AKUT HASTALIKLI ÇOCUKLARDA EBEVEYNLERIN SORUNLARI VE ETKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AKUT HASTALIKLI ÇOCUKLARDA EBEVEYNLERIN SORUNLARI VE ETKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI AKUT HASTALIKLI ÇOCUKLARDA EBEVEYNLERIN SORUNLARI VE ETKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Hemşire Cemile KESGİN TOKA YÜKSEK LİSANS TEZİ İSTANBUL, 2012

2 T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI AKUT HASTALIKLI ÇOCUKLARDA EBEVEYNLERIN SORUNLARI VE ETKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Hemşire Cemile KESGİN TOKA Tez Danışmanı Yard. Doç. Dr. Semiha AKIN YÜKSEK LİSANS TEZİ İSTANBUL, 2012

3 BEYAN Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar tüm aşamalarda etik dışı hiçbir davranışımın olmadığını, tezimdeki bütün bilgileri akademik ve etik kurallar içinde elde ettiğimi, bu tez çalışması sonucu elde edilen bütün bilgi ve yorumlar için kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynaklar listesine aldığımı, yine bu tezin çalışılması ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın olmadığını beyan ederim. Cemile KESGİN TOKA

4 İÇİNDEKİLER Sayfa No 1. ÖZET SUMMARY GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER ÇOCUK VE ÇOCUKLUK ÇAĞI ÇOCUKLUK ÇAĞI HASTALIKLARI VE HASTANEYE YATIŞ ÇOCUKLUK ÇAĞI HASTALIKLARINDA AİLE BİREYLERİNİN 13 ETKİLENME DÜZEYİ AKUT ÇOCUK HASTALIKLARINDA HEMŞİRENİN ROL VE 17 SORUMLULUKLARI MATERYAL.. VE YÖNTEM ARAŞTIRMANIN AMACI VE TİPİ ARAŞTIRMADA YANITLARI ARANAN SORUNLAR ARAŞTIRMANIN YERİ ARAŞTIRMA EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ VERİLERİN TOPLANMASI VERİ TOPLAMA ARAÇLARI VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ BULGULAR EBEVEYNLERİN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BULGULAR EBEVEYNLERİN SAĞLIK DURUMU VE SAĞLIK 34 ALIŞKANLIKLARINA İLİŞKİN BULGULAR HASTA ÇOCUKLARIN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN 36 BULGULAR..

5 6.4. HASTA ÇOCUKLARIN HASTALIK TANISI VE HASTANE YATIŞI İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE İLİŞKİN BULGULAR AKUT HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİNİN 41 KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARI DEĞERLENDİRME FORMU PUANLARININ DAĞILIMI AKUT HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİNİN 47 KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARI DEĞERLENDİRME FORMU PUANLARININ DEĞİŞKENLERE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI. 7. TARTIŞMA EBEVEYNLERİN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BULGULARIN 73 TARTIŞILMASI EBEVEYNLERİN SAĞLIK DURUMU VE SAĞLIK 73 ALIŞKANLIKLARINA İLİŞKİN BULGULARIN TARTIŞILMASI HASTANE YATIŞI İLE İLŞKİLİ BULGULARIN TARTIŞILMASI HASTA ÇOCUKLARIN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE VE HASTALIK 74 TANISINA İLİŞKİN BULGULARIN TARTIŞILMASI AKUT HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİNİN 74 KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARA İLİŞKİN BULGULARIN TARTIŞILMASI AKUT HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİNİN 76 KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARI İLE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN TARTIŞILMASI.. 8.SONUÇ TEŞEKKÜR KAYNAKLAR EKLER 5

6 SİMGE VE KISALTMALAR AGE: Akut Gastroenterit Araştırma Proje Numarası: HEM/

7 TABLOLAR LİSTESİ Tablo No Tablo Adı Sayfa No Tablo Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Madde-Toplam Puan Korelasyon Katsayıları ve Cronbach Alfa Değerleri (N=100) 28 Tablo Verilerin Analizinde Kullanılan Testler 29 Tablo Örneklemin Kişisel Özellikleri (N=100).. 32 Tablo Ebeveynlerin Sağlık Durumu ve Sağlık Alışkanlıkları İle İlişkili Özellikler (N=100) 35 Tablo Ebeveynlerin Sağlık Durum Algısı ve Sağlık Alışkanlıklarına İlişkin Verilerin Dağılımı (N=100).. 35 Tablo Hastane Yatışı İle İlgili Özellikler (N=100). 36 Tablo Hasta Çocukların Kişisel Özellikleri (N=100). 38 Tablo Hasta Çocuk Örnekleminin Hastalık Tanısı İle İlişkili Özellikleri (N=100) 40 Tablo Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Puanlarının Dağılımı (N=100). 42 Tablo Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Puanlarının Dağılımı (N=100).. 44 Tablo Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Toplam Puanı İle Alt Boyut Puan Ortalamaları Arasındaki İlişkisi (N=100) 45 Tablo Ebeveynlerin Kişisel Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyutları Arasındaki İlişki (N=100). 46 Tablo Ebeveynlerin Kişisel Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Genel Puan Ortalamaları (N=100). 48 Tablo Ebeveynlerin Kişisel Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyut Puan Ortalamaları (N=100).. 51

8 Tablo Ebeveynlerin Sağlık Durum Algısı ve Sağlık Alışkanlıklarınca Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Genel Puan Ortalamaları (N=100) 53 Tablo Ebeveynlerin Sağlık Durum Algısı ve Sağlık Alışkanlıklarınca Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyut Puan Ortalamaları (N=100). 55 Tablo Ebeveynlerin Hastane Yatışına İlişkin Özelliklere Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Genel Puan Ortalamaları (N=100). 57 Tablo Ebeveynlerin Hastane Yatışına İlişkin Özelliklere Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyut Puan Ortalamaları (N=100) 60 Tablo Çocukların Kişisel Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Genel Puan Ortalamaları (N=100).. 62 Tablo Çocukların Kişisel Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyut Puan Ortalamaları (N=100).. 65 Tablo Çocukların Hastalık Tanısı İle İlişkili Özelliklere Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Genel Puan Ortalamaları (N=100) 67 Tablo Çocukların Hastalık Tanısı İle İlişkili Özelliklerine Göre Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Alt Boyut Puan Ortalamaları (N=100) 70 1

9 1. ÖZET Hastalık ve hastaneye yatış aile bireyleri için sıkıntı ve anksiyete oluşturacak durumlar meydana getirir. Ebeveynin hastanede yatış süresince çocuğun yanında bulunması, bakımda katkı sağlaması ve tedavi planın bir parçası olmaktadır. Ancak çoğu zaman ebeveynin bedensel, psikososyal gereksinimleri göz ardı edilmektedir. Bu çalışma akut sağlık sorunu ile hastanede yatarak tedavi gören çocukların ebeveynlerinin hastaneye yatışı süresince karşılaştıkları bedensel, psikolojik ve sosyal sorunları saptamak amacıyla tanımlayıcı-kesitsel olarak planlandı. Bu çalışma bir vakıf üniversitesi hastanesinin çocuk hastalıkları servisinde dört aylık süre içinde tedavi gören 100 çocuk hastanın ebeveynleri üzerinde gerçekleştirildi. Veriler Hasta Çocuk Tanılama Formu, Ebeveyn Tanılama Formu ve Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu kullanılarak elde edildi. Bu form Bedensel Etkilenme alt boyutu, Psikolojik Etkilenme alt boyutu, Sosyal Etkilenme alt boyutu ve Ekonomik Etkilenme alt boyuttan olmak üzere toplam yirmi altı sorudan oluşmaktadır. Verilerin istatsitiksel analizi SPSS programında yapıldı. Çalışmaya katılan ebeveynlerin %97 sini anneler oluşturmaktadır. Annelerin yaş grupları, %32 si yaş arasında bulundu. Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu puan ortalamaları ebeveynlerin çocuklarının hastaneye yatışı sırasında yaşadıkları bedensel, psikososyal ve ekonomik güçlük ve sıkıntıların orta düzeyde olduğunu göstermektedir (32,03 ± 9,33, dağılımı: 10-66). Çalışmada Akut Hastalığı Olan Çocukların Ebeveynlerinin Karşılaştıkları Sorunları Değerlendirme Formu Çocuğumun tanı ve tedavi girişimleri nedeniyle canı acıdığı için üzülüyorum ifadesinin en yüksek puan aldığı bulundu. Çalışma bulguları sağlık personellerinin akut hastalık nedeniyle çocukları hastaneye yatarak tedavi gören ebevenlerin hasta çocuğa yapılacak girişimler hakkında bilgilendirilmesi psikososyal açıdan desteklenmesi gerektiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: hasta, çocuk, ebeveyn, sorunlar 1

10 2. SUMMARY Illness trajectory and hospitalization threaten the family s sense of integrity and cause distress and anxiety in family members. Presence and active involvement of parents in treatment and hospitalization and parents support facilitate the treatment and hospitalization process. Nevertheless, the physical and psychicosocial needs of parents with sick children have been often neglected. The aim of the study was to assess the parents physical, psychological, social dimension and economic related problems or difficulties and associated factors with their child s hospitalization due to acute illness. The study sample comprised of 100 parents whom child was hospitalized due to acute illness. This study was conducted at a paediatric clinic of a private hospital affiliated to a Foundation University in Istanbul. Data collection took four months and three data collection tools were used: Parents' Experiences Questionnaire, and Child Information Questionnaire and Parent Information Questionnaire. Parents' Experiences Questionnaire is composed of 26 questions and four dimensions; physical dimension, psychological dimension, social dimension and economic dimension. The statistical analysis was performed using SPSS software. Ninety seven percent of sample comprised of mothers and 32% of mothers were between age group. Mean score of Parents' Experiences Questionnaire indicated that the sample experienced physical, psychological, social and economic difficulties and the level of problems were at moderate level (32.03 ± 9.33, range: 10-66). Study found that the parents were more distressed about suffering of their children due to treatment or diagnostic procedure. Study results indicate the need for educational and social support of parents who have had a child who were hospitalized due to acute illness. Key Words: Patient, child, parent, problems 2

11 3. GİRİŞ VE AMAÇ Tüm toplumlarda çocuklar, geleceğin yetişkini olarak özenle yetiştirilen, eğitilen ve eldeki olanakları en üst düzeyde kullanarak, tüm gereksinimleri karşılanan değerli bireylerdir. Çocuk doğduğu andan itibaren karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve uyku ihtiyacının giderilmesine ek olarak sevgi, ilgi ve oyun gibi yaş dönemlerine özgü gereksinimleri vardır (1, 2, 3). Hastalık gelişmekte olan her çocuğun başına gelebilecek en yaygın ve en genel stres kaynaklarından biridir. Çocukları hastaneye kabul etmek de stresli bir olaydır. Çocuğun hastalığa karşı gösterdiği tepkilerin bazıları genel bazıları ise hastalığa özgüdür. Çocuk hastaneye yatışının nedenini kavrayacak kapasitede değildir. Hem çocuklar, hem de ebeveynler bu duruma psikolojik reaksiyonlarla tepki verebilmektedir. Stres sadece çocuklar için değil ebeveynler için de geçerlidir. Çocuk, hastaneye yatışının nedenini kavrayacak kapasitede değildir (2, 4). Çocuğun büyümesiyle değişmeyen tek konu ise sağlık hizmetlerinden yararlanma gereksinimidir. Herhangi bir nedenle sağlık sorunu yaşayıpa tedavilerini hastanede yatarak almak zorunda kalabilirler. Bu değişim sürecinde sağlık personeli tarafından verilen sağlık hizmetleri çocuk ve ailesi tarafından kabullenilmesi ve alınmasını kolaylaştıracak sosyal, psikolojik ve eğitim destekli hizmetler ile birlikte verilmektedir. Bu hizmetler, hasta çocuk ve ailesi için yaşanan sağlık sorununun beraberinde getirdiği psikolojik, sosyal ve eğitsel dezavantajların ortadan kaldırılmasında çok önemlidir (1, 2, 3). Çocukların ebeveynleri hastalığının olumsuz etkileriyle başa çıkmaları bir çok faktörden etkilenir. Çocukların gelişim dönemleri, cinsiyetleri, hastalık hakkındaki bilgileri, ailenin ekonomik durumu, hastalığın seyri, hasta ebeveynin cinsiyeti, arkadaş ve ailelerinden aldıkları destek bu faktörler arasında sayılabilir. Çocuğun ebeveynin hastalığı ile etkili şekilde baş etmesi, aile üyelerinin birbirlerini duygusal yönden destekleme yetenekleri ve aile üyeleri arasında açık bir iletişimin olması ile ilişkilidir (1, 5). Ailelerin ve çocukların profesyonel rehberliğe ve desteğe gereksinimleri vardır. Yaşanan sorunların saptanması ve giderilmesi amacıyla planlanacak olan girişimlerin uygulanmasında hemşirenin sorumluluğu önemlidir. Çocuklar hakkında edinilen bilgiler hemşirelere, hastalıkla ilgili olarak çocuklarına nasıl destek olacakları konusunda ebeveynlere rehberlik etme ve aile üyeleri ile işbirliği yapma fırsatı verir (4, 6). 3

12 Çocuğun reaksiyonları bazı faktörler tarafından belirlenir. Bu faktörlerin belirlenmesinde anne ve babanın rolü büyüktür. Çocuğun yanında ebeveynin olması, bakıma katılması, tedavi planına katkıda bulunması, hastaya verilen bakımın içeriğini oluşturur. Bu durum karşısında ebeveynler de sağlık ekibinin kendilerini yeterli bilgilendirmediklerinden yakınırlar. Çoğu zaman sağlık ekibi tarafından ebeveynlerin ihtiyaçları göz ardı edilir. Çalışmalar, hastanede hastalara hasta yakınlarının refakat etmesinin ve bakıma katılmasının hastayı olumlu yönde etkilediğini, hastanın uyum ve iyileşme sürecini hızlandırdığını belirtmektedirler. Elibol ve Doğan (1997) hasta refakatçilerinin hastanede yaptıkları uygulamalar ve hastane ortamından etkilenme durumları ile ilgili yaptıkları çalışmada refakatçilerin birçok sorunlarının, ihtiyaçlarının ve beklentilerinin olduğunu tespit etmişlerdir. Bu durumda hemşirelerin hastalara olduğu kadar refakatçilerin sorunlarına ve ihtiyaçlarına duyarlı olmaları verilen hemşirelik bakımının kalitesini etkilemesi açısından önemlidir (5, 7, 8). Bu çalışmada; akut hastalık tanısı ile hastaneye yatarak tedavi gören çocukların ebeveynlerinin hastane yatışı süresince fiziksel, psikolojik, sosyal sorunların ve ilişkili faktörlerin saptanması amacıyla gerçekleştirildi. 4

13 4. GENEL BİLGİLER 4.1. ÇOCUK VE ÇOCUKLUK ÇAĞI İnsanlık tarihinin başlangıcından beri çocuk; anne ve babanın en değerli varlığı olarak gözetilmiş, korunmuş, sevilmiş ve en iyi şekilde büyütülmeye çalışılmıştır. Annenin gebeliğinin anlaşılması ile aileye yeni gelecek olan birey için hazırlıklar başlamaktadır. Tüm toplumlarda farklı alışkanlıklar olmakla birlikte, ortak nokta çocuğun sağlıklı doğması için anneye gösterilen özendir (3, 9, 10). Çocuk doğduğu andan itibaren gereksinimleri her gün artacak ve değişmektedir. Önceleri karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve uyku ihtiyacı olan çocuk, zamanla sevgi, ilgi, oyun isteyecek, bu istekler ve gereksinimler yaşı ile birlikte değişerek artmaktadır. Ailenin en küçük bireyi olan çocuklara, toplumların geleceği gözüyle bakılmış, çocukların sağlık ve eğitim sorunlarıyla ilgilenilmeye özen gösterilmiştir (8, 11). Çocuğun büyümesi ile birlikte değişmeyen tek konu, sağlık hizmetlerinden yararlanma gereksinimidir. Çocuk doğduğu andan itibaren bu hizmetlerden düzenli olarak yararlanmalıdır. Herhangi bir nedenle sağlık sorunu yaşayan, hatta tedavilerini hastanede yatarak almak zorunda olan çocuklar için verilecek olan hizmetler konusunda dünyadaki gelişmelerle birlikte ülkemizde de bazı gelişmeler olduğu görülmektedir (1, 2, 3). Çocuğun hastalığı aile düzeninde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Ailenin çocuğun hastalığından önceki dönemindeki yaşantısı tamamen değişecek, maddi giderlerin artması, tedavi sürecinin yarattığı gerginlik gibi sebeplerle hasta olan çocuk ile birlikte, çocuğun anne ve babası, kardeşleri ve yakın çevresi de hastalıktan olumsuz olarak etkileneceklerdir (8, 9). Herhangi bir nedenle sağlık sorunu yaşayan, hatta tedavilerini hastanede yatarak almak zorunda olan çocuklar için verilecek olan hizmetler konusunda çeşitli gelişmelerden söz etmek mümkündür. Bu değişim sürecinde verilen sağlık hizmetleri çocuk ve ailesi tarafından kabullenilmesi ve alınmasını kolaylaştıracak sosyal, psikolojik ve eğitim destekli hizmetler ile birlikte verilmektedir. Bu hizmetler, hasta çocuk ve ailesi için 5

14 yaşanan sağlık sorununun beraberinde getirdiği psikolojik, sosyal ve eğitsel dezavantajların ortadan kaldırılmasında çok önemlidir (2). Çocuğun hastalığı aile düzeninde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Ailenin çocuğun hastalığından önceki dönemindeki yaşantısı tamamen değişecek, maddi giderlerin artması, tedavi sürecinin yarattığı gerginlik gibi sebeplerle hasta olan çocuk ile birlikte, çocuğun anne ve babası, kardeşleri ve yakın çevresi de hastalıktan olumsuz olarak etkileneceklerdir (2, 8). Çocuğun Gelişimsel Dönemlerine Göre Tepkileri: Kaygı, gerileme, duygu durum değişiklikleri ve bedensel işlevlerdeki değişiklikler (örneğin, uyku ve iştah) gibi hastalığa ve hastaneye yatışa olan bazı tepkiler erişkin yaş grubunda tipik gibi görünse de çocuk ve ergenlerin gelişimsel düzeyine göre değişir. Bu yüzden farklı yaşlardaki çocuklar, olayların algılanmalarını etkileyen farklı kaygılara, algılara ya da yapılara sahip olabilirler. Çocuğun gelişimsel düzeyi görüşme, öykü alımı ve gözlem sırasında belirlenebilir. Çocuğun, bilişsel ve gelişimsel düzeyine uygun biçimde tasarlanmış bilgiler, çocuğun daha etkin bir biçimde güveninin sağlanması ve tıbbi bakımı ile ilgili kaygılarının azalması açısından çok önemlidir (2, 6, 8). Okul Öncesi Dönem: 3 yaş ve öncesi çocuklar için birincil bağlanmaların ve güven ilişkisinin kurulması gerekmektedir. Beden işlevlerini düzenlemeyi öğrenirler. Çevreyi araştırma ve öğrenme için fırsatları artmıştır. Ancak ağrı ve sıkıntıdan korunmak için neredeyse tamamen bakım vericilerine bağımlıdırlar. Uyku ve beslenme ile ilgili sorunlar oluşabilir. Bunun sonucunda çocuklarda huzursuzluk ve ajitasyonda artış gözlenmektedir (10, 12). 3-6 yaş arası çocuklarda, ebeveynlerden ayrılmayı ve bireyselleşmeyi öğrenme, sembolleri ve dili kullanmaya başlama en önemli özelliklerdir. Terk edilme ve bedensel zarar görme ile ilgili kaygılar bu dönemde çok fazla görülmektedir. Benmerkezcilik ön plandadır ve hastalığı, hastaneye yatışı ya da yapılan ağrılı işlemleri kötü davranışın bir sonucu olarak görebilir. Çocuk, hastalığı kendi içinde bir şeylerin olup bitmesi olarak algılamaktadır. Hastalık, sadece dıştan gelen işaretler yoluyla tanımlanır. Sağlam bir bedene odaklanır, gerçekçi olmayan korkularla birleşen sınırlı içerik anksiyete ve kafa karışıklığını arttırabilir (12). Daha uzun süreli ayrılıkların üstesinden gelebilirler ancak hala birincil bağlanma figürüne ihtiyaçları devam eder. Beş yaşın altında çocukların, hastalığı kendilerine yönelik bir ceza algılandığı, dolayısıyla bu çocuklar için hastalığın adı ve niteliğinden çok, anne 6

15 babanın sevgisini kaybedip kaybetmedikleri, onlardan ayrı kalıp kalmayacakları ve hastanede anne babaları yanlarında yokken, onları acı veren bir işlem yapılıp yapılmayacağı ile ilgili kaygılar önde gelir. Hastalanmanın getirdiği sıkıntı ve endişe, çocukta regresyona sebep olabilir. Çocuğun o güne dek kazanmış olduğu becerilerinde gerileme görülebilir. Anne babalar hastalığın alevlenmesini veya relapsı önleyeceklerini zannederek çocukların aktivitelerini sınırlandırabilirler. Bu durum ise onları korkak, pasif ve bakım veren kişilere ve doktorlarına daha bağımlı yapar. Küçük çocukların duygu ve düşünceyle ilgili kavramları konuşma diline dönüştürme yetenekleri gelişmemiştir. Bu nedenle duygularını kelimelere dökerek ifade edemeyebilirler, ancak davranış, oyun veya çizdiği resimlerle duygularını açığa vurabilirler (8, 12). Okul Dönemi: 7-13 yaş dönemi çocuklarda deneyimleri düzenleme ve sıraya koyma ihtiyacı ve kurallar öncelik kazanır. Kontrolü kaybetme ve ölüm korkusu bu dönemde gelişir. Hastalığı anlamada artış ile gerekli işlemleri ya da hastaneye yatış ihtiyacını kabul edebilirler. Ancak hala hastalığının yanlış bir şey yapmaktan kaynaklandığını düşünür, hastalığı bulaşma sonucu edindiklerine inanırlar. Hasta çocukta en çok dikkat edilmesi gereken nokta sadece çocuğun hastalık durumuna odaklanmaktan ziyade çocuğun gereksinimlerine yönelmek ve bu alanı desteklemektir (2, 12). Bu yaştaki çocuklar hastalıkları ile ilgili daha çok şey anlatabilir, anlayabilirler ve tedavilerinde daha aktif katılabilirler. Hastalıklarını somut yakınmalarla tanımlayabilirler. Hastalık uygun bakımla düzelebilir seklinde anlaşılır. Bu dönemde yaşam, hareketle eş tutulduğundan, hastalıklarına ilişkin suskunluk ve bu konuda konuşmama, bu yaş çocuklarında şaşırtıcı bir biçimde, hastalıklarının ölümcül olduğu algısının doğmasına yol açar (10, 12). Hastalık ve hastaneye yatma okul çağı çocuğu için çok değerli olan bağımsızlığını, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini, okul ve oyun aktivitelerini engellemektedir. Okul çağı çocuğu hastane ortamında çok önem verdiği arkadaşlarını ve sosyal aktivitelerini özler, aynı zamanda ebeveynlerinin yanında olmasını ister, fakat bağımlı görünmekten korktuğu için ebeveynlerinin yanında istemek onu rahatsız eder (6). Okul yaşındaki hasta çocuklarda teşhis ve tedavinin başlangıç dönemlerinde, okul öncesi çocuklardakine benzer korkular görülebilir. Aileden ayrılık, yabancı insanlar ve tanımadıkları bir hastanede terk edilme korkusu, okul çağındaki çocukların en büyük endişesidir. Okul öncesi çocuklara oranla, okul çağındaki çocukların hastalığa ilişkin bilgileri artmıştır. Tıbbi incelemeler ve yapılacaklar hakkında bilgi edinmek isterler. Okul 7

16 yaş dönemindeki çocuklar, hastalıktan, yapılan tedaviden ve hastalığın kendi vücuduna zarar vereceğinden korkarlar (12). Ergenlik Dönemi: Ergenlik döneminde hastaneye yatan hasta çocuklar için ayrılma, bireyselleşme ve öğrenme gerçekleşir. Akranlarına bağlıdır ve onlardan epeyce etkilenmiştir. Gençler, cinsel gelişimleri ile ilişkili konulara da duyarlıdır ve tıbbi bakım sağlayanların üreme sistemini etkileyen tıbbi durumları olan gençlere karşı daha duyarlı olması gerekir. Diğer gelişim dönemlerine kıyasla ergenlik, risk alma davranışıyla daha fazla ilişkilidir. Hastalığı anlamada erişkin düzeye kademeli ulaşma, hastalığın oluşmasında konak ya da ajan gibi etkenlerin karmaşık ve çoklu etkileşiminin farkında olma bu dönemde gerçekleşmektedir. Hastalığı kendi suçuna bağlama devam eder, fakat bu yaşla azalır. Ergenler için hastalığın kendisi temel sorundur (12). Hastalık, bağımsızlığın kaybolması ve gelecekle ilgi planların bozulması şeklinde algılanır. Bunların yanı sıra, hastalık nedeniyle okul yaşantıları da bozulmuş olabilir. İçe çekilme ve/veya fiziksel görünümlerindeki değişiklikler okula dönmeleri zorlaştıran etmenler arasındadır. Her ergen hastalığa farklı tepkiler verir. Bağımsızlığın kazanma döneminde olan bazı ergenlere hastalığın getirdiği kısıtlamalar, yoğun ilaç kullanımı, doktor ziyaretleri, anne babanın yoğun müdahalesi huzursuzluk verebilir (8, 12). Bunun yanı sıra depresyon, ajitasyon sık görülür. Bazı ergenler sözel olarak, bazıları da davranışlarıyla tepkilerini gösterir. Ergenlerin hastalık ve tedavi hakkında bilgilendirilmeleri, anne babaların hem birbiriyle hem de çocuklarıyla hastalık hakkında konuşabilmeleri, duygu ve düşüncelerini paylaşabilmeleri onların daha kolay uyum sağlamalarına yol açmaktadır (10, 12) ÇOCUKLUK ÇAĞINDA HASTALIK VE HASTANEYE YATIŞ Çocuklar normal gelişim aşamalarını sırasıyla yaşarken, çeşitli kazalar veya hastalıklar nedeniyle sonradan da hasta olabilirler. Yaşamları normal gidişinde olan çocuklar aniden kendilerini hiç tanımadıkları, bilmedikleri ve ağrılı işlemlerin olduğu bir ortamda bulurlar (1, 2). Hastalık; gelişen her çocuğun basına gelebilecek en yaygın, en genel stres kaynaklarından biridir. Çocuğun hastalığa karsı gösterdiği tepkilerin bazıları genel, bazıları 8

17 ise hastalığa özgüdür. Çocukların hastalığa gösterdiği genel tepkiler, bazı faktörlere bağlıdır. Bu tepkiler; Çocuğun duygusal ve bilişsel gelişim sürecine, Daha önceki uyum yeteneğine, hastalık öncesi kişiliğine ve ayrılıklara gösterdiği psikolojik tepkilere, Ağrının ve sakatlığın derecesine, Hastalığın çocuk ve ailesi için taşıdığı anlama, ebeveyn-çocuk ilişkisine, çocuğun ebeveynin tepkilerini yanıtlama biçimine, Hastalandığı yerin koşullarına, Hastalığın çocuğun tüm fiziksel ve psikolojik işlevlerine getirdiği kısıtlamalara göre değişebilmektedir (8, 9, 10). Hastalığa özgü tepkiler ise o hastalığın nitelik ve şiddetine bağlıdır. Çocuğun ihtiyaçları ve kapasitesi, içinde bulunduğu gelişimsel devreye bağlı olduğundan, çocuğun tepkileri ve sorunları da içinde bulunduğu döneme göre farklılıklar göstermektedir (9). Bebeğin Hastaneye Yatıştan Etkilenmesi: Bebek hastaneye yatırıldığında o güne kadar güven duyduğu bakılıp büyütüldüğü ortamdan, birden bire yabancıların yasadığı ve onların kontrolündeki bir ortama geçmektedir. Yedi ayın altındaki bebeklerin, annelerinden ayrılmaya daha az tepki gösterdikleri, yabancı olan ve anne yerine geçen birini kolaylıkla kabullendiklerini gözlenmiştir. Yedi aylıktan itibaren, yeni ve tanımadığı kişiler, hastane ortamı, doktor ve hemşire, yeni girişimler çocuğu korkutur, ayrıca anneden ayrılmaya büyük tepki gösterir. Hastaneden taburcu olduktan sonra da aşırı bağımlılık sendromu gösterir. Her çocuğun yaşamında ilk korku anneden ayrılma korkusudur. Olumsuz koşullarda anneden ayrılma anksiyetesi çocuğun ileriki yaşantısında kalıcı izler bırakan bir travma oluşturabilir (3, 8, 10). Küçük bebeklerin hastanede gösterdiği davranış değişiklikleri olarak; titizlik, huysuzluk, uyku bozukluğu yanında kusma, kabızlık, beslenmede bozukluk ve vücut ağırlığın artmaması gibi reaksiyonlar gözlenebilmektedir. Küçük bebekler duyarlı ve tutarlı bakıcılarla yeni ilişki kurarlar. Aynı şekilde ayrılma kısa süreli ise ayrılık bittiğinde ebeveynle de yeni ve çabuk ilişki kurabilirler (13). 9

18 Çocuğun Hastaneye Yatıştan Etkilenmesi: Fiziksel hastalıkların çocukların psikolojik yapılarını ve sosyal uyumlarını belirgin derecede etkilediği bilinmektedir. Çocuğun hastaneye yatmaya karşı gösterdiği tepkilerin bir kısmı hastalığa özgü olmasına karşın bir kısmı da geneldir (14). Hastaneye yatış, çocuğun yaşına ve yatış nedenine bağlı olarak değişik ölçülerde rahatsız edici olabilen bir durumdur. Her şeyden önce çocuk evinden, güven içinde olduğu bir ortamdan uzaklaşmaktadır. Anne-baba desteğinden yoksun kalmak onu tedirgin etmeye yeter. Ayrıca çocuk için gittiği yer bilinmeyenlerle dolu, ürkütücü bir yerdir. İğneler, acı veren işlemler, tanımadığı hekimler ve hemşireler ile hiç alışık olmadığı bir ortamda karşı karşıya kalırlar (3). Çocuğun hastaneye yatması, çocukta çeşitli davranış değişikliklerine neden olduğu gibi, çocuğun büyüme ve gelişmesi üzerine de olumsuz etkisi vardır. Hastaneye yatmanın neden olduğu stres, çocuklarda yaş grubuna özgü olmayan davranışlara neden olabilir. Bu davranışlar anksiyete, depresyon, regresyon, mutsuzluk, apati, hiperaktivite, agresyon ve uyku bozuklukları olarak tanımlanmaktadır (8). Hasta olma ve hastanede yatma, gelişiminin en karmaşık döneminde adolesanı etkileyen, rol değişikliği ve yeni yaşantısına uyum yapmasını gerektiren güç bir deneyimdir. Bu deneyimi yaşayan adolesanlar için beden imgesinin değişmesi, bağımlı olma, hastalık ve hastane ortamı ile ilgili yeterli bilginin olmaması, ebeveynleri ve akranlarının davranışlarındaki değişiklikler ise kaygı yaratıcı etmenler arasında yer almaktadır. Kaygılı adolesanın kaygısı ile başetmesi için profesyonel bir bireyin yardımına gereksinimi vardır. Hastane ortamında bu yardımı sağlıyacak kişi ise hasta ile yakın ilişkisi nedeniyle hemşiredir. Adolesan hasta ile güven verici bir ilişki kuran, adolesanın hastane ortamında olabildiğince bağımsız olmasını ve kararlara katılımını sağlayan, durumuna ilişkin bilgilendiren, akranları ve ebeveynleri ile iletişiminin sürdürülmesini destekleyen hemşire, adolesanın bu güç yaşantıdan olabildiğince az etkilenmesine yardım edebilir (15). Çocuklar normal gelişim aşamalarını sırasıyla yaşarken, çeşitli kazalar veya hastalıklar nedeniyle sonradan da hasta olabilirler. Yaşamları normal gidişinde olan çocuklar aniden kendilerini hiç tanımadıkları, bilmedikleri ve ağrılı işlemlerin olduğu bir ortamda bulurlar (2). Akut hastalıkların genelde çocuğun gelişimi ve davranışları üzerinde önemli bir etkisi olmadığı biliniyor olsa da, bunların travmatik olmadığını düşünmek hatalıdır (14). 10

19 Hastaneye yatırılan bir çocukta, annesinden, çevresinden, evinden ayrılma ve hastaneye yatma korkusu vardır. Psikolojik bir yıkımda olan çocuk, içinde bulunduğu bu durumu davranışlarıyla belirtmeye çalışır. Hastaneye yatmış bir çocuğun taburcu olup eve döndükten sonra da huysuzluk, inatçılık, anneye aşırı bağlılık, uyku bozuklukları ve gece yatağını ıslatma gibi tepkileri devam edebilir. Bu nedenle hastaneye yatan çocukların aile ile ilişkilerinin kesilmemesi önemlidir (8, 9). Çocukta hastalığın akut veya kronik olması veya tedavisinin uzun sürmesi gibi durumlarda hastalık süresince gelişimlerinde regresyon görülmekte ve çeşitli davranış problemleri ortaya çıkmaktadır. Çocuğun ebeveynlere olan bağlılığı artmakta ve ebevenden ayrılmak istemeyerek ansiyete göstermekte, kendi yaşından daha küçük yaşlara ait davranışlar sergilemeye başlamaktadır (2). Hastaneye yatırılan çocukların hastalıklarına ve hastaneye karşı tepkileri genellikle olumsuz olmakla birlikte, farklı düzeyde tepkilerdir. Hastaneye yatırılan çocukların yaşadıkları deneyimleri etkileyen üç genel faktörün etkilendiği belirtilmektedir. Bu faktörler, çocuğun kişisel özellikleri, anne-babaların reaksiyonları ve hastaneye yatırılma koşullarıdır. Bu etmenler arasında, çocuğun hastalığı ve tıbbi müdahaleler konusunda bilgilendirilmesi de çok önemlidir. Yapılan bir araştırmada ülkemizde ailelerin çeşitli nedenlerle çocuklarını tedavi ve hastaneye yatma konusunda bilgilendirmekten kaçındıkları belirlenmiş, durumu çocuklarından gizledikleri, eksik veya yanlış bilgiler verdikleri saptanmıştır (1). Bir başka araştırmada ise çocukların tıbbi müdahaleden korkmalarının nedeninin ailelerinin, müdahale hakkında çocuklarına az bilgi vermiş olmalarından kaynaklandığı belirtilmektedir (1, 2). Hastaneye yatma ile çocuk evinden günlük yaşantısından, kardeşlerinden ve arkadaşlarından ayrılmış, güven içinde olduğu ortamdan uzaklaşmıştır. Yabancılarla ilişki kurmak zorundadır ve ağrılı olaylar yaşamaktadır. Anne-baba desteğinden yoksun olmak onun stresini daha da arttırır. Bu nedenle aile çocuğun yanında olmalıdır ve ailenin çocuğun yanında kalmasına izin verilmelidir. Yapılan çalışmalarda ailenin varlığının destekleyici olduğu görülmüştür (1, 8). Hastaneye ve kliniğe yatışta çocuklara uygun hemşirelik girişimlerinde bulunabilmek için çocuğun yaş dönemi, psikososyal özellikleri, bilişsel gelişim özellikleri, beklentileri, korkuları ve tepkileri bilinmelidir. Bakım verecek olan hemşirenin çocuğun güvenini sağlaması oldukça önemlidir. Çocuğun, bilişsel ve gelişimsel düzeyine uygun 11

20 biçimde tasarlanmış bilgiler, çocuğun daha etkin bir biçimde güveninin sağlanması ve tıbbi bakımı ile ilgili kaygılarının azalması açısından çok önemlidir (1, 2). Akut hastalığı olan çocuğun hastaneye yatmaya hazırlanması için çok az zamanı vardır. Eğer hastalık yaşamı tehdit edici nitelikte ise ebeveynlerin ve çocuğun anksiyete düzeyleri önemli ölçüde yüksektir. Ailenin anksiyetesini azaltmak için, ebeveynlere ve çocuğa bir birey olarak davranılmalıdır. Hemşire, iletişimi açık tutmalı ve sık aralarla çocuğun durumu hakkında ebeveynlere bilgi vermelidir. Çocukların da yapılacak işlem hakkında bilgi alma hakkı vardır, ancak bu hak sıklıkla unutulmakta ya da ihmal edilmektedir. Yapılacak tedavi ve işlemler konusunda çocuklara bilgi verilmemesi, onların korku ve anksiyetelerini arttırmaktadır. Hemşirenin, çocuğu işlemlere hazırlayabilmesi için, her yaş grubundaki çocuğun bilişsel gelişim özelliklerini, endişelerini ve beklentilerini bilmesi gereklidir (9, 16). Çocuğun neden hasta olduğu ya da hastaneye yattığı konusunda çok az bilgisi vardır ve sormaya korkabilir. İgneler, acı verici işlemler, tanımadığı hekimler ve hemşireler ile hiç alışık olmadıkları bir ortamla karşı karşıya kalırlar. Çocuk gelişimsel özelliği gereği hastalığı ile ilgili her şeyi tam olarak anlamadığı için zihnindeki boşlukları fantezilerle doldurabilir (1, 8). Bu dönemde çocukların; düşünme ve algılamaları henüz tam olarak gelişemediği, hayal ve gerçeği tam ayıramadıkları için, rüyalarında veya hayallerinde isledikleri bazı suçların ya da anne babalarının hastalığı yarattığı, böylece ağrı ve rahatsızlıkları kendilerine verilmiş bir ceza gibi algıladıkları belirlenmektedir (3). Ayrıca hastalığın yol açtığı yoksunluklar, hareketlerin kısıtlanması veya engellenmesi de çocuklarda olumsuz davranış ve duyguların gelişmesine neden olabilmektedir (3, 16). Sağlık personeli, hastalığın yönetiminden doğacak rahatsızlıkları, travma ya da sınırlamaları göz önünde tutup, çocuğun ilgi ve kaygılarını dinleyip, dürüst ve destekleyici yanıtlar vererek, sıkıntısını azaltmaya yardımcı olmalıdır. Hastalık deneyimi bazen de çocuğun psikolojik gelişimi için bir fırsat olabilmektedir. Çocuk hastalığı öğrenerek rahatsızlık duygusunu hoş karşılama yolunu bulmakta, aile ve doktorların yardımıyla sorunları yenmeyi denemektedir. Fiziksel ya da kişisel yetmezlik duygusundan kaçabilmektedir (2, 16). Çocuklar hastalandıklarında kendilerini farklı hissederler. Yetersiz olduklarını düşünürler. Hastalıkla ilgili her şeyi tam anlayamadığı için de bilgideki boşlukları 12

21 fantezilerle doldururlar. Altı-on iki yaş grubundaki çocuklar; belirli işlemlerin nasıl yapılacağını, anatomi ve fizyolojiye ilişkin gerçekleri, hastalığın doğasını, hastane personelinin çeşitli rollerini öğrenebilecek bilişsel düzeyde oldukları için onlara yapılan eğitimden yeterince yararlanabilirler. Bu nedenle çocuklar hastaneye yatacakları kararlaştırıldığında, hastaneye yatışta, hastane ve hastalık konusuna hazırlanmalıdır (8) ÇOCUKLUK ÇAĞI HASTALIKLARINDA AİLE BİREYLERİNİN ETKİLENME DÜZEYİ Hastaneler birer sosyal kurumdur ve toplumun her kesiminden bireyler başvurabilmektedir. Hastaneye başvuran bireylerin fiziksel ve psikolojik yapıları ile beklentileri diğer kurumlara başvuranlardan farklıdır. Hastaneye gelen hasta ve ailesi kendilerine yabancı olan hastaneye ilişkin korku ve endişe yaşarlar, bilinmeyenden ürkerler. Böyle durumlarda sağlık bakım ekibinin tutumu hastanın ve ailesinin tüm hastane deneyimini büyük ölçüde etkiler. Hemşirelik bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini koruma, geliştirme ve hastalık halinde iyileştirmeye yönelik bir meslektir. Hemşirelik bu yönüyle aynı zamanda bireylerin sağlık ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını da sağlamış olmaktadır (17). Anne ve Babanın Etkilenme Durumu: Çocukluk çağı hastalıkları ve hastaneye yatma ailede stres durumu oluşturur. Travmanın bu dönemde küçük olması sağlık çalışanlarının hedefi olmaktadır. Çocuğunun hasta olduğunu öğrenen ebeveyn ve hasta olduğunu öğrenen çocukların değişik koşullardan etkilenmelerine karşı, geçirilen evreler benzerdir. İlk evre şaşkınlıktır, tanıyı öğrenen çocuk ve aile o zamana kadar hiç tanımadıkları, fakat uzun bir süre birlikte yasamalarını ve mücadele etmelerini gerektirecek bir durumla karşı karşıya kalmışlardır. Bu dönemde en sık kullanılan savunma mekanizması inkardır. Çocuk ve aile tanının yanlış olduğunu ileri sürebileceği gibi, hastalığı ve ciddiyetini anlamamış gibi davranabileceklerdir. Bu ilk evre hastalığın kabullenilmesi ve hastalığın tanınması aşamasıdır ve tedavisi ile birlikte hastalığın gidişini önemli ölçüde etkileyecektir. İkinci evre kızgınlık ve içerleme evresidir. Bu dönemde görülen kızgınlığın önemli bir kısmı tedavi ekibine yansıtılır. Bu evreyi kendini suçlu hissetme izlemektedir. Hastalığı kendilerine verilmiş bir ceza olarak algılayabilirler. Hastalık, genetik geçişli ise, suçluluk duygusu artar. Tüm bu dönemlerin sonunda 13

22 hastalığın kabulü beklenir. Bu kabul, tedavinin etkinliğini ve sürekliliğini olumlu yönde etkileyecektir (2, 8, 14, 18). Ailenin gereksinimleri, hastalığın ilk etkileri sırasında ve fiziksel semptomlar arttığında önemli ölçüde büyümektedir. İlk etkiler, tanı öncesinde ortaya çıkabileceği gibi, ailenin bir şeylerin ters gittiğinin farkına varması ile de oluşabilir. İlk etkiyle oluşan huzursuzluklar, tanı sonrasında da aylarca devam edebilir. Fiziksel semptomlardaki herhangi bir şiddetlenme veya ailedeki mevcut dengeyi bozarak ailenin gereksinimlerini arttıracaktır. Hasta çocuğa sahip ailelerde bakım işleri daha çok anneye düşmekte, baba ise yardımcı bir rol üstlenmektedir. Hasta çocuğu olmayan ailelerde de rollerin dağılımı bu şekildedir. Hasta veya özürlü çocuğu alan ailelerde bu durum daha belirgindir. Hem ebeveynlerden her ikisininde çalıştığı ailelerde annenin çalışmasının çocuk bakımı ve ev işleri gibi sorumluluklarının azalmasına veya ortadan kalkmasına yol açmadığı gözlenmektedir (2, 14). Sosyoekonomik gruplar arasındaki rollerde de farklar olabilmektedir. Sosyoekonomik düzeyi orta sınıftaki anneler, bilgi edinmekle yükümlüdür. Genellikle çocuk ile aile ve aile ile hekimler arasında aracı rolü üstlenirler. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük sınıftaki anneler daha fazla stres ve sorumluluk altındadırlar; bu da onların çocuğun durumuna daha fazla toleranslı yaklaşmalarına neden olur. Bu aileler sorunla yüzleşmekten çok, sorunla yaşamayı öğrenirler (2, 3). Aile; öncelikle hastalık nedeniyle çocukta oluşan fizik ve davranış bozukluğunun yarattığı sıkıntı ile karşı karşıyadır. Aileler korku, anksiyete, suçluluk, öfke, depresyon, çarpık düşünceler ve yanlış kavramlar geliştirme gibi değişik duygular içinde olabilirler. Oysa, bu dönemde ailelerden beklenen bu duygularının üstüne çıkabilmeleri ve çocuğun gereksinimlerini giderebilmeleridir. Aileler çocuklarının hastaneye yatışında yanlış kavram geliştirmede ısrar eder ya da aşırı bireysel hırpalanma belirtileri gösterebilirler (3). Kardeşlerin Etkilenme Durumu: Akut dönemde görülen bu sorunlar zamanla sağlıklı kardeşlerin üzerinde çeşitli etkiler bırakabilmektedir. Kardeşler özellikle hastalık durumuna uyum konusunda duyarlıdırlar ve hasta çocukla benzer stres yaşarlar. Sağlıklı olan kardeşte bu dönemde yemek yeme ve uyumada belirgin problemler oluşmaya başlamaktadır. Kardeşler hastalık durumuna karşı depresyon, kızgınlık, kaygı, suçluluk duygusu ve sosyal izolasyon yaşarlar (2, 3). 14

23 Sağlıklı çocukların hasta kardeşlerini ne ölçüde etkilediği ve ne ölçüde etkilendiği konusunun henüz açıklığa kavuşmadığı belirtilmektedir. Bunun nedeninin hasta çocuğun ailenin fonksiyonlarını karmaşık bir şekilde etkilemesi ve bu durumun da sağlıklı çocuğu etkilemesi olduğu düşünülmektedir. Kardeşin hastalığı durumunda, diğer çocuklarda içe kapanıklık, huzursuzluk ve uyum problemleri gözlenebilen başlıca tepkilerdir (14). Kardeşler ciddi hastalık döneminde aile üyelerinin en mutsuz ve duygusal olarak en ihmal edilmiş bireyleridirler. Tüm ilgi ve alâka ciddi hastalığı olan kardeşe yöneltildiğinden sağlıklı olan kardeşin duygusal gereksinimleri göz ardı edilebilir olarak düşünülür ve ilgi ve gereksinimleri önemsenmeyebilir. Sağlıklı kardeş bu dönemde yalnızlık, üzüntü ve anne-babaya ulaşamama duygularını yaşayabilir, anne-babanın sağlıklı çocuktan beklentilerinin artması, anne-babanın ona karşı toleransının azalması gibi durumlar sağlıklı kardeşlerde olumsuz davranışlara neden olabileceği gibi sağlıklı kardeşin duyarlılığın artması, hastalar ve diğerlerine karşı empati kurabilme, sabırlı olabilme ve yaşamın değerini bilme gibi olumlu davranışlar da geliştirmesi mümkün olabilir (2, 3). Bu dönemde sağlıklı kardeş yanlızlık, üzüntü, anne ve babaya ulaşmama duyguları yaşayabilir. Kardeşler, anne-babalarının kardeşlerinin hastalığı ile ilgilenmeleri gerektiğini düşündükleri için kendi isteklerinde kısıtlama yapabilirler. Hasta kardeşin sorumluluğunu alma, ailenin hasta kardeşe olan ilgisini kıskanma, ailenin hastalık sebebi ile evde daha az vakit geçirmesine bağlı olarak daha az ilgilenme gibi problemleri olacaktır. Kardeşinin hastalığından veya fiziksel görünüşünden rahatsız olması, sağlıklı olan kardeşte suçluluk duygusunu yaşatabilecektir (2, 14). Kardeşlerin bu durumdan etkilenmelerinin hastalığın türüne, cinsiyete, yasa göre değişebileceği vurgulanmaktadır. Küçük kız kardeşler ve ağabeyler, abla ve küçük erkek kardeşlerden daha iyi uyum sağlamaktadırlar. Ailenin, kardeşleri çocuğun hastalığı ve tedavisi konusunda bilgilendirilmesi, bu konudaki uyumlarını olumlu yönde etkileyecektir. Sağlıklı kardeşler sosyal açıdan yalıtılmış olabilirler ve ebeveynlerin kendileri ile daha az ilgilenmelerine gücenebilirler (14). Ailenin Hastalığa Verdiği Tepki: Çocuğunun hasta olduğunu öğrenen ebeveyn ve hasta olduğunu öğrenen çocukların değişik koşullardan etkilenmelerine karşın, geçirilen evreler benzerdir (8, 14). İlk evre şaşkınlık tır; tanıyı öğrenen çocuk ve aile o zamana kadar hiç tanımadıkları, fakat çok uzun bir süre birlikte yaşamalarını ve mücadele etmelerini gerektirecek bir durumla karşı karşıya kalmışlardır. Anne-baba için krizin 15

24 başlangıcıdır. Şaşkınlık, tanı aşamasında ortaya çıkar. Olay ailenin olaylarla başa çıkma sınırını zorladığından endişe ve aile düzeninin bozulmasıyla sonuçlanır. Bu evre çok kısa sürer ve çocuğun problemine tanı konulmasından kısa bir süre sonra ikinci evre başlamaktadır. Bu dönemde inkâr bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkar. İnkâr davranışı anne-babaların gerçek tanının yanlış olduğu ümidiyle, ikinci bir yol arama ve dileklerin gerçekleşmesi hayali, savunma olarak adlandırılabilir. Anne-babalar inkâr etme davranışı içine girerler; çünkü bu onlara durumun gerçekliği ile yüzleşmede zaman kazandıracaktır. Çocuk ve aile tanının yanlış olduğunu ileri sürebileceği gibi, hastalığı ve ciddiyetini anlamamış gibi de davranabilecektir. Bu ilk evre hastalığın kabullenilmesi ve hastalığın tanınması aşamasıdır ve tedavisi ile birlikte hastalığın gidişini önemli ölçüde etkileyecektir (2, 8, 14). İkinci evre kızgınlık ve içerleme evresidir. Bu dönemde görülen kızgınlığın önemli bir kısmı tedavi ekibine yansıtılır. Bu evreyi kendini suçlu hissetme izler, niçin ben?, niçin biz? sorularının sorulduğu dönemdir. Hastalığı kendilerine verilmiş bir ceza olarak algılayabilirler. Hastalık, genetik geçişli ise, sorumluluk duygusu artmaktadır. Bazen çocuğa konulan tanı nedeniyle, başkalarını suçlama da söz konusu olabilir. Başa çıkma yöntemleri yeterince kavrandığında keder evresi sona ermektedir. Tüm bu dönemlerin sonunda hastalığın kabulü beklenir. Bu kabul, tedavinin etkinliğini ve sürekliliğini olumlu yönde etkileyecektir Anne-babaların durumlarına uygun başa çıkma yöntemlerini keşfettikleri evredir. Aile bireyleri dışarıdan yardım kabul edebilir ve hayatlarını gerçekçi bir şekilde duruma uyarlayabilirler (2, 8, 14). Son evre kapanış evresidir ve bu evrede anne-babalar çocukların tanısının normal aile yaşantısını bozduğu ve bozmaya devam edeceği gerçeğini kabul eder. Aile, çocuğun aile hayatına uyum sağlaması için yöntemler geliştirir. Şaşkınlık evresi ile başlayan kriz tehlikesi sona ermiştir. Çocuk ve aile, bu evreleri yaşarken çeşitli sebeplerle evrelerden birinde kalabilir ya da bir önceki evreye tekrar dönebilirler. Bu gibi durumlarda profesyonel yardıma gereksinim duyulmaktadır (8, 14). Aile Bireylerinin Gereksinimleri: Çocuk ve aile için hastalık ve hastaneye yatma stresli bir deneyimdir. Çocuğun hastaneye yatmaya verdiği tepkiler yaşı, daha önceki hastane deneyimleri, hastaneye yatmaya hazırlanma, ebeveynlerin anksiyete düzeyi, ebeveynlerle olan ilişkilerle doğrudan ilişkilidir. Çocuğun hastane ortamına, tedaviye uyum sağlamasında ailenin rolü büyüktür. Çocuk, tanıdığı birilerinin yanındayken, 16

25 kendinin daha çok güvende hissetmekte ve emosyonel stresi azalmaktadır. Bu nedenle hastalık boyunca mümkün ise çocuğun aileden ayrılmasını engellemek ya da en aza indirmek önemlidir (11, 18). Çocuğun hastaneye yatması gerektiğinde, tüm ailenin yaşam tarzında önemli değişiklikler meydana gelir. Çocuklar, hastaneye yatırılınca, ebeveynlerin çoğunda korku ve anksiyete görülür. Bu duruma neden olan faktörler arasında çocuğun iyileşmesine yönelik endişelerinin olması, hastane ortamının yabancı olması, çocuğun bakımında kendilerini önemsiz hissetmeleri, suçluluk sayılabilir. Bu nedenle hastanede yatan çocukların bakımında aile merkezli bakım kullanarak, çocuk ve ailesinin bir bütün olarak ele alınması, ailelerin bakıma katılmasının sağlanması, ailenin çocuğun yanında kalabileceği rahat bir ortamın sağlanması çocuk ve aile için önem taşımaktadır (2, 8). Hastalıkla ilgilenme yönünde uygun davranış modeli geliştiremeyen aile, tedavi planını paylaşmakta da yetersiz kalabilmektedir. Buna ek olarak, daha fazla sorumluluk hissi, aile üyelerinin iş düzenlerinin bozulması, uyku ve diğer ihtiyaçlar için daha az zaman kalması da önemli sıkıntı kaynaklarıdır. Sosyal güvencesi olmayan ailelerde ekonomik problemler en önemli sıkıntı kaynağıdır (3). Hastanede iki ile altı yaşları arasında çocukları yatan ailelerin gereksinimleri; (a) hekim ve hemşirelerin olabildiğince dürüst olmaları ihtiyacı, (b) bilgilendirilme ihtiyacı, (c) diğer aile üyelerini bilgilendirme ihtiyacı, (d) personelin dürüstlüğüne güvenme ihtiyacı, (e) desteklenme ve rehberlik edilme ihtiyacı olarak belirtilmektedir (2) AKUT ÇOCUK HASTALIKLARINDA HEMŞİRENİN ROL VE SORUMLULUKLARI Akut hastalığı olan çocuğun hastaneye yatmaya hazırlanması için çok az zamanı vardır. Eğer hastalık yaşamı tehdit edici nitelikte ise ebeveynlerin ve çocuğun anksiyete düzeyleri önemli ölçüde yüksektir. Ailenin anksiyetesini azaltmak için, ebeveynlere ve çocuğa bir birey olarak davranılmalıdır. Hemşire, iletişimi açık tutmalı ve sık aralarla çocuğun durumu hakkında ebeveynlere bilgi vermelidir. Çocukların da yapılacak işlem hakkında bilgi alma hakkı vardır, ancak bu hak sıklıkla unutulmakta ya da ihmal edilmektedir. Yapılacak tedavi ve işlemler konusunda çocuklara bilgi verilmemesi, onların korku ve anksiyetelerini arttırmaktadır. Hemşirenin, çocuğu işlemlere hazırlayabilmesi 17

26 için, her yaş grubundaki çocuğun bilişsel gelişim özelliklerini, endişelerini ve beklentilerini bilmesi gereklidir (1, 8). İletişimdeki yabancılık ve sorunları aşabilmek için hemşire çocuk, aile ve hekim arasında bir köprü niteliğinde sorumluluklara sahip olup hastaneye yatmanın çocuk ve aile üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir (19). Çocuğu ve aileyi psikolojik olarak rahatlatmak en önemli hemşirelik yaklaşımlarından birisidir. Huland ve Donaldson (1989) psikolojik bakımın, psikolojik gereksinimlerini dinleme, gözlem, empati ve iletişim becerileri ile ilgili yaklaşım gösterme olduğunu ifade eder. Gürültülü, mahremiyeti olamayan, rahat olmayan, uyarıların fazla olduğu bir ortam, olumsuz çevre koşullarını gösterir. Dinleyenin gergin, kaygılı, sıkıntılı olması, algılama farklılıkları, iletişim kurmada isteksizlik, duyu organlarındaki bozukluklar iletişimi engelleyen bireysel faktörlerdir. İletişimde bireysel ve çevresel engelleri aşabilme ve iletilenlerin anlaşabilmesi için yüz yüze iletişim kurulmalı, doğrudan, basit ifadelerle anlaşılır bir iletişim sağlanmalıdır. Hemşire vereceği mesaj hakkında bilgi sahibi olmalı, mesaj çift anlam taşımamalı, hemşire verdiği mesajın anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmelidir (20). Çocuk hemşireliğinde amaç; aile ve toplum içinde çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden sağlık ve esenliğini koruma, geliştirme, hastalık durumunda ise iyileştirmeye yönelik kapsamlı hemşirelik bakımı vermektir. Çocuk hemşiresi; çocuğun erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik ve psikolojik özellikleri bulunduğunu, algılama sürecinin henüz tam gelişmemiş olduğunu fakat devamlı bir gelişme gösterdiğini, hastalığı algılama ve hastalığa tepkisinin, kronolojik yaş ve gelişimsel özelliklerine göre farklılık gösterdiğini bilmelidir. Çocuğa aile merkezli bakım verilmesi gerektiğini bilmeli, yaş ve gelişim düzeyine göre sözel ve sözel olamayan iletişim tekniklerini kullanabilmelidir (6). Hemşirenin Hasta Çocuğa Karşı Sorumlulukları: Hastaneye yatış tüm çocuklar için endişe yaratan, olumsuz bir deneyimdir. Bu olumsuz deneyimi çocuk için en az stresli hale getirmek amacıyla hastalık ve hastane yatışa yönelik bilinçli bir hazırlık yapılması gerekir (8, 11). Bu nedenle çocuğa açıklamalar yapılmalı, açıklamalar sırasında soru sormasına ortam hazırlanarak, sorduğu sorulara doğru ve anlayacağı biçimde yanıtlar verilmelidir. Çocuklara hasta olduğu ve iyileşinceye kadar, bir süre hastanede yatması gerektiği, hastanede kendisiyle ilgilenecek çok sayıda sağlık personeli olduğu anlatılmalıdır. Servise giderken oyuncak, yastık, çarşaf ya da battaniye gibi sevdiği bir eşyayı yanına alabileceği söylenmeli, servis hemşiresiyle tanıştırılarak ünitesine götürülmelidir (1). 18

27 Çocuğun hastaneye kabulü öncesinde yatısın uzunluğuna tanısının ciddiyetine gelişim yasına dayanarak en uygun oda ve yatak çocuk için hazırlanmalıdır. Hemşire önceden çocuğun adını öğrenmeli ve çocuğa adıyla hitap ederek kendini tanıtmalıdır. Böylece çocuklar kendisinin hemşire tarafından kabul edildiğini düşünerek ilişkileri daha olumlu olmaktadır. Kabul aşamasında çocukla ilk görüşmeler aile ile birlikte yapılmalı, hemşire çocuk ve ailesiyle tanışmalıdır (21). Kabul işleminin başlangıcında muayene ve kan alma gibi bir ilsem varsa hemşirenin çocuğa ismiyle hitap ederek kendini tanıtması çocuğa birey olarak değer verdiğini gösterir. Aile ile konuşurken, çocuğun çevre ile ilgilenmesine fırsat verilmeli, çocuğa direkt sorular sorulmamalı, önce oyuncağı aracılığı ile çocukla konuşulmalı ve çocuk için güvenli bir ortam yaratılmalıdır. Kabul sırasında oyun oynama ve hikaye anlatma yöntemi ile tedaviyi açıklamalıdır. İyi bir karşılama hasta çocukta hemşirenin kendine değer verdiği, saygı duyduğu duygusunu oluşturacak ve hemşireden kabul gördüğünü düşündürecektir. Bakımın ve uyumun sağlanmasında hemşire aileye yardımcı olacak olan sağlık profesyonellerinin önemli bir üyesidir. Aile üyelerinden birinin hastaneye kabulü durumunda diğer üyelerin desteklenmesinde hemşireler bir anahtar pozisyonundadır (7, 9, 22). Çocuklar; hastalıkları ve hastaneye yatışlarına karşı yanlış tepkiler verebilirler. Sağlık personeli, çocukların yanlış olan bu tepkilerini bilerek düzeltici yaklaşımlarda bulunmalıdır. Çocuğun hastaneye yatışında hazırlıkla ilgili hemşirelik eğitiminin devam etmesi gerekir. Yapılan eğitimin yararlı olması için çocuğu iyi anlamak gerekir. Bunun için de her çocuğun ayrı bir birey olduğu, farklı algılama düzeyi ve deneyimlere sahip olduğu göz önüne alınmalıdır (11). Hemşirenin Aile Bireyine Karşı Sorumlulukları: Hastaneye yatma durumu hastanın olduğu kadar hasta yakınlarını etkileyen bir olaydır. Çünkü çocuğun hastaneye kabulü ile aile bütünlüğü bozulmaktadır (20, 23). Hemşire, aileye tanı anından başlayarak anlayabileceği bir şekilde bilgi vermelidir. Bu bilgi çocuğun hastalığı ve tedavisi, komplikasyonları, şu anki durumu, yapılacak uygulamalar ve hizmetleri içermelidir (24). Sağlık personelinin özel durumu olan çocuğa ve ailesine yaklaşımlarında, empati çok önemli bir ayrıntıdır. Hemşireler, genellikle aileyle en sık etkileşimde bulunan sağlık personeli grubudur. Hekim ve diğer sağlık personelinin aile içi ilişkileri son derece iyi kavraması gerekir. Ebeveynlerin aynı durumdaki diğer ebeveynlerle ilişkide olmaları onlara yardımcı olacaktır. Ortak duygu ve düşünceler paylaşılacak, ortak sorunlarla birlikte 19

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU

ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU Hemşire Deniz YALÇIN Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma Ve Uygulama Merkezi Pediatri Hematoloji Onkoloji Kliniği Servis Sorumlu Hemşiresi Sunum Planı Hastanın servise kabulü

Detaylı

HASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ

HASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ HASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ Prof.Dr. Güler CİMETE II. Çocuk Sağlığı sempozyumu 29 Mayıs 2009 İstanbul Çocuklarda Hastalık kavramı Gelişimi 0-2 yaş; Anlayamama, akıl erdirememe

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin

Detaylı

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Yasemin ELİTOK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması, Toplumun bilgi seviyesinin

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları

Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları Araş. Gör. Betül Mammadov Kronik hastalık nedir? Kronik hastalık,

Detaylı

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri MADDE BAĞIMLILIĞI BAĞIMLILIK Bağımlılık, bireyin kendi ruhsal ve bedensel sağlığına

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ

Detaylı

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM Gamze Varlı Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi Klinik Eğitim Hemşiresi Sunu Planı Hemşirelik ve hasta/hasta yakınları eğitimi

Detaylı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Yük. Hem. Gül Şav Özaydemir Danışman Hemşire EUKAM E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi ABD XIX. Ege Onkoloji Günleri 6-7 Nisan 2015 İzmir «Kanserle mücadele

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi Kanserli Hastalar Tarafından Sık Sorulan Sorular Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi Hastaların Soruları Tıbbi tedavi Otonomi

Detaylı

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU OKUL KORKUSU Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenin kötüye kullanımını üç ana başlıkta ele

Detaylı

Tedavi sürecinde sık sık evden ve okuldan uzak kalmak, alıştıkları sosyal destekten uzak kalmalarına sebep olur. Bazı çocuklar içe kapanabilir.

Tedavi sürecinde sık sık evden ve okuldan uzak kalmak, alıştıkları sosyal destekten uzak kalmalarına sebep olur. Bazı çocuklar içe kapanabilir. ÇOCUK VE HASTALIK Tanı ve Tedavinin Psikolojik Etkileri Nelerdir? Kanserin çocuklar üzerinde fiziksel, psikolojik veya bilişsel etkileri olabilir. Bir çocuğun bu etkilerle nasıl baş edeceği bireysel faktörlere

Detaylı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:

Detaylı

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU! Risk Faktörleri BİRECİK RAM Tedavi İçin Psikolojik sorunları olan ya da herhangi bir madde bağımlılığı bulunan ebeveynin çocukları daha büyük risk altındadırlar. Madde kullanan ve tedavi olmak isteyen,

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ Özgüven Nedir? Özgüven en basit tanımıyla kişinin kendisine güvenmesidir. Daha geniş anlatımla, kişinin yapabildikleri ve yapamadıklarıyla, olumlu

Detaylı

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ Rehberlik Bilgi Bülteni Ekim 2014 IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ İLKOKUL ÇAĞI ÇOCUKLARDA RUHSAL OKUL SÜREÇLERİ KAYGILAR VE SORUMLULUKLAR EYVAH ÖDEVİM VAR! 1 Sevgili Velilerimiz, En değerli varlıklarımız olan

Detaylı

AFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri

AFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri AFET PSİKOLOJİSİ GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri Afet Sonrası Risk Altındaki Gruplar Doğrudan Etkilenenler Tanık olanlar İzleyiciler AFET SONRASI DUYGUSAL AŞAMALAR İLK VURMA AŞAMASI ACİL DURUM AŞAMASI

Detaylı

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ FARKLI GELİŞENLERDE UYKU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ www.algiabaterapi.com Uyku karmaşık, beyin işlevi ve psikoloji ile ilgili yaşamsal bir durumdur. Uyku, çocuğun biyolojik

Detaylı

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi Eylemin psikolojisi Kadının psikolojik olarak eyleme ve doğuma uyumu ile ilgilidir. Bu da doğrudan doğum sürecinin seyrini etkiler. Bu faktörlerden herhangi birinin

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ Değerli anne babalar; Her insan, yaşamını sürdürmek ve gelişmek için başka insanlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçları karşılamak için arkadaşlık ilişkileri, sosyal alandaki en önemli

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Stres Nedir? Stres bir insan için baskı, gerginlik, rahatsız edici çevresel faktörler veya duygusal tepkiler anlamında gelmektedir. Kişinin bedensel

Detaylı

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü Yaşam başlangıcından ölümüne kadar, sağlık ve hastalık durumunu anlama, uygun girişimleri planlayarak sorunu çözme sorumluluğuna sahip olan hemşirelik; insanı ele alan

Detaylı

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması Prof. Dr. Esra ÖMEROĞLU Arş. Gör. Osman BASĠT Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi A.B.D Tematik Yaklaşım Tematik

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Kardeş Kıskançlığı Nedir? 1 Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeş kıskançlığının önlenebilmesi için, hamilelik döneminden başlanarak, çocukları kardeş olgusuna hazırlamak gerekir. Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk

Detaylı

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

EBEVEYNLİK BECERİLERİ EBEVEYNLİK BECERİLERİ Doç. Dr. Koray KARABEKİROĞLU 21.Ekim.2010, ANTALYA www.cocukhayat.com 1 SUNUM İÇERİĞİ Anne-baba olmak Ebeveynlik tutumları Türkiye de ebeveynler Özel durumlar Ebeveyn-doktor ilişkisi

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi. Nesibe YEŞİLÇAM

Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi. Nesibe YEŞİLÇAM Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi Nesibe YEŞİLÇAM Sunu İçeriği Yaşam Sonu Bakım Yaşam sonu bakımda, bakım verici Kültürel Etkinlik Kültürel Yeterlilik Modelleri Vaka

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Eğitimde Rehberlik *Rehberlik, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesini ve doyum verici

Detaylı

HASTA VE YAKINLARININ EĞİE. Hazırlayan Cihan Arabacı PROSEDÜRÜ

HASTA VE YAKINLARININ EĞİE. Hazırlayan Cihan Arabacı PROSEDÜRÜ HASTA VE YAKINLARININ EĞİE ĞİTİMİ Hazırlayan Cihan Arabacı Eğitim Hemşiresi PROSEDÜRÜ 1 HASTA VE YAKINLARININ EĞİTİMİ Hasta ve yakınlarının tedavi ve bakım süreçlerine katılımı, hem hastanın kendisini

Detaylı

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Gençlerde DEHB nin Öğrenim Hayatı Üzerine Etkileri Dr Aytül Karabekiroğlu Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocuğun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği,nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları nasıl

Detaylı

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Günü Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Gününe ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalımızın bilgilendirme metni:

Detaylı

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir.

Bu nedenle ebeveynlerin duygu, ifade ve davranış olarak tutarlı, kararlı ve pozitif bir tavır sergilemeye çalışmaları gerekmektedir. Çocuk, ihtiyacı olan tüm bilgi ve becerilerle donanımlı olarak dünyaya gelmez. Çocuğa yeni öğrenme fırsat ve olanakları sağlayan çevre, onun gelecekteki başarısı açısından önem taşır. Bu nedenle erken

Detaylı

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ Yaşamımızın her alanında sürekli olarak gelişim ve değişim yaşarız. Yaşanan gelişim, biyolojik kültürel ve bireysel faktörlerin ortak ürünüdür. Gelişimsel değişimin bir parçası olarak

Detaylı

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN OKULA UYUM SÜRECİ BİR ÇOCUK İÇİN OKUL, DAHA ÖNCE HEMEN HEMEN HİÇBİRİNİ TANIMADIĞI ÇOK SAYIDA ÇOCUKLA KARŞILAŞMA ZORUNLULUĞUYLA, UYULMASI

Detaylı

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Fatih Öncü Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolojik taciz Bedensel Ruhsal Bedensel ve ruhsal Çalışma hayatında mobbing veya psikolojik

Detaylı

ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI

ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI İçerik ÖLÜMDEN SONRA CESEDİN BAKIMI ÖLÜMÜ YAKLAŞAN HASTANIN DUYGULARI ÖLÜMCÜL HASTAYA YAKLAŞIM YAKLAŞAN ÖLÜM BELİRTİLERİ ÖLÜMCÜL VE AĞIR HASTANIN FİZİKSEL GEREKSİNİMLERİNİN

Detaylı

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın

Detaylı

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK Evlilik çatışması özellikle aile stresinin yüksek olduğu; *Düşük sosyoekonamik düzeydeki *Psikolojik tedavi gören çocuğun olduğu *Anne ya da babanın psikolojik sorunlarının olduğu

Detaylı

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine OKUL FOBİSİ Okullar eğitim-öğretim süreçlerine başlarken çocuklarda en temel karşılaşılan sorunlardan biri okul fobisidir. İlk defa böyle bir durumla karşılaşan ebeveynler şaşırmış bir halde en uygun çözümü

Detaylı

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde İş Adı SONRASI travmatik deneyimlerle ilgili rüyalar ortaya STRES (TSS) NEDİR? karşılaşılmasından yıllar çıkabilir. Travmatik bir deneyim sonra bile pek çok çocuk (travma) gerçek ölüm ya ve yetişkin, travma

Detaylı

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler Uzm. Ahu ÖZTÜRK Doç. Dr. Melike SAYIL, Doç. Dr. Asiye

Detaylı

YATAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

YATAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hasta Değerlendirme Kurulu Adem Aköl Kalite Konseyi Başkanı Sinan Özyavaş Kalite Koordinatörü 1/5 1. AMAÇ Bu prosedürün

Detaylı

Dr. A.Y. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekoloji Kliniği Uzman Hemşire Sakine Yılmaz

Dr. A.Y. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekoloji Kliniği Uzman Hemşire Sakine Yılmaz Dr. A.Y. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Jinekoloji Kliniği Uzman Hemşire Sakine Yılmaz Terminal Dönemdeki Bakım Vericinin Desteklenmesi İçin "İyi Bakım Verici Olabilmek" Dünyada Kanser Yükü(2012)

Detaylı

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Nedir? Günlük rutin işleyişi bozan, Aniden beklenmedik bir şekilde gelişen, Dehşet, kaygı ve panik yaratan, Kişinin anlamlandırma

Detaylı

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004 EVDE BAKIM HİZMETLERİ Ayşe Güler Aralık 2004 Tanım Bireylere yaşam siklusu içinde, kendi yerleşim alanlarında sağlık hizmeti sağlayan, sağlık bakım sunum sisteminin geniş ve bütüncül bir parçasıdır. Diyabet

Detaylı

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012

AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 AFYONKARAHİSAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ GRUP REHBERLİĞİ PROGRAMI.. KASIM 2012 1 2 İnsanların özellikle de çocukların, doğa şartlarına olduğu kadar toplum şartlarına ve kurallarına da uyum sağlaması

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Şimdi 10 kişiden 1 2050 de 5 kişiden 1 2150 de 3 kişiden 1 gelişmekte olan ülkelerde nüfus yaşlanması

Detaylı

Danışman Olarak Hemşire

Danışman Olarak Hemşire ÜNİTE 6 Danışman Olarak Hemşire Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Danışmanın ne olduğunu, Danışmanın yararlarını, Danışmanın kimlere yapılabileceğini? Danışmanın tekniklerini, öğrenmiş olacaksınız.

Detaylı

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU Yaşam boyu ruh sağlığı ile ilgili riskler Ruhsal hastalıklara yatkınlık ve dayanıklılık Prognoz Olumsuz etkenler Koruyucu etkenler Bireysel

Detaylı

Her aile çocukları olacağını öğrendiğinde, hatta bundan önceki süreçlerde de doğacak çocuklarının mükemmel olması temelinde hayaller kurar. Bu doğal süreç içerisinde problemli bir çocuğun doğması fikri

Detaylı

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Evlilikte uyum ve Dayanışma Evilik, iki kişinin farklı değerler, farklı kültürlerle ve iki ayrı aile öyküsüyle bir araya geldikleri ve kendilerini

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL 1 Birleşmiş Milletler Örgütünün yaptığı tanıma göre adölesan; 15-25 yaşları arasında öğrenim gören, hayatını kazanmak için çalışmayan

Detaylı

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ ÇOCUK NEDEN OKULA BAŞLAMALI? Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır. İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü

Detaylı

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU, Çocuklarda okula gitmek istememe durumu olarak tanımlanmaktadır. OKUL KORKUSU, Her çocukta rastlanan

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı Proje kapsamında verilerin elde edileceği hastanede onkoloji hastaları ile çalışan tüm hemşireleri içine alan bir program yapılması kararlaştırıldı. Hemşirelerle

Detaylı

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü Dr. Fatma Fariha Cengiz, Dr. Gülhan Cengiz, Dr. Sermin Kesebir Erenköy RSHEAH, İstanbul 29 Mayıs Hastanesi,

Detaylı

ERGENLİK=ADOLESAN=GENÇLİK DÖNEMİ VE ANNE-BABALAR

ERGENLİK=ADOLESAN=GENÇLİK DÖNEMİ VE ANNE-BABALAR ERGENLİK=ADOLESAN=GENÇLİK DÖNEMİ VE ANNE-BABALAR Psikolog Fatma AKPAKIR fatmaakpakir@gmail.com ADOLESAN=ERGEN KİMDİR? Fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı cinsel ve psikososyal olgunlaşma ile başlayan,

Detaylı

2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı, kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır.

2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı, kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır. KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM ORTAK HİZMETLER DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA ŞUBESİ. 2014 2015 Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı, kapsamlı

Detaylı

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler Zihinsel yetersizlik üç ölçütte ele alınmaktadır 1. Zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma 2. Uyumsal davranışlarda yetersizlik gösterme 3. Gelişim

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR... v KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI... vii YAZAR HAKKINDA... ix 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE 1.1. ÜSTÜN YETENEKLİLİĞE TARİHSEL BAKIŞ...

Detaylı

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI BİLDİRİ AKIŞI Bildiri ekibinden bir araştırmacının aşağıda belirtilen bilimsel program gününde posterini belirtilen poster numarası için ayrılmış panoya asması, gün sonunda teslim alması zorunludur. Belirlenen

Detaylı

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir. SOSYAL FOBİ Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme yada küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır. Ve kişi bu korkunun

Detaylı

İyi Ölüm. 28-29 Haziran 2016, Kanserde Destek Tedavileri Sempozyumu, Adana

İyi Ölüm. 28-29 Haziran 2016, Kanserde Destek Tedavileri Sempozyumu, Adana İyi Ölüm Neden Ölümü Konuşuyoruz? Rindlerin Ölümü Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde; Yahya Kemal Beyatlı Vara vara vardım ol kara taşa Hasret kodun beni kavim kardaşa Sebep gözden akan bu kanlı yaşa

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014 AİLE İÇİ ŞİDDET Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU (FOBİSİ) NEDİR? Okula yeni başlayan bir çocuk için okul daha önce hemen hemen hiçbirini tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşma zorunluluğuyla, uyulması

Detaylı

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM BENİ KOŞULSUZ SEVİN! OTİZM NEDİR? O Bireyin sosyal iletişimini, dil

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity İskender GÜMÜŞ* Nebi Sümer, Nevin Solak, Mehmet Harma İşsiz Yaşam: İşsizliğin

Detaylı