vize Başvuru Sistemi üzerinden alınabiliyor. Yurt dışı temsilciliklerinde yapılan vize başvuruları tüm yabancılara açıkken, hudut kapılarından ve e-vize Sistemi üzerinden başvurular ancak belirli ülke vatandaşları için gerekli bazı şartları yerine getirmeleri kaydıyla mümkün oluyor. İnternet bağlantısı olan her yerden, 7/24 e-vize alınması mümkünken, başvuru sahiplerinin kimlik, seyahat belgesi ve seyahat tarihlerine ilişkin alanlarını doldurmalarının ve vize harcını online olarak ödemelerinin ardından e- Vize'lerini alabiliyor. (AA) bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 100 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ( tarih ve sayılı R.G.de düzeltme yapılmış olan) Yapım İşlerinde Benzer İş Grupları Tebliği nde yer alan D-V GRUBU İŞLER BENZER İŞ OLARAK DEĞERLENDİRİLECEKTİR. İhale konusu işe ilişkin iş deneyim belgeleri sunulabileceği gibi ihale konusu işi de içeren iş deneyim belgeleri de sunulabilecektir. Ancak bu durumda ihale konusu işe ait iş tutarı, iş deneyim belgesi üzerinden tespit edilebilmelidir. İş deneyim belgesi bu bilgiyi içermiyorsa, ihale konusu işe ait iş tutarının tespit edilebileceği bilgi ve belgelerin teklif kapsamında sunulması zorunludur Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı MSB ANKARA İNŞAAT EMLAK BÖLGE BAŞKANLIĞI KİRAZLIDERE/ BAKANLIKLAR/ ÇANKAYA/ ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar MSB ANKARA İNŞAAT EMLAK BÖLGE BAŞKANLIĞI KİRAZLIDERE/ BAKANLIKLAR/ ÇANKAYA/ ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YÜZYİRMİ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,0 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın ( Resmi İlanlar

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN BU TOPRAKLARIN KADINLARI DA KAHRAMANDIR Çanakkale deniz ve kara savaşları fiilen 3 Kasım 1914 tarihinde İngilizlerin Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tutmalarıyla başladı. Bu savaşlara İngilizlerin yanında Fransızlar da katıldı. İtilaf Devletlerinin yani savaşan İngiliz ve Fransız güçlerinin; Çanakkale yi boşaltmaları 9 Ocak 1916 tarihidir. Demek ki Çanakkale deniz ve kara savaşları, 1 yıl 1 ay sürmüştür. Bu süre içinde Osmanlı Devleti nin ve saldırgan İtilaf Devletlerinin zaiyatı neredeyse birbirine eşit olmuştur. Bu savaşta kim kazanmıştır? Hiç kimse. Ama Osmanlı Devleti ve Türk askeri kahramanlığın şahikasını yaşatmıştır. Kazanan taraf olmamıştır ama zafer üstüne zafer kazanan Türk askeri, olmuştur. Binlerce kahraman yaratmıştır Çanakkale. Mustafa Kemal en büyük kahraman olarak bu savaşlarda dünyaya adını duyurmuştur. Çanakkale Savaşı bitince, Mustafa Kemal i bütün dünya Anafartalar Kahramanı olarak tanımıştır. Osmanlı Devleti zaiyat vermiştir. (55 bin şehit, 10 bin kayıp, 21 bin hastalıktan ölüm, 100 bin yaralı, 65 bin hastalıktan cephe gerisine gönderilme) İngiliz ve Fransızların ise zaiyatı olmuştur. (Ölü 58 bin, 105 bin yaralı, 90 bin hastalıktan cephe gerisine gönderilme). Bu savaş; hakkın ve imanın, teknolojiye ve medeniyete karşı zaferi olarak tecelli etmiştir. Bu savaşta sadece erkekler değil Türk kadını da kahramanlıklarını sergilemiştir. Maalesef, Çanakkale Savaşlarında kadının yeri ve varlığı doğru-dürüst incelenmemiş ve ortaya konmamıştır. Üniversitelerimizin ve özellikle o yılları inceleyen tarihçilerimizin bu konu üzerinde mutlaka ciddi çalışmalar yapmaları gerekiyor. Kütüphaneler, yazılı kaynaklara geçmiş sözlü beyanlar, hatıratlar, nüfus kayıtları, ağıtlar, şiirler, destanlar, mektuplar, resimler, belgeler, yazışmalar, gazete haberleri, bu savaşla ilgili ortaya konan roman ve hikâyeler, ortaya çıkan efsane ve anlatılar vb. ciddiyetle taranmalıdır. Sadece Çanakkale Savaşlarının cephesi değil; cephe gerisinde, tüm Anadolu da, hatta o yılların tüm Osmanlı topraklarında bu tarama yapılmalıdır. Hattâ İngiliz, Fransız, Avusturalya ve Yeni Zelanda arşivleri de taranmalıdır. Bu konuda ben inanıyorum ki üniversitelerde onlarca doktora çalışması yaptırılabilir. Mesela; Osmanlı Hilâli Ahmer Hanımlar Merkezi nin çalışmaları bile tek başına bir doktora çalışması olabilecek büyüklüktedir. Sağlık kuruluşlarında, birliklerde, hastanelerde görev yapan hemşirelerin ve gönüllü kadınların çalışmaları, gayretleri bile ciltlere sığmaz. Düşünün bir kere; cephe gerisinde hizmet eden bu kadınlara Osmanlı Devleti para ödemek istedi. Ancak hiçbir Türk kadını Biz vatanımız için canımızı feda etmeye hazırdık diyerek para kabul etmediler. Osmanlı Devleti bu kahraman kadınlara birer hatıra yüzük verdi. Yüzükler, İngilizlerden ele geçen tüfeklerin namluları yüzük halinde kesilerek yapıldı. Üzerine de 1332 Cihadiye yazılarak kadınlara hediye edildi. Erkeklerle birlikte cephede kadınlarımız da savaştı. Nezahat Onbaşı, Mücahide Hatice Hanım, Zeynep Mido Çavuş, Safiye Hüseyin Elbi Hanım gibi kahraman kadınlarımız araştırılmalıdır. Bunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. Sadece cephede ve ateş hattındaki kahramanlıkları değil; Anadolu kadının çektiği sıkıntılar ve kadersizlikleri hiç ele alınmadı. Osmanlı toprakları; dullar, yetimler, sakatlar yığını halindeydi. Binlerce hatıralar, binlerce hikâye, gözyaşı, elem, acı Türk topraklarını kavurdu. Oğlunu kınalayan anne, Kosova dan sadece bu savaş için babası ile birlikte cepheye gelen Ayşe Davudi Hanım, asker eşini 14 yıl bekleyen Anzılha Hanım, 276 kiloluk top mermisini tek başına namluya yerleştiren ve Savaş sonrası bağlanacak maaşı kabul etmeyen Kocaseyit Onbaşı nın kızı Ayşe Hatun, savaş sırasında Anafarta da büyük sıkıntılar yaşayan Fatma Hızal, Şemsi Nine, Hatice Nine, Havranlı Ayşe Nine gibi daha yüzlerce kahraman kadınlarımızın hayatları, yaptıkları mutlaka derlenmeli ve yazıya geçirilmelidir. Köylerinde hiçbir erkek kalmadığı için cenazeyi bile kadınların kaldırdığını bildiğimiz gerçekler, neden romanlarımıza, hikâyelerimize, sanatımıza konu olmaz? Neden bu konuda bilimsel çalışmalar yapılmaz? Anlamak mümkün değil. Kısaca; bu milletin erkeği ne kadar kahramansa, kadınları da o derece yiğit ve birer kahramandır. Allah bir daha bu millete, Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşları yaşatmasın. Şair ve eski milletvekili Erdem Bayazıt ın hayatı belgesel oldu İSTANBUL - "Müslüman yürekler bilirim daha. Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet. Eller bilirim haşin hoyrat mert. Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır. Her kırışığı sorulacak bir hesabı, her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır..." dizelerinin sahibi, eski milletvekili Erdem Bayazıt'ın hayatı, belgesele konu oldu. Yakın Türk edebiyatının önemli şairlerinden Bayazıt'ın hayatının anlatıldığı "Sebebin Erdemi, Erdem Bayazıt" belgeselinin yönetmenliğini ve yapımcılığını, Ekrem Doydu yaptı. Doydu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir programda okuduğu "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiiriyle tanıdığı şairle ilgili hazırladığı belgeselin ilk gösterimi, 16 Ocak'ta Kahramanmaraş'ta gerçekleştirilecek. Doydu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projeye başlamadan önce uzun bir arşiv çalışması yürüttüğünü söyledi. Bayazıt'ın hayatının belgeselleştirilmesi fikrinin, TRT'de yayınlanan "Yedi Güzel Adam" dizisinden önce oluştuğunu anlatan Doydu, çalışma sırasında şairin ailesinden ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nden büyük destek aldığını kaydetti. Projeyi hazırladıktan sonra Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi yetkililerine sunduğunu belirten Doydu, "Sağolsunlar çok yardımcı oldular. Hatta Yedi Güzel Adam'ı, ayrı ayrı belgeselleştirmek istediklerini ilettiler. İnşallah bundan sonra o çalışmalara başlayacağız" diye konuştu. (AA) Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu, Türkiye'de 2001'de 12 bin olan yayınlanan kitap başlığı sayısının 2013'te 47 bin 352'ye, geçen yıl da 50 bin 752'ye ulaştığını söyledi. DİYARBAKIR - Diyarbakır'da ortaokul öğrencileri, kadına yönelik şiddet, engellilerin sorunları, maden işçileri ve Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye göç edenlerin dramını anlatmak amacıyla heykeller yaptı. Kayapınar ilçesindeki Şehit Jandarma Üsteğmen Tevfik Pehlivan Ortaokulu'nda Teknoloji Tasarım öğretmeni Tevfik Eren, Leyla Bektaş ve Burhan Özdemir 7 ve 8. sınıf öğrencilerinde çeşitli konularda farkındalık oluşturmak amacıyla bir çalışma başlattı. Öğretmenler, seçtikleri konularda bilgi verdikten sonra öğrenciler, kadına yönelik şiddet, engellilerin sorunları, maden işçileri ve Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye göç edenlerle ilgili zihinlerinde oluşan kavramlarla heykeller yaptı. Öğretmenlerinin desteğiyle sargı bezleri ve alçıdan el, ayak ve yüz kalıpları çıkaran öğrenciler, bunları panolara aktardı. Öğrenciler, boyadıkları kalıpları heykele dönüştürdü. Öğretmen ve öğrencilerin yaklaşık 3 ay boyunca yoğun emek harcayarak yaptığı heykeller, Ocak'ta Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Sanat Merkezi'ndeki sergide, sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Öğretmenler, sergiden elde edilecek gelirle, okula atölye kazandırmayı amaçlıyor. MEHMET NURİ PARMAKSIZ HAYATA VE AŞKA DAİR BAHARLAR KISKANSIN BAHARIMI Aşkı çöl zanneder bazıları kalp vahasında habersiz Her nefes bir tohum, her gün bir tarla ömrüme. Aşkla atan kalbim, aşkla damarlarımda dolaşan kan nimettir gönlüme. Her anı güzel kılan sevda, hayallerime tebüssüm ettiren dua, beni benden eyleyen aşka âşık yaşamaktır baharın baharı. Aşktır ateşin hârı, nefesimin kârı. Güzellik mutluluğun saçları, kalp gözümüzle seyran etmeli varlığı, içimdeki baharın sahibi yârin cemresi gönlüme düştükten sonra her gece parlıyor ADANA - Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu, Türkiye'de 2001'de 12 bin olan yayınlanan kitap başlığı sayısının 2013'te 47 bin 352'ye, geçen yıl da 50 bin 752'ye ulaştığını söyledi. Turşucu, TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde, TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen Çukurova 8. Kitap Fuarı'nın açılışında, bereketli topraklara, insanlara sahip olan kentte böylesi bir etkinliğe katılmaktan dolayı mutlu olduğunu vurguladı. Uluslararası Yayıncılar Birliği'nin tespitlere göre, Türkiye'nin yayıncılık sektörü büyüklüğü bakımından 1 milyar 752 milyon avro ile dünyanın 12. ülkesi konumunda bulunduğunu aktaran Turşucu, bir önceki yıl Türkiye'nin 13. sırada yer aldığını hatırlattı. Turşucu, Türkiye'nin bu alanda trendinin yükseldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Türkiye'de yayınlanan kitap başlığı sayısı 2001 yılında 12 bin civarındayken 2013'te 47 bin 352'ye, 2014'te ise elimizdeki kesin olmayan rakamlara göre 50 bin 752'ye ulaştı. Türkiye, Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) başlığı sayısı bakımından dünyada 10. sırada. Kişi başına düşen rakama bakıldığında ise dünyada 11. sıradayız. Biz bu başarıları elbette yeterli görmüyoruz. Nicelikle beraber niteliği de artırmanın azmi ve gayreti içerisindeyiz. Buna dair de bakanlık olarak uluslararası fuarlara, kütüphanedeki yayınlarımızın zenginleştirilmesinden dijitalleştirilmesinden ülkedeki kitap fuarlarına kadar bir dizi destek ve katılım içerisindeyiz. Adana kitap fuarı da ülkemizin yayıncılık anlamında, entelektüel, medeni birikimin paylaşılması anlamında bizim için çok önemli mekandır." Turşucu, fuarları sadece ticaretin yapıldığı mekan gibi görmediklerini belirterek, "Buralar aynı zamanda entelektüel birikimlerin, medeni müktesebatımızın paylaşıldığı mekanlardır. Umarım bundan sonra kitap fuarlarının daha da arttığına hep beraber şahit oluruz. Çünkü biz ülke olarak kendimize güvendiğimiz zaman, elimizdeki imkanları, potansiyelleri devreye soktuğumuz müddetçe buna benzer başarıları hep beraber elde edeceğiz" diye konuştu. Adana Valisi Mustafa Büyük de kitap fuarlarına katılmaktan heyecan ve mutluluk duyduğunu anlatarak, fuara vatandaşların ilgi göstermesinin önemli olduğunu ifade etti. Vatandaşlara fuardan yararlanmalarını öneren Büyük, etkinliğin daha iyi ve etkili devam edeceğine inandığını kaydetti. Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de kültür ve sanata önemli isimler kazandıran Adana'da böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Teknoloji Tasarım öğretmeni Tevfik Eren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl müfredatı genişleterek, yeni bir şeyler katmak istediklerini belirterek, öğrencilerle farklı tasarımlar yapmaya karar verdiklerini söyledi. kalbimizin yıldızı. Damarlarımdaki şevk ve heyecan yağmurların habercisi, kırlarda açan papatya bahçesi gönlüm aşk peteğine her an bal yapmak üzere âmâde. Yârin teşrifini bekliyor her hücrem ölümden âzâde. Benim de ömrüm yâri ve aşkı bulmadan önce dört mevsimdi. Yâre gönlüm erdikten sonra tek mevsimi yaşıyor nefesim ve baharın baharında atıyor kalbim. Ellerimde aşk çiçekleri, demet demet terliyor hayallerim sevdaya, aşk yağmurları kalbime yağdıktan sonra sellerle verdim beni ve ulaştım yârin bilinmez aşk adasına. Aşk ülkesindeki baharlar, sevda bahçesindeki çiçekler, aşk deryasındaki gökyüzü başka. Her dalga mutluluk kokarak vuruyor yârin aşk sahiline, her köpük, her kum tanesi aşk nağmeleri fısıldıyor kulağıma. Kendimden geçmiş bir haldeyim, yârin ellerinde şekil buldu yeniden ruhum. Aşkın nefesi ve yârin sesiyle nefesleniyorum her dem, âb-ı hayatı içiyorum ruhuma 9 Çukurova 8. Kitap Fuarı açıldı Türkiye Yayıncılar Birliği 2. Başkanı Fahir Aral ise 2014'te kitap üretiminin yüzde 4,6 arttığını vurgulayarak, "Türkiye'de bugün kişi başına düşen kitap sayısı yaklaşık 7,3'tür. Bu önemli bir rakamdır. Bu anlamda dünya sıralamasında ilk 15'in içindeyiz" diye konuştu. Aral, Türkiye'de başlık, kitap ve okur sayısının arttığını belirterek, "Yalnız bu nicelik artışı bizi çok fazla umuda kaptırmasın. Bu artışın yanı sıra önemli bir nitelik artışına da gitmek zorundayız. Yayınlama özgürlüğü ve bunun getirdiği alanların giderek daralması bazı endişeleri de kafamıza sokuyor" şeklinde konuştu. TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan da Türkiye'de kitap fuarlarının "kitap mahrumiyetini" giderdiğini kaydetti. Fuarların kitap okurunun önüne geldiğini anlatan Hızlan, "Adana'nın toprağı kadar kültürel dünyası da zengindir. Yaşar Kemal'den Yılmaz Güney'e, Orhan Kemal'e kadar geniş bir liste, bu kentin daima incelenmesi için ve gittikçe kültürünün gelişmesi için yeterli toprağının olduğu kanısındayım" (AA) Kadına şiddet heykellere yansıdı Soyut ve kavramsal çalışmalar yaptıklarını, toplumu derinden etkileyen olayları ele aldıklarını dile getiren Eren, konular arasında şiddet gören kadınlar, maden işçileri, engelliler ve Suriye'deki iç savaşın etkilerinin bulunduğunu söyledi. Öğrencilere önce konularla ilgili bilgi verdiklerini, daha sonra öğrencilerin sargı bezleri ve alçıdan yaptıkları el, yüz ve ayak kalıpları ile konuları aktardığını kaydeden Eren, "Yaklaşık 3 aydır bu çalışma yürütülüyor" diye konuştu. Öğretmen Bektaş ise çalışma ile öğrencilerde farkındalık oluşturmak istediklerini ve gündemdeki konuları ele aldıklarını dile getirdi. Özellikle Soma'da yaşanan maden faciasından yola çıktıklarını anlatan Bektaş, "Çalışmayı yaparken en çok yer sıkıntısı çektik. Bu nedenle sergiden elde edilecek gelirle okulda atölye yapmak istiyoruz. Böyle çalışmalar öğrencilere birçok şey katıyor. Bunları yaygınlaştırmak istiyoruz" Öğrencilerden Gülistan Baran da arkadaşlarıyla eğlenerek çalışmada yer aldıklarını kaydetti. Yaptıkları ürünlerin sergileneceğini, bu nedenle çok heyecanlı olduklarını anlatan Baran, "Umarım herkes beğenir. Alçıdan el, yüz ve ayak yaptık. Sonra bunları boyadık ve panolara yerleştirdik" ifadelerini kullandı. (AA) yudum yudum. Aşkı çöl zanneder bazıları kalp vahasında habersiz, aşk olmasa hayatın ne anlamı var ki yârsız? Hayatımız neşesiz, fersiz Öyle bir bahar, öyle bir hâl yaşıyor ki kalbim, görseler ya da bilseler tüm baharlar kıskanır gönlümdeki baharı ve tüm aşklar kıskanır kalbimdeki aşkı. Sonsuzca nefesini yâre verebilmektir asıl nimet, her nefeste yâri düşünüp -haşa- ruha ruh üfleyebilmektir özlemek. Bitmeyecek olana sahip olmak aşk, her gün yeniden doğmak sevda. Nefes nefes, saniye saniye, elvan elvan yârin ellerinde ölmek ve aşka susamak sevda. Anladım ki yârmış gönlümün susuzluğu, anladım ki vuslata erememekmiş gözlerimin uykusuzluğu, kalbimin huysuzluğu Şimdi kandil kandil yanıyor içim, aşkın sonsuzluğuna ölüyor içim. Yâre yaşamak, sonsuzca yârda olmak benim için tek seçim. GÜNÜN ŞİİRİ Beni benden ediyor yâr bana cânı bölüşün, Eriyen buzdağıyım ben öldürüyor gülüşün.

10 1015 Ocak 2015 Perşembe T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BAKIM-DESTEK VE YAZILIM HİZMETİ ALINACAKTIR BAKIM-DESTEK VE YAZILIM hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : İnönü Bulvarı No: Emek ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : (312) (312) c) Elektronik Posta Adresi : isggm@csgb.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 Adet Bakım - Destek ve Yazılım Hizmet Alımı işi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : İdarenin Ankara da bulunan adresinde c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 365(üçyüzaltmışbeş) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İnönü Bulvarı No:42 Emek/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, a) İstekliler tarafından teklif edilecek ürünle ilgili üretici firmanın Türkiye'de Ofisi bulunduğuna dair tevsik edici belgeler ile bu iş kapsamında çalıştırılacak 2 adet uzman personelin e-devlet kapısı üzerinde verilen uygulamalarda en az 3 yıllık görev aldığına (çalıştığına) dair tevsik edici (kanıtlayıcı) belgeler teklifleriyle birlikte verilecektir. b) İstekliler tarafından teklif edilecek ürüne ait benzer uygulama projesi ( e-devlet kapısı üzerinde hizmet veren uygulamalar) gerçekleştirmiş olmalı ve bu projelere ait iş bitirme belgeleri teklifleriyle birlikte verilecektir. c) İstekliler tarafından bu iş kapsamında çalıştırılacak 2 adet uzman personelin e-devlet kapısı üzerinde verilen uygulamalarda en az 3 yıllık görev aldığına (çalıştığına) dair tevsik edici (kanıtlayıcı) belgeler tekliflerle birlikte sunulacaktır Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, BASIM HİZMETİ ALINACAKTIR TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI İŞKUR Kurum Dergisi Baskı ve Dağıtımı İşi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Emniyet Mah. Mevlana Bulvarı No:42 Yenimahalle/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ihalebirimi@iskur.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : adet dergi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ve bağlı İl Müdürlükleri c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 25(Yirmibeş) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Emniyet Mahallesi Mevlana Bulvarı No:42 Kat:12 Yenimahalle / ANKARA Emniyet Mahallesi Mevlana Bulvarı No:42 Kat:12 Yenimahalle / ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan TIBBİ SARF VE LABORATUAR MALZEMLELERİ SATIN ALINACAKTIR TIP FAKÜLTESİ YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ANKARA ÜNİVERSİTESİ 6 Kalem Tıbbi Sarf Ve Laboratuar Malzemleleri alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü İbn-i Sina Hastanesi Akademik Yerleşke L-Blok Kat: SAMANPAZARI ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : dsermaye@medicine.ankara.edu.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 6 Kalem Tıbbi Sarf Ve Laboratuar Malzemeleri Alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı c) Teslim tarihi : Sözleşme imzalandıktan sonra ilgili bölüm tarafından verilecek siparişe göre firma 45(kırkbeş) takvim günü içinde tek parti veya partiler halinde teslim edecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ankara Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü ihale Komisyon Odası (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Akademik Yerleşke L3)06100 Samanpazarı/ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: İstekliler tarafından tek sözleşme kapsamında gerçeklştirilen ve kapısı üzerinde gerçekleştirilen uygulamalar benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 150 TRY (Türk Lirası) karşılığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İ Blok Z.Kat.04 Numaralı oda adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İ Blok Z.Kat.04 Numaralı oda adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, götürü bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Basın ( Resmi İlanlar ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya özel sektöre yapılmış süreli ve/veya süresiz yayın basım işleri benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 30 TRY (Türk Lirası) karşılığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Emniyet Mah. Mevlana Bulvarı No:42 Kat: 10 Yenimahalle / ANKARAadresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Emniyet Mahallesi Mevlana Bulvarı No:42 Kat:12 Yenimahalle / ANKARAadresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın ( Resmi İlanlar Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler: İsteklilerin, T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına Kayıtlı ve tarih ve sayılı Resmi Gazetede güncellenerek ilan edilen Tıbbi Cihaz Yönetmeliği Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği ve Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıbbi Cihazlar Yönetmeliği kapsamında bulunan ürünler için TITUBB tarafından verilen Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olduğuna ilişkin bilgi ve belgeleri vereceklerdir Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler:istekliler, teklif edecekleri malzemelerin T.C. İlaç ve Cihaz Ulusal Bilgi Bankası na kayıtlı olduklarını belgeleyeceklerdir. Ürünler için onaylanmış ürün (Barkod) numarasına ait bilgi ve belgelerini vereceklerdir. İstekliler, T.C.İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası Kapsamı dışında olan ürünler için; Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamı dışında olduğuna dair yazılı beyanı verecektir. Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri Kapsamı dışında olan malzemeler için CE ve benzeri belgeleri vereceklerdir Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: Numuneler, ihaleden önce veya ihale saatini takiben 24 saat içerisinde ilgili bölüme tutanak ile teslim edilecektir. Bu tutanağın bir sureti de istekliye verilecektir. Eğer numune ihale öncesi ilgili bölüme teslim edilmiş ise, buna dair tutanak teklif zarfına konulacaktır. İstekliler; teknik şartnameye madde madde cevap vereceklerdir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 30 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ankara Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Satınalma Birimi (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Akademik Yerleşke L3)06100 Samanpazarı/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ankara Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Satınalma Birimi (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Akademik Yerleşke L3)06100 Samanpazarı/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın ( Resmi İlanlar

