Diğer tiklerden tek farkı daha karmaşık ve yoğun tiklerden oluşum göstermesidir.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Diğer tiklerden tek farkı daha karmaşık ve yoğun tiklerden oluşum göstermesidir."

Transkript

1 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Tikler Tikler steryotipik, istem dışı olan ve ani olarak ortaya çıkan tekrarlayıcı motor hareketlerdir. Bazen göz kırpmak, dudak büzmek gibi basit motor hareketler, bazense kol kaldırma, omuz silkme gibi daha karmaşık kas gruplarından oluşur. Sıklıkla tikler seslidir ve hırıltı şeklinde ortaya çıkabilir. Bazı çocuklar tiklerini kısa bir süre içinde kontrol edebilirken, diğerleri tiklerinin farkında olmayabilir. Tikler genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkarlar. Çocukların % 20 sinin hayatlarının bir döneminde tikleri olmuştur. Özellikle 6-7 yaşlar arasında görülme sıklığı artar. Araştırmalar erkek çocuklarda kızlardan daha fazla tik görüldüğünü ortaya koymuştur. Tik bozuklukları arasında en ciddi görünen tip Tourette Sendromu dur. 21 yaşından önce başlayan istemsiz vokalizasyonlar (sesler) ile beraber çoklu motor hareketleriyle ortaya çıkan tiklerdir. Genellikle ani ve kısa şekilde görülürler. Tikler ve vokalizasyonlar aynı anda olmayabilir. Tiklerin Tourette Sendromu olarak tanımlanması için en az bir sene boyunca devam etmiş olmaları gerekir. Bu süre içinde anatomik yapılarında değişiklikler gözlenebilir. Vokalizasyonlar da birçok şekilde duyulabilir. Tourette sendromu kişiye yaşattığı olumsuz sosyal ve psikolojik sonuçlarıyla oldukça sıkıntı yaratan bir bozukluktır. Diğer tiklerden tek farkı daha karmaşık ve yoğun tiklerden oluşum göstermesidir. Tikler konusunda yapılan araştırmalar tiklerin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında farklılık göstermiştir. Psikanalitik yaklaşım tiklerin çocuğun yaşadığı kaygıyı farklı şekilde ifade etme şekli olduğunu savunmuştur. Çocuğun bilinçaltındaki çatışmalarının çözümlenmesinin kaygıyı azaltacağını ve savunma olarak tikleri kullanmasını engelleyeceği düşünülmüştür. Davranışçı yaklaşımlarsa çocuğun kaygı duyduğu ortamlarla başa çıkma becerilerini artırmayı hedefler. Öneriler: Çocuğu sürekli uyarmak ve davranışlarını kontrol etmesini söylemek kaygıyı artırır ve tiklerin yerleşmesine neden olur. Bu konuda çocuğa baskı yapmamak gerekir. Eğer tikler belirli durumlarda ortaya çıkıyorsa, bu durumlar dikkate alınıp çocuğun kaygısını artırabilecek nedenler farkedilebilinir. Öğretmen ve ailenin işbirliği tiklerle başa çıkmada süreci hızlandırır. Ne zaman yardım almalı? Tikler sık sık ortaya çıkıyorsa, Çocuğun sosyal gelişimini olumsuz yönde etkiliyorsa, Anne baba nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda sıkıntı yaşıyorsa, bir uzmandan yardım almak yararlı olur.

2

3 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Alt Islatma Enüresiz en az beş yaşında olan çocukta idrarın tekrarlayan bir biçimde gün içinde (diürnal enüresiz) ya da geceleri (nokturnal enüresiz) yatağa ya da giysilere kaçırılmasıdır. Bazen baştan beri kuruluk sağlanamaz, bazense üç-altı aylık bir kuruluktan sonra tekrar alt ıslatma başlayabilir. Bu durum en az üç ay ve haftada iki kez ortaya çıkan bir sıklıkta görülür. Alt ıslatma sıklıkla istemsizdir, nadiren istemli (amaçlı) olabilir. Tekrarlayıcı nitelik taşıyan istem dışı işemedir. Enüresizin birden fazla nedeni olabilir. Tuvalet eğitiminde yaşanan sıkıntılar, kalıtımsal ve gelişimsel problemler, uyku bozuklukları ve çevresel stres yaratıcı etkenler birbirleriyle etkileşime girerek enüresize neden olabilir. Öncelikle sorunun psikolojik mi yoksa fizyolojik mi olduğuna karar vermek gerekir. Fiziksel bir muayane ve idrarı analiz edildikten sonra çocukta herhangi bir enfeksiyon olup olmadığına karar verilir. Eğer muayenede bir sorun görülmezse, sorunun psikolojik olduğu düşünülür. Tuvalet eğitimindeki ısrarcı anne baba yaklaşımları, erken başklanmış ya da gevşek bırakılmış tuvalet eğitimi, yaşamdaki ani değişiklikler (örneğin kardeş doğumu, ayrılık, taşınma, vb. gibi) enüresize neden olur. Ayrıca aşırı koruyucu ve hoşgörülü yaklaşımlar çocuğu bebeksi kılar ve alt ıslatmasını gizlice destekler. Alt ıslatmalar genellikle tek belirti olarak görülse de, dışkı kaçırma, gece kabusları, uyurgezerlik, kekemelik ve tikle beraber görüldüğü durumlar da vardır. Bu belirtilerin birkaçı ile beraber görünmesi ruhsal bozukluğun daha da önemli olduğunu gösterir. Öneriler: Gece yatmadan önce sıvı alımı denetlenebilir. Uykuya gitmeden önce banyoya gitmesini hatırlatılabilinir. Eğer ailede birincil dereceden akrabalarında devam eden ya da geçmişi olan alt ıslatma olayı varsa aile üyeleri kendi deneyimlerini ve bu durumla nasıl başaçıktıklarını onunla paylaşabilirler. Alt ıslatma çocuğun bize gönderdiği bir mesaj olarak yorumlanabilir. Hayatında birşeylerin yolunda gitmediğinin, ya da onu korkutan, strese sokan bir şeyler olduğunun ifadesi olabilir. Bu mesajın ne anlama geldiği bilmek, çözüm yollarını bulmaya yardım eder. Azarlama ya da cezalandırma çocuğun utanç ve suçluluk hissetmesine neden olur. Anne baba alt ıslatmalarda nötr kalıp çocuğun çamaşırını değiştirmesine yardım edebilir. Daha büyük çocukların değişimi kendilerinin yapmaları gerekir. Oyunu bırakamadığı için altına yaptığı farkedilirse onu cezalandırmak yerine, ona hatırlatma yapabilirsiniz. Oyunu bırakmak çok zor geliyor biliyorum, ama zamanda banyoya gitmek çok önemli. Doğru zamanda tuvalete gittiğinde takdir edilebilir.

4 Ne zaman yardım almalı? Yukarıdaki davranışsal yöntemler çözüm olmadığında, Tuvalet eğitimi aldıktan bir süre sonra alt ıslatmalar başladıysa, Bu durum çocuğun sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa, Anne baba bu durumla başaçıkmakta zorluk çekiyorsa ve aile içi ilişkileri olumsuz etkilediği görülüyorsa, Çocuğun iç dünyasındaki sıkıntıyı anlamak amacıyla, bir uzmandan yardım almak gerekir.

5 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Okul Fobisi Bu yazı websitesinden alınmıştır. Bazı çocuklar ilk kez okula başladıklarında yani ilk kez ev dışındaki korumasız bir ortamda anne baba veya onların yakın koruması olmadan birey olarak kalmak zorunda kaldıklarında okula gitmekten kaçınabilir ve anne babayı zorlayabilirler. Kimi zamanda bu kaçınmayı ilkokula ya da ana sınıfına başlarken değil de ara sınıflarda gözlemleyebiliriz. Bu sıkıntıyı yaşayan çocuklar şu belirtileri gösterebilir: baş veya karın ağrısı, mide bulantısı bazen de kusma gibi psikosomatik belirtiler(fiziksel muayene de araştırıldığında nedeni bulunmamış) uykuda huzursuzluk, ştah kaybı, sinirli ve alıngan olma, nedensiz ağlama nöbetleri, genel bir enerji kaybı ve isteksizlik. Okul fobisinin nedenleri araştırıldığında bazı çocukların ilk kez evden ayrılmanın getirdiği kaygı ile baş edemedikleri görülmüştür. Okula başlamak sadece derslerin getirdiği akademik yük ile karşılaşmak değil aynı zamanda yeni deneyimlerin, değişimlerin farklı bir ortama girmenin, yabancılarla tanışmak ve onlara kendini tanıtmanın, onlarla ilişki halindeyken kendini koruyabilmenin, okul kurallarını öğrenmenin ya da kişisel disiplini geliştirme gibi bir çok yeni deneyim dizisinin başlaması anlamına gelmektedir. Çocuk evde kendi düzenini kendisi oluşturduğu, sınırlarını çizdiği bir ortamdan deplasmana gittiğinde kaygısı yükselebilir. Ya da arkadaş edinmede sorun yaşaması, reddedilme kaygısı olması, kendini yalnız hissetmesi, anne babaların çocuklarından gerçekleştiremeyecekleri yüksek beklentilerinin olması, çocuğun okulda başkaları tarafından fiziksel ya da duygusal zarar görmesi, arkadaşlarında görünüşü ile ilgili sataşmalar alması, sınıf öğretmeni ile beklediği ilişkiyi kuramaması bahsettiğimiz kaygısının artmasına ve okul sendromunun ortaya çıkmasına neden olabilir. Öneriler: Bu durumda anne babalar öncelikle çocukla konuşarak okuldan kaçınma nedenini birlikte tesbit etmelidirler. Başka bir deyişle çocukla kaygıları üzerine konuşmalıdırlar. Bazı durumlarda çocuk okula gitmek istememesinin nedenini açıkça bilir ve ifade eder. Örneğin arkadaşlarından birinin onunla dalga geçmesi. Anne baba eğer çocuk bu sorunu ifade edebiliyorsa devamında yine çocukla çözüm getirmek üzerine paylaşımlarda bulunabilir. Fakat bazı durumlar vardır ki çocuk da nedeni tam olarak ifade edemez ve bilemez. Anne baba da çocuğun güçlüğünü anlayamadığı için sert davranabilir, azarlayabilir, tehdit edebilir ya da fiziksel ceza verebilir. İşte bu noktada anne babanın öfkesi çocuğun daha şaşkın, daha kaygılı ve sıkıntılı bir durum düşmesine ve problemin daha da büyümesine neden olur. Anne babanın sabırlı olması, çocuğun gözyaşları ile alay etmemesi ve sinirlenmemesi, çocuğun öğretmeninden ve okulun rehberlik servisinden yardım alması çözüm yollarının ilk aşamalarıdır.

