ANADOLU YABAN KOYUNLARINDA (Ovis gmelinii anatolica) SİNDİRİM SİSTEMİ HELMİNTLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANADOLU YABAN KOYUNLARINDA (Ovis gmelinii anatolica) SİNDİRİM SİSTEMİ HELMİNTLERİ"

Transkript

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANADOLU YABAN KOYUNLARINDA (Ovis gmelinii anatolica) SİNDİRİM SİSTEMİ HELMİNTLERİ Hasan EMİR PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Bahadır GÖNENÇ ANKARA

2 Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Parazitoloji Doktora Programı Çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi:

3 iii İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay... ii İçindekiler...iii Önsöz...v Simgeler ve Kısaltmalar.....vi Şekiller ve Grafikler vii Çizelgeler...viii 1. GİRİŞ Yaban Koyunları Hakkında Bilgi Türkiyede Bulunan Yaban Koyunu Alttürleri Anadolu Yaban Koyununun Genel Özellikleri Anadolu Yaban Koyununun Geçmişten Günümüze Yayılış Durumu Anadolu Yaban Koyununun Taksonomisi Koyunların Sindirim Sisteminde Bulunan Helmintlerin Sistematikteki Yeri, Morfolojik Özellikleri, Biyolojileri ve Patojeniteleri Trematodlar Sestodlar Nematodlar Helmintlerin Yayılışları Yabani ve Evcil Koyunlarda Sindirim Sistemi Helmintlerinin Türkiye deki Yayılışları Yaban Koyunlarındaki Sindirim Sistemi Helmintlerinin Dünyaki Yayılışları GEREÇ ve YÖNTEM Saha Çalışmaları Sindirim Sistemi Örneklerinin Alınması Dışkı Örneklerinin Alınması Laboratuar Çalışmaları Sindirim Sistemi Örneklerinin İncelenmesi Helmintlerin Toplanması... 47

4 iv Helmintlerin Tespit Edilmesi ve Saklanması Helmintlerin İdentifikasyonu Dışkı Örneklerinin İncelenmesi Fülleborn Flotasyon Yöntemi Benedek Sedimentasyon Tekniği Bearman-Wetzel Yöntemi Modifiye McMaster Tekniği İstatistik Analiz BULGULAR Nekropsi Bulguları Dışkı Muayenesi Bulguları TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ

5 v ÖNSÖZ Yaban hayvanları ülkemiz biyolojik çeşitliliğinin önemli bir parçasını oluşturmakta, yabani otçul memeliler de bu türler içerisinde ekosistemin sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Günümüzden yıl öncesinde yaşam alanlarının daralması, kontrolsüz ve yasa dışı avcılık gibi nedenlerle Ülkemizde birçok yaban hayvanı türünün nesli yok olmanın eşiğine gelmiş, bu durumun farkına varılmasıyla başlayan koruma önlemleri ve üretim çalışmaları ile birçok türümüzün tükenmesinin önüne geçilmiştir. Bu türlerden bir tanesi de ülkemize endemik olan otçul memelilerden Anadolu yaban koyunudur (Ovis gmelinii anatolica). Anadolu yaban koyunu, günümüzde Konya Bozdağ ve buradan nakledilen bireylerle kurulan Ankara Nallıhan üretme istasyonlarında üretilmekte ve bu üretme istasyonları çevresinde ve yerleştirme çalışması yapılmış Karaman Karadağ da doğal ortamda yaşamaktadır. Yabani ruminantlarında sindirim sistemi helmintlerinin belirlenmesi ile ilgili ülkemizde yapılan ilk kapsamlı araştırma olan bu çalışma, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalında yılları arasında yürütülmüştür. Araştırmada, Anadolu yaban koyunlarının mide-bağısak helmimt faunası ve yayılış oranlarının belirlenmesi ile söz konusu hayvanların ilgili parazit enfeksiyonlardan korunma yolları ve tedavileri konusunda gerekli alt yapının oluşturulmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Doktora çalışmam sürecinde her aşamada bana yardımcı olan, cesaretlendiren ve yol gösteren danışmanım Prof. Dr. Bahadır GÖNENÇ e, Tez İzleme Komisyonundaki hocalarım Prof. Dr. Hatice ÖGE ve Prof. Dr. Aslan KALINBACAK a, laboratuar çalışmaları ve her aşamada bana yardımcı olan Araştrıma Görevlileri Gökben ÖZBAKIŞ ve Ceren YILDIZ a beni her zaman güler yüz ile karşılayan ve destek olan Sekreter Ayla GÜNDOĞDU ya teşekkür ederim. Tez çalışmam sırasında bana her türlü desteği veren, doktoraya başlamam konusunda beni cesaretlendiren çalışma arkadaşlarım, Daire Başkanı Cemal AKCAN, Mühendis Haluk AKGÖNÜLLÜ ve Veteriner Hekim Dr. Taner HATİPOĞLU na minnettarlıkla teşekkür ederim. Yine yazım aşamasında desteğini esirgemeyen Orman ve Su İşleri Uzmanı Dr. Fehmi ARIKAN a, örnek toplama konusunda yardımcı olan Orman ve Su İşleri Uzmanı Burak TATAR, Mühendis Evrim KURT, Yaban Hayatı Teknikerleri İsmail EREN ve Y. Gökhan DURSUN ile Konya-Bozdağ ve Ankara-Nallıhan üretme istasyonu çalışanlarına teşekkür ederim. Çalışmam sırasında onlara ayırmam gereken zamanlardan çalmamı anlayışla karşılayan sevgili eşim Aylin EMİR, annem Endam EMİR ve canım kızım Y. Zeynep EMİR e çok teşekkür ederim.

6 vi SİMGELER VE KISALTMLAR 0 C : Santigrad derece cm : Santimetre DNA : Deoksiribonükleik asit epg gr ha kg km L 1 L 2 L 3 : Gram dışkıdaki yumurta sayısı : Gram : Hektar : Kilogram : Kilometre : Birinci dönem larva : İkinci dönem larva : Üçüncü dönem larva µm : Mikron mm : Milimetere VHF : Very high frequency

7 vii ŞEKİLLER ve GRAFİKLER Şekil 1.1. Erkek Anadolu yaban koyunları, yaz formu 2 Şekil 1.2. Erkek Anadolu yaban koyunu, kış formu 3 Şekil 1.3. Dişi Anadolu yaban koyunu ve kuzusu, yaz formu 3 Şekil 1.4. Dişi Anadolu yaban koyunu, kış formu 4 Şekil 1.5. Dişi Anadolu yaban koyununda nadiren görülen boynuz 4 Şekil 3.1. Marshallagia marshalli bursa copulatriks 60 Şekil 3.2. Teladorsagia occidentalis bursa copulatriks 61 Şekil 3.3. Teladorsagia circumcincta bursa copulatriks 62 Şekil 3.4. Teladorsagia trifurcata bursa copulatriks 63 Şekil 3.5. Trichostrongylus probolurus 64 Şekil 3.6. Nematodirus lanceolatus spikülüm 64 Şekil 3.7. Nematodirus spathiger spikülüm 65 Şekil 3.8. Chabertia ovina ağız kısmı 65 Şekil 3.9. Trichuris skrjabini dişi vulva bölümü 66 Şekil Trichuris skrjabini spikülüm kılıfı 66 Şekil Trichuris discolor spikülüm kılıfı 67 Şekil Trichuris discolor dişi vulva bölümü 67 Şekil Trichuris ovis dişi vulva bölümü 68 Şekil Avitellina centripunctata skoleks 69 Şekil Thysaniezia ovilla skoleks 69 Grafik 3.1. Anadolu yaban koyunlarında den fazla tespit edilen helmintlerin yaz ve kış mevsimlerine göre dağılımları 59 Grafik 3.2. Anadolu yaban koyunlarında sayıca az rastlanan parazitlerinyaz ve kışmevsimlerine göre dağılımları 59

8 viii ÇİZELGELER Çizelge 1.1. Anadolu yaban koyununun bulunduğu yerler ve sayıları 6 Çizelge 1.2. O. gmelinii türünün alttürleri ve bulunduğu ülkeler 7 Çizelge ve sonrası Türkiye de evcil koyunlarda yapılançalışmalarda saptanan sindirim sistemi helmintleri 39 Çizelge 3.1. Anadolu Yaban Koyunlarında helmint türleri, yayılış oranları, enfekte hayvan başına düşen ortalama (minimum-maksimum) ve toplam helmint sayısı. 53 Çizelge 3.2. Enfekte Anadolu yaban koyunlarında bulunan helmintlerin sindirim sistemi bölümlerine göre dağılım oranları ve toplam helmint sayıları. 54 Çizelge 3.3. Enfekte hayvanlarda bulunan helmint türlerinin Anadolu yaban Koyunu cinsiyetine göre enfeksiyon oranları ve helmint sayıları 55 Çizelge 3.4. Enfekte Anadolu yaban koyunlarında enfeksiyonu oluşturan helmint türü sayısı ve enfekte hayvan sayısına oranı 56 Çizelge 3.5. Anadolu yaban koyunlarında bulunan toplam helmint sayı aralıkları ve enfekte hayvan sayısına oranları 57 Çizelge 3.6. Anadolu yaban koyunlarından toplanan helmint türlerinin yaz ve kış mevsimlerine göre enfekte hayvan sayıları ve parazit toplamları 58 Çizelge 3.7. İncelenen Anadolu yaban koyunlarından toplanan erkek nematodların bazı morfolojik özellikleri 70 Çizelge 3.8. İncelenen Anadolu yaban koyunlarından toplanan dişi nematodların bazı morfolojik özellikleri 71 Çizelge-3.9. İncelenen dışkı örneklerinde sidirim sistemi helmint yumurtalarının, coccidia Oocystlerinin ve akciğer kıl kurdu larvalarının erkek-dişi, genç-yaşlı ve Nallıhan- Bozdağ popülasyonlarındaki bulunma oranları 73 Çizelge Dışkı muayene sonuçlarına göre enfekte koyunlarda enfeksiyon oluşturan tür sayıları ve oranları 74 Çizelge Trichostrongylid tip ve Nematodirus sp. familyasına bağlı helmint yumurtaları ile enfekte Anadolu yaban koyunlarında gr. dışkı yumurta (epg) sayıları ve oranları 75

9 1 1. GİRİŞ 1.1. Yaban Koyunları Hakkında Bilgi Türkiyede Bulunan Yaban Koyunu Alttürleri Türkiye de yaban koyunlarının (Ovis gmelinii) iki alttürü bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Doğu Anadolu Bölgesi Hakkari ve Van illeri çevresinde yaşayan, İran ile ülkemiz arasında göç eden yaban koyunu (Ovis gmelinii gmelinii), ikincisi ise İç Anadolu da yaşamını sürdürmeye çalışan ve Türkiye ye endemik olan Anadolu yaban koyunudur (Ovis gmelinii anatolica). Bu iki alttürü birbirinden ayıran en önemli fenotipik özellik Doğu Anadolu da yaşayan alttürün dişilerinde her zaman boynuz bulunmasıdır (Arıhan, 2000). İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden olan Anadolu, yabani hayvan türlerinin evcilleştirilmesinde de önemli rol oynamıştır. Anadolu yaban koyunlarının evcil koyunların sahip olduğu iki mitokondriyal DNA haplotip grubundan birisiyle aynı grupta olduğu ortaya koyulmuş ve bu yaban koyunlarının günümüzde yaşayan evcil koyunların atası olma ihtimalinin oldukça yüksek olduğu bildirilmiştir (Hiendleder ve ark., 2002) Anadolu Yaban Koyununun Genel Özellikleri Anadolu yaban koyunlarının erkekleri kg, dişileri ise kg arasındadır. Cidago yükseklikleri erkeklerde cm, dişilerde cm dir. Burun ucundan kuyruk ucuna kadar olan uzunluk cm arasında değişmektedir. Ortalama yaşam süresi yıldır. (Kaya, 1991). Yaz aylarında kılları kısa, kalın, düz ve seyrek, renkleri pas kırmızısı kahverengidir (Şekil 1.1, Şekil 1.3). Kışın boz gri-kahverengiye dönüşen tüyler ince, uzun ve sıktır (Şekil 1.2, Şekil 1.4). Erkeklerde, yanlardan yukarıya ve geriye doğru kıvrılmış, kalın ve oldukça büyük boynuzlar vardır. Bu boynuzlar 75 cm ye

10 2 ulaşabilmektedir ve üzerlerinde yaş tespitine yarayan belirgin yaş halkaları bulunmaktadır (Şekil 1.1, Şekil 1.2). Dişilerdeki yaş tayininde ise kalıcı dişlerin çıkış zamanları ve aşınma durumlarından faydalanılmaktadır. Özüt (2009) yaptığı araştırmada, Doğu Anadolu da yaşayan alttür olan Ovis gmelinii gmelinii nin dişilerinde her zaman görülen boynuzların (Turan, 1984; Kaya, 1989; Arıhan, 2000) nadir olarak Ovis gmelinii anatolica nın dişilerinde de görüldüğünü bildirmektedir. Ovis gmelinii anatolica nın boynuzlu dişilerinde en uzun boynuz uzunluğu 15 cm. olarak ölçülmüştür (Şekil 1.5). Cinsel olgunluğa ulaşma yaşı dişilerde 18 ay erkeklerde ise 24 ay olarak kabul edilmektedir. Dişilerde, Kasım - Aralık aylarındaki çiftleşmeyi takiben yaklaşık 5 aylık gebelik süresi sonrası doğum genellikle Mayıs ayında meydana gelmekte, bir ya da iki yavru doğmaktadır. (Arıhan, 2000; Çelik, 2004; Özüt, 2009). Şekil 1.1. Erkek Anadolu yaban koyunları, yaz formu.(fotağraf, A. İnce, 2003)

11 3 Şekil 1.2. Erkek Anadolu yaban koyunu, kış formu (Fotoğraf, A. İnce, 2003) Şekil 1.3. Dişi Anadolu yaban koyunu ve kuzusu, yaz formu (Fotoğraf, A. İnce, 2003)

12 4 Şekil 1.4. Dişi Anadolu yaban koyunu, kış formu (Fotoğraf, A. İnce, 2003) Şekil 1.5. Dişi Anadolu yaban koyununda nadiren görülen boynuz (Fotoğraf, H. Emir, 2005)

13 Anadolu Yaban Koyununun Geçmişten Günümüze Yayılış Durumu Ovis gmelinii anatolica nın 1945 yılına kadar Afyonkarahisar-Konya arasındaki Emirdağları ndan doğu-güney istikametinde Konya'ya kadar uzanan dağlık arazide bulundukları belirtilmektedir. 1950'li yılların sonuna kadar Bozdağ'ın doğusundaki Karacadağ ve Karamanın kuzeyindeki Karadağ'da görülmüşlerdir. 1957' ye kadar Ankara Nallıhan civarı, Sarıyer Barajı Vadisi, güneye doğru Mihalıçcık -Sivrihisar arası, Sivrihisar'ın güneydoğusundaki Araidbaba Dağı nda yaşamışlar, Bolkar Dağı nda ise 1963 yılına kadar görülmüşlerdir. Binboğa Dağları, Tahtalı Dağları, Kahramanmaraş Engizek Dağı, Aladağlar ise daha eski yayılış alanlarını teşkil etmektedir (Turan, 1984). Özüt, (2009) çeşitli yazarlara atfen, Anadolu yaban koyunu hakkında önce 1841 yılında Blyth, 1856 yılında Valenciennes ve daha sonra 1887 yılında Danford ve Alston adlı araştırmacılar tarafından bilgi verildiğini, ancak bu türün 1937 yılına kadar korunma altına alınmadığını bildirmektedir. Ülkemizde Anadolu yaban koyunu, 1937 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı mülga kara avcılığı kanunu ile koruma altındaki türler listesine alınmıştır. Korunma durumu, 1937 den günümüze kadar aralıksız devam etmektedir (Özüt,2009). Türkiye deki birçok yaşama alanında insan nüfusunun artması, habitat kaybı, kaçak avcılık gibi nedenle soyunun tükenmesi sebebiyle Konya-Aksaray yolunun 50. km sinde bulunan Bozdağ dışındaki tüm yerlerdeki Anadolu yaban koyunu popülasyonları 1960 lı yıllara gelindiğinde yok olmuştur. Bu alt türün tek yaşama alanı olarak kalmış Bozdağ ın ha. lık kısmı, 1966 yılında Orman Bakanlığı tarafından Konya-Bozdağ Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edilmiş ve alan her türlü avlanma faaliyetine kapatılmıştır. Yöre halkı tarafından yoğun olarak evcil koyunculuk faaliyeti amacı ile de kullanılan bu alan, yaban ve evcil koyunlar arasında besin rekabeti oluşturması, evcil koyun sürülerinde bulunan çoban köpeklerinin yaban koyunu yavrularına zarar vermesi gibi nedenlerle 1986 yılında telle çevrilip, ha lık kısım Yaban Koyunu Üretme İstasyonu olarak ayrılmıştır. İstasyonun etrafındaki tel çit 1997 yılında elektro-şok sistemiyle donatılarak kurt gibi predatörlerin saha içerisine girmesi engellenilmiştir (Arıkan, 2011).

14 6 Alınan bu önlemler sayesinde Konya-Bozdağ üretme istasyonunda yaban koyunu sayısı hızlı bir artış göstermiş, 1967 yılında 50 civarında olan Anadolu yaban koyunu sayısı 2004 yılında 1000 i geçmiştir (Özüt, 2009). Yaban koyun sayısının içinde bulundukları 3500 ha lık telle çevrili alan içinde yeterince artması ve bu alt türün geçmişteki dağılımına yeniden kavuşturularak uzun vadede yok olmasının önüne geçilebilmesi amacı ile 2004 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce yeni alanlara yerleştirme çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışma için Anadolu yaban koyunlarının daha önceden yaşadığı Ankara-Nallıhan-Sarıyar ve Karaman Karadağ bölgeleri seçilmiştir. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda Ankara Nallıhan ve Karaman Karadağ da doğaya yerleştirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda doğaya bırakılan yaban koyunlarının bir kısmına VHF vericili tasmalar takılmış ve izleme çalışmaları Orta Doğu Teknik Üniversitesi nce yapılmıştır (Özüt 2009). Günümüzde Anadolu yaban koyunu üretimi yapılan Konya Bozdağ ve Ankara Nallıhan olmak üzere iki üretme istasyonu bulunmaktadır. Doğal ortamda ise bu istasyonların çevresindeki bölgelerde ve Karaman Karadağ da Anadolu yaban koyunları yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir. Söz konusu alanlarda bulunan Anadolu yaban koyunu sayıları Çizelge-1.1 de verilmiştir. Çizelge 1.1. Anadolu yaban koyununun bulunduğu yerler ve sayıları (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yayınlanmamış veri, 2013). İl Alan Sayı Konya Bozdağ Üretme İstasyonu 455 Konya Bozdağ doğal alan Ankara Nallıhan Üretme İstasyonu 62 Ankara Nallıhan doğal alan Karaman Karadağ doğal alan 30-40

15 Anadolu Yaban Koyununun Taksonomisi Dünyada Ovis cinsine ait türler; Asya kıtasında yaşayan Argali Koyunu (Ovis ammon), Rusya nın kuzeydoğusunda bulunan Kar Koyunu (Ovis nivicola), Kuzey Amerika da yaşayan Büyük Boynuzlu Koyun (Ovis canadensis), İnce Boynuzlu Koyun (Ovis dalli), Muflon Koyunu (Ovis gmelinii) ve Urial Koyunu (Ovis vignei) olarak sınıflandırılmıştır (Özüt, 2009). Son yapılan çalışmalara göre Çizelge 1.2 de verilen Ovis gmelinii alttürleri (Arıkan, 2011) ve Anadolu yaban koyunun sınıflandırılması aşağıdaki gibidir (Özüt, 2009). Sınıf: Memeliler (Mammalia) Takım: Çift toynaklılar (Artiodactyla) Alttakım: Gevişgetirenler (Ruminantia) Familya: Sığırgiller (Bovidae) Alt familya: Boş boynuzgiller (Caprinae) Cins: Koyun (Ovis) Tür: Ovis gmelinii Alt tür: Ovis gmelinii anatolica Çizelge 1.2. O. gmelinii türünün alttürleri ve bulunduğu ülkeler (Arıkan, 2011). Alt tür Türkçe Adı Yaşadığı Ülkeler O.gmelinii anatolica Anadolu Yaban Koyunu Türkiye O.gmelinii gmelinii Argali Yaban Koyunu Çin ve Rusya O.gmelinii laristanica Laristan Yaban Koyunu İran O.gmelinii ophion Kıbrıs Yaban Koyunu Kıbrıs O.gmelinii isphanica Esfahan Yaban Koyunu İran O.gmelinii musimon Avrupa Yaban Koyunu Fransa ve İtalya

16 Koyunların Sindirim Sisteminde Bulunan Helmintlerin Sistematikteki Yeri, Morfolojik Özellikleri, Biyolojileri ve Patojeniteleri Bu bölümdeki parazitlerin sınıflandırmaları Tınar ve ark. (2011) e göre yapılmıştır Trematodlar Sınıf : Altsınıf: Takım: Üstaile: Aile: Cins: Trematoda Digenea Distomata Paramphistomoidea Paramphistomidae Paramphistomum Vücut konik ve armut şeklindedir. Erişkinler 6-12 mm uzunluk, 2-4 mm genişliğindedir. Karın çekmeni arka uçta veya buna yakın konumdadır ve iyi gelişmiştir. Genital çekmen bulunmaz. Arka çekmenin çapı ağız çekmenin çapının birkaç kat fazlasıdır. Ağız çekmeninde divertikül yoktur. Özefagus uzundur ve posterior bulbus taşımaz. Testisler genellikle loplara ayrılmıştır ve küçük olan ovaryumun önünde bulunmaktadır. Vitellojen bezler lateralde bulunur ve kural olarak iyi gelişmiştir. Canlı iken açık kırmızı renktedirler ve her iki uçları daha koyudur. Yumurtaları oval, gri renkli, x µm büyüklüğünde ve kapaklıdır. Ruminatların rumen, retikulum, nadir olarak da safra kanallarında bulunurlar. Bu cinste; Paramphistomum cervi, P. microbothrium, P. ichikawai gibi yaygın türlerin yanı sıra çok sayıda başka tür bulunmaktadır (Güralp, 1981; Tınar, 2011).

