SEÇİME HAZIRIZ. CHP Parti Meclisi bildirisi: KOALİSYON. KALLEŞ TUZAK 2 şehit. Resmini satmayan ressamlar var mı? Baykal a göre; neden olmadı?

Transkript

1 Ressam Hikmet Çetinkaya resmi ve sanatını anlattı Resmini satmayan ressamlar var mı? Ünlü ressam Hikmet Çetinkaya, namı diğer Gelincik Ressam, hayatı ve resim sanatıyla ilgili çok özel değerlendirmelerde bulundu. Çetinkaya, resim sanatı ve ressamlar konusundaki yanlışları, doğruları, bilinen, bilinmeyen hususları değerlendirdi Efsane Güzeldereli nin röportajı ÇARŞAMBA YediGün de EFSANE RÖPORTAJLAR Seçim sürecine ve havasına girildi YİNE DEVREDE FARKLI EVREDE İSYANLARDA NİSYANLARDA NE YANLARDA 25 Ağustos 2015 Salı Fiyatı 25 Kr Siyaset dünyasında iklim koşulları mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, rüzgar ekenlerle fırtına biçenler canhıraş mesaide! Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne dersem o olur havasında Başbakan Davutoğlu, Erdoğan ın hep yanında CHP lideri Kılıçdaroğlu, tam manasıyla isyanları oynu-yor MHP Genel Başkanı Bahçeli, birilerine göre unutkanlık yaşıyor! HDP Eşbaşkanı Demirtaş ın diline seçim tadı bulaşıyor Yani Dursun ERKILIÇ ın yazısı 12. SAYFADA CHP Parti Meclisi bildirisi: SEÇİME HAZIRIZ 7 Haziran sonrası siyasi gelişmeler, koalisyon süreci ve erken seçim konularının görüşüldüğü CHP Parti Meclisi toplantısının ardından hazırlanan 8 maddelik bildiri açıklandı. Okullar 28 Eylül e pırıl pırıl olacak CHP Parti Meclisi bildirisinde, "Demokrasi ve hukuk devletine darbe vuran, ülkemizi ateş çemberine iten bu iktidar anlayışına karşı bütün örgütleriyle, seçmenleriyle, Cumhuriyete ve demokrasiye inanan tüm yurttaşlarımızla seçime hazır olduğumuzu ilan ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Bildiride, CHP'nin, 8 Haziran'dan itibaren Türkiye'nin güçlü bir koalisyon ile ülkenin bütün sorunlarını çözmesi noktasında her türlü fedakarlığa hazır olunduğunun ilan edildiği ve "Önce Türkiye" denilerek son derece yapıcı bir siyaset izlendiği belirtildi. İlk günden itibaren halkın verdiği mesajı CHP'nin çok iyi anladığı ve bunun gereğini yapan tek parti olarak son derece kararlı davranıldığı ifade edilen bildiride, ülkenin bu kadar ağır sorunu varken yeniden seçime gitmenin doğru bulunmadığı anlatıldı. HABERİ 12. SAYFADA Baykal a göre; KOALİSYON neden olmadı? Yenimahalle Belediyesi, 14 Eylül tarihinde başlaması beklenilen Eğitim Öğretim yılının iç turizmi desteklemek amacıyla 28 Eylül tarihine ertelenmesini fırsat bildi. İlçedeki 105 okulun tadilatını ve bakımlarını yapan belediye ekipleri, okullar açılana kadar gelen tüm talepleri değerlendirmeye devam edecek. HABERİ 5. SAYFADA Fehmi Koru Terör siyaseti öldürür, siyasetçiyi hadım eder 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada KALLEŞ TUZAK 2 şehit HABERİ 5. SAYFADA Hakkari'de Şemdinli ilçesine bağlı Tekeli köyü yakınlarında, terör örgütü PKK mensuplarınca menfeze yerleştirilen yüklü miktarda patlayıcı, askeri aracın geçişi sırasında infilak ettirildi. Patlamada, 2 asker şehit düştü, 3 asker yaralandı. Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Şemdinli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Teröristlerin yakalanması için bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. ANKARA YANIYOR! Kartal ın kabusu DÖNDÜ Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'de bu sezon ilk kırmızı kartını 2. haftada oynanan Trabzonspor maçında gördü. Süper Lig'de geride kalan sezon gördüğü kırmızı kartlarla dikkati çeken ve ligin en "hırçın" takımı unvanının sahibi olan siyah-beyazlı ekip, bu sezonki ilk kırmızı kart cezasını Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Trabzonspor'a 2-1 yenildiği maçta yaşadı. SPOR DA Eski CHP genel başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal dan ilginç açıklamalar geldi. Vatan Gazetesi nden Murat Çelik in sorularını yanıtlayan Baykal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinde koalisyonun gerekliliğini söylediğini ifade etti. Gelişmeleri değerlendiren Deniz Baykal, Bu noktaya gelinmesin diyeydi benim bütün mücadelem. Daha ilk günden, yani o ilk görüşmede ben yeni bir seçime, bir erken seçime gitmek değil, tamamen bir koalisyon kurulmasının gerektiğini anlattım diye konuştu. Baykal şunları söyledi: Benim bu yaklaşımım kabul gördü. Tayyip Bey de o anlayışın içinde, ertesi gün o gençlerle yaptığı konuşmayı tamamen o mantığa oturttu. Ve orada dedi ki, çözüm koalisyondur, onun gereğini yapalım. AKP de 3 dönemlik OPERASYONU! Başbakan Davutoğlu, "Şu ana kadar 7 Haziran'dan beri, milletimiz de şahittir, tek bir santim hukuktan, anayasadan, yasal çerçeveden sapmadık, bundan sonra da sapmayız dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin son MYK Toplantısı'nda bir tüzük heyeti oluşturduklarını belirterek, bu heyete partinin üç dönem kuralıyla ilgili çalışma yapması yönünde talimat verdiğini söyledi. HABERİ 12. SAYFADA

2 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 25 Ağustos 2015 Salı Avrupa Bestekar Ödülü piyanist Sinem Altan a verildi BERLİN - Almanya'nın başkenti Berlin'de her yıl düzenlenen "Young Euro Classic" müzik festivali kapsamında verilen "Avrupa'nın en iyi bestekar ödülü" Sinem Altan'ın oldu. Avrupalı Gençlik Orkestraları Almanya Dostluk Grubu Derneğince başkent Berlin'de düzenlenen "Young Euro Classic" festivali çerçevesinde verilen ödülü Sinem Altan ''Hafriyat'' adlı eseriyle aldı. Almanya'da yaşayan Türk kökenli genç besteci ve piyanist Sinem Altan'ın bestelediği ve geçen hafta dünya prömiyeri olarak icra edilen "Hafriyat" adlı eseriyle bu ödüle layık görüldüğü bildirildi. Young Euro Classic festival organizasyon komitesinden yapılan açıklamada, Altan'ın geçen hafta "Young Euro Classic" etkinliği kapsamında düzenlenen konserde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TGFO) tarafından eserinin icra edildiği anımsatıldı. Altan'ın böylece 5 bin avroluk ödülün de sahibi olduğunu ifade edildi. Jüri üyeleri, Sinem Altan'ı "Hafriyat" adlı eseriyle dinleyicilere yeryüzünün gücünü hissettirdiğini açıkladı. Ödülünü alan Sinem Altan, gazetecilere yaptığı açıklamada, TGFO'nun eserine adete "nefes üflediğini" belirterek "Öyle bir üflediler ki demek dinleyicileri öyle etkilemişler aynı zamanda jüri halktan oluşuyor. Böyle bir karar vermiş jüri üyeleri. 9 prömiyer beste arasından benim eserim böyle bir ödüle layık görüldüğü için çok mutluyum. Hafriyat aslında benim için yeni bir dönemi yansıtıyor. Müzikal anlamda çok büyük bir orkestra için yazmıştım" dedi. Altan müziğin olmadığı yerde hayat olmadığını sözlerine ekledi. (AA) Vizyona yeni girecek filmler "Hitman: Ajan 47" Rupert Friend, Zachary Quinto, Hannah Ware ile Ciaran Hinds'in oynadığı gerilim ve aksiyon türündeki filmin yönetmenliğini Aleksander Bach yaptı. 2007'de izleyici ile buluşan ve gişede başarı elde edemeyen Hitman'in yeni sürümünde; "Hitman: Ajan 47, üst düzey yeteneklere sahip bir ölüm makinesidir. Benzeri görülmemiş bir güç, hız ve zekaya sahip olan Ajan 47'nin yeni görevi, kendisinin gizemini çözüp aynı formül üzerinden bir katil ordusu yaratmaya çalışan bir mega şirkete karşı harekete geçmektir. Kendisi gibi dönüştürülen genç bir kadının yardımıyla köklerini keşfedecek olan bu ajan, epik bir savaşın içine dahil olacaktır." "13 Günah" Daniel Stamm'ın yönettiği filmin başrollerinde Mark Webber, Devon Graye, Tom Bower ile Rutina Wesley yer alıyor. Korku ve gerilim türündeki filmin konusu şöyle: "Silik bir sosyal hizmetler görevlisi olan Elliot Brindle çaresizlik içindeyken, 13 farklı görevi yerine getirmesi halinde 6.2 milyon dolar kazanacağını söyleyen bir telefon alır. Bunun için ilk iki ve kolay görevi başarıyla geçmesi gerekmektedir. Önünde uçan sineği yakalayıp, sonra da yemek. Bunu yerine getirince bir anda banka hesabına binlerce dolar para geçer ve Elliot kendini dönüşü olmayan bir dizi olayın içinde bulur." "İnsanlıktan Uzakta" Viggo Mortensen, Reda Kateb, Djemel Barek ile Vincent Martin'in oynadığı filmin yönetmen koltuğunda David Oelhoffen bulunuyor. "Her zaman bir seçenek vardır" teması üzerine kurulan film; Cezayir'de doğan ancak aslen İspanyol olan bir öğretmenin hem etnik Cezayirliler hem de Fransız koloniciler tarafından yabancı etiketiyle hor görülmesini ve Atlas Dağları'nda yaşanan zorlu bir kaçış serüvenini sinema salonlarına taşıyor. 06:23 İstiklal Marşı ve Günün 06:25 6 Mantı 07:30 1'de Sabah 10:00 Yeşil Deniz 12:00 Ana Ocağı 13:30 Beni Böyle Sev 15:45 Pastane 16:45 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:10 Hava Durumu 19:15 Spor 19:20 Ana Haber Bülteni 20:00 Yabancı Sinema "Çizmeli Kedi" 21:40 Şampiyonlar Ligi Play Off Karşılaşması "Monaco - Valencia" 22:30 Devre Arası 22:45 Şampiyonlar Ligi Play Off Karşılaşması "Monaco - Valencia" 07:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Kırgın Çiçekler 11:00 Kaçak 13:00 Atv Gün Ortası Bülteni 13:40 Bugünün Saraylısı 16:05 Kırgın Çiçekler 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Döndür Şansını 23:20 Dağcı - Yabancı Sinema 01:30 Aşk Zamanı 04:10 Benim Annem Bir Melek 07:00HER SABAH 09:00AŞ KENDİNİ 09:50 GÖNÜL HIRSIZI 11:30 GAG GUK 12:30 TURAN GÖRÜRYIL- MAZ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 ASLI HÜNEL İLE RENGARENK 14:50 ELİF'İN SOFRASI 15:50 DELİ İŞİ KOMEDİ 16:30 YABANCI SİNEMA MAHKUM 18:30 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER ANA HABER BÜLTENİ- CANLI 19:45 YABANCI SİNEMA SAVAŞ SANATI 3:İNTİKAM 21:30 YABANCI SİNEMA SESSİZ BAĞ 23:10 YABANCI SİNEMA SİHİRLİ YOLCULUK 01:15 YABANCI SİNEMA SESSİZ BAĞ 05:00 Güzel Köylü 06:30 Pulsar 08:00 Akasya Durağı 10:00 Sudan Bıkmış Balıklar 12:00 Güzel Köylü 14:30 Gönül İşleri 16:45 Beni Affet 19:00 Star Haber 20:00 Tatlı Küçük Yalancılar 23:30 Çilek Kokusu 01:45 İnsanlar Alemi 03:30 Aramızda Kalsın 07:30 Oynat Bakalım 08:30 Çizgi Film Kuşağı 09:00 Aramızda Kalmasın 12:30 Arda nın Mutfağı 13:30 Kaçak Gelinler 14:45 Maral : En Güzel Hikayem 16:15 Maşa İle Koca Ayı 16:30 Para Bende 17:45 Ütopya 18:45 Çok Güzel Hareketler 20:00 Rising Star Türkiye 00:15 Ütopya (Yeni Bölüm) 01:15 Ütopya Panorama 01:45 Maral: En Güzel Hikayem 05:45 Acemi Cadı 07:00 Shimajiro'nun Renkli Dünyası 08:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 09:00 Yaz'ın Öyküsü 11:00 Poyraz Karayel 14:00 Güneşin Kızları 16:30 Arka Sokaklar 19:00 Ana Haber Bülteni 20:15 Ali Kundilli Gabe Walker, yıllar önce deneyimsiz bir dağcının ölümüne sebep olduğunu düşünerek inzivaya çekilmiş ve bir daha dağlara tırmanmamak üzere işini bırakmıştır. Ancak Gabe, dağa düşen bir uçağın enkazına ulaşmak ve sağ kalanları kurtarmak üzere yeniden dağlara dönmek zorunda kalır. Ama bu kurtarma çalışması hiçte kolay değildir. Çünkü uçağn taşıdığı yük alışıldık bir kargo değildir.. 23:20 DAĞCI 19:50 SIRADIŞI Orjinal İsmi:Art Of War III: Retribution Yönetmen:Gerry Lively Oyuncular:Anthony Treach Criss, Warren Derosa, Sung Hi Li Yapım Yılı:2009 Tür:Aksiyon/Macera Uluslararası diplomasinin yeterli kalmadığı durumlarda sıra dışı önlemler almak gerekebilir. Savaş Sanatı serisinin bu en yeni macerasında Ajan Neil Shaw, Kuzey Koreli teröristleri nükleer bir bombayı ele geçirmelerini önlemek için gizli bir göreve atanır. Ancak işler planlandığı gibi gitmeyince, Shaw güzel bir arabulucu kadını kurtarmak için çapraz ateş arasında kalır ve cinayetle suçlanır. 20:00 TATLI KÜÇÜK YALANCILAR Aslı yı bekleyen kötü sürpriz ne? Selin in kısa süren mutluluğu tek bir mesajla kabusa dönüşmüştür. Toprak, kız kardeşinin kör kalmasına, kendisinin de hapse girmesine sebep olan olayda Selin in de parmağı olduğunu öğrenmiş ve yıkılmıştır. Selin, Toprak ı kaybetmenin acısıyla soluğu Hande nin yanında alır. Hande, arkadaşına yaptığı kötülüğün vicdan azabıyla kıvranmaktadır. Üstüne üstlük Barış ın da kalbini kırmış, annesini korumak amacıyla, hayatını içinden çıkılmaz bir karmaşaya sürüklemiştir.

3 yurt haberleri 25 Ağustos 2015 Salı 3 Eğitimin gizli kahramanları: ONARIM EKİBİ YOZGAT - Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde 2003 yılında oluşturulan "acil onarım ekibi", yaz ve kış ayrımı gözetmeksizin fedakarca çalışarak okulların tamir ve tadilat ihtiyacını karşılıyor. Adeta eğitim neferleri gibi çalışan ekip, okulların elektriğinden suyuna, alçısından badanasına, fayansından mobilyasına kadar tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenip, gerekli bakım ve onarım işlerini üstleniyor. İl Milli Eğitim Müdürü Saim Kuş, AA muhabirine, okulların tamirat ve bakım çalışmalarının kısa sürede yapılmasını sağlamak amacıyla 2003 yılında kurulan acil onarım ekibinin diğer illere örnek olduğunu söyledi. Ekibin yıllarında 500'e yakın okulda onarım yaptığını anlatan Kuş, "Acil onarım ekibi, yaptığı çalışmalarla 12 yılda devlete yaklaşık 17 milyon lira tasarruf ettirdi. Başlarındaki şef yönetiminde 16 kişiden oluşan, tamamı İl Milli Eğitim müdürlüğümüz personeli olan ekip hemen hemen her branşta, elektrik, su, alçı, boya, fayans ve mobilya gibi işleri yürütüyor. Sene başında ihtiyacımız olan malzemelerin alımını yapıyoruz, geri kalan kısmını acil onarım ekibimiz yapıyor" diye konuştu. Kuş, ekibin her şartta ve her saatte mesai ayrımı gözetmeksizin çalıştığını söyledi. Kuş, şunları kaydetti: "Bu ekibin özelliği, herhangi bir engel tanımadan, 'yaz-kış' demeden, ihale beklemeden, herhangi bir okulda meydana gelen arızaya anında ve badana gibi acilen aradan çıkarılması gereken kalan kısımları ekibimiz yapıyor." müdahale etme, onarma beceri ve yetkisine işler için de var güçleriyle çalışıyorlar. Maliyet Gelecek eğitim-öğretim yılına okulları eksiksiz sahip olmaları. Sadece okullar açık olduğunda noktasında da ciddi kazanımlar sağlıyorlar. şekilde hazırlamak istediklerini vurgulayan Kuş, değil, ne zaman olursa olsun, hangi okulda ihtiyaç varsa oraya yönlendiriyoruz ve oradaki yon lira maliyetindeki işi bu şekilde 2 milyon lira- Matematiksel örnekle anlatacak olursak, 6 mil- son aşamaya geldiklerini, son anda aksilik çıkmadığı sürece okulların hazır hale geleceğini eksikliği gideriyorlar. ya yapmış oluyoruz. Sadece malzemeye para Özellikle okulların tatil olduğu günlerde boya veriyoruz. Malzemeleri ise ihaleyle alıyoruz. Geri sözlerine ekledi. (AA) Eski buzdolapları gelir kapısı oldu BOLU - Bolu'nun Seben ilçesinde tel örgü üretimi yapan Durmuş Arslan, hurdalıktan aldığı eski buzdolaplarını kuluçka makinesi dönüştürerek civciv yetiştiriyor. Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede sanayide bulunan dükkanında tel örgü üretimi yaptığını, bu işin dışında kendisine gelir kapısı olacak bir iş daha aramaya başladığını ve araştırmaları sonunda civciv üretimi işine girdiğini söyledi. Civciv üretmek için eski buzdolaplarından yararlanabileceğini öğrendiğini ve daha sonra hurdalıklardan eski buzdolaplarını toplamaya başladığını aktaran Arslan, "Para vermeden aldığım eski buzdolaplarını özel bir sistem kurarak kuluçka makinesine çevirdim. Bunu yaparken hava sirkülasyonunu sağlayacak motorlar, hareketli raflar, fan gibi çeşitli malzemeler kullandım. 3 yıldır civciv üretiyorum. Her yıl üretimde artış oluyor" diye konuştu. Bir defada bir dolaba 340 yumurta koyduğunu anlatan Arslan, "Bu yumurtalardan yüzde 80 verim alıyorum ve 21 gün sonra civcivler çıkıyor. Çıkan civcivleri yumurtaların yanından alarak buzdolabının üst kısmına koyuyorum. Burada biraz büyüdükten sonra civcivleri başka bir buzdolabının içerisinde oluşturduğum alanda büyütüyorum" sözlerine yer verdi. Civcivleri Bolu, Zonguldak, Ankara ve diğer cevre illere sattığını ifade eden Arslan, şöyle devam etti: "Yoğun ilgi var. Hobi olarak başladığım bu iş her geçen gün büyüdü. Yılda 5 bin civciv yetiştiriyor ve satıyorum. Ekonomimize büyük bir katkı sağlıyorum. Bir dolaptan üretilen civcivler bir ailenin geçimine çok büyük katkı sağlar. O aile rahat geçinir." Arslan, işsiz olan kişilerin bu işi yapmaları halinde kendilerine büyük bir gelir sağlayabileceklerini, kendisininde civciv üretmek isteyenlere yardımcı olabileceğini kaydetti. (AA) Dondurma çubuklarıyla engellilere destek oldu KAHRAMANMARAŞ - Pazarcık ilçesinde bir memur, dondurma çubuklarından yaptığı maketlerin satışından elde ettiği gelirle şimdiye kadar 127 engelliye, tekerlekli sandalye, havalı yatak ve koltuk değneği yardımında bulundu. Pazarcık Vergi Dairesi'nde görev yapan 40 yaşındaki Bülent Yıldıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 8 yıl önce hobi olarak maket yapmaya başladığını söyledi. Maketlerinde dondurma çubuklarını kullandığını belirten Yıldıran, şimdiye kadar topladığı dondurma çubuklarıyla yaptığı maketlerden elde ettiği gelirle birçok engelliye tekerlekli sandalye, havalı yatak ve koltuk değneği hediye ettiğini kaydetti. Yıldıran, mesaiden arta kalan zamanlarını maket yaptığını dile getirerek "Çubukların büyük çoğunluğunu yaz aylarında kendim topluyorum. Bir kısmını da Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden insanlarımız internet üzerinden bana ulaşarak, yolluyor. Şimdiye kadar yaptığım cami, ev gibi maketlerden elde ettiğim gelirle 121 manuel, 6 akülü sandalye ile 12 havalı yatak ve 14 koltuk değneği yardımında bulundum" dedi. Yaklaşık 4 bin dondurma çubuğu kullandığı bir maketi 6 ayda tamamlayabildiğini anlatan Yıldıran, artık maket yapmayı hobiden öte bir görev olarak algıladığını vurguladı. İlçe Kaymakamı Mehmet Boztepe de dondurma çubuklarını kullanarak maket yapmanın el emeği göz nuru bir iş olduğunu belirterek Yıldıran'ın engelli vatandaşların engelini ortadan kaldırmak için büyük çaba sarf ettiğine dikkat çekti. Yıldıran'ın her zaman yanında olduklarını ifade eden Boztepe, büyük emek sonucu ortaya çıkan ürünlerin düşük fiyatlarla satıldığını bildirdi. (AA) SAMSUN - Samsun da Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ne yürüyerek gelip tüp bağlatma ameliyatı olan 3 çocuk annesi Aycan Ortaç ın ameliyat sonrası komaya girmesi yakınlarını isyan ettirdi. Hemşirelerin "sizin hastanız mutsuz, uyanmak istemiyor" demesine tepki gösteren Fatih Ortaç, eşini özel bir hastaneye getirmek zorunda kaldığını söyledi. Üç gün önce Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ne eşiyle birlikte gelen 30 yaşındaki üç çocuk annesi Ortaç, çocuk sahibi olmayı düşünmeyenlerin yaptırdığı Tübligasyon (tüp bağlatma) ameliyatı olmaya karar verdi. Ameliyatla ilgili araştırma yaptıklarını belirten genç kadının eşi Fatih Ortaç, doktorların kısa süren risksiz bir ameliyat olduğunu söylemeleri üzerine hastaneye güle oynaya neşe içinde geldiklerini belirtti. Sabah saat da ameliyata alınan eşinin 1 saat sonra servise getirildiğini kaydeden Fatih Ortaç, Hastamız ameliyattan 15 dakika sonra fenalaşmaya başladı. Önce yüz felci geçiren eşim daha sonra kalp krizi geçirmiş. Eşimin ablasının durumu hemşirelere bildirmesiyle hastamıza CPR (kalp masajı) yapılarak apar topar yoğun bakım ünitesine almışlar. Akşam saat a kadar yoğun bakımdaki hastamız hakkında bize hiçbir bilgi verilmedi. Hemşirelerden bilgi almaya çalıştık ve bize hastanızın durumu iyi ama durumunda bir iyileşme yok denilmesi ve tatmin edici bilgi verilmemesi üzerine ani bir kararla hastamızı Fehmi KORU fkoru@gmail.com Terör siyaseti öldürür, siyasetçiyi hadım eder fkoru@htgazete.com.tr GÜN geçmiyor ki Doğu veya Güneydoğu Anadolu dan yeni bir şehit haberi gelmesin... PKK nın çatışmasızlık halini sona erdirmesiyle birlikte başlayan eylemlerde çok sayıda gencimizi teröre kurban verdik. Dökülen kan gözleri de kör ettiği için terör ortamında bazı gerçekler iyi görülmeyebiliyor. Bu defa da yine aynı gelişme yaşanıyor; herkes birbirini suçluyor, ama suçlamalar gerçeklerle pek örtüşmüyor... Dün, şehit düşen yüzbaşı kardeşinin cenazesinde, halen görevde olan bir yarbay, Düne kadar Çözüm diyenler, ne oldu da şimdi Sonuna kadar savaş diyorlar? diye feveran etmiş... Yüreği kardeş acısıyla yanık bir subayın siyasilere yönelik serzenişi bu... PKK eylemlerinin artışından hükümeti suçlayanlar çok. Kimi, vaktiyle barış süreci başlattığı için olup bitenlerden hükümeti suçluyor, kimi de çözüm süreci nden şimdilerde vazgeçtiğine inandığı için... Birbirine taban tabana zıt gerekçeler yüzünden, neredeyse herkes, siyasi otoriteyi serbest atışa tabi tutuyor. İşin tuhafı, kıyasıya eleştirilen siyasilerin, kendilerine yönelik ithamlara makul cevaplar vermek yerine, eleştirenleri aynı sertlikte ifadelere muhatap etmesi... Hiçbir hükümet ülkede terörün boy göstermesini istemez; terörün azmasını körüklemez, terör eylemleri başlamışsa onları durdurmak ve teröristleri sindirmek için elinden geleni yapar. Aklı başında hiçbir siyasetçi terörden medet ummaz, Halk önce bir ders alsın da... diye düşünmez. Terörün başını çıkardığı ortamlarda siyasilerin sesi duyulmaz olur. Terör varsa bir ülkede, siyasetin alanı daralır. Terör istikrarı ortadan kaldırır, istikrarı bozulan ülke ciddi sıkıntılara muhatap hale gelir. Ülkemiz öyle dönemleri geçmişte çok gördü. Gördüğü için, o dönemlerden çıkardığı dersle, sorunun kökenine eğilen AK Parti nin başlattığı barış süreci ni insanlarımız desteklemekten geri durmadı; bazı aşamalarında sürecin aldığı biçimden mutlu olmasa dahi... Sürece verilen destek, terör eylemleri yeniden başlamadan hemen önce, yüzde 70 lere bu sayede ulaşmıştı. Bugün bile, insanlarımız, süreç hakkındaki tavırlarını büyük çapta değiştirmiş değil. Yüreği acılı yarbayın feveranına bir de bu gözle bakmak şart. Kanı kanla yıkamak terörü bitirmeye yetmiyor. Eleştirilere hedef yapılan hükümetin barış süreci ile izdivacının yine hükümet ve siyasiler eliyle sona erdirildiği iddiasını havada bırakan bir nokta da, böyle bir gelişmenin başlarına açabileceği dertleri, en iyi, siyasilerin bileceği gerçeğidir. Dünyada teröre muhatap edilmiş tek ülke Türkiye olmadığı gibi, terörü ortadan kaldırmak için barış süreci benzeri arayışlar içine giren de yalnız AK Parti hükümeti değil. İngiltere, Fransa, İspanya, Kolombiya, Filipinler gibi ülkeler, istikrarlarını tehdit eden terör örgütlerini gerekçesiz bırakmak için, bizdekine benzer süreçler başlatmışlar ve bunların çoğu sonuç vermiştir. Böyle bir girişim cesaret ister; o cesareti gösteren hükümetler ülkelerini teröre muhatap olmaktan kurtarabildiler. Vazgeçildiği pek görülmedi çözüm süreçlerinden... Muhtemelen, öyle bir durum, vazgeçen ülkeyi çözüm süreci öncesinden beter bir içinden çıkılmaz bataklığa sürükleyeceği için... Zaten, bizde de, hükümet ve siyasiler, buzdolabı metaforu kullanarak çözümün bitmediğini söylemiyorlar mı? Siyasilerin terörden medet ummaları için akıllarını peynir ekmekle yemiş olmaları gerekir. Ben demiş olayım da. 24 Ağustos 2015/ HABER TÜRK Yürüyerek geldiği hastaneden koma halinde çıktı alarak özel bir hastaneye götürdük. Burada uygulanan tedaviler olumlu sonuç verdi ve hastamız yoğun bakım ünitesinden normal servise alınacak konuma geldi. dedi. Yaşanan durum karşısında yazdığı şikâyet dilekçesini hem Kamu Sağlığı Genel Sekreterliği'ne, hem de Sağlık Bakanlığı na gönderdiğini anlatan Ortaç, Hiçbir rahatsızlığı olmayan eşimi basit denilen bir ameliyat sonrasında komaya girmiş halde verenlerden şikâyetçi olacağım. Ameliyatı yapan doktora neden böyle oldu diye sorduğumuzda ben 52 yaşındayım çok ameliyat yaptık ilk kez böyle bir durumla karşılaştım dedi. Yani doktor ameliyatın normal geçtiğini bize söyledi o zaman da bizim aklımıza anestezinin yanlış yapıldığı geliyor. Bu konunun peşini bırakmayacağım, sonuna kadar gidip ihmali olanları ortaya çıkaracağım. diye konuştu. (CHA)

