Bir kıssadan hisse olarak fazla konuşmaya gerek üzerinde. Öyle mi?..

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bir kıssadan hisse olarak fazla konuşmaya gerek üzerinde. Öyle mi?.."

Transkript

1

2 İçindekiler Proletaryanın toplumsallaşıp toplumun proleterleştiği, yoksulluğun ve yoksunluğun gün geçtikçe derinleştiği, kendi ideolojisini yaratarak ilerlediği, meta ilişkilerinin düşkünleşmeyi sığlaşmayı daçoğalttığı bir süreç bu. Sınıf hareketinin kıpırdanma sinyalleri verdiği bu süreçte metamarka bağımlılığı kendi ilişki ve kültürünü de yaratıyor. Bir takım eşyalara sahip olabilmek için çabalamakla geçiyor insanlığın yaşamı. Metalar bir ihtiyacı gidermenin aracı olmasının dışında, bir arzu nesnesi olarak sunuluyor pazara. İhtiyacın karşılanması değil sahip olma ilkel güdüsünün pazarlamanın yarattığı arzunun tatmini belirleyici hale geliyor. Üretimin sürekliliği karşısında bu arzunun tatmini de ancak anlık ve kesitsel kalıyor. Yeni arzular yaratmanın sürekliliği de böylece sağlanmış oluyor. Beyinleri işgal eden bu durum toplumsal ilişkilere de yansıyor, bireyler arası ilişkiler meta dolayımlı kuruluyor. Metalar araçsallığını yitirip, amaçlaşıyor. Burjuvazi ağlarını çok derinden atıyor, dipleri tarayan ağ doğal yaşamı bozuyor. Metalara sahip olma güdüsü, sadece ona sahip olacak maddi güce sahip olanları değil, en derin yoksulluğu yaşayanlar dahil tüm emekçileri sarıyor. Işıl ışıl vitrinlerin, reklamların cazibesi sarıyor insanları. Burada burjuva kültürideoloji, kitleleri egemenliğine almanın yeni görünmez bağını da oluşturuyor. Hiç farkından olmadan kuşatıyor. Sarsılıp kendinize gelmeniz için bir dış kuvvetin varlığı gerekiyor çoğunlukla. Burjuvazi düşünmenize hiç fırsat vermiyor çünkü. Gün 24 saat çevrelenmiş durumdayız zira. Durumunuzun bilincine varmamız, tutsaklığımızı farketmeden buradan çıkmamız da kolay değil. Ne yapmak lazım? Nasıl girdiysek o sarmala o şekilde çıkmak belki Hoşa gitmeyen bir benzetme olacak belki ama Hindistan da şöyle bir canlı maymun yakalama yönteminden bahsedilir. Öncelikle içi boşaltılan bir hindistan cevizinin içine maymunların sevdiği çeşitli meyveler konur ve tekrar kapatılır. Kapatıldıktan sonra hindistan cevizinin üzerine bir maymunun elinin ancak düzaçık olarak girebileceği kadar bir yarık açılır. Sonra bu hindistan cevizi bir ipe bağlı olacak şekilde bir ağaca asılır. Meyvelerin kokusunu duyup gelen maymun meyvelere ulaşabilmek için elini yarıktan içeri sokup, avuçlayarak çıkarmaya çalışır. Bu mümkün değildir oysa. Yarık çok dar olduğundan meyveler elindeyken çıkamaz. Zavallı maymun bu durumu çözmeye çalışırken avcı ipi çekiverir. Hindistan ceviziyle birlikte maymun da avcının elindedir artık. İstatistiklere göre bu yöntemle her 100 maymundan 95 i yakalanmakta, ancak %5 i kendini kurtarabilmektedir. Meyvelere sahip olma güdüsü maymuna kölelik getirmektedir. Avcı ipi çektiğinde meyveleri bırakıp elini kurtarma şansı ve zamanı var ama bunu yapamıyorlar, çok azı başarıyor. Maymun tuzağa düştüğünü ancak avcının elleri arasında farkedebiliyor. Ama artık çok geçtir Tuzaktan kurtulabilmesi için ellerini nasıl soktuysa hindistan cevizinin içine öyle çıkartması gerekir. Bir kıssadan hisse olarak fazla konuşmaya gerek üzerinde. Öyle mi?.. Son söz olarak şunu söyleyelim! Önce ellerimizi açıp tuzaktan kurtulmalı, sonra o elleri yumruk haline getirmeliyiz. Avcı orada durduğu sürece tuzaklar hiç bitmeyecektir. İşçi sınıfının özlemleri burjuva demokrasisine 3sığmaz 4Direnişin üzerindeki bu durgunluk atılmalıdır Direniş günlüklerinden Mert Kapitalist MEB 7. Alarm Zamanı gelmedi mi? 89 Proleter demokrasi konseyler demokrasisidir 10 Daha ne bekliyoruz? Ankete sığmayan dünyamız İşçiler zehirlendi ama bize inanmadılar! Her ulus aslında iki ulustur Kapitalizmden sektör manzaraları Ulucanlar unutulmayacak Bir varmış bir yokmuş Boykota gel Dengbêjî kültüründen hiphop a Dünya UPS işçileri ile dayanışmadaydı Fransa da genel grev 16 İsviçre de referandum İşçi Meclisi Yerel Süreli Siyasi Dergi Sayı:2 Pina Basım Yayın Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi: Hüseyin Kezik Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ali Filizler Yönetim Yeri: Bereketzade Mah. Büyükhendek Cad. Portakal Sok. Mavili Apt. No: 2/11 Beyoğlu/İSTANBUL Telefon: Baskı: Özdemir Matbaacılık Davutpaşa Cad. Güven Sanayii Sitesi C Blok No:242 Topkapı/İSTANBUL Tel: Fiyat:1 YTL

3 Referandum, Evet seçeneğinin bariz farkıyla sonuçlandı. Her biri kendi başına önem taşıyan ve önümüzdeki süreci etkileyecek göstergelerin ortaya çıktığı referandumun en temel sonucu, geri tipte burjuva demokrasisinin anayasa önde gelmek üzere tüm unsurlarıyla pekiştirilmesi yönündeki adımların kitlelere benimsetilmesi oldu. Evet oylarının ezici üstünlüğünü yaratan, kampanya dönemi boyunca sol dan rol çalan AKP dir. AKP, siyasal rakiplerinin AKP karşıtlığı kısırlığında yürüttüğü kampanyayı boşa çıkardı. Ağır işsizlik, güvencesiz çalışma, iş cinayetleri, amansız yaşam koşulları altındaki işçi ve emekçi kitlelerin dikkatini 12 Eylül ün defterini dürme, darbeler dönemini kapatma ve ileri demokrasi söyleminde topladı ve bağımlı burjuvazi adına en etkin ve yaygın burjuva demokrasisi propagandasını yürüttü. Sonuç itibarıyla, referandum sonucuyla yeni bir anayasanın yapılmasının önü açılmıştır; burjuvazinin istekleri doğrultusunda istikrarlı bir siyasal yapının yeni dengelerini oluşturacak yeni bir anayasanın hazırlanması adımları hızlanacaktır. Önümüzdeki bir yılı, genel seçimlere kadar olan süreci belirleyecek olan da yeni anayasa tartışmaları olacaktır. Referandum sonuçlarıyla burjuvazi, yeni anayasa için toplumsal düzeyde siyasal desteğini güçlendirmiştir. Yeni bir anayasa, burjuvazinin ortak programı ve hedefidir. Burjuvazinin yeni anayasası, parça parça 17 kez değişiklik yapılmış faşist 12 Eylül anayasasının bir bütün olarak değiştirilmesini hedefleyeceği gibi, Türkiye cumhuriyet rejiminin başından itibaren sürekli kriz unsuru olarak var olan dinlaiklik ilişkisi ve yakıcılaşan Kürt sorununun burjuva liberal reformist çözümlerini de içerecektir. Ayrıca yeni anayasa Türkiye bağımlı burjuvazisi ve kapitalizminin gelişme düzeyine uygun olarak devlettoplumbirey ilişkilerini kapitalizmin gelişim dinamiklerinin önünü açacak ve hızlandıracak yönde yeniden düzenleyecek bir siyasal hukuksal metin olacaktır. Anayasanın içeriklendirilmesi ve hazırlanma sürecine ilişkin burjuvazi içerisinde kimi önemli farklar olmakla birlikte emperyalist burjuvazinin hedefleriyle de içiçe geçmiş olarak yeni anayasanın ruhunu ve felsefesini oluşturacak olan neoliberalizmdir. Burjuvazinin hedefleri referandumun sonuçlarının açıklandığı gece Başbakan Erdoğan tarafından, ertesi gün itibariyle de TÜSİAD vd. tarafından açıklanmıştır. «İleri demokrasi», katılımcı demokrasi, 21. yüzyıl anayasası gibi neoliberal kapitalist vahşi sömürü koşullarını gizleyen yaftalı ifadeler kullanmalarını ayırırsak, rejimin sadece 12 Eylül faşizminin oluşturduğu yapı ve koşullarını değil, cumhuriyet rejiminin tarihsel toplumsal siyasal kriz yaratıcı unsurlarını da ortadan kaldıracak ve daha istikrarlı kılacak bir burjuva toplumsal, siyasal hukuksal sistem oluşturma sürecine girilmiş olduğu bu açıklamalardan da anlaşılabilir. Bu gelişmeler, işçi sınıfı ve devrimci öncülerinin mücadeleyi yeni bir çizgiye taşımalarını zorunlu kılmaktadır. Ortaya çıkan ve hız kazanan siyasal toplumsal koşullardaki değişimi görmeyen ve buna karşılık oluşturacak bir mücadele hattına girmeyen her yapı, tutuculaşan konjonktürel bir muhalefet örgütü olarak kalmaya, üstelik karşı çıktığı geri düzeydeki burjuva demokrasisinin çekim alanına girip eriyip dağılmaya mahkumdur. İşçi ve emekçilerin onyıllarını mezara gömen 12 Eylül rejiminin kanlı mirasıyla gerçek hesaplaşma, TÜSİAD dan, AB den, Kürt burjuvazisinden bir fazlasını söyleyerek değil, bizzat işçi sınıfının devrimci sosyalist siyasallaşmasını sağlayarak, militan bir sosyalist işçi demokrasisini işleterek gerçekleşecektir. Gazetemiz İşçi Meclisi, referandum sürecinde boykot taktiğini bir alternatif olarak içeriklendirdi. Komünistler ve devrimci işçiler açısından boykot, sadece rejimin önceki faşist siyasal yapısına karşı değil, değişen ve hakim hale gelen geri tipteki burjuva demokratik yapısına karşı da sosyalist işçi demokrasisi ve sosyalist anayasa alternatifleştirilerek ileri sürüldü. Boykot taktiğinin ileri sürülmesinin de ötesinde asıl ayırt edici olan da burjuva demokrasisine karşı sosyalist işçi demokrasisinin, burjuvazinin yeni anayasasına karşı sosyalist işçi anayasasının çıkartılmış oluşudur. Burjuva demokrasisinin yapı ve işleyişine karşı alternatif oluşturmayı sadece geleceğin değil, bugünün sorunu olarak görüyoruz. İşçi sınıfının kapitalizmi, burjuva sınıf diktatörlüğünü yıktıklarında nasıl yöneteceklerinin bilinciyle, sosyalist demokrasinin bilinciyle bugünden kendisini eğitmesi gerekir. Burjuva demokrasisinin eleştirisiyle ve sınıf örgütlenmelerinde kazanacağı deneyimlerle bu yönde eğitilmeyen bir sınıf kapitalistlerin iktidarını yıksa dahi kendisi yöneten bir sınıf olamaz. Bugün işçi sınıfının siyasal, ekonomik, kültürel mücadelelerinin burjuva demokrasisinin sınırlarını açığa çıkartacak yönde geliştirilmesi, burjuva demokrasisinin işçilerin kölece çalışma ve yaşam koşullarında bir değişiklik oluşturmayacağının gösterilmesi, sosyalist demokrasinin çok daha gelişkin bir demokrasi biçimi olduğunun açıklanması ve tüm bu mücadelelerin sınıfın özgirişkenliğini, karar alma ve uygulama yeteneğini geliştirecek biçimde örgütlenmesi politik örgütsel hattımızı oluşturmaktadır. Referandum süreci bir başlangıçtır; önümüzdeki dönemde siyasal mücadelemizin üzerinde yükseleceği temel budur.

