Gerçek: Dünyaya emanet

Transkript

1 01-11 NİSAN Gerçek: Dünyaya emanet yetimlerle buluşmak güzel duygu İHH nın her yıl düzenlediği Dünya yetimleri ile buluşma programı kapsamında Afrika ülkesi olan Tanzanya ya giden gazetemiz İmtiyaz Sahibi Ömer Faruk Gerçek, ilk görüntüleri gazetemize ulaştırdı. Dünya halkına emanet edilmiş yetimlerle buluştuklarını dile getiren Gerçek: heyetimiz dünya yetimleri buluştu. Kara kıtanın kara bahtlı çocukları ile buluşmak çok güzel bir duygu dedi. İNTERNET DENEN İLETİŞİM ARACI BURALARDA YOK GİBİ HH Vakfı ile geçtiğimiz hafta Tanzanya ya giden gazetemiz İmtiyaz Sahibi Ömer Faruk Gerçek, ilk izlenimlerini Zanzibar dan bildiriyor. Yetimlerle buluşmak için geçen hafta Türkiye den ayrılan Gerçek, ilk görüntülerini gazetemize ulaştırdı. İnternet ortamının az olması dolayısıyla yaşadıklarını, gözlemlerini ve yetimlerin sevincini internet sitemize yükleyemediğini söyleyen Gerçek: internet İ denen kavram buralarda yok gibi. Kaldığımız otel buranın en lüks sayılabilecek yerlerinden biri ama buradaki internet hızı bile kağnı aracı gibi. Bundan dolayı gazetemizin internet sayfasına izlenimlerimi aktaramıyorum. Nasip olur ülkemize döndüğümde izlenimlerimi hem gazeteden hem de sitemizden okuyucularımız ile paylaşacağız dedi. İlk gözlemlerini de yazılı olarak bizlerle paylaşan Gerçek, Tanzanya yı şöyle anlatıyor. >>DEVAMI SAYFA 4 te EGEMEN BAĞIŞ SULTANBEYLİ DEYDİ... AK Parti Sultanbeyli İlçe Danışma Meclisi ne katılan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, çözüm süreci ve İsrail in özür dilemesi ile ilgili konuştu. Bağış: Bugünden itibaren dağlar barut değil, barış kokacak. dedi. K Parti Sultanbeyli İlçe Danışma Meclisi ne katılan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bağış, Türkiye A çok hassas bir dönemden geçiyor. Ülkemizde güzel gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan biri çözüm süreci, bir diğeri de İsrail Başbakanı nın Başbakanımızın dik duruşu sonucunda Mavi Marmara saldırısı için özür dilemesidir. dedi. Çözüm sürecine değinen Bağış, Terör sorunu çözüme kavuşuyor. Türkiye de artık kan dökülmeyecek, şehit verilmeyecek diye rahatsız olan siyasi çevreler var. Onlar bu sürecin dışında kalmak istiyor. Çünkü bu kardeşliğin tesisi işlerine gelmiyor. şeklinde konuştu. >>SAYFA 6 da Egemen Bağış

2 01-11 Nisan güncel Saadet Partisi nden hükümete 2B uyarısı! Türkiye genelinde açıklanan 2B fiyatlarına tepkiler dinmiyor. İstanbul un birçok ilçesinde 2B için belirlenen rayiç bedellere tepkiler çeşitli eylemlerle ortaya konuyor. Sultanbeyli için belirlenen yüksek bedellere bir tepkide Saadet Partisi Sultanbeyli İlçe Teşkilatından geldi. Kent Meydanında binlerce kişiye hitap eden İlçe Başkanı İsmail Yılmaz: siyasi sorumluluğumuz gereği halkımızın mağdur edilmemesi için ve mağdur olmamak için bütün gücümüzle gayret ediyoruz dedi. S YILMAZ: RANTİYECİLER YERİNE HALKI DÜŞÜNÜN 4 HABER MERKEZİ YILMAZ: VATANDAŞIN MAĞDUR EDİLMEMESİ İÇİN UĞRAŞIYORUZ ultanbeyli Saadet Partisi nin düzenlediği basın açıklaması, büyük bir kalabalığı meydana çekti. Sultanbeyli Kent Meydını alanı tıklım tıklım dolduran Sultanbeylililer, açıklanan rayiç bedelleri protesto etti. Alanı dolduran binlerce kişi Sultanbeyli bizimdir, bizim kalacak sloganını hep bir ağızdan söyledi. Açıklanan 2B fiyatları sonrası Sultanbeyli halkının mağdur edildiğini söyleyerek konuşmasına başlayan İlçe Başkanı İsmail Yılmaz: Bugün burada ortak bir sorunumuz olan, bütün Sultanbeyli yi doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren ve etkileyecek olan 2B yani orman vasfını yitirmiş arazilerin hak sahiplerine satışı meselesini konuşmak ve bu haksızlığa karşı tepkimizi göstermek, Sultanbeyli meydanından yetkilileri uyarmak için toplanmış bulunuyoruz. 2B yasası 19 Nisan 2012 tarihinde TBMM de kabul edilerek yasalaştı ve süreç yaklaşık bir yıldır devam ediyor. Bizlerde Saadet Partisi olarak bu süreci çok yakından takip ediyor, Sultanbeyli de birlikte yaşayan bireyler olarak ve siyasi sorumluluğumuz gereği halkımızın mağdur edilmemesi için ve mağdur olmamak için bütün gücümüzle gayret ediyoruz dedi. 2B YE PARA GÖZÜYLE BAKMASI YANLIŞ Konuşmasının devamında şu cümlelere yer veren Yılmaz: 2B yasası ihtiyaç duyulan ve mutlaka çıkarılması gereken yasa idi. Bu yasanın çıkarılması kararını destekliyor ve olumlu buluyoruz. Ancak bu yasa çıkarılırken, hak sahiplerine haklarını teslim etmek olan asıl amaç unutularak, adeta fırsatı ganimet bilerek, buradan büyük bir kaynak elde etme beklentisi her yerde olduğu gibi özellikle Sultanbeyli deki hak sahiplerini de mağdur ve tedirgin etmiştir. Sayın Maliye Bakanı her fırsatta 2B satışlarından ilk aşamada 9 milyar lira beklediklerini, toplamda 14 milyar lira kaynak olacağını açıklayarak bu konuda yanlış bir amaç içinde olduklarını ortaya koymuştur. Bu amaç ve bu niyet hak sahiplerini mağdur edecek yanlış bir niyettir ifadelerini kullandı. YILMAZ: FİYATLAR ÇOK YÜKSEK Bu satış iki vatandaş arasında gerçekleşen doğal bir satış olarak düşünülmemelidir diyen Yılmaz: Dünyada ve ülkemizde zaman aşımı durumu vardır ve en ağır suçlarda bile devreye girmektedir. 