4 425 Ağustos 2015 Salı ANKARA ŞENOL GÜNÜÇ- Keçiören Belediyesi şehre ince dokunuşlar yaparak canlılık kazandırmaya devam ediyor. Keçiören Belediyesi ekipleri şehrin kimliğine yönelik yaptıkları uygulamalara bir yenisini daha ekledi. Etlik Beydağı Sokak'taki 71 basamaklı merdivenin doğa desenleriyle buluşması ve merdivenlerin bir tabloya dönüşmesi büyük beğeni kazanınca bu çalışmanın yaygınlaştırılmasına karar verildi. Merdivenlerdeki balık motifleri ve okyanus temasının ilgi görmesi üzerine çalışmanın "doğa" temalı olarak devam etmesi planlanıyor. Özellikle çocukların dikkatle incelediği desenler mahalle sakinleri tarafından büyük ilgi gördü. Engebeli araziye sahip Keçiören'de çok sayıda merdiven olduğunu belirten Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak uygulamanın insanların merdivenleri kullanmasını daha cazip hale getirdiğinin altını çizdi. Başkan Ak ayrıca şunları söyledi; "Şu anda sokak resimleri yapan bir ressamla çalışıyoruz. Keçiören Belediyesi Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (KEÇMEK) yeni sezonda eğitime başladığı zaman kursiyer arkadaşlarımızla da merdivenlerimizi boyamaya devam edeceğiz. Ayrıca Gönüllü Akademisi resim bölümü öğrencileri de boyama işlemleri için aramıza katılabilirler." Keçiören Belediyesi ekipleri şehrin kimliğine yönelik yaptıkları uygulamalara bir yenisini daha ekledi. Etlik Beydağı Sokak'taki 71 basamaklı merdivenin doğa desenleriyle buluşması ve merdivenlerin bir tabloya dönüşmesi büyük beğeni kazanınca bu çalışmanın yaygınlaştırılmasına karar verildi. Doğa desenleri MERDİVENLERDE Suriyeli çocuklara MORAL PİKNİĞİ Altınköy de gümüş telkari AYŞEGÜL BALDEMİR- Köy hayatının tüm güzelliklerini şehre taşıyan Altınköy Açık Hava Müzesi, düzenlediği yaz etkinlikleriyle unutulmaz anlar yaşatıyor. Ziyaretçilerine Türk gelenek ve göreneklerini daha yakından tanıma, köy hayatının inceliklerini yerinde görme imkanı sunan Altınköy Açık Hava Müzesi, kültürel değerlerimizi gelecek nesillere aktarıyor. Altınköy ün yaz etkinlikleri en çok çocukların ilgisini çekiyor. Altınköy Açık Hava Müzesi ne ziyarete gelen çocuklar, köy meydanında kurulan tezgahta, geleneksel bir Türk sanatı olan telkari nin yapımını izledi. Bu sanatın inceliklerini mesleğin önemli üstatlarından biri olan Mithat Efe den dinleyen çocuklar, gümüşün nasıl birbirinden şık takılara dönüştüğünü yerinde gördü. Telkari sanatıyla yakından ilgilenen çocuklar, bol bol soru sormayı da ihmal etmedi. Telkari yapımını çok beğendiğini söyleyen Ece Baysal (11), Altınköy çok eğlenceli bir yer. Gümüş takıların nasıl yapıldığını gördüm, çok hoşuma gitti. dedi. Siz de, bu hafta sonuna kadar her gün 10:00-12:00, 14:00-16:00 ve 17:00-18:00 saatleri arasında, geçmişi milattan önce 3000 lere dayanan bu güzel sanatın inceliklerine yakından şahit olabilirsiniz. Çocuklar, Altınköy Açık Hava Müzesi nde, Pazartesi hariç her gün 11:00-12:00, 13:30-17:30 saatleri arasında Çocuk Etkinlik Evi nde de keyifli anlar yaşıyor. Geleneksel Çocuk Oyunları Derneği nin katkıları ile hatıralarda kalmış pek çok çocuk oyunu Altınköy de hayat buluyor. Etkinlik Evi nde keyifli anlar yaşayan Toprak Gürbüz (10), Altınköy ü çok beğendiğini söyledi. Yağ satarım-bal satarım, sek sek, mendil kapmaca, tombik, yakan top, topaç çevirme gibi oyunlar oynadım. Uçurtma uçurdum. Çok eğlendim. dedi. Muhtar teşekkürü HABER MERKEZİ- Ankara Büyükşehir Belediyesi, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye ye sığınan bir grup Suriyeli çocuk için, Çubuk ilçesindeki Karagöl'ün kıyısında moral pikniği düzenledi. Pikniğe katılan 6-14 yaş arası Suriyeli 80 çocuk, yemek yiyip şarkılar söyledi ve oyunlar oynayarak gönüllerince eğlendi. Piknikte çocuklara, yine kendileri gibi Suriye deki iç savaşından kaçarak Türkiye ye gelen eğitmenler nezaret etti. Yemek boyunca çocuklar bir yandan eğitmenlerin sordukları bazı soruları heyecanla yanıtlamak için yarışırken, diğer yandan da kendi dillerinde seslendirdikleri şarkılar söylediler. Suriyeli çocuklar, bir süre de Türk çocukların da sevdiği uzun eşek, birdirbir gibi oyunları neşe içinde oynadılar. Karagöl de akşam saatlerine kadar kalan Suriyeli çocuklar, pikniğin ardından kaldıkları yerlere döndüler. HABER MERKEZİ- Etimesgut Belediyesi nin Yukarı Yurtçu Mahallesi ne yaptığı hizmetler ve başladığı yatırımlar vatandaşları memnun etti. Yukarı Yurtçu Mahallesi Muhtarı Memiş Güntekin Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel e teşekkürlerini mahallenin farklı noktalarına astığı pankartla duyurdu. Güntekin, Etimesgut Belediyesi ne bağlandıktan sonra mahallenin büyük değişim yaşadığını belirterek, Kapalı pazarımız, zabıta noktamız açıldı. Eğitim alanları hizmete girdi. Parklarımız, koşu yolumuz yoktu, onlara da kavuştuk. Emekli evimizin, spor kompleksimizin inşaatına başlandı. Yapılan hizmetler mahalle sakinlerimizi çok mutlu etti. Yukarı Yurtçu Mahallesi nde bulunan TOKİ konutlarında binlerce insan yaşıyor. Bu zamana kadar hiçbir sosyal alanımız yoktu, pazarımız, parkımız yoktu. Çok şükür en güzel hizmetleri almaya başladık. Biz de teşekkürlerimizi hazırladığımız pankartlarla Belediye Başkanımız Sayın Enver Demirel e sunmak istedik diye konuştu. Etimesgut Belediyesi tarafından Yukarı Yurtçu Mahallesi ne kapalı semt pazarı ile zabıta noktası ve etisem eğitim birimi ile parklar yapılarak hizmete açıldı. Mahallede ayrıca emekli dinlenme evi ile spor ve eğitim merkezi ile 2 yeni parkın yapımına başlandı. Etimesgut Belediyesi ne geçtiğimiz yıl bağlanan mahalle, ilk kez belediye hizmetiyle tanışarak kentleşmeye başladı.

5 ANKARA 25 Ağustos 2015 Salı 5 Yeşilevler Mahallesi ne Hayırsever işadamı Fuat Gözüm tarafından yaptırılacak 24 derslikli okulun temeli Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın katılımıyla atıldı. Parasız dost edinebilirsiniz Yenimahalle de eğitime destek MİHRİBAN DEMİREL- Yeşilevler Mahallesi ne Hayırsever işadamı Fuat Gözüm tarafından yaptırılacak 24 derslikli okulun temeli Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ın katılımıyla atıldı. Dualarla ve kurban kesilerek okulun temelinin atılmasının ardından heyecanını dile getirenyenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar Kurumlar ve vatandaş el ele vererek bugün yeni bir okulumuzun dahatemelini atıyoruz. Hayırsever işadamımızın bağışıyla Yeşilevler e bir eğitim yuvası daha kazandırıyoruz. Bu güne kadar çok sayıda iş yeri, fabrika, tesis açılışı yaptım. Ama hiçbir açılış beni bir okul açılışı kadar heyecanlandırmıyor. Temennimiz burada eğitim alacak olan öğrencilerimizin vatana, millete hayırlı birer insan olarak yetişmesi ve topluma kazandırılmasıdır. Başta hayırsever işadamımız FuatGözüm olmak üzere Benim önceliğim eğitim diyen herkesi kutluyorum. Bu büyük bir ayrıcalıktır dedi. Yenimahalle de yapılan sosyal projeleri ve eğitim desteklerini yakından takip ettiğini ifade eden Gözüm de;her fırsatta devletin kaynaklarının halk için kullanılması gerektiğini ifade eden Başkan Yaşar a katkılarından dolayı okulun 6 ay sonra teslim edilmesi planlanıyor. mutlu etti. Çevre konutlarda oturan vatandaşlar teşekkür etti eğitim öğretim yılında faaliyete mahallelerinde okul ihtiyacı olduğunu belirterek Yüklenici firma tarafından inşaatı başlayan geçecek olan okul Yeşilevler sakinlerini de çok emeği geçen herkesten Allah razı olsun dedi. Ankara yanıyor! BURCU KERİM- Büyükşehir Belediyesi Ankara İtfaiyesi, geçen ay Ankara genelinde 1705 yangın olayına müdahale etti. Yangınların 785 i ot ve çalılık alanlarda, 124 ü anız yakılması sonucu, 36 sı ekili alanlarda,12 si ağaçlık bölgelerde, 9 u ormanlık alanlarda meydana geldi. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı nın Temmuz ayı raporuna göre, yaz aylarında yangın sayısında büyük artış olduğu gözlendi. Sıcak hava koşullarında alev almaya uygun kuru ot, saman, çöp ve ekin alanlarında meydana gelen yangın sayısı günde ortalama 50 yi aştı. Geçen ay yaşanan diğer önemli yangın olaylarından 179 u çöplükler, 86 sı motorlu araçlar, 59 u gecekondular, 42 si işyerleri, 31 i konutlar, 30 u değişik binalarda olurken, 206 yangın değişik mekanlarda meydana geldi. Ankara İtfaiyesi, duyarsız kişilerce yapılan asılsız veya yanlışlıkla yapılan ihbarlar sonucu 106 kez çıkış yapmak zorunda kaldı. ANA NEDEN, TEDBİRSİZLİK VE İHMAL Yangınlarda ana unsur tedbirsizlik ve ihmal olurken, rastgele atılan sigara ve kibritten 1078 yangın meydana geldi. Rapora göre ayrıca ay boyunca yaşanan yangınların 151 i elektrik kontağından, 19 u kıvılcım sıçramasından, 18 i çocukların ateşle oynamasından, 17 si baca tutuşmasından, 11 i akaryakıt ve parlayıcı maddelerin alev almasından, 6 sı doğal gaz ve tüp parlamasından oluşurken, 116 yangın ise kasıtlı olarak çıkarıldı. 81 yangın değişik nedenlerden meydana gelirken, 208 yangının çıkış nedeni belirlenemedi. 455 YARDIM ÇAĞRISINA CEVAP Ankara İtfaiyesi, hizmette sınır tanımıyor. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı temmuz ayında yangınlara müdahale dışında, Ankaralıların yardım taleplerini de karşıladı. Vatandaşlardan gelen toplam 455 yardım çağrısına cevap veren itfaiye ekipleri, 288 binanın baca temizliğini gerçekleştirdi. Ay boyunca 36 su baskınına müdahale eden itfaiye ekipleri, 47 olayda asansörde mahsur kalanları kurtardı, 20 olayda da kilitli kalan kapıyı açarak vatandaşın imdadına yetişti. Ekipler, 2 göçük olayına müdahale etti,15 intihara teşebbüs olayında önlem aldı. Ankara İtfaiyesi Su Altı Arama ve Kurtarma ekibi de 3 boğulma vakasında su altında kalan cesetleri çıkararak, yakınlarına teslim etti. Ankara İtfaiyesi, 6 bayrak ipi takma, indirme hizmetiyle de Ankaralılara destek sağladı. İtfaiye Daire Başkanlığı, denetim hizmeti kapsamında da ay boyunca 818 işyerini denetledi. EĞİTİM PROGRAMINA 824 KİŞİ KATILDI Yangınla mücadelede eğitime de önem veren Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Dairesi Başkanlığı'nın Temmuz ayı boyunca açtığı eğitim programlarına toplam 824 kişi katıldı. İtfaiye Dairesi Başkanlığı nca, özellikle kamu ve özel kurum personeli için düzenlenen yangınla mücadele konusundaki eğitim programları, seminer ve tatbikatlarla, Ankaralılara yangınla mücadelenin ana ilkeleri ve çıkması muhtemel yangına ilk müdahalenin nasıl yapılması gerektiği, teorik olarak ve tatbikatlarla anlatılıyor. HABER MERKEZİ- Mamak ta bulunan sokak hayvanlarına yönelik rehabilite çalışmalarını düzenli olarak yürüten Mamak Belediyesi örnek bir çalışmaya da imza atıyor. Sahipsiz ya da sokağa bırakılmış evcil hayvanları sahiplendirme çalışması yapan Mamak Belediyesi yüzlerce hayvana sıcak yuva buldu. Sahipsiz olarak Mamak sınırları içerisinde dolaşan köpekleri barınağa getiren Mamak Belediyesi veteriner ekipleri öncelikli olarak burada gerekli ve acil müdahaleleri yapıyor. Küpelenerek kayıt altına alınan köpeklere yönelik sahiplendirme çalışmaları başlıyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: Binlerce hayvanı rehabilite ettik. Kısırlaştırılıp, gerekli kayıtları alınan hayvanlar hem sağlığına kavuşturuluyor hem de sahiplendiriliyor dedi. Tedavisi ve gerekli kayıtları yapılan hayvanlar daha sonra fotoğraflanıyor. Mamak Belediyesi nin resmi web adresi olan bulunan sahiplenmek için tıklayın linkine konuluyor. Barınakta bulunan sahipsiz havyalar bu link üzerinden görülebiliyor. Her türlü aşısı ve bakımı yapılmış yavru yada yetişkin hayvan sahiplenmek isteyen hayvan severler internet sitesinden bütün ayrıntıları görebiliyor ve barınaktan istediği hayvanı tamamen ücretsiz olarak sahiplenebiliyor. Okullar 28 Eylül e pırıl pırıl olacak NECATİ PARMAK- Yenimahalle Belediyesi, 14 Eylül tarihinde başlaması beklenilen Eğitim Öğretim yılının iç turizmi desteklemek amacıyla 28 Eylül tarihine ertelenmesini fırsat bildi. İlçedeki 105 okulun tadilatını ve bakımlarını yapan belediye ekipleri, okullar açılana kadar gelen tüm talepleri değerlendirmeye devam edecek. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürü Seyit Ahmet Kayhan ı makamında ziyaret etti. İlçe genelinde yapılan çalışmalar hakkında Kayhan a bilgi veren Başkan Yaşar Aydınlık yarınlarımız için Yenimahalle nin çocukları en iyi şartlarda eğitilmelidir dedi. Sık sık tadilat çalışmalarını yerinde inceleyen, okulları gezen ve bilgi alan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, her yıl okul tadilatlarına 10 milyon TL harcandığına vurgu yaptı. Yaşar Sınıflara fayans, ıslak zeminlere de kalebodur döşenip, ısıtma sistemleri kontrol ediliyor. Merdivenler ve tırabzanlar yenileniyor. Kapı, cam ve çerçeveler elden geçiriliyor. Okulların dış cepheleri de boyanıyor. Göreve geldiğim günden bu yana amacım, çocuklarımızın özel okullardaki gibi sağlıklı bir ortamda eğitim alması. Devlet okullarını özel okul seviyesine çıkartacağız demiştim. Bu benim işim değil diyemeyiz. Aydınlık yarınlarımız için çocuklarımızı en iyi şartlarda eğitmeliyiz dedi. Yenimahalle Belediyesi nin ilçe genelinde yaptığı çalışmalardan ve Milli Eğitime verdiği desteklerden dolayı Başkan Yaşar a teşekkür eden Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürü Seyit Ahmet Kayhan da Yenimahalle de kurumlar arasındaki uyuma dikkat çekti. İşbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kayhan, Yenimahalle de görev yapmaktan gurur duyduğunun söyledi.