17 9 Cins: Cotylophoron Morfolojik olarak Paramphistomum cinsine benzemekle birlikte onlardan farklı olarak genital delik çevresinde bir çekmen bulunmaktadır. Testisleri çok lopludur. Uzunlukları 4,8-8 mm genişlikleri ise 2,5-3 mm civarındadır. Yumurtaları x µm dur. Koyun, keçi, sığır ve diğer ruminantların rumen ve retikulumlarında parazitlenirler. Bu cinste Cotylophoron cotylophorum türü bulunmaktadır. Cins: Calicophoron Bu cinste manda, sığır ve koyunlarda yerleşen Calicophoron calicophorum ve C. ijimai türleri bulunmaktadır (Güralp, 1981). Cins: Ceylonocotyle Sığır, koyun ve antiloplarda parazitlenmektedirler ve Ceylonocotyle streptocoelium, C. scoliocoelium, C. gigantopharynx türleri bulunmaktadır (Tınar, 2011). Paramphistomoidea üstailesinde bulunan türler gelişmelerinde su sümüklülerini kullanırlar. Dışkıyla atılan yumurtayı terk eden mirasidyumlar suda yüzerek su sümüklüsüne girmekte ve burada sporokist, redi ve serker dönemlerini geçirmektedir. Kistlenmeyle oluşan metaserkerler uygun koşullarda 2-3 ay enfektif kalabilmektedir. Son konaklar metaserker taşıyan otları yiyerek enfekte olmaktadır. Bu hayvanların duodenumunda kistten çıkan metaserkerler 6-8 hafta süren ilk gelişimlerini burada geçirirler, daha sonra abomasum ve retikulum yoluyla rumene gelip olgunlaşırlar (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Tınar 2011). Patojenite alınan parazit miktarına bağlı olup, çok sayıda metaserkerin alınması ile akut olarak görülür ve kuzularda ölümle sonuçlanabilmektedir. (Tınar., 2011). Rumende bulunan olgun parazitler sayıları fazla olsa bile az patojen etki göstermektedir. Asıl patojenite parazitlerin gelişme ve göç dönemini geçirdikleri duodenum ve abomasumda olmaktadır (Güralp, 1981; Soulsby, 1982).

18 Sestodlar Sınıf : Altsınıf: Üstaile: Aile: Cins: Cestoda Eucestoda Cyclophyllidea Anoplocephalidae Moniezia Bu cins içerisinde yer alan Moniezia expansa, başta koyun ve keçi olmak üzere ruminantlarda da parazitlenmektedir. Yaklaşık 6 m uzunlukta, 1,5 cm genişlikte olan bu türün olgun halkaları arka kenarlarında halkanın enlemesine uzanan rozet benzeri yapıya sahip interproglottidal bezler taşırlar. Yumurtalar 56-57µm, üçgen veya tavla zarı şeklindedir. Bu cinsteki bir diğer tür olan M. benedeni ise koyun ve keçilere nazaran daha fazla sığırlarda bulunmaktadır ve 4 m uzunluk, 2.5 cm genişliktedir. Bu türde halkalar arası bezler M. expansa dan farklı olarak halkaların orta kısımda bulunmaktadır (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Ayaz ve Tınar, 2011). Aile: Thysanosomidae Cins: Stilesia Bu cinste bulunan türlerden Stilesia globipunctata cm uzunlukta ve mm genişliktedir. Parazit koyun, keçi, rastlantısal olarak da sığır ve antilopların ince bağırsağında yaşamaktadır. Skoleks büyük, küresel, oval çekmen taşımaktadır ve µm çapındadır. Olgun her halkada iki paruterin organ bulunmaktadır. Testisler boşaltı kanallarının medyanında yer alır. Uterus, uzun olup olgun halkada enlemesine halter biçiminde görülür. Koyu renkli ve mekik şeklinde olan yumurtalar 50 x 25 µm boyutlarındadır. Bu cinste bulunan diğer bir tür S. hepatica dır ve ruminantların safra kanallarında yaşamaktadır (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Ayaz ve Tınar, 2011).

19 11 Cins: Thysanosoma Bu cins içerisinde yer alan Thysanosoma actinoides türü koyun, keçi, sığır, geyik gibi hayvanların bağırsakları ile safra ve pankreas kanallarında parazitlenmektedir. Yaklaşık cm uzunlukta, 8mm genişliktedir. En önemli morfolojik özelliği her halkanın arka kenarında saçak şeklinde çıkıntılar taşımasıdır. Her olgun halkada iki adet genital organ takımı vardır ve her gebe halkada yüzlerce parauterin organ bulunmaktadır. Yumurtaları 27 x 19 µm çapındadır (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Ayaz ve Tınar, 2011). Cins: Thysaniezia Ruminantların ince bağırsaklarında parazitlenen bu cinse bağlı Thysaniezia ovilla türü bulunmaktadır. Yaklaşık 1,5-4,5 m uzunlukta, 12 mm genişlikteki bu sestodun gebe halkalarda çok sayıda parauterin organ bulunmaktadır. Dört çekmen taşıyan skoleks µm çapındadır. Yumurtaların adedi bir paruterin organ içinde bulunur ve µm büyüklüğündedir (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Ayaz ve Tınar, 2011). Cins: Avitellina Bu cins içerisinde yer alan Avitellina centripunctata, 300 cm uzunlukta, 3 mm genişlikte olup başlıca koyun olmak üzere ruminantların ince bağırsaklarında yaşar. Halkalar kısa ve segmentasyon belirsizdir. Son halkalar tamamen silindirik bir şekil almıştır. Testisler boşaltı kanallarının her iki tarafında yer alır. Her halkada bir genital organ takımı bulunur ve uterus halkanın ortasında enlemesine yer almıştır. Her gebe halkada, halkanın ortasında kalın duvarlı içi yumurtalarla dolu bir adet paruterin organ bulunur. Uteruslar ve paruterin organlar strobilanın orta hattında opak, gözle görülebilen bir çizgi oluşturur. Yumurtaları μm çapındadır. Bu cins içerisinde yaygın olmamakla birlikte A. chalmersi, A. goughi ve A. tatia türleri de yer almaktadır. (Güralp, 1981; Toparlak ve Tüzer, 2005; Ayaz ve Tınar, 2011). Moniezia ve Stilesia cinsine ait parazitlerin arakonakları Oribatidae familyasına bağlı akarlar, Thysaniezia cinsine ait sestodların arakonakları Psocidae ailesindeki insektler ve Oribatidae ailesindeki akarlar, Thysanosoma ve Avitellina cinslerine ait türlerin arakonakları ise sadece Psocidae ailesindeki insektlerdir (Ayaz

20 12 ve Tınar, 2011). Arakonaklar tarafından alınan yumurtalardan çıkan embriyolar bu akarların vücut boşluklarına göçmekte ve orada cycticercoid şeklini almaktadır. Cysticercoidli akarları otlarla birlikte alan ruminantlar enfekte olmakta, bağırsakta serbest kalan larvanın skoleksi son konağın bağırsak mukozasına yapışarak gelişmeye başlamaktadır. Parazitlerin gelişme süreleri parazit türüne ve iklim koşullarına göre değişiklik göstermektedir (Güralp, 1981). Koyunlardaki sestod enfeksiyonlarının patojenitesi hayvanın yaşına, kondisyonuna ve parazit sayısına göre değişmektedir. Enfeksiyon, 1 yaşından küçük hayvanlarda şiddetli ve akut seyrettiği halde, yaşlılarda hafif ve kronik seyir göstermektedir. Kronik formda yavaş ilerleyen bir anemi ve zafiyet ile kuru, sert ve kolay kırılan yün yapısı dikkati çeker. Akut formda ise daire çizerek dönme, diş gıcırdatma, titreme ve çırpınma gibi sinirsel semptomlar görülür. Bu formda pis kokulu ve inatçı ishal, zayıflama ve bağırsak tıkanması sonucu ölüm görülebilmektedir (Ayaz ve Tınar, 2011) Nematodlar Sınıf: Nematoda Altsınıf: Phasmidia Takım: Rhabditida Üst aile: Rhabditoidea Aile: Strongyloididae Cins: Strongyloides Strongyloides cinsinde bulunan nematodlar parazitik ve serbest evreleri bulunan heterogenetik canlılardır. Serbest dönemi saprofit, parazitik dönemleri ise omurgalıların bağırsaklarında yaşamaktadır. Bu cinste koyunlar için önemli olan Strongyloides papillosus türü bulunmaktadır. Bu türe koyunların dışında keçi, sığır, zebu, domuz, deve, tavşan ve yabani ruminantlarda da rastlanılmaktadır (Umur ve ark., 2011a).

21 13 Bu nematodların sadece dişileri parazitik yaşam sürer ve bunlar 3,5-6 mm uzunluk, μm genişliktedir. Özefagusları μm uzunluktadır. Tek çeperli olan yumurtaları içerisinde birinci gelişme döneminde olan larva bulunmaktadır ve yumurtaların çapı x μm arasındadır (Soulsby, 1982). Biyolojik çemberde üreme, konakta partenogenezle olmakta, yani dişilerin döllenmeden çıkardığı yumurtalar içinde embriyo gelişebilmektedir. L 1 taşıyan yumurtalar dışkıyla dışarı atıldıktan sonra yumurtayı terk eden L 1 ler, ısı nem gibi iklim koşullarının uygun olduğu durumda heterogonik, değil ise homogonik çembere girmektedirler. Homogonik çemberde L 1 ler iki kez gömlek değiştirerek enfektif olan L 3 formuna dönüşür. Heterogonik çemberde dış ortamda erkek ve dişi bireyler oluşur ve iklim koşulları uygun olduğunda birkaç nesil serbest olarak yaşar. İklim koşulları değiştiğinde tekrar homogonik çembere giren parazitler enfektif L 3 ü oluşturur. Enfektif L 3 ler konağa, deri, ağız mukozası ya da özefagusu delerek girmektedir. Venalar yoluyla akciğere gelen bu larvalar burada gömlek değiştirerek L 4 halini alır ve trakea yoluyla sindirim sitemine geçer. Bağırsağa yerleşerek erişkin dişileri oluştururlar. (Toparlak ve Tüzer, 2005; Tınar 2011). Larvaların deriden girişi kaşıntı, kızarıklık ve şişkinlikle karakterize deri lezyonlarına neden olmaktadır. S. papillosus fazla patojen bir tür olmamakla birlikte çok sayıda enfektif larvanın alınması ile kuzularda kilo kaybı, enteritis ve ölüme neden olabilmektedir (Umur ve ark., 2011a).

22 14 Takım: Strongylida Alttakım: Strongylina Aile: Chabertiidae Altaile: Charbertiinae Cins: Chabertia Koyun, keçi, bazen sığırların kalın bağırsaklarında ve özellikle kolonda parazitlenen bu cinste Chabertia ovina türü yer almaktadır. Dişileri mm, erkekleri ise mm arasında değişen uzunluklara sahiptir. Rengi beyazdır ve ön kısmı ventrale doğru hafif kıvrıktır. Geniş ağız kapsülü içerisinde diş bulunmamaktadır. Erkeklerde bursa kopulatriks iyi gelişmiştir ve spikülümler 1,5-1,8 mm uzunluğundadır. Gubernakulum µm dur. Dişilerde kuyruk küçüktür ve sivri olarak sonlanmaktadır. Yumurtaları x µm boyutlarındadır (Soulsby, 1982; Schnieder, 2006; Umur ve ark., 2011a). Arakonaksız gelişim gösteren bu türde alınan L 3 ler bağırsak mukozasına girerek burada bir gömlek değiştirir. Daha sonra bağırsak lumenine dönen L 4 ler buradan sekuma göçerler ve burada da bir gömlek değiştirerek genç erişkin halini alırlar (Umur ve ark., 2011a). Patojen etkilerini L 5 ve olgun dönemde gösterirler. Chabertia ovina bağırsak mukozasını ağız kapsülü içine çekerek sindirmekte, kanama ve ülserlere neden olmaktadır. Lezyonlu bağırsakta protein kaybı ve mukozada ödem şekillenmektedir. Ağır enfeksiyonlarda bazen kanlı da olabilen ishal, zayıflama, hipoalbüminemi ile birlikte yapağı, et ve süt veriminde düşme gözlenir (Toparlak ve Tüzer, 2005). Altaile: Oesophagostominae Cins: Oesophagostomum Bu cinste koyunlarda parazitlenen iki tür bulunmakta olup, bunlar; Oesophagostomum venulosum ve O. columbianum dur. Oesophagostomum

23 15 venulosum özellikle küçük ruminantlarda bulunurken, O. columbianum a daha çok büyük ruminantlarda rastlanılmaktadır. Baş vezikülü şişkince olan O. venulosum un dış taç yaprakları 18, iç taç yaprakları 36 eleman taşımaktadır. Servikal kanat bulunmaz. Erkekleri mm, dişiler ise mm uzunluğundadır. Spikülümler 1,1-1,5 mm, gubernakulum 120 µm dur. Dişilerde vulva anüsün 0,3 mm önünde bulunur. Yumurtalar x µm çapındadır (Soulsby, 1982). Oesophagostomum columbianum da ise baş vezikülü iyi gelişmiş, servikal papil belirgindir. Dış taç yaprak sayısı 20-24, iç taç yaprak sayısı dir. Erkekler mm, dişiler mm dir ve vulva anüsün 0,7 mm önündedir. Spikülüm µm, gubernakulum 100 µm dur (Soulsby, 1982; Schnieder, 2006; Umur ve ark., 2011a). Enfeksiyon L 3 'lerin otlarla oral yolla alınmasıyla olur. Koyunlarda larvalar deriden de girebilmektedir. İlk defa enfekte olan hayvanlarda bu larvalar bağırsak, özellikle de incebağırsağın ön kısmının mukozasına girer. Burada 5 gün kalarak gömlek değiştirirler. Meydana gelen L 4 'ler bağırsak lümenine geçerek buradan kalınbağırsaklara giderler. Bir kısmı tekrar mukozaya girerken diğerleri burada gelişmelerini sürdürerek olgunlaşır. Prepatent süre 6 haftadır (Soulsby, 1982). Bazı türlerde ikinci enfeksiyonlarda hayvanlarda çok az larva normal gelişmesini sürdürerek erişkin hale gelir. Larvaların çoğu ise konak bağışıklığı nedeni ile olgunlaşmaz ve mukozada tutunur. Bunun sonucu olarak çoğu L 3 'lerin etrafında bir nodül oluşur. Larvalar bu nodüller içinde gömlek değiştirir ve 3-4 ay hatta bir yıla kadar kalır. Konak bağışıklığının zayıfladığı durumlarda L 4 ler nodülleri terk ederek bağırsak lümenine geçer ve kalın bağırsaklara giderek gelişmelerini tamamlarlar (Anderson, 2000). Patojen etkiler parazitin mukoza göçü dönemi, erişkin parazit dönemi ve nodül döneminde farklılıklar göstermektedir. Mukoza göçü ve erişkin parazit dönemlerinde bağırsak duvarında ödem, mukozada kanama, albumin kaybı oluşur. Buna bağlı olarak iştahsızlık, ishal, kilo kaybı, anemi, hipoproteinemi ve ölüm meydana gelebilir. Bu her iki dönem özellikle enfeksiyona ilk kez yakalanan genç

24 16 hayvanlarda dikkati çeker. Koyunlarda özellikle O. columbianum türü ile oluşan ikinci enfeksiyonlarda konak reaksiyonu sonucu larvaların etrafı bir kapsülle çevrilir. Nodülün içi yeşil renkli bir irinle doludur ve genellikle bu nodüllerin içi bakterilerle kontaminedir. Nodüllerin çapı koyunlarda 2-3cm'ye kadar ulaşabilmektedir. Çok sayıda nodül bağırsakta bulunduğunda; gıda ve su absorbsiyonunu, bağırsak hareketlerini ve sindirimi bozmaktadır. Konak reaksiyonunun kırıldığı ve larvaların nodülleri terk ettiği zamanda yukarıda bahsedilen mukoza göçünde görülen reaksiyonlar ortaya çıkar. Bu nodüller bazen peritona doğru yırtılır ve irin peritona karışır. Hayvanlar peritonitisten ölebilir (Toparlak ve Tüzer, 2005; Taylor ve ark., 2007). Alttakım: Trichostrongylina Üstaile: Trichostrongyloidea Aile: Trichostrongylidae Altaile: Trichostrongylinae Cins: Trichostrongylus Bu cinste ruminantların abomasumlarında parazitlenen Trichostrongylus axei ile ince bağırsaklarında parazitlenen T. probolurus, T. colubriformis, T.vitrunus, T.capricola, T. longispicularis, T.skrjabini gibi türler bulunmaktadır. Trichostrongylus türleri küçük, açık kahverengimsi kırmızı, kıl benzeri ve çıplak gözle görülmesi zor olan parazitlerdir. Bu cinsteki parazitlerde ağız kapsülü yoktur veya çok küçüktür. Boyun papili bulunmamakta, boşaltım deliği ön uca yakın ve küçük bir çentik şeklinde görünmektedir. Tür identifikasyonunda spikülümlerin büyüklükleri ve şekillerinden yararlanılır, bu cinste bulunan parazitlerde spikülümler kalın yapılı, kahve renkli ve çizgilidir ve aralarında gubernakulum bulunmaktadır. Bu cinsteki dişilerde vulva vücudun arka yarımında yer almaktadır ve kenarlarında kitinize dudaklar bulunmaktadır (Soulsby, 1982; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Trichostrongylus axei erkekleri 2,5-6 mm uzunlukta, spikülümleri sarıkahverenginde olup sağdaki µm, soldaki µm kadardır.

25 17 Gubernakulum µm dur. Dişileri 3,5-8 mm uzunlukta olup vulvası vücudun son 1/6 sında yer alır (Umur ve ark., 2011a). Trichostrongylus probolurus erkekleri 4,3-5,8 mm uzunluğunda olup, burgulu şekilde görülen spikülümler kalın yapılı ve koyu renklidir. Spikülüm boyları eşite yakın olmakla birlikte aralarında küçük bir fark bulunmakta, birinin uzunluğu , diğeri ise µm arasında değişmektedir. Gubernakulum µm dur. Dişiler 4,5-6,5 mm, ovojektörler , kuyruk ise µm uzunluğundadır (Umur ve ark., 2011a). Trichostrongylus colubriformis erkekleri 4,3-7,7 mm uzunluktadır. Eşit olmayan koyu kahverengi spikülümleri µm dur. Sol spikülüm µm, sağ spikülüm µm uzunluğundadır. Spikülüm distal ucunda üçgenimsi bir yapı yer almaktadır. Dalgalı ve ince yapılı olan gubernakum µm uzunluğundadır. Uzunluğu 5,0-8,5 mm olan dişilerde ovojetöerler 0,4-0,5 mm ve kuyruk µm uzunluğundadır (Umur ve ark., 2011a).. Trichostrongylus longispicularis erkekleri 3,5-7,5 mm uzunlukta olup, bursa kopulatrikste küçük bir dorsal lob taşımaktadır. Eşit olmayan spikülümlerden ortalama olarak soldaki 186 µm, sağdaki 176 µm uzunluğundadır ve uçlarında yuvarlak yarı saydam bir çıkıntı bulunmaktadır. Gubernakulum 94 µm dur. Dişiler T. colubriformis dişilerinden ayırt edilemez (Umur ve ark., 2011a). Direk gelişim gösteren bu nematodlarda dış ortamda optimum koşullarda yaklaşık olarak 7-10 gün içerisinde enfektif L 3 gelişir. İnce bağırsakta görülen türlerin enfektif yumurtalarının konak tarafından alınmasını takiben kılıftan ayrılan larva ince bağırsak mukozasına penetre olur. Enfeksiyon başlangıcından yaklaşık 2 hafta sonra intestinal epitelyum altında 2 gömlek değişimi sonrası L 5 gelişir. Prepatent süre 2-3 haftadır (Taylor ve ark., 2007). Ağır enfeksiyonlarda görülen temel klinik belirtiler hızlı kilo kaybı ve ishaldir. Hafif enfeksiyonlarda ise iştahsızlık, gelişim geriliği ve bazen yumuşak dışkılama görülür (Abbott ve ark., 2009; Simpson, 2000; Zajac, 2006).

26 18 Aile : Haemonchidae Altaile : Ostertagiinae Cins :Ostertagia Bu cinste koyun ve keçilerin abomasumlarında görülen Ostertagia ostertagi, O. lyrata, O. kolchida, O. leptospicularis, O. aegagri gibi türler bulunmaktadır. Erişkin parazitler ince, kırmızı kahverengindedir. Erkekler 6-9 mm, dişiler 8-10 mm uzunluktadır. Özefagusun son 1/3 ünde servikal papil vardır. Kütikülanın anteriyor bölgesinde enlemesine çizgiler bulunur. Vücudun geri kalan bölgesinde ise yaklaşık 30 adet boylamasına çizgi mevcuttur. Bursa kopulatrikste lateral ve dorsal lop yanında dorsal kenarda aksesör bursal membran ile prebursal papil mevcuttur. Lateral kaburgalar şeklinde dizilmiştir ve genişçe bir prokonus bulunmaktadır. Kahverengi olan spikülümlerin uç kısmı hafifçe kıvrıktır ve posteriyor ucu belirgin olmayan 3 kısma ayrılır. Dişilerde vulvada küçük bir kapak bulunmasına karşın her zaman gözlenmez (Soulsby, 1982; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Ostertagiinae altailesinde bulunan dişi parazitlerinin ayırımı oldukça zordur ve bu cinslere ait dişiler 4 gruba ayrılarak tanımlanmaktadır (Umur ve ark., 2011). 1. Grup dişiler: Vulva parazitin çevresini saracak şekilde bir kapakla çevrilidir ve bu kapak bazen hiç bulunmayabilir. Vulva kapak oranı 2:1 dir. Kuyruk kısa ve küt olarak sonlanır. O. ostertagi ve O. lyrata dişileri bu grupta yer alır. 2. Grup dişiler: Vulva tipik olarak bir kapakla kaplıdır, ancak bu kapak 1. Grup dişilerdeki kadar yaygın değildir. Kuyruk O.ostertagi den uzundur ve sivri olarak sonlanır. Kuyruk sonlanmadan önce enine çizgilerle boğumlanmış kalınca bir bölgeye sahiptir. Ovojektörler vulva kapağından daha uzundur. Bu grupta T. circumcincta, T. trifurcata ve T. davtiani dişileri bulunur. 3. Grup dişiler: Vulva şeklinde bulunan kapak tipik olarak dil şeklindedir. Bu kapak 1.ve 2. grup dişilerden farklı olarak gövdeyi çok az sarar. Kuyruk kısmen uzun, ucu yuvarkalça veya şişkincedir. Bu grupta O. leptospicularis ve O. kolchida dişileri yer almaktadır.