4 İşçi Meclisi: Direniş 70 li günlerini bitiriyor, bu süreçte istenilen etki yaratıldı mı? UPS direnişçisi Tezcan: Maalesef yaratılamadı. Direnişte yeterli bir hareketlilik yakalanamadı. Sadece 1 Eylül de basın açıklaması yapıldı. 15 Eylül de de basın açıklaması gibi bir hat çizilmişti fakat yapılmadı. İ.M.: Neden yapılamadı? Tezcan: Bilmiyorum, bir toparlanma sağlanamadı, temsilcimiz de şehir dışında olduğu için böyle oldu galiba. İ.M.: Aslında burada direnişçi işçinin ve diğer sendikalı işçilerin bu direnişte yeterli biçimde söz sahibi olmadıklarını görüyoruz. Bugün genel anlamda bütün sendikalara bakacak olursak böyle olduğunu görürüz. Birileri şunu yapın der, işçiler de onu yaparlar; özünde direniş ve sendika işçilerindir, işçilerin kendi mücadelelerinde söz sahibi olması gerekir. Tezcan: Doğru söylüyorsunuz peki bu duruma karşı ne yapabiliriz? İ.M.: Kimseden bir adım atmasını beklemeden kendimiz adım atmalıyız. Kamuoyunu bu direnişten haberdar etmeliyiz. Tezcan: Kamuoyunu bilgilendirmek gerçekten çok önemli. Diğer sendikalardan yeteri kadar bir destek görmedim, sadece 1 Eylül deki basın açıklamasına temsili düzeyde katıldılar, daha sonrasında direniş alanına hiç gelmediler. Bir siz geliyorsunuz işte. İ.M.: Direnişe başladığınızdan beri ailevi durumlarınız nasıl? Tezcan: Her gün evde eşimle gerginlik yaşıyoruz. Evde buzdolabı bomboş. Bunu gördükçe moralim bozuluyor. Zuhal (Tezcan ın eşi): Mesela bu gün evde temizlik yapıyordum, halıları yıkamak için deterjan lazımdı, ama paramız olmadığı için deterjan alamadım. Dolabımız bomboş, bir misafir gelse önüne bir kap yemek koyacak durumda değiliz. Biz de zaten yemeği alt katımızdaki kayınbabamlarda yiyoruz. Tezcan: İşsizlik maaşı alabilmek için İşKur a başvurdum, patronun beni sorunlu olarak işten attığını söylediler. Yani patronu haklı gösteriyorlar. Ayrıca 8 ay tam sigortalı çalışmam gerekiyormuş işsizlik maaşı alabilmem için. Yani anlayacağınız İşKur un da kime hizmet ettiğinin farkına vardım bu sayede. (Sohbetimize direnişçi işçinin yeğeni aynı zamanda meslek lisesi öğrencisi olan Ahmet de katıldı.) İ.M.: Kaçıncı sınıfa gidiyorsun? Hangi bölümde okuyorsun? Ahmet: Ben daha lise 4 e yeni geçtim. Klima bölümünde okuyorum. Yeni staj görmeye başladım, günde 34 tane klima monte ediyorum ustamla beraber. Hatta geçen gün, yani ilk başladığım gün, gece da eve dönebildim. Anlayacağınız ilk günden iş saati uzadı, devam eden günlerde ne olur bilemiyorum. İ.M.: Senin gibi olan diğer arkadaşların da var onların da bir dizi şikayetleri var aslında. İşçi Meclisi nde meslek lisesinden bir arkadaşımızın mektubu var, o da senin gibi sorunlar yaşıyor. İleride bir araya gelmeniz gerekiyor, sorunlarınızı paylaşıp çözüm yolları aramanız gerekiyor. Tezcan: Ben bir işçiyim, yeğenim ise öğrenci ama bakıyorum da yeğenimle aynı sorunları paylaşıyoruz. İ.M.: Bundan sonra direnişe nasıl bir yön verilmelidir? Tezcan: Artık bu durgunluk direnişin üzerinden atılmalıdır ve atacağız. Ayrıca kamuoyunu bilgilendirecek işlere kalkışmalıyız. İ.M: Son olarak İstanbul ve İzmir deki UPS deki sınıf kardeşlerin de direniyorlar, onlara dair ne düşünüyorsun? Tezcan: Onların direnişleri baya ses getiriyor ama ben burada tek olduğum için onlar kadar ses getiremiyoruz. Ama bundan sonra bizim de burada kendi çapımızda yapacak şeylerimiz olacak. İstanbul ve İzmir deki direnişler bize moral veriyor.

5 Türkan Albayrak, Paşabahçe Devlet Hastanesi nde taşeron Piramit A.Ş. de temizlik işçisiydi. Diğer işçilerle sendikal örgütlenme başlatarak Türkİş e bağlı Sağlıkİş Sendikası na üye oldular. Üye olduktan sonra ise taşeron şirketin ve hastane başhekimliğinin baskıları, işten atma tehditleri gelmeye başladı. Baskılara karşı Sağlıkİş Sendikası ise işçileri sahiplenmediği gibi işçileri tehdit etmiştir. Paşabahçe de direniş şimdi 80 li günleri geride bıraktı. Türkan Albayrak: Tek başınada olsa direnişi işim ve onurum için sürdürüyorum. Türkan Albayrak ın günlüğünden notlar: Değişen bir şey yok. Gelen giden oldu Beykoz halkından. Onlarla konuşmak, doğru yolda olduğumu pekiştirdi. Tunceli den Nehir öğretmenden gelen telefon beni hem onurlandırdı, hem utandırdı. Yapılması gereken bir eylemi yaptım ben. Arayan ve gelenler beni övünce utanıyorum. Çok büyük bir şey yapmadım, beni övmeyin. Yapılması gerekeni yaptım. Mektup geldi Tekirdağ F Tipi Hapishanesi nden. Adres: Paşabahçe Devlet Hastanesi Direniş Çadırı Önü BeykozİSTANBUL Erkan Sönmez in yazdığı mektupla birlikte, içinde, usta ressamlar tarafından çizilmiş resmimin olduğu bir çerçeve de göndermişler. Ne kadar üretkensiniz. Ne sabırlısınız. Hayranım sizlere, olanaksızlıklar içindeki yaratıcılığınıza. Şöyle diyor Erkan Sönmez: Cam işçilerini tasfiye ettiler, elli yıllık direniş mahallesinden. Ancak Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinin onurlu saflarını hiçbir zaman tasfiye edemez, unutturamazlar. Paşabahçeli, bir şekilde kendisini ifade eder, hissettirir Başka söze gerek bırakmıyor Erkan. Akşam oldu. Bugün de bitiyor. Daha fazla konuk geliyor Beykoz dan. Sonbaharla birlikte, okulların açılmasıyla döndü Beykozlular. Sahip çıkıyorlar o eskide kalmış görünen direniş mahallesi geleneğiyle Bugün Ayşenur Bahçekapılı yı aradım. Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi olduğunu biliyordum. Değilmiş. Yardımını istedim, durumu anlattım. Sendikadan dolayı işçi atılmazmış; bu konuda yalan söylemeyin dedi. Biraz daha ısrar edince de yargı süreci devam ediyor, onun sonucunu bekleyin dedi. Bu, bizim milletvekilimiz. Bu, İnsan Hakları Komisyonu üyeliği yapmış, başka bir şey söylemiyorum. Canım sıkıldı. Neden aradım ki o nu? Kimi kime şikayet ediyorsun? Suudi Arabistan dan bir işçi arıyor beni; bu direnişin orada çalışan işçilere de moral verdiğini, söylüyor. Daha kapatır kapatmaz Ankara dan arıyor bir işçi, soruyor hiç tanımadığı bana: Yağmur yağıyor, ne yapıyorsun? Seni düşündük işçi arkadaşlar olarak. diyor. Bir milletvekili de, bu sıralarda bana, Ben bir şey yapamam. diyor. Hakkari Devrimci Sağlıkİş yönetimi arıyor, durumumu soruyor. Beni düşünmesi gereken düşünüyor zaten milletvekili, sana gerek yok. Akşam oldu yine herkes evine dönüyor. Ben direniş çadırındayım. Hava soğuk, sıcak bir yerde olmayı herkes gibi ben de istiyorum, ama kimsenin sokakta aç, sefil olmadığı bir dünyada. Daha çok soğuklar olacak, kendimi onlara alıştırıyorum. Fazla giyinmiyorum, gelecek günlere hazırlık olsun diyerek Akşam saatlerinde Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu nun üyesi Beyhan ve Nurcan öğretmen geldi. Onlar da taşeronda çalışan işçilerden farksız sorunlarla hızla köleleşiyor çalışanlar. Buna karşı koymak, birlikte hareket etmek zorunda çalışanlar. Yoksa çocuklarımıza bırakacak bir şey kalmayacak. Yönetenler insanlar arasındaki dayanışmayı yok etmeye çalışsalar da bunda başarılı olamayacaklar. Yaratmaya çalıştığı, yer yer başarılı oldu. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen insanlar, yılanın onları da sokmaya başladığının farkına varacak. Çok geç kalmamalıyız. Biz de yılanın başını çocukken ezmeliyiz.(büyük olduğunu sanmasın) Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi Türkan Albayrak Tuzla tersanelerinde direnişini sürdüren TİBDER Başkan Yardımcısı ve BETESAN işçisi Zeynel Kızılaslan, 50 günü devirdi. Direniş güncesinde Kızılaslan, kavga bitmedi daha yeni başlıyor! diyor. Arabadan inen bir kadın çadıra yöneldi. Eyvah! Dedik. Çadırımız çok dağınık. Hoşgeldiniz diyoruz. Oturup sohbete başlıyoruz. Adı Nurçehre. Bir büroda sekreter olarak çalışıyormuş. Aynı zamanda İFSAD (İstanbul Fotoğraf Sanatçıları Derneği) üyesiymiş. Direnişimizi duymuş, işten çıkıp gelmiş. Ayrıca bize börek yapmış. Birlikte çay içtik. Uzun uzadıya sohbet ettik. Onlar direnişleri fotoğraflıyorlar. Mücadeleye fotoğraf alanından katkı sunuyorlar. Akşama doğru TMMOB a bağlı Makine Mühendisleri Odasından arkadaşlar geldiler. Otobüs çadırın olduğu yere yanaştı. Araçlarından indikten sonra slogan atmaya başladılar. Beraber slogan attık. Sloganlarla tersaneleri inlettik. Hepsiyle tek tek selamlaştık. Hoş geldiniz dedik. Çadıra buyur ettik. Makine Mühendisleri adına bir arkadaş kısa bir konuşma yaptı. Direnişimizi selamladıklarını belirttiler. Sektör haline getirilen ve büyük meblağlarla çıkarılan evraklardan bahsediyor. İnanır mısın üç yevmiye çalışmadan, üç yevmiye kazanmadan evraklara gitti. Ne kadar çalışacağımız da belli değil On gün ya sürer ya sürmez diyor. Ne yapalım ekmek parası diye bitiriyor konuşmasını. Mücadeleden bahsettim ona. Neden herkesin sorunlara karşı direnmesi gerektiğinden de Doğruluyor, taşeronluğun neler getirdiğini anlatıyor bize. Kaç kere ölümden döndüğünü de Çadırı topladık. Attık omuza. Çıkarken Dearsan Tersanesi önünde iki Ukraynalı yla karşılaştık. Bizi görünce el kol işareti yaptılar. Meraklı bakışları vardı. Anlamaya çalışıyorlardı ama biz de dil bilmiyorduk. Bir baretteki orak çekici gösterdik. Onlar da Russia dediler. Ondan sonra Lenin dedik. Marks Engels dedik. İçlerinden biri Troçki dedi. İşte böyle anlaşamadık. En son diğeri anlaşabileceğimiz tek sloganı buldu. NO PASARAN!

6 Peki, bu durum MEB teki kötü niyetli yöneticiler den, bunların kişisel tercihlerinden mi kaynaklanıyor? Örneğin mesela hükümet değişse, MEB değişebilir mi sizce? Hayır, bu Milli Eğitim Bakanlığı nın hükümetler üstü kapitalist yapı ve karakterinden kaynaklanıyor. MEB patrondur, öğretmenin emekgücünü işletir ve sermaye biriktirir. Eğitimde özel sektör adı verilen örgütlü hırsızlık şebekesi ile kolkola, kadrolu öğretmenlerin ücretlerini aşağıya doğru baskılar, kamuda ücretli öğretmenliğin yaygınlaşması işte bu stratejik hedefin fethi içindir. rekabete sokularak KPSS ye mahkûm edildi. Tek biçimli ve kadrolu çalışma ortadan kaldırılarak ücretlivekilsözleşmeli öğretmenlik statüleri yaratıldı, onbinlerce öğretmen özel okul ve dershanelerin rekabet koşullarında güvencesiz çalışma koşulları altında işçileştirildi. Bunların üstüne bir de, son KPSS de ÖSYM de daire başkanı olan M.T. nin, ÖSYM Soru Hazırlama Komisyonu Üyesi olan eşi G.T. nin, KPSS eğitimi de veren bir dershanenin sahibi olduğu ortaya çıktı! Şecaat arzederken merdi kıpti sirkatin söyler Çingenenin merdi kendini överken hırsızlığını söyler, anlamına gelen bu söz, içerisinde bulunduğumuz modern zamanlarda ırkçılık karşıtı bir düzeltme ile şöyle ifade edilse gerektir: Merdi burjuva şecaat arzederken sirkatin söylermiş Kapitalist zamanların hırsızları olan burjuvalar, kendilerini övelim derken emekgücü hırsızlıklarını bir kez daha itiraf ettiler. KPSS skandalının ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çözüm buldum açıklamasında soruşturma uzarsa öğretmen açığını ücretli öğretmenlik alımıyla kapatacağını duyurdu! Sınavlar ertelenip yenilenince bu yılın göstermelik kadro atamaları da ister istemez 2. döneme kaldı. Peki ücretli öğretmenlik nedir? Ücretli öğretmenlik, bireysel bir sözleşmeye imza atarak ücretli görevlendirilen ve okul, ilçe veya il milli eğitim müdürünün sözleşmeyi feshetmesi durumunda işten çıkarılacak, tamamıyla işgüvencesiz bir öğretmen istihdam biçimi. Haftalık 30 saat derse girebilmeleri durumunda ücretlerinden vergi kesildikten sonra yaklaşık aylık 500 TL ya çalıştırılan ücretli köleliğin adı, ücretli öğretmenlik. İşte, KPSS sorunlarının organize biçimde dışarıya sızdırıldığı ve satıldığı açığa çıkınca çözüm diye sunulan bu istihdam biçimidir. Burjuvazinin çözümü, işçi öğretmenlerin sayısının arttırılması. Kapitalist patron olan MEB, işçi olan da ücretli öğretmenler. Bakanlık güya mertçe, çözüm buldum diye kendi kendisine övünürken, aslında emek hırsızlığını itiraf ediyor. Eğitimde özelleştirme, 80 li yıllarda başladı. İlk dershane ve özel okulların açılmasından sonra, giderek bu karlı sermaye biriktirme alanı büyüdü ve genişledi. Bugün derhane ve özel okul piyasası milyon dolarların döndüğü dev bir paralel sektör haline geldi. Özel sektörün genişlediği bu yılların ardından, özellikle 2000 li yıllardan sonra MEB de kapitalist değişime uyum sağlamak için kendince stratejik adımlar atmaya başladı. Bütçe hesaplamalarında eğitime kamudan ayrılan pay yük olarak görülmeye başlandı, bunu aşağıya çekmek için okulların ödenekleri kesildi. Kamuda örgütlü eğitim sendikaları düzeniçileştirildi, muhalefetleri can yakmaz düzeye getirildi. Onbinlerce öğretmen açığı varken atamalar durduruldu, üstüne üstlük fazladan 300 bin öğretmen okullardan mezun edildi, işsiz öğretmenler birbirleriyle Sorular satıldı, son KPSS de iptal edildi. Şimdi ÖSYM yi de yeniden yapılandırıyorlar. Tüm bunların sonunda gelişmeler bizi mert burjuvalar ın karşısına getirdi. Karşımızda öğretmenin, eğitimin onurlu işçilerinin emekgücünü satın alıp pazarlayan bir şebeke var. Burjuvanın merdi, kendini överken hırsızlığını söylermiş. MEB in son ücretli öğretmenlik açıklaması budur. Bu kapitalist sistemin karşısında, açıkça ve (evet karşı yönden, kelimenin gerçek anlamıyla) mertçe, ücretlisiylekadrosuylasözleşmelisidershane öğretmeniyleişsiz ve işçi öğretmenlerin birleşerek söyleyeceği bir çift söz olur elbet. İşte günümüzün kendileriyle övünen emek hırsızlarının korkusu da, saltanatlarının bittiği nokta da o andan sonra başlayacaktır eğitimöğretim yılı KPSS, kopya, ücretli öğretmenlik, kalabalık sınıflar, boyasız badanasız okullar derken 16 milyon öğrenci okula, yaklaşık 700 bin eğitim emekçisi de göreve başladı. Okullar açıldı. Öğretmensiz, sınıfsız, laboratuarsız, bütçesiz Yani yine onlarca sorunla açıldı. Velilere kırtasiye masraflarından okul aidatlarına kadar yüklenen paralar ise EğitimSen in araştırmasına göre 3 bin liradan daha fazla. Asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailenin çocuğunun, bu koşullarda okula gidebilmesi için 6 ay hiç birşey yapmaksızın, sadece tek bir çocuğun okul masraflarını karşılamak için çalışması anlamına gelmektedir. Bu ise sadece okul başlangıcı için. Birileri okul kitaplarını ücretsiz dağıtarak parasız eğitim propagandası yapsa da bunun böyle olmadığı gerçeğini anlatmaya dahi gerek yoktur. 16 milyon öğrenci yeni döneme başladı. Eğitim hakkını dört duvar okul olarak sunan sistemin, gencecik beyinleri, bedenleri sınav sistemi ile uyuşturduğuna, kimliksiz, ilgisiz, duyarsız, ruhsuz, mutsuz insanlara dönüştürdüğüne tanık oluyoruz. Bizzat bu sistemin öğrencileri olarak, herşeyden önce kendimizden biliyoruz bunu. Dört duvar okullarda, öğrencileri bekleyecek birer öğretmen dahi ver(e)meyen bir sistemin çocuklarımıza nasıl gelecek vereceğini yine kendimizden biliyoruz: Diplomalı işsizler! Her yıl daha kötüye giden çürümüş kapitalist eğitim sisteminin, toplumun ihtiyaçları gözetilerek, yeniden yapılandırılması zorunludur. Öğretmensiz tek bir öğrencinin kalmadığı, ırkçıcinsiyetçidinci müfredatın yerini bilimsel değerlerin aldığı, bilgisayarsız tek bir sınıfın kalmadığı, spor salonlarının, müzik odalarının olduğu, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerinin olanaklarının bulunduğu bir eğitim sistemi.

7 Sermayenin işçi katliamları hız kesmiyor ve önümüzdeki dönemde katlanarak devam edecek. Göçük altında cesetleri bile çıkarılmayan, sel sularına kapılıp kaybolan, yanarak, zehirlenerek, parçalanarak katledilen işçi cesetleri üzerinden büyüyor sermaye. Her işçi katliamının ardından burjuvazinin çalışma bakanından valisine, kaymakamından müfettişlerine kadar en yetkili ağızlar soruşturmanın başlatıldığını söyler. Onların soruşturma dedikleri, göstermelik bir iki mahkemede işçi katili patronların aklanmasıdır ancak. Her katliamdan sonra devletin güvenlik kuvvetleri olay yerindedir, katledilen işçilerin yakınları ve arkadaşlarının öfkesini bastırmak için. Bakmayın siz onların hukukun üstünlüğü, demokratik anayasa, demokrasi vs. safsatalarına. Bbunların hepsinin başına fiilen bir burjuva eklerler onlar, hepsi burjuvalar içindir bu özgürlüklerin. Referandum oylamasından sonra anayasa tartışmaları devam ediyor. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek referandum sonrasında anayasa anonsu yaptığını söyleyerek şöyle bir çağrı da bulunmuş: Biz Anayasa siparişi vermiyoruz. Herkesin fikrini söylemesini istiyoruz. Yeni Anayasa diyenlere iki çağrımız var; birincisi usulünü söylesinler. İkincisi, esası yani önerilerini söylesinler. Çünkü Anayasa değişikliği konusunda bahane arayanlara bahane vermek istemiyoruz. Usulleri nedir pek bilmeyiz ama biz işçi ve emekçilerin de aşağıda maddeler halinde sıraladığımız birkaç önerimiz olacak: Taşeron sisteminin yasaklanması İş güvenliği ve işçi sağlığı önlemleri almayan patronların ve devlet görevlilerinin derhal cezalandırılması İşçi katliamlarına neden olan patronların mal varlıklarına el konulması ve tutuklanması 6 saatlik işgünü, insanca yaşayacak ücret Sendikalaşmanın önündeki tüm engellerin kaldırılması Eğitim, sağlık, konut ve kültürel gelişim gibi en insani ihtiyaçların en temel hak olması İşçi ve memurlardan alınan vergilerin kaldırılması, artan oranlı servete göre patronlardan ve tekellerden vergi alınması Öncelikle bütün işçi yoldaşlarıma selam ederim. Bu bozuk düzenden anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki Ben liseyi yeni bitirdim, sınava hazırlanmam gerekiyor ama ailemin maddi durumu kötü olduğu için düşük ücretle ve fazla mesai ile çalışmak zorundayım. Babam bir belediyede çalışıyor ama o da düzenli aylık alamadığı için bana yardımcı olamıyor. Şu an Antalya da bir otelde çalışıyorum, daha doğrusu eziliyorum, sömürülüyorum Mutfak departmanında calışıyorum. O kadar iğrenç iş yapıyorum ki kendimden utanıyorum. Mutfakta temizlik düzenli bir şekilde yapılmıyor ve insan sağlığı yok sayılıyor. 8 saat çalışmamız gerekirken 12 saat çalısıyoruz, bu mesailerle birlikte 15 saati buluyor. Ancak mesailerin ücreti ödenmiyor, ödenmediği gibi mesaiye kalmazsan işten atılma gibi bir durum söz konusu. Çalısanların çoğu da benim gibi ÖSS mağduru olduğu için bütün bunlara katlanmak zorundayız. Bütün bu sıkıntılar yetmezmiş gibi bir de patrona özel yemek yapmamız gerekiyor her akşam. Patron yemeği beğenmezse işten atılma ihtimalin çok yüksek, bu da demek oluyor ki seneye sınava giremeyeceksin. Çünkü yazın para biriktiremedin, dolayısıyla dersaneye gidemeyeceksin. Ayrıca otelde çalışan stajyerler var. Onlar da düşük ücretle çalışmaya mahkum ediliyor. Otel yöneticileri stajyer çalıştırabilmek için büyük çaba sarf ediyorlar. Sizlerin de bildiği gibi stajyerler çok düşük ücretle çalıştırılıyor, tabii mesai de cabası. Aynı kaderi paylaştığım emekçi kardeşlerim artık bu gidişe dur demenin bir vakti gelmedi mi? İş kazalarında ölüme gidenlerin öcünü alma zamanı gelmedi mi? Antalya da otelde çalışan bir işçi öğrenci Önerilerimiz uzar gider ve illaki tüm bunların anayasada güvence altına alınması ve değiştirilemez olması. Bu önerilerimizin burjuvazi için kabul edilebilir olmadığını biliyoruz. Onların anayasalarında bize yer yok. Bizim yapacağımız anayasada da onların yeri olmayacak. Bizim anayasamız yalın, anlaşılabilir bir dille yazılacak. Bizim anayasamız, burjuva sınıfının egemenliğini değil, işçi sınıfının egemenliğini ve özgürlüğünü esas alan bir anayasa olacak. Sosyalist İşçi Demokrasisi Anayasası! Burjuva demokratik anayasadaki 25. maddenin a fıkrasının b bendi gibi tumturaklı sözler, burjuvazinin işçi sınıfını sömürmesini perdeyelecek anlaşılmaz kavramlar olmayacak. Öyle sipariş üzerine hazırlamayacağız anayasamızı. Fabrikalarımızda, mahallelerimizde, kentlerimizde, köylerimizde kısacası yaşamın her alanında tartışacağız bizim olan anayasamızın nasıl olacağını. Hazırlanışından uygulanmasına ve denetlenmesine kadar işçi sınıfının ve emekçilerin iradesi olacak. Ve bütün bunları sosyalist işçi demokrasisi organları olan, burjuvaziye karşı mücadele içerisinde bugünden temellerini atacağımız işçi meclisleri, işçi konseyleri, işçi komiteleri ve işçi milisleri kurarak yapacağız. Adana da Ruh Sağlığı İstasyonu ile Akıncılar İstasyonu arasında 14 Mayıs tan bu yana ücretsiz sefer yapan metro, 27 Eylül Pazartesi gününden itibaren ücretli olacak. Adana da 1999 yılnda başlayan metro inşaatı, henüz tam olarak tamamlanmadan 2010 Mart ayında belediye başkanlığı seçimlerinden önce Aytaç Durak tarafından açılışı yapılmış, ücretsiz olarak da seferlerine başlamıştı. Hiç bir ön hazırlık yapılmadan ve doğru düzgün deneme sürüşleri olmadan insanlar kum torbası olarak kullanılarak hizmete girmişti. Ancak seçimler biter bitmez de tık diye seferler durmuştu. Mayıs ayında tekrar başlayan seferler ücretsiz olarak devam ediyordu. Anlaşılan o ki kum torba görevmiz bitmiş ki seferler paralı hale getirildi. Tabii ki okulların açılmasının da büyük etkisi oldu ücretli hale gelmesinde. Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu ndan verilen bilgiye göre; 27 Eylül Pazartesi gününden itibaren ücret uygulamasına başlanacak Adana Metrosu na binen sivillerden 1 TL, öğrencilerden ise 90 kuruş alınacak. Bu sistemde kum torbalığı biter müşterilik başlar.

8 8 9 Proleter demokrasi konseyler demokrasisidir NÆ N RJHQNXN NÆ N RJHQNXN mümkün olur. Konseyler, proletarya lüğünden farklı olarak azınlığın ço Çok partililik ve parlamento burjuva XÂSÂK JLJRJSQNÀine daha LJSNÆ bir temel PF_FSIÂWIÂÀÂ gibi, temsililik µ_jqqnàn emekçi XÂSÂKQFWÂS siyasal yaæfrf ITÀWZIFS PFYÂQRFQFrÂSÂ PFWFWQFWÂSÂ kendilerinin FQRFQFWÂSÂ önler. olmaktan çıkması, devlet olmayan rüyü sürdürme aracı kılan koşullar doğrudan katılmalarını, kararlarını bağlarından kurtulmuş olarak özgür rı karşısında da asıl gücünü devlet doğrudan araçla ve bastırdığı şey, düzeye çıkar ve hammül edeme yönetme gücü kazandıran kurumları manın koşullarını oluşturmak, onu turan bunlardır. Burjuva demokra dolaysız katılımı ön koşuldur. Önce sel farkını toplumsalkurumsal yapı lumsal yapı netsel görevlerde artan ölçüde yer al uygulamanın güçlü araçlarına da satörlüğüne karşı saldırıları karşısında devlet örgütlen çözümü kolay olmayan sorunların devralınamaz. Bu organların varlığı, kurması ve baskı katılacakları, bulı olmaktan çıkıp olan bu görüşü yıkacağız! dur. özgürlük, toplumsallaşmış ve güçkomünal toplulukların aralarında kurdukları doğrudan ve çok yönlü, nımı ve kavranışı, görev, sorumluluk, de artan sayılarda yer alacakları, doğrudanlaşan yasamayürütmeyargı baren buna uygun olması ve bu yön nın her alan ve düzeyde kuruluşunu olur. yacaklardır.

9 Merhaba arkadaşlar. Ben İsmail. Tünel işçisiyim. Bir işçi olarak her zamanki gibi sorunlarımızdan bahsetmek istiyorum. Genelde hepimizin karşılaştığı sorunlar. Güvencesizlik, örgütsüzlük, uzun çalışma saatleri ve bunlardan hala şikayetçi olmayan, ses çıkarmaktan korkan ya da kişisel çıkarları ön plana atılarak susturulan işçi yığınları. Çalıştığım yerde bunların hepsi mevcut. Çoğu yerde mevcut olduğu gibi. Birşey yapmaktan çok, uzak kalma konusunda direnen işçiler için ne yapmamız gerektiği konusunda bilgilendirilmek üzere bekleyen işçiler de var tabii ki. Beklenerek birşey değişmeyecektir. Onun için bir şey yapmak istedik ama sayıca az ve deneyimsiz olduğumuzdan dolayı pek de başarılı olamadık. Ücretlerin geç verilmesi, işçi sayısının düşürülüp az işçi ile çok iş yaptırma politikaları, kolayca işten çıkarılmalar, çalışma koşullarının zorluğundan dolayı ses çıkarmanın bizim için işten çıkarılma durumuna düşme anlamına gelmesi ve bunun bize verdiği psikolojik rahatsızlıklar, yaptığımız kısa grevin başarısız kalması Sabah 7 de başlayan işe 16 kişi inmedik. İsteklerimizi söyledik. Maaşların zamanında verilmesi, şantiyede 24 saat doktorun bulunması, işe ilk girdiğimizde bize imzalatılan iş güvenlik sisteminin kağıt üzerinde kalmaması ve yerine getirilmesi (iş güvenliğinde her şantiyede 24 saat doktorun hizmet vermesi ve üç vardiya sistemi yani 8 saat çalışma sistemi de var), işçilere verilmeyen malzemenin denetleme sırasında üzerinde bulunmadığından dolayı kesilen para cezalarının kaldırılmasını istedik. Fakat bunlardan sadece malzeme konusunu kazanabildik. Biraz gülünç duruma düştük anlayacağınız. Size işten nasıl bu kadar kolay çıkarılır anlatmak istiyorum. Çalıştığımız yer diz boyu çamur içinde. Sağlıksız, kimyasal maddelerin gelişi güzel çalışılan alana bırakıldığı, işçi güvenliği için işçide bulunması gereken malzemenin eksik olduğu bu şartlar altında çalışma koşulları olan bir ölüm kuyusudur adeta. Tabii ki maden işçileri kadar zor şartlar altında değiliz, ama sömürü her zaman her yerde aynı. Daha işe yeni girmiş Vedat diye bir arkadaşımız, yeni nişanlı daha, düğün parası biriktirmek için Bartın dan kalkıp gelmiş. Daha 3. günündeyken bulunduğumuz bölümde çalışmamız için gerekli olan makinanın halatlarını kepçenin dişlerine takarken şantiye şefinin geldiğini görüyor ve işini yapmaya devam ediyor. Uzun süre çalıştığımızdan dolayı sigara içmeye bile vakit olmadığı için bu zevki çalışırken yapıyoruz. Tıpkı Vedat ın o zevki çalışırken yaptığı gibi. Bu şantiye şefinin dikkatini çekiyor ve aşağılar bir şekilde Lan ne o ağzındaki sigara, bu şekilde mi çalışıyorsun sen? diyor. Vedat da Sigarayla çalıştığım dikkatinizi çekiyor ama eldivensiz, maskesiz, 12 saat çalıştığım hiç dikkatinizi cekmiyor, neden? diyor ve sadece bundan dolayı işten çıkarılıyor. İşçiler bu adamın adını Azrail koymuş. Ben de iş kazasında hayatını kaybetmiş bir gencin kardeşi olarak, güvencesiz ve sendikasız çalışmaya, taşeron sistemindeki kalpazanlığa, ucuz iş gücüne dur demek için daha kaç işçinin sömürülmesine sessiz kalacağız, daha kaç işçinin ölmesini bekliyoruz diye sormak istiyorum. Ve eklemek istiyorum, örgütsüz işçiler ezilmeye mahkumdur. Ben büyük bir markanın mağazalarından birinde kasiyer olarak bıraktık. iş ve işle ilgili şikayet sorularını boş çalışmaktayım. Geçenlerde müdür SGK dan geldiği söylenen bir anket Peki, dedim kendi kendime, o boş formuyla yanımıza geldi. Anket formunda Sendikalı mısınız?, işyerinzardım. Ayrı ayrı konuşulduğunda yerleri doldurabilseydim neler yaden bir şikayetiniz var mı?, aldığınız herkes belli şeylerden şikayetçi ama ücret yeterli mi?, işyeri hakkındaki bir grup olarak bu şikayetleri dile getiremiyoruz. Herkes birbirinden veya görüşleriniz? gibi sorular vardı. Yani SGK bu anketle, işçi memmnuniyetini ölçmek için sürme dahil bir çok bekliyor ama kimse bunu yüksek ses birinden hak bekliyor, anlaşılmayı yaptırımı elinde bulunduran müdürümüzü kullanıyordu. Tahmin edece sağlamak için benim gibi bir çok işçi le söylemiyor. Ücret az ama eve katkı ğiniz üzere müdürümüzün isteğiyle arkadaşım da bu ücrete çalışmak zorunda kalıyoruz. Bunu bildiklerinden kasiyer ve reyon görevlisi olarak hep bekar ve yaşı küçük işçiler alınıyor. Ayrıca ücret az ve yaptığımız iş alabildiğine çok. Kasiyerim ama temizlik, reyon işleri, daha önce çalıştığım başka bir işte bulaşıkları da kasiyerler olarak biz yıkıyorduk ortada kalmış ne kadar iş varsa bize yaptırıyorlar. Sürekli bir emir komuta zinciri var. Senin bir üstün, üstünün de bir üstü böylece uzayıp gidiyor. Patronlar işe alırken müşteriyle kolay diyalog kurabilecek insanları seçiyor. Ama aynı diyaloğu iş arkadaşlarımızla kurmamıza müdahele ediyorlar. Yüzlerimizden bir isteksizlik, bir bıkkınlık aktığı halde aynı işi yapmaya devam ediyoruz. Hepimiz ayrı ayrı işimizden mutsuzken bir araya geldiğimizde mutlu olduğumuzu söylüyoruz. Çünkü aramızda müdüre laf taşıyanlar var. Müdüre laf taşıyarak belirli bir yere gelmeye çalışıyorlar, böylece müdürle aralarını iyi tutuyorlar: Yarım zamanlı çalışanla tam zamanlı çalışan arasında farklar var. Yarım zamanlı çalışanlar genellikle işi geçici olarak düşündüklerinden işyerindeki koşullarla yeterince ilgilenmiyorlar. Zaten her mağazada ayrı koşullarda çalışılıyor. Bu da ortalama 1015 kişinin çalıştığı mağazalarda reyon şefleri, kıdemli, yeni ve eski diye bölünmüşlüklerimize bir yenisini ekliyor. Aslında ben bunları yazmaya başlamıştım, ama hemen kağıdı aldılar ve o sorular boş bırakılacak dediler. Şikayetlerimizi yazmamıza bile tahammülleri yok. Şikayetlerimizi bırakalım çözmek, yazabilmek için bile bir araya gelmemiz şart diye düşünüyorum ve eğer birlikte hareket edersek bir şeylerin değişebileceğine inanıyorum.

10 22 Şubat ta Balıkesir Dursunbey deki kömür madeninde yaşanan grizu patlaması nedeniyle 15 işçi hayatını kaybetti. Haber bültenlerinde böyle geçti. Balyoz darbecilerine yapılan gözaltıların hengamesi arasında hak ettiği ilgiyi görmedi bu haber. Emekli paşaların emniyette geçirdikleri sürede rahat etmelerini sağlamak için sunulan çekyattan, özel sipariş yemeklere kadar bir dizi şeyin haberi arasında kayboldu. Birkaç gün bile olsa paşaların yaşam standardının düşmesi karşısında madencilerin ölmesinin ne kadar değeri olabilirdi ki! Elbette burjuva medya olarak kameralar emniyetadliye arasında dolaşacaktı. İşçi ailelerin gözyaşlarından reyting kapma yarışına da girilebilirdi oysa, ama paşalar olmasaydı. Dramatik yaşam öyküleri sunulur, maden sahibine dönük kişisel suçlamalar yapılır ve birkaç günün sonunda bir dahaki kazaya kadar unutulmaya terkedilirdi. Tıpkı aynı madende 1 Haziran 2006 daki grizu patlamasında ölen 17 işçi de olduğu gibi ya da çok daha yeni 10 Aralık 2009 da Bursa da yaşanan ve 19 işçinin hayatını kaybetmesinde olduğu gibi; çok gerilere gidip 60 yılda ölen 3785 maden işçisini de örnek verebiliriz. İş kazalarını işçi sınıfının bütünü açısından muhasebeye vurursak istatistiklere geçtiği kadarıyla işçi iş kazasında ölmüş, sakat kalanların ise hesabı yok. İş kazalarının, patlamaların nedenlerinin başında aşırı çalıştırma ve sermaye sahibinin aşırı kar hırsıyla güvenlik ekipmanlarını almaması gelmektedir. İşçinin yaşamı karşısında hovardaca davranmaktan çekinmeyenler grizu patlamalarıyla yaşamaya alışmalıyız (Dursunbey deki maden sahibi kapitalist böyle buyurmuştu) diyerek takdiri ilahiye sığınanlar, toplam maaliyeti 300 bin lira civarında olan antigrizu ekipmanları almaktan imtina edebiliyorlar. Çünkü bu onun için, ölü yatırımdır, ona herhangi bir kar getirmez. Oysa canlı emek, işçi öyle değildir, onu çalıştırabildiği oranda asgari geçim standardında bir yaşama mahkum ederek tatlı karlar elde edebilir. İşsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir toplumda, çalışan işçilerin ne koşullardan yakınmaya, ne de güvenlik önlemleri talep etmeye mecalleri vardır. Ne verirsen kabul ederler. Kazalar karşısında da herhangi bir cezai işlem toplumsal baskı oluşmadıkça yapılamayacağının güvencesiyle işçiyi kölelik koşullarında çalıştırabilir, onların kanı üzerinden sermayesini genişletebilirler. Kapitalist üretim biçiminin temeli budur. Marks yukarıda verdiğimiğiz alıntıda 150 yıl öncesinden, o günün kapitalist üretim biçimini tahlil ederken aslında bugünü de tarif etmektedir. Yaralı olarak kurtulan işçi Talat ın çalışma koşullarını anlattığı o kısa alıntıda her şey çok açık ve nettir: İşçiler zehirlenir, patronlar inanmaz (onlar işçidir çünkü, sözlerine inanılmaz), çalışmaya devam denir. Kusanlar bayılanlar olur, çalışmaya devam denir. Bir işçinin görevi kanının son damlasına kadar patrona artıdeğer yaratmaktır çünkü. Bu görev hastalık, yaralanma vs. gibi bahanelerle savsaklanamaz. Sonra ne mi olur? Bağıra bağıra geliyorum diyen grizu gelir ve patlar! İşçiler göçük altında kalır, çoğu ölür. Medya ve devlet erkanı üzüntülü yüz hatlarıyla kaza yerine zuhur ederler. Medya acılı hikayeler toplar; devlet yaralar sarılacak, devletimiz burda, ilk defa mı grizu patlıyor, bu işin kaderinde var bu der. Kazazedelere küçük yardımlar yapılır, tepkiler soğutulur. Savcılar gelip ifade alır, birkaç gözaltı olur, sonra onlar da bırakılır. Dosya tozlu raflarda yerini alır. Akıllarda bir tek kalan üç kuruş uğruna, insani çalışma koşullarının asgarinin asgarisi bile olmayan lüks olarak görüldüğü bu yerlerde çalışıp kazalara kurban giden işçilerin ve kazalarla yaşamaya alışmalıyız diyen kanemici patronun uğursuz sesi kalır. Bu görüntülere alışılmıştır. Onlarca, yüzlerce kez tekrarlanmış olsa da güvenlik önlemleri hiç alınmaz. Sonra adına kaza denir. Nedense bu kazalar gelir ve hep işçileri bulur. Kimi zaman madenlerde, kimi zaman tersanelerde, kimi zaman fabrikalarda. Ölüm hep işçinin payına düşer. Sonra şair sorar ölüm hep bize mi düşer usta? diye Sonra birileri cinayet diye bağırır ama Marks ın tespitindeki gibi amaç kar olduğu zaman adam öldürmenin mubah olması kuralı işler. Adaletin mülkün temeli olduğunu kanıtlamaya çalışan mahkemeler de görevini yerine getirir: Mülk sahibinin beraatine, mülksüzlerin daha çok çalışmasına der. Daha çok, daha çok çalıştırılması istenen mülksüzlerin de saati gelecektir. Saati sürekli geriye almak nafiledir. Mülksüzleştirilenler mülksüzleştirecektir. Tarihin kaçınılmaz ereğidir bu!..

11 Kürt deyince kafalarda tek türden bir insan, türdeş bir toplum canlanır. Kürt halkının mücadelesine sempati duyuyorsa olumlu, Kürt halkına küçümseme, nefret ve horgörü ile bakıyorsa olumsuz anlamda, ama tüm Kürtleri aynılaştıran bir bakış vardır. Oysa her ulus, aslında iki ulustur. Her ulus içerisinde, çıkarları birbiriyle çelişen iki temel sınıf, burjuvazi ve işçi sınıfı vardır. Ha bir de, ikisi arasında yalpalayıp duran, güçlü bir işçi sınıfı hareketi olmadığında burjuvazinin kuyruğuna yapışan orta sınıf vardır. Türk deyince nasıl ki milyonlarca işçi Türk ile azınlıkta olup onları sömüren burjuva Türkler aynı kefeye konulamazsa, bu Kürtler arasında da belirginleşen sınıf ayrımları açısından da böyledir. Kürt ulusu içindeki farklı sınıflar da, uzunca bir süredir ezilen bir ulus olmanın gerektirdiği ulusalcıhalkçı demokratik mücadelede ortaklaştılar, birlikte mücadele ettiler. Ancak Kürdistan da kapitalizmin gelişmesi ve ulusal mücadelenin geldiği noktada sınıf ayrımları ve farklı sınıf tutumları kendini göstermeye başladı. Bir yanda çekirdeğini eski büyük toprak ağalarının, aşiret sahiplerinin oluşturduğu bir Kürt burjuvazisi belirginleşti ve Kürt yoksul emekçilerinin sömürüsü üzerinden palazlanmaya başladı. Kürt burjuvalarından Şah İsmail Bedirhanoğlu, Bölgede feodal üretim ilişkileri kapitalist üretim tarzına dönüşüyor. Burada yeni bir burjuva sınıfı oluşuyor diyor. Diğer yanda ise Türkiye de ve Kürdistan da çalışan Kürt işçileri, yoksulluk ve sefalet içinde olan Kürt kent ve kır yoksulları. Kürt ulusal hareketinin başlangıcındaki küçük burjuva ulusalcıhalkçı demokratik çizgisi, henüz çok cılız olan Kürt burjuvazisi ile işçilerini, kent yoksullarını bir arada tutuyordu. Ancak zamanla bu sınıf ayrımları büyüdü ve tek bir ulusal çizgiye sığmaz hale geldi. Kürt yoksul emekçi halkının demokratik özlemlerini temsil etmeye devam etse de Kürt ulusal hareketi, reformistleşerek Kürt burjuvazisine yakınlaşmaya başlayan bir hatta girdi. Ulusalcı halkçı demokrasi mücadelesi burjuva liberal demokratizmi ile iç içe geçti ve ikincisinin giderek daha fazla hakim olmasına karşın ayrımların da ortadan kalkmadığı bir durum ortaya çıktı. Çünkü Kürt hareketinde Kürt burjuva ve orta sınıfların ideolojiksiyasal etkisi ve egemenliğine karşın hareketin tabanını ve asıl gücünü Kürt yoksul emekçi kitleleri oluşturuyor. Referandum süreci Kürt ulusal hareketindeki sınıf ayrımlarını biraz daha belirginleştirdi. İşbirlikçi Kürt burjuvazisi, Kürt ulusal hareketinden ilk kez farklı bir tutum alıp evet diyerek, kendi işbirlikçi sınıf varlığını ve çıkarlarını ilan etti. Kürt burjuvasının önde gelen ismi Tarkan Kadooğlu, BDP ile fikir ayrılığına ilişkin olarak Bölge hiçbir partinin ipoteği altında değil. Birileri çıkıp evet diyorum derse buna karşı çıkılması doğru değil. Biz STK lar olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değiliz. açıklamasını yaptı. Bu aynı zamanda Kürt ulusal hareketi içindeki Kürt burjuvazisinin ileri karakterinin son kırıntılarını da tümüyle yitirdiği, tamamen gerici bir karakter kazandığının, resmi ifadesiydi. Kürt burjuvazisi bu gerici politik tutumuna denk düşen azami program ını da açıkladı: AB programı! PKK ve BDP ise, referandum sürecinde boykot taktiğini belirlediler ve demokratik özerklik programını açıklayıp, fiilen uygulamaya geçirme mücadelesini başlattılar. Boykot taktiği büyük ölçüde başarılı oldu. Demokratik Toplum Kongresi, yerel belediye özerkliği vb ile demokratik özerklik, halkçı demokratizmin de kimi öğelerini içermekle birlikte, liberal burjuva demokrasisinin bir biçimidir. Nitekim referandum sonrasında, yeni bir Anayasa pazarlıkları çerçevesinde boykot ile evet arasındaki çizgilerin silikleştiği görüldü. Demokratik özerklik programı, Kürt halkının özyönetim özlemlerine hitap etse de onu temsil etmemekte, iki demokrasi biçimi arasındaki ayrım burjuvazinin sınıf egemenliği olarak burjuva demokrasisi içindeki ayrımlar olarak kalmaktadır. Bu ayrım önemsiz olmamakla birlikte, Kürt hareketi içindeki sınıf ayrımları ve çelişkileri de bu ayrıma sığmayacak noktadır. Kürt işçi sınıfı ve emekçileri, fiili demokratik kazanımlarının yukarıdan yürütülecek görüşmelerde büsbütün güdükleştirilmesi, daha da güdükleşerek resmileşebilecek olması, uygulamada daha da kısıtlanacak olması bir yana, demokratik özerkliğin en ileri biçiminin dahi burjuvazinin sınıf egemenliği olarak burjuva demokrasisi olduğunu özdeneyimleriyle görecektir. Kürt burjuvazisinin bağımsız tutumu, aslında Kürt işçi sınıfı ve yoksul emekçilerinden bağımsız ve karşıt tutumudur. Bunun karşılığı, Kürt işçi sınıfı ve yoksul emekçilerinin de Kürt burjuvazisinden bağımsız ve ona karşıt tutum alabilmesi, burjuva demokrasisinin hiçbir biçiminin karşılayamayacağı, kendi bağımsız işçi demokrasisi anlayışlarını ortaya koyabilmeleridir. Kürt sorununda olduğu gibi, demokrasi sorununda da işçi sınıfının ayrımını koyması ve bağımsız tutumunu koyması şu soruyla başlar: Hangi sınıf için hangi sınıfa karşı demokrasi? Sermayeye dayalı bir demokrasi mi yoksa sermaye egemenliğinin kaldırılmasına dayalı bir demokrasi mi?

12 Gezmek, görmek, yeni insanlar tanımak, yeni şeyler öğrenmek ve bunların yanı sıra dinlenmek ve eğlenmek amaçlı yapılan faaliyetler bütünüdür turizm. Aynı zamanda dünyadaki farklı ülke insanlarının da kültür alışverişidir. Çalışma hayatındaki diğer sektörlerle karşılaştırıldığında çok daha eğlenceli ve hareketli bir sektördür. Ancak işin mutfağına girdiğinizde diğer iş alanlarında yaşanan sıkıntıların benzerlerini burda da görmek mümkün. Turizm özel sektör dahilinde bir hizmet alanı olduğundan esnek çalışma saatleri, emek gücünün karşılığının verilmemesi, sigortasız çalıştırılma gibi genel bir takım sorunlara sahiptir; ancak bunların dışında çalışma ortamındaki iletişim daha laubalidir. Özellikle kadın işçiler turizmde vitrin imajı olarak görülmektedir. Yani kadın işçinin görselliği, bilgi becerisinden daha fazla ön plandadır. Bu durum da kendinden istenen her şeye evet deme beklentisi yaratmaktadır. Ben de bu sektörde çalşan bir kadın olarak konu ile ilgili birkaç örnek vermek istiyorum. Devre tatil satışı üzerine çalıştığım bir işyerinde bizlere iki günlük bir eğitim(!) verildi. Bu eğitim elbette satışın yapılması için müşteriyi ikna etmeye yönelik kandırma teknikleriydi. Ve satış sonunda müşteriye 26 yıllık bir üyelik gerektiren, hiçbir yasal yükümlülüğü olmayan bir sözleşme imzalatmamız gerekiyordu. Bu sözleşme imzalandıktan sonra da müşterinin sözleşme maddelerini tekrar inceleyip vazgeçme ihtimaline karşı onunla sohbet edip kafasını meşgul etmek de işimizin bir parçasıydı. Tabii bu iş için özellikle kadın işçiler seçiliyordu. Devre tatil satışı dışında otel rezervasyonu ve uçak bileti satışı üzerine çalışan turizm acentelerinde de çalıştım. Bu acentelerde de benzer sıkıntılar vardı. Örneğin müşterilere görmedigimiz otelleri rezerve etmek zorunda kalıyorduk ve çoğu zaman onlara anlatılanlarla karşılaştıkları durumlar farklı çıkıyordu. Bunun dışında bizim işimiz olmadığı halde çay/kahve servisleri kadın olduğumuz için bizden bekleniyordu. Bu duruma tepki gösteren arkadaşlarımız olsa da durumu kabullenenler çoğunluktaydı. Ayrıca müdür iş görüsmelerinde dahi kadın adaylara erkeklerden farklı davranıyordu. Erkek adaylarla yapılan iş görüşmeleri kısa sürerken kadınlarla yapılan iş görüşmeleri daha uzun sürüyordu. Hatta kadınlara erkeklerden farklı olarak evli misin, erkek arkadaşın var mı? gibi işle alakalı olmayan özel sorular soruyordu ve cinsel tacize varan davranışlarda bulunuyordu. Çoğu kez işe alınma kişinin bu duruma ses çıkarmamasına bağlıydı. Ve iş bulamama korkusu yüzünden çoğu işçi bu gibi durumlara katlanmak durumunda kalıyordu. Elbette kadına yönelik sömürü bunlarla sınırlı değil; ancak bu örnekler bile turizmin de diğer sektörler gibi sömürü sisteminin bir parçası olduğunu gösteriyor. İnsanlığı kendine yabancılaştıran, varlıklarını maddiyat üzerinden anlamlandıran bu sistemi değiştirip dönüştürmenin yolu örgütlü hareket etmekten geçer. 26 Eylül 1999 da Ankara Ulucanlar Cezaevi bir katliam ve direnişe sahne oldu. O gün Ulucanlar da Habip Gül, Ümit Altıntaş, Abuzer Çat, Mahir Emsalsiz, Zafer Kırbıyık, İsmet Kavaklıoğlu, Önder Gençaslan, Halil Türker, Aziz Dönmez ve Ahmet Savran, ON lar, ölümsüzleşti Ulucanlar katliamı, burjuvazinin kendisi açısından iradi biçimde bir dönemi kapatmak için yürüttüğü kapsamlı ve sistemli saldırının işaret fişeği oldu. Hemen arkasından hücre tipi saldırısı geldi. Ulucanlar ve F tiplerine geçiş, Türkiye de de emperyalist kapitalist dönüşüme ayak uydurmaya ve eski birikim koşullarını genişletmeye yönelen sermaye egemenliğinin yeni bir düzleme geçiş yapmak için aşması zorunlu eşiğin ifadesi, onun net iradi karşıdevrimci saldırısıydı. Anlatılan dönemsel uğrak noktası özelliği ile birlikte bugün bizim için Ulucanlar direnişi günceldir. Gerçekleştirilen katliam karşısında görkemli bir direniş de vardır. Ülkemizde can bedeli ile yerleşikleşmiş asgari devrimci direniş geleneğini yeni kuşaklara, genç devrimcilere taşıyabilmiş olması ile örnektir. Ulucanlar her şeyden önemlisi kapanmış bir defter değil, burjuva hukuk çerçevesinde burjuva mahkemelerde falan da değil, örgütlü işçilerin hesabını soracağı bir davadır. Ulucanlar unutulmayacaktır.

13 Haluk un canlandırdığı dizi. Bir de havuç var. Hayalleri cep telefonuyla sınırlı, başka bir şey görmez gözü. Şimdiki bölümlerinde de arabadan başka bir şey görmüyor. Dedik ya bunlar kendi kültürlerini bizlere aşılayarak demokrasisini sürdürür. Bu dizide feodal kültürün kırıntılarını üzerinde barındıran taş fırın erkeği Haluk suçlu çıkıyor her tartışmanın sonunda. Kapitalist kültürü özümseyen Meltem ise hep haklı çıkıyor. Bizim gözümüze gözümüze sokuyor Meltem vasıtasıyla kendi kültürünü. Meltem, istediğini giymek, istediği gibi gezip dolaşmak ister. Burada Meltem in istediği gibi gezip dolaşması, istediğini giymesi üzerinden kapitalizmde kadının özgür olduğunu anlatır bize dizi. Sermayenin emek üzerindeki sömürüsünü perdelemek ister adeta. Oysa bizim kültürümüz ne Haluk un feodal kültürü ne de Meltem in kapitalist kültürüdür. Bizim kültürümüzün özü de yapısı da proleter kültürdür. Çocuklarımızın ufkunun cep telefonuyla, arabayla sınırlı kalmasına izin vermeyip kurtlara yem olmayız biz. Hepimiz suçluyuz Bir gün bir kuzu kırlarda dolaşırken bir kurt başına tebelleş olmuş. Biri başlamış canını kurtarmak için kaçmaya, diğeri de onu yemek için kovalamaya. Bu kovalamaca çobanın kuzuyu kurtarmasıyla sona ermiş. Şimdi bu olaydan bir demokrasi dersi çıkartalım. Kurt çobana sitem etmiş Beni aç bıraktın, kuzuyu yeme özgürlüğümü aldın elimden diye. Kuzu çobana teşekkür etmiş Yaşama özgürlüğümü bana geri kazandırdın diye. Kurdun demokrasisi, ufkundaki özgürlük, kuzuyu rahatça yiyebilmek içindir. Kuzunun demokrasisi kırlarda özgürce yaşayabilmek içindir. Burada kurt patronlarsa yani burjuvaziyse, kuzu da biz işçiler yani proletarya ise burjuvazinin demokrasisi işçileri sonuna kadar istediği gibi (özgürce) sömürebilmek içindir. Proletaryanın demokrasisi hepimize yetecek bu dünyada herkesin istediği gibi (özgürce) yaşayabilmesi içindir. Hani sorarlar ya; para mı, aşk mı, mutluluk mu? diye. İşte bu burjuvazinin demokrasisinde paran yoksa ne aşk var, ne de mutluluk. Bunların demokrasisinde aşk bile parayla alınıp satılır, metaya dönüşür. Ne alacağımızı ne zaman alacağımızı bunlar kararlaştırır. Hatta paramız olmayınca hastane kapısından geri çevriliriz, sağlığımız bile olmaz. Bunların demokrasisi hayatın her alanında kendi kimliğimizi, kültürümüzü unutturur. Burjuva kültürünü kendi kültürünü aşılar. Bunların demokrasi anlayışı kurdun demokrasi anlayışına benzer. Bunların demokrasisi bizleri, yani proletaryayı kanına kadar sömürmek içindir. Bize yakınımızı, komşumuzu, akrabamızı rekabet ortamında düşman ederek üzerimizde egemenliklerini kurarlar, bizi sömürürler. Bunların demokrasisi bizim ürettiklerimizle bizlerin üzerinde egemenlik kurma anlayışıdır. Şşşşt Çocuklar Duymasın Hepimiz aşinayızdır. Bir çocuklar duymasın dizisi vardı. Yeniden yayına başladı. Burjuva kültürünü Meltem in, feodal kültürü taş fırın erkek Havuçun hayallerini cep telefonuyla, arabayla sınırlandıran burjuva demokrasisini tersyüz edip proleter demokrasiyi yaşamaya çalışmadığımız için: Hepimiz suçluyuz. Paramız olmayınca sağlığımızın olmadığı, aşkın parayla alınıp satıldığı burjuva demokrasisinde sermayenin oyununa gelip komşumuzla, akrabamızla bu diktatörlüğe karşı mücadele etmediğimiz için: Hepimiz suçluyuz. Hele hele kadınlar. Hem evde hem de işyerinde iki kez sömürüldüğü halde kapitalizmin ona verdiği bir takım göstermelik haklara kanıp sermayenin emek üzerindeki sömürüsünü perdelemesine izin verdiği için: Hem de iki defa suçlu. Aksi takdirde Ahmet Kaya dinleriz. O zaman penceresiz de kalırız, odamız kireç de tutmaz, o mahur beste çalarken Müjgan la biz ağlaşırız da, günler de geçmez, acılara da tutunuruz, yüreğimiz de kanar. Hepsi bir yana bir çobanın gelip bizi kurtarmasını bekleriz. Annecy 2009 Uluslararası Animasyon Film Festivali nde Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu Ödülü nü alan kısa film, El Empleo İstihdam 2008 yapımı. Kapitalist sistemin bireyin algısında insanları nasıl nesneler haline getirdiğini ve bu aşağı durumun günlük yaşamın bir parçası olarak nasıl benimsediğini anlatırken, kişinin başkasını kullanırken aynı zamanda kendisinin de nasıl olağan bir halde kullanıldığını da gösteren sarsıcı bir film. İnsanların yaşamını sürdürebilmesi için, modern kölelik düzeni olan kapitalizm bireyi hiçleştirerek duygu ve düşüncesi olmayan, kullanılmaya hazır halde bir eşyaya çeviriyor. Tekleştirip yalnızlaştırarak her birini bir kapıya paspas, bir masaya sandalye, bir asansöre ağırlığa çeviriyor. Animasyon filmi, Kafka nın yabancılaşma duygusunu en güçlü biçimde yansıttığı yapıtı olan Dönüşüm ü hatırlatıyor.

14 Bilenler bilir bilmeyenler de bilsin, Üretiyorum, Kapitalizme komple boykot kampanyası başlattı. Birçoklarınızın aklına: Ya siz sanat sepet tayfasısınız, boykot moykot ne karışıyorsunuz politikaya, siyasete gibi bir düşünce gelebilir. Doğrusu bizden hazzetmeyenlerin de bunu bize karşı orada burada kullanabileceğinin, arkamızdan bıdı bıdı edebileceğinin farkındayız ama büyük bir özgüvenle ve sahiplenmeyle bu çağrımızın arkasında durmaya devam ediyoruz Çünkü biz üretmeye başladığımız; yazıp çizdiğimiz, söylediğimiz, çalıp çığırdığımız ilk günden beri Kapitalizme boykot! diyoruz. Sanat yapmaya başlamamızın temelinde bu vardı. Bizi boğan, hiçleştiren, yalnızlaştıran, bulanıklaştıran burjuva kültüre alternatif bir kültür hareketi yaratabilmek. Hayatta kalabilmemiz, yemek yiyebilmemiz, kiramızı ödeyebilmemiz, bazen biraz para biriktirip bir ipod alıp sabahları işe giderken müzik dinleyebilmemiz için günümüzü mesailere boğan kapitalizmi teşhir ve tahriş etmek vardı, kalemi ele aldığımızda kağıda dökülen daha ilk cümlelerde Bir çiçeği koklamaktan, bir kediyi okşamaktan, bir nehir kenarında ayaklarımızı yıkamaktan, sağlığımız için değil, sırf işe gidemeyecek olmaktan korktuğumuz için hasta bile olmaktan alıkoyan kapitalizmi boykot etmek vardı her çizdiğimiz karikatürde aslında. Halimizi anlattık hep ve hayalimizi. Ve evet hayalimiz; anayasanın birkaç maddesinin değiştirilmesine sığmayan hayalimiz. Gelecek talebimiz, hedefimiz, ütopyamız; değil birkaç anayasa değişikliğine bu ülkenin sınırlarına da sığmayan tüm bir dünyayı kucaklayan, adının ne olduğu önemli olmadan, ama varolan adıyla komünizm hayalimiz. Dünyanın bile geri dönüşümsüz yok olmaya başladığı bugünde birkaç maddelik bir referanduma sığmayacak; kimi partilerin, hareketlerin ya da kişilerin evet, hayır ya da boykotuna sığmayacak en acil talebimiz: Sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz ve KPSS siz bir dünya özlemimiz Asla bizi kesmeyecek, dişimizin kovuğuna sığmayan bu birkaç maddelik referandumu çiğneyip geçen; ve evet böbürlenerek de söylüyoruz hiçbir siyasi parti, hareketin göremeyeceği en uzak ufku gören ve talep eden, üretiyorum felsefesi Bir kez daha diyoruz evetcisine de hayırcısına da ve hatta boykotcusuna da: Bırak bu işleri devlet su işleri! Toptan burjuva anayasasına BOYKOT! Komple Kapitalizme BOYKOT! Kürtçe hiphop yapıyorsunuz. Yeni yeni yayılan bir şey bu peki siz bu yolu neden seçtiniz? Serhildan Yaşadığımız bu coğrafyada bir çok halk var, bu zengin kültür mozaiğini doğurur. Bu çok güzel bir şeydir ülkemiz için. Fakat ezilen bir halk da var. Dilsiz bir halk! Yıllarca görünmeyen, yok sayılan Nedenlerini açıklayacak olursam, hiphop un doğuşundan başlamam gerekecek. Hiphop Amerika da yaşayan Afrika ve Latin gençler tarafından hakları ellerinden alındığı, onların da yok sayıldığı bir süreçte gençler tarafından sistemi eleştirmeye, bunu sanat yoluyla popüler alt kültür olan bu müzik tarzı ile dile getirmişlerdir. O dönemde en çabuk yayılan ve genel olarak gençlerin yaptığı bir müzik tarzıdır. Bu müzik kültürü biz Kürt gençlerini de etkilemiştir. Bu yolu seçmemizin nedeni budur. Sadece Kürtlerin sorununu mu dile getiriyorsunuz ve bu temelde yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Pexwas Öncelikli olarak kendi yaşadığımız sorunlar var buna her şeyi katabiliriz. Fakat genel olarak bütün ezilenleri ve ezilenlerin büyük bir kısmı Kürtler olduğu için ve kendi halkımız olduğu için şarkılarımızda kendi halkımıza dönük ağırlıklı yer veriyoruz. Parçalarımızı kardeş iki halk olan Kürtçe ve Türkçe yapıyoruz. Birlikte düet yaptığımız ve farklı dillerde söylediğimiz çalışmalarımız da oluyor. Serhildan Grup arkadaşımın da dile getirdi fakat ek olarak şunları söylemekte fayda görüyorum. Bu işe başladığımız döneme dönecek olursak sadece Kürtlerin sorunuydu bizim uğraşlarımız. Ama hiphop kültürüne yoğunlaştığımızda araştırmalarımız ve tecrübelerimizle gördük ki diğer halkların da sorunları var. Etrafımızda dönen olumsuzlukları ve adaletsizlikleri görmezden gelemezdik ve Türkiye deki bütün kültürleri içeren çalışmalara yoğunluk gösteriyoruz! Şu an grupta kaç kişi var yürüttüğünüz faaliyetler nelerdir? Pexwas Şu an grupta 3 arkadaşız. İsimler şöyle Serhildan, Awaz ve Pexwas. İçinde olduğumuz faaliyetler ise internet üzerinden yayınlamak üzere bir albüm ve bir klip yapıyoruz şu an. Kısa bir süre içerisinde çalışmalarımızı yapacağız. Yakın bir süre içerisinde internetten parçalarımızı ücretsiz indirebilirsiniz. Bandor un hedefinde ne var, amaçladığı yol ne, hangi konulara karşı tavır alacak? Serhildan Tavrımız yukarıda verdiğimiz cevaplardadır aslında. Her zaman olumsuzlukları ve ezilen haksızlığa uğrayan her canlının yanındayız. Henüz yolun başındayız ve her zaman gruptaki her bireyin sürekli araştırma ve gelişme, kendimizi yenileme gibi bir hedefimiz var. Kürt müziği size göre günümüzde hangi aşamada? Serhildan Günümüze göre pek de beklediğimiz yerde değil. Adeta Kürt müzik piyasası bir çarkın içinde diyebiliriz. Bunda şu an tanınan çoğu Kürt sanatçının payı vardır. Birincisi profesyonel bakış açısı yok. Bir diğer büyük yanlış ise albümler oluyor. Şu an müzik firmalarından çıkan albümlerin %70 i düğün müziklerinde oluşuyor. Bunun nedeni ise sadece işin eğlenceye dayalı yönünü insanlara yansıtmaya çalışıyorlar. Buna sanatçı arkadaşlarımız nasıl bakıyor çok merak ediyoruz. Diğer kısmı ise Kürt müziğinden iyice beslenip sonra asıl görevini unutup işin eğlence ve yozlaşma yönü olan bar kültürünü seçiyorlar. Adeta Kürt müziğini köreltiyor diyebiliriz. Bunların nedenini Kürt müzik kültürünün gelişmesini isteyen arkadaşlarımıza soruyoruz. Kürt müzik kültürü çok eskidir ve çok zengindir. Edebi yönden zengin olan Dengbêjî kültürü günümüze kadar gelmiştir. Biz bile yaptığımız çalışmalarımızda Dengbêjî kültüründen besleniyoruz.

15 Hindistan da Hindistan Deniz İşçileri Sendikası üyesi 1000 kişi Mumbai deki UPS binası önünde eylem düzenledi. Norveç te sekiz sendika ortak bir eylem düzenledi. Bir saat süren eylem Oslo UPS terminalinin önünde saat 15:00 te gerçekleştirildi. Finlandiya sendikası AKT ten sendikacılar da UPS i protesto eden bir mektubu şirkete ilettiler. işletmesi önünde bir dayanışma eylemi gerçekleştirdiler. Japonya da çeşitli kentlerden 18 sendika temsilcisi Tokyo daki UPS merkezine giderek bir protesto mektubu ilettiler. Kore de ITF e bağlı ulaştırma işçilerinden 40 kişilik bir grup Seul deki UPS ofisi önünde eylemdeydi. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) nun çağrısıyla tüm dünyadan ulaştırma işçileri, 1 Eylül tarihinde direnen UPS işçileri ile dayanışma eylemleri gerçekleştirdi. Hollanda da UPS in girişi 40 ton kumla kapatıldı. Sendika 2. eylem için hazır olduklarını bildirdi. Belçika da BTB ve SETCA sendikalarından işçiler, UPS in Brüksel deki işletmesinin önünde saat 05:00 ten 10:00 a dek şirketin baş ofis kapısının önünde trafiği yavaşlatarak ellerinde dövizlerle eylem yaptılar. Güney Afrika da Durban da SATAWU üyeleri saat 14:00 ile 16:00 arasında, şirketin en yoğun çalıştığı saatlerde şirket telefonlarını kilitleme eylemi gerçekleştirdiler. Bir sermaye birikim modeli olarak sınıfın haklarının budanması! İsviçre burjuvazisi gerici partileri aracılığı ile işçi sınıfının İşsizlik Sigortası ndaki kazanılmış haklarını budamak için referanduma gitti. Yıllarca İşsizlik Sigortası na ücretlerinden kesilen primleri ödeyen işçilerin hakları, işsiz sayısı artıyor gerekçesiyle kısıtlanmak isteniyor. Bu durum göçmenler açısından daha da düşündürücü, çünkü işsizlikten en çok etkilenen kesimi göçmen işçiler oluşturuyor. Buna karşın kapitalistlerin, işsizlik sigortasına ödemesi gereken primler düşürülmek istenmekte, onlara yarım milyarlık bir hediye sunulmak istenmektedir. Elindeki bütün yönlendirme ve kontrol araçlarını referandumu kendi talepleri doğrultusunda belirlemek için kullanan İsviçre burjuvazisi, kapitalist rekabet edebilirlik oranlarını yükseltebilmek için işçi sınıfının elinde avucunda ne varsa zamana yayılmış bir biçimde alıyor. Buna karşı geliştirilmeye çalışılan tepkiler cılız ve hedefsiz kalıyor. Referandumun sonucunu İsviçreli işçilerin sınıf uyanıklığı, bilinci ve örgütlülüğü belirleyecek. İsviçre de referandum, bir sermaye birikim modeli olarak sınıfın haklarının budanmasına toplumsal onay aranması anlamına geliyor. Kapitalistlerin ödüllendirilmesine, işçilerin cezalandırılmasına hayır! Ukrayna da demiryolu ve inşaat işçileri Kiev deki UPS merkezine bir protesto mektubu bıraktılar. Litvanya dan Ulaştırma ve Kamu Hizmetleri Sendikası LAKRS a üye işçiler UPS i protesto eden bir mektubu ABD ye postaladılar. Estonya daki iki büyük sendika olan ETTA ve EMSA ortak bir eylem düzenleyerek Tallinn deki Türk Büyükelçiliğine protesto mektuplarını ilettiler. Litvanya Ulaştırma İşçileri Federasyonu Türk Büyükelçiliği önünde bir eylem gerçekleştirdi. Bulgaristan daki Ulaştırma Sendikaları Federasyonu Atlanta daki UPS Genel Müdürlüğü ne protesto mektubu yolladı. Avustralya Ulaştırma Sendikaları Federasyonu üyesi işçiler Sydney Havalimanı yakınındaki UPS Fransa da işçiler emeklilik yasasına karşı genel grevdeydi. Greve katılanların sayısı bu kez 3 milyonu buldu. Ülke genelinde başta Fransa Devlet Demiryolları, TOTAL, Fransa Telekom, Fransız Hava yolları bankalar, sanayi kuruluşları, mahkeme çalışanları, öğrenciler, medya, enerji, sağlık sektörü, işçiler ve müze çalışanları grevde, emeklilik yaşını protesto ettiler. Ülke çapında 232 gösteride yüzbinlerce işçi yürüdü. Paris deki yürüyüşe 300 bin kişi katıldı. Eylemcilerin temel isteği, emeklilik yaşını 60 tan 62 ye çıkartan ve prim ödeme sayısını artıran yasanın geri çekilmesiydi. Emeklilik yaşı ile ilgili birbirini izleyen genel grevler, sendikalar ve devrimciler içerisinde çok güçlü olmasa da blokaj eylemlerini de içeren daha büyük daha etkili olacak bir genel grevin örgütlenmesi tartışmasını da başlattı. Mücadele genel grev genel direniş biçimiyle yükseltilmediğinde sonuç alınamayacağı görülüyor. Henüz işçi sınıfı içerisinde güçlenmiş olmasa da bütün hayatı kilitleyen daha etkili grev ve eylemler isteğini artırıyor. Hong Kong da Hong Kong Sendikalar Konfederasyonu üyeleri UPS ofisinin önünde toplandılar. Tayland da ITF e bağlı Tayland sendikaları Bangkok taki UPS Baş Ofisi ninin önünde bir protesto eylemi düzenlediler. Filipinler de havacılık sendikası PALEA ülkedeki ve ABD deki UPS bürolarına protesto mektubu gönderdi. Ürdün deki ITF sendikaları ve Hava Ulaşımı ve Turizm Sendikası Amman daki UPS binasına giderek protesto mektuplarını ulaştırdılar. Fransa daki Türkiyeli göçmen işçilerin Fransız işçi sınıfının mücadelesine uzaklığı ve kopukluğu temel bir sorun. Yoğun olarak bulundukları inşaat sektöründe işçiler arasında 1015 yıl çalışarak birikim yaratma ve daha fazla çalışmama düşüncesi yaygın. 42 yıl çalışma ve sonra emekli olma düşüncelerinde yer almıyor. Sınıf niteliğinin ve sınıf bilincinin gelişmemişliğiyle kısa dönemli beklentilerle hareket ediyorlar. Gerçekleşen bu ikinci genel grev sonrasında Fransa da işçi hareketi yeni bir etaba giriyor. Ya sendikalar ve radikal partiler arasında tartışılmaya başlanan daha büyük çaplı ve blokaj eylemlerini de içeren bir genel grevle hükümete geri attırılacak ya da işçi hareketinin gücüyle hükümetin yıpranmasından yararlanan SP gibi partilerin vaadlerine kanılacak. Genel grevde sokağa çıkanların sayısı sadece gelişen eğilimi değil çözümün yolunu da göstermektedir.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et! ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme Mücadele Et! Boyun Eğme Mücadele Et! Patronlar meslek lisesi öğrencilerini sömürülecek işçi olarak görüyorlar!

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! TEMMUZ 2016 İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! Taşeron işçilere kayıtsız şartsız kadro! Kıdem tazminatıma dokunma! Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ne hayır! TAŞERON İŞÇİLERE KAYITSIZ ŞARTSIZ KADRO! AKP hükümeti

Detaylı

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat

Detaylı

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Aralık 08, 2011-4:57:28 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Büyük Anadolu Otel'de düzenlenen Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Çalışma

Detaylı

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi 24. Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işverenle sendika arasında anlaşma sağlanamaması üzerine Şişecam işçileri 10 fabrikada 5800 işçiyle greve gitme kararı almıştı.

Detaylı

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ın kurum değişikliği ile Ankara Gölbaşı belediye başkan yardıcılığı görevine

Detaylı

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Koç Üniversitesi nde neler oluyor? Koç Üniversitesi nde neler oluyor? 27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler.

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! 1 KAMUNUN DÖNÜŞÜMÜ Kamunun ve kamu hizmetlerinin önceden belirlenmiş ekonomik, toplumsal, siyasal hedefler doğrultusunda; amaç ve işlevleri bakımından yeniden

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Cüneyt Özdemir de halkın, işçilerin, öğrencilerin sorunlarını programına taşıyor ve ayrıcalığını gösteriyor. Teşekkürler Cüneyt Özdemir.

Cüneyt Özdemir de halkın, işçilerin, öğrencilerin sorunlarını programına taşıyor ve ayrıcalığını gösteriyor. Teşekkürler Cüneyt Özdemir. DİRENİŞİN 109. GÜNÜ 26 Ekim 2010 Bugünlerde çok sık misafirim var. Gün uzadıkça gelenler artıyor. İlk defa bir arkeolog ziyaretçim vardı. O da işsizdi. Uzun zamandır gelmek istiyormuş. Nasıl giderim diye

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir

Detaylı

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM!

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM! HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM! Türkiye de kamunun ve kamu hizmetlerinin tasfiyesinde önemli bir yeri olan Ömer Dinçer, 12 Haziran seçimleri ardından Milli Eğitim Bakanı olmasından

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :8. Syf Sayfası :11. Syf Sayfası :4. Syf Sayfası :İnternet Sitesi Meslekdaşlardan Selvitopu na Ziyaret Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi yönetimi, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin

Detaylı

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN Bodrum da, okula giderken trafik kazası sonucu hayatını kaybeden lise öğrencisi Aslı Değirmen in sınıf arkadaşları sırasını çiçeklerle donattı. Bodrum da dün

Detaylı

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması 8 Aralık öğlen saat 12 de Mecidiyeköy de toplanan DİSK yönetimi ve işçiler asgari değil insanca yaşam, asgari ücret, bin dokuz yüz net taleplerini dile

Detaylı

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011 KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011 www.macnamar.com Kale Mah. Kaptanağa Sok. Mecit Turan İş Merk. No: 5/86 Samsun Tel : 362 431 91 61 Fax: 362 431 91 61 1. Araştırmanın Kimliği... 1 1.1. Araştırmanın

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Ocak 05, 2017-4:11:00 Başbakan Binali Yıldırım, Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen metro açılış töreninde yaptığı konuşmada, nüfusu

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 KAMU İSTİHDAM RAPORU (Aralık, 2015) Ø KAMU SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİ SAYISI YÜZDE 3,4! GERİLEDİ. KADROLU İŞÇİ SAYISI İSE YÜZDE 4,6 DÜŞTÜ! Ø BELEDİYELERDE KADROLU İŞÇİ SAYISI

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 LanguageCert AÜ TÖMER B2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen için açıklamalar Sınav süresi : 13 dakika A = Aday G = Gözetmen Birinci Bölüm (3 dakika) KAYIT CİHAZINIZI KONTROL EDİNİZ G: LanguageCert

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM 7 Mart 2018, İstanbul Giriş tarafından hazırlanan ve özet sonuçları kamuoyuna açıklanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği

Detaylı

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ Sağlıkta yapılan dönüģümü değerlendirirken sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik konumlandırılmalar, sınıflararası

Detaylı

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. TESK Otelde gerçekleştirilen toplantıya Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Nisan 14, 2017-7:12:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Sincan ilçesi Lale Meydanı'nda mitinge katılarak vatandaşlara hitap

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. TÜRKÇE 12-13: OKUMA - ANLAMA - YAZMA OKUMA - ANLAMA 1: Rezervasyon Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. Duşlu olması şart. Otel görevlisi: Tek kişilik odamız kalmadı

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oran: Asgari ücret reel olarak 10 yıl öncekinin üçte ikisi düzeyinin alımgücüne indi Tarih : 03.03.2013 Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 2014 yılında Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi ne 354 kadın başvurdu. 101 kadın yüz yüze başvuru yaparken,

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE 10-16 ZAM Milas Belediyesi ile DİSK arasında devam eden toplu iş sözleşmesi sonuçlandı. Buna göre işçilere yüzde 10 ila 16 arasında zam verildi. Milas Belediyesi ile

Detaylı

Destek Personeli Eğitimleri

Destek Personeli Eğitimleri 2.Dönem eczane çalışanlarının Destek Personeli Eğitimleri 28 Aralık 2009 tarihinde başladı 9 Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK 15 Aralık 2009 tarihinde Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.. İstanbul Ecza Koop'la

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler. Alman televizyon kanalı RTL de pazartesi akşamı yayınlanan Ekstra Magazin (Extra-Das RTL-Magazin) adlı program, bir Türk ve bir Alman kadını Türkiye ye tatile gönderdi ve yaşadıklarını başından sonuna

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart! On5yirmi5.com Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart! Üniversitelerin açılmasıyla birlikte geçen hafta İstanbul Polisi, Beyazıt ve Beşiktaş'ta bir dizi korsan fotokopi baskını gerçekleştirildi.

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları Ankete 266 kişi katılmıştır. Katılımcıların genel profillerine bakıldığında kadınların ağırlıkta oldukları görülmektedir. Kadınlar, katılımcıların %67,3

Detaylı

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir. Haziran 25 Medya ve Güven 2013 Tüm hakları gizlidir. Gündem 1. Yöntem Bu araştırma Xsights Araştırma ve Danışmanlık, bu konu hakkında online araştırma yöntemiyle, toplamda 741 kişi ile bir araştırma gerçekleştirmiştir.

Detaylı

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI 16 ŞUBAT 2011 CVK OTEL- İSTANBUL Tarihi günler yaşıyoruz. 10 Şubat-15 Şubat tarihleri arasında

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN DOSYAMADEN [ Deniz Çaba ] fotoğraf [ Turan Gültekin ] Bir maden dosyasından yeraltı notları Dünya madencilik çevreleri, giderek daha fazla Türkiye yi tartışıyor. Biz ise sadece gündemi değiştirmeye yönelik

Detaylı

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde "Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde" 16 Ağustos 2014 Haber Linki: http://www.egemetropolgazetesi.com/haber/kentsel-donusumun-anahtari-kooperatiflerde-17554.html S.S. Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri

Detaylı

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ 02.04.17 Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlarım, Sayın Valim, Milletvekillerim, Büyükşehir Belediyesi Başkanım, İş ve Siyaset Dünyasının,

Detaylı

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi 6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı İşsizlik ve İstihdam Raporu- 2017 15 2017, İstanbul ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı Bir yılda 670 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 872 bine yükseldi İşsizlik

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Anamur CHP İlçe Örgütünü ziyaret ederek ilçe yöneticilerinden

Detaylı

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar. Boyun eğmeyenler bu yana BU DÜZENİ SIFIRLA AKP eliyle sürdürülen gerici diktatörlük Türkiye'nin kaderi değildir. Bu diktatörlük bir kaza veya arızanın sonucu ortaya çıkmış da değildir. Sömürü düzeni kendini

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

Hey Tekstil den direnen kadınlar soruyor: İşçiler burada, Aynur Bektaş nerede?

Hey Tekstil den direnen kadınlar soruyor: İşçiler burada, Aynur Bektaş nerede? Hey Tekstil den direnen kadınlar soruyor: İşçiler burada, Aynur Bektaş nerede? Evli misiniz? Gülcan: Bekarım Çiğdem: Evliyim Hey Tekstil de kaç saat çalışıyordunuz? İş sonrasında neler yapıyorsunuz? G:

Detaylı

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR 2018 yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları ÖNSÖZ 11 I. BÖLÜM / ÜCRET, AGİ, FAZLA MESAİ, TATİL GÜNÜ ÇALIŞMASI

Detaylı

Ev işçileri sendikalaşıyor

Ev işçileri sendikalaşıyor Ev işçileri sendikalaşıyor Ev işçiliği bilindiği üzere, patronların; sigorta primi, yol parası ödemeden, işyeri gideri düşünmeden çoğunlukla da kadın işçileri, iş sürekliliği, garantisi, sigortası, belli

Detaylı

KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL

KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL AK Parti Muğla İl Başkanı Kadem Mete Bodrum da basınla bir araya geldi. 12 Ay Turizm konusu üzerine yoğunlaşan basın toplantısında Mete, yaklaşık 6 milyon

Detaylı

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER... KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER D SK/GENEL- SEND KASI Emekçi kadınların sorunları gün be gün artmaktadır. Kapitalizmin yoğun saldırıları ve ataerkil sistem, kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği derinleştirerek,

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :1-4. Syf Sayfası :4. Syf Sayfası :10. Syf Sayfası :5. Syf Sayfası :11. Syf Sayfası :13. Syf Sayfası :6. Syf Sayfası :İnternet Sitesi Karabağlar modern hizmet binası için gün sayıyor Karabağlar

Detaylı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Şubat 2017 15 Şubat 2017, İstanbul İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı Bir yılda 590 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bine

Detaylı

MEMURUN HAYATI BORÇ ÖDEMEKLE GEÇİYOR! Yazar Editör Pazartesi, 20 Ocak 2014 07:48

MEMURUN HAYATI BORÇ ÖDEMEKLE GEÇİYOR! Yazar Editör Pazartesi, 20 Ocak 2014 07:48 Pazartesi 20 Ocak 2014 07:48 Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi nin yaptığı araştırma kamu görevlilerinin meslek haya tlarını borç ödeyerek geçirdiklerini ortaya koydu Yüzde 97 si borçlu olan memurların 60

Detaylı

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı, AHMET BAHA ÖĞÜTKEN 24.DÖNEM İSTANBUL MİLLETVEKİLİ TEŞKİLAT BAŞKAN YARDIMCISI 1961'de İstanbul, Fatih te doğdu, Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI TOPLUSÖZLEŞMEDE KİM KAZANDI? KİM KAYBETTİ? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI TOPLUSÖZLEŞMEDE KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ? 2014-2015 yıllarını kapsayan toplusözleşme süreci, hükümet ve Memur Sen arasında

Detaylı

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? Toplu İş Sözleşmesi (TİS), çok genel anlamı ile emekçilerin temsilcisi sendika ile işveren temsilcilerinin, ekonomik, özlük ve çalışma koşullarını birlikte belirlemeleridir.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi 1930 yılını başlangıç alırsak son 79 yılda 14 yerel seçim yapıldı. 29 Mart 2009, 14. yerel seçim. 2004 yerel seçimlerinin birincisi olan AKP,

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler Mesleğe Hazırlık Eğitimleri Görev ve Sorumluluklarımız

İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler Mesleğe Hazırlık Eğitimleri Görev ve Sorumluluklarımız İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler SUNUM İÇERİĞİ İSG MEVZUATININ TARİHSEL GELİŞİMİ KİMLER İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI OLABİLİR İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI NASIL OLUNUR UZMANLIK SINIFLARI NEDİR? TEHLİKE SINIFLARI NEDİR?

Detaylı

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE Bodrum da sağlık çalışanları iş bıraktı. Bodrum Devlet Hastanesi önünde buluşan sağlık meslek örgütü temsilcileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik hakları

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Türkiye Đşçi Sendikaları Konfederasyonu KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE Ankara Amaç Türkiye de kayıt dışı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. Ülkede son verilere göre istihdam edilenlerin yüzde

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :1-7. Syf Sayfası :5. Syf Sayfası :7. Syf Sayfası :4. Syf Sayfası :6. Syf Son Dakika KARABAĞLAR BELEDİYE BAŞKANI MUHİTTİN SELVİTOPU: Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, belediye tarafından

Detaylı

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ ANAYASA CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 9 Ocak 2019 saat 13.00 1. a) Demokrasi sandıktan

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ Soru: İşçi sendikasına üye olmanın şartları nelerdir? Cevap: a.15 yaşını doldurmuş olmak b. 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde; bir iş sözleşmesine

Detaylı

BİZ KİMİZ? ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu, Atatürk ü ve ideolojisini daha iyi tanımak ve tanıtmak için 1989 yılında ODTÜ Kültür İşleri Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan bir düşünce topluluğudur. Atatürkçü

Detaylı

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz Kadına yönelik şiddet bir insan hakları sorunudur. Dünyanın hemen hemen her köşesinde karşımıza çıkan bu sorunun temelinde, erkek egemenliğindeki

Detaylı

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli CHP İlçe Örgütü ve Belediye Başkan

Detaylı

Referans Araştırması Formu

Referans Araştırması Formu Referans Araştırması Formu../../... REFERANS ARAŞTIRMASI FORMU Adayın Adı Soyadı Başvurduğu Pozisyon Referansına Başvurulan Kişinin Adı Soyadı Çalıştığı Kuruluş Ünvanı Aday ile ilişki derecesi Adayı tanıdığı

Detaylı

CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı.

CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı. CHP Milletvekili Adaylarını Tanıttı CHP milletvekili adaylarının tanıtıldığı kahvaltılı toplantı Konca Garden tesislerinde yapıldı. Kahvaltıya yerel basının yanı sıra CHP'den milletvekili adayları M. Akif

Detaylı

EğiHm Hedefleri nereden geliyor?

EğiHm Hedefleri nereden geliyor? Önümüzdeki Nisan ayında sını0aki herkes okuma yazmayı öğrenmiş olacak 3 haneli sayılarla çarpma işlemi yapabilecek 3 haneli sayılarla bölme işlemi yapabilecek A4 kağıdın fotokopisini çekebilecek Evin anahtarıyla

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı - 'Büyük haber gazetecinin ayağına gelmezse o büyük haberin ayağına nasıl gider? - Söz ağzınızdan bir kez kaçınca rica minnet yemin nasıl işe yaramaz? - Samimi bir itiraf nasıl harakiri ye dönüştü? - Evren

Detaylı