2B konusu ülkemizde nesiller boyu devam eden ve Sultanbeyli de de 30 yıla varan bir konudur. Hak sahipleri bu yerleri parayla satın almıştır. Bu gerçeklere rağmen rayiç denilen güncel fiyat gerçek fiyatın ortalamada 2-3 kat üzerinde belirlenmiştir. Satış için belirlenen rayiç bedeller de kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Çünkü, Sultanbeyli yerleşim arazisinin %65 civarı hisse tapulu arazidir ve bu araziler 2B arazilerine göre daha merkezi konumdadır. Buralarda bile tapu satış fiyatları TL arasında iken orman kenarlarının rayiç bedelleri neden 225 ve 2000 TL arası gibi çok yüksek belirlenmiştir sözlerini sarf etti. YANLIŞTAN DÖNÜN ÇAĞRISI! Konuşmasının devamında hükümetin yanlışta ısrarcı olduğunu dile getiren Saadet Partisi Sultanbeyli İlçe Başkanı İsmail Yılmaz: 2012 yaz aylarında 2B fiyatları gayri resmi olarak açıklanmıştı. Bizde Saadet Partisi Sultanbeyli ilçe başkanlığı olarak derhal harekete geçmiş, gerek halk meclisleri ile gerekse yaptığımız basın açıklamaları ile demokratik tepkimizi göstermiş, yetkililere seslenerek Sultanbeyli halkının bu fiyatlardan tapuları alma gücünün olmadığını ifade ederek bu yanlıştan dönülmesi çağrısında bulunmuştuk. Türkiye genelinde de tepkiler yoğunlaşınca konu yeniden ele alındı ve sözde bir iyileştirme yapıldı. Bu iyileştirme ölümü gösterip hastalığa razı etme gibi olmuştur. İyileştirilmiş hali bile hak sahiplerinin ödeme gücünün çok üzerindedir. Bu süreçte iktidar kanadı ve yerel yöneticiler de fiyatların yüksekliğinden şikayet etmişlerdir. Daha sonra ise, yapılacak iyileştirmenin tatmin edici olduğunu ve fiyatların çok düşük çıkacağını iddia ederek bizleri halkı yanıltıyorsunuz diye suçladılar. Ancak diyoruz ki keşke bu konuda biz yanılmış olsaydık da halk mağdur olmasaydı ifadelerini kullandı. YANLIŞ FİYAT POLİTİKASI MÜLKİYET MESELESİNİ KİLİTLER Konuşmasının devamında hükümetin yanlış politikası yüzünden mülkiyet meselesinin kilitleneceğini dile getiren Yılmaz: Bu fiyat politikası sadece 2B alanlarını değil hisse tapulu alanları da olumsuz etkileyecek, çözümü tıkanan hisse tapulu alanlarda fiyatları yukarı çekecek ve halkı mağdur etmeyecek bir çözüm adeta imkansız hale gelecektir. Dolayısıyla endişemiz odur ki bu yanlış fiyat politikası Sultanbeyli nin mülkiyet sorununun çözüm sürecini kilitler. Mülkiyet sorunu çözülmeden, yani vatandaş yerinin müstakil tapusunu alamadan bir kentsel dönüşüm uygulanırsa büyük mağduriyetler yaşanır. Daha öncede yanlış bir bakış açısıyla hazırlanmış, halkın gücünün yetmeyeceği ve kabul etmediği çözüm girişimleri hep başarısız olmuştur. Dedi. YILMAZ: RANTİYECİLER YERİNE HALKI DÜŞÜNÜN Biz halkın faydasına çözüm önerimiz olarak kısaca diyoruz ki; gerek 2B alanında gerek hisse tapulu alanlarda öncelikle ve mutlaka vatandaşa yani hak sahiplerine müstakil tapuları, rant beklentisi olmadan, borç ve faiz batağına düşmeden, gücünün yeteceği bir bedel ve vade ile verilmelidir. Bu şekilde hak sahipleri öncelikle yerinin sahibi olacaktır. Daha sonra imar uygulamaları ya da kentsel dönüşüm planlarının gerçekleşmesinde vatandaşa kendi yerini yapma veya kat karşılığı uygulama yapma hakkı tanınmalıdır. Bunu ancak, İktidarın ve rantiyecilerin istek ve taleplerine boyun eğmeyecek, gerçek manada halkın gücünü arkasına almış, iktidarı değil halkı temsil eden, bu güçle masaya oturan, gerektiğinde masaya yumruğunu vurabilecek bir belediye başkanı gerçekleştirebilir. Buradan bütün Sultanbeyli halkına sesleniyoruz, yasal sınırlar içinde, demokratik haklarınızı sonuna kadar kullanın. Mutlaka ilgili ve bilgili olun, arka planları mutlaka göz önünde bulundurun. Merak etmeyin mağdur edilmeyeceksiniz gibi yuvarlak söylemlere aldanmayın. Yetkililere her vesileyle ulaşarak somut açıklamalar ve sözler isteyin. Şunu unutmayın ki Sultanbeyli halkının kabul etmeyeceği hiçbir uygulamaya halkı mecbur edemezler. DUA ALMAK VARKEN AH ALMAYIN Biz saadet partisi olarak 2B