Türkiye. Bunun Neresi Orman : Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili gerçekler (Sayfa 22)

Transkript

1

2 Türkiye Bülteni AKPART AYLIK YAYIN ORGANI SAYI : 1 HAZ RAN 2003 Bunun Neresi Orman : Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili gerçekler (Sayfa 22) 6 Yeni bir iletiflim platformu Başbakan R. Tayyip Erdoğan ın Türkiye Bülteni nin ilk sayısı için kaleme aldığı yazı. 8 Antalya da Beyin F rt nas Antalya toplantısı, ülkenin güncel sorunlarının görüşülüp tartışıldığı bir toplantı oldu. 14 Duble Yollar Hükümetin Acil Eylem Planında bulunan 15 bin km bölünmüş yol yapımı tüm hızıyla sürüyor. 16 Acil Eylem Plan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener ile Acil Eylem Planı üzerine röportaj. 20 slam Dünyas na Ça r Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İslam ülkelerine yönelik önemli mesajlar verdi. 26 fl Kanunu TBMM de kabul edilen yeni iş kanunuyla, çalışma hayatı çağdaş normlara kavuştu. 32 Yolsuzluklar Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. 42 Avrupa Birli i Yolunda AB müktesebatı doğrultusunda hazırlanan ulusal program ve 6. uyum paketi son şeklini almak üzere. 48 Kadrolaflma ddialar Başbakan Erdoğan, hükümete yöneltilen "kadrolaşma" iddialarını net bir dille cevaplandırdı. 58 Befliktafl n halleri 100. kuruluş yılını Şampiyonlukla taçlandıran Beşiktaş ın hikayesi. Ayrıca Medyalan da Atıf Hüseyin, Aktüel Test, kitap ve belgesel dünyasından seçmeler, Haziran Tarihi.. 1

3 E D T Ö R D E N Türkiye Bülteni AK PART AYLIK YAYIN ORGANI Yıl:1 Sayı:1 Haziran 2003 AK PARTİ Adına Sahibi : Doç. Dr. Murat Mercan (Medya Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yrd.) Yayın Yönetimi : Hüseyin Besli M. Faruk Bayrak Sorumlu Yazıişleri Müdürü : Osman Güzelgöz Adres : AK Parti Genel Merkezi Balgat - Ankara Tel: Basın ve Halkla İlişkiler : Arzu Aygan ve Ülkü Taş Baskı ve Cilt : Melisa Matbaacılık Türkiye Bülteni nde yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak belirtilerek kullanılabilir. Murat Mercan AK Parti Genel Baflkan Yard mc s Yine bir ilk.. AK Parti kuruluş aşamasından bugüne kadar geçen şu kısacık süre içinde Türk siyasi kültürüne pek çok "ilk"ler hediye etti. AK Parti nin temel felsefesi de, bu temel felsefe doğrultusunda yürürlüğe koyduğu örgütlenme biçimi de pek çok "yeni"liğe işaret ediyordu. Herşeyden önce, AK Parti, Siyasi Partiler Kanunu nun elverdiği ölçüde taban katılımını ve taban denetimini öne çıkartan; parti örgütünün "ortak aklı"nı bütün örgütsel kademelerde ve bütün siyasal süreçlerde egemen kılmayı amaçlayan; yani katılımcı demokrasiyi bütün ilke ve kurallarıyla hayata geçirmeyi hedefleyen çağdaş bir parti olarak doğmuş ve gelişmişti. Aslında daha kuruluşunun birinci yılında AK Parti yi Türk siyasi tarihinde eşine az rastlanır bir Meclis çoğunluğuna taşıyacak olan o muhteşem "toplumsal kabul"de de bu katılımcı demokrasinin etkisini görmemek mümkün değildir. AK Parti, sadece kuruluş ve örgütlenme aşamasında değil; gerek seçim, gerekse iktidar süreçlerinde de katılımcı demokrasinin savunucusu olmaya devam etti. Elinizde tuttuğunuz bu yeni yayın organı da, işte bu temel siyasi tercihin somut bir göstergesidir. Türkiye Bülteni, AK Parti nin başta Meclis ve hükümet çalışmaları olmak üzere her düzlemde şeffaflığı ve katılımcılığı öngören siyaset anlayışının kamuoyuna açılan penceresi olacak... Partili-partisiz bütün kamuoyu, Türkiye Bülteni nin sayfalarında, kendi sesinin yankılandığını duyacak... AK Parti, başka pek çok mecrada yaptığı gibi, Türkiye Bülteni aracılığıyla da kendini halkın denetimine açıyor. Dolayısıyla Türkiye Bülteni, dar anlamda bir "parti-içi iletişim organı" olmayacak. Tam tersine, partili-partisiz bütün okuyucuların katkılarıyla, Türkiye Bülteni Türkiye siyasetinin tartışıldığı, Meclis ve Hükümet çalışmalarının değerlendirildiği, "çevre"nin talep ve beklentilerinin "merkez"e taşındığı demokratik bir platform olacak. Sizlerin görüş, öneri ve eleştirilerinizle etkinliği ve işlevselliği artacak. Sözün kısası Türkiye Bülteni, AK Parti nin pek çok başka icraatı gibi, bir "ilk" olacak... Hayırlı olsun... TÜRKİYE BÜLTENİ, HAZİRAN, 2003

4 Özal a silahl sald r Başbakan Turgut Özal Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu nda yapılan Anavatan Partisi Büyük Kongresi'nde silahlı saldırıya uğradı. Özal, kürsüde konuşmasını yaparken, Kartal Demirağ adlı şahsın tabancasından çıkan kurşunlardan birisi Başbakan ı elinden yaraladı. Diğer kurşunların kürsüdeki mikrofona isabet etmesi Özal ı büyük bir tehlikeden korudu. Başbakan Özal'a ilk müdahale salonda bulunan sağlık görevlilerince yapıldı. Soğukkanlılığını koruyan Turgut Özal, eli sargılı olarak konuşmasına kaldığı yerden devam ederken ilk sözü "Allah'ın verdiği canı, O'nun izni olmadan kimse alamaz" oldu. Dokuz kişinin daha yaralandığı saldırıda yerde yuvarlanarak olay yerinden uzaklaşmaya çalışan saldırgan Kartal Demirağ, salondaki güvenlik görevlilerince etkisiz hale getirildi. Daha sonra Cezaevi'nde Kartal Demirağ ile görüşen Başbakan Turgut Özal saldırganı affettiğini açıkladı. Olaydan sonra Kartal Demirağ ın kimliği ve saldırının arka planı uzun süre tartışıldı. HAZ RAN TAR H Musul Antlaflmas mzaland İngiltere, I. Dünya Savaşı ndan sonra işgal ettiği Musul u, Lozan Konferansı nda Türkiye ye vermeyince konunun iki devlet arasında çözülmesi öngörülmüştü. Uzun süre devam eden gerginlik ve müzakerelerden sonra, Türkiye, İngiltere ve Irak arasında imzalanan antlaşmayla, Irak, 25 yıl süreyle petrol gelirinin % 10 unu Türkiye ye vermeyi kabul etti. Magna Carta Kabul Edildi Latince de "Büyük Berat" anlamına gelen, Magna Carta ile İngiliz Kralı Yurtsuz John halka özgürlük vermeyi kabul etti.. Zamanla, baskıya karşı simge olarak algılanan Magna Carta, özgürlüğün güvencesi olarak yorumlanmıştır. Yasa metinlerinin başında tekrarlandığından, Magna Carta İngilizler in ilk anayasal belgesi olarak da kabul edilmektedir. Hatay Türkiye ye Kat ld 20 Ekim 1921 de Ankara Antlaşması yla Fransa nın kontrolüne bırakılan Hatay ın Türkiye ye katılması için Atatürk tarafından verilen mücadele sonunda, 1937 de, Hatay Devleti nin kurulmasına karar verildi. İlk toplantısını 2 Eylül 1938 de yapan Birinci Hatay Cumhuriyet Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 da Hatay ın Türkiye ye katılmasına karar verdi. Aynı gün, Türkiye-Suriye sınırını belirleyen antlaşmayı imzalayan Fransa da bu kararı kabul etti. 23 Temmuz 1939 da yapılan törenle Hatay Türkiye ye katıldı BM Antlaflmas mzaland II. Dünya savaşı sırasında "dünyada barış ve güvenliği muhafaza etmek" için uluslararası bir örgütün kurulması benimsendi. Savaştan galip çıkan ABD, SSCB ve İngiltere nin öncülüğünde, 1 Mart 1945 den önce Almanya ve müttefiklerine savaş ilan eden ülkeler, San Francisco da bir araya gelerek Birleşmiş Milletler Antlaşması nı imzaladı. Antlaşma 24 Ekim 1945 den sonra yürürlüğe girdi Avusturya Veliahd Öldürüldü İttifak (Almanya, Avusturya) ve İtilaf (İngiltere, Fransa, Rusya) blokları arasında gerginliğin arttığı bir dönemde Avusturya Büyük Sırbistan ı kurmak isteyenlere gözdağı vermek için Bosna da manevra yapmaya karar verdi. Manevrayı izlemek için bölgeye gelen Avusturya Veliahdı Arşidük Ferdinand ve eşinin bir Sırp genci tarafından öldürülmesi I. Dünya savaşının başlamasına neden oldu. TÜRKİYE BÜLTENİ, HAZİRAN,