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Memur-Sen işbirliğiyle 1 milyon fidan dikilecek Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Gezi'de 3 tane ağaç için ortalığı yakıp yıkanlara şunu teklif ediyoruz. İşte siz de Memur-Sen gibi gelin, hadi 1 milyon size çok gelir ama 10 tane ağaç dikin diyoruz. Fidanlar da bizden ücretsiz" ANKARA - Eroğlu, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bakan Eroğlu, "Eskiden sendikalar sadece problemleri getirirdi. Ama şu anda sendikalarımız özellikle problemlerin çözümüne yönelik, yani daha çok verimli bir çalışma ortamı hazırlamak ve neticede daha büyük katkı vermek yönünde çalışma yapıyor. Bu da takdir edilen bir husustur" değerlendirmesinde bulundu. Orman ve ağaç sevgisinin lafla değil, icraatla olduğunu belirten Eroğlu, Memur-Sen'in 1 milyon üyesi için Türkiye'nin değişik yerlerine 1 milyon fidan dikilmesi hususunda protokol imzalayacaklarını dile getirdi. "1 milyon fidanla sendikamız bize büyük destek veriyor. Tabiata, ülkeye büyük katkı sağlayacak. Bu örnek bir çalışma" ifadesini kullanan Eroğlu, bu nedenle Gündoğdu'ya teşekkür etti. Hükümetleri döneminde destan yazıldığını ve çok sayıda eylem planı hazırladıklarını kaydeden Eroğlu, yılları arasındaki Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planı kapsamında 2 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını ve yaklaşık 2.4 milyon hektar alanda çalışma yaptıklarını, bunun bütün dünyanın dikkatini çektiğini anımsattı. Eroğlu, geçen yıl sonu itibarıyla da 3 milyar 250 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu aktardı. Bakan Eroğlu, "Gezi'de 3 tane ağaç için ortalığı yakıp yıkanlara şunu teklif ediyoruz: İşte siz de Memur-Sen gibi gelin, hadi 1 milyon size çok gelir ama 10 tane ağaç dikin diyoruz. Fidanlar da bizden ücretsiz. Yani inşallah sizin sayenizde bütün sivil toplum kuruluşlarında, sendikalarda bu seferberlik hızla artacak. Siz de bu meşaleyi yakmış oluyorsunuz" ifadesini kullandı. Yalova Belediyesi tarafından kesilen ağaçları da anımsatan Eroğlu, kesilen her bir ağaç için 100 tane olmak üzere toplam 18 bin fidanı toprakla buluşturacaklarını söyledi. "Hem ağaçlarımız yaşasın, hem millet iradesi yaşasın" Ahmet Gündoğdu ise konfederasyonlarını Mehmet Akif İnan'ın kurduğunu anımsatarak, "Mehmet Akif İnan ve ondan önceki kanaat öncülerimiz, bize yaşatma medeniyetini miras bıraktılar. Bu doğrultuda ülke için çözüm sürecini ve yeni anayasayı, millet iradesinin yaşaması, kardeşliğimizin yeniden tesis 1. Görevlilerin aylıklarından her ay belli oranda kesilip bir sosyal güvenlik kurumuna yatırılan para. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. 2. Türk müziğinde bir makam. Dolaşma, devir. 3. Tavlada bir sayı. Ton ve makam temeline bağlı kalmadan oluşturulan beste. 4. Metal olmayan elementler. Elma, armut gibi meyvelerin kurutulmuşu. 5. Oyuncunun yaptığı. Askerin su kabı. 6. Suçu bağışlama. İnce, kısa değnek. 7. İlaç vererek hastalığı iyi etmeye çalışma, tedavi etme. Japon halk türkülerine verilen ad. 8. Bayındır, mamur. Yıkmak işi. 9. Kaşındırıcı bir deri hastalığı. Evlere su taşımayı iş edinmiş olan kimse. 10. Uzlaştıran, anlaşma sağlayan kimse. Binek hayvanı. 11. Bir anda oluveren, apansız. Kulak yıkama aleti. 12. Verme, ödeme. Kemiklerin toparlak ucu. Baryumun simgesi. 13. Dişi deve. Altın kökü. 14. Parola. Ülke, yurt. 15. Kiraya verilerek gelir getiren mülkler. Fas ın plaka işareti. 16. Bir yerde oturma, eğleşme. Tanrıya göre insan. 17. Boyun eğen, kendini başkalarının buyruğuna bırakan. Harç alıp sürmeye yarayan duvarcı aracı. 18. Yaban incirinin döllenmesinde etkili olan sinek. Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm. 19. Kuranda bir sure. Ağzı geniş tek kulplu su kabı. 20. Avrupa da bir başkent. Ekin biçme aracı. Yukarıdan aşağıya: 1. Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte. Karışık renkli. Kayınbirader. Özen. 2. Yalnızlık korkusu. Tayin etmek. İslamiyet ten önce Kâbe de bulunan üç puttan biri. 3. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. Yabancı. Alacak, borç. Balıkesir iline eskiden verilen ad. 4. Boyutlar. Orkestra davulu. Nezretmek. 5. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. Sodyumun simgesi. Cennet. Kiloamperin simgesi. 6. Hiroşima ya atom bombasını atan Amerikan Uçan Kale. Dernek. Kabaca evet. 7. Bir cetvel türü. Kalori. Satrançta beraberlik. Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay. 8. Gürültü patırtı. İç Anadolu da bir göl. Kesin yargı. 9. İpek eşarp. Bir şeyin ağzını bir nesne ile kapamak. Matadorların boğayı kızdırmak için kullandıkları kırmızı bez. 10. İridyumun simgesi. Bir tür etli ve büyük zeytin. Yarı açmak. Hazırlayan: Ercan BOSTANCIOĞLU edilmesi için önemsiyoruz" "Bakanlığımızla birlikte de bu yaşatma misyonumuz adına 1 milyon fidan dikme kampanyasını önemsiyoruz" görüşünü dile getiren Gündoğdu, "Hem ağaçlarımız yaşasın hem millet iradesi yaşasın hem canlarımız yaşasın hem de değerlerimiz yaşasın istiyoruz" ifadesini kullandı. Türkiye'de ağaç meselesinin, kesene göre şekil aldığını belirten Gündoğdu, "Algı operasyonu, ağacı kim kesiyor, ona bakıyor. Gezi'de 11 ağaçta kıyamet kopmuştu, 'Onurumuz' demişlerdi. Ama Yalova'da 148 ağaçta bu onuru göremedik" diye konuştu. Konuşmaların ardından Eroğlu ve Gündoğdu, her bir Memur-Sen üyesi için bir tane olmak üzere 1 milyon fidan dikilmesine ilişkin protokolü imzaladı. Bakan Eroğlu, yurdu etkisi altına alan kar yağışları ve barajlardaki doluluk oranına ilişkin bir soru üzerine, barajlardaki doluluk oranının çok iyi olduğunu, yağışlarda geçen yıla göre, bu mevsimde Türkiye genelinde yüzde 83 artma görüldüğünü, uzun dönem ortalamalarına göre de yüzde 19 oranında bir artışın söz konusu olduğunu kaydetti. (AA) Gölmarmara'yı tekneler koruyacak öyle bir aşamaya geldik ki, gıda ve su stratejik bir konuma sahip. Tekelioğlu Mahallesi'nde organik tarım yapılıyor. Bu çok önemli. Burada üretici organik tarımda artık ileri aşamalara geçmiş. Bugün sulak alanlara motorları indireceğiz. Derdimiz gölde de barajda da kullara uyulmasını sağlamak. Kurallara uyulmadığında balığı tamamen yok ediyoruz. Demirköprü Barajı'nda yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, barajın 10 metre altındaki suda artık balıkların yaşama şansı yok. Yani kirlilikte en büyük tehlikelerden birisi" Müdürlüğü bünyesinde, diğerlerinin ise leri kontrol teknesinden birisinin İl Gölmarmara, Salihli, Köprübaşı ve Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Soma ilçelerine tahsis edileceğini kaydetti. (AA) Müdürü Hasan Çebi, 5 takım su ürün BUL- MACA Soldan sağa: MANİSA - Gıda Tarım ve Hayvancılık Manisa İl Müdürlüğü'nce alınan 3 adet göl kontrol teknesi ve bunları taşıyacak olan 3 adet römorkör törenle Gölmarmara'ya indirildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından 90 bin liraya alınan teknelerin tanıtım töreni, Tekelioğlu Mahallesi'nde bulunan S.S Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Üretim ve Değerlendirme Kooperatifi önünde gerçekleştirildi. Törende konuşan Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, göl ve barajlarda ekolojik canlılığı korumak ve kurallara uyulmasını sağlamak amacıyla teknelerin göle indirildiğini belirterek "Artık ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com TİPİK BİR ORYANTALİST OLAN PİERRE LOTİ NİN GERÇEK KİMLİĞİ 17 - Piyer Loti Tipleri: Bazı Türk edebiyatçıları roman, hikâye, şiir gibi türlerde yazılmış eserlerinde zaman zaman Pierre Loti kişiliğine uygun tipler üretmişlerdir. Bunlar hep olumsuz yaklaşımlardır. Türk edebiyatçısı eserinde genellikle olumsuz bir Pierre Loti tipi çizmiştir. Bu tipler, Pierre Loti kişiliğinin değişik özelliklerini temsil eden türevleridir. Kimi, Loti tipini sert bir eleştirel üslûpla yerin dibine batırmış, kimi mizahî bir üslûpla onun parodisini yapmış. Eserlerinde Pierre Loti kişiliğine yer veren edebiyatçıların ürettikleri ve algıladıkları Loti kişiliklerinin izdüşümlerine şu örnekleri verebiliriz: Sodom ve Gomore romanındaki Captain Gerald Jackson Read, Captain Marlow, Major Will gibi emperyalist işgal kuvvetleri komutanları, Pierre Loti tipinin değişik görünümlerini temsil ederler. Bir başka ifadeyle bu komutanlar, karakterleri ve özellikleri itibariyle bir araya getirilse Pierre Loti kişiliğini tamamlarlar. Bunları kısaca tanıyalım: Jackson Read, mağrur ve küstah bir İngiliz işgal subayı olup zarif ve estetik bir batılı salon adamı görünümündedir. Romanesk ve saf yürekli bir Don Juan dır. Kadınlara çekici gelebilmek için zarif hareketler yapar. Kadınlara kendinden bir şey vermez. Yalnız sevilmek, aranmak, üzerine düşülmek, birçok rekabet ve paylaşma kavgalarının mevzuunu teşkil etmek, hiçbir dakika kendi haline bırakılmamak ister. Kadınlar içinde en ziyade dikkatini çekeni Leyla dır. Ona âşık olur gibidir. O, tanıdığı kadınların en zekisi, en bilgilisi, İngiliz terbiyesine, İngiliz kültürüne en ziyade yakın olanıdır. Dansına, edebî sohbetlerine, egzotik, acayip güzelliğine, teninin o eşsiz kadifelenmiş esmerliğine, siyah, derin bakışlı gözlerine hayrandır. Aklıyla, düşüncesiyle mutaassıp, dindar ve geleneklerine bağlı ailesinin değerlerini benimser ve yabancı kadınlarla cinsel ilişkiye girmemesi gerektiğini düşünür. Ancak duygularına hâkim olamaz ve Türk kız ve kadınlarıyla sevişmekten kendini alamaz. İngiliz gururuna sahiptir. İngiliz sömürüsüne ve emperyalizmine sonuna kadar sadık kalmıştır. Milleti ve devletiyle övünür. Read, annesine mektup yazar. Türkler, kendi işlerini kendileri hallettiler diye Türk zaferini haber verir. Bundan sonra Türklerle iyi geçinmek siyasetine eğilme lüzumundan ve Türklere samimî bir sevgiyle bağlılık değil; onları bilgili okşamalarla büyülemek gereğinden söz eder. Read, Türk kadınlarını şuh ve hevaî bulur. Onları bir Ankara kedisi veya mercan gagalı bir güvercin gibi sevip okşamıştır. Türk kadınları Read in egzotik zevklerini okşamıştır o kadar. Yoksa onları evlenilecek kadın olarak görmemiştir. O, annesinin kendisi için hazırladığı nişanlı kızla evlenecektir. Pierre Loti yi Aziyade romanında bu kişilikle fazlasıyla görürüz. Pierre Loti- Aziyade ilişkisi hemen hemen aynıyla denebilecek ölçüde Read-Leyla arası ilişkide devam etmiştir. Pierre Loti ve Read, ikisi de mağrurdurlar. Don Juan karakteriyle Türk kadınlarını evlenilecek değil; eğlenilecek kadınlar olarak görmüşlerdir. Pierre Loti kız kardeşiyle, Read de annesiyle yazışmalarında evlenilecek kızın kendi milletlerinden, yakınlarından olması üzerinde durulur. Her ikisi de pek çok Türk kadını tarafından paylaşılamaz. Her ikisi de Türkleri iyi geçinme ve yüze gülme siyasetiyle kendi devletlerine bağlayıp sömürgeleştirme politikası güderler. Bir başka İngiliz subayı Marlow, Pierre Loti nin eşcinsel kişiliğini temsil eder. O boyutunun bir türevidir. Hayatı bütün çirkinlikleri, kirleri, kabalıkları, hayvanîlikleri ile güzel bulmaya çalışır. Duygusuz, maddî bir cinsellikten yanadır. Read in aşk anlayışından farklıdır. Read, romantik, zarif ve estetik; Marlow ise tamamen maddî, duygusuz ve kabadır. İstanbul a, Doğuya özgü egzotik zevkleri tatmaya gelmiştir. Kendini Pierre Loti gibi görür. 