ve kentsel dönüşüm sürecinin, halk mağdur edilmeden sonuçlanması için sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz. Buradan Sultanbeyli meydanından iktidar sahiplerine ve yetkililere sesleniyoruz, doğru olarak attığınız bu adımı yanlış bir amaç olan para toplama uğruna feda etmeyin. Lütfen Sultanbeyli nin mağduriyetini gerçek manada görün, halkın feryadına ve bu feryadı yansıtan saadet partisine önyargısız olarak bir kulak verin. Fiyat konusunu yeniden görüşün. En fakirinin bile borçlanmadan, faiz batağına batmadan, yeterli uzun vadede rahatlıkla ödeyeceği sembolik bir bedel olsun. Süreç tıkanmasın, sosyal sorunlar çıkmasın. Böyle olursa Sultanbeylili mazlum halkın ahını almamış olursunuz. dedi. Otobüs Şoförleri nin hayat hikayeleri Hasretleri dindiren, sılayı sevince dönüştüren kişilerdir uzun yol otobüs şoförleri Kimi zaman sevdalı gönülleri kavuştururlar, kimi zaman peygamber ocağından dönen Mehmetçikleri. Kimi zaman yârini bekleyen sevgili gözler yollarını kimi zaman gözleri nemli anne babalar Türkiye nin dört bir tarafına hayat taşıyan otobüs şoförleri her ne kadar hasretleri sona erdirseler de onlar; ailelerinden uzakta evlat özlemi çekerek tutkuyla bağlandıkları mesleklerini aksatmadan yapmaya çalışan yolların sessiz müdavimleri O 4HABER MERKEZİ tobüs kaptanları işleri gereği pek eve uğrayamıyor. Her otobüsün altında kaptanlar için bir dinlenme yeri var. Yusuf kaptan kuş yuvasına benzettiği bu yerde evinden daha fazla vakit geçirdiğini anlatıyor. Erdinç kaptan ise 4 yaşındaki kızı ile yeterli vakit geçirememekten şikayetçi. Giresun a seyahat eden bir otobüs ile Esenler Otogarı ndan yola çıkan Cihan Haber Ajansı ekibi, iki gün boyunca şehirlerarası otobüs şoförlerinin çalışma koşullarını yerinde görüntüledi. Otogarlar kimilerine sevdiklerine kavuşmanın heyecanını, kimilerine ise ayrılıkların sebep olduğu hüzünleri hatırlatır. Esenler Otogarı bu iki farklı duygunun en yoğun yaşandığı yerlerden bir tanesi. 130 numaralı peronun önünde yine uzun bir yolculuk için hazırlık yapılıyor. Giresun otobüsünde 15 saat sürecek yolculuk öncesi tüm kontroller yapılmış, kaptan, koltuğundaki yerini almıştı. Yolcular bagajlarını yerleştirmiş, sevdikleri ile kucaklaşıp İstanbul a veda edecekti. Belki yüzlerce kez bu sahne tekrarlandı ama gönül işte ayrılık karşısında kimse söz geçiremiyor kalbine. Gözler nemlenmeye başladı. Önce korna sesleri duyuldu. Otobüs hareket etmeye başladığında dışarıda kalanlar el sallıyordu. Otobüstekiler otogarda kalanlarla vedalaşıyordu. Herkes, Buluşmak üzere der gibiydi. Giresun otobüsünde iki kaptan bir de muavin görev yapıyor. İlk molaya kadar direksiyon Erdinç Aydın a emanet. 4 yaşında bir kızı var Erdinç kaptanın. Kendisi bu işi 15 yıldır yapıyor. Otobüsteki anonsları da o yapıyor. Kaptan yola çıkmadan önce otobüsün karakutusu anlamına gelen takometreyi yerine yerleştiriyor. Takometre aracın ne kadar hız yaptığını gösteriyor. Otobüsün muavini Ali Yanık ise 30 yaşında. Yanık, yolculara ikram servisi ve bagajlarla ilgileniyor. Otobüsün en kıdemli kaptanı ise Ayhan Camadan. Ayhan kaptan 47 yaşında. Bu işe ne zaman başladığı sorulduğunda, espriyle karışık Gözümü direksiyonda açtım diyor. KULLANILMIŞ KAPILARI BİLE KÖYÜNE GÖ- TÜRMEK İSTİYORLAR Otobüs Esenler Otogarı ndan sonra sırasıyla Sütlüce, Kavacık, Dudullu ve Gebze terminallerine uğruyor. Şehirlerarası otobüs şoförlerinin yolcularla anlaşamadığı bir nokta var. O da fazla bagaj talebi. Zira yolcular, İstanbul a gelip giderken çok fazla eşya götürmek istiyor yanında. Bu durum Ayhan kaptanı kızdırıyor. Otobüsün bagajı tıka basa dolu. Köyün camisine takılacak hoparlör bile İstanbul dan götürülüyor. Kimileri ise kullanılmış kapı veya pencereyi otobüs ile memleketine götürmek istiyor. Ayhan kaptan kızsa da yolcuları kırmamaya özen gösteriyor. Gebze den de yolcu alındıktan sonra uzun bir yolculuk başlıyor yolcu ve kaptanlar için. Önce muavin yolcuların nerelerde ineceğini not atıyor. Bu listenin adına da rezerve deniyor. Sonra çay ikram servisi başlıyor. Bu sırada kimileri televizyon izliyor; kimileri ise kitap okuyarak vakit geçiriyor. Aralarında sohbet edenler de var; uzaklara dalıp gidenler de Çay servisi bittikten sonra otobüste ışıklar kapatılıyor. Bütün yolcular adeta uyku moduna geçiyor. KAPTANLARIN DİNLENME YERİ OTOBÜ- SÜN YATAK ODASI Erdinç kaptan yoluna devam ediyor. Bu sırada otobüsün kıdemli şoförü Ayhan kaptan istirahate çekilmek için izin istiyor. Otobüsün orta kapısına inen merdivenlerin yanında kaptanlar için adeta