YÜKSEK SICAKLIK VE EKSTREM PH DA DEBARYOMYCES HANSENĐĐ STRAĐNLERĐNĐN BÜYÜMESĐ ÜZERĐNE SODYUMUN ETKĐSĐ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YÜKSEK SICAKLIK VE EKSTREM PH DA DEBARYOMYCES HANSENĐĐ STRAĐNLERĐNĐN BÜYÜMESĐ ÜZERĐNE SODYUMUN ETKĐSĐ"

Transkript

1 EGE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) YÜKSEK SICAKLIK VE EKSTREM PH DA DEBARYOMYCES HANSENĐĐ STRAĐNLERĐNĐN BÜYÜMESĐ ÜZERĐNE SODYUMUN ETKĐSĐ Cengiz ÇORBACI Biyoloji Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu: Sunuş Tarihi: 24\04\2008 Tez Danışmanı: Prof. Dr. Füsun B. UÇAR Bornova-Đzmir

2 II

3 III Cengiz ÇORBACI tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak sunulan Yüksek Sıcaklık ve Ekstrem ph da Debaryomyces hansenii Strainlerinin Büyümesi Üzerine Sodyumun Etkisi başlıklı bu çalışma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuş ve tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunmuştur. Jüri Üyeleri: Đmza Jüri Başkanı : Prof. Dr. Füsun B. UÇAR... Raportör Üye : Doç. Dr. Mustafa ATEŞ... Üye : Prof. Dr. Abdurrahman Ü. TAMER...

4 IV

5 V ÖZET YÜKSEK SICAKLIK VE EKSTREM PH DA DEBARYOMYCES HANSENĐĐ STRAĐNLERĐNĐN BÜYÜMESĐ ÜZERĐNE SODYUMUN ETKĐSĐ ÇORBACI, Cengiz Yüksek Lisans Tezi, Biyoloji Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Füsun B. UÇAR Nisan 2008, 186 sayfa Debaryomyces hansenii askomisetik bir mayadır, klasik peynirler ile sucuklarda çok sık rastlanır ve bu ürünlere özel tat sağlaması ile tanınır. Aynı zamanda, besinlerin ve meşrubatların bozunmasına da neden olmaktadır. Bu çalışma da 26 farklı örnekten (peynir, yoğurt, salatalık, sucuk, deniz suyu ve tuzlu su civarı toprak) maya izolasyonu yapılmış ve izole edilen 60 maya izolatından 36 tanesi, D. hansenii (%60) olarak tanılanmıştır. %10 ve %16 NaCl de büyüme, 37 o C de büyüme, izole edildikleri kaynak ve biyokimyasal karakteristikleri dikkate alınarak, 16 tane D. hansenii straininin seçimi yapılmış ve bunların büyümesi üzerine sıcaklık, ph ve artan NaCl konsantrasyonlarının etkisi araştırılmıştır. Ayrıca, D. hansenii NRRL Y ve S. cerevisiae NRRL Y tip türünün büyümesi üzerine de stres faktörlerinin etkisi araştırılmıştır. Denemeler sonunda, D. hansenii strainleri, %14 ile %24 NaCl arasında değişen konsantrasyonlarda tuz stresine, yüksek sıcaklığa ve ekstrem ph derecelerine tolerans gösterebilmişlerdir. Stres faktörlerinin tek tek veya ikili yada üçlü

6 VI uygulamalarına karşı en yüksek toleransı; 11, 12, 23, 40, 47, 50, 52 ve 56 numaralı strainler göstermişlerdir. Bunların yanı sıra, artan NaCl konsantrasyonları, yüksek sıcaklık veya ekstrem ph, bazı D. hansenii strainleri üzerinde kolonial ve hücresel farklılıklar yaratmıştır. Anahtar Kelimeler: D. hansenii, tuz toleransı, yüksek sıcaklık, ekstrem ph

7 VII ABSTRACT EFFECT OF SODIUM ON GROWTH OF DEBARYOMYCES HANSENĐĐ STRAINS UNDER HIGH TEMPERATURE AND EXTREM PH CORBACI, Cengiz MSc in Biology Department Supervisor: Prof. Dr. Füsun B. UÇAR April 2008, 186 pages Debaryomyces hansenii is an ascomycetous yeast, it is the yeast most frequently found in traditional cheeses and sausages, with a recognized contribution to special flavours in these products. It is also known to be the causal agent of the spoilage of foods and beverages. In this study, yeasts isolation has been obtained from 26 sources (cheeses, yoghurts, gherkins, sausages, sea water and some earth from the banks of salt water) and 36 out of the 60 isolated yeasts isolates have been identified as D. hansenii (60 %). Growth at 10 % and 16 % NaCl, growth at 37 o C, taking into consideration the sources they have been isolated from and their biochemical characteristics, 16 D. hansenii strains have been selected and the effect of temperature, ph and increasing NaCl concentrations have been studied upon their growth. In addition, upon the growth of D. hansenii NRRL Y-7624 and S. cerevisiae NRRL Y type species, effect of stress factor has been studied. At the end of study, D. hansenii strains have been found out to tolerate salt stress in concentrations varying between 14 % and 24% NaCl, high temperature

8 VIII and extreme ph values. To the stress factors of single or double or triple applications; the 11 th, 12 th, 23 rd, 40 th, 47 th, 50 th, 52 nd and 56 th strains have shown the greatest tolerance. Also, increasing NaCl concentrations, high temperature or extreme ph values have created colonial and cellular differentiation on some D. hansenii strains. ph Keywords: D. hansenii, salt tolerance, high temperature, extrem

9 IX TEŞEKKÜR Tez konumun belirlenip yürütülmesinde bana destek olan ve yardımlarını esirgemeyen kıymetli hocam sayın Prof. Dr. Füsun B. UÇAR a, bilgi ve tecrübelerini benimle paylaşan sayın Araş. Gör. Dr. H. Tansel ÖZTÜRK YALÇIN a ve hiçbir zaman yardımlarını esirgemeyen Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Bölümü eğitim elemanlarına ve araştırma görevlilerine, çalışmalarım sırasında bana yardımcı olan tüm arkadaşlarıma en içten dileklerimle teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca tez çalışmam süresince beni maddi-manevi destekleyen ve bulunduğum yere gelmemde büyük emekleri olan kıymetli aileme tüm kalbimle teşekkür ederim.

10 X

11 XI ĐÇĐNDEKĐLER Sayfa No ÖZET...V ABSTRACT... VII TEŞEKKÜR...IX ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ...XV ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ... XIX 1. GĐRĐŞ LĐTERATÜR ÖZETĐ Maya Taksonomisinin Tarihçesi Mayaların Mikrobiyal Ekolojisi Konvensiyonel Yöntemlerle Mayaların Tanılanması D. hansenii nin Filogeni, Ekoloji, Fizyoloji ve Moleküler Biyolojisi Filogeni Ekoloji Fizyoloji Moleküler Biyoloji D. hansenii nin Biyoteknolojik Proseslerde ki Uygulamaları Peynir Üretimi Et Fermentasyonu Kaliteli (Sağlıklı) Kimyasallar Litik Enzimler... 33

12 XII Alditol Üretimi Halotolerans Gliserol Üretimi ve Akümülasyonu Katyonların Hücre Đçine Alınımı Hücre Đçinde ki Đyonların Tolere Edilmesi Katyon Ekstrüksiyonu Hog (High Osmolarity Glycerol) Yol Đzi Gıdalarda Bozunmaya Yol Açan Maya Türleri ve Etkileri Türkiye de Mayalar ile Đlgili Yapılan Çalışmalar MATERYAL VE METOD Materyal Kullanılan Örnekler Kullanılan Besiyerleri Çözelti, Tampon ve Boyalar Metod Örneklerin Alınımı D. hansenii Đzolasyonu Đzolatların Tanılanmasında Kullanılan Fizyolojik Testler Đzolatların Tanılanmasında Kullanılan Mikroskobik ve Morfolojik Testler D. hansenii Strainlerinin Stres Faktörlerine Karşı Toleranslarının Belirlenmesi BULGULAR Đzolatların Elde Edilmesi Đzolatların Fenotipik Tanılanması...80

13 XIII 4.3. Đzole Edilen Mayaların Sistematik Kategorileri Fenotipik Olarak Tanılanan Đzolatların Morfolojik ve Fizyolojik Özellikleri Đzolatların Mikroskobik ve Makroskobik Fotoğrafları D. hansenii Strainlerinin Stres Faktörlerine Karşı Toleransları Düşük ve Yüksek ph nın Büyüme Üzerine Etkisi Yüksek Sıcaklığın Büyüme Üzerine Etkisi Artan NaCl Konsantrasyonunun Büyüme Üzerine Etkisi Düşük ve Yüksek ph da Büyüme Üzerine Sıcaklığın Etkisi Düşük ve Yüksek ph da Büyüme Üzerine NaCl ün Etkisi Yüksek Sıcaklık Altında Büyüme Üzerine NaCl ün Etkisi Yüksek Sıcaklık ve Ekstrem ph da Büyüme Üzerine NaCl ün Etkisi Çalışmadan Elde Edilen Diğer Sonuçlar TARTIŞMA KAYNAKLAR DĐZĐNĐ ÖZGEÇMĐŞ

14 XIV

15 XV ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ Şekil Sayfa Şekil 2.1.D. hansenii de osmotik dengeyi sağlayan önemli transport modelleri (Breuer and Harms, 2006) Şekil 2.2.D. hansenii de katyon değişimlerinde gerekli olan transport sistemlerinin şematik gösterimi (Prista et al., 2005) Şekil numaralı D. hansenii straininin MYGP Broth daki vejetatif hücrelerinin 27 o C de 3 günlük görünümü (1000X) Şekil numaralı D. hansenii straininin Asetat Agar da askosporlarının 27 o C de 15 günlük görünümü (1000X) Şekil numaralı D. hansenii straininin MYGP Agar da 2 günlük genel koloni görünüşü Şekil 4.4.D-Glukoz içeren Yeast Extract Broth da 27 o C de 5 günlük fermentasyon testi Şekil 4.5.Malt Yeast Glukoz Pepton Agar da 27 o C de 10 günlük kolonilerin DBB testi Şekil 4.6.Fenotipik tanılama testlerinde izolatların ekilmesinde izlenilen sıra Şekil 4.7.N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü (Negatif kontrol) Şekil 4.8.D-Glukoz içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü (Pozitif kontrol) Şekil 4.9.Sükroz içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil 4.10.Gliserol içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü

16 XVI Şekil 4.11.Me-α-D-Glukozid içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil 4.12.Sellobioz içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil 4.13.%0,1 Sikloheksimid içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil 4.14.%0,01 Sikloheksimid içeren N-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil 4.15.%10 NaCl içeren Yeast Ekstrakt Agarda 27 o C de kolonilerin 7 günlük görünümü Şekil 4.16.%16 NaCl içeren Yeast Ekstrakt Agarda 27 o C de kolonilerin 7 günlük görünümü Şekil 4.17.Nitrat içeren C-Base Agarda 27 o C de kolonilerin 2 günlük görünümü Şekil (I), 11 (II), 14 (III), 21 (IV), 31 (V) numaralı strainler ile birlikte D. hansenii NRRL Y-7624 tip türünün artan ph derecelerinde büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (I) ve 11 (II) numaralı strainlerin farklı koşullar altında büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (A) ve 35 (B) numaralı strainilerinin asidik ph da ki hücrelerinin görünümü (1000X) Şekil (A), 31 (B), 35 (C) ve D. hansenii NRRL Y-7624 tip türünün (D) bazik ph da göstermiş oldukları hücre morfolojileri (1000X) Şekil ve 37 o C de büyütülmüş 35 numaralı strainin hücrelerinin mikroskop altında ki görünümü (1000X)...127

17 XVII Şekil ve 37 o C de büyütülmüş 11 numaralı strainin hücrelerinin mikroskop altında ki görünümü (1000X) Şekil (I), 35 (II) ve 21 (III) numaralı D. hansenii strainlerinin 27 ve 37 o C de büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (I), 11 (II), 14 (III) ve 35 (IV) numaralı strainlerin optimum sıcaklık ve ph altında %6 ve %12 NaCl de büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil numaralı straininin artan NaCl konsantrasyonlarında ki hücresel morfolojilerinin görünümü (1000X) Şekil numaralı straininin artan NaCl konsantrasyonlarında ki hücresel morfolojilerinin görünümü (1000X) Şekil (I) ve 35 (II) numaralı strainlerin 37 o C, asidik ve bazik ph da büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (A), 11 (B), 14 (C), 21 (D), 31 (E), 35 (F) ve D. hansenii NRRL Y-7624 tip türünün (G) %12 NaCl ile asidik veya bazik ph içeren ortamda ki büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (A), 31 (B) ve 35 (C) numaralı strainlerin 37 o C de %6 ve %12 NaCl lü ortamda büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (I) ve 16 (II) numaralı strainlerin 37 o C de %0 ve %6 NaCl içeren ortamlarda büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil (A) ve 35 (B) numaralı strainlerinin 37 o C altında belirli konsantrasyonlarda NaCl içeren asidik yada bazik ph lı ortamlarda büyüyen kolonilerinin görünümü Şekil numaralı strainin optimum koşul ile sıcaklık ve ph nın bir arada uygulandığı koşulda oluşturduğu hücrelerin görünümü (1000X)

18 XVIII Şekil numaralı strainin optimum, tek başına bazik ph ile bazik ph ve tuzun bir arada uygulandığı durumlarda ki hücrelerinin görünümü (1000X) Şekil numaralı strainin üç parametrenin bir arada uygulandığı durumda ki hücrelerinin görünümü (1000X)...134

19 XIX ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ Çizelge Sayfa Çizelge 2.1.Maya karakterizasyonunda kullanılan geleneksel kriterler (Deak and Beuchat, 1996) Çizelge 2.2.Maya identifikasyonu için asimilasyon ve fermentasyon testlerinde kullanılan bileşikler Çizelge 2.3.D. hansenii tarafından substratların asimilasyonu (Kurtzman and Fell, 1998) Çizelge 4.1.Mayaların izole edildiği kaynaklar ve izolat numaraları Çizelge 4.2.Đzolatların tanılanmasında kullanılan testler Çizelge 4.3.Glukozu fermente edemeyen mayaların tayin anahtarı Çizelge 4.4.Glukozu fermente edebilen mayaların tayin anahtarı Çizelge 4.5.Mayaların izole edildiği kaynaklara göre genus ve türlerin dağılımı Çizelge 4.6.Đzole edilen mayaların sistematik kategorileri (Barnett et al., 2000) Çizelge 4.7.Đzole edilen mayaların sistematik kategorileri (Alexopoulos et al., 1996) Çizelge 4.8.Fenotipik olarak tanılanan izolatlara ait literatürde verilen özellikler ile morfolojik ve fizyolojik test sonuçlarının karşılaştırılması... 93

20 XX

21 1 1. GĐRĐŞ Maya ve benzeri organizmalar funguslar içerisinde homojen olarak dağılmış çok büyük bir gruptur ve bugüne kadar tanımlanmış yaklaşık 1500 maya türü bulunmaktadır (Verachtert and De Mot, 1990; Barnett et al., 2000; Boekhout et al., 2003; Öztürk, 2007). Mayaların taksonomisi moleküler biyolojik yöntemlerin gelişmesine bağlı olarak sürekli değişmektedir. Bu değişimin başlıca nedeni kromozom analizleri ve moleküler biyolojik yöntemlerin yaygınlaşmaya başlamış olmasıdır. Ayrıca maya ve maya taksonomisine ilginin artması da tür sayısının yükselmesine neden olmuştur (Lieckfeldt et al., 1993; Jakobsen and Narvhus, 1996; Öztürk, 2007). Ekmek, bira ve şarabın bulunuşu ile insan toplumu ile ilişki mayaların tarihi hemen hemen sinonimdir. Bu ürünlerin mikrobiyal bilimi, ilk olarak Antonie van Leewenhoek (Hollanda) tarafından maya hücrelerinin gözlenmesiyle birlikle 1600 lü yılların ortalarında başlamıştır. Bu buluşun önemi, yılları sırasında Pasteur (Fransa) ve Hansen in (Danimarka) klasik çalışmalarına kadar pek önemsenmemiştir. Bilindiği gibi bu iki araştırmacının yaptığı çalışmalar, mikrobiyoloji ve biyokimya disiplinlerinin başlangıcı sayılmaktadır lü yılların başında Guilliermond (Fransa) ve Kluyver (Hollanda) tarafından yapılan müteakip çalışmalar, mayaları besin ve meşrubat üretiminde önemli role sahip olan mikroorganizma gruplarından bir tanesi yapmıştır (Fleet, 2006) lerden bu yana da, birçok klasik tekste besin ve meşrubatlarda mayaların ticari ve sosyal önemi özellikle

22 2 üzerinde durulan bir konu olmuştur (Deak and Beuchat, 1996; Boekhout and Robert, 2003; Fleet, 2006). Mayalar ticari amaç için kullanılan önemli mikroorganizma gruplarından bir tanesidir. Bilindiği gibi en iyi fermentatif organizmalardır. En iyi bilenen özellikleri alkol üretimi ve ekmek yapımı olsa da, meşrubatların üretiminde, turşu üretiminde, endüstriyel polisakkaritlerin üretiminde, tek hücre proteini üretiminde, lipidlerin üretiminde ve B12 gibi birçok vitaminin üretiminde oldukça kullanışlı organizmalardır (Phaff et al., 1966; Deak, 1995; Jakobsen and Narvhus, 1996; Hierro et al., 2004; Öztürk, 2007). Ayrıca, birçok endüstriyel enzimin, interferonların ve birçok tıbbi ilaç hammaddelerinin üretiminde de kendilerine yer bulmuşlardır (Jakobsen and Narvhus, 1996; Öztürk, 2007). Bunların yanı sıra, ökaryotik hücreler içinde en iyi tanınan ve laboratuar ortamında manipulasyonu en kolay olan organizmalar olmaları sebebi ile en ideal konakçı olma özelliği göstermektedirler. Ticari açıdan bakıldığında benzer şekilde maya hücreleri bakterilere nazaran daha avantajlı görünmektedir. Maya hücrelerinin ürettikleri proteinleri bulundukları ortama salgılama yeteneklerinin de yüksek olması, ticari açıdan önemli bir avantajdır (Hierro et al., 2004; Öztürk, 2007). Fermentasyon, besinlerin güvenli ve kalitesinin korunmasında birkaç yüzyıldır kullanılan oldukça etkili ve düşük maliyetli bir yöntemdir. Bu rolünün dışında, fermentasyon, besinsel kalitenin gelişmesinde, aroma ve tat üretiminin zenginleştirilmesinde ve besin substratlarının tekstürünün modifiye edilmesinde oldukça önem arz etmektedir. Bütün bu durumlar mikroorganizmalar tarafından

23 3 yönetilmektedir. Ham materyalde doğal olarak (spontan fermentasyon) veya sonradan eklenerek (inokule fermentasyon) sağlanmaktadır ve kompleks karbohidratların parçalanması ve proteinlerin kolayca sindirilebilir elementlere dönüştürülmesinde önemlidir. Fermentasyon mikroorganizmaları arasından mayalar, şüphesiz önemli mikroorganizma grubudur. Besinlerin fermentasyon proseslerinde kullanılan mayalar, orijinal materyalleri organoleptik, fiziksel ve besinsel olarak modifiye etmektedir ve bu yüzden yüzyıllardır ekmek yapımında ve alkollü meşrubatların üretiminde kullanılmaktadır (Romano et al., 2006). Fermente etler, orta nem dereceli ürünlerdir ve bu ürünlerde mevcut nem oranının düşürülmesi bozunmaya yol açan mikroorganizmaların inhibisyonu için etkili bir stratejidir. Bu ürünler ham materyalden hazırlanan besinlerdir ve bu ürünlerin üretimi için fermentasyon ve kimyasal tuzlama prosesleri gereklidir. Fermentasyon, sucukların tuzlanma fazının kritik bir safhasıdır çünkü bu safhada esas fiziksel, biyokimyasal ve mikrobiyolojik transformasyonlar gerçekleşmektedir (Beriain et al., 1993; Romano et al., 2006). Bu değişimler ham maddenin karakteristiğinden ve işlem koşullarından etkilenmektedir ve sonuçta tat, renk ve tekstür gibi son ürünün organoleptik özelliğine ilave olarak ürünün güvenliği ve korunabilirliği etkilenmektedir. Fermente etlerin üretiminde baskın mikroorganizmalar laktik asit bakterileri, koagülaz negatif stafilakoklar ve mikrokoklardır ama ayrıca küfler ve mayalarda önemli organizmalardır. Taze etlerde mayalar genellikle düşük sayıdadırlar ama düşük sıcaklıkta depolama sırasında sayıları artışa geçer ve ileri ki zamanlarda baskın mikroflora olarak görülürler (Fleet, 2006).