6 Ne Zaman Yardım Almalı? Eğer çocuk yukarıda verilen belirtileri 4 hafta gibi bir süre aynı şiddetle ya da arttırarak devam ettiriyorsa anne babanın mutlaka danışmanlık alması gereklidir.

7 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Sınav Kaygısı Nedir? web sitesinden alınmıştır. Kaygı, herhangi stresli bir durumda yaşanan doğal bir duygudur. Yaşamın doğal bir parçasıdır. Öğrenciler için, sınava girmek, kaygı yaratan bir süreçtir. Her öğrenci sınava bağlı olarak kaygının etkilerini değişik şekilde yaşar ve hisseder. Aslında bir miktar kaygı kişinin performansını olumlu yönde etkiler. Sınav kaygısının etkileri, sınavda bilgilerini unutma ve boşluk yaşamaktan, fiziksel belirtilerin ortaya çıkmasına kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Kaygının en önemli sebebi, sınava gencin yada ailesinin farklı anlam yüklemesi. Sınav kaygısı yaşayan bireyler, sınava aileye borç ödeme, kendini ölçme, ispat etme, iyi bir evlat olduğunu gösterme gibi anlamlar yükler. Oysa sınav, kişiliğin bir değerlendirilmesi değil, bireyin bilgi birikiminin değerlendirilmesidir. Sınavdan düşük almak o kişinin gerekli bilgiyi biriktiremediğine, yüksek almak bilgi birikiminin yeterli olduğuna işarettir. İyi veya kötü bir evlat olduğuna değil. Sınav Kaygısından Kurtulmak İçin Ne Yapmalı? Ailece sınava yüklediğiniz anlamı gözden geçirin. Gerçekçi hedef belirleyin. Çalışma planı çocuğa uygun ve uygulanabilir olmalı. Sınav sonucu ile ilgili olumsuz senaryolar yazmak yerine, sınav hazırlığına konsantre olmalı. Öğrencinin iç sesini gözden geçirip, bunu olumlu bir sese dönüştürmesi gerekir.

8 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Çocuklarda Uyku Sorunları web sitesinden alınmıştır. Bebekler anne karnından çıkıp dünyaya gelince dış uyaranlara karşı adaptasyonu sağlamak için zamanlarının büyük bir kısmını uykuda geçirirler. Uyku çocuğun anne ve babadan kısa bir süre için ayrı kaldığı bir süreçtir. Ancak bebekler annelerine sürekli fiziksel olarak yakın bulunmak isterler. Özellikle meme emerken anneyle tek vücut olduğu hissini yaşayarak uykuya dalarlar. Bebeklik döneminden emekleme dönemine geçişte yavaşça bebeğe kendi başına uyuması konusunda destek verilebilir. Bu yaklaşım çocuğun gün içinde kendiyle başbaşa kaldığı tek zaman olan uyku sürecinde kendini sakinleştirebilme becerisini geliştirir. Çocukların 2-3 yaşları arasında ise uykuya geçişlerinde onlara rehberlik etmek gerekir. Günlük aktivitelerden kopmamak ve bunları sürdürmek isteyebilirler. İnatçılığın ve negatif davranışın hakim olduğu bu yaş döneminde çocuğun uykuya geçis sürecini sağlamak anne baba için zorlayıcı olabilir. Bu nedenle uykuya geçiş sürecinde gergin bir ortamın aksine huzurlu ve sakin bir ortam yaratmak gerekir. Bu yaşlarda çocuk günde saat uykuya ihtiyaç duyar. Öğle uykusunun akşam saatlerine yakın olmaması, gece uykusunun daha kesintisiz ve zamanlı olmasını sağlar. Öneriler: Uykusu gelen bir çocuğun uyuması çok daha kolaydır. Bu nedenle ona uyku için sakin ve az ışıklı bir ortam yaratmak gerekir. Çocuğu uyutmaya zorlamak çözüm değildir. Uykuya geçmeden önce çocuğun alışması için bir rutin oluşturun. Pijama giyme, hikaye okuma, iyi geceler dileme, gibi. Bu çocuğun onu neyin beklediğini anlamasını ve ona uymasını kolaylaştırır. Rutinlere alıştıktan sonra ona kendi başına uykuya dalmayı öğrenmesi gerektiğini ve ona yardım edeceğinizi söyleyin. Yatak zamanı rutinlerini yavaşça azaltarak ona yardımcı olabilirsiniz. Başlangıçta alışkanlığı değiştiği için bu durumdan pek hoşlanmayabilir. Bu durum anne baba için güç olsa da birçok çocuk için bu olay birkaç gece sürebilir. Ne zaman yardım almalı: Uykuya dalmasını engelleyecek duygusal sıkıntı gözlemleniyorsa (örneğin, ağlama, yataktan kalkıp anne babayı uyandırma, anne babayla yatma isteği, gibi) Kalp atışlarında hızlanma, tekrar uyumaktan korkma, kendine ya da yakınlarından birine zarargeldiğiyle ilgili rüyalar görme durumunda, Sıklıkla yataktan kalkıp gözler açık, donuk bir yüzle, iletişime kapalı fakat uykulu şekilde yürüyüp, uyandığı zaman bu durumu hatırlamama, Herhangi bir rüya gördüğünü ifade etmeden panik içinde çığlıklarla uyanıp, sonrasında yoğun kaygı ve heyecan hissetme, anne babanın rahatlatmalarına karşı cevap vermeme Gündüz uykularının çok uzun sürmesine rağmen devam eden yorgunluk hali durumunda, bir uzmandan yardım almak yararlı olur.

9

10 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi İkinci Çocuk ve Anne Babalık Uzm. Danışman Psikolog Banu Dilerge Nisan Psikolojik Danışma Merkezi nin web sitesinden alınmıştır. Anne babalar bir çocuk daha yapmaya karar vermeden önce neleri düşünmeliler? Bizim önem verdiğimiz konulardan bir tanesi, çocuğun (bu birinci de ikinci de olabilir) aile için herhangi bir kriz döneminde veya kriz döneminin hemen arkasından gündeme getirilmemesi. Bu kriz, aile içinde herhangi bir kayıp, ölüm, büyük bir değişim, örneğin ev değişimi ya da yuvaya ya da ilkokula başlamak olabilir. Bu tarzdaki büyük değişimlerin arkasından ikinci çocuğun gelmesinin, birinci çocuk açısından da sıkıntı yaratacak bir durum olduğunu düşünüyoruz. Özellikle birinci çocuk, yeni gelen kardeş fikrine alışmak için, bir adaptasyon süreci geçirecektir. Bu adaptasyon süreci birinci çocuk için zaten bir kriz durumu yaratır. O yüzden, farklı bir krizle başederken bir de böyle bir krizin geliyor olması işleri iyici içinden çıkılmaz hale getirir. Aile için de durum bundan farklı değildir, çünkü aile aynı şekilde bir krizle başederken, yeni çocukla gelecek ve çok doğal olan çatışmalarla başetmek zorunda kaldığında durum daha sıkıntılı bir hale gelecektir. Aile bu durumda sorunlarla daha zor başedebiliyor ve çatışmalar daha zor çözülebilir bir hale gelebiliyor. Mesela bir kaybın ardından çocuk yapmaya çok rastlıyoruz. Anne babanın hayatında önemli olan bir şeyin kaybı... Bu kayıp bir iş kaybı olabildiği gibi, bir insanın kaybı da olabilir bu. Kayıp yaşandığı zaman ailenin bir yas dönemi ve o süreci atlatma dönemi var. Atlatma derken, geçiştirmeden bahsetmiyoruz. Gerçekten o yasın tutulması, o ailenin tekrar toparlanmasından bahsediyoruz. Aile, deprem gibi bir sallantı geçiriyor. Sütunlar, kolonlar zarar görüyor. Oraları biraz onarıp, sağlamlaştırdıktan sonra yeni bir yaşama ve yeni bir şeye can vermeye açık olabiliyorlar. O yüzden aile içindeki çok önemli bir kaybın hemen ardından çocuk yapmamak çok faydalı. Böyle bir durum olduğu takdirde bir danışmanlık yardımı almak faydalı olabilir. Çiftlerin, anne baba olmaya hazır olması gerekir. Bu, birinci çocuk için de ikinci çocuk için de geçerli. Her yetişkin erkek ya da kadın anne baba olmaya, ergenlik döneminin sonrasından itibaren hazır olmuyorlar. Anne baba olmaya hazır olma, bir süreçtir. Kişilerin yaşamı içinde belirli basamakları tamamladıktan sonra ulaştıkları bir süreç, anne baba olmaya hazır olma süreci. Yani, başkaları istiyor diye çocuk yapılmamalı. Ya da ailenin diğer çocuğunun isteği doğrultusunda ikinci çocuğa karar verilmemeli. Çocuk anaokulu gibi eğitim ortamlarında ya da içlerinde bulundukları sosyal grupta kardeşi olan yaşıtlarını görerek sorduğu bir soruyu kardeş istiyor, yapalım gibi bir şekilde algılayıp, çocuğumuz kardeş istiyor, onun için yapalım gibi bir sebebe odaklanarak çocuk yapmamak çok önemli. Bir de çocuğumuz tek çocuk olarak büyümesin, sorunlu olabilir düşüncesi ile de anne babalar hazır olmadıkları halde ikinci çocuğu yapabiliyorlar, ki bu da oldukça sakıncalı bir durum. O zaman ikinci çocuk için en doğru zamanlama nedir? Duygusal olarak ne zaman hazırlarsa, o zaman. O yüzden de anne babanın ikinci çocuk için kendilerini hazır hissetmesi önemli. İstiyoruz, ama neden istiyoruz? Ailemiz buna müsait mi?