bir yatak odası tasarlanmış. Ayhan kaptan ilk molaya kadar burada dinleneceğini söylüyor. Erdinç kaptan ise bir taraftan müzik dinliyor diğer taraftan muavinle sohbet ederek yolları tüketmeye çalışıyor. Kocaeli, Adapazarı derken gecenin yarısına doğru ilk mola Düzce Kaynaşlı tesislerinde veriliyor. Tesislere giriş yapıldığında Erdinç kaptan önce ışıkları açıyor, sonra yolculara mola hakkında bilgi vermek için anons yapıyor. Tesisler otobüs şoförleri için bilindik yer. Değişimi de burada yapıyorlar. Tesislerdeki garsonlar kendilerini çok iyi tanıyor. İzzet ve ikramda eksiklik yok. Kaptan yemeklerini yerken otobüste bir sorun olup olmadığı da kontrol ediliyor. Yaklaşık yarım saatlik molanın ardından otobüs yoluna Ayhan kaptan ile devam ediyor. Erdinç kaptan ise otobüsün yatak odasında dinlenmeye çekiliyor. Bolu Dağı tüneli geçiliyor. İç Anadolu ya doğru sıra dağları aşarak otobüs yoluna devam ediyor. Ayhan kaptan o kadar alışmış ki ne gecenin karanlığı etkiliyor onu ne de uzun yollar. Uzayıp gidiyor Anadolu yolları. Otobüsün içinde herkes uyuyor. Tek uyanık Ayhan kaptan.karadeniz müzikleri ile motor sesleri farklı bir senfoni oluşturuyor otobüsün içinde. Bir sonraki mola yeri Tosya. Saatler gecenin sini gösterdiğinde yine ışıklar açılıyor. Ayhan kaptanın anonsu ile otobüstekiler uyanıyor. İhtiyaç molasının ardından yarım saat sonra yola devam ediliyor. Ayhan kaptan bu molanın ardından aracı kullanmaya devam ediyor. İç Anadolu artık geçiliyor, otobüs Havza ya doğru yol almaya devam ediyor. Karadeniz de sabah olmak üzere. Kar dağlara henüz veda etmemiş. Güneşin kızıllığı ise beyaz örtü ile buluşunca ortaya eşsiz bir doğa manzarası çıkıyor. Derken son mola yeri Terme ye varılıyor. Bir anons daha. Saatler sabah ı gösteriyor. Ayhan kaptan ve ekibi kahvaltıyı burada yapıyor. Yarım saatlik molanın ardından Ayhan kaptan dinlenmeye çekilirken direksiyonu Erdinç kaptana devrediyor. Erdinç kaptan ise sağ salim bir şekilde yolcuları Giresun a kadar ulaştırıyor. Giresun un Görele ilçesine ulaşıldığında terminalde bekleyenlerin heyecanı yüzlerinden okunuyor. Yine bir kavuşmanın heyecanı var terminalde. Bagajlar boşaltılıyor. Otobüs bir sonraki sefere hazırlanmak için terminalin arkasına çekiliyor.25 yıldır bu işi yaptığını anlatıyor Ayhan kaptan. Muavinlikten başladım bu işe diyor ve şöyle devam ediyor: Baba mesleği. 302 lerde başladık. Onlarda şoför olduk. Zamanla gelişti. Diğer araçlar çıktı. Yöremizdeki insanlar çoğunlukla İstanbul a gidip geldiği için o güzergahta çalıştık. O zamanlar aracımızda klima yoktu. Buzdolabı yoktu. Sigaralar serbestti. Mesleğe ilk başladığımızda 20 saat sürüyordu yolculuk şuanda 15 saat sürüyor. HAYATIMIZ, EVİMİZDEN ÇOK OTOBÜSTE GEÇİYOR Yolun uzunluğunu bin 50 kilometre diye tarif ediyor kaptan ve üç yerde mola verdiklerini anlatıyor. Sözü otobüsün altındaki yatak odasına getiriyor ve şunları söylüyor Ayhan kaptan: Otobüsün alt kısmındaki yerimiz bizim yatak yerimizdir. Bizim kuş yuvamızdır. Evden çok hayatımız orada geçiyor. Yatak odamız orası yani. Yoğun zamanlarda burada kalmıyoruz. Sürekli gidip geliyoruz. Çoğu zaman uykusuz kalıyoruz. Unutamadığı bir anısını şöyle anlatıyor kaptan: Yolda giderken yolcularımızdan birinin vefat ettiği oldu. Onları dahi yolda bırakmadık. İlgilendik, aldık, götürdük ailesine teslim ettik. Bizi en mutlu eden bir yerden alıp öbür tarafa kavuşturduğumuz zaman bizi mutlu eden odur. Sahnedeki sanatçının nasıl alkış aldığı zaman mutlu olması gibi, yolcu indiği zaman, Allah sizden razı olsun, sapasağlam geldik demesi bizi mutlu ediyor. Bu en zor mesleklerden bir tanesi.

3 01-11 NÝSAN 2013 HABER HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA 03

4 04 HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA HABER NÝSAN 2013 Y l : 10 Say : 287 mtiyaz Sahibi ve Yaz þleri Müdürü ÖMER FARUK GERÇEK Genel Yay n ve Reklam Koordinatörü HAKAN ERDEM F. Kurumsal Tanýtým ve Müþteri Temsilcisi ÞÜKRÜ KAYA F. Reklam ve Tanýtým Sorumlularý HARUN ÇETÝN HASAN TAÞKIN - MEHMET SOLMAZ Genel Yay n ve Hukuk Dan þmanlar AV. MEHMET TOPKAYA - AV. OKTAY TOPKAYA Tasarým GERÇEK MEDYA Ulaþým EKREM ERDEM Dað t m Sorumlusu HASAN TAÞKIN Mehmet Akif Ersoy Mah. Cami Cad. 8/1 Sultanbeyli / STANBUL (0216) (0542) (0216) (0532) gercekmedya@gercekmedya.com Bask : GERÇEK VÝZYON GAZETESÝ BASKI TESÝSLERÝ A. Gazi Mah. Ferah Cad. Ýpekyolu Sk. No: 9 Sultanbeyli / STANBUL Yay n Türü: Yerel Süreli - Bask Tarihi: Gazetemiz bas n ahlak kurallar na uymaya söz vermiþtir. Köþe yaz lar ndan doðan hukuki sorumluluk yazarlara aittir. *Tanýtým amacýyla ücretsizdir