15 Halide Edip, Sinekli Bakkal, Muallim Ahmet Halit Kitabevi, 1942, s.63. BİTLİS - Adilcevaz ilçesindeki Mollafadıl köyünde görevli öğretmen Alev Turgut'un sosyal medya üzerinden yaptığı çağrıyla 183 öğrenciye kışlık ayakkabı dağıtıldı. Öğretmen Turgut'un Kömürlü köyünde eğitim gören öğrenciler için sosyal medya üzerinden yaptığı çağrıya destek veren hayırsever kişi ve kurumlar tarafından 183 öğrenciye kışlık ayakkabı gönderildi. Yardım kolilerini alan Alev öğretmen, İlçe Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ergün Ergören ile dar gelirli 183 öğrenciye kışlık ayakkabılarını dağıttı. Ergören, yaptığı açıklamada, Alev öğretmenin çağrısı üzerine ilçede eğitim gören öğrencilere yardım yapıldığını belirterek, daha önce 12 köy okulunda 392 öğrenciye ayakkabı yardımı yaptıklarını anımsattı. Öğretmen Turgut'a ve hayırseverlere teşekkür eden Ergören, çocukların yüzündeki mutluluğa şahit olmanın 11 İstanbul a Pierre Loti nin bakışıyla bakar. İstanbul a geliş amacı şudur: Her memleketin kendine mahsus zevkleri, sefahetleri, her iklimin kendine göre meyveleri ve çiçekleri var. Oraya gidildi mi, lâzım gelir ki zevklerinizin kaynaklarını bunlar teşkil etsin! (s.68) Marlow, Beyoğlu nun hem en meşhur kumarbazlarından hem de en tanınmış cinsî sapıklarından biridir. Atıf la kumar oynarken masanın altından bir taraftan da sevişirler. Marlow Türkiye ye başka hülyalar ve ümitlerle gelmişti., yarı vahşî, yağız yüzlü Türk erkeklerinin elinde bir kız gibi hırpalanıp didiklenmek istiyordu. (s.189) Marlow, Pierre Loti nin eşcinsel kişiliğinin bir izdüşümüdür. Pierre Loti, bir yönüyle Read gibi zarif ve romantik bir duygu adamıyken bir yönüyle de vahşî, yabanî, kaba bir eşcinseldir. Aziyade romanında Loti, her iki kişiliğini de sergilemiştir. Loti, Aziyade ile romantik bir aşk yaşarken öte yandan Samuel, Ahmet gibi birçok erkekle eşcinsel ilişkide bulunmuştur. Bir başka işgal subayı Major Will, azgın bir şehvet delisidir. Orhan Bey i kullanarak tuzağına düşürmediği aile kadını ve kızı kalmamıştır. Orhan Bey, bir bakıma Aziyade romanındaki Ahmet tipinin izdüşümüdür. Orhan Beyin bulduğu kadınların çoğu Yeniköy deki şehvet mabedinden geçtikten sonra unutulup gider. Şehnaz Sultan bile bu şehvet mabedinden geçmiştir. Pierre Loti de Samuel, Ahmet gibi kişileri aracı kılarak bir çok Türk kadınını birer cinsellik nesnesi olarak kullanıp atmıştır. Ayrıca Loti ile Will arasında bir tavır ve yaklaşım benzerliği de bulunmaktadır. Her ikisi de Türklerin kutsal, manevî ve kültürel değerlerini akla gelebilecek olan en iğrenç yollarla aşağılamışlardır. Major Will, kiraladığı bir yalıyı oryantalist algılamaya uygun olarak Türk kahvesi, hamam ve şehvet odası bölümlerine ayırarak döşer. Bu durum, batılı çapulcu şövalyenin yağmacı ve sadist zihniyetinin bir dışavurumudur. Batıya göre Doğu, keyif, eğlence ve şehvetten ibarettir. Ayrıca yalının aile mescidini şehvet odasına çevirmekle Doğuyu kültürel anlamda da işgal ettiğini simgesel olarak ortaya koyuyor. Bu hakaretâmîz tutumda kuşkusuz İslâm dan intikam alma dürtüsü egemendir. Pierre Loti de Aziyade romanında Müslümanlarca kutsal kabul edilen Eyüp te bir ev kiralamış ve orayı Will gibi bir aşk ve şehvet yuvası yapmıştı. Her iki yaklaşım biçimi de aynı zihniyetin ürünüdür. Öte yandan Halide Edip Adıvar ın, Sinekli Bakkal adlı romanındaki Peregrini tipi de Pierre Loti nin Doğunun mistik, sanatsal ve kültürel tarafına ilgi duyan kişiliğinden izler taşır. Peregrini, kilisesi tarafından aforoz edilmiş ve 15 yıldan beri de Müslüman Türkler arasında yaşayan bir İtalyan. Buraya ruh sükûnetini bulmak için gelmiştir. Camilerde mukabele okuyan Rabia ya hayran olur. Rabia nın Kur an okuyuşu onu cezp eder. Pierre Loti, Doğunun dinî, kültürel, cinsel, tabiî anlamda her türlü ortamında huzur arayan bir adamdı. Peregrini ise özellikle Doğunun dinî ve sanatsal atmosferinde sükûn arar ve Pierre Loti yi bu boyutuyla temsil eder. Peregrini şöyle der: Hayır Müslüman değilim. Hani manastırlara kapanan papazlar yok mu, onlardandım. Fakat şimdi daha ziyade Müslümanım. On beş yıldır aranızda yaşıyorum. Dil, din, millet, bunlar insanların ruh ikliminden başka bir şey değildir. Garb ın ruh iklimi bana çok soğuk geldi. Şark ikliminde sükûn ve şifa arıyorum. ( ) Hiçbir dine mensup değilim. Fakat eğer bir din edinmek istesem mutlak Müslüman olurdum. İslâm ın yarattığı cemaatteki ferdi kendime daha yakın bulurum. Manastırdan kaçalı, papanın aforozuna uğrayalı on beş yıl oluyor. 15 (DEVAM EDECEK) "Minik ayaklar", öğretmenin çabasıyla üşümekten kurtuldu her şeyden önemli olduğunu söyledi. Öğretmen Alev Turgut ise ülkede çok sayıda yardımsever bulunduğunu bildirerek, sosyal medya üzerinden yaptığı çağrılara destek veren kişi ve kurumlara teşekkür etti. (AA)

12 12 haber Türkiye'ye enerji dopingi Türkiye'nin 2014 yıl sonunda milyar dolar olması tahmin edilen enerji faturasının, petrol fiyatlarının 50 dolar civarında kalması durumunda 2015 yılında neredeyse yarı yarıya azalacağı öngörülüyor. İSTANBUL - Türkiye'nin 2014'te milyar dolar olarak gerçekleşeceği tahmin edilen enerji faturasının, 2015 yılında petrol fiyatlarının desteğiyle yarı yarıya azalması bekleniyor. Brent türü ham petrolün varil fiyatı, 2014 Haziran ayında 115,67 dolarla yılın en yüksek seviyesine ulaşmasının ardından küresel petrol arzının artacağı, talep tarafının ise düşük kalacağı beklentisiyle yüzde 60 düşerek, yaklaşık 6 yılın en düşük seviyesi olan 45,16 doları gördü. AA muhabirine petrol fiyatlarındaki sert düşüşün Türkiye ekonomisine etkisini değerlendiren analistler, 2014 yılında milyar dolar olması öngörülen enerji faturasının 2015 yılında petrol fiyatlarının 50 dolar seviyesinde kalması durumunda 25 milyar dolar azalacağını tahmin ediyor. - "2015'te cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,9'a gerileyebilir" Odeabank Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan, 2014'te milli gelire oran olarak 2013 sonundaki yüzde 7,9'dan yüzde 5,6'ya inmesini bekledikleri cari açığın, 2015 yılında son dönemde petrol fiyatlarındaki keskin düşüş sayesinde sürdürülebilir seviye olan yüzde 3,9'a gerileyeceğini öngördüklerini ifade etti. Özellikle yılın ikinci yarısında petrol fiyatlarında yukarı yönlü trendin başlayacağını ve 2015 ortalamasında 75 dolar olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Özcan, "Ancak son dönemdeki düşüşlerin büyük ölçüde korunması durumunda cari açık 2015'te iyimser tahminlerimizin dahi altında kalabilir. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş cari işlemler açığını 4,5 milyar dolar civarında düşürücü etki yapıyor" Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, petrol fiyatlarındaki düşüşün yapısal sorunların bulunduğu ekonomik dengelerdeki kırılganlıkların azalması açısından oldukça destekleyici olduğuna işaret etti. Küresel finansman koşullarıyla ilgili belirsizliklerin devam ettiği ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politikasının genel olarak normalleşme yönündeki eğilimi dikkate alındığında petrol fiyatlarındaki düşüşün özellikle yapısal reform sürecinin tekrar hız kazanana kadar ekonomi yönetimine alan yaratması açısından destekleyici etki sağladığını vurgulayan Tokalı, şunları kaydetti: "Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün cari açığı 4,5 milyar dolar civarında aşağı çektiğini biliyoruz. Yani, bu yıl cari açığın yüzde 4,5-5 bandındaki yapısal eşiği aşıp yüzde 4'ler civarında gerçekleşmesi mümkün olabilecek. Enflasyon tarafında da petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş 0,4-0,5 puan civarında bir azalışa neden oluyor. Bu yıl baz etkisinin önemli desteğiyle özellikle ilk yarıda gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon süreci, petrol fiyatlarının katkısıyla çok daha rahat gerçekleşebilecek. IUC Başkanı Azizoğlu nun Paris e bakışı: İki boyutlu terörizm ANKARA (ÖZEL)- Uluslar arası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, Fransa da yaşanan eylemlerin iki boyutlu vahşi acımasız hiçbir evrensel değer, demokratik hak ve düşünce özgürlüğü ile bağdaşmayan birbirini tetikleyen eylemler olduğunu belirterek, Hiçbir Müslüman bireyin vicdanında kabul edemeyeceği ve şiddetle ret edeceği iki boyutlu terörizmdir Konuyla ilgili değerlendirmelerde buluna Akademisyen, Yazar, Şair IUC Başkanı Azizoğlu, Paris te meydana gelen terörist eylemlerde vahşetin iki boyutlu olduğunu ifade ederek, Terörizm bazen silahla, bazen kalemle, bazen diplomasiyle en çokta emperyalizmin vahşi yüzü olan kapital kazanımlar için gerçekleştirilir. Bunların asıl amaçları dinsel kültürel ve etnik yapıları kamufle aracı olarak kullanılarak eylem ve katliamlarını tüm insanı beşeri ve en önemlisi de İslami olguları yok sayarak vahşetle gerçekleştirmektir. İnsan ve yaşamını en kutsal değer olarak tanımlamasına rağmen Fransa yâda herhangi bir yerde ve hangi dine ve inanca mensup olursa olsun hiçbir din, inanç, ırk, renk veya kültür adına, eşlenen cinayetler İslami olamaz İslam adına olamaz Bunların şiddetle lanetlenmesi gereken insanlık dışı eylem ve cinayetler olduğunu kaydeden Azizoğlu, Bu eylem iki boyutlu vahşi acımasız hiçbir evrensel değer, demokratik hak ve düşünce özgürlüğü ile bağdaşmayan birbirini tetikleyen ve hiçbir Müslüman bireyin vicdanında kabul edemeyeceği ve şiddetle ret edeceği eylemlerdir. Yüce İslam ın tüm değerlerine teröristçe vahşice saldıran sonrada tüm insani değerlerini kaybetmiş tamamen İslam dışı hiçbir Müslümanın asla kabul etmeyip tasvip etmeyeceği teröristlerin eyleme teşvik ve tahrik sebebi olan eli kanlı, vicdanı kanlı, benliği kanlı, katillerin işlediği Paris teki cinayeti şiddetle kınıyorum. İslam ın tüm kutsal değerlerine vahşi saldırılarda bulunan öldürülmüş olsalar bile İslam ı fobiyi oluşturma çalışmalarını acımasızca yürüten tüm Müslümanların yüreğinde benliğinde acı oluşturan çalışmalarını düşünce ve demokrasi özgürlüğü kisvesi altında yâda kamufle aracılığıyla yapan (Charlie Hedbo Dergisi)nü tekraren, tekraren, tekraren kınıyorum. Bu ve benzeri terörist eylem ve oluşumlar İslam coğrafyasında cereyan eden insani hissiyatı olan her birey ve toplumu derinden etkileyen terörist eylem ve yapılanmalarla Müslüman ulusları yine zalimlerin zulmüne mazhar kılmaktadır. İnsan ailesinin değerli mensupları Fransa halkının yaşadığı bu elim iki boyutlu terörizm vakasında Müslüman toplumlar Fransa halkına en derin taziyelerini bildirmektedirler. Batı toplumlarına da İslam coğrafyasında yaşanan ve yılda yüzbinlerce Müslüman kadın, çocuk ve erkeğin vahşice katledildiği terörist eylem ve eylemcileri sadece bir sinema filmi seyreder gibi izlemeyi bırakıp insani ve varsa vicdani bir gözle artık izlemelerini de tavsiye ediyorum İslam coğrafyasında son yüz yılda oranı yükselerek devam eden terörizmin yerel hiçbir ulus veya ülkeyle bağı yâda kazanımı olmadığını vurgulayan Azizoğlu, şunları söyledi; Etnik yâda sözde din eksenli özde batı toplumlarının İslam coğrafyasındaki tüm halklar üzerinde ki sinsi emellerine ve emperyalist sömürü düzenlerine uşaklık edecek taşeron faşist yönetimler oluşturulmasına gerekçe oluşturacak İslam ve insanlık dışı eylem ile yapılanmalardır. Gezegenimizde yaşanan siyasi, ekonomik, diplomatik, etnik yâda dinsel modern kargaşanın kökleri Batı dadır. Bu kargaşa, son zamanlara kadar çok yerel bir olgu olarak uygulanıyordu, fakat son yıllarda çok tehlikeli bir değişiklik gözleniyor. Batı saldırganlığının büsbütün yeni bir yapılanma olmadığı doğrudur. Şimdiye kadar bu saldırı diğer uluslar üzerinde vahşi terör örgütlerinin zemin bulacağı ve katliamlar yapacağı alanlar oluşturmamıştı. Yakın tarihe kadar uygulamaları hâkimiyet kurmaktan ibaretti ve etkileri de siyasi ve iktisadi emperyalist amaçlarına ulaşmaktı. Tüm gayret ve sınırsız yaptırım güçlerine, çeşitli kılıklara bürünmekte çok usta olan propagandanın bütün çabalarına rağmen İslami yaşam bütün bu sapıklıklara karşı direnebiliyor eski geleneksel uygarlıklar el sürülmeden yaşayabiliyordu. Oysa bugün Batılılaşma adı altında kendi değer, kavram, kültür ve inançları ile geleneklerini bir kenara itip modern yaşam adı altında tüm insani değerlerini yitirmiş ve tüm geçmişini ret etmeyi benimsemiş birey ve toplumlara rastlamak mümkündür. Avrupa ve Amerika üniversitelerinin öğretileri ile baştan çıkartılmış olan bu unsurlar kendi ülkelerinde de huzursuzluğa ve karışıklığa neden olmaktadırlar. Batı da bu mevki, makam, maddiyat yâda biraz övgü ile dahi her