11 Öncelikle birinci çocuğu belirli bir noktaya getirebilmek önemli. Bu, yaşla ilintili değil. Biz anne baba olarak bir çocuğu geliştirip büyütmekten zevk alıyoruz, keyif alıyoruz, mutluyuz. Bu konuda duygusal olarak iyi hissediyoruz. Gelinen bu noktada belki ikinci çocuk yapılabilir, Ama birinci çocukla problemler varsa, aile içi ilişkilerle ilgili sıkıntılar yaşanıyorsa, ikinci çocuk yapıldığı zaman gerçekleşen duruma birinci çocuk açısından bakalım: Ben bir şeyleri yapamadım. Kötü çocuk oldum. Benim yerime bu yeni bebeği yaptılar Anne babalar bazen çocukları disipline etmek için, bazı çatışmalarla karşılaştıklarında "kötü çocuk olma ya da yaramazlık yapıyorsun, ben çok üzülüyorum," gibi sözler kullanıyorlar. Bir süre sonra çocuk çok kolaylıkla bir olay ile bu sözler arasında bir bağlantı kurabiliyor. Ben yaramazım, anne babamı üzdüm, şimdi onlar benim yerime yeni bir çocuk yapacaklar, o daha uslu olacak. Hatta özellikle doğru zamanlama noktasına bakarsak; çocuk anaokuluna veya ilkokula başlıyor, ilk kez aileden ayrılıyor. Ayrılma süreçlerinde kardeş geldiğinde, bir de az önce vurguladığımız kendisiyle ilgili kafasında olan kötü çocuk düşüncesiyle boğuşurken, çocuk şöyle düşünebilir: beni evden uzaklaştırıyorlar, başka bir çocuk geliyor, yerimi dolduracak.annem bütün günü onunla geçirecek Eskiden annem o zamanı benimle geçirirdi o benim yerimi aldı. İkinci çocuk yapma kararı ilk çocuğa ne zaman ve nasıl açıklanmalıdır? Burada çok tanımlı, yani şu yaşta, şu dönemde gibi bir şey söylemek pek mümkün değil. Bu sorunun, çocuğun gelişimine, yaşına, kişiliğine, aileye, ailenin gelişimine bağlı olarak değişen bir cevabı var. Anne babaların söylediği bir şey var: ona bir yetişkinmiş gibi davranıyorum. Bu, aslında ilk bakışta olumlu bir yaklaşım ve bakış açısı gibi görünüyor ama biraz önce de söylediğimiz gibi, o aile içinde anne ve baba yetişkin, o ise çocuk. Aile içindeki statüsü, çocuk olmak. Bu noktada bu karar ne zaman söylenmeli? Anne hamile kalmadan önce, buna karar verildiği zaman birinci çocuğa bu haber verilirse, bu, çocukta kaygı yaratıyor. Her ailenin dili farklıdır. Önemli olan oradaki temel şeyi söylemek. Yani seni seviyoruz ve bir tane daha çocuğu dünyaya getirmek istiyoruz. Yani, ikinci çocuk, birinci çocuğa alternatif değil. En önemli nokta bu. Şu da doğru değil: Sen yanlız kalmayasın diye bir kardeş yapacağız. Çocuğa yeni gelen çocuğu sevdirmek anlamında, sen onunla oynayacaksın gibi, özellikle başlangıç döneminde, ikinci çocuk daha bebekken gerçekçi olmayacak ve birinci çocuğu belki de hayalkırıklığına uğratabilecek beklentileri de oluşturmamak önemli. Birinci çocukların, kardeşleri olduktan sonra yaşayacakları çok doğal bir süreç var. Sadece doğma sürecini kastetmiyorum; annenin hamilelik sürecini de kastediyorum. O dönemde birinci çocuklar öfke, kıskançlık gibi duygular yaşıyorlar. Mesela bazıları, annesinin memesini yeniden emmeye başlamak ister. Altına yapabilir. Annesinin küçük bebeği olmak ister. Oradaki duyguların da çıkması lazım; kıskançlığın da, öfkenin de. Dolayısıyla anne babalar, bunlara hazırlıklı olmalılar. Çocuğu iyi hazırlayalım da, kıskanmasın gibi bir düşünce aslında gerçekçi değil. Sen onu çok seveceksin, ona oyuncağını vereceksin, birinci çocuğa gizli olarak "sen onu kıskanmamalısın, ona öfkelenemezsin, öfkelenmemelisin" gibi bir mesaj verip ona yine aşırı bir sorumluluk yüklenmiş olunur. Çocuk doğal olarak bu duyguları yaşarken, bir taraftan da böyle mesajları aldığında kendisini suçlu hissedecektir. Suçluluk duygusu da, bu bahsettiğimiz öfke, kıskançlık gibi olumsuz duyguları aslında daha fazla olmasına neden olur ve çocuğu

12 çatışmaları daha da artıracak bir sürece sokar. Anne baba da birinci çocukların öfkesini, kıskançlığını, verdiği çatışma oluşturacak tepkilerin anlaşılabilir olduğunu, doğal bir süreç olduğunu kabul ederse; birinci çocuk da bir süre sonra bunu kabul edecektir ve bu da çocuğun olumlu duygularını çıkarması için kendisine alan tanımlayabilmesine yardımcı olacaktır. Eşlerden birinin ikinci çocuğu istediği, diğerinin istemediği durumlarda ne yapılmalıdır? Bu konuyu çok önemli buluyoruz. İki tarafın da isteği olmalı. Çiftler bu noktada birbirlerini zorlamamalı. Gizli olduğunu düşündüğümüz şeyler de dahil olmak üzere, her şeyi çocuklar anlayabiliyorlar. Bilmek denilebilecek tam bir farkındalık düzeyinde değil; sezgisel bir anlayış. Bu konunun da aslında çok farkında oluyorlar ve aile içi dinamiklerin çok farklılaşmasına neden olabiliyor. Çocuk da diğer ebeveyn ile olan ilişkisini, ebeveynin tavırlarından dolayı anlamlandırıyor. İsteyen taraf ise çocuğu aşırı korumaya alabiliyor. Ona yapışabiliyor. Özellikle iki çocuksa, iki ebeveyn arasında çocukları paylaşma durumu oluşabiliyor. Hem anne hem baba olmaya çalıştığı için sürekli ona konsantre oluyor. Bu durumda bütün ailenin değişmesi söz konusu. Birinci çocuk da bu durumda bu ilişkilerin dışında kalıyor. Eğer ebeveynden biri ikinci çocuğu istemiyorsa, bu noktada bakılacak asıl nokta çiftin ilişkisidir. Çift, kendisine zaman tanıyıp, bu dönemde belki bir çift danışmanlığı alıp düşünmeli. Bunların sonrasında bir karar vermek çok faydalı. Yoksa, çatışma bir yerlerde kalıyor ve devam ediyor. Ve yazık ki, çocuk üzerinden devam ediyor. Çocuğun iki ebeveyn tarafından da taşınması çok önemli. Bunu bir yük anlamında değil duygusal taşımadan bahsediyoruz. İki taraftan biri istemediğinde, çocuğu bir kişi taşıyacaktır.

13 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Anne Oluyorum Bu haberin öğrenildiği an birçok farklı duygunun aynı anda yaşandığı nadir anlardan biridir. Mutluluğun yanı sıra, şaşkınlık, merak ve kaygı belki de yaşanan diğer duyguların en önünde yerlerini alır. Evet, bebek bekliyorduk, ama yine de inanamıyorum!, Planlı değildi, sürpriz oldu!, Acaba bir test daha mı yapsam? gibi konuşmalara çoğumuz şahit olmuşuzdur. Nedir bir anneyi bu kadar şaşırtan ve ardından düşündüren? Bilinmeyen bir durumla karşılaşmak mı? Kendisini bekleyen annelik serüvenini nasıl yaşayacağı mı? Yoksa eşiyle olan ilişkisinde yaşanacak değişikler mi? Kesin olan şu ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu değişimin en yakın ve somut örneği anne adayının bedenindeki değişikliklerdir. İlk haftalarda yaşanan mide bulantıları, uykusuzluk, yorgunluk gibi durumlar hamileliği çekilmez yapabilir. Tüm bu fizyolojik değişimler ve beraberinde gelen ruhsal çalkalanmalar adeta geçmiş ergenlik dönemimizi anımsatır bize. Tıpkı kimlik krizi yaşadığımız ve kendi deneyimlerimize odaklandığımız gençlik döneminde olduğu gibi, anne olma ile de yeni bir role hazırlanırken kendimiz hakkında ne çok şey öğreniyoruz. Örneğin, anneliğe hazırlandığımız bu dönemde, kendi annemize daha yakınlaştığımızı görmek bir tesadüf olmasa gerek. Bulduğum her fırsatta anneme kendi çocukluğumu soruyordum... Özellikle hamileliği nasıl geçmiş, doğum nasıl olmuş, tüm detaylarıyla anlatmasını istiyordum diyordu bir dostum ilk annelik deneyimini paylaşırken. Sorduğu sorularla, en yakınındaki örnek olan annesine daha çok ihtiyaç duyduğunu hissederken, bir yandan da onunla girdiği eski çatışmaları yeniden canlandırıyordu. Bunun yanı sıra, çocuğu olan arkadaşlara ya da çevredeki diğer annelere bu dönemde daha farklı bir gözle bakmaya başlanır. Belki de anne olmaya hazırlanmanın en kaçınılmaz süreçlerinden biri yapılan bu gözlemlerdir. Attığı ilk tekmelerle varlığını iyice hissettiren miniğiniz, size annelik düşlerini yaşatmaktadır. Ben asla böyle davranmayacağım ya da Ben de böyle bir anne olacağım derken zihninizde nasıl bir bir anne olacağınız ile ilgili bir model şekillenmeye başlamıştır. Doğum yaklaştıkça, karnınızın iyice büyümesi ve bebeğinizin artan hareketleri, onu daha sık hatırlamanızı sağlar ve onunla ilgili yapılacak hazırlıkları gündeme getirir. Bu dönemde annelerin yoğun bir şekilde bebekleriyle ilgili fantaziler kurdukları görülür. Bir yandan nasıl bir bebek olacağını, fiziksel ve duygusal özelliklerini hayal ederken, bir yandan da yaklaşan ayrılma dönemini düşünürler. Henüz doğmamış, fantazilerinizde yaşattığınız bebeğinizle vedalaşmak ve dünyaya gelen gerçek bebeğinize hoşgeldin diyerek onu olduğu gibi kabul etmek, anne olurken atacağınız en önemli adım olacaktır.