5 01-11 NÝSAN 2013 GÜNDEM HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA 05

6 06 HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA YORUM NÝSAN 2013 Abartmasak olmaz mý? Bazý zamanlar çok çanýmýz sýkýlýr ve amma abartmýþým deriz deðil mi? Keþke böyle demeseydim veya böyle yapmasaydým, çok mu abarttým deriz. Hayatýmýzýn her safhasýnda karþýlaþýrýz ve bir daha böyle yapmayacaðým, bir daha böyle düþünmeyeceðim deriz ama yine de yaparýz öyle deðil mi? Bu insani bir durum ama nasýl bundan kurtulacaðýz bilemiyorum ve nasýl çözülür diye kafa yorduðumda; dipsiz bir kuyuya düþmüþ gibi kabul ediyorum kendimi. Herkesin kendine göre öncelikleri var ve onlara göre kýrmýzýçizgidir ve onlar aþýlýrsa þayet bütün her þey yoldan çýk- KAYA KILIÇ mýþtýr. Ne anlatabilirsiniz ki. Bundan sonra ne anlatsanýz hafif kalýr veya ne söyleseniz abartmýþsýnýzdýr. Ýfrat ve tefritten kaçýnýp; nasýl bir orta yol bulunur ve nasýl en doðrusunu olur, onunla birlikte olmalýyýz. Sizin en doðrudur dediðiniz birilerine en yanlýþsa nasýl orta yol bulunacak onu da merak ediyorum. En küçük bir meseleyi bile dev edip, baþýnýzý belaya sokanlarýn; kendilerinin yapmýþ olduklarý kocaman olaylara bile, hiç görmezden gelinmesini isterler ve bir yolunu bulup öylede yaparlar. Konuþma esnasýnda, kalabalýk ortamlarda bile, zeytinyaðý gibi üste çýktýðýný görürsünüz ve tabiri caizse "dumura" uðrarsýnýz. Nasýl olur dersiniz, kendi kendinize konuþursunuz, bir yere konduramazsýnýz ve sizi bu halde görenler; bu adam/kadýn kafayý sýyýrmýþ, kafayý yemiþ dersiniz. Basit bir olay baþýnýzý belaya koyarken; insafsýzca ve ahlaksýzca yapýlmýþ bir hadiseye hiç kimsenin umurunda olmamasý, sizin tüm deðerlerinize týrpan vurmasýna sebep olur. Bu olaylardan sonra o kadar kinlenirsiniz ki; sizden beklenmeyen bir olayý uluorta yaparsýnýz ve bunu ben yaptým diye de hava atarsýnýz. Sizi tanýyanlar, dost ve arkadaþlarýnýz sizin bu halinize cinnet der, siz ise iç dünyanýzda onlara; falancanýn yaptýðýna göz yumarken asýl cinneti yaþadýnýz dersiniz. Allah korusun. Aklýnýz baþýnýza gelip de, ne yapýyorum deyip, kendinize gelemezseniz, hem kendinizi, hem de baþkalarýna zararýnýz hesap bile edilemez. Ýtidal burada ortaya çýkar, sabýr burada devreye girer ve insanýn erdemi bu olaylarla ortaya çýkar. Korkumuz, korktuðumuz ve hesabýmýz dünyalýksa, birde nefsimize yenilmiþsek; o zaman yapacaðýmýz bütün kötülüklere bir sebebimiz ve açýklamamýz var. Sahibimizi biliyor, bütün zalimlerin hasmýndan haberimiz varsa þayet, en dayanýlmaz sandýklarýmýzý ona havale ediyorsak þayet; bütün dünya bir olsa ve üzerinize gelse, yine tabiri caizse 'výz gelir, týrýs gider'. Ah bir gerçek dosta güvenebilsek, onu belli edebilsek ve her þeyin sahibi olduðunu anlasak, o zaman bütün dert ve tasa bize hafif gelecek. Bütün dünya bir araya gelse, tüm kötülükler, tüm kötüler ve zalimlerin en zaliminin bile dize geleceðini göreceðiz. En küçük bir þeyde bile oflayýp pufluyoruz ve sanýyoruz ki hiçbir þey karþýlýksýz kalacak. Kalmayacaðýný sahibimiz bize acýk, acýk beyan ediyor, yüce kitabýnda, daha ne diyelim ki. Sabýr, ah gerçek manadaki sabýr, gelse bizleri bulsa ve gerçek huzura kavuþsak, Kura'ný kerimde Allah'ýn peygamberlerine yapýlanlarý öðrenince insan; ne yapýldý ki diyor ama kitabý kapatýncaya kadar. Her zaman hatýrlayan olmalý ve ona göre davranýþlarýmýzý düzenlemeliyiz diye düþünüyorum. Bu duygu ve düþüncelerle, kalýn huzur ve saðlýcakla. kilic_kaya29@mynet.com Türkiye son bir kaç aylýk dönemde sanki düðmeye basýlmýþ gibi hýzlý bir süreç yaþadý. Bir baktýk ki, bir heyet gitmiþ. Sonra yine heyetler gidip gelirken havada bahar rüzgarlarýnýn esintileri dolaþm a y a baþlamýþtý. Tabi ki bunlar bir anda olmadý. Mutlaka arkasýndan ge- ÝSA DOÐAN isadogan2212@yahoo.de len bizim bilmediðimiz birçok þey yaþandý ve bu noktaya gelindi. Yani biz sonuçlarý görüyoruz. Önemli olan da sonuç zaten. Ýmralý'nýn mesajýna baktýðýnýz zaman Baþbakanýmýzýn son bir kaç aylýk dönemdeki beyanatlarýný bir düþünün lütfen! En son Çanakkale'deki beyanatlarý hatýrlayýn mesela! Yazan kiþinin terörist baþý olmadýðýný düþünün ve yeniden okuyun ve okuduktan sonra da size sorsam "kim bu yazýyý yazmýþ olabilir "diye. Ne cevap verirdiniz? Misak-ý milli, Çanakkale vurgusu, Türk, Kürt kardeþliði... Ne dersiniz, Ýmralý'ya televizyon izleme imkanýnýn verilmesi hayýrlý mý olmuþ! Geçmiþte olmayan zemin ve imkanlar var iken, artýk terör sorununun çözülmemesi için bir neden yoktur. Þimdi öneli olan