24 4 Mayalar, mandıra ürünlerinden peynir üretiminde ve ayrıca kefir gibi fermente sütlerin üretiminde de gerekli mikroorganizmalardır. Mayalar, öncelikle ürünlerde tek starter kültür olarak kullanılmaktadır ama bir çok ürünün üretimi hala spontan fermentasyon ile gerçekleşmektedir. Mayalar birçok durumda ikincil starter kültürdür ve aroma üretiminin zenginleştirilmesi veya diğer mikroorganizmaların büyümesini kolaylaştırmak için kullanılmaktadır (Romano et al., 2006). Mandıra ürünlerinin mikrobiyolojisi genellikle laktik asit bakterileri tarafından domine edilmiş olsa da, bazı önemli literatürler, peynir, kefir ve kımız gibi fermente sütlerin üretiminin olgunlaşma safhası sırasında tat ve doku gelişiminde mayaların önemli role sahip olduklarından bahsetmektedirler (Fleet, 1990; Fleet, 2006). Mandıra ürünlerinin üretiminde dominant olan önemli türler; Debaryomyces hansenii, Yarrowia lipoliytica, Kluyveromyces marxianus ve Saccharomyces cerevisiae dır ama Galactomyces geotrichum, Candida zeylanoides ve çeşitli Pichia türleri de ayrıca önemli mikroorganizmalardır (Jakobsen et al., 2002; Fleet, 2006). D. hansenii peynirlerin bütün çeşitlerinde bulunan genel bir türdür. Mandıra ürünlerinin (Deak and Beuchat, 1996) yanı sıra, peynir salamuralarında, peynir kuarkında, yoğurtta ve meyve preparasyonlarında da (Seiler, 1991; Viljoen and Greyling, 1995) oldukça yaygın olduğu rapor edilmiştir. Mayaların diğer önemli bir özelliği de probiyotik uygulamalarının olmasıdır. Günümüzde, probiyotik organizmalar olarak S. cerevisiae

25 5 türleri dışında ki maya türlerini de kullanmada önemli bir artış yaşanmaktadır. D. hansenii, K. marxianus, Y. lipolytica ve Issatchenkia oritentalis gibi bazı maya türleri yoğurt ve peynirler ile sıklıkla ilişki içerisindedirler (Psomas et al., 2001; Lourens-Hattingh and Viljoen, 2002; Fleet and Balia, 2006). Ayrıca, yüzey özellikleri ve poliamin üretimi uygun olan balık su kültürlerinde D. hansenii potansiyel probiyotik olarak çalışılmaktadır (Gatesoupe, 1999; Tovar et al., 2002; Fleet and Balia, 2006). Besin endüstrisine oldukça yarar sağlayan mayalar ayrıca ekolojik interaksiyonlarda biyolojik ajan olarak da kullanıma açıktır. Bazı funguslar ve bakteriyal grupların bazı üyeleri diğer mikroorganizmalara karşı antagonistik aktivite gösteren ikincil metabolitleri sentezleme ve salgılama kabiliyetine sahiptir (Viljoen, 2006). Ama, pozitif bulgular 20. yüzyılın başlarında açıklanmasına rağmen mayaların benzer metabolitlerin olası üreticileri olmaları üzerine çok az ilgi gösterilmektedir (Hayduck, 1909; Fernbach, 1909; Viljoen den, 2006). Antimikrobiyal bileşikler için kaynak olarak mayaların olası rolüne rağmen sonuçlar sadece besin için rekabetin doğal etkisine dayandırılmaktadır. Bir çalışma da, bakterilere karşı D. hansenii nin antagonistik aktivitesi araştırılmış ve bu maya türünün intraselüler ve ekstraselüler antimikrobiyal bileşikler ürettiği bulunmuş ve bu bileşiklerin Clostridium tyrobutyricum ve Clostridium butyricum bakterilerini inhibe ettiği saptanmıştır (Fatichenti et al., 1983; Viljoen, 2006).

26 6 Maalesef ki, bu kadar yararlı faliyetlerinin yanı sıra bazen maya aktivitelerin kara yüzüde bulunmaktadır. Bundan yıl öncesine kadar mayalarla ilgili yayınlarda, gıda kaynaklı mayaların halk sağlığı için önemli olmadığı, tüketici için tehlikesinin bulunmadığı, hatta fermente gıdalarda (kefir, kımız ve bira gibi) yüksek miktarlarda bulunmasının iyi olacağı söylenmekteydi (Betts et al., 1999; Loureiro and Querol, 1999; Hierro et al., 2004; Öztürk 2007). Fakat 1980 den sonra yapılan çalışmalarda ilk defa, gıda kaynaklı mayaların halk sağlığı ve güvenliği üzerinde durulmaya başlanmıştır. Besin ve meşrubatlarda bozunmaya yol açan mayalar üzerinde oldukça geniş çaplı literatürler bulunmaktadır ve şüphesiz, bu durum problemin büyük bir ticari ve ekonomik öneme sahip olduğunu göstermektedir (Öztürk, 2007). Genellikle, bakteriler ile mayalar arasında bir rekabet yaşanmadıkça mayalar rahatça büyürler ve ürünün bozunmasına neden olurlar. Tipik olarak, yüksek asitli, düşük ph lı besinler, yüksek tuz (%5 den fazla) veya yüksek şekerli (%10 dan fazla) ürünler ve zayıf asitler (örneğin; sorbik, benzoik, asetik) ile korunan ürünler maya bozunmalarına eğimli ürünlerdir. Meyveler, meyve suları, meyve içecekleri, meyve suyu konsantratları, şekerli ve tatlı şuruplar, şekerlemeler, alkollü meşrubatlar, karbonatlı meşrubatlar, salata sosları ile terbiye edilmiş salatalar, tuz ve asit temelli kompostolar, fermente mandıra ürünleri ve fermente veya tuzlu et ürünleri gibi bazı besinler maya bozunmalarının birincil adaylarıdır (Tudor and Board, 1993; Deak and Beuchat, 1996; Fleet, 2006).

27 7 Barnett et al. (1983) gıdalarda 30 cinse ait 120 ye yakın maya türünün bulunabildiğini belirtmişlerdir. Pitt and Hocking (1985), gıdalarda bozunmaya sebep olan mayalardan en önemlilerinin; Dekkera bruxellensis, Issatchenkia orientalis, Debaryomyces hansenii, Yarrowia lipolytica, Kloeckera apiculata, Saccharomyces cerevisiae, Pichia membranafaciens, Zygosaccharomyces bailii, Zygosaccharomyces bisporus, Zygosaccharomyces rouxii, Schizosaccharomyces pombe, Candida utilis, Candida tropicalis, Candida zeylanoides ve Candida holmii olduğunu rapor etmişlerdir. Endüstri de mayaların neden olduğu bozunmaların ana kaynağı koruyucu içeren gıdalar, zeytin, peynir, mayonez, süt gibi yağ oranı yüksek gıdalar ile sirke, şarap, bira ve ekmek gibi fermente gıdalardır. Oldukça fazla sayıda maya türünün fermentasyon ve gıda sanayiinde istenmeyen kontaminantlar olduğu bilinmektedir. Bu tür mayalar saprofit özellikte olup gıdaların bozunmasına, üretimin istenmeyen şekilde sonuçlanmasına yol açmaktadır. Mayalar oldukça geniş ph aralığında (ph 2-9), düşük su aktivitesinde, düşük sıcaklıklarda, yüksek tuz ve yüksek şeker oranlarında çok rahatlıkla gelişebilmektedirler (Betts et al., 1999; Öztürk, 2007). Aynı zamanda pektin ve diğer kompleks karbohidratları, organik asitleri, proteinleri ve lipitleri de kullanabilmektedirler. Fermente ve düşük ph lı süt ürünlerinde depolama stabilitesini azaltan ve bozunma etmeni dominant mikroorganizmaların Debaryomyces hansenii, Pichia membranifaciens ve Candida holmii olduğu saptanmıştır (Fleet, 1990; Prillinger et al.,1999; Öztürk, 2007).

28 8 Gıda endüstrisinde en tehlikeli olan mayalar, asit koruyuculara ve osmatik strese dayanıklı olanlardır. Mayalar ya fermentasyon şartlarının kötü olması ya da üretim sonrası kontaminasyondan dolayı gıdaların bozunmasına yol açarlar. Bu bozunmalar; gıdalarda acı tat ve kötü koku oluşumu, bulanıklık, sediment veya pellet oluşumu, gaz oluşturma özellikleri sayesinde bazı gıdalarda istenmeyen gözenekli yapı oluşumu gibi bir takım değişikliklerdir (Fleet, 1990; Loureiro and Querol, 1999; Öztürk, 2007). Bilindiği üzere besinlerin korunma prosedürlerinde birçok fiziksel parametre ile birlikte tuz faktörü ön plana çıkmaktadır. D. hansenii türü yüksek NaCl konsantrasyonlarına adaptasyon mekanizmalarına sahip olduğundan ve ayrıca diğer fiziksel parametreler olan ph ve sıcaklığa toleransının da yüksek olmasından dolayı, çeşitli gıdalarda bozunmaya neden olmaktadır. Belirtilen nedenlerle, bu çalışmada değişik kaynaklardan D. hansenii strainlerinin izolasyonu, identifikasyonu ve elde edilen strainlerin büyümesi üzerine ph, sıcaklık ve tuz parametrelerinin tek tek ve sinerjitik etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

29 9 2. LĐTERATÜR ÖZETĐ 2.1. Maya Taksonomisinin Tarihçesi Fermentasyondan sorumlu olan bu organizmalar, 19. yüzyılın başına kadar yaşayan canlılar olarak fark edilememiştir (Öztürk, 2007) ve 1838 yılları arasında, Charles Cagniard-Latour, Friedrich Kützing ve Theodor Schwann mayaların yaşayan organizma gruplarından bir tanesi olduğunu göstermişler ve Schwann bu grup organizmaların funguslar içerinde yer aldığını belirtmiştir de Julius Meyen, S. cerevisiae, S. pomorum ve S. vini yi içeren Saccharomyces genusunu bulmuştur (Barnett, 2004) da, Schwann mayaların karakteristik özelliklerini tanılarken bir cümlesinde açık bir biçimde askosporları tarif etmektedir; Hücre içerisinde hali hazırda mevcut bulunan ve ana hücrenin patlaması sonucu serbest kalan yeni hücreler yaratılmaktadır. Bu gözlem 1857 yılında Miles Berkeley tarafından da desteklenmiştir (Barnett, 2004). Emil Christian Hansen 1880 li yılların başında saf maya kültürlerinin elde edilmesini sağlayan teknikler geliştirmiş ve bu sayede maya taksonomisinde pratiklik artmıştır. Aynı araştırıcı 19. yüzyılın sonlarına doğru 200 tür hakkında yayın yapmış ve tanılamasını yaptığı 90 tür halen günümüzde bilinmektedir ve 1911 yılları arasında askospor oluşturan birçok yeni maya genusu tanılanmıştır de Paul Lindner, tomurcuklanma ile değilde fizyon ile çoğalan

30 10 Schizosaccharomyces pombe yi tanıladığını rapor etmiştir (Barnett, 2004) de Hansen, Saccharomycetes lerin sistematiği ile ilgili bir yayın yapmış ve bu yayın mayaların sınıflandırılmasında önemli bir basamak oluşturmuştur (Barnett, 2004) de Guilliermond, 22 genusu kapsayan ve mayaların identifikasyonu için ayırıcı bir anahtar oluşturmuştur. Araştırıcı identifikasyon için, vejetatif hücrelerin görünümü, askosporların varlığı veya yokluğu, eğer varsa sayısı ve şekli ve ayrıca mayaların bazı şekerleri fermente etme kapasitelerini dikkate almıştır (Barnett, 2004) de, Stelling-Dekker tarafından ilk sınıflandırma çalışması yapılmış ve yayınlanmıştır (Phaff et al., 1966; Barnett, 2004) de, Diddens in yardımı ile Lodder doktora tezinde bazı anaskosporogenik mayaların sistematiği üzerine çalışmalar yapmış ve çalışmasında kullandığı mayaların çoğunun şekerleri fermente edememesinden dolayı okzonografik metodu kullanarak mayaların karbon kaynaklarını aerobik olarak asimile etme kapasitelerini de test etmiştir (Barnett, 2004) de Lynferd Wickerham, mayaların ekoloji ve taksonomisini yetersiz bularak bu kategorilerle ilgili çalışmalar yapmış ve asimilasyon ve/veya fermentasyon için test edilen karbon kaynaklarının sayısını 30 a çıkarmıştır (Barnett, 2004; Öztürk, 2007).