6 6 ANKARA 25 Ağustos 2015 Salı Çankayalı çocukların keyifli bir yaz tatili geçirmesi için yapılan Yaz Spor Okulu büyük ilgi gördü. 4 hafta sonunda tamamlanan eğitim sonrası öğrencilere Çankaya Belediyesi tarafından kırtasiye seti hediye edildi. Spora diş sağlığı arası Çocukça bir yaz HABER MERKEZİ- Çankayalı çocukların keyifli bir yaz tatili geçirmesi için yapılan Yaz Spor Okulu büyük ilgi gördü. 4 hafta sonunda tamamlanan eğitim sonrası öğrencilere Çankaya Belediyesi tarafından kırtasiye seti hediye edildi. Basketbol, futbol, voleybol, tenis, satranç, yüzme ve aikido dersleriyle dolu dolu vakit geçiren çocuklar, seneye de Çankaya Belediyesi nin Yaz Spor Okulunda buluşmak üzere vedalaştılar. Çankaya Belediyesi nin çocuklara keyifli ve yararlı bir tatil geçirmeleri için açtığı yaz spor okullarında eğitimler tamamlandı. Yaz tatilini Ankara da geçiren çocukların spor yapabilmesi için açılan okulun gördüğü büyük ilgi hem eğitmenleri hem de belediyeyi memnun etti. Ahlatlıbel Tesisleri nde futbol, tenis ve basketbol, Galeri Uray da satranç, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu nda ise voleybol ve aikido dersleri, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusunda yüzme derslerinin verildiği eğitimler, 4 hafta sürdü. Eğitimin ilk günü Çankaya Belediyesi çocuklara şort, tişört, çorap ve şapkadan oluşan sporcu kiti dağıtırken son günü de 28 Eylül de başlayacak eğitim öğretim dönemi için kırtasiye seti hediye etti. Erkekliğe ilk adım EMİNE ÖZCAN- Keçiören Belediyesi geleneksel olarak her yıl düzenlediği sünnet programı ile ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarını, modern teknikler ve uzman hekimlerce sünnet ettirmeye devam ediyor. 1000'in üzerinde çocuğun sünnet işlemleri Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi. Mahalle muhtarlıkları vasıtasıyla tespit edilen çocukların sünnet işlemleri Yonca Yaşam Merkezinde hijyenik şartlara uygun bir şekilde, dikişsiz ve ağrısız yeni yöntemlerle yapıldı. Çocukların korkularını yenmelerine yardımcı olmak amacıyla çizgi film ve kukla gösterileri yapılırken, Sünnet Mevlidi de 30 Ağustos Pazar Günü Mevlana Kültür ve Spor Merkezi'nde gerçekleştirilecek. İlahiyatçı -Yazar Ömer Döngeloğlu'nun sohbet programının da yer alacağı Sünnet Mevlidinde ayrıca ilahiler okunacak. Kur'an Tilaveti ile başlayacak programa sünnet olan çocukların yanı sıra aileleri de katılacak. 600 ÇOCUK YARARLANDI Branşlarında uzman antrenörler tarafından verilen eğitimde, ilgili spor dalına ilişkin temel teknik bilgileri alan 600 çocuk, ısınma hareketlerinin ardından arkadaşlarıyla birlikte spor HABER MERKEZİ- Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2015 yılında 215 çiftin dünya evine girmesine aracı oldu. Maddi imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyen çiftlerin tüm masraflarını karşılayan Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği törenle de nikahlarını kıydı. Altınpark Anfa B Salonu nda gerçekleştirilen törende konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sizlere her sene yaptığımız gibi eğlenceli bir nikah töreni yapmak istiyorduk ama yurdumuzun dört bir tarafından şehitlerimizin gelişi nedeniyle, kendi aramızda nikah yaparak mutluluğunuzu paylaşalım istedik dedi. Başkan Melih Gökçek ile eşi Nevin Gökçek in ev sahipliği yaptığı törene, Ankara Milletvekilleri Tülay Selamoğlu, Jülide Sarıeroğlu, Lütfiye Selva Çam, Ayhan Yılmaz ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları, davetliler ve 215 çiftin yakınları katıldı. BAŞKAN GÖKÇEK, ÇİFTLERDEN 5 ÇOCUK İSTEDİ yapmanın keyfini yaşadılar. Seneye tekrar buluşmak üzere vedalaşan çocuklar, eğitim almanın ve spor yapmış olmanın kendilerine çok şey kattığını belirttiler. Çocuklar kendilerine emek veren eğitimcilerini de unutmadılar. Yaz Spor Okulu'nun son gününde, eğitmenlerine teşekkür ederek tatlı ikram ettiler. 213 çifte nikah töreni Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilen 215 çiftin toplu nikah ve düğün töreninde geçen yılların aksine bu yıl son zamanlarda meydana gelen terör olayları nedeniyle eğlence yapılmadı. Büyükşehir Belediyesi, 1999 yılında 199 çift ile başladığı nikah törenlerine, 16 yıl aralıksız devam ederek, 2015 yılında 215 çiftle gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek in kıydığı nikahlarda çiftlerin şahitliklerini de Nevin Gökçek ile milletvekilleri yaptı. Nikah işlemlerinin ardından evlilik cüzdanlarını gelinlere veren Başkan Gökçek, çiftlerden 5 çocuk yapmalarını isteyerek, iyi dilek temennilerinde bulundu. Pasta kesiminden sonra çiftlerle yakından ilgilenen Başkan Gökçek ile eşi Nevin Gökçek, hatıra fotoğrafı çektirdi. Çiftlere Kur an-ı Kerim, seccade ve Türk Bayrağı olan paket hediye edildi. HABER MERKEZİ- Çankaya Belediyesi Yaz Spor Okulu, çocukların diş sağlığını korumak için kısa bir florlama arası verdi. Ahlatlıbel Spor ve Sosyal Tesislerinde, basketbol, futbol, voleybol ve tenis eğitimi alan 7-12 yaş arası 42 çocuğa diş çürüklerini önleyen florlama yapıldı. Çankaya Belediyesi nin Yaz Spor Okulunda hem eğlenceyle hem de sporla keyifli bir yaz tatili geçiren çocuklara, diş sağlığını koruyan florlama yapıldı. Çankaya Halk Sağlığı Merkezi Diş Hekimleri tarafından 7-12 yaş arası 42 çocuğa yapılan florlama erken yaşta diş çürümelerini önleyecek. Çocukları ağız ve diş sağlığı konusunda bilgilendiren Çankaya Halk Sağlığı Merkezi Diş Hekimi, florlamanın etkili olabilmesi için erken yaşta yapılması gerektiğinin önemine dikkat çekti. FLORLAMA NEDİR? Florlama, özel üretilmiş tek kullanımlık kaşıklar ile jel kıvamındaki floru dişlere lokal olarak uygulanmasıdır. Florlama, yüksek konsantrasyondaki florun diş minesinin yapısını güçlendirmesini sağlamak ve böylece diş çürüklerinin önüne geçmek için ağız ve diş sağlığına yönelik yapılan önemli bir işlemdir. Yaklaşık olarak 30 ila 60 saniye arasında dişe tatbik edilen ve 6 aylık periyodik kontrollerde yapılan flor uygulaması çürüğe karşı önemli ölçüde koruma sağladığı da bilimsel olarak ispatlanmıştır. Sesli kütüphane sesi olabilirsiniz HABER MERKEZİ- Gönüllü okuyucuların desteğiyle görme engellilere hizmet veren Çankaya Belediyesi Sesli Kütüphane si gönüllü yeni sesleri bekliyor. Çankaya Belediyesi nin, görme engellileri kitapla buluşturmak amacıyla kurduğu Sesli Kütüphane, yeni seslerini arıyor. Gönüllü okuyucular tarafından seslendirilen ve kitapların görme engelli vatandaşlar tarafından dinlenebilme imkanı sağlayan Sesli Kütüphane de romandan bilimsel araştırmaya, kişisel gelişimden biyografiye kadar pek çok kitap yeni seslerle buluşmayı bekliyor. Bugüne kadar okunan kitap sayısının 100 ü geçtiği sesli kütüphanede, gönüllü okuyucu olmak için öncelikli olarak deneme kaydı yapılıyor. Okuyucunun ses tonuna göre belirlenen kitaplar profesyonel kayıt odasında kayda alınıyor. GÖNÜLDEN GELEN SES AYDINLATIYOR Okunacak kitapların seçiminde görme engelli vatandaşların taleplerini ve kitabın başka bir kütüphanede seslendirilmemiş olmasını dikkate alan kütüphane yetkilileri, bugüne kadar yaklaşık 50 kişinin Sesli Kütüphane de gönüllü olarak okuyuculuk yaptığını belirtti. Gönüllü okuyucuların katkılarına açık olan, görme engelli kitap dinlemek isteyen herkesin ücretsiz olarak yararlanabildiği kütüphane, Şehit Gönenç Caddesi No:5 Kat:2 Maltepe adresinde bulunuyor (Eski Maltepe Park Alışveriş Merkezi). Kütüphanede gönüllü okuyucu olmak isteyenler numaralı telefondan bilgi alabilir.

7 7 EKONOMİ 25 Ağustos 2015 Salı Gözler 4,5G ihalesinde TETSİAD, Çin'i örnek gösterdi ANKARA - ARİFE yıldız ünal - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 26 Ağustos'ta yapılacak 4,5G ihalesi, BTK toplantı salonunda saat 10.30'da gerçekleştirilecek. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, kamuoyunda 4G olarak tabir edilen IMT (Uluslararası Mobil Telekomünikasyon) Yetkilendirmesi İhalesi'nde geçen ay yapılan değişiklikle kurulacak yeni altyapılarda asgari "IMT-Advanced" yani 4,5G teknolojisi kullanılması şartı getirildi. 26 Ağustos'ta BTK toplantı salonunda yapılacak ihale için Turkcell, Avea, Vodafone ve Netgsm tarafından 50 bin lira bedelle şartname alındı. Kapalı teklif açık ihale usulü ile gerçekleştirilecek ihale teklif zarflarının açılmasıyla başlayacak. İhale komisyonunun teklif zarflarındaki evrakları kontrol etmesinin ardından 20 ayrı frekans paketi, açık artırmayla ihale edilecek. 800, 900, 1800, 2100 ve 2600 MHz bandında 20 ayrı frekans paketinin asgari değer toplamı KDV hariç yaklaşık 2,3 milyar avro olacak. Yetkilendirme süresi, 30 Nisan 2029'a kadar devam edecek. İhale sonrasında söz konusu frekanslar kullanılarak tüketicilere 5G de dahil yeni teknolojiler sunulabilecek. Mobil şebeke işletmecilerine tahsisli mevcut frekans miktarı 183 MHz iken ihale kapsamında tahsis edilecek yeni frekanslarla toplam 573 MHz'a çıkacak. İhaleyle tahsis edileceklerle toplam frekans miktarı mevcut frekansların 3, mobil geniş bantta data hizmeti sunulacak frekansların ise 5 katı olacak. 3G hizmetlerinden sonra geliştirilen ve kamuoyunda 4,5G olarak tabir edilen IMT Advanced teknolojisiyle sunulacak hizmet sayesinde vatandaşlar bilgiye çok daha hızlı bir şekilde erişme imkanına kavuşacak. Plastik sektörü büyüdü İStANbul - Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik sektörünün ilk yarıda yüzde 1,4 büyüdüğünü bildirdi. PAGEV, 2015 yılı ocak-haziran dönemine ilişkin "Plastik Sektörü Değerlendirme Raporu" yayımladı. Rapora göre, 14 bin firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik sektörü ilk yarıda yüzde 1,4 büyüdü. Sektör aynı dönemde toplam kimya ihracatının yüzde 32'sini gerçekleştirerek ilk sırada yer aldı. Söz konusu dönemde plastik hammadde ve mamul ihracatı miktar bazında 1,1 milyon ton, değer bazında ise 2,6 milyar dolara ulaştı. Plastik sektörünün yılın ilk yarısında mamul üretimi, bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 1,4 artışla 4,3 bin tona yükselirken, değer bazında ise yüzde 10,5 azalışla 16,4 milyar dolara geriledi. Değer bazındaki azalmada, petrol fiyatlarındaki düşüş ve avro/dolar paritesinin seyri etkili oldu. Bu yılın ilk 6 aylık döneminde toplam plastik mamul üretimi içinde 1,7 milyon tonla plastik ambalaj malzemeleri ilk sırada yer aldı. Bu ürünü 945 bin tonla plastik inşaat malzemeleri izledi. Söz konusu üretimle kapasitesinin yüzde 72'sini kullanan sektörün, ilk altı ayda iç pazardaki tüketimi ise yıllık yüzde 2,6 artışla 3,8 milyon tona çıktı. Plastik sektöründe bu yılın ilk yarısında 394 milyon dolarlık makine yatırımı gerçekleştirildi. Böylece sektörde yılları arasında gerçekleştirilen toplam makine ve teçhizat yatırımı, yüzde 79'u ithalatla olmak üzere toplam 8 milyar dolara ulaştı. Türk plastik sektörünün mamul ihracatı, 2015'in ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla miktar ve değer bazında geriledi. Miktar bazında 1 NİSAN 2016'dA hizmete girecek İhalenin ardından tahsis edilecek frekanslardan 1 Nisan 2016'dan itibaren yeni teknolojiyle hizmet sunumuna başlanabilecek. İşletmecilere yetkilendirmenin ardından 8 yıl içinde Türkiye'nin nüfusunun yüzde 95'ini kapsama zorunluluğu getirildi. Uzunluğu 1 kilometrenin üzerindeki tüneller, otoyollar ve yüksek hızlı tren hatlarını da 3 yıl içinde kapsayacak olan 4,5G ile bu hatlarda yolculuk yapan vatandaşlar seyahatlerinde mobil genişbant hizmeti alabilme imkanına kavuşacak. ihracat yüzde 2,4 azalışla 779 bin ton, değer bazında ihracat yüzde 13 düşüşle 2,17 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde plastik sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı ülkeler ise Irak, Almanya ve İngiltere şeklinde sıralandı. Plastik sektörü, direkt ihracatının yanı sıra otomotiv, beyaz eşya, elektronik, inşaat gibi sektörler aracılığıyla önemli oranda dolaylı ihracat gerçekleştirdi. Dolaylı ihracat rakamları da göz önüne alındığında yılın 6 ayında toplam plastik ihracatı 4,5 milyar dolara ulaştı. Genel plastik sektörü ihracatında yüzde 2,4 gerileme olsa da plastik kapaklar, mutfak eşyaları, esnek filmeler ve levhalar gibi alt sektörler, ilk yarıyı ortalama yüzde 7 ihracat artışıyla geride bıraktı. İhracat şampiyonu ise yüzde 17,2'lik yükselişle plastik kapaklar oldu. Aynı dönemde plastik hammadde ihracatı ise miktarda yüzde 1 düşüşle 341 milyon ton, değerde yüzde 20 azalışla 471 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde plastik sektörünün en çok hammadde ihracatı yaptığı ilk üç ülke ise Almanya, Mısır ve Rusya olarak kayıtlara geçti. Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, geçen yılın ikinci yarısından bu yana petrol fiyatlarında gözlenen düşüşün, plastik sektörü hammadde fiyatlarına da yansıdığını dile getirdi. İlk yarıda hem üretim hem de ihracatta değer bazında gerileme yaşandığına dikkati çeken Eroğlu, "Bu dönemde firmalarımız verimlilik çalışmalarıyla karlılıklarını koruma gayretinde oldu. Fiyat bazındaki bu düşüşü zaten bekliyorduk, bizler için şaşırtıcı olmadı. Ayrıca avro/dolar paritesindeki değişim de ihracat rakamlarında gerilemeye yol açtı" ifadelerini kullandı. (AA) AR-gE personeli SAyıSı yüzde 50 ARttıRılACAK Şartnamede yapılan değişiklikle işletmecilerin Ar-Ge merkezlerinde istihdam edilmesi gereken asgari nitelikli Ar-Ge personeli sayısı yüzde 50 arttırıldı. KOBİ'lerin yerli ürün geliştirmelerinin ve kendi imkanlarıyla üretim yapmalarının teşvik edilmesi amacıyla işletmecilere yatırımlarının en az yüzde 10'unu Türkiye'de ürün veya sistem geliştirmek üzere kurulan KOBİ niteliğindeki tedarikçiler tarafından Türkiye'de üretilen ürünlerden sağlama yükümlülüğü getirildi. (AA) Kızılay, maden suyu atağında ERZİNCAN Tüm geliri Türk Kızılayı nın afet ve sosyal yardım çalışmalarında kullanılan Kızılay Maden Suyu, 2015 yılında 221 milyon lira ciro hedefliyor. Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, kurumun Erzincan'daki Mineralli Su İşletmesi Tesisleri'nde Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak ile ekonomi gazetecilerini ağırlayarak, Kızılay'ın mineralli su alanındaki çalışmalarını ve hedeflerini anlattı. Toplantıda konuşan Türk Kızılayı Genel Başkanı Akar, en yüksek müşteri sadakatine sahip Kızılay maden suyunun, bu alanda diğer üreticilerden 6-7 kat önde olduğunu söyledi. Kızılay'ın maden suyunu ticari bir kaygıyla değil "iyilik" amacıyla sattığını belirten Akar, buradan elde edilen gelirin Kızılay'ın yardım faaliyetinde kullanıldığını vurguladı. Akar, "Vatandaşlarımızın içtiği Kızılay maden suyunun gelirinin tamamı afetzedeler için çadır, battaniye, gıda maddeleri alımında kullanılırken, ihtiyaç sahiplerine yıl içinde dağıtılan yardımlar için de önemli bir kaynak oluşturuyor" bilgisini verdi. "KıZılAy ticari bir KuRuluş değil" Akar, Kızılay'ın ihtiyaç sahiplerine yaptığı yardımlar için devletten hiçbir isim altında bütçe kullanmadığını kaydederek, yardımların tamamının iyilikseverlerin bağışları ve maden suyu satışından elde edilen gelirle finanse edildiğini dile getirdi. Kızılay'ın ticari bir kuruluş da olmadığını ve mümkün olduğu kadar ticaretten uzak durmaya çalıştıklarını aktaran Akar, şöyle devam etti: "Bizim 700 şubemizdeki yönetim kurulu üyeleri, başkanlar, gönüllüler ve ben hiçbir nam adı altında ücret almıyoruz. Gönüllü çalışanlarımızın cebine Kızılay'dan tek bir kuruş dahi girmiyor. Sadece profesyonel çalışanlarımız ücret alıyor. Kızılay'ın 5 bin civarında profesyonel çalışanı var." "SEN İç başkasına yarasın" Akar, vatandaşların içtiği her maden suyunu bir başkasına yarayan iyiliğe dönüştüğünü belirterek, her yıl 700 milyon civarında Kızılay maden suyunun kapağının "iyilik" için açıldığını söyledi. Küçük yardımlarla büyük değişikliklere yol açılabileceğini dile getiren Akar, "Vatandaşlar Kızılay maden suyunun kapağını açarak bir iyilik yapmış oluyor. Vatandaşlarımıza çağrım markete, bakkala gittiğinde iyilik için maden suyunda Kızılay markasını seçsin" ifadelerini kullandı. 17 ülkede 31 bayisi var Edinilen bilgiye göre, Kızılay'ın 2'si Afyon, biri Erzincan'da olmak üzere 3 maden suyu üretim fabrikası bulunuyor. Afyonkarahisar'da Tınaztepe ve Kocatepe'de bulunan mineralli su işletmeleri, Ortadoğu'nun ve Balkanların en büyük mineralli su fabrikası olma özelliği taşıyor. 50 milyon liralık yatırımla geçen yıl üretime başlayan ve günlük 1 milyon 200 bin, yıllık 300 milyon şişe üretim kapasitesi olan Erzincan Mineralli Su İşletmesi'nde 50 personel çalışıyor. Kızılay ın 3 fabrikasındaki yıllık fiili üretim kapasitesi ise 1 milyar 100 milyon şişeyi buluyor. Bir yılda ürettiği 672 milyon şişe maden suyunun 660 milyonunu satan Kızılay, 16 farklı ürün ve ambalaj çeşidiyle tüketici ile buluşuyor. Türkiye'de 69 şehirde 235 bayisi bulunan Kızılay'ın 17 ülkede 31 bayisi yer alıyor. Türkiye'de ürünlerini 180 bin noktada vatandaşlara ulaştıran Kızılay, 2015 yılında 221 milyon liralık ciro hedefliyor. (AA) İStANbul - Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Yaşar Küçükçalık, Çin'de yaşanan devalüasyonlara dikkat çekerek, "Çin'in yaptığı gibi ülkemizde yeni ve güçlü bir büyüme oranı belirlenerek, bu hedeflerin tutturulması için gereken tüm önlemler alınmalıdır" ifadelerini kullandı. Küçükçalık, yaptığı yazılı açıklamada, genel bir ekonomi felsefesi olarak "Çinliler çalışsın, dünya baksın" düşüncesiyle hareket eden Çin Hükümeti'nin büyüme hızını düşürmemek amacıyla birçok girişimde bulunduğunu belirtti. Çin Merkez Bankası'nın son dönemlerde gelen kötü ekonomik verilerin ardından yuanı devalüe ederek, son üç yılın en düşük seviyesine indirdiğini anımsatan Küçükçalık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçtiğimiz hafta açıklanan verilerde, Çin ihracatının, talebin düşmesiyle beraber oldukça gerilediği görülmüştü. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, bu yıl gözle görülür bir yavaşlama yaşarken, bazı ekonomistler Çin'in 2015 yılı hedefi olan yüzde 7'nin oldukça altında büyüyebileceğini tahmin ediyor. Çin Hükümeti de bu noktada büyüme hedeflerini tutturabilmek adına devalüasyon da dahil olmak üzere pek çok girişimde bulunuyor." Türkiye ekonomisinin de sürdürülebilir ve güçlü bir yapıya kavuşması için sanayinin ve ihracatın desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Küçükçalık, "Çin in yaptığı gibi ülkemizde yeni ve güçlü bir büyüme oranı belirlenerek, bu hedeflerin tutturulması için gereken tüm önlemler alınmalıdır." ifadelerini kullandı. Güçlü sanayiye sahip olmayan ülkelerin, ekonomik anlamda kırılgan olduğunu aktaran Küçükçalık, başta Yunanistan olmak üzere Avrupa'da yer alan diğer pek çok ülkenin de ekonomik anlamda sıkıntı yaşamasının altında, yine güçlü bir sanayiye ve buna bağlı olarak istihdama sahip olunmamasının yattığını dile getirdi. Dünyanın tüm güçlü ekonomilerine bakıldığında, sanayinin ön planda yer aldığını görmenin mümkün olduğunu vurgulayan Küçükçalık, şunları kaydetti: "Ülkemiz ekonomisi açısından bakıldığında da, var olan üretim gücünü artırarak koruyabilmek büyük önem taşıyor. Yerli sanayimizi geliştirmek adına atılacak olumlu adımlar büyük önem arz etmekte. Çin, yüzde 4 civarında bir devalüasyon gerçekleştirerek kendi üreticisini korumak anlamında önemli girişimde bulundu. Ülkemizde de, yerli sanayinin korunması ve gelişmesi adına her türlü önlem alınmalıdır. Ülkemizin ekonomik anlamda sürdürülebilir ve güçlü bir yapıya kavuşması için sanayinin ve ihracatın desteklenmesi gerekmektedir. Çin in, ekonomisi için belirlemiş olduğu, yüzde 7 lik büyüme hızına ulaşmak için aldığı önlemlere bakarak, ülkemizde de yeni ve güçlü bir büyüme oranı belirlenerek, bu hedeflerin tutturulması için gereken tüm önlemler alınmalıdır." (AA) Sanayici kurdan dertli ANKARA - ERdAl çelikel - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Merkez Bankasının reel efektif döviz kuru hesabına göre şu anda Türk Lirası'nın olması gereken yerde olduğunu belirterek, "Ama seviyenin 5-6 ay gibi çok kısa bir sürede buralara gelmiş olması, işletmelerimize katlanılması mümkün olmayan bir yük getirdi" dedi. Özdebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılbaşından bu yana kurlardaki yükseliş nedeniyle döviz cinsinden borcu olanların borç yüklerinin yüzde 25 arttığını söyledi. Ülkede ise hiçbir işletmenin yüzde 25 oranında kar etmediğini ifade eden Özdebir, sorunun temeline bakıldığı zaman uzun zamandır kurlarla ilgili bir birikim olduğunu ifade etti. Aşırı değerli Türk Lirası ile yerli sanayinin barınabilmesinin imkansız hale geldiğini dile getiren Özdebir, "Bu durum bir noktaya kadar kompanse edilebiliyor, daha sonra patlıyor. Bu da bütün dengeleri bozuyor" diye konuştu. Türk Lirası'nın aşırı değerli olması, bölgesel riskler ve Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz politikaları ile realize edilince doların TL karşısında 3 lira seviyelerini aştığını kaydeden Özdebir, "Aslında Merkez Bankasının reel efektif kur hesabına göre şu anda Türk Lirası olması gereken yerde ama seviyenin 5-6 ay gibi çok kısa bir sürede buralara gelmiş olması, işletmelerimize katlanılması mümkün olmayan bir yük getirdi" değerlendirmesinde bulundu. Merkez Bankasının son dönem para politikasına ilişkin görüşlerini de paylaşan Özdebir, gelinen noktada Banka ne yaparsa yapsın etkili olamayacağını söyledi. Türkiye'de Merkez Bankasının kontrol edemeyeceği siyasi belirsizlik ve terör gibi sıkıntılar bulunduğunu ifade eden Özdebir, şunları kaydetti: "Ayrıca dünyada da Türkiye'nin şartlarına bağlı olmayan doların değerlenme ihtimali var. Her geçen gün de değerleniyor. Ekonomik olarak da dünya karışık. Bütün bunlar emtia üreticisi ülkeler üzerinde ciddi baskılar yaratıyor. Bu gelişmeler karşısında Merkez Bankasının elindeki silahları kullanması kurşunları boşa atması anlamına gelir. Halbuki önümüzde Fed'in faiz artırımı ile başlayacak daha fırtınalı günler olabilir. Silahlarını o günlere saklaması lazım." (AA) KAYIP 06 CGY 58 plakalı aracımın ruhsatını kaybettim. Hükümsüzdür. SİNAN RESİMCİ