soru iþareti þu: Sürecin 4 ayaðýndan ikisi Ýmralý ve BDP müspet yönde katký sunarlarken, acaba Avrupa ayaðý ve daðdakiler de ayný yönde davranacaklar mý? Ýmralý, Recep Tayyip Erdoðan'dan Esinlenmiþ! Avrupa ve Dað katký yapmazlar ise kendilerine yeni dayanak noktalarý bulmalarý gerekecek. Devletin ve halkýn barýþ istediði bir yerde kavga etmek için yeni argümanlar geliþtirmeleri gerekecek. O meydandaki binler "artýk kavga olmasýn" diye haykýrýrken, Devletin tarihi anlayýþ ve hoþgörüsü ortadayken siz hangi bahaneyle insanlarý kavgaya çaðýracaksýnýz. Bu iþ bir süreç iþiydi ve bugüne kadar aþama aþama gelindi. Bugün ise artýk terör için neden kalmadý. Çünkü nedenler birer birer kaldýrýldý. Devletin bunca hoþ görüsüne ve olumlu adýmýna artýk bir karþýlýk verilmesi gerekiyordu. Çünkü iþler tersine dönmeye ve maðdur ile maðdur eden yer deðiþtirmeye baþlamýþtý. Evet, insan haklarý en temel hak ama devletin geçmiþteki günahlarýný temizleyip bugünlere gelmesi kolay deðildi. Devlet, bir insan gibi hýzlý deðiþmez. Bu yüzden son yýllardaki deðiþim dalgasýnýn kýymetini bilmek gerekir. Bu dönemecin dönülmesi hem Kürt vatandaþlarýmýz için hem de tüm ülke için çok önemliydi. Artýk tarihsel misyonumuza kaldýðýmýz yerden devam edebiliriz. Türkiye cumhuriyeti tarihinin dönüm noktalarýndan biri daha dönülmek üzere. Hadi hayýrlýsý! Þimdi prangalarýndan kurtulma ve koþma zamaný! Herkesin refah içinde yaþayabilmesi için Türkiye'nin büyümesi lazým. Çünkü aç karýnlar demokrasi ve eþitlikle doyurulmuyor! ZENGÝNE SOSYALÝST, FAKÝRE KAPÝTALÝST! Geliþmiþ ülkeler geliþmekte olan ülkelere neoliberal ekonomi politikalarýný tavsiye ediyorlar. Oysa kendileri de geliþmiþlik düzeyine devlet müdahaleli ekonomik yöntemlerle ulaþmýþlardý. Dünyadaki mevcut düzen güçlülerin düzenidir. Demorkasiyi en ileri derecede savunan ülkeler dahi ekonomi politikalarýnda halklarýna liberal, zenginlerine sosyalist oluyorlar. Halkýn tasarruflarýný balon edip uçuran bankalara devlet yeniden nefes olurken, havaya uçup giden servetler orta, düþük gelirli halk kesiminin oluyor. Piyasacýlar, serbest piyasa ekonomisinin demokrasi olmadan iþleyemeyeceðini ileri sürerlerken, demokrasi için de serbest piyasa ekonomisinin gerekli olduðunu ileri sürerler. Bu sayede ekonomi ve siyaseti bir sepette harmanlamýþ oluyorlar. Peki, bugünün zengin ülkeleri serbest piyasa ile mi zenginleþtiler? Hayýr! Bakýn 19 yy Ýngiltere'sine, ABD'ye, Almanya'ya! Yetmedi mi? Bakýn 20 yy ikinci yarýsýndaki Japonya'ya, 1960 sonrasý Güney Kore'ye! Hepsi devlet destekli ekonomik modellerle sanayilerini geliþtirdiler.yani ünlü iktisatçý Friedrich List'in dediði gibi "bebek sanayilerini" bir baba gibi korudular. Serbest piyasa ne diyor: Uzmanlaþtýðýn alanda çalýþ! Yani sen motor üretmiyorsan üretmek için gayret etme, domates, mýsýr ek, tarýmla uðraþ! Bu mantýk, geri kalanýn geride kalmasýný gerekli kýlan bir mantýk. Bakýn Samsung ve Nokia'ya! Samsung 20 yy baþlarýnda tekstil, þeker üretmek için kurulmuþ bir þirket iken devlet desteðiyle ayakta durmuþ ve bugünün en deðerli þirketlerinden biridir. Samsung'un bu durumuna Güney Korelilerin kendileri dahi baþlangýçta inanmamýþlardý. Eðer serbest piyasa diye piyasalarýný yabancýlara açsalardý bir yabancý þirketin taþeronu olurdu veya da satýn alýnýp yok edilirlerdi. Ayný þekilde Nokia, Bir kereste, lastik çizme, kablo þirketi olarak kurulmuþ. Devlet destekli politikalarla cep telefonu piyasasýnda dünyanýn güçlü markasý olmayý baþaran bir firmadýr. Finlandiya da yüksek oranda devlet destekli, korumacý ekonomi modelini uyguluyordu. Yani, serbest piyasa liginde oynayabilmek için önce geliþmiþ olmak lazým. "Geliþmiþler üretir diðerleri tüketir" Neoliberal model aslýnda bu! Bunlar gibi birçok örnek Hyundai, Toyota gibi sayýlabilir. Hyundai'nin hikayesi bizdeki Devrim arabalarýna benzer. Halk Hyundai'nin ilk çýkan arabalarýna bakarken "biz bu iþi beceremeyiz, en iyisi ithal edelim" demiþler. Ama devlet desteðinde zamanla büyüyüp geliþen bir marka oldu. Baþarýya giden yol her zaman zordur. Geleceðe giden yollar geçmiþten inþaa edilir. Dün tembel ve kültürel olarak yozlaþmýþ olarak adlandýrýlanlar bugün dünyanýn önde gelen ekonomileri ve kültürleri oldular. Yani! Ekonomik kalkýnma kendi kültürünü yaratýr! Japonlarý veya Almanlarý bu kadar çalýþkan ve disiplinli yapan þey kültürleri deðil, kalkýnmýþlýk düzeyleridir. Yani Japonlarýn sadakat ve çalýþkanlýklarý, Almanlarýn disiplinli olmalarý kültürel nedenlerden deðil ekonomik kalkýnmanýn sonuçlarýdýr. Saðlýcakla kalýn.