31 de, Lodder ve Kreger-van Rij en gelişmiş maya sınıflandırmasını bir kitap altında toplamışlardır (The Yeasts: Taxonomic Study). Bu sınıflandırmayı yaparken de önceki çalışmalarda kullanılan benzer teknikleri kullanmışlardır ve 180 türü 3 familya altında toplamışlardır; askosporogenik olan Endomycetaceae, asporogenik (fungi imperfecti) olan Cryptococcaceae ve basidiomisetik yada fungi imperfecti olan Sporobolomocetaceae (Barnett, 2004) de Lodder, The Yeasts: a Taxonomic Study nin ikinci baskısını yayınlamıştır. Bu baskı için 4300 strain çalışılmış ve bu strainler 29 genus ve 349 tür altında sınıflandırılmıştır. Lodder, Wickerham ve belki birkaç araştırıcıdan daha etkilenerek karbon kaynaklarının asimilasyon testlerini 30 ila 40 şekere çıkarmış ve 5 ila 13 arasında da şeker fermentasyonu testi kullanmıştır. Bu kitapta toplanan genuslar, Ascomycetes, Ustilaginales, Sporobolomycetaceae ve diğer anaskosporogenik mayalar şeklinde 4 grup altında sınıflandırılmıştır (Barnett, 2004) yılında Alexopoulos ve Mims, mayaları askomisetik, basidiomisetik ve deuteromisetik mayalar adı altında üç grupta incelemişlerdir. Askomisetik mayaları, Ascomycetes sınıfı, Hemiascomycetidae alt sınıfı, Endomycetales ordosu ve Saccharomycetaceae familyası altında, basidiomisetik mayaları ise Ustilaginales ordosu ve Ustilaginaceae familyası altında incelemişlerdir (Alexopoulos et al., 1996).

32 yılında Kreger-van Rij, 1998 yılında Kurtzman, Fell ve diğer 36 araştırmacı tarafından The Yeasts: Taxonomic Study kitabının üçüncü ve dördüncü baskısı yapılmış ama birkaç küçük ayrıntı dışında ilk iki baskı temel alınmıştır (Barnett, 2004). Alexopoulos et al. (1996), moleküler biyolojik yöntemlerin gelişmesine bağlı olarak yaptıkları sistemaktikte bazı değişiklikler yapmışlardır. Askomisetik mayalar tekrar Saccharomycetales ordosu ve Saccharomycetaceae familyası altında incelenmekle beraber, bazı genuslar aynı ordo altında farklı familyalara sokulmuştur. Daha önce yapılan sistematikte Saccharomycetales ordosunda yer almayan bazı mayalar bu ordo içerisine alınmıştır. Barnett et al. (2000), Askomisetik mayaları, Archiascomycetes, Saccharomycetes ve Hemiascomycetes sınıfları altında toplarken Basidiomisetik mayaları Hymenomycetes, Urediniomycetes ve Ustilaginomycetes sınıfları altında toplamıştır. Tez kapsamındaki izole edilen türlerin sistematiği de hem Alexopoulos et al. (1996) hem de Barnett et al. (2000) göre yapılmıştır Mayaların Mikrobiyal Ekolojisi Sıcaklık, su aktivitesi, ph, mevcut O 2, besin maddelerinin bulunması, inhibitörlerin varlığı gibi birçok çevresel faktör mayaların büyümesini etkilemektedir. Mayaların optimum büyüme sıcaklığı o C arasında olduğundan dolayı büyük çoğunluğu (%98) mezofil olarak dikkate alınmaktadır. Çevresel faktörler mayaların büyüme sıcaklığını etkilemektedir. Solüt konsantrasyonunda bir artış veya su aktivitesinde

33 13 bir düşüş organizmanın optimum büyüme sıcaklığında 2-6 o C kadar artışa neden olmaktadır (Deak, 2006; Öztürk, 2007). Mikroorganizmanın metabolik aktivitesi için suyun bulunması (Aw) gıdalardaki mikroorganizmaların büyümesini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Su aktivitesi çözelti konsantrasyonuna göre değişmektedir. Tuz ve şeker toleransı ile sükroz ve glukoz toleransı arasında farklılıklar vardır. Mayaların büyük çoğunluğu aynı su aktivitesinde tuza göre şekerin daha yüksek konsantrasyonlarına tolerans gösterebilmektedir. Gıdalarda bozunmaya neden olan mayaların büyük çoğunluğu minumum 0,90-0,95 arasındaki su aktivitesinde büyüyebilmektedirler. Az sayıda osmotolerant maya genuslarına dahil türler oldukça düşük bir su aktivitesinde büyüyebilmektedir. Örneğin, Zygsaccharomyces rouxii, 0,62 gibi düşük su aktivitesine sahip yüksek şekerli gıdalarda büyüyebilen osmotolerant bir mayadır (Deak, 2006; Öztürk, 2007). Gıdaların mikrobiyal ekolojisinde önemli bir diğer faktör ph dır. Mayaların çoğu 3 ila 10 arasındaki ph değerlerini tolere edebilir ve optimum ph aralıkları 4.5 dan 6.5 a kadar değişebilmektedir. ph ya olan tolerans, asitin türüne bağlıdır. Genellikle organik asitler inorganik asitlerden daha inhibitör etkiye sahiptir (Öztürk, 2007). Mayanın canlılığını sürdürebilmesi ve büyüyebilmesi için hücrenin plazma membranına karşı bir proton gradiyenti oluşturarak intraselüler ph yı 6.5 civarında tutması gerekmektedir. Asit tolerant türler düşük ph lı çevrelerde protonları hücre dışına aktif olarak pompalayan aktif

34 14 transport sistemine sahiptir. Etanol konsantrasyonu membran geçirgenliğini etkiler ve bu nedenle maya hücrelerinin hücre içi ph larını da etkilemektedir (Loureiro and Querol, 1999; Deak, 2006; Öztürk, 2007) Konvensiyonel Yöntemlerle Mayaların Tanılanması 50 yılı aşkın süredir mayalar; morfolojik, biyokimyasal, fizyolojik ve üreme karakteristikleri göz önüne alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu özelliklerine bağlı olarak mikroskobik, kültürel ve biyokimyasal testler geliştirilmiştir (Loureiro and Querol, 1999; Hierro et al., 2004; Öztürk, 2007). Askomisetik, Basidiomisetik ve imperfect mayaların morfolojik özellikleri, tanılamanın ilk basamağında mikroskobik testlerle belirlenir. Hücre şekli, gerçek ve/veya pseudohif oluşturup oluşturmaması, eşeysiz çoğalmanın tomurcuklanma ile mi yoksa fizyonla mı gerçekleştiği, DBB testi, sporların yapısı, yüzey özellikleri, sayısı ve şekli mikroskobik karakteristikler arasında incelenmektedir (Cosentino et al., 2001; Vaughan-Martini, 2003; Öztürk, 2007). Deak and Beuchat (1996) tarafından mayaların karakterizasyonunda kullanılan geleneksel kriterler Çizelge 2.1 de özetlenmiştir. Sporların varlığı ve yokluğu ile şekilleri, konjugasyon tipi ve tomurcuklanma, boyut ve hücrenin şekli, hif ve/veya pseudohifin oluşumu, besiyerindeki koloni morfolojisi, karbon kaynaklarının fermentasyonu, karbon ve azot kaynakları üzerinde büyüyebilme, vitamin gereksinimlerinin belirlenmesi, çeşitli sıcaklıklar ile yüksek şeker ve tuz

35 15 konsantrasyonlarında büyüyebilme, üre hidrolizi ve antibiyotiklere dirençlilik, bugün kullanılan tipik identifikasyon prosedürlerindeki en genel testlerdendir (Loureiro and Querol, 1999; Barnett et al., 1983, 2000; Cosentino et al., 2001; Kurtzman and Robnett, 2003; Öztürk, 2007). Çizelge 2.1.Maya karakterizasyonunda kullanılan geleneksel kriterler (Deak and Beuchat, 1996) Morfolojik Testler Fizyolojik Testler Biyokimyasal Testler Eşeyli üreme Konjugasyon tipi Sporangiosporların şekli Basidiosporların oluşumu Eşeysiz üreme Tomurcuklanma Fizyon Arthroconidia Ballistoconidia Mikroskobik büyüme Hücrelerin şekli ve boyu Gerçek hif veya pseudohif Klamidosporlar Mikroskobik büyüme Besiyerindeki koloniler Sıvı kültürler Şekerlerin fermentasyonu Karbon kaynaklarının asimilasyonu Azot kaynaklarının asimilasyonu Vitamin gereksinimleri Nişasta oluşumu Büyüme sıcaklığı Asetik asit üretimi Sikloheksimide dirençlilik DBB reaksiyonu Üreaz reaksiyonu Coenzim Q tipi DNA baz kompozisyonu DNA dizi homolojisi

36 16 Genel olarak tanılamada çok fazla önemi olmayan kültürel testler içerisindeki en değerli parametreler, kolonilerin ürettiği pigmentler (sarı, kırmızı, pembe, turuncu, kahverengi gibi) ile koloninin tekstürüdür (düz, mukoid, gibi) (Öztürk, 20007). Geleneksel tanılamada kullanılan tekniklerin son grubunu biyokimyasal testler oluşturmaktadır. Mikroskobik karakterizasyonu takiben yapılan bu testler, taksonomistler tarafından mikroskobik gözlemlerle birlikte kullanılmaktadır (Verachtert and De Mot, 1990; Öztürk, 2007) yılında Kurtzman ve ark., bu grup içerisindeki en önemli testlerin, şekerlerin fermentasyonu ile karbon ve azot kaynaklarının asimilasyonu olduğunu belirtmişlerdir. Bu araştırmacılara göre Çizelge 2.2 de gösterilen bileşiklerden, Glukoz, Galaktoz, Maltoz, Me-α-D-Glukozid, Sellobioz, Melibioz, Sükroz, Melezitoz, Rafinoz ve Ksiloz, hem asimilasyon hem de fermentasyon testlerinde kullanılan karbon kaynaklarıdır (Kurtzman, 1990; Verachtert and De Mot, 1990; Wolf, 1996; Barnett et al., 1983, 2000; Boekhout et al., 2003; Öztürk, 2007).