5 Dünya Aktüalite Atlas Amerikan Senatosu ndan NATO nun Genifllemesine Onay Amerikan Senatosu, NATO'nun genifllemesiyle ilgili belgeyi onaylad. Senato, Letonya, Litvanya, Estonya, Slovenya, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya'n n NATO'ya kat l m n öngören protokolü üçte iki ço unlukla kabul etti. BM Ambargoyu Kald rd Irak'a uygulanan ambargo kald r ld BM Güvenlik Konseyi, Irak'a yapt r mlar n kald r lmas n öngören karar tasar s - n onaylad. Güvenlik Konseyi, Körfez savafl ndan bu yana Irak'a uygulanan yapt r mlar, silah ambargosu d fl nda kald rd. Pigmeler, BM den Yard m stedi Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yaflayan Pigmelerin temsilcileri, hükümet ordusu, gerillalar ve kabile savaflç lar n n Pigmeleri öldürdüklerini ileri sürerek, bunu yapanlar n uluslararas mahkemede yarg lanmas n istediler. ABD, Kuzey Kore ye Yard m n Kesilmesini stedi ABD, Kuzey Kore'ye yard m eden Asya ülkelerinden, Pyongyang yönetiminin nükleer silah ve füze program ndan vazgeçmemesi durumunda bu ülkeye yard mlar kesmelerini istedi. Asya gezisi kapsam nda güvenlik konferans için geldi i Singapur'da 20'den fazla savunma yetkilisine konuflan ABD Savunma Bakan Yard mc s Paul Wolfowitz, Kuzey Kore'yle bar flc bir çözüme ulafl labilece ine inand n söyledi. Öte yandan ABD'nin, Güney Kore'deki askeri varl n güçlendirmek için gelecek üç y l içinde 11 milyar dolarl k ek harcama yapaca bildirildi. Cezayir de Deprem Cezayir'de deprem: ölü Cezayir'de 21 May s'ta meydana gelen depremde ölenlerin say s olarak aç kland. çiflleri Bakanl 'ndan yap lan son aç klamada, depremde 10 bin 147 kiflinin yaraland belirtildi. ranl reformculardan Hamaney e ça r ran'da reformcu milletvekilleri, dini lider Ayetullah Ali Hamaney'e bir mektup yazarak, rejimi kurtarmak için, zehiri içmesini ve demokratik reformlar kabul etmesini istediler. Reformcu 127 milletvekilinin yazd mektupta, ''E er zehir içilecekse bu (flimdi), ülkenin ba ms zl ve toprak bütünlü üyle rejim tehlikeye girmeden önce yap lmal d r'' denildi. ABD askerleri, dört Afgan askerini öldürdü Afganistan' n baflkenti Kabil'deki Amerikal askerlerin, ABD Büyükelçili i yak n nda açt klar atefl sonucu dört Afgan askerinin öldü ü, dördünün yaraland bildirildi. Ba dat'ta fiiiler ABD'ye karfl yürüdü Irak' n baflkenti Ba dat'ta savafltan sonra düzenlenen en büyük gösteride, binlerce fiii, Amerikan iflgalini protesto etmek için bar flç bir yürüyüfl yapt. Baflkentin kuzeyinde, 4 TÜRKİYE BÜLTENİ, HAZİRAN, 2003

6 Berlusconi den Türkiye ye Destek Berlusconi: AB, Türkiye'yi birli e almadan ABD ile rekabet edemez talya Baflbakan Silvio Berlusconi, Türkiye'nin AB'ye girmesi gerekti ini belirtti. talyan devlet televizyonu Rai 1'de dün akflam ''Porta Porta'' program na kat lan Berlusconi, ''Avrupa, Türkiye, Moldova ve srail gibi ülkeleri birli e dahil etmeden ABD ile rekabet edemez'' dedi. Nijerya da Çat flma Nijerya'n n güneyindeki petrol kenti Warri civar nda 15 May s günü patlak veren etnik ve siyasi çat flmalarda 18 kifli öldü. Nijerya K z lhaç Baflkan Emmanuel Ijewere, Reuters'e yapt aç klamada, çat flmalarda 18 kiflinin öldü ünü, 27 evin kül oldu unu, 12 bin civar nda kiflinin de evlerinden kaçarak, komflu köylere s nd - n söyledi. Rusya, ran ile Nükleer flbirli ine Devam Edecek Rusya Atom Enerjisi Bakan Aleksandre Rumyantsev, Rusya'n n ran ile nükleer alanda iflbirli ini durdurmak gibi bir plan - n n bulunmad n ifade etti. Rumyantsev, ran' n nükleer silah program gelifltirdi i yolundaki ABD'nin iddialar yla ilgili olarak da, '' ran bu çerçevede flu ana kadar uluslararas hiçbir anlaflmay ihlal etmedi. Bu yüzden ran ile iliflkilerimizin dondurulmas söz konusu de ildir'' dedi. KÖ D fl flleri Bakanlar Toplant s Tahran da Yap ld. slam Konferans Örgütü KÖ 30. Dönem D fliflleri Bakanlar toplant s, ran' n baflkenti Tahran'da yap ld. Toplant da Irak' n gelece i, Ortado u bar fl sürecinin durumu, Filistin ve srail'e sunulan yol haritas, Afganistan, Bosna Hersek, Kosova, Somali, Çeçenistan ve Keflmir'deki son durum, terörizmle uluslararas mücadele ve silahs zlanma konular görüflüldü. Japonya Salland Japonya'n n kuzeydo usunda meydana gelen, Richter ölçe ine göre 7 büyüklü ündeki depremde 90 kifli yaraland. Depremin merkez üssü baflkent Tokyo'nun 450 kilometre güneyinde Miyagi aç klar nda denizin 71 kilometre dibi olarak aç kland. Kuzey Kore den Bush a Yan t Geldi. Uluslararas antlaflmalara ayk r olarak nükleer silah üretim program yürüten Kuzey Kore, ABD Baflkan George Bush'un bu konuda yapt sert uyar s - na, ''ABD askeri güce baflvurursa biz de sert askeri karfl l k veririz'' yan t n verdi. Bush'un yapt, ''Kuzey Kore, nükleer program na iliflkin krizi derinlefltirirse bu ülkeye yönelik daha s k tedbirler alaca- z'' aç klamas n yan tlayan Kuzey Kore, ''askeri seçenekten baflka çaremiz kalm yor'' karfl l n verdi. Azamiye'deki Sünnilere ait bir camiinin önünde topland ktan sonra Kaz miye semtine yürüyen 10 bin dolay nda fiii, ABD'nin kuraca, ''kukla hükümet'' olmas ndan endifle ettikleri hükümeti de protesto etti. Denktafl: Annan plan ndan daha iyi bir planla bar fl ve uzlaflma olabilir KKTC Cumhurbaflkan Rauf Denktafl, ''K br s'ta bundan sonra K br s Türkünün de inisiyatifiyle, Annan plan ndan daha iyi bir plan çerçevesinde bar fl, anlaflma ve uzlaflma olabilece ini'' söyledi. Kuzeyden keflif harekat resmen sona erdi Irak'ta, Körfez Savafl 'ndan sonra Kuzey'de 36. paralelin üstü ve Güney'de 32. paralelin alt nda oluflturulan ''Uçufla Yasak Bölgeler''de gerçeklefltirilen Kuzeyden Keflif Harekat sona erdi. Harekat n sona erifli münasebetiyle ncirlik Hava Üssünde bir tören düzenlendi. TÜRKİYE BÜLTENİ, HAZİRAN,

7 RECEP TAYY P ERDO AN Türkiye Bülteni : Yepyeni Bir İletişim Platformu Katılımcı demokrasi anlayışımızın gereği olarak, nasıl bütün sivil toplum kuruluşlarıyla ve kitle örgütleriyle olabildiğince yakın ilişki içinde olmayı önemsiyorsak; onların beklenti ve taleplerini öğrenmek ve değerlendirmek için nasıl samimi bir gayret gösteriyorsak, kendimizi de onlara ve bütün kamuoyuna olabildiğince iyi anlatabilmek ve tanıtabilmek için gayret gösteriyoruz.

8 Türkiye çok önemli bir tarihi dönemeçten geçiyor. Ekonomide, sağlıkta, eğitimde, hukukta.. kısacası siyaset ve toplum hayatımızın bütününde, yılların biriktirdiği sorunlar, birer birer teşhis ve çözüm yoluna giriyor ve işte elinizde tuttuğunuz Türkiye Bülteni de bu büyük dönüşüme tanıklık etmek, tarihe tanıklık etmek; bu tarihi hamleleri milletimizle paylaşmak üzere yayın hayatına başlıyor. Evet, günümüzde toplumsal iletişimin ağırlığı yazılı medyadan görsel medyaya kayıyor. Artık dünyada ve ülkemizde olup bitenleri dakikası dakikasına televizyon ekranlarından izleme imkanımız var. İnternet ortamında gözlediğimiz başdöndürücü gelişmeleri de buna ekleyince, basılı iletişim organlarının, gazetelerin, dergilerin artık gününü doldurduğunu düşünmek bile mümkün... Ne var ki, gerek televizyonların, gerek internet üzerinde yayın yapan "on-line" gazete ve dergilerin en önemli avantajı olan "hızlılık" en azından bugünkü şartlarda- bir muhteva yüzeyselliğini de beraberinde getiriyor. O yüzden, televizyon ve internet, bizim şu anda, nerede, neler olduğundan haberdar olmamızı sağlarken; olup bitenlerin perde arkasını öğrenebilmek ve eleştirel bir gözle değerlendirmesini yapabilmek için hala yazılı medyaya, kitaplara, broşürlere, dergilere, gazetelere ihtiyacımız var. Televizyon ekranlarında akıp giden görüntüler de, ister istemez, birileri tarafından, belli bir bakış açısına göre kurgulandığı için, ne kadar "objektif" ve "tarafsız" gibi görünürlerse görünsünler, aslında değer yargılarıyla ve öznel tercihlerle yüklüdürler. Sadece bu nedenle bile, Türkiye Bülteni türünden yayın organlarına ihtiyacımız var ve daha uzun bir süre ihtiyacımız olacak. Türkiye Bülteni, adından, künyesinden ve muhtevasından da kolayca görülebileceği üzere, Türkiye de ve dünyada yaşanan büyük değişime AK Parti nin nasıl baktığını ortaya koymayı hedefleyen bir yayın organıdır. Bu nedenle, Türkiye Bülteni nin birinci önceliği, AK Parti nin Teşkilatıyla, Meclis Grubuyla, Genel Merkeziyle ve yetkili kurullarıyla neler yaptığını, neden yaptığını, nasıl yaptığını kamuoyunun bilgisine sunmaktır. Ama bu demek değildir ki Türkiye Bülteni, sıradan bir "parti propaganda aracı" olacak... Hayır; Türkiye Bülteni, AK Partililerin karşısına geçip kendi kendilerine güzellemeler düzdükleri bir masal aynası olmayacak... Türkiye Bülteni nde biz AK Parti olarak neyi, nasıl ve neden yaptığımızı tartışacağımız gibi; gerektiğinde neyi, neden yapamadığımızı da açık yüreklilikle tartışacağız. Üstelik bu tartışmaları kendi kendimizle sınırlı da tutmayacağız. Partili-partisiz bütün kamuoyunun Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili görüş ve değerlendirmeleri de Türkiye Bülteni nde yer alabilecek. Zaten o yüzden bu yayın organının adı AK Parti Bülteni değil; Türkiye Bülteni olarak belirlendi. Bu bültende Türkiye konuşulacak ve bu "konuşma" bütün Türkiye nin katılımına açık olacak... Kısaca özetlemeye çalıştığım bu genel yayın politikasının da gösterdiği üzere, AK Parti Türkiye Bülteni yle siyasi kültürümüze de yepyeni bir üslup ve perspektif kazandırmak istiyor. Katılımcı demokrasi anlayışımızın gereği olarak, nasıl bütün sivil toplum kuruluşlarıyla ve kitle örgütleriyle olabildiğince yakın ilişki içinde olmayı önemsiyorsak; onların beklenti ve taleplerini öğrenmek ve değerlendirmek için nasıl samimi bir gayret gösteriyorsak, kendimizi de onlara ve bütün kamuoyuna olabildiğince iyi anlatabilmek ve tanıtabilmek için gayret gösteriyoruz. Şüphesiz yazılı ve görsel basınımız da bu iletişim ve etkileşimin gerçekleşebilmesi için faaliyet gösteriyor. Ne var ki, bütün kurumsal yapılar gibi, AK Parti nin de zaman zaman, bazı konuları doğrudan, birinci elden ve kendi orijinal söylemiyle kamuoyuna duyurmak ve kamuoyunun değerlendirmelerini de daha dolaysız bir biçimde öğrenmek istemesi tabiidir. Türkiye Bülteni işte bu anlamda bir kurumsal özne olarak AK Parti nin, her düzlemde kamuoyuyla doğrudan iletişim ve etkileşim platformu olacaktır. öylece inanıyorum ki Türkiye BBülteni, AK Parti olarak ülkemize yaptığımız ve yapacağımız hizmetlerin tanıtılmasına olduğu kadar, icraat ve projelerimizin tartışılmasına ve geliştirilmesine de çok büyük katkı sağlayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye Bülteni ne yayın hayatında başarılar diliyorum. TÜRKİYE BÜLTENİ, HAZİRAN,

9 Antalya da beyin f rt nas 3 kasım 2002 seçimlerinde elde edilen büyük başarı, AK Parti ye parlamentoda 365 milletvekili kazandırdı ve tek başına iktidar yolunu açtı. Türk siyasi tarihinde ender görülen bu başarının ardından 58. ve 59. hükümetler rehavete kapılmadan gece gündüz çalıştı. Ancak Irak Savaşı, ekonomik sorunlar, siyaset gündemi ve Avrupa Birliği çalışmaları nedeniyle yoğun geçen seçim sonrası süreçte, AK Partili 365 milletvekili, birbirlerini tanıma, hükümet ve meclis çalışmaları ile parti politikalarını yüzyüze, derinlemesine tartışma imkanı yeterince bulamamaktan yakınıyorlardı. Antalya Rixos Otel de iki gün süren istişare ve değerlendirme toplantılarında milletvekilleri hem birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı buldular; hem de hükümet üyeleriyle doğrudan sınırsız görüş alışverişinde bulundular. İş Yasası nın görüşmelerine ara verilmesinden sonra, 15 Mayıs Perşembe gecesi AK Parti milletvekilleri ve kurucu üyeleri hep birlikte Ankara Esenboğa Havalimanı ndan Antalya ya hareket ettiler.. Cuma gününün ilk saatlerinde Antalya Rixos Otel e varan milletvekilleri bir kaç saat dinlendikten sonra toplantı salonunda biraraya geldiler... İki gün süren çalışma ve istişare toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın konuşmasıyla başladı. Başbakan Erdoğan, sözlerine "Ankara nın yoğunluğundan iki gün uzaklaşarak dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Antalya da biraraya geldik. Bu birlikteliğimizin, hepimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum." diye başladı. Antalya da daha çok konuşma fırsatı bulacaklarını belirterek "neler yaptığımızı, neler yaptığınızı karşılıklı konuşma imkanı bulacağız. Ankara nın resmi ortamı dışında söylenecek sözlerin, yapılacak tespitlerin, beraber düşünmemize büyük katkı sağlayacağını umuyorum. " dedi.. Her bakanın kaldığı oda gün içinde birer makam odasına dönüştü ve her milletvekili kapısını çaldığı bakanla yüzyüze seçim bölgesinin sorunlarını tartıştı, çözüm önerileri konusunda görüşlerini aktardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da isteyen her milletvekilini odasında kabul etti. 250 ye yakın milletvekilinin hükümet çalışmalarıyla ilgili sorularına yanıt verdi. Sorunları dinledi.. Antalya nın Tekirova beldesindeki Rixos Otelde sadece siyaset yoktu. Gerçekten de milletvekilleri Antalya nın eşsiz doğal güzellikleri içinde, belki de ilk kez beraber kahvaltı yapmanın, kahve içip sohbet etmenin, spor yapmanın da keyfine vardılar.. Sonuçta, yaz aylarını Meclis te Avrupa Birliği mesaisinde geçirecek olan milletvekilleri için Antalya iki gün boyunca beyin fırtınasının ve moral denizinin adresi oldu.. Bir milletvekilinin dediği gibi Antalya toplantısı AK Parti nin iç meselelerinin, ülkenin genel meselelerinin ve hatta vekillerin özel meselelerinin de görüşülüp değerlendirildiği bir toplantı oldu.