7 01-11 Nisan 2013 güncel 7 Kıraathaneler Okunan mekanlara dönüşecek B 4GERÇEK ViZYON eykoz Belediyesi nin ilçe genelinde başlatacağı yeni uygulamayla kahvehanelerde kitaplıklar oluşturulacak ve vatandaşların kitap okumaları sağlanacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Eşi Hayrunnisa Gül himayelerinde başlatılan Türkiye Okuyor kampanyası ile Kütüphaneler Haftası çerçevesinde Beykoz da bulunan kıraathaneler okunan mekanlara dönüşecek. Kıraathanelerin yanı sıra derneklerde de kütüphaneler oluşturulacak. Emeklilerin yoğun bulunduğu ilçede 250 yi aşkın kıraathane bulunduğunu ifade eden Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, 250 bin nüfusun yaşadığı ilçemizde kütüphane bulunmuyordu. Büyükşehir Belediyemizin desteğiyle, yaklaşık 15 bin kitabın yer aldığı modern bir kütüphane kurduk. Kısa sürede üye sayısı 4 bini geçti. Son bir ayda, Kütüphaneler Haftası kapsamında ye kadar açık olmasından dolayı da 6 bin vatandaşımız kütüphaneden yararlandı. Ancak bununla yetinmeyeceğiz. İlçe genelinde bulunan tüm kahvelere yani kıraathaneleri öz kimliğine kavuşturmak istiyoruz. Ankara Üniversitesi nin yaptığı araştırmaya göre, kıraathanelerin en az parayla en fazla vakit harcanan yer olduğu belirtiliyor. Vatandaşlarımız kendilerine en yakın yerde bulunan kıraathane ya da derneklere giderek vakitlerini daha verimli geçirebilirler. Buna imkan sağlayacağız, kitap desteğinde bulunacağız. Kitaplıklar oluşturarak, daha fazla oyun oynamak yerine kitapla haşır neşir olmalarını hedefliyoruz. İleriki zamanlarda okumayı teşvik etmek için çeşitli ödüllü yarışmaların yanı sıra yazarlarımızı vatandaşlarımızla buluşturmayı da planlıyoruz. İlçemizin her köşesinde adeta Küllük yer alacak.basın ve Edebiyat dünyamızda ünlü yazar, gazeteci ve fikir mekanı olan Küllük leri Beykoz da canlandıracağız. dedi. "Akfrat ve çevresi değer kazanacak" İsrail, Tarihinde İlk Defa Özür Diledi YAZAR HİLAL KAPLAN GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ Sultanbeyli Belediyesi tarafından düzenlenen Medya Durağı programlarının bu ayki konuğu yazar Hilal Kaplan oldu. Kaplan, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. M 4GERÇEK ViZYON edya Durağı adı altında düzenlenen seminerlerle Sultanbeylililergündeme dair konuları, gazeteci ve yazarlarla birlikte yorumlama fırsatı yakalıyor.özcan Ünlü nünmoderatörlüğünde gerçekleşen programın bu ayki konuğu Hilal Kaplan oldu. Kaplan yaptığı söyleşide gündeme dair önemli bilgiler aktardı ve Uzun zamandan beri devlet PKK ile görüşmeler yapıyor. Bu sadece, bu dönem başlamadı, ancak bugün gelinen noktada sorunu çözmeye çalışacak bir irade görüyoruz. Üç dönemdir oylarını artırarak gelmiş bir lider, baldıran zehrini içmeye hazırım diyor. Bunu önemli buluyorum. Gelinen noktada ortak bayrak, ortak kader, ortak vatan vurgusu var. Ortak bir yaşamdan, ortak bir kaderden bahsediliyor. şeklinde konuştu. Halk Sürece Sahip Çıkmalı Çözüm sürecinin mutlaka baltalanmaya çalışılacağının da altını çizen Kaplan, Sürecin başarıya ulaşması 4GERÇEK ViZYON 020 Olimpiyatları na aday olan İstanbul da 19 milyar dolarlık projeyle kentin sportif altyapısının başta aşağı değişemesi hedeflenirken, Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Basketbol Federasyonu nun kamplarının yer aldığı Beykoz da da, İstanbul un sportif cazibesine yenilik kazandıracak Beykoz Arena projesi için geri sayım başladı. Beykoz Belediyesi tarafından hazırlatılan projeye göre; 43 dönüm arazi üzerine kurulacak dev spor kompleksinde tribünleri tamamen kapalı 10 bin kişilik stad, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacak 2500 kişilik kapalı spor salonu ve tam olimpik yüzme havuzu ile yürüyüş ve koşu parkurları, yüzme havuzları, restaurantlar ve kafeteryalar yer alacak. İlçeye cazibe ve enerji katması planlanan projeyle İstanbullular ve Beykozlular, büyük spor kulüplerinin tesis ve stadlarındaki rahatlık ve konfora kavuşacak. Kompleksin her salonu ve tesisi için ayrı ayrı otoparklar oluşturulacak projede ayrıca özürlüler için çağdaş standartlara uygun alanlar yer alacak. Projesi tamamlanan ve çok yakında inşaatına başlanacak dev kompleksle önemli bir istihdam alanı da oluşturulması düşünülüyor. İnşaat aşamasında ve diğer aşamalarda çeşitli iş imkanları yaratacak olan tesis, Beykoz Belediyesi nin prestij projeleri arasında yer alıyor. için nasıl ki uğraşanlar varsa, ulaşamaması içinde elinden geleni yapacaklar mutlaka olacaktır. Provakasyonlar olacaktır. Yakın zamanda iki örneğini gördük. Bunlardan biri Paris te yaşanan olay, diğeri ise tutanakların sızdırılmasıydı. Buda bize gösterdi ki,küçük provokasyonlar sürece zarar veremez dedi. Kaplan, önemli bir de hatırlatma yaparak Süreçte halkın çok büyük rolü var. Halkın sürece sahip çıkması çok önemli dedi. İsrail, Tarihinde İlk Defa Özür Diledi İsrail in Mavi Marmara saldırısının özrünü dilemesinde ABD Başkanı Barack Obama nın önemli rolünün olduğunu söyleyen Kaplan, Netanyahuözür dileği için ülkesinde çok zor durumda kaldı. İsrail tarihinde ilk defa özür diledi. şeklinde konuştu. Kaplan Netanyahudurumu, bölgede yalnız kaldıklarından ve Türkiye'nin dostluğuna ihtiyaç duyduklarındandolayı özür diledikleri şeklinde açıklıyor. dedi. BEYKOZ ARENA İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI HEDEF istanbul 2020! İstanbul un en eski ve köklü ilçelerinden Beykoz, içerisinde 10 bin kişilik stad, 2500 kişilik kapalı spor salonu ve 2500 kişilik tam olimpik yüzme havuzu olan dev bir Arena ya kavuşuyor. Hedef ise İstanbul un en güçlü aday olduğu 2020 Olimpiyatları. 2 Beykoz Arena nın ilçeye ve İstanbul a çok büyük değer ve cazibe katacağına değinen Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, vatandaşlarımızın ve tüm İstanbullular ın kullanımına açık olacak tesisin uluslararası sportif markamıza da katkı sağlayacağını söyledi. Başkan Çelikbilek, İstanbul un en büyük yatırımlarından biri olacak proje tamamlandığında 2020 Olimpiyatları kapsamında yabancı misafirlerimizi Beykoz da ağırlamaya hazırız. Dedi. T 4GERÇEK ViZYON uzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, imar durumu bozulmadan yapılacak yer altı ve yer üstü projeleri ile Akfırat ve çevresinin değer kazanacağını söyledi. Yazıcı, Akfırat ta Milenyum Sitesi ne konuk oldu. Milenyum Sitesi sakinleriyle sohbet eden Başkan Yazıcı, başta bölge olmak üzere yaptığı hizmetler hakkında bilgi verdi. Yazıcı, bölgenin en ciddi ihtiyacı olan atık su tünelleri yapımının ihale edildiğini açıkladı. Başkan Yazıcı, "İSKİ koruma havzasındaki bütün suları, bir tünelle havza dışına atmayı içeren bir proje ihale edildi. Şu an yer teslimi yapıldı. 8,5 kilometre tünel kazılacak. Kanalizasyon bu tünelle taşınacak ve bu bölgedeki evsel atıklar, İSKİ koruma havzası dışına atılacak." dedi. Akfırat taki mevcut imar durumunu değiştirmeyeceklerini vurgulayan Şadi Yazıcı, "Atık su tünellerinin yapılması, üçüncü köprü yolu ve onun çıkış bağlantıları, hızlı trenin buradan geçiyor olması ve üniversiteler ile Akfırat ve çevresi, çok önemli bir yer olacak, değer kazanacak." şeklinde konuştu.