27 19 4. Grup dişiler: Multilobüler olan vulva kapağı iyice yuvarlaktır. Tipik olarak 3 lopludur ve hiçbir zaman 2 loptan az olmaz. Vulva dudakları belirgin olarak kıvrıktır. Kısmen uzun olan kuyruk, ucundaki şişkinlik ile O. circumcincta ya benzer. Bu grupta Spiculopteragia asymmetrica ve Apteragia quadrispiculata dişileri bulunur. Ancak S. asymmetrica nın dişileri ön uçta bulunan boşaltım deliği ile diğer türlerden kolayca ayırt edilebilir. Erkekleri 6-8 mm olan Ostertagia ostertagi nin µm uzunluğundaki spikülümleri distal ucunda üçe ayrılmıştır. Gubernakulum 65 µm uzunluktadır. Uzunlukları 8-12 mm olan dişilerde vulva arka uçtan 1,3-1,5 mm mesafede olup, vulval kapak bulunmaktadır. Yumurtalar 74-90x38-44 µm boyutlarındandır (Güralp, 1981; Schnieder, 2006). Ostertagia leptospicularis erkekleri 7-8 mm olup, distal ucu üç parçalı olan spikülümler µm uzunluğundadır. Erkeklerinde raket şeklindeki gubernakulum bulunan bu türde dişiler yaklaşık 9 mm uzunluğundadır (Schnieder, 2006; Umur ve ark., 2011a). Ostertagia lyrata erkekleri yaklaşık 9 mm dir. O. ostertagi ye benzemekle birlikte farklı olarak aksesör bursal membrandaki kütiküler yapı kabaca lire benzemektedir. Spikülümler ortalama 230 µm uzunluğunda olup, gubernakulum 63 µm dur. Yaklaşık olarak erkeklerle aynı boyda olan dişiler, daha yassı yapıdadır. Yarığa benzeyen vulva, vucudun son 1/5 inde bulunur. Yumurta 75-85x34-42 µm boyutlarındadır. (Levine, 1980). Ostertagia kolchida erkekleri 8,2-9,2 mm uzunlukta, koyu kahve ve eşit yapılı olan spikülümlerin uzunlukları µm dur. Spikülümlerin distal 1/3 ünde bulunan çatallaşma yerinde açık renkli, göz benzeri yuvarlak alanlar bulunur. Spikülümleri yandan ayakkabı şeklinde görülür. Distal ucu sivri, proksimal ucu rozet şeklinde olan gubernakulumun boyu µm civarındadır. Dişiler 8-10 mm uzunluğundadır ve vücudun son 1/5 inde bulunan vulva kapak taşımaz. Yumurtalar 70-75x45-50 µm boyutlarındadır (Levine, 1980; Umur ve ark., 2011a). Ostertagia aegagri erkekleri 9,5-10 mm uzunlukta olup, kütikülada bulunan çizgi bursa kopulatriks bölgesinde yoğunlaşarak timsah derisini andırır.

28 20 Spikülümler ortalama 234 µm boyunda olup boru şeklindedir. Saydam ve düzensiz kalpşeklinde olan gubernakulum 78 µm uzunluktadır (Umur ve ark., 2011a). Ostertagia türlerinde gelişim direktir. Yumurtaların dışkı ile atılımını takiben uygun koşullarda gelişerek yumurtayı terk eden L 1 lerden 2 haftada dışkı içinde L 3 ler gelişir. Yağışlı ve nemli iklim koşullarında L 3 dışkıdan ayrılarak otlar üzerine göç eder. Konaklar tarafından ağız yolu ile alınan L 3 abomazum bezlerine geçerek gelişimine devam eder. Larvalar, burada 2 gömlek değiştirip L 5 olarak abomazum yüzeyine çıkarlar. Bunun yanında uygun olmayan koşullarda gelişim L 4 aşamasında duraklamaya uğrayabilmektedir. Hypobiosis olarak adlandırılan bu dönem 6 ay kadar sürebilmektedir (Anderson, 2000; Taylor ve ark., 2007). Çok sayıda larva alımı ile meydana gelen ağır enfeksiyonlarda, özellikle larvaların abomazum bezlerini terk ettiği dönemde yaygın patolojik ve biyokimyasal değişiklikler şekillenir. Bu değişikliklerin en önemlisi mide sıvısında meydana gelen ph değişikliğidir. Meydana gelen değişiklikler sonrası ph 2.0 den 7.0 a yükselmektedir. Bu durum ise pepsinojenin pepsine dönüşümünü durdurur. Her ne kadar yem alımının durması ve şekillenen diyare nedeniyle canlı ağırlık kazancı olumsuz olarak etkilenmekte ise de son yapılan çalışmalar zayıflamanın birincil sebebinin mide bezlerinde meydana gelen lezyonlara bağlı olduğunu göstermektedir. Organizma kaybolan proteinleri bir süre sonra kaslardan ve yağ dokudan elde etme yoluna gitmektedir ve böylece kilo kaybı büyük boyutlara ulaşmaktadır (Fox, 1997; Simpson, 2000). Makroskobik olarak merkezi bir delik taşıyan nodüller şekillenir. Ağır enfeksiyonlarda bu nodüller birleşir ve maroken derisine benzer görünüm alır. Abomazum katları ödemli ve hiperemik görünümdedir. Bazı durumlarda nekrozis ve mukozal dökülmeler şekillenir, bölge lenf yumruları şişkindir (Toparlak ve Tüzer, 2005; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Cins :Teladorsagia Teladorsagia circumcincta, T. davtiani, T.occidentalis, T.trifurcata gibi türler bu cinste bulunmakta olup, erişkinler kırmızımtırak kahverengidir ve kısa bukkal kaviteleri vardır. Ostertagia cinsinden farklı olarak bursa kopulatriksde lateral

29 21 kaburgalar şeklinde dizilmiştir ve aksesör bursal membran yoktur. Genital koni iyi gelişmiştir. Teladorsagia türlerinin morfolojik ayrımı; bursa kopulatriks, spikülüm, gubernakulum ve bursal membran yapısındaki farklılıklara göre yapılmaktadır (Soulsby, 1982; Toparlak ve Tüzer, 2005; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Teladorsagia circumcincta(ostertagia circumcincta) erkekleri 8-11 mm dir. Spikülümler ince olup, µm bazı örneklerde 450 µm uzunluktadırlar, distal uçları yuvarlakça ve 3 parçalıdır. Gubernakulum raket şeklindedir ve uzunluğu µm dur. Dişiler mm uzunlukta olup, vucudun son beşte birinde yer alan vulvada küçük bir kapak bulunur. Yumurtalar x44-56 µm boyutlarındadır (Levine, 1980; Güralp, 1981; Schnieder, 2006). Teladorsagia occidentalis (Ostertagia occidentalis) erkekleri 9-16 mm uzunlukta olup, oldukça kalın yapılı ve koyu renkli olan spikülümlerin boyları µm dur. Gubernakulum µm uzunluktadır ve ön ucu daha kalın, distal ucu sivrice sonlanır. Dişiler 7,4-14,5 mm uzunlukta olup, diğer türler ile ayrımı zordur. (Umur ve ark., 2011a). Teladorsagia trifurcata (Ostertagia trifurcata) erkekleri 7-11 mm uzunlukta olup, ortadan sonra iki tane sivri kol veren ve diğer ucu ise balonumsu şekilde sonlanan spikülümleri, µm uzunluktadır. Gubernakulum µm uzunluktadır (Güralp, 1981). Dişiler T. circumcincta dan ayırt edilemez (Umur ve ark., 2011a). Teladorsagia davtiani erkekleri 8-9 mm boydadırlar ve spikülümleri µm dur. Pigmentsiz olan gubernakulum µm uzunluktadır (Umur ve ark., 2011a). Biyolojileri Ostertagia türlerine benzemektedir. Klinik enfeksiyon Ostertagiosise benzer, ancak nekropside maroken derisine benzer görünüm koyun ve keçilerde fazla yaygın değildir. Deneysel ve doğal subklinik enfeksiyonlarda iştah kaybı ile birlikte plasma proteinlerinin sindirim kanalına geçişinin yanında bağırsak epitelindeki erozyonlar nedeniyle proteinlerin geri emilim metabolizmasında bozulmalar oluşur. Kuzularda T. circumcincta

30 22 enfeksiyonunda karkasta yağ ve protein miktarlarında azalmalar meydana gelir, aynı zamanda iskelet gelişimi de olumsuz olarak etkilenir ( Taylor ve ark., 2007). En önemli klinik belirti göze çarpar derecede kilo kaybıdır. İshal aralıklıdır ancak enfekte hayvanın arka kısmı kirli görünümdedir. Koyun ve keçilerdeki Teladorsagia enfeksiyonlarında sığır ostertagiosisinde rastlanılan sıvı dışkılama daha az görülmektedir (Simpson, 2000; Zajac, 2006; Abbott ve ark., 2009). Cins: Marshallagia Bu cinste ruminantların abomasumlarında parazitlenen yaygın tür Marshallgia marshalli dir. Bu türden başka M. orientalis, M. mongolica, M. schikhobalovi, M. dentispicularis gibi türler de bulunmaktadır. Bu cinste erkeklerde aksesör bursal membran bulunur ancak gubernakulum yoktur. Uzamış olan bursa kopulatrikste lateral kaburgalar şeklinde dizilmiştir. Spikülümler sivri 3 uçla sonlanmaktadır, uçlarında yelpaze şeklinde membran yoktur. Dişilerde vulva vücudun arka yarımında bulunmaktadır (Umur ve ark., 2011a). Marshallgia marshalli türü Ostertagialara benzer ve erkekler mm, dişiler mm dir. Erkeklerin uzun ve ince olan bir adet dorsal kaburgası uç kısımda ikiye ayrılmıştır. Spikülümler µm dur ve uç kısımları 3 parçaya ayrılmıştır. Elipsoidal olan ve çapı x µm olan yumurtaları Ostertagia türlerinden daha büyüktür (Güralp, 1981; Soulsby, 1982; Taylor ve ark., 2007). Biyolojide yumurtadan L 2 nin çıkması dışında Ostertagialarla benzerlik gösterir. Konak tarafından alınan enfektif larvanın abomazal mukozaya girmesini takiben, gelişim sürecinde olan birkaç parazit içeren grimsi beyaz nodüller oluşur (Taylor ve ark., 2007). Bu parazitin genel olarak abomazumda önemli bir patojenik etki göstermediği bildirilmiştir (Taylor ve ark., 2007). Yabani ruminantlar enfeksiyonun rezervuarı durumundadır. (Manfredi ve ark., 2007). Cins : Camelostrongylus Genel özellikleri Ostertagia cinsine benzeyen bu cinste C. mentulatus türü bulunmakta olup, bu tür daha çok develerin abomasum ve ince bağırsaklarında

31 23 görünmesine karşın; koyun, keçi, ceylan, antilop, lama gibi hayvanlarda da parazitlenebilmektedir. Erkekleri 6,5-7,5 mm uzunlukta olup, kutikülada uzunlamasına 30 çizgi bulunmaktadır. Spikülümleri µm dur ve distal uçta kerpeten gibi ikiye ayrılır. Çekiç şeklinde olan uçlardan biri diğerinden kısadır (Umur ve ark., 2011a). Dişileri 8-10 mm olup, kapak bulunmayan vulva vücudun son 1/5 lik kısmında yer alır. Kuyruk yuvarlakçadır ve konak türüne göre değişen yumurtalar koyunlarda 35-40x70-73 µm dur (Umur ve ark., 2011a). Enfekte hayvanların abomasumlarında Ostertagia daki gibi değişikliklere neden olmakla birlikte, patojeniteleri daha azdır (Umur ve ark., 2011a). Cins : Spiculopteragia Ostertagia lara benzeyen bu cinsteki nematodlar gubernakulum olmayışı ve spikülüm uçlarında yelpaze şeklinde membran taşıması ile onlardan ayrılır. Yaban koyunu, sığır, geyik, karaca, lama ve alpagalarda bulunan türleri mevcuttur. Bu cinste bulunan S. spiculoptera erkekleri 6-7 mm uzunluktadırlar ve koyu kahve renkli ve asimetrik olan spikülümleri µm dur. Dişilerde vulvada küçük bir kapak vardır ve kuyruk ucu daralarak sonlanır (Umur ve ark., 2011a). Altaile : Haemonchinae Cins : Haemonchus Bu cinste bulunan türler ruminantların abomasumlarında parazitlenirler ve kan emerek beslenmesinden dolayı en patojen türler arasında yer alırlar. Dünyada yaygın olarak bulunan Haemonchus contortus (Syn. H. placei) ve H. similis türlerinin yanı sıra daha az yaygın olan türler de mevcuttur. Yaygın olarak görülen bu iki türün erişkinleri abomazumdaki spesifik lokasyonları ve 2-3 cm lik boyları ile kolayca ayırt edilebilmektedirler. Taze örneklerde dişilerdeki beyaz renkli yumurtalıkların bağırsaklar etrafında spiral sarmal oluşturması tipiktir. Erkeklerde asimetrik dorsal lob bulunur ve spikulumların uç kısmı kanca şeklindedir. Dişilerde genellikle vulval kapak bulunur. Her iki türde

32 24 de servikal papil vardır ve ağız kapsüllerinde küçük lanset şeklinde bir dişçik taşırlar. H. similis te H. contortus dan farklı olarak spikülümlerin daha kısa, dorsal kaburganın daha uzun olması önem taşır (Taylor ve ark., 2007). Haemonchus contortus erkekleri mm boydadırlar ve spikülümleri µm uzunluğundadır. Sevical papil belirgin olup, ön uçtan yaklaşık 300 µm uzaklıkta bulunur. Gubernakulum 200 µm uzunlukta, µm genişliktedir. Dişiler mm uzunluktadır ve vulvada dil şeklinde bir kapak bulunmaktadır. Kuyruk hızla incelir ve sivri olarak sonlanır (Taylor ve ark., 2007). Haemonchus similis te ise daha küçük olan erkekler 8-12,5 mm boyundadırlar ve spikülümları µm uzunluktadır. Spikülüm uçlarında düğme şeklinde yapı vardır. Gubernakulum µm uzunluk, µm genişliktedir. Dişiler mm uzunluktadır (Schnieder, 2006; Umur ve ark., 2011a) Haemonchus sp. türlerinde gelişim direktir ve preparazitik dönem tipik Trichostronglidae özelliği gösterir. L 1 lerden 5 gün gibi bir sürede L 3 ler oluşur. Ancak soğuk hava koşullarında gelişim haftalarca ve aylarca gecikebilir (Waller ve ark., 2004; Zajac, 2006). Rumende sindirim sonrası kılıfından kurtulan larva gastrik bezler yakınında 2 kez gömlek değiştir. Son gömlek değiştirmeden önce oluşan delici lanset parazitin kan emmesine yarar. Erişkin parazitler abomazum mukazası üzerinde serbestçe hareket ederler. Prepatent periyot koyunlarda 2-3, sığırlarda 4 hafta kadardır (Taylor ve ark., 2007). Parazitin esas patojen etkisi kan emmeden kaynaklanan hemorajik anemidir. Hastalıktan etkilenen dişi koyunlarda süt verimi durma noktasına geldiğinden kuzu ölümleri görülür. Akut hemonchosis anemi ile karakterizedir ve değişik derecelerde submandibular ödem, asites, uyuşukluk, koyu renkli ishal ve kıl dökülmesi görülür. İshal her zaman görülmeyebilir. Nadir olarak den fazla parazitin oluşturduğu ağır enfeksiyonlarda sağlıklı koyunlar ciddi hemorajik anemi sonucu ani olarak ölebilirler. Bu durum hiperakut hemonchosis olarak adlandırılır (Toparlak ve Tüzer, 2005; Taylor ve ark., 2007).

33 25 Cins: Mecistocirrus Ruminantların abomasumlarında parazitlenen bu cinste Mecistocirrus digitatus türü bulunmaktadır. Çıplak gözle Haemochus contortus tan ayırt edilemezler. Erkekler yaklaşık 30 mm, dişiler ise 42 mm dir. Erkekler uzun, dar ve kaynaşmış spikülümleri vasıtasıyla Haemonchus tan ayırt edilebilir. Dişiler ise vulvanın kuyruk ucuna yakın olması ve vulval kapağın bulunmaması ile Haemonchus tan farklılık gösterirler. Kutikulada bir çok uzunlamasına çizgi bulunur ve servikal papil belirgindir. Küçük ağız kapsülünde bir adet lanset bulunur (Taylor ve ark., 2007). Direkt gelişim gösterirler ve yaşam siklusları Haemonchus türlerine benzer. Prepatent süre Haemonchus lardan uzun olarak gündür. Bunun nedeni kısmen abomazum mukozasındaki gelişimi uzun süren L 4 ten kaynaklanmaktadır (Van Aken ve ark., 1998; Taylor ve ark., 2007). Endemik bölgelerde parazitin patogenezi ve ekonomik önemi Haemonchus türlerine benzer şekildedir. Enfeksiyona bağlı olarak anemi, kilo kaybı ve aşırı zayıflık gözlemlenmektedir (Van Aken ve ark., 1998). Aile: Cooperiidae Altaile: Cooperinae Cins: Cooperia Bu cins içerisinde Cooperia curticei, C. surnabada, C. oncophara, C. puctata ve C. pectinata türleri bulunmakta olup, ruminantların ince bağırsaklarında parazitlenmektedirler. Bursa kopulatriksleri büyük olmasına karşın vücut yapıları küçüktür. Makroskobik olarak saat yayı şeklinde görülürler. Erkekler 4,5-6,0 mm, dişiler 6,0-8,0 mm dir. Gubernakulum ve aksesör bursal membran yoktur. Karakteristik genital koni bulunmaktadır. Taze iken pembemsi beyaz renktedirler Temel cins özelliği küçük sefalik vezikül ve özefegal bölgedeki enlemesine çizgiler taşımalarıdır. Gövde kısmında da uzunlamasına çizgiler bulunmaktadır. Spiküller kısa, kalındır ve orta

34 26 bölgelerinde kanat benzeri çıkıntılar bulunur. Dişilerin uzun sivrikuyrukları vardır. Yumurtalar oval yapıda ince kabukludur (Soulsby, 1982; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Cooperia curticei erkekleri 4,6-5,4 mm olup, spikülümleri µm uzunluktadır ve distal kısmında ayakkabı benzeri yapılar vardır. Dişiler 5,8-6,2 mm uzunluktadır ve vulva vucudun son 1/4 ünde transversal bir yarık görünümündedir. Yumurtaları 30-40x67-87 µm çapındadır (Umur ve ark., 2011a).. Cooperia onchopora erkekleri 5-8 mm uzunlukta, spikülüm boyları µm dur. Bursa copulatriks 3 loplu olup dorsallop iki parçalıdır ve küçük bir çentikle lateral loplardan ayrılır. Dişiler 6-11 mm olup, vulva bölgesinde vücut yuvarlaklaşır ve dorsal olarak eğilir (Umur ve ark., 2011a)..Cooperia pectinata erkekleri 6-7 mm, spikülümler µm dur. 7-9 mm boyunda olan dişilerde vulvada belirgin kütiküler dudaklar bulunmaktadır (Umur ve ark., 2011a). Cooperia surnabada erkekleri 5,8-6,8 mm uzunlukta olup, spikülüm uzunlukları µm dur. Dişileri 7,4-12,3 mm uzunlukta olup, vulvanın arka uca uzaklığı 1,3-2,7 mm dir (Umur ve ark., 2011a). Cooperia punctata erkekleri 4-7 mm boydadırlar ve spikülüm uzunlukları µm dur. Dişiler 6-8 mm olup, vulva ay şeklindedir ve longitudinal olarak uzamıştır (Schnieder, 2006; Umur ve ark., 2011a). Gelişim direktir. Konak hayvan tarafından alınmasını takiben kılıfından kurtulan larva bağırsaklara gelir. Daha sonra 2 gömlek değişimini takiben erişkin hale gelen parazit, gelişimini bağırsak mukozası üzerinde sürdürür. Prepatent süre 2 hafta civarındadır. Serbest dönemdeki yaşam şekilleri Teladorsagia ile benzerdir (Taylor ve ark., 2007). Cooperia türleri genel olarak genç hayvanlarda fazla patojen olarak değerlendirilmemesine karşın bazı çalışmalarda iştahsızlık ve kilo almada gerilik gibi belirtiler meydana getirdiği ortaya konmuştur. Enfektif larva alımını takip eden 8-12 ay sonra kısmi immunute gelişir (Yazwinski ve Tucker, 2006).