14 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Dil Gelişimini Desteklemek Psikolojik Danışman Deniz Günim Dil gelişimi doğumdan itibaren başlar. Bebek önce sese tepki verir ve ses çıkarır. Çocuklar daha ilk kelimelerini söylemeden ağlayarak ya da gülümseyerek iletişim kurarlar. Önce sesler çıkarır, sonra ilk kelimelerini söyler, ardından kelimeleri bir araya getirip cümle kurmaya başlarlar. Çocuklarda dil gelişimi anne babalarını taklit ederek, çevreleriyle etkileşerek gerçekleşir. Dil gelişimi çocuğa konuşma, dinleme, kendini ifade etme, oyun oynama ve çevresini keşfetme fırsatları tanındığı ölçüde gelişir. Yapılan araştırmalar öyküler okunan ve birlikte tartışılan, yemekte sohbet edilen, annenin uzun ve düzgün cümleler kurduğu aile ortamında büyüyen çocukların dil gelişiminin olumlu etkilendiğini göstermektedir. Anne babalar çocuğun ilk öğretmenleridir ve dil gelişimini destekleyecek bir ortam sağlamalıdırlar. Neler Yapabilirsiniz? Doğduğu andan itibaren onunla konuşun; televizyon ya da müzik sizin onunla konuşmanızın yerini tutamaz. Onun da eşlik edebileceği şarkılar söyleyin. Onun yaptıklarını tarif edin. Yeni kelimeler öğrenmesi için fırsatlar yaratın; çevresinde gördüğü nesnelerin isimlerini söyleyin. Sözcük dağarcığı çocuğun ilerideki okul başarısını tahmin etmekte önemli bir faktördür. Çocuğunuzla oyun oynayın; oynarken yeni şeyler öğrencek, kendini ifade etme fırsatı bulacaktır. Oyun dil gelişimi ve zihinsel gelişim için doğal ve eğlenceli bir yoldur. Ona hikayeler anlatın; dinlediği hikayeyle ilgili sorular sorun. Çocuğunuza kitap okuyun. Çocuğunuzu dinleyin. Ona sorular sorun, soru sorması için onu teşvik edin ve size sorduğu soruları yanıtlayın. Çocuğunuzla karşılıklı konuşma ve sohbet ortamları yaratın. Yaşıtlarıyla bir araya gelmesi için fırsatlar yaratın. Dil gelişimi çocuğun duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimi için çok önemlidir. İlk yıllar dil gelişimi için en önemli dönemdir, çocuğun dili anlama ve kullanma becerilerinin temelini oluştur. Dil becerileri zayıf olan çocuklar kendilerini ifade etmekte zorlanır, çoğu kez anlaşılmadıklarını hisseder; doğru iletişim kurmakta güçlük çekerler. Dili anlama ve kullanma becerileri ne kadar gelişirse çocuk akademik alanda da kadar başarılı olur ve sosyal becerileri o ölçüde gelişir.

15 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Çocuklarda Suçluluk Uzm. Psikolojik Danışman Filiz Çetin Çocuklar ve gençler yasa dışı olarak tanımlanan davranışları gerçekleştirdiklerinde, yargı sisteminin kararı sonucunda suçlu sıfatını taşımış olurlar. Bu davranışların hırsızlıktan, kundakçılık, cinayet ve tecavüze kadar uzanan geniş bir yelpazesi vardır. Bu yasa dışı davranışları gösteren gençlerin farklı bir çok nedeni vardır. Suç işleyen çocuk ve genç, içinde yaşadığı toplumun ya da kültürün gerektirdiği ahlaki standartları karşılamada başarısızlığa uğramıştır. Bazen bu başarısızlık çocuğun yetersiz sosyalleşme ve vicdan gelişimi gibi psikolojik süreçleriyle ilgili olabilir. Bazense bu tür davranışlar çocuğun yaşadığı yakın çevresinde kabul görürken, daha geniş çevrede suç olarak görülür. Örneğin, eğer çocuk ya da genç işlediği suçların kabul edildiği ve hatta akranları tarafından bu yönde cesaretlendirildiği bir çevrede yaşıyorsa, aynı davranışları tekrar edecektir. Çocuklar ve gençler arasında yargının önüne çıkıp ifade veren grup genelde ergenler olsa da ilk suçlarını orta çocukluk döneminde işlemeye başlıyorlar. Bu nedenle erken çocukluk döneminde sunulan çevre, özellikle anne baba ve çocuk ilişkileri ile çocuğun suç işlemesi arasında önemli ilişki olduğu görülür. Çocukluk döneminde sosyalleşmeyi tamamlanmadığı için suç işlenebilir. Çünkü henüz neyin suç neyin suç olmadığını bilmiyordur. Çocukların çoğu komşuların bahçesindeki meyvelerden izinsiz koparmıştır. Küçük bir çocuğun ilgisini çeken, onu heyecanlandıran birşeyi alması doğaldır. Çocuklarda 3 ve 6 yaşları arasında sıklıkla görülen bu davranışı çalma olarak nitelendirmemek gerekir. Çünkü bu yaşlarda çocuklarda sahip olma, mülkiyet duyguları tam gelişmemiştir. Çocuğun kendi oyuncaklarını başkasına vermek istememesi de paylaşmayı henüz öğrenemediğindedir, mülkiyet duygusunun gelişmesi yüzünden değil. Bazen çocukların kendi eşyalarını bırakarak, başkalarının eşyalarını aldıkları görülür. Maddi değerlerin farkında olmadıkları için değiş tokuş yapmak ta onlar için önemli değildir. Başkasının eşyasını izinsiz almanın yanlış bir davranış olduğunu bilemezler. Jean Piaget in çocukların moral ve bilişsel gelişimlerini içeren klasik çalışmalarında; birçok çocuğun ortalama 7 yaşına dek, kasıt ya da niyet içeren bir şekilde davranma kararını alamayacağını açıklamıştır. Çocuklar birçok sebepten dolayı izinsiz eşya alabilirler. Bazıları bir dengesizlik ya da eşitsizlik olduğunu hissettikleri zaman yapabilir. Örneğin, çocuğun ailesinin cebinden çikolata alabilmek için izinsiz para aldığını düşünün. Bu durumda çocuk, diğer çocukların da kendi gibi çikolata aldığını ve dünyada herkes için bir sürü çikolata olduğunu ve kendisinin de bir tane almasında bir sakınca olmadığını düşünür.

16 Bazense izinsiz aldıkları eşya sevdikleri birini hatırlattığı için alırlar. ( Kardeşimin bebeğini alacağım belki kardeşinin onunla beraber olmasını istiyor olabilir ve kardeşinin bebeğini aldığında onu incitebileceğinin farkında olmayabilir). Bu yaşlarda, gereksinimleri karşılanmayan çocukların; örneğin, okul döneminde harçlık verilmeyen çocukların cepten para çaldıkları görülür. Para biriktiren cimri anne-babaların çocukları, yeterince oyuncağa, giysiye ya da sevgiye sahip olamadıkları için çalma davranış bozukluğunu gösterir. Ya da harçlık alsalar bile yine de anne-babanın cebinden para çalabilirler. Bu davranışın altında inançsızlığı ve cimriliklerini kınama gibi bilinçaltı duyumsamaları vardır. Paraya aşırı önem verilen, maddiyatın ön planda olduğu evlerde çocuklar da paranın bir güvence olduğuna inanarak çeşitli eşya ve paraları saklama eğilimi duyarlar. Çalma davranışı karşısında aileler neler yapabilir? Eğer aileler çocuklarına uygun yollarla davranırlarsa, bu davranış çocuğun yaşı ilerledikçe sona erecektir. Bu dönemde çocukla inatlaşmamak gerekir. Çocuğun elinden kendine ait olmayan eşyayı almak için onu zorlamak ya da onunla inatlaşmak çözüm değildir. Dikkati başka yere çekerek, elindekini unutmasını sağlayın, ya da o an için ses çıkartmayıp daha sonra sahibine geri vermesini sağlayın. Ailelerin çocuklara eşyalarına sahip çıkmaları ve diğer kişilerin eşyalarına saygı göstermeleri konusunda konuşması gerekir. Çalma, yalan söyleme gibi kavramları yeni yeni anlamaya başlayan 5-6 yaş çocukları için, onlara izinsiz bir başkasının eşyasını almanın o kişiyi inciteceğini ve üzeceğini anlatmanız gerekir. İzinsiz kimsenin eşyasını almıyoruz. Bu da ailemizin kurallarından biri şeklinde de hatırlatmalar yapılabilinir. Bu kuralı uyguladığı zaman çocuğunuzu ödüllendirin (Örneğin; bir şeyi isterken izin aldığını gördüğünüz zaman, ya da izin vermediğinizde sizden onu izinsiz almayıp başka bir şeye yöneldiği zaman, vb. gibi). Çocuk aldığı eşyayı geri götürdüğü zaman, sözel ödüllendirme yapılabilir fakat daha sonra bu konunun aile tarafından gündeme getirilmemesi gerekir. Böylece çocuk açtığı yeni sayfa ile yaşamına devam edebilir. Çocuğunuzla eşyaları izinsiz almak yerine neler yapabileceği hakkında konuşabilirsiniz. Birşey almak isteğinde (arkadaşının oyuncağı, para, vb.) onu alamadığında neler yapabilirsin? diyerek alternatifler geliştirmesine yardım edin (arkadaşının oyuncağını çok beğendiysen ona bunu söylemek, izin istemek, vermezse başka bir şeye yönelmek, vb. gibi). Her konuda olduğu gibi bu konuda da aileler çocuklara model olurlar. Örneğin, eşinizle yaptığınız konuşmada işyerinizde bırakmayı unutarak eve getirdiğiniz kalemleri gösterdiğiniz ya da alışveriş sırasında yanlışlıkla az ödeme yaptığınız ve bunun farkedilmediğini anlatarak övündüğünüz gibi örnek durumlar çocuğun dürüstlük kavramını anlayabilmesini zorlaştırır. Sevgi ve şefkatten uzak büyüyen ya da aşırı koruyuculukla büyütülmüş çocuklarda da bu davranış görülebilir. Bu durumlarda çocuk bu yolla kızgınlığını ifade edebilir, ailesinden ya da arkadaşlarından öç almaya çalışabilir. Çalınan eşya sevgi ya da şefkat yerini dolduran bir eşya da olabilir. Kısaca çalma davranışı fiziksel ya da psikolojik olarak gereksinimleri karşılanmamış çocuklarda çocuklarda 8-9 yaşlardan sonra davranış bozukluğu olarak görülebilir. Eğer bu davranış ileriki yaşlarda devam ederse ya da diğer davranış bozuklukları ile kendini gösterirse, çocuğun duygusal gelişiminde (kendine yetersizlik, değersizlik duyguları) ya da