8 8 25 Ağustos 2015 Salı EKONOMİ Şimşek: Türkiye'nin son yıldır kazandığı kazanımlar tehdit altında Fiyatındaki artış kadınların "altın gününü" bitirdi İstANbUL - sümeyye DALkILINÇ - Yılbaşından bu yana yükselen doların etkisiyle yurt içinde artan çeyrek altın fiyatları, altın borcu olan ve düğün yapacakların yanı sıra "altın günü" düzenleyen kadınları da etkiledi. "Altın günü" için genellikle tercih edilen "çeyrek" fiyatlarının dünya ve iç piyasadaki dalgalanmalara bağlı olarak her ay değişmesi kadınların arasını açtı. Yıl başında 148 lira olan çeyrek ziynetin satış fiyatı, cuma günü 178 liraya kadar yükseldi. Fiyattaki bu yükseliş kadınların birikim tercihlerine de yansırken, "altın günleri" "TL gününe" dönüştü. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, altın fiyatlarının son 4 yılın zirvesini gördüğünü anımsattı. Ramazanda düğün sezonu olmadığı için altına büyük bir talebin olmadığını, bu nedenle fiyatların düşük seyrettiğini hatırlatan Memiş, bir kısım vatandaşın o dönemde düşüşten faydalanarak altın aldığını dile getirdi. Ramazanda 155 lira civarında seyreden çeyrek altın fiyatının şu anda 180 liraya kadar çıktığı bilgisini veren Memiş, ciddi bir artış olduğunu, bu yükselişten hem gaziantep - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Şu anda Türkiye'nin son yıldır kazandığı kazanımlar tehdit altında. Siyasi istikrarsızlık maalesef yatırımların ötelenmesine, Türkiye'ye yatırımların gelmemesine neden oluyor" dedi. Bakan Şimşek, Şahinbey Belediyesince hayata geçirilen Mavikent 4. etap 1000 konut kura çekimi töreninde yaptığı konuşmada, Gaziantep'te vizyon sahibi belediyelerin uyum içerisinde çalışarak kentin sorunlarına çözüm üretmeye çalıştığını söyledi. Kentte yaşanan konut sorunun Türkiye'nin birçok yerinde yaşandığını ancak yapılan çalışmalarla sorunların çözümüne yönelik adımların atıldığını belirten Şimşek, Şahinbey Belediyesi'nce sahiplerine ulaştırılacak bin konut için yaklaşık 32 katı talep olduğunu vurguladı. Gaziantep'teki konut sorununu aşabilmek için çalıştıklarını, bu noktada Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ ile ortaklaşa çalışma içerisine girdiklerini ve 10 bin konut yapımı için harekete geçtiklerini aktaran Şimşek, gelişimin siyasi istikrarla hız kesmeden devam edebileceğini kaydetti. Ancak son 2.5 aydır Türkiye'de siyasi belirsizliğin olduğunu dile getiren Şimşek, şöyle devam etti: "Bunun yansımalarını hepimiz görüyoruz. inşallah Türkiye bunları aşacak. Türkiye'nin ne yazık ki şu anda dört bir yanı ateş çemberi olan bir ülke. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunların üstesinden gelmek için Türkiye'yi çok daha güçlü bir şekilde konumlandırmalıyız. Bunun için de güçlü hükümetlere ve siyasi istikrarlara ihtiyaç var. Hatta her zamankinden çok daha fazla Türkiye'nin şu dönemde siyasi istikrara ihtiyacı var. Ancak siyasi istikrarla birlikte son yılda kazanımlar korunabilir. Şu anda Türkiye'nin son yıldır kazandığı kazanımlar tehdit altında. Siyasi istikrarsızlık maalesef yatırımların ötelenmesine, Türkiye'ye yatırımların gelmemesine neden oluyor. O nedenle Allah'ın izniyle önümüzdeki dönemde bu badireyi de atlatacağız." Türkiye'nin şu anda çok geniş bir coğrafyadaki jeopolitik gerginliklerle, terör örgütleriyle ve uluslararası ekonomik belirsizliklerle mücadele ettiğini anlatan Şimşek, o yüzden birlik, beraberlik, istikrar ve güçlü bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Şimşek, son yıllardaki kazanımları kolay elde etdilmediğini işaret ederek "İnşallah Türkiye 90'lı yıllara yeniden dönmez. Gerçekten o yıllar sıkıntılı yıllardı. Şimdi onların düğün yapacakların, hem de "altın günü" yapan kadınların etkilendiğini, şu anda her iki tarafın da şokta olduğunu ifade etti. "CUmHURİYet günü YApANLAR DA 500 LİRALIk 'tl gününe' geçmiş olabilir" Memiş, altındaki yükselişin en çok "altın günü" yapan kadınları vurduğunu belirterek, "Bu altın günleri artık bana göre tarihe karışacak. Çünkü 1 ay önce 155 liraya alınan çeyrek, bugün 180 lira çıktı. Bu da altın günü yapan kadınlar arasında anlaşmazlığa neden oluyor" dedi. Kadın müşterileri ile sohbetlerinde "altın günlerini" sorduğunu aktaran Memiş, "Kadınlar 'Artık biz altın gününü bitirdik' diyorlar. Neden diye sorduğumuzda; 'Ben geçen ay çeyreği 155 liraya aldım, şimdi 180 lira. Burada bir haksızlık oluyor ve bazılarımıza sıra gelince zarar ediyorlar. Bu da anlaşmazlığa neden oluyor' yanıtını alıyoruz" şeklinde konuştu. Bu nedenle bir çok kadının "altın gününü" iptal ettiğini ve Türk Lirası'na döndüğünü vurgulayan Memiş, kadınların çoğunun artık 200 liralık "TL günü" yaptığını dile getirdi. Çeyrek günü yapan kadınların yanı sıra, Cumhuriyet günü düzenleyenlerin de bulunduğuna dikkati çeken Memiş, şöyle devam etti: "Altın günü yapan bir kadın bundan 1 ay önce Cumhuriyet altını aldığında 635 lira ödüyordu, bugün ise 730 liraya alınıyor. Yani arada 95 liralık fark var. Bu kadınlar da 500 liralık 'TL gününe' geçmiş olabilir. Bu yıl bir çok altın günü iptal oldu." (AA) sinyalleriyle karşı karşıyayız. Allah'ın izniyle ve milletimizin ferasetiyle bu sorunlar da aşılacaktır" diye konuştu. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise göreve geldiği günden beri kentin tüm sorunlarını analiz edip çözüm yollarıyla ilgili acil eylem planı ve master planlarını hazırladıklarını bildirdi. Bu planlar çerçevesinde çalışmaların yapıldığını belirten Şahin, kenti 2071'li yıllara hazırladıklarını kaydetti. Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu da kurası çekilen evlerin ödeme planı ve özellikleriyle ilgili bilgiler vererek ilçede ev sahibi olmayan tek kimse bile kalmayana kadar çalışmalarına devam edeceklerini bildirdi. (AA) İsotun "acı" yolculuğu ŞANLIURFA - HALİL FİDAN - Şanlıurfa'da kentin simgelerinden olan ve bölge halkının vazgeçilmez damak tatlarının başında gelen isot, uzun ve zahmetli sürecin ardından tezgahlardaki yerini alıyor. Nisanda ekilen, gerekli bakım ve sulamanın ardından ağustosta hasat edilen biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor. Geçimlerini isot satarak sağlayan ailelerin satın aldığı biberler, kadınlar tarafından ev veya bahçede yıkandıktan sonra saplarından ve çöplerinden arındırılıyor. Acılığı nedeniyle temizleyenleri de etkileyen biberler elle parçalandıktan sonra makineden geçirilip naylonların üzerinde bir süre bekletiliyor. Gün içerisinde ters yüz edilerek güneşte tamamen kuruması sağlanan ürün, rengi koyulaştıktan sonra makinelerde çekilerek pul biber haline getiriliyor. Zeytinyağıyla harmanlanarak eşsiz tat ve parlaklığını kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun ardından sofraların lezzetlerinden biri olan isota dönüşüyor. Hazırlanmasında özellikle kadınların yoğun emek harcadığı isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında kalitesine göre kilogramı 10 ile 30 lira arasında değişen fiyatlarla tezgahlardaki yerini alıyor. YILDA 5 bin ton İsot üretiliyor Şanlıurfa İsot Üreticileri Kooperatifi (ŞİKOP) Başkanı Bekir Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha temiz ve kaliteli isot üretmek için çalıştıklarını söyledi. İsotun Şanlıurfa için bir marka değer olduğunu vurgulayan Polat, şunları kaydetti: "Biber Şanlıurfa'nın olmazsa olmazıdır. Buna sahip çıkmamız gerekiyor. Kuruturken temiz bir yer yapılması için yerel yöneticilerden destek bekliyoruz. Burada yaklaşık 3 bin insan ekmek kazanıyor. Üreticilerin hak ettiğini alması için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Özellikle hijyen ve kalite konusunda üyelerimizi bilgilendirmek için aktiviteler yaptık. Daha hijyenik ve temiz ortamlarda kaliteli isot üretip Türkiye ve Avrupa piyasasına sunmak istiyoruz. Amacımız üreticilerimizin daha temiz ve kaliteli biber üretmesini sağlamak. Bunu yaptığımız sürece hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum." Yılda yaklaşık 50 bin ton yaş biberin işlendiğini ifade eden Polat, kentte her sezon yaklaşık 5 bin ton isot üretildiğini aktardı. Polat, sezonun üreticilere hayırlı olmasını diledi. "ellerimiz, Yüzümüz, AYAkLARImIz YANIYoR" Sırrın Mahallesi'nde boş tarlada kurulan çadırlarda biber temizleme ve isot satışı yapan Ayşe Polat ise işlerinin zorluğuna değindi. Sabah çok erken saatlerde işe başladıklarını aktaran Polat, "İşimiz bitene kadar da çalışmaya devam ediyoruz. Biber sezonu ağustosta başlayıp havanın durumuna göre kasım ayının ortalarına kadar devam ediyor. Çalışırken ellerimiz, yüzümüz, ayaklarımız yanıyor. Zor bir iş icra ediyoruz, bence en zor meslek ama bu da bizim işimiz" dedi. Bir çuval biberi 1-1,5 lira karşılığında temizlediklerini kaydeden Polat, hak ettiklerini alamadıklarını söyledi. Polat, "İsot yapan çok ama kalite farklı. Kimisi fazla emek harcamadan yapıp kolay yoldan para kazanmaya çalışıyor. Biz kaliteli yapıyoruz ama millet ucuza sattığından biz de onlar gibi satmak durumunda kalıyoruz" diye konuştu. (AA) Okul servislerinin yeni ücretleri belli oldu ANkARA - ARİFe YILDIz ünal - Ankara, İstanbul ve İzmir'de eğitim öğretim yılı okul servislerinin zamlı ücretleri belli oldu. İstanbul Umumi Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'da eğitimöğretim yılında okul servisleri için uygulanacak ücretlere yüzde 10 zam talep ettiklerini ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararıyla yüzde 5 zam yapıldığını ifade etti. Geçen yıl aylık 151 lira olan 0-1 kilometre arası servis ücretinin bu yıl 160 liraya çıkarıldığını anlatan Öztürk, şöyle konuştu: " eğitim-öğretim döneminde aylık 165 lira olan 1-3 kilometre arası ücreti, bu yıl 175 liraya, 3-5 kilometre arası 180 liradan 190 liraya, 5-7 kilometre arası ücreti 185 liradan 195 liraya, 7-9 kilometre arası 195 liradan 205 liraya, 9-11 kilometre arası 235 liradan 245 liraya, kilometre arası 270 liradan 285 liraya, kilometre arası 290 liradan 305 liraya, kilometre arası 300 liradan 315 liraya, kilometre arası 325 liradan 340 liraya, kilometre arası 345 liradan 360 liraya, kilometre arası 365 liradan 380 liraya, kilometre arası 370 liradan 390 liraya yükseltildi. 25 kilometreyi aşan her kilometrede için ise geçen yıl aylık 3,20 lira olan ücret, bu yıl 3,36 liraya çıkarıldı." Ankara Servis Aracı İşletmecileri Odası Başkanı Tuncay Elmadağlı da Ankara'da eğitimöğretim yılında okul servisleri için uygulanacak ücretlerin belirlendiğini söyledi. Elmadağlı, Başkent'te okul servis ücretlerinde yüzde 5 ila 7 artış yapıldığını bildirdi. Yıllık, bin 260 lira olan 0-3 kilometre arası servis ücretinin, bu yıl bin 350 liraya çıkarıldığını bildiren Elmadağlı, şunları kaydetti: " eğitim-öğretim döneminde yıllık bin 377 lira olan 3-6 kilometre arası ücreti, bu yıl bin 467 liraya, 6-10 kilometre arası bin 665 liradan bin 755 liraya, kilometre arası ücreti de bin 980 liradan 2 bin 70 liraya yükseltildi. 15 kilometreyi aşan her kilometre için ise yıllık yüzde 5 zam yapıldı ve ücret 37 liradan 39 liraya çıkarıldı." Elmadağlı, Ankara Ticaret Odası ve Ankara Servis Aracı İşletmecileri Odasına bağlı servislerde şehit çocuklarının ücretsiz taşınacağını belirtti. İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı da şehirde yeni eğitim-öğretim yılında okul servisleri için uygulanacak ücretler hakkında bilgi verdi. Okul servis ücretlerinde yüzde 3,7 ile 7 arasında değişen oranlarda artış yapıldığını ifade eden Bostancı, yıllık bin 17 lira olan 0-3 kilometre arası ücretin bu yıl bin 80 liraya çıkarıldığını belirtti. (AA) Osmancık pirincine ithal tehdidi ANkARA - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son günlerde pirinçte, Osmancık çeşidine benzeyen, ithal, düşük kaliteli ucuz pirinçlerin yerli ürünle karıştırılarak yüksek fiyattan satıldığı yönünde yoğun şikayetler aldıklarını belirterek, 'Şayet birileri üreticilerimizin ekmeğine, tüketicilerimizin cebine göz dikmişse karşılarında bizleri bulacaklardır" ifadesini kullandı. Bayraktar, yazılı açıklamasında, son 10 yılda çeltikte hem verimde hem de ekim alanlarında yüzde 38'in üzerinde artış sağlandığını, üretimin giderek yaygınlaştığını ifade ederek, geçen yıl 830 bin ton olan üretimin bu yıl 920 bin ton olmasının beklendiğini, yeterli potansiyel bulunmasına ve geçmiş yıllara göre üretimin artmasına rağmen halen yüzde 20 üretim açığı bulunduğunu, bunun ithalatla karşılandığın anımsattı. Ülke üretiminin ihtiyacı karşılayacak seviyeye gelinceye kadar ihtiyaç duyulan ithalatın yapılmasının kaçınılmaz olduğuna dikkati çeken Bayraktar, burada üzerinde önemle durdukları hususun ithalatın ihtiyaçtan fazla yapılmaması ve ithal edilen ürünlerin de piyasada izlenmesi olduğunu kaydetti. Son günlerde ithal edilen ve Osmancık çeşidine benzeyen düşük kaliteli ucuz pirinçlerin yerli ürün ile karıştırılarak yüksek fiyattan satıldığı yönünde yoğun şikayetler aldıklarını bildiren Bayraktar, bu durumdan birtakım çevrelerin, üreticiler üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığı gibi tüketicileri de mağdur etiğinin anlaşıldığını belirtti. Kalitenin bozulmasıyla tüketicilerin pirinçten uzaklaşmasının tüketimi olumsuz etkileyeceğine dikkati çeken Bayraktar, bu durumdan en fazla zarar görenin yine üreticiler olacağına işaret etti. Çeltik hasadının az bir zaman kala rekoltenin de yüksek beklendiği bir ortamda yaşananların oldukça manidar olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Eğer birileri üreticilerimizin ekmeğine, tüketicilerimizin cebine göz dikmişse karşılarından bizleri bulacaklardır. Konunun bütün tarafları, bu sahteciliğin üzerine gitmeli, denetimler artırılarak birilerinin üreticilerimiz üzerinden haksız kazanç elde etmeleri, tüketicilerimizin de mağdur olmasını engellenmeli; bu oyun bozulmalıdır" ifadesini kullandı. Bayraktar, çeltiğin Türkiye'nin toplam hububat üretiminden yüzde 2,5 oranında pay alarak buğday, arpa ve mısırdan sonra dördüncü sırada yer aldığı bilgisini verdi. (AA)