37 17 Çizelge 2.2.Maya identifikasyonu için asimilasyon ve fermentasyon testlerinde kullanılan bileşikler Bileşik Grubu Bileşik Adı Heksozlar D-glukoz, D-galaktoz, L-ramnoz, L-sorboz Pentozlar D-ksiloz, D-riboz, L-arabinoz, D-arabinoz Disakkaritler sükroz, maltoz, sellobioz, trehaloz, laktoz, melibioz Trisakkaritler rafinoz, melezitoz Polisakkaritler çözünür nişasta, inulin Glukozidler α-me-d-glukozid, arbutin, salisin Organik asitler süksinat, sitrat, DL-lactat, D-glukonat, D-glukuronat, D-galakturonat, 2-keto-D-glukonat,5-keto-D-glukonat Alkoller eritritol, ribitol(adonitol), D-mannitol, myo-inositol, metanol, etanol, gliserol, propan 1,2diol, butan 2,3 diol, galaktitol(dulcitol), D-glusitol(sorbitol), ksilitol Diğer bileşikler Glukano-δ-lakton, D-glukozamin-HCl, N-asetil D- glukozamin, dekan, hegzadekan 2.4. D. hansenii nin Filogeni, Ekoloji, Fizyoloji ve Moleküler Biyolojisi Filogeni Bütün Debaryomyces türleri perfect, multilateral tomurcuklanmayla vejetatif olarak çoğalan haploid mayalardır. Genellikle pseudomiselyum oluşturmazlar ama bazen türlere bağlı olarak ilkel veya arasıra iyi gelişmiş pseudomiselyum görünebilmektedir. Hücre

38 18 ile tomurcuk arasında ki heterogamik konjugasyon genellikle askus formasyonundan önce gelmektedir. Ayrıca izogamik konjugasyonda görülmektedir. Askosporlar, küreye benzer, küresel, ovoidal veya mercek biçimindedir ve düzgün yada siğilli çepere sahiptirler. Genellikle her askusta bir veya iki spor bulunmaktadır ama bazı türlerde bu sayı dört spora kadar çıkmaktadır (Kurtzman and Fell, 1998). Debaryomyces genusun üyeleri fizyolojik olarak fermentasyon kapasitelerinin ya çok az ya da hiç olmaması, nitratı asimile edememeleri ve kemotaksonomik olarak koenzim Q-9 u ifade edememeleri ile karakterize olurlar. %10 NaCl ve %5 glukoz konsantrasyonlarında büyüme yetenekleri ile diğer askomisetik mayalardan ayrılırlar (Kurtzman and Fell, 1998). D. hansenii türü iki varyeteden oluşmaktadır: D. hansenii var. hansenii (anomorf: Candida famata) ve D. hansenii var. fabryi (anamorf: Candida famata). Bu iki varyete, 26 S rrna genlerinde ki sequens farklılıkları, glukoz-6-fosfat dehidrogenaz enzimlerinin elektroforetik hareketliliğinde ki farklılıkları ve maksimum büyüme sıcaklıklarında ki farklılıklar ile birbirinden ayrılırlar (Breuer and Harms, 2006). Corredor et al. (2003) pulse-field gel electrophoresis deki (PFGE) farklılığın da varyeteler arasında ki ayırımda kullanılabileceğini savunmaktadırlar. Bilindiği gibi bu yöntem ile uzunluğa bağlı olarak DNA nın uzun zinciri ayrılabilmektedir. Karyotip analizinde bu aracı kullanarak D. hansenii strainleri genomik organizasyon seviyesinde farklı işaretler vermişlerdir. Bu iki varyetenin gözlenen kromozomal uzunluk polimorfizmi bu iki varyetedeki tekrarlanan sequenslerin yada kromozomal yeniden

39 19 düzenleme sayılarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Birçok araştırıcı tarafından yapılan çalışmalar da, D. hansenii var. fabryi, D. hansenii var. hansenii den farklı taksonda değerlendirilmektedir (Nakase and Suzuki, 1985; Prillinger et al., 1999). Karşıt olarak, Petersen and Jespersen (2004) tarafından yapılan PFGE analiz sonucunun bu iki varyeteyi farklı gruplara ayırabileceği savunulmamaktadır ama bu analizin D. hansenii strainlerinin tiplendirilmesinde güçlü bir araç olduğunu kabul etmektedirler. Romano et al. (1996) bu iki grubun, uygun primerler yardımı ile mitokondriyal DNA RFLP ve RAPD (Random Amplification of Polymorphic DNA) analizleri kullanılarak ayrılabileceğini bulmuşlardır Ekoloji D. hansenii, osmo-, halo- ve kserotolerant bir mayadır. Pichia guilliermondi, Yarrowia lipolytica ve Candida parapsilosis gibi düşük su aktiviteli çeşitli besinlerde kontaminant olarak bilinmektedir. %25 NaCl yada %18 gliserol içeren ortamlarda büyüyebilmektedir (Breuer and Harms, 2006). Ayrıca, van Uden and Fell (1968) ve Wong et al. (1982) tarafından hastalık meydana getirdiği saptanmış, Kurtzman and Fell (1998) tarafından ise enfeksiyonlarla ilişkili olduğu bulunmuştur. D. hansenii bazı toksinleri sentezleme yada tolere edilme kapasitesine sahiptir. Toksin sentezi biyoteknolojik araştırmalar için önemlidir çünkü istenmeyen organizmaların kontrolünde bu toksinler kullanılabilir. Gunge et al. (1993) tarafından D. hansenii nin myocin adı verilen bir toksini salgıladığı rapor edilmiştir ve bu toksin bazı maya

40 20 türleri üzerinde oldukça etkilidir. Ayrıca bu toksinin aktivitesinin sadece NaCl veya KCl gibi tuzların varlığında göründüğü de saptanmıştır. Toksini kodlayan genin 3 pdhl plazmitinden birinde lokalize olduğunu söyleyen önceki çalışmaların aksine killer fenotipin pdhl plazmitleriyle bir ilişkisi yoktur. pdhl1 plazmiti Kluyveromyces lactis killer toksininin alfa subunitine benzer proteini kodlayan DNA fragmentini taşımaktadır. Rapor edildiği gibi, D. hansenii 37 o C de patojenik mayalara karşı aktivitesi stabil killer toksin üretmektedir. Đnsan vücut sıcaklığında stabil aktiviteye sahip maya killer toksini, medikal uygulamalar için oldukça önemlidir (Breuer and Harms, 2006). Llorente et al. (1997) ve Marqina et al. (2001) tarafından yapılan çalışmalarda killer toksinin letal aktivitesinin NaCl varlığında daha da arttığı gözlenmiştir. Marquina et al. (2001), toksin üretiminin optimum koşullarını da araştırmışlar ve kültür ortamında dimetilsulfoksit gibi katkı maddeleri ve non-iyonik deterjanların varlığının toksin üretimini gözle görülür bir şekilde artırdığını bulmuşlardır. Toksin salgılanmasının büyümeyle ilişkili bir cevap olduğu bulunmuş ve erken stasyonel fazda titre pik yapmıştır. Santos et al. (2002), killer toksinin hücre duvarı bağlanma bölgesi olarak (1-6)-β-D-glukanı identifiye etmişlerdir. Tüm bunların yanı sıra, D. hansenii ayrıca C. zeylanoides ve Trichosporon cutaneum tarafından üretilen killer toksinlere de direnç göstermektedir (Breuer and Harms, 2006). D. hansenii nin diğer ilginç bir özelliği, etkili bir biyosit olan klorin dioksite (ClO 2 ) karşı yüksek tolerans göstermesidir. Bu dirençlilik sayesinde, 0.3 mg/l ClO 2 içeren steril olmayan ortamlarda istenmeyen

41 21 mikroorganizmaların kontrolü sağlanabilmektedir (Breuer and Harms, 2006). D. hansenii antimikrobiyal ajan olan penconazole oldukça dirençli, benomil ve sikloheksimide ise orta derecede direnç göstermektedir. Đlave olarak, D. hansenii nin 5-fluorocytosine karşı minimum inhibitör konsantrasyonu (MIC) değeri C. albicans ile aynı iken, fluconazole ve amphotericin B nin MIC değeri C. albicans dan daha yüksektir. Dirençliliğin aktif efflux proteinlerinin (AEP) bu ajanları hücre dışına çıkarması ile sağlandığı düşünülmektedir (Breuer and Harms, 2006) Fizyoloji D. hansenii, birçok dikkate değer özellik göstermektedir. %10 NaCl veya %5 glukozda büyüme yeteneğinin yanı sıra Debaryomyces karbon substratlarının geniş bir kısmını asimile edebilmektedir (Çizelge 2.3). C. albicans, Pichia angusta veya Pichia pastoris gibi diğer biyoteknolojik öneme sahip mayaların aksine D. hansenii gözle görülebilir bir şekilde n-alkanları da kullanabilmektedir ve melibioz, rafinoz, çözünür nişasta ve inositolü asimile edebilmektedir. Diğer biyoteknolojik öneme sahip olan Y. lipolytica, n-parafinleri asimile edebilmektedir ama %10 NaCl veya %5 glukoz içeren ortamlarda üreyemez. D. hansenii ayrıca, kültivasyonda kullanılan birçok substratın yüksek konsantrasyonlarına karşı da toleranslıdır. Oksijenin yokluğunda zayıf üreme göstermektedir ve glukozun varlığında naftalin ve benzo(a)preni birlikle metabolize edebilmektedir (Breuer and Harms, 2006).

42 22 Çizelge 2.3.D. hansenii tarafından substratların asimilasyonu (Kurtzman and Fell, 1998) Glukoz + N-Asetil-D-Glukozamin v Galaktoz + Metanol L-Sorboz v Etanol +/w Sükroz + Gliserol + Maltoz + Eritritol v Sellobioz + Ribitol + Trehaloz + Galaktitol v Laktoz v D-Mannitol + Melibioz v D-Glusitol +/w Rafinoz + α-metil-d-glukosit + Melezitoz v Salisin +/w Đnulin v D-Glukonat +/w Nişasta v DL-Laktat v D-Ksiloz + Süksinat + L-Arabinoz +/w Sitrat v D-Arabinoz v Đnositol D-Riboz v Hekzadekan v L-Ramnoz v Nitrat D-Glukozamin v Nitrit v 2-keto-D-Glukonat + 5-keto-D-glukonat v Sakkarat +, pozitif; w, zayıf; v, değişken;, negatif Glukoz, galaktoz, sükroz, maltoz, rafinoz ve trehalozun fermentasyonu D. hansenii tarafından zayıftır ve laktoz fermentasyonu gözlenmemektedir. Bu durum, anaerobik büyümenin zayıf olduğunun bir göstergesidir. Nitrat kullanılamazken nitrit asimile edilebilmektedir. D. hansenii nin optimum büyüme sıcaklığının o C olduğu bilinmektedir ama 5-10 o C hatta 0 o C de de büyüdüğü rapor edilmiştir (Breuer and Harms, 2006).