türlü değer ve sadakatten yoksun, şahsiyet zaafı olan batıya uygun kişileri bugün ki Doğu nun temsilcileri sayma eğilimi oldukça güçlüdür. Oysa bunların Etkisi göründüğü kadar yaygın ve derin değildir. Bu yanlış izlenimin nedeni de, Batı nın gerçek Müslümanları tanımamasıdır. Müslüman toplumlar dünyadaki hiçbir ulus yâda her türlü yaptırım gücüne sahip ülkeler de dâhil olmak üzere kendilerini tanıtmak, himmet almak İçin uğraşmazlar. Buna karşılık güç odaklarının dikkatini çekebilmek ve küçücük bir övgü alabilmek için aralıksız çalışan sözde entelektüelleler ve batı toplumlarının suni rejim kukla yöneticileri bu terörizm ve teröristlerin eylemlerinde baş sorumludurlar. Ulusların ideolojik kavramlarla yeniden yapılandırıldığı, kültür, değer ve kaçınılmaz olarak inançların da yozlaştırıldığı, sınırların yakın zaman diliminde yeniden belirlendiği yerküremizde, insanoğlun da yeni bir sınıflandırılmaya tabii tutulduğunu ifade ederek, Sermaye, kapitalist yaklaşımlar yeni bir kimlikle karşımıza çıktı. Bu yeni kapital güç tabakalaşmada kendi elit yerini alma yarışını önce bireylerin sonra toplumların hızla ve kaçınılmaz son olarak da ulusların değer yargılarının hızla değişmesine, farklılaşmasına ya da başka bir tanımlamayla güçlüden yana zayıfın asimilasyonuna sebebiyet verdi. Bu orantısız güç kullanımı terörizmi doğurdu bundan yarar sağlayan sömürü ve zülüm düzeni kuran batı toplumlarıdır. Yakın tarihte emperyalist güçlerin İslam coğrafyasını yegâne işgal suni sebebi bu terörist eylem ve yapılanmalar olduğu aşikârdır. Batı uygarlığının sadece Doğu yu gerçekten anlayabilmek için değil, kendi içinde bütünlük sağlayamadığı hızla yok olmakta olan değer, kavram ve kültürlerini Doğu kültürleri yerine koyma mücadelesi vermesidir. Yani karşıt değer, kültür, kavram ve hata inançların asimilasyonuna çalışmasıdır Azizoğlu, şunları ifade etti; Müslüman insan olmak güçlüzayıf, âlim-cahil, zengin-fakir, büyükküçük demeden herkesi saygın, onurlu ve değerli görebilmektir. Onurlu insan olmak, kırık ve mahzun gönüllerin yaralarını sarmaktır. Onlara sahip çıkmaktır, gönül açmaktır. Müslüman olmak, güzel ahlaka, fazilet ve erdeme kanat çırpmaktır. Hayatı paylaşırken insanlara karşı hoşgörülü olmaktır, hüsnü zan beslemektir. Mükerrer olmak ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bütün insanlarla iyi geçinmektir, herkese güzel söz söylemektir. Sevgi ve kardeşlik duygularıyla insanlarla kaynaşmak, kırgınlık, dargınlık ve düşmanlıkları sona erdirmektir. Onurlu olmak, yerine göre muhatabımızın olumsuz tutum ve davranışları karşısında sabırlı olabilmektir. Onurlu insan, diğer insanların onurunu da kendi, onuru gibi kabul edendir. O, başkalarının onurunu yücelttiğinde kendi onurunun yüceleceğini, zedelediğinde ise kendi onurunu zedeleneceğini bilmektir. İman ve sevgiden beslenen insan onurunu koruma anlayışı, bütün soğuklukları ısıtacak, karanlıkları ışıtacak, uzakları yakın edecek bir güçtür. Bu meziyet, sözleri anlamlı kılacak, varlık âlemindeki her canlı ve cansıza şefkat ve ibret nazarıyla bakmayı sağlayacak ulvi bir değerdir. Her birimiz, Âdem peygamberin ailesinin bir ferdi olarak dünyaya açtık gözlerimizi. Yaratanımız, dört kes yemin ederek duyurdu kâinata, en güzel şekilde yaratılmış olduğumuzu. Peygamberler gönderildi bizim için, semanın kapıları açıldı, vahiy nazil oldu. Böylece fıtratımızı ve Onurumuzu korumamıza destek verildi. Renk, dil, ırk farklılıkları olsa da saygınlık bakımından aramızda bir fark bulunmadığına, Allah nezdinde en değerli olanımızın O na karşı gelmekten en çok sakınanlarımız olduğuna dikkatlerimiz çekildi. İslam nazarında, sevgiye ve hürmete layık olan varlıktır insan. Siyahı da değerlidir beyazı da, yoksulu da onurludur, hizmetçisi de. Ölüsü de saygındır, dirisi de. Allah Resulü Veda Hutbesinde; Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arap ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap a beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin de beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur buyurmuştu. İşte bu hikmet ve ibret dolu sözler, asırlar öncesinden ışık tutuyordu günümüze. İnsanları geçici ve izafi değerlere göre sınıflandıranlara adeta ders veriyordu. Sonuç olarak yaşadığımız gezegen üzerinde yaşayan herkes ırkı, dini, mezhebi, rengi, ulusu ne olursa olsun tam ve eşit oranda gezegenin ortağıdır. Köşe yazılarında yâda televizyon kanallarında düşünce ve fikirlerini paylaşan her bireyin yazı ve sözleri bireyin cesaret ve karakterini de göstermektedir. Son olarak Fransa da vuku bulan olaylar iki başlıklı terörist eylemlerdir. Öldürenler İslam ve herhangi bir ırkla tanımlanamazlar onlar sadece katil ve teröristlerdir. Ölenler ve derginin genel yayın politikası ise yüce İslam dinine ve kutsallarına tüm evrensel değerleri hiçe sayarak insanlık dışı davranış ve düşüncelerle hakaretler eden terörizmi kalemle yapan birey ve kurumdur. Görmez, Batıya terörü gösterdi EDİRNE - Diyanet İşler Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Fransa'nın başkenti Paris'te, terörle mücadelede dayanışma için düzenlenen yürüyüşe ilişkin, 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın, sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izlediklerini söyledi. Görmez, Margi Otel'de düzenlenen 30. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda, 6 ay önce Mardin'de, bir sonraki toplantıyı Balkanlar'da yapma isteği olduğunu ancak bunun gerçekleşemediğini söyledi. Toplantıyı, Balkanlar'ın kapısındaki Edirne'de yaptıklarını belirten Görmez, bölgeden toplantıya katılan din adamları aracılığıyla Balkanlar'da yaşayanlara selam yollayarak şöyle konuştu: "Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Karadağ'da, Kosova'da, Bosna'da bulunan Müslüman kardeşlerimize topluca en kalbi, selamlarımızı yolluyoruz. O demir perdelerle kapandıkları zamanlarda, komünizmin yaşandığı zamanlarda zaman zaman gizli gizli sınıra gelip Selimiye'nin minarelerini seyreden o bütün büyüklerimize yüce rabbimden rahmet diliyorum." Görmez, son yıllarda İslamafobi'nin artışına dikkati çekti. İslam'a göre her canın değerli olduğunu, her masum insanın yok edilmesinin tüm insanlığı yok etmeye eşdeğer olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle devam etti: "Bir insanın ölümü, insanlığın ölümüdür, Kuran'ın ifadesiyle ölümler arasında ayrım yapmak insanlığa yakışmaz, katliamlar arasında ayrım yapmak insanoğlunun karı değildir. Şiddet ve terörün seküler temellere dayanmasıyla, sözde dini temellere dayanması arasında fark gözetmek doğru değildir. Vahşete dayalı ölümlerin, Şam'da Bağdat'ta olmasıyla Paris'te olmasının farkı yoktur. Dehşetle katliamın Karaçi'de Yemen'de meydana gelmesiyle Berlin'de, Londra'da, Washington'da meydana gelmesinin bir farkı yoktur. Eğer dünya bu ölümlerin hepsine, katliamların tamamına bir mezhep, coğrafya ayrım yapmaksızın aynı tepkiyi vermiyorsa işte o zaman insanlık o tümüyle ölüme mahkumdur. Son günlerde bunu acı acı yaşıyoruz ibretle çağdaş dünyayı izliyoruz. Bir tarafta son 10 yılda İslam coğrafyasında acılarla kıvranan 12 milyon insan katledildi, yok edildi ama geçen hafta Paris'te yine hiçbir şekilde hiçbir müminin, hiçbir aklı selimin kabul etmeyeceği 12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanın katledildiğine ses çıkarmayan insanlığın sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını ibretle izledik." Görmez, insanlığın biran önce kendisine gelmesi gerektiğini vurguladı. Dünya kamuoyunca teröre, şiddete ve vahşete sadece öldürülenlerin kimliğine ve coğrafyasına göre tepki oluşturuluyorsa bu ölümlere çare bulmanın maalesef mümkün olmadığını dile getiren Görmez, şunları anlattı: "Son hafta yaşanan tüm ölümlerden insanlığın vicdani bir ders çıkarması gerekiyor. Bütün dünyanın üzerinde yaşanan acı ve ıstırapların üzerine merhametle, hakkaniyetle adaletle gitmeliyiz. Ancak o zaman yaşanabilir bir dünya tesis edebiliriz. Sömürgeler, işgaller, saldırılar karşısında maddi işkencelerle, büyük travmalar yaşayan Müslümanlar'ın kutsallarını aşağılayarak manevi işkenceler cinnet haline birer davetiye niteliği taşımaktadır. Acılarla kıvranan İslam coğrafyasında önce cinnet hallerini oluşturmak, sonra da kutsallarını aşağılayarak cinnet davetiyesi çıkarmak, hiçbir insana, çağdaş dünyaya yakışmaz. Bunların ifade özgürlüğü adı altında yapılıyor olması kabul edilemez." Görmez, terörü ve vahşeti kınayan bir tavır içinde olmanın, Müslüman'ın en önemli vazifelerinden olduğunu belirterek, "Bir kez daha tüm insanlığın vicdanına seslenmek istiyorum, şiddet şiddetle ortadan kalkmaz, kan kanla temizlenmez, dünyanın güvenliği inançlar üzerinde baskıyla sağlanamaz. Güvenlik ve özgürlük asla birbirine alternatif şeyler değildir" diye konuştu. Görmez, İslamafobia'nın gelecek yıllarda daha çok konuşulacağını aktardı. İslamafobia kelimesini 11 Eylül'den sonra ilk kez Hollanda Başbakanı'nın telaffuz ettiğini ve daha sonra da sık duyulmaya başlandığını belirten görmez, şunları kaydetti: "Zaman içerisinde İslamafobia, tüm dünyayı sararak korku olmaktan çıkarak, önce nefret ve düşmanlığa daha sonrada şiddete dönüştü yılında camilere yapılan saldırılar, camilere yazılan ırkçı yazılar, camilere asılan domuz kafaları gibi nefret suçlarını sadece Avrupa'da görev yapan arkadaşlarımızın camilerine yapılanları dahi topladığımızda büyük bir yekun oluşturduğunu belirtmek isterim. Araştırmalar, Avrupa'da yaşayan 3 kişiden birinin bu korkuya kapıldığını gösteriyor. Elbette bunu biz Müslümalar büyük bir öz eleştiriyle, kendimiz üzerinde, İslam coğrafyasında düşünerek ele almalıyız." Görmez, Müslümanlar için İslam'ın rahmet mesajını insanlığa yaymakla mükellef diyanet camiası için üç insandan biri değil bir tek insanın kalbine, yaratıcının yeryüzüne rahmet olarak gönderdiği İslam'ın bir korku ve nefret olarak yerleşmesinin en büyük sorun ve dert olması gerektiğini vurguladı. (AA)

13 dış dünya Sadr ın sözcüsü Awwad: IŞİD i ABD doğurdu Irak Parlamentosu'nda Şii lider Mukteda es- Sadr'a bağlı Ahrar Grubu Sözcüsü Hüseyin el- Awwad, "ABD yönetiminin, IŞİD'i doğurduğunu, büyüttüğünü ve insanlara karşı korku ve panik aracı olarak kullandığını" ileri sürdü. BAĞDAT - Awwad, IŞİD krizinin yaşandığı Irak'taki gelişmeleri, ABD'nin bölgedeki rolünü, Türkiye-Irak ilişkilerini ve İran'ın ülkedeki askeri varlığını AA muhabirine değerlendirdi. Başbakan Haydar el- İbadi hükümetinin doğuşuyla ülkedeki siyasi taraflar arasında uzlaşının sağlandığını belirten Awwad, söz konusu uzlaşı ve birliğin dış güçlerin dayatması değil, "Iraklı iradenin" sonucu olduğunu söyledi. Eski Başbakan Nuri el-maliki dönemindeki siyasi anlaşmazlık ve çatışmaların, askeri müesseseyi çökerttiğini hatırlatan Awwad, "Eski yönetim, gerginlikler üzerine kurulmuştu. Hükümet ile Parlamento arasında büyük bir gerginlik ve anlaşmazlık vardı. Bu durum aynı zamanda Musul, Selahaddin ve Enbar'da kırılmalara neden oldu" Awwad, Maliki döneminde ordu birliklerinin, Musul ve diğer kentlerde IŞİD'e karşı savaşmadığını savunarak, "Söz konusu illeri savaşmadan teröristlere teslim ettiler. Bunlar eski yönetimin atadığı askeri liderlerin ihaneti sonucu yaşandı. Şehirlerin emniyetinin teslim edildiği komutanların ataması, askeri profesyonellik ve mesleki temeller üzerine yapılmamıştı" diye konuştu. Eski Başbakan Nuri el-maliki'nin askeri öngörüden yoksun olduğunu iddia eden Awwad, yeni hükümetle birlikte uzun yıllar sonra ilk defa Savunma ve İçişleri Bakanlarının tayin edildiğine işaret etti. Irak ordusu ve milislerin, çok sayıda bölgeyi IŞİD'ten geri aldığını hatırlatan Awwad, Amerikan askerlerinin, 10 yıl boyunca giremediği Babil'e bağlı "Curf el- Nasır" bölgesine Irak