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN 25 Ağustos 2015 Salı 9 Beşkaza Yaylaları Yörük Türkmen Kültür Şenliği başladı TÜRKÇE ANADOLU NUN EN ESKİ DİLİDİR Ana dil ile ana dili farklı kavramlardır. Ana dil başka diller ve lehçeler türetmiş olan dildir. Türkçe bir ana dil dir. Çünkü Türkçeden pek çok dil ve buna bağlı lehçeler türemiştir. Bir çok mahalli dillere kelimeler ve kurallar vermiştir. Azerbaycan Türkçesi, Anadolu Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Kazak Türkçesi vb. böyle lehçelerdir. Ana dili ise insanın çocukken ailesinden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dildir. Bir ülkenin resmi dili ana dil ile gerçekleştirilir. Ana dili ise mahallinde konuşulur. Ama yasaklanmaz. Yasaklansa bile o ana dili, o topluluk tarafından yaşatılır. Ana dili, bir bağımsız ülkede ikinci resmi dil olamaz, okullarda bu ana dili ile öğretim yapılamaz. Ülkemizde Türkçe, ana dil dir. O sebeble resmi dildir, eğitim-öğretim dilidir. Ülkemizde bazı etnik topluluklar tarafından konuşulan Kürtçe, Çerkezçe, Zazaca, Süryanice, Arapça gibi diller ise ana dili dir. Bu diller ülkemiz topraklarında, etnik topluluklara mensup insanlar tarafından konuşulur, birbirleriyle yazışılır. Ama hiçbir zaman resmi dil olamaz ve bu dillerle eğitim-öğretim yapılamaz. Mesela; Arapça, bizim topraklarımız dışındaki Arap ülkelerinde resmi dildir, o ülkelerde ana dil dir. Ama Türkiye de ana dil değil, ana dili dir. Ana dili nasıl öğrenilir ve öğretilir? Ülkede yaşayan etnik topluluklar, ana dili ni kendileri ailesinden, büyüklerinden öğrenirler, konuşurlar; büyükler-küçüklerine öğretir. Kendi aralarında kurslar açarlar, dillerini geliştirirler, yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki okullarda seçmeli dersler varsa seçerler, dillerini unutmazlar. Bunun için herhangi bir yasaklanma getirilmez, sınır getirilmez. Ülkede konuşulan ana dili, resmi dil haline getirilemez, eğitim-öğretim bu dilde yapılamaz. Türkçe, Anadolu topraklarının en eski dilidir. Bu dil Anadolu topraklarında yaşayan tüm topluluklar tarafından daima konuşulmuş ve bu dille eğitimöğretim gerçekleştirilmiştir. Anadolu topraklarında Türkçe bin yıldır vardır. Bu toprakların dilidir. Selçukluların egemenliğinde iken bu dil vardı. Hattâ Osmanlıların yazı dili olmuştur. Anadolu da yaşayan Türk unsurların dışındaki bütün etnik topluluklar, Türkçe ile anlaşmış ve konuşmuşlardır. Mektuplarını bu dille yazmışlar, eserlerini bu dille vermişlerdi. Ama bu etnik toplulukların kendi mahalli dilleri de vardı, Bugün de var. Bu dille sadece günlük ihtiyaçlarını gideriyorlardı ve birbirleriyle anlaşıyorlardı. Çünkü ana dili empiriktir. Yani halkın denemeye dayalı geleneği ile yaşamıştır. Kürtçe ana dil gibi düşünülemez, zaten ana dil değildir. Yüz yıllardır Kürtlerin kendi aralarında konuştukları mahalli bir dildir. Kuzey Irak ta bir Kürt Devleti kurulursa ana dil olur mu, olmaz mı? Bilemem. Ama bildiğim bir şey varsa, bu dilin; köyden köye, aşiretten aşirete, bölgeden bölgeye çok büyük farklılıklarının olduğu ve yerleşik kurallarının olmadığıdır. Türkiye Devletinin ana dili ile ilgili yapacağı şey şudur: Bu dillerin unutulmaması için önlemler almalı, bu dilleri yasaklamamalı, bu dillerin önünü açmalıdır. Devlet; bir kimse, ana dili nden başka dil bilmiyorsa, o bilmeyenlere ana dil eğitimi vermeli, yani Türkçeyi öğretmelidir. Eğer hâlâ Türkçe bilmeyenler varsa; ortada iki ayıp vardır: Bir, Türkçe yi bunlara öğretmeyen devletin ayıbı; iki, Türkçe yi öğrenmeyenlerin ayıbıdır. Ana dili konuşan insanların, resmi okullarda bu mahalli dillere eğitim-öğretim istemelerinin insan haklarıyla ilgisi yoktur. Bu sorun değildir, doğal insan hakları olamaz. Sorun üretenler ayrıcalık isteyenler, bölücüler şunu bilmelidirler. Bu devletin okullarında Türkçe ile eğitim-öğretim yapılacaktır. Bu konu mevcut anayasada bu şekildedir. Mevcut anayasada şu engel de yoktur. Etnik topluluklar ana dili ile yani mahalli dilleriyle, konuşsunlar, yazışsınlar, türkülerini dile getirsinler, kurslar açsınlar, CD ler- plaklar-kasetler üretsinler, film yapsınlar, TV kanalları kursunlar, kitaplar yayımlasınlar, seçmeli olarak okullarda bu dillerini öğrensinler. Sözde demokratlar, kendilerini insan hakları savunucusu olarak gören yalakalar, aşağılık duygusunu yenemeyip ancak bir statü kazandığını sananlar; bölücü Kürtçülerin ırkçı ve milliyetçi söylemlerinin haksız, hem de çok haksız olduğunu artık görsünler. GİRESUN - Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden fındık toplamak için Giresun'a gelen ailelerin çocukları, ebru sanatı öğreniyor. MUĞLA - Seydikemer ilçesinde düzenlenen "Geleneksel Beşkaza Yaylaları Yörük Türkmen Kültür Şenliği" kortej yürüyüşü ve temsili Yörük göçü ile başladı. Seydikemer Belediyesi, Seydikemer ve Fethiye Yörük Türkmen Dernekleri işbirliğinde Seki Çayırı'nda düzenlenen şenlik, kortej yürüyüşü ile başladı. Türkiye'deki Yörük ve Türkmen dernekleri temsilcilerinin de katıldığı şenlik kortejinde, yöresel kıyafetler giyen Yörükler, Türk bayrakları ile Seki Mahallesi Meydanı'na kadar yürüdü. Bazı katılımcılarda üzerinde "Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz" yazılı pankart ve dövizler taşıyarak terörü kınadı. Yürüyüşte, Yörüklerin sahilden yaylalara yaptıkları geleneksel göç canlandırıldı. Beşkaza Yaylası'na göç eden aileler, keçi, koyun, at, deve ve eşekleriyle yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından Yörük Kültür Şenliği'nin yapıldığı alana ulaştı. Daha sonra, terör olaylarında verilen şehitler için saygı duruşunda bulunulup, dualar okundu. Seydikemer Kaymakamı Muammer Köken, gazetecilere yaptığı açıklamada, Yörüklerin bu ülkenin temeli olduğunu söyledi. Ülkede Yörüklerin yaşadığı süreçte birlik ve beraberlik içinde olacaklarını kaydeden Köken, "Türk milletinin ayrılmaz bir kültürü olan Yörük kültürünü yaşatmalıyız. Bu tür şenlikler, geleneklerin geleceğe aktarılmasında önemli rol oynuyor. Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi. Seydikemer Belediye Başkanı Yakup Otgöz Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü (HEM) bünyesinde gerçekleşen etkinlikle Aksu mevkisindeki modern konaklama merkezlerinde, çalışmak için aileleri bahçeye giden çocuklar, eğitmenler eşliğinde ebru yapıyor. Giresun HEM Müdürü Harun Karabürk, gazetecilere yaptığı açıklamada, amaçlarının ailelerin fındık toplarken çocukların eğitim içerisinde kalmasını sağlamak olduğunu söyledi. Belirli bir yaştan küçük olan çocukların bahçeye gitmeden konaklama merkezinde eğitim faaliyetleri içerisinde bulunmalarını sağlamayı hedeflediklerini belirten Karabürk, çocuk işçiliğinin önüne geçmek istediklerini kaydetti. Karabürk, çocuklarda çok kısa sürede ebru sanatıyla ilgili bir farkındalık oluştuğunu gördüklerini dile getirerek, "Yani üç gün içerisinde bir çoğu ebru yapmayı öğrendiler, gayet başarılılar. İlk defa yaptıkları için ilgileri de yüksek, İSTANBUL - İstanbul tarihçisi ve araştırmacı Süleyman Faruk Göncüoğlu, gül lokumundan tarihi kervansaraylara, tramvaydan bağ evlerine kadar Üsküdar'ın kaybolan tarihi değerlerini anlattı. "1900'lerde Üsküdar ve Boğaziçi" adlı makalesinde dönemin kaybolan değerlerini araştıran Göncüoğlu, kişisel arşivinde bulunan fotoğrafları Anadolu Ajansı ile paylaştı. Göncüoğlu'nun kaleme aldığı ve önümüzdeki günlerde de kitap olarak yayımlanacak makale, bir zamanlar İstanbul'un en gözde ticaret ve ulaşım ağı olma özelliğini taşıyan Üsküdar Meydanı'nın yıllar içinde geçirdiği değişimi konu ediniyor. Süleyman Faruk Göncüoğlu, "Hafızalardan silinmiş değerleri ve Boğaziçi medeniyetini yeniden hatırlamak için bu makaleyi kaleme aldım. Hafızamızı yeniden canlandırmak için 1900 ile 1960 arasında yaşanan değişimi ortaya koymak için fotoğraf arşivimi de kullandım" dedi. Anadolu yakasının ilk toplu taşıma araçlarından biri olan Üsküdar tramvayının 1928'de işletmeye alındığını belirten Göncüoğlu, "İlk olarak Üsküdar-Bağlarbaşı-Kısıklı hattı hizmete girdi. Bir yıl sonra Bağlarbaşı-Haydarpaşa ve Üsküdar- Haydarpaşa hatları, işletme kara geçtikten sonra da Bostancı, Moda, Feneryolu hatları açıldı. Zamanla Üsküdar ticari özelliğini kaybettiği için tramvay seferleri de son buldu" diye konuştu. Göncüoğlu, Üsküdar sahilde bir dönem çok sayıda han bulunduğunu ifade ederek, bugün bilinen anlamda bir meydanı olmayan Üsküdar'ın sahil şeridinde çok sayıda han olduğunu anlattı. Üsküdar'ın hanlarının bugün hatırlanmadığını dile getiren Göncüoğlu, "Üsküdar ticaretin merkezi olmaktan uzaklaştıkça bu hanlar da kaybolmuştur" ifadelerini kullandı. Tarihçi Göncüoğlu, birkaçı günümüze kalan ayakta kalabilen bağ evlerinin de ilçenin kaybolan değerlerinden olduğunu dil getirdi. Üsküdar'ın otogar mantığının uygulandığı ilk yer olduğuna dikkati çeken Göncüoğlu, "Bugün Yeni Valide Camisi'nin yanındaki otobüs firmalarına ait bürolar yıllık bir geleneğin devamıdır. Çünkü buralar bir dönem kervan ticaretiyle uğraşanların dükkanlarının olduğu yerdir" bilgisini verdi. Süleyman Faruk Göncüoğlu, Anadolu'dan gelen bütün ulaşım yollarının başlangıç ve bitiş noktası olduğu için "Atı alan Üsküdar'ı geçti" sözünün kullanıldığını belirtti. Tarihçi Göncüoğlu, Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından Bulgaristan'dan İstanbul'a göçen Müslümanların Üsküdar Çavuşbaşı mevkine yerleştirildiğini ve yanlarında getirdikleri fideleri dikerek gül üretimine başladıklarını anlatan Göncüoğlu, şunları kaydetti: "Göksu Deresi çevresi Sultan Abdülhamit'in emriyle gül yetiştiriciliği merkezi haline getirildi. Ardından Kabe toprağı olarak kabul edilen Üsküdar'da Peygamber Efendimize hürmeten gül lokumu üretimi yapılmıştır ve bu üretim 1940'lara kadar devam etmiştir." Bugün askeri gazinonun olduğu yerde bir dönem Mahmudiye Camisi'nin bulunduğunu belirten Göncüoğlu, "1935'te çıkarılan kanunla iki cami arasının 500 metre olması kuralı getirilerek, arada kalan camiler yıkılmıştır. Bugün askeri gazino olan çabuk öğrenmelerinin sebebi ilgilerinin yüksek olması" dedi. Ebru yapan çocukların zamanlarının eğlenceli geçtiğine işaret eden Karabürk, "Burada bir eğitim faaliyeti olmazsa bu çocuklar boşta duracaklar, canları sıkılacak. Bu eğitimler bir nevi eğlence özelliği taşıyor" ifadesini kullandı. Karabürk, ebru yapan grubun içerisinde okul öncesi eğitim çağında çocukların da olduğuna vurgu yaparak, "Bir de ilkokul, ortaokul seviyesinde çocuklar var, karma bir grup. Genel itibariyle 16 yaşından küçükler, çalışmayan çocuklar ebru yapmayı öğreniyor" diye konuştu. Gaziantep'in Nizip ilçesinden ailesiyle fındık hasadına gelen çocuklardan Emine Bütenbey de ebru yaparken mutlu olduğunu anlatarak, "Boya seçiyorum, genelde turuncu ve mor rengi kullanıyorum, öğrenmek zor olmadı çok zevkli" dedi. (AA) ise son günlerde teröre verilen şehitler nedeniyle şenlikteki konserleri iptal ettiklerini bildirdi. Yörük kültürünü yaşatmanın en büyük istekleri olduğunu vurgulayan Otgöz, atalarının geçmiş yaşantısının, bu tür şenliklerle unutulmamasını sağladıklarını ifade etti. (AA) Üsküdar'ın kaybolan değerleri Mevsimlik işçilerin çocukları, ebru sanatı ile tanıştı yerde bulunan Mahmudiye Camisi de bu kapsamda yıkılmıştır. İhtiyaç nedeniyle askeri gazino yapılmıştır" iddiasında bulundu. (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER SÜKÛT SARMAŞIĞI Göğsümde sana ait bir cihan taşıyorum. Günaydın gökyüzüm, günaydın yıldızım, günaydın maşukların sultanı Yâr! Ellerinde, parmaklarında ölesim var! Parmak izim, imzam, kalbimden inşallah hiç çıkmayacak mührümsün benim. Beni yakan, beni her nefesiyle dünyadan ukbaya uçuran maşuk; delice, tanımı, sınırı olmayan bir şekilde âşığım sana. Ben kandilin içindeki fitil olayım, sen ateşim ol ve yak beni. Kendimi o kadar çok sana ait hissediyorum ki belki de bu kadar çokça hasreti yaşamam bundan. Kendimde değilim bu gecede, hiç bir gece değilim aslında. Bu geceler sabah olmuyor yâr. Ateşin başka başka hâlleriyle yanıyor kalbim, kimbilir aşkın daha bilmediğimiz ne hâlleri var? Hasretin yüreğime ya da bedenime vurdu mu kayboluyorum, uçurumlardan düşüyorum sanki o an. Cemalin aklıma gelince mutluluğa kanat çırpıyor içim ve kaynağı belirsiz bir ışığa koşuyor kalbim. Öyle çok seviyorum ki seni, adını duyunca içim titriyor, seni hayal edince kendimden geçiyorum ve hayaline sarılınca geceleri dünyada değil de başka bir âlemde atıyor yüreğim. Elbette her gece sabaha, her ayrılık şükürle örülmüşse vuslata ulaşır. Elbette sükût sarmaşığı bir boşluk buldu mu bedeni de, ruhu da sarmaya çalışır. Yârim, ben çokça senden kopya çekiyorum mutluluğu, huzuru, gülüşü ve teslimiyeti. Yüzündeki tebessümün, içindeki mutluluk kuşunun bir tüyü olsam onu da bahtiyarlık sayarım ruhuma, yeter ki seninle olsun herşeyim. Benim yağmurum, benim güneşim, benim şükrüm, sana ermek için geceleri dizdim şükür tesbihine. Bu dünya yolculuğu elbet bitecek bir gün, o yüzden seninle geçirdiğim her saniye çok kıymetli ve sana dâir aldığım nefesin değeri hiçbir şeyle ölçülmez. İki gözüm, nur yüzlüm, kâlû belâ kokulum... Tezatları seninle aştım ve cümle olumsuzlukları yok saydım seninle. Benim mumum, benim pervanem, benim duam, benim şükür meşalem, benim ateşim, benim diye başlayan herşeyim sensin. Göğsümde sana ait bir cihan taşıyorum, anladım ve idrak ettim ki sensiz bir manası yok hiçbir şeyin. Her şey seninle anlam kazandı bende, benim aklım ve ruhum hep sende. Sana dair öyle çok biriktirdiğim hâlim, sözüm, hayalim var ki anlatmaya başlasam dünyadaki su zerrelerinin toplamı bile anlatacaklarım yanında küçük bir birikinti gibi kalır, ama nedense çok yaşamayacağıma dair bir his yıllardır benim gönlüme gelip gelip bağdaş kurup oturuyor işte Bir gün aşkımıza şahit olan ateş acaba ateşliğinden utanırım mı bilmem? Ayaklarının bastığı yol, ömrüne nişan, içine nefes olayım senin. Çek içine beni, çek de öleyim seninle GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Alev yakmaz insanı aşkın ateşi yakar, Senle dolu bu gönlüm her gün mahşere akar. Gülüşüne meftunun odur benim sahibim Âşık gönlüm onunla dünyaya başka bakar.

10 10 25 Ağustos 2015 Salı SAĞLIK Başarılı bir okul dönemi için sağlık kontrollerinin tam zamanı Çocukların okula sağlıklı ve mutlu bir başlangıç yapması, tüm hayatlarını olumlu yönde etkiliyor. Okul öncesi yapılacak genel taramalar, çocukların verimli bir okul dönemi geçirmesine katkıda bulunurken, erişkin dönemde karşılaşılabilecek pek çok hastalığın önlenmesini sağlıyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü nden Uz. Dr. Dicle İnanç, okula başlamadan önce çocuklar için önemli olan sağlık kontrolleri hakkında bilgi verdi. HABER MERKEZİ - Okul öncesi check- up çok önemlidir. İlk adım, doktor muayenesi ile başlar. Kilo ve boy ölçümü yapılarak çocuğun büyümesi değerlendirilir. Ayrıntılı sistemik muayene ve tansiyon ölçümü yapılır. Tam kan sayımı, demir düzeyi, tam idrar tahlili, kan kolesterol-lipid düzeyi, dışkıda parazit incelemesi, ailesel hikayeye göre açlık kan şekeri, riskli bölgelerde ise kan kurşun düzeyine bakılır. Çocuğun aşı bilgileri veya aşı kartı doktorla paylaşılmalıdır. Eksik aşılar varsa okul öncesi dönemde mutlaka yapılmalıdır. Tiroid bezinin az çalışması durumunda çocukta MÜLKİYETİ KEÇİÖREN BELEDİYESİNE AİT MERSİN İLİ ERDEMLİ İLÇESİ KOCAHASANLI MAHALLESİ İMARIN 41 ADA 1 SAYILI PARSELİ ÜZERİNDE VE SAHİL CADDESİ NO:3 ADRESİNDE BULUNAN 6 KATLI OTEL BİNASININ SATIŞINA İLİŞKİN İHALE İLANI 1 - Mülkiyeti Belediyemize ait Mersin İli Erdemli İlçesi Kocahasanlı Mahallesinde imarın 41 ada 1 sayılı parseli üzerinde, Sahil Caddesi No:3 adresinde 1.015,00 m² arsa üzerinde bulunan toplam 6 katlı otel binasının, Belediyemize ek mali kaynak oluşturması amacı ile, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45. maddesi gereğince Açık Teklif Usulüne göre yapılacak ihale neticesinde satılacaktır. 2 - İhale 16 / 09 / 2015 Çarşamba Günü saat de Belediye Encümen Salonunda yapılacaktır. 3 - İhale olacak olan Otel Binasının muhammel bedeli ,00 (Birmilyonlira) olup; Geçici Teminatı ,00 (Otuzbinlira) dir İhale konusu binanın satış işinin Geçici Teminat bedeli, muhammen bedelin %3 tutarındadır. ( 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 26. maddesinde belirtildiği üzere; Geçici Teminat Bedeli, Tedavüldeki Türk Parası yada Bankalar ve Özel Finans Kurumlarının verecekleri süresiz Teminat Mektupları cinsinden verilebilir.) 4 - İsteklilerde aranılan şartlar ve belgeler : - İhaleye iştirak Dilekçesi. - Nüfus Cüzdanı fotokopisi - İkametgah Belgesi. - Yasal tebligat adresini belirten imzalı adres beyanı. (İhaleye vekaleten katılanlar da yukarıdaki belgeleri ibraz edeceklerdir.) - Geçici Teminat bedelinin Belediye Veznesine ödendiğine dair makbuz. - Şartname bedelinin Belediye Veznesine ödendiğine dair makbuz. - Tüzel Kişiler için Noter tasdikli Tescil Belgesi. - Tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin Noter tasdikli Yetki Belgesi. - Tüzel Kişiler adına ihaleye iştirak eden kişilerin Noter tasdikli İmza Sirküsü İhaleye Katılamayacak olanlar : 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 6. maddesinde belirtilen kişiler, doğrudan veya dolaylı olarak ihaleye katılamazlar. 6 - Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta ve uygun bedeli tesbit etmekte serbesttir. 7 - Müracaat Belgelerinin Verilmesi : Müracaat belgeleri kapalı bir zarfa konularak; Encümen Başkanlığına sunulmak üzere, ihale günü saat ye kadar Belediye Yazı İşleri Müdürlüğüne verilecektir. 8 - İhale şartnamesi, mesai günlerinde mesai saatleri içerisinde Keçiören Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü İhale Servisinden 500 TL şartname bedeli karşılığında temin edilebilir. ( Adresimiz : Güçlükaya Mah. Cumhuriyet Cad. Kalaba Kent Meydanı KEÇİÖREN / ANKARA ) Resmi İlanlar Basın ( şişmanlıkla birlikte yorgunluk, yavaşlık gibi belirtiler; çok çalışması durumda ise zayıflık ve sinirlilik hali gelişir. Az ya da çok çalışması, okul yaşantısına ciddi anlamda zarar vereceği için okul başlamadan tiroid fonksiyonlarının kontrol altına alınması gereklidir. Doğumdan kısa bir süre sonra bebeklere yapılan işitme testinin, okul öncesi tekrar edilmesi gerekmektedir. Bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından çocuğun hangi sesleri nasıl işittiği kontrol etmelidir. Çocuklardaki işitme kaybının çoğu okul çağından önce gelişir ve hem konuşma hem de dil gelişiminde gecikmeye neden olur. Bu nedenle 4-5 yaşlarında ve okul çağında işitme fonksiyonunun değerlendirilmesi gerekir. Okula başlamadan önce yapılacak göz taramaları ile çocukta görme tembelliği, şaşılık ya da yüksek derece kırma kusurları olup olmadığı saptanmalıdır. Kırma kusuru olan veya kayma olan gözün iyi görebilmesi için erken yaşta gözlükle veya ameliyatla düzeltilmesi gereklidir yaşına kadar tedavi edilmeyen, kırma kusurları ve şaşılık sonucu gelişen göz tembelliğinin ileri yaşlarda tedavisi mümkün olmamaktadır. Göz sağlığı iyi olmayan çocukların huzursuz, hırçın ve derslerinde başarısız olduğu da unutulmamalıdır. İlkokula ya da anaokuluna yeni başlayan çocuklar, el ve tuvalet temizliği konusunda zorluk yaşayabilirler. Bu durumda parazitler çoğalacağı için idrar yolu enfeksiyonları başta olmak üzere üst solunum yolu enfeksiyonları da çocuklarda çok sık görülür. Bu nedenle el ve tuvalet sonrası temizlik çocuklara çok iyi bir şekilde öğretilmelidir. Ağız ve diş bakımı, çocukların büyüme ve gelişimlerini etkilemektedir. Okul dönemindeki çocuklarda bu kontrollerin okullar açılmadan önce yapılması uygundur. Böylece okul sırasında dişlerle ilgili çıkabilecek problemlerin önüne geçilebilir ve diş hekimimin uygulaması gereken koruyucu işlemler için çocukların okuldan uzaklaşması gerekmez. Okula yeni başlayan küçük yaştaki çocuklarda yeni bir ortama girmenin yarattığı birtakım sıkıntılar olabilir. Çocuklar bu dönemden önceki hayatlarında karşılaştıklarından çok daha fazla uyaranla karşılaşabilmekte, bunlarla ilgili sağlık sorunları yaşayabilmektedir. Ancak bağışıklık sisteminde altta yatan bir rahatsızlığı olmayan çocuklarda ya da alerjen duyarlılığı gelişmeyenlerde bu sıkıntılar zamanla azalabilmekte ve herhangi bir komplikasyona neden olmamaktadır. İyi uyku, çocukların derslerde başarılı olmasında, sağlıklı beslenme kadar önemlidir. Birçok bilimsel çalışma uyku apnelerinin, okul başarısında düşüşe ve davranışsal sorunlara yol açabileceğini göstermektedir. Eğer çocuğunuz hasta olmadığı zamanlarda horluyorsa, uykuda nefes almakta zorluk çekiyorsa, uykuda huzursuzca, geceleri terliyor ve altına kaçırıyorsa mutlaka uzman yardımı alınmalıdır. Ağır okul çantaları çocuklarda skolyoz olarak adlandırılan omurga eğriliklerine neden olur. Bu nedenle okul çantası sırtta ve omuzlarda ağrıya neden olmayacak ağırlıkta olmalıdır. Eğer çocuğun okul çantasını yanında taşınması gerekiyorsa 12 yaşına kadar 4 kg ı, 15 yaşına kadar da 5 kg ı geçmemelidir. Çantanın uzun süre taşınmamasına dikkat edilmelidir. Ayrıca çocukların sınıfta ders dinlerken masaya dayanmamaları, arkalarına yaslanarak, dik oturmaları gerekmektedir. Teneffüslerde ise sırada oturmak yerine, kalkıp dolaşmalıdırlar. Okul çağı çocuklarında ayak ağrılarının nedenini okula başlarken yeni alınan ayakkabılara yormak yanlıştır. Ayakta ağrıya neden olabilecek ve çocuğun okulla olan dengesini etkileyecek, bir dizi doğuştan veya sonradan olma bozukluklar bulunmaktadır. Ağrılı bir ayakta çocuk ortopedistinin çektireceği basit bir röntgen sonucu konacak tanı ve buna göre yönlenecek tedavi ile alınacak bazı önlemler, çocukların okul performansını artıracaktır. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin gün ve 1673 sayılı kararı ile onaylanan Çankaya İlçesi Beytepe ada 1 nolu parsele (eski kd.68 parsel) ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği Başkanlığımız ilan panosunda bir ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılmıştır. İlanen ilgililere duyurulur. Resmi İlanlar HACETTEPE ORGANİZASYON HİZMETİ ALINACAKTIR ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI Basın ( 13 Ekim Ankara'nın Başkent Oluşu Kutlamaları İşi hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Emniyet Mah. Hipodrom Cad. 5 Kat Tandoğan YENİMAHALLE/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : kultursosyal@ankara.bel.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : 13 Ekim Ankara' nın Başkent Oluşu Kutlamaları 1 Adet Kültürel Organizasyon Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Ankara c) Süresi : İşe başlama tarihinden itibaren 1(Bir) gündür 3- İhalenin a) Yapılacağı yer :Hipodrom Cad. No. 5 (B Blok) Kat 7 (ihale salonu) Yenimahalle/Ankara b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işlere ait listeyi, teklif eki olarak tekliflerine dahil edeceklerdir Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Bankalardan temin edilecek belgeler: Teklif edilen bedelin %10 dan az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdi veya gayrinakdi kredisini ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gösterir banka referans mektubu, Bu kriter mevduat ve kredi tutarları toplanmak ya da birden fazla banka referans mektubu sunularak sağlanabilir İsteklinin ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eşdeğer belgeleri: a) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olan istekliler yıl sonu bilançosunu veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini, b) İlgili mevzuatı uyarınca bilançosunu yayımlatma zorunluluğu olmayan istekliler, yıl sonu bilançosunu Resmi İlanlar veya bilançonun gerekli kriterlerin sağlandığını gösteren bölümlerini ya da bu kriterlerin sağlandığını göstermek üzere serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir tarafından standart forma uygun olarak düzenlenen belgeyi sunar, Sunulan bilanço veya eşdeğer belgelerde; a) Cari oranın (dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar) en az 0,75 olması, b) Öz kaynak oranının (öz kaynaklar/ toplam aktif) en az 0,15 olması, c) Kısa vadeli banka borçlarının öz kaynaklara oranının 0,50 den küçük olması, yeterlik kriterleridir ve bu üç kriter birlikte aranır. Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Serbest meslek erbabının vereceği, ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş ve onaylanmış serbest meslek kazanç defteri özetinde gösterilen değerlere göre, son yıla ait toplam gelirin toplam gidere oranının veya son iki yıla ait gelir ve giderlerin parasal tutarlarının ortalaması üzerinden bulunacak oranın en az (1,25) olması şartı aranır. Serbest meslek kazanç defteri özetinin serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir ya da vergi dairesince onaylı olması gerekir İş hacmini gösteren belgeler: a) İhalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait toplam ciroyu gösteren gelir tablosu, b) Taahhüt altında devam eden hizmet işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen hizmet işlerinin parasal tutarını gösteren, ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda düzenlenmiş faturalar, Bu belgelerden birinin sunulması yeterlidir. Toplam cironun teklif edilen bedelin %25'inden, taahhüt altında devam eden işlerin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen işlerin parasal tutarının ise teklif edilen bedelin %15'inden az olmaması gerekir. Bu kriterlerden herhangi birini sağlayan ve sağladığı kritere ilişkin belgeyi sunan istekli yeterli kabul edilir. Bu kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanamadığına bakılır Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya özel sektörde gerçekleştirilmiş olan her türlü organizasyon işleri 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Hipodrom Cad. No. 5 (B Blok) Kat 11 Yenimahalle/Ankara adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Hipodrom Cad. No. 5 (B Blok) Kat 11 Yenimahalle/Ankara adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, götürü bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Basın (

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Savaştan kaçtı, Kayseri'de fırın açtı Ülkesindeki iç savaştan kaçarak Kayseri'ye gelen Suriyeli Saeed, açtığı fırında çalıştırdığı 5 vatandaşıyla, Suriye lavaşı ve Suriye tatlılarını satarak geçimini sağlıyor. KAYSERİ - Ülkesindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli Ahmet Saeed, Kayseri'de açtığı fırınla hem kendi geçimini sağlıyor hem vatandaşlarına iş veriyor. Suriye'de süren iç savaş nedeniyle yaklaşık bir yıl önce ailesiyle Kayseri'ye gelen 26 yaşındaki Saeed, yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Saeed, Şam'da fırıncılık yaparken biriktirdiği parasıyla Kayseri'de Mustafa Kemal Paşa Bulvarı Nil Caddesi'nde fırın açtı. Saaed'ın ürettiği Suriye lavaşı ve tatlıları yoğun talep görüyor. Saeed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şam'da yaşadığını, savaşın başlamasıyla fırınını kapatarak Türkiye'ye sığındığını söyledi. Kayseri'ye gelince yeni bir hayat kurmak için çalışmaya başladığını anlatan Saeed, "Şam'da fırıncılık yapıyordum. Elimde birikmiş bir sermayem vardı. Bunu nasıl değerlendireceğim diye düşünmeye başladım. Kayseri'de fırın açmaya karar verdim" dedi. Saeed, açtığı fırında 5 Suriye vatandaşını çalıştırdığını belirterek, şunları kaydetti. "Fırınımızda Suriye lavaşı ve tatlıları yapıyoruz. Bunları burada yaşayan Suriyelilere dışında Türk vatandaşlarına da satıyorum. Çıkardığımız ürünlere talep oldukça fazla. Türk vatandaşları da ürünlerimizi çok seviyor. Bizi de böylece tanıyıp seviyorlar. Sevdikleri için ürünlerimizi almayı tercih ediyorlar. Günde lavaş satıyoruz. Özellikle bakkallar ve dönerciler lavaşlara ilgi gösteriyor. Müşterilerimin yüzde 75'i Türk. Zamanla işlerimizin daha iyi olacağına inanıyorum." Ürünlerin tamamının makinede el değmeden yapıldığını aktaran Saeed, "Temizliğe çok önem veriyoruz. Fiyatlar BUL- MACA Soldan sağa: 1. Küçük ve hızlı salınım, rezonans. 2. Tavır, davranış. Gemilerde oda. 3. Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. Becerikli. 4. Ortaya para konularak oynanan şans oyunu. Kalsiyumun simgesi. 5. Yapısına başka bir öğe ya da kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin ortak adı. Donuk renkli. 6. İri delikli kalbur. Dar ve kalınca tahta. 7. Parola. İyilik, lütuf, ihsan. 8. Bir tür başlık. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. 9. Kari. Kum falı. 10. Mert olmayan. Gözleri görmeyen. 11. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin kısaltması. Binek hayvanı. 12. Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval gibi kaba örgüler yapılan bir bitki. 13. İlenme, beddua. Bir şeye, bir kir kimseye içten bağlılık. 14. Koyak. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet. Kurçatovyumun simgesi. 15. Ölünün gömülmeden önce sarıldığı beyaz bez. Ensiz. 16. Mezar. Döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, havsız, kalın, kıl veya yün dokuma. 17. Tarlayı iki kere sürmek. 18. Sonbahar. Anlak. 19. Köpek. Cehennem bekçisi. 20. Sık sık küçük ve önemsiz kazalara yapan kimse. Çıplak vücut resmi. Yukarıdan aşağıya: 1. Sıcak su elde edilen bir kazan ve içindeki borulardan oluşmuş araç. Kadife üzerindeki ince tüy. Büyü. 2. Kaz Dağlarına mitolojik devirlerde verilen ad. Yersiz, yurtsuz, mekânsız. Gerçek olan şey, gerçeklik. 3. Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünlerini taşıyan gemi ya da kamyon. Bir baharat. Yeryüzünün beşte üçünü kapsayan tuzlu su kütlesi. 4. Şiddetli yağmur. Çekinik. Bal koymaya yarayan küçük tekne. 5. İlave. İki yüzü beyaz kapsız yorgan. Güzel, hoş. Düzenli ekilen yer. 6. Kam. Sözünün eri, güvenilir kimse. Kazanma, iktisap. Baryumun simgesi. 7. Bayındırlık. Kirliliği gösteren iz. Yüksek ses, nara. Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir tür deri. 8. Gökteki ay. Riyaziye. Gülde bulunur. 9. Geri çekilme. Kaçma. Yarım. Sayıları gösteren işaretlerden her biri. Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, garez. 10. Adana ilinin bir ilçesi. Güney Kafkasyalı bir halk. Dolaşma, devir. Galyumun simgesi. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu da oldukça ucuz. 10 adet lavaşı 2 liraya veriyorum" dedi. Saeed, çalışma izni alma konusunda sıkıntılar yaşadığını dile getirerek, "Çalışma izni alabilmem için 5 Türk vatandaşı çalıştırmam gerekiyor ama kimse burada çalışmak istemiyor. Bundan dolayı sıkıntı yaşıyorum. Sürekli işçi arıyorum. İyi de ücret vereceğimi söylüyorum ama burada çalışmak istemiyorlar. İzin alabilmem için 5 Türk işçi bulmam şart" diye konuştu. (AA) Bodrum'da yaban domuzları şehir merkezine kadar indi MUĞLA - Bodrum'da şehir merkezine inen domuzlar, parklarda ve binaların arasında dolaştı. Bodrum'da şehir merkezine kadar inen yaban domuzları, görenlerde şaşkınlığa neden oldu. Dağlık bölgelerde yiyecek bulamayınca şehir merkezine indiği sanılan yaban domuzları, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bir çocuk parkına girdi. Ona yakın yaban domuzunun parkın kenarında bulunan yeşil alanda otlandığı görüldü. Evlerinden domuzları gören bazı vatandaşlar, yoldan geçenleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Domuzlar, daha sonra caddelerde ilerleyerek bazı iş merkezlerinin otoparklarına ve evlerin bahçelerine girdi. Cumhuriyet Mahallesi sakinlerinden İbrahim Nejat Taylan, AA muhabirine, bir süredir domuzların şehir merkezine indiğini belirtti. Domuzların insanlara zarar vermediğini anlatan Taylan, "Zaman zaman yiyecek atıyoruz. Sitenin yüzme havuzundan da su içiyorlar. Evlerin bahçelerinde yiyecek arıyorlar. Bunlar zararsız, alıştık artık" dedi. Mahalle sakinlerinden Mesut Akay da zaman zaman domuzlarla karşılaşınca korktuklarını dile getirerek, "Hayvanların uzaklaşmasını bekliyorum. Bu sıkıntıyı 3 günde bir yaşıyoruz. Domuzların aç kaldığı için şehre indiğini düşünüyoruz" diye konuştu. (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA Ağustos 2015 Salı TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com SÖZDE DEĞİL, ÖZDE FİLİSTİNCİ: ATATÜRK 1912 Balkan Savaşları döneminde dışarıdan Doğu Sorunu çerçevesinde Avrupalı Haçlı devletlerin desteğiyle içerden Hristiyan unsurlar, birlikte hareket ederek Balkan Türklerini yerlerinden yurtlarından sürdüler, soykırıma tabi tuttular. Amaç, Anadolu nun Batı güvenlik halkasını yok etmek ve çevreden merkeze doğru süpürme harekâtıyla Anadolu Türklüğünü yok etmekti. Bugün de Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde dışarıdan yine aynı Haçlı- Siyon Batı emperyalizmi, içerden IŞİD ve Barzani peşmergeleriyle birlikte hareket ederek Suriye ve Irak adlanan yerlerdeki Türkmeneli Türklerini aynı yöntemle yurtlarından sürüp kitleler halinde katlediyorlar. Amaç, Anadolu nun Doğu güvenlik halkasını yok etmek ve çevreden merkeze doğru süpürme harekâtıyla Anadolu Türklüğünü yok etmektir. Büyük Türk Atatürk, Anadolu Türklüğünün güvenliği için Batı ve Doğu güvenlik halkalarını sağlam bir şekilde korumak ve emniyete almak için iki önemli projeye imza attı. 9 Şubat 1934 tarihinde Balkan ülkelerinin, ora Türklerinin ve Türkiye Türklüğünün güvenlik, barış, esenlik ve dayanışma içinde yaşayabilmeleri için Balkan Paktını kurdu. Böylece Anadolu nun Batı güvenlik çemberi sağlama alındı. Yerli, millî ve bağımsız Türk siyasetinin zirve ismi dahi Atatürk, ayrıca Anadolu nun Doğu güvenlik halkasını da emniyete almak için 8 Temmuz 1937 tarihinde de Sadabad Paktını kurdu. Bugün geldiğimiz noktada ise emperyalist Haçlı Batı dünyası, Balkan ülkelerini değişik yollarla sömürge edindi ve bu sömürgeleştirme devam ediyor. Yine bugünlerde Orta Doğu ülkeleri yine değişik yöntemlerle, IŞİD ve Barzani gibi taşeron terör örgütleriyle işgal ediliyor ve sömürgeleştiriliyor. Bu yapılırken asıl amaç olan Anadolu Türklüğünün ortadan kaldırılması için Türkmeneli Türklüğü yok ediliyor. Bir istiklalci Türk beyi olarak Atatürk ün Haçlı-Siyon emperyalist Batı işgaline karşı kararlı, akıllı direniş ruhu ile bugün Türkiye nin yönetimini ele geçirmiş teslimiyetçi, Büyük Orta Doğu Projesine sadece taşeronluk yapan, bağımsız millî bir Türk ruhundan yoksun adamlar arasında çok büyük bir fark var. Bugün Amerika ve Barzani vesayetçisi, İslamcı görünümlü sömürge valilerinin Türkmeneli Türklüğünün yok edilmesi HATAY - Hatay'ın Samandağ ilçesinde yumurtalarından çıkan yeşil deniz kaplumbağalarının denize yolculuğu başladı. Dünyada nesli tükenme riskiyle karşı karşıya olan hayvanlar arasında yer alan yeşil deniz kaplumbağalarının haziranda Çevlik Sahili'ne bıraktığı yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı. Cumhuriyet Üniversitesi Koyulhisar Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi ve Samandağ Kaymakamlığı Bilimsel Araştırma Merkezi sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Bektaş Sönmez ile Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik, Çevlik Sahili'nde yumurtalardan çıkan kaplumbağaların sayımını yaptı. Yaklaşık 14 kilometrelik sahilde sabah başlayan gözlem ve sayıma, yurtiçi ve yurtdışındaki üniversitelerden gönüllü öğrenciler de katıldı. Sönmez, kaplumbağaların denizle buluşmasının ardından gazetecilere, temmuzda son bulan yumurtlama döneminin ardından ağustos ve eylülde yavruların yumurtalardan çıktığını söyledi. Bu yıl Samandağ üreme kumsalında yaklaşık 800 yuva belirlediklerini aktaran Sönmez, "Tesbit ettiğimiz bu yuvalardan şu ana kadar konusundaki sessizlikleri, görmezden, duymazdan gelmeleri Türk milletinin başına gelebilecek en büyük felakettir. Bugün Türkmenlerin maruz kaldığı büyük katliamı görmezden gelerek, sadece Filistin diye bağıranların eylemde, icraatta, işte değil; sadece sözde Arapçı olduklarını, Filistin meselesini sadece seçim için bir propaganda vasıtası olarak kullandıklarını, Arap ve Türk demeden bütün Müslümanların gerçek savunucusunun ise Atatürk olduğunu, ayrıca bugün olan bitenleri tam anlayabilmek ve bir karşılaştırma yapabilmek için Türk beyi Atatürk ün TBBM'de 27 Temmuz 1937'de yaptığı konuşmadan bir bölüm alalım: "Filistin e el sürülemez. Kemal Paşa Avrupa'ya ihtar ediyor. Türkler mukaddes topraklarda yabancı hâkimiyetine tahammül edemeyeceklerdir. Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerinin Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür (üzüntü verici bir durum). Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa (gerçekte) bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi (gücümüzü) bildiğimiz için İslamiyet in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hrıstiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki, buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lâkayt (ilgisiz) olmakla itham edildik (suçlandık). Fakat bu ithamlara rağmen Hz. Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin (atalarımızın) Selahaddin'in idaresi altında, uğrunda Hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyeti ve nüfuzu altında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün Allah'ın inayetiyle kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek (sahip çıkmak) için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur." Atatürk düşmanlığını din haline getiren sözde Filistincilerin, Türk ün istiklalci ruhunun timsali olan Atatürk ten öğrenecekleri çok şey var. Yeşil kaplumbağa yavruları denizle tanıştı 250'sinden yavru çıkışı oldu. Bu yıl tahminen 20 bin yavru kaplumbağayı denize gönderdik. Tabi bunların yaşam şansları binde 1-2 olduğu için 20 yeşil deniz kaplumbağasını yaşatmış oluyoruz" dedi. Samandağ üreme kumsalının, literatürde ''chelonia mydas'' denilen yeşil deniz kaplumbağalarının aktif üreme alanı olduğunu vurgulayan Sönmez, çok az da olsa caretta caretta yavrularına da rastlandığını kaydetti. Deniz kaplumbağalarının neslinin tükenmeyle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Sönmez, "2013 yılında deniz kaplumbağalarının yuva popülasyonunda ciddi artış oldu. Ondan sonra yuva sayısında herhangi bir artış olmadı. Nesli tükenmeyle karşı karşıya olan deniz kaplumbağaları için çalışmalarımız devam ediyor. Yuva tespit edildikten sonra koruma önlemi alınıyor" diye konuştu. Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği Başkanı Mişel Atik de yeşil deniz kaplumbağaları açısından Samandağ sahilinin önemli merkez olduğunu, bu hayvanı gelecek kuşaklara aktarmak için çabaladıklarını söyledi. (AA)

12 12 haber 25 Ağustos 2015 Salı Seçim sürecine ve havasına girildi Dursun ERKILIÇ Siyaset dünyasında iklim koşulları mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, rüzgar ekenlerle fırtına biçenler canhıraş mesaide! Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne dersem o olur havasında Başbakan Davutoğlu, Erdoğan ın hep yanında CHP lideri Kılıçdaroğlu, tam manasıyla isyanları oynuyor MHP Genel Başkanı Bahçeli, birilerine göre unutkanlık yaşıyor! HDP nin Avrupa fatihi eşbeşkanlarından Demirtaş ın diline seçim tadı bulaşıyor Yani Kime baksan o değil; başka biri görünür Kimi çıplak kıraldır kimi kürke bürünür Halka yalan söyleyen 1 Kasımda sürünür Şapkası düşenlerin keli çıkar ortaya ERDOĞAN Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran genel seçimin sonuçlarının ardından büründüğü seçim havasına herkesi soktu! Şimdi merak edilen şu: Seçim sürecinde sadece üzerine düşeni yapıp kenara mı çekilecek, yoksa yine meydanlarda başkanlık isteğini mi dile getirecek? Genel kanı; az konuşup çok şey söyleyeceğinden yana! Bu devrede bekleyip göreceğiz DAVUTOĞLU Başbakan Ahmet Davutoğlu nun Cumhurbaşkanı Erdoğan a sadakatini her fırsatta dile getirmesi bir vefa göstergesi mi yoksa planlı programlı bir siyasi tavır mı? Seçimin yenilenmesi noktasına gelene kadar söylediklerine, yaptıklarına bakılırsa her ikisi de geçerli Cumhurbaşkanı tarafından kendisine görev verilmesi durumunda, seçim hükümetine üye vermeyeceğini açıklayan CHP ve MHP li vekillere bakanlık teklifinde bulunacağını açıklaması ise farklı bir evrede bulunduğunu gösteriyor Yoksa, CHP lideri Kılıçdaroğlu neden, CHP de o kadar karaktersiz insan yoktur desin? KILIÇDAROĞLU Evet, Kılıçdaroğlu gerçekten de isyanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan a ve MHP lideri Bahçeli ye demediğini bırakmadı. Elbette, Başbakan Davutoğlu da aldı payına düşeni Kılıçdaroğlu, koalisyon süreciyle ilgili konuşurken, Yüzde 60 lık çağrımıza MHP hayır dedi. Her şeye hayır diyen parti vatandaşın önüne nasıl çıkacak? Her şeye hayır! Evet yok... dedi. Süreçle ilgili olarak Davutoğlu na da yüklenen Kılıçdaroğlu dedi ki: Diyecek ki vatandaşlarımız, Bu ülkede bir Başbakan var, Sayın Davutoğlu var. Başbakanlık koltuğunda oturuyor. Doğru, bir Başbakan var, Başbakanlık koltuğunda da oturuyor ama üzülerek söyleyeyim, etkisiz eleman. Boynunda davuluyla geziyor, tokmak başka yerlerde Evet, Kılıçdaroğlu na göre, Bahçeli seçimden önce söylediklerini unuttu, Davutoğlu da Erdoğan etkisinden kurtulamadı BAHÇELİ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendi durumunu kendisi özetledi veciz şekilde: Alayına karşıyız MHP gerçekten de hem herkese hem de tüm önerilere karşı çıktı Birilerinin nisyanlarda gördüğü Bahçeli nin mutlaka bir hesabı, kitabı vardır DEMİRTAŞ HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ölümlerin durması lazım. PKK'nın amasız olarak silahlı eylemelerini durdurması lazım. Silahın demokrasi mücadelesi açısından mazereti yoktur dedi ya; bu sözün üstüne söz olmaz diyenler çıktı Bunlara karşı çıkarak, PKK ya silahı bırak diyemiyor diyenler de var Demirtaş ın Avrupa turları da sırrını korumaya, eleştirilmeye devam ediyor SON SÖZ Demokrasi sandığı sandık ile bulunur Hürriyetler hak hukuk öyle güçlü kılınır Bilmeyenin sandığa gömüldüğü bilinir Şapkası düşenlerin keli çıkar ortaya CHP Parti Meclisi bildirisi: SEÇİME HAZIRIZ ANKARA- CHP Parti Meclisi bildirisinde, "Demokrasi ve hukuk devletine darbe vuran, ülkemizi ateş çemberine iten bu iktidar anlayışına karşı bütün örgütleriyle, seçmenleriyle, Cumhuriyete ve demokrasiye inanan tüm yurttaşlarımızla seçime hazır olduğumuzu ilan ediyoruz" ifadelerine yer verildi. CHP'nin dün toplanan Parti Meclisi'nin ardından hazırlanan 8 maddelik bildiri açıklandı. Bildiride, CHP'nin, 8 Haziran'dan itibaren Türkiye'nin güçlü bir koalisyon ile ülkenin bütün sorunlarını çözmesi noktasında her türlü fedakarlığa hazır olunduğunun ilan edildiği ve "Önce Türkiye" denilerek son derece yapıcı bir siyaset izlendiği belirtildi. İlk günden itibaren halkın verdiği mesajı CHP'nin çok iyi anladığı ve bunun gereğini yapan tek parti olarak son derece kararlı davranıldığı ifade edilen bildiride, ülkenin bu kadar ağır sorunu varken yeniden seçime gitmenin doğru bulunmadığı anlatıldı. Hiçbir ön şart, koşul ve kırmızı çizgi öne sürmeden masaya oturulduğu aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi: "Ülkemizin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini tek tek AKP ile paylaştık. Ancak Cumhurbaşkanı milletin iradesini tanımadığını her fırsatta açıklamış ve bir koalisyon kurulmasını engellemiştir. Kaçak sarayın vesayeti altında olduğu anlaşılan AKP, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmak, içinde bulunduğu ateş çemberinde ülkemize bir yıl daha kaybettirmek pahasına bir inat seçimine gitme kararı almıştır. Yaşadığımız kaosun, şiddetin ve terörün arkasında bu inat bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının, Genel Başkanımıza hükümet kurma görevi vermemesi milli iradenin gasbıdır, Cumhuriyetimizin oluşturduğu demokrasi geleneğine çok ciddi bir darbedir. Siyasi tarihimiz, anayasayı, demokratik geleneği, teamülleri hiçe sayan bu davranışı not etmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi olarak bu tavrı kınıyoruz." - "Partimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir" Bildiride, AK Parti'nin ülkeyi yeniden terör ve şiddet ortamına sürüklediği ileri sürülerek, şu değerlendirmeler yapıldı: "Türkiye'nin en temel meselesini, her gün gençlerimizi toprağa vermemize neden olan meseleyi kısa vadeli siyasi çıkarından ibaret gören bir zihniyet var karşımızda. Şimdi partimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir. Biz bu sorumluluğun bilincindeyiz. Terörü ve şiddeti bir an önce sonlandırmak, Kürt meselesinin demokrasi ve adalet zemininde kalıcı biçimde çözülmesi için inisiyatif almak, bu konuda kararlı olmak, net tavır almak, cesur davranmak zorundayız ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda sonsuz bir kararlılık içindeyiz. Çünkü biz bu meseleye siyasi çıkar odaklı bakmıyoruz. Barışın, demokrasinin ve gençlerimizin yaşam hakkının her şeyin, her türlü siyasi kaygının üzerinde olduğunu biliyoruz. AKP, ülkemizin iç ve dış barışını dinamitlemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak teröre, şiddete, gençlerimizin yaşamını kaybetmesine asla izin vermeyeceğiz. Şehitlerimizin cenazelerinde yükselen feryadı duyuyor ve bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Demokrasi ve hukuk devletine darbe vuran, ülkemizi ateş çemberine iten bu iktidar anlayışına karşı bütün örgütleriyle, seçmenleriyle, Cumhuriyete ve demokrasiye inanan tüm yurttaşlarımızla seçime hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Halkımızın sağduyusuna güvenerek, AKP iktidarına sandıkta son vereceğimizi, ülkemizi her alanda yeniden güçlü, özgür ve eşit bir biçimde inşa edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz." Davul kimin boynunda tokmak kimin elinde? ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin çıkarlarını savunmayıp, koltuk merakıyla 'Bir başka seçimden nasıl rövanş alabilirim' diye yola çıkanlara, bu ülkenin sağduyulu insanlarının izin vermemesi gerekir. Bu ülkenin insanlarının irfanına, sağduyusuna, erdemine güveniyorum. Eğer bu ülke gerçekten büyüyecekse beraber çalışmak zorundayız. Sağduyulu davrananlara destek vermek zorundayız. 'Önce Türkiye' diyenleri iktidara taşımak durumundayız" dedi. Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) toplantısının açılışında PM'yi seçimin gölgesinde gerçekleştirdiklerini söyledi. DAVUL-TOKMAK Kemal Kılıçdaroğlu, eğer bir koalisyon olsaydı, bu bayramda emeklilerin birer maaş ikramiyelerini alacaklarını, asgari ücretin bin 500 liraya çıkacağını, çiftçinin kullandığı mazotun 1.5 lira olacağını, taşeron denilen belaya son verileceğini, tüm taşeron işçilerinin kadroya alınacağını söyledi. Koalisyon kurulsaydı, Türkiye'nin Ortadoğu bataklığından çıkacağını, Türkiye'nin içeride ve dışarıda saygın bir Türkiye Cumhuriyet Hükümeti olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Bunlar olmadı. Diyecek ki vatandaşlarımız, 'Bu ülkede bir Başbakan var, SayınDavutoğlu var. Başbakanlık koltuğunda oturuyor. Doğru, bir Başbakan var, Başbakanlık koltuğunda da oturuyor ama üzülerek söyleyeyim, etkisiz eleman. Boynunda davuluyla geziyor, tokmak başka yerlerde. Türkiye bu tabloyu hak etmiyor" değerlendirmesinde bulundu. (AA) AKP de 3 dönemlik OPERASYONU! ANKARA - Başbakan Davutoğlu, "Şu ana kadar 7 Haziran'dan beri, milletimiz de şahittir, tek bir santim hukuktan, anayasadan, yasal çerçeveden sapmadık, bundan sonra da sapmayız. Ümit ederim herkes, bu ulvi ve milli görev için elini taşın altına koyar. Birlikte, suhuletle temsil kabiliyeti yüksek bir meclis oluşturmak için seçimlere gideriz" dedi. Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi ve davet üzerine, aynı binada bulunan Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu'nu ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir'e, yaklaşık iki hafta önce uğradığı silahlı saldırı nedeniyle "geçmiş olsun" dileğini iletti ve görüşmede hem sorunların hem de beklentilerin ele alındığını söyledi. Başbakan Davutoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlarken şunları söyledi: "Herşeyin siyasi meşruiyet çizgisinde olması önemli. Anayasa, yasalar ne diyorsa, bugünkü siyasi sistemimiz neyi öngörüyorsa onun yapılması önemli. Küçük siyasi hesaplar, menfaatler için anayasal çerçevelerden kopulduğu, ayrıldığı zaman hep beraber zarar görürüz. Şimdi bunu gururla ifade etmek isterim, AK Parti olarak da bütün siyasi kadrolar olarak da 7 Haziran'dan bu yana bu anayasal çizgiyi, çerçeveyi uygulamak için büyük çaba sarf ettik ve buradan sapmaya izin vermedik." Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin son MYK Toplantısı'nda bir tüzük heyeti oluşturduklarını belirterek, bu heyete partinin üç dönem kuralıyla ilgili çalışma yapması yönünde talimat verdiğini söyledi. Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir'i ziyaretinin ardından davet üzerine aynı binada yer alan Medya İhtisas Gazeteciler Federasyonu'na geçti. Federasyon yetkililerini ziyaret eden Davutoğlu, daha sonra burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, bir gazetecinin, seçim hükümeti kurmakla görevlendirilmesi durumunda "tüm partilere teklif götüreceğini" söylediği yönünde ifade kullanması ve bakanlıklar için şimdiden bir isim belirlenip belirlenmediğini sorması üzerine, Partilere demedim. İsimler konusunda nihai noktaya gelmiş değiliz. Çünkü daha görev almadım. Aldığım anda bunları konuşur, paylaşırız dedi. Kamuoyuyla şu ana kadar şeffaf şekilde süreçleri yürüttüklerini, bundan sonra da aynı şeffaflıkla süreci yürüteceklerini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: Ama zihni bir hazırlık anlamında soruyorsanız, bu hazırlıkları şimdiden değil 7 Haziran dan itibaren bütün senaryolara göre hazırlıkları her zaman da zihnimizde yoğuruyoruz. Bu ağır sorumluluk. O bakımdan benim için tek ölçü olur, bunu açık ifade ediyorum, hiçbir siyasi aidiyet bağına atıfta bulunmaksızın tek ölçümüz var, ehliyet, liyakat ve toplum temsili bakımından temsil kabiliyetine haiz olmak. Buna herhangi bir bakanlık için, böyle bir ehliyete, liyakata sahip olup olmadığını Meclis içinde milletvekilleri arasında tetkik ederim, en doğru ismi bulmaya çalışırım. Bu doğru isim, kendisi kabul ederse tabi o istişare edebilir, o isimler partileriyle, o ayrı bir konu ama ben Anayasa öyle demediği için, Anayasa aksine kişilere teklif götürüleceğini söylediği için kişilere teklif götürür ve onları objektif kriterlerle değerlendiririz. Davutoğlu, partisinin "üç dönem kuralıyla ilgili" soru üzerine de şöyle konuştu: "Üç dönem kuralı, AK Parti nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanlığı döneminden ve ilk daha kuruluşundan itibaren öne çıkardığı önemli bir ilke. Bu ilkenin temel felsefesi siyasette kan değişimine imkan sağlamak ve statik bir yapıya AK Parti nin dönüşmesini engellemekti. Felsefi yaklaşım itibarıyla doğru bir ilke olduğunu hep kabullendik ama bu sefer özel durum hasıl oldu. Çok kısa sürede 4 ayda bir dönem bitmiş oldu. Bunu dönem olarak saymak, bazı arkadaşların tam da siyasete girmiş ve tecrübe edinmiş iki dönemde tecrübe edinmiş arkadaşlarımızın birikimlerini kullanmak bakımından zorluklar doğurur. Dönem olarak saymamak da bu sefer üç dönemi doldurmuş olan arkadaşların hakları bakımından yanlışlık olur. Bir heyet oluşturduk, tüzük heyeti, son MYK da. Tüzük heyetine bu konuda çalışma talimatı verdim ama tüzüğümüzde sadece bu değil başka değişikliklerin de olmasını planlıyoruz. Onların hepsini çalıştırdığımızda temelde bu kuralın amacı nedir, amacı mümkün olan bir yenilenmeyi sağlamak ama mümkün olan en geniş insan kaynağı kadrosunu, devlet adamı kadrosunu sürekli potada tutmak. Bu ilkelere dayanan çözüm bulacağız. Bir gazetecinin, CHP ve MHP ye de sayın milletvekillerine bağımsız bakanlık teklifinde bulunacak mısınız sorusuna da Davutoğlu, şu yanıtı verdi: Tabi. Yani çünkü yine ben Anayasa nın ruhuna bakarım. Hani herkes Anayasa ya uyulması çağrısında bulunuyor, özellikle Cumhurbaşkanımıza, bu çağrılar yapılıyor. Ben şu andaki sistem içinde Anayasa ne diyorsa, onu yaparım. Anayasa şunu söylemiyor, bu konuda gruplar karar alır, milletvekili adayları bildirilir, partiler karar alır demiyor. Anayasa, Meclis Başkanı sayıları bildirir, görevlendirilen Başbakan o sayılara göre teklifte bulunur, kişiler kabul veya reddeder. Hal böyleyken, bütün partilerin iç disiplinlerine saygı duyarım, onların iç işlerine de karışmam. Ben de Genel Başkanım. Kimse AK Parti nin içişlerine karışmaz, aynı şekilde ben de iç ilişkilerine müdahale etmem ama Anayasa bunu söylüyorsa, Anayasa her şeyden üstündür. (AA)

13 dış dünya 25 Ağustos 2015 Salı 13 Rusya kıta sahanlığını genişletti, 1 milyar tonluk ek petrol rezervine sahip oldu Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev, Rusya nın kıta sahanlığının Uzakdoğu'da yer alan Ohotsk Denizi ni de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören belgeyi imzaladığını söyledi. MOSKOVA - Medvedev, Japonya ile tartışmalı Kuril Adaları nda yaptığı incelemelerde komşularla mutabakata varıldığı şekilde yeni kıta sahanlığının oluşturulduğunu belirtti. Buna göre Rusya 52 bin kilometre daha genişlerken, bölgede 1 milyar ton civarında petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu belirtiliyor. Rusya Gençlik Forumu nun Kuril Adaları nda düzenlediği toplantıda konuşan Medvedev, Ohotsk Denizi ni kapsayacak şekilde kıta sahanlığının genişletilmesi ile ilgili kararı imzaladım. Bu ne anlama geliyor? Biz dev kıta sahanlığına kavuşuyoruz, dev hammaddeye kavuşuyoruz, dev enerji kaynaklarına kavuşuyoruz dedi. Birleşmiş Milletlerin Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu (CLCS) ve Japonya dahil Rusya nın komşuları ile mutabakat içinde bu kararın alındığını hatırlatan Medvedev, Bunun sonucu olarak, kıta sahanlığımız 50 bin kilometre kareden fazla büyümüş oldu bilgisini verdi. Yeni dönemle birlikte Rusya nın Uzakdoğu bölgesinin gelişimine büyük katkı sağlanacağını belirten Medvedev, yeni beş bölgenin oluşumu ile ilgili de kararı imzaladığını söyledi. Ohotsk Denizi ile Japonya arasında yer alan Kuril adaları ile ilgili tartışma devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası henüz kalıcı barış anlaşması imzalamayan iki ülke arasında Kunaşir, İturup, Şikotan ve Habomay adaları paylaşılamıyor. Rusya nın yönetiminde bulunan adalarla ilgili Japonya nın talepleri sürüyor. BM Komisyonu Ohotsk Denizi ndeki 52 bin kilometrekarelik kıta sahanlığının Rusya ya ait olduğunu 15 Mart 2014 te kabul etmişti. 1,6 milyon kilometrekare büyüklüğünde olan Ohotsk Denizi nde şimdiye kadar yoğun bir petrol ve doğalgaz rezerv çalışması yapılmadı. Rusya bölgedeki kıta sahanlığı alanını yüzde 40 civarında genişletmiş oldu. Ohotsk Denizi nde kıta sahanlığının genişletilmesi yönünde sonuç alan Rusya, Arktik Bölgesi nde de benzer bir çalışmayı yürütüyor. Arktik Bölgesi nde bulunan Lomonosov ve Mendeleev dağ silsilesinin kendi kara parçalarının devamı olduğunu ileri süren Rusya BM ye başvurdu. Rusya Arktik Bölgesi ndeki taleplerinin kabul edilmesi durumunda 1,2 milyon kilometrekarelik yeni bir kıta sahanlığına daha sahip olacak. Bu bölgede de yoğun petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu biliniyor. Kanada da Aralık 2013 de Arktik teki Kıta Sahanlığı sınırlarının genişletilmesi için BM ye başvurmuştu yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre, kıta sahanlığı, kıyı çizgisinden 200 deniz mili açığa kadar uzanabiliyor. Ülkeler, doğal kıta sahanlığının yani ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısının daha da açığa gitmesi durumunda 350 deniz mili açığa kadar kıta sahanlıklarını genişletebiliyor. (CHA) Standard &Poor s, Türkiye'deki politik belirsizlik konusunda endişeli NEW YORK - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor s Türkiye'de uzun süren politik belirsizliğine ilişkin endişelerini dile getirdi. Standard & Poor s un, Türkiye deki erken seçim değerlendirmesi hakkında sıkça sorulan sorulara ilişkin açıklamada bulundu. Açıklamada, erken seçimin tek başına Türkiye nin kredi notunu düşürmeyeceğini ancak yılın geri kalan kısmında siyasi belirsizliğin yükselebileceği belirtildi. Haziran seçimlerinin Askıda kaldığını belirten kuruluş, hükümet ile PKK arasında şiddet olaylarının tırmanmasının da huzursuzluğu körüklediğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ın eski partisi dahil olmak üzere siyasi partilerin koalisyon görüşmelerinden sonuç alamadığını kaydeden S&P, Türkiye nin Güneydoğu sınırındaki jeopolitik endişelerle karşı karşıya kaldığını belirtti. S&P Belirsiz bir siyasi ortam, potansiyel sermaye çıkışları dahil olmak üzere Türkiye nin iç ve dış olaylara karşı ülke politikası tepkisini zayıflatabilir uyarısı yaptı. Açıklamada, Türkiye nin sınırlarındaki jeopolitik gerginlik ve PKK arasında şiddetin alevlenmesi, güveni zayıflatıp ve yatırım faaliyetlerin geçiktirerek büyümeyi engelleyebilir ifadelerine yer verildi. Türk lirasının, dolara karşı yüzde 25 değer kaybederek tarihin rekorunu kırdığını hatırlatan derecelendirme kuruluşu, Türk lirasının zayıflaması, yatırımcıların Türk varlıklarına olan iştahını baltalayacağını düşünüyoruz. denildi. Bu durumun Çin deki devalüasyon ve ABD Merkez Bankası (FED) in faiz artırımı gibi gelişmelerle bağlantılı olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, Türkiye'nin sermaye çıkışlarında diğer gelişen ülkelere göre daha kırılgan olduğunu vurgulayan S&P, Türkiye nin küresel fon değişkenlerine karşı dış pozisyonu diğerlerine göre daha savunmasızdır. Bu zayıflık yüksek dış finansman ihtiyaçları, dış borç ve kısa dönem dış borcun kullanılabilir rezervlere kıyasla daha yüksek oranda bulunmasından kaynaklanıyor. Türkiye'nin değişen yatırımcı duyarlılığı ve risk iştahına karşı hassas olduğunu düşünüyoruz. Türkiye nin bu riskliliği, yabancı finans girişlerini yavaşlatabilir. denildi. Türk lirasının dolara karşı değer kaybetmesine de değinen kuruluş, Türk banka ve şirketlerinin dış borçlarını ödemek için daha fazla yerel paraya ihtiyaçları olacağını belirtti. TL nin zayıflaması, Avrupa Birliği ndeki partnerlerin zayıf talebi Rusya, Irak ve Suriye ye yapılan ihracatı düşürdüğü belirtildi. (CHA) Rusya kıtalararası balistik füze denedi MOSKOVA - Ukrayna krizi nedeni ile Batılı ülkelerle sorunlar yaşayan Rusya, askeri tatbikat ve füze denemelerine hız verdi. Rusya dan fırlatılan kıtalararası RS-12M Topol Kazakistan da belirlenen hedefi başarılı bir şekilde vurdu. Rusya Savunma Bakanlığı Stratejik Füze Kuvvetleri nden yapılan açıklamada, Topol balistik füzenin Astrahan daki Kapustin Yar poligonundan fırlatıldığı ve Kazakistan daki Sarı-Şagan poligonundaki hedefi başarılı bir şekilde Almanya dan giden 100 IŞİD teröristi öldürüldü BERLİN - Alman Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere (CDU), 2012 yılından bu yana terör örgütü IŞİD e Almanya dan katılanların sayısının 700 ü bulduğunu söyledi. Bakan de Maiziere, Bild am Sonntag a yaptığı açıklamada bu teröristlerin 100 e yakınının öldürüldüğünü belirtti. De Maiziere, IŞİD e katılım, daha sonra geri dönüşle bağlantılı olarak ülkenin iç güvenliğini tehdit edecek konulara karşı tedbirler alındığına dikkat çekti. IŞİD e katılımların önlenmeye çalışıldığını, geri dönenlere karşı yasal işlemlerin başlatıldığını söyleyen Maiziere, halihazırda bu konuyla bağlantılı olarak 800 zanlı hakkında 600 dava yürütüldüğünü aktardı. IŞİD e katılanların üçte birinin ülkeye geri döndüğünü aktardı. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 1 2 vurduğu kaydedildi. Rusya Savuna Bakanlığı Stratejik Füze Kuvvetleri Sözcüsü İgor Yegorov, Savaş başlığı taşıyabilen kıtalararası balistik füzelerin verimliliği başarılı bir şekilde test edildi. dedi. RS-12M Topol lar, 10 bin kilometre menzile 550 kilotonluk (550 bin ton TNT patlayıcısına eşit) tek nükleer başlık taşıyabiliyor. İlk Topol füzesinin 1985 yılında hizmete konulduğu Rusya da 306 Topol ve 59 adet Topol-M nükleer başlık taşıyabilen füze bulunuyor. (CHA) Hatırlanacağı üzere yasal değişiklikler sonrası Almanya dan IŞİD e katılmak isteyenlerin kimliklerine el konuluyor. Kimliklerine el koyulanlara en fazla 3 yıllık süreyle geçici kimlik veriliyor, bu kimlikle ise Almanya nın dışına çıkmak mümkün olmuyor. Bunun yanı sıra Suriye veya Irak a gitme girişimi bile terör saldırısına hazırlık olarak suç unsuru kabul ediliyor ve yasal işlemler başlatılabiliniyor. Adalet Bakanı Heiko Maas, kimliklere el koyma kararı alındığında "İslam maskesi altında şiddete başvuranlar ceza hukukunun tüm sertliğini hissedecekler. Hukuk devletimiz bunun için sahip olduğu tüm araçları kullanacaktır." açıklamasında bulunmuştu. (CHA) Makedonya Savunma Bakanı Yolevski: Ülkemizdeki göçmenlerin durumu kontrol altında GEVGELİ - Makedonya Savunma Bakanı Zoran Yolevski, ülkenin güneyindeki sınır bölgesinde iki gündür devam eden göçmen krizine ilişkin, " Ülkemizdeki göçmenlerin durumu kontrol altında" dedi. Makedonya-Yunanistan sınırını ziyaret eden Yolevski, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göçmen yoğunluğu nedeniyle sınır bölgelerinde "kriz hali" ilan edildiğini anımsatarak, krizin çözümü için başta silahlı kuvvetler olmak üzere birçok kurumun müdahil olduğunu belirtti. Bölgeye bir "kabul merkezi" inşa ettiklerini kaydeden Yolevski, bu kabul merkezinde giriş yapan göçmenlerin kayıtlarının yapılacağını ve böylelikle bu kimselerin üzerilerindeki yükün azaltılmasının hedeflendiğini ifade etti. Yolevski, sınır bölgelerindeki durumu dikkatli bir şekilde takip ettiklerini vurgulayarak, "Ülkemizdeki göçmenlerin durumu kontrol altında. Göçmenlerin kayıtlarının yapılması için bir sistem kuruldu" diye konuştu. Bölgede inşa edilen kabul merkezinde kayıtları yapılan göçmenler, bugünden itibaren kendilerine verilecek belgelerle ülkenin kuzeyindeki Tabanovtse'ye gidip buradan da Sırbistan'a geçiş yapabilecek. Kabul merkezinde 700 kadar göçmen olduğu öğrenildi. (AA)

14 14 25 Ağustos 2015 Salı TURİZM Okulların geç açılması turizmcilere "can suyu" olacak Eski askeri üs Sazan Adası turistlerin ilgi odağı oldu MERSİN - Okulların Kurban Bayramı sonrası açılmasına yönelik çağrıya olumlu yanıt verilmesi, Mersin'deki turizmcileri sevindirdi. Kızkalesi Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Çalışkan, AA muhabirine, okulların geç açılmasına yönelik isteklerinin dikkate alınmasından memnuniyet duyduklarını söyledi. Turizmcilerin zor günler geçirdiğini aktaran Çalışkan, sezon başında bu sıkıntıyı gördükleri için yetkililerden okulların geç açılması talebinde bulunduklarını belirtti. Son yıllarda hava sıcaklığının mevsim normallerinde gitmediğine dikkati çeken Çalışkan, şunları kaydetti: "Haziran serin, eylül sıcak geçmeye başladı. Turizmciler olarak okulların haziranın sonunda kapanması, açılışının da eylül sonu olmasına yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığına talepte bulunmuştuk. Bakanımız konuyu önce Milli Eğitim Bakanı'na, ardından da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na iletti ve talebimiz olumlu bulunarak okulların Kurban Bayramı sonu açılmasına karar verdiler. Turizmcilere nefes aldıracak bu uygulamayı onaylayan ve haklı talebimize olumlu karşılık veren yetkililere teşekkür ediyoruz." Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Turizmden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Kale de okulların geç kapanıp erken açılmasının turizmi olumsuz etkilediğini belirterek, "Okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması, turizmcilere adeta 'can suyu' olacak. Turizmciler çifte bayram yaşayacak" diye konuştu. Turizmcilerin sezona iyi başladığını ancak ramazan ve komşu ülkelerdeki karışıklıklar nedeniyle sektörün olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Kale, "Bu yıl Alman yetkililerin 'Türkiye'ye gitmeyin' uyarısı ve Rusya'dan her yıl ülkemize gelen 2,5 milyon turistin gelmemesi de turizmi etkiledi. Bunlara rağmen okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması sektörü hareketlendirecek" değerlendirmesinde bulundu. (AA) SAZAN ADASI - Arnavutluk'ta komünist lider Enver Hoca zamanında askeri üs olarak kullanılan Sazan adası, mevcut hükümetin 70 yıl aradan sonra adayı ziyarete açmasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Sazan adasını turizm merkezine dönüştürme projesi kapsamında 25 Temmuz'da ziyarete açılan ada, sadece Arnavutluk vatandaşlarının değil, farklı ülkelerden adanın gizemlerini keşfetmek üzere gelen yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş yıllarının en önemli askeri üslerinden biri olan adanın, sahip olduğu tarih ve doğal güzellikler dolayısıyla kısa sürede ülkenin en önemli turizm merkezlerinde biri olması bekleniyor. İyon ve Adriyatik denizlerinin kesiştiği noktadaki Avlonya körfezinin girişinde bulunan Sazan adası, 5,8 kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip. Halk arasında hala "gizemli" şeklinde nitelendirilen adaya, Avlonya'daki limanı'ndan ulaşılabiliyor. İki saatlik bir deniz yolculuğunun ardından varılan adada komünist rejim dönemine ait çok sayıda askeri binayı, okulları, sinema salonlarını, futbol sahalarını görmek mümkün. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Soğuk Savaş döneminde ada, bölgede ilgi odağı haline gelmişti. Arnavutluk'un Varşova Paktı'na üye olmasının ardından 1957 ve 1959 yıllarında imzalanan iki askeri anlaşmayla adaya Arnavutluk ve Sovyet askerlerinin konuşlandırılması kararlaştırılmıştı. AA muhabirine açıklamada bulunan Arnavutluk Ulusal Turizm Ajansı Genel Müdürü Julinda Dhami, hükümetin adayı ziyarete açmasının ülke turizmi açısında önemli bir yenilik olduğunu ifade etti. Dhami, adanın sahip olduğu tarihi yapılar dışında ziyaretçilerine denize girebilecekleri güzel plajları kullanma imkanı da sunduğunu ifade etti. Dhami, adanın ziyarete açılmasının ardından Arnavutluk'un yanı sıra diğer ülkelerden de turistlerin geldiğini aktararak, rehberler eşliğinde adada turlar düzenlendiğini kaydetti. Özellikle Balkan ülkelerinden gelen turist sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Dhami, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Kosova ve Türkiye'den turistlerin adayı ziyaret ettiğini, İskandinav ülkelerinin yanı sıra İspanya ve İtalya'dan da turist gruplarının burayı ziyaret etmek istediklerini belirtti. Arnavutluk Silahlı Kuvvetleri ile Ulusal Sahil Ajansı'nın idaresine olacak adada, ziyaretlerden elde edilecek gelirin ziyaretçi ve araştırma merkezleri kurulmasında kullanılacağı bildirildi. (AA) Atıl durumdaki "kükürtlü su" turizme hizmet edecek ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Sahibi: Grup Birikim A.Ş. adına Nizamettin ÖLMEZ Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Yıl: 47 Sayı: Ağustos 2015 Salı Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR MUĞLA - Dalaman'da yıl boyu derece sıcaklıkta doğal olarak çıkan kükürtlü su, hazırlanacak projeyle 12 ay yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunulacak. Dalaman Belediyesi tarafından 2 milyon liraya mal olan proje çerçevesinde, suyun çıktığı Kapukargın Mahallesi'ndeki 80 dönümlük alana 30 bungalov, restoran ve çeşitli işletmeler yapılacak. Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Şaşmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, termal suyun atıl durumda olduğunu, kaynağın doğal haliyle kullanıldığını bildirdi. Atıl durumdaki suyun kullanımını 10 yıllığına Muğla Büyükşehir Belediyesi'nden aldıklarını anlatan Şaşmaz, "Bu alanın etrafında, belediyenin ve ormanın mesire yeri olarak bulunan arazileri var. Bunları da projeye dahil ederek daha düzenli hale getireceğiz" dedi. Şaşmaz, maliyeti 2 milyon lira olan projenin 600 bin lirasının Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) tarafından karşılanacağını ifade etti. 80 dönümlük alanda bungalov tipi konaklama yerlerinden çocuk oyun sahasına kadar yapılar olacağını belirten Şaşmaz, şunları kaydetti: "Suyumuz derece ama mineral değerleri dünyada eşi benzeri az bulunan düzeyde. İçinde 17 mineralli, sedef hastalığının tedavisinin yapılabildiği bir suya sahibiz. 'Güzellik iksiri' diye bilinen çamur da suyun çıkmasıyla doğal olarak oluşuyor. Bunlar göz önüne alındığında yurtiçinden ve yurtdışından Dalaman'a gelip yaz, kış kaplıcaya girmek isteyenler bu tesisle bunu yapabilecek. Böylece bölge ekonomisine de katkı sağlamış olacağız." Cilt hastalığı olan ve Hatay'dan kaplıca için geldiğini anlatan Mahmut Dolgun, kükürtlü suyun kaşıntılarına iyi geldiğini söyledi. Kükürtlü suya yapılacak tesisin, suyu kullananlar için faydalı olacağını dile getiren Dolgun, "Yetkililer burayı daha kullanışlı hale getirirse iyi olacaktır. Tuzlu bir su ve kokusu var ama çok güzel. Herkes gelip girmeli. Faydasını göreceklerdir" dedi. (AA) HABER MERKEZİ Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Rüzgarlı Caddesi Plevne Sokak No:14/4 Ulus - ANKARA Tel: Fax: Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 25 Ağustos 2015 Salı Osmanlıspor Rusescu ile anlaştı... ANKARA - Spor Toto Süper Lig'in yeni ekiplerinden Osmanlıspor, İspanyol kulübü Sevilla ile sözleşmesini karşılıklı fesheden Rumen forvet oyuncusu Raul Rusescu ile anlaştı. Başkent ekibi, AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Polonya asıllı Alman stoper Lukasz Szukala'yı kadrosuna katmasının ardından hücum hattını da 27 yaşındaki Raul Rusescu ile güçlendirdi. Rusescu, 2013 yazında Sevilla ile yaptığı 5 yıllık kontratın karşılıklı feshedilmesi sonrası Osmanlıspor'la 3 yıllığına anlaştı. Yıldızı, 2011 yazında transfer olduğu ülkesinin Steaua Bükreş takımında parlayan Rusescu, Romanya Milli Takımı formasını 6 kez giydi. Sevilla'nın, 7 maçta yer verdikten sonra 2014'ün ocak ayında Portekiz ekibi Braga'ya kiraladığı futbolcu, geçen sezon kiralık olarak oynadığı Steaua Bükreş ile 33 maça çıktı ve 13 gol kaydetti. Melih Gökçek'ten A.Gücü için kampanya Aslı Çakır Alptekin sessizliğini bozdu ANKARA- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, iş adamlarıyla bir araya gelerek Ankaragücü'nün borçlarının ödenmesi ve transfer yasağının kalkması için yardım kampanyası başlattı. Ankaragücü Kulübü'nden yapılan açıklamada, kampanyaya katılan iş adamlarının ilk aşamada kulübe 4,5 milyon lira bağış yapmayı taahhüt ettikleri belirtildi. Melih Gökçek ise Ankaragücü'nü ayağa kaldırmak için bir araya geldiklerini belirterek, "İşi gücü kendi menfaati olan kişiler, kulübü bu hale getirdi. Arkasından da nereye gitsem, 'Başkan, Ankaragücü'ne sahip çık' dediler. Sonunda Ankara'nın takımını ayağa kaldırmak için arkadaşlarımızı davet edelim, bir yardım kampanyası başlatalım istedim" ifadelerini kullandı. Ankaragücü'nün sadece Ankara'nın değil, Türkiye'nin tarihi kulüplerinden biri olduğuna dikkati çeken Gökçek, şunları kaydetti: "Ben 1994 yılında belediye başkanlığına ilk aday olduğumda, 'Bütün dünyada başkentler şampiyon çıkartırken, şampiyon çıkartamayan tek başkent Ankara. Onun için buraya talibim' dedim. O zamanlar belediye başkanlarının kulüp başkanı olması yasak değildi. 'İnşallah başkan olacağım. Ankaragücü'nü de şampiyon yapacağız' demiştim. Temasları kurdum, her şey yolunda gidiyordu. O dönemde Mesut Yılmaz devreye giriyor, Cemal Aydın'ı çağırıyor ve kulübü ona teslim ediyor ki, ediş o ediş. Tabi o dönem Ankaragücü'nden ümidi kestik." Eski başkanlar Cemal Aydın ve Cengiz Topel Yıldırım'ı da eleştiren Gökçek'in açıklamada şu görüşlerine yer verildi: "Her gelen kendi menfaatini düşündü ve takım bu hale geldi. Bütün bunların ardından, 'Sizin yaptığınız işler yok hükmündedir, yeniden kongre yapılacak' dediler ve bizi diskalifiye ettiler. Sonrasında da takım art arda küme düştü. Sonrasında birçok olay yaşandı. Şimdi ise Ankara'nın yüz yılı aşan bu tarihi takımını ayağa kaldırmak için arkadaşlarımızı davet edelim, bir yardım kampanyası başlatalım istedik. Sizleri Ankaragücü'nü birlik olarak ayağa kaldırmak için çağırdım." (AA) ANKARA - Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) tarafından doping kullandığı gerekçesiyle 8 yıl men cezası verilen milli atlet Aslı Çakır Alptekin, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği'nin (IAAF) aleyhinde CAS nezdinde yaptığı suçlamalar sonucunda, geçmiş döneme ilişkin biyolojik pasaportundaki değerler nedeniyle hakkında haksız bir ceza uygulamasına gidildiğini ifade etti. Aslı Çakır Alptekin, yaptığı yazılı açıklamada 2012 Londra Olimpiyat Oyunları esnasında verdiği doping numuneleri de dahil müsabakalarda ve müsabakalar dışında kendinden alınan numunelerin hiçbirinde yasaklı bir maddeye rastlanılmadığını savundu. Biyolojik pasaport programının IAAF tarafından yakın dönemde kullanılmaya başladığını belirten Aslı Çakır Alptekin, şöyle devam etti: "IAAF tarafından aleyhimde CAS nezdinde yapılan suçlamalar sonucunda, geçmiş döneme ilişkin biyolojik pasaportumdaki değerler nedeniyle hakkımda haksız bir ceza uygulamasına gidilmiştir. Biyolojik pasaport programı, sporcuların eski tarihlerdeki kan değerlerindeki artış ve düşüşlerden dolayı suçlanmalarına, numunelerinde yapılan testlerde yasaklı bir maddeye rastlanmamasına rağmen bu kan değerlerini açıklayamamaları halinde doping cezası ile karşı karşıya kalmalarına sebebiyet vermektedir. Benim de karşı karşıya kaldığım bu suçlamalar, daha önce Türk ve yabancı birçok sporcu aleyhinde öne sürülmüş olup yıllar öncesindeki kan değerlerine dair açıklama yapma imkanı bulunmayan, o dönemlere ait elinde normal olarak hiçbir belge ve delil bulunmayan sporcular bu şekilde kolaylıkla cezalandırılmıştır." Antrenman için Türkiye'de ralliye katılacak Beşiktaş'ın "kabusu" geri döndü ANKARA - Dakar Rallisi'nde geçen sene genel klasmanda 9. sırada yer alan İspanyol kadın pilot Laia Sanz, antrenman için Türkiye'nin 8 ilini dolaşacak. Honda takımından ayrılarak bu yıl KTM takımına transfer olan motosikletçi Sanz, Ankara, Tuz Gölü, Kapadokya, Sivas, Erzurum, Kars, Giresun, Tokat ve Yozgat'ı kapsayan 3 bin 170 kilometrelik parkurda koşulacak Transanatolia Rallisi'nde ilk kez mücadele edeceğini söyledi. İspanyol pilot, bu akşam Kentpark AVM önünden start alacak yarış öncesi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dakar Rallisi'ne hazırlık anlamında iyi bir antrenman parkuru olarak gördüğü Transanatolia Rallisi'ne katılmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Parkurun kayalık, sulak ve dağlık alanlardan oluştuğunu, bunun da kendisine çok cazip geldiğini anlatan Sanz, "Transanatolia Rallisi, Dakar Rallisi'ne antrenman yapmak için çok iyi bir parkur" dedi. Türkiye'ye ilk kez geldiğini ve bilmediği bir parkurda yol alacağını anlatan İspanyol pilot, "Dakar için önemli bir antrenman olacağına inanıyorum. Bu yarışta, Dakar'da başarılı olmuş pilotlar var. Onlara karşı mücadele vermek zor, ayrıca onlar daha önce de bu rallide yer almışlar. İlk beş içinde yer alabilir miyim, emin değilim. Kendimi geliştirmek için buradayım" değerlendirmesini yaptı. Türkiye hakkında çok fazla bir şey bilmediğini ancak İstanbul'u biraz tanıdığını kaydeden Sanz, şöyle konuştu: "Yarıştan yarışa koştuğum için Transanatolia Rallisi'nin parkurunu detaylı inceleme şansım olmadı. Aslında biraz da sürpriz olmasını istedim. Daha önce bu ralliye katılanlardan, 'Muhteşem bir manzara seni bekliyor. Çok güzel şeyler göreceksin' şeklinde duyumlar aldım. Gördüğüm güzel yerleri gezdikten sonra not alıyorum ve gelmek için plan yapıyorum. Bu tür güzellikleri ayrıca facebook ve instagram adresimden de paylaşıyorum." (AA) İSTANBUL -Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'de bu sezon ilk kırmızı kartını 2. haftada oynanan Trabzonspor maçında gördü. Süper Lig'de geride kalan sezon gördüğü kırmızı kartlarla dikkati çeken ve ligin en "hırçın" takımı unvanının sahibi olan siyah-beyazlı ekip, bu sezonki ilk kırmızı kart cezasını Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Trabzonspor'a 2-1 yenildiği maçta yaşadı. Beşiktaş'ın Portekizli futbolcusu Ricardo Quaresma, karşılaşmanın 60. dakikasında maçın hakemi Ali Palabıyık tarafından ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışında kalırken, maçın önemli kırılma anlarından biri gerçekleşti. "Kara Kartallar"ın ilk 2 hafta sonunda gördüğü sarı kart sayısı ise 5'e ulaştı. Siyah-beyazlıların, sezonun ilk haftasında Mersin İdmanyurdu ile deplasmanda yaptığı maçta Tolga Zengin ile Oğuzhan Özyakup, dünkü Trabzonspor maçında ise Ramon Motta, Andreas Beck ve Ersan Adem Gülüm sarı kartla cezalandırıldı.

16 25 Ağustos 2015 Salı Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te düzenlenen Dünya Tango Festivali ve festival kapsamında düzenlenen dünya şampiyonasında farklı ülkelerden yüzlerce dansçı tangonun doğduğu topraklarda performanslarını sergiliyor. Arjantin de tango ziyafeti UENOS AİRES - Bu yıl 43 ülkeden 700'den fazla çiftin katıldığı Usina del Arte Kültür Merkezi'ndeki festivalde, ilk elemeler sonrasında hafta boyunca 590 çift yarı finale kalabilmek için yarıştı. Yarışma, Arjantin ve Uruguay kökenli bir müzik türü olan "milonga"nın geleneksel figürleri ve katı kurallarıyla sergilendiği "salon" ve çok daha koreografik tarzda, bale gibi farklı danslardan unsurlar da içeren "stage" stili tango olmak üzere iki farklı kategoride yapılıyor. Mart ayından itibaren dünya çapında düzenlenen ön yarışmalar sonrasında Buenos Aires'te düzenlenen bu organizasyonla şampiyonanın son ayağı tamamlanıyor. AA muhabirine konuşan Japon tango dansçıları Shuhei Yamaoka ve Yuri Kibayashi çifti, şampiyonadaki tüm dansçıların oldukça yetenekli olduğunu söyledi. Yamaoka, "yarışmaya katılan hem yerli hem de bizim gibi diğer ülkelerden gelen bir çok dansçıyla rekabet ettik. Aslında Arjantin'e ilk kez gelme fırsatı bulduğumuz bu yarışmayla birlikte yerel dansçılardan da oldukça bilgi edindik" dedi yılından bu yana düzenlenen yarışmanın kazananlarına bakıldığında ise Arjantinli çiftlerin öne çıktığı görülüyor. 1890'lı yıllarda Arjantin ve Uruguay arasındaki doğal sınır olan La Plata nehri çevresinde ortaya çıkan tango, daha sonra tüm dünyaya yayıldı. Tango, UNESCO tarafından da 2009 yılında "insanlığın somut olmayan kültürel mirası" listesine eklendi. 14 Ağustos'ta başlayan Dünya Tango Festivali, yaklaşık 7 bin kişinin seyretmesi beklenen bir gösteriyle 27 Ağustos'ta sona erecek. (AA) 1890'lı yıllarda Arjantin ve Uruguay arasındaki doğal sınır olan La Plata nehri çevresinde ortaya çıkan tango, daha sonra tüm dünyaya yayıldı. Hollanda'da havai fişek festivali renkli geçti Kalp şeklinde karpuz üretti Lahey Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, dört gün süren festivale bu yıl Polonya, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya, Hollanda, Çin ve İspanya katıldı. LAHEY - Hollanda'nın Lahey kentine bağlı sahil kasabası Scheveningen'de her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Havai Fişek Festivali kapsamında düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan yarışmayı İspanya kazandı. Lahey Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, dört gün süren festivale bu yıl Polonya, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya, Hollanda, Çin ve İspanya katıldı. Jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu İspanya'nın birinciliği elde ettiği yarışmada Hollanda ikinci, İtalya ise üçüncü oldu. Yarışmada geçen sene birinciliği Polonya kazanmıştı. Alanında Avrupa'nın en büyük organizasyonu kabul edilen festivalin büyük ilgi gördüğünü belirten yetkililer, etkinliği bu yıl 400 binden fazla kişinin takip ettiğini duyurdu. Kuzey Denizi'nde gemide düzenlenen festivalin yarışma bölümüne katılan takımlar, 15'er dakikalık süre zarfında patlattıkları havai fişeklerle hünerlerini sergilemeye çalışıyor. (AA) İSTANBUL - ORHAN GÜVEL - Yanarateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp ve küp şeklinde karpuz üretimi için yurtdışına seyahatlere çıktığını söyledi. Bazı akademik çalışmaları Türkçe'ye çevirdiklerini, profesyonellerden tecrübe ve deneyim noktasında destek aldıklarını belirten Yanarateş, "Kendi tecrübemizi de katarak zorlu bir Ar-Ge çalışması sonucunda bunu üretmeyi başardık" dedi. Yanarateş, ürünü iç piyasayla birlikte özellikle Rusya, Avrupa ve Körfez ülkelerine ihraç etmeyi hedeflediklerini aktardı. Bu yıl kalp ve küp şeklindeki karpuzdan sınırlı sayıda ürettiklerini ve ürünü iç piyasaya da sunacaklarını dile getiren Yanarateş, şunları anlattı: "Böylelikle ilk şekillendirilmiş karpuzlarımız çıkmış olacak. Hediyeleşmeyle birlikte özellikle turizm ve otelcilik alanında kullanılabilir. Manavların tezgahlarını süsleyebilir. Tabii ki meyve olarak da rahatlıkla tüketilebilir. İnsanlar sevgilerini çiçekle ifade ediyordu, artık kalp karpuzla da gösterebilecek. Burada ucuz ve basit bir mahsulün bazı değişiklikler yapılarak katma değeri yüksek ihracat ürünü haline dönüştürülebildiğini gördük." Orman Mühendisi İsmail Yanarateş, kalp ve küp şeklinde karpuz üretti. devam ettiğini, bu ürünleri de kışın iç piyasaya süreceklerini söyledi. Kalp ve küp şeklinde karpuzun daha önce Türkiye'de üretilmediğini ifade eden Yanarateş, "Daha doğrusu şekillendirilmiş meyve üretilmedi. İlk kez küp karpuz, kalp karpuz, kalp limon, kalp salatalık gibi şekillendirilmiş meyveler ürettik" diye konuştu. Yanarateş, ailece tarımla uğraştıklarını, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) üyesi olduğunu aktardı. Üyesi olduğu derneklerin kendileri için girişimcilik ve iş ahlakı konusunda birer okul olduğunu vurgulayan Yanarateş, Ar-Ge çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti. (AA) KALp şeklinde LİmON VE SALATALıK da GELİyOR Yanarateş, kalp şeklinde limon ve salatalık üretmek için çalışmalarının