10 A N T A L Y A B A fi B A K A N R E C E P T A Y Y P E R D O A N I N A N T A L Y A D A Y A P T I I K O N U fi M A N I N T A M M E T N Tarihî sorumluluklar m z Değerli Arkadaşlarım, Aziz Milletim, Hepinizi sevgiyle, saygıyla, dostluk ve kardeşlikle selamlıyorum. Ankara nın yoğunluğundan iki gün uzaklaşarak dünyanın en güzel beldelerinden biri olan Antalya da biraraya geldik. Bu birlikteliğimizin hepimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Burada daha çok konuşma fırsatı bulacağız. Neler yaptığımızı, neler yaptığınızı karşılıklı konuşma imkanı bulacağız. Ankara nın resmi ortamı dışında söylenecek sözlerin, yapılacak tespitlerin, beraber düşünmemize büyük katkı sağlayacağını umuyorum. Öncelikle basın mensupları yoluyla milletimize seslenirken, siyasi hafızamızı tazeleyerek sözlerime başlamak istiyorum. Şunu herkes açık ve net olarak ifade etmeli ki Türkiye artık demokratik istikrar zeminine oturmuştur. Buna rağmen dış dünyadan içeriye pompalanan haberlerle demokrasimizi zaaf içinde göstermeye çalışan haber ve yorumlar eksik olmuyor. Bu milletin gerçek evlatları demokrasimizi ve anayasal sistemimizi zaaf içinde gösterme çabalarının milletimizin bugününe ve geleceğine hizmet etmediğini çok iyi bilirler. Demokrasimizin gücü milletimizin gücüdür. Anayasal sistemimizin gücü çocuklarımızın geleceğinin parlak ve aydınlık olmasının teminatıdır. Bu gerçeğin dışındaki spekülasyonları ortaya koymak bu millete yapılacak en büyük kötülüktür. Fakat demokrasimizi zaaf içinde gösterme çabaları sadece dışarıdan kaynaklanmıyor. Ne yazık ki demokrasi dışı fikirleri kafasından atamamış yorum sahipleri de eksik olmuyor Türkiye de. Biz bu filmi daha önce gördük... Dünya kamuoyunun gözleri bütün dikkatiyle üzerimizdeyken, demokrasimizi tartışmalı kılmaya milletin meşru hükümetini haksız yollarla karalamaya ve Türkiye yi küçük düşürmeye çalışanlar bilsinler ki ima ettikleri oyun daha önce oynandı ve biz bu filmi daha önce gördük. 3 Kasım günü millet o filme en çirkin senaryo ve en kötü oyuncu Oskarlarını layık gördü. Türkiye nin artık böyle çağ dışı tartışmalara ayıracak vakti ve enerjisi yok. Hepimiz üzerimize düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeye, bu ülkenin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğu başarmaya mecburuz. Tam demokrasi için, milletimizin itibarını yükseltmek için evrensel insan hak ve hürriyetlerinin halkımızdan esirgenmemesi için hepimiz kalplerimizi, umutlarımızı ve enerjimizi birleştirmeliyiz. Hepimiz tasfiye edilen eski siyaset anlayışının ne için tasfiye edildiğini, insani zaafların nasıl kullanıldığını ve bu siyaset değirmeninin kimleri öğüttüğünü iyi bilmek zorundayız. Maalesef bu eski alışkanlıkların siyaset sahnesinden tamamen silindiğini söylemek mümkün değildir. Oysa demokrasi sadece politikaya değil asıl Türkiye ye, Türkiye nin müreffeh geleceğine lazımdır. Demokrasi politikacı için varolan bir şey değil, politikacı demokrasinin hizmetinde olan kişidir. Bir daha asla... Hiç kimse kargaşa çıkarmaya, gerginlik oluşturmaya, dumanlı hava üretmeye ve bu suretle Türkiye yi yolundan çevirmeye yeltenmesin. Hiç kimse çocuklarımıza, bize bırakılmış olandan daha aydınlık bir Türkiye bırakmamızı engelleyebileceğini düşünmesin. Türkiye demokrasi konusunda bir daha asla tereddüt geçirmeyecektir. Karar Türkiye nin kararıdır. Demokrasi işleyecek ve herkes bu demokrasi kültürünü içine sindirecektir. Türkiye eşittir tam demokrasidir. Demokrasimizi zaaf içinde göstermeye çalışmak Türkiye yi güçsüz kılmak demektir. Türkiye nin tam demokrasi çerçevesinde Anayasanın değiştirilemez ilkeleri doğrultusunda hukuk devleti prensibine sımsıkı bağlı olarak çağdaş bir devlet ve çağdaş bir toplum olma ideali temelinde yoluna yürümesi ve yönetilmesi dışındaki seçenekleri akıllarından bile geçirenler çocuklarımızın geleceğine karşı suç işlemektedirler. Demokrasimizi zaaf içinde göstermeye çalışan dış kaynaklı haber ve yorumlar da, bunlara bahane üreten iç kaynaklı haber ve yorumlar da aynı yerde hizalanıyorlar. Aziz milletimizin adalet ve kalkınma davasına da bu arada zarar veriyorlar. Milletimizin önüne umut koyamazsak, ülkemizi mutlu insanlar ülkesi haline getirecek atılımları yapamazsak, bu aşkla, bu heyecanla gece gündüz çalışmayı ve üretmeyi en temel meselemiz göremezsek, bize gösterilen teveccühü iyi anlamamış, getirilmiş olduğumuz yüce görevleri başaramamış oluruz. Ancak biliyorum ki AK Parti çatısı altında ülkesine inancını yitirmiş, insanına umut olma azminden uzaklaşmış bir tek kişi bile yoktur. 3 Kasım seçim sandığından çıkan sonuç Türkiye de işlerin yolunda gitmediğinin, ama milletimizin buna daha fazla tahammül edemeyeceğinin vicdani ve siyasi ikrarıdır. Milletimiz Türkiye nin iyi yönetilmediği gerçeğini oylarıyla ortaya koymuştur. Yeni bir siyaset ve yönetim anlayışının ka- TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN

11 A N T A L Y A pısını açmıştır. Millet Türkiye nin problemlerine hızlı ve gerçekçi çözümler getiren, yolsuzlukların önüne geçen, devlet kaynaklarını millet ihtiyaçlarına ve Türkiye nin yararına olacak yatırımlara harcayan bir yönetim mekanizması arzulamaktadır. Kadrolaflma suçlamalar... Pek tabii ki makinenin doğru ve verimli çalışması için aksayan parçalar değiştirilecektir. AK Parti yönetiminin işbaşına geldiği ilk günden bugüne mekanizmanın doğru ve verimli çalışmasını sağlayacak atamalar gerçekleştirmiştir. Uyumlu çalışabileceğimiz üst yapıyı kurmak amacıyla yaptığımız cüzi sayıdaki atama kadrolaşma suçlamalarına muhatap olmaktadır. Bu çok ciddi bir yanlıştır. Türkiye nin geleceğini imar etmek için yola çıkmış bir siyasi ekibin kadrolaşmak gibi küçük hesapları olmaz. Olamaz. Uzun bir kara kışın ardından şükür ki ekonomimizde bahar geldi, geliyor. Bu ekonomik baharı iyi yaşamalı, bize sunduğu fırsatları iyi kullanmalıyız. Piyasalarda, üretim sektöründe, dış pazarlara açılmada ve halkımızın ekonomik beklentilerinde havaların yeniden soğumasına izin vermemeliyiz. Ça dafl ve demokrat muhafazakârlar... İstikrarın sağlanması, ekonominin dengelenmesi, yolsuzluk ve yoksullukların önüne geçilmesi için ortaya koyulan çabaları engellemek üzere ateşe durmadan odun atmaya çalışanlara meydanı bırakamayız, bırakmamamız lazım. Türkiye bizden bunu bekliyor. Onun için boş lafları, kısır çekişmeleri bir yana bırakıp, bizi bekleyen zorluklara karşı, gereken hazırlığı her alanda yapmalıyız. Sayın Milletvekilleri, Değerli AK Partililer, Sizlerden kalkınmış, güçlü ve yaşayanların umutlarını kaybetmediği bir Türkiye için durup dinlenmeden çalışmanızı, insanlarımızın dertlerine, sıkıntılarına ve beklentilerine kulak vermenizi,küçük büyük ayırt 10 etmeden Türkiye nin problemlerine çareler aramanızı, projeler üretmenizi bekliyorum. Bu kutlu yolda ideolojik ön yargılara, şahsi ihtiraslara, milletin çıkarına olmayan siyasi fantazilere, ufuksuz, vizyonsuz ve dar bakışlara, kişisel, mevki ve çıkar arayışlarına, kutsal değerlerin istismarına ve Türkiye nin ortak değerlerinin tartışma konusu yapılmasına asla yer yoktur. AK Parti koşulsuz adaletin egemen olduğu kalkınmış bir Türkiye aşkını ve heyecanını yüreğinde taşıyan çağdaş ve demokrat muhafazakarların adresidir. Bu böyle bilinmelidir. AK Parti Türkiye nin kendi değerlerini koruyan, küresel rekabet ortamında güçlü bir aktör olarak yerini alması yönündeki çabaların farkındadır. Gelin bunu dosta düşmana bir kez daha gösterelim. Her işimizde ve her sözümüzde azami titizlik içinde olalım. Yakası AK Parti rozeti taşıyanların söyledikleri her söz art niyetlerle bir polemik vesilesi yapılabiliyor. Negatif elektrik üreten bezirganların işine yarayacak malzemeyi vermemeye özen göstermemiz gerekiyor. Her birimiz Türkiye nin geleceğine olan borcumuzu bugün yükümlü olduğumuz temsil görevini üstün bir liyakat ve hassas bir sorumluluk anlayışıyla yerine getirerek ödemeliyiz. Yeri gelmişken dikkat çekmek istediğim bir başka konu da gerek birbirimizle, gerek medya ile daha sağlıklı, daha güçlü ilişkiler kurma meselesidir. Gerek 58. hükümet, gerekse 59. hükümet olarak AK Parti hükümeti başarılı bir hükümettir. Ancak bu başarı layıkıyla paylaşılmamakta, dolayısıyla gerektiği kadar bilinmemektedir. Bir başka hükümet, bizim aylar içinde yaptıklarımızı yıllar içinde yapsaydı bile bunlara ne derlerdi biliyor musunuz? Çok başarılı, çok çalışkan... Bu noktada bizim sırtımızdaki yük ağırdır. Ama onun şerefi de bir o kadar büyüktür. Bilgi ak fl n sürekli ve canl tutal m. Hatırlayınız: geçmiş iktidarların kötü bir şeyler yapmaması dahi onlar için artı bir puan olarak kaydediliyordu. AK Parti den ise mutlaka ve hep daha büyük başarılar bekleniyor. Çünkü milletimiz uzun yıllardan beridir ilk defa bu iktidara bizim TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN 2003 iktidarımız diye bakıyor. Bu hepinizin şevkini, ülkeye ve millete hizmet etme heyecanını sürekli canlı ve diri tutmalıdır. Yaptıklarımızı sürekli olarak birbirimizle paylaşalım. Bilgi akışını sürekli ve canlı tutalım. Bunu kesin olarak sağlamalıyız ki toplumun iletişim kanallarıyla da ilişkilerimiz sağlıklı ve olumlu olabilsin. On yıllardır tartışılan Türkiye nin en büyük sorunlarını çözmek için attığımız dev adımlar bile gölgelenmek isteniyor. Milletin sevincini acısını paylaşmayanların bizi takdir etmelerini, alkışlamalarını beklemiyoruz; ama kendimizi doğru anlatmak, toplumun iletişim araçlarını doğru bilgilendirmek zorundayız. Şuana kadar 86 temel kanun çıkardık. Avrupa Birliği Uyum Yasaları, demokratikleşme başta olmak üzere önümüzdeki çok yoğun olarak çalışmamızı gerektiren bir dönem var. Avrupa Birliği hedefi için önümüzdeki 18 ayı çok iyi değerlendireceğiz. Türkiye yılların ertelenen sorunlarını AK Parti iktidarında aşacaktır. Halkımızla bütünleşmeye devam edeceğiz. Ülke sorunlarını önceliklerine göre çözeceğiz. Halkımızın bize siyasetimize duyduğu güveni 3 Kasım dan sonraki Siirt ve Çorum seçimlerinde test etmiş bulunuyoruz. Bize duyulan güveni boşa çıkarmayacak, halkın uzun yıllar sonra kurduğu bu istikrarla onu genişleteceğiz. Eski siyasi alışkanlıklar hepimizin hafızasındadır. Ben iflçimin cebine giren paraya bakar m. Türkiye bu alışkanlıklarla bu güne kadar büyük zaman kaybetti, güç kaybetti. Biz o tuzaklara karşı teyakkuz halinde olacağız. Ama bu alışkanlıkları hala devam ettirmek isteyenler yok mu? Var. İşte örneği: Şu anda bir İş Kanununu çıkarma çalışmaları var; değil mi? Bu yasanın çıkmasını engellemek için muhalefet partisinin gayretlerini görüyoruz. Bizim de çıkarmak için gece gündüz demeden yaptığımız çalışmalar görülüyor. Birisi çıkarmamak; iktidar ise çıkarmak istiyor. Peki çıkarmamak için gayret eden muhalefetin elindeki gerekçe nedir? Sadece bu ülkede yatırımcının, işverenin önünü kesmek. "Efendim biz işçiyi savunuyoruz." Yalan; işçinin falan savu-

12 A N T A L Y A nulduğu yok. Bunların tarihlerinde işçiye sağladıkları laftan başka hiçbir pozisyon olmadı. İşçiyi sadece istismar etmişlerdir. Ve işçi gerçek dostlarını bilmektedir. Bana göre ben işçimin cebine giren paraya bakarım. İşçinin cebine girecek parayla onun yaşam standardını yükseltmeye bakarım. Ve burada AK Parti olarak bizim bir düşüncemiz daha var. Bizim görevimiz sadece işini bulmuş olan işçi değildir. Bizim görevimiz aynı zamanda bu ülkedeki 15 milyon işsizin iş sahibi yapılmasıdır. Bunu da unutmayalım. Öyleyse ortada iki acı gerçek vardır. Bir, mevcut işyerlerinin kapanması tehlikesi. İki, bizim yeni yeni işyerlerinin açılması gayretimiz var. Ne için? İşsizliği önlememiz gerekiyor. Öyleyse bizim iş güvencesinden yana olarak işyeri güvencesini sağlama görevimiz var. Niye? Çünkü mevcut iş sahiplerinin işten atılmasını veya kapı önüne konulmasını engellemektir. Nasıl olacak bu? Nasıl olsun? Türkiye nin en önemli işadamları buradaki fabrikalarını kapatıyor, komşu ülkelerde yeni tesisler yatırımlar yapıyorlarsa bunun adı ne olabilir? Niçin ülkemin yatırımcılarının, başka ülkelere, bu ülkedeki yatırımlarını kapatarak gitmelerine zemin hazırlayalım. İki, bizim ülkemizdeki yatırımı daha cazip hale getirmemiz lazım. Daha kolay hale getirmemiz lazım. Allah aşkına kişi başına milli gelirin 1500 doların altında olduğu illerde yatırımı teşvik için biz bu kararları niye alıyoruz? Niçin buralarda vergi muafiyeti, SSK primlerinde gerekli kolaylıkları, arazileri ücretsiz vermek suretiyle yatırımı teşvik ediyoruz? Yatırımcımız müteşebbisimiz gelsin, ülkemde yatırım yapsın; işsizim de bu ülkenin en ücra köşesinde iş bulsun diye bunu yapıyoruz. Ama hala bunu anlayamayan maalesef bir zihniyet var. İşte biz basit hesaplara girmeden bunu anlatmak ve halletmek durumundayız. Asla hiç kimse Türkiye de AK Parti yi işçinin, emeğiyle alınteriyle kazananın karşısında gösteremez ama müteşebbisin de karşısında gösteremez. Çünkü biz ne emeği olmayan bir teşebbüs; ne de teşebbüsü olmayan bir emek düşünemiyoruz. Ama işte bu yanlış zihniyet, bu geçmişten dersini alamayan zihniyet, hala tribünlere oynamak, tribünlere selam vermek suretiyle bu işi halledebileceğini zannediyor. Halledemeyecek. Göreceksiniz biz şu anda yaza girdik. Teflebbüs ruhuyla baflaraca z... Ekonomide artık baharla birlikte yaz hamd olsun, hakim durumda. Daha iyi günler var önümüzde. Ve işçimizin imkanlarının, hani söz vermiştik ya meydanlarda, üçüncü yılın sonunda insanımız cebinde birşeylerin olduğunun farkında olacak. Artık cebi delik olmayacak. Bunu bizim dönemimizde görecek. Bunu ancak bu teşebbüs yoluyla, teşebbüs ruhuyla başaracağız. Engelliyorlar. Gönderildi. Geri döndü. Şimdi gece gündüz demeden iki hafta geçti. Üçüncü haftaya giriyoruz. Yazıktır, günahtır. Aynı şeyi orman olayında da yapmadılar mı? Yaptılar. Ortada büyük gerçek var. Şu orman arazileri denilen arazilerin orman diye bir vasfı yok. Olmamasına rağmen bunu da engellemeye çalışıyorlar. Ne yaptılar? Oy kullandırtmadılar mensuplarına; ama lafa geldiği zaman ne diyorlar? Biz demokratız. Biz demokrasinin gereklerini yaparız. Parlamento evet, parlamenterin iradesini ortaya koyduğu yerdir. Eğer onun iradesini ortaya koymaya engel oluyorsanız, bunun adı otoriter veya totaliter bir mantık olur. Bu mantık hiçbir zaman demokrasiyle örtüşemez, bağdaşamaz. Bunu da millet çok iyi değerlendiriyor. Milletimizden ve onun taleplerinden hiçbir zaman AK Parti olarak gözümüzü ayırmayacağız. Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Milletimiz ve onun talepleri her zaman bizim yol göstericimiz olacaktır. Siyasetimizin ana ekseni millettir. Halktır. Bunun için sosyal dokuya, sosyal barışa her şeyden çok önem veriyoruz. Bölgelerarası adaletten, toplumun farklı kesimlerine kadar herkese eşit yakınlıktayız. Bu böyle biline... Asla partizanlık yapmayacağız, çünkü biz bu ülkenin umudu ve geleceğiyiz. Ak Parti belirli bir kesimin, belirli bir zümrenin değil, Türkiye nin partisidir. Seçime giderken bütün vurgumuzu Türkiye ye yaptık. Seçimden sonraki icraatımız da Türkiye içindir. Dar, ideolojik mülahazaların değil, geniş ve sağlıklı bir toplumsal mutabakatın üzerinde siyaset yapıyoruz. Sıfır kilometre bir parti olarak kurulduk ve mevcut partiler içinde herkese aynı mesafedeyiz. Hiçbir dar ideolojik mülahazayla ilişkimiz yoktur. Türkiye nin Cumhuriyetle sembolleşmiş, Demokrasiyle taçlanmış geniş ve sağlam mutabakat alanlarından güç alıyoruz. Yeter söz milletindir diye yola çıkan demokrasi mücadelesinin bugündeki Yeter karar milletindir diyen takipçisi ve temsilcisiyiz. Partimiz muhafazakar demokrat siyaset felsefesi temelinde merkez sağda siyaset yapan demokratik merkezin yeni kurucusu olan bir kitle partisidir. K fl n sonu bahar... 3 Kasım seçimleriyle aziz milletimiz demokratik merkezi yeniden güçlendirme görevini partimize vermiştir. Sayısal çoğunluğumuz 365 milletvekili ile çok büyüktür. Ama siyasal çoğunluğumuz tüm TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN

13 Enflasyon kontrol alt na al n yor...* Irak Savafl n n yol açt belirsizlik ortam na, petrol fiyatlar ndaki yüksek art fla ra men... Tüketici fiyatlar endeksi Ocak-Nisan döneminde, geçen y l n ayn döneminin alt nda... %10,4 olarak gerçekleflti. Y l sonu enflasyon hedefi % * RAKAMLAR DPT RESM AÇIKLAMALARIDIR demokratik merkezi kapsayacak kadar ve bu bakımdan sayısal çoğunluğumuzla bile mukayese edilmeyecek kadar büyüktür. Sayısal gücümüzle ve siyasal derinliğimizle toplumun zayıflayan yanlarına omuz vermek temel önceliğimizdir. Herkesin felaket senaryoları çizdiği bir dönemde bu kararlılığı gösterdik. İnşallah önümüzdeki günlerde Türkiye yi özlemlerine kavuşturacağız. İki temel kavramı asla unutmayacağız; Adalet ve Kalkınma. Toplumun bütün kesimlerinin bize güvendiğini de aklımızdan çıkarmayacağız. Ekonomi politikalarımızın sosyal boyutu her zaman belirleyici olacaktır. Kışın sonunun bahar olduğunu halkımız gördü Allah a şükür. 15 bin kilometrelik bölünmüş yol projemizle bütün sektörleri harekete geçiriyoruz. Emekli maaşlarındaki artışla emeklilerimizin yüzünü güldürdük. Vergi barışıyla toplumun hükümete duyduğu güveni ispatladık. Zorunlu tasarruf bir kangrene dönüşmüştü, düğümü çözdük. Çiftçi borçlarına getirdiğimiz kolaylıklarla çiftçimizin yüzünü güldürmenin ilk adımlarını attık. Elektrik borçlarını yeniden yapılandırdık ve sürekli vurguladığımız güvenin her alanda semere verdiğini gördük. Enerji fiyatları otomatiğe bağlanmıştı. Hep yükselirdi ülkemizde. Ama dünyadaki petrol fiyatları düşmeye başlayınca ilk defa bizde de fiyatların düşmeye başladığını halkımız gördü. Niye? Dürüst, güvenilir bir yönetim iş başındaydı da onun için. Bizi aldatmad n z... Geçen akşam bir taksi durağına aniden girdim. Ve 20 mensubu bulunan taksi şoförleriyle orada kulübede biraz görüştük. Hemen o esnada kulübenin etrafı bir miting alanına dönüştü. Taksi şoförlerinin şu temennisi beni çok duygulandırdı: Size inandık, size güvendik, bizi aldatmadınız. Gerçi araçlarımızın arkasındaki otogaz fiyatları artmaya başladıkça kızıyoruz. Ama ardından da inmeye başladığını görünce dedik ki bizim hükümetimiz bizi yanıltmadı. Niye? çünkü siz hep şimdi dünyadaki konjonktür gereği bu artıyor; ama indiği takdirde de indiğini göreceksiniz demiştiniz, bunu bize gösterdiniz, bunu bize ispatladınız dediler. Aynı şeyi dikkat ederseniz, çiftçimize karşı da uyguladık. Ne dedik? 12 TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN 2003

14 A N T A L Y A Çiftçimize mazot fiyatlarını inşallah ekim mevsiminde de hasat mevsiminde de yüzde 40 lara varan bir indirimle sağlayacağız. İşte buyurun. Onun da uygulamasını bu ay sonu itibariyle yapıyoruz. Ekim mevsimi ve hasat mevsiminde de inşallah yapmaya devam edeceğiz. İhracatın önünü açtık ve mevzuat kirliliğine karşı bir seferberlik ilan ettik. Az önce de ifade ettiğim gibi kişi başına milli gelirin 1500 doların altında olan illerimize bu farklılıkları, teşviki getireceğiz. Şu anda onun çalışmaları yapılıyor ve çalışmalar biter bitmez hangi iller olduğunu da ilan edeceğiz. Yaklaşık 36 il zannediyorum bu kapsamın içinde olacak ve bunların özelliklerini, hususiyetlerini sizlere anlatacağız. Sadece bu bile sosyal politika ve toplumsal adaletle kalkınma adına büyük bir olaydır. Gerginlik politikasıyla, negatif muhalefet anlayışından kurtulamayan sosyal demokratlarımız, izlediğimiz bu sosyal politikayı hayal bile edemezler. Ak Parti iktidarı olarak kemikleşmiş alışkanlıkları kaldırmanın ve toplumun önünü açmanın kolay olmadığını biliyoruz. Bizi anlamakta güçlük çekenlere sabırla kendimizi anlatmalıyız. Ne yapıyoruz? Devletin kurumlarına ahenk getirmeye çalışıyoruz. Anayasal sistemimizi daha iyi işletmek, devletimizin değiştirilemez özelliklerini daha da güçlendirmek, çağdaş ve etkili siyasi uygulamaları çoğaltmak için çaba sarf ediyoruz. Toplumun taleplerine bütünlük içinde cevap üretiyoruz. Yolsuzluk ve kirlenme üreten mekanizmaları değiştiriyoruz. Yaptıklarımızı yeterli görmüyor, eleştirilere kulaklarımızı tıkamıyoruz. Ezbercilik tümden ortadan kalksa... Birlikte düşünüyoruz ve birlikte karar veriyoruz. İnsan hakları ve demokrasi konusunda Türkiye nin önünü açacak, toplumsal barışa doğru bu güven zeminini genişleteceğiz. Keşke eski siyasi alışkanlıklara sahip olanlar da ezberlerini bozsalar ve keşke halkın sevincini kursağında bırakma gayreti içinde olmasalar diyoruz. Keşke yüce meclisin çalışmalarında ezbercilik tümden ortadan kalksa ve Türkiye daha dinamik bir şekilde yolunda ilerlese. Değerli Kardeşlerim Sizlerden ricam, şartlar ne olursa olsun topluma doğru, dünyaya doğru büyük adımlar atmanızdır. Bu adımları atıyoruz. Uzak Doğu dan Amerika ya Avrupa nın bütün ülkelerine, Orta Doğu ya, Orta Asya ya her yere adımlarımızı attık. Atıyoruz. AK Parti nin bütün mensupları duygu ve düşünce birliği içinde olduğu kadar, tüm gönüllerini verenleriyle birlikte tam bir dil birliği içinde de olmalıdır. Bu konuda azami çaba göstermeli ve birbirimizi tamamlar nitelikte olmalıyız. Türkiye dışarıda gücü ve potansiyeli oranında tanınmıyor. Dış politikaya getirdiğimiz dinamizm sadece devletler arası ilişkilerde değil, ekonomik alanda, kültürel alanda, turizm alanında, eğitim alanında büyük imkanlar sundu ve sunacaktır. Bu imkanı toplumla paylaştığımız oranda başarılı sayılacağız. Türkiye nin dünya ile en çok konuştuğu bir dönemdeyiz. Aynı zamanda Türkiye yi dünyanın da en çok konuştuğu bir dönemdeyiz. Daha önce hatırlatmıştım bir kez daha dikkatlerinizi çekiyorum: Meclisin dostluk gruplarını önemseyiniz. Okyanuslar hedefleyenlerin partisi... Bundan önceki parlamentolar arası dostluk faaliyetlerinden yüz ağartıcı sonuçlar alınmamıştır. Turistik seyahatler yapılmış ama bu seyahatlerden bir hasıla elde edilememiştir. İçten dışa doğru Türkiye nin önünü açacak girişimlerde bulunun. Ekonomi bürokrasisiyle, dış temsilciliklerimizle temas halinde olun ve hangi ülkeyle ne kadar ilişkimiz olduğunu izleyin. Bunları yapmadığımız zaman küçük hesaplar önümüze çıkacak, ileriye bakmadığımız, yol almadığımız zaman yerimizde saymış olacağız. Zaman zaman AK Parti nin bir bütün halinde olmadığı, içinde farklı kümelenmeler olduğu yolunda haberler çıkıyor. Birlik ve bütünlüğümüzü irdelemeye çalışan bu haberlerin gerçek olmadığını her AK Partili biliyor. AK Parti içinde geçmişte farklı siyasi partilerde siyaset yapmış arkadaşlarımız var. Siyasete ilk olara AK Parti saflarında katılmış arkadaşlarımız da var. Fakat geçmiş siyasi algılardan ve davranışlardan bugüne bir şey taşınması, bunların AK Parti içinde hizipleşme ya da gruplaşmalara yol açması söz konusu olamaz. AK Parti geçmişin dar siyasi labirentlerinde kalmış olanların ve küçücük zihinlerde yolunu kaybetmiş olanların değil, büyük meydanlarda konuşma vizyonuna sahip olanların ve okyanusları hedefleyenlerin partisidir. Bu böyle bilinmelidir. Dar ideolojik mülahazaların ya da sığ dünya görüşlerinin bu partide bulunması mümkün değildir. Hazreti Mevlana nın dediği gibi, "dün, dünle gitmiştir ve bugün yeni bir söz söylenmiştir". Artık AK Parti dönemi başlamıştır. AK Parti, duygu, düşünce ve dil birliği yönünde, en iyiye doğru her geçen gün çok daha etkili adımlar atan bir partidir. AK Parti de, ne geçmişte milletin ufkunu karartmış olan siyasi ve ideolojik hayaletlerin; ne de gerçekçi olmayan siyasi ve ideolojik hayallerin yeri yoktur. AK Parti milletimizin gerçek değerlerinin ve sahici uzlaşmasının neticesidir. Milletimizin namına ortaya çıkmış hassasiyetlerin ifadesi olan AK Parti için başka bir şey düşünülmesi zaten söz konusu olamaz. Çünkü kendi öz değerlerimizden güç alan bir çağdaş vizyon ancak bu yolla mümkündür. Aziz milletimiz, kendi öz iktidarı olan hükümetimizle beraber geleceğe emin adımlarla ilerlemektedir. Milletimiz kendini her geçen gün daha çok esenlik ve güven içinde hissedecektir. Bu güvenin teminatı olan siz değerli AK Partili milletvekilerini, kurucular kurulunun tüm üyelerini kalbimin derinliklerinden gelen hassasiyetle selamlıyor, yüce milletimize en derin saygılarımı iletiyorum. TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN

15 H E D E F : 1 5 B N K L Erdo an: ''Bu yollar ucuza mal edece iz. Baz lar nas l yapacaks n z? diyor. Gel seyret, nas l yapaca z?''

16 O M E T R E D U B L E Y O L Hükümetin Acil Eylem Planında bulunan 15 bin km bölünmüş yol yapımı tüm hızıyla sürüyor. Karayolları, Köy Hizmetleri gibi kamu kuruluşları atıl durumdaki iş makineleri ve buralarda çalışan işçiler yeni yollar için seferber oldular. Aydın, Aksaray, Eskişehir, Kayseri, Siirt, Samsun ve Zonguldak ta yol inşaatlarına başlandı. Acil Eylem Planında yer alan 15 bin km bölünmüş yol için Türkiye nin dört bir yanında temel atma törenleri düzenlendi. İlk olarak, trafik yoğunluğuna göre yapılması öncelikli güzergahlar belirlendi. Mayıs ayı sonu itibarıyla toplam iki bin km lik yolda çalışmalar yürütülüyor. Aydın-Denizli arası, Ankara-Aksaray-Ereğli hattı, Sivrihisar-Eskişehir-Bozüyük bağlantısı, Kırıkkale-Kayseri arası, Siirt-Bitlis bağlantı yolu ile Samsun ve Zonguldak gibi Türkiye karayolu ağının en yoğun olduğu noktalarda bölünmüş yollar yapılıyor. Başbakan Erdoğan, 78 kilometrelik Sivrihisar-Eskişehir duble yolunun temel atma töreninde yaptığı konuşmada, ''Aslında biz bu yol temeli ile emniyete, özgürlüğe, modernliğe açıldık. Bir ülke karayolu ve demiryolu ile ne kadar çağdaş bir ülke konumunda ise o ülke o kadar çağdaş olmuş demektir'' dedi. Trafik kazalarında her yıl beş binden fazla insanın öldüğünü ve yaklaşık 100 bin insanın yaralandığını kaydeden Erdoğan, bunun ekonomiye beş milyar dolarlık bir zarar getirdiğini, bu yolların yapılmasıyla bütün bu zararların giderileceğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, en kısa zamanda Bozüyük-Pamukova arasındaki "çileli yol" olarak bilinen Mekece yolunun genişletilmesine yönelik duble yolun temelini atacaklarını söyledi. ''Ankara-Eskişehir modern tren yolunun da temelini atacağız'' diyen Erdoğan, bu yolun kredisinin hazır olduğunu belirtti. Erdoğan, ''Bu yolları ucuza mal edeceğiz. Bazıları nasıl yapacaksınız? diyor. Gel seyret, nasıl yapacağız?'' diye konuştu. 15

17 RÖPORTAJ ACIL EYLEM PLANI UZERINE 16 ABDÜLLATIF fiener LE RÖPORTAJ TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN 2003 Parti olarak niçin bir "Acil Eylem Planı" hazırlamaya ihtiyaç duydunuz? Hükümet Programında da ifade edildiği gibi; Ekonomik istikrarı sağlamış, Rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturmuş, Sürdürülebilir kalkınma ortamını yakalamış ve ekonomik refahın nimetlerini adaletle dağıtan, Yoksulluk ve yolsuzluğun ortadan kaldırıldığı, İnsanlarımızın barış ve refah içinde özgürce yaşadığı, Çağdaş dünya ile bütünleşmiş, farklılıkların çatışma unsuru olarak değil, zenginlik kaynağı olarak görüldüğü, İtibarlı, demokratik, dinamik, bir Türkiye vizyonu ortaya konulmuştur. Bu vizyonu gerçekleştirme yolunda Hükümetin misyonu ise; siyasi iktidarı halkın talep ve beklentileri doğrultusunda kullanmak, hukukun üstünlüğü anlayışı içinde halkın iradesinin yönetime yansımasını sağlamak, toplumun gelişme taleplerine uygun olarak ülkemizin bütün dinamiklerini, potansiyelini ve imkanlarını harekete geçirmek olarak ifade edilmiştir. Bir reform programı niteliğindeki

18 Acil Eylem Planı (AEP), bu misyonun yerine getirilmesi için siyaset, bürokrasi ve ilgili kesimlerce takip edilecek kilometre taşlarını ve belirli sürelerde yapılması gereken birçok siyasi ve idari düzenlemeyi ortaya koymak, ülkede işlerin düzenli bir biçimde yürüyebileceğini göstermek amacıyla hazırlanıp uygulamaya konulmuş ve böylece, yapılacak işlerle ilgili olarak, kamuoyuna açık ve net bir takvim sunulmuştur. Ana hatlarıyla Acil Eylem Planı nın içeriği hakkında bilgi verir misiniz? 12 aylık 73 faaliyetten, yeni bir Türk Ceza Kanunu Tasarısı hazırlanmasını ve Adli Tıp Kurumunun çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanmasını öngören 2 si süresinden önce gerçekleştirilmiştir. Kamu Yönetimi Reformu, Ekonomik Dönüşüm Programı, Demokratikleşme ve Hukuk Reformu, Sosyal Dönüşüm Reformu olmak üzere 4 temel üzerine oturan Acil Eylem Planında toplam 205 faaliyet yer almakta. Kamu Yönetimi Reformu kapsamında: merkezi idare reformu, yerel yönetimler reformu, devlet personel rejimi reformu ve yolsuzlukla mücadele konularında toplam 45 faaliyet ; Ekonomik Dönüşüm Programı kapsamında: vergi politikaları, harcama politikaları, mali piyasalar, özelleştirme, reel sektör ve doğrudan yabancı yatırımlar, ihracat konularında ve enerji, madencilik, ulaştırma, turizm, tarım ve hayvancılık sektörlerinde olmak üzere toplam 91 faaliyet; Sosyal Politikalar kapsamında: gelir dağılımında adaletin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, nitelikli eğitim, sağlıklı toplum, herkese sosyal güvenlik, kentleşme ve yerleşme konularında 45 faaliyet; Demokratikleşme ve Hukuk Reformu kapsamında ise toplam 24 faaliyet yer almaktadır. Acil Eylem Planında yer alan her bir faaliyet için; bir faaliyet kodu (KYR-01, EDP-15, SD-27, DHR-14 gibi), faaliyeti gerçekleştirmekten sorumlu kuruluş, faaliyet gerçekleştirilirken işbirliği yapılacak kuruluş, yapılacak işlemin türü (yapılacak yasal düzenlemeler, idari işlemler gibi), yapılacak işlerin ayrıntılı gerekçesi ve açıklaması ve süresi (1 ay, 3 ay, 6 ay, 12 ay, sürekli gibi) belirlenmiştir. Acil Eylem Planında yer alan 205 faaliyetin, bakanlık, başkanlık, müsteşarlık, kurum, kurul gibi 29 ayrı kamu kurum ve kuruluşu tarafından gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. 205 faaliyetin 14 ü 1 aylık, 25 i 3 aylık, 38 i 6 aylık, 73 ü 12 aylık, 20 si 1 yıldan daha uzun sürelerde gerçekleştirilmesi öngörülmüş olup, 35 faaliyet ise sürekli olarak yürütülecek faaliyet olarak belirlendi. 2002/55 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile AEP nın koordinasyonu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığına verilmiştir. DPT tarafından Planın uygulama, izleme ve değerlendirme usul ve esasları kuruluşlara duyurularak görüş ve değerlendirmeler toplandı ve Bakanlar Kurulunda görüşüldü. Bildiğiniz gibi AEP toplanan görüşler doğrultusunda revize edilerek 3 Ocak 2003 tarihinde basılarak dağıtıldı. Bakanlık/Kuruluş bazında koordinatörler belirlendi. Benim ve Sn. Beşir TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN

19 Bir reform programı niteliğindeki Acil Eylem Planı (AEP), bu misyonun yerine getirilmesi için siyaset, bürokrasi ve ilgili kesimlerce takip edilecek kilometre taşlarını ve belirli sürelerde yapılması gereken birçok siyasi ve idari düzenlemeyi ortaya koymak, ülkede işlerin düzenli bir biçimde yürüyebileceğini göstermek amacıyla hazırlanıp uygulamaya konulmuştur. RÖPORTAJ ATALAY ın başkanlıklarında koordinatörler ile 1. genel koordinasyon toplantısı yapıldı. 5. Genel koordinasyon toplantısı ise önümüzdeki günlerde yapılacak. AEP faaliyetlerinin izlenmesi DPT Müsteşarlığınca yapılmakta. Aylık Faaliyet "İzleme ve Değerlendirme Raporları" sorumlu kuruluşlarca hazırlanıyor. Sorumlu kuruluşlardan Bakan onayı ile en az genel müdür düzeyinde bir koordinatör belirlendi. DPT Müsteşarlığı bünyesinde "AEP İzleme ve Değerlendirme Bilgi Sistemi" kurularak, DPT uzmanlarınca sorumlu kuruluşlardan gelen raporlar"tamamlanma durumu", "yapılan işlemler", "sorunlar" ve "çözüm önerileri" olarak sisteme giriliyor. Acil Eylem Planıyla ilgili olarak, periyodik (aylık) koordinatörler toplantıları, faaliyetle ilgili olan kuruluşlarla özel gündemli toplantılar, faaliyet bazında ilgili kuruluşlarla toplantılar gibi değerlendirme toplantıları yapılmakta olup, dönem sonu genel izleme ve değerlendirme raporları, özet raporlar, isteğe bağlı raporlar hazırlanıp ilgili yerlere iletilmekte. Bugüne kadar Acil Eylem Planı kapsamında yer alan hangi konular hayata geçirildi? Bugüne kadar; Başbakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşların icracı bakanlıklara bağlanması, bakanlık sayısının azaltılması, lojmanların kira bedellerinin rayiç düzeye çekilmesi, mali milat uygulamasının kaldırılması, kamu yatırım programının etkinleştirilmesi gibi 14 faaliyetin yer aldığı 1 aylık faaliyetlerden 13 ü tamamen, taşıt kanununda değişiklikte öngörülen, makam aracı kullanımına sınırlama getirilmesi faaliyeti ise amacı yönünden büyük ölçüde gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Kamu hizmet binası yapımı ve makam-hizmet aracı alımının durdurulması, vergi barışının hayata geçirilmesi, elektrik fiyatlarındaki TRT payının azaltılması gibi 25 faaliyetten oluşan 3 aylık faaliyetlerden 19 u tamamen, 5 i büyük ölçüde gerçekleştirilmiş olup, üniversite yerleştirme sisteminin fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini öngören faaliyetin ÖSYM nin yeniden yapılandırılması kapsamında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. İlk 1 ay ve 3 aylık faaliyetler daha çok idari işlemle gerçekleştirilebilecek faaliyetler olmasına rağmen, 6 ay ve daha uzun süreli faaliyetler yapısal değişim öngören, siyasal uzlaşma ve kararlılıkla anayasal ve yasal değişiklikler gerektiren, belirli bir silsile içinde yapılması gereken faaliyetlerdir. 6 aylık 38 faaliyetten; vergilerin tahsilat süresinin kısaltılması, çalışanların tasarruflarını teşvik fonu tasfiyesi ile ilgili esasların belirlenmesi, esnek çalışma biçimlerini düzenleyen mevzuat değişikliği yapılmasını da kapsayan 6 sı tamamen gerçekleştirilmiş olup, 7 adedinin süresinde gerçekleştirilmesi açısından herhangi bir sorun görünmemektedir. Ancak, diğer faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için önemli mesafeler alınmış olmasına rağmen, örneğin gerekli yasanın zamanında yasalaşmasının gecikmesi gibi, faaliyetlerin süresinde gerçekleştirilmesinde bazı gecikmeler olabileceği görülmektedir. 12 aylık 73 faaliyetten, yeni bir Türk 18 TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN 2003

20 Ceza Kanunu Tasarısı hazırlanmasını ve Adli Tıp Kurumunun çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanmasını öngören 2 si süresinden önce gerçekleştirilmiş, birçok faaliyet için yasal altyapı tamamlanma aşamasına gelmiştir. Henüz hayata geçirilme aşamasında olanlar nasıl bir takvim içerisinde uygulamaya geçecek? Acil Eylem Planında yer alan faaliyetlerin bazıları birbirleriyle ilişkili olup, birinin gerçekleştirilmesi bir diğerinin gerçekleştirilmesine bağlı olabilmektedir. Örneğin, çalışmaları hızla devam eden; kamu kurumsal gözden geçirme çalışması, kamu yönetim reformu kapsamında yapılacak mahalli idareler reformu, devlet personel reformu, kamu mali yönetim ve kontrol reformu, kamu denetim reformu konusundaki düzenlemeler birbirleriyle ilişkili olup, temel bazı reformlar, ancak Kamu Yönetimi Temel Kanununda benimsenmiş olan yönetim felsefesinin netleşmesinden, ve yasanın genel çerçevesinin net olarak ortaya konulmasından sonra gerçekleştirilecektir. Bunun dışında, Acil Eylem Planında yer alan faaliyetlerin her biri için yapılacak işler belirtilmiş ve her bir faaliyet için yapılacak işlemler için süreler tespit edilmiştir. Uygulamalar, bu süreler dikkate alınarak hayata geçirilmeye çalışılacaktır. Ekonomide güven tesis edildi...* 6 ayl k 38 faaliyetten; vergilerin tahsilat süresinin k - salt lmas, çal flanlar n tasarruflar n teflvik fonu tasfiyesi ile ilgili esaslar n belirlenmesi, esnek çal flma biçimlerini düzenleyen mevzuat de iflikli i yap lmas n da kapsayan 6 s tamamen gerçeklefltirilmifl olup, 7 adedinin süresinde gerçeklefltirilmesi aç s ndan herhangi bir sorun görünmemektedir Ocak - May s döneminde iç borçlanma y ll k bileflik faiz oran % 66,1 idi ün Ocak-May s döneminde bu oran %55,5 e May s nda %51 e düflürülmüfltür... * RAKAMLAR DPT RESM AÇIKLAMALARIDIR TÜRKİYE BÜLTENİ HAZİRAN