35 27 Düşük seviyedeki enfeksiyonlar genellikle asemptomatiktir. Fakat çok miktarda parazite maruz kalındığında iştahsızlık ve kilo almada gerilik meydana gelir. Cooperia lar bağırsak epiteli içerisinde tünel açmaz, fakat ağır enfeksiyonlarda bağırsak villusları üzerinde atrofiye neden olurlar. Bunun sonucunda sindirim bozuklukları şekillenmektedir (Toparlak ve Tüzer, 2005, Taylor ve ark., 2007). Üstaile: Molineoidea Aile: Molideidae Altaile: Nematodirinae Cins: Nematodirus Nematodirus helvetianus, N. spathiger, N. filicollis, N.lanceolatus, N. battus gibi türler bulunan bu cins ruminantların ince bağırsaklarında parazitlenmektedir. İnce olan yetişkin bireylerden erkekler, 7-16 mm, dişiler ise mm uzunluktadırlar. Parazitlerin ön kısımları arka bölgelerine göre daha incedir. Servikal papil bulunmamaktadır. Kutikulada uzunlamasına çizgiler vardır. Sefalik vezikül küçük ama belirgindir. Erkek bireyler her bir bursal lobda yalnızca bir çift bursal kaburgaya sahip olmaları ile karakterizedir. Spikülümler ince ve uzun olup, tamamı veya uçları bir membran tarafından sarılmıştır. Gubernakulum genellikle bulunmamaktadır. Dişiler uzun ve noktalı kuyruğa sahiptirler. Kuyruk ucunda küçük, diken şeklinde bir çıkıntı bulunmaktadır (N. aspinosus hariç). Vulva vücudun son üçte birinde bulunmaktadır. Trichostrongylid tip yumurtalara göre büyük olan yumurtaları dışkı ile atıldığında 8 blastomer taşımaktadır (Toparlak ve Tüzer, 2005; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Nematodirus helvetianus erkekleri mm boyunda olup spikülümler µm uzunluğundadır. Spikülüm uç kısımları genişlemiştir ve lanset benzeri bir membranla sonlanmaktadır. Dişiler mm uzunluğundadır. Yumurtaları x µm boyutlarındadır (Umur ve ark., 2011a). Nematodirus filicollis erkekleri mm dir ve µm uzunluğunda olan spikülümlerin uçları lanset şeklinde bir membranla sarılıdır. Dişiler mm

36 28 boyundadır. Kuyruk µm uzunluktadır ve kısa bir diken taşımaktadır. Yumurtaları x µm boyutlarındadır (Umur ve ark., 2011a). Nematodirus spathiger erkekleri 8-19 mm boyunda olup, spikülümler µm uzunluğundadır. Spikülüm uçları kaşık benzeri bir yapı ile sonlanır. Dişiler mm uzunluğundadır. Vücudun son çeyreğinde yer alan vulva dışa çıkıntı yapar. Kuyruk µm uzunluğundadır, kalınca ve küt olarak sonlanmaktadır. Kuyruk ucunda bir diken bulunur. Yumurtaları x µm boyutlarındadır (Levine, 1980; Umur ve ark., 2011a). Nematodirus lanceolatus (N. oiratianus) erkekleri 7-13 mm boyundadır. Bursa küçük olup lateral loplar dörtgenimsi şekilde ve dorsal lobun lopçukları belirgindir. Uç kısmı ince bir membranla sarılı olan ve lanset şeklinde sonlanan spikülümlerin uzunluğu µm dur. Spikülüm uç kısımları N. filicollis e benzemesine karşın ondan daha genişçedir. Dişiler 14-17,7 mm boyutlarındadır. Vulva vücudun arka 1/3 ünde bulunur, anüsün arka uca uzaklığı µm dur. Yumurtaları x µm boyutlarındadır (Lichtenfels ve Pilitt, 1983; Umur, 1991; Umur ve ark., 2011a). Nematodirus battus erkekleri mm, dişileri mm uzunluğundadır. Spikülümler uçları yassı, oval ve uzunca bir membranla sarılıdır. Membran spikülümlerin bittiği yerde başlamaktadır. Medio-lateral ve postero-lateral kaburgalar birbirinden ayrıdır. Bu özelliği ile diğer türlerden ayrılmaktadır. Dişilerin kuyruk kısmı diğer türlerden farklı olarak sivri olarak sonlanmaktadır (Schnieder, 2006; Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Nematodirus türlerinde yumurta içerisindeki larval gelişim diğer Trichostrongylidae etkenlerinden farklı olarak L 3 aşamasına kadar devam etmektedir. Konak hayvan tarafından alınan L 3 lerin ince bağırsak mukozasına penetre oluşunu takiben gömlek değiştirmesi yaklaşık 4. günde olur. Bir gömlek daha değiştirerek L 5 haline gelen parazitler bağırsak lümenine yerleşir. Bazen bağırsak villuslarına sarılı şekilde bulunabilirler. Prepatent süre gündür (Taylor ve ark., 2007). Nematodirus enfeksiyonlarında bağırsak villuslarında ciddi hasar ve villöz atrofiye neden olan mukoza erozyonları görülür. Bağırsakların sıvı ve gıda alış verişinin belirgin biçimde bozulmasıyla birlikte diyarenin ortaya çıkması özellikle

37 29 kuzularda hızlı bir dehidrasyonun şekillenmesine yol açar (Zajac, 2006; Abbott ve ark., 2009). Çok ciddi enfeksiyonlarda yeşil-sarı renkli diyare en belirgin ön klinik bulgudur. Bu durum prepatent periyotda bile şekillenebilir. Dehidrasyonun ilerlemesi ile hayvanlarda su içme ihtiyacı artar. Enfekte sürüdeki koyunlar otlamaya devam ederken, iştahsız olan kuzular su içme alanlarında toplanırlar. Tedavi edilmeyen hayvanlarda mortalite oranı yükselir. Aynı zamanda görülebilecek coccidia enfeksiyonları hastalığın şiddetini arttırabilir (Abbott ve ark., 2009; Taylor ve ark., 2007). Cins: Nematodirella Bu cinsteki en önemli tür olan Nematodirella longissimespiculata, özellikle yabani ruminantlarda görülmektedir. Morfolojileri Nematodirus cinsine benzemekte olup, farklı olarak dişilerde vulva vücudun ön 1/3 ünde bulunmaktadır. Kütikulada sayıları 50 yi bulan uzunlamasına çizgiler mevcuttur. Dişilerde vücudun 1/4 ü ince olup aniden genişler ve arkaya doğru kademeli olarak tekrar incelir. Kuyruk kısa ve küttür. Erkeklerde bursa kopulatriks küçüktür ve 2 yada 3 loplu olabilmektedir. Gubernakulum bulunmamaktadır, spikülümler ise eşit ve çok uzundur. Biyoloji ve patojenitesi Nematodirus türlerine benzer (Umur ve ark., 2011a). Alttakım: Metastrongyloidea Üstaile: Ancylostomatoidea Aile: Ancylostomidae Altaile: Necatorinea Cins: Bunostomum Bu cinste yer alan Bunostomum trigonocephalum koyun, keçi ve geyiklerin ince bağırsağında ileum ve yeyenum bölümlerinde yerleşim gösterir. Bir diğer tür olan B. phlebotomum ise sığır, zebu ve nadiren koyunların duodenumunda parazitlenmektedir.

38 30 Bunostomum trigonocephalum da erkekler mm, dişiler ise mm uzunluktadır. Antero-dorsal olarak açılan ağız kapsülü kısmen büyük olup, ventral kenarında bir çift kitinli levha taşır. Tabanına yakın bir çift küçük ve subventral lanset vardır. Erkeklerde bursa iyi gelişmiş, dorsal lob asimetriktir. Spikülümleri µm uzunluktadır ve incelenerek sonlanır. Dişilerin kuyrukları küt olarak sonlanır, vulva vücudun ön bölümünde ve arka uçtan mm uzakta yer alır. Anüs arka uçtan µm uzakta yer alır. Yumurtaları x µm çapındadır. (Levine, 1980; Tınar 2011). Bunostomum phlebotomum un erkekler ise mm, dişileri mm dir. Spikülüm 4 mm uzunluktadır. B. trigonocephalum dan ağız kapsülündeki dorsal koninin kısa olması, iki çift lanset bulunması ve spikülümün uzun olması ile ayırt edilir. Yumurtaları 106 x 46 µm boyutlarındadır (Schnieder, 2006). Cins: Gaigeria Bu cinste morfolojik olarak B. trigonocephalum a benzeyen Gaigeria pachyscelis bulunmakta olup, koyun ve keçilerin duodenumlarına yerleşmektedir. Ağız kapsülünde büyük bir dorsal koni ve her birinde çok sayıda sivri uç bulunan bir çift lanset bulunur. İki lateral bir dorsal lob bulunan bursa kopulatriks iyi gelişmiştir. Uçları düz sonlanan spikülümler incedir ve µm boyundadır (Umur ve ark., 2011a). Ancylostomidae familyasına bağlı türlerde, üçüncü gelişme dönemindeki enfektif larvalar ağız ve deri yoluyla konağın bünyesine girmektedirler. Deri yoluyla olan enfeksiyonlarda akciğere gelen larvalar gömlek değiştirmekte, L 4 halini almakta ve 11 gün sonra bağırsaklara gelip yerleşmektedirler. Ağız yoluyla alınan larvalar ise ince bağırsak mukozasından dolaşımla akciğere ulaşmakta, gömlek değişimini takiben trakea, yutak ve mide yoluyla ince bağırsaklara gelip olgunlaşmaktadırlar (Güralp, 1981). Olgun parazitler ince bağırsak mukozasına yapışarak, kan emmekte ve bağırsak mukozasında lezyonlara neden olmaktadırlar. Ancylostomidae familyasına bağlı türler, yaşlılara oranla gençlerde daha fazla patojen olmakta, larvaların deriden girişi sırasında kaşıntı, ürtiker ve dermatitis şekillenmektedir. Parazitlerin kanla

39 31 beslenmesinden dolayı anemi şekillenmekte, ishal ve kilo kaybı gözlenmektedir. Bağırsak mukozasında meydana gelen kanama ve yıkımlardan dolayı, dışkı rengi parçalanmış kan pigmentleri nedeni ile koyulaşır. Otopside difteroid duodenitis gözlemlenir. Gaigeria pachyscelis diğer türlerden daha patojen olup, 100 tanesi bile ölüme neden olabilmektedir (Levine, 1980; Güralp, 1981). Takım: Oxyurida Üstaile: Oxyuroidea Aile: Oxyuridae Cins: Skrjabinema Koyun, keçi ve antilopların sekum ve kolonlarında parazitlenen Skrjabinema ovis türü bu cinste bulunmaktadır. Erkekler mm, dişiler 5-10 mm uzunluktadır. Ağız deliğinin etrafında 3 adet büyük ve 3 adet küçük dudak bulunmaktadır. Özafagusun arkası bulbusludur. Erkeklerin arka kısmında kuyruk kanatları bulunmakta olup, tek olan spikülüm µm uzunluktadır. Gubernakulum µm dur (Levine, 1980; Güralp, 1981; Umur ve ark., 2011a). Direk gelişime sahip parazitlerin kolon lümeninde çiftleşmesini takiben gebe dişi anüse göç eder. Ön kısmını anüsten dışarı çıkarır ve anüs çevresine yumurtalarını bırakır. Burada bir haftada yumurtalar içinde enfektif larva olan L 3 'ler oluşur. Enfeksiyon enfektif larva taşıyan yumurtaların ağız yoluyla alınmasıyla oluşur. L 3 'ler incebağırsaklarda yumurtayı terk eder ve kalın bağırsağa göç eder. Burada mukoza kriptlerine girerek 10 gün içinde gömlek değiştirir ve L 4 'ler oluşur. L 4 'ler kriptleri terk eder ve mukoza yüzeyine çıkar. Bunlar mukoza ile beslenir. L 4 'ler gömlek değiştirir ve L 5 'ler oluşur. Bunlar daha sonra erişkin hale gelir. L 5 'ler ve erişkinler bağırsak içeriği ile beslenir (Toparlak ve Tüzer, 2005). Skrjabinema ovis patojen kabul edilmemekte, ancak Oesophagostomum venulosum gibi parazitlerin genç şekilleri ile karıştırılabileceğinden identifikasyon açısından önem taşımaktadır (Umur, 1991).

40 32 Takım: Spirurida Üstaile: Spiruroidea Aile: Gongylonematidae Cins: Gongylonema Bu cinste bulunan Gongylonema pulchrum; koyun, keçi, sığır ve birçok hayvanın özefagus mokozası ve submukozasında, G. verrucosum; ruminantların rumen, retikulum ve omasumlarında, G. mönnigi ise koyun ve keçilerin rumeninde parazitlenmektedir. Bu parazitler mikroskobik olarak incelendiğinde ön taraflarında kütikular plaklar bulunur (Umur ve ark., 2011a). Gongylonema pulchrum da erkekler mm, dişiler mm uzunluktadır. İnce olan sol spikülüm 4-23 mm, daha kalın olan sağ spikülüm ise µm dur. Gubernakulum µm olup, kuyruk kısmında kanatlar ve papiller bulunmaktadır. Dişilerde konik ve küt bir kuyruk bulunmaktadır. Vulva arka uçtan 2-7 mm uzakta yer almaktadır. Yumurtalar x µm dir (Güralp, 1981, Schnieder, 2006). Gongylonema verrucosum erkekleri mm, dişileri mm uzunluktadır. Taze iken kırmızımtrak olan bu nematodlarda kütiküler levhalar ve büyük festonlu servikal kanatlar sadece sol tarafta yer almaktadır. Erkeklerde sol spikülüm 9,5-10,5 mm, sağ spikülüm ise µm dir. Gubernakulum µm olup, yumurtaları x µm çaptadır (Umur ve ark., 2011a). Gongylonema mönnigi de servikal kanat tek ve dar olup, feston bulunmaz. Erkekler 42 mm, dişiler mm uzunluktadır. Sol spikülüm 15 mm, sağdaki ise 260 µm dir. Gubernakulum 150 µm, yumurtaları x µm çapındadır (Güralp, 1981). Arakonak hamamböcekleri ve bazı koprofaj böceklerdir. İçinde L 1 bulunan yumurtalar dışkıyla atılır. Arakonaklar tarafından alınan yumurtalardaki larva, arakonak bünyesinde yaklaşık bir ay içinde L 3 dönemine ulaşır. Sonkonaklar enfekte larva taşıyan arakonakları yiyerek paraziti almaktadır. Gongylonema türleri apatojen olarak kabul edilmektedir (Toparlak ve Tüzer, 2005).

41 33 Üstaile: Habronematoidea Aile: Habronematidae Cins: Parabronema Bu cinste bulunan Parabronema skrjabini deve, zürafa ve tüm ruminantlarda parazitlenmekte olup, konakların abomazum mukozalarına gömülü olarak bulunur. Erişkin parazitler 3,6 cm ye kadar ulaşabilmektedir. Erkeklerde mm uzunluğunda tek spikülüm bulunmaktadır. Haemonchus türlerine çok benzemektedir ancak, kırmızı spiral renklenmenin görülmemesi ile ayrılmaktadır. Genç parazitler ise Ostertagia türlerine benzemekte olup, mikroskobik olarak abomasumda yaşayan diğer parazitlerden büyük kütikular kılıflarının ve sefalik bölgede kordonların bulunması ile kolayca ayrılmaktadır (Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Arakonakları Haematobia, Lyperosia, Stomoxys cinslerine bağlı sinek türleridir. Apatojen olarak kabul edilmektedirler (Taylor ve ark., 2007; Umur ve ark., 2011a). Altsınıf: Aphasmidia Takım: Enoplida Alttakım: Trichurina Üstaile: Trichuroidea Aile: Trichuridae Cins: Trichuris Bu cinste ruminantlarda bulunan Trichuris ovis, T. globulosa, T. discolor ve T. skrjabini adında 4 tür yer almaktadır. Renkleri sarımsıdan grinin değişik tonlarına kadar değişebilen bu cinse ait nematodlarda, özefagus uzunluğu toplam vücut uzunluğunun 3/4-3/5 i kadardır. Parazitin arka kısmı silindir şeklinde ve kalınlaşmıştır. Erkeklerde spikülüm tektir ve çoğu türde üzeri dikenli spikülüm kılıfı bulunmaktadır. Dişilerde ovaryum iplik şeklindedir ve vulva özefagusun sonu

42 34 hizasında yer almaktadır. Yumurtaları kalın ve üç kat kabukludur, iki kutbunda da tıkaçlar bulunmaktadır (Umur ve ark., 2011a). Trichuris ovis erkekleri mm, dişileri mm uzunluktadır. Erkeklerde spikülüm 5-6,9 mm uzunluktadır ve arka ucu çok ince sonlanmaktadır. Spikülüm kılıfı 1,45 mm uzunlukta olup, proksimal bir sap taşır. Spikülüm kılıfının üzerinde dikenler bulunmaktadır. Dişilerde vulva dışarı doğru çıkıntı yapmış olup, üzerinde papil şeklinde dikenler bulunur. Kahverengi ve fıçı biçimindeki yumurtalar x30-42 µm büyüklüğündedir ve her iki ucunda da tıkaç bulunmaktadır (Umur ve ark., 2011a). Trichuris discolor da erkekler mm, dişiler mm uzunluktadır. Erkeklerde spikülüm boyu 1,7-2,3 mm dir ve proksimal kısmı µm, sap kısmı µm genişliktedir. Spikülüm ucu yuvarlaktır ve kılıfı küçük dikenlerle kaplıdır. Dişilerde dışarı doğru uzamış olan vagina kısmında diken bulunmaz. Yumurtalar x µm büyüklüğündedir (Umur ve ark., 2011a). Erkekleri mm olan T. globulosa nın dişileri mm dir. Spikülüm ince olarak sonlanmakta olup, 3,8-5,7 mm uzunluktadır. Spikülüm kılıfı dışarı doğru çıktığında çan şeklinde bir görünüme sahip olur. Spikülüm kılıfındaki dikenler önde küçük, arkada büyüktür. Dişilerde vulva herhangi bir çıkıntı yapmaz (Umur ve ark., 2011a). Trichuris skrjabini erkekleri mm, dişileri mm dir. Spikülüm 0,94-1,30 mm uzunluktadır ve kılıfında küçük dikenler bulunur. Dişilerde dışarı çıkıntı yapan vagina üzerinde sivri dikenler bulunur (Oğuz, 1976; Umur ve ark., 2011a). Direkt gelişim gösterirler. Dışkıyla atılan yumurtalarda dış ortamda 1-2 ay içinde L 1 'ler gelişir. Bu gelişme, sıcak ve nemli ortamlarda 2-3 haftada tamamlanabilir. İçinde L 1 taşıyan yumurtalar enfektiftir ve konak bu yumurtaları oral yolla alarak enfekte olur. L 1 'ler ağızlarındaki lanset yardımı ile sekum ve kolon mukozası bezlerine girerler ve gelişme bu bezlerde tamamlanır. Erişkinler bezleri terk eder. Başları mukozaya sokulu olarak bağırsak lümeninde bulunurlar. Prepatent süre ruminantlarda gündür (Toparlak ve Tüzer, 2005; Umur ve ark., 2011a)

43 35 Ruminantlarda genç dönemleri patojenik etki göstermekte olup, sekum ve distal kolon mukozasında lokal yangısal değişikliklere neden olurlar. Genelde semptomsuz seyretmektedir ancak, kronik trichurosis olgularında hayvanlarda iştahsızlık, kıllarda karışıklık gibi spesifik olmayan semptomlar gözlenir (Umur ve ark., 2011a). Aile: Capillariidae Cins: Capillaria Bu cinste bulunan Capillaria bovis, C. brevipes ve C. longipes türleri ruminantların ince bağırsaklarında parazitlenmektedir. Erkekleri mm, dişileri mm uzunlukta olan C. bovis türünün erkeklerinin arka ucunda kanat benzeri dar bir oluşum vardır. Spikülüm kılıfı dikensizdir ve spikülüm 1-1,2 mm uzunluktadır. Yumurtaları x µm büyüklükte ve elipsoit yapıdadır ve her iki uçta tıkaç bulunmaktadır. Capillaria longipes türünde ise C. bovis türünden farklı olarak erkeklerde spikülüm kılıfı üzerindeki seyrek dikenler bulunmakta ve dişilerde ise vulva ağzında çan benzeri kapak bulunmaktadır. Diğer türlere oranla daha küçük olan C. brevipes erkekleri 8-9 mm, dişileri 12 mm kadardır ve spikülüm kılıfı dikensizdir. Dişilerde anüs terminal olup, arka uç küt olarak sonlanmaktadır (Umur ve ark., 2011a). Dışkıyla atılan yumurtaların içinde sıcak havalarda 9-14 gün içinde enfektif larva (L 1 ) gelişir. Konak bu gibi yumurtaları alarak enfekte olur. İncebağırsaklara gelen yumurtalardan çıkan larvalar bir dizi gömlek değişimi ile burada erişkin hale gelirler. Ruminantlarda bulunan Capillaria türleri fazla patojenik etki göstermemektedir (Toparlak ve Tüzer, 2005).

44 Helmintlerin Yayılışları Yabani ve Evcil Koyunlarda Sindirim Sistemi Helmintlerinin Türkiye deki Yayılışları Günümüze kadar Türkiye de yaban koyunlarının paraziter yönden sindirim sistemi incelemesi yapılan tek çalışmada (Sevinç ve ark., 2004), bir Anadolu yaban koyunu nekropsisi yapılmış ve 20 dışkı örneği incelenmiştir. Konya yöresinde gerçekleştirilen çalışmada, sestodlardan Thysaniezia ovilla, nematodlardan Cystocaulus ocreatus, Marshallagia marshalli, Ostertagia circumcincta, O. occidentalis, Nematodirus sp., Chabertia ovina olmak üzere 6 helmint türü teşhis edilmiştir. İncelenen dışkı örneklerinde ise Trichostrongylidae sp., Nematodirus sp., Marshallagia marshalli, Trichuris sp. yumurtaları, Dictyocaulus filaria ve Cystocaulus ocreatus larvaları ve Eimeria sp. ookistleri saptanmıştır. Yaban koyunları üzerinde yapılmış tek bir araştırma bulunmasına karşın, ülkemizin değişik yörelerinde evcil koyunların sindirim sistemlerinde yerleşen helmint türlerinin yayılışı ile ilgili olarak geçmiş yıllardan günümüze kadar çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmanın yapıldığı Konya yöresinde evcil ve yabani koyunlarda yerleşen helmint türleri açısından paralellik bulunup bulunmadığı konusunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu bölgede, Güçlü ve ark. (1996), Nisan 1993-Mart 1995 yılları arasında evcil koyunların mide bağırsak nematodları ve bunların mevsimsel dağılımlarını belirlemek amacı ile bir çalışma yapmıştır. İlgili çalışmada, Konya nın Beyşehir ve Cumra ilçelerinden 100 koyundan toplanan dışkı örnekleri laboratuarda flatasyon, sedimentasyon ve gram dışkıdaki yumurta miktarları yönünden muayene edilmiş, larva kültürü yapılarak larvaların cins düzeyinde teşhisi yapılmıştır. Ayrıca aynı çalışmada, araştırma süresi olan 2 yıl boyunca her ilçeden, her ay birer koyun olmak üzere toplam 48 koyunun nekropsisi yapılmış, bulunan helmintler tür düzeyinde belirlenmiştir. Nekropsi sonuçlarına göre rastlanan 17 tür nematodun enfeksiyon oranları sırasıyla; Ostertagia marshalli %68.77, Trichuris ovis %47.91, O. occidentalis %39.58, Haemonchus contortus %37.50, O. circumcincta %33.33, Nematodirus filicollis %25, Chabertia ovina %20.83, Trichuris skrjabini %12.50, O. trifurcata %10.41, Oesophagostomum

45 37 venulosum %10.41, Ostertagia sp. %4,16, N. spathiger %4.16, Trichuris discolor %4.16, Parabronema skrjabini %2.8, Cooperia sp. %2.8, T. vitrinus %2.8 ve T. probolurus %2.8 oranında bulunmuştur. Dışkı kültürleri sonucu koyunlarda enfeksiyon oluşturan önemli cinsler, Ostertagia, Nematodirus, Haemonchus, Oesophagostomum ve Chabertia cinsleri olarak tespit edilmiştir. Yapılan modifiye Mc Master testi sonucunda 1 gr dışkıda Beyşehir de en fazla 1400, Çumra da ise 400 yumurta saptanmış, genelde 1 gr dışkıda yumurta sayısının düşük olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada mide bağırsak nematodlarının en çok Kasım, Eylül, Ocak ve Ekim aylarında rastlandığı, Beyşehir de enfeksiyon oranının daha fazla olduğu, bu durumun Beyşehir de yıllık yağış ortalamasının daha fazla olmasından kaynaklanabileceği bildirilmiştir. Mevsimsel dağılımda enfeksiyonun en çok sonbahar ve kış mevsimlerinde, en az ise Beyşehir de ilkbahar, Çumra da ise yaz mevsiminde rastlandığı kaydedilmiştir. Konak yaşı bakımından yapılan değerlendirmede ise; kuzularda ilkbaharda düşük olan enfeksiyon seviyesinin yazın son aylarından itibaren yükselerek sonbahar ve kış aylarında koyunlardaki seviyeye ulaştığı, koyunlarda ise bazı dalgalanmalar ile birlikte her dönem yüksek seviyede enfeksiyon bulunduğu bildirilmiştir. Doğanay ve Öge, (1997), Türkiye de evcil koyun ve keçilerde yerleşen helmintler üzerine yapılan çalışmaları bir araya getirdikleri derlemede çeşitli yazarlara atfen, 1997 yılına kadar ülkemiz koyun ve keçilerinin hemen hemen her yörede yaygın olarak Trichostrongylidae etkenleri ile enfekte olduğunu, bu tarihe kadar koyunlarda sindirim sisteminde 10 tür sestod ve 46 tür nematod tespit edildiğini bildirilmektedir. En yüksek ve en düşük yaygınlık oranları bakımından değerlendirildiğinde bu derlemede; koyunlardaki sestod türlerinin yayılışları, M. expansa % , M. benedeni % , A. centripunctata % , T. ovilla % , S. globipunctata %4.9-29; nematod türlerinin yayılışları; Haemonchus contortus % , Trichostrongylus axei % , T. colubriformis % , T. probolurus %2-100, T. vitrinus %1-44, T. capricola %3-35, T. skrjabini %63-80, Ostertagia trifurcata %23-60, O. circumcincta %54-80, O. ostertagi % , O. lyrata %2, O. occidentalis %2-32, Nematodirus filicollis %1-35, N. spathiger %28-53, N. abnormalis %3-46, N. lanceolatus %34, N. helvetianus %5, Cooperia onchopora %0.5-3, C. mcmasteri %2, Marshallgia marshalli % ,

46 38 Camelostrongylus mentulatus % , Trichuris davtiani %6-13, T. ovis % , T. skrjabini %30-55, T. globulosa %3, T. discolor %8, Chabertia ovina %3.6-75, Bunostomum trigonocephalum %1-55.8, Oesophogostomum venulosum %14-72,4, O. columbianum %1, Skrjabibema ovis % , S. papillosus % , Dictylocalus flaria %5-100, Mullerius capillaris %4-80, Cystocaulus ocreatus %1-90, Protostrongylus rufescens % , Neostrongylus linearis % olarak bildirilmiştir. Bu tarihten sonra evcil koyunlar üzerine Kars (Umur, 1997), Güney Marmara Bölgesi (Öncel, 2000), Elazığ (Köroğlu ve ark., 2001), Kırıkkale (Yıldız ve Aydenizöz, 2001; Aydenizöz ve Yıldız, 2003), Ankara-Kazan (Kırcalı, 2003), Burdur (Umur ve Yukarı, 2005), Şanlıurfa (Altaş ve ark., 2006), Afyonkarahisar (Kırcalı Sevimli ve ark., 2006), Iğdır (Gül, 2007) ve Van (Cengiz ve Değer, 2009) illeri genelinde yapılan araştırmalarda 1997 yılına kadar tespit edilen yayılış oranlarına benzer sonuçlar elde edildiği görülmektedir. Bu araştırmalarda sindirim sisteminde yerleşen helmintler bakımından en yüksek ve en düşük yaygınlık oranları değerlendirildiğinde koyunlardaki sestod enfeksiyonlarının yayılışları %4,43-18, nematod enfeksiyonlarının yayılışları %34, arasında değiştiği kaydedilmiştir. Bu çalışmalarla ilgili ayrıntılı tür ve yayılış oranları Çizelge 1.3 de verilmiştir.

47 Nematodirus lanceolatus N. spathiger N. abnormalis N. flicollis Cooperia punctata Bunustomum trigonocephalum Trichostrongylus probolurus T. colubriformis T. skrjabini T. axei T. capricola T. vitrinus Haemonchus contortus Teladorsagia trifurcata T. occidentalis T. circumcincta T. davtiani Ostertagia ostertagi O. lyrata Marshallagia marshallli Camelostrongylus mentulatus Chabertia ovina Trichuris skarjabini T. discolor T. ovis T. globulusa Oesaphogostomum venulosum O. columbianum Trichostrongylidae sp. Trichuris sp. Strongyloides papillosus Moniezia sp. Anoplocephalidae sp. Moniezia expansa Avitellina centripunctata Thysaniezia ovilla Sindirim sistemi nematodları 39 Çizelge ve sonrası Türkiye de evcil koyunlarda yapılan çalışmalarda saptanan sindirim sistemi helmintleri Parazit türleri ve enfeksiyon oranları (%) Çalışmanın Yapıldığı Bölge ve Yazarlar Kars (Umur, 1997) Güney Marmara (Öncel, 2000) Elazığ (Köroğlu ve ark., 2001) , ,3 Kırıkkale (Yıldız ve Aydenizöz, 2001) 38,7 27,8 5,6 34,5 Kırıkkale (Aydenizöz ve Yıldız, 2003) 4,4 4 0,9 0,2 Ankara-Kazan (Kırcalı, 2003) Burdur (Umur ve Yukarı, 2005) Şanlıurfa (Altaş ve ark., 2006) 14,6 16 9,3 4 14,6 26,6 10, ,3 76 Afyon (Kırcalı Sevimli ve ark., 2006) 75,21 4,5 13 Iğdır (Gül, 2007) 55,46 5,04 7,6 Van (Cengiz ve Değer, 2009) ,5

48 40 Türkiye de evcil koyunlar üzerinde yapılan çalışmaların bir kısmında (Umur, 1997; Köroğlu ve ark., 2001; Umur ve Yukarı, 2005; Altaş ve ark., 2006 ) parazitlerin yayılışının mevsimlere bağlı değişiklikler gösterdiği saptanmış; Marshallagia ve Trichostrongylus cinslerine bağlı türlerin kış ve sonbahar aylarında Nematodirus, Ostertagia, Teladorsagia ve Trichuris cinslerine bağlı türlerin ise yaz ve sonbahar aylarında daha yaygın görüldüğü kaydedilmiştir. Yayılış üzerine cinsiyetin ve konak yaşının etkilerinin araştırıldığı Cengiz ve Değer in (2009) Van da yaptığı çalışmada, enfeksiyon oranının genç hayvanlarda yaşlılardan, dişi hayvanlarda ise erkeklerden daha fazla olduğu bildirilmiştir. Şanlıurfa da yapılan çalışmada (Altaş ve ark., 2006); incelenen 75 hayvanda, dişilerin 23 ü (%69,7) ve erkeklerin 34 ü (%65,3) enfekte bulunmuş; O. trifurcata (Syn. T. trifurcata) türünün dişilerde, O. circumcincta (Syn. T. circumcincta), O. ostertagi ve T.ovis türlerinin erkeklerde daha yaygın olduğu kaydedilmiştir. Bir diğer çalışmada (Yıldız ve Aydenizöz, 2001) enfeksiyon oranındaki cinsiyetler arasındaki farklılığın istatistiksel olarak önemsiz olduğu kaydedilmiştir. Kırcalı (2003) tarafından Ankara Kazan da yapılan çalışmada ise erkek ve dişi hayvanlar arasındaki enfeksiyon oranı benzer bulunmuş, gençlerde enfeksiyonun daha fazla görüldüğü bildirilmiştir. Yapılan çalışmalarda (Umur, 1997; Umur ve Yukarı, 2005) Türkiye de evcil koyunlarda tespit edilen M. marshalli, T. circumcinta, T. axei türlerinin abomasum, T. probolurus, T. colubriformis, N. lanceolatus, N. spathiger, N. abnormalis türlerinin ince bağırsak, T. ovis, T. skrjabini, C. ovina türlerinin sekum ve kolonda yaygın olarak görüldüğü kaydedilmiştir. Araştırmalarda (Umur, 1997; Köroğlu ve ark., 2001; Umur ve Yukarı, 2005; Altaş ve ark., 2006, Cengiz ve Değer, 2009) özellikle Trichostrongylidea üstailesine bağlı türlerin çok fazla sayıda görüldüğü, buna bağlı olarak miks enfeksiyon oranının yüksek olduğu ve koyunların aynı anda çok sayıda helmint türü ile enfekte olduğu kaydedilmiştir.

49 Yaban Koyunlarındaki Sindirim Sistemi Helmintlerinin Dünyaki Yayılışları Montana da (ABD) iki ayrı bölgeye ait 18 yaban koyunu (Ovis canadensis) otopsisinde gastrointestinal nematodların Milli Bizon Bölgesi koyunlarında; C.onchopora ve N. spathiger %92, O.ostertagi ve C. surnabada % 75, N. helvetianus %33, O. lyrata %25 oranında, Wildhorse Adası koyunlarında N. lanceolatus %100, M. marshalli %80, Ostertagia circumcincta ve N. archari %60, O. occidentalis %40 ve N. davtiani %20 oranında yayılış gösterdiği tespit edilmiştir (Becklund ve Senger, 1967). Bu araştırmada yapılan değerlendirmede, evcil koyun ve sığırlarla aynı merada otlayan yaban koyunları arasında paraziter enfeksiyonların yer değiştirmesine bağlı olarak enfeksiyon şiddetinin artarak devam ettiği vurgulanmıştır. Özellikle kış aylarında ilgili parazitlerin yaban koyunlarında kışı geçirerek baharda meraya çıkan evcil koyun ve sığırlara bulaştığı veya tam tersi yaban koyunlarının sonbaharda merayı terk eden evcil hayvanların parazitleri ile enfekte olduğu kaydedilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Doğu Oregon da 3 değişik sürüden avlanan Ovis canadensis californiana nın 18 inin akciğer ve 11 inin gastrointestinal sisteminin incelendiği çalışmada (Kistner ve ark., 1977), 18 yaban koyununun tamamında Protostrongylus stilesi tespit edilmiştir. Aynı araştırmada gastrointestinal sistemi incelenen 11 yaban koyununda M. marshalli ve N. oiratianus a %100, O. ostertagi ve S. ovis %72,7, O. occidentalis ve C. oncophora %18.1, T. axei 27.2, oranında rastlanmıştır. Hayvan başına ortalama parazit sayıları; Nematodirus oiratianus ta 2761, Skrjabinema ovis te 650.4, Marshallgia marshalli de 138.6, Ostertagia ostertagi de 100.4, O. occidentalis de 5.2, Trichostrongylus axei de 6.1, Cooperia onchopora da 14.7, Trichuris sp. de 3.8 ve Oesophagostomum sp. de 0.1 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada, sindirim sisteminde yerleşen helmint enfeksiyonlarına bağlı olarak yaban koyunlarında belirgin bir patolojik bozukluğun şekillenmediği bildirilmiştir. Kanada nın 33 ü Alberta daki 4 bölgesinden ve 3 ü British Columbia daki Kootenay Milli Parkı ndan olmak üzere toplam 36 Rocky Mountain bighorn sheep

50 42 (Ovis c. canadensis) nekropsisi ve 462 dışkı örneğinin helmintler yönünden incelendiği araştırmada 17 tür helmint saptanmıştır. Örneklerin toplandığı bölgeler arasında helmint türleri açısından önemli farklılığın bulunmadığı bu çalışmada, akciğer kılkurtları hariç hayvanlardan toplanan helmint sayısı 36 ile 8345 arasında değiştiği kaydedilmiştir. Enfeksiyon oranları; Marshallagia marshalli de %100, Ostertagia circumcincta da %13, O. occidentalis te %88, Teladorsagia davtiani de %13, Nematodirus archari de %84, N. davtiani de %52, N. maculosus ta %4, N. oiratianus ta %64, N. spathiger de %12, Skrjabinema ovis te %8, Trichuris ovis te %68, Moniezia expansa da %12, Wyominia tetoni de %4 ve Taenia hydatigena da % 20 olarak tespit edilmiştir. Yapılan dışkı analizlerinde enfeksiyon oranları Ostertagia sp. de %55, Nematodirus sp. de %82, T. ovis te %31 olmuştur. Yaşları arasında değişen yaban koyunları üzerinde yürütülen bu araştırmada, yaş ve mevsimsel faktörlerin parazit sayısı ve yoğunluğu üzerine istatistiksel olarak önemli bir etkisinin bulunmadığı kaydedilmiştir. (Uhazy ve Holmes, 1971). Çekoslovakya da Brno yakınlarındaki Carst ve Grandiorite bölgelerinde, yılları arasında 52 muflon (O. ammon musimon) otopsisinde; Dicrocoelium dendriticum %80.8, Haemonchus contortus %61.5, Ostertagia circumcincta %59.6, Ostertagia trifurcata %30.8, Ostertagia ostertagi %28.8, Trichostrongylus colubriformis %25.0, Trichostrongylus axei %19.2, Trichostrongylus vitrinus %9.6, Cooperia bisonis %19.2, Cooperia curticei %25.0, Cooperia pectinata %17.3, Nematodirus filicollis %25.0, Chabertia ovina %40.4, Oesophagostomum venulosum %55.8, Oesophagostomum columbianum %13.5, Trichocephalus ovis %26.9, Mullerius capillaris %94.2, Neostrongylus linearis %67.3 oranında tespit edilmiştir (Dyk ve Chroust, 1975). Çalışmada özellikle yaban koyunlarında helmint çeşitliliğinin oldukça fazla olduğu, buna karşın tespit edilen türlerle ilgili olarak konak spesifitesinin bulunmadığı kaydedilmiştir. İran ın değişik koruma alanlarında yılları arasında avlanan 250 Ovis orientalis in otopsisinde toplam 25 tür nematod saptanmıştır. Bu nematodlardan M. marshalli, Ostertagia sp., Nematodirus sp. ve Skrajabinema ovis en çok rastlanılan parazitler olmuştur. Çalışmada; Haemonchus contortus %0,8, Marshallagia marshalli %93,6, Ostertagia occidentalis %51,6, O. circumcincta %9,2, O. trifurcata %0,8, Nematodirus davtiani %36,6, N. archari %14,8,

51 43 Parabronema skrjabini %0,8, N. oiratianus %76, N. spathiger %36, N. filicollis %21,6, N. abnormalis 11,2, N. gazellae 3,6, Trichostrongylus vitrinus %0,8, Nematodirella longissimespiculata %26, Skrjabinema ovis %72, Chabertia ovina %56, Trichuris skrjabini %38,4, T. discolor %18, T. parvispiculum %15,6, T. ovis %10 ve T. gazellae %6,4 oranında tespit edilmiştir. Araştırmada özellikle aynı merada otlayan evcil ve yabani ruminantlar arasında mevsime bağlı olarak paraziter bulaşmanın şekillendiği ve bu durumun evcil ve yabani koyunlarda enfeksiyon şiddetini büyük ölçüde artırdığı belirtilmiştir (Eslami ve ark., 1979). Kuzey Batı İranda, Urmia Gölü içerisinde bulunan Kabodan Adası Milli Parkından yılları arasında alınan toplam 50 yaban koyunu (Ovis ammon orientalis) örneği gastro intestinal helmintler yönünden incelenmiştir. Bu çalışmada sestodlardan Moniezia benedeni %4, nematodlardan Marshallagia marshalli %100, Ostertagia ostertagi % 4, O. trifurcata %2, O. lyrata %10, Nematodirus archari %6, Trichuris ovis %4, T. skrjabini %2, T. discolor %100, T. georgicus %36, T. infundibulus %86 ve T. vondwei %24 olarak saptanmıştır. Bir bireyden elde edilen helmint sayısı arasında değiştiği kaydedilmiştir (Tavassoli ve ark., 2000). Zaffaroni ve ark. (2000), tarafından İtalya nın merkez ve Doğu Alp Dağları bölgesinde gerçekleştirilen araştırmada, 29 muflon koyunu (Ovis musimon) incelenmiştir. İncelenen muflonların sindirim sistemlerinde Teladorsagia circumcincta %100, T.trifurcata %38, T. pinnata %55, T. occidentalis %3, Marshallgia marshalli %24, Ostertagia ostertagi %7, Trichostrongylus axei %3, T. capricola %14, T. vitrinus %14, T. colubriformis %10, Nematodirus filicollis %38 ve N. abnormalis %0.3 oranında bulunmuştur. Merkez İtalya nın Tuscany bölgesinde 6 erkek ve 6 dişi olmak üzere 12 muflon koyununu (Ovis gmelinii musimon), yılları arasında postmortem olarak incelenmiş ve Nematodirus filicollis ve Trichuris ovis %33.3, Chabertia ovina ve Oesophagostomum venulosum %8.3 ve Bunostomum trigonocephalum ise %25 oranında tespit etmişlerdir. Çalışmada, evcil koyun ve keçi sürülerinin kullandığı meralarda yabani hayvanların otlamasının iki yönlü olarak paraziter enfeksiyonları arttırdığı vurgulanmıştır (Magi ve ark., 2002).

52 44 Macaristan ın çeşitli özel avlak alanlarında tarihlerini kapsayan 10 yıllık süreçte toplam 154 muflon koyununun nekropsisi sonucu yapılan parazitolojik incelemede; 154 muflon koyununun 144 ü (93.5%) çeşitli helmint türleri ile enfekte olduğu, özellikle Mullerius capilaris, Oesophagostomum columbianum ve Trichuris ovis enfeksiyonlarının yaygın olarak görüldüğü kaydedilmiştir (Takács, 2003). İspanya nın Salamanca bölgesindeki Las Batuecas Milli Rezerv Alanı ve bazı özel av sahalarında avlanan 5 erkek ve 3 dişi olmak üzere toplam 8 Ovis musimon un sindirim sistemi organlarının incelenmesi sonucunda; T. circumcincta ve Trichostrongylus axei %63, T. vitrinus, Cooperia oncophora ve N. spathiger %38, Oesophagostomum venulosum %12 ve Tirchuris ovis %50 oranında bulunmuştur. Bu çalışmada hayvan başına ortalama parazit sayıları T. circumcincta ve T. axei de 1300, T. vitrinus ve C. oncophora da 200, N. spathiger de 250, O. venulosum 100 ve T. ovis te 20 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada bulunan parazit türleri ile ilgili yaş ve cinsiyete bağlı istatistiksel öneme haiz farklılık tespit edilememiş, bölgesel olarak evcil ve vahşi ruminantlar arasında paraziter koralasyonun bulunduğu kaydedilmiştir (Ramajo Martin ve ark., 2007). Kuzey Batı İran da, Urmia Gölü içerisinde bulunan Kabodan Adası Milli Parkından tarihleri arasında avlanan 41 Ovis ammon orientalis den direkt olarak rektumdan alınan dışkıların laboratuarda doymuş şeker santrafüj tekniği ile incelenmesi sonucunda; yumurta tipine göre enfeksiyon oranları Strongylid tip %19,5, Marshallgia %29,5, Trichuris %41,5 olarak tespit edilmiştir. Yine incelenen dışkı örneklerinde akciğer kıl kurtları larvalarının oranı %34,1 ve Coccidia oocistleri ile enfeksiyon oranı ise %80,48 olarak tespit edilmiştir. Çalışmada özellikle kuraklık ve açlıkla ilgili olarak yaban koyunlarında paraziter enfeksiyonların çok daha önem kazandığı vurgulanmış, hayvanların bu dönemlerde parazitlerden çok etkilendiği ve patojenitenin çok yüksek boyutlara ulaştığı kaydedilmiştir (Tavassoli ve Khoshvaghti, 2010). Türkiye de endemik bir tür olan, çok az sayıda doğada serbest olarak yaşadığı bilinmekle birlikte, çoğunluğu üretme istasyonlarında yetiştirilmeye çalışılan

53 45 Anadolu yaban koyunlarının varlığı, ülkemiz biyolojik çeşitliliği açısından büyük öneme sahiptir. Buna karşın zaman zaman çeşitli hastalıklar nedeni ile üretme istasyonlarında yaban koyunu ölümlerinin görüldüğü bidirilmektedir. Anadolu yaban koyunları nın hangi nedenlerden öldüklerinin ve üretimde ortaya çıkan sorunların araştırılması bu hayvanların nesillerinin devamı için büyük önem arz etmektedir. Sindirim sistemi helmintlerinin özellikle genç hayvanlarda ölümle sonuçlanabilen ciddi problemler oluşturduğu düşünüldüğünde, bu alanda yapılacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, Türkiye de yabani ruminantlarında sindirim sistemi helmintlerinin belirlenmesi ile ilgili olarak yapılan ilk kapsamlı araştırma olması nedeni ile orijinal nitelik taşımaktadır ve sınırlı bir alanda yaşam mücadelesi veren Anadolu yaban koyunlarının mide-bağırsak helmintlerinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Elde edilen sonuçlarla, üretim faaliyetlerine devam edilen bu türün neslinin devamına katkı sağlanabilmesi ve aynı bölgede bundan sonra evcil ve yaban koyunlar üzerinde yürütülecek benzer araştırmalara temel hazırlanması planlanmıştır. Özellikle aynı bölgede evcil koyunlar ve yaban koyunlarının birbirlerine çok yakın olarak yaşadığı düşünüldüğünde, iki taraflı olarak helmint enfeksiyonlarının yayılışının önlenebilmesi bakımından alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi, yaban koyunlarındaki bazı enfeksiyonlara karşı olası dirençlilik durumun ortaya çıkarılabilmesi ve tespit edilen enfeksiyonların tedavileri konusunda gerekli alt yapının oluşturulması çalışmanın ikincil hedeflerini oluşturmaktadır.

54 46 2. GEREÇ ve YÖNTEM Sahada ve laboratuarda yürütülen bu araştırmada kullanılan Konya Bozdağ ve Ankara Nallıhan da yaşayan Anadolu yaban koyunlarının sindirim sistemleri ve dışkı materyalleri, Ankara Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu nun tarih ve sayılı kararı ile uygun bulunarak, tarih ve 141/ sayılı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden alınan izinle temin edilmiştir. 2.1.Saha Çalışmaları Sindirim Sistemi Örneklerinin Alınması Araştırmada sindirim sisteminde yerleşen helmintlerin tür düzeyinde belirlenmesi ve yayılışlarının saptanabilmesi için tarihleri arasında elde edilen 17 sindirim sisteminden 5 i av turizmi kapsamında avlanan, 12 si hastalıklar nedeni ile ölen, 4-12 yaşları arasında, 9 u erkek, 8 i dişi Anadolu yaban koyunundan alınan örneklerdir. Bu hayvanlara ait örneklerden 7 si Aralık-Şubat, 10 u ise Temmuz-Ağustos ayları arasında alınmıştır. Bu nedenle, sindirim sistemi incelenen Anadolu yaban koyunlarında saptanan parazitlerin mevsimsel dağılımı yaz ve kış olarak 2 mevsimde incelenebilmiştir. Araştırmada özefagustan başlanılmak üzere anüse kadar uzanan tüm sindirim sistemini bölümü incelenmiştir. Hayvanlardan taze olarak alınan sindirim sistemi bölümlerinin taşıma sırasında içeriklerinin karışmasını önlemek amacı ile organların birbirleri ile ilişkili olduğu anatomik bölgelerine çift ligatür uygulanmış, toplanan bu örnekler izoterm termosla laboratuara iletilmiştir Dışkı Örneklerinin Alınması Dışkı örnekleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Anadolu yaban koyunlarını aşılamak ve markalamak üzere inşa edilen yakalama

55 47 kapanlarında anestezisiz olarak yakalanmış, fiziksel olarak hareketleri kısıtlanmış hayvanların rektumundan direkt olarak alınmıştır. Plastik torbalara konulup üzerlerine hayvanların kulak numaraları yazılan örnekler, izoterm termosla inceleme yapılmak üzere laboratuara getirilmiştir. Bu çalışmada Anadolu yaban koyunlarından 115 Konya Bozdağ ve 27 Ankara Nallıhan olmak üzere toplam 142 dışkı örneği alınmıştır. Bu hayvanlardan 2 yaşa kadar olanlar genç, 2 yaş ve yukarısı ise yaşlı olarak değerlendirilerek 43 ü genç, 99 u yaşlı, 52 si erkek, 90 ı dişi hayvanlardan oluşan ayrı cinsiyet ve iki ana yaş grubu oluşturulmuştur. Temin edilen dışkı örneklerinin alım zamanı şartlara bağlı olarak 2010 yılı Temmuz ve Ekim ayları gerçekleştirilebilmiş, bu nedenle dışkı örneklerinde tespit edilen parazitlerin yayılışının mevsimsel dağılımı belirlenememiştir. Sindirim sistemleri ve dışkı örnekleri alınan koyunların erkeklerinde boynuzlar üzerinde bulunan yaş halkalarından, dişilerde ise kalıcı dişlerin sayıları ve aşınma durumlarına bakılarak yaşları belirlenmiştir (Turan, 1984; Arıhan, 2000) Laboratuar Çalışmaları Sindirim Sistemi Örneklerinin İncelenmesi Helmintlerin Toplanması Laboratuara getirilen sindirim sistemi bölümleri ligatüre edilmiş olduğu kısımlardan kesilerek organlar özefagus, rumen ve retikulum, abomasum, ince bağırsak, sekum ve kolon olarak birbirlerinden ayrılmış ve farklı küvetlere yerleştirilmiştir. Sırasıyla incelenen sindirim sistemi bölümlerinden özefagus makasla açılarak ışık kaynağı altında Gangylonema türleri yönünden incelenmiştir. Rumen ve retikulum içerikleri boşaltıldıktan sonra Paramphistomatidae familyasına bağlı trematodlar aranmıştır. Daha sonra bu organlar çeşme suyu ile yıkanarak temizlenmiş ve papillaların dip kısmında mukoza altında Paramphistomatidae türlerinin varlığı araştırılmıştır.

56 48 Abomasum kesilerek çıkarılan içerik 90 µm luk süzgeç içine boşaltılarak bulanıklığı giderilinceye kadar çeşme suyu ile yıkanmıştır. Süzgeç üzerinde kalan içerik beherde toplanmıştır. Yıkama sonrası abomasum mukozası 37 0 C lik ılık fizyolojik tuzlu su içerisinde birkaç saat bekletildikten sonra elle ovularak gömülü parazitlerin serbest kalması sağlanmıştır. Beherlere alınan yıkanmış içerik ve mukozanın içerisinde bekletildiği fizyolojik tuzlu su azar azar petrilere alınmış, öncelikle siyah bir zemin üzerinde gözle görülebilen parazitler, daha sonra petriler stereo-mikroskop altına alınarak gözle görülemeyen parazitler toplanmıştır. İnce bağırsak içeriği 90 m lik bir süzgece boşaltıldıktan sonra, bağırsaklar çeşmeye takılarak içerisinden en az 2 kez basınçlı su geçirilmiş ve süzgeç içine yıkanmıştır. Makroskobik olarak şeritler arandıktan sonra süzgeçteki içeriğin bulanıklığı kayboluncaya kadar çeşme suyu ile yıkanmıştır. Daha sonra makasla bağırsaklar açılarak içerisinde paraziter bir nodül veya parazit olup olmadığına bakılmıştır. İçeriğin muayenesi abomasumdaki gibi yapılmıştır. Abomasum ve ince bağırsaklarda parazit sayısının az olduğu durumlarda içeriğin tamamı incelenmiş, parazit yoğunluğunun fazla olduğu durumlarda ise 1/2, 1/4, 1/10 şeklinde sulandırılarak örnekleme yöntemi ile parazitler toplanmıştır. Örnekleme yapıldığı durumlarda sayısal değerlendirme toplanan örneklerin sulandırma oranı ile çarpımı sonucu hesaplanmıştır (Skerman ve Hillard, 1966). Kalın bağırsaklardan kolon ve sekum birbirinden ayrıldıktan sonra içerikleri ayrı, ayrı 90 m lik süzgece boşaltıldıktan sonra çeşmeye takılarak içerisinden en az 2 kez basınçlı su geçirilmiş ve süzgeç içine yıkanmıştır. Süzgeçteki içeriğin bulanıklığı kayboluncaya kadar çeşme suyu ile yıkanmıştır. Daha sonra makasla bağırsaklar açılarak içerisinde paraziter bir nodül veya parazit olup olmadığına bakılmıştır. İçeriğin muayenesi abomasumdaki gibi yapılarak parazitler toplanmıştır. Sekum ve kolon içeriğinin tamamı incelenmiş örnekleme yöntemine başvurulmamıştır Helmintlerin Tespit Edilmesi ve Saklanması Toplanan tüm helmintler ılık fizyolojik su içerisinde temizlendikten sonra kaynama sıcaklığındaki 70 0 C lik alkolde tespit edilmiştir. Tespit işleminden bir

57 49 hafta sonra 92 kısım 70 0 C lik alkol, 5 kısım gliserin ve 3 kısım %10 luk formolden oluşan helmint saklama solüsyonuna (Becklund ve Walker, 1971) alınan helmintler, teşhis işlemine kadar serin ve karanlık bir ortamda bekletilmişlerdir Helmintlerin İdentifikasyonu İncelenen her hayvanda, her organ için parazit sayılarının az olduğu durumlarda parazitlerin tamamı, parazit sayısı fazla olduğu zaman rastgele seçilmiş 200 erkek 200 dişi parazit, laktofenolde şeffaflandırıldıktan sonra belirlenen ayırıcı özelliklerine göre teşhisleri yapılmıştır. İncelenen sindirim sistemlerinden toplanan sestodlar doğrudan lam lamel arasına konularak literatürler yardımı ile (Skerman ve Hillard, 1966; Güralp, 1981; Soulsby, 1982) teşhis edilmiştir. Bu şekilde teşhis edilemeyenler laktofenolle şeffaflandırılmasını takiben teşhis edilmiş, yapılan sayımda skoleks sayıları dikkate alınmıştır. Teşhis esnasında parazitlerin ayırt edici özelliklerini gösteren fotoğraflar çekilmiş gerekli ölçümler yapılarak kaydedilmiştir. Toplanan nematodların, ilgili literatür bilgileri çerçevesinde (Oğuz, 1961; Soulsby, 1965; Skerman ve Hillard, 1966; Becklund ve Walker, 1967; Knight, 1974; Oğuz, 1976; Güralp, 1981; Gibbons ve Khalil, 1982; Lichtenfels ve Pilitt, 1983; Lancester ve Hong, 1990; Durette-Desset ve ark., 1999; Anderson, 2000; Eysker ve Ploeger, 2000; Bowman, 2008; Umur ve ark., 2011a; Barji ve ark., 2011) mikroskop yardımı ile identifikasyonu yapılmıştır. Teşhiste erkeklerde spikülüm, gubernakulum, dorsal kaburga, aksesör bursal membran, vb., dişilerde vulva, ovojektörler, anüs, kuyruk, vb. yapılardan faydalanılmıştır. Parazitlerin ilgili bölümlerinin mikroskopta ölçümü yapılarak ortalama değerler belirlenmiştir Dışkı Örneklerinin İncelenmesi Üretme istasyonlarında yakalanan Anadolu yaban koyunlarından toplanan 142 dışkı örneği; sestod halkaları yönünden makroskobik, helmint yumurtaları ve akciğer kıl kurdu larvaları yönünden mikroskobik olarak incelenmiştir. Mikroskobik incelemede; Benedek sedimentasyon, Fülleborn doymuş tuzlu su flotasyon ve Bearman-Wetzel yöntemleri kullanılmıştır. Dışkı miktarının yeterli olduğu örneklerde Modifiye McMaster yöntemi ile dışkıda yumurta sayımı da yapılmıştır.

58 Fülleborn Flotasyon Yöntemi Bir dışkı kabına 3-5 gr dışkı alınarak, üzerine 30 ml kadar yoğunluğu 1,20 gr/cm 3 olan doymuş tuzlu su (Eckert ve ark., 1992) ilave edilmiştir. Homojen bir karışım elde edilinceye kadar bir lamın kısa kenarı yardımı ile ezilen dışkı bulamaç kıvamına gelince üzerine biraz daha doymuş tuzlu su ilave edilerek çay süzgecinden bir diğer dışkı kabına süzülmüştür. Dışkı kabındaki süzülmüş içeriğin üzerine dışkı kabının dolmasına yaklaşık 1 cm mesafe kalıncaya kadar tekrar doymuş tuzlu su ilave edilerek üzerine 2 lamel atılarak yüzdürülmüş ve bu şekilde dk beklenilmiştir. Bekleme süresi sonunda lameller düz ağızlı bir pens yardımı ile kenarlarından tutularak, altındaki damla düşürülmeden yavaşça bir lamın üzerine yan yana yerleştirildikten sonra hazırlanan preparat mikroskop altında incelenmiştir (Şenlik, 2011) Benedek Sedimentasyon Tekniği Bir dışkı kabına 3 gr koyun dışkısı koyulup, üzerine ml musluk suyu ilave edilerek homojen bir karışım elde edilinceye kadar karıştırmıştır. Elde edilen bu karışım gözenekleri µm olan bir süzgeçten bir behere süzüldükten sonra beher ağzına kadar su ile doldurulmuştur. Bu şekilde dk beklendikten sonra dipteki tortu oynatılmadan ve 1cm yüksekliğinde sıvı kalacak şekilde üst kısım dökülmüş ve içeriğin üzerine tekrar su doldurulmuştur. Bu işlem üstteki sıvı berraklaşıncaya kadar 3-4 kez tekrarlanmış, son sedimasyon işleminden sonra üstteki sıvı yine dikkatli bir şekilde dökülmüştür. Kalan tortu bir petriye alınarak üzerine %1 lik metilen mavisinden birkaç damla ilave edilerek petrideki içerik stereo mikroskopta incelenmiştir (Şenlik, 2011) Bearman-Wetzel Yöntemi Dışkıda bulunan akciğer kılkurtları larvalarını incelemek üzere, bir sehpa üzerine yerleştirilen cam huni, bunun ucuna eklenmiş bir kauçuk hortum ve hortumun ucunda bir santrifüj tüpünden oluşan Bearman düzeneği kullanılmıştır. Bu düzeneğe yerleştirmek üzere, kare şeklinde kesilmiş bir gazlı beze 5-30 gr dışkı konularak ağız kısmı iple bağlanmış ve çıkın haline getirilmiştir. Dışkı çıkını huniye yerleştirilerek üzerini örtecek şekilde ılık su ilave edilmiş, oda ısısında bir gece beklendikten sonra kauçuk borunun ucundaki santrifüj tüpü yavaşça alınmıştır.

59 51 Tüpün üst kısmındaki sıvı dipteki tortu oynatılmadan dökülmüş, dipte kalan tortudan birkaç damla alınarak lam üzerine konulmuş ve üzerine helmintolojik iyodin ilave edilerek mikroskop altında incelenmiştir (Şenlik, 2011) Modifiye McMaster Tekniği İçinde adet cam boncuk bulunan 100 ml lik şişeye 3gr dışkı ilave edilmiş ve üzerine 42 ml su eklenmiştir. Kapağı kapatılan cam şişe çalkalandıktan sonra dışkıların iyice parçalanması sağlanmıştır. Daha sonra 0,15 mm lik süzgeçten süzülen içerik pastör pipeti yardımı ile 15 ml lik santrifüj tüpüne konulmuş, 1500 devirde 2 dk santrifüj işlemi sonrasında, tüpün alt kısmındaki tortu oynatılmadan üst kısmındaki sıvı dökülüp tüp doymuş tuzlu su ile tekrar doldurulmuştur. Ağzı parafin ile kapatılan tüp 5-6 kez ters yüz edilerek içeriğin homojenize olması sağlanmıştır. Tüpteki sıvı pastör pipeti ile iyice karıştırılmış ve çekilerek McMaster lamının her iki kamerası doldurulmuştur. Yumurtaların yüzmesi için 5 dk beklenmiş, bu süre sonunda mikroskop altında her iki kameradaki sayılan yumurta sayısı 50 ile çarpılarak gram dışkıdaki yumurta sayısı (epg) belirlenmiştir (Şenlik, 2011) İstatistik Analiz Nekropsi bulgularında tespit edilen parazitlerin Anadolu yaban koyunu cinsiyeti ve mevsime göre, dışkı bakısında ise cinsiyet, yaş ve Bozdağ ve Nallıhan popülasyonlarının gösterdiği dağılım farklılıklarına göre istatistiksel açıdan önem taşıyıp taşımadığı Ki-kare (x 2 ) testi ile hesaplanmıştır. x 2 : Ki-kare G : Her bir gözdeki gözlenen frekans B : Her bir gözdeki belenen frekans

60 52 3. BULGULAR 3.1. Nekropsi Bulguları Nekropsisi yapılan 9 u erkek, 8 i dişi toplam 17 Anadolu yaban koyununun tamamı 2 yaş üzeri hayvanlar olduğu için genç ve yaşlı birey ayırımı yapılamamıştır. Araştırma sürecinde incelenen iki yaş üstü 17 Anadolu yaban koyunu sindirim sisteminin 15 inde (%88,24) çeşitli türlerden helmint varlığı tespit edilmiştir. İncelenen hayvanlarda trematoda rastlanılmamış, 11 nematod ve 2 sestod olmak üzere toplam 13 helmint türü saptanmıştır. Çizelge 3.1 de Anadolu yaban koyunlarında bulunan helmint türleri, yayılış oranları, enfekte hayvan başına düşen ortalama (minumum-maksimum) ve toplam helmint sayıları verilmiştir. Bu türlerden N. lanceolatus % 88,24 ile en yaygın; T. ovis ise % 5,88 ile en az yaygın tür, yine N. lanceolatus parazitle en fazla; T. ovilla ise 2 parazit ile en az sayıda rastlanılan tür olarak tespit edilmiştir. İnce bağırsaklarda bulunan sestodlarda enfeksiyon oranı A. centripuncta ve T. ovilla da %11,76 ar olarak gerçekleşmiştir. Çalışmada Anadolu yaban koyunlarından toplanan parazit sayısı toplam olup; bunların 5 i 2 sestod türüne, geri kalan ü ise 11 nematod türüne aittir. Nekropsi sonucu enfekte bulunan 15 Anadolu yaban koyununda hayvan başına düşen ortalama parazit sayısı olarak bulunmuştur. Bu sayı enfekte 8 erkek bireyde ortalama ve enfekte 7 dişi bireyde ise ortalama olarak saptanmıştır.

61 53 Çizelge 3.1. Anadolu yaban koyunlarında helmint türleri, yayılış oranları, enfekte hayvan başına düşen ortalama (minimum-maksimum) ve toplam helmint sayısı. Helmint türü Enfekte Enfekte hayvan Enfekte hayvan başına hayvanlardan düşen helmint sayısı toplanan Sayısı % ortalaması (min.-mak.) helmint sayısı N. lanceolatus 15 88, ,93 ( ) N. spathiger 10 58,82 546,50 ( ) T. circumcincta* 9 52, ( ) C. ovina 9 52,94 72,67 (1-242) 654 T. skrajabini 9 52,94 19 (1-35) 171 M. marshalli 7 41, ,57 ( ) T. occidentalis 7 41,18 107,57 (7-272) 753 T. probolurus 6 35,29 53,67 (6-176) 322 T. trifurcata** 4 23,53 51,25 (5-180) 205 T. discolor 2 11,76 46 (5-87) 92 A. centripunctata 2 11,76 1,50 (1-2) 3 T. ovilla 2 11,76 1 (1) 2 T. ovis 1 5,88 5 (5) 5 *:T. circumcincta ve T. trifurcata dişileri ile T. circumcincta erkek sayısı toplamı ** T. trifurcata erkek sayısı Sindirim sistemi bölümlerine göre enfekte Anadolu yaban koyunlarında bulunan helmintlerin sayısal dağılımı ve toplam helmint sayıları Çizelge-3.2. de verilmiş olup, sindirim sistemi incelenen hayvanların abomasumlarında en yaygın türler sırasıyla; T. circumcincta (% 47,15), M. marshalli (% 40,10) olarak bulunmuştur. İnce bağısaklarda ise N. lanceolatus (% 86,07) ve N. spathiger (% 11,80) en fazla bulunan türler olarak saptanmıştır. Sekumda T. skrjabini (% 62,98) en yaygın tür olurken bu türü T. discolor (% 35,11) izlemiştir. Kolonda ise C. ovina % 99,09 oranında tespit edilmiştir.

62 54 Araştırmada nekropsi yapılarak paraziter yönden incelenen Anadolu yaban koyunlarından en fazla toplanan parazit türü ile N. lanceolatus olmuş, bu parazitin %98,13 üne ince bağırsaklarda; %1,87 sine ise abomasumda rastlanmıştır. En çok rastlanılan bir diğer tür olan T. circumcincta ise adet bulunmuş ve %97,05 abomasum, %2,95 ince bağırsaklarda tespit edilmiştir. Araştırma sürecinde sestod invazyonu saptanan 4 hayvanda; A. centripunctata tamamı ince bağırsaklardan 3, T. ovilla ise yine ince bağırsaklardan 2 adet toplanmıştır (Çizelge 3.2.). Çizelge 3.2. Enfekte Anadolu yaban koyunlarında bulunan helmintlerin sindirim sistemi bölümlerine göre dağılım oranları ve toplam helmint sayıları. Helmint türü Abomasum İnce Bağırsak Sekum Kalın Bağırsak Kolon x xx xxx x xx xxx x xx xxx x xx Xxx Toplam Helmint Sayıları M. marshalli , , T. occidentalis , , T. circumcincta* , , T. trifurcata** , T. probolurus , N. lanceolatus , , N. spathiger , , C. ovina , T. skrajabini , , T. ovis , T. discolor , A. centripunctata , T. ovilla , Toplam x: Enfekte hayvan sayısı xx:toplam helmint sayısı xxx: Helmint türlerinin organlarda bulunma oranları *: T. circumcincta ve T. trifurcata dişileri ile T. circumcincta erkek sayısı toplamı ** : T. trifurcata erkek sayısı Enfekte hayvanlarda bulunan helmint türlerinin Anadolu yaban koyunu cinsiyetine göre enfeksiyon oranları ile erkek ve dişi hayvanlardan toplanan parazit

63 55 sayılarının verildiği Çizelge 3.3 de M. marshalli, T. occidentalis ve T. probolurus türlerinin erkeklerde, T. trifurcata türünün ise dişilerde yaygın olduğu görülmektedir. Çalışmada, dişi ve erkek Anadolu yaban koyunları arasındaki enfeksiyon oranlarının istatistiksel olarak değerlendirilmesi sonucu; M. marshalli ve T. occidentalis in konak cinsiyetine göre yayılış farkı istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05) bulunmuştur. Diğer helmint türlerinde konak cinsiyetine göre yayılış farkının istatistiksel açıdan böyle bir anlamlılık (p>0,05) kaydedilmemiştir. Çizelge 3.3. Enfekte hayvanlarda bulunan helmint türlerinin Anadolu yaban koyunu cinsiyetine göre enfeksiyon oranları ve helmint sayıları. Helmint Türü Enfekte hayvan Erkek Dişi Erkek sayı % Sayı % hayvanlardan Toplanan helmint sayısı Dişi hayvanlardan N. lanceolatus 8 88, , N. spathiger 5 55, , T. circumcincta 5 55, C. ovina 5 55, T. skrajabini 6 66, , M. marshalli a 6 66, , T. occidentalis a 6 66, , T. probolurus 5 55, , T. trifurcata 1 11, , T. discolor 1 11, , T. ovis ,5 0 5 A. centripunctata 1 11, ,5 1 2 T. ovilla 2 22, TOPLAM a: Konak cinsiyetine göre yayılış farkı istatistiksel olarak anlamlı (p<0,05) bulunmuştur. Araştırmada, incelenen hayvanların 2 sinde hiç parazite rastlanmazken, diğer 15 hayvanda en az 1, en fazla 9 türle enfeksiyon tespit edilmiştir. Yapılan incelemede, 14 Anadolu yaban koyununda miks enfeksiyon gözlenmiş olup, en fazla miks enfeksiyon 6 türle (%33,33) meydana gelmiştir. Miks enfeksiyon gösteren yaban koyunlarından ikisi 2, biri 3, beşi 6, ikisi 7, üçü 8 ve biri ise 9 türle enfekte

64 56 bulunmuştur. Enfekte hayvanlarda miks enfeksiyon oluşturan tür sayısı ortalama 5,6 olarak tespit edilmiştir (Çizelge 3.4.). Çizelge 3.4. Enfekte Anadolu yaban koyunlarında enfeksiyonu oluşturan helmint türü sayısı ve enfekte hayvan sayısına oranı. Enfeksiyonu Oluşturan Tür Sayısı Enfekte Hayvan Sayısı Enfekte Hayvan Yüzdesi 1 1 6, , , , , , ,67 Toplam Çalışma sonucunda Anadolu yaban koyunlarında enfekte bir hayvanda bulunan parazit sayısı en az 2, en fazla olarak tespit edilmiştir. Yapılan incelemelerde, parazit ile enfekte hayvan sayısı 4 (%26,67), parazit ile enfekte hayvan sayısı 1 (%6,67), parazit ile enfekte hayvan sayısı 2 (%13,33), parazit ile enfekte hayvan sayısı 2 (%13,33), parazit ile enfekte hayvan sayısı 4 (%26,67), parazit ile enfekte hayvan sayısı 1 (%6,67) ve den fazla parazitle enfekte hayvan sayısı 1 (%6,67) olarak saptanmıştır (Çizelge 3.5.).

65 57 Çizelge 3.5. Anadolu yaban koyunlarında bulunan helmint sayı aralıkları ve enfekte hayvan sayısına oranları. Helmint Sayısı Hayvan Sayısı Hayvan Yüzdesi , , , , , , 'den çok 1 6,67 Toplam Çalışmada Anadolu yaban koyunlarından toplanan parazitlerin mevsimlere göre dağılım oranlarının verildiği Çizelge 3.6 da görüldüğü üzere, incelenen hayvanlardan Aralık-Şubat (kış) döneminde elde edilen 7 örneğin tamamından M. marshalli saptanmıştır. Bu dönemde toplam M. marshalli sayısı olarak bulunurken, Temmuz-Ağustos (yaz) döneminde incelenen 10 hayvanın sadece birinden 6 parazit tespit edilmiştir. Araştırma sürecinde adet saptanan T. circumcincta, M. marshalli nin tam tersi olarak kış dönemimde sadece 191 adet tespit edilmiş, yaz döneminde ise saptanan parazit sayısı olmuştur. Yine T. occidentalis ile T. trifurcata arasında da benzer bir durum gözlenmiş olup, T. occidentais te kış sezonunda 7 hayvanın tamamından 747 parazit toplanmış, yaz döneminde ise sadece bir hayvandan 6 parazit kaydedilmiştir. T. trifurcata ise tamamı yaz dönemi olmak üzere 4 hayvandan 205 adet toplanmıştır. İncelenen hayvanların kolonlarında tespit edilen C. ovina, toplanan parazit ve enfekte hayvan sayıları bakımından kış aylarında daha yüksek oranda tespit edilmiştir. Bu araştırmada toplam sayısı in üzerinde ve altında tespit edilen helmintlerin yaz ve kış aylarındaki sayısal farklılıkları daha belirgin şekilde Grafik 3.1 ve Grafik 3.2 de gösterilmiştir. Çalışmada, yaz ve kış mevsimlerinde toplanan parazit sayılarının istatistiksel olarak değerlendirilmesi sonucu; M. marshalli, T. circumcincta, T. trifurcata, T. occidentalis ve C. ovina nın yaz ve kış mevsimlerindeki parazit sayısı değişimi istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001) bulunmuştur. Araştırmada saptanan diğer

66 58 nematodlarda ise toplanan parazit sayısı bakımından yaz ve kış mevsimleri arasında istatistiksel açıdan önemli bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Çizelge 3.6. Anadolu yaban koyunlarından toplanan helmint türlerinin yaz ve kış mevsimlerine göre dağılımları ve enfekte hayvan sayıları Helmint Türü Toplanan Parazit Sayıları Enfekte Hayvan Sayıları Kış Yaz Toplam Kış Yaz Toplam M. marshalli a T. circumcincta* a T. occidentalis a T. trifurcata* a N. lanceolatus N. spathiger T. probolurus T. skarjabini T. discolor T.ovis C. ovina a A. centripunctata T. ovilla * : T. circumcincta ve T. trifurcata dişileri + T. circumcincta erkek sayısı **: T. trifurcata erkek sayısı a : Parazit sayısındaki mevsimsel değişim istatistiksel olarak anlamlı (p<0,001) bulunmuştur.

67 59 Grafik 3.1. Anadolu yaban koyunlarında den fazla tespit edilen helmintlerin yaz ve kış mevsimlerine göre dağılımları kış yaz N. lanceolatus T. circumcincta M. marshalli N.spathiger Grafik 3.2. Anadolu yaban koyunlarında sayıca az rastlanan parazitlerin yaz ve kış mevsimlerine göre dağılımları kış yaz

68 60 Araştırma sürecinde saptanan nematod türlerine ait bazı morfolojik özellikler ölçülerek erkekler için Çizelge 3.7., dişiler için Çizelge 3.8. de gösterilmiştir. Araştırma sürecinde belirlenen bu özellikler ve parazit türlerinin çekilen fotoğrafları aşağıda verilmiştir. M. marshalli Erkeklerinin 10,53(9,47-11,53) mm, dişilerinin ise 14,57(11,35-16,71) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 236( ) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.1). Dişilerde ovojektörlerin uzunluğu 659 ( ) µm, vulva başlangıcındaki kalınlık 147( ) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 2914( ) µm bulunmuştur. Şekil 3.1. Marshallagia marshalli bursa copulatriks

69 61 T. occidentalis Erkeklerinin 10,2(7,84-14,34) mm, dişilerinin ise 9,01(8-11,43) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm ve gubernakulum uzunlukları sırası ile 256( ) µm ve 130( ) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.2). Dişilerde ovojektörlerin uzunluğu 541( ) µm, vulva başlangıcındaki kalınlık 103(90-119) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 1699( ) µm bulunmuştur. Şekil 3.2. Teladorsagia occidentalis bursa copulatriks T. circumcincta Erkekleri 8,35(6,52-9,61) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Spikülüm ve gubernakulum uzunlukları sırası ile 312( ) µm ve 81(66-91) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.3). T. trifurcata dişilerinden morfolojik olarak ayrımı yapılamayan dişiler, 10,8 (9,29-13,51) mm dir. Ovojektörlerin uzunluğu 525( ) µm, vulva

70 62 başlangıcındaki kalınlık 136(99-179) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 2202( ) µm ölçülmüştür. Şekil 3.3. Teladorsagia circumcincta bursa copulatriks T. trifurcata Erkeklerinin 9,42(8,58-10,17) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm ve gubernakulum uzunlukları sırası ile 197 ( ) µm ve 95 (85-106) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.4). Dişiler, T. circumcincta dişilerinden ayırt edilememiştir. T. circumcincta ve T. trifurcata tespit edilen yaban koyunlarında organlara göre yapılan parazit sayımlarında erkek parazitlerin ayırımı ve sayımı yapıldıktan sonra bu iki türe ait dişi parazitler, genel toplamda T. trifurcata sayısı çok az (205) olduğu için T. circumcincta dişisi olarak kabul edilerek sayılmış, bu durum ilgili çizelgelerde (Çizelge 3.1, Çizelge 3.2, Çizelge 3.6) dipnot şeklinde belirtilmiştir.

71 63 Şekil 3.4. Teladorsagia trifurcata bursa copulatriks T. probolurus Erkeklerinin 5,48(4,12-6,62) mm, dişilerinin ise 6,19(5,51-7,08) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm ve gubernakulum uzunlukları sırası ile 137( ) µm ve 85(79-91) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.5). Dişilerde ovojektörlerin uzunluğu 336( ), vulva başlangıcındaki kalınlık 80(59-98) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 1271( ) µm bulunmuştur.

72 64 Şekil 3.5. Trichostrongylus probolurus bursa copulatriks N. lanceolatus Erkeklerinin 9,84(6,98-12,06) mm, dişilerinin ise 15,09(10,91-19,01) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 761( ) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.6). Dişilerde ovojektörlerin uzunluğu 426 ( ) µm, vulva başlangıcındaki kalınlık 207( ) µm bulunmuştur. Şekil 3.6. Nematodirus lanceolatus spikülüm

73 65 N. spathiger Erkeklerinin 12,15 (10,15-14,07) mm, dişilerinin ise 15,07 (14,34-15,62) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 978 ( ) µm olarak tespit edilmiştir (Şekil 3.7). Dişilerde ovojektörlerin uzunluğu 468 ( ) µm, vulva başlangıcındaki kalınlık 209( ) µm bulunmuştur. Şekil 3.7. Nematodirus spathiger spikülüm C. ovina Erkeklerinin 15,75 (13,54-18,18) mm, dişilerinin ise 22,21 (19,21-29,11) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm ve gubernakulum uzunlukları sırası ile 1539 ( ) µm ve 87(78-121) µm olarak tespit edilmiştir. Dişilerde vulva başlangıcındaki kalınlık 514 ( ) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 629 ( ) µm bulunmuştur(şekil 3.8). Şekil 3.8. Chabertia ovina ağız kısmı

74 66 T. skrajabini Erkeklerinin 46(35-53), dişilerinin ise 48,27(35-56) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 1112( ) µm olarak tespit edilmiştir. Spikülüm kılıfının gittikçe genişleyen bir lobut görünümünde olduğu saptanmış, üzerinde küçük dikencikler tespit edilmiştir. Dişilerde vulva başlangıcındaki kalınlık 318( ) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 11560( ) µm bulunmuştur. Dışarıya doğru düz bir boru şeklinde uzantı yapan vulva çıkıntısında küçük dikencikler bulunduğu tespit edilmiştir (Şekil 3.9, Şekil 3.10). Şekil 3.9. Trichuris skrjabini dişi vulva bölgesi Şekil Trichuris skrjabini spikülüm kılıfı

75 67 T. discolor Erkeklerinin 46,5(40-52) mm, dişilerinin ise 49(47-51) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 1711( ) µm olarak tespit edilmiştir. Spikülüm kılıfı tersine oturmuş bir gaz lambası şişesi görünümünde tespit edilmiş ve üzerinde dikencikler saptanmıştır. Dişilerde vulva başlangıcındaki kalınlık 293( ) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise 11400( ) µm bulunmuştur. Vulva bölgesinde çıkıntı tespit edilmemiştir. (Şekil 3.11, Şekil 3.12). Şekil Trichuris discolor spikülüm kılıfı Şekil Trichuris discolor dişi vulva bölümü

76 68 T. ovis Erkeklerinin 48,5(40-57) mm, dişilerinin ise 51(47-55) mm boyunda olduğu saptanmıştır. Erkeklerde spikülüm uzunluğu 5050 ( ) µm olarak tespit edilmiştir. Dişilerde vulva başlangıcındaki kalınlık 302 ( ) µm, vulvanın arka uca uzaklığı ise ( ) µm bulunmuştur. Vulva çıkıntısının şeklinin yuvarlakça olduğu ve üzerinde papilimsi pulcuklar bulunduğu saptanmıştır (Şekil 3.13). Şekil Trichuris ovis dişi vulva bölümü A. centripunctata Scoleks 0,9 mm çapında ölçülmüştür ve yuvarlak bir delikle dışarıya açılan 4 adet çekmenden her birinin çapı 375 µm olarak saptanmıştır. Kısa ve segmentasyon belirsiz olan halkaların genişliği 2,05-3,8 mm arasında saptanmıştır. Her halkada bir genital organ tespit edilmiş olup, halkanın ortasında kalın duvarlı içi yumurtalarla dolu bir adet paruterin organ gözlenmiştir (Şekil 3.14).

77 69 Şekil Avitellina centripunctata skoleks. T.ovilla Scoleks 0,65 mm çapında ölçülmüştür ve yuvarlak bir delikle dışarıya açılan 4 adet çekmenden her birinin çapı 250 µm olarak saptanmıştır. Çok fazla sayıda parauterin organ bulunduran halkaların genişliği 7,9-8,5 mm arasında saptanmıştır. (Şekil 3.15). Şekil Thysaniezia ovilla skoleks.

ANADOLU YABAN KOYUNU

ANADOLU YABAN KOYUNU ANADOLUʼNUN ÖZGÜN HAYVANLARI Cevat Sipahi* ANADOLU YABAN KOYUNU (Ovis gmelinii anatolica) Anadolu Yaban Koyunu, dünyadaki 5 yaban koyunu türünden biri olan Asya Muflonu nun (Ovis gmelinii) 15 alt türünden

Detaylı

NEMATODLARIN VÜCUT TABAKALARI

NEMATODLARIN VÜCUT TABAKALARI NEMATOD Silindirik Cinsiyet ayrı (seksüel dimorfismus) dölerme ve sindirim sistemleri ayrı dölerme ve sindirim sistemi (kloaka) Konağın değişik sistemlerine yerleşir Gelişme çoğunlukla direkt bazen indirekt

Detaylı

Tür: Dicrocoelium dendriticum

Tür: Dicrocoelium dendriticum Tür: Dicrocoelium dendriticum Son konaklar Özellikle ruminantlarda, nadiren insan, at, domuz ve kemiricilerde görülür. Arakonaklar 1: Kara sümüklüleri (Helix, Helicella, Zebrina, Clonella) 2: Formica cinsi

Detaylı

Paragonimus westermani

Paragonimus westermani Paragonimus westermani İnsan Akciğer Kelebeği Son konak: Köpek, kedi, insan Ara konaklar: 1. Tatlısu sümüklüsü 2. Yengeç, istakoz gibi kabuklular Yerleştiği organ: Akciğer Patogenez: Akut ve kronik bronşitis,

Detaylı

AFYONKARAHİSAR CİVARI MANDALARINDA BULUNAN HELMİNTLERİN YAYILIŞI HAKAN GÜZEL PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ. DANIŞMAN Doç. Dr.

AFYONKARAHİSAR CİVARI MANDALARINDA BULUNAN HELMİNTLERİN YAYILIŞI HAKAN GÜZEL PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ. DANIŞMAN Doç. Dr. 1 AFYONKARAHİSAR CİVARI MANDALARINDA BULUNAN HELMİNTLERİN YAYILIŞI HAKAN GÜZEL PARAZİTOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Doç. Dr. Esma KOZAN Tez No: 2012-009 2012 Afyonkarahisar TÜRKİYE CUMHURİYETİ

Detaylı

PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA

PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA a) Erkek ve dişinin birbirini bulmasını kolaylaştırma b) Gençlerin sayısının arttırılması c) Serbest gençlerin dirençlendirilmesi a) Erkek ve

Detaylı

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ DENEY HAYVANLARI DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ Deney Hayvanı: Hipotezi bilimsel kurallara göre kurulmuş araştırmalarda ve biyolojik testlerde kullanılan hayvanlardır. Günümüzde en sık kullanılan deney hayvanları;

Detaylı

KULLANIM SAHASI/ENDİKASYONLAR Dectocide Enjeksiyonluk Çözelti sığır ve koyunlarda aşağıda belirtilen nematod ve artropodlara karşı endikedir.

KULLANIM SAHASI/ENDİKASYONLAR Dectocide Enjeksiyonluk Çözelti sığır ve koyunlarda aşağıda belirtilen nematod ve artropodlara karşı endikedir. Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır DECTOCİDE Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Endektosit BİLEŞİMİ DECTOCİDE Enjeksiyonluk Çözelti; renksizden açık sarıya kadar değişen renkte bir çözeltidir. Beher ml de

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Canlıların kendine benzer yavrular oluşturmasına üreme denir. Üreme tüm canlılar için ortak özellik olup canlının neslinin devamlılığını sağlar. Canlılar neslini devam

Detaylı

Şanlıurfa Yöresindeki Koyunlarda Sindirim Sistemi Nematodlarının Yaygınlığı

Şanlıurfa Yöresindeki Koyunlarda Sindirim Sistemi Nematodlarının Yaygınlığı Türkiye Parazitoloji Dergisi, 30 (4): 317-321, 2006 Acta Parasitologica Turcica Türkiye Parazitoloji Derneği Turkish Society for Parasitology Şanlıurfa Yöresindeki Koyunlarda Sindirim Sistemi Nematodlarının

Detaylı

Van Yöresinde Koyunlarda Trichostrongylidosis

Van Yöresinde Koyunlarda Trichostrongylidosis Türkiye Parazitoloji Dergisi, 33 (3): 222-226, 2009 Türkiye Parazitol Derg. Türkiye Parazitoloji Derneği Turkish Society for Parasitology Van Yöresinde Koyunlarda Trichostrongylidosis Zeynep TAŞ CENGİZ

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

BİTKİ TANIMA I. P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

BİTKİ TANIMA I. P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr. 1 BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR P E P 1 0 1 _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) C r y p t o m e r i a j a p o n i c a ( K a d i f

Detaylı

GAİTADA PARAZİT ARAŞTIRMASI

GAİTADA PARAZİT ARAŞTIRMASI GAİTADA PARAZİT ARAŞTIRMASI Kullanım amacı: Gaitada parazit yumurtası bulunup bulunmadığının araştırılması amacıyla kullanılır. Genel bilgiler: Parazit enfeksiyonu, enfeksiyon yapabilecek aşamadaki bir

Detaylı

Domuzlarda Et Muayenesi Prof. Dr. ALİ AYDIN. Genelde sığırlara benzer. Akciğer, dil, karaciğer, kalp takım halinde dışarı alınarak muayene edilir

Domuzlarda Et Muayenesi Prof. Dr. ALİ AYDIN. Genelde sığırlara benzer. Akciğer, dil, karaciğer, kalp takım halinde dışarı alınarak muayene edilir Domuzlarda Et Muayenesi Prof. Dr. ALİ AYDIN Genelde sığırlara benzer. Akciğer, dil, karaciğer, kalp takım halinde dışarı alınarak muayene edilir Deri; domuz kızılı, domuz ateşi, ürtiker, erkekte skleroz

Detaylı

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN Sakız Koyunu Prof.Dr.. Orhan KARACA Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN SAKIZ Türkiye ve Yunanistan ın ortak ırkıdır Adını, İzmir in Çeşme ilçesine komşu olan Yunanistan

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ e) Memeliler Hayvanlar aleminin en gelişmiş sınıfıdır. Dünyanın her yerinde dağılış göstermişlerdir.

Detaylı

Zoonoz parazit nedir?

Zoonoz parazit nedir? PARAZİTER ZOONOZLAR Zoonoz parazit nedir? Zoonoz hastalık; herhangi bir hastalığın hayvandan insana ya da insandan hayvana geçmesidir. İnsanlarda görülen parazitlerin yaklaşık % 60 ı zoonozdur. Veteriner

Detaylı

UYUZ ETKENLERİ. Astigmata

UYUZ ETKENLERİ. Astigmata UYUZ ETKENLERİ Astigmata Chelicerata Astigmata Acarina Astigmata (Stigmaları yok, solunum vücut yüzeyi ile yapılır) Aile Sarcoptidae Psoroptidae Cnemidocoptidae Soy Sarcoptes Sarcoptes scabei hominis Sarcoptes

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne almaçlı dizilmiştir. Tomurcuklar çok pullu, sapsız, sürgüne

Detaylı

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda) Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen Toros (Lübnan) Sediri (C. libani) Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda) Himalaya Sediri Atlas Sediri (C. deodora) (C. atlantica) Dünyada Kuzey Afrika,

Detaylı

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti)

8. Familya: Curculionidae. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) 8. Familya: Curculionidae Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) Sitophilus granarius (L.) Erginler koyu kahve veya kırmızımsı gri renkte, 3-5 mm. boydadır. Baş kısmı

Detaylı

BEYAZ BENEK HASTALIĞI ( İCHTHYOPHTHİRİOSİS)

BEYAZ BENEK HASTALIĞI ( İCHTHYOPHTHİRİOSİS) BEYAZ BENEK HASTALIĞI ( İCHTHYOPHTHİRİOSİS) En yaygın balık hastalıklarından birisidir. Etkenler deri, solungaç ve yüzgeçlerde lokalize olur. Etken; Ichthyophthirius multifiliis 0.2-1 mm kadar olup, siliatalıdır.

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 3 Kasım 2017 Cuma. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 3 Kasım 2017 Cuma. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 3 Kasım 2017 Cuma Dr. Aslı Kır ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİ OLGU SUNUMU Aile Hekimi

Detaylı

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR 1 PEP101_H02 Abies (Göknar); A. pinsapo (İspanyol Göknarı), A. concolor (Gümüşi Göknar, Kolorado Ak Gökn), A. nordmanniana (Doğu Karadeniz-Kafkas Göknarı), A. bornmülleriana

Detaylı

Alem:Animale Alt Alem:Protozoa Anaç:Apicomplexa(=Sporozoa) Sınıf:Sporozoea Sınıf Altı:Piroplasmia Dizi:Piroplasmida Aile:Babesiidae Soy:Babesia

Alem:Animale Alt Alem:Protozoa Anaç:Apicomplexa(=Sporozoa) Sınıf:Sporozoea Sınıf Altı:Piroplasmia Dizi:Piroplasmida Aile:Babesiidae Soy:Babesia Babesiosis BABESİOSİS Babesiosis, Babesia soyunda bulunan türlerin tropik ve subtropik iklim kuşaklarında evcil ve yabani hayvanlarda oluşturduğu protozoer bir hastalıktır. Bu hastalık sığır, koyun, keçi,

Detaylı

İbreliler. Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO

İbreliler. Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO İbreliler 1 Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Alem: Plantae Bölüm: Pinophyta Sınıf: Pinopsida Takım: Pinales Familya: Cupressaceae

Detaylı

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri ANKARA KEÇİSİ Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri Verim Yönü : Tiftik ve et Genel Tanımı : Vücut küçük yapılı, ince ve

Detaylı

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler. 10. Sınıf Enfeksiyondan Korunma 2.Hafta ( 22-26 / 09 / 2014 ) ENFEKSİYON ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI 1.) BAKTERİLER 2.) VİRÜSLER Slayt No : 2 Mikroorganizmaların Sınıflandırılması ; a.) Sayısal Yöntem,

Detaylı

ISPARTA HALIKENT ANADOLULİSESİ ÖĞRETİM YILI 9 A-B-C-D-E SINIFLAR BİYOLOJİ DERSİ 2. DÖNEM 3. YAZILI SINAVI RAKAMLA YAZIYLA PUAN

ISPARTA HALIKENT ANADOLULİSESİ ÖĞRETİM YILI 9 A-B-C-D-E SINIFLAR BİYOLOJİ DERSİ 2. DÖNEM 3. YAZILI SINAVI RAKAMLA YAZIYLA PUAN 1. Doğal sınıflandırmada aşağıdakilerden hangisi göz önünde bulundurulmamıştır? A) Genetik (soy) benzerliği B) Anatomik benzerlik C) Dünyadaki dağılımları D) Akrabalık derecesi E) Embriyonik benzerlik

Detaylı

OKSİYUR YUMURTASI ARAŞTIRILMASI

OKSİYUR YUMURTASI ARAŞTIRILMASI OKSİYUR YUMURTASI ARAŞTIRILMASI Diğer adları: Kıl kurdu yumurtası araştırması, Enterobius vermicularis yumurtası aranması, selefon bant incelemesi, Kullanım amacı: Belirtisi olan veya olmayan kişilerde

Detaylı

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı ANKARA KEÇİSİ Ankara keçisi bazı araştırıcılara göre Capra prisca isimli yaban

Detaylı

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ Ordo (Takım): Blattoptera (Hamam böcekleri) Vücutları kahverengi tonlarında, yassı ve ovaldir. Antenler çoğunlukla

Detaylı

Şanlıurfa Yöresi Kıl Keçilerinde Sindirim Sistemi Nematodlarının

Şanlıurfa Yöresi Kıl Keçilerinde Sindirim Sistemi Nematodlarının Türkiye Parazitoloji Dergisi, 33 (1): 20-24, 2009 Türkiye Parazitol Derg. Türkiye Parazitoloji Derneği Turkish Society for Parasitology Şanlıurfa Yöresi Kıl Keçilerinde Sindirim Sistemi Nematodlarının

Detaylı

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER)

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) Vücut prosoma ve opisthosomadan oluşmuştur. Cephalothorax bölümü kısadır. Abdomen ise bazı türlerde mesosoma ve metasoma olarak ikiye ayrılmış (akrep), bazı türlerde

Detaylı

SU BİTKİLERİ 11. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

SU BİTKİLERİ 11. Prof. Dr. Nilsun DEMİR SU BİTKİLERİ 11 Prof. Dr. Nilsun DEMİR KÖK: BRYOPHYTA KARA YOSUNLARI Sınıf: Gerçek Kara yosunları (Musci) Sınıf: Ciğer Otları (Hepaticeae) - Toprak yüzeyine yatık büyürler, - Gövde yassıdır, yaprak şeklindedir,

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri Buzağılar Sürünün Geleceğidir. Buzağı yetiştiriciliğinde anahtar noktalar! Doğum Kolostrum (Ağız Sütü) Besleme Sistemi Sindirim Sağlık Doğum ile ilgili anahtar noktalar

Detaylı

Helmintler PLATYHELMİNTHES ASCHELMİNTHES ACANTHOCEPHALA ANNELİDA

Helmintler PLATYHELMİNTHES ASCHELMİNTHES ACANTHOCEPHALA ANNELİDA Helmintler PLATYHELMİNTHES ASCHELMİNTHES ACANTHOCEPHALA ANNELİDA Kök: Platyhelminthes Yassı helmintler (flatworms) Yaklaşık 18500 türü vardır. Bunların %80 i parazittir. Vücutları iki taraflı simetrik.

Detaylı

TAENİİDAE. Sığır - Kas. İnsan - Bağırsak. Cys. ovis. T. saginata. T. solium. Gevişen Omentum,mezenterium. Cys. tenuicollis. Tavşanomentum,mezenterium

TAENİİDAE. Sığır - Kas. İnsan - Bağırsak. Cys. ovis. T. saginata. T. solium. Gevişen Omentum,mezenterium. Cys. tenuicollis. Tavşanomentum,mezenterium TAENİİDAE OLGUN LARVA OLGUN PARAZİT BULUNDUĞU KONAK/ORGAN LARVA BULUNDUĞU ARAKONAK/ORGAN T. saginata İnsan - Bağırsak Cys. bovis Sığır - Kas T. solium İnsan - Bağırsak Cys. cellulosa Domuz - Kas T. hydatigena

Detaylı

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı Hazırlayan Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Virolojik Teşhis Laboratuvarı Etken: Etken,

Detaylı

Makroskobik Özellikleri Şapka

Makroskobik Özellikleri Şapka Mycena rosea Sınıf Takım Familya : Basidiomycetes : Agaricales : Tricholomataceae Makroskobik Özellikleri Şapka 2-5 cm çapında, genç evrede konik iken, sonradan yaygınlaşır ve umbosu kalır. Şapka donuk,

Detaylı

NEMATODLARIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR. Prof. Dr. Y. Ali Öner

NEMATODLARIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR. Prof. Dr. Y. Ali Öner NEMATODLARIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR Prof. Dr. Y. Ali Öner ASKARİYOZ Ascaris lumbricoides 1- Larval Ascariyoz Çok sayıda yumurta alındığında akciğerde bulunan larvalar löffler pnömonisi ne neden olur.

Detaylı

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Döllenme Sperm hücresinin ovuma girip kaynaşması olayına (fekondasyon) Döllenme denir. Bu olgu

Detaylı

CUPRESSUS L. Serviler

CUPRESSUS L. Serviler CUPRESSUS L. Serviler Bu cinsin Kuzey Amerika, Oregon, Meksika, Akdeniz den Himalaya ve Çin e kadar yaklaşık 20 türü var. Herdem Yeşil ağaç ve çalılar. Sürgünler dört köşeli, yahut yuvarlakça. Yapraklar

Detaylı

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket VÜCUDUMUZDA SISTEMLER Destek ve Hareket DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Vücudun hareket etmesini sağlamak Vücutta bulunan organlara destek sağlamak Destek ve Hareket Sistemi İskelet Sistemi Kaslar Kemikler Eklemler

Detaylı

DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI

DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI DIŞKININ TOPLANMASI ve SAKLANMASI Bağırsak parazit enfeksiyonlarının çoğunda dışkıda ; Helmint yumurta veya larvalarının Protozoon trofozoit veya kistlerinin görülmesi ile tanı konulur. Dışkı bir enfeksiyon

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Zeytin

Detaylı

MANDALARIN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLARI. Doç. Dr. Bülent Elitok İç Hastalıkları A.B.D.

MANDALARIN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLARI. Doç. Dr. Bülent Elitok İç Hastalıkları A.B.D. MANDALARIN SIK KARŞILAŞILAN HASTALIKLARI Doç. Dr. Bülent Elitok İç Hastalıkları A.B.D. Anavatanı Hindistan ve Güney Asya olan manda, boynuzlugiller familyasının sığırlar alt familyasına ait olup, genellikle

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERDE BOŞALTIM SİSTEMİ Memeliler homoithermal ve endotermik fizyolojileri nedeniyle, poiklothermal ve ekzotermik omurgalılara oranla daha

Detaylı

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ HAYVANLAR ALEMİ Çok hücreli canlılardır. Süngerler hariç, hepsinde sinir sistemi bulunur ve aktif olarak yer değiştirebilirler. Heterotrof beslenirler. Besinlerini glikojen

Detaylı

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

DİŞİ ÜREME ORGANLARI DİŞİ ÜREME ORGANLARI Dişi üreme organları dişi gamet hücresi ovumu (yumurtayı) üreten ovaryumlar ile ovumun döllendiği, döllenme sonrasında gebeliğin şekillendiği ve gelişen yavrunun dışarı çıkarıldığı

Detaylı

Çayın Bitkisel Özellikleri

Çayın Bitkisel Özellikleri Çayın Bitkisel Özellikleri Bir asırlık bir ömre sahip bulunan çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığında zaman bir ağaç görünümünü alır. Görünüş itibarı ile dağınık bir görünüm arz eden bitki yapısı tek

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni 1. TANIMI VE YAŞAYIŞI Hastalığa neden olan etmen obligat bir parazittir. Hücrelerarası gelişir,

Detaylı

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler B i y o 1 0 3. 0 1 G e n. B i y o. L a b. ( Z o o l o j i ) 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler Sistematik ve taksonomi nedir?...

Detaylı

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası 6. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi, 01-02 Kasım 2017, JW Marriott, Ankara Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası Dr. Yasin İLEMİN Yaban Hayatı Uzmanı Öğretim Görevlisi Muğla Sıtkı Koçman

Detaylı

F. Takım: Coleoptera

F. Takım: Coleoptera F. Takım: Coleoptera 1. Familya: Dermestidae a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) b)trogoderma granarium Everst. (Khapra böceği) a)anthrenus museorum L. (Çekmece böceği) Erginleri 3 mm. kadar olan

Detaylı

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME HÜCRE: Canlıları oluşturan en küçük yapı birimine hücre denir.bütün canlılar hücrelerden oluşmuştur. * İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, tek hücreli canlıların

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ Halkalı solucanlar çift cinsiyetli olmalarına rağmen döllenme kendi kendine değil, iki ayrı

Detaylı

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

AYI (Ursus arctos) SAYIMI AYI (Ursus arctos) SAYIMI Artvin, Şavşat, Meydancık 22-24 Mayıs 2013 T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü, Artvin Şube Müdürlüğü Telefon :

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI 12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI Canlılar öldükten sonra yumuşak dokular saprofitler tarafından ayrıştırılır. Kemik ve kabuk gibi sert yapılar ise ayrıştırılamaz. Bu yapılar minerallerle kayaçlara

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin)

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin) Picea (Ladin) 1 Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO 19.12.2012 Picea (Ladin) 2 Picea (Ladin)

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER Gözler, etrafı tüy ve pullarla çevrilerek dış etkilerden korunmuş büyüme noktalarıdır. Bunlar, meyve ağaçlarında dal, yaprak ve çiçekleri oluştururlar. Genellikle şekilleri ve

Detaylı

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri Prof. Dr. Fatin CEDDEN Koyunlarda Seksüel Döngü Ilıman iklim kuşağından köken alan koyunlar mevsime bağlı kızgınlık gösterirler. Günlerin kısalmaya

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ MEMELİLERİN SİSTEMATİKTEKİ YERİ Classis: MAMMALIA Subclasis : Metatheria: Marsupialia: Keseli Memeliler Ordo : Diprotodontia (İki ön dişliler) 10

Detaylı

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

Mayoz Bölünmenin Oluşumu MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? 03 Ocak 2012, 23:39 Osman BEDEL MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? Kromozom sayılarının nesiller boyu sabit tutulması mayoz bölünme ile sağlanır. Mayoz özel bir hücre bölünmesidir. Bu bölünme ile

Detaylı

MAVİ DİL BLUETONGUE (BT) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

MAVİ DİL BLUETONGUE (BT) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim MAVİ DİL BLUETONGUE (BT) Hastalık Kartı Hazırlayan Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Virolojik Teşhis Laboratuvarı Etken: Etken Reoviruslardan bir Orbivirus'tur.

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II 1. Laurocerasus officinalis 2. Salvia officinalis 3. Tilia tomentosa 4. Tilia cordata 5. Tilia platyphyllos 6. Tilia rubra 7. Quercus brantii 8. Castanea sativa

Detaylı

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ KİST HİDATİK Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ Hidatik kist tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarda görülen, hayvanlardan insanlara geçen endemik paraziter hastalık Sestod gurubunda yer alan bir parazit 1.Echinococcus

Detaylı

Onchocercosis. Tektırnaklı Onchocerca reticulata...ön ayak flexor tendo bağ doku, topuk Onchocerca cervicalis...lig. nuchae

Onchocercosis. Tektırnaklı Onchocerca reticulata...ön ayak flexor tendo bağ doku, topuk Onchocerca cervicalis...lig. nuchae Onchocercosis Tektırnaklı Onchocerca reticulata...ön ayak flexor tendo bağ doku, topuk Onchocerca cervicalis...lig. nuchae Ruminant Onchocerca armillata...aorta iç çeperi veya dışında nodülde Onchocerca

Detaylı

AZAMETLER. SARI AZAMET (Colias crocea) GÜZEL AZAMET (Colias alfacariensis)

AZAMETLER. SARI AZAMET (Colias crocea) GÜZEL AZAMET (Colias alfacariensis) AZAMETLER Azamet kelebekleri, tanımı oldukça zor gruplardandır. Bu grubun dişileri beyaz, açık sarı veya sarı renkli olup tanımları oldukça zordur ve karıştırılması kolaydır. Tanımlar en sağlıklı şekli

Detaylı

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Diğer taraftan

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı Hayvan hücreleri mikroskop ile incelendiğinde hücre şekillerinin genelde yuvarlak

Detaylı

Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır.

Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır. Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır. Bu kavramlar ; vektör ve konak dır. VEKTÖR NEDİR? Herhangi bir bulaşıcı

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

Phthiraptera (Bitler)

Phthiraptera (Bitler) Phthiraptera (Bitler) Phthiraptera (Bitler) Taksonomi Anaç: Arthropoda Anaç bölümü: Antennata Sınıf: Insecta Dizi: Phthiraptera Dizi böl: Mallophaga (yapağı/kıl bitleri) Dizi böl.:anoplura (Kan emen bitler)

Detaylı

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com

Akın Pala, akin@comu.edu.tr. http://akin.houseofpala.com Akın Pala, akin@comu.edu.tr http://akin.houseofpala.com 1 Küçükbaş Hayvan Yetiştirme 2 3 Kaç tür koyun var, verimlerine göre Etçi ırklar, Sütçü ırklar, Yapağıcı ırklar 4 Kaç tür koyun var, anatomi Yurdumuzda

Detaylı

KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST

KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST KARASİNEKLER SUNUM: İLKER KIRHAN ZİRAAT MÜHENDİSİ/ZOOTEKNİST 0533 6508818 KARASİNEKLER Familia : Diptera 0.5 1 Cm boyunda Siyah Gri renktedirler. Ortalama ömürleri 3 4 haftadır. KARASİNEKLER Ağız tipi

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri) JUGLANDACEAE 6-7 cinsle temsil edilen bir familyadır. Odunları ve meyveleri bakımından değerlidir. Kışın yaprağını döken, çoğunlukla ağaç, bazıları da çalı formundadırlar. Yaprakları tüysü (bileşik) yapraklıdır.

Detaylı

www.yilmazet.com.tr Üretim kalitesini yüksek standartlarda tutar. Hijyen daima ön plandadır. Üretiminin her aşamasına titizlikle yaklaşmaktadır.

www.yilmazet.com.tr Üretim kalitesini yüksek standartlarda tutar. Hijyen daima ön plandadır. Üretiminin her aşamasına titizlikle yaklaşmaktadır. Fabrikamızın 2880 m kapalı alan 17560 m lik açık alandan oluşan yerleşiminde büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar yetiştirilmektedir. Canlı hayvanların veteriner hekim kontrolleri düzenli bir şekilde yapılmaktadır.

Detaylı

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Porsuk Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Genel olarak 15-20 m boylanır. 2-2.5 m çap yapabilir. Yenice - Karakaya (Karabük)

Detaylı

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir. Embriyoloji, genel anlamıyla canlıların oluşmasını ve gelişmesini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan ve memeli hayvanların doğumdan önceki, kanatlı hayvanların ise kuluçka dönemindeki hayatını inceler.

Detaylı

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER Boşaltım Sistemi İNSANLARDA BOŞALTIMIN AMACI NEDİR? VÜCUDUMUZDAN HANGİ ATIK MADDELER UZAKLAŞTIRILIR? İDRAR SU TUZ KARBONDİOKSİT BESİN ATIKLARI ÜRE ATIK MADDELERİ VÜCUDUMUZDAN HANGİ

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp

MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp MASTİT 1 MEME LOBU YANGISI süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp 2 HAYVAN Sağlığı fonksiyonel meme lobunun kaybı

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 ADIM ADIM YGS LYS 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1 EMBRİYONUN DIŞINDA YER ALAN ZARLAR Zigotun gelişmesi ardından oluşan embriyo; sürüngen, kuş ve memelilerde

Detaylı

Pasifik Okyanusu'nda yaşayan bu balık türü 50 santimetreye kadar genişleyebilir. 2-Beyaz Kaplumbağa

Pasifik Okyanusu'nda yaşayan bu balık türü 50 santimetreye kadar genişleyebilir. 2-Beyaz Kaplumbağa Dünyanın En İlginç Hayvanları En ilginç hayvanlar 1-Balon Balığı Pasifik Okyanusu'nda yaşayan bu balık türü 50 santimetreye kadar genişleyebilir. 2-Beyaz Kaplumbağa 1 / 14 yumuşak Çin kültüründe dokularıyla

Detaylı

S İ S T E M İ K M İ K O Z L A R

S İ S T E M İ K M İ K O Z L A R SİSTEMİK MİKOZLAR 1 sistemik mikoz etkenleri toprak solunum AC kan-lenfatikler iç organlar deri 2 BLASTOMİKOZ 3 Etiyoloji Blastomyces dermatitidis dimorfik 25 C küf; http://www.vetmed.wisc.edu 37 C maya

Detaylı

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır. FAGACEAE Fagaceae familyasının 6 cins (Fagus, Quercus, Castanea, Castanopsis, Lithofagus, Nothafagus) ve bu cnislerin her iki yarı kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü

Detaylı

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD

AKCİĞER KİST HİDATİĞİ. Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD AKCİĞER KİST HİDATİĞİ Dr. Salih TOPÇU Göğüs Cerrahisi AD Sınıfı : Cestoda Takım: Cyclophyllidea Familya: Taenidea Cinsi: Echinococcus Türü: Echinococcus granulosus Echinococcus multilocularis Echinococcus

Detaylı

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) TANIMI Shigella türü bakterilerde meydana gelen;karekteristik belirti ve bulguları olan,ilium ve kolonun akut enfeksiyonudur.basilli ve amipli dizanteri olmak

Detaylı

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C

P E P 1 0 1 _ H 0 5 C Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I P E P 1 0 1 _ H 0 5 C u p r e s s u s s e m p e r v i r e n s ( A d i s e r v i - A k d e n i z s e r v i s i ) C u p r e s s u s a r i z o n i c a ( A r i z o n

Detaylı

PARAZİTLERİN EVRİMİ VE KONAK İLİŞKİSİ

PARAZİTLERİN EVRİMİ VE KONAK İLİŞKİSİ PARAZİTLERİN EVRİMİ VE KONAK İLİŞKİSİ 1.Parazitin Konakta Yerleşme Yerine Göre; A.Dış parazitlik (Ektoparazitizm) : Parazitlerin, konak vücudunun dış yüzeyinde ya da deri altında bulunmasıyla görülen parazitliktir.

Detaylı