43 23 Sitokrom c oksidazın yanı sıra D. hansenii ikinci bir oksidaza sahiptir ve bu oksidaz, elektron transfer zincirinde terminal oksidaz olarak görev almaktadır. Bu alternatif oksidaz, siyanit ve antimisin A dan etkilenmez, salisilhidroksamik aside ise duyarlıdır. Siyanit resistant solunum yol izinin rolü mayalarda aynıdır ve D. hansenii de de açıklandığı gibi enerji dönüşümüne katkı sağlamaktadır (Breuer and Harms, 2006). Oleageniklik; lipitleri sentezleme, akümüle etme veya depolama anlamına gelmektedir. D. hansenii gibi bazı mikrobiyal türler lipitleri üretme ve akümüle etme kapasitelerine sahiptir. Lipitleri akümüle etme kapasitesi 600 maya türünden 30 kadarında olduğu saptanmıştır. Henüz bunun için resmi bir tanımlama olmasa da mikroorganizmalar kendi ağırlıklarının %20-25 inden daha fazlasını akümüle edebilmektedirler. Bakteriler hariç mayalar, küfler ve ökaryotik algler için lipit akümülasyonunun biyokimyasal tanımında ATP:sitrat liaz (EC ) enziminin varlığı temel alınmıştır. Bu enzim sitoplazma da sitrattan yağ asidi biyosentezinin anahtar substratı olan asetil-coa yı oluşturur. Oleagenik mikroorganizmalar sitratı malat-sitrat translokaz sistemiyle mitokondriden sitoplazmaya transport ederler ve burada sitrat, ATP-sitrat liaz enzimi tarafından asetil-coa ya parçalanır. Oleagenik olmayan organizmalar bu enzime sahip değildirler ve sitoplazmada asetil-coa üretiminden yoksundurlar. ATP-sitrat liaz enzimi kuşkusuz lipid akümülasyonu için kritik enzimdir ama lipidlerin depolanmasında sadece bir enzim bu metabolizmayı kontrol edemez. Bu olayda önemli olan diğer enzim malat dehidrogenaz (E.C ) enzimidir ve bu enzimde akümüle olan aşırı lipid miktarını kontrol etmektedir. Bu enzimde

44 24 D.hansenii de mevcuttur ve başarılı bir şekilde lipid akümülasyonu kontrol edilebilmektedir. Eğer bu konu üzerinde daha çok durulursa, lipidlerin kimyasal üretimlerine karşı alternatif biyoteknolojik üretimler gerçekleştirilmiş olabilecektir (Breuer and Harms, 2006). D. hansenii genellikle non-patojenik olarak bilinmektedir ama klinik izolatlarda çok nadir değildir (Breuer and Harms, 2006) ve D. hansenii tarafından kemik enfeksiyonları olduğu rapor edilmiştir (Wong et al., 1982). Mattsson et al. (1999), D. hansenii taşıyıcısı olarak yabani bir güvercin tanımlamışlardır ve bu maya immun sistemi baskılanmış veya zayıf olan hastalarda subkutonik çıbanlara, osteitislere ve keratitise sebep olmaktadır. Đlave olarak, Yamamoto et al. (2002), 65 yaşında ki bir kadında bu mayanın geçici alerjik alveolitise sebep olduğunu rapor etmişlerdir Moleküler Biyoloji D. hansenii üzerine moleküler biyoloji çalışmaları çok azdır. Çoğu straini haploid, çiftleşme çok nadirdir ve diploid faz somatogamik otogami ile askus oluşturmak için geçici bir süredir (Breuer and Harms, 2006). D. hansenii nin genomu Génolevures projesi kapsamında aydınlatılmıştır. Bu projede, S. cerevisiae ve 14 tane maya türü karşılaştırılmıştır. Çalışılan hemiaskomisetler içinde D. hansenii nin halotolerant olması, C. albicans ve diğer patojenik mayalarla ilişkili olması ve çoğunlukla tuzlanmış günlük ürünler gibi besinlerde bulunması nedeniyle tam genom analizinin yapılmasına karar verilmiştir.

45 25 Génolevures projesi bize multiselüler organizmaların diğer filumları ile kullanışlı karşılaştırmalar yapmamızı sağlamıştır. Örneğin, türe spesifik ve sınıf spesifik genlerin dağılımı, fonksiyonel familyalar içinde ki genlerin dağılımı, ayrım oranı ve kromozom shuffling mekanizmaları hakkında ki bilgilerimizin çoğu bu proje sayesinde aydınlatılmıştır (Breuer and Harms, 2006). D. hansenii strainleri arasında ki kromozom polimorfizmi ve genetik çeşitliliğin PFGE temelli araştırılması üzerine bir çalışmada, Petersen and Jespersen (2004), D. hansenii strainlerinin kromozomal düzenlemelerinin heterogenik olduğunu göstermişlerdir. Kromozom bant sayıları 5 ila 10 arasında varyasyon göstermiş ve çoğunlukla aynı kromozom sayısının 6 olduğu bulunmuştur. 6 kromozoma sahip olan strainlerde toplam genom büyüklüğünde de bir varyasyon görülmüştür ( Mb). D. hansenii de kodon kullanımı üniversal genetik koddan sapmaktadır. Normalde lösin kodlayan CUG kodonu D. hansenii de serini kodlar ve bu okunma Candida genusunun 10 türünde tanımlandığı gibi özel bir tek kopyalı trna-ser (CAG) tarafından olmaktadır. Lösin kodonunun üniversal olmayan kullanımı, 10 Candida türü ile moleküler filogeni açısından ilişkili olduğunu göstermektedir. Çalışılan bazı Candida türleri telemorf türlerdir ve C. famata nın telemorfu D. hansenii dir (Breuer and Harms, 2006). Génolevures projesi D. hansenii nin bazı nadir özelliklere sahip olduğunu göstermiştir. Đlk olarak çalışılan mayalar içerisinde D. hansenii,

46 26 birlikte transcribe olan trna gen çiftlerinin potansiyel olarak en geniş sayılarına sahiptir. C. galabrata, K. lactis ve S. cerevisiae tam olarak 42 trna setini kullanırken, D. hansenii 43 adet trna seti kullanmaktadır. D. hansenii de trna tiplerinin toplam sayısı 43 dür ve toplam 205 trna genine sahiptir. Bundan başka, genomunun %79.2 si ve saptanmış 6906 kodlama sequensi ile Génolevures araştırmasında çalışılmış bütün mayalar içerisinden D. hansenii en yüksek kodlama kapasitesine sahiptir. Ayrıca, ortalama %49.2 ile en çok lüzumsuz genoma sahip bir mayadır ve S. cerevisiae da bu oran %40 civarıdır. Gen lüzumsuzluğu, organizmanın bilinen en son atasında da bulunan, korunmuş gen familyalarını temsil eden genlerin varlığı olarak tanımlanmaktadır. (Breuer and Harms, 2006). Đki araştırma grubu D. hansenii de linear plazmitlerin varlığını tespit etmişler ve onları pdhl1 (8.4 kb), pdhl2 (9.2 kb), pdhl3 (15.0 kb), pdh1a ve B olarak tanımlamışlardır. Ayrıca, bu plazmitlerin stabilitelerinin osmotik baskıya göre değiştiğini de saptamışlardır. Hücreler NaCl içermeyen ortamlarda büyütüldüklerinde, plazmitler ortadan kaybolurken, çeşitli konsantrasyonlarda tuz, gliserol veya sorbitol içeren ortamlarda plazmitler stabilitelerini korumaktadırlar (Breuer and Harms, 2006). Fukuda et al. (2004), plazmitlerin tuza bağımlılığını büyüme sıcaklığı ile ilişkilendirmiştir. Osmotik basınç olmaksızın 25 o C de büyüyen hücrelerde ki plazmitlerin stabil olduğu ama o C arasında ki sıcaklıkta ve osmalaritenin 0.3 M NaCl den az olduğu durumlarda aşamalı bir şekilde plazmitlerin stabilitelerinin yok olduğu görülmüştür. Bu durum, stabilizasyon prosesinde stres proteinlerinin ve/veya yüksek gliserol seviyelerinin gerekli olduğu

Onur AKPINAR. Biyoloji Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu: Sunuş Tarihi: 04\08\2008. Tez Danışmanı: Prof. Dr. Füsun UÇAR.

Onur AKPINAR. Biyoloji Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu: Sunuş Tarihi: 04\08\2008. Tez Danışmanı: Prof. Dr. Füsun UÇAR. EGE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) SÜT VE SÜT ÜRÜNLERĐNDEN YARROWĐA LĐPOLYTĐCA ĐZOLASYONU, ĐDENTĐFĐKASYONU VE ÜRETTĐKLERĐ ALKALĐN PROTEAZ VE RĐBONÜKLEAZ ENZĐMLERĐNĐN AKTĐVĐTELERĐNĐN

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Filiz Özçelik Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Fermantasyon Nedir? Mikroorganizmaların enerji temin etme yolları Solunum: Son elektron (H) alıcısı (akseptörü)oksijen

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: MİKROBİYOLOJİYE GİRİŞ...1 BÖLÜM 2: MİKROORGANİZMALARIN MORFOLOJİLERİ.13 BÖLÜM 3: MİKROORGANİZMALARIN HÜCRE YAPILARI...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: MİKROBİYOLOJİYE GİRİŞ...1 BÖLÜM 2: MİKROORGANİZMALARIN MORFOLOJİLERİ.13 BÖLÜM 3: MİKROORGANİZMALARIN HÜCRE YAPILARI... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: MİKROBİYOLOJİYE GİRİŞ...1 1.1. Tanım ve Kapsam...1 1.2. Mikrobiyoloji Biliminin Gelişmesi...2 1.3. Mikroorganizmaların Hayatımızdaki Önemi...5 1.3.1. Mikroorganizmaların Yararları...5

Detaylı

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR Süt ve süt ürünleri mikrobiyolojisinde yararlı mikroorganizmalar temel olarak süt ürünlerinin üretilmesinde kullanılan çeşitli mikroorganizmaları tanımlamaktadır.