17 aile olan ilişkilerinde ciddi problemler olduğu düşünülür. Sürekli bu davranışı gösteren çocuklarda insanlara karşı güvensizlik ve yakın ilişkiler kurmada güçlük görülür. Suçlu hissetmek yerine, suçu diğer insanlara atma bana ihtiyaçlarımı vermedikleri sürece, onları ben kendim alırım düşüncesiyle hareket ederler. Bu durumlarda bir uzmandan yardım istemek gerekir. Çocuklara sevgi ve şefkat göstererek, onlara değerli olduklarını hissettirerek, kişiliklerine saygı duyarak ve gereksinimlerini karşılayarak bu davranışın sönmesini sağlayabilirsiniz. Çocukların suç işlemelerinin altında yatan nedenler: Dürtüsel davranış sonucunda suç işleme: Kaygı, güvensizlik ve mutsuzluk gibi duygular çocuğu suç işlemeye teşvik edebilir. Çocuk ya da genç çalmanın cezalandırılacak bir davranış olduğunu öğrense de yakalanma olasılığının düşük olduğu durumda, arzu edilen nesnenin çekiciliği, yaşamında yalnız bir kez tüm kontrolünü kaybetmesine neden olabilir ve antisosyal davranış gösterebilir. Yaptığı davranışın nasıl sonuçlandığı gelecekte izleyeceği yolu belirler. Eğer sonuç başarısızsa, çocuk yakalanmış ve cezalandırılmıştır ya da olası ceza beklentisiyle bir huzursuzluk yaşar (suçluluk duygusu) ve bu davranışı tekrar etme olasılığı azalır. Eğer sonuç başarılı ise, çocuk cezalandırılmamıştır ve en az düzeyde rahatsızlık hisseder ve aynı şartlar elde edildiğinde benzer davranışı gerçekleştirme olasılığı artar. Bu tür suçların tedavisinde çocuğun aile içi ilişkilerine odaklanıldığı zaman, başarılı sonuçlar elde edilebilir. Sosyalleşeme durumu: Çocuğun ya da gencin antisosyal davranışlara engel olacak içsel kontrolleri kazanamaması. Erken gelişim dönemlerinde anne baba ile kurulan ilişkinin niteliği ve aile yapısı burada önem kazanmaktadır. Anne ya da babanın aşırı katı ya da tutarsız disiplini, kayıtsız ya da kinci tutumları, aile bütünlüğünün olmayışı (zayıf ya da kopuk aile bağları) çocuklarda suç işleme olasılığını artırıcı etkenler olarak görülür. Çocuğun davranışını kontrol etmesini sağlayacak etkenler: Çocuğun disiplininde anne babanın tutarlı yaklaşımları, kendinden beklenen davranışın açıkça ifade edilmesi, anne ve babanın olumlu modeler sunması, sosyal kurallara uymanın sonucunda kazançlarını (kabul, saygı, onay) görmesi için fırsat yaratılması. Sosyalleşme fakat uyum sağlayamama: Çocuğun ya da gencin davranışı, içinde bulunduğu sosyal çevrenin standartlarına uyumludur (örneğin, yasa dışı çeteler) ancak yasaları koyan ve yürüten, daha hakim olan kültürün normlarına aykırıdır. Genellikle düşük sosyoekonomik sınıfa ait ailelerin çocuklarında bu davranış görülebilir. Duygusal alanda yaşadıkları sıkıntılar: Suçlu çocuklarla yapılan araştırmalarda, duygusal alanda yaşadıkları sıkıntılar şu şekilde belirtilmiştir: Duygusal ilişkilerde ya reddedilmiş, anlaşılmamış ve güvensiz hissetmek ya da sevilmediğini hissetmek. Kendini ifadede ya da diğer haz veren isteklerde yaşanan engellenmişlik. Aile içinde, okulda ya da sosyal etkinliklerde hissedilen yetersizlik ve aşağılık duyguları. Hatalı anne baba tutumları ve aile içi sorunların getirdiği stresin sonuçları aşağıda listelenmiştir:

18 o o o o o İleri derecede tutucu ve katı kurallı tutumlar. Verilen cezalar çocuğa duygusal olarak yıkıcı ya da fiziksel olarak acı verici şekilde ciddi boyutta olabilir. Ancak güçlü bir cezalandırma ile disiplin sağlanır inancına sahiptir annebabalar. Örneğin bazı ebeveynler çocuğu displin etmek için dövmek gerektiğini düşünürler. Ancak dayak çocuğa sadece saldırgan modeller sunar. Çocuğun kişisel değerini küçültmesine ve hayal kırıklığı yaşamasına neden olur. Bedensel ve ruhsal olarak büyük mutsuzluk hissetmesine ve acı çekmesine neden olur. Kısa dönem için çocuğun davranışlarını değiştirebiliyor fakat bu yaklaşım onun dünya için hissettiği temel algısını değiştirmez. Tam tersine, dünyanın tehlikeli bir yer olduğu inancını pekiştirmektedir. Karşısındakinin de duygularını anlama becerilerinin gelişmesini engeller. Acı bile verse bir çeşit ilgi olduğundan çocuk kayıtsızlık yerine tercih edebilir. Ve bu olumsuz ilgi, çocuk saldırganlıklarının en önemli motivasyonudur. Aile içinde ya da okulda saldırgan tavırları ya da şakalarıyla çevresinin ilgisini çekmeye çalışan ve bu yolla çevresindekilerin hoşnutsuzluğunu üstüne çekip bunu bir onay olarak kabul eden çocuklarla karşılaşılmaktadır. Suçlu ilgi odağındadır, gurur içindedir. Yoğun şiddette yaşanan kardeş kıskançlığı ya da aile içinde çocuklar arasında yapılan aşırı ayırımcılık. Suç işlemekten dolayı yaşanan yoğun suçluluk duygusu ya da cezalandırılma isteği. Yukarıda sayılanların hiçbiri çocukların suç işlemelerinde tek başına yeterli bir etken olarak sayılamaz. Çocuk anti-sosyal davranışı öğrenmedikçe (anne babadan ya da akranlardan) suç işleyemez ve bu davranışı gerçekleştirmek için bir motivasyonu olmadıkça (ödül, kabul, onay, gibi) davranışı sürdürmekte ısrarlı olmayacaktır. Neler yapılabilir? Suç işleyen çocuk ya da genç ya kabul edilebilir ya da edilemez davranışlar arasındaki ayırımı yapamaz, ya da bu ayırımı yapsa bile yeterli özkontrol becerisini geliştiremez. Bu nedenle çocuklara erken gelişim dönemlerinden itibaren özkontrol becerilerini geliştirmeleri için destek vermek çok önemlidir. Önemli olan çocukların kendi kendilerini kontrol edebilmeleri, bu kontrolü içselleştirebilmeleridir. Böylece çocuk kendi davranışlarından kendini sorumlu tutabilmeyi öğrenir. Suçlu ya da risk altındaki çocuklara bu tip sosyal becerileri kazandıracak önleyici ve tedavi edici eğitim programları uygulanmalıdır. Özkontrol geliştirmek önemlidir çünkü o Kendilerini kontrol edebilen bireyler güvenilir ve sorumluluk sahibidirler. Bu insanların doğru şeyleri yapacaklarına inanılır. Örneğin birinin, polis memuru ortalıkta olsa da olmasa da kırmızı ışıkta beklemesi gibi. o Karar alırken kendilerini güçlü hissederler. İç kontrole sahip olan insanlar kendi seçimlerini kendileri yapabilirler. Çocuklarda özkontrolün gelişmesi için 1. Benliklerini güçlendirmek gerekir. Çocuğun benliğini güçlendirmek için : Seçim yapabilmesini ve karar verebilmesini sağlayacak fırsatlar yaratarak hakimiyet duygusuna sahip olmasını sağlayın. Seçim yapabilme fırsatının tanınması çocuğun kişilik gelişimini önemli

19 ölçüde etkiler. Her çocuğun yetenekleri ve yaşı göz önünde bulundurularak çocuklara bu süreci yaşatmak, onların karar verme becerilerini, iç görülerini, esnekliklerini geliştirecek ve hayat boyu önlerine çıkacak ağır kararlarla başa çıkmalarına yardımcı olacaktır. Tabii burada çocuğa sunulan seçeneklerin uygun olması, çok zor olmaması gerekir. Örneğin annesi ve babası ayrılmaya karar vermiş 4 yaşındaki bir çocuğa kiminle kalmak istiyorsun sorusu, bu yaştaki bir çocuğun verebileceği çok zor bir karar. Okul öncesi dönem çocukların karar vermeleri için sayısız fırsatlarla doludur. Önemli olan yetişkinin, çocuk bir kez karar verdikten sonra onun seçimine saygı duymasıdır. Tatlını şimdi mi yemek istersin? Parmak boyası mı yapmak yoksa bloklarla mı oynamak istersin? gibi sorular çocuğun karar vermesini sağlar çünkü çocuk reddetse bile her iki taraf için de sorun yoktur.) 2. Ahlak gelişimlerini desteklemek (Çocukların doğru ve yanlışı ayırtedebilmelerini sağlamak Vicdan bize neyi yapmamız ve yapmamamız gerektiğini söyleyen iç sesimizdir. Vicdan gelişiminde iki önemli faktör yer alır: a. Yetişkinle (anne-baba/öğretmen) çocuk arasında şefkatli bir ilişkinin varlığı. Okul öncesi dönemde çocuk duygusal bağ kurduğu kendi cinsi olan ebeveynle özdeşim kurarak, onun davranışlarını, tutumlarını, değerlerini, duygusal tepkilerini model alır. Sonuçta; model aldığı ebeveynler de o kültürün değerlerine, tutumlarına ve özelliklerine sahip olduğundan, çocuk aynı zamanda içinde yaşadığı sosyal çevreye ve kendi cinsine ait rolleri de öğrenmiş olur. Çocuk, bu özdeşim süreci içinde benimsediği kodlara aykırı tutumlar sergilediği zaman ise vicdanı devreye girer ve suçluluk duymaya başlar. Çocuğun sosyal çevresi genişlediği zaman ailesinden daha farklı özdeşim kurabileceği modellerle karşılaşır.- mahalle arkadaşları, öğretmenler, kahramanlar- Dolayısıyla, çocuğun kişiliği bir seri özdeşim sonucu kurulacaktır. Bazı yönlerden ailesi gibi, bazı yönlerden çok sevdiği, hayranlık duyduğu öğretmeni gibi, ya da filmlerde ya da hikaye kitaplarında karşılaştığı kahramanlar, ya da çevresindeki diğer önemli kişiler gibi olacaktır. Kişiliğinin gelişiminde birçok farklı kaynak yer aldığından, karmaşık ve kendine öz bir yapı oluşturacaktır. Zaman içinde bu kaynaklar, ailesinden daha da baskın yer alabilir. b. Çocuğa bir şeyi neden yapması ya da yapmaması gerektiğini açıklamak Örnek Arkadaşına blokla vurmana izin veremem çünkü canı çok yanar. Kuralımız neydi? Tuvaletin sifonunu çekmek! yerine Her zaman tuvaletin sifonunu çekiyoruz, böylece bir sonraki arkadaşın tuvaleti temiz bir şekilde kullanabilir. denilebilir. Bu ifade çocukların diğer kişileri düşünmelerine yardımcı olur. Başka deyişle onlara

20 karşılarındakinin bakış açısını yakalamayı öğretir. Küçük çocuklar bunu yapmada çok başarılı olmasalar bile, bunun önemli olduğunu farkedebilirler. Gözü kapalı bir şekilde çocukları kurallara uymaları için zorlamaktansa (emretmektense) bu yaklaşım onlar için çok daha iyidir. Diğer bir örnek: Şekeri geri vermeliyiz, çünkü parasını ödemedik. Birşey satın aldığımız zaman parasını vermeliyiz. İnsanlar istedikleri şeyleri çalışıp kazanarak alırlar gibi bir ifade Bu şekeri nasıl izinsiz alırsın? Çok şımarık bir kızsın a tercih edilir (Karşılarındaki insanı düşünmelerini ve onların bakış açılarını yakalamalarını sağlar). c. Kendini yeterli ve değerli hissetmesini sağlayın. Kendi hakkında olumlu düşünen ve yeterli hisseden biri, kendini kontrol etmekte de zorlanmaz. Ancak bazı çocuklar yalnızca hatalı davrandıkları zaman anne-babalarının ya da öğretmenlerinin ilgisini çekerler. Yetişkinle kurulan negatif ilişki çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlamaz. Okuldaki en yaramaz çocuk olarak etiketlenmiş çocuklar bile her zaman hatalı davranmazlar. Zamanların bir bölümünü kabul edilebilir aktivitelerle geçirebilirler.

21 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Çocuklarda Saldırganlık Nisan Psikolojik Danışma Merkezi nin websitesinden alınmıştır. Saldırgan olarak tanımlanan davranışlar genellikle yüksek yoğunlukta ya da şiddette olup, karşı tarafın yani kurbanın acı ve rahatsızlık ifadeleri ile izlenir. Bunlar kasıtlı yapılan zarar verici davranışlardır. Vurma, itme, tekmeleme, tırmalama, ısırma, eşyaya zarar verme, gibi fiziksel saldırıların yanında küçümseme, küfür etme, alay etme, tehdit etme, gibi sözlü saldırılarla da karşılaşılır. Saldırganlıklarını kontrol edemeyen çocuklar, Genellikle hayalkırıklığı yaşarlar ve ileri derecede duyarlıdırlar. Kendileri hakkında duyguları tanımakta ve sözcüklerle ifade etmekte zorlanırlar. Duygularını sözler yerine ani fiziksel ya da sözel saldırılarla ifade ederler. Niyetlerini ve hislerini netlikle tanımayan ve hayata sadece hareket gözüyle bakan çocuklar şiddeti tüm zorlayan durumlarda bir tür başa çıkmak yolu olarak kullanırlar. Saldırganlığın sonuçları: Her insanın doğasında saldırgan davranmasını sağlayacak olanaklar vardır. Fakat insanın bunları kullanıp kullanmaması onun kişisel deneyimlerine bağlıdır. Çocuklarsa ilk deneyimlerini aile ortamında yaşarlar. Yapılan araştırmalar çocuğun kişiliğinin gelişiminde biyoloji ve çevrenin beraber etken olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çocuklara saldırgan davranışlarını kontrol etmeyi ya da kızgınlıklarını çevrenin uygun gördüğü şekilde ifade edebilmeyi öğretemediğimiz durumlarda çok ciddi uzun dönemli sorunlarla karşılaşabiliriz. Yapılan araştırmalar, çocukluk döneminde saldırganlık gösterenlerin yetişkinlikte de ciddi psikolojik sorunlarla karşılaştıklarını ortaya koymuştur. Çocukla güç savaşına girerek yaptığınız cezalandırmalar, Çocuğa sadece saldırgan modeller sunar. Çocuğun kişisel değerini küçültmesine ve hayal kırıklığı yaşamasına neden olur. Bedensel ve ruhsal olarak büyük mutsuzluk hissetmesine ve acı çekmesine neden olur. Kısa dönem için çocuğun davranışlarını değiştirebiliyor fakat bu yaklaşım onun dünya için hissettiği temel algısını değiştirmiyor. Tam tersine, dünyanın tehlikeli bir yer olduğu inancını pekiştiriyor. Karşısındakinin de duygularını anlama becerilerinin gelişmesini engeller. Acı bile verse bir çeşit ilgi olduğundan çocuk kayıtsızlık yerine tercih edebilir. Ve bu olumsuz ilgi, çocuk saldırganlıklarının en önemli motivasyonudur. Aile içinde ya da okulda saldırgan tavırları ya da şakalarıyla çevresinin ilgisini çekmeye çalışan ve bu yolla çevresindekilerin hoşnutsuzluğunu üstüne çekip bunu bir onay olarak kabul eden çocuklarla karşılaşıyoruz. Suçlu ilgi odağındadır, gurur içindedir.

22 Öneriler: Belirli kurallarla belirlenmiş sınırlamalar iki tarafın isteklerini de dikkate alan ortak çözümler bulunmalıdır. Hemen sinirli tepkiler vermek yerine sıcaklığın, yakınlığın ve sabrın hakim olduğu ses tonu ile konuşmak çok önemlidir. Hakların olduğu yerde tabii ki sorumluluklar da vardır. Fakat çocuk kendini anlaşılmış gibi hissettiği zaman sorumluluk hissetmeyi de öğrenir. Kendi ve çocuğunuzun duygularını anlamaya çalışın. Kendi anne babanızla ilişkinizin eskiden nasıl bir içeriğe sahip olduğunu hatırlayın. Çocukluğunuzda anne babanızın size tutumlarını ve bunun şu anda sizin çocuğunuza geliştirdiğiniz davranış modelleri ile ilişkisine bakın. Temel tutumunuzda çocuğunuzun sağlığı ve rahatlığı ile ilgili kaygılar mı hakim? Aşırı düzen, temizlik, vb. gibi takıntılarınız mı var? İktidar, güç ihtiyacı içinde misiniz? Bu soruları kendi kendinize sorup açıkyüreklilikle yanıtlarsanız, neden bu denli saldırgan davranmaya meyilli olduğunuzu anlarsınız. Yaşadığınız duyguyu ifade edin. Şimdi kızgınım çünkü... Korkuyorum, çünkü... sizin hafiflemenizi de sağlar. Böylece sizin ürkek, kızgın yüz ifadesinin nedenini anlamasını sağlarsınız. Sürekliliğini istediğiniz davranışı ödüllendirin. Çocuğun olumlu davranabilmesi için, yani istenilen davranışın sıklığını arttırmak için (ör: oyuncaklarını toplamak) ödüllendirme yapmak gerekir. En basit düzeyde yapacağınız tek şey, cesaretlendirmek istediğiniz davranışı yaptığını farkettiğinizde (ör: sessizce oynamak), ona bununla ilgili bir yorum yapmaktır: Sessizce oynaman çok hoşuma gidiyor. Cesaretlendirmek istediğiniz davranışları düşünün. Çocuğunuzun kendisinden ne beklendiğini anladığına emin olun. İstediğiniz davranışı her yapışında onu övün, davranışını övün. ( Oyuncaklarını toplaman çok hoşuma gitti demek, Aferin sana demekten daha çok belirgin ve etkilidir). Bu basit teknik size yardımcı olacaktır. Mümkün olduğunca ceza yerine davranışların doğal sonuçlarını yaşamalarına fırsat verin. Örneğin yemek yemek istemeyen bir çocuğa izin verilmesi, kitabın sayfasını yırtan çocuğun yapıştırmasını sağlamak, sınıfta raftaki kitapları dağıtan çocuğun toplamasını sağlamak gibi... Bu durumda ahlak dersi vermeye ya da aksi olmaya gerek yoktur. Çocuğun kendi davranışının sorumluluğunu üstlenmesini sağlamak gerekir. Ne zaman yardım almalı? Eğer çocuk kendine, başkalarına ya da eşyalara zarar verici davranışları sürdürüyor ve anne baba yaklaşımları işe yaramıyorsa bir uzmandan yardım almak gerekir.