ordu birliklerinin, 4 günde girerek, bölgeyi terörden kurtardığını ifade etti. Awwad, yeniden düzenlenen askeri ve güvenlik kurumlarının, IŞİD'i büyük ölçüde püskürttüğünü belirtti. "IŞİD'i, ABD yönetimi doğurdu, büyüttü ve insanlara karşı korku ve panik aracı olarak kullandı. Bugün Lübnan ve Suriye, ABD'nin tuzağına düşmek üzere. Fakat Irak, Lübnan ve Suriye halklarının dirayeti ve farkındalığı söz konusu tuzak ve oyunu boşa çıkaracak" görüşünü savunan Awwad, ABD savaş uçaklarının, Irak'taki IŞİD militanlarına defalarca silah ve mühimmat desteğinde bulunduğunu iddia etti. Awwad, "Bu yardımlar, 'yanlışlıkla oldu' gerekçesiyle yapılıyor. ABD, IŞİD'e destek verdi. Ama bugün örgüt isyan etti ve genişlemeye başladı. ABD, bu durumu görünce örgütün oluşumundan sorumlu değilmiş gibi imajını düzeltme yoluna gitti" ifadelerini kullandı. Dünyadaki birçok sorunun kaynağının ABD ve İsrail olduğunu ileri süren es- Sadr grubu sözcüsü Awwad, "ABD, Irak'taki kargaşa ortamının kurucusudur. Ülkedeki savaşı uzattı ve Irak'ı, ABD askerlerine muhtaç bırakma amacı güttü. ABD'nin, dünya çapında en büyük büyükelçiliği Irak'ta bulunuyor. Bu, Amerika'nın Irak'a ne kadar büyük çaplı bir işgal uyguladığının göstergesi" Musul'u özgürleştirme planına değinen Awwad, kenti kurtarmak için geniş çaplı operasyon hazırlığı yapıldığını ve Netanyahu, Avrupa daki Yahudileri İsrail e göç etmeye çağırdı KUDÜS - İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Avrupa ülkelerinde antisemitizmle karşı karşıya kalan Yahudilerin İsrail'e göç oranını artırmak amacıyla, bakanlardan oluşan bir ekibin bu hafta bir araya geleceğini belirtti. Başbakanlık basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu'nun, "Avrupa'daki tüm Yahudilere, İsrail'in sizin yalnızca kıblenizin yönü olmadığını bilakis eviniz olduğunu söylüyorum. Bu hafta, bakanlardan oluşan özel bir ekip antisemitizmin korkunç yönüyle karşılaşan Fransa'daki ve diğer Avrupa ülkelerindeki Yahudilerin İsrail'e göçünü artırmak için bir araya gelecek" şeklindeki ifadelerine yer verildi. Açıklamada, "İsrail'e göç etmek isteyen her Yahudi, burada sıcak bir kalp ve açık bir kucakla karşılaşacak. Aynı zamanda sizin de devletiniz olan bu ülkenin sizi de içine almasına yardımcı olacağız" denildi. Paris'teki son saldırılarla ilgili ise Netanyahu'nun şu ifadelerine yer verildi: "Bu saldırılar radikal İslam'ın çağdaş dünya ve Batı'nın özgür medeniyetine karşı başlattığı savaşın devamı niteliğindedir. Ancak aynı zamanda ılımlı Arap ülkeleri ve tüm İslam alemine de açılmış bir savaştır. Kolları dünyanın dört bir yanına uzatan terör dalgası eğer bir an önce önlem alınmazsa, daha da güçlenmiş bir şekilde özgür dünyanın her yerinde daha güçlü darbelerle vuracaktır. Radikal İslam'ı benimseyen terör örgütleri Hamas, Hizbullah, IŞİD, El-Kaide, Nusra Cephesi, İslami Cephe, Boko Haram gibi farklı isimler taşıyor. Bunların amacı insanlığı bin yıl geriye götürmek." Teröre karşı birlik çağrısında bulunulan açıklamanın devamında ise "Eğer birleşirsek terör bize galip gelemeyecektir. Gerçek sorunun köklerini görmezden gelirsek bu terörün istediği Yahudi halkı da dahil Batı medeniyetini radikal İslamiyet eliyle yok etmek. Paris'teki yalnızca bir başlangıç. Bunu korkutmak için değil gerçek olduğu için söylüyorum. İtiraf etmenin vakti gelmiştir" denildi. Açıklamada ayrıca, terörle mücadeleye söz konusu grupları finanse edenlere dokunarak başlanması gerektiğibelirtilerek, "Öncelikle terörü destekleyen, ona barınak ve geçiş imkanı veren ülkelere karşı çalışmalar yapılması gerekiyor" ifadeleri kullanıldı. Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun ofisi 7 Ocak'ta saldırıya uğramış, 2'si polis, 4'ü karikatürist olmak üzere toplam 12 kişi hayatını kaybetmişti. Yaşadıkları ülkeleri çeşitli nedenlerle terk ederek İsrail'e göç eden Yahudilerin sayısı 2014'te son 10 yılın rekorunu kırarak, 26 bin 500 yüze ulaştı. İsrail'e en fazla göç edenlerse Fransız Yahudileri oldu. (AA) nihai buluşma noktasının Musul'da olacağını söyledi. Awwad, savaşan Şii milisler arasında Barış Tugayları'nın (Serayye es-selam) Musul'u özgürleştirme operasyonunda yer alıp almayacağı sorusuna ise "Barış Tugayları, bugün ülkenin batı kesiminde terörle mücadele ediyor. Musul'u kurtarma operasyonuna katılması ise önderimiz Mukteda es-sadr'ın vereceği son karara bağlı olacak. Tugayımız, Irak'ın önemli ve vazgeçilmez direklerinden biridir" yanıtını verdi. Irak ile Türkiye arasında uzun yıllar komşuluk ve dostluk üzerine kurulan ilişkiler olduğunu hatırlatan Awwad, iki ülke arasında yeni sayfa açma girişimleri olduğu belirterek, "Geçmiş dönemde (Maliki dönemi) ikili ilişkilerde soğukluk hatta gerginlik söz konusuydu. Yeni hükümet, komşu ülkelerle terörle mücadele ve diğer konularda adım atma konusuna soyundu. Türkiye çok iyi komşu ülke ve büyük bir ekonomiye sahip. Sınır ve enerji konularında ortaklıklar mevcut. Yaşanan yakınlaşma iki hükümetin samimi iradesiyle oluyor. Bu yakınlaşmayla birlikte Irak halkı, ülkesinin yeniden komşularına yüzünü çevirdiğini hissetti. Türkiye'nin, Irak'ta büyük ekonomik yatırımları mevcut. Türkiye, ülkemize terörün girmesini engelleyecek güçlü bir komşu ülke. İki ülke arasındaki yakınlaşma vesilesiyle yeni Ortadoğu ile buluşacağız" değerlendirmesinde bulundu. (AA) Pakistan da 150 kişinin katledildiği okulda eğitim yeniden başladı İSLAMABAD - Pakistan Talibanı militanları tarafından baskına uğrayan ve 134'ü öğrenci 150 kişinin katledildiği okulda eğitim, verilen aranın ardından yeniden başladı. Ülkede, baskına uğrayan Peşaver'deki "Army Public School" olmak üzere özellikle Hayber-Pakthunkva ve başkent İslamabad'daki okulların çevre duvarları yükseltilerek, dikenli tel örme zorunluluğu ve güvenlik kamerası takma mecburiyeti getirildi. Çevre duvarı olmayan ve güvenlik gerekliliklerini tamamlamayan okulların ise eğitime başlamasına izin verilmedi. Baskına uğrayan okulun çevre güvenliği askerler tarafından sağlanırken, çocukların, aileleri tarafından okula getirildikleri görüldü. Katliamdan yaralı kurtulan bazı öğrencilerin ise kollarının halen bandajlı olduğu dikkati çekti. Pakistan Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Rahil Şerif'in de katıldığı açılışta anma töreni düzenlendi. Şerif, tören öncesi okula gelen tüm çocuk ve veliler ile tokalaştı. Törende, çocuklarından biri sağ kurtulup diğerini kaybeden anne ve babaların gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü. (AA) BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Kıbrıs sevdalısı Rauf Denktaş törenle anıldı LEFKOŞA - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 3. ölüm yıl dönümünde Lefkoşa'daki kabri başında anıldı. Denktaş'ın ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törene KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Kurucu Cumhurbaşkanı'nın eşi Aydın Denktaş, bazı bakanlar, milletvekilleri, sendika ve dernek temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, törende yaptığı konuşmada Kıbrıs sevdalısı ve vatansever olarak nitelendirdiği Denktaş'ın yaşamının her zerresinde bu topraklara duyduğu sevgiyi görmenin mümkün olduğunu söyledi. Eroğlu, Denktaş'ın yaşadığı çağı doğru okuduğunu, çağın ulus devletler çağı olduğunu iyi kavradığını ve kendini iyi yetiştirmiş bir Atatürk milliyetçisi olduğunu vurguladı. Kıbrıs Türk halkının 1950'lilerden 2005'e uzanan 55 yıllık tarihinin her önemli noktasında Kurucu Cumhurbaşkanı'nın hayati kararları ve katkıları olduğuna değinen Eroğlu, "O, gayesine ulaşmış muzaffer bir dava adamıdır. Bir zamanlar hayalini kurduğu devlet kurma olayı, verilen mücadele sayesinde gerçekleşmiştir ve o devlet yaşıyor" diye konuştu. Merhum Kurucu Cumhurbaşkanı'nın üniversitelere, turizme, ekonomiye, eğitime, gençliğe, çevreye, maneviyata önem verilmesini istediğini, egemenliğe, devlete, Anavatan Türkiye'ye dört elle sarılmak gerektiğini söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün gelinen noktanın hiç de küçümsenecek bir nokta olmadığını, ama daha ileri gidilmesi gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, bunun için yapılması gerekenin sahip olunan değerleri yıpratmak, yok saymak değil, tam tersine onlara sahip çıkarak çok çalışmak, birlik beraberliğe gereken önemi vermek olduğunu kaydetti. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'la en uzun süre çalışan başbakanın kendisi olduğuna dikkati çeken Eroğlu, aralarında hep saygı ve sevgi olduğunu, çoğu zaman birlikte hareket ettiklerini, zaman zaman da rakip olduklarını ama birbirlerine karşı sevgi ve saygıyı hiç yitirmediklerini kaydetti. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın kendisine sık sık "Devlete, egemenliğe, halka, sahip çık" dediğini anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Ben bunu Denktaş'ın Kıbrıs Türk halkına ve bana en önemli vasiyeti olarak değerlendiriyorum ve ona sesleniyorum: Sözümde duruyorum, duracağım. Kıbrıs Türk halkını asla devlet sahibi egemen bir halk noktasından geriye düşürmeyecek, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden asla taviz vermeyeceğim. Bu asla antlaşmadan kaçmak değildir" değerlendirmesinde bulundu. Kıbrıs'ta bir antlaşma olacaksa, egemenliğin iki halktan kaynaklandığı 11 Şubat Ortak Açıklaması'nda da yer aldığı üzere esas alınması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şunları söyledi: "Biz görüşme masasındayız. Rum komşularımız, Kıbrıs'ta sadece kendilerinin değil bizim de istediklerimizin olduğunu, ortak noktalarda buluşmamız gerektiğini içlerine sindirirlerse antlaşma sağlayabiliriz. Ama hala Kıbrıs'ı kendi hakimiyetleri altına alabilecekleri hayalini kuruyorlarsa boşuna bizi oyalamasınlar, kendilerine taviz verebileceğimiz, özgürlük yolundan geri dönebileceğimiz hayali içinde olmasınlar. Kıbrıs Türkü, Doktor Fazıl Küçük'lerin Denktaş'ların yolundan gitmeye devam edecektir." (AA)

14 14 TURİZM ISSN Mevlana Müzesi'nde ziyaretçi rekoru kırıldı KONYA - Konya'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin türbesinin bulunduğu Mevlana Müzesi, 2014'te 2 milyon 109 bin 487 ziyaretçi ile yeni bir rekora imza attı. Hz. Mevlana'nın "Ne olursan ol yine gel" çağrısına uyarak dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ağırlayan müze, Türkiye genelinde en çok gezilen müzeler arasında yer alıyor. Öğretileri ile dünya genelinde ilgi uyandıran düşünce adamı, Türk ve İslam aleminin en büyük mutasavvıflardan Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin metfun bulunduğu müzeyi görmeye gelenler, sergilenen nadir eserleri inceleyerek Mevlana'nın sandukası başında dua ediyor. Her yıl 7-17 Aralık tarihlerinde düzenlenen Hz. Mevlana'yı anma etkinliklerine (Şeb-i Arus) katılmak üzere kente akın eden her renk, din ve ırktan turist, Kubbe-i Hadra'nın (Yeşil Kubbe) altında buluşuyor. "Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması" kanununun ardından 1925 yılında müzeye dönüştürülen, geçen yıl mescit bölümü yeniden düzenlenen müzede 89 yıl sonra ilk namaz kılındı. Çevre düzenleme çalışmalarının yapıldığı müzede geçen yıl bir yeniliğe de gidildi. Şeb-i Arus törenleri öncesi başlatılan "Mevlana Müzesi Işıklandırma Projesi" kapsamında müzenin üzerini örten üç küçük kubbe ile Kubbe-i Hadra 4 renkte ışıklandırıldı. Sema ayinlerindeki dört selamlıkta kullanılan mavi, kırmızı, yeşil ve beyaz renkteki ışıklandırma, müzeye gelenlere ilahi hazzın yanında görsel ziyafet de sunuyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları ve kamuoyunun beklentileri üzerine müzeye girişlerin 7 Aralık 2014'ten itibaren ücretsiz olması, ziyaretçi yoğunluğunu daha da artırdı. Geçen yıl 2 milyon 93 bin kişiyle ziyaretçi rekoru kıran Mevlana Müzesi, 2014 yılında bu rakamı da aşarak 2 milyon 109 bin 487 ziyaretçiye ulaştı. Müze, bu rakamla yeni bir rekor kırmış oldu. Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hz. Mevlana'yı başkalarına anlatabilmek için önce anlamak gerektiğini söyledi. Eğer bu başarılırsa Mevlana'nın çağları aşan öğretilerinin daha fazla kitleye doğru şekilde ulaştırılabileceğini vurgulayan Benli, bu anlamda müzeyi ziyarete gelenlere daha doğru ve güzel sunum yapabilmenin çabası içerisinde olduklarını kaydetti. Benli, Mevlana Müzesi'nin Konya'daki 6 müze arasında en çok ziyaret edilen mekan olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Mevlana Müzesi'ne her yıl Uzak Doğu'dan Avrupa'ya kadar birçok yerden yüz binlerce kişi geliyor yılında 2 milyon 93 bin kişiyle rekor kıran Mevlana Müzesi, 2014'te 2 milyon 109 bin 487 ziyaretçiyle rekorunu yeniledi. Müzeye girişlerin 7 Aralık 2014'ten itibaren ücretsiz olması, anma törenleri boyunca ziyaretçi sayısını ciddi oranda artırdı Aralık 2013'te yaklaşık 60 bin kişinin ziyaret ettiği müze, geçen yılın aynı döneminde 92 bin kişiyi ağırladı. Bakanlık ve çeşitli kurumların organizasyonları da eklenirse ziyaretçi sayısının daha fazla olduğu görülür." (AA) GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bilişim Medya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Yıl: 45 Sayı: Ocak 2015 Perşembe Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Bölgede çözüm sürecinin etkisini artırarak devam etmesiyle oluşan olumlu hava, ilkbahar ve yaz aylarında doğaseverlerin akınına uğrayan dağların, kış aylarında da rağbet görmesini sağlıyor. Çözüm sürecinin başlamasıyla huzurla tanışan Doğu Anadolu Bölgesi, kalkan yasaklarla dağları, yaylaları, vadileri ve turizm değerleriyle doğaseverlerin rağbet gösterdiği bir yer haline geliyor. VAN- Türkiye'nin farklı illerinden ilkbahar ve yaz aylarında bölgeye gelerek yaklaşık 30 yıl insanlara kapalı olan güzelliklerle tanışan doğaseverler, mevsim şartlarının sert ve çetin geçtiği kış aylarında ise daha sıcak bölgeleri tercih ediyor. Bölgede ikamet eden ve çoğunluğunu devlet memurlarının oluşturduğu çeşitli spor kulüpleri ise hafta sonlarında etkinlikler düzenleyerek yer yer 1-2 metre kar kalınlığının bulunduğu dağlara tırmanışlar gerçekleştiriyor. Van'da esnaf, öğrenci, akademisyen, sağlık personeli, memur ve öğretmenlerin TOKAT- Tokat'ın Pazar ilçesinde bulunan, ender rastlanan soğan sarkıtları ve içerisindeki oluşumlarla dikkati çeken Ballıca Mağarasını geçen yıl 70 bin 125 kişi ziyaret etti. İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdurrahman Akyüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğa harikası mağaranın, henüz ziyarete açılmayan bölümleri ve keşfedilmemiş kısımlarıyla gizemini koruduğunu söyledi. Ballıca'nın mağara içi oluşumlarıyla dikkati çektiğini belirten Akyüz, "Ballıca Mağarasındaki oluşumları izlemek, doğal bir müzeyi gezmek gibi. Ballıca Mağarasının yaşı, yaklaşık 3,4 milyon yıl bulunduğu Vadi Doğa Sporları Kulübü de haftalık etkinlikleri kapsamında Gevaş ilçesine bağlı Altınsaç Mahallesi yakınlarındaki dağlara tırmandı. Tırmanış sırasında vadi içerisindeki 13. yüzyılda yaptırıldığı rivayet edilen Kırmızı Kilise'yi de gezen grup, ardından vadiden dağın zirve kısmına, oradan da Altınsaç Mahallesi'ne inerek zorlu tırmanışlarını tamamladı. Grup üyesi Uğur Gölas, tırmanışıyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Vanlı bir esnaf olduğunu belirterek, 4 yıldır dağcılık sporuyla uğraştığını ifade etti. Her hafta doğada olabilmek için etkinlikler düzenlediklerini Ballıca Mağarasına ziyaretçi akını olarak tespit edildi. Mağaranın ziyarete açılan bölümlerinde dolaşmak, her adımda hayrete düşüren, heyecan veren gizemli bir yolculuğa çıkmak gibidir" Akyüz, Ballıca'nın tüm mağara oluşumlarının toplandığı, doğa harikası bir yer olduğunu vurguladı. Ballıca'daki bir sarkıtın santiminin 80 yılda oluştuğunu ifade eden Akyüz, "Daha oluşumunu tamamlamamış olması, şu anda bu mağaranın oluşumunu tamamlamadığını gösterir. Bura, Tokat turizmi açısından önemli bir cazibe merkezi" diye konuştu. (AA) anlatan Gölas, "Bugün Altınsaç Mahallesi bölgesindeki Kızıl Kilise'yi gördük. Yaklaşık kilometre yürüyüşle tırmanışımızı tamamladık ancak mevsim itibarıyla sert bir iniş bölgesinden geçtik. Yaz, kış demeden etkinliklerimize devam ediyoruz. Kış aylarında yaptığımız etkinlikler biraz daha zor oluyor. Gruptaki arkadaşlarımız biraz fazla yoruluyor" diye konuştu. Bölgenin çatışmadan uzak kalmasını sağlayan çözüm sürecinin mutluluğunu sporcular olarak yaşadıklarını belirten Gölas, artık insanların istediği yere giderek doğayla iç içe olabildiğine dikkati çekti. Hakkari, Şırnak, Muş, Bitlis, Ağrı gibi bölge illerinde önemli alanlara da tırmanış gerçekleştirmek istediklerini vurgulayan Gölas, şunları söyledi: "İnsanlar tedirgin olamadan yürümek, doğayla bir araya gelmek, tarihi açıdan önemli yerleri görebilmek istiyor. Bugün biz de Altınsaç Mahallesi bölgesinde bulunan yere geldik. Tabii Çatak, Bahçesaray, Pervari gibi bölgesel yerlere gitmeyi planlıyoruz. Bu da süreçten dolayı oluyor. Umarım bu süreç devam eder. Buradan umarım kimse bu süreci baltalamak istemez. Çünkü insanlar bu süreçte rahatladı ve en güzel konu da bu oldu." (AA) Muhabir - İnternet Editörü Alparslan OĞUZ Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Kenan Ergen, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: gazeteyedigun@gmail.com Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Dorukkaya Mat. Yay. Rek. Mağ. Enerji ve İnş. A.Ş. - İstanbul Yolu 6. km Macun Mh. 3. Cd. No: 2/1 Yenimahalle/ANKARA Tel: Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 Falcao, Manchester dan ayrılabilir ANKARA - İngiltere Premier Lig ekiplerinden Manchester United'ta forma giyen Radamel Falcao'nun gelecek sezon Juventus'ta forma giyebileceği iddia edildi. Futbolcunun menajeri Jorge Mendes, İtalyan basınına yaptığı açıklamada, Kolombiyalı golcünün gelecek sezon başka bir kulüpte oynayabileceğini belirterek, "Falcao gelecek sezon en üst düzey takımların birinde oynayacak ama bu Manchester United olamayabilir" ifadesini kullandı. Falcao'nun çok iyi bir futbolcu olduğunu vurgulayan Mendes, "Onun takımdan ayrılması Manchester United taraftarlarını çok üzebilir çünkü o dünyanın en iyilerinden birisi. Şüphesiz gideceği her takımda 90 dakika rahatlıkla oynayabilir" şeklinde konuştu. İngiliz basını ise Falcao'nun Manchester United'ta yeterince süre alamamaktan şikayetçi olduğunu ve gelecek sezon Juventus forması giyebileceğini öne sürdü. (AA) Ronaldo: 5-7 yıl daha oynayacağım ANKARA - FIFA'ya konuşan Ronaldo, kariyerinde 3. kez Altın Top Ödülü'nü almasına rağmen ödül töreninde duygusal anlar yaşamasıyla ilgili olarak, "Bu ödülü kazanmak için ne kadar çok çalıştığımı hatırladım ve duygusallaştım. Bu durumun ödülü daha önce kazanmamla ilgisi yok. Bu başarıyı yakalamamda emeği geçen Real Madridli takım arkadaşlarıma, kulübüme ve Portekizlilere bu nedenle teşekkür borçluyum. Altın Top harika bir sezon geçirdiğimi gösteriyor ve 2015'e de aynı motivasyonla hazırlanmamı sağlıyor. Ödülü yeniden kaldırmak istiyorum" Altın Top'u kariyerinde 3 kez kazanacağını daha önce düşmediğini belirten Ronaldo, şöyle konuştu: "Dürüst olmak gerekirse, bu denli başarılı olmayı beklemiyordum. Her şey çok hızlı oldu ve bu formu korumak gerçekten de çok zor. Sekiz sezondur üst üste yılın 11'ine seçilmekten ve her dönem en iyi 3 futbolcu arasında yer almaktan gurur duyuyorum çünkü bu çok az insanın başarabileceği bir şey. Ben ve Messi dışında başkası olduğunu da sanmıyorum. Bu gerçekten de çok tatmin edici bir başarı." Portekizli golcü, futbol dünyasına adını şimdiden altın harflerle yazdırdığı görüşüne katılmadığını ifade ederek, "Yaptıklarım ve başardıklarım nedeniyle takımsal ve bireysel bazda futbol tarihinde her ne kadar bir yerim olsa da henüz unutulmazlar arasında değilim. Tüm zamanların en iyileri arasında bana da iyi bir sayfa ayrılacağını düşünmek yine de beni mutlu ediyor" diye konuştu. Yıldız oyuncunun menajeri Jorge Mendes'in "40 yaşında futbolu bırakacağına" dair önceden yaptığı açıklamaları da değerlendiren Ronaldo, uzun yıllar futbol oynamak istediğini belirterek, "29 yaşındayım ama kendimi hala 25 gibi hissediyorum. Üst seviyede 5 ile 7 yıl arasında oynamayı planlıyorum. Sonrasına bakacağız. 40 yaş düşünülebilir ama bu yıllar geçtikçe kendimi nasıl hissettiğim, motivasyonum ve takıma sağlayacağım katkıya göre değişebilecek bir durum" Ronaldo, geçmişte kalan başarılarını unutarak her sezon futbola yeniden başlıyormuş gibi hissettiğini ve bu sayede her sezon kendini daha da geliştirebildiğine de dikkati çekti. Geçen sezon Real Madrid ile UEFA Şampiyonlar Ligi'ni kazanmasına rağmen Portekiz Milli Takımı ile FIFA Dünya Kupası'nda aynı başarıyı gösterememesinin nedenlerini açıklayan Ronaldo, şunları söyledi: "Milli takımda geçen yılki performansımdan pişman değilim. Sakatlandığım Şampiyonlar Ligi finalinin ardından iki hafta dinlendim çünkü acı çekiyordum ve bu durum Dünya Kupası'nda oynamamın önüne geçiyordu. Teknik direktöre, takıma beni çağırmaması gerektiğini söyleyebilir, kafama hiçbir şeyi takmayarak tatilime başlayabilirdim. Bu benim için kolay seçenek olur ve kimse turnuvada oynamadığım için beni konuşmazdı. Buna rağmen sorunumla yüzleştim çünkü sakatlığımı mazeret göstererek bilerek oynamadığım yönünde eleştiriler çıkacaktı. Birçok insanın bildiği gibi kupada yüzde yüz sağlıklı değildim ve bunu tam performansımı sahaya yansıtamamanın bahanesi olarak göstermedim. Bu fedakarlıklarım, kendimi adamam ve alın terim sayesinde bugün bu başarıya imza attım. Tanrı her şeyi görüyor ve geçen sezonun en iyisi olduğum için buradayım." (AA) ANTALYA - Mersin İdmanyurdu Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, Spor Toto Süper Lig ve Ziraat Türkiye Kupası'nda üst üste oynadıkları zor maçlardan dolayı fikstürden şikayetçi oldu. Antalya'nın Belek beldesinde kamp yapan Akdeniz temsilcisinde teknik direktör Çalımbay, AA muhabirine yaptığı açılamada, ilk yarının kendileri için iyi geçtiğini belirtti. Yeni bir takım olduklarını ve eksikleri gördüklerini anlatan Çalımbay, "Takviye yolumuz kapalı. İnşallah, ilk yarıda kazandığımız puanları ikinci yarıda da alabilirsek bu sene sıkıntı yaşamayız. Önemli olan bu seneyi iyi bitirmek" Çalımbay, ligin son 5 haftasında kazanamadıklarını, üst üste Fenerbahçe, Galatasaray ile arada dış sahada kupa maçları oynadıklarını anımsattı. Çalımbay, önlerinde de İstanbul Başakşehir ve Beşiktaş'la deplasmanda karşılaşacak olmalarını eleştirerek, şöyle konuştu: "Sonuçlar önemli değil. Herkes yüzeysel olarak bakıyor. Öyle bir fikstür yapmışlar ki anlamadım. Kim yapmış nasıl yapmış anlamıyorum. Böyle bir fikstür görmedim. Kupa maçı, Fenerbahçe, kupa, Galatasaray maçı. Şimdi yine üst üste iki İstanbul deplasmanı. Böyle baktığınız zaman bu maçlarda puan kaybetmen normal. Galatasaray maçını kazanabilirdik. Benim üzüldüğüm bu maçlar değil. Kayseri Erciyesspor ve Gençlerbirliği'ni rahat yenmeliydik. Pozisyon vermeden puan kaybettik. İkinci yarıda galip gelmeyelim önemli değil, puan alalım yeter." Kulübün Çek kaleci David Bicik'e olan ödemesinden dolayı FIFA tarafından transfer yasağı getirildiğini ve itirazın henüz sonuçlanmamasından dolayı takviye yollarının kapalı olduğunu dile getiren Çalımbay, bunun kendilerini sıkıntıya soktuğu kaydetti. Çalımbay, bu tür sorunların Türk futbolunun en büyük yarası olduğu anlatarak, şöyle konuştu: "Eğer transfer yasağı kalkmazsa ki yüzde 99 kalkmayacak, bizi büyük sıkıntılar bekliyor. Şu anda herkes oyuncu alıyor. Takviye yapıyor. Alabilseydik hazırda 4 oyuncuyla anlaşmıştım. Ama