8 kültür sanat etkinlikleri nisan 2013 tüm etkinliklerimiz lerimiz ücretsizdir Nisan Hint Okyanusu Boyunca İslam, Ticaret ve Siyaset Fotoğraf Sergisi Sergi 08 Nisan Pazartesi 13 Nisan Cumartesi 18 Nisan P erşembe 25 Nisan Perşembe Medya Durağı İbrahim Sadri Sugem Öğrencilerinden Kutlu Çocuk Ergenekon Çözüme Hazır mı? Müzikal Şiir Gösterisi Kutlu Doğum Programı Saat: / Söyleşi Saat: / Özel Etkinlik Saat: / / Çocuk Tiyatrosu Mümtaz er Türköne, Özcan Ünlü İbrahim Sadri Sugem Goncagül Tiyatrosu 04 Nisan Perşembe Üç Arkadaş ve Karab aş Saat: / / Çocuk Tiyatrosu Tiyatro Alkış 11 Nisan Perşembe Dikkat Uzaylı Çıkabilir 13 Nisan Cumartesi Bağlama Dörtlüsü Türk Halk Müziği Konseri Saat: / / Çocuk Tiyatrosu Tiyatro 34 Bağlama Dörtlüsü 2 0 Nisan Cumartesi Aslan Fare Sak ar Tırtıl 25 Nisan Perşembe Sümer Ezgü Türk Halk Müziği Konseri Mavi Uçurtma Çocuk Tiyatrosu Sümer Ezgü 04 Nisan Perşembe Muzafffer Özdemir Türk Halk Müziği Konseri Muzafffer Özdemir 11 Nisan Perşembe Saz-ı Ahbar Türk Müziği K onseri 15 Nisan Pazartesi Tarihin Kapısı Hz. Muhammed in (sav) İstanbuldaki İzleri: Kutsal Emanetler 2 0 Nisan Cumartesi Mehter ve Bando Takımı K onseri 26 Nisan Cuma Leyla dan Mevla ya Tasavvuf Müziği Konseri Saat: / Konferans Pelin Değirmenci Doç. Dr. Erhan Afyoncu - Dr. Coşkun Yılmaz Erkan Mutlu 05 Nisan Cuma Cem Karaca nın Yo l Arkadaşları Ay yhan Yener 12 Nisan Cuma Edebiyat ve Bilgelik Niyazi Mısri Saat: / Söyleşi Sadık Yalsızuçanlar 16 Nisan Salı İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu Solist Konseri 2 0 Nisan Cumartesi Gr up Zuhurat Konseri Grup Zuhurat 27 Nisan Cumartesi Herşey Elimizde Tiyatro Yeniden 06 Nisan Cumartesi Bremen Mızıkacıları Saat: / Çocuk Tiyatrosu Tiyatro Mie 06 Nisan Cumartesi Tuğba Aydın Tür k Sanat Müziği Konseri Tuğba Aydın 12 Nisan Cuma Gülay Türk Halk Müziği K onseri 17 Nisan Çarşamba Kutlu Doğum Özel Programı Saat: / Konser Saat: / Konser Saat: / Konser Gülay M. Fatih Çıtlak, Aziz Hardal Sezgin Maden Yıldız Usmonova 13 Nisan Cumartesi Pinokyo 18 Nisan Perşembe Cingöz ile Camgöz Saat: / / Çocuk Tiyatrosu Tiyatro Mie İstanbul Çağdaş Sahne Tiyatrosu 21 Nisan Pazar Çocuk Misali 21 Nisan Pazar Vefatının 40. Yılında Aşık Veysel i Anma Programı Saat: / Özel Etkinlik 27 Nisan Cumartesi Yıldız Usmonova Konseri 28 Nisan Pazar Müzik Kutusu Anlatımlı Çocuk Şarkıları 0 7 Nisan Pazar Oyuncakçı Dük ükkanı Yakaza aza Tiyatrosu facebook.com/sultanbeylibel anbeylibel facebook.com/sultanbeylikultur anbeylikultur twitter.com/sultanbeylibld ld twitter.com/sultanbeylikltr lik MUHSİN YA AZICIOĞLU KÜLT TÜR MERKEZİ Battalgazi Mh. Kubbe Cd. No:8 Tel: / 1914 SULTA ANBEYLİ KÜLT TÜR MERKEZİ Abdurrahmangazi Mh. Belediye Cd. No:8 (Sultanbeyli Belediyesi Yanı) Tel: