GELĠġĠM DÖNEMLERĠ VE ERGENLERDE RUHSAL SORUNLAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GELĠġĠM DÖNEMLERĠ VE ERGENLERDE RUHSAL SORUNLAR"

Transkript

1 GELĠġĠM DÖNEMLERĠ VE ERGENLERDE RUHSAL SORUNLAR DAVRANIġ BĠLĠMLERĠ LĠSANS TEZĠ TEZ DANIġMANI: UZM. FATĠH KILIÇARSLAN BAKIRKÖY RUH VE SĠNĠR HASTALIKLARI HASTANESĠ BAġHEKĠM YARDIMCISI ĠSTANBUL HAZIRLAYAN: AYSEL KILIÇ

2 GELĠġĠM DÖNEMLERĠ VE ERGENLERDE RUHSAL SORUNLAR 2

3 ĠÇĠNDEKĠLER Giriş.5 ÇOCUK GELĠġĠMĠNE GĠRĠġ Gelişim İle İlgili Kavramlar 7 Gelişim İlkeleri 8 Gelişim Dönemleri 10 Doğum Öncesi ve Sonrası Gelişimi Etkileyen Faktörler 12 FĠZĠKSEL GELĠġĠM Doğum Öncesi Dönemde Fiziksel Gelişim 15 Doğum Sonrası Dönemde Fiziksel Gelişim...15 PSĠKO-MOTOR GELĠġĠM Psiko-Motor Gelişim İle İlgili Öğeler 22 Çocuklarda Psiko-Motor Gelişim Aşamaları..25 BĠLĠġSEL VE DĠL GELĠġĠMĠ BĠLĠġSEL GELĠġĠM Bilişsel Gelişim İle İlgili Kavramlar..38 Zeka.47 Piaget e Göre Bilişsel Gelişim Dönemleri.52 DĠL GELĠġĠMĠ Dili Oluşturan Sistemler 56 Çocuklarda Dilin Kullanılması.57 Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler 61 Dil ve Konuşma Bozukluklarının Nedenleri..63 Dil ve Konuşma Bozukluklarının Türleri 63 DUYUSAL GELĠġĠM Duyular 65 Duyular Yolu İle Öğrenme 67 Çocuğun Duyusal Gelişiminde Anne-Babanın Rolü 67 KĠġĠLĠK GELĠġĠMĠ Kişilik Gelişimiyle İlgili Kavramlar 70 Erikson a Göre Kişilik Gelişim Dönemleri.72 Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler..75 3

4 DUYGUSAL GELĠġĠM Duygusal Gelişim İle İlgili Kavramlar..77 Çocuklarda Duygusal Tepkiler.78 SOSYAL GELĠġĠM Sosyal Gelişim İle İlgili Temel Kavramlar..84 Çocuklarda Sosyalleşme Özellikleri...85 AHLAK GELĠġĠMĠ Ahlak Gelişimi İle İlgili Kavramlar 89 Piaget e Göre Ahlak Gelişimi..92 Kohlberg e Göre Ahlak Gelişimi Dönemleri..94 CĠNSEL GELĠġĠM Cinsel Gelişim İle İlgili Kavramlar 99 Freud a Göre Cinsel Gelişim Dönemleri..102 Cinsel Eğitimin Önemi.106 ERGENLĠK DÖNEMĠ Bedensel Gelişim.109 Bilişsel Gelişim.111 Duygusal Gelişim.111 Sosyal Gelişim..114 Ahlaki Gelişim Gelişimin Yaşlara Göre Özellikleri.117 Ergenlik Döneminde Anti-Sosyal Davranış..119 Ergenlik Döneminde Karşılaşılabilecek Sorunlar 120 Ergenin Aile İçi İlişki ve Sorunları..120 Ergenlerde Cinsellik.121 ERGEN VE RUHSAL SORUNLAR Depresyon.125 İntihar Anksiyete Bozukluğu Panik Bozukluğu Sosyal Fobi 128 Obsesif Kompulsif Bozukluk Sınav Kaygısı 130 Yeme Bozuklukları Tik Bozuklukları 132 Samatoform Bozukluklar.134 Saç Yolma.136 Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Davranım Bozukluğu 138 4

5 Madde Kullanımı 138 Bipolar Affektif Bozukluk..141 Şizofreni..143 Önemli Çocukluk Dönemi Hastalıklarının Ergenliğe Yansıması 144 Ruh Sağlığını Koruma Yolları

6 GĠRĠġ Bireylerin sağlıklı bir kişilik oluşturması, yeteneklerini en verimli bir şekilde geliştirebilmesi ve toplumda işlevsel olabilmesi çocukluk yıllarında kazanılan tecrübelere dayanır. Bu tecrübelerin önemli bir kısmı çocuğun eğitimi ile gerçekleşir. Toplumun geleceğini ise çocuğun eğitimi belirler. Çocuğun gelişiminde anne-baba ve öğretmenlere büyük rol düşmektedir. Bu kişilerin öncelikle çocukların gelişim dönemleri ve özellikleri ile ilgili bilgi sahibi olmaları çok önemlidir. Çocukların içinde bulundukları gelişim dönemlerinin ve bu dönemlerdeki gelişim ilkelerinin bilinmesi çocukların sağlıklı ve zamanında gelişimini destekleyecektir. Çocuk gelişimi hakkında bilgi sahibi olma, etkili bir öğrenme ortamının oluşturulması açısından da gereklidir. Gelişim dönemleri birbirini ardına sırayla yaşanır. Son çocukluktan sonrada ergenliğe geçiş dönemidir. Bir ergenle yaşamak da zordur. Ergenlik zamanına kadar kontrol edebildiğimiz, ne yapacağını az çok bildiğimiz çocuğunuz gitmiş, yerine sizin sevginizden şüphe duyan, size düşmanıymışsınız gibi davrandığını düşündüğünüz, arkadaşlarını size yeğleyen başka bir varlık gelmiştir. O halde ailelerin, çocukları daha ergenliğe girmeden neler olacağını, nasıl davranmaları gerektiğini; gençlerinde yaşayacakları değişimleri ve bu değişimleri de aileleri ile nasıl paylaşıp kendilerini nasıl anlatacaklarını bilmeleri gerekir. Aslında bu tezde aktarılanlar, çocuklara ve ergenlere nasıl davranmak gerektiği konusunda soruları olan tüm yetişkinler içindir. Düşünen, neyi neden yaptığını bilen ve bunu aktarabilen yetişkinler sağlıklı ve güvenli çocuklar yetiştirler. Tüm çocukların ve ergenlerin sağlıklı gelişmeleri ve mutlu olmaları dileğiyle; Sevgi ve saygılarımla, Aysel Kılıç 6

7 -ÜNĠTE 1- ÇOCUK GELĠġĠMĠNE GĠRĠġ KAVRAMLAR ĠLKELER GELĠġĠM DÖNEMLERĠ DOĞUM ÖNCESĠ VE SONRASI GELĠġĠMĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER 7

8 ÜNĠTE 1- ÇOCUK GELĠġĠMĠNE GĠRĠġ A. GeliĢim Ġle Ġlgili Kavramlar 1. Büyüme: Çoğunlukla birbirleriyle karıştırılan büyüme ve gelişme sözcükleri, gerçekte birbirlerinden farklıdırlar ve birbirlerinin yerini alamazlar. Yapısal artışı dile getiren büyüme bedende gerçekleşen sayısal değişiklikleri içermektedir (boy, kilo artışı gibi). Çocuk sadece fiziksel olarak büyümekle kalmaz, ayrıca iç organların yapı ve büyüklüğünde de değişmeler olur. Büyüme, canlı varlığın bedensel yönü ile ilgilidir. 2. GeliĢim: Gelişim daha genel ve kapsamlı bir terimdir. Canlı varlığın yaşamı boyunca geçirdiği tüm değişiklikleri kapsar. Gelişim, insanın beden yapısı, duygusal ve zihinsel özellikleri açısından düzenli bir biçimde değişmesi ve istenilen görevleri yapabilecek bir duruma gelmesidir. Örneğin; bebeğin ilk aylarda elini kolunu sallaması, daha sonra yakalama hareketine dönüşür. Bunlar gelişim ifadesidir. 3. OlgunlaĢma: Gelişim kavramı, genellikle olgunlaşma kavramı ile karıştırılarak kullanılmaktadır. Oysaki bu iki kavramı birbirinden ayırt etmek gerekir. Olgunlaşma, kişinin doğuştan getirdiği potansiyelin zaman içinde ortaya çıkması halidir. Bu anlamda kişinin herhangi bir çaba sarf etmesine gerek yoktur. Kendiliğinden meydana gelen bir süreçtir. Nasıl ki bir meyvenin olgunlaşması için bir çaba sarf etmeye gerek yoktur, kişinin olgunlaşması da benzer bir şekilde zamanla meydana gelir. Olgunlaşma, bir organın görevini yapabilecek seviyeye ulaşması için geçirdiği biyolojik değişmelerdir. Bu tür değişmelerde öğrenmenin etkisi yoktur. Örneğin, çocuk yürüyebilmek için, yürümenin gerektirdiği biyolojik olgunluğa erişememişse, zorlansa da yürüyemez. 4. Öğrenme: İnsanı, diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden birisi de öğrenme kapasitesinin olmasıdır. Biyolojik bir varlık olan insan, kısa sürede pek çok yeni davranış öğrenir. Önceleri çevresine bilinçli olarak gülücük dağıtır, yürümeye, koşmaya, konuşmaya başlar. Daha sonraları ise, giyinmeyi, arkadaşlarıyla oynamayı, okumayı-yazmayı öğrenir. Kişinin yaptığı davranışların büyük bir çoğunluğu öğrenme ürünüdür. Öğrenme; tekrar ya da yaşantı sonucu meydana gelen, kalıcı davranış değişikliği olarak tanımlanabilir. Bu tanıma göre öğrenmenin üç temel özelliği vardır. a) Öğrenme sonucunda mutlaka bir davranış değişikliği meydana gelir: Öğrenme nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, bireyde davranış değişikliği meydana getirir. Örneğin; daha önce deve görmeyen bir çocuğa, deve resmini gösterip Bu ne diye sorsanız, ya Bilmiyorum diyecektir ya da bildiği hayvanlardan at ya da eşeğe benzetecektir. Resimdeki hayvanın deve olduğu söylendiğinde ise resmi yeniden gördüğü zaman bu bir deve diyecektir. Yani öğrendikten sonraki davranışı değişecektir. Öğrenme ürünü olan davranış hemen ortaya çıkabildiği gibi, yeri geldiği ya da birey istediği zaman da ortaya çıkabilir. İnsanlar öğrendiklerini istedikleri zaman mutlaka gösterirler. Öğrenme ile davranışta meydana gelen değişiklik istendik ya da istenmedik olduğu gibi, yanlış da olabilir. Örneğin; küfürlü konuşma veya sigara içme istenmeyen bir davranış olmakla birlikte öğrenilmiş davranışlardır. b) Öğrenme yaşantı ürünüdür: Bireyin çevresiyle kurduğu etkileşim sonucunda bireyde kalan izler yaşantı olarak tanımlanır. Böylece öğrenmenin, bireyin çevresi ile etkileşim kurması sonucu meydana geldiği söylenebilir. Öğrenme bireyseldir. Örneğin; Aslı ile Gülşah aynı sınıfta bulunan iki öğrenci olduğu halde, dersin sonunda 8

9 farklı davranışlara sahip olabilirler. Öğretmen ders anlatırken, yanındaki arkadaşı ile konuşan Aslı, öğretmenin anlattığını değil de, arkadaşının anlattıklarını öğrenecektir. Gülşah ise öğretmenin anlattıklarını öğrenecektir. c) Öğrenme kalıcıdır: Öğrenmeden söz edebilmek için bireyin gösterdiği davranış değişikliğinin sürekli olması gerekir. Kısa süreli davranış değişiklikleri, büyüme, olgunlaşma ve sakatlanma sonucu meydana gelen değişiklikler ile ilaç ve içki kullanımından kaynaklanan davranış şekilleri öğrenme değildir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için gerekli koşullardan birisi genel uyarılma halidir. Bireyin uyarılma düzeyi önemlidir. Yüksek derecede uyarılma aşırı kaygı, şiddetli heyecan şeklinde kendini gösterdiğinde, öğrenme ciddi şekilde engellenir. Eğer organizma çok zayıf bir genel uyarılma durumunda(uykuda) ise öğrenme gerçekleşmez. Öğrenme durumlarında sadece genel uyarılma yeterli olmayabilir. Bununla birlikte güdülenme de olmalıdır. d) Hazırbulunuşluk: Hazırbulunuşluk, olgunlaşma ve öğrenme sonucu kişinin belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir. Biyolojik olgunlaşmanın yanı sıra, öğrenmeyi gerçekleştirmek ve desteklemek için uygun şekilde gerçekleşmiş çevresel faktörleri içerir. Bu, çocukların bir davranışı öğrenmesi için gereken olgunluğa ulaşmasının yanı sıra, yapılacak davranışla ilgili gerekli bilgi ve becerileri de kazanmış olmasını ifade eder. e) Eğitim: Eğitim, insanlığın doğuşundan beri daima olan, günümüzde de uygarlık düzeyi ne olursa olsun her toplumda hala devam eden bir süreçtir. Öğrenmenin oluşturduğu her durumda, insan davranışlarını değiştiren bir eğitim sürecinden söz edilebilir. Eğitimin temel amacı, yetişmekte olan çocukların ve gençlerin, topluma sağlıklı ve verimli uyum sağlamaların yardımcı olmaktır. Bu uyumun gerçekleştirilebilmesi için de büyüklerin gösterdiği eğilim ve yetenekleri eğitim yolu ile en son sınıra kadar geliştirilir. Uygar toplumların sosyal yaşanlarını sürdürebilmeleri için çeşitli kurumlar geliştirilmiştir. Eğitimin kurumsallaşması için de okullar kurulmuştur. Ancak bu durum eğitim kavramını illa okulla sınırlandırmak anlamına gelmemelidir. Eğitim bireyin tüm yaşamı boyunca devam etmekte, okul içinde ve dışında hayat boyu edindiği tüm tecrübelerin tümünü kapsamaktadır. B. GeliĢim Ġlkeleri Her canlı, kendi türünün gelişim ilkelerine göre büyür, gelişir ve olgunlaşır. İnsanın da kendine has gelişim ilkeleri vardır. Bu ilkeler, dünyanın her noktasındaki insan türü için geçerlidir. Gelişimi anlayabilmek ve yorumlayabilmek için bu ilkelerin dikkate alınması gerekir. Bu ilkeler şu şekilde sıralanabilir: Gelişim, hem kalıtımdan, hem de çevreden etkilenir. Kalıtım, bireyin anne ve babadan genler yoluyla aldığı özellikleri kapsar. Çevre ise döllenme ile birlikte etkili olan tüm uyarıcıları içerir. Gelişim bu iki etmenin etkileşiminin ürünüdür. Genel olarak kalıtımın veya çevrenin daha etkili olduğunu söylemek yanlış olur. Bazı özellikler için kalıtımın, bazı özellikler içinse çevrenin daha etkili olduğu düşünülebilir. Gelişimde bireysel farklılıklar vardır. Belirli gelişim dönemlerini her çocuğun aynı yaş veya dönemde gerçekleştirmesini beklemek yanlıştır. Gelişme, olgunlaşma süreci ile yaşantılar arasındaki öğrenmenin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Gelişme, biyolojik olgunlaşmadan büyük ölçüde etkilenir. Bununla birlikte biyolojik potansiyelin tam olarak ortaya çıkabilmesi için, bireyin gerekli öğrenmeleri gerçekleştireceği yaşantılar geçirmesi büyük önem taşır. 9

10 Bu ilke doğrultusunda her birey değişik ve tektir. Gelişim boyunca aynı sırayı takip eden süreçlerden geçilse bile, taşınan farklı kalıtsal yapılar ve çevresel koşullar sebebiyle gelişimde farklılıklar görülebilir. Örneğin, on aylıkken yürüyen çocuklar olabildiği gibi, bir yaşını geçtiği halde yürüyemeyen çocuklar da vardır. Anne-babalar gelişimde bireysel farklılıklar olabileceğini unutmamalıdır. Gelişim düzenli bir sıra izler. Bu ilkeye gelişim sırası ilkesi de denir. Bu ilkeye göre bedensel ve motor gelişim sırasında yapısal ve işlevsel özellikler belirli sırayla ortaya çıkarlar. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: - Gelişim baştan ayağa doğru olur. Doğum öncesinde bebeğin önce başı, daha sonra başa yakın bölgelerden ayaklara doğru bir gelişim görülür. Doğumdan sonra da ilk önce baş, daha sonra gövde, en sonda da bacak ve ayak kaslarının kontrolü ortaya çıkar. - Gelişim, bedenin iç kısımlarından dışa doğrudur. Örneğin, önce omuzlar, daha sonra kollar, en sonunda da eller gelişir. Ellerin kontrolü, parmakların kontrolünden daha önce ortaya çıkar. - Gelişim genelden özele doğrudur. Bebekte önce büyük kas kontrolü başlar, daha sonra küçük kaslar kontrol edilir. Bebekler oturmayı öğrenmeden önce başını dik tutmayı, emeklemeden önce oturmayı, yürümeden öncede emeklemeyi başarırlar. Bu sıra bütün bebeklerde aynıdır. Gelişim sırası aynıdır fakat zaman farkı olabilir. Yaşamın değişik dönemlerinde farklı türden gelişmeler önem kazanır. Farklı gelişim dönemlerinde, değişik gelişim özellikleri ön plana çıkar. Örneğin; bebeklik döneminde bedensel ve motor gelişim, psikolojik ve zihinsel gelişimden daha hızlı ve baskındır. Daha sonra zihin gelişimi ve kişilik gelişimi, önem kazanır. Ergenlik çağında psikolojik ve cinsel gelişim ön planda iken, yetişkinlik döneminde bedensel ve motor gelişim önemini kaybeder. Gelişimin hızı her yaşta aynı değildir. Büyüme ve gelişme bedenin çeşitli organlarında aynı oranda olmadığı gibi, zaman bakımından da aynı hızla ilerlemez. İnsanın alt sistemlerinin büyüme hızı da her yaşta aynı değildir. İnsanın alt sistemlerinin yaşlara göre gelişmesinin değişiklik göstermesi doğaldır. Bu büyüme geriliği ya da özürü değildir. Gelişimin hızlı olduğu dönemlerde çevrenin etkisi fazla, yavaş olduğu dönemlerde azdır. Yaşamın ilk yılları, çocukluk ve ergenlik dönemleri gelişimin hızlı olduğu, çevrenin olumlu ve olumsuz etkilerinin sıklıkla görüldüğü yıllardır. Dolayısıyla bireyin davranışlarında kalıcı izler bırakabilir. Yaş ilerledikçe çevrenin etkisi giderek azalır. Gelişim fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal yönleriyle bir bütündür. Çocuğun her alandaki gelişimi birbiriyle ilişki içindedir. Herhangi bir gelişim alanında bir aksama, diğer alanlardaki gelişimi de olumsuz etkiler. Gelişimin incelenmesi: Gelişimdeki beş temel kavram şöyle özetlenebilir: - Gelişim, dinamik bir olgudur. - Gelişim, genetik bireyselliğin bir sonucudur. - Gelişim, giderek artan bir özelleşme sürecidir. - Gelişimde denge vardır. - Gelişim, art arda görülen, düzenli bir süreçtir. 10

11 C. GeliĢim Dönemleri 1. Bebeklik Dönemi Doğuştan 2.yaşa kadarki süreye bebeklik dönemi deniyor. Kişi, doğuştan sonraki en hızlı gelişimi bu dönemde gerçekleştiriyor. Bu dönemden sonra gelişim hızı düşmeye başlıyor. Bebeklik döneminde çocuk, anne babasına tümüyle bağımlı iken, bu dönemin sonuna doğru bağımsızlığa adım atıyor. Çocuk, bu dönemde aile bireyleriyle sevgi ilişkileri kurmaya başlıyor. Dönemin Başlıca Gelişim Görevleri: 1.Doğumdan sonraki çevresel değişikliklere uyum. 2.Soluk almaya alışma. 3.Emmeyi öğrenme. 4.Belli zamanlarda uyanmayı ve uyanık kalmayı öğrenme. 5.Belli zamanlarda dışarı çıkma alışkanlığını kazanma. 6.Katı besinlere alışma. 2. Ġlk Çocukluk Dönemi Yaklaşık 2.yaştan 5 8 yaşına kadarki süreye ilk çocukluk (oyun) dönemi deniyor. Bu dönemde çocukta büyüme ve fizyolojik süreçler kararlılığa kavuşuyor. Çocuk, kendi başına oynuyor, kimi işleri görebiliyor, günlük yaşamını önemli ölçüde düzene sokuyor. Dönemin Başlıca Gelişim Görevleri: 1.Yürümeyi ve koşmayı öğrenme. 2.Konuşmayı öğrenme. 3.Kendi başına yemeyi öğrenme. 4.Göz ile el arasında işbirliği ve denge kurma. 5.Çevresine egemen olma ve istediklerini yapabilmek için gerekli araçları kullanabilme. 6.Cinsler arası ayrılıkları ve cinsel ahlakı öğrenme. 7.Kendi başına giyinmeyi öğrenme. 8.Sevilmeyi, sevmeyi ve sevgiyi paylaşmayı öğrenme. 9.Sevgiyi gösterme yollarını öğrenme. 10.Kardeşleriyle ve anne babasıyla uygun ilişkiler kurabilme. 11.Doğru ve yanlış konusundaki kavramları öğrenme, vicdan duygusu geliştirme. 3. Ġkinci Çocukluk Dönemi 5 8 yaşlarından yaşlarına kadarki süreyi; yaklaşık olarak ilköğretim 1.kademesini kapsayan döneme ikinci çocukluk (okul) dönemi deniyor. Bu dönemde büyüme hızı ve fizyolojik süreçler, iyice kararlılık kazanmaktadır. Çocuk, okulda ve mahallesinde belli toplumsal ilişkiler kurmaktadır. Kassal ve sinirsel becerilere gerek duyuran bedensel oyunlar oynamaya ağırlık vermektedir. Okulun da etkisiyle yetişkinlerin kavramlarını, mantığını, simgesel anlatımını ve iletişim yollarını kavrama çabasını göstermektedir. Dönemin Başlıca Gelişim Görevleri: 1.Büyük ve küçük kasları kullanmayı öğrenme. 2.Çeşitli oyunlarda beceri kazanma. 3.Kurallara uyarak yaşamayı öğrenme. 4.Yaşıtlarıyla oynamaya ve yaşamaya alışma. 11

12 5.Ev dışında, başka yetişkinlerle ilişki kurabilme. 6.Bedenini olduğu gibi tanıma ve kabul etme. 7.Kendi cinsi ile özdeşleşme ve kendi cinsine özgü rolleri benimseme. 8.Bedenine bakma ve temizlik alışkanlıkları kazanma. 9.Akranlarıyla yaşamanın, yetişkinlerle yaşamadan daha önemli olduğunu benimseme. 10.Kendi davranışlarının sorumluluğunu yüklenebilme. 11.Okuma, yazma, konuşma, hesaplama gibi temel okul becerilerini kazanma. 12.Zamanla ilgili kavramları öğrenme. 13.Somuttan soyuta doğru düşünme gücünü kazanma. 4. Ergenlik Dönemi Çocukluk ile yetişkinlik (13 14 yaşları ile yaşlar) arasını kapsayan geçiş dönemine ergenlik deniyor. Bu dönemin ilk yıllarında, erinlik gerçekleşiyor. Bu yıllarda büyüme hızı artıyor. Özellikle kol ve bacak kemiklerinde, dikkat çekici düzeyde büyüme görülüyor. İçsalgı bezlerinin salgıladığı hormonlar, bedende ve duygusal yapıda, önemli değişikliklere yol açıyor. Bu gelişmelerin yardımıyla kişi, fizyolojik ve anatomik yönden çocukluktan çıkıyor. Bir yetişkinin niteliklerini kazanıyor. Çoğu fizyolojik temele dayanan ergenlikteki bu değişiklikler, birçok gelişim görevlerinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu dönemde duygular çabuk iniş çıkış gösterir. Çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olmaz şeyi sorun yapar. Tepkileri önceden kestirilemez olur. Derslere ilgisi azalır, çalışma düzeni bozulur. Bencilleşir, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendisine tanınan hakları yetersiz bulur. Evdeki kuralların çokluğundan ve sıkılığından yakınır. Ana babanın uyarılarına birden tepki gösterir, kabalaşır, ters yanıtlar verir. Bana karışamazsınız, ben çocuk değilim der. Sürekli bir gidiş-geliş içindedir, kabına sığmaz gibidir. Evde durmak istemez, dönüş saatlerine aldırmaz, yemeğe geç gelir, gece sokağa çıkmak ister. Dağınık ve savruk olur; sık sık bir şeyler devirip kırar. Girip çıkıp bir şeyler atıştırır, ne bulursa yer. İlgiler artmış, gel geç hevesleri çoğalmıştır. Gürültülü müziğe bayılır, süse ve giyime düşkünlük gösterir. Genç kız ayna karşısında saatler geçirir, bir sivilce ile gün boyu uğraşır. Genç erkek saçını uzatır, günün modasına göre kestirir. Zayıflık, şişmanlık, uzun boy, kısa boy, yüz çizgilerinin düzgün olup olmayışı sorun olmaya 12

13 başlar. Odalarına kapanıp kendi başlarına kalmak isterler. Duvarlara film yıldızlarının resimlerini asarlar, uzun uzun düşler kurar, günlük tutmaya başlar; şiir, öykü yazmaya özenirler. Mesajlaştıklarının ve yazdıklarının okunmasına büyük tepki gösterirler. Telefon tutkusu başlar, arkadaşlarıyla uzun uzun, gizli gizli konuşurlar. Bu dönemdeki ruhsal çalkantının bir nedeni bir anlamı vardır. Hızlı beden gelişmesiyle birlikte gelen cinsel uyanış genci baskı altına alıp bunaltmaktadır. Genç birden bu değişikliklere kendisini uyduracak gücü bulamamakta, iç dengesi alt üst olmaktadır. Doğanın bir oyunu sonucu ruhsal olgunlaşma, bedensel ve cinsel gelişmeye ayak uyduramamaktadır. Genç, bozulan dengeyi düzeltmek için çabalamakta, denemeler yapmaktadır. Tepkilerdeki değişkenlik, davranışlardaki tutarsızlık, duygulardaki iniş çıkışlar hep yeni bir denge kurmaya yöneliktir. Yeni duruma uyum çabalarıdır. Başka bir deyişle genç içten gelen cinsel ve saldırganlık dürtülerinin baskısından kurtulmaya çabalamakta, kendisi için yeni ve yabancı olan duyguları bir düzene sokmaya uğraşmaktadır. Tıpkı toy bir sürücü gibi arabasını doğru yolda tutmaya çabalamakta, sağa sola yalpa yaparak yol almaktadır Dönemin Başlıca Gelişim Görevleri: 1.Hızla gelişen ve oranları değişen bedene uyum sağlama. 2.Yaşıtlar çevresinde bir yer edinebilme. 3.Bir meslek seçme ve buna hazırlanma. 4.Ekonomik bağımsızlık kazanma. Gerekli geliri sağlayabilecek, yetenek ve ilgilerine uygun bir meslek sahibi olma yoluna girme. 5.Aileden bağımsız olabilme. 6.Yetişkin toplumsal statüsüne erişme. 7.Evlenmeye ve aile kurmaya hazırlanma. 8.Uygun bir yaşam felsefesi ile birlikte kişisel değer duygusu oluşturma. D. Doğum Öncesi ve Sonrası GeliĢimi Etkileyen Faktörler Doğum öncesi dönemde annenin içinde bulunduğu şartlar ve bu şartlara bağlı olarak maruz kaldığı durumlar, fetüsü, yeni doğanı ve onun gelişimini etkilemektedir. Aşağıda belirtilmiş olan şartlar bu anlamda gelişimi önleyici önemli faktörlerdir. 1. Hastalıklar: Annenin hamileyken geçirdiği hastalıklar embriyonun gelişimini etkileyebilir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi metabolizma hastalıkları annenin düşük yapmasına sebep olabilmektedir. Virütik hastalıklardan olan kızamıkçık (rubella) ın sağır, geri zekâlı, kör bebeklerin veya kalp rahatsızlığı olan bebeklerin doğumuna yol açtığı bildirilmektedir. Ayrıca grip, suçiçeği gibi hastalıklar fetüsün ölümüne veya özürlü doğmasına sebep olmaktadır. Frengi gibi zührevi hastalıkların da doğum öncesi gelişimi ve fetüsün sağlığını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Doğum sonrası dönemde uzun süreli kronik hastalıklar, bebeklerde büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Uzun süre hastanede yatma, çevre ile ilişkiye girememe çocukların, bilişsel, duyusal ve sosyal gelişimlerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. 2. ÇeĢitli Kimyasal Ġlaçlar ve Çevre Kirliliği: Hamilelik sırasında annenin aldığı, hekime danışmadan kullandığı ilaçların fetüste çeşitli anomalilere, düşüklere veya erken doğuma sebebiyet verdiği kabul edilmektedir. Alınan ilaçlar, çeşitli kimyasallar gibi olumsuz etkileri görülen bir başka etken de sigaradır. Nikotinin düşük ağırlıklı bebeklerin doğumuna sebep olduğu bilinmektedir. Çevre kirliliğinin kaçınılmaz olumsuz etkileri daha dünyaya gelmemiş bebeklere kadar uzanmaktadır. Civa, kükürt, dioksit, asbest, kurşun ve çeşitli zirai mücadele ilaçlarının erişkin kişilere yaptığı hasarlardan fazlasının embriyoda görülebileceği iddia edilmektedir. 13

14 3. Beslenme: Annenin kötü beslenmesi, dengeli beslenme koşullarının oluşmamış olması fetüsü olumsuz etkilemektedir. Embriyo döneminde gerçekleştiği takdirde, kötü beslenmenin bebeğin organlarının büyümesinde geri dönüşümü imkânsız büyüme gecikmelerine sebebiyet verdiği bilinmektedir. Daha ileride fetüs döneminde oluşan kötü beslenme şartları ise büyümeyi yavaşlatmakla beraber uygun beslenme şartlarının başlamasıyla birlikte kötü etkinin ortadan kalkacağı kabul edilmektedir. Hamilelik süresinde dengeli beslenmenin annenin sağlığı ve bebeğin gelişimi açısından çok önemli olduğu bütün bilim adamlarının aynı düşüncede olduğu bir husustur. 3. Stres: Hamilelikte annenin yaşadığı aşırı uyarılma, stres halleri; buna bağlı aşırı heyecan ve korkuların fetüste damak ve dudak gelişimini aksattığı kabul edilmektedir. Örneğin yarı damaklı ve tavşan dudaklı bebeklerin, aşırı heyecan ve korkuların yaşanması sonucu doğduğu iddia edilmektedir. Ayrıca yoğun streslerle geçen hamilelik dönemi sonunda; düşük kilolu, sinirli ve sindirim sorunları olan bebeklerin doğma olasılığının yüksek olduğu kabul edilmektedir. Stres, doğum sonrası gelişimi, çocuk hangi yaşta olursa olsun olumsuz yönde etkilemektedir. Kekemelik, tik, gece-gündüz altına kaçırma, tırnak yeme gibi psikolojik kökenli problemlere sebep olabilir. Ayrıca, bilişsel fonksiyonları etkileyerek, öğrenme süreci verimsizleşir. 4. Diğer Faktörler: Doğum öncesi gelişimi olumsuz etkilediği öne sürülen diğer faktörler ise; kan uyuşmazlığı, radyasyon ve annenin yaşıdır. Annenin yaşının yirmi yaşın altında ve otuz beş yaşın üstünde olduğu durumlar riskli kabul edilmektedir. 14

15 -ÜNĠTE 2- FĠZĠKSEL GELĠġĠM DOĞUM ÖNCESĠ DÖNEMDE FĠZĠKSEL GELĠġĠM DOĞUM SONRASI DÖNEMDE FĠZĠKSEL GELĠġĠM 15

16 ÜNĠTE 2- FĠZĠKSEL GELĠġĠM A. Doğum Öncesi Dönemde Fiziksel GeliĢim 1. Dölüt: Kadın cinsel hücresi ile erkek cinsel hücresinin (sperm) birleşmesinden itibaren geçen iki haftalık süre zarfında döllenmiş hücrede (zygot) çok hızlı çoğalmalar, değişiklikler olur. Zygot ta başlayan canlının hayatında ilk 24 saat içerisinde mitoz gerçekleşir ve döllenmiş hücre bölünmeye, çoğalmaya başlar. Tek hücre halindeyken ikiye, sonra dörde, sekize bölünerek milyonlarca hücre sayısına ulaşır. Döllenmenin yaklaşık onuncu gününe doğru dölüt rahim duvarına yapışır. Bu aşamada dölütün büyüklüğü toplu iğne başı kadardır. Rahim duvarına yapışıp, yuvalanan dölüt, ikinci haftanın sonunda embriyo adını alır ve embriyo dönemi başlamış olur. 2. Embriyo: Bu aşama ikinci haftanı sonundan başlayıp, sekizinci haftanın sonuna kadar devam eder. Hızlı hücre çoğalmasıyla büyüyen embriyo ikinci ayın sonunda genel hatlarıyla insan görünümünü alır. Ortalama, uzunluğu 41 mm dir ve beden farklılaşmasının %95 i tamamlanır. Kol ve bacaklar açıkça belirmiş; gözler kulaklar, iskelet ve adaleler de gözlenebilir durumdadır. Üçüncü hafta içinde kalp ilkel şeklini almıştır ve kalp atışları başlamıştır. Özellikle bu evrede annenin sağlığında meydana gelen bir bozukluk doğrudan embriyonun gelişimini etkilemektedir. Embriyoda ilkel bir sinir sistemi de gelişmiştir. 3. Fetüs: Doğum öncesinin ikinci aşaması, üçüncü ayın başından doğuma kadar devam eder. Üçüncü ayın başından itibaren fetüs ismi verilen canlının beden yapısı belirdiği için bu dönem genel büyüme ve sistemlerin zenginleşmesiyle geçer. Fetüsün kalp-damar ve endokrin sistemiyle ilgili çok az çalışma vardır. Fetüsün kalp atışlarının 3. haftada başladığı kabul edilmektedir. Kendi dolaşım sistemi olmasına rağmen fetüsten anneye, anneden de fetüse kan değişimi olur. Yedinci aydan itibaren fetüsün fizyolojik mekanizması dış dünyaya ulaşabilmek için yeterli gelişmeyi sağlamıştır. Dördüncü ayda anne fetüsün hareketlerini hissedebilir. Kemikleşmede dördüncü aydan itibaren başlar. Beşinci ayda, iç organlar gelişmiş durumdadır. Karaciğer, böbrekler gibi bazı organlar gelişimini doğumda bile tamamlamış değildir. Doğumda bebeğin ortalama boyu 50 cm, ortalama ağırlığı da 3 kg civarındadır. Genel olarak erkek bebekler kız bebeklerden biraz daha ağır ve uzun doğarlar. B. Doğum Sonrası Dönemde Fiziksel GeliĢim Fiziksel gelişim çocuğun beden yapısındaki niceliksel değişme ve artışları içerir. Doğumdan oniki yaşa kadar olan fiziksel gelişim boy ve kilo, kaslar, kemikler ve dişler, sistemler ve organlar açısından incelenecektir. 16

17 1. Boy ve Kilo: Büyüme, organizmadaki hücre sayısının ve hücrelerin büyüklüğünün artmasıyla ilgilidir. Yeni doğan bebeğin boyu, 48-53cm, kilosu ise gr arasındadır. Bebeklik döneminde erkekler kızlara oranla daha uzun ve daha kiloludur. İlk yıllarda büyüme oldukça hızlı olup gözle görülebilir niteliktedir. Bebeklik dönemindeki sağlıklı gelişiminin kanıtı bebeğin düzenli olarak kilo almasıdır. Bebek beşinci ayda doğum ağırlığının iki katına, birinci yılda üç katına, ikinci yılda ortalama olarak dört katına ulaşır. Bebeğin bir yıl içersinde boyu ortalama 75cm ye, kilosu ise 10kg a ulaşır. Bebek ilk 6 ay boyunca ayda 8cm uzar.1 2 yaş arasında boy uzunluğu 10-12cm artış gösterir.2 4 yaşları arasında yılda yaklaşık 7cm uzar.4 yaşla ergenliğin başladığı yaş arasında yılda 5-6cm uzar. Birinci yaşın sonunda doğum uzunluğunun % 50 si kadar, 2. yaşın sonunda ise %75 i kadar daha uzamaktadırlar. Dört yaşında ise doğum boyunun yaklaşık 2 katı kadar olur. Bebeğin normal gelişimi için anne sütünün yararı tartışılmaz bir gerçektir. Hem kız hem de erkek çocuklarında boy büyümesi ve ağırlık artması doğumdan sonraki ilk birkaç yıl içersinde ve ergenlik döneminde hızlıyken, ilk çocukluk ve erinlik öncesinde oldukça yavaştır. Kız ve erkek çocuklar arasında boy ve kilo yönünden farklılıklar vardır, bunun nedeni de erkek çocukların kızlara oranla daha çok kemik ve kas kütlesine sahip olmalarıdır. On bir yaş civarı çocukların büyüme ve gelişmelerinde yavaşlama görülmeye başlar, bu dönemdeki çocuk birçok aktiviteye katılarak beceri kazanır, aynı zamanda gelişimindeki yavaşlamadan istifade ederek bedenine alışması da kolaylaşır. Büyüme ve gelişmenin yavaşlamasına karşın, özellikle kız çocuklarında bu dönemde boy ve kilo artışının yanında ilk adet dönemi görülür. Erkeklerdeyse yaşlarında ikincil cinsiyet belirtileri görülür. Doğumu takip eden ilk iki yıl süresince büyüme, yaşamın tüm dönemlerine oranla en hızlı olduğu dönemdir. İki yaştan sonra fiziksel büyüme yine hızlı olmakla beraber, biraz yavaşlar. Bu dönemde bebeğin karnının büyük oluşu kamburumsu bir görüntü verir; ancak iki yaşından sonra vücut duruşu yetişkine benzemeye başlar. Erken çocukluk eğitimi döneminde vücut oranları gözle görülebilir şekilde değişir. Gövde ve bacaklar hızla büyür. Yaklaşık 6 yaş civarında vücudun genel görünümü yetişkin görünümüne benzer. Çocukların boy gelişimini desteklemek için bir etkinlik örneği aşağıda verilmiştir. 17

18 2. Kaslar: Kaslar vücudun hareket sisteminin aktif elemanları olup kemiklerin üzerini örten bölümünü oluşturur. Vücut hareketlerini kaslar sayesinde yapar. Çocuğun doğumda kaslarının ağırlığı beden ağırlığına göre 1/5 ile 1/4 arasındadır, ergenlikte bu oran 1/3 iken yetişkinlikte ise 2/5 si kadardır. Kasların vücuttaki gelişimi belli bir sıra izler, önce büyük kaslar sonrada küçük kaslar gelişir. Doğumdan sonraki ilk aylarda göz kasları aktif haldedir, dört yedi aylar arasında başı ve bedeninin üst kısmını destekleyen kaslarla, el ve kol hareketini sağlayan kasların kontrolü sağlanır. Erken çocukluk dönemindeyse daha çok, kaba motor hareketler ince motor hareketlerden daha önce kendini gösterir. Örneğin çocuklar bu dönemde rahatlıkla koşup zıplayabilirken, düğme ilikleme ve makas kullanma gibi becerileri yapmada zorlanırlar. İnce ve kaba motor becerilerin gelişimi kız ve erkek çocuklarda farklıdır. Kızlar ince motor hareketleri daha iyi yaparken erkek çocukların kaba motor becerilerde daha iyi olduğu gözlenmiştir. Kaslar vücutta şu görevleri üstlenirler: - İskelet sisteminin hareketini sağlarlar. - Vücudun enerji deposudur. - Dilin hareketini sağlar ve konuşmaya yardım eder. - Organların çalışmasını etkiler. - Kalbin çalışmasında ve kan dolaşımında etkin rolleri vardır. - Solunum sisteminin çalışmasına yardımcı olurlar. 3. Kemikler ve DiĢler: Büyüme süreci içerisinde bedenin oranları sürekli bir değişim gösterir. Yeni doğan bebeğin kemikleri kıkırdaktır, zamanla bu kıkırdak doku kalsiyum, fosfat ve diğer minerallerin etkisiyle kemikleşmeye başlar. Yeni doğan bebekte toplam 270 kemik vardır. İlk yıllardaki kemik gelişimi hızlıyken ilk çocuklukta bu hız düşer; ancak ergenlik döneminde kemik gelişiminin tekrar hızlandığı görülür. Yeni doğan bebeğin başı vücuduna oranla daha büyüktür. Normal bir yetişkinde baş beden büyüklüğünün 1/8 i kadardır, yeni doğanda ise bu oran 1/4 kadardır. Yeni doğanın baş çevresi yaklaşık olarak 35 cm dir. Üçüncü ayda 40.5cm, 6 ayda 43cm, 1 yaşında 46cm dir. Başın büyümesi, beyin büyümesini yansıttığı için tüm çocuklarda dikkatle izlenmelidir. Göğüs çevresi yeni doğanda baş çevresiyle birbirine çok yakın olup neredeyse eşittir. 1 yaşından sonra göğüs çevresi baş çevresini geçer. Doğumda göğüs çevresi 33 cm dir.1 yaşında 47 cm, 5 yaşında 55 cm dir. Verilen tüm ölçümlerin yaklaşık değerler olduğu ve bireysel farklılıklara göre bu oranlardaki değişikliklerin normal olduğu unutulmamalıdır; ancak bulunan sonuçlar büyük farklılık taşıyorsa, en yakın zamanda çocuğun bir uzmana götürülmesi gerekir. Yeni doğan bebeğin kafatası arasında altı tane boşluk vardır. Bu boşluklara bıngıldak(fontonel) adı verilir. Bunların beş tanesi doğumun ilk günlerinde kapanırken tepedeki bıngıldak on iki-on sekiz ayaları arasında kapanır. Kemik hastalığı olanlarda bıngıldaklar geç kapanırken, beyin gelişiminde problem olmayan çocuklarda daha erken kapanmaktadır. Bazı çalışmalar bu büyümelerin düzenli olmayabileceğini, bebekler ve çocukların bazı aylarda daha fazla uzarken veya ağırlık kazanırken bazı aylarda daha az uzayıp daha az ağırlık kazanabilmelerini göstermektedir. Bazen duraklama dönemlerinin olabileceği gibi ani büyümelerin de olabileceği unutulmamalıdır. Bebeklikteki fiziksel büyümede kalıtım, beslenme, çevre koşulları, ailenin sosyoekonomik düzeyi ve çocuğun yeterli uyarım alması da etkili olmaktadır. Ülkemizdeki ortalama doğum ağırlık değerleri, Batı Avrupa ve ABD standartlarına 18

19 uygunluk göstermektedir İskelet gelişimi kızlarda ve erkeklerde farklıdır. Özellikle ilk çocukluk döneminde kızların iskelet gelişimi, erkeklerin iskelet gelişimine göre daha ileri seviyededir. Aynı zamanda iskelet sistemi bedenin oranını da belirler. Bedenin baş, kol, el, göğüs, karın, bacak ve ayak gibi parçaların birbirine göre büyüklüğü bedenin oranını verir. Diş tabakalarının gelişimi doğum öncesi dönemde başlar. Olgunlaşmasını tamamlayan dişler, doğumdan sonra belli bir sırayla diş etlerini delerek çıkar. İlk dişler yaklaşık ayda çıkmaktadır; ancak farklı ülkelerdeki çocukların diş gelişimlerinin değişik olduğu sonucuna varılmıştır. Bazı bebeklerde dişin ilk çıkışı 12. aya kadar olabilmektedir. Bazı bebeklerin de doğduklarında bir veya birden fazla dişi de olabilmektedir, dört yaşına doğru çocuğun tamamlanan bu dişlerine süt dişleri adı verilir. Süt dişleri 20 adet olup iki-iki buçuk yaşına kadar tamamlanır. Süt dişlerinin çıkma zamanı aşağıda görülmektedir. Süt dişlerini tamamlayan çocuk yedi yaşına geldiğinde süt dişleri çıkış sırasına göre düşmeye başlar ve yerini kalıcı dişlere bırakır. On iki yaşına geldiğinde ise çocuğun ağzında 28 adet kalıcı diş bulunur bırakmaktadırlar. İlk düşen kemiklerin gelişimi ve dişlerin gelişimi arasında sıkı bir bağ vardır. Diş gelişimi bakımından kızlar bir yıl daha öndedir. Süt ve kalıcı dişlerin zamanında ve sağlam çıkmasında annenin sağlıklı ve yeterli beslenmesi, doğum sonrası bebeğin ve annenin yeterli ve dengeli beslenmesinin önemli bir rolü vardır. 4. Sistemler ve Organlar: Vücut gelişimine paralel olarak iç organlarda gelişir. İç organlardaki gelişim ve büyüme aşağıda incelenmiştir: Sindirim sistemi: Bebeğin sindirim sistemi, anne sütü ve onun bileşimine yakın gıdaları sindirebilecek niteliktedir. Bebeklerin midesi küçüktür. Beslenme esnasında mide, kapasitesi ile orantılı miktarda besin alabilir. Midenin boşalması da çabuk olur. Bebek çok çabuk acıkır, bu yüzden de sık sık beslenmesi gerekir. Mide kapasitesi yeni doğan bebekte ml iken, birinci haftanın sonunda ml ye çıkar. Üçüncü ayda 150 ml, altıncı ayda 200 ml ve birinci yaşın sonunda 300 ml ye ulaşır. İki yaşından sonra çocuklarda mide kapasitesi 500 ml ye kadar çıkar. Bebeklerin vitamin ve kalsiyuma çok fazla ihtiyaçları vardır. Bu maddelerin yoklukları sindirim bozukluklarına yol açar. Sindirim bozuklukları çocuğun fiziksel 19

20 gelişimini etkiler. Bebek başlangıçta katı yiyecekleri sindiremez. Sindirime yardımcı olan salgıların özelliği ve miktarı çocuk büyüdükçe farklılaşır ve bebek değişik gıdaları kolayca sindirebilir. Mide ve bağırsak gelişimi bebeklik döneminde tamamlanır. Sindirime yardımcı olan salgıların da artmasıyla, bebek yavaş yavaş değişik gıdalara alıştırılır. Ergenlik döneminde, midenin büyüklüğü ve kapasitesi artar. Bundan dolayı bu dönemde aşırı yemek yeme görülür.(çocuk Gelişimi 1, Ya-Pa Yayınları, 2001, s.51.) Solunum sistemi: Her hücrenin enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji, besin öğelerinin ve oksijenin sağlanmasıyla sağlanır. Oksijenin hücre düzeyinde kullanılmasına iç solunum, oksijenin dış ortamdan alınmasına ise dış solunum denir. Oksijenin kullanılması ve bebeklerin solunum sistemi yetişkinlerden farklıdır. Solunum yolları, daha dar ve kısadır. Yeni doğmuş bebeklerin dakikadaki solunum sayısı 40 60, üç aylık bebeğin 35 40, bir yaşındaki bebeğin ise dir. Bu dönemdeki solunum hızlı ve yüzeyseldir. İlk yıllardaki hızlı solunuma kaburga kemiklerinin yatay durumda olması neden olmaktadır. Bu nedenle bebek solunumu daha çok karın yardımıyla yapar. Kalp ve Kan Dolaşımı: Kalp herkesin kendi yumruğu büyüklüğünde olan bir organdır. Vücudumuzda bulunan en güçlü kas kalp kasıdır. Dakikada ortalama 70 kez ( arasında) kasılır. Kalbin her günde pompaladığı kan yaklaşık 20 tonun üzerindedir. Çocukların kalp ritmi daha fazladır. Yeni doğan bir bebeğin kalbi dakikada ortalama arasında artar. Bu hızlı artışlar bir yaşına kadar sürer. Dakikadaki kalp atışının sayısı yavaş yavaş azalır ve yetişkin düzeye gelir. Yeni doğan bir bebeğin doğmandan önce kanında buluna hemoglobin zamanla azalarak, yerini yeni ve kalıcı hemoglobine bırakır. Bebeğin kanında bebeği mikroplara karşı koruyan antikorlar bulunur. Bu antikorlar bebeğe plasenta yoluyla anneden geçer. Bebek doğduktan sonra ilk iki- üç ayda, kızamık, kızıl, kabakulak, çocuk felci gibi bulaşıcı çocuk hastalıklarından bu antikorlar yardımıyla korunur. Üçüncü aydan itibaren bu antikorların etkisi azalır. Bu nedenle gerekli aşıların zamanında yapılması gerekir. Kalpten çıkan kan, akciğerlere gider ve oksijenle zenginleştikten sonra kalbe döner. Buna küçük dolaşım denir. Oksijenle zenginleşen kanın vücuda yayıldıktan sonra geri dönmesine ise büyük dolaşım denir. Kan vücut hücreleri ile dış dünya arasında bağlantıyı sağlayan önemli bir dokudur. Hücre ve dokulardaki artıklar kanla uzaklaştırılır. Besinlerle alınan temel maddeler ve solunum ile alınan oksijen hücre düzeyine kadar kan sayesinde iletilir. Bu anlamda kan hayati önem taşır. Böbrekler İdrar Yolu ve Üreme Organları: Hücreler artık maddeleri doğrudan kana çevirirler. Kan bunları alarak vücudun boşaltım organlarına iletir. Su ve karbondioksit fazlası solunumla, su ve tuzlar terle deriden dışarı atılırlar. Üre, ürik asit, su ve tuz böbrekler tarafından süzülerek idrarla dışarı atılır. İdrarın %95 i sudur. İlk yıllarda böbreklerin çalışması ve bebeklerin idrar yapması oldukça düzensizdir. Bebeğin idrar yapma sayısı, beslenme ve çevre koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bebeğin aldığı besin ve sıvı miktarı arttıkça, idrar yapma sayısı da o oranda artar. Hayatın ilk yıllarında üreme organlarının büyümesi azdır. Araştırmalar kızlarda uterus ve ovaryumun, erkeklerde ise testislerin ve prostatın erinlikten kısa bir süre önce geliştiğini gösterir. Beyin ve Sinir Sistemi: Beyin, beyincik ve omurilikten oluşur. Merkezi sinir sisteminden 43 çift sinir çıkar. Bu sinirlerin 12 çifti beyinden çıkar. Bunlara kafa çiftleri denir. Bunlar ses, duyma, söz söyleme, tat alma, okuma ve yazma, dengede yürüme 20

21 gibi etkinliklerin yapılmasını sağlar. Diğer 31 çift sinir ise kaslara ve iç organlara gider. Bu sinirler kasların görevlerini yapmasını sağlar. Merkezi sinir sistemi, kulak ve gözler fötal dönem ve süt çocukluğunda hızla gelişir. Merkezi sinir sistemindeki gelişim yavaş bir şekilde erinliğe kadar devam eder ve daha sonra durur. Beyin doğumda 350 gr ağarlığında olup, erişkin beyninin %25 i kadardır. Üç yaşındaki bir çocuğun beyin ağırlığı bir yetişkinin beyin ağırlığının %75 ine, altı yaşında ise %90 na ulaştığı görülür. Çocukluk döneminde beyin ölçüsünde son derece yavaş bir büyüme söz konusudur. Beynin doğum öncesi ve doğum sonrasındaki gelişimi hızlıdır. Bu hızlı büyüme ve gelişmeye beynin büyüme hamlesi denir. Beynin büyüme hamlesi, doğum öncesi dönemde başlar ve dört yaşa kadar devam eder. Beynin büyüme hamlesinin ilk bölümü, doğum öncesinden onsekizinci aya kadar olan glia hücrelerinin hızla arttığı dönemi kapsar. İkinci bölümü ise, onsekizinci aydan dört yaşa kadar süren miyenilizasyonun gerçekleştiği dönemi içerir. İnsan doğumda, yaşamı boyunca sahip olabileceği nöron hücrelerinin tümüne sahiptir. Bir nöron öldüğü zaman yerine yenisi gelmez. 21

22 -ÜNĠTE 3- PSĠKO- MOTOR GELĠġĠM PSĠKO-MOTOR GELĠġĠM ĠLE ĠLGĠLĠ ÖĞELER AŞAMALAR 22

23 ÜNĠTE 3 PSĠKO-MOTOR GELĠġĠM Çocuğun gelişiminde önemli bir yer tutan psiko-motor gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bu ünitede psiko-motor gelişimle ilgili öğeler ile 0-12 yaş çocuklarında psiko-motor gelişimin aşamaları konuları ele alınmıştır. a) Psiko-Motor GeliĢimle Ġlgili Öğeler Psiko-motor gelişimin yönü beyin omurilik gelişim sırasına göredir. Birey çevresindeki özel uyaranlara vücuduyla özel cevaplar verir. Böylece davranış örnekleri ortaya çıkar. Davranış örneklerinin belli bir olgunluğa ulaşmasında bireyin belli gelişim öğelerine sahip olması gerekir. Psiko-motor gelişimle ilgili öğeler dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı ve eşgüdüm şeklinde sıralanabilir. Bu öğeler, her bir becerinin temel unsurları olup, etkili olma dereceleri becerilere göre farklılık gösterir. 1. Dikkat Dikkat kavramı, göz veya kulağa gelen uyaranların bir kısmının sonraki süreçler için seçilmesidir. Bu kavram yoğunlaşma ve zihinsel kurgularla eş anlamlı olarak da kullanılır. Bunlarla birlikte dikkat kavramının en yaygın ve en çok kullanılan hali duygu ve düşünceyi bir olay ya da nesne üzerinde toplamaktır. Dikkatin gelişiminde ilgi, merak, keşfetmek güdüsü yatar. Çocuk tüm duyu organlarıyla çevresini inceler, her şeyi kısa sürede öğrenmek ister. Çocuk dış dünyadaki hareketlere, renklere, ışığa ilgi gösterir. İlgi bir süre konuya, nesneye, renge, biçime yoğunlaşırken, kısa bir süre sonra başka yöne kayar. Böylece dikkat yeni şeylere yönelir. Çoğu kez birinci yılda bebeğin nesneleri tanıması ve bir şeyleri öğrenmesi için erken olduğu düşünülür. Oysaki çocuk etrafında gördüğü, dokunduğu, hissettiği her şeyden duyumlar alır. Bebek önce çevresini izler, tanır. Başlangıçta çevresinde onunla ilgilenen kişi annesidir. Annenin hareket halinde olması bebeği uyarır. Daha sonra duyduğu seslere göre kafasını çevirir. Önceleri gözler yoluyla nesnelerin renk ve biçimleri algılanırken, daha sonra dokunma yoluyla nesnelerin sert ya da yumuşak oldukları algılanabilir. Çocuk kendisine atılan renkli bir topu yakalamak için gözüyle takip eder, sonra uzanır ve yakalar. Dokuz aylık bir bebek bir nesneye dikkatini yoğunlaştırabilir. Hızlı ve her şeyi keşfetme isteği dikkati kısaltır. Bu dikkat kayması yoğunlaşan ve durulmayan ilgilere bağlıdır. İlginin belli bir yöne çekilerek dikkatin yoğunlaşmasında yaş önemlidir. 2. Kuvvet Motor hareketlerde kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemlidir. Kemiklerdeki ve iç organlardaki büyümeyle birlikte, kaslar merkezi sisteminin yönetimiyle istediği hareketi yapar. Her hareket belli bir düzeyde kassal güç ister. Belli bir güce sahip olmada kuvvet önemlidir. Gücün artması kemiklerin ve kasların büyümesine ve bedenin olgunlaşmasına bağlıdır. Çocuğun hızlı büyüdüğü evrelerde beden büyüklüğüne oranla kuvvet azdır. Güce karşı koymak ya da serbest bırakmak için, vücut kısımlarını etkili olarak kullanan çocuk yürüme, koşma, topa vurma, sıçrama, fırlatma gibi yer değiştirmeyi gerektiren hareketleri kuvvetle ilişkili olarak geliştirir. Becerinin tipine göre de kuvvet değişiklik gösterir. Kuvvetin bir diğer özelliği de, hareketin dışarıdan gözlenebilir olmasıdır. Örneğin, üç-dört yaşındaki bir çocuk dolu bir vagonu itebilir, dört buçuk kilogramlık bir nesneyi bir buçuk metre taşıyabilir. Kuvvetin gözlemlenebilirliğine karşın, bireysel farklılıklarda göz ardı edilmemelidir. Beslenme ve kalıtımsal özelliklere göre kuvvetin düzeyi değişebilir. Bireyin kassal 23

24 gücü ergenlik döneminde en yüksek dereceye ulaşır. Ancak bu dönemde canlılık artarken, durgunluk da yaşanabilir. 3. Denge Denge, belli bir yerde bir hareketi, pozisyonu sürdürmek olarak tanımlanır. Denge aslında hareketlerin hepsinde önemli bir faktördür. Çünkü vücudun ağırlık merkezini bulabilmek için vücut kısımlarının etkili kullanılması gerekir. Vücut kısımlarının etkili bir şekilde kullanılmaması dengeyi bozabilir. Bu durum da bireyin yaşamını tehlikeye düşürebilir. Ancak çocuklar tüm hareketlerinde dengeyi sürdürme, kaybetme ve kazanma yeteneklerine sahiptir. Birçok psiko-motor etkinliklerde bedenin dengeli bir biçimde durması gereklidir. Beceri gerektiren her iş dengeyi gerektirir. Ayakta durabilme, koşma, bisiklet sürme, bir duvar ya da denge tahtasında yürüme, tek ayaküstünde durabilme gibi motor etkinlikler bedenin bir süre dengesini koruması sonucunda gerçekleştirilir. İlk önemli denge gösterisi oturma ve ayakta durmadır. Dönme, eğilme ve yukarı doğru uzanma, çocukların gelişimine paralel olarak ortaya çıkan diğer denge gösterileridir. Denge kas sistemi, göz kontrolü ve orta kulak arasındaki bütünleşme hakkında bilgi verir. Ayakta durabilme becerisi, çocuklarda oturmayı öğrendikten sonra gelişir. Ayakta denge ise küçük bir dayanma alanı ile vücut ağırlık noktası ile sağlanır. Dengede algılama derecesi de önemlidir. Algılamada yer, hareket ve titreme hisleri dengeye yardımcı olur. Ayrıca denge ve kuvvet faktörlerinin birlikte geliştiği görülür. Dengenin çok fazla gelişmediği bir dönemde topa vuran bir çocuğun ayağını geri çekme hareketi fazla gerçekleşmemektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte zıt yönde hareket etme eyleminin katılmasıyla denge sağlanabilir. 4. Tepki Hızı ( Reaksiyon ) İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı denir. Dışarıdan veya içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranışa da tepki denir. Organizmaya dışarıdan gelen etkiye ya da uyarıcıya karşı organizmanın tepki gösterme hızı psiko-motor gelişimde çok önemlidir. Birey kendisine gelen uyarıcıya istedi tepkiyi belli bir zaman içerisinde verir. Birçok etkinliklerde tepki hızı yaşamsal önem taşır. Deney yapan bir öğrenci deneyin gerektirdiği biçimde deney aşamalarını gereken hızda yapamazsa kaza riski artar. Aynı şekilde birey üzerine doğru gelen bir araçtan zamanında kaçamazsa hayatı tehlikeye girer. Tepki hızı gözlenebilmesine karşın, bireyin uyaranı duyması, algılaması ve belli bir süre içinde tepkide bulunması gözlenemez. Örneğin, dıştan gelen bir uyaranla kas kasılır, bu durum gözlenebilir. Oysa uyaranın etkisiyle beyin ve omurilikteki hücrelerin, hareket sinirleri kanalıyla kas liflerine aktarılması ve liflerin istenen hareketi gerçekleştirmesi gözlenemez. Bu nedenle gözlenemeyen zihinsel gelişim işlevi de tepki hızında göz ardı edilmemelidir. 5. EĢgüdüm ( Koordinasyon ) Koordinasyon, amaca yönelik bilinçli hareketlerin devamlılığı ve ahenkli çalışması şeklinde tanımlanır. Motor etkinliği gerektiren bütün işlerde bedenin birkaç organı, birlikte ve eşgüdüm içinde çalışmak zorundadır. Eşgüdüm olabilmesi için gelişimin sağlıklı olması ve beyin merkezinin işlevini iyi yapabilmesi gerekir. Dans etmek, müziğin ritmine göre hareket etmek bunun göstergesidir. Organlar arasındaki eşgüdümün gelişimi bedenin olgunluğuna ve alıştırmalarına bağlıdır. Bedenin olgunluğu arttıkça ve etkinlikle ilgili alıştırmaları da çoğaldıkça organlar arasındaki eşgüdüm artmaktadır. Başın ve gövdenin dik duruşu, başın 24

25 kontrolü, oturur durumda gövdenin nasıl kullanıldığı, ayakta vücut şemasının durumu, hareketlerin ritmik ve ahenkli olması okul öncesi çocuklarda oyun esnasında gözlenir. Koordinasyonu gözlemek üç- dört yaşında fazla zaman gerektirir. Buna karşılık ilkokulda, yalın bir beceri gibi gözüken yazma işleminde gözün, kolun, bileğin, elin, parmakların ve gövdenin eşgüdüm içinde çalışması, organlar arası eşgüdümün arttığını gösterir. 6. Esneklik Bedenin belli bir oranda esneklik göstermesi gerekir. Eğilme, oturma, kalkma, yürüme gibi hareketler, gereken esneklikte yapılmazsa birey çabuk yorulur ve sakatlanabilir. Küçük yaşlarda beden daha esnektir. Kemikler ve kaslar geliştikçe esneklik azalmaya başlar. Çocukların esneklik yetenekleri beş-sekiz yaş arasında sabittir. En üst noktaya oniki-onüç yaşlarında ulaşır ve yaşla birlikte azalır. Kızlar tüm yaşlarda erkeklerden daha esnektir. En büyük cinsiyet farklılığı, ergenlik atılımı ve cinsel olgunlaşma sırasında görülür. 1.Ayın sonu Motor gelişim dönemleri denge 7. Ay 8-9 ay ay 25

26 b) Çocuklarda Psiko-Motor GeliĢim AĢamaları (0 12 YaĢ) Psiko-motor gelişimde çok basit reflekslerle başlayan hareketler baş, boyun ve gövde kaslarının kontrolü, motor becerilerin temelini oluşturan oturma, emekleme, yürüme, atlama, koşma, tırmanma gibi kaba motor beceriler ve uzanma, bırakma, tutma, fırlatma gibi elin yönetimiyle ilgili manipülatif becerilerin kazanılması şeklinde devam eder. Gelişim süresinde çocuklar bu aşamaları izler. Motor gelişim doğum öncesi dönemden başlayarak ileriki yaşları da kapsayan dört dönemde incelenir. Bu dönemler şu şekilde incelenir: 1. Refleksif hareketler dönemi (0 1 yaş) 2. İlkel hareketler dönemi (1 2 yaş) 3. Temel hareketler dönemi (2 6 yaş) 4. Sporla ilişkili hareketler dönemi (7 12 yaş) Uzmanlaşma Evresi 14 yaş ve üstü Özel Hareket Becerileri Evresi yaş SP. İLE İLİŞ. Genel Evre HAR. DÖN yaş Olgunluk Evresi 5-7 yaş İlk evre Başlangıç Evresi TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ 4-5 yaş 2-3 yaş İlk Kontrol Evresi Reflekslerin Ortadan Kalktığı Evre 1-2 yaş İLKEL HAREKETLER DÖNEMİ Doğum-1 yaş Bilgi Çözme Evresi Bilgi Toplama Evresi REFLEKS HAREKETLER DÖNEMİ Yrd.Doç.Dr.Serkan HAZAR 4.ay-1 yaş Doğum-4.ay 26

27 Refleksif Hareketler Dönemi Doğumdan önce fetüs, kimi kez kendiliğinden, ama çoğu kez dış etkilere karşı tekme atarak, el kol oynatarak ve bedenini kımıldatarak tepkide bulunur. Doğduğunda ise bebeğin bedeni üzerinde denetimi yoktur. Bebek reflekslerle hareket eder. Bebeğin yanağına hafifçe dokunulduğunda başını döndürür ve emme hareketini yapar. Azına bir şey verildiğinde emer. Sütü kolayca yutar. Işık tutulduğunda gözünü kırpar, kapatır. Ayağının altına dokunulduğunda ayağını çeker ve ayak parmaklarını acar. Bebek gürültüye ve hızlı hareketlere tepki gösterir. Eline geçirdiği bir nesneyi yakalar. Yakaladığı yere tutunarak kendi ağırlığını kaldırabilir. Karnına dokunulduğunda kollarını açıp kapatır. Sırt üstü yatarken başını bir yöne döndürdüğünde, döndüğü yöndeki kolunu ileri uzatır ve bir kolunu büker ve bedenini başının döndüğü yere eğer. Tüm bu hareketler istem dışı yapılan refleksif hareketlerdir. Bu refleksler zamanla kaybolarak, yerini istemli davranışlara bırakır. Birinci ayda bebek zamanının büyük bir bölümünü yüzüstü veya sırtüstü yatarak geçirir. Genelde hareketli olan bebek, kollarını ve bacaklarını her yönde sallar. Ani değişiklik ve uyarılıcılara tüm vücut olarak tepkide bulunur. Yüzükoyun yatırıldığında başını sağa ve sola çevirir. Yüzüstü yatarken birkaç saniye başını kaldırır. El yumruk pozisyonundadır. Avucuna konan parmağı sıkar. Zil ve çıngırak sesine tepki gösterir. Birinci ayın sonunda doğru bebekte ilk denetimli hareketler başlar. Yattığı yerden ilgisini çeken nesneye doğru başını çevirir. Bedenin denetimi baştan göğse, karına ve bacaklarına doğru gelişir.(çocuk Gelişimi 1, Ya-Pa Yayınları, 2001, s.69.) İkinci ayda desteklediği zaman başını dik tutabilir. Yüzüstü yatarken kollarının desteği ile göğsünü ve başını yukarıya doğru kaldırır. Sırtüstü yatarken ellerinden tutulup kaldırılınca başını dik tutar. Oturma öne eğiktir, ancak destekle birkaç saniye oturur. Eller acıktır, ellerini orta hatta birleştirebilir. Yakalama istemli hale geçebilir. Nesneyi birkaç kez yakalar, bırakır. Nesneye eli ile vurabilir. Üçüncü ayda bebek başını gövde ekseninde dimdik tutar. Kol ve bacağını hareket ettirir. Kalçalarını hareket ettirerek yüzükoyun yatarken dönebilir. Yüzükoyun yatarken başını ve göğsünü kaldırır. Destekle bir dakika oturur. Kollarına dayanarak doğrulabilir. Nesnelere uzanma ve yakalama çabasında olmasına karşın nesneleri yakalayamaz. Ellerlini incelemeye başlar. Gözlerinin önünde gezdirilen bir nesneyi Başını çevirerek her yönde izler. Gözleriyle sesin geldiği yere bakar. Üçüncü ay bebek için pasif ve hareketsiz sürecin tamamladığı bir dönemdir. İlk üç ay içerisinde çevresiyle gözleriyle, kulaklarıyla ve emzirilirken ağzıyla tanıyan bebek, üçüncü aydan sonra çevresini tanımada ellerini de kullanmaya başlar. GERİ 27

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Döllenmiş yumurta fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Yaşam boyu devam eden biyolojik, bilişsel, sosyal gelişim ve kişilik gelişiminin bilimsel incelemesi Gelişim psikolojisinin başlıca

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. PSİKOMOTOR GELİŞİM O Psiko-motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması olarak tanımlanır. O Psiko-motor gelişim

Detaylı

Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders)

Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders) Çocuklarda Antrenman Yaklaşımları Y.Doç.Dr.Sürhat Müniroğlu (3.sınıf seçmeli ders) Büyüme ve Gelişme Çocuk organizmasını yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58 Fiziksel Gelişim Bebeklik Döneminde - Fiziksel Gelişim 0-2 yaşlar arasını içeren bebeklik dönemi fiziksel açıdan pek çok temel becerinin kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönem içerisinde bebeklerin hem beden

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Gelişim Psikolojisi Ders Notları Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin

Detaylı

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER 0-2 Yaş Süt çocukluğu 2-5 Yaş Oyun çocukluğu veya okul öncesi 6-12,14 Yaş Okul çağı veya büyük çocukluk 4-5 yıl Ergenlik dönemi 23-26 Yaş Gençlik veya ergenlik sonu 2-5 YAŞ

Detaylı

BUYUME VE GELISME. Yrd. Doc. Dr. Selcuk AKPINAR

BUYUME VE GELISME. Yrd. Doc. Dr. Selcuk AKPINAR BUYUME VE GELISME Yrd. Doc. Dr. Selcuk AKPINAR BUYUME VE GELISME Cocukluk cagi dollenme ile baslar ve ergenligin tamamlanmasina kadar devam eder. Diger butun canlilara kiyasla insanda cocukluk cagi cok

Detaylı

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler 1 1. Gelişim ve Değişim Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. BÜYÜME Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. 2 BÜYÜME Örneğin doku büyümesi gerçekleşerek vücut ağırlığı ve boy uzunluğunda

Detaylı

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER BEBEKLİK DÖNEMİNDE (0 3 YAŞ) ERKEN TANI İÇİN KRİTİK DÖNEMLER Bebeklik dönemi, gelişimin en hızlı ilerlediği dönemdir. Çevrelerine

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim döllenme ile başlar ve bireyin yaşam boyunca geçirdiği biyolojik, psikososyal ve bilişsel değişimleri içerir. Doğum ile dünyaya gelen bebek

Detaylı

NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınkaynak. Prenatal motor gelişim-1: Prenatal motor gelişim-3. Prenatal motor gelişim-2

NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınkaynak. Prenatal motor gelişim-1: Prenatal motor gelişim-3. Prenatal motor gelişim-2 NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınknak Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Prenatal motor gelişim-1: İlk hareketler, gebeliğin 7.-8. haftasında uyarıya konturlateral kaba fleksiyon şeklinde olur. 9. haftada

Detaylı

TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER

TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER TEMEL MANİPLATİF HAREKETLER Genel motor maniplasyon,bireyin nesnelerle ilişki kurması ile ilgilidir ve nesnelere güç verme ve onlardan güç alma şeklinde sınıflandırılır. İtici hareketler nesnenin bedenden

Detaylı

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER Denetleyici ve Düzenleyici Sistemler Vücudumuzda aynı anda birçok karmaşık olayın birbirleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleşmesi denetleyici ve düzenleyici sistemler tarafından sağlanır. Denetleyici ve

Detaylı

FİZİKSEL GELİŞİM I DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM VE BEBEKLİK DÖNEMİ

FİZİKSEL GELİŞİM I DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM VE BEBEKLİK DÖNEMİ Yrd. Doç. Dr. Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD FİZİKSEL GELİŞİM I DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM VE BEBEKLİK DÖNEMİ İnsan gelişimi bir bütün olarak seyreder. Fiziksel

Detaylı

Dersin Bitiminde Öğrenciler:

Dersin Bitiminde Öğrenciler: İçerik: Ünite-1 I. Gelişim ile ilgili Temel Kavramlar II. III. IV. Gelişimin Kritik Dönemleri Gelişim ile ilgili Temel İlkeler Gelişimi Etkileyen Faktörler V. Anne Babanın Çocuk Yetiştirme Tarzları VI.

Detaylı

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ

REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ REFLEKSİF HAREKETLER DÖNEMİ Reflekslerin İşlevleri AŞAMALAR Bilgi Toplama Evresi : D.Ö- 4. ay Bilgi Çözme Evresi: 4.ay sonrası 1 yaş BİRİNCİL REFLEKSLER Moro R. A. Tonik Boyun R. Arama R. Emme R. Kavrama

Detaylı

Gelişimle ilgili Temel Kavramlar

Gelişimle ilgili Temel Kavramlar Gelişimle İlgili Temel Kavramlar İnsanın nasıl büyüyüp geliştiğini ve gelişimin nasıl oluştuğunu açıklayabilmek için gelişimle ilgili temel kavramlar bilinmelidir. Bu kavramlar aşağıda şu şekilde sıralanmıştır:

Detaylı

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER

BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER BÜYÜME VE GELİŞMEDE DÖNEMLER 0-2 Yaş Süt çocukluğu 2-5 Yaş Oyun çocukluğu veya okul öncesi 6-12,14 Yaş Okul çağı veya büyük çocukluk 4-5 yıl Ergenlik dönemi 23-26 Yaş Gençlik veya ergenlik sonu 2-5 YAŞ

Detaylı

07.11.2014. fetal dönem denir. Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

07.11.2014. fetal dönem denir. Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.) Göbek Kordonu 2.) Fetus ve Fetal Dolaşım Fizyolojisi 3.) Fetusun Aylara Göre Gelişimi Slayt No: 10 2 7.) FETUS Üçüncü gebelik

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Canlıların kendine benzer yavrular oluşturmasına üreme denir. Üreme tüm canlılar için ortak özellik olup canlının neslinin devamlılığını sağlar. Canlılar neslini devam

Detaylı

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Üç Gelişim Alanı Gelişimsel rehberlik modelinin nihai amacı yaşam kariyeri gelişimini desteklemektir. Gelişimsel PDR nin ilkesi: Rehberlik

Detaylı

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI Okul öncesi dönem genel anlamda tüm gelişim alanları açısından temellerin atıldığı

Detaylı

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİM İLKELERİ GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Kalıtım bireyin anne babasından getirdiği gizil güçleri anlatır. Bu gizil güçlerin üst düzeyi kalıtsal olarak belirlenir. Bu düzeye ulaşma

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMLERİ. 1. Doğum Öncesi Dönem

GELİŞİM DÖNEMLERİ. 1. Doğum Öncesi Dönem GELİŞİM DÖNEMLERİ Bireyin Gelişim dönemler halinde meydana gelir. Bu dönemler herkesin aynı sırada ilerlediği farklı adımlardır. Yaşam döngüsünü daha kolay anlayabilmek için, gelişimin belli dönemlere

Detaylı

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ Çocuklarda Büyüme Ve Gelişmenin İzlenmesi Sağlıklı bir çocuk, Hastalık belirtileri göstermeyen, Takvim yaşına ve genetik özelliklerine uygun büyüme, Fizyolojik

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri Bu iki nokta üzerine kurulan, Fitts ve Posner (1967), Gentile (1972) ve Lowther in (1977) modelleri ile desteklenen görüşe göre hareket; 1. Araştırma 2. Keşif 3. Birleştirme

Detaylı

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU EMBRİYOLOJİ VE GENETİK 1 DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU 2/16 EMBRİYOLOJİ NEDİR? Embriyoloji; zigottan, hücreler, dokular, organlar ile tüm vücudun oluşmasına kadar geçen ve doğuma kadar devam

Detaylı

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI Beslenme yetersizlikleri ve yetersiz fiziksel aktivite çocuğun sosyal ve akademik başarısını etkileyen

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER Vücudumuzda, bir dakika içerisinde, sayamayacağımız kadar çok olay gerçekleşir. Duyuları algılamak, düşünmek, yürümek, konuşmak gibi birçok olay aynı anda gerçekleşir.

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU

YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME. Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU YETENEK ÖLÇÜMÜ VE YÖNLENDİRME Y. Doç.Dr. R. Sürhat MÜNİROĞLU Giriş Parklarda, sokak aralarında oyun oynayan çocuklar içerisinden hangi çocuklar sporcu olacak? Hangi çocuklar ay-yıldızlı formayı giyecek?

Detaylı

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ KONULARI. Yrd. Doç. Dr. Dilek SARITAŞ-ATALAR

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ KONULARI. Yrd. Doç. Dr. Dilek SARITAŞ-ATALAR GELİŞİM PSİKOLOJİSİ KONULARI Yrd. Doç. Dr. Dilek SARITAŞ-ATALAR GELİŞİM Döllenme ile başlayıp yaşam boyu devam eden DEĞİŞME ve HAREKET örüntüsüdür. OLGUNLAŞMA; Genetik kodlamanın idare ettiği her bir bireye

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM 1 2 Büyüme ve Gelişme Çocukluk ve ergenlik döneminde değişkenlik gösteren büyüme ve gelişme özellikleri, çocuk sporcuların fizyolojik standartlarının oluşturulmasında, performans

Detaylı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ Dr. Hülya YARDIMCI Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş

Detaylı

Okulöncesi Dönemde Beden Eğitimi Çalışmalarının Çocuğun Gelişimine Katkıları:

Okulöncesi Dönemde Beden Eğitimi Çalışmalarının Çocuğun Gelişimine Katkıları: Okulöncesi Dönemde Beden Eğitimi Çalışmalarının Çocuğun Gelişimine Katkıları: Çocukta tüm yaşam için fiziksel aktivite alışkanlığını kazandırmak Temel hareketleri geliştirmek Küçük ve büyük kasların motor

Detaylı

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir?

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir? 4. SINIF 1. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir? 3. Soru 2: Uzunlukları ve şekilleri farklı kemiklerin bir araya gelmesi ile

Detaylı

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Program Geliştirme ve Öğretim Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Temel Kavramlar Eğitim: Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne kadar süre gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireylere çeşitli bilgi, beceri, tutum ve

Detaylı

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik ERGENLİK ERGENLİK Çocukluk ile yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir. Bu geçiş dönemi cinsel olgunlaşmaya yönelik fiziksel değişimlerle başlar, bağımsız yetişkin

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com İletişim, Davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.

Detaylı

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir. Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Formal eğitim: Eğitimin kasıtlı olarak okullarda yapılanına denir. İnformal eğitim: Gelişi güzel bir biçimde bireyin içinde yaşadığı çevre

Detaylı

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR! Acıbadem Hastanesi Büyüme ve Ergenlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz ile, çocuğun doğumundan itibaren vücudunda hangi hormonların ne gibi işlevleri olduğunu, ilk 3 yılın önemini ve ergenlik

Detaylı

AİLE HAYATI, PLANLAMASI VE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI

AİLE HAYATI, PLANLAMASI VE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI AİLE HAYATI, PLANLAMASI VE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI Aile nedir? Toplum içindeki en küçük sosyal kurumdur. Çekirdek aile Ana, baba ve çocuklardan oluşur. Geniş aile ise çeşitli akrabalardan oluşur. Aile kurumunun

Detaylı

Bebeklik dönemi (0-2 yaş) İlk çocukluk (oyun) dönemi (3-6 yaş) İkinci çocukluk (ilkokul) dönemi (7-11 yaş) Ergenlik dönemi (12-18 yaş)

Bebeklik dönemi (0-2 yaş) İlk çocukluk (oyun) dönemi (3-6 yaş) İkinci çocukluk (ilkokul) dönemi (7-11 yaş) Ergenlik dönemi (12-18 yaş) İnsan gelişimi, döllenmeden başlayarak yaşamın sonuna dek devam eden bir süreçtir. Gelişim dönemlerindeki yaşlar, değişik kaynaklara göre farklılık şöstermektedir. şenel olarak doğumdan sonraki ilk 2 yıl

Detaylı

2-6 YASINDA MOTOR GELISIM YRD. DOC. DR. SELCUK AKPINAR

2-6 YASINDA MOTOR GELISIM YRD. DOC. DR. SELCUK AKPINAR 2-6 YASINDA MOTOR GELISIM YRD. DOC. DR. SELCUK AKPINAR Temel hareketler donemi Temel beceriler, koşma, adama, sıçrama. sekme, yakalama, fırlatma, topa ayakta vurma gibi hareketlerdir. Tüm çocuklarda bulunan

Detaylı

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. KİTAP VE ÇOCUK Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. Türkçe dil etkinlikleri çocuğun kendi

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri İnsanlar neden davrandıkları gibi davranırlar? Neden bazı insanlar toplumun onayladığı gibi davranırken, bazıları toplum tarafından onay görmeyen davranışlar

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR GELİŞİM Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme ürünü olarak sürekli ilerlemeyi kapsayan bir değişmedir. BÜYÜME Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır. OLGUNLAŞMA

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ. HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1

YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ. HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1 YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1 Spor insanoğlunun var oluşundan beri onunla beraber olan, belirli kurallar içeren, rekabet ortamı olan, haz veren

Detaylı

a. Segmentasyon Gelişimin başlangıcında hızlı ve birbirini takip eden mitoz bölünmeler gerçekleşir. Bu bölünmelere segmentasyon denir.

a. Segmentasyon Gelişimin başlangıcında hızlı ve birbirini takip eden mitoz bölünmeler gerçekleşir. Bu bölünmelere segmentasyon denir. BÜYÜME VE GELİŞME Zigot ile başlayıp yeni bir birey oluşması ile sonlanan olayların tamamına gelişme denir. Embriyonun gelişimi sırasında, segmentasyon (bölünme), gastrula (hücre göçü),farklılaşma ve organogenez

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM Zihinsel engelli çocukların cinsel gelişim aşamaları normal çocukların cinsel gelişim aşamaları ile aynıdır. Cinsel eğitimin en büyük amacı,çocukluktan yaşamın

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçerken biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden geliştiği bireyselleştiği, toplumsallaştığı

Detaylı

PROF. DR. ERDAL ZORBA

PROF. DR. ERDAL ZORBA PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler, kemik mineral yoğunluğundaki artış, beden suyundaki değişimler,

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni Çocuk ve Cinsellik Cinsel kimlik kişinin ait olduğu cinsi bilme hissidir. Cinsel kimlik gelişimi, doğumla başlayan ve yetişkinliğe kadar devam eden

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö 0-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ KÜÇÜK ADIMLAR ANAOKULU Mehmet Gökay İÇEL. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği

Detaylı

Hamileliğe başlangıç koşulları

Hamileliğe başlangıç koşulları Zeka aslında tek bir kavram değildir. Zekayı oluşturan alt yeteneklere bakıldığında bu yeteneklerin doğuştan getirilen yeteneklerin yanı sıra sonradan kazanılmış, gerek çocuğun kendi çabasıyla edindiği,

Detaylı

ÇOCUK VE OYUN 4.HAFTA

ÇOCUK VE OYUN 4.HAFTA ÇOCUK VE OYUN 4.HAFTA Oyun Evreleri Çocukların, yaşlarına ve gelişim özelliklerine göre farklılık gösteren oyun evreleri birçok araştırmacı tarafından incelenerek farklı şekillerde açıklanmıştır. Bütün

Detaylı

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL 154-158 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Gülay ÇENGEL 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın.

Detaylı

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM 1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM Yandaki resimde hastalandığında hastaneye giden Efe nin vücudunun röntgen filmi verilmiştir. Röntgen filminde görülen açık renkli kısımlar Efe nin vücudunda bulunan

Detaylı

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket VÜCUDUMUZDA SISTEMLER Destek ve Hareket DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Vücudun hareket etmesini sağlamak Vücutta bulunan organlara destek sağlamak Destek ve Hareket Sistemi İskelet Sistemi Kaslar Kemikler Eklemler

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

BEDENSEL VE DEVİNİMSEL GELİŞİM

BEDENSEL VE DEVİNİMSEL GELİŞİM BEDENSEL VE DEVİNİMSEL GELİŞİM Bireyin gelişimi, doğumundan itibaren biyolojik, zihinsel ve psiko-sosyal birçok durumu içerdiği için çok yönlü ve karmaşık bir süreçtir ve kişi gelişim süreçlerinin etkisini

Detaylı

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Ergenlikte Kimlik Gelişimi Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Ergenlik ruhsal bir süreç olmasına karşın, bu süreci başlatan olgu bedensel, başka bir deyişle fizikseldir. Hipotalamustan

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI Ankara 2017 İÇİNDEKİLER PROGRAMIN ADI... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor.

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor. Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor. Sağlıklı çocuk izlemi: Çocuğun yaşına uygun ruhsal, fiziksel

Detaylı

SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME - 2

SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME - 2 SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME - 2 OKUL ÇOCUĞUNUN BESLENMESİ Okul çağı 7-12 yaş arasıdır. Bu dönem, adölesan (ergenlik) dönemine göre oldukça sakin, sınırlı değişimlerin olduğu bir zamandır.

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ EKİM 2014 AYLIK REHBERLİK BÜLTENİ Çocuğumla Nasıl Oyun Oynayacağım? Oyun nedir? Oyun, çocukların dünyayı algılamalarını, hayal ile gerçek dünya arasında köprü kurmalarını

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler; kemik

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir? Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir? Tam ve eksiksiz bir sağlıklı yaşam Doğru beslenme Düzenli egzersiz Düzenli, yeterli ve kaliteli uyku Dengeli,

Detaylı

İYOT EKSİKLİĞİ NEDİR?

İYOT EKSİKLİĞİ NEDİR? İYOT EKSİKLİĞİ NEDİR? NEDEN İYOTLU TUZ KULLANILMALI? KIWANIS INTERNATIONAL TÜRKİYE KİWANİS KULÜPLERİ İYOT NEDİR? İyot, insan ve hayvanlarda tiroid hormonlarının oluşumu için gerekli olan ve çok küçük miktarlarda

Detaylı