Detaylı

EGE ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ (DOKTORA TEZ )

EGE ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ (DOKTORA TEZ ) EGE ÜN VERS TES FEN B L MLER ENST TÜSÜ (DOKTORA TEZ ) BEYAZ PEYN RLERDE BOZULMAYA NEDEN OLAN YARROW A L POLYT CA VE DEBARYOMYCES HANSEN N N FENOT P K VE GENOT P K DENT F KASYONU H. Tansel ÖZTÜRK YALÇIN

Detaylı

Pastırmada Enterokoklar

Pastırmada Enterokoklar Pastırmada Enterokoklar Özlem ERTEKİN 1 Güzin KABAN 2 Mükerrem KAYA 2 1 Munzur Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, TUNCELİ 2 Atatürk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü, ERZURUM Laktik asit bakterileri

Detaylı

Candida Türlerinin İdentifikasyonunda Fermentasyon-Asimilasyon Testleri ve Otomatize Sistemler. Dr Beyza Ener Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi

Candida Türlerinin İdentifikasyonunda Fermentasyon-Asimilasyon Testleri ve Otomatize Sistemler. Dr Beyza Ener Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Candida Türlerinin İdentifikasyonunda Fermentasyon-Asimilasyon Testleri ve Otomatize Sistemler Dr Beyza Ener Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Maya ve Maya Benzeri Mantarlar Ascomycota Hemiascomycetes

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Genel olarak gözle net olarak görülemeyecek kadar küçük canlıları inceleyen ve onları konu olarak ele alan bilim dalıdır. Gözle ayırt edilemeyen canlılar; Virüsler, bakteriler,

Detaylı

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak Metabolizma Yaşamak için beslenmek zorundayız. Çünkü; Besinlerden enerji elde ederiz ve bu enerji; Hücresel faaliyetleri sürdürmemiz, Hareket etmemiz, Taşınım olaylarını gerçekleştirebilmemiz, Vücut sıcaklığını

Detaylı

Gıda Kimyası II Gıdaların işlenmesi sırasında ortaya çıkan reaksiyonlar. Vural Gökmen

Gıda Kimyası II Gıdaların işlenmesi sırasında ortaya çıkan reaksiyonlar. Vural Gökmen Gıda Kimyası II Gıdaların işlenmesi sırasında ortaya çıkan reaksiyonlar Vural Gökmen Gıda İşleme Gıda işlemenin derecesi (şiddeti) Gıda işlemenin nedenleri Gıda işleme şekilleri Aşırı işlenmişgıdalar üzerinekaygılar

Detaylı

TÜRKİYE 11. GIDA KONGRESİ, Ekim 2012, Hatay

TÜRKİYE 11. GIDA KONGRESİ, Ekim 2012, Hatay PEYNİR ENDÜSTRİSİNDE YARDIMCI STARTER KÜLTÜR OLARAK MAYALARIN KULLANIMI Reyhan İrkin 1, Gamze E. Songun 2, Nurcan Değirmencioğlu 3 1 Balıkesir Üniversitesi, Susurluk Meslek Yüksekokulu, Susurluk, Balıkesir

Detaylı

12 HÜCRESEL SOLUNUM GLİKOLİZ VE ETİL ALKOL FERMANTASYONU

12 HÜCRESEL SOLUNUM GLİKOLİZ VE ETİL ALKOL FERMANTASYONU 12 HÜCRESEL SOLUNUM GLİKOLİZ VE ETİL ALKOL FERMANTASYONU HÜCRESEL SOLUNUM HÜCRESEL SOLUNUM Besinlerin hücre içerisinde parçalanması ile ATP üretimini sağlayan mekanizmaya HÜCRESEL SOLUNUM denir. Canlılar

Detaylı

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 İçindekiler 1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10 1. BÖLÜM: BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI ve BİYOLOJİ... 12 A. BİLİMSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ... 12 1. Bilim İnsanı ve Bilim... 12 B. BİLİMSEL YÖNTEMİN AŞAMALARI...

Detaylı

Mayanın n Geleneksel Kullanımı

Mayanın n Geleneksel Kullanımı Maya Biyoteknolojisi ve TürkiyeT Doç.. Dr. Mustafa TürkerT Pakmaya/İzmit Mayanın n Geleneksel Kullanımı Fermentasyon endüstrisi Bira mayası, biyoetanol, yeni prosesler ve fermentasyon ürünleri Çevre teknolojileri

Detaylı

Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması. Prof. Dr.

Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması. Prof. Dr. Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması Prof. Dr. Sezai Türkel Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü,

Detaylı

İzolasyon ve İdentifikasyon

İzolasyon ve İdentifikasyon İzolasyon ve İdentifikasyon (9. Hafta) 1 İzolasyon : Ayırmak İzolasyon Mikrobiyolojide izolasyon? Hangi amaçlarla izolasyon yapılır? Endüstriyel mikroorganizmalar Bozulma ve/veya hastalık etmeni mikroorganizmalar

Detaylı

Mikroorganizmalara giriş. Yrd.Doç.Dr. Sema CAMCI ÇETİN

Mikroorganizmalara giriş. Yrd.Doç.Dr. Sema CAMCI ÇETİN Mikroorganizmalara giriş Yrd.Doç.Dr. Sema CAMCI ÇETİN CANLILAR ALEMİ Hayvanlar Bitkiler Protistler Prokaryotlar: ilkel tek hücreli bakteriler mavi algler Ökaryotlar: hücre yapısı hayvan ve bitkilere benzer

Detaylı

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN

MİTOKONDRİ Doç. Dr. Mehmet GÜVEN MİTOKONDRİ Doç.. Dr. Mehmet GÜVENG Hemen hemen bütün b ökaryotik hücrelerde ve ökaryotik mikroorganizmalarda bulunur. Eritrositlerde, bakterilerde ve yeşil alglerde mitokondri yoktur. Şekilleri (küremsi

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir.

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir. Solunum bütün aktif hücrelerde oksijenin absorbe edilmesi ve buna eşdeğer miktarda karbondioksitin salınması şeklinde sürekli olarak devam eden bir prosestir. Solunumda organik bileşikler karbondioksite

Detaylı

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir. 2.Homofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, 3.Heterofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, asetik asit, diğer organik asitler, etil alkol, gliserol, CO 2, 4.Koliform bakterileri

Detaylı

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ Hatice YILDIRAN Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ GIDA TAKVİYELERİ Eğitim Yeri Eğitim Konusu : HOLLANDA-TNO : Gıda Takviyeleri Eğitim Süresi : 21 Aralık 2012-20 Mart 2013 Danışman : Dr. Koen VENEMA Eğitim

Detaylı

BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ İlk defa, 1919 yılında, Karl Ereky tarafından kullanılan Biyoteknoloji teriminin o zamanki tanımı, anlamı ve kapsamı, günümüze kadar

Detaylı

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

Solunum. Solunum ve odunsu bitkilerin büyümesi arasında yüksek bir korelasyon bulunmaktadır (Kozlowski ve Pallardy, 1997).

Solunum. Solunum ve odunsu bitkilerin büyümesi arasında yüksek bir korelasyon bulunmaktadır (Kozlowski ve Pallardy, 1997). SOLUNUM Solunum Solunum, canlı hücrelerdeki organik maddelerin oksidasyonuyla, enerjinin açığa çıkarılması olayı olarak tanımlanır. Açığa çıkan enerji, kimyasal enerji (ATP) olarak depolanır. Solunum ürünleri,

Detaylı

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler Karbohidratlar Yeryüzünde en çok bulunan organik molekül grubudur, (CH 2 O) n genel formülüyle ifade edilebilirler. Genelde suda çözünürler, Güneş ışığının fotosentez yapan organizmalar tarafından tutulmasıyla

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016)

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DERS SAATİ DERS ADI DERS KONUSU DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ 4. DK 1. Hafta 07 Aralık Pazartesi Mikrobiyoloji Mikrobiyolojinin tarihçesi ve mikroorganizmalara genel

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II KEFİR ÜRETİMİ Kefir, çok eski çağlardan bu yana Kafkasya da üretilmekte olup, buradan dünyaya yayılmış fermente bir süt ürünüdür. Kefir ferahlatıcı, asidik tatta, az miktarda

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI 12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların genlerine

Detaylı

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Staphylococcus Gram pozitif koklardır. Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Maya türlerinin tanımlanmasında ticari testlerin karşılaştırılması

Maya türlerinin tanımlanmasında ticari testlerin karşılaştırılması Maya türlerinin tanımlanmasında ticari testlerin karşılaştırılması Doç. Dr. Aydan Özkütük Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak Tıbbi Mikrobiyoloji AD Maya identifikasyon testleri Karbonhidrat asimilasyonu Glukoz

Detaylı

FERMENTE ET ÜRÜNLERİ. K.Candoğan-ET

FERMENTE ET ÜRÜNLERİ. K.Candoğan-ET FERMENTE ET ÜRÜNLERİ Gıdalarda fermantasyon protein karbonhidrat Mikroorganizmalar Koruyucu etki Lezzet Yapı lipid enzimler Sağlık HAM MADDE STARTER KÜLTÜR YENİ ÜRÜN fermantasyon Etin uzun süreli muhafazasında

Detaylı

Biyoteknolojinin Temelleri

Biyoteknolojinin Temelleri Biyoteknolojinin Temelleri KİM 458 Prof. Dr. Y. Murat ELÇİN KİM 458 Biyoteknolojinin Temelleri Biyoteknolojiye Genel Bakış Prof. Dr. Y. Murat ELÇİN BİYOTEKNOLOJİ Mikroorganizmaların, hücre ve doku kültürlerinin

Detaylı

1.5 Kalite Kontrol Bölüm Fiziksel Kalite Kriterleri Bölüm Mikrobiyolojik Kalite Kriterleri Mikrobiyal Kontaminasyon

1.5 Kalite Kontrol Bölüm Fiziksel Kalite Kriterleri Bölüm Mikrobiyolojik Kalite Kriterleri Mikrobiyal Kontaminasyon 1.5 Kalite Kontrol Günümüzde gıda mikrobiyolojisi laboratuarlarında yaygın olarak ticari dehidre formülasyonlardan hazırlanan besiyerleri veya kullanıma hazır besiyerleri kullanılmaktadır. Kullanıma hazır

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ MANTARLAR (FUNGİ) ALEMİ Genellikle çok hücreli olan ökaryot canlılardır. Kloroplastları yoktur. Bu nedenle fotosentez yapamazlar.parazit

Detaylı

Karbonhidratlar, odunsu bitkilerin en önemli yapı maddeleridir.

Karbonhidratlar, odunsu bitkilerin en önemli yapı maddeleridir. Karbonhidratlar Karbonhidratlar Karbonhidratlar, odunsu bitkilerin en önemli yapı maddeleridir. Bunlar, meristematik dokulara iletildiğinde, bu kısımlarda selüloz, lignin, pektin bileşikleri ve lipitler

Detaylı

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır Fosfor alımı ve taşınımı Kök hücreleri ve > Bitkide Fosfor ksilem özsuyunun P kapsamı > toprak çözeltisinin P kapsamı (100-1000 kat) P alımı aktif alım şeklinde gerçekleşir Aktif alım açısından bitki tür

Detaylı

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır.

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır. ORGANİK BİLEŞİKLER **Organik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenirler. Yapılarında C, H, atomlarını bulundururlar. Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #2

YGS ANAHTAR SORULAR #2 YGS ANAHTAR SORULAR #2 1) Bir hayvan hücresinde laktoz yapımı ile ilgili olarak, sitoplazmadaki madde miktarının değişimlerini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Glikoz B) Su miktarı 2)

Detaylı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli

Detaylı

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Outline (İzlence) 1. Hafta Biyokimya Nedir? Organizmadaki Organik Bileşiklerin Yapısı. 2. Hafta Enerji Sistemleri 3. Hafta

Detaylı

Gıda Mühendisliğine Giriş. Ders-2

Gıda Mühendisliğine Giriş. Ders-2 Gıda Mühendisliğine Giriş Ders-2 Gıda mühendisi nedir? Gıda mühendisliği eğitimi Gıda mühendislerinin çalışma alanları Gıda mühendisliği nedir? Fiziksel, kimyasal ve biyolojik bilimlerin, gıdaların işlenmesinde,

Detaylı

Şarap Üretiminde Fermantasyon Süreci Doç. Dr. Elman BAHAR Öğretim Görevlisi Burcu ÖZTÜRK

Şarap Üretiminde Fermantasyon Süreci Doç. Dr. Elman BAHAR Öğretim Görevlisi Burcu ÖZTÜRK WINE CLUSTER IN TEKIRDAG: WCT TR0135.03-02/015 Şarap Üretiminde Fermantasyon Süreci Doç. Dr. Elman BAHAR Öğretim Görevlisi Burcu ÖZTÜRK Sunum İçeriği Fermantasyon tanımlar Spontan & Saf Kültür Fermantasyonu

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI 10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ BAKTERİLER ALEMİ Prokaryot hücre yapısına sahip olan tek hücreli canlıların oluşturduğu alemdir. Mikroskobun icadından sonra keşfedilmişlerdir.

Detaylı

00220 Gıda Biyokimyası

00220 Gıda Biyokimyası 00220 Gıda Biyokimyası Hazırlayan: Doç.Gökhan DURMAZ 00220 Gıda Biyokimyası-Şubat 2013 1 Bu notların hazırlanmasında aşağıdaki eserlerden yararlanılmıştır; Biyokimya, Engin Gözükara, Nobel Tip Kitabevi,

Detaylı

Ders Kodu Ders Adı Ders Türü AKTS Hafta Teorik

Ders Kodu Ders Adı Ders Türü AKTS Hafta Teorik Önlisans - Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Y : Yıl D : Dönem Ders Kodu Ders Adı Ders Türü Y D AKTS TLT137 Genel Biyoloji Zorunlu 1 1 4 Dersin Amacı Prokaryotik ve ökaryotik

Detaylı

Geleneksel Gıdalarda Bulunan Bozulma Etkeni Mayalar 1

Geleneksel Gıdalarda Bulunan Bozulma Etkeni Mayalar 1 Elektronik Mikrobiyoloji Dergisi TR (Eski adı: OrLab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi) Yıl: 2011 Cilt: 09 Sayı: 1 Sayfa: 18-21 www.mikrobiyoloji.org/pdf/702110103.pdf Özet Geleneksel Gıdalarda Bulunan Bozulma

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18 1) Bakterilerin gerçekleştirdiği, I. Kimyasal enerji sayesinde besin sentezleme II. Işık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürme III. Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisine

Detaylı

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.

Detaylı

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ

Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ Prof.Dr.Gül ÖZYILMAZ ENZİMLER; Tüm canlıların yapısında bulunan, Esas olarak proteinden oluşmakla beraber, organik-inorganik maddeleri de bünyesinde barındıran, Biyokimyasal tepkimeleri gerçekleştiren

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 1 Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL GDM-5501 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 GDM-5601 TEZ HAZIRLIK ÇALIŞMASI Z 0 1 1 0 1 20 1 21 12 30 İKİNCİ YARIYIL GDM-5502 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8

Detaylı

Mantarlar genel özellikleri. Üremeleri

Mantarlar genel özellikleri. Üremeleri Mantarlar genel özellikleri Eukaryotik, sporla ürerler, eşeyli ve eşeysiz üreme görülür, Mantarlar hayvanlar gibi aktif hareket edemezler bitkiler gibi klorofil de taşımazlar, heterotrofdurlar. parazitik,

Detaylı

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015 Mikrobiyal Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde funguslarda görülen

Detaylı

Gıdalarda Mikrobiyel Gelişim Üzerine Etkili Faktörler. Prof. Dr. Ali AYDIN

Gıdalarda Mikrobiyel Gelişim Üzerine Etkili Faktörler. Prof. Dr. Ali AYDIN Gıdalarda Mikrobiyel Gelişim Üzerine Etkili Faktörler Prof. Dr. Ali AYDIN Mikroorganizmaların gıdalarda gelişimini etkileyen faktörler genel olarak A. İç faktörler, B. Dış faktörler, C. İşlemsel faktörler,

Detaylı

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. Organik moleküllerin atomları enerji depolamaya müsaittir. Hücreler enzimler aracılığı ile organik

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI DOKTORA PROGRAMI BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL ADI GDM-6501 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0 8 0 9 GDM-6601 TEZ HAZIRLIK ÇALIŞMASI Z 0 1 1 0 1 20 1 21 12 30 İKİNCİ YARIYIL ADI GDM-6502 UZMANLIK ALAN DERSİ Z 8 0

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

Su Mikrobiyolojisi 02

Su Mikrobiyolojisi 02 İNSANİ TÜKETİM M AMAÇLI SULARDA MEMBRAN FİLTRASYON F YÖNTEMY NTEMİ İLE MİKROBM KROBİYOLOJİK K ANALİZLER Prof. Dr. Kadir HALKMAN Ankara Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Bölümü Su Mikrobiyolojisi 02 Su Mikrobiyolojisi

Detaylı

TIP 103 HÜCRE DERS KURULU 3.KURUL 1. HAFTA. 13 Şubat 2019 Çarşamba

TIP 103 HÜCRE DERS KURULU 3.KURUL 1. HAFTA. 13 Şubat 2019 Çarşamba 09:5 0:5 0:30 :5 :30 2:5 2:30 4:5 5:5 Şubat 209 TIP 03 HÜCRE DERS KURULU 2 Şubat 208 3.KURUL. HAFTA 3 Şubat 209 S D III Moleküllerin Membrandan Difüzyonu I Moleküllerin Membrandan Difüzyonu II Membran

Detaylı

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0)

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında Enstitümüz tarafından yüksek lisans tez programları kabul edilen yüksek lisans öğrencileri için danışman

Detaylı

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir 12.Hafta:Enterik Bakteriler ENTERİK BAKTERİLER Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir Barsakta yaşayan enterik bakterilerin en klasiği E- coli dir ve non-patojendir.yine barsakta yaşayan

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Listeria monocytogenes in Asit Dirençli Türlerinin Benzalkonyum Klorür Direnci ve Biyofilm Oluşumu. Emel ÜNAL TURHAN, Karin Metselaar, Tjakko Abee

Listeria monocytogenes in Asit Dirençli Türlerinin Benzalkonyum Klorür Direnci ve Biyofilm Oluşumu. Emel ÜNAL TURHAN, Karin Metselaar, Tjakko Abee Listeria monocytogenes in Asit Dirençli Türlerinin Benzalkonyum Klorür Direnci ve Biyofilm Oluşumu Emel ÜNAL TURHAN, Karin Metselaar, Tjakko Abee Çalışmanın İçeriği L. monocytogenes ve asit dirençli türler,

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13 1) Canlılarda özelliklerin genlerle kontrol edildiği ve her genin en az bir özellikten sorumlu olduğu bilindiğine göre, I. Diploid canlılarda her özellik için iki gen bulunması

Detaylı

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI.

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Hazırlayan: Sibel ÖCAL 0501150027 I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Eksikliği 1 2 Pantotenik asit (Vitamin

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

Genel Mikrobiyoloji. Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır.

Genel Mikrobiyoloji. Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır. Genel Mikrobiyoloji Buders notunun hazırlanmasında aşağıda belirtilen kaynaktan bire bir yararlanılmıştır. KAYNAK: Brock Mikroorganizmaların Biyolojisi, (Ed: Madigan, M. T., Martinko, J. M.), Çeviri Editörü:

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

Gıdalarda Raf Ömrünün Belirlenmesi

Gıdalarda Raf Ömrünün Belirlenmesi Gıdalarda Raf Ömrünün Belirlenmesi Gelişen dünyamızda her geçen gün insanların alışkanlıkları da değişiklik göstermektedir. İnsanlar eski zamanlarda, kendi tüketecekleri yoğurt, peynir, ekmek ve sebze-meyve

Detaylı

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI Uygulama Dersinin Adı SINAV TARİHLERİ SINAV TÜRÜ VE YÜZDELİK BİLGİLERİ Gıda Laboratuvarı Dersi Programı (GKA220U) (2 Hafta) ARA SINAV 09.06.2017 DÖNEM

Detaylı

FERMENTASYON. Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek

FERMENTASYON. Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek FERMENTASYON Bir maddenin bakteriler, mantarlarve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır Fermantasyon anaerobik şartlarda, glikoliz

Detaylı

GIDALARDA BİYOJEN AMİNLER VE ÖNEMİ

GIDALARDA BİYOJEN AMİNLER VE ÖNEMİ GIDALARDA BİYOJEN AMİNLER VE ÖNEMİ BİYOJEN AMİNLER Gıdalarda bazı spesifik amino asitlerin dekarboksilasyonuna veya aldehit ve ketonların transaminasyonuna bağlı olarak oluşan temel azotlu bileşiklerdir.

Detaylı

18.Eyl Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi Rektörlük Programı Eğitim Köyü Rektörlük Programı Eğitim Köyü

18.Eyl Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi Rektörlük Programı Eğitim Köyü Rektörlük Programı Eğitim Köyü 18.Eyl.17 09.00-09.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü Pazartesi 10.00-10.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 11.00-11.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 13.00-13.50 Rektörlük Programı Eğitim Köyü 14.00-14.50

Detaylı

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. Gıda Enfeksiyonu: Patojen bir m.o ile kontamine olmuş bir gıdanın yenmesi sonucu oluşan

Detaylı

Hazırlayanlar İpek KARŞI Ayda ZEYBEK Sezgi KIPÇAK Türker GÜL. Danışmanlar Araş.Gör.Dr. Ali KOÇYİĞİT Araş.Gör. Caner VURAL 2012

Hazırlayanlar İpek KARŞI Ayda ZEYBEK Sezgi KIPÇAK Türker GÜL. Danışmanlar Araş.Gör.Dr. Ali KOÇYİĞİT Araş.Gör. Caner VURAL 2012 Ege Üniverstesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Uygulamalı Mikrobiyoloji Laboratuar Dersi Sauerkraut Turşusu Yapımı ve Mikrobiyolojik Analizi Hazırlayanlar

Detaylı

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER

BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER BAKTERİLERDE EKSTRAKROMOZAL GENETİK ELEMENTLER Plazmid ve Epizomlar Bakterilerin kendi kromozomlarının yanı sıra, kromozom dışı bazı genetik parçacıklar bulunmaktadır Bakteri kromozomundan daha küçük yapıda

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 9.Çözünmüş İnorganik ve Organik Katıların Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK İnorganiklerin Giderimi Çözünmüş maddelerin çapları

Detaylı

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur. BAKTERİLER GENEL ÖZELLİKLERİ: -Prokaryot hücre yapılı, tek hücreli canlılardır. -Halkasal DNA ya sahiptirler. Bazı bakterilerde plazmit bulunur. Plazmit: Küçük ve halka şeklinde DNA parçacıklarıdır. Bakterilerin

Detaylı

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ 9. Hafta: Lipit Metabolizması: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI Palmitoleik ve oleik asitlerin sentezi için palmitik ve stearik asitler hayvansal organizmalardaki çıkş maddeleridir.

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması,

19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması, 19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması, mayaların fermantasyonda oynadığı temel rolün keşfi

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 1 BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI CANLININ ORTAK ÖZELLİKLERİ

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 1 BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI CANLININ ORTAK ÖZELLİKLERİ YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 1 BİLİMSEL BİLGİNİN DOĞASI CANLININ ORTAK ÖZELLİKLERİ DOĞRU YANLIŞ SORULARI Bilimsel problemlerde hipotezler her zaman bir sonuca ulaşır. Bir problemle ilgili gözlem

Detaylı