ben takımıma güveniyorum, bu takımı yapan benim. Bu Türkiye'nin en büyük yarası. Bir kulübün, kim olduğu önemli değil, böyle ceza alması üzücü. Bir sürü takımın FIFA'da dosyası var. Mersin adına üzücü bir durum." (AA) Real Madrid'in Portekizli yıldızı Cristiano Ronaldo, futbol hayatına üst düzeyde 5-7 yıl arası daha devam edeceğini ve FIFA Altın Top Ödülü'nü gelecek sezon da kazanmak istediğini söyledi. Meireles: Şampiyon olmak istiyoruz İSTANBUL - Fenerbahçe'nin Portekizli futbolcusu Raul Meireles, ligin ilk yarısını lider olarak tamamlayarak hedeflerine ulaştıklarını, ikinci yarıda şampiyon olmak istediklerini söyledi. Meireles, FBTV'de yaptığı açıklamada, ligin 16 haftalık ilk bölümünü genel anlamda iyi geçirdiklerini kaydetti. İstedikleri gibi iyi oynayamadıklarını ancak genel anlamda iyi bir ilk yarı geçirdiklerini düşündüğünü ifade eden Meireles, "Adım adım üstüne koyarak gittiğimiz, kendimizi geliştirdiğimiz bir ilk yarı oldu. Sezon başında koyduğumuz hedef olan ilk yarıyı lider bitirme hedefini başarmış durumdayız. Ligin sonuna doğru bir galibiyet serisi yakaladık ve bu seri sayesinde üst sıralara tırmandık" diye konuştu. Ligin ikinci bölümünde kendi sahalarında oynayacakları maçlardan daha fazla sayıda deplasman maçına çıkacaklarına dikkati çeken Portekizli oyuncu, "Hedefimiz belli, bu sezonu şampiyon tamamlamak istiyoruz. Ancak futbolda her şey istediğiniz gibi olmaz. O yüzden en iyisini yapmak, çok çalışmak ve sonuna kadar mücadele etmek zorundayız. İkinci yarıda şampiyon olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Ergin Ataman madalya hedefliyor ANKARA- A Milli Takım Başantrenörü Ergin Ataman, bu yıl düzenlenecek Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda (EuroBasket 2015) geçen yıllara oranla daha genç bir takımla mücadele edeceklerini belirterek, "Zorlu bir gruba düşmemize rağmen önemli basketbolculara sahip bir ülkeyiz. Hedefimiz madalya kazanmak" ifadesini kullandı. Ataman, FIBA Avrupa'nın internet sitesinde yer alan açıklamasında, 5-20 Eylül tarihleri arasında Fransa, Hırvatistan, Almanya ve Letonya'da düzenlenecek şampiyonada A Milli Takım'da birçok değişikliğe gideceklerini vurguladı. İspanya'da geçen yıl düzenlenen 2014 FIBA Basketbol Dünya Kupası'nda, NBA'de forma giyen bazı basketbolcuların oynayamaması nedeniyle yaş ortalaması karma bir takımla çıktıklarını hatırlatan Ataman, "Takımda deneyim kazanması amacıyla çok genç oyuncuların yanı sıra Kerem Tunçeri ve Kerem Gönlüm gibi son turnuvalarına çıkan basketbolcular da vardı. Buna rağmen tüm maçlarımızda iyi mücadele verdik ve taraftarlarımızı heyecanlandırdık" diye konuştu. Ataman, A Milli Takım'ın Türk halkı için çok önemli bir değer olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Dünya Kupası'nın ardından taraftarlarımız yine takımımıza inandılar. Bu yıl EuroBasket'de yeni oyuncularla mücadele edeceğiz, takımda birçok değişiklik olacak. Altın jenerasyonumuz, THY Avrupa Ligi'nde de oynayarak, bu yıl deneyim kazandı. Bu yıl daha hırslı ve sert oynayan bir milli takım izleyeceğiz." (AA)

16 Erdoğan kendi modasını yarattı İSTANBUL- ELİF FERHAN YEŞİLYURT - Moda tasarımcıları ve giyim sektörünün önde gelen isimleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın giyim tarzını AA muhabirine değerlendirdi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyetin ilanının ardından terzilik ve giyim sanatı üzerine Paris'e eğitime gönderdiği 6 kişiden biri olan Levon ustayla aynı ismi taşıyan torununun oğlu moda tasarımcısı Levon Kordonciyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rahat giyinmeyi sevdiğini belirterek, özellikle kareli ceketleri çok iyi taşıdığını, beyaz gömlek yerine değişik mavi renkte gömlekler tercih ettiğini kaydetti. Kordonciyan, Erdoğan'ın kareli ceketler giyerek gençlerle de iç içe olduğunu ve modayı takip ettiğini gösterdiğini dile getirdi. Levon Kordonciyan, şunları ifade etti: "Giydiği ceket modeli prestogal çok fazla gündemde değildi. Son zamanlarda kendisiyle gündem olmaya başladı. Artık insanların üzerinde de kareli takımlar görülmeye başlandı. Modayı sırf film yıldızları değil, devamlı televizyona çıkan siyasetçiler, profesörler de belirleyebiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da kare modayı Türkiye'ye getiren kişidir. Bence Cumhurbaşkanımızı kimse etkilemiyor. Cumhurbaşkanımız dünyayı takip etmiyor, kendi modasını yaratıyor." Giyim sektöründe Damat, Tween ve D'S Damat markalarıyla faaliyet gösteren ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iyi bir fiziğinin olduğunu dile getirerek, kıyafet kullanımında iyi seçimler yaptığını söyledi. Orakçıoğlu, Erdoğan'ın devlet ciddiyetine yakışan bir stilinin bulunduğunu ifade ederek, "Cumhurbaşkanımız zamansız renkleri iyi kullanıyor. Kendi fiziği ve stili arasında iyi bir uyum ortaya koyuyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın modayı takip edip etmediğine yönelik soru üzerine Orakçıoğlu, bu konuda farklı önerilerde bulunabileceklerini anlatarak, şunları söyledi:"iyinin daha iyisi olamaz mı? Mutlaka olabilir. Zamansız renkler dediğimiz takım elbise renklerinin içine kullandığı gömlek ve kravatlarda sıcak renklerin soğuk tonlarını kullanarak, kombinlerine daha da hareketlilik kazandırılabilir. Bizim gözümüzden bakıldığında tabii ki bizim işimizin de bazı şifreleri var, hem o ciddiyeti koruyup hem de çarpıcı olmak mümkün. Cumhurbaşkanımızın diğer dünya liderlerinden Beyşehir Gölü nde kartpostallık görüntüler KONYA - Türkiye'nin en büyü tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nün kıyı kesimleri buz tutunca vatandaşlar, gölün üzerinde yürüdü. Beyşehir Gölü'nün kıyı kesimleri aşırı soğuklar nedeniyle dondu. Bu durumu fırsat bilen Beyşehirliler, kartpostallık manzaralara tanık olabilmek ve fotoğraf çekmek için sahil kesiminde yoğunluk oluşturdu. Burada gezinti yapanlardan bazıları, kıyılardaki buz kalınlığını test edebilmek için göl üzerinde yürüyüş yaptı. Donan kısımlarda yavaş adımlarla yürüyenler, İçerişehir Mahallesi ile karşıdaki adaya göl üzerinden yürüyerek geçti. Gölün donan kısımlarında gezinti yapanları, burada özçekim de yaptı. Göl üzerindeki buz tabakasında yürüyenler bulunduğunu gören polis ekibi, Eşrefoğlu Köprüsü'ne gelerek uyarı anonsu yaptı. Polis ekibi, buzlu kısımda yürümemeleri konusunda bu kişileri uyardı. Vatandaşlar, uyarı üzerine buzlu tabakanın üzerinden ayrıldı. (AA) Renkli karnaval Makedonya'nın en eski karnavalı olarak kabul edilen Vevçani Karnavalı başladı yıllık geçmişi olduğuna inanılan karnaval renkli görüntülere sahne oldu. VEVÇANİ - Karnavalın açılışında konuşan Kültür Bakanı Elizabeta Kançeska Milevska, Vevçani Karnavalı'nın ülkenin "markası" haline geldiğini belirterek, "Vevçani bizim zengin halk geleneğimizin bir parçasıdır. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da onu korumaya devam edeceğiz" diye konuştu. Protokol konuşmalarının ardından vatandaşlar, birbirinden ilginç maskeleriyle yürüyüş gerçekleştirdi. Dünyadaki politik gelişmelere, ülkedeki elektrik kesintilerine, öğrenci protestolarına maskeleri ve kostümleri ile gönderme yapan vatandaşlar, Paris'teki karikatür dergisi Charlie Hedbo'ya yapılan saldırıyı da unutmadı. Kültür Bakanlığının desteğiyle düzenlenen Vevçani Karnavalı, sona erdi. Organizatörler, karnavala 20 bin ziyaretçinin gelmesini bekliyor. Bu arada, Vevçani Karnavalı 2012 yılında İslam dinine yapılan hakaretlerle gündeme gelmiş ve ülke çapında Müslümanlar tarafından protesto edilmişti. (AA) Siyasette bulunduğu makam itibarıyla sürekli göz önünde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce sıklıkla kullanılan lacivert takımlı giyim algısını değiştirerek, rahat kıyafet seçimleriyle kendi modasını oluşturuyor. Moda tasarımcısı Levon Kordonciyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rahat giyinmeyi sevdiğini belirterek, özellikle kareli ceketleri çok iyi taşıdığını, beyaz gömlek yerine değişik mavi renkte gömlekler tercih ettiğini kaydetti.kordonciyan, Erdoğan'ın kareli ceketler giyerek gençlerle de iç içe olduğunu ve modayı takip ettiğini gösterdiğini dile getirdi. fazlası var, eksiği yok. Kendine oluşturduğu duruş ve stil çok etkileyici, çünkü her şeyden önce diğer dünya liderlerine göre çok daha iyi seçim yapıyor." Orakçıoğlu, tekstil, hazır giyim ülkesi ve endüstrisi olarak, markaların tanıtımı için bunun gelecek dönemde bir avantaj olacağını aktararak, "Dünya liderleri çoğu zaman kendi ülkelerinin markalarının elçiliğini yapıyor. Ben, Cumhurbaşkanımızın bu konuda bize her zaman olumlu bir desteği olduğunu düşünüyorum" Orakçıoğlu, kravat renklerinin çok önemli olduğunu dile getirerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kravatta kırmızı rengi tercih etmesinin nedeninin bayrağın rengi olmasından kaynaklandığını belirtti. Süleyman Orakçıoğlu, "Zaman zaman kendisi gücü ve asaleti temsil eden bordo rengini kullanıyor. Yeşil ise geleneksel olanı temsil ediyor, geçmişe ve tarihe olan duyarlılıkla birlikte bizlerin geleneklerimize olan bağlılığımızı ifade ediyor. Bunların dışında zaman zaman mavi rengi de kullandığını görüyoruz, o da iletişimin rengidir. Aslına bakarsak bunları doğru yerlerde doğru şekillerde kullandığı çok net" değerlendirmesinde bulundu. (AA) Suriyeli Azize nin öyküsünü dünya okuyor Lazkiyeli 24 yaşındaki Azize Şeyho'nun Alzheimer hastası dedesi ve kardeşi ile Türkiye'ye gelişini, hemşire olmak için gösterdiği çabayı ve bir gün yeniden ülkesine dönme hayalini Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) dünyaya duyurdu. İZMİR - EFSUN YILMAZ - Ebola, AIDS gibi hastalıklar, savaş ve yoksullukla mücadele eden çocuklara yönelik çalışmalarını dünya kamuoyuna adresinden ileten organizasyon, Children of Syria (Suriye'nin Çocukları) başlığı altında Lazkiyeli Şeyho Ailesi'nin 7. çocuğu olan 24 yaşındaki Azize'nin yaşam öyküsüne yer verdi. UNICEF, Suriye'deki çatışmalar şiddetlendiğinde Lazkiye'deki Tishreen Üniversitesi'nde Fizik Bölümü'nde 3. sınıf öğrencisi olan Azize'nin, 14 Temmuz 2012 tarihinde ablası, 93 yaşındaki Alzheimer hastası dedesi ile sınırdan geçtiğini, hatta hastalığı nedeniyle dedenin Türk görevlilerin sırtında taşındığı, Türkiye'deki ikinci gününde de çadırkentte yaşamını kaybettiğini açıkladı. Antakya'daki Mustafa Kemal Üniversitesi'de Fizik Bölümü'nde derslere giren, UNICEF desteği ile TÖMER'den Türkçe sertifikası alan Azize'nin, bugün Mersin Üniversitesi Hemşirelik Bölümü'nde eğitim aldığı, dedesini sırtında taşıyan ve üniversite eğitimi için fırsat verenler ile Türkiye'ye duyduğu muhabbet tüm dünyaya duyuruldu. Hatay'daki çadırkentte yaşayan Azize, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşam öyküsünün ve minettarlığının UNICEF aracılığıyla tüm dünyaya duyurulmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Türk öğrencilere Arapça, Suriyelilere fizik ve kimya dersleri verdiğini anlatan Azize, önce fizik bölümünden mezun olduğunu, şimdi hemşirelik okuduğunu ve bir gün hastalara yardım etmek istediğini kaydetti. Suriye'ye dönüp yeniden ülkesini ayağa kaldırmak için çalışmayı hayal ettiğini de söyleyen Azize, "Türklere teşekkür ediyorum, bize kapılarını açtılar, özellikle eğitim alabilmemiz çok önemli. Belki hemen Suriye'ye gidemeyiz, çünkü başımıza çok iş açılabilir ama savaş durduktan sonra mutlaka yeniden gideceğim" Çadırkentte 6 kardeşi, anne ve babasıyla kalan Azize, önceleri yaşam şartlarını yadırgadığını, ancak şartların biraz iyileştiğini, aile olarak da yaşam şartlarına alıştıklarını söyledi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) kaynaklarından edinilen bilgi doğrultusunda UNICEF, Türkiye'de 882 bin 644 Suriyeli çocuk bulunduğunu açıkladı. (AA)