23 Nisan Psikolojik Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Merkezi Yalan Söylemek Nisan Psikolojik Danışma Merkezi nin websitesinden alınmıştır. Çocuklar da yetişkinler gibi birçok farklı nedenden dolayı yalan konuşabilirler. Çocuğun yalan konuşması ile ilgili anne-baba yaklaşımları çocuğun yaşına, duruma ve yalanla ilgili oluşturulmuş aile içi kurallara göre farklılık gösterir. Okul öncesi dönem: Özellikle küçük çocukların gerçekle hayali birbirinden tam ayıramadıkları zaman verdikleri ifadeler sonucunda yalan konuştukları düşünülür. Ya gerçek olmayan bir durumu gerçekmiş gibi ya da gerçek olan bir olayı abartarak anlatırlar. Genellikle bu tür uydurmalar çocukların gerçekleşmesini istedikleri olayları ifade etmelerinin bir yoludur. Bu nedenle bu dönemdeki çocuklar kasıtlı olarak yalan söylemezler. Okul öncesi dönemdeki çocuklar yalan konuşmanın hatalı ya da dürüst olmayan bir davranış olduğunu bilemeyebilirler. Bu nedenle yalan konuştukları düşünülerek cezalandırılmamaları gerekir. Bu durumda anne baba önce çocuğun hikayesini dinleyebilir. Daha sonra hikayesine biraz gerçek katarak onun arzusunu ona ifade edebilir: Örneğin, çocuk ben çok hızlı araba kullanabilirim! dediğinde, anne baba çok hızlı araba kullanmak isterdin diyebilir. Bazen de bu dönemdeki çocuklar istedikleri birşeye ulaşabilmenin bir yolu olarak yalan söyleyebilirler. Bu durumda da aşırı tepki göstermemek gerekir ve çocuğun gerçek arzusunu vurgulamak onu rahatlatır. Örneğin yuvaya gitme saatinde evdeki oyununu bitiremeyen ve devam etmek istediğini farkettiğiniz çocuğunuz aniden Bugün yuvaya gidemem, karnım ağrıyor dediğinde Evde oyun oynamak çok hoşuna gitti, çok az daha oyna ama birazdan hazırlanıp çıkmamız gerek diyebilirsiniz. Bazı durumlarda da doğru söylediklerinde bundan memnun olduğunuzu, yalan söylemenin ise hatalı bir davranış olduğunu anlatmak gerekir. Okul dönemi: Okul dönemindeki çocuklar ise yalan söylemenin hatalı bir davranış olduğunu kavramışlardır. Bu dönemdeki çocuklar genellikle kendilerine sıkıntı yaratabilecek durumlardan kaçınmak, başkalarını etkilemek, isteklerine ulaşmak, kendilerini ya da başkalarını korumak için yalan söylerler. Bunun dışında kendi anne babasının yalan söylediğini farkeden çocuk onları model alabilir. Bu dönemdeki çocukların anne babalarının yalan öyleme durumunda önceki dönemlerden daha farklı bir yaklaşım sergilemeleri gerekir. Öneriler:

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Anne babalar için çocuklarının ilk kelimelerini duymak heyecan verici bir deneyimdir. Duyduğu yeni kelimeleri

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak. Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Kardeş Kıskançlığı hakkındadır. Sizlere çocuğunuza bu süreçte nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Neler olduğunu hiç anlamıyorum!

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ AKRAN İLİŞKİLERİ VE AKRAN ZORBALIĞI AKRAN İLİŞKİLERİ Akran etkileşimi doğum itibariyle başlamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Kardeş Kıskançlığı Nedir? 1 Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeş kıskançlığının önlenebilmesi için, hamilelik döneminden başlanarak, çocukları kardeş olgusuna hazırlamak gerekir. Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08 Söz Dinlemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olunmalıdır? Çocuklarda zaman zaman anne-babalarının sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları görülebiliyor. Bu söz dinlememe durumu ile anne-babalar

Detaylı

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim

Detaylı

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor: Uzm. Psikolog Nuray ÖZBEN AVŞAR Anne - baba - çocuk ilişkisinin son yıllarda hızlı bir değişim içerisine girmiş olduğu gözleniyor. Hızla gelişen dünya ile hayata bakış açıları her geçen gün gelişiyor ve

Detaylı

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları 1. Ay : İşte geldim, buradayım! 3. Ay : Harika bir oyuncağım var: Ellerim! 6. Ay : Ben bir enerji küpüyüm! 9. Ay : Güvenlik önlemlerini artırdınız mı? Emekliyorum! 12. Ay : Yürüyorum! Bağımsızım, Mutluyum,

Detaylı

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu İÇERİK Rehberlik Birimi Tanıtımı Gelişim Dönemleri ve Okula Uyum Süreçleri Öğrencilerimizin; Zihinsel, bedensel, sosyal ve

Detaylı

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö 0-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ KÜÇÜK ADIMLAR ANAOKULU Mehmet Gökay İÇEL. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 AİLE İÇİ İLETİŞİM VE SINAV KAYGISI PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ İçindekiler Motivasyonu Arttırma ve Hedef Belirleme Hedef Belirlerken Göz Önünde Bulundurulacak

Detaylı

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi TED MERSİN ÖZEL ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ TANIMA ANKETİ ÇOCUĞUN TC KİMLİK NO : 2-Cinsiyeti 3-Doğum yeri ve tarihi 4-Geldiği okul 5-Okula geliş nedeni 6-Velinin Adı-Soyadı ve Yakınlık

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014 AİLE İÇİ ŞİDDET Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için

Detaylı

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU Formun Amacı: Bu form çocuğun sağlık durumu, psikomotor gelişimi, özbakım gelişimi, sosyal duygusal gelişimi ve davranışsal özelliklerine ilişkin bireysel gereksinimleri

Detaylı

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Okul öncesi ve ilkokula başlama döneminde çocuk

Detaylı

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ Özgüven Nedir? Özgüven en basit tanımıyla kişinin kendisine güvenmesidir. Daha geniş anlatımla, kişinin yapabildikleri ve yapamadıklarıyla, olumlu

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK 10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK İnsanoğlu yaşam boyu farklı gelişme dönemleri yaşar. Çocukları daha iyi tanımak için onların içinde bulundukları gelişme döneminin özelliklerinin bilinmesi aileyi rahatlatır,

Detaylı

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Uzm Psk. Nuray ÖZBEN AVŞAR ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Çocuklar hızla büyüyor, çocukluk dönemini bitirip ilk erişkinlik olan ergenlik dönemine adımlarını atıyorlar. Ergenlik çağında fiziksel

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ VELİ BÜLTENİ MAYIS -2012 ÇOCUK VE KİTAP "EĞİTİM YAŞAM İÇİNDİR" 2 ÇOCUK VE KİTAP Önceleri çocuk için kitap bir oyuncaktır.

Detaylı

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri Şiddetin Psikolojisi 2015-2016 Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı Şiddetin çevresel kökenleri Aile Özellikleri Eğitim Durumu ve Gelir Problem davranış Arkadaş seçimi Etkisiz ya da fiziksel disiplin

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler SINAV KAYGISI Kaygı, stresli bir durum karşısında hepimizin yaşadığı uyarılmışlık halidir. Ancak kaygının belli bir miktarda yaşanmasının olumlu işlevleri de vardır. Bir miktar kaygı günlük hayatta bizi

Detaylı

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum» Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni «Okula Uyum» Hayatımızda yeni bir sayfa daha açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Çocuklar, okula

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... SAYI ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ

KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... SAYI ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ 2013 ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... *Yazar adını yazın+ *Şirket adını yazın+ 01.11.2013 SAYI 2 Saygıdeğer anne ve babalar; Yeni bir rehberlik bülteni ile

Detaylı

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM BENİ KOŞULSUZ SEVİN! OTİZM NEDİR? O Bireyin sosyal iletişimini, dil

Detaylı

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI HAZIRLAYAN MUHAMMED PAMUK DİĞER DÖKÜMANLARIMIZI REHBERLİK İÇİN YAPILMIŞ YAZILIMLARIMIZI GÖRMEK İÇİN FACEBOOK GRUBUMUZA BEKLERİZ. LİNK: https://www.facebook.com/groups/teknorehbe

Detaylı

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ EYLÜL 2017 ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ Erken çocukluk dönemi yaşamın en kritik dönemlerinden biridir. Bu süreçte, kişiliğin

Detaylı

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ 8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİNİ BİLMEK NE

Detaylı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER Uykuyla ilgili sorunlar sadece bebeklik döneminde yaşanmaz.okul öncesi dönemde ki çocuklarda çeşitli uyku sorunu yaşarlar.uykuya dalmada güçlük,gece terörleri

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN OKULA UYUM SÜRECİ BİR ÇOCUK İÇİN OKUL, DAHA ÖNCE HEMEN HEMEN HİÇBİRİNİ TANIMADIĞI ÇOK SAYIDA ÇOCUKLA KARŞILAŞMA ZORUNLULUĞUYLA, UYULMASI

Detaylı

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 1 2 İnsanların özellikle de çocukların, doğa şartlarına olduğu kadar toplum şartlarına ve kurallarına da uyum sağlaması

Detaylı

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum ANNE-BABA TUTUMLARI Anne-baba tutumu, anne-babanın, karşılıklı iletişim esnasında, çocuklarına yönelttikleri tutum ve davranışlarının bütünüdür. Çocukların bütün olarak sağlıklı bir gelişim göstermesi

Detaylı

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? Ebeveynler için Notlar Bu kitapçık, yaklaşık 4 ila 12 yaş aralığındaki, psikoterapi düşünülmüş çocuklar

Detaylı

0 yaştan itibaren. Sıcak ve sakin bir ses ile konuşabilirsin ve şarkı söyleyebilirsin. "Bebek kelimeleri" yerine, gerçek kelimeleri kullanabilirsin

0 yaştan itibaren. Sıcak ve sakin bir ses ile konuşabilirsin ve şarkı söyleyebilirsin. Bebek kelimeleri yerine, gerçek kelimeleri kullanabilirsin 0 yaştan itibaren 1. Bebeğinle konuş Yeni doğmuş bir bebek dilini öğrenmeye başlar. Bu nedenle, bebeğiniz uyanıkken, onunla konuşmaya çokça özen gösterin. Bebeğinle konuşurken bunları yapabilirsin: Sıcak

Detaylı

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ OKULA BAŞLARKEN Okul, aileden sonra çocuğun içinde bulunduğu ilk temel sosyalleşme kurumudur. Okul dönemi, çocuk için ailesinden ilk ayrılış dönemidir; çünkü çocuk, okula başladığında evden farklı bir

Detaylı

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? ÇOCUĞUNUZU KOLLARINIZA ALDIĞINIZ AN SANKİ DÜN GİBİ AKLINIZDAYKEN, MİNİK BEBEĞİNİZ BÜYÜDÜ VE BEBEĞİNİZİN

Detaylı

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu na göre 2008 yılı sonu itibariyle evlatt edindirilen

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK OYUNLARLA EBEVEYİNLİK Oyun, çocuğun zihinsel, bedensel ve sosyal gelişimini hızlandıran en önemli faaliyetlerden bir tanesidir. Oyun hem eğlenceli hem de eğitseldir. Çocuk, oyun aracılığıyla duygularını

Detaylı

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR? KEKEMELİK NEDİR? Bireyin yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.

Detaylı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI Yalan, insanları aldatmak amacı ile uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür. Çocuğun yalana başvurması tıpkı yetişkin insanın yalana başvurması kadar kendini,

Detaylı

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir? Anneler Çocuklarına En Çok Niçin Kızıyor? Acıbadem Sağlık Grubu Bağdat Caddesi Tıp Merkezi psikologlarından Ayşegül Topçu Aydın ve International Hospital psikologlarından Ferahim Yeşilyurt, anneler ve

Detaylı

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) Eylül, 2009 Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi, Ankara Uzm. Seda YILMAZ İNAL AÇEV Ankara Temsilcisi Ailenin Önemi Anne-babalar, ilk eğiticiler olarak çocukların

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Rüyalar genellikle en saçma göründüklerinde en derindedir. Sigmund Freud Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Anksiyete: kendinize kötü bir şey olacağını ve

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI 18 Kasım KASIM 4 Kasım 21 Ekim EKİM 7 Ekim AY HAFTA 2016 2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SÜMER ANAOKULU AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI Verilecek Konu Kaynakça Görevli Öğretmen OKULDAKİ REHBERLİK ÇALIŞMALARI 4.1. Tanımı

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları: OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM Sağlıklı iletişim, çocuğun ruhsal gelişimi açısından büyük önem taşır.

Detaylı

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak Öfkenin Gerçek Nedeni Ne? ÖFKE kıskançlık, üzüntü, merak,

Detaylı

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. OKUL KORKUSU Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. Kuşlar Uçar, Balıklar Yüzer, Yetişkinler Konuşur, Çocuklar Oyun Oynar.''

Detaylı

Sevgili Anne ve Babalar;

Sevgili Anne ve Babalar; Sevgili Anne ve Babalar; Rehberlik ve psikolojik danışma servisi, okulumuzda öğrenim gören tüm öğrencilerimizin yaş dönemine özgü gelişim süreci içerisinde karşılaştıkları güçlükleri sorun haline dönüşmeden

Detaylı

Adapazarı Özel ENKA Anadolu Lisesi REHBERLİK BÜLTENİ

Adapazarı Özel ENKA Anadolu Lisesi REHBERLİK BÜLTENİ Adapazarı Özel ENKA Anadolu Lisesi REHBERLİK BÜLTENİ 1 Adapazarı Özel ENKA Anadolu Lisesi REHBERLİK BÜLTENİ 1 AKRAN ZORBALIĞI VE ÇEŞİTLERİ İngilizce literatürde bullying olarak adlandırılan kavram Türkçeye

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur.

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur. SAYIN VELİ; Okul olarak amacımız, ruhsal, duygusal, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk sahibi, milli ve manevi değerlere sahip başarılı bireyler yetiştirmektir. Bu

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme Đyi bir başarı için gerekli olanşartlar Çocuğunu desteklemek isteyen annebabalar için çeşitli tavsiyeler Elisabeth Grammel und Claudia Winklhofer Übersetzung: Abdullah

Detaylı

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine OKUL FOBİSİ Okullar eğitim-öğretim süreçlerine başlarken çocuklarda en temel karşılaşılan sorunlardan biri okul fobisidir. İlk defa böyle bir durumla karşılaşan ebeveynler şaşırmış bir halde en uygun çözümü

Detaylı

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü NİSAN Ayın Konusu FARKLILIKLARLA YAŞAMAK İÇİNDEKİLER 1. FARKLILIKLARA SAYGI DUYMA 2. EMPATĠ

Detaylı

NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ. Sınav Kaygısı. Veli Kitapçığı

NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ. Sınav Kaygısı. Veli Kitapçığı NİLÜFER REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ Sınav Kaygısı Veli Kitapçığı Kaygı Nedir? Kaygı; kişiliğimize yönelik bir tehdit olarak algıladığımız, nedeni ve kaynağı bilinmeyen, temel inançlardan (algılar,

Detaylı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFLARI EKİM BÜLTENİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFLARI EKİM BÜLTENİ 4 YAŞ SINIFLARI EKİM BÜLTENİ MİNİK TEMA ETKİNLİKLERİ Ağacınla Tanış DİL ETKİNLİKLERİ Okul-sınıf kuralları hakkında sohbet edilmesi «Mustafa Kemal ATATÜRK ve Cumhuriyet Bayramı» ile ilgili sohbet ve sunumlar

Detaylı

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir. Çocuk, ihtiyacı olan tüm bilgi ve becerilerle donanımlı olarak dünyaya gelmez. Çocuğa yeni öğrenme fırsat ve olanakları sağlayan çevre, onun gelecekteki başarısı açısından önem taşır. Bu nedenle erken

Detaylı

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013 ÇOCUKLARA HAYIR DEMEYİ ÖĞRETMEK Aslında çocuklarımız okulumuz da yapılan Hayır Demek Ne Demek? ve Nelere Hayır Demeliyiz? konulu seminerimizde bilgi sahibi oldular. Evde siz ebeveynlerde çocukları bu konuda

Detaylı

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUĞUNUZUN OYUN TERAPİSTİ OLMAK İSTER MİSİNİZ? 2-8 YAŞ ARALIĞINDA ÇOCUĞUNUZ VARSA, BU EĞİTİM TAM SİZE

Detaylı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ KAVRAMLAR Renk Kavramı; Kırmızı Boyut Kavramı; Büyük-Küçük Şekil Kavramı; Daire FEN-MATEMATİK ETKİNLİKLERİ Yaprak ve dal toplama-inceleme etkinliği Kaç yaprak/dal topladık? Sayalım,gruplayalım GEMS- AĞAÇ

Detaylı

AKRAN İ LİŞKİ LERİ. PDR Bülteni Sayı: 03

AKRAN İ LİŞKİ LERİ. PDR Bülteni Sayı: 03 AKRAN İ LİŞKİ LERİ PDR Bülteni 2017-2018 Sayı: 03 AKRAN İLİŞKİLERİ Akran ilişkileri, yetişkin-çocuk ilişkisinden farklı olarak kendine özgü özellikleri olan ve çocuğun sosyal gelişimi açısından büyük önem

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma 1 of 5 14/10/2010 Stresle Başa Çıkma Stres bizim baskıya karşı duygusal ve fiziksel tepkimizdir. Bu baskı dışsal faktörlerden kendimizin ya da bir yakınımızın yaşam etkinliklerinden, hastalıklarından yaşam

Detaylı

ÇOCUK OKULA NASIL HAZIRLANIR?

ÇOCUK OKULA NASIL HAZIRLANIR? Eğitim sistemi değişti. 4+4+4 lük sistemde okula başlama yaşı erkene çekilince velilerin kafası iyice karıştı. İşte uzmanından okula başlama korkusu ile başa çıkmanın yolları... ÇOCUK OKULA NASIL HAZIRLANIR?

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni Çocuk ve Cinsellik Cinsel kimlik kişinin ait olduğu cinsi bilme hissidir. Cinsel kimlik gelişimi, doğumla başlayan ve yetişkinliğe kadar devam eden

Detaylı

Hizmetiçi Eğitimler.

Hizmetiçi Eğitimler. Hizmetiçi Eğitimler Altis; 1989 yılında Dr. Bülent Madi tarafından nöroloji ve sanat çalışmalarının birlikteliği amacıyla kurulmuştur. İki yıl süren çalışmalarının ardından, 1991 yılında diğer bilim dalları

Detaylı

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ? ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ? Cerrahi Servisler İnsanlar duyuları aracılığı ile dış dünyayı algılar, ruhsal, zihinsel, sosyal gelişimini sağlar. Duyulardan birinin eksikliği, algılamanın bütünlüğünü

Detaylı

ÖNSÖZ... IX 1. 10 12 13 10 14 2. 15 15 3. 20 20 24 27 28 29 30 30 33 34 36 39 40 41 42 III

ÖNSÖZ... IX 1. 10 12 13 10 14 2. 15 15 3. 20 20 24 27 28 29 30 30 33 34 36 39 40 41 42 III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX 1. Çocuklara Zarar Veren Anne-Baba Davranışları...1 Aşırı Koruyuculuk ve Kısıtlayıcılık...2 Reddetme; Maskelenmiş Mahrumiyet...4 Aşırı Hoşgörü ve Şımartma...5 Aşırı Beklentiler...6

Detaylı

HAKİM ÖMER ONSUN İLKOKULU ERASMUS + KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE FARKINDALIK YARATILMASI VELİ SEMİNERİ MAYIS 2017

HAKİM ÖMER ONSUN İLKOKULU ERASMUS + KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE FARKINDALIK YARATILMASI VELİ SEMİNERİ MAYIS 2017 HAKİM ÖMER ONSUN İLKOKULU ERASMUS + KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE FARKINDALIK YARATILMASI VELİ SEMİNERİ MAYIS 2017 PROJE HAKKINDA Program: ERASMUS+ Okul Eğitimi Bireylerin Öğrenme Hareketliliği

Detaylı

Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1

Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1 Mutlu Dünya Kreş, Anaokulu, Anasınıfı 1 Okulumuzu tanıyalım. (Sınıfımızdaki ve okulumuzdaki eşyaları tanıyalım) Okulumuzun bölümleri nelerdir? Okulumuzda çalışanlar kimlerdir? Görevleri nedir? Okula ne

Detaylı

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ Rehberlik Bilgi Bülteni Ekim 2014 IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ İLKOKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA RUHSAL OKUL SÜREÇLERİ KAYGILAR VE SORUMLULUKLAR EYVAH ÖDEVİM VAR! 1 Sevgili Velilerimiz, En değerli varlıklarımız olan

Detaylı

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ Pek çok çocuk dikkat kontrolleriyle ilgili sorunlar yaşamasına rağmen, her bir çocuk bu konuda zayıf ve güçlü yanlarının oluşturduğu birbirinden farklı değişik modellere sahip

Detaylı

DİKKAT VE DİKKAT TOPLAMA ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

DİKKAT VE DİKKAT TOPLAMA ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ DİKKAT VE DİKKAT TOPLAMA ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ Dikkat, * *Dikkati konu üzerinde toplamadan çalışmayı sürdürmek boşuna zaman kaybıdır. Çünkü dikkat olmadan

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı